[]

Muratti Rosso'nun tadı mı bozuldu?

Son haftadır tadı eskisi gibi gelmiyor. Sanki kalitesinde düşüklük var gibi. Bir de koca koca yaprak görüyorum hep. Sizce de tadında bir bozukluk var mı?




 
Onu bilmiyorum da, birkaç aydır marlboro touch mentollünün iyice bozuldu. Tekrar elektronik sigaraya geçeceğim.


  • sorumatik  (24.04.19 22:06:28) 
[]

Toplumsal alanlarda burnunu karıştıranlara tepki veriyor musunuz?

Mesela otobüs gibi yerlerde bile utanmadan burun karıştıran tipler oluyor.
Ben dik dik bakıyorum yüzlerine. Hatta yüzümü buruşturarak da bakıyorum.
En azından ar damarı çok çatlamamış olanlar utanıp yediği haltı bırakabiliyor böyle bakınca.
Böyle durumda siz ne yapıyorsunuz?

 
Uyarıp az kalsın dayak yiyodum


  • photo85  (11.04.19 20:57:04) 
Otobüste,dolmuşta, arabada hiç fark etmez. Mutlaka duyacakları seste biraz daha , biraz daha diyorum. Ayıboğan gibi cüssem olduğu için daha tepki veren olmadı ama kızarıp bozarıp devam ediyorlar :)


  • synax  (11.04.19 21:09:32) 
Ters ters iğrenme bakışı atıyorum. Direkt bir şey demiyorum çünkü insan içinde burnunu karıştıracak görgüsüzlükte insandan her şeyi beklerim.


  • Mossy  (11.04.19 22:43:35) 
hahaha ortaokuldayken otobüste burnumu karıştırırken emekli öğretmen tipli bi kadın laf atmıştı aklıma o geldi..

Ya ben yalan yok burnumu karıştırmayı severim ama toplu taşımada falan pek yapmıyorum sanırım. Bazen burnum çok tıkanıyor kronik rinitim olduğu için ve o zamanlar yapmak zorunda kalıyorum ki yaparsam da göstere göstere yapmıyorum. Yalnız baya eğlenceli bi şey bence burun karıştırmak :D
  • benign neglect  (11.04.19 22:58:00) 
cok da abartmamak lazim. cahil, egitimsiz, antisosyal vs..deyip geciyorum. boyle seyleri dert edinirsek hayat bitmez.


  • mayeskuel  (12.04.19 09:47:05 ~ 09:48:10) 
[]

Ankara'dan Bilecik-Bozüyük'e ulaşım: YHT vs otobüs?

Merhabalar, gününüz güzel geçsin.
Bu hafta sonu Ankara'da olacağım. Pazar günü ise İstanbul'a gelmeden önce Bilecik'te asker arkadaşımı ziyaret edeceğim. Kendisinin çarşı izni 9-17 arası olacak. Bu detayları veriyorum çünkü oraya ulaşım konusunda önem arz ediyor.

Sincan'dan pazar sabahı 9-10 gibi Bozüyük (Bilecik)'te olabilmem için en iyi seçeneğim nedir?

YHT Ankara Gar'dan kalkıyor galiba, Sincan'daki istasyonu açık değilmiş herhalde.

1. YHT'nin sabah 6'daki seferine yetişmem mümkün müdür Sincan'dan Ankara Gar'a gitme konusunda? Minibüsler ne kadar erken sefere başlıyor?
2. İnternetten baktığımda AŞTİ'den Bozüyük 4-6 saat çekiyor otobüsle. Yani otobüse erkenden binsem bile yine bir anlamı kalmıyor gibi.
3. "Bütün bunları boşver, alternatif olarak şu var." diyebileceğiniz bir şey var mı?


Yardımınıza ihtiyacım var.

 
Sincan'dan Ankara Gar'a gitmenize gerek yok, Eryaman'dan binersiniz.


  • babilbaligi  (11.04.19 09:46:58) 
YHT eryamandan kalkıyor. YHT eryaman durağı için taksiye bile binip istayon caddesi üzerinde shell'i geçtikten sonra ilçe emniyetin önünde inince karşıya geçip binebilirsin.


  • 1917  (11.04.19 09:48:43) 
[]

Ezik olma düşüncesini bir türlü yenememek

Ezelden beridir kafamın içinde var olan bir durum bu. Biliyorum, daha önceleri de çok ifade ettim bunu burada ama aşamıyorum bir türlü.

Böyle hissetmek için o kadar çok sebebim var ki... Maddi zayıflık, dış güzelliğin olmayışı, zeka düşüklüğü, beceri eksikliği, bilgi birikimi fakirliği, şanssızlık, özgüvensizlik, mutlak yalnızlık, pasif karakter sahibi olmak, başarısızlık, yapmak istediğin şeyleri yapamamak... Hepsi üst üste biniyor. Etrafıma, arkadaşlarıma, bindiğim otobüsteki kişiye, ofistekilere bakıyorum ve her zaman ama her zaman ezikliğimi, herhangi bir alandaki yetersizliğimi sonuna kadar hissediyorum. Kendimde zerre kadar beğendiğim bir özellik yok, tutunacak bir dalım, "Bu konuda iyiyim" diyebileceğim hiçbir şey yok.

Küçüklüğümden bu yana her şekilde de ince bir alayla, bıyık altından gülmelerle, "Ya şöyle dik dur, ezik duruyorsun" denilen tavsiyelerle, özünde iyi niyet olan ama tam tersine bendeki eziklik/yetersizlik değirmenime su taşıyan olaylarla hep yıprandım.

Etrafımdaki tanıdığım ya da tanımadığım erkeklere baka baka üzülüp duruyor, onların yanında kendimi her yönüyle düşük profilde yaratılmış bir insan olarak görüyorum. Metrobüste güzel giyinmiş hemcinsimi görünce de üzülüyorum kendime, en yakın arkadaşıma bakarken de.

Bu hissiyatın üstesinden nasıl geleceğimi hiç bilmiyorum.

Hayatında böyle dönemler yaşamış olup da atlatan var mı?
Ölene kadar böyle gidecekmiş gibi hissediyorum.

 
(bkz: psikoterapi)
Tum bu anlattiklarin seninle alakali degil, cozumu de var, gercekten. Uzman destegi alin. Pahali, ise yaramaz edebiyati da yapmayin, iyi bir uzman bulun ve gidin.

  • veritaslibertas  (25.03.19 21:33:56) 
doğru psikologa.


  • candide  (25.03.19 21:35:04) 
şu kitapları oku.

hayatı yeniden keşfedin
iyi hissetmek.

şunu da bir araştır. şema terapi.

bir de youtube'a arzu erkan yüce ve alp karaosmanoğlu yaz programları dinle. kesin yap bunu ama.
  • tute  (25.03.19 21:49:44) 
biçok nedeni olabilir. gizli mükemmeliyetçilik, çocukluk travmaları, ebeveynlerin yetiştirme biçimi vs. v.s bir uzmanla görüşüp çözmek varken niye mutsuz olmayı seçiyosunuz onu anlamıyorum ben.çok fazla insanın yaşadığı ve profesyonel destekle çözülebilen sorunlar bunlar. eğer destek almama konusunda ısrarcıysanız melankolik bi tip olabilirsiniz, belki böyle bi karaktere bürünmekten zevk alıyorsunuz.


  • lampetia  (25.03.19 22:07:02) 
bence bir spor dali sec ve kendi kendine o dalda uzmanlas. hem duzenli spor seni mutlu edecek, durusunu falan duzeltecek, hem de arada yarismalara katilip 1-2 ufak basari da seni iyi hissettirecek.

mesela : yuzme, kurek, yelken, boks gibi bireysel sporlar..
  • wagner love  (25.03.19 22:22:23) 
tute +1


  • xvyz  (25.03.19 23:05:10) 
zekan kesinlikle dusuk degil. cok fazla dusunuyorsunuz bayim. dusunmeyin demeyecegim cunku bunu yapabilen insan daha anasinin karnindan dogmadi.

dusuncelerinizi ciddiye almayin. dusunceleriniz siz degilsiniz. mesela, kendinizi topraga bagli bir agac gibi; kafanizdaki dusunceleri de gelip gecen bulutlar gibi dusunun. sen sensin. dusuncelerin de sen degil. onlari kisisel alma. gelip gecerler. takma yani.
  • Leonardo~Da~Vinci  (25.03.19 23:38:25 ~ 23:39:23) 
insan dediğin düşünceden ibarettir. gerisi et, kemik, sinir.

yani leonardo +1
  • ucurulmamak umidiyle  (25.03.19 23:40:49) 
Kendini bu derece iyi ifade edebiliyorsan eminim ki sorunların üstesinden de gelebilirsin. Seni kutluyorum. Bence sen de bu konuda kendini kutlamalısın. Bunun dışında sana mesaj attım. Ne zaman istersen dönüş yapabilirsin. Samimiyetle elimden geleni yapacağımdan şüphen olmaması dileğiyle.


  • koparnickkk  (26.03.19 00:32:51 ~ 00:33:44) 
yazılması gerekenler yazılmış. ben son cümlene cevap vereyim. merak etme ömür boyu sürmez. derdinin ve hayatın farkında birisin belli ki. kişisel gelişimini sürdürmeye bak. hayata bakışın zamanla değişir. bir de çevrendeki insanları gözünde yüceltip, kendini fazla gömdüğünün farkına var.


  • dogushowbiz  (26.03.19 01:30:47) 
Hiç bir konuda iyi değilim diyorsun ama yazım yeteneğin var bence. Bunun üstüne gitsene.
Puşkin de ezikti. Ama puşkin oldu.

  • kaptan maydanoz  (26.03.19 10:33:43) 
yazmak, konuşmak ve spor iyi gelecektir. derinlerde kalıcı bir yara varsa, biz genelde onun üstünü örtüyoruz savunma mekanizması ile, terapide ise ortaya çıkartıyorlar. savunma mekanizması herkeste farklı etkiler doğurabiliyor. bu da yaşam kalitemizi düşürüyor. bakış açımızı perdeliyor. ben de terapi almayı düşünüyorum açıkçası. düşünce sistemimiz çok fazla manipülasyona maruz kalıyor filmler, kitaplar, sosyal medyadaki müdahaleler ile. sağlıklı düşünmeyi, düşünceleri yorumlamayı öğrenmek lazım.


  • hasmetizm 2046  (26.03.19 10:51:10) 
Fizik yapinla ugras, erken kalk, sinav mekik barfix ...
Bunlar ucretsiz...sinirlari zorla. Bol Yumurta tuket ucuz. Hep derim duzgun fizikle, eski bir kot bir tisort bile adama yeter.

  • tunaktunaktun  (27.03.19 01:11:40) 
[]

Gümrük firmasında ihracatçı olan var mı aramızda?

İyi akşamlar.

Sorum biraz dar olacaktır, farkındayım ama şansımı denemek istiyorum.

Çalıştığım ofis hem gümrük, hem de komisyoncu lojistik firması. Ben lojistik kısmındayım. Ofiste gümrük kısmında ise tek bir ihracatçı var, diğerleri ithalatçı. Ofisteki büyük patron (benim patronun babası) benim ihracat öğrenmemi, ihracatçının olmadığı herhangi aksi bir durumda olaya hemen müdahale edebilmemi istiyor. İhracatçı da bana bir şeyler öğretiyor zaten ama kendi işimin yoğunluğu yetiyor zaten. Her dakika onun masasına gidemiyorum. Şimdi iyi kötü beyanname yazabiliyorum ama hala tescil vs alamıyorum. Adam her gün "Öğrendin mi ihracatı?" diye soruyor.

İşte sorum da burada başlıyor. İhracat ile ilgili gümrük mevzularını, tüm süreci öğrenmek istiyorum. Bununla ilgili bana notunuz varsa verebilir misiniz ya da güncel kaynak önerir misiniz?

Bu arada Evrim kullanıyoruz.

 
mesaj attım :)


  • xdenizx  (27.02.19 10:29:23) 
[]

Büyük yapıların kullanım ömrü dolunca ne oluyor?

Mesela Boğaziçi Köprüsü'nün (tüm yenilemelere rağmen) ömrünü tamamladığını farz edelim. Bu durumda ne olacak? Planlı şekilde yıkılıp yenisi mi yapılır yoksa bu yenilemeler ömrünü zaten her defasında uzatıyor mu?




 
boğaziçi köprüsü sonsuza dek yaşayacak. çünkü bakıma girdiğinde eskiyen parçalar değiştirilir. sonsuza kadar çalışan şeyler yapılabilir. her şeyin bir kullanım ömrü olmak zorunda değil.


  • bohr atom modeli  (04.02.19 22:21:09) 
İnşaat teknikleri dramatik bir değişiklik göstermediği sürece nispeten modern yöntemlerle yapılmış bir köprüyü düzenli bakımla sonsuza dek ayakta tutabilirsiniz.

Ama, atıyorum, 100 sene sonra çok acayip bir teknoloji gelişir, maliyet hesapları falan yapılır, köprüyü yıkıp sıfırdan yeni teknoloji ile yapmak daha mantıklı gelir, o zaman yıkabilirler.

Şurada bir video var: www.dailymotion.com

Tabii bu köprü çok küçük ve muhtemelen de eski. Boğaziçi köprüsünü dinamitle patlatıp boğazın serin sularına yollamayacaklardır herhalde. Çılgınlık olur bu. Parça parça sökülecektir.
  • amortisman  (04.02.19 22:49:38) 
ömrünü tamamlamak derken ne kastedildiğine göre değişir. 1500 yıllık Ayasofya hala ayakta ve aktif kullanılıyor örneğin.

Boğaziçi köprüsü dönemin şartları göz önüne alınarak vizyonsuz şekilde inşa edilmiş. Yine de tamamen yıkıp yenisini yapmak çok daha maliyetli olacaktır.

not: üzerinden araç geçmeyen ve parası ödenen köprüleri yıkıp devlet eliyle yeniden yapmak daha ucuza gelebilir o ayrı mesele.
  • angelofdeath  (04.02.19 22:53:43) 
[]

Android Oreo kullananlar bir şeyi kontrol edebilir mi?

Mutlu pazarlar.
Android Lollipop ve Nougat'da hangi müzik çalardan şarkı dinlersem dinleyeyim kilit ekranında tam ekran kontrol + albüm kapak resmi de duvar kağıdı gibi olurdu. Şimdi, Huawei P Smart (Android Oreo sürümlü) kullanıyorum. Ama hangi müzik çalardan şarkı dinlersem dinleyeyim kilit ekranında bir şey çıkmıyor.

Eğer Android Oreo'lu bir telefon kullanıyorsanız bir şarkı açıp kilit ekranında kontrol düğmeleri ve albüm kapak resmi çıkıp çıkmadığını kontrol edebilir misiniz lütfen?

Şimdiden teşekkür ederim.

 
Albüm kapağı yok ancak ileri geri pause falan var. Oreo 8.0 xz1 telefon.


  • bos gezenin bos ustasi  (27.01.19 16:50:50) 
android pie için de merak edersen, spotifyda müzik açınca albüm kapağı arkaplan resmi oluyor kilit ekranında.
telefon oneplus 5t

  • nahtoderfahrung  (27.01.19 16:56:41 ~ 16:57:00) 
Sorumu tekrar okuyunca tam net olmadığımı fark ettim. Telefonumun kendi müzik çalarında sıkıntı yok. Başka müizk çalar kullanıyorum ama bu müzik çaların yalnızca kendi kilit sistemini aktif edince albüm kapağı görünüyor. O da bk gibi. Eskiden müzik çalardan bağımsız tam ekran oluyordu her şey.


  • m e b  (27.01.19 17:07:14) 
[]

İstanbullulara/İstanbul'da yaşayanlara basit bir soru

Selamlar.
İstanbul'un 39 ilçesinin neler olduğunu ezbere biliyor musunuz?
Uzun senelerdir İstanbul'da yaşayıp da hala Eminönü, Dudullu veya Cevizlibağ gibi merkezi yerleri ilçe sananları ya da görece ismi pek de popüler olmayan yerleri (Sancaktepe, Sultangazi vs) "Hangi ilçeye bağlı?" diye soranları da görünce epey şaşırıyorum.

Sizde durum nedir?

Not: İstanbul'da sadece sınırlı süre için gelenler elbette bilmek zorunda değil.

 
Tum ilçeleri bilmiyorum. Ölene kadar da ogrenmis olmam muhtemelen.

Eminonu ilce degil de ne ki?
  • stavro  (04.01.19 20:18:08) 
He fatih ile karsitridim pardon. Fatih'e baglanmisti onu biliyordum:)


  • stavro  (04.01.19 20:18:39) 
Dudullu neresi hicbir fikrim yok ornegin. Hic gitmedigim yerleri bilmiyorum.

Ornegin insanlar Mecidiyekoy diye bir mahalle oldugunu bilmiyor. Ne zaman orada yasadigimi soylesem muhakkak beni ya Gulbag'da ya da Kustepe'de yasiyor saniyorlardi. Ancak ben ikisinde de degil, bildigin M.koy mahallesinde yasiyordum. Ki M.koy oldukca sehir merkezi, Dudullu, Cevizlibag'i falan bilmemeleri normal.
  • Traveller  (04.01.19 20:19:45 ~ 20:24:36) 
Vakti zamanında anketçilik yapmıştım, ilçe mahalle ayrımları önemliydi. Orda öğrendim. Ama mecbur kalmasam ben de bilmezdim. Eminönü diye bir ilçe olmadığını, daha yakın denilebilecek bi zamanda Fatih'e bağlandığını öğrendiğimde baya şaşırmıştım mesela.


  • windows95  (04.01.19 20:20:42) 
Saymadım ama muhtemelen biliyorum hepsini, arkadşalarla 4 - 5 ayda bir raylı ulaşım ağ haritasına bakma ritüelimiz vardı :) Cevizlibağ, Mecidiyeköy, Moda gibi yerleri ilçe sananları gördükçe garipsiyorum fazlasıyla. Popüler olmayanları nereye bağlı diyenelri fazla garipsemiyorum, bilinmiyor yani sonuçta kabul edilebilir böyle bir soru oralar için.


  • apdulera  (04.01.19 20:21:29) 
hepsini biliyorum, sadece 1-2 semti ilçe miydi acaba diye karıştırıyorum bazen ama.


  • candide  (04.01.19 20:22:58) 
Kocaman şehir ne gerek var bilmeye. Bir de zırt pırt değişebiliyor bunlar. Sultançifliği vardı önceden Gaziosmanpaşaya bağlıydı sonra ayrı ilçe yaptılar Sultangazi diye.
Bir de genelde bir yakada oturanlar öbür yakayı çok bilmez ki gayet normal, elimizin altında internet var haritalar var ne işe yarıyor ki o kadar bilmek.

  • senolll  (04.01.19 20:23:35) 
ezbere sayamam ama hangisinin semt hangisinin ilçe olduğunu bilirim. bir yakada olup öteki yaka hakkında fikri olmayanlar bana da garip geliyor. bakırköy'de yaşayan adamı elinden telefonunu alıp kadıköy'e bıraksan kaybolacak neredeyse. insanın işi düşer, gezmeye falan gider en kötü ihtimalle. bunlarda o yok.


  • zgrydn  (04.01.19 20:32:21) 
hepsini bir cirpida sayamam ama ilce, semt ayrimini biliyorum. sancaktepe'nin ilce, esentepe'nin semt oldugunu biliyorum


  • exlibris  (04.01.19 20:51:02) 
yıllardır istanbul'da yaşıyorum. merkezi yerler hariç gerisini bilmiyorum. bilmekte istemiyorum. esenyurt'u bilsem ne olur bilmesem ne olur.


  • scudman1  (04.01.19 20:53:32) 
Bagcilarda calisana kadar cogunu bilmiyordum, artik ogrendim. Hatta cadde cadde ilceyi ayirabiliyorum.
Ev bakarken ogrendim.hepsini

  • acemi  (04.01.19 21:26:54) 
izmirde yaşayan, istanbul'a birkaç kez giden biri olarak ben tüm ilçelerini biliyorum mesela çünkü illerin ilçeleri falan hobim. Seçimlerden sonra ilçe ilçe sonuçlara bakmayı da severim. Ama istanbuldaki onlarca semti istanbullular nasıl akıllarında tutuyorlar her zaman şaşırıyorum. Ayrıca ilçelerle semtlerin karıştırılmasına ben de uyuzum


  • nundu  (05.01.19 00:40:54) 
[]

Mecidiyeköy'den Hasdal Kışlası?

Mecidiyeköy'den oraya nasıl ulaşabilirim?
Mecidiyeköy'den 48H'ye binebiliyorum galiba ama ineceğim durak (Trafi uygulamasına göre Girne Caddesi durağı) o kışlanın yakınında mı yoksa epey yürüme payı var mı?



 
48F ile gidebilirsiniz. "Mecidiyeköy Metrobüs" durağının Edirne yönünde bekleyin, Hasdal durağında inersiniz. Yalnız 48F çok sık kalkan bir hat değil buradan saatlerini de bir kontrol edin derim. www.iett.istanbul


  • diskopat  (30.12.18 20:43:04) 
[]

Bir kadın eşinin kendisiyle aldattığı kadını şikayet etmek isterse?

Soru çarpık oldu, Farkındayım.
Tanıdık bir kadın var ve aldatılıyor, hem de bir hayat kadınıyla. Bu hayat kadının oturma izni yok ama aldatan koca kendisine ev tutmuş.
Bilgiler bunlar.


Kadın üç küçük çocuk sahibi. Boşanmak seçenek dışı.
Tek sanrısı ve çare olarak gördüğü şey şu ki bu yabancı hayat kadını şikayet edilip sınır dışı edilirse sorun çözülecek.

Polise gidip ne yapmalı bu kadın?

 
Adresini biliyorsa ve calisiyor diyorsunuz yabancı şubeye şikayet edip sınır dışı edilmesini sağlayabilir.

Polis değilim.
  • brnbrs  (27.12.18 19:42:00) 
yabancı kadının oturma izninin olmadığına eminseniz eğer ihbarınız ciddiye alınması bakımından cimer veya bimer e şikayet edebilirsiniz. evet bir üstte yazıldığı gibi yabancılar şubeye de şikayet edebilirsiniz ama iş yoğunluğundan ve önemsiz bir vakaa sayılabileceğinden arkalara atılabilir şikayetiniz.

zaten o yabancı uyruklu kadın bir şekilde gümrükten kaçak yollarla gelmeyi kafasına koyarsa yine de girer, bu da ek olarak bilinsin.
  • tekil3.şahıs  (27.12.18 19:51:03) 
Allah kadına önce akıl fikir versin, sonra kocasının bir tarafını kessin ki hastalık bulaşmasın. Altın Mimir'e ulaşsın belki yardımcı olur.


  • geçerkenugradım  (27.12.18 20:05:41) 
oturum izni dolduysa derdest edilip sınır dışı edilmez. para cezası ödüyorlar. kaldı ki öyle bir şey olsa bile başkasını bulur o adam. gerçekten sanrı görüyor kadıncağız.


  • prasinos  (27.12.18 20:50:44) 
polis ciddiye bile almaz. bakın son iki haftadır çıkan haberlere, milyon kez koruma kararı istemiş, uzaklaştırma kararı istemiş kadını bile koruyaman polis bu kadının yuvasını kurtarmak için hayat kadınıyla mı uğraşacak? adamın sırtına vurup yürü be koçum demezlerse mutlu olsun arkadaşınız.

ben kadının neden ayrılamadığını az çok tahmin ediyorum ama kadını şikayet ederse şiddette girer işin içine, tabi şu ana kadar yoksa...yapmasın bunu kendisine ve çocuklarına...sizlerde arkadaşları olarak destek olmak istiyorsanız bu soru yerine nerelere başvursun sosyal yardım için, nasıl avukat bulabilir falan diye sorun. lütfen ya...
  • Phoebe  (28.12.18 12:44:17 ~ 12:45:13) 
Sırf çocuk var diye boşanmak seçenek dışı nasıl bir kafa yahu? Ne idüğü belirsiz kadınlarla birlikte olup çocuğun yaşadığı eve gelen leş bir herif var! arkadaşına söyle de kendinden önce çocuğunu düşünsün. Kemdisi eşten önce ebeveyn ortada çocuk varken onursuzluk yapıp, sırf evli kalmak için bu tarz iğrençlikleri hasır altı etmek bir anne ve kadına yakışmıyor. Plus, o kadın gitse ne olur adam tövbe edip ebedi sadakate mi bürünecek? Hikaye bayağı fantastikmiş.


  • Dylan Murphy  (28.12.18 12:45:35) 
O kadın sınır dışı edilse bu sefer başka kadınlarla buluşur adam.
Kadın kendi ayakları üzerinde durmaya ve çocuklarıyla bir hayat kurmaya baksın. En kalıcı çözüm bu olur.

  • chitosan  (28.12.18 13:02:58) 
Sınırdışı etmek gerçekten çözüm mü? Adam kadını ev açacak kadar önemsiyor belliki. Diyelimki kadın sınırdışı edildi, kadının muhtemelen geleceği ülkelere vize filan da yok, adam gider parayı yollarda, orada burada yer. Var zannettiğin koca buhar olup gider.

Bence burada en büyük etken ekonomik bağımsızlık, kadının parası olsa, kendi kendine yetse bunu uzatmak istemezdi zannediyorum. Onun için bence kafayı nasıl maddi anlamda bağımsız olurum, ben çalışırken çocuklarıma bakmada annem babam kayınvalidem neyse artık bana kim yardımcı olur, bunları düşünmek.
  • aks-i endaz  (28.12.18 13:05:19) 
Edit: Zina suç değil maalesef! arkadaşınızın yapacağı en mantıklı şey, konuyu hiç bilmiyormuş gibi davranıp aldatıldığıa dair delil toplamak. Msjlaşmalar olur ve adamın diğer kadınla beraber çekilmiş fotoğrafları ( bu konuda arkadaşları olarak sizin adamı takip edip foto vs çekmeniz daha mantıklı) bunlarla maddi manevi tazminat + nafakalı boşanma davası açacak elinde böyle deliller olursa güzel bir nafaka + tazminat alacaktır süründürsün şerefsizi!


  • Dylan Murphy  (28.12.18 13:07:01) 
[]

Topkule Kışlası telefon numarasını bilen var mı?

Mümkün değil hiçbir yerde bulamıyorum.
İstanbul-Esenler'deki kışladan bahsediyorum. Oranın numarasını bilen var mı?



 
şu değil mi:
www.bulurum.com

  • gkhncnzdgn  (13.12.18 23:01:39) 
@gkhncnzdgn: ben de onu bulmuştum ama numaralar ya kullanılmıyor ya da asla bakan olmuyor.


  • m e b  (14.12.18 15:02:57) 
[]

Askerlik yeri için adres sorgulama yapılamıyor mu? (2 soru)

Bir adres var ama bir türlü bulunamıyor. Adı ve yeri değişmiş ve internette de kafa karışıklığı yaşıyor herkes.

"47'NCİ KOMD.TUG. KH. VE KH.BL./İSTANBUL Zeytinburnu." yazıyor ama burası Esenler'deymiş. Kimileri başka yerler söylüyor, telefon numarası var kullanılmamaktaymış. Kimisi 47. Motorize diyor, kimi 47. Mekanize, kimileri ise 66. Mekanize diyor. Buranın kesin adresi yok mudur? Nereden öğreneceğiz?


Bir de Metris/Hasdal kışlası olduğunu farz edersek, AHL'den nasıl gidilebilir?

 
Metris hasdal değil. Topkule kışlası. Bağcılarda. Googlea yazınca çıkıyor. Oruçreis mahallesi mi ne


  • glamdr1ng  (02.12.18 15:34:47) 
@glamdr1ng: İşte herkes farklı bir şeyler söylüyor. Kesin yanıt almak imkansız gibi. Google'a sorunca elbette cevap var ama doğrusu hangisi? Asker, nereye gideceğini bilemiyor 5'inde teslim olmak zorunda olmasına rağmen.


  • m e b  (02.12.18 15:40:52) 
Ben askeriyeyi aradım. Bana böyle dediler. Bilemiyorum gerisini. Buraya git. Başka bi yerse oradan götürürler askeriyenin arabasıyla.


  • glamdr1ng  (02.12.18 15:52:20) 
Ona yakin bir yerin telefonunu bul, santraline dus.
Sonra cikan elemana bu birligin santraline baglamasini rica et, kim oldugunu ne icin aradigini da soyle tabi.

Adam baglayinca cikan elemana adresi sor, tabi ona da niye sordugunu soyle yoksa sallamazlar.
  • acemi  (02.12.18 18:03:12) 
[]

Hayatın tadını çıkardığınızı düşünüyor musunuz?

Genel anlamda soruyorum, yoksa tabii ki olumsuzluklar da yaşıyor her insan.
Ben Türkiye'yi adım adım gez(eme)diğimi düşünerek hayal kurarak biraz üzüleceğim ve uykuya dalıp sabah 6'da kalkıp işe gideceğim. Tikleri sabaha bırakacağım.

İyi geceler, hep mutlu olun.

 
Hayır. Tam tersini düşünüyorum hatta. Gerçekten ya asla tadı olmayan bir hayatım var ya da ben hayattan tat almayı bilmiyorum.


  • ms brownstone  (27.11.18 23:47:10) 
Kesinlikle hayir ama nedeni Turkiye'de yasiyor olmam. Kendimle alakali degil.

Ornegin sevgilimle dans etmeye gitmek istiyoruz, mekanlar teker teker kapaniyor. Kalan yerlerde bir aksam 200 lira harcamak zorunda kaliyoruz. En yakinda Bulgaristan'da bile kimse sevgiline sana laf atmadan, 3 euroya harika ickiler icip eglenebiliyoruz.

ABD'de calisirken calisma saatlerim simdikinin yarisi kadardi ve daha fazla para kazaniyordum. Zamanim da param da daha fazlaydi. Hiking yapmaya baslamistim, sabahlari yuruyuse cikiyordum cunku zamanim vardi!

Etrafimda ne orman ne de park kaldi. Her yer apartman oldu! Zamanim olsa otobuse sonra metrobuse binip en yakindaki parka gidebiliyorum!
  • Traveller  (27.11.18 23:48:45 ~ 28.11.18 00:13:16) 
evet.

"daha fazlasını yapabilirdim" diye düşünüyorum tabii ki ama bunu HER ZAMAN söyleyebilir insan sanırım... benim için hayatın tadını çıkarabilmenin sırrı da tam olarak bu zaten: yaşadığın kadarıyla mutlu olabilmek; daha fazlasını istemek, buna imkânın olduğunu bilmek ama her ne yaptıysan onunla mutluluk bulup yapamadıkların için üzülmemek. gerçekleştiremediklerini motivasyon olarak kullanmak, bir nevi enerjiye dönüştürmek. kişisel gelişimci gavatlar gibi yazdım eheh ama böyle benim için.

öyle çok mutlu, sevgi kelebeği bir insan değilim; aksine haddinden fazla gergin ve tuhaf biriyim ama açıkçası gece yatağıma girip battaniyenin altında kıvrılmayı, kahvaltı için yumurta çırpmayı falan bile seviyorum. yaşlandığımdan mı bilmiyorum (yaş 24 lulz) ama sürekli hâline şükreden, "aa ne güzel lan kolum var, bak bardağı istediğim gibi tutabiliyorum, YRRAK TUTMASAK BARİ EHEHEEHE" diye pis pis şakalar yapan, çok şanslı olduğunu düşünen biri oldum.

hiçbir şekilde "süperim" diyemem ama bu yönümü ve değişimimi gerçekten inanılmaz buluyor, bu konuda kendimle gurur duyuyorum. 18 yaşında intihara kalkışıp hastanelik olmuş, 18-22 yaş arası yaşamadığı psikolojik/fiziksel sorun kalmamış bir dangalak olarak nasıl bu kadar pozitif birine dönüşebildim inan hiç bilmiyorum. some people call it growing up, i say "gayışı gompile gopardım herhal"...
  • der meister  (28.11.18 00:10:56) 
çıkaramıyorum. eğlenmeyi, tadını çıkarmayı, keyif almayı biliyorum ama imkanlar çok kısıtlı. bunu derin derin açıklayamam ama kısa olarak ifade etmek gerekirse, ülkemizdeki gençlere bakalım bir de diğer ülkelerin gençlerine bakalım, çok büyük fark var.


  • MtKrt  (28.11.18 00:33:24) 
evet düşünüyorum. elimdekilerin kıymetini biliyorum. hayal kurarken, bir amaç belirlerken ama/fakat/belki yaklaşımları ile olumsuz şerh koymuyorum. istediğim bir şeyle ilgili harekete geçerken %50 olma, %50 olmama ihtimali var diyorum ve %50 olmama ihtimaline kafayı takıpta diğer olumlu ihtimali ıskalamıyorum. bahane üretmiyorum. böyle böyle gayet aklımdakilerin, içimdekilerin peşinden gidebildiğim, mutlu ve huzurlu hissettiğim bir hayat kurdum. gündelik hayata dair aksaklıkları sorundan kabul etmiyorum, yaşamın olağan akışı bu diye düşünüyorum.

sağlık v.b. sorunlar tamamen ayrı değerlendirilmeli tabii ki ama bence mutsuzluğun temel sebeplerinden birisi atalet/tembellik. harekete geçin. ilk adımı atın.
  • Phoebe  (28.11.18 09:27:32) 
iş bulsam vaktim ve param olmuyor, işsizken yine param olmuyor, bol bol vaktim var. her şeyin ucu paraya bağlandığından işin içinden çıkamıyorum. bi gün geçer herhalde diye saldım açıkçası.


  • nice tnetennba  (28.11.18 09:57:43) 
hayatın tadı benim kıstaslarıma göre canın isteyince seyahat edecek paran ve vaktin olmasıyla çıkar. ya da kafana esince işe gitmemekle.

ama bana kalan vaktimi güzel değerlendirebiliyorum diyebilirim. keyif almadığım hiçbi şeyi yapmıyorum.
  • muslugubozukhayrat  (28.11.18 10:23:12 ~ 10:23:30) 
çıkarıyorum.

deli gibi olumsuzluk var hayatımda ama gözüne gözüne yaşıyorum valla. hiç umrum bile değil.
mutlu olacak bir sürü neden var.
  • baharat  (28.11.18 11:37:20) 
istediğim kadar değil tabii ki ama çıkarıyorum. hatta boş vakitlerimi neredeyse tamamını hayattan keyif aldığım şeyleri yapmaya ayırıyorum diyebilirim. benim için hayatta olma motivasyonu zevk aldığım şeyleri yapmak, en basitinden en kompleksine. bunları yapamadıktan sonra yaşamamın bir anlamı yok.


  • Bruce  (28.11.18 11:42:33) 
evet. yaşlandıkça daha çok. bi de bi kırılma noktası oluyor, sonrası yokuş aşağı. çokgzel :D


  • neynep  (28.11.18 11:55:53) 
[]

Harry Potter evreni ve Fantastik Canavarlar serisi

Merhaba.
Harry Potter serisini (kitap ve filmlerini) daha önceleri bitirdim. Ancak son senelerdir piyasada olan Fantastik Canavarlar serisine uzak kaldım. Evet, internetten bakabilirim ama spoiler yemek istemiyorum.

Şimdi bu iki seri birbirleriyle ne ölçüde bağlı? Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit gibi mi bunlar da? Yani biz en başta Harry Potter evrenini bitirdik ama sonradan "Hogwarts'ta daha önceleri ne olaylar olmuştu?" sorusuna cevap veren bir kitap/filmler mi çıktı piyasaya? Bunlar da J. K. Rowling'den çıkma mı yoksa Warner Bros'un kült eserlerin hala etinden sütünden yararlanma politikası mı?

Özetle, ben şimdi "Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerelerde Bulunurlar?" ve "Grindelwald'ın Suçları"nı izlediğimde Harry Potter evreninin başlangıç zamanlarını mı izlemiş olacağım?

Spoiler vermeyin lütfen :)

 
Hayır maalesef hobbit hesabı değil. Bu, hogwartsta geçmiyor hatta amerikada geçmekte ingiltere yerine. Hollywood işte. Ayrıca FCNNB kitabının tarzı ders kitabıdır. Yani aslında HP evreninde okutulan bir kitaptır. Hatta yazarı Newt Scamander’dır. Sonra Rowling vakıf yararına satılsın diye bu kitabı bastı. Yani ortada bir hikaye yoktu. Kitabın içeriği,

Kelekerler: Çok tehlikelilerdir şurada bulunurlar ıvırzıvır...
Tarzındadır. Roman değildir.

Sonra hollywoood hadi bunu hikaye yapalım dedi ve bazı karakterlerin gençlik hallerini ekledi.

SPOILER !!!Grindelwald SPOILER

X ile de bağdaştırdı ve Voila! Yeni seri! Diyerek hibrit bir şeyi önümüze sundu.
  • helena  (25.11.18 18:06:37 ~ 18:08:19) 
Dumbledore ın gençlik zamanlarını izleyeceksin.


  • [GODDARD]  (25.11.18 19:13:46) 
Hogwarts'ta daha önceleri ne oldu değil büyücülük dünyasında daha önce neler oldu? sorusuna cevap bu seri. Yani tamamen bağlı aslında. Bu filmlerin senaryosunu J.K.Rowling yazdı. Harry Potter gibi bir kitap serisi yok maalesef-keşke olsaydı-

Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? ders kitabı aslında zaten okumuşsunuz Harry Potter kitaplarını oradan hatırlarsınız muhtemelen.

Spoiler vermeden nasıl anlatacağımı bilemedim ama filmi izlemeden önce çoğunluğun iyiliği ve ölüm yadiarlarının hikayelerini bilseniz daha iyi kavrayabilirsiniz.
  • ferrarimizolaydisatardik  (26.11.18 16:47:50) 
[]

Bir evin gider/tezgah meyilini ayarlamak çok mu zor?

Evimizde mutfak tezgahı olması gereken yöne doğru değil de zıt yöne doğru meyilli, banyonun gideri de öyle.

Niye böyle? Ayarlaması üstün yetenek mi gerektiriyor yoksa ustaların aptal umursamazlığı mı?


Bu sonradan düzeltilmez mi?

 
Ustanın mallığı


  • Delay Fuze  (19.11.18 21:52:07) 
turkiyedeki sozde "usta"larin buyuk bir cogunlugu su terazisini kullanmayi bilmiyor. senin evi yapan usta da bilmiyormus anlasilan. ters kullanmis su terazisini, dolayisiyla da egim ters tarafa olmus.


  • crucio  (19.11.18 21:57:33) 
Bizim evden mi yazıyor acaba diye kıllanmadım değil.

Mutfak tezgahı görece yeni yapıldı, yapan ustanın denyoluğu ters tarafta gölleniyor su.

Küvete de bizden evvel oturan her ne yaptıysa, giderin aksi tarafı eğimli, alıştık böyle yıllardır :)
  • hedep  (19.11.18 22:27:33) 
ben henüz giderleri(mutfak,banyo,balkon vs) düzgün çalışan hiçbir ev görmedim.


  • mayday  (19.11.18 22:52:56) 
1-ustanın becereksizliği veya umursamazlığı
2-ev sahibinin pintiliği

mal sahibi paraya kıyıp iyi bir ustaya kaliteli malzeme kullandırsa böyle dandik işler olmaz. iyi bir usta da ucuza çalışmaz.
  • izole  (19.11.18 22:57:42) 
Usta(!!) diye gecinen herifler yuzunden.

Hem su terazisi kullanmayi bilmezler, hem de herife "bak burasi yamuk/egri duruyor gormuyor musun, terazi kullansana!" desen bir ton laf isitirsin.

Eline iki tornavida, bir cekic alan usta diye cikiyor piyasaya da ondan.
  • parcxerox  (20.11.18 00:51:29 ~ 00:51:53) 
2 ev yaptirirken basimiza gelen;

Dusakabinin zeminini fayans/seramik yaptiriyoruz.

Iki evdede giderin tersine olmus egim. Iki ustada farkliydi bi de.

Sonradan uzerine tekrar seramik doseyip dogru egimi verdi ikiside. Dusakabinin taban yuksekligi kurtardigi icin siritmadi.

Mutfak tezgahi daha buyuk sikinti gibi. Altindaki dolaplar falanda ona gore ayarlaniyo o yapilirken. Bilemedim.
  • bir3iki7  (20.11.18 01:00:01) 
duvarların yamukluğu ile birlikte geleneksel özelliklerimizdendir.
ha bir de kapanmayan sineklikler var .

  • titiraprap  (20.11.18 02:01:54 ~ 02:04:00) 
Ustalık tamam kötü bir de zamanla eğimin değişmesi söz konusu.

Yüksekliği eğip bükerek veriyorlar, sonra arada boşluk kalınca zamanla çöküyor yüksekte durması gereken yerler.

Bir de şöyle düşün; o usta dediğin adamda o kadar kafa ve beceri olsa neden fayans ustası olsun? Türkiye'de kaç kuruş ödüyoruz ki işçiliğe? Malzeme fiyatı her zaman işçilikten önde. Dünyanın hiçbir yerinde işçilik malzemeden ucuza gelmez aslında. Ekmek köfte.
  • bos gezenin bos ustasi  (20.11.18 03:24:32) 
Mutfak tezgahı belki sonradan düzeltilebilir, eğim istenmeyen taraftaki dolap ayaklarınının ayarını açarak alttan yukarı doğru dolabın hafifce yükselmesini deneyin.

Banyo gideri dediğin duş teknesi ise o da aynı teknikle düzelebilir. Yok yerdeki süzgeç ise yeni fayans döeşemeden düzelmez.

Sebebi çok basit;

Bütün çocuklarımız üniversite okusun, büyük adam olsun istiyoruz. Ama çok azı gerçekten işe yarar bir meslek sahibi oluyor, gerisi AVM işçisi.

Belki de çok iyi marangoz, oto tamirci, fayanscı, sıvacı vs olabilecek çosukları istemeden LC Waikiki ya da MC Dolands'a tezgahtar yapıyoruz.

E usta piyasası da ya aptallara ya da ahlaksızlara kalıyor.
  • John Bloor  (20.11.18 09:15:34) 
İnşaatla alakalı sektörden biri olarak bilgi vereyim. Usta(!) tayfası, eğer yaptıkları işi kontrol eden biri yoksa veya kontrol eden kişi(şantiye şefi vs) bilgisiz biriyse anında salla geç moduna geçiyorlar. Ben daha istisnasını görmedim.


  • nhtzmc  (20.11.18 12:53:05) 
[]

e-posta adresi verirken "ş yerine s, ı yerine i olacak" demek zorunda kalma

evet, ne dertler var azizim...


şimdi, teknoloji/iş dünyasında e-postalarla öyle ya da böyle aşırı haşır neşir olmak zorunda kalmış insanlara bile "fıstıkçışahapoğlu@xmail.com" diye e-posta adresimizi verdiğimizde bunlar hemen neden hala "geçen bu adrese yolladık ama gönderilmedi. geçerli e-posta adresi verir misiniz?" ya da "ş/ç/ı/ğ ile mi olacak?" diye soruyorlar? yav, internet dünyasında aksanlı karakterlerin karakteristik olarak en yakın harfe çevrildiğini bilmiyorlar mı?

bunu babam, bakkal hüseyin yapsa anlarım da yav iş dünyasında bile sorulunca insan hayret ediyor.

benim bilmediğim bir şey mi var yoksa sormakta haklılarsa gerekçesi nedir?

 
soyadımda ı var bi tane, mailim doğal olarak i ile. ben de soyadımı komple kodluyorum. en mantıklısı bu.

gerçekten çok saçma ama.

bazen de bana mail verirken insanlar özellikle türkçe karakter diye belirtiyor. ben de içimden salak mıyım ben diyorum ama böyle salaklar var demek ki.
  • elorelia  (24.10.18 12:20:48) 
adama şaban.çelikoğluş@çarşı.com diyorsun. adam arıyor bla bla oldu mu, mail gelmedi diyorsun "ben yolladım" diyor. Nereye yolladın diyorsun, okuyor. Kodlarmısın diyorsun anca anlaşıyor derdi.

Bazen isim kısmıda türkçe karakter kullanıyorlar, bazen şirket adında türkçe karakter kullanıyorlar.

Eğer telefonda karşımdakinin mal olduğunu anlarsam kodluyorum, üstüne ingilizce karakterler olacak diye belirtiyorum.

Sebep : karşındaki bir mal.
  • kimlanbu  (24.10.18 12:27:26) 
insanlar teknolojiye aşina olmamayı marifet sanıyor.
kasıtlı olarak bir şeyleri öğrenmekten kaçıyorlar.

  • işimdeyim gücümdeyim  (24.10.18 12:29:44) 
Maalesef var bu, kaç yıl oldu hala atamadık üstümüzden.Dediğiniz gibi yaşı geçik insanlar yapsa tamam, ama iş dünyasından insanların bunu bilmemesi çok tuhaf.

Aslında mail sağlayıcı servisler buna bir yazılımla müdahale edemez mi? Basit bir şey sanki.

adam alıcı kısmına "fıstıkcışahap" yazdığında otomatik olarak "fistikcisahap" olmamasına bir engel yok.
  • John Bloor  (24.10.18 12:32:20) 
Yillarca yetiskinlere (universite mezunlari: bankacilar, ogretmenler...) Ingilizce dersi verdim,insanlar neyin Ingilizce neyin Turkce oldugunu bilemiyor. AVM'yi alisveris merkezi degil havali bir Ingilizce sozcuk saniyorlar, Ü ve İ harfleri de Ingilizcede var saniliyor. Ornegin İ harfi cok kullaniliyor İstanbul yazarken.


  • howfaristhesky  (24.10.18 12:39:04) 
eğer profesyonel biri bana böyle bir soru sorsa direkt trollerdim he kardeş ş li ç li diye. yollasın da görsün ne oluyormuş


  • prasinos  (24.10.18 12:40:21) 
Hiç denk gelmedim öyle sorana. Ama her defasında hem Türkçesini söylüyorum hem de Türkçe karakterler olmadan diye ekliyorum. Bir de Türkçe karaktersiz halini okuyorum. Anlaşılmadığı olmadı.


  • monogram  (24.10.18 12:43:57) 
ohoo, bunun çilesini benim kadar çeken azdır. kucuk karakter diye ekliyorlar bi de. adamın soydası fıstıkçıoğlu geliyor fistikcioglu diyor anlamıyorum, 30 defa o sekilde soyluyor. diyorum nedir yani fıstıkçıoğlu mu? "hayır... ha evet ama turkce karakter olmadan" diyor. bunu yapanlar da üniversite falan okumuş insanlar. yersen.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (24.10.18 12:53:29) 
örnek : uğur yerine ugur diyorum karşıdakinin anlamaması ihtimaline karşın


  • KendineAteist  (24.10.18 13:08:13 ~ 13:08:37) 
benim de iş için kullandığım email'i eğer bir türke söylemem gerekiyorsa, adımı soyadımı söyleyip "bunu türkçe karakter kullanmadan yazın" diyorum. Diğer türlü anlamıyorlar ki. Çok Türkçe bir ismim var zira, misal "ayşegül büyükkütük" olsun ismim, "buyukkutuka@bilmemne" diyorsunuz anlamıyorlar zira manasız bir kelime çıkıyor ortaya, bin defa tekrar. "soyadım ama türkçe karakter olmadan" diyorum, ancak o zaman anlaşılıyor.

Ama bana soran olmadı şimdiye kadar "türkçe mi değil mi" diye.
  • sopiro  (24.10.18 13:20:35) 
[]

Sevgililer neden birbirlerini kısıtlıyor?

Böyle olaylara cidden uzağım ve merak ettiğim için soruyorum.
Mesela sevgililerden biri neden illa diğerinden "Sosyal medya hesaplarını kapatacaksın", "Kapatmıyorsan da ortak hesabımız olacak", "Ortak hesabımız olmasa da listendeki tüm kızları/erkekleri sileceksin" diye istekte bulunuyorlar? Sevgilinizin etrafındaki tüm karşı cinslerin sevgilinizi elinizden alacağını mı düşünüyorsunuz yoksa güvensizlik problemi mi bu?

Bu sadece küçük bir örnek. Daha ileri boyutu da var. Mesela kendisi sevgilisinin hayatında daha birkaç aydır yer işgal ediyor ama yine de sevgilisinin etrafında ezelden beri var olan karşı cinslerle irtibatı kesmesini isteyebiliyor. Niye?

 
çünkü birbirlerine güvenmiyorlar. güvenmedikleri halde sevdiklerini iddia ediyorlar, nasıl oluyor ben anlamıyor :) bu sebepten de paranoya başlıyor.


  • prasinos  (21.10.18 23:13:16) 
özgüven ve saygı eksikliği. bir insan karşısındaki kim olursa olsun böyle şeyleri isteme hakkını kendinde nasıl görüyor ben anlamıyorum; benim için büyük hadsizlik.

diyecekler ki "elin adamının/kadınının benim sevgilime yavşamasını istememenin benim özgüvenimle ne alakası var". sevgilini bir kuleye kapatmadıktan sonra ona yazanlar olacak, bunu engelleyemezsin. bunun altında sevgilini kapacakları düşüncesi varsa özgüvensizlik bu noktada devreye giriyor. hayır ben sadece rahatsız oluyorum diyorsan da çirkin bir sevgili bulacaksın ki kimse yavşamasın.

bunlar hep gerçekleri görememe basiretsizliğinden kaynaklanıyor. bazı şeyleri kabul edecek duygusal olgunluğa sahip yetişmiyor bizim gibi medeniyetsiz toplumlar, hala ilkel bir şekilde ilişki yürütmeye çalışıyorlar.
  • Bruce  (21.10.18 23:14:02 ~ 23:19:00) 
Once insanin kendi ozguvensizligi.

Sonrasinda karsiyi yeterince taniyip/anlayamamaktan oturu ona olan guvensizlik.

Bunun onune gecemessin ki, illaki onunda senden once yasanmisligi vardir, illaki onunda bi sosyal cevresi vardir.

Hem boyle karsi cikinca kisitlayinca gizleyeme anlatmamaya basliyolar hakli olarak. Aman riza bey agzimizin tadi kacmasin modunda. Sonra bi sekilde bi yerden patlak veriyo iliskide bu olaylar.
  • bir3iki7  (21.10.18 23:28:55) 
Çevremde, bu durumdan hoşlanan, haz duyan insanlar tanıyorum. Niyesi yok; ilişki anlayışları bu; bu hoşlarına gidiyor. Seçim işte.

Böyle istiyor karşısındaki. Kısıtlama gelmiyorsa ''Ilgi yok!''. Ilgi görmediği bir ilişkiyi de dolayısıyla istemiyor hayatında.

Her ilişkinin dinamiği farklı. Bazı ilişkilerde de böyle kısıtlamalar, kural koymalar, kıskançlıklar dinamiği yaratıyor? Her ilişki, kafamızdaki iyi ilişki kriterine uymak zorunda değil. Duygusal ve fiziksel şiddete varmıyorsa, karışmam tanıdığıma. Herkesin bir fantazisi bir popisi var.

Ben insan ilişkilerinde hiçbir şekilde engel koymamaktan yanayım; bir kontrol manyağı olarak zorlansam da, deniyorum. Arkadaşıma, aileme, sevdiğime ve sevmediğime karşı; ilişkilerimde ''bunaltmıyorum''; aynısını da karşı taraftan bekliyorum. Özgüven ile çok alakası var mı bilmiyorum; ben böyle insan ilişkilerinde rahat ve huzurluyum.
  • buf-e kür  (21.10.18 23:43:00 ~ 23:49:08) 
Ne yazik ki karsi cinsler birbirini tanimiyor. Kiskanclik ne kadar fazlaysa o kadar seviyor saniyorlar.

Sinifca bir whatsapp grubumuz vardi gittigim bir kursta. Herkes yetiskin isi olan kisilerdi. Bir gece bir kadin cikti. Ertesi gun nisanlim whatsapp gruplarina girmeme izin vermiyor dedi bize.

Ben sunu dusunuyorum. O adamin yaninda benim pek bir sansim yok cunku ne yazik ki bircok kadin da o tur erkekleri seviyor. Ben olsam ne guzel arkadaslarin olmus derim. Ama kimi kadinlar iste psikopat erkek istiyor. Sanirim dayak yediklerinde bile erkegin hakli oldugunu dusunuyorlar. Beyin yikama boyle bir sey olmali. Sadece egitim de bu sorunu cozemez. Kulturel bir arinma gerekli.
  • Traveller  (22.10.18 00:35:33) 
Çünkü hastalar
Karşı cinsle arkadaşlık ilişkisi kuramamış sığ insanlar

  • fasulyek  (22.10.18 01:21:42) 
Daha iyisini bulursa korkusuyla


  • perfectum  (22.10.18 01:26:09) 
Çünkü ilişkiyi sahiplenmekle karşısında ki kişiyi sahiplenmeyi karıştırıyorlar, cinsiyetçi sosyal rollerden kurtulamamışlar, ilişkiyi güç savaşı gibi gördükleri için tahakkümm kuruyorlar, özgüvenleri zayıf, birey olabilmek-ben-sen-biz olma bilincinden uzaklar. Gibi gibi...


  • Phoebe  (22.10.18 07:02:20 ~ 12:20:25) 
[]

teknosa'dan ek garantiden/sigortadan cep telefonu için faydalanan oldu mu?

dün telefonumu masadan yere düşürdüm ve ekran koruyucusu olmasına rağmen koruyucu değil de ekranı çatladı birkaç yerden ve boydan boya. kullanıma engel değil ama tabii ki rahatsız ediyor. her neyse.

ben bu telefonu (huawei p smart) teknosa'dan almıştım. tezgahtar ben telefonlara bakarken bu telefonu gösteriyordu, "üstelik yanında da hediye teknogaranti ile 1 sene daha garantiniz oluyor, sigortası da ücretsiz. yere düşüp ekranı kırılsa dahi ücretsiz onarım oluyor." dedi.

şimdi kesin bir pislik çıkaracaklardır diye düşündüm. internette baktım da herkes şikayetçi. sigorta kapsamını inceledim ve kazaen zarara uğrama kısmında teminat dışı durumlar arasında "ürünün çalışmasına engel olmayan çizikler, kırılmış cam parçaları" maddesi de var.

ÖZETLE: ekranı sigorta kapsamında değiştirirler mi? siz böyle bir hizmet aldınız mı teknosa ile?

 
teknosa'da yaptırdığın "kasko" belli bir tutara kadar karşılıyor. Misal sen yaptırsan minimum 250-300tl verecektin.

Telefonunun ekranı 200tl, 50 tl de işçilik alsalar zaten o paraya ekranı komple yenileyebiliyorsun.

"Ürünün çalışmasına engel olmayan kırılmış cam parçaları" maddesine göre kıllık yapacak olurlarsa telefonu iki kere yere çarpar verirsin, sıkıntı değil.
  • kimlanbu  (17.10.18 10:56:24) 
Sözleşme/poliçeyi gönderebilirsen yardımcı olabilirim


  • Delay Fuze  (17.10.18 18:47:18) 
@Delay Fuze: Çok teşekkür ederim. Sigorta firması ile konuştum ve cihazı göndermelerini söylediler. Eğer sorun çıkarsa sana danışabilirim o halde :)


  • m e b  (17.10.18 19:31:53) 
Rica ederim ne demek. Genelde elektronik cihaz sigortalarında muafiyet olur. Yani hasarın belli bi kısmını ödemez. O tutarı aşan kısmı öder. Bi cep teledonunun poliçesinde örneğin, düşme-çarpma-kırılma hasarlarında hasar tutarının %25’i kadar muafiyet uyguluyorlardı. Yani ekran 500 liraya yapılıyosa 375 ödüyo sana.

Böyle şeyler olabilir. Kesin olur demiyorum ama olursa aa bu neden böyle dememen için uyarı. Tabii poliçenin neresinde geçtiğini de öğrenerek hareket edersen daha iyi olur.

Geçmiş olsun :)
  • Delay Fuze  (17.10.18 20:54:51) 
@Delay Fuze: Sigorta sözleşmesinde, ürün tamamen kullanılamaz halde ise ürünün fatura bedelinden %40 kesinti yapıyormuş.

Teşekkür ederim :)
  • m e b  (17.10.18 22:22:20) 
[]

Askerlik yeri sorgulamasında şu ne anlama geliyor?

Bir arkadaşım adına soruyorum.
Zannedersem bugün kasımda gidecek askerler için yerler açıklandı. Bir arkadaşım da e-devletten yerini sorgulamak istediğinde "Hakkınızda herhangi bir sınıflandırma sonucu bulunmamaktadır" diyor. Kendisi uzun değil de kısa dönem yapacak.

Bir şey yapmasına gerek var mı? Bu bir hata mı, nedir? Telefonlar yoğun olduğu için açılmıyor. Kendisi şehir dışında.

 
b grubuna, yani aralıkta gidecek olan gruba dahil olmuşsa bile bu aralar açıklanması lazımdı. arkadaş kasım celbine başvurduğuna eminse bi şubeye gitsin.


  • zgrydn  (15.10.18 12:47:01) 
373. dönemlerin uzun olanları açıklandı, kısa dönemlerin 19-20'si gibi açıklanacak.


  • austra  (15.10.18 13:26:45) 
[]

excel'de sütundaki her birimi 1 artırmak istiyorum, nasıl yapabilirim?

elimde bir dosya var, d sütunu hücreleri tamamen sayılardan oluşuyor (kimileri ondalıklı) ve ben bir birim artırmak istiyorum. yani d2: 12, d1452: 47,21 ise ben 1,00 ekleyeceğim bu sütunun tamamına. ne yapmalıyım?




 
E sutunu açıp 1 birim olarak doldur hepsini. sonra f sutununa iki sutunun toplamını getir. daha sonra F sutunu seçip kopyala - e sutununa özel yapıştır diyip SADECE DEĞERLERİ yapıştırırsan 1 birim arttırmış olursun. 1 dakikalık iş.


  • mmmtarantino  (11.10.18 13:06:33) 
Bir hücreye 1 yaz.
Kopyala
D sütununu seç.
Sağ tıklayıp özel yapıştır de.
Açılan menüde ekle seçeneğini seç.
Voila!
  • cakabo  (11.10.18 13:12:42) 
yalnız ben yapamadım, özel yapıştır diye seçenekte de ekle seçeneği çıkmıyor.


  • m e b  (11.10.18 14:22:50) 
Ekle değil, Topla olacak.


  • cakabo  (11.10.18 16:53:40) 
[]

Saate bakarken kafanızın karıştığı oluyor mu?

Dijital saatlerden bahsediyorum.

Mesela saat 20:50, 22:50 gibi x'e 10 kala bir dilimdeyse bazen kafam bunu "Ooo, saat daha sekiz/on buçuk" diye algılıyor. :(

Zannedersem para miktarı olan buçuk ile karmaşa yaşıyorum arada. Size de oluyor mu hiç böyle?

 
hayır, olmuyor.


  • babilbaligi  (08.10.18 21:32:32) 
tam tersi, saat buçuğu geçmişse anne moduna girip oo saat 9/11 olmuş diyorum.


  • nrmnm  (08.10.18 21:34:41) 
bana da olmuyor.


  • killerbee  (08.10.18 21:48:08) 
Tam tersi analog saat okuyamiyorum ben. 22.35 gibi bi saati analogda okumam çok uzun sürüyor orneğin. Uzun hangisi, kısa hangisi, nerelerde, var mi gece mi vs vs derken yarim dakika okumakla uğraşıyorum neredeyse.

Dijital saatleri tak diye bakıp okuyorum mis gibi. 17.47 diye görünce saniyesinde kafamda oluşuyo saat ve mutlu bir şekilde hayatima devam ediyorum
  • nundu  (08.10.18 21:48:23) 



  • datnet  (08.10.18 21:51:14) 
Analog saatte karisiyor bazen kafam. Ama gerizekali damgasi yemeyeyim diye soylemiyorum kimseye.
Ben de butun gun olculerle icli disliyim ama dijitalde karismiyor.

  • stavro  (08.10.18 22:03:42 ~ 22:04:22) 
Hayır.


  • hayirsiz  (09.10.18 00:10:42) 
[]

Şöyle bir çizgi film vardı, adı neydi?

günaydın, inşallah haftanız çok güzel geçer.

turuncu, uçan top gibi bir canlı vardı. bu canlı, mesela geçmişte edison'ın ya da galileo'nun zamanına gidiyor, biz de o mucit/kaşifin o şeyi icat/keşfetme sürecine tanıklık ediyorduk.

neydi bu çizgi filmin adı?

 
Türkçe adı: bir varmış bir yokmuş

Fransız çizgi filmi. bunun "vücudumuzu tanıyalım" formatı da mevcuttu.

Il était une fois
  • silah taciri  (08.10.18 10:00:16) 
@silah taciri: hayır, bu çizgi filmden bahsetmiyorum. insanlık tarihinden ziyade bilim adamlarını konu edinen bir çizgi filmdi benim dediğim.


  • m e b  (08.10.18 10:18:40) 
@monogram: hayır, bu değil. çizgi film kalitesi olarak da, tema olarak da böyle değildi benim dediğim. sadece ve sadece bilim adamlarına yönelikti bölümleri.


  • m e b  (08.10.18 10:41:07 ~ 10:41:34) 
  • ground  (08.10.18 11:02:57) 
Dediğinizi hatirliyorum, yumurcak ya da trtçocuk gibi bi kanalda izlemiştim zamaninda. Çok da eski değildi benim hatirladiğim çizgi film.

Biraz bakayim bulabilirsem eklerim buraya
  • nundu  (08.10.18 12:12:51) 
@nundu, evet. bu çizgi filmden bahsediyorum. kardeşime açar izlettirirdim eskiden.


  • m e b  (08.10.18 13:14:26) 
sonunda buldum; belki merak eden vardır. ismi küçük mucit (doc eureka).

www.dailymotion.com
  • m e b  (08.10.18 16:35:11) 
@m e b biz ne dedik? :)


  • silah taciri  (08.10.18 16:49:25) 
@silah taciri: ama ikisi aynı çizgi film değil ki? :)


  • m e b  (08.10.18 16:57:46) 
[]

Strudel yapan varsa bir bakabilir mi?

Milföy hamuruyla elmalı strudel yaptım. Dışı çok iyi pişiyor ama içi hala hamur olarak kalıyor. Evdeki herkes dışını yedi ama içini bıraktı :( Şimdi israf oldu o kadar malzeme.

Hamurunu inceltmeme rağmen rulosunu mu kalın yapıyorum acaba? Halbuki önceki yapışıma göre hamurunu çok inceltmiştim. Tariflere o kadar baktım, tarife aykırı hiçbir şey de yapmıyorum. Yorum yapanlara da bakıyorum, kimse de "İçi çiğ oluyor benimki" dememiş. Siz yapıyor musunuz strudel? Bir inceliği var da ben mi kaçırıyorum?


 
kullandığınız elma çok mu sulu acaba? maillard reaksiyonu için suyun kaynama sıcaklığından daha yüksek bir sıcaklık lazım, dışı pişene kadar içinde elmanın suyu hamurun pişmesini engelliyordur belki.


  • talemon  (02.10.18 12:42:11) 
sanırım hamuru biraz yağlı ve kat kat yapmanız lazım sıcaklık geçişini kolaylaştırmak için.


  • dedim dedim de kime dedim  (02.10.18 12:44:06) 
Ben turkiye'de strudel'i baklavalik yufkalarla yapiyordum. Aslina en yakin olanlarini o sekilde elde etmistim. Dilerseniz onun tarifini verebilirim.


  • lamira  (02.10.18 13:00:29) 
@talemon: pek sulu değil. bir de zaten elmaları önceden kavurduğum için pişmiş oluyor. iç harcı da hamuru da lahmacun tarzında yapıp öyle rulo haline getiriyorum. yani bir nevi çiğ lahmacunu rulo yapar gibi yapıyorum ama bu sefer de içi çiğ kaldı nedense.


  • m e b  (02.10.18 13:26:45) 
Ben hiç yapmadım ama bir ihtimal fırınınız fazla ısınıyor olabilir. Daha düşük sıcaklıkta deneyin ve fırın tam olarak ısınmadan önce fırına koyun hamurları, böylece dışı hızlı pişmez. Hatta sık sık fırın kullanıyorsanız bir fırın termometresi alın, ev fırınları doğru sıcaklık vermiyor.


  • kobuzchu kiz  (02.10.18 13:41:44) 
Fırın sıcaklığını düşürerek daha uzun süre pişirmeyi tavsiye edebilirim. Fırınımın sıcaklık ayarı diğer fırınlara uymuyor sanırım. o nedenle üstü yanarken içi çiğ kalabiliyordu. ben bu şekilde çözdüm. tariften 10 derece düşük tutmayı deneyebilirsiniz.


  • i am a legal alien  (02.10.18 13:41:48) 
[]

Duyurucuları görünce "Çok az şey biliyorum" hissine kapılıyor musunuz?

Bugünkü anket sorumu sorayım bari :)

Tamam, deneyim yaşadıkça bilgiye bilgi katılır da yine de hayranlık duymuyor musunuz bu kullanıcılara?


 
kategoriye göre değişir öyle düşünmüyorum


  • basond  (01.10.18 21:32:00) 
1 kişi var dediğin gibi hayranlık mertebesinde olmasa da, bayağı donanımlı biri olduğunu düşünüyorum.

bir kaç kişi de her şeye cevap veriyor.
soruyu okuyunca diyorum "bu adam kesin buna da yazmıştır."
sonra bakıyorum yazmış hakikaten.
  • güneyli çocuk  (01.10.18 21:36:39) 
Duyuru böyle bir his için ciddiye alınacak ölçekte bir yer bile değil.

Çok daha başka yerlerde hissediyorum ve bunun çok gerekli, besleyici ve güdüleyici bir yanı olduğunu düşünüyorum.
  • levent bilgen  (01.10.18 21:36:42) 
bilgi önemsiz, nitelik önemli.

binlerce gereksiz şey biliyorum, bunların içinde işime yaran şeyler çok az.

sorularım yüzde 95 cevapsız kalıyor, o yüzden çoğu şeyi sormuyorum.

eskiden çok şen şakraktı buralar ama şimdiki kullanıcı sayısı oldukça az.

hayranlık duymuyorum.
  • killerbee  (01.10.18 21:39:13 ~ 21:40:56) 
Bilgi alanına gore değişiyor misal araba bilgisi, arabaları sadece renklerinden ayirt eden biri olarak az şey bildiğimi görüyorum ama çok da kafa yormuyorum. İlgi alanina göre değişiyor olay. Ama genelde kendi ilgili alanlarimla ilgili bu hissi yaşamıyorum ya da çok nadir yaşıyorum.


  • Amaranta ursula  (01.10.18 21:42:19) 
birkaç sene önce böyle düşünüyordum. daha sonra şahsen tanıdığım duyuru kullanıcılarının kendiyle alakasız duyurularda/konularda bilgi sahibiymiş gibi yazdıklarını görmeye başladım. onları tanımıyor olsam ciddiye alırdım biliyormuş gibi yazıyorlar çünkü. o günden beri de şüpheyle yaklaşıyorum tüm cevaplara.


  • nickimin hakkini veremedim  (01.10.18 21:44:00) 
hayır bende olmuyo.

tam tersi, bu kadar cahil kertenkelenin var olduğunu görünce vay amk ne kadar bilgiliyim diyorum.

burada bilgili insan sayısı çok az. zaten onlara özelden danışmayı tercih ediyorum genelde.

örnek, angelus, john bloor, killerbee falan. bunlar boş adam değil bence. ama böyle adamlar duyurunun %1'i falandır. gerisi çerçöp. geyik olsun diye, belki aralarından iyi fikir veren biri çıkabilir diye danışıyo insan.

edit: acemi ve biseysorcaktim'ı da ekleyelim listeye.
  • Delay Fuze  (01.10.18 22:00:46 ~ 22:04:32) 
duyuruda aslında tam tersini hissediyorum.

ne kadar az bilgiyle dar görüşle yorum yapıyorlar diye şaşırıyorum, hatta çok bilgili ve olgun bir yazı görünce şaşırıyorum.
  • hopp  (01.10.18 22:03:26) 
Hayır.
Çok şey bildiğimi de iddia etmiyorum.

  • pike  (01.10.18 22:10:25) 
Cok sey bildigimi dusunuyorum duyurulari gorunce


  • Traveller  (01.10.18 22:41:05) 
bilgisine hayranlık duyduğum tek kişi babam, bi de annem :) ha bazen oluyor, bu sigorta/vergi(para) işlerini hobi olarak detaylı bilenler de beni şaşırtıyor.


  • olutaklidi  (01.10.18 22:51:15) 
var öyle bikaç kişi genel olarak, bir de bikaç tane kendi alanlarında çok saygı duyduklarım var. ama bu "çok az şey biliyorum" düşüncesini uyandırmıyor çünkü cidden çok az şey bildiğimin farkındayım halihazırda. benden çok şey bilen insan görünce gözlerim parlıyor, yazsa anlatsa da bişiler öğrensem diyorum. keşke spesifik konularda uzmanlar daha çok olsa da daha çok şey öğrensek. büyük saygı duyuyorum tabii ki.


  • Bruce  (01.10.18 23:21:50 ~ 23:22:15) 
Valla ben tam tersini düşünüyorum.
Özellikle sanat ile yazılan şeyler beynimi yakıyor.
Bence tasarımcı da sanatçıdır kafasında hiçbir şey bileden sayfalarca yazan sonra benceeee ama diyenlerden tiksiniyorum. Sencesi yok bu işin hiç okumamışsın 5 sayfa yazma demek istiyorum.
Arada benim de bilmediğim konular var ama o kadar çok değil.
Geçen gün kızın biri el yapımı şeylerinin instasını koymuştu herkes logosuna yüklenmişti o da ayrı saçmalık.
Bilmeden çok yazılıyor.
  • fasulyek  (02.10.18 00:22:47) 
[]

Bu konuda gereksiz kasıntılık yok mu?

Şimdi aşağıdaki "restoran adabı" konulu soruyu görünce merak ettim de o yüzden açıyorum (duyuru sahibine taş atmıyorum elbette).

Mesela bir kafe veya yemek yenilen bir mekana oturup menüdeki fiyatları gördükten sonra orada yemekten, içmekten vazgeçmek ayıp mı? Mesela arkadaşlarla gidiyoruz, haddinden fazla pahalı buluyoruz. "Hadi o zaman çıkalım" diyorum, bir kere masaya oturmuşmuşuz, çıkarsak ayıp olurmuş vs. Ben tek gitmişsem böyle şeyleri düşünmem bile ama çevremdeki istisnasız herkes ayıp olur diye oturuyor.
Yahu bütçeye göre, hadi hepsini es geçtim, oradan hiçbir sebep olmaksızın kalkmak niye ayıp? Sizce de ayıp mı?

"Çatal solda, bıçak sağda olacak", "Oraya şu şekilde giyinip gitmek gerek", "Şarap istemenin kendine has bir üslubu vardır." "X geldiğinde parmağını şıklatman, sandalyede 90,25 derece oturan lazım." gibi kuralları kim koyuyor? Saçma değil mi? Yahu alt tarafı karnını doyurmaya gitmiyor mu insanlar oraya?

 
Evet tamami gereksiz kasinti. Restoran kulturu abartilmis bir kultur. Eskiden boyle dusunmezdim ama eskiden maldim.
Solak oldugum icin et keserken bicagi kasitli olarak solla tutuyorum mesela. Baslarim adabina solagim ben.

Edit: Ayrica fiyat yuksek gelip de kalkmakta hicbir sakinca yok bana gore. Ne ayibi misafirlige mi gidiyoruz mekana? Ayip olacak diye kaziklanmam kusuru bakmasin kimse. Yuklu hesap gelirse de bana ayip olur hem. Pahali diye kalktigim olmadi ama hem fiyatlar yuksek hem de restoran dandik ve degmeyecegini dusunuyorsam kalkarim hic de utanmam.
  • stavro  (30.09.18 23:03:57 ~ 23:10:59) 
menu pahalıysa kalkarım kımse de umrumda olmaz. gereksiz işler.


  • barbo  (30.09.18 23:04:57) 
sağlaklar için çatalı sol bıçağı sağ ile tutmak daha rahat çünkü. giyinme adabı yüzyılların birikimi. şarap tam bir fetiş meselesi. gereksiz aristokrasi.

şu kalkma konusunda da, kız arkadaşımla kalkarız biz hiç de umursamayız niye umursayalım yani kimden utanalım bizimle aynı parayı kazanan bizimle aynı dertlerle boğuşan garsondan mı? olması gereken mekanların menülerini kolay ulaşılabilir tercihen girişte bir yere koymaları, fiyat için olmasa bile neler olup olmadığını görmek açısından ama masaya oturana kadar menüyü göremiyorsun çoğu mekanda.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (30.09.18 23:05:15) 
Net olarak kalkarım, bile bile kazıklanmak büyük saçmalık


  • gazozailacatmauzmani  (30.09.18 23:07:10) 
pahalı bulduğum için ya da menüyü beğenmediğim için restorandan kalktığım çok olmuştur. gereksiz kasıntı buluyorum.


  • şubatsonrası  (30.09.18 23:08:47) 
hiç ayıp değil ama restoranına bağlı biraz. randevuyla gidilen bir mekansa randevu almadan önce insan bir araştırır diye düşünülür ama yol üstü girilecek bir yer ise gayet doğaldır. kompleksliyiz biz türkler olarak bu konuda, bizi fakir sanıcaklar o yüzden oturalım demek isteniyor aslında orada.

diğer kurallar ise bundan biraz daha farklı. kuralı kimin koyduğunun bir önemi yok ama bu kuralları biliyor olmak zamanında bu kuralın çıktığı "üst tabakaya" dahil olmak anlamına geliyor. bazılarının fonksiyonelliği olsa da bir kısmı tamamen öyle olması daha "elit" olduğu için öyle. ve bunu bilmiyorsan o ortamdan değilsindir, bu da başkaları önünde statünü belli etmene sebep olur.

bu kuralları genel görgü kuralları içinde değerlendirebiliriz. mesela toplum için de sümkürmek -özellikle türkiye'de- ayıp karşılanır genelde. neden ayıp, çok doğal ve insani bir şey değil mi? çeşitli sebepler dolayısıyla öyle alışılagelmiş, devam ediyor. köyde yaşamış ve bunu bilmeyen biri de bu kural için senin restoran kuralları hakkında düşündüğün şeyleri düşünüyor. alışmak ve o kültürle iç içe olmakla alakalı yani.
  • Bruce  (30.09.18 23:10:14 ~ 23:11:21) 
Hiç de ayıp olmaz. Bunu önemsiyorsa eğer restoranlar dışarıya ya da görünen bir yere fiyatları gösteren bir liste asarlar ve insanlar bakıp ona göre karar verir. rastgele bir yere gittim ve fiyat aşırı pahalı geldiyse elbette ki kalkarım.


  • nickfury  (30.09.18 23:10:27 ~ 23:12:00) 
tamamen haklısın kasıntı
ederinden pahalı ise kalkar giderim

  • basond  (30.09.18 23:15:08) 
Ben de kalkarım menüyü görünce fiyatlar pahalı geldiyse ve oturmak istemiyorsam.

Aşağıdaki konuyu görmedim kimseye laf etmiş olmıyım ama benim hissettiğim o "ayıp olur" diyenler kendilerini utanmış hissedecekleri için kalkmak istemiyorlar, dile getirmeseler de pek "ay herkes bize bakıcak, geldiler menüye baktılar gidiyorlar" diye düşünecekler diye kalkmak istemezler sonra da pahalı pahalı yerler.
  • senolll  (30.09.18 23:18:19) 
Ben de menuyu begenmezsem ya da gereksiz pahali gelirse kalkarim. Hatta oturmadan direkt menuyu istedigim de cok olmustur. Disarida menusu olan restoranlar cok guzel o yuzden.

Garsonun gelmesi cok uzun surerse kalkarim (mekanin doluluguna ve garson sayisina gore, ben de garsonluk yaptim, biliyorum)

Bardak/catal/bicak vs kirliyse hatta su lekesi bile varsa geri gonderirim falan filan.
  • kuehles blondes  (01.10.18 00:09:18) 
menu ile ilgili benim cozumum su:
mekana oturmadan once fiyat listesini istiyorum. eger belirli bir sey yiyeeksem onu da soruyorum ellerinde var mi diye. Bu ur surprizleri ortadan kaldirdiktan sonra masaya geciyorum.

Siparis verene kadar yaptiginiz seyler, mesela masaya oturup menuya bakmaniz mekan ile aranizda bir kontrat olusturmuyor, kalkip gitmekte serbestsiniz. ama siparis verdikten sonra is degisiyor, o zaman aranizda sozlu bir kontrat baslatmis oluyorsunuz.
  • parcxerox  (01.10.18 00:54:18) 
restorana bağlı +1
Feriye'ye gideceğin zaman fiyat yelpazesinin nerede olduğunu biliyorsundur. Rezervasyonla gidilen restoranların çoğunun web sitesinde fiyat listesi var zaten. Ama ayaküstü girilen yerlerde bazen ayaküstü insanı kazıklamaya çalışıyorlar. Bu gözler Türkiye sınırları içinde fiyatın sterlin üzerinden verildiği menüler gördü düttürük bir cafede.
Görgü kuralları ayrı bir şey. Çatal bıçağın yeri belli evet. Ne kadar küçük yaşta öğrenseniz o kadar iyi. Yerine göre giyinmek de öyle. Garsonu "hüyoop!" ya da "şefiiim!" diye çağırmamak da öyle. Karın doyurmak için eve yemek çağırırsınız. Restorana giden kişi aynı zamanda sosyal bir ortamda olduğunu unutmasın. Böyle davranan birinin "iyi yetiştirilmemiş olduğunu" düşünürüm. O kısımlar saçma değil bence.
  • SiyamkedisiZorro  (01.10.18 10:05:01) 
Bu işlerin ayıbı yok.

Kalkmak ayıp madem bedava versinler menüyü olacak iş mi?
Ama rezervasyon yaparken zaten bakarsın fiyatlara.

Bir de çatal bıçak adabı restoran ve etrafı için değil masadaki diğer insanlar içindir. Karşı masadaki insan veya garsonun falan umrunda olmaz olmamalı.

O şarap adabı değil de servis usulü bir nevi.

Şimdi kasada ödeme diye bir şey var, masada ödeme var. Almadan ödeme de var. Onun gibi. Şarabı getirir bakarsın he iyiymiş füzele dersin kimse de bir bok diyemez.

Ama giyim adabı vardır. Bazı mekanlar belli kıyafet dışında almaz içeri zaten. Bu işlerin bir limiti var alttan üstten. Ortalamayı tutturmak en temizi.
  • bos gezenin bos ustasi  (01.10.18 10:14:31) 
fiyatlardan emin değilsem oturmadan bakıyorum ben menüye


  • superb  (01.10.18 13:32:01) 
bana ne yav ne ayıbı. para benim cebimden çıkıyor sonuçta. menüye bakarım, dandik bi bira 30 liraysa kalkarım mesela. yemekler için de aynı şey geçerli.


  • nice tnetennba  (01.10.18 13:48:18) 
[]

bana bir yalan bulmamız lazım

uzatmadan konuya girmek istiyorum.

üniversiteden beri tanıdığım bir arkadaşım var, kendisi istanbul dışında yaşıyor ama ne zaman istanbul'a gelse bizde kalır ekseriyetle.
iki sene önce istanbul'a gelmiş, bizde kalmış, ertesi gün "beni avrupa yakasında gezdirsene" demişti ve oraya geçmiştik. bununla o gün o sağanak yağmurlar altında 1 saat anca gezerken bana "meb, benim kuzenim de buralardaymış. beni görmek istiyor da onunla da gezeyim biraz. sen başka yerde mi takılacaksın yoksa eve mi geçeceksin? en iyisi (sizin) evde tekrar buluşuruz. ben sizin oradan geçen iett hattını unutursam seni ararım, yolu bana tarif edersin. akşama görüşürüz." dedi.

ben taaa anadolu yakasından sırf o istedi diye yağmurlar altında o parasızlığımla beyoğlu'na gitmişim, sağım solum ıslanmış, bana nezaketen bile "beraber takılırız sorun olmazsa" bile demeyip adeta "zaten beni buraya kadar getir diye beyoğlu'na geldik seninle. hadi sen sktr olup git" demiş biri yani.

şimdi bu geçen beni aradı ve "meb, 20 gün sonra istanbul'a geleceğim. sizde kalmayı düşünüyorum. gece geleceğim için kuzenlerime şimdi ayıp olur o saatte. ertesi gün ona geçeceğim, haberin olsun diye arıyorum." dedi.

ben de o sırada işte olduğum ve biraz da stresli olduğum için aklıma bir yalan gelmedi ve sadece "hmm. şimdiden mi aradın? belli değil durum, sana haber veririm. şu an meşgulüm." dedim ve kapattım.


kendisini severdim açıkçası ama etrafında tek bir insan kalmadı sırf bu satışçılığı yüzünden. ben de maalesef pasif agresifim, öyle büyük bir patlama olmadan sinirlendiğimi tanıdığım insanlara gösteremiyorum hiç, en fazla kendi kendimi yiyorum.


bir de ben yalandan tepkisini ölçmek için "senin şehirde gezilecek yer yok mu ya? görmeyi isterim açıkçası." dediğimde hep "kanka, burada gezilecek hiçbir yer yok. gelip de ne yapacaksın?", "aman kanka geleyim deme, bu aralar çok yoğunum." diyen biri.


evet, allah'tan uzatmadan konuya gireyim dedim ama başaramadım yine.


ÖZETLE: bende kalmasını istemediğim birine ne yalan uydurayım ben?

NOT: ailemle yaşıyorum.

 
Başka bir arkadaş bende kalıyor.
Yer yok, kusura bakma. Bir dahakine artık.

  • cakabo  (28.09.18 15:18:44) 
Misafirim var diyerek savuşturun.


  • gonion  (28.09.18 15:18:58) 
1- misafirim var.
2- iş için şehir dışındayım.
3- Evi hamamböceği bastı, ben de arkadaşta kalcam, ilaçlama var.
  • biohazardous  (28.09.18 15:20:48) 
sana ayıp olmayan şey kuzenlerine niye ayıp oluyormuş (üstelik ailenle yaşıyorsun)? misafirim var, şehir dışındayım. teyzemgiller burda falan diye savuştur. 2. aramasından önce dönme.

edit: ayıp mevzuunu da dile getir, biz eşek miyiz lan diyerekten...
  • zgrydn  (28.09.18 15:22:26 ~ 15:24:47) 
memleketten akrabalar var de.


  • elorelia  (28.09.18 15:23:29) 
Kuzenlerime ayıp olur da arkadaşıma olmaz mı amk? Nefret ediyorum böyle emrivaki insanlardan! Bence direkt bende kalamazsın, istemiyorum de.

Çok sinir oldum arkadaşına.
  • allahkitapwesli  (28.09.18 15:23:39 ~ 15:24:00) 
Kız arkadaşım ben de kalıyor


  • barbo  (28.09.18 15:24:25) 
sen tek mi yaşıyorsun ailenle mi? ona göre çözüm bulalım


  • mukremin citir  (28.09.18 15:25:21) 
ha, şu ayrıntıları vereyim de daha iyi yalan üretebilelim:

1. kız arkadaşım yok,
2. ailemle yaşıyorum.
  • m e b  (28.09.18 15:32:53) 
aaa ne gıcıkmış ya...

"teyzemler, dayımlar vs. gelecekmiş yaaa çok üzüldüm kusura bakma"

(uzakta yaşayan birileri varsa onlar gelmiş olsun, mecbur yatıya kalacaklar :)
  • lcha  (28.09.18 15:33:22) 
Oha bir de ailenle yaşıyorsun, ne hayvan öküzmüş arkadaşın. Sen evde yokum desen annenlere gelecek neredeyse.

Bir de kuzenlerine ayıp olurmuş yuh.

Kardeş bizimkiler rahatsız biraz bu ara sağlık problemleri var (sakın açıklama yapma ona ne), müsait olamayacağım. yaz be gönder. Arama bile.
  • biohazardous  (28.09.18 15:35:27) 
akrabalarımız var +1

en güzeli bu olur. topu ailene at.
  • silah taciri  (28.09.18 15:41:01) 
Gelmesine 3-4 gün kala, "bizim şirket toplantı/eğitim vs için beni bir haftalığına x şehrine gönderiyor. dolayısıyla, senin geldiğin zamanda İstanbul'da olmayacağım. Olaylar aniden gelişti, benim de yeni haberim oldu." diyebilirsin.


  • agluna  (28.09.18 15:41:27) 
akraba yalanı güzel. şehir dışındayım deme. seni sadece kullanıyor mu yoksa ertesi gün senle de buluşmak isteyecek mi bekle. arkadaşı mısın oteli misin öğrenirsin.


  • garaser  (28.09.18 15:52:43) 
akraba en temizi. bir düğün için gelmişler bizde konaklıyorlar. temiz.


  • jamiro  (28.09.18 16:00:18) 
Gelme aq seni sevmiyorum de


  • six packsiz  (28.09.18 16:08:32) 
Kuzen varsa kuzen-ler geliyor de. Hem böylelikle gün içinde buluşmak isterse başkasıyla olacağını bilir ve görüşmeme bahanen de hazır olur.


  • Dylan Murphy  (28.09.18 16:11:15) 
Ev müsait değil.


  • arockm  (28.09.18 16:12:50) 
şehir dışındayım +1


  • monogram  (28.09.18 16:16:13) 
dostum ailem misafir istemiyor şu aralar, kafalarımız biraz karışık. kusura bakma yoksa biliyorsun derdim


  • mukremin citir  (28.09.18 16:19:59) 
Bahane bulma bence, bir sonraki sefer yine gelmeye kalkacak, o zaman ne diyeceksin?

Pasifliği bırakıp açıkça konuşmakta yarar var. Böyle böyle satış yapıyorsun hoşuma gitmiyor, kusura bakma karşim kuzenlerine ayıp oluyor da bize olmuyor mu? vs vs..
Adam yaptığının farkında bile değil muhtemelen, sen söylemeden de farkına varmayacak.
  • peggy  (28.09.18 16:22:30) 
2 sene önce yaptığı şey çok yanlış.
Ve insan köyde bile yaşasa gidip evinde kaldığı insana buraya gelip de ne yapacaksın demez.

Yalan uydurmana gerek yok açık açık söyle.
Açık açık söyleyemiyorsan öyle bir şeyler de ki gerçek olmadığı başından attığın belli olsun.
  • mutekebbir  (28.09.18 16:27:52) 
yalan söyleme, peggy +1. illa da söyleyeyim diyorsan akraba +1.


  • piremses  (28.09.18 16:39:15) 
Akraba +1


  • Lim5  (28.09.18 16:55:47) 
Bence cagir, gelsin. Sen simdiden budakli bir mese odununu suya yatir, "arakdasin" gelince odunla tanistir.

Saka bir yana yalana filan gerek yok, bence "gecen sefer bu yaptigini insan insana yapmaz, ben seninle gorusmek istemiyorum" de.
  • fortisvita  (28.09.18 17:22:07) 
sözlükten idonthaveatvset bende abi, hiç insan sevmez, yatıracak yerim yok, de.


  • idonthaveatvset  (28.09.18 18:05:05) 
yalan söyleme+1
yalan söylemekle ona davranışını düzeltme şansı tanımamış olursun daha önemlisi öz saygını zedelersin. kendini yemeden, büyük patlamalara meydan vermeden anlayacağı dilde söylemek en güzeli.

  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (28.09.18 18:12:26 ~ 18:14:04) 
"valla geçenki satışın o kadar koydu ki kanka hala içim soğumadı, o yüzden alamıycam seni evime" de. böylece ilişkiniz tamamen sonlanmış olur ve sen de bir parazitten kurtulmuş olursun.


  • Bruce  (28.09.18 18:17:08) 
bruce ve bruce gibi düşünenlere katılıyorum. bu boktan arkadaşlığı sündürmeyin yalan söylerek. kesip atın gitsin.


  • tukenmez adam  (28.09.18 18:51:56) 
yalan soyleme +1 son olayi yuzune vur gelmesin kusura da baksin kirilirsa da kirilsin. o ne yuzsuzlukmus oyle ya. ayip.1


  • in vino veritas  (28.09.18 18:52:29) 
bruce'a artı bir der ve kanka dememeni rica ederim. kankası kimse onda kalsın


  • fatih baker  (29.09.18 03:56:59) 
[]

iTunes programını indirmeden şarkı satın almak mümkün mü?

Şahsi bilgisayarımda iTunes var ama artık evde internet yok, kullanamıyorum. İş bilgisayarına da iTunes'u indirmek istemiyorum birkaç şarkı yüklemek için. Web sitesinden giriş yaptım ama ya ben beceremedim, ya da izin verilmiyor bu şekilde indirme yapmaya. iTunes mu yüklemem lazım illa şarkı satın alabilmek için?

Yasal, arşivi geniş ve iTunes gibi bulunulan ülkeye göre fiyatlandırma politikasına sahip şarkı indirmeye yarayan bir uygulama/web sitesi de olabilir.


 
cepten indirin?
spotify: indirmiyor ama şarkı kaydediyor

  • insan opusen hayvandir  (25.09.18 12:22:34) 
iTunes ya da benzeri yerden satın almak istiyorum. Spotify'ı sadece müzik keşfetmek için kullanıyorum, kaydetmek değil de indirmek istiyorum şarkıları. Cepten de yasal olarak indirecek uygulama bilmiyorum.


  • m e b  (25.09.18 12:58:18) 
itunes store uygulamasından alabilirsiniz.


  • lyh  (25.09.18 14:05:00) 
@lyh: telefonum android, iphone değil.


  • m e b  (25.09.18 14:37:09) 
[]

Hangi şarkıyı ve kitabı siz yazmış olmak isterdiniz?

Soru başlıkta olduğu gibi. Ama lütfen "X'i yazmak isterdim, çünkü paraya para demezdim." gibi esprili cevap yerine ciddi cevap verelim :)




 
Noir desir - Des arms
m.youtube.com

Herman Merville- Katip Bartebly
  • Amaranta ursula  (22.09.18 21:53:05) 
Kuran, incil, tevrat. :) Ehehe.

Muhtemelen klasiklerden birini yazmak isterdim.

Sarki olarak da Mozart'in bir eserini ben bestelemek isterdim. O da muhtemelen Requiem.
  • dont eat me  (22.09.18 21:55:04) 
"Zaman Yolcusunun Karısı"nı kurgu açısından beğeniyorum, benim aklıma gelmiş olmasını isterdim.


  • sopiro  (22.09.18 21:58:37) 
Hicbir kitabi yazmis olmak istemezdim ama Hans Zimmer'in besteledigi muzikleri ben bestelemis olmak isterdim:) Bence adam bir efsane, tek sikintisi hala hayatta olmasi.


  • stavro  (22.09.18 22:05:08 ~ 22:05:50) 
(bkz: livro do desassossego)

Yazdıktan sonra deniz gören bir yerde, sigara ve çay eşliğinde bir kere okusaydım, ölümden zerre gocunmazdım.
  • papillon7  (22.09.18 22:11:34) 
Aslında çok fazla şey var aklıma gelen ama 1'er tane seçmek gerekirse kitap olarak Alice's Adventures in Wonderland, şarkı olarak da White Rabbit diyorum.


  • ms brownstone  (22.09.18 22:12:44) 
Tolkien'in tüm kitaplarını yazmış olmak isterdim. Şarkıyı asla seçemem, birini seçsem kulağım diğerlerinde kalır <3


  • saveur  (22.09.18 22:52:44) 
Dostoyevski kitaplarını. Bir de oğuz atay kitapları. Kitap belirtmiyorum çünkü hepsi mükemmel.

Şarkı olarak da eksik bir şey mi var şarkısı gayet hoş olurdu..
  • six packsiz  (22.09.18 23:13:52) 
la vie est degueulasse'ı yazmış olmak isterdim sanırım. hem onu yazmış olmak 30'ların, 40'ların fransa'sında anarşist çevrelerde, vegan evlerinde takılmış olmayı da beraberinde getiriyor. anarşizm daha olası, veganlık tırtlaşmamış -oğ hayıf. hem de karakterle benzeşiyorum.
the road to los angeles da olabilir. o doğrudanlıkta ve sahici bir coşkuyla yazılmış bir eser bırakmak isterdim. yine biyografik detaylar da çekici geliyor.
birdy de olabilir. ama üstteki kitaplara nazaran onu yazabilme seviyesine ulaşmış olma ihtimalim daha uçuk geliyor.
bu kitapları seçmemin bir nedeni de dünyaya "alın ulan, bu insanlar da dünyada varlar" diyebilme gururuyla ölme isteği olurdu.

şarkı olarak da pulp'tan seconds'ı yazmış olmak isteyebilirdim. 4 dakikalığına jarvis cocker'ın yerine geçmiş olmak. buna en yakın hissi jarvis'e benzer biriyle yuvarlanarak tattım, o bile böbürlendiğim, varlık sarsıcı bir deneyimdi.
morrissey'in how can anybody possibly know how i feel?'ı da yazmış olmak isteyebileceğim şarkılardan. dünyanın içine tükürmek gibi. yine morrissey'den life is a pigsty'ı da yazmış olmak isterdim.
sonra electrafixion'dan lowdown da olabilirdi -klibiyle beraber hehe. en çok dinlediğim şarkı olabilir. onda da ian mcculloch'ın yerinde olma isteğinin etkisi var.

ediyt: vay zamk uzun yazmışım.
  • misterturist  (23.09.18 00:34:17 ~ 00:35:05) 
[]

El işi teknikleri önerir misiniz? Sizin böyle bir hobiniz var mı?

Merhabalar.

Şimdi ben canım sıkıldıkça yapabileceğim el işi örnekleri istiyorum. Mesela hama boncukları ile ayraç, bardak altlığı yapmak, çivi-iplikten portre yapmak, cam boyamak gibi vs. İnternette araştırıyorum ama hep nakış örnekleri çıkıyor. O yüzden doğrudan buraya sorayım dedim. Sizin var mı böyle hobiniz? Ya da buna benzer tekniklerden öneride bulunabilir misiniz? Mümkünse ucuz yollu olsun ki hep devam edebileyim evimde.

Not: Kurs aramıyorum. El işi teknikleri arıyorum.

 
mixed media diye aratsana bir. enteresan şeyler var.


  • sutlu nescafe  (16.09.18 19:54:13) 
Ben okuduğum dergilerin yapraklarından mektup zarfı yapıyorum. Sonra da mektup arkadaşlarima yolluyorum.
Misal:
eksiup.com

eksiup.com
Ya da kurutulmuş yapraklardan kitap ayracı:
eksiup.com
Bir arkadaşım da origami yapıyor.
  • Amaranta ursula  (16.09.18 20:19:17 ~ 20:30:31) 
Fimo hamurdan bir şeyler yapabilirsiniz. Ya da fırınlanabilir başka bir kilden minik bişeyler yapıp boyamaca (takı yapıyor millet)

Sahaf dolaşıp eski gazete dergi alıp ilginç yerlerini kartona yapıştırıp kartpostal yapabilirsiniz, kartpostal gönderip alma ilginç bir hobi öyle siteler var.

Hama'lardan 3d pixel art shadow box yapabilirsiniz (misal ben eski oyun shadowbox'ları yapmak istiyordum epeydir ama lazer kesim plexi ya da ahşap çok para tutacağından gözüm yemiyordu, hama ile de yapan gördüm gaza geldim)

Ciltçilik ilginç bir hobidir, yine sahaflardan darman durman olmuş kitapları alıp restore edebilrisiniz.

Diaroma yapabilirsiniz ölçekli şu manyağa bakın hele hele www.youtube.com

Zaten ilginiz olan şeyleri restore etmekler olabilir (bozuk, kırık dökük ucuz ucuz toplayıp) benim oturduğumda elime gelen şeyler hep tamirat restorasyon oluyor :)
  • hedep  (16.09.18 21:01:06) 
sadece ip kullanarak makrome tekniğiyle bir sürü şey yapabilirsiniz. bileklik, kolye, anahtarlık vs. yapmıştım.

şu tarz kanallar faydalı:
www.youtube.com
  • centrolenidae  (16.09.18 21:09:51) 
pinterest.com deli bir kaynak bu konuda.


  • elbar  (16.09.18 22:23:14) 
Pinterest artı youtube
Türkçe arama ingilizce bak

  • fasulyek  (16.09.18 22:29:37) 
[]

Patronu zor duruma mı soktum? Bundan bir şey çıkar mı?

Geçen patron ofis dışındaydı. Beni aradı "Beni biri arıyor, yabancı bir numara, ne dediğini anlamadım. Numarayı atayım sana, ara da sor niye aramış. Hiçbir detay verme onlara." dedi. Ben de aradım, "Benim diğer numarayı aramışsınız. Konu neydi?" dedim. Bu yabancı şahıs da "Ben Rusya'dan arıyorum. XXX şirketinden (kendi çalıştığı şirket) aradım. Halledilmesi gereken bazı sorunlar var. ABC şirketinin (bizim patronun eskiden ortağı olduğu ama artık kapanmış bir şirket) ödemesi gereken faturalar ve diğer konular var." dedi. Ben de hem olayı karıştırmamak adına, hem de yazılı olarak daha iyi anlaşabileceğimizi düşünerek, siz bana e-posta atın, oradan ben gerekli yerlere ileteyim ve inceleyelim durumu." dedim. Yeni şirketin adını vermedim ama benim firma alan adına sahip e-postamı verdim. Hepsi bu.

Bu durumu patrona ilettim, "Sen niye detay veriyorsun? Ben sana sadece konuyu öğren dedim, sen gitmişsin şirket detaylarını vermişsin. Önceki şirketle ilgimiz bile yok, sen niye bu şirketle onu bağdaştırıyorsun, niye e-postanı veriyorsun?" dedi, bayağı bir sinirlendi.

Bugün de eski şirkete ait o faturaları atmış bana o Rus adam. Zamanında bizim patronun bir seferlik iş yaptığı bir Hong Kong firmasının danışmanlığını yapıyormuş.


Şimdi bundan baş ağrıtan bir şey çıkar mı acaba? Dahası, bizi bağlayan kanuni bir şey olabilir mi? Kaç gündür stres yapıyorum ya.

 
Patron da bir garip, kendi dönüş yapıp halletseymiş o zaman.

Yabancı numara deyip açmayan patron da ilk defa görüyorum.
  • bir fincan kahve ile film izlemek  (14.09.18 20:25:28) 
patronun aq. klasik patron. hem iş görevin dışında bir şey istiyor hem sinirleniyor godoş.


  • black mamba  (14.09.18 20:27:06) 
@bir fincan kahve ile film izlemek: Kendisi İngilizce bilmiyor. O yüzden bana arattırdı.


  • m e b  (14.09.18 20:39:23) 
"Hicbir detay verme" diyor, belli ki basini agritabilecek bir seyler olabilecegini biliyor, sen gidip email adresini veriyorsun... Adam hakli yahu.


  • fortisvita  (14.09.18 20:47:43) 
Az uyanik olun yav. Patron hakli.


  • brkylmz  (14.09.18 20:49:25 ~ 15.09.18 10:12:11) 
Fortisvita +1


  • curukturpkokusu  (14.09.18 21:08:14) 
Patronun bi boklar karıştırıyor olabilir


  • Delay Fuze  (14.09.18 21:08:19) 
Patron uyarmış sen şirketin mail ilini vermişsin. Adam art niyetli olsa ordan hertürlü yürür. Keşke şahsi mailini yada ilgili kişiye aktarıyorum deyip telefonu kapatsaydın.


  • paudi  (14.09.18 21:27:16) 
Patron haklı +1. yani şirket adı uzantılı mailinizi vermişsiniz. Bu durumda karşı tarafın şirket bilgilerine ulaşması 5 saniye falan sürecek.


  • sacrilegious  (14.09.18 21:40:53) 
Salla. Hiçbir bok çıkmaz. Bence iyi yapmışsın ayrıca... Madem o kadar hassas bir konu, bir zahmet arabasını kenara çekip kendisi konuşsaymış.


  • malheiros  (14.09.18 21:43:45) 
[]

Böyle şeylerde evrenin size göz kırptığını düşünüyor musunuz?

Özel derken lafın gelişi işte. Neyse.
Karşılaştığım örnekler üzerinden gideyim uzun uzun ve karmaşık anlatmaktansa.
Mesela oturduğum mahallede birbirine paralel sokaklar var hep. Bu sokaklardan birinin adı annemin, birinin adı da samimi olduğum bir arkadaşımın annesinin adıyla aynı. "Eee, yani?" diyeceksiniz belki ama ikisi de nadir isimlerden, öyle Ayşe, Fatma, Şebnem, Gül gibi isimler değil.

Yine oturduğum yerde en yakın arkadaşımın adı bir sokağın adıyla aynı. Üstelik o sokağın olduğu yerde bir de Ahıskalılar derneğinin bir şubesi var. Tahmin edebileceğiniz gibi, arkadaşım da Ahıska Türklerinden.

Yine bu arkadaşımla Ankara'ya gidiyoruz. İkimiz de kalacağımız akrabalarımızın yanına gidecekken bir öğreniyoruz ki ikimizin de akrabaları koskoca Ankara'da aynı mahallede oturuyor ve arada sadece birkaç sokak var.

Çalıştığım yerde çalışanların birinin eşinin adı ve soyadı ile bir tanıdığımın adı ve soyadı aynı.

Üniversite okuduğum yerde biriyle konuşuyorum ve kadının adı ve soyadının benim çok yakın bir akrabamla aynı.

Üniversitede iki tanıdığım var (doğrudan benimle ilgili olmasa da) ve ikisi adaş, aynı bölümde ve soyadlarında sadece tek harf değişiyor. Hakan Bayar ve Hakan Baya gibi.

Daha birçok örnek var bu şekilde.

Tamam, olasılığa vurunca böyle şeylerle karşılaşmak şaşırtıcı gelmeyebilir ama yine de siz böyle durumlarla karşılaşınca şaşırmıyor musunuz? Var mı sizin de böyle örnekleriniz?

 
şaşırıyorum, evrenin/tanrının yaptığı ufak süprizler diyorum:)


  • lata  (12.09.18 20:29:27) 
Kevin Muhittin ya da Maximillian Osman falan olmadığı müddetçe şaşırmıyorum. İsim soyisim benzerliği sık rastlanılan bir şey, şaşırtıcı değil bence.


  • fırt  (12.09.18 20:37:24) 
Denk geldiğim oluyor o an aklıma şu geliyor:
(bkz: baader-meinhof fenomeni )

  • Amaranta ursula  (12.09.18 20:43:00) 
Böyle şeyler fark edince aklıma Ömer Çelakil geliyor neler yapıyor acaba şu sıralar diye düşünüyorum.


  • nickimin hakkini veremedim  (12.09.18 21:10:00) 
firt + 1
Maximilian Osman'a cok guldum, agzimdaki cayi kismen orama burama puskurttum. Cogunu elime puskurtmus oldum en azindan :)

Ucuk bir sey olmadigi surece pek sasirmiyorum, evrenin cok da umrunda oldugumu sanmiyorum.
  • aychovsky  (12.09.18 21:19:01) 
Şimdiye kadar aşık olduğum tüm kadınların adında L harfi vardı. Adında L harfi olmayan hiçbir kadına aşık olmadım.

Lostumsu tesadüfler çok oluyo, dünya küçük. Ama benim en garibime giden şey bu hayatımda.
  • Delay Fuze  (12.09.18 21:27:54) 
simülasyonda mıyız ne oluyor dedirten şeyler denk geliyor arada


  • jfc62  (13.09.18 02:39:24) 
[]

İstanbul'dan Kocaeli Üni.- Gazanfer Bilge MYO ulaşımı hakkında bilgi?

(Tam olarak yer-yön bulma sorusu değil bu, o yüzden bu kategoride açıyorum.)

Kız kardeşim, Kocaeli Üniversitesi Karamürsel kampüsünde okuyacak. Yurt başvurusunda bulunduk ama açıklanmasının epey zaman alması ve açıklansa bile yedeklerde çıkma olasılığı yüksek. Şimdi, biz en azından yurt çıkana kadar servisle gidip gelsin istiyoruz.

Hal böyle olunca da bir sürü soru geliyor akıllara. Eğer bu okul için bu yollardan geçtiyseniz şu sorularıma cevap verir misiniz? Yamyamlar tarafından kandırılmak istemiyoruz da.

1. Anadolu yakasındayız (Sancaktepe), servisle gitmesi uzun sürer mi?
2. İlk defa servis işiyle alakadar olacağız. Kardeşimin dersleri çok az görünüyor ilk dönem. Belki de birkaç günü boşta bile kalabilir. Bunun servis ücretinde indirim şeklinde yansıması olabilir mi?

3. Bir de anlaşma filan mı imzalanıyor? Mesela ilk ay gidip geldi derken ikinci ay ortalarında yurt çıktı. Şimdi biz "Artık servise ihtiyacımız kalmadı." diyebiliyor muyuz?

4. Servisle değil de Kartal-İzmit belediye otobüslerine binilip Karamürsel'e aktarma yapmak çok yorucu ve vakit kaybı olur mu?

Başka dikkat etmemiz gereken bir şey var mı?

Vereceğiniz cevaplar çok önemli, teşekkür ederim.

 
Servisle ilgili bir sey diyemeyecegim ama bahsettiginiz otobuse epey bindim. O otobusun Kartal'dan İzmit'in merkezine (Real vs.) gitmesi 90-95 dk aliyor. Siz bir de Karamursel'den bahsediyorsunuz, oraya hangi otobus gidiyor bilmiyorum ama bence epey bir yorucu olur kardesiniz icin. Hele o 200 numarali Kartal-İzmit otobusunde oturacak yer bulamazsa.


  • tzoey  (10.09.18 14:32:51) 
Maltepe'den izmit umuttepe'ye epey bir süre servisle gittim. Servis direkt gitmiyor, önce seni alıyor sonra izmit yakınlarında bir toplanma merkezinde araç değiştiriyorsun. Taa bundan 7-8 yıl önce 300 küsür lira veriyorduk ki astronomik bir rakamdı. Öyle 1 ay binicem sonra vazgeçicem diyemiyorsun, senet yapıyorsun.

Otobüsle gitmek mümkün değil, hiç girme o işi derim. Okuldan daha başında soğur, bu yüzden okuldan nefret edip bırakan insanlar var.
  • roket adam  (10.09.18 15:23:26) 
[]

Siz de güneşe bakınca hapşırıyor musunuz?

Dışarı çıktığımda, güneş özellikle de doğrudan karşımda olduğunda en başta çok fazla hapşırıyorum, sonra az ve sonra da zannedersem burnum alışıyor ve hapşırmayı kesiyorum. Sonra bir mekandan çıkıp yeniden güneşi görünce yine hapşırıyorum.

Bazen hapşırmak isteyip de hapşıramazsam hemen havaya bakıyorum ya da sarı bir ışığa. Ben bu durumu normal sanıyordum ama toplumda azınlık oluşturuyormuşuz meğer.

Sizde durum nedir?

 
Sinir sisteminin sırayla tetiklenmesi ile alakalı. Herkeste yok ama çok kişide var. Photic sneeze reflex diye arayarak drtaylı bilgi alabilirsin.


  • valentinov  (29.08.18 11:02:09) 
Evet hapşırıyorum


  • clones  (29.08.18 11:03:20) 
Eskiden oluyordu ama artik olmuyor.


  • stavro  (29.08.18 11:03:27) 
nö.


  • datnet  (29.08.18 11:07:10) 
yok olmuyor bende


  • basond  (29.08.18 11:14:34) 
evet hapşırıyorum. Sizinki gibi direkt güneşe maruz kaldığımda hapşırma olarak değil de daha çok hapşırmak isteyip hapşıramayınca güneşe bakıp hapşırıyorum.


  • unionall  (29.08.18 11:14:36) 
ışık kaynaklı hapşırma refleksi diye bir şey varmış ben de yalnızca ben hapşırıyorum sanıyordum.


  • suicides underground  (29.08.18 11:14:42) 
Bendeki durum seninle yüzde yüz aynı.


  • dougsampson  (29.08.18 11:21:27) 
evet çok oluyor bana da.


  • Neill  (29.08.18 11:28:05) 
evet


  • sutlu nescafe  (29.08.18 11:32:16) 
cocukluktan beri var. gunes olmasa da olur. atiyorum parildayan metalik bir yuzey de ayni isi goruyor. ya da ev isigi. ya da karanliga dogru bakarken bir anda isikli yere dogru bakmak da ise yariyor.

sabahlari disari cikinca ya da perdeleri actiktan sonra bir seri hapsuruk oluyor. 7-8 tane. alerji - refleks karisimi o da artik herhalde.
  • jimicik  (29.08.18 11:46:43) 
evet


  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (29.08.18 11:59:50) 
Evet aynen boyle oluyorum. Ama 1 kere max 2 kere oluyor. Bi markete girip cikayim ayni islem bi kere daha uygulaniyor :)


  • c1b2k3  (29.08.18 12:04:06) 
bende de oluyor. bilimsel bir açıklaması vardır muhakkak. araştırmaya üşeniyorum ama :)


  • methamphetamine  (29.08.18 15:59:59) 
evet


  • for day to break  (29.08.18 16:01:05) 
Evet. Her seferinde olmasa da cok parlak gunesli havaya cikinca, gunese bakinca hapsiririm.


  • aychovsky  (29.08.18 20:14:39) 
[]

Bahçeye ne ekebilirim?

Zannedersem -anne ve babama göre de- bahçeye salatalık, domates ekmek için geç kalmışım. Acaba sebze, çiçek olarak güzün bile canlılığını koruyacak ne ekebilirim? Böyle, pencereyi açınca gözüm yeşillik, çiçek görsün istiyorum.

İkinci sorum da şu. Evde, saksıda biber, salatalık ya da domates ekemez miyim? Evde, pencerenin önüne koysam, yakacağımız doğalgazın sıcaklığı yetmez mi ona? Ev güneş alıyor batana kadar.


 
sirf yesillik degil, faydasi da dokunsun dersen 45 gunde mahsul vermeye baslayan fasulyeler var.


  • tabudeviren  (18.08.18 20:04:44) 
@tabudeviren: Bu fide değil de, bildiğimiz, kuru fasulye tohumu olarak, değil mi? Ekip büyüdükten sonra mahsül verecek yani?


  • m e b  (18.08.18 20:14:38) 
Bizim türlü çeşit bitkilerimiz var, ama ben en çok limon ağacını ve, gülleri beğeniyorum.

edit: Ayrıca annem kaktüs meraklısıdır. Biraz araştırın. Güzel çiçek açan kaktüsler var.

Aşağıdakilerden var mesela

örn: 1.bp.blogspot.com

örn2: orig09.deviantart.net
  • idexo  (18.08.18 20:17:14 ~ 20:40:35) 
aynen, çekirdekden fideye ve mahsule 45 gün. geçen sene denedik oldu hatta.


  • tabudeviren  (18.08.18 20:19:36) 
Fesleğen,biberiye,nane,soğan,sarımsak,maydonoz falan güzel olur, hem yersiniz de taze taze..


  • chatrefhill  (18.08.18 21:09:37) 
Lavanta ekebilirsin. Dayanıklıdır da.

Amerikan blueberry ekebilirsin yine, şimdi vermese seneye verir meyvesini.

Çok yıllık bitki ekersen ve kışa düzgün budarsan kışı atlatır her türlü yaşar. Ama aşırı sıcaklarda iyi sulamak gerek hatta gölge yapmak gerek.
  • bos gezenin bos ustasi  (18.08.18 22:47:36) 
Nane, reyhan ve fesleğen ekebilirsiniz. Hatta limon da. Ben çekirdekten limon ektim yeserdi biraz daha büyüyünce daha büyük saksiya alacağim. Gerçi bizde bahce yok ben evde saksiya ektim.


  • Amaranta ursula  (18.08.18 22:51:59 ~ 22:55:20) 
@Amaranta ursula: Benim de kuruttum limon çekirdekleri var. Ama limon ve portakal, en başta turunç olarak meyve veriyor, sonr biz aşılama yaparsak limon ya da portakal olarak meyve veriyormuş. Siz aşılama yaptınız mı?


  • m e b  (18.08.18 23:02:17) 
Öyle bir şey mi varmış? Ben yeni duyuyorum valla iyi ki söyledin yoksa ben aylarca limon çikmasini beklerdim:/
Şimdi netten baktım da dediğin gibiymiş. Bizimkinin boyu el kadar oldu sanirim eylül aşılaması icin erken olur. Mart nisan gibi yaparız. Nasil yapildigini da bilmiyorum ama nette videolar var Allah 'tan.

  • Amaranta ursula  (18.08.18 23:08:54 ~ 23:12:07) 
[]

Patronlar böyle mi, ben mi ezdiriyorum kendimi?

Biraz uzun olacak.

Martın ortasından beri bir dış ticaret firmasında çalışıyorum. Firma dediğim de bir adamın şimdikine görece daha da büyük, ortak olduğu bir şirketinden ayrılıp kardeşiyle kurduğu iki kişilik bir firma. Benimle beraber toplam üç kişiyiz ofiste. İşe eleman ararlarken "Kendisine iş öğretilecek, İngilizce bilen lojistik operasyon elemanı arıyoruz" demişlerdi. Yani ben bu sıfatla girdim buraya. En işlemez trafikte bile evimden 25 dakika sürüyor işe gitmek. Hafta sonu tatil, 9-18 çalışıyoruz. İş bilmediğim için başlangıçta asgari ücret verileceği ama ileride tabii ki zam yapılacağı söylendi bana.


Her neyse. O zamandan beri ofiste ayakçılık, yurt dışı yazışmalar, sekreterlik, lojistik operasyon takipçiliği, çaycılık yapıyorum. Adam "Benim su şişemi doldurmamışsın!", "Bak, su şişemi erkenden dolduruyorsun, o da hemen ısınıyor!","Bana şuradan poğaça alıp gelsene.", "Bana şuradan para çekip geliver.", "Eşim az sonra arabayı bırakacak, binanın önünde bekle de anahtarı versin sana." demeye kadar getirdi işi.

Lojistik konusunda kullanılan bir programı öğretecek güya. Sadece bir portalını öğretmesi iki ay aldı. Neyin ne olduğunu söylemiyor, anca "Buraya şunu yaz" diyor. Bir sonrakinde tamamen kendi başıma yapmamı istiyor. Yapınca da "Ezbere yapıyorsun" diyor. Sorunca "Acele etme, vakti gelince öğreneceksin." diyor. Soruyorum, "Aylardır buradasın ve hâlâ soruyor musun cidden?" diyor. "X'e mail at şu faturayı" diyor, atıyorum. Bir sonrakinde sorunca "Biz ona kaç kere mail attık faturayı ki şimdi atalım?" diyor. Atmıyorum, "Neden atmadın ki?" diyor. "Sen buna neden ☓ TL/Euro fatura kestin?" diyor, "Size sorduktan sonra öyle kestim." diyorum, "Benim aklım kırk farklı şeyle meşgul. Sen benim ne dediğime niye bakıyorsun?" diyor.


Ve daha farklı onlarca konu var buna benzer olarak. Ofis Avrupa yakasına taşınacak. Benim her gün otobüs+metrobüs yapmam lazım. Yan şirketleriyle birleşeceğiz. Şimdi orada da böyle ezilirim diye korkuyorum bir yandan. Bir yandan da "Bak, zam yapamam sana. Sen de biliyorsun ki her konuda seni uyarmak zorunda kalıyorum işi tam öğrenemediğin için." şeklinde bu uyarıları bahane ettiğini düşünüyorum.


Bu arada yıl ve yemek ücreti ayrı olarak veriliyor ve yine verilecek.

Sizce ben kendimi çok mu ezdiriyorum yoksa nereye gidersem gideyim, özel işlerde durum böyle mi olacak? Ne yapayım bu noktada?

 
Bu sekreterlik bile değil hocam. İşi öğreten bi yer olsa sık dişini derdim ama o da yok. İş bak sürekli, bulduğun an da arkana bile bakma.


  • mahmut29  (08.08.18 20:59:44) 
De ki, kisisel isleri yapmam. Su doldurmak pogaca almak vs. İs ogretecekseniz kalirim yoksa cikarin beni. Cikmayi goze al. Ama istifa etme. Pislik yap. Burada ne kadar kararli olursan bir sonraki isin icin tecruben olacak. İsinin net tanimi olsun. Onun agzindan cikan ile is yapmayin. Gerekiyorsa su musteriye fatura euro kesilecek suna tl gibi yazilariniz olsun. İsi kurumsallastiralim ya da boyle yurumez diyin.


  • ykyt  (08.08.18 21:03:58) 
evet ezdiriyorsun. Ezdirme kendini, işin olmayan şeyi yaptıracağı zaman benim işim değil de. Senin gibi saf bulamayacağı için bir şey diyemez. Sen de iş aramaya başla, çalışan da olsan bir onurun var.


  • goodman  (08.08.18 21:12:09) 
ezdiriyorsun, zaten uzağa taşınacakmış başka bir iş bul bence.


  • tabirimekruh  (08.08.18 21:19:24 ~ 21:19:51) 
klasik patron şirketi. yaşın, eğitimin ne bilmiyorum ama orada gelecek yok. 10 yıl da çalışcan hem aynı tavır devam eder hem de para kazanamazsın. ilk fırsatta başka iş bul.


  • nick bulamadim  (08.08.18 21:29:14) 
Evli çocuklu değilsen, bakmakla yükümlü olduğun başka birileri yoksa, biraz işsiz kalınca hakkaten aç kalmayacaksan eğer kendine başka bi iş bak. İngilizcen var elin kalem tutuyor ve kafan da sadece şu ikisi dahi yapabiliyorsan belli ki çalışıyor. Asgari ücretten daha iyisini bulabilirsin emin ol. Şirketler birleşiyormuş da yok iş öğreteceklermiş de.. nolacak şirket birleşince 5 kişi mi olacaksınız? Yurtdışına açılıp 10 kişi mi olacaksınız? İş bul ve ayrıl. Lütfen.


  • IncredibleMau  (08.08.18 21:50:51) 
@ykyt haklı.

şu an çalışman sana birşey katmıyor zaten. dolayısıyla konuş, işlerine gelmiyorsa çıkartsınlar. bu ayak işlerini yaptıktan sonra heryerde iş çıkar zaten
  • gazozailacatmauzmani  (08.08.18 23:44:15) 
Kendini kovdur tazminat al o arada iş ara hocam.


  • retiredcolonel  (09.08.18 00:13:19) 
akıl sağlığın için ne yapıp edip ayrıl oradan. okudukça ben kötü oldum burada. pat diye bırakılmaz iş biliyorum. ofis taşınana kadar sık dişini, üç beş birikim yap ki işi birden bıraktığında az da olsa iş ararken cebinde bir şeyler olsun.


  • ziv zulander  (09.08.18 00:31:31) 
[]

Zar içeren bir Android oyunu arıyorum

Bugün otobüste iken bir adamın oyun oynadığını gördüm. Sonra ben ortalara ilerleyince kendisine soramadım. Neyse.

Oyunda petek gibi bir alan vardı. Bu peteksi alana ikili zarlar yerleştiriliyordu. Zarlar yerleştirilince üzerindeki sayılar kadar puan veriyor herhalde, orasını göremedim :))

Bu oyunun adı ne olabilir acaba? Play Store'da aradım ama bulamadım.

 
dice duel, yatzy, tens olabilir.
android dice comb diye aratinca cikiyor ama bilemedim.

  • tukenmez adam  (06.08.18 23:37:24) 
[]

Tartışırken ağlamaklı olma...

Normalde bir şeyi çok büyütmem ama muhatabıma sinirlenince ve hemen üstüne tartışınca heyecanlanıyor ve titriyorum. Sesim de titrek, ağlamaklı çıkıyor ve el hareketlerimi ve sesimi kontrol edemiyorum. Az önce de böyle bir şey oldu, tartışma yaşarken neredeyse hüngür hüngür ağlayacaktım. Özellikle tartışma ortamında o düşüncede olan tek insansam yaşıyorum bu durumu. Sizde de var mı? Bunun üstesinden nasıl gelinir?

Ekleme: Erkeğim.


 
Var maalesef.
Bu yüzden çoğu zaman tartışmaktan özellikle kaçınırım.

  • mutekebbir  (03.08.18 17:51:53) 
Ben de böyleyim.


  • geçerkenugradım  (03.08.18 18:04:21) 
bende de aynı durum söz konusu. Geçenlerde duruşma esnasında ağlayacaktım nerdeyse... :)))


  • artik yazar olmak istiyorum be  (03.08.18 18:08:55) 
Önem verdiğim biriyse evet, bazen. Çok önemsediğim birisi değilse konudan bağımsız duygusuz bir insan olurum, sakin kalabilirim.


  • filmlovepenguin  (03.08.18 18:12:29) 
Tartışırken değil de, duygusal bir konuşma oluyorsa çok çabuk gözlerim dolar. Bunu bri sorun olarak görmediğimden hiç üstesinden gelmeye çalışmadım.


  • biravekahve  (03.08.18 18:13:43) 
Çok tartışmaya giren bir insan değilim ama girersem bana da oluyor maalesef.
Başka bir yere bakıp derin nefes almaya çalışıyorum. Bildiğim tek yol bu.

  • uyusam iyi olur  (03.08.18 18:19:01) 
çocukken çok olurdu bana. tartıştığımda veya çok kızdığımda ağlamaya başlardım. acayip de dalga geçerlerdi. demek ki bizim gibi tiplerde öfke sonucu salgılanan hormon veya her ne zımbırtıysa ağlama mekanizmasını tetikliyor olsa gerek. şimdilerde pek kalmadı ama duygusal sahnelerde hala çok pis gözlerim sulanıyor. en son heidi filmine denk gelip izledim. dedesiyle kavuştuklarında gözleim iki çeşme. bir de kızım iğne olurken ağlamaya başlayınca zor tutum kendimi. boğazım düğüm düğüm oldu.


  • lazpalle  (03.08.18 18:27:11) 
aynisi bende de var. en sinir oldugum ve asla cozum bulamadigim huyum bu. cozmek icin kaynagina inmeli bence ama ben dusunup bulamadim bir sey. kesin cocukluk temelli bi durumdur ama.


  • in vino veritas  (03.08.18 19:17:10) 
ben önceden ağlamaklı olmakla kalmaz ağlamaya bile başlardım, sonra da ortalığı yıkardım. ne günlerdi yea.


  • for day to break  (03.08.18 19:24:11) 
Beni tarif etmişsin.


  • cemiyetin ünlü siması  (03.08.18 22:19:27) 
Bence anksiyeteye yatkinsin. Kendini bu kadar yipratmamani oneririm. Iyi niyetle soyledim bu arada.


  • perfectum  (04.08.18 04:18:36) 
[]

Ten rengini açtırmış bir tanıdığınız var mı acaba? Ten rengi açılır mı?

Esmerim ve rengimden hoşnut değilim pek. Kendimi hep pis gibi hissediyorum. İnternette bakındım ama her kafadan yine farklı bir ses çıkmış. Millet ot, pirinç, sütle vs beyazlayacağını söylüyor vs. o yüzden buraya sormak istedim.

Etrafınızda bu konuda operasyon geçirmiş birileri var mı? Ne kadar etki etti ve doğal görünüyor mu? Peki ya gerçekten doğal yöntemler işe yarıyor mu cidden?


 
operasyon degil ama diger soruna cevap olarak; 4-5 senedir günesi az bir memlekette yasiyorum ve herkes kesinlikle ten rengimin acildigini söylüyor.


  • ayk  (31.07.18 11:23:29) 
çocukken açık tenliymişim. sonra köyde dışarda güneşin altında oynaya oynaya vücudumun güneş gören yerleri esmerleşti, güneş görmeyen yerler yine açık ten. buna göre uzun süre yüksek faktör güneş kremi kullanırsam güneş görmekten esmerleşen yerlerim bir süre sonra asıl rengine döner diye düşünüyorum.

aynı mantıkla eğer sizde de bende olduğu gibi güneş gören yerleriniz kavruksa uzun süreli yüksek faktörlü güneş kremi kullanarak çözüm bulabilirsiniz (bu arada güneş kreminin yan etkisi olup olmadığını, kanser yapıp yapmadığını bilmiyorum, iyice incelemek lazım)

onun dışında bir ara turgut özalın ten rengini açmak için bazı ilaçlar aldığını okumuştum, ne kadar doğrudur bilmiyorum
  • yemrem  (31.07.18 11:40:56 ~ 11:41:11) 
[]

Fidanları niye duvarın tam dibine ekiyorlar? İleride nasıl büyüyecek?

Sitelerin en dış duvarlarının ya da görseldeki gibi yol/geçit duvarlarının tam dibine ekiyorlar. Bunun mantığı var mı? Önceliğim tabii ki ağaç ama kökleri, yapıların ömrüne olumsuz etki yaratmıyor mu bu şekilde yakınlıkta?

Belediyeler için "Zaten ağaçları kesecekler, sorun olmaz yani." gibi cevap vermeyin lütfen. O kadar dibe niye dikiliyor, bunun cevabını merak ediyorum. Bir sürü site gördüm böyle tam duvar dibine ekili, eğreti şekilde sanki eziyet çeker gibi büyüyen ağaçlarla çevrili...

ibb.co

 
duvarın çirkin görüntüsünü kapatsın diye. zaten bu tip ağaçlar dibe doğru kök yaptığı için çok etkisi olmuyor. bir süre sonra da dikdörtgen biçiminde budayıp çit gibi bir görüntü elde etmek istiyorlar.

ortaya ekerlerse yeşil alan daha küçük görünecek, büyük görünsün istedikleri için de dibine ekiyorlar.
  • babilbaligi  (18.07.18 11:15:41) 
[]

Şu an gökyüzünde tek başına çok parlak bir yıldız var, o ne?

Şu an gökyüzünde çok parlak, tek başına bir yıldız (?) var. Ne ki o?

Konum İstanbul ve bahsettiğim yıldız da batı yönünde 285. derecede görünüyor. Venüs mü yoksa o?


 
Muhtemelen Venüs. Ay ve Güneş'ten sonra en parkak gökcismi Venüs'tür. Yanıp sönmez, büyüktür, berraktır.


  • bos gezenin bos ustasi  (11.07.18 22:40:44) 
Eğer sarımsı bir rengi var ise uzay araştırmaları için dolanan bir gemi var odur, her gün saat 10 gibi istanbuldan görünüyor, dünyanın etrafını günde bir kaç kez dönüyormuş. İçinde 60 kişi mi ne vardı, biraz google yapabilirseniz bulursunuz.


  • John Bloor  (12.07.18 10:44:51) 
[]

Sizce böyle birinin izin almak istemesi abes mi?

Selamlar.

Ben martın ortasından bu yana, yani daha 3,5 aydır çalışıyorum. Sizce işe başlayalı daha birkaç ay olmuş birinin patrondan "Bana 5 gün izin verir misiniz?" demesi abes kaçar mı? Bu izin, zorunlu bir durumdan kaynaklı da olmayacak. Üç arkadaş olarak araba kiralayıp bir hafta Ege'yi yeniden gezmeyi planlıyoruz. Onlar adli tatilde olacağı için tuzları kuru ama bana "Sen de izin alırsın, verir." diyorlar. Onlarla gitmeyi istiyorum ama bir yandan da benim izin istemem abes değil mi? Yahu zaten bir senelik çalışanların izin günü bir hafta değil mi zaten? Bana niye versin? Verir mi?

Gerekli bilgiler: Ofiste toplam üç kişiyiz. Ben yazışmaları,araç yönlendirmelerini, müşteri bilgilendirmelerini yapıyorum.

 
yani tamamen kişiye bağlı vermez diye bir olay yok ama ben şahsen olumlu karşılamazdım.


  • basond  (02.07.18 14:24:39) 
İki gün alıp haftasonu ile birleştirin. Beş gün izin dediğinizde 7 gün gidiyor kamuda böyle blok alımca mesela. Yıl içinde bir daha izin lazım olunca çaresiz kalmayın sonra.


  • kullanıcıadımbuolsun  (02.07.18 14:26:56) 
Bence verebilir ama şirketinin kültürüne bağlı bu.

Bence izin isterken buna hakkın olmadıgını, ani bir senenin daha dolmadığını, işlerini günü gününe yaptığını ve bekleyen herhangi bir işinin olmadığını, bu izinden dolayı kullanılan 5 günün gelecek yıl izninden düşmelerini, evet böyle yapacaklar zaten ama sen yine de bildiğin şeyleri söyle, düzgün bir dille anlatırsan işler de yoğun değilse bence verirler.
  • liberal  (02.07.18 14:28:27) 
Ben işe girer girmez zorunlu sayılabilecek bir sebepten 3 gün izin kullanmıştım. Zorunlu - keyfi arası bir yere denk düşüyordu açıkçası.

Konuşabilirsiniz. Ben şahsen konuşurken çekinirdim, normal yani çekinmek. Benim önümüzdeki yılın izninden avans olarak düşmüşlerdi.
  • monogram  (02.07.18 14:28:37) 
İzin hakkın olmasa bile yazılı olmayan kurallar gereği eksiye düşüp senen dolunca kazanacağın izinlerden eksiltilir.

Patronun inisiyatifinde her şey. İşlerin yoğun olmadığı dönemse izin verebilir. 5 gün yerine 2-3 gün izin + haftasonu yapabiliyorsan daha kolay izin koparırsın.

Bir senelik çalışan 14 gün izne hak kazanır.
  • cakabo  (02.07.18 14:31:56) 
yıllık izin hak edene verilir. henüz 1 yılın dolmadığı için öyle bi hakkın yok. açıkçası 3,5 aylık çalışanın 5 gün tatil izni istemesi abestir bana göre. hiç o topa girme derim.


  • elorelia  (02.07.18 14:31:57 ~ 14:32:29) 
Biz avans izin kullanabiliyoruz bir aylık eleman olsa da. Tamamen müdürün inisiyatifi. Ama küçük bir şirketse izin vermezler sanırım.


  • inawen  (02.07.18 14:51:31) 
Patronun inisiyatifi.
Ben işe girdikten bir ay sonra okul birincileri için Almanya'ya bedava bir üniversite tanıtım turu düzenlemişti okul. O zamanki müdürüme utana sıkıla sorduğumda "Normalde izin verilmez ama bileğinin hakkıyla kazandığın bir benefiti başarılı olup işe girdiğin için kaybetmene ben razı olmam" deyip izin vermişti. Helal olsun!

  • SiyamkedisiZorro  (02.07.18 15:27:08) 
[]

İnce/Akşener kazanırsa eski sisteme devam etmeyecek mi?

Bu sene adayların seçim vaatlerini ve planlarını sıkı sıkı takip edemedim. Konuşmalarından bazılarını dinledim her birinin. Klasik "Şöyle yapacağız, böyle yapacağız, şu konuda ıslah çalışmaları yapacağız, X'i satacağız, Y'yi ortadan kaldıracağız." gibi cümleler duydum. Kılıçdaroğlu'nun katıldığı bir programda (Zannedersem Fatih Portakal ile idi) Muharrem İnce için "Kazandığı vakit işinin ehli her insanla fikir alışverişinde bulunulacak. Başkan yardımcıları da aynı şekilde işi bilen insanlar olacak." gibi şeyler demişti.

Ama genel olarak ne İnce'den ne de Akşener'den "Eski sisteme devam edeceğiz!" gibi net bir şey duyabildim seçim zamanı açıklandığından beri.


E, hani bu yeni sistem tek adamlık sistemiydi? Şimdi böyle bir şeyi ağızlarından duymama sebebim benim gündeme uzak kalışım mı yoksa halkta yaratılan istikrar konusunun zedelenmemesi için şimdilik rafa kaldırılan bir durum mu?

Bilmediğim için soruyorum gerçekten. Ama net bir cevap olursa kendi ağızlarından çok sevinirim.

 
Parlementer sisteme doneceklerini soylediler.


  • veritaslibertas  (21.06.18 22:15:20) 
Bildiğim kadarıyla Meral Akşener, başkan olur olmaz başkanlık sistemini kaldıracağım diyor. Ince ise önce başkanlığı kullanıp ülkeyi rayına sokalım sonra kaldıracağız diyor.


  • Haldamir  (21.06.18 22:17:06) 
@veritaslibertas: Mitinglerde ya da canlı yayında söylediler mi böyle bir şeyi yakın zamanda?


  • m e b  (21.06.18 22:17:30) 
Cok basit bir google aramasiyla sorunun yaniti cozuluyor:

www.sozcu.com.tr
  • Traveller  (21.06.18 22:32:47) 
Mitinglerde salak kalabalığa teknik konular öyle anlatılmaz. Miting bir şov işidir.

Bu tip yapısal konular ve detayları uzun adam akıllı röportajlarda izah edilir. Bunu da yaptı ikisi de.
  • bos gezenin bos ustasi  (21.06.18 23:52:21) 
[]

LG G3 kendi kendine kapanıyor/sıfırladı

LG G3 kullanıyorum. Son bir haftadır kendi kendine açılıp kapanıyordu. Saatlerce logoda takılıp kalıyordu ve dün yine aynısı oldu. Daha az önce açıldı. Ama sorun şu ki telefondaki tüm dosyalar silinmiş vaziyette, IMEI numarası gitmiş ve şebeke de çekmiyor. Yüklediğim uygulamalar hala duruyor, onlar gitmemiş, sadece çıkış yapmış duruyor her şeyden. Telefon hafızası da hala dolu ama. Yani dosyalar görünmez bir durumda sanki.

Ne yapayım ki şimdi? Bilgisayar yok evde, internet de yok. Bunların üstüne soğuk su mu içeyim? En son geçen hafta yedekleme almıştım.


 
2 gun once benzer bir sey bir tanidigimda oldu, LG G3 ve internet baglantilari gitti. telefon calisiyor ama ben gidiyorum az kaldi diyor.

Bundan 5-6 ay once de baska bir tanidigimda oldu benzer sey. Onun da ekrani kapanip acilmaya basladi.

Her ikisine de yeni telefon alinmak zorunda kalindi cunku tamir icin sanirim tum ana karti degistiriyorlar, o da neredeyse telefonla ayni fiyat.

Benim tavsyiem, alabildiginiz verileri alin bir yerlere ve yeni bir telefon bakmaya baslayin.
  • ekyil  (18.06.18 13:00:23) 
[]

Google Play Store - Hata Kodu 0 - Hiçbir şey güncellenmiyor

Iyi akşamlar.
Birkaç gündür telefonumda bir hata peydah oldu. Play Store'dan hiçbir şey indiremiyor, var olan uygulamaları güncelleyemiyorum. "X indirmesi başarısız oldu. Hata kodu 0" diyor. Android Chrome'dan da hiçbir şey indiremiyorum.

İnternette yorumlara baktım, sunulan çözümler hiçbir işe yaramadı. Telefonu yeniden başlattım, Play Store hizmetlerini vs önbellek ve cache'lerini temizledim, güncellemeyi kaldırıp manuel olarak yeniden kurdum, tüm izinleri verdim ama hep aynı hata. Bildirim ekranında da sürekli "Play Store hizmetlerini güncellemezseniz x çalışmayacak" diye bildirim geliyor sürekli. Opera kullanınca sorun vermiyor ama Play Store'da hiçbir şey indiremeyince sinir oldum birkaç gündür.

Böyle bir şey başına gelen var mı?

Telefonum LG G3, Marshmallow.

 
Yapılabilecek her şeyi yapmışsınız gibi ama yine indirme yöneticisinin izinlerini de kontrol ettiniz mi diye sorayım?


  • atom karincanin torunu  (14.06.18 22:53:19) 
İndirme yöneticisi diye bir uygulama göremedim telefon sistemimde. Ama dosya yöneticisi gibi buna yakın uygulamaları da gözden geçirdim, değişen bir şey yok maalesef.


  • m e b  (14.06.18 23:17:55) 
Mesela Sony'de Sistem İşlemlerini gösterdiğimde "İndirme Yöneticisi" Çıkıyor, sizin telefonunuzda nedir bilmiyorum ama bu servis telefona dosya indiren servistir, ve depolama izni yoksa bunu kullanan bazı uygulamalar sorun yaşayabiliyor.


  • atom karincanin torunu  (15.06.18 02:17:55) 
[]

Şampuanlar vücuttaki kılları da besler mi?

Sorum saçma olabilir ama merak ediyorum.

Banyo yaparken kafamızdan akıp gidiyor ya da kolumuza da bulaşıyor ya bu şampuanlar, acaba vücuttaki kılları da mı besliyor/güçlendiriyor acaba?
Bana öyle geliyor sanki. Öyle olmasa bile bu şampuan saç kılıyla vücuttaki tüylerin ayrımına varamayacağına göre besliyordur herhalde, değil mi?
Keşke öyle olmasaydı.

 
Sac guclendirici, cikardigini iddia edici bir sampuan mi? Saci besliyorsa, diger killari da besliyordur da, genel olarak sampuanlar saci da beslemiyor pek.


  • aychovsky  (24.05.18 22:18:48) 
Vucutta sivilce yaptığı için şampuanlı ya da kremli suyu vucuduma getirmeden duruluyorum. Ben belime kadar saçımla yapıyorsam sen de yapabilirsin.


  • fasulyek  (24.05.18 22:22:54) 
Sampuanlarin saci beslemek adina en ufak bir etkisi oldugunu dusunmuyorum. Kaynak arka tarafim.


  • stavro  (24.05.18 22:25:27) 
@aychovsky + @stavro: Reklamlarda besleyici yönüne vurgu yapıyorlar ya, ondan sordum. Bir de insanda kıl oranı ergenlik bitmesine rağmen artmaz zannedersem.


  • m e b  (24.05.18 22:32:09) 
Ergenlik bitmesine ragmen artmaz derken ne demek istedigini anlamadim ama benim sakallar 21 yasinda cikti mesela. Herkes bana sen kosesin net bir sekilde, bu saatten sonra cikmaz diyordu. Sonra 21de bir cikti sakala boguldum birden. Su an muthis gur sakalim var.


  • stavro  (24.05.18 22:38:17) 
@stavro: Mesela kollarımda eskiden vardı ama yoğunluğu fazla değildi. Aha, 30'a iki sene kaldı neredeyse ve kollarımda kıl yoğunluğu arttı resmen. Şampuan sanıyordum sebebini.


  • m e b  (24.05.18 22:44:10) 
Genetiktir o ya.
Killarin coklugu da azligi da genetik bana sorarsan. Adamin saci dokuluyor joleden diyor. Madem jole killarin kokunu kurutuyor kollarimiza goguslerimize surelim? Sampuan killari besleseydi kellerde ise yarardi ayni sekilde.

  • stavro  (24.05.18 22:48:22) 
sac besleme olayi falan reklamlarin yalanidir.

saç ölüdür. evet, beslenmez. sacini kesersin, bir kutuya koyarsin, 1000 yil sonra kutuyu acarsin, ilk gunku gibi duruyordur, çünkü ölüdür.

sampuan icinde yag cozen kimyasal vardir, sacin uzerinde birikmis yagi cozer, su ile de akitirsin. gerisi parfum, marketing, reklamcilik. soyle diyim, saciniz kopursun diye madde konuluyor icine cunku kopurunce insan daha bi temizleniyormus gibi hissediyor ona uyanmislar, kopurmesi sart degil mesela. yani sampuan farkliligi islevinden cok "nasil hissettirdigi" ile alakali, kutusu, kokusu, kopurtmesi... yagi cozen her sey saci yikar yoksa.

sac derisini besliyor desen o da yalan, sampuan deri icinde sac koklerini besleyecek kadar falan derine nufuz edemez, yok oyle bir sey. ilaclar bile gecemiyor o bariyeri, sac kokune ilacla girmek istediginde tek tek igneyle yapiliyor kremle olmuyor mesela. yok oyle bir mekanizma.

vucuttaki killar icin de gecerli yukarida yazdiklarim.
  • robokot  (25.05.18 00:10:55 ~ 00:22:02) 
kilin agzi yok ki beslensin:)

ben yillardir kullaniyorum, beslendigini ne gordum ne de hissettim. gogsumde kil falan da yok zaten, genetik mi ne? bacaklardaki killar da sabit kiloda. bi halt oldugu yok, merak etme. kendimle ilgili neden detay verdim ki? neyse efendim.
  • tomcruise  (25.05.18 00:52:02 ~ 00:58:09) 
rogaine benzeri birşey değilse çok da fark etmez.


  • e haliyle  (25.05.18 00:56:11) 
[]

Bu ayıp değil mi? (İş dünyası)

Biz bir aracı firmayız ve ofiste yabancılarla yazışmaları ben yapıyorum. Yurt dışındaki firma yanlış düzenlenen belge sebebiyle aracısı olduğumuz firmanın mallarına çıkış izni veremiyor (Suçlu onlar değil). "Yanlış düzenlenen belgeyi postalayın, düzenleyelim ve malların çıkışını yapalım." dediler. Yollandı ama yollanır yollanmaz bizim patron "m e b, şunları bir ara bakalım", "Şunlara bir e-posta at bakalım, gelmiş mi posta diye." diye diye günde 3-4 kez iletişime geçmek zorunda bırakıyor beni. Yurt dışındaki adam artık sinirden ağlayacak, küfretmiyor ama küfürden beter iğneleme yapıyor, aptala anlatır gibi "Alır almaz hepinize haber vereceğim, sizin gün içinde defalarca aramanız o postayı bize daha hızlı getirmeyecek." diyor. Bunları noktasına virgülüne kadar izah ediyorum bizim ofise ama çare yok. Az önce yine e-posta attım.

Bu tek örnek de değil, diğer işlerde de en iyi ihtimalle iki günde bir e-posta attırıyor, aratıyor diyebilirim. Hani, bizden cevap beklendiğinde anında cevap yazsak yüreğim gam yemeyecek. "X halledildiğinde dönüş yapacağız." cümlesinden anlaşılmayacak ne var?
Yav iş dünyasında normal mi bu? Ayıp değil mi? Yoksa Türk olarak yine odun olduğumuz bir konu mu bu?

 
patron kafasına akıl sır ermez. doğrusu makul biçimde darlamaktır ama onlar emir altında çalışmadıkları için kim olursa olsun sıkıştırarak iş yaptırabileceğimizi sanırlar. o yüzden he he de geç. imkan varsa aradım diye yalan söyle.


  • elorelia  (24.05.18 17:24:15) 
cahil patronların yaptıklarıdır bunlar. eger kurye ile gonderdiyseniz, ilgili siteyi acarak, belgenin son durumunu patrona gosterebilirsiniz.


  • for the record  (24.05.18 17:24:32) 
direkt sizin patronun odunluğu olmasın?


  • gkhncnzdgn  (24.05.18 17:25:39) 
senin patron eski kafadan. nato kafa nato mermer ve de ayrıca işsiz. Sende tekrar email atmayıp attım desen olmuyor mu veya aradım diyip arama tekrar. başında durup mu aratıyor.


  • Bysb  (24.05.18 17:27:28) 
benim patronun ağzından dürt lafı hiç düşmez. mail atılır, wechat üzerinden mail attık bak denir, ertesi gün cevap gelmemişse hatırlatma maili atılır. biraz zaman geçip yine sonuç yoksa telefonla aranır. dürt kelimesi devamlı kulakta yankılanır.

bu arada gerçekten merak ettim. malı onlar çıkaracakken sizin yanlış düzenlediğiniz hangi belge buna engel olabiliyor ki?
  • lazpalle  (24.05.18 17:40:42) 
benim müdür de böyle takıntılı oluyor bazı konularda, karşı tarafla onun arasında tampon bölge oluşturuyorum, gerekirse yalan söylüyorum.

"x bey, adamları en son aradığımda açıkça biz haber verene kadar tekrar aramayın dedi sert bir tonla, daha fazla azar yemek istemiyorum" diye kararlı bir şekilde söyle. "ben aramam kardeş istiyorsan sen ara" mesajını vermen lazım inceden inceden.

türkiye'de bu işler ittire kaktıra ilerliyor, iş yaptığın şirket dışı firmalara iş yaptırmak işkence. koskoca kurumsal dediğimiz akbankla bile en ufak şey için kaç kere görüşmek zorunda kalıyorum. sigortacılar, avukatlar; ikiletmeden iş bitirenini görmedim desem yeridir. bu açıdan patron işinin görülmesi için ısrar etmesi gerektiği gibi kodlamış kafasında. ben de nefret ediyorum ama ısrar etmek zorunda kalabiliyorum. yabancı şirket de bu kafada olabilir ancak sen durumdan rahatsız olduğunu belirt.
  • Bruce  (24.05.18 17:48:59) 
benim de öyle bir tane vardı.

iş bulup basmıştım istifayı o dönem. "dürt" "bunlar dürtmeden iş yapmaz" "mail at peşine ara" ağzından düşmezdi.

gerçekten ayıp ve işbilmezlik. başka bişey değil.
  • hakiki ssg  (24.05.18 17:51:51) 
Patronlukla ilgisi yok. Tamamen Türk insan yapısı işte. Benzer durumları her gün ben de yaşıyorum. Satın almacı, patron, satışçı vs hepsi aynı. Adama malzeme yolda gümrüğe girince haber vereceğim diyorum günde 5 kere arıyor geldi mi diye. Her defasında “gelir gelmez haber vereceğim” diyorum ama anlamıyorlar.

İşleri geciktirirler ya da sipariş geç verirler, yani hatalıdırlar ama böylece kendilerini tatmin ediyorlar “işin peşini bırakmıyorum kovalıyorum, elimden geleni yapıyorum” diye.

Aslında yalan duymak istiyorlar. Sen patrona de, mektup ellerine ulaşımş diye, bak bakalım sana bir daha o işle ilgili bişey soruyor mu :)
  • super kahraman olsaydim baba olurdum  (24.05.18 17:56:46) 
sadece patron şirketlerinde değil kurumsal firmalarda bile başına gelecek durumdur.

şöyle diyim, bir firmadan ürün gelecek ama bunun için devletten izin alınması gerekiyor. izni aldık tabi doğal olarak malzemeyi alacağımız şirketin de yaklaşık 1 haftalık prosedürü var. bu süreç de devlet kurumlarına bildiriliyor vs.

neyse ben bu süreci kendi müdürüme anlattım. o bi üstüne anlattı. en son bana tekrar arattırdı. ve noldu? adam azarladı beni. bugün 8. kişisin arayan, birdaha aramayın dedi. adam da sonuna kadar haklıydı. ben de sırıta sırıta kendi patronuma birebir anlattım. bir daha da bana ısrar edemedi birşeyi..
  • hosein  (24.05.18 18:07:34) 
tr'de sürekli dürtüklemeden hiç kimseye iş yaptıramayacağını deneyimleyen patronların geliştirdiği alışkanlıktır diyebiliriz. Aklı başında bir patronun klasik kafadaki şirketle profesyonel çalışan şirketin ayrımına varıp yerine göre hareket etmesi gerek.
Yabancı şirkete belki şuna benzer anlamda bir mesaj atabilirsiniz:
"Şirketimizin politikası / yöneticilerimizin talimatı gereği her gün mesaj atıp son durumu öğrenmekle görevliyim. Eğer bu durumun iş ilişkilerimizde sorun yaratacağını düşünüyorsanız bilgi veriniz."
Ya dürtmelerinizi bir daha dikkate almaz rahat edersiniz ya da "evet sorun yaratır" der siz de patrona söyler kurtulursunuz.
  • mikro patlama  (24.05.18 18:49:01) 
ayıp. ben böyle yapanlarla çalışmıyorum, o derece ayıp.


  • babilbaligi  (24.05.18 21:48:22) 
[]

Lütfen bana bunun gibi şarkılar önerin ^.^

Bu şarkıyı duyduğumdan beri dinliyorum.

www.youtube.com

Şarkıda hiçbir rahatsızlık yok, sakinliğin verdiği heyecan var, kan kaynatıyor resmen ama bir yandan da üzüyor sanki.

Bunun gibi şarkılar var mı dinlediğiniz?
Tamam, tür olarak adeta bir okyanus ama en azından siz daraltabilirsiniz seçenekleri :)

Hatta yan bir kaç örnek daha vereyim:

www.youtube.com
www.youtube.com


Evet, bunları duymayan kalmadı ama yine de tam olarak istediğim tarz diye söylüyorum, netlik açısından. Ama özellikle "You're Mine" gibi bir şeyler dinlemek istiyorum.

 
hepsi eski şarkılar. muhtemelen çoğunu biliyorsundur. yinede yazdım

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com
  • atalet momenti  (22.05.18 11:52:27) 
www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

ben çok karışık giriştim kusura bakma artık.
  • kablelvuku  (22.05.18 12:16:18) 
oscar and the wolf'un verdiği "ağlayarak dans etme" hissini başka müziklerde bulmak biraz zor. strange entity, princes, breathing, runaway falan dinle. hatta iki albümleri var zaten otur ikisini de dinle.

adet yerini bulsun, birkaç farklı şarkı da ben önereyim:

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
  • sir gawain  (22.05.18 12:41:06 ~ 12:50:10) 
rez


  • buiret  (22.05.18 13:40:54) 
[]

Yeni hoparlör aldım ama sürekli cızırdıyor.

Masaüstü bilgisayara USB girişli ikili hoparlör aldım. Kendi düğmesinden ses seviyesini ortalara doğru ya da son seviyeye getirince cızırtı duyuyorum. Sanki bilgisayarın içindeki işlemlerin sebep olduğu ses gibi. Kasanın arkasındaki girişe takınca da aynı, önündeki yüze takınca da aynı uğultulu gıcık bir ses çıkıyor.
Ürünü almadan önce denetmiştim mağazada ve sorun yoktu.

Nasıl çözülebilir bu sorun?

Windows 7 kurulu bilgisayarda. Aha, ürün de bu:
www.trust.com

 
Güç girişinde parazit oluyordur. Gücü bilgisayardan değil de adaptörle ayrı bir prizden alırsan düzelir büyük ihtimal. O adaptörü de bilgisayarın takılı olduğundan farklı bir prize takman gerekiyor


  • zombi  (21.05.18 12:58:42) 
@zombi: Patlatmasın hoparlörü? Şarj aletinin adaptörü uygun mudur? Ne fark ediyor ki aynı prizde olursa?


  • m e b  (21.05.18 13:10:31) 
Patlamaz, alacağı 5 volt şarj aletinden de. pc'deki fanlar parazit yapıyor olabilir.

Gücü başka yerden alarak bir dene, yani herhangi bir usb şarj cihazı. O da olmazsa hoparlörün jackini telefona takıp dene, telefondan bir medya çal yani.

Hala yapıyorsa kalitesi bu kadardır.
  • John Bloor  (21.05.18 16:03:58) 
[]

Bu caps/meme akımının kaynağı nedir?

Son günlerde çok görmeye başladım. Yenilmezler'le mi ilgili?

ibb.co
ibb.co

 
evet ve emin ol çok anlamsız.

edit: final spoiler'ı diyerek spoiler vermek aywgduyaıwd
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (10.05.18 17:37:19 ~ 17:50:10) 
final spoileri

ama olay açısından memeler ile bağlantısız bence de.
  • elorelia  (10.05.18 17:44:18) 
[]

Bu paraların değerli olup olmadığını nasıl anlayabiliriz?

Bir tanıdık böyle paralar bulmuş köy yerinde, ev temeli kazarlarken.
Ne yapsın sizce bunları? Gerçek midir bunlar?
Gerçek olsa bile değerli midir ki?


 
en yakın müzeye götürün. onlar size değerinde ödemesini yapar.

bunun dışında tarihi eser alım satımı yapmak suçtur. 5-10 tl edecek metal paralar için yıllarca hapis yatmak var işin ucunda.
  • angelofdeath  (04.05.18 16:45:50 ~ 16:46:57) 
@angelofdeath: Şu an hiç kimseye güven yok. Gerçekten değerlidir mesela ama kendisine gösterilen polis ya da ilgili kişi yalan söylemez mi? Yoksa en başta ilgili yerlere götürmesini söyledim zaten. Devlete ait müzelere mi sorulmalı bir de? Çünkü aklıma sadece müze ya da polis geliyor.


  • m e b  (04.05.18 16:55:15 ~ 16:55:47) 
eski paraları parlatmaya uğraşmamak lazımmış, hasar görüyormuş.
akılınızda olsun.

* müzeye götürcen tutanakla teslim edicen. götürmeden fotolarını da çekersin.
  • herhaltibiliyoring  (04.05.18 16:56:08 ~ 16:57:23) 
@herhaltibiliyoring: Devlet ya da müze para vermez mi bunu bulanlara?


  • m e b  (04.05.18 17:01:49) 
veriyor işte. müze bir değer biçiyor. belli bir yüzdesini getirene ödüyor.
@angel da yazmış.

  • herhaltibiliyoring  (04.05.18 17:03:54 ~ 17:05:06) 
tarihsel acidan degerli. ama para olarak pek sanmiyorum. elinizde iki tane varsa daha da dusuk ihtimal yuksek bir meblag kazanmaniz. paralar gercek duruyor. arkadaslardan biri apollo sanirim. tarihine, durumuna ve nadirligine gore degisir ederi.

uzman degilim ama 10 dolarin uzerinde ederi olan para bulmak biraz zor. herhangi bir muzeye gidip tutanakla teslim edebilirsiniz. zaten size odeme yapilirken de paranin detaylari tarihi, vb. de yazilir. ona gore ufak bir internet arastirmasiyla ederini de ogrenebilirsiniz.
  • tanaka  (04.05.18 19:23:16) 
Türkiye'yi baştan sona 100 metrede bir toprağı biraz eşeleyerek dolaş, bu paralar gibi binlercesini bulursun, öyle maddi getirisi olan bir değeri yok, ha altın gümüş para bulursun orası ayrı.


  • angelus  (04.05.18 19:28:54) 
Merak ettim ne olduklarını duyuruyu günceller misiniz gittiğinizde ya da ne olduklarına dair herhangi bir bilgi edindiğinizde?

(bkz: reserved)
  • tey tey  (04.05.18 20:32:21 ~ 20:32:43) 
-Tarihi eser buldum ne yapmalıyım?
Taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını bulanlar, malik oldukları veya kullandıkları arazinin içinde kültür ve tabiat varlığı bulunduğunu bilenler veya yeni haberdar olan malik ve zilyetler, bunu en geç üç gün içinde, en yakın müze müdürlüğüne veya köyde muhtara veya diğer yerlerde mülki idare amirlerine bildirmeye mecburdurlar.
Kültür ve tabiat varlıklarıyla ilgili olarak bildirim yükümlülüğüne mazereti olmaksızın ve bilerek aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bildirimi yapılmamış olan kültür ve tabiat varlığını satışa arz eden, satan, veren, satın alan, kabul eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

- Bulduğum tarihi eseri müzeye götürsem para alır mıyım?
Korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı olup olmadığını, müzeye alınacaklarla alınmayacakları tespit etmek ve müzelere alınmasına karar verilmesi durumunda kıymetini belirlemek için müze uzmanları tarafından “ Değerlendirme ve Kıymet Takdir Komisyonu” oluşturulur. Müzelere alınması uygun görülen eser için komisyonca belirlenen maddi bedel eseri getiren şahsa ödenir.

www.kulturvarliklari.gov.tr
  • Lim5  (04.05.18 20:46:52 ~ 20:47:08) 
@tey tey: Tabii ki. Ben kendisiyle iletişime geçip burada yazılanları aktaracağım. Güncelleme yaparım bunun ışığında.

@Lim5: Çok teşekkür ederim, bağlantı adresi çok faydalı oldu.
  • m e b  (04.05.18 21:16:00) 
123456789   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.