[]

buluttan buluta kopayalama hakkında bir soru

şimdi ben başka birinin bulutunda 8 gb boyutunda dosya bütünü gördüm. bunu kendi bulutuma kopyalasam 8 gb indiriyormuş gibi mi beklemek mi zorunda mı kalacağım?
yani ha bilgisayarıma indirmişim, ha bulutuma kopyalamışım, bunlar aynı süre bekleyeceğim anlamına mı geliyor?



 
hayir, senin baglantinla alakasi yok o aktarimin, atiyorum yandex.disk'ten yandex.disk'e olan aktarimdan yandex'in server'lari falan sorumlu, yandex'in internetini kullaniyor denebilir download/uplaod icin


  • hjarteblod  (06.09.14 22:21:57) 
[]

düğünde dans eden gelinle damat ne konuşuyor?

evli olanlarınız ya da bilenleriniz varsa bir el atın.
cidden ne konuştunuz?
ne konuşuyor bunlar?


 
ayaklarım ağrıyor,
sakın eteğime basma,
teyzenler neden tip tip bakıyor,
herkesi tek tek öpecek miyiz
çok terledim,
ben susadım/acıktım biri bizim masaya uğrar mı
aha fotoğrafçı geldi, gülümse gülümse
  • jimjim  (06.09.14 21:51:14) 
- az kaldı biticek
- herkes pasta yerken ne yapıyoruz la biz böyle
- şu komik dans eden çift kim, akraba mı tanıdık mı?
- gülümsemekten yüz felci olucam
- o tükmüklü öpen teyze kimdi?
- sigaraya kaçabilir miyiz sence?
  • irbat  (06.09.14 21:51:20) 
çok hızlı hareket ediyorsun
çok heyecanlıyım yavaş biraz
fotoğrafçı dibimize girip duruyor ya...
  • medievalman  (06.09.14 21:51:48) 
Dedikodu yaptik biz


  • KadifeDevrim  (06.09.14 21:52:16) 
pistte deli gibi oynayan dayı..


  • defnex  (06.09.14 22:09:06) 
Heyecanimizi paylasiyoruz konuşarak rahatlamaya çalışıyoruz :)


  • queensalvoo  (07.09.14 09:15:09) 
[]

biz buradan mesaj yollayınca ekşi yazarları bunu nereden görüyor?

soruyu açayım: ekşi sözlük yazarı olmayıp da duyurudan gönderdiğimiz mesajlar, ekşi sözlük yazarlarının hangi kutusunda görünüyor; duyuru mesaj kutusunda mı, yoksa ekşi sözlük mesaj kutusunda mı?




 
duyuruda gözükür. sözlüğün mesaj kutusunun burayla ilgisi yok.


  • Ufuk  (06.09.14 19:56:26) 
Duyuru'dan gözüktüğü söylenmiş ama belki işe yarar diye yazıyim dedim. 'Bir aydan eski mesaj silindiğinde sözlükteki mesaj kutusuna kopyasını gönder' gibi bir seçenek vardı mesela hiç gelmedi öyle bir kopya ama. Antik'te nasıldı bilemiyorum fakat durum şu an bu. Velhasılı mesajları yedeklemekte fayda var mühim ise.


  • oranjlaturanj  (06.09.14 20:38:08) 
[]

bu muyap'tan sonra türk şarkıcılar daha çok izleniyor, neden?

bildiğiniz gibi şarkıcıların resmi videoları eskiden youtube'da muyap kanalıyla tek çatı altındaydı ama buna rağmen en çok izlenen videolar 25 milyon'daydı ortalama olarak. ama nedense muyap kanalını kapatınca ve de her yapımcı kendi şarkıcılarının videolarını kendi kanallarına yükleyince izlenme sayılarında bayağı bir artış oldu.
mesela "kafa beceren bir şarkı" dediğimiz şarkılar bile en az 10 milyon kez izlenmiş. uluslararası bazı şarkıcılar bile buna erişemiyor.

kısacası neden böyle oldu ki?

 
şarkı popüler görünsün diye izlenme adedini şişiriyorlar çeşitli yöntemlerle.


  • cakabo  (06.09.14 00:34:42) 
[]

sevgiliye manita demek kaba ve özensizce bir davranış değil mi?

cidden merak ediyorum.
o sevilen kadına "alelade" gibi bir tabir yakıştırmak değil mi? "ciddi değilim işte, kendisiyle eğlenmelik ilişki yaşıyorum" der gibi resmen.



 
manita diye seslenilir mi ya sevgiliye. millete manitam diye tanıtıyosa da sıkıntılı dediğiniz gibi.


  • acukali ekmek  (05.09.14 23:48:30 ~ 23:48:50) 
Değil. Abartmışsın. Bu kadar düşünme kelimelerin üzerine.


  • buff  (05.09.14 23:49:37 ~ 23:49:43) 
Bence öyle. Ben sevmem bana öyle denmesini.


  • Lim5  (05.09.14 23:50:40) 
benim çok sevdiğim bir radyocu var o da manita diyor eşine komik geliyor bana. fakat o kadın :)


  • rock n roll  (05.09.14 23:51:01) 
ulan şu duyuruyu görünce nasıl rahatlama geldi var ya anlatamam. abi yıllardır söylüyorum ben bunu, öcüymüşüm gibi bakıyorlar. manita iğrenç bir şey ya. mastürbasyon sonrası peçetesine bile denmez manita diye. o bile bu kelimeden daha oturaklısını, düzgününü hak ediyordur.

hani görgülü kültürlü adamlar falan yapıyor bunu bir de ha, barzo yapsa zaten bana ne der geçerim ama sevgilisinden manita diye bahseden aklı başında insanlar görünce ağlayasım geliyor.

manita ve felan kelimelerini duyduğum anda buharlaşıp yok olmak istiyorum. sonra kendime kızıyorum olm sen ne şerefsiz ne hasta bi şeysin her şeye sinirleniyosun diye ama sinirlenilmeyecek gibi değil abi. MANİTA ne lan manitu gibi? sevgiliye, eşe MANİTA denir mi?
  • pescador  (05.09.14 23:51:10) 
Şık değil


  • saksı  (05.09.14 23:51:17) 
Minibüs şoförü değilseniz gereksiz bir kullanım.


  • angelus  (05.09.14 23:51:59) 
1-1 sohbette kendisine demek hoş, başkalarının yanında veya arkasından hoş değil.

erkeğim.
  • pofudukayi  (05.09.14 23:52:33) 
sevmem manita kelimesini.


  • baldur2  (05.09.14 23:55:19) 
bence erkek birisinin pofudukayi nickini almasından daha tuhaf değil.

kızma hocam da komik duruyor yani :)
  • del piero10  (05.09.14 23:56:53 ~ 23:57:40) 
Diyenin yukledigi anlama gore degisir tabii ama bence de avam bir tabir. Bana deseler manitam diye kizarim.


  • merena  (05.09.14 23:59:25) 
www.nisanyansozluk.com

Denmez.

Soruya cevap evet.
  • qazaqwsx  (05.09.14 23:59:47) 
Amma kasıntısınız, ne kabası ne eğlenmesi. Rahat olun biraz. Gayet ciddi bir ilişki içerisinde söylenebilir. Ciddi olmadığınız kişiye manita da demezsiniz.


  • hiko seijuro  (06.09.14 00:01:13 ~ 00:02:26) 
Denir

herkes kraliyet ailedine mensup, bi ben avam

biri bana mesajla avam dediydi, nikini unuttum, boylelikle kanitliym da diyen de rahatlasin. Bi de pacoz dedi, cok uzulduk
  • cecilia  (06.09.14 00:04:42) 
Bence sevgiliyi sikmek de çok kaba. İnsan insanı siker mi hem.

Arkadaşlar siz uçmuşsunuz rahat olun az.
  • eli  (06.09.14 00:32:18) 
tam bir ayılık göstergesi bana göre. bir de başkasına tanıtırken "bak işte bu da benim manita" demek ayılığın bi üst leveli artık.


  • lionel andres  (06.09.14 01:06:03) 
değil.


  • labanon  (06.09.14 01:17:29) 
değil, manite eski bir kelimedir ve gayet sevgili anlamına gelir. kadın ve erkek için de kullanılabilir.


  • matematik koyu  (06.09.14 10:30:20) 
Manita benim sevdiğim bir kelime. Sevgili manita ile kötü bir şey kastedilmediğini bildikten sonra sıkıntı yok.


  • burfak  (06.09.14 12:31:38) 
[]

ölen sineklere, karıncalara üzülüyorum

şimdi şöyle bir şey var bende. evde minik bir sinek var diyelim. ben onu öldürdüğümde veya öldürmek istemediğim halde yaraladığımda üzülüyorum. keza karınca veya ev kelebeklerine de öyle. bazen yanlışlıkla üzerine bastığımda kızıyor, onların bu kendini savunamayışlarına çok üzülüyorum.

ha, evet sosisleri, salamları da yiyorum bu arada.
ancak sanki koskoca bir inek ile hemen ölmeye meyilli küçücük canlıları bir tutamıyorum.

ve sadece bu da deği durum. hani bir arı/sinek otobüsün içine hapsoluyor da yolculuk boyunca ilçe değiştiriyor ya, o da beni derin düşüncelere sevk ediyor.


yemin diyorum ciddiyim. size de oluyor mu böyle?

 
bazen oluyor ama sonra umursamamaya çalışıyorum çünkü yapılabilecek pek bir şey yok bence soyu tüketilmedikçe, çok acı çektirilmedikçe ve insana faydalı amaçlar için hayvanların öldürülmesi sorun değil sonuçta bu noktaya avcı toplayıcı olarak geldik, yaşam döngüsü organik maddeler üzerinden dönüyor, yemeliyiz sıçmalıyız bitten pireden haşereden uzak durmalıyız falan filan

zevk için vahşet için öldürene karşıyım.
  • mistreated  (04.09.14 22:35:38) 
Isıran, zehirleyen vs. böcek türlerini öldürünce üzülmem. Tercihen camdan atmaya çalışırım ama kalmakta ısrarcı olanları öldürürüm.


  • legendwaitforitdary  (04.09.14 22:37:23) 
insanların pek umrunda olmasa da bunun tersi anormal zaten. onların küçük olmasının bi önemi yok, zira uzayda fiziksel oranın bir önemi yok. söz gelimi 300 milyon ışık yılı uzakta bizden binlerce kat büyük canlılar yaşıyor olabilir, bize karınca gözüyle bakıyor olabilirler. bu durum ne onların çok daha önemli olduğunu ne de bizim çok daha gereksiz olduğumuzu kanıtlar.


  • nohut  (04.09.14 23:12:32) 
Ben de aynıyım. Sinek, karınca öldüremiyorum. Çok üzülüyorum. Gece sinek vızır vızır gelirse kalkıp öldüremiyorum. Pikeyi kafama çekip ayaklarımı sineğe veriyorum ki orayı yesin, beni rahat bıraksın. Sabah sinek o kadar doymuş ve şişmiş oluyor ki, uçamıyor bile. Herhalde sineğin birinden sıtma kapınca aklım başıma gelecek.

Karıncalar ayrı bir konu. Yakınlarda bir parkta kahvaltı yapıyorum bazen işten önce. Kuşları ve karıncaları besliyorum. Kırıntılar atıyorum, sonra bir karınca onu alıp götürüyor. Birkaç dakikada bir o karıncanın kırıntı ile birlikte nereye gittiğine bakıyorum.

Hele içeride kalınca, çıkarmak için seferberlik ilan ediyorum resmen.

Ömrüm boyunca öldürebildiğim toplam böcek + sinek sayısı, bir elin parmaklarını geçmez. Onların da çoğu pencereden/balkondan atma.

Edit: Topluca evi saran tanımadığım bir böcek türüne böcekçileri çağırıp soykırım uygulamışlığım var ama tetiği ben çekemiyorum işte.
  • aychovsky  (04.09.14 23:18:27 ~ 05.09.14 01:16:44) 
Bende olmuyor öyle. Bir prensibim var. Evde böcek gördüğümde mutlaka öldürüyorum. Dışarda ne yaparlarsa yapsınlar ama evimin içinde uçan kaçan yürüyen bi böceğe karşıyım. Tür ayırmıyorum. Sonuç : böceksiz karıncasız bir evim var. Dışarıda üstümde gezinde tutar atarım ama öldürmem.


  • maxhoper  (04.09.14 23:41:28) 
üzülmek bende de oluyor.. buna ek olarak sanki işlerimin ters gideceğini düşünüyorum.. ama öteki türlü de hayat yaşanmaz oluyor mutfakta hamamböcekleri ve karıncalarla el ele diz dize oturamam çıldırırım..


  • defnex  (04.09.14 23:51:54) 
senin gibi adamları var ya, bulup öbücük manyağı yapmak lazım.

www.eksiduyuru.com
  • freeze  (04.09.14 23:54:11) 
Ben de üzülüyorum göz göre göre öldüremem. o yüzden bir de başkaları da öldürmesin diye durun öldürmeyin ben atarım onu dışarı diye atlıyorum hemen.
geçen gün yemekhanedeki bir eşekarısını incecik peçeteyle tutup dışarı attım bu yüzden korka korka.
Ama birkaç gecedir 2 tane sivrisinek öldürdüm. Ama nefsi müdafa gibi oldu, öldürmesem sabaha kadar uyuyamayacaktım. Çok kötü hissetmiyorum o konuda.
  • innerbliss  (04.09.14 23:55:58) 
@freeze: hahah. senin duyurunu görünce söyleyesim geldi. normalde yukarıya yazacaktım ama insanlar yadırgar diye yazmadım. tuvalette de zararsız hayvan görünce tuvalet kağıdıyla alıyorum ve dışarıya salıyorum. :)


  • m e b  (04.09.14 23:59:51) 
Cok zalim ve kati yurekliymisim, onu anladim.


  • delifaruk  (05.09.14 00:06:48) 
Arkadaslarin cevaplarini gorunce anladim ki: BEN BİR CANİYİM.

Karincalara, kelebeklere tamam da sinekleri olduruyorum ben. Sabahin altisinda sirf kara sinegin ziriltisina uyanip gebertip, sonra uyumaya devam etmisligim var. Sinegin sesinden nefret ediyorum. Kara sinek ve sivrisinek. Hic usenmeyip kalkip sinek ilaciyla yok ediyorum. Huzur doluyorum. Viz viz viz kafamin etrafinda donen, ses cikaran seyi sevemem. :( Sinirim bozuluyor hatta aglayabilirim o sinirden eger oldurmezsem. :/
  • barbara herhalde barbara manken olan  (05.09.14 00:08:19) 
şöyle bir ayrımım var.

mesela kelebek, arı bir yere girmiş dışarı çıkmaya çalışıyor. istese de orada yaşayamaz, yaşamak istemez. o zaman öldürmemeye, evden(otobüsten vb) çıkarmaya çalışıyorum.

ama eve yerleşmeye çalışan karınca, hamam böceği ya da beni yemeye çalışan sivrisineği affetmiyorum. gözünün yaşına bakmıyorum.
  • robep  (05.09.14 01:11:11) 
[]

hızlı okuma programı var mı kullandığınız?

şimdi ben e-kitaplarımı okumak istiyorum bu programla.
bu programlar yazıyı hızlı hızlı video gibi gösteriyor size ve siz de video izler gibi kitap okuyorsunuz.
var mı böyle ücretsiz bir şey?


 
spritz var hatta ayarlayabiliyordun sanırım ekrana gelme hızını kullanmadım sadece zamanında görmüştüm ücretli mi bilmiyorum ama android kullanıyorsan zaten her türlü ücretsiz edinebilirsin


  • joy stick  (04.09.14 16:25:57) 
ben vitamin in bir yıllık bi hizligo diye kursu var onu aldım fena değil gibi 40 lira mı ne


  • greatviolinist  (04.09.14 17:30:01) 
@joystick: o program sadece galaxy s5 ve gear ile uyumluymuş. android markette henüz yokmuş şimdilik.

@greatviolinist: o tür program değil de anroid tabanlı programdan bahsediyorum :)
  • m e b  (04.09.14 21:34:28 ~ 21:35:12) 
google'a onun ismini ve android yaz ona benzer uygulamalar çıkıyor. speed reader mesela


  • joy stick  (04.09.14 23:11:38) 
@joy stick: evet o da epubları okumumuyor. illa satın almak gerekiyor. o da 7 TL.
başka bir alternatif buldum ama o da "kitapalr bölüm bölüm olmak zorundadır." diyor bazı kitapları okumuyor.

  • m e b  (04.09.14 23:15:36) 
[]

askerlikten muaf olmak memurluğa da engel mi?

şimdi benim kulağımın birinde %100 işitme kaybı var. duyduğuma ve internette yaptığım araştırmaya göre bu askerlikten (galiba kişi de isterse) muaf olma sebebi imiş. şimdi diyelim ki ben askerliği yapmak istediğim halde muaf tutuldum. bu benim kpss ile gireceğim memurluklara engel olur mu?

internette yaptığım araştırmalara göre kimisi engel diyor, kimileri engel değil diyor. hatta kimileri de engellei kategorisinde olacağın için istediğin memurluğa bile yerleşemezsin diyor.

var mı çevrenizde buna örnek?

 
değil


  • calzoncillos  (03.09.14 22:24:51) 
[]

ekşi duyuru'nun amacı atom parçalamak mı?

benim anlayamadığım bir şey var.
neden burada illa "google'a sorsaydın keşke", "defalarca soruldu hala neden soruyorsun?", "ne salak bir soru bu?" tarzında cevaplar veriliyor ki?

eğer ben kalkmış burada soru sormuşsam:

a. google'da araştrma yaptığım halde bulamamışımdır.
b. google'da çözümü mevcut olduğu halde bu çözüm benim işime yaramamıştır.
c. google'da anında soru-cevap-soru-ikinci soru cevap interaktifliği yoktur.
d. duyuruda önceden sorulmuş 15 milyon soru-cevap yine benim işime yaramamıştır.
e. o "salakça" dediğiniz sorumu "acaba bu durumda ben mi abartıyoum, yoksa diğer insanlar da mı böyle düşünür?" şeklinde düşündüğüm içim sormuşumdur.


e, bu kadar sebep varken neden hala "google'a sorsaydın", "ne salakça" gibi cevaplar veriliyor ki? sonuçta burada bilimsel deney yapılıyormuş da soru soran kişi buna engel oluyormuş gibi davranmak daha da değişik, sorgulanası geliyor kulağa.


bu sorunu diğer kullanıcılarda da gördüğüm için için taşıdım buraya. yoksa olay benlik değil.

 
Her şeyi geçtim hazıra konmak ve cevaba anında ulaşmak istiyor da olabilirsin.. Katılıyorum sana dostum ..


  • yqzkrttpli  (03.09.14 13:59:54) 
sen o sekilde yapiyosun diye herkes oyle yapiyor diye bi sey yok.. bazilari gercekten sadece sordugu seyi google'a yazsa ilk sonuctan cevap alabilecegi seyleri soruyor..

daha once sorulmus sorulari tekrar sormak zaten sitenin mantigina ters.. cunku ozellikle soran silmediyse duyuru kaliyor ve daha sonra ayni sorunla karsilasabilecek insanlara yardimci oluyor.. ama daha onceki cevaplar isine yaramadiysa bunu duyuruda belirtmek zor degil..

tik atmanin onemi de o mesela, bi duyuruyu sonradan arayip bulan bi insan tik atilmis cevaplarin ise yarayan cevaplar oldugunu farkedip daha efektif kullanabiliyor siteyi..

zaten o asamalardan gectikten sonra burada soran insanlara google'a sor denmez yani..
  • buzzlightyear  (03.09.14 14:03:02) 
egosu yüksek insanlarla dolu ekşi duyuru. gereksiz bir afra tafra, hakaretler falan gırla yani. haklısın, bazen ben de karşılaşıyorum ve soğuyorum duyurudan.


  • bir fincan kahve ile film izlemek  (03.09.14 14:27:36) 
Bu duyuruyla ilgili hedeflerden biri bugünkü olay nedeniyle benim sanırım.
Yıllardır buradayım birkaç sefer "google'a yazabilirsiniz" demişliğim vardır.
"Özel yazı karakterlerini nasıl Word'de gösterebilirim?" sorusuna, önce "Google" ardından da microsoft çözüm linki verdim.
Bunu yazma sebebimse, soruyu soran kullanıcının benzer birden fazla duyuru açmış olması.
Şimdi buraya gelip "Eminönü tarafında daha önce çalıştığınız tecrübeli tesisatçı var mı?" derseniz, bunu google'da bulamazsınız. Ama bir terimin İngilizcesini, bir uygulamayı nasıl download edeceğini vs. sormak, googlela rahatlıkla çözülebilir.

Neyse, herşey kişisel, kimseyi yargılamamak lazım. Tarzlar farklı olabilir.

(Ek olarak, yukarıda bahsettiğim soruya "ne kadar salakça" vs. demek gibi bir terbiyesizliğim olmadı. İronik bir dille Google'ın ne kadar değerli olduğunu söyledim. Küçük görme gibi bir durum olmadığını belirtmek isterim.)
  • quaker  (03.09.14 14:48:02 ~ 14:52:31) 
Sorduğum soruya aldığım yanıttan çok daha fazla yanıtı eski duyuruları okuyarak aldım. Abi, bi Ateş ve Buzun Şarkısı kitap listesini üç kere yazmıştım bir hafta içinde. Hayır, ne gerek var? Arat yukarıdan, oku işte be adam. Misal; yakın zamanda iade prosedürü soruldu defâlarca. Soruldu bu deyince, adam "Okudum da, bir daha sorayım dedim" diyor. Aynı sorun, doğal olarak aynı çözümü getirecek. O gereksiz sorular içinde cidden yanıt verebileceğim soruyu aramakla uğraşıyorum bâzen.


  • Dunedan  (03.09.14 14:51:04) 
İyi de her gün sorulan sorular var mesela, adam sormadan önce ara kısmına tıklayıp 1 kelime ile sorusuna 5000 tane cevap bulabilecekken tekrar soruyor. Şu internetteki en saçma eylem aynı şeyleri konuşmak/cevaplamak/sormak. Fikir almak için sorulan sorular hariç.


  • osurdum  (03.09.14 14:53:27) 
@quaker: kişisel bir yargılama, bir günah keçisi ilan etme durumu yok.
duyuruda var olan durum bu maalesef.

  • m e b  (03.09.14 15:00:01) 
@m e b: Yok ben sizin birini yargıladığınızı düşünerek öyle yazmadım. Tam tersine, kendi hareketim için daha düşünceli davranmam lazım veya davranmalıyız dedim. Sonuçta gerçekten google'da aratıp bulunmamış olabilir veya farklı bir sebeple soruyor olabilir. Daha fazla empati lazım.

Ama yalan yok, hakikatten "yarın istanbulda hava nasıl olacakmış?" diye soranla uğraşasım geliyor.
  • quaker  (03.09.14 15:14:22) 
Ben uyuz oluyorum bu google yonlendiricilerine.

Belki o anda mobilden acil bi sekilde spesifik bilgiyi bulmak istiyoum ya a goohle a sormak istemiyorum keyfimin kahyasi mi ki bunlar kimene?

Haklisin kesinlikle
  • neferkitty  (03.09.14 15:22:08 ~ 15:22:27) 
[]

şu hata ne anlama geliyor?

az önce bilgisayarıma bir oyun yükledim ancak oyun simgesine tıkladığımda bilgisayar "general extraction error location es1" hatası veriyor. ne demek bu?
internette dişe dokunur bir şey yok denediğim halde.

not: uyumluluk sorunu giderme işlemi de yaptım.

 
hatanın detayları var mı, varsa ne ?

edit: win8 ise şimdiden kabullenmeye başlayın durumu isterseniz, millet çok ağlıyor çünkü bir sürü böyle çözümsüz sorun yüzünden.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (03.09.14 01:49:12 ~ 01:51:48) 
windows 8.1'di. ve sadece küçük pencerede bir tek bu mesaj çıkıyor ortaya, o kadar.


  • m e b  (03.09.14 02:03:49 ~ 02:08:20) 
oyun ne peki araştırayım biraz ?


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (03.09.14 03:06:05) 
Syberia 1.
Teşekkür ederim.

  • m e b  (03.09.14 12:37:52) 
oyunun daha yeni sürümü var mı diye araştırdın mı çünkü kapsamlı bir site bunu öneriyor.

bir başkası da bu sorunu masaüstü ikonundan yaşamış ama oyunun dizinine gidip oradaki .exe dosyası ile açınca açabilmiş oyunu. tabii denerken hem uyumluluk modu açık hem kapalı dene, windows böyle mal bi şey deneme yanılmayla çözüyorum ben de çoğu sorunumu.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (03.09.14 16:20:16 ~ 16:23:01) 
@proletarier aller lander vereinigt euch: teşekkür ederim. onları da yapmıştım ama olmadı. galiba oyunu tamamen silmem gerekiyor, oynayamayacağım çünkü.
teşekkür ederim yine de yardımınız için.

  • m e b  (03.09.14 17:26:08) 
yönetici modunda çalıştırmayı denediniz mi?


  • yatagants  (03.09.14 17:30:28) 
[]

şöyle kötü bir bilgisayarın bile kaldırabileceği oyun önerseniz?

bilgisayarım öyle şaşalı bir şey değil. yani her oyunu kaldırmaz herhalde.
şöyle oynayıp da bayıdlığınız, oynamadığın için çok keyifli anlar kaçırdın dediğiniz oyunlar var mı? basit oyunlar bile olabilir.


not: intel pentium işletimci, 2 gb ram'li bir bilgisayarım var.
not 2: şu total war mudur nedir, o oyunları sevmiyorum.

 
(bkz: half life)


  • archmage mahmut  (02.09.14 21:38:27) 
diablo 2, warcraft 3


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (02.09.14 21:39:23) 
@ananiyimioguz: düzenledim duyurumu.


  • m e b  (02.09.14 21:41:59) 
@proletarier aller lander vereinigt euch: teşekkürler ama bu tarz oyunlar sevemiyorum maalesef.
half life, portal gibi oyunları seviyorum daha çok.

  • m e b  (02.09.14 21:46:11) 
diablo 2 strateji değil aslında ama neyse. stalker var güzel oyun. prince of persia var bi de. artık birincisini kesin kaldırır da diğer ikisini bilemiycem.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (02.09.14 21:48:47 ~ 21:55:14) 
2 gb ram varsa o kadar kötü değildir herhalde. pentium da 1,8-2,5 ghz civarıysa 2005-2006'ya kadar çıkan her şeyi rahat oynarsınız. ekran kartı onboard ise 2004 falan diyorum.

önerilerim:

syberia
papers please
age of empires 2
age of mythology
gta 3, gta vice city

star wars republic commando
commandos 3
caesar 3
  • i ve been mistreated  (02.09.14 21:49:21 ~ 21:53:12) 
fahrenheit oyna.


  • ufukcel  (02.09.14 21:51:24) 
Mafia
Godfather 1-2
Hitman 1-2-3
The saboteur
Sniper elite 1-2
Gta3
Gta san andreas
  • sutlu nescafe  (02.09.14 22:16:07) 
WORLD Of GO
limbo
painkiller serileri
Sonic filan gibi oyunlar.
  • ergenpezeveng  (02.09.14 22:47:53) 
bi de tomb Raider Anniversary e kesin bak :)


  • ergenpezeveng  (02.09.14 22:48:33) 
ya aklıma geliyo Dead Space var hatta türkçe yama filan da var baya keyiflidir.


  • ergenpezeveng  (02.09.14 22:49:16) 
[]

siz bu duolingo ile nasıl ingilizce öğreniyorsunuz ki?

ya ingilizce'm kötü değildir. en azından duolingo'ya göre çok çok iyi diyebilirm.
şimdi, ben deneme amaçlı bir ingilizce bölümüne bakayım dedim. bakıyorum, moderatörler kafalarına göre "burada 'the'yı unuttun", "burada 'one' yerine 'a' kullanamazsın" gibi hata mesajları yayınlıyor, ingilizce'de önemli olan ama türkçe'ye çevirdiğinizde anlamsız veya yersiz gelen kelimeleri/takıları çevirmenizi isteyen bir sürü hatalarla karşılaştım.
hatta geniş zaman-şimdiki zaman kaymasını bile kafasına göre ayarlıyor.


iki saattir "he didn't say one word" yerine "he didn't say a word" dedim diye geçemiyorum bir türlü. bunun gibi onlarca komik hatalar var.
şahsen ingilizce'yi buradan öğrenecekler anlam veremeyecek bunlara...

 
ben de ingilizcemi geliştireyim diye başlamıştım ki iyi denebilir ingilizcem. ama o sınavları bir türlü geçemedim arkadaş. bıraktım sonra.


  • biyik  (02.09.14 15:55:47) 
Selam, meb den misin?


  • kosun lan mevzu var  (02.09.14 15:58:04) 
@kosun lan mevzu var: selam. hayır, nick'imin anlamı başka.


  • m e b  (02.09.14 16:07:23) 
İspanyolcasında sıkıntı yaşadım. Cebe indirmiştim, cepte aksanların bazıları yok. Haliyle onu yazamadığım için 10 sorunun 9'u yanlış kabul ediliyordu. Bilgisayarda da hızlı yazarken yaptığım yazım yanlışlarından sürekli geçemeyip duruyordum. Çok sinir bozucu.


  • aychovsky  (02.09.14 16:09:15) 
@aychovsky: işte benim korkum da bu biraz. mesela ispanyolca cevaplarımı "acaba doğru olması gerekmiyor mu?" diye "discuss" bölümünde soracakken görüyorum ki ya benim gibi o noktada takılanlar olmuş ya da "duolingo burada hata yapıyor. çünkü native ispanyollar bu şekilde de kullanıyor/kullanmıyor." diye yorumlar bildiriyorlar.


  • m e b  (02.09.14 16:13:50) 
[]

android tarayıcı/browser

şimdi, evet, defalarca sorulmuş ama benim istediğim farklı.

opera mini'yi biliyorsunudur, o erişie kapalı olsun ya da olmasın herhangi bir siteye eklentisiz, ip değiştirmeden girebiliyor. ama bildiğiniz gibi video oynatmıyor, ses dosyalarını çalmıyor, direkt belleğe kaydediyor.

ben istiyorum ki tarayıcı kendiliğinden tüm sitelere kısıtlama olmadan girebilsin ama aynı zamanda ses dosyalarını da indirmeden dinleyebileyim, videoları izleyebileyim. var mı böyle tarayıcı?

 
VPN arasanız daha iyi olur. VPN ile istediğiniz tarayıcıyla, istediğiniz siteye yasaksız erişim sağlayabilirsiniz.


  • pavlis  (02.09.14 14:18:32) 
Orbot Tor. Denemedim ama bizim Tor Browser'ın Android sürümü falan sanırım.


  • osurdum  (02.09.14 14:24:02) 
[]

biraz ayıplı soru

şimdi, malumunuz ki ünlülerin hesapları hack'lendi, resimleri internete düştü filan. hatırlamıyorum ama içlerinden birisi twitter'dan "o resimler eski eşimleyken çekilmişti." diye bir açıklama yaptı. şimdi, eski bir resim bile istenildi mi geri getirilebiliyor anlaşılan.

işte benim sorum da bununla alakalı azıcık.

1. hiç fark etmez, sevgiliniz olsun ya da yalnız olun fark etmez, hiç böyle fotoğraflar çektiniz mi? ne bileyim merak etmişsinizdir filan. korkmuyor musunuz?

2. ya da siz işinizde sivrilen birisinizdir, sizin geçmişinizi deşmek isteyen biri o fotoğraflara erişemez mi ki istese?


not: korkuyorum doktor. sırf iddia uğruna zamanında salakça fotoğraf çekmiş ve arkadaşıma e-posta atmıştım da :(

 
1-partnerim/eşim/sevgilim isterse hayır demem ama kovalamam yani. gerekli değil.

2-erişemez zira bir gün öyle bir şey yaparsam atarım bi diske onuda benim bile bulamayacağım bir yere saklarım.
  • bruceandwayne  (02.09.14 00:19:15) 
kim ne yapsın senin bamyayı


  • fallthepieces  (02.09.14 00:21:11) 
fallthepieces +1

sansasyon yaratabilecek biri değilsin sanıyorum. amatör pipi (?) görmek istesem tumblra pipi yazarım.
  • empati kuramayan psikolog  (02.09.14 00:23:01) 
1)İphonela cekmisligimiz var. Ama iclouda yedeklenmemisti daha. Kimsenin de benim videomu merak edip arayip bulacagini sanmiyorum :)

2)onu oyle herkes bulup cikartamaz
  • c1b2k3  (02.09.14 00:23:41) 
Hiç güleceğim yoktu :))

Ama ileride politika falan düşünüyorsan vazgeç şimdiden :))
  • ironiden anlamayan dunyasiz  (02.09.14 00:25:56) 
ya tabii ki benimkini kimse merak etmez ama yarın bir gün yüksek bir yere gelirsem insanlar boş durmayacak, her şeyi didik didik yapacak. :)


  • m e b  (02.09.14 00:30:44 ~ 00:30:59) 
Sevgili falan degilde single olarak 18+ fotolar cektirmistim birkac sene once. Sonra sildirdim fotolari ceken kisilere. Yani insaallah silmislerdir. Zaten 3-4 sene oldu bu saatten sonra birsey cikmaz. Hem nereye verecekler ki benim fotolari sanki? Korkaacagim birsey yok yani:)


  • delifaruk  (02.09.14 00:31:57 ~ 00:32:16) 
1) çektim, hatta yanlışlıkla sınıftan bir kız arkadaşıma da attım. çok ama çok net hatırlıyorum olayı. lise 1'deyiz. o zamanlar sürekli rus edebiyatı falan kasıyorum, kız arkadaşımı telefona NE ALAKAYSA saçmasapan bir şekilde PATRUŞKA diye kaydetmişim, kızın adı merve. amk ergeni işte. sınıfta bir arkadaşım var, rus asıllıydı kız. onu da MATRUŞKA diye kaydetmiştim. P yerine M'ye mi bastım artık ne bk yedim bilmiyorum ama sigimi sınıftaki kıza gönderdim. hatta bu boku yediğimde football manager oynuyordum, ural'ı çalıştırıyordum. artem fidler vardı kadroda çok sağlam herifti. o ara okul tatildi. hiçbir şey söylemedim. o da söylemedi. okul açıldığında da ben cesaret edip hiçbir şey diyemedim, yanlışlıkla olduğunu tahmin etmiştir dedim. ara ara zigime bakıp güldüğü oluyordu. o kadar. sevişmedik. ya da "hmmm harikaymış bize de versene :))" demedi hiç. aşırı utanmıştım.

2) vallahi işimde sivrilen biriysem sik fotoğrafıyla düşürülemeyecek kadar sivrilmişimdir sanırım. yaptım, yine yaparım. korkum yok. siz korkun.
  • pescador  (02.09.14 00:35:49 ~ 00:36:39) 
1. Çektim, korkmuyorum.
2. Erişemez.

  • roket adam  (02.09.14 11:15:59) 
[]

hani şöyle bir terim vardı, neydi o?

hani, mesela konuşurken "laz mısın sen? ehiehi" diye şaka yaparken kürt arkadaş da kahkaha atar ama "bu kürtler tutkundur birbirlerine" derken kürt arkadaşınız alınır, sizi ırkçılıkla suçlar ya da "şimdi böyle dersem kürt arkadaşım alınır" diye bu cümleyi sarf edemeyiz ya. ya da "bu hristiyanlara da akıl erdirmek imkansız" derken sorun olmuyor ama "bu yahudiler de bla bla" diyince hemen yahudi düşmanı ilan edilirsiniz ya, işte bu duruma bir şey deniliyordu. sanki "falsification"lı bir şeydi.
nedir bu?



 
(bkz: politically correct) geldi aklıma ilk.


  • ron dennis  (01.09.14 16:16:24) 
teşekkür ederim.
ben de deminden beri "political falsification"a bakıyordum ama sonuç alamıyordum.

  • m e b  (01.09.14 16:18:49) 
[]

ispanyolca yine, yeniden.

"Él le lee un diario a ella." cümlesinde neden "a ella"ya ihtiyaç duyduk? Sebebi, erkek öznenin tam olarak kime, hangi cinsiyete gazete okuduğunu belirtmek için mi?
yani "a ella" olmasaydı, cümledeki anlam "o, ona gazete okuyor." olacaktı ama "a ella" ile "o (erkek), ona (bir kadına) gazete okuyor." oldu, doğru mu anlamışım?



 
Hatun olduğunu belirtmiş oluyor, hem de okuma işlemini vurgulamış oluyor ("İlgilendi onunla kitap okuyarak" der gibi)

Bir nevi "A mí, me gusta los gatos"taki tekrar gibi düşün. Demese de olurdu, dese de olur. Biraz da içeriğin ne olduğuna bağlı.

Bir de "a la ella" garip geldi, "a ella" değil mi o? "a la mujer" olur, "a la dama" olur, "a la ella" "to the her" gibi bir şey.
  • aychovsky  (01.09.14 15:31:52) 
@aychovsky: benim ispanyolca öğretmenim, teşekkür ederim :))


"a la ella"daki "la"yı ben uydurmuştum ama düzeltmiştim.

teşekkürler tekrardan.
  • m e b  (01.09.14 15:35:12) 
[]

minik bir ispanyolca sorusu vol. 2

gün geçmiyor ki ispanyolca çalışırken merak ettiğim bir şeyle karşılaşmayayım.

şimdi, bu aksanlar bir tek yazılırken önemli farkındayım ama konuşurken hiçbir şekilde fark yok sanki.

yoksa göremeyen ben miyim?

 
konuşurken de vurgulu söylüyorsun. en azından benim fark ettiğim bu şekildeydi


  • razvan rat  (30.08.14 20:37:39) 
video kelimesinde vídeo ve video arasında v'nin b okunması açısından çılgın bir fark var. vídeo biğdeo diye okuyoruz, bu tuvaletle, bokla, püsürle ilgili bir şey (ne olduğunu hala öğrenemedim ama çok dalga geçiyorlar). video yani bideo ise bildiğimiz video.

İspanyolcada sesli harfler çok kısa söyleniyor, üstünde aksan varsa bir sesle, yoksa yarım ile bir arası bir sesle geçiyor. Nasıl ki kağıt'ı inceltme işareti olmadan kaat diye söylediklerinde, rüzgar inceltmesiz okunduğunda rahatsız oluyorsun ve kulağını tırmalıyor, bir İspanyol da bundan o kadar rahatsız oluyor.

Kolay okumak için vurgulu harfi yanında ğ varmış gibi okuyabilirsin ama ğ'yi de tam sesmiş gibi uzatmamak gerek.

tú ve tu farklı şeyler sonuçta. Birindeki u 1-1.5 ses arası iken, diğerinde yarım-bir ses arası. Bu küsurlu rakamlar da İspanyolların harf yutma alışkanlığından geliyor. Sesli harfler kısa okunuyor ve uluyor. Örneğin, "Tengo el tarjeta" dediğinde Tengo'nun sonundaki o düşer gibi yapıyor, iyice yarım ses oluyor. Aynısı el'in e'sine de oluyor. Tengwel gibi bir double u sesinde (kesinlikle v sesi değil, double u sesi) buluşuyorlar.
  • aychovsky  (30.08.14 20:40:34 ~ 20:44:59) 
hiçbir farkı yok, farkı var diyen cervantesin oğludur.

como = comó

video bideo olayına gelirsek de aksanla alakalı, murcia taraflarında s'leri yutarlar örn: tres > tre, yo > jo gibi.


valencia balenthia, vamos > vbamos.

ispanya'da yaşıyorum.
  • ateyist_  (30.08.14 20:43:43 ~ 20:44:59) 
ateyist_ çok haklı. sondaki s'ler Güney, doğu ve güneybatıda yutuluyor. Bu yöreler d'yi de yutuyor. cansado yerine cansao diyorlar. Aksan da bu noktada devreye giriyor zaten. Madrid'liler "Hmm, köylü bunlar" diyor, diğerleri "Ne alakası var, bu bizim şivemiz"


  • aychovsky  (30.08.14 20:48:52 ~ 20:49:37) 
aslında o d'yi diyorlar da dil dışarıda kalıyor d derken, nedendir anlamadım. böyle bir döndürüyorlar dili falan.

zaten ispanyolca ilk yanılgımız harflerin okunuşlarının çoğunu türkçedekilerle bir sanmamız. birçoğu öyle olmasına rağmen derin ses ayrımları var.

n,d,l,m,o,r bazıları.
  • ateyist_  (30.08.14 20:53:08 ~ 20:53:20) 
değerli cevaplarınız için çok teşekkürler ama kısa bir sorum daha var, hazır bazı harflerin/kelimelerin okunuşuna değinmişken.

mesela "yo", "co" şeklinde; "llave"nin ise "cave" diye okunduğuna tanık oldum.
hatta, kulağım beni yanıltmıyorsa, mesela "usted" gibi sonu "d" ile biten kelimelerde son harf "l (limonun l'si)" harfi gibi okunuyor. ben bu şekilde öğreniyorsam, hangi aksanla çalışıyorum ispanyolca'yı?
  • m e b  (30.08.14 20:58:43 ~ 21:00:39) 
c,s ,z'lerin durumuna göre Güney Amerika veya Güney-Doğu-Batı İspanya'dan biri olabilir. (Bunu usted'den değil llave ve yo'dan çıkardım) usted herhangi biri olabilir.


  • aychovsky  (30.08.14 21:00:16 ~ 21:01:02) 
[]

ciddi ciddi film izleyip kitap okuyarak dil geliştiren var mı?

bana yetersiz gibi görünüyor sanki ama beni haksız çıkartacak biri var mı?
yani ciddi olarak, kursa gitmiş gibi dil öğrenen var mı aramızda?



 
kelime bilgimi izlediğim dizi&film ve okuduğum kitaplara borçluyum.


  • mutlusismankedi2015  (30.08.14 16:30:36) 
Kitap cok cok az okudum, film ve dizi cok izlerim ezelden beri, cocukken surekli bilgisayar oyunu oynardim, kendimi bildim bileli windows'um hep ingilizce oldu. Butun bunlar kelime dagarcigima, telaffuzuma ve gramerden cok kullanilis varyasyonlarina ve kaliplara kadar, bir kurstan coook cok fazla sey katmistir, eminim.

Tanistigim hemen hemen her yabanci amerikada universite okuyup okumadigimi soruyor, Turkiye'de okudum...


digerlerinin yazdiklarini okuduktan sonra gelen edit: tabii ki onceden gelen duzgun bir gramer bilgisini uzerine oturtuldu bu saydiklarimin hepsi.
  • loveinaflipbook  (30.08.14 16:44:08 ~ 17:12:28) 
kursa gitmiş gibi olmaz,
dilbilgisi ve yeni sözcüklere mutlaka çalışman gerek.
bir dili biliyorum diyebilmek için o dilde düşünce üretebilmen, kendini ifade edebilmen lazım. cümleleri doğru kurabilmen lazım. bu da sadece kitap ve filmle olmaz.
ama asıl çalışmanın üstüne dizi, film, dergi, kitap çok güzel ilerletiyor. özellikle de diziler, çünkü günlük kalıplar en çok dizilerde geçiyor.
  • lily briscoe  (30.08.14 16:45:42) 
anadolu lisesi üzerine, evet.


  • yalnux  (30.08.14 16:46:34) 
Sifirdan degil ama bildigimi asil arttiran dizi ve film oldu.


  • aychovsky  (30.08.14 17:07:38) 
Ömrümde İngilizce kursuna falan gitmedim, bildiğim her şeyi lisedeyken izlediğim diziler, dinlediğim şarkılar ve daha sonra okuduğum kitaplar/makalelere borçluyum.
Fransızca hiç dizi/film izlemedim, kitap/gazete de okumadım adam gibi; sadece dersler çerçevesinde bir ilişkimiz oldu. Fransız meclisindeki konuşmaları anlarım ama Fransa'da sokakta mal gibi kalırım. İngilizce ile kıyasladığımda film/kitap eksikliği çok fazla hissediliyor Fransızca'da.
Anime izlerken de Japonca öğrendim, üstüne kursuna da gittim. Kursa gitmemin mevcut Japonca seviyeme çok da bir katkısı olduğunu düşünmüyorum. Şu yönden katkısı oldu, Japonca konuştuğumda mantıklı konuştuğumu gördüm. bu dilde de malum alfabe meselesinden dolayı kurs falan yalan, kişinin kendi çalışmasıyla ilgili her şey.
Bir de Almanca kursuna da gitmiştim üç sene evvel, güya A1'i bitirdim; şu anda 10'a kadar sayabileceğimden şüpheliyim.

Sonuç: Kursta dil mi öğrenilir, dil kendi başına öğrenilir.
  • wish i could find a way to disappear  (30.08.14 17:08:49) 
anadolu lisesinden sonra hicbir ingilizce dersi almadim. yalnizca filmler ve internetten okuduklarimla advanced seviyesindeyim.
(bkz: toefl)

edit: birkac ay amerika'da bulunmustum bir de. ama kurs icin degildi.
  • bohr atom modeli  (30.08.14 18:18:16 ~ 18:19:39) 
İngilizceyi seyrettiğim filmlerden öğrendim filmleri hem İngilizce sesli olarak seyrettim hem de İngilizce alt yazılı olarak seyrettim


  • Sandman  (30.08.14 19:15:59) 
[]

moderatör bana ne yapmış?

onay sırası 1600'lerde olan bir çaylağım.
kısa bir süre önce caps'teki durumla karşılaştım.
o demek oluyor?


 
herkese oldu o. genel bir hata. bir anlamı yok...
tüm çaylaklar yazar olmuştu o gün.

  • ucan spagetticanavari  (30.08.14 01:22:36) 
[]

ekşi sözlük neden böyle görünüyor bugün?

şu caps'lerde gördüğünüz gibi ekşi sözlük siyah şeriti, sayfayı kaydırdıkça o da kayıyor.
bir bilginiz var mı?

bununla ilgili bir duyuru daha açılmış ama sağlıklı bilgi verilmemiş.


internet explorer'da, chrome'da ve firefox'ta böyle bir sorun var.

 
reklam almış tepeye genç turkcell. adblock engelleyince öyle görünüyor.


  • sayha  (29.08.14 21:33:26) 
Amına koydular artık giresim bile gelmiyor kimse kusura bakmasın harbiden amına koydular. çok öfkeliyim


  • Solem  (29.08.14 21:35:14) 
sözlüğü ne de güzel beceriyorlar...
teşekkür ederim.

  • m e b  (29.08.14 21:36:42) 
[]

android için not defteri öneriniz??

şimdi ben defter syafası gibi bomboş sayfa istiyorum. dilersem ellerimle şekil çizeyim, dilersem yazıyla not bırakayım.
var mı böyle bir android tabanlı program?



 
evernote


  • Goldstein  (27.08.14 23:50:24) 
@Goldstein: internetle çalışmak zorunda değil, değil mi?


  • m e b  (27.08.14 23:52:08) 
@m e b hayır not almak için internete gerek yok. senkronizasyon için internet gerekiyor.


  • Goldstein  (27.08.14 23:57:49) 
google keep


  • siradisi00  (28.08.14 01:59:10) 
[]

duolingo'yu bitirenler var mı? seviyeniz kaç?

bir de dilinizde gelişme var mı?
ben ispanyolca'da sekizinci seviyedeyim (aslında çok az xp kaldı geçmem için)ve az da olsa konuşabileceğimi düşünüyorum.



 
takviye için:
(bkz: rosetta stone)
(bkz: pimsleur)
  • reavelyn  (27.08.14 19:14:20) 
espanol 10
ayın başında bir haftalığına ispanya'ya gittim. ve açık açık faydasını gördüm

  • justamiracle  (27.08.14 19:21:41) 
italyanca 20. seviyedeyim, 12 skill kalmıştı bitmesine, ama ara verdim yoğunluktan. gramer için italian.about.com'a bakıyorum, malum duolingo'da açıklama yok, sonlarına yaklaşınca anlaşılması güç gramer yapıları çıkabiliyor. pimsleur'da italyanca 3. seviye de bitmek üzere 2 ders kaldı. bu iki bence epey ilerletir dili.


  • neyehbe  (27.08.14 20:12:07) 
@neyehbe: italyanca'yı sadece bu iki yöntemle mi çalıştınız?


  • m e b  (27.08.14 20:37:44) 
[]

internet sitesi engellemek için ne yapmalıyım?

şimdi, evde ergen bir kız var. bu salak kardeşim one direction saçmalığıyla yatıp kalkıyor, sürekli onlarla ve daha bir sürü gereksiz şarkıcı müsveddeleriyle, amerikan balonlarıyla o salak kafasını dolduruyor.

ben istiyorum ki ilgili siteleri veya bu şahısları içeren web sayfalarına erişimi engelleyebileyim. mesela youtube engellenmesin ama "one direction - kiss you" videosunu içeren youtube adreslerine erişim olmasın.
google görsellerde one direction resimleri aratılamasın.

ne yapabilirim bu konuyla ilgli olarak?
inetnet sitesinde araştırıyorum ama önerilere göre o web sitesi kısmen değil de tamamen engelleniyor. benim istediğim, sadece belli kelimeleri içeren içerikler engellensin.

 
O iş yaş. Bırak takılsın.


  • cakabo  (27.08.14 15:57:06) 
O yaşta Pink Floyd mu dinlemesini bekliyorsun, gençlikten bir habersin. Engellesen de bir yolunu bulur izler/dinler.


  • osurdum  (27.08.14 15:59:27) 
Sansürün her türlüsüne karşıyız. one direction ve justin bieber türevleri için bile olsa... :)


  • newyorkais  (27.08.14 16:01:09) 
Benim de 17 yaşında bi kız kardeşim var. Anlıyorum seni fakat doğrudan engellemek, müdahale etmek ters teper. Ve kendisini sana kapatmasına sebep olur. Ki bu daha tehlikeli. Bırak doğal sürecini yaşasın. Zamanla düzelecektir. Bir şeyi yasaklamak yerine alternatifi kibar şekilde sunmak daha iyi sonuç veriyor. atıyorum bi jazz albümü al hediye et. gerisine karışma. o keşfetsin.


  • amortisman  (27.08.14 16:06:24) 
bırak takılsın abi duzelecektir. en fazla 1-2 sene


  • vazovski  (27.08.14 16:08:24) 
zamanla düzeliyor. kız kardeşimin bir günde karar verip odasındaki bütün one direction posterlerini yırtmasını hala hatırlarım. bir sene sonra da metallica konserine götürdüm kendisini.

karışmayın. siz baskı yaptıkça o daha fazla bağlanır.
  • bira sisesi kapagi  (27.08.14 16:20:06 ~ 16:20:22) 
ya ben de bu tür şeylere karşıydım ancak iş neredeyse geri dönülmez bir hale varıyor. mesela kendi kültürünü yeriyor, sonra kendisini geliştirmek yerine gidiyor 7/24 bunları dinliyor, hayatlarına dair araştırmalarda bulunuyor. gerçek hayatta eksik olduğu konular o kadar çok ki. ama bunları telafi etmek yerine, derslerine çalışmak yerine bir boşvermişlikle, bir amerikalı teenager şarkıcılarının sarhoşluğunda yaşıyor. bir kitap okumak yerine saatlerce bilgisayar başında. ben üniversiteyi şehirdışında okuyorum, babam çalışıyor, annem çalışıyor, evde bir tek kendisi kalıyor. kendisine dur diyen olmadığı için rahatlığa alışmış, ne desek etki etmiyor.
aptal bir birey oluyor giderek...


evet, ben de küçük-ergen oldum ama bu kadar aptal olmadım ki.
  • m e b  (27.08.14 16:20:09 ~ 16:21:19) 
evlendirin hemen hem de yazık yahu çocuklar


  • labanon  (27.08.14 17:50:40) 
[]

siz olsanız hangisini tavsiye ederdiniz?

şimdi, öyle mükemmel olmayan üniversitelerin birinde okuyorum.
bölümüm uluslararası ilişkiler. zaten eğtimi %100 ingilizce diye tercih etmiştim başlarda.
neyse, bildiğiniz gibi bu bölüm sizi her açıdan bilgilerle donatıyor ama hangi kulvarda olacağınız sizin kendinizi geliştirmenizle ilgili.
bu bölümde dil bilmek, olmazsa olmazlardan. her ne kadar eğitim %100 ingilizce olsa da eksiklerim hala çok. bir de akademik birikimim çok parlak değil. yani, diplomasi, felsefe, sosyoloji konusunda bakış açım dar gibi.

bundan ayrı olarak, kitap okumayı seven ve fırsat buldukça her yerde kitap okuyan biri olsam da, hala okumadığım için çok şeyler (bilgi, gelişim, kültürel, bakış açısı kazanımı açısından vs.) kaçırdığım kitapları üst üste dizsem göklere erişir. bunları her daim okumak istiyorum. ek olarak, sanal platformlarda gerek faydalı, gerek faydasız hareketler için çok vakit öldürüyorum.


şimdi, iki paragraflık girizgahımdan sonra soruma/sadete geleyim.

siz olsanız hangi seçeneği bana uygun görürdünüz?

(a). ben olsam, kendi alanımda gördüğüm eksiklerimi tamamlardım. mesela dilimi geliştirir, bölümümle/hedefimle ilgili kaynaklarla hep içli dışlı olurdum. bilgisayarı, interneti %90 seviyesinde sadece gelişimim için kullanırdım.

(b). yoo, ben olsam kitaplara, internet alemine gömülürdüm. e, zaten okul hayatında öğrendiklerinle, gerçek iş hayatında kullanacağın bilgiler çok fark ediyor. sen sadece eğitim hayatındaki bilgileri "ee, ne işime yaradı yani bu bilgi?" demek için anacaksın.

(c). bence x yapardım ben. (kendi öneriniz nedir?)


____________________



soru çok sığ gelebilir size. ancak ben ikisini bir arada yürütemiyorum galiba ya da kendimi dengesiz bir şekilde veriyorum bunlara ki bu şekilde ne kısalıyor, ne de uzuyorum.

 
bir hayalin vrdır elbet, ideal bir melseğin. ilgi alanın dahilinde. okulumu ihmal etmeden buna yöneldim ben. eğer okulun bu ilgi alanı dahilindeyse ne ala zaten.


  • Aerdem  (26.08.14 22:41:20) 
c.

Daha doğrusu a + b + staj vb iş deneyimi + 2. yabancı dil.

İş hayatında deneyimin yoksa kişisel gelişimin hiçbir işverenin umrunda olmaz.
  • buzbebek  (26.08.14 22:45:18) 
[]

yurt dışına çıkmak için bayağı bir zengin olmak gerekiyor anlaşılan?

şimdi, bugün baktım da, yeme-içme-gezi masrafları hariç, sadece uçak biletleri olsun, vize işlemlerinde harcanacak paralar olsun, pasaport işlemleri olsun, hepsi bayağı bir para ediyor.
e, sıradan bir vatandaş yurt dışına bunları düşünmeden gidiyorsa, düşünse bile yine de bu seyahati ertelemiyorsa, bu insan benim gözümde zengin aslında.
siz ne düşünüyorsunuz?


 
uçak biletini ucuza getirmek için aylar öncesinden pusuya yatmak gerek.

pasaport dediğin, 1 sefer para veriyorsun.

vize ücreti, evet işte ona lanet olsun.

orada yapacağın harcamaları da couchsurfing, carpooling falan kullanarak minimuma indirirsen çok da zengin olmaya gerek yok.
  • letheavendangered  (25.08.14 22:54:22) 
Yok ya. Yani gidecegin yere gore, sartlara gire degisir de, 2000 liraya 1 ay gezenler taniyorum :) hem de normal. Yani amele gibi degil.


  • jihat  (25.08.14 22:54:44) 
ağustos'a göre odaklanma. iş için sürekli avrupa - türkiye - avrupa seyahat ediyorum, sürekli uçtuğum şehre genel ortalama türk hava yolları ile 200-220 euro civarında.

ağustos'ta ise neredeyse hiç 450-500 euro'nun altina inmedi.
  • kuja  (25.08.14 22:56:02 ~ 22:56:43) 
belgrada git. git gel ye iç 3-4 gün 1500


  • kablelvuku  (25.08.14 22:56:54) 
geçen budapeşte'ye 200 lira'ya git gel uçak bileti aldım, gittim geldim mesela.

bi ay sonra münih'e gittim geldim, 310 lira git-gel uçak bileti.

bu tip kısa seyahatler yapıyorum ben sık sık. skyscanner'dan uçak biletlerini takip edersen çok da zenginlikle alakası yok. pasaport tek seferlik bir masraf. vizeyi de uzun süreli veriyorlar eğer daha önce çok schengen aldıysan, onu da tekrar tekrar alman gerekmiyor.
  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (25.08.14 22:57:13) 
mezun olup 5 ay önce işe başlayan kız arkadaşım 3 ayda interrail için gerekli parayı biriktirdi. hadi ailesiyle yaşamıyor olsa 6 ayda biriktirirdi diyelim. tabi bunu yapmak için üst baş alışverişini minimumda tuttu, dışarda beraberken paramızı dikkatli harcadık vs.

içinde bulunduğu şartları en iyi değerlendiren ve tasarruf yapabilen insanlar da çıkabiliyor arada. ayrıca artık yurt dışına çıkmak daha kolay. (ucuz uçak bileti kovalayabilirsiniz gibi)
  • zgrydn  (25.08.14 22:59:44) 
Budapeşte'ye 80 Tl ye gidiş dönüş almıştım bende wizz air'dan. fırsatları kovalamak gerekiyor. pasaport ve vize için bir şey söyleyemem. çünkü onlar sabit gider.


  • secilmis uye  (25.08.14 23:13:08) 
sıradan bir vatandaş için ülkedeki her şey pahalı olduğu için, pek koymuyor.


  • baldur2  (25.08.14 23:16:10) 
roma'ya gidiş dönüş tek kişilik uçak biletini aylar öncesinden 500 tlye kapadım. gitmeden önceki gün sadece gidiş 950 tl idi.

www.airbnb.com.tr burdan da oda tuttun mu senden kralı yok. çok ucuza gezip tuttuğun evin mutfağında yemek yaparsan acayip ucuza gezebilirsin.
  • ayiadam  (25.08.14 23:31:38) 
+rep konu kilit. haklısın hocam.

yannız baya bir zengin de demeyelim o zaman holding sahiplerine ne diyecez ? hali vakti yerinde diyelim biz ona.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (25.08.14 23:32:41 ~ 23:33:13) 
Vizesiz gidilebilecek guzel yerlerde var.

Zamanlamayi iyi ayarlarsan yurticinde yapacagin tatillerden daha ucuza bile gelebilir. En onemli is ucak biletini ucuza getirmek. Oradakai harcamalar da kisinin standardina kalmis.

Ben mesela oyle hostelde, guest houselarda falan kalamam. İsinamadim oyle yerlere, fazla ogrenci isi geliyo.
  • kint  (25.08.14 23:35:56) 
kablelvuku + 1

Balkanlar'daki birçok yer için vize gerekmiyor, fiyatlar da İstanbul fiyatları. Geçen sene Sırbistan'daki iki şehirde 7 günü hostel dahil 900 TL gibi bir şeye çıkardım. Gerçi bunun 3 öğünü bedavaydı, 5-6 gün diyelim. Bunların içinde bir ton irili ufaklı hediye ve reçeller marmelatlar var. Uçak biletini de gidiş-dönüş 300'e aldım.

Keza birçok Kuzey Afrika memleketi de vizesiz ve ucuz.
  • aychovsky  (25.08.14 23:53:40 ~ 23:55:47) 
zenginlikten kastının ne olduğuna göre değişir

ayda 3000-3500 üzeri kazanan herkes biraz tasarruflu yaşarsa rahatlıkla her sene 2 kere 1 haftalık yurtdışı tatiline çıkabilir diye düşünüyorum
  • i ve been mistreated  (26.08.14 00:01:27) 
www.celebialper.com bu adamı takip et, ucuza nasıl seyahat edilir öğren ;)


  • pasp  (26.08.14 00:40:22) 
yurtiçinde tatil yapmaktan daha bile ucuza geliyor yurtdışı bir çok zaman.


  • esenboga  (26.08.14 09:59:27) 
couchsurfingle de kalacak yeri bedavaya getirebiliyorsun ayrica^^


  • heygidim  (01.09.14 11:50:29) 
[]

bu film-dizilerde neden kameralar görünmüyor?

Soru tuhaf farkındayım ama açayım.
Şimdi bir dizi izliyoruz ve aynı anda iki farklı ve birbirine ters düşecek noktada çekimler görüyoruz ama kameralar sanki her detayı görüyor ama bir tek birbirini görmüyor. Nasıl oluyor bu?

Birden fazla farklı zamanda çekim mi oluyor? Ama o zaman da zaman sıkıntısı olmaz mı? Yok eğer öyle değilse, o zaman birbirini görmeme imkânı olmayan iki kamera nasıl görünmüyor diğerinin gözünde?

 
zaman sıkıntısı tabi ki oluyor. set çalışanlarının (oyuncular dahil) en büyük sıkıntsı bu. aynı sahneyi onlarca kez çektikleri oluyor.


  • harekatamiri  (25.08.14 21:08:32) 
O sahneler aynı anda çekilmiyor tabii. Aynı sahnenin farklı açılardan defalarca kez alındığı da oluyor, karşısındaki kişi konuşurken rolünü veren oyuncunun aynı şekilde durması da gerekiyor. Bunun için de en büyük iş devamlılık sorumlusuna düşüyor sanırım.


  • ufukcel  (25.08.14 21:17:16) 
ayni sahneler birden fazla kez cekiliyor bazi yerlerde.

iste bazen yakaladigimiz devamlilik hatalari da bu esnada ortaya cikiyor.

adam ickisini iciyor bir sahnede ve yarilamis mesela, bir sonraki sahnede icki bardagi daha dolu gorunuyor.
  • exlibris  (25.08.14 21:31:04) 
[]

ekşi sözlük'te en çok kullandığı oy eksi olan var mı benim gibi?

ben ekşi sözlük'e neredeyse eksi oy vermek için giriyorum gibi hissediyorum.
o derece sığ, kalıplaşmış düşüncelerin ötesine geçemeyenlerin kendilerini en muhteşem, en (akıllıca) düşünebilen varlıklar sanması filan çok itici. ki şu ana kadar 1000 oy verdiysem 950'si eksidir.

siz nasıl ve ne yönde oy kullanıyorsunuz genel olarak?

 
eğer en beğenilenlere girmesi muhtemel salak bi entiri varsa eksi oy veriyorum yoksa beğendiğime şuku sadece


  • jamalbsf  (24.08.14 19:22:29) 
ben çok tahammülsüzüm galiba. eksi oy yerine direk engelliyorum ki bir daha onun saçma yazım hatalarıyla, holiganlığı/ırkçılığı/homofobikliğiyle ya da dindar/ateist düşmanlığıyla uğraşmayayım.


  • gadasiz  (24.08.14 19:23:34) 
mesela ben de çok çok nadir eksi veririm. %95'i şükeladır heralde.


  • Tyler89  (24.08.14 19:28:44) 
genelde sukela veriyorum. zaman ötesi kaldırıldığından beri eksi oy çok önemli değilmiş gibi geliyor.


  • kuzey li  (24.08.14 19:31:40) 
beğendiğim her şeye şükela vermeye üşeniyorum, okuyup geçiyorum genelde...
ama beğenmediklerime eksiyi veriyorum çoğu zaman...
engellemiyorum ki daha fazla yazısını görüp daha çok eksi oy verebileyim o kişiye...
  • ucan spagetticanavari  (24.08.14 19:43:19) 
oy vermek bir işe yaramıyor artık. zamanın ötesindekiler kalktı.

moderasyon yok, hiç bir şey yok.

sözlük çok eskiden güzeldi. şimdi reklam geliri ve trollük dışında hiç bir şey yok.

sözlüğü okumadığım gibi oy da vermiyorum.
  • mea maxima culpa  (24.08.14 20:30:32) 
baştan sona okuduğum her entry'i oylarım. alışkanlık oldu, oylamazsam saygısızlık yapmış gibi hissediyorum ama artı-eksi oranlaması yapmadım hiç.


  • uzunbacakli edward  (24.08.14 22:22:48) 
[]

Ya şu terimin ismi neydi?

Hani müziğin şarkı sözlerine göre değil de şarkı sözlerinin müziğe göre ayak uydurmasını sağlamaya ne deniyordu?
Mesela İstiklal Marşı buna bir örnekti.



 
  • freebird5406_2  (24.08.14 15:52:52) 
prozodi


  • mayeskuel  (24.08.14 15:53:11) 
[]

telefonuma başka bir ülkenin rom'unu kursam türkçe yapamaz mıyım sonra?

şimdi ben telefonumu resmi olmayan android sürümü ile kitka 4.4.4'e yükseltmiştim. orijinal rom arıyorum ama türkçe olanını bulamıyorum hiçbir yerde.
acaba ben gelsem x ülkesi için çıkmış rom'u telefonuma kursam türkçe olmaz mı telefonum?

evet, android telefonum.

 
Ben İtalyan romu yüklemiştim galaxy s2'ye. İçinde dil seçeneğinden de türkçeyi seçip kullanmıştım. Evet, yapabilirsin istediğin dil.


  • sakabilmemneyi  (24.08.14 16:14:41) 
@sakabilmemneyi: peki, orijinal olarak görünüyor telefonun işletim sistemi, değil mi?


  • m e b  (24.08.14 18:04:37) 
Evet üretici firmanın sitesinden orijinal yüklemiştim. Sıkıntı olmadı hiç.


  • sakabilmemneyi  (28.08.14 02:48:55) 
[]

pdf sayfalarını çevirip nasıl kaydedebilirim?

elimde bir pdf var ve sayfalar hep yan. ben bunu 90 derece döndürüp kaydetmek istiyorum tıpkı fotoğraflarda yaptığımız gibi ama adobe pro olmadığı için yapamıyorum.
var mı bildiğiniz bir yöntem?



 
evet, kendi soruma cevap buldum yine.

www.pdfrotate.net

bu adrese ilgili pdf'i yükleyin, ya tamamını ya da tek sayfayı çevirip indirin.
  • m e b  (23.08.14 01:06:59) 
[]

buna psikolojide bir şey deniyor mu?

mesela çok iyi bir kitabı bitirdiğimde "bende niye öyle yetenek yok?" diyorum sonra da edebi yeteneğimin olamayışına üzülüyorum.

mesela çok iyi bir şarkı, müzisyen dinliyorum, tam insanın kalbine dokunan cinsten bir şey. "ben niye böyle şeyler yazamıyorum/yapamıyorum veya söyleyemiyorum" diyorum.

ya da etrafımda çok başarılı bir insna görüyorum, kendimden nefret ediyorum böyle değilim diye.

istanbul üniversitesi, marmara üniversitesi, boğaziçi üniversitesi, odtü, ankara üniversitesi gibi kalieli büyük üniversiteleri gördükçe ağlayasım geliyor öyle yerlerde okuyamıyorum diye.

genelde kendimi çok ama çok aptal hissediyorum.
buna benzer bir duyuru açmıştım birkaç hafta önce: eksiduyu.ru

işte o duyuru da bu hissettiklerimin bir parçası.

ben normal miyim?

 
odtü terkim. büyütme odtüyü. şimdi de hukuku kazandım yine pek mutlu değilim. niye? çünkü boğaziçi işletmeyi istiyodum :)

emeksiz yemek olmaz diye bi laf vardır. ama senin istediğin cevap tam olarak şudur: tr.wikipedia.org

not: bu arada marmaraya kaliteli dedin ya ne diyim sana :)
  • error522  (22.08.14 23:11:05 ~ 23:37:17) 
sıradan birisin. farklı olmak biraz kader işidir. müzisyen şarkısını söylerken görüp geçirmişliğiyle söylüyordur. içinde yaşanmışlık vardır. iyi bir çalışma sonucunda ortaya çıkmıştır. üniversiteler de aynı şekilde. iyi bir liseye gitmişsindir, hep çalışkan kişilerle beraber olmuşsundur ve iyi üniversiteye girmek kaçınılmaz olmuştur. tavsiyem bir şeyler yaşaman.


  • hohoya  (22.08.14 23:11:43) 
buna neden kıskançlık denmemesi gerektiğini anlamadım. bir de şeyle de alakalı (bkz: kendinin sıradan biri olduğunu fark etmek) işini becerememek, potansiyeli gerçekleştirememe hissi vb.


  • acccra  (22.08.14 23:19:47) 
@podrosok & @error522: aslında ortada tembellik yok. evet, beni olumsuz olarka etkileyen durumlar da oldu, oluyor da. ama yine de ben başarmaya çalıştıkça başaramıyorum...

@acccra: kıskanmıyorum ki. gördüğüm iyi bir şeyi ben neden elde edemiyorum, buna üzlüyorum. başkasında gördüğüm her güzellik beni kendilerine hayran bırakıyor, kıskançlık yok yani.
  • m e b  (22.08.14 23:39:27) 
obsesif kompulsif ben niye x değilim bozukluğu. diye biliyorum


  • lcnkr  (22.08.14 23:45:08) 
Bir psikolog olarak şunu söylemek isterim ki kendine dair farkındalığın ve öz saygın oldukça az. Kendini başkaları ile kıyaslayıp değersizleştiriyorsun. Ayrıca kıyas yaparken bunu dış görünüşe göre yapıyorsun.Her insanın güçlü ve zayıf yanları olduğunu kaçırıyorsun. Belkide başkalarıda sana imreniyordur. Bu konuda desteğe ihtiyacın olduğunu düşünüyorum.
Çünkü bu duygu durumu gün geçtikçe seni netleşecek ve ileri gitmeme olacak.

  • psikologdenizce  (23.08.14 00:01:50) 
@psikologdenizce: profesyonel yorum için teşekkür ederim.


  • m e b  (23.08.14 00:16:22) 
[]

şu aralar kendinizi ne yönde geliştirmeye çalışıyorsunuz?

kendi başınıza, sınırlı kaynak ve imkanlarla ne yönde geliştirmeye çalışıyorsunuz kendinizi? başarılı olduğunuz söylenebilir mi peki?




 
İş almak ihale kovalamak konusunda


  • filipis  (22.08.14 17:31:24) 
Programlama > python, c++ ve c.

Web programlama: css ve php

Almanca : duolingo.

Bazen motivasyonum kaçsada 3 gunde bir gun arayla zaman ayırabılıyorum bunlara. Oluyoda bişiler. Başarı daha uzak, yıllar lazım başarılıyım demek için. Daha emekleme aşamasındayım.
  • anonymice  (22.08.14 17:32:59) 
3d modeling.

çalışıyoruz işte.
  • golan trevize  (22.08.14 17:33:44) 
türk hava yolları'nın da kulladığı pilot adaylarının girdiği sınav olan dlr için kendimi geliştirmeye çalışıyorum.


  • bira sisesi kapagi  (22.08.14 17:34:12) 
ben kuzey yönüne doğru. aurora borealis görmek istiyorum. bi türlü göremedim.

i.vimeocdn.com
  • ermanen  (22.08.14 17:36:21) 
sanata çok ilgiliyim. uzun zamandır resimle uğraşıyorum, heykel kursuna başlıyorum yakında. araştırıyorum sürekli, bilgi sahibi olmak her şeyi öğrenmeye çalışıyorum bu iki konuyla ilgili. akımları, sanatçıların hayatlarını.


  • rock n roll  (22.08.14 17:36:22) 
almanca öğreniyorum.

zayıflamam gerektiğine kanaat getirdim, bir de kas yapacam. kız bulamıyom çünkü.
  • siradisi00  (22.08.14 17:38:31) 
almanca öğreniyorum. sanırım başarılıyım


  • Nefe  (22.08.14 18:02:14) 
daima asıl alanım olması gerektiğine inandığım edebiyat konusunda.

başarılı mıyım değil miyim bilmiyorum, fikrim yok. çocukluğumdaki gibi değilim, hem okumam hem kavrayışım daha ağır geliyor. yazı konusunda da pek ilerleyemedim sanırım, aynı şekilde yazıyorum.

ama 5 sayfa okusam bile oradan kendime ders çıkarmayı beceriyorum. veya kendi yazdığım şeylerde (en önemsiz duyuru cevabında bile) kurduğum cümlelere, neyi nasıl yazacağıma falan dikkat ediyorum. sapıtmayıp disiplinli çalışırsam 20 sene sonra çok büyük yazar olurum diye düşünüyom. yok herkes gibi yaşarsam, ekstra hiçbir şey yapmazsam, sadece düzgün konuşan sıradan bir vatandaş olarak devam ederim.
  • pescador  (22.08.14 18:05:48) 
İşle alakalı genelde. 3d modelleme, kam dizaynı yapmaya çalışıyorum şu aralar. Bilen varsa beri gelsin.


  • sehpa fx350  (22.08.14 18:30:29) 
Duzgun beslenme, duzenli spor yapma

Hayatimda verdigim en dogru karar. Evet basariliyim, terbiye ettim kendimi.
  • cecilia  (22.08.14 18:58:07) 
insanın doğası ve ego'nun yapısı hakkında sorgulamalar yapıyorum. atıyorum birşeye mi öfkelendim. buna hemen "ben bu duruma NEDEN kızdım?" diyip gerçek bir cevap bulana kadar sorguluyorum. böyle böyle "ben sandığımız" ego'nun farkına daha çok varıp, onun illüzyonlarına daha az kapılmayı hedefliyorum. malum "ben sandığımız" şeyler ortadan kalkınca geriye "gerçek biz" çıkacak. misal eskiden kıskançtım. bunu yendim bu sorgulamalar sayesinde. şimdi o kadar boş geliyor ki anlatamam. insanların malesef bu tarz trans halinde nice prangası var. bir ömrü boş yere harcamaya neden oluyorlar. neyse fazla uzattım.


  • matrix  (22.08.14 19:07:04) 
Sabır ve anlayış. Suç ve ceza. Ahlaki sorunlar...
Başarılıyım ama olgunlaşma süreçleri çok yurucu ve yıpratıcı

Onun haricinde almanca'mı ilerletmem gerek.
  • hohoya  (22.08.14 19:21:25) 
spor konusunda başarılıyım, günlük kitap okuma falan tarzı şeylerde eh, dil öğrenme ve online ders olayında epic fail gibi oldu şu ana kadar.


  • acccra  (22.08.14 20:28:13 ~ 20:28:37) 
Gitarda blues müzikte geliştirmeye çalışıyorum. Siyasi ve felsefi olarak liberalizm hakkındaki bilgimi artırmaya çalışıyorum. Bir de temel bilimsel konular hakkında bir şeyler okuyorum vs. bu kadar sanırım.

Başarılı olduğumu söyleyebilirim sanıyorum az çok.
  • i was made for you  (23.08.14 01:50:34) 
sinema kültürüm sıfır. onu geliştirmeye çalışıyorum.


  • rayde  (23.08.14 02:05:25) 
kitap okuyup kültür edinmeye çalışıyorum. entelektüel olarak bişeyler katar diye umuyorum.
yani eğlence için değil fayda sağlaması için yapıyorum.

  • sttc  (23.08.14 02:32:37 ~ 02:33:10) 
[]

eski bir dizi sorusu

aklıma eski bir dizi takıldı ama hatırlayamıyorum. dizide mine çayıroğlu oynuyordu ve yaşlıca bir adam -zannedersem üvey babasıydı- her gün dayak atmak için sebep arıyordu. hatta bir gün evin avlusunda mine çayıroğlu'nu sopayla sopayla dövmüştü.

dizinin adı aklınızda mı? internetten sadece diiz isimlerine baktım ama bayağı dizide oynamış, bulması epey zaman alacak gibi.


fazladan bir bilgi: zannedersem kanal d'de yayınlanıyorduç

 
oysa bilinçaltıma öyle yerleşti ki çıkaramıyorum ki.


  • m e b  (22.08.14 16:49:45) 
figüran filmi olabilir mi 07:30'dan itibaren bi bak

www.youtube.com
  • ornitorenk  (22.08.14 17:13:22) 
@ornitorenk: o da değil maalesef.


  • m e b  (22.08.14 17:19:28) 
kemalettin tuğcu öykülerinden uyarlama olabilir. hatta star'da yayınlamış ta olabilir.


  • warrior princess  (22.08.14 19:08:15) 
@soylu: üvey baba'yı biliyorum ama o değil istediğim.
mine çayıroğlu oduğuna eminim, çünkü mine çayıroğlu dedikçe hemen o dizi aklıma gelir hem de ürperirdim bu dayak yüzünden.

  • m e b  (27.08.14 13:39:33) 
[]

bu sorum çalışanlara

şimdi benim aklıma takılan bir-iki şey var.

1. siz iş başvurusunda buldunuğunuzda, o pozisyonda çalışacak kişilerin sahip olması gereken özelliklerin tamamına sahip miydiniz?
mesela, x şirketinde çalışmak için iyi derecede office programlarını, iyi derece ingilizce'yi bilmeniz gerekiyor, bilgisayar kullanımında yine iyi olmanız gerekiyor vs. siz şimdi bunlardan biri eksik olduğu halde bir işe başvurdunuz ve kabul edildiniz mi?

2. ya da bu eksiklerinizi karşı tarafa iş başvurusunda hiç dile getirmeyip işte sorun olmadan çalışıyor musunuz? karşınıza biliyorsunuz diye bir iş getirilip aslında bilmediğiniz için bunu tamamlamakta zorlandınız mı?

3. cidden ingilizce bilen bir çalışan isteyen şirket sizin bu niteliğinize ihtiyaç duyuyor mu? yani "aman, ingilizce bilen bir eleman olsun, n'olur n'olmaz" kafasında oldukları için mi dili şart koşuyorlar?


her soru 33.3 puan. dilediğiniz sorudan başlayabilirsiniz. süre sınırı yok.
başarılar. ehehe.

 
1. evet sahiptim, başvurdum ve kabul edildim.
2. hayır her şeyi anlattım. net olmak lazım.
3. evet çoğunlukla duyuyor, zaten bazıları ingilizce dilini bilmesini isterken bazıları gerek görmüyor.
  • razvan rat  (21.08.14 18:21:52) 
Mülakat esnasında ya da ilanda olmazsa olmazları zaten yazarlar/sorarlar. İngilizce olayı yabancı bir firma değilse, genelde belki lazım olur diye, katalog, teknik kitaplar için isterler. Onun dışında olan şeyler ofis programları falan bilmeyeni dövüyorlar. Girince öğreniyorsun.


  • sehpa fx350  (21.08.14 18:24:28) 
1- Mimarim, makina muhendisleriyle calisiyorum. Bayagi alakasizim yani. Cok temel duzeyde havalandirma-tesisat biliyordum sadece.

2- Her soruyu durustce cevapladim. Muhendislikten super anlayan bir insan olmadigim asikardi zaten. Sagolsunlar is verirken cok fazla yuklenmediler genelde. Cogu seyi zaten bilen birileri oluyor, tecrubeli insanlardan yardim aliyorsun. Ne okursan oku, iste yaptiklarin bambaska olacak, bilmemek cok normal. Su anda degisik bir alanda uzmanlastigim icin insanlar bana soruyor genelde, benim bir derdim olursa sirkette cozum icin tartisabilecegim 2 adam var, onlarla da 2 haftada bir toplantimiz var iste.

3. Ozellikle uluslararasi is aliyorsa sirket ingilizceye ihtiyac duyulur. Bir de tum kaynaklar vs ingilizce. Yani kendini gelistirmek isteyen insan zaten ingilizce bilmek zorunda cogu meslekte. Ben zaten Kanada'dayim, calistigimiz projede fransizcaya ceviriyoruz her boku, o yuzden fransizca bilen elemanlar degerli mesela.
  • fortisvita  (21.08.14 18:28:01 ~ 18:28:29) 
1. hayir degildim. olmama da imkan yok zaten. sektor itibariyle bir cok seyi iste ogreniyorsun, daha dogrusu ogrenmek zorundasin. hele ki ilk isinse baska turlusu soz konusu degil.

2. ogrenmem gerekeni ogrendim, dolayisiyla yapmam gerekeni de yaptim.

3. benim basvurularimda -su an calistigim yer dahil- cidden ingilizce bilen lazim diyenler cidden ihtiyaci olanlardi. cok uluslu sirketler icin zorunluluk.
  • nxtrls  (21.08.14 18:52:31) 
@acemi: öyle bir iş mi var ki? :) olsa da ben hala öğrenciyim, iş bulmak daha da zor.


  • m e b  (21.08.14 19:25:50) 
İse tamamen uygun oldugum için alındım
Office programlarını biliyordum, bilmediklerini zaten kendin de oğreniyorsun ve şirkette de yardımcı luyorlar. Bana da biri gelip sorsa memnuniyetle anlatırım, sıkıntı çekmeyin sorun
Benim tum girdiğim şirketlerde ingilizce şarttı, ofiste bazen hiç turkce konusulmuyor bile. Turkler de ingilizce konusuyor. Eger firma kurumsalsa cok normal seyler bunlar.
  • fistikliemenems  (21.08.14 19:52:10) 
[]

bir ünlü ölünce onun aşığı kesilenleri katletmek istemiyor musunuz?

ya yeter ki bir ünlü sima ölsün, hemen sanki onun kırk yıllık dinleyicisi, takipçisiymiş gibi davrananları görünce sinirlerim yerinden oynuyor. size de olmuyor mu?
arabesk şarkıları ve dinleyicilerini yerin dibine sokan şahıs, müslüm gürses vefat edince "müslüm baba boynumuzu bükük bıraktı :(" diye sözde üzlüyor. en sevdiği eser sorulduğunda "tabii ki de rammstein-pussy" diyen şahıs kalkıyor neşet ertaş vefat edince "ah yalan dünya, neşet usta'yı da mı yanına aldın? neredesin sen?" diyor.
belki de sadece "back to black"ini bilen biri amy winehouse ölünce "rip amy. sen olmadan jazz öksüz kaldı :(" diye paylaşımlar yapıyor.


ben bunu kaldıramıyorum işte...

 
kor oluyor badem gozlu oluyor.

devran boyle donmeye devam ediyor

ama insanlar etkileniyor abicim. mesela ben baris manco oldugunde cok uzulustum harbiden. ama paylasimda bulunmadim zira o zaman twitterim yoktu.
  • exlibris  (20.08.14 16:30:12) 
İstemiyoruz, böyle ufak şeylere takılıp zihnimizi yormuyoruz.


  • Lola90  (20.08.14 16:32:36) 
insanlar değişir. 20 yaşıma kadar mustafa keserden nefret ettim akşamlarımı berbat etti diye. şu an politik tavrım şu:
82.222.152.134
allah gecinden versin kendisine bişey olursa diye kenara entry kaydedip vefatından sonrası için hazırda tutucam. iyi hatırlattın.
  • namus ninjası  (20.08.14 16:33:54) 
sosyal sorumluluk bir vitrin yalnızca. amaç popülizm pastasından bir pay alabilmek, bir şekilde kendini tekrar tekrar hatırlatabilmek, popülizmi sıcak tutmak.

ilgi, ilgi, ilgi

en basitinden en komplikesine düzenin üstüne kurulduğu unsur budur.
  • vonkhar  (20.08.14 16:33:57) 
Sanki vefat edenin kırk yıllık dostu gibi üzgün suratlara sığınanlari anlamıyorum. Üzüntülerini sosyal medya üzerinden bilhassa "r.i.p" şeklinde duyuranlar ayriyetten samimiyetsiz geliyor.

Sevdiğin, eserlerini takip ettiğin biridir, "ölmüş mü hadi ya, toprağı bol olsun, severdim." der geçersin sohbet ortamında, olur biter. Bence tabii, dileyen dizine vurarak aglayabilir de beni ilgilendirmez. Ama neticede ölümlü dünya ve ölen insan için önemin yok.
  • kaymaktutmayansicaksut  (20.08.14 16:34:01) 
Kısmen öyle düşünüyorum, bir kişi bir ünlüyü gerçekten sevebilir, mesela ölse ağlayacağım birkaç kişi var. Ama mesela geçen Robin Williams öldü, adamın sözlükte başlığı 5 sayfaydı, ölünce 39 sayfa oldu. Yav madem bu kadar seviyordun niye ölmeden hiç gelip de bir şeyler yazmadın? Ben sevdiğim kişilerin başlığına girip bir şeyler yazıyorum, bilgi veriyorum, şusu böyle busu böyle diyorum. Adam öldükten sonra girip ayyh çok üzüldüm kahroldum yazmak bana da samimi gelmiyor.


  • i was made for you  (20.08.14 17:02:05) 
İş dışındaki yakın arkadaşlarımla çok sık görüşemiyorum. Bana 2 hafta geçmiş gibi geliyor ama bir bakıyorum 3-4 ay oluvermiş. Bir şekilde konuşmuyorum ama onların orada olması güven veriyor. Gitmesek de görmesek de o arkadaş bizim arkadaşımız. Ya da aileme her gün onları sevdiğimi söylemiyorum. İşe giderken o gün ölecekmiş gibi yaşamıyorum.

Bir yerde ölen bir şarkıcı ya da aktör de öyle. Bugün aklımda değildir, aylarca aklıma gelmeyebilir, sevgi sözleri söylemem ama varlığı farkında bile olmadığım bir güven ve rahatlık verir. Hayatımın çoğunu müzik kaplıyor, çalışırken bile kulaklıkla müzik dinlerim. Hatta uyurken de dinlerim. Ama şu anda aklıma gelmeyen birinin ölümü beni o gün veya anlık sarsabilir.

Kemal Sunal'ın filmleri ile büyüdüğüm için, onun filmleri benim kişiliğimi doğrudan etkilediği için, kendisi bana neredeyse "ikinci baba". Filmlerinin benim hayatımda, davranışlarımda, kararlarımda katkısı var. Ofiste karşımdaki arkadaşım için de Zeki Müren çok değerli, onun davranışlarında kendini buluyor; kendisini onun şarkılarında buluyor. Bu ve başka başka insanlar da bizi hiç bilmediği gibi, bizim gibi milyonların üstünde az veya çok şiddetli benzer etkiler bıraktılar. Yaşarken onlara bir şey olup olmayacağı hiç aklımıza gelmedi ama öldüklerinde bizim bir yakınımız da, evimizden biri de öldü. Şu ana kadar ölümü daha fazla koyan bir ünlü olmadı ama belki de hayatımda böyle yer tutan bir ünlü var ve ben farkında değilim. Aynı vakit ayırıp da görüşmeyen bir arkadaşım başka bir şehre taşındığında nasıl içim burkuluyorsa, o kişi öldüğünde de öyle içim burkulacak. Değerini o zaman anlayacağım.

Şu ana kadar ölüm günü kimseye bir şey yazmadım ama bu da yazmayacağım demek değil.

Ölüyle de ölünmüyor tabii ki, ateş de düştüğü yeri yakıyor. Anlık şoktan sonra hayatına devam ediyorsun.
  • aychovsky  (20.08.14 17:07:25 ~ 17:08:24) 
kısmen haklısın, kısmet saçmalamamışsın. bazen gerçekten abartılı tepki veriliyor eyvallah da bana da gelip sorsan en sevdiğin şarkı diye high hopes derim belki ama neşet baba'ya da çok üzüldüm, onu da hep içerken dinlerdim. yani müzikte illa belli bi tarzın olmak zorunda değil ki sonuçta çok farklı uçları da severek dinleyebiliyorsun. birini sevmen diğerini sevmemen anlamına gelmiyor.


  • xenophobe  (20.08.14 17:55:34) 
[]

ikinci el kitap satan web sitesi arıyorum

aslında iki tane sorum var:
1. alacağım kitapların çoğu klasik ve ikinci el olsun istiyorum.
ama nadir kitap'taki gibi farklı satıcılardan farklı sipariş vermek yerine, idefix veya kitap yurdu'nda olduğu gibi ben tek yerden sipariş verip hepsinin aynı anda aynı kargoyla gelsin istiyorum. var mı öyle bir site?

2. sizce ikinci el kitap ne kadar güvenli? meslea ben kitabın 241. sayfasında en heyecanlı yerindeyken 242. sayfanın pert olduğunu görme ihtimalim var mı?


not: nadir kitap'tan alışveriş yapmadım hiç. kendi sitesinde yazanlardan yola çıkıp ilk soruda bahsettim kendisinden.

 
1. nadirkitap'ta bazı yerler kargoyu birleştirerek gönderiyor. Onun dışında alternatif bilmiyorum.

2. Yüzlerce ikinci el kitap aldım, bir kere bile böyle bir şeyle karşılaşmadım. İhtimal çok çok düşük diyorum.
  • buff  (19.08.14 00:23:05 ~ 00:23:13) 
[]

okuyacağınız kitaplara sahip olmak istiyor musunuz siz de?

şimdi ben okuduğum/okuyacağım kitaplara sahip olmak istiyorum. ancak ekonomik olarak zorda kalacağım bayağı. çünkü bir yandan okumam gereken kitapların sayısı çok ve bunun sınırı kitaplar yazıldığı sürece elbette yok. kitapların pdf sürümleri de var bildiğiniz gibi. ancak o zaman da teknolojiye boyun eğemiyorum. ben okuduğum veya okuyacağım kitabı rafımda görmek istiyorum en çok, elektrik kesilince, pil bitince erişemeyeceğin sanal varlıkları değil.

siz nasıl çözüyorsun bu sorunu?
bir de diğer sorum; acaba ben şimdi pdf sürümlerini okuyup da ileride bunların kitap sürümlerini mi rafa yerleştireyim?


evet, derdim bu.
galeri2.uludagsozluk.com

 
Ben de kitap ve film herkes okusun, herkes izlesin diye dagıtırım hep


  • fistikliemenems  (18.08.14 21:01:30) 
Ben ozellikle arsivliyorum. Ileride cocuklarima guzel bir kutuphane birakmak istiyorum. Bazi arkadaslarimi cok kiskanmistim babalarinin kutuphanesinden dolayi. Cocuklarim sansli olsunlar diyorum.


  • saygilarefendim  (18.08.14 21:10:58) 
@saygilarefendim: işte böyle söyleyenleri görünce mutlu oluyorum. kimisi kitap biriktirmenin bi ego meselesi olduğunu öne sürüyor; güya raflara baktıkça veya başkasının o raflardaki kitapları görmesini sağladıkça egomuzu tatmin ediyormuşuz da vs. oysa ben de bu güzel amaçlarla biriktirebilirim pekala da, öyle değil mi? nedense bu cevabı görünce yazmak istedim :)


  • m e b  (18.08.14 21:19:26) 
kitaplarımı saklıyorum. başkasına vermiyorum. en büyük sebebi de o kitaplara yeniden gereksinim duymam. sevdiğim yazarları yeniden okuyabilirim. kimi kere bir bilgiye yeniden göz atmak durumunda kalıyorum. bazen de bir metni yazarken atıfta bulunmak gerekiyor. bu roman, öykü için de geçerli, kurgu-dışı kitaplar için de. ama bir süre sonra bu kadar kitabı insan nereye koyacağını şaşırıyor. taşınırken de dert. basılı kitaba gereksinimimizi tamamen ortadan kaldırmasa da e-kitap okuyucu gerekli.


  • microfiction  (18.08.14 22:28:28 ~ 22:32:04) 
Ben bolca kitap biriktiriyorum. Şu anda öğrencilerimin bu kütüphanemden faydalanması hoşuma gidiyor, gelecekte de paylaşmak için biriktireceğim. Ölünce de hepsini üniversiteye bağışlarım herhalde. O yüzden bu beni mutlu ediyor. Rahmetli bir hocamın iki ev dolusu kitabı vardı, şu an belki çoğunu da bulamayacağımız kitaplar. Arşiv gibiydi ve başka bir dünyaya girmiş gibi hissederdik. Ben de onu örnek alıyorum bu konuda.


  • duyond  (18.08.14 22:48:45) 
Eskiden saklardım. Depolama alışkanlığım vardı. Artık dağıtıyorum. Min şeyle yaşama felsefesine geçiş yaptım uzun suredir. Halk kutuphanelerine bağışlıyorum. Hem kutuphane çalışanlarıyla yakınlık kurmuş oluyorum hem de başkalarının kitaba aldığım notları okuyacak olması beni mutlu ediyor. Ben bir başkasının notunu,altını çiizdiği yerleri okuyunca mutlu oluyorum. Bir de artık kitap almıyorum. Kutuphanede yoksa alıyorum. Okuduktan sonra da oraya bağışlıyorum. Gayet mantıklı geliyor bu :) imzalı kitaplarımı bile bağışladım. Aidiyet duygusunu kitap olayında aştım. Darısı senin başına :)


  • organikdusler  (18.08.14 23:39:26) 
[]

sizler ne ara bu kadar samimi oldunuz böyle?

hayatımda her şeye geç kaldığımı hissetmişimdir-ki geç de kalıyor(d)um. emre aydın'ın "ne yapsam, ne söylesem, o geç kalmışlık hissi..." şarkı sözü iç dünyamı özetleyen durumlardan biri.

ilkokulda herkes severdi beni ama yalnızdım. lisede herkes severdi ama yalnızdım. üniversitede de durum böyle. derslere bile girmiyorum samimi olduğum insanlar yok diye. ama bakıyorum da herkes gezmelerde, tozmalarda oluyor ama bana haber verilmiyor. kiminle konuşsam sevildiğimi öğreniyorum ama yalnızım. hani, zeki müren "alkışlarla yaşıyorum"u söylemeden önce "ayakta dakilkalarca alkışlanan, her gün onlarca, yüzlerce mektup alan ama yalnız, evet, hayret edeceksiniz, yapayalnız bir zeki müren" diyor ya, ben de öyle gibiyim. herkes beni sevdiğini söylüyor ama yalnızım. üstelik en samimi olduğum insanlar da olmasına rağmen her biri adeta "olmasan da olur" mantığındalar en ufak bir hatada.


şimdi bazen buralarda kullanıcılarla ilgili duyurular açılıyor, "en sevdiğiniz, sıcak, samimi bulduğunuz yazar kim?" tarzında vs. ya da ortamdan kaybolunca "aa, nerede ki bu?" diyen yazıları görüyorum.
ha, seviniyorum aslında, imreniyorum. "birbirini sadece sanal ortamda tanımalarına rağmen birbirlerinin eksikliğinden veya varlıklarından haberdar olan insanlar. ne kadar güzel..." diyorum. ama canımı da yakıyor açıkçası, "sen neden öyle biri olamadın hiç?" diye kendime kızıyorum.


ben buraya da mı geç kalmışım yoksa?

 
butun bunlar senin tercihin panpa bir de olaya boyle bak.


  • tezek  (16.08.14 15:38:03) 
nickin dikkat çekmiyorsa yada uzun süredir düzgün yorumlar yapmıyorsan kolay kolay hatırlanmazsın


  • basond  (16.08.14 15:44:16) 
bu geç kalmışlıktan ziyade biraz star ışığı ve/veya şeytan tüyü ile alakalı bir şey galiba.


  • nereye bu gidis  (16.08.14 15:44:37) 
herkes gerçekte yalnızdır zaten. etrafında çok insan olması yalnız olup olmadığı konusunda bir gösterge değildir. genelde insan evlenince de tüm yakını ailesi olur. bir iki çok samimi dost olur ama en fazla bir iki hadi üç olsun. fazlası hikayedir. gerçek bu. geri kalan o sürekli face'te ortamlara akıyor imajı kasanlar asıl yalnızlar da onlar. kanma o tiplere.


  • adınıkoyamadım  (16.08.14 15:46:50) 
lafa bakarsan herkes kan kırmızı surattadır sen orada değilken.
ama değil işte. samimiyet denilen şeyin açıkçası sosyal medyada da bir geçerliliği yok bence. kaçı birbiriyle görüşüyor misal? kaçı gerçek hayatlarında burdaki kadar destekliyor birbirini böyle bakmak lazım. zaten samimi görünen muhabbetlerin çoğuda geyiktir. misal twitter'da millet akraba apartmanı kurmuş fenomenlere bakıyorum da. yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor gibi. ben bu gösterilene inanmıyorum. gıptada etmiyorum, içte geçirmiyorum.
üniversite 2yi bitirene kadar kimseyle konuşmamıştım ben. sınıftaki bölümdeki insanların bir kaçının ismini bir çoğunun simasını bilmekle birlikte hiç muhatap olmaya tenezül etmemiştim misal,onlar gelip konuştuklarında da kısa tutmuştum.
hah işte o kısa tuttuğum diyaloglardaki bir kaç insanla yine hayata eşlik eden günlük koşuşturmalarda gündelik tepkilerde olanlarda tanıdım ve samimiyet kendiliğinden yeşerdi.
seçicilik değil bu dediğim. ''nerde o candan insanlar benim etrafımda yok ki, peki bunlardan hangisi öyle ki?'' kalabalık içindeki yalnız insanı oynamakta akıl işi değil bence.
ya da ben takılan insanların mutlu olduklarına inanmıyorum da mesela. eğlenmek amaç, uygun arkadaş araç şeklindeki paylaşımlar hiç cezbetmiyor beni.
ya işte nerdeysen o mahalde, neyle uğraşıyorsan o akışında etrafında beliren insanlardan bazıları umut ekiyor içine,o samimiyet oluyor, ya da dost. her neyse.
bence bunu düşünme. olduğun gibi eşlik ettiğinde yaşantına sana tanık olmak isteyenler, senin tanık olmak istediğin yaşantılar çok yakınında aslında.
biraz koyvermek lazım.
  • vesika  (16.08.14 16:07:29) 
Ben de bu hissiyattayım. Normal yaşantımda pozitifliğim ve enerjikliğimle sıcak kanlılık muhabbetimin düzgün olmasına ragmen

Yok samimi olduğum insan kalmadı. Vardı bi ara ama sattılar arkamdan konuştular kuyumu kazmaya çalıştılar.


Hayır kalan diğerlerine sorsan bni çok severler ama dışarıya çıkıp gezecek arkadaşım yok. Çözüm bulamadım inşallah yüksek lisansta arkadaş edineceğim
  • indescribable  (16.08.14 16:19:37) 
Samimi sıcak bulduğum yazar falan yok ama bazılarını görünce tanıyorum artık, çünkü sık yazıyorlar. Göz aşinalığı oluyor doğal olarak. Mesela seni de artık gördükçe tanıyorum çünkü bir sürü duyurunu, cevabını vs. okudum ki topu topu birkaç haftadır takılıyorum duyuruda.


  • i was made for you  (16.08.14 16:33:09) 
benim en sevdiğim compadrito ve aychovsky.

zeki müren tamam da emre aydını örnek verirsen onun gibi olursun zaten. ben sana tanıyı koydum yobo olduğun içindir kesin %100.
  • hkku  (16.08.14 16:33:49) 
Köpük partisinden sonra böyle olduk.


  • sevgili sen masada değil yatakta güzelsin  (16.08.14 17:32:11) 
[]

şarkıya eşlik ederkenki sesinizi seviyor musunuz?

şimdi soru biraz tuhaf oldu, açayım.
hani diyelim arka planda sizin sesinizi bastırmayacak derecede çalan bir şarkı olsun. şimdi o şarkıya eşlik ederkenki halinizden siz de memnun musunuz? yoksa bir tek ben mi böyle hissediyorum?
sesimin kötü olduğunu söylerler, ritmi kaçırdığımı da. ancak nedense arka planda çalan şarkıya gayet de iyi eşlik ettiğimi düşünüyorum. ama ne zaman ki karaoke yapmaya çalışıyorum, sesim yetmiyor, şarkının melodiis giderken ben poptan uzun havaya geçiyor gibi oluyorum. evet, bu.


 
Tam olarak aynısını yaşıyorum. 3 şarkıyı iyi söylediğimi söylüyorlar, gerisinde de işte hareketli şarkıyı slow diye yutturabiliyorum millete; hem de hiç çaba göstermeden.

İnsanın sesi bir şekilde kendine iyiymiş gibi geliyor. Kendi asıl sesimizi ancak bir yere kaydettikten sonra duyuyoruz. Hani kendi sesimizi dinlerken "Ayy, bu kim be? Böyle mi konuşuyorum ben?" deriz ya; hah, insanlar bizi öyle duyuyor.

Bu da demektir ki ya ses yok, ya kulak yok, ya da ikisi birden yok.
  • aychovsky  (16.08.14 14:33:57 ~ 14:35:03) 
Bana kalırsa kayıtla aynı ses tonuna tınısına sahip değil. Abimle benim seslerimizin rengi aynı bunu farkediyorum(başka kişilerden de duyuyorum) hem ama kayıt edince farklı geliyor.

Ses hafızanızla (kulağım iyi derler ya) alakalı bence
  • filipis  (16.08.14 14:38:16) 
hayır.

ama içkiliyken yapıyorum zaten.
  • siradisi00  (16.08.14 14:54:05) 
[]

"x gözlerin neler görüyor y?" repliğinin kaynağı nedir?

yüzüklerin efendisi çıkışlı mı?
öyle olsa bile repliğin ciddi halini bulamadım internette. hep geyik, hep geyik! tıpkı "hodor nedir?" duyurusuna verilen aptalca "hodor hodor'dur" cevapları gibi şeyler var her yerde.

bu sebeple, kısaca bu repliğin kaynağı ve sebebi nedir, söyleyebilir misiniz?

not: yüzükleirn efendisi'ni hiç izlemedim ciddi olarak.

 
elf gozlerin neler goruyor legolas

turkceye cevrilmis orjunal hali bu. kaynagi da yuzuklerin efendisinin birinci filmi. duzen: ikinci filmmis galiba :)


spoiler:
______________
hobbitlerin kacirilmasi uzerine aragorn ve legolas urukhaileri takip etmektediler, bir tepenin ustunde legolas durur ve uzaklara bakar, aragorn da ona bu soruyu sorar.
  • fakyoras  (16.08.14 10:27:10 ~ 10:51:09) 
evet


  • ayiadam  (16.08.14 10:27:27) 
iki kule filminde geçiyor.


  • baldur  (16.08.14 10:29:37) 
aha da filmde bahsi geçen bölüm. biraz esprili yapmışlar.

(git:www.youtube.com )
  • the silent enigma  (16.08.14 10:33:04 ~ 10:33:50) 
@the silent enigma: bu da gösteriyor ki abartan bir tek türkler değilmiş :))


  • m e b  (16.08.14 10:35:06) 
[]

firefox çoğu zaman yanıt vermiyor neden?

şimdi, en son sürümü yüklü. eklentiler ise sadece adblock ve internet download manager.
ben video izlerken ya da herhangi bir sitede takılırken durduk yere "yanıt vermiyor" hatası alıyorum. biraz bekliyorum geçiyor ama ben ise kansere yakalanmak üzereyim böyle yaptıkça. sizce ne yapmalyım?

bu arada internette elbette araştırma yaptım ancak çoğu "format at geçer" salaklığında öneriler...

 
@minik donut canavarı: aslında onları sürekli yapmış ama çözüme ulaşamamıştım.


  • m e b  (14.08.14 16:17:45) 
uyumsuz ve sıkıntı yapan bir eklenti vardır. eklentileri kapatıp deneyin.
fılaş pileyırı son versiyona güncelleyin.

bi de böyle sikimsonik sorularınıza kanser oldum, evlat acısı gibi koydu gibi insanlara gerçekten acı veren durumları alet etmeyin. altı üstü firefox takılıyormuş. kanser olan adam acı çeke çeke ölüyor. allah vermesin, başına gelmeyen bilmez, başına gelince anlıyor.
  • kibritsuyu  (14.08.14 17:41:02 ~ 17:42:46) 
Firefox 20 portable kullan. En stabili o. En son sürümde problem çok.


  • cetoxim  (14.08.14 20:55:25) 
[]

narist - megaloman - egoist arasında fark var mı?

şimdi anlamlarına baktığımız zaman hepsi de aynı kapıya varıyor: kendini en üstün sayma.
narsisizm: kendisine aşık, kendisinin en önemli insan olduğuna kanaat getirip kendine hayran olma durumu.
egoiizm: kendini büyük görme ve üstün görme durumu.
megalomani: kendini süper büyük görme durumu, kendine aşık olma durumu.



e, bunlar aynı değil mi? aralarında fark var mı, yok mu?

 
iyi de o anlamları kim veriyor ki, böyle kestirip atıcı bir tanım yapılırsa siyah ile beyaz bile aynı "şey" olmaya indirgenebilir. tanımlar da ofsayt zaten.
narsisizmi ismini aldığı narcissos mitinden, egoizmi max stirner'dan kopararak tarif edemeyiz, yahut megalomaninin "mani"sinin bir çeşit delüzyonal hale işaaret ettiğini gözardı edemeyiz, yine de bunlardan ibaret tarif etmeye kalkınca eksik kalır illa ki. benzerlikler vardır, denebilir ya da birileri çeşitli benzerlikler kurabilir ama bu aynı şeyler olduğunu göstermez.

  • dafaiss  (14.08.14 13:01:48) 
  • acccra  (14.08.14 13:16:40) 
@dafaiss: kafama göre tanımlamadım ki bunları. ve de hayatımda ilk kez duyup da "bunlar ne ya ki ya?" mantığıyla da sormadım.
belki dilimizde bilinçsizce kullanımları sebebiyle gerçek anlamından uzaklaştıkları için böyle bir anlam karmaşası yaşıyorum.

  • m e b  (14.08.14 13:18:47) 
[]

paypal'e özgü hesap no'su mu var yoksa bir bankayla mı ilişkilendiriyorum?

sorunun tam hali:
paypal, kendine özel bir hesap numarası mı kullanıyor, yoksa ben kredi kartı/banka hesabımla mı ilişkilendiriyorum?
kısacası paypal ile işlemler yapabilmek için bir bankada hesabım mı olması gerekiyor?


 
banka hesabınız olması gerekiyor.


  • kobuzchu kiz  (11.08.14 22:37:11) 
Olmadan kullanılabilir duruyor ama askıya falan alınabiliyor sınırlamalar var sanırım, bir de içine para atmak için başka paypaldan göndermeden olmuyordu sanırım, şimdi paypal kart falan çıkmış belki daha rahat kullanılabilir.


  • atom karincanin torunu  (11.08.14 22:37:41) 
amacınızı söylerseniz yardımcı olabiliriz

siz kartınızı paypalla ilişkilendiriyorsunuz. paypal size bir kart hesap vs. vermiyor(verdiği ücretli hizmetler var orası ayrı)

para çekmek istiyorsanız, ve komisyon istemiyorsanız banka hesabıyla ilişkilendirin.

yurtdışı alışverişlerde kullanmak istiyorsanız kredi kartıyla ilişkilendirin
  • ceycey e  (12.08.14 00:25:16) 
@ceycey e: ben aslında gerçek banka hesaplarımdan ayrı olarak bir hesap istiyordum, para biriktirmek için. yani sanal banka hesabım olarak paypal'i istiyordum.


  • m e b  (12.08.14 13:12:32) 
evet biriktirirsin ama para yüklemen masraflı olur. üstelik para çekmen gerekirse, 1 hafta beklemek zorunda kalırsın.

ayrıca paypalda para tutmak pek güvenli olmaz. bir şifreyle korunuyor sadece

kısacası pek önerdiğim bir yöntem olmaz.
  • ceycey e  (12.08.14 16:28:41) 
[]

anroid uygulaması yapıp para kazandınız mı hiç?

aklıma takılan bir soru. şimdi, ufak birkaç sorum var:
1. uygulamanız ücretsiz olup siz reklam gelirleriyle mi para kazandınız?
2. uygulamanız ücretli ise bundan gelir elde etmeyi nasıl sağladınız? google play o parayı size nasıl aktarıyor? banka veya hangi türden bir hesapla?

kısaca açıklar mısınız?

 
Türkiye için ücretli uygulama izni yeni çıktı zaten kazanan reklamdan kazanıyor. Reklam gelirleri de azalmış hoş. Projeye girip de kazanılır para ama çevre lazım tabi.
Google play hakkında iyice aydınlanmayı ben de istiyorum bakalım bilen çıkar mı..

  • cilekli pasta  (11.08.14 21:13:55) 
reklam gelirleriyle kazanıyorum da daha çekmek kısmet olmadı. reklam hizmetini aldığım google'ın admob'u min 100$ ödeme yapıyor.


  • yvandal  (12.08.14 21:26:41) 
[]

rom'lu telefonu orijinal hale getirebiliyor muyuz?

benim telefonum normalde jelly bean'di ama ben kasıyor diye resmi olmayan sürümle kitkat'e yükselttim.
telefonun hızından memnunum ancak mesela bazı özellikleri kayboldu. usb modunu seçme, 3g görüntülü görüşme gibi mesela.
şimdi, yeni resmi olmayan rom'suz veya root'suz olarak bu telefonu orijinal hale geri getiremez miyim?


 
"__telefon modeli__ rom yükleme" diye aratın.


  • vefalilutfu  (10.08.14 17:46:29 ~ 17:47:10) 
[]

Por ve para arasında ne fark var? (İspanyolca)

İnternette çok salakça gerekçeler buldum ve aklıma yatmadı.

Gracias para la fiesta anoche.

cümlesinde "para" kullanmam neden yanlış?

 
por içinden geçmek falan gibisinden. through gibi düşün
para da için işte. for gibi.

por: den dolayı
no salen por el calor

pasif yapmaya yarıyo.
el libro es leído por los alumnos

bi de kalıplaşmış ifadelerde kullanılıyor

hablar por teléfono
veinte por ciento

por ejemplo
por favor

por tanto ,por lo tanto - sonuç olarak
dos por dos iki kere iki

por persona kişi başına

por día, por semana, por mes, por año günlük olarak yıllık aylık...

por la noche, por la mañana, por la tarde, por el día - gündüzün, geceleyin, yarına, akşama...

PARA:

amaç bildiriyor:

hemos venido para verte- seni görmeye geldik

destination bildiriyor:
Es para usted y para mis hermanos

bi de karşılaştırma anlamı var:

Elena es muy alta para su edad


fransızcadaki par ve pour'a benziyor ama bunlar nedense hiç karışmazken por ve para karışıyor. ben de elementary ispanyolcamla ahkam kesiyorum.

tabii bu en basit anlatım. eminim nüanslar vardır.
  • mistreated  (10.08.14 00:41:31 ~ 00:42:10) 
@mistreated: çok teşekkürler de hala kafam karışık.

daha önce bir cümle tamamen yukarıda yazdığım gibi bir cümle idi. "through"luk bir durum filan da yoktu, bildiğin "için" cuk diye oturuyordu.
  • m e b  (10.08.14 01:15:25 ~ 01:15:45) 
aychovsky'ye mesaj at. ama önünü ilikle. öyle oturduğun yerden donla falan yazma.


  • pescador  (10.08.14 01:17:05) 
dostum o kadar şey yazdım. tabii ki sadece through anlamına gelmiyor. ayrıca anoche derken ne demeye çalıştın tam çözemedim. cümlenin doğru olduğuna emin misin? geçen akşamki yemek için teşekkürler diyeceksen para uygun bence. yanılıyor da olabilirim.


  • mistreated  (10.08.14 01:19:57 ~ 01:22:00) 
Bazı şeylerde anlamları dışında kalıplar var. Gracias da öyle.

Ne için teşekkür ettiğini por ile yazıyorsun. "Gracias por venir" deyince "Geldiğin için teşekkürler" oluyor ya da "Gracias por el regalo" "Hediye için teşekkürler" oluyor.

"Gracias para" daha çok kişiye kullanılıyor.Bir nevi "Gracias a", "Gracias para sus invitados, podemos salvar el día" diyorum. Yani "Davetlilere bin şükür, onlar sayesinde günü kurtarabildik". Bunun yanı sıra, bir amaç olduğunda yine para kullanıyoruz. Bu cümleleri internetten buldum, benim aklıma gelmedi. "¡No digas gracias para quedar bien!" Burada diyor ki "İyi görünmek için herkese teşekkür edip durma". Bir tane de ben uydurayım, "Dar las gracias a Dios para obtener lo que tienes es un acto de hypocrasía", yani "Sahip olduklarına kavuşabilmek için dua edip durmak bir ikiyüzlülük göstergesidir". (Dar las gracias; şükretmek olduğu kadar dua etmek anlamına da gelebiliyor coğrafyasına göre. Burada o coğrafyaları kullandım ama sakın genelleme, genelde şükretmek. O durumda da bu cümle pek bir yanlış oluyor)


Örneğin, şu cümle süper: "Muchas gracias por su capacidad para organizarlo así en el Parlamento." Yani "Parlamentoda böylesine bir organizasyon yapabildiğiniz için yeteneklerinize teşekkürler" gibi bir şey. İngilizcesini yapıştırayım, "Thank you very much for your ability to organise that in Parliament."

Aynı düzensiz fiiller gibi por/para istisnaları var, Gracias da bunlardan biri.

edit: pescador, estağfurullah. Aramızda donun lafı mı olur?

Ekleme: Bu istisnalardan bazıları Notes in Spanish'in iki bölümden oluşan "por y para" podcast'inde var. Çok güzel anlatıyorlar.

Ben en çok şunda kafayı yemiştim.
Lo compró para tí.
Lo compró por tí.

Bunların ikisi de doğru ama anlamları farklı.
Lo compró para tí. --> Onu senin için aldım ama "Onu sana aldım" anlamında.
Lo compró por tí. --> Onu senin için aldım ama "Senin bir bahanen vardı alamamak için (örneğin, vaktin yoktu), senin yerine ben aldım" (Burada senin yapman gereken işi ben yaptım anlamı var)

Aynı şekilde "Lo que he hecho, he hecho para tí"de "Yaptığımı senin için yaptım" derken ""Lo que he hecho, he hecho por tí"de "Yapılacağı sen yapacaktın, senin işindi ama ben yaptım" anlamı var.
  • aychovsky  (10.08.14 01:31:20 ~ 01:57:54) 
@aychovsky: çoook teşekkür ederim.


  • m e b  (10.08.14 16:26:24) 
[]

Ekşi Duyuru'ya mobilden girenler

Ya ben logoya basıp anasayfaya erişmek istiyorum ama olmuyor.
Sizin canınız sıkılmıyor mu?
Mobilde buton olarak sadece:
-duyuru ekle
-ben
-mesajlar

Var. E ben istediğim zaman nasıl anasayfaya geleceğim?

 
mobil sayfayı hiç kullanmıyorum, çok kullanışsız geliyor. logoya basınca ana sayfaya çıkmalı normalde ama öyle bir mobil site yapmışlar ki, ı ıh, sıfır, zero, none. olmuyor yani.


  • devilred  (09.08.14 21:03:03) 
ben mobilden girmek zorunda kaldığımda direkt masaüstü görünümünü açıyorum, kafam rahat oluyor.


  • tolga asp  (09.08.14 21:05:10) 
Üstelik logoya basmak arada bir işe yarıyor. Tik atmak da sorun.


  • m e b  (09.08.14 21:10:40) 
canımı sıkıyor benim de. compu'ya iletmek lazım


  • icim urperiyor  (09.08.14 21:14:10) 
Logoya tıklayabilmek için telefonu yan yatır. Öyle çalışıyor. İnce bi espri var orada.


  • vyava  (09.08.14 21:14:42) 
Ben de mobilini kullanışlı bulmayanlardanım.


  • duyond  (09.08.14 21:16:05) 
Mobile gicigim!


  • strawberry first  (09.08.14 21:19:11) 
masaüstü sürüme geçseniz ya? hatta yer imi olarak kaydedince direkt masaüstü formatında açılıyor.


  • ontheroad  (09.08.14 21:21:19) 
Logoya tikliyorum, anasayfaya donuyorum. Bunu hep yapiyorum, hep calisiyor.


  • fever  (09.08.14 21:55:44) 
@ontheroad: ya o da bir çözüm ancak. mobil site varken bunun sorunlarının giderilmesi taraftarıyım. çünkü mobil görünümde ekran-punto büyüklüğü, yazıların ekrana tam oturması çok iyi.

@fever: ben de arada yapabiliyorum. her zaman olmuyor.
  • m e b  (09.08.14 22:29:28) 
Sirf bu yuzden ben mobil sayfaya girmiyorum, telefondan girerken de web versiyonunu kullaniyorum.


  • delifaruk  (09.08.14 22:31:00) 
Compu'ya takriben bir sene önce mobil ile ilgili şikayetler iletilmişti.

O da, bir uygulama ile mobil sitenin daha kullanışlı hale getirilebileceğini söylemişti..

Anlaşılan konu orada kaldı..
  • kill_them_all  (09.08.14 23:27:19) 
Rahatsız ediyor. Anasayfa hafızada var, oradan tıklıyorum. Başka türlü olmuyor.


  • aychovsky  (09.08.14 23:29:03) 
[]

hangi kitabın yazarı olmak isterdiniz? nedeni kısaca nedir?

mesela ben dostoyevski'nin "yeraltından notlar"ına çok imrenirim. sebebi, benim de böyle bir şey düşünmemdi. yani kendi hissettiklerimi, acı duyduğum noktaları, kendi çelişki veya çıkmazlarımı, acılarımı yazmak istemişimdir. yazsaydım bile dostoyevski'ninki kadar etkileyeci olmazdı herhalde.
sizinkiler neler?



 
başlığı görünce yeraltından notlar demek için gelmiştim ancak hemen diğer seçeneğe yöneldim; orta dünya'nın yaratıcısı olmak isterdim.


  • o degil dee  (09.08.14 17:53:52) 
İntroduction to Quantum İnformation


  • fiber  (09.08.14 17:55:58) 
Puslu kıtakar atlası.

Ne kadar iyi yazar olursan ol bu kitap gibisini yazabilmen için edebi yönden iyi olmaktan çok daha fazlası gerekli.
  • sen git ben geliyorum  (09.08.14 17:56:52) 
martin eden


  • xenophobe  (09.08.14 18:00:57) 
zaman çarkı - öyle bir zihne sahip olmak için


  • Celestial  (09.08.14 18:03:09) 
Martin Eden


  • brkwashere  (09.08.14 18:53:56) 
moby dick
ya da çehov hikayelerinin.

  • lesmiserables  (09.08.14 19:11:06) 
Harry Potter serisi. J.K. Rowling'in bir milyar dolar serveti var sadece o seriden kazandığı.


  • i was made for you  (09.08.14 19:11:29 ~ 19:11:43) 
kinyas ve kayra


  • kablelvuku  (09.08.14 19:31:37) 
  • papillon7  (09.08.14 22:12:04) 
[]

mesajla küfreden kişi için yaptırıma destek veren yok mu?

evet, soru bariz belli.
ya buranın politikasını bilmiyorum ama özel mesajdan dileyen dleyen küfredebiliyor. hatta moderatör de böyle bir şeye yaptırım olmadığını söylüyor. buna bir çözüm bulması için moderatöre topluca söyleyemez miyiz?
destek veremez misiniz?


 
@trumanshow: küfür mü edilsin?


  • m e b  (09.08.14 00:56:04) 
Buraları bu kadar ciddiye almanın gereği yok aslında. Küfür ettiyse noldu yani? Hee diyin geçin yahu. Böyle durumlarda küfür eden insan aciz insandır zaten. Ne işiniz olur?


  • ay nov kung fu  (09.08.14 00:56:09) 
@ay nov kung fu: insan küfrü, hele ki annesine edilen küfrü kaldıramıyor.
bu kadar alçaklığı geçiştiremem ki.

  • m e b  (09.08.14 01:00:20) 
ne yapılmasını öneriyorsun? neyi destekleyelim?


  • baal  (09.08.14 01:04:57 ~ 01:05:10) 
küfür yasak ama hakaret etmek serbest, buranın politikası bu.

demesi zor ama; takma kafaya, küfür eden adam adam değildir zaten ciddiye almak lüzumsuz.
  • g7mor  (09.08.14 01:05:58) 
moderatörlere topluca sövebilir bunu isteyenler bıktırana kadar. ya da her küfür edildiğinde moderatörlere yöneltin.


  • dafaiss  (09.08.14 01:11:03) 
Küfüre bakış açınız nedir? Gerçek hayatta küfrediyor musunuz?

Çünkü birinin annenize küfretmesini bu kadar ciddiye alıyorsanız
a. Kendiniz küfrettiğinizde küfrün içerdiği fiili gerçekleştirmekle tehdit ediyorsunuz karşınızdaki insanı. Bu sebeple de birisi annenize küfredince annenizi içermeyen bir küfüre kıyasla daha fazla sinirlendiriyor sizi.
b. Küfürün kastettiğinin gerçek anlamda olmadığını biliyorsunuz. Arkasındaki anlam sizi sinirlendiriyor. (ki bu durumda anneye veya ayak parmağınıza küfredilmesi arasında bir fark olmaması gerekiyor.)
  • ay nov kung fu  (09.08.14 01:16:02) 
@trumanshow: ama bu şahıs, doğrudan bir duyurudaki cevabım üzerine atmış. soru da "hangi cb adayına oy vereceksiniz" gibi. kalkmış doğrudan bana ağırından küfür etmiş. üstelik hala da kendini haklı görüp "ettiysem haklıyım." gibi cevaplar veriyor. bir de bunu iki-üç kez yaptı.


  • m e b  (09.08.14 01:16:54) 
bir insana küfür ve hakaret etmek çirkin bir davranıştır. yapmayalım, yapanları uyaralım.


  • g7mor  (09.08.14 01:19:57) 
@ay nov kung fu: ben sanal alemde değil normalde de küfretmem bir insana, edemem bile.çok ama çok fazla sinirlenmem lazım ki ancak kendi kendime ederim onu da.

neyse, bu şahıs sürekli yapıyordu. hatta bir kez daha duyuru açtım bununla ilgili ve duyurum silindi. yani ilk kez yapmıyor bunu.
hem küfür ister gerçeği, ister mecazi ifade taşısın. arada samimiyet bile olmadan en ağır küfür hazmedilemez benim açımdan.
  • m e b  (09.08.14 01:23:01) 
Ben küfürü savunmuyorum. Sadece şuradan mesajla küfür edildi diye bu kadar sinirlenmeyi anlayamıyorum.


  • ay nov kung fu  (09.08.14 01:24:06) 
[]

türkan şoray'ın o mahzun bakışı sizi de üzmüyor mu?

mimiklerinden mi yoksa acı çeken, sevilmeye muhtaç kadın rollerinden dolayı bilmiyorum ama ben oldum olası türkan şoray'ı hep hüzünlü bulur ve üzülürüm.
misal, kanal 7'de sultan filmi var ve o mahzun bakışları içimi acıtıyor valla. siz de üzülmüyor musunuz türkan şoray'a?



 
üzülürüm ben çok deli bakıyor o kadın bi de ağlarken de üzülüyorum gerçekten


  • niye ama  (08.08.14 23:30:19) 
basima bir sey gelmeyecekse oyunculugu cok abartilmis bir teyzemiz kendisi


  • exlibris  (08.08.14 23:43:55 ~ 23:44:09) 
hiç üzmüyor. nefret derecesinde sevmem türkan şoray'ı.


  • anneboleyn  (08.08.14 23:45:57) 
yooo.


  • pescador  (09.08.14 00:17:01) 
1 ... •91011121314   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.