Ekşi Duyuru

geçen hafta söyle bir email gelmişti bana, facebook üzerinde seçim gönüllüleri diye bir grup var, onlara da sorabilirsin:

Üniversiteliler oy kullanmak için ne yapmalı?

Yeni düzenlemeye göre öğrencilerin öğrenim gördükleri yerleşim yerlerinde oy kullanma hakları bulunuyor.

Bu hakkın kullanılması ve öğrencilerin öğrenim gördükleri yerlerde oy kullanabilmesi için gerekli işlemler şöyle;

1- Öğrencilerin öğrenim gördükleri okuldan o okulun öğrencisi olduklarına ve yurt müdürlüklerinden yurtta kaldıklarına ilişkin alacakları belgeler ile kaldıkları yurtların bağlı bulunduğu nüfus müdürlüklerine bizzat başvurmaları suretiyle adreslerini değiştirmeleri gerekiyor.

2- Yurtta kalmayan, arkadaşlarının yanında veya geçici olarak öğrenim gördüğü yerde bir evde kalan fakat adresi ve seçmen kaydı memleket adresinde olan öğrenciler de kaldıkları kişilerle birlikte nüfus müdürlüklerine giderek adres değişikliği yapabilirler.

3- Özel evlerde kalan öğrenciler ise oturdukları eve ait noter tasdikli kira kontratı ile elektrik, doğalgaz veya su gibi üzerine olan fatura ile nüfus müdürlüğüne gidip ikamet kaydı yaptırması gerekiyor.

4- Öğrenciler memleket adreslerini değiştirmek istemiyor veya nüfus müdürlüğü yurt adresini asıl adres olarak kabul etmiyor ise yurt adresi ikinci adres olarak nüfus müdürlüğünde kayıt ettirilir ve bu adres değişikliğine ilişkin evraklarla birlikte o adresin bağlı bulunduğu ilçe seçim kuruluna başvuru yapılıp seçmen kaydı bu adrese taşınır.

12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak Milletvekili Genel Seçimlerinde oy kullanabilmek için; Seçmen kaydının bulunması ve 12.06.1993 tarihinde ve daha önce doğmuş olma şartı bulunuyor.

Adres değişiklikleri ile ilçe seçim kurullarına başvuru işlemlerinin en geç 31 Mart Perşembe günü saat 17:00'ye kadar tamamlanması gerekiyor. Ancak karşılaşılacak herhangi bir sorunun giderilebilmesi için bu işlemlerin son günlere bırakılmaması çok önemli.

Seçmen kaydınızın nerede olduğunu merak ediyor iseniz aşağıdaki linkten , seçmen kaydınızın nerede olduğunu öğrenebilirsiniz.

teoride evet.

Kalem pil kullanarak 1 kg'yi nasıl çıkarmayı planlıyorsun? Oyuncak motoru (%60-70 verimşe çalışır) daha bu pilin iç direnci var, kurmayı planladığın düzeneğin sürtünmesi var.

Verim çok feci şekilde düşer.

Barajlarda üretilen elektriği senin bahsettiğin mevzu gibi yaylı bir sistemde potansiyel olarak depolama ile ilgili bişeyler okumuştum, hayata geçti mi geliştirme aşamasında mı bilmiyorum walla. Bulursan paylaşırsan süpersonik olur.

aslında olay pille 1 kiloyu taşıma değil, sadece pil kullanmadan başka bir şekilde enerji depolamak istiyorum. ama kimyasal tepkimeler işin içine girmeden, mekanik olarak. pillere eşdeğer bir enerji deposu mekanik olarak nasıl yapılır?
(saat pili değil tabii, 2 ya da 4 kalem pile eşdeğer bir enerji.)

harmonik osilatör.

yaylarla da yapabilirsin illa mekanik olsun diyorsan.

arkadaşlar, yaylarla da yapılır zemberekle de yapılır tamam da, bakın orada hesap kitap yapmışım, 4 tane pilin enerjisini depolamak için ne yapmam gerekiyor o lazım bana :) zemberek ise ne kadar büyüklükte, ne kadar sıkmak lazım, olur mu o iş?

ona bakarsanız 1 kiloluk ağırlıka da yapılır ama hesabını yapınca 1 kilometre yukarı koymak gerektiği ortaya çıkıyor işte.

benim dell'de de dikkatimi çekti aynı sorun. x tuşuna bas space yerine.

o bi yazılımla alakalı galiba. belli sayıda tusun iletimi bir hat uzerinden gidiyor. sallıyorum (cunku bilmiyorum, degişiyor bu) 5 hat varsa, butun o klavyedeki tuslar bolunuyor 5 gruba. sonra da eskiden benim de yasadıgım gibi bu sorunu yasıyorsunuz. klavye alacaksınız ama alırken test edeceksiniz. ben PES icin test edip almıstım. microsoftlar yon tuslarından 2sine basarken havadan ara pasını yaptırtmıyorlar.

test edin, onaylayın, oyle alın.

x de olmuyor, yeni klavye almadan çözme şansımız yok mu?

valla aklıma bir ihtimal geliyor. sanal klavyeyi aç bilgisayarda bir kenarda. mouse okunu da space veya x tuşu üzerine getir. iki parmakla yön tuşlarını kullanırken bi parmak da touchpad'in sol tık tuşunda olur.

touchpad'e değmemen lazım tabi oyun sırasında:)

@jangara, çok iyi fikir, ama sanal klavyede tuşa basarken haxball penceresi'den çıkmış oluyor fokus, o yüzden haxball'a etki etmiyor :/

hmm haklısın:) browser'ı en öne sabitlemenin bi yolu bulunabilir belki programla falan.

gamepad bulduk bi tane, sorun çözüldü.

şimdilik işini görebilir yaptığın, ancak sonraları farklı sorunlar yaşayabilirsin. şöyle anlatmaya çalışayım:

pedal dizilim sırası vardır analog setlerde. mesela delayi hep en sona koymalısın, öteki türlü sesde sapıtmalar yaşarsın. distortionu kullanırken bu sıralama ile alakalı sorunlar yaşaman muhtemel diye düşünüyorum.

ama dersen ki distortionu da Garageband'den kullanırım, o zaman pek sorun olacağını sanmıyorum.

bir de naçizane önerim: alabiliyorsa pedal al bir adet güzelinden. programla çalışmak dert doğurabilir çoğu zaman.



edit: örnek bir sıralama buldum senin için, Delay en sonda değilmiş bu arada:) ama Distortion ortalarda.

Guitar > Wah > Octave > Noise Gate > Compressor > Overdrive/Distortion > EQ > Modulation effects > Delay > Reverb

@loveinaflipbook
çok teşekkürler öneri için. aslında distorşın'ı kullanmayacağım, sadece o sinyal yükseltme olayını yapsın diye koydum. yani sadece bilgisayara pratik bir şekilde bağlayabilmek için, herhangi bir pedal/efekt kullanmayı düşünmüyorum arada (gitar&bilgisayar arasında). hatta programda da kullanmayacağım. sadece güzel ses alabilmek için sinyali yükseltmeye çalışıyorum.

bu yaptığım o işi yapar mı? (pedal bağlayıp açmamak. basmamak yani.) yoksa ben yine de bir preamp alayım mı?

bir de, pedal almak neden?

bence bu düzenek şimdilik işini görür rahatlıkla. sonradan sesten tatmin olmazsan ya da daha yeni arayışlara girersen (efekt, simülasyon vb.) o zaman pedal düşünebilirsin.

bu arada yanlış anlaşılmış da olabilir, benim pedaldan kastım aslında processor idi. ama analog olarak da set hazırlayabilirsin tabii.

processorü de herşeyi tek bir aletle halledebileceğin için önermiştim. preamplar, efektler, simülatörler vs. herşey tek bir pakette sunuluyor ve çalarken ayakla kontrol ettiğin için de büyük kolaylık. yoksa mouse la efekt değiştir, vs ölüm gibi gelir bir süre sonra.

ama zaten efekt kullanmayacaksan sorun yok; bu şekilde devam edebilirsin rahatlıkla :)

Distortion pedalının orada gördüğü görev impedance matching . Kapalıyken gitarın çıkışını yükseltmese de sesi daha güzel yapma sebebi bu bahsettiğim matching.

Ses kartın ne? Düzgün bir ses kartın yoksa üstünde preamp'i olan bir ses kartı alabilirsin. Line 6 'in gitaristler için tasarladıkları böyle aletler de var, çok pahalı da değiller.

Garageband gibi Amplitube serisi, guitar rig vs gibi diğer software gitar çözümlerine de göz atmalısın. Çok güzel şeyler var.

@skatheist
macbook pro var, sanırım intel'in onboard ses kartını kullanıyor.
external ses kartı alabilir miyim preamp'li? yoksa direk preamp alsam mı daha iyi?

bir de, bu yaptığımı (pedal bağlamak) yapmaktan ne farkı olur?

kabuki maskesi olmuyor mu?

kabuki olması lağzım. Tenchu'da da vardı bu. Hey gidisinlerin gidi!

ali sami yen tarafı oluyor. şöyle söyleyim mecidiyeköy durakları geçtikten sonra yapı kredi bankası var. yapı kredinin hemen yan tarafında kamil amcanın yeri.

metrodan çık simitçileri geç yapı kredi bankasını geç yürümeye devam et arçelik bayisini geç sağ tarafa aralık gorunce gir içeri. (bahsettiğim mesafe 150 metreyi geçmese gerek) olurda o ufak aralığı gözden kaçırırsan kontrol noktan varan bilet satış ofisi olsun varanı gorunce anlaki geri donmelisin

önce kadınlar sonra çocuklar ellam. kadınlar çocuklara baksın diye.

kadınlar. kadınla çocuğun yenisi yapılabilir ama çocukla kadının yenisi yapılamaz.

aynı anda işte. çocuk dediğin annesinin yanında olur mantığı var burda.

Önce çocuklar aslında geri kalanı da bence kurayla olsun.

Tahtakale'de Telekom'un sokağının girişinde vardı ama, sanırım son zamanlarda orijinalini bulmak zor. Yok ben anlarım diyorsanız deneyebilirsiniz.

ah ulan rıza olabilir mi? hasan da ısrarcı mısınız? gerçi ah ulan rıza'yı ahmet kaya söyledi mi emin değilim ama söylemiştir herhalde.

okuduğunu anlamayan, pekmez beyinli, formatı götünden anlamış ve ortalama türk insanı olma görevini yerine getirmek için doğmuş insanlar işte. çoğu yeni yazar falan aslında da, bence troll başlıklarına ayar yazmak çaylaklık, hatta uçurulma sebebi olmalı. sözlükte iğrendiğim tek şey bu beyinsiz geri zekalı sürüsü. sözlüğün amına troller değil asıl bu sik beyinli mallar koydu.

edit: evet sinirliyim.

kahve adamları onlar. kahvede oturan dayıyı düşün. onunla aynı refleksi veriyorlar işte. yani ben gözümde hep öyle canlandırıyorum.

o değil de troll hadisesinden de, trolleri ciddiye alanlardan da ayrı ayrı tiksindim. bi bitmedi şu furya.

zevklidir zevkli. çok oynayan ve başlayan var. ben yeni yeni bayıyorum ki baktım 2100 küsür saat oynamışım.

aldım gitti ama 8 gb nedir arkadaş yav. neyse başladık hadi :)

perde gözlem değil sonuç.

işin özü şu, deneyde elektronlar gözlendiğini anlıyor bir şekilde. Bunun sebebini bulursan sanırım nobel alırsın.

Denk gelirsem modern fizik hocasına soracağım sorunu

evet çok uğraşıp bu dedektörleri elektronları etkilemeyecek şekilde yapmışlardı falan gene olmamıştı.

daha garip bir durum var. elektronları tek tek gönderdiğinde gene girişim deseni oluşuyor. özetle tek elktronun 2 delikten aynı anda geçip kendi kendini etkilemesi lazım.

www.eksiduyuru.com

tam değil galiba ama burada baya iyi cevaplar vardı.

anam :) soran olmamıştır diye aramamıştım, kapak olsun bana.
şuku & kilit.

edit : ı ıh. tatmin edici bir cevap yok orada. eğer fikri olan varsa buyursun :)
.

sorunun tam cevabini bilmiyorum ama sunu hesaba katman gerekir deneme yaparken:
insan aslinda gordugunu sandigindan cok daha azini gorur. Mesela su anda bu yaziyi okurken gorus alaninin disinda (yanlarda) falan olan seyleri aslinda gorebildigini saniyorsun ama gordugunu dusundugun seylerin cogu beyninin onlari suni olarak tamamlamasindan ibaret (bkz: pattern matching) (o bolgelerde bir hareket oldugu zaman ise evrimsel gerekcelerle ilgimizi direk oraya kaydirmamizi saglayan mekanizmalar mevcut refleks olarak. Hareket algisi icin bilincli gorme eylemini koordine eden duzenekten farkli duzenekler de var beyin icinde.) Netlik de benzer sekilde illuzyonlara gebe.

Alan derinliği ile ilgili değil ama ışık ile ilgili bir şey söylemem gerek. Gözümüz ışık kullanımını sadece irisi büyütüp küçültmekle değil rodopsin denen protein ile de ayarlıyor. karanlık bir ortama girdiğimizde ilk başta her şey karanlıkken birden rodopsin sentezlenmeye başlanıyor ve görüntü yavaş yavaş oluşmaya başlıyor. karanlıktan aydınlığa çıktığımızda da görüntünün düzelmesi için rodopsinler yıkılıyor.

haklısınız, ancak benim sorduğum olay daha basit bir mekanizma ile ilgili. Şöyle basitleştireyim soruyu, eliniz havadayken işaret parmağınızı kaldırın ve tek gözünüzle parmağınızın ucuna bakın. arkaplanı flu göreceksiniz. eğer ki bu işi karanlıkta yapıyor olsaydınız iris açılacağı için arkaplan daha mı bulanık görünürdü?
(tabii bu sırada gözünüzü oynatmıyorsunuz. yani arkaplan flu mu dur bakayım derken gözünüz oraya netleyecek ve net göreceksiniz. o hataya düşmeyin)

fotoğrafta bu olay oluyor. gözde de oluyor mu?

fz7 kullandım olmaz mı?

belçika'da schengen ülkelerinden olduğu için tek girişli schengen le bile almanya-belçika arası gidip gelebilirsin.transit vizeye gerek yok o yüzden.sadece almanyadan giriş yaparken adam sen ne diye belçika'dan vize aldın da almanya ya geldin diyebilir.ona da açıklarsın derdini olur biter.orda biraz sorguya çekebilirler ama almamazlık yapma gibi hakları yok yani.

çok çok teşekkürler.

sayın abilerim. alaman teknolojisinin son harikası olan bu pc, inkiltere kıralı, taçsız kral pelaee, bakenbauğeer, filan falan. ya sallayın birşeyler hiç bir fikrim yok. 20 lira deseniz de 2000 lira deseniz de tamam diyeceğim. kafamda bir şeyler oluşsun en azından.

ya vatan bilgisayar'dan sıfır fiyatlara bakıp onlardan kdv'yi üstüne de bi %20 amortisman düş, olsunu sana fiyat işte. olmaz mı?

hm hm %20'yle kurtarırım yani? dur bi bakayım ne kadar olacak.

Moral bozmak istemem, ama siz o fiyatı 2'ye bölün eğer çok çok yeni değilse.

yok canım, moral bozulması gibi bir durum yok. bilgim olsun diye soruyorum, en objektif tahmin neyse söyleyin ben de bileyim de ona göre karar vereyim değer mi satmaya.

belirtmeyi unutmuşum, tıpa/kapak kapalı duruyor hep bu süre zarfında

Hacı yan yatırır koyarsın. Mantarı da ağzındaysa ve sıcaklık uygunsa orta vadede bişi olmaz.

ağzı kapalı kalırsa hiçbir şey olmaz. beş yıldızlı otel barlarında bile şişeden kadehe boşaltılarak servis edilen şaraplar açıldıktan sonra raflarda mantarı tıkalı bir şekilde bazen haftalarca bekliyor. bu bi kıstas olamaz tabi ama fikir verir en azından.

şahsen ben içeçeğim şarabı açtıktan sonra en az bi 15-20 dakka dinlendiriyorum ama sizin dediğiniz farklı birey tabi... damacana şarabı açtığınız anda bitirmeniz elbet mümkün değil o yüzden ağızında mantarıyla 3-5 ay bekletebilirsiniz hiç bişiciklerde olmaz... açıldıktan sonrada yan yatırmanıza fln gerek yok.
şayet çok uzun süreli bekleticekseniz yan yatırın ve bir kaç senede bir şişenin mantarını değiştirin... hala o şarabın bozulmuş olacağını düşünüyorsanız gönderin ben değerlendireyim :) sakın dökmeyin şarap kutsaldır. hoşçakaln

heheh teşekkürler herkese. bi daha laf eden olursa burayı gösteririm artık kapak olsun diye :)

ne yaptınız ya o kadar sürede bozulur şarap. hadi 1-2 gün neyse de.

www.kayrawinecenter.com
www.hayyam.com

ama ağzı kapalıyken içine hava girmiyor ki herhangi bir değişiklik olsun? ağzı kapalıyken uzun süre saklanabiliyorsa eğer, açılıp kapatıldığı zaman ne fark oluyor?

birinde dolum makinada yapılıyor diğerinde sen açıp içine oksijenle dolmasını sağlıyorsun, sonra zaten ağzı kapalı olsa bile içine giren oksijen nedeniyle bozuluyor. aynı şekilde 3-4 ay ömrü olan süt açınca niye bir kaç gün dayanıyor. ağzını kapatmak çözüm olsaydı buzdolabında her içeceği yatık saklardık raf ömrü kadar dayanırdı.

iyi de sütle aynı şey değil ki, sütün bozulma nedeni içine giren hava değil bakteriler. pastörize edildikten sonra direk kutuya koyuluyor, sonra da içileceği zaman açılıyor. şarap zaten alkollü ve zaten bakterisi (mayası) içinde olan ve zaten şişesine koyulmadan önce öyle ekstra bir özen gösterilmeyen (pastörize etmek, havasız ortamda koymak filan) bir gıda maddesi. ayrıca, madem hava şarabı bozacak, nasıl oluyor da koca fıçılara koyup sonra yavaş yavaş içiyor insanlar?

öncelikle şarap yüksek alkollü bir içki değil, kaldı ki yeterince beklersen veya kötü stoklarsan votka bile bozulur amam bu yıllar alır. şaraba gelince ise şarabın mayalanması esnasında şeker alkole dönüşür bu da ciddi miktarda karbondiyoksit açığa çıkarır dolayısıyla aslında söylediğin gibi oksijeni bol bir ortamda bulunmaz. sen şarabı açtığında içine oksijen dolar ve şarap bozulmaya başlar. içme demiyorum yine iç ama o şarap ilk günkü kalitesinden çok uzakta sirke modunda birşey olur.

son olarak bir de yabancı kaynak vereyim.
www.intowine.com

uçakların bile üzerinde uçamadığı bölgeyi kontrol altına almak ne kadar mümkün. çoğu jet yaklaşamadan dağa taşa bomba atıp dönüyor çünkü bölgeye yaklaşır yaklaşmaz yoğun ateş altına alınıyorlar uçaksavarlar tarafından. evet yanlış duymadın adamların bölgede epey uçak savarı var. son operasyonlarda da mesela bir kaç jeti darbelediler. helikopter desen rpg lerle düşürmekte yada darbelemekte zorluk çekmiyorlar. 90 ların sonuna doğru bir sınır ötesi harekatta iki helikopter düşürmüşlerdi mesela.

herşeyden önemlisi 40 km2 bir alan kandil kampları askerlik yapmışsan eğer bilirsinki bu bölgeyi ele geçirmek amacıyla operasyon düzenlemek için bir kaç tümen bile yeterli değil. çok dağlık bir bölge ve saklanacak sayısız mağara artı kamufle olacak cok yer var. böyle bir araziye sen sayısı onbinlerle ölçülecek bir orduyla girersen muazzam kayıplar verirsin. sonuçta gayri nizami harp ve avantaj gerilla savaşı verenlerde.

ali boğazı denen bir yer var tuncelide. türkiyede ki en pis yerdir bence mesela. havan topu atamazdık çünkü hava boşluğu vardı işe yaramazdı, arazide terorist tespit edemezsin gece görüş yada başka ekipmanlarla çünkü ormanlık alan kamufle olmakta zorluk yok. ormandan içeri girersin 40 yerde pusu yeme ihtimalin var. yürürken hep sağa sola bakarsın ki pusuya düşersem kaya varmı siper alacak... o halde yapacak tek sey bazen ormanı yakmak kalıyor. böyle boktan bir yer işte... öcalan pezevengi dedi ki sorgusunda bir ali boğazı daha olsa kürdistanı kurmuştuk. tabi biraz abartılı ama nasıl bir yer olduğu hakkında fikir edinesin diye soyledim.

birde lojistik ve haberleşmede yaşanan sorunlar yüzünden kayıplar olabiliyor. örneğin benim dönemde şırnakta dağın bir tarafında bolu komandodan bir bölük diğer tarafında başka bölük birbirinden habersiz operasyon yapıyor. bir silah sesi derken bir kaç saatlik çatışma. bölgeye geldik manzara korkunç. bir tane kalasnıkof mermisi yok hepsi g3 mermilerin. bu ne demek biliyormusun birlikler birbirini vurmuşlar. bu olay elbette cogu olay gibi gazetelere yansımadı.

bolu komando tugayı zaten turkıyedekı en kotu komando egıtımını veren bırlıktır. onların komando egıtımı dedıgı sey 30km hızla gıden landroverden elınde sılahla erlerı dısarı atmaktır. foca ve egrıdırın askerı cok ıyıdır. ıyı egıtımlıdır ve özellikle c tımleri şeklinde bölgeye sevk edilen gruplar aslanlar gibi çatışırdı.

ps: konuyu cok dagıtmısım efkarlıyım...

bu acizlik değil. koca super guc abd afganıstanı kontrol altına alabıldımı? talıban agızlarına sıcıyor ozelıkle kandaharda. ırak çöllerinde kabak gibi ortadaki ırak tanklarını f18 lerle avlamaya benzemez. dağlık arazi çünkü...

@2 saldırırsak suçlu muçlu ilan edilmeyiz daha öncede saldırdık.ayrıca ab,nato ve abd terör örgütü olarak kabul ediyorlar. coğrafi şartlar nedeniyle yapamıyorlar sanırım ama yapamayacağımız şey değil

Orası aslında abd hava sahası yani o bombalar abd nin atabilirsin dediği yerlere atılıyor tsk sınır ötesi harekat için tezkere çıksa dahi giremiyor çünkü abd izin vermiyor güneş operasyonunda da apar topar dönülmüştü. 2003 ırak savaşı için olan tezkere çıksaydı ırağa türk askeri girecekti çıkmadığı için turkiye ıraktan kovuldu bir nevi muhatabın abd yani siyasi irade lafları falan hikaye.

belki de yok edilmek istenmiyor...al sana ipucu.sonra çark nasıl döner?

automator'da yeni service yapıp workflow'una da 1. receive text from firefox, 2. new textedit document yaparsanız oluyormuş. yani kısaca service'i baştan yazıyoruz oluyor.

database'de dursun arayan olursa.
tick'imi de koyarım acımam hehe :)

ibretlik bir paylaşım kardeşim.

blade de U3 olmayabilir

Blade daha yavaş sanırım okuma yazma olarak. Ben de 8GB en hızlı olanından aldım ama geri çekip ileri iterek saçma sapan bir şekilde açıldığı için biraz sinir oldum açıkçası.

contour'dan bahsediyorsunuz sanırım. ben de resimlerden çözmeye çalışıyordum nasıl açıldığını :) neyse, en iyisi sandisk cruzer alayım ben, fiyatı fazla olduğuna göre performansı da daha iyidir herhalde. (düz mantık)