Ekşi Duyuru

dear prof x de.

Dear'dan sonra mr veya mrs kullanılmaz.

Dear Dr. x veya Dear Prof. x uygundur. ancak unutmayın, x kişinin soyadı olacak şekilde yazılır.

her zaman, hoca aksini belirtmediği sürece, Dear Professor *soyadı*,

Dr, Prof. vs gibi akademik unvanlari olan kisiler kendilerine her turlu ortamda bu unvanlarla hitap edilmesini bekler. Eger, senin unvanin bni irgalamaz gibi bir mesaj vermek isterseniz Mr/Ms filan dersiniz.. buyuk bir ihtimalle sinir olurlar egolarini tatmin etmediginiz icin.

abone olman gerekebilir, subscribe oluyorsun, library ide gözüküyor, ordan download tuşu ile indiriyorsun. windowsun kişisel klasörlerinden music - itunes library- media - podcast gibi bi yerin içine kayıt oluyor.

iTunes'a giriş yapman gerekebilir Apple ID ile...

hem adaptör hem de kablo önemli. bazı kabloları cihaz kafadan reddediyor zaten ama ben bir kaç defa şarj ettim yan sanayi kablo ile sorun olmadı..

Bulamazsam sürekli kullanmak zorunda kalacağım.
"Düzenli kullanım bir sorun yaratır mı?" Üzerinden cevaplayabilecek biri varsa daha da iyi olacak

ben bi süre h&m'de satılan iphone şarj kablolarıyla kullandım 1-2 ay falan sıkıntı olmadı ama sonra telefon reddetmeye başladı, orijinal aksesuar kullanın tarzı bi uyarı çıkıyordu ekranda ne zaman taksam. prize takılan adaptör orijinal olmasına rağmen.

Ben Çin malı kablo kullandım bozuldu telefon. Kullanma.

kabloda onemli cin isi olanlar akimi duzenli veremiyor.

www.amazon.com
bunu kullaniyorum 2 aydir. henuz sorun yok, orjinal degildir hatasi da almadim 5s'te

Ben de hata almadım fakat ileride alır mıyım bilmiyorum.

apple lightning kablolarda şu telefona taktığınız yere bir çip yerleştirdi ve lisans alan firmalara bu çipte birlikte yetki/seri numarası tadında birşey kayıtlı. bu orjinal aksesuar kullanın uyarısı da oradan gelmekte. apple buna Apple MFi diyor. orjinal şarj aleti olsa da kablo bu sertifikaya sahip değilse akım düzenli verilmesine rağmen telefon bu MFi dalgasının olmadığını anlayınca yavaş şarj etmeler falan triplere girmekte.
o yüzden sıkıntı yaşamamak için, jedilance'in linkte verdiği gibi Apple MFi certified yazan lightning kabloları kullanmamız, apple'a biraz daha para kazandırmamız lazım. yine de sağda solda kutularında Apple MFi certified yazan ancak öyle olmayan şeylerden de kaçınmak için bilindik markalara yönelmekte fayda var.

keman ve kontrbas olsa gerek.

videonun başından bahsediyorsak duyduğun en ince ses üflemeli bir çalgıya ait. bir çeşit saksafon olabilir. arkadaki ritmi veren ise viyola ve çello gibi yaylı bir enstruman. kullaklıkla dinleyince tam olarak ne olduğunu editlerim.

instagrids

iyi de bu saçma değil mi? her seferinde aynı programı kullanarak mı atacaksınız fotoları? tek foto atsan her şey kayacak.

beğenmedim.

tek atmıcan işte

vsco

"kolaj" demek istediniz sanırım. soruyu tam anlamadım ama bir önerim var. fotoğrafları ayrı ayrı photoshop sayfalarında açıp her birinin çözünürlüğünü ayrı ayrı 300 e ayarlayın. sonra tek sayfada birleştirin.

photoshopta açtığınız bir fotoğrafın çözünürlüğünü 300 yaptınız diyelim. sonra üzerine başka bir fotoğraf atarsanız ikinci fotoğraf kendi orjinal çözünürlüğünde aktarılır. ayrıca fotoğrafların çözünürlükleri aynı olsa bile boyutları farklı olabilir o yüzden tam üstüste oturmaz.

üst üste eklemekten kastım şu şekildeydi; www.leedsweddingphotographer.net

bu örnekteki renkli fotolar siyah beyazın üstünde. ben o renkli fotoğrafları fondaki fotonun üstüne sürüklediğimde çözünürlük düşüyor.
fotoğraf masaüstündeyken hiçbir problem yok çözünürlüğü, boyutu iyi ama ps ye atınca düşüyor.

arka fonda kullanmak istediğiniz fotoğrafı photoshopta açın ve çözünürlüğünü ayarlayın, 300 olsun diyelim. (tabii burda şunu unutmamak lazım ki kullanacağınız fotoğrafların da yüksek çözünürlüklü olması lazım. hepsinin aynı formatta ve çözünürlükte olduğunu kabul ediyorum.)

daha sonra kullanmak istediğiniz diğer fotoğrafları da ayrı ayrı photoshop sayfalarında açıp arka fon için ayarladığınız çözünürlüğü onlara da uygulayın. yani onları da 300px yapın.

sonra o fotoğrafları photoshop içinde "arka fon" imajınızın üzerine taşıyın. ya da jpg olarak yeniden save as yapın ve masaüstünden direkt sürükleyip "arka fon" üzerine atın.

teşekkürler deneyeceğim.

Torren'ten indir?

zaman alıyo diye üşendim torrente ama mecburum sanırım.

diziay.com'da var

gremots.com'dan izledim ben

ses kartının driverini guncelle
mekanik bir şey olabilir ya da
ses çıkmadıgında kontrol et mixer den hangi cıkısı kullanıyor

capture kartı lazım galiba.

Capture kartı ve buna hdmi dan bağlayacağınız kameranın görüntüyü temiz çıkış olarak verebilmesi gerekli.

okumak dikkat ederek okumak en sağlam yok. bunun dışında dikkat ederek film izleyebilirsiniz. gerek duyuyorsanız altyazılı(ingilizce) ya da türkçe filmleri ingilizce altyazılı izleyebilirsiniz.

Roman okumaya başlayabilirsin. Ancak edebiyat dilini yavanlıktan kurtarır.

life is beautiful but only for you'da bence bir şey yok. her cümlede de karmaşık konuşacağım diye kasmamak lazım.

yeri gelir sığ bir cümle kurduğunuzu hissedebilirsiniz tabii. mesela our military is a step ahead of yours according to manpower falan gibi bir şey yerine out military is better than yours falan gibi bir şey dersen anlarım. ama günlük konuşmada çok da şey değil.

spofity al, dinlediklerinden sonra haftalık keşfete bak, dinlediğin sanatçıların radyolarına bak. baya güzel şeyler çıkıyor. en güncel bakma yöntemi bu.

(bkz: sözlükçülerin spotify çalma listeleri/@sir gawain)

youtubeda "dynmk" diye bi kanal var bence oraya bi girin beğenceğiniz parçalar olacağından eminim ben şahsen bu kanaldan çıkmıyorum affsfasa

spotify +1
hot chip, grimes, dirty projectors, years&years bunlar geldi aklıma önerebileceğim

bulaşma, paranın ne olduğu nereden geldiği belli değil. alırlar içeri adamı. terörizmden tut, para aklamaya kadar yolu var.

iş teklifi değil ki bu :)
yasadışı para transferi için adam arıyorlar muhtemelen.

yok sağ olun bulaşmayacağım zaten de merak ettim altında ne var diye. bilmiyorum böyle banka vs işlerini.

sanırım hesap benim adıma olacak diye beni patlatabilirler :))

@acemi masak nedir?

@jimmy hahah iyiymiş. o zaman adama %10 az diyeyim bi kaça kadar çıkacak. #fakepazarlık

basite indirgeyerek anlatayım.

şimdi bu adamlar (lisanssız bahis oynatarak suç işleyen kişileri kastediyorum) Türkiye'de (örnek verdim, başka bir ülke de olabilir) bahis oynatacaklar ve buradan para yatıranların yatırdıkları paralar senin açtığın hesaba gelecek, böylece yerel bir banka hesapları olmuş olacak. O ülkeden para yatırmak isteyen biri yurtdışına para göndereceği zaman masraflar çok yüksek oluyor, o yüzden böyle bir çözüm düşünmüşler gibi geldi bana.

Kendileri büyük ihtimalle ya bankaların kara listesindedir ya da hesap açtırdıkları kişilerin hesapları "kirlendiği" için sürekli yeni kişilere ihtiyaç duyuyorlardır.

Ayda 20-30 bin olmaz o para bu arada, geçen gazetede çıkan haberlere göre bu adamlar milyonlarla oynuyor, öyle 20 bin değil. İş direkt yasadışı, vergi de verilmediği için çok kısa sürede devlet sizi "evden alır".

5-6 farklı suçtan yargılanırsınız, yapmayın. Masak, Mali Suçları Araştırma Kurulu bu arada.

Kisi kendisi paylasmis olabilir. Yazarin akademik aglarini arastirmakta fayda var.

mail at tez'i yapan kişiye.

Hile sayılmaz ki o. Geri takip almadığını takip etmiyordur. Senin dikkatini çektiğine göre bu konuyu önemsiyorsun. Halbuki dediğin gibi merak edersen takip edersin, bu kadar basit olay.

Senin takip edip etmemenle alakası yok. Takipçi sayısı çok takip ettiklerinin sayısı az görünsün diye bir süre takip edip bırakan çok instagram hesabı var.

ne diyoruz ne anlıyoruz'un bir bölümünde de tartışıyorlar biraz
www.youtube.com

ölümden snraki zamanı sorguluyorsan git kuran, incil, tevrat falan oku işte. heyecanlı maceralı ve bol aksiyonlu hem

Normal şartlarda sizi tutamazlar lakin bir de OHAL var. Durumunuzla ilgili de hiçbir bilgi veremediğiniz için bir şey söylemek zor.

durumumla ilgili nasıl bir bilgi versem bilemiyorum.

yani başka nasıl bir bilgi verebilirim? yaş, tecil hakları vs dışında...

ohal yılbaşında kalkmış olacak -eğer ki uzatılmazsa-

Sağ ol @ydksk tabi bu işlemi 15 gün içinde Tr dışına çıkacağımı hesap ederek yapmalıyım dimi? Diyelim geldim 3 hafta kaldım. 15 günlük süreyi doldurdum. Havaalanında " niye teslim olmadın" derler. Ondan sonrası nolur acaba? Eskisi gibi alıp kışlaya götürme olayı yok ama Bu para cezası işliyor sanırım.

Vicdani retçiler böyle sündürerek hiç gitmiyor. Devlet onlar bişey yapamıyor tabi ama benim gibi sınıfsızlar, siyasi bir kimliği olmayanlara ne uygulanıyor acaba?

Hayatı boyunca 15 günlük kağıdı dolduranlar yoktur elbet. E nereye kadar gidiyor acaba? İlerde devletle işim olmasa ben de ret derim fekat belli olmaz.

tebligat yapılıyor ve daha sonra bu tebligata uymadığın için hakkında dava açılıyor, gelmediğin herbir gün için para cezası işliyor vs.

iyi o zaman, bir ara para miktarlarına bakmıştım. yıl bazında çok büyük şeyler değildi. zoraki alıkoyma gibi şeyler yoksa gerisi sorun olmayabilir.

Paranın gücüdür muhtemelen. Ayrıca konuşma tarzı fena değil. Kasıntı bir kişiliği yok. Eğlenmesini biliyor. Seviyorlardır.

beni yanına alsa ben de olurum. mükemmel bir adam yahu. çok güzel kafa.

@dissendium adamın bi konuşma tarzı sıradan. para ise bu kadar güçlü olamaz :) eğlenmesini nasıl biliyor yahu? dans videolarını bi izle, aşırı komik, zaten dans edemiyo. o dans ederken onlara gülünç gelmemesi garip.

Adam zamaninda onemli adamlarin kucagina kiz vermis, muhtemelen elinde bunlarin videolari vs de var. Yani eli guclu, yani babasinin ciftligi gibi at kosturabiliyor.

O yanindakiler de bu adam ve tayfasinin pisliklerini en yakindan bilen kadinlar ve ne yazik ki cogu hala sermayesi bu yuzden seyh moduna sokuyorlar adami. Boyle boyle algilari da degistiriyorlar zaten, Adnan hocanin motorlari zamani siradan bir kadin saticisiyken simdi normal insanlara bile sevimli gelen, mahallenin delisi oynak amca modunda.

Bircok hukumet tarafindan desteklendi. Muhtemelen sindustrial'in dedigi gibi ciddi kasetler var elinde. Bir de uluslararasi evanjelist kurumlardan evrim karsitligi uzerinden iyi odenek aldi. Arkasi ciddi saglam yani. Yanindakilerin de artik baska sanslari yok. Oktar'dan kopsalar cok zor bir hayat onlari bekliyor. Kuvvetle muhtemel onlarla ilgili de ciddi kozlar vardir elinde. Bi' de bunca zaman yalilarda falan yasayip bir anda bir apartman dairesine tasinmak, calismak falan zor gelir.

Melankoli depresyona götürür ve evet engeldir, bitirir, zarar verir, geriletir. Melankoliyi hüzün kelimesiyle ifade etmek yanlış ve eksik olur. Hüznün hastalık derecesi denebilir.

Elbette engeldir; hiçbir şeyden keyif alamazsın ve keyif almadıkça başarılı olmak için bir nedenin de kalmaz.

@yaren eğer ki o ruh hali seni mutlu ediyorsa depresyona götürmez.

@fragile neden keyif alamayasın ki? öyle olmakla mutlu olan insanlar da var. ayrıca geçmişte ya da günümüzde adını andığımız birçok kişi mutlu olarak mı başardılar bunu?

Kelime seçimin yanlış bence. Melankoli durumu hüzünden haz alma durumu, haz almak =/= mutlu olmak.

Evet, engeldir. Hepimiz olumlu insanlardan hoşlanıyoruz, her iyi anda bile melankolik olacak bir sebep bulabilen insanlarla aynı ortamda dahi vakit geçirmek zor. Enerjini düşürür çünkü.

www.youtube.com

www.youtube.com

O ruh hali (melankoli) seni mutlu ediyorsa depresyon da seni mutlu eder. Bu da bünyenin mazoşist olduğunu gösterir ve zamanla kendine fiziken de zarar verecek hale gelebilir.

şimdi çok cahilce ve talihsiz yorumlar yapılmış, zaten burada canı sıkılıp tuhaf duyurular açan kitleyi gördüğüm için şaşırmıyorum da, zift gibi ağır bir bilgi kirliliği karşısında konuşmadığımda da kendimi kötü hissediyorum. melankoli, fakat içi boş olmayan; "kişinin kendi iradesiyle arzuladığı ve yetenekleriyle bezediği bir melankoli" ruhun en önemli sırdaşı ve yaratıcılığın kaotik maddesidir. klasik müziğe adını altın harflerle kazımış bestecilerin hayatlarını incelediğinizde göreceğiniz şey pek çoğunun yalnız ve melankolik olduğu, hatta bazılarının delirerek yaşamının son bulduğudur. Bunun en önemli örneği Robert Schumann'dır. Yine bu insanlar düzenli hayatlardan yoksun, çalkantılı gönül ilişkilerine sahiptir. Bu durum müzikle de sınırlı değildir. Plastik sanatların herhangi bir alanında eser verenler için durum yine aynıdır. Çok büyük bir düzensizlik, bohemlik ve melankoli bu insanların hayatlarının özünü oluşturur. -illa sanatçı olmaya da gerek yok, yaşamını belli prensipler üzerine inşaa etmiş kendi kendine yeten ve sorgulayan her insan bir nebze melankolitir.- Ha başarı diyince benim aklıma bu geliyor. Adını tarihe kazımak, 100 sene sonra dahi seni anlamayacak insanların hayatına bile bir şekilde girmek geliyor. Yok bunu değil de, plazada, işyerinde kaşarlaşıp başkalarının arkasından entrikalar çevirerek bir yerlere gelmeyi, adam satmayı, insanları manipüle ederek istediğini almayı, başkalarını kullanıp atmayı kastediyorsan; aylık 3-4 bin liraya bu maymunlukları yapmayı ve izin günlerinde de pek ahlaklı(!) dostlarınla avm starbucksında buluşup mocha eşliğinde dedikodu yapmayı kastediyorsan evet melankoli böyle bir başarıya engeldir. Çünkü melankoli her şeyden önce insanı vicdan sahibi yapar, insanların bakıp geçtiği şeyleri "görmeye" iter, "duymaya" iter. bunları yaptıkça "düşünmeye" sürükler. düşünen insan ise, afaki anlamıyla değil gerçekten eylem olarak düşünen, üretir.

Bu materyalist hayat, yalnızlığı ve hafif mutsuzluğu dahi bir sorun olarak tanımlıyor. Hatta olaki doktora filan gidersen ilaç yazıp seni evine gönderiyor. bu durumla ilgili zamanında şöyle de bir entry yazmıştım.
eksisozluk.com

demem o ki başarıyı nasıl tanımladığına bağlı bu sorunun cevabı. yukarıdaki videoyu da oldukça beğendim. "melankoli hastalık değildir, insan olmanın bir parçasıdır." ne yazık ki bu parçamızı da alıp çıkardılar artık bizden. her an pişmiş kelle gibi sırıtmalı,(yalandan da olsa sırıtmalı), ve prezentabl bir maymun olmalısın diyor materyalist kapital hayatın kuralları, şayet bu düzen içinde başarılı olmak istiyorsan.

Üstte melankoli başarıya engeldir şeklinde bana göre saçma yorumlar yapan arkadaşlar soran kişinin mesleğini ,hangi konuda başarılı olmak istediğini nereden biliyorlar acaba?

Adam belki sanatçı,ressam ,yazar çizer. Müneccim şeyi mi yuttunuz ?

hayır, kendimden biliyorum.

tarihsel bulgular isiginda sevisen adam +1
Sadece bu duyuruya değil, pek çok duyuruya cevap olabilecek nitelikte bir yazı olmuş.

Cevapları ve duyuruyu silmeyin lütfen. Müsait bir Zaman'da okuyacağım

melankoliyi kullanabilecegin bir iş ise değildir, o işlerde %1 falandır.

melankolik uzuuun yıllarım oldu cok derin yazılar yazardım, mutlu bır ınsan yazamaz onları gectı gıttı o yetenek.
sımdı cogu gıbı sanatla alakasız ıslerde calısıyorum melankolıye asla yer yok, prof. bakmak zorundasın hatta hıc bır duyguya yok görevın neyse onu yapıyorsun.

durumun farkında değil muhtemelen. konuşmakta fayda var.

Asgafhsjshah. Aynından bende de var 1 tane. Merak ettim gelecek cevapları.

@mavi evet o hatun.

Benim bir arkadaş da böyle yapmıştı, üzerine gidince ondan hoşlandığımı sandığını filan söyledi, sonra düzeldi. Hiç öyle bir durum veya değişiklik de yoktu yani aramızdaki ilişkide.

Sonra düzeldi eskisi gibi otu boku konuştuğum arkadaşım şimdi.

@adramelekhh biz de aştık durumları. o benden hoşlanmıyor ben de her hatuna yazılan tiplerden değilim. hoşlantı varsa bir şeyler olur diye düşünüyorum.
neticede sizin vardığınız noktada değiliz.

Bazı doğrudan satış/pazarlama eğitimlerinde arkadaş çevresini genişletme, network oluşturma konusunda (bana göre son derece samimiyetsiz) taktikler verilir. Bazı kişisel gelişim kitaplarında da var benzeri şeyler. Demek istediğim tamamen arkadaş networkünü canlı tutmak adına listesindeki herkesi arada bikaç mesajla elden geçirip işine bakıyor olabilir. Siz de o kişiye aynı gözle bakarsanız sorun olmaktan çıkar.

şahane bir arkadaş bence. Ama farkında değildir +1 konuşun ''aa ne alakası var'' gibi şeyler söyleyecektir.

ama bence böyle iyi, ne güzel işte.

@mikro öyle çıkar durumu yok aramızda ya da öyle sanıyorum. ben de sevmem öyle ilişki türlerini.

düz adam: tl'nin değerinin artması lazım.

Tam olarak üretmeye başladığın zaman euro düşmeye başlayacak.

Yani temelde Türkiye için, etini yettirebildiğin zaman ayçiçeğini samanı otu boku ithal etmek zorunda kalmadığın zaman düşmeye başlayacaktır, ama asıl düşüş teknoloji üretmeye başladığın zaman olacaktır yok teknoloji üretemiyorsan da bol bol tarımsal üretim de güzel bir alternatif olabilir, tarım ürün ihraç edebiliriz, ama tabi avrupada üretilen ürünün tüketiciye maliyeti ile türkiyede üretilen ürünün üreticiye(çiftçiye) maliyeti neredeyse eşit olunca bu işler pek olmuyor.
Tabi bir güzel ülkemizde güzel tarım arazilerine bina yapmak çok güzel, o istanbuldaki yeni yollar falan nereden geçiyor bi bakmalısınız.

enflasyon faktörünü koyarsanız bence olması gereken yerde.

üretimle falan filan pek ilgisi yok. döviz kurları enflasyondan dolayı kalıcı olarak yükselir. enflasyon negatife geçemeyeceğine göre dövizlerin ciddi oranda düşmesi için bir neden olmayacak hiç? mesela asgari ücreti 600 TL'ye çekerseniz birkaç yıla belki etkisi olurdu.

ha ülkeye deli gibi yabancı parası akar mesela, 1-2 yıl için kurlar düşebilir. ama ne zaman ki o sıcak para çıkar, yine geri yükselir.

TR'de kur yükselişleri her zaman kalıcı olmuştur bu nedenlerle. "spekülatif" hareketler ufak bir köpüğünü oluşturur. temel yükseliş enflasyon kaynaklıdır.

euro bölgesinde %10 gibi bir enflasyon olamayacagına ve TR'de de negatif enflasyon olamayacagına göre... cevap olumsuz.

dolaptan çıktı buzluk değil.

skt bir gün geçse yine yenir. yeterki belirgin bir bozulma, tadinda bir degisim olmasın.

o zaman biraz daha dikkat.

tarihte ne yazıyorsa o.

ben olsam yemezdim canımı sokakta mı buldum

bakteriler skt ye bakıp "muhittin abi az sabır bak yarın tüm etin canına okuyacağız ama bugün bişi yapmak yok 24.00 ı bekleyeceğiz" mi diyorlar :D

SKT normal şartlarda bozulma tarihidir. Ama ille o tarihte bozulacak diye bişi yok. öncede bozulabilir çok iyi muhafaza ettiyseniz sonrada bozulabilir. mesela bugün aldığım ayran skt sine 2 hafta olmasına rağmen bozuk çıktı. bakteriler icraate geçmek için gün saymıyor.

Yaz zamanı dikkat eddin iyi pişirin. Onun dışında bozulma olmadığına eminseniz afiyet olsun efendim. mahalle arası restoranlarda skt si üzerinden günler geçmiş yiyecek yediyorlar anlamıyoruz bile o yüzden hemen bişi olacak paniğine kapılmayın metabolizmamız sandığımızdan daha dirayetlidir.

O değilde böyle basit sb. tipi bir soruya niye bu kadar güzelleme yazdım bende bilmiyorum.

I would like to talk with you, TOO dediğinizde olur. (büyük yazdım ki anlaşılsın)

sağ ol.
peki cümle daha uzun olsa bile too hep sona mı gelir? ya da you'ya vurgu yapıldığı için you dan sonra mı gelir?

google da örnek cümle aratıyorum çıkmıyor da.

I would like to talk with you, too, about this semester. gibi mi?

I would like to talk to you, too da diyebilirsiniz.
I too would like to talk to you da diyebilirsiniz.

Bir öğretmen gibi açıklayamam sadece kullanımdan ötürü aşinalığım var.

too genelde sona gelir. sözlü kullanımda ortada kullanılabilir (çok nadiren) ancak yazılı kullanımda hiç başta görmedim.

I would like to talk with you about this semester, too. olur

@insan opusen hayvandir evet too sona geldiğinde dediğiniz gibi olabilir ancak karşı taraf da this semester ile ilgili konuşmak istediğini belirttiyse olabilir.. yani eğer karşı taraf neyle ilgili konuşacağını belirtmediyse, about this semester sona gelmeli bence.

hep yapmak istemisimdir. musaadenle laf sokucam.

burda de ayri yazilmaz. once turkce ogren sonra ingilizce'ye gecersin:)

Seninle konuşmak istiyoruz dediklerinde yukarıdaki cevaba ilaveten sadece 'me too' da diyebilirsin.

@memo evet ondan haberdardım, fakat bazı kişilere karşı kısa cevaplar ayıp kaçıyo :)


@mayeskuel kime laf attın anlamadım?

1- ingilizce öğrenmek için türkçeyi çok mu iyi bilmek gerekiyor?
2- Burda değil "burada".

kibar.

Kibar olduklarını tabi ki kupiii

teşekkür eden ve özür dileyen insanları severim. ha bi de iyi günler dileyenleri.

teşekkürler diyene çok cahilsin keşke ölsen diyorum. teşekkür zaten şükranın çoğuludur, sonuna -ler eklemeye gerek yok. ciddiye alıp ne biçim insansın diye mesaj atmayın mk.

Normal insan olduklarını düşünüyorum. Teşekkür edilecek konularda teşekkür etmek lazım.

@shotgunwoman, teşekkürler bilgi için.

Daralıyorum. Her şey kararında güzel.

Nezaket diyoruz. Ha türk insanına saflık/enayilik olarak görünür böyle insani davranışlar.

Avusturyada devlete adres olarak bildirecegin yer icin ev sahibinin (ya da yurt bilmemnesinin) o ikamet formunda imzasi ve bilgileri olmak zorunda. Okulda kalirken oyle bir sy yapabilecegini sanmiyorum.

adres olmayinca faturalar gelmez, oturumunu uzatamazsin vs vs.

Sen studyoda da kalsan bi arkadasinin yaninda adres goster en azindan. O onemli.

doğrudur. bir tanıdığın evini adres göstermek en net çözüm.
fakat aklıma dernek geldi. türkiye'de de bulunan bir derneğin şubesi var burada. o gösterilebilir mi sence? ev yerine geçiyor mu öyle yerler?

O konuda bir bilgim yok ama mesken olmasi lazim.
Hatta m2 siniri da var. avusturya icin 13m2 1 kisi.
Ev 35 m2 ise 3 kisi kayitli gozukemiui yani

bankaya vs verebilirsin bildigim kadariyla. tanidik biri varsa onun adresini vermek daha mantikli.

yabancilar dairesinin seninle sozlesme yapmasini ben anlayamadim, okuldaki yurtlar mudurlugu bundan sorumlu degil mi? 2-3 yildan sonra genelde cikarirlar yurtlar kurumundakilerle aran yoksa tabi. 4-5 yil oturan da gordum ayni yurt odasinda.

almanlar turk oldugun icin oda vermiyorlardir wg'lerde. benim ve yakin arkadaslarimin tecrubesi bu yondeydi. cok sukur artik almanya'da yasamiyorum, paranin ucunu gosterince hemen ev/oda bulabiliyorum kaldigim sehirde -ingiltere-. cevrende orada dogma buyume olan turk yok mu? onlara sor, onlar sana yer bulabilirler.

Okulun yabancılar dairesi dediğim international offıce idi. Bu ofis okulun öğrencilerine yurt ayarlıyor.
6 aylığına gelmiştim. Sözleşme bitti ama ben okula devam ettiğim için boşta kalmış oluyorum.

Türklere hala böyle davranıyor olmaları cidden çok kötü. Daha sonra sıkıntı olmayacağını bilsem başka bir ülkenin adını bile söyleyebilirim.

Tanıştığım Türk'ler ailelerden ibaret. Öğrenciye denk gelemedim.

öncelikle yurt ile olan kira sözlesmen süreli miydi de seni cikarabiliyorlar orasını anlamadım. kirayı mı falan mı aksattın?almanya'da universite bitene kadar yurtta kalmıştım mezun olana kadar da kalma hakkım vardı. kendi isteğimle cıkmadığım sürece. hatta mezun olduktan sonra 1 ay kadar da müsaade vardı kalmaya,(bremen değil) ayrıca yabancı öğrencilere de kolaylık gösteriliyordu gayet. neyse sen bence öğrenci işlerine ve yurt yönetime giderek cok zor durumda kalacağını falan anlatarak karara itiraz et. almancan yeterli degilse, oralı türklerden veya türk öğrenci gruplarından yardım iste. derdimi ne zaman mantıklıca anlatsam almanlar yardımcı oldu yalan yok...
okulun adresini tabii ki de ikamet olarak veremezsin. orada kalacak yurt yerleri, posta kutulu odalar falan varsa bilemem. hatta yabancı olarak kendine kalacak yer sağlama zorunluluğun vAr diye biliyorum. (sigorta yaptırma zorunluluğu gibi) evsiz kalıp gidip bir de bunu kurumlara bildirip sakata gelme. taşındıktan sonra yeni adresi bildirme süresi bremen'de iki hafta imiş.
derhal ev bulmaya çalış yoksa arkafaş falan varsa onlarda kal. yurt odayı sana bırakmaya hiç yanaşma yapmıyorsa, bulana kadar adresim burada, ismim posta kutusunda kalsın diye anlaşma yapmaya çalış. kolay gelsin:(

Belki, I am pleased to meet/know you.

i am flattered to meet you

teşekkürler fakat iki örnekte de "yeni tanışılmış" manası yok mu?

önceden bilinen bir kişi için söylemek istiyorum.

I consider myself lucky to get to know you /
I consider myself lucky to have met you

It was a privilege to get to meet you/get to know you.

cep matarası al. içine viski koy. arada emikle.

kendini dine verebilirsin.

aşık ol

cep matarası +1

@sir olabilir ama o da yakıcı votka vs gibi

@yazar böyle iyi hocam :d
@füt o nane de 2. Kere kafa yapmıyor.

ya bende işyerinde fazla koku yapmayan içimi hoş bir şey arıyorum

likörler nasıldır?

içimi tatlı ama bir iki yudumda yumuşatan bir şey için: jagermeister.

sürekli kafan öyle gezemesin. alkol dediğin şey kondisyon işi, içtikçe kondisyonun artacak ve daha çok içip daha az etkilenmeye başlayacaksın.

sınırın çok üzerinde içmeye başladığın için bir süre sonra sadece içecek ve sadece bir ağırlık hissedeceksin (kafa güzelliği değil). yorgunluk,uykusuzluk,halsizlik ve hastalık hali gibi bir durum.

eğer sürekli kafan güzel olsun istiyorsan miktarı hep artırarak içmen lazım ama haddim olmasa da bunu asla tavsiye etmem.

@dahili haklısın, en iyi ara sıra, fazla kaptırmamak da lazım.

@sir bence jager cidden şurup gibi ya :)

@çınarım likör iyi olabilir, ya da bacardi gibi şeyler

Bali
Tiner
Bonzai

Matara + distile içki.

Viski koy, yanında da ekşi, küçük yeşil elma taşı bulabilirsen. Çok güzel gider.

Koku yapmayan içki isteyen arkadaş da votka içsin, votka kokutmadığı için eskiden kadınlar aralarında toplanınca içermiş derler. Tabi kendisi kokar ama koku bırakmaz ya da diğerlerine göre az bırakır.

Tabi bunlar legal çözümler.

Edit: Bir başka çözüm de likör taşıyıp kahveye filan katmak ama onun alkol oranı düşük, hem viskiyi de katabilirsin kahveye. Ben öyle yapıyordum.

I will be swimming tomorrow. : Yarın yüzüyor olacağım. gibi şeyleri kullanıyoruz çoğu zaman. Gerek eşe dosta nispet yapma olsun, gerek muhabbet açma olsun gelecekte şunu yapıyor olacağım diyoruz.

Past perfect continuous, future perfect continuous nadir kullanılıyor diye biliyorum.

Kimileri az olsa da hepsi kullaniliyor. Kullanilmayan tense diye bir sey yok.

Kullanilmayan tense'ler Fransizca'da var, ingilizce ve almanca'da yok

Swing by uğramak demek.

short visit anlamında

basvuruyu inceleyen adama not yazma kismi iste

evet

Sicak 220 euro, isitma dahil yani.

Warmmiete = nettomiete + betriebskosten + heizung u. wasser.


Bruttomiete = nettomiete + betriebskosten

ısıtma değil bence de. evin özellikleri sonraki kısımda yazıyor.

edit: @kuehles evet tam isabet sağ ol.

O zaman ilani veren kisi bilmiyor warmmiete nedir.

Asli benim yazdigim gibidir.
O zaman betriebskosten dahil demek istemis olabilir.

Benim warmmiete 405 euro mesela, tum aidatlar, cop parasi ot pusur icinde bir de isinma ve sicak su da icinde.

@kupigometa

Soylemistim ;) yardimci olabildigime sevindim.

Evet hepsinin ayrı anlamı varmış. Kısacası her şey dahil demek gibi bir şey sanırım.

bizden farkı şu biz genelde 800 lira kira + 150 lira aidat + 100 lira ısıtma gideri yazarız (suyu zaten kiraya hiç katmayız, çöp de suyla ödeniyor bizde)
onlarda ise her şeyin bedelini tek tek ve ayrı ayrı söyleyenler ve farklı türde "nebenkosten" kavramları da olmakla birlikte
genel eğilim: nebenkosten : ısıtma+bakım giderleri + apartman aidatı +kapıcı (h.meister parası)+ çöp/temizlik+ su+ TV + yönetim gideri+ allah ne verdiyse birleştirilip söyleniyor (sene sonunda dökümü alıp nereye ne gitmiş tek tek görebiliyorsun tabi)
ilanların çoğunda bu mantıkla, kalt:800 warm:1050 yazar, bu herşey dahil kira bedeli oluyor ısıtmanın kendisinin tek başına ne tuttuğunu pek yazmıyorlar.

@kuehles doģrusunu yazmis.

@niye ama +1

Jb boş iş şahsımca

buradaki arkadaşlar öyle demiyo www.eksiduyuru.com

Kese.

kese mi :D

ciddi misin?

muhtemelen vardır bazı kimyasal yollar, en azından insan pek güneş görmeyen bir coğrafyada yaşasa bile ten rengi hemen fark edebiliyor ama gerek var mı bu kadar zahmete bilemiyorum.

wiki'de yardırmışlar ama ingiliğzce.

en.wikipedia.org

edit: uzakdoğulular çok takıyorlar sanki bu cilt rengini.. kaynakça'daki araştırmacı isimlerin çoğu da uzakdoğulu. bi gün tayland'lı bi arkadaşımızla video görüşmesi yapıyorduk. arkaplanda yatağının üstünde beyaz çarşaf kaplı hayalet gibi bi figür gördük. kızkardeşiymiş, gündüzleri cildine güneş değmesin diye evin içinde çarşaf altında oturuyomuş. orada kitap okuyup atıştırıyormuş. kız çarşaf altında bi hayat kurmuş kendine.

can you believe it olur öyle cümle için

You know what?... diye soylerdim ben.

yok öyle denmez, diğer arkadaşların sunduğu opsiyonlar mantıklı.

believe it or not ta denebilir.

believe me de geç

benim zamanımda(2012) 2 senede geçemezsen ingilizce hazırlık okuma hakkını kaybediyodun. dışarıdan kendin çalışarak sınava girmen gerekiyodu. bi arkadaşım hatta dışarıdan kursa yazılmıştı sınavı geçti bölüme geçti

sanki direk atıyolardı ya

evet atıyorlar. yani Türkçe eğitim veren bir devlet üniversitesine geçiriyorlar...

Sherlock holmes

The Mentalist, Suits

monk, mentalist.

Lie to Me
How to Get Away with Murder

En iyiden

House
Suits
Mentalist
Lie to me

Numb3rs

Dexter?

White collar

behzat ç.

True detective, person of interest, criminal minds, death note.

biri de dememiş ki hannibal.

Prison break

Doctor Who
Psych

Yuce bir sahsiyet kendisi zaten. Ilahlastirmak hasa bizde olmaz. 50milyonu da tek tek tanimadigim icin kimsenin icini bilemem ama musluman kisisi Allah'a es kosmaz kimseyi. Sen olmasaydin biz olmazdik gibi bir dusuncemiz yok rte hakkinda. Sadece Allah korkusu olan bir insan olarak goruyoruz. Umarim cevap olmustur soruna.

Kişi karşılaştırması asla yapmıyorum. Bu millet ATA'mıza nasıl sevgi gösterdiyse ve gösteriyorsa aynı şey şimdi R.T. Erdoğan için de sevgi gösteriyor. Bence durum bu, başka bahaneye aramaya gerek yok.

ilahlaştırma yok.
adam sadece king.

@fuckerlove neden yüce bir şahsiyet? ben neden yüce değilim? ya da bahçeli neden yüce değil?
bir insan neden yüce olur?

Allah'a eş koşuyorsun demiyorum zaten. o başka bir şey. Allah korkusu sende de vardır. rte'ye özgü bir şey mi bu?

cevap olmadı.

"liderlik vasıfları iyi ve insanları etkileyebiliyor. fakat bence de bazı tabirler kutsallaştırıldığını gösterir" gibi bir şeyler deseydiniz yeterliydi benim için.

zira geçenlerde bir akp'li "biliyorsunuz rte'nin sünneti var" gibi bir şeyler demişti. sünnet peygamber adına söylenen bir şeymiş.

bahsettiğim bu dil işte.

yaklaşık 10 yıl önce feto için aynı dil kullanıldığında kendisinin mehdi falan olarak tanıtılacağını düşünüyordum fakat rte buna engel oldu. şimdi sıra kimde acaba?

@gs trollük yapacaksan başka yerde yap abicim. bahsettiğim şeyin gericilikle ne alakası var? sana ve bağlı olduğun topluluğa söylenen lafları burada başkalarına kusma.

@bal1o Atatürk'ün kendini böyle sunduğunu hiç hatırlamıyorum. kendisine "ulu" deniyordu fakat adamın yaptıkları ortada zaten. iki ismi kıyaslamanın manası yok.

adam sahneye çıkarken son derece gür ve baskın bir sesli bir adam şunlar söyledi;

"dünya mazlumlarının gür sesi"
"milletin göz bebeği, başkomutan" vs vs

her şey ortada zaten, açıklamama gerek yok fakat ben sizi bakış açınızı merak ediyorum.
ve eleştiriden de korkmayın. merak etmeyin incinmeyecek bir yeriniz. bu kadar da kibirli olmayın ayrıca.

Sunnet peygamberler icin kullanilan bir kelime degil, herhangi biri icin de kullanilabilir, kupe takanlar yavuz sultan selimin sunnetidir falan derdi misal (unuttum padisahin adini da neyse) bir kisinin uyguladigi bir seyi baakasinin da uygulamasina sunnet denir. Ardinda hayir aranir tabii ki ama peygamber olmasi sart degil.

Hafiften bir kutsallastirma hissiyati var ancak bu durum eski turkce kelimelerin sikca kullanilmasindan kaynakli, muhterem kelimesi 50 yil once kullanilan bir kelime iken simdilerde pek kullanilmiyor.

Seveni ise cok karim ona helal olsun diyenler var sonucta bunu hepimiz gorduk duyduk okuduk. Bu sevgiyi bir sekilde ifade edebilmesi lazim ancak ifade yetenegi cok fazla degil daha guzel ifade edebirler ama bu seferde anlayan sayisi azalir, dolayisi ise abartip bokunu cikartiyorlar sonrada kendilerini kaptiriyorlar bence.

Belki hafiften kutsallastirma da vardir ama ilahlastirma falan zinhar adami dinden cikartir o nedenle kimse boyle bisi diyemez/yapamaz.

Liderlik vasfı, karizması vs. olduğundan dolayı ilahlaştırılması imkansız. Bu kadar çok kandırılan birinde bu vasıfların olmadığı gayet belli bence. Atarlı giderli ve sinirli biri olduğundan dolayı bulunduğu mevkinin etkisi dışında zayıf dimağlarda korkuyla karışık bir saygı ve hayranlık uyandırıyor.

dünya iyi biliyor haha:) neyi biliyor lan dünya? arap ülkelerinden başka kim sevip sayıyor senin dünya liderini?

akp'li değilim de gene de cevap verme gereği duydum.

-ortadoğu/ön asya/ müslüman kültür temelli ülkeler, artık hangisi kime uygun gelirse onu alsın bu tip toplumlarda kültleştirme vardır, tarihsel/sosyolojik bir refleks olarak.

benzerini ulusalcı/koyu atatürkçü çevrede atatürk için yapabiliyor,

mevzuya rte kim atatürk kim olarak bakmayalım, benim anlatmak istediğim o değil.

hele ki, müslüman kültür dili, jargonu buna daha meyillidir.

ilahlaştırma çok abartı olur, ha konuşmayı etmeyi bilmeyen, ulan biz de övelim de ekmek yiyelim diyen milletvekilleri belediye başkanları vs adamı öveceğim derken kantarın topuzunu kaçırıyor tabi.

doğu toplumlarında efsaneleştirme vardır kültür olarak ona yoruyorum ben.

mesela benim üniversitede mezuniyet tezim, edip ayel diye bir şairdi, adamın atatürk sevgisini anlattığı bir şiir var ki, atatürk görseydi hiç beğenmezdi bence.

ilgili şiir şu
Cennetse bu yurt, sen onu buldundu harâbe

Bir gün olacaktır anıtın Türklüğe Kâbe.

Zindan kesilen ruhlara bir nur gibi doldun

Türk ırkının, en son, ulu peygamberi oldun.

Tutsak seni lâyık, yüce Tanrı'yla müsâvi

Toprak olamaz kalp doğabilmişse semâvî

Ölmez bize cennetlerin ufkundan inen ses

İnsanlar ölür, Türklüğe Allah olan ölmez!

bu şiir ve benzeri düşünce/zihniyet kim için yapılırsa yapılsın, ben rahatsız olurum, akpliler içinde de bu denli abartılı hayranlık duyanların illa ki olduğuna inanıyorum.

işte tayyipin kıçının kılı olan teyze, tayyip istesin kocamı boşarım diyen insanlar filan ilk aklıma gelenler.

www.hurriyet.com.tr

alın sayın akpliler. rte'yi nasıl peygamberleştirdiğinizi görün işte.

sözlük istiyosun anladığım kadarıyla? en güzel almanca ingilizce sözcük bence dict.cc

Ne sorduğunu ben de pek anlamadım ama Almanca öğreniyorsan Sie'nin anlamına sözlükten bakmak biraz mantıksız. Gramerle birlikte zamanla öğrenirsin bunları. dict.cc hoş sözlük bence de, telefon akıllıysa indir uygulamasını.

bu kafayla dil ogrenemezsin. baglam icerisinde ogrenmen lazim. yine klasik tavsiyemi yapiyim. muhtemelen yolun basindasin. die neue gelbe yi bulup bastan sona hatmediyosun. cozumlerini de bulursan super olur.

bahsettiğim her gün ezberlenen kelime listesiydi.

fiil listesi, bağlaç listesi vs gibi.

kelime dağarcığı genişlerse gramere başlayınca iş daha da kolaylaşır diye düşündüm.

çalıştığım kitap farklı mekanlardaki günlük diyaloglar üzerine. kelime anlamını bilmeden kalıp öğretiyor. mantıklı gelmedi.

bağlam üzerinde gideceğim o zaman.

cihazı adamlara jb'li götürürsen yazılımsal müdaheleden dolayı bahane ile garanti dışı sayılabilir. diğer türlü sıfırlanan cihaz'da kalıntı üzerinden garanti dışı sayabilirler mi o meçhul şuan öyle bişey olsaydı forumlarda yayımlayanlar öncelikle bunu belirterek konuyu açardı.

zaten bahsettiğim anlaşılma mevzusu telefonu sıfır haline getirdikten sonra götürdüğümüz zaman için geçerliydi fakat dediğiniz durum da açıklıyor sonucu.

sanırım en iyi yanıt tecrübe edinenlerden gelecek.

Bu güne kadar Apple hic bir cihazi Jailbreakli diye geri cevirmedi. Cevirdigi ilk anda internette kiyamet kopar zaten. Ama ben yinede riske edip jailbreakli cihazi götürmezdim. Hadi götürdün geri cevrildin. Formatlayip yeniden götürebilirsin.

zaten korkum format sonrası anlaşılmasıydı.

o da anlaşılmıyorsa o zaman yapacağım sanırım.

2 kere jb'li götürdüm birisi pil birisi de home tuşu sıkıntısıydı ikisinde de hiç bir sıkıntı olmadan değişim yaptılar. biri akasya'da biri de zorlu'da oldu hatta.

Sifirlayip goturursun problem olmaz. Daha once yaptim.

Hayır. Konuşurken yapılan her hata mübahtır bence. Kimsenin o kadar takacağını sanmıyorum.

çok farketmez, contextten anlarlar zaten. göm gitsin.

komik ya da anlaşılmaz duruma düşmezsiniz, ama ifade etmek istediğiniz şeyle alakalı bir anlam kargaşasına sebep olabilirsiniz. ayrıca it will rain ve it is going to rain arasında komik bir fark var mesela bence.

konuşurken olabiliğince rahat ve hata yapmaktan korkmamak lazım. will ve going to konuşma dili içerisinde anlam kaybettirecek bir fark yaratmaz.

Önemli bir fark bana göre.

Breaking Bad dizisinde bir kez bile birbirlerinin yerine kullanıldığını görmedim.

Örneğin Skyler, Walter'a "I'm gonna call the police." diyor.

Bu söz söylenirken ortamda bir tartışma havası var ve Skyler bunu yapmaya son derece kararlı ve gerçekten de polisi arıyor bunu dedikten sonra.

"I'll call the police." deseydi aynı ciddiliği vermezdi kesinlikle.

Bence çok fark ettirmez ama bazen will çok sırıtıyor. Ben genelde duyarak öğrendiğim içinde olabilir hatta going to bile bana garip geliyor gonna çok yaygın kullanımı. Diziden filmden arkadaşlardan ingilizce öğrenince böyle oluyor tabi.

COk onemli degil, cunku nerede hangisini kullanacagini hissedersin zaten. Bazi durumda will biraz tuhaf kacar, onu da hissedersin kullanmazsin zaten.

para sehven yatırıldıysa, yani beklemediğiniz bir yerden yanlışlıkla yatırıldıysa, banka tarafından geri çekilir.

ancak para, göndermesini beklediğiniz biri tarafından gönderilmiş ve geri çekildiyse, işlemler menüsüne bakın. para karttan mı çekilmiş, banka tarafından mı? bankanın parayı geri çekmesi için de gönderenin bunu talep etmesi gerek.

para beklediğim bir yerden yatmıştı.

öğlen hesap dökümünde parayı gördüm fakat akşam aynı hesap dökümünde paranın girdisi çıktısı da görünmüyor.

karşıdaki kişi parayı da çekmedi. transfer esnasında bankalar arasında sorun çıkmış olabilir mi? zaten başka ihtimal yok gibi.

ya da 2. ve zayıf ihtimal olarak online hesabımda sorun oluştu. atm'ye gidip baksam görebilirim belki ama sanmıyorum bunu.

Vergi borcunuz filan var mı? E-haciz konmuş olabilr ama hesap hareketlerinde görünür o da.

normalde para çekmeler dahil, kredi kartı borcunuz vs. en ufak bir çekimde işlemlere yansıtılır. bence aracı bankalar arasında bir problem çıkmıştır. umarım düzelir.

hiçbir yere otomatik ödemem yok. olsa zaten görünürdü evet.
transfer esnasında oluşan bir sorundan başka bir şey aklıma gelmiyor.
teşekkürler.

cümleyi yazar mısınız böylece daha çok fikir edinmiş oluruz ve istediğiniz süslü çeviriye karşılık bulabiliriz.

maalesef cümle yok. bunu bir yerde özel isim olarak kullanacağım.

"ebedi misafirlik"
"sonsuz misafirlik"

ya da ne bileyim buna benzer anlamlara gelen bir şey arıyorum.

edit: süslü kelimesini anında çıkarmıştım iyi görmüşsün :)

guest misafir demek yalnız, misafirlik sözcüğüne karşılık olarak tek kelimelik visit var. eternal visit filan olabilir belki.. ama hangi misafirlik sonsuza dek sürer, işin orasını anlayamadığımdan tuhaf geldi biraz. misafirlik dediğimiz şey geçici birşey doğası gereği. kalıcı olursa ne kadar misafirlik olur o, artık evin demektir çünkü.. vs.

aslında immortality (ölümsüzlük) kelimesini kullanmak istedim ama doğrudan anlatmak yerine bunu seçtim.

konu üzerinde gerçekçi düşünmeye gerek duymadım.

örneğin erkan oğur "bir ömürlük misafir" demiş. o bir ömürlük demiş ben ise sonsuz diyorum. biraz böyle bakıyorum konuya. oy üzden kafanızın karışması normaldir.

hm, enteresan.
endless ya da everlasting de diyebilirsin. fena durmaz bence.
visit dersen tabi, guest değil de..

ingilizcede -lık eki genelde "ness" ekiyle yapılır. ancak, ingilizcedeki misafir kelimesinin (guest, visitor vb.) ness ekiyle misafirliğe çevirmek mümkün değil. "ness" sadece sıfatlarda kullanılır bildiğim kadarıyla, bunlar da isim.

endless visit diye çevirmek uygun olabilir.

Anlamı tam karşılamıyor ama:

An everlasting journey

sağ ol @inawen bu da güzel duruyor (sonsuz bir yolculuk)

endless visit (sonsuz ziyaret) daha yakın sanki. bilemedim tam...

everlasting journey daha suslu bence

başına "the" koymadığın için garip geliyor belki..

the endless visit... fiyakalı oldu bak şimdi.

everlasting journey ; bu da güzel fakat devam eden yolculuğu tarif ediyor.

the endless visit ; kalıcılık üzerine daha oturaklı anlamı var gibi. zaman geçse de onlar duruyor vs

neymiş bu diye merak edenler oluyordur. resim serisi yapıyorum. bu da onun adı. Teşekkürler herkese ;))

hangi eyalet? tahminimde eyalete bagli olarak degisiyor. biz nordbayern'de deutsche rentenversicherung'a gidip sozialversicherungsausweis baslikli bir kagit aliyoruz ve onda yazan versicherungsnummer ile kayit yapiyor isveren.

bremen. ama almanca'dan dolayı kurallarını falan okuyamıyorum.

oo hoşgeldin kabak kardeş olmasın sonra, permatik kökten sıfır kesmek için, öyle kısaltayım edeyim zor, kendi kendine çok zor

kısayken çok kestim ama zararlı olup olmamasını merak ediyorum.

Kadin kuaforu benim saci jiletimsi bir seyle kesiyor ben memnunum. Ama gecenlerde fon cektirmeye baska birine gitmistim, sacini xx(adini unuttum o seyin)le mi kesiyor kuafor, kirilmis uclari, kestirme dedi. Biraz kafam karisti

Ki yeni kestirmistim sacimi, uzayip da kirilma durumu degil.

alamanya'da bir kere daha görüşebiliriz belki demiş olabilir.

text in tamamı nasıl? nerede geçiyor iki kişi arasında mı vb.

cümlenin tamamı bu.

evet iki kişi arasındaki diyalog. ilk cümleyi anladım :D
bu da ikinci cümleydi.

One more time diyecekti belki, belki İngilizce'si bitti o sıra bilemiyoruz ama "Almanya'da bir kez daha görüşebiliriz belki" +1

belki bir gun almanyada gorusebiliriz demis ama tarzanca konusarak demis.

inşallah bir gün Almanya'ya gelirsin, burda görüşürüz demiş...

ben de ortalama öyle anladım ama bilmediğim kalıp falan mı var diye düşündüm.

Hissetmiyorum. Asla kendini bu kadar aşağılama.

arada bir meraktan bakiyorum neler yaptiklarina o kadar, o yüzden hayir

@chiper

bilmem, kendime saygısızlık gibi görüyorum.

böyle durumlar için adını tam olarak koyamadığım bir problem var bence.

ben stalklamıyorum. giden gitmiştir gittiği gün bitmiştir!!!!

ben omzumu yaliyorum. bakarken.

Arada sırada '' bu aptal bakalım ne yapıyor'' deyip bakıyorum. Zevkli olay bence . Bir zamanlar 7/24 konuştuğun birisinin böylesine dikizlemek.

yooo. ben bakıyorum valla kupi. teee ilkokul aşkına kadar stalklıyorum canım sıkılınca. ne olacak ki? sırf merak.

hala bişeyler hissettiğim biri olsa bile bunun nesi zavallılık...

niye hissedelim ki, ona üzülürüm beni kazanamadı diye aşsdlşsf.

ok, ne bileyim ben öyle hissederdim hep.

seni biliyorum elorelia, tahmin etmez miyim? :D

kayankayin +1
Hiç yapmadım böyle bir şey, çok gereksiz gelir bana.
Ama yapan kişiyi zavallı olarak nitelendirmem, olabilir insan merak edebilir bunda kötü bir şey yok ki.

hissediyorum.

İlk kez duyuyorum böyle bir şeyi.

MSc olmasın? Master of Science anlamında.

1-2 kişide gördüm sadece. başka amaçları vardı belki de.

bu mu acaba www.youtube.com

:D yok hocam naptin

filmde denizin icine masa kurup sohbet ediyorlardi. filmde sadece tek mekan ve ara ara flashback vardi.

filmi buldum. adi: arkadaslar arasinda

kiytirik bi film degil ama ödüll, cok kalite barindiran bir sey de degil.

birilerinin beğenmesi insanların hoşuna gidiyor. beğenilmek güzel bi duygu.

bence sürekli selfie paylaşanların kesin psikolojik sorunları var. Bir kız var 150 tane fotosunun abartmıyorum 130 u kendi selfiesidir. Ve hep ultra shoplu aynı pozdan. Hayır yani amaç ne ? ben de anlamıyorum. ben 2 tane arka arkaya selfie paylaşamıyorum mesela beğensem bile ulan ne saçma şey diyorum.
kendini çok beğenmişlikten olabilir .ya da eziklikten hani bakın beğenin egolarım şişsin filan.

CS : Cevap Soruda

kupiiii :)

beğenilme, ilgi görme ihtiyacı... yani gezse dolasşa, onu koysa anlarım ama 20 tane selfiyi aklım almıyor benim.

belki başka şeyler vardır. bu durumu sosyal medayada aktif olmayan anlayamaz sanırım.

Insanlar begenilmek, imrenilmek isterler. Birilerinin size begenmesi ya da size imrenmesi hosunuza gider. Belki siz "asmis" bir insansinizdir ama cogu kisinin hosuna gider bunlar. Begenilme olayini fazla dusunenler de art arda 250 tane selfie paylasiyor.

aşmakla ilgili değil. yaptığım şeyin normal olduğunu düşünüyorum. bazen çağa ayak uyduramıyor muyum diye düşünüyorum ama yok olmuyor. 1-2 gün arkadaşın zoruyla yer bildirimi ve foto koyduk ama olmadı :D

kendimi de beğenirim, görünmeyi de severim ayıptır söylemesi. yani mesele utanmak değil.

sadece yapamadığımı fark ettim ve benden bir şeyler bekleyen insanlar böyle mecralarda boy göstermemi talep ediyor.

olmaya çalıştım, denedim olmadı. hepsi bu. ve onları merak ettim.

eksisozluk.com

ben buradayım!

kitaplarımın kapak fotoğraflarını ya da beğendiğim bazı sayfaların fotoğraflarını instagram'da paylaşıyorum. burada hiç "ben kültürlüyüm, kitabı okuyorum" demek istemiyorum. kendi adıma söyleyeyim, zerre de umurumda değil kimin ne düşündüğü. selfielerimin çocuğunda ağzım gözüm de ayrı kaymış oluyor zaten :)

selfie amacı eğlence iken kitap fotoğrafındaki amaç ise o kitapları öyle çok seviyorum ki mutlaka fotoğrafı olsun istiyorum. çünkü nasıl sevdiğin birilerinin fotoğraflarını açıp açıp bakıyorsak, ben de o kitaplara bakınca, fotoğraf açıklamalarına kitap ile ilgili yaptığım yorumları okuyunca mutlu oluyorum.

Başkasının hayatını eleştirmek, yargılamak, çeşitli ithamlarda bulunmak, amaçları üzerinde kafa yormak vs de pek sağlıklı değil bence, bırakın herkes istediğini paylaşsın, kime ne zararı var?

Herkesin hayatına kimse karışamaz:(

@peggy sosyoloji diye bir şey duydun mu daha önce? bu konular üzerine dair birçok makale ve tez var haberin var mı?

insanlar etkileşim halinde olan varlıklardır. kabin içinde birbirimizi görmeden mi yaşayalım?

savunmanı özgürlük kılıfına bürünerek yapmazsan daha mantıklı olur bence.

@makarnacanavarı kitap fotoğraflarının fotosunu çekmek değil, çekip internete yüklemekten bahsettim orada.

Marienplatz a git takil.