[]

evde yaşayan çalışanlara ne denir?

türkçede şoför, hizmetçi vs gibi hizmet ettiği ailenin yanında yaşayan çalışanlar için kullanılan bir kelime var mı? iç güveyinin güvey olmayan versiyonu gibi.

cümle içinde örnek vereyim.
"sebastian, alfonsogillerin malikanesine *** olarak gitmişti."
"maykıl, diğer ***lerin aksine şakalardan hoşlanmamaktaydı."

evet bu cümlelerin başka türlü de yazılabileceğini biliyorum, sadece eğer varsa yıldızlı yerleri doldurabilecek kelimeyi merak ediyorum.

 
bu aslında düşününce her seferinde yerine bir şey bulunmaya çalışılan bir sözcük gibi geldi bana. gerçekten merak ettim eğer karşılığı varsa.


  • slavez  (22.08.11 05:46:59) 
hizmetli kullanılabilir bence.


  • halim selim  (22.08.11 05:50:42) 
Usak, kahya, hizmetkar ?


  • Lim5  (22.08.11 05:53:16) 
yok, maalesef değil. benim aradığım kelime bu saydıklarınızı da kapsayan, evde yaşadığını öne çıkaran bir kelime. hatta ingilizcesi live-in imiş. tureng ve seslisözlükte böyle arattığımda çıkan en uygun sonuç "yatılı çalışan" oldu. bu anlamı veren tek bir kelime yok sanırım.


  • arwear  (22.08.11 06:01:53) 
hizmetli cariye fln var iste. one day stand lere gundelikci denıyor bizde. o sebeple olaiblir. default hali evde yasayan sanırım.


  • bryan fury  (22.08.11 06:14:00 ~ 06:17:52) 
kahya çalıştığı evde yaşar zaten.hem de ailesiyle.uşak da evde yaşar.


  • vassal  (22.08.11 07:12:40) 
hizmetli +1


  • ground  (22.08.11 07:19:54) 
sanırım yeterince açık soramadım.

şoför bir kahya değildir, bir uşak da değildir. evde yaşayan şoföre bu nedenle kahya veya uşak diyemeyiz diye düşünüyorum.

hizmetli ise tdk'ya göre "odacı", veya "Resmî kuruluşlarda, iş yerlerinde temizlik ve getir götür işlerine bakan görevli, hizmetli, hademe, müstahdem" anlamında. aynı ev içindeyken "hizmetli" deyince o eve hizmet eden herkesi kapsayan bir kelime, evet, ancak alakasız bir yerde örneğin "bizim hoze ignasyo hizmetli olmuş." denilince akla hoze insanının devlet dairesinde ya da okulda hademe olarak çalıştığı gelmiyor mu? benim istediğim "bizim hoze ignasyo (yatılı çalışan) olmuş." deyince karşıdan "yaa, hangi konakta kalıyor?" sorusunu sordurtmak. idi. ama öyle bir kelime olmadığı kanaatine vardım çoktandır.
  • arwear  (22.08.11 07:44:12) 
müstahdem.

istihdam edilen anlamında.
  • karrdanadam  (22.08.11 08:11:50) 
yanaşma.


  • this is heavy  (22.08.11 10:16:56) 
@karrdanadam +1


  • deeperdown  (22.08.11 10:40:42) 
hizmetli dediğiniz gibi devlet dairesi gibi yerlerde çalışanlar için kullanılır. müstahdem de aynı anlama gelir, odacı gibi. ev hizmeti veren insanlara hizmetli veya müstahdem denmez. bence burada en doğrusu hizmetkar sözcüğünü kullanmak. hepsini kapsıyor.


  • quasiromantic  (22.08.11 10:54:35 ~ 10:55:30) 
mahdum?


  • yakuza123  (22.08.11 10:57:13) 
Yardımcı


  • smlzr  (22.08.11 10:59:15) 
maiyet kelimesi var, arapca yanındaki demek. alt kademedeki görevliler icin kullaniliyor.


  • jackofalltrades  (22.08.11 12:39:52) 
ayvaz var bir de ama kelimeler hep eski olduğundan çağrışımları da modern çalışma hayatında garip kaçıyor sanki.


  • hyu  (22.08.11 16:59:59) 
en kolayı "çalışan" deyip geçmek sanırım.
osoryo malikanenin en çapkın çalışanıydı.

  • hyu  (22.08.11 17:04:55) 
arçıbıl ?


  • nabruknabruknabruk  (24.08.11 16:10:49) 
hizmetli, görevli, yardımcı, kahya falan filan.


  • tchuck  (24.08.11 16:12:49) 
aklıma ilk gelen şey evin hanımıyla yatan kaslı genç bahçıvan miguel oldu.
onun dışında bizim dilimizde tüm hizmetçileri kapsayan bi sözcük yok sanırım. varsa da arapçadan devşirme bişeydir.
yaşlı bir büyüğümüze sordum şimdi, maiyetliler dedi kendisi de, yukarıda yazdığı gibi.
  • zunuduko relkirbet  (24.08.11 16:19:46) 
[]

nasıl gidilir? (istanbul)

toplu taşıma araçlarıyla atatürk havalimanından boğaziçi superdorm'a (isim de süper) nasıl gidilir?




 
otobüsle taksim.
ordan(numarasını hatırlayamadım) direk boğaziçine giden otobüslerle boğaziçi.

  • deeperdown  (13.09.10 20:50:14) 
sadece ismi değil süper olan. gidince anlarsın.


  • hia  (13.09.10 20:51:55) 
rumeli hisarüstü-taksim hattı


  • zlatan1937  (13.09.10 22:15:19) 
559c hattın adı.. the marmara otelinin karşı tarafındaki otobuslerden bir tanesi, orada hareket amirliği var, gösterirler zaten.. 15 dakikada bir falan kalkar.


  • kafam kadar gulsah  (14.09.10 05:20:18) 
[]

wii/psp/ds

aynı fiyata sahip olduklarını varsayarsak wii / psp / ds üçlüsünden hangisini almak en mantıklısıdır?

eldeki veriler:
-televizyonum büyük sayılmaz.
-şehiriçi dahi, sık seyahat etmiyorum.

bonus sorular:
-peki ya ps3 ve xbox? fiyatlarını bilmiyorum ama.
-ntsc/pal olayı nedir, hala sorun yaratmakta mıdır? uzak memleketlerde wii alıp da türkiyede çalıştıramama gibi bir şey olur mu?

 
kesinlikle ps3. uygun fiyata oyun bulmak artık daha kolay. xbox 360 elite teknosa da 999 tl. 80 gb eski kasa (slim olmayan) ps3 749 tl.


  • plkn  (02.11.09 12:54:31) 
[]

hastalık ve görüş

çok olmamakla beraber, bir miktar miyop sahibiyim. hastalanınca (ya da ateşim çıkınca) sanki daha da derecesi artıyor gibi geliyor. uzağı iyice bulanık görmeye başlıyorum. bir arkadaşıma söyleyince epey garipsedi de bu durumu, anormal bir şey mi bu?
bünye zayıf düşünce duyuların da zayıflaması doğal gibi geldi bana ama ne bileyim?



 
alti yasimdan beri olmasa da sekiz yasimdan beri miyopum, hic boyle bir sey yasamadim ve de duymadim. ama "yok hayatta olmaz tibben" diyebilecek durumda da degilim tahmin edilebilecegi uzere...


  • layouter  (13.01.09 20:39:54) 
ates, gozlerin agrimasina da yol acar, bulanik gormeye bile neden olur evet. miyop varsa ve ustune ates binince goz daha cok yorulmustur.


  • ermanen  (13.01.09 21:00:46) 
Grip, ateş, baş ağrısı gibi oluşumlar kafa içi basıncın artmasına neden olabilir, bu da gözlerinizde ağrımaya veya bulanıklığa neden olabilir. (Şahsen bana da oluyor da :/)


  • nolmus yani  (14.01.09 02:10:41) 
[]

gateway teknik servis

amerikalardan gelmiş bir gateway laptopa sahibim. servise vermem gerekiyor ama türkiyede nereye götürebilirim ki? acer aldı deniliyordu, onlar bakar mı? ethernet girişinde temassızlık var sanırım, ufak bir şey olmasa amerikaya gönderebilirdim. sıradan bilgisayarcılar yapmaz mı? ne yapmalıyım?




 
sorunuzun cevabı değil ama belki yararı olur, en azından aklınızda bulunsun.

şimdi teknik servisler önce problemi bulmak ve "bu şu kadar tutar, yaptırmak ister misiniz?" gibi bir şey demek için bilgisayarınızı açtıklarında ondan sonra yaptırmak istemeseniz bile dünyanın parasını talep ederler.
benim konuştuğum bir serviste bu 60euro + kdv idi.
tabii tamiratı yapın derseniz bunu ödemiyorsun ama tahmin edersiniz ki en ufak tamiratın bedeli bundan az olmuyor.

o yüzden bilgisayarınızı açtırmadan yaklaşık ne kadar tutabileceğini öğrenmeye çalışın. servise boşuna sormayın, tabii ki "önce açıp bakmamız gerekiyor" diyecekler. forumlardan falan bir bakın benzer sorunlar yaşamış kişilerin ne kadar ödediklerine falan.

şimdi alternatif bir çözüm var aslından ondan bahsetmek istiyordum en başta.

usb'den veya pcmcia mıydı neydi işte ondan takılan ethernet kartları var. yurtdışında 10 euro gibi cüzi miktarlara alınabiliyorlar. benim ethernet girişimi karşımdaki binaya düşen yıldırım sonucunda bozulan modemim yaktığı için böyle bir ethernet kartıyla değiştirdim ve sorun yaşamadım o zamandan beri.
türkiye'de fiyatı olsun olsun iki katı olsun 20 euro olsun, teknik servislerin böyle basit işler için 100 euroluk taleplerinin yanında hiçbir şey değil.
  • burfak  (10.12.08 15:21:58) 
[]

sun akademi?

ankaradaki sun akademi'de ispanyolca kursu hakkında bir bilgisi olan var mıdır? veya genel olarak orasıyla ilgili, paramı boşa harcamış mı olurum?

ücret ne kadar onu da bilmiyorum gerçi.


 
ben orada rusça kursuna katıldım.hoca ve mekan iyi. katılamadığın derslere fırsat olursa telafi dersi yaptırıyorlar. fiyatları benim araştırmalarıma göre diğerlerinden daha düşük.arkadaşım ispanyolcaya katılmış.hem türk hem yabancı hoca olabiliyormuş ve iki hoca da iyiymiş diyor.


  • uturn  (07.11.08 17:29:26) 
[]

zaman

zaman diye bir şey var mı? veya zaman kavramının varlığından nasıl emin olabiliyoruz? yani geçmiş dediğimiz şey sadece anılardan ibaret. beyinde depolanan ses ve görüntülerden ibaret. gelecek ise hayallerden, düşüncelerden. gerçek olan şey sadece "an" mı?
bunu sormamın nedeni gelecekten haber alabildiğini iddia edenler. olmayan bir gelecekten nasıl haber alınır ki?
kısacası nedir zamanın var olduğunu gösteren emareler? zaman yolculuğu yapmadan mümkün mü böyle bir şey?


 
Gelecekten haber aldım diyen mü$riktir efenim. Yoktur -büyük olasılıkla- öyle bir$ey, lakin cinlerde zaman mekan kavramı diye bir$ey yok diye duymu$tum, onlarin bi' meziyeti olabilir durum.Zamanı ancak Allah ya$ar, insan oğlu ölmeye gelmiştir diyen bi orhun kitabemiz var.Sanırım zaman kavramı, insan aklının herhangi birşeyle mukayese edemeyeceği bi kavram.


  • kr4z33  (27.09.08 05:09:08 ~ 05:24:29) 
kr4z33, vaaz verdikten sonra fatiha da okuyakacak miyiz? benim dinime gore de, zamanda yolculuk mumkun hatta zaman yolculugunu inkar edenler kesin cehenneme gidecektir. burada, saglam temellere dayanmayan seyleri sunarak yardimci olmak dogru mudur? sizi allah'a havale ediyorum.

@arwear, tubitak[yani bilim, asilsiz, elle tutulmayan ucubik iddialar degil]'in zaman yolculugu ile ilgili 2 tane makalesi var, umarim isinize yarar:

www.biltek.tubitak.gov.tr
www.biltek.tubitak.gov.tr
  • egotm  (27.09.08 05:32:30) 
zaman ,iş oluş vs.lerde önemli faktör fizikte falan ama diğer yandan sadece dini boyutta anlam taşıyor gibi. yoksa niye zaman diye bişey olsun ki? bizim saat yapıp duvara asmamız, gün ay yıl belirlememiz, güneşin, dünyanın dönmesi niye soyut bişeye kanıt olsun ki? biz sadece bi sürecin başlaması ve bitmesi arasına bi ölçü koymuşuz. yani bence inançsız bi insan aynı "tanrıyı biz kendimiz yarattık yeaa" gibi "zamanı biz kendimiz uydurduk hacı" da demeli. ben olsam derdim en azından :-/


  • geldiler  (27.09.08 05:44:37) 
@egotm: ilk linktekinde bir hata var. resimler görünüyor ama yazılar okunmuyor.

veya bende bir sorun varmış. hmm..
  • arwear  (27.09.08 05:48:40 ~ 06:39:31) 
Zamanin cesitleri var, olculemeyen bir kavram oldugunu dusunenler de var
Ama hergun kullandigimiz salise, saat, ay, yil gibi kavramlar olculebilen zaman ve zaman standardi olarak belirlenmis.

Surda cok genis aciklamara ulasbilirsin:
en.wikipedia.org
  • ermanen  (27.09.08 05:52:37) 
meraba ,
öncelikle iki linkteki pdf dosyası da bende sorunsuz gözüküyor.

zaman bizim bir "sürecin" başlaması bitmesi arasına koyduğumuz bir ölçüden ibaret değil bence ki bunu ifade etmek için bile kökü "süre" olan bir kelimeyi kullanıyoruz.
sonuçta bambaşka bir evrende mi diyim artık galakside mi diyim , zamanı daha farklı periyotlara bölmüş olabilirler. bu da zaman dediğimiz şeyin farklı şekilde algılanması sonucunu doğurur bana kalırsa. sabahın köründe işin felsefe boyutuna falan da girecek değilim ki zaten öyle bi boyuttan da haberdar değilim.

fiziksel olarak bir açıklaması var mıdır onu da tam bilmiyorum ama (bkz: dördüncü boyut) (bkz: #5680511)
bişey daha sallayayım son olarak, evrenin sürekli genişliyor olmasının zamanın sürekli akıyor olmasıyla kesin bi alakası vardır diyorum , lan yoksa !?!
:p
  • alwaysdrunk  (27.09.08 06:00:15) 
@arwear, kuzum calisiyor dosyalar. tekrar indirmeyi dene. ayrica sozlukten, zaman yolculugu ve zaman basliklarina da bakin derim.


  • egotm  (27.09.08 06:34:42) 
@egotm
Çok agresifsin be insan.Ön yargılısın bi de, benim "gelecekten haber aldım diyen mü$riktir efenim" sözüm, varsa da öyle bi$i ben onaylayamam cinsinden bi' zimbirti.Tutupta oraya takıldıysan ben de seni havale ediyorum.
Sağlam temeller demi$ken;
"De ki: Göklerde ve yeryüzünde bulunanların hiçbiri, gaybı bilemez, ancak Allah bilir ve onlar da ne vakit tekrar diriltileceklerini bilemezler" (el-Mâide 5/3)
Ayrica özel isimler büyük harfle ba$lar.
  • kr4z33  (27.09.08 06:41:03) 
@kr4z33: kuran sağlam bir kaynak veya bilimsel bir kitap değil ne yazık ki.


  • arwear  (27.09.08 07:20:41) 
cevaplara bakmadan yazıyorum;

zaman bir boyuttur. tıpkı diğer üç koordinatsal boyutlar gibi (ki buna uzay deniyor) bu da boyuttur. zamanla uzay birbirine bağımlı, birbirinden ayrılmayan iki kavramdır. uzaysal koordinat sistemi en basit ifadeyle x-y-z'dir. uzayda sağa sola yukarı aşağa veya ileri geri gidilebilir fakat zaman boyutunda tek bir doğrultu, bu doğrultuda gidilebilecek tek bir yön vardır. bu da sadece ileridir. zaman boyutunda geri gidilemez, zaman boyutunda sağa ya da sola gidilemez (stephen hawking bunu araştırıyor, zaman boyutunda sağa ya da sola gidilebileceğine inanıyor).

zaman boyutunu dümdüz ilerleyen bir tren rayı, zamanı da tren gibi düşünün. bu tren sadece düz gider. fakat belki raylar bir yerden sonra öyle bir bükülmüştür ki önceden geçtiğimiz bir rayla birleşen/kesişen bir noktası vardır. işte o nokta (artık kurt deliği midir, kara delik/ak delik midir bilinmez) zamanda yolculuğun yapıldığı noktadır. bilinmez.
  • deckard  (27.09.08 10:36:19) 
ayrıca şunu da belirteyim; zamanda ileri gitmek teoride mümkün, pratikte imkansızdır. imkansız olmasının sebebi kütlesi olan bir cismin ışık hızına çıkamaması. ışık hızına çıksa zamanda yolculuk yapacak çünkü.

sıkı durun, zamanda geri gitmek de mümkün! (teoride yine). bunun için de ışık hızından hızlı gitmemiz gerekiyor. yani gideceğimiz yere ışıktan önce gitmeliyiz ki zaman oraya henüz ulaşmamış olsun. zaman görelidir unutmayın. bizim zamanımız oraya ulaşmadan oraya gitmekten bahsediyorum. oradaki bir başkasının zamanı orada zaten mevcuttur.

diğer soruna geçelim; laplace'a göre geçmiş ve gelecek sabittir. biz de bu sabit çizgide ilerleyen parçacıklarız. feynman'a göre ise geçmiş birçok olasılık üzerine kurulmuştur. yani sabit değildir. yaşadığımız geçmişe rağmen ışık hızından hızlı giderek geçmişe dönsek başka bir geçmişle karşılaşırız. çünkü yaşadıığmız geçmişe gitmiş olsaydık o zaman olaylara müdahale ederek yaşadığımız geçmişi bozma olasılığımız var (bunlar bilimkurgu filmi gibi dursa da bilimsel teoriler, kaynak; stephen hawking - zamanın daha kısa tarihi).

eski bilim adamları deterministti. yani geleceğin de kesin olduğunu düşünürdü. heisenberg denilen fırlama bulduğu belirsizlik ilkesiyle zamanın kesinlikle belirsiz olduğunu, olasılıklar üzerine kurulu olduğunu gösterdi. diğer kuvantumcular bununla kalmadı, geçmişin de olasılıklar üzerine kurulu olduğunu iddia etti.

yeni uyandım yüzüme su çarptım yine de ayılamadım ve bana yazmayı planladığım tezin ana öğesini sormuşsunuz ya ne diyim :)
  • deckard  (27.09.08 10:55:18) 
uzun lafın kısası; gelecekten haber aldığını iddia eden ya taocudur dombilidir ya da uzay-zaman'ı bükmüş hiro nakamura gibi bir zaman yolcusudur.

edit (illa bi edit yapacam yok arkadaş içim rahat etmiyor): teoride mümkün olan şeyler pratikte mümkün değil. ve tezimde de yazacağıma göre bu konuya farklı bir açıdan bakmaya çalışcam. tam olarak ne olduğunu buraya yazmayayım fakat kısaca ışığın bir çeşit engelleyici olduğu ile ilgili bişeyler olacak. yani ışık, insanoğlu için bir limit bunu herkes biliyor. ışıktan dolayı birçok şeyi öğrenme kapasitemiz sınırlandırılmış. biz bunu beyin gücüyle aşmaya çalışıyorsak da başarmamız zor bir ihtimal. bir başka evrende bir başka canlı için ışık diye bişey söz konusu olmayabilir, böyle bir limitleri yoktur (ışık hızına çıkamamak vs.) ve bir anlamda bizim yaşadığımız "ışığa bağlı hayat" ile uzaktan yakından alakaları yoktur. evet carl sagan'cıyım.
  • deckard  (27.09.08 11:00:54 ~ 11:20:48) 
@kr4z33

kurandan örnek vermişsin fakat gene islam dininde değil miydi
geleceğin yazılı olduğu bir kitap olduğu oraya bakmanın yasak olduğu, bazı cinlerin ona bakıp gelip gelecekten haber verebildiği ama onların lanetlendiği

mekruh gibi, yasak ama yapılabiliniyor, yapanda lanetleniyor
  • demlikposet  (27.09.08 11:23:29) 
@colonizer: demlikposet'in dediği şey için (bkz: levh-i mahfuz)


  • 704  (27.09.08 12:17:13) 
@sofistike maymun:
"sıkı durun, zamanda geri gitmek de mümkün! (teoride yine). bunun için de ışık hızından hızlı gitmemiz gerekiyor. yani gideceğimiz yere ışıktan önce gitmeliyiz ki zaman oraya henüz ulaşmamış olsun. zaman görelidir unutmayın. bizim zamanımız oraya ulaşmadan oraya gitmekten bahsediyorum. oradaki bir başkasının zamanı orada zaten mevcuttur."

bu kısmı daha açıklayıcı yazarsan sevinirim. benim gibi fizik cahilleri de anlayabilsin.
  • arwear  (27.09.08 12:29:27) 
bast-i zaman, tayy-i mekan, konularina da bi bakin


  • x daemon  (27.09.08 13:03:08) 
konunun felsefe boyutunu incelerseniz daha güzel olur bence. dini olarak anlatıldığı zaman hiçbir konuda fikirbirliğine varılmadığını binlerce yıldır ya$adı bu insanlık.

Her semavi dinin bir kutsal kitabı olduğuna göre her kitap farlılık gösterecektir dolayısıyla.

evet zaman diye bir $ey var. Bu soruyu Einstein bile bu $ekilde pat diye sormamı$tır eminim ki. Önce biraz ara$tırıp kafalar karı$sın ondan sonra sorulsun bence bu tür sorular.
  • robinbook  (27.09.08 13:41:38) 
Insan bazen diyicek söz bulamıyor gerçekten, herneyse, ben sadece mevzu bahis kâfirin
"bunu sormamın nedeni gelecekten haber alabildiğini iddia edenler. olmayan bir gelecekten nasıl haber alınır ki?"
sorusuna cevap vermeye çalı$tım -ki Kur'anı kötüleyenlerde Kur'an'dan farklı bi' cevap verememişler bu soruya zaten (; $u "sen inanıyosun, öylese salaksın" tribleri harbi komik ya, ciddiym oyle.
  • kr4z33  (27.09.08 15:46:38) 
@arwear, zaman görelidir öncelikle bunu hiç aklınızdan çıkarmayın. bu, herkesin zamanı kendine anlamına geliyor. günlük hayatta bu görelilik pek fazla karşımıza çıkmıyor ama mesela salisesine kadar aynı olan iki kol saatinden birini bir jet uçağına koyup dünya çevresinde bir tur attırdığımızda ve diğer saatin yanına getirdiğimizde uçaktaki saat yerdeki saatten çok az bir süre daha ileriyi gösterir. çünkü zaman onun için hızlı akmıştır (ses hızında gitmiş olsa bile). yerdeki saat için ise zaman farklı akmıştır (edit; diğer yandan bu olayda bir adet paradoks var; ki ismi ikizler paradoksu. fakat bu paradoks çözülmüştü diye yer etmiş aklımda).

bu günlük hayatta çok da önemli değilken, galaksiler sözkonusu olduğunda çok önemli bir hal oluyor. mesela en yakın galaksi andromeda bizden 2 milyon ışık yılı uzaklıkta (bir diğer anlamda biz o galaksinin 2 milyon yıl önceki halini görüyoruz). bir ışık yılı, ışığın bir yılda aldığı yol (ışık saniyede 300.000 km yol alır). ne kadar uzak olduğunu düşünün işte. bizim bu galaksiye hiçbir şekilde gitmemiz mümkün değil. ışık hızında gitsek bile 2 milyon yılda anca gideriz. fakat eğer ışıktan daha hızlı gidebilseydik bizim zamanımız o kadar hızlı akacaktır ki ışığın oraya varmasına gerek kalmayacaktır ve biz oraya 2 milyon yıldan daha az bir sürede gidebileceğiz. bu da demektir ki 2 milyon yıl önceki halinden daha önceki bir haline gideceğiz. bu da demektir ki zamanda geriye gitmiş olacağız.

birazdan bu konuyla ilgili güzel bir kaynak olan bir kitaptan alıntı yapacağım, önce bişeyler atıştırayım :)
  • deckard  (27.09.08 19:11:15 ~ 19:20:00) 
Yazilanlar fizik kurali degil ki, varsayim hepsi..Ama bilimsel olmadigi anlamina gelmiyor bu.. Sadece fizik bilimlerinde kullanilan zaman olculebilir hale getirilmis, yine insan dusuncesinden uretilmis seyler bunlar ama dogal olarak varolan ve manevi olan birseyi aciklayabilmek icin turetilmis bir kavram da denilebilir.. Zaten sonucta hersey boyle olabilir, ama inancimizla cakistirmamak gerek illa...


  • ermanen  (27.09.08 19:56:58 ~ 19:57:55) 
@colonizer: çok memnun olurum.
@sofistike: anladım (sanırım). ancak bu yine de tam olarak zamanda geriye gitmek değil gibi? zamanda yolculuk denilince akla "80ler ne güzeldi hadi tekrar gidelim" gibi bir yolculuk geliyor. anlattığın şeyle bu mümkün değil sanırım. şimdilik, kurt delikleriyle ilgili teori tek yöntem o zaman?

  • arwear  (27.09.08 20:24:32) 
1 saniye, sezyum-133 atomunun temel enerji durumunun hiperince düzeyleri arasındaki geçişe karşılık gelen ışınımın 9.162.631.770 periyotluk süresine eşit bir zaman birimidir (tanımı Wikipedia'dan aldım direkt).

Zaman bu işte. Ulvi anlamlar yüklemenin alemi yok :)
  • actionary  (28.09.08 04:04:04) 
[]

laptoplardan anlayan insanlar!

sizce şu linkteki nasıldır? salt ofis amaçlı değil; oyun da oynayayım, film de izleyeyim istiyorum. sözlükte gateway hakkında iyi şeyler yazıyordu.

www.bestbuy.com


 
rahat 3-4 seneye çıkarır seni
işlemci:centirno veya core2
ram:4 GB
hdd:250 GB
ekran kartı:512 mb radeon HD 2600
hdmi çıkış bluetooth webcam kard okuyucu wireless...
bulabileceğin en iyi özellikler var bunda
  • enter saltman  (02.09.08 14:31:52 ~ 14:42:26) 
3-4 sene mi? ya oyun oynayan birisi nasıl şu an aldığı bir şeyle 3-4 sene idare ediyor. kandırıkçı yazılar yazmayın lütfen.

arwear kardeşim son çıkan oyunları oynıycam ben diyorsan naparsan yap 2 sene bile anca dayanır şimdi alacağın bilgisayar.

adresteki bilgisayarın özellikleri şu an için gayet güzel. fakat gateway markasını bilemiyorum.
  • bodom  (06.09.08 18:53:16) 
[]

kapının neysi?

ben bunu yıllardır "kapının kulbu" olarak biliyordum. gel gör ki, word ve google "kapının kulpu" olarak düzeltmeye çalışıyor. p ile biten kelimeler ek aldığında p, b'ye dönüşür ama birtakım istisnalar da olabiliyor. bu konuda durum nedir?

"cevab veremedim" yapmayın. lütfen.


 
tek heceli olmalarından dolayı ya o.

açım, tokum, topu, gibi olabilir. bazi istisnai çift heceli sözcüklerde de var, hukuk gibi mesela.
ama şimdi bi dert kelimesini düşündüm, onda derdi olabiliyor eheh. ama tek heceli olmasından dolayıdır o yine de
  • x factor  (25.08.08 05:04:09) 
kulpu yazılır kulbu okunur.


  • ozdek  (25.08.08 11:00:47) 
[]

ayın evreleri

bu ayın evrelerinin oluşmasının nedeni tam olarak nedir? güneş ışığını mı tam alamıyor, alamıyorsa niye? biraz bakındım internette ama bulamadım, bunu görsel olarak açıklayacak site veya biri var mı?




 
uzun uzun açıklamamdansa şu daha işine yarar bence;

www.moonphases.info

ekleme: kısa bi açıklama da yapayım yine de. tüm olay Güneş ışığının Ay'dan yansımasıdır. dolunay iken Güneş ışınları Ay'ın tamamından yansıyor ve biz de böylece dolunay görüyoruz. Dünkü parçalı ay tutulması gözleminde bir arkadaşım "zaten Ay'ın evreleri bu sebepten olmuyor mu? bunun ne özelliği var" demişti. Ay tutulmasıyla evreleri karıştırılır genelde.
  • deckard  (17.08.08 21:45:03 ~ 21:49:04) 
şu sayfada kadın çok güzel açıklamış:

science.howstuffworks.com sayfasının hafif sağ tarafında "Play Video" yazıyor oraya tıklarsan görürsün. ingilizce anlatıyor ama sen animasyondan anlıyorsun zaten.

kısaca özü şu işin. ayın göremediğimiz karanlık kısmı dünyanın güneş tarafından gerçekleştirilen gölgesidir.
  • mutevaggil  (17.08.08 21:49:40 ~ 21:51:34) 
en güzel görsel şu gibi geldi bana:

astro.unl.edu
  • ermanen  (17.08.08 21:51:37) 
@ermanen, animasyon güzel ama bunda da ay tutulmasını hesaba katmamışlar. yeri gelmişken yazayım;

Dünya, her Ay ile Güneş arasına girdiğinde tutulma olacak diye bir kural yok. Ay tutulması için üç gök cisminin de ortak düzlemde bulunması gerekiyor. bu üç gök cismi her zaman aynı düzlemde bulunsaydı zaten dolunay diye bir şey olmazdı.

edit: @mutevaggil, hayır yahuuu göremediğimiz kısmının gölge ile ilgisi yok. hatta Ay'ın evrelerinin hiçbirinin gölge ile ilgisi yok. ışığın yansımadığı yer her zaman karanlıktır. olay bu. gölge olayı tutulma işte.
  • deckard  (17.08.08 22:25:17 ~ 22:29:45) 
allahın işine karışılmaz diyerek konuyu kapatalım.

o değil de konuyu uzatmadan çevirmeden söyleyeyim. ayın evrelerini anlamak için tutulmayı biliyorsanız ondan yola çıkalım. Dünya, ay ile güneş arasına giriyor ve evreler oluşuyor olay budur. evet tutulmanın tarifi bu. peki niye her zaman tutulma olmuyor? çünkü güneş-dünya-ay üçlüsü her zaman aynı düzlemde olmuyor. Olduğu zaman da tutulma şeklinde vuku buluyor.
  • cha  (17.08.08 22:56:45 ~ 22:58:17) 
bu ay, dunya ve gunes dedigimiz yuvarlaklar var ya, hah onlarin yuvarlak olmasindan da kaynaklaniyor efenim (=
ben de sunu merak ediyorum ornegin, hep ay'in ayni yuzunu goruyoruz. neden bi kere olsun diger yuzunu goremedik ya da goremeyecek miyiz, merak ediyorum..

  • paradoxical  (18.08.08 01:48:26) 
"The Moon is in synchronous rotation, meaning that it keeps nearly the same face turned towards the Earth at all times. Early in the Moon's history, its rotation slowed and became locked in this configuration as a result of frictional effects associated with tidal deformations caused by the Earth."

wikipedia'dan alıntı
  • deckard  (18.08.08 11:41:17) 
[]

ebay

ebayden bir şey almıştım birkaç hafta önce. bugün öğrendim ki, dün sabah bir posta gelmiş ama evde kimse olmadığından geri dönmüş. o olup olmadığını da bilmiyorum ama bu durumda ne yapabilirim?




 
Postacı eğer bırakmadıysa ve tekrar uğramayacaksa haber kağıdı bırakır.

Sizin bağlı olduğunuz PTT'ye gidip derdini anlatacaksın. Fakat, sana soracakları ilk şey haber kağıdı olup olmadığı olacaktır. Yoksa eğer işleri de yoğunsa, benim ismim şu, şuradan bir paket bekliyorum dediğinde, sallamayabilirler.
  • sheba and the albino girls  (16.08.08 22:13:44) 
[]

stellarium vista

araştırdım ancak yanıtını bulamadım. stellarium denen programı vistada çalıştıramıyorum. iki tane şey açıyor programı çalıştırınca. ilki komut istemi tarzında bir şey. diğeri ise sadece pencerenin çerçevesi. öyle de kalıyor. nette bi şey bulamamamın nedeni sanırım herkeste bu sorun yok. vistada çalıştırabilen var mı, ya da ne yapmam gerekir?




 
uyumluluk modunda calistirmayi denediniz mi?


  • kabraxis  (07.08.08 12:35:27) 
elbette denedim.


  • arwear  (07.08.08 15:34:49) 
[]

altay forması

izmirde nereden alınır orijinali?




 
barcinda bulursun muhtemelen


  • bladder  (19.06.08 21:54:03) 
altay gibi lokal takımların forması sadece kulüplerden temin edilebilir..


  • ayanux  (19.06.08 23:06:48) 
varyant'ı inerken bi formacı var, oraya bak.


  • karapolisnas  (20.06.08 10:00:04) 
altay'ın orjinal forması sadece klüpten alınabiliyor sanırsam. sezonluk kombine alanlara veriyorlar forma.


  • sijwocaq  (20.06.08 11:16:08) 
[]

hd ve dd disket

şimdi, bu ikisi arasındaki tek fark fazladan bir delik. anlamadığım şey tek bir deliğin kapasiteyi nasıl iki katına çıkardığı. sonuçta yazılan disk bir tane. ya da sürücülerin disket okuma mantığı nasıl bir şey tam olarak? bir de madem öyle niye en başta double densityler üretilmiş, kimse bi delik daha açsak nolur du bakalım dememiş mi?




 
tek farklari delik degil aslinda. delik sadece hangisinin high density, hangisinin double density oldugunu kolayca anlamak icin koyulmus fiziksel bir farklilik.

hd ve dd dedigimiz seyler diskin yuzeyinin kullanilma yogunlugu ile ilgili bir teknoloji isimlendirmeleri.

dd teknolojisi ile iki yuzunu kullandigimiz bir disk uzerinde, yuz basina 80 ayri iz okuyoruz ve yaziyoruz, her izde de 9 ayri sektor oluyor. bu sektorlerin her birine de 4096 bit veri(512bayt ediyor bu da) tutabiliyoruz. yani 2*80*9*512b= 712 Kbayt alanimiz oluyor.

hd ise ayni yuzeyin yine iki yonunu de kullanabiliyor ancak ufak bir farkla. Yine her yuzde 80 ayri iz var. ancak her izde bu sefer 18 sektör var. İzin kullanılma yoğunluğu iki kat fazla, okuyuzumuz daha hassas ancak yuzey ayni. iste buna da high density deniyor. (2*80*18*512 byte = 1.44 MB)

eh flopy'nin bunu ayirt edebilmesi gerekmis sonradan. Adamlar da demisler ki, "biz hd disketlere soyle kucuk bir centik koyup, bunu floppy'de fiziksel olarak kontrol ettirelim, boylece floppy'ye bir disket kondugu zaman hd mi dd mi cihaz sip diye anlasin".

yani dd'lere bir gun delik acip "anaa bunun hafiza artti lan" demediler. Delik hadisesi geriye donuk uyumluluk icin gelistirilen guzel bir fikir idi.

bir de not: Dd disketlerde centik acarak hd yapriginizda, o disket hd olarak formatlanabilir. Ancak uzun omurlu olmayacagi da bir gercektir (kullanilan malzemenin amac disi kullanimda, yeni urun kadar performans vermeyisi nedeniyle)
  • rygard  (13.01.08 05:46:14) 
mühtemelen belli bir tarihten sonraki tüm DD disketler aslında HD olup, DD olarak piyasaya sürülmüştür, sonuçta büyük miktarlarda üretimde, hem DD için ayrı hem HD için ayrı media üretilmesi maliyeti arttırır, HD'de DD de olmayan öyle çok değerli bir şey de yoktur. Ama tabii yamuluyor olabilirim. Aramızda Maxell'de çalışan var mı?


  • compumaster  (13.01.08 08:02:15) 
[]

baloncuk, köpük vs

köpükler vs neden küp, prizma neyin değil de hep küre şeklindedir? bu bilgi hayatımı büyük ölçüde değiştirecek..




 
basınç.
hava basıncı tüm yüzeylere eşit olarak uygulanır. bütün yüzeylere eşit basınç da ancak küre formda mümkün olur.

  • godless frog  (03.01.08 13:07:19) 
çok basit hava dışarıya doğru eşit basınç yaptığından.


  • thefirstfbli  (03.01.08 13:08:37) 
yuzey gerilimi ile de ilgili olabilir saniyorum.


  • ainothia  (03.01.08 13:20:08) 
eğer havada uçan serbest bir köpükse, kendi ağırlığının dağılımını falan ihmal edersek küre olur. Bunun sebebi, içinde kalan havanın basıncının, köpüğün içsel çekme gerilmeleri ile dengede olmasıdır, ki bu denge de en küçük enerjini prensibine göre küre formunda sağlanır.

Ancak, köpük serbest değilse, (örneğin dikdörtgen formlu bir tel çerçeveye üflediğiniz anda oluşan köpük henüz çerçeveden kopmamış halde iken) köpüğün formu küre formunda değildir, tamamen sınır şartlarına bağlı olarak bir dağılım gerçekleştirir.

Bu dağılım, -ilginç bir şekilde- inşaat mühendisliği'nde kullanılır. Simetrik olmayan elemanların burulma etkileri altında enkesit içinde oluşan kayma gerilmelerinin dağılımı, tam da bu enkesite oturan bir köpüğün formu ile birebir ilişkilidir. Bu ilişkiye mambran analojisi deniyor. Yani bir kesitteki kayma gerilmelerinin dağılımını merak ediyorsanız, üzerine bir köpük oturtmanız yeterli.

en.wikipedia.org
  • vulpius  (03.01.08 13:20:32) 
bir cismin yüzey/hacim oranı ancak küre şeklinde en yüksek oluyor diye biliyorum. bu yüzden köpük - atmosfer gibi iç ve dış hava basınçlarının eşit olduğu sistemlerde esnek olan cismimiz, havanın akışkanlığının(bunun sonucunda sistemin her noktasında eşit dağılabilmesinin) da katkısıyla doğrudan bu şekli alıyor.


  • jangara  (03.01.08 13:22:43) 
ayrıca hepimizin gözlemlediği üzere, bir tek köpük değil de bir "köpük grubu" sıkışmışsa bir hacme, kendi aralarında gayet de kübe yakın dik köşeler oluşturabiliyorlar.

Tüm bu haller için genel prensip, toplam potansiyel enerjinin minimum değeri sağladığı forma ulaşılmasıdır.
  • vulpius  (03.01.08 13:29:33) 
  • ermanen  (03.01.08 14:59:44) 
[]

terry pratchett - discworld

türkçeye çevrilen kitaplarının hepsini bulabileceğim (ve makul bir ücrete alabileceğim) bir yer var mı? ya da kaç tanesi çevrildi ve hangileri? kalanları için ümitle beklemeli miyim?




 
yanlış hatırlamıyosam 9 tanesi çevrildi. hepsini bir arada nereden alabilirsiniz bilmiyorum, ama bildiğim kadarıyla devamını çevirmeyi düşünmüyorlar.
yayınevi ithaki olduğu için onlara bir sorun derim. set olarak satılmıyor diye biliyorum.
(ki benim tavsiyem ingilizcenize güveniyorsanız orjinalini okumanızdır.)
  • aysegulnazcan  (02.01.08 11:29:37) 
discworld serisine ait kitaplarin dokuz tanesi cevirildi. (hepsi var bende eheh) ithaki yayinlarindan cikti hepsi.

hepsini $urdan temin ettim ben vaktiyle, hala vardir eminim,
www.ideefixe.com

onun di$inda,

ithaki yayinlarinin bir numarali kankasi olan remzi kitabevi'nden ya da iki numarali kankasi olan iletisim kitabevi'nden tamamini temin edebileceginize inaniyorum.

bir de ingilizcelerini merak ederseniz, izmir konak pier'deki remzi kitabevi'nde hepsi var. ben hepsinden birer tane aldim 5 yil once. sonra yenileri geldi sanirim hepsinin. ama o son gelenler duruyor hala. vaktiyle kitabevinin terry pratchett'a ayrilan raflarinin onunde durup discworld bilgimle kiz kaldirmak istedim. sonra bi gorevli gelip "i$iniz yoksa lutfen eve gidin." dedi, eve gittim ben de. giderken baktim kizlari hep o gorevli kaldirmi$. ibne gorevli.

unutmadan,

bendeniz 2004'ten beri ceviri bekliyorum. 4 yil oldu gun itibariyle. ne gelen var ne giden, gece karanliktayim.

(cevrilmez daha bence. bi ara ben cevirip yollicam ithaki'ye vaktim olursa. begenirlerse yayinlarlar. para da istemem. melek gibi insanim be.)
  • jack o lantern  (02.01.08 13:47:17) 
valla ne yap et, çalış ingilizce öğren orjinallerini oku derim. discworldse eğer her şeye değer. çeviride harcanacak o kadar şey var ki


  • zbam  (02.01.08 13:53:27) 
[]

abartı kulak çınlaması

dün gece yatarken, önce ufak bi kulak çınlaması başladı. sonra bir anda inanılmaz arttı ses. öyle yüksekti ki, dişlerimle falan hissettim tarif edemiyorum. 1 saniye civarında sürdü bu olay. ilk defa yaşıyorum da merak ettim nedir, nedendir bu?




 
kulak çınlamasının birçok nedeni olabilir. genelde kalıcı ve uzun süreli oluyorlar ama elbette kısa süreli olanları da vardır. kimi tiplerinin kalp rahatsızlığının habercisi olduğunu duyduydum.
ayrıntılı bilgi için bakınız tinnitus diyorum son olarak da

  • gimbal  (21.12.07 02:22:40) 
birinin çok fena kalbini kırmışsınızdır belki =) şaka bir yana yüksek tansiyon sahiplerinde kulak çınlaması rahatsız edici boyutlarda olur diye duymuştum. tansiyonunuzu ölçme olanağınız varsa bir kontrol edin derim.


  • deckard  (21.12.07 10:41:07) 
www.hekimce.com

Burda etraflıca yazılmış zaten..

Ben de bazı ilaçların yaptığına şahit olmuştum.. İlaç kullanıyor musunuz?
  • ermanen  (21.12.07 13:50:12) 
ilaç kullanmıyorum. düzgün bir çınlama değil de, aniden yükselen bi şey olduğu için tansiyon da değil herhalde. ha, gece vakti yatarken bi anda tansiyonum nedensizce hoplayıp indiyse bilmiyorum.


  • arwear  (21.12.07 18:01:21) 
bende tam çınlama gibi değil ama uğultu gibi sanki çok yüksek yere çıkmışım falan gibi tuhaf şeyler oluyordu. sebebi banyo yaparken su kaçırmakmış. doğrudan kulağın içine tutmadan yıkanınca geçmişti. belki ilgisi olabilir.


  • eksi daglarinin aslani  (21.12.07 19:59:55) 
uzun yıllar keyfi çıkarılan walkman-discman-mp3player ve kulaklık kombinasyonlandan kalma bir miras olabilir. yahut club ortamlarından yadigar bir çınlama olabilir.
eğer değilse bile temizletmek işe yarar. (ben temizlettirdim mesela)

  • pain  (22.12.07 16:02:19) 
[]

örümcekten kurtulma

şimdi şöyle bir durum var. mutfağımın bir köşesinde yerleşik hayata geçmiş bir örümcek var. ve, yumurtaları.. soru şu, elektrikli süpürge vasıtasıyla onları yok edebilir miyim? yoksa süpürgenin haznesinde yaşamaya devam mı ederler? dönüşleri muhteşem mi olur?

(peçete, bez vs ile ezemeyen bir insanım.)


 
efenim böcek ilacınız varsa, önce üzerine tatbik edip akabinde çakmakla aerosolün gaz cıkan bölümüne ateş püskürtmekle kökten halledebilirsiniz.

eğer torbalı makineyse, ebek yaşarlar.
  • schimsonique chaiselongue  (05.12.07 05:20:04) 
torbasız su ile arındırılan modelleri var eğer onlardansa ölürler. torbalı makineyse çekin makineye hemen torbasını çıkarın makineden bir poşete koyun ağzını bağlayın ve evin dışına bir çöp torbasına atın.


  • atrin  (05.12.07 08:02:32) 
süpürgeyle çekin, torbayı da çöpe atın. dönemezler.


  • paranormal  (05.12.07 08:08:38) 
alternatif yöntem olarak yastık , terlik gibi bir materyali üzerlerine fırlatın. öleceklerdir. sonrasında ise süpürme işlemini yapabilirsiniz. geri dönemeyeceklerdir.


  • flate  (05.12.07 08:34:58) 
(bkz: #8076532)

bir de mutfağınızı daha sık temizlerseniz gelmez bunlar :)

he unutmadan süpürgeyle çekince haznesini çöpe atabilirsiniz.
  • thefirstfbli  (05.12.07 09:09:19) 
[]

belgesel tavsiye

uzay, mitoloji ve tarihi konular hakkında leziz belgeseller arıyorum. mümkünse altyazısı da bulunabilsin.




 
tarih çok geniş bir kavram...
yakın dönem türk siyasi tarihi ilgini çekiyorsa demirkırat - 12 mart - 12 eylül üçlemesini şiddetle öneririm. altyazı derdi de yok. bütün paylaşım sitelerinde bulabilirsin.

  • ezeriko  (27.11.07 13:31:35) 
tarihi derken daha eskiyi kastetmiştim aslında. ortaçağ ve gerisi.


  • arwear  (27.11.07 18:07:49) 
[]

kayıtlı okurluk

bir arkadaşım sadece kayıtlı okur olmak için kayıt oldu. ama şu an çaylak. hiç entry girmezse 1 ay içinde üyeliği silinecek. onu kayıtlı okur yapmanın yolu yok mudur?




 
moderatorlere mesaj atabilirsin. ya da arkada$in ileti$im bolumunden derdini anlatabilir.


  • sourlemonade  (22.11.07 18:12:31) 
ben hiç entry girmezse bir ay içinde kayıtlı okur haline gelecek diye biliyorum/tahmin ediyorum. aksi yönde bir moderatör/hayvan beyanı yoksa öyledir o.


  • actionary  (23.11.07 02:24:40) 
[]

tek taraflı cam

şu tek taraflı camlar (ya da ne deniliyorsa adına) nasıl oluyor? hani bi taraftan bakınca ayna gibi, öbür taraftan bakınca normal cam.




 
film var üzerinde. filmin kalınlığı ışığın dalga boyuna göre öyle bir ayarlanmış ki bir taraftan gelen ışık z çizip yoluna devam ederken (dışarıdan gelen ışık böylece dışarısı gözüküyor) diğer taraftan (içeriden) gelen ışık v çizip geri yansıyor ve ayna etkisi oluyor böylece. (bkz: howstuffworks) te ayrıntılı grafikli anlatım vardır mutlaka.


  • cashkopat  (21.11.07 19:38:08) 
science.howstuffworks.com

Bir yüzeyleri çok ince gümüş veya aluminyum tabaka ile kaplanır. Karanlık bir odadan aydınlık bir yere bakılınca cam hafif mavimsi ve saydam görünür, aydınlıktan bakıldığında bir ayna görünüşünü alır.
  • ermanen  (21.11.07 21:41:05) 
[]

ingilterede 1 hafta

ucuz ama düzgün otellerde kalarak, gezerek falan 1 hafta (veya 15 gün) ingiltere toplam kaç ytl tutar? pasaport, vize, uçak bileti vs dahil? öğrenci insan rahat gidebilir mi?




 
vize alabilmen icin dolgun bir banka hesabina ihtiyacin var. ogrenci adamin pek harci degildir ingiltere. hergun en ucuz yerden yesen bile 40 ytl...


  • kezzy homeros  (15.10.07 03:22:31) 
ucuz ama duzgun otel dediginiz Bed&Breakfast lar olabilir, onlarda geceligi 50 pound edebilir (duzgun dediginiz icin) + pasaport 1 yillik bile yaptirsaniz yaklasik 200 ytl, vize ucretinden emin diilim, ucak bileti de 300 ytl en ucuz bulabileceginiz, ki arastirmaniz lazim. Ingilterenin neresine gittiginiz de onemli elbette ama eger ki Londra'ya falan gidiyorsaniz oldukca pahali bi sehir oldugu kesin, gunluk yemek masrafiniz bile 15 pound civari olabilir...(ortalama) sonuc ogrenciden ogrenciye fark var ama her ogrenci insan rahat rahat gidemez...


  • islakkedicorbasi  (15.10.07 10:15:05) 
pasaportunuz yoksa ve turkiyeden direk ingiltereye gidecekseniz 1500 ytlyi bulabilir, ogrenci insan eger ilk yurtdisi deneyimini ingilterede yasayacaksa rahat rahat ingiltereye gidemez zaten. ancak dil okulu vb. tarzi biseyle vizeniz rahat olur ki o da masrafi ikiye katlar. tavsiyem once bir schengen ulkesinden vize alip orda gezip tozmaniz.pasaportunuzda daha onceden bir schengen varsa diger kriterlerin onemi biraz daha azalir.
konaklama konusunda da 5 gece 120 euro falan diyebilirim ama ortalama bir hostelde.

  • berkertoy  (15.10.07 14:14:17) 
[]

ses düzeyini eşitleyen mp3 player

garip bir başlık oldu ama anlatmaya çalışayım. hani, bazı mp3lerin sesi çok yüksektir bazılarının çok düşüktür de, dk başı bilgisayardan sesi artırıp indiririz. işte, benim için bu işi yapabilecek program var mıdır? mp3lerin sesini değiştirip kaydeden değil, tam o an ayarlayan bi şey.




 
(bkz: mp3gain) diye ücretsiz, başarılı bir program var...


  • crown  (11.09.07 14:32:02) 
normalizer fonksiyonu olabilir aradığın şey.


  • ozdek  (11.09.07 16:53:18) 
heh, normalizermış adı. winampın öyle bir pluginini buldum, işe yarıyor. olur da başka arayan olursa: www.winamp.com


  • arwear  (11.09.07 18:49:09) 
Lazım olursa WinAmp, MS MediaPlayer vs oynatıcıdan bağımsız ve ücretsiz bir normalizer için tekrar (bkz: mp3gain)


  • crown  (12.09.07 00:43:10) 
itunes ipod icin yapabiliyor bunu yanlis hatirlamiyorsam. konuyla az cok ilgili diye yazdim.


  • turkish tekila  (12.09.07 10:02:54) 
[]

düz t-shirt

düz, logosuz markasız, tek renkli tişört ankarada bulunur mu? nerede?




 
ankara hakkinda bilgim yok, ama eger ankara'da carrefour varsa -ki vardir, koskoca baskent- icinde tex marka dumduz tisortler bulmak mumkundur. siyah ve beyaz olanlari gayet kalitelidir.


  • polifonik osuruk  (09.09.07 17:20:37) 
levi's`in var. sadece en altta sol tarafta (belinin sol tarafina tekabul ediyor) kucuk bir etiketi oluyor. istersen keser kurtulursun.


  • sourlemonade  (09.09.07 17:29:48) 
lcw'den aliyorum ben her yil. hem bu aralar sezon sonu indirimine girmi$tir, enfes. (benim de aklima getirdiginiz iyi oldu:)


  • gxix  (09.09.07 18:08:40) 
ankara'da biri meşrutiyet biri de tunalı'da olmak üzere benim bildiğim iki tane "yeşim" mağazası var. acayip şekilde her renkte ve bedende düz tişört bulmak mümkün, fiyatı da on milyon civarında.


  • kukuletali  (09.09.07 20:24:59) 
istanbul'da nerde buluyorduk? kaliteli ama marka olmayan lacoste kalitesinde t-shirt arıyorum (oha).


  • ozdek  (09.09.07 21:57:06) 
tüm rodi'lede mevcut. bi de koray'larda fanila falan hesabına onların yanında mutlaka var.


  • kaptan cuma  (12.09.07 13:28:11) 
[]

geleceğe mailler

mesela 1 yıl sonrasına bir adrese mail gönderebilmemi sağlayacak bir şey var mı? nasıl mümkün olur ki?




 
tam cevap değil ama:
var. sörf sırasında görmüştüm yakın tarihlerde.

  • can see  (23.08.07 04:18:10) 
$oyle bir $ey var
www.futureme.org

  • gxix  (23.08.07 06:43:20) 
  • turkish tekila  (23.08.07 13:11:08) 
[]

uzay müziği

uzayla ilgili birçok şeyde geçen parçanın adı var mı, nedir? hatta şu linkte de çalıyor. bi garip oluyorum dinlerken nedense.

www.youtube.com


 
Richard Strauss - Also sprach Zarathustra


  • luzumsuzadam  (11.08.07 00:50:33) 
2001 : a space oddysey'in müziği

edit : benden önce lüzumsuzadam yazmış tam ismini. Fakat en çok 2001 : a space oddysey theme olarak biliniyor.
  • deckard  (11.08.07 00:54:20) 
[]

bin atlı gibi şen olmak istiyorum

istanbulda ata binilecek yerler nerelerdir? buralara gidiş nasıl olur (dönüşü atımla yapacağım, sorun değil)? fiyatlar nasıldır peki, saatlik sanırım ama kaça?




 
Avrupa yakasında Maslak'da var. itü'yanıbaşında.
Gençlik spor il müdürlüğüne ait tesis, ancak Galatasaray Kulubü ve Sipahi Ocağı isminde iki firma çalıştıyor burayı. At + Antrenörlü fiyatı geçen yıl 60-70 ytl idi. bu ata binmesini bilmeyenler için. bilirim diyorsan daha ucuzdur elbet.
numerosu tel: 0 212 276 20 56 - 286 38 40

ayrıca şile, polenezköy dolaylarında da benzer tesisler var. saati 20-30 ytl mi neydi. tam nerededir adres madres bilmiyorum.

google'da baktım, şunlarda varmış.
www.bigglook.com
  • winsome  (05.07.07 21:23:17) 
[]

kitap yayın işleri

diyelim ki bir hikayemiz var ve kitabını çıkarmak istiyoruz. bu durumda tam olarak ne yapmak gerekir? yayıncıya gidip beğenmesi mi sağlanıyor? yayıncı beğenip gizlice kopyalayarak metelik vermeden kendi adına çıkaramaz mı? telif melif?




 
böyle bir endişe taşıyorsanız ilkin eserinizi üzerinize kaydettirir öyle yayıncılara dosya bırakırsınız. bunun dışında prosedürü biraz anlatayım:

eğer öykücü iseniz öykü dergileri başta olmak üzere edebiyat dergilerinde eser yayınlamaya bakın. ciddi bir dergide ilk eserinizin yayınlanması bile seneyi bulabilir, yılmayacağınızdan emin olun. roman yazıyorsanız yarışmalara da katılabilirsiniz. öykücüyseniz de katılırsınız gerçi ama hiçbir dergide öyküsü yayınlanmamış birine ciddi öykü ödülleri pek verilmez. yayın dünyası da, diğer iş kolları gibi referansların çok önemli olduğu bir alan. eserlerinizi dosyalaştırıp yayınevine sunduğunuzda editör en azından isminize aşina olsun. aynı anda birkaç yayınevine birden dosya bırakmayın. randevu alarak gidin, tanışma faslından sonra münasip bir dille (çok kaprisli bir dünyaya giriyorsunuz, buraya dikkat.) eserinizi takdim edip, yine lisan-ı münasibi koruyarak hangi vakitte bir cevap alabileceğinizi öğrenin. o vakitten bir hafta sonra cevap gelmemişse telefonla ne durumda başvuru, öğrenmeye çalışın. muhtemelen reddedilmişsinizdir, sağlık olsun. terbiyenizi muhafaza ederek teklifinizi çektiğinizi, başka yayınevleriyle görüşeceğinizi bildirin. a

e-posta yoluna hiç gitmeyin. direkt elenirsiniz.
  • jose arcadio buendia  (01.07.07 06:04:35) 
çok sıkıntılı bir süreçtir. bir sürü yere gönderir red cevabı alırsınız (hatta almazsınız) kimsenin kitabın üzerine yatmaya kalkacağını sanmıyorum ama jose'nin dediği gibi önleminizide alın.

daha kestirme bir yöntem olarak kitabı kendiniz finanse edebilirsiniz. yayınevinin mantığıda asıl olarak budur. ardından reklam falan olayı gelir ama TR'de bu konuya pek eğilinmiyor nasılsa.
  • can see  (01.07.07 13:04:20) 
ben de merak ediyordum şöyle bir yol da var bazı yayın evleri para karşılığı eserlerinizi basıyor. 1000 baskı 2000 ytl gibi bir şeydi. eğer yayınlanamayacak kadar kötü değilse direk basıyorlar yani, haber falan da olmuştu hatta bu yayınevi sahibi. öte yandan sözlükte neruda'nin da bir yayın evi var. o da yardımcı olabilir konuşursan.


  • nihilanth  (01.07.07 15:28:07) 
[]

anime tavsiyesi

çok uzun olmayan (40-50 bölüm mümkünse en fazla), biraz akıllıca, mecha içermeyen anime aranıyor.

fullmetal alchemist, death note gibi olursa süper olur.


 
hellsing ve trigun iyidir.


  • purgatory  (30.06.07 18:32:10) 
death note sğperdir.


  • dirk pitt  (30.06.07 18:57:57) 
texhnoloyze.serial experiments of lain yaratıcılarından orta uzunlukta bir seri.diyalogu az olan bir animedir.


  • atmosphere  (30.06.07 19:39:06) 
51 bölümlük enteresan ve hızlı ilerleyen konusuyla kiba yı tavsiye ederim, ayrıca 26 bölümlük Samurai Champloo ve 23 bölümlü Basilisk de ilginç ve güzel animeler.


  • nanochemist  (30.06.07 20:10:57) 
26 bölümle cowboy bebop var 25 bölüm berserk var bolcana kanlı vahşetli öneririm


  • winniethepooh  (30.06.07 21:02:43) 
lain guzeldi
bide vampire hunter x vardi galiba

  • chavezding  (30.06.07 21:14:05) 
(git: 7054)


  • sourlemonade  (30.06.07 23:00:44) 
elfen lied var kısacık


  • reeper redeemer  (30.06.07 23:35:35) 
aslinda 153 bolum dragon ball var. cildirirsin, superdir.


  • hlathguth  (30.06.07 23:37:07) 
elfen'i geç. huzurlu bir tatil yap sonra bakarsın ona.
gülmek istersen biraz excel saga'ya bak.

  • can see  (01.07.07 00:49:44) 
[]

youtube?

youtubea girmeye çalıştığımda site kapatma çıkıyor şu mesaj ile:

Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir.

sozluk.sourtimes.org internet sitesi T.C. Eyüp 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.04.2007 tarih ve 2007/43 sayılı kararı gereği erişimi engellenmiştir.

sözlük? youtube? kapatma?

 
ctrl+f5 deneyiniz.


  • strategic  (17.06.07 03:17:17) 
ck, maalesef olmuyor o da.


  • arwear  (17.06.07 03:20:06) 
cahce ve cookie'lerden kurtulun o zaman. cunku an itibariyle ben girebiliyorum. yine olmazsa dns'inizi degistirin derim. dusuk ihtimal ama ondan da kaynaklaniyor olabilir?


  • strategic  (17.06.07 03:25:44) 
her bir şeyi sildim ama tık yok hala. direkt video linkine tıklayınca da şu çıkıyor:

Object not found!
Talep ettiğiniz URL, sunucu üzerinde bulunmuyor. URL'i kendiniz elle girdiyseniz, yazımınızı denetleyip tekrar deneyin.

Bunun bir sunucu hatası olduğunu düşünüyorsanız, lütfen site yöneticisi ile iletişime geçin.

Error 404
www.youtube.com
Sun Jun 17 03:08:43 2007
Apache/2.2.3 (Linux/SUSE)
  • arwear  (17.06.07 03:29:14) 
ipconfig/flushdns


  • kimlanbu  (17.06.07 03:30:15) 
olmadı.. ip ile girilebiliyor ancak.


  • arwear  (17.06.07 03:39:24) 
aynı durum bana da oluyordu, herşeyi yapmama rağmen de düzeltememiştim.. kızdım bıraktım, sonra düzeldi kendi kendine


  • reeper redeemer  (17.06.07 10:38:11) 
(bkz: 4 2 2 1)


  • atomant  (17.06.07 15:38:55) 
ilginç bi şekilde 4 2 2 1 çözüm değil buna, ben 4 2 2 1 kullanıyorum dns olarak ama yine de başıma geliyodu bu


  • reeper redeemer  (17.06.07 16:40:36) 
[]

takılmalar, açılmamalar

gün geçmiyor ki bilgisayarımda yeni bir sorun çıkmasın.

bu sefer de, film vs izlerken bilgisayar takılıyor. reset düğmesine basıyorum, monitör kapanıyor. ama bilgisayar baştan açılmıyor. kapama düğmesi de işe yaramıyor bu saatten sonra. arkadaki güç düğmesi ile kapamak gerekiyor. açılırken de scandisk çıkıyor haliyle. bunun nedeni nedir? bazen arkadaki düğmeyle bile açılmadığı oluyor.


 
buyuk ihtimalle i$lemci fazla isiniyor.
fanin donme hizini ve i$lemci sicakligini bir kontrol et istersen.

  • sourlemonade  (31.05.07 03:07:04) 
fanı sok, yenıden macun al yenıden monte et.


  • bryan fury  (31.05.07 03:51:58) 
ramlerin veya north veya south bridgein de cok isniyor olabilir tabii.


  • compumaster  (31.05.07 03:54:37) 
termal macun surerken i$lemci uzerindeki deligi kapatmamaya da dikkat etmek lazim tabi. aman diyim.


  • sourlemonade  (31.05.07 04:07:04) 
fanı tamamen sökmeden önce içinin tozunu süpürgeyle almak isteyebilirsiniz


  • reeper redeemer  (31.05.07 09:48:24) 
macunu surmeden once eskisinin artıklarını da iyice temızle


  • bryan fury  (31.05.07 11:47:43) 
işlemcinin üstünde nerde delik var ? ben macun sürerken hiç bir şey göremedim p4 2.4 var


  • kimlanbu  (31.05.07 19:40:03) 
[]

karatahta

şu hani okullarda karatahtalar olur ya, tebeşirle yazılan. onların küçükleri kaça malolur? nerde satılırlar ki?




 
üzerinin kaplaması nasıl bi malzeme bilmiyorum. belki ısmarlama ince iş yapan marangozlar yapar.
onun dışında metro, koçtaş, stock tarzı yapı marketlerde vardır %90.

  • geldiler  (25.03.07 14:12:03) 
tebeşirle değilde kalemle yazılanları bütün büyük marketlerde var.


  • darknum  (25.03.07 14:38:51) 
eticaret.webkure.com

tarzindaki yazi tahtalari her kirtasiyecide var artik nerdeyse.
tebesirliye gore daha az solunum yolu tahribati yapar heralde. ama kanserojen diyorlar ona da, o ayri.

portatif tebesir tahtasi gormedim hic, nette de baktim ancak okuldaki buyuk boyutlulardan var gibi.
yine de kirtasiyecilere sorulabilir belki vardir.
  • la traviata  (25.03.07 15:06:13) 
çok uzun zaman önce bir yerde gördüğümü hatırlıyordum ama hayal meyal.. tebeşirle yazmanın zevkini vermez kalem, o yüzden istemedim onu. ses çıkaracak yazarken, yazdığını hissedeceksin.

edit: kırtasiyeye sordum bugün, onlar da malzemeleri aldıkları yere. mümkün ama pahalı bir sevdaymış.
  • arwear  (25.03.07 15:46:49) 
boyacılarda kara tahta boyası adı altında yeşil mavi ve siyah renkli boyalar satılır. bu boyanın özelliğinin üzerine tebeşir ile yazılıp silinebiliyor olduğunu sanmaktayım.

bu boyayı bulursanız geriye bir tahta levha, fırça ve tebeşir kalıyor. (isteğe bağlı keçe silgi)
  • fyuvvv  (27.03.07 23:07:10) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.