Ekşi Duyuru

fotoğrafının linkini aldım zannettim. son fotoğraftaki aparat.

al işde.
www.hepsiburada.com

mic clip adapter olsa gerek, google resimlerden bi arat bakalım

www.bhphotovideo.com

aradığın şey şu..

Ama TR'de bulabilir misin bilmem, arayıp sormak daha mantıklı..

kızak adaptörü/Shoe Mount Adapters olarak geçer. Türkiye'de pahalı olduğu için amerika'dan getirtmiştim ben:

www.bhphotovideo.com

www.do-re.com.tr türkiyeye bunlar getiriyolar. tüneldeki mağazalarından almıştım ben.

(git: 908963)

@ron dennis; gerçekten yazdıklarımız tamamını okudun mu? sorumun cevabı bu değil. mesela bana philips bilmem ne model al, işte biraz pahalı ama dual deck şu model iyidir veya çin malıda olsa la musica'nın şu modeli sana yeter gibi spesifik bir cevap gerekiyor. çünkü ben profesyonel olarak müzikle uğraşmayacağım. yalnızca nostaljik plakları dinlemek istiyorum.

tam kullanım amacını anlamadım ama
www.atlassian.com
tavsiye ederim o kadar bayılmaya gerek yok

merhaba.

evet ms project'in cloud based halini kullanmak istiyoruz. her yerden kolaylıkla ulaşılabilen.

1) Collaboration; checkin checkout olmadan aynı dosya üzerinde çalışılabilmesi.
2) Outlook integration çok önemli. Örneğin bir kick-off meeting varsa bu otomatik gelmeli.
3) Merkez bir plan uzerinden paylasim ve task assignment; bildiğimiz standart task yönetimi. Herhalde yapıyordur.
4) Müşteri ile bu proje planını cloud based olarak paylaşmak. Yani müşteri readonly/viewer gibi taskları görebilecek vs.

belirtmem gerekir ki, project server değil, online olanı.

products.office.com

2008

2005

açık ara 2003 bence.

2005

99

1992 - g.fastcompany.net

2008 bence.

99

kasayı liste dışına çıkarıp yüksek voltajlı sağlam ve sessiz bir güç kaynağı alabilirsiniz, highpower'ın 750-1000w arası güç kaynaklarını tavsiye ederim. sistemi ileride yükseltirken ekstra masraf yapmadan devam etmenizi de sağlar. kasanın dış kısmı zaten çok pahalı birşey değil, herhangi bir yerden alsanız da olur. işlemci konusunda biraz daha cömert olmak gerektiğini düşünüyorum.

inventus.com.tr ve sanalmarketim.com fiyatlarınada bak aynı parçalar için. ikisinden de alışveriş yaptım ikiside hızlı kargo gönderiyor ve güvenilirler. kasa için cooler master silencio 650 öneririm, güç kaynaksız ve senin seçimine göre biraz pahallı bir kasa ama güzel kasa. oynayacağın oyunların %80'inde işlemci darboğazına takılmazsın ama dikkat edersen gün geçtikçe yeni oyunlar işlemci tarafından da aç gözlü davranmaya başlıyor. shadow of mordor ve gta v gibi. belki işlemci bir tık yükseltilip harici güç kaynağına yönelinebilir. ekonomik olarak çok sıkıntıya sokacaksa seni biraz daha bekleyebilirsin, gtx 960 çıktı belki 760 ların fiyatı düşer ama dolarda yükselebilir emin olamadım şimdi.

o değilde her seferinde sistem toplamaya çalıştıkça şunu anlıyorum, uygun fiyatlı oyun bilgisayarı diye birşey yok ya...

O işlemciyi çok övüyorlar ama ben geleceğe yönelik bir yatırım için yeterli olmadığını düşünüyorum,oyun sistemi için. Z97-h97 bir anakart ve,i3-4150 daha iyi bir seçenek olur bence. Ekran kartına bir şey demeyeceğim ama, r9 280 dual x aynı paraya daha iyi bir tercih olur.

çok aşırı uç oyunlar oynamayacağım. genelde hafif oyunlar olacak. fakat ne bileyim bir gta 5 iyi olur. onun dışında dying light falan oynayabilirsem bununla bana yeterli. ilereye yönelik bir pc olmayacak bu. en fazla 1 - 1,5 yıl götürse yeter.

Abi onu bunu bilmem de sen bunda render yaparken oyun oyna bir de torrenti aç, 300 watt görür görmez. Verimlilikti falan 350 olsun.

"Kaliteli" bir 400 wattin bir milim bile üzerine çıkma. İnsanlar 3-way sli 980 ile 900 watt kullanıyor. Nasil bir upgrade yapabilirsin ki ilerde ?

gıcık bir çalışana denk gelmezseniz media markt alıyor. 3 yıl önce, halıda zor yürüyen elektrik süpürgemizi 10 gün kadar kullandığımız halde tozlu mozlu götürüp iade ettik "sizin halıflekslerinizde iyi ama evdeki azıcık tüylü halıde kullanamıyoruz" diye, sorgusuz sualsiz geri alıp parayı da iade ettiler.

hiç bir sorun çıkarmadan iade alıp nakit geri ödeme yaptılar.

tahminen çalışır ama alet çok ısınabilir. hava alabileceği bi platforma koyarsanız sıkıntısız oynarsınız diye düşünüyorum.

hah tam dertli olduğum konu. ben de alacaktım onu baktım min kart olarak gtx 670 istiyor ki bende de laptop var ve kartım gtx 670mx. neyse çektim torrent'ten bir deniycem şimdi sonuçları yazarım.

bu oyun, hayli graifkli ve açık dünya oyunu.
dolayısıyla sistemi yorma ihtimali çok yüksek.
çalıştırsa bile, randımanlı çalışmaz bu oyun sizin laptopda.

resmi olarak açıklanan min. sistem gereksiniminde ekran kartı olarak gtx 670 demişler bende gtx 670mx var tabii mobil gpu daha zayıf neyse işte denedim bununla 1080p çözünürlükte(native) en düşük ayarlarda 25 fps-35 fps arası değişti. ancak dediğim gibi en en düşük seviye. 1366*768 çözünürlükte ise yine en düşük ayarlarda 60 fps civarı aldım. yani oyunu optimize etmekle uğraşmamış adamlar hiç.

minimum donanım bu oyun için önemli. full hd zaten hayal ama hd ile düşük grafik ile oynanabilir diye düşünüyorum. o zaman zevki olur mu? hiç sanmıyorum. artık bir sistem toplama vakti geldi.

yok mu hiç bilen?

Sahraycediti gecince bi okcu dukkani var oraya bi danis derim ben

Ümraniye soyak sitesinin alt kısmında var Okçuluk kursu

maltepe stadının altında da var diye biliyorum

Yeni sahara da bir yer vardi

hemen savcılığa koş bu yaptıkları büyük suç. bir de iyi avukat bulup tazminat davası patlat muhtelemen 1-2 milyon dolar tazminat alırsın.

@ludovico; www.youtube.com

Bi daha siparis verme oradan o kadar.

ben @ludovico'nin entry'lerine şöyle bir baktım da, gayet aklı başında şeyler yazmış. insan gerçekten hayret ediyor.

dur size neden bu işin peşine düştüğümü anlatayım. yoksa içiniz rahat etmez bu tarz arkadaşlar.

arkadaşlarıma çiğköfte ısmarlamak istedim. 18.20 civarı sipariş verdim. 19.00 civarın çıkacak arkadaşlar da vardı. bekleyin, güzel güzel yiyelim, sohbet edelim dedim. sonra böyle bir olay oldu. ne yani? ses çıkarmasa mıydım? sineye mi çekseydim?

iyi yapmışsın. hem joker indirimi diye anasayfayı işgal edicen hemde 9 tl için kahbelik yapacaksın.

hukuken bir şey yapılacağını sanmıyorum ama.

yemek sepetine hem sözlü hem yazılı olarak bir daha bildir. yemek sepeti bunların kulağını çeker.
edit: birde çiğköftem'e şikayet et. 9 tl için bunu yapanlara müstehak.

Porno izle ve bi sigara yak.

abartmaya gerek yok. bidaha sipariş verme, oradan alışveriş yapan da varsa bu durumu belirt. ortalığı velveleye verecek bi olay da değil o kadar.

negatif yorum bırak sözlüğe ve yemeksepetine, başka yerden sipariş ederek rutin akışa devam et.

Onlar bayağı sırtlanmış da, sen de arabaya binenin yakıt harcamasını arttıracağını hesaplıyorsan işin zor.

Açıkçası ben de aynı durumdayım. Daha doğrusu tersi durumda. Bazı Pazartesiler bir arkadaşım beni eve bırakıyor. Ayda 4 gün, taş çatlasa 5 gün, ki sadece dönüşlerde. Ama ev yol üstü değil, bir 10 dakikalık mesafede. Çok utanıyorum ben böyle durumlarda; benzin istasyonuna girse, en azından ben ödeyeceğim bir kısmını ama hiç benzinliğe de girmedik. Üstelik benzin masrafının çoğu eşinin işyeri tarafından karşılanıyor. "Bir hediye mi alsam, ne alsam" diye düşünüyordum birkaç gündür. Ne uygun düşer, onu belirlemeye çalışıyorum.

yok işim zor değil. almıyorum artık kimseyi. alıp kötü olacağıma, almayıp hakkıyla kötü olayım.

onlar düşüncesiz, bu kısmı çok net. ama siz de keşke baştan konuşsaydınız. bu devirde insanlar böyle maalesef. siz bir yıl da götürseniz, on yıl da emin olun akıllarına gelmezdi size benzin konusunda yardımcı olmak.

ben de sabahları bir arkadaşımla birlikte geliyorum, 2 aydır hiç para istemedim, niyetim de yoktu. o da teklif etmedi. ama geçen gün mazot almak için girdik istasyona, ben pompacıdan fişi alıp içeri girene kadar o kasaya gidip full depo parasını ödemiş bile. bu sefer de ben mahçup duruma düştüm :)

arabaya binenin yakıt tüketimini artırması mesele değil ama hayvanlık etmesi mesele. eğer o "nasıl olsa araba o yoldan geçiyor" diye düşünüyorsa siz de "nasıl olsa günde 4 tl veriyorlar" şeklinde düşünebilirsin. sonuna kadar haklısın, almamaya devam et. bunun için selam vermeyenle de muhabbet etmemen daha hayırlı boşver

tekrar belirteyim. amacım "bana benzin parası versinler" değil. teklifi yapan benim zaten. fakat 2 ay boyunca bu devam ederken, her benzin istasyonuna girdiğimde çıt çıkarmadan oturdular. onlar dışındaki birisi bana "zaten bu yoldan gidip geliyor. götürsün, ne olacak ki?" şeklinde konuşulduğunu iletti. zaten ondan sonra vazgeçtim.

şimdi anlıyorum sizi, belki de teklif etseler hemen kabul bile etmeyecektiniz. mesele hayvanlık yapmaları, sizi enayi yerine koyduklarını sanmaları. sanırım.

3'ün 5'in hesabını yapmıyorum. trafikte falan muhabbet hoş oluyordu ama en azından bir kaç kere teklif etselerdi. çok mu zor? "hadi depoyu fulleyin" diyecek halim yok. bunu anlamamaları kötü.

konuyla ilgisiz ama söylemeden edemeyeceğim. bunu yapan kızlardan birisi geçen gün ev almış ve baklava dağıttı :) ne ironik.

Literatürde oportünist başka bir deyişle yaban çakalı diye geçer bu arkadaşlar. Doğalarının gerektirdiği gibi davranmışlar. Şaşırılacak bir durum yok. Senin hatan, belki kırılacaklarını düşünerek belki yeni tanışmış olmanın verdiğinezaketle bu yakıt mevzuunu en başta konuşmamak olmuş. Aslında mesele yakıt parası ödeme meselesi değil bu çok açık. Sen beklediğin nezaketi karşıdan göremeyince kendini keriz durumuna düşmüş gibi hissetmişsin ki, son derece haklısın.
Neyse artık uyandın. Bir daha götürmezsin.

kesinlikle düşünmeleri gerekiyor. hadi benzinlikte kalkıp para vermiyorlar, en azından kibarlıktan bile olsa "ya bizi her gün götürüp getiriyosun bir şey iste bizden yapalım böyle karşılıksız olmaz" demeleri gerekiyordu. trip atmaları falan da komikmiş. iyi yapmışsın.

iyilik etme görevin olur.
kıyakçılığın sonu ayakçılıktır.

Acima yetimelik bir durum degil bu. Ne yetimler, ne acinacak durumdalar, ne de donup zarar vermisler.

@f_d; istanbul'a ilk karın yağıp milletin tir tir titrediği gün ve sonraki bir kaç gün güzelce sıcacık arabama binip güzel güzel evime geldim. bu arkadaşlar otobüs durağında otobüs bekliyordu.

Otomobili olmayan insanların bir kısmında tuhaf bir düşünce oluyor. Haklı olarak arabayla bir yere gidip gelmenin yaya olarak gitmeye göre çok çok kolay olduğunu görüyorlar ve araba sahipleri için birisini bir yerden gidip almanın, götürmenin, getirmenin hiç mesele olmaması gerektiğini düşünüyorlar.
Bir yerde buluşulacağı zaman beni arayıp sende araba var gel beni al diyen çok arkadaşım oldu. Çoğu zaman da aldım, zaten demeseler bile aracı olmayan insanları hiçbir zaman zora sokmak istemem. Ama bazı insanlar bunu senin görevin gibi görmeye başlıyor bir yerden sonra. O yüzden arada bir bu tip insanlara arabaların su yakmadığını, birisini her sabah bir yerden alıp bir yere götürüp getirmenin aracı kullanan kişi için manevi olarak da ekstra bir yük getirdiğini hatırlatmak gerekiyor.
Gel beni evden al deyip kapının önünde, araç park edilmeyen trafikli yerde, diğer araçlardan küfür yiye yiye 10 dakika bekleten tipler var bu dünyada.

değil ara sıra benzin almak, beni her gün otobüse binmekten kurtaran insana günlük 4 tl otobüse veriyorsam 5 tl den 20 gün için ayda 100 tl veririm. almayı kabul etmezse bir daha da binmem arabasına.

siktir et takma kafana.

İş hayatında iyilik olmaz. İlk çıkmazda seni satıp kendini kurtarmanın dayatıldığı bir sistemde, gebereceklerini bilsen kimseye el uzatmayacaksın. Ha patron olur, çalışanlarına kıyaklar yaparsın, o başka. Ama senle aynı statüdeki insanların gözünün yaşına bakma. İş hayatında iyi yoktur, iyilik de yoktur.

@domates, dogrudur yardimci olmussunuzdur. Belli ki dusuncesizler de.
Ancak dedigim gibi ihanetlik bir durum yok. Size bir zarar vermemisler. Donup ihanete etme durumu bambaska bir durum.

çok iyi demişsin. odunluk etmişler resmen. yakıt meselesini geçtim Allah korusun bir kazada birine bir şey olsa senden soracaklar hesabını ya da ömür boyu kendini borçlu hissedeceksin.

benzer durum benimde başıma geldi geçen hafta buraya yazayım da içimi dökmüş olayım. apartmandaki komşunun oğlu çalıştığım yere staj yapmaya geliyor. komşu dedim ama öyle bir samimiyetimiz yok yani isimlerini bile bilmem görünce selam veririm o kadar. birkaç kere çocuğu durakta görüp aldım arabaya. o da taş çatlasa ayda 3 kere anca olmuştur. her zamanda kendi arabamla gidemiyorum arkadaşlarla dönüşümlü gidiyoruz.

geçen iş dönüşü merdivenlerde yakaladı beni annesi, çocuk sabah otobüsü kaçırmış gelememiş. ‘niye giderken haber vermiyorsun ziline de bastık, baktık gitmişsin’ diye hesap sordu manyak karı. tavrı konuşması o kadar çirkindi ki anlatamam. insan kibar kibar rica etmeye çalışır. bi de diyor ki ‘parası neyse veririz yani’. sabahları çıkarken onların ziline basacakmışım. oldu canım. staja başvururken sanki ben kefil oldum oğluna şoförlük yapmaya. sinir oldum bak yine. öküz kadın.

aynen senin gibi iş arkadaşlarını alıp işe götüren, akşam da geri getiren kaç kişiden dinledim. illa ki boka sarıyor. bir de geç kaldığın için trip atmışlar ya sana, gerçekten pişkinlikleri için kendilerini tebrik etmeli.

insanlara yaptığın iyilik süreli olmalı, sürekli değil. o zaman iyilikten çıkıyor ve mecburiyete biniyor iş. tadı kaçıyor.

%100 haklısın. hiç kafanı takma onların yüzsüzlüğü diyorum direkt.
@cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam olması gerekeni söylemiş.
2 seneye yakın bu şekilde bir arkadaşımla gitmiştim eski işimde. her ya muntazaman adamla paylaştım benzini %50 olarak.
Rahat rahat gidiyorsun üstadım yol paran neyse %50 fazlasını veririm, verdim.

ben de aynı durumla karşılaştım. bendeki durum transporter ile oldu ve dizeldi. aracın sahibi babam ve ona anlattığımda "bazen olur öyle. yakıt filtresine pislik kaçmıştır" dedi. ne kadar doğru bilmem ama aynı dediğin gibi olmuştu benim de.

BAsınçla ilgili bir şey olabilir mi acaba diye merak ediyorum.

Aracin beyni hatayı kaydetmistir.sanayide bi servis baksin sana sorunu nokta atışı soylesin.

1- Rakı-Altınbaş
2- Meze- humus, yoğurtlu közlenmiş patlıcan, haydari, rus salatası (bana kalsa tüm mezeleri yığarım masaya)
4- www.youtube.com

Tekirdağ ala serisi
Haydari,közlenmiş patlıcan,kuru et,cacık,peynir,bakla konserve
Şarkıda kafaya göre
Edit:acılı şalgamı unutma

rakı: beylerbeyi
meze: beya peynir

ben şahsen meze olarak acılı ezme, haydari ve amerikan salatası taraftarı oluyorum. bir de önden güzel bir beyaz peynir. acılı ezme olmaz ise çiğ köftede gider.

rakı : yeni rakı.

hepinizi tebrik ederim arkadaşlar. 4 öneri geldi, 4 tanesi de farklı rakı önerdi :)

yok mu şu eşitliği bozacak birileri?

1 altınbaş
2 kardeş buna cevap veremiycem düşünürken gözüm döndü bak. Ne varsa koy. Mantar sote önerebilirim farklı olarak yukarıdan.
3 minör empire albümü

1- trakya'da yaşıyorsan yeni rakı yok trakya dışındaysan tekirdağ rakısı al. rakıyı alırken de nerde üretildiğine bir bak, en son tekirdağ'da ki fabrikayı iğde'ye taşıyorlardı.

2- kavun, beyaz peynir, tarama, ballı şam fıstıklı muz

3- kişiye göre değişir

4- kişiye göre değişir

Lakerda

ben hiç içmedim ama öyle bir adet de var. içilir yani neden olmasın.

eksisozluk.com

öğle vakti kafan sikilir hacı. aç bi film izle, ortamlara gir bir şey yap.

pelican'dan ne varsa yutubda koy gitsin. ders çalışırken çok iyi gidiyordu. şarkıların ağırlığının zaman zaman değişmesi de sıkılmayı önlüyor. hayırlı olsun. örnek;

www.youtube.com

mini liste;
Aurora Borealis
Drought
Australasia
March to the Sea
Sirius

(2013te falan albüm çıkarmışlar belki onlar da iyidir)

www.stereomood.com

www.youtube.com

eksisozluk.com

oooo, Pelican gibi sevdiğim postrock/postmetal camiasından isim görünce eğer beğenildiyse aynı tadı vermese de bugünlerde sıklıkla dinlediğim Toundra grubundan bir albüm önerisi yapayım ben de, yer yer dingin, rutin işe paralellik sağlar; yer yer hareketli, işte hızlandırır.

Toundra (II) www.youtube.com

spotify mood listelerini oneririm

metal değil ama dinlenir nordiksimit.org

(bkz: follow focus)

for nikon d7000 falan diye aratırsan bulursun çeşit çeşit.

türkçe adı nedir?

birkaç konuyu netleştireyim.
follow focus'lar kameraya göre seçilmez. kamera'dan ziyade kullanacağın lens önemlidir. lendler çeşitlerine göre boyut olarak daha geniş ya da ince olabilirler. follow focus dediğimiz aparat da genelde ayarlanabilir cinsten olduğu için çoğu lense uyar.

çoğu follow focus sistemi için öncelikle bir "rig" oluşturman gerekir. en basit rig birbirine paralel uzanan 2 demir boru (bunlara rod denir) ve bu boruları tutan ve kameranın takıldığı baseplate denilen aparattan oluşur. Folluw focus sistemi bu borulara takılır. Eğer bir rig oluşturmakla uğraşmak istemezsen sana daha basit bir follow focus seçeneği olarak şöyle bir şey öneririm:
d2l9v7r8se4wlk.cloudfront.net
bunu evde kendin de yapabilirsin. fikir vermesi açısından şu video'ya göz atabilirsin:
vimeo.com

Bir diğer konu: video çekerken genelde prime lens olarak tabir edilen lensler kullanılır. Bu lenslerin açısı sabittir, dolayısıyla bu lenslerle zoom in ya da out yapılamaz. Videodakı lens de bunun gibi bir lens. Follow focus genelde zoom yapmak için değil, netliği değiştirmek için kullanılır.

son olarak, follow focus'un tam türkçe karşılığı nedir bilmiyorum. ama netlik ayarlama aparatı diye çevirirsek çok yanlış olmaz herhalde.

Kendisi ifade edememiş de salgın o kadar yaygın, çabuk bulaşan bir şey değil demeye çalışıyor sanırım." tabii allah göstermesin bulaşırsa ölüyorsun da öyle ortalık salgından kırılıyor gibi bir olay da yok" demek istemiş. diyememiş.

bana da sanıldığı kadar yaygın değil demek istemiş gibi geldi. komik bulmadım o yüzden.

aptal olduğu için üzülmedim
insan olduğu için üzüldüm

"ne ekersen onu biçersin"

bu video sonu belli olan filmi izlemek gibi bir şey

ailesine uzuluyor insan

umarım kafası kopmuştur diyeceğim de demedim.

Dun aksam E5'de karsidan karsiya gecmeye calisan insanlar vardi ust gecit cok kalabalik oldugu icin. Bir suru insan bekleyip gozu kestigi anda yola firliyordu teker teker. Ust gecitteki kalabaliktan kurtulmalari 15dk civari zaman alir. 15dk erken eve gitmek ve kalabaligin arasinda 15dk boyunca sikismamak icin bu kadar buyuk risk aldigini gordum insanlarin. Oradan gecerken bir arabanin sana vurup paramparca etmesi an meselesi. Bu inlari kenara cekip hepsine teker teker "gel gidip parasutle atlayalim" diye teklif sunmus olsak belkide yarisi "ben canimi sokakta mi buldum niye boyle bir risk alayim?" diyecek. Tamamen kendi secimleri, orada paramparca olsalar kendi ahmakliklari ama bu ahmakliga musade etmek istemezdim, bu yuzden polisi aradim. Evet hepsi ahkak bana sorarsaniz ama birine arabanin o hizla vurup saniyeler icinde can vermesi beni uzerdi.

Bu videodaki de, aptal oldugu dogru ama uzuldum.

üzülme adam ölmemiş dün haberlerde verdiler. yaralı kurtulmuş.

Ben buna bilinçli makas atmak demem. Bu hatalı, dikkatsiz ve kurallara uymadan araç kullanmak sınıfına girer.

Aynı soruyu bilinçli olarak ve gerçekten makas atarak eğlenmeye çalışan Türkiye'deki apaçiler için soracak olursan; onlara da üzülürüm. Ağır cezalar ve yaptırımlar ile ehliyetlerinin elinden alınmasını ve sonsuza kadar trafikten men edilmelerini ölmelerine tercih ederim.

Makas atmıyor, çıkışı yakalamak için en sağa geçmeye çalışıyor.

Sürücü aslında makas atmıyor, dikkatli izlenirse sağa sinyal verdiğini görebilirsiniz. Eğlence, çılgınlık amaçlı makas atıyor olsa sinyalle falan uğraşmaz diye düşünüyorum. Muhtemelen en sol şeritten giderken sonradan video'da da görülen tabelaları farketti ve gideceği yer için sağdan devam etmesi gerektiğini anlayarak en sağ şeride amatörce geçmeye çalıştı.

tebrikler! spora başlayın, o 6 yılı da telafi edin bari.

tebrikler. :) aynen böyle devam.

tebrik ederim! hepimiz arkandayiz, yanindayiz. sakin tekrar baslama!

zam sampiyonu domates ve trumanshow tebrik ederim :) bir daha hiç içmemeniz dileğiyle :)

4. kez bırakıyorsan tekrar başlarsın.

www.hobbyking.com

1/10 4wd electric power brushless off-road truck var. bu sitede parçalarını nasıl bulacağım? hsp marka 94111PRO model

araç bu
www.rc-fever.com

edit : buldum sanırım. www.helipal.com

ebay'e baksanız?

sadece model adını yazdım şunlar çıktı;

www.ebay.com

parça numarasını yazınca doğrudan çıkacaktır çoğu.

mallara ekliyorsun.

allaha havale ediyoruz.

başka?

hiç.

üşenmezsen dava açarsın. ben aynı şekilde küfredip mallara ekliyom.

savcılığa gidiyorsun :) ben üşendim her seferinde hiç gitmedim

burda paylaşayım mı özel mesaj yazışmalarını?

print screen/paint.exe/ctrl+p/farklı kaydet/cumhuriyet savcılığı

bana bir kez yapildi. cevap bile vermedim. mallar listesinde tek basina takiliyor.

hakaret olduğu için suç teşkil ediyor. suç teşkil ettiği için de hukuken paylaşmanızda sakınca yok.fakat ayrı ayrı mesajlar varsa sadece hakaret içeren mesajları paylaşabiliyorsunuz.

diğer seçenekler de arkadaşların dediği gibi.

mallara ekleyip geçmek daha cazip görüntü. birde zaten şimdiye kadar 2 tane duyuru açmış saçma sapan biri. hani burda bilinen birileri değil.

teşekkür ederim yorum yapanlara.

@trumanshow; @Cesario bundan sonrakiler için söylemiş olabilir.

fences

www.stardock.com

@backpacker; teşekkür ederim.

doktora git.

hemen her konuya yazıldığı gibi "doktora git, hemen git, acil git" demeden önce fikri olanlardan biraz bilgi alayım mümkünse. bende çok doğal olarak doktora gitmeyi biliyorum.

dostum bu öyle başım ağrıyor vb. gibi bir durum olmadığı için buradan sana yapılacak her türlü yorum seni yanlış yönlendirir.

yüksek tansiyon, taşikardi, dolaşım bozukluğu, sigarayı bırakmandan dolayı psikolojik olarak panik atak vb. gibi bir sürü durum olabilir.

git doktora güzelce bir ekg'ni çeksinler gerekirse kan tahlili yapsınlar kafan rahat olsun.

kesin doktora git ama gidene kadar geçecek sürede nefes alıp verişine dikkat et, düzenli ve derin nefesler al.
ciğerlerin bayram etsin yani temiz havayla. Ayrıca çok oturma. Arada kalkıp hareket et.
İnsan sağlığından önemli bir iş olabilir mi ya? Dünyayı mı kurtarıyorsun? Yasal olarak sana verilmiş olan öğle arası HAKKINI kullan. Hiçbir şey senden önemli değil önce bunları düşün. Ve son olarak da tekrar ediyorum, kardiyolojiye görün. Yaş kaç?

yaş 26. şuan biraz daha iyiyim. tekrar başlarsa gideyim doktora.

meyve şarabı ile baharatlı peynir olmaz. bir kere kimyonluyu kaldırmalısın. bir tabağa, yeşil elma dilimle, üzerine az limon. yanına da biraz kaşar. o şekilde olması en uygunu.

kanepe hazırlayabilirsin ya da, tereyağı, kaşar jambon ve tam tahıllı tost ekmeği.

bu buruk tadı ne yapacağız? tek votka, cin ve rakı içen bünyeyi bu masum şey bozuyor.

roze'den sonra en tatlı şaraplar meyve şaraplarıdır. o da buruk geliyorsa hediye etmelisin şarabı içen birine.

yav bu orman meyveli değilmiş. dömisek şarapmış.

ohoo. bulabileceğinin en en hafifi. bildiğin meyve suyu o. şekerli şekerli. meyvenin taneciği içinde durur daha. tam mayalandırma bile yapılmıyor onlara ki buruk olsun tadı. mümkün değil. iç gitsin. afiyet olsun.

iso2god partial olarak yapıyor sanırım bu işi. convert başlattım. bekliyorum.

goo.gl

gta v te content diski donusturmeyeceksin. direkt atacaksın hddye.

izninle gülüyorum. muhahahaha

Ben onunla ilk karşılaştığımda kutunun yarısını bir suşinin üzerine sürüp ağzıma atmıştım. 15 saniyeyle iyi kurtarmışsın.

o değil de vasabili bezelye, fıstık filan bunları iyi oluyor :)

boyle bilmedigin sularda yuzmemek gerek. varossan varos kal haci:)

ben de ilk suşimi zamanında eve ısmarlayıp acemiliğimi öyle gidermiştim. ehehhe.

en güzelini yapmışsın.

Ben hiç suşi yemedim. Çig balik ustune, agizdan alev cikartan acilikta bi aci biber sursem olmaz herhalde? Hem cig balik onlar :'(

Neyse kavurmama döneyim ben. :/

buranın hep fakir öğrencilerle dolu olduğunu unutmuştum :) verdim parasını aldım bakalım orta karar bir şey.

(git: 842550)

kendime bakınız vereyim (bkz: aramaya inanmak)

@corneillus; teşekkürler.

nasıl la? tek bir cevap bile yok mu? 103 kişi bakmış.

film falan izlemeyecekse sadece internette gezinmek için kare ya da biraz daha kareye yakın monitörler daha güzel bence. Bu ise fiyat / özellik olarak iyi görünüyor.

kds lerde kullanılıyor. ibre göstergeli

edit: kadran grafik yazınca çıktı bir şeyler.

Grafikte hatali kullanilan kartezyen duzlemi olduguna gore resmi bir adi yok diyorum.

biraz spesifik bir grafik ama belirli bir adı olsa gerek.

edit : dial graph deyince bir şeyler geldi. bu olsa gerek. farklı fikri ya da önerisi olan var mı?

@prhn; teşekkür ederim. net olarak buldum sanıyorum.

gauge meter chart veya speedometer chart

ben anlamıyorum bu cihazlardan. neresine bakayım? gittim aldım. kırık işte. korsan oyun oyanıyor falan.

internetle bir ilişkiye sokma cihazı. korsan bir şekilde bilgisayardan indir, sonra cihaza kur oyunu.

Kadınlar çok yapıyor bunu. Direk kezban ayracı diyebiliriz.

Kesinlikle haklısın. yaya olarak ben bile uyur gibi karşıdan karşıya geçenlere sinir oluyorum.

sonra diyorlar ki; "sürücüler çok kaba. hiç kimse yol vermiyor." ablacım sen biraz kıçını kaldır. hadi onuda geçtim; yol verince elinde veya başında bir "teşekkürler" işareti falan yap. bön bön suratıma bakıp yavaş yavaş karşıya geçersen, nah sana bir daha yol veririm.

Ya okurken utandım. Bildiğin koşarak geçiyorum ben o yolu. Hatta kanatlarım filan çıkabilse minnetle de karışık olarak direkt uçabilirim bile. Buna karşılık ben arabadayken gördüğüm tabloysa genelde aynı. İnsanlar gayet aheste aheste, sahilde gezer gibi geçiyor; çıldırıyorum.

@pandispanya; kesinlikle bende koşarak geçiyorum. hatta göz göze gelip teşekkür ediyorum. anlayamıyorum bu insanlar neden bu kadar rahat.

Türkiye'de yol veren sürücü sayısı yok denecek kadar az olduğu için, o yol verdiğiniz yayalar bir nevi ışığa tutulmuş tavşan gibi oluyor; şapşallaşıyor. Hareketlerin ağırlaşması, bön bön bakışlar, ne yaptığını bilememeler, beyin-uzuv koordinasyonunun falan kaybolması hep ondan.

Vites boştayken gaza bas öyle durumlarda :D Akılları çıkıyo :D Sonra ayaklar popolarına vurarak koşuyolar :D

ahaha pandispanya. ben onu yapıyorum ama üzülüyorum sonra ya :)

Üzülecek bişey yok, onlar da seni üzmesinler :D Çocuklar ve yaşlılar hariç gayet yapılır. Erkekler yemiyo genelde ama kadınları ve gençleri saran telaş çok tatlı haha :D

yalnız viteste unutup üstlerine çıkmakta var :)

Yol verip insanlara lutfettiginizi sanmayin. Kalitesizlik akmis bu duyuruda, yok hizli gecmiyorlar, yok hep kadinlar, yok yayalari korkutuyoruz, yok ne guzel telaslandiriyoruz, bilmem ne.

Adam gibi yol verecekseniz verin, vermeyecekseniz hem insanlari tedirgin etmeyin hem kendinizi daha fazla sinirlendirip toplumun cekilmez olmasina katkida bulunmayin.

Evet, trafik lambasının olmadığı bi yerde, yayayı 5 dakika ayakta bekletmeyip de durup yol vermek, nezaket amaçlı yapılan ekstra bir durumdur. Bu nezakete kayıtsız kalmak, bir kafa eğme hareketiyle bile olsa teşekkür etmemek, üstüne üstlük de yol sanki babasının malıymış gibi, arkadaki araçları da hiç düşünmeden bencilce hareket etmek de çok büyük kabalık ve çiğliktir. Kimseye depar atsın demiyoruz; bu ülkede insanlar sadece teşekkür etmeyi öğrense bile çok fazla şey değişecek.

Bu arada geçenlerde bi kız, erkek arkadaşım ona yol verdi diye öpücük atmış asjdhajhaha o kadarına da gerek yok tabi :D:D

@f_d; sen beni tanıyor musun? yok. ne düşündüğümü biliyor musun? yok. hala ne konuşuyorsun?

daha dün bir anne ve ufak kızına yol verdim. 5 saniye kadar ben bekledim onlar bekledi. geç diye işaret ediyorum, geçmiyor. sonra gaza bastım onları geçince hemen arkamdan geçtiler.

bir diğer gün, kaldırımdan inmiş bir kadın. yarısı yolda. durdum yol verdim. yüzüme bile bakmadan yavaş yavaş yürümeye başladı. arkada kornaya basan basana. ne olur yani başınla bir teşekkür etsen? ya da biraz hızlı geçsen.

araban yok belli ki. istanbul trafiğini de bilmiyorsun. trafikte gerçekten kurallara uyan ender insanlardanım. benim için rahat. ama burdan sana ekmek çıkmaz.

@pandispanya, kimseye depar atsin demiyorsaniz saniyorum mevzubahis sure farki yaklasik 5 saniye. 5 saniye icin mi insanlari onlarin uzerine surmekle tedirgin ediyorsunuz yoksa anlik ve varsayimsal (karsidakinin durumunu bilmiyorsunuz) bir ego savasi icin mi?

unutmamali ki yarim iyilik iyilik degildir.

@f_d; sen iyilik karar mercii misin? neye göre yarım iyilik? buna sen nasıl karar veriyorsun? bu durum başına geldi mi? nasıl bir şey olduğunu biliyor musun?

f_d, gaz sesi verilebilecek kitleyi ince bi şekilde belirtmiştim :D herhangi bir problemi olduğu anlaşılan, yaşlı ya da çocuk vs bu insanlar zaten sonsuz tolerasyon gösterilecek insanlar. Bi zahmet, suratından meymenetsizlik akan, yol verdiğin için sanki sana bi küfretmediği kalan, seni arkadaki dengesiz tiplere karşı zor duruma sokan ve bunu umursamadığı 10 km'den belli olan vakaları da ayırt edebilelim.

@domates, seni tanimiyorum, ne dusundugunu burada ifade edebildigin kadariyla biliyorum, hala konusuyorum cunku (1) burada toplumu ilgilendiren bir konudan bahsediyorsun ve (2) bana yonelmis sozler sarf ediyorsun.

benim hakkimdaki varsayimlarin hatali. istanbulda yeteri kadar hem surucu olarak hem de yaya olarak bulundum. ben de karsilik olarak senin hakkinda varsayimda bulunayim. yeteri kadar olgun, hosgorulu ve empati sahibi degilsin. cunku olgun ya da empati sahibi olsaydin sorulumlugun altinda insanlar olabilecegini her an bilir, onlara istanbul'da davrananilmasini istedigin gibi baskalarina davranirdin, arabayla korkutmak icin gaz vererek degil. hosgorulu olsaydin da insanlar yavas geciyorsa bunun altinda binlerce neden ya da dusunce tarzi olabilecegini bilir ve bu kadar uzerinde durmazdin.


@pandispanya, yuzunden meymenetsizlik aksin, niye aktigini kime aktigini bilmiyorsunuz ki.

Geçiş hakkı her zaman yayanındır. İstersem yola yatarım, bana yol vermek zorundasın. Dünyankn birçok ülkesini gördüm, hepsinde böyleydi. Sadece Türkiye'de insanlar sabırsız ve saygısız. Bana yol verip geçene kadar bekleyeceksin kusura bakma.

Bi de teşekkür edecekmişim. Zaten benim olan bir hak için niye teşekkür ediyorum?

bir gün bana denk gelirseniz ezilirseniz kusura bakmayın o zaman.

@suicides: yaya geçidi nedir biliyor musun? Bizim bahsettiğimiz bu durumun yaya geçidi olan yerler değil de yayaya yol verme olayının sürücünün insiyatifinde olduğu yerler olduğunu farkettin mi? Ne demek her yerde yaya geçmek "zorunda"?! Tek şeritli yolda, sen arkadan küfür ve korna yemek uğruna bir inceliğe girişiyorsan, karşındakinden de benzer oranda nezaket görmek ister; bunu hiçbi sefer de göremezsen aynen böyle isyan edersin. Her yolun "zaten senin" olduğunu düşünüyorsan zaten bi daha evinden çıkma çünkü sana yol vermeyi hiç düşünmeyen bir barzo tarafından ezilmen yakındır. Bencilliğe bak.

başta hak verecektim ama vites boştayken gazlayıp akıl çıkarma ekşınını görünce sinirlendim. yarın bir gün o aklını aldığınız üşengeç kadının eşi dostu çıkar yakınınızda, aynayı elinize verir bak. bu ne lan, arabadaki yayanın aklını çıkarsın, tır şoförü arabadakinin aklını çıkarsın. welcome to the jungle.

john lee: olm amma alıngan olmuşsunuz, ağız tadıyla bi dalga geçemedik :D Ben ömrümün çoğunu şoför olarak değil, yaya olarak geçirdim ve geçiriyorum. Ben bile "hiç sebebi yokken" arabasından gaz sesi çıkararak beni korkutmaya çalışan insanlara bu kadar kinlenmedim hayatım boyunca :) Adam birilerine sinirlenmiş; iki komik muhabbetle hak verip güldürmeye çalışıyoruz, nasıl tahammülsüzsünüz :)

yayadır ne yapsa yeridir hesabı öyle kafasına göre yola atlarsa, ezilir ölür gider. yaya geçidinde zaten zaruri olarak yol veriyorum. diğer kısımlarda yol verdiğimde sallana sallana gitmesiydi benim sinirlendiğim. o gaz verme olayı da 1-2 kere yaptığım bir şey. yani her yol verdiğimde yapmıyorum. biride "yol benim, istersem yatarım" demiş. yat bakayım sen o yola. bak neler oluyor. ayrıca aracım araç kamerası var. bir gün bu dediklerimi derleyip yayınlayayım burda. ne demek istediğimi anlarsınız.

ekleme : 26 yıllık hayatımda aktif olarak 6 aydır araç kullandığımı belirteyim. öncesinde yıllarca motosiklet kullandım ve asıl öküzlüğü motorculara yapanları gördükten sonra yayaların götünü başını ayrı sallayıp hiç umrunda olmayan bir şekilde hareket etmesine kızdım. amacım öyle birinin aklını almak falan değil. iyilik yapma amacı olmasa niye durup yol vereyim? nasıl insanlarsınız lan siz?

valla alınganlıkla ilgisi yok bence. ben ki, yaya halde karşıdan karşıya geçerken arabasıyla bana çarpıp hastanelik eden adamdan şikayetçi olmamış biriyim. hata bendeydi. ancak "gaza bas topukları götüne vursun" yaklaşımını sinir bozucu buldum. yapanlar var çünkü bayağı.

john lee: evet, benim de bi üstte dediğim gibi, durduk yere ya da keyfine yapan çok insan var, benim de başıma özellikle çocukluğumda çok fazla gelmiştir. Ne istiyosun çocuktan ulan it :) Ama bu başlıkta bahsedilen tarzda -bi engeli olmadığı halde- sırf kendi zevki için yaylana yaylana geçen, bi de üstüne size bi trip atmadığı kalan kişinin gerek korna, gerekse sahte gaz yordamıyla dürtülüp uyarılarak "hop kardeş bi silkin de kendine gel" havasının yaratılmasına sıcak bakıyorum. Bi sonraki seferde hayatını bile kurtarabilir bu uyanış; ciddiyim.

@prhn gibi arkadaşlar durumu sadece sokak arasında karşıdan karşıya geçmek ya da yaya geçidinde beklemek olarak algılıyorlar eminim. yaya geçidinde araba zaten beklemek "zorunda" ama kavşakta ya da geçidin 15 metre ötesinde böyle bir zorunluluk yok; bu bir insiyatif. Üstelik Avrupa'da kimsenin almayacağı bir insiyatif. Ve üstelik bu ülkede siz bunu yaptığınız için ya birileri gelip size arkadan çarpar; ya ana avrat düz gitmektedir ya da yaya için durduğunuzu bile anlamayıp sizi sollarken yayaya çarparlar. Bahsedilen durumlar bunlar. Yaya geçitleri değil.

@prhn; çoğu zaman araç ile gidiyorsam bir yerlere yetişmeye çalışıyorumdur. malum istanbul trafiği.

adamlar insiyatife bağlı yol vermekten bahsediyor...
gelip öpücük vermesini beklemiyor kimse yayayın.
istenilenler ise biraz hız ve mümkünse de bir güleryüz.

zira o durumda siz geçemeyeceğinizi düşünürken şoför kişisi trafikteki onlarcasının aksine size değer vermiş ve geçiş üstünlüğünüzü korumuş.

şimdi çıkıpta yok o yol benim hakkımdı zaten, kıldı tüydü demeye gerek yok.

yaya olduğum durumda birisi yol verdiğinde gayri ihtiyari elimi kaldırır bir selam çakar veya kafamı ufaktan öne eğer teşekkür ederim.

@prhn zaten yol verildiğini anlayamayan yaya modeline kızıldığını düşünmüyorum. hatta şirin bile olabiliyor.
sürücü ve yaya birbirine bakıyor malak malak.

mevzu bahis kızgınlık yol verildiğini anlayıp rahat rahat yürümeye başlayan ve aynı rahatlıkla yürüyüşünü tamamlayan kişilere yönelik.

@prhn; istanbuldaysan bir ara haber ver bana, alayım seni biraz turlayalım. bak bakalım gerçekten düşündüğün gibi miymiş.

öncelik her zaman yayaların. otoyolda değilsen yol vereceksin. yol verdiğin için sana minnettar olmaları beklenemez. ona zaten yol vermek denilemez, yol zaten onun, sen karşıya geçeni gördüğünde yavaşlayacaksın.

depar atıp karşıya geçmek güvenli bir yol değil, ayağın kayıp yere kapaklansan gaza basıp korkutmaya çalışan üzerinden geçse ikinizin de hayatı kararır.

defansif sürücü eğitimleri var, herkese tavsiye ediyorum.

@douchebag
zaten burada yol verip vermeme tartışması yapılmıyor.
rahatsız olunan şey yol verilen kişilerin bazı durumlardaki kayıtsızlığı. burada tam olarak ideal şartlarda bile miskin miskin yürüyen umarsız insanlardan bahsediliyor.

özetle kimse depar atıp kendini ve trafiği tehlikeye atmasını beklemiyor yayaların.
alışveriş merkezinde yürür gibi karşıdan karşıya geçen insan rahatlığı diye bir durum var ortada.

ek olarak beklenen şey minnettarlık değil.
genel olarak bencil bir ülkede yaşıyoruz ve birisi bana yol verdiğinde bu benim hoşuma gidiyor. benim gibi düşünen insanların halen var olduğunu bilmek rahatlatıcı en azından.

bu bile bir selamı hak ediyor.

maksat iletişim yani. ufak bir jest mesela. ego savaşına döndürmeye gerek yok.

genelleme yaparsak; suruculeri surucu degil, yayalari yaya degil ! sinirlenmemek gerek cok zor olsa da...

Ben kafamla ve elimle "eyvallah" işareti yapıp koşar adım geçerim. Salına salına geçenleri vurasım gelir.

Kas yapayim derken goz cikarma devamli gittogin bir ustan olsun ona bırak

60binde 1 şanzıman yağı otomatik viteslere ilaç gibi gelir. ihmal etme, ettirme.

BEST WIN/FAIL COMPILATION!!! - FEBRUARY 2014

saniye belirtmeyi unuttun sanırım

evet. saniyeyi şimdi ekledim. teşekkürler meraklı.

yukarıdaki deliklerin hepsinden şeffaf bir ip, misina vs. çıkıyor ve her biri de damla şeklindeki o parlak objelere bağlı. Bir mikro işlemciyle bunları kontrol ederek pozisyonlama yapıyorsunuz ve uçan nesneler gibi görünüyor.

edit: pardon adını mı soruyorsunuz?

yok, bu cevap yeterli. teşekkürler.

buldum kinetic rain diye yazınca çıkıyor youtuba da falan.

yogun tempo, son bir iki gunluk yorgunluk, dugun oncesi alinan alkol.

e tabi birde sadece bayilanlar haber oluyor :)

dugunde bayilmayan sagdic diye video yok :)

hayır niye damatlardan daha çok sağdıçlar bayılır? :D

damat o kadar yorulmuyor da ondan.
her işe sağdıç koşturuyor.
asıl merak ettiğim neden tam seramonide bayılıyorlar ?

sağdıç kızın eski sevgilisi heralde o yüzden manzarayı görmeye dayanamıyor.

bunu zülfü livaneli bir programda söylemişti.

herkesin sesi farklı olsa da japonyada mı ne bir yerde bunla ilgili deney yapmışlar, konserlerde filan şarkıların hep doğru tonun %100 yakalandığı ispatlanmış.

kimisi tiz kimisi bas söylerken orta kıvam bulunuyormuş ama çok ilginç gerçekten.

bu doğru tonu yakalamak değilmiş gibi geliyor bana. yani statlardaki tezahüratlarda öyle şarkı gibi bir ton yok. ama ses hep aynı.

Herkesin kulağı var. herkes aynı olsun diye zorluyor. Ama herkeste aynı ses olmadığından, maç sonunda sesler kısılıyor.

florya'da yakın? ille deniz kenarı filan mı olmalı?

deniz kenarı olmasa daha bile iyi olur.

istasyonun orda yolun kenarında bir park var küçük bir koru. orda yıllardır amcalar damacana suları, cam bardaklarıyla gelir karılarını da alırlar bu arada, içki içer mangal yakarlar. yan masada çocuklu başka birileri olur. sadece erkeklerin terör estirmediği nadir küçük bi yeşillik.

hiç edirne falan gitme. Arnavutköy -tayakadın-boğazköy-nakkaş-şamlar köyü alabildiğince göller ormanlar var.
deniz de istiyorsan karaburun ya da hem deniz hem orman olsun sote yerler olsun diyorsan göktürk/ağaçlı.
beni ara arnavutköye doğru giderken ben sana tarif ederim yolu.

avcılar firuzköy küçükçekmece gölü yanı mangal yerleri var.çok uzaklara gitmemiş olursun.

ev ziyareti ve ev hediyesi yapabilirsin. ya da bir 100 tl fln takılabilir. gram altın var 80 lira civarı o olabilir çok zorlamayacaksa.

bende öbür ay hallederim diyorum ama takı töreni olduğunda öyle oturuyor olmak pek mantıklı gelmedi. ne bileyim.

için rahat değilse tak derim. bazı şeyleri gerektiği anda yapmayınca sonra kafana çok takılıyor sanki güzelim işi berbat etmiş gibi. ha bu kadar ciddi bi olay değil takı töreni de hemencik geçiyor ama bir 150 lira belini bükmüyorsa düğünde taksan daha güzel olur.

onun yerine kendini koysana bi.
o arkadaşın senin düğününe gelip de bişey takmasa ne hissedersin.
bence bi çeyrek al git, 150 lira zaten.

değil. ttnet ise yapıyor arada

bnde de ayni kac gundur.tabletten giriyorum.internet hizi 10mb ama youtubedan 720p izleyemiyorum.

ttnet. prime time nedeniyle oluyor desem, ondan da değil.

ne acı bir ölüm. ailecek çok üzüldük. yılanlar acilen eğitimden geçirilmeli.
___________

bu yoruma katılmamak elde değil.

mackolik'te maç forumları efsane. sözlükte başlığı vardı hatta.

decathlon un çadırları fena değil

www.decathlon.com.tr
www.youtube.com

www.decathlon.com.tr
www.youtube.com

www.ibb.gov.tr


belki yardımcı olabilirler ama emin değilim.

sakat görünmüyorsa açık bir yere gidip havaya atın, uçar. Yerden kalkamıyor mallar.

Ucmasi için havaya doğru atmak gerekli evet. Ebabil uyumak dahil herseyi havada yapan bi kuş. O yüzden diğer kuşlar gibi yerden havalanamaz. Ama önce ucabilrcek durumda olduğuna rmin olmaniz gerek. Kuşlar kendi başlarına yemek yiyip su icebiliyorlarsa uçabiliyorlar demektir genelde. Ebabilin etçil bir kuş olduğunu hesaba katarak önüne yemek koyun. Her ne koyarsanız miktarı iyi ezberleyin. Yemeye calisirken beceremeyip eteafa dagitmasi sonucunda yemiş zannedebilirsiniz.

Bizim eve ebabil girmisti, 2 gece agirladik kendisini. Basta yavru sandik cunku ama degilmis. Bir de bunlarin onune istersen cilingir sorfasi kur, yemiyor hayvanlar, cunku onu da ucarken yapmaya aliskinlar.

Yakinlarda agaclik falan bir yer varsa sal gitsin.

kartal veteriner müdürlüğünü arayıp almalarını istedim. 1 saate gelip alacaklar. herkese teşekkür ederim.

www.booking.com

@elxa kadıköy değil, kıyıköy :)

endorfina.

zaten 1 tane otel var. bir de çadırlar bölgesinde prefabrik evler. ikisinden birisini degerlendireceksiniz mecburen. yerleşim yeri içerisindeki pansiyonlara da göz atabilirsiniz. Endorfina nın yemekleri ve kahvaltıları idare eder seviyededir.

oradaki oteli denemedim ama prefabrikler lüks ve aşırı rahat aramıyorsan ortalama bir pansiyon rahatlığında. sabahları horozlar ve ördeklerle kahvaltı çok zevkli de oluyor tabi. gittiğinde belki yer bulamayabilirsin o zaman çadır seçeneği var. prefabrikte kalmak istiyorsan önceden arayıp boş yer var mı bir sor istersen. bu aralar biraz kalabalık olabilir özellikle haftasonu için gideceksen.

Evet. Gozum bile carpmiyor sabitlenmis duyurulara. Direk asagidan okumaya basliyorum otomatik. En ustteki reklam diye olsa gerek. Su an sorsan sabitlerde ne var diye sayamam. Halbuki gunde elli kez giriyoruz siteye ezberlemis olmamiz laizm. Ama bir kez bile okumadim.

Her defasında başlığı okuyorum; ama yalnızca bir tanesine açıp baktım bu güne kadar.

aynen. hiç bakmıyorum bile direkt aşağı iniyorum. yani oraya ne yazarsalar yazsınlar 1 hafta boyunca falan farketmem.

Bende de durum aynı. İlk normal duyuruyu okurken bile üstteki sabit duyurudaki tek bir kelimeyi dahi görmüyorum.

bu durumda, acil bir konuysa, duyurunun sabitlenmemesi daha iyi olur gibi görünüyor kanımca.

ben bakıyorum, reklamlar mavi, reklam olmayanlar turuncu ya da kırmızı bantlı. bence ayırt etmek için yeterli bu veriler.

Kırmızı hariç diğerlerini ben de pek görmüyorum, mavileri zaten yoksayıyorum. Sadece bugün telefonun ekranı donup kaldığı için imza kampanyasını gördüm; iyi ki de görmüşüm.

çok duyarlı, 'aman birinin kan ihtiyacı vardır' diyen kişiler hariç eminim herkes aynı şeyi yapıyordur. lanet olsun bize lan.

@filipis; ben bilerek yapıldığını düşünmüyorum.

ben de direkt renkli kenarli duyurulardan sonrakilere odsklaniyorum

en cok bir iki tanesine tiklamisimdir. aslinda sabitlenmese daha cok okuyucusu olur givime geliyor

şaka yapıyorum yahu. şartlanma bu. sabitlenmişler gereksizdir, reklamdır kaale almadıklarımdır diyerek şartlanmışız ondan

güzel kız aslında , niye kendine böyle birşey yapmış ki

su daha samimi: inciswf.com

yalnız "bilgisayarda paint oynardık" diyor. kaç kişi fark etti bunu? aslında demek istediği pinball fakat paint denilse bile bilinç altı bunu pinball olarak çeviriyor :)

şeker.

son yayınlanan fakirler ölsün videolarına göre gayet samimi ve esprili.

Önümüzdeki sezon izlersiniz bilet bulabilirseniz.

sezon baslayinca giseden alamazsan sahibinden.com'a falan bak. orada karaborsasi donuyor.

Devlet Tiyatrosu perdelerini ekim ayında açacak. Eylül 15'te de program Ankara Devlet Tiyatrosu'nun sitesinde açıklanır.

Oyun sahnelenecek ise, ne zaman sahneleceğini öğrendikten sonra Ankara'da iseniz sabahın köründe sıraya girersiniz; değilseniz de İstanbul ve İzmir başta olmak üzere nisan-mayıs aylarında turneye çıkıyor devlet tiyatroları. Aynı bilet bulma savaşına girerek şanslıysanız izlersiniz.

Erdal beşikçioğlu devlet tiyatrosundan ayrıldı diye biliyorum ben.

"gösteri" bir tek bana mı garip geldi, oyun diyelim bence :)

çok güzel oyun bu arada umarım devam eder de daha çok insan izleyebilir.

3 kere gittim.

bu sene 4 olacakti ama artik kara borsayi onlemek icin biletin giselere dusecegi tarih yazmiyor. yani eskidendi o sabahtan gisiyim bilet aliyim olayi. bu sene itibariyle artak yalan oldu o.
biletler bir anda satisi sunuluyor. bu yuzden internetten takip edenler icin artik bilet bulmak daha avantajli.

ve hayir erdal besikcioglu birakmadi.

ayrica oyun bir harika dostum.

Ben de izlemek istiyorum ama ankara ya gidebilme gibi bir imkanım yok. Turne bilgisi önceden veriliyor mu,sezon içinde hangi şehirlere gidileceği önceden belirtiliyor mu? Net bir tarih belirtmeseler de bu sezon trabzona gelecek diyorlar mı mesela önceden

@zarpandi

turneleri mart ayı sonundan başlayarak dt'nin sitesinde ''turneler'' başlığı altında yer alıyor. (www.devtiyatro.gov.tr) ancak zaman zaman kontrol etmekte yarar var cünkü tüm liste bir anda çıkmıyor, zamanla güncelleniyor. Genellikle dt sahnesi olan tüm şehirler dolaşılıyor.

trabzon için aynı sayfanın trabzon başlığından detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.ayrıyetten: www.trabzondt.gov.tr

eksisozluk.com al bakalım

Nokta atisi yapiyorum.

1- camel - stationary traveller albumu

2 - rob dougan - furious angels albumu

3 - my dying bride - Songs of Darkness Words of Light albumu

4 - judas priest - painkiller albumu

Furious angels albumunu dinlerken gaza gelip hiz yapmazsin umarim.

Iyi dinlemeler.

ilk 3'ünü de kapsıyor gibi: the strokes - is this it (evladiyelik albüm)
2- haim - days are gone, disclosure - settle, hot chip, julian casablancas - phrazes for the young

4- motörhead
genelde belirli bir standardı vardır, yani seversen açıp herhangi bir şarkısını dinleyebilirsin.

fiestalara bak poloya çok istemiş.

kaza,boya? km orjinal mi? eğer ciddi bir boya ve kazası yoksa km'sinden dolayı alınabilir.

O modelde polo ıcın cok fazla.

kaza yok. boya yok. km orjinal.

edit : fotoğraflar linkleri eklendi. ayrıca arabada ses sistemi var. 1500 TL'lik.
tramer kaydında kaza yok. arkadaşın beyanı da o yönde.

fiesta +1 derim ben. 30 çok fazla. km az olsa bile öyle. polo sonuçta yahu

fiesta +1

peki arkadaşlar, otomatik + lpg'li olması tercih sebebi. fiestalara baktım dediğim fiyat aralığında araç bulamıyorum.

Sennheiser EW 122 G3 kullandım. Çok başarılı. Fiyatı biraz pahalı olduğu için seçeneklere eklenmez sanırım ama aşağıdaki ürünü ise test etmenizi öneririm. İç mekanda işinizi fazlası ile görür diye düşünüyorum.

www.istanbulhifi.net

Sennheiser EW 122 G3 performans olarak eminim çok iyidir. fakat etiket olarak 1350 TL çok fazla. diğer linkini verdiğiniz ürünü test ettiğiniz mi peki? birde bilginiz varsa dlsr üstü bir shutgun mikrofon düşüncem var. kısaca bir röportaj için ne gerekiyorsa alacağım yavaş yavaş. ışıklandırma konusunda da yardıma ihtiyacım var. bu konular hakkında bilginiz varsa sizinle konuşmak isterim.

ROOF R-720'yi kullanmadım ama kısa dahi olsa test etmiştim. Kapalı mekanda iş görür ama açık alanda emin olamadım. Zira sadece kapalı alanda test ettim. Fiyat / performans olarak kullanıcısını üzmeyeceğini düşündüğünm için test edin dedim. :)

Shotgun mikrofon dipsiz bir kuyu. Alternatifi çok fazla. Her markanın bir birine yakın modelleri var. Yalnız kullanan arkadaşlarıma danışırım, varsa tavsiyelerini yazarım. Ama hangi modeli alırsanız alın empedansı yüksek bir model almanızı öneririm.

Işıkları da danışırım.

şart mıdır denemek bunları?

van gogh müzesine git. bulldog'da hafif bi ciğara iç. paradiso'ya git gece. redlight'ta bi tur at, sadece tur at ama. ekstrem takılan deneysel şeyleri seven arkadaşsan casa rosso'ya git. tramvaya bin öyle gez. voldenpark'a git. tur at. bi dünya şey var lan yapılacak. nası sevmedin.

abartıldığı kadar inanılmaz değil tek başına gidince kardeş.

geçenlerde başka bir amsterdam sorusuna verdğim cevabı kopyalayım o zaman:

tren istasyonundan şehir merkezi istikametine doğru sırasıyla gideyim.

istasyondan çıkınca zaten kalabalığı takip ederseniz, en işlek caddede bulursunuz kendinizi. sağ tarafta dünya pahası hediyelik eşya dükkanları, sol tarafta da büyüklü küçüklü çeşitli müzemsiler var. büyük genişçe bir meydana çıkacaksınız; orası dam square. kraliyet sarayımsı bir şey var. gezmeye çok değer mi bilmiyorum ama 25 euro gibi bir ücreti olduğundan ben hiçbir zaman girmedim içine. daha doğrusu içine girdim, girişten bakıp çıktım. onun hemen arkasında, cadde üzerinde tarihi, mükemmel bir binaya kurulmuş bir avm var. bizdekilerden çok farklı. orada da şöyle iki dönülebilir.

geri geldik o meydana. sarayımsıyı arkamıza aldık, karşıda bir dikilitaş var. o tarafa geçtik, ara sokaktan hafif sol yaparak girdik, de oude kerk var (the old church). ben ne zaman gitsem içeri giriş yoktu hiç. sürekli mi yasak, yoksa geçici bir şey miydi bilmiyorum. o kilisenin hemen alt tarafında da red light başlıyor zaten. hem gündüz hem gece görmek gerekir diye düşünüyorum. gece ben çok tedirgin oluyorum oralarda. o yüzden adam akıllı nerde ne var keşfetmek için gündüzden bi ön hazırlık yapılabilir. red light'tayken kanalın diğer tarafına geçince de çok abidik gubidik sevimli dükkanlar başlıyor. mesela bir condom shop var. vitrindeki her parça görmeye değer :) onun dışında ikinci el dükkanlar falan, çok güzel şeyler bulabileceğiniz dükkanlar var o sırada.

neyse, dam square'e geri çıkalım, cadde üzerinden devam edelim. hatırlayamadım şimdi tam ama dümdüz yürürken (ha bu arada o meydanda madam tuso müzesi de var ama ben ona da girmedim) sağ tarafında çiçekçiler olacak. o araya girip çiçekler, tohumlar falan bir süre takılabilirsin. sokaktayken sol tarafında çiçekçiler, sağ tarafında da küçük küçük peynirciler olacak. o peynircilere girip peynirleri tat, ama alma. çünkü (yol tarifini hatırlayamadım şimdi) de pijp denen mahallede aynı bizim pazarlar gibi pazar kuruluyor. ben 500 gr baby gouda'yı 4 euroya almıştım ordan. en ucuz peyniri o pazarda bulursun.

ucuz demişken, illa ki hediyelik almak istenir. onu da watrelooplein'ın oralardaki bit pazarından bulabilirsin. dükkanların yarı fiyatına her şey.

Bira falan içilecekse de "brouwerij 't ij" var yine şehir dışına doğru bir yerlerde. bir değirmenin içine kurulmuş bar. bahçesi de çok güzel beer garden şeklinde. karşı tarafında böyle limanımsı falan, güzel yerler var. tam hatırlayamıyorum, gidip bakman lazım :)

ya bir de sarpathistraat üzerinde amsterdam üniversitesinin öğrenci yurdu var. oralarda çok güzel bir kültür merkezi vardı. giriş katında akşamları çok güzel konser salonları oluyordu. ama adını unuttum onun da.

bu arada, hooop diye amsterdam centraal'e geri gittik. arka tarafında deniz var. bir de köprü var. o denizin ortasında java eiland diye bir ada var. köprüden yürüyerek oraya git, otur orda saatlerce denizi izle, limanı izle, mis gibi havanın tadını çıkar. çok fazla bir manzarası, özelliği falan yok ama çok huzurlu, şehrin kalabalığından uzak. belki sadece sen bile olabilirsin o an orada oturan.

şimdi böyle anlatınca gerçek dünyadan kopup oralardaymışım gibi hissettim. annem odaya girince kendime geldim. çok üzülüyorum.

not: bunlara ek olarak bir de vondelpark var.

edit: daldan dala atlarken atlamayı abartmışım biraz. "neyse, dam square'e geri çıkalım, cadde üzerinden devam edelim. hatırlayamadım şimdi tam ama dümdüz yürürken" diyip bırakmışım.

evet, neyse, dam square'e geri çıkalım, cadde üzerinden devam edelim. hatırlayamadım şimdi tam ama dümdüz yürürken, ama baya gideceksin rembrandtsplein tabelasını takip et. çok yakın zaten. orası da çok güzel, alternatif bir meydan. ben en son gittiğimde resim yarışması vardı. ressamlar eserlerini hem sergiliyor hem de bir yandan yeni tablolar yapıorlardı.

oradan da devam ettiğinde, meşhur iamsterdam yazısının oraya çıkacaksın, museumplein yani. ama yine orda da çok bir şey bekleme. yazının da bir nanesi yok. yazının ordaki rijksmuseum dünyadaki en güzel müzelerden diyorlar ama, fakirlik. ona da girmedim. vondelpark da o müzenin arka tarafında zaten.

edit 2: zaten amsterdama gdip kafa olursan, haliyle amsterdamdan tat almazsın, sonra da bi bok yok dersin. öyle güzelim bir şehire gitmişsin, neden ziyan edesin ordaki vaktini mantarla şunla bunla? içmeyin kardeşim. ya da akşam inzivaya çekildiğinizde için. gününüzü de gezerek değerlendirin. içecekseniz de ütopia var, oradan alın ne alıyorsanız.

bir de, couchsurfing'de adamın biri geçen yıl free canal tour'lar düzenliyordu külüstür bir tekneyle. ona katılırsan insanların saatlik 60 euro verdiği geziyi daha az konforlu bir teknede sen bedavaya yapabilirsin. tur sonunda 3-5 euro bahşiş bırakmak ya da bir bira ısmarlamak da opsiyonel.

vallahi turistik olarak bi bok yok, arkadaşlarinla kafa olmaya gidiyosun.

biz 3 gun kaldik, sansimiza hostel odamizda japon bi öğretmen vardi ama adam acaip unique bir sey. 3 gun boyunca sabahtan aksama hostelin önündeki bankta oturup, kafa olup japona gulduk. cokdegisik bi kafa idi. yalniz deli gibi pada gidiyor malum seylere. mantar, kekvs bunlar para ziyani.

Amsterdam'ın pek bir özelliği yok turistik anlamda. Ancak mutlaka Anna Frank'ın evini görmelisin.

Anna Frank evi ve ücretsiz şehir turunu da öneririm evet. Ben de tek gitmiştim, manyak gibi de eğlenmiştim, üstüne neredeyse hiç de kafa olmamıştım ona rağmen yani.

www.xtracold.com

muhtemelen tek başıma olduğum için pek bir şeye benzetemedim. yine de ben öyle gezmeyi falan çok seven biri değilim. belki de ondandır. ne bileyim böyle dağ olsun, kır olsun, hatta tarla olsun. ben yakayım mangalı, açayım bir ufak rakı, arkada hafiften neşet ertaş çalsın, tek başıma bile olsam bundan zevk alıyorum. yok mu şuan amsterdam da olan, takıl bana diyen? masraflar benden.

mesafeyi bilmiyorum da lisse diye bi yerde keukenhof bahçeleri varmış. fotoğrafları on numara. bahçeye birazcık ilgin varsa gidip gör bence uzak değilse tabi.

7 ay yaşadım hollanda'da. kek yemedim hiç.

müzeler var bi sürü bi sürü.
partylerin en güzelleri orada. gece hayatı muazzam. çok fit güzel insanlar çoğunluğu.

Magic trufflesı dene eğlence ayağına gelecek, emin olabilirsin.

Ben 15 grama yakın mexican denemiştim 1 saat sonra turkish airlines, saatlerce gitmeyen gülme krizi ve hafif halüsinasyonlar.