Ekşi Duyuru

Çok güzel. 1 hazirandan beri eve giremedim

Seninki?

on gün sonra yapacağım
Güney Kore seyahati

Tatilden az önce geldim ama peş peşe iki uçuşum daha var ve hasta yatıyorum :’)

Biraz sıcak geçiyor.
Daha tatil yapamadım.
Belki bir ay içinde
Samsun'a ziyarete gidebilirim.

Çok yaptım. 4-5 senelik tatili bir kaç aya sıkıştırdım. İki planlı yurt dışı tatili daha var. Sonrasına bakacağım.

Tatil yaptık daha da yapıyoruz sıcak geçiyor malum

12 günlük tatilimi ailemin vizelerinin iptal olması yüzünden balkonda pinekleyerek geçirmiştim geçen aylarda. neyse ki şirketin get together etkinliğinde hem çalışıp hem de 4 güne sığabilecek ne kadar eğlence varsa hepsini tattım. çalışmak üzere gittiğim yerde çalışmadığım 12 günden daha çok hem de işimi yine yaparak eğlendim yani, bir önceki cümleden anlaşılmadıysa eğer hani.. Onun dışında havalar kötü, yakmasa da tüttürüyor. Atlar güzel, gereksiz büyük burun deliklerine rağmen. Bi de black mirror'un house gibi ortadan başlanabilecek bir dizi olduğunu öğrendim, bir iki tavsiye de aldım. Yapıyoruz yani bu sporu.

Yunan Adaları gezisinin son durağı kos'tayım. Pazartesi dönüyoruz

Tatil planım vardı ama vazgeçtim. İçimden gelmiyor artık çünkü çok üzücü şeyler yaşanıyor. Keyifli olmayacak benim için.

Haziran ve temmuzda cok yogun calistim.
Agustosta 4 hafta tatildeyim.

1 hafta kas, 1 hafta dogu karadeniz, tekne gezisi dostlarla beach party vs seklinde gececek.
Seyahat etmeye dermanim kalmadi bu yaz tatili dinlenmeyle ve huzur bulmayla gececek.

@rock n roll

Topragim haber tv izleme acayip psikoloji bozuyor. Daha iyi olacaksin bir dene.


------

Bu yaz hic tatil yapamadim ama insallah avşanin tepesinde bi apart ayarliyacagiz orada takilicam.

Onsan sonra en kotu belediye havuzu falan yapabilirim

Ara ara bir iki günlük hafta sonuna denk getirdiğim kısa deniz tatillerim oldu.

İlk kez yazdan bu kadar darlandım o kadar sıcak ki bir şey yapmayı bırak çalışamıyorum bile.

Şimdilik tek hareket tenise ve pilatese başlamış olmam. Bunlar sayesinde iyi gidiyor biraz.

Bu ay sonu bir iki günlük seyahatim olacak yine.
Eylülde de gerçek tatilimi yapacağım sonunda.
Havalar o kadar sıcak ki tatili eylülde planlamakla çok iyi yapmışım diye düşünüyorum.

İstinye Park avmde dönerci vedat var. Bunun sanırım başka bi yerde orijinal şubesi varmış, orası daha mı iyidir bilmiyorum ama birkaç ay önce orda yediğimde beğenmiştim ki övülen bir mekan. Ha ama döner gurmesi değilim, şimdi biri çıkıp "dönerci vedat diyen iyi döner yememiştir" dese itiraz edemem :d

Dönerci Vedat -Altindag

Dönerci Kenan -Karabaglar

İkisi de baya iyidir. En iyi herkese göre degisir

dönerci vedat +1

merkez altındağ'dakidir.

istinye park şubeleri, franchise değil, yine kendileri ama yine de ben altındağ'ı tavsiye ederim. istinye park çok avm avm bir ortam.

irene adler + 1

kenan da sıra bekleniyor 12 den sonra gidilirse, 11 gibi en geç gitmek lazım.

kenan f/p oranı ile vedat'a göre bir tık önde ama ikisi de iyi döner. kenan salaş, vedat eli yüzü düzgün restoran. asıl yeri bornova da.

bornova kaymakamlık arkasında çarşamba ve cumartesileri döner yapan bir kasap var, onu da öven çok.

vedat abartılmış geliyor bana belki de çok yedim artık yetti bilmiyorum, pahalı ve o kadar da iyi değil

kenana 2 kere gittik sıra 1 saate yakındı bekleyemedik

screamshot'ın bahsettiği kasap "meydan kasap" biraz ona bağımlı gibiyiz en kötü ayda 1 kere canımız çekiyor, fiyatı da makuldür. kiloyla alıp buzluğa da atıyoruz, sıcak sıcak yemeye de gidiyoruz. günleri çarşamba cumartesi değil çarşamba pazardır.

lüks aramıyorsan onur mahallesinde dadaş'ın yeri

İzmir li değilim İstanbul da Bayramoğlu fanıyım.

Dadaşın yerini Aydın İstanbul yolculuğunda tesadüfen keşfettim. Çok iyiydi. Beşiktaş Karadeniz dönercisine benziyor ama daha iyisiydi

Üçyol - gerçek bursa döner salonu

en iyi döner diye bişey yol kardeşim. nedir bu popülarizm. iyi dönerciler var tabi.

vedat iyi orta-alt gelirli için pahalı. kenan iyi sıra beklemeli.

Dönerci Mehmet Usta - Bayraklı (Cengizhan mah.)

Güzel bir kahvaltı et, peşine de tatlı ye. Biter zaten o para.

Tablet alın güzel bir tane. Kendinizin varsa onu da ikinci el satın:)

Pasaportunuz yoksa pasaport çıkarıp vize alın, biraz da ekleyip yurtdışına çıkabilirsiniz.
Kalıcı olmasını istiyorsanız saat alabililirsiniz.
Playstation alabilirsiniz.
Laptop da alabilirsiniz

Akıllı saat
Tablet +1
Kahve makinesi (filtre , türk kahv, veya kapsül)
Kaliteli kulaklık

Az daha ekleyip meta quest 3 alinabilir, baya eğlenceli alet.

apple watch falan al :)

logitech z906 veya steelseries arena 9
Kindle
Pc kullanıyorsanız 2.bir monitör

15k çok para değil. vizesiz bir ülkeye seyahati belki karşılar. geleceğe yatırım olarak pasaportu aradan çıkartabilirsiniz. 3d yazıcı alabilirsiniz.

tatile gitmek

Seiko 5

madem hediye veren kişi bu parayı harcamanızı istiyor her gün elinizin altında olacak ve her an faydalanbileceğiniz elektronik cihaz satın almak hem sizin yararınıza olur hem de hediyeyi veren kişiyi mutlu eder. duruma göre tablet, kindle, smart watch seçeneklerinden bütçeye/ihtiyaca göre kombin yapardım.

okursan kindle
çizersen tablet
oynarsan ps5
içersen kahve makinesi (sage)
ayfonun varsa apple watch ya da airpods (belki ikisi de)

bak sonuncusu acaip kalıcı olucak ve her gün kullanıcaksın

gecekten kendimi simartacak olsaydim eve o parayla temizlikci cagirirdim artik kac ay icin yetiyorsa.

o zaten geliyorsa elektrikli dis fircasi, dyson supurge gibi seyler olabilir. tablet akilli saat, airpods falan simartmaz beni, zaten var ve cekmecede duruyor hepsi.

spor salonu uyeligi olabilir personal trainer ile. masaj olabilir.

hepsini acele ve tek bir seferde harcaman zorunda degilsin.

Vizesiz bir ülkeye 1 haftalık yurtdışı tatili. Uçak bileti, konaklama, yeme içme her şey dahil.

avis, sixth.. kurumsallardan şaşma derim

Yurt içi yurt dışı Avis ile hiçbir sorun yaşamadım şimdiye kadar.

Enterprise

Bodrum/Milas havalimanından aşağıdaki firmalardan kiralama yapmıştım.

sixth-7gün üzeri %45 indirim vardı.

enterprise-diğer firmalardan %10-15 daha yüksek fiyatları, telekom kampanyası var, zubizu var.

garenta- giriş seviyesi araçlar bir tık daha uygun, turkcell kampanyası var.

zeplin-araçların kondisyonu çok iyi değildi. ofis yerleri terste kalıyordu.

avec-son dakika kiralama yaptığım bir yerdi. memnun kalmıştım.

sixht veya garenta arasından bütçeye göre bir seçim yapmak mantıklı olur.

royal asarlık beach/bodrum.

bal ayında gitmiştik hey gidi günler. çok memnun kalmıştık ama bir daha asla her şey dahil otele gitmem çünkü 4 günde 5 kilo almıştım.

Fiyat performanstaki fiyat nedir gecelik? 10bin mi 20bin mi?

Eger butce azsa her sey dahil otele gitmek gereksiz (kotu yemeklere, noname ickilere bos yere para odemis olursunuz). Onun yerine pansiyon+disarda yemek daha iyi olabilir.

Maxx royal, rixos gibi top otelleri saymazsak ela exelence, susesi, zeynep, granada luxury, selectum falan begenilen oteller.

Bunlarin bi tik altinda da crystal otelleri, siam elegance'a falan bakilabilir.

DoubleTree by Hilton Bodrum Isil Club

Marmaris Grand azur olabilir yanliz deniz pek güzel degil o bölgede
Grand Yazici Turban Thermal bes yildizli degil ama denizi daha güzel icmeler ile Marmaris arasında
Cook s Club Adakoy Marmaris'e yürüme mesafesi olarak uzak

evrakların içeriği ne? şirkete ait üzerinize zimmetli bir demirbaş, borç-alacak ilişkisi vs varsa ibralaşmak gerekebilir, o yüzden istiyorlardır.

bende de böyle oluyor. genelde kilitli hesapların yorumlarıdır diye üzerine çok düşmüyorum.

bende hicbir yorum gozukmuyor acaba telefonumu kaydetmedim diye mi

takip ettiğim söylenemez de güldüğüm kesin olan bildiğim fenomenlerden aykut elmas izmirdeydi sanırım.

berraque izmirli diye biliyorum

Burustulmuş şeker kagitlari ve normal kahit toplar kadar hic bir oyuncagi ile bag kuramamisti bizimkisi.

robot supurge fircasi+ www.ikea.com.tr

ikea'dan aldığım peluş faresi vardı. her yere taşıyor ve onunla yatıyordu. ağzına aldığında nedense "baauvv bauuvv" diye bağırıyordu aynı zamanda. ne olduysa o fare kayboldu. internetten tam olarak onun gibi olmayan başka bir peluş fare aldık. ilk başta ilgilenmedi ama şimdi bunu aynı şekilde ağzında taşıyor sağa sola ama beraber yattığını görmedim henüz.

diğer kedimiz de toplarla ve koltukların üstündeki düğmelerle ve pipetlerle deli gibi oynuyor. özellikle pipet delisi. paket paket pipet alıyoruz çünkü sürekli buzdolabının altına kaçırıyor ya da kaybediyor başka şekillerde.

edit: benim bahsettiğim ikea faresi buydu www.ebay.com ama neden bu kadar pahalı anlamadım.

şu anki faresini bulamadım ama eğer oyuncak alacaksanız peluş alın derim.

bizimki yün yumağı delisi annemin yumaklarını kaçırıp onla oynuyor. yumağı açıp sandalye koltuk ayaklarına doluyor.

Birininki paket lastiği, özellikle kalın olanlar.

Diğerininki buruşturulmuş kağıt ambalaj veya peluş mikrop oyuncağı. @şeyh x'in kedisi gibi koca peluşu ağzına alıp bağırarak geziyor. Söz konusu mikrop: images.app.goo.gl

bulaşık süngeri :(

Ip her daim fav. Fareden bikti? Top da bazen.

Kağıt havlu

Plastik sac tokasi favorisi. Bir de iple oynatilmayi cok seviyorlar :)

don lastiği. evet. eşofmanın ipleri var ya lastikleri, ondan. peşinden deli gibi koşturuyor.

ne oyuncaklar aldık hiç oynamadılar ama defter sayfasını top yapıp atıyoruz saatlerce eğleniyolar. evin içi top top kağıt dolu. hafif olduğu için patisiyle ordan oraya savurabiliyor, bir de ağzıyla tutup taşıyabiliyor herhalde ondan seviyolar.

Alınma oyuncak hiç yüzüne bakmadı, lastik saç tokası ve uzun bi çubuk (kablo bağı) görünce deliriyor oynuyor epey.

Sert top seviyor bi de lastik kadar iştahlı oynamasa da.

İkea Mokapotun silikon contası

obsesiflik olarak düşünüyorum. eski ilk çıkan modellerden bahsediyorsan, eskidikçe kutu da değerli olduğundandır. mesela Atari firmasının ilk çıkardığı atari'nin yanında kutusu da değerlidir. anlam ve değer yüklemek...

kutu da özenle tasarlanmış. ben saklayan biri değilim ama bence anlaşılabilir. estetik ve kaliteli bir ambalaj.

ben güzel bira şişelerini saklıyorum mesela.

ikinci el satışında, kutusunda olunca daha iyi bakıldığını düşünüyorlar. adam kutusunu bile atmamış, hep cici cici bakmış, sakınmış. poşeti çıkarılmamış araç satışı gibi.

bende kutu yok mesela, atarım. yüzeyine jelatin de koymam, kılıfsız kullanırım.

hep saklarım satarken de sattığım kişiye veririm.

bizde ne satarsan sat önce kutusunu sordukları için kimse kutuyu atamıyor. sırf kutusu yok diye vazgeçen bile oluyor. sırf böyle tipler yüzünden satın aldığım tüm teknolojik ürünlerin kutusunu atamıyorum. evinde bi odasını kutu ile dolduran bile gördüm.

1 koleksiyon değeri var iphone/apple/telefon koleksiyonu yapanlar kutulu tutmak ister (hatta sealed tutmak ister de öyle bi yürek henüz görmedim)

2 satışta kutulu yazınca alana bu birinci sahibi bunun gibi bir mesaj verdiğinden tercih ediliyor

3 iphone toplum genelinde değerli bişey olarak görüldüğü için kutusu da dolaylı yoldan değerli olarak görülüyor olabilir

Ben de mac ve ipad kutularını tutuyorum ruh hastası gibi :D

sadece iphone değil ki, tüm elektronik cihazlarımın kutusunu belgelerini vs. tutarım. Hem titiz olduğunu gösteriyor (gerçi telefonu nasıl kullandığın bundan bağımsız tabii ama başka cihazlarda fikir verebiliyor) hem de telefon gibi şeyler rahatlıkla çalınabilen şeyler. Gerçekten senin mi çalınmış mal mı onu da anlamaya çalışıyor millet.

iphone kullanmadım hiç apple haterı biri olarak da aldığım tüm telefonların kutularını en azından telefonu kullandığım süre boyunca sakladım hep. Garanti belgeleri, kullanım kılavuzları, son dönemde telefon iğneleri falan hep kutunun içinde.

Hiç ikinci el satma işine girişen biri de değilim, eskiyen telefonlarımı aileme veriyorum bi iki üç yıl da onlar kullanıyor sonra ne olduğu konusunda fikrim yok :d

Kutuyu atmak tuhaf geliyor bana yani kullanışlı bi şey sonuçta tüm belgeleriyle beraber duruyor.

executive tek başına bir seviye belirtmiyor, executive board member da var sales executive de var. Nonexecutive ile karşılaştırdığımızda aktif olarak çalışan, yetkili kişi oluyor sadece.

Executive, genelde "tek başına karar verebilir" anlamında kullanılır.

tunç kırtasiye

hiçbir şeye bakılmıyor.

Aynen, bakılmıyor

Zaten ilkbaharda ya da sonbaharda gidilir.
Kışı da yazı da çekilmez oranın.

Denizli bayramyerine geçip kebap yiyin elinizle. Kebapçı enver ya da halil. Hangisi boşsa.
Laodikya antik kentini görmeyi unutmayın. Pamukkale ören yerinin dışında orası ama yakın Bazen unutulabiliyor ancak efsane bir yer.
Sabah çok erken vakitte giderseniz balonları izleyebilirsiniz.
Şu sıralar çok ideal gitmek için. Yazın hiç tavsiye etmem. Açık alan, kavruluyo insan.

Karahayıt bölgesinde (pamukkalenin az ilerisi) termal oteller var. Doğa veya lycus river otelleri, araştırabilirsiniz. İkisini de beğenmiştim ben. Doğa'da odalara da belli bir saatte termal su gönderiyolar musluktan.

Hepsi 1 gunde bitecek bi tur olur. Pamukkale aradan cikarilabilecek bi yer. Yol ustuyse ugrayin hususi gelinecek bi yer degil.

sarımsaklı, badavut güzel yerler ama bence bir tık kalabalık. şemsiye ve sandalye varsa çataltepe daha iyi bir seçenek bence (orda şezlong da var ama hizmeti nasıl bilmiyorum). suyu az daha sıcak sarımsaklıya göre.

mekan önerisi: tik mustafanın mezeleri çok başarılı tavsiye ederim kesinlikle.

Badavut'a gidin Ayvalık'ta gördüğüm en güzel deniz oradaydı.

deniz için altınova'yı önerebilirim. akşam için ise yelken ama rezervasyon gerekir.

hem yemek (tost bira vs) hem iyi deniz için sarımsaklı girişte long beach var. şezlong tane 40tl. tostları güzel.

muğlanın ne gibi bir civarı? datça marmaris bodrum gökova fethiye hepsi çok farklı istikamet. bu dediğine uyan tek mevki fethiyedir ancak her şey dahillerin fiyatları belli.

İşte hepsi olur fark etmez. Otel önerisi?

Seastar hotel çok iyi gecen hafta gittim benim aradigim her sey vardi.

karidesi nasıl yapacaksın?

Kalamar?

Karides rakiyla güzel olur. Biranin yanında kalamar daha iyi olur.
Karidesin yanında sarımsaklı yoğurtlu bişey güzel olur.

6 ay askerlik yaptım. Sadece eve ve terminale geldiler. Kutlamalardan nefret ederim, istemem. 1 ay için telefonla arasan bile olur.

Ben de arkadaşlarım da dümdüz kendimiz gittik geçirene bile gerek yok. Sadece içeri girmeden ailemi bi aradım geldim artık vakit olunca askercellden ararım diye :D

evdekilerle evde hadi ben gidiyorum diye vedalaşıp otogara gidersin, arkadaşlara da telefonda hadi gittim ben 1 ay sonra görüşürüz derdim yani 1 aylık konuyu dramatik hale getirmeye gerek yok

annemin ısrarı üzerine kardeşimi hava alanına bırakıp aynı taksi ile geri dönmüştüm. çok da abartmamak gerek. gerçi bazı arkadaşlar bedelli gibi değil de 12 ay gidiyormuşcasına tribe giriyorlar. onların tavır yapma ihtimaline karşı düşünün derim.

abim arabayla otogara götürürken şakasına birkaç kez kornaya basmıştı:)

Çantamı alıp çıktım evden, abartılacak bir olay değil bence. Ama birliğin önün de çocukları sıra beklerken davul zurna çaldıran ailelere görünce çok şaşırdım. 30 yaşında adamı kapıya getirmiş anası babası yedi sülalesi orada. , vedalaşmalar ağlamalar vs vs.

dümdüz otogardan yollamak olur, gayet yeterli. abartmaya gerek yok.

Evet, %40.
Ocakta da %70 yapmislardi.

Tam cikicam, maasim piyasanin altinda kaliyor diyorum, boyle boyle caydiriyorlar :(

almanyada yasiyorum, aldim.

mayista 10% olarak aldim, ek olarak sirketten ayrilmamamiz icin 2 maas yillik ekstra ikramiye verilecek herkese biri temmuzda, digeri aralikta.

burhan altintop'a donusmek istiyorsan neden olmasin, en goze batanini alacaksin o zaman, bu tarz risklere "all in" girmek lazim.

İki sene önce bel çantası kullanan birini görse parmağıyla gösterip gülecek gençler (şöyle: tenor.com bunun Yeşilçam'da Ayşecik ya da öyle birine gülen kötü kalpli zenginler görselini bulan olursa bana da gönderseniz ya) moda oldu diye bel çantasıyla gezmeye başladı. Yadırgıyorum. Moda işte.
¯\_(ツ)_/¯

Bana asla yetmez, zaten bel çantasını tekrar kabullenemeyecek kadar yaşlıyım. Ama alışverişe, yürüyüşe, koşuya vs giderken telefon, kart, anahtar koymaya yeter.

1 cocuga heveslendigi icin gratis'tekinden almistim icine su sisesini falan koyuyor gayet genis.

ben daha once tarz olsun diye deri bi sey almistim 1 kartlik 1 telefon zorla tıkıştırıyordum daha da kullanmam. ancak genisleri -belki spor modellerde daha yaygindir- is gorur.

not: gratisteki kalitesiz bir sey ben kapasite ici orneklendirdim

Aklıma gelen ilk şey bir zamanlar tüpcü ve pazarcı dayıların taktıgı bel çantaları aklıma geliyor. Parayı oraya koyarlardı. Başka bir şey lazım mı applaaa diyişleri bile kulağıma geldi. Bel çantalarının bu coğrafyada özdeştikleri tablo bu

Ben birkac ay once aldim. Onu ekstra cepli falan degil, bayagi ince bir canta. Icine kartimi telefonumu vs koyuyorum ve belime degil, gogsumden capraz takiyorum. 100% tavsiye ederim. Moda diye almadim, yasadigim yerde moda degil zaten. Ellerim bos kalsin ve kucuk olsun diye aldim.

Bele değil göğüsten çapraz takıyor gördüklerim +1

Iris Apfel diye sevdiğim bir moda koleksiyoncusu kadın var. Belgeselinde eski bir ayakkabısını gösterirken bunlar şimdi yeniden kullanılmaya başlandı deyip "eğer yeterince beklerseniz birgün her şey yeniden moda olur" demişti.

Demode kavramı insanların kendisinden 1-2 nesil öncesindeki kişilerin giydikleri üzerinden gelişiyor daha çok. Anne babamız ve nine dedelerimizin giydiği şeyler bize demode geliyor, daha eskilerse ilginç. Sonra bu daha eski şeyler tekrar alınıp günümüze birkaç uyarlamayla girip devam ediyor.

Bu iş hep böyle.

Bel çantaları için vakit henüz geldi mi bilmiyorum ama bir aşamada geleceği kesin. Bol kesim modasına uyabilecek bir şey çünkü.

Bel degil gogus capraz kullaniyorum. Asiri pratik ve ben seviyorum. Guzel de gorunuyor bence

hiç beğenmiyorum ve insanlar sadece moda olduğu için kullanıyorlar gibi geliyor

Üniversite yıllarımın üniformasının oduncu gömlek içi boğazlı kazakla beraber ayrılmaz parçasıydı bel çantam, o zamanki adıyla "Freebag"im. 90'ların 2. yarısı. Bu kadar kullanışlı bir aksesuar yoktur. İçinde cüzdanımı, databankımı tutardım. Ceplerim boş kalırdı. Fonksiyon açısından çok işime yaramıştı.

Amaca göre değişir aslında. Çantadan çantaya fark var. Bende 1 adet seyahat için olan küçük var; içine paramı, kartlarımı koyar, belimden içeri sokarım. Bu yüzden onun kapasitesi az oluyor, esasen cüzdan denebilir. Bir de gayet büyük olanlar var, bazıları doğa yürüyüşü için falan da kullanılıyor.

Yabancı hisse senedi ağırlıklı yatırım fonlarını inceleyebilirsin.

www.tefas.gov.tr

hepsini tek bir yere yatirmak zorunda degilsin ama biraziyla hisse senedi alabilirsin 2-3 tane hisse secip

altın tabiki. uçmuş olması sizi nedem ilgilendiriyorki? sürekli düşen bişeye yatırım yapmak mı mantıklı?
fonlar sadece bir süreye kadar idare edecek. çünkü;
www.worldgovernmentbonds.com

illa fon olacaksa, petrol veya gıda ağırlıklı karma fonlar olabilir. ama şu şartlarda altından daha mantılı bulmuyorum.

www.kosmosvize.com.tr

18.mayıs.2022 kapı vizesi duyurusu

kapı vizesi uygulaması 2022 yaz sezonu için henüz yürürlüğe gireceği hakkında bir açıklamada bulunulmamıştır. adalar için ziyaretçiler normal schengen vizesine başvuru yapmaları gerekmektedir. gelişmeler websitemizden duyurulacaktır.

uçan ev de böyle bi yerdi. ama aradığın bu mu bilemem tabii.

İkinci eli düşürmez.

Sıfırı zaten düşürmez de ikinci eli anca artık millet bu arabayı kullanmak bana lüks diyip satmaya başlar da piyasada bolluk oluşursa ufak bi kırılma bekleyebiliriz. Esasen durum büyük bir kırılmaya gebe olsa da araba yatırım aracına dönüştüğü için senden 10 lira aşağıya alıp yine ilana koymayı planlayanlar da var piyasada. Bu doğrudan fiyat düşüşü olmaz belki ama sıfırdaki fiyat artışlarına paralel bir artış olmaz o aşamadan sonra.

Açıkçası ben de bu kırılmayı öngörerek şimdiden arabamı satmayı düşünüyorum.

evet ikinci elde fırsatlar olur, sırf yakıt fiyatları nedeniyle aracını satan birini tanıyorum mesela.

Çok yakan muhtemelen eski otomobillerin fiyatını düşürebilir. Mesela bu saatten sonra grand cherokee gibi eski ve aşırı yakan araçları hobi olarak kenarda tutmak bile ciddi bir maliyet haline geldi. ama atıyorum bir passat, golf alabilen hiç kimse yakıt maliyeti arttı diye satmaz diye düşünüyorum.

türkiye'de araba fiyatlarının düşük olduğu görülmüştür ama fiyatların gördüğü yerin altına indiği görülmemiştir. araba fiyatları mevcudun altına inmez artık.

Millet bi daha alamam diye satmaz antika diye kapıda tutar yine de satmaz

düşürmez
artırır tam tersi.

2. El Türkiye için yatırım aracıdır. Hayatta düşmez. Adam kapının önünde yatan malını niye satsın.

Anlaşmayı kredi kartı sahibi yapar, sen "başkasının kartıyla anlaşma yapıp aracı ben kullanabilir miyim" diye soruyorsan ek ücret ödeyip ikinci sürücü olup kullanabiliyorsun ama kredi kartı sahibi yapıyor yine anlaşmayı.

olmaz daha herkes yeniden bütçe yapıyor, ocak sonuna doğru anca.

gecen sene 9 du ondan onceki sene 6... çık git demenin en kibar yolu.

zamlar ocak'ta belli olacak ama bize erken zam verdi patron geçen ay. %25 ama ocak'ta yeniden değerlendirilecek.

yıl içerisinde dokundukları için, yıl başında dokunmayacaklar gibi

ara zam vermiştik, nisan'da tekrar bakacağız. ara zamla beraber %30'a tamamlarız gibi gözüküyor.

Sizin 28 tl sanırım günlük, rakam düşük. Bizim 35 tl ve şişliye göre yine düşük kalıyor. Semte göre değişiyor yani.

evden çalıştığım için fazlasıyla yetiyor. hatta birikiyor. arada market alışverişi de yapıyorum.

günlük 40 tl bizim. ama gerçekten her gün yesem, muhtemelen ya tam yeter ya da eksik kalırdı.

Günlük ortalama 35 lira veriyorum yemeğe. Ama ticketim bu kadar değil tabi, haliyle yetmiyor.

Terfi zammiyla beraber yüzde 35 almıştım geçen sene. Bu sene terfisiz 25 çok zor.

yüzde 25 yüksek bi oran. bence yaklaşmaz

Her sene daha yüksek almıştım bu sene de alırım diye düşünüyorum

O 2 bin fark neyin üstüne 2 bin? 20 binden 22 bin olacaksa gidilmez ama 4 binden 6 bin olacaksa gidilebilir. Gideceğiniz şehir de önemli. 2 bin için aile evinden çıkıp İstanbul'a gelmek mantıklı değil. Çünkü 2 bin lira farkla o masraflar karşılanmaz. Eli yüzü düzgün evler 4 bin liradan başlıyor şehrin uzak yerlerinde bile.

2 bin tl için olmaz. ev tutulunca masraf çok olur

İki bin lira için şehir değiştirilebilir de sizin durumunuzda değiştirilmez. Kiraya en kötü 1000 lira verseniz, fatura, masraf derken şimdiki durumunuzdan daha kötü bir duruma geçmiş olacaksınız.

himmet dayi +1 ayrica hayatinizin bir noktasinda mutlaka aile evinden ayrilacaksiniz bunu en azindan +2bin ile yapmis olacaksiniz ve onu de acik diyorsunuz. bence degistirilir, konfor alaninizdan cikin :) tabii gidilecek sehir de onemli.

şehir neresi, çorlu deme de.

sehirleri soyleseniz daha iyi olurdu ama sirf kendi evine cikmak icin gidilebilir maastan bagimsiz. yasadiginiz yerden ve cevreden cok memnunsaniz gidilmez. ben de yakin zamanda 2k gibi bi artiyla baska sehire yerlesecegim gibi duruyor. beni guduleyen sey kendi evimi kuracak olusum ki simdiki halimden de cok memnunum*-*

sakaryadan izmite taşınılır. ama izmitten istanbula taşınılmaz. nereden nereye olduğu çok önemli

Hayatın bir döneminde aileden uzak kalarak hem özgürlüğün tadını çıkarmak hem de kendi ayakların üzerinde durup ev ekonomisi kasmak iyi olur. Ben olsam yeni işi tercih ederdim. Sonrası kısmet bakarsın geri dönersin.

yeni baslayan brut 6100 falandir. ne kadar olmali kismina bir sey demiyorum

Etrafımda 5-5,5 bin çok duyuyorum yeni başlayanlar için meslek fark etmeksizin.

5-6 bin tl civarında oluyor standart bir beyaz yaka başlangıcı.

En yüksek getiriye sahip olduğu için.

Bazı fonların içeriklerini beğeniyorum. Ayrıca stopaj da şuan avantaj

Geçmişe dönük getirisi bir dönem %220 olan TCD fonundan almıştım. Sebebi %220.

ben izlemedim ama bana ilk öneren annem oldu. demek ki anneye bağlı :)

anneye göre değişir tabi ki de cinsellik yönünden soruyorsanız rahatsız edecek az bir yer var, kan, şiddet yönünden soruyorsanız bence çok rahatsız edebilecek bir dizi değil. spoiler da vermeden anlatmaya çalıştım ve son kararım izlenir oldu :)

izlenir

İzlenir. Doksu ve mal karı beraber lavaboya gidince siz de mutfağa falan giderseniz 10 numara.

Bostanlıdaki tekellerin çoğunda vardır

Çarşı'da, iskele tarafından girince soldaki ilk tekelde vardı.

Bostanlı tekelleri+1

Bostanlı 4 Koşe tekel

Randevu için 1 ay beklemek yok. Devlet hastanesi kalabalığı yok. Doktorlar çok çok daha ilgili ve yardımcı olma çabası içerisindeler.

Yaptırın, hiç işinize yaramazsa özel sağlık sigortam var diye hava atarsınız. Zaten %90 ı bunun için yaptırıyor :)

İşlemine, tedavisine ve muayenesine göre değişen indirimli fiyatlar oluyor. MR BT fiyatı TTB fiyatının %35 daha ucuzu olabiliyor mesela. Bu hastaneden hastaneye göre de değişiyor.

Hastalandığınızda devlet hastanesine, sağlık ocağına gidiyorsanız veya bünyeniz sağlam doktora kırk yılda bir gidiyorsanız çok şey değişmeyecek hayatınızda ama Acıbadem’de bir muayene olmuş 700 lira 1000 lira. Sigorta ile %10-%20 artık anlaşmanız ne ise bunu ödemek var hepsini ödemek var. Veya Allah korusun ayağın kaydı kafa üstü düştün devlette ameliyat sırası mı özelde araba parası mi ikileminden kurtarır sigorta.

kafam rahat acıbademe filan gidiyorum bir şey olduğunda.

Motosiklet ile büyük kaza yapan birisi özel sağlık sigortası sayesinde 3 ev parası verilecek tedaviyi bedavaya oldum diyordu.

15 TL ödeyip medical parkta bütün kan tahlillerim, ultrasonlarım, mr larım, röntgenlerim çekiliyor mesela. En büyük avantajı da doğumdaymış, henüz deneyimlemesem de etraftan duyduğum bu.

Yeni iş ararken çok önemli bir madde benim için sağlık sigortası. Diş olsun göz olsun bu gibi bariz noktaları geçiyorum, bekleme derdi olmadığı için para verme derdi olmadığı için ihtiyacım olduğunda en iyi hastane hangisiyse ona rahat rahat gidiyorum, duruma göre 10% ödeyip çıkıyorum.

Şirket tarafından yapılan TSS sigorta ile geçen hafta Amerikan Hastanesi'nde kulak ameliyatı oldum. 1 TL para ödemedim.

Benzer sigortayı eşime yaptırma istedim. Sigorta primi yıllık 14.000 TL çıktı. Bütün özel hastaneleri kapsıyor. Muayenelerde %20 ödeme yapiyorsun.

Sağlık sigortalarinin sınıfları var. Yukarıda bahsettiğim en üst seviye.

hakkınız olanı alın.

1 - devlet hastanesinde bir muayene için sıra beklemek falan, evet bunlar çirkin şeyler ama daha büyük bir problem olduğunda, ameliyat gerektiğinde, asıl o zaman özel hastanelerin değerini anlıyorsunuz.

2 - özel sigortalar, önceden var olan rahatsızlıklarınızı kapsam dışı bırakıyor. bu sebeple ne kadar önceden sigortanız başlarsa, o kadar iyi.

3 - belli bir süre sonra, hayat boyu devam garantisi veriyorlar. yani önceden gelmiş olmasa bile, rahatsızlığınız bu sene çıkmış olsa bile, gelecek sene yenileyeceklerinin garantisi yok. ama bir kaç sene sonra (firma firma değişiyor) ne olursa olsun yeniliyorlar.

damacanalar için eksisozluk.com

su arıtma cihazları için eksisozluk.com

cam damacana, artıtma cihazları herşeyi arıtıp saf su veriyor sana, saf su içmek faydalı değil, hem de hiç değil, içindeki minarelleri de artıyor, plastik damacanalarda ne kadar sağlıklı tartışılır. kötünün iyisi cam damacana al takıl.

Damacanada çok sahtekarlıklar dönüyor. İmha edilmesi gereken damacanaları tekrar kullanıyorlar. İyi markaları tercih etmek lazım, ayrıca aldığınız yer de önemli, damacanaları güneş altında sergileyip getirmesinler ya da ucuz markadan pahalı markaya suyu aktarıp size yüksek fiyattan itelemesinler.

Su arıtma cihazı ise kimi çok övüyor, kimi mineralleri yok ettiği için yerden yere vuruyor. Ayrıca 1lt kadar temiz su için 6-7 litre kadar suyu ziyan ediyor. Ben yemeklerde ve çayda kullanmak için su arıtma cihazı kullanıyorum, içme suyu olarak 1,5luk pet şişeleri tercih ediyorum. Arıtmadan su kullandığım için çaydanlıkta hiç kireçlenme olmuyor. Kullandığım cihaz şu;
royalgreen.com.tr

insanlar da öyle yazıyorlar ki sanki kendileri deniz suyu içerek doğayı koruyor...

ikisini de kullanmış biri olarak önerim, arıtma.

ayrıca kullandığınız cihaz özellikleri (motorlu olup olmaması gibi) ile daha az atık su çıkarmanız olası. örneğin 1 e 3 yerine 1 e 2 oranına kadar düşülebiliyor.

saf su içildiği falan da yok. kullandığınız filtreler suyu saflaştırıyor fakat sonrasındaki aşamalar tekrar mineral takviyesi yapıyor.

atık su olayını öğrenince biz de sıkıldık, kendimizce çözüm ürettik. boş damacanada atık suyu biriktiriyoruz sonra onu meyve-sebze yıkarken, temizlikte, bulaşık tabak-çanak durularken kullanıyoruz. önceleri çiçekleri de onla suluyorduk ama atık(!) su içindeki daha konsantre klor, mineral vs bitkileri üzdü.

damacana aldığınızda evinize kadar gelirken kullanılan fosil yakıtlara yazık değil mi? karbon emisyonu ne olcak? neyse bu konuda ciddi değilim de, saçma sapan duyar kasmanın anlamı yok, bir yere varılmaz. bir şekilde o su içilecek.

Peace lily denen yelken çiçeği ve pothos kendi tecrübelerimde evimde direk ışık almayan ve hatta nispeten karanlık denebilecek bir köşede büyüdler sürekli, hatta yelken çiçeği defalarca yeni çiçek bile açtı. Sürekli dediğim yani her gün 1 yaprak gibi değil kesinlike. Fakat ölmediler ve arada yeni yaprak/çiçek açtılar...

Paşa kılıcı. Kılıç bitkisi diye de geçer. Tamamen nazsızdır.

geçim sağlama işi değil de yandan gelir diye takılıyorum. kassam geçindirecek bir işe de dönüşebilir ama hem o kadar yaparsam bayarım, hem de mevcut işimden memnunum.

aylık gelir diyorsan da 500 TL kazandığım da oldu 8-10 bin TL kazandığım da oldu tamamen o aya göre değişiyor.

malın tasarımını ben yapıyorum. üretim ve kargolamayı başkasına yaptırıyorum. (tablo gibi bir şey satıyorum)

yazarın notu : soruyorsan yapmayı planlıyorsundur muhtemelen. bu işi yapacaksan yurtdışı pazarına yap. eğer oraya açılabilirsen para kazanırsın. açılamazsan yurtiçi'nde alım gücü şu anda çok zayıf. kur farkını işinde avantaja çevirebilirsin.

Öğrenciyken tamamen dijital ürün satıyordum (oyun vs. kodları) hatta iyice ilerleyip tedarik zincirini kurmuştum alım sürecini otomatik hallediyordu uygulamalarım, parayı gönderiyordum tek yaptığım iş.

Ek gelir olarak ayda $200-300 iyi paraydı özellikle bir öğrenci için, birkaç ay $500'e falan çıktım ama $1000'lere çıkardım full-time iş yaparım dedim gittim vergi dairesine, vergisini ödeyeceğim ne yapmam lazım diye..

Yok mali müşavir tut yok defter parası, yok şirket açman lazım vs. aylık masraflar zaten kafadan $100 yiyordu başlarım ülkenize dedim şimdi beyaz yaka olarak çalışıyorum.

Evet evet artık daha kolay yapıyorlar. Belirtinizi söyleyin yeterli. Ama çift kat maske gibi önlemleri atlamamaya özen gösterin.

zar zor 1000 lira filan, ama dediğin gibi biriktirsen ne biriktirmesen ne, yılda 12 bin lira ediyor :D

Önceki yıllarda olsa atabiliyordum ama şuan o miktar çok azaldı çünkü hayat kalitesinden ödün vermediğimizden hayatta her ay fiyat artısına girdiğinden tasarruf git gide azalıyor. Ya aldığın ürünlerin kalitesini düşürüceksin eskisi kadar biriktiriceksin yada değiştirmeyip tasarrufu azaltıcaksın.
Bir de önceden işyerinde yılda 1 yapılan zam yeterliydi cünkü fiyat artışları çok oynak olmuyordu yıl içinde ama son 2-3 yıldır işyerleri her ay zam yapsa anca yetişilir çünkü her markete gittiğimizde mutlaka her şeye tekrar bir zam gelmiş oluyor

kenara daha cok atmanin sirrini malesef soyluyorum: geliri arttirmak. sadece biriktirme olarak dusunme 1000 tl bile olsa bilesik faizin gucunu azimsama

Öyle düşünmeyin ayda 1000 lirayı neden küçümsüyorsunuz?
Tl de tutmayın yeter. Aylık 1000 liralık altın alsanız seneye bu zamanlar 20 bin garanti. Altın hiç kaybettirmez arada düşmesine bakmayın uzun vadeli düşünün.

benim durum daha fena :)
500 tl atabiliyorum kenara

gelir artmadan bu miktarın da değişebileceğini düşünmüyorum. temel ihtiyaçlar dışında ot gibi yaşamamak, deşarj olmak için de kullanmak gerekiyor bence maaşı

ne kadar kazandığından bağımsız olarak "para nereye gidiyor bilmiyor" olman çok büyük problem. tüm harcamalarını kredi kartıyla yaparsan ay sonunda para nereye gidiyor ekstrenden anlarsın, ona göre harcamalarını kısarsın. bence oradan başla derim.

Biz kredi öder gibi düzenli olarak 3500 tl yatırıyoruz altın heaabına. ilk başta düzeni oturtması zor oluyor ama alışınca faturalardan önce onu yolluyorum.

bu ara benim maasi kenara atip hanimin maasini yiyoruz. daha once de tam tersiydi. daha oncesinde hanimin maasinin bir kismini atiyorduk. zamanla artiyor yani attigimiz miktar.

Geçen hafta pazartesi itibariyle randevulu sisteme yeniden geçildi.

Bahsettiğiniz emekli maaşı 2500 sanırım. 1500 alanda var. Yardım almadan geçinmeleri mümkün değil.

Emekli maasi, emekli kisinin calistigi 40+ sene boyunca baska birikim yaptigi ve/veya ev aldigi varsayimi uzerinden dusunulen bir kavram genelde.

Eli yuzu duzgun ulkelerde bile bu emeklilik maasi asgari ucret civarinda. Kanada, Almanya, vs 2 dakikalik arastirmayla zaten rakamlar cikiyor. Sadece emeklilik maasina kaldiysan, oturdugun ev senin degilse arti sagdan soldan ufak tefek de olsa bir para gelmiyor ise buyuk sikinti cekersin.

Emeklilik balonu patlamis vaziyette, 80 sonrasi doganlarin ezici cogunlugu geberene kadar calisacak.

@hot potato
iyi de adam 40 sene boyunca birikim yapabilecegi parayi prim olarak odemiyor mu zaten? 40 sene devlete verecegine hisse senedi veya altin alsa 1 degil 2 tane ev alirdi 40 sene sonunda.

ben sgk'yi savunmuyorum, genel konustum.
"40 sene devlete verecegine hisse senedi veya altin alsa 1 degil 2 tane ev alirdi 40 sene sonunda" o parayla iki ev alir mi alamaz miydi matematigini yapmadan bilemeyiz. prim odemeseydi olene kadar maas alamazdi ama mesela.

@baldur’u haksız bulmamak birlikte biraz acımasız bir cevap vereceğim;
Kabaca şöyle düşünüyorum bu bahsettiğin ücret alan emekli grubunun çalışırken katma değeri ne oldu ülkeye? Sizin ebeveynleri tenzih ederim ama hem kısa süre çalışıp hem niteliksiz işlerde çalışıp yıllar sonra alacağı emekli maaşını da tahmin ederek (etmesi gerekirken) hazırlık yapmayan (birikim, ek iş vs) bir grup var. Bu durum çok sürpriz mi gerçekten? Yani alım güçlerinin düşük olması. Bence benim bakış açımdaki tek eksik ciddi enflasyon ve alım gücümüzün çok düşmesi.. ondan da hepimiz etkileniyoruz aynı anda.

yani emeklinin bu kadar düşük ücret alması bence sorun olmamalı. Alım güçlerinin çok düşmesi, bu ücretlerle yaşayamamaları sorun. Eleştiri yapacağımız odak başka bence. Aynı şey 12 bin kazanan doktor için de geçerli. Mesela arada bu kadar bi fark olması anormal değil bence ama ikisinin de alım gücü düşük, biri huzursuz şekilde geçinebilir diğeri hiç geçinemez. İkisi de adil değil.

Emekli maaşı tabiri yanlış aslında
emeklilik bir hizmet değil, bunun karşılığında da benden maaş almıyor olması lazım.

Emekli maaşı çalıştığı sürece yatırdığı primlerin, devlet tarafından işletilip, kar ettirilip, ona geri verilmesi sistemine dayanıyor.

amerikada avrupada aldığın maaşın 3de1 i kadar emekli maaşı alman normal gözüküyor.
Burada da keşke öyle olsa, son aldığın maaşın 3de1 ine fiksleseler.

Ülkenin %70i vasıfsız
%70i asgari ücretle çalışıyor, sonra da asgari kadar emekli maaşı bekliyor.
Hem üretme, bi derde derman olma, asgari ücretle çalışacak kadar vasıfsız ol
sonra da sırf yaşlandın diye, aynı parayı almaya devam et
e o zaman çalışmanın ne farkı var? Sırf yaşlandın diye, bu sefer karşılığında hiç birşey yapmadan aynı parayı istemek/hakkın görmek nedir?
NEDEN?
sana böyle bir iyilik/ayrıcalık neden yapıyoruz ki?

Gelişmiş ülkelerdeki, gelişmiş sistem şöyle işliyor.
Sağlık/Eğitim gibi mecburi şeyler bedava.
Emekli maaşı, normal maaşının 3de1i
Evin falan yoksa, ayrıca sana belediye/devlet ucuza toplu konut veriyor.

Çalışırken/kazanırken biriktir, evini al, çoluğunu çocuğunu okut
emekli olunca da ev senin, çocuk yok
Karnını doyuracak kadar paran olsun
sistem bu

Bir de türkiye ve türk insanı suistimal'in kralı.

Bugün devlet her eve 10bin tl maaş bağlasa
2 ay sonra, aynı evde yaşadığı anasını babasını kardeşini ayrı evde oturuyor gibi gösterip ek maaş alan insanlar türer.

Bunun sonu yok
İstanbulda baba reklam ajansları 8 9 10 bin maaş alıp, asgariden ssksı yatan adam kaynıyor. Herkes kendince akıllı.
Sistem böyle olunca da, dönüşü bu oluyor.

20 milyonluk benzinliği olan adam, kendini en az primden emekli ediyor bağkur'da sonra
1500 lira emekli maaşı alınca "vooovv"

2,5 veya daha az alan emekli muhtemelen çok nitelikli bir meslekte çalışmadı. üstelik pek çoğu çok erken yaşta, kısa sürede emekli oldu. Eee ne kadar alması gerekiyor?

Ülkece fakiriz, ciddi fakiriz. Her hafta temel ihtiyaçlara zam geliyor bakın her yıl her ay demiyorum resmen on günde bir artış oluyor pek çok kalemde. Yaşayamamalarının sebebi emekli maaşının düşüklüğü değil ülke çok fakir. Daha doğrusu gelir adaletsizliği ve aptallık boyutunda bir enflasyon var.

Türkiye için muhtemelen bir pazar araştırması yaptılar ve Türkiye'ye satış/servis ağı kurmak fizibıl gelmedi. Zaten vergiler nedeniyle milyonlar mertebesinde oluyor aracın fiyatı. Birkaç tane araç satmak için yasal birçok yükümlülük altına girmeyi istememişlerdir.

Elon Musk ve CB arasındaki görüşme Tesla'nın üretim hattı için değildi zaten. Öyle bir şey hiç gündeme gelmedi bildiğim kadarıyla.

Sahibinden’e gir km’ye göre sırala. İthalat yapıp getiren galeriler var.

Bir de şöyle bir şey var. Bu arabalar ABD’de üretildiği için vergi dezavantajı oluyor. Almanya fabrikası yeterince üretmeye başlarsa daha değişik bir durum ortaya çıkabilir. Çin fabrikası zaten yıl başına teslimatlara başladı. İç pazara ancak yeter.

Türkiye'de henüz elektrikli araçlar ilgi görmüyor. Birkaç sebebi var:

-Lojistik. İnsanlar henüz şarj istasyonlarının sayısına güvenemiyor. Zaten yeterince çok sayıda şarj istasyonu da yok. Çoğu konutun da otoparkında böyle düzenlemeler yok. İstanbul'un en yeni ve pahalı konutları olan Ataşehir taraflarında bile çoğu residence otoparkında teslayı şarj edemezsin. Bir aracın şarjı saatler sürüyor. Haliyle aracı şarj edebileceğin en iyi yer evinin otoparkı. Ama yapamıyorsun. Yani aracı evinin yakınında bir istasyona bırakacaksın. 6-7 saat sonra gelip alacaksın. Çok mantıklı değil şu anda.

Amerika ve avrupa'da müstakil evinin otoparkına koyarsın şarj ekipmanlarını sıkıntı yaşamazsın.

-Menzil. Bir tesla fabrika verilerine göre 640 km yol gidebiliyor dolu bataryayla. Hadi yanılma payıyla, kullanımla falan 600 km diyelim. Bizde insanlar aldıkları otomobille her yere gitmek ister. Mesela bir tesla'yla istanbul'dan bodrum'a gidemiyorsun şu anda. Gidiyorsun da, İzmir'de mola veriyorsun, şarj istasyonu buluyorsun. araç 10-12 saat şarjda kalıyor, sonra yola devam ediyorsun.

-Yani elektrikli araçlar şu an şehir içi kullanıma uygun sadece. Ama türkiye'deki şehirleşmeyle avrupa ve amerika'nınki bir değil. Araç kullanma ve ulaşım alışkanlıkları da öyle. Berlin'de Paris'te New York'ta yaşayan adam elektrikli araç alır. Çünkü aracı şehir içinde kullanır. Akşam evin otoparkında şarj eder. Uzun mesafeleri zaten aracıyla gitmez. Şehir dışına, ülke dışına çıkacaksa biner trene gider. Paris'te yaşayan adam 2 saatte trenle manş denizinin altından londra'ya ulaşıyor mesela. Berlin'den 6 saatte trenle hollanda'dasın. Tren saatleri de çok sık. ABD'de aynı şeyi uçakla yapabiliyorsun. Hemen her yere çat diye uçak bulman mümkün. Bu adamlar otomobili genelde şehir içinde kullanıyor zaten. Çok çok ihtiyacı varsa gittiği yerde araç kiralıyor.

Bizde ulaşım karayoluna bağlı. Tren ağı zayıf, havayolu da istanbul-ankara-izmir dışında çok yeterli değil. Kaldı ki havaalanlarına ulaşım da kolay değil.

Bir avrupa metropolünde metroyla, trenle, otobüsle havaalanına en fazla 20 dakikada ulaşıyorsun şehir merkezinden. Türkiye'de büyük şehirlerde havaalanına gitmek bile en iyi koşullarda 60 dakika:) Yani havayolu da çok efektif değil.

Haliyle araba çok önemli. her yere arabayla gidiyoruz. Ee kimse şehirden çıkartamayacağı bir araca milyonlar vermek istemez. Zengin bile olsa vermek istemez. Tek tük istanbul'da görüyorum özellikle etiler taraflarında.
Ama onlar da muhtemelen bir heves oyuncak gibi alınan araçlar. Eminim onların da farklı araçları vardır tesla sırf zevk içindir.

apartman eskiyse üst katınızdakiyle problem yaşayabilirsiniz

Sessiz olan varsa sıkıntı yok. Onlar daha iyi oluyor

Kesinlikle öneririm ama çok ufaklarından olmayacak.

Uber: Artik Izmir'in de Uber'i var! Izmir'de 1 yolculuk MERHABAIZMIR kodu ile hediye! Kampanya 40 TL'ye kadar, 31 Agustos son gün. UBERASI Izmir'de de geçerli. B204

VW Polo

Lpg'li civic olabilir. 2012-2013leri diri duruyor hala.

Uzun yol yapılmayacağı için b segment’in kaliteli modellerine bakılabilir. O paraya hatchback’in yanısıra fluence 2017 accent era vs vs arabalar var. Seçenek çok açıkçası 2014-2015 üstüne bakınca. Ben olsam şahsen, en konforlusunu bakardım belki siz güçlü olanını arıyorsunuzdur, kriterinizi biraz daha genişletmelisiniz. Sıfır sorun sıfır masraf için temiz bir yaris alınabilir mesela ama ben şahsen o yol tekerlek sesine çok gelemiyorum maalesef. Seat ibiza vs’de olabilir, temiz polo vs’de.

Her ne kadar fiyatlar çok uçsa da 150 civarlarına güzel arabalar var

Esimin aracini satiyoruz. 2014 corsa otomatik benzinli

Dusunurseniz detaylar icin mesaj atabilirsiniz

o paraya oldukça temiz 2014-2015 C4 1.6 blue-hdi otomatik dizel bulursunuz. bakımı masrafı ucuz, yskıtı düşük ve sürüşü güzel araçtır. sadece alırken şanzımanın mcp değil eat olmasına dikkat edin.

150-160bin arasına sıfır kia rio bulabilirsiniz. ama otomatik olmaz. zaten uzun yol kullanmayacaksınız manuel de düşünülebilir bu sebeple sanırım. kia kore markasıdır ve 5 yıl garantilidir. en azından bir bakmanızı öneririm. ben olsam bunu düşünürüm ama elbette bu kişiye göre değişebilecek bir tercih. duruma göre kolayca satabilelim ilerde derseniz vw veya seat düşünmek daha rasyonel olacaktır.

Selamlar, garantisi devam eden sorunsuz bir araçtır. Yurtdışına taşındığım için satıyorum.

www.sahibinden.com

kentsel dönüşüm sonrası ıvır zıvır bir sürü derdi olacak evin. aidat toplama problemleri, yönetim problemleri, tapu problemleri vs bir sürü dert. eğer site tarzı bir yer ise 300 bin tl için bu riske girilmez diye düşünüyorum. ama normal apartman dairesi ise denenebilir.

tüm maliyetlerine yıpranma payı, o inşaatın 2 senede değil 4 senede tamamlanması gibi kalemleri de dahil ettiniz mi?

0

Daha geçen gün 2014 yılında kentsel dönüşüm kapsamında evlerini verip müteahhitin kaçmasıyla mağdur olan insanların haberi vardı haberlerde.

bu açıdan büyük risk.

Bir de sözleşmeye 2 senede bitirilmeme durumunda ev sahiplerine tazminat ödenmesi maddesi koyulsa bile, 4. senenin sonunda "tazminat istemiyoruz yeterki şu evi bitir" moduna giriliyor ve müteahhit imza falan topluyor tazminattan feragat edildiğine dair.

Şöyle de bir durum var,

istanbul bostancı- suadiye - erenköy ve civarı için konuşuyorum, zaten arsası geniş, daire sayısı az, şekilli binalar çoktan yapıldı. Şuanda kalan binalar zaten daire başı 150 m2 den 60 m2 ye düşmek zorunda kalan, müteahhit e kar sağlamadığı için üzerine para verilmek zorunda kalınan evler.

Bir de kentsel dönüşüm sonrası evin kaç m2 kalacağını bi hesaplama yöntemi vardı, "aklından bi sayı tut, 7 ile çarp 4 e böl" ayarında bi hesaptı. Emlakçılar biliyor.

"İnşaatın 1,5 - 2 sene süreceğini öngörürsek"

1.5 milyonluk satışda 300 bin kar yapmak için kentsel dönüşüme girmek cidden akıl alır gibi değil. 2 senede hangi kentsel dönüşüm bitmiş de burası bitmesi öngörülüyor?

Son sorunuzu modlar sildi sanırım.

Cevabımı tekrar yazıyorum.

Okumayı sevmiyoruz.

Okuduğumuzu anlamıyoruz.

Dünyanın en kolay sorusunu sorabilirim burada, hemen Google'da ara yazmaya gerek yok.

Belki ben kullanıcı tecrübesini merak ediyorum veya bazen çok yoğun oluyorum ama öğrenmem gereken bir şey oluyor o sırada. Sorumu hızlıca yazıp ise devam etmem gerekiyor.

Ben açmıyordum. Açmadıkça inadına arıyorlardı. En son engelledim. rahatım.

Kredi vermek için beni de arıyorlardı. “X hanım, şu an ihtiyacım yok ama yakın zamanda olabilir. Ben sizin numaranızı kaydetsem, gerekli olduğunda ben sizi arasam olur mu? Hem de siz beni aramakla vakit kaybetmemiş olursunuz.” Dedim. Bir daha aramadılar :)

sert çıkışman lazım.

Garanti bir dönem benim de maaş bankam oldu. Nefret ettim kendilerinden. Ben de numarasını engellemiştim. Ama yok. Kaç kere numaramı listelerinizden çıkartın filan dedim, ses yükseltme, azar, her şey oldu. Çünkü kibar kibar konuştuğunuzda kesinlikle laftan anlayıp tamam demiyorlar. Geçen sene tekrar tacize başladıklarında bu pandemi döneminde üşenmedim izin aldım gittim bankalarına atıl duran hesabımı kapattırdım. Bütün bilgilerimi de çıkartın kesinlikle aramayın dedim. Rahat ettim.

Onlar nasıl ki inceden bir tehditi andırır şekilde,
-size daha kaliteli hizmet için görüşmelerimiz kayıt altına alınmaktadır.. dediği gibi siz de ,
- ben de sizden yeterince rahatsız olduğum ve ilgili mercilere bildirmek üzere görüşmemizi kayıt altına alıyorum. demelisiniz

Fırsat eşitliği böyle olmalı.
Kurumsallık hikaye..

Engellemek tek çözüm , yalnız değilsiniz.

müşteri hizmetlerini arayıp banka aramalarına kapatmak istediğimi söyledim o zamandan beridir ayda yılda bir arıyorlar

iys.org.tr üzerinden SMS ve Telefonu kapatın

wow engellemek tek çözüm falan denmiş, ilgili ayar internet bankacılığında var.

Profilim -> Bireysel Bilgilendirme Ayarlarımdan telefonu pasif yapın.

750 ama multinet. ticket veya sodexo olsa daha fazla anlamı olurdu.

31TL/gün.

25,25 TL/gün

devletin belirlediği rakam

"Her sene asgari ücretin güncellenmesiyle birlikte pek çok tutar da yeniden düzenlenir. Bunlardan biri de yemek yardımıdır. 2021 yemek yardımı bir önceki seneye göre 2 TL zamlanarak 25 TL oldu. Böylece, yeni yemek istisnası vergi hariç 25 TL iken KDV dahil 25,25 TL'ye yükseldi."

xdenizx + 1.
Genelde evden çalıştığımız için keyfi harcıyoruz.

istanbul, 950 TL

770 Multinet

sinirsiz.

880 multinet

Bize niye 650 multinet yaa koskaca şirket, ayıp valla. 1000 küsür çalışan var onla mı ilgili acaba?

Edit: Ben genelde dışarıdan söylemek yerine eve market alışverişi için kullanıyorum ve 2 poşet alışverişte bitiyor zaten 650

18 tl/gün. xdenizx'in paylaştığı durum nerede yazıyor? İş kanununda falan mı?

Günlük 30 TL, Sodexo, İstanbul

@teutonic-terror

şirketlerin vergisiz verebileceği maksimumu yemek parası tutarını bahsetmiş. bunun altında verebilir şirketler.

üstünde bir tutar vermek istiyorlarsa ekstra vergisini de ödeme zorundalar, fark bu.

21 tl idi galiba günlük. Pandemi nedeniyle çalışırken yemek yemediğimiz için normalde olması gerekenin 1/3'ünü yatırıyorlar. Yani aylık 120 falan yatıyor sodexoya. Çok saçma ama böyle...

çalışılan gün başı 29 lira.

Evden çalışıyoruz. Bu ay 638 lira.

330 tl sodexo, istanbul.

Günlük 25 TL

40 tl

baya itiraz etmiştik 20 tl idi bastırdık vs. güzel zamladılar.