Ekşi Duyuru

alabiliyor. ben alamadım da kardeşim anneme alabilmiş.

Ankara için bayaa tanıdık alabildi bugün.

yeni bir iş arayışına başla. bulunca da ayrılırsın. nasıl bir iş hayatı istediğine karar ver ve görüşmelerinde ona göre bilgi al. ben böyle böyle 4757 iş değiştirdim. tam sevdiğim bir iş buldum dedim şirket kapandı. şans işi biraz da.

özgür özel, süleyman ışık ile bir gazeteci sedat peker'in bu videolarını kesmesini söylemesi için bir gazeteciyi aracılık yaptırıyor diye açıklama yapıyor. bu gazeteci hadi özışık.

bugün hadi özışık, cüneyt özdemir'in kanalında "sedat pekere ben böyle bir mesaj gönderdiysem namussuzum şerefsizim alçağım" diyor. youtu.be

bunu duyan sedat peker hadi özışıkla olan facetime konuşmalarını yayınlıyor ve olaylar özgür özel'in dediği gibi çıkıyor. twitter.com

@false pretension süleyman soylu mu sedat pekere mesaj göndermiş hadi özışık ile ?

www.youtube.com @garavel

Hemşire mi kaynağımız yani. Mesleğini bir aşı uğruna kaybetmeyi göze alacağını sanmıyorum. Ayrıca aşıyı gayet gözünüzün önünde flakondan çekiyorken neyin paranoyası bu.

aşı servisindeki çok yakın bir hemşire arkadaşımız, zimmetlerindeki tek bir doz sinovac aşısı eksik çıktığı için servisteki 8 arkadaşıyla birlikte aylardır soruşturma geçiriyor.

o kayıp aşıya ne oldu bilmem ama öyle alayım da yakınıma yapayım şeklinde bir rahatlık sözkonusu değil.

babama aşıyı yapan hemşire de aşı kutusuna evladı gibi sarılıyordu. dedi ki bunu bırakıp tuvalete bile gidemiyorum. illa diğer bir hemşireye emanet ederek ayrılıyorum. kutu hiç yalnız kalmıyor.

yani hemşire vs düzeyinde böyle bir şey mümkün değil. aşıyı getiren yüksek bürokratlar düzeyinde derseniz orada her şey olabilir.

Paranoya ne alaka? Birisinden duydum başka duyan var mı mümkün mü diye soruyorum işte.

Hayır duymadım. Mümkündür. Özellikle biontech dondurulmuş olarak geliyor ve aşılama öncesi eritiliyor. Aşı randevusu olup gitmeyenlerinki çöpe gitmesin diye arar yakınlarını onları aşılar.

Usulsüz iş kabul ama çöpe gideceğine birine vurulsun daha iyi.

Tanık olmadım. Bizim kurumda hemşire ve doktor birlikte çalışıyorlar ve anında sisteme kayıt yapılıyor. Aşı teslimatına iki personel birlikte gidiyor. En fazla 20 dozluk aşı veriliyor. Bitince tekrar alınıyor (Sinovac)
Bazı yerlerde belki randevuya gelmeyenin aşısı yapılmıştır.

randevusuna gelmeyen kişinin çöpe gidecek aşısını da yakınlarına yapabileceklerini hiç sanmıyorum.

kurumsal şirketlerde bile gün sonunda artan öğle yemeğini aşçının/personelin evine götürmesine, ihtiyacı olanlara dağıtmasına vs. izin verilmez, yemek çöpe dökülür. çünkü izin verilirse bu durum suistimale uğrar.

"randevusuna gelmeyen kişinin hakkı olan aşı, boşa gitmesin diye o sırada hakkı olmayan bir kişiye yapılamaz, imha edilir" diye kesin bir şekilde talimat verildiğine neredeyse eminim. hemşire arkadaşımdan doğrulayınca editlerim.

çok farklı bir yorum yapacağım. yarın öbür gün ülkede enflasyon fırladığı zaman yiyecek paran varsa ev al. ama o gün geldiğinde nakiti olan kral olacak. evi yiyemezsin. dövizde tutmak mantıklı. benim bakış açım bu açıkçası. standart bir ülkede yaşamıyoruz.

100 ayda kendini amorti edebilecek bir yatırım kulağa çok iyi geliyor. Ancak her zaman ilk ev olarak kendi oturacağınız evi almanız tavsiye edilir, kiradan kurtulmuş olursun. Bence biraz daha parayı tutup kendi oturacağın ev için krediye girmen daha mantıklı olur.

Kiracıya güvenerek yola çıkmamak lazım. Bilinen, tanınmış insanlar bile ev sahibine zorluk çıkartabiliyor. Babamdan biliyorum. Öğrenci de olsa ünlü de olsa evin maliyeti kaç olursa olsun sorun yaşamadığı kiracı olmadı diyebilirim. Ev bence siz oturacaksanız alması mantıklı bir eylem.

ayda 1500 lira kira alabileceğin bir evi 150 bin liraya alabiliyorsan kesinlikle düşünme bile.

250 kira hesabına göre o evin bedelinin 350'den aşağı olmaması lazım. Bana pek mantıklı gelmedi o evin 150 bin olacağı ya da 1500 lira kira getirebileceği.

Aynısını yaptım

Pandemi döneminde düşük faiz ve 10 bin tl peşinat ile 100 bine 1+1 aldım , içinde kiracısıyla. 60 ay vade yaptım.

İyi ki almışım.

himmet dayi +1

150 binlik eve 1.500 kira olsa sana gelmeden o evden büyükbaşlar 15-20 tane alır sanki. fiyat / kira oranı gerçek olamayacak kadar iyi.

şöyle söyleyeyim 2019’da 315 bin tlye sattığımız evden aldığımız kira 1100 tl civarıydı. 2019 diyorum.

@garavel

benim de 2,5 yıl önce 1350 lira kira verdiğim daire 325 bine satılmıştı. Bi yanlışlık var ortada.

Kira getirisi farazi zaten arkadaşlar. Ev yeni, eşyayı da içine ben koyacağım okul çevresi 1250'den aşağı olmaz diye düşünüyorum. Çamaşır mak, yatak döşek.

@paramolacak ne kadar kira alıyorsunuz şu an? Ev fiyatı kesin sonuçta ve cillop gibi ev. Ne kadar az olabilir diye düşünüyorum.

kira hesabi yaparken evin bos kalacagi sure, sorun cikartan kiracilar, odenmeyen kiralar. kiraci ciktiktan sonra eve yapilacak tadilat, vs. de hesaba katilmali.

@anarsika Normalde 700 alıyordum ama pandemi koşulları nedeni ile 500 e düşürdüm kiralarını. Burası Ortadoğu burada ekonomi kitaplarda yazdığı gibi karşılığını bulmaz, ev her zaman değer kazanır , varsa gücün yapıştır hocam. Hiç bir şekilde zararı olmaz. Ha yarın öbürgün nakit mi lazım, milletin ağız kokusunu çekeceğine ya da gıdım gıdım para biriktirme sarmalına döneceğine satarsın alırsın paranı.

Üniversite işi biraz sorun. Neredeyse iki yıldır üniversiteler kapalı. O ev şu an sizin olsaydı iki yıl kira alamayacaktınız. Ne zaman açılacağı da belli değil. Bir yıl daha açılmasa bir yıl kira alamayacaksınız. Şu an için bunu da düşünmek lazım. Evli olmayan birinin ev alması mantıklı ama şu an için mantıklı gözükmedi. Bu arada 1+1 ev için 1250 kiranın çok olduğunu düşünüyorum. Bu fiyatı ödeyenler genelde elektrik, su, doğal gaz, internet dâhil ödüyor. Sadece eşya kurtarmaz.

Başvuran komşumuza gecen sene aldığı için olumsuz denmiş. Gerekçeye de faz 1 den faydalandığı için yazmışlar

bana geldi dün

Dikey süpürgeleri öyle tüm evi temizlemek için değil. Parça parça yapmak için uygun. El altında olup düzenli kullanınca her zaman temiz halde olur ama haftada bir temizlik günü deyip tüm evi süpüreyim için Uygun değil.
Yaklaşık 20ndakika falan sürüyor şarji

merhaba dyson v10 animal kullanıyorum. kullandığınız alanın büyüklüğüne göre ve hangi güçte çalıştırdığınıza göre değişir. en yüksek güçte kullandığınızda çok uzun süre gitmiyor. 10-15 dk maksimum diyebilirim. ama birinci veya ikinci seviye kullandığınızda yarım saate yakın kullanabiliyorsunuz. kendimden örnek verirsem, çok detaylı temizlik için kullandığımda mesela önce koltukları ve benzeri alanları yüksek seviyede süpürüp şarja takıyorum, süpürdüğüm yerleri silme/toz alma gibi işlemlerle şarj için süre tanıyorum. sorun olmuyor. ancak bütün evi üstten süpüreceğiniz zaman şarjı yeterli oluyor.

bende V8 var. evim 80 m2 falandır 2+1 turboda hızlı bı sekıle tum evı supuruyorum. normal modunda koltukların ustunu falan supurmeye bıle yetıyor. sure veremeyecegım ama temızlıgım sırasında sarjının bıttıgı cok azdır.

www.bosch-home.com.tr

Bizde bu var. Ev 90 metrekare sanırım ama supurulebilir alan daha az tabi. Salon+iki oda+banyo+mutfak normal modda supurdum. Koridora geçince turbo açtım. Koridorda 6 metre filan sanırım ve son bir metre kala şarjı bitti. Turbo modda 8 dk çalışıyor zaten. Normal modda da 30 dk olması lazım. Yani turboyu acmazsaniz 2+1 ev supurulur. Zaten turbo mod devamlı kullanılabilecek bir şey değil. Belki sadece halılarda. Tüm halılar için turboyu açsak tekrar şarj etmek gerekir.

Bocshun üç modeline bakmistik biz. Çekiş gücü vs ayniydi. Fiyatlar yakındı. Bunun bir üst modelinde yedek batarya vardı. Bu modelin farkı ise animal pro başlığı var.

Düz modda hemen şarjı bitiyorsa batarya ölüktür. Çünkü genelde süreler aynı.

Dyson istiyordum ben ve V8 yeterli diye okumuştum. Ama bütçeyi aşiyordu o yüzden bunu aldık. Ama aşırı memnunum.

Dyson V6 kullanıyorum 7 sene oldu sanırım alalı. Bataryasını hiç değiştirmedim.

Hala daha 2 katlı evi turbo modunu açmadan süpürebiliyorum.

Söyleyeceklerim bu kadar.

Turbo mod çok kısa sürede emiyor bataryayı. Onu koltuklar için kullanıyorum tüy alıcı ile birlikte.

v11 var bizde. 2+1 110m2 brut evi detayli supurmeye yetmiyor sarj. ama yedek pil de var, o yuzden sorun olmuyor. halilari turboda supurmekten kaynakli bu da.

Son yoruma istinaden..

Bizde halı yok yalnız ufak bir detayı atlamışım ^^

perşembe günü babam biontech yaptırdı. bikaç saat sonra kolunun hafif yanmaya başladığını söyledi. sonraki gün de devam etti. tetanoz aşısından daha hafif dedi ama.

etrafimda cok yaptiran var (yurtdisi), ciddi bir yan etkiden bahseden olmadi.

Babam yaptırdı geçenlerde. Aşı yapılan yerde biraz ağrı olmuş sadece.

Eşimle ikimiz Biontek yaptırdık.Ben de bi yan etki olmadı,rahat rahat aşı yaptırdığım tarafa yatarak uyuyabildim ilk gece.
Eşimin aşı olduğu tarafta hafif lenf nodülleri şişti,ilk 2-3 gece o tarafa yatamadı.Bunun dışında bir yan etki olmadı,Haftaya 2. dozları olucaz.

İlk gün belli belirsiz kolum ağrıdı.
ikinci günden başlayıp 3 gün şiddetli başparmak eklemim ağrıdı. Aşıdan diyemem ama başka bir şeye de bağlayamadım.

Alerjik reaksiyona tedbir olsun diye 15 dakika süreyle aşı mahallinden ayrılmayın.

İlk gün akşamında hafif asi olan yerde agri ikinci asi bir hafta sonra bakalım genelde ikinci asidan sonra çıkıyormuş bazı yan etkiler.

21 Nisan da yaptırdım. yaptırırken hissetmedim bile. sonrasında biraz kolda ağrı oldu 2-3 gün. hiç yan etki olmadı. şimdilerde iyiyim. yaş : 56/m

Ben üstelik de hamileyim, yaptırdım. Kronik hastalığım var. Doktor virüs kaparsam çok ağır geçireceğimi düşünüp yaptırmamı salık verdi. Hafif kol ağrım dışında bir sorun olmadı. Çok fazla makale, rapor, doktor görüşü okudum; içim yüzde yüz rahat diyemem ama salgın bu boyuttayken yaptırmamanın riski yaptırmaktan fazla geldi...
Çevremde de biontech yaptıranlar var, şükür kimsede bir sorun olmadı. Babanıza geçmiş olsun, şifa olsun şimdiden.

Barcelona token bekliyorum ama bende çok bilgili değilim taraftar tokenlar hakkında. chiliz borsasından alınabiliyor. ama fiyatlar 3 ay önceye göre yüzde 500 filan artmış durumda. daha artar mı bu tokenlar bilemiyorum.

İş bulduğumda.

İlk istifama işyerindeki bütün işler üstüme yıkıldığında karar vermiştim. Bir de çok az zam yapmışlardı. Patronum kurşun kalem ve tükenmez kalem arasındaki farkı bilmiyordu (eğitim sektörü) ve bu kişinin kafa yapısıyla bir yere varamayacağımı anlamıştım.

İkinci istifamın kararını içerde aylardır param kaldığı için vermiştim. O kadar bekleyip duygusal olarak yıpranmadan daha erken etseydim diye düşünürüm bazen.

Üçüncü istifama, patronumun üslubunu beğenmediğim ve mesai saati/özel hayat kavramı ortadan kalktığı için karar verdim. Ancak istifa etmedim. Sözleşmemin bitmesine az vakit kaldı ve onu bekliyorum. İşyeri kafada bitince pek çok şey de bitiyor zaten.

Tamamen farklı bir sektörde çalışmak istediğimi fark ettiğim zaman.

Aklımda hiç yokken iş bulduğumda

gereğinden fazla çalışmıştım, her şey yolunda gibiydi ama sıkılmıştım bi defa. öyle olunca gözden çıkarttım biraz hareket katmak için iş bulup söyledim.
sadece söylerken vazgeçirmeye çalışmışlardı o çok zor olmuştu o kadar hukukun üstüne yok demek.

yurt dışında 5.5 sene sonunda kenarda hiç birikimim olmadığını farkedince.

"Sen şimdi bu birimde başla, beş altı ay sonra istediğin bitime alırız, hem işleyişi de öğrenmiş olursun"

7 ay sonra birinin torpilli akrabası o birime getirilir ve karar o an verilip 1 hafta sonra dilekçe verilir.

Şu anki iş yerine de uzak olduğu için soğumuştum başlarda, şu an 7. yılım (yakına taşındı 2 yıl önce, ama bayağı yakına). Şimdilik devam.

Her sabah mutsuz uyandığımda.

fazla konforlu hissedince, babamin isyeri gibi gidip gelmeye baslayinca.
ogrenme durunca.
beni ucuza calistirdiklarini anlayinca.
yukselmenin neredeyse imkansiz oldugunu anlayinca.
vs

Tanınan bir marka olan eski işyerimden ,

-patronlardan biri odamıza gelip “bayanlar topuklu ayakkabı giysin bundan sonra.” Dediğinde
- malum partiden birini işyerinde ağırlayıp kadına çiçek vermeye zorladıklarında.
- erkek çalışana özel araç tahsis edilip kadın çalışanların metrobüsle işe gelmek zorunda bırakıldığında.
- telefonda sorduğu kişiyi tanımadığım için “ siz zaten bi bok bilmezsiniz” diye ik müdürü beni azarladığında..

Sikerler diyip istifa ettim.

patron, yonetim surekli isler cok kotu, batiyoruz, piyasa, sektor berbat, is yok muhabbeti yapiyordu hepsi 5 karsi surat falan surekli(kovid movid yok o aralar). Klasik patron muhabbetidir bu, isler kotu falan derler surekli, zam istenmesin, sukretsinler, extra calissinlar vs diye ama bizimkiler .okunu cikarmisti, resmen enejimi emiyorlardi yeter diyip bastim istifayi, isimde de basariliydim ve cok disiplinli, siki calisirim ben, epey sok oldular hepsi niye diye soruyorlar, patronla da gorusturduler gitme falan cektiler bayagi, dedim isler kotuymus, kuculmeye gideceksiniz sanirim ben size yardimci olayim, gelecek goremiyorum burada. sonra demezler mi bana yok oyle bir sey, nasil boyle bir izlenim edindin:) Senden memnunuz yok o mevkiye atayacagiz, oranin basina gececeksin, ogullarimdan sonra sen geliyorsun falan hayir dedim biraktim iste isi, iyi oldu yasam enerjimi emiyorlardi

edit: baslik altindaki yazilardan istifa iyi bir sey gibi algilamasin kimse. Kimse de istifa gazina gelmesin cok gerekli nedenleri yoksa. En kotu is, issizlikten iyidir, cok kalifiye oldugunuz ise basvuruken bile bosta olan aday dezavantajli durumda oluyor mevcut isi olan adaya gore cogunlukla

Ilki istifa sayılmaz, ülkeden ayrilacaktim.
Ikincisinde ise pazar aksamlarim zehirdi, zor uyurdum. Aksamlari zor uyurdum stresten. Isi yapamadigimdan değil ama bana uygun değildi (fmcg firmasinda planlama, hayatlar 2-3 saatlik stres icinde. Her gün farkli. Sabah 30 dk gec gelsen büyük sıkıntı çünkü cek cumhuriyetindeki fabrika senin planlamani bekliyor. Ama su anki isimde tedarik suresi 3 ay kadar haliyle böyle 20 dk erken başladın gec basladin önemi yok. Bu bile farkli birşey)

Neyse böyle olunca esime dedim, ben burada yapamayacagim. O da tamam dedi. Sirkete sözleşme uzatmak istemedigimi söyledim, onlar üzüldü ama anlayisla karşıladı (bahane uydurdum, yaşadığımız sehir esimin ailesine uzak vs diye). Sozlesmemi yerine getirdigim icin sözleşme tazminatı aldım 2 bin euro falan ayrildim.
Iyi ki ayrilmisim. 1 sene sonrasinda 7.20de ise başlamak, 45 dk öğle arası yerine 9da ise başlama, 2 saat öğle arasi ve yaklaşık 300-400 euro fazla maasla ise başladım.

Ama hayatımda oyle stres yasamamistim ya. Uyuyamazdim acaba üretim hatti gene patladı da 8 saatlik uretim plani yalan mi oldu diye...

Valla ben bir gecede karar vermistim.

24 saat çalışan seri üretim fabrikada stresin bitmeyeceğini anladım. alternatif buldum. istifa ettim.

Hayat her ay ucu ucuna geçinmekle geçmez diye düşündüğümde. İyi ki de sektör değiştirmişim.

Haftanin 2 gunu calisiyorum sadece, istifa etmek gereksiz su anda ama yakin bir sektore gecmeye karar verdim.

Su anda projesinde arastirmaci olarak calistigim hocanin safi havagazi oldugunu anladigim anda kendisine karsi olan butun saygimi yitirdim. Nasil anlatsam. Islerin kendi anlamadigi kisimlarinda anlatilana guvenmez, sunu soyle yapin bunu boyle yapin diye mudahale eder. O isten anlamaz ama anlayani da yerer, kafasinin dikine gidip isleri sarpa sardirir. Yapilani unuttugu icin ve not almadigi icin 2 adim ileri gidersek 5 adim geri gideriz. Uyardiginda da tartismaya girer. Sebep sunmadan sunlari yapin der, kesik basli tavuk gibi yolunu bulmaya calisirsin.

Akademiyi komple birakip ozel sektore gecmeyi dusunuyorum. Zaten akademiye devam edersem arastirmayi birakip derslere zaman ayirmam gerekecek. Efendi gibi gider arastirma-gelistirme projelerinde calisirim daha iyi.

son ayrıldığım iş yerinde (5 sene önce) karı kocalardı ve basketbol oynayanların çok iyi bildiği bir web sitesinin sahipleri. adam bildiğin manyaktı. bipolar falan herhalde. bir gün iyi, bir gün kötü. ofise gelir bas bas müzik açar, asla çalışamazsın. hele işin muhasebeyse dikkat ister yani. gecenin köründe ayakkabı linki atar, bunları bul der. bir şey sorar şu şu oldu mu diye, şu şu yüzden olmadı ya da olmayacaktı ama şunu şunu yaptım oldu diye izah etmeye kalksan bağırır ben sana açıklama yap dedim mi, oldu mu, olmadı mı onu sordum diye bağırır, sonra mesela olmadı dersin, niye olmadı der açıklama bekler. herkesi dolandırır ama telefonlara benim bakmamı ister vs vs.
en son bir gün işe gitmek için kalktığımda keşke deprem olsa da işe gitmem gerekmese diye düşündüğümü fark ettim ve o gün anahtarlarını verip ben daha gelmiyorum dedim. benden sonra gelen eleman bunları tokatlamış. bir sürü ayakkabılarını çalıp kendi site kurup satmış. karısı da bak sen bizi bırakıp gittin başımıza neler dedi diyor. karısı iyi biriydi hala çok severim ama adam ıyyy. oh iyi ki kurtuldum ondan.
iyi ki kurtulmuşum. 5 yıldır çok severek yaptığım bi işim var.

şirketim daha doğrusu yöneticim zam sözünü tutamadığında. ardından da iş bulup kağıdı önüne bıraktım. o andan itibaren söylediği her şey bi kulağımdan girdi öteki kulağımdan çıktı. hatta 2 senelik periyot içinde maaşımın iki katına çıkacaklarını bile söylediler ama ilk söz benim için kıymetliydi. bi kere yalan söyleyen sözünü tutamayan her zaman böyle yapar.

Hadi ben de yazayım madem...

Bundan 5-6 sene önce bir ajansa girerken "Bakın ben dünyayı gezmek istiyorum. Seçiminizi yaparken bunu da göz önünde bulundurun çünkü bir zaman sonra işten ayrılmam gerekebilir" diye belirttim ve yöneticilerin çok hoşuna gitti. Sonra gel zaman git zaman baktım ben dünyayı filan gezemiyorum. İşsiz güçsüz halimde çok büyük bir risk alıp "Burada ne uzar ne kısalırım, amaçladığım yolda da ilerleyemiyorum. Bu yüzden işten ayrılmayı planlıyorum." dedim. Benden oldukça memnunlardı, maaş zammı ve çalışma saatlerimde düzenleme teklif ederek yarı zamanlı şekilde öneri getirdiler ancak kibarca reddettim. "İleride fikrini değiştirirsen kapımız sana açık." dediler ve ben de ayrıldım.

Ondan sonraki süreçte çok ilginç gelişmeler oldu ve adeta film gibi geçen birkaç ay içerisinde; işten ayrılmamın üzerinden 1 sene geçmeden cruise gemilerinde iş buldum ve 4 yıldır çalışıyorum. Acayip mutluyum :)

ilk özel sektör işimde zaten maddi olarak ailecek zorda kaldığımızdan girmiş olduğum bir iş olduğu için, durumumuz düzelince ve yüksek lisansa da başlamak istediğim için istifa etmiştim. sonrasında uzun yıllar akademide çeşitli üniversitelerde çalıştım, bazen asistan olarak bazen proje burslu olarak bazen okul burslu olarak vs vs ama akademide en azından bana yer olmadığını görerek, yılllarrr sonra kendi alanımda tekrar özel sektöre döndüm. asıl bahsetmek istediğim de bu.

müdürümüz sağ olsun, dışarıdan böyle modern gibi görünen bir arkadaş. iş yeri de öyle. alanında da türkiye'de az bulunan bir firma. ama,

1. aynı departmanda bir kısım insanı eşşşşek gibi çalıştırırken, bir kısmını ise kaçmasın diye az işle çalıştıran, ama aslında bu iki tarafa da ne hak ettiği iş yükünü ne de maaşı verebilen bir departman müdürü ve firma bu bahsettiğim. ama türkiye'deki çoğu yer böyle zaten. özellikle de kurumsal değilse.

2. kurumsallığa gitmekte olan bir firma ama hala aile bağları ile yönetiliyor tabi. bu da bir etken. firma karmaşa içinde.

3. ayrımcılık. sadece cinsiyetten bahsetmiyorum, din, mezhep, ırk ve etnik köken ayrımcılıklarından da bahsediyorum.

4. iş güvenliğinin sıfır olması. hatta sıfır bile fazla yani.

5. fikirlerinin çalınması veya karşılığını alamaman. bir de güya fikire karşı prim sistemi var. bu arada bazıları patentlik fikirler ha.

6. sana hiç değer vermemeleri de bunların hepsinin üstüne fındık olarak dökülüyor aşjdksaidadka

neyse, sinirim bozuldu. yazsam daha neler yazarım da, bu altı madde şimdilik yeterli. ha türkiye'deki çok firma böyle, o ayrı.

Peynirli veya domates soslu makarnalar, pizza çeşitleri, hafif etli yemekler, peynir çeşitleri

Şarabın arkasında nelerle uyumlu olduğu yazar genelde. Ordan bakıp karar verebilirsiniz

Pizza, açık ara.

pide , akdeniz menüleri

(post produksiyon)
Darbenin hemen sonrası idi. Kovulacagimiz garanti idi. Şaşırmadık tabi. Darbe marbe derken çalıştığımız program yayından kalktı. Arkadaşımla gerisini doğrusunu oturduk konuştuk. İyi ihtimaller kötü ihtimaller hepsini değerlendirdik. Sonunda şuna vardık. 27 yaşındayız. İkimizden biri evlenirse bir daha cesaret edemeyiz. Cesaret de ettik güzel işler de aldık. 4 yilin sonunda şu an bir yerde maaşlı çalışıyorum. Olmadı. Ne yaptiksa olmadı. En sonunda söyle bir sonuca vardım. Belki kendimi avutuyorum bilmiyorum ama TV dünyası için görünmez bazı duvarlar var. Ne yaparsan yap geçemiyorsun. AKP kurucularindan tanıdık mı dersin, Bilal Erdoğan'ın sınıf arkadaşı mı dersin. Ne ararsan buldum. Yine de olmadı. Belki yeteneksizim belki yanlış zaman. Hayırlısı hakkımızda.

Üzerinde çalıştığım bir dönemdeyim.

Benim kişisel görüşüm en azından 1 yıl para kazanmadan hayatımı idame ettiremeyeceksem girmem.

Yola çıkmama sebep, başkasının benim incremental kazancımı elde etmesinden yorulmam diyebiliriz.

Nasıl başladığım noktasında aslında geçmişten beri aklımda olan ama uygun şartların oluşmasıyla zaman ayırmaya başlamayı söyleyebiliriz. yani şu an aklınızdaki gibi kendinize sorduğunuz zamanları geçtim bende.

tek yaşıyorum . su karta yüklemeli sistem. 20 atıyorum 1 ay bazen daha fazla (kışın) gidiyor.
elektrik kışın 200 küsür maksimum gördü (ısınma elektrik ile) normalde yılın yarısından fazlası 100ü geçmez. 80 küsürlerde takılır.

Tek yaşıyorum. Elektrik 120, su 20 civarı. İstanbul Anadolu Yakası.

Tek.
Elektrik 65 tl, su 20 tl
İst.

Tek kişi izmir.
Elektirik 90, su 100 civarı.

elektrik 275 su 100 4 kişilik aile.

elektrik 90-100
su 20
tek

tek yaşıyorum, ankara.

elektrik ~130 geliyordu. inanmasam da bedava para diye mining'e başladığım için aylık ~250 oldu şimdi.

duşta telefondan sudoku çözmeyi seven bir insan olmama rağmen su sabit 17tl geliyor her ay.

2 yetişkin 1 çocuk
200 elektrik 100 su

Yemek kartımı anneme verdim. Aylık 500 TL. Mesai oluyor. O da yaklaşık haftalık 200 liraya geliyor. Onları veriyorum.

Beraber yasarken malesef ki %1'i civarindaki internet faturasini oduyodum sadece. Ara sira da bir seyler aliyordum o kadar. Pismanim o donemler yapmadiklarima. Mezun oldugumdan beri turkiyede iyi para denebilecek maaslar kazaniyordum bir de.

Simdi yurt disindayim, maasim da artti. her ay maasimin bir kismini onlar icin kenara atiyorum, yarin oburgun birden verebilmek icin. Tabi evlenince iki aile oldu, ikisinden hangisine gerekirse

aile hangi aile?
anne baba ile sıfır. ben onlardan istemem onlar benden istemez.

kendi çocuğumu eşimi kastediyorsan o zaten ortak.


*aynı şehirdeyiz, çalışmaya başladığımdan beri ayrı evde yaşıyorum.

%30-35
çalışmaya başladığımdan beri ayrı yaşıyorum.

Ailemle yaşarken lazım oldukça destek oluyordum, bu kadar. Öyle aylık bir sabit rakam yok yani.

Çalışmaya başladığımdan beri ayrı yaşıyorum. Aynı şehirdeyiz. Ailemin maddi durumu benden daha iyi. Bu yüzden sadece jestler yapıyorum. Onlardan gelen parayı da almıyorum. Ama bazen evde dolabımı açtığımda sabun, yumurta falan gördüğüm oluyor. Ana yüreği :/

Ayrı yaşıyorum, istemiyorlar zaten hiç ama yine de hediyeler falan ile elimden geldiğince ihtiyaçlarını kapatmaya çalışıyorum.

Yani bensiz de gayet kendilerine bakıyorlar, hatta ben gidince iyice yükleri azalmıştır ama isteseler lazım olsa elime geçen tüm parayı veririm hiç üzülmem. Senelerce desteklediler beni.

ayrı yaşıyoruz. hiç para vermiyorum. aksine bazen yüksek masraflı şeylerde bana destek olurlar. durumları benden daha iyi, babam emekli bi de ev kiraları alıyor ohh valla keyifleri yerinde.

18 olup evden ayrıldıktan sonra babamdan aldığım harçlık anlamında toplam para 5 bin lira değildir.(yukarıda bahsettiğim yüksek masraf haricinde) üniversitede kendi paramı kazandım, sonra da işsiz kalmadım zaten hiç.

İnsani şartlara sahip bir işim var. Severek gidiyorum. Sebebi bu olsa gerek.

İş dışında öyle yaşaman lazım ki "ulan ben bunu yapmak için günde 10 saatimi vermeye razıyım" dedirtmen gerekiyor. Demek ki iş dışı vaktinde parayı doğru kullanamıyorsun. Soruyu cevaplamak gerekirse evet, en zor dönemlerinde de, şu anki gibi evden çalışılan dönemlerde de işimi seviyorum.

Donem donem bana da oluyor o ama genel olarak memnunum sanirim isimden. Yol icin yolu guzel kilmak lazim, kitaptir - podcasttir. Oyle olunca yol bosa gitmis olmuyor, gun icinde yapmaya firsat bulamadigimiz seyleri yapiyoruz.

Ölene kadar yetecek param olsa da calismaya devam ederdim herhalde. Calismayip ne yapacaksin ki? Bir katma degeri olmali insanin. Su anda bulundugum isi severek yapiyorum, yeni bir sey ogrenmek/yapmak hosuma gidiyor.

benim sadece is yerinde gecirdigim sure 12 saat. arti yol git gel 3 saat=40 eder
:)

Son calistigim yerde sabah evden cikisim ile aksam eve gelisim arasinda 12.5 saat geciyordu. İsimi cok cok seviyordum ama deli gibi mutsuzdum. İstifa ettim, ayrildim. Su an calismiyorum, nereye kadar calismayacagim bilmiyorum ama mutluyum en azindan. Yol ile birlikte 12 saat nedir ya!?!? Para kazanmiyorum su an filan ama yemin ederim psikolojim rahat ya...

İşimi ve yöneticimi seviyorum ama uğraştığım diğer insanları sevmiyorum. Akşam yatarken, yarın kimlerle kavga edeceğim acaba diyerek yatıyorum.

İşyerim önceki işimin 4 katı maaş veriyor, işim daha az, insanlar genelde kültürlü sohbet edebiliyorum. Geç gelmem, erken çıkmam vs. sorun değil; hatta belli bir miktara kadar sebepsiz geç kalmamız normal karşılanıyor. vs de vs güzel iş


Ama her sabah kendimi sürükleyerek gidiyorum. Sadece para için çalışan biriyim. Hele şimdi evden çalışmayı da tattım ki, aynı miktarda hatta bazen daha çok işi 2-3 saatte bitirip kalanını hobilerime harcayabildiğimi keşfedince; 50% uzaktan çalışmanın diğer 50%si çok yoruyor beni.

Antalya, madran su, 12 tl.

İzmir, madran, 9.50

Antalyada bir ilçede küçük bir mahallede(eskiden köy)
15 ₺ (maalesef pahalı) madran su

sırmakeş 13

damacana değilde 10 luk alıyordum yıldım arıtma aldım 10 luk 6.5 tl idi sanırım son fiyatını bilmiyorum

İstanbul, saka su, 14.00

nazlı su 10tl izmir son 10 yıldır aynı su

uc harflilerden ve migros'dan 5 lt'lik sulardan aliyorum. su anki fiyati 2,95 tl. 4 tanesine (20 lt) 11,8 lira odemis oluyorum

her seferinde farkli marketten aldigim icin markayi da degistirmis oluyorum. hep ayni suyu icmek iyi degilmis diyorlar.

Ist - 14

İstanbul-Taşkesti-15

Ankara - Hamidiye 12,5

Hamidiye 12.5 ama Saka'ya geçeceğim sanırım. hamidiye PH değeri düşük.

antalya, sırma, 11 tl

bursa, saka su, 12,5

Buzdağı 13

istanbul saka 15 oldu kısa süre önce

İstanbul erikli 16,5

İstanbul hayat su 16 tl

istanbul - 15

ankara javsu 13-TL

İzmir
Nestle su 12 tl, dünden itibaren 13,50 yapmışlar.

İstanbul 14-15

Bursa
15 lt cam damacana gümüş su 14 tl. Yanında 6 lı 0.5 lt pet de 2 tl kampanyada epeydir, ikişer ikişer alıyoruz ama hemencik bitiyor meret, sudan batacağız.

ankara damla su 13'dü 15 oldu

damacananın yanına 2 tane de 0.5'lik su veriyorlar.

Buzdağı 14

istanbul/korusu/15₺

Didim, Saka Su 12

Hamidiye 12,5
Arada 5 litrellik saka alıyorum.
Brita da alıp takviye yaptım. Suya para dayanmıyor

Bodrum, normalde 13TL, adam bize indirimli veriyor 10TL. Niye bize öyle yapıyor bilmiyorum :D Sırma su gel al fiyatı da 7TL. Araç varsa belki gelip geçerken daha uyguna alabilirsiniz.

ist-javsu : 11,75

istanbul, munzur su, 22 tl

en çok ben veriyormuşum aranızda :/

Edirne -Ben gidip alırsam Dağdelen 6 Onlar getirirse 11

istanbul - munzur 25.5 [yemeksepeti'nden soyluyorum].

İstanbul - Buzdağı 14 tl

Mama karşılı el işi bir şeyler yapıyorum. Kolye de yapıyorum battaniye de örüyorum. Mama almakla uğraşmayanlar para gönderiyor. Klinik masrafları için kullanıyorum.

"internetten"den kastınızı tam anlamadım. ama internet aracılığıyla ise evet yapıyorum. yaptığım iş için kurduğum web sitesine google adworste reklam açıyorum. bir de "bionluk" sitesinde profil açtım.

tam olarak internetten iş kategorisine girer mi bilmiyorum ama: forex. fazla temkinli ve bence çok başındayım ama ufak ufak..

Başın sağ olsun. Çok zor.

Başın sağ olsun. Düşünmek istemiyorsan telefondan, televizyondan falan bir şeyler izleyerek uyuya kalmaya çalışmanı önerebiliri.

başınız sağ olsun, bence de bir şeylerle oyalanarak uyuyakalabilirsiniz. bir yandan da süt için. allah tüm sevenlerine sabır versin.

en iyi çözüm rezene falan gibi bir bitki çayı içip sonra da tv karşısında uyuyakalmak. +1

başınız sağ olsun.

başınız sağ olsun. koronadan ölümler çok hüzünlü geliyor bana. aile için de kabullenmesi daha zor. cenaze törenleri insanların taziye için gelmeleri falan olmayınca sanki eksik kalıyor insan kabullenemeyecekmiş gibi geliyor bana...

başınız sağolsun. tv vs oyalanmaya çalışın.

ryzen 5 ya da 7'li bir gaming laptop işini görür. gaming olduğuna bakma bu makinalar yazılım, photoshop vs için de çok uygun.

YouTube cihaz.tv kanalına bir bak derim birde Forumdonanimhaber den fiyatlara bak.

e-ticaret uygulamaları isminden de anlaşılacağı üzere internet üzerinden yapılan ticaret. yani web programlama üzerine çalışman gerek. onun da başlangıcı html + css + javascript'ten geçer. zaten bunlara başladığında ve emin adımlarla ilerlediğinde aradığın yolu kendin bulacaksın.

logitech g633 için en iyi demişlerdi ama kulaklıkla oyundayken ayet youtube dinliyorum, aşırı ses kesmiyor ama tavsiye ederim kulaklık güzel
vay arkadaş 1500 tl olmuş alıp 2 sene kullanmadığım kulaklık

steelseries Siberia

oluyor tabi ki. ben de önceki okuduğum alamut hikayerinin sadece hikayat olduğunu fark edip ve onları xtir edip, bi bilim insanının yazdığı doktora tezi olan "Hasan Sabbah" kitabını hediye ettim kendime.
biraz reklam gibi oldu fakat cevaptır sanırım.

Babamdan dolayı küçüklüğümden beri var. Babam arada pop quizler yapardı. Eski bir kelime ya da tarih sorusu olurdu bilirsem de para verirdi. Aynı okuma ve araştırma alışkanlığı kaldı. Genelde büyük imparatorlukları okuyorum.

bana da böyle bir gece ansızın 'tarih bilgim çok yetersiz yea' aydınlanması gelmişti. bir süre ordan burdan okudum sonra 'bir düzene göre gideyim bari' derken açık öğretimde tarih okumaya başladım, devam ediyorum.

işimle hiç alakası yok, güzel bir alan bence.

Ülkelerle ilgili bi şeyler bilmeyi çok seviyorum özellikle. Yani ülkeler özel ilgi alanım. Bayraklar, başkentler, coğrafya, tarih, kültür vs hep ülkeler üzerinden gidiyorum. Hani atıyorum dümdüz bi tarih okuması değil de, arada aklıma rastgele bi ülke geliyor, onun tarihini, coğrafyasını falan okuyorum. Bu yüzden Orta Çağ, Roma, 2. Dünya Savaşı vs gibi popüler konularda genelde çok bilgim olmasa da ülke bazında tarih ve genel kültür bilgim oldukça iyidir.

Evet hatta şu an dünya tarihi okuyorum, ayrıca düşünce tarihi kitabını almıştım sırada o var.

Lisede en sevmediğim ders tarihken mezun olduktan sonra tarih okumaya başladım. Sebep; belki de tarihin tekerrür etmesi. Turan Akıncı'nın kitaplarını beğeniyorum. Okuması kolay, zevkli.

1800'lü yıllardan itibaren Osmanlı ve sonrasında Cumhuriyet tarihini okuyorum.

daha geri tarihler çok sıkıcı geliyor. yok Kosovaymış Mohaçmış.

Ülke ya da siyasi tarih değil ama kavramların, nesnelerin, duyguların vs. tarihini okumayı seviyorum. Batı'da Ölümün Tarihi kitabı gibi.

var elbette. selçuklu tarihi okuyorum ben bu aralar. ondan önce de halil inalcık okumaları yaptım biraz.
Selçuklu Devleti’nin Kuruluşu (Yeni Bir Yorum) okuduğum kitap

Huawei T5. Geçen sene 1000 liraya almıştım. Film ve tarayıcı olarak takılıyorum. Hiç sorun yaşamadım.

T8 diye bir modelde de çıkmış sanırım. Bir bakın derim.

Temelleri biliyor fakat pratik istiyorsanız bence en doğrusu direksiyon kursu. Kendim ehliyeti aldıktan sonra senelerce bildiğim boş bir yolda yazları pratik yaptım ama dar yol, ambulans, giden trafikte geri park, pazar yerinde 50 yerden çıkan arabalar falan başka bir ortam. Trafiğe geçişi kolaylaştırmak için 20 saat direksiyon dersi aldım ardından rahattım.

Öğretecek biri yoksa araç kiralamak da çok mantıklı olmayacaktır. Kaldı ki baba, amca, yenge bilse bile güvendiğiniz bir direksiyon hocası gibi öğretemez, adam 1000 tane acemi aldı gördü.

+1 novice

Aileyle, arkadaşla araba öğrenilmez

En güzeli bir hocayla anlaşın, aldığınız derslerle beraber öğrenirsiniz. Ben de o şekilde öğrendim, 10 ders almıştım. Pratik yapa yapa öğrenirsiniz.

Kesinlikle iyi bir hoca bulup özel ders al.

Ben de beş senelik ehliyet sahibi ama tek hiç trafiğe çıkmamıştım. iki hafta istanbul trafiginde ise gidip geldim yan koltukta bilen birisi ile. Ucuncu hafta kendim altunizade gebze arası gidip gelebiliyordum. Bunu önermem ama bizim araba çok kere kıl payı kurtuldu ve alemi de tehlikeye sokması cabası. Siz sürücü kursu ile özel ders anlaşması yapın onların hocada da pedal olduğu için daha güvenli.

Aracı alıyorsun ve gece trafiğe çıkıyorsun sakin saatte. Yokuslarda dur kalk yapıyorsun. Yolda dur kalk yapıyorsun. Debriyaj kavramasını hissetmeyi öğreniyorsun. Arabanı tanıyorsun genişlik vs. Her gece böyle 20 km civarı yol yapıyorsun 12 sonrası. En iyi böyle öğrenirsin kendi başına

Once deneme sonra cikmis sorular. Cunku oyle oldugu icin.

önce çıkmış sorular.

Zaten en iyi deneme, ösym'nin hazırladığı sınav. Yani senin en iyi performans göstermen gereken tek sınav ösym'nin hazırlamış olduğu.

bu yüzden, çıkmış soruları; ösym'nin hazırladığı deneme sınavı olarak görebilirsin.

diğer deneme denilen şey, ösym baz alınarak özel kurumların(eğitim bilimlerinden mezun olmuş adamların; bu bile bi' mesaj vermeli)hazırlamış olduğu ve tek amaçları ösym'ye yakınsamak olan ''deneme''

o yüzden eğer ösym ben şu konuları çıkarttım, şu konuları dahil ettim, ya da soru sistemini artık şundan şuna çevireceğim demedikten sonra; en iyi deneme her zaman ösym'nin hazırladığı sorulardır.

son 2-3 yıldır ''yeni nesil'' diye birşey çıkmış sanırım, millet oradan vole vurma derdinde, ama onda da ösym açıklama yapmadıkça o ''yeni nesil'' soruları sorduğu ilk yıldan sonraki çıkmış sorular yine piyasadaki denemelerden daha iyidir.

Ne çok anlattım ya, neyse; işbu yüzden her zaman önce ösym sonra özel kurumlar.
çünkü öyle. (buna da kahkaha attım, ziya selçuk sanırım arkadaşımız. rica etsem bize de maya'dan bi' indirim ayarlayabilir mi yeğen için o kadar para vermeyelim bak aynı yerde yazıyormuşuz sonuçta)

Çıkmış sorular gerçek sınava benzer olduğu için sınava yakın çözmek daha mantıklı. Bu nedenle önce deneme sonra çıkmış

ygs/lys ve tus için:

ilk önce - konu çalışırken çıkmış sorunun açıklamalı cevabı.
daha sonra - süreyi kısaltmak için ve bilgileri toparlamak için bol bol ama çok bol deneme.
en son -son düzlükte sınava odaklanmak, soru tipine hakim olmak için çıkmış sınav çözmek.

Son 10 yılın Çıkmış sorularının tamamını çözebilecek duruma gelirsen her bölümü %90 üzeri doğru cevaplayabilirsin.

Kitap, ozellikle Amazon.com.tr acildigindan beri

elektronik

kitap.
şarj aleti dışında elektronik aletlerin hepsini internet'ten alırım.

bütün elektronik aletler, bütün mutfak eşyaları, yemek takımları, bardaklar, tencere tavalar, küçük ev aletleri...

kitap
gerekli olan çoğu şeyi internetten alıyorum ama en fazla kitap alıyorum.

Kitap +1. Yıllardır kitapevlerinden tek bir kitap almisligim yoktur. Bir tek aylar önce tatile çıkmadan bir kitabi alıp okumayı çok istemiştim ama beklemeye zamanım yok diye gidip almıştım.

Cilt bakım ürünlerinin coğunu yine internet sitelerinden sipariş veriyorum. Eczaneden vs ürün almisligim hic yoktur.

Aslına bakarsanız uzunca süredir gida disinda tüm ihtiyaçlarımi online hallediyorum denilebilir.

Kafeinli şampuan.

Kitap ve kozmetik ürünler. Parfüm, krem, cilt bakım ürünleri.

Bilgisayar oyunu ve kontakt lens.

Oyuncak, corona sürecinde ise tshirt,gömlek de almaya başladım.

kitap

Kahve ve kozmetik-kisisel bakim urunleri

Kitap +kontakt lens

Kitap, kahve, kozmetik.

Uzun zamandır sipariş etmiyorum ama son 2-3 alışverişim kedi mamasıdır.

Plak.

kedi maması

Su arıtma filtresi haha

170 'i arayıp, operatöre bağlanıp sorun.
en sağlam bilgiyi ordan alıyorsunuz.

aradım biz bilgi veremiyoruz diyor.

Şimdi hocam bence her ikisi de yeterince duygusal ama anestezinin ek sorumlulukları da var, bunu kaldırabilirim diyorsan ona göre değerlendirmek lazım.

Yapabilirim dersen anestezi

Şöyle bir şey öğrendim. Lisans bitiren ön lisans bölümünden atanamıyormuş. Siz o bölümleri bitirseniz de lisans bitirdiyseniz o bölümlerden atanamazsınız. KPSS için düşünüyorsanız bunu araştırmanız gerekiyor. Özel sektör içinse sağlık sektörü daha mantıklı olabilir. Bilgisayar programcılığı bence biraz yetenek işi.

@diss biliyorum. özel için soruyorum.

Anestezi.

KPSS'yi bilmiyorum ama sadece bilgisayar programcılığı okumanızın iş için bir faydası olmaz. O programın üzerine oturur 1-2 yıl kendim de çalışırım, sadece başlangıç için beni iteklesin derseniz belki faydası olur.

bilgisayar programcılığı + dgs ile düzgün bir üniversitede mühendislik vb.

grafik tasarım da oldukça popüler. ihtiyaç da kısa vadede azalmayacak gibi.
ikisi de iş yapar bence.

Grafiker dolu ama cogunun elinden is gelmiyor, tek bildikleri adobe suite kullanmak. Eger farkli oldugunu, yaratici oldugunu dusunuyorsan grafikten is de bulursun iyi para da kazanirsin.

herkesin kil tuy yogunlugu farkliyken sabit bir fiyat beklemek sacma.

tum vucut, 12 seans toplam 2500 odemistim, istanbul sislide

6 yıl önce istanbul şişlide tüm vücut sınırsız seans 2bin nakit ödemiştim. Hala eserse kafama göre gidiyorum.

Alexandrite yaptırın gerisi traş
Tüm vücut; ya da gerekli bölgeler için 4-6 seansı 1000 liradan aşağı bulamazsınız. Sınırız fiyatı vermez alexandrite yapanlar yani diğer bi deyişle işe yarayacak lazer yapanlar.

internette fiyat yazmıyorlar ama merkezlerin formlarını doldurunca maille fiyat bilgisi sunuyordu hepsi. çok yıllar geçtiği için yazamıyorum ben ama kadıköy ve ümraniyede yaptırmıştım. ümraniyedeki fiyat 3te biri filandı ve gayet de işe yaramıştı.

sakal üstü-göz altı arası 250TL 12 seans.

Rewlack +1500

Ben alexandrite ile 5 seans 5 kontrol tüm vücut 1000 tlye gidiyorum.
Beşiktaşta bi mekan. Ben memnunum istiyosan ismini paylaşırım.

12 seans kol hariç tüm vücut 800tl

fırına ver yoğurtlayıp.

benim son randevum mart ayındaydı, onu iptal ettim, sonra da gitmedim.
herhalde eylül-ekim civarında falan giderim.
normalde korona paniğim pek yok ama bunu erteliyorum çünkü malum, burun buruna olunuyor seans sırasında.

gitmek istiyorum ama çok riskli virüsün de yakın gelecekte geçeceği yok belki n95 maske takılıp gidilebilir

ben gittim, birkaç gün sonra yine gideceğim. hem de tüm vücut için gidiyorum. özel bir hastanede yaptırıyorum ve gayet tedbirliler, hastane pandemi hastanesi olmadı hiç. sorun yaşamadım. ipl cihazı ve lazer epilasyon aynı etkiyi yapmıyor ayrıca.

gidenlerden tavsiye bekliyorum ben de istanbul anadolu yakası :d

@the cat in the hat, yani? elbette var, zaten tüyler ve tüylerin lazer epilasyona vereceği tepki kişiye özeldir ve dolayısıyla değişebilir. bu durumun ipl ile lazeri aynı seviyede etkili görmekle hiçbir alakası yok.

ben 4 ay gitmemiştim korona yüzünden. 4.seansım olacaktı
eskisi kadar olmasa da çoğalmıştı bayağı kıllar özellikle göğüs ve ense.yeni tüyler de çıkmıştı
2 hafta önce gittim maskeyle.zaten önlem almışlar
bu hafta kontrole gideceğim
yaz ayında da korunabilirsem güneşten gideceğim.
zaten bitmeyecek epilasyonla.azaldı
ben avrupa yakasunda gittim
eve alet almıştım ama olmadı onla

@the cat in the hat, lazer epilasyon çok fazla kişi için kesin çözüm. çevremde yirmi yıl önce yaptırıp yıllardır tek tüyü çıkmayan onlarca kadın var. zaten her gebe olanın veya hormon sorunu yaşayanın tüyleri de coşmuyor öyle, ki coşsa da başa dönme olmuyor bu. ben sadece ipl ile lazeri bir tutan yüzeysel bir genellemeye karşı çıktım. istediğinizi mantıklı bulabilirsiniz, beni ilgilendirmiyor.

Özel lise derken ?

Kolejden bahsediyorsanız her kolejin ayrı bursluluk sınavı olur. Onun dışında genelde çoğu koleje paranı verir yollarsın çocuğunu.

Eskiden özel liseler mis gibi burs verirdi. İlk 20'ye %100 falan veren pek çok kaliteli okul olurdu. Şimdi birinci olan çocuğa %50 falan veriyolar. Tok satıcı durumdalar yani. Ama hala sınavları var evet lise için. Her sene sınav yapıyolar bi de, eskiden ara yıllarda katılıma açık sınav yapmıyolardı, şimdi gördüğüm hemen her okul 1. sınıftan 12. sınıfa kadar sınav yapıyolar.

Bi de özel lise derken?? diyen arkadaşı anlamadım. Kolej ya da özel lise arasında ne fark var yahu? Ben orta okul ve liseyi özel okulda okudum ve sınıfça hep özel lise diyoduk yani kimse kolej demiyodu zengin bebeler gibi (burslu sınıftık). Bilmiyorum kolej biraz itici bence, özel lise daha cool sdhsdh

Giriş sınavı tek, bütün liseler için. Ama burs için özel liseler kendileri kriter koyuyor. Alt testlerin puanlarına göre mesela.
Bir de, yabancı dilde eğitim veren okullara kolej denirdi eskiden. Şimdi ortalık kolejden geçilmiyor. Gerçek kolejler Robert, Amerikan koleji gibi okullar.
Kolej ya da özel lise, her ne denirse densin; parayı vereyim göndereyim diye bir şey yok. Herkes giriş sınavına girmek zorunda. Ama paran varsa, özel okula gönderme şansı olur tabi. İmam Hatip'ten daha iyidir her durumda.

www.google.com.tr

Özel okullar sınavıydı o. Hala var mı diye sormuştum. Adı bile öyleydi yani haha. 2000-2005 arası varmış.

Bizim zamanımızda Özel ler kolej olarak geçerdi. Şuan dada kolej ve temel lise olarak ikiye ayrılıyor. Ya da biz hâlâ o şekilde telafuz ediyoruz.

O yüzden dedim kolej mı diye. Özel liseler kendi aralarında bursluluk sınavına tabi tutarken temel liseler sınavı (çoğunluğu) önemsemiyor.

Benim oğlumda bu yıl 9. Sınıfta ve özelde. Hiç bir sınava girmeden yazdirmistim 8. Sınıfta.
Çünkü müdürümüz bildiğimiz hababam sınıfında ki müdür gibi.

Bazı liseler bursluluk sınavına girmeden öğrenci almıyor, hatta puanı en yüksek olanları tercih ediyor istediğin parayı ver almıyor okuluna.
Ama bunlar çok azınlıkta maalesef.

Garipsenecek bir durum göremedim açıkçası. Sanırım ayrıntılı yazmam gerekiyormus.

Yani matematigim gelisti diyemem de lisede falan iyi degildi matematigim. Üniversitede matematiksel modelleme derslerinde hastasi kaldim, yani bir uretim planini gercek hayati modelleme falan. Motive oldum. Is hayati olarak da sürekli rakamlar icindeyim zaten.

Kısacası sizin matematigi uygulamanizi saglayacak bir alan varsa sizi motive edebilir.

matematigim her zaman iyiydi ama isin sirri pratik. bol bol soru cozumu.

Öncelikle sabırlı olmanız lazım, sonra da ısrarcı. Bir konuyu ya da soru tipini anlamadıysanız onun peşine düşüp bi şekilde öğrenmeye çalışın, gerekirse tekrar tekrar çözmeye çalışın. Onun dışında geriye zaten bol bol soru çözmek kalıyor. İlk zamanlar cok acılı geçiyor ama uğraşırsanız peşini bırakmazsanız yolun sonu aydınlık.

Sonradan cok zor cidden matematik.

Mustafa top. Kuram yayınları. Gelmiş geçmiş en iyi anlatıcı. Tavsiye ederim.

O kadar videoyu izleyemezsin. Hem de gereksiz. Pegem konu anlatımını al ve oku. Konu başlıklarından kavram haritası gibi özet not çıkar.
Sadece benim hocamdan ölçme derslerini video izlesen yeterli olur. Öğrenme psk. ve program gel. için belki zorlanırsan video izle ama o da gereksiz bence.
Şu kpss’ye ne olur okuldaki vize/finallere çalışır gibi çalışın. Hızlı ve ayrıntısız. Okuyup geçin.

Pegem’den başka kaynak kullanmayın. Yıllardır bu işi yapan ve Ösym’nin tarzına en uygun yayındır. Farklı kaynaklarla kafa karıştırmayın. Genel kültür için pegem dışı kullanabilirsiniz ama yine güvenilir yayınlar olsun lütfen.
Kpss’ye hazırlanan her tanıdığıma söylüyorum, dinlemiyorlar yine gidip sınavda ayrıntılı düşünüp hata yapıyorlar.

bence de ölçme haricinde video izlemek ile zaman kaybetmemek lazım. altyapınız ne durumda bilmiyorum ama iki hafta konu çalışma, ondan sonra sürekli deneme çözümü. deneme zaten bir saat sürüyor, yarım saat de yaptığınız yanlışlar üzerine çalışın. 10-15 denemeyi geçtikten sonra neredeyse karşınıza çıkmamış soru tarzı ve seçenek kalmamış olacak. bu şekilde kendi gelişimini seyretmek haz verir ve motivasyonu artırır. yoksa sürekli çalış çalış insan perişan olur, dünyanın en sikko konuları.

düşündüm ama bu tarz şeylere para verecek biri değilim. ücretsiz bakabilir mi bana acaba :D

O parayı tarotçu bana verirse belki baktırırım, söylediklerine de gülerim. Fal benim için hiçbir şey ifade etmiyor.

Var ama farklı bir şekilde.

Tarot kartları çizip dizayn ediyorum şu aralar fırsat buldukça.

Dünyada fal kadar saçma (bilimsel olmadığı için) pek az şey gördüm. Gerçekten merak ediyorum: İnsanlar bu tarz şeylere nasıl eğilimli olabilir? Bu konuyu bilimsel olarak irdelemek gerekiyor.

İlgim var ama para vermem

yillar önce ismi sunduz olan bi kadına etilerde bir çorbacıda baktirmistim Tarot fali. resmen ne dediyse yaşadım uzun vadede. hala kendisini ararım. ama elimde maalesef baska bilgi yok. kadın hayatimi okumuş da farkında degilmisim.

Benim de ilgim var, yani hayatımı ona göre şekillendirecek türden bir inanç değil ama bir gün baktırmak istiyorum. Hatta tarot değil ama, geçen gün bir arkadaşım gitti falcıya, adam 1 saat boyunca anlatıyor, olağanüstü detaylı ve gerçekten yorumlar sayfasında sayısız insan adamın hayatlarıyla ilgili söylediği ive gerçekleşen şeyleri yazmış. Arkadaşım hakkında da baya nokta atışında bulundu. Merak uyandırıyor açıkçası.

En büyük hayalim Kaş'taki şu tarz denize bakan havuzlu villada tatil yapmak. Daha önce gitmedim, bu nedenle yorumlara bakabilirsiniz.

www.airbnb.co.uk

bu sabah ekmek tahtasını kullandım :D

dergi

başka bir şey kullanma. eğer ki uzun süre bilgisayar başında kalma durumun varsa, karpal tünel hastalığına yakalanmak istemiyorsan bilek destekli mousepad kullanmanı şiddetle tavsiye ediyorum. internetten sipariş edebilirsin.

dergi, katalog, broşür

abi cam masada mı kullanıyorsunuz bilgisayarı. ahşap üzerinde hiç mouse pad ihtiyacım olmadı. dergide vs sürtünme oluyor

kalın bir defter olur yalnız dış kapağınını değilde sayfa kullan daha kolay oluyor.

Bu tamamen bulunduğun yere bağlı. Turkcell den sonra kalite olarak beklentini düşük tutmalısın. Turkcellden Vodafone geçtim. Ses kalitesi fark edilebilecek şekilde kötü. İnternet hızı olarak Turkcellden 50-200 mbit arası hız alabiliyorken Vodafonedan 10 mbit ve daha az alabiliyorum.

Vodafone şöyle; Alo diyor mu diyor, çekiyor mu çekiyor. Hız, kalite gibi şeyler yok.

Genelleme yaparsak;
Çekim Gücü
Tcell > TT >VF
Ucuzluk
TT > VF > Tcell

*Tekrar ediyorum lokasyon çekim gücünde çok önemlidir. Öyle bir yerde yaşarsınız Turkcell çekmez Vodafone full çeker.

ucuzluk tt
çekim gücü bulunduğun lokasyona değişmekle beraber kişisel deneyim vodafon.

Bulunduğunuz ile göre sorunun cevabı değişiyor dikkat edin. Mesela normal algı
Turkcell>Vodafone>Telekom
Şeklindedir muhtemelen. Ancak benim bulunduğum il genelinde Turkcell > Telekom > Vodafone şeklinde... Kesinlikle çevrendekilerin tecrübelerini dinle.

tt en ucuzu ama en rezaleti kalite anlamında. vodafone tarife dışı en çok geçireni. turkcell en pahalısı. hepsi kötü, sen aradığın özelliklere göre seç

vodafone

hem ucuzluk hem çekim gücü bakımından türk telekom.

vodafone hem daha pahalı, hem de interneti leş.

Şarjda vb. sıkıntı var mı ?, yani bir prize bağlı gibi olup ardından bataryaya geçiyorsa güç modu değiştiği için değişebilir. parlaklık hep aynı oranda mı değişiyor ?

enerji tasarrufu vb ayarları varsa, hepsinin parlaklığı maksimuma çekin.
--
merak ettim, araştırayım dedim acer laptoplarda otomatik değişme özelliği varmış,

muhtemelen çözümünüz bu linklerde

us.answers.acer.com

www.itsupportguides.com

forum.notebookreview.com

@feza çok teşekkürler, hepsini okudum ama otomatik sensörü ayarlarda bulamadım. en iyi performansda deneyeceğim bir süre.
@konetsu, bu yöntem işe yaramazsa onu da deneyeceğim, sağ olun.

92 ile kadrolu alımlarda gidemezsiniz ama açıktan alımlarda gidebilirsiniz.

''birde 92 alan birisi neden vasıf memurluk varken, kendi bölümünden atanmak ister?''

düz memur olmak varken neden kendi bölümünden atanmak ister dediniz herhalde.

düz memur olarak alacağınız maaş bellidir, bölümünüzle ile ilgili alandan atandınız mı alacağınız maaş bellidir. düz memur, her zaman en az maaşı alır.

@blue eyes yanlış yazmışım, nasıl kafa gittiyse. kendi bölümü varken, neden 92 alıp vasıfsız memurluğa gider demek istemiştim.

açıktan alım, kadrolu alım farkı nedir?

alım yoktur. 2016 yılında sanki çevre mühendisliği çok komik belki 1 bilemediniz 2 kişi alırken ne yapacak bu insan? yok yani, kimse o meslekten adam almıyor. özelde işi varsa sona kadar kalmayı göze alabilir ama uzun bir süredir işsiz ise 92 puanla da belki ailesine yakın, belki iyi bir kurumda memur olmayı seçiyor.

açıktan kastım şu, 2 yılda yapılan 4 merkezi alım dışından bahsediyorum. bazen kurumlar merkezi değil de kendileri alabiliyor( gerek kendi sınavları, gerek kendi mülakatları ile)

kendi alanında alım yoktur. mesela gazetecilik bölümünden alım olmuyor ya da yılda 1-2 kişi alıyorlar sadece.

Neden öncesinde aramıyosunuz

şu interneti daha verimli kullanabilirsiniz. nöbetçiler açık. istanbulda sadece bugüne özel açık eczane sayısı 3 katına çıkarıldı. hangi şehirdesiniz bulunduğunuz şehrin nöbetçi eczane listesine bakın.

gadlemler +1 neden aramıyorsunuz ?

ayrıca koştura koştura gitmeye gerek yok.

mahalle başına 1 yerine 3 tane eczane açık olacak diye bir haber gördüm.
muhtemelen ilk eczanenin kapısında görürsünüz.

Bana da olmuştu geçen yıl böyle bir şey, ya kesildiğinden geçecek, ya da eczaneden kulak açıcı damla alman lazım (onlar anlar söyleyince, şu anda hatırlayamadım, gliserin ya da gliserol olabilir)

Kendiliğinden geçecek*

Kulağın içindeki malzemeler şişiyor ve kapatıyor. Benim başıma daha önce 3 kere geldi, bereketli bir kulağım var.
İlkinde kulağı yıkadılar, diğerlerinde kulağıma minik bir komprosör sokup içerdekileri çektiler.

Eğer hastaneye gitme şansınız yoksa damla kullanmayın derim. Damlanın amacı içerideki malzemeleri gevşetmek. Damlayı damlatınca kulağınızdan akıp gidecek diye bir şey kesinlikle yok. Tam tersi daha da rahatsız edici bir duruma sokuyor.
Doktora gidersiniz, kontrol eder, duruma göre damla kullan tekrar gel diyebilir belki orası ayrı ama kullanmaya gerek olmayabilir. Bana ikinci sefer damla vermişti, 5 gün sonra gel demişti. Üçüncüsünde direkt anında temizlemişti damla falan vermeden.
Yani damlaya doktorun karar vermesi lazım yoksa çok keyif kaçırıcı olabilir sizin için.

Kendi kendine de açılması bir ihtimal ama benimki hiç kendi kendine açılmamıştı.

doktora gitmek ne kadar mantıklı sizce? evde yaşlılar var onlar için korkuyorum.

çarşamba 23.00 gözüküyor.

kapı kenarların çekilen yapışkanlı sünger veya lastik şeritler var onlardan döşerseniz o kadar ses yapamaz.

Sonradan yapmak neredeyse imkansız maalesef, yeni kapılarda fitil kullanılıyor ama buna göre üretiliyor kapı kasası.

Yapışkanlı fitillerden kullanmak içinse kapıyı söküp tekrar menteşelemek lazım, ki ciddi zor iş.

türkiye'de yaşlıların duyarsızlık oranı çok yüksek. cahillik (okul okumakla ilgisi olmayan cahillik) oranı da.

Amazon siparişleri bir hafta 10 günde geliyor kapıya. Aliexpress değil ki bu. Amazon'un sattığı ürünlerden lışverişinizi yapın, zaten Amazon hesaplıyor vergiyi.

3 ay değil yahu 2-3 haftada geliyor.

10 gunde geldigi bile oldu bana :) korkmayim, satici amazon olsun yeter

sağ olun peki diyelim ayakkabı aldım 100 dolarlık aynı oranda vergi mi öderim yoksa hediye kartından düşme gibi bir şey olmaz sanırım?

oradan alıp burada satmaya değecek bir önerisi olan var mı peki?

her şey hesaplanır ve en son olarak bakiyeden (hediye kartından) düşer.
Soru eğer hediya kartıyla aldığım şeye de vergi öder miyim ise, tabii ki. O amazon'la değil TR ile ilgili bir durum.

Standart kargo ile 9 günde geliyor. Net 9 gün. Diğer kargo seçenekleri ile 2-3 gün.

(bkz: ottoman history podcast)

Yaratıcısı da Emrah Safa Gürkan'dır.

hiç uğraşmasan keşke. makyaj yapıp geçsen..

botoks işe yarar, fakat beş ay sürer etkisi. sürekli yaptırman gerek.

Murat Türkel diye bi estetikçi var instagram'da. Kalem gibi bir şeyle bir şeyler yapıyo. (çok güzel anlattım, aferin.) Profiline girince görürsünüz zaten. Benim de gözkapaklarım düşük, buraya gitmeyi planlıyorum ama daha gitmiş değilim.

@inawen bunu daha önce de görmüştüm çok iyi. Fiyatlarından haberin var mı?

@anarsika

Maalesef bilmiyorum : / Ama çok pahalı bir şey değil gibi geliyor bana.