Ekşi Duyuru

Tezli yüksek lisans süresi

MADDE 26 –(1) Tezli yüksek lisans programını tamamlama süresi azami üç yıldır. Bu Yönetmelikte belirtilen yükümlülüklerin tümünü yerine getiren öğrenciler daha kısa sürede mezun olabilirler.

ogris.gazi.edu.tr

3 yıl içinde dersleri verip tezi yazdığın sürece sorun yok. +1 dönem eklenecek.

(9) Tezli yüksek lisans programını azami üç yıl içinde başarı ile tamamlayamayanlar, 2547 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinde belirtilen koşullara göre ilgili döneme ait öğrenci katkı payı veya öğrenim ücretlerini ödemek koşulu ile öğrenimlerine devam etmek için kayıt yaptırabilir. Bu durumda, ders ve sınavlara katılma ile tez hazırlama hariç, öğrencilere tanınan diğer haklardan yararlandırılmaksızın öğrencilik statüleri devam eder.

evet atılma yok artık.

ama yönetmelikte yazdığı gibi üniversitenin belirlediği sürede ilgili programı tamamlayamazsan öğrencilik hakların biter. yani, paso kullanamazsın, askerlik mevzusu varsa tecil işlemez.

ödeyeceğin harç miktarı artıyordu, onu da kaldırdılar.

kiracının sözleşmesi yeni ev sahibiyle aynen geçerli oluyor. kiracıyı çıkarmak isterse normal prosedürlere uymak zorunda.

kiracıyı hiç bir şart altında mağdur etmemenizi dilerim. bence insanlık budur.

+1 hasansabbah

yeni ev sahibi ihtar çekerse 6 ay içinde boşaltmak zorunda.

bu gün satsanız yarın ihtar çekilse 6 ayı var kiracı madur olmaz ama ilk bir söyle ben evi satmayı düşünüyorum diye belki o evi almak ister.

kiraciyi mağdur etme gibi bir durum söz konusu değil.kendisinin de haberi var bu durumdan. sadece kendimi saglama almak adina sordum.insanlarin sağı solu belli olmaz.

psikolojik nedenler dışında bi ara kan ve demir seviyeni ölçtürsen iyi olur. belki sadece havadandır ama bu testleri de kontrol amaçlı yaptırırsan bişe kaybetmezsin.

tansiyonun düşükse de olabilir

klişenin babası olacak ama spor yap. ben geçen sene böyle bir dönemde günlük 1 saat koşu ve tempolu yürüyüşle düzene sokmuştum kendimi. şimdi senin durumundayım yine ve bugün koşma olayına tekrar başlıyorum. ilk bir kaç gün zorlanırsın ama iyi hissettiğini göreceksin.

rahat uyuyamıyorsun gibi geldi. ben de bazı şeyleri kafama taktığımda uykularım kaçar bazen, bazense uyanıp geri uyuyormuşum ama hatırlamıyorum. kafanı meşgul eden problemi çözmek dışında , düşünceleri dağıtacak eylemlerde bulunabilirsin, bir roman okumak , açıp bir oyuna başlamak, yada arkadaşlarla briç oynamak gibi. gece de demli bir melisa çayı içersen bebek gibi uyursun :) benim de şu aralar iyiden iyiye başladı bu yorgunluk hissi, benimki de kafaya birşeyleri takmak ve odamın pencerelerinin çok büyük olmasından kaynaklanıyor, sabahın ilk ışıklarıyla uyanmak durumunda kalıyordum ki güneşi kesecek önlemler alınca düzeldi biraz :)

Muhtemelen bahar yorgunluğu, yani kafasal ve geçici

Kan değerlerinive özellikle T hormonu (Tiroid) seviyelerini mutlaka ölçtür

anime izle. ingilizce alt yazı ile. altyazıları okurken sözlüğe bakma. izlediğin görüntülerden kelimenin anlamını çıkar. bu şekilde kafaya kazınıyor. ( anime yerine dizi vb şeyler de olabilir. telafuz içinse ingilizce diziler, kulağın duyması lazım )

yabanci dizileri orijinal dilinde izleyerek, bazen alt yazili bazen alt yazisiz. ikisi de ayri guzel oluyor, bir de turkce ve ingilizce alt yaziyi sikildikca degistiriyorum. omegle falan gibi ortamlarda da konusma pratigi yapabilirsin. amac sifirdan birsey soylemek, cumleyi kafada kurmayi ogrenmek. simdi omegle yerine baska birsey kullaniliyor da olabilir. iste oyle aninda chat yapabilecegin bir yere gir arada, yemekten sporda konserden vs vs genel gecer konulardan bahset.

Kişiliğin büyük etkisi oluyor.
Günün büyük çoğunluğunu kulağımda kulaklık, bilgisayarda bir şeyler okuyarak geçirebilen bir insanım. Hiçbir zaman ingilizce öğrenme niyetiyle ilerlemedim.

Hep yabancı olan şeyleri merak ederdim. Çocukken yabancı kanalları izlerdim, eve ilk bilgisayar alındığında hep yabancı sitelerde dolaşır, anlamasam bile okurdum.

Zamanla tamamen anlamaya başladım. İngilizce tüm dünyada konuşulduğundan inanılmaz zengin bir dil kelime açısından. Argo, bilim, teknik, tüm dünyadan bir şeyler var.

Hiçbir şey yapmasam bile amaçsızca internette dolaşırken ingilizce radyo açık oluyor, okuduğum, izlediğim şeyler de genelde ingilizce içerik. Böyle olunca kendiliğinden öğreniyorsunuz zaten.

Eğitim olarak da okuldaki derslerden başka bir şey görmedim. Gramere takılmayın lütfen. Çok sıkıcı ve kastırıcı şeyler. Onu da sağlam öğrenmek önemli ama birincil ilke olmamalı.

Bir yere önceden yazdığım yazıdan alıntı yapayım,

1. Dil en etkili kulaktan öğrenilir. Hiç farkında olmadan ve pek bir şey yapmadan sadece düzenli "ingilizceye maruz kalma" yöntemiyle bir süre içinde çoğu şeyi anlamaya başlayabilir, cümle yapılarını kavrayabilirsiniz.

Onun için en sağlam kaynak BBC Radio 4 ve World Service benim için. Her gece uykuya dalarken ve evde başka dinleyecek bir şey yoksa fonda bu radyoyu açıyorum. Bilgisayar başındayken müzik dinlemediğinde bir sekmede bu link açık kalabilir:
www.bbc.co.uk
www.bbc.co.uk
Ayrıca telefonda BBC News veya TuneIn radyo uygulamasından her an dinleyebilirsiniz.

2. www.voscreen.com
Bu site bir çeşit facebook oyunu gibi. Facebook ile giriş yapabilirsiniz. Eğer profilde bu siteyle ilgili şeylerin çıkmasını istemiyorsanız Facebook ile giriş yaparken pencere gelecek. "Okay" butonuna değil de, "Skip" butonuna basın. Çok da önemli bir şey değil aslında. Film, dizi ve reklamlardan ortama 10 saniyelik kesitler gözükecek, türkçe karşılığı olan iki seçenek gelecek ve doğru olanı seçeceksiniz. Puanı kafana takmayın, sürekli yanlış yapabilirsiniz ama dinleme ve çevirme becerisini kısa sürede sağlam etkiler.

3. www.engvid.com
Bu da gördüğüm en sağlam İngilizce öğretme sitesi. Bunu da şöyle kullanabilirsiniz,
Yukarıda "All Lessons" diye bir link var. Ona tıklayıp gelen sayfada sol tarafta istediğin seviyeyi ve konuyu seçip "Find Lessons" butonuna tıklayarak videoları getirebilirsiniz. Çoklu seviye ve konu seçimi yapabilirsiniz. Beginner olanlar başlangıç seviyesi ve çok basit anlatıyorlar konuyu. Eğer denilenlerden bir şey anlamıyorum derseniz üstte gösterdiğim iki seçeneği düzenli kullanırsanız hocaların anlattığı şeylerin neredeyse tamamı iki üç ayda anlaşılır hale gelir.

4. Aklınıza takılan kelimelerin karşılığına tureng.com'dan bakabilirsiniz, yeni öğrenme sürecinde karşılık bilmek oldukça faydalı. Dil öğrenmeye yatkınlık varsa zaten 6 ay 1 yıl içinde dizi filmleri sadece ingilizce altyazıyla izleyip çoğunu anlayabilirsiniz. O zaman da sadece aklına çok takılan kelimelerin karşılığına bakarsınız. Bir seviyeden sonra kelimeleri tahmin yetisi gelişiyor.

5. Biraz da ingilizceyi "kafaya takmak" gerekiyor. Mesela her fırsatı değerlendirmek önemli olay. Bir bebek iki üç yaşından sonra her şeyi anlayıp konuşmaya başlıyor, biz de o yöntemi uygularsak çok iyi sonuç alıyoruz. Sadece kurs ve salt ezber pek işe yaramıyor, sıkılıp bırakınca unutuluyor. Ben sevdiğim şarkının hemen sözlerine bakarım, telefonuma müziğin yanında podcast atarım, konuşma içerikli ingilizce yayınlar dinlerim. Gözüme çarpan kelimeleri dilden dile çevirmeye çalışırım, bizdeki kelimelerin ingilizcedeki karşılığını merak ederim, google'da karşılığı aratıp cümle içinde kullanımlarına bakarım ve kalıcı öğrenmiş olurum böylece. Youtube'da bilim, sanat, gezi, komedi içerikli binlerce kanal var onları izlerim, merak ettiğim konuları ingilizce forumlardan, bloglardan okurum. O ufak seviyeyi atlayıp azıcık anlamaya başlayınca işin keyfi çok güzel çıkıyor. Hadi biraz ingilizce çalışayım gibi sıkıcı bir süreçle değil de günlük hayatta keyif yaparken dil kendiliğinden gelişmiş oluyor. Şimdilik bu kadar.

hadi ya la'nın yazdığı "düzenli olarak ingilizceye maruz kalma" kesinlikle durumu en iyi açıklayan cümlelerden biri. ben de böyle öğrendim, baya ilerledim. asıl formal eğitimi 13-15 yaş arası okulda aldım. sonra bir daha ingilizce dersi görmememe rağmen hiç bi zaman gerilemedi ingilizcem. hatta ilerledi (24 yaşındayım). ben de toefl sınavına hazırlanmamı sağlayan ingilizce geliştiren kaynakları yazmıştım. umarım işinize yarar:
eksisozluk.com

lisede geliştirdim, üniversitede zaten komple ingilizce üzerinden edebiyat yapıyoruz (abd edebiyatı okuyorum).

ingilizcemi lisede geliştirdim: her sene grameri baştan sona tekrar işliyorduk, her hafta bir film izliyorduk. onun dışında ben de sürekli film izlerdim. ama telaffuz olarak geliştirmeme en çok rap müzik yardımcı oldu. sürekli zenci rapçileri dinleye dinleye şivelerine, kullandıkları argolara, jargona vs. zamanla aşina oldum. filmler ingilizce olmasa bile sürekli ingilizce altyazılı izledim.

bunun dışında bir şey yapmadım. çok fazla pratik imkanım oldu ama zaten yabancı arkadaşlar edindiğimde ingilizcem gayet iyi seviyeye ulaşmıştı.

dolayısıyla; yaklaşık onbeş yıldır ingilizcenin içindeyim, gramerin gücüne ve önemine güvenenlerdenim. o yüzden gramer gramer gramer diyorum. hatta bir kere değil, birkaç kere incelemen gerekir grameri. sonrası zaten film, dizi, müzik, kitap derken gelişecek. ingilizceyi günlük yaşamına tamamen sokman lazım.

ayrıca rusça da biliyorum, rusça pratiğim çok iyidir ama gel gör ki tembel olduğum ve gramer çok çalışmadığım için hala takıldığım nokta çok oluyor.

yani uzun lafın kısası: gramer öğrenerek.
(gramer kurallarını birkaç yıl bakmazsan unutabiliyorsun ama konuşurken hiç gramer hatası vs. yapmıyorsun. kullanım olarak kalıyor dilinde).

edit: tabi gramer dışında kişisel pratik çok önemli. iki-üç günde bir otur ingilizce bir kompozisyon yaz mesela. haftalık 10-20 kelime ezberleyeceğim de, ezberle. colloquial sözlük al, oku falan.

bunları yaparsan gerisi sebat işi. mutlaka öğrenirsin.

okulda falan herkes gibi ingilizce dersleri gördüm.

farkı yaratan kısımlar:
*17-20 yaşları arasında yazları otellerde bellboyluk yaptım.

*sürekli film izledim (ya da ne seviyorsan onu izle yabancı dilde)

* Amerika vE uK'Daki chat odalarına girip cesurca konuşmaya çalıştım.

*Bilgisayar oyunlarındaki her bilmediğim kelimeyi bir yere not aldım.

şu an: Amerikan edebiyatı mezunuyum,ingiliz filoloji üzerine master yapıyorum ve yurt dışındayım.

Gördüğüm şey;dil öğrenmek için yetenek de lazım,ama kendini o dille çevirmek ve o dile sürekli maruz kalmak en önemlisi.

ben de hadi ya la'ya katılıyorum. 2001'de üniversitede hazırlık okuyup intermediate seviyede bitirdim, onun üzerine ingilizce eğitim almadım, ders çalışmadım. bu ay yapılan yds'de puanım 89.

özellikle dili basit olan amerikan dizilerini altyazısız izliyorum yıllardır, anlamakta zorlanıyorsam ingilizce altyazı ekliyorum.

yıllar önce bir ingiliz arkadaşım vardı, zavallıyı çok uğraştırdım. söylemek istediğim sözcüğü bilmiyorsam sözlüğe bakmak yerine "dur bekle anlatıyorum" deyip -mesela kahve için- "sıcak, koyu renkli, sert içecek" diye tanım yapıyordum o da bana "kahve o" diyordu.

öğrenci evindeyken televizyonda sürekli cnbc-e falan açık olurdu, izlemesem bile kulağımda sürekli ingilizce konuşan birileri vardı.

şimdi bana gramer anlat, birine ders çalıştır deseniz önce oturup kitaba bakmam, hatırlamam gerekir ama rahat rahat konuşuyorum, dinliyorum, okuyorum.

ben geliştirmeye yazarak başladım.. penpallar edinmiştim beginner seviyesindeyken.. ilk başlarda bir emaili ya da ingilizce mektupları yazmak için saatler harcıyordum. sonra bi baktım 2-3 dakikada yazıyorum.. tabii sonra dediğim 1-2 yıl sonra.. konuşmak işi biraz farklı. gittiğim ingilizce kursu çok iyiydi. konuşma sınıfları vardı onlara katılıyordum.. bbc yi açıp uyurdum dinlerken... couchsurfing meetinglerinde yabancılarla practise yaptım çokca.
livemocha.com 'da yazdıkların düzeltiliyor bu anlamda bence başarılı bir site.

Okul

Orta+Lise+Üniversite

Üniversiteye geldiğimde zaten oldukça iyi durumdaydı. Üniversitede unuttum bile

grammari salla diyenleri salla.
benim ilgim ortaokulda basladi. sonra anadolu lisesine gittim. muzikle oldukca gelisti. hep sozleri anlamaya calisarak dinledim ve sarkilari soyledim. universitede muzik ve yabanci forumlar haricinde pek bir sey yapmadim. forumlara yazardim cok olmasa da. daha sonra ise girdikten sonra bol bol kitap okumaya ve yabanci dizi-film izlemeye basladim. uc kere kpdsye iki kere de ieltse girdim. kpdsye ilk girisimde hic calismadan 50 puan almistim, daha sonra 72 ve 90 aldim. kpdsye cesur ozturkun kitaplariyla ve bol bol kitap okuyarak basladim. ieltse de ted videolari izleyip, bbc okuyarak ve bol bol dizi-film ile hazirlanmistim. ilkinden 6 aldim ikincisinden 7 aldim. su anda da yurtdisindayim. yurtdisinda ilk baslarda konusamiyordum dusun yani, filmlerden duydugumuz o clear ingilizce yok sokaklarda. once o soku bi yasiyoruz. listening cok hizli gelisiyo yurtdisindayken, ama ben biraz turklerle cok takildigimdan konusmamda yer yer sikintilar var halen. ieltse girsem 7 alirim belki ama yurtdisinda is bulmak icin vs yeterli degil ve en onemli iletisim alani malum speaking. neyi cok yaparsan o en cok gelisiyo. benim readingim hayvan gibi iyidir, cunku cok okudum zamaninda ama speaking icin ayni seyi soyleyemeyecegim. su ana kadar derdimi anlatamadigim bir durum olmadi ama hizli degilim o kotu.

dizi-film vs de bi yere kadar yalniz unutma. ve grammar olarak da grammar in use serilerine bak. muthis seridir.

kendinize bir kariyer yolu çizmişsiniz..işe ilk girdiğinizde biraz bunların kafanızda olması gerekliydi malesef..çünkü kendinizi bıraktığınız akıntı sizi bir yerlere götürecek ama şimdi siz akıntıya karşı yüzüp bilmediğiniz nehirlere girmek istiyorsunuz..
(tanrım harika yazıyorum..kitap mı yazsam acaba?)
bir de ar-ge sadece belli şirketlerin laboratuarlarında sadece belirli konularda yapılan şeyler değildir..bir görüşmeye gittiğinizde kendinizle ilgili ne gibi şeyler sunacaksınız? çalıştığınız şirkette nasıl riskler alıp nasıl çalışmalar yaptınız? ar-ge dediğin şey risk sonuçta.. bunlara bakar firmalar..

alın konunuzla ilgili bir ingilizce kitabı (teknik tabi) başlayın okumaya..8-9 kitap okuyun bu şekilde bakalım kitap okuyup araştırıp birşeyler yapabiliyor musunuz? (elbette yaparsınız o kadar kitabı okuduktan sonra) ondan sonra kendi firmanızda başlayın fikirler üretmeye..

yanlış anlamayın ama sizinki biraz burak yılmaz'ın allam barça'da olsam ne goller atardım demesine benziyor..

not : meslektaşız arada mesaj falan atın bana..

m.youtube.com

Bilgisayara vroot veya kingoroot indir. Gerisi next next.

Her bir lensin bir aylık kullanımı var toplam 6 adet 6 ay yapıyor. Doktorun önerdiği marka lens çok efsanedir bir gün gözüne tak bir ay sonra çıkar. Sözlükten falan bilgi alabilirsin bayaa iyi o lensler. Ben gözümün bozuk olduğunu unutmuştum o lensler yüzünden :) gözünde hiç hissetmiyorsun vs

6 adet 6 ay yapiyor ama sen cift kullanacagin icin 3 ay gibi dusunebilirsin. ben de ayni markayi kullaniyorum the reci'nin soyledigi gibi acayip rahat lensler. gozumde var mi yok mu bilmiyorum bile. kesinlikle tavsiye ederim.


not: tabii sen takip 1 ay boyunca cikarmamazlik etme. her gun cikar. ben ilk zamanlar baya zorlaniyordum takarken, simdi kendi kendime bir yontem gelistirdim 10 saniye suruyor takmam.

bir kutuda 6 lens. bir tanesi bir aylık. seninkiler iki göz için tek numaraysa bir kutu lens 3 ay kullanabilirsin. evet gözünde unutursan bile rahatsız etmez. çok iyi lenstir ama yine de sen zorunda kalmadıkça geceleri yatarken çıkar, lens suyuna koy, sabahları tak. lens suyunu da sık değiştir.

lens almak için lensmarket de iyidir. al buradan fiyat da iyidir hemen de gönderirler.

lensmarket deneme lensi de gönderiyor. lens ne kadar efsane de olsa her lens her göze uyum sağlamayabiliyor. bence deneme lensi iste, bir hafta denedikten sonra al.
ben de takıp 2-3 hafta çıkarmıyordum ama geçen hafta kontrole gittiğimde doktor "gözün ağzına sıçmışsın, oksijensiz kalmış. her gece mutlaka çıkar, hatta evdeyken gözlük tak bir süre" dedi. Göz kuruluğuna sebep oluyor ve göz kuruluğu da gözü enfeksiyona müsait hale getiriyor. ben uyarmış olayım.
Söylediğin lens de "aylık" lensler grubunda, geceleri çıkarmak koşulu ile 1 ay kullanabilirsin. sonra atıp yenisini takman gerek. Lens solüsyonu olarak da biotrue güzel, onu kullan.

4 sene boyunca hepsini kullandım. en rahatı, kolay çizilmeyen ve dayanıklısı zeiss marka lenstir. 1 aylık kullanman gereken lensi iki ay bile kullanabilirsin. air optix i ise ikinci haftasında çöpe attığımı bilirim.

maddi durum iyiyse 1 day acuvue trueye kullan, günlük lens en güzeli...
aylık olacaksa night&day aqua ya da purevision 2 hd
solüsyon biotrue ya da solo care aqua

bunlar kendi tecrübelerime göre söyleyebileceklerim, kişiden kişiye değişebilir tabiki...
lens takıp çıkarma bir kaç haftada tecrübeyle alışabileceğin bir şey, sıkıntı etme ilk zamanlar zorlansan da...

Ben acuvue oasys kullanıyorum. Bir dahakine trueye deneyeceğim tek günlük.

Çok kalın olmamasına dikkat et çünkü hem gözünde belli olur hem de batma yapar. Uyurken çıkarılmayanlardan alma bence. Gözün daha az zarar görmesi için hava almaya ihtiyaci var. Maddi olarak sıkıntı yoksa night&day en iyisidir. Arkadaşlar yazmışlar en iyileri tekrar etmeye gerek yok. Takarken de göz kapaklarını tut daha lens göz bebeğine oturmadan kapatınca çıkıverirdi gözümden ilk zamanlar. Doktordan vs birinden öğren ilk önce. Youtube videolarını da izleyebilirsin. Temizlik en önemli nokta. Solüsyonu her gün mutlaka değiştir. Solüsyona koyarken de güzelce temizle. kolay gelsin.

günlük lens al kesinlikle

Ben de Acuvue Oasys kullaniyorum ama ilk ay gunluk lens kullandim takip sokmeyi ogrenene kadar. Cunku ilk lensler zor takilabiliyor, elden firlayip oraya buraya gidebiliyor. Aylik lensi murdar etmektense gunluk lensi murdar edeyim dedim. Ilk ay alistiktan sonra aylik lense gectim. Gunluklerden de Bausch & Lomb'un Soflens' ini kullanmistim. Yalniz soyle bir durum var, gunluk lensler ayliklardan biraz daha agir, gunlukten ayliga gecince goz rahatliyor. Yine de ogrenmek icin gunluk lensler iyidir.

ptt kargo da iyice yurtiçi kargoya benzedi. gelmiyor ulan kargolarım!!! neden ptt kargoyla çalışıyorlar!!!

sana geri dönecek kargo sen de tekrar yollayacaksın. ptt kargoyu izlemek imkansız. tecrübeliyim biliyorum.

vize aldığın yer küçücük bir yer, ali diye çok yardımcı olan bi görevli vardı. türkçe konuşursun problem olmaz. çalışansan ya da öğrenciysen belgeleri eksiksiz verdiğin takdirde almaman için sebep yok. 50-60 euro civarı bi ücreti var.

www.mfa.gr

öncelikle seçimini EDT değil EDP olarak yapmalısın, sonrası burnunun keyfine kalmış

bu

www.sahibinden.com

bu da liste

www.sahibinden.com

Abi sıfır demiş adam ?

2014 demiş ama? sıfır 2014 kaldı mı?

2014 yılında üretilip satılmamış olan arabalarla ilgileniyorum. o yüzden buradan sordum. yoksa sahibinden de bakmıştım zaten:)

hyundai i20,kia rio . kia rio biraz daha geniş gibi ama yeni i20'yi görmedim.
ford fiesta,
mazda 2 .

depresyonda değilsin bence. öyle olsa bir amacın olmazdı. şu şu şu yüzden mutsuzum demezdin. sen işinden memnun değilsin, çalıştığın yerde mutlu değilsin, mesleki tatmini bir türlü sağlayamıyorum, vakit kaybediyorum diyorsun. iş aramaya devam etmeni öneririm, hatta sabah akşam ara, eşe dosta haber sal. mutlaka bir yerden bir şey çıkacaktır. eski sevgilinle olan durum da zamanla açıklığa kavuşur. ikiniz de türkiyedeymişsiniz artık, bi şekilde bir fırsatını bulur oturup uzun uzun konuşursunuz.

bol şans.

Türkiye de mühendislik yoktur. Senin derdin bu. Eger derslerin iyiyse almanya da master yap. Orada iş bul. Hersey daha güzel olacak.

Dışarı gidebiliyorsan git ülke şartlarında mutlu olamazsın is konusunda

Aşk ı bilemem

Olaylara olumsuz bakma. Yaşın genç. [26] Eline çok fırsatlar geçer.
(Her iki anlamda da / Iş/Aşk)
Iyi bir mesleğin var ama bu topraklarda gerçek anlamda kullanılmıyor, geliştirilmesine çok az iş yerinde müsaade ediliyor. Çünkü hesaplar iş hayatında tümüyle olmasa da çoğunlukla günü kurtarmak adına.
Y.Lisansa sarıl ve bir an önce bitirmeye bak. Her zaman + olarak cepte olur.
Bu arada da şu an çalıştığın yerden yaklaşık benzer rakamlara (+-%10-15 olur / Bu kısım tamamen afaki söylendi/Değişken olabilir) başka iş bulduğun an kop git. Yani iş arama kısmını ciddi ciddi devam ettir.
Bu arada bir soru! Yabancı Dil var mı? Artı olur senin için.
Not: Aşk meşk kısımlarında değinmiyorum, orası ayrı bir mecra. Her şey olur hayatta. Beklemede kal ya da akışına bırak, başka taraflara/kişilere yönel.
Süngüyü düşürme yani, umut her daim vardır.

Duyuruda bilhassa Ankarada yaşayıp arkadaşsızlıktan dert yanan çok insan var. Bu kişilerin küçük bir destek grubu kurmasını öneriyorum.

Ben senin işsiz hâlinim. Hedeflerim var ama, umudum var. :)

Hadi biraz sınava çalışayım ben.

okul sonrası iş hayatı yalnızlıgına girmişsin. arkadaş,ortam, belki yeni bir sevgili edinmedikçe böyle devam edecek.

yalnızlık zor.

ek: bende senin öğrenci halinim gibi düşün.

@gece lampulu yüzde yüz ingilizce eğitim veren bir üniversite bitirdim kıbrısta. ama 1,5 yıldır ingilizceyi de aktif olarak kullanmadığım için yavaş yavaş seviye düşüklüğü yaşıyorum. onu da halletmeye çalışıyorum. ama isteksizlik olduğu için sıkı bir şekilde çalışamıyorum.

anladım dostum, yani sorma sebebim şuydu;
Dil her zaman + olur, bir de Y.Lisans'a başlamışsın daha ne istiyorsun. Sıkıntı yapma derim.
Elbette her alanda farklı fırsatlar çıkar daha karşına. Dediğim gibi 26 yaş genç bir yaş ve çabuk alaşağı olmaman lazım. En uygun şartları zorla iş konusunda kesinlikle, hele y.dil kullanacağın bir alan olursa çok daha iyi olur.
Başarılar kardeşim.

psikiyatrıra git, cipralex yazdır, mutlu ol

başarmak başarı o kadar kolay olsaydı zaten uçan arabalara biniyor olurduk 2015'te..

''kendimi geliştirmek için kullanayım diyorum ama odamda da mutsuz olduğum için odaklanamıyorum.''

bunu herkes yaşıyor..başarılı adam bunu yaşayıp üstesinden gelip odaklanıyor..evet odaklanırken canı sıkılıyor karnı ağrıyor skerm böyle hayat mı olur diyor ama devam ediyor..

bence sizde öyle yapın..

başka iş bak, orda olmazsa yine başka bi yer, kesin güzel bi yer denk gelir. daha iyi bir yer olmasına bakma küçük bi yer olsa bile en azından mesleğin körelmesin.

@buiret ilaç kullanmayı düşünmüyorum ama cevap için teşekkür ederim.

Yds'ye zam gelmiş diye kıyamadım ben paraya çalışmadan 55 almıştım geçten sınavda aynen 70 lazım. Benim İngilizceme kurban olsunlar ömrümde gördüğüm en mal sınavdı.
Bu kural ezberleten ama İngilizce adına zırnık işe yaramayan kitaplar varya çözümlü sorulu felan benle aynı seviyedeki arkadaşım 80 aldı 2 aylık stajı boyunca çalışmıştı. Öyle bir kitap alıp ezberleyin teknikleri. Bu sınav bunu istiyor.

google+ arkadaşlarınız sadece oy verdiğiniz ya da +1'lediğiniz uygulamaları görebiliyor.

peki ben onu google+ çevremden çıkardım ama onda halen ekli görünüyorsam görebilir mi?
ya da onun çevresinden çıkmak için ne yapabilirim?

tavsiyem, direkt olarak bu tür siteler üzerinden başvurudan ziyade, ilgili şirketin insan kaynakları mail adresini bularak direkt olarak mail atmak. girişken olduğunuz yönünde bir görüş uyandıracağını düşünüyorum.

6,000 çalışanı bulunan bir şirketin genel müdürüne direkt olarak mail atarak şirkette çalışmak istediğini belirten bir kişinin genel müdür tarafından doğrudan insan kaynakları'na yönlendirildiğini ve kurumda çalışmaya başladığını biliyorum.

hatta linkedin üzerinden şirkette insan kaynaklarında çalıştığını tespit ettiğiniz kişiye mail atabilirsiniz. genel olarak adreslerin isim.soyisim@sirketadresi.com/tr olduğunu düşünecek olursak bu ihtimal de oldukça olası.

özetle girişken olun.

tavsiyem bu.

+1 gogu delen adam aynı anda yazmıs bunları yazmaya üsenmistim. kovalarsan bulursun, tek önemli kriter dikkat çekmek, dikkat çek de nasıl çekersen çek.

cv yi biraz daha doldur göstermelik bilgilerle.

ben 100 başvurudan 2-3 tane kabul almıştım, askerliği yapmış gibi gösterince bikaç şey daha ekleyince 10 yere yakın görüşme ayarladım. biraz salla, şişir yani cv'yi, önemli olan görüşmeyi kapmak, görüşürken rahatsan bağlarsın zaten.

evet kesinlikle girişken ol ve diğer adaylardan sıyrıl.
Sektöründeki çalışmak istediğin firmaları bul ve internet sitelerindeki insan kaynakları mailine cv ni mail at.
atarken de kısa bir yazı yaz kendini tanıtan. 2-3 cümle kadar. (şurda okudum, şuralarda şu poziyonlarda şu kadar sene tecrübem var gibi)
elbet bulursun

abi ne gerek var ik ya mail at bilmem ne. ik ya mail atsa da yüksek ihtimal kariyer sitesinden başvuru yapmaya yönlendirilecek zaten.

birden fazla kariyer sitesine üye olup sağlam bir cv oluştur derim. bu cv in de görünür olmalı tabi. eğitiminden faaliyetlerine, sertifikalarından deneyimlerine herşeyden bahset. hiç dönmemeleri normal değil, görüşüp bir daha aramasalar uygun bulmadılar diyeceğim. mutlaka bu ilk adım (cv) / başvurulan pozisyonun uygunluğu noktasında bir sıkıntı yaşıyorsun.

Böyle bir durumda olan birinin telefonunu cv'ye yanlış yazdığına şahit olmuştum, bir kontrol edin derim, ne olur ne olmaz.

kariyer sitelerinden eleme yoluyla cv'ler görüntülebiliyor, belirtilen yaşın üstünde olabilirsiniz, ya da yeni mezun birilerini arayabilirler vb.

şirketlerin ik departmanı yerine kariyer sayfaları üzerinden başvuru yapabilirsiniz. önyazınızda niye iş değiştirmek istediğinizi ve şirkete nasıl fayda sağlayacağınızı belirtmeniz iyi olacaktır.

girişken olun + 1

bir arkadaşım yazılım geliştiricisi pozisyonu için kariyer.net'ten bir ilanı gözüne kestirip şirketin telefonunu arayıp ik'yı istiyor. ilk karşısına çıkana "beni arıyormuşsunuz." diye söze girip, karşı tarafı afallatıp. sonra ilandan bulduğunu tatlı ve esprili bir sesle söyleyip kaç defa görüşme koparmışlığı var. tabi bu kadar çılgın olmaya gerek yok ama en azından ik'ye mail atılabilir.

ikisini de kullandım. superonline kullanıyorum şu anda. ttnete göre çok daha iyi

beylikdüzü'nde 6-7 ay süreyle superonline kullandım 2 sene kadar önce. süperdi. tek bir problem yaşamadık. bir ara internet sürekli gidip gelir oldu. modeme res atınca düzeliyordu. baktık olacak gibi değil, aradık adamları, "hıaa bi şey olmuş tamam düzelttik şimdi kapat xD" dediler, harbi düzeldi sorun.

2 yıldır kadıköy'deyim, iki farklı evde de ttnet vardı. ikisinde de bir sürü sorun yaşadık, şimdikini çözemiyoruz da. online oyunlarda çok lag oluyor, ping devamlı yüksek. bağlantı sürekli kopuyor, bazen kafasına göre yavaşlıyor. sinyalde falan bir sorun da tespit edilemediği için sanırım iplemiyorlar, her aradığımda geçiştiriyorlar. gelelim bakalım halledelim diyen yok. vay efendim dns değiştirin, yok efendim biz bakıcaz bi şey olursa tekrar arayın bilmem ne.

superonline ya da ttnet al demiyorum, herkes problem yaşamış bunlarla. sadece iki lokasyondaki kendi deneyimimi paylaşıyorum.

fiber varsa superonline. normal bağlantıda her türlü ttnet altyapısı kullanacağı için fark etmez.

İki firmada da fiber internet projesi yaptım. fiber internet alacaksanız tsol, adsl alacaksanız ttnet.

fiber: superonline
adsl: farketmez seçeneklerine +1

Kim bağlayacak? Firma neresi bilmiyorum fakat Türksat akşam 22'ye kadar hizmet veriyor ve Cumartesi günleri çalışıyorlar.

turksat, uydunet vs. hangisine bağlatacağıma bakmadım. şuan önemli olan haftaiçi mesai saatleri içinde çalışmayan şirketler.

ttnetten modemi alip kendin de yapabilirsin. zor is degil.

turkcell superonline fiber internet var. cumartesi çalışıyor. haftaiçi saat 21:00 a kadar. bir de net fiyat diye kampanyaları var şu an ben de yeni oldum, 54 TL ye geliyor. (sabit telefon verdikleri için 54 TL ye düştü fiyat)

www.superonline.net

spor kategorisine girse de bisiklet. özellikle uzun mesafelere gitmek.

Quadcopter uçurmak.

Fotoğraf çekmek, müzik aleti çalmak

Deniz varsa yakınlarında Balık tabiki de.
Hem temiz hava, hem doğa hem deniz rahatlatır insanı.
Ucuz bir hobi. Arkadaş edinmekte zorlanmazsın.
Rastgele demen yeter bir balıkçıya direk konuya girer zaten :)
gezersin bol bol. başarırsan karnın doyar. bi bakmışsın ki vazgeçemeyeceğin her an aklında olan değişik bir hayatın olmuş.

metod kitabı aldım kendi kendime org öğrenmeye çabalıyorum. şarkılar çalabildikçe de hoşuma gidiyor. bir enstrümana merakın varsa öneririm.
geçen senelerde de yine hem ilgimi çektiği hem de uğraşması zevk verdiği için codeacademy'de kod öğrenmeye başladım. bilgisayarla içli dışlıysan bu bile bi alternatif olabilir.
yine kendimden yola çıkarak önerebileceğim şey gönüllü projelerde yer almak. hem yeni insanlarla tanışırsın hem de kendini iyi hissedersin.
el becerine güveneen biriysen de hobi marketim'i ziyaret etmeni tavsiye ederim.

Gezmek bence en büyük hobilerden birisi, yeni yerler yeni insanlar yeni tatlar daha ne olsun..

Gerçi kış aylarında yağmur çamur gezmek sıkıntı oluyor, el sanatları kursu veya kapalı havuzda yüzmek gibi sosyal aktiviteler güzel gelebilir.

maket uçak yapmak.ama biraz masraflı hobi.

yoga ve puzzle

hobi, ''bundan sonra bunu yapacaksın, al bu senin hobin'' denmesi ile olmaz. söylenenlere ilgi duyuyor olsaydın bunları zaten yapıyor olurdun. bir insanın hiç hobisinin olmaması sosyopati sebebidir. ilgilendiğin ama ''unuttuğun'' bir şeyler mutlaka vardır, onları bir düşün.

linol baskı (linocut)
akşam masa başında ince ince uğraşmak pek eğlenceli :)

bir de fotoğraf çekiyorum zaman buldukça.

geçen gün şu das seramik hamurlarından aldım ama sevemedim onu.
kanaviçeye dalmayı planlıyorum:)

Puzzle bir kere yaptım 1500lük, dünyadan koparıyor sizi. Benim favorim yeni tarifler denemek. DIY projesi yapmak istiyorum bir gün.

Gitsin bi kuyumcuya buraya yazdiklarinizi kuyumcuya soylesin o zaten gösterecektir.

çok fazla tektaş konusundan anlamadığımız için daha önce almış olanlar belki bildiği yer ve mağaza vardır diye sorduk.

koçak gold'dan almıştım ben, fiyatı 2000 küsurdu ama daha uyguna da vardı. kesinlikle sıradan bir kuyumcuya gitmeyin!!! sertifikası olsun aldığınız taşın. sahteyi verirler elinize anlamazsınız, büyük şehirde insanın başına her şey gelir. ha bu arada tektaş derken pırlanta olarak ele aldım ben olayı, yoksa gümüşçülerde dahi var tektaş.

model olarak da lütfen kadın parmağına uygun zarif bir şey tercih edin, gösterişli olsun diye at nalı gibi bir şey almayın.

Bunların yeri nuruosmaniye. Oraya gidin mesela on jewellery firması filan. On jewellery diye aratırsanız adresi cıkar

zen ve aris dışında almayın pırlanta. ya çıkma olur ya lekeli olur. He zaten bozdurulmayacak hatıra olarak hep kalacak dersen de git en ucuzunu al.

evlilik teklifi için tek taş alırken büyüklük en önemli kriter olduğu için clarity dedikleri kategoride SI (slightly included) olanlara baksın, bunlarda lupla gozuken lekeler vardır, çıplak gözle gözükmez
ayrıca ilk soylenen liste fiyatının yarısından %10 düşüğe satılabilir pırlantalar, 3000 dedikleri bir yüzük, 1350'ye satılabilir
taşların kesildiği yerde önemlidir, iyi taşlar hindistana gitmez

kuyumcuoutlet.com arayın yardımcı olurlar..

ileri düzeyde sporcu yada fizyoterapist değilim o yüzden ilaçsız şöyle geçer böyle geçer diyemem ama mutlaka spordan sonra en az 5 dakika esneme (stretching) hareketleri yaparsan ağrılarının azaldığını hatta olmayacağını göreceksin.

Gece yatarken belini atkı gibi bir şeyle sar. İlaç kullanman işi kolaylaştırır.

sıcak su torbası koy

(bkz: Steam)

oyunu indirmem gereken link ve ağ üzerinden iki kişilik olarak kurulmasını adım adım anlatan bir link yok mudur?

evet. hiç böyle oyun oynamadım ve nasıl yapılır bilmiyorum.

Oyunun linki: store.steampowered.com

ağ üzerinden değil de server olarak oyun kuruluyor. oyunu satın alıp indirin zaten biraz aşinaysanız multi oyunlara mevzuyu çözersiniz. together ksımını ben de oynamadım.

sorgulama ekranında hsbc görünmediği için cep telefonu numaram çıkmıyor bu yüzdende sorgulayamıyorum.

evet saçma, tek maçlık passolig diye bir şey var ondan alacaksın, staddan alırım deme çok kalabalık oluyor.

başvuru sonrası 3-4 iş günü içinde genel müdürlük sizi telefonla arayarak bir kaç bilgi daha isteyecek. 10-13 gün içinde kart elinize geçer.

ev adresini falan mı seçtin teslim için -. şubeyi mi seçtin? 2-3 güne onay ya da ret bilgisi gelir diye düşünüyorum.

başvuruda sadece tc kimlik no ve cep numarasını istiyor. ev adresin aradıklarında isteyecekler heralde.

evet. 1 ay oldu ben de bu şekilde aldım.

eğer;
*daha önce herhangi bir kredi ürünü (kredi kartı, ek hesap, kredi) kullandıysan ya da kullanıyorsan,
*gelirin düzenli olarak iş bankasına yatıyorsa, ya da sigortan gelirine göre yatıyorsa, yani banka gelirini bir şekilde tespit ediyorsa
başvurun kolayca değerlendirilir. Uygunsa da onaylanır.

banka bahsettiğim verilere ulaşmakta zorluk çekerse, bu verileri doğrulayabileceği belgeleri talep eder. Belgeleri temin etsen bile, süreç uzar gider.

Mesela benim sigortam SGK'ya yatmadığı için bankalar benden her zaman gelir belgesi isterler. Ben de hazırlıklı olarak gelir belgesi, sandık kayıt belgesi gibi evrakları hazırda tutarım işim hızlı görülsün diye.

düzgün bir foto çek geç bir şey olmaz.

fotoğraf çekip göndermek son derece profesyonellikten uzak, taratmalı.

camscaner diye android için tarama programı var .Böylece telefonun tarama cihazına dönüşür. Sende fotoğraf çekerek taramış olursun.

fotoğrafı düzgün zeminle adam akıllı çekersen okunabilirlik anlamında taramadan farkı kalmaz. o zaman sıkıntı da olmaz.

Şu aralar yüksek lisans başvuruları yapılıyor. İstediğiniz üniversitelerin fen bilimleri enstitüsü sayfasından duyuruları kontrol edin. İstediğiniz bölüm için aranan şartlara bakın ve başvurun. Yds puanınız yetmiyorsa bazı universiteler kendisi de yabancı dil sınavı yapıyor, ona girebilirsiniz. biraz acele ediniz. Mesela itü ve yıldız teknik için başvurular bitti. Ankarafa durum nedir bilemiyorum fakat.

Puanlarınız biraz düşük olduğundan bir bakın derim: www.ybu.edu.tr

Geçen dönem istedikleri kriterler:
ybu.edu.tr(3).pdf

mülakatlarda makine mühendisiğindeki genel dersler hakkında sınav mı oluyor yoksa genel bir görüşmemi yapılıyor( neden yüksek lisans istiyorsun, ileride doktara yapıcak mısın vb.)

hacettepe fen bilimleri gecen sene yds şartını kaldırmıştı galiba bu sene tekrar getirdi istersen bir araştır.

aslında ikiside değil. yapı kredi güzel kampanyaları falan oluyor. İlla ikisi arasında olacaksa tabiiki iş bankası. Garanti Bankası hizmetleri gercekten sıkıntılı

çok alışveriş yapan için garanti'nin güzel bonusları var. ayda 2-2.5k üzeri harcıyorsanız. daha altı için iş bankası diyorum çünkü garanti'nin kart aidatı falan pek fazla.

iş bankası maximum tabiki.

garanti'den kredi kartım var. ne kadar harcarsan harca anca limit artırıyorlar. bonus falan hikaye.

garantiden almayın. garantinin bir şubesine girip bir bardak su bile içmeyin. 10 tl için insanı taciz etmekten çekinmiyorlar. illa ikisi arasında olacaksa iş bankası, işler diğer bankalara göre daha çabuk hallediliyor. akbank da müşterisine aklı başında davranıyor.

şöyle bir özet vereyim, geçen ay garanti, işbankası, akbank kredi kartlarımı kapattım. işbankası şubede on saniyede kapadı. akbank telefonda on saniyede kapadı. garanti beni 25 dk telefonda konuşturup sanki bankadan para çalmışım gibi suçlayarak bir daha kart vermemekle tehdit ederek en son da toplam 80 lira bedavadan bonus vererek kapatmamaya çalıştı. virüs gibi bir banka.

ikisini kullanan biri olarak bence çok farklı değiller. sanki maximum daha fazla puan/bonus biriktiriyor. aylık ortalama bonus kullanumu 2500+ iken maximum aklıma geldikçe kullanıyorum.

bonusla puanla işim yok diyor ve sadece harcamaları derli toplu yapmak ya da internet alışverişi için ihtiyaç duyuyorsan, kuveytturk'un kredi kartı aidatsız, internetten yapılan eft vs. ücretsiz. internet şubesi sade ve kullanışlı. ayrıca şubelerde sıra vs olmaması da artı puan.

açık ara en sorunlusu garanti tabi ki. ayrıca zalim keltoşun bankası.

illa ikisinden birini seçeceksen maximum.

internet bankacılığını çok kullanıyorsan axess al çoğu bankanın internet ve mobilini kullandım akbank açık ara en iyisi. diğer hizmetleri de güzel.

garanti'ye SAKIN bulaşma!

halkbank paraf veya parafly platinium al

İnternet üzerinden başvuru yap. Belli bir onay sürecinden sonra telefonuna mesaj geliyor. Onaylandıysa kartını gönderiyorlar. Evrağa gerek yok.

75 yuroyu geçiyor takılır. ekstra bir mevzuat varsa 3 saat sokamayabilirsin. mesela 3 çift ve üzeri spor ayakkabı sokmak yasak.

sterlin'de ne kadar bilmiyorum. euro'da 75€'u aşmaman gerekiyorsa, sterlin'de bu limit daha da düşüktür. posta masrafını artıracak ne yazık ki ama parça parça getirtmek daha mantıklı olacaktır.

adama mesaj at. sadece kargo tutarının faturasını koysun. kutunun ustunde tutar yazıyor ya hani. sadece kargo tutarının evragını gondersin kutuyu da direk gift yapsin.

Başvuran adaylar arasından sıyrılmak için gerekli olduğu söyleniyor. Ben de bu lafa binaen genel ve açık pozisyonlar için ayri on yazılar oluşturdum. Sonuç beş aydır kariyer den yaptığım hiç bir başvuruya geri dönüş olmadı :D
Ama birkaç başvuruda aranan kriterler doğrultusunda detaylı bi on yazi yazılması isteniliyordu ve firma için bu onyazinin öneminden bahsediliyordu, bu sebeple önemli bir etken olabilir.

Özetle hiç yoktan bulunsun bi tane.

duruma gore degisir diye biliyorum. bazi boyle siskin bir cv isteyen isler var adam 2/3 sayfa cv sunuyor hayvani boyutta. bu noktada misal onyazi fazlalik oluyor. fakat 1 sayfa cv varsa tamamlayici/ aciklayici olarak cv nin yanina iyi gidiyor. bir sitede boyle okumustum. bir de basvuracagin pozisyon, efendim senin ozgecmisini inceleyecek insan kaynaklari yetkilisinin bakis acisi falan tamamen oznel ve farkli parametreler var. ama yine de belirtildigi gibi bi onyazi fark olusturabilir.

hocam aynısı bana da oldu. bi süre sonra delirdim ne varsa basvurdum geri dönüş yapsalar da benim kabul etmeyeceğim yerlere bile vaşvurdum yani sırf test etmek için, onlar bile geri dönüş yapmadı. ekonometri mezunuyum, dediğin gibi boş bi cv'im de yok, ortalamanın baya bi üstünde hatta. bi yerde bi hata yapıyoruz heralde ama çözemedim.

ben cv güncellemeden geri dönüşler alıyorum. hele bir cv güncellesem var ya, 2 saat sonra telefonlar yağmaya başlıyor. başvuru yapmama bile gerek kalmıyor.

yazılım geliştiricisiyim. sektörde 7. yılım.

ben de benzer bir durumdayım. sonradan öğrendim ki iş arama sitelerine ve özellikle kariyer.net'e ilan veren kurumsal diyebileceğimiz şirketler başvurulardan aldıkları cv'leri sadece kendi veritabanlarını genişletmek için bu siteleri kullanıyormuş. yani yayınladıkları pozisyonlar çoğunlukla acil olarak ihtiyaç duyulan bir pozisyon olmuyor. ileride açılması muhtemel pozisyonlar için ilan yayınlıyorlar ve zaman kazanmak için iş arayanların cv'lerini önceden topluyorlar.

asıl çalışan arayanlar ise bu sitelerdeki daha küçük ölçekli şirketler.

Size tavsiyem; guzel bir linkedin profili olusturun ve basvurularinizi linkedin uzerinden ingilizce cv nizle yapin.
Kariyer net husranini ben de yasadim, sonrasinda basvurularima linkedin uzerinden yogunlasinca bir ay icinde 3 kurumsal sirketten mulakat talebi aldim. Su an o sirketlerden birinde calisiyorum.
Bol sans!

Kariyer.net ten bana dönüş geldi,işe de alındım aynı yer tarafından.
Başvurup dönüş gelmeyen de çok oldu, başvurmamama rağmen görüp arayıp çağıran da oldu.
Bölümle bir alakası olabilir diye düşünüyorum. Çünkü cvnizi gönderdiğinizde onlar filtreden geçirerek bakabiliyor(ve bakıyor genelde) eğer sadece mühendisler dediyse siz gelmiyorsunuz bile.

ben hoşuna giden ilana önce kariyer.net'ten başvuruyorum. daha sonra firmanın kendi sitesinden form dolduruyorum en son olarak da bulursam ik mailine bulamazsam info@ mailine cv mi yolluyorum. çünkü kariyer.net üzerinde bi ilana yüzlerce başvuru oluyo. ik'cı hangi birine baksın. arada kaynıyıp gidiyo.

bugün bi firma ile mülakata girdim. bana söledikleri o kadar farklı koldan başvuru yaptın ki mülakata çağırmak zorunda hissetik :)

ya merak ettiklerini sor işte, onun merak edebileceği şeyleri o sormadan sen cevapla. güncel olaylardan konu aç, ortak nokt abulmaya çalış; spor, sanat, tv vs..

yalnız want2die b.k gibi muhabbetin varmış* :D :D

* kızmıyosundur umarım :)

insanlar ne yapıyor, hayatları nasıl umursamadığım için yüzeysel soruyup geçiyorum. ondan sonrada konuşacak birşey kalmıyor.

işte burçlar bunun için var

jimjim "Merak ettiklerini sor" demiş ya, ben konuşamadığım insanın bir şeyini merak edemiyorum, "Uzasak da gitsek" diyorum. Birini merak etmem için onunla konuşabilmem gerekiyor. Bir kere bir kadın televizyon dizilerinden girdi, ben hiç televizyon izlemeyince kadının en önemli sohbet kaynağı kurudu kaldı. "Bilmemkim çok yakışıklı" dedi, ben ilk defa duymuştum "O kim ki" dedim, kötü oldu. Zevklerimiz o kadar farklı imiş ki, 3-5 konu girişimimiz ters tepti. "Feng-shui, fal" dedi, "Geyik onlar" dedim. Ben bir şeyler söyledim, kadın "Sıkıcı onlar" dedi. En son en saçma bir yerde bir ortak nokta bulup konuşmaya başladık bir süre sonra ama resmen birbirimize sarılacaktık "Yaşasın, konuşacak bir şey bulduk" diye. (Edit: Hatırladım, ortak muhabbetimiz Gangnam Style'dı, o zaman yeni çıkmıştı)

Böyle gerildiğim yerlerde daha fazla samimi olmaya çalışmanın zorlamaya girdiğini ve o anki tansiyonu daha fazla gerip daha da uzaklaşmaya neden olduğunu düşünüyorum. Belki o an zorlamasak başka bir zamanda daha düzgün konuşabiliriz.

Konuya direkt ortasından gir. Mesela o anda aklında ne varsa, ben tam tersi çok iyi tanıdığım insanlarla çok bir şey konuşmuyorum, ciddi konular anlamında yani, gır gır şamata. Yeni insanlarla muhabbet etmek daha güzel geliyor.

ben insanların yaşam tarzına ve düşüncelerine meraklı oldugum için soru soruyorum böyle durumlarda. çeşit çeşit insanlar oluyor ve bambaşka fikirleri, kişilikleri oluyor. bunları deşmek için sorular sorup onları konusturuyorum.

Aynı sorundan muzdariptim. kendi imkanlarımla kurtuldum. nasıl mı? karşındakini yabancı biri olarak görme, sanki yıllardır tanıyorsun gibi konuş. bu seni daha samimi yapar böylece sohbet akar.

Yaş itibarı ile (belirli bir amaca yonelik olmadikca) artık yeni insanlarla tanışmak istemiyorum pek de öyle bir mecburiyette kalsaydim muhabbeti ilerletmek için cümle aralarına birkac (beni eglendiren) siyasi/sosyal/film/muzik/kitap/felsefe/bilim geyiği serpistirip tepkisini ölçerdim.

English Grammar in Use kitabına bakabilirsiniz.

grammar in use demeye gelmiştim demişler.
betty azar english grammar diyeyim.

"seviyem intermediate ama elementary'e yakın."

kafanız karısmıs sizin, esl nin turkce anlatımlı kitapları var.

dil kursların yaptığı seviye belirlemelerde seviyem intermediate çıkıyor ama bazı kalıpları hiç bilmiyorum o yüzden elementary dedim. pre-intermediate desem çok fark olduğu anlaşılmaz diye öyle yazdım.

rootsuz biraz zor sanirim, bende s4 mini var kasmaya baslamisti ki telefonu rootlayip busybox ve root cleaner kurdum once gereksiz yuklu gelen programlari dondurdum ya da sildim sonra full clean yaptim, full cleanden sonra su an hem pil omru artti hem de ikiye falan katlandi calisma hizi. rootlayacam diyorsan linkleri gonderebilirim basit bir islem

Root konusunu araştırmadım ama root işi sıkıntılı değil mi? yani her telefonda kusursuz çalışacak diye bir kaidesi yok sanırsam o yüzden bende risk almayı düşünmüyorum şu aralar ama böyle yavaş olmaya devam ederse o işe başvurucam artık.
mesaj olarak linkleri yollarsan sevinirim. s3 -s4 uyumsuzluğu olmaz heralde değil mi?

xda-developers'da işini görecek bir mod illa ki bulursun. orayı kurcala derim.
bir ara huawei ideos x5 kullanıyordum, buradan bir custom rom kurdum ve telefon apayrı bir şekil aldı.

wipe denilen şey bildiğin telefona format atmak. ehehe hızlanacak diye yapıp da elinizde fabrika ayarlarına dönmüş, uygulamalar, rehber, mesajlar her şey silinmiş telefonla kalakalmayın.

hızlanacak diye bunu önerip sonuçlarını söylemeyen kişiyi de özellikle tebrik ederim.

Garantisi bittiyse custom rom yüklesenize, hatta direkt olarak cyanogenmod öneriyorum, benim arkadaşım şu an s3'ünde kullanıyor, çok memnun.

pdf kitaplar var onları indir. Bulamazsan mail adresini yaz sana gönderebilirim.

lg g3 - hepsiburada fiyati 1449tl

ben de g2 diyorum

1 yıl kalma sözü falan istiyor, bunu da sözlü olarak "onaylıyor musunuz?" diye soruyor. Yani bu telefondaki görüşmelerde verilen sözler geçerli oluyor.

istemiyorum parasını, mesaj atmasınlar yeterli :)

hayır, takdir-i banka

başka kredi kartın yoksa maaşının 4 katına kadar limit alabiliyorsun. ama bunu tek karta dayarsan başka bankadan kart alamazsın. alsan da limitin olmaz.

Ben öğrenci olarak işbankasından çıkartırken müşteri temsilcisi sormuştu bana, ben 750 tl olsun dedim, 700 tl geldi. Yani isteğini iletebiliyorsun sanırım.

hiç duymadım böyle bir kullanım. olabilir ama bilemiyorum. ya da şöyle de demek istemiş olabilir "evimde artık eskisi gibi ışık yok, heyecan yok, sıkıcı vs."

evinde cakmak bitmis de olabilir.

Over'in fiil hali var mi ki? Yok diye biliyorum. Illa anlam istiyorsan evim asiri aydinlatilmis da olabilir.

Over'ın fiil hâli devrilmekmiş, lambası devrilmiştir.

is over demek istedi heralde. Evimdeki isigi kaybettim gibi mistik bir yaklasimda olan bir arkadasimiz degilse muhtemelen elektrikler gitti demek istemistir.

evim boyunca ışık var demek istemiş bence

açıyorum: the light which is in my house is over

i couldn't read your messages since they were deleted.

Messages were deleted so I couldn't read them

Hepsi doğru da tıpkısının aynısı istersen;

I was unable to read messages as they were deleted.

kendine güzel bir film beğenebilirsin, sonra şu sıralama ile devam:

-türkçe altyazılı izlemek,
-ingilizce altyazılı izlemek, arada durdurup bilmediğin kelimeleri ve kullanımları not etmek, sonra onları öğrenmek,
-altyazısız izlemek.

Sonra başka film. Ben öyle yaptım, okulda ingilizce eğitim neredeyse hiç görmememe rağmen KPDS'den 2001'de 74, sonra 78, 85 filan derken en son bıraktığımda 2011 skorum 92'yi görmüştü. Tavsiye ederim.

ingilizce film altyazı çevirileri yaparak hem bilmediğin kelimelerin anlamlarını hem de telafuz edilişlerini öğrenirsin ve daha sonra filmin çevrilmiş altyazısı ile karşılaştırarak hatalarını görebilirsin.

Özel ders al, hatta İstanbul'daysan ben verebilirim cüzi bir fiyatla.

Bizde yalan yok: Evet Kayseriliyim.

güvenpark-> odtü dolmuşları. yemekhanenin orada in, yürüyerek 2 dakika.
bölümleri dolanıyorsa da endüstri mühendisliğinde ineceğim de. 45 saniye.

dolmuşlar güvenparkın bakanlık tarafından mı kalkıyor yoksa aşağı kısımdan mı? bir de kaç dk sürer.
cevap için de teşekkür ederim.

bakanlıklara doğru, çiçekçilerin olduğu sokağın sonundan kalkıyor. 10-15 dk falan sürer

O saatte 10-15 dakikadan uzun sürer. Üç yıl önce yarım saat sürüyordu. Pazar günü olduğu için bilemeyeceğim ama riske atma.

goo.gl
balgat dolmuşları ile milli müdafa yazan yerin kesişiminden kalkıyor tam. tabelasında odtü yazar mutlaka. trafiğe göre değişir 15dk da olabilir 30dkdan fazla bile sürebilir bence ona göre hazırlıklı git. hafta sonu olduğu içi dolmuşlar odtü içi farklı rotadan gidiyor odtü içinde o yüzden kafeteryada ineceğim de şöföre.
harita.odtu.edu.tr
buda odtü içi haritası. içerdeki yerleri gösteriyor haritayı biraz incelersen direk bulursun.
şimdiden sınavında başarılar.