Ekşi Duyuru

evrakta sahtecilik, saglam bi disiplin cezasi -en az yarim donem uzaklastirma-

Koskoca GM batıyordu az daha Aktifbank mı batmayacak. Tabii ki böyle bir ihtimal var. Ancak, 100.000 liraya kadar paran devlet güvencesi altında. Batsa da paranı devletten alırsın.

aktifbank'ın batma ihtimali ile iş bankasının batma ihtimali eşittir.

Batmaz. Ortaklarından biri bilal erdoğan çünkü. Günün birinde satar ya da ortaklıktan ayrılırsa paranızı çekersiniz.
Pasaolig vs çıkma sebebi de bu.

Bildğim kadarıyla Aktif Bank bir yatırım bankası, mevduat bankası değil. 100.000 liraya kadar devlet güvencesi sadece mevduat bankalarına veriliyor. Bu nedenle Aktif Bank'daki birikimin sigorta kapsamına girmiyor. Zaten bu nedenle mevduat faizi değil bono satıyor.

Bankanın sayfasında da şu bilgi mevcut: "Aktif Hesap bir mevduat ürünü olmayıp, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kapsamında değildir.​"

www.aktifbank.com.tr

Geçer de buralarda yok mu ya yakın fiyata

Türkiye'de birkaç yere baktım. Neredeyse iki katından fazla.

geçer.

temizliğiyle uğraşmayacağına eminim. basit bir el mikseri ve bir büyük cam kap işini görürdü.

sıkıntısız geçer...
ölçülerine dikkat ettin mi? sanki biraz küçük gibi.

İlk önce ince bir kitapı hiç uygulama yapmadan baştan sona oku, mantığı az buçuk hakim ol, daha sonra daha detaylı bir kitapta uygulamalı şekilde ilerle.

Alınganlık yapmıyorsun, bizim kiracımız da bankamatikten yatırıyordu 10 tl havale ücreti kesiliyor ve onu kiradan düşüyordu. Hatta bazen 2 parça halinde yatırıyodu 20 tl gidiyodu. Ben söyledim en son dayanamadım, şimdi internet bankacılığından yapıyor 3 tl kesiliyo ahahah :D buna bi şey diyemedim, 2-3 tl olsa söylemezdim sanırım, yüzüm tutmuyor.

Rahatsız edici bir durum ama vergi kaçırdığınız için size müstehak.

Vergi kaçırmıyorum. Aldığım kirayı sonra kendi hesabıma -kiracının TC Kimlik nosunu kullanarak- kartsız olarak kira transferi olarak yatırıyorum.

@barbaros 10 lira da öyle kaybediyorsun yani? Verginin vergisi alınıyor zaten karşim kaçırıyosan utanma söyle, araba alırken 1,5 araba da devlete alıyoruz en basitinden, yatırma yatırıyosan. :D

@ekatarina enpara kullandığım için komisyon ücreti ödemiyorum. Ama öyle olsaydı bir de o can sıkardı.

@acemi su-ısınma gider pusulası dairede oturana gidiyor. Yani, ne kadar su-ısınma parası vereceğini biliyor.

anlamadım. ısınma gideri 172 geliyor ve sana 170 veriyor? manyak mı bu adam ya? 324'ü 318'e nasıl yuvarlıyor peki. neden 320 yapmıyor onu da anlamadım.

bence ilk fırsatta uyarın

@burya, ben yanlış yazmışım. 318 TL'ya yuvarlıyor.

Kimseyle de kötü olmak istemiyorum. Ne diyeceğimi de bilmiyorum.

Hocam kirasını düzenli veriyorsa hiç seslenme, 5-6 tl bir şey değil gerçekten, bak biz daha ocağın kirasını yeni almaya çalışıyoruz :( düzenli kira veren kiracı çok kıymetli küstürmeyin.

ben aynı durumda olsam yukarı yuvarlarım. ince hesaplar yapmayı sevmem. 42 kuruş eyvallah tamam ama 172 tl ile 170 tl arasında bence itiraz edilmeye değecek fark var. sonuçta vermen gereken bir para, hangi markette 2 tl eksik para verebilirsin. o zaman marketlerde de öyle ödeme yapsın.

uyuz oldum la bu adama ben

@ekatarina, aslında kusura bakma gibi birşey dese bu kadar içerlemeyeceğim ama bu durumda benim görmediğimi, beni salak filan mı zannediyor, diye düşünmeye başladım. Bunu söylemese de bu yaptığını içime atıp -sizin dediğinizi yapıp- birşey söylemeyeceğim sanırım. Sizin dediğiniz gibi, biraz da kirasını düzenli ödediği için birşey diyemiyorum.

@burya, bu akşam -özellikle- 172 TL'ya biraz vurgu yapacağım ama anlamazsa çok üzerine gitmeyeceğim.

barbaros başkasının hakkına saygılı birine benziyorsun. anlattığın kadarıyla naçizane tavsiyem bu tür ufak şeyleri dert edip canını sıkma. kiracını tanımıyorum, onu da kötülemek istemem ama bazı insanlar böyle, başkasının hakkı pek umurlarında olamayabiliyor maalesef. şimdi ayıp değil mi böyle yapıyorsun desen belki de ya 2 liradan ne olacak deyip üste çıkmaya çalışacak.

öte yandan bazıları da bir lira borçlu kalsa huzur bulamaz. boşver en iyisi bunlar gibi olmak.

Aslında burada ödenilen kirayı bilerek yorum yapmak daha mantıklı, adamdan 2000 lira kira alıp, 2 lirayı dert ediyorsan burada bir sıkıntı var demektir.

@puc ben kimsenin hakkına girmeyi sevmediğim için herhalde bu kadar kafama takıyorum. Aslında burada hakkımın da peşinden koşmuyorum. Neyse, senin dediğin gibi yapacağım.

@balpolen, sorun verilen kirada değil. Sorun bana eksik verdiği aidat ve su-yakıt parası.

hem abd hem tr fiyatı en düşük 550 tl. 450'ye satıp bir de para kazanması zor... yine de mesajla kaynağını sorun değirmenin.

Bir tanesine sordum. Hediye geldi, dedi. Sorduğum kişinin 14 tane ilanı var. Hepsi hediye gelmiş olamaz herhalde.

ikiside birbirinden kotuydu dunden sonra

Samsungu direkt eledim. Muhatap bile almam o herifleri.

Lg daha iyi malzeme kalitesiyle öne çıkar. Bence onu al. Fiyatlara bakmadım. Fiyat performans işi boş iş.

• LG V10 uzak dur çok problemli telefon

bana göre Samsung Galaxy C9 Pro al

dur, mate 8'e de ben bok atayım, o açıkta kalmış. hayvan gibi sar değeri var mate'lerin.

Sonuç olarak iphone se'de karar kıldım.

Aşksız prensez fena güldürdün. Ben de elektronk şans iyi yea diyerek tüyü dikiyorum.

@zirrealist Samsungu neden eledin?

Samsung direkt.Macera arama.

Barbarosçum, Samsung olduğu için.

deveye sormuşlar neden boynun eğri, iphone'um var demiş.

samsung'u niye gömdünüz ?

@zirrealist Anladığım kadarıyla samsungla kötü bir deneyimin olmuş.

Benim yok. Ama yaramaz o marka.

Lgden de uzak durun. Lg telefonlari bir cok kronik probleme sahip.

@zirrealist

Samsungun resmi distribütör için teknik servisinin çok sorunlu olduğunu, kıllık yaptıklarını filan duymuştum, ondan dolayı diyorsan? Ama bu ithalatçı garantili, bilmiyorum farkeden birşey olur mu?

@karacigerim vur kadehlere

G4 lerin sorunlu olduğunu, hatta iade edince yerine G5 verdiklerini duymuştum ama bütün telefonlarının sorunlu olduğunu bilmiyordum.

O kadar para şansa dağıtılmaz.

En azından 1 milyon altı şanstır herhalde. :)

Değil tabi ki. Keza sayısal loto sonuçlarında hile yapıldığı ortaya çıkmıştı bir dönem. 15 milyon gibi bir parayı ağzını açmış bekleyen o kadar vakıf varken sana bana yedirmez bu devlet ama hayal kurmak için alıyorum. Çekilene kadar herşey çok güzel.

Sans diye bir sey yok matematik var. Olasilik yani.

@baldur

Şans veya olasılık. Bu en azından bir milyon altı için vardır diye düşünmüştüm. 1 milyon üstü para sahiplidir herhalde.

Ekseriyetle Ankara-çankaya-yenimahalleye çıkar ikramiye. Hilesiz olsaydı bu mümkün değildi.

Canlı yayın da gitti. Milli piyangonun sitesine bağlanılmıyor.

Hem Windows hem Android kullanıyorsun işte. Örneğin ofis uygulamaları Android'te berbat. Multi tasking yine sıkıntılı bence Android'te. Web sayfaları da büyük ekran Android tabletlerde sorun yaratıyor, sanki telefondan giriyormuş gibi görünüyor. Sürekli masaüstü görünüme geçmek gerekiyor, bazen o da yemiyor.

Tersinden de Android play Store çok geniş, Windows store'da ya yok ya da eksik. Muadil program da bulunmuyor.

Yani androidin tek artısı var. O da Play store. Öyle mi?

Yani play store ile işi olmayan sadece windows işletim sistemli tablet alırsa daha iyi olur, anlamına geliyor bu. Doğru mu anlamışım?

@want2die Peki, sadece windows işletim sistemli tabletler için söylüyorum. Bankaların ve diğer android uygulamalar için bluestacks kurarak android eksikliğini gideremez mi, yani onun üzerine android uygulamaları kurulabilir herhalde, değil mi?

@want2die windows işletim sistemli tabletler için:

10" Ekran
4GB Ram
64GB veya 128GB Rom hafıza yeterli olur mu?

@barbaros

o tip cihazların hepsi dual boot zaten. çin işi tabletlerden bahsediyorsun sanırım teclast, onda,chuwi, cube vs. dual boot alırsın, androidi silersin, remix os kurarsın. sd kart veya usb ile gerektikçe remix os'tan android işlerini halledersin, gerisi windowsa kalır. alabildiğin kadar büyük hafızalı al, 64'de idare eder ama 128 daha iyi tabi.

@icim urperiyor

Aynen senin dediğin gibi, çin işi o dediğin tabletlerden bahsediyorum. 1-2 tane işletim sistemi olarak sadece windows olan tabletlerden gördüm, yanlış görmediysem.

Dual bootlu olanlardan androidin silinebildiğini bilmiyordum. Ve ayrıca androidin harici karttan kullanılabildiğini de bilmiyordum.

Şeker

Peki, sağlık ocağı şeker ölçümü yapıyor mu ve yapıyorsa sigortasız kişilere de yapıyor mu?

saglik ocagindan kastinsa aile hekimidir. kan testi yapiyorlar, degerlere falan bakiyorlarda senin durumda seker yuklemesi yapip bakarlar, onu orada yaparlar mi bilmem. seker olcme aleti bulabilirseniz aclik sekerinizi ve tokluk sekerinizi sizde olcebilirsiniz. herhangi bir seker hastasi iyi bilir. internettede bulursunuz yemekten kac saat sonra olculmesi gerektigini. tabi en saglikli sonucu doktorda alirsiniz.

tuzlu, baharatli, sarmisakli filan yemissinizdir; hava kurudur; az sivi tuketmissinizdir... cotank, diye "seker" denilemez bence...

Evet, aile hekimi (sağlık ocağını) kastetmiştim. Şeker ölçümü aç olarak mı, tok olarak mı yapılır, onu da bilmiyordum. Sonraki sorum o olacaktı sanırım.

@e haliyle Ağız kuruluğum sabahtan beri olmasına rağmen aslında sizin dediğiniz gibi de olabilir belki. Çünkü az önce sütlaç yedim. Bu durumda şekerim fırlayıp beni çok rahatsız etmesi lazım ama ağız kuruluğum dışında bir rahatsızlığım yok.

şikayetini söylersen aile hekimi gerekli tahlilleri yapar.
sigortasız derken, yaş kaç, öğrenci misin, bunlar önemli sorular.

bugüne mahsus ise turşu, yağlı şeyler, baharatlı şeyler olabilir.

eczaneler de yapıyor ya şeker ölçümünü, zaten parmaktan ölçülüyor kolay bişi. su falan içmeden sabah direkt gidin.

@manuel mandalina Öğrenciyim. Aile hekiminin bakması için yaşın çok önemli olduğunu bilmiyordum. Aile hekiminin sigortasız kişilere bakması için yaş sınırı kaç?

@qobel Ben de bugüne has birşey olduğunu düşünüyorum, çünkü bugüne kadar böyle birşey olduğunu hatırlamıyorum.

@mor.inek Peki, eczaneler ücretsiz mi yapıyor yoksa kafalarına göre ufak bir meblağ istiyorlar mı?

Vücudunun suya ihtiyacı olduğunun işareti. Bugün kaç litre sıvı aldın? Kaç kere çişe gittin? Bir günde şeker diye yapıştırmışlar. Su iç. Aile hekimi senin aile hekiminse bakar. Sigortaya gerek yok, aile hekiminde her şey ücretsiz.

@Lim5 Bugün fazla su içmemişimdir herhalde (belki 3 veya 5 kere). Su içsem de, ne yaparsam yapayım bugün ağız kuruluğum geçmiyor diye çok fazla su içmedim. 3-5 kere de tuvalete gitmişimdir. Derslerim filan derken pek fazla yerimden kalkmadım. Ben de bir günlük birşey olduğunu düşündüm ama yine de -dediğiniz gibi aile hekiminde ücretsizse- pazartesi günü -o güne kadar sabredebilirsem- şeker ölçümü yaptırırım. İnşallah yarın bu sorun devam etmez de rahat ederim.

Bol su iç. Diyabet olsan yukarıdan aldığın aşağıdan çıkar. Çok su içiyorum, çok tuvaletim geliyor dersin. Canını sıkma. Pazartesi görünürsün.

@Lim5 İnşallah dediğin gibidir. Bugün "şeker" olasılığını duyunca moralim bozuldu. Bakalım, inşallah öyle birşey değildir. Pazartesiye kadar sabır artık.

Cevap veren herkese teşekkür ederim.

1. faiz yıllık değişiyor. tefeye tüfeye göre değişiyordu yllar önce. hala öyledir muhtemelen. yani tek faizden yıllarca aynı oranda zamlanmıyor.

2. yine faizli ödüyorsun. ama peşin ödediğin için bir miktar indirim oluyor. yani aldığım kadarını ödeyeyim olayı yok peşin de ödesen.

3. para bankaya yatarsa krediyi kullanıyorsun demektir. bankaya yatmaması için başvuru onayı sonrası işlemleri yaptırmaman lazım.

Peki, ben kredi çıktıktan bir yıl sonunda (yani bir yıl kredi kullandıktan sonra) başvuru yapıp kredimin iptal edilmesini istersem o zamana kadar aldığım paranın faizi hesaplanıyor ve yine taksitli veya peşin ödeyeceksem de iptal ettirdikten 2 yıl sonra geriye ödüyorum herhalde, değil mi?

Edit: Evet, kredi için sormuştum. Yanlış yazmışım. Düzelttim. Teşekkür ederim.

o konuda bilgim yok. faiz her türlü işler de geri ödemesi ne zaman başlıyor onu bilmiyorum. gerçi öğrenci olduğun sürece (veya işsiz) ödemeleri birer yıl birer yıl erteletebiliyorsun hep. tabii faiz işliyor yine.

bu arada burs ile kredi farklı. krediyi soruyorsun sanırım yine. çünkü bursun geri ödemesi olmuyor. kredinin geri ödemesi oluyor.

Cevaplarınız için çok teşekkür ederim.

Mate 9 ve V20 ülkemizde henüz satışı yok sanırım. V10 olabilir belki.

Bu özelliklerde ülkemizde 6 inç civarı pek fazla (hatta hiç) yok herhalde.

hangileri Türkiye'de var bilmiyorum ama min 4 gb ram, 6 inç ekran ve 64 gb hafıza sonuçları

www.gsmarena.com

Trde öyle bir telefon yok. 5.7 ekranlılar var

Türkiye'de 6 inç telefonlar var ama diğer özellikleri düşük (Sony Xperia XA Ultra gibi) veya tam tersi 6 inçten küçük olup diğer özellikleri bu şekilde (Casper Via A1 gibi) veya bütün özellikleri şekilde olup distribütör garantili olmayan (Huawei Mate 8 gibi) telefonlar var ama hepsinin bir telefonda olduğu telefon yok.

Acaba Türkiye'ye gelir mi? Onu da merak ediyorum.

trafik vardı o yüzden değiştirdim gibi bir savunması olur mhutemelen. siz de uğraştığınızla kalırsınız bence.

Hic bir sonuc cikmiyor

önce buraya bi bakın, arkadaşlar deneyimlerini yazmışlar.
www.eksiduyuru.com
sonra örnek makaleden yola çıkıp makalenizi arayabilirsiniz.

- dgs öğrencisi nedir bilmiom
- üniversite öğrencileri yatay geçiş yapabilir
1) kendine güveniyorsan al
2) yatay geçiş kolay bir husus değil.
bunları yapana kadar keşke dgs'den yüksek alıp daha güzel bir üniversiteye geçseydin :/

okul açılana kadar diyosun di mi? yahu gez dolaş dinlen bişeyler yap. sonra uğraşıcaksın zaten yeterince.

@acemi biliyorum ingilizceyle sorunun olmaması gerektiğini. Ben kısa süreli çözüm için soruyorum.

@tepedeki psychedelic adam aynen öyle. En azından okul açılana kadar.

İngilizce hazırlığı geçtiysen hiç yoktan kendin araştırıp öğrenecek seviyeye de geldin demektir.

Elbette dersi hocadan dinleyip anlamak önemli ama cebinde İngilizce olduktan sonra sana yardımcı olabilecek binlerce kaynak var internette. Zaten zamanla da terminolojiye alışır, hocaları da anlamaya başlarsın. Hangi üniversiteden bahsediyoruz bilmiyorum ama birçok üniversitedeki hocaların İngilizceleri de ders anlatımları da advanced seviyede değil maalesef.

Ders kitaplarini simdiden al okumaya basla. Bilmedigin sozcukleri ogren. Boylelikle hem Ingilizce calismis olursun hem de okuldaki konulara hazirlik yapmis olursun. Bir Ingilizce ogretmeni olarak tavsiyem bu sekilde.

İkisine de gerek yok. Ne kdar ingilizce calisirsaniz calisin zaten basta anlayamayacaksiniz hocalari, normalde ingilizceyi anlasaniz da anlayamayacaksiniz cunku hocalar acayip konusuyor yani her birinin telaffuzuna ayri ayri alismak gerekiyor. Okul acilsin bir iki hafta sonra cozulur sorununuz, zamanla iyice artar anlama oraniniz da. Konuyu kacirmayacak kadar anlayip derste tamamrn anlamaya baslayama kadar sonrasinda tekrar ederseniz dersin konusunu sorun yasamazsiniz.

@traveller daha ders kaydı yaptırmadım. Dolayısıyla hangi derslerin okutulduğu bilgisine de ulaşamadım henüz.

@acemi aslında bir ara onu düşünmüştüm ama şimdilik birisine yoğunlaşırsam daha iyi olabilir diye düşündüm.

Derslere curriculumdan bakabilirsiniz bu arada, bilgisayar muhendisligi birinci sinif birinci donem dersleri bellidir sonucta illa ders kaydi yapmaniz sart degil.

Taze bir bilgisayar mühendisi olarak söyleyeceklerimi uygulasan da uygulamasan da aklının bir köşesine yaz diyorum öncelikle.
-İngilizce bizim için ekmek su gibidir amaa hoca dersi 4 sene boyunca simple present anlatacak ve biz sayısalcıyız bizde edebiyat felan yok öyle kelime çıkartmak felan saçmalığın danişkası olur ancak. Hazırlığı geçen adam zaten bir seviyeyi aşmıştır. Öyle kasılcak korkulcak bir durum yok ortada. Ben 60 ile geçilen hazırlığı 61 ile atladım üç senede bölüm bitirdim koysa bana koyardı. Listeningini geliştirmek istiyorsan otur yabancı dizi izle film izle ama tatiline kıyma gözünü seveyim okul başlasın zaten hayvan gibi çalışacaksın.
-Programlama için de introduction ve object oriented programming o kadar kolay dersler ki zaten sen sıkı tut, labları kaçırma ikisinden de A ile geçersin hoca sıfırdan anlatıyor sen dersle ilgili ol kaçırma kafi. Hangi programlama dili kullanılacağını öğrenirsen bana mesaj at ben sana benim ders notlarımdan yollarım bulunsun diye. İnternet pdf kaynıyor para paçandan akmıyorsa 100 küsür lira sakın bir kitaba verme.

@çilekli pasta, üşenmeyip bu kadar uzun ve detaylı bir cevap yazdığın için çok teşekkür ederim. Aklımdaki soru işaretlerini tamamiyle yok eden cevap bu oldu. Cevabın için minnettarım. Önünde ceketimi saygıyla iliklerim.

Birinci sınıfsan eğer zaten seçmeli ders sayınız ya AZ olacak ya da hiç olmayacak. Eğer bir özel üniversiteye başlıyorsan hocalarınla görüşebilirsin Onlar sana ders içerikleri konusunda yardıma olacaklar. Devlet üniversitesiyse öğrenci işlerine git sana ders listeni verirler. Ders listesine bakman eğer varsa seçeceğin dersler konusunda da sana ışık tutacaktır.

ingilizce önemli fakat hangi okulda hazırlığı atladığınız da önemli. bazı okullarda (genelde eğitim ingilizce olmayan) 15 sene hazırlık okusanız da bir halt olmuyor. öte taraftan gerçekten ingilizce eğitim veren (hocaların türkçe anlatıp yalandan sınavların ingilizce yapıldığı okulların harici) okullarda mecburen ingilizce okumak,yazmak ve dinlediğinizi anlamak zorunda kalıyorsunuz. dolayısıyla ingilizce sorun olmuyor. yani ingilizceniz yeterli değilse bile dönem ortalarına doğru adapte oluyorsunuz.

bence hazırlığın goygoy tarafına odaklanın. ailenizin maddi kaygısı yoksa hazırlık okuyun gezin, farklı bölümlerden insanlarla tanışın (ileride lazım olacak).

bu arada hazırlık atlayıp pişman olan (ingilizce sorunum yok) biri tarafından yazıldı bu satırlar.

@paltar yuvan masin, bir yıl ingilizce hazırlık okudum. İngilizce çok iyi öğrettiler, bayağı şey öğrendiğimi hissediyorum ama yine listeningten şüpheliyim. Bu soruyu o yüzden sordum. Okulun eğitim dili %100 ingilizce.

dostum bölüme gittiğinde birçok şüphenin yersiz olduğunu anlayacaksın. bundan 10 yıl önce %100 ingilizce olan bölümüme başlarken ben de tamamen aynı hissiyata kapılmış ve bir şeyler yapmaya çalışmıştım. naçizane fikrimce şu an yapabileceğin en iyi iş arkana yaslanıp okulların açılmasını beklemek. tüm sene zaten bu noktaya gelmek için uğraştın ve dinlenmeyi hak ettin. gereksiz meşguliyetler icad ederek kendine eziyet etme.

aynı yoldan geçmiş bir abi tavsiyesi.

veterinere götür

şu anda maddi olarak uygun durumda değilim.

caps koy madem anlayanlar yardımcı olmaya çalışsın. geçmiş olsun.

Eğer kesik varsa Furacin merhem sürebilirsiniz, Furacin yoksa muadilleri de olabilir, sarı merhem diye de geçer. Antibiyotik içerir.

Çıban filan çıktıysa bilemeyeceğim.

kedi sokak kedisi mi? patinin üzerinden araba geçmiş olabilir.
aynı durumdaki bir sokak kedisini veterinere götürmüştüm, elle muayene edip kırık-çıkıp olmadığını söylemişti, para da almadı.
backtoban gibi antibiyotikli bir merhem sür diyeceğim ama yarayı sarmazsan yalar temizler kremi.
eğer yara açık yara değilse batticon-tentürdiyot basabilirsin.

@innerbliss zaten baticon sürmüştüm ama yeterli mi gelir bilemediğim sormak istedim. Kedi, sokak kedisi. Akşamları eve alıp besliyoruz. Ama ne zaman veteriner götürdüysek para istediler.

@kaymaktutmayansicaksut Bazı yerlerde furacin ile beraber bepanten de bahsediyorlar. Acaba furacin tek başına yeterli olur mu?

benim götürdüğüm veteriner birşey sürmemişti, kedi de düzeldi kısa süre sonra.
patinin altı olduğu için hem krem kalmıyor yere bulaşıyor hem de yalama riski var.

Furacin kabuğun gelişimini kolaylaştırırken bepanten kabuk tutmayı geciktirir. bepanthol/bepanten sürmeyin.

innerbliss de bahsetmiş zaten ama kedinin ayağını sarmazsanız kremi yalar. eğer bahsi geçen yara ince bir kesik şeklinde ise, deri kesildi ve alttan pembelik gözüküyorsa krem sürmenize gerek yok, üzerine basmaktan imtina edecek ve yara birkaç gün 3 ayak gezdikten sonra iyileşecektir.

Uyku halinde iken merhem sürmeyi deneyebilirsiniz.

@innerbliss Bizim götürdüğümüz veterinerler de göz görülür pek fazla birşey yaptığı yok gibi. Eğer yeterli olacaksa yalamaması için 5-10 dakika tutabilirim.

@kaymaktutmayansicaksut yara olan yer pembe değil de, altın sarısı gibi bir renkte. Bepenthene dokuyu onarıcı özelliği var diye okumuştum birkaç yerde.

pederipra da iyi gelir. veterinerde bulabilirsin ilacı.

@peggy şimdi eczaneye uğrayacağım. kaymaktutmayan ın dediği fucirin iyi gelmezse senin dediğini alayım diyorum.

Bazen kediler arabaları cırmıklayarak çizik oluşturuyor ya da tekerin altına raptiye tarzı sivri nesneleri patileriyle getiriyorlar.

Seninki iyiymiş yine, bizim sitede kedi temizliğine gittiler, kedileri arabadan uzak lokanta kenarı olduğunu iddia ettikleti yerlere bıraktılar, yapmadık diyorlar ama mümkün değil kediler ortadan kayboldu.

İşin küfrettiren yanı, evde değil ama sitede 4 yıldır baktığımız, kısır, aşılı, uysal kedi ve 9 tane 1,5 aylık yavrusu olan anne kedi de yok ortada. Özellikle bu ikisine dokunmayın diye kavgalar etmeme rağmen.
Çoluk çocuklarından çıksın diyoruz biz. Başka bir şey değil. Anne yavrulardan uzakta, yavrular el kadar halleri ile anneden. Diğer kedinin tek bildiği yer site... neyse gece gece sinirlerim hopladı yine.

@rakicandir o ne ki bizim aşağıda kedinin teki aldı eline patatesi(bizim balkondan araklamış pezevenk) soktu arabanın egzosuna. kedi işte naparsın..

@kaymaktutmayansicaksut birkaç gündür sokağın kedisi olan bazı kedileri de görmüyorum. Acaba diyorum, bunlar da aynı akıbetemi uğradılar. Belki de bir yerlere girdiler, bilmiyorum ama biraz daha ortada göremezsem diğerleri de ortadan kaybolursa bu kişiden şüpheleneceğim. Gerçi şüpheleneceğim de elimden ne gelir.

@acemi o kediyi biz alıştırmadık, biz buraya taşındığımızdan beri bize yanaşıyordu zaten. Ben de hayvanların insanlardan kaçmasını istiyorum ama hayvanlara yemek verdikçe insanlara alışıyorlar. Biz de aç kalmasın diye veriyoruz.

www.favbrowser.com
Bunun gibi olur.

Gönderilir ama "falan filandan dolayı daha önce kutlayamadım" gibi bir ön cümle koyarsan daha iyi olur gibi.

@scheisskopf

Senin dediğin gibi yaptım.

benim kulaklığım zaten takılı olur, rahatsız ediyorsa kısmasını veya kulaklıkla dinlemesini rica ederim. kimse kimsenin gürültüsünü dinlemek zorunda değil.

Uyarırsam huzursuzluk çıkar endişesi duymaz mısınız?

uyarırım kimsenin saçma sapan müziğini dinlemiyorum. başım ağrıyor de kulaklık takmasını rica et, ortam zaten onun müziğinden geriliyor, biraz da benim uyarımdan gerilsin hiç umursamam.

sabrımın sonuna kadar dayanırım belki kendiliğinden kapatır veya başka birisi uyarır diye, sonra uyarırım. ben de çekinirim biraz.

kısık sesle dinlemesini rica ederim. yan masada çalışan arkadaşımın kulaklığını takıp da kendini soyutlaması bana vahşice geliyor.

Uyarırım

Aslında kendisi güncel Türkçe müzik dinliyor. Ama etrafındakini umursamadan, sormadan, yüksek sesle dinlemesi kötü. Yarın yine yüksek sesle dinleyecek. Ben ondan önce davranıp yabancı müzik açayım diyorum. Hem İngilizce öğrenmeye çalıştığım için dilimi geliştirmeme de yardımcı olur hem de hatasını anlaması daha kolay olur, diyorum.

Bu yaptığım doğru olur mu?

hatasını anlamaz hatta bu müzik dinleme olayını normalleştirirsin.

arkaplanda yabancı müzik çalması ile yabancı dil geliştiremezsiniz. müzik dinleyip sözlerini anlamaya çalışmak ile müzik çalarken iş yapmak iki farklı şey.

inatlaşmaya biner iş. iki tarafın da kafası şişer boşuna.

sevdiğim biri topluluk içinde yaşamak en zorudur, bunu öğrenmek gerekir diyordu. ben hala nezaketin çözebileceği kanısındayım.

iş yerinde odada tek kişi çalışıyorum yine de kulaklık takıyorum. kapının önünden geçen vb rahatsız olmasın diye. gerisini sen düşün

fotokopi olanını almayın başınız belaya girebilir, bazı okullar çok katı o konularda. bence internetten çalışmaya niyetiniz olup olmadığını bi tartın kendinizce. bizim zamanımızda o tarz interaktif şeyleri millete zorla derste yaptırırlardı kimse bireysel olarak açıp çalışmazdı. ikinci elciden alın tavsiyem.

Dediğiniz gibi öğretmenlerde bizi uyarmıştı. Başınız belaya girebilir dediler. Buna rağmen geçen kurda neredeyse sınıfın yarısından fazlası fotokopi kullanıyordu. Bu kurda ne olur bilmiyorum.

ikinci el derken hangisi? Kitapçıdan mı yoksa eski öğrenciden mi? Öğrencininki temiz midir sizce?

kitapçıdaki ikinci el, çünkü o adamlar alırken içinin temizliğine bakıyorlar.

Gerçi öğrencide telefonda konuşurken temiz, neredeyse hiç kullanmadım demişti ama sonradan mesajda gönderdiği kullanılan unite listesi gözüme fazla gözüktü.

İkinci el kitapçıda 30TL, yani 60TL.

Sıfırı ile fiyat farkı 50TL,

Eski öğrencininki ile 30TL

30TL'ya ikinci el kitapçıdan almaya değer diyorsunuz yani.

bence gayet makul ben 350 lira vermiştim ve kitaplar yeni basım olduğu için ne ikinci eli vardı ne fotokopisi ne de çakması. 60 lirayı bi kur için mi vereceksiniz yoksa senelik mi

350TL'yı versem ben kesin bayılırım herhalde. :)

Sadece bir kur için vereceğim. Kur 2 ay sürecek. İnşallah geçerim, geçemezsem tekrar edeceğim ama aynı kitaplarla mı bilmiyorum.

maş fasulyesi diye geçiyor halk arası.
yanılmıyorsam.

4.bp.blogspot.com

Verdiğin linklerdekilerde beyazlık olduğu için sanki bizimkilerde olmadığı için kararsız kaldık ama dikkatli bakınca bizimkilerde de beyazlık olduğunu gördük. Bu kadar çabuk cevap alacağımı ummuyordum. Teşekkür ederim.

içilir. ebu hureyre

kedi o diliyle götünü yalıyo. içilmez.

aranızdaki samimiyyetle alakalı bi durum.

ne mikrop adamsın la

@Karanlık Sisli, ben de içtiği su içilir diye birşeyler okudum ama okuduğum şey durağan su ile ilgili değildi herhalde.

bir yandan öpüşme ile alakalı şeyi de desteklediğimi söylemeden edemeyeceğim.

Şimdi ben ne yapacağımı şaşırdım.

mıhtar ben kediyle yemek yiyorum şahsen daha ölmedim tek sıkıntı ağzını sapırdatması ne olabilir yani kedide

aşılıysa bir şey olmaz ama yine de miden kaldırır mı bilemem.

ya ben kedinin ağzını ağzını öpüyorum neredeyse, çok seviyorum keratayı.

bana bi şey olmadı bugüne kadar, içilir ayran.

o zaman götünü de siz yalayın sorun çözüldü kusura bakmayın cahil kalmışım.

içilir de içer misin içmez misin sana kalmış orası.
ben olsam içmem.

yalnız bizim içtiğimiz sudan da kedi içmemeli, onların ağız florası ile bizimki çok farklı.
Hatta bizimkinin zararı ona daha fazla, bizim oral floramızda daha fazla mikroorganizma var.

@soul sacrifice

bir soru sorulmuş, herkes kendi fikrini açıklıyor.

ama sen ekstradan, şu tavrın yüzünden, lafını ettiğin şeyi istediğin kişinin üzerinde deneyebilirsin.

götle bir problemin varsa çözümü kendinde ara etrafa saldırmadan.

başka yoldan alabilecek olsalardı aramazlardı bence. ödeme elbette, tripli falan konuş, "ya uf bana ne be" de, eğlenceli duruyor.

oldu canım başka. 6 aydır akılları nerdeymiş? Öyle sonradan masraf falan olmaz. Sen başta ödemeyi yaparken masrafı var mı diye sordun var dediler anlaştın ödedin bitti gitti. sinekten yağ çıkarmaya çalışıyor ipneler. sözleşme yok bişey yok ellerinde hiç bi halt edemezler.

Zaten öyle normalden 1 ay masraf çıkartılıyo olsa banka sana on tane kağıt imzalatırdı sonradan çıkan masrafları ödeyeceğine dair. Var mı öyle bişi? Yok.

o bankada eksiye geçebilen avans hesabın falan varsa onları kapat ilkönce. paranı gasp ederler kimseye dert anlatamazsın. tahmin ediyorum; garanti bankası dimi?

İkinize de teşekkür ederim.

@zikardo
akbank

İsim ve bölüm adı vermeden bu karşılaştırma çok anlamsız olur.

Bilgisayar veya yazılım mühendisliği

Para varsa düşünmeden İstanbul tabii ki. Ha dün açılmış özel üniversite olmadığını varsaydım.

%50 burslu için ücretler 10.000 ile 14.000 arasında değişiyor. Benim de verebileceğim 12.000 civarında olabilir en fazla.

nişantaşı gibi bir üniversite değilse kesinlikle istanbul.

anadolu'da eski devlet üniversitesi.

dostum maddi durumun varsa düşünmeden özel yaz. çok net söylüyorum. eğitim boktan olacaktır ama zaten eğitime emin ol ihtiyacın olmayacak. tıpçı veya mühendis olmayacaksan.

@darknum

İsim vermeye gerek yok. Genelleme yaparak soruyorum. İsim çok lazımsa diyelimki Beykent, Gelişim ile Karabük Üniversitesi gibi mesela.

istanbul ftw

mertin adı konseyde çıktığı için katılmadı. berna dokunulmazlığını kullansaydı elenmeyecek miydi orası muamma. acun kafasına göre kural koyabiliyo bazen. normalde bi kişi daha elenmeliydi.
turabiye şimdi bakıyorum

turabi geçen hafta dokunulmazlık kazanmıştı.

Türkçe değil de orijinalini isterseniz Robin Wright Penn söylüyor hem de: www.youtube.com

Söylediği diğer şarkı için: www.youtube.com (n farklı versiyonunu da filmin sonunda Idina Menzel söylüyor)

Teşekkür ederim.

soğuk

benim sıcakta uykum geliyor.

soğukta gelir ve aşırı soğuk bi ortamda uyursan ölürsün

sıcakta mayışırsın uykun gelir, soğuk dürter uykunu kaçırır.

Ben de sıcaktan mayışmak diye bir tabir duydum ama televizyonda filmlerde filan görüyorum bazen. Dağda kalanlar için, soğuk uykuyu getirir ve uyumamalı deniyor.

Gerçekte hangisi uykuyu getirir, anlamadım.

sıcak ortam mayıştırır bunu biliyorum. çok soğuk ortam görmemiş olmalıyım ki şu an ona bir yorum getiremedim.
kendimden yola çıktım.

uykuyu getiren kan akışının yavaşlaması.. bu yavaşlama için hafif sıcaklık yeterli ancak uyku getirecek derecede soğuk bir hayli düşük derecededir. vücudumuz sıcak olduğu için (yaklaşık 38 derece) sıcağa dayanıklıyız ve kolayca uykumuz gelmez. örneğin yaz mevsiminde sürekli uykumuz gelmez. çok düşük sıcaklıkta ise vücut kendini korumak için tüm faaliyetlerini yavaşlatır. o nedenle soğukta uyku daha güçlüdür.

Kışın buz gibi yatağa girince cenin pozisyonunu alıp uyumam saniyeler sürerken, yazın sıcakta ısınmamış nevresim partikülü aramakla geçiyor geceler.

ikisinde de olur.

soğuk damarları büzüştürüyor. kan akışı yavaşlıyor. organlar yavaşlıyor. herşey yavaşlayınca uyku geliyor.

sıcakta ise vücut normal dereceye gelmek için çaba sarfediyor. bir de dehidrasyon da yorgunluk getiriyor. vücutta yeterince su olmayınca, yeterince kan hacmi de olmuyor ve organlara yine daha az kan gidebiliyor.

sirkadyen ritm ile alakalı ve psikolojik etkiler de olabilir tabii.

edit: bu arada soğukta uyku gelmesi daha olası. çok sıcak havalarda vücudun yorulması ama bir türlü uyuyamama gibi durumlar olabiliyor.

Lüzümsüz bir vatandaş da linç kültüründen nasibini almasın amk olur öyle arada insan saçma salak şeyler yapabiliyor.

koskoca adam diyorum başka da bişey demiyorum.

bu ülkede uçağa lazer tutan var daha ne diyeyim. videoyu seyretmedim adam ama maçı seyrettim o adamın o anki konuşmaları tahminimce şöyle "ehue ehue bah bah la bah nası tutuyom gözüne göremiyoğ la galeci "

yazık yaa. Ama sahiden hiç kimse (ne Beşiktaş, ne Galatasaray ne de başka takımın kalecisi) böyle birşeyi haketmiyor. Yazık günah diyorum ben.

bunlar evinde colugu cocugundan hazetmeyen mutsuz tipitipler..

takım tutmayan ve futbolla ilgilenmeyen biri olarak söylüyorum
bu tipleri asmak lazım bu kadar da net

Tuttuğu lazerde çok uzaklardan zarar veren ve yakan lazerlerden ha. Bir Galatasaraylı olarak lanet ettim bu duruma. Yayıncı kuruluş olay anında şahsı bulup göstermiş. Görevliler veya polisin adamı anında gidip gözaltına alması gerekiyordu. Ama bu rezalet maçın sonuna kadar devam etti...

Bu kişiye şimdi dava açılacakmış. Çeksin cezasını.

www2.sporx.com

kötü değil, eksik dersen daha doğru olur. sonuçta bu iş genel kültür ile alakalı ve hepsini belli bir seviyede tutmak lazım. yarın öbür gün hangi ortamda kimlerle karşılaşacağını bilemez insan.

Kitapların okuyucuyla daha özel bir bağı var. Ve çok sağlam öyküler/durumlar var henüz filmleşmemiş ya da tiyatrolaştırılmamış.

Çok kötü bir şey mi? Yooo, dünya bunca kötülükle doluyken.
Ama kitap okumak zihni eğitiyor, konsantrasyonunuzu, o süreçte daha derin düşünmenizi sağlıyor. Artıları fazla.

önce neden sevmediğine bakmak lazım. kitap okumak maalesef küçüklükten kazanılan bir alışkanlıktır.

yazıları aklında görsel birer imgeye dönüştürme kısmında insanlar sıkıntı yaşar. bunun nedeni ise hayal kurmamalarından kaynaklanır. ayrıca okumak için meraklı olmak gerekir. kitap sevmek herkesin edinebileceği bir duygu değildir evet, ama kitap okumayı sevmemek çok iyi olmayan bir düşüncedir ve üzerine gidilmelidir.

(bkz: kitap okumak/@compadrito)

@sharon and hope
Peki bu dediklerinizi filmle, tiyatro ile yapamaz mıyız? Yani filmle zihnimizi eğitemez miyiz, konsantrasyonumuzu, derin düşenmemizi sağlayamaz mıyız?

gün gelir, kendinizi yüzeysel hissedersiniz. sizi rahatsız eder bu yüzeyselliğiniz. bi türlü sebebini de bulamazsınız, bilemezsiniz. kendiniz üzerinde bi deney yapın. bir kaç kütüphane gezin. biraz zaman geçirin kütüphanelerde. ne hissedeceğinize bi bakalım. sonra gene konuşuruz.

@Barbaros kitap filmden çok daha yavaş ilerliyor. O sebeple daha derinleştiriyor düşüncelerinizi, sindire sindire. Film size sunulan bir şey, zihinde anlamlandırmanız gereken şeyler kitapta olduğu kadar fazla değil.

Ayrıca kitaptan kastedilen sadece roman mıdır? Ben en son Sartre'ın biyografisini okumuştum, yaptığım sadece kitabı okumak değildi tabii ki, metinler arası gezinip durmuştum. Arada ilgili belgesel bulmuştum, arada bağlantı kurduğum bir film olmuşsa onunla ilgili araştırmalar yapmış ve filmi tekrar izlemiştim.

Kotu oldugunu dusunuyorum epey. Dah dogrusu keske hemen sevmiyorum diyip kapatmasaniz da okusaniz diye temenni ediyorum.

Kelime hazmesi kisitlayan, genel kulturu setleyen ve kendini dogru ifade edebilme yetisini bastiran bir durum kitap okumamak. Bir de kacirdiginiz oyle dunyalar var ki, izlemekle olacak gibi degil yani asla esdeger olmaz zihninizdeki insaa ettiginize benzemez.

Zamanla eksikligini hissedersinir muhakkak bir de, sevmemeniz de ilgi duydugunuz bir konuda bir kitap okumamisliginizdandir diyorum. Zorunluluk da degil elbette ama okusaniz iyiydi.

kitap okumak kötü veya iyi bir şey olarak adlandırılamaz, kitap okumadan kendini geliştirebiliyorsan eğer ya da kültür seviyeni artırabiliyorsan, düşünebiliyorsan çok da büyük bir eksiklik değil.

ama sadece kitaplardan öğrenebileceğin çok fazla şey var, onları nasıl edinirsin bilemiyorum.

mutlaka ilgini çeken bir tür vardır, emin ol kitap okuyan çoğu kişinin derdi 'oturayım kendi kendime psikoloji konusunda eğitim vereyim, felsefenin dibine vurayım' değil, sevdiğin bir tür olur mesela fantastik kurgu, açar okursun bu senin iç dünyana bir renk katar, misal ben post apokaliptik şeyleri seviyorum, bunu okumak da bana bir yükümlülükten ziyade bir zevk gibi geliyor, açıyorum okuyorum bu kadar basit yani.

elime örneğin bir das kapital versen 'bu ne lan benim ne işim var ekonomiyle filan' der atarım bi kenara.

ama işte das kapital okuduğun zaman harbiden çok şeyi anlarsın, en azından dünyanın niye böyle olduğunu ve bu dünyanın alternatifinin nasıl olabileceği gibi şeyleri.

şöyle genel bir örnek vereyim, trainspotting'i çok yüksek bir ihtimal izlemişsindir, ben de izledim, sonra açtım kitabını okudum ve şunu farkettim ki filmi, kitabının trailerı gibi bir şey, çok kısa ve bir çok şey atlanmış, gösterilmemiş.

kitap kısıtlamaların dışında sunar her şeyi, film ve tiyatro hiç bir kısıtlamaya takılmasa bile zaman kısıtlamasına takılır ve kitap kadar güzel yansıtamayabilir.

bir de kitap insanın zihnine daha çok işler ama bir film bu kadar kalıcı olmaz, uçar gider kafandan.

@Machinaw
Ben de onun gibi birşey söylüyordum. Yani insan kitap okumadan da kendini geliştiremez mi? Konunun dışına çıkmak gibi birşey olacak ama yani mesleğiyle ilgili bir kitap okuyorsa aynı bilgiyi görsel yayınla elde edemez mi?

abi işte elde edersin etmesine de, bi kitaptan elde edebileceğin kadar elde edemezsin.

sonuçta derinlik açısından dağlar kadar fark var bi film ve bi kitap arasında, kitap daha sağlam anlatır derdini ama aynı kitabın filmi bu kadar güzel anlatamayabilir, yüzeysel kalabilir, konudan uzaklaşabilir, ticari çıkarlar doğrultusunda hareket edebilir vs vs daha bir çok etken var.

kitap daha bozulmamış bir şey, ama bir film öyle değil.

tiyatro bile kitap kadar verimli olamaz, bir hayvan çiftliğini izlemekle, okumak harbiden çok farklı şeyler.

okumadan izlersen eğer anladığını sanıyorsun, çok güzel icra edildiğini sanıyorsun ama okuyup da izlediğin zaman yanlış replikleri, kötü oyunculukları, konudaki sapmaları görebiliyorsun, en basitinden bunu katıyor sana.

Kötü bir şey. Çok okuyan bilir güzel kardeşim. Film, tiyatro bunlar güzel şeyler ama günlük hayatta işe yarayacak bilgiler sunan film ve tiyatro oyunu sayısı kaç tanedir?

ben kötü bir şey diyemezdim ancak kitap okumakla kitaptan edineceklerini film/tiyatro gibi görsel kaynaklardan edinme arasında şöyle bir fark var: kitapta sen kendi hayal dünyanı, tecrübelerinden ve karakterinden de yararlanarak oluşturuyorsun. kitapla sana sunulan bir cümle senin zihninde milyonlarca renk, ses, koku, dokunuş olarak canlanıyor. ve sen bundan keyif alıyorsun çünkü senin zihninde oluşan artık senin dünyan oluyor, yazarın dünyası değil. halbuki görsel sanatlarda senin zihninde herhangi bir şey canlandırmana gerek kalmıyor, yönetmen sana kendi dünyasını dayatmış oluyor. sen de "ben bu sahneyi zihnimde nasıl canlandırırdım" diye düşünmüyorsun. ya da hiç düşünmüyorsun. sırf bu nedenle, yani acaba önümdeki bir metni ben kendi hayal dünyamda nasıl var ederdim sorusuna cevap vermek için bile, kitap okumak çok değerli benim gözümde.

Sinemaya asigimdir ancak soyle bi gercek var ki filmde gozunden kacan seyler veya sure kisitlamasindan derinine inilememis seyler cok daha fazladir eger bi kitap filmi izliyosan ozellikle bu yuzden kitap okumak da sinema da tiyatro da hepsi cok onemlidir. Borges abimizin dedigi gibi bi kitabi begenmediysen birak okuma ama baska kitaplarda sansini denemekten de cekinme o kitabi sevmedin diye. Herkese hitap edecek kitap vardir emin ol sadece baslangici yakalaman lazim bitanesiyle

(bkz: kasetten canlı)