[]

sizce böyle bir şey gelecekte olabilir mi?

mesela derimizin altına çip yerleştirilecek ve şu an kesinlikle kafamın basmadığı bir yöntemle gün boyunca ağzımıza giren her şeyi ölçecek (edepsiz şakalarınızı başka tarafa doğru yapın) ne bileyim makro sayacak, kalori hesaplayacak, ne kadar eksik ne kadar fazla var söyleyecek, hangi vitaminimiz ne alemde haber verecek vs.

çok mu gerçek dışı bir şey olurdu bunun gerçekleşmesi? 3 kuruş paramla icat edilmesini bekliyorum da.


 
Bu kadar ugrasmaya degecek bir sey degil ki bu. Yemeden once telefonuna da girebilirsin basit bir aplikasyonla. Boylece ne yiyip ne ictiginin seceresini tutar kalori ve besin degerlerini hesaplayabilirsin. Gelecekte bundan cok daha gelismis seyler gerceklesebilir. An itibariyle IBM tip alaninda kendi yapay zekasi olan bir aplikasyon ve cihaz gelistiriyor. Bir cok seyi basit bir tukuruk veya kan testi ile doktora gitmeden halletmek mumkun hale gelecek bu cihazla.

Giyilebilir teknolojiler zaten ne kadar kalori yaktigini nabzini vs olcuyor an itibariyle. Yedigini de bir zahmet yaziver telefona.

Aplikasyon icin: cronometer.com
  • bos gezenin bos ustasi  (02.05.18 21:07:25) 
yakın gelecekte yapılabilir gayet, zor bir şey değil.


  • tabirimekruh  (02.05.18 21:09:11) 
sakız için error verir o.


  • susadım çeşmeye varmaz olaydım  (02.05.18 21:11:17) 
www.bbc.com

yaptılar
  • sttc  (02.05.18 21:37:20) 
böyle bir şey var zaten şeker hastaları için.


  • gezegen olan pluton  (02.05.18 21:53:05) 
@boş gezenin boş ustası yaklaşık 1,5 senedir fatsecret'a ve hassas tartıma bağlı yaşıyorum. ama takdir edersin ki annemin yaptığı taze fasulyenin kalorisini de tam olarak bilmem mümkün değil. kadın belki 1 su bardağı yağ koydu ama ben fatsecret, diyetkolik ya da myfitnesspal (varmış mesela fasulye öyle diyelim) içerisinde 1 çay bardağı yağ ile yapılmış şekliyle hesaplanan haline bakıyorum. benim dediğim ağzıma koyduğum anda BİDİD 35 KALORİ ALDINIZ desin bana


  • dedi ayca  (02.05.18 21:56:48) 
Su anki teknoloji ile bu mumkun degil. Soyle ki kalori hesabi yaparken tek parametre aldigin kalori degil.

Yani en basitinden fruktoz sekeri iceren abur cuburdan aldigin 100 kcal ile pilavdan veya haslanmis patatesten nisastadan aldigin 100 kcal ayni sekilde sindirime ugramiyor. Bunu bir makinenin ayirt etmesini nasil ayarlarlar bilmiyorum.

Biri karacigerde glikojene donusurken oburu direkt yag asidi sentezine katiliyor. Haliyle aldigin kalori onemli ama her sey demek degil.

Bir diger husus da aldigin gidada ne kadar lif olup olmadigi. 200 kcal yuksek lifli gida alirsin bunun sindirimi esnasinda belki 150 kcal harcarsin, yag asidi sentezine katilmaz ve enerjiye direkt cevirebilirsin. 200 kcal lifsiz gida vardir yag asidi senteziyle sindirilir, enerjiye atp sentezine degil direkt yag dokusuna gecer enerji uretiminde oncelik saglamaz. Bunu bu makine bilemez. Ama biz bilebiliriz, anamiza da ogretebilir en olmadi kendi yemegimizi kendimiz yapabiliriz.

Malesef Turkiye'de beslenme bilgisi dersi okullarda yok verilmiyor veya yanlis veriliyor veya ogreten ogretmen bile duzgun bilmiyor. Turkiye'de yemekler asiri yagli yeniliyor ustelik. Nispeten de cok daha sagliksiz yaglar kullaniliyor ustelik.

Son tavsiyem kisilere takilmadan dogru kaynak analizi yaparak gercek bilgiye ulasmanizdir.
  • bos gezenin bos ustasi  (02.05.18 23:00:58) 
[]

Sizce ramazan bayramı

Bu sene de "turizme can gelsin yavvv" düşüncesiyle 9 güne tamamlanır mı? Geçen sene de perşembeydi sonuçta bayramın ilk günü ama 9'a tamamladılar. Ne dersiniz?




 
kurban bayramı da 9 gün o yüzden bence yapmazlar gibi.


  • ocanal  (01.05.18 15:17:59) 
@acemi benim çalıştığım yer yapmaz heralde öyle ya :/


  • dedi ayca  (01.05.18 15:38:37) 
Hiç resmî tatil olmadı diye biliyorum ben geçen senede?


  • benaslindayohum  (01.05.18 15:46:47) 
Gecen sene kurban bayramindan once 30 agustosla idari tatil olmustu biz yine calismistik. Bence olsa da ancak oyle olur ozel yine calisir.


  • malwethiel  (01.05.18 15:48:13) 
Geçen sene 9'a tamamlanmamıştı ki. Kurban'dı 9'a tamamlanan. Onda da 30 Ağustos falan girmişti araya da 9 güne çıkması farz olmuştu.

Bence köleliğe devam yani o hafta. :(
  • ms brownstone  (01.05.18 15:48:49) 
Ben yurtdışında çalışan biri olarak gıcık oluyorum bu tatillere:) çalışın ülen:)


  • benaslindayohum  (01.05.18 15:52:38) 
Bildiğim kadarıyla ramazan bayramı 9 güne uzatılmayacak, perşembe öğleden sonra tatil olur desek 3 buçuk gün tatil olur.

Kurban bayramı tatili 9 gün olacak.
  • halitkin  (01.05.18 16:09:00) 
[]

testis ve penis ağrısı için

testis ve penis ağrısı için hangi doktora gidilmesi gerekir?

benim tahminim tüm gün çalışırken oturan erkek bireyin pantolonunun yarattığı baskıyla ilgisi var çünkü evde ve rahat bir şekilde otururken, pijamayla vs. sorun yokmuş. ama kafasına takıldığı için gitmek istiyor.

üroloğa gideceğim dedi kendisi ama bana saçma geldi açıkçası.

kadınlar için ürolog ve jinekolog var bu tarz cinsel organ/boşaltım problemleri için (artık hangisiyse sıkıntı) fakat erkekler her şey için üroloğa mı gidiyor?

 
Evet ürolojiye gitmesi gerekiyor


  • 112 hayat kurtarır  (26.04.18 16:00:06) 
ürolog


  • mikahakkinen  (26.04.18 16:20:51) 
penis-testis ile ilgili rahatsızlıklara ürolog bakar.

kadınlarda da boşaltım (idrar yolu, mesane, böbrek vs) işlerine ürolog bakar. jinokolog yalnızca kadınlarda cinsel organ/üreme ile ilgilenir.

erkekte boşaltım ve üremeyi ayırmamışlar, o kadar komplike değil demek ki bizim takımlar, ona da üroloji bakıvirsin demişler.
  • kibritsuyu  (26.04.18 17:14:05 ~ 17:15:29) 
[]

yurt dışında yatırım

30-40bin euro gibi küçük bir bütçeyle avrupa'da nasıl yatırım yapılabilir? franchising almaca, ortak olmaca falan kafamıza göre olabiliyor mu?

esas amaç oturma/çalışma izni almak ve vatandaşlığa yönelmek.


 
sirketlere ortak olabilir ve en azindan vize derdinden belirli bir sure kurtulabilirsiniz.
karadag, bulgaristan, estonya, romanya bu konularda is yapilabilecek yerler.

  • for the record  (24.04.18 16:23:30) 
10 bin euro daha arttırabilirseniz 50 bin euro ile italya start up vizesine başvurabilirsiniz. Ilk olarak 1+2+2 yıl seklinde veriliyor daha sonra suresiz oturum izni alabilirsiniz


  • fikir iscisi65  (24.04.18 17:25:50 ~ 17:28:33) 
[]

testin kısmi sonuçlanması

dün kadın doğumda kültür testi yaptırdım, sonuçların çıkıp çıkmadığını öğrenmek için telefon ettiğimde kadın, "testiniz kısmi olarak sonuçlanmış" dedi. Bu ne demek şimdi?

Tek bir şeye bakılacaktı zaten, hani hem idrar hem kültür vs. olsa o zaman biri çıkmamış diyeceğim ama, anlam veremedim.


 
= henüz sonuçlanmadı


  • acetaminophen  (18.04.18 15:33:34) 
bazilari cikti, bazilari cikmadi


  • kuehles blondes  (18.04.18 18:20:31) 
belki bir kere test yapıp bekleyip aynı numuneye bir daha bakıyorlardır. bilmem.


  • iddaaci  (18.04.18 19:45:24) 
Kültür testinde üreme olmazsa antibiyogram bakılmaz. Onu kastetmiş olabilir.


  • old possum  (18.04.18 20:20:36) 
[]

nasıl sakinleşebilirim?

sabahtan beri cuma günü olan bir olayı düşünüyorum. egzama ve rosam var, iş yerindeyim, sarı kantaron yaptım şimdi belki bir işe yarar diye. düşünmeden edemiyorum, yüzüm yanmaya, kızarmaya ve kaşınmaya başladı.

bir el atın, düşünmemi engellemem ve sakin olmam lazım.


 
bence iyi gelecek şey cuma günü olan olayı buraya anlatman. altına da yazarsın böyle böyle çok kötü hissediyorum içimi rahatlatın diye. arada zıt tipler yazıyor ama genel yardımcı olur insanlar.


  • charlotte blanc  (16.04.18 15:33:04 ~ 15:33:47) 
meditasyon videoları var youtubeda. hangi konuda istersen. kabullenme, öfke, şevkat, özgüven, endişe, stres, şükran vsvs.


  • füt  (16.04.18 15:34:11) 
sevdiğin insanlarla vakit geçirmeye çalış. spor yap.


  • diffarentiationation  (16.04.18 15:36:11) 
sakın @charlotte blanc ın dediğini yapma.

Bak ben yaptım ne oldu : eksiduyu.ru

insanı daha çok üzüyorlar.

Ama seni anlayabilecek birine yazman rahatlatır seni yada konuşman
  • top_secret  (16.04.18 15:36:55) 
@charlotte zaten çoğu şeyi yazıyorum buraya ama bu yazıp paylaşabileceğim bir şey değil ne yazık ki. dünyam tersine dönmüş gibi hissediyorum. kimsenin yardım edebileceği bir şey de değil zaten, "aksiyon alınabilecek" bir şey değil çünkü.


  • dedi ayca  (16.04.18 15:38:42) 
ben sinirlenince hep şu şarkıyı dinlerim beni sakinleştirir;

www.youtube.com

bu ne yea rap dinlemem ben diyip geçme. dinle. sözlerini okuyarak dinle.
  • kablelvuku  (16.04.18 15:50:51) 
sorun çözülmeden tam anlamıyla geçmeyecek bu durumunuz fakat zamanla daha sakinleşirsiniz. onun dışında uyumak ya da bir yakınınızla paylaşmak da biraz daha iyi gelebilir.


  • biravekahve  (16.04.18 15:50:57) 
kulaklıkdan yüksek sese müzik dinlemek kafanı meşgul edebilir.


  • titiraprap  (16.04.18 16:10:11) 
dusunduklerini bir kagida yaz. sonar yirt at.
aklina baska bir sey gelirse gene yaz yirt at.
yaz yani. yazdiklarini altini cize cize oku.
ama attiktan sonra aklini isine yonlendirmeye de biraz zorlaman lazim.
  • jimicik  (16.04.18 16:15:14) 
dikkat et, SSRI tipi bir antidepresan kullaniyorsan sari kantaron icme. beraber tehlikeli oluyorlar.


  • robokot  (16.04.18 16:16:41) 
@hosein iş yerinde bir problem yaşadığımı nereden çıkarttın? yaşadığım şey iş hayatımla ilgili değil.
@acemi "kocam" var. derdim o da değil.

şahane sığsınız tebrikler.
  • dedi ayca  (16.04.18 17:10:34) 
geçen hafta da falanca kişi bunu dedi filanca kişi beni kıskanıyor demiştin, ondan önceki hafta yine benzeri bir duyurun vardı. ya doktorunu değiştir ya da işten ayrıl.


  • hosein  (16.04.18 18:30:34) 
Olayı yazma sakın. Bak yazmadan bile süper zekalar sinir katsayını arttırmaya başlamışlar. Gölge boksu yap. Bir müddet sonra gülmeye başlıyorsun.


  • for day to break  (16.04.18 18:51:41) 
[]

istanbul avrupa yakasında jinekolog

merhaba,

cinsel hayatımla ilgili konuşurken bana "evli misin?" diye sormayacak, düzgün, devlette de olur ama eğer özeldeyse pahalı olmayacak bir jinekolog arıyorum. hamile falan değilim, genel kontrol ve devamlı gidebileceğim birisine ihtiyacım var. teşekkürlerr.


 
COk soruldu bu soru ama tekrar cevap vereyim.

Avusturya hastanesinde Adli Sadi Karaman.
Dunyanin en tatli doktoru bence. Yaklasik 12 yildir kendisine gidiyorum. Yurtdisinda yasiyorum, hala ona gidiyorum.
  • kuehles blondes  (16.04.18 11:22:01) 
Florence nightingale -Faruk Abike
Ben ve bütün arkadaşlarım kendisinden başka doktara gidemez olduk.
Ben iki özelliğini çok seviyorum. Birincisi telefonu her zaman ulaşılabilir. İkincisi de önceliği her zaman kadınlar, tavsiyeleri de hep o yönde oluyor.
  • irene  (16.04.18 13:13:19) 
Avrupa demişsin ama Kavacıkta bi yer tavsiye edeceğim. Benzer dertlerden muzdaripken gittim ( Densiz- hadsiz doktor & hemşirelerden söz ediyorum) Beni psikolojik olarak da çok rahatlattı. Başım ağrısa ona gidesim geliyor :)

Özel Otağtepe Tıp Merkezi : Ömer Bey.
  • al-se  (16.04.18 14:03:04) 
[]

dolar/euro ne olur?

Al-sat için değil ama "alayım kenarda dursun" mantığıyla enpara hesabımdan döviz almak istiyorum fakat iki sorum var;

1) Şimdi almak için uygun zaman mı yoksa 10-20 kuruşluk düşüş olur mu, bekleyeyim mi?
2) Dolar mı almak uzun vadede daha mantıklı yoksa Euro mu? AB için sağda solda ER YA DA GEÇ DAĞILACAKLAR tarzı şeyler okuyorum o nedenle biraz şüpheciyim.

Bu arada alacağım miktarlar öyle 10bin falan değil elbet ayda taş çatlasın 100 euro/dolar alırım.

 
Altin alin siz. Arada bir altin alin. Koyun kenara.


  • ykyt  (11.04.18 08:48:21) 
sepet paket riski dagitmak icin kullanilabilir. %40 dolar %30euro %30digerleri gibi


  • azeroth  (11.04.18 10:23:13) 
1. uygunu zamanı yok. her ay 50 EUR atıyorum. 15 şubatta 4,67'den almıştım. şimdiki fiyatına bakarsın.
2. dolar olur, euro olur, sana kalmış. ben avrupa tatiline çıkarım her sene, bu yüzden ara ara attığım euroları kullanıyorum ve euro biriktirmek avantajlı geliyor. burada önemli olan lira dışında herhangi bir para birimine birikimleri yönlendirerek enflasyondan korunmak.

sen siyasilere bakma. döviz dahi olsa birikimlerini sistem içerisinde (banka hesabı) tutarsan ülke ekonomisi dahil herkesin işine yarar. milyarlarca dolar döviz borcunu hem devlet hem de özel sektör, senin bankada sakladığın döviz birikiminle ödüyor.
  • cliquot  (11.04.18 10:26:49) 
[]

Faturalarınız ne kadar geliyor?

Hangi şehirde olduğunuzu ve kaç kişi yaşadığınızı da belirtip kalem kalem yazarsanız çok sevinirim.




 
doğazgaz :300
elektrik : 200
su : 75-100
bursa (yuvarlak yazdım.)
  • naksidil  (08.04.18 22:33:39 ~ 22:34:21) 
dogalgaz: 80-90
elektrik : 60-70
su: kartli, aylik yaklasik 50
silivri (istanbul saysam mi bilemedim) 2 kisi
  • pide  (08.04.18 22:37:24) 
elektrik:65-80
su: 30-40
alanya, 3 kişi
  • MtKrt  (08.04.18 22:39:42 ~ 22:40:22) 
Elektrik: 120-150
Su: 150-200
Doğalgaz: Yazın 60-70, kışın 120-180.

İstanbul, 5 kişi.
  • m e b  (08.04.18 22:45:18) 
elektrik 55-60
doğalgaz 200 civarı
su 20
tek
ankara
  • glamdr1ng  (08.04.18 22:46:37) 
Elektrik 40-60
Su 10
Tek Erzurum
  • poncikkurabiye  (08.04.18 22:49:07) 
elektrik: 40
su: 60
doğalgaz: kışın 150 civarı

izmir, 2 kişi
  • biravekahve  (08.04.18 22:50:18 ~ 22:50:43) 
elektrik: 75-80
su: 56-58
doğalgaz: ort. 250 kış, 10 yaz
istanbul, 2 kişi
  • panda  (08.04.18 23:16:56) 
elektrik 110
doğalgaz 100
su 60
ankara.
3 kişi.
  • babilbaligi  (09.04.18 09:35:50 ~ 09:36:15) 
su: 80-100
elektrik: 100
doğalgaz: kışın 200-300 arası yazın 20 30 sanırım, emin değilim.
internet ve cep telefonu faturası da 120
ankara, 4 kişi
  • battal gemalmaz  (09.04.18 09:40:12) 
İstanbul / 2 kişi
Doğalgaz; kışın ortalama 200-250 arası, yazın 30TL
Elektrik 90TL
Su 60TL
İnternet 60TL
Cep telefonları 50TL
  • Tutkun  (09.04.18 10:53:56) 
[]

"Mesaiye kalsana" baskısı

Selams.

Çalıştığım yerde öğle yemeklerini birlikte yediğim iki kız var, daha önce bahsetmiştim, gerçi o duyurumu sildim ama neyse. Şimdi bu kızlar ota boka mesaiye kalıyor, şirket mesaiye ekstra ödeme yapmıyor, hatta bazen birinin işi yokken öteki kal dedi diye bile kalıp kendine iş yaratıyor. Departmanlar farklı, yoğun olduğumuz zamanlar da farklı o yüzden, ben şimdiye kadar hiç kalmadım.

Şirket birden götünden bir şey çıkarttı 2 3 hafta önce. Girdiğimiz verileri değiştirmemizi istiyor ama sadece görsel açıdan. Nisan 21inde önemli bir sunum toplantı tarzı bir şeyimiz var ben de o işleri halletmeye çalışıyorum. Değişiklikle ilgili görevli olan kadına yazdım, durumu anlattım ve mayıs ayından önce yapamayacağımı söyledim kadın kontrol edip döneceğim dedi.

Durum buyken bana bugün "ee ayça o değişiklikleri yaptın mı?" dedi bir tanesi,dedim ki "yok yapmadım ama kadınla konuştum, bakıp döneceğim dedi şimdi xxx zzz yapıyorum ben" "eee mesaiye kalsana" dedi cevaben... "neden bunun için mesaiye kalayım acelesi yok zaten ve de önemsiz bir şey kendi işim olsa oke ama çok saçma istedikleri şey" diyince de "o zaman burada onları yap mesaiye de kendi işin için kalırsın" dedi.

WTF demek istiyorum??? Yani bu kızla ben aynı pozisyondayım neden bana hesap soruyor? Üstelik bu ilk de değil çok rahat 10 kere "eee ayça mesaiye kalcan mı bugün xd" falan yaptılar. Bi şey demeye de diyemiyorum ne diyeyim kavga mı edeyim elalemle yani ama sinirim zıplıyor.

Bana ne arkadaşım senin yöneticin sürekli mesaiye kal diyorsa, sen mesaiye kalmayı bir bok sanıyorsan? Benim işim olsa, yöneticim kal da şunu bitir dese hiç düşünmem takılmam. Da saçma sapan bir şey için neden kalayım?

Ya da hadi şimdi bu değişiklik meselesi çıktı ama öncesinde işim hiç yoktu NEDEN KALAYIM NEDEN? sanki ben bırakıyorum milleti mesaiye.

İnsanlar neden böyle dostlar? Ne istiyorlar ya? Bağırıp masayı devirmeme şu kadarcık >> ▪ kaldı.

 
Akşamları eğitime gidiyorum, mesaiye kalamam cnm dersin.


  • cakabo  (03.04.18 15:51:02) 
okudum. haklısın sen. diyeceklerim bu kadar.


  • kivanc1  (03.04.18 15:53:55) 
Siz haklisiniz. Mazeret belirtmek durumunda bile degilsiniz.


  • voyager 1  (03.04.18 15:56:50) 
sürekli mesaiye kalıyorlar çünkü bir hayatları yok. sizin var. bunu yedirememişler. he deyin geçin, ne gerek var masa devirmeye.


  • brakgn  (03.04.18 15:57:33) 
Ben de insanlara o an hissettiklerimi söyleyemeyip sonra kendime inanılmaz kızıyordum. Artık değiştirmeye başladım yavaş yavaş.

Ters bir şey mi söylüyorlar? O an hislerinizi paylaşırsanız daha az sorun olabilir. Çünkü onlarla hemfikir olmadığınızda söylemeniz gerek.
  • monogram  (03.04.18 16:04:34) 
Salak köleler köle olduklarının farkında bile değiller.


  • i was made for you  (03.04.18 16:04:43) 
ispiyonlamayacaklarını bilsem, şirket fazla mesai için ilaveten ücret ödemiyor ve benim zamanım değerli olduğu için mesaiye kalamam diyebilirsiniz.

bu arada yasal olarak da şirket fazla mesaiye ücret ödemeli. bir iş yetişmiyorsa ve yetişmesi için fazladan çalışılması gerekiyorsa ücreti karşılığı çalıştırılabilirsiniz. bu da bir yıl içerisinde siz rıza gösterseniz dahi 270 saati aşamaz.
  • eeb  (03.04.18 16:07:36) 
Hayır bi de şuna da çok sinirleniyorum, birinin yöneticisi kızı kendi özel asistanı gibi çalıştırıyor, ne kadaar ayak işi varsa yaptırıyor, beriki de uyuz yani, kız başka şehirden buraya taşındı çalışırken "eee artık mesai programı yaparsın" dedi taşınma izni kullandığı için, biz şu an daha rahatız ama bizim de sıkışacağımız zaman olacak şu 1-1,5 aylık süreçte. Ama genelen yöneticim bana saygı duyuyor bunu görüyorum ve hissediyorum, daha farklı çalışıyoruz, ameleliğimiz yok. Bu yüzden %100 ÇALIŞMIYOR AYÇA YEAA BAKSANA ÖNEMLİ DEĞİL DİYOR şeklinde arkamdan konuşuyorlar.

Çalışıyorum yani ama neden gereksiz şeyler için ekstra uğraşayım, babamın şirketi mi?? Kendilerini şahane başarılı falan buluyorlar sanırım -_-
  • dedi ayca  (03.04.18 16:13:01) 
ortada baskı göremedim. sonuçta üstünüz değiller, laf arasında söylenmiş bişey. siz biraz garipsiniz.


  • elorelia  (03.04.18 16:18:21) 
@monogram hep aksini düşündüğüm şeyi söylüyorum zaten bu yüzden de onların gözünde "her şeye muhalefet" insanım.

@eeb acemi'nin de dediği gibi çalışma saatim dolmadığı için mesai ücreti almıyorum

@acemi evet saati doldurmadığım için ödenmiyor. dediğim gibi ama kendi işim olsa ücretsiz kalmak da koymaz mesela ama manasız yere kalmak çok saçma.
  • dedi ayca  (03.04.18 16:20:31) 
açık bir şekilde niyetini söylemen lazım. sana karışıp mesaiye kalırsın dediği zaman ne kendi iş programımı kendim yaparım diyip mesajını verebilirsin.

özel sektör malesef böyle, mesai denilen olgu ya gün içerisinde yatıp işlerini yetiştiremeyenlerin veya kendisini patronuna feda edenlerin eğlencesi.
  • morcivert  (03.04.18 16:30:44) 
ne kadar saçmaymış. gün içinde goy goy yapıp akşam da mesaiye kalıyolar heralde. çok ekstrem bi durum olmadıkça mesai bitti mi beni kimse tutamaz.

3.bp.blogspot.com
  • spirit crusher  (03.04.18 16:58:38) 
şunları onlara da söylersen kuş gibi olacaksın:

"WTF demek istiyorum??? Yani bu kızla ben aynı pozisyondayım neden bana hesap soruyor? Üstelik bu ilk de değil çok rahat 10 kere "eee ayça mesaiye kalcan mı bugün xd" falan yaptılar. Bi şey demeye de diyemiyorum ne diyeyim kavga mı edeyim elalemle yani ama sinirim zıplıyor.

Bana ne arkadaşım senin yöneticin sürekli mesaiye kal diyorsa, sen mesaiye kalmayı bir bok sanıyorsan? Benim işim olsa, yöneticim kal da şunu bitir dese hiç düşünmem takılmam. Da saçma sapan bir şey için neden kalayım?

Ya da hadi şimdi bu değişiklik meselesi çıktı ama öncesinde işim hiç yoktu NEDEN KALAYIM NEDEN? sanki ben bırakıyorum milleti mesaiye. "

ayrıcaa;
böyle bir şeyden insanlar neden böyle gibi somut hiçbir karşılığı olmayan yerlere varmamış olursun.
  • dafaisss  (03.04.18 17:00:16) 
bunu buraya yazacağına ilgili arkadaşlara söylsen daha mantıklı olur. bu sanki şey gibi, kızların hesabını ödeyip sonra da burada "kızlar bize hesap ödetiyüürr" diye haykırmak.

yapacağın şey belli: yöneticimle konuştum, bu işleri yapacağım nokta.

örneğin tatilde telefonumu sessize alıp odamda bıraktım. noldu, akşamları bir iki konuştuktan sonra aramaktan vaz geçtiler. tatilimi rahat yaptım. yine aynı şekilde, ihale vs. yok ise kesinlikle mesaiye kalmıyorum. laf çarpmaya kalkanlara da gülüp geçiyorum. yavaş yavaş sen de yaparsın.
  • hosein  (03.04.18 17:08:35) 
mesai ücretini vereceksen kalayım de?
bonus: mesaiye kal falan derken sana birini yamamaya çalışacaklar.

  • Jimmy McNulty  (03.04.18 17:16:46) 
muattap olma yüz verme. cevap verme. geçiştir.


  • sizofren06  (03.04.18 17:34:06) 
Fransa'da 2 ay sürecek bir grev başladı dün. Demiryolu işçileri yeni başlayacak işçilerin hakları kendilerininki kadar iyi olmayacak diye grev yapıyorlar. Bütün ülke durumdan etkileniyor çünkü haftada iki gün, günde birkaç sefere düşürdüler bütün seferleri. Sizden ise iş arkadaşınız ücretsiz fazla mesai yapmanızı istiyor. Acayip moralim bozuldu yav.


  • taktikmaktikyokbambambam  (03.04.18 18:01:28) 
Bir dahaki sefere "Benim zaman yönetimim iyidir, ben ayni isi daha kisa sürede becerebiliyorum." dersin.

Cemcük agizliklar ya, kendi hayatlari yok, istiyorlar ki baskalari da onlar gibi amele olsun. Hani acil bir durum olur, yetismesi gereken birsey cikar, önceden kestirememissindir, calisirsin o zaman ama senin anlattigin gibiyse aksam yemegi icin kaliyorlar muhtemelen. Böyle hayat mi olur.
  • chitosan  (03.04.18 18:16:24) 
hadsizlik olarak algılama elorelia +1, sende bi gariplik var kesin, anlattıklarında bu kadar %100 haklı olman doğanın kanunlarına aykırı gibi duruyor. sadece bu soru için de geçerli değil bu, iş hayatı biraz ağır geldi sanırım. yaşadıkların %100 gerçektir, uyduruyorsun demiyorum tabii ki; ama daha fazlasını yaşayacağını bilerek bence biraz daha sakin kalmaya çalış. iş hayatı böyle, dahası herhangi bir sebepten kendin seçemediğin insanlarla bir arada bulunma zorunluluğu olan her yerde böyle. farkında olmadan drama queen'liğe gider bu işin sonu, mazallah.

insanların neden böyle olduğunun bir önemi yok, ya bu deveyi güdeceksin ya da güdeceksin. ne kadar erken alışırsan senin için o kadar iyi. pasif agresif tavır takınmaktansa dozunda cevaplar verip bu tip ufak krizleri yönetmen gerekir, buna odaklan. sorunun içinde çok fazla debelenip gereksiz kısımlara takılıyor gibi duruyorsun çünkü.
  • Bruce  (03.04.18 18:54:34 ~ 19:07:21) 
3.bp.blogspot.com

Bana biri böyle dediğinde "işine bak lan" diye cevap vermiştim. Tabi şimdi şirket ortamı daha kibar olmak iyi olabilir.
  • alperz  (03.04.18 18:58:05) 
"ne o kızz, mesai ücretimi mi vericen yoksa ajdjdjf" derdim ben. dalga geçmek her zaman işe yarıyor. :d


  • nice tnetennba  (03.04.18 19:05:16) 
[]

taşınırken depremi düşünmek

Şimdilerde olmayacağı halde boş boş ev bakıyorum, sevgilimin de benim de işlerimize en yakın olan Bakırköy/ Ataköy hattı oturmalık en düzgün yerler ama evlere baktıkça aklıma deprem ihtimali geliyor.

Şimdi ailemle yaşadığım eve 99 depreminden sonra taşınmıştık, hem 4 katlı hem depreme dayanıklı hem de raylı sisteme sahipler (sanırım), erkek arkadaşım da 2 katlı bir evde oturuyor o yüzden öncesinde sürekli aklımda olan bir ihtimal değildi bu ama bana büyük bir depremde o taraflar dümdüz olurmuş gibi geliyor. Binalar da bir hayli eski falan. Siz ev kiralarken/alırken bunu da düşünüyor musunuz?


 
Yerli yabancı jeologların ortak görüşü Marmara'nın kıyı şeridi harap olacak yönünde. İç kesimde oturmama rağmen tedirginim. İnsanlarda sıfır eylemsizliği anlamıyorum.


  • heidi'nin dedesi  (02.04.18 11:24:15) 
İlk düşündüğüm şey. 99 depremi öncesi yapılmış bir binada oturmam.

Büyük İstanbul depremi kesinlikle meydana gelecek er ya da geç, bu bir gerçek.
  • peggy  (02.04.18 11:24:43 ~ 11:25:56) 
Suan almayacaksaniz ev bakmayin. Siz alana kadar deprem de olmus olabilir, emlak balonu da patlamis olabilir. Yapmayacaginiz sey icin neden tedirgin oluyorsunuz?


  • ykyt  (02.04.18 11:51:45) 
yeni yapılan evlerin de depreme dayanıklı olacağının garantisi yok. benim her zamanki kuşkuculuğum, ucuza kaçmak için o kadar pis işler dönüyor ki. inşaatçılar sağlam ev yapmak yerine en ucuza kapatıp en yüksek ücrete satma derdindeler.


  • xvyz  (02.04.18 12:05:49) 
ev almayacağım ki zaten, kiralık bakıyorum onlar da 1500-1600 bandında. pahalı değiller yani şu an satın almadığım için.


  • dedi ayca  (02.04.18 12:06:09) 
Mimarım, yeni yapılanlara da güvenmiyorum +1
45 yıllık, insani boyutlarda odaları olan bir evde, merkezi yerde yaşıyorum. yeni yapılan evlerin bir kısmı bizimkinden çok sorun çıkarıyor, insanlar ev alıyor ve uğraşmadıkları tesisat sorunu kalmıyor. mutfağa iki kişi sığmıyor, salona bir yemek masası bile koyamıyorsun.

bireysel olarak bu şekilde bir ev seçiminin beni depremden koruyacağını düşünmüyorum, büyük ölçekte önlemler alınması gerekiyor. sürekli deprem korkusu ile de yaşanmaz, düşünmemeye çalışıyorum.
  • gmzo  (02.04.18 12:51:38) 
Teorik olarak betonarme yapının maksimum mukavemeti 49 yılda oluşuyor. Tabii 15 yıl önce inşaat mühendisliğinde öğrenmiştim bunu.

Bu ne demek? Bir yapı eğer düzgün yapılmışsa 2007 yönetmeliğine ya da öncesine göre yapılmış olması farketmiyor demek.

Misal müthiş düzgün bir apartmana taşınıyorsunuz. Yanınızdaki bina depremde sizin binaya bir vuruyor hop depremden değil yandaki binadan dolayı enkaz altındasınız. İstanbulda tek tek yapılara bakarak depremden kaçmak -bana göre- mümkün değil.
  • levpontryagin  (02.04.18 13:05:56) 
  • eazy  (02.04.18 13:11:43) 
İşin içinde olan bir müteahhit olarak bazı şüpheleri gidereyim.

"99 depreminden sonra yapılmış bina sağlamdır" mantığı şuradan geliyor; depremden sonra uzun bir süre inşaatlar durduruldu, yönetmelik değişene ve sistem oturana kadar aradan kaçanlar! olabilir ama genel olarak depremden sonra yapılan binalar sağlamdır diyebiliriz. Hatta deprem esnasında yarısına gelmiş ve daha çıkacak bir kaç katı olan inşaatlara bile (depremden önce aldığı imar durumu iptal edilerek) kat çıkması için müsade edilmedi. Hemen çatılarını kapattırdılar.

Ama en garanti yolu 2005-2006 yıllarından sonra yapılmış bir binada oturmaktır.

Peki bu yıllardan sonra yapılan bina sağlam mıdır? Ya müteahhit malzemeden çaldıysa?

Müteahhit hırsız ise ince kalemlerden çalar/kalitesiz yapar. Betonarme yapıyı oluşturacak hiç bir şeyden çalamaz.

Betonun sınıfı belli, sağlamlık sorumluluğu beton üreticisinde. Eğer bilmeden bile gönderdiği betonda problem olursa bütün masrafı betoncu yükleniyor. Müteahhitin elinde değil, beton numunesini de yapı denetime çalışan laboratuar alıp inceliyor.

Laboratuar ve yapı denetim asla betoncuyu kollamaz, aksine numunenin sınırın hemen altında çıkması halinde ipnelik yaparlar ki bir de karot numunesi alıp betoncudan para koparsınlar.

Aynı şeyler demir için de geçerli, demirin de numunelerini alınıyor ve çekme testleri yapılıyor.

Son olarak da önemli nokta demirin bağlanma anı, projede ne yazıyorsa birebir uygulanır. Belki proje ile uygulama arasında küçük bir fark olursa demiri belli ölçü aralığı ile bağlanırken bir sıra eksilebilir. Bir de eksilse iki de eksilse emin olun hiç önemi yok, o akdar sık demir bağlanıyor ki içine beton zor giriyor.

Bunun kontrolünü de yapı denetim mühendisleri yapıyor, fotoğraflayıp belgeliyor da bir çok firma. Çünkü sahada çalışan bir mühendisin ihmalkarlığı yüzünden ruhsatından olmak istemez yapı denetim.

Bakın duvarı dandik olabilir, götünüzle vursanız yıkılabilir belki. kapısı düşer, mutfak kapağı kapanmaz, alçıpanı yamuktur, parkesi dandiktir, pencereler su alıyordur. Bunların hepsi olabilir, çünkü kontrol ve kalite mekanizması yok. Bu saydıklarımın hepsi müteahhit ve üretici ustaların keyfiyet ve bütçesi ile ilgili.

Ama binanın ana iskeletinden korkmayın, saygılar.
  • John Bloor  (02.04.18 13:46:03) 
2007den sonra yapılmış evleri tercih edin daha yakında yapılmış olanlar daha iyi tabi su elektrik tesisatları bakımından. Eşim inşaat mühendisi, bu konuda önerdiği tek şey 2007 sonrası yapılanlarda oturmak. Deprem olsa evden çıkmam diyor.


  • pshasha  (02.04.18 14:13:16) 
binalarda "cikma" oldugu surece sahil seridinin tumu riskli, ne zaman yapildiginin pek onemi yok. asmolen doseme falan tiriviri isler, hala nuhnebiden kalma sistemlerle insaat yapiliyor.

deprem yonetmeligi yetmez, komple bina yonetmeliginin degisip cikmalarin falan yasaklanmasi lazim.
  • cooperr  (05.04.18 20:49:20) 
[]

Enpara döviz almaca

Enpara'ya başvurdum geçen cuma, bu hafta içi gelecekler sanırım şirketime. Amacım dolar ya da euro (hangisi uzun sürede daha garanti bilmiyorum) alıp kenarda tutmak. Şimdi gelen hesap boş olacak ben maaş hesabım olan yapı kredi'den buraya para atarken benden para kesecek mi? Ayrıca döviz hesabı için enpara içerisinde ekstra ne yapmalıyım? Çok yeniyim yardımcı olur musunuz?




 
para kesip kesilmeyeceği senin maaş hesabının şartlarına bağlı. eft işlemi ücretliyse keser değilse kesmez.

enparaya giriş yapınca bulursun zaten. hesap aç diyerek önce döviz hesabı açacaksın, sonra da döviz alış işlemi yapacaksın.
  • nrmnm  (01.04.18 13:53:08) 
her banka internet şubesinden eft'ye para alıyor. maaş hesabıysa almayabilir.

arkadaşların da dediği gibi, keserse yapıkredi keser. enpara'nın uygulamasını kurduktan sonrası senin okuma ve okuduğunu anlama yetine kalıyor. o kadar basit yani
  • washe  (01.04.18 16:04:45) 
bu hafta içi gelecekler sanırım şirketime.
gelecekler sanırım şirketime.
gelecekler şirketime.
şirketime.
şirketim.
  • susadım çeşmeye varmaz olaydım  (01.04.18 16:08:39) 
@susadım çeşmeye varmaz olaydım

Şirkete. Oldu mu?
  • dedi ayca  (01.04.18 19:25:33) 
[]

Uber para cezası

Annemler geçen gün "ammman ha uber kullanma artık sadece şoföre değil yolcuya da ceza kesiyorlarmış" dedi. Önceden de çıkmıştı böyle haberler ama bu sefer "kanun çıkmış yav" demelerine rağmen bir kaynak bulamadım. Sizce tipik korkutma haberlerinden birine mi denk geldiler?




 
yeni çıkmadı önceden de böyleydi zaten. korsan taksi olarak işlem yapıyorlar, korsan taksilerde hem şoföre hem yolcuya ceza kesiliyor.

kanun çıktı kısmını ya yanlış anlamışlardır ya da izledikleri/dinledikleri haberde sallamışlardır.
  • nrmnm  (21.03.18 08:30:50 ~ 08:38:55) 
Ubere makbuzu yollayın paranızı ödüyor


  • gozu acik sevisen yahudi  (21.03.18 08:35:09) 
Peki bir aracın uber aracı olduğunu, icindekinin de yolcu olduğunu nasıl anliyorlar? Arkadaşımla gidiyoruz dese şoför ne.olacak? ( hayatında hiç uber kullanmamış birisi olarak soruyorum, burada über yok zaten)


  • sfteses  (21.03.18 10:41:12) 
@sfteses Yolcu arkadaysa "insan arkadaşının arabasında niye arkada otursun" mantığı ile kesebiliyorlar.


  • cleric  (21.03.18 11:06:16) 
@sfteses ubere kayıtlı araçların plakaları varmış ellerinde güüüyyaa


  • dedi ayca  (21.03.18 13:54:47) 
ortada bi para cezası olduğunu bilmiyordum. ee polisler uber çağırıp çağırıp ceza kesemezler mi o zaman?


  • oddyseus  (21.03.18 14:00:54) 
[]

saçma sivilceler

merhaba,

işe başladığımdan beri (kasım) sırtımda, göğsümde saçma sapan acıyan sivilceler çıkıyor. daha önce de bu tarz şikayetim vardı fakat sebebi bence haftada 2-3 burger king yemem, şekerli şeyleri çok fazla tüketmem falandı.

yaklaşık 2,5 senedir 10 kiloya yakın verdim ve yediklerimi kontrol altında tutup, kalori sayıyorum. buranın yemekhanesindeki yemekler çok yağlı o nedenle diyet kısmından alıyorum salataydı, ne bileyim yok ıspanaktı, sebze haşlamaydı vs. şeklinde. bu kadar yemekten bahsetmemin sebebi önceden fast food yerken sivilcelerim vardı, fast foodu bıraktım geçti, şimdi yine var ve fast food yemiyorum O ZAMAN KESİN YEDİKLERİMDEN ÖTÜRÜ şeklinde bir mantığa sahip olmam.

neden olabilir ya? yaz geliyor help ;_;

 
Bir ihtimal işe başladığınızdan beri polyester ağırlıklı gömlek vs giyiyorsanız ondan olabilir mi?


  • whoosie  (14.03.18 09:39:09) 
@whoosie yok hayır "serbest kıyafet" bir yer. kendi günlük giysilerimi kullanıyorum.


  • dedi ayca  (14.03.18 09:50:33) 
doktorların bu gibi durumlar için sihirli bi tanısı var; strestendir.


  • dedim ben sana  (14.03.18 10:00:37) 
Göğüs bölgesindeki sivilceler stresle daha yakından ilişkilidir. Yedikleriniz haricinde içtikleriniz noktasındaki değişiklikler de etkiler. Tüketmiyorsanız yeşilçay içmeye başlayabilirsiniz.


  • haykorsamdunyaya  (14.03.18 10:15:21) 
Su tüketimi??


  • westblack  (14.03.18 12:03:52) 
@westblack her gün en az 1.5 litre :(


  • dedi ayca  (14.03.18 16:51:56) 
Stres, az uyku, yorgunluk, kafaya bir şeyler takma, mutsuzluk. Bende en çok bunlar sivilce yapıyor.

Bir de süt ürünlerini bu aralar çok tüketiyor olabilir misin? Misal süt ve peynir bende çılgınlar gibi sivilce çıkarır.
  • i m cool with that  (14.03.18 17:03:01 ~ 15.03.18 14:37:56) 
[]

akla birden gelen görüntü/anı

birkaç zamandır dikkatimi çekiyor, mesela durduk yere, konuyla ilgili bir şey düşünmeksizin aklıma ÇAT diye bir anı/görüntü geliyor. az önce mesela trend araştırması yaptım, photoshopta dekupe yapıyorum ve düşündüğüm tek şey "hmm şu renkleri de koyarım kutucuklara, geçişli aslında ama hepsini eklerim" "boyutu büyük mü oldu ne?" falanken birden bire aklıma anneannemlerin eski evinin balkonundan görünen çevre tiyatrosu geldi. AMA NEDEN?

Bu sadece bir örnek bazen 2 sene önce sevgilimle yemek yediğimiz bir akşam oluyor bu, bazen hatırladığımı bile bilmediğim otobüsle giderken görüp de güldüğümüz bir köpek. Neden olabilir? Size de alakasız zamanlarda oluyor mu böyle şeyler?


 
herkeese sık sık olur


  • ground  (12.03.18 11:34:57) 
Evet çok oluyor, hatta yakın zamanda ben de sormak istiyordum. Bizim fark edemediğimiz bir şey bize o görüntüyü hatırlatıyor diye düşünüyorum. Benim genelde çok küçükken gördüğüm, bulunduğum ortamlar geliyor gözümün önüne. İlginç gerçekten.


  • voyager 1  (12.03.18 11:36:11) 
Yav sana gene anı geliyormuş, ben bilmem kaç sene önce gördüğüm rüyalardan sahneler hatırlıyorum böyle alakasız bir anda. Kim bilir niye oluyor.


  • i was made for you  (12.03.18 11:37:56 ~ 11:38:21) 
çağrışım denen şey tam olarak bu. illa köpek resmi görünce o köpek gelmiyor aklına, beyin bu kadar basit değil. bilinçaltının derinliklerinde senin farkında olmadığın bir çok veri birçok başka veriyi çağrıştırabiliyor.


  • sir gawain  (12.03.18 12:41:12 ~ 12:41:37) 
"akla geliyor bazen rakıyla ankara"

bu sürekli olur bana. çok detaycı olabiliriz biz.
  • kablelvuku  (12.03.18 12:59:46) 
Evet elbette oluyor. Gözümüzün önüne gelen şey, farkında olmadığımız bir ayrıntı ile zihnimize kazınmış olabilir. Yine hatırlamanın gerçekleştiği an farkında olmadığımız bir ayrıntı o eski ayrıntıyla örtüşüp birden kafada böyle bir şimşek çakıyor olabilir. Mesel küçükken o balkonda boyama kitabını boyuyorken, o esnada yolda biri diğerine "Çevre Tiyatrosu neresi" diye sormuş olabilir, sorulan da "aha orası, önünde duruyo ne soruyosun" demiş olabilir. O diyalog o esnada dikkatini çekmiştir, kafanı kaldırıp tiyatroya bakmışsındır ve beyin fotoğrafı çekip bu verilerle birlikte depolamıştır. Şimdi fotoşokta renk seçerken küçük bir ayrıntı birden bu dosyayı açmış olabilir.

Beyin çok acayip çalışan bir mekanizma. Belki de bununla hiç alakası yoktur durumun. Sen işini yaparken beynin arka planda başka uygulamalarda geziyordur. Birden Facebook gibi "Bunu hatırlamak isteyebileceğini düşündük" diye çıkarıp önüne koymuş da olabilir.

Bana çok sık olur ama sıkıntılı olduğum, çaresiz hissettiğim zamanlarda ÇOK DAHA fazla olur. Belki beyin onları güzel/sakin/dingin/mutlu günler olarak görüyordur, özlem duyduğu veya umuda ihtiyacı olduğu için öyle anlarda daha çok ortaya çıkarıyordur.

Bir de bunun kısa vadeli olanlarını anlatayım. Arada bir telefona oyalanmalık yeni oyun yüklerim. O oyunu ilk oynadığımda etrafta kimin hangi cümlesini duyarsam duyayım beynimde mermer bloklara kazınır o cümleler. Sonraki her oynayışımda, üzerinden zaman bile geçmiş olsa, o cümleler kulaklarımda çınlar durur. Film repliği de olur, sepet sarkıtmış mahallenin bakkalına sipariş veren bir komşu da olur, fark etmez. Bak 2002 senesinde ben ortaokul ikinci sınıftayım, "iş teknik/eğitimi" adındaki o... derste hoca kilim dokuma ödevi vermiş. Biliyorsundur, çıtalardan bi tezgah yapılır, karşılıklı uçlar arasına çivi çakılıp aralarından ip geçirilir o iplere yün benzeri iplikler bağlanır halı yapılır. İşte ben o çok gerekli minyatür halımı yaparken, arkada Yedi Numara açıkmış. Vahit Emmi ile Zeliha Yenge yine çocuklarının olmamasından yakınıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam bir an Zeliha Yenge hamile diye ümitleniyorlar ama boş çıkıyor. O konuşma esnasında Vahit Emmi hayallerini anlatırken, "daamat adaylaruna dünyaaayu dar ederdüm!" diyor sesini incelte incelte. Sene 2018, üzerinden 16 yıl geçmiş, ama benim aklımdan hala çıkmadı bu. Soruyu okuyunca da direkt bunu hatırladım :)
  • lazor  (12.03.18 13:00:00) 
[]

mars

sabah sabah uykum açılmamışken düşündüm de, şimdi senelerce "hayat var mı yavv" gibisinden araştırmalar yapıldı, başta hep negatifti ama zamanla araçlar, fotoğraf çekmek için onlar bunlar yollandı ve bir iki sene önce "ay su var sanki" "ay hayat mı var bakteri mi o da nesi?" falan dendi. acaba olmuş olan hayatı bizim keşfetmemizdense, gönderdiğimiz araçların üzerine yapışan bakteri vs. ile orada yeni hayatı bizim başlatmış olmamız mümkün mü?

spacex falcon muhabbeti sırasında öğrendiğim kadarıyla tüm araçlar sterilize edilip yollanıyormuş ama ne bileyim minicik küçücük bir baktericik gözden kaçmış olabilir mi?

hala uykulu olduğumdan saçma da olabilir pek tabii bu soru.

 
O araç ateşlenirken havayla temas ediyor mu ediyor; yani binlerce olasılık var, neden olmasın.

(bkz: kelebek etkisi)
  • onemoremile  (05.03.18 08:51:15) 
pek mümkün değil çünkü dünya'da, bizim şartlarımızda gelişmiş bakterilerin orada hayatta kalma şansı bile çok azken üreyip "yaşam" geliştirmiş olmaları neredeyse imkansız. ki zaten rastlanmış ya da ipucu edinilmiş bir "yaşam" yok mars'ta, asıl dert "biraz su geçmişi bulabilirsek buraya ucundan kıyısından yerleşebilir miyiz ya da üs kurabilir miyiz" soruları.

curiosity ve opportunity isimli iki rover var mars'ta, bu arkadaşlar vasıtasıyla temel bilgileri edinmeye çalışıyoruz.
www.skyandtelescope.com
  • Bruce  (05.03.18 08:57:25 ~ 09:19:16) 
Bildiğim kadarıyla mars'ta yaşayan bakteri bulunmadı, fosilleri bulundu.


www.cnnturk.com
www.ntv.com.tr
  • peggy  (05.03.18 11:22:23 ~ 11:24:48) 
hayır. arada bir yıl kadar kaldığı boşluk 3-4 derece kelvin. yani -270 santigrat derece. bu sıcaklıkta herhangi bir bakterinin hayatta kalması mümkün değil.

bakteri gözden kaçmış olabilir, ateşlendikten sonra yükselirken üzerine yapışmış olabilir falan. ama aradaki boşlukta (güneş sistemi içinde) seyahat ederken hayatta kalmış olamaz.
  • babilbaligi  (05.03.18 11:34:24) 
Soru saçma değil gayet güzel soru. Nasa bunu da düşünüyor diye biliyorum, contamination olmaması için gönderdikleri araçları ona göre dezenfekte ediyor olmalılar. Mesela: www.nature.com


  • franz kafka  (05.03.18 12:26:25) 
[]

Kanada'da iş

Kendimi öldürmeyi düşünüyorum aslında bir çıkış yolu bulamadığım için ama biraz da şansımı bu şekilde denemek istedim. Sizce meslek lisesi ve üniversiteden moda tasarım mezunu olup, 1 sene erasmusla litvanya'da yaşayıp, türkiye içerisinde 1 sene, litvanya'da 3 ay staj yapıp, 3 sene kadar gogirl'de moda ile ilgili yazılar yazan ve şimdi de türkiye'de "tekstil" dendiğinde akla ilk gelen firmada tasarım asistanlığı yapan bendenizin kanada sınırları içerisinde portfolyom ile iş bulma imkanım nedir?

İnanılmaz zor bir dönemden geçiyorum. Alanım öncelikli olsa da orada hayatta kalabileceğim her işi yapabileceğimi düşünüyorum. Bunu yapabilme şansım nedir? Siz ya da sizin etrafınızda yapan, başarmış birileri var mı bana yol gösterebilecek?


 
sonda yazacagimi basta yazayim.al vizeni bas git ve geri kalanini orada dusun.

Simdi basa doneyim,senin henuz bir portfolyon yok,saydiklarin bir basari degil,bir baslangic.en fazla asistan falan diye bir ise girersin ama o tekstil isini kanada da nerede bulmayi dusunuyorsun.duyurularda gordugum sevgilin okumaya godecek gibi bisiler vardi,sende de yurtdisina gitmezse olecek hastaligi var bu yuzden sana isinle alakali arastirmalar yap buradan basvur falan demek gereksiz olacak.bu yuzden yukarida yazdigim kisma geliyorum kalkip gideceksin.gittikten sonra senin gibi giden herkes gibi yardirmaya baslayacaksin.is secme sansin yok,yarim okul yarim kacak isci yuruyeceksin.
  • duptıs  (16.02.18 00:06:11) 
:D plan cok karmasik geldi bana, amerikaya gel, canada zor olabilir ilk etapta senin icin.


  • purple rain  (16.02.18 00:10:10) 
@duptıs portfolyom var. Genelde öğrencilik işlerim ama vakit buldukça ekliyorum şimdilerde de. Elim boş değil yani.

Benim okul okuma şansım yok bölümler çok pahalı ve o kadar birikmiş paramız yok. Hatta hiç paramız yok maaşımla biriktirdiğim para haricinde

@purple rain erkek arkadaşım kanada'ya gidecek hayatımızı orada kurmaya uğraşıyoruz. Amerika hem daha karışık hem daha zor geliyor esas bana :/
  • dedi ayca  (16.02.18 00:18:07) 
genelde firmalar "Canadian experience" aradiklari icin Kanada disindaki deneyimler pek bir halta yaramaz. tavsiyem kucuk, herkesin yasamak istemedigi sehirlere bak sansin daha yuksek olur, Toronto/Vancouver gibi sehirler hem pahali, hemde zaten issiz orani fazla olan yerler.

Birkac sene biryerlerde calistiktan sonra buyuk sehirlerden birine tasinirsin, yada belkide tasinmazsin. Kanada'da calisan adama herzaman is var, issizlik su anda %9 civarinda gozukuyor ama bunlarin cogu bence tembel, zaten calismak istemeyen elemanlar...
  • cooperr  (16.02.18 00:28:07 ~ 00:29:06) 
toronto'da cok genis bir film tv endustrisi var, bunlar da epey kostum tasarimcisi falan isthidam ediyor. tabi bunun hicbir garantisi yok, tamamen alakasiz isler yapmak zorunda da kalabilirsin ki kotu bir sey degil bence. firmalarin dikkate almasi icin kanada'da okul ve (okul uzerinden ayarlayabilecegin) staj gibi seyler yapmis olman onemli. o da zamanla olur. zaten erkek arkadasin seni goturuyorsa strese pek girmene gerek yok bence.


  • hot potato  (16.02.18 00:53:51 ~ 00:54:43) 
bas git hiçbişe yapamazsan kafede vb çalışıp para biriktirip mastet sertifika falan kasarsın.


  • kveldulv  (16.02.18 00:54:18) 
"erkek arkadaşım kanada'ya gidecek hayatımızı orada kurmaya uğraşıyoruz."

onun gidip seni sonradan getirme olayi yas. hizli bir sekilde evlenip evli bir cift olarak beraber basvurmaniz senin gidebilmen acisindan cok daha realistik.
  • hot potato  (16.02.18 01:00:06 ~ 01:02:19) 
erkek arkadaşın gidecek, iş bulacak, oturma izni alcak, sonra evleneceksiniz ve oraya göçeceksin.


  • sen git ben geliyorum  (16.02.18 01:00:42) 
"erkek arkadaşın gidecek, iş bulacak, oturma izni alcak, sonra evleneceksiniz ve oraya göçeceksin."

en az 6-7 sene surer.
  • hot potato  (16.02.18 01:02:59) 
ayrica erkek arkadasin calisma, oturma izni almanin ne kadar zor oldugunu gorunce muhtemelen birisiyle evlenip, evlilik yoluyla alacak bu izinleri ve seni sonra unutur.


  • purple rain  (16.02.18 01:10:38) 
@hot potato artık okulla bir bağım kalmadığından dolayı staj yapma gibi bir imkanım da yok. birikimiş param da yok o nedenle cebimden harcayamam, bana maaş öder gibi para ödeyecek bir staj yeri de fazla gerçekçi gelmiyor. ayrıca hayatımızı orda kurmaya çalışıyoruz'dan kastım evliliği de kapsıyor zaten.

ve hayır 6-7 sene sürmüyor çünkü kanada 5 sene içerisinde göçmenlik veriyor. vatandaşlıktan tek farkı da oy kullanamıyor olmanız. ve bu 5 senenin içerisinde önceden okunan süre sayılmıyordu atıyorum okul 3 seneyse 3 sene+5 seneydi fakat şimdi o 3 sene de orada geçirilmesi gereken 5 senenin içerisinde sayılıyor.
  • dedi ayca  (16.02.18 08:00:18) 
Oncelikle intihar gibi saçma şeyleri unut. Gerisi sonra gelir. "İntihar edeceksek de yaşayarak edelim." ( Neredesin Firuze filminden )


  • ovungec zeus  (16.02.18 08:22:03) 
@ayca
1- staji kanada'da, orada gidecegin okul uzerinden yapacaksin. turkiye'de aldigin egitimin ve tecrubenin isverenler tarafindan cok da dikkate alinmayacagi ve kanada'da egitim ve is tecrubesi edinmek durumunda olacagin kabulu uzerinden yaziyorum. portfolyon harikaysa ve insan iliskilerin mukemmelse bu adimi atlayip direk is bulabilirsin ama cok olasi degil.

2- beraber bir aile olarak gidip erkek arkadasinin okulu sonrasi gocmenlige basvurmakla onun tek basina gidip, okul bittikten sonra senle evlenip daha sonra seni aile birlesimiyle getirmesi durumu arasindaki farktan bahsediyorum. tum o surec (erkek arkadsinin okulu, gocmenlige basvurup kabul almasi, evlenmeniz, sonra seni getirmek icin basvurmasi...) 7 seneden az surmez. eger realistik olarak gitmek istiyorsan hemen su an evlenip kocan okula giderken yaninda gitmen sart. dene istiyorsan obur turlu...
  • hot potato  (16.02.18 21:06:30 ~ 21:08:23) 
[]

cv tarzı

şimdi cv hazırlıyorum da dili ingilizce olacak,

"I worked in production department. I was responsible of spreading fabrics, cutting patterns, ironing wadding pieces, tagging and packaging. " şeklinde mi daha iyi yoksa,

"In a production department;
-Spreading fabrics
-Cutting patterns
-Ironing wadding pieces
-Placing garment patterns
-Applying buckram/wadding
-Packaging and tagging products"

şeklinde mi? doğrusu ya da yanlışı var mıdır bu işin?

 
Dolaylı olarak şöyle cevap verebilrim. Cv'lere bakılma süresi ortalama 2 saniye vb. bişeymiş ve birden fazla sayfalı cv'lere de bakma oranı düşükmüş.

İkinci yazdığınız eğer sayfa artırmıyorsa bu şekilde yazın bence.
  • yanginmerdiveni  (15.02.18 17:49:07) 
@benaaymi zaten
vike fashion
fashion studio intern diye yazacak. altında da tasarım değil üretimde çalıştığımı belirtmek için dedim onu. sorun olacağını sanmam aynı kapıya çıkıyor :D
  • dedi ayca  (15.02.18 17:57:19) 
[]

bulgaristan/yunanistan vatandaşlığı

selams. sonunda e-devlet'e bakabildim.

annemin dedesinin babası yanbolu/bulgaristan'dan göçmüş 1875 doğumlu. bu şekilde vatandaşlık kovalayabilir miyim? bir şey çıkar mı? Babaannemin dedesinin annesi de girit doğumlu mesela, hangisi daha kolay olursa onu denerim diye düşünüyorum.

bir de şimdi bu belgenin altında "herhangi bir resmi işlemde kullanılamaz" yazıyor bunun sebebi, bunu kaynak göstererek vatandaşlık kovalamayalım diye mi? sonuçta resmi olarak kayıtlarda dedemin dedesi de olsa biraz bulgarlık var. hiçbir şey çıkmaz mı?

 
Belge resmi belge değil, mühür, daha doğrusu barkod yok. Oturup excelde yapabilirsin aynısını.

Vatandaşlık kovalayabilir misin? Mümkün değil. Dedenin Bulgar vatandaşlığı yoktur diye tahmin ediyorum. Dedenin yoksa annenin hiç yoktur, senin de olamaz.

Deden vatandaşsa ve hayattaysa mümkün olabilir, önce annenin alması gerekir tabii.
  • i was made for you  (15.02.18 08:45:34 ~ 08:46:08) 
Önce dede, anne alma işi kalktı. Arkadaşımdan sürece bizzat şahit oldum. Ne annesi ne babası vatandaşlık almadan başvurdu ve aldı.


  • kompisko  (15.02.18 09:13:31) 
ben de en çok bulgaristan / yunanistan vatandaşlığı alsanız ne yapacaksınız onu merak ediyorum. yurtdışına gitme/yerleşme niyetiniz varsa türk pasaportuyla da bunu yapabilirsiniz gayet.


  • rurouni  (15.02.18 09:40:03) 
@rurouni daha kolay olacak? avrupa en az 7-8 sene ikamet istiyor. iş bulmak lazım ama iş ilanlarına başvurunca çalışma izni soruyorlar. çalışma izni de zıp diye buradaki dedi ayca'ya çıkmıyor. dünya para harcamak lazım. ayrıca daha medeni ve avrupa birliği üyesi olan bir ülkenin vatandaşı olacağım.


  • dedi ayca  (15.02.18 09:49:08) 
Grit'i , Yunanistan işini unut. Yunanistan bu şekilde vatandaşlık vermiyor. Benim de bütün soyum Grit Yanya'lı çıktı ki zaten annemin dede ve annanesi Türkçe bile bilmezedi.

Bulgaristan işini kovala.
  • old possum  (15.02.18 09:51:27) 
@rurouni avrupa birliğinde vizesiz gezebilecek, vize derdi olmayacak.
kompisko o iş kalktı demiş ama benim bildiğim hala sağ olması gerekiyor, geçenlerde arkadaş bu şekilde almayı denedi dedesi sağ olmadığı için alamadı.

  • sta  (15.02.18 10:28:53) 
avrupa'ya ilk etapta yerleşmese bile vizesiz avrupa gezecek, iş ve okul başvurularını süper kolay yapacak daha ne olsun.


  • eindaclub  (15.02.18 11:14:07) 
Osmanlı fethettiği yerleri türkleştirmek için anadoludaki aileleri oralara yerleştirdi. Oradaki bulgar/yunanları da anadolu'ya dağıttı.

Savaştan sonra da oradaki türkler buraya, buradaki bulgar&yunan vatandaşların bir kısmı da oraya gönderildi.

Bu şartlar altında zor olabilir. Kaldı ki zaten elde kalan türk nüfusa bile çok zorluk yaşatıyorlar, bir de yenilerine bu kadar kolay vatandaşlık vermeyebilirler.
  • anten  (15.02.18 15:04:59) 
alıp ne yapacak diyenlere şunu söyleyim. Çocuklarınız komik bir puanla yabancı kontenjanından odtü,itü gibi okullara yerleşebilir. Askerlik görevini türk vatandaşlığını bırakarak yapmayabilir. Vize derdi yok. Şirketini yurtdışına taşıyıp ağır vergi derdinden yırtabilir.


  • kompisko  (15.02.18 16:06:34) 
[]

melankolik şarkılar

bugün canım sıkkın ve pms'in bana verdiği yetkiye dayanarak daha da üzgün olmak istiyorum. black ve the end tadında derinden yaralayacak, cheesy olmayan güzel ciğer dağlayan şarkılar söyler misiniz?




 
black ve the end nedir bilmiyorum.

www.youtube.com

hmm pearl jam ve doors ise biliyorum.
  • tepedeki psychedelic adam  (12.02.18 11:43:58 ~ 11:46:26) 
NEUE DEUTSCHE HÄRTE MAKİNASI AYAĞINIZA GELDİ. almanca sever misin bilmiyom ama benim ex-aşqumu özlettiği için HALA dinleyemediğim, sadece sana atmak içün youtube'a ismini yazdığım şöyle bir şarkı var,

www.youtube.com

ingilizce sözleri şurada,

lyricstranslate.com

üşüyoruz reis :((

***

gerçi aşklı şarkı bu, seni üzmez. ENİŞTE BEYle geçici olarak bi kavga et dövüş, ne bileyim terk etsin falan ondan sonra dinle bunu.
  • der meister  (12.02.18 11:51:22 ~ 11:51:54) 
@tepedeki psychedelic adam evet pearl jam ve the doors'un

@der meister azcık döğüştük zaten onun da etkisi var ama almanca olunca üzmedi :DD
  • dedi ayca  (12.02.18 11:57:14) 
John frusciante - central (ozellikle ikinci yarısı çok güzel)

open.spotify.com

Mad season - slip away

This life is a monster
Don't you know its name?
This life will leave you cripple
Don't you know the game?

open.spotify.com

Radiohead - how to disappear completely

I'm not here / this isn't happening

open.spotify.com

Pearl jam - indifference

i will hold the candle till it burns up my arm.
i'll keep takin' punches until their will grows tired.
i will stare the sun down until my eyes go blind.
i won't change direction, and i won't change my mind.
how much difference does it make?

i'll swallow poison, until i grow immune.
i will scream my lungs out till it fills this room.
how much difference...?
how much difference does it make?

open.spotify.com

Shamrain - to leave

open.spotify.com
  • rahip janick  (12.02.18 12:07:14) 
Al bu da komik sözlü seksli sarki.

Lovage (Mike Patton) - book of the month


open.spotify.com

you and me are the disease and the germs are spreading
use me like listerine, keeping your breath fresher
feel the stroke of your paintbrush, my blank sheet of paper
i'm your book of the month, read the fine print later

edit: cenk taner - her şey siyaha giderken

www.youtube.com

cenk taner - şimdi biz buyuz

www.youtube.com
  • rahip janick  (12.02.18 12:14:52 ~ 12:17:12) 
"Hancer gerekmez ki bize, benim sevdam var."

open.spotify.com
  • lamira  (12.02.18 12:25:51) 
"Everybody knows that the boat is leaking
Everybody knows that the captain lied
Everybody got this broken feeling
Like their father or their dog just died
Everybody talking to their pockets
Everybody wants a box of chocolates
And a long-stem rose
Everybody knows"

open.spotify.com
  • lamira  (12.02.18 12:32:18) 
porcupine tree - how is your life today

www.youtube.com

edit: Steven Wilson çok güzel bir insan.

black field - pain

www.youtube.com

Here I'm standing on the sea shore
She is gone, now she's gone
All the angels praying for me
As I fall, As I fall
While I'm melting in the rain, deep in pain, she is so far
Will we ever meet again as friends, after so long?
To me nightmare with the devil
I'll go strong, I'll go strong
All my friends now try to save me
What a joke, what a joke
While I'm melting in the rain, deep in pain, she is so far
Will we ever meet again as friends, after so long?
  • rahip janick  (12.02.18 12:34:41 ~ 12:36:08) 
Pain of Salvation - Where it Hurts

www.youtube.com

everyone i know seems to be broken inside
everybody hurting just from being alive

touch me where it hurts
  • rahip janick  (12.02.18 12:46:53) 
Belki bambaşka bir tarz ama hüzün hüzündür ve şimdiye dek beni bundan daha çok hüzünlendiren bir şey dinlemedim;

www.youtube.com
  • sarap dumani  (12.02.18 12:47:29) 
  • hacilaklak  (12.02.18 18:52:50) 
www.youtube.com

+ i have forgiven jesus

dinle, ağla. :(
  • thomson'un uzumlu keki  (12.02.18 19:00:54) 
[]

ispanyolca öğrenen babaya hediye

Selams. Babam yaklaşık 1 senedir kendi kendine programlar, internet, kitaplar vs. ile ispanyolca öğreniyor. Ben de kendisine ispanya/ispanyolca'yla ilgili bir hediye almak istiyorum. Ders kitabı kupa vs. değil ama öyle bir şey düşünmüyorum. Ne alabilirim sizce? İspanyolca öğretsin diye bir gayem yok. Amacım jest yapmak

bütçem max 100 :D


 
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim, ya daha saklanılası bir şey istiyorum. İspanyolca hem okuması kolay, hem şahane bir kitap önerisi olabilir, ne bileyim "ben bir defter gördüm sol köşesinde ispanyolca sözcük listesi vardı" diyen olabilir, dvd vs olabilir. Tek kullanımlık bir şey istemiyorum yani.


  • dedi ayca  (08.02.18 15:25:21) 
eğer bulabiliyorsanız, oldukça eski basım ispanyolca bir kitap olabilir.

aklıma direkt don quixote geldi mesela, eski bir basımı hoşuna gidecektir bence. bende murders in the rue morgue'un '53 basımı var, elimdeki en değerli şeylerden biri olabilir. Gözüm gibi bakarım.
  • rahip janick  (08.02.18 15:27:45) 
bütçe var ise ispanya turu :)


  • oscar  (08.02.18 15:39:21) 
plak çalarınız var mıdır bilmem ancak, ispanyolca bir plak olabilir meşhur bir sanatçıdan. plak çalarınız yoksa belki onu da alabilirsiniz :D bütçe belirtilmemiş :)


  • senolll  (08.02.18 15:42:55) 
ispanyolca ogrenmekteki motivasyonu nedir? ona gore daha yakin cevaplar cikabilir


  • ordinov  (08.02.18 16:12:20) 
[]

evlilik

ya kankiler. dostlar. arkadaşlar. şimdi benim bir derdim var. erkek arkadaşımın "planlarına" (plan çünkü daha ortada kesin kayıt vs. yok) göre kendisi kanada'da post graduate (1 ya da 2 senelik) programlarından birine gidecek. çalışma izniyle iş bulup arkasından göçmenlik kovalamayı düşünüyor. 5 senedir birlikteyiz, ben eylülde mezun olup kasım ayında işe girdim o haziranda mezun oldu ama çalışmıyor.başta conjugal partner kısmından çalışma izni alacaktım ben de ama okuduğumuz kadarıyla daha komplike durumlar olması gerekiyormuş onun için. bu arkadaş da başlarda (yani başlarda dediğim atıyorum 1. 2. senemizde ben evlilikle ilgili konuşurken [ki bu konuşmalar kesinlikle ne zaman evleniyoruz gibi değildi aksine, ne düşünüyorsun genel olarak vs. tadındaydı]) evlilik karşıtı olduğunu, çok manasız bulduğunu vs. söyledi ve ben bu durumu bu şekilde kabullendim. "oke 5 sene de geçse 10 sene de istemiyor ve istemeyecek" diyerek. hani mantığım hep "yani benle bile mi istemiyor ki </3" şeklindeydi ve kırılıyordum ama bir süre sonra bıraktım.

her neyse, şimdi bu conjugal zımbırtısı için 1 sene birlikte yaşadığını ispat etmen gerekiyormuş. biz yaşadık ama yurt dışındaydık ve elimizde kontrat ya da fatura vs yok. bu nedenle "ben gitmeden bi nikah kıyalım ben gideyim de sen de gelebilesin" dedi. tamam benim iyiliğim için söylüyor bunları, hatta "yani evlilik istemiyordun dediğin bundan 3-4 sene önce, fikrim değişti artık" dedi ve "zaten birbirimizi de seviyoruz evlenmemek için sebep de göremiyorum sadece bu süreci hızlandıracak" dedi. ama bana hala çok soğukmuş gibi geliyor. düğün meraklısı değilim ama yine de küçük bir yemekti eğlenceydi, gelinlikti isterim.

şimdi biz nikah kıyacağız ve o da eylülde gidecek?? bu resmen "benimle başka bir ülkeden vatandaşlık almaya var mısın?" gibi bir şey olmuyor mu? yoksa çok mu kadın kafasıyla düşünüyorum? duygularımın mantığımın önüne geçtiğini falan söyledi 15 bin kere. haksız mıyım sizce?

 
haksızsın...

Evlilik istemeyen biriyle birlikte olmayı kabul etmişsin, çünkü seviyorsun.
O zaman formaliteden evlilik yapacak olmak seni neden bu kadar üzüyor?

Acaba sen aslında bir şekilde zamanla ikna olur diye mi birlikte oldun? Yoksa gerçekten evlilik senin için önemsizdi, mühim olan birlikte olmanızdı ise, neden şu anda "ya bi imza atalım yeter ki birlikte olalım" diye düşünmek yerine "gelinlik, yemek, kutlama" kısmında takılı kalıyorsun?

Zamanında benzer bir yoldan geçip evlenmemiş biri olarak söyleyeyim ki, ayrılmayı göze alıyorsan evlenme. O gitsin sen kal, yollarınız ayrılsın. Ama bu kadar sevgi geçmiş vs. varken bence denemeye değer.

Ha bir de önce kendine dürüst ol. Ne istediğini bilmenin bir zararı yok. Ama isteklerini arkaya atıp kendini kandırıyorsan bir şekilde ortaya çıkıyor işte. 5 yıl sonra bile olsa...
  • lcha  (06.02.18 10:04:47) 
haksızsın. seni sevmeseydi evlilik istemeyen insan gitmeden nikah kıymayı da düşünmezdi.


  • pinkpeony  (06.02.18 10:10:42) 
@Icha işte formaliteden değil diyor zaten kendisi de. bunu böyle düşünen benmişim, gitmeyecek olsa, "biz burada max. 1 sene daha böyle takılır sonra evlenir kendi evimize geçerdik" diyor. formaliteden olmayacak işte ama böyle ne bileyim saçma bir şey olacak


  • dedi ayca  (06.02.18 10:17:13) 
Ee nikah kıyalım ama başka hiçbir şey yapmayalım mı diyor sevgiliniz? Nikahta giymek için güzel bir beyaz elbise/gelinlik alın, sonrasında aileyle, yakın arkadaşlarla 10 kişi, 20 kişi artık neyse bir yemek yiyin güzel bir yerde. O gün evliliğinizi kutlamış olun.

Anlattıklarınızdan bu kısmı anlayamadım çünkü ben, kutlamaya yemeğe tamamen mi karşı yoksa siz mi öyle olduğunu varsayıyorsunuz? Bence tamamen haksız değilsiniz, evlenirken sevdiğiniz insanlar yanınızda olsun kutlayalım istemek normal. Ortada buluşursunuz bence, büyük bir sorun olmamalı bu. :)
  • kobuzchu kiz  (06.02.18 10:50:49) 
Nikahtan sonra ufak bir eğlence organize edebilirsiniz yine de, bu dileğinizi bence söyleyin sevgilinize. Bence sizin sıkıntınız, aşırı romantik düşünceler ile bu kararın alınmamış olması, filmlerde bize empoze edildiği gibi süreci yaşamıyor olmanız. "Bana hala soğukmuş gibi geliyor." demeniz bunu gösteriyor. Bence soğuk değil, sadece evliliğe gereğinden fazla anlam yüklemiyor ki bunun tam tersinden çok daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Hayatını sizinle birlikte geçirmek istiyor, ömemli olan da bu.


  • gmzo  (06.02.18 10:52:20) 
@kobuzchu kız , @gmzo kutlamayı ve gelinliği düşünememin sebebi 3 aydır çalışıyorum, 3-4 binden fazla birikmiş param yok. kendisinin hiç yok çünkü çalışmıyor, annemlerin kuruş durumu yok, e onun ana babasının günahı ne?

evet derdim aşırı romantik şeylerle olmaması. ve dediğim gibi kalabalık dıdısının dıdısı da gelsin, bohçalar olsun vuuu falan gibi bir insan olmasam da gelinlik giymek, güzel bir yerde max 100 kişiyle yemek yemek isterdim. e bu bile nereden baksak 10 12 bin liralık bir şey. çok fazla şu an bu aşamada. ya hep ya hiç"çiyim sanırım..
  • dedi ayca  (06.02.18 10:56:37) 
10-12 bin liralık kutlama yapamayacağınız için ayrılmayı düşünebiliyor musunuz peki? Cevap evet ise, o iş olmaz zaten. Ben de geçtiğimiz yaz evlendim. Sadece nikah yapabilecek olsaydık, yine evlenirdim. Gelinlik ve kutlama hayatımdaki insandan daha değerli değil çünkü. Evlenmek sevdiğiniz insanla birlikte olmak için bir araç, nasıl kutlandığının veya kutlanıp kutlanmadığının önemi olmamalı..


  • gmzo  (06.02.18 11:05:47 ~ 11:06:09) 
haksız değilsin ama içinde bulunduğun durumu da sindirmen gerek diye düşünüyorum. adam da son güzel tespit yapmış.

şimdi olay şu. sen evlilik istiyorsun bu çok doğal. o istememiş. sen de bir şekilde hazmetmişsin olayı..

neyse sonra kanada işi yüzünden evlilik zorunlu hale geldi. çocuk da evlenelim dedi.

amaa... senin kafanda istediğin şey bu değildi. anlamı olan birşey istiyorsun. bu şekilde kanada tabanlı evlilik olunca yaptığınız şey şirket anlaşması gibi birşey oluyor. sizin kafanıza takılan o.

benim görüşüme göre sen de haklısın. duygusal anlamı olan bir evlilik yapmayı herkes ister. şartlar namüsait ama. kanada gibi bir fırsat ayağına gelmiş hayatın ve senin çocuklarının hayatı kurtulacak. 2030 yılında türkiyenin su fakiri ülke konumuna geleceği öngörülüyor. sen şimdi bu duyguların yüzünden kanada evliliği gibi mantıklı bir işte sorun çıkarırsan çok daha kötü bir geleceğe kendini hazırlıcan.

güzel ablam, canım ablam, bir tanem ablam. sakin ol. biraz terapi babında birşeyler yap. bak daha bugün artık torba yasa çıkaracaklarmış netflix spotify hepsine badem bıyıklı , çocukları çok ''seven'', imam hatip mezunları bakacak. şansın gelmiş iken sırf duyguların mantığın önüne geçiyor diye arıza çıkarma. benim fikrim bu.

arkadaşlar arası veya aile içinde ufak bir yemek verilebilir ama bilmiyorum adam istemezse de çok darlamayın.
  • charlotte blanc  (06.02.18 11:07:23 ~ 11:09:05) 
@charlotte blanc aahsah bizim, çocuklarımızın ve onların da çocuklarının hayatı kurtulacak gibi bir cümle kurmuştu kendisi. kanada yüzünden zorunlu hale gelmedi aslında, eğer ille de benim dediğim dersem, gidip 2 sene okuyacak, işini de bulacak, min 2,5 3 sene sonra tr gelecek evleneceğiz, birlikte gideceğiz. yani aslında evlilik tamamen kanada yüzünden .s gibi şeyler de demiyor ama ben üzülüyorum.


  • dedi ayca  (06.02.18 11:10:53) 
@ali159 ya "ben de isterim uzak olmayan akraba ve arkadaşlarla" gibi bir şey dedi bu mevzu açıldığından beri. ve davul zurna, oynayan kahverengi çoraplı teyzeler, kırmızı kuşak olmayınca, ankara'nın bağları çalmayınca düğün olmaz :DD

gidip gelirim o zaman yaparız kutlamayı dedi ama 3 sene sonra gelecek deee bi de o şeyle eğlence yapçaz. çok gerçek dışı geliyor.
  • dedi ayca  (06.02.18 11:18:09 ~ 11:22:02) 
evlilik sizi resmi olarak birbirinize bağlayan bi sözleşme bana göre. yani atıyorum adam hastaneye düştüğünde ya da bi şekilde karakola düştüğünde 'sevgililik' vasfı ile hiç bi bok yapamazsınız. hamile kaldığınızda çocuğunuz gayrı meşru muamelesi görür. ve daha bir sürü şey, burada da olduğu gibi. yani evlilik deyince erkeklerin kendilerini nimetten sayıp, ben evlilik düşünmüyorum bence çok saçmeeeaaaa tribine girmelerine anlam veremiyorum. e saçma ise şimdi de evlenmesin.

burada da sen 100 kişilik yemek organize edelim, gelinlik damatlık giyelim diyosun; e kusura bakma ama bu düğün oluyor. adamın yanaşmaması normal bu fakirlikle.

ha şu mantıkta haklısın. adam yine seninle evlenmek vs istemiyor. sadece vatandaşlık için. sen de bu durumu sindirmelisin.
  • elorelia  (06.02.18 11:22:31) 
@elorelia iyi de ben avrupa/amerika/kanada vatandaşı değilim ki? herhangi bir çıkarı yok bu durumdan?


  • dedi ayca  (06.02.18 11:30:25) 
Merhaba. Benim bir arkadasim conjugal partner ile kiz arkadasinin yanina gitti kiz arkadasi sponsor olup. Dediler ki “bizim ailemiz musluman, cevremizdekiler laf eder ve biz evlenmeden ayni evde yasayamazdik turkiye’de” ve onlar “tamam o halde” deyip onayladilar. Iyi bir sey degil bu elbette ama aklinizda bulunsun zira belli gerekcelerle birlikte yasayamamanizi aciklamaniza izin veriyorlar. Bunun disinda common law partner durumu var, orada kesin olarak birlikte yasama sarti olabilir. Buna dikkat ederseniz evlenmeden de size sponsor olabilir partneriniz. Gerci sorunuza cevap olmadi ama olsun. Aklinizda bulunsun. Kolayliklar diliyorum.


  • lamira  (06.02.18 11:37:22 ~ 11:43:34) 
20 yasinda adama evlilik diye sorarsan yea ben karsiyim o islere diyecek tabi baska ne desin.

Senin davranislarin geleneksel,her ne kadar oyleymis gibi davranmasanda genetik yapi bunu emresiyor.cocukta senden farkli degil sadece mantigi agir basiyor.su kanada isi olmasaydi,anasinin babasinin evinde 6 ay daha kalacak olsaydi,o evlilik gereksiz bir sey aslinda diyen arkadas mutlu bir yuvamiz olsun adamina donusecekti,okullar bitti,gercek hayata hosgeldiniz olacakti.
  • duptıs  (06.02.18 12:24:04) 
Bizim ikna etmemizle ikna oluyorsan bence ayrılsanız daha iyi. En azından adam alternatiflerine özgürce bakar. Karşı taraf elinden geleni de yapmışa benziyor Baştan evlenmeyeceğiz diye girdiğiniz bu ilişkide şu durumda adamın yaptığı bu şey hiçbir duygusu yoksa bile jesttir. Seni çöpe atıp gitmemiş. Senle gelecek planlamış, bir şeyleri oldurmaya çalışıyor, sen de daha eğlence gelinlik derdindesin.

Önceliklerini iyi belirle. Bu kişiyle evlenmek mi istiyorsun? Evlenmek umurunda değil mi? Kanada'ya gitmek istiyor musun? Yoksa hiçbir şeyden emin değil misin?
  • idexo  (06.02.18 12:26:30) 
Ben de sana sorayım o zaman: haksız mısın?


  • baldan kaymak  (06.02.18 12:36:45) 
lcha +1

haksizsin.

"resmen "benimle başka bir ülkeden vatandaşlık almaya var mısın?" gibi bir şey olmuyor mu?" bu kötü bir sey mi ki? sen olmadan da kanada'ya gidebiliyor öyle degil mi? ama demek ki seni de yaninda istiyor ve bunu kolaylastirmanin yollarini ariyor. ne güzel.

ayrica dügün meraklisi olmayip gelinlik ve 100 kisilik yemekli kutlama istemek nasil oluyor, tam cözemedim.
bence önce sen kendin ne istedigine bir karar ver.
  • pilav  (06.02.18 12:37:21) 
olasılığı sorun etmek şahane bi kafa ya, ablacım bi sakin ol sevgilin gitmek için kesin kayıt yaptırsın ondan sonra ben düğün istemem ama gelinlik giycektim diye bozulursun. aboo, ışık hızında trip ya. aşırı haksızsın.


  • evde liyakat kalmamis  (06.02.18 12:54:19) 
[]

40 yıl çalışmak

şimdi durup da geleceğe baktığınızda ortalama olarak emekli olabilmek için 40 sene çalışmamız lazım. bu sizi nasıl delirtmiyor ya?
3 aydır çalışıyorum, işimle yaptığım şeyle ilgili bir sıkıntım yok fakat 40 sene boyunca sabah erken uyanıp, insanlarla uğraşacağımı düşünmek beni şimdiden stres altına sokuyor. "evlen evde otur" demeyin bana öyle bir seçeneğim de yok, hem bana "yazık günah" da kocama/sevgilime değil mi?

para kazanıyoruz evet iyi hoş güzel, hatta belki tanıdığım yaşıtlarım arasında (alanım ve alan dışı olan insanlar da dahil olmak üzere) en fazla kazanan da benim ama bazı sabahlar "100 lira vereyim de uyuyayım bugün" diyorum. sanırım ennnn büyük sıkıntım sabah erken kalkmak. akşam 6 gibi evde oluyorum ve bazen yemek yiyip saat 8-8.5 gibi yatıyorum. hem tatlı bir uyku hem de hayat/gün/ömür bitiyormuş gibi bir his. nasıl korusam akıl sağlığımı? "çok düşünmeyeceen çıldırırsın" mı diyorsunuz yoksa?

 
Min 16 sene okul okudun. Nasil gectigini anladin mi? Bu da oyle iste bi sekilde geciyor zaman. Is hayatini bir zaman sonra icsellestiriyorsun zaten ve rutinin oluyor.


  • japon askeri  (05.02.18 09:07:18) 
sigorta prim günlerin dolduğunda biraz ara vermek ya da kendi işine odaklanmak gerek yoksa yıpratır ara vermeden o kadar yıl çalışmak..


  • redeath  (05.02.18 09:15:54) 
Her gün erken kalkacak olmak bana inanılmaz geliyor, umarım o kadar uzun yaşamam.


  • doxanikee  (05.02.18 09:16:25) 
Çözüm erken emeklilik.

SSK emekliliği için gereken gün sayısı zaten çok hızlı doluyor, sadece yaşını beklemeye başlıyorsun.

Erken emeklilikte amaç klasik beyaz yaka tuzaklarına düşmeyip para biriktirmek, bu parayı uzun vadeli az-orta riskli yatırımlar ile (Borsa, fon vs..) değerlendirmek. Bileşik faiz'in gücüne inanmak. Biriktirdğin para hedeflediğin noktaya geldiğinde kendini emekli ediyorsun. Abartı olmayan bir yaşam tarzı ile 90+ yaşlara kadar yaşayabiliyorsun (Eğer her şeyi doğru yapmışsan biriktirdiğin para arkada artmaya devam ediyor)
  • cleric  (05.02.18 09:22:00 ~ 09:23:27) 
  • baldur2  (05.02.18 09:38:47) 
para biriktirme konusunda bir sıkıntım yok, hala ailemle yaşıyorum ve geçen ay sadece 600 lira harcadım. ileride yurt dışında yaşama mevzuları falan olur diye takıntı derecesinde para biriktiriyorum. döviz işine girmedim daha pek çakmıyorum bu işlerden :(


  • dedi ayca  (05.02.18 09:50:05) 
7.seneye giriyorum iş hayatımda. artık bi hafta tatil yapıp geç kalktığımda kendimi garip hissediyorum. tatilde bile erken kalkıyorum daha sonra tekrar uyumaya çalışıyorum. boş durunca da zaman geçiremiyorum. ha param olsa çalışmasam zamanımı boş geçirmem illa ki bi aktivite olur ama çalışmayınca da para yok malesef.

15-20 senelik çalışanlar daha fazla alışmıştır artık diye düşünüyorum.
  • contavolta  (05.02.18 09:53:39) 
evlenmek de çözüm :) belki erken kalkmana gerek kalmaz ve geliriniz iki katına çıkar..

ve bir süre sonra para biriktirip dünyayı dolaşmaya vakit ayırırsınız, örneklerini çok duymaya başladık.
  • redeath  (05.02.18 09:56:57) 
İnsan bir şeyler ile uğraşmak ister her zaman, oyalanmak ister. Bu yüzden belki de katlanıyoruz çalışmaya, işinde mutlu olanlar emekli olsalar da bırakmıyorlar.

Mutsuz olanlar da emekli olsalar bile sabah erken kalkmaya ve mutlu oldukları başka bir şeyler ile uğraşmaya devam ederler.

İhtiyacımız olan barınma, ısınma, yemek. Aslında temele indiğinizde çok basit ve kolay karşılanabilir şeyler.

Ama bizler önce kendimize ihtiyaç uydurup sonra o ihtiyaçları karşılamak için hayatımızı harcıyoruz.

İnsana temel ihtiyaçları için bir kulube, bir kaç tavuk, bir koyun/keçi, biraz da ekilecek toprak fazlasıyla yeter aslında.
  • John Bloor  (05.02.18 10:25:48) 
40 yıl biraz çok değil mi ?
emekli olabilmek için sigortalılık süresi 25-30 yıl diye biliyorum.

  • devilone  (05.02.18 10:32:17) 
Sayın @devilone, bahsettiğiniz süre prim ödeme süresi. Emekli olabilmek için belli bir yaşı beklmeniz gerekiyor.


  • John Bloor  (05.02.18 11:11:54) 
65 yaş civarında emekli olacağız.

ben de 4 ay oldu iş hayatına gireli. kısır döngüye girdim. hayatın anlamsızlığı her sabah kalktığımda yüzüme tokat gibi çarpıyor. eğer hayat böyleyse cidden hiç gerek yok.
  • caletti  (05.02.18 11:14:19) 
İş arayan işsizler var. Onları düşün.


  • nickini degistiren yazar  (05.02.18 11:57:01) 
Emekli olabilmek ayrı bir sorum, bunu kabul ediyorum. Önceki dönemlerden gelen erken emeklilerin maddi yükü sebebiyle 60-65 yaş aralığında emeklilik özellikle kadın için çok yıpratıcı, bunu da kabul ediyorum. Kadın için özellikle diyorum çünkü çoğunlukla iki işte birden çalışır gibi yoruluyoruz.
Ama arkadaş 3 aydır çalışıp bu emeklilik stresine girmek için de erken biraz. Okula giderken de erken kalkmıyor muydunuz? Burada genellikle sıkıntı sevmediğin işte çalışmak oluyor. O zaman insanın ayakları geri geri gidiyor vs. İşle ilgili sıkıntım yok demişsiniz ama bence sıkıntı vermese bile iş sizin için para kazanmanın dışında bir şey ifade etmiyor olabilir. 25 senedir çalışıyorum. Bazı yerlerde sadece para kazanayım diye çalıştım. Ama bu 25 senenin 20 senesinde genellikle işe böyle bir işim olduğundan dolayı şükrederek gittim. Genellikle mesai kaldım, işi takip ettim. 18 yaşından bu yana sigortalı olduğum için önceki dönemin yaş skalasına göre çoktaaan emekli olabilir haldeyim ama olmuyorum, çünkü işimi seviyorum. Emekli olsam bu işin danışmanlığını yapar yine çalışırım.
Olay işi sevmekte. Eğer sabah 4'te kalkmayacaksanız 8-8,5 gibi yatmak bence depresyon belirtisidir.
  • SiyamkedisiZorro  (05.02.18 12:01:01) 
@SiyamkedisiZorro hayatım boyunca (yani ortaokuldayken öğlenciydim mesela ders 12.30da başlıyorsa 11.40da uyanırdım) ters yaşadım. sabaha kadar (cidden işe başlamadan 3 4 hafta öncesine kadar sabah ezanına kadar dizi izliyordum) oturup ertesi gün 3-4 gibi uyanıyordum. istediğiniz kadar aksini iddia edin ama benim biyolojik saatim bu şekilde. iş yerimin şartları falan iyi, 7.45 mesai başlangıcı ama tabii ki 8.30u buluyor. çıkış 17.15 ama millet 16.50 gibi ayaklanıyor. evde 6da oluyorum, çalıştığım insanlar da düzgün. dediğim gibi beni erken kalkmak VE HAYATIMIN GERİ KALAN HER GÜNÜNDE BUNU YAPACAK OLMAK yoruyor. okula da erken kalkıyordum tabii ki ama üniversitede "yatam yavvv" deme lüksümüz var. en son lisede arka arkaya erken kalkıyordum ki meslek liseliyim son senem yetenek kursu, sınav, stajla falan geçti onu da saymazsak ben en son 2010 yılında düzenli olarak erken kalkıyormuşum. bünyem şaştı, alışırım diyordum ama 3 ayda alışamadıysam herhalde hiç alışamayacağım


  • dedi ayca  (05.02.18 12:10:09 ~ 12:18:00) 
2010 temmuzdan beridir çalışıyorum, ilk zamanlar oluyordu bu his ama zamanla geçiyor.

çok maceracıyım vuhuuu modundaysan eğer bir süre çalışmaz gezersin ama bu işler için de para gerektiğini unutma. ailenin parası varsa zaten derdin yok demektir, kendi işini de kurabilirsin, tatil de yaparsın, gezip tozabilirsin de.

eski alışkanlıkları tamamen unutman gerek, kendi işini de kursan iş yapabilmen için belli bir düzenin olmalı. yoksa kimse sana iş vermez / seninle çalışmaz. uyuşturucu bile pazarlasan bu işin saati yeri vardır. ben uyuyom diyemezsin yani :)
  • hosein  (05.02.18 12:17:10) 
ya bir de şu an millette şey kafası var "işime girdim, düzgün bir yer, maaşı belli, saati belli, yemeği servisi var ohhh 2 seneye yükselsem şahane. ben emekli olurum buradan" ama ben bu ülkede kalmak istemiyorum. "sie go" da demeyiniz çünkü deneyim lazım yani bu şekilde iş bulabilmek için. istediğin kadar eğitim al, sektöre girmeden olmuyor böyle şeyler. belki de bu yüzden geri geri gidiyor ayaklarım. çünkü geçtiğimiz yaz yurt dışında staj yaptım orada da erken kalkıyordum hem de yaz tatilim olması gerekirken ama yine de mis gibi gidip geliyordum.


  • dedi ayca  (05.02.18 12:21:32) 
bence haklısın ama yorumlardan iş hayatının çok ciks olduğu izlenimine kapıldım. herkes methiyeler düzmüş sanki:)


  • nothing in my way  (05.02.18 12:28:11) 
Bir insan isinin 3uncu ayinda kendisini mutsuz hissediyorsa alternatif aramaya baslar.zamanini istedigi insiyatifte kullanacagi bir isi dusunur.oyle bir is yoksa kurar.kuracak gucu yoksa o gucu kazanmaya calisir.oyle bir kabiliyeti yoksa o kabiliyeti kazanmanin pesine duser.daha bastan 40 yil o iskenceyi cekecegini kabulleniyorsa o yasayan bir oludur ve yasayacaklari seciminin ve secimindeki israrinin korkakca bir sonucudur.25 yil cezaevinde kalacak olan ama kazmasi 24 yil surecek bir tuneli yine de kazan insana saygim var.ya da o cezaevindeki gunlerini disardan daha verimli geciren insana.ama madem burdayim yapacak bisey yok diyip 3 ogun yemegini yiyip gece kogusunda uyuyan baska da bisey yapmayan mahkuma saygi da duyamam uzulemem de.ben de universite mezunuyum.varlikli bir ailenin cocuguyum.ihtiyacim olmadigi halde daha ogrenciyken garsonluk isportacilik yaptim sirf insanlarla iletisimim artsin bir donanimim olsun diye. Mezun olup goreve basladim sevemedim isimi.gittim borc parayla is kurdum memuriyete devam ederken.6 ay cok zor gecti ticarette ama adim adim guzellesti.bir sene sonra istifa ettim.yillardir da ticaret yapiyor mutlu mesut yasiyorum.ticaret yapin demiyorum.ama bir sekilde tunel kazin diyorum.simdiden durumunuzu kabullenmenini kabullenemem.gencecik insansiniz belli ki.cesur enerjik isyankar olmaniz lazim.daha bu yasta memur zihniyetine girmeyin


  • a summer day  (05.02.18 12:29:08) 
@a summer day zaten memur zihniyetli olsaydım bu durum benim canımı sıkmazdı diye düşünüyorum? benim durumum yoktu, ailemin de yoktu ve 2010 yılında (yani lise 3de) bir dergide (bayağı bilindik) yazılar yazmaya, röportajlar yapmaya ve kendi paramı kendim kazanmaya başladım. üniversiteye geçtiğimde de ben de aynı şekilde garsonluk yaparak hem ihtiyaçlarımı karşıladım, hem birikim yaptım, sonrasında o parayla erasmus yaptım vs. çalışmaktan gocunmuyorum ben ya da dediğim gibi "böyle bu kabulleneyim" de demiyorum. şu an kendime yatırım yapmakla meşgulum, hani şuna da bakayım, bunu da deneyeyim (alanım moda/tekstil/tasarım o nedenle bakıp denediklerim çizim teknikleri, sanatsal zımbırtılar) şu programı da çözeyim, portfolyoma şunu da koyayım şeklinde. kendimi "yetiştirince" de kendi yerimi açmasam da risk alacağımı düşünüyorum. çünkü türkiye içerisindeki(alanımda) en şahane ve çalışanına değer veren, piyasanın üstünde veren ve insancıl çalışma şartlarına sahip bir yerdeyim. en kolayı durumu kabullenip sabah 7 akşam 5 yapmak olurdu benim için. sadece bu durumun bu şekilde geçici olduğunu düşündüğümde çıldıracak gibi olmuyorum. bu nedenle bu şekilde düşünen birisi için biraz manasız bir yorum olmuş.


  • dedi ayca  (05.02.18 12:56:38) 
40 yıl çalışmak bence iyimser yaklaşım. bu nufus yapısı bu ekonomi ile, şu an çalışan nesil 45 50 yaşlarını geçtikten sonra işsiz kalacaklar bence. bu konuyla ilgili bir şey yapıyor muyum diye sorarsanız hayır.


  • kveldulv  (05.02.18 14:02:12) 
[]

spotify premium yenileyememe

İlk ay bu mereti ziraat'in kyk kartıyla yaptım, sonra işe girdim ve yapı kredi'nin maaş hesabımın bağlı olduğu kartla denedim, her şeyi doğru yazmama rağmen "geçerli kart numarası giriniz" dedi, neyse bu sefer de ziraat'le yapayım madem dedim ama aynı şeyi onun için de dedi. Başına böyle bir şey gelen var mı ne yapayım?




 
Benim değil de kuzenimin başına geldi.
Aynı kartla benden işlem yaparken ondan yapmıyordu.
Yanlış hatırlamıyorsam ertesi gün aradı müşteri hizmetlerini sonra çözüldü problem ama ne konuşuldu problem neymiş bilmiyorum.
  • mutekebbir  (26.01.18 09:47:13) 
benzer bir sorun başıma gelmişti, bendeki sorun kartın internete kapatılmış olması ve benim bunu hatırlamamamdı. kartların internet alışverişine açık olduğundan emin misiniz? eğer öyleyse başka nasıl bir sorun olabilir bilemiyorum.


  • yedinci his  (26.01.18 11:15:30) 
cepteteb'le ödeme yaparsan %50 iade alıyorsun,,haberin olsun.


  • istististist  (26.01.18 13:47:47) 
Kartın MasterCard ya da visa olması lazım. Yapı kredi maestro kullanabiliyor onu da kabul etmez


  • mutlusismankedi2015  (26.01.18 16:37:20) 
[]

Kanada

Size direkt copy-paste bir soru soruyorum. Yardımcı olursanız çok seviniriz gerçekten.

"Kanada'da post-graduation programı planım var, fakat aklıma takılan birkaç şey var. Ben orada Project Management sertifikası aldığım zaman bu benim orada iş bulmam için yeterli mi? Sadece kalifikasyon açısından konuşuyorum, yani benim iş tecrübemi, kendimi pazarlamamı falan saymayarak. Çünkü iş ilanlarına baktığım zaman Engineering, IT, Business Management, Health gibi diplomaların "requirement", Project Management sertifikasının da sadece bir "asset" olduğunu görüyorum. Hal böyleyken de post-graduation sertifikasının ve/veya Project Management programının pek bir işe yaramayacağını düşünmeye başladım."


 
pmp işe yarar elbet ama çalışılan sektöre hakim olmak lazım. örneğin otomotiv adına hiçbir şey bilmeden otomotiv firmasında project manager olamazsınız. o yüzden ideali sektöre yönelik bir diploma artı project management sertifikası.
yani özetle sorudaki endişe haklı, pmp önemli de olsa neticede bir sertifika.

  • cedex  (16.01.18 10:20:52) 
pmp sertifikasi aldiktan sonra devlet calisma izni veriyor mu, veriyrosa kac ay/sene veriyor onu arastirsin. sirketler kolay kolay sponsor olmuyor.


  • hot potato  (16.01.18 19:01:25) 
insaat sektoru icin:
PMPye cok guvenmemek lazim, insaat muhendisligi icin asset bile degil bence. proje yonetimi yapan firmalarda asset olabilir, hani 10 kisiden elediler son ikiye kaldin, diger elemanla kafa kafaya ise ve onun PMPsi yoksa seni burun farki one gecirebilir. ama rakibin ana dili ingilizceyse mesela, sende MBA, PMP, PHD...vb bile olsa isi alman zor gordugum kadariyla. project management'da bunlar ingilizlere, irlandalilara ve iskoclara bayiliyorlar.

  • cooperr  (17.01.18 02:30:45) 
@cooperr mütercim tercümanlık ingilizce mezunu. 10 ay da litvanya'da yaşadı ingilizcesi son derece iyi durumda yani. he ırk olarak ayırırlarsa tamam evet ama dil açısından geri değildir :D

direkt inşaat olmak zorunda değil bildiğim kadarıyla başka alanlarda da olabiliyor pm.

@hot potato okurken okuduğun süre boyunca part time. okuduktan sonra da 1 sene full time
  • dedi ayca  (17.01.18 10:37:55) 
10 ay litvanya'da yasamanin iyi ingilizceyle ne alakasi var anlamadim ama benim demek istedigim $u: ana dili ingilizce degilse kanada'da insaat sektorunde PMlik kolay kolay yaptirmiyorlar.

birde PMlik baska sektorlerde olabilir ama mesela IT'de PMlik deneyimi olan biri insaata nasil gececek, onu da bilemedim. neyse, arkadasina kolay gelsin..
  • cooperr  (26.01.18 20:39:58) 
bence de pek bir işe yaramaz.


  • pinkpeony  (26.01.18 20:43:30) 
[]

hitap sıkıntısı

Selaam

1 ay önce işe başladım ve ilk bir iki gün BUNLAR BENİM ÇALIŞMA ARKADAŞIM OLACAK ANA BABAMDAN ÇOK ONLARI GÖRECEM BE HEHEYT gazıyla millete sen vs.diyordum,(bağlı olduğum tasarımcı uyuz biri değil, tanışır tanışmaz öptü falan beni, soğuk değil yani) sonra benimle aynı pozisyonda olan birinin tasarımcıma siz dediğini gördüm (meğer birlikte çalışmıyorlarmış birebirde) ve ben de siz demeye başladım...

Ben 23 yaşındayım, tasarımcı da 30 falan. 35 yoktur. siz demek istemiyorum, ya da x hanım falan. Ben ilk günlerde "ben x yapcam/alcam sen de ister misin?" vs. dediğimde hitabetime takılmış gibi değildi. Ama kendisinden de hiç "bana hanım deme cnms" gelmedi. Gerçi bana da stajyerler Ayça Hanım diyor ben de kendi kendime "yav ne alaka ne hanımı" diyorum ama onlara demeyin demedim. Belki o da öyledir?

Ne dersiniz artık geri dönüşü yok mu?

 
ben olsam siz ile başlardım. tabi çalışma ortamına göre değişir de bence her zaman siz, hanım/bey iyidir. bence birden siz'e geçersen sorun olduğunu düşünebilir. aranız iyiyse kendisine sorabilirsin.


  • elorelia  (21.12.17 10:02:05) 
ilk günlerden sen dememek lazım, bana göre. hanımlı ya da sizli konuşup ilerleyen süreçte sene geçiş yapardım yavaş yavaş. diğer çalışanları vs de gözlemleyip, ona göre de karar verebilirsiniz.


  • denhia  (21.12.17 10:10:14) 
Hocam çok geç olmadan sor. Ben herkes siz diyor diye siz dedim ama nasıl hitap etmemi istersiniz de.

Ben de iş ortamında sizli bizli kullanıma uyuz oluyorum resmen ağırlaştırıyor işleri
  • lcha  (21.12.17 10:17:59) 
Bence sormak en mantıklısı, "x hanımcığım ben ilk başlarda sen dili ile konuştum sizinle ama hiç de sormadım siz hangisini tercih edersiniz diye, hanım ile devam mı edeyim ne dersiniz?" gibi :)) uzun oldu bu biraz ama kısaltabilirsin.

edit: ichayla aynı olmuş. o halde icha +1 :)
  • Aman Sen de  (21.12.17 10:19:22 ~ 10:20:43) 
eger sorarsaniz "farketmez" yanıtı almanız olası ancak, eger "bağlı olduğunuz" biriyse, bu durumda "siz" demeniz daha uygun olur.

işyerinde, hele ki ilk günlerde, "sen" diye hitap edilmesi hiç iyi bir davranış şekli değildir.
  • for the record  (21.12.17 10:29:46) 
açık açık sor. bunda çekinecek bir şey yok.


  • teritori  (21.12.17 10:30:36) 
En iyi çözüm sormak. Siz dediğim üstlerim bana zorla sen dedirtiyor. O yüzden öyle genelgeçer kurallar yok. Kişilere bağlı.


  • monogram  (21.12.17 10:39:51) 
ne kadar basit sorunlar ne güzel. siz demen gerekir.

2 yıl çalıştığım iş yerindeki müdüre herkes ahmet abi derken ben ısrarla ahmet bey dedim. bigünden bigüne de adam bana siz demene gerek yok demedi. sonra orayı bıraktım başka bir yerde ben yönetici oldum. bazıları bana kablelvuku bey, hocam,şefim, kablelvuku diyo. kablelciğim diyene gidip "aramızdaki mesafeyi koru" demiyorum. ben de siz diye hitap edilmesini tercih ediyorum.

kişiden kişiye değişir bu.
  • kablelvuku  (21.12.17 11:11:41) 
ben de siz ve bey kullanarak başladım. belli bir zaman sonra bana abi diyebilirsin dedi :D tabi nasıl alışırsan öyle gidermiş şimdi abi diyemiyorum ama ofiste bey,siz kullanıyorum dışarıda bazen abi diyorum.

ama eski çalıştığım ofis çok kalabalık bir yerdi senli benli, ablalı, abili konuşurdum stajyerim diye. baktım bir süre sonra seni çocuk görüyorlar, her şeyi söyleyebileceklerini zannediyorlar. ben de dedim ki bundan sonraki yerde hanım, bey, siz, biz olacak dedim.

özetle, başlangıç olarak sizli bizli hanımlı beyli olmak iyidir. adam yerine koyarlar.
  • principlei  (21.12.17 11:53:19) 
[]

bizde chritsmas yok diye

Bizde chritsmas yok diye üzülüyor musunuz? Lütfen dini tartışma ortamına çevirmeden cevap verin masumane soruma.

Sizi bilmem ama senelerce göre izleye imrenmeye başladım (başladım dediğim 5-6 senedir fiili olarak üzülüyorum) :( Ne olurdu hot coco'muzu yapıp 1 hafta evimizde yünlü kırmızı çoraplarla otursak, sevgilimizle, ailemizle yemekler yapsak, güzel Christmas şarkıları dinlesek?

Hayatımda her şey tamam bir Christmas eksik gibi konuşuyorum ama olsun güzel olabilirdi. Belki bir gün doya doya Christmas'layabileceğim bir yerde yaşarım :(

 
hiç üzülmüyorum ya ne yalan söyliyim, aşırı önemli bişiy değil. ama olsa sevinirdim çünkü sonu güzel bi yemekle biten anlamsız şaklabanlıkları çok severim.


  • evde liyakat kalmamis  (19.12.17 12:06:57) 
Üzülmüyorum ama imreniyorum. O sıcak ortamın ki, hele bir de dışarıda lapa lapa kar yağıyorsa, güzel şarkılar eşliğinde zevkini çıkarmak istiyorum ben de.


  • simderun  (19.12.17 12:07:50) 
üzülmüyorum ama avrupa'da kasım sonundan aralık sonuna kadar süren şenlik havasına imreniyorum. daha geçen arkadaşla bunun konuşmasını yaptık. adamlar eğlenmeyi biliyor. biz bayramlarımızı bile neşeli bir ortamda geçiremiyoruz. hep stres karmaşa. Weihnachtsmarkt kültürü bence muhteşem bir şey.


  • burya  (19.12.17 12:10:04) 
Hayır


  • Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir  (19.12.17 12:10:17) 
eh ramazan ya da kurbanda atlayıp tatile giden zihniyet x-mas'ta da biryerlere tatile giderdi diye düşünüyorum.

imrenmek yerine elindekileri değerlendirebilirsin.

not olarak da ateistim ancak bayramlar aileyle/sevdiklerinle değerlendirilmeli diye düşünüyorum.
  • hosein  (19.12.17 12:10:59) 
Keske bizde de olsa :)


  • chitosan  (19.12.17 12:11:29) 
Üçaylar var bizde. Daha uzun :)

Şaka la şaka... gülmenin mutlu olmanın uğursuzluk getirdiğine, günah olduğuna inanan toplumdan ne bekliyon.
  • insomnia  (19.12.17 12:14:12) 
yooo


  • elorelia  (19.12.17 12:14:24) 
Valla benim çok daha büyük ve önemli dertlerim var şimdi kırmızı don dert edemicem.


  • yaren  (19.12.17 12:15:44) 
Yoo üzülmüyorum. Yılbaşı, bayram vs de sevmiyorum zaten. Grinch gibi, moodkiller gibi takılırdım christmas olsa.


  • kobuzchu kiz  (19.12.17 12:18:42 ~ 12:22:12) 
1 hafta 10 gün tatil yapamadığımıza üzülüyorum


  • dafuq  (19.12.17 12:19:35) 
Bizim kültürümüzde eğlenme yok. Dini kökeni ne olursa olsun adamlar her bayramı insanı hale getirip günümüz dünyasına adapte etmiş. Misal kurban bayramı hala bin yıl önceki gibi kutlanıyor, deforme edip herkesin inek kılığına girdiği Halloween tadında bir şey olması lazımdı. Biz hala köylü gibi sokakta inek devirmeye falan çalışıyoruz.

Evet üzülüyorum.
  • doxanikee  (19.12.17 12:21:42) 
Türkiye’deki yabancılarla bir kere tam olarak yaşadım christmas’ı ve ondan sonra hep diyorum keşke bizde de olsa diye.


  • catch the arrow  (19.12.17 12:24:07) 
ortadoğu coğrafyası oldukça neşesiz bir bölge. Bunun sebepleri de yok değil, savaş burada hiç bitmedi. Geçim sıkıntısı (toplumun büyük kesiminde) hiç bitmedi. bunun yanında eğlenmek ekonomik olduğu kadar biraz da kültür işi. İnsan parasız eğlenemez demiyorum ama; insanın neşesini, eğlenme isteğini baltalayan sıkıntıları varken, eğlenmek zor oluyor.

x-mas istemez miydim? çok isterdim.
  • rahip janick  (19.12.17 12:27:06) 
ben üzülüyorum. normalde kronolojik olayları sevmem ama etkinlik olarak hoşuma gidiyor. keşke bizde de olsa.


  • giovanne  (19.12.17 12:27:24) 
İsveç'in %80'i agnostik ateist falan. Kısaca adamların zerre alakası yok hristiyanlıkla. Ama burda noel neredeyse bir ay boyunca kutlanıyor çünkü o kara kış başka türlü geçmiyor. E ben de kutluyorum, çam ağacı aldım süsledim. Christmas birası, christmas kolası, Christmas keki şarabı vs götürüyorum evde. Olayın dini hiçbir boyutu yok, kültür olarak gelenek olarak bakılıyor ve Christmas şarkıları, filmleri falan gayet güzel.

Bizim bayramlarla karşılaştırmak istemiyorum çünkü bizim insanımız bilmiyor eğlenmeyi, iyi vakit geçirmeyi malesef.
  • bos gezenin bos ustasi  (19.12.17 12:28:31) 
İçerik ve eğlence olarak cadılar bayramı ya da meksikalıların ölüler günü daha eğlenceli görünüyor, bunlara benzer karadenizde rumlardan kalma kalandar geceleri/kutlamaları var bu da içerik olarak zayıf kalıyor.

Yani isterdim böyle eğlenceli şeyler olsun
  • freebird5406_2  (19.12.17 12:32:43 ~ 12:34:38) 
olayı biz eğlenmeyi bilmiyoruz noktasında ele alırsak bizim eğlenmekten önce farklı ihtiyaçlarımız olduğu için böyle görünüyor. toplum olarak refah seviyesine ulaşamadığımız için bizim bayramlarımız karın doyurmak odaklı geçiyor, geçim derdim olan insanın kafasına kukuleta taktırıp o pırt pırtlardan üfletmek çok zor. kurban kesip et yiyor, baklava yapıp tatlı yiyoruz. aşure de böyle, kandil simidi de böyle. aç insanların eğlenmekten başka dertleri oluyor yani.

soruya cevap vermek gerekirse;
@kobuzchu kiz +1
  • Bruce  (19.12.17 12:35:52 ~ 12:41:01) 
Olaydı iyiydi tabii, tüm dünya ile aynı anda tatlı bir telaşa girerdik falan, ama yok diye de üzülmüyorum pek. Zaten artık resmi olmasa da Christmas tadında geçiyor Aralık ayı.


  • i m cool with that  (19.12.17 12:39:58) 
ben üzülmüyorum. bizde kavurmamızı yapıp sıcak pilavın yanında mutlu huzurlu ailemizle oturabiliriz. yani ne yönden baktığına bağlı. sırf yurtdışında yapılıyor diye özenilen şeyler bence christmas ruhu falan hikaye. anamın koynunda baklava yemek şahane !!!

böyle böyle bizim bayramlarımızı küçümsediğimiz önemsiz bulduğumuz için içi boşaldı resmen kimsenin kimseyi aramadığı herkesin tatile gittiği değişik bişeye dönüşmeye başladı.
  • ferrarimizolaydisatardik  (19.12.17 12:42:41) 
Kutluyor olsak bile ulkede kriskis spirit kalmamis olurdu ama guzel bi krismis spiritle tabii isterdim. Sirf adet gelenek olarak tabii dini boyutu sebebiyle deyil


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (19.12.17 12:46:42) 
Evde tek başına izlediğimiz için imreniyoruz evet. Christmas o film çünkü. Karlı yemekli aileli falan.


  • brad pitt  (19.12.17 12:52:42) 
@hosein +1 Aklıma bile gelmez.


  • mslny  (19.12.17 13:14:08) 
Sokaktaki korolar Silent Night'i söylerlerdi evde eggnog içip ördek tüketirdik


  • Sandman  (19.12.17 13:19:01) 
İmrenmek yerine elindekileri değerlendirebilirsin+1

Valla çalıştığım şirket yurtdışı kökenli, zaten tatilimsi oluyor o dönemler. Kış zamanını evdeysek tchibo görünümünde geçirmeyi seviyorum. Chistmas ile ilgisi yok. Şeker ve Kurban bayramında da normalde kek pişmeyen evde kekler, kurabiyeler ev gezmeleri oluyor. Yaz zamanı biraz daha zor oluyordu, mevsim normalleştikçe kutlamalar güzelleşiyor.
  • SiyamkedisiZorro  (19.12.17 13:37:02) 
Üzülmüyorum.
Bu tarz günlerden genel olarak hoşlanmam.
Belli başlı şeyler var o özel zamanlara ait onları severim.

Mesela Ramazan'ın en sevdiğim yanı pidedir. Ramazan pidesine bayılırım.
Kandillerdi kutlamam ama kandil simidini çok severim.
Mevlüt menüsüne aşığım mesela yeri gelmişken onu da söyleyeyim (tavuk pilav + ayran+ baklava).
Chritsmas umurumda bile değil ama ağaç süslemek en büyük hobilerimden biri.

Neyse çok uzattım kobuzchu kiz +1 diyorum kısaca.
  • mutekebbir  (19.12.17 13:47:03) 
ya sen bayramlıklarını giyip evde kös kös oturmadın mı? aynısı işte.


  • dedim dedim de kime dedim  (19.12.17 13:56:52) 
festivus for rest of us


  • ravenudon  (19.12.17 14:12:06 ~ 14:13:45) 
Noel yok diye üzülmüyorum fakat bir Noel çarşısının dahi kurulamıyor olmasına üzülüyorum. Yabancı bir arkadaş sormuştu (agnostikti) İstanbul'da Hristiyan eşraf nereye kuruyor Noel çarşısını gideyim bir gezeyim diye, cevap verememiştim. O zamana kadar da düşünmemiştim. Yani bu şehir Ayasofya'ya, en meşhur kiliselerden birine (yapılış amacı ile) ev sahipliği yapıyor ve 20. yüzyıla kadar Hristiyan nüfusu hep daha fazla olmuş bir şehir nihayetinde. Beni üzen şey, geriye kalan Hristiyan nüfusun bir çarşı dahi kuramaması, hadi diyelim ki kurdular pinhan şekilde, düzenli ve duyurarak yapamamaları. (Otellerde yapılanlar sayılmaz, bu iş sokakta oluyor.)


  • testis agrisi  (19.12.17 14:19:34 ~ 14:20:37) 
Yok, üzülmüyorum. İnançsızım.

Biz eğlenmeyi bilmiyoruz diyen arkadaşlara katılıyorum. Batılılar müslüman, biz hristiyan olsaydık, onlar yine dini bayramları, özel günleri bir şekilde festivale, görsel şölene, eğlenceye cevirirlerdi. Biz de bu sefer müslümanlar ramazanı 1 ay boyunca çok güzel yaşıyorlar, festivaller müthiş oluyor der, biz de olmamasına üzülüyor musunuz diye sorardık kendi aramızda.
  • battal gemalmaz  (19.12.17 14:24:47) 
Hayır ama Hristiyanların da kutlayabilmesini isterdim. Gerçi alışveriş merkezleri, reklamlar vs hep Noel temasında hazırlanıyor da yeterli değil sanırım.

@Hosein +1 diyorum ama daha da genişletmek isterim. Bizim bayramlarda yurt dışına/şehir dışına gidip tatil yapanlar bunun nesine özlem duyuyorlar acaba, çok merak ediyorum. Belki İslam ile ilgisi olduğu içindir. Bir de kendi kültürümüzü unutuyoruz. Mesela annemler anlatıyordu, Hidrellez zamanında yumurtaları boyuyorlarmış soğan kabukları ile. Ben çok isterdim bu kültür devam etsin. Nevruz da kıymeti bilinmeyen değerlerden. Ama olsun Noel daha güzel, tıpkı Halloween gibi, baby shower gibi. Çünkü Orta Doğu ürünü değil bunlar. Hz İsa da İngiliz idi bu arada.
  • m e b  (19.12.17 15:28:16) 
Bayramlarda tatile gidenlerin noele imrenmesini ikiyuzluluk olarak goruyorum. Adamlar baska ulkede de olsalar, asiri sosyal, asiri asi, asiri seyahat eden insanlar da olsalar noelde evlerine gidiyorlar. Aileleriyle bir araya gelip evde yemek yiyorlar, hediyelesiyorlar. Bu kadar aslinda.
Noel pazariysa her yerde yok zaten, genel olarak orta avrupa'da var. diger taraflarda olanlar turizm pastasindan pay alinabilmek icin acilmis olanlar.

Bu arada noel tatili bir hafta degil, 3-4 gun filan. Bir de tabi ki her yerde kar yagmiyor ahsjsj mesela avustralya'da da noel kutlaniyor ama orada yaz. Ya da arjantin vs.
  • kuehles blondes  (19.12.17 15:38:26) 
hollywood'un pompaladığı yün kazak, şömine ve kar yağışıyla christmas ruhunu aramıyor değilim. ama hayat filmlerdeki gibi değil ne yazık ki.


  • bir sevgi faresi jamal  (19.12.17 15:40:16) 
[]

burada doğacağınızı bilseydiniz

Eğer doğmadan önce burada (ister şehir ister ülke bazında alın) doğacağınızı bilseydiniz yine de doğup, yaşamayı seçer miydiniz? Bu sorum tabii ki Türkiye'yi beğenmeyen, sevmeyen, benim gibi ait hissetmeyenler için.

Eğer sevgilim olmasaydı muhtemelen "hiç yaşamasam da olur" derdim. Hani saça ayrı "cıkcık"lansın, dövmeme ayrı bakılsın, giydiğime ayrı kastırayım, sanki New York'muşcasına İstanbul'da sürüneyim ortada bir şey olmadan. Trafiği, kalabalığı, barzosu, cahili bitmeyen bir şehir. Ama aşık olduğumu görünce de (gösterilirse bana tabii) "güzel bir şeymiş bu sanırım hayatta kalmama yardımcı oluyor galiba" derdim.

Ya siz?

 
İyi ki elimde değil, çünkü elimde olsaydı gerçek kifayetsizlik o zaman yaşanırdı, hiçbir yeri beğenmezdim. Burada var diye saydıkların her yerde var. Ayrıca herkes ekonomik kültürel vs vs vs alanda gayet yüksek yerlerde yaşamayı ve oralara hizmet etmeyi ister. Kendi muhtaç ülkene ve halkına yardım etmek omuz vermek elinden geleni ardına koymadan var gücünle çalışabilmek bence hayatı daha anlamlı kılıyor. Madem doğduk yaşıyoruz ı xaman bizden sonra doğup yaşayacak olanlara bırakacağımız güzel bişeyler olmalı, niye çabalamadın diye üstümüze gelmemeliler ahrette.


  • yaren  (19.12.17 09:44:14) 
Ben genelde bu tarz varsayımlar üzerine hiç düşünmüyor çünkü anlamsız geliyor.

İstanbul'da yaşayanların geneline söylüyorum, İstanbul'da yaşamak zorunda değilsiniz. Türkiye'nin herhangi bir yerinde yaşayabilirsiniz. İsterseniz Türkiye'de de yaşamak zorunda değilsiniz. Bunun üzerine kafa yormak yerine sürekli şikayet edip, İstanbul yaşamaz yea deyip hala İstanbul'da yaşamaya devam etmek bana çok ama çok anlamsız geliyor.

Bak ne güzel seni seven biri de var. Oturun düşünün, bu şehirden ya da bu ülkeden başka nerede ve nasıl yaşayabiliriz diye, varsayımlar üzerine kafa yormak yerine.
  • mr sherlock  (19.12.17 09:47:45) 
ya manyak mısın tabi ki her türlü yaşamayı seçerdim.

ülkeyi beğenmiyor değilim. saçma politikasını ve politikacısını beğenmiyorum. o politikacısını seven çomarını beğenmiyorum çünkü biraz izin versem gelip bana da karışacak. ne yapıyorum, izin vermiyorum. o adama yaklaşmıyorum. o adamın oturduğu semtte oturmuyorum. (bu çok önemli.) politikayı Gezi'den beri takip etmiyorum. kendim gibi insanlarla kendi dünyamda mutlu mutlu yaşıyorum.

onun dışında çoğu insan farkında değil ama ülkemiz gerçekten şahane. o kadar güzel yaylaları var, sahilleri var, ormanları var, mevsimi güzel, yediğin sebzenin meyvenin tadı güzel, sokakta kedisi köpeği var geliyor sırnaşıyor. neredeyse her aktiviteyi yapabilirsin. sıkılmadan hayatının sonuna kadar yaşayabileceğin bir ülke, tabi bu olanakları keşfedersen. sonra benim daha tanımadan sevdiğim insanların buluştuğu toplulukları var. İstanbul'da yaşadığım için bu insanlara ulaşmam kolay oluyor. kendimi sevmediklerimden soyutlayarak ve onları biraz yok sayarak sadece sevdiklerime vakit ayırıyorum. bu bana yetiyor.

dediğin aşk mevzusu da var tabi, doğmasam onu nasıl tanıyabilirdim ki.

ayrıca, ülkeye bu kadar ait hissetmiyorsan yurtdışına gitmek atla deve bir olay değil. benim şu an keyfim yerinde, ama baktım ileride işler daha da boka sardı, o zaman sevgilimi de alır çeker giderim nedir yani. ama "hiç yaşamasam da olur" demek çok abartı bence. hayatımda o kadar güzel anılarım oldu, çok büyük mutluluklarım oldu, elin çomarı saçıma başıma cıkcık dedi diye tüm bu mutluluklardan ne diye vazgeçiyormuşum? beğenmiyorsa o vazgeçsin :)
  • istanbul kanatlarimin altinda  (19.12.17 10:03:09 ~ 11:13:56) 
Hayati boyunca Turkiye'de yasamis kisiler bunu anlayamaz.


  • Traveller  (19.12.17 10:09:07) 
hayır.

yurtdışında yaşamayanlara burası cennet gibi geliyor. en basitinden dün canımı sıkan bir örnek üzerinden gideyim. türkiyede komşuluk varmış da çok güzelmiş de almanyada amerikada bu yokmuş lanet pislik yermiş(gitmeyenler diyor bunu).. iyi ki de yok açık ara iyi ki de yok. 3 yıl kaldım almanyada tek bir komşumun evine dahi girmedim ki iyi ki girmemişim. biz burada insanlara kucak açıyoruz sonunda elde ettiğin ya arkandan laf edilmesi ya dedikodu ya da pislikten başka bişe değil. hani demişin ya ait hissetmeyenler için, işte o tam olarak benim. azınlığım, ne kadar denediysem de ait hissedemedim çünkü hissetmemem için zamanında sokakta bıçak bile çektiler. o yüzden burası benim değil. olmayacak da. ülkeye dair sevdiğim ve gurur duyduğum şey atatürk. gerisini artık takip bile etmiyorum.
  • KidLazer  (19.12.17 10:14:04) 
kararsızım. hiç yaşamamış olmak, kötü koşullarda yaşamış olmaktan daha mı iyi olur emin değilim. şimdi de isteyen hayatını sona erdirebilir? türkiye istemedim, bangladeş çıktı daha kötü.


  • pinkpeony  (19.12.17 10:56:15) 
Hayır, kesinlikle burada yaşamayı seçmezdim.

Yurtdışında yaklaşık iki sene yaşadım, dönmek için can atıyorum.
Türkiye'de İstanbul dışında başka yerde yaşayamıyorum çünkü iş bulamıyorum başka yerde, çok denedim-denedik. Yurt dışı derken tabii ki ortadoğu çukurunda değil, gelişmiş ve medeni toplumlarda doğup yaşamak isterdim.

@Kidlazer'in dediği gibi bu ülke ile ilgili sevdiğim tek şey Atatürk.
  • peggy  (19.12.17 10:56:56) 
@mr sherlock 1 ay önce işe girdim ve ilk işim. Türkiye çapında "tekstil" denince ilk akla gelen firmalardan birisindeyim. Burada tecrübe kazanmak zorundayım. Başka şehirde de olmaz çünkü hiçbir yerde bana bu tarz referans olabilecek büyüklükte bir firma yok. Biraz tecrübeden sonra bizim de planlarımız var.

Henüz tam maaş almadım ama 2.ayımdan (ilk maaş aldığım 2.ay) itibaren kenara para koymaya/euro/dolar almaya başlayacağım. 2-3 sene sonra yüksek lisans için (Estonya falan ucuz mesela) para biriktirmiş olurum. Ayrıca sevgilimin de parayı bastırıp Kanada'da post graduate programlarından birine girmek ve orada vatandaşlık kovalamak gibi bir niyeti var. Partner kontenjanından gidebiliyorum ben de. Uzun vadede planlar güzel. Ama şu an ilk adımım olan "tecrübe kazanmak" kısmının tam 1. ayında,(aslında yarın tam 1.ayım olacak.) her şeyin çok başında olduğum için geleceğe doğru sabredip bekleyemiyorum.

He sabretsem de sabretmesem de aynı muhabbet sonuçta bir şekilde yapılması gerekeni yapacağım -_-
  • dedi ayca  (19.12.17 11:25:53) 
işin yürüse gelirin iyi olsa her yeri seversin. Türkiyeyi sevmiyorumcuların geneli istediğini elde edememiş kişiler. Bir de abazan kitle var onlar da avrupada seks var heyoo kafasında.

Kısacası senin menfaatini karşılamıyor bu ülke.
  • empedokles  (19.12.17 11:33:03) 
@empedokles bu ülkede kadın olarak nefes alamıyorsam, 2016da "topuklu giymeyeyim patlama olursa koşamam" diye düşünerek giyeceklerime karar verdiysem, istediğim etek elbiseyi giyince tecavüze uğrama riskim artıyorsa, gece istediğim saatte, istediğim karşı cinsten (gerek arkadaş gerek sevgili) bekar evime gidemiyorsam, adım hemen orospu oluyorsa, evet burası benim "menfaatlerimi" karşılamıyor. Barbaros'çuğum çok haklı <3


  • dedi ayca  (19.12.17 11:45:45) 
ayçacığım seni severim ama bu tarz yakınmalarına üzülüyorum. daha önce de istediğini giyememekle alakalı böyle bir soru sormuştun. yani hayattan nasıl zevk alınacağını biliyor ama korkundan o zevkleri alamıyor gibisin. son mesajında dediklerin biraz hastalıklı düşünceler. "topuklu giymeyeyim çünkü patlamada koşamam" ile "balkona çıkmayayım, deprem olur da tutunamazsam düşerim" aynı kafa. hayatta her şey olur, kaza olur, saksı düşer, tüm tanıdıkların bir anda ölebilir; ya da tam tersi muhteşem şeyler de olur, harika bir yaz tatili, sevgiliyle baş başa bir dağ evi, çok ihtiyacın olduğu anda en ihtiyacın olan kişiden gelen bir mesaj falan. hayat dediğin bunların toplamı zaten. ama sen manyak gibi bütün yapmak istediklerinin risklerini düşünüp yapmaktan vazgeçersen hayattan soğumamanın imkanı yok. herkesi boşver, eğlenmene bak. istediğin saatte canın nereye gitmek istiyorsa git. bırak elalem orospu desin. kişi kendinden bilir işi :)

para biriktirmek yurtdışında yaşamak falan bunlar güzel hayaller, gidebiliyorsan şimdi git tabi. elbette ki yaşam kalitesi olarak Melbörn'lü ile, Vankuvır'lı ile bir olamayız. ama sen de farkındasın ki bugün yarın gidemeyeceksin. piyangodan para çıkmadıkça belki 3 belki 5 yıl daha buradasın. istesen de istemesen de bu böyle. o yüzden gidene kadar "madem bu ülkede kadın olarak doğmuşum, madem istediğimi giyemiyorum, istediğim saatte çıkamıyorum, o zaman hiç çıkmam" diyip somurtup oturacağına hayatın tadını çıkar bence.
yani ben öyle yapıyorum.
  • istanbul kanatlarimin altinda  (19.12.17 12:01:39 ~ 12:03:47) 
Menfaatlerini karşılamıyorsa gayet normal burada yaşamak istememen. Ancak genel anlamda kalite düşük türkiyede. Eğitim süresi kısa tatil bol, memursan full yatış.. mesela bir almanyada köpek gibi çalışıyor insanlar.


  • empedokles  (19.12.17 12:04:49) 
biz biliriz ki bir yerde mutlu mesut olmanın ilk şartı orayı sevmektir. Burayı seversen, burası Dünya'nın en güzel yeridir. Ama Dünya'nın en güzel yerini sevmezsen, orası Dünya'nın en güzel yeri değildir.

türkiyenin iyi ve kötü yanları oldugu gibi yurtdışının da iyi ve kötü yanları var. keşke herkesin imkanı olsa da bir ayağı yurtdışında bir ayağı türkiyede olsa

soruna cevap: eğer istediğim ülkeyi seçebilseydim muhakkak amerikayı isterdim, ancak afrika veya asyada doğmadığım için çok şanslıyım
  • dafuq  (19.12.17 12:50:12) 
[]

iş yeri psikoloğu

Selamssss.

Şimdi ben işe başlayalı bu pazartesi üç buçukuncu hafta olacak. İş yerinin ücretsiz psikolog "hizmeti" var ve ben hem takıntılarım (temizlik) hem de her şeyi düşünüp, kafamda evirip çevirip stres yaptığım için gitmek istiyorum. Sorum şu ki, "biz bu kızı alırken psikologla da görüştürdük 3 haftada psikolojisi mi bozuldu?" falan derler mi arkamdan?

Takıntılarım giderek artıyor çünkü. İşe yeni başladım doğal olarak da ölümcül stresli falan değil ama bende sürekli bir NE YAPACAM ŞİMDİ BENDEN X İSTEDİ YA YAPAMAZSAM ALLAAAH paniği var. Cildim reaksiyon veriyor, stres bazlı roza ve egzamam var, yüzüm yine kızarmaya başladı. Cidden psikoloğa ihtiyacım var fakat işe girmeden param yoktu, şimdi de beklemeli miyim biraz zaman geçmesini?

 
@playing star again nasıl ayırt edebileceğim hakkında en ufak bir fikrim yok. ilaç olmadan "terapik" şekilde de ilerleyebilirim ben.


  • dedi ayca  (11.12.17 00:06:56) 
@playing star again klinik psikolog ilaç yazma yetkisi olan değil mi? psikiyatristle aynı diye düşündüm


  • dedi ayca  (11.12.17 00:53:30 ~ 00:53:45) 
çok saçma insanlar, yorumlar var burda. 5 yaşındamı yazanlar bilmiyorum ama 4 sene insan psikolojisi üzerine alının eğitimin hiç bir işe yaramadıgını savunmak büyük cehalet.

tabi ki gidin, en azından rahatlatabilir olmadı yönlendirir, taktik verir.
  • speranza  (11.12.17 01:02:18) 
[]

2 ay deneme süresi

Şimdi "bilen bilir" yeni işe başladım. Sözleşmede 2 ay deneme süresinin olduğu yazıyordu, maaş sigorta falan normal konuşulduğu gibi. Her neyse, bana işi anlatan doğum iznine çıkacak olan asistan arkadaş dedi ki "biraz soru falan sor yöneticine (bağlı olduğum tasarımcı) kendini göster bu iki ayda ki "bu kız yapabilir bu işi" desin" şimdi benim biraz kafam karıştı bu 2 ayın sonunda ayça kalsın/gitsin oylaması falan mı yapılacak? Hani performansı şöyleydi kalsın/gitsin şeklinde? Yoksa laf olsun diye mi söyledi




 
İşten çıkarmasalar bile güven ver diyedir.


  • Delay Fuze  (25.11.17 17:14:24) 
Ya 2 ayda işten çıkarılcak bişey yapmamışsindir ama nasil diye sorana 'iyi bi sorun yok' demek var bi de 'iyi iyi! Baya merakli ise kendini veriyo' denmesi var. Yoksa bu pozisyon yeni uydurulmus hayati olmayan bi pozisyon olmadigi takdirde bisey olmaz. Takılma özetle


  • klar  (25.11.17 17:21:05) 
takıl tabiki, asistan arkadaş doğru söylemiş.

2 ay ve 6 ay bitmeden ik, ilgili kişinin yöneticisi ile bir form paylaşır/ oturur konuşur. biz bunu aldık tamam ama nasıl gidiyor? yapar mı, kalsın istiyor musunuz diye.

boşu boşuna yazılmıyor deneme süresi sözleşmeye.
  • benaslinda  (25.11.17 17:40:06) 
niye kafan karisti ki? "deneme suresi" olayindan sen ne anladin?


  • robokot  (25.11.17 18:39:03) 
@robokot tazminat ödemeden beni işten çıkartma hakları var işte. Bir şey talep edemezsin diyor adam. Benim sorduğum başka şey


  • dedi ayca  (25.11.17 18:41:23) 
e senden memnun kalirlarsa isi yapabilecegine inanirlarsa o sure doldugu zaman devam ettirecekler, supheleri varsa begenmedilerse o sure icinde veya sonunda isten cikarabilirler yeni birini denemek icin. oylama olmak zorunda degil de biri gitsin / kalsin karari verecek haliyle.


  • robokot  (25.11.17 18:47:14) 
@robokot benim düşündüğüm şuydu hani, 2 ayda işten çıkmama sebebiyet verecek bir şey yapıp yapmayacağımı bilmiyorlar belki gelip kavga etçem, 3 gün gelip 1 gün gelmicem vs adam o tarz bir durumda "mağdur" olmasın diye bunu yapıyor eğer sorun yoksa da devam ediyorum. Şimdi ipin ucunda hissediyorum kendimi resmen :D


  • dedi ayca  (25.11.17 18:49:33) 
ipin ucunda degilsindir, bir sorun olamzsa buyuk ihtimal devam edersin, sadece isi yapabilecegine inanmazlarsa (veya dedigin gibi sorunlar olursa) devam etmezsin. Sonucta 2 ay sana orada egitimle yapilan bir yatirim var yani yeni birini 2 ay daha sifirdan yetistirmek zordur o yuzden buyuk bir puruz olmazsa problem olmaz zaten. ama isi yapamiyorsan da kimsenin seni orada tutmak icin bir sebebi olmaz tabii ki.


  • robokot  (25.11.17 18:56:36) 
[]

iş yerinde ilk haftadan rapor :(

Size bir sorum var sevgili çalışan ve çalışma tecrübesi olan kardeşlerim.

Şimdi hastalıktan (kriptik tonsilit) ölmek üzereyim. Yarın doktora gideceğim bana muhtemelen iğne yazacak ama pazartesi günü ilk iş günüm! Geçtiğimiz haziran ayında da benzer bir ölüp ölüp dirilme durumum olmuştu, ben şimdi elimden geldiğinde sürünsem de gitmeye çalışacağım ama diyelim pazartesi gittim ve cidden idare edemeyecek gibiyim, 2 gün rapor alsam bana "yalancı", "tembel", "çalışmak istemeyen iğrenç şey" falan gibi yakıştırmalarda bulunurlar mı? :(

**Neden doktora gitmekte bu kadar geciktin diyen olursa, tonsilit hep normal soğuk algınlığı gibi başlıyor, iki gün önce gittim aslında sağlık ocağına, "nefes alırken ciğerim batıyor, boğazım da ağrıyor napem doktor hanım?" diyerek, kendisi boğazıma baktı (beyazlık yoktu o nedenle bilemedi herhal) soğuk algınlığı ilacı yazıp yolladı. Az önce telefon ışığıyla bakarak ben koydum bu teşhisi. Çok sinsi bir arkadaş çünkü



edit: hayatımdaki ilk işimin ilk iş günü. <3 tşk hayat <3

 
İş hayatında olur öyle şeyler, münasip bir dille durumunuzu ilk amirinize anlatın anlayışla karşılayacaktır. Yok anlamıyor ve sorun yapıyorlarsa geçmiş olsun.

Hayırlı olsun bu arada.
  • anarche  (18.11.17 00:22:05) 
Hayirli olsun. Amirinize direk yazin bunu. Mudurunse mudurun, ekip liderinse ekip liderin. Hic sorun olmaz. Hayirli olsun :)


  • brad pitt  (18.11.17 00:33:02) 
sorun olmaz, en azından bizim işyerinde kimse umursama.


  • cedex  (18.11.17 09:15:35) 
bizim burada birini aldılar işe. herif bir hafta çalıştı. 3 hafta evlilik iznine çıktı. bikaç kişi dışında kimse de geyiğini yapmadı bunun.

rahat ol
  • kablelvuku  (18.11.17 09:21:07) 
bizde de kimse umursamaz bu durumu, acikla boyle boyle bi durum var de, okuz degillerse anlayisla karsilayacaklardir. karsilamiyorlarsa zaten gecmis olsun.


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (18.11.17 15:48:34 ~ 16:01:23) 
[]

Fotoğraflarım neden like almıyor

Ya instada fotoğraf paylaşıyorum eğer kendi fotoğrafımsa 100ü zorluyor like'lar ama doğaydı sanatsaldı vs.tarzdaysa 20 30 civarı kalıyor. Tamam like her şey değil belki ama neden yani? Ben mi beceriksizim ve güzel çekemiyorum yoksa insanlar mı sanattan anlamıyor?




 
Doğa fotoğraflarını profesyonel gibi çekmiyorsundur, düşündüğün kadar güzel durmuyor olabilir. Takipçilerin doğa fotoğraflarını sevmiyordur belki. Mesela şunu fark ettim; benim telefonda hep ağaç, çiçek, hayvan fotoğrafı var, insan yok; biri bulsa telefonun benim olduğunu kanıtlayamayacağım neredeyse ama arkadaşın telefonunda da 3 milyon selfie var. Dolayısıyla, arkadaşa benim telefonumdaki fotoğrafları göstersek beğenmez; ben de onun telefondakileri beğenmem.


  • aychovsky  (12.11.17 23:33:21) 
instagram hesabını paylaşırsan ben like'larım hepsini ^^


  • petek  (12.11.17 23:35:24) 
acemi +1

sadece sevişmek de değil, büyük ihtimalle kadın erkek karışık herkes daha az likelamıştır doğa fotoğrafını çünkü instagram bi rekabet ortamı. klasik instagram kullanıcısı ticaret şirketleri gibi artık en temelde nereden kar edebilirim diye bakılıyor, insanlar da nerden dopamin koparabilirim diye bakıyor aynı hesap. normal o yüzden.
  • vedatchilipeppers  (12.11.17 23:35:29) 
@aychovsky ya şuna kötü diyenin gözü düşer bence :(
hizliresim.com

  • dedi ayca  (12.11.17 23:39:42) 
@acemi değil mi? :( kelebek kanadı işte :( ölmüş yazık :( renkler falan kötü mü ya? Güzel olması için me lazım ki sence?


  • dedi ayca  (12.11.17 23:42:26) 
güzel değil. üzgünüm. insanlar ölüm görmek istemez bence.


  • petek  (12.11.17 23:43:51) 
Bilemedim. Ben olsam beğenirdim.
Gerçi Instagram da kullanmıyorum ama demek ki takipçilerin "Doğayla uğraştırma bizi. Börtü böcek istemiyoruz, seni istiyoruz" havasında olabilir.

Bu foto genel olarak ölüm üzerine olduğu için desek, diğer beğenilmeyen her fotoğrafında bir hayvan leşi yoktur herhalde
  • aychovsky  (12.11.17 23:44:42 ~ 23:46:01) 
Biraz daha büyük ve farklı açıdan cekmeliydin. Ne olduğunu anlamak icin zorlandım. Işık iyi gibi ama.


  • vampir akrep  (12.11.17 23:47:29) 
sık paylaşım yapıyorsundur veya takipçilerin senin fotoğrafını, çektiğin fotoğrafa yeğliyordur. ki genelde öyle olur.


  • bruceandwayne  (12.11.17 23:48:31) 
cevap basitmiş, kadrajla ilgili problemin var. daha çok fotoğraf görmen gerek.


  • bruceandwayne  (12.11.17 23:57:47) 
Instagram şunu yedim, şunu içtim, çok yakışıklıyım/güzelim, hahaha inanılmaz eğleniyorum mekanı. Sen ödül alacak düzeyde foto çek istersen, kimsenin umrunda olmaz.


  • doxanikee  (12.11.17 23:58:54) 
Bence bunlara takılmamalısın :)

Insta zaten teşhir alanı. Doğa falan pek ilgi çekmez yani.
  • MaNOfTheYear  (12.11.17 23:59:46) 
Simdi hafif gogus dekolteli suh bir foto paylas direk 150 begeni 20 yeni takipci gelsin.


  • duptıs  (13.11.17 00:00:21) 
vay be analar ne kızlar doğuruyor. öpüşmeli fotoyu görünce direkt kapadım.


  • petek  (13.11.17 00:00:55) 
Cekim acilari basarisiz bence


  • gozu acik sevisen yahudi  (13.11.17 00:01:53) 
çekim açım ve kadrajla ilgili yorum yapan arkadaşlar fotoğrafla bir geçmişiniz var mı ya da makine kullanıyor musunuz? iğnelemek amaçlı sormuyorum amatörüm zaten belki vardır bir iki tüyonuz :D


  • dedi ayca  (13.11.17 00:11:40) 
güzel diyip paylaştığın fotoğraflardan yola çıkarak (hesabına da baktım), evet kompozisyon sıkıntın var(araştır: rule of thirds), biraz flickr'da 500px'te belki pinterestte fotoğraf bakıp görsel zevkini de artırman lazım bence.

mesela o borulu ağaçlı fotodaki gibi desenler-çizgiler üzerinden gideceğim dersen öyle şeylere bak. Orada yaptığın gibi çaprazdan değil de tam karşıdan dik şekilde çek vs vs. gördükçe anlarsın.

kelebek dersen, sığ alan derinliği başta çok hoş geliyor olabilir ama pek de özel bir şey değil. Biraz zoom yap ya da yaklaş, diyaframı sonuna kadar aç voila! Onu da tam tepeden çekebilirdin aşağıda 90 derece.

ve evet insanlar da arkadaşlarını görüp beğeniyorlar, manzara vs. çekince çok özel değilse beğenmiyorlar. Bir de senin içinde olduğun fotoğrafları sen çekmiyorsun o kişi kimse daha iyi çekiyor olabilir :p
  • rodriguez2  (13.11.17 00:16:47) 
Bu herkese oluyor o yuzden salla. Haa içinde sen oldugun fotograflarda guzel pozlar vermissin, hemen begene cokuyorlar iste :)


  • eazy  (13.11.17 00:22:04) 
kendi fotoğraflarının daha fazla beğeni alması normal.Çünkü listende olan arkadaşların seni bütün olarak sevip,beğendikleri için bunu Beğen butonu ile ifade ediyorlardır.ancak herkesin görsel medya zevki farklı olur.kimi sanat sever,kimi mizah,kimi spor, kimi araba vs. dolayısıyla farklı zevklere hitap edebilen paylaşımlar paylaştığın görsele ilgisi olanların dikkatini çekecektir sadece.çekim açısı,kadraj,aydınlık vs.terimlere takılma.anı yakaladığın an bas geç.


  • since1907  (13.11.17 00:23:22) 
@rodriguez 155 boyum var ve hepsi yüksek şeyler aslında karşıdan çekiyorum ama kompozisyona göre bayağı aşağıda kaldığım için yamuk oluyor :( kelebek de akvaryumun içindeydi bir botanik bahçesinde ve başka açıdan çekmem mümkün değildi :D
Rule of thirds uyguluyorum zaten tam ortadan değilse çektiğim şey

  • dedi ayca  (13.11.17 00:23:26) 
instagram bir sanat galerisi değil. dünyanın en güzel fotoğraflarını çeksen yine de beğenilmeyebilir.

kendi fotoğraflarının neden daha çok beğenildiği ise yukarıda açıklanmış.
ek olarak takipçilerin onları fark etmen için veya az like olmasın diye beğeniyor olabilirler.
arkadaşları olduğun için, içinde sen olan fotoğrafları beğenmiş olup, çektiğin fotoğraflarla ilgilenmeyebilirler de..
  • tabudeviren  (13.11.17 00:24:46 ~ 00:27:16) 
@rodriguez bir de ışığı kamerayı açıyı ben ayarlayıp veriyorum erkek arkadaşıma :d kompozisyonu da anlatıyorum hani şu şu kadar görünsün gibisinden. aslında yine ben çekmişim gibi sayılabilir :P


  • dedi ayca  (13.11.17 00:24:59) 
tek derdin bu olsun.

hashtag'e aban ben öyle 10-15'ten 50'lere kadar çıkardım laykları, hedef 65 sşldkfşlkdsş
  • yuto  (13.11.17 01:25:13) 
instagram linki kaldırılmış galiba göremedim. neyse google görsellerde senin fotoğrafı arattım ve sonuç şöyle;
www.google.se

pek iç açıcı değil bence :D
  • senolll  (13.11.17 04:57:55) 
bende durum tam tersi :))

sanatsal çekip koyduklarım kendi fotoğraflarımdan daha fazla beğeni alıyor.

o kadar çirkinim demek ki.

bu arada o kelebek fotoğrafına beğeni alamaman gayet normal.

not: fotoğrafçıyım.
  • eeb  (13.11.17 10:03:30) 
sabit kalfagil - fotoğraf sanatında kompozisyon kitabını tavsiye ederim.


  • tom creo  (13.11.17 10:52:01) 
bir de şu aklıma geldi :)
www.uzmantv.com

'herkes güneş resmi çeker. ulan dünyanın her yerinde güneş batıyor, ne zaman çekersen aynı bok' kelebek için de aynı durum olabilir.
  • tom creo  (13.11.17 10:57:14) 
Arkadaş çevreniz daha fazla galiba instegramda , bende fotoğraf gruplarını yada gezginleri filan takip ediyorum , doğa fotoğraflarım daha fazla beğeni alıyor

Farklı yerlerde paylaşabilirsin fotoğraflarını , arkadaşlarının bakmadığı.
Flickr da paylaşım yaptığımda gelen beğeniler beni istegramdan daha fazla mutlu ediyor.
  • bnmzz  (13.11.17 11:12:37) 
Bir de kedi fotoğraflarıyla şansını dene bakalım ne olacak? Başına ponçik monçik vs şeyler eklemeyi unutma ama


  • primetime  (13.11.17 11:18:24) 
rahmetlinin sadece bi tarafı net. vücudunun geri kalanı bulanık. en azından vücudunun tamamı net olmalıydı..


  • silah taciri  (13.11.17 11:53:11) 
meme > dağ taş sanat vb...


  • Tears of Devil  (13.11.17 12:08:05) 
belki de senin 100 like almandır garip olan..


  • danton  (13.11.17 13:02:34) 
hastag lere abanacaksın.


  • karpuzpeynirekmeksu  (13.11.17 18:36:05) 
Diğerlerini bilmiyorum ama kelebekli foto gerçekten kötü. Ayrıca dediğin gibi like her şey değil, boşver kafana takma..


  • iwasbornonamountainside  (13.11.17 19:05:40) 
[]

İlk işte ilk iş günü

İlk işte ilk iş günü nasıl oluyor dostlar? Daha önce hiç tam zamanlı bir işte çalışmadım. 20'sinde iş başı yapacağım ve açıkçası hem korkmuş hem de istemez bir vaziyetteyim. İşle ilgili sıkıntım yok da o kadar insanla tanışacak olmak biraz korkutucu geliyor. Sosyal kelebek değilim hatta huysuz ve sessiz bir insnaım. Sizin ilk iş gününüz nasıldı? Nasıl aşarım korkumu?

Hemen bu pazartesi olsaydı delirecek vaktim olmazdı da 20'sine kadar kurup kurup duracağım kafamda.


 
En fazla bir hafta zorlanırsın sonrası güzel olur. Mutlaka kafa dengi insanlar vardır. Ben de hızlı kaynaşamayan bir insanım ilk günler yemeklerimi bile hep yalnız yemiştim ama zamanla kaynaştım ve güzel arkadaşlıklar doğdu. O nedenle strese girme şimdiden. Kısa sürede alışacaksın.


  • ofelia  (10.11.17 22:51:04) 
Bol bol gülümse (dişlerini göster). Raad ol seni yemezler.


  • cevab veremedim  (10.11.17 22:51:09 ~ 22:51:45) 
vaaay iş bulmuşuz. hayırlı olsun. zaman her şeyin ilacıdır ayçe hanım.


  • Delay Fuze  (10.11.17 22:52:56) 
  • tepedeki psychedelic adam  (10.11.17 22:53:57) 
ben kamuda çalışmaya başladıydım bu şekilde. bir numara yok, merhaba merhaba derken, hadi gel otur biraz derken bitiyor gün. huyumuz suyumuz benziyor - sessizlik, insanlardan uzaklık filan.

kafada kurmalık bir şey yok yav. bismillahla elhamdülillah arası 8 sene sürecek gibi gelirken 80 dakka sürüyor, bitiyor. dert etme hiç.
  • cagdas donem kuramcisi  (10.11.17 23:03:17) 
Şu ana kadar 4 tane ilk iş günüm oldu. Günün ilk saatleri hızlı geçebilir. Bu iş çocuk oyuncağı bile diyebilirsin. Herkes sana gülümsediği için kendini mutlu bile hissedebilirsin. Sonra eve gelip ertesi gün de iş olduğunu fark edince o büyük depresyona giden yolun ilk adımını atmış olacaksın. Sonra güler yüzlü insanların aslında güler yüzlü olmadığını fark edeceksin. İlk gün çok önemli değil o yüzden. Sonrası önemli.


  • dissendium  (10.11.17 23:16:25) 
Herkese sevimli görünmeye çalışma. İlk intiba olarak biraz ağırlığın olsun. Yoksa öyle devam ediyor..


  • anksiyetik pia  (10.11.17 23:19:37) 
korkacak bisi yok ayca. ilk kez calismaya baslarken de, is degistirirken de baslamadan önce bi panik gelir, ilk hafta da biraz ben nerdeyim dersin ama sonra alisiliyor. hayirli olsun isin.


  • ben de  (10.11.17 23:51:52) 
Ilk is gunu degil 2. Veya 3. De olsa boyle hissetmen dogal. Kafana takma tadini cikar


  • hlt1985  (11.11.17 00:33:13) 
sal gitsin. arada uğra, tanışmak için geldim falan de. bi tepsi baklava götür. ben öle yaptımdı.


  • petek  (11.11.17 01:15:02) 
İs ne ki?


  • hailtothethief  (11.11.17 02:46:09) 
@hailtothethief tasarım asistanlığı (moda)


  • dedi ayca  (11.11.17 04:22:33) 
[]

sensus benzeri mekan

içerisinin ambiyansı hoş olsun, güzel şaraplar olsun, çok uçuk fiyatlar olmasın, yanında bir iki şey de atıştırabilelim istiyorum.

agapia falan demeyiniz çünkü aynı sıcaklığı orada bulamıyorum ben :/

sensus benzeri mekanlarınıza en acilinden talibim <3

-istanbul-

 
Incirli saraphane, kav, tarihi pano saraphanesi, viktor levi.


  • straight from the heart  (06.11.17 23:23:45) 
Selam,

Önerilen mekanlar güzel ancak fiyat Sensus'a göre yüksek.

Beşiktaş/Misket olabilir.

EK. Henüz gitmedim ama Taksim- Hazzo Pulo da olabilir, sanırım fiyatları Misket civarı.
  • hana bi  (07.11.17 00:00:52 ~ 00:04:22) 
Viktor Levi | Kadıköy


  • birdenbire  (07.11.17 00:42:59) 
[]

siteden video indirme

okulum online program dersleri vs. veriyor. bu videolara erişimim okul ile ilişiğim kesilmediği için hala var. fakat yakında ilişik keseceğim ve sistemden de çıkartılacağım. öğrenmek istediğim pek çok program var sistemde. bu nedenle şimdiden indirmek istiyorum bunları bilgisayarıma, sistemden çıkartılmadan önce.

en basit ve güvenilir hangi program ve yolla halledebilirim bunu?


 
internet download manager.


  • petek  (05.11.17 18:38:13) 
İdm olmazsa mesaj at anlatıyım.
Şu an mobilim üşendim.

  • Giovanni Pipitto  (05.11.17 23:16:53) 
@Giovanni Pipitto oldu oldu hallettim, teşekkürler.


  • dedi ayca  (06.11.17 01:44:04) 
[]

analog fotoğraf makinesi

erkek arkadaşıma doğum günü için analog fotoğraf makinesi almak istiyorum. daha önce bir tane lomo'su vardı (yeni nesilden) sonra double exp. bozuldu, ben de yapmak için makineyi açtım ama bir daha kapatamadım :( boynumun borcu oldu bir nevi :D

bende de lomo var fakat 4 film yıkatmama rağmen düzgün şeyler çıkmadı (benim suçum muhtemelen) o nedenle risksiz kompakt bir makine arıyorum.

zenit'ler için kumar gibi demişler ve önermemişler. başlangıç seviyesi için 120-130 liraya kadar ne alabilirim?

 
fiyatları nedir bilmem ama canon A1 mikemmel makinadır. canon'un en iyi makinası derler. ben fotoğraf hocamın yönlendirmesiyle onu almıştım ve çok memnunum. bence almışken onu al.

o olmadı canon ae1 de olur, o daha ucuz bildiğim kadarıyla.

bir de aslında makina değil de objektifin kalitesi çok önemli. mesela bir geniş açı bir de makro objektifim var benim, ikisinin de markası exakta. gerçi memnunum ama onların da canon olmasını isterdim tabi.

risksiz analog makina yok ama. hele ki başlangıç seviyesindeyken bir film bitirirsin içinden belki 3-4 tanesi bakmaya değer çıkar, diğerleri çöp olur genellikle. analog fotoğrafçılık baya sabır isteyen bişey. beceremiyorum ben diyip bırakmamak lazım. becerebildiğin zamanlar çıkan fotoğrafların güzelliği başka hiçbir fotoğrafta yok çünkü.
  • istanbul kanatlarimin altinda  (02.11.17 20:19:51) 
@istanbul kanatlarimin altinda baktım şimdi de çok pahalılar :( işsiz bir insanım ben çok fazla bütçem yok ne yazık ki. kötü bir zamanıma denk geldi maddi açıdan, 120-130'lar bile zorlayacak hani ama yine de alacağım.

ayrıca şimdi lensli falan girmeye gerek yok diye düşünüyorum. bir arkadaşımda kodak kd70 var mesela çok memnun ama hiçbir yerde bulamadım. o tarzda bir şey düşünüyorum
  • dedi ayca  (02.11.17 20:39:27) 
Ben de var bi tane analog ,80'e birakabilirim.Foto atarim ozelden mesaj atabilirsen.Istanbulun dedigi gibi özveri ve film harcamak ister.Sirkeciye gidip o filmleri almakta inanilmaz keyifli ama:)


  • basubadelmevt  (02.11.17 21:03:01) 
eğer daha önce kullanmadıysa pozometresiz veya pozometresi bozuk (kimyasal pozometreli zenitler falan) makina alma bence. 130'a sirkeciden falan bulamazsın muhtemelen, sahibindeni falan yokla derim.


  • yuto  (03.11.17 00:54:36) 
yeni nesil lomo yerine eski bir lomo al, 8m al bir tane goo.gl


  • eriksatie  (03.11.17 01:06:55) 
double exposure yapabiliyorsun 8m lerde


  • eriksatie  (03.11.17 01:09:11) 
[]

haksız mıyım?

Bugün "işlerin çok güzel çok beğendim gerçekten ama tecrübeli adam lazım biraz sıkışık bir zamandayız,eleman yetiştirecek vaktimiz yok" temalı bir iş görüşmesi yaptım. Alanımla ilgili başvurmadığım ilan yok ama artık haber beklediğim bir yer de yok kimse açıp bakmıyor bile cv'me. Az önce de anneme "1 ay daha bir şey çıkmazsa avrupa gönüllülük hizmetlerine bakıcam" dedim ne olduğunu sordu "işte ne bileyim engellilere gönüllü olarak yemek dağıtıyorsun, kimsesiz çocuklarla resim falan yapıyorsun. şirket de uçak paranı, yemeğini, konaklamanı karşılıyor. burada dayanamıyorum artık ben"dedim ve delirdi gerçekten. SANA DA O YAKIŞIR ZATEN GİT HİZMETÇİLİK YAP ELALEME dedi. (??) Anlatamıyorum, anlaşılamıyorum. Delirmek üzereyim. Siktir olup gitmek istiyorum ama ne yerim var ne param.

Mantıklarına göre işe girip ardından da evlenmeliyim. Herkesin kendi hayatı ve benimkini kontrol edemeyince deliriyor. Hayat görüşümüz aynı olmak zorunda değil. İnanılmaz uzaklaşıyorum böyle olduğu zaman her şeyden. Şu an cidden içinde olduğum psikolojiyle ölesim var. Tahammül edemiyorum.


 
haksız değilsin ama içinde bulunduğun hisleri abartıyorsun, günaşırı benzer duyurularını görüyorum. biraz derin nefes alarak sakinleşmeyi deneyebilirsin.


  • evde liyakat kalmamis  (27.10.17 00:38:57) 
anne haklı, sen haksızsın.


  • heves mi sandin  (27.10.17 00:43:09) 
@tncserap zaten seçilmek kolay değil de ben fikrimi söylediğim anda sanki bileti almışım kapıdan çıkıyormuşum gibi davranmanın mantığı nedir?


  • dedi ayca  (27.10.17 00:48:06) 
Dedi sigir Adam
Saka bi yana annen hakli. Kolelik yapiyosunuz sonra avrupa gordum diye tinder'a fotograflarini koyuyorsunuz.

  • baldur2  (27.10.17 01:05:38) 
@baldur2 ? diye genelledi sığır adam. Çünkü, Tinder'ım yok ve 1 sene Avrupa'da yaşadım zaten. Amacım Avrupa görmekten çok içinde olduğum sikko durumu atlatmaya çalışmak ve yurt dışında kalıcı bir iş bulmak.


  • dedi ayca  (27.10.17 01:17:05) 
@mavijojobatanecigi neden peki?


  • dedi ayca  (27.10.17 01:40:47) 
yurt dışında kalıcı iş kısmı bürokratik biraz. vize istemeyen bir ülkeye gidip 2-3 ay denenebilir bişeyler. güney amerikayı çalışarak gezen insanlar var.


  • bruceandwayne  (27.10.17 01:43:20) 
@bruceandwayne ahaha bunu söyleyip "yapmak istediğim esas şey bu, hayat böyle bir şey, plazada 10bin lira maaş kazanıp da haftasonu ne yapacağını bilemez halde "evde mi kalsam dışarda sosyalleşsem mi" ikileminde kalmak değil. " dediğimde yine bir sürü hakaret işitmiştim.


  • dedi ayca  (27.10.17 01:44:56) 
hem haklısın, hem haksızsın.

haklısın çünkü ben de senin gibi düşünüyorum. agh'yi de hizmetçilik gibi görmüyorum. çok değerli arkadaşlıklar edinilip güzel anılar biriktirilebiliyor. ama oradaki tecrübeyi başka bir yerde işe yarar hale getirmek kolay mı, şans işi mi bilmiyorum.

haksızsın çünkü hislerini anlamayanla, hislerini anlasa da sahip olduğun/olmadığın imkanları tanımayanlarla aynı şeyleri konuşmak makul değil.

yani eğer annenin istediği gibi olmak istemiyorsan, ona "senin istediğin biri gibi olmayacağım" deme. ona "olur, düşünürüz" gibi cevaplar ver -yani hee de geç.-, ve bildiğini yap.
  • dahinnotha  (27.10.17 01:48:30) 
@dahinnotha genelen bunu yapabilen bir karakterim yok benim ama bunun dışında "senden bir bok olmaz zaten" falan gibi şeyler de ekleyerek beni kışkırtıyor. sanki adam öldürüp onun üstüne atmışım, öyle bir sinir. anlam verilemeyecek şekilde.

agh'yi başka şeye çeviremeyecek olsam bile, içinde olduğum durumdan kurtulurum, 4-5 ay neyse kafam rahatlar, farklı şeyler yaşarım ne bileyim işte psikolojim düzelir hiç yoktan. cidden inanılmaz büyük bir kırılma noktasının ortasındayım ama farkında değiller.
  • dedi ayca  (27.10.17 01:53:07 ~ 02:08:24) 
kim haklı kim haksız hangisi ne kadar haklı bir tarafa, annene kızmışsın tamam. ama yurtdışına gitmeyi istiyosan bile bunu annene kızmanın karşılığı olarak, onunla inatlaşırcasına eyleme dökmen olayın mahiyetini değiştirir, senin için değiştirir. naparsın bilemem ama bu tip şeyleri birbirinden ayırmakta fayda var derim ben.

aynısı boş kalmanla iş bulamamış olmanla ilgili de geçerli. bir müddet iş arayıp bulamamak ayrı, yurtdışına gitmek istemek ayrı, yurtdışında çalışmak istemek ayrı. hepsini aynı potada eritirsen hayal kırıklığı olur, başka da bişey olmaz.

sen durumu, "bir şey olsun, hepsi de beraber olsun, hem iş bulayım, hem ben zaten yurtdışına gitmek istiyodum yurtdışında olsun o zaman, hem ben şimdi bugün anneme de kızdım ondan da uzaklaşmış olurum şurama kadar geldi zaten" gibi bir hale getiriyosun. olmaz ki, olmaz yani.

olsa bile, hadi oldu diyelim, bu kadar şey aynı potada eridiği için beklenti de epey yüksek, tat alamazsın, istediğin gibi olmamış bir şey eksikmiş hissi gelicek beraberinde olduğunda.
  • dafaisss  (27.10.17 01:55:43) 
@umutko erasmus'a gitmek istediğimde de çok konuştular sonra annem sağda solda KIZIM YURT DIŞINA GİTTİ muhabbeti çevirdi. deliriyordum ama bir bok da diyemiyordum, çünkü hem gereksiz tartışma olacak hem de kesinlikle söylediğim şeyi kabul etmeyecekti. Bazı şeyleri görmezden gelmeyi öğrendim ama bu tarz şeyleri yapamıyorum. En basitinden geçen gün bir arkadaşımı anlattım, kız çok zeki, kültürlü falan ama memnun olmadığı işinden kaba götünü kaldırıp da çıkamıyor, normalde aldığı maaşın 3 katını falan alabilecek bir potansiyeli var ama uğraşmıyor, bir sevgilisi olmuş haziran ayında, çocuk şimdi askere gitti gelince de evlenicez diyor (sevgili oldukları zaman tanışmışlar zaten yani çok kısa bir süre) sebebi de annesinin inanılmaz baskı kurup sürekli neredesin vs. şeklinde delirtmesi, bunu anlattım anneme dedim yazık çok üzüldüm, hayatını ne kadar farklı çizdi falan dedim bana cevap olarak "o da sana üzülüyordur belki 5 senedir birlikteler ve evlenmedi diye" dedi. şimdi bu kadın cahil değil, bu kadın okumuş etmiş ama nasıl düşünemiyor;
-bu haziranda mezun olduk
-benim işim yok
-erkek arkadaşımın işi yok
-23 yaşındayız (çok genciz evlenmek için??)
-bu çocuk yurt dışında yüksek lisans yapacak
-askerlik mevzusu var
her şey belirsizken bana bu şekilde laf sokması çok saçma.
kendisi evlenmiş 21 yaşında,24ünde de beni doğurmuş. zaten 19 yaşında mı ne işe girmiş sanırım aynı zor şartlarla yaşayayım istiyor çünkü aklında olabilecek başka bir yaşam tarzı yok.

ha yine şükürler olsun giydiğime, gittiğime, görüştüğüme karışmıyor kimse. ama bu hayatımı kontrol etme manyaklığı beni delirtiyor. sanki ben de "oku, iş bul, evlen" hayat düzenine hak vermek zorundayım. ben belki bisikletle dünyayı gezmek istiyorum, belki kanada'da pizzacıda çalışmayı burada 10 bin lira maaş alıp saçma sapan tacize uğramaya yeğliyorum, belki de okumama rağmen çalışmayıp ev kadını olucam. hani tepkiler o kadar abartı ki sanki "ben artık striptiz kulübünde çalışıyorum bb" demişim gibi. (kaldı ki onu da yaparım. bana zarar vermedikten sonra her şeyi yapabilmekte özgür olmalıyım bence. anca "aha ölecen öyle yaparsan bir dur" denmeli.)
  • dedi ayca  (27.10.17 02:00:42 ~ 02:02:26) 
Annen haksız değil.

Sen de yaşın itibariyle haksız olmamakla birlikte hislerini abartma. Çoğu kimse bunların çok daha ağırını yaşıyor. Kendi içinde bulunduğun durumla ok olmayı öğrenmelisin bence.
  • kendi kendine yasayan yavrucak  (27.10.17 04:27:28) 
ayça seni severim, biliyon. az buçuk samimiyetimize güvenerek dürüst olacağım. içinde bulunduğun durumu belki en iyi ben anlarım; senin mezun dahi olmamış halinim çünkü. okuldan dönerken, "lan 3'te çıktım ne güzel, çalışacağım zaman 7'den önce çıkamam. iyisi mi 16 sene okuyayım, simit yiyerek yaşayayım" deyip üzülecek kadar nefret ediyorum iş hayatı cenderesinden.

gelgelelim, bu konudaki tutumunu fazlasıyla naif ve ciddiyetsiz buluyorum ben. ya annem tamam kimse sabah 7 akşam 7 çalışıp zombiye dönüşmek istemez de tutturmuşsun bi güney amerika gezicem, bi kanada'da pizzacı olucam ya arkadaş okumuş etmiş kızsın sen, vizyonun bu mu? yine özgür ol, yine mutlu ol ama bunu daha donanımlı bi şekilde yap. kanada'da pizzacı olacaksan 23 yaşına kadar niye okudun. türkiye'de yaşamaktan ben de nefret ediyorum. kadın olarak nelere maruz kalmış olabileceğini, burada ne kadar sıkılıp bunaldığını sadece tahmin edebilirim. yurtdışına gitmek istemende, daha özgür ve rahat yaşamak istemende vs. hiçbi sıkıntı yok ama mevcut vizyonun ve hayat görüşün bunu yapabilecek kapasitede değilsin gibi duruyor açıkçası. yani ben eminim ki kimse kanada'da pizzacıda çalışmayı tasarlayarak daha özgür ve mutlu olmamıştır.

ne yaparsın bilmiyorum ama ALLAH İÇÜN sakinleş. kendin de söylüyosun zaten çok bunaldım, zor bi dönemdeyim diye. bi süre bunları düşünmemeye, en azından birkaç ay kafanı dinlemeye çalış imkanın varsa. param yok işim yok diyosun, otur evde dizi film izle yani ne yapabiliyosan onu yap, imkanın el verdiği ölçüde. çünkü şu an cidden sağlıklı ve normal düşünmüyosun bence.

bak illaki sktir olup gideyim diyosan benim önerim ukrayna'ya gitmen. ekonomik ve gelecek anlamında türkiye'den daha iyi bi yer değil, hatta daha kötü. ama niyetin varsa gidip kalırsın yani kaçak göçek bi şekilde hallolur. gece 5'te sokakta yürüyebilirsin, kimse bi şey demez, yapmaz, yapamaz. ama ben neredeyse eminim ki öyle bi hayat da seni memnun etmeyecek. belki az çalışacaksın, kafan rahat olacak ama hep "e iki sene sonra napıcam?" gibi bi düşünce olacak kafanda. çünkü istediğin yaşam tarzı kendini geliştirmen, uzun vadede üzerine koyabilmen için bir şey vermeyecek sana. güney amerika'yı dolaşmak sana vizyon kazandırır, güzel anılar verir ama bunlar üzerine koyduğun zaman anlamlı olur. ben "gir asgari ücretle çalış, sevgilinle de evlen sığır gibi yaşa" demiyorum. gidebiliyosan bi saniye bile durma. gez, dolaş, istiyosan pizzacıda çalış falan ama demek istediğim şu: bunlar senin sorununun çözümü değil.

ne yapabileceğin, ne yapman gerektiği konusunda maalesef hiçbi şey söyleyemiyorum çünkü bilsem ben kendim yaparım ama yolun yol değil, sen bundan daha iyisini yapabilirsin :(
  • der meister  (27.10.17 04:40:35 ~ 04:43:55) 
Ya şu an cevaplarını da okudum da tepkilerin çocukça. Biraz kendine uzaktan bakmayı dene.

Bence yurtdışı meselesine olduğundan çok daha fazla anlam yüklemişsin. O anlam ne onu sorgula bi.
Annenin evlilik meselesine karşı tavrını sen de yurtdışına gitmek ve "özgür olmak" kavramlarına karşı sergiliyorsun. Eleştirdiğin şeyi yapıyorsun.

Ayrıca ilişkin kısa olmayacak bir süredir varsa 23 yaş erken değil. Ama iş, askerlik konuları engelse bu konularda haklısın. Onların hallolması gerek. Ama yaşı sıkıntı ediyorsan yetişkin olmaktan kaçınan çocuk gibisin derim.

Şu an işin yoksa, ailenle yaşıyorsan veya onlardan maddi anlamda destek görüyorsan bir noktada ailene bağlı olmak zorundasın. Çünkü sen onların kuralları içinde doğdun ve senden çok daha tecrübe sahibiler. Tam bağımsızlığını saglamadiysan hiç karışmamalarını beklemek abes. Bundan da öte sana o kadar emek veren ebeveynlerden bir yaştan sonra sana hiçbir şekilde müdahale etmemeleri beklemek hafif tabiriyle şımarıklık. Kaldı ki çok ciddi bir müdahale yok ortada sadece laf söylemiş.

Kısacası artık yetişkin olmaya çalışabilirsin.
  • kendi kendine yasayan yavrucak  (27.10.17 04:43:43) 
Anne bu, der yani. Nedir ki? AGH'de dogru duzgun bir proje bulabilecegini sanmiyorum. Kendi aralarinda paslasiyor avrupa ulkeleri, non-eea istemediklerinin notunu dusuyorlar. Hos dogu avrupa dersen olabilir.

Bir de cidden tepkilerin cocukca. Bir anda alip basini gidemezsin, hele ki paran yoksa bir hicsin. Boyle sktir olup gidicem naralari atarsan insanlar sana lafinin arkasinda duramadigin icin saygi da duymaz. Adam gibi planlar kur, gerceklestir millet de izlesin.
  • perfectum  (27.10.17 10:08:35 ~ 10:13:01) 
bahaneciliği bırakıp somut şeylere odaklan. herkesi ikna etmek zorunda değilsin. annen kararlı olduğunu ve kararını olgun bir şekilde hesaplayarak verdiğini anlarsa önünde duramaz zaten.

evs sana dil ve hayat tecrübesi kazandıracak, zaman kaybettirecek. büyük ihtimalle mesleğinle ilgili dil dışında daha kalifiye hale getirmeyecek. orda iş bulman burda iş bulmandan daha kolay mı mesela?

bak tekrar ediyorum, annenin senin için ne düşündüğünü düşünmeyi bırak. iş mevzusunda da beklentini düşür. gerekirse idareten düşük profilde bir işe gir, o da olmazsa stajyer olarak gir. vaktini evde annenle harcayıp psikolojini bozma.
  • zgrydn  (27.10.17 10:27:14 ~ 10:29:59) 
üniversitede psikoloji okumak istiyordum ama ailem "garanti" bir işim olsun diye beni zorla işletme/iktisat gibi bölümlerde okumamı istedi ve zorla da olsa başardılar.. Şu anda elini sallasan 10 üniversite mezunundan 7'si İ.İ.B.F. mezunudur ve s.kko bir işte s.kko bir maaşla çalışıyorum 32 yaşımda.

Hayatın bir yanlışın içinde olacaksa bırak kendi tercihin olsun. En azından kendi kararın için pişmanlık duyarsın.
  • silah taciri  (27.10.17 11:08:25) 
Anne anneligini konusturmus, onda bir sikint yok. Tersini söylese garip gelirdi zaten.

Benim bir arkadasim Avrupa Gönüllülük Hizmeti'yle Almanya'ya geldi. 1 sene calistiktan sonra alaniyla ilgili Master'a basvurdu. Su anda doktora yapiyor. Bos calismak (!) evde bos oturmaktan iyidir.
  • chitosan  (27.10.17 12:01:58) 
Haklı mısın haksız mısın bilmiyorum ama sana tek tavsiye verebilirim;
Anne/baba rızası olmadan hiç bir işe kalkışma.

  • etna  (27.10.17 13:17:42) 
[]

mutsuzluklarınız sizi nasıl delirtmiyor

Duyuruda hep depresif gittiğimin farkındayım ama şu hayatta sanırım iki büyük tutkum var; bisiklet ve seyahat. İkisini de yapamadığım bir hayata sahibim. Çünkü param yok, çünkü işim yok, çünkü daha 23 yaşındayım <3

Ama durup düşününce boğulacak gibi oluyorum. Bu düzen, bu hayat bana uygun değil. Bana kalsa başlarım Güney Amerika'dan ufak tefek işler yapa yapa iki gün konaklamaya, 15 dolara, yatacak yer+yemeğe vs. dünyayı gezerim. Belki sponsor da bulurum kim bilir (burada küçük bir gökkuşağı var.). Ama bu söylediğimi gerçekleştirme ihtimalim milyonda bir olduğu için eliyoruz. Geriye kalan seçenek de yaklaşık olarak 30 yıl çalışıp her şeyin sonunda dünyayı gezebilecek paraya sahip olmak <3 Yarın ne olacağımız belli değilken şu hayatta bu kadar çok istediğim bir şeyi (eminim benim gibi olanlar vardır içinizde.) erteliyorum.

Bazen şeytan diyor kariyeri falan siktir et gir bir işe al paranı, biriktir çık git interrail'e oradan kaptır bir şekilde. Ama sonra neden olduğunu bilmediğim bir şekilde mantıksız buluyorum. Halbuki mantıksız değil çünkü hepimizin çalışma amacı hayatı istediğimiz şekilde yaşamak.

Ben müthiş mükemmel kariyer sahibi olup da yaşamaya fırsatı kalmayan insanlardan olmak istemiyorum. Ya da mesleğim mesela son derece elverişli yurtdışı seyahatlerine ama kısa süreli turistik şeyler istemiyorum. En basitinden Erasmus zamanında "3 günde İtalya mı gezilir hiç gitmem daha iyi" diyip gitmemişliğim var. Yani aradığım şey uzun soluklu, buna hiç sahip olamayacağımı bilerek hayatta kalıyorum. Şimdi gelip "hem pastam dursun hem karnım doysun diyorsun sen" diyeceksiniz, buyrunuz diyiniz. Saatlerdir youtube'dan tren yolculukları videoları izleyip izleyip hüzünleniyorum.
Ben trenle Hallstatt'a giderken manzaranın güzelliği karşısında oturup ağlamış insanım. Bu kadar çirkin bir hayata minik masum kalbim dayanmıyor sanırım </3

Sürekli aklımda bir yere gitmek var, bunu düşündüğümde de yapamayacağımın farkına varıyorum (bordo pasaport+parasızlık=müthiş ikili) ve resmen hayatı kendime zehir ediyorum. "Hayatımın sonuna kadar köle gibi çalışıp mutsuz öleceğim" diyorum ve cidden 23 yaşında olmama rağmen kendimi 78 yaşında gibi hissediyorum. Erkek arkadaşıma yakındığımda bana "kötü şeylere ve yapamadıklarına odaklanıyorsun" diyor da şu an dönüp bakınca yaptığım ne var? Yalnızca evdeyim, görüşülecek zaman da en yakın yer olduğundan dolayı Bakırköy'e gidiyoruz. Taksim iğrenç, Kadıköy uzak, eve dönüş problemli vs.

İstanbul'un kalabalığı ve insanların iğrençliğinden bahsetmeyeceğim burada çünkü kitap yazarım hislerim/uğradığım tacizler/ayılıklardan yola çıkarak.

Genel olarak çok mutsuzum ve artık ben bunu kaldıramıyorum. Etrafımdakiler de "iş bulamıyon ya ondan" diyor bana ama altında yatan esas neden özgür olmadığımı ve olamayacağımı düşünmem. Bu kadar konuşmaya bir şey değiştiremiyorum belki ama "içimdeki çocuk" gerçekten çok huzursuz.

 
okumadım çok uzun.

soruya cevap: mutlu olacağım günleri düşünüyorum. bir umuttur yaşatan insanı.
  • diffarentiationation  (25.10.17 02:17:36) 
etrafındakiler dediğini söylediğin şeylerin içini nasıl dolduruyolar, kasıtları ne laf sokma amaçlı mı söylüyolar... bilemiyorum. ama "iş bulamıyon ya ondan" kısmı evet kısmen doğru.

nihayetinde çalışıcaksın bir işte. bir ihtimal birkaç yere girip çıkıcaksın. kabaca söylüyorum hem çalışıp hem parça parça dünyanın çeşitli yerlerini gezmek de oluyo mu nasıl oluyo hayallerindkine ne kadar yaklaşıyo görmüş olcaksın.

hani demek istediğim bir belirsizlik durumu var ve sen de onu evhamla dolduruyosun.

giriceğin iş illa ki seni etkiliyecek, hiçbir şey olmasa bile gününün belli saatlerini ona vericeksin, ama nihayetinde bütün hayatını belirleyen bir şey olmuycak ki. hani kpss--> memuriyet değilse ve iş arayan biriysen olmadı çıkma imkanın da var. ki boş durabildiğine ve söylediklerinden anladığım kadarıyla harıl harıl kapı kapı gezip iş aramadığına göre borç harç sıkıştıran bir şey de yok demek ki.
  • dafaisss  (25.10.17 02:43:28) 
@dafaisss aslında borç harç yok (kyk'yı saymıyorum...) hala ailemle yaşıyorum. yakında evlilik yok ne bileyim işte kiramı nasıl ödeyeceğim derdi yok. ama liseden beri babamdan para istemediğim için ve elimde kalan tek para da kyk'dan biriktirdiğim üç kuruş şey olduğu için aslında düşünülenin aksine kapı kapı gezip iş arıyorum. HEM DE ANLATTIĞIMIN TERSİNE KARİYER İÇİN. Yeni mezun olduğum için henüz işim yok, babadan zengin olduğum için değil yani. Ben de dünyanın geri kalanı gibi işe girip çalışacağım, işe girmek ve çalışmakla ilgili bir problemim yok aslında üniversitedeyken sürekli çalıştım, garsonluk yaptım, küçük freelance işler aldım, dergide yazdım vs.vs. ama hepsi hayatımı destekleyen ve beni öldürmeyen şeylerdi. Yani şöyle ki freelance işe 2 gün ayırıyorsam bir sonraki gelene kadar boştum. O parayla da yemek mi yerim ya da artık okula malzeme mi alırım neyse, günlük hayatımı rahatlatıyordu. Ama şimdi 8 saat 5 gün olacağı için PARAM OLACAK AMA HARCAMAYA VAKTİM OLMAYACAK kafasındayım. Çünkü eğlence ya da kafa dağıtma anlayışım avm'ye gidip kocişkomla salına salına yürümek değil. Doğada olmak, yeni yerler keşfetmek, trene falan binmek istiyorum. Kulağa inanılmaz şımarık geldiğinin farkındayım, okuyanlar da "ne toy bu" diyordur ama inanın çok samimiyim. Orta direğin de altından gelen bir ailedeyim dediğim gibi işe girmezsem herhangi bir maddi dayanağım yok. Olay çalışmak istememek değil, çalışıp hayatımızı heba ettiğimizi düşünmem.

Ama dediğin gibi belki de hiç tam zamanlı çalışmadığım için böyle düşünüyorum.
  • dedi ayca  (25.10.17 02:55:45 ~ 02:55:56) 
instagram çıktı çıkalı çoğunluk özellikle de kadınlar hep senin ruh halinde. Bir gezme isteği dağcılık, bisikletçilik felan. Eskiden millet kpss kasıp msn karşısında sigara tüttürerek mutlu oluyordu.


  • empedokles  (25.10.17 03:46:38) 
güzel hayallerin ve masum bir kalbin var belli ki ama burası türkiye piremses ☪

bende aynı senin erkek halindim bi ara.artık senin gibilere bakarken acıyorum(yanlış anlaşılmasın) bu bir içgüdü çünkü.güçlü güçsüze acır.

türkiyede yaşamak için öldürmen lazım.o kalbi çıkart at yerinden tr de yaşamak istersen.tek önerim budur.zaten tr de mutlu da olamazsın hele ist de

saygılarımla
  • regardless of what they say  (25.10.17 04:00:22) 
bu ülkede yaşama, güney amerika ülkeleri tam senlik.. 3-5 yıl part time işlerle gez dolaş.. ne güzel işte heyecanların isteğin var..

*ama devam edeceksen de istanbulda bir iş bul hayallerinin üzerine çimento falan dök yeni hayatının temelini at ev borcuna gir.
  • redeath  (25.10.17 08:40:56) 
Kızacaksın belki biliyorum ama bence senin gerçek derdin yok bu mutsuzluklarının tek sebebi bu.

"3 günde İtalya mı gezilir diye İtalya'ya gitmedim" cümlesinin nasıl bir şımarıklık olduğunun farkında mısın mesela? Ben sırf arkadaşlarımla sosyalleşebilmek için bile bir yandan çalışıp para kazanmak zorundaydım.

Başlığı görünce "çok acı var dayanamıyorum" naifliğinde bir içerik göreceğimden o kadar korktum ki ama altında koccaman ergenlik sancıları olan bir kız çocuğu çıktı. Büyüyünce geçer üzülme sen.
  • lcha  (25.10.17 10:58:22 ~ 10:58:58) 
Icha +1


  • Aman Sen de  (25.10.17 11:12:36) 
soruyu okumadım ama bu aralar mutsuz olanlara echart tolle şimdinin gücü kitabını öneriyorum. bi okuyun bana hak vereceksiniz. pambık gibiyim şu an.


  • for day to break  (25.10.17 11:16:22 ~ 11:16:40) 
Genel olarak haklısın, özellikle çalışma hayatı hakkındaki düşüncelerin. Çalışmaya başladıktan sonra daha kötü düşüncelere de varabilirsin. Fakat yine de bu derece mutsuz olman biraz da bakış açınla alakalı. Sıfır noktasındayken sürekli 100'ü düşünürsen doğal olarak mutsuz olursun. Sen önce 10ları 20leri düşün ve ulaş sonra zamanı geldiğinde yine yukarıları düşünürsün. Mesela bisiklet senin için büyük bir zevkse ve bisiklet alacak paran yoksa 1-2 günlüğüne kiralayabilirsin. Ülke ülke gezme şansın olmayabilir fakat ülke içinde birkaç şehirden oluşan bir seyahate çıkabilirsin. Bunun için hazırda paran yoksa 1-2 ay çalışıp işten çıkarak yapabilirsin. Yaşadığın şehir seni mutsuz ediyorsa birkaç yıl içinde daha kolayca mutlu olabileceğin bir şehre taşınma planları yapabilirsin. Tabi uzun vadede bir işe girip en azından 3-5 yıl dişini sıkman gerekiyor farklı bir hayatı mümkün kılmak adına. 3-5 yıl çok uzun dersen gerektiğinde 1-2 aylık aralar verirsin kendine. Sonuç olarak sahip olmadığımız şeyler için huzursuzluğa mahkum olmaktansa şartlar dahilinde bir şeyler denemek, iyi kötü sonuçlarını görmek hevesi diri tutmak adına daha mantıklı.


  • harvey  (25.10.17 11:22:01) 
@Icha'nın bakış açısı yanlış olmasa da tam olarak öyle de değil.

Bir insanın canının istediği bir şey varsa ve onu yapamıyorsa mutsuz oluyor. Yıllar geçtikçe de bu mutsuzluk hafiflemiyor, sadece kabulleniliyor.

Yalnız gerçekten de tam zamanlı çalışıp kendine ufak geziler ayarlamalısın.

Bisiklet detayını vermemişsin, onu da yapmıyorsan tam dayaklıksın çünkü mazereti yok.
  • cikmaz sokaktan cikagelen cocuk  (25.10.17 12:51:17) 
Yarisini okuyabildim ancak ama yapacak bir sey yok yani ben de 23 yasindayim ve dertlerim var bu dertler de su an hayallerimi isteklerimi gerceklestirmeme engel oluyor. O yuzden su anda mevcut guzel seylere odaklaniyorum ve ileride yapabileceklerime odaklaniyorum.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (25.10.17 13:12:28) 
@redheath 2 3 sene daha kesin olarak İstanbul'dayım. Sonra yurt dışına kaçabilirsem öyle kurtulacağım temelli ya da olmadı daha küçük bir yere. Çünkü İstanbul'da mutlu değilim, kalabalığı ve kabalığı kaldıramıyorum. Doğduğumdan beri burada yaşıyorum ama olmuyor cidden. Geçen gün herifin teki dirseğini kafama gömdü üst geçitte, dönüp "pardon kardeş" bile demedi. Belki küçük bir şey ama beni günde 150 tane böyle şey olunca (laf yemek, tacize uğramak, çöp atmaktan, yemek almaya, tuvalete girmekten, yürüyebilmeye herkesi beklemek zorunda olmak, sıraya kaynak yapan insanlarla debelenmek vs) artık yıpratıyor.

@icha valla ben de sırf sosyalleşebilmek için 50 liraya günde 12 saat çalışıyordum. Çok biliyorum arkadaşlarımın doğum günü olduğu zaman tüm günün parasını sırf huysuz insan olmayayım diye bir bira, bir yemek ve yol parası için harcadığımı.Çalışamadığım yoğun zamanlarda da dediğim gibi kyk'yla yaşıyordum. Üstelik geri ödemesi için yarısını ayırarak. 200 lira gibi bir parayla İstanbul'da özel bir üniversitede okudum ben . 4 sene bir kere bile okul kantininden bir şey almadan, bir kere bile starbuckstan kahve içmeden. O yüzden lütfen o şekilde değerlendirmeyelim. İtalya için de evimdeyken demedim bunu. Erasmus'taydım ve gidilecekse 3 günlüğüne gidilecekti, ne bileyim Çek'e, Macaristan'a gittim 3 günlüğüne ama sanatı din olarak kabul etmiş bir insanın İtalya'yı 3 günlüğüne kabul etmesini bekleme. Ne müzeleri gezebilir, ne mimariye bakabilirim. Tabii ki şimdi hastanede ana babam olsa ne bileyim evden atılsak falan bunları düşünmeye vaktim olmazdı. Ama bu "haline şükretmelisin" kısmına genelen pek katılamıyorum ben. Çünkü sağlık konusunda herhangi bir ciddi problem yok şu an kimsede "eyvallah" ama geri kalan şeyleri bu götürmüyor. En basitinden hayat görüşüm ailemle bir değil. Onlara göre klasik, oku, iş bul ve evlen. Ama ben bu "pattern"in insanların sahip olduğu tek hayatı mahvettiğine inanıyorum. 23 yaşındayım ve lise 2den beri çalışıyorum. Sadece şu an tam zamanlı bir işim yok ama rica ederim para bulmam ve çalışmam gerektiğini söylemeyin bana. Yıllarca "züppe"lerin içerisinde hayatta kalmaya çalıştım. Hocalarım 40ü kişilik sınıflarda 90 liralık ödev isterlerken (değerlendirdikleri şeyi sergi için istiyorlardı, notum vardı ama sisteme girmeyeceğini söylemişti) ben param yok diyince PARASI OLMAYAN OKUMASIN O ZAMAN dediler. Tam bursluydum yani bilmiyorum ne yapsaydım? Para kazanmayı da, parasızlığı da biliyorum. Okulum kep cüppe'yi kiralamadığı sattığı için ona bile gidemiyordum ben. Elbise almaya falan da param yoktu. Kısacası anlattığım kadarını biliyorsunuz hepiniz. Dediğim gibi sıkıntım çalışmamak değil, tembellik değil. Sadece hayatımı bu uğurda heba etmek. Aklımda başka şeyler varken sabah 6da kalkıp işe gidecek olmak.

@harvey biraz karamsar ve sabırsız bir insanım kabul ediyorum. İkisi birleşince de böyle bir şey çıkıyor ortaya. Ben de farkındayım bir şekilde gezilir edilir, annem de diyor mesela "güzel bir işin var adam gibi çalış 5-6 sene sonra 6-7 bin lira maaşın olacak o zaman her haftasonu çık git istediğin yere :)" diye ama bu benim hayat tarzımı karşılamıyor. En azından sokağa çıkınca mutlu olayım istiyorum ya da mutlu olmasam da mutsuz, huzursuz olmayayım bari. Ya da madem hayatımızı heba ediyoruz bari değsin diyorum ama 10bin de kazansan bu ülkede 100bin de kazansan yukarıda anlattığım gibi o dirseği kafana yiyorsun ve kimse özür dilemiyor.

@cikmaz sokaktan cikagelen cocuk ya ben küçükken oturduğum yerde sürüyordum bisiklet, dön dolaş aynı 1 km'in içinde koymuyordu. Sonra Erasmus için gittiğimde, ki Litvanya'ydı gittiğim yer hani Amsterdam falan değil, bisikletle her yere gidip gelmeye başladım, günde 40 km binmeye başladım. Zaten yollar falan son derece müsait, bir de kadın olduğun için suçlu değilsin orada. Ama buraya döndüğümüzde Halkalı'da yaşıyorum. (Bunu söylemem bile yeterli olmalı bence :D) Bisiklete binebilmek için bisikleti arabaya yükleyip 3 saat yol gitmek lazım ya Belgrad'a ya da Moda'ya falan. Onun dışında en yakın Yeşilköy var ama orada kiralanan bisikletleri bile sürmek mümkün değil insan akınından. Hele hele günlük yaşamda kullanmak imkansız. Mavi saçlı bir kadının e5 kenarından okula gittiğini düşünsene. Açık hedef yani. 2 güne kalmaz gazetelerde görürsünüz adımı. Korkuyorum ben bu ülkeden.
  • dedi ayca  (25.10.17 13:19:29 ~ 13:22:24) 
ben de sadece ilk paragrafı okudum, sorry :-/ cok sevdiğin bir şeyi yapmak için 30 sene çalışıp para kazanmayı beklersen o para hiç bi zaman gelmez, istediğin şeyi de asla yapamazsın. hemen yola çıkmak lazım


  • euteamo  (25.10.17 18:43:50) 
[]

Neden iş bulamıyorum?

Liseden moda tasarım çıkışlıyım, özel bir üniversiteye 2 yıllıktan dgs ile geçiş yaptım, tam burslu olarak yine moda tasarım bölümünde 4'e tamamladım, 1 sene de erasmus ile yurt dışında okudum, mezun oldum yurt dışında 2 ay, Türkiye'de 1 sene Lcwaikiki'de, 2 ay kadar da başla bir firmada staj yaptım. İngilizcem iyi, gerekli programları kullanmayı biliyorum. İnsancıl şartlar oldukça oturup hevesle istekle çalışırım. Sadece tasarımla da ilgilenmiyorum, sanatla ilgiliyim, desen tasarlıyorum, fotoğraf çekiyorum, kolaj yapıyorum vs. Çoğu yaşıtımdan, mezun olur olmaz "feşın dizaynır" yazan tiki tiplerden daha iyiyim. Neyi yanlış yapıyorum da iş bulamıyorum?




 
reklamın zayıftır
evet işlevin çok iyi olabilir ama işlev kadar reklamda önemli
mülakatlara falan giriyorsan kendinen emin ikna edici bir tavır sergilemen gerekli.
  • basond  (20.10.17 20:07:56) 
feşın dizaynır yazan kişiler kendini daha iyi pazarlıyor. zaten bu ülkede eğitime falan çok bakmıyorlar, işe alımdan önce seni yapılacak işe dair testlere de sokmuyorlar, kim kendini daha iyi pazarlarsa onu alacaklar.
bide sizin sektörde eğitim almayan insanlar da "modacı" olabildiği için daha zor sanırım, biraz daha içerden adam bulmayla, tanıdıkla vs yürüyor sanki.

  • pamuk helvalar cebe  (20.10.17 20:27:36) 
Bilmiyorum bi faydasi olur mu ama modayla ilgili iki tanidigim var ikisinin de blogu var


  • yuto  (20.10.17 20:30:18 ~ 21:37:30) 
linkedin+europasscv basınız.


  • binder dandet  (20.10.17 20:31:14) 
@yuto ya o biraz ilgi alanıyla alakalı bence, olması gereken bir şey değil illa.

@binder dandet linkedin zaten var europass kullandım ama zamanla manasız buldum kendim farklı bir format ve tipte hazırladım. Pekala güzel de oldu
  • dedi ayca  (20.10.17 20:39:49) 
okudugun ve eğitim aldıgın bolumler tirişka. sektorün ile ilgili işlere girebilmen için senin aldığın eğitimlere gerek yok. örnegi (bkz: buse terim)

sektoru değiştirip kasiyerlik yada tezgahtarlık gibi mesleklere yonelirsen iş bulman daha kolay olur.
  • paudi  (20.10.17 20:51:35) 
imajını giyim tarzını değiştir, ya da iş görüşmesine filan gidersen ona özel bir sizler nasıl diyor kombin yap kendine. yani bakıldığında "aha moda tasarımcısı" diye bağırcak ama kitsch ya da moda ikonu gibi gözükmeyen bir şeyler.


  • dafaisss  (20.10.17 21:11:17) 
işi yanlış yerde arıyor olabilirsin, arama ağını genişlet


  • felatunbey  (20.10.17 21:18:53) 
@paudi yani parası olan "moda tasarımcısı" oluyorsa bunun benimle ilgisi nedir? bölüm ya da eğitim tırışka değil, burada eğer sermayen yoksa ve kendi yerini açmıyorsan para etmiyor sadece. tam bir amca mantığına sahipsiniz, mühendis ve doktor değilse tırışkadır, kasiyerlik yapsın. oldu yani cidden. küfür de ederdim aslında ama duyuruda yasak <3

@xportant aslında aksine bunu hangi mülakatta söylediysem "aaa dört yıllığa mı tamamladınız ne güzel, çoğu insan iki yıllık okuyup iş arıyor" dediler. dörde tamamladığım için hırslı, istekli bir izlenim bırakıyorum insanlarda. kimseye bir şey savunmayacağım, ilk senemde olmadı dört senelik, çeşitli kişisel ve ailesel sorunlardan dolayı, ikinci bir sene hazırlanmaya da maddi durumumuz el vermiyordu, mecburen iki yıllık girdim sonra da dört yıllık kazandım.
  • dedi ayca  (20.10.17 21:45:26) 
alan hakkında hiçbir bilgim yok, niye iş bulamadığını da bilmiyorum ama ne yüklenmişsiniz lan kıza. herkes yapıyormuş bunları. üniversiteli olmasak inanacağız. kaç tane adam var allasen erasmus'un üstüne 2-3 farklı yerde staj yapıp kendini alanında geliştiren? bölümünü başarıyla bitirmiş, uluslararası tecrübe kazanmış, alanıyla ilgili tecrübe de kazanmış yani bir öğrenciden daha ne bekleniyor ki ben onu anlamadım.

aramaya devam. klasiktir, ilk iş konusunda çok seçici olmayın derler. bi' yere kapağı attın mı gerisi gelir gibi. moralini bozma. aramaya, yapabildiğin ölçüde kendine bi şeyler katmaya devam et. vay amk kasiyer olsun demişler lan ahaha. sanki kütüphaneciliği 2.5 ortalamayla, evden çıkmayarak bitirmiş kız. yine eleştirin de insaflı olun. ben eleştiricem mesela. sen litvanya'da kalıpçı olacaktın. geri dönerek, o işi kabul etmeyerek büyük hata yaptın.

AYÇA LIVES MATTER
  • der meister  (20.10.17 21:54:01) 
Ayrıca erasmus ile ilgili de şöyle bir cevap vereyim, okulum Erasmus ile öğrenci gönderimini en çok destekleyen okullardan bir tanesi ama genelde giden bölümler mütercim tercümanlık, ingilizce işletme vs. 40 kişilik kendi dönemim olan sınıfta tektim (ayrıca alt sınıflarla da ders alıyordum dgs'li olduğum için o şekilde de bir 40-50 kişi tanıyorum onlar arasında da tektim.). Dönemimden bir kişi başvurdu o da 30 aldığı için sınavdan, barajı geçemeyip gidemedi. Liseden arkadaşlarımın hiçbirisi de erasmus yapmadı + ingilizce de bilmiyorlar. Herkes düşündüğünüz gibi değil. Stajı da çoğu insan naylon yapıyor. Burası Türkiye, lütfen herkes olması gerektiği gibi davranıyormuşcasına düşünmeyin.


  • dedi ayca  (20.10.17 22:16:38) 
moda dergileriyle iletişime geçtin mi? moda dergisi nedir desen bir tane bile gösteremem(burda sayılmaz sanırım) ama orada bu işlerde parmağı olan birinin yardımcısı olarak bile başlasan sektöre ucundan girmiş olursun. türk dizisi gibi olacak ama kantinde kahve içerken yaptığın çizimleri gören dergi sahibi sendeki ışığı fark edebilir.

şu anda bundan daha iyi seçeneğin yok ama der meister doğru diyor; torpil olmayınca ilk iş için beklentileri düşük tutmak gerek. mesela yutubırlara bir şekilde ulaşıp onarın videolarına çıkabilirsen bi şekilde fark ettirebilirsin kendini. yaratıcılık işleri böyle girişkenlikler gerektiriyor, biraz daha yırtık olmayı deneyebilirsin.
  • Bruce  (20.10.17 22:28:37 ~ 22:31:31) 
Bence olaya hala yanlış yerden bakıyorsun. İyi notlar alırsam, okulu dolu dolu geçirirsem iş bulurum diye düşünüyorsun ama yok öyle bi dünya. Bu Şirinler'i görmeye benziyor. Türkiye'de uslu uslu ders çalışan herkes hemen iş bulabilseydi herkesten önce öğretmenler işsiz kalmazdı. Ve sürekli kendini diğer insanlarla karşılaştırıyorsun. Onlar kötü, ben iyiyim mesajı veriyorsun. Gerçekten bunları yazarken kötü bir niyetim yok ama her ülkenin her sektörde belli bir kapasitesi olduğunu fark etmen lazım. Bu sektörde işe ayda 10 kişi alınıyorsa sen ne yaparsan yap 11. kişi olamazsın. Arz talep meselesi. Çevrende iş bulmuş arkadaşların varsa onlarla iletişime geç ve nasıl yöntemler izlediklerini öğren.


  • dissendium  (20.10.17 22:29:04) 
@dissendium nasıl göründüğünün farkındayım ama her şeyi burada bir duyuruda anlatmam mümkün değil :d ben açıkçası ortalamanın bir tık üstündeyim. Hani ne yaptığının, ne yapabileceğinin farkında olan, kendini geliştirmeye çalışıp uğraşıp didinen birisiyim. Zaten sınıfın %80i falan çöp sırf baba parasıyla, kız olduğu için moda okuyan tipler. %15i benim gibi boş beleş olmayan ama yine de en iyisi olmayan tipler, geri kalan da zaten bu işe inanılmaz tutkuyla bağlı modayla yatıp kalkan insanlar. Ben hiçbir zaman "o %5lik dilim iş buluyor yhaa ben neden bulamıyorum" demiyorum çünkü sezar'ın hakkı sezar'a. Ama %80den de farkım olduğunu düşünüyorum. Bir de bu benim kendimi beğenmişliğim de değil, hocalarım da hep bu şekilde konuşuyor.


  • dedi ayca  (20.10.17 22:43:47) 
geçen işin biri cepteydi, ötekine de "söz vermiim de bakarız" falan diyodun ayşa hanım. olmadı mı o işler ya?

piyasa böyle, illa ki bi yer olur. biraz şansa oluyo bu işler.
  • Delay Fuze  (20.10.17 22:47:33) 
@Delay Fuze o cepte dediğim yer "çok beğendik biz sizi mm şahane" falan dedi ama hafta içinde 9-7, cumartesi de yarım gün çalışıyorlarmış, servis minibüsle evime 15 dk uzaklıktan alıp bırakıyordu, bir de asgari dediler. Öyle olunca bb dedim. Öbür yer de mavi'ydi telefon etti ik, departmandakiler fikir değiştirdi en azından bir sene tecrübeli arıyorlarmış dedi


  • dedi ayca  (20.10.17 23:19:05 ~ 23:54:07) 
bi yerden başlamak gerek ayşa hanım, boşta beklemek de psikolojik olarak yoruyo insanı. o işte çalışırken başka iş de bakabilirdin aslında ama sağlık olsun. olan olmuş. umarım beklentilerine cevap veren bi yerde iş bulursun.


  • Delay Fuze  (20.10.17 23:25:05) 
[]

Doğum günü

Yarın benim doğum günüm! Şimdi merak ettiğim bir şey var, İstanbul'da mümkünse de Kadıköy'de doğum günüm olduğunu söylediğim zaman bana "aaa doğum günü olan müşterilerimize x bizden" diyen gönülleri hoş eden bir yer var mı?

Not: starbucks harici


 
Yarın benim de doğum günüm : )


  • rapon  (16.10.17 13:32:00) 
Dün de benimdi, kutlu olsun!
Soruya cvp değil ama, pegasus’tan %20 koşulsuz indirim var, vialand’e bedava girebiliyorsun, gratis’te 5 kat puan kazanıyorsun.

  • manuel mandalina  (16.10.17 13:39:49) 
@manuel mandalina ne kadar çok ekim doğumlu var :D senin de kutlu olsun! Pegasus ve gratis'i biliyorum, vialand'i de gördüm ama 2014 kampanyasıymış o. Benim aradığım daha çok yeme içme :D


  • dedi ayca  (16.10.17 13:50:56) 
Benim de 1 ekimdi. Burçdaşlarımın doğum gününü kutlarım :)


  • eazy  (16.10.17 13:55:51) 
Dün benim de doğumgünümdü :) mandalina <3 ayrıca benden de hepinize ayça’nın smaylisinden ahah çok şirin ;)

Soruya cebap: dominos pizza yiyenlere sufle veriyor o gün doğumgününse.
  • ekaterina  (16.10.17 14:10:25 ~ 14:11:49) 
Bugün de benim Doğum günüm varsa gidip kendimi mutlu edeyim :)

Şimdiden Doğum günün kutlu olsun o zaman:)
  • kullanıcı adını aktif edemeyen insan  (16.10.17 14:12:05 ~ 14:12:48) 
Konudan bağımsız, doğum günün kutlu olsun, güzel terazi insanı :)


  • elikası  (16.10.17 15:00:52 ~ 15:01:12) 
bobbibrown.com.tr'de doğum gününe özel %20 indirim oluyordu en son, aklıma gelmişken yazayım dedim ama yiyecek olarak bir şey gelmedi aklıma :/
Bu arada, nice mutlu yaşlara :)

  • a day at the races  (17.10.17 02:28:17) 
[]

insanlığa aç kalmak

az önce sözlükte (bkz: konya'da saldırıya uğrayan galatasaray taraftarı ) başlığını gördüm, izledim asabım bozuldu, küfrettim, üzüldüm ve sonra twitter'ı açtım verilen linktekilerden birisi. Herkes "çok üzüldüm bana ulaşsa forma alırım bu kardeşimize" "ben de maça götürürüm" "ben beşiktaşlıyım ama ben de ona hediye forma verebilirim" falan gibi şeyler yazmış. Mal gibi ağladım <3 Bazen bu tarz şeylerde hemen duygulanıyorum.

Bunun sebebi bu topraklarda artık safi iyilik görmüyor oluşumuz mu? Küçük kalbim kaldıramıyor galiba bu kadar kötülüğü.


 
evet milletçe hasret kaldığımız duygular oluşu bir etken olabilir ama bence daha kuvvetlisi sizin duygusal eğilimlerinizle ilgili. ağlayacak kadar bir konuya benzetemedim


  • ssyumusakg  (16.10.17 02:58:43) 
ağlayamayan çocuk yetiştiremez.
iyi yapmışsınız.

  • güneyli çocuk  (16.10.17 06:04:14 ~ 06:08:02) 
evet, insanlığa aç kalmak bu. ve evet, daha duygusal anlarımızda böyle şeyler olabiliyor. bana yabancı bir his gibi gelmedi yaşadığınız. yani olur olmadık bir an vurabiliyor ama muhakkak bir nedeni de oluyor.

böyle bir şeyle ne zaman karşılaştığınız, neyin ne kadar biriktiği etken oluyor vs ama bu bir toplumun profilinden ufak bir kesit sonuçta ve yaratacağı izolasyon, yadırgama duygusu üzerine, mağdur edilen kişiye sempatiyle yaklaşanlara tanık olunca hasıl olan "yalnız değilim" duygusu falan... gayet normal şeyler. insanlar ruh hastası. çağ garip. ya hissedeceksiniz ya hissetmeyeceksiniz. ya da görmemek duymamak için akla karayı seçeceksiniz. duygusal olarak sağlam durumda olmayabileceğinizi ben de düşünüyorum ama sinirlerinizin genel anlamda bozulmuş olabileceğini düşündürüyor bana daha ziyade, gelip geçici bir dönemden ziyade ilgilenmeniz gerekebilecek bir şey gibi geldi bana. durum şayet buysa bile, insanı gerçekten kanser ediyor bunlar ve işin bu tarafını normal buluyorum ben.
  • godoşu beklerken  (16.10.17 06:20:47 ~ 06:23:03) 
insanlığı yemeseniz iyiymiş.
insanlığa hasret kalmak da bir seçenek olabilir bu tür durumlarda:)

  • yalnux  (16.10.17 08:24:44) 
[]

sürekli mutsuz olma hali

Büyük bir heves ve umutla 10 aylık öğrenimin arkasından burada bitirme projemi verip litvanya'ya staja gittim. Moda tasarım mezunuyum, pek çok dalı olsa da ben özellikle tasarım yapıyorum. Giderken çok emindim orada kalıp çalışacağımdan (kadınla da konuşmuştum neden olmasın falan filan dedi) ve buradan kurtulacağımdan ama dönerken bana tasarımcılarının dışarıdan çalıştığını ihtiyacı olmadığını, dilersem kalıp çıkartmak üzere kalabileceğimi söyledi. Ben kalıp çıkartmayı biliyorum ama şöyle söyleyeyim bu bilgi ve yeteneğim sadece "dört tane kolu olan tshirt olmaz" "gömleklerin ortada düğmeleri vardır" falan tadında. Yani elime alıp da meslek şeklinde yapmama müsaade edecek şekilde değil. (Lütfen öğrenseydin senin eksiğin demeyin, ilgili olsa ve eğitimi verilse de farklı dallar. Dikiş dikmeyi de biliyorum ama oturup makineci olarak çalışamam.)

Özetle kıçıma baka baka pek sevgili müthiş şehrim İstanbul'a döndüm. 1 aydır falan da iş arıyorum, görüşmelere gidiyorum vs. ama hala aklım orada. Özellikle Litvanya değil tabii ki yurt dışı "bir yer". Çünkü burada nefes alamadığımı hissediyorum, her yer barzo dolu, güvende değilim, dünyanın en basit şeylerini (bisiklete binmek, 15 dakikalık yolu gerçekten 15 dakikada almak, etek/elbise giymek, saçımı istediğim renge boyatmak, gece istediğim saatte korkmadan evime dönebilmek, doğada vakit geçirebilmek vs) yapmak lüks oluyor. İnanılmaz para, kariyer hırsı falan olan birisi değilim sadece özgür olabilmek istiyorum ve bir süre bu mümkünmüş gibi görünmüyor.

Şimdiki planım tecrübe açısından sıfır olduğumdan dolayı bir süre burada çalışmak, ardından ya işte kazandığım parayı biriktirip/burslara başvurup yurt dışında yüksek lisans yapmak ve orada çalışmak ya da erkek arkadaşımın Kanada'da önümüzdeki iki sene içerisinde yüksek lisans için gitme ihtimali var, spouse olarak kendisine eşlik edip çalışma iznini oradan kapmak. Böyle anlatınca her şey oturmuş ve tıkır tıkır gidecekmiş gibi duruyor ama hayat bana hiç iyi davranmıyor -_-

İstediğim şey belki zor, özellikle stajdan döndükten sonra bana bir hal geldi başta "gider çalışırım yeaa, dönmem" derken şimdi anne-babamı düşünür oldum. Daha gençler (49 yaşındalar) ama sanki gitsem bir şey olacakmış gibi bir korku var üzerimde. Bir yandan da burada yaşarken cidden yaşadığımı hissedemiyorum. Ya avm'ye tıkılıp kalıyorsun, ya bir kafeye, aklında sürekli "ne zaman kalksak da hem trafik olmasa hem de otobüsler çok boş olmasa" endişesi var. Sanırım bir sorum yok biraz içimi dökme gibi oldu.

Doğma büyüme İstanbullu bir insan olarak buradan nefret ediyorum. İnsanlarından da öyle. Bazen diyorum Anadolu'nun içine gidip yerleşsem her şey daha kolay olur belki, safi Anadolu insanı daha düzgün bence. Buraya gelen kendini bir bok oldum sanıyor (sözüm meclisten dışarı ama bence hepiniz köyünde olsa babasından dayak yiyecek adamları burada dar gömlek-nargile-babet çorabı+ayakkabı-karı kız kesme skillerinden tanıyorsunuz. [tek sorun bunlar da değil tabii ki]) ve geriye kalan insanlara da hayatı dar ediyor. Çok dağınık ve saçma yazdım farkındayım ama kafam çok dolu, düzgün aktaramıyorum.

Sizce bir şekilde geçecek mi? İnsanlar düzelir mi? Daha mı kötüye gideriz? Benim gibi hissedenler olduğunu görüyorum, bu ülkede, bu insanlarla nasıl başa çıkıyorsunuz? Kaçıp kurtulmak için illa çok para ya da innnaannııllmazz muazzam bir yeteneğe mi gerek var? Ortalama bir insanın hiç mi şansı yok? Öleyim mi?

 
Türkiye'de en azından 15-20 yıl hiçbir şeyin değişeceğini falan sanmıyorum. Değişse de bizim nesil görmeyecek en azından. Öte yandan burada yaşadıkça ne kadar berbat durumda olduğumuzu pek anlamayıp keşmekeşin arasında alışıp gideceğiz.

Saf Anadolu insanı sadece masallarda bu arada. Denk getirirse öyle bir çarpar ki şaşar kalırsın :)
  • doxanikee  (15.10.17 23:34:54) 
eh be annem madem amacin ozgurluk, kalip basma isini ogrenip de kalaydin keske imkanin varken. gerci tamamen uzak oldugum bir alan, bilmeden ahkam kesmek de istemiyorum ama oyle ya da boyle evropali olma sansin varmis iste, keske kacirmasaydin o firsati.

moralini bozma yine de, hayat devam ediyor. her zaman sansin oldugunu, olabilecegini dusunerek yasa cunku inancini kaybettigin her gun bu batakliga biraz daha saplanacaksin. ben bundan dort sene once lise mezunu olarak yurtdisina cikmayi beceremedigim icin sinirden kendimi skiyodum, su an hazirliktayim ve bes sene sonra defolup gidecegimi dusunerek mutlu olmaya calisiyorum. o zamana belki ulke bile kalmaz ortada ama yapabilecegim daha iyi bi sey yok yani, bi diploma ya da unvan elde etmem sartmis onu gordum, haliyle oturdum kicimin ustune burada yasamaya katlanmaya calisiyorum.

bu arada istanbul benim gercekten psikolojimi bozdu. pek kucuk yerde buyumedim aslinda ama 2012'den bu senenin haziranina kadar istanbul'daydim. daha fazla dayanamayip ankara'ya geldim. bir aya yaklasiyor, henuz erken tabii ama su ana kadarki izlenimim coook daha olumlu. cok daha mutluyum, daha iyi hissediyorum. taam burasi da buyuk sehir ama inan o bok cukurunun kaosu, kalabaligi, yasam pahaliligi, hayvanligi yok.

anadolu sehri demissin ama anadolu'dan kastin eskisehir degilse genc kadin olarak anadolu'da daha bile fazla zorlanirsin. istanbul'un oc olduguna bakma, anadolu'dakiler de onlardan iyi degil. o yuzden ankara super bence. hem anadolu hem de buyuk sehir shdhjjs.

kimseye kalk ankara'ya gel diyemem, buyuk bi karar bu ama ben yaptim ve hayata bakis acim tamamen degisti diyebilirim. istanbul'dayken "burda bes sene nasil yasiycam, okul falan bitmez burada" diye agliyordum. nitekim bitiremedim, bi bok yapamadim. ankara'nin gozunu seveyim. savas mavas cikmazsa yasarim ben bes sene burada, sikayet etmem. gokcekpils > kaunas
  • der meister  (15.10.17 23:40:45) 
derde bak; özgür değilim, etek giyemiom.

sen giyemion. ortalık kumaş yoksunları ile dolu.
  • secrexv3  (15.10.17 23:44:17) 
türkiye düzelmez. ara ara kısa avrupa seyahatleri yapan biri olarak bahsettiğin hissiyatı çok iyi anlıyorum. kısacık bir geziden sonra bile insan istanbulda o farkı hissediyor. sadece kültür farkı da değil tüm insanların garip bir ego savaşı içinde olması da yorucu.

sonuç olarak bir süre sıkıntı çekip hoşlanmadığın posizyonlarda çalışmayı göze alarak git. yurtdışında iyi çalışan, hızlı öğrenen insanı ziyan etmiyorlar. kalıpçı veya neyi yapabiliyorsan oradan başlar sonra istediğin pozisyona gelirsin. networkünü sağlam tut iş bulman daha kolay olur.
  • orpheus  (15.10.17 23:56:01 ~ 16.10.17 00:07:19) 
Bir yıl İtalya'da yaşayıp orada bir şekilde kalmaya çalışıp kalamayıp mecburen çok sevgili ülkesine geri dönmüş bir Türk olarak sizi çok iyi anlıyorum.
Türkiye düzelmez, daha da kötüye gider. Nitekim ben İtalya'dan döndükten sonra (iki yıl oldu) daha da kötüye gitti. Şimdi geri gitmenin yollarını arıyorum. Ülkelerin çalışma izni olaylarını iyi araştırın, kendinize bir hedef ülke belirleyin ve onun için çalışın. Almanya, Fransa gibi ülkeler çok daha zor ama mesela Macaristan gibi ülkeler daha kolay. Litvanya da göreceli olarak daha kolaydır gibime geliyor, iyice araştırın mesela Litvanya istiyorsanız, Litvanya'ya hangi yollarla gidilebiliyor, ne tür çalışma-oturma izinleri veriyorlar, vs.
Foreigners in Lithuania, Expats in Lithuania, Expats in Vilnius falan gibi gruplar vardır illa ki Facebook'ta falan, o gruplara katılın, bu konuda aklınıza takılanları oralarda sorun, insanlardan bilgi edinin. Sizinle aynı durumlarda olan ya da bu yollardan geçmiş olan insanların yardımı çok daha faydalı oluyor.
"Şunun derdine bak, etek giyemiyomuş" diyen andavalları da takmayın.
  • green knight  (16.10.17 00:37:25) 
[]

aynı eve iki internet

Şu hayattaki yegane zevkim oyun oynamak, evde tek bir modem ve benim dışımda 3 kişi var. Kardeşim video izliyor ve anında ping'im 990a vuruyor. 2 saat kafamı dağıtmak için açtığım şeyi sinir harbi yaşayıp kapatıyorum.

Modem de biraz uzak odamdan, hem çekmeyip hem de böyle ırzına geçilince beni öldürüyor. İnsanları oyun oynarken bayıltamayacağıma göre aklıma gelen tek çözüm bu. Başka bir servisten ayrıca (yani şimdiki tcell sanırım atıyorum uydunetten) internet almam mümkün mü?

En azından 2 yıl kadar ayrı eve çıkmayacağım. Hani idare edeyim biraz falan gibi bir durumum yok ama aklımı kaçırmak üzereyim ;_; sürekli "nice speed hack" "im gonna report you" gibi mesajlar alıyorum çünkü sürekli sağdan sola ışınlanıyorum haritada. Yardım edin pls ;_;

 
900 ping video izlemekte kolay kolay olmaz. whatsappın google drive yedeklemesidir, bulut uygulama eş zamanlı senkronizasyonudur. o tür upload yapma potansiyeli olan şeyler varsa ayarını kapamalarını rica edebilirsin.

ama bi kablo mutlaka çek. online oyun için o önemli cidden. 20 metre de olsa modemle aranda al bi kablo.

ikinci hat biraz zor gibi geldi bana.
  • aşksız prens  (15.10.17 02:49:50) 
Aynen kablo şart. WiFi ile online oyun pek sağlıklı olmuyor.


  • secrexv3  (15.10.17 02:54:58) 
@aşksız prens tüm whatsapp yedeklemeleri gece 2'de oluyor. ben kendi telefonumu oyun oynarken mobile alıyorum. bu gece ben bağrınınca "anneme bi şey izlettiriyorum be!" dendi bana. cidden video izlemeyle oluyor. zaten düzgün güzel bir internet değil, hemen bozuluyor o yüzden.

aslında yazarken düşündüm, torrent açtığım zaman 1küsür mb'la indiriyor. ama oyuna gelince ping hemen en küçük şeyden etkileniyor. neden olabilir bu?

kabloyu çekemem çünkü laptobumda giriş yok :(
  • dedi ayca  (15.10.17 02:56:47) 
usb ethernet adaptörler var 10 lira falan gittigidiyor da bulursun onu al kablolu takıl


  • total paranoia  (15.10.17 03:03:34) 
apartmanın telefon kutusunda boş bir port varsa 2. interneti açtırabilirsin yanlış bilmiyorsam.
daha sonra o porttan dairene bir hat çekilmeli. bu biraz zor bir iş, elektrikçi gerekebilir dairenin konumuna göre.

turknet iyi hem de 60 lira ve akksiz. en sonunda bir servis sağlayıcısıyla görüşürsün. onlara da yeni portu belirtmen de fayda var ki gelip hali hazırda kullandığın porta işlem yapmasınlar. hatta ekip geldiğinde başlarında olman daha iyi olur.

bunlar zor mu geldi? QOS destekli modem alarak işin içinden sıyrılabilirsin. nasıl mı?
bu modemlerde bağlı olan her pc'ye hız sınırlandırması getirebiliyorsun. mesela kardeşine 100 kb/s ver, gerisini sen kullan. biraz zalimce olduysa dengelersin kafana göre.
  • bir sevgi faresi jamal  (15.10.17 04:09:50 ~ 04:17:00) 
2. internet yerine internet hızını yükseltip modemden cihazlara internet hız paylaşımı yaptırabilirsin.


  • gezegen olan pluton  (15.10.17 04:22:58) 
@bir sevgi faresi jamal bu yöntemi biliyorum hatta sanırım modemi değiştirmeye gerek olmadan yapılanı da var, ama annemler muhtemelen ağzıma sıçar keşfederlerse. ki babam büyük bir ihtimalle böyle bir şey yaptığımı keşfeder (hele modem falan alıp takarsam peheey), anlıyor bu işlerden çünkü. iyice boka sarar bence :D çünkü sürekli şey muhabbeti var hali hazırda, "sen oyun oyna diye biz hiç mi internet kullanmayalım?" "senin oynadığın oyun ağır." (smite oynuyorum he çok ağır falan değil -_-) "serverdandır kesin" "youtube açılıyor instagram açılıyor bak internette sorun yok ayça"

ben interneti kullanırken kimsenin kullanmasını kısıtlamıyorum ama bunu bir türlü anlatamadım cidden. paso torrent açacağım bundan sonra görsünler -_-

en mantıklısı usb port ve kablo gibi duruyor. girişi olmadığından bunu hiç düşünmemiştim ama modem hala odama en uzak yerde kabloyu nasıl duvarlardan taşırım bilemedim
  • dedi ayca  (15.10.17 04:27:06) 
@gezegen olan plüton ya dediğim gibi torrentle dizi film indirirken çok hızlı. geçen hafta person of interest indirdim 40 küsür dakikadan 24 bölüm yaklaşık 40 dakikada indi herhalde. o sırada açılan video, telefonda instagram gezintileri vs. bölmedi indirmemi ya da hızı düşürmedi. hızıyla ilgili değil sanırım problemim. kafam basmıyor :(


  • dedi ayca  (15.10.17 04:30:18) 
hatta speedtest yaptım şu an www.speedtest.net "bir insan türkiye şartlarında daha ne ister" tadında bir sonuç aldım.

problem bilgisayarımda olabilir mi?
  • dedi ayca  (15.10.17 04:35:33) 
hız düşürmeden de öncelik atayabilirsin sanırım. modem arayüzünden QOS ayarlarına gir, biraz kurcalaman lazım. genelde service priority diye bir bölüm oluyor. oradan oynadığın oyunu seçebiliyorsun tabi listede varsa. bu sayede ona öncelik atamış oluyorsun. hızlar aynı kalıyor. modemin modeli nedir?


  • bir sevgi faresi jamal  (15.10.17 04:48:21 ~ 04:49:18) 
bir sevgi faresi jamal'ın dediğinin üzerine arayüzde QOS var ama oyun yoksa oyunun kullandığı portlara öncelik verebilirsin sanırım. Veya mac adresine öncelik verebilirsin (modemden modeme değişiyor ayarlar).

Bir de elektrik hattından sinyal uzatıcı powerline extender diye geçen aletler var 150-300 lira fiyat aralığında, onlardan bi tane edinirsen çekim ve ping derdin çok olmaz diye düşünüyorum.

www.hepsiburada.com

(ayrıca uydunetin hakkını yiyonuz akk doldu 16 yerine 17 küsüre düşmüş hız - www.speedtest.net)
  • yuto  (15.10.17 05:19:59 ~ 05:23:04) 
1- modemden bilgisayara kablo çek
2- modemden bilgiayar dışına giden interneti sınırla (modem arayüzünden)
3- arkaplanda çalışan şeylere dikkat et. bende drive falan unutuyorum yükseltiyor pingi.
  • freetakilir  (15.10.17 07:32:26) 
17. kez aynı tavsiyeyi vereyim: kablo çek, düzelecek.


  • cikmaz sokaktan cikagelen cocuk  (15.10.17 14:07:57) 
[]

iş görüşmeleri

Şimdi son duyurumda (git: www.eksiduyuru.com ) yazdığım şekilde perşembe (ertelendi) günü Mavi Jeans'le iş görüşmem var. Dün bir telefon aldım ve Ereks isimli bir tekstil firmasının da beni iş görüşmesine çağırdığını öğrendim. (birisine verdiğim cv elden iletilmiş bu firmaya.)

Sorunum şu ki, benim gönlümden geçen firma Mavi Jeans, yaptığım araştırmalar neticesinde çalışanların falan da daha kaliteli olduğuna karar verdim, firmanın sosyal hakları vs de iyi.

Öbür firmaya bakınca da Network, Beymen, Ds Damat, Mochino ile falan çalıştığını gördüm. Firma büyük ama nedense içimden hala Mavi Jeans geçiyor (onun da olacağı kesin değil ya)

Pazartesi günü diyelim ki bu insanlar bana "gel başla hadi gülüm" dediler. Başka yerden haber bekliyorum falan demek yanlış mı olur?

 
Ilk gorusme sonucunda hadi basla diyen pek duymadim ama onlar konuyu getirmeden sen soyleme bence.

Aktif basvurularim ve gorusmelerim oluyor dersin sorulursa da.
  • euphrat  (07.10.17 20:44:39) 
olmaz. aynen böyle söyle. ben seçilmem, seçerim diyerek şeklini koy. kendini ezdirme. senin gibisini asla bulamazlar. bunu unutma. :*


  • Delay Fuze  (07.10.17 20:59:36) 
@delay füze ? yani bu yazdığımdan bu tarzı algıladıysan tebrik ediyorum.


  • dedi ayca  (07.10.17 21:09:48) 
Sektorun icindeyim. Ereks iyidir erakta zorlanirsin erekste pisersin.


  • sevisgenturk  (08.10.17 01:28:07) 
"Ereks iyidir erakta zorlanirsin erekste pisersin."

Ne pis sektörmüş erects erect penis pisersin etc
  • dannycarey  (08.10.17 15:32:22) 
[]

İşi kesinlikle almak

Ön edit: Mavi jeans ana merkezde çalışan ya da çalışan tanıdığı olan varsa bana yan haklar/maaş hakkında detaylı bilgi verirse çok sevinirim :D

Şimdi taze mezunum (moda tasarım), bir önceki duyurularımdan birinde iş bulduğumu ama içime sinmediğini söylemiştim. O derece sinmedi ki işten tamamen vazgeçmek durumunda kaldım. Dün Mavi Jeans'ten aradılar çarşamba günü için mülakat saati verdiler bana. Biraz okudum ettim de çok güzel çalışma ortamı var şartlar insancıl demişler, kariyer başlangıcı ve ilerleyip yükselmek için gerçekten müthiş bir firma (gerek yurtdışı/içi ismi, gerek firma büyüklüğü) pozisyon da istediğim bir pozisyon. Azıcık stres yaptım ben de ve çok fazla ciddi mülakat tecrübem yok.

Manyaklık parayla olmadığından dolayı mülakat günü deli gibi olacağım muhtemelen :D Sakinleştirici içeyim mi sizce (passiflora şurup var evde) yoksa salak mı olurum iyiden iyiye? Siteden bakınca aynı ilana 750-1000 kişinin başvurduğunu gördüm tabii ki herkesle mülakat yapmayacaklar ama en azından benim dışımda 10,15 kişi daha olur diye düşünüyorum. Ne yapayım da çok klişe şeylere kaçmadan göze gireyim? Yardımcı olmanızı kolaylaştıracaksa;
liseden moda çıkışlıyım
önce 2 yıllık kazandım sonra dgs ile 4e tamamladım
1 sene erasmus yaptım (valla partilemedim ya okul çok zordu:( bir dünya şey öğrendim. )
2 tane lcw stajım var (biri lise biri üni)
1 tane yurt dışı stajım var.
3 sene gogirlde moda kritik yazısı falan yazdım röportaj yaptım
portfolyom da var bir de, laptopunuzu alıp gelin dediler.

YARDIM EDİN ;_;

 
mavi jeans giyip git mutlaka.


  • diffarentiationation  (05.10.17 23:22:13) 
Göze hitap edeni işe alacaklar. Kokoş olmadan bakımlı bir şekilde git. Kendi tarzının olduğunu hissettir. Moda tasarımcısı olmak kolay değil.


  • dissendium  (05.10.17 23:24:00) 
Mavi jeans iyiymiş, ben de öyle duydum. Bi moda tasarımı hocası arkadaşımın eski okul arkadaşı senelerdir orada çalışıyor, başka firmalar böyle uzun soluklu birilerini tutacağına sürekli sirkülasyonu tercih ediyorlarmış.

Bence yeterince donanımlı duruyorsun, onlar da öyle düşünüyorlar ki çağırmışlar. Sakin ol, kendine güven;
ne sessiz kal, ne gevezelik et. Gerekirse az ve öz lafla kendini güzelce takdim et. Bilgisayarında gerekli programlar yüklü olsun, şarjı olsun, kablosunu ve mouse’unu unutma, usb diskin olsun yanında. Bence sade bir şıklık içinde ol, kot giymen şart değil. Kolay gelsin.
  • manuel mandalina  (05.10.17 23:32:41) 
Selam, sırf sürekli "erasmus yaptıığm ama partilemedim hep çalıştım lütfeaaan:/" dediğin için almazdım seni işe, bu şekilde belirtme bence mülakat vakti, erasmus de geç.


  • devorgilla the gunslinger  (05.10.17 23:52:48) 
@devorgilla yav neden ki? Erasmus dendiği zaman herkesin aklına oluk oluk akan alkol karı kız falan geliyor. Okulum ekstra zordu ya da türkiye iğrenç olduğu için 9 senede öğrenemediğimi orada öğrendim ben


  • dedi ayca  (06.10.17 00:03:27) 
Hakikaten hayatımda çalışmadığım kadar ders çalışıp proje hazırladım, dikiş diktim yeni teknikler öğrendim. Ve bunu belirtmek neden kötü olsun anlamıyorum?


  • dedi ayca  (06.10.17 00:15:00) 
Diğer arkadaşlarını kötülemiş gibi oluyorsun. Erasmus bir değişim programı ve değişim programlarında akademik eğitim kadar kültürel faaliyetler de önemli. Parti yaparak birçok milletten insanla bir araya geliyorsun. Parti yapmadım dersen iletişime kapalı olduğun bile düşünülebilir. Bu da takım çalışmasına uygun değilsin şeklinde bir kararla reddedilmene sebep olabilir.


  • dissendium  (06.10.17 00:20:27) 
[]

Akıl sağlığınızı nasıl koruyorsunuz?

Sabah işe gitmek için 300 saat düşündükten sonra çorap-şort-gömlek giyip çıkıyordum ki 23 senelik ömrümde babam sanırım 2.defa (birinde kadınlar hamamına gidiyordum oranın iğrenç bir yer olduğunu bilmeden) "böyle mi gidiyorsun?" diye sordu, dün de etek giydiğim için aynı soruyu annemden duydum. Ki her ne kadar bunu açıklamama gerek olmasa da, çok kısacık ekstra mini şeyler falan değiller. Dün asabım bozulmuş bir şekilde evden çıktım ve dışarıda 2 tane birlikte gezen teyze bir tane işten dönen kadın (diz altıydı) dışında etek/elbiseli kimseyi görmedim. Sürekli "ne giysem de millet bakmasa" "bunu giyince tecavüze uğrar mıyım" şeklinde "survival" düşünmekten gına geldi. Kendimi korumaya çalışmaktan çok sıkıldım. Bugün de geri dönüp üstümü değiştirdim babam "aferin kız valla tüm gün aklım sende kalıyor burası artık iyice Afganistan gibi oldu" minvalinde şeyler söyledi, babama değil ülkeye, insanlara, zihniyete ve burada doğduğum için şansıma kızıyorum. Delirmemek için napıyorsunuz? Sürekli pantolon giymek zorunda mıyız? "Pantolon neyine yetmiyor canım", "etek giydi diye kim tecavüze uğramış", burası özgür bir ülke istediğini giy kanunla kısıtlanmış değil ya"diyen olursa kalbini kırarım.




 
hava serin olduğu için üşüme diye demiş olabilir mi?


  • inheritance  (28.09.17 12:44:30) 
baban devamlı evde oturuyorsa seninle uğraşır tabii.

bu ülkede pardüse giysen neden renkli giyiyorsun siyah giy, neden pardüse giyiyorsun çarşaf giy diyenler olacak. hepsinin bir seviyesi var yani, bu kadar kafaya takarsan başlıkta yazdığın gibi akıl sağlığını korumakta zorlanırsın.

edit: o zaman giyme. giyme ve akıl sağlığını yine koru. herkes, hepimiz bununla iç içeyiz. mutlaka bir kesimin nefretini çekiyorsun.
  • pinkpeony  (28.09.17 12:49:22 ~ 29.09.17 00:30:03) 
Benim oturduğum yer rahat olduğu için şort dışında bir şey giymedim. Metroya binince bir şey olabilir tabii ama ben çingeneliğime güveniyorum.


  • jazzabel  (28.09.17 12:50:57) 
@inheritance yok ya zaten "hiç mi görmüyorsun ülkeyi millet ne halde, bu öküzlerin arasına böyle giyinip gidiyorsun" falan diye ekledi. Yanlış anlamadım yani.

@pinkpeony eğer okuduysan 23 yaşında 2.kez babamdan böyle bir şey duyduğumu söyledim. Burada konu babamın bana "karışması" değil, hoşuma gitmese dahi kendisinin korumak için söylediğini biliyorum. Gözü kara bir insan olsam bile ben bile dışardayken bazen rahatsızlık duyup "keşke giymeseydim tip tip bakıyorlar" falan diye düşünüyorum. İnsanların aklının kalması normal çünkü burası tamamen iğrenç bir yer artık.

@camussar yaklaşık 2 senedir buna çabalıyorum ama yeni mezunum ve tecrübesizim, para da yok. Burslu yüksek lisans/yurt dışında iş/yabancı pasaportlu bir koca falan olmadıkça buradayım.
  • dedi ayca  (28.09.17 12:54:01) 
çok tenha yerlerde yaşamadığım ve gün içinde öyle yerlerde dolaşmadığım için istediğimi giyiyorum. bu güne kadar da birkaç laf atan ve toplu taşıma araçlarında dik dik bakan dışında ciddi bir şey yaşamadım. onları da umursamıyorum artık. her ülkenin kendine göre iyi ve kötü yanları var sonuçta; bizim ülkemizde de 4 mevsim yaşanıyor, 3 tarafı denizlerle çevrili, çıkaramasak da bor madeni var; bunun yanında yönetim dandik, insanları sapık ve adalet yok napalım :D

bence gecenin bir saatinde ümraniye'den gaziosmanpaşa'ya gitmen gerekmiyorsa istediğini giy. survival düşünenler de tecavüze uğruyor, pantolon giyen de. rahat ol bence.
  • istanbul kanatlarimin altinda  (28.09.17 13:03:57) 
şimdi yer mekan zaman çok önemli bu durumlarda olmadık yere olmadık zamanda falan gidersen bile bile lades olur belki öyle bir durum sezdi baban,

delirmemek için bişey yaptığım yok burası böyle diyerek kendi savunmam mekanizmamı geliştiriyorum kendi önlemimi kendim alıyorum.
  • basond  (28.09.17 13:04:16 ~ 13:04:34) 
Türkiye’de mutlu olunamaz. Kaç.


  • sen git ben geliyorum  (28.09.17 13:17:39) 
Valla malesef baban haklı. Ben geçmek durumunda kaldığım semtler nedeniyle olabildiğince kapalı giyiyorum. Günde birkaç kez de ne bakıyorsun ulan ayı diyorum. Demesem bile en az 1 kere nefret dolu bakış atiyorum ya da ne bakıyorsun birader tadında el hareketi yapıyorum.

Başta direniyordum. Istediğimi giyip istediğim saatte dışarıya çıkıyordum ama ülkenin durumu bu açıdan birkaç yıldır çok daha kötüye gidiyor benim gözlemlerime göre. O nedenle kendimden ödün vermek zorunda kaldım.
  • rusyalı kozmonot  (28.09.17 13:46:00) 
mevsim değişimi tam bi yağmurlu bi sıcak falan bence hemen şeetme. hastalık mevsimi tam.


  • kveldulv  (28.09.17 14:42:13) 
Semt olarak muhafazakar bir yerdeyseniz rahatsızlık duymanız doğal.
Ben kadıköy'de, beşiktaş'ta vs rahatsızlık duymuyorum.O yüzden eteğimi, şortumu giydim yazın bol bol.
Ama şöyle bir sey var, üst üste kazak kaban kot giydiğim kış ortasında tacize uğramışlığım da var,yani kişinin o... çocukluğu ile ilgili bir sey oldugu için, sen ne kadar sakınsan da dikkat de etsen her an bir mal ne giydiğinden bağımsız olarak seni rahatsız edebilir.Ülkenin gerçeği bu.
Çözüm orta doğu bataklığından kurtulmak ya da görece nezih semtlerde yaşamak.

Yani bir de ben bu tavrın doğru olmadığını düşünüyorum, bağcılar'a şortla gidip bir macera yaşa demiyorum tabii ama bu kafa da yanlış.
Geçen aylarda, beşiktaş'ta, gayet chp kadın kolları tadında teyzeler "şunlar da hala kısa şort giyiniyorlar, akıllanamadılar" diye yüzüme yüzüme söylendi.
Bir süre sonra sen dahil herkes, modern insanlar da yani, aslında normal ama ülkemize göre "anormal"?! giyinmiş insanları yadırgar hale geliyorsunuz.Belki kötü niyetle değil, böyle giyinmiş başına bir şey gelecek diye bir endişe de olsa ağustos sıcağında şortla gezen kadına ( ne giysin montla mı gezsin) dönen kafaların sayısı artıyor ve nihayetinde adamların istediği oluyor.

O yüzden çok da bunlara takılmadan, istediğin gibi giyinmeni tavsiye ederim.Anne, baba her koşulda endişeleniyor zaten, onların işi o.
  • demoniclewinsky  (28.09.17 14:47:20 ~ 14:52:28) 
dert mi bu şimdi?

ne giyeceğim? derde bak :)

ayrıca etek giydi diye kim tecavüze uğramış cidden? o bahsettiğin teyzeler tecavüze uğrama tehlikesinde mi ya da eteğin boyu makul olanlar? isteyen istediğini giysin tamam ama babanın dediğinden de kafayı yemeyin bi zahmet.
  • secrexv2  (28.09.17 15:25:20) 
İstediğinizi giyin oyuna gelmeyin


  • guzellige inancimi sarsan simgeler var  (28.09.17 15:49:12) 
@secrexv2 derde bak dediğin şey bence pekala büyük bir sorun? Dünyanın en basit şeyi "bir şeyi giymek istiyorum" ama bu sikko ülke yüzünden yapamıyorum?
Babamın dediğiyle de ilgisi yok diyorum ya. Olay böyle gelişti diye anlattım. Akıl sağlığımı kaybettiren şey bana bu ülkede sürekli baskı altında hissetmek

  • dedi ayca  (28.09.17 15:57:52) 
Korumuyorum. Koruyamıyorum. Her geçen gün biraz daha deliriyorum.


  • i m cool with that  (28.09.17 16:34:24) 
çok haber takip etmemek lazım. biraz da biyoloji ve psikoloji bilmek. Vicud ve akl sağlığını korumaya yeter.

Bir de tecavüze uğramanın bu kadar hayatı etkileyen bir tecrübe olmaktan çıkması lazım sanki. Bunu radikal fikir olarak söylüyorum. Bizdeki namus ve bekaret algısının ceza hukuku düzenlemeleri ve habercilerin/toplumun meseleye bakış açısını çok etkilediğini ve bunun toplumun bütün kesimlerince benimsendiğini görüyorum (namus ve bekaret konusunda en farklı düşünenler bile)

Yapan orospu çocuğudur da, mağdurun adını/ kimliğini sır gibi saklamak, davayı gizli görmek, 15 yıl ceza vermek falan. Bunlar SAKIN BU SUÇUN MAĞDURU OLMAYIN YOKSA FAÇAYI ÇİZDİRİRSİNİZ, DÜŞÜK-İKİNCİ EL KADIN OLURSUNUZ, GG diyor gibime geliyor. Ki mevcut toplumda zaten öyle.

Suçun failine yine aynı muamele yapılıp, mağduriyet üzerindeki bu dramatizasyonun azaltılması taraftarıyım. Mücadelenin yalnızca suçun failleriyle değil(örneğin yaşasın idaaam gibi) mağdura olan bakış açısıyla da ilgili olması gerektiğini düşünüyorum.

şunu da paylaşayım misal. dramatica.news
  • Zeth  (28.09.17 17:01:53) 
@Zeth

tecavüz edilen kadına "ikinci el kadın" etiketi yapıştırıldığı için tecavüzden korkan yok zaten. tecavüze uğramışsam bana ne bu ruh hastası toplumun ne dediğinden. tecavüzcüyü haklı çıkarıyorlar onların görüşünü kim ne yapsın.

psikoloji bilyorsan psikanaliz de biliyorsundur eminim. tecavüz sonucu bilinçaltımızda oluşan hasarlar ve üzerinden yıllar yıllar geçtikten sonra bile bir şekilde su yüzünde çıkmaları hakkında psikanalistlerin görüşlerini okumanı tavsiye ederim.
  • istanbul kanatlarimin altinda  (28.09.17 17:14:04 ~ 17:15:22) 
@zeth

Tecavüz sonrası yaşanan travmada, dava süreci ve toplum bakışı etkili olsa da olay bundan ibaret değil.
Yaşanan korku, güvensizlik hissi,utanç, yalnızlık vb. duygular seneler boyunca kişinin psikolojisini olumsuz etkiliyor.Travma sonrası stres bozuklukları, depresyon, anksiyete ve çok daha büyük sorunlarla baş etmek zorunda kalıyorlar.
Dolayısıyla yeaa o kadar da mühim değil demek sanıyorum cinsiyetinizden ve bu tarz bir endişe duymuyor olmanızdan kaynaklı.
Empati kurmaya başladığınız an, olayı çözmeye başladığınız an olur diye düşünüyorum.
Daha gençsiniz diğer duyurularınızdan gördüğüm kadarıyla, bol bol okuyun belki işe yarar.

Paylaştığınız bloktaki yazının büyük bir bölümü aptallık derecesinde bir iyimserlik ve bolca saf saçmalık içeriyor.Farklı olacağım diye yapılan trollüğün sınırı yok.
  • demoniclewinsky  (28.09.17 19:16:02 ~ 19:21:39) 
babanın ellerinden öpüyorum. öpmek istiyorum.

ayca boşver giyme.
  • güneyli çocuk  (28.09.17 20:56:49) 
ben ulkenin en acik kafali insanlariyla buyudum.

yine de, birgun bir avrupali arkadasim ulkesine donerken "ne istersem giyebilecegime seviniyorum" dediginde, yahut "tehlikenin farkinda misiniz?" meshur bir sloganken insanlar birgun artik ne istediklerini giyemeyeceklerinden bahsettiklerinde "allah baska dert vermesin" diyordum.

sonra ne demek istediklerini kemige yaklasan bicak anlatti, ben de anladim.

bu ulkeden her gun cinsi uzuvlarimiz oldugu icin ozur dilemek zorundayiz.

aman icim mi gorundu; ay, etegim mi acildi; acaba cok egilmese miydim; fazla mi guldum diye dusunmeden yasamamiz icin bulunacagimiz yerleri bizim secmemiz gerekiyor.

burasi da sapik dolu. bosuna kavga etmeyin. yazilanlari okumadim; halihazirda kavga donuyorsa, haberim yok.

ben sehrin ortasinda, yuklu bir kira odeyerek yasiyorum; kapici ucuncu haftamda bana "binaya giren cikan belli degil" diyor. yavsak, sen kimsin? bana bunu babam soyleyemez. baskaninizi da, allah'i da geciyorum.

asagida bir tostcu var. iki cocuga soruyorum, 12 yaslarindalar: evde bir erkek olsaydi o agzini acabilecek miydi? ikisi de kafallarini iki yana salliyor. adama "kapimin onune kamera koy, geleni geceni seyret", diyorum.

it, sevgilimi begenmedi. niye cunku dovmeleri var. it sevgilime gicik, cunku muhtemelen biz sekz filan eyliyoruz.

valla, cehenneme kadar yollari var.

bu orostopollerin karsisina, korktuklari herseyi cikarabilirim. ama diyorum: cehenneme kadar yollari var.

kopekle havlama. salya izlemek istemezsen, gozunden uzaklastir onlari. calisarak mesela. o zamana kadar salla, gec. ya da goc. bol sans...
  • e haliyle  (28.09.17 21:16:12 ~ 21:17:33) 
[]

İşin içime sinmemesi

Bu kadar işsiz insan varken şımarıklık mı yapıyorum bilmiyorum ama, moda ve tekstil tasarım mezunuyum (daha yeni mezunum), bir tanıdıkla iş buldum iş tasarımla ilgili değil orada satış yapılacak firmalarla yazışma, fiyat belirleme, koleksiyon takibi yok işte mal gitti mi geldi mi diye kontrol etmece falan yapacağım. Şimdi bunları yazmak bile tüylerimi diken diken ediyor inanılmaz derecede can sıkıcı buluyorum ama bu tanıdık olan kadın 20 sene boynerde çalışıp sonra kendi yerini açmış. Bu sebeple çok tanıdığı var. Bu aşamada tasarıma ihtiyacımız yok şu an zaten 2 tasarımcı dışardan çalışıyor ama ilerde bir firma ile birleşmeyi düşünüyoruz işte o zaman ne olur bilemiyoruz falan tadında konuştular.

İş benim için kabus gibi, günah kadar çirkin. Her sabah bunu kendime yaptığım için söverek gideceğim ama şu an için başka bir iş teklifi yok. Parası iyi olduğu için de madem öyle gireyim biraz da para biriktireyim diyorum. Yine bir tekstil firması olduğu için, işin iç işleyişini öğreneceğim ve tek umudum da kadının "ay ayça sen böyle harcanıyorsun seni tasarımcı yapalım ya da x firması tasarımcı arıyormuş senin referansın olayım" deme ihtimali.

Eğer olursaaa bir güüün bana başka kapılar açılır, çevre edinirim falan diye bu kadar nefret ettiğim bir işe girmek ne kadar mantıklı sizce? Herkes gir 5 6 ay çalış olmazsa çıkarsın ne var sanki falan diyor ama tanıdık falan da var ya aradasanki bileklerime beton döküp beni denize atmışlar gibi hissediyorum. Yardım edin :(

 
para kazanmaya ne kadar ihtiyacın var? öncelikle bunu değerlendir. ardından da, işe belli bir deneme süreci ver ve o süreçte de sana geleceğe dair hiç imkan sunup sunamayacağına dair fikirlerin de netleşir.


  • i drive the hearse  (13.09.17 13:31:31) 
Boşver canım, otur evde fasulye kır. Annenden babandan harçlık al, arkadaşların bir yere çağırınca "acaba pahalı mıdır?" diye düşün, hatta gitme. Hayalini kurduğun o kusursuz, mükemmel iş kapına gelir.


  • yirmisantim  (13.09.17 13:46:50) 
başka bir teklif yoksa çalış tabii ki şimdilik. çalışırken iş aramayı engelleyen bir şey yok. tamamen alakasız bir şey de değil üstelik, kendi sektöründe bir şirket. tecrübe tecrübedir, illa sana ileride yarar sağlar.


  • king lizard  (13.09.17 13:49:32) 
@yirmi santim +54215125125125


  • tosunpasa  (13.09.17 13:50:35) 
simariklik yapiyosun, ayrica yirmisantim +1


  • evde liyakat kalmamis  (13.09.17 13:53:02) 
Memlekette kaç kişi okuduğu mesleği yapabiliyor ki?
Artık şanslı gözüyle bakıyoruz bu insanlara. Hele ki okul biter bitmez istediğin gibi bir işe girme düşüncen, hayal gücü geniş bir arkadaşsın sanırım.

Özellikle şu içinde bulunduğumuz dönem iş seçmek için pek doğru bir dönem değil bence.
Bir süre idare edin aynı anda iş aramaya da devam edin tabii.

Ve olumsuz düşünme. Böyle düşünerek daha da yıpranıp işten soğursun.
Kendini motive et. Her yaptığı işin insana katkısı olur. Yaşadığın sıkıntılı zamanlar bile ileride bambaşka bir konuyla ilgili fikir verir.
Çalıştığın yerden ve her olaydan bir şeyler kapmaya bak.

Kolay gelsin, iyi şanslar.
  • mutekebbir  (13.09.17 13:58:51) 
Size simarik diyebilecek son insanim. Benim de icimden cekip gitmek geliyor bazen ama benim tecrubem cok. Benden cok gencsiniz, ilk isiniz. Sonradan uzulmemek adina bir abla tavsiyesi, is bulmadan cikmayin. Zaman dogru zaman degil.


  • loveisallaround  (13.09.17 14:33:33) 
Çalışırken tasarım da yapabilirsin istersen. İster bi firmayla anlaş ister yap yap biriktir. Mesai dışında sevdiğin bir uğraşın da olmuş olur.

Güzel sanatlar mezunu bi yakınım da aynı şekilde iş bulmuştu hiç kaçırmadı. Konumu gayet de iyi, tasarımcılardan daha iyi kazanıyor bildiğim kadarıyla. (O epey eskidi emekli bile olacak neredeyse) İşinden doyum olarak memnun.

Sektörün tozunu yutarsın, çevre edinir kendini tanıtırsın. Hiç kaçırma derim.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (13.09.17 14:50:54) 
işi içine sinen insan %10 u geçmez, iş hayatına hoşgeldin, zamanla biraz daha alışılıyor, ama benim gibiysen her gün kafayı yersin.


  • brayn  (13.09.17 14:56:48) 
Sen iyi biliyorsundur, benim en yakın arkadaşlarımdan biri tekstil öğretmeni, ben de onun arkadaşları ve öğrencileriyle ilgili anlattıklarından biliyorum; sizin sektör özellikle tasarımcıya çok acımasız. Yeni mezunları asgari ücretten deli gibi çalıştırıp, kısa vadede alacakları tasarım fikirlerini aldıktan sonra derhal şutluyorlarmış.

Dediğin gibi sektörün işleyişini içerden öğrenmen bakımından iyi bir işe benziyor bahsettiğin. Aracı olmasa, hiç deneyimin yokken belki bunu bile bulamayacaktın. Bence kahretmeden başla ve max fayda sağlamaya çalış. Ama beton meton diyip de 3 gün sonra bırakacak gibiysen ne adamları oyala, ne de başkasının önünü kapat derim.
  • manuel mandalina  (13.09.17 15:40:52) 
[]

sevgi gösterememe ve hatta hissedememe

anne-babamı, kardeşimi, arkadaşlarımı sevmiyor değilim. geçen gün annemin yengesi bizdeyken gelinini mi ne anlatıyor işte "ayy nasıl seviyor bizi vallahi annesini öper gibi tutup tutup öpüyor, yüzümü seviyor vs." dedi. ben sanırım anne babamı 10 yaşından beri durduk yere (vedalaşmıyorsak, bayramlaşmıyorsak) sarılıp öpmedim, aynı şekilde arkadaşlarıma karşı da böyle bir sevgi gösterimim yok. sevgisiz bir ailede büyümedim, mesela sevgilime karşı içimden geliyor durduk yere öpüyorum, yüzünü falan sıkıştırıyorum. hani onun yeri farklı, sevgisi farklı ama çok enteresan yani. sevgilime yaparken bunları daha doğal geliyor, anne-baba, arkadaş olunca yapmacıkmış gibi geliyor. sanki üstümde eğreti duruyor. nasıl bir açıklaması olabilir bunun?




 
aha ikizim. hatta ben daha beterim.
sevgiliye gösteremiyorum o derece.
ve sevgili olayını nasl yaptın merak ediyorum.
  • sagin  (11.09.17 22:27:44 ~ 22:35:57) 
Ben bu konularda karsidan nasil gorursem oyleyim sanirim.

Mesela 7-8 sene oncesine kadar hic opme sarilma aliskanligi olan biri degildim. Sonra o zamanlar su anki en yakin arkadasimla tanistim. Kendisi opmeyi, sarilmayi cok seven biri. Durup dururken sarilir, oper. O zamandan sonra ben de ona karsi hep oyle oldum. Ama baska bu sekilde oldugum arkadasim yok. Annemle mesela hic oyle degildik ama son 1-2 senedir hep durup durup opup sarildigi icin bazen ben de gider operim. Ama ornegin babamla hic oyle bir iliskim yok, opmek sarilmak asla icimden gelmez.

Ama genel olarak ben de dokunmayi seven bir insanim, buna bagli olarak, cok fazla opmesem de yanimda biri oturuyorsa hep bi ellesirim. Kolumu atarim, bacagimi atarim, bir sey yaparim yani. Ornegin ders dinlerken genelde yanimdaki arkadasin omzuna elimi kolumu koymus olurum, ya da saciyla oynarim vs. Eger yolda bir sey bekleniyorsa fln sarilarak beklemeyi tercih ederim.

Ek olarak sevgi dolu bir cocukluk da gecirmedim. Bunlar hep en yakin arkadastan bulasan seyler muhtemelen. Onceden sevgimi gostermeyi hic bilmezdim, yeni yeni ogreniyorum.
  • yuzır  (11.09.17 22:41:11) 
Bazı insanların karakteri midir baskıladığı başka şeyler mi var nedir duygularını değişik değişik anlatıyorlar bağıra bağıra.
Bende genelde aynı seviyede olmadığından hatta daha soğuk olduğumdan ufak gülümsemeyle karşılık veriyorum.
Sonra adınız soğuk nevaleye çıkıyor tabi .
İnsanın karakterinde olcak yoksa olmuyor
  • kararsızataletfilozofu  (12.09.17 02:08:44) 
[]

babanın çalışmak istememesi

şimdi biz hiçbir zaman için durumu iyi olan bir aile olmadık. senelerce tek kuruş almadan gerek gecenin bir saatine kadar garsonluk yaparak gerek freelance işler alarak, kyk ile okuyan bir öğrenci oldum. babam da yaklaşık 3 sene önce emekli oldu ve daha bu sene 49 yaşında. yani yaşlı olmadığı halde, evde 4 kişi yaşadığımız halde inatla iş bakıp bulup çalışmıyor. esas mesleği grafikerlik ve "artık bıktım sıkıldım daha da yapmam" diyip seneler önce kestirip attı. ev sahibimiz bu sene kiramızı 1750 yapmak istiyor ve kardeşimin okuluna yakın + seneye teog senesi diye uzak bir yere de gidemiyoruz. bir iki yakın çevreden ev baktık ama içi sığılacak gibi değil. en son "ikiniz bir odaya sıkışın" gibi bir şey dediler ki kardeşim 12 yaşında, erkek ben de 23 yaşında bir kadınım. erkek arkadaşımla eve çıkma gibi bir durumumuz vardı ama seneye yüksek lisansa gitme ihtimali olduğu için 1 senelik ev açmamaya karar verdik. en son iş "tamam zam yapılınca üstünü ben veririm o zaman nasıl küçücük eve sığalım ki?" dememle kapandı bu şekilde kabul edildi. saçma sapan bir yerde oturmaktansa hayatımda gireceğim işten sahip olacağım ilk adam gibi paranın bir kısmını vermeyi kabul ettim ama bana ters gelen şey durup da " yav biz de çalışsak" demiyor olmaları. insanların ana babaları senelerce kaç yaşlarına kadar çalışıyorlar. hani bir bıkkınlık olabilir iyi hoş da, olmuyor işte emekli maaşıyla 4 kişi yaşayamıyor ki.

ben mi haksızım yani bu durumda? "eşek olma da çalış yardım et" mi diyorsunuz? biraz para biriktirip euro alıp 1-2 seneye yüksek yapma niyetim vardı mesela. ya da yani cidden hayatımda ilk defa elime geçen para o kadar büyük olacağı için (istanbul gibi bir yerde senelerce ayda 200 liraya yaşadım) tadını çıkartmak istemiştim. hem sinirli hem de üzgünüm gerçekten.


 
Baban sorumsuz davraniyor o bir gercek. Isi de grafikerlikmis yani masa basi is evden bile is bulabilir. Annen bir sey demiyor mu bu duruma?

Ayrica bu ay icin yapabilecegi en yuksek zam orani 10.86 yanlis hatirlamiyorsam ev sahibinizin. Daha fazla mi zam yapmak istiyor?
  • floydian  (09.09.17 22:41:14) 
Belki başka bir sıkıntısı vardır. Size söylemediği. Oturup konuşmak lazım.


  • komando kani var bende  (09.09.17 23:00:58) 
oturup sakince konuşmak lazım. komandonun dediği gibi başka bir problemi olabilir. sizlere söylemekten çekiniyor olabilir. bıktım,sıkıldım lafının altında farklı problemler olabilir.

"sen niye çalışmıyorsun" şeklinde yargılama yapmadan konuşmak lazım.
  • mahone  (09.09.17 23:05:51) 
@floydian çok kavgaları oldu hatta iş ayrılmaya bile geldi bir ara. annem de ben doğduktan sonra işten çıkmış bir daha da giremedi sonra yaş dedi, köreldim dedi vs.

ya ben de dedim anneme %25 zam istiyormuş yılbaşında oran olarak aslında kanunen bir miktarı var onun ama annem de kocası ve oğlu avukat onun, dava açın madem öyle değer biçtirin falan diyecek dedi. ev sahibi 85 yaşında mı ne bir kadın. hayatımda gördüğüm en paragöz insan sanırım.
  • dedi ayca  (09.09.17 23:06:09) 
eğer 10 yıldır orada oturmuyorsanız(yıldan emin değilim ama 10 diye hatırlıyorum) evden de çıkaramaz, daha fazla zam da yapamaz. paşa paşa parasını gönderir oturmaya devam edersiniz hiçbir şey olmamış gibi.

yüzde 25 zam çok fahiş bir oran. isterse bütün sülalesi avukat olsun yasalar belli.
  • floydian  (09.09.17 23:13:06) 
@komando kani var bende yani sıkıntısı yok bence. üniversite mezunu falan değil babam, alaylı olarak yetişmiş mesleğin içersinde. ben 3-4 yaşına gelene kadar çok iyi paralar kazanmış ama sonra hem sektör yavaştan değişmiş, hem işler işte. ben hatırlıyorum para alamıyordu, abuk subuk insanlarla çalışıyordu vs. en son doğan egmont'ta çalışıyordu işte adam 7-8 dergi yapıp 2bin küsür maaş alıyordu. hem üni.mezunu olmadığı için büyük paralar kazanamadı, hem de üni mezunu olan tipik concon insanlar yüzünden fenalık geçirdi. anlattığı insanlara ben bile tilt olurken, bu yaşta onun da tahammül edememesi çok normal diye düşünüyorum. son senesinde artık senelerce masa başı çalışmaktan kolunu arkaya atamaz hale gelmişti, fizik tedaviye gitti senelerce, hala her sabah hareketlerini yapıyor. bunları savunmak için demiyorum ben sadece durumunu anladığımı belirtmek istiyorum ama iki çocuğu varsa bir insanın bilmiyorum yani biraz harekete geçebilir bence. ben bile alanım farklı olmasına rağmen freelance grafik işlerinden 500-600 kazandığımı biliyorum. öyle bir miktar bile rahatlatır diye düşünüyorum ama kovalamıyor kesinlikle.
annemle olan kavgalarından sonra da annem diyordu "zorla çalış mı diyeyim napayım ben" diye. anneme de kızıyorum sırf beni yuvaya veremedi diye (sebebi de "ay burada merdiven var düşer", "ay çocuğu döverler mi", "ay gazı açıp çocukları uyutuyorlarmış", "ya deprem olsa, bina sağlam değildir kesin" falan gibi şeyler...) işini bırakmak zorunda kalmış, bırakış o bırakış. etrafımda anaokulu/kreş/yuva gitmemiş olan bir tane insan yok ve hepsi gayet sağlıklı. büyük konuşmak istemiyorum tabii ki ama ikisi için de yanlış kararlar silsilesi sanırım.

  • dedi ayca  (09.09.17 23:13:15) 
siz haklısınız. eğer geçinemiyorsanız çalışmak zorunda. sizi o yaptı sonuçta, "amaan sıkıldım" gibi bir şey diyemez. elini taşın altına koyması lazım.


  • dedimmidemedimmi  (09.09.17 23:16:31) 
duyuruyu açmadan önce annem kapımın önünden geçerken "tamam işte o zaman zam yapınca üstünü ödeyecekmiş ayça" dedi adeta duyurmak istercesine. sinirlendim kalkıp kapattım kapımı, gelip işte "ben öyle dedim diye mi kapatıyosun" dedi dedim, "ondan değil de duyurmak ister gibi yapıyorsun çok saçma" sonra küçük bir tartışma oldu "tamam çalışacak olan bensem vericem zaten" dedim babam duydu mu bilmiyorum, kendi kendime asabım bozulsa da onun bozulmasını istemiyorum. sikicem yani cidden parasızlıktan bıktım...


  • dedi ayca  (09.09.17 23:24:54) 
Haklısın sonuna kadar. Özellikle parasal meselelerde bu sekilde davranan anne babalari gordukce inanılmaz şaşırıyorum. Yapacak bir sey yok. Şanssız bir insanmışsın malesef. Umarım baban aklını başına toplar.


  • aquarium  (09.09.17 23:38:57) 
Bilemiyorum ki acaba sakladığı bir sıkıntısı olabilir diye düşündüm. Belki annenin yanında söyleyemiyordur. Bi gün al babanı "baba gel dışarı çıkalım dışarıda bi kahve içelim de" sinirlenmeden güzel güzel "bak baba biz bir aileyiz para sıkıntısı çekiyoruz hepimiz çalışarak bu sıkıntının üstesinden gelmeliyiz. Çalışmak istememeni anlayamıyorum. bana anlatmadığın bir derdin mi var? bak ben senin kızınım ben senin yanındayım..." gibi damardan girerek bi konuş bakalım.


  • komando kani var bende  (10.09.17 00:11:19 ~ 00:11:58) 
Valla genelde emekli olanlar ise soylenerek gidiyor. Ama kendi harcligina cikarsan yeter gerisini istemesi dogru degil.


  • imelih  (10.09.17 02:19:30) 
açıkçası haklıısn. genelde babalar aman çocuğum kendşni kurtarsın diye çalışırlsr. taksiiclik yaparlar fln. baban sorumsuz bence


  • oscar  (10.09.17 02:30:49) 
kimsenin işi kolay değil babanın işinin de zorlukları vardır ama çalışıp arkanızda durması lazım. böyle çok aile var ben de bu durumları yakın zamanda yaşadım. takınca olmuyor. alıp karşına konuşucaksın bir kere. kendine çeki düzen veriyorsa verir yok sa yapıcak birşey yok.


  • Caaannn  (10.09.17 03:28:22) 
illa grafikerlik yapmak zorunda değil. sitelerde güvenlik fln gibi kolay işler yapabilir. mesela bizim sitenin güvenlikleri hep emekli amcalar oturdukları yerden para kazanıyorlar. o tarz bişi yapabilir. sen haklısın.


  • sta  (10.09.17 05:36:25) 
Genel olarak tavirlar vs bana yanlis geldi ama senin de verecegin uc kurus para yani hem de ailene. Bunun lafini yapmiyor olman lazim.


  • piremses  (10.09.17 10:56:34) 
23 yaşına gelmişsiniz. Aileniz size bakmak istemiyorsa onları zorlamayın. Yavaş yavaş kendi hayatınızı kurup evden çıkmaya gayret etseniz bence sizin için iyi olur.

10-15 yaşında olsanız durum başka olurdu tabi.

Ayrıca erkekler içinde bulunduğu sıkıntıları, duygularını, düşüncelerini ifade etmekten biraz çekinebiliyor. Belki adamın başka dertleri de vardır, belki de yoktur.

Önemli olan: başkalarını zorla değiştiremezsiniz. Aranızdaki problemler büyür. Siz kendi imkanlarınızı keşfedip kendi yolunuza giderseniz içinizden geldiği gibi bir aile de kurup kendi hayatınıza bakarsınız. Hayat müşterek.
  • idexo  (10.09.17 11:14:04) 
babanızın emekli maaşının yetmediğini düşünüyorsanız,kendi yolunuzu çizebilirsiniz. kendi hayatınızı yönetemiyorsanız eğer duruma razı olacaksınız.23 yaşındaymışsınız ya bence tam zamanı evden ayrılıp kendi ayaklarınızın üstünde durun.50 yaşındaki adamı orada burada kıstırıp çalış diye baskı yapmayın. gerçi eve çıksanız bile en fazla 2 ay veriyorum size sonra kardeşinizle beğenmediğiniz evin aynı odasında ranza kavgası yapacaksınız. bu arada boşuna annenizi dolduruşa getirip adamın üstüne salmayın. durumdan şikayetçiyseniz bavulunuzu toplayıp evden ayrılın.


  • origse  (10.09.17 11:43:31) 
@origse ben kimseyi doldurmuyorum ki. Kavga ettikleri zaman erasmustaydım ben, gelince haberim oldu.

Ayrıca bana çık ve kendi hayatını kur diyen arkadaşlar, 2bin lira ile tek başıma istanbul'da nereye gideyim ben? Sıfırdan ev açmak kolay mı? Depozitosu, girerken verilecek olan kirası, içine eşyası vs. derken daha yerleşmeden bir dünya masraf. Ardından da kira 1300-1500 bandında olacak geriye kalan parayla nasıl hayatta kalayım? Biraz makul şeyler söyleyin pls.
  • dedi ayca  (10.09.17 12:16:10) 
baban seni 18 yaşına kadar büyütmüş mü evet? üniversiteyi de bitirmişsin. bundan sonrası senin sorumluluğun kusura bakma. "eşek olma da çalış yardım et" demek haddim değil ama hayatın gerçekleriyle yüzleşme vaktin geliyor.


  • burya  (10.09.17 12:31:25) 
Ev arkadaşı bulmayı deneyebilirsiniz,
Yavaş yavaş evlilik adımları atmaya başlayabilirsiniz,
İş değiştirerek yükselmeyi deneyebilirsiniz,

İmkanlarınızı gözden geçirin, başkaları ne yapmış araştırın, size uyacak bir yol bulmayı deneyin.
  • idexo  (10.09.17 15:42:01) 
Ya kusura bakma da güldüm laflarına,

Hem ev açmak dünyanın parası diyorsun hem de kendin para kazandığın halde 350 tl kiraya destek atarken olay çıkartıyorsun. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.

Tamam bence de bi insan o yaşta çalışmamayı bırakmamalı, en kötü bir hobi geliştirip onun üzerinden 3-5 topluma katkı sağlamalı ama adam emekliliğini almış artık, çalışmak istemezse de çalışmaz, gider daha küçük eve çıkar. Büyük ev isteyen aradaki farkı verir bu kadar basit.
  • yakuza123  (15.09.17 00:25:34) 
baba yorgun.


  • binder dandet  (15.09.17 00:32:43) 
[]

iğne olurken ağda yaptırmak

doktor dün bana tonsilit teşhisi koydu ve 6 adet antibiyotik iğnesi verdi. günde iki taneden, yarın son günüm. cumartesi günü litvanya'ya uçağım var, staja gidiyorum ama aynı zamanda denize girme gibi planlarım da var. bu hafta ağdaya gidecektim fakat şimdi aklıma düştü, iğnenin yapıldığı yere de yapıyor teyze ağdayı acaba iltihap falan kapar mıyım yoksa paranoyaklaşıp deliriyor muyum?

not: orada ağdacı yok ve kendi kendime beceremiyorum.


 
İğne ucu kadar yerden bişey olmaz. Ama cildin aşırı alerjik falansa, bununla ilgili bi geçmişin varsa bilemem tabi.


  • manuel mandalina  (14.06.17 21:03:09) 
Yok ya hic bisi olmaz.


  • duru arsnova  (14.06.17 21:22:37) 
bu kadar dert ettiyseniz iğnenin vurulduğu kaba etinize hemşire yara bandı yapıştırsın, ağdacıya da klavuz olur oraya ağda yapmaz


  • oscar  (14.06.17 21:45:17) 
123   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.