Ekşi Duyuru

Birkaç yılda bir "köpeği kargoda öldü" haberleri çıkar. Ama her gün yüzlerce hayvan da orada taşınıyor bir yandan... Ben zorunlu durumlarda taşıdım hep. Görevliler hayvan bölmesinin havalandırmasının iyi olduğunu ve ayrı olarak ısıtıldıgını söylerler (sorunca) hep

Zor bir konu. Ben tatil gibi sebeplerle asla bir köpeğe o stresin yaşatılması taraftarı değilim. Ya da arabanın kullanılabileceği seçeneklerde, artı 12-13 saat dahi eklense, araba ile seyahat ederim.

Korkunç haberlerin yanı sıra, köpeğe verilen sersemletici dozun doğru ayarlanması biraz güç. Bünyeden bünye de fark ediyor. Düşünün ki hayvan yolculuğun ortasında pat diye uyanıp kendini öyle bir ortamda buluyor... Ben düşünmek istemiyorum.

İyi bir veteriner şart diyorum. Yolculuk başlamadan da, sürekli seyahat şirketiyle ilişkide kalmak, vaktinde rezervasyonunu yaptırmak lazım. Uçağa binmeden tekrar sorup, onaylatın kargoda hayvanınınızın olduğunu ve gerekli şartların sağlandığını.

Ufak bir köpekse, yaşı geçkinse, özel bir sağlık sorunu varsa, veteriner onayı almadan asla düşünmeyin derim.

Ben gönüllü olarak Türkiye'den Almanya'ya sahiplendirilen bir köpeğe eşlik ettim. Her şeyi iki, üç kere onaylattırdım, yine de o uçak yolculuğu geçmek bilmemişti. Çok stresli bir yolculuktu.

oncelikle kopeginizi ozel durumu yoksa uyutmamanizi, sakinlestirici kullanilmamasini oneriyorum.

genelde kopeginiz tasima kafesinden ziyade daha buyuk ucak seyahati icin tasarlanmis kafeslerde tasirsaniz genelde sorun olmaz. kopeginizin cinsi de onemli. kopeginizi tanimaniz da onemli. gerekirse onceden besleyip ucak yolculuguna gore kafese sadece su koyabilirsiniz. ya da beslemeyip yemek ve suyunu kafese koyabilirsiniz. kopeginizi ucak yolculugundan once yormaniz enerjisini harcamaniz iyi olur.

bunun disinda genelde bu isler genelde bu kafesleri tasiyan arkadaslarda bitiyor. normalde kopekler havalandirmalari olan kisimda tasiniyor. onem veriyorlar artik bu konulara. zaten kafesinizde dort tarafi acik havalandirmasi iyi olan bir kafes olacak. icine kopeginizin sevdigi, genelde uyurken yaninda bulundurdugu bir oyuncagini koyarsiniz. battaniye falan da uygun. bir de stres olacagi icin genelde kemirdigi oyuncaklardan koyabilirsiniz.

bu biraz risk. kimi kopekler havayolunun umursamazligindan olurken, kimisi de elde olmayan sebeplerden olebiliyor, stres saglik sorunu vb.

Tabii ki once veterinizle gorusup saglik durumunu hakkinda onay almaniz en dogrusu. Sonra dogru kafes secimi, kopegin aliskanliklari ve ucus saati, suresi goz onune alinarak yapilacak plan sonrasi riskleri en aza indirmis olursunuz.

bir kac kez kopeklerimizde stresten kaynakli sorunlar yasadik ucus sonrasi, yeme icme aliskanligi bozukluklari, korku, agresiflik. fakat hepsi yeni duzenden sonra en gec bir hafta icinde duzeldi.

ama bu demek degil ki bu risksiz. fakat bazen baska bir sansiniz da olmuyor.

Cevaplar için teşekkürler.

Tatil amaçlı bir yolculuk değil. Her halükarda bir yolculuk gerçekleştirmemiz gerekiyor.
Köpeğim 8 yaşında 14 kilo bir cocker spaniel. Yolculuk Antalya > Van gibi uzak mesafeli olacağı için araba tercih edemiyorum.

Sakin bir köpek, tıraş vs gibi uygulamalar esnasında uyutulmaya gerek kalmadı hiç. Uyutulmaması için yeterli bir kriter mi bu?

Hosteslere sürekli, kargoda bir köpeğin olduğunu hatırlatmak gerektiğine dair bir şey okudum. Gerekli koşulların sağlanması bizim inisiyatifimize mi kalıyor bu durumda, havayolu şirketine ne kadar güvenebiliriz?
Çok korkuyorum arkadaşlar, en doğru kararı vermek istiyorum. Hataya açık bir konu olmadığı için panik halindeyim. Antalya>Van hattı için başka öneriniz varsa ona da açığım.

Ben iki kere kullanmak zorunda kaldım. Öncesinde araştırdığımda mümkünse sakinleştirici verilmemesi gerektiğini okumuştum, zaten hırçın bir köpek olmadığı için sakinleştirici vermedim. Ha, ikimiz için de çok stresli bir yolculuk oldu ve çok korktu ama yine de bir şekilde geçti. Yolculuk sonrasında travma kalmadı, hemen normale döndü.

Ben de bilet almadan önce o korku hikayelerini okuyup çok korkmuştum ama havaalanına gittiğimde tek başıma gittiğimdekinden çok daha fazla ilgilenildiğini gördüm. Normalde havaalanında hep bir kaos ortamı var gibi geliyor, kimsenin ne yaptığı belli değil. Organizasyon eksikliği var çoğu şeyde. Ama bu konuda herkesin her şeyden haberi vardı (yer görevlisinden pilotuna kadar) ve tıkır tıkır işledi. Her şey hazır beni bekliyorlardı sadece. Kontuar görevlileri bile ben check-in için gittiğimde “aa biz de sizi bekliyorduk” dediler hatta. Rezervasyonu görüp önceden her şeyi hazırlıyorlar, herkesin de haberi oluyor. Hemen hızlıca işlemleri halledip görevli çağırıp köpeği aldırıyorlar. Pilotun ve hosteslerin de kargoda canlı olduğundan haberi oluyor.

İndikten sonra da görevli getiriyor köpeğinizi. Canlı olduğu için itip kakma gibi şeyler olmuyor gördüğüm kadarıyla. Efendi efendi taşıyorlar. Ama kişiden kişiye değişir. Görmediğimiz yerde nasıl oluyordur allah bilir. Yine de göz göre göre zarar vermezler tabii.

Bir daha yapmak istemem açıkçası. Ülke içi, arabayla gidilebilecek bir mesafeyse arabayı tercih ederim. Ama o kadar korkulacak bir şey de yok. İçiniz rahat olsun.

urun.n11.com

urun.n11.com

www.mossobisiklet.com
Bu bisikleti bayiden bulursanız daha d indirimli olur ama n11 fiyatı:
urun.n11.com

www.salcano.com

urun.n11.com
www.tandembisiklet.com

Olabildiğine şehir icinde binmelik hafif bisikletlerden örnekler attım size. Ön maşası amortisörlü bir gezi-tur/hibrit bisikleti veya kalın tekerli ağır bir dağ bisikleti almayın. Hevesle alıp köşeye koyarsınız ağırlığı bezdirir sizi. Olabildigine akıcı, 12 13 kglik, 32 38 kalınlıkta lastikli, vfrenli ve düz maşalı amortisörsüz ürünler bunlar. İnternet fiyatları fena degil yine de çevrenizde bisiklet bayi varsa attığım markaların yakininizdaki bayilerine sevdiginiz modelin kadrosunu söyleyin daha da indirim yaparlar. Internetten de alabilirsiniz tabi.
Kadro boyu husunda bacağınızın iç boyu da onemli olmakla birlikte 46-48 sizin için uygun olur. 46 daha iyi gibi hatta.

whosampled.com

@alperz, Teşekkürler ama bulamadı maalesef.

çok iyi anlaşılmıyor.

daha doğrusu yapısal olarak biraz uyuzu da andırsa, alerjik bir reaksiyon da olabilir.
karaciğer sorununa bağlı olarak oluşmuş da olabilir.

bir veterinere göstermek en doğrusu.

Veteriner hekime götürmem pek mümkün değil. Yerinden kalkmıyor. Mamayı bile yatarken yediriyorum. Her gün aynı yerde bulabileceğim bir köpek kendisi. O yüzden düzenli yapılabilecek yan etkisi olmayan bir tedavi uygulama peşindeyim.

veterinere göstermek derken, fotoğrafı demek istemiştim.
daha sağlıklı bir fikri olacaktır.
tüylerin arasında kaldığı için direkt "şudur" diyemedim, ancak saydığım seçenekler belirdi kafamda.
veteriner daha net konuşabilir.

Reddit'te soyle bir sub varmis veterinerlere soru sorabileceginiz www.reddit.com
Orda sorsaniz? Yalniz resimler cok anlasilir degil bence.
Ne zamandir var bu?
Kasiniyor mu?
Yaliyor mu?
Baska yerlerinde var mi?
Kokuyor mu?
Veteriner degilim ama ne kadar bilgi verebilirseniz o kadar iyi olur gibi.

@bir varmis bir yokmus, Teşekkürler. Hep akşamları seviyordum, gündüz hiç denk gelmediğim için ne zamandır var bilemiyorum. Kaşınma, yalama, koku gözlemlemedim. Çünkü hiç hali yok, sürekli yatıyor.

Merhaba,
Özellikle istediğiniz bir ürünü link ve adresle birlikte ekleyebilirseniz internet üstünden alarak gönderebilirim/z.

Ben de adres isteyecektim

bence direk adres yazarsanız mesajınıza daha mantıklı.
hatta bir de online getiren bir yer varsa van'da onun linkini de atın.
migros falan varsa birileri gönderir bir ace de olsa. böyle karsı taraf için külfetli bir istek, para istemiyorsunuz, malzeme istiyorsunuz vs.vs.

@pasifik, teşekkürler biz hepsinin farkındayız ama bizim çocukların çoğu el bile yıkamıyor. Sınıf içerisindeki kokudan daha pek çok şeyi yapmadıklarını anlayabilirdiniz mümkün olsaydı. O yüzden koridor başlangıçlarına dezenfektan yerleştirdik. Biz büyük bir kısmını öğretmenler olarak hallettik ama bir süre süreklilik arz etmesi gerektiği için artık yetişemiyoruz. O yüzden yardım isteğinde bulunduk.

@hopp, Köye ulaşım kar sebebiyle sıkıntılı olduğu için okula PTT 2 haftada 1 geliyor, o da gelebilirse. O yüzden okul adresi veremiyorum, adresi doğrudan buraya yazamıyorum. Özelden bilgi veriyorum. Yardımlarda para işine girmek istemiyorum açıkçası. Kızılay'a gönderilen paranın nerelere gittiğini/gidemediğini biliyoruz mesela, insanların bu konudaki güvensizliğine hak verdiğim için doğrudan ihtiyacımız olan şeyi söylemeyi tercih ediyorum.

bir cok model denedim, hem giydirmesi zor hem de kopek rahat etmiyor. en son corap seklinde bir sey aldim, alti plastikti. velcro ile sabitleniyor. o fena degildi ama onla da ugrasamiyorum. favorilerime ekledigim bir video var, bir gun kendim yapmaya karar verirsem www.youtube.com
kisin cok soguk oldugunda patileri donuyor, o zaman lazim sadece.

en az 1080p 60 fps çekebilmesi.
suya dayanıklı kılıfı olması.
gyrosu olması (optik imaj sabitleyici)

Heliocare tam anlattığın tarzda.

Avene sivilce yapmıyor.
Ama cilt tonunu eşitleyen demişsiniz. Güneş kremi ne kadar beyazlık bırakırsa o kadar iyidir demişti Doktor Mehmet Öz. Beyazlığı ne kadar çok olursa o kadar iyi koruyucuymuş, katman görevi görüyormuş.
Zaten bir süre sonra o beyazlık geçiyor.

Solante’nin tinted ürünleri var, kullanmadım ama acnes tinted’a bir bakabilirsiniz. (Düz pigmenta kullanıyorum, memnunum.)

Karaciğer le ilgili ileri tetkik ya da sadece takip gerekir hastanın duruma göre.
Hastanın durumu: yaş, cinsiyet, alkol/ilaç kullanımı, ek hastalık vs vs.

EFA S-1200

Ocean plus

synth ön planda değil her zaman ama background için istiyorsan şu kayıt da işini görür bence.
youtu.be

stavroz'u karıştırırsan bulabilirsin sana hitap edenleri. bana benzer hisleri yaşattı bu gönderdiğin stavroz dinlerken; paylaşıyım dedim.
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

Kraftwerk- Autobahn
youtu.be

Vangelis- Pulstar
youtu.be

Ambient electronic yazarsan search'e, mutlu olursun gibi geldi

3 ay ise yarayan dis parazit ilacini alin veterinerden. Kene gelmiyor, dis parazit isirsa da isirdiktan sonra ölüp düsüyor köpegin uzerinden. Yine de her ihtimale karsi, yaninizda kene cimbizi bulundurun, isirdiktan sonra yaptigi sislik zor geciyor, keneyi hemen cikartmakta fayda var. Sampuan vs. gereksiz urunler.

Düzenli olarak parazit ilaçlarını yaptırıyoruz zaten. Bu söylediğiniz farklı mı? Daha 20 gün önce yaptırmamıza rağmen yapışıyor çünkü.

seresto tasma aldım ben veterinerin tavsiyesi ile 125 tl civarıydı 1 ay oldu.Gayet güzel işe yarıyor

Hangi ilaci verdiginizi bilmiyorum. Bizdeki soyle: ilk basta bir aylik verilip bakiliyor kopegin haline. Eger sorunsuz gectiyse bir ay, uc aylik dozu veriliyor. Yapisinca olup dustugunu de goruyor musunuz? Eger olmuyorsa, verdiginiz doz kopege uygun degildir; etkisi yok gibidir belki?

Bunun disinda duzenli araliklarla hindistan cevizi yagi surebilirsiniz, ozellikle disari cikartmadan once. Guzel-dogal bir kokusu var ve ayni zamanda dis parazitleri rahatsiz edici, daha az geliyorlar kopege.

Dogru ilac ve doza hala kene geliyorsa ve isiriyorsa: Cikarttiktan sonra keneyi, o bolgeye surebileceginiz bir kortizonlu krem var. Sislik cabuk iniyor, hayvani rahatsiz etmeden.

piyasayı bilmiyorum ama maks 2000 tl öderdim.

iki kişi mi?

Tek kişi

kuşadasına 1750 vereceğime leğeni doldururum

Bu mevsimde fazla gibi geldi bana.

@adwokat, Temmuz için. Karşılığında sertifikaların verileceği bir eğitim amaçlı gidilecek.

Eskiden betty puf puf falan program yapardı, dinlerdim. Yüz yıl önce. Şimdi siz söyleyince "Sourberry hâlâ var mıymış" dedim.

eskisi gibi artık uğramıyorum. in d red , marikaki ile karşı kıyı gibi düzenli takip ettiğim programlar vardı fakat bu duyuru iyi hatırlatma oldu.

Şimdi sen söyleyince baktım çaldığın parçalar süper. Süper şarkılar durunca kapatırım ve bir daha ne zaman bakarım bilmiyorum :)

@eazy, teşekkürler ^^

ekşi'den takip mesajı özelliği artık çalışmıyor ama sourberry başlığına yayın yaptıkça entry giriyor bütün djler. takip edebilirsiniz başlığı. edin yahu, öldü radyo resmen. :)

duyuruyu görmesem haberim olmayacaktı.
dinliyorum :)

Sözlük hesabim varken takip ediyordum orayi ama hesabimi devrettikten sonra aklima dahi gelmiyordu valla ne yalan söyleyeyim. Hatırlatma için teşekkürler:)

radyoculuk ölmez de, şarkı seçimi konusunda tükenip çeşitliliğimi kaybetmedikten sonra başkasının çalma listelerine pek meyletmiyorum. lisede-üniversitede şarkıya ulaşmak zordu, sourberry dahil bir sürü radyoyu takip ederdim ama yavaş yavaş, internetin yayılmasıyla, bıraktım. son 4-5 senedir dinlemiyorum haliyle, radyoya ihtiyacım kalmadı diyebilirim; kendime yetebiliyorum.

en son dinlemişliğimin üzerinden muhtemelen 10+ sene geçmiştir. geçenlerde "böyle bir şey vardı" deyip siteye girdim baktim. yayin da yoktu. terk edilmis binaya girmis gibi hissettim. akan zaman onu da bitirmis.

Andriodden dinlemenin en ortalık yolu ne ola ki?

Elinin altında kendi sevdiği parçaları dinleme imkanı varken, başkasının 20 parçalık listesini neden dinlesin? Hele ki Spotify, apple music uygulamaları zaten bunu otomatik olarak yapıyorken. Ayrıca artık herkes gurme, artık herkes sanat eleştirmeni, artık herkes her şeyi bilen olduğu için zorunluluk hariç teşebbüs edilmiyor. Sanırım.

@baal, doğrudan açılıyor olması lazım linke tıklayınca, ben de androidden dinliyorum.

@kafadanbacakli, aslında sourberry'yi farklı kılan da Ekşi yazarlarından seçilen djlerin standartın dışında kalabilecek zevkleri ve radyodaki chat kısmıydı. Yoksa ben de Spotify'ın resmen müzik konusunda bir fetih hareketi olduğunu düşünüyorum.

özledim, ama belki 6-7 senedir dinlemiyorum. ne 6-7, 10 sene olmuş.

ben de sourberry dinliyorum fak

Ahmet Hamdi Tanpınar
Yaşar Kemal
Murathan Mungan
Kemal Tahir
Tarik Buğra
Buket Uzuner
Sait Faik

Tomris Uyar
Nilgün Marmara
Vüsat Obener
Sevgi Soysal
Bilge Karasu
Sait Faik
Vedat Türkali

Muhafazakar yazarlar, yazar değil mi?

Selim İleri
Ayfer Tunç
Vüs'at O. Bener
Adalet Ağaoğlu
Kemal Tahir

Latife Tekin
Oğuz Atay
Vüs'at O. Bener
Attila İlhan
Tezer Özlü
Vedat Türkali
Bilge Karasu

Orhan Pamuk

Reşat Nuri güntekin - kan davası

@black holes in the sky, yazarlıklarına bir şey demiyorum. Ben sevmiyorum.

+Beirli bir kitap ismi önerisi de şükela olur. Mesela Yaşar Kemal okumamanın açlığını çekiyorum. Hangi kitabından başlanmalı gibi.

Orhan Kemal

Valla ben Yasar Kemal' in ince kitaplarini okudum. Komple uzunlari kafamin rahat olacagi belirsiz bir tarihe erteliyorum:/
Bu sebeple kısalardan önerilerim:

Kuşlar da gitti
Tek kanatlı bir kuş
Ağrı Dağı Efsanesi
Teneke
Binboğalar Efsanesi
Hüyukteki Nar Ağacı
Yılanı Öldürseler

hasan ali toptaş okunabilir. Sonra Ahmet Altan belki Ahmet Ümit.

Yaşar Kemal:
İnce Memed
Dağın Öte Yüzü
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana

Adalet Ağaoğlu:
Dar Zamanlar Üçlemesi

Ferit Edgü:
Hakkari'de Bir Mevsim


Türk edebiyatından özellikle sevdiğim birkaç kitabı yazdım. Ayrıca İhsan Oktay Anar, Yusuf Atılgan, Oğuz Atay ve yukarıda bahsi geçen birçok yazarın da çok güzel eserleri var.

Knulp diye bir kitabı var. Güzeldi.

bu kadar sevdiğim bir yazarın biyografisini de öğrenmek isterdim, hayatı ve eserleriyle bağları görebilmek için


www.goodreads.com

@freebird, kesinlikle güzel bir öneri. Teşekkür ederim. Biyografisini okuyup kişiliğinin, hayatının olumlu/olumsuz etkisi altında kalmadan önemli birkaç eserini daha okumak isterim.

2,5 saat boyunca efektif bir spor seansı geçiriyor olman pek mümkün değil. ya profesyonel sporcu olup bir koçla çalışman lazım ya da sayborg olman.

her sportif çalışmanın bir yenilenme dönemine ihtiyacı oluyor ayrıca, bu dönemi iyi geçirmezsen hem sakatlık riskini arttırmış oluyorsun hem de harcadığın eforun karşılığını almanı güçleştirmiş oluyorsun.

1 saat kardiyo bence çok mesela, yarım saatlik sıkı bir hiit programıyla daha efektif sonuç alırsın diye düşünüyorum. hele ki sonrasında ağırlık çalışacaksan, bi de onun üstüne pilates yapacaksan üstüne inanılmaz bir yük bindiriyorsun demektir. ya da hiçbirini hakkıyla yapmıyorsun ki hepsine gücün kalıyor.

Spor salonunda yasayan insanlar var, 2.5 saat de ne? Keske benim de o kadar zamanim ve motivasyonum olsa. Spora gittigim zamanlar zaten eve 6'da varmis oluyordum. 7'den 8:30'a kadar kalip eve gidip dinlenmek istiyordum cunku zaten sabah 7'de is basliyor. 11 gibi uykum geliyordu. 2.5 saat zamanim yoktu kisaca.

kati suretle normal değil.

hocayla / spor salonuna devam etme konusunda kararınızı tekrar gözden geçirin. zira pek iş bilen bir kuruma benzemiyorlar.

2.5 saat çalışmak fazla ama bu çalışma olayında vücudun nasıl efor sarfediyor bu önemli yani 2.5 saat boyunca kendini yüksek taakat yoruyor musun yoksa 1 saat koşup terleyip kalan 1.5 saatte dinlenmeli şekilde sadece esneme dinlenmeli çalışıyorsan kondisyonuna göre normal gelebilir. ama kalan 1.5 saatte de kendini efor harcayan hareketlerle yoruyorsan bence fazla.

@jux, aslında her hafta bazı değişiklikler yapıyor hoca. 1 hafta 20 koşu + 20 eliptik ise diğer hafta 45 dak 10 eğimde yürüme ekliyor. Benim korkum sizin dediğiniz gibi harcadığım eforun karşılığını alamamak.
Hareketlerin hepsini çok bilinçli yapıyorum, son çalışma bölgem kollar oluyor ve inanılmaz güçten düşmüş oluyorum.

@Traveler, ben sabahları 6'da uyanıyorum. Enerji verdiği için spora gitmeyi ihtimal etmiyorum ben. Ama 2,5 saat spor yapmakla bitmiyor. Yemek + duşu ekleyince günün büyük bir oranı tek bir eylem için harcanıyor. Bu rahatsız edici ve boş geliyor bir süre sonra.

@basond, 1 saat kardiyo sonrası 4-5 farklı hareket bacak çalıyorum. Ağırlıklı ve boş squat hareketleri de var bunda. Yine aynı şekilde 5 hareket karın. En düşük setler 3x15... Bu kısımdan sonrası kol ve savsaklamayla geçiyor yorgunluktan.

Fazlaysa da nereden nasıl kısmam gerektiğini bilmiyorum.

yeni başlamışsanız normal değil. 1 saati de aşmaması gerekiyor. Bence hocada sorun var.

hoca sana yazılıyor.

2.5 saat çalışmak normal değil. Ya sen çok yavaş yapıyorsun ve hoca da programını bitirmeden gitmeni istemediği için o kadar uzuyor ya da hoca dediğimiz kişi, memleketteki hoca diye geçinen %99'luk kesimden.

Sabah kardiyo, akşam ağırlık şeklinde 2+ saat olsa bile uzun vadede tükenirsin ki bu programı sen düşün.

Haftada en fazla 2-3 gün geliyorsan belki kabul edilebilir bir süre.

@skooma, ağırlık çalışmalarını haliyle hızlı yapmıyorum ve dediğim gibi dinlenme sürelerini bile mümkün olduğunca kısa tutuyorum. Benden kaynaklı bir 2,5 saat değil bu, çok fazla hareketim var. Sanırım ayrıntılı yazmalıyım:
1 saat kardio ( 20 koşu + 20 eliptik + 500 ip ya da 45 dakika rampa + 300 ip)
En azı 3x15 olmak üzere 3 farklı bacak hareketi +
4x15 boş squat, 4x15 iç bacak için squat
3x15 setten 6 farklı üst+alt karın hareketi
3x10 setten 4 farklı kol hareketi

Bant ile itmeli, çekmeli kol hareketleri + esneme falan filan. Daha bel, twister falan da var uzamasın diye yapmıyorum.

Haftada 4.

ne yiyorsun? bu enerjiyi neyle karşılıyorsun? yorgunluğunu nasıl atıyorsun?

şimdi bi işin sürdürülebilirlik kısmı var normal mi diye sorduğuna göre bi anormallik sezmiş gibisin ve rahatsızsın bu durumdan- haklı olarak gününü bitiriyor- herşeyden öte sırf bunun için bile optimum seviyeye kendinize göre çekebilirsiniz.
full body yapıyorsunuz anladığım kadarıyla, halterci falan değilseniz haftada 4 gün bacak çalışmak cidden overtraninge giriyor. muhtemelen hakkını vermiyorsunuzdur. ben bacak antremanımdan 2 gün sonra bile antreman koymuyorum.
kardiyo ağırlık antremnından sonra yapılır, sıralama şu şekilde olur, salona gidilir mobilite hareketlerinden sonra eklemler açılır sonra vücut en dinamik haldeyken ağırlık girilir.
yani cidden bacak çalıştıktan sonra ayağım falan 3 adımda bir boşa düşüyordu.
özetle ağırlık çalıştıktan sonra uzun süreli kardiyolar vücudu katabolik duruma sokuyor yani sıkılaşma dediğiniz kas gelişimi yalan oluyor bu haliyle.

size her bölge için 2şer setten toplam 10 setlik bir full body programı öneriyorum. mesela sırt omuz yok programlarınızda. sonra 20-30 dk hit kardiyo ve kapanış. haftada bir gün ise sırf kardiyoya ayırabilirsiniz.

@schudman, yulaf ezmesi, meyve, ton balıklı salata ya da tavuk ızgara (beslenmem rezalet, genelde 2 öğün), yorgunluğum spor anında oluyor. Sonrasında fazla ayakta kalmaktan sırt ağrısı dışında bir yorgunluğum olmuyor aksine enerjim yükseliyor.

@Golgi, teşekkürler cevap için. Anormalliği her sene salon değiştirdiğimde hissediyorum. Rahatsızlığım bu spor konusunda çok çeşitli ve birbirinden bağımsız bilgi çöplüğünden de kaynaklanıyor açıkçası biraz. Vücuduma neler yaptığımdan emin olamıyorum. Sizin cevabınız da dahil her cevaptan sonra kafam daha da çok karışıyor.
Ağırlık çalışmalarının bu kadar fazla olması da beni şüphelendiriyor. Kısmam gereken nokta kardio yerine ağırlık olabilir mi? Bir de size göre haftada 1 kez bacaksa diğerinde başka bir bölge mi olmalı, bütün bölgeler eşit olarak aynı anda mı götürülmeli?

@landho amaç sıkılaşmak ve güçlenmekse sizin ilacınız ağırlık antremanı, koşu bandında yürüyerek güçlenemezsiniz ya da pilates topunun üzerinde.. o maşallah dediğimiz kalçalar hip thrustla, squatla yapılıyor. haftada bir kez bacak çalışın dememiştim aslında, protein sentezi vücutta 48 saatte tamamlanıyor yani bir kas grubunu haftada 2 kez çok rahatlıkla çalışabiliriz. şu şekil olabilir bir gün üst vücut bir gün alt vücut çalışabilirsiniz. pazartesi ön kol arka kol, 2 şer hareket.. göğüs 2 hareket, omuz 2 hareket, sırt 2 hareket.. hareketleri 3 de yapabilirsiniz. önemli olan . mesela omuz çalışacaksanız.. shoulder pres, lateral raise, front raise yapın. yani omuz kasını 3 yönüyle de çalışın. sonra hit kardiyo yapıp bitirin. karın çabuk yenilenen bir kas grubu. çalıştığınız günden bir gün sonra tekrar çalışabilirsiniz.. salı günü bacak çalışın hakkını vererek.(lunge,squat, hip thrust, leg extension, lying leg curl vs.) çarş boş gün.. perş üst vücut cuma bacak.. cmts boş.. pazar kardiyo günü pilates falan ortaya karışık olabilir.. ben olsam böyle yapardım. burda önemli olan progressive overload takibi, yani kaldırdığınız ağırlığı zamanla arttırabilmek ve hareketi full range of motion yani gerekli eklem açıklığıyla yapmak. ve ve ve çok önemlisi beslenme. programı daha detaya dökmek için soru sorabilirsiniz, ve salona her gittiğinizde. mobilite egzersizleri yapmayı unutmayın. bir kaç video vardı bununla ilgili atarım size.

bu istegin kaynagi ne?
normal degil. zaten bu duyurundan sonra buyuk ihtimalle devam etmeyeceksin. spor yapmamak icin bahaneni guclendirdik.

her gun duzenli olarak 30 dk yapsan daha saglikli ve surdurulebilir olacak. her bir gun ayri bir bolgeye calismani tavsiye ediyorum. ust vucut, karin, kollar ve bacak diye vucut calismasi falan.

sporcu degilsen normal falan degil. overtraining denilen bir olgu var. faydali olmak yerine hem sakatlik hem de kas kaybina neden olur.

kardio 30-35 dk sürsün, tempoyu artır, 1,5 saatlik kısım asıl fazla ve gereksiz zaman alıyor. daha yoğun ve ağırlıkla çalışacağın egzersizleri yap, onu da yarıya düşür, 1,5 saatte spordan çıkarsın.

Oneplus 6 veya 6T.

Xiaomi mi 8 128gb 3500tl
www.hepsiburada.com
(sd karti yok o sebeple 128gb alın alacaksanız, garantisi resmi xiaomi olsa dahi problemli evobt isimli firma şikayeti fazla, iki arka kamerası var,ikinci kamerasi 2x optik zum yapabiliyor)

Samsung s9 3660tl(3700tl)(50 tl maxipuan varmış)
www.incehesap.com
www.hepsiburada.com
samsung türkiye garantili, sd kart destekli, su geçirmez 1,5 saat su altında kullanabilirsin, tek kamera, diyafram açıklığı daha iyi, piksel kalitesi ve sensor boyutu mi8 ile aynı, ekran çözünürlüğü daha iyi)
Bunun dışında yine ithalatçı garantili oneplus 6 var sd kart yok özellikleri benzer yukaridaki aletlerle. 3500tlye 64gb.

Daha büyük ve ağır fakat kalemli bir telefon isterseniz samsung note 8, 3800tl). Iki kamerali ikinci kamerasi yine 2x zum yapıyor. Ana kamerasi s9a yakın performanslı. www.hepsiburada.com

Samsung s9 plus 3999 tl. S9a ek olarak arlada ikinci bir kamerası var o da 2x zum yapıyor m.trendyol.com

İthalatçı garanti: x bir firma telefonu türkiye'ye sokuyor ve garantisi benim diyor. Telefonunuz arizalanirsa o firmanin servisine göndermek durumundasınız.
Ben türkiye şartlarında sizin yerinizde olsam bu firmalarla muhattap olmamak adına samsung türkiye garantili samsung s9 alırım.

Mate 10 pro yukarıda sayılanların hepsinden iyi çeker.

Mate 10 pro 4100 tl en ucuz gittigidiyorda. Onun dışında 4300 tlden başlıyor. O paraya samsung s9 plus alınıyor hatta 3999 s9plus ve mate 10prodan her kalemde daha iyidir. Kamerasinin sensoru ufak mate10pro'nun. Sd karti yok ve 2017de çıktı.

Biraz uğraştım ama bazı kelimeler çok uçuş uçuş söylenmiş, şarkı da pek soyut, kimi yerlerde bağlam üzerinden düşünerek anlamaya çalıştım ama benden de bu kadar çıktı:

This blowing wind is bending all the trees
Snowflakes in the air draw the wide highway
Faces kept warm with the scarlet scarf
Cold red boots are frozen but still she’s found strength
She might find blood on the snow
Fresh lipstick traces
A jewel in the glove
(A lover/another?) whatever she finds
She listens to the harming sinterwind
Singing song she couldn't sing
She listened to the harming winterwind
Singing songs.

The growing fever hits his body
To the window snowflakes moving in a curvy way
Keeps looking outside to watch the planes
To the white stains he dreams as (if he?) could fly away

(Bu kısmın ilk başında bir oz büyücüsü göndermesi kesin var ama çıkaramadım bir sürü şeyi)
He might find yellow brick road
Shoes (....) witches
the life eater (....)
(A lover/another?)
whatever he finds whatever he finds
He listens to the harming winterwind
Singing song she couldn't sing
She listens to the harming winterwind
Singing songs, singing songs…

buna harcanacak mesai yerine bütün sosyal medya hesaplarına "sözleri yazın agalar" diye darlasan daha kolay ve kesin sonuç alırsın bence.

edit: ben de denedim ama yok yani çok zor.

@nimberjack, gününüz güzel geçsin, emeğinize sağlık. Teşekkür ederim.

@proletarier, sayenizde bir tribe daha girdim. Aynı isimde birkaç grup var. Benim aradığım gruba dair tek şey bu single. Adamlar bulunamamak için var olmuş resmen.

şampiyon

ben 2. dünya savaşı temasını ve behzat amirimi de çok sevdiğimden çiçero'ya gittim ama hiç beğenmedim. şampiyon'u ise bilemiyorum.

Şampiyon

çiçero'nun yorumları kötü beğenen yok

Şampiyon güzel

şampiyon

Tolga Karaçelik’i izlerken nasıl kanser olmuyorsun? Diğer 3 yönetmenle arasında uçurumlar var. Çok şişirme biri.

Çiçero yüksek bütçeli, yerli sinemanın spesifik bir alana “cüret” ettiği ve yapımcısı Mustafa Uslu’nun da “aslında beni her anlamda aşan bir iş” dediği bir casusluk hikayesi. Murat Yetkin bloğunda çok güzel değerlendirmişti.

Şampiyon filmi seyir zevki görece daha yüksek bir film.

çiçero yorumlarını okudum, yine de gittim. biz çok beğendik.

çiçero izlemedim yalanlarla dolu, milliyetçilik damarına basmayı hedef almış, bazı sahneleri parodiye çalan bir film olduğunu çokça insandan okudum. şampiyon'u izledim onda da tabi her "based on the true story" filmi gibi gerçek dışı şeyler mevcut, filmi yapaylaştıran cast seçimi vs. gibi başka sorunlar da var çiçero için söylenenlere bakarsak kıyas kabul etmeyecek kadar iyi kalıyor onun yanında

İki film arasında seçim kesinle şampiyon.

Çiçero konu olarak çok güzel ancak senaryo- oyunculuklar maalesef olmamış. Özellikle arya sahneleri çok kötüydü.

@levent Bilgen, aksine Sarmaşık'ı büyük bir keyifle izlemiştim.

Şampiyon açık ara almış, teşekkürler herkese.

"Başka sinema" Oscar adayı yabancı filmleri gösteriyor şu sıra, onlara da bakabilirsin. Belirli sinemalarda var gerçi. Kefernahum'a gitmeyi düşünüyorum şahsen

@windows95, mükemmel öneri ama Antalya'da yok maalesef.

Bilet parasiyla 1 aylik mubi uyeligi al. Istedigin filmler orda :)

@brkylmz, ben dışarı çıkmak istiyorum ya, bana ne. :(
Teşekkürler ama yağmurdan evde mahsur kalmaktan sıkıldım, benim için tamamen bahane olacak sinema.

Cafe easy rider tabi ki <3

soğuk havalardan olmasın o? hiç daha önce öyle bi etki duymamıştım kendimde de dahil (6 sene oldu bırakalı). eczanelerde dudak nemlendirici şeylerden var onlardan bi dene

@nahtoderfahrung, Ben yanlış yorumluyor da olabilirim. Çevremdekiler sigara bırakma geçmişlerinde bunları yaşadıklarını, bu sebepten olabileceğini söylediler. Zira kışın nemlendirici ruj sürmeden dışarı çıkmıyorum.

sana tavsiye verebilmem için kaç senedir sigara kullandığını bilmem gerekiyor.

@killerbee, 7 yıl

uzun süreli sigara kullanımından sonra birden kesildiğinde ağız içi ve çevresinde yara çıkması çok sık karşılaşılan bir durum. çaresi var ama bunu sana söyleyemem doktora gitmeni öneririm.

@mommysbusy, Teşekkürler gargara düzenli olarak yaptığım bir şey. Sıkıntı ağız içinde değil, dudak bölgesinde.

Aft ise çekme boş yere çözüm;oralmedic kullan.

sigarayla ilgisi yok tamamen soğuk havalardan. bu arada ben bırakalı da 24 gün oldu, tebrikler.

dessy muhtemelen ama duyuru kullanmıyor artık, sözlükten ulaşabilirsiniz.

@elorelia, teşekkürler ama o değil.

çok bir özelliği olması gerekmiyor itirazın. "alacaklı olduğunu iddia eden tarafa bu şekilde bir borcum bulunmamaktadır. bu nedenle söz konusu borca tüm ferileriyle birlikte itiraz ediyorum" şeklinde bir dilekçe yeterli olur.


bir de borcun dayanağı kısmında ne yazıyor?

şu şablonlardan istediğinizi kullanın.

www.google.com.tr

@aleyhe hususlari kabul etmiyoruz, tebligata ulaşamıyorum atandığım için farklı şehirdeyim. Dayanak kısmını bilmiyorum yani, e devletten gördüğüm kadarını biliyorum.
Dilekçe sistem üzerinden mi yollanıyor, yoksa posta ile mi? Ben Van'dayım dava Kayseri'den açıldı. Tebligat süresinde sıkıntı yaratır mı bu?

@babilbaligi, içeriklerinde bana uymayan durumlar var çoğunun. Sorumu bu yüzden sordum zaten.

öncelikle size resmi olarak tebliğ edilmesi gerekli. ama bu ikametgahınızın olduğu yere yapılır yani ikametgahınız başka bir yerdeyse ve oraya tebligat yapıldıysa o zaman süre anlamında sıkıntı yaşayabilirsiniz. sözleşmede verdiğiniz adresi ve ikametgahınızın göründüğü adresi baz alarak düşünün.

siz yine de zaman kaybetmeden itiraz etmek istiyorsanız, bulunduğunuz yerdeki icra müdürlüklerine gidip nöbetçi icra müdürülüğü aracılığıyla itirazınızı yollayın.

başlığına "kayseri x icra müdürlüğüne
gönderilmek üzere
van nöbetçi icra müdürlüğüne"

diye yazın. içeriği dediğim kadar yapmanız yeterli, itirazın iptali davası açılırsa o durumda detaylı açıklama yaparsınız.

ben de uzun süredir düşmesini bekliyorum. yılın en merak ettiklerim arasında. hiç belli olmaz. aralık-şubat gibi düşmüş olur. oscar'dan önce izleriz yani.

yuh hala düşmedi mi bu film? nisan'da film festivali'nde sonra da başka sinemada izlemiştim. muhtemeln dvd'sini satmaya başlamadıkları içindir.

Bir çok ürün internette göründüğünden çok farklı geliyor , kurulumu yaptıktan Sonra anlıyorsunuz tabi , masa sallnıyor resmen ,
Bence hala en iyi yöntem , mağazalara bakıp pazarlık etmek. Veya bir bulunan ürünü nette aramak .

Yakında çamaşır makinesi aldık. Klasik mağazalardaki fiyatlar artık internettekilerden abartı pahalı değil gibi geldi bana. Mağazadan alma alternatifini tekrar değerlendirin bence.

Risk almak istemeyip tercih edeceğiniz sitelerin fiyatları ile büyük dükkanların fiyatları kafa kafaya gelebiliyor, hatta büyük mağazalarda kampanyalarla daha ucuza ürün bulmak da mümkün olabiliyor.

ev tipine göre değişkenlik gösteriyor bence. aile eviyse eşyalar uzuuuun yıllar kullanılacaksa gercekten görüp almak mantıklı. ama genel olarak kazık cakma modunda degilseniz, ögrenci, genç vs eviyse evidea, evmanya, dekorazon diyorum ben. hiçbir şey resimlerdeki kadar büyük değil. bazen de hatalı falan geliyor ama iade yapabiliyorsunuz. birkaç yıldır bi ton sey aldım bu üç siteden, teslimat sıkıntısı hiç yaşamadım. ürün sıkıntısı evideada yasadım bi kere.

The Leftovers

The Handmaid's Tale - çok başarılı bir distopya
Utopia da aynı şekilde
Masters of Sex başarılı bir dram
%3 de şahane

tastekid.com

sopranos.

Teşekkürler.

Helak oldum bulamadim. Belki pek bilinmeyen bir gruptan?

www.youtube.com

sesleri birbirine yakın buldum.

yenilerden the sunset limited'i sevebilirsin. www.imdb.com

tommy ve samuel bir odada varoluş, din, ahlak falan yardırıyorlar. ben sevmiştim.

üşenmeyip imdb ''oylananlar'' listeme bakarsam bir iki saat içinde birkaç öneri daha yapabilirim.

@kisa bisey olsun istemistim, . Kulağa çok iyi geliyor, teşekkür ederim. Bekliyorum. :)

bazılarının mizahı eksik olabilir ama genelini seveceğini düşünüyorum.

seul contre tous
der siebente kontinent
funny games - haneke 97
the lobster - 2015
blind - 2014 (norveç)
irrational Man - 2015
waking life - 2001
den brysomme mannen - 2006 (norveç)

Waking Life güzel referans, hepsine bakacağım. Çok teşekkür ederim.