Ekşi Duyuru

Normal bisiklet al geç düzlük bir yerde yaşıyorsan

Elektrikli bisikletlerin bataryaları yarı ömrünü kısa sürede tamamlıyor, kapasiteleri yıldan yıla düşüyor, batarya değiştirsen masraf, iyi bataryalı bir bisiklet alsan 3000 euro üzeri vermen gerek, masraf üstüne masraf yani

3500-4000 liraya bir şehir bisikleti al geç, mümkünse 2. El bak daha da uygun

ben de ikinci el düşündüm de hiç anlamam, kesin kazık yerim :) decathlondakileri beğendim aslında bir de carrero diyorlar, bir bakayım.

Hollanda'da yasiyorum. Ise gidip gelmek icin yillarca sehir bisikletri, hibrit, yol bisikleti gibi alternatifle denedim. Son 2 senede 2 farkli e-bike kullandim. Diyebilirim ki bosa amalelik yapmisim yillarca.

Herhangi bir urunde oldugu gibi, e-bike'da da kullanmamis, tercrube etmemis insanin tavsiyesini ciddiye almayin.

Sehir icinde kullanacaksaniz, en mantiklisi sehir bisikleti. Oturma pozisyonu, bakim maliyetinin dusuklugu ( gobekten vites oldugunu varsayiyorum ), torba/canta tasiyabilmesi, ayaklik, camurluk vs. gibi ozelikleri sehir ici kullanimi acisindan diger bisiklet tiplerine gore avantajli hale getiriyor.

Kullanacaginiz mesafe 7-8 km'den uzun olursa terlemeye basliyorsunuz ( benim icin oyle ) bu da is, sosyallesme, alisveris gibi gundelik hayat faliyetlerinde sorun yaratabiliyor, ozellikle soguk mevsimlerde.
Is-ev mesafem 12 km, 21-22 km/s ortalama hizla 35 dk'da kat ediyorum bu yolu hic terlemeden. Bisikletten indigim gibi de kiyafet degistirmeden ise baslayabiliyorum, bence buyuk avantaj.

Elektrikli bisiklet icin en onemli 2 mesele motor tipi ve pil kapasitesi. On, arka ve pedal destekli motorlar var. Onden motorlu olanlarin maliyeti dusuk nispeten verimliligi de. Islak zeminde ve yokuslarda ani guc artislarinda sorun yaratabiliyor

arkadan motorlu olanlar genelde speed-bike diye tabir edilen hizi 25 km/s ile sinirlandirilmamis modellerde kullaniliyor. ( Hiz limiti de ayri bir konu, ulkelerin farkli duzenlemeli var. )

en yaygin olanlar pedal destekli, ortadan motoru olan modeller. bunlar icin de bosch, shimano, bafang en populer markalar. farkli gucte motorlari ve bunlara uygun kapasiteli pilleri var.Gunde 45-50 km'den fazla mesafe yapmayacaksaniz giris seviyesi motor ve pil isinizi gorecektir.

pil meselesine gelirsek, yukaridaki markalarin setlerinde piller 300 wh'dan basliyor, 750 wh'a kadar cikiyor. Piller genelde arka teker uzerinde ya da govde altinda oluyor. Govde altinda olan bisikletler daha dengeli. Pilin govdeden ayrilabilmesi de onemli, aksi takdirde sarj icin bisikleti prizin yanina goturmek zorunluluk haline geliyor.
Pil omrune etki eden bir suru etmen var. Benim kullandigim bisiklet kiralik oldugu icin cok dikkat etmiyorum, 16 ayda 4500 km civari yaptim, pil performansinda henuz farkedilir bir dusus yasamadim.
Fiyat konusuna gelirsek bu da yasadiginiz yere bagli. Avrupa'da shimano active line motor + 300 wh pilli giris seviyesi bisikleti indirimlerde 2000€ civari fiyatlara almak mumkun. Turkiye'de fiyatlar nasil fikrim yok.

Bahceye degil ama? Bahcedeki bitkileri eseleyebiliyor, evet.

Evdeki bitkileri yedigini ya da bitkilere zarar verdigini hic duymadim kopeklerin. Kedilerde olan bir sorun sanirim bu? Bizimki kokulu cicekleri ve bitkileri kokluyor. Ama genelde ilgisiz evdeki bitkilere karsi.


Kopekleri uzaklastiran kokular var, onlarla agacin saksisini silebilirsiniz. Surada var bir listesi: doglab.com

yok evin içerisine koyacağım, aslında benimki de limon falan yemez de şimdi yaprağı falan yer diye korktum. limondan yanayım bakalım bir düşüneyim öyle bir çözüm olabilir.

Doğal ya da kimyasal, bu cognitive enhancement olayıyla alakalı hemen her maddeyi denedim ben. Genel olarak memnunum.

Misal, ortadaki bildiğin tein. Çayda var. Bi kupa çayda 30 mg oluyor zaten. 8 kupa çayı tek dikişte içmiş gibi bir etki hissedersin. Vücudunun tolerans seviyesiyle de alakalı olarak 2-3 saat sürebilecek düşük-orta seviye bi etki yani.

25 yaşın altındaysan dikkat et, mental bir rahatsızlığın varsa etkisini kötü hissedebilirsin. Bir de bunların uyarıcı olanları nabzı yükseltir, kalp rahatsızlığın varsa yine dikkat etmek lazım. Taşikardi ve hafif gerginlik de yan etki olarak görülebilir.

Onun haricinde fiyatı iyiymiş. Hepsini bir günde tüketmezsen sağlıklı bir insana çok fazla bi zararı olabileceğini sanmam. Zaten işlenmemiş malzemeler oldukları için (sadece extract) dozajları da çok yüksek değil.

Ben de deadline yaklaşmadıkça işlerimi bitiremiyorum. Bir çeviri elimde bir sene sürünüyor, "bu çok acil, haftaya matbaaya gidecek" dediklerinde 800 sayfa redaksiyonu bir haftada yapıyorum. Birbirimize yalan deadline'lar verip sıkıştıralım mı? :)

Özel sektörde olsanız bu motivasyonla işten çıkarılabileceğinizi düşünerek motivasyon sağlayabilirsiniz.

@dissendium özel sektörde çalışıyor olsam zaten ilgili işleri mesai saatleri bile bitmeden çoktan halletmiş ve mesai dışı işi düşünmüyor, baya da daha fazla para kazanıyor olurdum :) o yüzden o pek motive edici değil iyice kırdı hatta

Motivasyon dünyanın en boş kavramı olabilir bence ya, eğer dikkat eksikliği vs gibi bir sağlık sorunu yoksa insanlar sorumlu olduğu konuda hareket etmek için motive olmayı beklememeli bunu sana yaptıracak şey motivasyon değil özdisiplin olmalı, konulara bu şekilde yaklaşırsan bitirmen daha olası olabilir motivasyon bugün var yarın yok; özdisiplin her zaman var.

@passion rules the game, o zaman çözüm ortaya çıktı. İstifa.

@dissendium doktora tezi için de aynı şey denmişti, genelde herkesin en kolay önerisi bu ama herkes baya yararlandı, öğrenciler de derslerden memnun. özel sektör madden tatmin eder ama ruhen veya mental olarak yapılacak iş değil :) parayla motive olanlar için uygun olsa da bana gelmez. çözüm orada değil yani.

Ben deadline sız yazamıyorum maalesef. Halihazırda doktora tezimi yazıyorum. Ayrıca danışmanım bir makale istedi işte bilmem kaçıncı sayıya yetiştirelim mutlaka dedi. Yetişecek gerçekten de. Benim sorunum aşırı mükemmel yazmaya çalışmaktı ama danışmanım sayesinde artık akıllandım. Yaz düzelt yaz düzelt zaten adam oluyor o taslak. Kısacası yayına dönüştürmek istediğiniz yarım kalan işlerinizden birini seçin. Güncel literatürü tarayarak hedef dergilerinizi de seçin. Bu noktada teşvik, puan vs hesabına kadar yapın. Sonra da yetiştirmek için 2 haftanız kaldığını düşünüp yazmaya başlayın. Ödev gibi, zorunluluk gibi. 2 hafta sonunda yazdıklarınız sizi tatmin etmese de ilerlemiş olmak gaz verecek. Bir yayın daha bitmeye yaklaşmış olacak. Kimse güle oynaya yazamıyor bence.

@buzbebek en iyi tez bitmiş tez ama sonrasını daha farklı hayal etmitşim :₺

daha fazla iş edin :) bu akademik anlamda olmak zorunda değil ev temizliği ve market alışverişi bile olabilir. o zaman bi tanesini aksatınca hepsi birden kaydığı için motive oluyorsun ama dezavantajı; sürekli gerginlik :D

motivasyon mesajı iste arsiv.ntv.com.tr

@lineker bu mesaj akademide atılsa ortalık baya karışır, kesin atılıyordur da :D

www.hepsiburada.com

philips airfryer kullanıyorum. bence çok pratik ve özellikle tek kişi için daha kullanışlı çünkü sepeti en fazla 2 kişilik gıdaya uygun.

ben tefal kullanmistim ama cok onceden alinan modeldi. o tarz pisirme teknigini severseniz ileride ekstra sepetli veya iste balik vs. yapma ihtiyaci da dogdu bende. digerlerini bilmiyorum.

vanadan normal vana ile manuel ayar yapmak yerine içindeki termikle sıcaklık bazlı ayar yapıyor termostatik vana.
birbirini üzme gibi bir şey olması için neden görmüyorum

bendeki yalnız sıvı sensörlü değil de gaz sensörlü sanırım, 20 cm ötesini ölçüyor diyor kılavuzda. bakalım bu hafta bir deneyeyim de, tam tepki mekanizmasını anlamadım.

ben üst katlardaki odalara sık çıkıp ayar filan yapamam, ısıtıcı sistemin oda termostatı bir tane neticede diye termostatik vana taktırdım. hatta bir iki tanesi wifi bağlantılı.
tam kış bitmeden yapmıştım, ne kadar kullanışlı olacak bu kış anlarım artık

ben de bluetoothlu bir tane alıp takvim ayarladım da emin olamıyorum çalıştığından, belki kullanan arkadaşlar vardır

full kan testi.
başta hormonlar. tiroid, tsh yani, testosteron, östrojen vs.
d vitaminin veya demirin eksik olabilir.

düzenli uyku, spor-egzersiz bişey. en kötü yürüyüş veya bisiklet.
dengeli ve temiz beslenmek. aynı saatlerde aynı miktarlarda uyku.
-eksikse- çinko gibi mineral destekleri.

kan testi ve tüm değerlere 1,5 ay önce baktırdım, hepsi normal :/
d vitamini biraz eksikti ama kapanmıştır şimdiye.

günde 1 saat fix yürüyorum ve üstüne 3 günde 2 kez spor da var işte ama bir yerde bir şey eksik gibi. çözemedim.

kan degerleri falan yerinde spor da varsa aklima ilk oglen ne yedigin geliyor. glisemik indeksi yuksek bir seyler yiyorsan kan sekerinde ani dusus yasiyor olabilirsin.

Gece kaç saat uyuyorsun?

uyku testi, uyku apnesi ve solunum sorunlarına bakılmalı. gece horluyor musun. sabah yorgun ve zor mu uyanıyorsun. yoksa dinlenmiş dinç bir şekilde mi kalkıyorsun ?

aslında beslenmeye de dikkat ediyorum da uyku aşırı bozuk. eskiden insülin direnci vardı ama nispeten normale döndü.


uyku bazen birkaç saat sadece, gece yatakta olsam da uyku 2-3 saat falan olabiliyor.

saatle takip ediyorum derin uyku da genelde düşük. sanırım sıkıntı orada ama bazen de normal oluyor. stresle alakalı sanırım. satürasyon da 90-95 arası oluyor. horlama eskiden vardı da artık yok.

acaba bir gece hastanede uyumadan falan başka cihazla takip edebilirler mi evde?

Gece 2-3 saat uyursan saat 4-5 gibi ağırlık çökmesi son derece normal. 8 saat uyuman lazım.

Hocam nerede kullanacaksınız? Bence aşırı çirkin bir şey ama nadiren acil zamanlarda kullanacaksanız önemli değil tabii.

Onun bir benzerini yıllar önce yaptırmıştım. şu an üzerinde henüz koltuk alamadığım evde beni kurtarıyor:)))

ikea'da tekli koltuklar var hafiften sallanan sandalyeye benziyor ama sallanmak yerine yaylanıyor diyelim.. kitap okurken tv önünde oyun oynarken vs çok pratik ve konforlu..

www.ikea.com.tr

kolçaksız rahat olmaz.
Dayanacak yeriniz yok bunda.

ya ben evde yere oturmak istiyorum, yatak olması da çok önemli değil ama iyi bir şey aslında. kafama göre bir şey bulamadım :D
hatta poang var ama pek sevmiyorum :D

3u bir arada seylerin hicbiri bir seyi iyi yapamiyor. O yuzden bence bu mutanttan ne duzgun koltuk olur ne de yatak.

Ben olsam bundan alirim:

www.hepsiburada.com

@cooperr hocam sanırım hatta bu firmadan armut almıştım, bir süre sonra sönüyor ve çöküyor gibi. finalde de köpük püskürterek evi şenlendiriyor :D

700 lira dediğiniz nedir ki?

İçten yapılan yalıtımda kullanılan strafor biraz farklı, biri EPS diğeri XPS türü. Hangisi hangisiydi unuttum.

Elbette yapılır ve fayda sağlar, ama alanı daraltır. Dışarıdan tüm binaya yapılan kadar fayda sağlamaz.

Sadece cephe duvarlarına yapılır, odaları bölen duvarlara gerek yok.

kuzey cepheye yaptır
pencereler hava mı kaçırıyor
kışın peteklerin arkasına aluminyum kaplamalı straforlardan yerleştir
bir de klima

bana da aslında pencere gibi geliyor nitekim salonun neredeyse yarısı boydan boya pencere. önce oraya eğileyim bir.
olmazsa duvarın kalınlıklarını ölçmeye çalışayım. ses yalıtımı kötü de belki ısı iyidir, bir umut.

Pencereler çok eski bir PVC doğrama ise elden geçirin, hatta ahşap doğrama ise direkt değiştirin.

Yeni pencere takarsanız cam kalınlıkları 4+16+4 olsun en az.

Duvarın et kalınlığının yalıtım için hiç önemi yok, eğer yalıtım malzemesi yoksa.

amacini tam anlayamadim kullanmak istemedigin icin diyorsun herhalde. doktoruna sorsan en iyi o cevap verir bence.

kbb'ci yazdı, benim merak ettiğim bu ilaçların kısa vadede pozitif bir etki sağlaması mümkün mü :)

Kbb'ci SSRI mı yazdı wtf?? Sadece psikiyatristler reçete ediyor diye biliyorum bu tarz ilaçları.

ilaç reçetesiz olduğu için alınabiliyor parasını ödeyince.

kulak çınlaması gibi stres kaynaklı şeylere katkısı olur mu diye soruyorum açıkçası. cipralex kalmamış zaten eczanelerde.

Stres kaynaklı şeylere etkili olma durumları söz konusu olsa bile serotonin dengesiyle oynamak akıl kârı iş değil bence. Cipralex yoksa muadili vardır.

muadilini aldım artık çaresiz.

neyse merak edenler için kısa vadede pek bir etkisi yokmuş, uzun vadede antidepresan olarak iş görmüş ve göreli katkı sağlamış.
pubmed.ncbi.nlm.nih.gov

kulak cinlamasi icin SSRI kullanmak bana cok mantikli gelmedi, bence baska bir KBB'ci ye daha gozuk :(

edit: paper'i yeni gordum, pardon. umarim gecer cinlaman.

kulak çınlaması sıkıntı zaten ya, sebebi bulabilen yok eğer fiziksel bir şey değilse. bastıracak şeyler öneriyorlar çaresiz. bakalım, teşekkürler

Kendi tecrübeme göre, o uykuda tutmak için değil, uykuya dalmak için çok işe yarıyor.
Yani bende yaradı. Düzenli kullanımla değil, icinde yarım saate etki etti hep

açıkçası ben de öyle anladım, salınımlı falan diyor ama kalktım gece yine uyuyamadım. amaan...

sana redepra 15mg yaziyorum at gibi uyursun

ciddi kronik insomniada çok efektif olamamıştı bende. doktor seroquel önermişti o zaman. ama normal günlerde biraz uyku saatimi öne çekmek ya da çok uzun süre aydınlık ortamda kaldıysam ve uyku bir türlü gelmiyorsa alıyorum.

melatonin ama kaç mg?
bende 3 mg var, bana mısın demiyor, 5 mg var, eh işte hafif dalar gibi oluyorum. 3+5 içiyorum, o zaman güzel uyuyorum. 2 tane 5'lik içince kabus görüyorum, hiç uyumasam daha iyi.
bir de daha önce de konuşulmuştu burda, kaç mg içersem, saat kaçta içersem içeyim tam 5 saat uyuyorum. başkaları da benzer şey söylemişti.

5 mg bendeki de, bugün biraz daha geç yatıp deneyeyim bakalım :D

aleykum hello, telefonunuz nedir? iphone x, 11, 12 vs kullaniyorsaniz belki webcamden daha iyi goruntu veriyor olabilir. tripod alip telefonla cekebilirsiniz. mac kullaniyorsaniz sadece ucretsiz imovie ile edit yapabilirsiniz. windowstaysaniz adobe premiere sektor standardi ama ucretli. (macte de calisiyor ama ucretsiz imovie ile baslamak daha mantikli macte.)

genel olarak video cekerken kameranin mukemmel olmasindan sa isigin mukemmel olmasi kaliteyi daha cok arttiriyor.

iyi bir ışık varsa günümüz cep telefonları gayet iyi sonuç verir ama ses konusu daha önemli bence ses iyi olduktan sonra görsel bir şey değilse görüntüye bakmıyorum bile.
ses için son zamanlarda tercih edilen ürün; Rode Wireless GO, muadilleri vardır bakmak gerek.

lavanta, papatya, melisa, adaçayı (adaçayı bende ters tepiyor, ağrımayan başımı ağrıtır.) hem baş ağrısına iyi gelir hem rahatlatır hem de uyutur.

www.youtube.com bu baya iyi gelecektir. sakinleştiriyor gerçekten.

bir de hatay yöresine özgü nane yağı vardı, şakaklarına ve alnına sürdüğün zaman baya bir rahatlatıyor. linkte paylaştım;
www.peynircibaba.com

encrypted-tbn0.gstatic.com

en kötü çok soğuk gecelerde alıp sonra bırakabilirsiniz. ayrıca fotolarını çekip instagramda sahiplendirme sayfalarında, petlebi de falan ilan da açmanızda fayda var.

Durumunuz müsaitse sokak hayvanları için kulübe satılıyor, ya da büyük bir koliden siz bi kulübe yapabilirsiniz.

Muhitte yeni gördüğünüz bir köpekse evden atmış olabilirler. Bu da eğitimli olduğunu gösterir ki siz de öyle olabileceğini belirtmişsiniz.

Eve alsanız bile, ortama yabancı olduğundan ve dışardan daha iyi bir alternatif sunduğunuzu farkedeceğinden uysal olmaya daha meyilli olur bence. Evdeki köpeğinizle sorun yaşamamasından emin olmak için, evin ayrı bir bölümünde tutabilirsiniz.

Kışın eve kedi aldığım çok olmuştur. Kedilerim kokudan farketse bile, ayrı yerlerde tuttuğum için sorun olmadı. Gelen kedilerin de sokaktaki gibi surekli tetikte olma zorunlulukları olmadığı için, evde daha çok yemek, dinleme ve ilgi arayışı oluyordu.

Oncelikle atanin basi beladan eksik olmasin. Amin.

Evde kopek varsa, farkli odalarda tutsaniz da cildirabilirler. Ozellikle apartman dairesinde cok zorluk yasarsiniz. Eve aldiginizda kopeginiz tepki veriyor mu diye yine de bir deneyin.

Maddi imkaniniz varsa, bir veterinere goturun. Bir check-uptan gecsin. Muhtemelen bir hastaligi var diye atildi? Sizi zorlayacaksa, buradan iban verin, toplayalim.

Sonra guzel fotograflarini koyup sosyal medyada ev arayin. Evde kalmis kopegin sokakta yasama tutunmasi cok zor maalesef. Kolay gelsin, zor bir durum

benimkiyle arası iyi aslında, bahçenin önünden geçerken benimki direk bakıyor nerede bu diye :)

diğer köpekleri de öyle baskılamaya çalışmıyor diğeri sokakta, uyumlu gibi ama arada kaldım çok, bakalım.

Kumanda pili bitmiş olabilir. Kaç model araç?

hiç kullanılmayan anahtarı da denedim, olmadı.
2008 jazz

Onun da pili bitmiş olabilir. Kullanılması önemli değil. Pilin raf ömrü var. O bitmiştir.

Kilidi anahtarı çevirerek açınca tüm kapılar açılıyor mu, yoksa sadece anahtarla açtığın kapı mı açılıyor?

Tüm kapılar açılıyorsa sorun anahtardadır. Sadece o kapı açılıyorsa sorun merkezi kilit sistemindedir.

5 senedir el değmemiş anahtarın pili bitmiş. bitebiliyor durduğu yerde.

pilleri bitmistir +1

Bir kurcalayayım bakalım değiştirebilirsem :)

Kumandanın pili bitmiştir, başıma geldi. YouTubeda pil değişim videoları var, araç modeli ile aratın.

Hocam ikinci el telegram grupları var oraya yazabilirsiniz. En azından ihtiyacı olan birisi alır.

ya ben de öyle istiyorum da alacak, deneyecek, buluşmak lazım şu bu gözümde büyüyor...bir de virüsten korkuyorum o ayrı konu tabii.

kızılay'da izmir caddesi ile tuna caddesi'ni birbirine bağlayan tüp geçitte japon oyuncak sarayı var.

Kızılay'da İzmir Caddesi ile Tuna Caddesi'ni birbirine bağlayan tüpgeçitte Irmak Toysland.

www.irmaktoysland.com

O alacak olanların hepsi ölücü hocam. PS5 aldım PS4 ü ilana koydum japon oyuncak mı ne var o yazdı. 2000 tlye verirseniz bekleriz diye. Ben 4 bine sattım.

Dükkan yarı fiyat çeker. İlanı koy düzgün bi fiyata. Kapıdan ver geç. Dükkana gidene kadar daha çok temasın olur

wowowowow ps4 pro'ya 4bin veren mi çıkmış. sıfırı 4bin zaten bu aletin. hatta 3800 falan görüyor. bana özelden yazar mısın alet nedir ne değildir fiyatıyla birlikte. ps5 almayı düşünüyordum ama biraz ertelenecek gibi tr'den almayacağım için.

birkaç arkadaş mesaj attı da önce buradan ilan vereceğim fiyatları araştırayım da :)

Uzun süreli motive olmak imkansız gibi bir şey. Onun yerine disiplinli olmayı öğrenmek daha iyi olur. Disiplini oturtunca motive olsan da olmasan da, karnın ağrısa da ağrımasa da işin başına oturabiliyorsun.
Bunu sağladım. Nasıl yaptım; günlük program yaparak. Programdaki her bir işi adım adım köşe taşlarına bölerek. Mesela bir makale yazılacaksa 09:00-15:00 arası makale yazılacak şeklinde değil de bunu parçalara bölerek. 09:00--10:30 orta bölümün ilk paragrafı yazılacak. 10:30-11:30 ikinci paragrafı yazılacak gibi. İlk parçayı halledince ikinciye geçtim. Yazının tamamını düşünmedim.
Bir de bir işin başına geçince enerjisiz hissetmek vb. vücut salgılarıyla falan alakalı. Şimdi uzun uzun yazamayacağım ama başlarken hissettiğin o isteksizlik ve gerginlik üç dört cümle yazınca gidiyor.
Dört yıldır günlük programından şaşmamış biriyim. Lafımı dinlemeni tavsiye ederim.

hayatın bana öğrettiği şeylerden biri de yapılması gereken şey ne ise onun ne benim keyfimi bekleyeceği ne de benim motivasyonumun olup olmaması ile ilgileneceği.

bir iş yerinde çalışıyorsundur ve bir görevin vardır işin yapılması gerekiyordur.
kimse sana "cnm bugün motive misin ?" diye sormuyor.

öğrencisindir ve bir deadlinea bir şeyler yetiştirmeye çalışıyorsundur. O deadlineın bizim ruhsal durumumuzu umursadığını sanmıyorum.

dolayısıyla motivasyona entegre bir çalışma yerine daha profesyonel düşünmek ve zor da olsa bişiler yapmaya kalkışmak daha önemli.

motivasyon zaten zor olan o ilk ve ağır adımı attıktan sonra kendi geliyor.

ha bu kadar yazdım ben robot gibiyim süperim her şeyi bu şekilde mi yapıyorum. hayır. aynen ben de sizin gibi hissediyorum yer yer ama acı gerçek bu.

kaldı ki ne zaman motive olmayı bekledim hep işler zora girdi ya hüsran oldu.

motivasyon önemli ama başlangıç için koşut değil.

gerne..

@jrr ben nerede dedim ki çalışmayayım diye :) ne yapmam gerektiğini biliyorum, nasıl yapılabileceğini soruyorum

Bence uzun süreli motivasyon o şeyi ne kadar istediğin ve senin hayatında ne kadar önemli olduğu ile doğru orantılı. Senin durumunda ise yeteri kadar çok istemediğini, ve biraz da confort zone dedikleri duruma düştüğünü düşündüm ben. Ha bir de sadece çok istemek yetmiyor @Antony McCarten' in de dediği gibi disiplin konusunda kendini eğitmen gerek.
En azından kendimde gözledigim böyle oldu.

ben bir disiplin için uğraşayım :D

doktora tezim için de yeterince istemiyor olabilirsin demişlerdi ama 2-3 sene dert ettim, bitime doğru başladım, 4-5 ayda veri topladım, analiz edip savundum :) beklemek beni geriyor.

Çevrende güzel işler yapan biri yoksa motive olman zor. Seni de dibe çekerler. Başka bir ülkede okuduysan ünvanları yayınları toplayıp sonra dön Türkiye'ye.

Bana durumunuz biraz endişeden besleniyor gibi geldi. Akademi, ülke, okul, gelecek ve kariyer kaygısı omuzlarınıza binmiş ve haliyle endişe seviyeniz yükselmiş. Bu durumda iki kırmızı alarm tepkisi veriyoruz genelde. Ya o endişeye tutunup, işlevsiz davranışlarda bulunuyoruz veya ilki sürdürülebilir olmadığından endişe ve kaynaklarına karşı duyarsızlaşıyoruz. Bu noktada biraz bu konulardaki endişelerinizi gözden geçirmenin, meseleyi daha derinden ele almanın uygun olabileceğini düşünüyorum.

Hedef koymak. Kişiyi motive eden, zorluklara karşı durmasını sağlayarak yardım eder. Hedefte problem varsa canınız bir şey yapmak istemez. Belki hedef gerçekçi değil veya çok kolay yahut heyecan verici değil.

Sürekli motive olmaya inanmıyorum. Bazen bir şey yapmak istemese de, insan bu isteğini dinlememeli. Paulo coelhonun sadece güneşli günlerde yol alsaydık gibilerinden bir sözü olacak.

Su ani var, afet inan avrupa da doktora ogrencisiyken bulunduğu sehir ucaklar tarafından bombalanıyor bir akşam. Ev arkadaşı korkudan benzi atmış çığlık atarken afet ders calisyordur. Arkadaşı sorar başımıza bombalar yagiyorken sen nasil hala ders calisabiliyorsun? Afet inan da seninle birlikte çığlık atmam ise yaşayacaksan hemen yapayım ama bunun durumumuza bir faydası yok demiş. Yani hayatin dönemleri ve hatta tamamı kendini kandırma üstüne kurulu. Yapacak daha iyi bir şeyin yoksa isini yap fikri bana mantıklı geliyor. Paylaşmak istedim.

geçen babam düzen laboratuvarı'nda yaptırdı, 300₺ ödedi. tam 1 gün sonra mail atıyorlar.

ama ağır semptomların (özellikle yüksek ateş) yoksa o parayı vermeye değmez. zaten sonuç negatif çıksa dahi kesin değildir, sürüntüye virüs bulaşmamıştır bilmemne diyorlar.

ateş, tat/koku kaybı falan yok da baş ağrısı ve yorgunluk vardı. biraz da boğazım ağrıyor da bilemedim valla herkesi daha önce alarma geçirdiğim birkaç kez pek ciddiye almıyorlar

valla babam da yaşlı, grip gibi burnu akıyor, halsiz, başağrısı falan var ama ateş yok, koku kaybı falan yok. neg çıktı.

Pozitif çıkarsan evden çıkman kural olarak yasak ama yakının gelip alsın köpeğini. Ben illa dışarı çıkacağım, köpeğimi bizzat benim teslim etmem lazım dersen; polisle filan karşılaşmayacağın gizli ve illegal şekilde çıkabilirsin fakat bunu yaptığında dışarıda karşılaştığın insanlara hastalığı bulaştırma ve onların hayatlarını kaybetmesine sebep olabilirsin. Ayrıca polise yakalanırsan eve dönenmezsin seni yurda yerleştirirler karantina süresince, ev konforunu bulman zor olur.

Pozitif çıkar çıkmaz SMS gelecek, bir kaç saat sonra il sağlık filan arayacak temaslılarını soracak sonra il sağlık ilçe sağlık aile hekimi vs arayacak.

neyse bugün de kendimi izleyeyim bakalım. şu antikor zımbırtısı da çok güvenilir olmasa da negatif çıktı.

kurulum kılavuzunu okudunuz mu?

Tahliye borusudur o, dışarı gidecek o su, geri dönmemesi lazım.

Hatta o sıvı normalde asitlidir, eğer direkt gidere değil de bahçeye yola filan bırakıldıysa kombiye filtre takılması gerekiyor.

Kaynak: 5 sene kadar önce taktırdığım Vaillant kombi tecrübelerim. (Bizimki direkt gidere gidiyordu filtreye gerek olmadı)

Bulgur pilavı-tahin-pekmez.

Mançize düşen kuzenin çaresizlikten doğan yaratıcı bu hamlesi ortamdaki herkesin dikkatini çekmişti. Bulgurun soğanı daha az olsa başarılı bile diyebilirdim...

Mc donalds’ta patates kızartmasını dondurmaya banarak yiyordum inanılmaz güzel oluyordu.

@sta
ben de ilk kez rumen bir arkadaştan görmüştüm o fena olmuyor evet :D

valla çok uzaklarda gitmeye gerek yok piyaz denen arkadaş yeterince aradığınız klasmana giriyor.

tahin, haşlanmış yumurta ve fasülyenin bir arada yendiği midesizler klübü yiyeceği. diğer malzemeleri saymıyorum bile.

Vişne reçeline batırılmış salatalık.

ben içecek yazacağım ama, hintli bi adam sütlü zencefil çayı ikram etmişti.ikram diye de geri çeviremedim.zor içmiştim.
iyi çıkan olarak ise; bi sos vardı avustralyada sweet chilli diye bu ne amk diyordum bigün denedim,sonra bi süre her şeyin üzerine döküyordum.trde de var ama her yerde yok.

@high hopes sweet chili en güzel sos olabilir :D

Makarna suyuna kahve katıp öyle haşlayan bi kız vardı. Denemedim ama ilginç gelmişti

bana göre değil ama çoğu insan için batırık tuhaf geliyor.

hardal ve balli soslu kurbaga bacagi yemistim, tavuk eti niyetiyle acik bufeden almistim. tadi cok da fena degildi

cocukluktan beri severim, patates kizartmasini recele batirip yemek. bir de kasar peynirini recele batirip yerim ama bu o kadar abuk degil sanirim cheesecake kafasi oluyor biraz.

bir keresinde de devekusu eti yemistim normal kirmizi et gibiydi.

Besparmak yedim Kazakistan’da. Kuşbaşıdan biraz büyük parçalarla at eti ve hamur. Kazı-karta da yedim at sucuğu. Kurut yedim şeker boyunda kuru yoğurt gibi bir şeydi. Normalde pek açık değilimdir yemekte yeniliğe ama Kazaklar at etine burun kıvırır gibi olunca feci darılmışlardı.

çikolata ve midye denemeyin
yoğurt ve üzüm çok güzel oluyor.

ilkokuldayken biskremle şalgam içerdim çünkü çukurovalılık asjsjjjs herkes bu napıyo böyle diye bakardı ama güzeldi napıyım.

Oy yerim onu, bir de kısa tüylüymüş şükredin yani.

Mamayı değiştirin.

mamadan olduğunu sanmıyorum, yıllardır aynı mamadayız aslında.

sözleşme bitmeden hattını taşıtırsan taahhüt bozma bedeli gelir. sözleşmenin bitiminden sonra geçiş yapmak en mantıklısı.

taahhütü bozarsan, taahhüt süresine aldığın indirimlerin tamamını 'ceza' olarak yansıtırlar. aslında ttaahhüt bozma cezası yol ama işte indirimler iptal ediliyor.

benim bildiğim kadarıyla alınan indirimler veya kalan indirimden düşük olan yansıtılıyor ama?

Size tavsiyem en az 11 ay kullanmışsınız. 1 ay daha sabredin.

Operatörünüzü arayıp sözleşme bitiş tarihinin ne olduğunu öğrenin. Yeni dönem için otomatik yenileme istemediğiniz belirtin. ertesi gün diğer operatöre numara taşımayı bildirin.

gelecek fatura sadece 2*3 günlük fatura olacaktır. hiç riske girmeyin. bir açık bulup kitliyorlar çünkü

valla hocam avantajlı bir tarife buldum da direk geçmek istiyorum turkcell bir şey kitlemeden, bir yandan da tırsıyorum evet bu adamlar şark kurnazı çünkü :D

Yav yok bişey kitlemiyorlar rahat ol. Son ay olduğundan EMİNSEN son ayın içinde istediğin zaman başvurabilirsin. Ama son ayı bir gün de kullansan 30 günde kullansan aynı fatura gelir. Ben hep son ayın bitimine 10 gün kala başvururum. İşi bildikten sonra hiç bir sorun yaşamazsın

İşte ben 25 ekim’den önce geçmek istiyorum, normalde son ayın indirimi + dönem faturası olması lazım aka farklı bir şey olmasın istiyorum

@Himmet dayı yanlis bilgi vermiş. Sizin söylediğiniz şey doğru. Son ay değişiklik yaparsanız o ayın indirimsiz halini ödersiniz sadece.

www.eksiduyuru.com

işte bana bir de son aydan önceki ayda geçiş olursa ne yansıyabilir o bilgi lazım :D

son ayın tam faturasına da razıyım ama ötesine sinirlenirim :)

120 TL civarı platinum tarifesindeyken taahhütümün bitmesine 10 gün kala ttnete geçtim, 45 TL cayma bedeli çıkarttılar, bu arada müşteri hizmetlerini ararsanız ne kadar cayma bedeli çıkacağını söylüyorlar.

Himmet dayı atmış. Kalan ay 1 ise o ay kadar indirim biner.

bi ara duvar örtüsü almaya niyetlendim alan varsa kalitesini merak ediyorum ben de :)

Buradan almamışlardır muhtemelen ama iki tanıdığımın evinde var bunlardan. Ben ilk aldıklarında gözümde asla canlandıramamıştım ama çok yakıştı. Birinde yatak başının hemen üzerinde, genişliği yatak başı kadar. Diğerinin evinde ise salonda. Yalnız ikisinin de evinin tarzları buna göre. Yani eşya ile uyumlu olmazsa su içen ceylan kilimi gibi de durabilir.

Bizim şirkette geçen hafta 10 kişi pozitif çıktı, ertesi gün yapılan testlerde sayı 2'ye düştü. baya güvenilmez geliyor bana.

youtube'da bilim gazeteciligi yapan bir kadinin videosunda izledim. negatif sonucu 90% küsür dogru, pozitif 30-50% arasi dogru cikiyormus. yani negatif ciktiysaniz gercekten negatif olma ihtimaliniz asiri yüksek. pozitif ciktiysa hasta olmamaniz cok olasi.

Hes kodunu aldınız diyelim nasıl kontrol edeceksiniz.

Maske takıp mesafeyi koruduktan sonra bulaşma ihtimali çok az. Kağıtları toplarken dikkat edin elinizi sık sık temizleyin.

Camları komple açın.

hayat eve sığar zımbırtısından sorgulanabiliyor hes olayı

Cam çerçeve de aç olanak varsa

Pozitif kişilere gözetmenlik yapacağını son anda öğrenen kişiler duydum umarım başınıza gelmez, gelirse bence çıkın gidin en fazla bir daha sınav görevi vermezler. Sınav öncesi erken gidiliyor zaten ayrıntıları anlatırlar.

üniversitenin kendi sınavı ya, çıkıp giderim de sonra sıkıntı olur :D

Alkolden nasıl bir performans bekliyorsun? Önce bunu bi netleştirelim.

Maksat kafayı mı bulmak, yoksa keyif almak mı?

Ağır alkollü olmasın ve bira da olmasın dersen şarap deneyebilirsin. Ama f/p diye bir iddiam yok. 20 liraya da şarap var, binlerce liraya da.

biricik şarapları var 0.75 ve 1.5 litrelik.

1.5 litreliği 50 lira. normalde 2 gece götürüyor beni ama abanırsam bi gecede bitiriyorum. kırmızı da beyaz içilebilecek gibi. frukoyla içeceksen beyaz tercihimdir. hatta 2 3 çeşit içecek ile karıştırıp tinto de verano da yapıyorum güzel oluyor tam fresh içimi güzel, yaz içkisi oluyor.

tabi fruko koyuyorum içinde yazın sıcaklarda meyva ile çok güzel gidiyor.

aynen ekomini den alıyorum ben de zaten lokasyon istanbul ayrıca 7 8 şişe daha farklı şarap gördüm.

volim diye şarap özlü içecek yazan yüksek alkollü bir içecek var.

avrupa birliği yasaları gereği votkayı o şekilde şişeleyip aromalandırıp satamıyolar. o yüzden şarap özlü içecek diyolar.

bildiğin aromalı votka, 2 tane içtim fena yaptı, alkol oranı yüksek diye. aroma falan güzel de acı geldi bana çok. öyle bira şarap gibi keyifle yudumlanmıyor, çat diye dikicen kafaya 5 dakka sonra pilot.

Gordons 35 lik cin 79 lira

6 ölçü çıkar

Şiveps cam şişe tonik
Limon
Salatalık

Hazırlamak için gerekenler

cin, gazoz ve limon al. dolapta buz yoksa buz da al. kafana göre karıştır. denklemdeki cini votka ile de değiştirebilirsin.

Likör veya cin

bu sıcakta kırmızı şarap bayar.

malibu+ananas suyu iyi gider. fiyat toplam 130 falan tutar sanırım.

Jameson veya Grants 35cl, 105₺

Gordons cine sardık bu ara biz.
Bir ölçü (shot bardagı) cin
6-8 adet buz kübü
4-5 dilim kavun
Shaker da iyice kır buzları, kar gibi olsun. Margarita bardağına döküp için.
Aynısını karpuz, şeftali gibi meyvelerle de yapabilirsiniz.
Cin + biraz gazı alınmış soda + limon suyu. Bardağın ağzını toz şekerle kaplayıp hazırlayabilirsiniz.
Böğürtlenleri mikserden geçirin şekerli suyla tatlandırın, içine cin koyup soğuk buzlu bir içecek hazırlayabilirsiniz.
Damak tadına göre tam bir joker içkidir. Hemen her şekilde kullanabilirsiniz. Votkadan güzel, kafası iyi, yormaz, abartmadıkça üzmez.
Afiyet olsun.

mikrodalgaya giren, hem de paketli, şey neden sağlıklı olsun ki?

çok üşeniyoruz yemek yapmaya ama aslında yemek yapmak azıcık zaman isteyen, keyifli de bir şey. bence üşenmeyin kendiniz yapın.

heee derseniz ki, işyerinde falan öyle bir ortam olmuyor. ona bir şey diyemem.

Duru'nun hazır yemekleri var. Gıdadedektifi de incelenmişti hiç koruyucu katkı maddesi içermiyor.

dondurmak + mikrodalga = kanser. sakın almayın kullanmayın

insanlar nasıl cahil bu konularda. ne yazık ki tr de bu konuda çok dar bir portföy mevcut. eğer bu kanserci ve katkıcılar olmasaydı ne hale gelebilirdik görmek istiyorsan iceland.co.uk i ziyaret et lütfen.

dün kinoa'lı bezelyeli, fasulyeli vb yeşil sebzeli buharda pişmiş yemeğimi mikrodalgada 2 dk da ısıtarak yedim mesela. hem de vegan. (etçilim ama beğenerek yedim)
4 porsiyonu 2 pound gibi bir fiyat etiketi var. örnek olması açısından.

ayrıca dünya yemekleri vs de gayet güzel şekilde bulunabiliyor. yarın southern fried tavuk alıp yapmayı düşünüyorum mükemmel oluyor.

londra'da bekar takılıyorum bu aralar o yüzden böyle işte.

devlet yapmaz. özelde yaptırabilirsin.

Haşlanmış patates demişti bizim hekim

Eczaneden reflor alip icirirsen keser 2 3 yutmaya. Toz hali.

günde iki kere ercefuryl.
büyük ırksa ikişer tane verebilirsiniz.

zehirlenmiş olma ihtimali var mı?
nedenini anladınız mı yani?
klima çarpmış ya da sıcak ishali olmuş olabilir.
ama sebep bunlar değilse, bir şey yemiş ve dokunmuş olma ihtimali de var.

vete götürdüm, ateşi normal :) değişik bir şey de yemedi ama niyeyse böyle oldu
reflor dedi onlar da, yoğurtla karıştırıp yarım yarım günde 2 kere vereceğim

Yogurt ve nane
Naneli ayran gibi seyler

Salatalık, domates, peynir vb.

şu eti'nin yulaf ezmeleri olabilir sütle birlikte.
onun harici bolca meyve yiyebilirsin.

Çerez. Bir avuç kadar badem fındık kaju filan çok iyi oluyor.

salatalık veya domates. ama salatalıkla domatesi aynı gün yemek iyi değil diye okumuştum. bir de eğer iştahını kesmek istiyorsan dişlerini fırçalayabilir ya da karanfil gibi bir şey atabilirsin ağzına. ayrıca yemekten önce su da iyi bir seçenek.

Önceden nohut haşlayıp yiyebilirsin.

neyse restrict edip unread gibi yapma yolu varmış, siz de aynı hataya düşmeyin diye yazayım :)

Bitmiş işte. Tertemiz bir sonuç. Keşke biten her ilişki böyle sulh içinde bitse de insanlar üzülmese.

Gerçi rahat batınca insana bir şekilde kendini üzüyor. Acaba ne yapsam ne etsem de bitmiş, olmayacak, mutsuz edecek bir ilişkiyi küllerinden yeniden doğursam da hayatları berbat etsem diyor.

yani bitti diye konuşmadık işte. fiilen bitti de...
işleri daha kötü mü yapar emin olamadım mesaj atmak

Şöyle düşün. Sinemaya gitmişsin. Film izlemişsin. Mısır yemişsin. Filmden çıkmışsın. Eve gitmişsin. Diyorsun ki “‘film bitti’ yazısını görmedim ben bi daha AVM’ye gidip film bitti yazısını görmeden rahat edemem”

Bu söylediklerini ona da söyleyip bitirmek daha şık olur. Belirsizlik, ilişkide iyi birşey değildir. Empati yapın biraz.

Karşı tarafın size nedenini sormaması da ilginç. En son konuşmanızda bir tartışma veya kavga mı oldu, yoksa normal bir konuşmanın üstüne mi gerçekleşti?

Gerçi çok fark etmez, bence neresinden bakarsanız bakın çok saygısızca bir davranış. Bence insan, hiçbir insan ilişkisinde görünmez oluyormuş gibi davranmamalı. Sonuçta yetişkin insanlarız, yaşadıklarımız nasıl görünürse bundan sonra yaşamak istemediklerimiz de görünür olmalı. Kararlarımızın arkasında durmalıyız. Karşımızda bizim gibi bir insan var.

İşlerin karışacağına dair korkunuz nedir ve neyi gözetiyorsunuz bilemem ama bence insan her şeyden önce kendisine saygısı için doğruyu yapmalı. Burada söylendiği gibi, bir ilişkiyi tertemiz ya da sulh içinde bitirmek böyle bir şey değil. Birini üzmemek böyle bir şey hiç değil.

Asıl pürüzlü olan, asıl insanların kafasında kurmasına sebep olan bu tip belirsiz, sessiz tutumlar. Net ve açıklayıcı olmak her şeyin doğal döngüsünde tamamlanmasını sağlar. Şurada cümle kurarken bile noktasını koyuyoruz ki cümlenin bittiği anlaşılsın.

Karşı tarafta sizi merak etse arardı bence. 2 hafta uzun bir süre. Devam etsin de istiyorsanız aramayın derim.

yalnizligin muthis saltanati +1
ama karşı tarafın size bir şey sormaması ilginç değil.
ben olsam ben de peşinde koşup "ne oldu? ne oldu?" diye sormam.
insan ne olduğunu elbette hisseder ama bu kararı verenin bildirmesi, konuşması gerekir.

ilişkilerde "closure" yani bir şekilde nokta koymak önemli.
ucu açık kaldığında herkes ne olduğunu anlasa da aslında ortada bir şeyler yarım kalmış oluyor.

Friends'te Joey'nin bu durum için bir önerisi vardı: Man up and never call her back.

erkek tarafı sen misin?
cinsellik yaşandı mı?

ikisi de evetse klasik aşık olmadığı için topuklayan erkek vakası.
ama eğer ikisi de evet değilse bile üzücü, hiçbir ilişki türü böyle bitmemeli.

Bademli'de kamptayım, rakımı içiyorum, yanda ciyaklayan çocuklar ve onların ciyaklayan anne babası olmasa keyfime 10 üzerinden 10 verirdim.


Edit: burası çok güzel:)

baya baya kötü. hiç bir şey asla yolunda gitmiyor.

Can sıkıntısından, moral bozukluğundan bıkmış durumdayım, iç dökmek için yazıyorum buraya.

Sonradan: hamakta yatıyorum, hafiften esiyor, dalga seslerinden başka pek ses yok. Evet sanırım mutluluk bu ^^ (bir de antep katmeri yemek ama o başka konu).

Zaman denilen acımasız şeyin nasıl bu kadar hızlı ve umursamaz bir şekilde ilerleyişini anlamaya anlamlandırmaya çalışyorum.

Tam 1 ay bodrum tatili dönüşü ankara kabus gibi çöktü üstüme

Neden döndün diyenlere el insaf diyorum.Çalışmadan nasıl yaşayalım...

Özel hayatımda kötü giden bir şey yok ama ülke gündemiyle ilgili her şey inanılmaz moralimi bozuyor, içimi karartıyor. Sırf bu yüzden depresyona gireceğim diye korkuyorum. Resmen karanlık bir tüneldeyiz ve ucunda ışık gözükmüyor..

Her şey yolunda ama hiçbir şey tadında değil.

dolar altin takibi yaptikca moralim bozuluyor, iyice fakirlestik. ne tatile gidesim ne alisveris yapasim kaldi.

Ülke gündemi +1 :(

Olur,güzel olur.

onun yerine pedal destekli elektrikli bisiklet mi alsan acaba?

aslında kullananlar çok olumlu yorumluyorlar ama şu sıralar taksilerin şikayeti üzerine martı başta olmak üzere scooterlar için bir düzenleme/kanun/yasak bişey bişey hazırlığı içerisindeler, bence biraz bekleyin...

mi'nin pro'sunu al alacaksan. segway'inki daha uzun mesafe gidiyor ve daha konforlu diyorlar ama çok fiyat farkı var.
pandemi zamanı toplu taşıma kullanmamak için ben de 2,8 km yolum için alırım diyordum ama ofise dönüş daha belli değil, o yüzden almadım ben de. martı'yı denedim bikaç kere, en dikkatimi çeken şey zemin oldu. arnavut kaldırımından, bozuk yoldan, parkeden gideceksen inanılmaz bir titreşim oluyor. biraz hızlanınca tutamıyorsun bile ellerinle, güzergahına o gözle bak bir de.

Scooter'lar son derece tehlikeli acikcasi. Guvenlik ekipmani yok, fren yok, ses yok... O hızla dusup/carpip kafanızı bir seye çarparsanız beyin kanaması olursunuz. Kullanmayin, yazık etmeyin kendinize. Motosiklet kullanicisi olarak arabadan çok bunlardan korkuyorum. Taksicilerimizin de benim gibi guvenlik parametresinden dolayı şikayetçi olduguna inaniyorum şaka şaka onların ne kadar ** oldugunu biliyoruz. Onlarla ayni tarafta degilim.

Kesinlikle Pro'sunu al. Biz Xiaomi Pro'yu aktif olarak kullanıyoruz istanbul'da, eğer yol normal asfalt tarzıysa çok güzel gidiyor. Tehlikeli bir alet evet, o yüzden son hız kullanma + kask koruyucu vs tak derim. Düzenlemeden scooter sahipleri için bir şey çıkacağını sanmam, düzenleme martı tarzı işletici firmalar için gelecek diyollaağ. Keyifle tıngır mıngır gezersin.

Köpek parkı diye bir şey varsa bile Türkiye'de yoktur. Bir Ankaralı olarak hiç duymadım ve Anıttepe'de de olduğunu sanmıyorum. Bizde bütün parklar insan parkıdır.

Yok sanki. Eser parkında köpekler için alan var biraz.

bahçeli'de vardı ama bu civar sıkıntılı sanırım.

Eser parkta var yakın size

ev almışsın (evin var), boru delindi arabaya boya sıçradı (araban var) diye mi kafana takıyorsun. bunlar mı üst üste gelenler ?

hocam ülkede aç yatan, borcunu-kirasını aylardır ödeyemeyen. bunun için intihar eden. eşi, çocuğu hastalıklarla boğuşan bir de o sıkıntıda para arayan, çalışmak zorunda olsan insanlar var. ben ortada bir dert göremedim.bunları dert diye söylesen seni ulu orta döverler.

@orpheus
hocam şimdi o açıdan sonuna kadar haklısın ama şu süreç o kadar sinirlerimi yıprattı ki her iş kavga dövüş gidiyor...

ama dediklerin doğru, bu açıdan düşünmem gerekiyordu aslında

gerçi ev de eski araba da ama insanların durumu düşününce tabi...biraz malca olmuş isyanım

her şeyiniz de olsa derdiniz olabilir ve dertleriniz başkalarınınkine kıyasla küçük diye değersiz olmaları gerekmez. herkes her gün pollyanna modunda yaşayamayacağına göre eviniz ve arabanız olduğu hâlde siz de demoralize olma hakkına sahipsiniz elbette. ama demoralize olmanın sadece zararı olacağını söylemeden edemeyeceğim. derin nefes alıp atlatacağınızı düşünmenizi tavsiye ederim. her şeyin kötü gitmekte olduğuna/gideceğine dair düşüncelerin hep devamı gelir maalesef. isyan ettikten sonra basitçe sahip olduklarımıza şükredip dişimizi sıkıp sonunu göreceğimize ve en nihayetinde evimizde, arabamızda, her şeyde istediklerimize istediğimiz şekilde ulaşacağımıza dair kendimizi daha da motive etmeye çalışmalıyız.

www.canlaramama.com köpeklere mama yollayabilirsiniz
www.atyemi.com yük hayvanlarına yem yollayabilirsiniz

Bence isyaniniz malca degil, dunyada daha kotu dertleri olan insanlarin varligi sizin dertlerini sizin hayatiniz kapsaminda anlamsiz kilmiyor. Sonucta bunlar su anda kisisel olarak size sikinti yaratan seyler ve rahatsiz olmaniz gayet dogal. Ben de mesela excelde belli basli rakamlar tutmayinca sinir oluyorum, dunyada ac yatan insanlar oldugunu bilmek, excelde rakamlar tutmayinca kendimi daha iyi hissetmeme sebep olmuyor ve bu durum gayet normal.

Sizin icin en temizi, ev tadilat vs gibi buyuk islerle ugrasinca birsuru sorun cikabilecegini en bastan kabullenip belirlenen tarihin 3 ay otesini, belirlenen masrafin %20 fazlasini hedef almak. Bu kadar ise girisince illa ki sorunlar cikacak, hersey ust uste geliyor diye mizmizlanmanin alemi yok. Elbet bir gun bitecek ve zamanla herseyi tam istediginiz sekle sokacaksiniz.

Katmer ye. Antep katmeri. Onu bulamıyorsan iki bira al git sahilde otur boşluğa bak.

benim demek istediğim ne dertler var tasalanma değil. bardağın dolu tarafına bakmak gerektiği.

taşınma ve tadilat işlerini güle oynaya yapmayı geç, hayata küsmeden atlatan bir arkadaşım olmadı şimdiye kadar.
musluğum damlatıyordu, tamirci çağırdım. ilkinde musluğu değiştirdi, ikincisinde akıl verip gitti, şimdi hâlâ damlatıyor ve boşverdim. küçük bir musluk bile akışına bıraksam çıldırtacaktı beni.

kısacası, gayet normal bu aksilikler. usta dediğin zaten korona olmasa da zamanında gelip iş yapmıyor genelde :) takma hiç.

Biraz alkol iyi gelir. Herkesin başına gelebileccek şeyler. On yıl sonra önemli olmayacaksa şimdi de önemli değildir aslında. Öyle düşün.

gecen ay hem mutfak gerecleri hem koltuk falan almistim ben. hepsi tek defada geldi birden fazla koli icinde.

duvar sticker'ı leş gibi bir şey değil mi ya güzel bir örneği var da ben mi bilmiyorum acaba?

lambader konusunda da kalite aramana gerek yok. öyle duruyor düğmesini aç kapa yapıyorsun. lambader konusunda fiyatı etkileyen şey işçiliğinin zahmeti ve kullanılan malzeme fiyatı. 90-100 liraya olan lambader ile 1000 lira arasında pek bi fark olmaz, en fazla duy kalitesi fark eder o da zaten 20 liraya en iyisini alabildiğin bir şey. ne istediğin önemli tarz olarak falan.

@proletarier aller lander vereinigt euch işte tavanları kapattım hue takacağım lambadere ama şöyle kafama yatacak bir şeyler bulamadım...nasıl olur modeller işte kafamda da canlanmıyor :D

haaaa, hue içinse sen başlık konusuna odaklan. şu plastik üzerine keten dokulu kaplama yapılan başlıklar yok mu onlar en iyisi bence. tercihen de açık renk tercih etsen mis gibi olur.

www.dekopasaj.com

ben böyle silindir lambaderleri seviyorum, hue için iyi olabilir bence.

tabii bu hue'nun verimini biraz azaltabilir. o zaman da şöyle bi başlık bakabilirsin:

www.ikea.com.tr

hepsini tek bayiden almak daha uyguna gelir.

paketlerden ziyade "su buzdolabi, su camasir makinasi, su buasik makinasi icin fiyat istiyorum" diyebilirsin direkt. sonrasinda pazarlik, baya inebiliyorlar.

100 metre ötedeki bayi bile farklı fiyat verebiliyor. Ben modelleri netleştirdikten sonra sadece fiyat için gezmiştim. İNdirim yaptırın, hatta verdikleri fiatları yazdırtın. Küçük teklif kağıtları oluyor, ona yazıyorlar.


PAketlern içerisinde istemediğiniz modelin sisin için ne ifade ettiği önemli. Örneğin fırında belki değişik modele açık olabiliriniz, ç.makinesi vazgeçilmezinizdir vs.

Bir esnaf bir paket sunuyorsa yuzde 99 musteri kaybediyordur. Ha paran yoktur cok dardasindir olabilir.

Başkan ben iki kere buzdolabı bulaşık makinesi bir de TV aldım spotcudan sıfır ürün. Ufak defolar vardı. Piyasa fiyatının üçte birine. Ben mumnunum aklında olsun.

taste of the wild ı deneyin

fitgirl-repacks.site adresindeki katalogdan faydalanabilirsin. çıkış tarihine göre de sıralanabiliyor sanırım.

Life is Strange
What Remains of Edith Finch

Hollow Knight

Tek kelimeyle şahane bir oyun, adamlar resmen çığır açmışlar.

Çok güzel oyunlar çıktı :D

Ac: Origins ve Ac:Odyssey(Ben oynamadım ama güzel diyorlar. Origins ise oynadım ve harikaydı)

Far Cry 5 çıktı daskopdsa :D

Red Dead Redemption 2 çıktı

Souls ve Bloodborne yapımcılarından aynı zorlukta, biraz farklı ama yine sanat yönetmenliği harika olan Sekiro Shadows Die Twice çıktı.

Resident Evil 2 Remake

Metro Exodus (Offff çok iyiydi bu)

Ağır Rpg seviyorsan Disco Elysium isimli güzel bir oyun çıktı. Firma ukrayna merkezli epey ufak. Desteklemek lazım :)

Bizim meşhur türk oyunu Mound And blade'in ikinicisi bannerlord çıktı. Oynamadım ama güzel diyorlar. Desteklemek lazım :)

Fallout'un yaratıcılırdan ve Fallout new vegas'ı oyun tarihinin en overrated firması Bethesda'nın elinden çekip adam gibi yapanlardan The Outer Worlds isimli güzel ama kısa süren bir aksiyon rpg oyun çıktı.

Far Cry 5'in ek paketi gibi bir şey olan Far cry new dawn çıktı dsajosa :D

Tropico 6 çıktı

hellblade senuas sacrifice oyna. farklı bi tecrübe. xbox game passte var. ori and the blind forest ve will of the wisp de oyna. onlar da var.

rdr 2 çok övülüyor gerçekten. oynamadım ama benim de listemde.

(bkz: disco elysium)
(bkz: hollow knight)
(bkz: a plague tale innocence)
(bkz: hellblade senua's sacrifice)
(bkz: mount and blade bannerlord)
(bkz: detroit become human)
(bkz: the outer worlds)
(bkz: vampyr)

bunlar harika ve yeter kanks.

Rdr 2, witcher 3

Neyden tirsiyorsunuz? Corona sebebi ile ise herkes marketten bişey alıyor.

işte giriyorum ana baba günü kesin bir zaiyat çıkar diye :)

Mahalledeki tekelden alıyorum, marketler kadar kalabalık olmuyor.

mahalledeki tekelciyi arıyorum getiriyo.

Soruyu doğru anladıysam;
Migros, Metro gross gibi maketler sahte ürün satma riskine asla girmezler.

1- 24 saat önce check-in açıklıyor; garanti yok ama belli koltuklar check-in'e açılmıyor. İstediğin bir koltuk için evet para vermek zorundasın.

2- Sağlık sigortası tamamen sana kalmış; ama bence yaptır her duruma karşı. Önceden bende yaptırmıyordum ama yaptırmak lazım

3- Eğer tüm uçuşun bir rezervasyon koduna yanı ayrı ayrı almadıysan rötardan kaynaklanan aktarma uçuşunun kaçırılması hava yolunun sorumluluğundadır.

4 kitap oku ya da uçuşa uykusuz git ve uçakta uyu

Sağlık sigortasını Baltık ulkelerinde soruyorlar(bize sordular) zorunlulugumuz olmadığı halde biz yaptiriyoruz dunya hali yok desek napacakti bilmiyorum

Ucuslar bagli ise ucak seni beklemez ama kacirman durumunda bir sonraki seferle sizi yollarlar

Riga cok buyuk bir yer değil 2 gunde her yeri gezersiniz

Öncelikle eski pasaport cortlamıyor. ikisini bereber kullanman için bir dilekçe veriyorsun. nüfusta veriyorlar otomatik dilekçeyi.

genelde gri pasaport gittiğin ülkeye göre değişiklik gösteriyor. gittiğin ülke minimum 6 ay geçerli pasaport istiyorsa 6 aylık çıkıyor.

iki ayrı ülke için prosedür nedir tam bilmiyorum. ben tek ülke için başvurmuştum. ama mantıken eğer süresi içindeyse gri pasaportu kullanabilirsin. aksi durumda tekrar başvurman gerekecek.

vize işlemine de gerek yok gri pasaportta.

Gri pasaport görev pasaportu olduğundan, görev onayı formunuz kadar (artı eksi bir süre daha) geçerlidir. 3 günlük gidiyorsanız en fazla 1 hafta gibi. Yani eskiden böyleydi, son durumu bilmiyorum.

görev formu olmadan da çıkabilirsin. eğer vize gerekirse bordoya alman gerek diye biliyorum

Söyleyeceğimizi söyleyip sonra susuyoruz. Derdini anlat, niyetini belirt. İletişim çok büyük bir sorun çözücü çünkü, hiçbir işe yaramasa içini dökmüş olmana yarıyor. Ben önceden hep susuyordum bir faydasını görmedim. Artık söyleyeceğimi söylemeden susmuyorum. Karşı taraf anlar anlamaz çok önemli değil. Kısa, öz ve samimi bir şekilde son kez konuş. Sonra sustuğunda ise sonsuz sessizlik olsun, konu kapansın.

Konuşurum ben olsam. Yorulana kadar.

Derin bi nefes alıp "ben ne desem boş sen kafanda kurmuşsun" diyoruz.

konusmayip uzulecegine konusup uzulme riskini al.

Bi öyle inceden konuşurum baktım olmuyor bir daha ömür boyu konuşmam.

inceden bi konuş aga.

bu dediğim romantik şeylerden çok arkadaşlar temalı.

belli bir noktaya kadar konuşurum. çünkü iletişime inanıyorum.
ama tüm uğraşlarıma rağmen iletişim de başarısız oluyorsa yapacak bir şey yok.
closure olmayınca bi konuda takılı kaldığım için en son içimde ne var ne yok uzunca yazar gönderirim, sonra iletişimi keserim.

rahatlatacaksa konuş. içinde kalmsından iyidir

konuşuyoruz, ben bi kere konuştum yetmedi ama şimdi 2.yi konuşucam.

susuyoruz. konusmanin bir faydasi yok. icin falan rahatlamaz, yeni konusmalar hemen bitiverir. bu dongu boyle surer. donguyu kirmak istiyorsan, sus.

Söyleyecek bir şeyim kalmayana kadar konuşuyorum. Gönlüm başka bir şey söylememek konusunda razı olduğunda da tamamen susuyorum.

Duruma göre olur. Muhtemelen ciddi iş yapan birileri bunu etik ihlal sayar (tezini henüz vermediğini varsayarak). Misal ben sayardım.
Benzeri örneği tez değil de araştırma veri setini iki ayrı araştırmada kullanana etik ihlal şeklinde gördümse de abartı olduğunu halen düşünüyorum.

tezi verdim aslında geçen yaz.

emin olamadım vallahi, şu saçma sapan yayın şartı olmasa şimdi çok rahattım da.

millet kitap, makale, bildiri bölüyor ama ben olsam ben de sorarım gerekli miydi diye. ben burada aslında iki tamamen farklı analiz olması üstünden bir umut görüyorum ama amaaaan...

Tezi verdikten sonra tezden üretilmiştir diye yazıp da cikardiysan sorun olmaz.olursa bana yaz.

Söylediğinize göre slicing olmaz ancak her iki çalışmada ortak veri kullandıysan duplikasyon olur, o büyük sıkıntı.

@piotr duplikasyonu açabilir misiniz biraz? bağımsız analizler birbirinden. yani birbirlerini destekleme gibi durumları yok. biri tezin a kısmı (basit sayılabilecek istatistiksel analizler, anova, t testleri vs.), diğeri b (model vs.) gibi. a kısmını yayın şartı olduğu için yayınlattım. altında tezden alındığı belirtildi. şimdi İngilizce hazırladım, yine altına not düştüm tezden diye. a için bir paragraf ayırıp yazıya atıf yaptım (daha doğrusu atıf kısmını unutmuştum ekleyeyim), sonrası b ve tartışmalar vs. sıfırdan yazdım sayılır o kısımları.

olaya tamamen farklı bir bakış açısı getiriyorum. hocam çalışmanızı bildiri ile heba etmeyin. eğer başvurduğunuz konferans/sempozyum vs alandaki duayenlerin bizzat katıldığı yani a-list bir organizsyon değilse, 3-5 kişi tanımak dışında akademik anlamda size hiç bir faydası yok. üstüne kayıt ücreti, yol masrafı, konaklama masrafı derken sırf para harcama. hele hele iyice dandik bir organizasyonsa, turist gibi gelmiş havuzda restoranda takılan tiplerin bilimden ziyade açık büfedeki yemeklerden bahsetmesi iyice akademiden tiksindiriyor.
çalışmanıza güveniyorsanız iyi bir dergiye gönderin.
slicing konusu ise biraz şans. kime göre neye göre değerlendireceklerine bağlı.

sempozyum için yorum yapamıyorum ama yayın olanakları iyi dergilerde, full text oradan gider artık kadere kısmet dedim...

Sınıfa sorular sor ara sıra, siz me düşünüyorsunuz diye kişi kişi.
Hatta isimleriyle sor, hoşlarına gider. Ama amaç katılım olsun, konuşalım yanlış/saçma cevap verseniz de olur rahat olun minvalinde destek ol

Konuları açıklayıp arada bir örnek ver
Biraz yazdır önemli yerleri

Ara sıra konudan yola çıkıp anı vs bi takım anektodlar anlat.

dersin çok hızlı anlatılmasını hiç sevmem ben. hoca sanki soru sorulmadan elindeki notları tahtaya geçirip bir an önce kaçmak istiyor gibi geliyor. anlattıklarınızı mümkün olduğunca örneklendirmeniz güzel olur. çok fazla teorik bilgi bir noktadan sonra havada kalmaya başlıyor. arada sınıfa göz atarsanız konunun ne kadar anlaşıldığı belli oluyor zaten. öğrencileri soru sormaya teşvik ederek uzatabilirsiniz dersi.

bizde genelde çok sevilen hocalar derste aralara alanlarıyla ilgili/ilgisiz ufuk açıcı bilgiler sıkıştıranlar oluyor. bunlar siz derse ısındıkça olacak şeylerdir. dönem sonunda öğrencilerden feedback alırsanız yardımı dokunur daha sonrası için.

nice derslere :)

Aralarda karikatür göster

Stres bilmediğini dusundugunden. Ama onlar senden daha çok bilmiyor.
Hızlı anlatma plansizligindan. Dersi parçalara bol ve kendine göre konu-fıkra, konu-turku,konu vs diye ayarlama yap süreye göre. Bu zamanla oturacak rahatladiginda

Ara ara sınıfı gezip sorular sor, sohbet gibi ama fikirlerini dile getirmeler için teşvik et, esprili ol ve isimleri akılda tutmaya çalış. Böyle hocaları severdik :)

1. Stres bir yere kadar iyi. Bin kez anlattığım derse girerken bana da oluyor. Büyük hocalarda da çok görüyorum. Bunların bazıları anlattıkları konuyu literatüre sokan insanlar :) İşinizi yapmaya engel olursa konuşuruz.

2. Sanırım konuların siz anlatır anlatmaz kavranacağını, bu yüzden hızlı geçebileceğinizi düşünüyorsunuz. Araya açıklayıcı örnekler serpiştirin mutlaka. Sorular sorun, bir şeyleri yorumlamalarını isteyin. Ders sonunda ufak bir tekrar yapın. Göreceksiniz ki bazen birden fazla yoldan aynı şeyi anlatmanız gerekecek, ders saatleri yetmeyecek.

3. Derse katılmalarını sağlamak için çok zorlamanız gerekebilir. Eğitim sistemimizin bir sonucu olarak pasif kalmayı seviyorlar çünkü konuşmazlarsa azar işitmeyecekler, daha güvenli :) Derse katıldıklarında "bunu bilmiyorsan bu işi bırak", "buna da bu yorum yapılmaz ki" gibi laflar etmeyin, bir daha katılmazlar. Sordukları sorularla alay etmeyin. Kısa da olsa cevaplayın, yanlış yorumların değerli olduğunu ama başka açıdan düşünürse farklı yorumlayabileceğini filan anlatın. Sordukları sorular için bu da size ödev olsun demeyin, dersten sonra soranı dövmesinler.

4. Çoğunlukla dersleri birikim edinmek için değil, sadece geçmek için aldıklarından, sizin dersinize gelmeden önce almış olmaları gereken bilgileri alamamış olma ihtimalleri çok yüksek. Hap gibi verebildiklerinizi verin, veremedikleriniz için kaynak önerin ve her fırsatta bu tür bilgileri hatırlatın.

5. Dersinizi alıyor olma sebeplerini iyi açıklayın. Her konudan önce ve sonra o konuyu niye öğrendiklerini anlatın. Konularınız arasında ve konularınızla diğer dersler ve hayat arasında bağlantılar kurun.

6. Sınıfta bin kez anlattığınız, ders notu dağıttığınız, sınavda mutlaka çıkar dediğiniz şeyleri sınavda yapamazlarsa üzülmeyin. Ters köşe yapılmaya fazla alıştırılmışlar sanırım :)

7. Rahat olun ama taviz vermeyin. Mesela ödevleri 10:30'da toplayacağınızı bildirdiyseniz 10:31'de gelen ödevi almayın. Öğrenci başlarda işine gelmese de prensipli hocayı sever ve kendini ayarlar. Siz de sözünüzde durun. Şu gün size şunu yapıp vereceğim dediyseniz geciktirmeyin. Dersi ciddiye aldığınızı görürlerse onlar da ciddiye alır.

8. Zorunlu değilseniz slayttan anlatmayın. Slaytı sadece tahtaya çizimi zor olan görseller için kullanın. Açıklayıcı videolar filan da gösterebilirsiniz. Tahtaya yazın, çizin. Sözel ders ise can alıcı noktaları yazabilirsiniz.

9. Fırsat oldukça kürsüden inip aralarında gezin. Bu hem derse katılmalarını sağlar, hem de şunu gösterir: "tahtada dersin konusu var. bakın yanınızdayım, sizin tarafınızdayım, gelin hep beraber şunu halledelim". Derste eğlenmeyi unutmayın. Eğlenmeden yaptığınız iş bir süre sonra çok zor gelmeye başlar. Eğlencenize sınıfı da katabilirseniz o ders tadından yenmez.

10. Bazen olmayacak. Emin olmadığınız şeyleri anlatmayın. Bilmiyorum, emin değilim demekten korkmayın. Kısa bir şeyse o anda internetten veya yanınızdaki kaynaktan bakın. Uzunsa bakıp bilgi vereceğinizi söyleyin. Bu da öğrenciler için iyi bir derstir.

11. Belki ilk bunu yazmam lazımdı ama dersi geç bitirmeyin. Konu yetişmezse sonraki derse kalsın ama öğrencinin ders arası özgürlüğüne mani olmayın. Sınıfa beş dakika filan gecikebilirsiniz (çok gecikmeyin), özellikle sabah derslerinde öğrencilere toparlanma fırsatı vermiş olursunuz. Sınıfa girer girmez ders anlatmaya başlamayın. Havadan sudan konuşun. Sınavlarından konuşun. Sorun yaşadıkları dersler için küçük tüyolar verin.

12. Başlarda belki planlamanız gerekecek, sonra kendiliğinden gelecek ama derste sürekli ders anlatırsanız uyutursunuz. 20 dakikada bir filan araya başka laflar karıştırıp uyandırmanız lazım.

13. Birebir görüşüyor bile olsanız öğrencilerle kimse hakkında dedikodu yapmayın, politik, dini, hassas konularda konuşmayın, sır vermeyin. Öğrenciye güvenin, üniversite düzeyindeyse meslektaşınızı yetiştiriyorsunuz. Güvenmeniz lazım. Bir yandan da eşeğinizi sağlam kazığa bağlayın. Öğrenciler olayları işlerine geldiği gibi değiştirip size aktarabilirler. Özellikle resmi işlerde eyleme geçmeden önce aslını astarını öğrenin. Bunun ayarını zamanla kurarsınız. Aralarında size "başka yollarla" yaklaşmaya çalışanlar olabilir. Belki bu hoşunuza da gidebilir ama sakın, aman diyeyim :)

14. Not verme kısmı işin en tatsız tarafı. Neyi nasıl notlandıracağınız belli olsun ve kağıdını görmek isteyen öğrenciyle birlikte kağıdına bakın. Niye o notu aldığını anlasın. Çoğu sadece şansını denemek için kağıdına bakar ve aslında sınav kağıdında ne olduğundan habersizdir. İşin not kısmında çok dikkatli ve herkese eşit olmanız şart. Bu hem olması gereken bir şey hem de öğrenci not değişikliği için mahkemeye giderse tüm kağıtlarınız incelenecek. Hem içiniz rahat, hem de eliniz sağlam olsun. Her dönem sonu not isteyenlerle karşılaşacaksınız. Olabildiğince sabırlı olun. O notu niye aldığını anlatabiliyorsanız konuyu çok uzatmaya gerek yok.

15. Tüm hayatınız o ders olmasın. Öğrenci görüşme saatleriniz belli olsun (olabildiğince öğğrencilerin diğer dersleriyle çakışmasın) ve bu zamanlarda odanızda öğrencileri bekleyin. Gelmezlerse gönül koymayın ama bu saatler dışında da büyük bir zorunluluk olmazsa o ders konusunda öğrencilerle görüşmeyin. Ders hakkında e-mail'lerine cevap vermeyecekseniz tüm konuşmaların görüşme saatinde olacağını ve e-mail ile iletişim kuramayacaklarını ilk derste söyleyin. Sadece bazı konularda e-mail ile iletişim kurabileceklerini söyleyebilirsiniz. O zaman bu tür bir e-mail gelince çok vakit geçirmeden cevaplayın.

Aklıma gelenler bunlar. Anlattıklarımı uygulamadan da hocalık yaparsınız. O zaman büyük ihtimalle çok daha rahat edersiniz ama içinize siner mi bilmem. Bu soruyu soranın içine sinmez gibi geldi de bu kadar şeyi yazdım :) Başarılar dilerim :)

ustad, bana kalirsa bu konudaki en iyi cozum cok sayida pratik yapmak. evet, en kolay yol bu degil ve cok zaman aliyor ama daha etkili bir yontem ben bilmiyorum. bir de tavsiyem, dersten bir saat once dideral alman. daha sakin kalirsin.

Oturmak için ev alacaksan ve içinde kiracı varsa, çok net o evi alma. Yoksa parktaki bankta selfie de çeksen amuda da kalksan o kiracıyı 1 seneden önce çıkaramazsın.

valla hocam durum dediğin gibi. çıkarım dedikten sonra çıkmazsa ne olur o kısmı kestirmeye çalışıyorum.

hemen çıkacam diyen insan bile en erken 1 sene sonra çıkıyor, başımıza geldi.

gittik almadan önce kiracıyla konuştuk, ben hemen çıkıcam zaten dedi, alım satımdan sonra 1 ay kira almadık, depozitoyu da kendisine taşınma masrafı olarak hediye etti(çünkü evin anasını ağlatmıştı) herşeyi iyi güzel.

evi aldık, ne zaman taşınırsın diye tam 1 sene oyaladı bizi. 1 sene kirada durmak zorunda kaldık. mahkeme ıvır zıvır bi ton uğraştırdı.

üstelik taşınacağı bina bizim aldığımız dairenin tam karşısında ve içi oturduğu evdekinden çok daha güzeldi.

site emlakçısı da kendisinden hiç bir ücret talep etmeyeceğini söylemişti, çünkü evi bize satan aynı emlakçıydı. o da çok iyi niyet gösterdi.

çıkarken musluklara kadar söküp götürdü, çıktığı için şükür edip hiç bişey demedik.

@hem şişko hem deli benden akıl almış olabilir :)