Ekşi Duyuru

kızgınlık bastırıcı ilaçlar var veterinere danışarak verebilirsiniz. çiftleşirlerse güzel yavrularınız olur torun seversiniz :) ama tabi onları sahiplendirecek yuvaları da düşünmelisiniz.

erkek olana yaptırmıştık ama pek işe yaramadı, dişi için de yok sanırım, kısırlaştırma için de kızgınlığın geçmesi gerekiyormuş :/

yavrular çok tatlı oluyor da bakacak durumda değilim, kısa sürede de insan bağlanıyor ayrılmak zor geliyor. zaten british de evde öyle kaldı.

vallahi bilemedim, ikisi de safkan değil sanırım böyle değişik bir yavru olacağı kesin de mendel gibi hissettim kendim bir an sdfgsfsd

Kesinlikle çiftleşmesinler, dünya kedi dolu zaten artık yeter. İkisi de eş zamanlı kızgınlığa girdiyse geçmiş olsun, geçene kadar ayrı yerlerde tutmaktan başka çare yok.
Bu bağırmalar için biraz tartışmalı bir öneri olacak ama hayvanı ıslatmak işe yarıyor. (Allahım ne garip tecrübeler edinmişim ya şu hayvanseverlik sürecinde). Böyle foşur foşur yıka demiyorum ama, fısfısla bir iki fıs su sık ya da elini ıslat tüylerini sev. Onu yalayıp düzelticem diye bağırmayı bırakır.

Kızgınlık geçtikten sonra da hemen kısırlaştırma. Ayrıca veteriner ile görüşüp kızgınlık döneminde de yaptırılabilir operasyon. Riski var ama misal benim kız tam dönemde kısırlaştırıldı hiçbir problem yaşamadık.

Ekleme: Ha bir de ikisini de kısırlaştır. Çünkü biri kısır diğer kısır olmayınca kısır olmayan kedi dirlik vermiyor öbürüne kızgınlık zamanı geldiğinde.

Buradaki arkadaş shorthair arıyordu belki kendisiyle iletişime geçip sahiplendirebilirsin


www.eksiduyuru.com

valla bendekini bırakmam zor sanırım alıştık hanımefendiye, yavrulasa bile herhalde süreç aylar alıyordur :)

kararsızlık zor ya, kısırlaştıracaktım daha önceden ama her ikisinin de kan testinde sorun çıkmıştı. bir de bu çıktı şimdi.

veterinerle goruserek kisirlastirma zamanina karar verilebilir.

kizginlikta biraz fazla kanama oluyor galiba... ama mecbursaniz, en iyisi bu.

ciftlestirmeyin, yazik...

İlk anlattığınız sıkça oluyor. Dilencilere ya da açım diyenlere pek aldırmıyorum zira yalan olduğuna sıkça şahit oldum ve dilencilerden ciddi hoşlanmıyorum. Ama yanıma gelip banyo lifi satan teyzeden niye almadım diye bütün gün düşünmüşlüğüm vardır.

7-8 yil onceydi. Bir fuarda arkadasin kukla standina bakiyodum bir iki saatligine.

Anne ogul yaklasip fiyat sordular. Ben de buyuk su kadar kucuk su kadar dedim. Cocuk cok almak istiyodu ama standdan biraz uzaklasinca annesi cocuguna "oglum biraz pahaliymis" dedi. Cok da kibar naif insanlardi.

O an tum dusuncelerim goturup buyuk kukladan bi tane hediye etmek istiyor ama vucudum bildigin kilitlendi. Malak gibi bakiyorum arkalarindan.

Hayir arkadasimla da samimiyiz, standin yarisini dagitsam bise demez.

Fuar alanini biraz dolastim bulamadim bunlari.

Aradan kac yil gecti ama unutamiyorum hala, salakligima yaniyorum. Bildigin icimde kaldi o olay yani.

oluyor, kendi kendimi yiyorum sonra gunlerce. elimden geldigince dikkat etmeye calisiyorum artik, mesela tunalida sokakta yerde meyve satan bir amca var, ihtiyacim olmasa da ondan alirim.
en buyuk nedenlerinden biri de artik her yaklasani dolandirici sanmamiz, cunku yillarca dolandirildik da aslinda. hatirlayan var mi bilmem tunali'da marks&spencer'in onunde cok eskiden bir adam dururdu, engelli dernegine mi losev'e mi ne bir yer icin anahtarlik satardi, o zaman almistim, ogrenci halime dokunacak bir miktardi sonra adamin dolandirici oldugunu ogrendim mesela, o da ayri bir koymustu, serefsiz herif.

Geçenler de bunu düşündüm. İstanbulda yaşamak gerçekten çok zor. Çünkü her taraf dilenci ve satıcı dolu. Hepsine acıyıp vermek istesen sana para kalmıyor. Her dışarı çıkışımda mutlaka yardıma muhtaç vişeyler satan yaşlılardan 3-5 er görüyorum. Ya da açım diyen çocuklar filan. Bana da oluyor ama bazen bahsettiğin şey yani keşke verseydim şöyle böyle ama sonra diyorum her önüme gelene yardım edemem ki diye.

Siz yine de edin tabi

gerekli gereksiz herkese yardım ettiğim, herşeyi üzerime vazife aldığım için bende de tam tersi durum söz konusu. her seferinde kendimi tembihliyorum "yapma" diye, ama nafile. benimki de kötü, ortası en iyisi.

sorumluluk paylasildiginda tepki suresi uzuyor. biraz bundan...

sahsen, insanlarin dilenmeye alismasina karsiyim. yine de, insanlari kendimce tartarak yardim ediyorum: konusuyorum, neden calismadigini soruyorum, filan...

gecenlerde memede bebegi olup apartman merdivenidir, evdir temizleyerek gecinen biriyle konusuyordum; acikogretim birsey kazanmis, sozelci. "calistigim yerlerden cikmadi" dedi. "nereden calistin?" dedim; "komsumuz vermisti, 2010'dan kalma bir kitaptan..." dedi. hala uzuluyorum.

soyle bisi var

www.youtube.com

Anneniz eğer mikrodalgadan endişe ediyorsa mantıken önce telefon kullanmayı bırakması gerekir. Fırın mikrodalgayı içinde tutmak için, telefon dışarı vermek için tasarlanmıştır.

Mikrodalganın bir sorunu yiyeceklerin farklı kısımları farklı miktarda enerji emiyor, bu yüzden pişirme dengesiz olabiliyor, bu da lezzeti bozabiliyor. Bence ısıtma için büyük kolaylık ama pişirme için pek faydalı bir ürün değil.

mikrodalganın içerisine cep telefonu koyun ve çalıştırmayın tabiki. içerideki cep telefonunu arayın çalmıyorsa mikrodalgada kaçak yok demektir. bu şekilde kaçak olmadığını ispatlarsınız. zarar olayını da bilimsel açıklmasını anlatmanız izletmeniz lazım.

yemek yapmaktansa ısıtmak için kullanıyorum. ikna yöntemleri için geldim ben :)

Bose SoundTouch

Soundlink mini diyecektim bütçeye göre

ultimate ears mega boom

JBL Flip 3

Küçük olmasına rağmen sesi bayağı yüksek çıkıyor (yüksek ses önemli değil demişsiniz ama bazı durumlarda ister istemez insanın eli ses yükseltme tuşuna gidiyor) ses %80 üstünde kırılıyor ama o seviyeye kadar temiz ve dengeli. Belki vokalleri biraz ön plana çıkarıyor ama bir iki equalizer ayarıyla düzeltilebilir.

Diğer özellikleri:

*10 saat şarj süresi, (düşük seste belki biraz daha fazla)

*su sıçramalarına dayanıklı tasarım (su geçirmez değil; sıçramaya dayanıklı, ben test etmedim)

Küçük olduğundan dolayı ele alıp her yere götürülüyor. Duş alırken ya da yemek yaparken köşeye koyup takılıyorum. İşçiliği çok iyi, taş gibi sağlam. Bluetooth çekim gücü iyi, telefonu bağlayıp başka odaya geçtiğimde seste kesilme yok. Radyo yok, telefondan radyo açıp sesi buna vereyim dedim ama onu yemedi. Belki ben beceriksizim. Telefon hoparlörü olarak da kullanılabiliyor; ben konuşurken karşı taraf sesimin iyi geldiğini söyledi.

jüriyle anlaşamamak geçerli bir sebep değil bence. bilakis debate olması verim kazandırabilir. mikro düzeyde çalışmak istediğin konuyu danışmanınla konuş, bir orta yol bulabilirsiniz. konu değiştirirsen çok hızlı olacağını nasıl garantiliyorsun? çok şeyse o zaman danışmanına söyle, belki o konuyu da kabul eder.

değiştirmek istediğim konuya daha fazla hakimim şu ankinden, hatta şu anki neredeyse hiç çalışılmamış bir konu :/

jüride tartışma iyi de o hoca işte sırf tartışmak için tartışan biri olabilir :)

ay merak ettim konun ne? :)

sürpriz ;P vazgeçmezsem artık yollarım bitmiş halini hahah.

saçma sapan bir konu olduğu kanısına vardım biraz da, veri yok çünkü.

Juriyi size mi sormasi gerekiyordu orasini bilmiyorum. Genelde sevdiginiz konuda calismayi onerirler. Benim diyecek bir seyim yok. Sadece, konular disaridan hep hos gelir ancak icine girdikce boguculasir. Bu da bir fark yaratiyor olabilir.

Devam devam

dell notebook ile aynı şey başıma geldi. temizlikçi abla kutuyu atmış. normalde 1 ay saklarım bu duruma karşı. başka kutu ile gönderdim. aradılar kutusu bu değil dediler. bende attım kutuyu bir ay saklayacak halim yok dedim :) dell'e soralım dediler. sonra bana cevap vermeden yenisi yollamışlar bile. yani iş üretici firmanın insafına bırakılıyor gibi geldi bana.

ya ilk notta yazdık da biz de kutusu yok diye illa kutu istemişler :)

epson da bu konularda iyi niyetli yaklaşıyor sanırım, ben de öyle bir şey bekleyeyim en iyisi, teşekkürler :)

vatana birakmadan epsonu siz kendiniz arayin, vatandaki gorevli epsonla konusacak, epson illa kutu derse gorevlinin umrunda olmayacagindan tamam diyecektir. siz kendinizi garantiye alin epsonu arayin durumunuzu belirtin

ya işte epson direk vatan'a götürün dedi ama kutu demediler hiç. ben de anlamadım valla. neyse ya olmadı tüketici hakem heyeti yolları taştan :)

veya vatan'dan bir kağıt alırım illa kutu isteniyor diye epson'a öyle çemkiririm :)

kutusuz almıyorlar.
sırf o yüzden ev teknolojik ürün kutusu çöplüğüne döndü.

kutusuz aldılar az önce :)

ben denedim 10 hafta. ara ara da yapmaya çalıştım fakat iş güçten devam edemedim.

şöyle söyleyeyim 10 hafta içinde bir defa bu antreman kolaydı dedim. gerçekten her defasında zorlayan bir sistemi var. ben faydasını gördüm. düzgün beslenme ve dinlenme ile daha da görebilirdim hatta. ben cardio ve kas yapma'yı seçiyordum

15. haftadayım. kondisyonum tavan, kendimi çok iyi hissediyorum. herkese de öneririm. direkt coach'u satın al ki şunu mu bunu mu yapsam şeklinde düşünme.

coach'u aldım da çok zorlanınca faydası olacak mı diye emin olamadım :) bir süre itekleyeyim kendimi.

daha once spor yapmiyorduysan, ilk baslarda zorlanman normal. sonradan daha az zorlanirsin ama yine de zorlanmadan yaptigin spor seni gelistirmez. dinlendigin zamanlarda duzgun beslen. sekeri kes, kompleks karbohidrat, yeterince protein ve biraz da yag lazim. dengeli ve yeterli beslenmezsen kaslarini onarip enerji kazanamazsin. ayrica uykunu duzene girdir. aksam belli bir saatte yat, 8 saat kadar uyu ve uyku duzenini diger seylerin onunde tut ki dinlenmis olursun.

ilk bir iki hafta gercekten zor gelebilir, sonra kararliysan hem alisiyorsun hem de motive oluyorsun. bu diger sporlar icin de gecerlidir.

asla ac kalma. vucudunun gunluk harcadigi enerjiyi ogrenmeye calis. diyelim gunluk enerji ihtiyacin 2500 kalori ise kilo vermek icin kaloriyi maksimum 500 eksik al yani yaklasik 2000 kalori. boylece sporla birlikte kilo da vermeye baslarsin.

kilo verirken mutlaka kas da kaybedeceksin. ilk baslarda kondusyon kazanmaya odaklan. daha sonra az yag cok kas olarak geri kilo almayi denersin.

ayni anda hem kas yapim hem kilo verim diye bir mevzu yok. 6 ay kas artirmaya, 6 ay yag kaybetmeye odaklanarak beslenmen gerek, bir sekilde de yil boyu spor yaparak kondusyonunu artirman lazim. insanlarin hayat bicimi vucutlarina yansiyor.

kolay gelsin.

düzenli spor. koşu ve yüzme özellikle. bol bol açık hava. günlük meyve sebze, vitamin ihtiyacının karşılanması.

sadece böyle basit çizgilerden oluşuyorsa en basit powerpointte çizebilirsiniz. ekle>şekiller

vodafone son bir fatura daha çıkaracak, onu ödeyeceksin.

peki bu faturayı nereden görebilirim? şu online vodafone login olayı kapanıyor galiba, hatla sorgulayınca da turkcell faturası çıkarsa?

çok stres yaptım bu işi :)

heh buldum, hepsinde borç/alacak sorgulama var

normalde basılı fatura geliyorsa yine basılı fatura, e-fatura geliyorsa da e-fatura gelir her zamanki gibi. dediğin gibi internet sitelerinden de kontrol edebilirsin, ayrıcai bankaların internet şubelerinden ya da operatörün bayisine giderek de sorgulayabilirsin.

Normal vodqfone bayiine gidip fatura öder gibi sorgulayabilirsin. Ben taşıdıktan sonra 2-3 a kadar gidip sorgulamıştım. Ne olur ne olmaz. Arkamdan borç birikir diye

vodafone.com.tr de self servise giriş yaptığında şikayet bölümü var.

ya orayı daha önce kullandım bir bayi bana bir tarife itelediğinde, siz istemişsiniz diye cevap verdiler. 1 ay yazıştım, bir şey çıkmadı. 10 gün bekletiyorlar bir de. bir yetkili bulabilsem vodafone'da işte...şikayet edeceğim başka bir şey ama karşıda robot olunca anlamıyor...

devlet tiyatroları ve opera sezonu başladı.

konserler oluyor...passage ın programına bakabilirsin

bellbane'in önerisinden yola çıkarak öneriyorum: www.devtiyatro.gov.tr

Daha önce İrfan Şahinbaş Sahnesi'ne gitmediyseniz orada izlemenizi özellikle öneririm. Büyük Tiyatro'nun önünden servisler oluyor oyun saatine göre.

Ayrıca CerModern'de de güzel etkinlikler oluyor hafta içi de: www.cermodern.org

@omonia passage damsız almıyor diye duydum yaa sdfsdfs bir de orası pek bana uygun mu bilemedim ahahah

@adaletin eli tamam bekliyorum asdasdas

@bellbane ve @fotrsapka bakayım bir, teşekkür ettim :)

sıcak hava üfleyen, küçük vantilatör benzeri ısıtıcılar çok iyi performans sergiliyor.
ufolar gibi ışığının geldiği yeri ısıtıp, sonra da etkisini kaybetmiyor.
bir süre çalıştırıp kapattığınızda idare ediyor verdiği sıcaklık.

edit: bir de sırf salonun radyatörünü açık bırakmak seçeneği var hosein'in dediği gibi, ki daha mantıklı. ben kombi seçebeği olduğunu atlamışım okurken.

diğer odaları kapat kombiyi sadece ve sadece salon için aç.

diğer seçenek de giy kazağını, çek battaniyeni, bir de sıcak çikolata oldu mu oh misss :))

Yağlı radyatör kapatınca da sıcaklık kalıyor geçen senelerde kullandım ben akşamdan akşama olduğu için çok çılgın fatura gelmedi . benim kullandığım ürün ısınınca otomatik duruyordu oda soğumaya başlarsa tekrar kendi başlıyordu çalışmaya . saat ayarı falan da vardı . bütün gün evde değilsen sorun olmaz . tüplü katalitik soba da kullanabilirsin .

ya biraz üşengeçlik var aslında sanırım bende de düşünemedim sırf salonu açmayı :)
yine de pratik olması açısından şu üfleyenler ile yağlı radyatörlere bir bakayım. yağlılar da çok pahalı ya :/

en mantıklısı ve güvenlisi yağlı radyatör. sırtını ayağını dayayabiliyorsun en azından :)
diğerleriyle ısıtma hızı değişir belki ama masraf çok değişmez muhtemelen.
çalışma prensipleri benzer çünkü.

kombi bence uğraşma radyatörle falan ona yapacağın masrafı kombiye verirsin. diğer bütün petekleri kapat sadece salonu ısıtsın. ben olsam banyoyu da açardım.

ufo çok sıkıntılı "güneş gibi ısıtıyo güneş gibi ısıtıyo" lan güneş gören yerin ısınıyo, görmeyen yere kar yağıyo böyle bi ısınma şekli mi var? yağlı radyatörler pahalı evet, uzun süre 3 5 sene kullanmıycaksan hiç alma

uygun bi fanlı ısıtıcı bak.

kombinin tek oda için açık olması bence çokta ekonomik olmayacak, petekleri kapatsanda o sıcak su dönecek sürekli devrede, burdan bi gereksiz pompalama masrafı çıkar, ikincisi su boruları plastikte olsa, ne kadar ısı yalıtımlıda olsa, duvar içlerine ısı verecek bu yüzden suyun ısısı düşücek, buda etti sana 2

ama banyo falanda yapıyom ben sürekli benim kombim süper otomatik manyak bişi, ayarlarım saatini istediğim saatte çalışır ben işten gelmeden falan diyosan orası başka.

ikinci stratejik plan ise daha ufak bir odaya temel ihtiyaç maddeleri ile taşınmak, örnek tv çekyat, bilg, bilg masası gibi.

en en en önemli şey sigara içip içmiyor olman. en büyük tasarrufu sigara içmeyip dolayısıyla günde zibilyon kere cam pencere açmayarak kazanacaksın.

geçen kış duyurudanda araştırıp bunu almıştım. yaşadığım konfor ve rahatlığı size anlatamam. eve her gelen sarılıp götürmek istiyor o derece. faturayıda şişirmedi hiç.

vigotr.com

$
Bitte

İşin sırrı çekingen olmamak. Kendini engellememek. Seviyorsan açıkça söylemek. Tabi ben bunları dedim diye gaza gelme, kızın aradığı sende yoksa olmaz o iş.

Para diyenlere gülüyor ve acıyorum. Para bir güçtür evet, ama en itibarsız güçtür. Paraya varana kadar kadınların etkilendiği çok şey var.

gençler yok ortamı şenlendirmeyelim aman :)

çok karışık işler yahu. aslına bakınca hiç biri tam değil bende ama bir kombinasyon şart. para olaydı iyiydi.

bak sinirlendim yine :) iyi olduk olmadı, komik olduk olmadı, kötü olduk olmadı, bir zengin olup deneyemedik nasıl oluyor :D

Kizlar paradan etkilenmez sacmalamayin amk. Gider mekani kapatirsin etkilenir. Paradan etkilenmez ama...

abi herhalde duran paradan etkilenmezler :) ama o para faydaya(utility yani) döküldüğünde değer kazanır, tabi bu objektif ve subjektif ölçütlere tabidir...yadsınamaz bir gerçek var gibi ortada :)

@yirmisantim +1

paradan medet umanlar kesin yol yordam bilmeyen, hayatında hiç oturup da bir kadınla konuşamamış asosyal tipler bence. neyse, kız eğer olgun bir bireyse gidip konuşman sana bir şey kaybettirmez. hatta güzel bir iletişim kurabilirsin kolayca. kafalar uyuyorsa ne güzel.

yahu paradan etkilenen kız da var parayı çüküne takmayan da var hatta paranın pırasası(anladın sen) olmuş kızlar da var. uzaktan hiç tanımadığın kızla tanışmadan bilemezsin tabii, eğer tanıştığın veya nedir ne değildir biraz bildiğin bir kızsa zaten birazcık fikrin vardır ve genelde o fikirlerin de doğrudur.

en temizi özgüven, özgüvenin oldu mu kızın tipi olmasan bile en azından terslemez, şeytan tüyü dediğimiz durum gibi bir şey sanırım bu özgüven kıslar için.

bu söylediklerimi günde 2 kızla sevişen arkadaşım rıfkı anlattı bana, onun yalancısıyım. rıfkı'yı daha gören olmadı ama ben biliyorum rıfkı'yı.

özgüven tek çözüm değil onu biliyorum :)

yakışlıklıysan özgüvenlisin, tipsizsen sapıksın abi direk kızla tanışmaya niyetlenirsen çaaat diye. ben en azından şimdiye kadar tatlı çocuk kontenjanından yırttığım oldu bundan zarar gelmez diye de, en azından sapık muamelesi görmedim, de gören de vardır :)

rıfkı'ya selamlar :D

para diyenlere bir kadın olarak ben de acıyorum. paraya ancak bir baltaya sap olamamış başarısız ve çiğ kadınlar tav olur. eğer böyle bir asalakla birlikte olmanın benim için bir mahsuru yok, tek önemsediğim yanımda bir dişi olması ve nefes alması diyorsanız buyurun paranızla hava atın.

ben bir erkek bana zengin olduğunu ima ettiği zaman bile korkunç bir mide bulantısı hissediyorum. herhalde bu benim orospu olduğumu falan sandı diyorum. koşarak uzaklaşmak istiyorum o ortamdan. gel gelelim beş parasız basiretsiz bir erkeğe de dönüp bakmam, bunu da itiraf etmeliyim. ben nasıl kendi paramı kazanan, kendi ayakları üzerinde duran bir kadınsam karşımdaki erkekten de benimle aşağı yukarı aynı seviyede olmasını beklerim. başarısız ve tembel insana tahammülüm yok zira.

peki bu kadınlar paraya tav olmuyorsa neye tav oluyor? tüm kadınlar için konuşamam ama kendim için cevaplayayım ben bu soruyu. ben ilk tipe bakarım. eğer bir insan dış görüşünü ile beni heyecanlandırmıyorsa ne kadar şahane bir karaktere sahip olursa olsun kesinlikle şans vermem.

neyse dış görünüşünü beğendik diyelim, ikinci olarak hal ve tavırlarına bakarım. nerede nasıl davranacağını biliyor mu? yol yordam biliyor mu? toplum içinde beni utandırıyor mu? ağzı laf yapıyor mu? güzel ve kendinden emin bir şekilde insanlarla diyalog kurabiliyor mu? nazik ve saygılı mı? yoksa kaba ayının teki mi? kafası çalışıyor mu? yeterince zeki mi? onu hayata bağlayan, ilgi duyduğu değişik uğraşları, hobileri var mı? bana bir şeyler katabilir mi? bunlar benim için hayati önem taşıyor. zira bir insanın diğerlerine olan davranışları ve kişisel ilgi alanları onun hakkında çok fazla ipucu verir (eğitim seviyesi, aile yapısı, kültür düzeyi gibi.).

bunlar dışında karşımdaki insanın açık fikirli, olumlu, neşeli ve rahat bir insan olması da azami önem taşır benim için. seksist mi? üstünü çizerim direkt. küfürlü mü konuştu? bye bye canım. geleneksel kafada, dindar bir şahıs mı? direkt izimi kaybettiririm. kıskanç mı, insanı darlıyor mu, boğuyor mu? gerekirse ondan kurtulmak için kıta bile değiştiririm. pis mi, bakımsız mı, kokuyor mu? e yuh yani bir insan belli bir yaştan sonra kişisel bakımını üstlenemiyorsa yaşamasın daha iyi.

gördüğün gibi pek çok nedeni olabilir bir kadının bir erkekle ilgilenip ilgilenmemesinin. burada altını çizerek tekrar belirteyim, ben burada tüm kadınlar adına konuşmadım. yalnızca kendi adıma konuştum. insanların ilişkilerdeki öncelikleri pek tabii değişkenlik gösterebilir.

bilmiyorum tipe bakılması paraya bakılmasından iyi mi kötü mü. en azından para sonradan kazanılabiliyor tipe çözüm yok :)

tabi kişiden kişiye değişir de tip olmasın ya :)

@passion rules the game sen güzel bir kadınla birlikte olmak istersin değil mi? işte kadın da ister gözüne gönlüne hoş görünen yakışıklı biri ile birlikte olmayı. bunun kabul edilmeyecek bir yanını göremiyorum.

@köstebek kurabiye o zaman çirkinler ölsün mü, çirkinler çift olup çirkin çocuklar mı yapsın!?!?! :P üstellik güzellik geçicidir diyor, kendimi avutuyorum

demek ki para bu zinciri kırıyor arkadaşların dediğine bakarak. o kadar da kötü değil?

genetik bilimi ağladı şu an.

@passion rules the game sen süper karaktere sahip çirkin bir kadınla birlikte olmak ister miydin? dürüstçe cevap verirsen sevinirim.

tip konusu hakkında şöyle bir şey söyleyebiliriz aslında, herkesin zevkleri beğenileri birbirinden farklı. misal burada arada bazı kişilerin (kadın erkek fark etmeksizin) fotoğrafları paylaşılıyor. bazıları bazı kişiler için ölüp biterken bazıları ise öyyk bu ne la!? vs. şeklinde tepki verebiliyor. bu çok değişken bir konu. ben buradan şunu anlıyorum, çok aşırı ölümcül çirkin olmadığı takdirde herkesin bir beğeneni oluyor genelde.

@köstebek eh, haklısın. kimse istemez herhalde. ama işte bilemiyorum.

ve her topal satıcının bir kör alıcısı vardır demek lazım, ama denklem bu kadar basit olamaz, olmamalı :)

İlk tanışmadan itibaren niyet belli edilerek iletişim kurulmaya başlandığında dış görünüş daha ön planda oluyor. Ki eldeki tek veri olduğundan gayet normal.

Ama doğaçlama gerçekleşen ve herhangi bir ilişki beklentisi olmadan taraflar birbirini tanır ve anlaşırsa yani uyum yakalanırsa dış görünüşün önemi kalmıyor.

Burdan yola çıkarak görünüşüne güvenmeyen birinin niyetini belli etmeden sinsice bir arkadaşlık ilişkisi kurması daha avantajlı diyorum.

Bakmaz denilen kişi ne olarak görülüor fuckbody mi sevgili mi?

Bir arkadaşım var tarz olarak recep ivediği andırıyor, kariyer desen yok, ağzı laf yapan bir tip. Nedense fuckbuddy olarak kızların tercihi, bu kızlarda sevgilisi olan arkadaşları ve gerçekten de güzel kızlar.

sevgililik ya daha çok sffsdfds

çok karışık işleer

Yakisiklilik, sempatiklik, zeki gorunmek, muhabettinin guzel olmasi, yasadigin hayat, sosyal statun vs. bir suru degisken var etkileyen. Kadinlar da kadinina gore degismekle birlikte bu bir suru degiskenden etkileniyorlar. Bunlardan birini ya da birkacini tutturdugunda oluyor iste. Kimisi suratina asik olur, kimisi tasidigin baska bir sifata.

Nicht zu danken.

Bir de parayla alakali demek de sacma parayla alakasi yok demek de. Paradan etkilencek olan da var, konusma tarzindan da bilmemneyinde de. Her frekansa uygun alici var.

Metro last light alıp oynayın, gece olsun ışıkları da kapatın muazzam ortam olur.

FPS seviyorsanız Call of Duty Modern Warfare serisi oynayın, senaryosu çok iyi.
Far Cry 3, 4 ve Primal de çok güzel oyunlardır, ayrıca açık map dediğimiz tarzda kafanıza göre takılabiliyorsunuz.

@sadakatsiz hahah goodreads hesabım var da okuma kültürüm pek olmadığından favori tür veya yazarım da yok, bir yerden başlamak lazım sdfsd

müzikten gideyim 70's rock değil fakat bu ara müzik insanlarının çok güzel biyografik filmleri çıkıyor, o da bunlardan biri, chet baker www.imdb.com

kitap olarak jimi hendrix'in kendi notları müziği hakkındaki düşünceleri yaratım sürecini merak edersen domingo yayınlarından www.idefix.com

seni açar mı bilmiyorum fakat beatles grubunun serüveni yine grubu ve o yılları öğrenmek istersen, kara plak yayınevi bastı www.idefix.com

yine karaplak yayınları bob dylan'ın hikayesi 61 highway revisited'ı basıyor www.instagram.com

ekleme: son çıkan led zeppelin benzeri gruplardan rival sons var www.youtube.com

geçmiş olsun, uyuyamamanın sebebi nedir? alternatif yöntemler denedin mi uyku problemini aşmak için?

kronik uykusuzluk tam da senin anlattığın sonuçlara sebep oluyor. acaba aromaterapi gibi bir şey mi denesen? belki gevşer, rahatlar mışıl mışıl uyursun.

teşekkürler.

stresten uyuyamıyorum galiba. yani ne tam uyanığım ne uyuyorum, böyle gidiyor geceler. gündüzler de yorgun biçimde, arada bir içip rahatlamaya çalışarak geçiyor. bir yerde bir şeyleri yanlış yapıyorum ama hangisi neden hangisi sonuç işte bilemiyorum.

aromaterapi için koku yayan bazı cihazlara bakmıştım en basit tabirle sanırım ama tam mekanizmayı bilmiyorum. yine de bir araştırayım belki işime yarayabilir.

Serequel 25mg.
İkiye bölünebilen bir ilaç olmasa da ben bölerek içiyorum ve prensesler gibi uyuyorum :))

sebebini bulmaniz lazim once, yoksa daha da kotu olabilir herhangi bir ilac ya da takviye almaniz. tam olarak ne zaman basladi, oncesinde kullandiginiz bir ilac oldu mu? mesela soyle bise var; eksisozluk.com

www.turkishairlines.com şöyle bir şey buldum. buraya göre evet tazminata direk olarak hak kazanıyorsunuz ama thy şu şu sebeple tazminat ödenmeyecek hal kapsamındasınız diyebilir. bence bir avukatla konuşun 12 saatlik bir aksama mevcut çünkü. sözlüğe rezalet başlığı olarak bile açılır. kişinin 12 saat boyunca dış ortamda kalması planda olmayan karayolu yolculuğu yaşı vs düşünülürse bence manevi tazminat bile istenebilir. bence kesinlikle avukatla görüşün. thy bu aralar ciddi anlamda saçmalamaya başladı yaptıkları yanlarına kar kalmasın.

ya zaten baya polis molis gelmiş millet isyan etmiş de ortalığı iyice bulandırmayayım :D broşüre ben de baktım da iletişime geçecek birim bulamadım, neyse direk thy'ye yardıralım

Biraz saçma geldi bu sınav niye bilmiyorum. Geçen senelere göre biraz daha kolaydı. Paragraflar çok sıkıcı idi. 180 dakika çok gereksiz idi. Arz ederim.

bol okumali bir sinavdi.

kendime cevap vereyim; takip olayı varmış. ama lumia 540 ayarında yani yaklaşık 450 tl lik her telefon önerisine açığım.

anneni takip etmen kanun dısıdır evlat. başın yanabilir.

:)

şaka bi yana, neden kullanacaksın? annen rahatsız mı (allah korusun alzheimer vs) yoksa merak ettiğinden dolayı mı? cevabına göre sana birkaç seçenek sunabilirim.

merak ettiğimden ya babamda iphone var biliyor baktığımı, bazen duymuyorlar çaldırıyorum bangır bangır :D ama ikinci bir iphone için para yok :D

www.concox.com.tr

ana sayfadaki cok mu yaslı ısı? neyse piyasada yok zaten bir ihtimal sayfadan alabılırsın. 300 400 fiyatı vardır. sos tusu falan da var.

hahah bunu alırsam laf edebilir :))

laf edebilmesi edememesinden iyidir evlat... (yazın bu sözü bi kenara)

Excel'de bile yapılır.

Özelden yaz kuralları, ben kurgularım algoritma işini.

oyun içi bir şey almak istiyorsan mount filan al, kardeşin kadınsa hoşuna gider :)

yok değilse, kitaplara hiç para harcama. direkt razer mouse, klavye filan al. makro yapar, takılır.

gamer-marketten lisanslı tişört alabilirsin. oynadığı classın, ırkın tişörtü mesela. ben cok seviyordum shaman tişörtü almıstı arkadaşım. ama stoklar bitebiliyor.

www.gamer-market.com

legion aldı mı? yeni paketi çıktı daha dün. almadıysa onu al.

para yönünden çok rahat değilse oyun süresi al direkt
oyun için mount (binek) de olabilir us.battle.net (bunları gittigidiyorda falan da satıyorlar)

bunlar olmazsa figür alabilirsin, horde mu ally mı olduğunu öğren ona göre al yalnız, horde adama alliance hero'su alma ^^

horde galiba, ama öbürünü de oynuyormuş arada. geçen flama aldım pek bir sevindi siyahlı horde olanını.

legion da almış sanırım geçen oflayıp pufluyordu zaman geçmiyor diye paket açılacaktı galiba :D

şu mountlara bir bakayım, ya da süre alayım oyun için evet. bunu giftleyebiliyor muyuz süreyi? mount falan anlasam alırdım da kazık yerim kesin :D şu oyunu bir çözemedim sabah akşam oynuyor amacı ne bilemiyorum sdfsdf

edit: bineklere baktım da oyunda bir şeylere binip uçuyor bu onlar mı? mesela elinde daha nadiri olmasın bunlardan?

gittigidiyor vb. sitelerden al oyun zamanını bir kod gelecek zaten aynı şekilde mount'lar da

bence binek alma. beğenmez, düşük gelir, zaten onda vardır vs. onun yerine oyun içi gold ya da süre en mantıklısı.

sir gawain'in yazdığı çok mantıklı, şimdi yeni paket de geldi, gold al gold. çılgınlar gibi item alır, o raid benim bu raid senin koşturur durur. en kötü ah önünde roll atar, parasını ikiye katlar. özledim be.

gold nereden alıyoruz? :) baktım öyle bir şey göremedim.

token alıyosun, ister satıyor, ister game time olarak kullanıyor. alternatif olarak başka sitelerden de gold alabilirsin ama ben o işe hiç girişmedim bilmiyorum :)

token için bende de wow olması gerekiyormuş :/ neyse bugün gizlice bir izleyeyim mountu neymiş sdfdsfsd

bence wow'a dair bir şeyler almanız boş afedersiniz.

başka bir şey düşünün derim. wow resmen şu durumda kolaya kaçmak.

geçin drone alın yav. iki sene sonra sıkılacak bırakacak oyunu. sosyalleşmesine imkan verecek bir şeyler yapın ne bileyim. ben de iyi oyun oynardım 3-4 sene önce de oyunla ilgili bir şey alınmasını istemezdim heralde 22 yaşımda.

arthas figürü al deli misin ya
pintiysen 2 aylık gametime falan al

gametime satin al

60x40 diye sallıyorum, bence daha büyük olmaz. bunda bile görüntü dağılır diye tahmin ediyorum.

bu arada o boyut çözünürlük için genelde kullanılan baskılar 36x28 gibi. ufak yani :)

surda tablo var: www.urban75.org

word'de kağıt formatını değiştirirek bak bence. bu boyutu A3 kurtarır gibi geliyor bana, belki A2 ile de halledebilirsin.

40x30 dedi word özgün boyut için :) ilk defa bu amaçla kullandım.

aslında netten 45x30 canvas söylemiştim, herhalde fazla bozulma olmaz. en boy oranı tutmayacak gibi ama.

1136 x 852 = 964.872 o da eşittir yaklaşık 1 megapiksel. standart 10x15 bilemedin 13x18 boyutunda fotoğraf kartından büyüğe bastırırsanız dağılır bence.

kamu kurumunun istediği alanda bir diploma alırsan işe yarar.
ama özel sektörde ilanlarda bile ilgili bölümün örgün öğretiminden mezun olanlar diye belirten bir çok ilan var.
kısaca kamuda işe yarar gerisi tırt.
not: örgün lisana, aöf lisans, aöf önlisans mezunu. aöf lisanas öğrecisiyim.

bir de paralıymış ya bu, ben bedava sanmıştım :D

Ben adalet okudum, adalet bakanlığı zabıt katibi, icra müdürü ve müdür yardımcısı alıyor. Mübaşirler, infaz koruma memurları adalet okuyanlar arasında seçilebiliyor. Aynı şekilde noterler, hukuk büroları yardımcı personel olarak adalet mezunu kişileri seçebiliyor. Parası çok değil. Anadolu üniversitesi dönemlik 200 TL falandı ben okurken. O kadar kitap veriyorlar, sınav yapıyorlar, olsun o kadar.

İkinci üniversitenin verdiği diplomanın diğer diplomalardan farkı Yok. Örneğin Anadolu işletme hem ygs ile sıfırdan hem de ikinci üniversite olarak seçilebilirliyor. Bir de özel sektör onun ikinci üniversite olarak kazanıldığını nasıl anlayacak ki ?

bu kadar zevksiz ayakkabıları nereden buluyorsunuz olm, ne zaman şurada ayakkabı duyurusuna tıklasam gözlerim kanıyor. geri ver bence :(

birincisi fena
ikincisi bellkii

iptal ettim tamam sfsdfsd

normal farenin yerini tutmaz ama çoğu işi kotarır. Bu yorumu mu macbook pro'nun trackpad ine dayanarak söylüyorum.

hocam ergonomik fare düşünebilirsin. bende microsoft sculpt ergonomic var, bütün ağrılarımı sızılarımı aldı.

not: mac kullanıyorum.

ben girdiğimde 3 saat değil 110 dakikaydı sanki. ayrıca ilk 30 dakika ve son 15 dakika çıkamıyordun. yani erken bitirip çıkabilirsin.

sorular ayni evet

facebook fotografı yüklerken exif bilgisini silip yüklüyor diye biliyorum. benim bildiğim bunu öğrenmek imkansız yine de yanlış yönlendirmiş olmayayım.

sanmıyorum. siliyor facebook

facebook, imgur, twitter gibi sitelerin hepsi siliyor exifi

logitech ten şaşma
ve evet atıyabiliyosun o tuşlara copy paste, ya da sonraki sayfa önceki sayfa...
benim önceki mouse um öyleydi inanılmaz pratik oluyor.
logitech mx serilerine bak derim...
biraz tuzlu ama değer...

atarsın. g300s al. mac uyumlu mu bilmiyorum.

Trackball kullanıyorum ben, beleş fiyatına görünce almıştım amazon'dan, bi baktım manyak bi icat, bilek yorulmuyor hiç, alışınca kullanımı da kolay.
www.logitech.com

logitech +1

@baba jo trackball iyi gözüküyor da alışacak vaktim yok maalesef :) bir de amazonda 26 dolar olan şeyin vatan'da 290 tl olması enteresan addassds

logitech m185 kullanıyorum. 3 senedir taş gibi. piller bile çok uzun süre dayanıyor. laptop çantasının yanında vermişlerdi.

@baba jo nun gazına gelip amazon'dan 2 tane aldım. totalde 190 tl.

www.amazon.com

ben de bunu aldım :D

g300s güzel bir seçim olur, bütçeni zorlarsan g700s kullanıyorum üstünde 4 + 3 + 1 kullanılabilir tuş, tekerleği sola/sağa yatırma ile de 2 makro şansın oluyor.

hepsine ister mouse ister klavye makrosu kaydedebilirsin. tuş basma/kaldırma gecikmeleri dahil istediğini atarsın, hatta kaydet tuşuna bastığında ctrl+c, arkasına sağ tuş vs gibi kombolar yapabilirsin.

logitech m705
tuşlara istediğini atayabilirsin.

1366x768'den 2880x1800'e geçmiş bir insan olarak gerçekten çok fark ediyor.steelseriesin vs. laptop firmalariyla yaptiklari anlaşmalar oluyor senin aradığın modellerde zor ama onlar güzel oluyor.

Az. 1440*900'un altina inmeyin derim.

1080p laptoplar da var. Onlara bak. Biraz tuzlu olabilir tabii.

işte 1080p olayına kanıp lenovo almıştım, dünyanın en iğrenç paneli. her yeri ayrı berbat bilgisayarın. şu an o skalaya çıkacak bütçe de yok maalesef.

2500tl seviyesinin altında 1080p çözünürlükte pek fazla seçeneğin yok, bende lenovo z50-70 var sende herhalde bundan bahsediyorsun kalitesiz bir tn panel kullanılmış görüş açısı değiştiği zaman renkler birbirine giriyor,renk doğruluğu srgb oranı çok kötü v.s,şu an yeni bir laptop araştırmasındayım yine lenovo bakıyorum ideapad 510 almayı düşünüyorum 1080p ips mat ekranı var görüş açıları ve renk ayarları daha güzel ebrar bilgisayarda i76500u-8gb ram-nvidia gt940mx ve 1tb modeli 2250 gibi birşeydi.klavyesi ile ilgili bir sıkıntım olmadı.

bunun haricinde kaliteli bir ekran istiyorsan ips panel kullanılmış olanlarına bakman gerekiyor tn panellerden uzak dur,beğendiğin bir laptop varsa notebookreviews üzerinden incelemelerine bak srgb ve görüş açıları ile ilgli kısımlarına bir oku ,lenovo harici dell xps,asus ux serisi laptoplar yüksek çözünürlüklü ekranlara sahip fiyatları 3000 tl seviyesi ve üzeri olduğu için almayı düşünmedim.

tek olay çözünürlük değil ki. renk kalitesinden tut parlaklığa kadar bir sürü etken var daha önemli. leş gibi full hd paneller de var. çözünürlük az ama ekran da küçük, ppi olarak bakınca çok kötü değil. ha 1080p alınabilirse evet daha güzel elbette ama 768p de ekrana az şey sığması dışında netlik olarak çok kötü değil bence. 15,6" 768p, 23" 1080p ve 27" 1440p arasında ppi olarak çok büyük farklar yok.

bilemedim ya, eldekiyle devam etsem en iyisi herhalde.

z5070 bu arada evet, parmakla 1 mm geri itiyorsun ekranı renkler değişiyor. acayip.

Az önce bizim ofise posta geldi. Evet dağıtım var.

postaneler kapalı, posta dağıtım merkezleri açık oluyor. ikisi farklı şeyler.
postanın cumartesi teslimat yaptığını ve açık olduğunu gördüm.
sana da danke

aliexpress öyle. kargo parası vermediğin için gemiyle toplu şekilde gönderiyorlar o yüzden uzun sürüyor. hong kong post ile gönderiyorlarsa onun numarasını hkpostun sitesinden kontrol ettirebilirsin ama orda da tam nerede olduğu belli olmaz. allaha emanet çalışıyorlar, gelir 3 5 güne.

SE isveç'miş, uçakla oraya gitmiş, oradan buraya uçakla gelecekmiş. şans eseri buldum postnord mu ne onla anlaşmalılarmış. ptt'nin de bir sitesinde çıkıyor bir sitesinde çıkmıyor saçma sapan işler.

@diyarbakir karpuzu

gemiyle mi? shipping'in içinde ship kelimesi geçti diye mi gemiyle geliyor sanıyorsunuz.

@mr.goodcat

ne saçma düşünce o öyle. gemiyle hiç gelmiyor mu? gayet de gemiyle gelen oluyor; geldi bana, oradan biliyorum, eminim.

small packet bilmemne olan kargo uzun sürüyor galiba, hiç seçmedim.

aliexpress standart shipping diyen önce satıcıdan aliexpress hub'ına, oradan ülkelere dağılıyor. Sizinki o mu acaba?

Chinapost Air mail gibi bir şey vardı, ben +1,5$ gibi bişey ekleyip bunu seçiyorum geçen telefon kılıfı aldım bir hafta geçti ikinci haftanın başında buradaydı. Hızlı oldu ve tracking var yine o güzel.

diğer seçenekler çok pahalı dhl falan bi de gümrüğe takılma muhabbeti olabiliyormuş onlarda.

tracking için de www.aftership.com güzel bence.

(Ebook reader almıştım, Çin değil direkt Sweden İsveç'ten gelmişti. Paketin üstünde geri gönderme adresi orası yazıyordu falan, galiba orada da depoları var Avrupa'ya oradan gönderiyorlar)

@rodriguez2

sanırım öyle, aliexpress std shipping. baya da dolaşmış. bir dahakine seçmeyeyim bunu dikkat edeyim de :)

@mr.goodcat hayır denizci olduğum için öyle olduğunu biliyorum. arkadaşın kargosu uçakla gelmiş olabilir ama çinden export yapılan büyük stoklu mallar gemiyle gönderiliyor. sizden ingilizce dersine ihtiyacım yok teşekkürler.

yaw tik atmayınca kendimi kötü hissediyorum da tartışmaya gerek yok sanırım kargo konusunda problemim çözüldü SE ile bitenler nordpost ile isveçe gidip dağıtılıyormuş :)

bizim aldığımız çanta gemi battı diye gelmedi parayı iade ettiler öyle şeylerde var.

@devilred

kurduğum cümleyi tekrar okuyun lütfen. ben öyle düşünmüyorum. öyle mi düşünüyorsunuz diye soruyorum.

@diyarbakir karpuzu

tabi ki size ingilizce dersi verecek değilim ancak arkadaşın kargosu 11'inde Hong Kong'da ve 18'inde İsveçteyse hangi gemiyle geliyor acaba bu diye merak ediyorum. 8 günde Hong Kong'dan İsveç'e.

Süpürge değil ama şöyle bi yöntem var hiç denemesem de çok mantıklı gelmişti. www.google.com.tr buradaki aletle tüylerden epey kolay bir şekilde kurtulmak mümkün gibi.

ya bunun farklı varyasyonları var, rulo dışında ameliyat eldiveni ıslatıp falan gibi işe de yarıyorlar ama gelen temizlikçi teyze 50'ye yakın, annem 70'e. süpürge sanırım daha pratik olur :)))

philips marathon 9225 var bizde. bizim eseksipasi asiri tuy dokmuyor ama gayet basarili tuyler konusunda. biz gecen sene 900 liraya almistik.

toz torbalı model isterseniz miele cat&dog kullanıyoruz. halı için turbo başlığı var.

siemens'in animal specialist modelinde bir süpürgesi var. adından da belli evcil hayvan sahipleri için üretilmiş. 3 farklı ucu var. ben yaklaşık 6ay önce aldım ve çok memnunum. çekişi o kadar güçlü ki zorlanıyorum bazen kullanırken. tavsiye ederim.

miele cat and dog demek için gelmiştim. söylemişler. çok övülüyor.

benim de gönlüm ona kaymıştı ama o bile (bile derken dafsd) bütçemi çok aşıyor. bakalım bir çare bulmaya çalışayım artık.

O kulaklıklar için değmez. Zaten kulaklıkla müzik dinlemeyi boşver. Gereksiz bir sterillik veriyor.

giriş için dac amp falan uğraşmadan her şey bir arada alabileceğim uygun bir sistem var mıdır acep? zor gibi ama :)

Girişle işin yok. Çıkış lazım sana.

Kendi üzerinde kulaklık preamplifikatörü bulunan DAC mi arıyorsun?

yok hocam giriş derken giriş seviyesi anlamında :) kulaklığı boş verdim şu an, çünkü bunlarda sanırım fark etmeyecek fazla ses kaynağı güzelleşse bile.

tek istediğim müzik dinlemek kaliteli bir şekilde ama ekipmanlardan hiç anlamıyorum. öyle bir sistem olsun ki süper ses vermesin ama dandik müzik seti sesi de almayayım. sanırım speakerları o zaman ayrıca almak gerekiyor ama ben daha çok hepsi bir arada bir şeyler arıyorum galiba :)

bu dac işlerine çok uzak kaldım :)

Gürültüsüz bir ortamda müzik dinliyorsan başlangıç olarak beyerdynamic dt990 al. 250 ya da 600 ohm alırsan yanına muhakkak preampli de alman gerek çünkü bilgisayarın kendi çıkışı onu sürmeye yetmez. bulursan 32 ohm al. dt990 bulamazsan dt880 bulursan o da olumlu.

Ben drive kullanıyorum memnunum nesi sarmadı ki

mac uygulaması biraz sıkıntılı geldi ya, selective sync olayı yoktu galiba. tekrar bakayım bir.

Kendi tezini kendin basacagin icin uygun. Renkli ozelligi olsun. Kartus fiyatlarina bak kimileri cok pahali oluyor. Makine ucuz da olsa kartusu asiri pahali oluyor. Bir de o kadar kagidi disarida bastirirsan kac para olacagini hesapla.

Bu arada umarim 1000 sayfalik bir tez yazmiyorsun.

yok daha yazmaya başlamadım, bunlar kaynaklar, kitaplar falan netten buldum, hocaya da çekiyorum :)

asıl tezi dışarıda bastırırm o sıkıntı değil de bu kaynaklar falan amaan :) o yüzden renkli pek düşünmedim lazerler çok pahalı. 10bin sayfalık kartuş da hediyeymiş bunla yeter herhalde bana 2 yıl

yalnız bu çöp demek istemem ama saçma bir makine.

kağıt kapasitesi yok. yani her 50 sayfada bir kağıt koyacaksınız, bu tarz yarı ofis makineleri için saçmalık bu.

en az 250-500 sayfa kağıt deposu olsun. yoksa sürekli kağıt koyarsınız delirirsiniz.

şu makine daha iyi
www.vatanbilgisayar.com

16 sayfa üste kağıt koyabiliyorsun.

250 sayfa deposu, 100 sayfa da çıkışta boşluğu var.


www.vatanbilgisayar.com
şu da fena değil.

150 syafa çıkış, 250 sayfa kağıt deposu var.

yoksa fotokopici makineleri gibi koyim 500 sayfayı çıksın beklesin orda olayı bu tarz hiçbir makinede yok. onun maliyeti 5 binlerden başlar.

hocam sitede besleme 50 sayfa demiş,
Kağıt tepsisi kapasitesi 300 Sayfa Standart, 550 Sayfa maksimum

farkları ne ola ki bunların?

besleme o boşluk var ya oraya koyabildiğiniz kağıt.

bir çok arkalı önlü fotokopi öyle basılıyor bu makinelerde, otomatik çevirme yok yani.

sallıyorum tek sayı sayfaları basıyor, siz bunları bozmadan alıp besleme yerine koyuyorsunzu oradan ters sayfayı çift sayıları basıyor.

tepsi ise içindeki kağıt haznesi kapasitesi.

Cihazları inceleyemedim ancak bazı makineler çift taraflı baskı yapmıyor. Bir tarafını bassın sonra bana haber versin kağıtları çevireyim o tarafı bassın bile demiyor. Iyice incele çık lazımsa çift baskı.

onun toneri seni ağlatır. uzun sure kullanacaksan, senin ilacın şu;

www.vatanbilgisayar.com

bu canon'un 2 yıl önceki muadil modeli vardı, kesmiyordu :/

aldım bu arada epson'u, çift taraflı da basıyor, memnunum şimdilik de ilk bakımda sıkıntı çıkarır hrld yedek parçalarıyla dsafds

kitabı kobo store'dan indirip, adobe digital editions ile epub dosyası oluşturp, calibre'ye deDRM kurup, pdf'ye çevirip yaptım. ihtiyacı olan olursa kalsın burada.

onları araştırdım fake imei kullansan da cezası hapis :) bilmedim, görmedim yok.

alıp pasaport kaydı yaptıracağım da 200 tl de komisyon istiyorlar, güvenilir birini bulsam sıkıntı değil gene. şimdi abuk birine kaydederler ileride sıkıntı olur falan...

karmakarışık işler...

samsung note 4, a5 veya a7 olabilir.

lenovo k5'e bir bakın. fiyatına göre performanslı cihaz. tabi üst seviye cihaz isterseniz (min 1500 tl) o zaman başka.

bulabilirsen nexus al.

s7 edge. ya da note 7'yi bekle

note 7 yi beklemeni tavsiye ederim muazzam bi telefon geliyor

pokemona pil dayanmaz vibe p1'i araştır bence (al demiyorum araştır diyorum falsosu falan olabilir)

ya note7 muhtemelen 3000'e yakın olur :/ bilemiyorum tabi.

uygun fiyata kaçak göçek xiaomiler var ama onlara da fake imei atmışlar, yakalanırsan öpüyorlarmış :)

pdf indirip epub yapmistim calibre ile ancak direk taranmis sanirim ki boyut cok fazla idi ve yazilarda berbatti. eger varsa ben de takip edeyim.

Yoktur. Ben bakmıştım, pdf var onun da sayfaları yamuk, o yüzden öyle de okunmuyor.

Bosch servisi çok çok kaliteli. Tüm beyaz eşyalarım bosch ya da siemens.

Sen simdi bosch aldin cok para verdin ve rahatlamak istiyorsunya, rahatla o zaman:)
Bosch iyidir, bizde de camasiri var, saat gibi... Pisman etmez.. Hayirli olsun, senden sonra ölsün..

güle güle kullan. iyidir bosch.

altus ne ya. aldım mı adam gibi marka al.. iyi yapmıssın bosch.

valla sağolun yoksa valla içime oturdu ya hayat pahalılanmış rezalet ya hala şu an şaşırmış vaziyetteyim yuh ya yuh

Bizim bosch kazanlı ütü düştüğünden çok pahalı parçaları değişti beş kuruş vermedik.

altusla bosch karşılaştırılır mı yaw, iyi etmişsin tabiki

Bosch ürünlerine 7 yıl garanti ve parça desteği sunuyor.

Eski beyaz eşyalar gibi 10larca sene dayanmasını beklemeyin ama piyasadakilere göre en iyilerden biridir.

Herkes çok iyi demiş ama bizim dolabımız 2 yıllık. boschtur iyidir diye aldık ama gece vakti anormal sesler çıkarıyor(buz kırıyormuş) her defasında eve hırsız girdi diye panik oluyoruz. Ayrıca sebzeler çok çabuk pörsüyor.

çok doğru karar vermişsiniz biz çok memnunuz bosch dan servisi kaliteli ürünleri kaliteli doğrusunu yapmışsınız.

Icin rahat olsun bosch makineler, dolaplar vs gayet saglamdir. Biz bi eseklik yapip indesit bulasik makinesi aldik ucuz diye iki yila cortladi. Ailemin evindeki bosch makine 20 senedir calisiyor.

arada o kadar fark olması çok normal, bosch birçok markaya göre pahalıdır.

tr üretimleri ve alman üretimleri var, hangisini aldınız bilmiyorum ama verdiğiniz paranın karşılığını alacağınızı düşünüyorum.

evimde onuncu senesini dolduran buzdolabı markası. gayet iyi bilirim.

bütçe uygunsa de kodlu olanlardan al, yoksa tr üretimleri de hiç kötü değil.

buzdolabı 7/24 çalışan bir alet. bu yüzden kalitelisini ve tasarruflusunu almakta fayda var. sürekli çalışacak bir motor düşün, ne kadar güçlü olursa o kadar seyrek çalışıyor. ne kadar verimli olursa da o kadar az ısınıyor. dolayısıyla ömrü uzun oluyor. üretim yerinden ziyade, kaliteli serilerinden birini al, uzun süre sorunsuz kullanırsın.

Kozmetik eşyalardan alıp, opskins.com'da satmıştım ben.

hocam sanırım o zamanlar PayPal aktifti TR'de :/

Evet ya ben o kısmı düşünmedim hiç. O zaman paypal aktifti, direkt çekmiştim parayı.

Embraer'a her zaman denk gelmezsin, tadini cikar.

upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/3/39/G-FBEM_Flybe_Embraer_ERJ-195_(9785860105).jpg

Bildiğin uçak işte, düşmez tırsma.

Embraer ler cok tatli ucaklar ya ^^

bu kadar zorlanıyorsan bi ilaç falan iç

O uçakların hepsi uçabilmek için binlerce testten geçiyor, merak etme hiçbir şey olmaz.

Yahu ucaktan korkmak nedir allahini seversen, hayatimda bu kadar sacma bisey duymadim, havacilik sektorunse calisiyorum bu arada, hergun binlerce ucak iniyor kalkiyor, hic dusene patlayana catlayana rastlamadim, milyonda bir dusen oluyor, o da sana mi denk gelicek, tadini cikar ya, amma da kiymetliymis yasamak, ne var ya bi kadar korkacak, bir de su cinlerden perilerden korkan tayfa var, bak aklima dusurdun yime, sen simdi falda baktirirsin...

Hiç bişey olmaz merak etme. Havacılık sektöründe çalışan biri olarak bizim görevimiz sizin bu korkunuzu en aza indirmek.

Arjan mısın nesin anlamadım, düzgün uçak yapmak için illa dallama fransız ya da obez murrican mı olmalı?
Bunlara tupolev bile fazla arkadaş yaaa..

bavul yoksa ve sadece laptop cantasiyla gidiyorsan sıkıntı olmaz zaten, cogu sirketin limiti 8 kg oluyor. pil de laptop piliyse ondan da bisi olmaz. sivi olmasin yaninda yeter (parfum, sampuan, vs.) bagaj vermeyecegin icin online check in yaptiginda binis kartinin ciktisiyla binebilirsin, bankolara gitmene gerek yok. direkt kapina gidebilirsin.

havatas ya da adi her neyse 15 tl idi yanlis hatirlamiyorsam (sitesinde fiyatlari yaziyor oradan bakabilirsin) bi de e10 var o da cift akbil basiyor sanirim. kamil koc yazihanesi rihtimdakiyse zaten havatastan onun karsisinda ineceksin, yolun karsisina gecersin hemen. sure ne zaman sabihadan otobuse binecegine gore degisir. trafik vs cok etkiliyor ama trafik yoksa 45 dk filan surer.

the pursuit of happyness
good will hunting
as good as it gets
cinderella man
forrest gump
the shawshank redemption
it's a wonderful life
harvey

İntouchables

organize işler

bence sorumluluk sana ait. artık daha da dikkatli onaylarsın.

primer sorumluluk öğrencide ama siz de onaylamışsınız, sorumluluğu paylaşıyorsunuz. yoksa direkt öğrenci seçerdi, sizin de onaylamanıza gerek kalmazdı. üst kontrol mekanizması sizsiniz yani.

ha yine de bu kadar ezilmek zorunda değildiniz

O yasa gelmis ogrenci kac ders alacagini bilmiyorsa mezun olmasin zaten, sorumluluk ogrencide.

bence ortak ve eşit bi sorumululuk var, öğrencinin görevi doğru seçmek ama hata yapabilir; bu aşamada danışmanın görevi de hatayı görüp düzeltmek olmalı. ama anladığım kadarıyla öğrenciler o kadar baştan savma davranıyor ki sanki tamamen danışmanın sorumluluğuymuş gibi muamele ediliyor taraflarca.

Tabii ki de öğrenciye ait.

Hoca gerektiği yerde öğrenciyi yönlendirir.

senin hiç bir suçun yok, bütün sorumluluk öğrencide. daha alacağı dersleri bilmeyen adam mezun olmasın zaten.

aradığın kişiyim :P

aynı dertten muzdarip bir insan olarak kesinlikle öğrenciyi bağlar diyorum. danışman olarak sorumluluğumuz bilgi vermek, yol göstermek, hata yapıyorlarsa düzeltmek evet ama binbir çeşit öğrenci var. yetim maaşı, yeşil pasaport vb. haklarından mahrum olmamak için okulu bitirmek istemeyip özellikle ders bırakan, çalıştığı için dersin saatlerini uygun bulmayıp alabileceği halde almayan var, kız arkadaşıyla birlikte mezun olabilmek için okulu uzatan bile var. öğrenci yanına gelmiyorsa, uzaktan ders seçip mesaj bile atmıyorsa nereden bileceksin bilinçli mi bıraktı dersini? ha ben de senin gibi mesaj atıyorum, öğrenci işlerine aratıyorum filan içim rahat etsin diye ama, bu asıl sorumluluğun öğrencide olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

doğru anladıysam sizde de sistem bizim gibi, öğrenci dersi seçiyor, ama danışmana gitme zorunluluğu yok, siz de bakıp onaylıyorsunuz. yanlışlık tam olarak burada zaten. ben öğrenciyken danışmana gitmek zorunluydu, önce öğrenci şifresini girerdi sonra danışman, o zaman bilirdin ki danışmanla öğrenci yüzyüze görüşmüş konuşmuş vs. böyle öğrenciyle konuşamadan onay yaparsan arada sorun çıkması kaçınılmaz.

sonuç olarak, hukuki bir sorumluluğun yok, yönetmeliğinize bakarsan ders seçiminin öğrencinin sorumluluğunda olduğunu görürsün zaten. yapman gerekenden fazlasını yapmışsın bence, için rahat olsun.

ya bizde gelmek zorunlu ama binbir bahaneyle gelmeyen oluyor. bu arkadaş gelmiş, onun önünde onaylamışım yani.

nasıl gaza gelmişse alttan 3 dersi bir yazda işte bitirmeye kalkışmış. 4 oldu böylece. halleder umarım.

hukuki olarak neyle açıklanır bu bilmiyorum açıkçası, yönetmelikte yazmıyor danışmanın görevleri enteresan şekilde. bölüm belirler diyor, bizde de ne bir yönetmelik ne de bu işlemler için bir yönerge var.

ben mezun olduğum hiç bir okulda danışman onayı görmedim valla, çok enteresan bir sistem.

hukuki açıdan hizmet kusuru mu falan diye baktım ama o da değil. bu dersten dolayı mezuniyeti engelleme durumu da yok bir ton ders var, bilemedim valla.

22 yaşındaki bir insan, mezun olacağı sene derslerini adam akıllı seçemiyorsa senin gram kusurun yok bence. adamın kendi sorumluluğunda.

sorumluluk öğrencide.

not: profesyonel öğrenciyim.

Özel üniversite ise sen suçlusun. Devlet üniversitesi ise öğrenci suçlu.

İkinize de ait, hatta öğrenci işlerini de katarsak üçünüze de. Çünkü ders seçme otomasyonları çok iyi işlemediğinden öğrenci ister istemez hatalar yapabiliyor. Bunları kontrol etmek ve öğrenciyi yönlendirmek sizin göreviniz. Yoksa öğrenci seçer otomatik onaylatır ve size gerek duyulmazdı.

Otomasyon yüzünden ilk 2.5 sene derslerim karman çormandı. Son danışman hocam derslerimi kontrol etti öyle düzelttim. Son sene bir hocamın kontenjan açmaması sebebiyle mezun olamıyordum, öğrenci işleri beni arayıp ve o şekilde mezun olamayacağımı söyleyip hocanın haberi olmadan dersi benim adıma seçti. Tüm bunlar farklı kişikerin inisiyatifinde olduğu için sorumluluk da bu üçüne ait

ders ücreti * toplam ders saati sayısı * 3 işte nasıl yanlış yapasın ki . evet 500 600 çok.

ya normalde 15 hafta ama bu 4 haftaya sıkıştırılmış. ders saati sayısı aynı da haftalık olarak artıyor doğal olarak. bir de öğrenci işlerindekiler biraz cins sanırım öğrenciye 10la falan çarpmışlar bir şeyler demişler.

bizim okulda ders saati başı 33tl gibi bir şeydi. 3kredilik(bir yarıyılda kaç kredi olduğu önemli)(yaz okulunda 9 saat göreceksin bu dersi) ders 100 tl oluyor. dışardan gelince 3 katı ise(ben böyle bir şey bilmiyorum. hiç te dışarıdan gelen tanıdığım olmadı) eder sana 300tl hadi olsun 350. 500-600 çok.

15 saat döneminde haftada 3 ise 45 saattir. 45 * 1.72 = 77.4
dışarıdan geliyorsun 77.4 * 3 = 232 tl

ben de 232 hesaplamıştım ama herkes 500-600 tl diyince kendimden şüphe ettim :D
yarın öğrenci işlerine bir ders vereyim :P

teşekkürler

öğrenci işleri mal oluyor. bana da aynısını yapmışlardı. 240 tl olucak falan diyorlardı. 80 tl ödemiştim. onların ne dediğinin pek bir önemi yok. ödeme döneminde atm ne diyorsa o.

google drive da o söylediğin özelliği açıp kapatabiliyorsun. hangi dosya sync olsun hangisi olmasın seçebiliyorsun. ve cok uygun fiyatı var. sadece 2 dolardı sanırım. (100 gb )

Onedrive'da bilgisayarda dosyalar gözüküyor, içerikleri de aynı şekilde ama link şeklinde hepsi, fotoğrafa tıklayınca indiriyor hemencek öyle açıyor.

Ben ücretsiz kullanıyorum, memnunum.

google drive'ın bir özelliğide cogu android telefonla senk olabilmesi, fotografları vs direkt upload ediyo telefon google drive a. ayrıca cogu program google drive senk kullanıyor.

Hastasınım google drive.

onedrive kullanıyorum ama windows10'da bok ettiler biraz. Eskiden (win8.1 sürümünde) "online only" seçeneği vardı, tüm dosyalar bilgisayarda gözüküyordu ama yer kaplamıyordu sen tıklarsan indiriyordu. Direkt eşlemek istediğin klasörleri dosyaları da zaten indirebiliyordun.

Şu an garip bişeyler var tam çözemedim, bazı klasörler eşlenmemiş görünüyor kırmızı çarpı var ama dosyalar bilgisayarımda yer kaplıyor, online olarak da var erişebiliyorum. Tam bilemiyorum.

ama "sadece şu klasörleri eşle" seçeneği var yine.

ben de bende office365 dolayısıyla 1tb onedrive gördüm, bir kurayım bakayım. selective sync diyorlar galiba.

mega.nz

155

Indir capraz iki lastigini,sonra o dusunsun.

indirsem hiç giremeyeceğiz otoparka :) bu kadar rahatlık görmedim ben ya. öyle bir bırakmış ki yani hareket alanı bile yok.

Abi indir dibine kadar disari bir yere parket cik evden dallamayi seyret geldiginde,hava yeterince sicak ugrassin.kufur edersede inip dovun.

Yada tam arkasina cikamayacagi sekilde yanasin gelince beklesin.

otopark girişinizde park yasağı olduğuna dair trafik levhası yoksa arabayı çektiremezsiniz.

aracın ön camına bakın belki telefon numarası bırakmıştır.

bırakmamış ya telefon. tam bir hanzo. öküz herif.

polisi arayın çekerler.

lastik indirme işe yarıyor. tecrübe ile sabit.

Sinaside pamuk gibi bir kalp var.

Sinasicim hayat senin dedigin gibi guzel ama bunu yapan arkadas yuzde 90 ihtimal tatlisu kurnazi yuzde 90 kendinden baska kimseyi dusunmeyen itin teki.oyle olmuyor abi,o cekici gelene kadar o arkadas gelir aaa pardon der gider,ya bu kadar insanin isine engel oldum demez birsey dersen kufur eder,arabayla patonaj kalkip artistlik yapip gider icin icini yer.

Breaking bad de walter reisin donusumu gibi dusun,yillarca insan olmus,olmamis,yakto abinin arabayi benzinlikte kendine geldi,simdi onlar dusunsun kafasi iyidir.

Çekici arayıp çektirmek lazım. Polis pek bir şey yapmaz. Aslında en güzeli Duptıs'ın dediği gibi dibine kadar girip park etmek lazım, manevra yapamayacak şekilde sıkıştırıp.

çekmiş karşıya bu sefer arabanın yarısı yolda duruyor. cins midir nedir bilemedim.

developer hesabı ücretsiz. uygulamaların yayınlanması için 100 dolar ödüyorsun.

developer.apple.com

sen buradan apple hesabını developer olarak kaydet öyle dene bir de.

yok hocam developer preview alabilmek için 100 kayme şart apple'a :/

benim şifreyi vereyim $49 ' a :p

apple.stackexchange.com

installerı değiştirip net bağlantısını kopartınca kurdu sanırım :)

Sierra yi developer acocunt olmadan kurabildin mi yani?

i.hizliresim.com :)

Yalnız lagdan geçilmiyor

o cihazı iyi destekliyor bence :)

zaten desteklediği en son model bu hahahah :)

neyse beta 2 ve public beta ile düzelse bari.

bu senin makinada calismaz artik, laptopu gonder de sana hackintosh kur

bir tane hackintosh var :)

bu arada sorun safari'deymiş, herkeste tıkanıyormuş, chrome canary ile cillop gibi oldu :D

2 gun gidio benim ki
Ama hizli sarj oluyor

Benimki de 2 günü rahat çıkartıp 3 e koşuyor bazen

arkadaşlar memnun musunuz peki?