Ekşi Duyuru

euro 2020 gündemi nedeniyle normalde takip etmediğim socrates dergi ve vole kanallarını takip etmeye başladm turnuva başlangıcında...
onun haricinde aylar öncesine kadar pubg mobile videoları izliyordum kozmik karınca ersin yekin vs. ama bi süre önce bıraktım.

düzenli takip ettiğim ama her videosunu izlemediğim bir hardware plus kaldı. onnu da bir nevi nostalji diye tutuyorum. çıkmadım takipten. böyle.

history of the earth
history of the universe
veritasium

eglence icin burada olan burada kalir

Sesli Kitap Sokağı Radyo Tiyatrosu

Çantada Kitap

Satranç Analizleri

Rotasız Seyyah

Ahmet Şefin Mutfağı

Socrates dergi
Hastalık bu futbol
Ruhi çenet
Rotasız seyyah

Favorilerim

Bununla ilgili epey uzun bir listem var :D

400 üzeri kanal takip ediyorum bi yüz tanesinin her yeni videosunu izliyorumdur.

Özet olarak Woodworking, DIY making, Music Production, Populer Science ve Retro Games ana başlığı altında toplayabiliriz.

chad zuber

Eğlenmek için Mesut süre ile ilişki testi.

Hüseyin mutlu
Engin bozkurt
Enver tuna
Teknoseyir
Burda olan burda kalır
Japonic
Müebbet muhabbet
Techmoan

Daha var da aklıma gelmiyor.

Bald and bankrupt
Apetor
Arada esg aciyorum oda guzel

Mesut Süre
Deniz Dülgeroğlu
Nisan Hakan

socrates dergi (daha çok basketbol yayınları, avrupa şampiyonası nedeniyle futbola da bakıyorum şu ara)
teknoseyir - teknoloji
flu tv- ilgimi çeken bir konu olursa izliyorum.
yiğit tezcan- ağırlıklı olarak f1 ama genel olarak f1-boks-spor belgeselleri
enis kirazoğlu- bilgisayar oyunları.
chess 24 türkçe- uluslararası turnuvaları falan veren iki satranç sever arkadaş. çok anlamayan bir insanın da yapılan hamleleri anlaması açısından yorumlayarak anlatmaları hoşuma gidiyor.

Genel olarak:
Mr sark
Donut operator
Barstool pizza review
Carwow
Savagegeese
Internet historian

Izledigim şeylerde;
Parks and recreation, office, Brooklyn 99 vb şeylerin komik sahnelerini tekrar izliyorum.

bu aralar sadece: benekli ayhan

Ben şimdiye kadar hiçbir iademin faturasını koymadım içine ama benimkiler hep tekstildi ya da ayakkabı. Teknolojik bir üründe tecrübem olmadı hiç.
Yine de sorun olacağını sanmam e-fatura vardır zaten sistemlerinde.

e-fatura olduğu için faturaya gerek yok. Trendyol'da belirtilen kargo şirketine iade koduyla ver yeter.

irsaliye çıktıysa ona, çıkmadıysa boş bir kağıda iade nedenini yazarak gönderebilirsiniz demişti trendyol.

firma iade kodu ile faturana ulaşabildiği için %99 sorun olmuyor

olduğu gibi gönderin, bir şey olmuyor.

(bkz: Özdeşleşme)

Mobilim bkz tam oldu mu bilmiyorum ama. Cevabı Freud söylüyor.

plasedergi.com

Futbolla pek bir ilgisi yok. Yani daha geniş bir olayın tezahürü ve iki sebebi var bence.

Birincisi insanın topluluk halinde yaşayan bir tür olması. O yüzden kendine ait bir kabile bulmak, aidiyet hissetmek (ve bu aidiyeti göstermek, bkz: abartılı sevinç gösterileri) hayatın en önemli meşgalelerinden biri. Dini yüzünden burada Hamas savunan da var, 20'li yaşlarında sağlıklı biri olmasına rağmen aşı olmak için çırpınan da var. Bunların hiç birinin konunun kendisiyle mantıklı bir bağı yok aslında, ait olduğun gruba yönelik sinyallemelerle ilgisi var. Çok yaygın bi davranış.

Diğeri de insanın doğanın kaotikliğini kendince düzene sokma isteğiyle ilgili. Kendi alıştığı düzen bozulmasın diye soğuk savaş döneminde nükleer savaşın eşiğine gelmiş bir türden bahsediyoruz. Yani nükleer savaş ABD'ye komünizmin gelmesinden daha kötü bir opsiyondu, buna rağmen insanlar bu uğurda savaşmayı ve ölmeyi göze almışlardı, çünkü "düzen"inin bozulması ölmekten bile kötü geliyor insanlara (burada örneği bkz: fener aşağılanmasın diye kavga etmeyi göze almak, fenerli olmak hayatının düzeninin önemli bir parçası çünkü).

Yani olayı futbola indirgememek lazım. İnsan beyni her yerde böyle çalışıyor.

boş beleş insanların bir gruba ait olma çabası. yani başka hiç bir özelliğin yoksa işte futbol üzerinden gruplaşıyorsun.

Roket adam +15000000

Roket adam boş beleş demiş.

Sesli güldüm.

Çok boş beleş bir yorum olmuş.

Alinti

"biz birey olarak yetersiz bireyleriz genellikle. güzel değiliz, yakışıklı değiliz, uzun boylu değiliz, iyi eğitim sahibi değiliz, enstrüman çalmıyoruz. çok iyi okullarda okumadık, çok güzel kız arkadaşlarımız yok... birey olarak bir şey ifade etmeyince, sokaklardan bakıyor; kalabalıklardan ayrılamayınca ne oluyor? kalabalıklara katılıyor. ben fenerliyim, ben galatasaraylıyım; mahvederim sizi. ben şu partinin sempatizanıyım, nasıl yendik? ben ibrahim tatlıses fanıyım, ben beren saat'e bayılıyorum. kalabalıklara katılıyor bir şey ifade etmek için. birey olarak bir şey ifade etmediği için... birey kalitesi düşük toplumlar bu tarz sıkıntılar yaşamaya mahkumdur. bunun yolu*, toplumsal hareketlerden geçer...."

(bkz: penny dreadful)
son yıllarda yapılmış en başarılı korku dizisidir.

american horror story'nin ilk 2 sezonu. özellikle 2. sezonu efsane iyi. tam anlamıyla korku değil bence ama aradığın gizem ve gerilim var. üstelik çok iyi oyunculuklar var.

photoshop olabilir

Telefondan yapmak isterseniz snapseed var google'ın uygulaması

healing aracı ile o alanı düzgünce boyayabilir ya da selective aracı ile o bölgeyi seçip rengini, kontrastını kısabilirsiniz.

~Rica ederim :)

@Hedep, amma güzel oldu ya sağol.

Hayata geçmedi o mevzu, eskisi gibi.

6'da işten çıkıp kafeye oturup, 7'de kalkınca zaten otomatik olarak 45 dakika civarı oturmuş olduğun için o kuralı ayrıca koyma gereği duymadılar.

3 saat aynı kafede oturmuştum.

Suriyelileri alıyor olabilirler.

Para yok.

Para yok. Sağlıkçı atamalarının daha adı bile yok ordan pay biçin.

Almanca, Arapça, Fransızca, ingilizce ve Rusça dillerinde sınav yapılıyormuş şuradan baktığıma göre.
www.osym.gov.tr
Normal şartlarda almanca seçecek birinin almanca sınava girmesi beklenir ama benim zamanımda ingilizce puanıyla da almanca seçiliyordu. Şimdi nasıl bilemedim.

eskiden herhangi bir dilden aldığın puanın yeterli olması yetiyordu. Şuanda da bir değişiklik olduğunu sanmıyorum.

ben şöyle biliyorum: iyi üniversiteler var, mesela ilk 5 gibi (hangileri olduğu internette yazıyor olması lazım). bu üniversiteler dil puanının almanca sınavı kısmı ile alıyorlar. yani almancadan iyi yapmalısın.
diğer üniversiteler direkt ingilizceyle alıyorlar. bu ilk birkaç üniversite dışındakiler yani. ilk yıl hazırlık oluyor, hiç bilmeyen insan da girebiliyor yani. hazırlıkta öğreniyorlar. sonra yıl yıl almanca tercümanlıkta ilerliyor bu öğrenciler mesela. yani hepsi bilmiyor girerken.

benim girdiğim yıl böyleydi. belki değişmiştir, umarım yanlış bilgi vermiyorumdur.

Cola Zero

limon suyu

- Kalorisiz uludağ tonik
- Kalorisiz uludağ gazoz + limon

Votka'nın kendisi zaten oldukça kalorili, onu kalorisiz bir içecek ile içmek ne kadar anlamlı olur bilemiyorum. Bence nasıl seviyorsanız öyle için gitsin, yoksa hem kalori hem de yağ bağlayıcılığı nedeni ile neyle içtiğiniz kalori bakımından çok da fark yaratmayacaktır.

@cursor, Alkol yüksek kalorili olmasına rağmen ne protein ne karb ne başka bir şey vücut için zehir o yüzden hemen sindiriyor ama onu sindirirken başka şeyleri sindiremiyor bu yüzden alkolle kalorili hiçbir şey yenmez, içilmez. Uzun süre kalori saydım alkolü hiç yazmadım ve hiç etkilemedi hesabımı ve içiciyim yani az içmiyorum. Ama tesekkur ederim cevabiniz için.

Maden suyu+limon suyu+sıvı stevia

light ice tea

sade soda + taze limon suyu

tonik + taze limon suyu

soda ve limon versiyonu oldukça yaygındır aslında.

Çoğu oyun online için plus istiyor ama ücretsiz olanlar başta olmak üzere bazıları plus olmadan da online oynanıyor. Bu birinci sorunun cevabı (sanırım)

İkinci sorunun cevabı evet, tek cihazla birden fazla kişi oynayabiliyor. Couch co op deniliyor bu oyunlara.

Eğer oyun tek cihazda iki oyuncu destekliyorsa iki kişi aynı anda online bağlanabilir oyuna (brawlhalla aklıma gelen) ama çoğu online oyunda yok bu özellik. 4 oyuncu demesi aynı oyuna en fazla 4 oyuncu katılabilir demek, bu da tek cihazdan değil, farklı cihazlardan.

Birkaç oyunun adını yazarsan daha açıklayıcı cevaplar gelebilir.

öncelikle çok teşekkürler. mesela pesin altında şu işaret var. bu hem plusla çok oyunculu hem de plus olmaksızın aynı psden birlikte oynamak mı? fotoğrafını koydum.

aynen dostum

adam simgesinin altındaki beraber plus gerektirmeden aynı cihaz üzerinden oynanabilirliği gösterir

diğer ağ olan da plus ile birlikte çevrimiçi farklı ps kullanıcılarıyla oynayabilirsin demek

Bu oyun online olarak 2 ile 6 oyuncu arasında oynanabilir demek. 4 ise online olmadan tek cihazdan en fazla oynayabilecek kişi sayısını belirtiyor.

Demolition ve The Keeping Hours olabilir. İki ayrı tarz...

Tam aradığın değil belki ama bu belgesel Beni çok etkilemişti. Önce eşinin ani ölümünü anlatan kitabını okumuştum.Joan Didion: The Center Will Not Hold

Kitap: Dost - Sigrid Nunez

21 gram.

Dizi olarak; After Life

Manchester by the sea :(

The Fountain;

www.imdb.com

antichrist

Ordinary People. Hatta yas tutma surecini, depresyonu en iyi anlatan filmlerden biri.

Rabbit Hole


m.imdb.com

The Broken Circle Breakdown (2012)

After life ve Manchester by the Sea'ya şiddetle +1 demekle birlikte
Ek olarak seven pounds

city of angels olur mu?

flightplan www.imdb.com

The Broken Circle Breakdown (2012) + 1

Promising Young Woman.

Direkt şuna uyuyor, "sadece romantik anlamda değil"

la stanza del figlio
estiu 1993
l'heure d'ete

City Living, en sevdiğim ek paket. Apartman hayatı geri dönüyor bu pakette, evler süper. Etkinlikler takvimi var, bayağı hoş.
Island living, bunu da çok sevdim, hem denizkızı olarak sim yapabiliyoruz, hem de muhteşem evler var burada da, yeni hikayeler, Dominik havası çok güzel.
Strangerville, bu ek paketi de güzel ama hikaye hızlı bitiyor, kısa bir gizemi çözüyoruz, bunu da sevdim.


Eklemek istediğim şey de şu, bir İsveçli arkadaş var aşırı güzel sims videoları yapıyor, simsteki gizemleri anlatıyor. Kendisi aynı zamanda otizm spektruma sahip, abone olabilirsiniz, İngilizcesi aşırı akıcı, ki benim kulağım çok iyi değildir, destek olabilirsiniz. Bella goth, caliente kardeşler, strangeville olayları gibi bir sürü hikayeye değiniyor, mutlaka bakın bence.

youtu.be

Bir de sims medieval çok severim, ona da bakın bir isterseniz.

Detaylıca çok başarılı şekilde Sims 4 bütün stuff pack'leri inceleyen bir vatandaş. Sims 1 den beri tutkulu şekilde oynadığı için gayet bilgili de konuda.

www.youtube.com

Stats kısmında vardı yüzdesi ama ben tüm ana görevleri bitirdiğimde %65 gibi bi şey gösteriyordu gibi hatırlıyorum.

oyundan oyuna degisir.

66. görev olduğu için bence %66 sı bitmiş oluyor oyunun.

gta 5'te istatistik kısmının en altında %100 checklist var. o sayfanın en sağında % olarak yazıyor. ana görevler hariç yaptığın yan görevler, haritada açtığın bölümler, karşılaştığın insanlar, tenis gibi oynadığın oyunlar,vs de oyunun yüzdesini ilerletiyor.

img.gta5-mods.com

Steam üzerinden oynuyorsan Steam'de görünüyor

dayı spoiler vermissin
bu arada farklı crew ile farklı sekilde de soyabiliyorsun

stats ta % gosteriyor
ve yan gorevler var bir sürü biri o seviyeye gelene kadar hepsini yapmıstır biri yapmamıstır

spoiler aklıma gelmedi kusura bakmayın dayı shshs

olabilirsin. tek koşul zaten "aynı anda" olmaması. yukarıda da söylenildiği gibi burada tek bakman gereken kayıt silme işleminin süresi. A üniversitesinin başvuru tarihlerini kaçırmamalısın. Onu da ancak B üniversitesi bilgi işleminden öğrenebilirsin.

her hangi bir aksiliğe karşı, yeni okulunuza xx.xx.xxxx tarihine kadar kaydım silinmiş olacaktır diye taahütname verebilirsiniz

Merhaba benim eski erkek arkadasim tam sordugun uni bolumde yüksek lisansini yapti. Lisansi Bogazicinden ve Akademiye yönelik bi beklentisi yoktu acikcasi sadece formalite geregi yapmis olmak icin yapti yuksek lisans olsun diye. Bitince de danismanlik yapmaya basladi. Kendi merkezi var.

Uskudar uni ile ilgili de memnundu pisman olmamıştı tercih ettigine cunku kararsizdi o da en basta. Hocalarini ve arkadaslarini da seviyordu ama cok iyi akademik olarak vs diye bi ovgu de duydugumu hatirlamiyorum kendisinden.

Akademik olarak büyük katkısı olacak bir okul değil maalesef; öyle bir isteğiniz var ise daha kaliteli okullara yonelmeniz gerekir.

Sadece klinik psikolog unvanını alayım; gerisi önemli değil diyorsanız fena bir okul değil bu konuda. Psikolojik danisman ile klinik psikoloğun sahada farkları oluyor malum (özel hastanelere giriste vs); bunu göz önüne alın derim.

Benim de Boun mezunu bi arkadaşım burda yüksek lisansını yaptı. Okul o zaman çok kalabalıktı, önüne geleni (parayı vereni) alıyordu okul ve bu kalabalıktan şikayetçiydi ve pek de bir şey öğrendiğini iddia edilen etmiyordu. Ama şimdi daha az insan almaya başladılar sanırım, o yüzden araştırmak lazım. Hocalarla da bireysel olarak görüşüp onları bir tartabilirsiniz. Bu tarz üniversitelerde genelde sadece klinik psikolog etiketi için giriliyor ve akademik beklenti geride kalıyor. Üsküdar Üni hocaları itibariyle de biraz popüler kültüre ayak uyduran, medyatik insanların da olduğu bir yer. Üzerine kalabalıksa verimli geçeceğini düşünmüyorum.

Ama ben orda yüksek yapmadım, başka bir özelde psikoloji okudum. Ondan önce de devlette okumuştum başka bir bölüm. Az çok tahmin edebiliyorum ve Üsküdar Üni’yi de araştırmıştım.

Bana kalırsa çalışacağınız hocayı araştırıp onunla görüşmeniz daha önemli, hocayla birlikte bu ticarethanelerde sıyrılabilirsiniz. Hem hocaların referansı sizi yurtdışına doktoraya da gönderebilir.

Akademik çalışmak istiyorsanız:

Medipol Üni’de, Hayrettin Kara ve Fatih Yavuz Hoca belki size yardım edebilir? (Aynı fiyat sanırım yüksekler)

Okan nispeten daha akademik olabilir ama...

Sabahattin Zaim’de Mustafa Hoca var ama o bilinç çalışıyor daha çok galiba.

Özyeğin, Bilgi, TED Ankara özellerden buralara bakılabilir. Bilgi’den kabul almak daha zor tabii ama Üsküdar düzeyini sorduğunuz için Özyeğin, TED, Medipol düşünülebilir gibi duruyor.

Arkanıza bakmadan kaçın lütfen. Herhangi bir yüksek lisans yapmazsanız, daha kârlı çıkarsınız. Size hiçbir faydası olmayacak bir üniversite; keza, program içeriği de öyle.

O ics dosyası outlook toplantı notu. Outlook yok ise toplantıya davet eden kişiye söyleyin toplantı notunu size e-posta olarak atsın. Muhtemelen içinde Teams ya da Skype linki vardır. Eğer öyle bir imkan yoksa ics dosyasını Notepad ile açın içinde http ile başlayan linki alıp browser'a yapıştırırsanız toplantıya girebilirsiniz.

1.15 saat falan yol açıksa. Yetişirsiniz.

8 havaistine binseniz de yetişirsiniz, 6.30a gerek yok. bavul yok check in var, rahat rahat yetişirsiniz.

8 bence de. 6.30 çok erken. TEM'de sabah yoğunluğunda bile Gebze'ye 1 saatte gidiliyor. Sabiha'ya 1 saatte çok rahat varır. 10 uçağı için 9.15'te orda olsanız zaten yeterli. Check-in olmadığı için 45 dakika önce kapıda olun, sorun olmaz.

Teşekkürler :)

Kabin boy bagajlarda artık kabine alınmıyor bilginiz olsun sadece el çantası alınıyor. Bavul vermeyeceğim derken kabin boy bagajınız varsa onu da vermek zorundasınız.

Istanbulda girdim ama ankarada da durumun ayni oldugunu okumustum. Ucretsiz sekilde cantanizi birakabilecek sekilde kilitli dolaplar var

Ankara'da geçen hafta girdim. Sırt çantasını bırakabileceğiniz büyük tipte dolaplar ve cüzdan telefon vs. bırakabileceğiniz küçük kilitli dolaplar mevcut

efsane diyebileceğimiz dizilerin çeyreği bile yok ama siz bilirsiniz :D
şaka bi yana breaking bad hani?

nip/tuck nerede?

@matilda ben de bir diziyi unuttum diyordum breaking bad tabi ki :) onun dışında?? teşekkürler

breaking bad'i sevdiyseniz. better caul saul'u da tavsiye ederim. en az onun kadar iyi.

mindhunter
escape at dannemora

dexter
House
billions
homeland

the x-files
prison break
homeland
24

yeni nesildense sadece billions diyebilirim. henüz devam ediyor ama bu klasmanda anılacak.

Breaking Bad'i sevdiyseniz Ozark'ı da seversiniz gibi. Fena değil.

Justified

aldığınız ülkede olur garantisi başka ülkede geçmez. soracak olursanız da satıcı mağazaya değil samsung un ülkede yardım hattına sorun teyit için.
o telefonlarda bölge kısıtlamaları da olabiliyor, ona da dikkat edin.
eğer değişmediyse harç sanırım banka üzerinden ödeniyor sonra edevletten kayıt yapılıyordu en son.

euro hesabı açıp, parayı euro'ya çevirip, çevirdiğiniz parayı göndereceksiniz.

babilbaligi+1

ekstra olarak swift ücreti de ödemeniz gerekecek.

Karşı taraf Türkiye'de mi ? Öyleyse Karşı tarafın tl hesabına gönderseniz. O , euro alsa daha hesaplı ve hızlı olabilir.


Lira Havale, ücretsiz olabilir. Ama Euro'da Swift ücreti vardır.

tuşlamayana ekmek yok, şube yapamaz zaten call center yapacak

diğer duyuruna bir fikir daha yazdım. deneyebilirsen. sonucu öğreniriz beraber.

senin güvenliğin için şubeyi arayan birine görmeden etmeden güvenip hesabındaki parayı başka yere transfer eden bankacının aklına şaşarım zaten.

2 gün sonra gidip param nerde dersen, telefonda biri aradı sen olduğunu söyledi şu hesaba eft yap dedi derse kubullenir misin.

arama işleminde muhtemelen ton gönderme problemi oluyordur. şifreyi, internet sitesinde almayı denediniz mi?

euro hesabı açtığım için sadece kartım yok. şifreyi de kartla alabiliyoruz sadece ya da arayarak. her işlem için tuşlama yapmam gerekiyor ancak tuşlamalar görünmüyor neden görünmüyor sistemde anlamıyorum.

sistemlerin gonderdiği tonlar farklı. muhtemelen ondan dolayı algılamıyor. aklıma şöyle bir çözüm geldi.

1. tr'de bir tanıdığını ara.
2. o da halkbank'ı arasın.
3. konferans moduna geçin.
4. tuşlamaları o yapsın.
5. konuşmak gerekirse sen konuş.

tuşa bastığında tuşa basma sesi geliyor mu? bi de tuşa basmak yerine şu siteyi açıp çıkan sesi telefona dinletir misin?

onlinetonegenerator.com

ikinci ihtimal, belki yurtdışından arandığında bu işlemi kabul etmiyordur.

selam, ingiltere'den turkiye'ye hsbc ve revolut ile para gonderiyorum. bi sikinti yasamadim

hocam en masrafsız şekli kripto para ile yapabiliyorsunuz. hollanda ile para alışverişi yapıyorum. Bitcoin üzerinden çok komik rakamlara gönderiyorum. Bu sefer için olmasa bile aklınzıda bulunsun

adventure mode oynamadım ama forumlarda yazılanlardan (şikayet etmişler bu konuda) gördüğüm kadarıyla progress kaydedilmiyormuş; tek seferlik giriyorsun sadece hero xp ve loot'lar hesabında kalıcı olarak duruyor, çıkış yaptığında görevler sıfırlanıyor.

eu.battle.net

gaming.stackexchange.com

Bu hep böyleydi sanırım. Bi başladın mı bitirmek zorundasın.

her şehir için bul bir tane. lazım olursa orada rezervasyon yaparsın.
ulaşım için bence flixbus.

hostelworld.com
goeuro.com

-
booking.com (tr de kapalıydı en son ama?)
hostelworld.com
hostels.com

-önceden book yapmak (en garanti ve mantıklı olan)

-regional trenler yahut eurolines,flixbus vb ucuz otobüs şirketleri en olmadı blablacar

ayrıca oraya gidince hostelde de sorarsın ben şuraya nasıl giderim en ucuz diye yardımcı olurlar :) önemli olan konuşmak :)

-booking ya da hostelworld ama genelde booking.com

-onceden ayarliyorum planim belliyse, paris,roma gibi sehirlerde yuksek sezonda hic yer kalmayabiliyor mesela. birdenncok sehre spontan gittigim bir geziyse bulundugfm sehirden otekine yine onceden yapiyorum

-nerede oldugunuza gore degisir ama genelde otobus (flixbus, megabus), tren, blablacar ve yerine gore ucak. Ryanair filan domestic uyguna ucuyor cogu ulkede mesela.

hostel ayarlama gittiğiniz mevsime göre değişir. yaz aylarında gidecekseniz mutlaka önceden rezervasyon yapın. hostelworld iyidir.
eylül ve sonrasında gidecekseniz gittiğiniz gün de rez yapabilirsiniz, mutlaka yer olur. böylece daha ucuza bulabilirsiniz.
şehirlerarası ulaşım için tren kolay ve ucuz bir yol. hatta interrail bileti alın en ucuzu öyle olur bence.

euro yatırılabilir bir atm ise ve vadesiz euro hesabınız varsa; evet. bire bir aynı.

egitim psikolojisi ile ilgileniyorsaniz her cocuk basarabilir diye bir kitap var, icindeki bilgiler gayet guzel. basucu kitabi olabilir. bunun disinda modern psikoloji tarihi kitabini edinebilirsiniz. foucault ya da freud'un kitaplari (bazilari agir olsa da) anlamaya calisarak okunabilir.

stefan zweig kitaplari da olabilir.

dostoyevski.

freud'dan önce psikanalizi dostoyevski kurmuştur diyenler bile var. freud'un bizzat önsöz yazdığı versiyonlarını edinip oku.

edit: sözün aslını direkt freud söylemiş: "dostoyevski olmasaydı eğer psikanaliz biraz beklemek zorunda kalacaktı"

zaten yeterince psikoloji ve analiz görüyorsun tahminimce. bunların dışında bir şeyler tavsiye ederim ne bileyim philip k. dick, asimov falan farklı kafalar ama güzel yatırım.

Engin Geçtan öneririm ama kronolojik sırayla okuyun.

marcel proust kayıp zamanın izinde
sylvia plath sırça fanus
virginia woolf olabilir.
solaris olabilir bilim kurgu istersen.
sineklerin tanrısı aklıma geliyor.

hermann hesse'nin şu üç kitabı olabilir:
demian
çarklar arasında
bozkırkurdu

1 ve 2. kitaplar çocuk ve ilk gençlik anlatıyor. 3. kitap yalnız adam temalı.

bir de magda szabo öneririm:
yavru ceylan
ıza'nın şarkısı
kanaatimce bunlar da kadınların bakışını anlamak için güzel kitaplar

Engin gectan +1

Wilhelm schmid kitaplari

Ericc fromm kitaplari

Dostoyevski yeraltindan notlar

Saffet Murat Tuna
Ya da Metis Yayınlarının Ötekini Dinlemek serisi.

engin geçtan ve saffet murat tura +1,
serol teber.

benim kendisi için biraz içim geçmiş olsa da, bir psikoloji öğrencisi erich fromm da okumalı.
(edit: o da yazılmış)

barış özcan

ilker gümüşoluk'un "apartman sohbetleri" serisi var.

Zaman gecirmelikten kastin eğlenceli olsun ise

Epic rap battles of history
Dude perfect
Nigahiga şu an aklıma gelenler


Eğitici olarak
Wonder why
Cgp grey
Geography now
Real life lore
Life noggin
Crash course
Ted ve ted-ed
Lemmino

Türk olarak takip ettigim sadece stolk ve yorekok var

az video ekliyor ama, en azından birkaç saatini ilgi çekici biçimde doldurur: www.youtube.com

Primitive Technology

ben hep bu barış özcan'ı kim izliyor acaba diyordum. irkildim yemin ediyorum. ekşisözlükte olsa çoktan engelle başlıklarını engelleye basmıştım orange coffee'nin. bazı önyargılarım var sanırım.

kuran talebesi diye bir kanal var, onun meksika sınırı kafa dengi gibi programları verdiği playlistler eğlenceli oluyor. fonda da çalabilir sen çalışırken.
cem yılmazın kendi kanalı var
bi' kafalar vardı hala devam ediyor mu bilmiyorum

bu kadar.

yapılır. rota seçmek için önce en uygun uçak biletini almak daha mantıklı. Gidip döneceğiniz yer belli olursa daha iyi plan yaparsınız. 5 koca ülke var listede, o yüzden gün ayarını iyi yapın derim.

bu kadar ulkeye kac gunde gitmeyi planliyorsunuz?

gidiş dönüş uçak bileti ucuz bulduğunuz yerlere göre yapın rotayı. otobüsle gidilir niye gidilmesin de çok uzun yol çekilmez otobüsle. trenleri araştırın yakın fiyata bulursanız tren alın.

eğer çalışansa yazı gerekiyor, emekliyse hiçbi şey değişmedi

3 ay kadar önce gördüğüm kadarıyla, Atatürk havalimanı için konuşuyorum.Havalimanında danışma gibi bir bölümden yurtdışına çıkabilir yazısı gibi bir yazı veriyorlar. Önümdeki bayanlar pasaport kontrolde polisin önüne kadar gidip bu belgeyi almak üzere sıradan çıkmak durumunda kaldılar. Tam nereye gittiklerini görmedim ama kısa bir işlemdi sanırım yoğun bir sıra olmasına rağmen çok sakindiler.

en kolay marmaray ile yenikapı, ordan da havalimanı metrosu.

marmaray 15 dk sürer, havalimanı metrosu 40 dk civarı. arada bekleme felanda olacak.

9 da marmaraya binsen inmesi, yürümesi derken 10 bucuk civarında havalimanında olursun.

+1 assassin 10

en kolayı mı bilmiyorum ama kesinlikle en hızlısı - yoğun saatlerde bile.

kadıköy sahile yakınsan kadıköy metro- ayrılık çeşmesi 3-4 dk, ayrılık çeşmesi-yenikapı marmaray- 10 dakika- yenikapı-atatürk havalimanı metro 35 dakika.

tüm hepsine indi bindi süresi 15-20 dakika kaybetsen 1 saat- 1 saat 15 dakika civarında gidersin.


ayrılık çeşmesine yakınsan oradan da direk marmaraya binebilirsin.

Fondötenden BB kreme döndüm ben. Öyle çok makyaj yapmadığım için marka da araştırmadım, Avonunkini sevdim.

Bir makyaj ozurlu olarak kryolan aldim ben. Pit pit suruyorum. Kullanimi rahat. Diger markalar yuzumde yanma hissi uyandiriyordu kryolanda boyle bir sey yasamiyorum. Dogru uygulamayi beceremesem bile urunden Cok memnunum. Altina ustune bir sey surmeden yuzume bocalayabiliyorum. Oyle yani.

Ben shiseido kullanıyorum ve çok memnunum,tavsiye ederim,uv protective aynı zamanda.

www.imdb.com
bu olabilir mi?

"wind chill" demeye geldim

ama sonunu soylemissiniz :/

Yazdıkların bana farklı 2 filmi anımsattı. Bunlar değilse de benden film tavsiyesi olsun bunlar.
Mahsur kalıp tek tek ölmeli ve canavarımsı bir şeyli film: www.imdb.com
Kazalı ölümlü gibi ölmemeli gibi film:

canavarlı benzin istasyonlu bir tremors vardı.

Creep (2004) bu mu acaba?

www.imdb.com

keywordleri aratınca bu çıktı.

az çok okuyabilecek seviye geldiysem ilgi alanlarımla alakalı metinler okuyordum.

dizi izliyorum, türkçe altyazılı ama mümkün oldukça altyazıya bakmamaya çalışıyorum. aşina olmadığım bir kelime çıkınca durdurup "ingilizce-ingilizce" çevirisine bakıyorum. o çeviride de bilmediğim bir kelime varsa bu sefer ona bakıyorum.

ingilizce kitap okuyorum ama normal bir romanın orijinal dilinde yazılmış hali değil. şu seviyelendirilmiş olan kitaplardan alıyorum.

gerek youtube'dan gerek çeşitli sitelerden podcastler dinliyorum.

sadece konuşma için herhangi bir şey yapmıyorum ki en önemlisi o aslında.

ingilizce ve almancayı çok iyi bilen, ders alan, ders veren, ikisini de anında simültane çevirebilen biri olarak cevaplıyorum bunu belirteyim öncelikle.

bir dili bilmeden saçma alıştırmalar yapmak, internetten şurdan burdan garip oyunlar, sınavlar, kurslar yapmanın kimseye faydası yok. anca kendinizi öğreniyorum diye tatmin edersiniz, orada burada yazarsınız.

dil öğrenmenin en efektif yolu, tüm grameri bitirip ondan sonra okuma yapmak. elbette gramerde ilerlerken seviyeye uygun okumalarla desteklenmeli ve kelimeler öğrenilmeli.

bu iş makine gibi öğrenme işi değil, anlama daha önemlisi ise öğrenme işi. ben çok fazla yeni almanca öğrenen görüyorum. adam gelmiş her gün 50 kelime ezberliyorum diyor. kendi çapında ezberlemişte adam. ama ne oluyor o kelimeler hop 1 ay sonra yok. bu öğrenme değil, boşa kürek çekmek.

grameri bitirme süreniz yetenek, kulak, zeka, çalışma, azim ve isteğe bağlı. ben 4 ayda sıfırdan sprachdiplom/toefl alabilen insanı da, 2 senede doğru dürüst öğrenemeyen elemanı da gördüm.

kısaca hali hazırda dil kursuna gitmen öğrenmediğin sürece bir işe yaramaz. muhtemelen daha yeni başladın ya da ilk kurlardasın, al eline okuyabileceğin seviyede kitapları(çocuk kitapları ağırlıklı) oku. yazılı sözlük olsun yanında. online sözlükler değil. otur o kitabı oku. hatta resimli çocuk kitapları al olmadı. öğrenmek için istek ve azim gerek. o azmi göstermen lazım.

oku, oku, oku bu kadar diyorum.

beni burada bu yazış tarzımdan dolayı tefe koyan, linç eden insanlar var, genelde bunları yapanlar dile yeni başlamış, ya da yarım yamalak bir dili bilip başkasına başlamaya kalkanlar. emeğe saygı isteyenler, emeğe saygı olmaz, başarıya olur. belki yazım sert olabilir, snob olabilir ama yazdıklarımın gerçeklik payını değiştirmiyor bunlar.

cool olmak icin kimsenin konusmadigi yrrak kurek dilleri ogrenmiyorum, ilgi alanlarima hitap eden ve materyal bulabilecegim ve gercekten sevip uzun vadede kendimi adayabilecegim dil(ler)i seciyorum. oyle olunca da makalesiydi insanlarla konusmasiydi "bu ne ki" deyip anlamadigin seyleri arastirmasiydi derken yuruyorsun bir sekilde. grameri bilmek duzgun konusmak icin hayati oneme sahip ama ote yandan konusmadan da ogrenemezsin.

Dilin konuşulduğu ülkeye gitmeyi bekliyorum.

ben kimseye birşey bildirmedim hala ilk üniversitemden alıyor gibiyim.

@gilberpilot ocakta kesiyorlar hocam hallet bir an önce.

vapurla emınonu ne git. em1 kulaksız otobusune bın.

ben gecen el kadar bir pug gezdirmeye calisan bir kiz gordum. hayvan 2 adim atip oturdu. kiz bekledi, kopecik kalkmadi. kiz konustu, kopek kalkip 2 adim daha atti ve yine oturdu. kiz cildirmak uzere ama gayet de usul usul konustu kopecikle, kopecik yine kalkti, 2 adim daha atti ve bu kez yatti. yattigi yerden kalkmadi. kiz da mecbur yanina oturdu. daha ne kadar surecek diye izledim, 2 dk falandaha oyle gecti sokak ortasinda, sonra ben yoluma devam ettigim icin ne oldugunu goremedim.

ama belki o istisnadir cunku kopek gercekten daha cok bebekti. tam bir el boyutundaydi.

pug değildi teşekkürler :)

ingiliz bulldog falan mı?

ya onu bende görmüştüm sezar milana çıkmıştı hatta köpeğin sahipleri çok üzülüyordu hastalıkları artıyor hareketsizlikten diye :/ sezarda köpeği yürüyüşe falan motive etmeye çalışıyordu. cinsini tam hatırlamıyorum, mastiff denilen köpeklere benziyordu görünüşü ama uzun kulaklısı. belki onun bir çeşididir.

öncelikle sahibinden ve hürriyet emlaktan bakmıştım. ardından oradan sahibinden olanları arayıp evi görmek istediğimi söyleyip hepsini 2 güne yaymıştım. o evlerden bir şey çıkmadı ve ev tutacağım muhit belliydi. ev arkadaşımla beraber taban tepip kafamız yukarıda camlara bakarıp sokak sokak gezerek devam ettik ev aramaya. en son yeter artık bu son sokak deyip girdiğimiz sokakta şapşal evimizi bulduk.

sahibinden.com'dan bakıyorum, emlakçıları dolaşıyorum, sokakları ayrıca dolaşıyorum.
ama 1 aydır bulamadık:D

İnternetteki malum sitelerde yapacağınız aramayı mutlaka sokak sokak gezip, istediğiniz muhitlerde ev aramakla desteklemek gerekiyor en iyi seçeneğe ulaşmak için.

Şu anda tam olarak bunu yapıyorum, önceki iki evimi de bu şekilde bulmuştum.

Not: İstanbul için konuşuyorum.

kopek alısık olmadıgı şeye hırlar kızar, araba cok gormuyorsa kovalar mantıgı.

zannedersem varoş mahalleri referans alarak söylüyor bunu. hani sokak köpeklerinin yoğun olduğu semtleri filan. köpekler, fazla lüks olmayan yerlerde genelde daha çok olur filan.

bunu meali ben sakadan da espriden de hayvan psikolojisinden de zerre anlamiyorum, kendi tutarsiz cikarimlarimla komik oldugumu saniyorumdur

köpekler sahipleri, etrafındaki insanlar nasıl yetiştirirse o karakterde olurlar.

bir köpek sokakta sahibiyle gezerken sakin sakin yanında yürüyor, kendine yaklaşan insana sıcak davranıyor sevilmekten vs hoşlanıyorsa, o şekilde bir ortamda yaşıyordur. ama köpek sürekli bi gerginlik, saldırganlık, söz dinlememezlik gibi şeyler varsa, öyle bir çevrede/insan ortamında yaşadıgı içindir.

bahsettiğin espri nerde geçiyor bilmiyorum. ancak benim anlattığım durumu anlatan güzel bir entry var sözlükte. hatta bir avrupa ülkesinden falan bahsetmiş, oradaki sokak köpekleriyle bizim ülkedeki sokak köpeklerinin davranışlarını karşılaştırmıştı.

Duygular coşar öyle arada. Mudahale etme, seyret :) Herkese oluyor.

Olur öyle.

korkma yalniz degilsin bir bucuk yil oldu ayrilali benim de hayatima birileri girdi cikti ama hala ne sevilecekmisim ne de sevebilecekmisim gibi geliyor her sey cok bos

Yat uyu bence. Durdukca dusuneceksin, dusundukce kafana takacaksin vs vs. En iyisi yat uyu. Yarin yeni bir gune uyanacaksin bunu dusun. Is, guc, kosusturmaca derken gecip gidecek. Boslukta kalinca oluyor bana da genelde.

depresif belirtiler bunlar

Bu da gelir bu da geçer takma kafana.

Nasil gecer bilmiyorum ama yalniz degilsin

hopp+1

ayni ben

@gadlemler

Hosgeldin ayrıca. Kaç yıl oldu yeni gördüm seni daha. Eski gadlemler :))

çık dolaş biraz. ya da koş. samimi olduğun bir arkadaşını da al yanına, yürüyün/koşun bir müddet. çok iyi geliyor böyle yapınca. yorgunsan da yat uyu +1.

Ben de aksine bugün çok iyiyim. Herkes mutsuz tarzınızı çürüttüm mu? Curuttuysem yatayim :p

Duyguların nereden gelip nereye gideceğini kestiremiyorsun işte. Yapacağın en mantıklı şey seline kapılmamak. Onlar bu köşede eylessin, sen arada bak napiyolar, ustlerini başlarını kirletiyolar mi diye. "Ben niye mutsuzum lan, çok saçma!!! Acilinden mutlu olmam lazım" telaşı kimseye bi fayda sağlamamış. Mutlusun ya da mutsuzsun işte, hepsi doğal, hepsi illüzyon.

Tarzınızı= tezinizi

Özellikle erkek köpeklerde bu sorun çok yaşanır. Bi de kısır değilse daha da fena. Sokak köpekleri alanlarını korumak için alana giren köpeğe saldırganca davranıyorlar. Herkesin başına gelebilecek bir şey bu, sendeki köpeğe özel bir kıllık durumundan değil, engelleyemezsin de. Hayvanların doğası bu.

2. soruya gelince saldırgan tavır nasıl engellenir konusunda yeterli bilgiye sahip değilim ama şunu biliyorum birincisi hayvan kendini gezdiren kişi gergin ya da korkak bir tutum sergiliyorsa net daha saldırgan oluyor. Bir kavga esnasında siz köpekten daha fazla galeyana gelir, çekiştirmeye falan çalışırsanız hayvan daha çok hırslanıyor, daha doğrusu senin duruşundaki ezikliği diyelim fark edip buraların baskın karakteri benim moduna girebiliyor. İkincisi de tasmayı sürekli gergin ve kısa tutmak, hayvan bunu saldırma komutu olarak algılıyormuş (bunu da çok sağlam bir eğitmenden öğrenmiştim). Birakç gündür baktığın için sen de daha alışamadın muhtemelen, bu tarz hatalar yapıyorsun. O sepeble normalden daha saldırgan tavır takınıyor olabilir.
Son olarak da hayvanın karakteri böyle olabilir. Bizim barınakta böyle bir iki köpek var mesela, kesinlikle hiç bir hayvanla anlaşamıyorlar. Ne ettiysek olmadı. Onları da öyle kabul ediyoruz.

keyfine kalmış

valla buyuk taksiler var duraga sorarsan adamlarin numarasini verebilir sana ben de sansima beylikduzunde denk gelip durdurup numarasini almistim. cok tuzluya geliyor yalnizn haberin olsun. standart taksiler ise almiyor kesinlikle.

yoldan çevirip değil de, durağı önceden arayarak sorun. köpek ne kadar büyük bilmiyorum ama müşteri kaçırmamak için yollayabilirler taksi

kopek kucukse kucaginda tutma sarti ile alma ihtimali cok yuksek. sahsen benim kopegimi, yoldan cevirdigim taksi kucagimda tuttugum surece almisti. buyuk kopekleri ise yoldan cevirecegin taksiye bindirmen imkansiz sayilir.

bence de imkansiz. benim arabayi kopek tuyu var diye yikamam bile dedi araba kuaforu.
kopeginiz icin arabada tasima kafesi alin bence ve su anlik kiralanan araclari kullanin.
jimshorkeykiauniontown.files.wordpress.com
ya da ben araba ortusu aldim, onunla izin veriyor bulundugum yerdeki araba kiralama seyi
media.tiierisch.de

Kutudaki kedimle almamışlardı beni. Ağustos sıcağında 2km yürümüştüm, kuzum mahvolmuştu. Hırsımı alamayıp veteriner dönüşü durağa girip beddua etmiştim. Sonrasında hiç denemedim bunu kullandım;
www.istanbulpettaksi.com

Benim büyüğe yakın bir köpeğim var. Tam büyük sayılmaz gerçi ama büyük köpek taşıma kutusuna sığıyor. Biz taksilere onunla biniyoruz. 3 taksiden 1'i kabul etmeyebiliyor ama kutuda olunca şansın çok yüksek.

Valla normal fiyata hiçbirisi almaz. Bu bir gerçek. Normal fiyatın x10 üstünü falan ödemeyi teklif etmeniz gerekir ancak. O da belki.

bırak tatlıyı genel olarak yemekle pek alakan kalacağını sanmıyorum lsd'den sonra. muncihes olayı biraz daha cannabis'e özgü.

ama şöyle bir olay var ki, lsd'nin etken maddesi kağıt üzerine damlatılabildiği gibi kesme şeker gibi bir çok şeye absorb ettirilebilir. belki öyle bir bağlantı kurdular diycem de çok zayıf bir ihtimal.

bu arada biraz baktım da genelde iştahı kapattığı belirtilse de acayip tatlı tüketenler de varmış lsd tripte

belki bagimlilik acisindandir o benzetme.

tatlıdan lsd olmaz ama tatlıyı filmde lsd için sembol olarak kullanmış olabilirler.

korktuklari biseye benzetiyolar mesela belki de olu kedi yavrusu falan

eksisozluk.com

Kedi yemegini yerken gizlice arkasina konan nesneyi fark edip 'ulan bu az önce yoktu burda nerden geldi' diyerek korkuyor. Olay bu, yoksa salataliktan korkmazlar

Bak bu korkmuyor mesela youtu.be

Arkalarına böyle sinsice yaklaşıp koydukları için bir anda görünce korkuyorlar. Yoksa gidip böyle göstere göstere salatalıkla yaklaşınca korkmuyorlar. Ben denedim. Gerçi badem salatalıkla denedim ama olsun.

i.imgur.com

bizim rüzgar'a denedim siktir çekti kerata :)
yani bu deney her kedide çalışmıyor.

Dur yahu bulucam simdi, silme duyuruyu. Daha dun gormustum.

Edit: buldum: www.iflscience.com

www.youtube.com

halk caddesi var ya doğancılar parkına doğru çıkan yokuş cadde yani. orada çıkarken sağ tarafta enerjisa var. elektrik idaresi orası olmuştu bizim evin. sizinki de öyle olmuş olabilir orayı bi arayın sorun filan.

300-400 lira arasını gözden çıkar derim. Bir üst mahalleye taşımak için 70 lira istiyorlar. Bazıları eşyayı eve çıkarmak için extra ücret alıyor.

öğrenci internet sitelerinde ucuz taşımacı ilanları oluyor.

yildizz.com
teknikforum.com

bu 2sine bi göz at bence.