[]

Hangi e-kitap?

Yabancı dilde çok fazla kitap okumam gerekiyor ve maalesef basılı Türkçe kitaplar bile pahalıyken yabancı dilde olanlar zar zor bulunabilse dahi fahiş fiyatlara satılıyor.

2022 Kasım itibariyle hangi e-kitap makuldür?
* Bütçem kısıtlı.

 
e-kitap okuyucu demek istediniz sanırım. eğer pdf işin içine girecekse kitap okuyucuya bulaşmadan bir tablete yönelmeniz daha mantıklı olacaktır. pdf ile işim yok derseniz de, kobo veya kindle fark etmez, fiyatı hangisinde daha uygunsa onu almanız yönünde tavsiye vereceğim.

2014-15'den beri kitap okuyucu kullanan biri olarak tek önerim ışıklı olsun. ışıksız alın, ışıklı tamamen gösteriş diyen olursa da koşarak kendisinden uzaklaşın.

Kindle touch veya Kobo Nia olabilir fiyatına göre -ki çok pahalılar ama değer-

Benim kitap okuyucu geçmişim Kobo touch (ışık olmadığı için sattım) Kobo Glo (elimden fırladı ekranı kırıldı) Kobo Clara HD aldığım zaman ışıklı en ucuz Kobo olduğu için aldım halen kullanıyorum.

Hafıza konusuna takılmayın 1 gb bile yeterli olur zaten çok fazla kitap barındırırsanız kararsızlık yaşayan aletler bunlar.
  • pwnography  (21.11.22 14:27:41) 
[]

Kargo ile yağ göndermek?

Pazardan 5 litrelik pet şişelerde satılan köylülerin sattığı yağlardan aldım ve uzaktaki arkadaşıma kargoyla göndermek istiyorum. Fakat bunlar açılmış su şişeleri, herhangi bir koruması yok ve kapak yolda açılabilir.

* Kargo şirketi bu şekilde yağ taşır mı?
* Şişenin sızdırmaması için nasıl bir yöntem uygulayabilirim?

 
Streç film ile güzelce sardıktan sonra köpük malzeme ile etrafını katlayıp koli içine koyabilirsiniz bence.
Lakin kargo şirketi kabul eder mi bilemiyorum.

  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (20.11.22 13:24:33) 
1- Kargo sıvı taşımaz
2- koli bandı ile kapağı sıkıca sarın
Tavsiye: otobüs ile yollayın
  • olaylar olaylar  (20.11.22 13:25:07) 
çevrenizde nalbur, birmilyoncu, züccaciyeci türevi varsa yağ tenekesi alıp onunla gönderebilirsin.

Şu tarz teneke ile çok sefer kargodan yağ aldım. Bir sorun olmadı.
www.sarkap.com
  • catamenia  (20.11.22 13:32:45) 
Catamenia +1


  • kaiserr76  (20.11.22 13:37:07) 
[]

Alsancak'ta uygun fiyata kalacak yer

Oteller 600'den başlıyor ve tanıdığım kişi için pahalı gelmiş. Özellikle Basmane tarafında uygun fiyata nerede kalınabilir? Öğretmenevi var mı o civarda, haritadaki bilgiye güvenemedim. Kendisi 64 yaşında memur. Teşekkürler.




 
üstün otel alsancak. telefonda veya resepsiyonda indirim isteyin. lokasyon güzel.


  • grabbing hands  (20.11.22 12:46:49 ~ 12:46:56) 
[]

Bunun için çalışan set üstü ocağınızı değiştirir misiniz?

10 yıl önce yeni eve taşınırken aldığımız ocak gayet güzel çalışıyor fakat son 7 - 8 yıldır düğmesini çevirip "çıt çıt" diye yakmaya çalışırken her seferinde birkaç dakika, bazen beş dakika uğraşıyoruz. Dört tane düğme var, bazıları daha zor çalışıyor, dönem dönem az da olsa düzeliyor gibi oluyor ama sonra daha kötü oluyor. Hesap yapsak ömrümüzden saatler çıt çıt diye ocağı yakmaya çalışırken heba olmuştur.

İki kere servis, bir kere de dışarıdan tamirci geldi, bir şeyler denediler fakat çare olmadı. Mutfakta herhangi bir yardımı olmayan babam "ne olacak canım, yanıyor işte" diyerek ocağı değiştirmek istemiyor, günde en az 4 - 5 saatini geçiren annem "acaba değiştirsek mi" diyor, ben de "senden önemli mi, değiştirelim gitsin" diyorum.

Siz ne diyorsunuz?

 
Bizim ocaktada aynı problem vardı prizi çıkardım.
20 tl ye uzun mutfak çakmağı alarak sorunu çözdük.

  • kararsızataletfilozofu  (09.11.22 17:02:44) 
şunun gibi : www.hepsiburada.com bir çakmak alıp orta yolu bulsanız olur mu?

bu da olmazsa o zaman değiştirirsiniz.
  • inheritance  (09.11.22 17:03:51) 
hayir. bir ton borc var, harcama yapilacak baska seyler var. bunun icin degistirmezdim.


  • hot potato  (09.11.22 17:10:50) 
Tam olarak inheritance'ın dediği şeyi yapardım ben olsam.


  • pispinti  (09.11.22 17:17:49) 
çakmak +1
bu kadar ufak bir şey için dünyanın masrafına girmem ben.

  • teritori  (09.11.22 17:56:17) 
Yakindan baktiginizda ocagin cakmagindan kivilcimlar goruyorsaniz ocak saglamdir ama kirden dolayi gaza ulasmiyor olabilir. www.youtube.com bu videodaki gibi bir durum varsa basit bir temizlikle duzeltebilirsiniz.


  • mirafiori  (09.11.22 17:56:28) 
Bence henüz doğru tamirciyi bulamamışsınız.
Çalışan şeyi çöpe atmak yerine bence bizim mahalledeki tamirciye getirin, tamir eder.

Şu videodakine benzer çözümü bu gelen üç tamirci denemiştir di mi?
youtu.be
  • michael_knight  (09.11.22 18:05:06) 
ondan önemli olmadığı için değiştirin kadına heves gelsin illa analar dibine kadar kullanmamalı eşyaları.


  • jamswety  (09.11.22 20:44:47) 
mutfak aksilikleri içinde, ocağın otomatik yanmaması kadar gıcık çok az şey var. sırf bu yüzden ben de ocağı değiştirmeyi düşünüyorum. arkadaşın yirmiyi oldu çıt dendimi yanıyor, benimki birkaç ay içinde bozuldu. eğer alabilecek durumdaysanız alın. eskisini de satarsınız belki bir spotçuya. ama ona vereceğiniz para sizi zorlayacaksa boşverin tabi.

böyle şeyleri, eğer maddi probleminiz yoksa, kimseye demeden yapıverin. babanız "ne gerek vardı" deyip geçiyor, anneniz de öyle diyor ama seviniyor. onlara danıştığınız zaman uzar gider bu mevzu.

bu arada, babanızın bunu pek dert etmemesi normal. kullanan insan sinir oluyor.
  • lovemyself  (09.11.22 21:43:44) 
10 sene bu tip malzemeler için arada bir süre. Eskimiştir ama atacak kadar da eski değildir. Ocaklar çok muhteşem paralara satılmıyor. Bim bile 2-3 haftada bir 1500-2000 bandında ocak satıyor. Bütçe sıkıntısı yok ise farklı markalara da bakılabilir ama sanki memnuniyetsizlik varsa değişim vakti gelmiş gibii. Uzun çakmak mutlu eden bir araç değil bence.


  • en bi orijinal  (09.11.22 23:01:59) 
[]

Emekli biri maaş aldığı bankayı nasıl değiştirebilir?

Annem yıllardır Halkbank'tan emekli maaşını alıyor fakat emekli promosyonu çok düşükmüş, diğer bankalar iyi promosyon veriyormuş.

- Bu işlem nasıl yapılır?
- Halkbank hesabını kapatmadan diğer bankaya geçebilir mi? Çünkü Halkbank'ta bir miktar parası var, oradan çekip diğer bankaya nakletmesi kendisi için zor olabilir.

* Babam Ankara'ya, emekli sandığına haber vermek gerekir, yoksa başka bankaya geçtiğimizi bilmez, maaşı ödemez diyor. Bunun böyle olmayacağını kendisine açıklayamadım, anlaşılır bir dilde nasıl açıklayabilirim?

Teşekkürler.

 
Anneniz Halkbank'a -tercihen hesabının olduğu şubeye- gidecek ve diğer bankaların verdiği promosyonu bana verin yoksa gidiyorum diyecek. Onda da şu var: bu promosyon zımbırtısı 31 ekim'de bitti sanırım, ama emin değilim. Ayrıca parayı nakletmesi de zor falan değil, müşteri temsilcisine en kötü bir talimat yazacak verecek o kadar. kimin parasını naklettirmiyor.

Halkbank'ta durmasının şöyle bir avantajı var: Oradan düşük faizli kredi çekme imkanı olur, mesela annenizin değil de sizin ihtiyacınız olur anneniz kullanır falan. Ama maaşı başka bankaya taşırsa Halkbank vermez. Ben de emekli olunca mayışı Halkbank'ta tutup 0.69 pususuna yatacağım...
  • malheiros  (08.11.22 20:43:12) 
zamanı geçmiş mi diye bankalara telefon açın. eğer geçmemişse, zaten sizi yönlendirirler. anneniz gittiğinde de adım adım neler yapacağını yazıp-aktarıp söylüyorlar.

akrabalarımdan hepsi geçti. durduk yere 7.500 aldılar. hemen yarın telefon edin, vakti geçmemiş olan bir banka bulabilirsiniz.
  • lovemyself  (08.11.22 20:48:41) 
ek olarak, kendiniz bankanın müşterisi iseniz, anneniz gittiğinde "şu kişi beni yönlendirdi" diyecek ve size de 250-500 arası bir miktar yatacak, bilginiz olsun. garanti'de böyleydi.


  • lovemyself  (08.11.22 20:49:33) 
Promosyon olaylarından bağımsız, e devletten değiştirilebiliyor


  • sagini solunu bilmez cahil  (08.11.22 22:07:16) 
[]

Kira 1350’den 3000 oldu. Normal mi? :(

Ev sahibini de kiracıyı da haklı buluyorum ama kiracı Anadolu’nun küçük bir şehrinde öğretmen. 2 yıldır aynı evde oturuyordu. Geçinemediği için yazın istifa edecek.




 
Değil, cok yüksek. Ev sahibini hakli bulmam bu kadar yukseliste. 1 senede yüzde 222 artacak bir olay yok.


  • logisticsmanager  (06.11.22 13:52:29) 
E kabul etmeseydi? Zorla değil ki.

Normal değil.
  • ruhen hastayim ben  (06.11.22 13:55:36 ~ 13:56:27) 
Normal


  • balpolen  (06.11.22 13:56:54) 
Yaparsın yapmazsın ama elbette normal.

Geçen sene 8.50'ye aldığım kefir 25.50 olmuş. Neden normal değil?

Barınma hakkı vb demesin kimse beslenmek de hayati bir ihtiyaç.
  • msb  (06.11.22 14:08:03) 
Evin kombisi bozulsa, fayansı düşse, banyodan alt kata akıntı olsa, gelecek tamircinin geçen sene alacağı para ile bu senekini kıyaslayınca, normal değil, az bile yapmış.

Ama (kiranın yeniden değerleme zamanları değilse eğer) yasal değil. O ayrı.
  • Mirket  (06.11.22 14:19:49) 
Normal değil. %25 yasal sınırdan yapıp geçmeliydi. Kimse kimsenin yatırımını finanse etmek zorunda değil.


  • liberal demokrat partili hamit  (06.11.22 14:21:33) 
benzerini biz yaptik kiraci ile anlasmali uzlasmali sekilde. normal cunku o kiraci ciksa 6 gibi bi sey olur. 3 yaparak vicdanli davraniyor. tr de hicbi yerinde 1350 gibi bir kira kalmadi. ogretmense neden gecinemeyip istifa ediyor anlamadim ogr maasi 9 kusur bir sey?


  • ala09  (06.11.22 14:22:17) 
Normal değil, yasal da değil.


  • skylerblack  (06.11.22 14:29:30) 
en düşük öğretmen maaşı 12700 tl. bunun %23’ünü kiraya vermek gayet normal bence. istifa muhabbeti bence duygu sömürüsü. yılbaşında özel sektörde hiç kimsenin almayacağı maaş zamlarını alınca istifa fikrini değiştirir.

ha bu arada yasal hakkı %25, 2 katını kabul ettiğine göre geçerli bir sebebi var diye yazdım. yani kabul etmese etmez. ama hesap açısından bakarsak bence bu kira rahat ödenir.
  • roket adam  (06.11.22 14:31:38) 
kağıt üzerinde yasal olmasa da bu talep normal. herkesin geliri artıyorken yatırımı ile ev almış olan kişinin de aynı oranda zam talep etmesinden normal bir şey yok.

kirada oturan kişi yasal hakkını doğal olarak talep edebilir ama ev sahibine bu nedenle kötü gözle bakması ya da onu anlamaması çok garip. geliri artarken "bu benim hakkım" deyip kiranın cüzi miktarda artmasını talep etmek ve kendi maaşına aldığı zam oranında artmasının talep edilmesini yanlış bulmak bir nevi fırsatçılıktır.
  • bohr atom modeli  (06.11.22 14:35:02 ~ 14:36:57) 
Peynirin kilosu da 200 lirayı geçti mesela. Bu ne kadar normal? bence hiç değil. Düzgün spor ayakkabı 2000 lira üstü. Lcw'de bir kazak 250 TL. Bunlar da temel ihtiyaç.


  • seaman  (06.11.22 14:42:04) 
herhangi bir ürünü ya da hizmeti almak istiyorsanız piyasa fiyatını ödemeniz gerekir. onun dışındaki seçenekler huzursuzluk getirir ve uzun vadede ev sahipleri bir çözüm bulur. bu olanların ev sahiplerine 1 zararı varsa kiracılara 2 zararı var. bu tavırlardan dolayı birçok insan kiracı çıkınca evini kiraya vermiyor. bu da kiraları daha da arttıracak.

ayrıca insanlar sineğin yağını çıkarmak istiyor. büyük ihtimalle başka ev baksa 3000'e bile bulamayacak. piyasanın altında oturuyorum diye düşünmüyor neden 1600-2000 lira ödemiyorum diye düşünüyor.

ben şunu anladım. akp bu ülkeye az. istediği kadar hukuksuz olsun eğer bir olay kendilerine çıkar sağlıyorsa insanlar bunu savunuyor. seçim sonuçları ne olursa olsun bu ülke değişmez.

bir de durumun saçmalığını şöyle görebilirsiniz. mirket'in dediği gibi eve tadilat yapılması gereksin. ev sahibi 16200 lira kira alıyor yılda. sağlam bir tadilat yaptırsa daha fazla tutacak. neden tadilat yaptırsın? olası bir tadilat durumunda kiracı evde otursun diye para harcamış gibi olacak.
  • nick bulamadim  (06.11.22 14:44:44 ~ 14:53:19) 
Öncelikle en düşük öğretmen maaşı 12700 tl değil. Gaza gelmeyin hemen. 9-9.5 civarı maaşları var ek derssiz. Ek dersle 11.5-13 arası değişiyor.

Zamma gelirsek,
Baktığında normal ama yasal değil. Biz yasal olmayan şeyleri normalleştirmeye çok alıştığımız için sorunlar yaşamaya devam ediyoruz. Hadi hükümet suçlu %25 ne dedin. Yine Tüfe/Üfe oraninda olmalıydı. Hayat pahalılığından bahsetmiyorum dikkat ettiyseniz. Kanunilikten bahsediyorum.
  • westblack  (06.11.22 15:03:38) 
Allahtan Avrupa'da yaşıyorum da ev sahipleri peynirin kilosu kaç oldu falan diye gelmiyor. Devlet ne açıkladiysa onu yapiyor, aidat sene sonunda fazla odendiyse geri iade ediyor falan. Enflasyonun yarisindan az zam yaptilar, bitti gitti.

Geçen müdürle konuşurken kira vs konustuk. Fransa'da asla ev alıp kiraya vermem çünkü kiracilarin çok fazla hakkı var, misal bir kiracıyı evden çıkarmak iki üç sene dedi. Bu sebepten bu riski hayatta almam dedi.
Türkiye'ye geliyoruz, yasaları önceden bilen (yani kiralarin peynir kaç kat artmış diye artmadigini bilen) kisiler "ben neden canımın istediği zammi yapamıyorum" diyor. E evi alırken zaten caninin istediği zammi yapamayacagin, 5 seneden önce dava acamayacagin, 10 seneden once evden cikaramayacagin belliydi. Hem risk alip hem de riskten şikayet etmek çok komik.

Bana göre istenen zam çok yüksektir. Türkiye'de hesaplanan enflasyondan daha yüksek zam isteyen adama gülerim. Kisi vermezse haklıdır. Ha ev sahibi isterse yüzde bir milyon ister, kendi mali. Ama verememek kiracinin hakki ve kiracının vermemesini yasal haklarla korumak da devletin görevi.

Kiraci bunu hakki varken kabul ediyorsa o zaman neden agliyor onu da anlamadim.
  • logisticsmanager  (06.11.22 15:09:13) 
Açıklanan komik TUİK enflasyon oranı ve saçma %25 kararına göre yasal değil ama geçtiğimiz yılda gider kalemlerdeki artış orana bakacak olursak normal (hatta normalin altında).


  • nawar  (06.11.22 15:39:11) 
fazlasıyla normal. 3000tl para değil bu devirde.


  • faaip de oiad  (06.11.22 15:39:25) 
yasal bile olmayan bir şeye ne güzel normal diyorsunuz ya. arıyorum 155'i şimdi.


  • coldegezenkutupayisi  (06.11.22 15:41:19) 
Cok rica ediyorum o maasi bizzat almayan kimseler, a haberi izleyip en dusuk ogretmen maasi 12.700 falan yazmasin. Burada yeni goreve baslayan ogretmen arkadaslar vardir. 10 bini goremiyorlar henuz.

Ikinci olarak da Avrupada soyle oluyor diyen logisticmanager arkadas icin de, Turkiyede yasayip, 1300 tl kira alip, %25 zam yapmasini diliyorum bigun. Isin icinde olmayip ordan konusanlarin agzina gercekten kurekle vurasim geliyor.
  • balpolen  (06.11.22 15:53:40) 
@balpolen; son cümleyi okumamis sayiyorum, seviye düşmesin diye.

Burada birçok kere yüzde 25'in haksız olduğunu ve yanlış olduğunu söyledim, cevap verdiğim önceki duyurularin hepsinde var. Bana göre önceki sistem neyse devam etmeliydi, bu sadece mevcut hükümetin kendini kurtarma cabalari.
Bu devam etseydi ev sahibi yüzde 222 zam falan alamazdi. Haliyle bu zammin normal bir tarafi yok.

Türkiye'de ailem var, malimiz var ama kiracı ile uğraştığımiz bir şey yok çünkü riskini bilmiyorum. Kiraci ile ugrasacak bir olaya girmem.
Bildiğim için de hem riski alip sonra da ağlamıyorum (bunu gene yüzde 25 için demiyorum. Istediği yüzde 200luk zammi yapamadığı için aglayanlara diyorum).
  • logisticsmanager  (06.11.22 16:07:51) 
@logisticmanager çarpıtıyorsun. avrupa'da enflasyon %10 oldu millet ayağa kalktı. burada ona enflasyon bile demiyoruz. burada da %10 enflasyon olsun ev sahipleri sorun etmez.

ayrıca ev sahipleri zam yapmıyor. zaten enflasyon oranındaki zam, zam değildir. sadece gerçek enflasyon ederinde artış istiyorlar. bu da en doğal hakları. zaten yasalarla korunan da bu. peki sorun ne? hükümetin enflasyonu çarpıtarak açıklaması. doğal olarak ev sahiplerinden kiracılara servet transferi yapması. hükümet gerçek rakamları açıklasa kiralar büyük oranda ev sahiplerinin talep ettiği noktada olacaktı.

artan ev kiraları için ev sahiplerine kızan yoğurt fiyatları artıyor diye bim'e de kızıyordur. aynı mantık.
  • nick bulamadim  (06.11.22 16:09:42) 
Son cumleyi okuyabilirsin. Buraya gel, burda yasa, burda kazan. %25 zam yap, sonra konus.


  • balpolen  (06.11.22 16:11:16) 
Genel yaşam pahalılığına sesini çıkarmayıp da ev kirası pahalı demek fırsatçılığın kendisidir.

Ülkede 15 milyondan fazla mülteci ve ne idüğü belirsiz insan var. Bu adamlar ödüyorlar işte bu kiraları. Avrupa'da yaşayan arkadaşın ülkesine gelemeyenler Türkiye'ye geliyorlar. Buna sesini çıkarmıyor kimse.

%25 olayına gelirsek bu piyasayı daha da berbat hale getirdi bence. Bir şey baskılarsan, yasaklarsan daha da artar.

Kesinlikle balpolen +1 diyorum. Gel burada yaşa ondan sonra 1300 liraya ev kiraya ver bakalım. Kiracı çıktıktan sonra evi bakım yaptırsan 30 bin tl masrafı çıkar.
  • seaman  (06.11.22 16:15:42 ~ 16:16:44) 
Gene yazıyorum, kaç kere söylemem gerek bilmiyorum ama yüzde 25 doğru degildir, yasal olması doğru olduğuna gelmez. Ki sözleşme yapilirken olan bir kanun olmadığı için de yanlış buluyorum.

Buna ek olarak kira x'mis ne kadar ucuz gibi söylemler sacmadir, çünkü kiraya ilk başta karar veren ev sahibidir ve hataysa onun hatasidir. Kafasina silah dayatilmadiysa ya da devlet karariyla 1350 denilmediyse önemsiz bir detaydır.
Ardından bir sozlesme imzalanmistir ve trilyon yıldır bu sözlesmenin şartları bellidir; ev sahibi canının istediği zammi yapamaz.

Istenen zam; %222
Tufe 12 ay; %65. Tüfenin 3.4 katı.
Yi-tufe 12 ay; %122. 1.81 katı.
Enflasyon; %85. 2.61 kati
Enag enflasyon; %185. 1.2 katı.

Kısacası kişinin istediği zam orani her hesaplamada yüksek. Alın devletin kurumu olmayan enag'a göre bile kişi yüzde 20 daha fazla kira istiyor.
Bu verilerle ne yaparsaniz yapın. Yüzde 222 normal denildiği ortamda ben de yüzde 25 yapan adamlara haksiz diyemeyecegim artık. Elini versen kolunu alacaklar belli.
  • logisticsmanager  (06.11.22 16:40:06) 
@logistic tamam hadi ev sahipleri biraz ipin ucunu kaçırdı. en azından %185 olmalıydı. sorun bu zaten. kiracılar buna laf ediyor. %222 değil de %185 istese kabul edecekler miydi? tüfe hesabı olarak hükümetin verilerini kullanman doğru değil.

tüm bunların dışında şöyle bir durum var. sonuçta serbest piyasa. ev sahipleri beklentileri olan kazancı elde edemeyince piyasadan çekilir. ve bir işte bir tarafın rızası yoksa uzun vadede bir çözüm bulur. kısa vadede bir şey yapamaz ama uzun vadede muhakkak bir çözüm bulur. bu yüzden ev sahipleri ile anlaşmak kiracıların yararına olur. en fazla 1-2 yıl ucuza otururlar sonra da daha da artan kiralardan dolayı daha fazla ödemek zorunda kalırlar. yani eninde sonunda kiracılar piyasa fiyatını ödemek zorunda kalacaklar. o yüzden sürekli işi böyle yokuşa koşmaları anlamsız.
  • nick bulamadim  (06.11.22 16:49:25) 
Ne kadar enteresan ki Türkiye'de yaşamıyor diye toplasip laf attığınız kişi iki dakikada 4-5 tane veri koyunca hemen değişti ortam. Demek ki bir konuda bilgi sahibi olmak için illa orada yaşamaya gerek yok. Boşuna normal degil demedik, bilgimiz farki fikrimiz oluyor.

@nick bulamadim;
Yüzde 185 olmali miydi? Eğer açıklanan enflasyon böyle olsaydi; evet. Aciklanmadi; o zaman hayır. Bu noktada iki tarafın tepki göstermesi gereken yer belli.
Kiracilarin almadığı zammi ev sahiplerine vermesini beklemek acikcasi minnosluk olur. Ev sahipleri istedigini isteyebilir ama yasalar neyse onu alır. Yani bu risk zaten 10 sene önce de biliniyordu. Bana göre tek sorun yüzde 25 olayı. Onun dışında imzalanan neyse ona uyulur ve bunda bir sorun varsa bunun çözümü "kiracilar da anlayisli olsun" beklentisi değildir çünkü ben bir senede yüzde 185 zam alan kişileri anca duyuruda görüyorum. Onun dışında Türkiye'de yasayan tanidiklarimdan hiçbirinde bu yok, olmadığına göre bu insanlarin da kirasini iki kati yapmasını beklemek garip bence.
Ki bu arada bu enflasyon doğru açıklanmıyor olayi taa 2018-2019 yılından beri var. O dönemler de böyle olurdu, ha belki aynı fark değil ama gene de ciddi bir fark vardi. O dönemde de yasalar belliydi, risk belliydi. Bunu bile bile hala ev satın alip kiraliyorsa kişi, ben neden sürpriz yumurtadan çıkmış bir bilgi gibi davranildigini anlamadım.

isi yokusa sürmek neden anlamsiz bilmiyorum. Benil derdim yok ama ülkede milyonlar sefalet içinde. Bu insanlar için 3-4 sene daha ucuza oturmaktan daha mantıkli bir yöntem yok. Geçen burada da yazmisti biri yok işte daha ucuz yerde yaşayacaklar falan; İstanbul'da misal ucuz yer yok. Geçen baktım 3 bin lira kiraya şehir merkezine 2.5 saatte olan yerler var toplu taşıma ile. Bunu çekeceğine kişi bu sefaleti 3-4 sene daha öteler sonra ne olursa olur. Doğru yanlış demesem de bunun mantıksız olduğunu söyleyemem. Sonuçta ev sahipleri de şu an ellerinde ne varsa yapmaya çalışıyor (kiralari bilmem kaç kat yüksek tutmak, tahliye taahhütnamesi almaya çalışmak vs). Iki tarafta elinden geleni yapmaya çalışıyor.
  • logisticsmanager  (06.11.22 17:33:59) 
Bedava bence. Daha aşağısına oturmak ev sahibinin malını gasptır.


  • Hallegadola  (06.11.22 21:27:17) 
asgari ucretin 7 bin, 8 bin hatta 9 bin olacagi konusuluyor. 3000 lira kira cok uygun. korkunc bir enflasyon donemindeyiz ama kafa olarak uyum saglayamiyoruz yeni rakamlara. aynen paradan alti sifir atilinca milyon, milyar kullanmaya devam etmemiz gibi.


  • juninho77  (06.11.22 21:38:57) 
1350 azmış ama 3000 de çok. Küçük şehir diyorsunuz bir de. 2500'de anlaşın.


  • dissendium  (06.11.22 21:45:53) 
[]

Bu nasıl özel plaka?

Üstünde hiçbir ülke ibaresi yok, “MAXIIM” gibi bir şey yazıyordu sadece, Porsche bir araca ait. Ülkenin belli olmadığı plakalara izin veriliyor mu?




 
Ülke kısaltma harflerinin mavi zemin üstüne basılma zorunluluğu AB için var, diğer her ülke kendi kafasına göre.

Edit: Sadece AB ülkeleri değil, AB girmeye aday bizim gibi ülkelerde de var uyum yasalarından dolayı.
  • John Bloor  (29.10.22 12:16:35 ~ 12:17:20) 
İngiltere için konuşuyorum, evet. Gri plaka üzerinde sadece 5 haneli plaka var mesela bizim tanıdıkta ne ülke ne başka bir şey yazıyor.


  • garavel  (29.10.22 14:26:59) 
[]

Beynimde 99 tane sekme açık

Özellikle üniversiteden mezun olduğumdan beri hayatta ilerleyemiyor gibi hissediyorum. Yapmak istediklerimi gerçekleştiremiyor, yüksek lisansımı bitirmemek için elimden gelen procrastination'ı yapıyorum. Tüm arkadaşlarım zorlanarak da olsa tezlerini bitirdi, savundu ve yoluna baktılar ama üç ayda bitecek işi iki yıldır bitiremedim. Aşırı derecede üşeniyorum.

Freelance çalışıyorum ama yaptığım işi de aşırı verimsiz ve az yapıyorum. Çalışmasam aç kalmayacağım, ailem bana çok destek oluyor. Bu mu asıl sorunum? Bilmiyorum, sosyal medya kullanımımı azalttım, dopamin detoksunu denedim, yapmak istediğim işlerle ve procrastination ile ilgili bin saat YouTube videosu izledim ve sonuç olarak yatağa her gün tatmin olmadan giriyorum. Notlara iki üç basit yapılacaklar listesi ekliyorum, en fazla faturayı ödemiş oluyorum. Zevkine yapacağım işi bile halledemiyorum. İki aydır kopan gitar telimi alamadım hala, çünkü üşeniyorum.

* Depresyonda olduğumu düşünmüyorum, genel olarak mutluyum, uzun süreli bir ilişkim ve geleceğe dair planlarımız var, düzenli spor yapıyorum, sağlıklı beslenmeye çalışıyorum, ama bunların dışında üstte yazdıklarım kadarıyla işlemci ve ram problemim var gibi. Mavi ekran veriyorum.

 
yaptığımız işlerin %80i imkanı olsa yapmayacağımız işler. üzgünüm. sihirli bir hap yok. motivasyon diye bir şey yok. sadece disiplin var. disiplinini kaybetmişsin. nasıl yaparsın bilmiyorum. profesyonel bir destek almayı deneyebilirsin.

"follow the white rabbit" > "welcome to the real world"
  • phonex  (28.10.22 00:49:28) 
İnsanın bir kere zorunluluk, yapmam gerekli, veya yapacaksam mükemmel olmalı, yoksa hiç olmasın daha iyi (mükemmeliyetçi) bir zihinden çıkması gerekli.

Farkında olmadan böyle zorunlulukları maalesef kendimize yüklüyoruz.

Dünya bugün biz olmasak da döner.

Üşenme erteleme konusunun da alt yapısında biraz bu "zorunluluklar, -meli, -malılar" düşüncesi, bir de belki alt yapıda yetersizlik ben yapamam inancı ve bunun sonucu yaşanan gizli korku, kaygı süreçleri olabilir.

Profesyonel destek kesinlikle yararlı olabilir. +1

Ayrıca (git: www.youtube.com şu videoda altyapısı güzel anlatılıyor.

Hedefiniz aileden çevreden aldığınız destekleri (bağımlılığı) zamana yayarak azaltıp,
sizi bekleyen görevlerin, zorlukların üzerine plan program yaparak bebek adımlarıyla, o işi parçalara bölerek gitmeye başlamak.


Bir yandan korktuğunuz, kaygılandığınız şeyleri de profesyonel yardımda halledersiniz.

Ama anahtar nokta yine: ertelemeyi bırakıp üzerine gitmeniz. Bu self control, öz disiplinle ilgili bir konu. Kısa vadede zevk, ödül olmasa da, uzun vadedeki zevk için kendine bir işi yaptırabilmedir.

Niçin?

Tek başıma bunların hepsini halledebiliyorum, istediğimde kendime yararlı birşeyleri yaptırabiliyorum duygusunu zaman içerisinde kazanmak için.
  • psmstc  (28.10.22 09:31:59 ~ 09:46:41) 
Ben de böyleyim. Kendime çok kızardım tembellik yapıyorum diye ama psikologa gittikten sonra adhd olduğumu öğrendim. Sonra taşlar yerine oturdu ve psikoloji olarak rahatladım. Bu olmasa bile terapi çok iyi geliyor.


  • jazzabel  (28.10.22 12:40:02) 
(bkz: adhd) nedir bunu araştırmalısın.

ilaç tedavisi dışında sağlıklı diyet + spor + supplementler ve bir organizasyon şeması ile hayatını oldukça rahatlatabilirsin.
  • orpheus  (28.10.22 17:28:29) 
[]

Dergiye makale gönderirken telif hakkı formu?

Yüksek lisans öğrencisiyim, hocamın tavsiyesiyle DergiPark üzerinden bir dergiye makale göndermek istiyorum fakat ek olarak zorunlu belgeler arasında telif hakkı formu var. Derginin hiçbir yerinde bu belgeyi bulamadım fakat başka dergilere ait örnek belge var. Bu belgenin aynısını doldursam, derginin adını değiştirsem olur mu?




 
[]

Bu semptomlar ne anlama geliyor?

Bir kişiyi düşünün, duygularını normal insanlara göre uçlarda yaşıyor. Mutsuz ve mutlu arasındaki skala 1'den 10'a kadar diyelim, çoğumuz 4 ile 6 arasındayız. Bu kişi genellikle çok mutlu, sevgi dolu, enerjik ve coşkulu, 9 - 10 puan. Ama en ufak bir olumsuzlukta (özellikle gönül ilişkisinde) aşırı mutsuzluk, üzgünlük, hatta kriz durumu oluyor. Bir yakınını kaybetmiş gibi 1 puana düşüyor. Özellikle son birkaç yıldır çok küçük alınganlıklarda bile kendini hırpalama, sonrasında anksiyete krizine benzer durumlar gözlemleniyor. Her ne kadar tatlı dille, sakin, sevgi dolu yaklaşılsa bile yatakta yüz üstü yatıyor, kilitleniyor, konuşamıyor, gözlerini açamıyor, iki büklüm duruyor, bütün vücudunun ağrıyıp karıncalandığını söylüyor, bazen nefes alamıyorum diyor ama konuşamayacak durumda oluyor. Bu sırada bu kişiye telkin edici sözler söyleyip elini tutuyorum, saçını okşuyorum ve uyuyor. Ertesi gün düzelmiş oluyor.

Yardım almak istiyoruz. Sanırım psikiyatriste gitmemiz gerekiyor fakat kendimizi en iyi şekilde ifade etmek istiyoruz. Bunların ne anlama geldiği konusunda fikirlerinizi merak ediyorum, teşekkürler.


 
bipolara benziyor, geçmiş olsun.


  • candide  (26.10.22 10:56:53) 
Bu kişi kendisini psikiyatriste en iyi şekilde ifade etmek istiyorsa bunların ne anlama geldiğini bir tarafa bırakıp,

Hangi olaylar karşısında nasıl tepkiler verdiğini, bu olaylar olmadan önce, olaylar sırasında ve sonrasında neler hissettiğini, bu durumun ne kadar süredir devam ettiğini, bunun kendisini kötü etkileyip etkilemediğini, içinde olduğu durumdan çıkıp olaylara farklı bir şekilde yaklaşmak elinde olsa bunu isteyip istemediğini; yaptığı şeylerin ne kadarını isteyerek ve ne kadarını elinde olmadığı halde yaptığını düzgünce anlatmalı. Bunları önce kendi kendine anlatırsa sözlerini toplaması daha kolay olur.

Bir davranışın birden çok sebebi olabilir. A kişisi bir tavrı x nedeniyle sergilerken, B kişisi aynı tavrı y nedeniyle sergiliyor olabilir. Bu, kişinin yaşadıklarının ve davranışlarının sebeplerinin bütünüyle alakalı bir nokta. Sadece davranışa bakıp bunun sebebi budur denmiyor.

Siz bir uzmana gittiğinizde o bu kişiyi tahlil edip bir sonuca varacak. Psikiyatriste zaten içinden çıkamadığınız bir durum için gidiyorsunuz.
  • akhenaten  (26.10.22 11:01:32 ~ 11:03:29) 
[]

Probiyotik için sirke yeterli mi?

Yiyebildiğim zamanlar ev yoğurdu, sauerkraut, ev turşusu, el yapımı şalgam tüketiyorum fakat günlük probiyotik ihtiyacımı karşılamak için marketlerde satılan koruyucusuz (sodyum metabisülfit olmayan), filtresiz elma sirkesi kullansam yeterli olur mu?




 
Ben bu dediklerinizin hiç birini yapmıyorum. Gayette sağlıklıyım.

Antibiyotik kullanmıyorsanız, iyi probiyotik bakterilerinizi öldürecek bir beslenme düzeniniz yoksa, prebiyotik yönünden düzgün besleniyorsanız zaten var olan bakterilerinizi korursunuz.

Ben sizin yerinizde olsam sürekli probiyotik alıp bağırsak habitatımı bozmam. Her probiyotik kullanımınızda bakteri dengeniz değişiyor. Ve bu sizin için Her zaman iyi yönde olmak zorunda değil.
  • zimbirik  (19.10.22 16:09:02) 
[]

Skolyoz ağrısı için ne yapılabilir?

Arkadaşım altı ay önce sırt ağrısı şikayetiyle doktora gitti ve çok hafif skolyoz tespit edildi, doktor endişe edecek bir şey olmadığını söyledi ve birkaç ilaç yazıp fizyoterapiste yönlendirdi. Sırtına birkaç küçük iğne yapıldı ve çok kısa süre rahatladı. Ama bazı dönemler o kadar çok ağrıyor ki acıdan ağlıyor.

Fizyoterapist youtube'dan skolyoz egzersizlerini araştırıp yapmasını önermişti, bunları benim de ısrarlarıma rağmen yapmadı. Çözüm nedir? Tek seçenek egzersiz mi, bunları yapsa rahatlar mı?


 
hafifse tek secenek evet egzersiz. yuzme oneriliyor en cok. yani sirt kasini guclendirici egzersizler genel olarak. hafif skolyoz da ilac kullandiracak kadar agri yapmaz aslinda. egzesizler agridan bagimsiz yapilmali


  • Kittie  (18.10.22 12:24:33) 
Ters yöne bakan iki skolyozum var. 8 yıldır spor yapıyorum. Ağrım sızım yok. Fiziksel olarak bir sıkıntım yok. Haftada min iki üç kere egzersiz yapsanız rahat edersiniz.

Edit: Uzman değilim fakat skolyoz egzersizi diye bahsi geçen şeyler çöp. Bir spor salonuna yazılıp tüm vücudunuzu çalıştırırsanız daha memnun kalırsınız.
  • ruhen hastayim ben  (18.10.22 12:50:25 ~ 12:51:32) 
ters yön skolyoz + kifoz bende de var, bende o kadar ağrı yok. fizyoterapist + yüzme bana da iyi gelmişti.

fizyoterapist eğer fotokopiden egzersiz verip bunları yap diyorsa kaçarak uzaklaşın. birebir çalışıp en azından bir seans da olsa egzersizin nasıl yapılacağını gösteren birisini arayın.

eğer ağrısı o kadar fazla ise ameliyat da düşünülebilir ama bence dediğiniz kadar çok hafif skolyoz için ameliyat yapmazlar.

kifoz var mı bakıldı mı? ya da kalsiyum, d vitamini, vs. eksikliği? bende kifoz skolyozdan daha çok kendini hissettiriyor.
  • inheritance  (18.10.22 13:43:00) 
Fizyoterapist eğitmeni olan reformer pilates salonları var.
Şiddetle tavsiye ederim.
İlk bir iki ay da özel ders alırsa çok büyük faydasını görecektir.
  • Mirket  (18.10.22 18:35:52) 
[]

Kariyer danışmanlığı?

Bir arkadaşım AB vatandaşı ve Türkiye'de devlette İngilizce öğretmeni olarak çalışıyor. Kendisi yüksek lisans mezunu. Ayrıca İspanyolca ve Fransızca da biliyor. Avrupa'ya taşınmak istiyor, özellikle Almanya, Hollanda, İsviçre, Fransa veya Lüksemburg gibi ülkeler.

Sorun şu ki iş olarak ne yapabileceğini bilmiyor. Sadece dil bildiği için vasıfsız işlerde de çalışabilir, fakat potansiyelini gerçekleştirmek istiyor. Gerçekten zeki ve çalışkan biri. Kendisi 25 yaşında bir kadın. İlgi alanları ve yetenekleri doğrultusunda ücretli veya ücretsiz kendisine danışmanlık edecek bir kişi/kurum arıyor.

Bu kişi veya kurumlara nasıl ulaşabiliriz?

 
ab vatandaşı ise Hollanda'da 1 yıllık master programları var. Senelik ücretleri düşük. Bir taraftan ek iş yaparken bir taraftan masterını tamamlayıp yüksek profil işlere bakabilir. Bu sürede Hollandacası da ilerler ve şansını arttırır.


  • but that was just a dream  (10.10.22 23:12:07) 
[]

Bu valiz kabin boy mu?

Referans olması için üstüne Macbook Air koydum, tam ölçülerini elimde mezura olmadığı için bilmiyorum.

i.ibb.co
i.ibb.co

 
evet.


  • candide  (10.10.22 22:10:03) 
Benim bildiğim airi yan yatırdığın kadar boyutta olması lazım bu bi tık büyük tik koyma yan koy o boyutta olacak


  • Gebeş kaplumbağası  (10.10.22 22:16:11) 
[]

Fiberden vdsl'e geçiş sorunu

Superonline fiber kullanıyorum, Türknet vdsl'e geçmek istiyorum. Yeni modem aldım. Fakat Türknet şu an kullandığım hizmet numaramı (xdsl) istiyor. Bunu e-devlet, müşteri hizmetleri veya online işlemler bölümünden öğrenebilirmişim. Fakat hiçbir şekilde bu numarayı öğrenemedim.

Sebebi şöyle açıklanıyor;
"Superonline fiber altyapısı üzerinden hizmet aldığınız için bağlantınıza ait XDSL hizmet numarası bulunmamaktadır. XDSL hizmet numarası yalnızca DSL altyapısı üzerinden hizmet alan müşterilerimizde bulunmaktadır."

Durum böyle olunca Türknet şu anki aboneliğimi kapatıp ücretsiz kurulum yapamıyor.

Tek seçenek Superonline'ı kendimiz iptal edip Türknet'e sıfırdan başvuru yapmak mı? Bu yüzden kurulum ücreti alacaklarını söylüyorlar.

Başka bir çözüm biliyorsanız çok sevinirim.

 
Evet ikisi teknik olarak farklı altyapılar olduğu için başka seçenek yok maalesef.


  • orient blue  (09.10.22 14:05:58) 
kurulum ücreti olmayan iss'leri tercih edebilirsiniz. ben internet kutusu kullanıyorum hem çok ucuz hem de bağlantı ücreti falan yok. hız da türk telekom'dayken ne alıyorsam aynısı.


  • soft  (09.10.22 15:05:59 ~ 15:06:11) 
Fiber i iptal edemez. Superonline ı sen iptal edeceksin. Sıfırdan t. N e başvuru yapacaksın.


  • jamswety  (09.10.22 19:26:51) 
[]

Uydu alıcısını değiştirmemiz mi gerekiyor?

1. Cep telefonuna mesaj geldiğinde, telefon wifi yerine operatör internetine bağlandığında, biri aradığında sinyal kesiliyor, cazırtı sesleri geliyor ve görüntü gidiyor.

2. Birkaç kanal son zamanlarda neredeyse hiç çekmiyor, sanki yağmurlu ve fırtınalı bir gün gibi, ama sadece o kanallar için geçerli. edit: cihaza dokunduğumda sinyal neredeyse tamamen düzeliyor. ben çanak anten miyim?

3. Arka plandan vızıltı sesi geliyor. Uydunun sesini full'e getirip televizyonun kendi kumandasından sesini düşük ve orta seviyelere getirdiğimde bu ses duyulmuyor. Ama ailem maalesef bu sesi işitmiyor ve her seferinde televizyonun kendi kumandasından sesi sona getirip uydu kumandasından ses ayarı yapıyor, bu sesten çok kötü etkileniyorum.

Yeni bir uydu alıcısı mı almak gerekiyor?

 
Bence bu saydıklarınız kablo, scart vb. kaynaklı, cihazda sorun olsa normalde de yayın alamazsınız. Kabloda kırık, scart girişte temassızlık vb. var mı, önce bunları kontrol edin derim.


  • zaman ilac degil insanlar unutkan  (06.10.22 18:11:39) 
Cihazdaki tüm kabloları çıkarıp bi gözle kontrol edip tekrar takın.

Uydu antenden gelen kablonun ucundaki connector soketin doğru takıldığına emin olun, gerekirse çıkarıp kabloyu 2 cm kesip tekrar geri takın (bilmiyorsanız youtube bakın)

Yüksek ihtimal ile kablolarla alakalı bir durum.
  • John Bloor  (07.10.22 10:44:27) 
[]

Crème brûlée ve süt helvası yapmış olanlara bir soru

İki tarifi de birleştirmek istiyorum. Crème brûlée için fırını 100 derecede 1 buçuk saat açık tutmak gerekiyor ve evde her zaman krema olmayabiliyor. Süt helvasını da çok severim, un ve tereyağı kavrulunca güzel bir kıvam ve tat veriyor.

Fakat problem şurada başlıyor. Crème brûlée yaparken yumurta sarısı sıvı malzeme olarak çok yavaş pişiyor ve böylece kesilmiyor. Eğer şekerle çırptığım yumurta sarısını süt helvası yapma aşamasında sıcak tencereye eklersem kesilir ve dokusu tamamen bozulur.

Aklıma bir fikir geldi, tereyağı ve unu kavurup sütü eklerim, kaynayıncaya kadar karıştırıp altını kapatırım ve birkaç saat soğumasını beklerim. Oda sıcaklığına gelince şekerle çırpılmış yumurta sarısını tencereye ekleyip kısık ateşte pişinceye kadar karıştırırım. En son kaplara servis edip üstüne şeker serpip pürmüz ile yakarım.

Biraz zahmetli oldu sanırım, başka önerisi olan var mı bu karma tarif için?

 
"kaynayıncaya kadar karıştırıp altını kapatırım ve birkaç saat soğumasını beklerim. " KISMINDA SORUN BAŞLAR. YAPTIĞINIZ KARIŞIM KATILAŞIR VE TEKRAR ISITMADA O DONMAYI AÇAMAZSINIZ.


  • erty_ksk  (03.10.22 12:35:40) 
Peki şunu sorayım, kaynayan tencerenin içine çırpılmış şeker ve yumurta sarısını yavaş koyarken karıştırsam homojen kıvam elde edebilir miyim? Yumurta beyazı olmadığı için belki sorun olmaz. Tatlı konusunda pek tecrübem yok maalesef.


  • hadi ya la  (03.10.22 12:39:00) 
Çorba terbiyesi ya da pastacı kreması yaparken olduğu gibi sıcak karışımdan 1-2 kaşık alıp yumurta sarısıyla karıştırsanız, böylece sıcaklığını biraz yükselttikten sonra tencereye ekleseniz kesilmeden pişmesini sağlayabilirsiniz. Sonuçta çıkacak tatlı konusunda şüphelerim var, denerseniz ve güzel olursa bana da söyleyin :))


  • kobuzchu kiz  (03.10.22 13:36:45) 
@kobuzchu kiz, dediğiniz gibi yaptım. Aşırı güzel oldu, Crème brûlée à la turque :) teşekkür ederim.


  • hadi ya la  (03.10.22 18:28:30) 
[]

Sürekli ev işi yapmak anksiyete/depresyonla ilgili olabilir mi?

Bizim evi gören bir orduya yemek yapılıyor zanneder, ve evde sürekli bir temizlik, eşyaları kaldırma, yerleştirme, düzenleme ve aşırı abartılı çeşit yemek yapma oluyor. Sabah 7’den akşam 8’e kadar annem böyle. Ama iki kişi yaşıyorlar. Pek iştahlı değiller hatta. Ailemin evine ziyarete gittiğimde hadi dinlen, kahve içelim diyorum, kahveyi hazırladıktan sonra tekrar iş yapmaya başlıyor, bazen kahveyi unutuyor. İki yıl önce depresyon başlangıcı teşhisi konuldu yine çok hareketli ve pozitif olmasına rağmen. Ama “duvarlar üstüme geliyor, yerimde duramıyorum, bazen önemsiz bir şeyi düşünüyorum, detayının ne olduğunu hatırlamaya çalışırken uyuyamıyorum” diye doktora gitti ve antidepresana başladı. Bu dönemde kendini aşırı derecede yorduğunu görüyorum, sanki maden işçisi gibi çalışıp gün sonunda mahvoluyor.

Bu normal mi, yaygın bir durum mu?


 
Standart Anne davranışı. Daha çok bu coğrafya da yaşayan kadınlarda görülen bir şey bu. Yapacak bir şey bulamayınca devamlı döngüler halinde aynı ev işlerini yaparlar. Ve hiç bir zaman bitmiyor. Hem de sabahtan akşama kadar kendilerini paralarcasına. Çünkü başka yapacak bir şey yok kadının. Bir süre sonra da psikolojik çöküntüler başlıyor. Bence çözüm annenize farklı ve yeni meşgaleler yaratmalısınız. Mesela hobi edinebilir bir şeyler okuyabilir. Spor yapabilir. Bir alanda kendini geliştirebilir. Yani hayatın o evle ugraşmaktan ibaret olmadıgını göstermelisiniz. Başka da çözümü yok. Uzun lafın kısası anneniz o eve sıkışmış kalmış.


  • limonlu eksi  (01.10.22 13:45:03 ~ 13:47:04) 
Obsesif bozukluk


  • alimcgraw  (01.10.22 14:11:44) 
bence de obsesif&depresif. annelikle alakali degil. yorgunluktan olen bi insan is yapmayabilir, aciliyeti yok chnku. ama yapmamasi onu huzursuz ediyor burda mesele mesgale degil. ev isi biten bir sey de degil ama yapan da var yapmayan da. eve temizlikci cagirip pesinden temizlik yapan da. bi standart belirlemis ve bunu ne olursa olsun bozamiyor. dislerini sıkma huyu var mı diye düşündürdü


  • ala09  (01.10.22 14:21:49) 
Ev hanımları için çok normal bir şey. Çoğu ev hanımı bu şekilde, özelliklr yaşı 40 üzerinde olanlar. Çocukları büyütüne kadar üzerlerinde bir sorumluluk oluyor, çocuğun bakımı, çocuğun okulu, bunlarla işi bitince maalesef boşluğa düşüyorlar. Eğer hayalarında kendilerine alan yaratmadılar yalnızlaşıyorlar, hayatta bir uğraşları kalmıyor. Haliyle böyle eve sarıyorlar. Bu ev işlerini yapmasa büyük ihtimal evde boş boş oturmaktan kafayı yerler. Öyle boş boş oturmaları da çok tehlikeli bir şey sağlıkları için.

Yaşı kaç bilmiyorum ama kendisine uygun bir kişisel alan yaratmasını sağlayın, benim annem 55 yaşında biz onunla spor salonuna yazıldık, bazen tek gidiyor, oradaki insanlarla konuşuyor. Ya da bazen sanki arkadaşımmış gibi onunla gezmeye gidiyoruz, nasıl arkadaşlarımla oturup gezdikten sonra kahve içiyorsam onunla da kahve içip sohbet edşyorum. Yeni bir kafe, müze etkinlik olursa gidiyoruz beraber gidiyoruz.

Belli bir yaştan sonra anne-baba çocuk rolleri biraz yer değiştiriyor gibi oluyor.
  • GoodMorningTeacher  (01.10.22 15:03:13) 
[]

Köpek çetesi sorunu

Köpekleri seviyorum, fakat bu çeteden korkuyorum. Sokaktan herhangi bir tekerlekli araç geçince ortalık savaş alanına dönüyor. Bazen birbirlerine saldırıyorlar. Geçen sene üç farklı çocuğu ısırdılar, birinin kolu kırıldı. Kolu kırılan çocuk belediye başkanın yakın akrabası. Hemen ertesi gün köpekler barınağa götürüldü fakat hayvan severlerin baskısından dolayı sokağa geri salındı. Geceleri uyuyamıyoruz. Sabah, öğlen, akşam, gecenin ortasında en az 15 - 20 köpek koşturup havlıyor. Çok da büyük bir caddede oturuyorum, binlerce insan etkileniyor bu durumdan ve kimse bir şey yapmıyor. Hiçbir şey olmayacağını da biliyorum. Nefret ediyorum bu ülkeden.




 
Cimere yaz belediyeyi şikayet et.


  • Okcomputer  (28.09.22 23:30:37) 
+1 maalesef.

@Okcomputer'ın dediği gibi belediyeyi cimer'e şikayet ettim. Belediyedeki bu işlerden sorumlu elemanın atarlı giderli ve tripli mektubundan başka bişey geçmedi elime.
  • plutongezegendegilmi  (28.09.22 23:35:03) 
Bana da aynısını gönderdiler. Sonra belediyeyi çevre ve şehircilik bakanlığına şikayet ettim. Hiçbir şey değişmedi. Sadece belediyenin köpek besleme araçları bulunduğum çevreye gelmemeye başladı. Belediyelerin eli kolu bağlı. Yasa toplanıldıkları yere bırakılmasını söylüyor. Suç bazı hayvanseverlerde. Çünkü cahiller. Köpeğin sahipli olması gerektiğini anlamıyorlar.


  • Okcomputer  (28.09.22 23:50:47) 
Sokakta köpek var diye ülkeden nefret etmek enteresan :) sanırım siz büyükşehire yakın kırsal bir yerde yaşıyorsunuz ve bulunduğunuz kasaba belediyesi bu konuda yetersiz kalıyor bu duruma kısa vadeli bir çözüm yok maalesef ancak bulunduğunuz yerden başka yere taşınabilirsiniz. Sokak hayvanlarına bende karşıyım sokak hayvanlarını besleyenler yüzünden bu hayvanlar günden güne kontrolsüz şekilde çoğalıyor ve yerel türleri yok ediyorlar. Ayrıca bu sözde hayvanseverler yüzünden sokaklardaki çoğu kedi köpek aşırı beslenme sebebiyle obez veya diayebet hayvanlar bütün gün yatıyorlar.

Siz yine ısrarla cimere yazmaya devam edin muhakkak değerlendiriliyor kısa vadeli çözüm üretilmesi bile uzun vadede dikkate alınıyor
  • beemaker  (29.09.22 01:27:00) 
Bu ülkede sokak köpeği sorununun çözümü yok maalesef. Çözüm, her ilçeye barınak yapılması, lakin bunu yapacak/yaptıracak yönetim, parti veya adı her neyse maalesef yok ve hiçbir zaman da olmayacak. Kırsal yerlerde insanlar kendileri zehirliyorlar, çünkü hayatı yaşanmaz hâle getiriyorlar. Özellikle kızgınlık dönemlerinde, insanlar yolda yürüyemiyorlar. Ve sayıları gitgide artıyor. Geçen ay memlekete gittim, dededen kalma evde biraz kafa dağıtmaktı amacım. Ev bahçeli müstakil,etrafı duvar çevrili değil ama, yani girmek isteyen hayvan girebilir. Gece balkonda oturup çay içiyorum, derken balkonun altından gelen cıyak cıyak sesler dikkatimi çekti. Telefonun ışığını yakıp baktım, köpeğin teki yavrulamış, sabah saydım 11 tane yavru. Al başına belayı. Atsan atamazsın, satsan satamazsın. Vicdanlı adamız, yazık diye bir süre anneyi beslemeye başladım. Bu sırada da nasıl kurtulurum diye düşünüyorum. Yerel belediye akp, büyükşehir chp. Yerel belediye hiç ilgilenmedi zaten, o işlere büyükşehir bakıyor dedi. Büyükşehirin hayvan barınağı ile iletişime geçtim. Neymiş efendim, biz sadece yaralı veya rehabilitasyon ihtiyacı olan köpekleri geçici süreliğine misafir ediyoruz dediler. Valilik açıklama yapmış, nüfusu 25 bin olan her ilçeye barınak yapılacak diye. Bizim ilçenin nüfusu 150 bin, hani barınak nerede? Kimse ilgilenmiyor. Ulan ben mecbur muyum 12 tane köpeğe bakmaya? Kendime zor bakıyorum. Derken ağa, korktuğum başıma geldi, her tarafı pire bastı. Bahçeyi, evi, her yeri pire bastı. Kafayı yiyecektim. Pire dediğin illet bir şey, gece uyurken ısırıyor. Ayaklarım, bacaklarım hep yara. Tatilim berbat oldu. Daha sonra köpek meraklısı bir vatandaş haber yollamış, köpeklerin hepsini istiyormuş. Alsın dedim, üstüne para bile vermeye razıyım. Dediği gibi anneyle beraber hepsini aldı ve kurtuldum. Sonra büyükşehirle tekrar iletişime geçtim, bahçeyi ilaçlattım. Uzun lafın kısası, yapacak bir şey yok.


  • el conquerador  (29.09.22 02:54:44) 
Hayvanseverlik adı altında insanlara sosyal medyadan sokak hayvanlarını beslemek dayatıldı ucuz ama etkili bir pr çalışması ve bunun neticesinde sosyal medyanın yaygınlaşmasına paralel olarak sokak hayvanlarını besleyenler çılgınca arttı insanlar deli gibi sokak hayvanlarını besliyorlar hatta bazılarının ciddi psikolojik sorunları olduğu belli ve sokak hayvanlarını besleyerek aslında onlara en büyük kötülüğü yapıyorlar hayvanlar kolay ve aşırı beslenmeden dolayı obez veya diyabet ayrıca besledikce bu hayvanlar çoğalıyor hani bu hayvanları beslemek yerine kısırlaştırsalar veya aşılatsalar daha hayırlı iş yapmış olurlar aslında bu yaptıkları davranış hayvanseverlikte değil tamamen kişinin kendisini tatmin etmesi gibi bir şey sokaklarda evsiz insanlar kalırken sokaklardaki köpekleri besliyoruz onların çoğalmasınayerel türleri yok etmelerine sebep oluyoruz. Belediyeler haklı adım başı sokak hayvanı besleniyor belediyeler hangi birine baksın bunlar çok maliyetli işler sadece bir köpeğin veya kedinin yıllık aşı, kısırlaştırma, maması vs bakım masrafı binlerce lira sokaklarda binlerce kedi ve köpek var tasvip etmesem de batılı ülkelerde sokak hayvanları itlaf ediliyor barınaklara başa çıkılacak bir durum değil çünkü sokaklarda yaşayan insanlar varken biz sokak hayvanlarını besliyoruz dertsiz başımıza dert açıyoruz oncelikle sokak hayvanlarını beslemenin önlenmesi lazım isteyen evine alıp sahiplenin beslesin ama


  • beemaker  (29.09.22 04:38:31) 
[]

Ekşi Sözlük'ü sıfırdan kodlayabilmek için gereken yetkinlikler?

Nelerdir? Hangi programlama dillerini bilmek gerekir, kaç yıllık bir kodlama birikimine sahip insan "baştan sona" Ekşi Sözlük'ün güncel halini kodlayabilir ve son kullanıcıya sunabilir?

Bu konularla alakası olmayan biri olarak merak ettim.


 
Ben kodlamaya sıfırdan direkt ekşi sözlük klonu yaparak başladım. Dolayısıyla "kaç yıllık birikim" sorusunun cevabı 0. Direkt başlayabilirsiniz. 6 ay falan sürmüştü sözlüğü bitirmem.

Ne bilmek lazım? Valla bence HTML / CSS / JS / SQL en temizi olur. Ben başlarken PHP ile başlamıştım ama JS o zamanlar bu kadar gelişmiş değildi, şu an tertemiz bi noktada. O yüzden çok uygun.

Python falan ile başlasam daha kolay olur mu gibi tartışmalara girebiliriz, ama bu konu üzerine kafa yormaktansa direkt bi yerden başlamak her zaman daha faydalı.
  • plutongezegendegilmi  (26.09.22 20:12:27 ~ 20:14:23) 
plutongezegendegilmi +1,

en güzel öğrenme yöntemidir bir projeyi kopyalamak. zamanla işler yapmaya başladıkça diğer yetkinlikleriniz de artacaktır.
  • selam  (26.09.22 20:46:27) 
Sedat Beyler mutlaka delphi ile kodlamıştır. askdjakjd


  • sparkle kiddle  (26.09.22 21:10:12) 
  • demirKamil  (26.09.22 21:41:59) 
eksisozluk sanirim asp dili ile yazildi ve database olarak microsoft sql kullaniyor. front end tarafi ise elbette html, css ve javascript ile yazildi.

ama gunumuzdeki teknolojiyle degerlendirirsek front-end tarafta javascript, arka tarafta node.js ve database olarak mongodb gibi bir nosql ile yazilsa cok daha kisa surede yazilabilir.

tabi tum bunlarin yainda eksisozlugun aslinda en anahtar noktasi "high scalability" yani cok yuksek trafik almasina ragmen bu trafigi karsilayabilmesi ya da aniden cok fazla trafik geldiginde o trafigi kaldiracak genislemeyi yapmasi gerkiyor. dolayisi ile gercekten eksisozluk ayrainda bir sistemi basarmak icin programlama dili yaninda iyi bir "system design" bilgisi ve cozumu gerekiyor. bunu da gunumuzde hernangi bir "cloud" altyapisi kullanarak cozmek mumkun.

kisaca eksisozluk front-end, back-end, database ve system design ogrenmek icin cok guzel bir ornek diyebilirim.
  • emrahday  (27.09.22 10:57:36 ~ 11:00:03) 
[]

Yazlığı Airbnb'ye vermek mantıklı mı?

Ailemin Kuşadası'nda bir yazlığı var, yaz dönemi çoğu zaman orada yaşıyorlar, ben de uğruyorum. Son yıllarda popülasyon hızla arttı ve çok fazla yabancı turist geliyor.

Sahile beş dakika yürüyüş mesafesinde, havuzlu ve üç katlı bir ev. Fakat site içerisinde olduğundan problem yaratır mı diye düşünüyorum. Yıllardır aynı yerde oturan, Avrupa'dan üç beş aylığına tatile gelen emekliler oturuyor. Bu durum huzursuzluk yaratır mı diye düşünüyorum.

Ayrıca evde başkalarının kalma fikri aileme çok ters düşüyor, içimize sinmez diyorlar. Ama o kadar kârlı bir sistem ki, bu sayede temizlik hizmeti de alabiliriz.

Benzer durumda olan var mı? Sezon başı ve sonlarında talep görebilecek bir yer. Çok güzel bir ek gelir olabilir. Yoksa uğraşmaya değmez mi?

 
Olur neden olmasın. Fakat şöyle bir durum var. Komşularınız oraya kafa dinlemeye geliyor. Orada hayatını oturtmuş sakinlik bekleyen bir kitledir. Site içindeki bir ev oldugu için devamlı değişen gidip gelen yabancı yüzleri görmek onları rahatsız edebilir. Onun dışında evine getirdigin adamları tam bilemezsin ki para veriyorum ben buraya mantıgıyla gürültü patırtı yaparsa site sakinleriyle papaz olabilirsiniz. Dogru insanları seçmek mesele


  • limonlu eksi  (23.09.22 18:28:13) 
[]

Ehliyet yanımda yoksa problem olur mu?

Arkadaşım ehliyetini bende unuttu, başka şehre gitti, haftaya kadar görüşmeyeceğiz.
Çevirme olursa kimlik numarasını söyleyip geçebilir mi yoksa sıkıntı olur mu? Eğer sorun olacaksa acil bir şekilde almaya çalışacak.



 
benim çok başıma geldi, kimlik varsa yanında, kimlik numarası üzerinden kontrol edebiliyorlar ehliyette herhangi bir alıkoyma falan var mı diye.

sonuç: yanında sürekli geçerli bir kimlik olsun, büyük ihtimalle sıkıntı yaşamaz.
  • emfuzi  (12.09.22 12:15:58) 
Çok problem olmaz, en kötü durumda 320 TL + 5 ceza puanı var.
trafikkanunu.com

  • archmage mahmut  (12.09.22 12:27:13) 
Valla ben son 1 yılda 2 kere ehliyetsiz yakalandım.

Bırak ehliyeti cüzdan falan yoktu hatta. Kimlik bile veremedim :D

E devletten kimlik örneğimi açtım, tc ye baktılar. Sistemde fotoğraf da çıkıyor sanırım. Tamam geç dediler. 2 dir böyle yırttım. Sorun çıkarsa çıkarır..

Tipten de kazanıyorum sanırım ya gözlüğümü takıyorum mühendis mod on yapıyorum ya da mülayim bir hal takınıyorum cem yılmazın gümrük memurunu beklerken ki taklidi gibi.. bir şey demiyorlar.
  • ananiyimioguz  (12.09.22 12:30:26) 
[]

Bu şizofreni olabilir mi?

Instagram'da bir hesaba denk geldim, biraz korktum açıkçası. Her gün çok çok özensiz paylaşımlar yapıyor. Genelde tuhaf selfieler, dans videoları, rastgele ekran görüntüleri, üst üste neredeyse aynı fotoğraftan onlarca atıyor, birkaç eski rock yıldızını etiketleyip kendi paylaşımının altına 50 - 60 tane uzun uzun yorumlar yazıyor, her biri çok uzun paragraflar halinde ve anlam bütünlüğü yok. Çok derin, felsefi konularla ilgili yazıyor. Bir topluluğa konuşur gibi uzun ve detaylı bir şeyler anlattığı videolar da var ama dediğim gibi anlam bütünlüğü yok, kimse izlememiş, neredeyse hiç beğeni de gelmemiş. Bu kişi şizofren olabilir mi?




 
hesabı atsana :)

olabilir
  • abuzer  (11.09.22 12:20:19) 
hesabı atarsanız bir bakayım.

ama anlattıklarınız dezorganize şizofreni gibi duruyor.
  • psmstc  (11.09.22 13:39:11 ~ 13:40:33) 
Bir bilgim yok da merak ettim hesap atabilir misin


  • metos  (11.09.22 14:40:05) 
Olabilir ama muhtemelen kişilik bozukluğudur


  • beemaker  (11.09.22 16:59:52) 
Kisilik bozuklugu olabilir +1

Hesabi atar misiniz bana da
  • matilda  (11.09.22 19:11:45) 
[]

AB vatandaşlığı olan kişi için Fransa vs Almanya?

Kız arkadaşım şu an Türkiye'de yaşıyor ve kendisi AB vatandaşı. Uzun zamandır Avrupa'ya taşınma niyetimiz var ama kendisi Almancayı sevmediği için gitmek istemiyor.

Benim Almanya'da ısrar etmemin sebepleri:

- Ekonomi: görece yüksek maaşlar
- Güvenlik: genel olarak suç oranı daha düşük
- Huzur: kaos daha az
- Sosyal devlet: Rusya gazı kestiğinde, işsiz kaldığımda, kiramı ödeyemediğimde, çocuğum okula gideceğinde, yaşlanıp kimsesiz kaldığımda arkamda devletin olacağını biliyorum.

Kız arkadaşımın Fransa'da ısrar etmesinin sebepleri:

- Dil: Fransızca hoşuna gidiyor, orta seviyede biliyor.
- Instagram'da gördüğümüz Parisian vibes, cool kafeler, Akdeniz sahilleri

Başka da sebep belirtmiyor, ama Fransa, olmazsa Belçika veya Lüksemburg olsun diyor.

Kendi tercihimi empoze etmek istemem, herkesin yaşamak istediği ülke farklı olabilir. Fakat çift olarak hayattan istediklerimiz benzer olmasına rağmen gereksiz önyargılar yüzünden sahip olabileceklerimizi kaybetmek istemem.

Nasıl ikna ederim diye sormuyorum, bizim bilmediğimiz çok şey vardır. Fikirlerinizi paylaşırsanız ortaklaşa bir karar almamıza çok yardımcı olursunuz.

* İngilizce ve İspanyolca biliyorum, Almanca öğrenmeye başladım. Dil öğrenme konusunda iyiyim, önümüzdeki yaz B2 - C1'e yaklaşma hedefim var.

 
1- sen almanca bilmiyorsun sanırım ama kız arkadaşın orta seviyede fransızca biliyor, gideceğin ülkenin yerel dilini bilmek çok büyük bir artı
2- sen büyük ihtimalle fransa'da mutlu olursun ama kız arkadaşın gerçekten de almanya'da mutlu olmayabilir. sıfırdan dil öğrenmek de istemeyebilir haklı olarak
3- maaş açısından da arada inanılmaz bir fark olacağını sanmıyorum
son- sen kız arkadaşın sayesinde yurtdışına taşınıyorsun sanırım, dolayısıyla son kararda onun %51'lik oy hakkına sahip olması adil bence

yalnızca eldeki bu verilerle fransa mantıklı görünüyor.
  • roket adam  (06.09.22 21:34:18) 
ikinizin de konuşabildiği sevdiği dil hangisi ise ya da hangisi olacaksa ona göre bir ülke seçin. bir sürü başka kriter varken basit gibi görünebilir ama aslında en önemlisi.

yoksa biriniz için hayat çekilmez olabilir.
  • AlsterWasser  (06.09.22 21:46:45 ~ 21:47:22) 
Almanca öğrenmekle uğraşılır mı ya. Fransa derim ben. Bu arada yüzde %51 konusuna +1.


  • dissendium  (06.09.22 21:50:13) 
Fransa'da yaşayan biri olarak ülke değil şehir önemli demek isterim.

Bir dönem kuzeyde yasadim, Belçika yakını. Bir daha istemem. Şimdi güneye yakınım. Genel olarak mutluyum. Burada da huzur, güvenlik, kaos aynı.

Ben Fransa'yi tercih ediyorum sebebi de genel insan profili olarak bize bir tık daha uygun geliyor. Almanlarla her gün çalışıyorum ve Fransızlarla çalışmayı tercih ederim. Ama burada şehir önemli. Strasbourg giderseniz bir farkı olmaz Almanya/fransa. Ama ne bileyim bordeaux yasarsaniz farki görürsünüz.
Bunlar tabi hep kişisel görüş.

Paris fransa'dan farklı bir yer. Alakasi yok.

Bu soru meslek vs belli olmazsa zor olur. Çünkü iki ülkeyi yana koyunca "aha bu daha iyi" denilemez. Avrupa'nın en güçlü iki ülkesi aralarında uçurum yok.
  • logisticsmanager  (06.09.22 22:17:39) 
Genel olarak Almanya vs Fransa konusunda sana katiliyorum. Almanya'nin ekonomisi net bir sekilde daha guclu ve is piyasasi *gorece olarak* daha liberal, disaridan gelen eleman icin daha cok firsat var.

1 senede C1 Almanca ogrenemezsin orasi ayri. (Fransizca hic ogrenemezsin, bence Fransizca daha da zor)
  • hot potato  (06.09.22 22:26:52) 
hayatınızı geçireceğiniz ülkeyi romantik kriterlerle (dilinin fonetik olması, binaların daha estetik olması, yaşamanın daha "cool" olması) seçmek kusura bakmayın ama tek kelimeyle aptallık olur.

hiç düşünmeden almanya bence. sosyal devlet olması, eğitim/sağlık/işsizlik/çocuk yardımları, iş imkanları, refah seviyesi, suç oranı, şehir nüfuslarının dengeli dağılması vs.. avantajları saymakla bitmez.
  • sir gawain  (06.09.22 23:37:03 ~ 23:38:32) 
ikisi arasında net almanya, ben de aynı durumda bir tercih yaptım bu arada ve en büyük sebebi dil ikincisini sterlin tutarak ingiltere'ye gelmiştim. farklı bir öneri olarak eğer ingiltere'ye gelemeseydim kesinlikle hollanda'yı seçerdim. bana göre avrupada yaşanacak ilk ülke ingiltere, ikincisi hollanda, üç ise almanya.

fransa niyeyse hiç cazip gelmiyor, bu arada sanki fransa sosyal bir devlet değilmiş gibi yorumlar yapılmış ama alakası yok. baya sosyal devlet fransa.
  • hayati cozemeyen adam  (07.09.22 00:05:15) 
Hayati cozemeyen adam +1; fransa sosyal devlet değilmis gibi sürekli yazılmasını çözemedim. Fransa'nın emeklilik yasalari daha iyi (Almanya'da baya kötüydü en son) ve tatilleri bile Almanya'dan fazla.

2018 verilerine göre Avrupa'da ve dünyada sosyal yardimlara en çok para harcayan ülke. Oecd ülkeleri arasında iş gücü haklari (izin, hastalik, anne/babalik, issizlik) konusunda Danimarka'dan sonra ikinci.

Kısacası bu iki devlet arasında sosyal devlet denilecekse o fransa oluyor, Almanya değil. Verilere dayanirsak tabi.
  • logisticsmanager  (07.09.22 01:10:53) 
Almanlari severim, Fransizlarla pek hoslasmam. Ama buna ragmen Fransa diyorum.
Kardesim Almanya'da, dil problemi yok, meslegini icra edebiliyor. 30 yasini gecmis ve ortalamanin ustunde para yapan biri olarak Berlin'e ev tutamiyor. Ne zaman tasinsa kontrat bir avrupa birligi vatandasi arkadasinin uzerine yapildi yoksa vermiyorlar anahtari. Bana eger direk irkimdan dolayi bir ulkede daire kiralamiyorlarsa ben orda yasa(ya)mam aga, sorry.

Bir cumle de sosyal devlet mevzusu icin edelim, dibine kadar kapitalist ulkeler birkac sirinlik yapinca sosyalist mi oluyorlar? Bu turkiye demokrasinin besigi demek gibi birsey. Gelismis ulkeler arasinda sosyalist falan bir ulke yok, bu tarz hayaller gormeyi birakin.

Ozetle, Fransa. Ayrica sarap bira kadar kilo da yapmaz.
  • cooperr  (07.09.22 01:49:35) 
İkisinin ortası olsun, Lüksemburg.


  • d max  (15.09.22 17:22:59) 
[]

Almancanın söz dizimine (syntax) alışmam ne kadar sürer?

20 yıldan uzun süredir İngilizce hayatımda, 7 yıl önce İspanyolca öğrenmeye başladım ve 6. ayda neredeyse her şeyi anlıyordum, çünkü söz dizimi neredeyse birebir aynı. İki haftadır Almanca öğreniyorum ama şok oluyorum her seferinde. İngilizce bilip sonradan Almanca öğrenenler, ne düşünüyorsunuz? Alışmanız ne kadar sürdü?




 
almancanın tüm olayı o zaten. resmen matematik gibi model kurar gibi..bağlacı,yan cümlesi, durum halleri vs vs derken katı kurallar..

ne kadar dille vakit geçirdiğinizle alakalı. süre herkes için farklı ama en azından hemen oturmayacağına garanti verebilirim.

biraz sabır lazım.

ingilizce, ispanyolca vs vs bunlar çok daha kolay öğrenilebilen diller bana kalırsa almancaya göre. o yüzden onlarla kıyaslamayın.
  • AlsterWasser  (04.09.22 16:06:15) 
En iyi yöntem bilen birisi tarafından düzeltilmek, ancak Almanya'ya yaşamıyorsanız çok underrated bir yöntem var.

Metin ve şarkı sözü ezberleyin. Neden kimse bunu yapmıyor bilmiyorum ama sihir gibi işe yarıyor. Sevdiğiniz birkaç şarkıyı ezberleyin. Bir iki tane de metin seçip ezberleyin. Başı sonu belli kısa bir şey olursa daha iyi olur.

Şarkı ve metin ezberlediğiniz zaman hatalı cümleler kulağına batmaya başlıyor. Dil öğrenirken sorun da bu zaten, neyin doğal neyin anormal olduğunu bilmiyor oluyoruz. Beyninize ne kadar fazla kalıp sokarsanız o kadar faydalı.
  • akhenaten  (04.09.22 18:56:45) 
türkiye’de büyümüş ve almancada c1 seviyesine kadar çıkmış biri olarak yazayım: zorluğu orada zaten hocam. çok sabır lazım, gerçekten çok zor bir dil. biraz tıngırdatmaya gelene kadar gerçekten yıllar geçiyor. almancaya verdiğim emeği başka bir şeye versem o zamanda 4 avrupa dili öğrenirdim net bir şekilde. full time olarak net min 1 sene lazım o da az çok konuşmak için. o almancayla da ancak almanya’da turist olunur.


  • roket adam  (04.09.22 19:05:54) 
[]

65 yaş teknoloji için çok mu yaşlı?

Bazıları çok iyi akıllı telefon, tablet ve bilgisayar kullanıyor fakat bir yakınıma yıllardır öğrenemedim. Kullanımı görece kolay diye iPhone aldık, yıllardır öğrenemedi. Fotoğraf çekmek, whatsapp üzerinden herhangi bir işlem yapmak, mesaj yazmak, hangi mesajın ne zaman geldiğini anlamak, hatta sayamadığım daha kolay işlemleri bile hala anlamıyor. Bazen ısrarla adım adım öğretmeye çalışıyorum ama olmuyor. Bu normal mi, yaştan dolayı mı?




 
İlgi ve merak etmeye bağlı tamamen. Önemsemiyor veya ilgilenmiyordur.


  • melancholia  (03.09.22 15:41:39) 
İnsanların yaşından ziyade o yaşa nasıl geldikleri önemli (günlük hayatta beden ve zihinsel olarak ne kadar hareketli oldukları vesaire). Babaannem 83 yaşında ve cayır cayır telefon, tablet kullanır, bankadan QR kodla para çeker. 60 yaşındaki anneminse her şeyi öğrenmesi çok zaman alıyor, bazı şeyleri anlıyor bazı şeyleri anlamıyor.


  • fotrsapka  (03.09.22 15:42:20) 
"Ben bunu asla anlayamam" fikri ile yaklaşanlar öyle olabiliyor.

Bi de tabi o yaşa kadar hiç bi arayüz kullanılmamışsa kafada onu oturtmak da zor olabilir. 40 yaşından genç herkes çocukluğundan beri bi çeşit bilgisayar ile büyüdüğü için anlaşılmamasını anlamıyor olabiliriz.
  • hedep  (03.09.22 16:33:23) 
önyargı


  • duyurukullanıcısı  (03.09.22 17:42:43) 
1998de babama nokia'yi ogretememistim simdi android telefonu benden daha verimli kullaniyor. Yas 66


  • duster  (03.09.22 18:13:17) 
daha tv kumandasını öğretemediklerimiz var.


  • adivar  (03.09.22 19:16:57) 
www.instagram.com Şu sayfayı takip eder misiniz? Sabırlı olun. Çocukların önüne geometrik şeyler koyarız da üçgeni üçgenin içine geçirmelerini bekleriz ya. Ama olmaz. Ama zihni bilinci zekası ok ama bazı algıları kapanıyor.


  • halboyle  (03.09.22 22:45:12) 
Aslında önyargı değil. Çok hevesli ve sürekli kullanmaya çalışıyor, YouTube’dan ilgi alanlarıyla ilgili videolar arayıp izliyor hep. Hatta Türkiye’de ilk bilgisayarı kullananlardan olduğu için arada havasını da atar, ben bunların temelini biliyorum der :)

Ama maalesef yıllardır algısında bir problem var. Mesela ekranda kocaman TAMAM yazıyor, tamam tuşuna basacaksın diyorum, otuz saniye onu arıyor. Kendisi trafikte sorunsuz araç kullanıyor, yıllardır kurumlarda yöneticilik yaptı ve bu yıl son çalışma senesi, çok ince detayları görüp işini güzel yürütüyor ama konu teknolojiye geldiğinde durum bu.
  • hadi ya la  (04.09.22 02:16:10) 
[]

Günübirlik İzmir’e geldiniz, ne yaparsınız?

Bugün arkadaşımla buluşuyorum, daha çok Alsancak - Bostanlı tarafında oluyoruz.
Genelde kahve içeriz, yeni kafeleri keşfederiz, sushi yeriz, bazen sokak lezzetlerini deneriz, güzel tatlı veya dondurma yapan yer varsa mutlaka uğrarız.

Akşama kadar bol sohbetli ve yemeli içmeli bir gün olacak, nereleri önerirsiniz?

 
bostanlı novella dondurma, bostanlı pizza di mamma, bostanlı Melo Cheesecakes&Cookies mühallebisi. reyhan pastanesi bostanlı. alsancakta kemeraltı gurme lezzet dolu. hisarönü şamballicisi, söğüşçüler.


  • mikahakkinen  (02.09.22 08:53:02) 
karışık yazıyorum;
Bostanlı Atakent tarafında söğüşçü aco, la vie, ingo, leaf ve bravo pastanesi.
Biraz daha uzak ama mavişehir’de dükkan burger ve la puerta.
Alsancak; brothers coffee, awake coffee, kardeşler büfe, le cigale, sirena.
  • orient blue  (02.09.22 08:53:10) 
Tatlı için arpege, ülkedeki en iyi patisserielerden kesinlikle.


  • Bruce  (02.09.22 09:48:05) 
bravoda dondurma öneririm.
eğer kahvalyı yapacaksanız, yine bostanlıdaki morisiyi tercih edebilirsiniz.
akşama rakı planı olursa, kavalaya içkinizi de alıp gidebilirsiniz.
şimdiyen iyi eğlenceler.
  • gazozailacatmauzmani  (02.09.22 10:53:15) 
Bravo'da dondurma +1
Söğüşcü Aco'da, dürüm Söğüş +1
Akşam 20.00den sonra Bostanlı sahilde çimlerin üzerinde denize karşı biralamak (kamp sandalyesi gerektirir), Bira değil kahve olsun derseniz Yasemin Kafe'ye yakın bir yerlere oturup, kahvenizi oradan alabilirsiniz.
  • Mirket  (02.09.22 11:28:42 ~ 11:29:22) 
[]

Avrupa'da mütercim tercümanlık bölümü için Erasmus+ stajı

Bir yakınım için Erasmus+ kapsamında staj yapması için yer arıyoruz. Nerelerden bilgi alabiliriz?

Not: Erasmus stajı Avrupa ülkelerinde oluyor.


 
çevirmenlerin de kesin odaları, meslek birlikleri vardır. ilk iş oralara gitsin bence. hem şimdiden sektörden insanlarla tanışmış olur, hem de sektör/piyasa denen şeyin ne kadar da .oktan bi yer olduğunu öğrenir. iyi bir staj deneyimi çıkar.


  • ahmet oturum cerezi  (31.08.22 22:18:10) 
[]

Bir yıl vaktim var, ne öğrenebilirim? [iş bulma amaçlı]

Online kurs, sertifika, Google eğitimleri, ücretli veya ücretsiz hiç fark etmez, ilgi alanıma yönelik kendimi geliştirebileceğim bir program/yol arıyorum.

İlkokul yıllarımdan beri hayalim bilgisayar kullanarak ofis hayatı yaşamak, teknoloji/IT sektöründe bir şeyler yapmaktı. 11 yaşında domain ve hosting alıp web tasarımı yapıp kendi sitemi kurmuştum. Proje üretme, yönetme, tasarlama fikri hayallerimi süslüyordu.

Fakat hayat beni bambaşka yerlere sürükledi. Şu an İngiliz dil eğitiminden lisans + master yapmış ve hayalini kurduğum alanda sıfır tecrübe ile duruyorum.

Tam olarak bir yıl vaktim var. Bu sırada kendimi geliştirecek neler yapabilirim? Aklıma gelenler şunlar;

- Udemy üzerinden Python eğitimi almak (eğitim sırasında küçük projeler de geliştiriliyor)
- Google'ın Data Analytics, UI/UX Designer, Project Management eğitimleri

Gerçekçi olmak gerekirse kendimi tamamen adayıp bir yıl sonra Avrupa'daki şirketlerde şansım olur mu? Oturum iznim de olacak, bu sürecin sonunda AB vatandaşı kız arkadaşımla evlenme planımız var.

Bir yıl sonra ya döner keseceğim, ya da hayalini kurduğum bir işte canımı dişime takıp çalışmaya başlayacağım.

Not: Bu sürede Almanca da öğreniyorum.

 
Yerinde olsam muhasebe öğrenirdim. İş ilanı denk geliyor hep. Hem ofis işi.


  • dissendium  (29.08.22 01:04:43) 
Bi ogretmen olarak ogretmenlik disindaki her isi oneririm. Su ve elektrik ustaligi hem kolay hem getirisi yuksek. Hele ki avrupa da iyi kazanirsin. Halk egitim kurslari ucretsiz alirsin belgeni zaten youtube var. 3 ayda isi kaparsin.


  • halk  (29.08.22 02:19:29) 
fayans ogren, ahsap ile ugrasmayi seviyorsan parke dosemeyi ogren.
yurtdisinda mavi yaka olarak ac kalmazsin. ama beyaz yaka olarak surunebilirsin..

eli yuzu duzgun ulkelerin zaten beyaz yakaya ihtiyaci yok, yuksek maasli, az stresli beyaz yaka isleri kolay kolay gocmene kaptirmazlar, adamlar koseleri tutmus coktan. bunu bizim beyaz yakalar bir turlu anlamak istemiyor..
  • cooperr  (29.08.22 07:08:12) 
1 yılda yazılım öğrenemezsin.

1 yıllık tecrübeyle yurtdışında iş bulman mümkün değil. (1000'de 1 ihtimalli istisnalar hariç)
  • whatdreamsnevercome  (29.08.22 08:25:52 ~ 08:26:24) 
eğer kendini vererek çalışırsan, kimi konuları iyice okuyup anlarsan, (bunların hepsi genel kültür sayılacak bilgiler, örn: bilgisayarın power tuşuna basıldığında neler oluyor vs. gibi) bol bol egzersiz yaparsan 6 ay içinde asgari maaş ile çalışacak kadar yazılımcı olabilirsin.

Bu arada çok daha farklı dünyalarda mevcut, yani yazılımcı oldun diye bir yerde maaşlı çalışmak zorunda değilsin, kendi işini yapabilirsin. www.youtube.com



Yurt dışındaki firmalarda çalışacak kadar bilgi ve tecrübe ise biraz daha fazla zaman ve emek gerektirir.

Mavi yakalılık kısmına da katılıyorum, geri kalan süreçte de hobi oluşturup buradan ustalık kazanabilirsin ve ileride her iki alandada iş bulabilme şansın olabilir.

one year challange google interview diye aratırsan konu ile ilgili quara'da sorulan sorulara ve cevaplara, blog postlarına ulaşabilirsin.
  • selam  (29.08.22 10:07:24 ~ 10:09:11) 
Eli yüzü düzgün ülkede beyaz yaka ihtiyaç yok kısmına katılmıyorum.
Fransa'da misal deli gibi tedarik Zinciri açığı var. Hem de bayadir var.
Türkiye'de yüksek seviyede beyaz yaka insan (50-60)Avrupa'ya orta seviye gelmeyebilir ama Türkiye'de düz beyaz yakanın Avrupa'dan daha iyi bir hayat yaşaması imkansız. Burada köşelerin kapilmadigini etrafımda yüksek müdürlüklere gelmis hintli, türk vs insanlar ile de gosterebilirim. Türkiye'de tavan çok yüksek ama taban çok düşük. Bugün Türkiye'de 5 asgari maaşlı çalışan asla ama asla batı Avrupa'da 5 asgari ücretli çalışanın hayatini yakalayamaz.

Ama bunu bir kenara birakirsak sizin Avrupa'ya geldiginizde ilk basta mutlu olmaniz zor. Hele 1 sene deneyim ile diploma olmadan (bu arada avrupa ama neresi o da soru).

Mavi yaka işler iyi ama bu kadar anlatıldığı kadar kolay değil ve kendi isini yapana kadar da öyle iyi maaslar yok ve kendi isinizi acmak falan da öyle kolay değil. Açın bakın bu mavi yaka maaşlarına (bakin maaş diyorum, kendi isini yapan değil).
  • logisticsmanager  (29.08.22 11:00:28) 
aynı düşünce yapısındayım, aynı şeyleri kovalıyorum :)

1 yılda yazılımcı olup iş kapman zor tabii ancak ne kadar çok proje o kadar daha da kısalır zaman. Sonra en az 20-30 sene daha çalışacaksın öyle düşün.
Figma öğrenip, UI,UX daha kısa süren şeyler ama bunlar için de mentor bulup, stajlar edinmen gerek

ab şirketlerinde tabii ki iş bulabilirsin remote vs. solidity öğrenir smart contract yatarıtsın tabii bunlar uzun bir süreç.
şöyle bir tweet var: twitter.com
  • croswell  (29.08.22 16:52:37) 
universitede bir sure oda arkadasim polonyali bir cocuktu, ikinci nesil gocmen. Ulkenin en iyi okullarindan birinden software diplomasi almis, oldukca zeki ve hirsli bir elemandi. benden buyuktu, okulu bitirdi ve 2 sene is aradi. ayda bir mulakata giriyor, hicbiri olmuyor. sikinti ne diye sordum, bir program yazmalarini istiyorlar, programin sadece calismasi yeterli degil en az basamakla problemi cozmen lazim. her sinava 50-60 kisi giriyor, 1 kisiyi ise aliyorlar ben ilk 5'e giriyorum ama hep benden kisa yazanlar cikiyor demisti. sonra gitti spor akademisine girdi, bastan 4 sene daha okudu. Simdi spor + software karisik birseyler yapiyor.

ozetle, yurtdisinda oyle asgari x 5 seviyesi kolay degil. 2-3 tane mudur olmus hintliye bakarak bunun kolay erisilebilir bir seviye oldugu sonucu cikarilamaz. adam zaten oralara iki tane hintliyi numune olarak koyuyor, koymasa diskriminasyona girer, koymak zorunda.

senin adin hasan huseyin, gidecegin ulkenin dilini bilmezsin, elinde kagit kurek calisma izni hicbirsey yok, 1 sene dandik bir kursa gidip yirtacaksan zaten, sende o kapasite varsa turkiye'de de kolaylikla zengin olursun.

ozetle mevzu o kadar basti degil yani, ben tekrar tekrar uyariyorum. isteyen dinler, isteyen hadi len der gecer.
  • cooperr  (30.08.22 17:40:19 ~ 17:41:00) 
Bati Avrupa'da 5 asgarî ücret verilmeme sebebi çok fazla bir para olması ve asgari ücretin batı Avrupa'da olduğu hali ile Türkiye'de hali arasında sıfır benzerlik olması.

Numbeo'ya gore paris'te 3.7 asgari ücretli hayat için İstanbul'da 6.7 asgari ücret lazım. Kısacası bir insanin her şeyi kenara bırakıp sadece para olarak bakarsak asgari ücretlerin normal yasantiya orani 1.8 kat. Yani bir kişi Fransa'da 5 asgari ücret alacaksa Türkiye'de 9 almalı.

Mevzu basit değil evet. Aynı mavi yaka ol demek kadar basit olmadığı gibi. Ben de insanlara içeriden bilgi veriyorum iste.
  • logisticsmanager  (30.08.22 18:22:46) 
fransa'da ayda 5 asgari ucret alan beyaz yakalar kimler? benim tanidigim beyaz yakalarin alayinin maaslari 3-5k avro arasinda degisiyor, hepside yuksek yapmis, yabanci dili olan gocmenler. asgarinin 5 katinin cok uzerinde kazanan mavi yaka taniyorum ama, biri araba tamircisi, birisi fayans ustasi, birisi parke dosuyor, vs.

turkiye'de 9 asgari ucret kazanan biri yurtdisina cikar mi? Ben pesinde mafya falan yok ise cok cok zor diyorum. Dolayisiyla yurtdisina cikmak isteyenler cogunlukla bu seviyeye gelemeyenler. Peki ulkesinde 9 asgari ucret seviyesinde kazanamayan biri, yurtdisina cikinca nasil asgari x 5 yapacak? Bence tek yolu mavi yaka olmaktan geciyor, plaza isi kovalamaktan degil..
  • cooperr  (30.08.22 20:55:10) 
Asgari x 5 konusu nereden çıktı anlayamadım. Duyuruyu herhangi bir şirkette basit bir pozisyondan başlayabilir miyim demek için açmıştım. Asgari ücrete de çalışırım yani burada zengin olacağıma. Net maaşı 30 - 40 bin TL olan arkadaşlarım da şu an yurtdışına gitmek için çabalıyor. Konu sadece ekonomi değil.

Kağıt kürek yok demişsiniz ama yakında AB vatandaşı ile evlilik yapacağım için aile birleşimi oluyor, bahsettiğiniz kağıtlar ve kürekler elimde olacak zaten. Ayrıca adım Arapça değil.


Konu, bir sene sonra nasıl yırtarım, Avrupa’da zengin olurum değil.

Bir sene boyunca mesleki açıdan bana katkı sunacak ve kendimi geliştirebileceğim neler yapabilirim diye soruyorum.
  • hadi ya la  (31.08.22 13:54:40 ~ 14:09:18) 
@hadi ya la; hangi ülke olduğu önemli. Çünkü eşinin AB vatandaşı olması sana sadece o ülkede çalışma fırsatı verir (o da her ülkede aynı değil). Eşin diğer ülkeye gidip yerleşmedigi sürece başka ülkeye gidemezsin.

Bir de başka önemli olan mobil olmak. Misal tek şehirde iş aramak ile 10 şehirde iş aramak farklı. Ben öyle buldum, iki farklı şehirde çalıştım.

Hangi ülke olduğunu bilmedigimiz için net yorum zor olur.

Bu arada daha çok bilgi almak için (direkt ülkeden şehirden) tavsiyem reddit. Ben zamaninda böyle çok bilgi aldım.
  • logisticsmanager  (31.08.22 16:22:44) 
[]

Hangi kullanım doğru? [Almanca]

"Bugün bisiklet sürüyorum." demek istiyorum. Sözlüklerde "Ich fahre Fahrrad" olarak geçiyor, sanırım kısaltıp "Ich fahre Rad" da kullanılıyor. Fakat böyle söyledikten sonra arkadaşım beni "Haute fahre ich dem Fahrrad" olarak düzeltti. Hangi kullanımlar doğru veya en doğrusu?




 
Ich fahre Fahrrad/Rad veya Ich fahre mit dem Fahrrad

ikincisi daha cok bisikletle geliyorum/gidiyorum gibi. Misal ben bulusmaya bisikletle gelicem demek icin kullanabilirsin.

i
  • ben de  (27.08.22 13:36:11) 
[]

Küçük şehir fobisi

Sizde de var mı bu?

Bazen haritayı açıp özellikle Türkiye'deki küçük şehirlere, ilçelere bakıyorum. Street view ile sokaklarını geziyorum, dükkanlara, okullara, yollara bakıyorum ve tüylerim diken diken oluyor. Özellikle Türkiye ama, Portekiz'in köyüne baktığımda bu olmuyor. Çok ilginç, sanki küçüklüğümde bin kez Bir Zamanlar Anadolu'da izlemiş gibiyim.

edit: Uçakta bilmediğim yerlerin üstünden geçerken de çok ürperiyorum. Öğretmen olarak atanan arkadaşlarımı ziyarete gittiğimde aşırı kötü hissediyorum, ki evden pek çıkan bir insan değilim. Yaşadığım yerde ağaçlar, kafeler, sıcak tonlu sokak lambaları, düzgün yollar ve kurallara uyan insanlar olacak. Başka yerde yaşama fikri bile ölümcül geliyor.

 
Haritadan falan açıp bakıp hayallere dalmıyorum ama arada düşündükçe benim de aklıma geliyor ve hayalini kurunca kısa süreli bir kabus görmüş gibi hissediyorum. Bence insanımızı ve neyle karşılaşacağımızı bildiğimiz için öyle hissediyoruz. Ek olarak Karadeniz'i saymazsak dümdüz ülke, yaşama ihtimalimiz olabilecek birçok yerde yaşamaktan keyif aldıracak doğal güzelliklerle de karşılaşmayacağımızı da biliyoruz. Bu yüzden bana da korkutucu geliyor. Tabi hepsinden büyük asıl etken büyük şehre alışmış olma durumu.


  • gallienus  (23.08.22 12:22:23) 
bende o yok da. kuzey kore fobisi var. youtube'dan acip sehrin devasa genislikteki mimarisine, sikiciligina, enerjisizligine, yasaklarina, devlet baskisina bakip acaba burada yasamak nasil bisey diye periyodik olarak izliyorum. ulkenin kocaman alani var ama heryeri bombos birakip yanyana genis, yuksek binalari sikistirmislar.


mesela su ablanin her gun yataktan kalkma motivasyonunu cok merak ediyorum
www.youtube.com

yada su sokaklarda hergun bombos gezdigimi hayal ediyorum.
www.youtube.com
  • buenosdias  (23.08.22 12:29:01 ~ 12:34:20) 
Bu fobim yüzünden kpss’de hiç tercih vermemiştim. Şehirlerarası yolculuk yaparken veya tatildeyken gördüğüm okullara alıcı gözle bakıp ürperirim mesela. Çok az şeyden bu kadar rahatsızlık duyarım.


  • ruhen hastayim ben  (23.08.22 12:47:45) 
acip bakmam ama boyle bir fobi var. yurt disinda da gecerli


  • ala09  (23.08.22 12:49:55) 
ben her zaman derim, türkiye'nin şehirleri çok çirkin. doğal güzellikleri olmasa bu ülke bir şeye benzemez. bütün şehirler birbirinin kopyası sanki. mimari berbat.


  • nothing in my way  (23.08.22 12:51:39) 
soyle aciklamak da istiyorum tamamen alismamakla ilgili. butun birikim ve cevremizi buyuksehirde yasamisiz ve kucuk sehirde tamamen yabanciyiz ne kulturune ne iliskimiz var. belki esim dostum yakin cevrede yerlessek bi nebze ama bu sefer de koy mantiginda dedikoduya cok mahal veriyormusum gibi olur. buyuksehirde o insanin kuculmesi ve gozden kacmasina iyi alismisim her boku yerim kimsenin haberi olmaz zaten millet kendine zaman ayiramiyor.

luks ve imkanlar sinirsiz kucuk sehir(hani bodruma yerlesmek mantiginda dhsjsj) olursa olur. ben hayatimi 7/24 acik her yer mantiginda gutmusum yokluk, erisememek vs kotu bir his veriyor
  • ala09  (23.08.22 12:55:32) 
Evet var. Çine diye bir yer var mesela. Tatil mekanlarına yakın ama içinden bir geçip görsen, insanlar burada nasıl yaşıyor dersin. Ki, Anadolu kırsalında çok daha fenası vardır.


  • gabe h coud  (23.08.22 13:07:51) 
yurt dişi kismi var bende de çogunlukla. Kenar mahalle ya da bilinmeyen şehirde de az da olsa var.


  • sparkle kiddle  (23.08.22 13:16:12) 
Bende yok. İlk defa duydum.

Edit: @plutongezegendegilmi+1 büyük şehir korkusu çok çok baskın. İstanbul'da kendimi aşırı tedirgin ve rahatsız hissediyorum ve asla orda yaşamak istemiyorum. Bu durum tüm kalabalık gürültülü şehirler için geçerli.
  • Amaranta ursula  (23.08.22 13:45:38 ~ 13:58:16) 
açılın ben köy öğretmeniyim ilk atamam doğunun bir ilçesinin mezrasına çıktı. Bak mezra diyorum köyden de küçük. Gittiğim yeri görseydiniz ruh hastalıkları hastanesine kapatılırdınız. Her neyse oradaki maceralarımı anlatmayayım.
İyi yanları insanlar bir ihtiyacın olduğunda yardım eder, asayiş olayları pek olmaz, fazla yorucu ve stresli değildir yaşamak, trafik falan sıkıntılı değildir.
Kötü yanları ise dedikodu, hayatındaki her şeyin izlenmesi, hastanelere ulaşım zorluğu

ala09 +1
  • komando kani var bende  (23.08.22 13:45:55) 
Yok.

Hatta büyük şehir fobisi var, millet trafikte metroda üst üste gidiyor, pislik içinde yaşıyor, nasıl rahatsız olmuyorlar anlamıyorum. Ben hafif şehir dışında, bahçeli büyük bi evde yaşıyorum, ama merkezde kümes gibi bi rezidansta falan kalmak zorunda olsam kafayı yerdim.

Ara ara babamın köye gidip kalıyorum, bi sıkıntısını görmedim. İnsanlar daha mutlu, kafeye gitmek yerine evlerinin çiçek dolu bahçesinde toplanıp muhabbet ediyorlar, içiyorlar falan.

Gerçi, Doğu Avrupa ülkelerini gezerken köylerde tedirgin olmuştum. Sokak lambası altına toplanmış Adidas eşofmanlı kekolar pek güven verici bir manzara değil :)
  • plutongezegendegilmi  (23.08.22 13:56:04 ~ 13:56:49) 
yaşım (49) itibari ile küçük yerde yaşama heveslisiyim ama gençken bana da çok soğuk gelirdi
diğer yandan içiniz açılsın istiyorsanız street view ile hollanda'da herhangi bir yere bakın yeterli.

  • lazpalle  (23.08.22 13:56:09) 
Büyük şehirlerin küçük şehirden daha kötü yerleri var. İstanbul'da esenler'e, sultanbeyli'ye, esenyurt'a düştün mü daha da kötü. Atanan memurlar buralara atanıyor. Buralarda da iyi bölgelerde yaşama şansları yok.

Artık anadolu eskisi gibi değil. Yobaz bölgeler dışında gayet iyi yerler var. Genelde site içinde yaşıyorlar kamu çalışanları.
  • OrangeYellow  (23.08.22 14:12:13) 
kesinlikle katılıyorum. o sıkışmışlık hissi çok bunaltıcı. askerliğimi erzincanda yaptıktan sonra kesinlikle küçük şehirde durmak bile istemiyorum. egede büyük bir ilçedeyim ancak burası bile beni bunaltıyor.


  • mikahakkinen  (23.08.22 14:55:05) 
Bende zevksizlik ve küçük şehir zihniyeti fobisi var.

İçerisindeki insanlar makul ve şehir de bakımlı olduğu müddetçe sevebilirim bile ama biliyorum ki küçük şehir insanları en ufak şeyde size düşman olacak kadar muhafazakar ve dedikoducu, tek eğlence anlayışları akrabalar arası toplanmak yeri geldiğinde de düğün yapmaktan ibaret ve tutumlu ya da mütevazi olmayı zevksiz olmakla eş gören insanlar. Bu da beni bunaltıyor. Küçük şehirlerden gelen parlak insanların başarı hikayelerini dinlediğinizde bile içinde her zaman "kendimi buradan çıkarmalıyım" teması var.

Böyle deyince hep ne yapsın şartlar kötü, yokluk, açlık, hayat zor muhabbeti geçiyor ama olayın bence bunla hiç alakası yok. Çünkü herhangi birisi bir şey yapmaya kalktığında da birlik olup canından bezdiriyorlar onu. Neticede küçük şehir sevmiyorum evet. Aynı kitle büyük şehirlerde de var, ancak büyük şehirde her şey var. Şehir içinde şehir var. Küçük şehirde bu olamıyor.

Küçük şehirin ünlü bir şeyi varsa giderim, gezerim; peynir, tarhana şu bu neyi varsa alırım biter. Zaten ne onlar beni ister ne ben onları. Sevmeye çok müsaade eden bir ortam oluşmuyor zaten. İşin garibi buraların yerlisi olup da buraları kalben seven de çok az insan var. Alışverişte nerede bir güleryüzlü insan görüp iki laf etsem "hayatımız burada akıp gidiyor, ne yapacaksın işte" diye satır arasında boşvermiş bir tonda dert yanıyor.
  • akhenaten  (23.08.22 15:34:23 ~ 15:50:38) 
Kucuk sehir demeyelim de issiz sehir fobisi var evet. Depresyona giriyorum. Seyahatlerimde ilk kriterim gidilen sehrin canli, civil civil olmasidir.

"Özellikle Türkiye ama, Portekiz'in köyüne baktığımda bu olmuyor." demissiniz o garibime gitti Portekiz'in, Norvec'in, Letonya'nin koyune gidin bakalim kafayi yersiniz, dil yok, yabancisin, gocmensin, herkes kendi halinde, 100 yil yasasan entegre olamazsin, olimpiyat madalyasi kazandirsan bile aralarina almazlar zaten seni.
  • neck_and_neck  (23.08.22 20:57:27) 
[]

1 kg (gerçek) dondurma kaç kilo sütten yapılır?

Hile hurda kıvam artırıcı olmadan eski usul dondurma kaç kilo sütten yapılıyor?




 
kıvam arttırıcı olmadan derken yapayları kastediyorsunuz sanırım. zira gerçek dondurmada da salep kullanılır ve kıvamı bu verir. hatta roma dondurması olarak da adlandırılan gelato'da da kıvam arttırıcı olarak yumurta sarısı kullanılır. yani illa ki kıvam verici bir şeye gerek var.

normal şartlarda 1 kg süt, 150-200 gr şeker ve 10-15 gr salep kullanılarak dondurma yapılabilir. bu karışım kaynarken buharlaşma olacağından toplam ağırlık biraz azalabilir ama sonuç olarak 1 kg sütten 1 kg'den biraz fazla dondurma elde edilir.
  • shadowfollower  (20.08.22 22:05:56 ~ 22:06:49) 
[]

Almanya'ya kendi mesleğimin dışında iş yapmak için gitmek?

Durum şöyle, kız arkadaşımla İngilizce öğretmenliği bölümünden mezun olduk ve master yapıyoruz, artık bitmek üzere. Kendisi AB vatandaşı ve şu an MEB'de öğretmen. Ben herhangi bir yerde çalışmıyorum, özel ders vererek geçiniyorum.

Evlenip Almanya veya çevre ülkelere gitme niyetimiz var yıllardır. İkimiz de iyi seviyede İspanyolca biliyoruz, Almanca öğrenmeye başladık.

Fakat özellikle ben öğretmenlik yapmak istediğimden emin değilim, zaten çift anadal istiyorlar bunun için. Farklı işlere de açığım. Ama bu istek gerçekçi mi, mantıklı mı? Bir şekilde gidip alakalı - alakasız iş bulmak, geçici olarak çalışıp Ausbildung yapıp hayat kurmak bizim senaryomuzda mantıklı/gerçekçi duruyor mu?

Bilgisi veya fikri olanlara teşekkür ederim.

 
Almancan çok iyi değilse istesen de öğretmenlik yapamazsın. Alakasız iş olarak garsonluk, kuryelik vb işler yaparsın onu da yapmak istemezsin. Mühendis değilsen ya da berberlik, fırıncılık, marangozluk gibi bir zanaatin yoksa yurtdışında tutunamazsın.


  • OrangeYellow  (20.08.22 00:37:12 ~ 00:38:36) 
Meb'de 5 yılını tamamladıktan sonra yurt dışında öğretmen olarak meb ile gidebilir. Ama şartları ve kontenjan sıkıntısı var.

www.meb.gov.tr

Buna ek olarak iş ilanlarını açıp bakmak gerekiyor. Hangi iş ilanı size uygun, diplomanıza göre yapabileceğiniz bir iş var mı yok mu diye. İngilizce öğretmenliği ve ingilizce'yi iyi biliyor olmak bir avantaj sizler için. Bir sosyal medya hesabı açıp, online speaking öncelikli olmak üzere dersler verip, bu hesabın hedef kitlesini almanya yapıp, özellikle almanya'da avrupa'da yaşayanlara reklam yapsanız aslında baya fikriniz olur. Almanya'da ingilizce eğitim verilen bir sürü kurs, kurum var. Bu iş yerlerinde çalışanlara bakmak lazım linkedn üzerinden. Göçmen çalıştırıyorlar mı diye. Ya da üniversitelerde çalışanlara. Orada yükseklisans yapılabilir. İngilizce öğretmenliği mezunları birde danışmanlık hizmeti veriyorlar yurtdışında okumak isteyen öğrencilere. Tr'de bunun ekmeği çok yeniyor. Orda da buna benzer bir çalışma alanı olabilir.
  • GoodMorningTeacher  (20.08.22 01:14:57) 
Sadece şunu söyleyeyim. Okuduğun bölüme bakmadan bir fabrikaya girip işçi olarak çalışabilirsen bile buradan iyi yaşayabilirsin. İlla belirli bir meslek bulmana gerek yok. Bildiğin fabrika işçisi olabilirsin. Bu küçümsenecek bir şey değil. Tam tersi fabrikada çalışırsan teknik bilgi kazanırsın, insanlarla konuşa konuşa dilini geliştirirsin. Bu şekilde gidip forklift kullanan insanlar var. Orada tutunursan sonra zaten farklı alanlara geçiş için uğraşabilirsin.


  • dissendium  (20.08.22 01:19:40) 
bu hafta bir arkadaşımla görüştük, kız kimya mühendisi, satış alanında bir iş için almanyada bir şirketten kabul almış (almancası var), maaşlı olarak çalışmaya başlamış uzaktan, bir yandan da şirket sponsorluk işlerini halletmeye çalışıyormuş o süreçte. şirketin o arkadaş için Almanya'da çalışma izni almak üzere yaptığı 4 başvuru da reddedilmiş, sebep olarak da "mezun olduğu dalda çalışmayacağı için şüpheli buluyoruz" demişler. herkese öyle midir bilmiyorum ama örnek olması açısından yazmak istedim.


  • roket adam  (20.08.22 01:39:28) 
eşin yurtdışı öğretmenlik sınavına hazırlansın, kazanırsa gidersiniz. bu sırada almanca eğitim alıp bunu meb’e sunsun ki almanya’ya gitme şansınız artsın. yoksa ingiltere, belçika vsye de gidebilirsiniz. olur da giderseniz (çok torpil var) çalışma iznin olacak. agentur für arbeit’a başvur, seni yönlendirirler. eğitimi de devlet karşılar.


  • sir gawain  (20.08.22 15:27:04) 
[]

Alabileceğim en iyi Türk kahvesi? (Rio Minas olmayan)

Bildiğim kadarıyla Türkiye'de satılan tüm Türk kahveleri Brezilya - Rio Minas kahvesi. Öğütülmüş şekilde en kaliteli lezzeti alabileceğim bir marka önerir misiniz?

Sanalbaharat'ta var sanırım, diğer seçenekleri de değerlendirmek istiyorum.


 
kahve.com
kahvefabrikasi.com (bu adam Türkiye'nin en iyi kahve kavurucusu olabilir)
gibi taze kavurup satan sitelerden istediğiniz çekirdeği seçip Türk kahvesi ayarında öğütülmüş olarak alabilirsiniz.
  • kobuzchu kiz  (14.08.22 15:31:24) 
Bunun cevabı alınabilecek en iyi çekirdek kahveden geçiyor. Elbette her cekirdek her yöntemde iyi sonuç vermez. Türk kahvesi bir demleme yöntemidir. Evlerde alışılagelmiş şeklinden daha iyi sonuçlar almak mümkün. Pudra kıvamlı klasik öğütümden daha kalın bir öğütümle, cezvedeki su 60 65 dereceyken eklenen 1/10 gibi bir orandaki çekirdek içmeye doyulmaz bazen. Tabi olay çekirdekte. Burada nitelikli bombastik çekirdekler öneririm ama öğütülmüş alacağınız için deneyiminizin sürekliliği olmaz. Git gide düşer.

Ben aldığım her çekirdekten en az 1 kez Türk kahvesi de deniyorum. Bazen muazzam şeyler çıkıyor ortaya. Tatava yapma link at derseniz Aklımda kalanları atarım. :)
  • sen de git sen de unut  (15.08.22 00:10:18) 
[]

Annemin boğazına sürekli bir şeyler kaçıyor?

Yıllardır böyle. Çay içer, su içer, yemek yer, her seferinde boğazına kaçar. Boğulur gibi öksürüyor. Bu neden olur?




 
Bademcigini aldırmış olabilir mi?


  • liberal  (10.08.22 11:41:11) 
Konuyu takipteyim. Benim annem de böyle. Kendi iddiasına göre boğazı çok küçükmüş o yüzden her şey takılıyormuş.
Gerçek olabilir mi bilmiyorum.

  • kaptan maydanoz  (10.08.22 11:50:12) 
Sırf takip amaçlı ben de yazıyorum. Benim annem de böyle. Çay içerken su içerken falan boğazına kaçırıyor, gözlerinden yaşlar gelene kadar öksürüyor. O kadar alıştık ki artık çok normal karşılıyoruz.


  • pispinti  (10.08.22 11:51:52) 
Büyük üniversite hastanelerinin KBB bölümlerinde "yutkunma polikliniği" var, buraya yazan herkesin annesine oradan bir randevu almasını öneririm. Bizim fakülteye bu tip şikayetlerle gelen hastaları ilk oraya yönlendiriyoruz.


  • sydney  (10.08.22 11:58:59 ~ 11:59:23) 
benim anam sürekli alerjim var diyor. yalan. sonra doktora falan gitti benim yutkunmada kaslarda bir şeyler varmış falan dedi. tabi bence kendince böyle bir çıkarımda yapmış olabilir.
doktor değilim ama bence şöyle bir şey oldu. annem klorak(çamaşır suyu) ile sürekli temizlik yapıyor. yani bardağa koysalar içerdi. her şeyi onla temizledi ve klorağın etkisiyle boğazında ya alerjik durum var ya da yutkunma kasları çöktü.

  • mikahakkinen  (10.08.22 12:07:22 ~ 14:20:08) 
burun tıkanıklığı varsa yutkunurken istemsizce ağzından nefes alıyor olabilir. genelde konuşurken mi oluyor bir de bunu takip edin. KBB / yutkunma polikliniği +1


  • orpheus  (10.08.22 12:13:29) 
anneannemde, annemde ve teyzelerimin hepsinde var bu.

özellikle meyve yerken mutlaka boğazlarına kaçar bir şeyleri.

yutkunma polikliniğinden haberim yoktu, bi söyliyim de gitsinler bakalım.
  • teritori  (10.08.22 12:14:22) 
Gastroenteroloji uzmanı mide fıtığının boğaza kaçırma etkisi olduğunu söylemişti yıllar önce. En doğrusu doktora görünmek, randevu bulabilirseniz tabi.


  • zihua  (10.08.22 13:26:44) 
takipteyim. benim annem de boyle, cay icse hemen bogazina kacar gibi oluyor ve oksurmeye basliyor.


  • exlibris  (10.08.22 13:40:53) 
[]

Oyunlarda botlar ne yapacağını nereden biliyor?

Mesela araba yarışı oynuyorum, botlar nasıl benim gibi ilerliyor? Neye göre yolda ilerliyor? Bazen kaza yapıyor, bazen bambaşka hamleler yapıyor. Hareketler random ama mantıksız değil, bir insan gibi.

Veya FPS oyununda bir yerlere gidiyor, pusu kuruyor, nişan alıyor, beni vuruyor, bazen vuramıyor. Ve her seferinde farklı olaylar oluyor.

Bunu nasıl kodluyorlar?

 
Olasiliklari kodluyorlar iste.


  • baldur2  (06.08.22 23:55:34) 
botun önünde 3 değişik mnatıklı hareket varsa rastgele bir sayı üretiyor 1 ile 3 arasında.
o sayı ne denk gelirse onu yapıyor.
her defasında farklı hata oranları ile davranıyor.
mesela nişan alacaksa nişan tutturma yüzdesini %80 ile %100 arasında bir sayı atıyor ona göre davranıyor.
  • aslindasorunumpsikolojik  (07.08.22 02:25:50) 
Yeni nesil oyunlarda hareketler random olarak seçilmiyor. Oyunlar daha önceki oyuncuların hareketlerinden oluşturulan data setleri kullanarak hareket ediyor.

Örneğin bir araba yarışında rakip bot oyuncuların hareketleri seçtiğiniz zorluk seviyesine göre geçmiş dönemdeki gerçek oyuncuların hareketlerinin analizi ile hesaplanmış hareketlerden yararlanıyor. Ayrıca siz oynadıkça da öğrenmeye devam ediyor. siz bir virajda frene bastığınızda aracı toplayamıyorsanız oyun motoru da aynı hamleyi yaptığında o virajda toplayamayacağını öğrenmiş oluyor.

Neyse demek istediğimi anlamışsınızdır muhtemelen.
  • solo  (07.08.22 15:17:23) 
kullanicilarin davranislarini ogrenmelerine ek olarak, hic kullanicisi olmayan bi oyunda da yapay zeka kendi davranislarini/taktiklerini gelistirebilir, youtube'da "ai learns to play" diye aratirsaniz cikar mesela her ikisi icin de ornek. basitce, yapay zekaya odul veriyorsun, o da o odulu karsisindaki engellere vs gore edinmenin yollarini gelistiriyor milyonlarca sey deneyip evrimleserek. bu video baya populerdi mesela www.youtube.com bu da araba yarisi icin bir ai hikayesi www.youtube.com


  • hjarteblod  (07.08.22 20:03:41 ~ 20:12:25) 
[]

Yunanistan vizesi alıp Almanya'ya gitmek?

Arkadaşıma Türkiye'de çalıştığı şirket Berlin veya Amsterdam ofisinde çalışması için teklifte bulunuyor. Arkadaşım da yaptığı araştırmanın üzerine gidip üç beş günlüğüne bu iki şehri görme planı yapıyor fakat duyuyoruz ki Almanya bu sıralar çok fazla red veriyor, ya da vizeleri çok geciktiriyor. Üstelik geliri yüksek beyaz yakalılara yapıyormuş bunu.

Alternatif olarak Yunanistan vizesine başvursa, bir gün Atina'da kalıp istediği ülkelere geçse veya hiç Yunanistan'a uğramadan Schengen vizesi ile direkt Almanya veya Hollanda'ya gidilir mi acaba?

Konu hakkında geçmiş forum sitelerinden, facebook gruplarından ve ekşi'den araştırma yaptık, dönem dönem farklı uygulamalar oluyor, bu sebeple en güncel halini sormak istedik.

Teşekkürler.

 
atina aktarmali gitsin. baglantili ucus degil. pasport kontrolüne girsin sonra diger ucaga gitsin.
bir daha pasaport kontrolüne girmeyecek.
baglantili ucuslarda pasaport kontrolüne giriliyor mu? acikcasi onu bilmiyorum.
pasaport polisleri bir tuhaf, almanya'da amerika'dan girerken pasaportuma belki bakmadilar bile, digerleri de basip gecti. Tr'den gelirken bazen normaldi bazen polis gicikti ama herkese bir belge sorma durumu vardi, genel olarak.

ama davet mektubu varsa red almaz bence.
  • wishmaythşngs  (04.08.22 12:07:23) 
Açıkçası Almanlara pasaport kontrolünde güven olmaz, ben olsam yunanistan'a girer sonra almanya'ya geçerdim. Vizeyi yunan'dan almışsın burda ne işin var diye sorgulayabilirler, kalacak zaman/yer/nakit para/kredi kartı görmek isteyebilirler, bunlara cevabım hazırlıklı olarak giderdim ve planlarda değişiklik olduğuna dair açıklama yapardım.


  • amelie poulain  (04.08.22 15:56:36 ~ 15:56:54) 
[]

YouTube Premium 5 kez üst üste para çekti?

Üyeliğimi yenilemek için Papara bilgilerimi girdim, ilk seferde hata verdi, aynı hesaptan iki sanal kartımı denemiştim. Bir süre sonra bildirim geldi, ücreti 5 kez çekmişler. Hatta daha da çekeceklermiş de, Papara'nın işlem limitine takıldı.

Üstelik Premium üyeliğim de gerçekleşmedi.
Ne yapacağım?

 
[]

Hollanda'da kuru et ürünlerine ne deniyor?

Kurutulmuş sosis veya kuru et gibi ürünler istiyorum Hollanda'dan gelecek birinden. Fakat tam isimlerine ihtiyacım var, bu ürünleri hangi isimle ararsak bulabiliriz?




 
en.m.wikipedia.org

derseniz anlarlar, uluslararasi ismi bu
  • kaerin  (24.07.22 15:59:43) 
cold cuts ya da cured meat denebilir.


  • mirafiori  (25.07.22 00:52:07) 
[]

Karşıyaka - Foça arası kaç TL yakar?

50 km’den biraz daha fazla. Araç Seat Cordoba, 2005 model sanırım. Yakıt türünü bilmiyorum. Aşağı yukarı ne kadar yakıt masrafı olur?




 
fazla sürat yapmadan, ortalama 5lt - 5,5lt/100km gibi bir yakıt sarfiyatı olur.
buradan hesaplayabilirsin.

  • teritori  (20.07.22 09:59:47) 
Benzinliyse 3-3,5 litre yakar.


  • pispinti  (20.07.22 10:08:40) 
[]

Kedi tırnağının battığı yerde oluşan ucu siyah şişlik?

Kedi arkadaşımın memesine partilerini koyuyor ve arkadaşım sonradan tırnağının battığını hissediyor. Ertesi gün bölgede şişlik oluşuyor, ucu siyah, etrafı kırmızı. İltihap mı kapmış anlamadım. Hafif kaşınıyormuş, acı ağrı yok.

Hastaneye gitmek gerekir mi?
Gerekmiyorsa ne sürelim?

 
enfeksiyon olmuş. kediler birbirleriyle kavga edince de en sık olan şey. hastaneye veya en azından sağlık ocağına gitsin elbette.


  • malheiros  (19.07.22 14:52:16) 
[]

Arabayı 10 km el frenini indirmeden kullandım, başım belada mı?

Yola çıkarken fırına uğramak için kenara çekmişim aracı, tekrar çalıştırırken el frenini indirmeyi unutmuştum. Yol boyunca fren tuhaf çalışıyordu, hassasiyeti azalmış gibi.

Varacağım yere gelmek üzere fark ettim, hemen indirdim el frenini. Ayak freni hassasiyeti düzeldi gibi. Ama aracı park ettiğimde hafif koku geliyordu.

Çok kötü bir şey mi yaptım, hemen sanayiye gitmek gerekir mi?
Araç 2014 Renault Symbol.

 
Balataları yiyebilirsin, normal kullanırken arada frenleme yap bi aksilik hissetmezsen devam et ya da içim rahat etmez dersen bi ustaya göster.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (18.07.22 10:28:34) 
balataları yenile. can taşıyorsun. 10 km de az değil anası ağlamıştır balataların.


  • istanbul gecesi  (18.07.22 11:32:34) 
muhtemelen el freni zaten çok zayıf tutuyormuş. arka tekerleri kitleyecek kadar sıkı tutsa mutlaka fark ederdin.

yüksek sürate çıktıysan arka balatalar kavrulmuştur, bağlı olduğu fren hortumları, piston lastikleri vs ısıdan etkilenmiş olabilir. frenciye gidip baktırmanda fayda var.
  • orpheus  (18.07.22 14:21:37) 
Demek ki ya tam çekmedin freni, ya da zaten tırtmış arka kampana ayarları. Arka frenler Symbol'de kampanaydı yanlış hatırlamıyorsam, bi açıp bakmak lazım yanmış mı? incelmiş mi?

Çok evham yapacak bir durum değil yani, ama bakmakta fayda var bir an önce.
  • John Bloor  (18.07.22 15:51:04) 
[]

Macbook klavyesine sıvı dökülünce kesin bozuluyor mu?

Su veya şekerli/yağlı içecek dökülürse gerçekten çok büyük sıkıntı mı olur? Bu güne kadar çok dikkat ettim ama kaza geliyorum demiyor. Şimdi bir klavye koruyucu gördüm, fiyatı 130 lira. Alsam mı bilemedim.




 
Güzelce döküldüyse anakarta gidebiliyordu çoğu unibody modellerde (büyük sıkıntı). En son touchbar'lı (ve m2) modellerde durum nasıl bilmiyorum.

Az bi sıvı temasında derin klavye temizliği ya da değişimi ile kurtulan çok macbook gördüm.

O silikonlar bence fevkalade rahatsız yalnızca özellikle riskli durumlarda kullanılır sanki illa kullanılacaksa çalışırken çay kahve falan durumları sık ise.
  • hedep  (16.07.22 15:21:11 ~ 15:21:32) 
Abi nasıl 'kesin bozuluyor' diyebiliriz ki? Bunun için tutulan bir istatistik yok. Sıvının dökülme şekline, miktarına, dökülme yüzeyine falan her şeye göre değişir. Bu kadar korkuyorsan bilgisayarın yakınına çay kahve koymamaya dikkat et. 130 liralık koruyucu da iş görür ama bence gereksiz tedbir.


  • himmet dayi  (16.07.22 16:07:50) 
cok yuksek ihtimalle bozuluyor evet. defalarca imac klavyesi bozdum. hatta son kazada parmak ucu kadar sivi dokulmustu. aninda kapattim, gerekli tedbirleri aldim, icini actim temizleyiciler vb her yolu denedim ama olmadi. dikkatsiz bir insansaniz tedbir alin bence sonraki surec tatsiz ve masrafli oluyor.


  • msb  (16.07.22 19:15:30) 
[]

Gürültüye karşı aşırı hassasiyet

Uyurken, çalışırken eğer benim kontrolümün dışında televizyon sesi, müzik, trafik sesi olursa çok sinirleniyorum. Şu an dışarıda çim biçiliyor, aldırmamaya çalıştım ama sinirden ateşim çıktı, başım ağrıyor. Bu normal mi yoksa bir problemim mi var?




 
ben annemin horlamasını duyunca sinirden ağlardım. bazı şeylere kafayı takınca daha zor oluyor biliri o durumu. problem demeyelim de takmışsın bir kere yapacak bir şey yok. kulaklığı koy baş ucuna dikkatini müziğe ver belki zamanla sıkıntı yapmamaya başlarsın.


  • neira  (14.07.22 13:26:28) 
Seninle aynı durumdayım. Sebebini de yetişme tarzıma bağlıyorum. Annem babam yıllar sonra ayrılmasına rağmen bir kere bile sesini yükseltmemişlerdi birbirine. İzmirde sessiz bir semtte büyüdüm. Hiçbir akşam komşumuzdan gürültü geldiğini hatırlamıyorum. Keza dışarıdan da gürültü gelmezdi. Ablam ve benim ayrı odalarımız vardı. Sonra büyüdüm lise için istanbula yatılı geldim. Allahım yurt ortamında her ses batmaya başladı. Çak cak sakız çiğneyenler, korna sesi, inşaat sesi, sınır bilmeyen 12 den sonra bile bağır bağır konuşanlar, sahilde milletin sahipsiz, eğitimsiz çocuklarının bağışları…
Derken insanlar benim takıntılı olduğumu falan söylüyorlardı. Sonra yurtdışına geldim, birkaç yıldır burada hiç bir sorun yaşamadım. Herkes ses konusunda saygılı. Geçen yaz iş yerinden arkadaşımı istanbulda ve ailemin yazlığında ağırladık. Çocuk sesten delirecekti, kendine tıkaç aldı. Burada bile gece 2-3 te ses yapan birini şikayet eden duyuruya cuma gecesi biraz hoş görülü falan diyenler var.

Neyse sonuç olarak ben de senin gibiyim, üniversite ve lise dönemimde sürekli olarak bence sende problem var dendi. Bence bende problem yok, insanlar gürültüyü ve kuralsızlığı çok benimsemiş.
  • Omelas'ı Terk Eden Köylü  (14.07.22 13:28:02) 
10 yaşındayken o zamanlar Anadolu lisesi sınavına hazırlanma aşamasında sese hassasiyetim başladı. Sakız, yemek yeme sesi gibi sesler sinirimi çok bozuyor. O dönemde yanımda olan insanlara karşı geliştirdim. Çünkü çocukken rahatsız olduğumu söylediğimde umursamayıp hatta kızıp inadına devam ettiler. Şu an yemek yeme sesine takılmıyorum ama sakızdan hala nefret ediyorum.
Annem ve erkek kardeşime karşı hala aşırı tepkiliyim, kız kardeşim o süreçte çok hassas davrandığı için ona karşı böyle bir şey yok.

  • urasil  (14.07.22 13:54:27 ~ 13:54:55) 
Bu anlattigin sekildeyse normal degil,problemin var.cim bicme sesi rahatsiz edeblilir,dikkatin dagilir ama buna sinirlenip atesler basiyorsa bi doktora git ya da doktorunu degistir.


  • duptıs  (14.07.22 14:28:08) 
bence problem. evet gürültü tr'de ciddi bir problem. ancak çim biçme makinesine ateşinin çıkması normal değil.


  • paintov  (14.07.22 14:28:27) 
Mizofoni var sanırım sizde. Bende de var. Hayatı cehennem ediyor bazen.


  • lapris  (14.07.22 20:25:03) 
Bence insan zaman zaman sese hassasiyet hissediyor Hamileyken bu durumu yaşadım tam uykuya dalıyorum gece bir araba geçiyor deliye dönüyorum.Belediyenin su tankerleri geçiyor diye kalbim yerinden çıkacak gibi oluyordu.Resmen aklımı oynatıyor dün.Arayip heryere şikayet etmisligim bile vardı.Fakat şuanda şartlar hiç değişmediği ve evin önündeki yol daha kalabalık olduğu halde hiç haberim olmuyor ruhum bile duymuyor ne gece nede gündüz


  • keditik  (14.07.22 23:37:11) 
Bazı insanlar sese karşı daha hassas oluyor. Mesela ben karşımdaki insan yemek yerken agzından çıkan sesi duyduğum zaman bile masayı sinirden deviresim gelir. Fakat çogu insan bu sesleri algılamaz bile. Dış sesler aşırı rahatsız ediyor. O sebeple dag başında sessiz bir yerde yaşamak şuan en büyül hedefim


  • limonlu eksi  (14.07.22 23:47:45) 
iyi bir noise cancelling yapan kulaklık alıyorsunuz ve white noise/brown noise dinliyorsunuz. çok rahatlayacağınızı düşünüyorum.


  • durme  (15.07.22 00:42:22) 
[]

Evimizin önüne sigara paketi çöpünü atan araba

Hiç umudum olmasa da şikayet etsem bir şey çıkar mı?
Balkona çıkmıştım, bir Porsche yaklaştı, evin önünde durdu. Camını açıp sigara paketini fırlattı ve gitti. Fotoğraflarını çektim ve plakasını aldım.

1. Nerelere şikayet edebilirim?
2. Bir şey çıkma ihtimali yüzde kaç?

 
Böyle bir şikayetle herhangi bi yere gidersen meczup heralde diyip gülüp gönderirler. Artık ufak hırsızlık şikayetleri bile işleme konmuyor üzgünüm.


  • mg3929  (08.07.22 16:36:51) 
normalde zabita ceza kesiyor ancak beyana dayali ceza keser mi bilemiyorum

edit: soruya cevap olarak belediyeye sikayet edin
  • tahtakafa  (08.07.22 16:39:49 ~ 16:40:08) 
Tamamen akıl yürütme amaçlı söylüyorum, burada fotoğrafı ispat saydırmanız çok olası değil. Paket elindeyken, paket yere düşerken ve yerdeyken çekmediğiniz sürece yerde duran bir sigara paketi ve yanında bir arabanın hiçbir anlamı yok ki?

Öyle olsa, türlü türlü insan var. Biri yere atar sigara paketini, her gelen geçeni çeker aralarından en gıcık olduğunu da şikayet eder.

Sinirlenmeniz doğal, ancak yıpratmayın kendinizi bence.
  • akhenaten  (08.07.22 16:48:33) 
[]

İngilizce dersleri için en iyi çalışma kitabı?

Güncel olarak hangileri çok tercih ediliyor?
Biz lisede Oxford'un Solutions yayınlarını kullanıyorduk, çok eğlenceliydi. Aynı derste listening, reading, writing ve speaking yapardık.

Üniversitede English Grammar in Use kullanıldığını gördüm.

Peki bu dönem en popüler çalışma kitapları hangileri?

Not: Şu özelliklere sahip olmasını tercih ederim; konuya göre bir metin verir, görselleri de içerir, dinleme egzersizi, konuşma ve yazma alıştırmaları olur ayrıca. Lisede bizim böyleydi ve dört beceriyi de dahil etmesi hepimiz için çok faydalı olmuştu.

 
ben yılların english grammar in use serisi diyorum hâlâ.
writing ve speaking ayrı konular tabii ama dilbilgisi için bence en iyisi hâlâ o.

  • blatta hiberna  (05.07.22 00:20:42) 
first certificate serisi kitaplara bakın. internette pdf ve cdleri var.


  • tadellesever  (05.07.22 12:10:57) 
[]

Evi bizden sıcak olan var mı? 36 derece

Yaşadığım şehrin adı sosyal medyada sıcaklığıyla pek anılmaz ama Adana'dan daha sıcak bir yerde yaşıyorum. Yazları 50 dereceye yaklaşıyor.

Daire en üst katta, sabahtan akşama kadar tüm cephelerden güneş alıyor. Duvarlardan alev çıkıyor. Klima işe yaramıyor.

Mutfak 37 derece oldu az önce, salon 36.
Bundan yüksek gören oldu mu?

 
İstanbul'da 26.9°C, %57 nemle çok sıcak diye hayıflanıyordum. Şimdi sizi duyunca bir serinlik geldi.

Sabırlar diliyorum, hayır görmedim.
  • akhenaten  (04.07.22 19:03:02) 
İzmirdeyim, ev tek cephe ve tum ogleden sonra gunes alıyor. Su an dışrısı 35C ve içerisi 40C! Mecburen klimayı açıyorum, hatta dışarsı pufur pufur esip 27, 28C oldugund bile ben klimayı cmak zorunda kalıyorum :D

Ama nedense kışın da bi o kadar soguk çunku bi tek ust katımda biri oturuyor ve o da klima kullanıyor :) Şans işte :)
  • e mice  (04.07.22 19:06:41) 
Sizin ev eğer öğleden sonraki güneşi alıyorsa öyle bir ısınıyor ki gece bile duvarlar alev alev, bir önceki evim öyleydi :/


  • freebird5406_2  (04.07.22 19:19:05) 
Ev su an 25 istanbul.
Golgede sicaklik normalse vantilatorle klimadan daha etkili sogutabilirsin evi.

Cami acip esen tarafa koyuyorsun aleti, normalden daha fazla akim olusturuyor.
  • divit  (04.07.22 19:21:44) 
İstanbul Kadıköy'de su sıralar 30 derece görüyorum. Son kat değil ama çok fazla güneş alıyor salon. Geçen yıl ağustosta 37 dereceyi görmüştüm.


  • sckxyss  (04.07.22 20:48:00) 
neresi, denizli mi? :)


  • alcatraz  (04.07.22 21:36:49) 
Sıcaklığı ölçmedim ama yakında duyduğum bir yöntemden söz edeyim.
Bir arkadaş buz kalıplarını sinek telinin önüne koyduğunu ve tabi esinti varsa serinlik getirdiğini söylemişti. Ama daha denemedim, yeni duydum.

  • pro9it9is9  (04.07.22 22:25:16) 
26. katta tüm cephesi güneş alan dış duvarları boydan boya camlı bi dairede yaşıyorum, cam klima açmazsak içerisi rahatlıkla 40’ı geçiyor.


  • roket adam  (04.07.22 22:49:06) 
[]

Böyle kedi maması olur mu?

Bahçedeki kedilere şöyle bir karışım hazırlasam severler mi?

Haşlanmış yumurta + yoğurt + az su ile robottan çeksem? Bol proteinli bir şey olur. Belki birazcık et/tavuk suyu eklerim ekstra. Nasıl olur?


 
çok iyi olmaz, hele yazın çok hızlı şekilde bozulur.
sağlıklı diyemem.

  • blatta hiberna  (03.07.22 13:41:35) 
makarna haşlayıp ciğer veya tavuk ilave ederek verebilirsiniz. hem ekonomik hem de severek yiyorlar. tuz, baharat, et veya tavuk suyu gibi şeyler kullanmayın.


  • surprise  (03.07.22 15:36:51 ~ 15:38:02) 
tavukcudan, migrostan falan ciger al, hasla, suyuna da ekmek vs koy. önce cigerler sonra su sonra ekmek bitiyor.

bizim kediler haslanmis yumurtayi hic yemediler kac kere verdim.
  • Ley  (03.07.22 15:51:44) 
[]

Uzun batarya ömrü için ideal şarj aralığı %40 - %80 arası mı?

Yeni telefon alınca yabancı kaynaklardan lithium-ion bataryaya sahip telefonu mümkünse her zaman yüzde 40 ile 80 arası (+- bir miktar değişebilir) tutmamız gerektiği söyleniyor.

Gece şarjı hariç %80'in üstüne çıkmasına izin vermiyoruz, gün içinde 40'ın altına hiçbir zaman düşürmüyoruz.

Güncel bilgi bu mudur? Öyleyse mümkün olduğunca bunu uygulamaya çalışırım.

 
20-80


  • jelly bear  (01.07.22 19:10:10) 
nerde söyleniyor.

batarya tükenen bir şey, hiç kullanılmasa, rafta dursa da ömrü tükeniyor. Kullanın geçin. stresine ve takibine harcayacağın zaman bataryanın tüketimine farkedecek orandan daha değerli. Yeni teknolojilerde bataryanın ömrünü uzatacak etkinlikler otomatikleştiriliyor zaten
  • efruz  (01.07.22 19:11:52) 
samsung %85'e kadar şarj ettiriyor. 4500 mah için en azından böyle.


  • false pretension  (01.07.22 19:21:28) 
Hayat her gün şarj seviyesini böyle takip edecek kadar uzun değil. Şarj seviyesine bakarsın, ir sonraki şarj edebileceğin saate kadar yemeyeceğine kanaat getirirsen şarja takar fullersin. Senin önerdiğin bu şarj rutini batarya ömrünü uzatsa uzatsa 4-5 ay uzatsın. Bu kadar zahmete girmeye gerek yok.


  • himmet dayi  (01.07.22 20:13:02) 
Ben aldığım telefonu yıllarca kullanırım. Bundan önce 4s kullanıyordum. 5-6 sene kullandım. Şu anda da SE kullanıyorum. O da 5-6 sene oldu. Her zaman 10 altına düşünce hatta sıfıra yakın bir noktada ve tam şarj olana kadar, hatta tam şarjda bir süre bekledikten sonra alıyorum. İki telefonumda da batarya değiştirmedim.
Şu anda kullandığım telefon net hatırlamıyorum ama çok rahat 5-6 yaşında var. Pil sağlığı %77 kapasitede. Çevremden duyuyorum. Söylediğin gibi yapanları, kafasına göre takılanları vs. Bir çoğu 1-2 senede benim şu an ki Halime geliyor. Bundan sonra alacağım telefon ne olur bilmiyorum ama yine aynı mantıkta devam ederim.

  • draconas  (01.07.22 23:23:44) 
20-100 yapıyorum, yapabilirsem şarjı mutlaka full'lerim, gene de batarya ömrüm yüzde 80'lere inmekten kurtulamıyor. (Applespor)


  • dreamnesiac  (01.07.22 23:45:49) 
[]

Turnitin - son kez benzerlik testi hakkımız kalınca ne yapıyoruz?

Arkadaşımın lisans bitirme tezi %12 benzer çıktı.
%10 ve üzeri çıkmaması gerekiyor. Gerekli düzenlemeleri yapmış, benzer kısımları çıkarmış veya referans vererek yeniden yazmış. Ama %10 üzeri çıkarsa bütünlemeye kalıyor.

Ve son kez Turnitin'e sokma hakkı kalmış.
Bu durumda ne yapabiliriz?

 
Denemek isterseniz madde 4

pejifa.wordpress.com
  • ceketimi alip cikcam  (30.06.22 22:26:16) 
Başka birinden turnitin hesabi bulun. oradan sistemde kalıcı olmayacak sekilde yükleyip tezini kontrol etsin. en basit ve kolay kurtuluş yolu bu.


  • valkin rockefeller  (01.07.22 01:03:26) 
123456789   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.