Ekşi Duyuru

ben bu kadar bilgiyle cok birsey soyleyemezdim, bu kurum kimlere hitap ediyor sorusunun cevaplanmasi gerek, ondan sonra belki verilecek tavsiyeler anlamli olur. Kimlere hitap ediyr derken; hangi gelir seviyesi, hangi demografi etc

@hewit bölgenin pahalı yerlerinden biri olacak. En pahalısı olmasa da onların bir tık altında gibi düşünün. Muhtemelen orta üst gelir grubu çift ya da aileler tercih edecek.

uzun yıllar otelcilik sektöründe çalıştım. sohbet edebiliriz isterseniz. burdan şunlar şunlara dikkat edin veya önemseyin yazamıyorum çünkü detay yok yeterince :).

11 yıllık turizmci ve otelci tanıdığı bol biri olarak mesaj atarsanız sohbete ben de açığım.

işin biraz mutfak ve teknik kısmıyla ilgili olarak genel birşeyler şeyler yazmak gerekirse;

1-İlk olarak işini düzgün yapan, dürüst, çalışma isteği olan personeller bulmaya çalışın.

2-menüleri belirleyin, tarif reçetelerini hazırlayın, maliyet hesabı yapın, tüm yemekleri hazırlayın, tadım yapın,

3-tedarikçileri araştırın, hangi malzeme nereden temin ediliyor, ne kadar sürede geliyor, ödemeler nasıl yapılıyor (nakit, çek, vade v.b)

4-projeler hazırsa temel mutfak malzemelerine karar verilmiştir diyorum (bulaşık mak, derin dondurucu ve buzdolapları, fırınlar, ocaklar, fritözler) , bunun haricinde mutfak ta yemek hazırlarken pratik olması açısından sebze ve et doğrama, parçalama, dilimleme makinalarına, mikserlere göz atın derim.

5-Mutfak için düzgün bir havalandırma sistemi mutlaka olsun.

6-Otel kısmı için online rezervasyon siteleri ile iletişime geçin.

7-Otel ve restoran genelinde düzgün çeken bir wifi sistemi kurun.

8-Odalarda kartlı giriş, otomatik çalışan havalandırma, ışıklar, merkezi tv sistemi, telefon v.b sistemler olacaksa boru ve kablo altyapsını şimdiden belirleyin.

9- Mutfak kısmı için ekipmanların tüm güçlerini hesaba katarak düzgün bir proje çizdirin.
Tüm cihazların prizleri yanlarında olsun.
Yüksek güç çeken cihazlar için ayrı hat çektirin, sigortası ayrı olsun.
Aydıntlatmaları mümkün mertebe fazla linye yaptırın, kısım kısım açılıp kapatılabilsin.
Pos konulacak noktalar için enerji + cat6 data kablosu çektirin.
Data ve telefon kabloları için ortak bir alan belirleyin burada toplayın tüm kabloları.

10- Mutfak kısmı tavana kadar fayans yapılsın.

daha da yazacak çok şey var da ilk aklıma gelenler bunlar oldu. spesifik birşeyler varsa yeme içme ve teknik kısımlarla alakalı yardımcı olmaya çalışırım.

Sektörde tecrübem yok, müşteri ve gözlemci olarak fikirlerimi söylüyorum.

- İsmini kolay söylenen bir şey yapın. Türkçe olması daha da iyi. Bunu "dilimiz yozlaşmasın" sebebiyle değil, insanlar birbirine kolay söyleyebilsin, tavsiye edebilsin diye diyorum.

- Mümkünse işletmenin önüne bir heykel,figür, resim, farklı bir şey koyun. "Ananas heykelinin oradaki restoran, kırmızı filin oradaki cafe" şeklinde insanların aklına kazınsın.

- Restorana bir farklılık getirin. Çok maliyeti olmayan bir farklılık. Atıyorum (ama siz bundan daha iyisini bulun) her müşteriye bir adet salatalık soyup, dikine kesip yanında tuzla verin. Hıyarla, hıyarlıkla ilgili yapacakları birbirinden farksız esprilerin hepsine gülün :)

- İnsanların içeri girmeye korkacağı kadar fazla para harcamayın, çok pahalı görünen yere hem insanlar girmekten çekinir hem de siz o dekorasyonun parası çıksın diye fiyatları artırmak zorunda kalıp kendi işinizi baltalarsınız. Dekorasyona para harcama işini yıllara yayın. Sizin ve müşterilerin tercihlerini öğrendikçe devam edin.

- Güleryüz çok önemli . En beceriksiz bir servis elemanı bile güleryüzü sayesinde müşterinin mekandan mutlu ayrılmasını sağlayabilir. Personel bulmanın kolay bir iş olmadığını tahmin ediyorum ama müşteriye güleryüzlü davranmaya çok önem vermeyi unutmayın. Restoranın arka kısımlarında, mutfakta bu güleryüzün başlayarak müşterilere yansıması en güzeli, elinizden geldiğince siz de çalışanlara o şekilde davranın.

- Konseptinize bağlı, özellikle rahatsız sandalye de seçmek isteyebilirsiniz ama mümkünse rahat, en rahat sandalyeleri seçin. Usta size 40 yıldır sandalye yaptığını, işinde çok iyi olduğunu söylese de mutlaka sandalyeyi kullanacağınız masanın önünde deneyin, test edin. Bazen binlerce lira harcanmış mekanlarda bile sandalye-masanın uzunluğu birbirini tutmuyor, rahatsız ediyor insanı.

- Yüzlerce yemek seçeneği yerine çok daha az ürünü hem daha iyi hem de daha düşük maliyetle üretmeye odaklanın. Vegan-vejetaryen seçeneklerinizin de olduğunu görünür bir yere yazmak iyi bir fikir olabilir. Bir vegan 4-5 kişilik bir grubu restorana getirebilir ve sadık bir müşteri olabilir.

- Cep telefonu şarj etme konusunda bir çözüm getirmenizi öneririm. Telefonu şarjda olan bir müşteri, mutlu bir müşteridir.

- Tuvaletlerin temizliği (özellikle de orta-üst gelir grubuna hitap ediyorsanız) çok önemli. Kadınlar tuvaleti daha da önemli.

Her sektörde tecrübe çok önemli ama hizmet sektöründe çok daha önemli diye düşünüyorum. Öyle bir imkan bulabilirseniz 1-2 ay benzer bir işletmede bedava da olsa çalışın derim.

Aile mekanımız var.

İmkan ve zaman varsa msa'nın restoran işletmeciliği eğitimleri var. Mutlaka gidin. Çok iyi ipuçları ve aklınıza gelmeyecek detayları anlarsınız.

Otelciliği bilmiyorum ama yemek tarafını anlatayım. Bazıları oteli de ilgilendirir gerçi.

-Personel personel personel. Personelin kadar iyisin. Dekorasyon menü vs bir yere kadar. Müşterinin muhatap olduğu adam ya da yemekleri yapan adam iyiyse sorun yok. Değilse geçmiş olsun. Şikayetlerin önünü alamazsınız. Müşteriyi geçtim siz de uğraşırsınız. Personeli çok iyi seçin.

-Gıda işinin en büyük sorunu stoklarının çok çabuk bozulması. Çöpe giden her şey zarar. O yüzden menüyü, haftalık tahmini satışı stokları çok iyi ayarlamak lazım. İyi bir aşçı burada çok işinize yarar.

-Sosyal medyayı önemseyin. Başından itibaren en büyük vitrininiz olacak. Bizim en büyük müşteri kaynağımız instagram.

-Zomato, tripadvisor gibi yerlere direkt girin.

-Otopark işini halledin. En büyük sorunlardan biri bu oluyor:)

www.eksiduyuru.com

sabah açıldı benzeri konu.

balon falan olduğunu düşünmüyorum. dolar bazında yükselmiyor bile diyebiliriz. 5 sene önceki evin dolar cinsiyle bugün ki dolar karşılığı aynı değil. çok fakirleştik maalesef.

not : bireysel bakıldığın da aşırı balon evler var onlar ayrı. ederi 500 olacak eve 700 yazanlar falan çok tabi.

belli muhitlerde evet. işte meselede burda başlıyor. o muhite o parayı veren çıkınca kimse de bir kuruş aşağı inmiyor.

rahip brunson - trump olayından önce ile bugünkü inşaat maliyetleri neredeyse 2 kat oynadı. bu rakama arsa fiyatı, ruhsat maliyetleri hariç.

edit: sadece demir sanırım 4 kat kadar oynadı.

Bazi yerlerdeki fiyatların ne maliyetlerle ne dolarla bir açıklaması yapilamaz. 2 senede 3 kat artan fiyatlardan bahsediyoruz. Balon değil, zeplin mubarek. Patlamiyor(!)

Bizim burada kira 4-6 bin, evler 1 milyon kusur.

Kira da ev fiyatlari da bu semt icin balon.
Burada oturan kimse bu paraya ev almadi, bu paraya kiraya da cikmadi. Ama istiyorlar, istemek parayla degil sonucta.

Bir keriz bulana kadar bekliyorlar, o ilani gorenler de ben salak miyim diyor ayni fiyata ilan cikiyor.
Boyle boyle semti sisirdiler, disardan goren adam da burasinin bir olayi var saniyor 1km dogusundan ayni evi 500bine alir 2bine kiraya cikar.

Istanbul'un cogu bolgesi balon, cogu da pandemi yuzunden sisti.
Dandik istanbul koylerinde evler 5 milyon oldu.

Hadi burasi istanbul bi derece anlasilir.
Ic anadoluda sacma sapan bir semte herkes deger biciyor milyon liraya kilitliyorlar.
Bakiyorsun deniz yok trafikten kurtarmiyor, zaten dumduz corak araziye sehir kurmuslar.
Varosluk desen her yer ayni.
Evin biri 100bin digeri 2 milyon, sacmalik iste.

ingiliz 2 arkadaşım var. ikisi de istanbul'dan ev almak için bana geldi. epey bilgileri de var. sahibinden.com falan çözmüşler. kiralara bakıyorlar. semtleri biliyorlar.

onlar sterlin kazandığı için çok ucuza geliyor ev ama kira gelirine bakınca alınmaz diyorlar. onlar da bugün alıp seneye kaça satarım diyor. sterlin bazında yükselmeyeceğini düşünüp ondan da vazgeçtiler. tl olarak fiyatlar artıyor ama dövize bakınca artmıyor. e kira da kazandırmıyor.

anlayacağın geliri dövize göre ya da enflasyona göre artmamış türke göre balon var. yabancıya göre balon yok.

Tanıdığım çok sağlam bir usta var, İstanbul beylikdüzü gürpınar tarafında. Fiyat konusunda onun kadar insaflı kimse görmedim.

Yardımcı olabilirim.

Özel mesaj atar mısınız?

İstediğiniz ismi koymanız mümkün olmuyor. Bu konuda düzenlemeler var, isminizi/soyisminizi içermesi gerekiyor vs. O yüzden isminizi soyisminizi ortağınız varsa onun bilgilerini bilmeden isim önerisinde bulunmak nafile.

Dava Kazanır hukuk bürosu

En guzeli akrilik seti. Hem zahmeti az hem de arkadasin y.boyaya nazaran onu daha iyi kullanir.

Bir de A3 ebatinda akrilik kartusu al bulabilirsen.

Iyi marka akrilikler 200 liradan fazlaydi simdi kur farki vs uçmustur tabii fiyatlar...

şovale, palet, haşhaş yağı, terebentin ve tuval alsan en az 200 tl.
işe yarar küçük bir tüp boya 20 tl'den aşağı değildir. renk sayısıx20
fırça desen tek fırçayla olmaz orta altı kalite, en az 5 çeşit alsan en az 150 tl. toplamda minimum 500 tl ödersin. uygun markaların yaklaşık fiyatları bunlar.

Tuval yerine kalın gramajlı defter al bence şövaleye gerek kalmaz onun dışında set boyalardan al, fırçalar zaten belli, en önemlisi medium (haşhaş yağı) ve terebentin. Ortalama 200 TL böyle

uzun bir sure sehir bisikleti arastirdim. benim butcem 2.5 max civarlariydi. ona gore yorum yapacagim. almak istedigim bisiklet mosso 2024 mdm v modeliydi hem hafifligi hem vites takimi olarak tourneyin ustu olan altus kullanilmisti fiyati 2.2 civariydi.

daha sonra dusundum tasindim 1.5a bisan trx8100 aldim yine duyurudan bi arkadasin onerisiyle. baya da memnunum. aradaki 700 liraya degmeyecegine kanaat getirdim. eger gunluk duzenli su kadar km yol yaparim demiyorsan hic gerek yok bence o paralara cikmaya.

illa cikacaksan bana onerilenleri onereyim

corelli trivor 7.0
carraro sportive 224 225 artik hangisi olursa.
ben sahsen mosso 2024 begeniyorum.

belki daha iyileri vardie ama benim butce araladigimda bunlara kanaat getirmistim.

kadro boyunu öğrenip ikinci el bak. güzel giant escape, merida, carraro, scott, fuji, belki orbea vs bulunabilir.

carraro 227 aldım. çok memnunum

YouTube dan cihaz.tv kanalına bi bak bence.

www.hepsiburada.com

ryzen 4. nesil u işlemcili bir laptop bakın. tr piyasasına yeni yeni girmeye başladılar. acer swift 3 f/p bakımından en iyi örneklerinden biri.

Şu anda mevzu hastalığı önlemek üzerine değil, tedavi üzerine yoğunlaştı. Biyologlar, doktorlar çok daha iyi bilir ama virüs dediğimiz şey lanettir. Genetik yapısını değiştirebildiği için aşı olayı bu kadar yavaş ilerliyor zaten.. herkesin dikkat etmesi gerekiyor. Bizim ufaklığı ateş, kusma, ishal için bugün acile götürdük. Corona için test de yaptılar ama 2-4 gün arasında çıkıyormuş sonuç. Kısacası 2 gün içinde hastalığı da bulaştırabilirsin yada hastalığa da yakalanabilirsin.. gazamız mübarek olsun.

virus surekli mutasyon halinde, size 6 ay sonra bulasacak olanla bugun bulasacak olan virus ayni olmayacak. en gec yakalananlar en sanslilar olacak.

Aşı çalışmaları tamamlanıp, dağıtım ve uygulaması yapıldığı zaman yavaş yavaş normalleşecek. Sürü bağışıklığı bir seçenek değil. New York hastalıktan kırıldı, şehrin nüfusunun %0.26'sı öldü, yapılan testler şehrin %27'sinin COVID geçirdiğini gösteriyor. Sürü bağışıklığı sağlanana kadar daha çok yolu var. O nedenle sürü bağışıklığı ancak aşıyla sağlanabilecek gibi görünüyor.

Şu an faz 3 aşamasına olan 9 tane aşı var, 3 tane de erken onaylanmış aşı var (Rusya'nınki gibi). Hiçbirisi olumlu sonuç vermeyebilir elbette. Ama bunların içinde gayet umut vaadeden aşılar da bulunuyor.

Sürü bağışıklığı yok. Çünkü grip gibi tekrar tekrar yakalanıyorsun
Tek çare aşı
Astrazeneca ve moderna satışı kasımda başlıyor
Biz avcumuzu yalayabiliriz

Çankaya bit pazarı

açıkları tercih etmiyorsan hiç tuzlu fıstık yememişsin zaten.

kaliteli bir tuzlu fıstığın fıstık rengi açık olur, boyutu iri olur ve ağzında dağılır anlarsın zaten.

kapalı olan markaların hepsi traş.

Fıstık rengini nasil görüyoruz ki? Üstünde tuzlu olan kabuk var

Yerken ayıkla bak, zaten ağzında dağılır

bu tuzlu fıstık uğruna ben de az marka denemedim. uzman görüşüm benim de kapalı'lar dan uzak durmak olacak. açıp bitiremediklerim oluyor. bir kere sıcak yemek diye bir durum da yok kapalı olunca. o yüzden kuruyemişçilere girip tadına/tazeliğine/kavrukluğuna bakıp öyle alıyorum.

carrefour'da kuruyemis bolumunde acik satilan kabuklu (pembe olan kabuk) tuzsuz fistiklar benim bugune kadarki favorim.

Kar içinde, yağmur birikintisi içinde yürüyecekse, sanırım bir outdoor mid-rise bot almak mantıklı olabilir. Onların da iyileri adidas, under armor falan uçuk fiyatlarda; ama decatlondan daha F/P şeyleri bulabilirsiniz.

www.decathlon.com.tr

Günlük 15-20km yürünecek.
Haftada 3-4 kez kullanılacak.
4-5 yıl dayanacak.

Toplamda 15-20bin kilometre kullanılacak bir ayakkabı arıyorsun. Arazide, adidas continental traxion taban ayakkabılarla bile bu kilometrelerin dörtte birine ulaşamazsın. Taban erir, taban sertleşir zamanla parçalanır.

Tabanı daha uzun ömürlü olsun yağmurda su geçirmesin dersen: adidas terrex swift r2 mid gtx

Taban ömrü swifte göre biraz az ama su geçirmezliği daha üst düzey dersen: adidas terrex fast mid gtx surround

Kendim swift r2 mid olanını kullanıyorum arazi tutuşu ve rahatlığı güzel. Swifti alırken fast mid modelinide denedim, fast mid daha rahat.

hocam ilgileniyorum irtibata gecelim

www.facebook.com

Yok yok. Hep cinsel seksten bunlar.

Ne kuzey ormanıymış arkadaş. Sanki dersin Amazonlar kesildi de küresel iklim değişti.

Her tarafımız denizle çevrili. Sıcak hava nem oluşturuyor. Biraz soğuk görünce böyle şakır şakır döküyor işte. Bundan bin sene önce de aynı durum olmuştur, beş bin sene önce de.

1. inciraltı
2. teleferik tarafı
3. deniz olsun dersen konak pier tarafı
4. sahilevleri deniz ve doğa olan yerler. farklı kafe ve civarları.

karşıyaka'yı pek bilmiyorum ama kapısında atlar olan bir yer vardı bilen yazar adını. orası da pek hoş.

aslında hiç sizin istediğiniz tarzda bi' yer olmayabilir. Ama ben orada çalışmayı çok sevdim diye. gül sokağımı öyle bi' yer var alsancak tarafında. o sokakta starbucks reserve var. hayatında bu kadar farklı orjinal insanı görebileceğin bi' starbucks yoktur. İnsanları çok eğlenceli, çok sıradışı ve çok güzeller(o anlamda değil). Ben çok sevdim.

ha eğer sessiz yer istiyorsan tam bu starbucks'ın fransız kültüre doğru giden sokakta da şahane çikolatacı var, çikolataları pek şahane değil. bomboş olması şahane. kimse gelmiyor, çünkü çok pahalı. Bi' kurabiyeye 13 lira vermiştim, kahve +kurabiye(biskrem boyutundaydı) 34 lira verdim, ama kurabiyeyi tam çıkarken aldım. kahvenin üstüne sonra çok tatlı geldi 2 ıssırdım bıraktım. Neyse bunun konuyla ilgisi yok, eğer sessiz sakin diyorsan da orası. Yine aynı tip insanlar sokaktan geçebiliyorlar, it uğursuz yok. kalabalık yok, sokak(mahalle havası) var, biraz lüks bir mahalle havası tabi. Yanında insanlar ingilizce konuşuyor(yabancı adamlar) terlikle geziyorlar, londrada zannediyorsun kendini filan (bu arada ben hiç londraya gitmedim, nasıl zannedileceğini de tam bilmiyorum, yalan olmasın şimdi)

yani yeşil doğa ile iç içe yer bilmiyorum ben pek ama o sokakta çalışmayı sevmiştim.

sahilevlerinde kıyıda oturabilirsin.

dut restorant cafe bar var yakınlarında oraya gidebilirsin çok hoş bi yer. tavsiye ederim.

Tam doga ici denemez ama göztepe güzelyali civarindaki sahil cafeler fena degil.

klavye kısmı piyano tuşlu mu yoksa bandeneona benzer düğmeli mi olacak bunun iyi seçilmesi gerekiyor.
sol el tarafında da temel bas sesler, majör ve minör akorlar, diminished dediğimiz akorlar bulunsa yeter.
80 bas iş görür. fiyat biraz düşük marka vermek için ama güzel bi ikinci el bulunur.
bende çok eski markası okunmayan bi şey var çok ağır, çalamıyorum . bu yüzden alacak kişi takıp denemeden almasın :)
www.youtube.com

Mutlaka bilen biri ile gidin, eger ders alacaksaniz hocanizla gidin mesela zira caldikca sesteki farkliligi/hatayi anliyor hoca. Bende weltmeister var, agir evet ama ayakta olmadiginiz surece sorun degil, ayrica cok guzel askilar var artik.

brother mfc-1911w kullanıyorum memnunum

kyocera dan memnun kalmıştık. çift taraflı baskı yapabilen modeli ama model no unuttum. 5000tl gibi bişeydi fiyatı. brother dan da memnun olan çok duydum. alırken ucuz toner de satıyorlar. o kampanyadan da faydalananın mutlaka.

kyocera biraz pahalı kalır ama en iyisi odur. daha uygun oki'nin çözümleri var tam dolu tonerle falan geliyor.

fax gerekiyor ise canon mf 237w gerekmiyor ise 232 modeli işinizi görür.

2400 sayfa toneri var. brotherlar 1000 sayfa basıyor ve drum ünitesi harici. canon un size maliyeti muadil toner ile 25 tl falan olur.

çok fotokopi çekmeyeceksen böyle şeyler de var:
www.hepsiburada.com

sabirstone+1.

diğer yandan epson veya hp'nin mürekkep yüklemeli modelleri de işinizi görür. resmen birer ekonomi canavarı ve çalışırken dahi mürekkep dolumunu kendiniz devirip dökerek yapabiliyorsunuz.

C–40 var memnunum. Fikir vermesi açısından.

Bütçen genişse takamine gc5ce tavsiye edebilirim ama c-70'te güzeldir.

ben bisikletten hiç anlamam ama dün decathlon'da şu katlanabilir olanlardan gördüm. 621 TL idi.

Decathlonun katlanabilir olanlarından aldık. 700 civarı 6 vitesli olan. Büyük bisikletlerden daha rahat geldi bana. Cünkü büyüklerde gidona eğildiğim için sırtım agrıyordu.

bisikletforum.comda 800 küsür liraya sedona 410 bak

Daha ucuza elektro gitar var elimde bakimlari yeni yapilmis, o olmaz mi? :)

www.sahibinden.com

gameboy
sony megabass walkman

Commodore 64, Amiga 500, Reebok Pump, Adidas Torsion, Nike Air Jordan (ilk seriler)

Rotring uçlu kalem. Eski, ince olanlardan.

(bkz: nokia 3310)

bisiklet ne tür? yol-dağ-şehir?
bütçe ne kadar? nokta atışı yapalım :)

Marka ve model bilmiyorum ama gore-tex windstopper diye bir malzeme var, onların olduğu modellere bakabilirsin.

Geçen ay bir hafta boyunca Hollanda'nın havasında bisiklet kullandım, üstümde kaz tüyü mont vardı, daha ince bir şey olsaydı üşürdüm. Ama kaz tüyü mont da bisiklet sürmek için çok elverişli olmaz sanırım

İyi bir ürünse bütçem eseneyebilir, yol şehir bisikleti. 10 derece altında pek olmuyor havalar

decathlonun sitesini inceleyeyin her keseye uygun ürün var

süper. iyi birşey arıyorsanız mavic'in kendi ürettiği cosmic windstopper ürünleri var, fiyatını özelden yazabilirim ama normalden çok daha uyguna almanıza yardımcı olabilirim. tabi bu bahsettiğim ürün çok spor (git: shop.mavic.com) veya daha az spor bir türünü decathlonda bulabilirsiniz ama bu linkte verdiğim ürünü ben aşağı yukarı 2 senedir kullanıyorum, gayet tatlı.

veya başka bir ürün olarak Castelli Cyclecross Pre Race Jacket ürününü önerebilirim, cyclocross ürünü olduğu için rüzgara ve soğuğa dayanıklıdır. yine bu ürünü de internetteki fiyatın cidden çok altında almanıza yardımcı olabilirim. (git: www.castelli-cycling.com)

Not: yardım edebilirim derken, satıcı falan değilim yanlış anlaşılmasın :)

kalın bir mont yerine, uzun kollu termal formanın üstüne giyeceğiniz ince bir rüzgârlık, 10 derecenin altına düşmeyen havalarda işinizi rahat rahat görecektir. (ben sıfır derecede bile böyle giyinirim) bu ince şeyler rüzgâr için üretildiğinden, çok etkliler.

üç yıldır şunu kullanıyorum ve çok memnunum:

tr.aliexpress.com

Btwinin yağmurluğu var, içinde çok ince bir polar, hava müsaitse kalenji tişört falan yetiyor.

Bi de ben bel korsesi ve dizler için silikon destekli voleybol dizliği takıyorum. Commuter takılana lazım. Dizler inişlerde çok çabuk soğuyor.

5 tane rüzgarlık alıp kullandıktan sonra kendim için en uygun formulü şöyle buldum. Bir tane şundan www.decathlon.com.tr bir tane de bunun cepleri olan ucuz bir benzeri vardı şimdi kalmamış ondan alıp çıkıyorum. Çıkarken cepli olanı kullanıyorum diğeri katlanınca küçücük oluyor cebe bile sığıyor eğer üşürsem veya uzun bir yokuş ineceksem ikinci rüzgarlığı da üstüne geçiriyorum. 5 - 15 derece arasında bu şekilde çok rahat ediyorum. İçime sadece bir tane normal uzun kollu forma giyiyorum. 5 derecenin altına inme durumu varsa içime ince içlik + forma giyiyorum.

Pert kayıtlı aracın piyasa değeri de fazla mı? Pert kaydı olan araçla kardeş olursunuz. Yani satamazsınız.

TTK 1461: Sigortacının sorumluluğu sigorta bedeli ile sınırlıdır.

bildiğim kadarıyla istisnası da yok bunun, ama kesin bir şey söyleyemem. kasko bedeli kabul edilmezse aracı verirler, o da zor satılır cidden.

tabii ki gidebilirsin. benim uzun tur tecrübem yok ama bisikletforumda birçok konu bulabilirsin turlarla ilgili. göz atmanı tavsiye ederim.

Gidilir. 2 sene once istanbulda aktifpedaldan bisiklet satin aldim toplattim ve feribotla bandirmaya gecip oradan binerek 130 km kat ettim. Gece 12den sabah 9a kadar.

Ekipmanini saglam tut suyu bol tuket ve trafige dikkat et. Bir de benim gibi tek basina gece yolculugu yapma kopeklerden gina gelir. 6 kopek kosturmustu hic unutmam.

17 10 diyo sıkıntılı

(git: 1137471)

bizde de var aynı sıkıntı

Hayvansever arkadaşa en güzel hediye derneklere bağış yapmak olur bence.

Mesela bize :)
hayvankurtarma.org

gibi
destek.wwf.org.tr

Önerileriniz çok güzel arkadaşlar teşekkürler ama somut verebileceğim bir şey arıyorum ve vaktim 3 saatle sınırlı:)

adamın tek vasfı hayvansever olması mı? başka bir özelliği yok mu bu kişinin?

mama alın, mahalle kedilerine dağıtsın.

Kendisine hediye edebileceğim bir hediye önerisi olan varsa?

hayvansever arkadaşınız kadınsa hayvan figürlü takı güzel olur.

www.fatihbelediyesiyedikulehayvanbarinagi.com

e-kitap okuyucu geldi aklıma

bilmiyorum sorunuza cevap olur mu ama mesele neleri satın almaktan öte neleri satın almayacağınız.
bildim bileli öyle yaşayan biri olarak şöyle yapıyorum;
bir montum, bir ayakkabım, bir botum, iki kotum, iki pantolonum, iki kazağım var toplamda mesela. tüm eşyalarım orta boy bir valize sığıyor.
son üç telefonum hep birilerinin eski telefonu, asla bozulmadıkça değiştirmem.
iş gördüğü sürece ne kadar eskise de hiçbir eşyamı atmam.
evimde çalışma masası, sehpa, koltuk, kitaplık ve yatak dışında hiçbir şey yok.
çok beğendiğim bir şey olursa önce kendime "ihtiyacım var mı?" diye sorarım, cevap net şekilde evet değilse asla almam.
cevap evetse şunu sorarım; "ben aldığım bu eşyayı yarın düşürsem, kırsam, bozsam haftaya gidip yenisini alabilir miyim?" eğer alamayacaksam o eşya benim için pahalıdır.

böyle bir site var. istediğin ama pahalı olduğu için almadığın şeyleri kiralayabiliyorsun. www.bumerangla.com

daha yeni sayılır o yüzden çok fazla ürün yok ama ben denedim, sorunsuz çalışıyor.

tam bundan bahsetmedin sanırım ama ben de minimum gereksiz alışveriş ve harcama yapmaya çalıştığım için çok hoşuma gitti site. paylaşmak istedim.

yoo olmam.

ne kadar ki yüksek? çok mu?

işte size göre yüksek. örneğin bir öğrenci için ipad olabilirken, iyi kazanan kişi için lüks bir saat olabilir. mesele size pahalı gelmesi.

yakınımsa aile dışı olması önemli olmaz, rahatsız olmam

hediyeyi alan kişinin maddi durumu önemli. değerlendirmeye girer her türlü.
kişinin aylık geliri 20-30 bin'dir, aldığı hediyeyi normal karşılarsın, rahatsız etmez. yok düşük gelirli ise tam tersi rahatsız edebilir.
yani hediyenin maddiyatını konu ediyorsak, alan kişinin de maddiyatı değerlendirilir.

Dün aynı sohbeti psikologla yapıyorduk. Diyor ki çiftler için 20 li yaşlarda çiçek romantiktir, 30lu yaşlarda pırlanta, 50de de sağlık sigortası-check up vs. Bunu da şöyle açıklıyor ileri dönemlerde çiçeği ya da küçük hediyeyi zayıf ve yetersiz görür erkek o yüzden pahalı hediyeyi tercih eder...
Saat-Tablet-Iphone şeklinde yükselen grafiğim için açıklama yeterli oldu bende.

Sevgilimse rahatsız olmam da, yakın ark.ımsa mahçup olurum, benim de onun doğum gününde muadili olabilecek bir şey almam gerekir diye düşünürüm. Yani sanırım bu yüzden biraz rahatsız olurum.

Sorun ederim,geri vermeye çalışırım.

Ben 20 yaşındayken Teyzem bilgisayarımı yenilenmişti. Rahatsız olmamıştım. Yaş 35 oldu. Şimdi bir akarabam aynısını yapsa, evet rahatsız olurum. Ama aynı parayla otel rezervasyonu yapsa, sana tatil ısmarlıyorum dese rahatsız olmazdım.

Cinsiyete ne gerek var? Elti olmak için kadın olmak lazım zaten :)

fuzzy olmak istemistim +1 cuvalladı

daha aram yok, eltim olur musun?

djklshfalsdk muhteşem
en sevdiğim aile üyesi elti.
ama ben daha tanışmadım.
cinsiyet kadın yaş 31
TŞK.

Elti hangisiydi görümce hangisiydi?

henüz tanışmadım.
o sebepten bir yorum yapamayacağım.

O zaman sanırım eltim olmayacak B-)

Sabit bir eltim yok kayinco ayrilip barisiyor surekli afsgs :D

grup dersinden önce antrenman yapma
kas gevşetici içme, zaten gerek kalmaz. ağrıdan uyuyamıyorsan ağrı kesici içmen gerek zaten.

@cekilmis gayfe ; ağrı olmuyor ama nasıl anlatayaım kaslarımda bir yorgunluk dinlenememe hissi oluyor.

anabolik antrenman yapıyorsun o zaman yani hücrelere yeterli oksijen gitmiyor. kas ağrısı bu sebepten oluyordu sanırsam.

@cekilmiş gayfe ; kas ağrısı olmuyor:) ağrı değil benimkisi bir tür dinlenememe hali.

kas boyunca masaj yap, dus al. dinlenir.

spor yapip kas agrisi cekmemek, kaslarin yorulmamasini beklemek baya sacma olurdu zaten.

başlangıç için decathlon iyidir bence.
daha pro ürünleri hilal av'dan alıyorum.

çadırı ve botu kesinlikle dechatlon'dan alma ama fener, mat, baton, çanta gibi ıvır zıvır aksesuarlar konusunda dechatlon fiyat/kalite olarak çok çok iyidir.

çadırı dağcılık malzemeleri satan dükkanlardan satın almanı öneririm. dechatlon'dakilerle aynı fiyata çok daha kalitelisini bulursun. mesela ben kutupayısı'ndan almıştım. onun dışında atlas, everest, adrenalin gibi mağazalar da iyidir. internet satışları var hepsinin sanırım, ama mağazalarına gidersen indirim de yaparlar.

2 saniyede kolayca kurulan çadırlardan almanı kesinlikle önermem. iki katlı (iki ayrı kumaşı olan) ve 3 mevsim bir çadır seni türkiye şartlarında her mevsim idare eder. (dağ zirvelerine çıkmayacaksan)

Husky çadır al. Gerisini decathlon dan idare eder. Ayakkabı tamamen ayrı bi soru olmalı yürüyüş yapacaksan. Yükün olacak çünkü. Çanta da aynı zamanda önemli.

Tüm malzemelerini Decathlon'dan alabilirsin. Almak istediğin ürünü öncesinden bana sorarsan seni yönlendiririm.

İzmir'e Decathlon açıldıktan sonra Dağ Evi'nin satışları geriledi. Çok iyi hatırlıyorum bir dağ botunu 450 liraya almıştım zamanında. Ne geçirmiş Levent abi... Neyse sonra her şeyi Decathlon olan bir insan oldum. Özellikle ayakkabı konusunda çok iyiler.

Çadırı oradan alma diyen arkadaşlar kaç gün çadırda kaldı merak ediyorum doğrusu. Quechua çadır konusunda çok başarılı. Bu konuda da seni yönlendirebilirim.

Ayrıca, kamp vs heves işidir. Gidip Husky alırsın, 500 liralık bot alırsın, hevesin geçer satmak istersin. Ama buradan aldığın ürünleri her zaman kullanırsın.

hah yaşasın, nurtopu gibi cevap hakkım doğmuş.

kendim quechua çadır kullanmadım ama yıllardır her tatilde beraber kamp yaptığımız 15 kişilik grubumda 9 kişi quechua kullanıyor, ikisi memnun diğerleri hiç değil. bu yazın son kampından sonra çoğu kendi çadırını letgo'dan satıp bizim çadırdan almaya karar verdi. 320 liraya almıştık bu arada bizim çadırı, dechatlon'dan farklı değil pek.

kaç gün çadırda kaldığım merak edilmiş. bilmiyorum. saymadım.

Ben cevabımı aldım. Yaz kampıymış. Biz yazın mat üstünde yatıyoruz.

Yine de size yazın kullanmanız için bir çadır tavsiyesinde bulunayım; www.decathlon.com.tr Güneşten korunmanın, sabah olduğunu anlamadan uyumanın en iyi yolu bu çadırdan geçiyor.

Kışın kamp yapmak isterseniz bana ulaşın. Sizi Ağrı'da 4.200'de ağırlayayım. O zaman kamp yaptığınızı anlarsınız.

Sportsdirect.com ingiltere bazli uygun fiyatli urun bulabilirsin.

*tek bir magazaya odaklanmani onermem. karakoydeki outdoor'cularda da uygun ve kaliteli urun bulabilirsin.

*parca parca git. cadir sor once mesela. su su hava sartlarinda kullanacagim, su fiyat araliginda cadir bakiyom, ne onerirsiniz?

*decathlon a burun kivirmamak lazim. fiyat performans konusunda iyiler. yurtdisindaki tirmanisci arkadasima cadir soruyorum, o da gidip decathlon oneriyor.

*kamprail diye bir facebook grubu var. orda ayni sorular zibilyon kere soruldugu icin artik kaliplasmis cevaplari da var. cadir mi? arpenaz! gibi.

*esyalarini kullanacagin araca gore de belirlemen lazim. yuruyeceksen superlight alicaksin. araban varsa yapistir koca koca pofidik tulumu, mati.

sakatlık yok,hamlama var.

ben olsam dinlendirdim, haftasonu geliyor hem

ben böyle durumlarda gidiyorum genelde.
gitmezsem ağrısı bir hafta geçmiyor,üst üste gidince daha kolay toparlanıyorum.

git git

1 gün dinlen öyle devam et. Çalışmak her şey değil vücudunu dinlendirmen lazım.

Bi gün arayla git. Hamlık geçince bol bol gidersin.

Yoğunluğu düşür ama git. Antrenman sonrasında da esnemeye biraz daha uzun zaman ayır.

1 tane tomografi cihazı 150.000 euro. gerisini sen düşün. nereye topluyon bu parayı :)

insanlarin hastane saglik hizmetleri icin devlete vergi ödedigi ülkede yardimlarla saglik hizmeti aliniyor olmasi cok aci. bunun icin türkiyede her vergi mükellefi üzerine düsen görevi yapiyor. bagislarla hastane acilir ama o anda insanlar bu vergilerimiz nereye gidiyor diye sormasi gerekir. devlet kurumu ülkede herkese en azindan egitim, saglik, ve adalet hizmetini esit ve ücretsiz saglamasi gerekir, cünkü insanlar bunun parasini vergileri ile ödüyor, hizmeti de hakediyor.

vergi kacirilmasi ise denetleyemeyenlerin günahidir ve sorumlugudur.

Lösev hastanesini kurarken ne gibi problemlerle karşılaştığını görürsen Türkiye'de bu işlerin ne kadar zor olduğunu görürsün.Eğer kararlı ise yapamacağınız bir şey yok.
(bkz: lösev hastanesine ruhsat için destek kampanyası )

Hastaneyi kurarsın, sonra insanlar o hastanede tedavi olmak için para toplamaya devam ederler.

Ben farklı konuların birbirine karıştırılmasını doğru bulmuyorum. Mesela biri de çıkıp ekşi'de harcadığınız vakitle şu şu işler yapılırdı falan diyebilir. Her şeyin yeri ayrı. Onun dışında diyelim ki hastaneyi yaptık, o organ nakli veya ameliyat için duyulan yardım ihtiyacı azalmayacak, çünkü adamın eksiği hastane değilki, o var zaten, eksik olan tedavi parası.

Tamam o zaman devlet tarafından yapılmış personel maaşı devlet tarafında ödenen ve her türlü techizatı olan bir hastane olsun. Ona bağış yapalım durumu kötü olanlar o hastanede tedavi olsun ?

amerika'da var bu tarz vakıf hastaneleri. tamamen bağışla dönüyor her şey bedava tabii eğer yardıma muhtaç derecede yoksulsan. Türkiye'de bu tarz vakıfları kurmak demek yığınla bürokrasi demek. Lösev'in başına gelenleri gördün. Vay efendim devlet hastane yapamıyor mu...

Bir de dedikleri gibi mesele hastane değil. ülkedeki gelir adaletsizliği. Hizmet almak için vergi ödeyip yine alamamayı geçiyorum. Bence duyarlı bir toplum değiliz. Yani geçen gün bir arkadaş ortamında bir kızımız övüne övüne düğününe 650.000 harcadığını anlattı. Allah daha çok versin. Kimsenin parasında gözümüz yok. Çevremde daha önce de böyle harcamalar yapan insanlar oldu. Yani sadece tek bir kişiden ibaret değil. Bu aileyi de az çok tanıyorum. Kocası isterse bi 650.000 daha harcardı hiç koymaz.

O an bu hanıma "ablacım 600bin harcasaydın da 50 bini tüle, ordorve vereceğine bi ihtiyaç sahibinin duasını alsaydın" demeyi çok istedim. Ama diyemiyorsun işte. Yani biliyorsun o mekanda, o organizasyon şirketinde bu sene yüze yakın düğün yapılmıştır. her biri 50 kaat az harcasa, o parayla kaç yüz ailenin yüzü güler, belki kaç hayat kurtulur, kaç öğrencinin karnı doyar, kaç çocuk vitamin alır... Ama tek kelime edemiyorsun. Para onun. O havaya saçarken üzülmüyor ama bir adam ameliyat ettirmeye eli titriyor.

Ha bu arada servet düşmanlığı yapmayalım. Meblağ büyük olunca daha vurucu oluyor ama 70 milyonun tamamı böyle. Asgari ücretli misin? zaten geçinemiyorsun 50-100 tl kaybetsen koymaz. Ay başı maaş alınca git bir hastaneye yaşlı birinin o ayki ilacını sen alıver. Bi akşam rakıya çıkma da git bir hastanın bir günlük serum parasını öde.
Ne bileyim mahallende bir öğrencinin cebine 50-100 sıkıştır çocuğun 2 hafta karnı doysun. Yapsan yaparsın. Birileri zaten bu amaçla dernekler de kurmuş. Destek olabilirsin. Ama hiçbirimiz umursamıyoruz.

Sağlık için bir yılda ne kadar yardım talep ediliyor bilniyor mu?

Sağlık için, yaşayabilmek için yardım toplamak zorunda kalmamanın çözümü bulunmalı esas olarak. Bu devletin işi, biz vergimizi vererek üzerimize düşeni yapıyoruz. Hele de dolaylı vergide başı çeken bir ülke olarak düşük gelirlimiz yani yardım talep etmek zorunda kalan kesim en fazlasıyla yapıyor.

yapabilir.

Bence yine de hizindan oturu o sekilde altina alir ki ice treni filan vardir almanyads, burnu bu bahsettiginiz gibi sanirsam.

Hiziyla alakali bence. Kar kureme aracini dusunelim. Saga sola kar itiyor ama hizli sekilde bize gelirse ya da karlara girerse onlara carpmis olur.

bence o daha tehlikeli, önüne çıkan örneğin bir arabayı çarpıp sürüklemek yerine ortadan ikiye bölmez mi?

normalde zaten bir çoğu öyle. ancak yenilerde ağırlıklı sebebi zaten o tasarımın aerodinamik olarak da daha iyi olması.

www.bektobacco.com

www.modeltrenciler.com

www.raileurope.com

www.railteam.eu

www.smh.com.au

s3-media1.fl.yelpcdn.com


bunun dışında;

doğru tasarlanmış bir tren yolunda hızlı trenler zaten kimseye çarpamaz zira kimse giremez yola.

Yeni trenler oyle ki zaten. Nedeni de hava direncini dusurmek.

Hizli giden bir trenin ucu nasil olursa olsun carptigi yeri mahveder.

Eger trenin ucunda raylara yakin metal bir onlemi kastediyorsaniz o da var. Bunlar yavas hizlarda ise yarar.

yeni dizayn trenler zaten o şekil.
aerodinamik açıdan en verimli şekil >
raylara hayvanların, insanların girebildiği yerlerde önlem açısından diğer türlü yapılabilir. insan ve hayvandan daha çok trenin raydan çıkmaması düşünülerek.
www.sozcu.com.tr

Önünü nasıl yaparsan yap, trenin hızından dolayı ortaya çıkan bir enerji var. Bir çarpma anında bu enerjinin zarar vermemesi için onu soğuracak bir düzen olması lazım. Bu da trenin şekliyle şemaliyle değil daha başka şekillerde olabilir ama mevcut teknolojiyle bu mümkün değil sanırım şöyle yolda çıkmış treninin önüne yüksek yoğunlukla bi plazma oluşturulup trenin tüm enerjisi ona aktarılabilir ama zamanla artık.

hayır. tren çarpmasında sorun darbenin aktarıldığı yüzeyin açısı değil; o yüzey mecburen yüksek olduğu için trenin çarptığı şeyi altına alması ve tekerleklere kadar getirerek ezmesi.

bu fikir 1930'larda yapılan bazı trenlerde denendi, ama düz mantıkla böyle bişey koyunca yüksek hızla vurunca çarptığın şey hafifse (ör.araba) havalanıp tekrar düşmeye başladığı için vazgeçildi.

güncel önlem, tren yoluna kimsenin giremeyeceği düzenlemeler yapmak.

Öyle bir parça var ve adı da İngilizce cow catcher. Türkçe davar kovar deniyor. Google'da cow catcher diye aratırsan görebilirsin.

akilligelisim'in entarisiydi galiba o, malum sözlükte artık yazmıyor. Belki blogunda vardır.

eksisozluk.com

1- %90'ı fazladan var, minimal yaşama çok özeniyorum ama yapmak çok zor.

2- Şıkların hepsi de zaman zaman geçerli, ama en çok kullanmadığım/ giymediğim için birilerine veriyorum. Attığım hemen hiç olmuyor, hiç kullanılmayacaksa, mesela bozulmuşsa filan atıyorum.

2- Minimal yaşama ulaştıktan sonra atmak/vermek mümkün olmuyor. Minimaldir artık, varolan çok az ürün artık sadece gerekli olanlardır. :)

nerdeyse hepsi çünkü 2'de söylediklerini yapıyorum.

özellikle kıyafet için belli aralıklarla elden geçirir ihtiyacım olmayan, küçük gelenleri eşe dosta, ihtiyacı olanlara veririm. mesela yıllar önce alınmış bi pijama vardı hiç giymemişim büyük geliyor enişteme verdim. aynı şekilde ben de arkadaşların kıyafetlerini alırım eski değilse giymiyorsa ver ben giyerim diye.

zaten bu yola girdikten sonra da insan ıvır zıvır şeyler almayı bırakıyor ve bi süre sonra bu elden geçirme işlemini daha uzun aralıklarla yapmak zorunda kalıyor.

Mümkün olduğunca eşya, kıyafet vs. almamaya çalışıyorum. Birşeyi satın alıyorsam gerçekten ihtiyacım vardır. Bir de yeni kıyafet, ayakkabı alırken de "Bu güzemiş bunu alayım." demiyorum sadece. Aldığım şey en az 5 farklı parçaya uyum sağlıyordur tahminen.

2 için de a, b, c, d.

1 - yarısı sanırım. çok gereksiz şey var:( ama küçülmeye çalışıyorum. facebook gruplarında ücretsiz dağıtıyorum eşyalarımı, bayağı bir şey verdim şimdiye kadar.

2- c,d,e

www.youtube.com

Gaye Su Akyol
Burcu Tatlıses.
Elektronik seversen(dımdıs dımdıslardan değil) 9lazy9.

incesaz
ömer faruk tekbilek

edit: boyce avenue coverları bi harika dostum. her tür parçayı şahesere çeviriyorlar resmen. dediğin kıvama geliyor.

adı üstünde
"yolda"
ve
"incesaz"
dinlerdim

the doors roadhouse blues
the doors la garı

Eagles
Fleetwood Mac
Creedence Clearwater Revival
The Allman Brothers Band

İlk aklıma gelenler;

www.youtube.com - Steppenwolf - Born to be wild

www.youtube.com - Blues Traveler - Hook

www.youtube.com - Rainbow - Temple of the king

www.youtube.com - Steve Miller Band - Abracadabra

www.youtube.com - Lynyrd Skynyrd - Free Bird

www.youtube.com - Whitesnake - Here I go Again

www.youtube.com - Deep Purple - Soldier of fortune

www.youtube.com - UFO - Doctor Doctor

www.youtube.com - Iggy Pop - Passenger

www.youtube.com - Lynyrd Skynyrd - Sweet Home Alabama

www.youtube.com - Blackfoot - Highway Song

www.youtube.com - Judas Priest - Worth fighting for

www.youtube.com - Steve Earle Cooperhead Road

Tür farklı olacak ama son şarkılardan şu iyi gider : www.youtube.com - X Ambassador - Renegades

www.youtube.com

AHL de çalışıyorum. Onur ve pegasus ahakkında fikrim yok ama genel olarak bilgi aktarayım. İzmir uçağı her şekilde kalkar. Ama ne kadar rötar yapar onu kestiremiyorum

@ötekitarafabiöğrenci; çok geçmiş olsun öncelikle, umarım sizlerde bir şey yoktur? böyle bir günde bunlarla meşgul ettiğim için kusura bakma lütfen.

peki sence onur air'den yedek alıp, bekletmenin bir faydası olur mu? yani pegasus'un kalkmama ama onur air'in kalkması gibi bir durum olabilir mi?

15-20 buyuk cop torbasi demek, ortalama buyuklukte bir banyo buyuklugunde cop var demek. O kadar cop yada atilacak malzeme nasil birikir evde yahu?

Cop arabalari ev guzergahindan geciyorsa gectikleri zaman soyle alirlar.

komşuya söyle çöp ev diye ihbar etsin, gelir alırlar ücretsiz :D

Elektronik olanları hurdacıya ver geri dönüşsün. Hepsini çöpe atma bence, zamanın varsa kalsın ayrıştır. Kıyafet varsa çöpün kenarına bırak, ihtiyacı olan alsın.

Yahu hepsi çöp değil,hatta hiçbiri çöp değil ama kullanılmayan malzeme. Elektronik de var giysi de var, yatak yorgan da var.

Teşekkürler cevaplara.

denk gelirsenız eskici hurdaci vs cagirin. olmazdi coplerden kagit, sise tarzi seyler toplayan biri vardir mutlaka ona soyleyin. hepsi de sevinerek gelirler.

ayrıştırın +1

market arabasıyla parti parti taşı ya da çöp kamyonu geçerken çevir.

moloz hattı var, onları ararsanız yardımcı olabilirler belki.ama moloz olmadığını belirtin.

deniz için patara, kaputaş ve kekova'ya gidin. ilk ikisine arabayla, üçüncüsüne tekneyle gidiliyor.

gidilebilecek yerler: kaputaş, hidayet koyu, kalkan, kelebekler vadisi.

kaş'a gidince mutlaka zaika'ya gidin. üzüm kızı da iyidir. bir de eskiden baya salaş bir beach vardı, bu teknelerin olduğu yerin sağında kalıyor -yüzünüz denize dönükken :p- orayı yenilemişler baya şezlonglu beach club gibi hoş bir yer olmuş. tekne turuna çıkın, kekova'yı görmek dışında tekneyle açılıp gittiğin koylarda caretta carettalarla yüzmek/dalmak pek keyifli. ilgilenirseniz dalış yapmanızı tavsiye ederim.

kabak koyunda kalacaksanız yer olarak lilith'i öneririm.

balık tutmayı öğret hocam.

arsa veya dolar

O paraya az daha eklenip yazlık alınır ki :)

cloud

google photos, google drive.

Dropbox

dropbox'ta duruyor. iki adımlı doğrulama da var, mis gibi.

fotoğraflar için Amazon Cloud Drive daha iyi bir seçenek, sınırsız fotoğraf depolama veriyor. (Dropbox diyenler de paralı üyelik alıyorlardır herhalde, 2GB'a ne sığacak yoksa?)

bence fotolar Amazon'a paralı, sonra belge vs olanları Google Drive, Dropbox, Onedrive'dan alacağın bedava alanlara dağıtırsın.

rodriguez2 +1

ben oyle yapicam simdi. copy.com'da duruyordu onceden, kapaninca tasinmak durumundayim

aqua dan sonra buna geçtim efsane.
www.google.com.tr

davidoff cool water tavsiye edebilirim
bi de armani code (siyah olanı) çok sevilir)

Christian dior - higher energy

eğer alım gücüm yerindeyse
dolce&gabbana velvet desire
farkı yaşa.

@sonbaharadam, o kadar değil hocam:)

tavsiyeler için teşekkürler, yeni tavsiyeleri de alabilirim.

davidoff cool water traş kolonyası bence onu eleyebilirsin :D

jamswety +1

Belli olmaz. Thy her zaman yapıyor bunu. Daha önce benim de seferin iptal olmuştu ama başka şirketler ucmustu. Ama ucmayadabilirler

olmaz mı. bir zamanlar battle for middle earth oynarken gözümü kapattığım an atlılar "rohiriiiim" diye koşturuyordu.

Oldu tabii. icy tower, volfied ve zuma'nın geçici zararları oldu. Gözümü kapattığım yerde tükürdüğümün kurbağasını görüyordum.

normaldir. gün içerisinde ne yaparsan, gözlerini kapayınca görürsün. mgr revengeance oynadıktan sonra 2 hafta boyunca sahneler gözümün önünden gitmedi. etkiledi beni.

World of warcraft üzerimde bolca gösterdi bu etkiyi. Az raid yapmadım gözlerimi kapattıktan sonra hala. Sadece oyun değil bu şekilde içine dahil olup çok uzun vakitler geçirdiğiniz her şey rüyada karşınıza çıkıyor mutlaka.

Bunun bir de adı olmalıydı.

18 wheels of steel across america oyununa bir ara arkadaş çevremle beraber fazla sarmıştık. Benzin istasyonlarında sarı renkli işaretler görüyordum. Hatta arabayla gittiğimde kendimi benzin alma işareti ararken bulduğum oldu birkaç kez.

sonra geçiyor..

Daha kötüsü de var. Dün yatmadan önce birkaç saat Sherlock Holmes: Crimes and Punishments oynadım, bütün gece uykumda dava çözmeye çalıştım. O da yetmedi çözemediğim her sefer uykumdan uyandım adam gibi uyuyamadım. O da yetmedi uyuduğum zamanlarda da sağa sola dönüp ığğıı ığııı diye inliyormuşum, hatun kişisinden öğrendim tabi. Ulan The Evil Within, Outlast bile böyle rahatsız etmemişti beni. Serde Sherlockluk yokmuş demek.

Hayatım boyunca quake oynadım.
Son 1 yıldır dokunmuyorum.

Geceleri kulağımda zıplama sesleri, rüyada elimde roketle gezmeler, uzaktan adam sesleri duymak..

Delirmişiz tedavi edenimiz yok.

oluyo ya team fortress 2'ye taktım bu aralar kapatınca engi'ler havalarda uçuşuyo

olmaz mı.

ilk tavla öğrendiğimde saçma sapan hayaller kurardım. odada oturanların arasında boşluk varsa şuraya ne güzel kapı alınır diyordum. yerinden kalktı mı da ha işte oraya getiririm pulu derdim.

Eycofta paladin gezdiririm rüyalarımda. arkada da müzik çalmaya devam eder.

bende ikinci el bir rc var. fırçasız motorlu. o dediğin civarda bir fiyata veririm istersen. ben kullanamıyorum zamansızlıktan.

öyle bir soru yok. buggy alir arazide sürersin, yakin fircasiz alir drift atarsin. öyle en iyisi diye bir konu yok.

uzman degilim, bir ara ugrasmis, sonra rc ucaklara sarip, bütcem bitince birakmistim ilgilenmeyi.

4-5-6 izlesen yeterli olur bence. gelen film 7. film sonuçta, diğer 3'ünü şimdi izlemesen de olur sanırım. 3 akşam 2 saat ayırıp izlesen olur işte, sonra da sinemaya gidip izlersin :)

film nasıl olsa en az 2 hafta vizyonda kalacak (bence 1 ay kalır). Önce seriyi bitir ve son filmi ağız tadıyla izle.

İzlemeden gidersen alacağın en büyük keyif 3d özelliği olur.

4-5-6 olmaz çünkü zaten izlemeye birinci filmden başlamıyorsun. Serinin ortasından izlemeye başlaman lazım.

www.youtube.com

affedilemez hata derken?

vurmayin ama star wars is f.cking overrated.

ama izle gene, hos filmler, sorunla alakali bir de söyle bir duyuru var:

eksiduyu.ru

hata olmaz, ama hayran kitlesini memnun etmek icin bolca referans olacakmis gibi bir his var icimde. o yüzden izleyip gitmek her türlü avantaj olur. universe'ü de tanimis olursun.

@burberry serinin ortası 4-5-6 değil mi zaten?

yani sen filmin çekildiği tarihe göre ilk üç filmi izle. (4-5 ve 6. bölümler) zamanın olursa 1-2-3. filmleri de izlersin, onlar 90'ların sonunda çekilmeye başlandı zaten. daha eski zamanı anlatıyor. yeni gelecek film 7. bölüm olacak, o yüzden 1-2-3 sonra izlesen de olur dedim. ama bence her türlü izlersin 1 haftada zamanın varsa.

Hem takip amacli, hem de soruya ek amacli;

Bu filmleri izleyeblecegimiz ingilizce altyazili bir site var midir? Ben de super sosyal oldugumdan film sitesi falan bilmiyorum. Zenginiz biz, dvd kiraliyoruz asdsdsd

İzlemeden gitme.. Karakterler kafanda oturmalı geçmişlerini bilsen daha çok keyif alırsın

Machete order diye bi nane var. Önerisi şu: 4-5-2-3-6 (evet 1'i komple atlıyor) ha force awakens'ı anlamak için şart mıdır dersen o kadar da değildir ya.

komik gelmedi bana.

orjinalini izleyince komik :D www.youtube.com

orjinalini bilmiyordum.
komikmiş.

bu daha komik ama
www.youtube.com

neden tüm videolarda kafalarına bir sey takmışlar? orjinale yok o.

konfeksiyonda çalışan birol abinin , pizzacıda kuryelik yapan vural'ın ve tüm alt sınıf insanların yeni eğlencesi sanırım bu , bize hitap etmiyor , gülemedim.

erdem şenocak'tan tehlikeli oyunlar. oğuz atay'ın kitabını bence muazzam uyarlamış. oğuz atay seviyorsanız kaçırmayın.