Ekşi Duyuru

Bence evet. hayvanat bahceleri, akvaryumlar, evi icinde apartman dairesinde yasamak zorunda kalan hayvanlar.. bana dogru gelmiyor.

etik değil doğru.
hayvan psikolojisi açısından ise bu hayvanların çoğu kafeste doğuyor, dolayısıyla hiç dışarıyı bilmiyorlar. bilmedikleri için belki kafeste olmak onlara normal geliyordur ama genetik faktörler de var onları uçmaya yönelten. o yüzden emin olamadım.

insan olsa demez ama iş hayvanlara gelince der evet

meddah hocam, ilaç etken maddelerinin çoğu sentetik. sori.

üstad işte bunların mümkün olduğunda doğal karşılıklarını diyorum yazan bir site yapılsa iyi olmaz mı?

ben de öyleyim, net olmadığı zaman bişeyler sinirleniyorum, hiçbir şeye konsantre olamıyorum. bizim durumumuzda sıkıntı yok ama.

her ikisi de:) hatta biraz sanırım anksiyete de var.

ben de böyleyim. o yüzden kararlarım kesindir. biterse biter, bitmeyecekse hemen olur falan filan.

ne güzel bir ömür törpüsüdür bu. adı mükemmeliyetçiliktir ama ardında yatan sevilmeme, değersiz olma korkusudur.

Peki ne yapmak lazım bunu geçmesi için?

Hepimiz doktoruz:)

aynı şey bende de var. sonuca ulaşırsanız bana da bildirin.

inci diş nasıl?

yumident

bluetooth

dent'ist

Tam analizlik bir ruya ama cok uzun surer yorumlamasi :) siz cocuklugunuza inin orada bir sikinti var :)

çocukluğa inmek için aşağı yukarı 10.000 tl istiyor psikoterapistler bilan:)

Baskı altında ya da özen gösterilmeyen bir çocukluk ya da bir dönemde kendinizi gösterme isteğinden kaynaklı ön plana çıkma psikolojisi..

rüyada uçmak genelde hayra yorulur. çok sevineceksin.

Bilimsel yaklaşayım. Freud ve Jung der ki rüyalar kafanın bulunduğu çağı belirtir. Uçma rüyaları çoksa beyin çocukluktan ergenliğe geçiş yapabiliyor demektir. Bunu da aşağılama anlamında söylemiyorlar ama diyorlar ki insanların çoğu beyin olarak ergenliğe geçemeden ölür. Yani, Freud açısından çağ atlamışsınız, tebrik etmek gerek.

Ama Freud ve Jung'dan sonra 350 milyon tane insan birtakım teorileri çürüttü. Bugün, kesin bir kural olmasa bile bunu lucid dreaming olarak değerlendirmek mümkün. Genelde sıkıntı aşma döneminde ya da hafifleme döneminde görülen bir rüyadır.

bana da iyi gelmişti. vücut psikolojik olarak virüslerle başa çıkabiliyor mu bilemiyorum, ama herkesten methini duyup da almıştım, işe de yaradı...

daha önce bu kadar işe yarayan bir ilaç görmemiştim. gerçi umca ilaç değil tam olarak.

(bkz: umca)

Adamlar sayfa sayfa yazmış. Vardır bir bildikleri.

Sen bir de hastalık etkisini göstermeye yeni başladığı zaman al bak neler oluyor. 3 gündür trend olan h3n2 ile savaşını izliyorum. Henüz bünyeye nüfuz edemedi virüs. Hafif halsizlikle geçiştiriyorum, bakalım kim kazanacak.

3 yıldır nezle grip nedir bilmiyorum bunun sayesinde.

Dün bir kırıklık, bir üşüme, hapşırma akıntı... Dedim kesin hasta oluyorum. Hemen gittim Umca aldım eczaneden. (sağlık ocağı doktoru önermişti) Bu sabah uyandım, hiçbir şeyim kalmamış. Artık plasebo etkisi midir nedir. İşe yarıyor.

hadi ya benim de burun akıntısı başlıyor yeni yeni şifayı kaptım anlaşılan. ben de alayım şu mucizevi ilacı dediğiniz gibi var mıymış öğreneyim.

ben küçükken (10 yaş falan) oyuncak bi arabam vardı, kendi kendine yerde dururken ilerlemişti. ama bu benim zaten korktuğum bi sırada olduğundan küçüklüğüme veriyorum şimdi. çok paranormal gerçekten evet...

(bkz: sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar)

Bazen bir kaç gün üst üste geceleri aynı saatte uyanır kendimi ayakta ışığı açmış şekilde bulurum.

bi kaç sene önceye kadar -artık yemin ettim bakmıyorum- çok iyi fal bakardım. kendim bakıyor olmasam inanmazdım belki ama hayatımda ilk kez gördüğüm arkadaşımın arkadaşının annesinin şehirdışında bir çiftilk evi olup bu evle ilgili akrabalarla sıkıntı yaşanıyor olduğunu ve adı A harfiyle başlayan avukatlarının işe yaramaz olduğunu filan anlatıyodum o derece yani. bi kere direk isim okumuşluğum bile var. böyle onlarca fal vakam var. ben bile anlam veremiyodum. sözcükler ağzımdan çıkıveriyordu. bi tür trans mı artık neyse.

bi kere de hayal ettiğim bi sahne aynen yaşandı.

iki kere de elimde kına lekesi ile uyandım. internette falan da var benzerini yaşayanlar ama anlam veremedim. hatta doktora bile sordum eilini bi yere değdirmişssindir filan dedi. kına kokuyo ama yeaa diyemedim tabi doktora.

eyyorlamam bu kadar.

düğün dernek ile senin hikayen'i duyuyorum çevremde genellikle ancak ikisine de gitmediğim için sadece popülerlik bazında tavsiye edebiliyorum maalesef.

justin bieber's believe.

şu sıralar tek öneri fantastik ve dövüş, aksiyon içeren şeyleri seviyosan ronin 47'ye gidebilirsin.

47 ronin yada dinazorlu olan.

Açlık Oyunları iyidir izlemediysen.

47 Ronin de güzele benziyor.

güleyim diye düğün dernek'e gittim.
sürekli bir bağırış çağırış, harala gürele gürültü.. bir kaç yerde güldüm denebilir. böyle filmlerde zaten kurgu oyunculuk vs aramıyoruz/sunmuyorlar hiç değilse keyifli vakit geçirelim. olmadı.

bir hükümet kadın değildi yani.

tamam mıyız varsa hala gidebilirsiniz. bu aralar türk filmleri bir harika dostum!

ekibi çok sevmeme rağmen düğün dernek için sinemaya gidilmez. gittim pişmanım.

bence zarif bir deri eldiven alın gitsin. bütçe ne kadar bilmiyorum ama 50-100 lira arasıysa bulabilirsiniz. siyah deri eldivene burun kıvıracak kadın olduğunu sanmıyorum.tchibo da var bir kaç çeşit, 50-70 lira arası.
mudo da da var. gerçek deri olsun tek şartı o.

Yves rocher mağazalarında ya da bu tip kozmetik mağazalarında yılbaşı sepetleri var. Hazırlanmış.

Eğer hazırı pahalı gelirse sepet+zeytinyağlı katı sabun+ zeytinyağlı el kremi alabilirsin.

çok teşekkür ederim.

@alice sanırım dediğini alacağım. bence harika fikir.

deri eldivende el ölcüsü önemli, tam oturacak bedeni ki rahat olsun. değiştirme kartı olmasında dikkat edin.

değişim kartı olmayacak mı sonuçta, sorun etme o kadar.
sevilden parfüm..
zaradan falan sade bir bluz..
tarzına uygunsa twiggy'den komik terlik/slipper al..

deri eldiven de iyiymiş ayrıca

alice nin söylediğini ben de alacağım:) sen başka al.

Siyah lekeden dönme ben dedirtecek kadar büyük şeylerse önce bir cildiyeye gidin. Zira içini boşaltsanız bile düzgün kremleri kullanmazsanız yine dolar.

ayarlar'daki "daha fazla" kısmına dokununca konum servisleri çıkıyo. acana oralardaki tikleri kaldırmak mı lazım?

onu yaptım eseksipasi ama çözülmedi.

hmm bilemedim bi forumlara bakalım öyleyse

s3te de aynı sorun varmış ama cevaplanmamış:

answers.tr.samsung.com

kindle dan değil genel olarak e-book readerlardan bahsetmek lazım. e-book readerlar tabletlerin aksine ekranlarında e-ink teknolojisini kullanıyorlar. herhangi bir ışık yaymadıkları için gözün yorulmuyor. tablette kitap okumak istersen 1-2 saat sonra gözlerin pert olabilir ancak e-book da saatlerce okuyabilirsin. bu teknoloji standby halinde minimum enerji harcar. yani sen bir tam şarj ile aylarca gidebilirsin. sadece sayfa çevirirken ve bir işlem yaparken, wireless açıkken falan şarj harcar diyebiliriz. bu nedenle yolculuklara falan uygun.
eğer sadece kitap okumak istersen e-book reader kesinlikle tavsiye ederim. fiyatları tabletlere göre ucuz. (çinde üretilen dandik 99tl ye alabileceğin, iki günde elinde patlayacak tabletlerde bahsetmiyorum tabi.) daha hafif, boyut olarak kitap boyutunda.
kindle ı bilmiyorum ama büyük ihtimalle pdf dosyalarını da rahatlıkla okur. ben sony prs t-1 kulanıyorum içine android bile yükledim. dosya paylaşımını da wireless üzerinden dropbox ile yapıyorum. kafam rahat. e-book readerler için özelleştirilmiş formatların özelliği; senin yaptığın format, boyut gibi değişikliği o kitap üzerinde rahatlıkla uygulayabilmesi. pdf bu konuda diğer formatlara göre daha az esnek. eğer bulabilirsin epub bulamazsan da txt pdf falan gayet işini görür.
hangi kindle i bilmiyorum. onu da başkası açıklasın.

Ben de araya bir soru sıkıştırayım. Şu retina display vs. olaylar da göz yorma olayına derman olmuyor mu?

hayır ikisinin alakası yok. retina display çözünürlükle alakalı, önemli olansa ekranın türü. mutlaka e-ink olmalı.
e-ink bildiğin mucize bence, elindeki normal kağıdın yazıları yer değiştirerek yeni şeyler yazıyormuş gibi bir şey.

Kitap fanı olarak," e-reader ne ya, hani pdf okunur da kitap için gereksiz" diyip duruyordum, sonra abim yeni aldığı kindle'ı gösterdi. Çok başarılı gerçekten. Yani yapmış adamlar.

Ben de kindle almayı planlıyorum bir ara, en mantıklısı paperwhite gibi görünüyor. Altta klavyesi falan olan sanırım fire modeli var ama gerekli gelmedi pek. Euro fırladığı için pahalı oldular tabii ama düz modeli ya da paperwhite'ı tavsiye ederim.

hocam artık sinema görevlisine numarayı falan vermen gerekiyor.
şunu okusan iyi olur: eksisozluk.com

bizzat gişedeki kişiye başkasının şifresiyle de girebilir miyim diye sordum ben, evet yanıtını verdi. belki yere göre değişiyordur hocam.

bence sorup işkillendirmeyin görevlileri :D

olur ama ne kadar sağlam olur şüpheli.

bence olmaz. suntanın fiyatı belli, kumaşım fiyatı belli. hele kereste ise hiç olmaz.

nerden almalı peki uygun fiyata,bilginiz var mı?

ofisimiz çok yakın oraya, daha önce gidip bakanlar olmuştu da sordum şimdi çok tırtmış öyle dediler.

çok saol @eseksipasi.

piyasada 400-500 liraya kadar satılan bazaların alayı dandik bu adamlar yazmış açık açık fiyatlar fabrika çıkış fiyatları diye, malzeme standart düz kumaş 5 tane ince metal profil var yanlar zaten mukavva gibi vs..

ankara devlet tiyatrosunun Teneke adlı oyunu gelirse mutlaka gidin

michalengelo ve profesyonel i bilet bulursan kaçırma.

iyi vakit geçirmek için "lütfen kızımla evlenir misiniz" e de gidebilirsin.

hala gösterimde mi bilmiyorum ama sidikli kasabasına da gidebilirsin

profesyonel +1
kurban
sessizlik
herkesin bildiği sırlar

malum ortamlardan indirip dene olmazsa.

malum ortamlar +1
bir de duolingo'yu deneyebilirsin. o ücretsiz.

Hangi dil? bence degmez.

Ben çok başarılı buluyorum, ancak bolca vakit ayırmak gerek. Düzenli bir şekilde kurs gibi programlı çalışmazsanız işe yaramaz.

İşbir'den aldık, pek memnunuz 5 yıldır.

Fiyat olarak hangi markalar uygun pek bilmiyorum ama. Alırken viskosunun densitesine yoğunluğuna dikkat etmenizi tavsiye ederim. Yatacak kişilerin kiloları da önemli bir nokta. İşbir markasının Relax serisini kullanıyorum memnunum.

bahsettiğiniz psikiyatri değil, psikologların gerçekleştirdiği terapi bu arada. psikiyatriste dertlerinizi anlatmazsınz o da sizi yönlendirmez/çözüm bulmanızı sağlamaz.
psikologlar ne işeyarıyor diyorsanız da, yani bu konuda zamanın ötesinde bir entry'm var, psikologların faydalarını bu faydalara inanan biri anlatsa daha doğru olur.
entrym de şu: eksisozluk.com

edit: kusura bakmayın cahilliğime verin. benim bildiğim/bana psikoterapi yapalım konuşmalı anlatmalı devam edelim diyen psikiyatrist de, psikiyatristliğin 'yanısıra' psikoloji üzerine ayrı bir eğitim aldığı için 'psikolog gibi' terapi yaptığını söylemişti.

psikiyatristler de psikoterapi yapar alice, tam olarak psikiyatrist psikoterapistlerden bahsediyorum.

Çünkü; anlatan kişinin ne anlattığı, olayları görme, dünyayı okuma biçimi, onun kimliği ve zarar gören kısımları konusunda fikir verir. Rorschach lekesi testinde olan da budur. Hasta orada, tamamen kendi iç dünyasının denetimiyle anlamlandırır lekeyi.

Siz yalan söyleseniz ve gerçekleşmemiş olaylar anlatsanız da tamamen anlatıcı olan siz'in dünya görüşünüzle ve geçmiş deneyimlerinizle sınırlandırılmış bir ifade kullanacağınızdan, ortalama bir psikiyatr da bunları okuyabilecek durumda olduğundan, bir şey anlatmanız önemlidir.

Neyi anlattığınızın bir önemi yok yani. Yalnızca anlatmanız bile yeter. Dil,Freud'a göre de, Jung'a benliğin tezahürüdür. Dildeki sapmalar üzerinden yapılabilecek tahliller, son derece yerinde noktalara tekabül eder.

@kalemdefter ; tam aradığım açıklamayı çok doyurucu şekilde yapmışsın. çok teşekkür ederim. eline sağlık.

benim bildiğim kadarıyla danışanın beden dili de psikoloğa yorum yapma yetisini verir. kalemdefter'in de dediği gibi ne anlattığından çok nasıl anlattığı önemlidir.

Yiruma iyidir. Dünyaaca ünlü piyanist zaten eserlerini kendi yazıyor.
Michael Nyman iyidir, gerçi eserlerinde sadece piyano kullanmaz. The Piano filminin soundtrack'ini yapmıştı.

Max richter, philip glass

olafur arnalds
dustin o halloran
max richter
nils frahm
peter broderick
goldmund - helios - keith kenniff
sylvian chauveau

tahtakalede şarkhanda ya da girişteki oyuncakçılarda bulunabilir

Öncelikle duvarlarınızı açık renge boyayın eğer değilse diyorum. Koyu renk oda basıyor gerçekten, özellikle fazla zaman harcanıyorsa. Ondan son stickerlarla falan değişik şeyler yapabilirsiniz.

fikirler için www.pinterest.com

edit: Mesela tavan seviyesinden yatay tel geçirip ona asacağınız dikey tellere resim, poster vs bir şeyler asabilirsiniz. Bunlar istediğiniz zaman da değiştirebileceğiniz için eğlenceli olabilir.
ya da şöyle şeyler www.pinterest.com tabii asacağınız şeyler illa bu kadar mutlu olmak zorunda değil :)

Ben aydınlatma mevzularına meraklı olduğumdan mıdır bilinmez, bence odadaki aydınlatma kaynağının değiştirilmesi odada ciddi bir değişim oluşturuyor.

Hani iki kollu lambaderler vardır ya; büyük olan odayı, küçük olan masayı aydınlatır. Odamın yapısı müsade etse onlardan koymayı çok istiyordum.

@aquilas negras , önerebileceğin bir model var mı bunun için?

www.ikea.com.tr
bu model bişi olabilir anlattığınız.
www.ikea.com.tr
bu da enteresan bir model.

aynı fiyata, servis ağı çok daha geniş markaların arçelik falan gibi elektrik süpürgeleri var zaten. markayı ilk defa duyuyorum, kullanmaya başlayınca belli aralıklarla torbası dolacak değiştirmeniz gerekecek, bu markanın bu modeli için torba bulabilecek misiniz?

homend in servisleri oldukça iyi ama kamupanya nın teşhir ürün gönderdiği ile ilgili şikayetler vardı.donanımhaber sıcak fırsatlara bakabilirsin.bir de homend in kendi sitesinde HMDS3NK1 kodu %50 indirim yapıyor.

mevzu müzikse laptop'un pek bi ehemmiyeti yok. laptop'u orta yollu alıp, harici bir ses kartı edinin bence.

Size de Lenova IdeaPad Z500ü önerelim o halde.

ayrıca brkylmz +1

sony vaioların o fiyat aralığında olanlarına bir bakabilirsiniz. Ses konusunda bir "ekstra"lık sözkonusuydu diye hatırlıyorum.

kesinlikle Ksilofon
yok illa başka bir alternatif dersen armonka/mızıka diyorum.

gitar gibi enstrümanlar aynı anda her iki elin kullanımını (beynin her iki lobu gibi) gerektirir ki bence küçük yaşlarda oldukça zorlayıcı ve dolayısıyla müzikten soğutucu olabilir..

Melodika çok daha doğru olur diye düşünüyorum.

www.muzikenstrumani.com

Geçen bir bebek mağazasında şundan gördüm: aydagitim.com

İçimde kaldı, kendi çocuğum olmaz belki ama yeğenim falan olduğunda kesin ilk olarak bu resimdekini ( bunu daha çok aksesuar olarak düşünüyorum) sonra da şöyle bir şey alırım: mcdn01.gittigidiyor.net

ukulele

www.google.com.tr

Almayın, çok erken!

o kadar küçük yaşta birinin müzik gelişimine katkıda bulunmak istiyorsanız sadece müzik dinletin. evde sürekli kaliteli müzikler çalın.-kaliteli tartışmasına girmeyeceğim- siz ya da ebeveynleri enstruman çalıyorsa öğretmeye çalışmaktan ziyade sadece bol bol Defne'ye çalsınlar. çocuklar gördüklerini taklit etmeye çalışırlar.
2,5 yaş enstruman çalmak için çok çok erken. en fazla beraber masaya vurup ritm tutabilirsiniz.

s220 berbat ya. benim biraderde var artık anakart ses çipinen midir başka birşeyden midir leş gibi ses geliyor. babamda ve bende yıllardır şundan var:

i.imgur.com

yamuğu olmadı. tam evladiyelik cihaz yenisini çıkartmışlar bunun aynısını bulabilir misin bilmem.

dost mesaj attım bakarsın

Kardiyoyu kısaltmayın, tempoyu düşürüp süreyi uzatabilirsiniz bile. Bunun yanında zaman kalırsa ağırlığa da yavaş yavaş girin. Yine de yağ yakmak temel amaç ise 1-2 ay kardiyoya ağırlık verin.

@yarin bos musun ; aslında çok fazla bir kilo problemim yok 4-5 kg kadar vermek istiyorum sadece yanında da hafiften kas kütlem artsın istiyorum işte.

bir de çok kilolu bir arkadaşım var onun önceliği kilo vermek. epey fazla kilosu var 30 kg falan vermek istiyor. bu kiloyu vermek için kardiyoya mı ağırlık versin? ağırlık çalışsın mı sence? bir de haftada kaç gün kardiyo?

Kilo bu kadar fazla ise kalbe dikkat ederek bol kardiyo yapması yazım. Ağırlık altına girmek -şimdilik- kilo kaybı için az işe yarar. İşe yaramaz demiyorum, yağ kütlesinin altındaki kas kütlesini geliştirmek de yağ yakımında işe yarar fakat şimdilik öncelikli olan kardiyo.

Sizin için ise durum farklı. 4-5 kiloluk fazla kilo, fazla kilo değildir. Kardiyo yine yapılacak elbette ama arkadaşınız kadar uzun tutmanıza gerek yok. Yine bir yarım saatlik kardiyo (esneme-germe mutlaka yapın) arkasından karın üzerine yer hareketleri, arkasından da ağırlık çalışması -ki bunun için muhakkak bir program yazdırın- olumlu ve hızlı sonuç verecektir.

Ağırlığı arttır, kardiyoyu kısalt ve daha yoğunlaştır.

kötülük için yapıyorsa farkında değildir. bir rahatsızlığı bir sebebi varsa farkında olabilir.

Farkında olanlar elbette vardır. Farkında olup bundan keyif alanlar, yarattıkları huzursuzlukla mutlu olanlar. Farkına varamayacak kadar şuursuzları da vardır elbet, herkes, kendileri gibi sananlar, bunun normal olduğunu düşünenler.

Ben de bunu düşünürüm hep.

Sanırım kendileri de kötü bir karakter sahibi olduklarını biliyorlar.

Benim bazı huylarım kötü mesela. Ben bunun farkındaysam sanırım onlar da farkındadır. Sonuçta o kişilerin karakterlerinden rahatsız olan kişilerden bunlara bir feedback geliyor.

Farkindayim
Bazen engelleyemiyorum

ilkokulda(5 ya da 6. sınıftaydık henüz) bir arkadaşım ''ortalığı karıştırmayı çok seviyorum'' demişti, o yaşta biri bile fark edebiliyorsa elbette var farkında olanlar. ayrıca bir sebebin olması farkında olmamayı gerektirmiyor ki.

@mayaa ; şöyle ki eğer kişi kendine bir sebep buluyorsa kötülük yapmak için aslında içten içe kendinin kötü olmadığını düşünüyor olabilir. yani yaptığı kötülüğük farkındadır ama karşısındaki insan bunu hakkedecek birşeyler yapmıştır diye düşünüyordur.

BREAKING BAD BREAKING BAD BREAKING BAD

Bence prison break.

Ben yeni başladım daha 1. sezondayım ama Breaking Bad diyorum..

siberia - aynı tarzda

dizi piyasasının orospusu olmuş biri olarak bence en güzel( sevebileceğin ) dizileri bir anda bitirme derim... sonra benim gibi tekrardan sezon sezon izlersin..
game of thrones
sherlock (6 bölüm )
OZ (eskidir ama kraldır )
Prison Break
How i met ur mother
Vikings
supernatural

Siberia kesinlikle, ben Lost'u geçeceğine inanıyorum imdb puanı aksini iddia etse de.

Onun dışında yukarıda yazılanların çoğuna ek olarak, Battlestar Galactica ve White Collar diyorum.

Beypazarı'ndan başkası yabancı geliyor bana. Onun kadar keskinini içtiğimi hatırlamıyorum.

Bence fark var, mesela Almanya'da devamlı içiyorlar ama onların içtiği bizim kızılayın yanında yumuşak su gibi kalıyor. Hatta meyve suyunu da sodayla karıştırıp içiyorlar ki schorle denen nane o zaten.
Şahsen günde 1-2 tanenin zararlı olduğunu sanmıyorum ama tabii uzmanlara sormak lazım. Fazlası zarar, o kesin.

bende hergün 1 tane içerim.
Kızılay beypazarı uludağ onlar fena değildir.

yemeklerden sonra içmenin sindirimi tembelleştiriyor diye biliyorum.Sonuç olarak iç ama yemeklerden hemen sonra içme az arası geçsin.

"sevdiğim kız bana abi dedi" konusundan sonra duyurunun en popüler sorularından birisidir maden suyu. kaç kere konuşuldu. biraz ararsan bulursun :)

yurtdışında içilen şey mineralli su. böyle gazlı ekşi iğrenç bir su,sodanın yerini tutamaz. ama maden suyunun her gün düzenli içilmesi böbrek taşı yapıyor. doktor söylemişti bana geçen sene

@mea maxima culpa doğrusunu demiş,soda değil maden suyu yazacaktım. kızılay falan gibi

kavram kargaşası yaratmayalım.

burda maden suyu konuşuluyor. soda yapay bir içecektir.

doktor tavsiyesinden bahsediyorsak bana da her gün 1-2 tane iç diye önermişti doktor.

Türkiyedekiler hep Co2 basılmış maden suyudur. Avrupada içilen bunun co2 siz versiyonu.
Ben ise 1 yol boyunca günde 2-3 maden suyu tükettim. Midemi siktim afedersiniz. Iki ayda ancak kendine geldi, tembelleştirme işi doğru kesinlikle

işte hep aynı tartışma.

maden suyu sorusu açılır. bir taraf zararlı tohtur şunu bunu dedi der.

öbür taraf ooo evropalılar bunu lıkır lıkır içiyor der.

kısır döngü halinde devam eder :)

benim bildiğim özellikle diyet yapanlar ve spor yapanlar mineral kayıplarını telafi etmek için içmeli. doktor söyledi :)

ben de sevmiyorum ve ayni tepkilerle karsilasiyorum.

secilmis oldugumuzu dusunuyorum.

var. artistlik olsun diye sevmiyorsunuz.

Belki size 3 yaşına kadar çikolata vs. gibi şekerleme türü yiyecekler vermemişlerdir ve sizin de damak tadınız bu şekilde oluşmuştur. Belli bir yaşa kadar bebeklere şeker verilmezse çikolata delisi olmuyorlarmış diye duymuştum.

tatlı sevmiyorum, bir kaç ayda bir lindt var %70 kakao, yediğim tatlı namına.

dondurmayı bile çok tatlı gelmeye başladığı için tüketmiyorum.

nutella v.b alırsam en minik kavanoz bile 2 aydan önce bitmiyor, almıyorum.
bayramda komşum 9 dilim ev yapımı baklava getirmiş. geçen gün hepsini attım, ne zaman şunu yiyeyim diye elimi atsam içim bulandı, hem tatlı hem de sıcakta...

çayı şekersiz içerim, gofret v.b yemem, antepten bir dilim tatlı tadına bakmadan döndüm 6 günün sonunda.

tatlı sevmiyorum işte.

edit:@ tutkun; aksine bebekliğimde muhallebi çok yermişim.

edit2:@ feykalade hiç tatlı yememek değil, talep etmemek sanırım. mesela ofiste arkadaşımın ikram ettiği bir kremalı bisküvi, komşuya gidince yediğim 1 dilim kek, lokantadan çıkarken ağzına attığın kasada duran minik bonbonlar(naneli bile olsa şeker o), sabah evden çıkarken içtiğim kakaolu süt... aslında gün içinde farkında olmadan yeterince şeker tüketiyoruz.

@mayhemdemon ve evet ben de senin gibi kola, limonata, ice tea, meyve suyu pasta, tatlı kuru pasta, hatta çok şekerli geldiği için balkabağı, cennet hurması, hurma...tüketemiyorum.

edit3: eja, ablam benim aksime her gün tatlı bir şey tüketmeden duramayan, girdiği tatlı krzleri sonucunda gece 1'de babama pastane arattıran, yurtdışında iş arkadaşlarının bile öğrenmesine sebep olup her gün sırayla ablama tatlı taşımaları ile neticelenmiş bir ünü var tatlı konusunda. aynı evde, aynı yemek kültürü ve eğitim olsa da bireysel bir fark işte.

Doğuştan şanslısın işte daha ne istiyorsun :) Benim eşim de sevmez. Tatlı ve hamur işi ağzına sürmez. Yaşıtlarından çok daha genç gözükür ve sağlıklıdır.

bir sürü tatlı çeşidi var yahu hiçbirini mi sevmiyorsunuz, ben de şerbetli tatlıları pek sevmem mesela ama sütlü ve çikolatalı tatlı olmadan da yaşayamam. safi tuzluyla ömür mü geçermiş , beynin tek enerji kaynağı glikoz zaten hiç tatlı tüketmemek sanıldığı gibi sağlıklı birşey değil yani.

@feykalade; aslında hiç tatlı yememekten bahsetmiyorum ama severek değil. bir yere gideyim de tatlı yiyeyim demem hiç. çok denk gelmedikçe de yemem, canım istemez,sevmem. şerbetli tatlıyı düşününce bile kötü oluyorum ama dediğin gibi. sütlü tatlıları da özel olarak sevmem ama daha yenilebilir gibi geliyor.

bu arada hakikaten, tuzlu ve acı şeyler daha güzel geliyor. bir de zaten gün içinde ekmekten,çaydan vs vs den şeker alabiliyoruz diye biliyorum.

dondurmalı sufle hariç de!

ben de sevmiyorum. ayni tepkileri aliyorum. insanlar garip.. sanki herkes tatliyi cikolatayi sevmek zorundaymis gibi bir genel gecer kural var sanirim.

beslenme biçimi, anneniz çok tatlı yapmıyorsur, etrafınızdaki arkadaşlarınızla tatlı muhabbeti donmemiştir ya da ödül olarak şekerli yiyecekleri yerine başka bişey konmuştur.. bende eskiden çikolata sevmez yemez aramazdım, kola misal eve girmezdi hiç içmedim sevmem

bende de te süt içermeyen tatlılara karşı bir iticilik var. gerçi çikolata hiç yemiyorum da tatlı olursa o da sütlaç, puding gibi şeyler oluyor. kız arkadaşım da tam tersi çikolata bağımlısı. zor anlar yaşıyoruz.

ben de sevmiyorum, evde de annemle kardeşim çok sever, babamla ben sevmem. ama tabi ayın belli günlerinde canım çekiyor yalan söylemeyeyim, o zaman da birkaç çatalla kesiliyorum. insanlar genelde nasıl sevmezsin yaa gibi inanmaz ya da oh çok şanslısın diyerek yaklaşıyorlar.

Bende tatliyi hic sevmem yesem migdem bulanir.dondurma hatta bazi sekerli meyveleri bile yemem.tum dunya onumde tatli yese ben de yiyeyim demem.normal damak tadi sonucta

annen güzel tatlı yapamıyomuş demek ki panpa. aşırı şekerli olmayan ama tadı çok güzel olan tatlılar yapan tatlıcılar var. beyoğlundaki inci pastanesi örneğin. öyle yerleri deneyebilirsin. bu da gol değilse yapacak bir şey yok hayattan başka şeylerle keyif almaya bakacaksın.

iş için telefon kullanmadığımdan pek bilgim yok ama blackberry tavsiye ediyorlar genelde. ha bana kalırsa nasıl olsa bedava olduğundan en iyisi iphone al. neticede android telefonun var bir tane de ios olsun. en pahalısı da o zannedersem.

kesinlikle iphone..

Mail önemliyse direk blackberry modelleri.
Ama yok mail + excel vs. Note2
Vakit önemli kullanılabilirliği kolay olsun diyorsan yüzeysel kullanım için iPhone.

Samsung Galaxy S4

gidip alasım geldi. iyiymiş cidden.

bence satıcının adı daha güzel: mesut mutlu

çok güzeeel bide;

ARAÇ GÖRÜLMEK İSTENİRSE:
GEZİ PROĞRAMIM AŞAĞIDAKİ GİBİDİR 15 AĞUSTOSTAN SONRA 15 GÜNDE BİR GÜNCELEYECEĞİM.
9 Temmuz 15 Ağustos arası Bursa Nilüferde olacağım. :15 AĞUSTOSDAN SONRA: BALIKESİR-MANİSA-AYDIN-MUĞLA-ANTALYA PLANLIYORDUM. ANCAK -( Nakit sıkıntı sorunumu çözemezsem gelen teklifleri değerlendirebilirim. )

İyiymiş :)

banyo hariç bayıldım

hayallere daldım amq :(

kahvaltı yapmayınca öğle yemeğinde çok yiyip mideyi patlatıyoruz ya bence o yüzden kilo alıyoruz.

kahvaltıda tost yiyorum yanında da süt alıyorum. ya yolda giderken ya da ofiste yiyorum.veya bazen annem poğaça yapıp buzluğa atıyo sabahları 2 adetini tost makinesinde ısıtıp yanıma alıyorum. bu tip çözümlerle kahvaltıyı kurtabilirsin sen de?

kahvalti bence cok onemli. tostu da sabah hazirlamak zorunda degilsiniz. ben geceden sandvic hazirlar onu da strec filme sararim. sonra da bir kapali kaba koyar dolapta saklarim.isitmak gerekirse tost makinesinde 1dk isitmak kafi. sut, sutlu cay, cay ya da sikma meyve suyunu oneriyorum. kahvalti yapmayinca oglen yemegi ise devam edebilmek icin cok yenen bir ogun oluyor. aksam da ha keza.sabah ve oglen iyi beslenip aksam hafif yemek form icin bence en iyisi.

ise basladiginda 6 ayda 10kilo alip sonra hepsini yavasca geri veren biri olarak soyluyorum.

diyetisyenler mutlaka kahvaltı yapın diyorlar. Ama bence yapmayanlar daha zayıf. İnsanın yedikçe yiyesi geliyor çünkü. Kendime bakıyorum, arada aç kalmayım diye atıştırdığım zaman sürekli acıkıp , yiyorum. Fırsat olmayıp atıştıramadığımda ise hiç ihtiyaç hissetmiyorum.

Mükellef kahvaltı erken kalkan insan için bir hayal. Evden sandviç getiriyorum.

Çorbada tok tutar, içmek lazım

kahvaltı önemli evet. mümkünse her sabah domatesli peynirli bi tost yapıp yemek lazım. o da olmazsa iki kaşık gevrek bir bardak süt ideal.

corba konusuna gelecek olursam. dogu sehirlerinde yerlesik bir kulturdur.antep'te beyran, diyarbakir ve cevresinde mercimek ve erzurun bitlis cevresinde etli corbalar yapilir yenilir. aksamdan kalan corbayi sabahnicebilirsiniz gayet yerinde olur. ekmek isterseniz de yine aksamdan bayatlayan ekmegi daha yumusak olacagi icin iyi olur.limon ve biber ile her corba sabah isinize yarar.

www.facebook.com

o kazım bu kazım işte
www.youtube.com

bilet bulamadım ayarlarsan eşlik ederim 8)

@kidlazer ah keşke olsa:)

garanti internet subesinden sorgulanabiliniyor. ayrica gib.gov.tr'den de bakabilirsin

evet sms atıyorsunuz hasar mıktarı dahı kac para oldugu kac tane oldugu yazıyo

arkadaşlar bahsettiğim trafik cezası sorgulaması, gişe cezası falan değil bunları da yapabiliyor muyuz dediğiniz yerlerden?

Plaka, TC Kimlik no / Vergi Kimlik No ve Araç Tescil Tarihi bilgileriyle yapılabiliyor http:/www.gib.gov.tr adresinde.

karbonatlı suyla çalkala,iyi geliyor.

kenacort-a diye bi pomad var, başlarken sürüyorsun. çok çabuk kurutuyor. neden sen mücadelelerden mağlup çıkıyorsun? aft çok basit bir mesele yahu.

hacı sana en etkili çözümü söylüyorum söylenenleri unut.

eczaneye gidiyorsun. oralmedic alıyorsun. kulak çöpü gibi bir şey. kullanımı yazıyor. onu kullanıyorsun. yarım saat sonra acı yok.
haa kullandığın sırada spartacus kılıcı yemiş gibi acıyacak. sık dişini.

valla basit mi bilmiyorum da kendimi bildim bileli var,bağışıklık sistemimle ilgili bir durum. mücadele ediyorum derken aslında alıştım onla yaşamaya ama bazen fena bastırıyor işte. çıkmaya başlarken dediğin ilk çıktığı an mı? çünkü çoğu zaman sabah kalktığımda çıkmış oluyor.

(bkz: behçet hastalığı)

kenacort-a falan alma dostum hiç upraşma yıllardır bende uğraştım bir boka faydası yok sadece fayda eden ilaç oral medic biraz yakıyor içindeki sülfirik asitten ötürü ama sık dişini az ondan sonra rahatlıyorsun.iyileştikten sonra 2-3 ay vitamin al sağlam olsun.

kesinlikle behçet için doktora git, test yapılsın.

20 yıldır başıma gelen bir şey bu arkadaşlar. Behçet olsa diğer belirtilerini de gösterirdi sanırım. hava değişikliği döneminde, hasta olduğum zamanlar ve stresliyken çıkıyor genelde. yine de Behçet için gitmeli miyim doktora?

evet

zaten behçet kronik hastalık ve diğer belirtiler de siz farkında olmasanız da var olabilir, her belirtisi gözle görünmüyor çünkü

bu topraklarda çok sık görülen bir hastalık. uzun süreli aft hikayelerinde mutlaka ve mutlaka behçet araştırması yapılmalı

behçet çıkmadığı durumlarda ise diğer vitamin-mineral eksiklikleri, immun bozukluklar düşünülebilir. her durumda bi doktora muayene olmanın zararını göremiyorum, özellikle de bu kadar şikayet ederken

kenacort kullanıp memnun kalanlardanım.. 1 günde adam ediyordu..

Tapu Müdürlüğü'nde işim var dostum,tam nereye düşüyor bilmiyorum.

çok teşekkürler. o kadar da ucuz olması şart değil; 70-100 tl arası olabilir. yeme içme için de dediğin yere gideceğim.

batı karadeniz dediğin yer zonguldak bartın karabük zati. belki akçakocayıda ele alabilirsin.
zonguldak da hiç bir yer yok bir gökgöl mağrası var. onun dışında yine çaycuma yolu üzeri kahvaltıcı var gizli bahçeydi heralde adı. atatürk hizmet köyü var çaycuma ayrımında güzel bungalov evler var. ama şehir merkezinde hiçbir şey yok.
bartın daha iyidir. inkumu plajı ve amasraya ugrayabilirsin. amasrada balık ve amasra salatası ye.
karabükte ise safranbolu var oraya uğra.

www.focusclubtr.com

ben bir kere kacmistim arkamdan diktigi kukalardan birini firlatmisti ceza olarak. tam da sag arka camurluga oturtmus du o.c. sene dar ul funun.

beraber tatile gideceğin arkadaşının işi çıksa? onun tatilini erteleseler? sen de erteletmek zorunda kalsan?

@zenlaid; daha sıkı bir mazeret lazım. çünkü bir tatilimizi şubat ayında belirledik,onlar değiştirsin derler muhtemelen:(

programım değişti deseniz olmuyor mu?

@neyleyim

tatil tarihini değiştirmek için yeterli olmayabilir.

kuzen düğünü, nişan, nikah?

söylendiğinde karşı tarafın kıramayacağı türden bir şey olsa daha iyi olabilir.

Göz tansiyonu, şeker ya da gizlenmiş başka bir şey olabilir. Bazı yavşak sağlıkçılar pek ilgilenmiyor, hafife alıyorlar bu gibi şeyleri.. Eğer sizi biraz da olsa şüphelendiren bir şey varsa(kafanızda biraz ukte kaldıysa) hiç çekinmeden ayrıntılı bir işleme başlayın... Daha düzgün bir doktora gidin. Yönlendirilin... Aman.

şekerimin olmadığını öğrendim. beni şüphelendiren bir şey de yok açıkçası yani daha doğrusu neyden şüphelenmem gerektiğini bilmiyorum çünkü:) doktorun şüphelenip tetkik yaptırması lazım gibi geliyor.belirtiler bahsettiğim gibi işte.