Ekşi Duyuru

henüz duyurmamışlar.
belirlenince şurada olmalı ;
takvim.marmara.edu.tr

kayıp ilanını yanına al, aslı gibidirlerin fotokopilerini de (ya da diplomayla alakalı başka bir belge varsa elinde); ilgili birim hangisidir bilmiyorum ama, onlar da kayıt oluyor, fotokopide yazan numaralardan vs. bulurlar. 30 sene evvel benim okuldan mezun olmuş bir arkadaş için sormuştum, ismini ve yılını söyledim onun bile kaydını buluverdiler. bunlar seninkine benzer bir kayıp vakasında bizim okulda böyleydi.

elinde ikamesi olan bir belgeyi almış olursun.

ya da dediğin gibi dilekçe.

E devletten mezuniyet belgemi indirdim. Üzerinde diploma no falan her şey yaziyor. Elimdeki fotokopilerin üzerinde de diploma nosu var. Birbiriyle tutuyor. Bir sıkıntı olmaz sanırım.

Şimdi böyle sordum diye bana da sarlamanizdan korkuyorum açıkçası. :/

kendi kendine kuruldukça kuruluyorsun bence.
gayet normal hayat devam ediyor ben çıktığımda hep aynı boktanlığı görüyorum
15 ağustostan önce nasılsa şimdide öyle insanlar.

Ignorance is bliss diyorsun. Nasıl yok abi? Sırf burayı okuyarak bile anlarsın durumun vehametini. Ama ben görmek istemiyorum dersen, o da senin bilecegin iş.

boşver sende toplu yaşama, ayrıl sürüden iki bira aç kendine buz gibi :) basit ama etkili.

*belki bir tatile falan çıksan hani..

bundan sonra böyle gider,
hatta daha da kötüleşir ama düzelme olmaz.

buradakilerin çoğu pireyi deve yapan goygoy seven insanlar (darbe olayından bağımsız)
o yüzden burası benim için referans değil. Sözlük de değil.
ben hiç dışarıda biri bana ters baksa da dalsam, kafasında şişe kırsam,
yanımdan geçerken nefes alsada tacizci diye cırmalasam falan diye bakmıyor.

Ha bakıyorsa da zaten hep böyleydi olaydan sonra ortaya çıktı diyemiyorum. Görmek istememek farklı görmemek farklı. İnsanlar hep arızalıydı hala aynı arızalıktalar sadece farklı bahane geçti ellerine arızalık için.

Belki benim gözlerim açılmıştır. Insanlar hep böyleydi de ben görmüyordum belki, olabilir. Ama dün aynı otobüste bi saat içinde iki kez yer kavgası oldu mesela. Adamın biri annesi yaşında bi kadına "Kafayı yemişsin, git bi timarhaneye yat!" falan dedi. Normalde böyle şeyler duymuyorum.

Yani yaşadığım yerde(akpil-chpli sayısı birbirine yakındır epey)bir değişiklik gözüme çarpmadı, 10-15 gün önce nasılsa şimdi de öyle. Daha boktanlaşsa söylerdim niye görmezden geleyim ki.

"Hepiniz olan biteni görmezden geliyorsunuz" gibi bi çıkış yapmadım. Öyle de davranilabilir, sonuçta zor zamanlar. Herkes kendine göre bi savunma mekanizması yaratıyor. Hiç görmeyen, görse de umursamayanlara da lafım yok ama ben geçen cumadan beri havada inanılmaz bir gerilim hissediyorum. Kafamı dağıtmak için internete giriyorum, belki abartı belki insanların günlük hayatlarında paylasamadiklari gerçek hisleri, herkes alarm durumunda. Sakin kalabilen çok az insan var.

Benim yaşadığım yerde her gün ayrı bi mevzu oluyor. Akşamları biber gazı solumaktan, kornalardan, konvoylardan, tekbirlerden, bütün bu hengamenin içinde normal hayata donme, işime gücüme bakma çabalarından yorgun düştüm. Şimdiye kadar suların durulması lazımdı sanki. Daha önce hep öyle oluyordu. Insanların ısrarla sakinlesmiyor olması beni huzursuz ediyor, korkutuyor.

Senin yenilmişlik hissi ve kendini karşı tarafa ait hissetme duyguların bunlar.
Karamsarlık içinde olduğun çünkü son umudunda kayıp gitmiş gibi geldi bana.

Kimsenin cinet geçirdiği yok, asıl cinnet geçirenler de şimdi tutklandı zaten.

Akpli ya da cemaatçi değilim yahu. O nerden çıktı? Genel atmosferden bahsediyorum. Her neyse, laf anlatmaya çalışmak boşuna. Herkes anlamak istediğini anlıyor.

O insanlar zaten boyleydi. Firsat bulduklari icin de eyleme dokmeye basladilar.

Sadece kendilerinden olmadığı için diğerlerinin yaşam haklarını hiçe sayan, insanlar canlarının derdine düşmüşken, kişisel zevkleri için kaygılanabilen, şiddeti ancak kendine etki ettiği ölçüde kötüleyebilen, onu sömüren, korkunç şekilde bencil ve ikiyüzlü yaratıklar, düşünceleriyle birlikte geberip gittiği zaman.

"O insanlar" diye bir öcü grup yok maalesef. Benim yorumlamama göre Türkiye'de işler hep böyleydi.

6-7 Eylül 1955 olayları
1978 maraş katliamı
1980 çorum katliamı
1993 sivas katliamı

bunlar, 93 yıllık cumhuriyet tarihimizde ilk aklıma gelen olaylar. elbette, toplu histeri ve vahşet olayları bunlarla sınırlı değil.

bazı arkadaşlar çıkıp, şu an yaşanan olaylarla yukarıda sayılan olayları karşılaştırmanın saçma olduğunu öne sürebilir. elbette hedef kitle, saldıran kitle, saik, bilanço ve benzeri pek çok konularda fark bulunabilir. ancak bütün bu olayları çok rahatlıkla "benden olmayanları öldüreyim/yaralayayım." ortak parantezine alabileceğimizi düşünüyorum. elbette bu kadar basit bir ortak paranteze almak saçma ve basit olacaktır; ama neticede şurada sohbet ediyoruz.

darbe girişimi sonrasında yaşananlar da farklı değil. "bende olmayan" olarak cemaat sempatizanları, solcular, kemalistler filan belirlenmiş durumda.

özetle, şaşıracak çok bir şey yok. neydik ki ne olduk diye bakıyorum ben.

sanırım 3 nesil geçmesi gerekiyor, tahmini 50 sene.

şimdi onlar yeni mod ya hemen kendilerini gösterme hevesinde olacaklar ablası çok şeaapma. her türlü argoyu silerler.

şahsa olmadığı sürece bence sıkıntı olmamalı
göndermeli dolaylı küfürlerde silinmeli örneğin böyle duyuru açanların bilmemnesine bilmem ne olsun vs şeklinde

ama sktriet gt e gelmek vs şeklinde sözler bence sıkıntılı değil.
ha küfür sansürlenerek yazılırsa hiç önemli değil ki google ads küfürü yakalayıp siteyi kara listeye almasın

Cinsiyetçi, türcü olmadıkça bence sorun olmamalı ve kişisel.

yeni modlar kim damdanakan?

hangi ülkede siktir, hay amk, göt gibi kelimeler ağır küfür sayılıyor yahu? ingilizce olsun (italyancadan da ornek verebilirim) fuck, shit, cazzo, porca miseria v.s. bu tur anlamlara gelecek kelimeler gunluk hayatta yer etmiş ünlemlerdir.

duyuruyu kreşe çevirdiniz AMK.

@shadowcat: sıralı tam liste:

krem peynir
ron dennis
baba jo
godosu beklerken

Başka var mi bilmiyorum.

Ben de ırkçı, insanları partilerine göre çomar, gezici vs diye ayıran zihniyete bi laf ettim dün. İspiyonlanıp silinmiş. Anlamadım vallahi. Ne hakaret sayılır ne küfür sayılır bilemedim. Modlar aydınlatın:)

vay anam vay neler dönmüş serhat ya.

Benim de arka arkaya bi sürü cevabım silindi, ben de diyorum neden. Yeni modların geldiğini bilmiyordum.

Argoya müdahale edilmesine ben de karşıyım. Küfür de bir noktalama işareti olarak amk gibi hakaret için değil de anlamı kuvvetlendirmek için kullanıldığı sürece kullanılabilir bence. Ben de çok kullanıyorum.

Aynen ya, hayır normalde küfürlü konuşan bi tip değilim ama bazen bir durumu anlatmak için yazılıyo yani. Kafam skilmis gibi bir şey yazmıştım pat pat sildiler, cok gereksiz.
Bana bir zamanlar duyuruyu bıraktıran @hollowlife tipli moderatörler istemiyorum.
Güzel güzel yapıyordunuz işinizi, bozmayın.

Burası zaçma sapan bi yere döndü. Birkaç sene önce silinmeyen cevap türleri bugün siliniyor. Artık alıştığım duyuru yok :(

Eskiden duyuruda merak edip tanışma arzusunda olduğum insanlar olurdu. Bugün düşünüyorum da "kim bu acaba" diye merak ettiğim kimse kalmamış. Ya ben büyüdüm ya da burası aptallaştı. Ben aptallaşmış da olabilirim tabii.

Benim bi cevabimda g ile baslayip t ile biten popo karsiligi kelime silindi. Ustelik hakaret amacli degil organima atifta bulunuyordum ve ö ile bile degil o ile yazmistim. Cok sacma bana kalirsa.

amk gibi ifadeler cinsiyetçidir ve tecavüz gibi olayların çok oldupu bir ülkede, benim gibi insanlar açısından huzursuz edicidir çünkü söylemde tecavüzü barındırır içinde. Zaten açılımı o anlama geliyor.

patronculuk oynuyorlar, başka bir şey değil.

direkt hedefe yönelik küfür meselesi de serbest olmalı bana göre de gerekçesini anlayabiliyorum hadi o tamam. ama onun dışında KÜFÜYEDİYMESİN RAHATSIZOYUYOZ diyenler gerçekten enteresan insanlar. karşısındaki insan tercih ettiği şekilde iletişim kurmuyor diye ağlayarak YA AMA BÖYLE YAZMALARININ YASAK OLMASI LAZIM diyen insanı hayat hangi yollardan geçiriyor da böyle oluyorlar gerçekten merak ediyorum.

amına koyayım yazılmasından rahatsızsanız gidin tedavi olun kendi sorununuzu çözün. benim yaşadığım yerde de trafik kazasından çok insan ölüyor, bi daha fiat doblo esprisi yapmayın çok hassasım bu konuda.

sorun tam anlamıyla senin kişisel özgürlüğün ve kararların çerçevesinde olduğu için bu konuda taviz vermeden kararlı şekilde davranmak seni kurtuluşa götürecek temel yol.

kurtulduktan sonra annene bolca hediye alarak işi kurtarırsın sıkma canını.

ayrı eve çıkınca masraflarını ailen mi karşılacak? eğer öyle ise kaç yaşında insanım deme lüksün yok pek.

Çok doğal bir refleks bu damdanakan kardeş. Benim ailem de öyle. Geç bile kalmışsın ayrılmakta. Hızla uzaman ya da evlenmen lazım.

Ailem karsilamayacak masraflarimi tabii ki.

Ama benim onlara maddi manevi büyük borcum var.

tamamen yanlış diyemeyiz ama bütün bunları neden yaptım dediğin noktada aslında kendi hayatını kurabilmek adına çok da bir şey yapmış görünmüyorsun. ama şimdi umut var. belki atanacaksın belki yüksek lisansa kabul edileceksin.umarım olur. ama henüz maddi bağımsızlığını kesin olarak elde etmeden çok net ve kırıcı konuşma bence. yani ben olsam yalnız yaşama olayını sınavı kazanıp, atanıp artık her ne ise o zaman açarım. şu an durup durup evden ayrılıcam sizinle yaşamak istemiyorum deyip ortamı germenin anlamı yok.

Annene tutumun yanlis ama annen de klasik turk annesi saniyorum, o yuzden bu hale gelmissin. O yuzden yanlis olsa da tutumunun boyle olmasi dogal. Bu is anca bir ise girsen ve hayatini duzene soksan cozulur. 30 yasinda ve kendini bulamamislik, kaybolmusluk hissi vs bunlar buhran... Cozumu de o bir ise bakar. Gececek diyip ugrasmaya devam et, cunku gececek ve sonra mesafeli ama sevgi dolu bir iliskiniz olacak eminim. Kolay mi 30 yil yuzyuze bakmak :)

öğretmen maaşıyla tek başına zor, ama bir arkadaşla filan çıkacaksan ite kaka olur. bence annen de ilk etapta bu düşünceyle bu kız tek başına ne yapacak, nasıl yapacak bizim de yardım etmemiz gerekir diye düşünmüş, çok da iyi toparlayamadan heyecanla senin yanlış yorumlayabileceğin şekilde söylemiştir.

sen neden zora soktuklarını düşünüyorsun? 30 yaşındasın, istediğini yaparsın. bu olaylar böyle. aile her zamanki gibi aile olma kozunu oynuyor, çünkü ya tutarsa. merak etme yuvadan gitsen de hep açık bir kapın oluyor. anne manipülasyonu diye bir şey var, komikli şakalı davran, aş onu aş. kalk yanağından öp. sen de kızıp tavır alırsan bu olaylar büyür, gerektiği kadar ciddiye almayı ve hatta gerektiği zaman ciddiye almayı öğreneceksin.

dostum.
eve cikmak maceraya atlamak demek.
ama calisman lazım.
ogretmenlikte cok bos vakit oldugu icin sıkılıyorsun.
az para = az is
gir ozel sektore bak nasıl yogun calisicaksin.
seni anca o paklar.

Valla şu an bi para kazanamiyorum. Onun dışında elimden geleni yaptım. Zamanı geldiğinde hadi bana eyvallah dediğimde şok olmasınlar, neyi neden yaptığımı bilsinler istiyorum. Durup durup söylemiyorum zaten. Çok ustelerlerse söylüyorum yoksa benim de gerilim çekecek halim yok.

İnsanın ailesine maddi-manevi borcu olmaz. Seni senin talebin üzerine mi ürettiler? Kendini suçlu hissedeceksen tek suçun biraz geç kalmış olmak ama bu çok önemli değil. Pencereden kafanı çıkar; şöyle bir etrafa bak: yetişkin insanların ailesi ile beraber yaşamadığından dolayı pişman olduğu, kyk borcu öder gibi aileye borç ödediği bir dünya var mı sence?

dirayetli ol, zor olacak ama olacak. asla vazgeçme, hem ruh sağlığın hem kişisel gelişimin için çok önemli...

sen oradan ayrılmadan rahat etmeyeceksin. güzel de bir yola girmişsin, yani gelecekle ilgili hoş düşüncelerin ve planların var. yoksa da, olabilir. "şimdi ne yapacağım ben" diye sormanı gerektirecek bir pozisyonda değilsin. önünde alternatiflerin, para kazanmanı sağlayabilecek ve icra edebileceğin bir iş var vesaire. bence imkânın olduğunda pılını pırtını topla, helalleş, kendi hayatını kur. ölüm yok ya ucunda, arada yine görüşürsün ailenle. yani neredeyse herkes belli bir yaştan sonra anasının babasının yanından ayrılıyor sonuçta, anennler de alışacaktır bir noktadan sonra.

yalnız ben kendi adıma konuşayım yalnız yaşamayı pek sevmiyorum. yani rahatlığı, sakinliği falan çok güzel de insan anne yemeğini, kardeşle akşam maç izlemeyi falan özlüyor. "aile saadeti" bambaşka bi şey, hele ki benim gibi tembel ve sorumsuz biriysen müthiş oluyo. tek yaşadığında bissürü masraf olacak bi de o var. ama ben altından kalkarım, istediğim şey bu diyosan yardır git ya 30 yaşındasın, kimseye hiçbir şey için hesap vermek zorunda değilsin. git ne istiyorsan onu yap. sen anneni falan çok takıyon bence. durum can sıkıcı evet ama sen de ekstra takılıyosun.

kadın zora sokmamış ki her annenin yapacağı duygu sömürüsünü yapmış. öncesini bilemiyorum ama bu zora sokmak değil. tavrın aynı olsun işte, ben 30 yaşına geldim kendim yaşayacağım diyeceksin olacak bitecek, biraz kendin de abartıyor olabilir misin :') kendi paranı kazandığın sürece yürü git çık evden :')

Yaranamazsın ne yapsan. Evlenip çocuk doğur, seçtikleri bi damat ile tabiki, anca o zaman rahatlar onlar. Çok takılmamak lazım. Yolun yarısına gelmişsin zaten. Kilo da var, tansiyon şeker derken 20 yıl ömrün kalmış :) sıkma canını sen kararlı olduktan sonra he derler mecbur. İşini hallet, paranı kazan sonra çık eve. Bide sana sevgili lazım ya, durum kötü.

anneler yapar öyle. bir de yazının sonuna kadar yüzde yüz sana hak veriyodum ama kadın olduğunu okuyunca annene de ister istemez hak verdim. şu ülkede kız annesi/babası olmak cidden çok zor olmalı, ister istemez temkinli yaklaşıyor senin tek başına eve çıkmana. istersen 40 yaşına gel, hala onların çocuğusun sonuçta.

ama bence sakın pes etme. hele zor bir süreçten geçip işi bu seviyeye getirmişken kararından vazgeçme. o evden ayrıl ve kendi evini kur. erkek olduğum ve çok da uzağa gitmediğim halde annem de bana benzer tavır koymuştu. gitmeyeyim diye elinden geleni yapmıştı ama aradan yıllar geçti, şu an aramız gayet iyi. klasik anne işte. seninkine has bir durum değil. hassas bir psikolojinin olduğunu bildiği için ekstra kaygılanıyor olabilir.

bu arada bir ev arkadaşıyla eve çıkmayı ya da ev arkadaşı arayan birinin yanına taşınmayı da düşünebilirsin. hem yalnız yaşamayacağın için annenin içi rahatlar (belki ev arkadaşınla anneni tanıştırırsın hatta), hem de maddi olarak daha yumuşak bir geçiş yapmış olursun.

işe girmenizin - y.lisans yapmanızın en önemli motivasyonu ana babadan ayrılmak şeklinde algılandıysa ona üzülüyorlardır. aslında sağlık yerinde olduktan sonra uzaktan çok daha iyi her şey. eşle dostla konuşacak daha çok konu demek en başta. başka ülkede / şehirde / muhitte bi kapıları olması aile için de iyidir.

bak benim annem-babam bana güvenir -aslan kızım diye sevilen kızım ben. yani bu tek başına bişeyler yapmak, ev geçindirmek, para kazanmak , gerekirse taşı sıkıp suyunu çıkarmak mevzularında. 33 yaşındayım ve 14 yaşından beri 5 kuruşunu görmedim kimsenin. 19 yıl olmuş dile kolay.. bu sırada hastalık da atlattım ölümden de döndüm, defalarca da taşındım defalarca ev iş ülke de değiştirdim. bin türlü nane.
ama ben en son evi ayıracam dediğimde de evde bin tane sıkıntı oldu. (14 yaşından sonra ilk kez 28 yaşında kısa bir süre ailemle kaldım sonra tekrar ayrılırken oldu bu sıkıntı)
Düşün yani. Bu memlekette belki karşıyakalı (veya o ruhta) anne-babalar hariç "oo kızım tabi sen yetişkinsin, git kendi düzenini kur" diyecek anne-baba yok. YOK. 3 harf bak idrak etmek kolay olmalı.
Boşver sen kendi düzenini kur annen-baban seni atacak satacak değil. sen kendine odaklan bir an evvel elle tutulur birşeyler yap. Ki zaten 30 yaşındasın kusura bakma ama geç kalmış durumdasın, annene kaç yaşında insanım deme lüksün yok. Annen sana güvense memlekete güvenemez ki henüz sana güvenemiyor kadın.O güveni kazan, kendini ispatla bunları sonra konuşalım.

Bana niye yukleniyonuz? Bin defa söyledim zaten 30 yaşındayım, parazit gibi yasiyom diye. Biliyoz, geç kaldık. Keyfimden ya da değil, tamam geç kaldım. Ne kadar gaddarsiniz dhhfxvb

gaddar değiliz
senin 5 yaşında çocuğun olsa ve yaramazlık yaptığını bilsen rahat rahat parka salar mısın?
salamazsın.

Tamam da o kadar da ölmedik yani. Valla bana "Aney beni cern e kabul ettiler, ben gidiyom" desem yine aynı refleksle karşılaşıcam. Anlatmak istediğim, içime dert olan nokta bu. O kadar da fasa fiso bi insan değilim yani. CV m dolu yani. Ama ailemle yaşıyorum. :/

kendi adıma
bende de CV sağlam ve üstelik uzak bir yerde de değilim aileme :) yine de sıkıntı yaşadım, refleks olarak var bu. Olmayan aile sayılıdır.
bu tepkiyi atom parçalasan da zaten alcaktın evet, sen bir de üstüne daha fazla tepki almayı olağanlaştıracak şeyler yaşamışsın.
bunlar düzelmez şeyler değil, işini düzenini hallettikten sonra unutulur gider.
Bu ülkenin tipik aile profili bu, böyleyken ya ama bana destek olsalardı, böyle işler daha zorlaşıyor demekte kendince haklısın ama bu aile profilini 3 günde değiştirmek ne senin ne benim elimde. Bu mücadeleyi ömrümce vermiş bir insan olarak ben bile yıldım kökten değişmiyor ancak sen güçlü olursan kabulleniliyor.
Destek mesajları atanları bilemiycem ben hep aynı şeyleri söylüyorum :P
ekşide de gördüğüm şöyle bir şey var; işte aile sana bakmak zorunda, aileye minnet mi olur, karışamazlar sana, yetişkinsin bla bla bla sonra bakıyorsun adam 30 yaşında annesinden harçlık alıyor. Kusura kalmasın kimse de -kendi dünyanı kuramadığın için-annenin evinde oturuyorsan yetişkinim bana kimse karışamaz gibi bir dünya yok.

Orası öyle. 18'inden sonrası için sorumluluk sana ait. Anne- baba da insan. Benim annem elli kusur yaşında tuvalet temizleyerek asgari ücrete tamah ederek yaşayan bi kadın. Bana ne, dogurmasalarmis, diyemiyorsun. Görüyorsun bunları. Gerçi ben artık görmek de istemiyorum. Bi yerlerde benim için de bi mutluluk ihtimali vardır belki. Ama bu evde yok, onu biliyorum. Dünyanın en yumuşak yüzlü, iyi niyetli, evcimen insanıyım ama olmuyor yani anne babayla. Otuz sene kimse kimseyle dip dibe yaşamasın zaten. Para kazansam, bi hayrim olsa da birbirimizden, ortak dertlerimizinden, iç içe geçmiş bi hayat sürmekten yıldik.

Bu tür sıkıntılar yaşanıyor, anneleri de anlıyorum. Ama ilk direnmeyi aşarsanız sonrası onlar için de iyi olur; "bana gezmeye gelirsiniz" dersiniz, onlara da bir gezme kapısı olur, siz bazen onlara uğrarsınız, şahane olur. Onları tamamen bırakmayacağınıza ikna edin ve en azından bir süre de mecburen öyle yapın.

bu işlerde para kimdeyse o konusur. ana baba parasi ile özgür kızcılık olmaz.

en deger verdıgın ınsan tek basına ev tutmak ıstıyor, tabıı kı sen ıstemezsın, tabıı kı mahsunlasırsın.

ayrıca kusura bakma ama parasını onlardan alacaksan o trıbı atmaya hakkında yok.

baslarda yasadıklarını ıse surda sorsan 5 kısıden 3 u yasamıstır, yasıyoruz maalesef. kendımızı oldurmeyı dusunmek yerıne savasıyoruz, once bır sılkelen, sonra it gibi calısıcam ulan diye basla herhangı bır yerlerde calısmaya, kiranı odemeye hayatını kurmaya

indirdiğiniz derken? aslında sistem şöyle playlist yapıp onu offline dinlemek için kaydedebiliyorsunuz.

yapıyoruz, şarkıları bi' listeye at karışık çal. ben anlamadım ya da ne demek istediğini. :o

Offline dinleyebildigimiz yani indirdigimiz şarkılardan yeni bi liste yapamıyor muyuz? Yapamadım da. Bir de her şarkı, liste indirilmiyor.

yeni bir liste açıp, indirdiğin şarkıları o listeye eklemeyi denediğinde mantıken çalışması lazım. hatta az önce denedim, interneti minterneti de kapadım, liste oflayn kullanımda açık olmamasına rağmen şarkı yüklü olduğu için çaldı.

Ben yapamadım. Bi daha denerim.

Bölüm matematik. Otuz netin üstüne cikamazsan atanamazsin diyorlar.

Ofma

merhaba, büyük ihtimal enstitüye dilekçe veriyosunuz. çok büyük ihtimal tamamı kayıt yaptırmamıştır. örn. ben 2 bölüm kazandım. Ekonomiyi bıraktım sadece pazarlamaya kayıt yaptırdım. çok büyük ihtimal girersiniz. bu arada enstitü göztepede fyi.

Ben de birinci yediğim damdanakan :) bakalım ne olacak daha açıklamadılar. Zaten kaç kişilik yer açıldı onu açıklayacaklar herhalde sonra yedekler dilekçe verecek mesela 1.yedek vermediyse ikinci yedeğe geçecek vs

Bugün yayınlanacakmış yedek kayida hak kazananların listesi enstitu sayfalarında. Telefonun ucundaki kız öyle dedi. Ben sistemde birinci yedek olarak görünüyorum ama kesin kayıt hakkı kazanan herkes kayıt yaptirdiysa (kontenjan beş kişi zaten) listede adım yazmaz sanırım, o zaman yarın dilekçe falan vermeme gerek kalmaz. Olayın mantığını anladım sanırım fhjddgh

Dilekceleri yarın kabul edeceklermis, bugün niye gideyim. Bi de benden başka yedek yok zaten. Birinci ve tek yedegim.

Şurada istatistik için açık kontenjan: 1 diyor. Yedeklerden kişi daha alacaklar demek oluyor bu, değil mi?

i.hizliresim.com

Yarın sabah ilk iş gidip önkayit dilekcesini veriyorum o zaman. Oldu ya la :)

Bir kişi daha*

yapabiliyorsan 1 yil calis oyle vize basvurusu yap. devlet memuru olunca o isler daha da kolaylasiyor. hic ayri ayri hesaplar gostererek basvurmadim. cok farki olur mu bilmem ama tum parayi tek bir hesapta toplasan bence daha iyi olur. para giris cikislari olan hesap olsun. bir de ilk defa vize alacaksan 3 aylik vermeyebilirler, planini ilk vizeye gore yapma ya da en azindan vize cikmadan kesin plan yapma derim. 3 ay surekli sekilde ve kacak olmadan kalabilmen icin 6 aylik vize alman gerekiyor sanirim bi de. 3 aylik bi dil okulu tarzi bisi olmadigi (yani is veya egitim amacli gitmedigin) surece 90 gun kalisli vize en az 6 aylik olmali diye biliyorum ben. yanlissam duzeltirler.

Şu an hiçbir hesabımda para yok bu arada ama kizkardesim tatil için vize alırken "Bankada duran paraya değil para sirkulasyonuna bakıyorlar" gibi bi şey demişti. Ben şimdi bütün hesaplarım bunlar, Şu kadar para girdi çıktı, is buldukça çalışıyorum ben falan desem çok aptalca olur evet. Çat diye 3-6 aylık vize de vermezler. En aşağı bi sene bekliycem, beklemek zorundayım sanırım buraya geri dönmek zorundaymisim imajı cizebilmek için.

para giris cikisi onemli evet ama hesabinda belli bir miktar para olmasini da istiyorlar. onlar belirtiyor bazen minimum olmasi gereken tutari ama genelde kalacagin gun x 100 tl gibi bir sey yeterli oluyor. ama biraz bekleyebilecek durumdaysan bekle derim ben. adamlarin emin olmak istedikleri sey senin geri donecegin (donmeyecek de olsan). gidince beni de aldirsanaaaaaa :)

Konsoloslugun sitesine baktım da ailenin davetiye üç aya kadar aile ziyareti vizesi alinabiliyormus. O zaman ben bu sene bi atanayim(yani inşallah) bi sene para biriktireyim, yaz tatilinde de tatile gidiyom yoa diyip üç aylık vize alayım. Sonra da gelmiyim. Hem bu bi sene içinde orada bi okula master için de kabul ederler belki, şirinlik olsun diye hem ingilizce hem Macarca çalışırım bi sene. O zamanki sene sonra gideyim, Seni de es kontenjanından aldırırım yanıma :p

:) hadi bakalim hayirlisi.

Onluga*

Bunun ucu bize nasıl dokunacak acaba diye düşünüyorum.

stres ve sıkıntıdan boynum tutuldu. asker videolarını fotolarını gördüm midem bulandı.

bunun ucu herkese dokunacak, akpli olmayanlar hesap verecek, ezilecek diye bekliyorum. başkanlık ve daha sıkı yönetim gelecek sanırım. onun dışında başka bir şey yok.

dün gece 200 can gitti. şaka gibi 100'ü asker 200 can.

İkiz kuleler bombalandığında çocuktum, aaa falan dedik.

O zaman kulağıma babamın bi cümlesi takılmıştı, eveeet dayanakları da var artık.
Tabi bi bok anlsmamıştım.

Şimdi ben diyorum, eveeet dayanakları da var artık.

yurtdışındayım ama 2-3 saat uyumuşumdur herhalde. uzakta çok daha zor oluyor, tarifi olmayan duygular içerisindeyim. ülkeden gitmek sadece güvenliğinizi sağlıyor, ki o avrupa içerisinde de çok mümkün değil artık aslında ama türkiye'deki durum gerçekten kahrediyor beni. şu son olayla birlikte hissettiklerimi göz önünde bulundurduğumda geri dönesim bile geliyor. yani bu şekilde türkiye dışına yerleştiğinde de gerçekten yaşıyor sayılmıyorsun. aksine, insanların kendi ritüelleri, keyifli hayatları devam ediyor burada, sen ise içten içe kahroluyorsun. bu yurtdışında yaşamak olmuyor ne yazık ki. mutsuzum.

Uykusuz ve biraz gergin geçen bir gece dışında pek değişiklik yok. İnsanlar içlerindeki pislikleri dışa vurdular. Ama tabi ki bunu barış, adalet, hukuk, demokrasi, insan hakları bla bla adına yaptılar. Bir sabah kalktığında sahip olduğunu düşündüğün şeylerin tümünün başkaları tarafından yok edilmesi ihtimali ürkütücü. Dünya, yaşanacak bir yer olmaktan çoktan çıktı.

Iyi degilim şahsen.hem dun gece ki yasanan olaylar kaybettigimiz canlarimizin ustune sabah bir aci haberide hastanede yatan ananeden aldik.bugun defnedicez iste bekliyoruz.tam sarsildik.
Ister oyun densin ister baska bir kurgu sonuca baktigimizda cok buyuk bir yara aldik.ve olenlerde bizim çocuklarımız. :(

Sosyal medya kanallarımda temizlik yapıyorum, akşama dogru çıkacağız dışarı. Normal akışa dönüyor gibiyiz ama aklımızda bu işin daha kötüye gideceği var. Başkanlık adı altında din afyonuyla uyutup uyutup milleti sokağa salacaklar. Eğitim, bilgi, görgü falan hepsi hikaye olacak, esas olan hırsızlık, ahlaksızlık ve kültürsüzlük. Selayla ortaya dökülen tiplerin üreyip çoğaldığı bir memleket...
Dinden soğuduğumu hissediyorum ve bu beni üzüyor, akrabaların bir kısmıyla bir daha görüşmek ve aptalca görüşlerini duymak istemiyorum.

Ayrıca dissendium+1 - ciddi anlamda araştırmaya girişeceğim. Ne yaşamak ne de aile kurup çocuk sahibi olmak için uygun bir yer değil burası. Bu "insanlarla" değil.

müslümanlar yine kazandı, kaybedense her zamanki gibi laikçiler oldu :(

Sığırlara hadleri bildirildi, bir daha kalkışmazlar böyle bir şeye.

Yarım saate bir okunan seladan da tiksindim yeminle

Bana göre iç savaş için ideal başlangıç. İŞİD zaten dünden razı kürt grupları zaten Suriye'de aktif neden Türkiye'ye de girmesinler ki?
Ben zerre umut görmüyorum o ya da bu şekilde ya Tayyip Sultanlığı ya iç Savaş ya da ikisi birden.

psikolojim bozuk, seneye fransaya yerleşicem orası da karışık. ne yapacağımı bilemiyorum...

Normalde yurtdisinda yasiyorum, hemen geri donmek istedim. Ama aileme, arkadaslarim haksizlik boyle bir luksumun olmasi diye dusunuyorum diger yandan.

Kafam karisim, basim agriyor.

Sokaga cikan tipleri gordukce, camilerden yapilan anonslari duydukca daha da tiksindim.

Her siyasi hareketlilik sonrası @godosu beklerken in söylediği gibi birbirlerini ahiret edip takım tutar gibi ayrısip birbirine sallayan ama kesinlikle twitter, sözlük üzerinden atisip olağan hayatlarına geri dönen "Bu ülkeden sktir olup gidicem"cilere, "çoğunluğun kararına saygı duyun"culara falan gizli gizli aşırı gıcık olmuşumdur ben. Yani buralarda birbirlerine sallayıp dışarıda birtakım çıkar ilişkilerini devam ettirerek birleşip öküze giriyorlar ya da bankadaki paralarını daha çok dusunuyorlarmus gibi gelirdi. Yani TV lerde öyle bangır bangır bağırdiklari gibi bi toplumsal ayrışma, kutuplasma yok diye düşünüyordum. Korkak, davasına sahip çıkacak cesareti olmayan ve son derece orta yolcu insanlar olduğumuzdan ölene kadar bu bokun içinde debelenir, her fırsatta mizmizlanip ajite olur yine de bi bok yapmazmisiz gibi geliyordu. Fakat sanırım artık durum ciddi. Ben bile yaşadığım akp tabanlı sokakta dışarı çıkıp o komşuların yüzünü görmek istemiyorum. Ezan seslerinden rahatsız hatta irrite oluyorum, Allah lafı sinirimi hoplatiyor. Hiç iyi değilim.

Ahiret=ajite olacak

Her olayda inatla, israrla sevmeye calistigim ulkenin gercekten iflah olmayacagina artik tam manasiyla ikna oldum. Turk insani tum artilariyla eksileriyle yine de insan idi benim gozumde, ne bileyim geceyarisi evime birakan taksinin abla sen iceri girene kadar bekliyorum demesinde, sokakta aglayan cocugun yanina kosan annen nerde cocugum diyen teyzede guzellikler buluyordum. Evi yanan yasli cifte, sokakta kalan caresiz insana yardima kosan insani seviyordum.
Dun gece tarif edemeyecegim bir uyusma yasadim. Korktum. Anladim ki gercekten sabaha kadar ezan seslerine, tekbirlere, allahuekberlere filan alismam gerekiyor. Basimizdaki isterse her geceyi dun geceki gibi yasayabiliriz. Guzellik buldugum herseyin arkasinda bunlarin oldugunu gordum. Bu insanlarin onunde kimse duramaz artik bence. Bu kadar suursuzca, bu kadar aptalca, bu kadar korku icerisinde yasamak istemiyorum. Bu kadar nefret dolu, bu kadar korkutucu bicimde galeyana gelen halkin bir parcasi olarak kendimi goremiyorum. bunlarin hicbirini kabullenmek istemiyorum ben.
Hayat devam mevam etmesin artik bu saatten sonra. iyisini kotusunu bilemem, bu insanlar aptaldi kafam basmaz. Yonlendirilmislerdi, planlanmisti anlamam. Bizi bize dusurduler. Ister darbe olsun, ister tiyatro. Ne farkeder. Dun gece umudumu oldurduler. Ben artik gitmek istiyorum.

Dini inancı olmayanların veyahut iktidar sahiplerinin istediği gibi bir dini inancı olmayan kimselerin çok ciddi baskılar göreceğini ön görüyorum.
Umarım, yanılıyorumdur.

sabah kötü uyandım. yorgun, halsiz, aç.

dün öğlen gibi bir poğaça yemiştim, olayları duyunca yiyemedim az önceye dek.

en çok üzüldüğüm konu insanların basiretsizliği, kibirli bir tavırla "ben bilirimci" halleri. şiddet yanlısı olmaları, hemen galeyana gelmeleri. biliyorduk, böyleydi bizim toplumumuz ama dün görünce bu olayları çıplak gözümle, boğazımda düğümlendi. dün akşam olsun bu sabah olsun hep sinirliydim konuşurken. hakim olmakta zorlandım kendime. şimdi ise hala bitkin, depresif, iş yapmak istemeyen biri modundayım.

Fetocular darbe deniyor, bunu laiklik adına yapıyorlar kılıfıyla, ezanlar okunuyor. Ezanlar sanki din düşmanları darbe yapmış gibi okunuyor. 2 tane islami grup arasındaki kavga cumhurbaşkanının meydanlarda nefret kustuğu ateistlere, solculara çok daha sınırlı bir hayat olarak yansıyacak.

Bir sürü adli personel görevden alındı, sadece darbeyle alakası olanları görevden alacakları yok ya adamların, kim karşıtsa hepsini alırlar.

Biz bundan sonra çok daha ezilen bir grup olarak yaşayacağız bu adamların kavgaları yüzünden.

He ya ben de iki saat nete girmedim, Ders çalıştım. Geldim buraya hadi ösym fotolarimizi ifşa edelim dedim. Bu yaptığından utanmalisin falan dediler, dedim noluyo. Olan olmuş. Sabah beşe kadar telefon elimde panikle bini kanal, Bi bu kanal gezerek, buradaki yorumları okuyarak, zenmate le Twitter a girmeli, ana babayla gece ikide çay içerek darbe tartışmalı ekstrem, acayip bi gece geçirdim. Sabah Binali nin TV den gelen sesiyle uyandım. Darbe oldu da Genelkurmay Başkanı açıklama yapıyor sandım. Üzülüyorum, Herkes için ayrı ayrı üzülüyorum. Geziden beri bu kadar kolektif bi üzüntü hissetmedim. Orada umut vardı, Burada yok.

umutsuz yorgun üzgün bıkkın.

dediklerini hissediyorum işte aynen. çok öfkeliyim. çok umutsuzlaştım. tiksiniyorum.

Az önce akpartililerin teslim olan askerleri tek tek öldürdüğü vidyoyu izledim. Bugün yapılmış, hava aydınlık. Kan içinde adama bir güzel küfredip, adamı tekmeleyip, sonra sırayla sıkıyorlar.

çok ani duygu değişimi yaşayan biriyim, çok mutsuzken bşr anda epey mutlu olabiliyorum. Ama şimdi tabiri caizse bok gibi hissediyorum, bildiğin bok. Umutsuz ve mutsuz, ve geçmiyor.. Artık gitmek istiyorum, insanın kendi vatanına yabancı hissetmesi çok kötü be

son atak son şanslar. normal.

haklisin, telefon mu aldin diye ayi gibi elinden almak nedir ? onun disinda anlattgin olaya bir yorum getiremedim acikcasi. belki de no sex hayat yasamiyorlardir senin dusundugun gibi. belki herkes birbirine giriyordur da senin haberin yoktur.

lisede de koşturduğumuz bir sınav, kpss kursunda da ayrı bir sınav. sosyallik yok, rahatlama yok. ne var? çalışmadığın her dakka vicdan azabı var. bokum gibi koşturup yetişmeye çalıştığınız bir hayat var. benzerliği görebiliyor musun sevgili damdanakan?

benim de bir gözlemim var. bakirelerin daha ağzı bozuk ve cinselliğe dönük konuşuyorlar. yapamadıkları için çeneye vuruyor. zaten cima eden kişiler ise bu konularda daha dikkatli.

cekilmis gayfe +1
yapamadıkları için çeneye vuruyor.

kesinlikle haklısın . Ayrıca bu konuyu dile getirmene de ayrı bi sevindim
ve @cekilmis gayfe+1

@Evde kıtalar: buradakilere karşı o kadar iyi niyetli olamıyorum. Herkese iyi niyetli yaklaşıp empati kurmak zorunda da değilim.

herkes ekmeginin pesinde ve ekmek aslanin agzinda. ciftlesmek durtusu her zaman olan bir sey, eger bir cinsel hayat yoksa agza vurmasi normal. azginlik sebebiyle saldirilar artiyor.

lisede ve hemen sonrası sabahtan aksama kadar seks ve "suna soyle caktim" tarzi les muhabbetler donduruyorduk ama su an lafi bile ediliyor mu? yok. bunun gibi bir sey.

bence bu sadece cinsel açlıkla açıklanamaz. başkalarının sınırlarına saygı göstermemekle de ilgili. böyle bir şey öğrenmiyorlar bile çoğu ailede. çocuğu gelen geçen öpüyor, çocuk bunu normal olarak kodluyor. büyüdüğünde izin almadan dokunuyor, çünkü bu normal diye düşünüyor, rahatsız edici bir davranış değil diye düşünüyor, insan sevdiğini şapur şupur öper de makas da alır diye düşünüyor. hatta düşünmüyor, düşünse belki fark edecek budan rahatsız olunabileceğini ama farkında değil.

dediğin durumun no seks ile alakası yok bence.

düzenli seks hayatı olan insan ufak dokunuşlardan, flörtöz hareketlerden bunun daha ileri versiyonlarını sürekli tecrübe ettiğinden dolayı keyif almaz. çok normal. zira "sen giderken ben geliyordum" durumu mevcut. senin lisede normal gördüğün şeyleri lisede yapamamış. haliyle yeni yeni girdiği bir yakınlık var. seks yapması da kendi doğrularına göre çok yakın olmadığına göre, bir şekilde libidoyu kontrol altında tutmaya, tatmin etmeye çalışıyor. bence sorunun cevabı açıklamalarda gizli.

ama herkesi de o yapıda sanıp telefonu alan eleman da ayrı cins, haklısın.

çeneye ve davranışlara vuruyor +1

Seks yapmayı istemelerine rağmen toplum baskısı ile yapamayan hatta bunu kendilerine itiraf etmekten bile korkan insanların bastırılmış duygularının hareketlerinde ortaya çıkması durumu.

Ayrıca no sex ney ya asdfhga :D

@çekilmiş +1000.

Bi tane en yakınımda var. Bakire olduğunu beyan ediyor ancak yemediği bok kalmadı. 15-16 yaşında eve erkek atmalar, sevgilisiyle tuttuğu pansiyonları ballandıra ballandıra anlatmalar, biraz kilo alan bir komşu kızına "KESİN YEMİŞTİR" demeler falan. Yani bilmiyorum. Düşük insanlar bunlar, muhatap olmamak lazım.

sırf no sex değil, varoş no sex tipler bunlar. azgınlıktan dokunuyolar, insan doğası yaz mevsiminde birbirini arzuluyor, çekiyor. bi sevişseler rahatlarlar, dokunmatik azalır. telefon meselesi falan da kişisel alanla ilgili, varoşlar sevişse de sevişmese de sürekli alanını taciz ediyolar.

bu insanlar liseden, üniversiteden sonra eğitimine ara vermiş ya da o ortamları özleyen insanlar. önlerindeki hayatta o yıllardaki gibi rahat olamayacaklarının farkındalar. bu yüzden rahat rahat takılmak istiyorlar son kez.
özet: son şansları +1

sadece kadınlar değil erkekler için de aynı şey geçerli yapamayan adam daha çok konuşuyor bu konu ile ilgili, kesin bilgi yayalım.

Evli adamlar bile böyle. Bana mı tuhaf geliyor bilmiyorum. Yani karsindakiyle konuşurken o kadar yaklaşmak, sürekli göz kontağı falan. Beni huzursuz ediyor. Rahatlık aranıyor olabilir de havada rahatsız edici bi cinsel enerji. Yani karşı cinsten arkadaşlarla gülüp eğlenmek, rahat takılmak, üniversite ortamları falan ayrı. Bu başka bi şey sanki.

yobaz mısın nesin anlamadım. Atatürk cumhuriyetin de erkekler kadınlarla yakın temasa geçebilir, bu modernliktir.

Sfhugg yobazim galiba

katılıyorum. sulu bir hareket. erkeklerin gelip böyle kızların hepsine birden omuzdan kol atması falan da itici geliyor bana. sarılmak denilen naif, sıcak olayın sıradanlaşmasına da neden oluyor. onu "değer" anlarda yapmak lazım. kısacası herkesle olmasın bu tarz hareketler ki özel insanlarla olduğunda daha değerli kalsın.

Bu çok isabetli bir tespit. Katılıyorum.

O ortamdan bir seyler cikartmak istiyorlar oradakiler. Her iki cinsiyet icin de ayni. Haliyle boyle fazla samimi tavirlar olasi.

Ceneye vurma olayini eyleme gecme sikligina baglamiyorum ben. En azindan erkekler icin boyle degil. No sex olan da tam tersi olan da yogun bir sekilde muhabbetini yapabiliyor.

Baslik cok orjinal ama:)

azgınlıktan bak valla öyle, sekis yok ama canları da istiyor ama olamıyor onlar da böyle ayh uyh dokunmalarla tease ediyorlar kendilerini. bu işlerin yaşı yok sanırım, insan her yaşta insan(belli bi yaşa kadar diyelim)

Çok alakasız bir tespit olmuş. Bu olsa olsa görgü, kültür ve varoşluk meselesi olur. Her haltı sekse bağlamaya çalışmaktan bir vazgeçseniz çok iyi olacak.

Almanya'da da her 30 kişiden biri Türk. Bak bakalım Türkçe tabela görüyor musun?

Entegrasyon diye bişey çıktı, çok süper.

Kürt milliyetçisi değilim ama şöyle bir iki yüzlülük yok mu? Adamlar yıllardır böyle şeyler talep ediyor, arap nüfusunun kaç katı kürt var. Sen onlara bölücü de böyle şeyler yapma, kürtçeyi kullandırtma, şirinlik olsun diye kanal aç anca. Sonra arap seviciliği yapıp arapça tabela koy. Bu ne biçim iş?

Ha bir de belli ki işin ne sağlık sektörü açısından ne demografik açıdan düşünüyorsun. Biraz daha araştır bence.

Savaştan kaçana yardım etmek anlaşılabilir bir şey gerisi değil. Uzun yazarım da işim var şimdi. Zaten niyeti olan her fikri okur onlarca yazı var.

Bi prof konuşması var geçen izledim hayal etmekle alakalı tedx istanbul mu neydi. Onu da bi dinle fena değil.

babilbalığı güzel demiş.

mağduriyetiniz bir bitmedi #€$#€$

kürtçe tabela yapılalı kaç sene oldu.

www.haberler.com

Bence tabela işi çok sıkıntı değil ama entegrasyon işinde çok sıkıntı var. Bu adamlar burada kalmamalı, kalacaksa çok ciddi çalışmalar yapılmalı. Yoksa 2. bir pkk'da bunlar olacak...

@babilbaligi da @bir ileti paylastim da cok guzel demis

Ülkeye milyonlarca Suriyeli girmesinin beş on sene sonraki sonuçlarını göremiyorsun. Bu adamlar yüzde doksan dokuz PKK ile benzer bir oluşum kuracaklar, bir de onlarla uğraşmak durumunda kalacağız.

Edit: kartallar yüksek uçar da aynısını demiş zaten.

Entegrasyon mevzusu benim de kafama takılıyor da altındaki niyet Arap seviciligi falan olsa da çok sevimsiz bi hareket gibi gelmedi bana. Almanlar da Türkler için aynı şeyi yapsa almanliklarindan bi şey kaybetmezlerdi. Bu tarz milliyetçi refleksleri anlamıyorum. Kürt mevzusu apayrı bi tartışma konusu zaten.

insanların hazmedemediği tabela değil bence, bu konunun burada kalmayacağı. zamanla her şey daha kötüye gidecek. yoksa isterse keltçe yazsın, beni ırgalamaz.

Ingilizcesi de yazilmamali, arapcasi hic yazilmamali.
Kurtler nasil turkce biliyorlarsa, araplar da turkce ogrenmek zorunda.

Almanya'da almanca bilmeyen turklere demediginiz kalmiyor (dogal olarak) araplar da burada kalmak istiyorlarsa ogrenmek zorundalar. Baska turlusu olmamali.

Avusturya'da arada beraber yasadigim ailenin evinde multeci var. bir baba-ogulu agirliyorlar ekimden beri. anne ve kizlardesler de gelecek.
Cocuk almancayi ekstra kurs olmadan halletti almancayi. Simdi babasiyla bizim aramizda cevirmenlik yapiyor. Baba yastan oturu yavas ogreniyor. Ama ogreniyor.
Neden buradakilere bu kadar zul geliyor? Ha bu arada baba filan kursa gitmiyor cunk avusturya da bu konuda rezil halde su an. "Oradaki imkanlar reroro" diye gelmeyin. Cocugu da sifir almancayla bi alt siniftan baslattilar. Tek yapilan da bu oldu yani. Kurs murs olmadi.

Nefret kusmakta haklılar; şu anda ben de kusuyorum. Hem bu aslında sığınmacı değil istilacı olan suriyelilere; hem de bizi tam bir arap ülkesi haline getirmeye çalışan, geriye götüren, osmanlı hayranı hükümete.

Ülkeyi terketmenin zamanı çoktan geldi de artık düşünce olmaktan çıkarıp aksiyona dökmek lazım.

madde madde yazayım da yavaşça sindirin:

-Ak Partinin Erdoğan başta olduğu sürece seçimle iktidardan düşme şansı var mı? yok.
-Türkiye'de şu anda 3 milyon suriyeli var.
-Suriyede'ki savaşın bitme ihtimali var mı yakın gelecekte? yok.
-Savaş bitmedikçe Türkiye'nin göçmenleri sokaktan toplayıp sınırdışı etme ihtimali var mı? yok.
-2. jenerasyon Suriyeliler Türkiyede doğup büyüyecekler mi? evet.
-Suriyeliler ucuz iş gücü sağlıyor mu? evet.
-Suriyelilere vatandaşlık verilecek mi? Akp tabanındaki rahatsızlıktan dolayı belirsiz deniyor ama bence verilecek. Rte kararlı gibi.
-iktidar isterse Arapça tabela asabilir mi? asar.

böyle yazmamım sebebi biat kültürüne ait olmamdan değil, Akp'nin şu anda bulunduğu pozisyonla alakalı. rte'nin tek çekincesi kendi tabanını ikna etmek. yoksa muhalefetten, 'geri kalan yüzde elliden istediği kadar ses çıksın', bir şey değişeceğini sanmıyorum.

şurada güzel bir değerlendirme var ayrıca. www.aljazeera.com.tr

@kuehles: ya işte o "madem buraya geldin, dilimizi, kulturumuzu ske ske ogreneceksin" kafası da bana biraz "sey" geliyor. Adam derdini anlatmak, hayatını sürdürmek için kendi ister zaten belli başlı kaideleri öğrenmeyi. Geçen yılki dernekte Türkçe dersi verdim Suriyeli mülteciler. Başta çocuklara ogretiriz diye girisilmis bi işti, sonra o çocukların büyük ablaları hatta anneleri, teyzeleri gelmeye başladı. Bayağı da hevesliydiler. Sürekli konuşmak istiyorlardi, arkadaş olmak istiyorlardı falan. İnsan yani bahsettiğimiz.

Hatta böyle sarisin, yeşil gözlü bi kız vardı, altı yedi yaşlarında. Türkçesi de çok iyiydi. "Ben Suriyeli değilim, türküm!" falan diye hor görüyordu diğer arkadaşlarını:/ Neyse bunlar konudisi tabii de aklıma geldi.

Fake bence bunlar. Şu an Suriyelilerle ilgili bir sürü fake haber var zaten.

Ama ben de tepki gösterirdim Arapça tabelaya. Türkçe ve İngilizce yeterli.

Ayrıca vatandaşlık verilmesine de karşıyım. Gelsinler bizimle birlikte yaşasınlar. Ancak vatandaşlık neden veriliyor anlamıyorum. Türk vatandaşlığı çok matah bir şeymiş, hayatları çok kolaylaşacakmış gibi. Tek amaç daha fazla oy alma, başkanlık sistemi vs bana göre. Suriyeli göçmenleri de, bizi de bu çıkarlar için kullanıyorlar.

@damdanakan

Hayir.
Dil ortak olmayinca beraber yasanmiyor. Yanyana yasaniyor.
Ve hayir, suriyeli doktor, bakkal, market, galerici, boyaci, tesisatci oldukca zorlamadan neden turkce ogrensinler??
Ben viyana'da istersem gercekten de almanca konusmadan yasayabilirim. Eglenmeye cluba da gidebilirim, beyti de yerim. Doktor ziyareti de yaparim. Bunlari yapanlar cok. Oyle olunca normal akan hayata "paralel" bir hayat kulturu olusturuyorsun. Senden baska kimsenin giremedigi. Boyle oldukca da kendi icinde agresiflesip iyice ise yaramaz hale geliyorsun.

Ha fransa'daki faslilar, cezayirliler fransizca biliyor da noluyor dersen.. Onlarin da mahalleleri fena. Kendi aralarinda yoresel fransizcalarini konusuyorlar vb.

Gelen bu insanlar turkceyi hemen ogrenirse dagitabilirsin bu kisileri. Gettolar olusmaz. Ama simdi capa filan getto olmus zaten. Cok gec kalindi. Cok seyler yanlis yapildi.

Kulturumuzu ogreneceksin muhbbeti olmayinca da elle, sozle, gozle taciz edenleri durduramazsin. Nasil davranacagini ogretmelisin. Insan sosyal de olsa bir hayvan neticede. Ha diyebilirsin "turklerden yok mu taciz eden" falan filan. Bu da kulturu ogretmemekten geciyor zaten.

ben beğendim. doğru hareket.

bu bir süreç ise, bu da o süreçte bir durak ise hoş değil açıkcası. durduramazlar sonra. şimdi bunu normalleştirirsek zihinde, yarın daha beteri de bunun gibi "çok da şeyyapmamak" hissi verebilir. kısık ateşte pişirilen kurbağa mevzusu gibi işte.

yürü tabi ya durduğun hata. ama bebe senden hoşlanıyo mu sence?

Ikidir tek taraflı attı kalbim, Bu sefer tutturacak gibiyim. Valla birlikte mutlu mutlu gireriz sınava. Ne güzel olur.

Hoşlanıyor bence. Konuşurken titriyor, muhabbet açmaya çalışıyor. Arada orama burama bakıyor.

o zaman yapış ağzına bi anda şoka girsin. sonra bir şey söylemeye gerek kalmaz :))

balıkmışsın bu iş olur <333 xd
bu arada sayın damdanakan bağlama nedir, nasıl çekilir. açıklama lütfen.

dehşete kapıldım resmen. yani kpss'ye hazırlanıyorsun ve bu ilginin tamamen açlıktan geliştiğinin de farkındasın ama buna rağmen yürümeyi ciddi ciddi düşünüyorsun. sence gerçekten hoşlanıyor musun? kendin diyorsun yahu "hayatım çok kötü gidiyor, sevilmek istiyorum" diye. bu tip durumlarda insanın değerlendirmeleri, yargıları falan sapıtıyor. senin göstergelerin "yürü" diyor da, göstergelerin doğru çalışıyor mu hele onu de? gençsin daha, eti cin verenlerin çok olur. bence kafanı çok bulandırma. sınavına gir. kendi hayatına odaklan. duyurularından az çok biliyorum sıkıntılarını, ben senin yerinde olsam şu an ecnebilerin deyişiyle kendi shit'imi together eyleyip ondan sonra eti cin kovalardım. şu an pek de kendi isteğinle yönelmediğin bir ilişkinin sorumluluğunu almak bundan 9 ay 1 yıl sonra falan çok daha fazla şey kaybettirebilir, canını daha çok sıkabilir.

ha tabii herkesin hayatına kimse garışamaz, bazı insanlar belki de zor durumda yanlarında biri olunca daha çabuk atlatıyordur, onu bilemem. ben kendi gördüğümü ve düşündüğümü söylüyorum. şahsen aşık olmadan, gerçekten çok sevmeden bir ilişkiye yanaşmam. temel sağlam olacak. yok benim derdim günü unutmak, biraz pohpohlanmak, can sıkıntısını geçirmek diyorsan sen bilin, yardır istiyosan. ama bugün 1 mutlu olursun yarın 3 üzülürsün. adeta alköl, fuhuşturucu gibi. başta oo çok güzel ama sonra ne bok yedim ben oluyo. fazla hikmetine şeyapmamak lazım.

yarın dershaneye git, boş bırakma.10 gün de kalsa uğraş derim. onun eti cin ikramına karşılık sende eti tutku(kıps kıpslı) ve kahve ısmarla,oradan yürü işte. bol şans

Denemeden bilemezsin. O heyecanı ve kalp ritmini yaşamak seninde hakkin.kapat sol şeritten tam gaz devam.

Göstermelik bi şey olmayacak ya. Ama bi sevgili açlığı var, bulduğumu kapacak durumdayım. Bu da bana çok insanı geldi aslında. Kendi shitimizi ille de tek başımıza mi together etmek gerekiyor. Omuz çıkacak birileri olsa fena eeeeyyy der meister? Niye yalnız kalalım sürekli :)

Eti tutku iyi fikir. Ben çözemediğim soruları sorarım diye düşünmüştüm dhjy

yaa yurumelisin bence. hicbir sey kaybetmezsin ki en fazla bu da olmaz. bi centik daha atarsin mazlum kalbine ( arabeske niye bagladiysam gece gece). tutku da iyi fikirmis tuttum. guzel gelismeler olsun bizi de haberdar et :)

Sertab erener bile elli yaşında "Kendime bir daha şans diliyorum. Mutluluk diliyor, aşk diliyorum" diye şarkı yapıyor, Benim neyim eksik........

Yürü yaa ne olacak. Hem hoslaniyor gibi de diyorsun ne guzel iste. 10 gun sonra herkesin yoluna gidecek olmasini falan simdiden dusunme bence. Iliski olmasa da romantik bi flort bile iyi gelir insana. Hem belli olmaz ne olacagi. Bol şans

ben de her sınav döneminde birine aşık olurum. öss'ye girerken de, her vize final döneminde de periyodik olarak değişik kişilerden hoşlanır onlara kafalar bir iki oynaşır sınav dönemi bitince bırakırdım. yapmayı tasarladığın şeyde bi sakınca yok ama çocuğun sana ilgisi yoksa iyice çökersin. gözünü seveyim gidip de "ben senden hoşlanıyom ehe" deme. çocuk "ben seni arkadaş olarak görüyorum damdanakan ehe"yi yapıştırırsa tam sınav öncesi senin için hiç hoş olmaz bence. zaten naif bir insana benziyosun. direkt açılma ama çocukla fingirdemende bir sakınca yok akskskj

Yok ya açılır miyim hiç? Açılacak bi şey yok zaten, olsa da acıkmam, şartların olgunlastirir, Doğru sinyalleri verir, yolunu yaparım. O kadar saf mı görünüyorum ya iki gündür tanıdığım adama "Ben senden hoşlanıyorum ehe" diyecek kadar dvhhg

"burcu yengeçmiş ben de balığım süper ikili olucaz bana eti cin verdi ehe ehe diye gülüyor" fln yazmışsın daha nası saf durucan ki ahsjaksm

Çok tatlış, yürü sen yürü bence de :)

Şişman kızların cat fight ı güzel olmaz ama izlenir gene de. Çamurda güzel olur ama bunların dövüşü. Soruya cevap: o iş olmaz. Neden mi? Üç ay sen flört edeceksin de, adam sana çıkma teklif edecek de, sen kabul edeceksin. Bu şişmanlar bide çirkin kızlardaki ego kimsede yok. Hep mi prenses modu on. Böyle böyle kafayı yemişsin. Azcık bohem olun, gamsız olun,relax olun. Sen o elemanı bağla. Ben de bütün duyurularında iltifat manyaa yapayım seni. Ahanda risk budur

bi önceki duyuru için inş parayı vermemişsindir beğenmeyen gitsin -.-
yengeç erkekleri tatlıştır ama yürürsen de ilerde çok güvenme seni dünyanın en güvenli yerinde hissettirir gider başka kızları öber. fiii.

yürü damdan, olursa ekime kadar.

Sen ankaraya gelmiyor muydun. Y lisans , kpss filan daha zamana ihtiyacin var gibi gibi

arkadaş gönlün her çarptığıyla olmuyor biliyoruz, ama ya beraber çarparsa? karşılıklıysa kaptırıp git bile bence.

all in. ağzından öb.

ben seni hep erkek diye düşünmüştüm niyeyse, şaşırdım.
ayrıca kendinin ve duygularının bu kadar farkında olman ne güzel, takdir ettim, imrendim :)
yürü gitsin, olursa ne güzel olur.

Görünce gülümse,selam ver, yanındakiler yabancı değilse yanına git.Mal değilse anlar.
Bazı kişiler hoşlandıkları anlaşılmasın diye istemsiz olarak soğuk davranıyorlar.Bu hataya düşme sakın.

Bugün atağa geçicek dün geceki kadar coşkun hissetmesem de. :)

Gecicem*

Bütün gün beraberdik ama benim kafam yerinde değil ya. İki kelimeyi bi araya getiremiyorum, söyle dört dörtlük bi bağlama çekemedim yani. Dersanede olunca da ayrıca geriliyorum. Ama oradayken öyle mal mal takilicaz gibi geliyor. Orada kendimi hiç rahat hissetmiyorum çünkü.

Çocuk bayağı istekli benle konuşmaya ama ben çok tutugum. Ortam kaynaklı kendimi surekli baskı altında hissediyorum. Bi de böyle otuz sene kimseyle konusmamisiz gibi her boku anlatmaya çalışıyoruz birbirimize. Sohbet çok kopuk ilerliyor.

Bugün de tostundan verdi bana dgjugcs

alt metini yüklemiş tost diyerek. dedim ama sen beceremen bu işi. kaçacak bu çocuk. şatgan gibi yeni sevgili ifşası yapamıcan.

Çocuk çok tatlı, saf da benim hiç halim yok galiba ya. Hele de dershanede kimseye bağlama falan çekesim gelmiyor, öyle enerjimi alıyor o mekan. Gönül isterdi ki satgan gibi yeni sevgili ifşası yapayım. Neyse sınavdan sonra bakıcam artık.

Arayı cok ta soğutma dan bekle ama. Beklemekten sıkılmasin:)


bugün arkadasim sozlendi sevindirik oldum ya. Evde kaldik givi birşey.Zira anamin dedigi gibi tursunu kursam para etmez :) kadin hakli galiba ya.

Yok yine irtibata geçerim, Gel birlikte çalışalım falan derim de o salak yere gitmek istemiyorum

sadece dersane sınırları içinde mi konuşabiliyosunuz ya? dersane çıkışı bi yerlere gidelim falan de bişiler de.

noldu sonuç? hırt. ne olacak.

kesinlikle verme

Bu kadar aptalca bi durumla karsilasmadim ama benim sinirim bozuldu. Kesinlikle tek kurus vermeyin. Aptal ogrenememisse sizin sorununuz degil.

İşte onun mantığına göre işine yaramadiysa para iade edilmeli. Şark kurnazca tipik. Ben elimden geleni yaptım ama sadelestirme yapamayan insanı dgs ye nasıl hazırlayayım? Ben de kpss ye hazırlanıyorum, hiçbi şey yapmasam vaktimden çaldım ona ders anlatıcam diye. Durum çok vahim.

parayi verirsen buyuk enayilik edersin. kesinlikle verme engelle gitsin

dersi alır, ücretini verir, dersten memnun kalmazsa bir daha sizden ders almaz. bu kadar basittir. parayı geri almak falan çok acayip. üstelik on saatten sonra! sizin emeğiniz ne olacak? bir de şehir dışından gittiğinizi söylüyorsunuz. zaman en kıymetli şey.

verirseniz benzer davranışları pek çok kişiye yapacak. illa özel ders gibi bir şeyin olması da gerekmiyor. vermeyin bence.

Verme parayı.

evrak üzerinden ziyade sözlü ilerleyen bir durum olduğu için yapabileceğin tek seçenek kalıyor gibi. Herhangi bir şekilde gerekli parayı temin edip huzurunu satın almak için kullanacaksın. Asla detayları düşünüp kendini boğma sadece parasını verip huzurunu satın al. İnsanlar insan ne de olsa uzatıp zamanını kaybetmene değmez.

dibe not: parayı vermen bir enayilik asla değildir aksine huzur için yapılabilecek en doğru harekettir. Kimi insanlarla sözlü bir şekilde anlaşamazsın bu da onlardan biri.

Öğrenmediği nereden anlaşılıyor? Ne saçma iş ya,verme sakın. Öğrenemiyorsa ne yapacaksın, kafasına mı sokacaksın. Ben sinirlendim!

Parayı versem utanır belki, bi daha başkasına aynını yapmaz. Şimdi vermezsem arkamdan bi dünya dedikodu cevirecekler. Yolumu falan kesip olay cikaracaklar sınav öncesi. Bunlarla mı uğraşayım?

Bi de bi milyon kişiye özel ders verdim. Bazen frekans uymuyor öğrenciyle, anlatamıyorsun. Oluyor yani.

Paranı veririm, seni de ifşa edeceğim kimse sana ders anlatmasın de. İstediği yere şikayet etsin, hatta sen git şikayet diyeceğim de bir de onlarla uğraşmak var.

verme hatta altta da kalma. anladığıma göre altta kalmışsın karşı çıkamamışsın falan. muhtemelen üsteledikçe vereceğini sanıyor o yüzden coştukça coşmuş. sert bir üslupla vermeyeceğini söyle ve kestirip at. merak etme işin sekteye falan uğramaz. bu ne lan?

Ya tamam, vericem paranizi. Aramayın, rahatsız etmeyin diyorum. Ne zaman diyorlar. Ulan zaten ailemden isteyemwdigim için almışım o parayı senden. Such a insanlık ya.

o zaman ben de ispanyolca dersi alayim, belki biraz temelim olussun belki olusmasin. 15 ders sonra 'sen ogretemiyorsun, parami geri ver' diyeyim. oyle sacma sey mi olur?


madem o tehditler savurup cirkinlesiyor. ben senin yerinde olsam 'mesajlarinla birlikte savciliga gidiyorum. beni dolandirmaya calismak ve hakaretten sana dava acagim. dersimi vermisim, parami almisim. hicbir sekilde de ilk dersler ucretsiz gibi cumleler kurmadim. ustelik anlastigimiz fiyat uzerinden senin bana borcun var. uzatmak istemiyorsan artik mesaj atmaya son ver' seklinde korkutmak amacli mesaj atarim. anlattigin gibi biriyse korkup geri cekilir zaten. ne salak insanlar var ya. okuyunca ben sinirlendim resmen.

Kesinlikle verme. Öğretemediğini yeni mi anlamış? Bu tip şeyler için daha birinci ders ücretsiz deneme dersi yapılır, karşı taraf ikna olursa devam edersiniz.

Ya uslubum sert olmadı çünkü "Laf anlamıyorlar." Sadece, İlk söylediğinde ne terbiyesizsin, hayatımda böyle şey görmedim. Kaç yaşında insansın dedim. Bu sefer de ona takmış, gostericem ben sana kaç yaşında olduğumu falan diyo. Üslup bu yani, Ne diyeceksin ki? Aslında gözünü korkutmanin bi yolu olsa süper olur da napabilirim bilmiyorum. Eşkiya gibi insanlar ya.

Savcılığa vericem falan desem mi? Iş daha çok buyur mu?

@rakı: Ha bak o deneme dersini de yaptık. Oo süpersin, kuzenime de ders ver falan dedi.

Ben kimsenin dedikodusunu falan yapamam, Ona enerjim yok. Istemiyorum da öyle bi şey yapmayı.

olur mu öyle şey ya kesinlikle verme, ne demek dersini anlatmışsın hakkını almışsın işte anlamadıysa gitsin başkasından alsın öyle şey mi olur.Aynen savcılığa falan git

ne münasebet. asla verme. 10 ders alana kadar bunu fark edememiş mi.

verirsen yazık edersin, çakallık peşinde koşuyor. engelle gitsin rahatsız etmeye devam edersen polise şikayet edicem de susar.

Ders anlatamadığımı 10 saat ders anlattıktan sonra mı anladın yok sana para mara de. O ortak arkadaşınla da konuş lafını söyle bırak onla görüşmeyi.Ayrıca 150 lira az değil mi 10 saat için?

o zaman kusura bakmasın. avukatımla görüş dersin. bul bir avukat, rica et böyle böyle iş size intikal edince isteyemezler falan de. bir görüşür müsünüz diye rica et, onlar da geri adım atar bence :D

İşte bilmiyorsunuz bu şark kurnazlarini. Öğrenmek zorunda da kalmazsınız umarım.

Ben yüz lirayı denklestiremiyorum, Ne avukatı :)

savcılığa falan deme, vergisini vermediğin gelir için bi de gib binmesin tepene...

Yahu cidden savcılığa gidecek hali yok zaten. Vergi mergiyi de düşünmez o kız merak etme. Sadece korkutmak için söyleyeceksin ve ben eminim o geri adım atacak. Kaldı ki hakaret ettiği için dava açılacağını dusunecektir o.

ya alt tarafı telefonda karşı tarafı caydırmak için konuşacak o kadar. gerçekten tutma yani :D

Bir de kız için ankara'ya ders vermeye gitmiyor muydun? Engelle heryerden, bir daha nasıl karşına çıkacak ki?

yuh artık.hem özel ders ver üstüne birde cirkeflik yapsin. Ki parasiz ozel ders zaten olmuyor.bir arkadaşım ders verdi aylik aliyordu hatta 1.000 e yakin.

Hic bir şey vermeyin.ki sizin emeginiz var.

Yok yahu aynı şehirdeyiz. Ankara ya başka bi iş için gittim. Yol parası lazımdı, Ondan istedim. Yoksa para da almayacaktim yani. Bi süre iyi niyeti yasakliyorum kendime.

Var mı aranızda bi avukat ya sa jargonu bilen, arayıp gözdağı verecek kimse?

Şimdi sinirlenirsem ana bacı sovucem, kan çıkacak. Ama haddini de bildirmek istiyorum. Bi yardım edin, o kadar mesaimiz var.

anlamadım niye parayı geri vereceğini söyledin ki sen? kesin ve kararlı bi şekilde kralı gelse parayı geri vermeyeceğini net bir şekilde söylesen bu kadar car car edemezdi.

Özel dersin saati 40-50 lira, sen neredeyse bedavaya ders vermişsin bir de bu kahpelere para mı vereceksin? Saçmalama. Hiçbir bok yapamaz.

Bu yapılanın haraç istemekten farkı yok. Gelip huzur kaçıran bir eşkıya olsa, ağzının tadı kaçmasın diye ona da mı para vereceksin? Yüzünü yumuşak bulmuşlar yüklendikçe yükleniyorlar. İzin verme, umursama.

Afghugg ya ben parayı vermem dedim, baktım iş çığırından çıkıyor. Tamam lan vericem, kaybolun dedim. Yarın vereceksin diyor. Bana ne ya, Ben niye cirkinkesmek zorundayım ki altta kalmayayım diye. Hayret bi şey. Aynı tonda cevap versem olay iyice büyüyecek evinden aldiririz a kadar gidecek. Hiç mi görmediniz böyle insanı? Ben niye cirkinlesiyorum ki bin tane işimin arasında

Birinin senin yerine arayıp göz korkutması çok saçma, o yolu deneme. Ama biraz da sert ol, yumuşak olursan caydıramazsın.
Bir de şehrini yaz, uygun olan biri olursa duyurudan bizzat el atsın.

"Başaramazsan para iade" diye garanti ile gitmediysen verme para. hatta saatine 1,5 liraya ders vermiyorsan sen iste paranı. Bir yerden sonra ses eder. Ateşe ateşle karşılık ver. Sen de hakkında laf çıkar, ortak arkadaşları fişekle.

Böyle çomarlara imkan vermemek lazım. Parayı verirsen haklı olduğunu düşünecek, utanmayacak tabii ki. Bundan sonra hayatının her köşesinde de bu sisteme devam edecek.

sevgili @damdanakan sana çirkinleş demiyoruz ama hayatın boyunca sürekli böyle dangalak insanlarla muhatap olmak zorunda kalacaksın, çünkü dünya böyle bir yer. sırf fazla uğraşmamak için her isteyene çıkarıp her istediğini verirsen herkes senin yüzünü yumuşak görecek sömürdükçe sömürecek. bu kızların yaptığı da o. çirkinleşme ama verdiğin emeği, kendini bu asalaklardan korumayı bil.

Valla çamura girersen sen de kirlenirsin mantığıyla bu yaşıma kadar hiç muhatap olmadım böyle insanlarla. Olmam da. İki kuruş için ciğeri beş para etmez adama laf mı yetiştiricem. Ben de istiyorum ağzımı dolduran doldura bi senin insanlığını skeyim, sktir git demeyi ama o zaman işler kimbilir nasıl bi boyut alacak, Nasıl cirkinlesecek. Hayatımda çirkinlik olsun istemiyorum. O yüzden seni yumuşak görmüş demeyin, Evet ben yumusagim , Böyle de kalmak istiyorum mk yerinde.

Ne yaparsan yap için soğumayacak, bir şey yaparsam utanır diye düşünme. Azıcık utanma duygusu olan biri böyle bir şeye tenezzül etmez. Kafam rahat etsin uğraşmayayım dersen ver parasını lanet olsun diyerek. Vermeye niyetin yoksa da muhatap olma hic, bir sikim yapabileceklerine inanmiyorum. Şark kurnazı diye sarkliya demiyorlar işte sadece, bu da comarlik gibi bir yaşam stili. Olaylar olaylar.

Oha ne kadar şey insanlar var. Saati 10 liraya ders vermeni geçtim, üstüne kız için şehir değiştirmişsin ve bu kız yüzsüz bir şekilde para mı istiyor sizden? İnsan bir teşekkür eder, emeğine sağlık der ne bileyim. Ben bu durumda para iade garantisi vermişseniz bile geri istemezdim açıkçası.

Net bir şekilde verme.

En başta ödediyse ve para iadesi isteyecekse dersten hemen sonra istesin. Dersin ortasında bile isteyebilir. Dersi beğenmiyorduysa almasaydı.

Savcılığı tekrar düşünün. Hem belirli miktar gelire kadar vergi verme durumu yok. 150 lira o miktarın çok altında, yani bunun niye vergisini vermiyorsun demezler sana.

Karşımdaki üç beş lirayla maskara, kontur bilmemnesi falan aldım. Iyice maskara olduk, cilasi olsun. Yok ya içinin isinmadigi insana iyilik bile yapmayacaksın. Neyse ya skerler. Dünyada iyi insan bitmedi ya. Iyisine denk gelince unuturum. Sağolun.

Kartimdaki*

anlamamışsa 10 saat ders işleyene kadar aklı nerdeymiş acaba??

bi ton ders aldım, hiçbir hocama ben anlamadım paramı geri verin demedim yani anlamadıysam devam etmemişimdir uygun bir dille de söylemişimdir hocaya.

ne tipler var allasen sakın verme!

Bir arkadaşın avukatınmış gibi arasın, ben damdanakan ın avukatı x falan diye girsin lafa. Başta anlaştığınız ücret 500 liraysa ve 150'yi aldıysan geri kalanını 1 hafta içinde ödemelerini söylesin. Yoksa ihtar çekileceğini bildirsin.

Eğer avukat arkadaşın varsa direkt o yapsın.

Sen çok yumuşak yüzlü olduğundan bu kadar yüz bulmuşlar. Hiç gerek yok, altta kalma. Eğer sen bir şey yapamıyorsan da dediğim gibi bi arkadaşına yaptır. Eğer ciddi anlamda bi tehdit de gelirse savcılığa dilekçe ver. Uğraşmak lazım bu tarz pisliklerle. Benim de başımda 1000 euro için türlü şeyler yapanı var. Bana taahhüt ettiği zamana kadar ödeme yapmazsa ya da eksik ödeme yaparsa direkt savcılığa gideceğim.

Bu arada vergi ödemediğin bi iş falan diye de başına bişey gelmez. Avukat arkadaşıma bizzat danıştım. Benimki de seninkine benzer bir durum zira.

@damdanakan maalesef hayatta kalmak için gerekirse çirkeften daha çirkef olmak gerek. Bunun sonu olmaz ki, o zaman herkes senden ders alsın senin zamanını ve emeğini çalsın sonra desin ki ben anlamadım sen anlatamadın ver parayı, böyle iş olmaz ki. Hakkını savunma meselesi bu. Çirkefe çirkef olacaksın herkese anladığı şekilde n konuşmak gerek.
Tam olarak seni geri çeken ve korkutan nedir anlamadım, ne yapabilirler ki ? O ortak arkadaşın da ben.....

Ha bu arada o ücret konuşma işi de söyle oldu. Tanıdık olduğu için, bayağı da çaresiz durumda olduğu için tamam çalışırız, üç beş bi şey atarsın dedim. Hakikaten para da almayacaktim ama Ankara'ya gitmem gerekti yüksek lisans mülakatı için. Annemlerden istemek istemedim, Bu da bayağı ne zaman sikisirsan söyle tribinde. Bundan istedim. Ya en fazla zamanımı boşa harcadın falan denir de paramı geri ver diyecek kadar insanlıktan nasibini almamış olmak... Üç noktayı ilk defa tam yerinde kullandım.

Beni geri çeken (korkutmuyor) Daha fazla cirkinlesmek istememek. İngiliz asilzadesiyim çünkü.

korkutmaya çalışıyor seni. sen haklısın.

yine bir damdanakan klasiği...

yahu onu bunu bırakta bence sen annene anannene falan soyle seni bir okusun uflesın. kotu sans yakanı bırakmıyor :(

Ya bi de ne desen anlamayacak, niye zamanımı harcayayim. Bak size laf anlatmak için bin takla atıyorum ama öyle insana sumugumu atmam (En sevmediğim huyum Hayır diyememek demiş miydim fhjgfd). Bana bi şey olduğu yok, o içindeki acilikla yaşasın. Bana ne.

Sen hiç arayıp sorma. Tahrik de etme. Kanıtlayabileceğin bir yerden tehdit ederse de direkt savcılığa git.

Benim mallığım kızdan hiç iyi elektrik almamama rağmen iyilik yapmak. Beni böyle saçma salak durumlardan bi tek hislerim koruyor, Onun dışında yüklü başka bi aplikasyon yok. Ben niye kendimi anlatmaya başladım ya. Allah Allah. Gün de yalan oldu, gidip yatayım bari.

madem anlatamıyormuşsun niye mal gibi 10 saat derse katılmış ki. En baştan öğrenemezsen/dersi geçemezsen paran iade gibi bir güvence vermediysen senden memnun kalmadıysa bile o para hakkındır.

Tabii olayların iki taraftan da dinlenmesini gerektiğini savunurum hep, anlattığın kadarıyla sen haklısın.

Sen yine niye atarlaniyon godos ya. Bi dur Allah'ıni seversen. Sizi övmek için söyledim ben onu.

Dertlesiyorum sizle, Ondan öyle sık sık feedback yapıyorum.

10 saati mi 150 lira? şaka gibi, sakın verme. ne saçma insanlar var harbiden, 10 saat ders alıp bir şey anlamadıysan ...

ayrıca karşılığına anlayıp anlamama garantisi kimse veremez, parayı vermen çok saçma olur sakın yapma öyle bir şey..

amk salağı anlamadığını bile 10 saatte anlamışsın, anlayamaman normal deyip kapat engelle telefonlarını.

ayrıca uğraşmak istemiyorum falan dedikçe sana da saldırasım geldi. ne garip huylarınız var anlamıyorum. Bir insan göz göre göre senin hakkını almaya çalışıyor sende uğraşamam diyorsun. sümüklü angutun tekine 150 liranı kaptıracak kadar ezik misin?

kesinlikle verme 10 saat ders anlatmışsın karşılığını almışsın bunun geri istenecek bir yanı yok.
sen anlattıklarımı kafandan silmedikçe bende paranı vermem de.
net ve sert ol laga luga yapma ne istiyorsa yapsın insanlar içinde rencide etmen gerekirse de et asla hakkını bırakma bu tip kurnazlara.

beşiktaşlı

sevmiyorum.
nazım'ı seviyorum.

Kişiğini bilemem ama akustik parçaları çok hoş.

seviyorum ben. sozleri zaman zaman igne deliginden hindistani gosteriyor insana, ince goruyor. kendisini bilemem tabi ama oyle yavsak birine benzemiyor gibi hissediyorum ben sarki sozlerinden.

He işte bende hissediyorum. Nazım i kanlı canlı göremedim tabii ama "şiirleriyle büyüdük". Bir de fotograflarindaki o "Çok acayip şeyler yapasım var ama kendimi tutuyorum" bakışı her şeyi anlatıyor. Fd den daha çok severim tabii, yavşak dedik diye şey olmasın. Ben de yavşağım ama iyi bi insanim.

Kişi olarak iyi biri gibi de, şarkıları çok içimi bayıyor, bir iki şarkı dışında sevemedim. Tuna Kiremitçi, Mehmet Coşkundeniz ve her türlü duygusallık banyosunu sevmiyorum. Nazım Hikmet'i seviyorum ama kadınlarla ilişkileri ile ilgilenmiyorum; isimlerin hepsi aynı da farklı da olsa fark etmiyor. Açıkçası, şarkı ve şiirlere "İlişki de bana mı ilişki" gözüyle baktığımdan kim nasıldır, bilmiyorum. Mehmet Ali Erbil çapkınlığında kaldım en son. Facebook'tan paylaşıldığı kadarı ile Can Bonomo tatlış bir insan gibi duruyordu. Eğlenceli, şiirsel değil, rahat ama ciddi gibi, sorumsuz değil. FD'nin sevgilisi olsam on dakika sonra "Bir camları mı açsak, ne yapsak? Esmiyor" dermişim gibi geliyor.

ya kişilik olarak nasıl bir insandır hiç bilmiyorum ama 5 satırda nazım, tuna ve feridun üçlüsünü görünce keyiflendim ister istemez. şu geldi aklıma direkt,

prntscr.com

sondaki isme dikkat. yani bir başa bak bir sona bak hasfjkl

sevmiyorum pek.

nazım'ında şiirlerini severim ama yavşaklığına şahit olsam şu dönemde yaşasa sevmezdim heralde kendisini.

@der meister: fbjgfds taciz kral pepe, nadya bilmemkim diye giden komboya benzemiş. :) bi de iboizzetalisanmahzun dörtlüsü dbhfd

Tacsiz*

Fuck you t9 gibi

@aychovsky: iyi adam da bayik, aynen. Bi saat dinledim ders çalışırken, sınav stresi falan derken "Bi sus mk" diyip kapadım listeyi. Baydı.

Konserine gitmiştim, söyleyebileceğim tek şey süper bir adam olduğu. Orda daha bir sevdim Feridun abimizi.

Sevmiyorum pek. Ruh gibi. Ben sevmem oyle ici gecmis insanlari. Tuna kiremitci'yi de tanimiyorum.

20senedir hastasıyım!

çok seviyorum ben ya. küçükken de severdim şimdi büyüdük konserlerine gidince daha bir sever oldum. hep tek başıma ve aşk acısı filan çekmeden dinledim belki bir sevgiliyle ya da aşk acısı çekerken dinlesem daha da çok severdim. yine de baya çok seviyorum.

çok iyi bir insan. ama yakışıklı değil. tam bir meriç yani.

Bazı olaylar karşısında saglam bir durus sergiledigine sahit oldum. Bir konserine gittigimde epey geç kalmıştı. Sebeplerini anlatti ve tum konser her firasatta özür diledi. Bircok sanatci yapmiyor bunu. Bende düzgün biri izlenimini saglamis bir sanatcidir kendisi. Ona ben o degeri vermedim kendisi kazandi. Kisaca severim evet.

Çok tatlış.
Yavşak değil.
Kesin bilgi. :)

severim bizim dönemde bahar şenliklerinde klip çekmişti ,bkz www.youtube.com

Devam edilebilir ya toparlanıyor hikaye ilerlerde. Ama öyle öldüm bittimlik bir pozisyonu yok. Düz sıradan adamı anlatsın diyince aklıma Behzat Ç. geliyor. Onun dışında kahramanlık olmayan dizi yok herhalde :D tavsiyelere geçeyim:

House M.D. (İzlenmediyse kesin izlenmeli bence)
Banshee
Person of interest

ben de bu diziyi merak ediyordum, izleyenlere bir oturuşta 1 sezon izlettirebiliyor mu?

Sıradan insanın aslında hiç de sıradan olmadığı, durağan ama "Vay anasını, ne kafalar var" dedirtecek (tabii bunu aksiyon yüklü kahramanlık hikayeleriyle yapmayacak) bi dizi film cekmiyolar mi artık. Dram dizisi arıyoruz, fantastik dizi izlemek zorunda kalıyoruz. Penny dreadful mesela. Ok, güzel şeyler söyleniyor da dizide normal adam yok. Ya vampir, ya frankenstein ya şeytanın gelini, kurt adam ya da zombi. Sıradan adamın sıradan, sıkıcı hayatında dram yok mu? Ben onu arıyorum. Bıktım fantaziden, doğaüstü şeylerden. Kimsenin de olanı doğrudan gösterecek cesareti yok mudur, nedir? Illa bi alegori, bi kılıf. "Acı çekiyor çünkü şeytan musallat olmuş. Iki dünya arasında kalmış." Amerikan dizisi izlemeyeyim bi süre.

orphan black izlemedim ama duz siradan insanlari anlatan freaks and geeks var onu demeye geldim. ben cok sevmistim. ne yazik ki sadece 18 bolum cekilmis. sanirim duz siradan insanlari anlattigi icin konu bitmis :)

House M.D. izlediniz mi?

Freaks and Geeks bebeyim benim ya.

House a da başladım da söylediklerinin yarısını anlamayınca sıkılıp bıraktım..

Ya mesela trt'de de on yıl önce kısa devre diye bi dizi vardı. Elemanın teki (kahvede cayciydi galiba) benim gibi her iki kelimesinden sonra -de, -da bağlaci kullanıyordu. Enteresan karakter yaratmak bu kadar kolay :( bi de trt diyorum bak, gerçi on sene öncesinin trtsi başka bi şeydi. Zamanda ne kadar geriye gidersek (nostalji yanilgisindan bağımsız) o kadar gerçek şeyler buluyoruz.

ben izledim de beğenmedim. sürekli aynı kadından gelecek. hep benzer hikayeler bölümlerde. sıkıcı bir dizi kısacası.

ilk sezon çok iyiydi, bir günde bitirmiştim. Yavaştan iyice bayıyor ama.

1. sezonunu izlemiştim boşluktan, sezon finalinde "öehh" dedirttiiği için devam etmedim. Dizi, karakterler açısından zorlama geldi bana ama sıkılmamıştım da.

Düz, sıradan insanı anlatan Six Feet Under, In Treatment ve görece Breaking Bad var...

transhümanizme ilgi varsa izlenir. ben beğeniyorum. bir de bir diziyi izlemeden önce türüne bakmak lazım. bilim-kurgu, fantezi, korku türlerindeki yapımları izleyip "düz insanı anlatmıyor bunlar ya hu! demek biraz garip değil mi? ne bileyim spaced var, friends var, himym var var, shameless var, six feet under var, oz var, hatta breaking bad var (sıradanın dönüşümü şeklinde bakılabilir), yalan rüzgarı, hayat ağacı, cesur ve güzel, dawson's creek :P fln var da var. sen mutluluğu yanlış yerlerde arıyorsun gibi sanki.

Evet.

her oyunun belirli oyuncu kitlesi vardır, bazısı competitive oynar, bazısı dediğin gibi casual oynar. yani ne bileyim, ben de pokemon oynasam herhalde olayım bu olurdu.

I wanna be the very best,
Like no one ever was.
To catch them is my real test,
To train them is my cause.

işte tam olarak bu alkfjaldkjf

Cok ciddiyim ya, ayni duyuruyu acacaktim, simdi gorev mörev yok mu, savas mavas. Sadece toplama mi var, level mi atlatiyoruz evolve mu oluyor bu hayvanlar? Nedir bu go, iki gündür her yerde go da go. Pokemon sever taso biriktirmistim zamaninda. Ondan bu yana elimi atmadim, niye bu kadar seviliyor pokemon? Tamam cocukluk klasigi de öhm. Yani. Anlamadim niye bu derece...

asdfasgsda bir sosyal sorumluluk projesi olabilir mi?
adamlar baktı "gamerlar götü göbeği ayrı eve çıkacak, saçlardaki yağla akşam yemeği aradan çıkarılacak kıvamda, bunları bir ayaklandıralım, poke toplarının peşinde iki evden çıkıp bacak kaslarını açıp insanlıklarını hatırlasınlar, kız yazık" deyip hayrına dışarı çıkmalık hareket etmelik oyun yaptılar bence...
oyunu duyunca aklıma ilk bu gelmişti de iyi olmuş dediydimdi
işte bunlar hep sipor .p

Aynen bak insanlar pokemon bulmak için evden dışarı çıkıyorlar. Gaziosmanpasa da tam bir pokemon cennetiymis, adım başı gym ler, pokemonlar.

Ben kullanıyordum. Upload'a dikkat et, acayip kota yer. Telefon da ateş gibi oluyor ama film falan indirip izliyordum.

Bana da gereksiz geldi. Netflix e bakayım madem. Online siteler abuk sabuk yerlere yönlendiriyor. Pc'ye de bakamıyorum çok fazla. Genelde telefondayim.

ben zorda kalınca kullanıyorum gayet de memnunum ama ısınma ve şarj problemi olabiliyor tabi.

ben kullaniyorum androidde. sadece bir sey indirecegim zaman uygulamayi yukluyorum, indirdikten hemen sonra siliyorum.

bir tek wifi kullanma secenegi var, onu secersen (secili geliyor) mobilden yemez.

Şu an server nalları dikti. Akşam saatleri böyle oluyor.

GPS için yüksek kesinlik ayarı da yapın.

Şurdaki adımları birebir takip edin çözülecektir (git: boardest.com)

Çünkü mutluluk çok göze batıyor. Gülüyorsun, insanlar "noldu ki?" diye soruyor. Aslında mutluluğu "genel" yaşam tarzı olarak seçmiş, cidden içinde bir takım şeyleri aşmış, sen ben gibi insanların üzüleceği şeylere kafa yormamayı öğrenmiş insanlar da var. Mutsuzluğu dışa vurmaları bizden çok daha farklı. Bu tip insanların aşırı vurguladıklarını düşünmüyorum ben. Hiçbir zaman etrafımda "ben çok mutluyum, bakın, görün beni" diyen insanlarla karşılaşmadım ancak "ben olduğum halimle ve elimdekilerle mutluyum" diyenleri çok gördüm. Umarım bir gün ben de onlar gibi olabilirim.

Allah allah şeker kafasına benziyor.

@dessy: ya işte bahsettiğim oturmuş, aza kanaat eden bi mutluluk değil de böyle saldırgan, ben buradayım ve hepinizden daha mutluyum mutluluğu. Hani başkalarına da ışık olan cinsten değil, sanki hep daha fazlasını ister gibi huzursuz bi mutluluk hali.

bazen bir seylere inanmak icin hatirlamak gerekebiliyor. ben bu ara fazla fazla mutlu oldugumu dusunuyorum ve seslendiriyorum mesela cunku bunu dusunmezsem kafam hemen olumsuza odaklanmaya hazir bekliyor (soruyu ustume alindim istemsizce :) ).

Öyle bir tanıma uyacak insan profili tanımadım :D Cidden. O yüzden bilemiyorum. Bırak o da o haliyle mutlu olsun, kafalarında oturttukları yalana (veya hayale) inanmaya ihtiyacı var bazılarının.

@dessy: buradan hareketle insanlardaki mutluluk saplantisini anlamaya uğraşıyorum kendimce. Sorunum x le y le değil de "Bu insanlar neyin peşinde?"yle. Bir de gözüme çok batmaya başladı bu durum. Her şeyi akışına, oluruna bırakacak bilgelikte değilim, kafama takılıyor.

@in vino: Senle hiç ilgisi yok ya :) sen gayet de tatlı bi insansın. Mutlu ol tabii, herkes mutlu olsun da bunu böyle başkalarına silah diye dogrultmaya gerek yok. "Ben mutluyum, benim hayatım süper!" Yeni nesil dangaliklardan biri herhalde.

Savunma gibi, inkar gibi geldi bana. Mutsuzluğunu kabul edemeyip mutluymuş gibi yapıyor olabilirler. Gerçekten mutlu olan birinin kendisi bunu büyütülecek, mutsuzluğu da anlaşılmayacak bir şey olarak görmez diye düşünüyorum.

@uğ: ya bak cidden "Bu kadar mutlu olunacak ne var mi sigiri" kafasında değilim. Adamın beynindeki birtakım kimyasal reaksiyonlar ya da genetik mirası bu adamın mutlu olmasını sağlıyor bile olabilir. Neden mutlular? demiyorum. Yukarıda da yazdım, bu mutluluğu paylaşmak değil. Canın mi sıkkın, gel bi kahve ismarlayayim iyi niyeti de değil. Bu gayet öznel, disavuran, yaristiran bi mutluluk. Agresif yani. Huzursuz ediyor. Aynı şeyleri tekrar tekrar açıklamak zorunda kalıyorum ve bu beni mutlu etmiyor şu an, lütfen. Çünkü mutlu olmam lazimdbjgcdgh No Country for sad men.

In vino+1
Mutlu olmak için çabalıyor ama önce buna kendini inandırmak istiyor olabilir.

Diğer bir ihtimal de, eğer siz mutsuzsanız bu tarz şeyler karşı taraf vurgulamasa bile gözünüze batıyor olabilir.

:) tesekkur ederim. depresyon cikislarinda sanirim manik bir doneme giriliyor. benim kendimde gozlemledigim boyle oldu. okul kitaplarinin konu sonlarindaki bu konuda neler ogrendik kismi gibi dusun :) bir suru olumsuz sey yasiyorsun cabalayip ustesinden geldiginde "vay arkadas ben neymisim, artik kesseler acimaz" moduna giriyorsun sanirim ondan. benimki oyle oldu yani en azindan. zamanla hafifleyecektir mutlaka ama lan depresyondayken ben bu guzellikleri, mutluluk kaynaklarini filan nasil fark etmemisim dusuncesine kapiliyorum sıklıkla bu aralar. :) sanirim erdim diyorum hatta normalde cigrimdan cikarip sac bas yoldurtacak durumlara amaan nolacak diyerek gulup gecmeye basladim cunku. ve kucuk guzelliklerin farkina hep varmiyoruz ve bi yerden sonra duyarsizlasip sadece gri ve siyah gormeye basliyoruz cevremizi. mutluyum demek ve gulumsemek bile beyni oyle dusunmeye yonlendiriyor halbuki. ay dolmusum resmen :)

Ben de başkalarının yanındayken hep mutluyumdur. Kendime sürekli ne kadar mutlu olduğumu, hayatın her şeye rağmen güzel olduğunu telkin ederim. Bir şeyi ne kadar çok söylersen ona inanmaya başlıyorsun. O bahsettiğin kişiler sana gösteriş olsun diye değil, kendileri gerçekten mutlu olmak için yapıyor olabilirler. Büyük ihtimalle hepsinin büyük bir derdi vardır, ama orda burda "mutluyum" demek surat asıp sürekli şikayet etmekten daha çok işe yarıyor. En azından benim için böyle.

Reklamları izliyorsundur.

Lim5+1 - mutluluğunu vurgulama ihtiyacı olanlarda hep bir sıkıntı ve bolca yargılama oluyor nedense.
Mutluysan mutlusundur, bana niye ekstra söyleme ihtiyacı duyarsın ki? Aynı anda hem hava atma ihtiyaçlarını gideriyor hem de "sen niye mutlu değilsin??? Mutlu ol ve şükret! Yüksek sesle şükret!!!!" baskısı kuruyorlar.
Sosyal medyada bu tür paylaşımlar gördügümde "he amk he" diyorum içimden, gerçek hayatta katlanmak zorunda olduğum kişilere "he he evet evet doğru :)" diyorum.

Ben de ozellikle mutsuz oldugunu vurgulayanlari anlamiyorum. Mutlu olanlar genelde sorulmadıkca mutluyum ben mutlu falan demiyorlar, durup dururken vurgulamiyorlar ama mutsuzlugunu alakali alakasiz vurgulayan cok fazla.

Telefon yeni, bön ayarlarıyla oynamadım. Çok da anlamıyorum o şeylerden zaten.

Bön değil vpn.

Hesabı başka bir ülkede açmış olabilir misin? Veya başka ülke kredi kartı vs

Öyle sigara alınıyor mu?

Uğraşma bırak yak bi dal kendine gel. Alışmışsın bi kere eziyet etme kendine.

Sigara alacak param yok diyelim. Bırakmaya çalıştığımdan değil. Para falan teklif etmeyin sakın, yanlış anlaşıldı diye açıkladım.

Damdanakani seviyorum.

Damdanakan sigara icme ,birak.

Beni sevmeyin, bana sigara verin :|

Eyvallah, bilmukabele.

Ise yarayan careler.elma.sigara istegini bloke eder.
Patlican,nikotin destegi atar.
Cekirdek,her derde deva,otur balkona tukure tukure ye,puffff sonra bir gun diye anlat.ama simdi tadim cekirdek nerden baksan 3 dal sigara eder,olmadi,patlicana kaldik.

Çay sigara içmeye aliskin isen icme.canin ister kafan tutmaya baslar.

sakız oyalayabilir.

Bundan sonra tütün alıp iç. Marka tütünler var, mesela mavi drum çok güzeldir.

Hatta onu da siktir edip gidip açık tütün alırsan paket sigaraya verdiğin paranın 10da, belki 15te birine denk gelir. Hatta neredeyse verdiğin paranın tümü sadece kağıda ve filtreye gider.

Bunlar bundan sonrası için öneriler.

Çay içme, canın sigara çekebilir.

2 gün dayanabilirsin o kadar da abartma bence.

Abartmakla ilgisi yok. Bi saat icmeyince ter basıyor.

Yakında olsam gel tüttürelim derdim bi yerde. Bende var iki üç paket, biri arabada biri iş yerinde biri evde. Normalde içmiyorum da alkolle sadece. Uyu bence. Uyku çok şeyin ilacı aslında. Çoğu psikolojik ilaç o yüzden uyku yapıyor.

tütün alaydın keşke 2-2.5 lira paketi

Burdan bazen ben de çok düşünme diyorum, bazı şeylerin ilacı bence "çok süşünmemek".

Biraz da kafaya takma bu kadar demek isteniyor aslında.

karşındaki gibi düşünüp konuşmak çoğu zaman gereksiz konuşmaları ve tartışmaları önlüyor.boşuna zaman kaybetmemiş oluyorsun.bende de aynı durum. ama kafa dengi birini bulursam da hiç susmam.
başkalarının yerine düşünme konusunda "biraz da onlar düşünsün" de, geç.

Bi de bu ayna olma mevzusu var. Insanlar benim üzerimden kendilerine söylemek, kabul ettirmek istediklerini soyluyo gibiler. Bir de kacindiklari davranışı bende görüp urkenler var. Var da var.

Ben sizin TV kumandaniz miyim? Sayın insanlar.

Fazla empatiksin. Fazla kitap okumaktan olabilir.

Ben de böyleyim. Nedenini hata yapmaktan korkmaya bağlıyorum. Hobilerim arasında bir olay karşısında bütün olasılıkları düşünüp hiçbir şey yapmamak da var.

çok düşünmek bir hastalık belirtisi değildir, aksine -fikirler analitik düzlemde doğru noktalara ulaşabiliyorsa eğer- sağlıklı işleyen bir zihnin işaretidir. şayet dünyayı yaratan insanlar bu kadar çok düşünmeselerdi şu an gayet ilkel ve sanattan yoksun hayatlarımız olurdu. gerçi çoğusu için halen öyle de, neyse.

bana herkez çok kafayı takıyorsun, siktiret, ya boşver, olm sen bu kadar kafaya takarsan bu işi yapamazsın, bu kadar titiz olma falan diyolar,burdan hepsine selam yolluyorum, ben böyleyim, detaycıyım, hayatın anlamının detaylarda saklı olduğuna inanıyorum, ben sizin kadar sığır değilsem kusura bakmayın o sizin probleminiz....

Bence sorunlu bir duruş değil. Hatta buna duruş da diyemem, bu yapıyla ilgili bana kalırsa. Karşındakine hak vermeyle ilgili. Yargılamamayla ilgili. Olumlu bir özellik bence aslında.

Zihnini bir süreliğine kenara bırakıp, hislerine odaklanıp ona göre bir yargıya varabilirsin.

Herkes ne duymak istiyorsa onu söylüyorsan karaktersizsin bence. İnsanın bi duruşu fikri olur yahu. Mutluluğun iki formülü var like a give a fuck ve not my fucking job. Azcık gamsız olun. Milletin hatlarını yüzüne vurun iyi gün dostu olmayın sadece.

Fazla film izlemektende olduğu söyleniyor . (bu denendi onaylandı)

ben çok düşünmüyorum siz az düşünüyorsunuz amuğa goduklarım de bi dahaki sefere.

Herkesin duymak istediklerini söylediğin gibi, herkesin de senin duymak istediklerini söylemesini bekliyorsun. O yüzden bana tik gelmemiş. Karaktersizsin dediğim gibi.

@haşmet: burada herkesin fikri az çok bi şey ifade ediyor benim icin, herkese tık var ama sana yok. Iyi de desen yok, kötü de desen yok.

Heheh @Damdanakan, iyi o zaman aynen devam ediyorum böyle. Tatlıyı fazla yeme bayramda zaten kilo falan var. Hadi öpt.

Bu sene bayram bize uğramadı. Tatlı yok :/ iyi bayramlar.

Kendin yapma daha kötü olur.

Ben 3-4 kere yaptım. Başarı oranı %100 ama normal simler nano simden biraz daha kalın. Yuvaya girerken biraz zorlamak gerekiyor.

internetten bakarak yapabilirsin. makasla bile yaparsın öyle zor bişey değil ki.

Bedava vermiyolar mi neden ugrasiyorsun?

Kullanma klavuzunda micro ya da normal simi kesip takmayın, tepsiye sığmaz diyor. Neyse bekleyeyim birkaç gün, telefon da kapalı dursun.

youtu.be


Keşke direk nano sim isteseydiniz.

Bayramda kapalı olurlar diye seyettim. Ne bileyim daha önce hep normal sim kullandım ben. Hiç aklıma gelmedi.

daha 1 ay önce ilk denememde başarıya ulaştım ben. iphone 5s'te gayet de güzel çalışıyor. maket bıçağıyla küçültmüştüm.

1 kere denedim o da oldu :) symbian dan ios a geçişte elzemdi yaptım oldu. Yalnız işleme girişmeden önce nette konu ile ilgili görsellere bakman iyi olur ... elindeki sim kartın çipli kısmının görüntüsünün netten bulacağın görselle aynı olmasına dikkat etmelisin. Makas ve maket bıçağı önemli araçlar oluyor burda. Ayrıca sim kartın rehberini yedeklemeyi aman unutma

vay arkadaş, geçmiş olsun, google facebook gibi websitelerinde bilgisayardan oturum aç, diğer açık olan oturumlarımı kapat de.

cok gecmis olsun. uzuldum gercekten.
herkesin basindan gecer boyle her seyin ters gittigi zamanlar. eger inaniyorsan, okutabilirsin kendini. onun disinda gecmesini beklemekten baska bir sey gelmiyor aklima. umarim en kisa zamanda isler istedigin gibi gitmeye baslar. pozitif kalmaya calis.

Polise ayrıca imei numarasını da verin, eğer telefon kullanılırsa buluyorlar.

imei istediler, evet. garanti belgesinin üzerinde oluyormuş sanırım. evde arayacağım.

yani, o kadar saçma sapan şeyler oluyor ki; burada başka biri yazsa bunları "troll herhalde, uyduruyor" diyeceğim. ama yok, vallahi oluyor. anlam veremiyorum. sinirlerim allak bullak oldu.

İmei numarası cihazın kutusunun üzerinde de oluyor, bazı yerler faturanın üzerine de işliyor.

Kötü bir şansınız olduğuna inanmayın, dua etmek iyi geliyor. Olumlu düşünün daima.

gecmis olsun. cana geleceğine mala gelsin.

imeiyi bildir, andoridse cihazı bul uygulaması var. ona bi bak.

rahatla.

Geçmiş Olsun.

Çok geçmiş olsun çok üzüldüm , aynısı başıma geldiği için ne hissettiğini biliyorum. Android mi kullanıyorsun. O halde imei no google hesabında yazar.

Benimkine benziyor diyor (general mobile discovery kaput) diye HTC desire aldım da hiç sevmedim bunu, tam bir mühendis telefonu. Eski telefonumu özledim :( seni kimler aldı, kimler öpüyor seni :(((

Nazım in şiiri de var ya diyor ya ://///

sen hanfendiliğini? bozma (swh)

Swh diye gülmek dort buçuk yıl önce yasaklandı. Mustakbel memuriyetin yanmasın.

Ona 'Vızıldamak bir sinek gibi minik ve gür, bir arı kovanı gibi kafa şişirircesine' şiirinden bahset, belki mesajı alır. 'Bi sus' da iyi bir fikir bence.

Edit: Ya da ondan daha geveze ol, kendi silahı ile vur.

Ben sahsen biraz gevezeyimdir. Bir keresinde arkadasla hararetli bir sohbet esnasindayken biraz arkamizdaki bir kiz yuksek sesle bir "üffff" cekti, utancimdan yerin dibine girdim milleti rahatsiz ettim diye. Aninda sesim kesildi.

Ne diyon la yavşak! Diye bağır masadan.

bilmiyorum bağıra bağıra mı konuşuyor yoksa o adamın çapraz masasında konsantrasyon gerektirecek bir şey mi yapıyorsan ancak tüm bu koşullar olmadığı sürece ben kolay kolay karışmam insanlara.

şimdi kimse kimseyi kandırmasın. her masaya bi' tane o adamdan lazım yoksa bazen konuşucak hiçbi' şey bulamıyoruz. en kötü masamızdaki o adama sararız.

masasına oturup sürekli bilmediğin konularda kendinden çok emin şekilde üfür, cehaletin karşısında çıldırarak gitsin.

Atip tutuyosa tahhammul etmek zorda hakkaten, makul ve mantikliysa anlattıkları yine bi nebze cekilir.. Belki daha once duymadigin seyler söyler.

en önemlisi çalışma ortamı.

bayram boyunca biriken bütün işlerimi toparlamak için ofise kapanacağım.

istersen kalemini kitabını alıp gel. iki tane boş odam var ofiste. çalışabilirsen burada. 10 gün kafan rahat olur. ben de çözemediğin bir şey olursa biliyorsam yardım ederim.

insanı en çok etkileyen şey ortam

Meditasyonu da yapamiyorum bu ara. Kontrol o denli elden gitti yani.

kardeş bi' sakin olur musun.

20 gün çalışmayla kpss tüm kapılarını açsaydı ohoo, çevremde kim kpss'ye girdiyse bayağı üniversiteye hazırlanır gibi sistemlice hazırlanıp girdi. panik anlarında seni ne sakinleştirebilir bilmiyorum, zaten bunu en iyi sen bilirsin. uzun bir yürüyüş filan önerebilirim, istanbul'daysan bas git bir ormana, yürü babam yürü. ayrıca stres yapıp gerilmeni anlıyorum ama bu sefer olmazsa bir sonraki sefer olur, peşinden kimse koşturmuyor yani. gözünde büyütüp olduğundan daha kötü bir hale dönüştürme mevzuyu.

sınavı kazanamazsan da dediğin gibi gider, tanıdıkta manıdıkta kalırsın bir süre. başarısızlık kime göre neye göre, onu da bir kafamızdan silelim lütfen. teşekkürler.

disarıdayim + 1

cidden ortam çok önemli, özellikle böylesi stresli durumlarda. yapabiliyorsan pencere dahi olmayan bir ortamda çalış bir süre, evet kulağa çok insani gelmesede ciddi anlamda etkili bir yöntem kendini dış dünyadan soyutlamak.

Önce kafanı biraz olsun boşaltman lazım bence. Bir gününü gezmeye ayır. Sabahtan akşama kadar deli gibi gezmen lazım. Daha önce gitmediğin yerlere git ama. Sonrasında ise geniş ve havadar bir yer bul çalışmak için. Etrafta başka çalışan insanlar olursa daha da iyi olur.

@evde liyakat: bi senedir çalışıyorum zaten kpss ye, ilk sınavları da verdim falan. Alan sınavına çalışmak zorluyor. Konu calisicam artık, yirmi günde olabilir de olmayabilir de. Kesin olmaz diye bi şey yok da, çalışmazsam bi senelik emek de copte. En azından çalıştım diyebilmeliyim kendime. Durum bu şekil. Hicbi şeyin sonunda ölüm yok ama benim bu işi basarmaya ihtiyacım vardı epey. Dışarıdan "Pff ne saçma!" gibi görünüyor olabilir ama kendi küçük dünyamızda büyük anlamlar yüklediğimiz (bu da yanlış bi tutum, biliyorum) önemsiz detaylar. Şimdi böyle konuşuyoruz ama kazanamazsam şimdi gordugum baskının mislisini gorucem ailemden, cevremden.

pff ne saçma gibi görmüyorum, yanlış anlamışsın.

kpss'ye gireceksin, alan sınavını vereceksin. kafandaki tek opsiyon bu şu an çünkü yine stres dolu bir sene yaşamak istemiyorsun, artık bir yerden tutunmak, ben bunu yaptım en azından, emek harcadım boşa vakit geçirmedim demek istiyorsun doğru mu?

şu an bir işin olmadığı için baskı gördüğünü varsayıyorum. olmazsa başka bir iş bulamıyor musun? tek seçeneğin kpss olamaz değil mi? konudan uzaklaşmıyorum, aksine her zaman başka bir seçenek vardır demeye çalışıyorum. bunu biraz kabullensen, kafanda felaket senaryoları yazmasan zaten bu kadar geriliyor olmayacaksın. az sakinleş. şu an ya başaramazsama aşırı fikslenmişsin, başka türlüsünü kabul edemiyorsun bence. yaşayamıyorum, nefes alamıyorum ne demek oluyor yahu, sanki ciğerini aldılar :) gel yarın sana bi' kahve ısmarlayayım.

Çok ajite ettim kendimi, değil mi? Haklisin.

İçelim bi kahve, aldım sözü. Yarın olmazsa da pazar :) Teşekkürler.

Bence alan sınavını bir avantaj olarak görmelisin. Benim kpss'ye girdiğim yıl alan sınavı diye bir şey yoktu. Branşım İngilizce ve ben İngilizce'nin i'sini çözmeden yerleştirildim ve kendimi abuk sabuk bir köyde buldum. Eğer bana fırsat verilseydi ve İngilizce sınavına tabii tutulsaydım puanım çok daha yüksek gelirdi ve gençliğimi elektriksiz, susuz, b.klu bir köyde harcamamış olurdum. Hatırladığım kadarıyla senin branşın Matematik. Sen zaten yeterli sayısal beceriye sahipsin ki üniversitede Matematik bölümüne girebilmişsin. Üstüne bu alanda yıllarca eğitim görmüşsün. Mezun olduktan sonra Matematik ile ilgilenmediysen bile canını sıkacak bir şey yok ortada çünkü senin sayısal kabiliyetin var. Stres yapmadan, sakince odaklandığın takdirde çok yüksek bir puan elde edebilirsin.

Bir de sana şunu söyleyeyim, bundan birkaç sene önce yüksek lisans ve okutmanlık başvuruları için yds'ye çalışmaya karar verdim. Ben zaten her sene yds'ye hobi olarak girerim ama bu sefer çok yoğun bir çalışma ile gireyim dedim. Sınav süresince "Hata yapmamalıyım! Hata yapmamalıyım! Sınavdan full çıkarmalıyım!" diye kendimi o kadar strese soktum ki her sene hobi olarak girdiğim sınavlarda a grubuna girerken bu sefer c grubuna düştüm. Geçtiğimiz İlkbahar döneminde de girdim yds'ye ama yine girişimde belli bir amaç yoktu, dolayısıyla çalışmamıştım. Soruları uyuklaya uyuklaya esneye esneye çözdüm ve sonuçlar geldiğinde yine a grubuna yükseldiğimi gördüm.

Burada demeye çalıştığım şey "Aman çalışma yeaaa salla" değil. Sen yine çalış tabii ki ama şu an içinde bulunduğun stresin seni potansiyelinin altına düşürmesine izin verme. Nasılsa sayısal zekan yüksek, rahat olduğun müddetçe yaparsın.

Bir de sana tavsiyem sınava girmeden önce çok güzel bir kahvaltı yap ve iki ölçek passiflora iç. Bol şans diliyorum şimdiden!

He işte o potansiyelin altına düşmek, bildiğini de yapamamak delirtiyor. Zeki ama çalışmıyor dan çalışıyor ama yapamıyor a geçiş yaptım fhjfss çocuk gibiyim ya. Bazen diyorum keşke bilinç sahibi olmasak, kaygı denen lanet beni yiyip bitiriyor çünkü. Hayat güzel de benim antenim kırık gibi, karıncalı çekiyor. Neyse bi duş alayim. Hepiniz çok şekersiniz.

aynı stresi, buhranları yaşamış biri olarak yazıyorum.
alanda çalışmam gereken 40 ders var. ilk sınavlar çok iyi geçmedi. her gün çıkan yeni yeni haberler sözleşmelidir vs kafamı çok meşgul edip beni yıpratıyor. az bir şeycik kalmış umudum varsa da o haberler yüzünden kaybettim.
ailemden baskı görmüyorum hatta ailem üç sene dört sene bile kpssyi denersin diye çok söyledi rahatlamam için çok uğraştı. ben tüm stresi kendi kendime yaptım.
en sonunda gidip bir özel okula başvurdum ve olumlu dönüş aldım. uzun süre çalışmak istediklerini söylediler. bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemiştim.
ama hala içim içimi yiyor daha alan sınavına girmeden böyle bir şey yaptığım için. hiç umudum yokken şimdi "ya sınav sonuçları iyi gelir de gitmem gerekirse ben bu insanları kandırmış gibi olursam" diye düşünmeye başladım.
yüksek lisansa da başvurdum henüz mülakata çağrılıp çağrılmadığım belli değil.

bir belirsizlik denizinde boğuluyor gibiyim. içim hiç rahatlamayacak gibi sınavlar geçip her şey netleşene kadar.
yani demem o ki bu hisleri yaşayan bir tek sen değilsin böyle düşün ve kendini başarısız veya kötü durumda hissetme. bu sınavlar sadece başarıyı değil insanın psikolojisini de sınıyor. güçlü duran sınavda da öne geçiyor.
eğer atanamazsan özelde çalışma imkanın olacaktır kesinlikle bunu düşün. özel istemezsen atanamadığında ölüm yok, insanlar senelerce hazırlanıyor bu sınava.
kendi kendini telkin etmekten başka yol yok sanırım. ben bu konuda da başarılı olamadım ama en azından yalnız hissetme kendini diye yazmak istedim. konuşmak dertleşmek istersen de yazabilirsin eşekten düşenin halini eşekten düşen anlarmış :)

Benim dusuncem baştan yanlış o zaman. Bayağı sosyal demokrat bi ülkede olduğumuzu dusunmusum.

Ücret yine de fazla abartı değil mi? Klasik "Sizin için çalışıyoruz" algısı yarattılar kaç gündür bas bas bağırıyorlar, tam bir akepe çığırtkanlığı.

Bu adamlar bi de patavatsız adamlar. Böyle de bi şey yaptik, parası olan geçsin deseler kimse yine bi şey demeyecek. İlla "Vatan için yaptık, millet için yaptık!"

Köprüyü devlet yapmadı. Özel şirket yaptı. Şirketlerin genel amacı kar etmek olduğundan paralı olması normal. Geçen olmazsa bileücreti devlet ödeyecek. Otoyol a.ş

Ha devlet& özel sektör birlikteliği. Ok. Haberlerde gordum az önce, bayağı yüzde yüz devlet prodüksiyonu gibi sunmuşlar da. A haber de değil fox'ta gordum.

Avrasya tüneli ve üçüncü köprü de özel şirket yapımı.

ben ücretli olmasını normal buluyorum, tek sıkıntı devletin araç garantisi vermesi.

para vermek istemeyenler önceki 80 yılda olduğu gibi körfezden doğru gitsin, az parası veya çok zamanı olanlar gemiyle geçsin, çok parası veya az zamanı olanlar da yeni köprüden geçsin

sonuçta gidip gemi alıp yatırım yapıpı iki yaka arası araba taşıyan firmalar nasıl ki para kazanıyor, istanbul'dan izmir'e kadar yol yapan firma da para kazanmalı.

Duyuruda sosyalist yok pek sanirsam. Biri de çıkıp "Devletsin tabii, yapacaksın" dememiş. :P devlet kurmak bayağı karlı bi iş galiba ya. Bunu bi dusuneyim.

@damdanakan ın beklentisini karşılayayım.

devlet vergileri neden toplar sorusunun cevabını halka yol su elektrik götürmek için diye öğretilirdi okullarda. şimdi yolu özel şirketler yapıyor, geçmek için para ödüyoruz. su hakkında söyleyebileceğim pek bir şey yok, sudan ucuz tabiri geride kaldı. elektrik ise malum zaten. artık bütün elektrik iletim şirketleri özel. kullandığımız miktar 30 liraysa fatura 100 lira olarak geliyor.

O zaman devlet niye var? Özel şirketler toplasin vergileri diyerek isyan ateşini korukluyorum :p

devlet de bir şirkettir? prison break :(

Devlet bize bakmiyor.bunun sosyal demokrasiyle alakasi yok,kacilabilecek tek nokta kuzey ulkelerinde de ayni.orada yol var istersen buyur git bedava.gayette guzel duzenli .korfezi donuyorsun. 110 km. feribotta var.o da para ve bekliyosun biniypsun.hem sure hem para.bide kopru var.5 dakika ve para.birsuru sistem var.bunun okulu var.4 yil okuyorsun.iktisat diye.butun bunlar adam smith yuzunden,neo klasik dedikleri sey.hatta tam bunun adida var ama aklima gelmedi,borazdan yazarim yada hatirlayan yazsin neydi bu fayda analizi bisey.

Adam Smith i duydum ama iktisat falan bilmem. Daha anlaşılır bi dille açıklarsan biz de aydınlanmış oluruz :p

haha cevaba bak
"birsuru sistem var.bunun okulu var.4 yil okuyorsun.iktisat diye.butun bunlar adam smith yuzunden,neo klasik dedikleri sey.hatta tam bunun adida var ama aklima gelmedi,borazdan yazarim yada hatirlayan yazsin neydi bu fayda analizi bisey."

yazık.

neyse. niye saçma geliyor? babanızın hayrına mı yapıldı o köprü? parasını ister bir günde çıkarır ister 18 yılda. sana ne? oy verdiğin hükümet böyle bir anlaşma yapmış. niye diye sormak anlamsız.
insanlar bir yerlere köprü, yol falan yapmak için yıllarca bir bedele katlanır ve para biriktirir. o para ile bir şirket kurar. sonra bu yaptığı işlerden kar alır. ki böylesi daha adildir.
"devlet şu yol geçiş ücretini" düzenlesin demek, devlete bir şeylerin fiyatını belirleme yetkisini vermektir ve bu bir birey için acizlikten başka bir şey değildir.

hahaha diye güldüğüm yorumu yapan arkadaş gibi bitireceğim : "iktisat diye bir şey var. adam smith falan."

Tamam, iktisat biliyorsunuz. Bravo. Da soruma cevap alamadım. Bu işler böyle yürüyor diyorsunuz yani. Neyse gideyim de integral cozeyim, sonra da gelip burada matematik bilmeyenlere giydiririm fjjfssf God bless internet!!!!

@acemi, paranın olduğu ve iktisadın olmadığı konu var mı? mahalle ağzıyla "tabi adam sikicekler" demek yerine neden sonuç açıklamaya fırsat veriyor işte iktisat. tabi adam "şaapıcaz".


@damdanakan bu işler böyle yürüyor, böyle yürümeli. "neden böyle yürüyor?" diye sorarsan onun da cevabını iktisat ve iktisat felsefesini bilmekten geçiyor. başka yolu yok. iktisat bilmeden "şunun fiyatı niye şu kadar?" diye sorusuna verilen her cevap dedikodu, boş laf.

Devlet kapitalizmi denen saçmalık bu, liberalizmle ilgisi yok.

Olay nedir? Vergi alıyorsan onunla yol köprü vs. yaparsın, bu ücretsiz (maliyetsiz) mi olur? Hayır zaten vergi alıp yapmışsın. Bir daha da geçiş parası falan almaman lazım.

Diğer seçenek nedir? Köprüyü özel şirket yapar, ücreti şu, beğeniyorsan geç beğenmiyorsan geçme der. Senin cebinden ordan geçmediğin sürece para çıkmaz.

Bizdeki ne? Devlet yandaş özel şirkete köprünün ihalesini verir. Bu şirket tek kuruş para harcamaz, devlet bankalarından kredi verilir çünkü. Sonra geçiş ücreti koyarlar. Günde bilmem kaç kişilik ücreti devlet garanti eder, kimse geçmese de şirkete parasını verir devlet. Devlete para nereden gidiyor? Bizden gidiyor. Geçmediğin köprüye zorla para ödüyorsun. Böyle aşağılık bir sistem işte.

Sosyalist gibi vergi alıp kapitalist gibi hizmet veren bir ülke Türkiye. Böyle yürümeli diye bir şey yok, neden böyle yürüdüğünün cevabı da şerefsizlik.

@i was made for you

“Vergi alıyorsan onunla yol köprü vs. yaparsın, bu ücretsiz (maliyetsiz) mi olur? Hayır zaten vergi alıp yapmışsın. Bir daha da geçiş parası falan almaman lazım.”
demek ne demek? bu yolun hiç bakım gideri falan olmayacak mı? bunun yanında İzmirlinin verdiği vergi ile köprü yaparken İzmirliye sorulmuyor. Bakım masrafını bari oradan geçenler ödesin??

@lucky strike troll müsün değil misin anlamadım ama bakım masrafı için de vergi ödüyoruz :( ödemiyor muyuz?

boğaziçi ve fsm köprülerini devlet yaptı. maliyetini çıkartınca bedava olacak demişler vakti zamanında. durum ortada. 1999da deprem vergisi vardı. oldu ötv. bunlar kolay para kazanma yolu. akaryakıt, sigara ve içkideki vergiler de öyle. yani özel şirket yapmış, devlet yapmış farketmiyor.
niye dolara endeksli diyebiliriz mesela? avrasya tüneli, üçüncü köprünün fiyatlarıda dolara endeksli.

bir de şöyle birşey var. bu şirketler kredilerini devlet bankalarından almışlar. yani özel şirket yapıyor ama devletten çıkıyor para. belirli sayıda araç geçmezse yine devlet ödeyecek aradaki farkı.

ekşiye yazdım burayada yazayım. körfez yolu bakıma girer, feribot bozulur şu bu olur ve o köprü kullandırılır diye bir his var içimde.

Ya işte "sade vatandaşın" anlayacagi dilden bi iki şey söylemeyip bunları anlamak için iktisat felsefesi gerekir, hiç konuşmayalim demek de bana pek doğru gelmiyor. Gel burada iktisati yeniden kur da demiyorum ki. Yukarıda gayet anlayabileceğim şeyleri açık açık yazıp "Bu yüzden böyle" diyen de oldu, "O işler seni beni aşar" diyen de. Ee madem günlük hayatta her yerde para, iktisat var işin felsefesini bi kenara bırakıp "Çünkü su su yüzden" demenin kimseye bi kulfeti yok. Bir de satır aralarında "Senin seçtiğin hükümet" diyorsun. Ben secmedim bu adamları. Onu da söyleyeyim, içimde kalmasın :) Yol, bakım masrafıni da vergiyle çok rahat karşılayabilirler ki bildiğim kadarıyla bu isimli bi vergi var. Kullandığım gsm hattından bile ayda bi buçuk lira kesiliyor. Bunu düşünmemiş olmaları imkansız.

Kısaca, bilmeyeni küçük gorup "Sen anlamazsin!" demek yerine soruma yüzeysel de olsa bi yanıt almak buranin bilgi paylaşımı platformu olma işlevini de yerine getirmesini sağlar. Kimseye bi zararı yok yani.

Damdanakan bir soru sordun simdi cahillerle ugrasiyoruz.

Once bir tr.m.wikipedia.org

Sonra e-dergi.atauni.edu.tr

Son olarak su sayfada kurumsal mallar basliginin 3 ten sonraki maddesi.www.ekodialog.com

Okulda ogretmedigimizi burada yazmiyoruz,dersten kaytarip kahvede okul bitiren lucky strike onlayn mi.sakaci seni.

Simdi genel baktim bastan normal vatandas gibi anlatayim.devlet yollari yapar,kopruleri tunelleri yapar.bu devletin gorevidir,ustune bize ozel devletcilik ilkesi bunu icerir.normal yollar yapildiktan sonra devlet daha iyi yol,daha kisa yol,daha konforlu yol yapabilir,yaptirabilir.bunun icinde bir bedel bicebilir.burada para istenebilmesinin tek kosulu vardir bu hizmetin ucretsiz verilenininde olmasi.kisaca ucretsiz bir yol her zaman olmak zorundadir.

Devletin ekstra bir hizmet sunmasi veya sundurtmasi karsiliginda aldigi bedel sadece kullananlarin odemesidir.istersen bedava var ordan git,bu faydayi saglayacaksan bu bedeli odeyeceksin .

Senin orneginde bedava secenek var.korfez gecisi,golcuk,karamursel uzerinden ayni yere ulasabiliyorsun ve bu yol bedava.daha uzun,cok genis degil,cok fazla trafik isigi var ama bedava.

Buraya kopru yapiliyor ,yaptiriliyor,diyorki buradan gecme 90 lira.istersen gene gecme hemen yaninda feribot hizmeti var 60 lira civari.

En basit anlatimi bu.yuzyillardir boyle,dunyanin her yerinde boyle,kubada olmayabilir.

o kadar iktisat iktisat diyorsunuz madem öyle köprüleri devlet yapsaydı da yine 90 lira olsaydı, yok muydu gücü?

şirket sahibinin milyar dolarlarına milyar dolarlar katmaktansa devlete gitse, akmayıp damlasa bile yine bize dönerdi o para.

oh ne güzel ya hem daha maaşımı almadan devlet kessin haracını hem de adım atmak için bir de özel sektöre para verelim. ayrıca eğitim, sağlık, ulaşım, güvenlik gibi temel gereksinimleri bile güvence altına alamıyorsa o devletin bana faydası ne?

Selamlar yeniden,

@acemi ,yuzerek abi.oradaki durum farkli.faydalananin odemesi uzerine,baslangici demirel donemi ? Maliyet cikain bedava olacak,sonra farkli bir uygulama turgut ozal donemi kopru gelir ortakligi,otoban gelir ortakligi,daha sonra kararname ile kalici hale getirildi.ayni deprem otv sinin kalici olmasi gibi.adalara bedava ulasim olmamasi gibi,karsiya gecenin odemesi uzerine kurulu.burada abartmadan makul ucret talep ediliyor,son zamla 5 olmustu sanirim.gecen oder,toplu tasimada odemez,gecmeyen odemez.

@maxc,abi burada ozel sektorun yapmasi daha mantikli.zaten uygulama yap islet devret seklinde,bunun suresini bimiyorum ama 25 yil olabilir,ozel firma yapiyor,isletiyor ve bedelsiz devlete terk ediyor.devletinkendi muteaahhitligini yapmasi bu ulkenin en buyuk problemlerinden birisiydi.yillarca tamamlanamayan projeler gibi.ozel sektore ihale ettiginizde hem sureyi hem rakami kontrol edebiliyorsunuz.uygulanabilecek en akilci yontem.

Boyle yazarken kendimi sevgili yazar vapurlarfalan gibi hissettim bir an utopik utopik yaziyorum.

www.eksiduyuru.com

@sinasibabur: +1

bir çok nedeni var onun. algoritma işte.

ben de şeyi merak ediyorum. o önerileri çarpıya basıp kapattığımızda sonsuza kadar ilgi dışı kabul ediyor mu yoksa x zaman sonra yine öneriyor mu?

Yeniasir gazetesi ilan acentesiyiz, ilanların kelimesi 3 TL.

İzmir.

posta gazetesi++++++

Evrensel gazetesini aradim, ilgilendiler. Ücretsiz yayinlayacaklarmis ilanimi. Teşekkürler.

Modlara not: Bu yalnızca tesekkur mesajı değil, başka bi zamanda başka birinin de işine yaratacağını dusundugum için yazdım.

mutlaka ara, fırsatın varsa yanına git. ara demesini bekleme.

hiçbir şey yok kendini suçlu hissedecek. arkadaşının başı sağolsun.. bilmiyormuşsun ama durup dururken ters davranmasına rağmen sakin bile durmuşsun..

ilgilen sürekli ara onu desteğe ihtiyacı var..

sürekli aramayın derim, benim babam da yakın zamanda vefat etti ve en hoşlaşmadığım şey telefonda konuşmak oldu, en yakın arkadaşlarımla bile. Eşimi falan aradılar, o halletti. Yakınında bilgi alacağınız biri varsa onu arayın, yoksa bir kere arayın ya da mesaj atın, sonrasında tavrına göre gerekirse ararsınız. Cenaze falan işler bitip sakinleyince görüşün derim.
Bu arada trajik telefon konuşmalarından çok geyik ve esprili (evet insan 7/24 üzüntülü depresif duramıyor) whatsapp mesajlaşmaları daha iyi geliyor bana ama tabii kişiden kişiye değişir.

Ara
Ailesini de ara
İmkan varsa yanına git

Su an memleketteymis. Ankara'ya dönünce arayayim diyorum. Şimdi orada, cenaze evinde başı yeterince kalabalıktır. Surekli baş sağlığı telefonu almak da insanın sinirini bozar. Etrafında surekli ağlayıp bayilanlar falan. Bir de sanırım genç kaybetmişler babayı, onun acısı da apayridir.

babasının durumunu neden paylaşmamış acaba.
eğer sevdiğin bir arkadaşınsa yanında olmak iyi olur. kara gün dostu

arama derim, zaten zibilyon tane insan arayıp mesaj atıyordur şimdi.

eğer gitmek mümkünse yanında olman daha iyi olur.

bunu şuna benzetiyorum ben; doğumgününde facebook'ta bütün arkadaşların gelir "doğum günün kutlu olsun bilbikbik" diye yazar. ama bazı arkadaşların vardır ki o gün organizasyon yapar, seninle vakit geçirir, hediye alır vs.vs. işte onların gerçek arkadaşların olduğunu bilirsin.

bu mesele de biraz buna benziyor. eğer gerçekten senin için önemliyse ve yapabiliyorsan yanında ol derim.

sürekli arama. baş sağlığını ilet halini hatrını sor bir şeye ihtiyacın var mı de. yeterli. gidebiliyorsan git ama başında durup sürekli bunaltma. gelen giden çok olur onlara yardım edersin.
birileri sürekli teselli moduna geçince daha çok canı yanıyor insanın.

Teselli etmek yerine yapılacak bi işi varsa onları gormek daha mantıklı, aynen. Yeni bi iş kurmuştu, surekli evrak taşıyordu bi yerlere. Belki o konuda yardımcı olabilirim. Belki evini temizlerim. Bilmiyorum, ilk defa bi arkadaşımin böyle bi durumuna şahit oluyorum.

bence bugün tekrar ara onu. açarsa konuşmayı kısa tutup çok üzüldüğünü ve yapabileceğin bir şey olup olmadığını sorarsın. açmazsa da arama bir süre. acıları şu an çok tazedir onların ve akrabalardan gelip gidenler çok olur. aradan biraz geçsin (1-2 hafta) yanına gidersin, alırsın onu götürürsün bir yere biraz kafa dağıtmasına yardımcı olursun.

başlıktaki soruya cevap veriyorum: birinci. ilk denememde oldur.

gerisi için de metin ol, iletişimini geliştir. bunda yapamadıysan başka okula başka senede şansını denersin. sonunda ölüm yok ya

Aynı programda ikinci başvuruda alındım. İstanbul Üniversitesi başvurduğum programa 5 kişi alıyor ve her yıl 300 kadar kişi başvuruyor. Neyse ki sonraki yıl alındım. Hatta hocalar beni hatırladı.

rahat olacaksin, bolum/okul cok. elbet sen de istediklerinden bir tane bulursun.

ben hic basvurmadim, bir arkadasim 2 sene ayni yeri denedi olmadi. bir baskasi uc farkli yerle gorustu ucunden de kabul aldi. cok degisken.

Ben 4 kez yüksek lisans mülakatına girdim (neden dersen biraz karışık; mezuniyet sonrası kendi bölümüme başvurdum, sonra orayı bıraktım başka bölümde başladım, sonra iki yl hakkı verdiler kendi bölümüme tekrar başvurdum, sonra her ikisini de bırakıp başka bir okulda kendi bölümümün ylsine başvurdum) hepsinden de kabul aldım. Yurt dışına da başvurmuştum zamanında 3 farklı yere, oralardan da kabul almıştım ama gitmek kısmet olmadı maddi durumlardan dolayı, burs çıkmadı hiçbirine. Gerçi onlarda yüz yüze mülakat yoktu.

Sanırım rahat olmak önemli. Bi mülakata girmeden önce hatta aşırı gergindim, iki bira atmıştım. Kendine güvenli gözükmek, bölümle ilgili olduğunu belli etmek, karşındakinin seni ezmesine izin vermemek lazım. Tabi bilgi kısmı da gerekli, oraya değinmeye gerek yok. Mütevazi ama kendine güvenli gözük, ukala olma yalnız. Soru sorulduğunda çok uzatmadan yanıtlamaya çalış, cevabın dolu ama sade olsun. Neden o bölümde yüksek lisans yapmak istediğinin mantıklı ve sağlam bir açıklaması olsun, gerçekten istediğini ve ilgilendiğini göster.

Akademik çalışanlarda genelde karşıdakini yüreklendirmeye değil de aşağılamaya yönelik bir tavır oluyor. O tavrın cesaretini kırmasına izin verirsen mülakatın da kötü geçer. Kendinden emin ol.

Ha bir de sakın ağlama. Çok sinirini bozsalar bile sık kendini, çıkınca ağlarsın.

Bunları yapamıyorum işte sorunum bu diyorsan orasını bilemedim. Rahatlatacaksa sen de iki bira at gir mesela.

Biraz fazla ciddiye alıyorum sanırım. Azıcık rahatlayabilsem olacak gibi ama çok agresif davranıyorum. Ust uste aynı başarısızlığa dusmek de iyice sinirlerimi bozuyor. Saçma sapan konuşuyorum bi şey sorduklarında falan. Kendimden sıkıldım ya, kim bilir neyin ketlenmesi bu. :/

Üzerime çok fazla oynamıyorlar ama yüzlerinde bi "Yazık, kimin çocuğuysa... :/" ifadesi oluşuyor. Bayağı titriyorum, terliyorum falan. Su seneyi kazasız belasız atlatsaydim.

Bunların hepsi bilgi eksiginden ve tam olarak ne istediğini bilmemekten kaynaklanıyor. Bir dahaki sınavlara bilgi olarak daha hazırlıklı ve yapmak istedigin şeye daha hakim gidersen hallolur. Mulakatlar bir amac degil, asıl yapmak istedigini yapman icin bir arac. Oradakiler istedigin seyde sana yardim edecek kisiler. Senin karsinda degil, yaninda olacaklar. Sans diliyorum.

Daha ciddi bir problemse medikal yardim da alabilirsin.

Bilgi eksikliği ve hazır hissetmeme halinden kaynaklanıyor olabilir, haklisiniz. Gorusmeye girdiğimde hissettiğim şey baskın olarak "Hazır değilim!" sanırım. Haklisiniz. Epey de konuşturmaya, yardımcı olmaya da çalışıyorlar aslında, hiç öyle art niyetli, ego boaster tipler görmedim ama dediğim gibi ben hazır hissetmediğim için gereğinden fazla geriliyorum. Teşekkürler.

Yani o ruh halinden kendimi kurtaramadigim için bu başlığa yazdıklarım bile anlaşılmaz, bölük porcuk. Kusura bakmayın.

bir defa başvurdum onda da kabul edildim. iş mülakatlarından daha eğlenceli ve rahat geçti benim için.
alan dışı yl başvurularında, bilgi eksikliğini sözlü mülakat ile kapatmak gerekiyor. öğrenmeye aç ve hevesli vurgusu şart.

bir de şöyle taktikleri var insanların, çok iyi bir okuldan mezun olmuşsan, daha düşük üniversitelere başvurup, okul adını kullanmak. istanbul, ankara harici okullara başvurmak mesela. mülakat ve sınav çok ön planda olmuyor bu durumda.

genellikle kendi okulundan kabul alman daha kolay oluyor.

akademisyen olma hedefin yoksa, bu ülkede yl ya da doktora yapmanın çok bi' özelliği yok bence.

kendine güven, okul orası. rahat ol ve eğlenmene bak.

Akademisyen olmak gibi bi isteğim var ama o "oğrenmeye aç, hevesli" profilini çok cizemedim sanırım.

Aksine, oldukça ciddi bir soru. Hangi kuruma atanacaksınız, 657, 399, öğretmenlik dışı memuriyet?

matematik mezunuyum. matematik lisans diplomasıyla girebileceğim bir memurluk ya da 4001 kodlu memurluklardan tercih yapayım diyorum. direkt 657'yle atıyor sanırım. bugün başlayan tercihlerle kit personeli de alınıyor mu? hiç bilmiyorum ki.

Düzenleme en son şu şekildeydi,

657 için konuşuyorum atandıktan sonra asaletinizi almadan kurum değiştiremezsiniz(bu süre 1 yıldan az, 2 yıldan çok olamaz), asaletinizi aldıktan sonra ise -atamaya yetkili- amirinizden muvafakatname almalısınız.

Meb diğer kurumlardan istisna olarak tercihlerden önce istiyor bu muvafakatnameyi. Muvafakatname yoksa tercih de yok.

İstifa da bir seçenek olabilir, ama 657 den istifa edersen başka bir kurumda 6 aydan önce başlayamıyorsun.

Kitlerde ise istifa ettikten sonra başka bir kurumda ertesi gün işe başlayabilirsiniz. Bu nedenle muvafakatname onayına gerek kalmayacağını düşünüyorum. Bu benim yorumum.

Bu bahsettiğimiz geçişin memur dili edebiyatındaki ismi, kurumlar arası naklen atama dır. Bu isimle araştırırsanız daha kolay cevap bulursunuz internette.


Evet, tüm kitler merkezi atamayla alıyor memurlarını.


Yolunuz açık olsun, bol şans.

Kamyonet aynasinin altinda duruyorsaniz gormez,yuksek araclar icin sozkonusu bu,trafikte rastladiginiz tirlarin arabalarin sofor tarafindan alip suruklemeleri bu yuzden,sizi orada gormuyor.ancak sizinkisi ortan boy bir kamyonettir,o sofor hatasi oluyor,farketmemis sizi,sizde dikkat etmemisiniz.

gormemeleri cok olasi, kor noktalarina bir araba sigiyor tirlarin. en iysi yaklasmamak ama ne mumkun

kamyon yada kamyonet söförleri kör nokta kontrolü yapmali, bu onlarin ehliyet alirken sinvada en cok karsilarina cikan durum, aynadan her yeri göremez ama kafasini uzatip kontrok etmeli. manevra sirasinda göremedigi bir yer var ise, özellikle geri manevralarda, bir kisinin klavuzu ile manevra yapmali. bir arac söförü icin göremedim mazeret sayilmaz, göremiyorsan manevra yapmayacaksin. bu kural sadece kamyon/kamyonetler icin degil normal otomobil sürücüleri de dönüs sirasinda kafasini omuz üstünden cevirip kör nokta kontrolü yapmali. görmedi diye insanlari altina mi alsin, görmedim mazeret mi.

tam arkasındaysan göremez. yandaysan görür ama mesela kapıya yakınsan orayı da göremez.

kapının tam ortasında değil de şoförün çaprazındaydım. mahalle arası olduğu için yürünecek başka yer yoktu. kafam da doluydu, dediğim gibi benim dikkatsizliğim de olabilir.

22cm.

Pardon derece.

Bu arada hemen bahsedelim kamyon ve tırların sağları çok tehlikeli aman dikkat.

beni ezmek üzere olan şöyle bi şeydi. tır falan değil.

kamyonetkasasi.com

12/400 = 0,03

Çünkü formülde n(anakütle) x p(olasılık). Olasılığı da örneklem/anakütle yani 12÷400 yaparak buluyoruz.

Ama 400 le çarptığında 20 bulmuş?

Bir de şurada x in 3 değil, 4 e kadar değer alması gerekmiyor muydu?

hizliresim.com

Kitaptaki çözümler hatalı olabilir gerçi.

Benim olasılığım pek iyi değil hipergeometriye bir şey diyemiyorum ama kendi istatistik kitabımdan poisson sorularına baktım dediğim gibiydi. Bence kitap hatalı istersen bendekileri atarım üç sayfa bir şey zaten

Bende bi kitap daha var ama zahmet olmazsa sendekinden de bakayım :)

(bkz: lucid dream)

neden görünmez olmayı seçtiğiniz belki ayrıca yorumlanabilir. görünmez olduğunuzda neler yapıyorsunuz mesela?

İnsanları izliyorum, daha rahat hissediyorum onlar beni göremeyince.

gündelik hayatta toplum içinde yaşadığınız sıkıntıları belki rüyalarınızda böyle kontrol etmeye çalışıyorsunuzdur. tabii bu çok düz bir yorum oldu, bambaşka bir şey de olabilir. ama rüyanın neye işaret ettiği yerine onlara bu minvalde bakarsanız kendinize dair daha çok şeyin farkına varabilirsiniz.

Ben de bu minvalde bakmaktan, rüyaları bi nevi 'guiding light' olarak yorumlamaktan hoslandigim için bu soruların cevapları ilgimi çekiyor :) Bir ara da Google earth gibiydim, surekli ucuyordum, dünyayı yukarıdan izliyordum. İstemedigim bi durumla karşılaşınca "Ama bak, ben ucabiliyorum" deyip ucuyordum. Yüksekliği falan kendim ayarliyordum. O daha tuhafti.

Şabanın görünmezlik kremi geldi aklıma. Ulen yeşilçamın rn komik sahnelerinden biri. Efsane.

İyi bir haber alacağına işaret.

O değişen bir şey ya, bir algoritması yok. Ben bilim sınavına girdiğimde benden önce çıkan arkadaşıma lisansla ilgili sorular sormuşlar, benimle resmen geyik yapmışlardı. Aynı bölümden, aynı sınıftan mezunduk. Kendi okulumuza başvurmuştuk ve ikimiz de alındık. Gördüğün gibi değişken olmamasına rağmen sınav tipi değişebiliyor.

Edite edit: Yazılı sınavdan bahsediyormuşsun, bizde hep sözlüydü. Yukarıdaki geçersiz olabilir. Ben olsam senin yerinde kesin girerdim. En kötü mülakat tiplerini görürsün.

Git mulakata.buyuk olasilikla gulay hoca baris hoca falan girecektir mulakata.baya anlayisli insanlardir.sansini deneyerek bir sey kaybetmezsin.onemli olan onlari inandirabilmen.

Sansin bol olsun

Mobil oldugum icin editleyemiyorum ama soyle bir sey var, bilim sinavinda 50 puan alman lazim sanirim cunku gecen sene oyle bir sey vardi.

Bilim sınavını önemsiyorlar bayağı ama hocanın masasındaki kitap bile var bende. Gideyim bi en azından derdimi anlatayım diyorum. Sorular falan çok tanidikti, son bi haftada hastalığım yüzünden doktor doktor gezmemis olsam yüzlük kağıt bile verebilirdim. Okulda aldığım istatistik derslerini hep en yüksek notlarla geçtim. Bayağı hevesliyim, cidden uzun zamandır istediğim bi bölümdü. Bunları söyleyip çıkarım olmadı.

Okuldakilerle konustum bilim sinavi siniri 65 olmus.ama sanirim herkesi alacaklar mulakata dedi.gidip derdini anlat bi

Sınavdan geçer not alamayan on kişinin isimlerini okudular. Bunlar mülakatı beklemesin, dediler. Kızın biri de ee zaten on kişi kaldık, mülakata gerek yok o zaman, dedi haklı olarak. Kontenjan 10 kişi ama begenmezsek kimseyi almayiz dediler :p Yine de tesekkur ederim ilgilenenlere. Kısmet değilmiş diyelim. Eve gidip diğer üniversitelerin sınavları için çalışayım, belli ki bayağı dikkate alınan bi şey.

hayır

E-nabizdan ayarlanabiliyor galiba hakikaten.

başka hastanenin anestezi bölümüne muayene olunca ameliyat olacağın hastane onu kabul edecek mi acaba?

Diğer hastanede ameliyat olurum diye dusundum. Bilmiyorum ben de, günlerdir oradan oraya savrulmaktan beynim aktı.

E-nabiz'da tahlil sonuçlarıma ulaştım. Sonuçlara bütün hekimler ulaşabilsin şeklinde bi ayar vardı, onu yaptim. Bilmiyorum olur mu su an?

öbür hastanedede hangi bölüm ameliyat edecekse oraya muayene olmadan olmaz heralde. başladığın hastanede devam etmeni öneririm. ameliyat edecek doktor ya da bölüm anesteziyle görüşemiyormuymuş?

Yok ya, bugün gittim. Randevusuz bakmiyoruz dediler, yolladılar. Randevuya en erken yirmi gün sonrasına alabiliyorum. Bartholin apsesi var su an, öyle bi ay bekleyelim, bi ay sonra alsınlar tarzı bi şey değil. Hemen şu an almaları gerekiyor aslında ama bir haftadır ugrasiyorum, acidan aklım çıkacak.

u = ln4x
du = 4ln3x 1/x dx

dv=dx
v=x

boyle yazip integration by parts yapinca direk cikiyor.

Güzelmiş.

beğendim güzelmiş

ben de anlamadım neden o kadar duygulandığımı. başka zaman olsa @acemi gibi donu gözüküyor mu diye bakarım :) ama babanın desteği, kızın utangaçlığı sonra içinden bambaşka bi şey çıkması tüylerimi diken diken etti.

www.youtube.com ben buns wok sevmiştim

kızın fücut iyiymiş.

Muzik guzel de dans bir duygu uyandirmadi. Sanatin bu yonunden anlamiyorum. Sia'nin klipleri gibin.

@yons: O benim de aklıma geldi, "Sia'nin kliplerindeki kızın dansına benziyor" dedim. O kliplerde de duygulaniyorum bak.

hayır. sanattan anlamam tabi o yaptığı şey sanatsa. cahilim çünkü. popüler kültür ve onun dayatmasıyla yaşarım bak şu yükseltir mesela :)
www.youtube.com
arabesk olduğumu belirtmişmiydim?

Evet cok guzel ve estetik, hosuma gitti. Ama aglamadim ben tabii. Bir de bunu izleyince Italya'da trende tanistip biraz muhabbet ettigimiz kivircik siyah sacli asiri neseli italyan kiz geldi aklima, gulumsedim:)

Ha aklima gelmisken, kucuk kizlarinizi yasi kucukken baleye gonderin mumkunse. Gonderin ki dik durmaya alissin, boynu ve omuzlari dik dursun omru boyunca.

Cok guzelmis,cok hos.

Çok güzel keşke tüm bayanlar engelleri düşünmeden özgürce dans edebilse

Ben de organizasyonu üstlenmek için kaymaktutmayan'a mesaj atmıştım ama sen önce davranmışsın. :) Buradan bir arkadaşın da önerisiyle Rock'n rolla'da yapalım dedim. Hem fiyatlar uçuk değil, hem de ortam hoş. Ama ramazan dolayısıyla içki istemeyen olursa alkolsüz bir yer de olabilir. Dilersen ikimiz sırt sırta verip ilgilenelim, dilersen sen ilgilen, fark etmez. Organizatörlüğü severim. :)

Yirmi santim: Tamamdır, birlikte ustlenelim. Mesaj atıyorum.

Bizden pas maalesef, iyi eğlenceler size.

Yirmisantim yaparda gidilmez mi :)

şimdi 18inde iki zirve mi olacak? yoksa 18i ve 25inde iki ayrı zirve mi olacak? yoksa aslında tüm çaba 18indeki zirve için mi? kafamda deli sorular.

Tüm caba 18indeki zirve için :)

Tek zirve :) 18'indekinin iptal olmamasına çalışıyoruz :)

Su an katılırim diyen 6, belki diyen 4, katılmam diyen 3 kişi var ankete gore. Diğeri kadar civcivli olmasa da büyük ihtimalle yaparız. Gelin :)

Yok henüz elemedik. Alkol olur, yemek de olur. İsteyenlere ayrı masa kurariz sigarasız, alkolsüz. O konuda çok easy going im. Ne istiyorsanız söyleyin.

Henüz elemedik değil, bence elemeyiz de. Tanımadığım insanlarla alkol + sigarasız muhabbet edemem ben. Alkol olur ama direkt alkol odaklı bi mekan olmaz. Kimse kimseden rahatsızlık duymaz. Günlük güneşlik, havadar bi yerde toplasiriz, kimse sesini duyurmak için bağırmak zorunda kalmaz.

biz de yokuz, toplanacaklara iyi eğlenceler :)

Mucize olmazsa biz de katılmayacağız gidenlere iyi eğlenceler

@kawaye: tamamdır, ben bunları teker teker arayıp bilgi alırım. Son tahlilde de başka bi anketler gidilecek yere birlikte karar veririz.

ahah sayı yarıya hatta dörtte birine düşecek galiba, rezervasyon problemi de ortadan kalkar öyle düşünelim bari :)

Evet dedim, I'm in.

Bi heves kırılması oldu, aynen. Kısmet artık. :)

Son durum şu şekil, merak eden varsa: hizliresim.com

bence iptal edin ve ramazan ayından sonra toplu bir şekilde tekrar ayarlayın bu zirveyi. biraz zorlama olacak ve tadı olmayacak gibi duruyor.
yine de siz bilirsiniz tabiki.
ki bence maksimum 5 kişi gelir diye düşünüyorum.

valla benim için farketmez. yapmayalım derseniz yapmayız. gelmek isteyen üç beş kişinin hevesi kursağında kalmasın diye atıldım ortaya. siz bilirsiniz yani.

kırmayın hevesinizi, hevesimizi.

neden vazgeçildi topluca anlamış değilim, zirve bu. ramazandan sonra da bir tane yapabilirsiniz. olur biter.

ramazan olması sebebiyle direkt bar olmasındansa daha kapsayıcı olması açısından cafe/bar olması tercih edilesi. böylelikle isteyen istediğini içer/yer.
o nedenle isis'in arka bahçesi diyorum. yer ayarlamak sıkıntı olabilir. bir telefon açmakta fayda var.

organizasyon değişikliği neydi?

aslında burada "kaymaktutmayansıcaksüt" katılamayacağını bildirmeseydi, çok daha iyi olacaktı. herkes katılırdı, o da o saatte gelemeyeceğini tanıdığı birine bildirip liderlik yapmasını isteseydi, bir sıkıntı yaşanmayacaktı. herkes geldikten sonra onun gelememesi ufak bir burukluk yaşatsa da gelip geçerdi.
olsun, arkadaş sorumluluk sahibimiymiş ki bildirdi adam akıllı bir şekilde. katılmak isteyenlere iyi eğlencelerrr..

organizasyon değişikliği söz konusu değil aslında. zirve başlığı açan ve yer ayarlamaya gönüllü arkadaş üstlenemeyeceğini dile getirmiş artık damdanakan ve yirmisantim ayarlamaya gönüllü oldu.

onun dışında zaten yer kesinleşmediği için yapılmış bir değişiklik de yok.

Arkadaşlar, kendimi tutuyorum sabahtan beri maksadını aşan bir söz söylememek için ama böyle sözlük, forum gibi interaktif ortamlarda zirve duzenlemenin belli bi algoritması vardır. Az çok herkes bilir. Yani bu zirveleri genelde o sitede tanınan ve çevresi olan, daha ziyade çoğunluğun benimsediği kullanıcılar tertip eder ve insanlar da aslında o insana güvenip plan yaparlar, katılım sağlarlar. Daha önce yapilan ve genis katılımın olduğu zirvelere baktığımda düzenleyenler yine böyle insanlardır. Aychovski, pandispanya vs. Diğerleri uç beş kişinin katıldığı butik zirve kategorisinde kalır.

Kaymaktutmayansicaksut te burada az çok çevresi olan, ismi geçen biri, dahası moderator. İnsanlar onun bünyesinde topladığı bu vasıflara da güvenerek "Tamam, biz de katılalım." dediler gönül rahatlığıyla. Bahsettiğim şahıs hicbi mazeret göstermeden kendisini denklemden çıkarınca da "Ee yapıyoruz, bulusmuyor muyuz? Bulusmayalim o zaman." oldu. Ben bu şahsın yaptığını doğru bulamadığımdan kendimi ortaya attım fakat benim burada o kadar sağlam bi network um yok. Seven var, sevmeyen hatta belki tekinsiz ve sevimsiz bulanlar var. Dolayısıyla bana güvenip bir günlerini bu etkinliğe ayırmak konusunda kararsız kalıyorlar.

Organizasyon işini modlardan ya da bahsettiğim ağır abi/ablalardan biri devralsa bu sıkıntı yaşanmazdi. Aslında kimsenin ruhu duymadan zirve böyle birine devredilip çok da güzel yapılırdı. Yalnızca kaymaktutmayan katılmadı, yakınındaki insanlar da onun gelmeyeceğini bilirdi zaten ama böyle bir geri çekilme yaşanmaz, insanların hevesi kırılmazdi. Bu zor, dusunulmeyecek, hesap edilemeyecek bir şey değil.

Şimdi, ben yukarıda bahsettiğim rahatsızlıklarımdan oturum bu zirveyi kimse katılmasa da yapacağım. Yani böyle basit bir işin bile belli insanların tekelinde yürütülmesi çok sinir bozucu. İsteyen istediği gibi "Pff tadı kaçtı, damdanakan kim, yirmi santim kim? Pff!! :/" desin, ben bu zirveyi yapacağım.

Saygılar, hurmetler.

damdanakan'a ben kefilim, vazgeçenler ne ayaksınız lan? tanımıyorum ama kefilim, yirmi'ye değilim. asddfklgj nicki kötü.

son durumda mekan + saat uyuyorsa ben de gelebilirim, geçenkine hiçbir türlü gitmeyecektim. nerde çokluk orda bokluk.

Ben hala katılıyorum :)

@damdanakan sen de canını sıkma, gelen gelir gelmeyen gelmez, bu kadar basit.Niye keyfini kaçırıyorsun :)

Keyfim yerinde, bu kankacılık muhabbetlerine kılım sadece. Ve saatlerdir bir suru mesaj aldım bu konuyla ilgili, açıklama gereği duydum.

Damdanakan, ben de şöyle müdahil olayım o zaman olaya; kızlar zirvelerinin ilkini ben, bir kısmını pandispanya ile ikimiz, denk gelemezsek yine ya o ya ben düzenledik. Pandispanya moderatör evet ama benim de bir taninmisligim yok duyuru'da. Kendi çapımda takılıyorum. Zirvelerin hiçbirinde 'aaa fraise biz seni tanımıyoruz ki, gelmeyelim' diyen olmadı. Bu zirvede de aynı şey geçerlidir diye düşünüyorum. 'Damdanakan'ı tanımıyoruz, o zaman gitmeyelim' diye bir durum yok.

Ortada kaymak'ı zan altında bırakacak bir durum olduğunu da düşünmüyorum, bazı sebeplerden ötürü iptal etmis; olabilir. Sen devraldiysan yaparsın. Yok, istemiyorum dersen iptal olur. Vs vs.

Zirveler eğlenmek için yapılıyor, gerginlik yaratılmak için değil. Umarım buluşup eğlenebilirsiniz ama kankacilik muhabbeti o bu diyerek kimseyi yargılamaya da hakkımız yok sanki.

evet damdanakanın açıklamasından sonra katılmaya karar verdim. adeta bir aydınlanma

teşekkürler duyuru teşekkürler damdanakan

@la noix: katılmaman beni mutlu etmişti halbuki. Sen bilirsin.

@fraise: Sen iyi niyetli bi insana benziyorsun. Umarım senin dediğin gibi işliyordur bu işler ama lakin maalesef öyle değil :)

Şarjım biriyor, tüm yaacağımı yazamayabilirim. pandispanya'nın da, benim de düzenlediğimiz buluşmalar modluğumuzdan öncedir. Hatta senin açtığın bir duyuruda "Çok fazla nefret mesajı alıyoruz, bu nedenle artık zirve düzenlemiyorum. Beni sevmeyen gelmek istemez, ortalık karışık" diye. Son kızlar zirvesini fraise bu yüzden düzenledi; fikri konuştuktan sonra "Biz söylemeyelim, gelmeyen olur. Başka biri açaın duyuruyu" demiştik ve o açtı sağ olsun. Bunu kaymak'ın açarkenki hali "Uzun zamandır açılmadı, bir açayım. Belki sorun olmaz. Başımıza bir iş gelmese" korkaklığındaydı. Bırakmadaki gerekçesini biliyorum ama şu an ortaya söylenecek bir şey değil. Ama inan ki geçerli bir şey.

Mod açısından bakıldığımızda, gelen mesajlara göre iki seçenek var: İlki nefret ediliyoruz. Şu süreçte, eskiden arkadaşımız olan insanları "Şunu neden şöle yaptın" nedeni ile kaybetmişliğimiz var. İkinci seçenek de, sevmeyenler sevenlerden daha çok mesaj gönderiyor ve bu yüzden biz kendimizi artık böyle görmeye başladık. Gerçek nasıl bilmiyorum ama duyurudan düzenli konuşup mesajlaştığım tek kişi kaymak kaldı. Belki daha az görüştüğüm bir iki kişi. (Onları da ben ihhmal ettim gerçi yoğunluk zamanımda) kaymakla da modluk olmasa bu kadar yakınlaşamazdık. "İnsanlar merak ediyor sizi. İfşa da etmediniz zaten, iyice merak sardı. Geldiğiniz buluşmaya gelmek istiyor"u anlarım, hatta bir kısmının sırf çemkirmek için geldiğini anlarım ama çevremiz çoku geçtim, yok olmasa keşke.

@ayco: güvenilirlik kısmını es geçmişsin, asıl sorun orada kitleniyor. Bir de çevresi çoktan kastım "Herkes çok seviyor" değil, bir bilindiklik, güvenilirlik, bi imaj.

Zaten tanınır derken de moderatorlugu kastetmedim. Her neyse, derdimi gayet acik ifade ettim. Bu ise "Yapacağınız işi..." hiddetiyle girdiğimi saklamiycam ama şu can sıkıcı stereotipler gerisini de getirmeme neden oldu. Benim derdim, nasıl bi tip olduğum ortada. Sorusu olanı mesaj kutuma beklerim.

Son durum: i.hizliresim.com

Gün boyu uçakta ve şehir dışında koşturuyordum dolayısıyla yeni geri dönüş yapabiliyorum. Soruyu hortlatmak da istemiyorum ama diğer yandan madem hakkımda bu kadar şey konuşulmuş benden habersiz benim de iki kelam etme hakkım doğmuş oluyor. Müsaade varsa başlayayım:

ZİRVEYE DAİR:
Zirve duyurusunun ilkini açarken tek düşüncem ''Yaz geldi, hazır günler de uzamışken insanlar belki toplanmak isterler, bir havayı koklayayım.'' idi ki o şekilde de ifade ettim. Sonrasında baktım ki insanlar hakikaten hevesli, ''A, tamam o zaman yapalım. Hem kullanıcılardan 'Ya kim bu kaymak allah aşkına cevabımı silip duruyor?!' diyenler gelir sinirini atar savaş baltalarını gömeriz veya orada millete seyirlik husumetimiz olur.'' dedim. Hem de eğlenceli bir ortam olur yeni arkadaşlıklar kurulmasına vesile olmuş olurum diye düşündüm. Eğer ki zirveye katılamama sebebim doğmamış olsaydı(ki ona da geleceğim) bu akşam kadıköy yapıp mekanlarla görüşecektim; zira telefonla hangi saatte geleceği, yemek yiyip alkol alacağı ve hangi saatte kalkacağı net olmayan, sayısı da en az 25 en fazla 40 arası değişen bir topluluğa rezervasyon alamadım açık havadan. Ben de içeri ile bitişik ama havadar olan yerlere, alkolsüz de olsa hepimizi ağırlayabilecek mekanlara bakacak en kötü moda'daki tuvaleti teyit edecektim. Olmadı.

Zirve kısmen netleşmiş, kısmen netleşmemiş durumdaydı; rezervasyon alamamak en büyük sıkıntıydı benim için çünkü gelecek insana ''Kusura bakma ben seni oturtacak yer bulamadım.'' diyemem. Neyse onlar mesele değil, diyeceğim şey en kötü ''arkadaşlar kusura bakmayın bu kadar kalabalık olacağımızı bilemedim ve mekan sıkıntısı çekiyorum. Moda sahile kaldık. Ne dersiniz?'' olurdu. O noktaya kadar da zaten kesinleşmiş bir zirve olmazdı. Her yeni öneride gelecek insan sayısındaki düşüşe hazırdım, ''moda çimlerdeyiz.'' dediğimde vazgeçen ama öncesinde geleceğini belirten insana ''Neden gelmiyorsun?'' diye çemkiremem, hakkım yok, uyar veya uymaz ona başım üstünedir. Aynı şekilde nickimden dolayı insanlar geliyordur, olabilir ama bir o kadarı da gelmiyordur, o da olabilir. Açıkçası benim insanların gözündeki güvenilirliğim fazla olsa da seni seven insan sayısının daha fazla olduğu kanaatindeyim ki ne güzel.
Neticede sürecin bir yerinde çoğunluk fire verseydi, fikri beğenmese idi zirve iptal olabilirdi de, o aşamaya gelemediğimiz için bilmiyorum. Olabilir çok normal, sayı düşer, sayı artar.

ESASA DAİR:
Takıldığım bu değil, takıldığım ve canımı sıkan şey cumartesi saat 4'te gerçekleşme ihtimali olan zirve için ''İptal oldu arkadaşlar, ben gelmiyorum dükkanı kapatıyoruz.''demediğim ve ''devralmak isteyen arkadaşlar olursa seve seve yardımcı olurum hatta lütfen zirve olsun.'' dediğim halde saçma sapan bir şekilde sanki onunla itham edilmem.

Damdanakan, teşekkür ederim zirve işini üstlenmişsin bu gerçekten fedakarlık aynı zamanda da şık bir hareket. Bunun için sonucu ne olursa olsun teşekkür ederim bu konuşmadan bağımsız olarak ancak buraya gelip de benim hakkımda, benim özelim hakkında hiçbir fikre sahip olmadan adımı bu şekilde kullanmana izin veremem, o kadar uzun boylu değil. ''Hiçbir mazeret göstermeden'' ne demektir?

Saldırmadan ve sakince yazmaya çalışıyorum, umarım başarabilirim ama önceki duyuruda hem cevap olarak, hem duyuru tepesine edit olarak ''buradan paylaşmak istemedigim kişisel birkaç sebep dolayısıyla zirvenin organizasyon kısmında yer alamayacağım artık'' yazmış mıyım? Yazmışım.

Yahu ne zaman bu kadar peşin hükümlü ve anlayışsız oldunuz insanlara ve onların hayatlarındaki beklenmeyenlere karşı? Ne yapmışım allah aşkına insanları cumartesi sabahı mı ortada bırakmışım? Çarşamba sabah 5'te yahu, 5'te (ki o da gelememe sebebim kesinleşir kesinleşmez) haberdar etmişim. 3 dolu gün ve cumartesinin yarım günü varmış. İnsanlar yoldan mı dönmüş, ellerinden ekmeklerini altlarından evlerini mi çekip almışım? Bu saldırganca tavrının sebebi nedir? Neyi biliyorsun da neyle itham ediyorsun beni? Ne kadar tanıyorsun? Kaç defa konuşmuşuz?

Birine ağzınızı doldurup saldırmadan önce neden düşünmüyorsunuz yahu bak kız özür dilemiş, sabah beşte yazmış, demek ki planda olmayan bir şey oldu. Kişisel de olduğunu ve buradan paylaşmak istemediğini söylemiş bir es vereyim aklıma düşene de öyle yazayım diye? Ne biliyorsun belki hastalandım, belki sevdiğim birini kaybettim, belki kötü bir haber aldım ve orada olmamın doğru olmadığı kanaatindeyim, belki şehir dışına gitmem gerek ve detay vermek istemiyorum, belki süper bir haber aldım ve nazar değsin istemiyorum? Bu kadar detayı kime ne için vereyim? Ne sebeple? ne siz bana verin bu kadar detayı ne ben size vereyim, benim de haddime değil sorgulamak, senin de!

El insaf be, bir dolu kullanıcısı olan, kiminin beni bizzat tanıdığı, bir çoğunun sövdüğü, bir kısmının açık şekilde hata yapmamı beklediği bir yerde, zirve duyurum 850 küsür kez görüntülenmişken ve en az 50 kişiye bildirim gidecekken benim kişisel meselem ile ilgili, daha ne kadar ayrıntıya girmem bekleniyor? Yazabildiğim, paylaşmak istediğim kadar paylaşmış, özelimi kendime saklamış, herkesten özrümü dilemişim. Kabul eden eder, etmeyen etmez başım üstünedir ama başınızı azıcık öne eğmeden mazeret göstermeden demeyin ayıptır.

NEDEN BAŞKASINA HABERSİZ DEVRETMEDİĞİM HAKKINDA:
Zirveyi ben açmıştım dolayısıyla geleceğim diyenlere karşı sorumluluğum vardı, gelememe durumunda (ben varım diye gelecek insanların olma ihtimalini de göz önüne alarak) haber vermek zorunda hissederim kendimi, kusura bakmayın bence usul budur, şık olan budur. Ben de bir zirveye oraya buraya giderken gelecek insanlara göre hareket ediyorum, sevmediğim insanlar varsa gitmeme, sevdiğim biri varsa gitme durumum olur dolayısıyla haberim olsun isterim. Ben kimseyi ''kaymak haber vermeden gelmedi selamı var.'' demek zorunda bırakamam.

AYRICA:
Hastalığıma rağmen devam edeceğim zirveye demişsin, tamam çok güzel eyvallah da, neden bana sanki ben zirveyi sana kitlemişim gibi davranıyorsun? Mesaj bile atmadın ''başkası gönüllü oldu mu olmadı mı bilmiyorum, devralıyorum ben'' diye, haydi onu geçtim bu durum biraz tavşan dağ olayına döndü. Dolu mesaj aldım sabahtan beri demişsin, bana tek bir mesaj atsa idin ve deseydin ki ya dolu mesaj alıyorum şu şu konulara dair, bir duyuru altına gelip açıklama yapar mısın başım çok ağrıdı, ben hay hay tabii ki derdim. Hiçbir şeyden haberim yok, burada bana kızmış, sövmüş, küsmüş gitmişsin. Veya madem o kadar eminsin geçerli bir sebebim olmadığına, bir gelip soraydın özelden ne oldu mesele nedir diye?

Ha ne zaman ve kime karşı boynum kıldan incedir? Yeni bir zirve açarım, insanlar da altına gelip ''ben sana güvenmiyorum ya, önceki sefer bıraktın ortada gittin.'' derse, onlara karşı. Hakları var, bu şekilde yaklaşsa idin senin de hakkın vardı.

Tekrar ediyorum, benim gelememem dolayısıyla bana kızan, sinirlenenler vardır, tekrardan özür dilerim her birinden. Böyle olsun istemezdim ama oldu. Neticede stabil hayatlarımız yok, dolu değişken var ve biz mümkün olduğunca uyum sağlamaya, sağlayamadığımız noktada planlarda değişime gitmek durumunda kalıyoruz. Umarım kırılmaca darılmaca yoktur. Varsa da dilerim bir gün kendimi affettirebilirim.

Konuya dair daha bir şey de söylemeyeceğim. Kalın sağlıcakla.

Ya gelmiş burada tavşan dağ diyorsun. Cidden cevap bile vermeyeceğim sana. Burnunun büyüklüğünden dünyayı gordugun yok, her şeyin kendi ekseninde döndüğünü falan dusunuyorsun herhalde. Kendin ne kadar yapıcı bi insansin ki sana yapıcı yaklaşmamızi bekliyorsun. Benim işim var, zirveyi su arkadaşım yürütecek demek bu kadar mı zor? O kadar işinin gücünün arasında gelmiş buraya makale yazmissin, onu da dusunuverseydin. Hayret bi şeysin.

ciddi dejenere olmuş hissediyorum böyle senli benli olunca. neyse siz beni affedin, ben de susayım. cidden içime dert oluyor. iyi akşamlar, saygılar.

imgz.star.com.tr

www.youtube.com

damdanakan, bence de sus ve mümkünse lütfen öyle kal.

@dessy: sen nereden ciktin ya? Dur allahini seversen. Hepinize birden yetisemem.

Bir de bak, nolur zirveyle ilgili yazacaklarinizi yazın şuraya. Baba diyeceği olanı mesaj kutuma beklerim. Mesajlara cevap vermemek sıkıntı değil de burda herkesin içinde hot hot yapınca, bana da cevap hakkı doğuyor. Sevimsiz gibi herkese laf yetiştiriyorum. İki gundur kendimden tiksintim, yemin ederim. Buraya yazmayın. Hatta numarami vereyim, arayın ya da adresimi vereyim, evimden aldırin. Yether! Yıldım!

Bana*

Damdanakan, bu kadar abartacagin bir durum yok yalnız ortada. Bak biraz yukarıya; herkes zirve ile ilgili yazarken sen birden birilerine giydirmissin. Durumu bilenler, anlayanlar da doğal olarak cevap verme ihtiyacı hissetmiş.

Sen bunu baslatmasaydin kimse devam etmezdi ki.

(bkz: mağdur edebiyatı)

insanlar güzel güzel katılıyorum, katılmıyorum derken kankacılık muhabbetine bağlayan ben değilim. edebiyle cevap verene demediğini bırakmıyorsun. sonra da "neden benim zirveme gelmiyorlar" diye ağlıyorsun

Ya lisedeki kız kanka takımı gibisiniz. İyi niyetimi ve gonderdigim şarkıyı bi tarafa atiyorum, lütfen yollanip gider misiniz? Bak cidden YETHER!!! Aranızda kurduğunuz whatsapp grubunda tartisin bu konuyu. Beni rahat bırakın. Hele @la noix, sen allahini seversen ironi yapma, git hasta bak, ilaç yaz. En çok senden hoşlanmıyorum zaten, her yerde karşıma çıkıyorsun.

Özel mesaj kullanmadan giydiren sensin ama? İlk sen başlattın yani? Yoksa herkes ne güzel öyle ya da böyle ilerliyordu konu hakkında.

İkinizi de tanımıyorum ama biri bir sıkıntı yaşamış, sen hâlâ vuruyorsun. Edep ya hu! :)

Yine de, bol şans diliyorum sana.
kaymaktutan, umarım büyük bir sıkıntın yoktur. Her ne ise problemin dilerim bir an önce çözülsün.

@dessy: karışma, karıştırma. İşine gücüne bak, hadi eyvallah.

Burada toplaşıp teker teker sacmalamak yerine aranızda bi temsilci seçin, o gün içinde belli aralıklarla giydirsin. Size tabii ki lafimi sakınmam, o kadarindan da geri duracaksam oleyim yani.

Yahu güzel insanlar iyi insanlar amma büyüttünüz olayı yapmayın etmeyin
altı üstü bir organizasyon değer mi birbirinizi kırmaya yapmayın
En güzeli duyuruya dönüştür yazanlar özelden yazsın ulu orta laf söz olmasın

yok gelemem tanımadığım insanların içinde ne işim var :d

@damdanakan

bu nasıl bir konuşma üslubudur ?
sen sanıyor musun ki bu konuşma üslubunla sana orada saygı duyarlar ?
bu konuşma üslubunla mı yöneteceksin zirveyi ?
benim de takdir ettiğim bir medeni cesaret ve bir anlık heyecanını, bu konuşmaların ile kirletmek ne kadar doğru senin için ?

"aranızda bir temsilci seçin, belli saatlerde o giydirsin " falan yazmışsın. nedir bu liseli ağızları, forum sataşmaları gibi ? umarım maksimum 21-22 yaşındasındır da, toyluğuna verebileyim bu üslubunu. eğer 30 küsür yaşındaysan ve ikili diyaloglarında böyle konuşuyorsan, üzüldüm senin adına.

umarım zirveyi belirli konular belirlemeden bomboş geçirmezsiniz ama öyle gözüküyor açıkçası.

kaymaktutmayan' da selam olsun, insan önce konuşmayı öğrenmeli, kelimelerin gücünü fark etmelidir., bu tipler zirvede olacaksa, gelmemen isabet olmuş kardeşim, boşver.

@hakim: uslubumdan gayet memnunum. Kullandığım bol Olojili kelimelerle yaratacağım saygı çemberinden mahrum kalmak çok da dert ettiğim bi şey değil.

@damdanakan

memnun olmana şaşmamalı zaten. zirvede bırakırsın umarım o üslubunu.

Bu ne yaa valla ben gelicektim kimin duzenledigi de umrumda degildi cunku zaten kimseyi tanimiyorum ama su noktadan sonra gelmem. sevgili hanimlar delirdiniz mi? yere batasica bir zirve icin kavga edilir mi? biri "sen düzenlersen gelmem" diyo, öbürü "sen gelirsen ben düzenlemem zaten" diyo bir başkası atlayıp "sen sus be ordan" çekiyor... zirve varmış diye sevindik iyice kadinlar kulübü forumuna çevirdiniz ortalığı. :(

Akşama belli olur mekan. Geleceklerin fikirlerini almak açısından bi iki saat yukarıda dursun. Başlığı da bu amaçla tekrar soruya çevirdim. Dileyen bana ya da yirmi santim e de mesaj atabilir. Yalnız ben hastanedeyim ve sarjim bitmek üzere. Mesaj atıp da bi iki saat cevap alamazsaniz lütfen yirmi santim e ulaşın. Eve geçtiğimde atılan her mesaja teker teker cevap vericem yine de. Bi akşam netlesiyor mekan yani.

Selamlar,

Kim kiminle neden kavga etti detaylı bilmiyorum. İlgilenmiyorum da. Zirveyi ilk açtıklarında da gitmeyi düşünüyordum. Şimdi de gitmeyi düşünüyorum. Benim için değişen bir şey olmadı. O ona bunu dedi, şu şunu yaptı, işin aslı şuymuş falan... ya ne saçma salak muhabbetler bunlar. İki insan burada bir tatsızlık yaşıyor, üçüncü kişiler mahallenin dedikoducusu tadında kendince seçtiği kurbana yükleniyor.

Üslubun şöyle ben gelmem, sen kimsin de ben zirvene katılıcam, bu gidişle anca beş kisi olursunuz falan.

Ya ne aptal muhabbetler bunlar arkadaş ya. Cidden size ne? Size ne ha?

Geliyorsan geliyorum de gelmiyorsan da kibarca gelmiyorum de. Bu ego da ne? Adam sanki ingiliz kraliyet ailesinden. Gelmiyorum derken bir laf sokmalar, bir egolar, bir aşağılamalar falan. (bkz: sen gelme zaten ulan ayı)

Geçen hafta sadece yazarlara açık beşiktaş zirvesini düzenledim. Beni tanıyan eden de yoktu duyuruda. 12 kişi olacakken 8 kişi olduk. Çok da güzel geçti. Hayır yani 50 kişi olsa ne 10 kişi olsa ne??

Bu arada kimsenin sözcüsü falan da değilim. Ne kaymaktutmayansicaksut ne de damdanakan'la bir yakınlığım yok.

Sadece yazmasam dayanamayacaktım. Hevesi kaçmışmış, üslupmuş, o ona neden böyle demişmiş..

Biz 4 yazar geliyoruz arkadaşım. Bu tarz insanlar zaten gelmesin. Varsın 5 kişi olalım. 50 saçma sapan adamla aynı havayı solumak zorunda kalmaktan çok daha iyidir.

Ramazanda alkollu mekanlara gitmeyi tercih etmedigim icin gelemiyorum. Iyi eglenceler =)

ben de gelcem ifşa kesmedi

vay anam serhat neler dönmüş ya... bakiim nasıl bi şeymiş bu zirve dedim. elimde çekirdek okuyorum bi saattir.

kimseyi tanımıyorum şahsen. damdanakan'a biraz daha aşinayım. (hiç yorumum silinmediyse demek ki :P)

gelmek isterdim ama bu hafta keyfim çok kaçık. gelip sizin keyfinizi de kaçırmak istemem. bir dahakine mutlaka gelicem ama. ramazan, şevval fark etmez.

Gece kelebegi varsa ben de gelirim.

Vay arkadas gelecektim ama duyuruyu acan kisi beni engeleldiginden mesaj atamiyorum kendisine. Bir sey yaptigimi da hatirlamiyorum ya neyse.

@senialan: Ben de hatırlamadim niye öyle olmuş. Düzeltiyorum, mesaj aticam.

olaylar çok karışmış son durumu çözemedim ama zirve varsa ben de gelirim. damdanakan çok eğlenceli birine benziyo.

Zirve var :) buyrun gelin :)

Yok kanki grubu. Gel de ortam ağır top gorsun :p

Su an gece kelebeği, patiska ve ben oturuyoruz bahçede. Gelecekleri bekliyoruz :)

Geliyorum, yakanızda kırmızı karanfil var mı?

Kalabalık, on beş kişilik bi grubuz bahçede. Masalarda üzerinde eksiduyuru amblemi olan afişler var. Buyrun, bekleriz :)

2 gündür aşırı hasta olduğum için gelemedim. :(
Bi dahaki sefere... İyi eğlenceler herkese.

oyy kaçırmışım ya kaça kadar oturacaksınız kızlar bir saate geleyim mi? selamlar herkese.

ben katıl(a)mıyorum ama damdanakan epey güzel özenmiş duyurudan anladığım kadarıyla. koca bir teşekkür benden.

ayrıca; "zirveyi böyle mi yöneteceksin" gibi eleştiriler gelmiş ki hiç gülecek modum olmamasına rağmen güldürdü beni. ülke falan mı yönetiyorsunuz arkadaşlar? :) bu neyin kafası? :) zirve yönetmen ney yaf? bir çobana ihtiyaç mı duyuyorsunuz her daim? mekana gidersin, gelenlerle merhabalaşırsın ve gerisi akar. nedir yani organizatör size sırayla konuşma hakkı falan mı verecek orada?

giden herkeslere iyi eğlenceler, derin kaynaşmalar...

Gelecektim ama son anda öğrendiğim bir sağlık sorunundan ötürü gelemiyorum. İyi eğlenceler.

Kapida bekliyoruz. Biri bizi alabilir mi?

Gelen yok galina. Ben donuyorum :/

Geliyorum

Kepsleri alalım.

@Goddard:

bence gelmeyenleri cezalandırmak için caps'ler kendi aralarında paylaşılmalı. var mı öyle beleşten toplu ifşa :D :P

11 de cebren ve hile ile bitirilen zirve :/

Biri general mobile sarj cihazı unutmuş bendedir bilginize

bende sayılsal bölümden mezunum, okul yıllarımda mat. çalıştığımı hatırlamıyorum. mat. çalışılmaz ki matematik zeka vardır ya da yoktur. bölümün nedir merak ettim

Bölümüm matematik. Bu tarz sınavlarda matematik çalışılır. Bir suru ayrıntı var. Ayrıca pratiklik kazanmak gerekiyor.

@damdanakan sorry :) ağırmış. formül ezberde gerekiyor sanırım. kolay gelsin.

Absede nesteri falan hissetmiyorsun bagirta bagirta kismi tamamen hasta psikolojisi. Lokal anestezi herhangi bir kari olmayan invaziv bir girisim niye bosu bosuna lokal anestezinin riskini alsinlar?

Geçen duyurundan bartholin kistin vardı diye hatırlıyorum, google'da arattım lokal anestezi bartholin kistinde etkili olmuyormuş, zaten apseli dokuda lokal anestezikler etkili olmuyor ve sedasyon gerekiyormuş.

Sedasyonu da ameliyathane ortamı olmadan yapamazlar.

Şuradaki dktor anlatmış:
www.tavsiyeediyorum.com

Daha önce lokal anesteziyle yaptırdım ben bu işlemi özelde. Dokununca bile deli gibi canım yanıyor, nasıl kestirip bictiricem?

Dokunmak ayri nester ayri
Yani bir egitim arastirma hastanesi ve burada 2 saglik calisani absede lokal anestezik olmaz diyorken siz illa ki yaptirmak istiyorsaniz ozel yolu her zaman acik

Bağırmak kısmını da doktor söyledi bu arada, "hastanın psikolojisi" değil yani. Yaparız ama canın çok yanar, bağıra çağıra yapmanın anlamı yok, yine de dayanabilirsen alalım, dedi.

Kişilerin sağlık çalışanı olması gözümde pek değer ihtiva etmiyor. Bana anlayabileceğim şekilde gerekli açıklamaları yaparsanız, üzerine dusunurum, haklisiniz ya da değilim derim ama burada cevap verenlerin uzmanlıklarıni, uzmanlıklarındaki yetkinliklerini nereden bileyim.

Peki

Keske bunu soruyu acmadan once dusunseydiniz
(Istedigi cevap gelmeyince guvenmeyen hasta modu)

Yahu internette bi suru makale var, hepsinde de lokal anestezi altında yapılır bu mudahale diyor. İki doktorla konuştum, ikisi de "Acidan tavana ziplarsin!" dedi. Ee durum böyleyken neden lokal anestezi yapılmaz diye soruyorum. Hastaları zihnimizde nasıl kategorilendiriyorsunuz bilmiyorum, umrumda da değil ama soruma cevap alamadıgimda belirtme gereği duyuyorum. Yıldım yemin ederim ya

Masraflı olduğundan değil de biraz riskli olduğundan diye düşünüyorum. Neferkitty varken yorum yapmak bana düşmez ama ben dişçide bile uyuşturucu iğne olduktan sonra bayılan bir sürü kişi gördüm. Hatta bir keresinde hastanın kalbinin durduğunu ve diş hekiminin kalp masajı yaptığını bir yakınım anlatmıştı. Anestezi yapılınca anestezi maddesi kan yoluyla direkt kalbe gittiğinden her an beklenmeyen bir olay gerçekleşebilir. Yani anesteziden önce hastadan ayrıntılı bilgi alınmalı ve mutlaka anestezi uzmanı olmalı.

Heh işte, tamam. Beklediğim cevap bu. Tesekkur ederim.

Yalnız, yine de drenaj masasına kadar oturtup işlemeden başlamak üzereyken "Hee ama anestezi?!..." demeleri de ayrı bi güzellik.

pahalı bir şey değil. bir iki ampul ilaç, bir de şırınga. burada bilgi eksikliğinden öngöremediğimiz farklı bir durum yoksa aşırı konservatif doktorluğun bir hediyesi olarak anestezi ilaçlarının yan etkilerinden kaçınmak, minimum riskle bir işe girişmek için yapılmadığı oluyor. hastayı ve kendini riske atmaktansa acı duyması yeğleniyor. o veya bu nedenle yönetim yapılmayacak dendiyse yapmaz.

Bakırköy'de çamlık hastanesi var oraya gidin. Çok pahalı değil sgk indirimi oluyor yaptırın usulune göre. Paranız yoksa gerekirse borca girin bankadan falan. Çok tutmayacaktır.

Ha bi referans mektubu istediğim hoca gereksiz gommus attığı maille. Oradan da bi puan kiriyorum. 5/10.

8/10. Duz bir gundu, sorunsuzdu.

1

4/5

şükür.

bi kötülüğünü görmedim. olması gerektiği gibiydi 7/10.

2/10...

4/10

1/10

3/10

1 puan yemek yiyebildiğim için, 1 puan ben ve ailem sağlıklı olduğu için, 1 puan da günlük olarak yapmam gereken işleri bitirdiğim için. başka da bir olay yok.

8/10. İspanyol omleti yükseltti biraz.

baştan başa uykusuz geçirdiğim iğrenç bir gün oldu ya, 1 veriyorum.

8/10, tezim kabul edildi son gün, savunma kuruluna gireceğim. normallerim 6/10 civarı desek, hafta sonu 3/10 falandı. oruç oruç 2 gün sıcağın böğründe sabahtan akşama ev aradık bilmediğimiz memlekete taşınabilmek için:/

hicbir ekstrasi olmayan bir gundu. dumduz bir gununu nasil geciriyorsun diye sorsalar bugunu soylerdim.
7.5/10

yazarken aklima edit geldi. yeni bir hap kullaniyorum kikirdaklarim icin, midemi bozdu. o sebeple yarim puan dusuruyorum. 7/10

Bizi salla noldu ,gittin mi doktora,iyimisin?

rutin 5/10

Başka bi hastaneye gittim, oradan başka bi poliklinige, oradan acile. Acilden de burada jinekolog yok dediler. İnternetten yarın için randevu aldım. Yarın tekrar gidicem. Bakalım ne olacak? TC sağlık sistemi vs ben.

Dün geç yattığım yetmedi, gece telefonun şarjı bittiği için tam 40 dk geç uyandım. Bütün gün esneyerek, yüzümü yıkayarak ayakta kalmaya çalıştım şu an yine cin gibiyim. 6/10

Geçmiş olsun sana da.

çok yalnızsın oradan da bir puan kır bence :)

7/10 aslinda guzel bi gundu ama heveslendigim bi olay gerceklesmedi ordan puan kirdim

Bugünüme 10 veriyorum .

-8/10

Sinavlari gozumde o kadar buyutuyorum ki stresten calisamiyorum. Sabahin 8inden beri kitaplari acip kapatip ben bunlari nasil yapicam diye afakanlar basarak sifir ilerleme sagladim ve stresten 1 gunde 4 sivilce cikardim, dis etlerim ve dudaklarim kabardi ve gozumun icinde bi kabarcik cikti son olarak.

bugün benim doğum günüm. ama puanım sıfır.

kaç yaşındasın? yanlış hatıtlamıyorsam 90 ve öncesi doğumlu kadınların bekar ve çalışmıyor oldukları süre boyunca sağlıkta aileden faydalanıyor olması lazım..

87 liyim.

Git mecbur bakacaklar. Şimdi gitsen de olur, en azından ağrını dindirmek için bir şeyler yaparlar.

Baktım şimdi, gss borcum yokmuş.

90 doğumludan büyüksen sana gss çıkmaz. direk hastaneye gidip babanın sigortası üzerinden muayene olabilirsin.

Yanlis hatirlamiyorsam gss borcu olanlar haziran 30 a kadar devlet hastanelerinde bakiliyor.

Yanlisim varsa duzeltsin arkadaslar.

Gecmis olsun.hemen simdide acile gidebilirsin.

Sen dun bunu yazmistin ve dunden beri baska bir sehirde bu haldemi duruyorsun.simdi kalk git acile,yarini sabahi bekleme.benim canim acidi.

Provizyon alabilir diyo. Tamam ben acile gidiyorum o zaman. Teşekkürler

Durdugun hata,bizide bilgilendir saglik durumunla ilgili.gecmis olsun.

Gittim, bi saat sıra beklettiler. Yarım saat de soyup beklettiler. Sonra da su anda bi şey yapamayız, ameliyat ayarlamak lazım. Yarın gel şansını dene dediler, gönderdiler. Akşam akşam bi de sinirim bozuldu. Zorla gebelik testi istediler bi de.

Koridorda doğuran Suriyeliler falan of. Akşam akşam o neydi ya? Devlet hastanesine gitmeyin.

Yahu tozlasmayla uremiyorsam gebe olma riskim sıfır. Benden niye gebelik testi istiyorsun? Of gece gece. Bi ağrı kesici bile vurmadilar.

ankara'da olsan hallederdim de istanbul'a müdahale edemem :/ çok geçmiş olsun.

İstanbul-izmir Sultangazi Taksim ilkyardım. Bi de evli misin, diye sordu. Yok diyorum. O zaman bosandin mi? Yok dedim, mavi ekran verdi. Nikahsız seks bu kadar mı acayip bi şey ya? Ne seceremi dokuyon, bas ağrı kesiciyi yolla. Delirmemek işten değil, yemin ederim.

İzmir yok orda.

ağrıdan duramıyorsan ağrı kesici yaptırsaydın. eğitim ve araştırma hastanesine gitme bir de benden sana tavsiye.

Büyük geçmiş olsun. Sizinkilere biraz daha ağlayıp sızlansan? Belli ki çok zor bir durumdasın, o raddeye gelmişsin. Gururu bir tarafa bırakmak gerekir bazen. Yine de yanlış bir şey söylemek istemiyorum, umarım bir an önce bir çözüm yolu bulunur ve sağlığına kavuşursun.

Hastanesine gidilecek semtler kataloğu gibi bi şey varsa indirip bi bakayım. Ne bileyim, en yakın orasiydi oraya gittim.

m.imdb.com

tam olarak şöyle

Komedi filmi olurdu.

truman show olurdu

Otobiyografik belgesel filmi olurdu. Kendimden üçüncü şahıs olarak bahsederdim.
Yönetmen ben olurdum, istediğime rol verirdim isted... Adhfhhkfhs

kara mizah olurdu. woody allen filmi gibi.

The Matrix
fakat henüz Trinity benimle irtibata geçmedi, daha filmin çok başındayım. İş ve akademi arasında iki hayat yaşıyorum, bir şeyler yanlış. Trini beni bulunca her şey daha gerçek olacak, mutlu olacağım. Henüz orada değilim. (inanmak istediğim şey bu)

ya da

The Mask
Stanyley Ipkiss'in maskeyi bulmadan önceki hali gibiyim. Bir ortamda içeri güzel bir kadın giriyor, umutlanıyorum ama çok da oluru yok. Maskeyi bulup id'imi dışarı saçmam lazım. Bu filmin de başındayım.

Arkadaşlar, kimse kimseyi kandırmasın. Buradaki herkesin hayatının Nuri Bilge Ceylan filmi ayarında olduğunu biliyoruz. O yüzden... Lütfen...

olayların kimin açısından gösterildiğine bağlı değişir.

ancak benim açımdan bakıyorsak, aşırı sıkıcı bir gerilim filmi olurdu. seyirciye "bu ne şimdi", "durup dururken gereksiz gerdi film" tadında yorumlar yaptırırdı.

3. göz dışarıdan bakarsa "how not to be a lady" tadında genç kızlara izletilecek belgesel olurdu. haha.

los lunes al sol. aynı. belki de yaşananları çok iyi bildiğim için en sevdiğim filmdir :)

ay nefret ederim

Okuduğum en ilginç duyurular dan oldu bu. Ben sevmem. Kendimi çöp kutusu gibi hissederim. Hasta olduğunda sanki radyasyona benzer kötülük ve pislik saciyormus gibi oluyorum.

Hayır sevmem

yapacak hiçbir işimin olmadığı, istediğim gibi yatabileceğim zamanlarda bayılıyorum ben hastalıklara. hatta bunu anneme söylediğim ve "salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk" bakışı attığı anı hala hatırlıyorum.

insan hafiften ruhunun bedeninden ayrıldığını hissediyor. hafif bir sıcaklık. ne bir sorumluluğun var ne başka bir şey. o kafa rahatlığı hiçbir şeyde yok. bedenin sağlam değil. e zihnin de etkileniyor bundan. o an dünya yansa "izinli" olabilirsin çünkü hastasın. o yüzden ben de yatakta kafam rahat vaziyette geçirebileceğim üç günüm varsa, hasta olmaktan keyif alıyorum sjhfsjk. yok diğer türlü ise çok büyük sıkıntı. hastalık, çorba yapacak ve sana bakacak biri olunca güzel.

grip veya soğuk algınlığı olduğum zamanları ben de severdim. ilacı alıp yatma, sürekli meyve suyu içme, bir şeyler yeme. güzel olurdu. damdanakan yalnız değilsin.

Isim yoksa +1 hele atesin oldugu zamanki kafayi istedigin kadar alkol al yasayamazsin :d

asla. hatta en sevmediğim anlardan biridir. yalnız yaşıyorsun zaten onun verdiği bi zorluk var hastalık halinde de birisine en ihtiyaç duyduğun zaman. o da olmayınca bitsin artık bu çileee diye söylendiğim çok oluyor. ha yanında birisi olur nazını çeker seni iyileştirmeye çabalar falan o hissiyat güzel ama o da bi yere kadar. sağlık her şeyden önemli benim için.

Sevmem, yapacak bir sürü şey varken hastalık yüzünden yatağa gömülü kalmak korkunç!

Yıllar geçtikçe kontrol manyağı oluyorum herhalde. Uç gundur aynı problem var, "Niye geçmiyor ya, nasıl olabilir böyle bi şey?!" diye düşünmekten, bi de antibiyotiğin kafasından yıldım arkadaş. Annemi aradım, iyi değilim diyorum. Yarın gideriz doktora diyor. Belki ben bugün Ölücem :/ Şaka bi yana, ölmem de bu malliga bi dk daha katlanacak halim kalmadı. Aysecikteki yemek geturdukleri huysuz kadın gibi oldum

Eskiden ben de aynı hisleri paylaşırdım ama sana bakacak biri olunca güzelmiş meğer +1

Üniversitenin ilk yıllarında deli gibi hasta olurdum, sonra baktım çekilecek gibi değilmiş bir başınayken, sürekli dikkat edip kendimi korumaya başladım mecbur.

hastalığın her hali kötüdür. yalnız yaşarken hasta olmak daha da kötü. bi ara hasta olmuştum tek başına yaşıyordum evde. bana çorba pişirecek kimsem dahi yoktu. ağlayacaktım nerdeyse.

çok severim, babamdan bana geçti. ikimiz de hasta olunca iş güç ne varsa bırakıp yatıyoruz, böyle derinden yalan inlemeler ajitasyonlar falan oyşh.

ağır farenjitten bildiriyorum an itibarı ile, sevenler olarak ruhsal sıkıntılarınız son raddeye ulaşmış sizin, nesini seviyorsunuz! sevilmez, hayattan soğudum.

hastalanınca veya sakatlanınca sinirleniyorum ben. bi bakamadım kendime salak mıyım beceriksiz miyim neyim diye. sevmiyorum genel olarak.

edit: hasta arkadaşlara geçmiş olsun.

Hastasıyız dedeeeeeeee... :)

bir dönem semtimizdeki hastanedeki hemşire yüzünden bir yerlere kesik atmışlığım var.acayip ilgileniyordu :)
diğer yandan hastalığı iş yönünden sevebiliyorum.fazladan izin kopardığımda bide .ama genelde sevmem.

ben de seviyorum lan biraz:)

yapacak baska bir isim yoksa, zaten yatiyorsam, hastaligi tam ilk paragrafinda tarif ettigin gibi ben de severim.

ama 3 gun sonra sinavlarim baslayacakken gelen hastalik bana sadece sikinti getirir, bir yandan hastalikla cebellesirken bir yandan sinavlarima calisamadigim icin vicdan yapar üzülürüm. yapmam gereken önemli bir sey varken hasta olursam, öldür beni daha iyi. cünkü öyle olunca gerceklikten kopamiyorsun, hep aklinin bir kosesinde diger dertlerinin senin hastaligini umursamayacagi ve o an hastalikla yalnizca vakit kaybediyor oldugun dusuncesi yatiyor.

Ateşim çıkınca farklı bir kafa yaşıyorum, çenem acayip düşüyor. Kemiklerimin içi sızlıyor. Nefret ederim hasta olmaktan. Hele bir de aft çıkmışsa rezalet.

Sivilce mi bu ya? Mandalina büyüklüğünde bir apseyi patlatırsan irindeki mikropların tümünün kana karışma riski var. Bu sefer başka yerinde enfeksiyonlar oluşabilir. Tek mantıklı tavsiye acile gitmek.

patlatma tavsiye edilmez genelde. Bulunduğunuz şehirde bir doktora görünseniz? patlatılacaksa da en azından steril ortamda işini bilen biri yapmış olur.

Kendi kendine de patlıyor düzenli antibiyotik alınca ama akşama kadar patlamazsa yine drenaj yaptiricaz. Biliyorum patlamanın riskli olduğunu ama ağrısı dayanılır gibi değil.

patlatma. gezinme mümkünse. veya drenaj için bir hastaneye başvur.

acemi+1
i1.kym-cdn.com

Guzellestim değil de guzelledim olacak. Gerçi bi suru typo var da.

Kimse yazmadı, kendi kendime bi şarkı göndereyim barı:

youtu.be

osudun mu yani hajım ? :) çok kasma kendini yaw sonra bağırsak hareketleri hızlanıyor :)

hayat öyle poktan şeyler yapıyor arada. olmadık zamanda karşına çıkarmalar aklına düşürmeler. ondan var bu struggling dedikleri şey. ... larına koyayım onların çok ayıb ediyorlar.. ;_; (i believe i can fly....)

Hoşlanıyorsun. Bir süre görmeyince geçiyorsa çok takılacak bir mevzu değil. Etkilenmişsin işte. Başka biri daha çok hoşuna gidince geçecek.

@douchebag: buiret ten sonra bana da mi taktin :)

O çocuktan hoşlandığını sen o kıza söylemiştin sanırım. Kız da senden bir şeyler öğrenmeye çalışıyordu en son hatırladığım kadarıyla. Bence onlar güzel bir ikili olmuşlar ama sen dershanede tek takılıyorsun. Sen de o kız gibi birini bulursan ve molalara beraber çıkarsan üstündeki kırgınlığı atarsın. Biraz canlan. Çocuktan hoşlanıyorsan da kıza değil çocuğa söyle.

Yok bu başka bi kızdı. Tanımadığım biri.

@damdanakan, o kız o çocuğa yürüyor o zaman. ay ilahi x demez çoğu kız kolay kolay. kapmazsan kaparlar gülüm.

Ha bi de gönül işi değil, düz arkadaşlık.

Oturur cayimi birami icer muhabbetimi ederim, iki ay sonra da cnm kendine iyi bakiyosun (((: derim. Niye gormezden geleyim

niye görmezden geleyim yahu, arkadaşlığından keyif alıyorsam laflarım.

Di mi ya? Bence de!!

Karşıdaki sicak davranirsa ben de sicak davranirim.

ben oyle samimi oldugum insanla aramda bi husumet olmadiysa mutlaka oturur konusur muhabbet ederim, lutuf gibi degil tabi. ne ki yani? iyi biri olmasa o kadar zaman geciremezdik birlikte zaten. ama karsi taraftan herhangi bir sicaklik ve samimiyet gormuyorsam o karsilasma aninda, ölu taklidi yaparim o zaman. umrumda olmaz.

O iki ay neden hic arayip sorulmadi ona da bagli. Ama gormezden gelmezdim. Genel olarak sevdigim biriyse oturur muhabbet ederim tabi

Karşımdaki kişinin tepkisine bağlı. Ben görmezden gelmek isterim ama içim durmaz. Selam vermezsem ayıp olur şimdi diye düşünürüm. Gülümserim, o da gülümser yanıma gelirse laflarız biraz. Ama çay kahve içmeye davet etmem herhalde. Bilemedim. O kişi bana sıcak da davransa soğuk da davransa nasılsa bir daha görüşmeyeceğiz diye pek kafaya takmazdım açıkçası.

(bkz: gönlümüzü yıktılar) Eve gideyim de az aglayayim bari

genel olarak gereksiz insanları sallamadığım için çokta şey yapmam. bunu çekingenlik veya eziklik olarak niteleyenler de varmış tanımıyorum ve umrumda da değil. mesela sen bana bir duyuruda laf sokmuş olabilirsin. ama seni de hatırlamıyorum böyle düşün. bu yüzden görüş görüşme bence ne kaybedersin ki

www.google.com.tr

kavga husumet yoksa niye görmezden gelinsin ki, ayıp diye bir şey var aa. oturup uzun uzadıya muhabbet etmesem bile 'ayaküstü' bi sohbet kesin ederim.
ha karşımdaki görmezden gelirse de 'meh' der geçerim, ağlamam:)