Ekşi Duyuru

İçme boşver. Bu kadar ucuz bir şey için riske girmeye değmez.

süt içilmez ya. başka bi şey olsa iç/ye derdim de. süt bakteri üretebilir.

Ben içmem.

2 ay geçeni içtim yaşıyorum.

Ben olsam sıcak sütlü nescafe pişiririm.
İçinde beyaz tanecikler görürsem içmem, dökerim.
Yoksa afiyetle içerim.

uht ise içerim, pastorize ise içmem.

İçilmez

ev 90 metrekareden buyukse veya hali varsa -> roborock s5 max
ev 90 metrekareden kucukse veya hali yoksa -> xiaomi vacuum mop pro

Dreame d9

Xiaomi vacuum mop pro kullaniyoruz. Cok memnunuz

Başlığa cevap olarak, zeytinyağlı sabun ile yıkıyorum

klasik dove sabun

Beyler için bu soru pas geçilebilir :D

Ben dalin bebek şampuanıyla yıkıyorum kendimi bildim bileli. Çok memnunum:)

kaldığım evde hangi şampuan varsa onla. kuru saçın bakımı için destekleyici yağlar kremler öneririm eğer şampuandan vazgeçemiyorsan bir de krem/yağ kombinasyonuyla dene.

ne demek istediğini anlıyorum
kesinlikle : prozinc

sirkeyle.

Ben Avon'un dökülmeyi önleyici sarımsak ve kekikli şampuan, saç maskesi ve bakım yağını aldım set olarak, saçım çok dökülüyordu, epey toparladı şimdi, dökülme fark edilir derecede azaldı.

Otacı argan yağlı şampuan, ogx ile dönüşümlü kullanıyorum

Dökülmeye şampuanların bir etkisi olduğunu düşünmemekle beraber senelerdir Otacı kullanıyorum. Argan yağlı, dökülme karşıtı ve 10 bitki özlü olanlarını dönüşümlü olarak kullandım hep şimdiye kadar. Hem cruelty free bir marka hem de içerikleri birçok markaya göre daha temiz.

Argan yağlı olan güzel nemlendiriyor bu arada.

Katı saç şampuanı ile, yaklaşık 7 yıldır. Şimdi Türkiye'de de var. Kurutmuyorlar. jardinnaturel.net

@buf-e kür

merhaba,

ilk defa duydum böyle bir şeyi, ufaktan bir göz attım. ince telli, hacimsiz, sönük ve son günlerde nemini kaybetmiş saçlarım var. bir erkek olarak da saçlarım biraz uzadığında bile baya sıkıntı çekiyorum. dökülmem de oluyor biraz. bu bahsettiğiniz şampuan nasıl acaba, bana tavsiye eder misiniz?

lazylibra, tüm dertlerinizin çaresi midir, bilmiyorum ama kurutmuyor da ağırlaştırmıyor da. çevremdeki herkese önerdim, uzun zamandır kullanıyorum.

silikonlu şampuanlardan sonra, iki haftalık bir kullanımdan sonra, saç ve saç derisi ürüne alışıyor, siz de nasıl ve ne kadar kullanacağınızı öğrenmiş oluyorsunuz. bence güzel nemlendiriyor, ama saç yağı da kullanıyorum saç uçlarına. özellikle de bu dönemde düzenli kestiremediğim için, uçlara kendi başına çare değil iyi şampuan.

kullandığınız su eğer çok sert ise, katı şampuan kullandıktan sonra inceltilmiş sirkeli su ile son suyunuzu yapın. bu da yumuşatıyor.

Geçen şampuanım şuydu memnundum www.migros.com.tr

Sonra şunu kullanmaya başladım, iyi geldi ama zaten saçım kuru hepten kuruttu: www.revox.com.tr

Eski şampuanımı yeniden aldım revox bitince başlayacağım: bioblas.com

Saç kremi olarak: www.kozmela.com
Aslında şampuanını da alacaktım ama fırsat olmadı bir ara kullanmıştım memnundum.

Serum olarak da ogx Hindistan cevizi serumunu kullanıyorum.

Saçlarım kıvırcık ve kuru. Düzleştirici kullandım, saçlarım çok kırıldı. Halen daha kullanıyorum maalesef ama şimdi saçlarımı anneme ördürüyorum o şekilde uyuyorum, uçları dalgalı bırakıyorum, dibini yine düzleştiriyorum.

@buf-e kür

çok teşekkür ederim cevabınız için, sanırım alıp deneyeceğim yakın zamanda size feedback veririm. yağ olarak ne kullanıyorsunuz acaba? bir de saç kremi ya da duştan sonra başka şeyler de kullanıyor musunuz?

bahsettiğiniz sirkeli su için uğraşır mıyım bilmiyorum, vakit alacak bir şey biraz. bir de bizim su sert mi ya da bu dediğiniz inceltilmişi nasıl bulurum vs bilmiyorum.

dalin kullanıyorum, gayet iyi. eğer genetik saç dökülmeniz varsa şampuanın tedavi olacağını sanmam yıllardır bu sorunla uğraşan biri olarak. "loreal serixoly denser hair" gibi bir serum hem kalınlaştırma hem de saç dökülmesini önleme açısından faydalı olabilir.

bütçe bu mertebelere çıktıktan sonra iphone.
üstelik android kullanmanı gerektirecek poweruser'lık bir durum da yok.
film, müzik, sosyal medya.
iphone en az 4-5 sene tık etmeden götürür seni.

ekran kalitesi, yazılımsal olarak kafana göre takılabilmek ve 3 gayet iyi kamera için s20,

pil ömrü, ileride iyi fiyata satılabilirlik, garantinin güvenilirliği açısından iphone 11. (kamerası da gayet iyi hatta videoda daha iyi. Samsung saçma sapan keskinleştirme filtreleri uygulayıp mahvediyor.)

Bir şeyler izlerken s20'nin ekranı daha fazla keyif verir ama s20'yi hiç görmesen ip11'e de kötü demezsin. Ben açıkçası Türkiye'nin şartlarını düşünerek (gönlüm biraz s20'lerde olsa bile) ileride satıp üst modele geçebilmek açısından ip11 diyorum.

İostan androide geçtim. Şüphesiz ki iphone 11. Hele s20 fiyatını ve cihazı baz alırsak iphone 11 tereddüt etmeden alın

Yılların Android kullanıcısı olarak iPhone'a 3 gün dayanabildim ancak. Android'de alışageldiğimiz kolaylıkların hiçbirisi iPhone'da yok o yüzden bana kullanım zorluğu yaşattı.

Aynı soruya ben de cevap arıyordum hatta az önce buradan paylaşmak aklımdan geçti. Takipteyim ve teşekkür ediyorum.
Cevaba gelecek olursak, evet ben de iphone'a yakınım ancak neden bilmiyorum samsung'ta, daha doğrusu android'te beni kendine çeken bir şeyler var. Daha özgür gibi hissediyorum nedense. Dediğim gibi takipteyim.

bütçe el veriyorsa hiç düşünmeden iphone.

iPhone alındı, tekrar teşekkürler herkese. Eğer zorlanırsam, beğenmezsem Zaten ikinci eli bile para eden telefon iPhone.

iphone 11 en overrated iphonelardan biri. ben olsam s20 alırdım. yıllardır ios kullanıyorum buna rağmen söylüyorum bunu. ama 11 pro alınabiliyorsa kesinlikle 11 pro!
11'in xr'dan pratikte büyük bir farkı yok çok satması bir pazarlama stratejisi. baktı apple tuttu bu düşünce 12'de de aynı stratejiyi izledi. bu değişmedikçe pro olmayan iphone benim gözümde tercih edilmemeli.

İphone alacak maddi güç varsa başka seçenek düşünmek manasız.

@debian, pro alacak para ben de yok :) uzun yıllar kullanacağım, çabuk sıkılan biri değilim diye bütçeyi bir miktar da zorlayarak 11 i aldım. Samsung'u seviyorum ama biraz zaman geçtikten sonra piyasası ölüyor. Bir de s20 için çok fazla ısınma sorunu var denmiş. Memnun kalmazsam bile sorun yok kolayca satılıyor :)

güzelmiş.
www.youtube.com

değil. berbat.

Güzel bir hediye. Bir sürü yağlı boya tablo aldım hediye olarak, yıllar geçti ama hala asılı evin duvarlarında, baktıkça mutlu oluyorum.

@üğpoıuy kampa dair her şeye sahip.
El emeği biraz da alacak bir şey bulamayınca akla geliyor :)

Ben de el emegi sevmeyenlerdenim. Hatta manevi degeri agirlikli hediye sevmiycek kadar materyalist bi pisligim. O yuzden isine yariycak bi sey al gec. Stanley termos, yuruyus ayakkabisi, sirt cantasi vs bin tane urun var.

Karşı taraf böyle şeyleri seviyor mu o önemli. Benim erkek arkadaşım el emeğini de çok sever maddi şeyleri de. Yaptığım şeyler kıymetli olduğu için kıyamayıp kimseye vermem o yüzden özellikle doğum günü hediyesi olarak yapmam için sipariş verirdi. Fikir olarak güzel ama siz daha iyi tanıyorsunuz.

Kadınım, ama el emeği olayını hiç sevmiyorum ya. Pragmatist bakıyorum tamamen, faydalı hediye olsun ihtiyacı olan şeyi almalısın bence.

el emeği olup olmaması umurumda olmaz. işime yarayacak, istediğim bir şey olursa sevinirim. el emeği veya değil işime yarayacak bir şey olsun.

sevgilin resim seviyorsa sevecektir, eğer resim sevmiyorsa sevmez hediyeyi.

Valla bilemedim, el emeği ve erkek birarada olunca belki kazak örseniz olur, ondan bile emin olamadım.

cevaplara cok sasirdim. kadinim, cinsiyet ayrimi olmaksizin el emegi en ustun hediyedir benim icin. cunku hediyeyi degerli yapan ona harcanan emek ve zamandir. hepsiburada'ya girip saat alip gecmekle oturup, saatlerce kafada bir kompozisyon tasarlayip, bunu ince ince tuvale dokmek kiyaslanamaz bile. ama iste insanlar da farkli farkli. herkesin deger yargilari baska.

tuval guzel. tshirt de boyayabilirsiniz. kamp temali bir dovme gorselini boyayabilirsiniz tshirte mesela. agac isleri bayagi popular. size zor gelirse hediye olarak oyma arac gereci dusunebilirsiniz. bicak her zaman sahane bir hediye bence. 3 bicak bile olsa 4. bicak fazla olmaz. bicak uzerine bir seyler yazdirmak da mumkun. deri benzeri veya ip malzemeden bileklik orulebilir.

Ben bundan 2 3 kez yaptırdim memnun da kaldim. Kahverengi sacimi sariya cevirmeye calistigim donemde sac uclarim lastik gibi olmuştu. Kestirip bakim yaptiriyodum 2 3 ayda bir saci kurtarmak icin. Ama kullandiklari malzemelerin benzerleri ya eminonundeki kuafor malzeme dukkanlarinda ya da internette satiliyo. Direkt marka aklima gelmedi simdi de sise fiyatini tek seanslik bakima verdiğimi fark etmistim.

Keratin bakımını bilmiyorum ama John Frieda'nın tek kullanımlık saç maskeleri hayat kurtarıyor.

Şundan alıyorsun: m.n11.com

Saçına diplere değdirmeden sürüyorsun. 20dk bekliyorsun. Sonra saçındaki fazlalığı tarakla sıyırıyorsun. Güçlü bir fönle ve yuvarlak tarakla iyice kurutuyorsun. En son düzleştiriciyle her yerine press uyguluyorsun. 2 saat bekleyip yıkıyorsun.
Düzleştirici önemli ama saçına hapsetmesi için.

Bornova'dan metroyla konağa gidip oradan yürüyerek Kemeraltı, Basmane, oradanda yine yürüyerek Alsancak tarafına geçersin Kordon'da veya Kıbrıs şehitlerinde bi barda bişeyler içer takılırsın.

vücudunuzda ciddi bir enfeksiyon var

Crp'yi ciddiye alan doktor görmedim daha. Bende de sürekli yüksek çıkardı.

Kaç doktora sordum hatta çok yakın her şeyimle ilgilenen inanılmaz güvendiğim profesör aile dostumuz bile tahlilde herşey normal iken bu crp niye böyle dediğimde olur öyle tarzı cevap vermişti.

5 doktora sorduysam hepsinden aynı cevabı aldım.

Evet zaten şu an ateş ishal karın ağrısı şikayetlerim var antibiyotiğe başlıyorum. Bu kadar yüksek enfeksiyon niye olur peki :(

"ateş ishal karın ağrısı şikayetlerim var"
demişsin. bundan dolayı yüksek olabilir.

@Sütlünescafe bunlar var diye yüksek değil enfeksiyon var diye bu şikayetlerim var. Ben vücudun böyle yüksek değerli enfeksiyonu neden olur onu sormak istedim.

57 yüksek bir değer gerçekten.

İshal dışında bir yerlerinizde ağrı veya yanma var mı?

@İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi

Karnımda çok sancı oluyor. Bir gün önce gece boyunca kıvrandırdı. Onun dışında bir şey yok.

Kimsenin kalbini kırmak istemem ama bildiğiniz yanıldığınıza yetmiyor ve bu yarım bilgi ile kararlar alıyorsunuz. Sakin olun.

Antibiyotiğe başlıyorum.
Neden ?
Çünkü vücudumda enfeksiyon var.
Nasıl anladınız ? CRP yüksek.
CRP tek başına enfeksiyon göstergesi değildir. CRP inflamasyon durumlarında artar. (Romatolojik hastalıklar, enfeksiyonlar, vücudun yangı içinde olduğu haller(sürüyle yani) )

Dolayısıyla ANTİBİYOTİK KULLANMAYIN.
Neden ?
Çünkü ishalsiniz. İshal olduğunuzda da hem CRP hem WBC artacaktır.

İshalin geçmesini bekleyin.
Ayrıca 57 normalin üzerinde bir değerdir ancak ÇOK YÜKSEK değildir, sadece yüksektir. Korkmayın.

Sevgili @derleme
Bunlar benim teşhislerim değil tahlili kendim yapıp antibiyotiği kendime ben yazmadım :) tam teşekküllü bir hastaneden çıkan sonuçlar.

ben kisebükü, gündoğan ve yalıkavak(xuma) denizini severim. sakin bi deniz için türkbükü iyidir.

ortakentin denizi guzeldir. camel beache gidin hem de kumsal.

ne yemek istersiniz onu da söyleseydiniz keske.cemil usta var meydan parkı tarafında güzeldir.

cemil usta +1

Ayran da için yayık ayranı :) afiyet olsun +2

Cemil usta +1

Piyaza çatal atmak vardı şimdi bea! Köftesinden çok salatasını seviyorum mekanın :)

www.youtube.com

netflix yok mu?

Trabzon sumela yerine rizede ardesenden camlihemsine gecin
Ve orada zil kaleyi, palovit selalesini ve simsir ormanlarini ve firtina deresi ile ayderi gorun.
Hepsi yarim saat surusluk bir daire icerisinde

Şavsat karagolu esgecin. Zaten borcka karagole gideceksiniz ki borckadaki daha guzel. Savsatta yavuzkoye muhakkak gidin. Macahel kadar gorulmesi gerekli bir koy. Cok dogal ve sirin.
Ayrica savsata gelmisken bi saat kadar sure ekleyin kendinize ve ardanucta ersin ustanin cag kebabini yiyin.

Bana tesekkur edeceksiniz giderseniz. Unutmayin saat oglen 12den sonra et kalmaz. Bayramda kapali olabilir aramadan gidin sorun. Kahvaltida et yenir mi demeyin, akliniz cikacak.

Macahale gittiginizde sizi virane bir koyden baskasi beklemiyor. Ama unutmayin kendisi degilse de gidis yolu muazzamdir. 40 km karelik bir biyosfer alani icinde yolculuk edeceksiniz. Bol bol manzara seyri icin yolda durun.

Karsta yemeklerinizi kamer restoranda yiyin. Yari gastronomik bi isletmedir. Koz patlican corbasini tadin.

bunu çoğu köpek yapıyor, hoparlörün yaydığı frekans ve uzun süren yükses ses ile ilgili olabilir

pets.webmd.com

Some dogs also howl in response to high-pitched sounds, such as emergency vehicle sirens or musical instruments.

Hadi ya, o zaman ben ilk kez şahit oluyorum diye garipsedim.

yüksek frekanstan dolayı.

arabalara, motorsikletlere havlamalarıyla aynı sebepten dolayı.

Öyleymiş. Linkteki yazıya göre bunu yapmaması gerektiğini de öğretebilir sahibi aslında.

işte bizim duymadığımız fakat hoparlörden yayılan yüksek frekanslar köpeği huzursuz edip tetikliyor, evet belki sahibi bunun zararsız olduğuna köpeği alıştırabilir sakinleştirebilir, tabi sokak köpekleri de var

Sokak köpekleri hep aynı yerde olmadıkları için çok dikkat çekmiyor umursanmıyordur. Ben de zaten bunu hiç fark etmemiştim ta ki arka bahçedeki köpeğin rutini olduğunu anlayana kadar.

Kanun okumak ve soru çözmek. Ben olsam önden özet kaynağı okur, önemli yerler konusunda algılarımı açtıktan sonra kanunu çizerek okur, en son da soru çözerdim bolbol... klasik yöntemle devamlı aynı şeyleri okuyup durmakla 2 ayda 5 hukuk dersi akılda kalmaz ..

Altın seri yayınlarının kitapları fena değil bakabilirsin

İşin mantığını kavramak için olaylı pratikler üzerinden çalışmak iyi gelir. Soru çözmek de faydalıdır, olaylar akılda kalıcı oluyor.

sadece kanun okuyarak hukuk çalışılmaz. hatta kanun okuma kitabı değildir. madde ile ilgili bir durum olunca sözlük gibi ilgili bölümü açıp okur ve yerine koyarsınız. ilgiinizi çekmesi için şöyle bir yol öneririm. mesela lisede derdik ya, ilerde bu bilgi benim ne işime yarayacak diye. hah işte, ilgili kanunların habgi hukuki sorunda uyfgulandığını inceleyin. konu ile ilgili haberleri okuyun. hatt aen güzeli o kanunla ilgili yargıtay kararlarını okumak iyidir. yargıtay kararlarında ilgili uyuşmazlığın çıktığı olayı anlatır önce. sonra dava nasıl açışmış davalı ne cevap vermiş, sonra hakim ne karar vermiş yazılır. daha sonra verilen karara kim ne gerekçe ile karşı çıkıp temyiz etmiş, temyiz dilekçesini karşı taraf ne cevap vermiş, ve nihayetinde yargıtay ne demiş. bunları okumanız ilgili kanun ve maddelerinin gerçek hayatta nasıl kullanıldığını görmeniz açısından çok önemlidir. hem aklınızdan bir daha hiç çıkmaz hem de daha ilgi çekici bir hale gelir.

hukukçu olmadığınız için işin mantığını anlamaya çalışmanız için bol bol karar, içtihat, kanun gerekçelerini, kanun kıyaslamalarını, bulabilirseniz komisyon görüşme metinlerini okumanız lazım. o da çok uzun iş ve sizin için çok kafa yorucu.

o yüzden sınava yönelik hukuk çalışmalarında tek çare bol bol soru çözmek.

arkadaşlar, soruyu soran kişi hukukçu değil anlaşıldığı kadarıyla. siz kalkıp içtihat oku diyorsunuz. ticaret, vergi, borçlar, iş dediğiniz alanların kanunlarını bugün okumaya başlasanız zaten 2 haftada anca bitirirsiniz, hangi birinin hangi konusuyla ilgili içtihat okuyacak. yok davacı ne demiş, yok cevabı ne olmuş. davacıyı bırakın yargıtay'ın bir dediği bir dediğini tutmazken hele.. komisyon metni, gerekçe falan; bunları bulma bulamaz. kaçınız peçeleme işleminin kanuni dayanaklarını gerekçeleriyle okudunuz?

kanun okumak etkilidir çünkü soruların tartışmasız olarak yapılmasında en güzel kaynak kanundur. kanun okumanızı önerirken "hukuku böyle öğrenirsiniz" diye söylemedim, bu şekilde anlaşıldıysa düzeltmiş olayım. sadece sınava dönük çalışmada kısa süre için en pratik kaynak budur. bunun da ön koşulu, kanunu okurken nerelere dikkat edeceğinizi bilmeniz, yani bir ön hazırlığınızın olmasıdır. sonrasında da bol bol soru çözersiniz, işin %50'isinden çok daha fazlası da sorudur zaten...

kolay gelsin

Smmm sınavına giriyorsunuz sanırım.Sayısal derslere ağırlık verin.Hukuktan 15 tane yapsanız yeterli.Meslek hukuku çok kolay zaten

Cevaplar için teşekkürler herkese. @Her girişte şifresini unutan adam haklı hukukçu değilim sadece @tihulunun dediği gibi smmm sınavı için lazım.

@tihulu sayısalları geçen sınav bitirdim. Analiz maliyet finansal gırla ama hukuk olmayınca kaldım çünkü kazık kazık hukuk soruları vardı. Adamların ne yaptığı belli değil bir sınav sayısalda zorluyorlar bir sınavda hukuklarda. Şimdi sayısal halihazırda soru çözümü ile tamam ama denetim ve hukuklar için yardırmam lazım.

Paşabahçe'den bir şey alabilirsiniz. Erkek arkadaşınız fikir verebilir ailesinin neler sevdiğine dair.

Vazo, biblo, şamdan, tablo türü dekoratif aksesuar türü şeyler olabilir şık, kibar birşey bulursanız. Klasik ev hediyesi olarak bunlar düşünülür genelde.

Ayrıca Paşabahçe +1 diyorum.

paşabahçe +1

benim çekilen diş yeri 3 gün sızlamıştı. çok hafif ama devam etti.

Dişçi değilim fakat daha önce çok diş çektirmiş biri olarak söyleyebilirim. Kanaması durana kadar ağrı yapıyor genelde ki kanaması iyi bir şey. Bir süre daha gider fakat en fazla 1 gün içerisinde bitmesi lazım ağrının. Dişçi arkadaşlar tabi daha detaylı yardımcı olur.

Dişçi değilim, dişçi arkadaşımın söylediğini yazıyorum. Diş çekiminde sonuçta orada travmatik bir operasyon yapılmış oluyormuş. O yüzden ağrı yapması çok normalmiş. Hatta kök sağlamsa veya dört köklüyse, kolay bir çekim olmadıysa ağrı zaten beklenirmiş.

Benim yarısı gömülü yarısı dışarıdaki yirmilik dişim çekildiğinde tam 1 ay ekmek dahil katı hiçbir şey yiyemedim. Direkt yasakladı hekimim çünkü çok zor olmuştu. Hatta uzun süre diş gelmedi, çok uğraştılar, son deneme de olmasaydı ameliyatla alacaklardı. Yarım saat sedyede yatırdılar çekildikten sonra. İki tane profesör çekmişti ve her ikisi de yüksek ihtimalle ertesi gün başlayıp 2-3 gün sürebilecek yoğun ağrı olacağını söyledi.

Aynen dedikleri oldu. İlk gün anestezi falan derken bir şey anlamadım. Ama ertesi gün hayatımda böbrekten sonra çektiğim en efsane ağrı başladı. Acıya dayanıklı olan, koluna kemiğe kadar cam giren insanım, gülerek gitmiştim hastaneye. Bunda ağladım. Kafamı duvarlara çarptım ciddi ciddi. Çok kuvvetli bir ağrı kesici verildi, bana mısın demedi. Günde 3-4 kere ağrı kesici aldığım halde hiçbir faydası olmadı. Gerçek anlamda 3 gün ağladım. Sonra daha hafif ve katlanılır ağrılar 1 hafta sürdü. 2. haftada iyice hafifledi. 3. haftada ağrı kalmasa da zorlanıyordum.

Buz kompresi de çok çok iyi geliyor bu arada. Kesinlikle ilk gün çalkalamayın ağzınızı. Orada oluşan pıhtının kalması gerekiyor yoksa alveolit diye korkunç bir şey oluyor. O bana olmadı ama çok ağrı var deyince doktorum olasılık olarak düşünmüştü.

ASMR videosu izle.

Yemin ederim ben de aynı durumdayım.
Sağa dön sola dön helak oldum.

Ben de aynı durumdayım +1 nerdeyse 4 saattir yataktayim sanırım. Aynı şekilde sabah 7de kalkacağım.

Normalde uykunuz kaçtıysa yataktan kalkın, rahatlatıcı bir şeyler içip (papatya çayı vs) yatağa geri dönün diyorlar. Ben bugün onu da yaptım, işe yaramadı ama belki sizde yarar. Bir de telefonu vs elimizden bırakmak gerek ama ben dönmekten sıkılıp geri elime aldım.

Yaptım. Telefonu bıraktım. Hatta 1 saat uyuyup geri uyandım. Telefonu bırakınca beynim durmuyor. Bu saatte kalkıp mutfağa gidemem ki zaten mutfakta tadilat var her yer her yerde :/

Tok karnina panadol :) hekim degilim...

Nadir oluyor böyle. Mesela bir ay geliyor ayda belki 2 gece uykudan ani uyanıp uyumak zor oluyor.
Medical yardım alacak kadar uzun sürmez yarın hayvan gibi uyurum :)

ASMR demeye gelmiştim

Asmr yı ilk kez duydum baktım ama benlik değilmiş. Yine de öneri için teşekkürler

bugün herkes aynı, ne iş?
normalde sadece pazarları izinliyimdir bu hafta iki gün yaptığımdan düzen bozuldu sanırım. 2'de yattım 6'da kalktım. öyle aman aman uykum da yok.

benim favori tarifim cafe fernando'nun tost ekmeği.
çok güzel oluyor.

onun dışında da uyguladığım çok tarif var, ama tarif defterime bakmam lazım, şu anda yanımda değil maalesef.

Makinede mi elde mi?

Elde olacak ve mayasız olsun istiyorum

Night bread dediğimiz bir tarif var.

Fazla yoğurmadan yapılıyor. Su, beyaz düz un, biraz kepek, birkaç parça ceviz, tuz, çok az şeker ve maya. Başka bir şey yok.

Gece yapıyorsun yatmadan önce, 30 dk dinleniyor sonra dolaba koyuyorsun olduğu gibi. Sabah şişiyor, atıyorsun fırına çok kral ekmek oluyor. Ekşi hamur olmadan ciabatta oluyor.

Mayasız olmaz.

mayasız olmaz +1

Neden olmuyor :( mayasız ekmek tarifi var bir dolu?

olur olmasına ama güzel olmaz cok sert olur. mayasız lavas filan yaparım diyosan daha mantıklı olur.

Mayasız istiyorsan Google'da 'Afyon usulü hamursuz' diye arat.
Mayalı istiyorsan şundan al. Üzerinde tarifi var. Şu an migros'ta indirimde. En pratiği o.

www.soke.com.tr

Sevgili @oguz altun verdiğin tavsiye sayesinde kendi ekmeğimi yapacağım. Mayasız da gayet lezzetli ekmek oluyor hem de çabucak. Teşekkürler!

İşte ekmeğim :)

i.hizliresim.com

Harika görünüyor. Afiyet olsun :)

Yavas yuz. Hizli yuzmek zorunda degilsin.

ZAten yavas yuzuyorsan nefes alip vermeyi bilemiyor/ayarlayamiyor olabilirsin.

doğru nefes alıyor musun? diğer fiziksel aktivitelerde de çöküş yaşıyor musun kısa sürede?

Doğru nefes almıyorum ona eminim ama bu kadar etkiliyor mudur? Diğer fiziksel aktivitelerde de bu kadar çabuk değil ama mesela 20 dk eliptical yapsam kalbim kafama atıyor neredeyse :D salonu bıraktım gerçi havuz harici yok bir şey.

kendimden örnek vereyim. 180 boy, 90 kg. 8-10 kilo fazlam var. 50 metrede 5 defa nefes alıyorum. karşıya geçtiğimde nabzım bile hızlanmamış oluyor neredeyse. teknik olarak büyük eksiklikleriniz var, youtube üzerinden bu tekniklerle ilgili videolar izleyin. yorulmadan süzülmeniz lazım.

yüzmede yapılan kimi büyük kimi minik bir çok hata var. bunlar bir araya gelince havuzlar mutlu yüzücülerden çok suyla ölümüne savaşan spartalılara mekan oluyor. yüzmenin yüzde doksanı sakin ve doğru zamanlamalı nefestir. tüm hareketler sizin doğru nefes almanızı sağlayarak kendilerini tekrar tekrar, tekrar tekrar yapabilmeniz için kurgulanmıştır. hiçbirini hafife almadan doğru teknikleri çalışın çünkü sonuca gerçekten değiyor. örnek

www.youtube.com

Biz antrenmanlarda bi anda %100 temo ile başlamayız. Antrenman 1-2 saat diyelim bunun en az 15-20 dakikası sadece ısınırız. Geri kalan zamanda da yavaş yavaş tempoyu arttırırız. Dediğim şekilde yaparsanız faydaları şunlardır:
Antrenmanın geri kalanında performansınız artar
Sakatlık riskiniz azalır
Yavaş yavaş arttırma prensibine uyduğunuz için antrenmanın geri kalanını daha verimli şekilde geçirirsiniz.

Yaşadığınız durumun bilimsel açıklaması ise şudur:
En basit şekilde anlatacağım,
Aerobik ve anaerobik eşik dediğimiz eşikler vardır. İnsan anaerobik eşikte uzun süre dayanamaz başta çok zorlayıp ısınmadan bu eşiğin üzerine çıkarsanız eğer antrenmanın geri kalanına vücut enerji üretemez.

Bu eşiklerin hangisinde çalıştığınızı nasıl anlarsınız?
En mantıklı yöntem nabız ölçmektir. 220-yaş size maksimal nabzı verir ve bu da anaerobik eşiğe denk gelir.

Yanınızda biri olduğunu ve onunla sphbet ettiğinizi hayal edin insan bu eşikteyken yanındakiyle konuşamaz konuşsa bile nefesi kesilir ve devam edemez bu şekilde de anlayabilirsiniz.
Aerobik eşiği ise şu şekilde anlarsınız yanınızda biri var ve tekleyerekte olsa uzun süre konuşabiliyorsanız aerobik eşikte çalışıyorsunuz demektir.

Bu konuda yüzme forumları dışında en güzel tüyo ve tespitleri duyuruda okudum ben, okumaya da devam ediyorum arama motorundan başlık aratarak. Orada ve internette bu soru defalarca sorulmuştur ama ben hiç yazılmamış bikaç şey ekleyeceğime inanıyorum. O yazılmamış şeyin ne olduğunu sırası geldiğinde belirticem.

Aslında yüzme şeklini detaylı yazabilirsen onun üstünden sonuca daha çabuk gidilebilir. Bana göre ağaç yaşken eğilir sözündeki gibi hayattaki bütün eğitimlerde belli bir yaşın altında tümevarım, belli bir yaştan sonra tümdengelim yöntemi benimsenmeli. Yani sen yanlış teknikle yüzdükten sonra nefes tavsiyesi alsan ne olacak ki; havuza geçince yapacağın olası yanlış hareketler silsilesi vesilesiyle*, yine hiç edip nefessiz kalacaksın. Crawl ya da serbest stil çalışıyorsun diyelim, 3 bileşeni ne kadar doğru uyguluyorsun acaba başta yazdığım gibi? Bunları gayet nizami yaptığını farzedersek ben hiç uzatmadan olayın özüne giriyorum o zaman; sıkıntının sebebi kendini kasma oluyor genelde. Çünkü her şey kitabına göre olduktan sonra nabzın yükselmesinin en büyük sebebi bu. 11 yıl yüzme eğitimi vermiş arkadaşın söylediği şey, 5 yaşında çocuklara 1 haftada öğrettiği şeyi, 20 yaş üstüne 5 ayda ancak öğretebildiği. Her canlının doğasında hayatta kalma içgüdüsü var, sen suya girince de bu devreye giriyor. Ne zaman ki beyine tamam ölmüyoruz bişey yok sakin sinyali gidiyor, o zaman kalp atışı inip suda süzülme evresi başlıyor.

Kalçadan başlayan ayak hareketleri, tek kulak sudan çıkmadan kafayı yana çevirip ağızdan alınan diyafram nefesi (pek yazılmamış şey bu), hiç karşıya bakmadan tekrar yere bakarak burundan ve belki biraz ağızdan suya verilen nefes, bu esnada hiç nefes tutmadan, oksijen borçlanmasına girmeden sayılan kulaçlar (2,3,4,5,7) ve kafa yine yandan suyun dışına çıkınca ağızdan alınan nefes. Bunları ne kadar ahenkli yapabildiğin ne kadar az yorulacağının göstergesi. Hızlı değil bak ahenkli, uyumlu, estetik yapacaksın. Dışarıdan izleyen suyun köpürdüğünü değil, suda bir cisim süzüldüğünü görecek. Vay be ne akıyor diyecek. Diyeceksin ki bunları nasıl aynı anda yapayım. İnan oluyor. 3 bileşen diyoruz altı üstü. Akordeonu düşün mesela bir elinle nota basıp, bir elinle bass basıp, bir elinle hava akışını sağlarken, bir yandan da notalarla boğuşuyorsun. Ama başlarda, sonradan bu boğuşma müziğin büyüsüyle birleşiyor ve ortaya bir sanat çıkıyor. Yüzme de böyle. Her şeyi doğru yaptıktan sonra belli bir eşik var, onu geçince gerisi çorap söküğü, gerisi yüzmesiz geçen bunca yıla sitem.

Değinmeden geçmeyelim neden diyafram nefesi; çünkü göğüse değil karna aldığın nefes içerik olarak hem daha kaliteli hem de seni bir nebze daha su üstünde tutuyor. Hatta günlük hayatta bile bu şekilde nefes alınması tavsiye ediliyor ama alışması belki yüzme öğrenmekten zor :) İnsan nefes almayı unutmadığı gibi diyafram nefesi almayı da hatırlayamıyor. Yöntemi de basit. Hiç düşünmeden derin bi nefes al, göğsün şişiyorsa diyaframa yeterli hava gönderemiyorsun demek. Karnın şişiyorsa da diyafram nefesi almış oluyorsun. Yatar pozisyonda göbeğimizdeki bir cisim nefes aldıkça nasıl aşağı yukarı inip çıkıyor, o şekilde ayakta da bunu sağlayacaksın ve tabii yapabiliyorsan yüzerken. Bunu uzun tutmuyorum çünkü belki çok sonrasının işi, zaten kafa açtım yeterince galiba.

Youtube'da yüzme tekniklerinin anlatıldığı bir kanalda insanlar kendi yüzme videolarını atıp, hocadan yorum alıyorlar mesela. Orayı kullanabilirsin. Ben de düşünüyorum oraya mesela video atmayı. Sol kulacı tam kalçadan çıkartamıyorum, yarım kalıyor. Soldan nefes alamıyorum, alışkın olmadığımdan beyin denge merkezim kaydığı için gömülüyorum hissi oluşuyor. 3 kulaç bir nefes gidemiyorum. Suya verdiğim nefes ya çok oluyor, borçlanıp tutmaya başlıyorum ya da sudan çıkınca daha vermem gereken kirli hava oluyor ve o 1 saniyeden kısa zamanda hem nefes verip hem almaya çalışırken diğer bileşenlerimin şaftı kayıyor. Ayak gidiyor fizana, kol desen halaya başlamış. Bunların hepsinin nedeni de 3 kulaç bir nefesin gerekliliği olan sağ-sol nefesten sol olanını yapamamam ve dolayısıyla vücudun kasılması ve ve ve en nihayetinde 50 metre sonunda kenara tutunup nabzımın düşmesini beklemek zorunda kalmam.

Ufacık bir noktadan başlayıp zincirleme gelişen olaylar sonunda senin başlıkta belirttiğin duruma geliyorum işte. Halbuki 2 kulaç ve 4 kulaçta nabzım yükselmeden 200 metre gidebiliyorum. Bunu çok matah bi şeymiş gibi değil, senin 15 metrede tıkanmandan cesaret alarak yazıyorum :D Yoksa kötü bir rakam, ama benim başlangıcıma göre rüya gibi değerler, üzerine koyarak da gidiyorum işte. 200 metreden sonra nabzım yükselmeye başlıyor ve keyifsiz oluyor, bırakıp dinleniyorum. Aslında normal bir yüzme antremanına göre ısınma mesafesi bile değil ama benim yanma mesafem. Neden? Tekniğim mükemmel değil ama en büyük sebep beyin. Alarma geçiyor işte bir süre sonra, engel olamıyorsun. Ama üstüne giderek iyileştiriyorsun.

Öyle.

Yazmadan geçemeyeceğim, yüzmeden önce içeceğin sert bir kahve nabzını inanamayacağın kadar yükseltebiliyor. Bi araştırdım, yüzmeden 4 saat öncesine kadar kahve içmeyin yazıyor.

HAMZA TURAN
arkadaşım çok memnundu. (Özel Beşiroğlu Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nde sanırım)

selam, turgay yurekli-duru diş. annemin arkadasının ogludur. her acıdan guvenebilirsiniz. biz de gecen sene bastan asagı elden gecirttik dişleri.
darıca farabi'nin yanında hemen.

Evet oluyor. Çok sigara içtiysem yada soğuk hava teneffüs ettiysem göğsümde yanma ve acı oluyor. Göğsü ısıtınca geçiyor. Sıcak buhar solumak, kalın birşeyle göğsü ısıtmak işe yarayabilir. Soğuk havalarda da atkıyla ağzınızı sarın ve en azından atkıdan süzülerek ısınan havayı soluyun.

yazıyordur, doğru yerlere bakamıyor olabilir misiniz?

Olabilirim tabii ama sonuç olarak bulamıyorum. Her baktığım formülde %bilmem ne faiz oranı diyor.

ben sorunuzu hiç anlamadım. Siz tam olarak neyi merak ediyorsunuz?

@nedendir bilinmez şöyleki;

Atıyorum 1500 tl anapara 500 tl faiz ve 30 tl de vergi ödemesi olan kredinin %kaç faiz oranıyla kullanıldığını nasıl buluruz?

(500-30)/1500 yıllık faiz oranını verir eğer faiz yıllıksa.

Bilinmez.

yıl sonuna 4e yaklaşır denyo.

ikisi de olur. önce düşer sonra çıkar

kısa süreliğine düşer. ancak yıl sonu en az 3.75

bizim ofis var bi dolmus mesafesinde
goksu evlerinde
gider gelirsin

Son birkaç yıldır ÖSYM'nin bu gibi sınavlarına "bir arkadaş" sıfatı ile katılıyorum. O üç saat boyunca dışarıyı gözlemlemek için fazlaca vaktim oluyor yani. Bulunduğum şehirde civardaki büfeler emanet alıyor genel olarak. Onun ötesinde, sınavin yapılacağı okulun bahçesinde tost, çay, şu satan seyyar yerler kurulmuş oluyor; onlar da alıyorlar. Çanta gibi büyük şeyler değil ama cüzdan, telefon, araba anahtarı, yüzük, saat gibi ufak tefek şeyleri kese kağıtlarına koyup numaralandırıyorlar ve çıkışta adınızla numaranızı söyleyip alıyorsunuz. Bence şahane sistem. Güvenmek konusunda ise ne yapacağınız size kalmış tabii.

Bu arada, madem hiç bir şey almadıklarını yeni öğrendiniz, bir ilave yapayım; giriş belgenizin üstünde yazanları iyice okuyun. Orayı harfiyen uyguluyorlar çünkü. Gerçekten o şekilde gelmenize gerekiyor ve örneğin 10.00'da başlayan sınav için 09.45'ten sonra girmek yasak denmişse gerçekten 09.45'ten sonra gelenler dönüyor kapıdan. Aklınızın kalmaması açısından asgari düzeyde eşya alın yanınıza, bir de onun stresi olmasın üstünüzde.

Kolaylıklar!

etrafta emanet alırlar, kağıt para + kimlik + 1-2 banka kartı ile de yola çıkabilirsiniz.

süper boyu fazla büyük. kanamanın çok olduğu günler için uygun. içeride kocaman oluyor. .çok durmaması lazım.

orta boy iyidir.

küçüğü son günler takıyorum ben. ama ilk zamanlar sadece küçük kullanıyodum. taşmaya başlayınca bi boy büyüttüm.

4. günde hiçbi şey olmaz. 1. günde de olmaz. kendi kendine çıkan bir şey değil güzel yerleşirse.

ob favorim. aplikatörlü olan upuzun, hiç alışamadım.
sağolsun kuehlesblondes :)

ben de ob seviyorum. iyice yerleştirirsen sıkıntı olmaz. ben hiç zorluk yaşamadım bu zaman kadar :) orta boy kullanmanızı tavsiye ederim daha güvende hissettiriyor. 3-4 saate bir değiştirmeyi unutmayın sonrası iyilik güzellik.

Hihi
@supergirl cum tesekkur ederim:)

Kendime gelince,
Ilk 3 gun super boy kullaniyorum, 3-5 saatte bir degistiriyorum.
4. gun kanama zaten az oldugu icin orta boy (normal boy) kullaniyorum.

Aplikatorluye gerek yok, yerlestirdiginde dogru yerlestirirsen zaten cikmaz. Dogru yerlestirdiginde oturup kalktiginda vb hic hissetmemenden anlamalisin. Hissediyosan daha derine itmelisin.

Ob iyidir, bi ara kotexten memnun kalir gibi oldum ama i-ih.

Normalde boyutunu kanama yogunluguna gore alman lazim. Tampon iyidir <3

Philps almanı tavsiye ederim

philips +1

www.mediamarkt.com.tr

dün akşam eşime bunu aldık.ama daha kullanmadı yorum sonra yazabilirim.

alerjisi olup olmadığını bilmeden almayın derim. özellikle sıfır traş eden döner başlıklı jiletler bazı ciltleri mahvediyor.

alerjisi olduğunu sanmıyorum zaten kullanıyordu.
ayhsegul, bu sadece sakal için ben saç traşı da yapsın istiyorum. saçları zaten çok yok kendi kesiyor :)
philips bana da yakın geldi hem ürün çeşidi fazla hem de kaliteli.

www.hepsiburada.com

Ucuza kaçma sakın

saç traşını kendi yapıyorsa kesinlikle moser. berberlerin de kullandığı kırmızı makina. alman malıdır. ömürlük olur ileride çocuğunuz da kullanır.
www.hepsiburada.com

bu moserla hem saç hem sakal oluyor mu?

kint+1

Philips QG3380, hepsiburada fiyatı uygun, güzel bir cihaz; yeni aldım ben de..

yıllardır bu aletlerle haşır neşir olan bir kullanıcı olarak tavsiyelerim:

moser çalışırken çok fazla titreşiyor, bir süre sonra titreşimden aleti tuttuğunuz eliniz uyuşuyor, ayrıca ağır , ayrıca ergonomik değil, ayrıca çok ses çıkarıyor, kısaca ben beğenmedim. ha taş gibi mal, evlatlarınıza miras bırakabilirsiniz, o ayrı.

philps ortalama bir ürün bence, en büyük artısı yaygın servis hizmeti.

remington marka aletler saç-sakal mevzusunda fiyat/performans olarak iyidir. dün daha yeni bir remington erkek bakım kiti aldım, hemen denedim, memnun kaldım.

traş makinesi konusunda panasonic işin üstadıdır. yorum bile yapmıyorum. hiçbir bakım yapmadan ortalama altı bir panasonic modelini 5-6 senedir kullanıyorum. ulan bırak bozulmasını ufak da olsa bi boyası bile de mi kalkmaz, bi tarafı aşınmaz. tek eksiği biraz fazla ses çıkarıyor ama moser gibi değil.

şanslısın bu acayip indirimde bu sıra teknosada kacırma www.teknosa.com

philips kullanıyorum, hem saç kesme makinesi hem groomer. beşinci yılına girdi ikisi de canavar gibi hala. kendi traş olan biri için moser çok ağır olur.

kesinlikle "pilipis".

www.bulabilirim.com