Ekşi Duyuru

oradaki v de, v ile w aynı şekilde okunmuyor mu?

ikinci soru okunuştan bağımsız...

eni lebovitz diyorum ben ne kadar dogrudur bilmiyorum

eni leybovitz diye okunur.

Leibovitz, "Liğbovits" diye okunur, "Leybovitz" diye degil.

Halep pasajı

Emek Sineması'nın sokağındaki gümüşçü.

so chic diye bir mağaza var, büyük alışveriş merkezlerinde, onlar gümüş çalışıyor sanırsam ama modeller sahiden şık. yine de en kral adres swatch bijoux. tek geçerim.

valla ben oynadığımda steamde en düşük pingi veren servera giriyorum. bir de vakit kaybetmemek için genelde deatmatch serverlara takılıyorum.

www.po.metu.edu.tr

easynews kullanmaktayım, gayette iş görüyor. sözlükte easynews balığı içinde nzb diye aratın. yeterli bilgiyi bulabilirsiniz :)

sorunun cevabı değil ama bi arkadaşım şifrelemek yerine gizlemeyi tercih etti. kırılmasının da önüne geçti böylece. bizim bilgisayarları da bir seferlik tanıttı. daha güzel bence bu.

www.airties.com

@supergil
şu gizleme nasıl oluyor, anlatabilir misin?

Sifreleme icin: (3.1 Kablosuz Güvenlik) - www.airties.com

Gizleme denilen sey sanirim mac adres filtreleme. Bilgisayariniz mac adresini modeme girersiniz, sizden baska bir allahin kulu giris yapamaz. en saglami budur bence. (3.1.3 MAC Adresi Filtreleme)

gizleme ile kastedilen sanırım SSID broadcast in gönderilmemesi. Bunun çok güvenilir bir yöntem olacağını sanmıyorum. Zira havadaki paketleri sniff edebilen toollar var.Mac filter güvenilir bir yöntemdir başkasının adsl ini paylaşmasını istemiyorsanız. Ancak yinede paketler sniff edilerek çözülebilir..bunu yapacak kadar kasan adam zaten uğraşmaz girer evinize..öeh

mac adress filter da kırılabilir bu arada. mac address'i değiştirebilen veya farklı gösterebilen yazılımlar mevcut.

ben hiç bilmiyordum, kablosuz ağ şifrelerinin kırılabildiğini ya...
bu kadar mümkün mü? ya da bahsettiğiniz programlar yüklendiği takdirde kırılması kolay mı o kadar yani?

gizlemekten kasıt ssid'nin gizlenmesi galiba. bildiğim kadarıyla bu da bulunabilir. ama soruya gelirsek şunu yapman gerek:

1)firefox ya da ie (safari vs.) ne kullanıyorsan aç bir adet.
2)adres çubuğuna 192.168.1.1 yaz ve enter'a bas.
3)şifre öntanımlı olarak boştur. bu giriş şifresini değiştirmediysen giriş'e bas.
4)soldaki menüden kablosuzu tıkla. altında açılan yeni menüden kablosuz güvenliği seç.
5)wep ya da wpa şifrelemelerden birini yap.
6)bilgisayarındaki kablosuz profillerini temizle ve tekrar kendi modemine bu sefer şifre ile bağlan.

veya: (bkz: google) (bkz: 444 0 239)

şifre koymak yahut mac id koymak hepsi tırıvırı. biraz sabır olunca komşunuz rahatlıkla şifrenizi aşabiliyor. günler belki haftalar alabiliyor bu. *

demek istediğim şifreniz olabildiğince karışık olsun rakamlar harfler çorba olsun. gidip de "tiramisu" gibi şeyler yapmayın :P oeh

Elektrik: Maddenin, yüklerin varlığı ya da hareketleri sonucu ortaya çıkan özelliğidir.
Elektronik: Serbest elektronların etkisiyle oluşan olayları inceleyen bilim dalıdır.

Ama siz, sanırım, elektrik bilimi ile elektronik bilimi (mühendislikleri de olabilir) arasındaki farkı soruyorsunuz. Elektrik, temel olarak maddenin fiziksel özelliği olarak inceler. Yani daha çok fiziğin bir dalıdır. Elektronik ise maddenin elektriksel özelliklerini kullanarak bilgi ya da güç iletimiyle, bunu oluşturan sistemlerle ilgilenir. Daha çok bir mühendislik dalıdır.
Elektriğin alt başlıkları statik elektrik, elektrik alan, elektrik potansiyeli, elektrik akımı gibi fiziksel kavramlarken; elektroniğin alt başlıkları analog, dijital, sinyal işleme, güç elektroniği, bilgisayar donanımı gibi uygulamaya yönelik dallardır.
Aslında bu iki alan birbirini tamamlayan alanlar olduğu için üniversitelerde genellikle elektrik-elektronik bölümleri vardır. Bu bölümlerde ilk iki sene daha çok temel mühendislik eğitimi, sonraki senelerde kişinin seçimine göre elektrik-elektroniğin belli dallarında uzmanlaşma imkanı verilir.


şeklinde bir alinti buldum tübitak sitesinde..

elektrik: priz, sigorta, kablo, ampul, toprak hattı, faz, nötr vs.

elektronik: diyot, kondansatör, transistör, direnç, devre, chip vs.

imza: dünyanın en yüzeysel adamı.

çok salak bir cevap oldu ama durum çok kabaca bu.

biri üretir diğeri tüketir.

edit: mühendislik ayrımı için dedim bunu yani elektrikçiler hayvani voltlarla uğraşır bunları üretir,dağıtır falan elektronikçilerse ufacık 5-12 (genelde 5)volt gibi şeylerle uğraşır bunları dağıtır kullanır yani tüketir işte. benim kafam çalışsaydı zamanında elektrik okur ufacık şeylerle ömrümü tüketmezdim.

"Elektrik ve Elektronik Mühendisliği" okuyan biri olarak açıklamaya çalışayım.

Elektronik: Devrelerle uğraşır. Çiplerle uğraşır. Bilgisayarda yazacağın kodları veya tasarlayacağın devreyi kartlara basmakla işlevsel hale getirmekle uğraşır. Bilgisayar mimarisiyle donanımıyla uğraşır. Sensörlerle, algılayıcılarla uğraşır. Kamera sistemleriyle uğraşır. Mikrodalgayla, sinyallerle, telekomünikasyonla uğraşır. Antenlerle dalgalarla uğraşır. Ortalama kullanılan gerilim 5 volttur, gözle görünmeye boyutta veya özellikte olaylarla uğraşır. Genelde teknolojik denen şeyler elektroniktir. Bilgisayar ve programlama mantığı, analitik ve sayısal düşünme, hesap kitap yeteneği gerektirir.

Elektrik: Kablolarla uğraşır. Enerji dağıtım ve taşıma şebekeleriyle uğraşır. Enerji projeleriyle uğraşır. Sigortalar, devre kesiciler, jeneratörler, UPS sistemleri, bina içi dağıtım sistemleri, sokak dağıtım sistemleri, küçük, orta ve büyük trafolarla uğraşır. Elektriksel yalıtım, kırılma, güvenlik işleriyle uğraşır. Güç elektroniğiyle uğraşır, tüm makinalara giren enerjinin düzenlenmesiyle, adaptörlerle falan uğraşır. Topraklama, insan sağlığı, yıldırım düşmesi, kaçak elektrik kullanımı gişi gerçek hayatla uğraşır. Gözle görülebilen tüm elektrik ve enerji sistemleriyle uğraşır. 380000 Volt'tan 220 Volt'a kadar voltajlarla uğraşır.

Sonuç: elektronik daha çekici görünse de elektrik'te çok para vardır, öğrenmesi daha kolaydır, gerçek hayata çok yakın işlerle uğraşır. Ben bu yüzden son sınıfta elektriği seçtim, ve şansı olan herkese de tavsiye ederim. Saygılar.

çok güzel tanımlar yapılmış. bende olayın farklı bir noktasına değineyim dedim.

elektrik te her an binlerce volt la karşılaşırsın. çok dikkat gerektirir.
elektronikte yıllarca uğraşır hem kafayı yer hem gözü bozarsın.

yani elektrikte ani ölürsün elektronikte yavaş yavaş.

www.tasdix.com bu siteye bir bak derim. Dedine ne kadar derman olur bilemem, ama bakmaya değer.

Ancak şirket adının tescili ticaret sicil kaydı ile mümkün gibi geliyor. Çünkü devlet kurulmuş olan bir şirketi "gerçek" kabul ediyor. İleride kurulacak olan ve ismi alınmış olanı değil. Çünkü şirket ismi sanat eseri değildir.

Lakin, Logo için yukarıdaki site belki işe yaraya bilir. Sonuçta logo bir sanat eseri olarak kabul edilebilir.

2. sorun için evet. msn messenger giyim var mesela :) aynı şekilde windows dürüm evi yapabilirsin sen de.

www.turkpatent.gov.tr

budur...
yannız kralları karmaşıktır
markanı hangi alanlarda tescil edeceğine doğru karar vermek zorundasın
yoksam aynı ismi başkası da tescil edebilir senin tescil etmediğin bir alanda ve pişti olabilirsin...

ikinci sorunda ise...
eğer sen ikisini birden tescil edersen kimse kullanamaz o ismi senin sınırlandırmana bağlı... ama her eklenen madde ayrıca bir maliyet olur..

giyim markasının bile binbir tane sınıflandırması war,
dokuma kumaş a tescil edildi ise
başkası gidip triko bir ürün için ayrıca kendine tescil edebilir...
ilk alan kişinin akıllı olması gerek yani.. tabi bide maliyeti karşılayabilmesi...

ama hiç tescilsizliktense
ucuzundan bir tescil her zaman daha önemlidir haliyle

ama logonu buradan tescil ettireceksin
bu işi yapan aracı ajans firmalarda war ama onu bilgisi de bende yok...

anladığım kadarıyla(ki yanlış olabilir) süreç şöyle:

1- önce, ismin daha önce tescil edilip edilmediğine bakıyoruz.
online.tpe.gov.tr marka>araştırma

2- www.turkpatent.gov.tr adresindeki form dolduruluyor.

3- 6 adet 7x7 cm boyutlarında logo. (1 tanesi başvuru formuna yapıştırılacak)

4- marka sahibinin gerçek ya da tüzel kişi oluşuna göre, nüfus cüzdanı fotokopisi, vergi levhası fotokopisi, kuruluş gazetesi fotokopisi.

5- www.tpe.gov.tr adresinden anladığım kadarıyla 115 ytl başvuru ücretinin yatırıldığını gösteren dekont.

6- tüm bunlarla türk patent enstitüsüne başvuruluyor.

7- "Marka başvurusu yapıldıktan sonra, Türk Patent Enstitüsü tarafından başvuru evraklarının doğruluğu (şekli inceleme) ve markanın herhangi bir benzerinin olup olmadığı incelenir. Bu inceleme yaklaşık 6-8 ay sürmekte olup, sonucunda daha önce tescil için başvurusu yapılmış ve aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer herhangi bir markaya rastlanılmadığı takdirde Türk Patent Enstitüsü’nün yayınlamakta olduğu Resmi Markalar Bülteni’nde 3 ay süre ile 3. şahısların itirazına açık olmak üzere ilanına karar verilir.

3 Aylık ilan sürecinde herhangi bir itiraz gelmediği takdirde Türk Patent Enstitüsü markanızın tesciline karar vererek, 2 ay içerisinde Marka Tescil Belgesi Düzenleme Ücreti’nin yatırılmasını talep eder. Marka Tescil Belgesi Düzenleme Ücreti 10 yıllık koruma bedeli olup, her 10 yılda bir ücret yatırılarak tescilin yenilenmesi gerekmektedir.

Marka Tescil işlemleri, yaklaşık 10-12 ayda tamamlanmaktadır."

8- marka tescil edilirse marka tescil belgesi düzenleme ücreti 460 YTL yatırılıyor.

www.ankaramarka.com
www.ilkepatent.com
www.ankaramarka.com

ben de yapıyorum. dilersen yardımcı olabilirim.
bi üstte yazanlar hemen hemen doğru ancak,
kişisel başvurularda hataların olabileceğini düşünerek tpe vekil firmalarla
çalışmayı öneriyor.
film şirketi için tescillersen bir sınıflı markada şu sektörlerde sadece siz kullanırsınız:
Eğitim ve öğretim hizmetleri.
Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri.
Spor, kültür ve eğlence hizmetleri.
Dergi, kitap, gazete v.b. yayımlama hizmetleri.
Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri.
Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri.
Fotoğrafçılık hizmetleri.
Tercüme hizmetleri.

(bkz: passiflora)

(bkz: valerian root) allah sabır versin

seninle aynı durumdayım. fakat ben çaresini bulamadım. sana şunları sormak istiyorum: sürekli ve doz artırarak uyku ilacı içmeye kararlımısın? çünkü ben aylarca kullandım düzelir diyerekten bir değişiklik olmadı. ne zamandan beri aynı yatakta uyuyorsun? çünkü yatağı değiştirince biraz düzelebiliyor.
gene de soruna cevap: atarax

arkadaşlar bunların hepsi reçetesiz mi?

valerian root reçetesiz. zaten bitkisel bir ürün olduğu için sağlık bakanlığının değil tarım bakanlığının denetiminde satılıyor olması lazım.

keskinle$tirme uygulayabilirsin ama tabi mucize beklememek gerek.
filter->sharpen

peki ama nasıl?

ustunde cali$acagin yerleri secip layer'lar olu$turmalisin, tek tek layer'lar uzerinde cali$malisin.
yani ha$irt diye tum fotografa filter uygulamak degil yapman gereken.

high pass filtresi ise yarayabilir.

filtr->sharpen->unsharp mask işinize yaraybilir belki.

3'er 3'er gayet iyi iniyor, sure acisindan her tur indirme yontemini denedim; bariz bir fark olmuyor.

aynı hız ve bağlantıya sahibim. internet download manager kullanıyorum. Ben de test ettim bi ara 8 parçalık divx en hızlı tek tek çekilince geliyor. 4lü çektiğimde arada 5-7 dakika fark ettiği oluyordu.
tavsiyem tek çekim.

2 candir.

cunku tek çekerken dosyanin birinde flashget takılıp kalirsa o süre aleyhinize isliyor. bir nevi yanina yedek koyuyorum. sabah kalktigimda 50-60 linkten 1-2 tanesi çarpı işaretli olabiliyor. ama diğerleri inmiş oluyor..

eee kafam karıştı şimdi benim arkadaşlar?

ben 10ar 10ar indiriyorum (orbit ile)
hic sorun yok.
img361.imageshack.us

en iyisi tek tek indirmektir bana gore,ben de hepsini denedim simdiye kadar,arada fark yok ama tek iyidir iyi,daha hızlı iniyormus gibi gelir insana

ayrıca sabah kalktıgınızda carpılarla dolu bir ekran gormemeniz icin (cok cektim cok) free download manager'i oneriyorum (aylardır kullanıyorum bir kere kotu surpriz yapmadı sagolsun)

100 lük bağlantı hızın varsa diyelim
1 dosya 50 ile
2. dosya 30 ile
3. dosya 20 ile geliyorsa. burada zararın yok.
ama tek dosya açıp 50 ile indirirsen sebebi ne olursa olsun zarardasın.

yada 4. bir dosya açıp diğerlerinin hızını düşürürek 4.'yü indirirsen de karda olmazsın.

bir dizi 4 bölüm olduğu için 4 iyidir candır.

hayır şöyle ki, ikişer ikişer başlamak ve download'lar %20 gibi olduğunda tek dosyaya indirmek en güzeli. Ben hep öyle yapıyorum. iki dosya olarak başladığında bir ivmeleniyor download o yüzden tekrar bire düşüldüğünde normalden daha hızlı iniyor. O bitince de ikincisi geliyor tabii ki. Deneyin bunu.

birden fazla indirmek her daim avantaj sağlar bence. bazen tek tek indirildiğinde maksimum hıza ulaşılamayabiliyor muhtemelen download edilen serverdan ötürü. ~60-70 ile indirdiğinde bu durumda zarar kesindir. aynı durumda iki dosya dendiğinde toplamda 100kb geçilir. iki candır :)

Istersen ikisine de link ver de bakalim, ona gore cevap verelim. Ben "hoodsie"yi ilk defa duyuyorum.

Google'a inanmak lazim gercekten.

www.threadless.com

Hoodsie buyuk ihtimalle onesie ve hoodie sozcuklerinden turemis. Resimde gordugun tek parca ve kapisonlu bebek giysisine deniyor.

kaç kişi tarafından oynandığına göre değişir tabi de, imkansız gibi bir şey 5 tutturan çıkmaması.

her şeyin ihtimalinin %50 olmasından dolayı evet 5 bilmeyenin de çıkma ihtimali var. atıyorum o hafta 1 2 3 4 5 6 gelir kimse bilemez falan filan. ha 1 2 3 4 5 6 ya oynayan yok mudur vardır ama istatistiklere bakınca öyle oynamak için salak olmak lazım.

1 2 3 4 5 6 çıkarsa sayısal loto tarihinin en düşük ikramiyesini verir. 5-6 sene önce internetten sonuçları otomatik alabilen, sistem oynayabilen, oynanan kuponları kontrol edebilen, kupon yazdırabilen... bir prog. yazmıştım. geçmiş senelerin sonuçlarına baktığımda 5 bilinmeyen hafta yoktu. Sonradan da olduğunu zannetmiyorum.

forum oldu ama, @ozdek:
1 2 3 4 5 6 oynamakla 4 7 12 22 36 45 oynamak arasında hiçbir fark yok. 1 2 3 4 5 6 hiç çıkmadı diyorsanız muhtemelen 4 7 12 22 36 45 de hiç çıkmamıştır.

vdubmod'da yapilabiliyor bildigim kadariyla. yalniz her format kisminda sicabilir.

media player classic bunu yapabilir. frame by frame advance diye kısa yolu var. options dan istenen kısayollar atanır ve süper bir şekilde ortama atılır.

yanlış hatırlamıyorsam gomplayer'da "f" tuşuna basınca frame frame ilerleyebiliyorsun.

www.tish-o.com.tr

alisveris de yaptim, lost tisortu aldim. kumas kalitesi cok cok iyi. hazir olan yuzlerce tasarim disinda, kendin de istedigin resmi tisorte bastirabiliyosun kolay web arayuzu ile.

(bkz: tish-o)

www.thinkgeek.com

www.threadless.com
1 haftada geliyor siparis, 6 tisortun kargo ucreti 12 ytl tuttu.tanesi de ortalama 9 usd tisortlerin. ( alirken indirim vardi simdi artmis)

www.bustedtees.com

çok iyidir, tasarımlar matraktır vs.
ekranda öyle gözüküyor yani, alışveriş yaptım desem yalan olur:)

www.cafepress.com, 15 günde falan geliyor türkiye'ye posta ile

ben ebayden alıyorum, kargo dahil 20 liraya filan geliyor bi tişört (tabi 3 tane filan alırsanız)

public domain music şeklinde aratırsanız public domain olmuş eserleri kullanabilirsiniz gönül rahatlığıyla. eski senfonilerin çoğu böyleydi.

1923 öncesi public domain. Ama klasik müzik telif hakkı içine sadece müziğin notası falan girmiyor bilginize. Yani 1800'de bestelenmiş ama geçen sene Londra filarmoni tarafından çalınmış bir eserde de orkestranın çalma telifi var. Ha notaları alıp siz çalacaksanız o ayrı.

bestecisi oldukten 70 yil sonra islerin public domain e gectigini biliyorum pek cok ulkede. tabii onceden de soylendigi gibi bu sadece isin kendisi (yani beste) icin gecerli,bestenin copyright i alinmis bir kaydi icin degil.
cagdas muzik eserlerinin kullanilmasi bu anlamda muhtemelen pek de legal olmayabilir izin alinmadikca

ismail hakkı uzunçarşılı'nın çalışmaları işinize yarayabilir.

birinci sezonda olduğunu biliyorum ama bölümünü hatırlamıyorum

s1-b11

www.lostpedia.com

hostel filminde adamın eli titriyordu diye cerrah olmamış.bence
doğru olması gereken bir şey.

geçenlerde bu konuyla ilgili bir belgesel vardı. el titremesine karşı micro robotlar üretilmiş. aletler titreme hissettiğinde falan gücü kesiyormuş, çalışmıyormuş. bunun gibi bişeydi.

--- spoiler ---

lost'ta da jack'in babasının eli ameliyat sırasında, alkolden ötürü titriyordu ve hastanın damarını biçmişti. tabii mesleğinden olmuştu, birinin ölümüne sebebiyet vermekten.

--- spoiler ---

bunu screenshot alıp bition'a koymak açıkça iyi bi şey değildir ;)

gayet titrer.. öyle alkol almış gibi zangır zangır değil ama titrer.. by-pass yapılırken alternatif yolak olacak olan damarın ağzında, damar çeperinden eli titremeden iplik geçirecek olana tam 5000 lira veriyorum, o derece...

titrer, mesleğinde de ilerler ama titremekten kasıt 10 metre uzaktan belli olması ise o kadar değil.

işini engelleyecek kadar bir titreme olursa ameliyata girmez ama ne olursa olsun hastaya çaktırılmaz bu tarz şeyler. dr ahmet yerine dr mehmet yapar kimiz zaman, ruhunuz duymaz bazen :)

elinin titrememesi gerektiği zamanlarda hap alıyorlar gram titremiyor(muş).

4-5 yıl evvel alkol'ü bıraktığımda benimde başıma gelmişti, titreme başladığında çeyrek bira içiyorsun titremeyi kesiyor. demekki bu doktorların aldığı hap'ta alkol etkisi var.

diazepam mı ne var servo motor takmıs gibi yapıyor.

öncelikle acil cerrahide müdahale ediliyor, ilk müdahale sonrasında duruma göre bir cerrah ekibi, duruma göre sadece konuyla ilgili tek bir cerrah operasyonu gerçekleştiriyor...

nöbetçi doktorun ilk müdaheleyi yapması lazım zannedersem eğer durum ağırsa alanına göre gerekli bölüme sevkediyorlar diye biliyorum.

acil cerrahide bulunan plastik cerrahi-ortopedi-nöroşirurji-genel cerrahi uzmanları oluşan hasarın bölgesine göre işin içine girebilir.

hiçbir cerrah olağan durumlarda kendi muayenehanesinde, bir adli vak'a (kurşun çıkarma) işini yap(a)maz. yapmamalıdır. yapmaya niyetlense bile, evvela polise/jandarmaya haber vermelidir. verir. yasal zarirettir.
bunları düşünmek yerine elinizdeki -eğer gerçekte ver ise-yaralıyı, derhal bir acil servise götürüp tedavi ettirin. kurşunun isabet ettiği yere göre cerrahi müdahale yapacak uzmanın branşı değişecektir.

öncelikle vurulan kişinin acil müdahelesi yapılır. büyük kanamaların durdurulması, nabız tansiyonun çok zararlı olmadığı bir seviyede olması ve nörolojik aciliyet gerektirecek semptomların görülmemesi, vb. durumları içinde eğer hastanın ameliyat olması gerekirse, gerekli olduğu müddetçe film çekilmesi için acil radyolojisine gider. daha sonra da yaralanmanın gerektirdiği cerrahlar tarafından ameliyat olması gerekliyse ameliyat edilir.

elinizde böyle bir hasta varsa ya da yakınınız ise muayenehanede böyle bir uygulama yapılması teknik olarak doğru değil.

lakin dizi senaristi iseniz, -konuyla alakasiz bir yer olan eksi duyuru'da bile- arastirma yaptiginiz kafaniza gore kimseye danismadan yazmadiginiz icin tebrik ederiz, o ayri.

internette hatta youtubede bile pek bir yava$lik yok. sozluk gezilemeyecek kadar yava$ sadece, buyuk ihtimalle sunucusu yetmiyor.

bende de oyle gozle gorulur bir yavaslama yok belki bolgesel olarak bir sorun olabilir? sozlugun sorunu sunucu yuku ama o da konumuz degil.

İstanbul-Erenköy civarında üç günden beri Telekom'un yoğun bakım çalışmaları var. O civarda oturuyor olabilir misiniz?

iki tahminim var,
kapalı çarşı'nın çatısı
süleymaniye külliyesinin çatısı...

Verdiğin linkte "photo date: 14 January 2008" olarak geçiyor ama? Ocak'ta mı burdaymış (artık gitmiş mi) yani? Bilemedim..

İstanbul'a eylül ayında gelmişler. Film 15 ağustos 08'de gösterime girecek.

yerebatan sarnıcında da çekim falan yaptılar bildiğim kadarı ile. sessizce geldiler, sonra da kaçıp gittiler. pis bunlar...

konuyla ilgili bir haber vs. linki verebilecek var mı acep?

zamanın behrinden beri anadoluda kullanılan yöntem:
çiğ yumurta.
ballı süt.

gerçekten işe yarıyor mu peki? tescilli bir arkadaşımız var mıdır...

La traviata cevap verir sanırım bu soruya. Mesaj da attım; )

sesin volumunun artmasindan bahsediyorsunuz. aslinda tizleri gelistirmenin yolu nasil san egzersizlerinden geciyorsa volumun de artmasi bundan gecer. sonucta onlar da birer kas, siz nasil ki bol body calisip guclendiriyosunuz sesi ses teli de senelerce duzenli egzersizle(tabi dogru egitmen ve egzersizlerle) gelisir. bu yuzden mantik ayni tek fark sesin yapisini n hassas olmasi ve diger etkenler . nedir bu etkenler

sigara kullanmazsaniz
duzenli uyursaniz
gece yatmadan once 2-3 saat yemek yemez ve reflu azdirmazsaniz
baharat asit kahve gibi seyleri abartmazsaniz

ve en onemlisi haftada en az2-3 san egzersizi duzenli yaparsaniz,aylar gectikce ses tininizda ve gurlugundeki degisiklige siz bile inanamazsiniz.

daha uzun yazmak isterdim ama eyfel karsisinda yemegi kacirmak istemiyorum tihah :)

istanbula gelince detayli bir mail atarim bunlarla ilgili selamlar

çok sevinirim: sirrikadem@gmail.com

sigara ve düzenli uyku seçeneklerini attık maalesef :/ ama anladığım kadarıyla bunun temelinde şan eğitimi yatıyor...

diaframınızı kullanmayı öğrenmek de işinize yarayabilir.bir de "kafa sesi" denen bir olay var.vakıf değilim lakin araştırırsanız işinize yarayacağına eminim.

okurken "ulan biri beni anlatmi$" diye tepki verdim. bende de ayni $ekilde bobreklerin oldugu bolge buz gibi oluyor. yillardir boyle yaz ki$ demeden cibil dola$iyorum. soguk alip yatak yorgan yatmaktan ba$ka bi yan etki gormedim ama ileride ba$ima cok i$ acacagindan killaniyorum. bu arada bobreklerin oldugu kisimin buz gibi olmasindan dolayi ilerisi icin endi$e edilebilecek bir bobrekleri u$utme vakasi ilk olarak aklima geldi. onun di$inda sizin haberiniz olmadan eve gelen misafir teyzelerin gazabina ugramak var ki en ciddi saglik sorunlarina sebep olabilir.

idrar yollarını üşütmüş olabilirsin

Şifre çalmaya yönelik. Kesin bir yöntem falan yok engelleyeni bulmaya yönelik. Msn listemde haberi olmadan reklam yapan bisrü adam oldu bunun gibi siteler sayesinde.

(bkz: kimengellemis.com)

Elbette ki şifre çalmaya yönelik. Bu sayede iletişim listenizdeki kişilere de ulaşıp spam yapıyorlar. MSN Messenger protokolü kimin kimi engellediğini göstermiyor, Microsoft bir değişiklik yapmadıkça da engelleyenleri görmek mümkün değil ama silenleri görebilirsiniz Messenger'ın kendi içinde de.

1) İşe yaramıyor. Microsoft bu tür servislerin geçmişte yararlandıkları sistem açığını çoook uzun zaman önce kapamıştır.
2) Kullanıcı adları ve bağlantılı parolalarını çalmaya yönelik olup olmadığı henüz kesin değil, ancak listenizdeki arkadaşlarınızın messenger adreslerini çalmaya yönelik olduğu bilinmektedir. Spam amaçlı adres toplayan bir hizmet.
Uzak durun..

bu tür sitelerin hepsi dolandırıcıdır. uzak durun topundan. türk yahut yabancı site olsun farketmez. topu aynı.

www.blockstatus.com

şifre falan girmeden buna yazıyorsun bi adresi, sana o an online olup olmadığını gösteriyor. messenger'da offline orda online görünüyorsa engellemiş demek oluyor..

not: kişi çevrimdışı göster'i seçtiyse site de offline görür.

Süper bir sosyal mühendislik örneğidir.

her seminerimde açar çatır çatır örnek olarak gösteririm.

Biraz karışık diye biliyorum, o yüzden isim(kişi/yer) alırken kodlatırlar hep. En basitinden biri "adım Martin" der, kodlatırlar. Zira Martin de olabilir, Martyn de...
Yani farklı yazılımların, okunuşları çok benzer olabilmekte.

amerika için konuşursak, amerikalılar bile diğer bazı amerikanların isimlerini zor telaffuz ediyor (çok yaygın olanlar hariç). o yüzden isminin telaffuz şeklini bilmediğiniz birine rahatlıkla ismini nasıl telaffuz ettiğini sorabilirsiniz.

sizi ekleyenler diye bir kısım var. ordan bakarak anlayabilirsiniz.

peki eklemiş ama engellemişse?

ya benim asıl öğrenmek istediğim şu:o kişinin beni görmesini istiyorum MSN'de. engellese de beni görebiliyor ve kişisel iletilerimi okuyabilir mu? yani "görüntüle"de listemde olan kişi...

engelleyen kişi senin kişisel iletini , nickini görebilir. gönül rahatlıgıyla x bunu okuyorsan topsun olum yazabilirsin.

(bkz: amerikan filmlerindeki motel ekolü)

hayırdır macera falan mı :)

@pesa,
emin misin ataköy sahilde böyle bir otel olduğuna? sen tam olarak nereden biliyorsun peki? gerçekten emin olup olmadığını öğrenmek için soruyorum. odaları gördün mü yani?

ACDSee ilk aşamada güzel bir program. siyah beyaz, sephia (sarımsı renksiz:), gözlerdeki kızıllığı yok etme, çeşitli efektler verme. resmin karanlığını giderme... birkaç tane özelliği var benim bildiğim. ama photoshop u kesin öğrenmelisiniz. çeşitli sitelerde eğitimlerini bulabilirsiniz. saygılar..

eğer aradığın basit bir arayüz ve efekt ekleme ise google picasa'ya bir gözat derim.

efekt'ten kasıt nedir?
Yoksa en basit çözüm irfanviewdir, ki eklenen "plug in"ler ile daha donanımlı bir hâl de alabilmekte(filter factory).

kesinlikle paint.net canavar bişi bin tane özelliği var ve çok basit.

hesabınıza girip cancel ya da delete diyeceksiniz tam kelimeyi hatırlamıyorum daha gondermemişlerse tabi. ki muhtemelen gondermemişlerdir. daha gecen gun iptal ettim ben oldu.

kadıköy rıhtımdan bostancı-ankara istikameti yönünde e5 e çıkacaksın.yenisahra ya gelene kadar devam et.yenisahranın orda yol ikiye ayrılıyor ,sağ taraftan devam et.benzinliği göreceksin.benzinlikten sonra ikinci yol ayrımından sağa sap(hal-küçük bakkalköy).ordan sonra yaklaşık bi 150 metre sonra yol yine ikiye ayrılacak.sen yine sağdan devam et(köprü altı geçidi).ışıklara geleceksin.ışıklardan sola dön ve sol şeritte bi sonraki ışıklara kadar devam et(yaklaşık 200 metre-sol tarafında inşaat halinde büyük bir bina falan var).ışıklardan tekrar sola dön ve dümdüz devam et(bir sonraki ışıklara kadar).ışıkların orda yol ikiye ayrılıyor.sağdan devam et,hiç bir yere sapma.işte ataşehirdesin.dümdüz devam edersen sağ tarafta burger ı göreceksin.

vasıta yok mudur? çok yürüme mesafesi var sanki...

vasıta var. kadıköy iskelesinden 19e (kadıköy-yenidoğan) otobüsü ataşehire gider. 14şb ve 19m de kadıköyden kalkar,yalnız bunlar ziverbey tarafından ataşehire giderler. birde e5 üzerinden üsküdar-ataşehir minibüsleri vardır(siyah başlıklı).bu saydığım vasıtaların hepsi ataşehir burger king in önünden geçer.

bu arada 19e otobüsüne bineceksen,halk otobüsü olmasına dikkat et.belediye otobüsleri ataşehirden geçmiyor,ama halk otobüsleri geçiyor(saçma bir mantık ama öyle)

yok bence hiç de saçma değil. bu adamlar bir tane fazla müşteri alabilmek için her türlü hokkabazlığı yapıyorlar ve istanbul trafiğinin anasını ağlatıyorlar...

19e hattında sadece halk otobüsü çalışır zaten belediye otobüsü çalışmaz.

evet karıştırdım. ama kadıköy-yenidoğan belediye otobüsü var,ama evet kodu 19e değildi.

19s, 14 ve 19e(sadece halk otobüsü) yenidoğan kadıköy arasında çalışırlar. 19s ziverbeyden geçer. 14 ümraniyeye girip altunizadeden kadköye doğeu yol alır. 19e ise ataşehir üzerinden geçer.

Eft bankalar arası hesaplarda yapılan, havale de aynı banka içindeki farklı hesaplar arasında yapılan para akratımı diye biliyorum ben. Bir de diyelim A kişisinin aynı bankada 3 hesabı var, bir hesabından diğer hesabına para aktarınca da virman oluyor.
İş Bankası internet işlemlerinden ücret almıyor ya da daha düşük ücret alıyordu, şu an durum nedir bilmiyorum. Diğer bankaları da bilmiyorum...

EFT iş günlerinde yapılabilmektedir, yani evet hafta sonu yaparsanız pazartesi işleme konur.

1-tabiki eft ile havale farklı olaylar..havale: aynı bankanın farklı şubeleri arasında yapılan para transferi olayı...eft ise iki farklı banka arasında yapılan para trasnferi olayı...eft ve havalenin komisyon oranları farklı olur.eft daha pahalıdır havaleye oranla...havale de aynı anda hesaba gerçerken eft hemen gerçekleşmez.eft olayında merkez bankasıda araya girer.netten yapılan transferlerde de bankadan bankaya komisyon oranı değişir.ama netten yapılanlar bankaya gidip yapmaktan çok daha makuldür.
2- evet..hafta sonu yapılan internet üzerinden para transferleri pazartesi işleme konur.
3-konu hakkında bilgim yok.

1- açıklanmış havale -eft farkı
2- havale (hsbc için en azından) anında geçmekte saat gün farketmez. eft ilk iş günü geçer.
3-ortak noktalardan bazı bankalar para alıyor bazıları almıyor değişiyor bu. sözleşemelerde filan var bunlar.

alakalı ilk olarak kendi bankam için mesela

www.hsbc.com.tr

e.f.t.
"elektronik fon transferi" deyip gachayım.

iş bankası'ndan bana her ay gönderilen 250 ytl her zaman 248 ytl olarak geliyor, sanırım havale ücreti alınıyor. ama ben 150 ytl'ye kadar eft veya havale için internetten para ödediğimi hatırlamıyorum. belki de benim paramı da bankadan gönderiyorlardır.

ortak nokta mantığı budur zaten yoksa hiçbir banka birbiriyle gerçek anlamda ortak değil şu an. şu an bu atm'leri tek bir kuruluş altına almaya çalışmalarının sebebi de bu.

ortak noktalarda hesabınızdaki bakiyeyi görmek için dahi ücret kesildiğini biliyorum.

banka personeli olmak :)

herhangi bir bankanın internet şubesinden ücretsiz olmasa da 1-2ytl gibi bir ücrete havale,eft yapabilirsiniz.

Yapı Kredi havale ücreti almıyormuş, eStore'da öyle yazıyordu en azından.

hsbc, isbank, akbank havale ucreti almiyor (bunlar benim bildiklerim. digerlerinin de aldigini sanmam)

amaaa... eft diyorsan orada dur. hsbc ve oyak almiyor, isbank 1, akbank 2 lira aliyor. digerlerini bilmiyorum.

is bankasi kullaniyorum 6 yildir

vezneden 10
atm den 3
internet subesinden 0

ucretler bu sekilde. gayet kolay ve guzel bir ara yuzu var. tavsiye ederim

hsbc, artık eft'den ücret alıyor. hem de 1.95 ytl.

modern dans öyledir.

Bale de olabilir zannımca.

rap, hip-hop, break dance falan hep tek kişiliktir.

soruyu yanlış mı anladım? yani çift olarak dans edilen ama eşlerden sadece birinin ön plana çıktığı mı, yoksa sadece tek kişinin dans ettiği mi?

yalnızlığa ait olup olmadığını bilemem, ancak, üniversitede aldığım seçmeli "art of dance" dersinde, çok değişik bir şey okumuştum, paylaşmak isterim.

toprak ve iklim ne denli sert olursa, dans (adımlar) da o denli sert oluyormuş, eski zamanlardan kalma, insanın toprağa, "sen ne olursan ol, ben sana hükmederim" demesi. mesela, karadeniz'den horon, afrika'nın yere sert ayak darbeleri içeren dansları vs. ama iklim yumuşadıkça, yere temas da yumuşuyormuş, hani daha bir "dost topraklar" gibi..

dostlar ben aynı zamanda bu danslar eşliğinde çalınan şarkıları da merak ediyorum, tema bağlantısı olarak...

kasti yapıldığı aşikar, ana riff'i thom çalıyor ve bir pedal kullandığı kesin fakat o sese thom'un kullandığı gitarın da etkisi var bittabi. gitardan anlıyorsanız thom'un normalde kullandığı "single coil" içeren fender telecaster yerine "humbucker" içeren Gibson SG marka gitar kullanmasının buna etken olduğunu anlarsınız.
sözlükten araştırın humbucker'ı, anlarsınız.

sanıyorum anladım galiba...

pedal'ın da "screamer overdrive" olduğunu düşünüyorum, yanılıyor olabilirim.

800'ler 667'de calisabiliyorsa 667'de calisacak ve 3GB olacak.

bu durumda, 667'yi çıkarıp sadece 800'lerle mi çalışmak daha makul oluyor, yoksa böyle daha mı hızlı olur?

Amac ne? Cok ram mi istiyorsun, hizli ram mi? Bence cok ram daha iyi. Hele 667 ile 800 arasindaki kucuk farki dusununce.

3 gb 667 2gb 800u dover.

en düşük mhz daki ram hangisiyse diğer ramler de o mhz'de çalışır. dolayısıyla sistem 3gb ram ile 667 mhz de çalışacaktır.

Öncelikle anakartın en fazla ne kadar rami destekliyor ona bakmalısın, biraz eski bilgisayarlar 1gb dan fazla ram desteklemeyebilir. Ondan sonra hangi hızda çalıştığına bakacaksın,mhz cinsinden olur bu genelde. Ondan sonra ramin türüne bak, ddr dır muhtmelen ama sen yine de bi kontrol et yanlış olmasın.

ram arttırmak her zaman performans artışı sağlamaz. öyle olsaydı daha hızlı işlemci, anakart vs. üretilmesine gerek kalmazdı. bilgisayarının özelliklerini tam olarak yazarsan anlayan arkadaşlar en uygun upgrade seçeneğini yazacaklardır.

AMD Athlon 64 X2 Dual
Core Processor 3800+
2.01 GHz
1 GB RAM

Asus M2N Motherboard
DDR2 800/667/533
SATA 3.0 Gb/s Support

şu ddr olanların sayıları değişiyo ya, onların manası nedir?

teşekkkürler...

o değişen sayılar RAMin çalışma frekansı işte. sizdeki kaçla çalışıyorsa yeni alacağınız da ona uygun olmalı.

orada 3 farklı sayı olmasının anlamı, anakartın 3 farklı frekansı desteklediğini belirtiyor.

Bana son birkac gundur benzer bir olay oluyor. Cesitli yerlerden internete bagliymisim gibi gozukse de bazi sayfalari refresh edemiyorum ve MSN messenger baglantisi kopuyor. ADSL modeme baktigimda bazi isiklarinin sonmus oldugunu goruyorum. Birkac dakika icinde kendi kendine duzeliyor durum. Telekom kaynakli diye dusunuyorum ben de.

dns adresini degistir.

dns adresi:
4.2.2.1
4.2.2.2

olanlar genelde bu sorundan mustarip.

trimpota katılıyorum. aynı sorun bende de vardı. DNS adresini değiştirirsen sorunun ortadan kalkar...

ağ bağlantısına sağ tıklayıp "durum" deyin. çıkan pencerede "özellikler"e tıklayın. "internet iletişim kuralları (TCP/IP)" yazıyor, onu seçip özellikler deyiverin. oradan değişiyor.

kasanın fanı diye tahmin ediyorum ama...
-emin değilim galiba.

speedfan programını kullanarak fan dönüş hızını düşürebilirsiniz

güç kaynağı fanı, işlemci fanı ve kasa fanlarıdır genelde sesi yapan. 2 kasa fanı 40 50, işlemci fanı 80 100 arasıdır iyileri. ha güç kaynağı fanını değiştirebiliyosan 20 25 de ona vericeksin. ha değiştiremem diyorsan o zaman güzel sessiz bir psu 200ytl civarından başlar.

şurası belki iş görür:

zalman cnps 9500/@assert h

donanımhaber e bak, forumuna bak; en sessiz kasa fani vs hangi markanin hangi modeliymis hemencik bulursun... sitelerden su sessize benziyo diye almak olmaz.

tomshardware.com daha yeni bir fan testi yapti, 80 tane fan denedi, 3 bolumde yayinladi. hala ana sayfasinda linkleri duruyor. sogutma performansi, montaj ve ses bakimindan tek tek incelemisler. oraya bi bak.

önce fanları tek te durdurarak sesi kim yapıyor bir bak. muhtemelen güç kaynağıdır. vatanda mesela 10 dolara ultra sessiz ledli falan fanlar satıyorlar. bunlardan alıp güç kaynağı fanını değiştirebilirsin. ben yaptım ve gürültüyü %80 azalttım çünkü yeni nesil işlemci fanları öyle çok gürültülü olma eğiliminde değiller. işlemci 45 dereceyi bile görmüyorken de gidip gürültülü bir kasa fanı almama gerek kalmadı. belki alır bir kenara koyarsın da yazın gerektiğinde çalıştırabilirsin. bir htpc sahibi olarak daha ucuza daha sessiz bir salon düşünemiyorum. şimdi tek sorunum sesi kısık filmlerde sesi çok açınca oluşan cızırtı problemi (bir şekilde kasanın sesini ses sistemine taşıyor sesi %90a getirince). tabi matrix falan izliyorsan sorun değil de eternal sunshine of the spotless mind gibi bir film izlerken bu cızırtı rahatsız ediyor. odadaki ses seviyesi olarak da fan sesi değil hdd sesi duyuyorum diyeyim anlayın.

şahsi fikrim (bkz: beypazarı)

akmina vardi bir ara, hâlâ var mi bilmiyorum ama baya hafifti.

akmina hariç hepsi.

kesinlikle beypazarı. meyveli sodadan başka sodayı diline değdirmeyen beni bile kendisine bağlamıştır ve meyveli sodadan tiksindirmiştir.

pellegrino!!!!
hatta ankara'da starbucks dışı bi yerde bulabilirsem minnettar olucam.

kinik vardi, hic sevmezdim; tavsiye de etmem. ama beypazari baya iyi, evet.

kızılay ya da akmina extra

kizilay in kendine has bi aromasi var gibi geliyo bana. en sek sodalar bence sarikiz, sirma, kinik ve beypazari.

beypazarını tek geçerim bende.

kesinlikle kızılay. nükleer içerikli olabileceğinden şüpheleniyorum.

Şurada güzel işlenmiş bir entry var: (bkz: maden suyu/@anoktale).

uludağ tabi ki.

konu gaz çıkartmaysa akmina'dan uzak dur, çok hafif çünkü.

gaz istiyorsan eges isminde salihli üretimi bir maden suyu var.bir yudum aldığında bile gözünden yaş getirecek kadar gazlı.ancak ege bölgesi veya batı akdeniz dışında bir yerdeysen bulman biraz zor olur.

(bkz: tnt)

Yanlış anlamadıysam cnn türk ün yerine gelecekmiş. Cnn türk ün kullandığı bandı kullanacağından, cnn türk digiturk e ya da kabloluya geçecekmiş sanırım. Yanlış anladıysam da birazdan doğrusunu yazarlar.

Düzenleme: Cnn türk kabloluya ya da digiturk e geçecekmiş, tnt değil. Tnt kabloluda çıksa reklamlarda belirtilirdi sanırım. Bence bildiğin fox gibi antenden yayına girecek tnt yani beleş seyredebilcez. Yanılıyorsam şaabın işte.

yani kablo tv'ye gelecek? bu soruyu ben sormayı planlıyordum, iyi oldu. sözlükteki başlığında kanalın akıbeti hakkında kurulan cümlelerin hepsi "mış" "muş" ile bittiğinden emin olamıyorum. her şeyi geçtim the office bile yeter bana.

sahi bir ara kablo tv'nin dijital yayına geçmesi vardı o ne oldu?

az önce gördüm, sasirdim.
tanitimlarini izledim yamuldum.

d-smart 21. kanalda bulunuyor.

kablolu da cnn turk ün yerine geliyor bu tnt kanalı ,film ve dizi ağırlıklı bir kanal olacak. açılımı turner tv. büyük amerikan firmasının yani.. bütün yayınlar da türkçe dublajlı olacak. diziler dahil.. lostun türkçesi şu an yapılmakta zaten.. tabi d smartta da olacak..

kendisine uyduda turksat 1c den
frekans: 11804
symbol hızı: 24444
polarite: vertical/dikey
fec oranı: 5/6
ayarları ile ulaşılabilir. an itibariyle curly sue yayınlanmakta,

buyildagidemedimamaseneyekesingidicem, 03.03.2008 10:55)#12741434

(bkz: copy paste)

İşte antende ayna gibi çekiyor.

evet arkadaşım söyledi antende zaten izliyorum onu diyor. gelsin kabloluya da merak ettim. gerçi 2 ay geçmeden sadece d-smart'tan yayın yapmaya başlar o da...

evlat edinebilmek için evli olmak şart değil. evli olmayan kişi 30 yaşını doldurmuş olmalı. evlat edinilen ile arasında en az 18 yaş fark bulunmalı. evlat edinilenin ayırtım gücü varsa rızası gerekir. evlat edinilen velayet altında ise ana babasının rızası, vesayet altında ise vesayet makamının izni gerekir.
ayrıca, evlat edinenin küçüğe (evlat edinilen küçükse tabi) 1 yıl süreyle bakması ve eğitmesi, evlat edinmenin küçüğün yararına olması da gerekir.
evli çift evlat edinmek istiyorsa, en az 5 yıldır evli olmaları, 30 yaşını doldurmuş olmaları gerekir.

www.download.com
bir cevap olmuştur umuyorum.

kurulur ama işlemcisi ve ekran kartından dolayı patlayabilir.

vistada xp de olmayan ne var ki???

baştan vista destekli değil ise almayın. aero arabirimini kullanamadıktan sonra vistayı neyleyim dersiniz. gerçi ben mesela şu anda vista ile aero KAPALI olarak çalışıyorum. performans deli gibi artıyor hem de vista için aldığım makinede :) bazen performans herşey demektir ne yapalım.

kucağında çalışacaksan msi s430 altındaki fanlar sebebiyle sorun çıkartabilir. vr330'u hiç görmedim bilemiyorum.

bunun dışında s430 sessizlik olarak çok çok yüksek performanslı olmasa da idare eder.

s430 daha hafifmis galiba.ama her ikisi de takoz(yeni serilere gore) bi de
forum.donanimhaber.com daki yorumlara bakmakta fayda var...

"stil" in vardı galiba, böyle ağımsı bi şekle sahip. biraz büyük ayakkabıcıların hepsinde, flo da falan bulursun, işe yarayan birşey.

bakır tellerden oluşan bi fırçası var, üstüne sprey boya.

Bunun özel bezleri ya da süngerleri oluyor, şunu gibi mesela:

www.devsepet.com

şampuan köpüğü + diş fırçası --> bulunabileceği yer: genellikle banyo dolaylarında bulunurlar! ;)

uygulama olarak bir tek annemde gördüm, o başarıyla uyguluyordu ancak ben yapınca beceremedim.

mumun isiyle karartıyordu yakınında gezdirip. sıfır oluyordu tekrardan.

ama ben yapınca, mum damlattım, eskisinden beter olmuştu.

süet sprey boyaları var fakat nalburlarda surup şişesi gibi şişelerde sıvı halde satılanları vardı yanındaki çubuklu süngeri daldırıyorsun sonra ayakkabıya sürüyorsun,spreylerden daha verimli, tel süet fırçaları var sonra da hafifçe fırçalarsın cillop gibi olur.
bir nalbura sorarsan bulursun,tavsiye ederim.

acaba, lillian hellman'dan pentimento ile mi karıştırıyorsunuz?

Hani başını kestikten sonra da saatlerce sağ kalan, mutfaktan kaçan kaplumbağa?

hayır. türk bir yazar diye hatırlıyorum ben. ömer seyfettin hatta...

hatırlayabıldıgım kadarıyla ömer seyfettin in bu duruma en yakın öyküsü yaşlı bir adamın göl kenarına gidip bağıran kurbağaları nargilesinin marpucuyla susturması.. zannetmıyorum kı su kamlumbagasını olduren karaktere sahıp omer seyfettın oykusu olsun , ama tabı her sey mumkun

böyle bir ömerseyfettin öyküsü yok bildiğim kadarıyla

söyle bir kampanya var ki bitmek üzere.
1.8 ghzx2 dual işlemcili, 512'si paylaşımsız 1gb ekran kartı, 2 gb ram'i ve 120 gb harddiski var. ben laptop alacak olsam kesinlikle bunu alırdım. MSI marka ve 1050 YTL KDV dahil.
www.pcdepo.com

msi vr330
sozluk.sourtimes.org

sözlükten gördüğüm kadarıyla benim dışımda anoktale ve daphne kullanıyor. kullanıcı profilinize bakarak fiyat/performans açısından ideal diyebilirim. sadece klavyesi biraz sert kullanımınızın büyük kısmını yazı oluşturacaksa canlı deneyip görmenizde fayda var. tabii hala piyasada var mı bilmiyorum. donanımmhaber forumunda dizüstü kısmına bakabilirsiniz.

Ben kopya çekmek için bu işi yapıyordum, kesinlikle bir kez daha hepsini okumak zorunda kalıyordum. Türkçe karakterden tut, koskoca kelimeyi çevirmemeye kadar her türlü hata oluyor. Hatta pdf içinde tablolar falan varsa tam saçmalıyor programlar. Hepsini denemişimdir, malum kopya işi zor iş. Word kullanarak ufaltıyordum onları sonra.

ABBYY PDF Transformer

katz.cd

able2doc professional

(solid converter'dan daha iyi olması lazım.)
eğer font problemi oluyorsa doc dosyasındaki fontları değiştirmen işe yarayabilir.

www.zamzar.com

program vs. bulamazsan, burdan yapabilirsin. online olarak dönüştürüyor ve senin mailine gönderiyor linki, sen de ordan indiriyorsun, çok basit.

ayın evreleri :

1 - yeniay : bu evrede ay gözlenemez, tamamen karanlık yüzü bize dönüktür
2 - hilal : ay' ın sağ tarafı yavaş yavaş aydınlanmaya başlar
3 - ilkdördün : ay kursunun tam yarısı (sağ tarafı) gözlenir
4 - şişkin evre
5 - dolunay : ay kursunun tümü gözlenir
6 - şişkin evre
7 - sondördün : ay kursunun tam yarısı (sol tarafı) gözlenir
8 - hilal

ayrıca dolunayda ay dünyaya en yakın haline geliyor vs gibi bir sebeple de en kuvvetli med cezir olayı oluyor(muş)

www.almanac.com adresinden dolunaylar arasındaki gün sayısının sabit olmadığını görüyoruz.

en.wikipedia.org

www.ntvmsnbc.com

o kadar cevap verdik bir kere 28 demedik.

cevap 28 değil ki... yanlış bilgi olmasın diye uyardım yoksa severim seni pispinti :)

öhöm..

1-2 günün lafı mı olcak yahu.

ben 28 biliyordum, meğer 29-30 günmüş. aydınlandım.

soruyla alakasız ama bide med cezir gibi insan vucudundaki kanında yukarı doğru daha kolay çıkmasından( beyinde normal zamanlardan daha fazla kan olması ), insanların davranışlarında değişiklik olduğu gibi bi iddaa da vardı , sanırım kurt adam efsanesi hakkında bişeyler okurken görmüşdüm.

@theconqueror: aşağıdaki linklerde her ayın 14'ünde görünmüyor?
kalender-365.de
stardate.org
www.almanac.com

yesil kundura gibi büyük ayakkabı mağazalarında vs. böyle ayağını üzerine koyup, boy ölçer gibi ölçtüğün ve sana numarasını söyleyen yassı aletler oluyordu yanlış hatırlamıyorsam.. hatta belki onları adidas gibi spor mağazalarında bile bulabilirsin büyülçe olanlarda..

yalniz soyle bir seyler var bilginiz olsun;
1) numaralara guvenmeyin kaliplardan muthis fark edebiliyor
2) 1 den oturu misal ben de soyle bir sey var, botlar 43, spor ayakkabilar 43,5, normal ayakkabilar 41. gerisi size kalmis.
3) sayet ayni ayakkabidan herhangi baska bir yerde varsa o zaman gidip orada deneyin sonra siparisinizi verin. yok boyle bir sans diyorsaniz buyuk olsun bolca giyersiniz.

www.i18nguy.com

vakti zamanında bol bol getirttiğimiz için kullanırdık..

eğer türkiye'de satılan bir spor ayakkabı markasıysa gir bir dükkana dene. onlarda buçuklu numaralar vardır. belirgin bir markaysa muhtemelen kalıp farklılığı sorunu olmaz.

bunun dışındaki normal ayakabılarda kalıp farkı sorunu çıkma olasılığı yüksek. (gibi geliyor bana)