Ekşi Duyuru

Öyle değil alabilirsin, babam gömleklerini 3-4 yıl giyiyor sıkıntısı yok. Ama aynı gömleği üst üste giymez pek. Sen haftada 2 giyeceksen belki 2-3 yıl dayanır. Bi de dockers'ın, nautica'nın, gant'ın ve lufian'ın da gömlekleri güzel, mavinin gömlekler gerçekten rezil.

gömleğin dokusuna ve rengine göre değişir. sezon başı aldığım bi' gömlekte yıkama sonrası gölgeler oluştu. ama aynı anda aldığım ve aynı makinede yıkanan diğer gömleğe hiçbir şey olmadı. ikiside koyu renkti ama bozulma yaşanan gömleğin dokusu biraz farklıydı. çok beğendiğim için biraz da bilerek aldım. o nedenle alacağınız ürüne dokunun. kumaşı elinizin arasına alın ve aşağı doğru çekmeye çalışın. eliniz hiçbir engele takılmıyor ve kumaş elinizin arasından kayıp gidiyorsa büyük ihtimalle sorun yaşamazsınız.
isterseniz mağazaya gittiğinizde beğendiğiniz dahil birkaç farklı gömleğe anlattığım şekilde bakın. elinizde oluşturduğu his sizi tatmin ediyorsa tercih edilebilir.


birçok markanın gömleğini giyiyorum yıllardır. lacoste ne yazık ki eskisi gibi değil ama yine de iyi. gömlek konusunda tommy'e de bakmanızı öneririm. gömlekte en çok tercih ettiğim marka. minimum 2-3 yıl giyerim her gömleğini. 5-6 yıllık gömleklerden bile duranlar var. kumaş kalitesi ve dayanıklılığı güzel.

son olarak da kendimce uyguladığım bir yöntemi paylaşmak istiyorum gömlek konusunda. gömlek giyerken koltuk altına roll on, vücuda deodorant kesinlikle kullanmam. gömleklerimin üzerine parfüm de sıkmam. sadece kulak arkasına sıkarım, elimle de boynuma yediririm. pek terleyen biri değilimdir ama terleyeceksem de kendi terimin gömleğe temas etmesini isterim. bu tür kimyasal içeren ürünler özellikle gömleğin kumaşına zamanla ciddi zarar verdiğini düşünüyorum.

not: mağazadan beğendiğiniz lacoste gömleği internet üzerinden taksitle alabilir, dilerseniz mağazadan değişim yapabilir veya iade edebilirsiniz. mağazadan alınan ürünler için bu yazdıklarımdan sadece ürün değişimini yapabilirsiniz.

edit: ekaterina'nın cevabını okuyunca yazmadığımı fark ettim. biliyorsunuzdur ama yine de yazmak istedim. :)
gömlek veya çeşidi ne olursa olsun (dış giyim hariç) bir kıyafet hiçbir zaman arka arkaya giyilmemeli. hele ki gömlek ve t-shirt gibi formu çabuk bozulabilen, ince kumaşlı kıyafetler kesinlikle. yıkanmadan tekrar giyilecekse en az 3-4 gün, yıkandıktan sonra giyilecekse de en az 8-9 gün arayla giyilmeli bence. pamuğun hava alması ve ürünün yeniden form yakalaması gerek.

vakko'dan al mesela. lacoste'un esamesi okunmaz yaninda.

özür dile.

aynen öyle yap.

dileme. ama dilemiş gibi davran. kahve ısmarla, ehe mehe diye gül.

ben kızmamışsam haklı da haksız da olsa özür diler yatışmasını beklerim. üstüne gitmem

bildigim kadariyla: turkiye'deki suriyeliler kayitlilar fakat multeci olarak kayitlilar. yani turk pasaportlari alamazlar, turk kimlik kartlari alamazlar. dolayisiyla benim tahminim dogan cocuklarin da turk kimlik karti alamamalari lazim.

o amerika'da dogum yapinca oranin vatandasligini alma olayi amerikanin kanunlarinda var. ote yandan cocuk vatandas olsa bile anne babanin bundan dolayi haklari olmaz, sadece mirasci olarak faydalanabilirler.

her ulkenin kendi kanunlari vardir ama mesela bir turk arkadas vardi japon bir kadinla evlenip cocuk yaptilar. ailesini japonya'ya esinin babasini ziyarete gotururken karisi ve cocugu "japon vatandasi" kismindan kendi "diger" kisimdan giris yapiyorum diye soylemisti.

bu durum hem multecilikten farkli bir durum hem de cocuk japon birinin bir yabancidan olma cocugu oldugu icin japon vatandasi sayilabiliyor. multeci durumlarinda amerika'dakine benzer bir durumu bile dusunseniz, yani cocuk buranin vatandasi bile olsa, anne ve baba cocuklarindan dolayi (belki) ancak daha kolay vize alirlar fakat vatandaslik almak icin diger yabancilarla ayni handikaplara sahipler.

eyyorlamam bu kadar.

edit: eger siginmacilar burada vatandas olmak icin basvurursalar veya artik burada yasamak icin vize alip siginmaci degil de gocmen statusunde olsalar durumlar degisebilir.

nihayetinde burada is bulma, is kurma olaylari resmiyete bindigi zaman buranin vatandasina bile cok maliyetli geliyor. bu yuzden bir cok sigortasiz calisan var. bu siginmacilar da denetimsiz ortamdan faydalanmayi, vergisiz yasamayi sanirim bir firsat olarak goruyorlar. o yuzden pek de buranin vatandasi olmak isteyeceklerini sanmiyorum. onlarin memleketinde paranin degeri daha dusuk, yasam masraflari da daha dusuk. buradaki her sey onlar icin biraz pahali. zaten bu insanlarin buyuk kismi da benim anladigim kadariyla sefalet icinde dilenci gibi yasiyorlar. biraz kacak calisiyorlar, biraz AB'den para geliyor, biraz devlet altyapi/ustyapi kuruyor... oyle gecinmeye calisiyorlar.

ancak birkac yil icinde kendine burada bir is kurabilmis duzen tutturmus olanlar zenginlesecektir. o zaman onlar buranin vatandasligini almak isterler.

su anda bu kitlenin akibeti belirsiz. herkes bireysel duzeyde gecinme derdinde.

dogan çocuklar vatandaş olmuyor. onlara verilen kimlikler ayridir.

Türkiye'de jus soli yok. Jus sanguinis var. Bu şekilde arat.

manyetik alan? sarj adaptoru sorunu?

mesela fisten cekince pilde calisirken sorun var mi

bataryayı da çıkartıp taktım ama degişmedi.

maket, drone, rc helikopter.

şurada güzel hediyelikler var, boeing şapkası, montlar vs.
www.boeingstore.com

uçurtma

Kendiniz elinizle 5-10 cm ahşaptan tayyare yapabilirsiniz veya satın alabilirsiniz.

Aklima direk pilot gozluk ve havaci sapkasi geldi. www.bonvagon.com

(bkz: kaft)

Koton en güzeli

(bkz: pull&bear)

akademisyen olacak kimseler onceden zaten hocalarla iyi anlasmis yerini yapmis kimselerden olur.

onun disinda ciddi kimseler yuksek lisansi tezli yaparlar.

ayrica genelde(cogunlukla) kendi bolumunde yuksek yapmis kimseler doktoraya devam ederler. yani muhendislik okuyup isletme bolumlerinden birinde yuksek yapip oradan da doktoraya devam etmezler.

gibi.

ozetle: muhtemelen kabul alamaz.

edit: goz onunde bulundurmaniz gereken sey. akademisyenler aralarina kabul edecekleri kimselerin kendi goruslerinden olmasini onemserler, kamplasmislardir. akademide derin bir siyaset doner. son zamanda bakarsaniz sirf rektorleri kendileri atamak istedikleri icin secim sistemini(esasen kanunsuz olarak) kaldirdiklarini gorebilirsiniz.

tezsiz yuksek lisans, universitelerin para kazandigi bir kurs gibidir. programin hedef kitlesi de ozel sektorde "yonetici" pozisyonlarinda is bulmayi hedefleyenlerdir. zira artik herkes lisans mezunu. bunlar kagit uzerinde 1 kademe yuksek okuyup lisans mezunlarinin ustu olmayi hak ediyorlar guya. olan sey ozetle: is olsun torba dolsun

edit2: akp'liyse fark etmez, bakanlari nasil atadiklarina bakin da oradan pay bicin.
(bkz: hayvanat bahçesi müdürünün tübitak'a müdür olması)

neden sorduğumu da yazayım.
şimdi araştırdığım birisi var.
tez merkezinde tezini bulamadım. sonra bi üniversiteye başvurmuş orada tezli y.l. olmadığı için kabul edilmediği yazıyor.
sonra bizim okulun yönetmeliğine baktım. tezli şartı var.
uzman arkadaşta onun yanında çok konuşma siyasi falan dedi. ak partili galiba.
bi de ekşicilere sorayım dedim.
araştırma görevlisi bir de bu kadın 2 yıllıkta.

arkadaşım amma sallıyorsunuz yasal engel söz konusu değil diyerek. 6 şubat 2013'ten önce kaydolunan bir tezsiz yüksek lisans değilse kabul almayı bırak, başvuru bile yapamaz doktora için.

bilgi sahibi olmadan cevap vermeyin rica ederim.

başvuramaz bile.

iki yıllıkta araştırma görevlisi olmaz, öğretim görevlisi ya da okutman olmak için de yüksek lisansa ya da doktoraya gerek yok.

Kuru mama ve su bırakabilirsin. Başka bir şey istemez. Doğurunca da hemen çıkmaz yerinden. Beslenmesi lazım, emzirme döneminde çok zayıflar kediler. Ben teşekkür ederim ayrıca ilgin için

kakasini nereye yapiyor?

billmiyorum-z. çatıya galiba. hep kaçıp saklanıyor. gezerken görmedik hiç.

Aşti'nin önünden Odtü'ye dolmuş var, onlara binersin. Odtü'nün içinden Kızılay'a dolmuş ve otobüs var. Durak var, duraklarını okulda herhangi birine sorsan gösterir. Kızılay'dan Aşti'ye Ankaray var (metro yani).

Odtü'de Çatı'da yemek ye, bir Odtü klasiğidir.
Var. Kimya Bölümü'nün önünde, yemekhanenin yanında hediyelik kupadır, tişörttür falan satan bir yer var ufak. Adını hatırlayamadım. Yine kime sorsan gösterir. Göstermezse Kimya'yı sorarsın, ordan bulursun zaten. Çatı ile de çok yakın, yemeğini yedikten sonra gidip alabilirsin.

aştide indikten sonra ankaraya geçiş yaptığın tünelden dolmuşların geçtiği yere çıkabiliyorsun. ankaray durağına doğru yürürken merdivenlerin olduğu çıkış sağda kalıyor. görmemen zor. ankarayı sorup bulabilirsin kolayca.

gölbaşı, odtü, balgat vs. dolmuşları aynı yerden geçiyor. ama odtü dolmuşu nadir geçer. o yüzden dolmuşların olduğu yerden armada alışveriş merkezinin oradaki üstgeçide yürüyüp orada odtü dolmuş bekle. yürümek 5 dakika alır. sorarsan yolu gösterirler.

dolmuşla içeri girmek için kimlik lazım. yoksa kapıda indirirler. güvenlikte işini hallettikten sonra yine orada dolmuş bekleyebilirsin veya otostop çekebilirsin.

odtüde çarşıda yemek yiyebilirsin veya "çatı"ya gidebilirsin. dolmuşçuya çarşıya gelince haber vermesini söylersin ya da otostopla çarşı tarafına gittiğini söylersen bırakırlar.

anahtarlık vs. satan yer sosyal tesisler müdürlüğü. resimdeki bina. yemekhanenin üst tarafında.

stm.metu.edu.tr

kampüsten kızılay dolmuşları kalkıyor. çarşıya vardığını düşünürsek duraklara ulaşman kolay. kampüs haritasının bir örneğini telefonunda bulundurursan rahat edersin.

www.oguztanselsempozyumu.com

ingilizce kitap genelde seviyeye göre more to read 1-2, reader at work 1-2 önerilir.

kolay gelsin.

Valla ben paylaşırım ama bi ben paylaşıyosam başlarım lan deyip kimseye teklif falan sunmam artık
Net ol yemiyeceğim diyosan gitme

Ben de bunun sıkıntısını çok yaşadım. Bir yandan onların yaptığını yapmak ayıp geliyor, bi yandan da enayi yerine konuluyor gibi hissediyosun. Anlıyorum. Yiyeceklerini bir poşetin içinde tut en azından izinsiz almasınlar. Her seferinde söylemek zorunda kalacakları için daha az alırlar. İkincisi aç değilsen yeme ya. Kendini o kadar rahatsız bir duruma sokma ne gerek var.

Benim de o tip arkadaşlarım vardı. Artık bir yere gittiğimizde bir çay içtiysem "bir çay ne kadardı?" Diye sorup sadece kendi çayımın parasını ödüyorum. Elbette bir ödediğim hesabın asla lafını yapmam ama artık olay centilmenlikten ziyade enayiliğe dönüyor gibi hissediyorum.

Tabi arkadaşımın maddi durumu yetersizse söylediklerim geçersizdir.

Beraber yemeğe gitmenin mantığı yok. Ne zaman grup halinde beslenmeye çıksam tantuni, brokoli çorbası, mafin vb alternatif gıdalara yönelir sürüden ayrılmaya bahane ederim. Sürüden ayrıl, sürü seni baymış.

kafa yorup başlık açmaya ittiyse seni bu basit olaylar, demekki bu durumları takıntı haline getirmişsin. yaşın kaç bilmiyorum ama rahat olacaksın kimseye oldugundan farklı görünmeyeceksin, eğer yeterince kimya tutmamış samimiyet gelişmemişse bunları dile getirememen normal bence o ortamı değiştir veya madem takıyorsun açık açık iğneli şekilde çok açıktan girmeden espri yapar gibi değdir devamlı bunlara. -aceleden cümleler devrik oldu-

içinden geldiği kadar paylaş geri bir şey beklemey basladıgın sınırda dur rahat edersin.

hayatındaki tekrar eden tüm problemlerin sorumlusu sensin, kimseyi suçlama ya da değiştirmeye çalışma. böyle bi problemin varsa kendin önlem alarak çöz.

Sen bu durumu yaşayıp sinirlenmeye başlamışsın ama ben okurken deli oldum. Tamam 1-2 liranın peşinde değiliz ama onların yaptığı şey çok saçma. Bence bundan sonra sende kendine müslüman ol. Kafana da takma...

Olay başıma 40 kere gelse böyle bir sebep aklıma gelmezdi, ilginç bir perspektifiniz varmış.

en.wikipedia.org

Hayvanlarda bir çok nedenden intihar gözlenebiliyormuş, yukarıda verdiğim de intihara meyilli olmalarına sebep veren parazitlerden biri.

Bunun dışında ailesini veya kolonisini korumak için canını feda edenler var.

Ama bir sürü açıklaması intihardan başka bir şey olamayacak davranış gözlemlenmiş geçmişte ve günümüzde.

Amma ve lakin, bence sizinki sadece bir şeye koşarken arabayı fark etmemiş. Yani kendini öldürmüş olma ihtimali epey düşük gibi geldi.

çok nadiren de olsa intihar edebiliyorlar. van kedileri biraz daha depresyona ve intihara meyilli diye duymuştum bir belgeselde, terk edildikleri, yerleri ve sahipleri değiştiği taktirde büyük bir ruhsal bunalıma giriyorlarmış.

bir arkadaşımın kedisi ne yazık ki çok hastaydı ve ölmek üzereydi. sürekli evin içinde belli yüksekliklerden kendini kafa üstü yere atıyordu. veteriner, kedinin intihar etmeye çalıştığını söylemişti.

normalde hayvanlarda hayatta kalma icgudusu cok guclu ama kronik hastaligi olan bir hayvan baktiysaniz onlarin kendinden vazgectigi ani anliyorsunuz. yasla da alakali, insanlardaki gibi hayvanlar da yasladikca huysuzlasiyor.

En önemlisi D vitamini, B12 ve Omega-3'tür, hiçbir şey almasanız bile mutlaka Omega-3 için ve EFA ve DHA oranı toplamı 500'ü geçecek olmasına dikkat edein, en iyisi EFA markalı Omega-3. farmaton vs'dense daha mantıklı bence.

asdşkfads olay çok eğlenceli. arkadaşınız da çok malmış, sil bence hiç de ayıp olmaz. slk şey dlkjfsd.

salla gitsin. yazarsa yazsin nolcak. neden sinirini bozuyorsun. cok da fifi. boyle insanlar acinacak haldeler.

Benim böyle bir arkadaşım vardı, sürekli aynı bu modda takılıyordu, dediğin her şeye muhalefetti.

Son 3 senedir arayıp sormuyorum.

liseden kimseyle görüşmüyorum 8 senedir falan

lisede benim de böyle bir arkadaşım vardı.tavsiyem bir an önce iletişimini kes.

Her gün görüyorsan bile silebilirsin. Normalde de böyle salak insanlarla görüşmezsin zaten. Kendi ergenliğiyle başbaşa kalsın.

her yorumunun altina sadece 'yav he he' yazin. cevaplasa da baska bir sey demeyin. sadece yav hehe

www.tubitak.gov.tr

reçel, fıstık ezmesi gibi şeyler durur. yumurta da belli bir süre için durabiliyor sanırım.

Zeytin, domates, salatalik. Nutella, bal da olur. Ama peynirsiz kahvalti olur mu, bence olmaz :(

Komşudan rica etsen? Ya da işe götürüp getirsen? Yakınsak bize getir peynirleri dolapta yer var:)

sabahları küçük kutu beyaz peynirden alsanız?

Evet. Kartı da alabilirdiniz iptal ettirmeseydiniz. Bankaya borcunuz varsa onu alıp da kalanı verirler.

Şubeden kimliğinizle çekebilirsiniz.

Kartı neden iptal ettirdiniz? Ertesi gün şubeden alabilirdiniz.

Eğer şube dışı bir bankamatik ise iptal ettirmekle iyi etmişsiniz. Bazen o bankamatiklere düzenek yerleştiriyorlar...


.

Farkli ilde oldugum icin iptal ettirdim.

Takip numarasi isteyip kendiniz bakin internet sitesinden.

damien rice ve ben howard

youtu.be

youtu.be

1. şöyle bişi var : www.hongkiat.com eski gibi görünüyor ama daha iyisini bulabilirsiniz.

2. konuşun lütfen. daha verimli olur

OBS, fraps. bide bişey daha vardı unuttum. en popülerleri bunlar. konuşursan daha iyi olur.

edit: adını hatırlayamadığım bandicamdi doxanikee demiş.

eğitim videosu, tutorial gibi bir şey yapacaksan (bence) kesinlikle konuşarak çek. benzer videolara ihtiyacım oluyor bazen, yazılı olanlar takip edilmiyor direkt çıkıyorum. camtasia studio ve bandicam var benim denediğim, çok tecrübem yok ama işini görür diye tahmin ediyorum.

En az 4 GB ram olmalı. Yapacağın çizimlerin karmaşıklığına göre de iyi bir işlemci.

solid ne kadar agir bir program bilmiyorum ama ben olsam;
8gb ram
en az 250gb SSD
ortalama (veya ustu) son 2 nesilden i5 islemcili bisey alirdim.

ekran kartinin bi faydasi var mi bu programlara bilmiyorum, gpu accelerated falan ozellikleri var mi bakmak lazim

autodesk, matlab, cad, solid, sketch up kullaniyorum. min 8 gb ssd 2.2 ghz üzeri min quadcore, x64lük bir sistem önerim.

8 cekirdek i7 4700MQ, 16 gb ram, geforce gt 755m sli, 500 samsung 850 evo kullaniyorum. cok cok parcali cizimlerde acilirken bekledigim oluyor özellikle montaj simulasyon ya da cok parcali cizimlerde. ama acilma disinda rotasyonu degistirirken, zoom in out yaparken zorluk yasamiyorum. aletten baya memnunum, 3 yil oluyor.

bu arada labview nasil ya? 700 euroluk lisansi nerden nasil buluyorsun?

solidde ciddi modelleme yapiyorsaniz ana.kart da onemli. ve laptop pismanliktir unutmayin.

Ben birkaç hafta önce vichy micro fluid face güneş Kremi aldım. Aşırı hassas ve bu gibi ürünlere karşı sivilce, siyah nokta sorunu olbilen bir cildim var. Memnunum. Kafama poşet geçirmiş gibi hissetmiyorum + sivilce vs yapmadı

Avene gunes kremini cok begeniyorum.
Yuz yikama jelim la roche posay idi. Memnundum.

Kuru ve hassas cilt.

kaçırdın bence.
aslında biraz doktorun insiyatifine kalmış ama benim karşılaştığım doktorların hiçbiri bu insiyatifi benim lehime kullanmadı.

Devleti bilmiyorum ama özelse aradan sokmaya çalışıyorlar.

25 yıl + 4 ay dediğin zaman gayet açık oluyor zaten, evet 25 yaşını doldurdun..

evet ekim 2015'te 25 yaşını doldurmuş oldun.

26'ından da gün alıyorsun.

kafan yeniden karışır umarım. :P

şu an 26 yaşındasın.

kafanı biraz daha karıştırayım :)

yaş mevzusunu anlamayan insanları da anlamıyorum..

Ekim 2016 da 26 dolacak 27 den gun almaya baslayacaksin. Bitirdigin yaş soylendigi icin 26yim diyeceksin ama su an icin 25 sin.

@dafuq şu anda 26 yaşında değil, 25 yaşında kendisi.
yaş mevzusunu sen de anlamıyormuşsun demekki..

saat gibi düşünmek gerekiyor.
saat 15:12 dediğimizde zaten 15 saati çoktan geçirdiğimizi, 12'in ise saat 16'yı tamamlayan parçalardan biri olduğunu gösteriyor ya, o hesap.

26. yaşının içinde olan adam kendine 26 yaşındayım demiyor mu? yeter lan karıştırmayın!

@loser hayır. hangi yaşı doldurduysan o yaşı söylüyorsun, gün aldığın yaşı değil.
25'i doldurduysan 25 yaşındasındır

@sta bu konuda bir meclis kararı varmış gibi konusuyorsun.

26 yaşının içinde bir kişi 26 yaşındadır. içinde=de

hastaneye bile gittiğinde sistem sana doldurduğun yaşı gösterir. resmiyeti budur. içinde bulunulan yaşı değil. o yüzden sta +1

@dafuq öyle saçma şey mi olur
o zaman bir bebek 1. yaş gününden 1 gün sonra 2 yaşındayım desin olabilir mi öyle bişi?
1 şubat 90 doğumlusun diyelim 1 şubat 91de 1 yaşındasındır. senin dediğine göre 2 şubat 91'de 2 yaşında.
olabilir mi?

şuan 25 yaşındasın ekim 2016da 25 yaşını bitirmiş olacaksın.

@sta haklı beyler, aksini iddia eden köyüne dönsün..

bu mantıkla yeni doğan bebek 1 yaşında doğmuş oluyor.

yörsan - ev tipi yoğurt
ama almayalı uzun zaman oldu evde kendi yoğurdumu kendim mayalıyorum.

okulda 200grlik yarım yağlı yörsan yoğurt yerdim. tadı güzeldi.
hoş ben evde severek dost yoğurduda diyorum.

edit: yörsanınki 150gr'miş.

www.nisancigida.com

dost yoğurt alırdık, şimdi bakkaldan köy yoğurdu alıyoruz, hazır yoğurt yiyemez olduk.

Hiç şimdi şeyapmayın... Dost Yoğurt.

yıllardır evde yapıyoruz ama eskiden tikveşliydi, özellikle tava yoğurdu oldukça iyiydi.

Aynes ya da kebir iyidir

pakette satılan olarak tire yoğurdunu seviyorum.

tartismasiz itimat. ama her yerde olmuyor, bazi mahalle market zincirlerinde ve kendi fabrika satis magazalarinda bulursun. diger markalar gibi endustriyel bir tadi yok. yogurt gibi yogurt

www.itimatsut.com.tr

encrypted-tbn2.gstatic.com

Kimse henüz Foça yoğurdu dememiş pek şaşırdım, hazır yoğurtlar içinde ayrı bir yere sahip. Bana göre sağlık ve tat bakımından iyiden kötüye sıralamam gerekirse,
1. Çiğ sütten ev yapımı
2. Pastörize sütten ev yapımı
3. Yerel-mahalle pazarlarda satılan ev yapımı
4. Muhtelif markaların ev-köy tipi yoğurdu (yarım yağlılar hariç)
5. Marketlerde satılan diğer tip yoğurtlar.

Light yoğurt almayın yahu, insanlık 10bin yıldır yoğurt yiyor hiç biri de light yeme ihtiyacı duymamıştı

sta+ 1
Yörsan Ev Tipi

Tava yoğurdunu seviyorum. dost tava yoğurdu ya da mis tava yoğurdu.

Ege ve civarı için Foça Yogurdu. Kars ve civarı için Ser Has yogurdu. Hatta Ser Has, Foça'ya on basar hazır yoğurtlar arasında. Oralarda var midir bilmiyorum ben burada Migros'ta kaymagina aldanip aldim. Mikserle ayran yapinca resmen yogurt yaginin sudan ayrilip ustunde tereyagdan biraz ince bir kivamda biriktigi oluyor. Ayran akmiyor siseden o derece. Ustelik kaymagini ayirdigimiz halde. Bircok markayi denemis biri olarak, ev yapimi olmadigi surece bunlar disinda denedigim yogurtlarin hepsi tirt.

yörsan tava yoğurdu

e-devlette görünür. bakmakla yükümlü olunan başka çocuk yoksa anne babanın bordrolarından da anlaşılabilir..

yanlış bilmiyorsam 170'ten sorgulatabiliyorsunuz. sgk danışma hattı gibi bir şey.

little big.

Mudo'nun fts kısmı. Bir de pull&bear ve h&m

şudur budur diye örnek veremem ama kız arkadaşım kullanıyor, "mustang" marka gözlüklere bi bakın derim.

istanbul'daysanız, bay retro'da var. istiklal caddesinde. 40 liradan fazla vermeyin. pazarlık yapın.

fengo marka gozluklerin fiyati uygun oluyor genelde, guzel yuvarlak cerceveleri de vardi

facebook'dan o kişiyi bul mesaj at.

olmadı biletix'i ara durumu anlat, mecbur.

Direkt biletixi ara. Kimlik sormadan veren kuryenin yaptigi ayip.

Kisiye de ulasma hic. Biletix ile hallet. O kisi de mal gibi konsere gitsin umuyorum geri cevirirler. Gerci kacak girme ihtimali de yuksek.

yeni bir menü alan açılarının seçilmesi vasıtası ile görünür. gibi bir çevirisi var

yeni bir menu alan acilarinin secimine gore gorunur. derdim ben de.

seçilen alan açılarından yeni bir menü görünür.

bu süreç boyunca matlab ana ürün/program olarak kullanılacaktır.

kargo ücretsiz belki ondandır.

gönderi takibi var, 1-2 gün sonra takip kodu gelir. Kargo ucreti 0

proquest var.

burada termosla ilgili acilan butun basliklara ayni cevabi veriyorum: bulabilirsen stanley marka al. kesinlikle omurluk. verdigin parayi kurusuna kadar hak ediyor.

+1 tchibo

her kullanacagin urunu bir kere al kalitelisini al derim. starbucks fena degil, tchiboyu bilmiyorum

tchibo dan aldığım termos su akıtıyordu. mağazadan almadığım için geri gönderip kargo vs. uğraştım. eğer mağazadan alabilecekseniz deneyip öyle alın derim.

Aile sağlığı yazan yer, orası

Kendisi sağlık ocağınolur yanlız orasıda randevu ile çalışıyor. İlaç yazdıranilirsin sağlık ocağında

Kendi bagli bulundugun aile sagligi merkezine gitmen lazim, yoksa bakacaklarini pek sanmiyorum

tylolhot iç bişyin kalmaz, ben şu an içiyorum.

aile doktorunu e-devletten öğrenebilirsin. oturduğun yere en yakın olanı belirlemişlerdir. (istersen değiştirebiliyorsun da)

Havadaki azotun oksijenle reaksiyona sokularak en sonunda niyrik aside dönüştürülebileceğini biliyordu

Amacı havada bulunan ve oksijen ve karbondioksit olmayan her şeyin nitrik aside dönüştürülüp dönüştürülemeyeceğini öğrenmekti.

Havadaki nitrojeni oksijenle reaksiyona sokup en sonunda nitröz asit oluşturabileceğini biliyordu. Oksijen ya da karbon dioksit olmayan havanın tamamının nitröz aside dönüştürülüp dönüştürülemeyeceğini bulmayı amaçlıyordu.

Yani diğer zımbırtıları da nitröz aside dönüştürmeye çalışıyormuş.

+90.

Sizin dediginiz gibi olsa hangi ulkede oldugunu bilmediginiz insanlari arayamazdiniz.

ABD. İngiltere'den Imperial College mezun bir arkadaşımın doktorası ve İspanya'dan Barcelona Teknik'ten mezun başka bir arkadaşımın özel üniversitelere iş başvuruları ve devlet üniversiteleri ile görüşmelerinde duyduğu, benim de kısa süreli görevlendirmede bir Avrupa ülkesini seçmem nedeniyle duyduğum cümle "Gezmek/tatil için mi Avrupa'ya gittiniz? Amerika dururken niye onları seçtiniz ki?". (Ki Imperial College QS ve Times listelerinde genelde ilk 10'dadır) Bunun tersi olarak başka bir arkadaşım Amerika'da ilk 1000'e girememiş bir üniversitede görece olarak daha rahat sayılabilecek doktora sonrası ülkede kucaklandı. Ayrıca Avrupa'da kalmak zorlaştı kriz nedeniyle, ABD'de de kalmak zor ama başarı oranı yüksek gibi.

spor zaten yapmaya üşenilen bişey , uzağa gidip daha da zorlaştırma. ayrıca o programlar falan göz boyama 3-4 sefer bakıyorlar sonra kendi başınasın yine.

eve yakın olanı.

Eve yakın ve program vermeyen, hatta sana karışmayan hiç muhatap olmayan salonlar dünyanın en güzel salonları bence. Orayı seç. Programı internetten bulabilirsin, hareketlerin yapılışlarını da aynı şekilde internetten izleyip öğrenebilirsin. Ki normal olan da bu: Kendi kendinin hocası olacaksın. Ekipmanlar da az çok iyiyse 1 saat uzaktaki salona gitmen için hiçbir neden yok.

Eve yakın olanı.

Program dediğin yarım saatte yazılan bir şey, internetten tüm hareketlerin doğrusunu da bulabilirsin.

Ben 10 dk yürüme mesafesindeki salona, yürümek yerine üşenip dolmuşla gidiyorum, sonra orada koşturuyorum. Sen sanıyor musun ki birkaç seferden sonra o 1 saat yolu çekeceksin? Haftada 4 kere gitmezsen bi işe yaramıyor zaten salon, ilçedekine git.

yakın +1

yakındaki+1
şüphesiz ki, ilerleyen zamanlarda uzaktaki spor merkezine gitmek ruhsal çöküntüye sebep olacaktır. inşallah usanmazsın ama büyük ihtimalle zaman geçtikçe usanacaksın bu işten. bir de uzaktakini seçip kendini zora koşma.

mantıklı olan 2 ama, evden uzak olunca da bir süre sonra soğuyorsun

Eve uzak olana gitmeyin. Hele de daha pahali...

İlki. Hem yakın hem de karışan yok. Cennet resmen.

Önemli olan devamlılık. Ondan yakın olan.

eve yakın olan. diğerini bir süre sonra bırakırsın, usanırsın yoldan filan. zaten yorgun olacan.

var. dibinde.

get on the bus: binmek

get off the bus: inmek

Edit: otobüse tabi.

train de tren için.

board the kullanılır özellikle tren ve uçak için. boarding the plane boarding the train gibi

take this train.

bu trene bin. bu da olur.

Trenden inmek icin disembark fiilinin kullanildigi da gorulmustur. (Yenikapi - Havalimani metrosunda boyle soyleniyor).

Bence gereksiz, binmek icin get on veya take, inmek icin get off kullanilsa yeterlidir bana kalirsa.

Hey orda mısın ayağına mesaj da olabilir arkadaşının yazdığı

Uygulamanın günceli makbul :)

bazen hic sormuyorlar, arada bazen de gaza gelip isteyebiliyorlar kimlik.

istinye park'in tam karsisindaki teknokent giris kapisindan girmek daha rahat bu arada.

"Teknokent'e görüşmeye geldim" dersin bir şey sorarlarsa. İstinye Park karşısından gir.

kimliğini bırak gir, belki canlı bombasın?
prosedüre uymak lazım.

şahane yapmışsın planı daha ne istiyon anca yeter zaten 2 gün. gidemediğiniz yerler kalabilir bile :D

check-in sırasından veriliyor koltuk.
normalde tek parça alırlar bagajı. sırt çantasını kabine alabilirsin.
sıvıyı evet kabine alamıyorsun ama bagaja vereceğin valize koyabilirsin istediğin kadar. yanına da 100ml geçmeyecek şekilde alabilirsin.

İnternetten uçuşundan 24 saat önce online check-in yapıp koltuğunu falan seçebilirsin. Thy'de kabine 8 kg'yi geçmeyecek çantaları kabul ediyorlar, bavulunda 20 kg üst sınırlı ama birden fazla bavul sorun olmaz, sadece her biri 20kg'yi geçmesin. Valizdeki sıvılara ses çıkarmazlar genelde, o sıvı sınırı kabin için.

Uçuştan 1 gün önce internet üzerinden check in yapıp koltuğunu görerek seçebilirsin.
Valizini bagaja veriyorsun, sırt çantanı ve normal çantanı yanına alabilirsin ama içinde sıvı, kesici alet (tırnak makası, törpü gibi), çakmak vs olmamak kaydıyla. Onların hepsini valize koyabilirsin.
Not: büyük valize koyup uçağın bagajına gönderdiğin sıvının sınırı yok. yeter ki yanındaki çantalarda olmasın.

promosyonlu biletlerde bagaj hakkı 15 kilo oluyo. en azından thy'de. valizi doldururken ona göre hesap et. boşu boşuna kilo başına para ödeme sonra.

yıllar önce şöyle yapmıştım. derdini anlatan bir dilekçe, okuldan ayrıldıgına dair belge ve yeni okulundan aldıgın ögrenci belgesi. 3 ünü bir arada gönder. kesilmez bursun.

aras kargoya git abi/abla öğrenciyim ben çok param yok de. acaba anlaşması olan bir firma üzerinden gönderimi yapar mısınız de. 60 liranın çok çok altında bir ücrete gidebilir kargon. annene de arayıp kargo şu şu isimden gelecek dersin.

Hayır, belli olmuyor. Tesadüf olmuş seninki. Müslüman mod'da "tevafuk".

yanlışlıkla fotoğrafını beğenmişsindir. yoksa o da seninkilere bakmak istemiştir bence bi çay falan için siz.

ben de eski sevgilimin instagramına bakıp duruyordum sürekli profilini gizledi. belki de herkesin bildiği gizli bi şey var kimse kimseyle paylaşmıyor...

Önerilerde çıkıyor olabilirsin belki. Kişiyi arayanları öncelikli olarak sunuyor olabilir Instagram. Facebook'ta da var muhtemelen aynı olay.

whatever happens, criminals must/should serve their sentences.

serving sentence yamulmuyorsam hapis yatmak suçlarının bedelini ödemek anlamındaydı

Guilties should be punished no matter what.

@jagermeister çevirisinde suçlar cezalandırılmalıdır diyor. özne suçlularsa çeviri yanlıştır yanılmıyorsam.

Criminals must be punished no matter what.

mısır çarşısının kurukahveci mehmet efendi kapısından çık. kahveci karşında kalacak sonra kahveciyi sağına al yolu takip et ilk sağa dön, düz git. ilk dört yol ağzından sağ, sonra ilk sol tam karşına çıkacak. bilmem anlatabildim mi?

Tramvayin olduğu caddeden çapa meydana ilerlerken sağda alta doğru inen yerde var bir tane. Abim gittiğinden adini unuttum. Tarifim de kötü oldu kusura bakma.
3 aylık 200 lira miydi neydi abimin gittiği zaman.