Ekşi Duyuru

Aksi yönde kararlar var, özel hayatın iş yerinde de vuku bulacağı gerekçesiyle bunu hoş görmeyen, aratırsan bulursun.

Biz müzede, yani yüksek güvenlik gerektiren bir yerde olduğumuz halde yönetime bu kararları gerekçe göstererek ofislere kamera taktırmadık, takılanları da söktürdük. Özetle biz aramızda anlaştık, sizin durum da uyanık bi çalışan dolayısıyla davaya konu olabilir sanki.

arabaya binenin görebileceği şekilde araç içinde görüntü (ve ses) kaydı alındığına dair uyarı var demişsiniz.

gizli olarak kayıt almak sorun yaratır da, kendinize ait bir mekanda önceden bildirmek suretiyle kayıt almanın hukuki bir sakıncası olacağını sanmıyorum.

şu adresten bilgi edinmeni tavsiye ederim.

www.kozmikanafor.com

ay yüzeyi, satürn'ün halkaları, venüs'ü hilal olarak görmek, jupiter'in uyduları vs. için 500₺'lik teleskop yerine 500₺'lik bir dürbünden çok daha memnun kalabilirsiniz.

dediğiniz gibi yavru henüz, sapıtması çok normal.

evdeyken sık sık dışarı çıkarın, toprağın, çimin kokusunu alsın. çok zor kalmadıkça eve yapmaz. bu süre içerisinde, biz odanın bir bölümünü çit gibi kapatmıştık. 3m2 lik bir alan kalmıştı hayvana. parkeleri korumak için 3-4 kat muşambayla kapattık, üzerine gazete kağıtları yığdık. hem evde yokken o alandan çıkamadı, hem de sadece bir noktaya yapmaya alıştı. yabancıların kafes eğitiminin bir değişiği işte, mantık aynı. hayvan yattığı yere tuvaletini yapmıyor, o yüzden bizim düzenekte en uç köşeye yapıyordu. eve gelince de dışarı çıkarıyorum 50 dakikada bir. çok rahat oturmuştu sonrasında düzeni. bir gece evden hastaneye gitmek zorunda kaldık, eve geri gelemediğimiz için yaklaşık 28 saat evde kaldı. ve hiç tuvaletini yapmamış hayvan. tabi bu dediğim olay o kafes tarzı yerin olmadığı dönem. çünkü biz o metodu yaklaşık 3 ay kullandık sadece.

deneyin derim.

Bizler de @Liriamer'in anlattığı gibi çitlerle kapatarak kafes eğitimi vermiştik. En kolay tuvalet eğitim yöntemi budur. Denerseniz rahat edersiniz. Ancak sorunlarınızın bitmesine az kalmış, 6. aydan sonra bayağı rahatlayacaksınız. Dişinizi birazcık daha sıkın.

Moral bozmak istemiyorum ama açlıktan ölürsünüz. Kişibaşı 5bin€ ile yaşamak bir yana, hukuk yüksek lisansı yapsan nasıl denklik alacaksın? Hiç iş deneyimi olmayan işletme mezunu nerede kariyerine başlayacak?

İkimizin de iş deneyimi var. Kız arkadaşım hepimizin bildiği büyük bir parakende zincir mağazasında 2 sene yöneticilik yaptı. Hukuk konusunda da her ülkenin kendine ait uygulamaları olduğunu biliyorum. Örneğim Amerika'da Türkiye'den hukuk diploması olanlar her baronun açtığı kendi sınavlarını verirlerse o şehrin barosuna kayıtlı avukat olarak çalışabiliyor. İngiltere'de ise consuler ve mediators olarak 2 farklı avukat var. Consuler'lar yargıç önüne çıkmadan danışmanlık hizmeti veriyor. TR diplomamla bu mesleği icra edebilirken yargıç karşısına çıkan mediator olabilmek içinse ingiltere'de bir lisans denkliği alıp (10bin€ civarında) eksik derslerimi tamamlamam gerekiyor.
Zaten amacımız doğrudan kariyer değil. Yüksek lisans sonrasında bu olanakların artacağının farkındayız. Bu süreçte her türlü işi yapmaya da razıyız. Eğer mümkünse kendi mesleklerimizi icra edebileceğimiz seçenekleri değerlendirmek istiyoruz zira İngiltere ve Amerika gelecek planlarımız içerisinde değil. Kıta avrupası düşünüyoruz.

Türkiyede iyi bir üniveristede mühendislik okuyup sonrasında kendi alanında amerikadaki en iyi okulda master yapan bir akrabam yurt dışında 3-4 sene süründü. Şimdi iyi durumda ama acayip zorlanmıştı. Yurt dışı dediğim yerde avustralya. Onun mesleğinde en iyi iş olanakları olan ülkeydi zamanında

İsveç ve mimarlık için konuşacak olursam, henüz master'ım bitmedi ve çalışmadım ancak gördüğüm okuduklarım kadarıyla, burada YÖK gibi bir kurum var oradan denklik alınabiliyor.
Başka ülkelerden master'a gelip de staj işlerine giren arkadaşlarım var, part time okulla yürümediğinden onu yapan yalnız birkaç kişi vardı. Ancak bunların hiçbirinden denkliğe dair bir şey yaptıklarını duymadım, zaten master yaptıkları için istenmemiş olabilir belki diye düşünüyorum.

Sizin bölümler için nasıldır bilmiyorum ancak İsveç için denklik veren kurum bu
Swedish Council for Higher Education www.uhr.se

İyi şanslar

Mühendis, mimar vs tamam da kıta avrupası'ndA almanca, Fransızca, Norveççe nasıl öğreneceksin de hukukçu olacaksın? İşletmeci keza.

Kusra bakmayın da saçmalıyorsunuz.

25 yaşlarından sonra akıcı danca öğrenirim diyen buyursun ben evini arabasını alayım. İmkansız.

4s kuralına göre ingilizceniz çok iyi düzeyde ise abd kanada Avustralya uk gidersiniz.

Onun haricinde velev ki kabul aldın isveç'te almanya'da 2 sene takılır sıfırı tüketir bi kamyon borçlanır sonrasında taksi şoförü olursunuz.

Dil önemli. Turist olarak gidince herkes ingilizce konuşur ama işe gelince ingilizce'yi ıraklı kebapçı dayı da biliyor.

okurken kendi işinizi nasıl yaparsınız bilemiyorum. o ülkenin yabancı dili lazım.

ayrıca almanya için konuşmam gerekirse; elinizdeki miktar bir kişinin bankada bloke ettireceği tutar.
evet yıl bazında okullar ucuz. yıllık 500-600 euro harç var ama bloke miktarı çok önemli.

kendi işinizi okuldan sonra yapın bence, en gerçekçisi bu.

diliniz iyiyse ingilizce nin olduğu ülkelerde şansınız daha çok olurdu ama bildiğim kadarıyla ingiltere ve abd de okullar çok pahalı.
irlanda kanada vs yi bilmiyorum.

"Yurtdışında garsonluk vs den ziyade okurken part time da olsa kendi mesleklerimizi icra edebilir miyiz?"

Hayır, edemezsiniz. Okurken size verilecek vize ile en fazla part time çalışma şansınız olur, o da ülkesine göre. Bazı yerlerde part time bile çalışamazsınız. Ancak yüksek lisansı bitirdikten sonra oradan bir işten kabul alırsanız çalışma izni çıkartabilirsimiz. Onun dışında yüksek lisans bitince ülkeye dönmek zorunda kalırsınız.

Daha önce duyuruda yurt dışında paspasçılık yapmaya razı bir avukat arkadaş vardı ona da açıklamaya çalıştım ama istediği cevaplar gelmeyince sinirlendi. Arkadaşlar bakın, yurt dışına yerleşebilmek için ya çok paranız olacak, ya da mesleğinizde çok çok iyi olacaksınız ki kendi vatandaşlarını değil, sizi işe alsınlar. Yerleşmeye çalıştığınız ülkenin dilini sular seller gibi konuşmayı saymıyorum bile.

Yunanistan, ispanya gibi ekonomik kriz yaşayan ülkelerden almanya, ingiltere ve isveç gibi ülkelere inanılmaz beyin göçü oldu son 3-4 senede, o gidenler dahi iş bulmakta çok zorlandı/zorlanıyor.

Yapılmaz değil, yapılır elbette ama bunun için her şeyden önce gerçekçi bir perspektife ihtiyacınız var. Örneğin "Yüksek lisans sonrasında bu olanakların artacağının farkındayız." gibi değil, yüksek lisans sonrası hiçbir olanak artmayacak, kimse size elinde tepsi ile iş sunmayacak. Yurt dışında yüksek lisans tamamlamış olmak sizin için büyük bir başarı olabilir ama tek başına bir yüksek lisans yapmış olmanız
orada kimsenin umurunda değil, bununla bir an önce yüzleşin. O dediğiniz miktar para ile zaten hiç mümkün değil, yüksek lisansa dahi kabul alamazsınız, eğer gösterebileceğiniz başka bir banka hesabı yoksa.

Şimdi arkadaşlar yazımda belirtmemişim ancak ben gsü'de eğitim almıştım daha önce bu sebeple fransızcam var, kız arkadaşım da bremen üni'de 1 sene erasmus yaptığı için almancası var. Ayrıca bahsettiğim miktar yanımızda götüreceğimiz para. Daha önce çok kez vize aldık vize için bankada ne kadar paramız olması gerektiği konusunda az buçuk fikrimiz var.
tavsiyeleriniz için çok teşekkür ederim.

Önce gayet eksik bilgiler ve "biz hiçbir şey bilmiyoruz" diye duyuru açıp ondan sonra orada yazılanlara göre size cevap verene insanlara "yalnız biz onu biliyoruz" diye cevap vermenin pek bir manası yok, teste tabi tutmuyoruz ne kadarını biliyorsunuz diye. Herkes bildiği kadarını paylaşmış işte, madem bu kadar biliyorsunuz gidin, orada ani bir aydınlanma yaşarsınız "Haaa bundan bahsediyorlarmış" diye. Te allahım ya.

2009 yilinda ayni sartlarda almanyaya geldim. o zaman ben bilgisayar muh. kiz arkadasim isletme mezunu. ekonomik olarak da cok farkli durumda degildik. bircok is yerine basvurduk, ekmek firini, posta dagiticiligi, kitapci vs. hicbirinden olumlu sonuc alamadik cunku hepsinde en azindan o alanda kalifikasyon istiyorlar. Okulda kutuphane, lab islerine felan basvurduk, o konuda da cok basvuru oluyor, o isler de olmadi. yazlari 4 ay turkiyede calistim para biriktirdim, para bitince okulu dondurdum turkiyede calisip para biriktirdim tekrar almanyaya dondum. okul baslayinca minimum giderle yasamaya calistik. iki kisi 300 euro gecinme, 350 euro kira giderimiz vardi. Bol bolda kredi kartlarina borclandik o surede. Son senemde is buldum ama almanya ogrenciye senede 90 gun calisma izni veriyor (part time olursa 180 gun). bunun haricinde calisilmiyor. is yerim benden memnundu ne kadar ugrassa da yabancilar dairesi calisma izni basvurumu reddetti, ogrencinin calismasi okulu birakma riskini doguruyor gerekcesi ile. o isimden aylik 1600 euro net aliyordum 4bucuk ay calisma ile tum senini masrafini az cok cikardim. staj yapanlar genelde 400-600 euro arasi aliyor ve bunun icin calisma izni gerekmiyor. bu da bir alternatif. okul ilan panolarinda staj is ilanlari oluyor. yani hersey ucu ucuna ileriliyor. Mezun olunca almaya 1 sene oturum izini veriyor, o surede is bulursan calisma izni veriyor. O surede de is buldum ve almanyada kaldim. simdi iyiki bu sureci yasamisim diyorum, cunku cok sey ogrendim bu surecten. bu emek sayesinde simdi iyi sartlarda yasiyoruz. zor bir surec, basariya da basarisizligi da goze almak lazim, kiz arkadasinla da zor bir surec birbirinize cok destek olmaniz lazim. master sirasinda benimle ayni durumda olan arkadaslarim da vardi, basaramayanlar da oldu, ama insana ogrendikleri yanina kar kaliyor. Bu karari alirken kendi hur isteginizle karar verin, insani en cok yoran sey gecmiste verdigi kararlardaki pismanlik. basarida mutlu olursun ama basarisizlikta en azindan kendi kararimi aldim ve yaptim demek rahatlatir insani. Sizin icin en buyuk zorluk calisma izni ve devlet prosedurleri olcak ogrencilik sirasinda, ama bu zorluklari bir kere asarsaniz cok rahatlarsiniz. denemeden de bilemezsiniz ne olacagini.

tebligat ornegi derken ? Tahliye icin Ornek 13 odeme emrini mi kast ediyorsunuz

Evet sanırım o oluyor, dosyaya tebligat eklemem gerekiyormuş, ilgili örnek 13 sanırım. Tebligat da bu ödeme emridir heralde ?

Arkadaş tebligat zarfını kastediyor sanırım. Google tebligat zarfı yaz çıkan dosyayi indir. 13 örnek ödeme emrini onun içine koyuyorsun.

13 örnek ödeme emri yazdığımda uygun bir şey bulamadım nerden bulabilirim

sadece zarfa ihtiyacın varsa tebliğ mazbatalı zarf örnek no:41

Nasil cikmaz kardes ilk sirada çıkıyor hem de

Termosum yok ama Facebook'ta atmaver grubuna üye olup oraya yazsanız?

kaparo vermemiş miydiniz

demirbaş olarak yazılmayan şeyler için hukuki bir sorumluluğunuz olduğunu sanmıyorum. eşya kırılmamış çalışmaz hale gelmemişse de çok bir şey yapabileceğini sanmam.

1500 lira depozito var

depozitoyu bırakıp çıkın, para vermeyin. kontratı da geri vermeyin zira ödediğiniz depozitonuza kanıt o.

(bkz: ultima parada 174)
www.imdb.com

Aynen hocam teşekkür ederim

pek cevap yazılmamış maalesef, naçizane bir şeyler söyleyeyim.

kendi arabanızla mı gideceksiniz? eğer öyle ise, diğer ülkeleri bilmiyorum ama hindistan'da direksiyon diğer trafta.

benim önerim, para sıkıntısı dendiği için, trenle gitmek olurdu. biraz zordur ama yaşınız gençse halledersiniz, hatta daha eğlenceli bile olur. gittiğiniz yerlerde de, mümkün olduğunda araba kiralarsınız. yoksa yine tren iyi bir seçenektir birçok yerde. geceleri böcekten filan korunmak için yanınızda tül de götüreceksiniz tabii.

gideceğiniz mevsime dikkat etmelisiniz, bahsettiğin yerlerin birçoğu yazın felaket sıcaktır, ya da bayağı yağmurludur.

bir de bu ülkelere giden bir sürü gezgin var, en faydalı ve güncel bilgileri onların blog'larından bulabilirsiniz bence. gitmeden önce ne kadar iyi bir hazırlık yaparsanız maliyetler ve görülecek yerlerin optimizasyonunda o kadar başarılı olursunuz. ayrıca kendinize başarı ölçütleri belirleyin, şu 100 yeri göreceğiz diyin mesela, bunların en azından 90'ını görmeden geri gelmeyin.

şimdiden iyi yolculuklar.

transsiberian der gündoğusuna doğru çufçuflarım.

Ben 10 yıl önce bahsettiğiniz türden 6,5 aylık bir gezi yapmıştım, ayrıntılı bilgileri www.gezginrocker.com sitesinde bulabilirsiniz. İran'dan başlayıp kara yoluyla Vietnam'a kadar gitmiştim. Sadece bir kez, Nepal'den Myanmar'a geçmek için uçak kullandım.

Arabaya falan hiç bulaşmayın derim, Asya'da trafik felaket, ayrıca arabayı sınırlardan geçirmek meşakkatli. Kara yolu, su yolu, demir yolu kullanın, zaten ucuz bunlar Asya'da. Pakistan'dan geçmiştim ben 10 sene önce ama şu an çok tehlikeli, muhtemelen vize vermezler zaten.

Kara yolu ile İran'a gidebilirsiniz, oradan uçakla Hindistan, sonra kara yoluyla Nepal, buradan uçakla Myanmar veya Tayland, sonra gene kara yoluyla Kamboçya, Laos, Vietnam, Malezya, ve eğer isterseniz su yolu veya hava yoluyla Endonezya, ve gene eğer isterseniz buradan uçakla Filipinler.

Ya da benim rotama alternatif olarak Nepal'den kara yoluyla Çin'e geçip Tibet üzerinden devam ettikten sonra Myanmar, Laos veya Vietnam'a geçip Güneydoğu Asya'yı gezebilirsiniz.

Ben o zaman Lonely Planet'ın "Istanbul to Kathmandu" ve "Southeast Asia on a Shoestring" rehber kitaplarını kullanarak gezmiştim. Birinci kitap artık basılmıyor, ama ikinci kitabı edinmenizi tavsiye ederim.

sözleşmede belirtilmemiş ise kiracı 2 ay önceden ihtarname çekerek evden çıkabilir.
bitti öyle paramı alırım dönemleri.

sözleşmede eylülde biter diyor.

o zaman eylüle kadar ödeyeceksiniz.

tek bir istisnası var, yerinize oturacak birisini bulmanız. o zaman meslektaşım bu duruma itiraz edemez.

Ben de bir avukat olarak, evi tahliye etmeden evin yeniden kiraya verilebilmesi için makul bir süre öncesinde tahliye ihbarı yapıldığı halinde ek kira ödenmesine gerek olmadığını düşünüyorum. Bu süre genelde 2 aydır. Yani 1 Mayıs'ta tahliye ediyorum diye ihbarda bulunulsa, Mayıs ve Haziran kirası ödenerek kurtulunabilir. Bu yönde birçok Yargıtay kararı vardır ve Mahkemelerin uygulaması da bu yöndedir.

Anahtar teslim tutanağı düzenlemeyi de unutmayın.

sözlükte xaisork muydu neydi kullanıcı adı, o yazara ulaşın. bu metal fırtınalı kitapları yazanlardan birisiydi galiba o. sonradan fantastikli şeyler de yazmış, türkiye'de ilgilenirse o ilgilenir gibi geldi baana.

bir de khuzdul of krsanthi var size yol gösterebilir, fantastik edebiyatla alakalı başlıklarda hep güzel entryleri oluyordu.

@nickimin hakkini veremedim
xaisork isimli yazarı bulamadım..

eksisozluk.com

yanlış yazmışım da ondan .D pardon.

hayvan tutan nedir? bakimini ustlenen mi?

Hayvan bulunduran- tutan ın sorumluluğu olarak geçiyor borçlar kanununda hayvandan sorumlu olan diyebiliriz

derneklerle ve topluluklarla iletisime gecebilirsiniz.

dort ayakli sehir, yeryuzune ozgurluk dernegi, engelli hayvanlar dernegi vb.

ben müsait olduğum günler gelirim.

soruyu tam anlamadım ama, ben genelde müsaitim oynarım..

bulamazlar. yine de tedbiri elden bırakmamak lazım. yurt dışına falan kaçın.

@uuth
bu işe ihtiyacım var, hem ateist hem de komünistim bir baksalar almazlar, dalga geçmenin luzmu yok.

zabıt katipliği için sosyal medyada araştırma yapacaklarını zannetmiyorum. standart prosedür olarak, güvenlik soruşturması yapılır.
torpil bulmaya bakın.

estağfurullah, küçük bir süsleme yaptım o kadar. facebook hesabınızı dondurdunuz gibi algıladım, başvurularda mail adresi falan verdiyseniz ve bu maili facebook'ta da kullanıyorsanız bulabilirler. bir süre facebook'u dondurun ki içiniz rahat etsin. ad soyad ile çeşitli mecralarda haberlere yorum yaptıysanız ve silme imkanınız varsa silin. ama google'a bulaştıysa biraz zor :(

torpilimiz yok, inanılmaz torpil dönüyormuş onu duyduk..

@uuth
fevri çıkışım için özür dilerim o halde, mail falan da değiştirdim ad soyad ile zannediyorum bir yorum yapmadım facebook'u dondurmak hiç içimden gelmiyor spotify başta olmak üzre pek çok yere facebookla kaydolmuştum..

isiminizi googledan aratın. ne çıkıyor bakın. adamlara mail olarak ne verdiyseniz o mail adreside googleda aratın.

(ara: roket cemaati)
bkz. aramaya inanmak
eksisozluk.com

bunlar fotoğraf çekinmek için mi giymiş o etekleri?

evet hocam orada arkada bi kabinde giydik sonra hemen çıkardık pantolonları giydik. mazallah biri eylem falan sanar.

eksisozluk.com böyle bir şey vardı

Alttan hava geliyor bir de püfür püfür. Mükemmel bir şey.

@cursed chico
yani azıcık daha hava sıcak olsa gerçekten mükemmel olabilirdi .. :))

sen hangisisin?

ekoseli lise eteği olan. ondan lolipop dediler sanırım.

hayatım boyunca bir kişi bravo ne kadar sorumlusun demedi zaten.. hep sorumsuz hep sorumsuz.. orada baktım da adliyenin kendisinin adresi var sosyal tesisler de aynı yerde midir bilemedim.

demek ki doğru saptamışım. evet aynı yer.

www.bayandegilkadin.com

yazı dediğin için bunu gönderdim. yazı diyince kısa birşey aradığını düşündüm. isterse makale de gönderebilirim.

makale de alayım. :)

bunu okumuştum zaten biraz yüzeysel geldi.

duyurudan birkaç arkadaş geldi birbirimize mahrem yerlermizi ifşa ediyoruz biz zaten size iyi eylenceler ;))

ben başlatabilirim ama devamını getirecekseniz.

gelir gelir..

maçı 3.gün galiba ama çok emin değilim bir tyerde okumuştum.

bugünde feysbukta bikaç kız fıttırmıştı federer geliyo diye nedir abi bu adamın olayı?

not:agassiciyim.

abi adam efsane yani daha ne olayı olsun :)

federer 2. turdan baslar. finale kadar ilerlemesi halinde 4 mac oynar. 3 mayis son gunmus. 3 mayis final, 2 mayis yari final, 1 mayis ceyrek, 30/29 nisan da 2. tur seklinde olur. turnuvayi sallamaz, toprak kortu sevmez, form dusuklugu olur vs diye federer'i izleme garantisi icin 29-30'u alinabilir. ya da ikinci turda 40+ no'lu bir oyuncuyla eslesir, turu gecme ihtimali yuksek olur diye dusunulup 1'ine de alinabilir. ama tarihe gecmis bir oyuncuyu tur kapsamindaki bir turnuvada ilk -ve kuvvetle muhtemel son- kez izleme sansi bu riske deger mi bilmiyorum. misal 2013 yilinda gstaad'da 250'lik toprak kort turnuvasinda ilk mactan elenmisti. o da bunun gibi beklenmedik bir katilimdi. ben sikisik takvimde fognini, klizan, feliciano lopez gibi her gordugu toprak korta atlayan tipler gelir, ilk sene diye de wawrinka kalibresinde biri ikna edilir diyordum, ama 250'lik toprak kort turnuvasinda federer buyuk surpriz oldu. nasil ikna edildi bilmiyorum, ama umarim son anda cekilmez.

alt-J

ediz hafızoglu-nazdrave
can güngör
gevende
ilhan ersahins istanbul sessions

Alt-J iyidir ama başka kafalardır. einstürzende neubauten daha uygun geldi aradığınıza.

şunu da farkettim maalouf'un müziğindeki trompet ve bizzat maalouf'un dominasyonunu seviyorum.

PVSK madde 4/A

Sorum neden yaptıkları değil :) ayrıca rutin olarak otobüs durdurdukları yerler de var.
Sorum kanundan doğan yetkileri var mı varsa hangi kanun veya yönetmelikten doğuyor

Tabi ki var, askerliğini jandarma olarak yapmış birisi olarak polisin bakmadığı bölgelerle jandarma ilgilenir. Köy yerinde polis göremezsiniz mesela. İçişleri ve emniyete bağlı bir kurum. Kolluk kuvvetidir, polisten farkı aynı zamanda TSK' ya bağlı olmasıdır. Belirli günlerde, belli kota vardır ona göre kimlik kontrolü yapılır. Kaçak, şüpheli bir durum vb gibi nedenler varsa o güzergahta istediği kadar durur, kimi şüpheli gördüyse kimlik kontrolü yapma hakkı vardır.

Hocam polis vazife ve selahat kanunu değil midir bu ? Jandarmanın ayrı bir mevzuatı var diye biliyorum.

var işte yetkileri.

Madde 4/A- (Ek: 2/6/2007-5681/1 md.)
Polis, kişileri ve araçları;
a) Bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek,
b) Suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini
tespit etmek,
c) Hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan kişileri tespit etmek,
ç) Kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya malvarlığı bakımından ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir
tehlikeyi önlemek,
amacıyla durdurabilir.
Durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için polisin tecrübesine ve içinde bulunulan durumdan edindiği izlenime
dayanan makul bir sebebin bulunması gerekir. Süreklilik arz edecek, fiilî durum ve keyfilik oluşturacak şekilde durdurma
işlemi yapılamaz



ha dersen ki bu kanun polis diyo, ben jandarmayı sordum. şöyle bir şey var:

PVSK’nın 25.06.1973 tarihli 1758 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile
değiştirilmiş bulunan 25. maddesi hükmüne göre; “Polis teşkilatı bulunmayan
yerlerde il, ilçe ve bucak jandarma komutanları ile jandarma karakol komutanları
bu kanunda yazılı vazifeleri yapar ve yetkileri kullanırlar”.
Aynı şekilde JTGvYK’nın 25. maddesinin birinci fıkrasının b) bendinin 2) alt
bendi hükmü gereği, PVSK’nın bu kanuna aykırı olmayan düzenlemeleri jandarma
teşkilatı bakımından da uygulanabilmektedir.

@liriamer
Jandarmanın idaredeki yerini ve görevlerini biliyorum. Uygulamada yapılanları da biliyorum . Kanun maddesi soruyorum yahu

@corneillus
Teşekkür ederim :)

Bu kanuna göre kafasına göre kontrol amaçlı araç durduramıyor zaten. Belli şartların sağlanmış olması gerekiyor .

Bildiğim kadarıyla bir yetki meselesi var ortada. Ankara'da ODTÜ-Beytepe-Bilkent-Çayyolu civarları kısa bir süre önce jandarma denetimindeydi, polis yetkilerinin çoğunu ellerinde bulunduruyorlardı. Polis yetkiyi aldıktan sonra ise jandarma orada kimlik sormaya kalkarsa "lan oğlum bi yürü git işine" der geçerim, umarım kıçımdan vurmazlar.

son paragrafta "makul bir sebep" vurgusu var. ama uygulamada kolluk tüm otobüsü durdurup bekletebiliyor. yaptıkları belki kanuni ama hukuki değil.

@sevgikusunkanadinda polis-jandarma sorumluluk alanları mülki amir tarafından protokolle belirlenir. genelde şehir merkezine polis kırsala jandarma bakar. eskiden batıkent bile jandarma bölgesiydi.

@corneillus, doğrudur. Şehrin bahsettiğim bölgeye doğru büyümesiyle birlikte kırsallık da ortadan kalktı, yetkiyi polise verdiler.

@sevgikusunkanadinda

Türkiye gibi bir yerde, hiç zannetmiyorum ki jandarma kalkıp polis mıntıkasında bu tarz şeylere girişsin. Saygıdan, görev sorumluluğundan değil, tembellik ve umursamazlık diyebiliriz.

@liriamer tabii, benim dediğim sadece olası işgüzarlık durumları içindi :) yoksa ben de sanmıyorum hiç.

ben de jandarmaydım. yolda arama yapmanın çizelgeleri vardı, zamanı gelince yola çıkıyorduk. sadece otobüs değil, normal arabalar da durduruluyor. ama otobüslerin durdurulma olasılığı daha yüksek. aramayı rütbeliler yapıyor, erler sadece koruma görevi yapıyor.

Kolluk kuvvetlerinin kimlik sorma hatta son yasa ile üst araması yapma hakkı var diye biliyorum.

Kampta gittiğimizde bunu yaparlardı habire. Toplu olarak verirlerdi bizmkiler kimliklerini. Ben vermezdim hiç. SOnuçta şehir değiştiriyoruz, devlet bunu bilmek istiyor. Kayıt ediyor.

ben de cendermeydim. arama kararı alınıyor savcıdan rütbeli az olduğundan biz yapardık. hatta arama kararını veren savcıyı bile durdurmuşluğumuz var, asker polis hepsini arıyorduk. hatta bir polisten sigara çıktıydı da herif yalvarıyordu neyse bekletmesi de gbt bakılması. arama yapmadan gbt uygulaması için de savcılık kararı gerekmiyor. kolluk kafasına göre istediğini durdurup gbt sorgulayabiliyor

@mr fusion yanlışlık olmasın. bahsettiğin karar "önleme araması kararı".

hukukta iki tür arama kararı var. önleme ve adli.
bu olayda kullanılan "önleme araması kararı". savcılıkla hiç alakası yok. Mülki amir (vali/kaymakam) talep eder, sulh ceza hakimi verir kararı.
"adli arama" ise somut bir olayla ilgili olur. kararı savcı talep eder yine sulh ceza hakimi verir. savcı sadece gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yetkilidir.
savcının talep ettiği adli arama belli bir kişiye/araca/adrese yöneliktir. önleme araması kararı ise geneldir.

ingilizcede self-flagellation

www.turandursun.com

sirtini palayla yaran bir adam vardi olayi abartip. cok kotuydu icim kalkti yeniden.

amac gunahlardan arinmak olmali.

amaç nedir?

cevap veriyorum. manyaklık.

İçinde aktif böcek var belli ki. Atmak ne demek, ilaclatin en kısa zamanda.

iş için değil. Oyun oynanabilir olması güzel tabi

www.vatanbilgisayar.com (1565 tl)
www.vatanbilgisayar.com (1807 tl)

laptop alma o zaman
masaüstünde de en mantıklı seçenek toplama

sadece oyun için kullanmıycam hocam. Çok sık seyahat ediyorum ve okulda da bilgisayar kullanıyorum.

Evet merak edip oturdum okudum şimdi uyuyamıyorum.

urla cok guzel biliyon mu

urlaya gidin denizaltı restoranda deniz kenarına oturup bir şeyler yiyip keyif yaparsınız.

seferihisar'a doğru devam edin. seferihisar şehir merkezindeki göbekten sağa sapıp sığacığa girin. tabelalarda 'dağ restoran' tabelasını takip edin. sanki bu dünyada değilmişsiniz gibi huzurlu bir yemek yiyin. balıkçı.

bence karaburun, mordoğan tarafına gidip koyları gezin. çok güzel yerler

mutantking + 1
Biraz da Sığacık Kaleiçi'ni gezin. Gerçi çok sürmez zaten.
Hava sıcaksa Akarca'ya geçip, kumsalda yürüyün.

seferihisar +1

mordoğan +1

bu da çalışmadı benim internete mi bişey oldu acaba sadece otomatik ip kabul ediyor zira 3 kere hacklendi bu hat
düzelteyim derken bozduğum bi ayarı olabilir mi kontrol panelinde

zenmate'yi deneyin. olmazsa mac adresi değişin

ortadaki modelden ben her yerde görüyorum. vitessiz. ortada iki demir çubuk. sen bisiklet tamircilerini gezdin mi? oralarda mutlaka vardır ikinci elcilerde veya.

baktım bikaç tanesine ama yoktu onlarda daha gezmek lazım..

valla bulursan da çok para verme he, almanyada bunlar 25 euroya felan gırla satılıyor her yerde

tchibo

şuralara bi bakıverin:

www.sahibinden.com

ben 3 kere diz ve bilek ameliyatı olmuş biri olarak soyluyorum (eski profesyonel futbolcuydum).eğer o ayağın üzerine basarsan ileride telafisi olmayan hata yaparsın.aparat yerine alçıda kalması senin icin çok daha iyi.aparat takarsan kendini iyi hissedeceğinden üstüne basacaksın buda en büyük yanılgı.

Evet aynısı başıma geldi; liflerim koptu. Kesinlikle üstüne basmaman gerekli, zorlamaya kalkma kendini. En azından 2 ay alçıyla yatman, koltuk değneğiyle yürümen şart evet. Moralini bozmak gibi olmasın, bendeki o şişlik, üstünden 10 sene geçmesine rağmen tam olarak inmedi. Söylemeye çalıştığım; basit bir şey değil, bu yüzden hemen geçmesini bekleme, acele etme ve hata etme. Çok geçmiş olsun.

bende askerde oldu üstüne 3 km koştum, revire gittiğimde doktor bağlar kopmuş dedi 1 hafta yattım, sonraki hafta yine koşmaya başladım, olay olalı 6 ay oldu arada sırada sızlama yapıyor. geçmiş olsun.

defalarca ayağı alçıya alınmış birisi olarak söylüyorum, diğer arkadaşlara katılıyor ve arttırıyorum: kan sulandırıcı hap da kullanmanız gerekiyor. eğer doktorunuz böyle bir ilaç yazmadıysa muhakkak isteyin. bacakta dvt (derin ven trombozu) oluşmaması için çok önemli.

aynısını yaşamış biri olarak: yukarıdaki arkadaşlar zaten ilk 1-2 ay ne yapman gerektiğini yazmış, zorlamaman gerekli.

sonrasında bağların çok zayıflamış olacak. eski haline bir anda dönebileceğini sanıp kendini zorlama, yine yırtabilirsin. düzenli olarak hafif hafif kendini zorlayarak orayı güçelndir önce.

geçmiş olsun

dolaşımsal bir problem belki? yatak eğimli olabilir mi? kalp vücudunuzun kalanına doğru aşağıda kalıyordur belki? şimdi buralara bir doktor gelir de cevaplar gerçi:)

alkol sigara durumu ne alemde

yatakla alakalı değil zira bikaç yatakta aynı sorunla karşılaştım geri kalanları biliyorum henüz..

sigara 0 alkol ayda 1 veya 2

kolunun uzerine yatmis olabilir misin? bazen ben de kolumun uzerine yatiyorum ve kolumu parmaklarimi falan hareket ettiremiyorum.

ama boyle bir durum yoksa doktora gorun noroloji olabilir ilgili bolum

tutulma, boyun düzleşmesi, fıtık... doktora sorun elbette.

aynı şey bana da oluyor ama yatma şeklinden dolayı diye düşünüyorum.

Bel ve boyun fitigi belirtileri olabilir. Tedavisi cok basit ama uzatirsaniz el ve ayakta guc kaybi ile ilerleyebilir. Yazi yazarken yahut ayaklarinizda anlik bir bosalmaya donusebilir. Tabiki doktora gidin.

İşsizlik kaygısı ile hareket ediyorsan gsü felsefe mezunu olarak da işsiz kalmazsın. Okulun etiketi ve varsa iyi bir yabancı dille iş bulursun.

Tabii hukuk daha güvenli bir yol. Ne yqpacağım kaygın olmaz. Felsefeye çok ilgin yoksa ve gsü yü sevmiyorsan geç hukuğa derim.

okulu karalamak gibi olmasın ama cogu hukukcunun sonu oyle oluyor eger koc,gs mezunu degilsen:icra yapmak bana koymaz dersen hukuka gec.

en.wikiquote.org

burada yok. yoktur o zaman öyle bir şey.

ben de öyle düşündüm ama emin olamadım herkes de paylaşmış arkadaş

cgi'ın böylesi. basit film hilesi de olabilir. adam kısa film çekmiş. milletin korkmuş gibi etrafa kaçışması komik olmuş.

yavaş olmuş. bir de ara ara atlanan kısımlar var. ama olur öyle. güzel, ellerinize sağlık.

Hızlı çaldığımız videolar da var da onları eklemedik hoşumuza gitmedi. Atlanan kısım derken nota olarak mı? yoksa dizinin introsundaki hemen hemen aynı melodiyi çaldık

güzel olmuş başgan elinize sağlık :)

çok hoş olmuş. ellerinize sağlık. sen hangisisin hacı :D

hangisine benziyom? :D

göynekli olan..

acem kızı.

yarim senden ayrılalı.

köprüden geçti gelin
gönlüm ataşlara yandı gidiyor
gesi bağları
telli turnam
gönül dağı
ben melamet hırkasını
bir de kesik çayır tabii ki

edit: kesik çayır olmaz diyorsun ha :)

tek bi türkü bilirim.

ağrı dağın eteğinde.

bir de barış manço'nun sesinden gesi bağları.

neredesin sen
gönül dağı
evvelim sen oldun ahirim sensin
ah yalan dünya
zahidem
haydar haydar
hata benim
mapushanelere güneş doğmuyor
yazımı kışa çevirdin

selanik türküsü. kan çekiyor sanırım '_'

bkz: m.youtube.com

dersim dört dağ içinde

brenna mccrimmon, dolama dolamayı

Benim sadık yarim kara topraktır

Türkülerle aram hiç iyi değildir ama şöyle bir türkü vardı, babam severdi:
bre hasanım, mezar taşlarını koyun mu sandın diye.
Piyanoda çalardım çok güzel ve etkileyici bence.
edit:drama türküsüymüş adı.
"Mezar taşlarını bre Hasan koyun mu sandın
Adam öldürmeyi bre Hasan oyun mu sandın"

Drama köprüsünü diyorsun hocam..

Ruhi su

ilk akşamdan geceden
el qajiye
drama köprüsü
sarı tambura
çayın öte yüzünde
de be wayiro
Ali'yi gördüm

www.youtube.com youtube_gdata_player wHHeM3o&feature=

Ben linki bulana kadar 16 kişi yazmış ya :)

www.youtube.com

cahildim dünyanın rengine kandım

bir tane var ama siz çalamazsınız zor:

ben kendimi gülün dibinde buldum .

çalabilirseniz bana da gönderin de dinleyeyim. ama zor.

@periera
güveniniz için sonsuz teşekkür:)

Kırmızı buğday, bir ay doğar, ağla kızılırmak ağla

(bkz: pınar başından bulanır)

tek geçerim.

Selanik Türküsü
Feraye
Karyolamın Demiri

Gamzedeyim deva bulmam. Bu turku mu emin degilim.

Sarı gelin, gesi bağları , turnam gidersen mardine , cahildim dünyanın rengine kandım, neredesin sen,

-hülya süer - siyah zülfün tellerine: www.youtube.com

-kırklar dağı'nın düzü: www.youtube.com

-eledim eledim - www.youtube.com

-bu dağlarda bağ olmaz - www.youtube.com

-yemenimin oyası - www.youtube.com

gsü default mezuniyet yaşı 24 zaten boşver yav okulu bitir adaleti falan napıcan? ingilizcen iyiyse her türlü iyi kötü bi şeyler bulursun özel sektörde.

Ingilizce felsefeyi birakip fransizca felsefe okumak ayri cesaret!! Takdir ettim. Hep okulun manzarası yuzunden oluyor bunlar ya neyse :)
Son 2 sene secmeli agirlikli oluyor. Iletisim bolumunden filan ders al ortalama sikintin varsa ve bitir bence gsu yu. Pisman olacagini sanmam. Fakat bu arada ilgi duydugun yan dallari dusun. Stajlar yap formasyon alip felsefe grubu ogretmeni olmak istemiyorsan. Gazeteler olur sivil toplum kuruluslari olur ozel sirkette ik cilik olur. Sevmesen de dene neyi istemedigini bilirsin.

felsefeyi bitiremezsin demiyorum, bitirsen ne olur diyorum :) madem hukuk sevdan var, ciddili hazırlan dgs'ye bir kez daha.

Haa ama sadece baltaya sap olmak meslek gibi meslek okumak icin degil de gercekten hukuk icinde ukde kalmis bi bölüm ise ozaman pes etme git mutlaka hukuk oku orasi net.

kafanda tutkuyla istediğin başka bir bölüm ya da meslek olsaydı bırak derdim ama böyle bir durun olmadığına göre, dersleri ver ve bitir. ne tarz bir iş yapmak istiyorsun bitince? buna göre de yan uğraşlar bul. felsefe güzel bir bölüm. ama acele et artık.

odtü sosyoloji terkim. 22 yaşındayım hukuku yeni kazandım. harbiden hukuk istiyosan otur seneye çalış koy şeklini sonra koç gibi çık ortaya.

kafamda hiç bişey yok şu an. sanırım tutkularım öldü :)

bitir bence felsefeyi. Gsü'de okuyorsun sonuçta, okulun bir etiketi var.

22 yaşında 2.sınıfa geçmek çok geç değil. Ben 23'üm 3'e geçtim.Öncesinde bende başka bölüm bırakmıştım.

Hukuğu kazandın, bitirdin derken yaş yine 30 olacak belki de 30'u geçecek. Hukuk 4 yılda bitmiyor kolay kolay.

Felsefeciye zor soralım:
önce odtüyü niye bıraktın
gsüde niye kaldın
dgsye niye çalışmadın
hukur nerden çıktı anasınıdikim felsefenin yanına

Bunlar zor sorular bir cümleyle cevaplamak için, o yüzden ben olsam: ...

Hayır yani mevzu yanlış öss tercihiyse pat diye bırak, hatun arıyorsan yanlış yerlerdesin başka yerden direk evlen sen

fransızca öğrenmek için bıraktım ama başka etkenler de vardı o dönem.
gsü'de fransızca öğrenemedim biraz da dersleri salladım o sebepten kaldım.
genel olarak ders çalışma alışkanlığım yok ama dgs'de konu sıkıntısı değil zaman sıkıntısı yaşadım

hukuk da eski kız arkadaşımdan çıktı kendisi 4. sınıftı okulu bitiriyordu vs. sonra benim de aklıma yattı direk 3.ten başlayıp bi özelde 2 senede bitirmek. Sonra akademiden soğudum felsefede kalmak istemedim. hukuk bitirince de avukatlık falan yapmak istemiyorum aslında

Fransızca öğrenmek için okul bırakıp fransızca eğitim veren okulda fransızca öğrenemiyorsun? metu gsü de felsefe okudun genel olarak(ne demekse) ders çalışma alışkanlığın yok? okulunu bitiren ESKİ kız arkadaştan aklına yatan hukuk fikri? akademiden soğudun ve hukuk bitirince avukatlık da yapmak istemiyorsun?
Gardaaaşş
En son ne zaman dayak yedin sen

öncelikle olay kemal okuyan'ın egoist ve ben merkeziyetçi tutumundan kaynaklanmaktadır.

son 3-5 yılda başarılı işler yapan, toplumsallaşan erkan baş tkp ile özdeşleşmiştir. bu durum erkan baş'ı ön plana çıkarınca, kemal okuyan ''Bu parti'de 300 manyak var'' diyerek yani erkan baş'ı ve arkadaşlarını kast ederek. zira 300 spartalı modundadır bu kişiler, onlara karşı hizzip oluşturmaya gitmiştir. 2 yıllık gizli kapılar arkasında kemal okuyan bu gizli tasfiye planını sürdürmüş. sonra devreye sokmuştur. erkan baş, metin çulhaoğlu başta olmak üzere 12.kongre şimdiki adıyla halkın türkiye komünist partisi'ne yüzlerce iftiralar atılmış. ''tam bağımsız türkiye'' dediği için bu grubu devrimci-demokrat olmayla suçlamış. yalanlar savurmuştur.

birde bu ayrılığın teorik yanı vardır.

erkan baş, metin çulhaoğlu haziran sonrası türkiye'de sosyalizm bir seçenek haline dönüşe bilir demiştir. bu yüzden dışa yönelik hamleler yapmak gerektiğini savunmuş. partinin toplumsallaşması gerektiğini belirtmiştir. lakin kemal okuyan statükocu tavırından ödün vermeden. bu ülkede haziran yaşanmamış gibi. hayır daha çok içe örgütlenme demiştir. yani dışa açılıp toplumsallaşmayı red edip. içe doğru merkeziyetçi bir parti olalım istemiştir. buda partinin başında olması ve statükosunu koruma isteğinden kaynaklanır.

bir diğer teorik ayrım ise, kollektif önderlik ve inisiyatif almış kadroların olması gerektiği tezidir. bunu belirten erkan baş ve metin çulhaoğludur. partinin kollektif çalışmasını gerektiğini tek bir beyinin değil, ortak bir beyine sahip önderlik kadrosunun olmasını gerektiğini anlatmıştır. siyasallaşmış, örgütlenmiş ileri kadroların bulundukları alanlarda inisiyatif alarak hareket etmesi gerektiğini. tepeden inmeci bir parti olunmaması gerektiğini dile getirmiştir.

lakin kemal okuyan ise gene egoist tutumunu sürdürmüş. ben merkeziyetçi olacak herşey ben izmirde rakımı içerken van'da yapılan örgüt toplantısından haberim olacak tarzında bir yönetim anlayışını savunmuştur. önderlik ne derse o olur, doğruda söylese yanlışda söylese uyulacak hepsine demiştir. erkan baş ve metin çulhaoğlu ise, tam tersini söylemiş. önderliğin kolektif olmasını gerektiğini. ileri kadroların inisiyatif kullanma hakkının olduğunu belirtmiştir.

bir diğer ayrışma noktasıda bu olmuştur.

ama en asıl sebebe gelirsek , erkan baş'ın türkiye sosyalist hareketi içinde ciddi bir isim olması, yaptığı eylemler yahut yazdığı yazılarla ön plana çıkması sonucu kemal okuyan ve yaveri aydemir güler'in ise bunu kabul etmeyip , bizden daha zeki kimse olamaz bu partide demesi. ve partiden tasviye girişiminde bulunmasıdır.
kısaca özet olarak bunları aktara bilirim. ve htkp 'e beklerim

Bir de şu yazıyı okumakta fayda var.

yonhaber.com

Bu aralar, Vedat Türkali’nin “Güven” romanını tekrar okuyorum. İkinci dünya savaşının ateş ortamındaki Türkiye’sinde bir yanda dönemin tek partisinin etrafında çöreklenmiş ve savaştan beslenen oligarşik yapı.Öte yanda ise açlığın, yoksulluğun savaş tehtidinin pençesindeki halk… Kimsesiz, savunmasız, yalnız bir halk. Bu ortamda esnaf, doktor, zanaatkar, işçi, aydın, öğrenci bir grup TKP’li, küçük da olsa toplumda , akademide, evlerde, atölyelerde veya basında nefes alanları açıyorlar. Elden ele dolaşan Nazım Hikmet şiirleri toplumunun bir kesimi için en büyük moral kaynağı oluyorlar.

Güven’in sayfaları arasına serpiştirilmiş TKP tarihini de tekrar düşününce bugün Türkiye Komünist Partisi’nin içinde yaşanan çatlağın verdiği “acı” duygusu daha da artıyor.

***

Kurtuluş savaşı koşullarında kurulan Türkiye’nin en eski, en köklü partisinin neredeyse bir asırlık sürede ayakta kalması, varlığını TKP ismiyle 21’nci yüzyıla taşıması, kısmen de olsa gençlerle, aydınlarla, toplumun dinamik kesimleriyle buluşması, günlük bir gazeteyi çıkarması, siyasete,olaylara müdahil olması …

Barış Derneği, Küba Dostluk Derneği, Nazım Hikmet Kültür Merkezi, FKF gibi her biri kendi alanında önemli işlevleri olan kurumları yaratması, yaşatması…

Ve en önemlisi küresel düzeydeki tüm ideolojik saldırılara Türkiye ayağında dimdik karşı durması.Anti-emperyalist çizgisinden taviz vermemesi ama ulusalcıların savrulduğu noktaya da düşmemesi. Daha da sayabileceğimiz bir çok nedenle ve gerekçeyle TKP “biricik” tir. Özgül ağırlığı vardır. İsminin tarihsel derinliği ile güncel anlamının yarattığı büyük bir değerdir. Evet, TKP değerlidir.

Peki, eksiklikler, hatalar, yanlışlar, savrulmalar, başarısızlıklar, hantallıklar?

Olmaz olur mu?

Hem tarihsel TKP’nin hem günümüz TKP’sinin eleştirebileceğimiz bir ton hatası var. Ama tüm bu eleştiriler az önce belirttiğimiz değerin yarattığı zemin üzerinde yapılabilir, yapılmalıdır. Cesaretle, samimiyetle, bilgiyle, vicdanla en önemlisi de dostlukla…

***

Yazının bu noktasında belirtelim ki, hiç bir zaman TKP’li olmadım. Son yerel seçimlerde üç oydan birini BDP’ye , birini ÖDP’ye birini TKP’ye verdim. TKP çevresi son yıllara kadar en az tanıdığım sol çevreydi. Ama son birkaç yılda hem TKP yöneticilerini hem de çeşitli düzeydeki partilileri tanıma fırsatı buldum. İçlerinde arkadaşım olanlar da var. Dürüst, birikimli, çalışkan, hayata pozitif bakan, ideolojik, teorik kafa karışıklığını çoğunlukla aşmış, özgüveni yüksek kadrolara sahip insanlar tanıdım. Yoldaşlık kültürünü günümüz yaşam biçimiyle birleştirebilmiş az sayıdaki sol hareketlerdendir bence TKP…

***

Tamam, bütün bu cümleleri neden yazdığıma geliyorum.

İşte bu TKP birden bire bölündü. Evet bölündü. Şu anda fiilen ortada bir TKP yok. TKP merkez komitesinin 24 üyesinden 12'si bir tarafta, diğer 12’si öte yanda. Aralarında Kemal Okuyan, Aydemir Güler, Süleyman Baba gibi MK üyelerinin bulunduğu grup kendilerine Atılım Kongresi diyor. Erkan Baş, Metin Çulhaoğlu, Kurtuluş Kılçer’in başını çektiği grup ise 12. Kongre adını kullanıyor. 13 Temmuz’da iki ayrı kongre yapılacak. Dünyada bir örneği var mıdır bilmiyorum ama Türkiye tarihinde ilk kez bir parti aynı gün aynı anda iki ayrı kongre yapacak.

Yani çatlak bu kadar derin, bu kadar keskin.

Bu derin çatlağı yaratan yani partinin önde gelen kadrolarını beğenmeyen, başarısızlıkla suçlayan Baş, Çulhaoğlu grubu olduğu için onların ortaya koyduğu argümanları takip etmeye çalıştım. Yayınladıkları bildiriler, “Yoldaşa Mektup” adıyla çıkardıkları bir broşür var. Dikkatle okudum. Ama bu derin çatlağın nedenlerine ulaşamadım.

TKP’nin mevcut politikalarından hangileri yanlış?
Türkiye’nin ekonomik, siyasi, sosyal, toplumsal sorunlarına hangi noktalarda farklı bakılıyor?
Hatta daha da somutlaştırarak soralım: Son bir-iki yıl içindeki önemli gelişmelerden Mesala Suriye,mesela Gezi Direnişi,mesela çözüm süreci, mesela Soma…Son olarak Cumhurbaşkanlığı seçimi… Bu konularda her iki grup arasındaki bakış farklılıkları neler?
Ben bu sorulara yanıt bulamadım. Ya da kapasitem okuduklarımı tam anlayacak düzeyde değil, bilemiyorum. Altında, Ahmet Tarık Yenil, Aysel Tekerek, Barış Tercioğlu, Doğan Ergün, Emrah Akansu, Erkan Baş, Erçin Fırat, Kamil Tekerek, Kurtuluş Kılçer, Metin Uçak, Metin Çulhaoğlu, Yavuz Karamahmutoğlu’nun imzası bulunan bildiriden bazı bölümler aktarayım, ardından da birkaç sorum olacak:

“Türkiye Komünist Partisi, bütün mekanizmalarının bir kişi ya da tek tek kişiler ekseninde belirlendiği, görevlendirmelerin politik gelişkinlik, deneyim ve liyakat kriterinden ziyade kişisel bağlılıklar üzerine hayata geçirildiği, kurulların, katılım ve tartışma mekanizmalarının işlemediği/işletilmediği bir parti olamaz.”

Yani, diyorsunuz ki Aydemir, Kemal, Süleyman bu partiyi babalarının çiftliğine dönüştürdüler. Peki öyleyse nasıl oluyor da MK’nın yarısı farklı görüşte olabiliyor. Ya da siz MK’ya nasıl seçildiniz? Hangi kişisel bağlılıkla parti yönetiminde yer aldınız? Parti bu duruma getirilirken sizler partinin en yetkili organı olan MK’nın diğer üyeleri olarak uyuyor muydunuz? Aydemir, Kemal, Süleyman başınıza silah mı dayadılar.? Ve en önemlisi, son dönemlere kadar neden tüm bunlar dile getirilmedi. Metin Çulhaoğlu, Kurtuluş Kılçer, Kamil Tekerek, takip edebildiğim kadarıyla günlük SoL’da yazıyorlardı. Farklı görüşlerini dile getirdiler de gazete basmadı mı?

“TKP Haziran direnişinde 12 Eylül gericiliğiyle hesaplaşan, AKP rejiminin ikinci Cumhuriyet sevdasını yerle bir eden, bir karanlık devri kapatan ancak politik önderlik ve örgütlenme arayışına henüz yanıt bulamamış halkın biricik umut kaynağıdır”

Politik önderlik ve örgütlülüğü zayıf olan TKP nasıl oluyor da Haziran Direnişi’nde AKP rejimini yerle bir edebiliyor? 12 Eylül gericiliğiyle hesaplaşabiliyor? Karanlık bir devri kapatabiliyor? Sizin mantığınıza göre düşünecek olursak ya Haziran Direnişi’nde TKP bunları yapmadı ya da tüm bu önemli şeyleri yapan partinin politik önderliği zayıf değil. Hangisi?

“Ezberlerin değil yaratıcılığın, korkunun değil cesaretin, ufku dar olanların değil iktidarı hedefleyenlerin partisidir”

Açıkça yazayım, ben bu cümleden şunu anladım: Aydemir, Kemal, Süleyman korkaktır. Ezbercidir. Dar ufukludurlar. Çekilsinler, partiyi bize bıraksınlar, biz iktidara geliriz. Peki, nasıl? Yani siz ne yapmak istediniz de Aydemir, Kemal, Süleyman engelledi?

Evet, üç kısa alıntı yaptım ve kendimce bazı sorular sordum. Dediğim gibi tamamen dışarıdan gelişmeleri takip eden ve tamamen farklı bir sol (hatta TKP’ye göre sol olmayan) gelenekten gelen ve en büyük motivasyonu gazetecilik olan biri olarak yazıyorum bu yazıyı. Bu nedenle meseleye “dangur-dungur” dalmış olabilirm, kusura bakmayınız.

Bir kez daha vurgulayayım: Öne sürülen eleştirilerin hiç biri TKP’yi bu noktaya getirecek ağırlıkta değil. Partinin yoldaşlık hukuku içinde ve birliğini koruyarak aşabileceği sorunlar.

Anlaşılıyor ki, birileri uzun süredir fay hattı gibi negatif enerji biriktirmiş, alttan alta çatlağı ilerletmiş.

Anlaşılıyor ki, Haziran direnişinde on binler boğaz köprüsünü geçip Taksim’e yürürken birileri “cesaret” gösterisi yapıyormuş.

Anlaşılıyor ki, öğrenci, işçi, cebindeki günlük harçlığının bir kısmını verip her gün bir SoL alırken birileri başarısızlığın pususunda yatıyormuş.

Ağır olmadı mı , diyeceksiniz? Ne yapalım, arkadaşlar..Sizler çıkıp bu partinin neden durup dururken parçalandığını bize açık açık, tane tane anlatmadıkça aklımıza her türlü olasılık gelir.

Bugünlerde TKP Alıtım ve TKP 12. Kongre adına çeşitli konularda açıklamalar yapılıyor. Hemen hemen her konuda aynı görüş savunuluyor.

Arkadaşlar, bizimle dalga mı geçiyorsunuz.?

Evet, tekrar ve tane tane soruyorum. İki ayrı kongreye gidecek kadar ve de kongreler bile yapılmadan fiilen bölünecek kadar sizi ayrıştıran nedir?

Bana göre meselenin parti içi iktidar boyutu çok ama çok ağırlık kazanmış. Hatta sağdan soldan kulağıma gelen öyle eleştiriler, öyle tanımlamalar, öyle davranışlar var ki buraya yazmaya elim varmıyor.

***

Değerli dostlar, Sevgili Atılımcı ve de 12. Arkadaşlar..!

Kendi içinizdeki duyguları, düşünceleri bilemem. Ama bilin ki biz TKP’li olmayan dostlarınızı çok şaşırttınız. Büyük hayal kırıklığı yaşattınız. Kimse kusura bakmasın, TKP birikimine, kadrolarına, yönetimine yakışmayacak düzeysizlikte bir kavga yürütülüyor. Milyonlarca kişi sizin formüle ettiğiniz “boyun eğme” sloganını daha bir yıl önce bu ülkenin alanlarında ölümüne haykırdı, boyun eğmedi. Diktatöre karşı elbette boyun eğmedik, bundan sonra da eğmeyeceğiz ama nasıl olmuşsa parti içinde yuvalanmış bu nefret, bu öfke, bu düzeysizlik dosta düşmanı karşı TKP’nin dostlarının başını öne eğdirecek, bilesiniz. Hadi, bizim gibi partili olmayanları bir yana bırakın ama pırıl pırıl partili insanlarınızı, yoldaşlarınızı daha fazla üzmeyin. Boyun eğmeyenlerin başını öne eğdirmeyin…!

4/9

gayet basit ama bu ya :/
4^kökx = 2^2kökx
4 = 2^2
yani
2^kökx . 2^2kökx = 2^2
tabanları eşit olan üslü sayıları çarparken üstlerini topluyosun.
kökx + 2kökx = 2
kökx = 2/3
x = 4/9

i.imgur.com

çok sağolun dahası gelecek yapamadığım sorularla beraber :)

evet hocam basitmiş çözümü görünce farkettim de en son kaç sene önce üslü sayılar köklü sayılar çözdük unutmuşuz..

27üzeri6 doğal sayısı 9 tabanına göre yazıldığında kaç basamaklı olur?

10 mu acaba bir ihtimal?

evet 10 ama nasıl :)

27^6=(3^3)^6=3^18

3^18=9^9

9^0 -> birler basamağı (1. basamak)
9^1 -> dokuzlar basamağı (2. basamak)
9^2 -> seksen birler basamağı (3. basamak)
.
.
.
9^9 -> 10. basamak

sayıyı da yazayım:
9 tabanında,

1000000000

bak o soruların cevapları burada var, çözümlü olarak. gayet de açıklayıcı. =) Ben de şu an çalışıyorum. :D

www.ossmat.com

büyüksün @barbara :D

aman kardeşim naptın sen? 671 limontepe üzerinden fahrettin altay'a gitmekte. en azından dönüş öyle yap

671 tınaztepe'den kalkmakta şirinyerden geçiyor. bir de izbanla neden hilal'de inip kullanmadın ki metroyu? :(

Tınaztepede değildim iktisat fakültesinin olduğu yerdeydim çevik 1 e yakındım sanırım. Bilmiyodum hilal den bağlantı olduğunu :( şimdi 17 yi bekliyorum Fahrettin altayda o da yarım saatte bir kalkıyormuş ben kalktıktan 3 dakika sonra geldim durağa..

671 iktisatın oradan da geçmekteydi zaten. baya talihsizlik olmuş merak ettim toplamda ne kadar sürdüğünü yolculuğunun. bak dönüş yapacaksan fahrettin altay'dan 671'e bin. direkt bucaya gider veya üçyol metrodan 490'a bin.

keşke sorsaydın yola çıkmadan :(

1 buçuk saat civarı sürdü keşke sorsaydım ..

Fransa'yı düşünseniz? Okulunuz da yardımcı olur, masraflarda da bi değişim olmaz.

makedonya'da ne isin var hocam, oss belgenle burdaki universitelere basvurabilirsin. okul da ucretsiz, aracilara da para vermemis olursun.

@en lüzumlusundan
Fransa'da halihazırda Sorbonne'da öğrenciyim zaten ancak oraya yerleşmek falan sıkıntı zaten şu an oradan ders de alamıyorum okul nasıl yardımcı olur onu da bilemedim..

@yonge
oradaki üniversteler nereler ki

daad.de adresinden almanyadaki butun programlari gorebilirsin. cogu bedava. sadece bazi international programlar ucretli. ingilizce istersen ingilizce programlara da ulasabilirsin.

Edersin de çok pis bi memurluk türü, ya okulu bırakırısın para tatlı gelir ya da işini. Bi de nereye atanacağın belli değil okulu nası okucan? Parası temiz sağlam kazanıyolar ama üç yılda bir oradan oraya...

O durumda atamalarda memuriyetin okulunun olduğu yere oluyor diye biliyorum. Okul olduğu sürece ataman duruyor ve okul vakitlerinde gitmen gerekmiyor diye de biliyorum.

klavuzda yazanlar;

KPSS 2014 sınavına, ortaöğretim ve ön lisans mezunları ile mezun olabilecek durumda olan adaylar girecek.

"Tercihlerin geçerli olabilmesi için tercihlerin ÖSYM'ye İnternet'le gönderildiği son gün itibariyle, sınava girilen öğrenim düzeyindeki bir okuldan veya programdan mezun olunması zorunludur.''

yani bu şekilde başvurabilirsin. ama tercih yapacağın zaman başvurunun en son günü itibariyle mezun görünmen gerek.

okuyor kısmını da ösym kordinatorlüklerinden yaptırabilirsin. dilekçe ile falan başvurmuştuk biz. 15 gün kadar sürüyormuş işlem. o yüzden fırsat bulduğunda yaptır. şimdi sınava başvurmanda bi sakınca yok.

trenle tabi ki hatta şimdiden al en ucuz deutsche bahn'dan 2 aktarma ile 38 euro.

tgv'de varmış(fransa hızlı treni) direkt strasbourg-stuttgart 52 euro

yanlış açıkladım kendimi özür dilerim. türkiye'den almanya ya da fransa'ya gitmek istiyorum. İkisi arası zaten 1- 2 saat bişey diye hatırlıyorum o ulaşımı bir şekilde sağlarım..

ahh güzel kardeşim ben de aynı dertten müzdaribim, ağustos'ta fiyatlar uçmuş. yanına yaklaşılmıyor, ben gurbetçi aileler aramaya başladım arabalarına sığışmak için.

200€ vermekten başka çare yok gibi ..

Bulabilirsen bana da haber et diyeceğim, başlığına çökmüş olacağım diye korkuyorum :)

ha o zaman çok uygun fiyat bekleme hem yaz mevsimi hem de çok erken bir vakit değil bilet almak için. sunexpress,lufthansa,thy'ye bak

şimdi pegasus'a baktım 7 ağustos'a 194 lira bilet var tek yön istanbul-stuttgart ki baya iyi. 15-16'sında ise 600 liraya çıkıyor ki baya pahalı. 11 ağustos'ta ise 343 lira tek yön.

sedetin oyunları, artık öyle.

Ekşi sözlük butonu ne ki? Ben öyle bir butonun varlığından bile haberdar değilim. Bi sol frame'in üstünde ekşi sözlük logosu var, ona da tıklayınca, hakkında ve ne dediler çıkıyor.

çok kötü olmuş yahu böyle..

@istinyede bekle, beta'da o logonun işlevi bu soruda sorulan şeyler :) Ayrıca bence de kötü olmuş.

ölürüz.

abow desene adam akıllı seks yapamadan ölecem.
şaka şaka bir şey olmaz merak etme

sen olursun de bize bisicikler olmaz.

bize bişey olmaz da sen net öldün hacı söyliyeyim.

allah taksiratını affetsin.

"önünden geçmek" deyince aklıma direkt şu şarkı geldi,

www.youtube.com

bunun eşliğinde gözümüzden beyaz şeyler geçse çok ilginç olmaz mıydı ya? trampletli falan böyle. o zaman ölürdük bence. ama şimdilik sıkıntı yok herhalde.

ben bu gece ölmez isem ölmem , ölmem hiç bir vakit dizesi ile bekliyorum şafağı

önerme yanlışsa kanıtlayabilir. yanlış bir önerme: tüm kediler pembedir. p=>q p=kedi, q= pembe. kedi ise pembedir diyor hasbam. garfield'a bakıyoruz. kedi mi? r=>p kedi. pembe mi? r==q değil. tüm kediler pembemiymiş yaprağam?

kedinin pembe olup olmadığı bilgisini mantık bize vermiyor tüm kediler pembedir bilgisi bize bize doğa bilimciler tarafından veriliyor. ya da pembe renk tonunun nasıl bir renk tonu olduğunu bize başka bir bilim dalı söylüyor. bize sorulan şey mantığın diğer bilimlerden yardım almadan kanıtlayıp kanıtlyamayacğı sorusuydu iyi düşünün dedi ben evet dedim ama örnek bulamadım

ben anlamam ama su yardimci olur mu acaba ya?

forums.philosophyforums.com

Valla kitap defter açık benim mallığım çözemedim :)

başka hiçbir bilgi yok mu? sorunun tamamı bu mu?

truth table(dogruluk tablosu) cikar. bu da bir ispattir

Evet tek bu doğruluk tablosu değil deduction naturelle istiyor ama çözdüm sanırım