Ekşi Duyuru

Tüketici kredisi dediğin ihtiyaç kredisi sanırım. Ben geçen hafta çektim. Bazı internet siteleri bunları doğru bir biçimde karşılaştırıyor. Bankadan bankaya farkediyor çünkü her biri ayrı faiz oranı belirliyor. En uygunu kamu bankaları. Eğer hesabının olmadığı bir bankadan çekmek istersen o bankaya bizzat giderek hesap açtırman vs. gerekiyor. Ben hesabımın olduğu bankaların mobil menüsünden kontrol edip çektim. Hesabımın olduğu kamu bankası istediğim limiti vermediğinden başka bankadan çektim ama dediğim gibi en uygunu kamu bankaları. Ödeme vs. de farklı olamaz. Sonuçta ne kadar çekeceğini ve ne kadar sürede ödeyeceğini yazınca belirledikleri faiz oranına göre sana ödeme planı çıkartıyorlar 3 aşağı 5 yukarı

emlakçının evi pazarlamadan önce artıları ve eksileri ile sizi bilgilendirmesi gerekiyor.Onun da işi o ve işini yapmamış.Bence sonuna kadar alırsınız, faiziyle ve izin günlerinde kayıplarınızla ama izin günleri için resmi yzılı izin isterler.

Sözleşme olmadan niye kapora verdiniz ki?

Sözleşmeye aykırılıktan dava açacaksınız.

ama bu tarz adamlar batak olabiliyor. bu dava sonuçlanıncaya kadar adam kaçabilir. bence ilk önce bir icra takibi yapın, bakarsınız adam atlar, takip kesinleşir parayı hemen tahsil edersiniz. eğer itiraz eder takip durursa, dava açacacaksınız. elinizde belge varsa, kazanırsınız.

ortaokul lise çağlarında idolüm derdim bu adam için, tey tey. ne zamanki siyaset arenasına çıktı yollarımız yavaş yavaş ayrıldı. bütün kitaplarını okudum, son çıkan hariç. kendine edebiyatçı diyenlerin yanında kesinlikle yeri olmalı ancak hislerini müzik aracılığıyla aktarması yaptıklarının en güzeli. özellikle son kitaplarında üslup açısından kendini tekrar eden bir yanı var.

sonuç: hiç tartışmasız müzik.

piyano hocam kendisini "kendi şarkısında detone olmayı başaran bir müzisyendir" diye tarif etmişti.

merhaba. kırmızıysa üzerine beyaz dökünce leke gidiyor diye bi geyik var ben hiç denemedim bilemem ama şöyle bişey buldum.

www.wikihow.com

rakı içsen bunlar olmaz :)

kurumuş şarap lekesi diye eklemeyi unuttum.

döküldükten sonra uygulanabilen yöntemler gördüm, başarılı diyorlar ama kurumuş şarap lekesi için pek başarılı çözüm görmedim, onu arıyorum.

rakı evet ama şarabın da yeri ayrı be :)

eksiduyu.ru

beyazsa daya çamaşır suyunu
domestos'un leke çıkarıcısı var bi de, mor renkli. onla çitileyince de epey leke çıkarıyorum

evet beyaz dokunce cikiyormus kimya profesoru hoca soyledi.

@la noix çamaşır suyu kumaşın ırzını öpmez mi ?

bilemiyorum elindeki kumaş ne tarz bi kumaş. ağzına da edebilir, lekeyi de çıkarabilir. istersen az çamaşır suyuyla çitilersin önce (etrafına yaymadan)

%100 pamuk - iyi bi markanın ürünü.

çöp olur, ziyan olur diyorum. en güzeli likit fon almak bence. milyon $ kazandırmıyor ama 3-5 koyuyor kenara. altından ettiğim zararla cari açığın %2si falan kapanırdı diye tahmin ediyorum, züürt tesellisi elbette

öneri olarak söylemiyorum ama, olur da risksiz olsun deyip vadeliye yatırırsanız, en az 181 gün olarak yatırın, madem ağustosa kadar kullanmayacaksınız. böylece %15 değil %12 stopaja tabi olarak %3 ilave gelir elde etmiş olursunuz.

altın alınabilir seviyelerde , al koy kenara bişey olmaz..


son 3 yıldır zirvedeyken burda herkes altın alın altın dıyolardı sımdı kımse almayın dıyor dolayısıyla tam alınacak zaman..

19XX den 1140 dolara geriledi.. en fazla dusecegı nokta 1030 olacaktır kı cok kısa surelıgıne olur sonra tekrar yukselıse gececektır..


al koy kenara ..

Ocak 2014 ten beri her aldığımı kaydederim. dedigin gibi neye gereksiz fazla para vermiş, kabak gibi ortada oluyor ve ona göre ayar çekiyorum.

en ufak masraflarınızı da yazıyor musunuz? benim en çok istediğim şeylerden biri bu dediğinizi yapmak ama bir türlü yapamadım. yapabilenlere de hep imrendim açıkçası.

excel'e sadece fazla mesailerimi işliyorum. neye para harcadığımızı planlı bi sekılde kayıt altında tutmak zor gibi..

"Toshl finans" uygulaması var bunun için.

kuruşu kuruşuna yazıyorum, süper oluyor, programa gerek yok, basit exel tablosu iş görür. akılda da kalıyor "geçen ay kaç lira elktrik faturası geldiydi lan" "şu bilendırın taksiti ne zaman bitiyor" derdi de yok, uzun vadede plan yapmak, abartmıyorum ne kadar kredi çekerseniz ödeyebilirsinizden aklınıza ekonomik durumunuzla ilgile ne gelirse yardımcı olacak bir uygulama, yapın rahat edin.

^finans uygulamasına bile gerek yok. Word'ün içinde templatelerde bile var.

ben eskiden yapardım. Muhasebe hocam kendi defterini tutamayan adam şirketin defterini tutamaz derdi. Şimdi elime iyi para geçince bıraktım.

Valla şimdi böyle anlatınca faydalı gibi geldi hakkaten ama alışkanlık haline getirmek lazım. hazırda olan varsa paylaşırsa sanki daha iyi olur gibi şablonu.

Okudukça bile ızdırap gibi geldi. Maddi olarak dibe yaklaşmadıkça yapacağımı sanmam.

evet. aynen. 7-8 senedir yapıyorum. tavsiye ederim. google drive'daki excel'i kullanıyorum, hem böylece her yerden erişebiliyorum. kendimi böylece disipline edip borçları sıfırlayıp para biriktirmeye başladım.

en ufak kaleme kadar yazmıyorum, fazlası obsesyona girebilir bence.

madem sevişcen git buna uygun sinema salonlarına dime :)
mısırda tamamen 25.kareden kaynaklı bizle alakası yok valla zorluyolar sokuyolar bilinçaltımıza
hatta ne sinemaya gitcen ya başka yere git arkadaş (sevişmek için gidenler için)

aslında romantikli filmlerde falan hadi bir öpüşürsün falan da ön sevişmeye kadar giden aksiyonlar oluyor bariz.

yer/mekan sıkıntısından kaynaklı sorun sanırım,2025te de olacaktır.

Bence varosta yerleşik bir kültür. Bir diğeri otoban kenarlarındaki caliliklarda ve imara acik, izbe çimenliklerde sevişme kültürü. O da apayridir mesela.

yıldız ve gülhane parkları da açıkhava mekanları işte. oluyor bunlar. insanlar öbüşüyor.

50Ler 60'lar amerika menşeili kültürümsü bir şey günümüzde pek de değil gibi ama kendince farklı sebepleri vardır;
-coşmuş hormonlar
-mekansızlık
-fantazi/fetiş (public)
vs

umuma açık alanlarda öbüşsünler kardeşim bana ne, oralı olmam.

sinema bu, lüks var, para ödüyorum, ben ensemde öpüşen bir çiftin sesini duymaktan rahatsız oluyorum, hayır çıkarıp elli lira sıkıştırmak lazım bunlara, gitsinler otel falan, yazıktır bize de kendilerine de.

ben bu yüzden sinemaya gitmeyi bıraktım. hayır birde bilim kurgu aksiyon filmlerine gidiyorum yani bari orada rahat bırakın. sevişenler dışında ayretten herşeye salak salak yorum yapanlar mı dersin çatır çutur birşeyler yiyen mi dersin telefonunu sürekli kurcalayan mı dersin pat pat ayağını yere vuran mı dersin yemin ediyorum şu sahneyi yapasım geldi

www.youtube.com

sevişmeden yakınıp bi anda mısır patlağına da değinmen... ve sonra son cümlen:
"sinemada sevişmek bir kültür mü, yoksa mısır pörtlengeci mi ?"
yaaahahahaofofoaslkfja

duyuru yöneticilerine sesleniyorum: duyurulara da şükela diyebilelim ya. ben bu duyuruya şükela demek istiyorum

göz hizamda değillerse (yani dikkatimi dağıtmayacaklarsa) ve ses çıkarmıyorlarsa sonuna kadar sevişsinler umurumda olmaz ama mısır patlağına tahammülüm yok. normalde "abi mal mısınız, sizce bu kadar ses çıkaran ve kokan bir şeyi sessizlik gereken bir yerde yemek doğru mu" diye sorasım geliyor ama o kadar kanıksanmış bir durum ki bana uzaylıymışım gibi bakarlar diye sineye çekiyorum. gerçi öyle bakmalarını da siklemem ama bir şey değişmeyecek, ne diye hem onları hem kendimi rahatsız edeyim.

bi konsere gittim. ön sırada kız adamın kucağına hırka atmış alttan adama masturbasyon yapıyor, kızın kolunun ritmik hareketinden belli oluyor. akılllarınca fantazi yapıyorlar da. biz de seyretmek zorundamıyız kardeşim. dikkatim dağılıyor. eğlenmeye gelmişiz tartışma olmasın diye sesimi çıkarmadım ama uyuz oldum. hayır konser de pahalı bi konserdi. oynaşacak başka yer mi bulamadınız.

Onun ayri bi zevki oluyor kardes.

Sen para oduyosun onlar bedavaya mi giriyorlar.

Sen mekansızlık nedir bilir misin kardeş?

Büyük ihtimal şudur

Kız ailesiyle yaşıyor. erkek, arkadaşlarıyla. Mekan yok, imkan yok, hormon? var.

Diğerlerinin film zevkini sikiyorlarsa ki yapıyorlar, sonuna kadar haklısın hocam. Öpüşme falan ses çıkarmadıkça neyse de ön sevişmeye geçmek ayıp. En arkaya oturma zahmetine bile girmemişler.

sonra otobüste öpüştüler yada metroda öpüştüler diye kızan dayılara kızarız :))) öpüşsün herkes heryerde kardeşim.

public'in tadı da ayrı be hocam:)
fazla teşhire girmemek gerek tabi:)

Sevişene öpüşene onay vermem de. İnsanların ne yiyip içeceği hususunda da izin alacağını ya da bunun eleştiriye açık olduğunu sanmıyorum. Bu kadar kontrol delisi olmayın.

gençler libidonuza sağlık deyip geçeceksin böyle durumlarda. yapacak bişey yok, onaylarsın, onaylamazsın.

kutu kutu içinde kutu benim içimde

yalnız değilmişim.

Hayat döngülerden ibarettir, bu sistemden kaçış yok diyor işte.

illa bir şeyler anlatması gerekmiyor. akla orijinal bir espri gelmiş, yapılmış. severim bu filmi.

@sir gawain kısa filmlerin illa bir teması, bir anafikri olmalı bence.

@devilred çok değişik bir bakış açısı.

yaa bu millet parasına kıyamaz. o kadar para verip girdiği filmin de yarısında çıkcak pfffftt hikaye onlar inanmıom ben.

yarıda film bırakmam.

www.imdb.com

şu filmi bile yarıda bırakmamış insanım, hiçbir filmi bırakmam.

ilk dabbe'den çıkmıştım.
bir de geçenlerde labirentli koşmalı bi film vardı onda çıkmıştım.

pat diye onune ilk cikan filme atlarsa bir insan, yarisinda da cikar.

zaten yarisinda cikmayacak adam filmi de onceden secip gider. ben hic cikmadim mesela. cunku bir sinema zevkim var. tahmin edebiliyorum filmlerin iyi veya kotu olacagini. hic de hayalkirikligi bir filme gitmedim.

bornova bornova diye bi filmdi sanırım. ama filmden miydi. filme biz mi konsantre olamamıştık o meçhul.

hiç olmadı. bir tane uzak doğu filmi vardı, japon mu kore mi bilmiyorum onda çıkasım gelmişti ama çıkmadım.

2-3 tane var da isimlerini bile hatırlamıyorum. ne varmış vizyonda diye sinemaya gidilmiş, rastgele bir filme girilmiş ve çıkılmış olanlar bunlar.

sadece bir filmin yarısında çıktım.

(bkz: apollo 13)

onda da ikinci yarı acayip kakam geldi, dayanamayıp tuvalete gittim, bir daha da girmeden doğruca eve gittim. ergendim zaten, bi bok anlamadan izliyordum. karın ağrısı bir filmdi.

2 Fast 2 Furious'a arkadaşlarla gitme durumum olmuştu, bütün film boyunca telefonumla oynamıştım. O vakit telefonda 2003 teknolojisi olduğunu hatırlatırım.

www.imdb.com

- avm'de gezerken durun ya filme girelim
- önceden (beklediği) bilgisi olan filme gidenler

olarak ikiye ayrılıyoruz sanırım. haliyle ilk sıradakilerin filmden çıkma olasılığı yüksek. bu bilinçsiz bir davranış sanırım, bir de imkan meselesi galiba.

@emirkulu +
@want2die ben porno film dışında ileri almam, neticeyi görüp kaparım.
@minik donut canavari muhtemelen işin çıkmıştır.

ha bir kere de benim başıma geldi (speed - www.imdb.com filmden dolayı değil kız arkadaşımın acil çıkış yapması gerekiyordu.

ben hiç çıkmadım (muhtemelen hiç çıkmamda) ama bir zamanlar irreversible denen bir film vardı, en az salonun yarısının ilk yarı bitmeden filmi terk etmesiyle ün yapmıştı birde 11 dakkalık tecavüz sahnesiyle

büyük iskender.

gerçekten yaptıkları filmi skeyim.

hiç çıkmadım ama 2-3 kez ikinci yarısında uyuduğum filmler vardı :) sıcak sıcak oh ne rahattı.

neydi o ölümlü film. hah. testere. evet, evde izlemekle sinemada izlemek farklı oluyormuş :)) hatta ikinci yarı başlamadan çıkmıştım.

bi kore filmi vardı. bundan 4-5 sene önce izlemiştim sinemada.

vampire dönüşen bi papaz vardı. buna ölümcül bi hastalık bulaşıyordu. hastanede hasta yatağının yanına yere yatıp serumdan kan emiyordu hastadan. adını hatırlamıyorum ama yanımda 3 arkadaşımı "bu film hollywood filmi olsa oscar alırdı." diye büyük bi beklentiyle sokmuştum o filme. sonuç hüsran oldu.

hayatımda 1 kere sinemayı terkettim o da braveheart'tı. sıkıntıdan patlamış daha fazla dayanamamıştım.

nadir sinemaya giden bi insanım.
paranormal activity. zaten arkadaş zoruyla gitmiştim o korkuyordu izlemeye. aşırı sıkıcı ve mal bi filmdi.
evde izlerken kapattığım veya 20 dakkada geçe geçe bitirdiğim film de çok. en son unutursam fısılda'da çıkacaktım neredeyse.

www.imdb.com

Ferhan Şensoy varsa iyidir diye gitmiştim boş bir vaktimi değerlendirmek için.Salonda bir tek ben vardım film esnasında , araya çıkarken makinist ikinci yarıya gelicekmisin diye bezgin bir şekilde sordu "yoh" dedim , Projeksiyon makinasını kapattı uzaklaştı.

10000 bc.
berrrrrbattı. çok saçmaydı.

fetih 1453 kız arkadaşımın evine hırsız girmişti ondan bıraktık zaten filmide izlemiyordum

requiem for a dream
Gereksiz kasıntı gelmişti.

Colin Farrel'in Yeni Dünya diye bir filmi vardı. Daha kötüsünü görmedim. Aynı herifin Büyük İskender filmi de felaketti bak. Dayanılır gibi değildi.

şafak sezerin sanırım kara kedi diye bi filmi vardı. bişeyler daha vardı adında. zaten o tür film izlemem pek ama hayatımda yarım bıraktığım tek film sanırım.

nefes vatan sağolsun

çatışma sahnesinden etkilenmiştim...

Yüzüklerin Efendisi

Annayamadım, ağır geldi bana.

ekleme: Seni seviyom deli!

sadece bir kez sinemayı terk ettim sürgün inek filminde. filmi izleyenler nedenini biliyordur az cok. verdigim paraya da acımıştım gerçekten.

cengiz han.

yok öyle bir şey. sözlüktekilerin gazına gelip inanma. neymiş filmi protesto etmek amacıyla yarında terketmiş. zamanını böyle bir şeye harcamak istememiş. çıkıp ne yaptın mk?

emirkulu+1

Gulse birsel, m.ali erbil falan vardi sanirim filmde.
Adini animsayamadim.
Hatta arayi beklemeden oynarken ciktik.

Filmin kotulugunden cok, sikik esprilere yarilarak gulenlere bozulup cikmistik.

levent kırca'nın "son" filmi.

Prensip olarak asla yarida cikmam. Ne igrenc filmlere katlandim bu prensip yuzunden.

Edit: Compadrito'nun yarida ciktigi filme gitseydim prensibin cani cehenneme diyip cikardim:)

Ekleme: Bende seni seviyom:)

amerikalılar karadeniz'de 2.

uyumayı falan denedim koltuğa gömülüp ama o da yemedi, ben de çıktım.

Yarısında çıkmadık ama total recall'in ortasında uyuya kaldık eşimle sinemada. Film de guzeldi hani ama biz çok yorgunduk sanırım.

Sıyrılman gerektiğini kim söyledi? Bence iyi yapıyorsun, böyle devam.

Ne zaman başkasının aklına uyarak içime sinmeyen bir şey alsam kenarda eskiyor.

en iyisi nüdist olmak

sadece renkleneceksen kolay. gözün giydikçe kendi görüntüne alışıyor. ama işte kendi stilim olsun dersen o zor.

abi zamanında siyah ve lacivert dışında bir şey giymezdim. \m/ falan

sonra koyu yeşil tişörtler giyebildim. derken mavi, açık yeşil, daha açık yeşil. öyle öyle derken kırmızı-beyaz havai gömleğim oldu. yavaştan başla. güzel bir şey valla. ne giysem yakışıyor triplerine giriyor insan. daha bir özgür hissediyor. niyeyse acayip anlamlar yüklemişimdir bu olaya.

önünde arma veya yazı olan şeyleri giymem hala. "delta-force mission bravo 51. bölük" falan noluyoruz amk. ama açık renk iyidir. desenler falan da.

@kta, dediğin gibi, ufak ufak, baktın zamanla gerisi gelecek alışacaksın olayı. lacivert kot pantalon üzerine siyah düz, bildiğin duvar desenli tişört giymek bir yaştan sonra sıkıyor ya.

renk değiştirme kolay, denildiği gibi ben de siyahtan lacivert - kahverengi - yeşil diye başladım bir senede beyaza ulaşıyorsun. ama logolu püsküllü falan giymem utanırım.

hacım sen kendine yakıştıramadığın için sana öyle geliyor.
yani bu giyilirmi lan dediğin şeyi giyip ooww bana süper yakıştı demek gibi bir durumun olamaz. zira bende senin kafadanım o ayrı.
onlar gibi giyinmeye uğraşma ama dolabı renklendirmeye başla.
titre ve kendine gel hacı.

su an yeterince fantastik olmus zaten.

Vapurda yap, müzik yapan elemanlar olsun, size yakın çalsın söylesinler, sonra pat bişey açsınlar ya da burcu volkan'la evlenir misin gibi bişey söylesinler sen de; on your knees with a diamond.

güzel bi iş yapacaksın onda da niyetin niyet değil, 5 sene evlenme yıldönümü demesinmiş. nasıl kafa bu ya. zor geliyosa hiç girme bu işlere arkadaşım sen. en başta niye kalkışıyosun ki?

cevap: domates al bi kasa üstüne yığ, bi beş sene yaklaşmaz sana.

emirkulu, adam kötü söylemiyor, bir tür cute agression gibi, evlilik teklifinin çok güzel olmasından bahsederken beş yıl laf etmesin diyor, domates al üstüne yığ nasıl bir cevap, onunki kötü, senin tarzın iyi öyle mi?

yazdığım silinmesin diye soruya cevap verdim douchebag, domates ilk aklıma gelen şeydi.

"bir beş sene evlilik yıldönümü v.s kafamın ütülenmeyeceği" kadın beş sene evlilik yıldönümü hatırlatmasın diye istiyor bu atraksiyonu yapmayı, unutamayacağı güzellikte olsun diye değil. kızın yerine koysanız ya kendinizi, öğrenseniz adamın bu işi yaparken aslında niyetinin bu olduğunu nasıl hissedersiniz?

- aşkıım ilk yıldönümümüzde nereye gidelimm??
- ulan o kadar atraksiyon yaptık ya evlenme teklif ederken daha ne istiyon??!!

Şöyle desek, öyle güzel bir evlilik teklifi olsun ki, kız ölsün ölsün dirilsin.

Kızın ölmesini mi istiyorum burada? Hatta dirilmesini, cenabı hakkın izniyle?

adamın dediği laf bu kadar açıkken senin mevzuyu süsleme gayretini alkışlıyorum douchebag. valla al bıraktım klavyeyi alkışladım.

treasure.diylol.com

@orta sahanin rakip yari alana bakan dilimi,

Sandığın kadar da zehir değilmişiz hocam. Sana pazarın yolu gözüktü.

evlenme hacı sen. bir beş sene evlilik yıldönümü vs ile kafa "ütüleyeceğini" düşündüğün birinin de hayatının içine etme.

bence evlenme teklifi yapma, sevgilinin kimliğini gizlice al. nikah işlemlerini yap, gününü al. arkadaşlarınız, aileler nikah salonunda olsun. nikah günü 'hadi evleniyoruz' de ve nikah salonuna götür. bunu hiç unutamaz. emrivaki gibi olmaz zaten o aşamaya gelmişsiniz.

sırf teklif çok güzel diye ambiansı bozmamak için evet diyen kadın mı varmış? teklifi beğenip seninle evlenmek istemeyen kadına ısrar ne diye? kafa ütülemek mevzusuna girmiyorum bile.

kendini çok çakal zannediyosun ama bi cacık olmaz bu kafadan.

lutfediyo sanki evlenme teklifi ederek!

haaah tüm feminikler toplandık toplandık toplandık eheheh

Kardeş, iyi de bana göre fantastik bi evlenme teklifi Metallica konserinde sahneye çıkıp James'le birlikte göbek atarak seslenilmesidir; aklımı başımdan alır mesela asla hayır diyemem :p Bi başkasına göre su altına inilmesidir; bi başkasına göre önceki saydıklarım aşırı absürd gelir de başbaşa çok romantik bir ortamda edilmesini tercih eder filan. Sen bu kadının hiçbir özelliğini söylememişsin ki neye göre bir şey bulalım sana.

Bence iki günlük bi kaçamağa çıkın. Ağva mağva dolayları. Kayık sefası esnasında başbaşayken suyun ortasında söyle. Yanında ilk günden itibaren güzel fotoğraflarınız olsun. Manuel olarak kendi ellerinle bir slayt şov yap, işte efendim şöyle günler geçirdik, böyle güzellikler oldu, şöyle bunlar oldu vs. Bu anılara hayat boyu yenilerini eklemek istiyorum de. alskdhakhsa of ya keşke erkek olsaydım :(

bence papagan al egit, kizi eve getir, papagan "x seni seviyor, evlen onunla evlen onunla evlen onunla evlen onunla evlen onunla evlen onunla .... " desin

Ya hayır diyecek bir insan o anın büyüsüne kapılıp evet dese ne olacak. O anın büyüsü geçince vazgeçerse ne yapacaksın ? Evlilik teklifi ile yıl dönümü kutlamanın ne alakası var hem ? sen çıtayı yüksek kurarsan her evlilik yıl dönümünde daha bir özel davranman lazım, bence çelişkili bir durum olur, hem çok güzel bir evlilik teklif et, hem de yıl dönümü filan kutlamak isteme...

Elikası +1500

Niyetini çok saçma sapan bi şekilde anlatmışsın kardeş, bence de sen evlenme.

devilred +1500
kıza yazık olacak.

sen evlenme. senin gibilerinin evlenecegi tip de senin gibi gen havuzu fakir olur. gelecek nesilleri kirletmeyin.

- Doğaçlama tiyatro yapan bir kafe bar bulunur.
- Yakın arkadaşlarınız davet edilir.
- Tiyatro ekibine sizin hayatınızla ilgili en önemli ayrıntılar verilir(nasıl tanıştınız, ilk nerde öptün, ilk elini nerde tuttun falan filan).
- Tiyatro günümüze kadar gelir ve doğaçlama tiyatro yapan bir kafe bara giderler.
- Seyirci arasından iki kişi seçilir.
- Sonrasında sen devam edersin oyuna.
- Oyunun ortasında evlilik teklifi sahnesinde teklifini yaparsın.

Not: ağlayan bayılan çok oluyor. çıtayı çok yükseltiyorsun.

@janavarorion fikir için çok teşekkür ederim, amatör bir tiyatro topluluğunun içindeyim benim aklıma gelmedi. bu fikir cepte. diğer konuya, hani şu kafa ütülenme konusu, bir beş sene ses etmesin konusu, ona geleyim.

hepiniz sözlük bilen insanlarsınız, ironi, mübalağa gibi terimleri duymuşsunuzdur. ben ki evlilik teklifi konusunu daha ortada evlilik mevzusu yokken, daha flört aşamasındayken, daha "cnm snn en sefdiğin renk hangsi" aşamasındayken düşünmeye başlayan, gönlünü o derece kaptırmış biri olarak bunları düşüneceğim, ama evlendikten sonra yok evlilik yıl dönümü, vay efendim doğum gününü atlayacağım öyle mi ? öyle hoş bir şey olsun ki apışsın kalsın, ulan bu adam evliliği böyle teklif ediyorsa hayat ne kadar eğlenceli olur kimbilir desin, ona gösterdiğim özeni, verdiğim değeri en ufak detayına kadar düşündüğümü, öküzün teki olmadığımı bilmesini istemem kabahat mi ? iki satır kelimenin altını kazıp "sen evlenme dostum" demek ne kadar kolay iş. bence mümkünse siz fikirlerini kendinize saklayın.

böyle bir şey yap,her türlü aklını alırsın.

4.bp.blogspot.com

fantastik bir teklif yaparsan yıl dönümlerinde de fantastık şeyler ister beş yılını kurtaramazsın.
dişi kişiyim güzel bir evlenme teklifinden sonra evlilik yıl dönümünü kutlamayan adamın canına okurum. :D

fantastik fikirler peşinde koşarken ben, evlilikten soğudum, ama az yardım :)

lenova=fiyat-performan
toshiba=kalite-güven.
dell=tecrübe-sağlamlık.

www.sanalmarketim.com

Bir kaç ay önce buradan kendime Lenovo aldım ama o model kalmamış heralde, bu da işini görür diyorum. Aletten gayet memnunum.

lenovo - sağlam, fiyat, performans.
asus

onun dışında sen zaten kriterleri belirlemişsin. 1100-1300 aralığında, i5 işlemcili, free-dos olmayan, paylaşımsız ekran kartı olan bir lenovo bulabiliyorsan al benceç

benim anladığım kadarıyla

free dos olacak
ekran kartı paylaşımsız olacak
i5 ve üzeri işlemcili olacak
1300 tl'den ucuz olacak

doğru anladıysam bu iyi.
www.pcdepo.com

rengiyle ilgili bir kural yok sanırım.

www.fifa.com olması gerekenler bunlar.

önce firmware'i indiriyordur. indirilenler yerine bakın bir.

yaklaşık 2-3 dakika o şekil bekledikten sonra eski ekran konumuna "ipad kapalı, i tunes e bağlan" dönüyor.

bir dalga olduğu yok, bir şey de indirmiyor.

versus.com

@WrAiTh baktım oraya, ben daha ziyade kullanıcı yorumlarını merak ediyorum.

şirketin verdiği s3 mini var bende, bi naneye yaramaz, diğerinde en azında 720p ekran var, s3 mini de hiç bi şey yok.

s3 mini kullanıyorum, oldukça da memnunum. Her gören, eline alıp inceleyen de pek beğeniyor. Tavsiye ederim yani. Diğeri hakkında pek bir bilgim yok lakin.

@devilred beğeni görsel sanırım.

Sadece görsel değil, öyle olsa inceleyen demezdim.

Sony marka olarak samsungtan daha sağlam bence. Hem de telefon eskise de küçücük de olsa güncelleme veriyo, samsung bi yerden sonra seni kendi haline bırakıyo.

Bence sony telefon alsan çok daha rahat olursun.

Bursa-Antalya arası 562 km'imiş. 2013 model dizel Fiat bravo 100 km'de 3.7 litre benzin yakıyormuş.

200-250 lira yakar.
git gel bu fiyat

apple mini al

evet evet, ver bir 50 tl daha apple mini al

bir alternatifin de nexus 7

1- yokusta geri kaydirmasin. Bu ozelligi kullanmayan adam luks diyor olabilir ama ister otomatik ister yari otomatik olsun acaip rahatlik.

2- Yan aynalarin ayari icerden otomatik yapilsin.

bayanlar için çanta koyma yeri. ön 2 koltuğun arasına bir yer yapsınlar. çok büyük bişi değil bence

hill holder ve otomatik ayna... bu özellikler var zaten, ben yeni ve daha evvel kullanılmamış, uygulanmamış özellikleri sorguluyorum :)

öküzüm, detay vermemişim affedersiniz :)

şimdi esas gerçekçilik ise zaten hemen hemen her özellik araçlarda var ha bazısında olan diğerinde yok.

araçta eğlence sistemi olarak usb girişi telefon kullanımına imkan sağlayan handsfree sistemi
park sensörü, otomatik park sistemi(yeni birkaç araçta varmış ama ben görmedim).
arabayı kilitleyince otomatik kapanan cam ve farlar.

mesela park için arka tekerinde hareket etmesi fena olmazdı ekstradan hareket kabiliyeti sağlar. yada aracın kısalıp uzaması olabilir(bu özelliği bir arabada gördüm nette araç bildiğin uzayıp kısalıyordu).

çanta koymak için ekstra bir yere ne kadar ihtiyaç var tartışılır... laptop olsa anlarım, ona da çözüm üretildi zaten :)

@basond yazdığınız özelliklerin tamamı uygulanmış yenilikler.

evet yazımdada söyledim "hemen hemen her özellik araçlarda var" bir tek arka teker hareketi olan aracı henüz göremedim diğerleri zaten var. sıfırdan yaratıcı bir fikir isterseniz biraz kısır kalacaktır burası.

heaad up display uzun yol icin guzel olabilir
bir de cruise control de guzel bir ozelliktir

edit: sen olmayan ama olmasi istemen diyorsun yani

arkadasim bizim dusunecegimiz her sey zaten bir sekilde hayata gecirilmis durumda .)

klasik amerikan otomobillerindeki motor sesi.
hep yeni birşeyler ekliyorlar ancak eskiden olan bu mükemmel ses sadece klasik arabalarda kaldı...

anahtarsız giriş ve çalıştırma.

alıştım ve başka arabaya binince unutuyorum resmen

edit: madem olmayan bir özellik dediniz o zaman anlık trafik bilgisi versin. e-5 mi tem mi mantıklı yönlendirsin bizi.

android ya da iphone uygulamalarıyla aracı yönlendirmek de mümkün, yapılabilirliği ne durumda bu konuda tam bilgi sahibi değilim. misal; araca binmeden önce uygulama vasıtasıyla klimayı çalıştırsın, araçta ne kadar yakıt olduğunu söylesin, lastik basınçlarını kontrol etsin....

bunlara ilave olabilir, neler mesela ? bu uygulama ne kadar kullanılışlı olur, entegre etmek ne kadar mümkün ?

bayanlar için aracın kendi gitme özelliği.kendi gidicek kendi park edicek. gecen yıne yanaklarını pudralıyordu gerızekalının tekı. handaval. bızıde sıkııstırdı durduk yere. beyın ozurlu.
surmeyın kardesım su araçları.eskıden ne guzel pozıtıftık. beceremıyorsunuz ya cekın gıdın su trafıkten

karışık yazıyorum, hoşgörün.

en çok otopilot olayını isterdim. her şeyi kendisi yapan. sanki özel şoför gibi.

sensörlü bir araba kullanmadım ama üstten görünüş olabilir. gerektiğinde kullanırdık, paralel park ne kolay olurdu o zaman. uydudan filan alırdık herhalde görüntüyü.

dikkatsizlik konusunda yardım edecek bazı sistemler geliştirilebilir. parktan çıkarken veya şerit değişirken arkadan araba geldiğini uyaran bir sistem olabilir.

hıza göre öndeki belirli bir mesafede seyreden araçların ani fren yapma durumlarını daha 8-10 araba önden algılayıp buna göre uyarı verebilir.

sürekli yolun sağ ve son taraflarını kontrol edip yola yakın hayvan varlığını algılayıp sürücüyü uyarabilir.

gece sürüşlerinde gece görüş moduna geçebilir. farlar yoruyor, çok ileriyi göremiebiliyorsun.

bir de ön camda yan yolcu tarafında şeffaf gösterge şeklinde anlık yakıt tüketimi, emisyon miktarlarının, grafiklerle tablolarla gösterilmesi bayağı hoş olurdu. bunları usb ile alıp evde veritabanı yapar eğlenirdik. ek olarak filtrelerin durumu, yağın kirli olup olmadığı, yağ analizi, malzemelerin aşınma seviyesi, piston silindir şaft gibi ana elemanlar üzerindeki gerginlik, çatlak vs durumunu sürekli takip eden sistemler güzel olurdu. olmaz mıydı :)

lastiklerde piezoelektrik elemanlarla elektrik üretmek olabilirdi.

kırmızı ışıkta geçildiğinde veya aşırı hız yapıldığında veya sürücünün nefesinde alkol hissedildiğinde bir yerlere otomatik sinyalle şikayet eden bir sistem olabilirdi (bu paragrafı yazarken utanıyorum açıkçası). arabanın dört bir tarafında kameralar olabilir, trafiği tehlikeye sokan diğer arabalar buradan tespit edilip hemen gerekli müdahale yapılabilirdi.

tekerlekler park yaparken 90 derece dönüp park edebilsin.yıllardır araba sürerim hala paralel aralara girerken bi gerilirim.

@puc...
"dikkatsizlik konusunda yardım edecek bazı sistemler geliştirilebilir. parktan çıkarken veya şerit değişirken arkadan araba geldiğini uyaran bir sistem olabilir"
"ek olarak filtrelerin durumu, yağın kirli olup olmadığı, yağ analizi, malzemelerin aşınma seviyesi, piston silindir şaft gibi ana elemanlar üzerindeki gerginlik, çatlak vs durumunu sürekli takip eden sistemler güzel olurdu"
"kırmızı ışıkta geçildiğinde veya aşırı hız yapıldığında veya sürücünün nefesinde alkol hissedildiğinde bir yerlere otomatik sinyalle şikayet eden bir sistem olabilirdi (bu paragrafı yazarken utanıyorum açıkçası). arabanın dört bir tarafında kameralar olabilir, trafiği tehlikeye sokan diğer arabalar buradan tespit edilip hemen gerekli müdahale yapılabilirdi"

bunlar güzel şeyler... çok teşekkür ederim.

@zikardo...

bu sistem var sanırsaydım. emin değilim ama var gibi gibi..

@yns...

basit bir elektrik motoruyla yapılabilir bir uygulama :)

ben icecegim zaman ilac kullanmiyorum.

genelde ilac kutusunun uzerinde yazar, benim antibiyotiklerde 3 biraya kadar izin veriyodu.

ben koyuyorum götüne, bişey olmadı şimdiye dek. ama sorumluluk kabul etmem.

4.levent tarafından herhangi bir otobüs firmasının(kamilkoç pamukkale gibi) servisine bin hem hızlı hemde bedava binersin

normalde metro ile mecidiyeköy, ordan metrobüsle merter, merter'den hafif metro ile esenler otogar şeklinde olurdu ama,

metronun son seferlerine yetişemezsen taksim'e gidip bineceğin otobüs firmasının servisine bin.

themanhekilled'ın dediğini yapma sakın oradan bindiğin servisler alibeyköye gider esenlere değil.

zgrydn'nin dediğini de yapma :) küçük firmalardan biri değilse taksim-levent'ten otogara servis KALKMAZ. alibeyköydeki sıra sıra terminalleri boşuna yapmamış adamlar.

istanbul u hiç bilmeyen birine, mala, 4. yaşındaki çocuğa, anneye anlatır gibi anlatın lütfen. 4. levent kim, padişah mı ?

otobüs firmasını ara, 4.levent-mecidiyeköy-taksim'in hangisinden servisleri kalkıyormuş onu öğren, maçtan sonra stattan metroya atlayıp dediğim duraklardan birinden servise bin. toplu taşımayla otogar ters oluyo biraz.

Hangi cografyada oldugunuza gore degisir, dunyanin yarisi su an calismakta zaten.

çalışmak iyidir.

lafım diğer yarısına :)

Yumurcak tv'de tsubasa izlemek. :)

uyumak
müzik dinlemek
çalışmak olun hadi bi de :)

yerinde olsam asgari ücretin, benzinin vs fiyatını öğrenip öyle bi kıyas yaparım. fikrin olsun diye söylüyorum...

ev-araba-yemek veriyorlarsa üzerine bir de 3000-4000 € yapıştır.

yönetici diyorsun 9 bin 10bin euro'dan aç.

sorun değil, 5000 yuro da denebilir ama mantıklı olanı nedir ?

süreli bir iş mi yoksa sürekli mi?

baz olarak yunanistandaki fiyatları değil diğer AT ülkelerindeki fiyatları al.

örnek veriyorum: italya, fransa

5 yıllık bir sözleşme var ortada, onun etrafında düzenlenecek bir sözleşme. şartlar, imkanlar...

aslında ben şu olsun desem (makul ve mantıklı) oldu gel anlaşalım diyecekler ben de o makul rakamı vermek istiyorum. adam 3 verecekken ben 13 dersem saçma olur sanırım.

türk firmasıymış pardon, yunan firması sandım. hocam iskolig diye bi site var benzer pozisyonların maaşlarını görebiliyorsun oradan bakıp ver bi okkalı teklif.

yerinde olsam hesabı:

türkiyede alacağın maaş miktarı aynı iş için: 5000 TL

yurtdışı için: 5000 euro

uzak kalarak kaybedeceklerin: 2000 euro (gerçi bir sınırı yok ama sen bilirsin)

uçakla veya başka bir şekilde ulaşım anlaşması var mı sözleşmende bilmiyorum.

7000 euro minimum. çarp 60 ay ile: 420.000 euro = 966000 TL 5 yıl içinde kazanacağın para.

masraflarını düşelim içinden: diyelim ki aylık 3000 euro harcaman var.

çık işin içinden desek: 414000 tL gider toplamda.

500.000 TL civarı para için sevdiklerinden uzak kaldığına değer mi değmez mi?
bunu hesaplayacaksın.

tamamen mühendis mantığıdır. doğru veya değil demiyorum.

küsüratlı rakam ver de salladğın belli olmasın.

Anima zamanında çok severdim. Sonra entel triplere girdi, sesi hiç gitmedi -bence-.

Fena değil. Sesi güzel bence, yorumu da enteresan, ama bazen fazla itici gelebiliyor arka arkaya dinleyince.

anima dönemi çok severdim şimdi de alışıyorum yeniden. güzel severim

işim olmaz.

cok severim ancak oturup arka arkaya albumunu bes on kez dinleyemem mesela. ama calinca da sever dinlerim.

ilk defa duydum.

o kim lan?

hiç sevmedim

fizynin canlı konserinde izledim ilk kez. sesi güzel de şarkı söylerken bi hallere giriyor çok ısınamadım.

çok severim, hep dinlerim

kalbim egede kaldı ile tanıştım ama üst üste pek dinlenmiyor mümükünse günde 1 öğün :)

üniversite bahçesine fln gömerler.

edit: buradan taa amerikaya yollayıp orada üniversite bahçesine gömdürenler var. düşün artık.

güzel bişi yapın. iyi bi okulun bahçesi veya güzel bir meslekle ilgili bişi olur, mutlulukla ilgili bi yer olur. benimkini evde sakladılar, evden çıkamadım mesela. arkadaşımınkini çöpe atmışlar, şimdi başına gelen her kötü olay bundan yani :P çok aşırı batıl konular bunlar, ciddiye alınmalı bence.

bişi yapmazsanız bile çocuğa iyi bi yalan uydurun :)

reçel yap hacı protein bakımından çok zengin oluyor

Derler ki insan er geç göbek bağının olduğu yere dönermiş. Bunun hakkında epeyce bir efsane var. Çocuğunun göbek bağını Mekke'ye göndereni bile duydum. Boğaziçi'nde bir yere gömün.

bizim oralarda da doğan her bebek için bir fidan dikilir dibine de düşen göbek gömülür. uzun ömür mantığı olsa gerek.

mezarlığa göm. belki ölüler zombiye falan dönüşür aksiyon olur.

bu yaştasın ve bunu bilmiyorsun cık cık cık.

cami bahçesine gömerler bizde. dinli imanlı kuranlı kitaplı olsun deyu.

okul bahçesi de tercih edilir alim olsun deyu.

ama anneminkini sıçan yemiş :D :D

mehmet ağar'ın babası, küçük mehmet'in göbek bağını çankaya köşkü'ne gömmüş. ağar'ın durumu ortada. ben olsam çöpe atarım ama illaki "bir şey yapmalıyım" diyorsanız, en iyisi freeparaben'in dediği. en azından kuşlar, böcekler faydalanır.

toparağa gömeceğimiz kesin de neresi olsun, lan hiç mantıklı gelmiyor kafam karışık batıl bir mevzu olduğuna da ayıkıyorum ama değişik de bir şey.

özgün olun, üniversite bahçesine gömüp çocuğu sıradanlaştırmayın.

benimki ahanda çekmecemde duruyor.

valla batıl matıl ama döndüm, döndüm dolandım gene geldim evdeyim.

çocukluk arkadaşımın göbeği almanyaya gitmiş orda bi okulun bahçesine gömmüşler. hiç akla gelmez kırgızistanda yaşıyor. :D

bizim köyde de kız çocuklarınınkini eşiğe gömerlermş ki kız evde dursun gezenti olmasın diye

erkeklerinkini de dereye falan atarlarmış aksın coşsun çağlasın diye

ne batıl hurafeli bi çevrem varmış, ben de yeni farkına vardım :D

oxford da çalışan bir arkadaşım var, sırf gezsin it gibi diye ona gönderip bahçesine gömmesini sağlayabilirim, okusun diye değili yanlış anlaşılmasın.

o zaman daha kolay "it ayağı yemiş gibi" diye bir tabir var bilir misin? çok gezenler için kullanılır.

direk bi ite yedir.

it gibi gezmesi için yapılabilir bence.

allah aşkına evde durmasın da. ben inanıyorum artık bu işe benimki evde evden çıkamıyorum. acaba şimdi gitsem boğaza falan atsam çalışır mı?

pilav.

babannem benimkini yastığımın içine koymuş, ev kızı olayım diye. (gelinlerin hepsi çalışan kadın olduğundan nla ilgilenmiyormuş hiç!!) evde kalıyodum nerdeyse..

genelde camiye gömülür dini bütün, imanlı olsun diye. artık gerek yok. başbakanımız sağolsun dindar nesil yetiştirecek. zorunlu olarak artık herkes dindar olacak default olarak.

okusun diye de üniversite bahçesine gömülür. genelde büyük, köklü üniversitelere gömülür hatta. bence güzel bi okul bahçesine gömün.

hahaha ben kendi göbeğimi, üniversite sınavından önce kendi ellerimle odtü'nün hem de bilgisayar mühendisliği'nin bahçesine götürüp gömdüm. odtü falan kazanamadım. hatta o sene üniversite de kazanamadım.

şimdi ege'nin göbeği de duruyor evde. ne yapsam bilemiyorum. ege denizi'ne atmak geldi aklıma. bir de fidan dikip dibine gömmek iyiymiş.

arkadaş şey dedi, bi şişeye koyalım, içine de not yazalım, denize atalım dedi. çok mantıklı geldi bana.

o zaman kıyıya vurur, ya biri bulur çöpe atar, ya şişe kırılır köpek yer, kuş yer.

denize atacaksanız taşa bağlayıp açığa atın.

ahahahah iki duyuruya da mesaj attım ben, yani itibar görüyor :))

bilemedim ben şimdi.

problem?

daş yok hacılar, sakın ha, sadece merak.

altın günü yapıyoruz ben hatun değilim ama beni de aralarına aldılar. şaane.

hayır, iş çıkmıyor. kırk yılda bir ihtiyacımız oldu onda da yardım etmediler. sonra da vay efendimiz biz büyük bir aileyiz. tabii tabii.

Zevk meselesi. Bence iyi bir ikili.

seviyorum.

şalgamsız içemiyorum.

aynen ben de şalgamsız rakı içemiyorum.

ben rakı içerken meze arayan biri değilim, yanlış bir şey orası ayrı, karaciğeri sikertiyor biliyorum ama şalgam olunca meze aramıyorum. belki de bu yüzden seviyorum.

şalgamsız hakkaten gitmiyor rakı.

Şalgam mezeye olan ilgiyi azaltıyor. Beraber güzel gidiyor ama ille de olsun demem.

şalgam meze vazifesi görüyor @orta saha'nın dediği gibi.
ben mümkünse içiyorum yoksa da aman aman aramam ama

çok sevenler duydum. gerçi fanta ile içip beğenen bile gördüm. insanlar çok değişik.

şalgama taparım. her yıl adanadan en az 40-50 litre getiririm. rakıya da bayılrım. ama ikisini beraber içmem. şalgam sade şalgam olarak veya alkolsüz etli yemeklerin yanında daha güzeldir. rakıyla içmişliğim ise daha çok rakının kokusundan tiksindiğim ilk sıralarda idi. yoksa şu anda rakının yanında su bile almıyorum.

Seviyorum, tanidigim cogu insan da seviyor. Rakinin yaninda bir sey icilmesinin bu kadar sevilmesinin nedeni bence agzi temizleme istegi. Salgam olur, ayran olur, yogurt olur beraberinde bunlari tuketmek bence bir sonraki yudumdan alinan hazzi daha da artiriyor.

az kullanıyorsan kullandığın kadar öde tarifesi sana uygun olur sanırım.
1mbps hız ayda 12tl sabit ücret. kullandığın her 1gb 3tl. bir de tabiki hepsinde olduğu gibi tv ücreti var (9tl sanırım)


ayrıca oldu da fark etmeden çok kullandın, maksimim gelecek ücret 37,70 TL+9tl tv

telefonsuz kullanabileceğiniz en uygun bağlantı kablonet. diğerlerinde 40'ı bırak 60'a bile bulamazsınız.

milan baros'un önerdiği tarife güzel bence de.