Ekşi Duyuru

duyuruya dokunma.

selamlar. ancak gorebildim, hala ihtiyac var mi?

@bahiskolik, evet. mesaj yolladım şimdi.

kalbime gömerim o zaman olma ihtimali var mı?

Hayır bunlar değil ne yazık ki. Şarkı 70'lere civarından zaten kesin o ve vokal kadın. Tıpkı ayla dikmen, ajda pekkan nostaljileri gibiydi.

Gönül Şenay, yüreğime gömdüm seni?

@cevher67, bu da değil maalesef. aslında baya tanındık bir şarkı ama ben mi yanlış hatırlıyorum sözleri?

--spoiler--

Khaleesi zaten yanındaki adama soruyor '' bilmem ne dragonu gören olmuş mu '' diye.
Yanındaki de '' gemiciler en son bilmem ne kıyılarında görmüş '' diyor.
Khaleesi teyzemiz de -neyse bari diğer ikisini kitliğim- der gibi kafasını yana çeviriyor.
Dizi de o kısım yer alıyor .Sahneyi tekrar izlemenizi tavsiye ederim.


--spoiler--

Yukarıdaki cevaba ek olarak kitapları okumadım ama bence o kaybolan ejderha ile Bran buluşacaklar. Bran "uçacak".

Ucuncunun kayiplarda oldugu soyleniyor dizide. Bir de sanirim cocugu olduren de o siyah pic zaten.

ucuncusu -yani drogon, en buyukleri siyah olan- zincirlenmeyi kabul etmeyip kaciyor. gerisi besinci kitapta, yani onumuzdeki sezon.. isteyen dm atsin soylerim :))

google ile "star stories" diye bir dizi buldum?

ikisini de öğren. önce almanca tabii

şimdi burada İngilizceni daha ileri noktaya taşımaya bak diyenlerde olacaktır, ama daha fazla ilerletebilmekten öte 2. dili edinmek-kazanmak zorunluluğunda hissediyorsan kendini yazdıklarından yola çıkarak -son kararı kendin vereceksin elbette- kişisel olarak Almanca diyebilirim. Kulağına daha hoş gelmesi, bir altyapın olması ve felsefe bölümü öğrencisi olman itibariyle böyle diyorum. Kendi alanım olmamakla beraber felsefe tarihine ve bazı şahsiyetlere özel bir merakımdan dolayı, aynı zamanda ilk yabancı dilim Almanca olduğundan orijinal eserleri ve bu eserler üzerine yorumları Almanca okumanın keyifli olduğunu söyleyebilirim. Ama hala kelime ve gramer yapıları için Duden gibi yerlere girip araştırma yapmam gerekir ana dilim olmadığı için. Ayrıca okurken algılayabildiğim bazı kalıpların Türkçe nasıl karşılanabileceği de kafamı kurcalar. Ben hala bu dile dair bir çok şey öğreniyorum okuma yaparken, aynı şekilde sen de belli bir düzeye kadar ilerletsen bile tamamen hakim olamama gibi bir ihtimali göz önünde bulundur derim.

Ayrıca gözünü seveyim Almancanı iyi bir şekilde ilerletir ve çeviri falan yapmaya kalkarsan olabildiğince akademik camia içerisinde anlaşılabilecek jargondan ziyade daha anlaşılır bir dil kullanmaya çalış:)

Fransızca hakkında bir yorum yapamayacağım.

"Almanca kulağıma Fransızca'dan daha hoş geliyor" buradan sonrasini okumadim.

saka saka. :) yahu nasil? neyse yok sorgulamiyorum zevkler ve renkler.

simdi soyle ki ingilizce biliyorum sayilir. almanca ogrenirken ara sira ayni kelimeyi goruyordum ama yine de cook zorlaniyor insan kelime ogrenmede. zaten orta seviye bile olamadim dogru duzgun biraktim gitti.

fransizca hic bilmeden bi metni actigimda sadece ingilizceyle %40ini anliyorum. dormir fr uyumak dormitory ing. yurt bu gibi baglantilari cok goruyorum. + fransizcanin turkceyle paylastigi cok anormal sayida fazla kelime var. fransizcanin grameri sanirim bir tik daha zor almancadan. baslangic seviyesindeki fransizcamla yapacagim yorum bu

ha ama "Almanca kulağıma Fransızca'dan daha hoş geliyor" .. sevmek en onemli sey. seven yapar.

felsefenin dili almancadır , eğer bölümün için düşünüyorsan direkt almancaya yönel. lisede ggördüğün almanca okyanusta su damlası ona fazla bel bağlama. fransızca ilk başlarda zor ancak öğrendikce gerisi geliyor, ayrıca türkçe fransızcadan cok kelime almış faydası olabilir.Fransızca iş hayatı için daha önemli demişsin ama hangi sektör için.

@habili olduren kabil, iş hayatı demedim sosyal ve kültürel alandan bahsettim. Biliyorum ki Almanca felsefe için daha önemli fakat sanki vocab olarak üstesinden kalkamayacakmışım gibi geliyor, artikel olsun kelimelerin uzun, fazla ve birbirlerine benzemeleri olsun.

biraz geç oldu ama :)
almanca dinlemek ve anlamak fr ye gore daha kolay , kelimelerin uzunluguna bir yerden sonra alısırsın. sosyal, kulturel alan demissin ama ingilizce %90 i karsılıyor zaten. ote yandan gercekten ingilizceye hakimsen kagıt uzerinde fransizcayi anlamak daha kolay , ayrica italyanca , ispanyolca yazıları da anlayabilirsin fr'den sonra. benim tavsiye ogrenme zorlugunu bi kere bırak , 3-5 yıl sonra hangisi konusursam daha mutlu olurum diye dusun.

alm ve fr karşılaştırması yapmayacağım, ikisinin de kendine göre kolaylık ve zorlukları var. fakat şu var ki, en zor dil öğrenilmesi zorunluluktan yapılan dildir. en kolay dil de, öğrenmesi keyifle yapılaandır. sen almancayı öğrenmeyi istiyor ve kulağına da hoş geliyorsa bu yolda ilerle.

fr öğrenirken bir ara motivasyonumu kaybettim ve başta güzel olan her şey birden zor gelmeye başladı. motivasyonumu tekrar kazanınca dilde tekrar ilerleme katedebildim.

bence "internete ulaşıp ulaşmadığı konusunda bir bilgi yok" şeklinde anlaşılabilir.

"information or news cannot be considered as local once they reach the web" olabilir mi?

"if a local information reaches the internet, it would be no longer referred as local."
gibi olabilir. ilk baktığımda anlayamadım cümleyi ben açıkçası.

edit: evet, kül'ün çevirisi daha bi cuk oturdu bence.

bence yanlış. benim ingilizcem iyi değil ama eğer internete ulaştıysa lokal bilgi ya da haber yoktur gibi tuhaf bi anlam olmuş.

if a news or information fall to internet then we cannot say about that thoose are locally. :S bu da benim saçma cevabım.

çok büyük bir arama sonucu değil ama şöyle bir şeyler buldum:

en.wikipedia.org

www.behindthename.com

www.mythencyclopedia.com

aralardın ortak kullanılan çok var. dediğim gibi büyük bir aramanın sonucu değil ama en azından başlangıç olur sizin için.

Spirited Away

www.imdb.com

Mushishi.
Öyle başı sonu olan bir hikayesi yoktur, her bölümünde ayrı bir hikaye anlatılır ama çok ruhsaldır.

Spirited Away' i izlemiştim, mükemmel evet.

Mushishi izleme listemde, teşekkürler.

fma gibi anime olsa da biz de izlesek. mushisi hard diskimde duruyor. genelde hakkında yapılan yorum: birkaç bölüm sonra ya adapte olursun mushishi'ye ya da beğenmezsin. beni sarmadı açıkçası.

neyse bu türün dışına çıkmak istediğinde cowboy bebop, serial experiments lain veya samurai champloo çok güzeldir.

ayrıca mononoke-hime'yi de öneririm ki izlemiş olabilirsin zaten.

hollandaca degil o. isvecce. www.imdb.com

banada "tilsammans" gibi gelmisti.

erdil yaşaroğlu.

erdil yaşaroğlu

erdil yaşaroğlu

Karikatürist Erdil Yaşaroğlu..

e.y.

bi kisinin cevabi yeterliydi. uzatmanin mantigini cozemedim. bence bu adam selcuk erdem.

mahmut tuncer

komik amaçlı çizilmiş karikatürlerinin komik olmadığı adam, erdil yaşaroğlu.

varol yaşaroğlu'nun kuzeni erdil yaşaroğlu. acilen kuzenine baba haber bültenini (hala devam ediyorsa) bitirmesini salık vermesi lazım bence.

Nocturne in C-Sharp Minor www.youtube.com

ayrıca videonun altında hepsi yazıyor zaten.

www.midomi.com
şu tarz siteler var, belki yardımcı olabilir.

the monster who remain one teeth

İbne :D

crossdresser denilebilir kendisine.

tr.wikipedia.org

@pandispanya, @sadecece, fakat crossdresserlar kendisini kadın gibi hissetmiyorlar bildiğim kadarıyla. Bu kişi kendisini kadın gibi hissettiği halde kadınlarla birlikte oluyor. Kaba bir benzetmeyle erkek lezbiyeni, bunun bir adı var mı diye sormuştum aslında.

"erkek lezbiyen"

bayansı erkek, lezbiyen

30 rock ta var böyle bir karakter. Sarışın ünlünün sevgilisi, adını çıkaramadım.

Anladım ki tam olarak karşılığı daha hiçbir dilde yok, teşekkürler.

crossdresser

(bkz: Chris Tina Bruce)

cinsel kimlik ile cinsel yönelim farklı şeylerdir öncelikle. sizin bahsettiğiniz kişi karşı cins gibi görünmeyi seviyor, buna crossdresser/travesti deniyor aslında trans da denebilir eğer kadın hissediyorsa. kişinin kendini nasıl hissettiğinin hangi insanlardan hoşlandığıyla alakası yoktur. işte heteroseksüel mantığıyla herkes kadın gibi görünüyorsa kadınlardan hoşlanır bla bla diye saçmalamamak lazım. bu arada ilgiliyse bu konuya (bkz: queer) yani cinsiyetsizlik diyebiliriz.

@loralynn, kişinin kendisini nasıl hissettiğinin hangi insanlardan hoşlandığıyla alakası olup olmadığını sormadım. Eğer böyle bir durum varsa bunun günümüz dillerinde yer edinmiş mi, onu sordum. Buradaki kişi cinsiyetsiz değil çünkü erkek, trans değil çünkü cinsiyetini değiştirmedi, travesti değil erkeklerden hoşlanmıyor. Bunun farklı bir tanımı olması gerekiyor.

@berat1058

...Haydar Dümen mode on...

Travesti

Ana madde: Travestilik
Travesti, genellikle cinsel haz aldığı için,[2] karşı cinsin kıyafetlerini giyen kimsedir. Sıklıkla eşcinsellikle karıştırılır ancak travestiler heteroseksüel veya homoseksüel olabilirler.[2]

Yani illa ki travestiler erkeklerden hoşlanır diye bir kural yok. Kendini kadına benzetmeye çalışıyor, makyaj yapıyor vs ise crossdresser dır. Seks hayatında kadınlara ilgi duyuyormuş gibi davranmak zorundadır belki? Ya da cidden ikisinden de zevk alıyordur? Bu, onun crossdresser olduğu gerçeğini değiştirmez. Yani tanımladığınız cinsel davranış übersonik değişik bir şey değil. Boşuna başka tanımlar aramayın, bulamazsınız. Bir kişi hem travesti olup, hem fetişist olup, hem de kadınlarla yatabilir. Yani zaten sapkınlıkların boyutu arttıkça hepsi birbirine karışır. Bu yüzden net bir tanım bulamazsınız.

...Haydar Dümen mode off...

Öncelikle birinin cinsel kimliğini kime ilgi duyduğundan açıklayamazsınız o yüzden yönelimden farklı olduğunu söyledim.
Ayrıca cinsiyetsizlik derken elbette biyolojikten değil toplumsal cinsiyetlerin reddinden bahsediyorum.
Ayrıca trans demek ameliyat olmuş kişi demek değildir, kendini karşı cins hisseden kişi demektir, ameliyat olabilir ya da olmaz.
Travesti hemcinsinden hoşlanmayı gerektirmez sadece karşı cins gibi giyinmektir. Yine başta belirttiğim hataya döndünüz, kişinin kadın kıyafetleri giymekten hoşlanması erkeklerden hoşlanacağı anlamına gelmez.
İllaki tanım isterseniz arkadaşınız anladığım kadarıyla (bkz: transseksüel lezbiyen).

her saçmalığa isim koymaya gerek var mı? sapkınlıkta epey yol almış arkadaşın.

bu bir fetiştir cinsel kimlik değil, adı da transvestizmdir. ama kadın gibi giyindiklerinde kadın gibi hissettikleri muamma.

@loralynn, Kadın kıyafeti ile erkeklerden hoşlanması arasındaki bir bağlantıdan bahsetmedim zaten. Travestinin anlamını kafamda daraltmışım sadece.

@eldem, soruma cevap arıyorum, birilerinin bana/arkadaşıma 50'lerden kalma ahlak dersi değil.

ben de cevap veriyorum: sapkınlık.

bizim lügatta böyle birader.

çevremde tanıdığım arkadaşlarımdan yola çıkarak tahmin ediyorum; henüz erkeklerden hoşlandığını kabullenememiş ve keşfedememiş, kimlik arayışında bir arkadaşımız olabilir. bir çok gay arkadaşım kadınlara karşı da yüksek libido barındırmış insanlar. eski kız arkadaşıyla günde 8 kez sevişebilmiş fakat sonra tamamen eşcinsel olduğuna karar vermiş arkadaşım var. Neticede her ne olursa olsun kendiyle barışık olmalı ve gerizekalı bağnaz insanların dışlamalarına kulak asmamalı.

Drag queen en.wikipedia.org

@old possum, onlar daha çok performans amaçlı yapmıyorlar mı kılık değiştirmeyi? Yani gündelik hayatında da bu şekilde hareket edip kadınlardan mı hoşlanıyorlar?

Doğrusun yanılmışım.

Turkiye'de mi? Arababalarin da yaya gecitlerinde durma zorunlulugu var ama dur bakalim, durabiliyorsan..

yok öyle birşey..

amerika mi buralar, zenciler gibi son kullanma tarihi gecmis urun mu kovalayalim.

6 sene hukuk okudum ama ilk defa senden duyuyorum bunu.
öyle bir hak yok.

Lobotomi yapıyolardı diye kalmış aklımda.

lobotomi

hoberman sphere

en.wikipedia.org

bi sorun olmaz. sadece yöne dikkat edince daha çok ve kökten alıyorsunuz iş kolaylaşıyor yani

yöne dikkat etmek kırılmaları önleme için önemli.

dikkat etseymişsiniz iyi olurmuş.
bir kereden bir şey olmaz klişesi burada kesinlik kazanıyor ama. bir dahakine dikkat edin. kıl köklerinde problem olmasın.

www.youtube.com

oruç aruoba?

hepsini izle. kimin nerden nasıl geldiğini öğrenmen lazım.

hemen son sezonu izleyecem diye hiç acele etme, her sezon her bölüm birbirinden güzel zira. kronolojik sırası şu şekilde sezoun 2-1-3-4.
2. sezonda spartacus öncesi anlatlıyor, bence ondan başla. eleman kanser olduğu için arada bi sezon çektiler. sonra 1,3 ve 4 yap.

aynen.
2.sezondan başla sonra 1-3-4 diye git.
tadından yenmez.

(git: 570636)

2'nin sonunda 1'in sonu ile ilgili spoiler veriyor. bu yüzden normal sırasını bozma istersen.

blood and sand , gods of the arena , vengeance ve war of the damned sırasıyla izle.

olmaz efendi olmaz. paşa paşa otur izle. sen bilir misin ki crixus ile spartacus nasıl dostlar.

sen izle izle hakkaten.

Seçim şansı olduğunu sanmıyorum. Şahsen bir bayan olarak beni erkek güvenlik arayamazdı o ayrı. Çünkü üstünü başını elliyor yani. Öte yandan biz bayanların çantasında özel günler için bir köşede duran ped olabilir ki erkek güvenlikçinin bunu görmesi hiç hoş değil.

Bence seçme şansınızın olması lazım, ama olmadığından eminim. Bu tek tip cinsel yönelimi kabul edip diğerlerini dışlamakla ilgili bir şey bence. Üstelik ben kadın veya erkek hiçkimsenin oramı buramı ellemesini istemiyorum, bu bir tür taciz bana göre.

Ayrıca kız kardeşim, kız arkadaşım veya başka bir kadın için aldığım pedi gazeteye saran mahalle esnafına, o "çok özel" şeyi erkeklerin görmesinin hoş olmadığını düşünen zihniyete de feci gıcık oluyorum. Ben çekinmiyorum, belki elimde sallaya sallaya götürebilirim eve, utanmıyorum bir yakınımın çok doğal bir ihtiyacı için herkesin bildiği şeyi satın aldığımdan. Bu biraz kadın-erkek tuvaleti ayrımına ve yanlış kapıdan içeriye bir saniyecik girmenin bile ölümcül olduğunu düşünmeye benziyor. Sanki herkes kendi tuvaletinde çıplak geziyor.

alkislarlayasiyorum.com

ben 6 kere öss'ye girmiş biri olarak 4üncüsünde telefonla girmiştim.

omegle.com var.

livemocha var, aslında bireysel çalışmaya dayalı ama sohbet seçeneği de var. bi ihtimal işe yarayabilir.

Yazmayı unutmuşum. Daha çok Android telefonum için olan bir uygulama arıyordum. Whatsapp tarzı.

Tebrikler, nerene takıyoruz? Madalyayı yani.

o kadar büyü, o kadar yetenek falan var elflerde büyücülerde vs. ama elektriği dahi bulamıyor adamlar.
tolkien bunu da açıklasın.

mana'sı az.

adam büyücü ama büyü yapamıyor asıl mesele o. en fazla yaptığı sopayla yere vurup shockwave yapmak. mana falan demeyin sinirliyim sikerim.

@durdenist, Aslında Saruman' ın o beyaz topunun içinden elektrik akımı geçiyor gibi oluyor ama emin değilim. Yanlış bilgi veriyor olamayayım ben.

Sanırım ciddi bir hata var ki seride, hayranları birden çöksün istemiyor. Yoksa birisi de gelir alay etmeden cevap verirdi.

çünkü bildiğim kadarıyla istari'ler büyülü yaratıklara karşı büyü yapabiliyorlar (örn 3. filmde nazgülleri ışıkla defetmesi) ancak büyüden ırak yaratıklara büyü yapmaları yasak. o sebeple gandalf ve diğer istari'ler bir elde staff (asa), öteki elde kılıç, sopa vb bulundururlar. (hobbit unexpected journey'i izlemedim henüz ama tahmin ediyorum ki orada da böyledir)

Filmde trollere ve orklara(?) karşı büyü yapıyor diye hatırlıyorum. Bir de bazıları "Büyü yapmak aslında yasak" gibi bir şey söylüyor da Gandalf şu küçük adamları eğlendirmek için havaya fişek atan büyücü değil mi?

çünkü sadece büyü yapabilenlere karşı yapabiliyorlar birde büyü yapmak çok yoruyor ilk kitapta mesela şöyle bir olay oluyordu gandalf kapıya kapama büyüsü yapıyordu o sırada balrog gelip gandalfın büyüsünü seziyor ve o da büyü yapıyor bunun sonucunda gandalf bir hüküm sözcüğü söylüyor ve kapı paramparça olup dağılıyor. Daha sonra gandalf legolasın "ay, ay balrog bu gelen" sözünden sonra şöyle diyor "ne kem talih ben ise gücümü neredeyse tükettim"

@lathspell hacı tamam yorabilir de, en güçlü 4 büyücüden biri değil mi bu adam? iki büyü yapınca mana bitiyorsa dükkanı kapatıp gidelim komple. bu arada duyuruyu ben açmadım ama en çok ben kasıyorum herhalde :D

tolkien mantık hatalarıyla dolu bir eser yaratmış bu da onlardan biri.

İstari'nin öyle paşa gönlünün dilediğince büyü kullanması gibi bir durum yok müdürüm. Ayrıca Gandalf işleri büyü yahut kaba güçle değil, mantık ve ikna ile halletmesiyle bilinir. Bir de Gandalf'ın karşısındaki elemanlar güçlerini Melkor'dan alıyorlar. Melkor, Sauron'a kendi gücünden aktarıyor. O da o gücü ve iradeyi kendi uşaklarında kullanıyor. Baş edilmesi zor bir güç bu. Gandalf'ın ona yetişen bir güç kullanması mümkün fakat onun Valar tarafından konulmuş kısıtlamaları var. Ve büyüyü aktarmak yorucu bir mesele. Balrog gibi Melkor tarafından safi büyü ile yaratılmış bir yaratığa karşı durabilmesi bile büyük mesele bence. Altı üstü İstari bu adam da. Güçleri sınırsız olaydı Saruman tüm Orta-Dünya'nın eline verirdi. Bu tarz durumlar yaşanmasın diye kısıtlamaları var. Ayrıca Tolkien her detayı ince ince dokumuş zamanında. Kalan notlarından On ansiklopedik ciltlik bir Orta Dünya Tarihi derlenmiş ki daha bize çevrilemedi. Çevrilse de şenlensek.

@dunedan panpa, elfler çok zeki varlıklar hatta insanlardan bile zekiler diye biliyorum. bu kadar zeki varlıkların olduğu bir dünyada en basitinden elektrik dahi nasıl bulunamamış. en ufak bi teknolojik alet nasıl keşfedilememiş. bisikleti bile akıl edememişler amk.

@durdenist, kitabın fantastik bir dünyada geçtiğini bir tarafa koyarak savunuyorum; Elfler "Aman abi, doğaya zarar vermeyek" modunda takılan bir örnek ırkken, ev yapacakları zaman bile yakın civarda bulunan ağaçların müsaadesi yoksa vazgeçerlerken nasıl bu adamların endüstri çağına girmelerini bekliyorsun? Hem Elfler Orta-Dünya halkı değil. Orta-Dünya'daki Elfler, Ölmeyen Diyarlar'dan sürgüne gönderilmiş olanlar. Sürgünleri bitince, ki Yüzük Savaşı'ndan sonra sona erer sürgünleri, geri dönecek adamlar. Ayrıca, yapılabilecek tüm işleri hâli hazırda doğanın rızasını alarak yapabiliyorken (iletişim, seyahat, ısınma, barınma) neden bu işler için ayrıca uğraşıp alet-edevat icat etsinler ki? Adam bir bakışta senin dürbünle göremediğin yeri görüyor. Fersahlarca uzaktan telepatik iletişime geçebiliyorlar. Yüksek Elfler'in ışınlanmaya benzer bi' olayları var. Ölmüyorlar, neden işleri hızlandırmak istesinler? Neden telefonu icat etsinler? Bisiklete, arabaya ne gerek var?

Ayrıca edit: "Büyü henüz anlayamadığımız bir bilim dalıdır" -Arthur C. Clarke-

hocam 4 tane film var ama, kitaplar ıvır zıvır, tolkien in yarattığı dünya ile ilgili bir sürü detay var, onu bilmeden sakın atlama, koskoca yönetmen jackson ve yazar tolkien bu detayları düşünmüştür raad ol

kitapların hepsini okumanız lazım bu konuda bilgi sahibi olmak için. filmde bazı şeyler değiştirilmiş. En çarpıcı örneklerinden biri haldirin miğfer dibinde öldürülmesi kitapta ise haldir savaşa bile girmedi.

Unutulmazfilmler.com olabilir mi?

@puc Tek atış. Teşekkür ederim.

loving hut var beşiktaşta. vegan tamamen. vegan burger yiyebilirsiniz. çok iyidir. fiyatları şaşırtıcı derecede uygun.

taksimde zencefil ve govinda var. zencefil tamamen vejetaryen değil.
govinda %90 vegan. fiyatları fazla değil, normal.

Tünel'de Helvetia'da vejetaryen seçenekler çok, 5 çeşit sebze yemeğini aynı tabakta yiyebilirsiniz. 10 TL bir tabak.

Sunlara hizlica bi goz at, bunlar seni kesmezse haber et. Ingilizce dedin diye Ingilizce baktim.

www.nichd.nih.gov

www.nationalpirc.org

www.princeton.edu

stmaryseminars.tripod.com

www.human.cornell.edu

www.vit.vic.edu.au

www.aecf.org

ilaveten:

www.ideals.illinois.edu

www.oecd.org

www.richardbailey.net

psych.colorado.edu

@compadrito, açıkçası hiç farketmez, Türkçe tek bir kaynak bulamadığım için İngilizce kaynaklara yöneldim. Eğer seni yormayacaksa Türkçe bilgi de sağlayabilirsin. Bu arada unutmuşum, savunduğum tez; çevre çocuk eğitimini etkiler. Adresleri inceleyeceğim, çok teşekkür ederim.

www.egitim.aku.edu.tr

www.efdergi.ibu.edu.tr

www.dicle.edu.tr

uzem.omu.edu.tr

www.shcek.gov.tr

efdergi.yyu.edu.tr

yunus.hacettepe.edu.tr

kitaplar.ankara.edu.tr

www.yarbis.yildiz.edu.tr

zıbın değil mi o? şundan tek farkı ayaklarının olmaması, eheh.
www.nelermoda.com

zara mağazalarından birine girip sorsan? belki hangi mağazada olduğunu öğrenebilirsin.

mahmutpaşaya bak, pazarda vardır. o değil de fotoğraflardan birini aşırı yanlış anladım, göz yanılması oldu. hahahaha, içim fesatmış.

gri ceketle kombinasyonu da mükemmel üstelik. bulursam haber veririm.

@dento, Zara' da vardır mutlaka fakat fiyatı çok yüksek.
@of dream and drama, hahaha

içlik be o. askerde verirler herhalde böyle bişey

b12 gerek sana.

www.beslenme.gov.tr

çoğunlukla mantar tüketmene gerek yok. mantar'ın en büyük özelliği ve önemi çabuk hazırlanışı.
önerebileceğim yoğun protein kaynakları: tofu, yemişler (kavrulmamış tabii ki) ve kinoa ve baklagiller. baklagileri filizlendirmek basittir. besin değerleri kat kat artar bu şekilde tüketirsen. 1 yıldır vegan'ım. protein eksikliği çekmiyoruz kolay kolay. bence çok üstünde durma. bi şeylerin yolunda gitmediğini hissediyorsan, bu protein eksikliği değildir diye düşünüyorum.
bebek mamasını tüketmen de gereksiz, evet.

@jalapeno, baklagilleri filizlendirmekten kastın nedir, anlayamadım. Bir de bu aralar saçlarımın dökülmesinde bir artış var. Genetik olmadığını bildiğimden bunu beslenme biçimine bağlıyorum. Kan tahlili yaptırmaktan da çekiniyorum çünkü o mikroskopta incelenen kandan dört tüp alınması beni şüpheye itiyor.

Bir de vegan olarak bal dahi tüketmeyen birisi misin?

@berat1058, filizlendirme işlemi baklagillerle sınırlı değil, eksik yazmışım.
çiğ tüketebileceksin filizlendirdiğinde. canlı besin yemiş olacaksın. pişmiş mercimekten aldığın proteinin kat kat fazlasını alacaksın.
baklagillerle başlayacaksan filizlendirme işlemine, organik veya yeni mahsül olmasına dikkat et. filizlenemeden bozulabiliyor aksi taktirde.
en çabuk filizlenen, maş fasülyesidir. istanbul'da isen kolay temin edersin.

bal tüketmiyorum.

sen ne istiyorsun tam olarak? eğer hayatının sıradanlaşmasını meslek sahibi olmak ile bağdaştırıyorsan, bunu yeniden bir düşün. felsefe okumak kendiliğinden seni sıradanlaşmaktan kurtarmayacağı gibi felsefe dışında bir şey okumak da sıradanlaşmana otomatikman kapı açmayacak. istediğin şeyi oku, bunun süresince ya da sonrasında da istediğin şeyi yap, istersen boş boş otur istersen kendi ilgi alanlarını kovala. bunu istersen felsefe ile yap istersen başka bir ilgi alanınla, ama felsefenin kendisi seni herhangi bir şeyden kurtarmaz. seneye seni sözlükte yüzeysellikten sıyrılmaya debelenen seviyedeki felsefe bilgini sergilerken görmeyelim de...

madem felsefe istiyorsun sürüden kopmak istiyorsun hakkını ver bu kararının. en iyisin yap boğaziçi felsefe'ye git. diğer okullar için bi şey diyemem ama boun felsefe ye gidersen yaptığın tercihten dolayı pişman olmazsın. ama boğaziçi ni değil de ege felsefe yi kazanırsan hayat zor olur senin için.

tekrar ederek bitireyim boğaziçi felsefe ya kas. ama çok kas. hakkını ver. boun sadece felsefe eğitimi değil boun etiketi kazandırır. bu da çok kapıyı açar sana üstelik hiç ummadığın alanlarda.

not: felsefe okumuyorum. hatta boun da bile değilim.

felsefe bölümünü 2.sınıftan bırakıp şu an başka bir bölümde okuyan birisiyim.

-felsefe okursan ileride iş bulma sıkıntısı yaşayacaksın.15.000 mezun var her yıl...yılda 2-3 tane araştırma görevlisi alınır..70-80 tanede öğretmen alınır.Özel sektörde felsefe mezununa iş vermezler.Bugun yeni mezun mühendis özel sektörde 1.200 maaşa çalışır.ki felsefeciyi kim ne yapsın..

-okurken öyle senden kendi düşüncelerini anlatmanı bişeyler savunmanı istemeyecekler.Bol bol ezber yapacaksın.Tıp,hukuk okur gibi zorlanacaksın fakat hiçbir faydası olmayacak.

-Hangi üniversitede okursan oku bunlar değişmeyecek.Boğaziçinde okusanda belki diğer üniversitelere göre daha iyi olacak ama yukarıda anlattığım şeyleri yine de yaşayacaksın.

Üniversiteye girmeden önceki "her meslek aynı şey, hepsi sıradanlaşmış yaşamlarda boşa giden yaşamlar" psikolojisindesin. Felsefe bölümü okuyunca da ünlü filozoflardan biri olacaksın, hayatın anlamını sorgulayacaksın sanıyorsun. Bu yaşta normal bişey bu.

Kendi yaşıtların ile konuşup birbirinizin "hayat ne boktan yaaa" düşüncelerini destekliyorsanız, bir işe yaramaz. Onlar hayatı ne kadar bilmiyorlarsa sen de o kadar bilmiyorsun. Benim gibi 27 yaşındakilere sorarsan da hepsi "nasıl para kazanacaksın o meslekle?" diyorlar. Sanki hepimiz bu sistemin kölesi olmuş, rutin bir "işe gir, evlen, çocuk yap, emekli ol" düzenine girmiş büyükler gibiyiz. Bu hayatın da sana uygun olmadığını, sıkılacağını düşünüyorsun.

Öncelikle, felsefe bir işine yaramaz. Antik yunanlılarda Sokrates'lerin iki tane öğrencisi oluyordu, bir tanesi ünlü oluyordu. Şimdi yıllık onbin tane felsefe öğrencisi mezun oluyor. Filozof olmayacaksın, felsefe öğretmeni falan olabilirsin belki. Hayatın istemediğin kadar sıradanlaşır.

İkincisi, ben de sıradanlaşmış işe girme çalışma döngüsü istemedim. En iyi üniversitenin en iyi mühendislik bölümünden mezun oldum, ama işe girmedim. Bir yandan çalışmadan para kazandırabilecek kendi işimi kurmaya çalıştım, bir yandan da kitap ve senaryo yazmaya çalıştım. Çok yavaş ilerliyor, düzene karşı kendi hayatını tanımlamak hiç kolay değil. Ayrıca, "nasıl para kazanacaksın?" sorusu kadar doğru bir soru yok. Kim olursan ol, ne düşünürsen düşün, önümüzdeki iki yüz yıl boyunca bu dünyada para geçerli olacak. Eğer güzel bir kızsan ve zengin bir koca bulurum diyorsan ne ala. Değilsen, istediğin hayatı yaşamak için ihtiyacın olan ilk şey para. Ben yazacağım kitapları senaryoları yazabilmek için para kazanıyorum şu anda, az çalışacağım bir iş kurup, birkaç çalışan alıp, günlük geçim derdini bitirmek, böylelikle rahat kafayla "düşünmek". Şu anda 30 yaşını hedefliyorum bunun için.

Eğer filozof olup "ben hayatın ve kainatın gerçeklerini düşünmek istiyorum" diyorsan, yapman gereken az çalışıp iyi para kazanabileceğin bir iş seçmek. Felsefenin okulunu okumak değil. Ayrıca senin yaşındakiler için "daha çok gençsin" demekte herkes çok haklı. Bir değişiklik yap ve büyüklerin sözünü dinle. Üniversitenin ilk iki yılında sıkılabilirsin ama en azından benim yaşıma geldiğinde küçüklere dönüp "benim yaptığım hatayı siz yapmayın" demek zorunda kalmazsın.

Eksik bıraktığım bir nokta var sanırım ki herkes para üzerine konuşmuş. Ben 'üff canım sıkıldı, hadi bugün alışverişe gidelim' tarzında birisi değilim. Paranın kendisine karşıyım. Ne kadar şu anda bir elin yağda, bir elin balda deseniz de içinizden sokaklardaki üzerinde yırtık pırtık hırkası bulunan tinerci olmaya da razıyım. Ha, elimde internetim, masamda sıcak bir kahve olsa iyi olmaz mıydı? Tabi ki olurdu.
Felsefenin beni sıradanlıktan kurtarmasını beklemiyorum zaten, önemli olan o işe git-eve gel sıradanlığına girmemek.

@harzem, kendimi filozof olarak görmüyorum ileride, felsefe bölümünü bitirip, başkalarına öğretmek de istemiyorum. Sadece büyüklerin çok çok iyi bildikleri ergenlerin bir meslek sahibi olmalarına karar vermesi yanlış geliyor. 'Banane, çalışmayacağım, istemiyorum para, aç kalıcam' tribi değil esasında bu. Yalnızca hayatım boyunca farklı konularda bilgi sahibi olmak istiyorum. Bir işim olacak tabi ki her zaman, ama bir mesleğim olmayacak.

boğaziçi'ni kazanamıyorsan boşver.

net olacak olursam bence biraz boş konuşuyorsun. bunu seni yargılamak için falan söylemiyorum zaten gençsin henüz anladığım kadarıyla. ama görülen o ki sözlerinin belli bir ağırlığa sahip olmasına niyet etmişsin ve o iş niyet ettiğin gibi gitmiyor, onu söylemek istedim.

"Ne kadar şu anda bir elin yağda, bir elin balda deseniz de içinizden sokaklardaki üzerinde yırtık pırtık hırkası bulunan tinerci olmaya da razıyım."

değilsin ve böyle bir şeye kimse razı da olmaz zaten.
paraya karşıt olmak falan da tırt duruşlar biraz. ciddiye almıyorum, birkaç seneye sen de almazsın.

onun dışında dediğim gibi, senin farklı konularda bilgi sahibi olmak, ya da belli bir ev-iş döngüselliğine girmemek isteğinin felsefe eğitimi ile bir bağlantısı yok. istersen gemi mühendisliği oku, istersen ingiltere'ye git oyun tasarımı oku, istersen princeton'da astrofizik oku, döngüselliğe girip girmemeni belirleyen şey okuduğun bölüm değil yaptığın seçimler ve aldığın inisiyatifler olacaktır. hani sen bir eksik nokta bırakmadın aslında, olayın özü spesifik olarak "felsefe eğitimi almak"tan gerçekten uzak.

Olayın özü anlattığın gibi felsefe eğitimi almak değil, bir meslek sahibi olmaktan kaçmak. Fakat bir tıp, inşaat mühendisliği, astrofizik okuyup ben çalışmak istemiyorum demek var, bir de aslında ben bununla ilgilenmeyi seviyorum dediğiniz bir alanda okumak var. Eğer gelip de kaba anlatımla "sıçıttıracak" bölümü okuduktan sonra 'zevkten okudum' derseniz adama gelip sorarlar, ee o zaman neden okudun o bölümü diye. Bu yüzden mesleksizlik beni felsefeye itiyor, felsefenin kendisi mesleksizliğe değil.
Şu büyükler de küçükler hakkında her şeyi biliyormuş, bütün hepsi ne de olsa kendilerinin tıpkısıymış, vesselam.

@berat1058: estafırla, bir şey bildiğimi varsaydığımdan demedim bunları, gereksiz lafların ve büyük iddiaların önüne geçmekti amacım. ilk mesajında net bir şekilde demişsin ki, hayatımın anca bu şekilde sıradanlaşmasını engelleyebilirim. ben de diyorum ki öyle olmak zorunda değil.

onun dışında tabii ki eğer mesleksizlik seni felsefeye itiyorsa, ilgi alanın da buysa, felsefe oku, ona bir şey diyeceğim yok. kimse de bu noktayı kaçırmıyor zaten, hani bir şeylerin eksik bırakıldığını düşünme.

onun dışında işte o para üzerine düşüncelerin ve mesleklere yaklaşım biçimin nispeten şaibeli, ama o da zamanla evrilecektir. diğer insanların dikkat çekmek istediği nokta, daha çok bu.

felsefe oku