Ekşi Duyuru

çok yakın bir arkadaşım son dakikaya kadar paylaşmadı. Vizesi çalışma izni geldi öyle paylaştı. Ama o kurum 1 haftada çıkış sağlayabiliyor, ihbar kullandırmıyordu.

Tek taraflı olarak öyle bir hakkım yok maalesef. Şirket her türlü ihbar süresini kullanmamı isteyecektir.

Abi vize cikmadan söyleme kimseye bir şey.
Bir tanıdığım aylarca vize bekledi iki kere farkli yıllarda. Gerçekten riskli iş o.

vizeyi beklemeniz gerekiyor gibi. hangi ulke? katar falansa cok sikinti olmaz, abd veya avrupa birligi ulkeleriyse vizeyi beklemekte fayda var. daha gecenlerde arkadasim bi sure tr'den maas bile aldi, ama vize olmayinca dusurduler sozlesmeyi.

Haydaa

Ülke Norveç. Benim daha önce bir proje için gidip geçici olarak çalıştığım ve kayıtlarımın olduğu bir yer. Hatta National ID'im bile var ama emigrated göründüğüm için dondurmuşlar tabi. Ama şimdi farklı bir şirketten permanent bir pozisyon için teklif aldım. Vize çıkar diye düşünüyorum ama belli de olmaz tabi.

Ben bu adamlara vize çıkar çıkmaz başlayabilirim dedim ne yapıcam şimdi? Araya yılbaşı giriyor. Vizenin çıkması Şubat'ı bulur. Ben onun üstüne ihbar versem neredeyse 5 ay yapıyor. Beni kimse beklemez o kadar süre. Şirketimle konuşup böyle böyle bir durum var, aramızda anlaşalım, vize çıkarsa direkt çıkışımı verin. Çıkmazsa kalırım ama niyetim ayrılmak yönünde diye bilgilendiririm. Ne bileyim.

Abi sirket ile olan muhabbetine bağlı. Benim kuzen senin durumdayken soyledi, sirket sıkıntı olursa bize donersin dedi çünkü çok severlerdi birbirlerini.

O da danimarka içindi. Vallaha 4-5 ay sürdü galiba rahat.

sirket vizenin ne zaman ciktigini gorebiliyor mu? goremiyor olabilir.

eger bu belirsiz vize tarihinde ise baslatmayi kabul ediyorlarsa 2 hafta daha beklerler. sonucta adamlar icin 3 ay sonra baslamaniz ile 3,5 ay sonra baslamaniz arasinda cok fark yok.

2 hafta değil +2 ay daha beklemek zorundalar. İhbar sürem 8 hafta :/

Sanırım şöyle bir bahane bulucam: yeni şirketi arayıp "şu anki yöneticimle off the record olarak konuştum. Türkiye'nin politik durumundan dolayı daha önce ayrılanlardan vize alamayanlar/zor alanlar olmuş. O yüzden vize gelmeden resmi ihbar mektubunu vermememi tavsiye etti" diyerek ek süre isteyeceğim.

Hem niyetimi şirkete ilettiğimi düşünürler, hem de güvenli şekilde hareket ettiğimi bilirler. bunu başta düşünmemiş olmamın mallığını da üstümden bir nebze atmış olurum. Daha iyi bir şey gelmedi aklıma.

Yeni sirketi, su anki sirketle aranizdada olan bitenle ilgili neden bilgiliendirme geregi hissediyorsunuz? Bence bu cok gereksiz.

Aklin yolu bir. Vizeyi almadan bir sey soylemeyin.

ihbar ücretini ödeyip anında işi bırakabilirsiniz.

bence de bekleyin fakat şirketle aranıza bağlı +1

bizim bi arkadaş yurtdışına çalışmaya gittiği halde. belli bir süre ücretsiz izin kullandı alışamam belki dönerim diye şirketi de yılların hatrına izin verdi böyle bir sürece.

Calisma izniniz cikti mi? Bir yil sürüyor bu surec. Sonra vize sureci var. Ben vizeyi alana kadar soylemedim. Zorunlu ucretsiz izne cikardiklarindan bi de tazminat aldim:)

Bu süreçler çok uzun sürebiliyor, mevcut işinize bildirdiğiniz anda yerinize başkasını bulmak için çalışmaya başlamaları ihtimali var. Kötü senaryoda hem işinizi kaybedersiniz hem de vize süreci kötü sonuçlanıp teklifi geri çekebilirler.

Söylemenize gerçekten gerek yok. Vize çıktığında ve başlama tarihini konuşacağınızda mevcut işinizle pazarlık yapıp süreyi kısaltırsınız, dava tehdidinde falan bulunurlarsa da ihbar paranızı verirsiniz. Söyleyip içinizi rahatlatmak istiyorsunuz sanırım ama bunu yapmak gerçekten çok mantıksız.

offer baska kontrat baska. offer ile vize alamazsiniz diye biliyorum. kontrati aldiktan sonra istifanizi verebilirsiniz, bu arada da vize islemleri devam eder. ihbar suresinizde hem vizeyi bekler hem de ihbar surenizi tamamlarsiniz.

yillik izniniz yok mu? bence vize cikana kadar su anki sirkete bi sey soylemeyin. vize cikip her sey kesinlestikten sonra soyleyin, anlasip dusurmeye calisin. zaten ayrilacaginiz sirket, ne kadar sikinti olabilir ki? Yillik izin varsa oradan 1-2 hafta, ustune rica minnet 1-2 hafta derken halledilebilir.

3 hafta yıllık iznim var aslında. 8 haftayı 5'e düşürebilirim de, o kısmı en son aşamada devreye sokmak istiyorum. Şimdilik yeni şirketi arayıp vize sonrası +8 haftaya daha ihtiyacım var dedim. Konuşup geri döneceklermiş.

@65 derece hocam kontrat ya da offer letter çok fark etmiyor bu durumda. günün sonunda vize çıkmama durumu var ikisinde de.

ben de kesinlikle vize cikmadan kimseye bir sey soylemezdim. birkac sene once belcika'ya giden arkadasimin sureci beklediginden 6 ay daha uzun surmustu. bu tabii ki abarti ama belli olmuyor iste.

Vizeyi bekleyin bence de çünkü süre uzayabiliyor ve şirketiniz vize kesinleşmeden sizi işten çıkarabilir. Bizim ofisten yurt dışına giden arkadaşın durumu öyle oldu.

Ben hiç dolmuş görmedim. 500t ile citiies durağı
Ya da Marmaray metro ile aynı durağa gelip orada otobüs ya da taksi yapılabilir. Otobüs numaralarını bilmiyorum ama olması lazım. En azından çok yakınına kadar var

Ben de baktım şimdi Uzunçayır metrobüs durağından 14BK veya 13M diye gösterdi.

Şurdan bakınca D61 olarak görünüyor aslında bahsettiğim dolmuş

application2.ibb.gov.tr
tuhim.ibb.gov.tr

öyle detaylı bir sözleşmeyi internette bulamazsınız. avukata danışmanız en güvenlisi

size mesaj attım.

Evinizi şu ortamda kiraya vermeyin. Çok sıkıntı yaşarsanız.

Vermek zorundayım diyorsanız, bir avukattan destek alarak sözleşme hazırlayın, kiracıyı ve eşini iyi sorgulayın.


.

Urban vpn

eğer kredisiz, trink parayla alabiliyorsanız alın bence. bende para olsa alırdım şu zamanda.

Ben dolar bazında en kötü ihtimalle sabit kalacağını düşünüyorum, düşecek yerler de çokça olacaktır. Öte yandan uzun zamandır takip etmediğiniz bir yer ise piyasanın üzerine almanız da muhtemel. Bahsettiğiniz yıllarda bir ofis sattım ve yaklaşık 40bin dolar zarar ettim. Fakat zararımın büyük kısmı 3-4 sene önce orayı tanımadığım için pahalı almamdan ve içine hiç gerekmediği halde masraf yapmamdan kaynaklı. Şimdi başka bir yer ile pazarlık yaptık, teklifin 10 bin dolar üzerine sattı ve hiç umurumda değil çünkü hem içi masraf istiyor, hem binanın zaruri tamiratları var, hem de dolar yükselmeye devam ediyor. Seneye başka daireleri de satan olursa en kötü bugün verdiğim teklife alacağımı düşünüyorum.

kendiniz için alıp oturacağınız ev ise onun pek zamanı olmaz bile. içinize siniyorsa kaçırmadan alın.

yatırım amaçlı ise ve tamamını nakit kullanacaksanız iyi bir pazarlıkla güzel fırsatlar değerlendirilebilir.

başka bir duyuruda şöyle demiştim;
son 8 aydır ben artan ev görmedim keza düşüyor 10 aydır satılmayan evler var iyi pazarlıkla alın, 3 aya değişecek bişey yok eğer kredi vermeler açılmazsa, kredi çıkmıyor çoğu kişiye ve oranlar yüksek bu değişmedikçe ev fiyatları oynamaz gibi tahmin ediyorum

ekmek olmuş 20 tl. 3 sene önce 600 bine oturmak için ev aldım su an 4 milyon. uzun vadede kendin için bak kendin için diyorum ev almak istiyorsan hiç bir zaman zarar etmezsin. ben şu an ayda 5 bin kredi ödüyorum karşı dairem kirada 18 bin kirada oturuyor.

Evet nakit parayla alıcam. Birçok kişi iyi pazarlıkla güzel fiyatlar alabilirsiniz diyor ama ben daha pazarlık yapmaya çalıştığım ev sahipleri arasında fiyat kıran görmedim açıkçası. İndirim yapmış gibi görünmek için fiyata ekledikleri sembolik tutarları kırıyorlar anca.

@sizofren06 ben dolar bazlı bakıyorum. Dolar bazlı gayet de kaybettirebiliyor.

oturmak için alıyorsanız alın. yatırım için ben olsam almazdım. ekonomist vs değilim, düz vatandaşım.

bu arada geçen sene ev fiyatları sürekli yükseliyordu. ekimde ev aldık, yükseliş durdu. satma derdimiz vs yok tamamen meraktan bakıyorum arada aynı sitedeki satılık ev ilanlarına. ekimden bu yana fiyatlar artmamıştı, sonra ilanlar da kalktı. bu duyuruyu görünce bi bakayım dedim 1 milyon civarı artmış fiyatlar. e bu mantıkla bakarsak ben iyi ki almışım diyorum.

oturmak için ev her şartta alınır bence. almadıkça bi karın olmuyor çünkü. bu zamana kadar ev dahil herhangi bir şeyin fiyatının düştüğünü de görmedim zaten türkiyede.

Şu an Döviz bozdurup konut alsam ve bir devalüasyon olsa kar mı edtmiş olurum, zarar mı?
Bir süredir benim de kafamı kurcalayan soru bu.
Dünya resesyona giriyor, Türkiye stagflasyonda. Bu konkordatolar, iflaslar, işsiz kalmalar denizi içinde satışa çıkan konut miktarında artış olacaktır. Almak isteyen sayısı da düşeceğinden en azından reel anlamda daha aşağılarda bir fiyatın oluşacağı, bu fiyatın da dövizden bağımsız olacağını düşünüyorum.

Ancak haddinden fazla yumruk yemiş, kan revan içindeki Döviz tutucuları develüasyonu dört gözle bekliyorlar. Aha geldi deyip ertesi günü tüm dövizini bozdurup ev almaya koşar da ev fiyatlarını patlatırlar mı diye de düşünmeden edemiyorum.

Dövizi peşinat yapıp, çoook uygun faizli ilk evim kredisi alayım diye bir düşünce geliştirtim. Gidip bankayla ve dahi birkaç emlakçıyla konuştum. İlk ev için %80 kredi veriyorlarmış, o da A enerji sınıflı evler içinmiş. Biz fakirlere gelen evler asla A sınıfı olamıyormuş. Evin exper değeri tapu değerine yakın oluyormuş falan derken eve ödenecek paranın ancak yarısı kadar kredi alınabilirse büyük mutluluk ki bu konu da bana rantabl gelmedi.

Birkaç yerden elinde nakit varsa git çatır çatır pazarlıkla üçtebir fiyat kırdırırsın çünkü piyasada nakit yok diyenlere kanıp birkaç pazarlığa gireyim dedim ki hiç öyle bir şey yok.

Ben beklemeye karar vermiş durumdayım. Param cebimde, gözüm alabileceğim evlerin fiyatlarında. Her gün takipteyim.

Uygun diye düşüneceğim bir ev kestirirsem gözüme hiç devalüasyon falan beklemeyeceğim.

Bakalım. Kısmet.

Bahsettiğin risk mutlaka var. Normal bir dönemde olduğumuzu hala düşünme.

@Mirket

i.ibb.co

Hocam mesela yukarıdaki eurobond'dan 100bin dolar alsan şu an 6 aylık getiri $4512, aylık $752 yapıyor. Bu günün kuru ile aylık 25000TL.

Soru: Bugün 100bin dolar (3 milyon 300 bin lira) ile aldığımız bir evi 25bin liraya kiraya verebilir miyiz?

Bu fiyatlarlarla kira çarpanı 132 yapıyor. Elimde bir veri seti yok ama şu anki piyasadan kabaca gördüğüm kadarıyla yaklaşık 132-140 kira çarpanlı evler bazı yerlerde mevcut gibi duruyor. Böyle bir apartman dairesini alıp kiraya versem kurun sene içindeki artışlarından benim kira getirim sene sonuna doğru azalacak. Eurobond'a koysam dolar bazında sabit getiri. E kur endişesi yok. Ev fiyatları dolar bazında çok arttı.
Dolarda artış olsa bile ev fiyatı dolar bazında en azından bir süre sabit kalır gibi geliyor bana . Faizlerde bir düşme olursa ev fiyatları TL olarak artabilir ama eurobond fiyatları da dolar bazında artar (cds'te bir oynaklık olmazsa). Onu da ordan dengeleriz diye düşünüyorum. Evin akarı kokarı, kiracı ile derdi, aylık kira ödemesinde kur riski vs. derken ben niye bu riski alıp garanti getiri varken ev alayım?

Bu kadar kaotik olan bir şeyi böyle analiz etmek doğru olmayabilir tabi. Ama kabaca baktığımda Eurobond getirisi ile arasında anlamlı bir fark göremedim. Çok fena sallıyor da olabilirim.

Mis gibi hesap.

Tuvaletin musluğu bozuldu diye gecenin bi saati telefon eden kiracının eksikliği hissedilirmi ki? :))

Gerekmiyor.

www.mfa.gov.tr

Yurtdışında oturma izni bulunan vatandaşlarımız Türkiye'den çıkışlarında oturma izin belgelerini ibraz ettikleri takdirde başkaca bir işleme gerek kalmadan harçtan muaf tutulacaklardır.

Hocam bende telekom sektöründeyim yıllardır uzaktan çalışıyorum, bizim ekip komple uzaktan çalışıyor. Bir yerden is teklifi gelince ilk dediğim ben uzaktan çalışıyorum demek oluyor. Alanın nedir?

Biraz fazlaymis.

ankara'da uzun süredir gittiğim için 1500 veriyorum yüz yüze, normal fiyat şu an 2500 lira sanırım.

o açıdan istanbul'da 2700 fena değil diyeceğim ama online için BENCE biraz fazla, ben vermezdim. ha ama imkanınız vardır, psikologla çalışmak istiyorsunuzdur kanınız ısınmıştır vs. o zaman olur. türkiye'de şu an kaliteli, gerçek anlamda psikolojik destek almanın bedeli yüksek maalesef.

Ben online'a bin ti civari veriyorum.

Stanford da eğitim almış 40 senelik psikiyatri doktoruna 3000 veriyorum terapi için.

Bkz. Mükemmelliyetçilik

Önerebileceğiniz başka biri var mı o halde?

3000 benim de , psikiyatr

Karbonhidrat anlamsız deyip yağ içmek ;) kalori açığını bi kutu kolayla kapatabilirsin de yağ da sonuçta fazla alınca zararlı ve çöp kalorilerden

1000 kalorilik soğuk sıkım kaliteli bir zeytinyağının, 1000 kalorilik pirinçten daha zararlı olduğuna dair ne gibi bir kanıtımız var onu soruyorum zaten. Neye göre zararlı ve çöp?

Karbonhidrat almazsan glikoz almazsın. Glikozda beynin besinidir. Bu bir örnek sadece yani. Gluten intöleransın yoksa yani o söylediğin zaralar sadece kuruntu. Varsada doktora gitmen lazım. Hem yağda posa yoktur yani oda başka dert.

Hayatımda daha saçma şey az okudum, açık söylüyorum.
Biraz gıda ve beslenme konusunda okuyun, fikir sahibi olmadan önce bilgilenin. Çünkü karbonhidrat çöp ondan zeytinyağıni kafaya dikeyim diyen birinin öğrenmesi gereken çok şey var.

@logistics Beslenme okumaları yapmadığımı ve biyoloji cahili olduğumu agresif ve ukala bir şekilde iddia edeceğinize mantıklı argümanlar sunmanız tercih sebebi. Soru soranı aşağılamaya çalışan tipik internet kullanıcısı olacağınıza gelip burda bilgi sunun faydalanalım. Benim ağzımdan ne "karbonhidrat çöptür" gibi saçma bir şey çıktı, ne de karbonhidratı tamamen diyetimden çıkarmak istediğimi iddia ettim. Okuduğumuzu anlamadan saygısız bir şekilde ders vermeye kalkmanın anlamı yok.

Altını çizeyim. Günlük karbonhidrat ve lif alımı zaten yeterli düzeylerde. Bahsettiğim şey gün sonunda kalan kalori açığını kapatmak için karbonhidrata yüklenmek yerine ekstradan yağ almak.

@Tina Yulaf gibi nispeten düşük glisemik indeksli bir besin yediğimde dahi uykum geliyor. Defalarca test ettim onayldım. Her gün bir tencere dolusu pilav yemek sizde şişkinlik yapmıyor olabilir ama ben yiyemiyorum açıkçası. Onun dışında, hücrenin kullandığı enerji miktarını azalttığı için şeker kullanımını azaltmanın yaşlanma üzerine olumlu etkileri olduğunu ve hatta son zamanlarda kanser hastalarında ketojenik beslenmenin faydalı olduğunu gösteren tartışmalar bolca mevcut. O yüzden söylediğim şeylerin kuruntu olduğu kanısına nerden vardınız anlamadım.

Tartışmaları bir kenara bırakırsak, ben hala mantıklı bir açıklama bekliyorum. Glikojen depoları dolduktan sonra kalan karbonhidrat zaten yine yağ olarak depolanıyor. Kilo alma sürecinde fazla karbonhidrat sebepli olarak ister istemez bir yağlanma oluyor. O sebeple ben neden bunu karbonhidrat oranını azaltıp yağ gibi kalorisi daha yüksek ve alımı daha kolay bir besinin oranını artırarak kompanse etmeyeyim? Lütfen biliyorsanız cevap verin. Tartışma yaratmak için değil.

Abi karbonhidrat sağlıklı değil demişsin sonra bunun yerini yağla doldurayim yazmissin. Ne diyelim buna?

Yani 50 kalori açık mi 1000 kalori açık mi var bilmiyoruz ama tahminen 100 ml zeytinyağı içmek lazım. Yan etkileri? Laksatif etkisi kesin, onun dışında zaten tadının da olmayacağı garanti. Kalori almak için bulk yaparken fantastik şeyler yiyenler gördüm de zeytinyağı içmeyi isteyen ilk defa denk geldim, ondan da şaşırdım.

Yani vücuda kötü etkisi de bu zaten. Onun dışında mide rahatsızlığı yapıp yapmayacağı belirsiz, kişiye bağlı.

Saçma bulmamin sebebi de bu; dünyada trilyon tane yiyecek var kalori açığını kapatacak. Bunu zeytin yağı kapatarak içmek mark rippetoe'nin galon of milk a day olayi gibi ki o gene daha iyi, illa kalori lazimsa süt için en azından rippetoe garantili yöntem.

Neyse ama sadece ve sadece kalori açısından bakarsak kişinin zeytinyağı içmedi ile donut yemesi ya da baklava gommesi arasında çok fark yok. Sonuçta protein, karbonhidrat ve yağ makrolari dolduktan sonra tereyaği da kemirsen kalori. Ve sanmıyorum ki bilimsel olarak ketocular çıkıp "evet sakın bu kalorileri karbonhidrat olarak alma, bir bardak zeytinyağı iç daha çok yasarsin bilimsel kanit var" diyebilsin.

Aynı şekilde plant based diyetin de ketodan iyi olduğunu da söylüyorlar. Her ay yeni bir şey çıkıyor ortaya, sonra tam tersi çıkıyor ama ortada net bir sonuç hiç olmuyor.
Kanser hastasıysaniz dinlemeniz mantıklı tabi ama degilseniz şu an için net şekilde keto diyet insan hayatina daha iyidir diye bir kanıt yok.

Onun dışında harbiden 2800 kalori nasıl zorlu, vücuda zararli olacak kadar karbonhidrat nasıl oluyor çözemiyorum. Dediğim gibi bir kaşık fıstık ezmesi zaten 200 kalori yapıyor. Illa 500 gr pirinç yemeye gerek yok yani.

Hocam gidip trans yağla dolduralım, cips yiyelim, kokoreç gömelim demedik zaten biz de. Yukarıda biri kola iç yazmış lol. Zeytinyağından bahsetmemin sebebi unsaturated fat oranının fazla olması, antioksidan içermesi ve nispeten daha iyi omega 6:omega 3 dengesine sahip olması. Zeytinyağı gibi her gün tüketilen bir şeyi acayip bulup omega 6 omega 3 oranı dengesiz olan fıstık ezmesini önermek fantastik oldu gerçekten. Bir de akşam işten gelince bir küçük zeytinyağı açıp bardağa doldurup keyif yapıcam demedim. Salataya 1 koyuyorsan 3 koyarsın ordan alırsın. Tadı mı dert yani şimdi bir tek.

Kaldı ki işin sadece fayda zarar kısmından da bahsetmedim. Genellikle günde iki ana öğün yiyen bir insanım ve bırakın iki öğünü üç öğün bile yeseniz günde yarım kilo pirinç, ya da 2.5 kg patates eşleniği karbonhidrat tüketmeyi midem kaldırmıyor.

Zeytinyağ içerek kalori açığını kapatan insan kendisine saygısı olmayan bir Feridun abidir. Şaka şaka. Sanıyorum karbonhidratlar yağlara dönüşmeden önce kaslarda glikojen diye bir şeye dönüşüyor ve enerji depolanması dışında kasları da giderek büyük gösteriyor falan. Ve fazla kalori aldığın süreçte de ihtiyaç halinde kullanılabilen bir formda depolanıyor. Mesela 3. Sette veya 12. Tekrarda. Zeytinyağ ise cilt altında ve iç organların etrafında yağ doğuda depolar ve tekrar eritmek için işte uzun süre kalori açığı oluşturman falan gerekir.

twitter'ı bilemem muhtemelen kendi standartları vardır öyle çok kapsamlı vermiyorlardır, zaten kolay kolay her isteneni de vermiyorlar ciddi bir suç olmadıkça bildiğim kadarıyla.

ama türk sitelerinde, mesela ekşi'de, son 2 yıl boyunca giriş yaptığın tüm ip adresleri veriliyor.

transit vize olayı biraz karışık. almanya için tuerkei.diplo.de

her ülkede ve ülkelerin havalimanlarında farklı uygulamalar oluyor. ama dikkat etmek lazım çünkü yanlış bir durumda ceza yiyebilirsiniz. genelde havayolu çalışanları kontuarda bu durumu incelerler ama yine de dikkatli olmak lazım.

valiz konusunda da size belirtilmediği sürece sorumluluk havayoluna aittir. ancak farklı bir firmaya olan aktarma ise sorun olabiliyor.

Ben genelde bavulu teslim ederken soruyorum, bavulu diger ucus öncesi almam gerekiyor mu diye. Normal sartlarda, bavul otomotikman diger ucaga gecmesi gerekiyor.

(bkz: amazon.com.tr)

İş Bankası Kültür Yayınları

www.iskultur.com.tr

Ben Amazon ya da Kitapyurdu'ndan alıyorum genelde. Kitapyurdu malum taraftan mıydı, ciddi soruyorum?

Ayrıca ithakiyayingrubu.com ve tamadres.com da fena değildi.

aradığınız site kitapyurdu değil onu diyeyim en azından eksisozluk1923.com hizliresim.com

tek bir yayınevinden ziyade kitapyurdu, babil gibi bir yer arıyorum. babil için de çok şikayet yazılmış son zamanlarda.

aynen, saçma :)

bit.ly üzerinden "spoti.fi" olarak yapılabiliyor. Spotify linki yapıştırınca o seçenek çıkıyor.(ücretsiz üye olmadan o linkleri vermiyor galiba, üye girişi yapıp bakıyorum ben)

www.amazon.com
Pdf’ine ulaşmak kolay. 3 cilt toplam ama bu kitap çok övülür.

iPad Pro Cok Daha kaliteli

sırf 120hz için bile pro alınır. bende m1 pro var kardeşimde m1 air var. 5 dakika bile katlanamadım air'ın ekranına.

128 gayet fazla fazla yeter.

Gayet yeterli
Kesinlikle iPad pro derim (iPad pro 11 kullanıcısıyım)
Sırf 256 gb için Air tercih etmeyin

Pro'yu aldım. Teşekkürler cevaplar için.

Kim wise’I ucurmus? Ben kullanıyorum hala

TL para yatırılmıyor.

Geçen ay kullanmıştım oysa. Neyse o zaman interactive brokers’tan hesap açın.

Nasıl wise uçmuş? Komisyon olarak mı? Ben de yeni ödeme aldım.

EUR>EUR gönderimi de mi olmayacak?

Adam bir kağıt çıkarmış 1000 Dolara satıyor. Faizi %10. Yani yılda 100 dolar.
Bir sebepten kağıdın fiyatı düşmüş.900 dolar olmuş, yine Yılda 100 dolar getiriyor. Yani getir, %11,11

Kupon değeri ile ilgili bir vergi ödemiyorsun. O artar azalır. Ona kafayı takma. Aldığın faizin TL değeri, her yıl belirlenen bir miktar var, Ondan yüksekse vergi ödüyorsun.

Görmüşsün her şeyi gerçi de . Kaçan iki şey var.
Bizim devlet daha yüksek faizli Eurobond çıkarırsa senin kağıdın fiyatı düşer. Ama fiyat umurumda değil. Ben gelecek sabit faize bakarım diyorsan. Al.

Kağıdın fiyatı Devletin güvenilirliği nispetinde düşüp yükseliyor.

Devlete güveniyorsan. Hiç durma. Al.

Yani bu şu demek oluyor anladığım kadarıyla. "yıllık kupon faizi" dediği şey kağıt ilk çıktığı andaki fiyattan alırsak elde edeceğimiz kazanç. Bu kağıt çıktığından beri fiyatı arttığı için, şu anda alırsam getirisi "yıllık getiri" kısmında yazan kadar olacak.

mı?

Evet.
Yalnız o, örnek olarak verdiğin kağıdın durumu biraz karışık. Özellikli bir durumu var. İlk yıl verdiği faiz ile diğer yıllar verdiği faiz birbirinden farklı.
Şu adreste, 629 kodlu kağıt yanındaki *** açıklamasını okursan anlatılıyor orada.

www.isbank.com.tr

Charles Schwab. Sadece danışmanlık yapar. Fon, hisse, halka açılış gibi satış yapmayan tek şirkettir.

Türkiye'de ise bildiğim yok. Malesef bizde herkesin eli diğerinin cebinde, tilkiler kümes bekçiliği yapıyor. Bence tabii.

eğer valiziniz kabinde değilse, bağlı uçuş olduğu valiziniz otomatikman Doha'ya gider.

Bagaj veriyosan bagajın çıkmaz.
Ama onun dışında ben bir yağtırım olacağını sanmıyorum. Ama deneyiyimim yok.

Aktarmalı uçuş değil arkadaşlar, çoklu uçuş (multi city). Valiz teslimi yapılıyor. İkinci uçuş bir ay sonra bile olabilir.

Coklu ucusu nasil arattiniz hocam

Arama ekranında seçenek var

i.hizliresim.com

Odanın büyüklüğü ne kadar? Herhangi bir akustik düzenleme var mı?

Akustik düzenleme yok

Ev planı şöyle
imgyukle.com

Kırmızı işaretlediğim alanda bir yere koyacağım speakerları. O kısmın büyüklüğü yaklaşık 6.5 X 8 metre. Mutfağı da dahil edersen 6.5 X 11 gibi bir şey oluyor.

Speaker için şuna fena değil demişler mesela. Receiver ile kombinlesem $1000 altına kapatırım sanırım. Nasıl?
www.amazon.com

Ya da wirless hi-fi speaker'lara falan da yönelebilirim. Sonos'dan ufak bir indirim kuponum var. Şu mesela www.sonos.com

Ben olsam şunu alırdım. www.amazon.com

Edifier'ın birkaç hoparlörünü dinledim. Parasına göre güzel alet yapıyorlar. Ayı gibi bas istersen bir tane de sub alırsın.

geçenlerde ben de bir diş çekimi ve bir dolguya 1800 verdim, bana normal geldi sizin fiyat.

Yirmilik dişe normal diş muamelesi yapmıyolar, cerrahi yetkisi olan doktor çekiyor diye fiyatları yüksek.

Ama sizinki gömülü değilmiş, 5 dakikalık normal çekim olmuş.

genelde bu birlik, oda vs. taban fiyat belirliyor. doktorun populeritesi, ünvanı, klinik lokasyonu vs. fiyatı yukarı çekiyor.
ayrıca doktora sorarsanız muhtemelen muayene, lokal anestezi, diş çekim, çektiyse röntgen, sürdüyse ilaç vs. parası diye bir sürü kalem sıralayabilir :)

eski listeye bakıyorsunuz öncelikle.

www.tdb.org.tr

20 yaş dişi eğer normal çekim ise genellikle 5.1 ile 5.3 arası ücretlendirilir. normal bir diş çekimi (5.1) de değil sonuçta.

tarife keşke her yerde geçerli olsa ama o zaman hastalar çok sorun çıkarır. liste çoğu kalemde baya yüksek(ki olması gereken). mesela 6.1' e bakın. bu bildiğin küçümsenen diş taşı temizliği ve ücreti 1180 tl.

tavsiye edilen tarife bu yıllardır. eskiden asgari tarife idi. ama hiç bir zaman zorunda olunan bir tarife değil.

özetle normal fiyat sizinki.

edit: surprise'ın da değindiği gibi çoğu işlemde o kalemler hesaplanmıyor bile. anestezinin tanesi(ecza deposundan alış) olmuş 15 tl... 1.5-2 tl idi.

düzgünce katlayıp cebime koyarım herhalde.

yakında bir çöp kutusu vs. yoksa mecburen cebe.

Masaya koymam, koyanı da hoş görmem.

Cep uygun, cebi olmayan kıyafetli kadın kişisi çantasına koysun.

2209+2911 yatmış zaten. bakiyeniz 52521 olmuş. en üstte gözüküyor.

2209TL 3 aylık faiz ödemesi. Kur farkı ayrı.

dogru yatmis

31 mayis tl toplamnin usd karsiligi 2890 usd
31 agustos tl toplaminin usd karsiligi 2890 usd

bir kac usdfark olabilir. yanlis yok

bunun mantigi su aslinda. uc ay once paranla kac usd alabiliyorsan vade sonunda da paranla ayni dolari alabiliyorsun. dolar alma da tl'de kal diyor sana devlet guya...

sistem öyle değil ki. faiz veya kur farkından hangisi büyükse o yatıyor hesaba. banka sistematik olarak faizi yatırıyor arka tarafta kur farkına bakıyor bununla arasındaki tutarı da 2. kalem olarak yatırıyor. hem kur farkından kazanç hem faizden kazanç yok yani.

bir önceki aya bakın o da aynıdır. ikisini toplayın kur farkı kazancını verecek (kur yükseldiği için)

bu ay kur düşmüş olsaydı sadece 2209 tl yatacaktı.

@mr.goodcat +1

Nedense insanlar hep faiz + kur farkı sanıyor. Öyle değil, hiçbir zaman öyle olmadı.

Banka size her türlü faizi veriyor, eğer kur kazancı faizden fazlaysa size kur kazancını tamamşayacak kadar kur farkını veriyorlar.

Zaten bankaların kkm açıklama sayfalarında da bu şekilde tarif ediliyor olay. Sizin dediğiniz şey nasıl yayıldı insanlar arasında anlamadım ben ama herkes sizin bildiğiniz gibi biliyor. Zannediyorum insanlar ellerine geçen parayı hesaplamıyor. Bakıyor sisteme faiz ve kur farkı ayrı ayrı düşüyor, arkadaşlarına "ikisini birden veriyorlar" diye söylüyorlar. Çok ilginç gerçekten.

herkes açıklamış ama hala kimseye tik atmamışsınız.

inanmakta zorlansanız da hata yok. hangisi yüksekse o verilir. hem faizi tam alayım hem kur alayım diye bir şey yok.

Beni de öyle yediler. İkisini de alıyoruz sanmıştım ben de :) sonuç: 3 ay boşu boşuna dolarımı kitledim. Tüm sistemi bu yanlış anlaşılma üzerine kurmadılarsa bişe bilmiyorum. 3 ay boşu boşuna dolar faizinden oldum.

Sistem gayet açık vadeli hesap gibi düşün bunu diyor faiz vericem hatta faizi verdiğimde dolar bazında kur farkından dolayı zarara uğrarsan kur farkı yatırıcam yani zararın olmayacak.
Kur artmazsa zaten faizden kazanmış olacaktın
Ama gidip gerçek kağıt olarak almaya kalkarsan makastan dolayı zararın oluyor tabi

@adivar sakin ol corç, yeni okudum :)

açıklamalar için teşekkürler arkadaşlar. kkm'ye önemsiz bir miktar para attığım için detaylarla çok ilgilenmedim. durum net şimdi.

Benim tavsiyem Samsung Galaxy M21 olacak:

www.amazon.com.tr

Siz yine bildiğinizi alın ama anne-babaya cihaz alırken mümkün mertebe kurcalama ihtiyacı duyulmayacak, stabil, dengeli ve iyi bir cihaz gerekir. Bu yüzden Xiaomi, General Mobile, Casper, Vestel vb. gibiler olmaz. Samsung en iyi seçimdir.

Kayınvalideye yeni M33 aldık. A33 ile arasında kaldık. Büyük ihtimalle kendi babama da A33 alacağız. Hiç biri içindeki bir çok özelliği kullanmayacak farkındayız.

Ama samsung'un basit mod diye bir özelliği var. Kendi anneme yıllar önce J serisi bişi almıştık, basit mod işini gayet görüyor. Sadece ihtiyacı olan app'ler ana ekranında.

Alırken şunu göz önünde bulunduruyoruz, evet bugün bir çok özelliğini kullanmayacak olabilir ama ilerde uygulamaların minimum gereklilikleri artacağından bu telefonlar iyice giriş seviyesi olacak.

Kendim için alırken bile aynı şeyleri çok sık yaşadım. Telefonu hassas kullanan biriyim, hiç bir telefonum neredeyse bozulmadı. Ama ram-hafıza gibi sorunlar baş gösterince kullanılmaz hale geldi. Bugün ortalama bir banka uygulaması X birim ram Y birim hafıza gerektiriyorsa, 2 seneye bu 2X'e 2Y seviyesine çıkacak. Ondan temel özellikleri ne kadar üst olursa, donanımsal olarak eskimesi o kadar gecikecek. Zamanında babam "aman gerekmez bana en üstü" tribine girdi ve basit bir şey aldı. Şimdi uygulamaların çoğu yüklenmiyor bile, android güncellemesini 1 senedir yüklememek için savaş veriyor çünkü onu yüklerse telefonda hafıza kalmayacak.

Özetle samsung a33-m33 ikilisinden biri iyidir.

xiaomi'de stabilite problemi olduğuna katılmıyorum öncelikle. 1 yıl olacak neredeyse poco x3 pro alalı bir problem yok. ayrıca uzun süre güncelleme alma konusunda alternatif olarak custom rom ile bunu sağlamayı düşünebilirsin. safetynet problemi yaratmayan custom romlar var bankacılık uygulamalarında da problem yaşamazsın rootlasan bile magiskhide vs. çözüm oluyor.
custom rom desteği açısından bakarsan xiaomiler oldukça iyi bir seçim olabilir. baban yapamaz tabi ama sen anlıyorsan resmi destek bittikten sonra custom rom kurabileceksen uzun süre geliştirici desteği alacak popüler bir model tercih edebilirsin.

ben mesela 60 yaşlarında birine 2015 model telefon verdim custom rom kurup. gayet sorunsuz kullanabiliyor. zamanında alırken kendi fiyat bandında rami biraz yüksek bi cihaz almıştım. 3gb ram olduğundan hala kullanılabilir seviyede bir cihaz. custom rom ile de 2022 güvenlik güncellemelerine sahip.

custom romlardaki kişiselleştirme özelliklerinin de genelde daha fazla olması kullanımı daha basit hale getirmeye olanak sağlıyor. ben magiske ve ayarlara şifre koydum yanlışlıkla kurcalayıp karıştırmasın diye mesela. magiski uygulama menüsünden filan da gizledim. rootlamamın tek sebebi safetyneti geçmesini sağlamaktı sertifika sorununu çözdüm. rootlu bir uygulama yok telefonda. magiskin şifresini bilmeden herhangi bir uygulamaya yanlışlıkla root erişimi verme şansı da yok.

İlk olarak bir düzeltme yapayım; ev sahibinin emsal kira 'isteme' hakkı yok. Kira tespit davası açma hakkı var. Emsal kirayı ev sahibi değil, mahkeme belirleyecek. Mahkeme de genelde civar evlerden daha düşük kirayı uygun olarak tespit ediyor (bu bilgiyi tek başıma doğrulayamam, aksini ya da doğruluğunu teyit edecek arkadaşlar olacaktır).

Mahkeme kira tespitinde bulunduktan sonra ev sahibi bu bedelin üstünde, kiracı da altında kira veremiyor. Ev sahibi için üst, kiracı için alt sınır oluyor yani. Bu yola giderseniz en azından mahkemenin belirlediği emsal kira üzerinde anlaşırsınız, boşuna tartışma olmaz.

Birkaç emlakçıya sordum. Bölgede kiralık ev sayısı çok çok az olmakla beraber, kiraladığım yer ayarındaki daireler 7000 liradan başlıyor. İstediği fiyata (5bin) sobalı ve leş gibi yerler kalmış. Mahkemeye gitse aşağı yukarı talep ettiği fiyat belirlenecek o zaman.

O halde kimseyi uğraştırmayıp %120 artışı kabul mü etmek lazım? Ya da, benim zaten 1 seneye evi boşaltma niyetim var. %100 artışı beğenmediğin için ben de yasal oran olan %25'i ödüyorum, şimdi git davanı aç mı desem? Arada da evden çıkarım, sonra dava düşer muhtemelen.

kira tespit davasını kazansa da geçmişe dönük işlemez, karardan veya en kötü dava tarihinden sonrası için geçerli olur.
%100 beğenmiyorsa yap %25 artışı geç. Uğraşsın dursun.

olur da evden cikmazsaniz diye, %120 artisi kabul ederseniz sifirdan sozlesme yapin (eger oluyorsa) zaten 8 yiliniz dolmus, 2 sene sonra gelip 10 yil oldu hadi eyvallah demesinin onune gecebilirsiniz belki bu yol ile.

kira tespit davası geriye yürümez. ama hangi dönem için açıldıysa o dönemin başlangıcından itibaren geçerli olur. karardan sonrası için geçerli olur bilgisi doğru değil.

"Kira bedelinin tespiti davası yeni kira döneminin başlangıcından en geç otuz gün önceki bir tarihte açılırsa veya kiraya veren tarafından bu süre içerisinde kira bedelinin artırılacağına ilişkin olarak kiracıya yazılı bildirimde bulunulmuş olması şartıyla, izleyen yeni kira yılı sonuna kadar açılması halinde; mahkemece belirlenecek kira bedeli, bu yeni kira yılının başlangıcından itibaren kiracıyı bağlayacaktır."

@65 derece

Sözleşmeyi yeniden yaparsa bu kez 5bin'e değil 7bin'e vermek isteyecektir evi. Aynı fiyatı yazmaz yeni sözleşmeye.

rayiç 7bin olduysa, ve bütçeniz de 5bine yetiyorsa son bir pazarlık edip, biraz zorlayıp, 4750-4800 ne tutturursanız anlaşmaya bakın. zaten 1 yıla çıkacakmışsınız. olur da çıkmazsanız önümüzdeki yıl bu zamanlar %25 hala geçerli olacak. önümüzdeki sene sadece %25 yaparsınız ve fazlası için de maskeyi gösterirsiniz.

Maske ne yahu. Mahkeme.

Güzel ücret, tek kişi içinse rahat geçinir + tatil yapar + birikim yapar.

Güzel bir ücret +1 yani tam ortalama diyebiliriz. Tek başına iyi yaşatır.

gayet rahat gecinir, tatil yapar ve para biriktirirsiniz.

eger kisa süreligine gelmiyorsaniz third pillar (3a) diye gecen olaya da bakmanizi öneririm. ciddi miktarda vergi iadesi alabilirsiniz.

Pasalar gibi yasarsin

illa ki gecinirsin de para biriktirmek var para biriktirmek var. bence hedefin 6-7 senede yasayacagin sehir icin ev depozitosu biriktirebilecek kadar bir butce olusturmak olmali. "haftada bir dışarı çıkan" demissin de mesela zaten avrupali genelde 1 defa falan cikar. bu cok oyle mutevazi degil, daha ziyade normal. ben sahsen ayda bir cikarim.

neyse tavsiyem bu sekilde yani.

Ben zaten mutevazi olup eve kapanayım demedim ki :) Ortalama bir Avrupa vatandaşı ne yapıyorsa ben de onu yapıyorum dedim. Eve depozito verecek param var, Türkiye'de yaşamıyorum. Derdim elimize kalan paranın İsviçre'de karşılığı nedir onu öğrenmek.

""Acile gittim, serum takıp 20bin dolarımı aldılar"; "parmağım kırıldı, alçıya aldıktan sonra eve üç milyon dolar fatura gönderdiler" hikayelerini biliyorsunuz."

bunlar isyeri uzerinden sigortasi olmayanlar icin gecerli.

onun haricinde su an tam olarak nasil ifade ediliyor aklima gelmedi ama sigortanin coverage'i her hastaneyi her doktoru her hemsireyi vs icermiyor. bir arkadasim (gocmen degil, beyaz, dogma buyume orali, beyaz yaka falan) planli bir sekilde burun ameliyati oluyor, doktorunu hastanesini falan sigortanin sundugu hastanelerden birinde falan seciyor. normal prosedur. ama o da ne, 1 hafta sonra eve kurek kadar fatura geliyor cunku bu ameliyattayken kendi sigortasi tarafindan odenen anestezi hemsiresi musait degilmis, baska hemsire girmis, bu hemsire de onun sigortasi tarafindan cover edilmiyormus kisisel olarak. sonuc olarak gayet kapsamli bir sigortasi olmasina ragmen haberinin olmadigi bir sey icin binlerce dolar odemek zorunda kaldi. boyle cok kafa karistirici seyler var.

ben su an amerikada yasamiyorum, saglik sistemiyle kisisel olarak tecrubem kisitli. yasayanlar belki daha net anlatir.

hot potato nun bahsettigi in network. sigortanin anlasmali oldugu yerler yani.

eger iyi bir sirketten teklif aldiysaniz $77 sizin odemeniz gereken paydir. geri kalanini sirket sizin adiniza oduyordur. orada onemli olan nokta, deductible ne kadar, ona dikkat edin.

limit ve kapsamına iyi bakmak lazım. şu anki rakamları bilemiyorum ama tanıdıklarım ayda 200-220 usd civarı veriyordu eskiden. benim öğrenci sigortam vardı ama bir arkadaşın Jamaika'lı teyzesini bir gece hastaneye götürdük. kadının tansiyonu düşmüş, gözü kararmış, neyse, bildiğin serum fizyolojik takıldı ve sabaha kadar orada yattı, herhalde birkaç kez de tansiyonuna bakılmıştır. 5500 usd fatura geldi, çok net hatırlıyorum, sene 2005. yüksek lisans biter bitmez dönmeye karar verme sebeplerimden biri oldu diyebilirim, bu derece sosyal devletten yoksun bir memleket olamaz.
geçen sokakta bir mülteci adamla çocuğunu gördüm, gece yarısı aile merkezini aradım, gidip aldılar barınağa yerleştirdiler. Bizde millet nasıl kedi, köpek besliyorsa orada evsizlere yemek dağıtılıyor, milyonlarca evsiz barksız, yiyecek ekmeği olmayan insan sokakta.
bu arada barınaktaki hayvanları da sahiplenen olmazsa öldürüyorlar.
bunlar benim için fazla garip.

Şirket olaylarını bilmiyorum ama ABD'de ya gelirin asgari ücret civarı olacak hastaneye ve hiç para ödemeyeceksin ya da inanılmaz iyi olacak hastaneye ödediğine acımayacaksın. Orta direksen yandın. Örneğin doğum masrafı yaklaşık 20.000$.

yakin yerlerde (kita avrupasi vs) yaptirip, izne geldiklerinde check-up, dis tedavisi vesair halledenler taniyorum.
ayrica bazi saglik sigortalari kuresel (yahut bazi ulkeleri) kapsayabiliyor galiba.

ABDye girerken hep customs diye geçiyordu, orda kontrol noktasında bekleyen polislere de düz officer deniyor. Başka bi tanımı varsa bana hiç denk gelmedi açıkçası. Ama direkt ordaki polis memurunu birine anlatmaya çalışıyorsan Customs and Border Protection(CBP)officer da diyebilirsin.

customs gümrük. border patrol olabilir.

edit: yanlış biliyormuşum, customs officer deniyormuş onlara da.

www.quora.com

Bence normal. Yavaş yavaş, zamanla toparlayacaksın, en azından bende öyle oldu. Benim karantinam bittikten sonra, aradan bir buçuk ay geçmesine rağmen hala çabuk yoruluyordum. Özellikle merdiven çıktığım zaman nefes nefese kalıyordum. 25 Ekim 2021'de pozitif çıkmıştım, güç kuvvet olaraktan bugün bile hâlâ eski ben değilim. Tabi ilk dönemlere göre çok daha iyiyim ama eskisi değilim.

Not: gerçi bu hastalık kişiden kişiye farklılık gösteriyor. Bana olan size de olacak diye bir kaide yok. Hastanede yatarken Günden güne iyiye gidiyor denilen yakınım bir sabah nefes darlığı çektiği için hayatını kaybetti. Kendinizi kötü hissediyorsanız eğer doktorunuzla görüşün. Hatta ciğer filmi çektirin kafanız rahat eder.

kesinlikle hastaneye git.
Ciğerlerinde ne olduğunu bilmiyorsun.
Kotu bisiler varsa ciger filmiyle cikacaktir

Hastaneye gidip film çektirin.

Plastiği/kauçuğu eritecek ve dofrme edecek bir yapıştırıcı olmadığına emin olun işlem yapmadan.

Enflasyon araştırma grubu.

www.reddit.com
Şurası ilham verebilir.

Bir de, bir seferde 3-4 gün aynı şeyi yemek yerine yaptığınız her yemeği (buzlukta saklanabilecek olanları) fazla fazla yapıp buzluğa 2-3 porsiyon atma alışkanlığı edinmek güzel oluyor. Çıkarıp mikrodalgada çözdürmek ya da bir gece önceden/sabahtan buzdolabına alıp akşam çözülmüşken ısıtmak kolay. Çorbalar, patatessiz sebze yemeklerinin çoğu, barbunya nohut yemeği vs, bazı mezeler buzluğa girmeye gayet uygun. Böyle şeylerin yanına taze bir pilav ya da bir salata yapınca çok hızlı hazır oluyor her şey.

bu işin anahtarı tupperware.

başka kilitli ve vakumlu kaplar da işe yarıyor tabii ama tupperware performansı farklı gerçekten.

refika'nın kavanozlar halinde hazırladığı yemekler vardı mesela ama dediğiniz gibi, bir yerden sonra aynısı oluyor maalesef.

biraz yaratıcı düşüneceksiniz.
zevkinize göre cacık bile yapıp 3-4 gün muhafaza edebilirsiniz bu şekilde.
yani birkaç side dish ya da meze, zeytinyağlı vb. yapıp, kavanozlara da çeşitli sebzeli sote edilebilecek et hazırlayıp, arada bir de et alternatifini değiştirmek gibi şeyler yapabilirsiniz.

ama sonuçta protein/karb/yeşillik dengesini tutturmaya çalışıyorlar.

ben de bir süre yaptım ama üşenip bıraktım artık. pazar günleri bulaşığıyla beraber 5-6 saat boyunca 1-2 haftalık yemek yapardım. bir dolu köfte, fırında kanat, brokoli, rezene, bir tencere dolusu chili con carne falan derken bir sürü uğraşırdım.

yani protein olarak et, mercimek, fasülye, yumurta; karb olarak makarna, pirinç, bulgur, kinoa; yanına da yoğurt veya mısırlı, pancarlı, nohutlu, rokalı bir salata.

bir şekilde hep aynı şeyler ama değiştirmek de mümkün.

Jack Wolfskin, The North Face gibi markalar yerine Mammut öneririm. Outdoor'cuların iyi bildiği bir markadır. Ama TNF gibi piyasası olmadığı için pek tercih edilmez. İçi polarlı ya da ikisi bir arada montları oldukça iyi.

Biraz pahalı ama Wellensteyn olabilir. -5 derecede ince gömlekle üşütmüyor. Bence tasarımları da güzel. Outdoor havası yok. Ben her ortamda giyiyorum.

Bence oradan al. Oranın havasına en uygun olan kıyafetler orada satılıyor. Mesela Stockholm’de bir mağazada montlar -10 -20 şeklinde başlayıp -60’a kadar gidiyordu. Pahalı olabilir ama daha sağlam ve oraya daha uygun olduğu tartışılmaz.

en iyi izolasyonu kaz tuyu yapar. gidip polyester, sentetik urunler almayin. gideceginiz yerdeki magazalardan alin uygun bir sey.

Bence içe polar üste rüzgar kesen ince mont daha başarılı olacaktır. Eskişehir'de -20 kadar olmuyor kışın ama hava soğukken mont giyip -10 falan olduğunda polar+rüzgarlık şeklinde kullanıyorum ben de. Bir de rüzgar oluyorsa yüzünüz için de bir şey bakın felç geçirmemek için.

megalomaniac +1. turkiye'de o sicakliga uygun adam akilli mont bulamazsin. gidecegin yere gittiginde butun magazalarda duydugun duymadigin bir suru markanin envai cesit modelini bulacaksin. butcene uygun olanini alirsin.

-20'de ne yapacaksin? -20 oranin rekoru mu yoksa rutin gunduz sicakligi mi?

Oyle normal ofis insaniysan, sahada gezmeyeceksen kalin elyaf bir mont muhtemelen isini gorur.

Ondan daha sogukta parkayla nobet tutabiliyorsun.
Onemli olan sey mont degil iclik giymek, isiyi vucudundan uzaklastirmaman lazim.
Kaz tuyu falan fayda etmez iclik sart.

Marka önerileriniz için teşekkürler. Bahsettiğiniz diğer outdoor markalarını biliyorum. Fakat markadan ziyade nasıl bir model almalıyım sorusuna cevap arıyorum ben.

Gideceğim yerden tabii ki alabilirim ama hem Türkiye'de bir tık daha ucuz, hem de sezonda olmamamız sebebiyle indirimler var. O yüzden gitmeden halletmek istiyorum.

Şehirde son 3 yılın sıcaklık grafiği şu şekil: i.hizliresim.com

Kullanım yeri genellikle şehir hayatında olacak. Ofise git gel, yemeğe çık vs... Arada ufak çaplı doğa gezileri olabilir tabii ki ama aldığım şey idare eder muhtemelen.

Kaz tüyü mont + termal içlik, kuzeyde bütün kış yeterli gelmişti, Adidas'ınkini kullanmıştım. Bir de Decathlon'un şu montu kadar ısı izolasyonu olan bir monta denk gelmedim, ne malzeme kullanıldıysa tam bir performans/fiyat ürünü. Uygun fiyatlı yedek olarak düşünebilirsiniz : www.decathlon.com.tr

@anthemis

O decathlon montundan bende de var. Geçen sene yine başka bir kuzey şehrinde tüm kışı o mont + polar ile geçirdim ^_^

Ama o sene fazla soğuk olmadı, -7 en düşük. Bu kez biraz daha kuzeye gidiyorum.


Yorumlardan anladığım kadarıyla 3in1 de kaz tüyü mont da iş görür gibi.

sahibinden'e bak derim bir de etrafa haber verebiliyorsan , bazı salonlar kapatabiliyor. çıkma malzemeler olabilir ellerinde.

5 sene sonra rayiç bedel kira davası açabilirsiniz, 5 seneye kadar yıllık en fazla Efe tufe oranında zam yaparsınız.

is bilmezlikten ziyade karar vericilerinin birinin yakini olmasindan suphelen. bu devirde babadan milyonlari yoksa kimse ay bilmiyoduk ucuza mi vermisiz demez.

Ben de aradaki farkı cebe indirdiklerini düşünürdüm. Bence yönetimden şikayetçi olmak lazım. Bi avukat ile görüşün derim.

Görme sorunu oluşuyorsa veya oluşursa diye bence (annenizin de onayıyla) 17.3 inçlik bişey alın. Markayı da benzer tutun derim. Olmadı asus lenovo iyi diyor duyuru'daki uzmanlarımız.

Bütçe belirtirseniz daha iyi yardımcı oluruz.

Tablet istemiyorum diye özellikle belirtmesine rağmen inatla tablet önerenlere tebrikler.

www.hepsiburada.com

Yanyana degilmisiniz? Dildiledeğmeden olmaz turkce

Ben öğretmen değilim, sistematik bir şekilde öğretemem ki. Rastgele kalıplar, kelimeler öğreniyor ben öğretince.

www.pandora.com.tr mesela

www.gurkanbilgisu.com
Şunlara bir baksanıza, linkler sağlam mı bilmiyorum gerçi.

ingilizce bildiği varsayımıyla :

the-eye.eu

turkce.yee.org.tr

Türkiye'den kart eklenmiyor olabilir. Ben de yurt dışından açtırdım birine yabancı banka kartı tanımlayıp yolladı.

iyi ama kartı öncesinde eklemiştim ve bu ekranda da görünmüştü. birkaç kez aynı ekrana git gel yapınca kayboldu. kart için onay bile aldım öncesinde ve şu an hala hesabımda görünüyor ama ödeme ekranında çıkmıyor. neyse, ticket açtırdım da kim bilir ne zamana bakarlar artık.

Çözüm: Hesabı silip tekrar oluşturdum, kartları tekrar ekledim ve parayı gönderdim.

1-Im just plugging along

2-try to make do

1) Böyle motamot bir çeviri var mı bilmiyorum ama "Not too bad", "meh", "it's OK" gibi terimler kullanılır. Bir de "better than a kick in the balls" gibi hikayeli söylemler var. Hiç yoktan iyidir gibi bir anlamı var.

2) Bunun için de "you have to manage with the books you have" gibi bir şey denebilir. Eğer yetinmelisin gibi bir anlam aranıyorsa "you should be contended with the books you have." daha doğru olur.

1. Not too bad, I'm just hanging in there.

Small talk için not too bad diyince çok small bir talk oluyor. Biraz daha böyle idiom'lu ifadeler arıyorum. Hanging in there olmaz muhtemelen. Vakit geçiriyoruz, takılıyoruz gibi bir anlam çıkıyor.

1- bizim dilde pek acik degil o idare ediyoruz, yani eksin yok monotonluk var anlaminda soyleyebilir, filler olarak da kullanabilir, sikinti, sorun yok anlaminda da soyleyebilir. O yuzden ingilzceye cevirmek mantikli gelmedi
2- get by

you know up and down, up and down

manage diyorlar sanki. im managing. idare ediyorum. you should manage with those books.

"what's up?" diye sorarlar genelde.

genelde de "not much" denir.

1- I'm doing OK diyorlar genelde
2- Manage kullanıldığını gördüm ama (zorlukla) idare ediyorum şeklinde. Should'lu hiç duymadım

Bir için birebir tek bir çeviri olmadığı belli zaten. Benim yukarıdaki önerilere ek olarak önerim "It could have been worse." olacak. İyiyim diyemem ama ölmüş bitmiş de değilim gibi geliyor bana. Bir de "I've been better." var ama o idare etmekten çok kötüyüm ama şimdi kafanı onunla şişirmeyeyim anlamı veriyor benim kafamda.

İki için bugisme ve neverletyougodown +1 diyorum.

1) so far so good (alternatif olarak samimiyet varsa olabilir. aynı anlama gelmeyebilir.)
2) get by on/upon

1. I had better days olabilir -Karşıdaki ne oldu hayırdır vs deyip devam etsin diye-
2. Make out kullanılabilir phrasal verb olarak veya idiom lazımsa “...books should fill the bill for now”denebilir

torrent kullanacaksanız vpn hizmetini direk almanız daha uygun olur vps hizmetleri bu tarz şeylere izin vermiyor.

Google Cloud ve AWS denedim şimdiye kadar, bir senelik ücretsiz kredileri kullanarak. Hız konusunda da kapanma konusunda da bir sorun yaşamadım.

Valla ben de çok sevmiyorum kalın tabanlı ayakkabı da, küçük bir şehirdeyim düzgün bir şey bulamadım bir türlü. O yüzden kararsız kaldım :/

Kötü. Bu tarz ayakkabıları nike adidas dışı çok kötü yapıyor.

Ben beğendim

bu ayakkabıları beğenip nasıl giyiyorsunuz anlamıyorum.

Bu ayakkabıya bu pata verilmez.

beyaz tabanlı apaçi ayakkabısı almayın artık üreticiler şundan vazgeçsin.

Valla daha yeni Nordic ülkelerinin birinden geldim ve sanki sosyal yardım olarak dağıtılmış gibi herkesin ayağındaydı bu tarz ayakkabılar. Orda kendimi sorguladım hatta ben mi zevksizim, o yüzden mi beğenmiyorum acaba diye. Bir şans vereyim dedim ama Türkiye'de algı farklı gördüğüm kadarıyla.

Alacak ayakkabı yok ya. Ya böyle kalın tabanlı, ya da yelekli nargileci sneakers'ı dolu ortalık. Nike/Adidas'ta da bulamadım istediğim gibi. Neyse bakalım.

Bence gayet ok.
Bu eksicilerle duyuruculari dinlersen yalın ayak gezersin dostum.

Ben beğendim ya zevkimi sorguladım yazılanları okuyunca :D

çok kötü çok

güzel degil

bence güzel de o para o ayakkabıya verilmez. adidas'da benzer modeller ve aynı fiyata oradan almak daha mantıklı.

Ayakkabı fiyatı indirimle 340 lira. 850 değil. Normal yani.

Ha 340'a çok diyorsanız bir şey diyemeyeceğim :)

dışişleri bakanlığının websitesinde vardır kesin

Norvec asiri pahali bir yer. Almanya'da net 3200-3500euro Norveç'te net 4300euro'nun cok otesinde. Bu iki ornek birbiriyle kiyaslanabilir degil bence oncelikle.

Maaslara glassdoor'dan falan baktin mi? Quora guvenilir bir kaynak degil bir cok durumda.

Norvec asiri pahali da kime asiri pahali? Tl kazanana tabii asiri pahali olur, sanirsin norvec halki sefalet icinde surunuyor.

bence ulke karsilastirmasi yapmak yanlis, direk asgari ucrete bakmak lazim. saniyorum isvecte asgari ucret uygulamasi yok, o zaman garsonluk gibi isleri yapanlarin ortama aldigi maasa bakilabilir.

tek basina isen asgari x 3.
aile gecindireceksen (2 cocuk baz alalim) asgari x 5

bunun altina dusunce yasadigini saniyorsun ama sadece fotosentez yapiyorsun.

Isveç'te yaşıyorum.

60k sek brüt iyi bir maaş gerçekten. IT sektöründe daha olası ama güzel bir tecrübe lazım.
İsveç'te maaşların biraz daha düşük olduğunu başka arkadaşlardan da duydum. Stockholm pahalı, iyi bir kira 10k dan başlar. Ben Malmö civarındayım ve iyi kiralar 7k 8k dan başlıyor.

IT sektöründe 3 4 sene tecrübesi olan bir arkadalım 37k kazanıyor. Başka bir arkadaşım yeni Danimarka'da iş bulmuş 50k dkk (70k sek) teklif etmişler. Onun isveç'teki beklentisi 45-50k imiş, baya iyi bir teklif olmuş.

Garson maaşı brüt 22k-24k, net olarak da 17k-18k.

Birkaç sene önce cfo olarak çalışan mühendis kuzenim brüt 110k brüt alıyordu, 13 yıl tecrübe ve baya sorumlulukla.

Senior seviye demişsiniz, 10+ yılsa tecrübe 60k rahat istenebilir gibi, 5 yıl falansa biraz zor gibi.

Valla bu ücretileri duyduktan sonra biraz soğudum açıkçası. Alım gücümün düşeceğinin farkındayım gittiğimde (bahsedilen tutarları Türkiye'de kazanıyorum çünkü), fakat yurt dışına yerleşebilmek için biraz taviz vermek zorunda olduğumdan birkaç seneliğine idare etmeyi planlıyordum. Ama zaten pahalı olan Stockholm'e gidip de kazandığım 3500€ beni anca hayatta hayatta tutmaya yetecekse İsveç çok anlamlı değil sanırım. (Her şey para değil diyenleri kenara alalım :))))))

Kafandaki ideal ücreti yapıştır o zaman. Bir mucize olur da dönerlerse gidersin. yoksa düzenini bozmaya bence de değmez.

40k Sek’e Stockholm’de aile geçindirmeyeceksen gayet güzel yaşarsın. Ama firmanın sana sağladıklarına da bak mutlaka, mesela ev bulman için sana yardımcı olmalılar çünkü kiralık ev bulmak çoookk zor Stockholm’de. Bir süre sonra ev satın alabilirsin bütün arkadaşlarım böyle yaptılar, onlara çalıştıkları IT firması kiralık evi bulmuştu.1 sene kadar 10K SEK civarı kira verip daha sonra 11-12K civarı aylık kredi ödeyerek 2+1 3+1 bahçeli ev satın aldılar.

Ulaşım masrafı aylık 1000SEK, sınırsız ulaşım kartı.
Market masrafın aylık maximum 700-800SEK.
Su faturası yok. İnternet kiraya dahildir. Elektrik 300-400 SEK gelir max.
Dışarıda içtiğin güzel bir kahve 60-90 SEK.
Privat leasing şeklinde araba alsan(araba senin olmuyor ama 3 sene her ay arabasına göre değişen bir ücret yatırıyosun kaskosu sigortası vergisi her şeyi içinde sen sadece benzin alıyosun) aylık 3000-4000 SEK.
Konserlere falan da gidebilirsin en iyisi 900SEK’ten başlar vip izlicem dersen 2500’e kadar çıkar :)

Kuzey pahalı. Almanya ya da Hollanda'da işlere bakabilirsiniz.

Biz eskiden cankurtaran kayaliklarda bira icerdik. eminonune gitmeniz lazim tabi. bi de hala piiz icirtirler mi orada bilemedim.

Neresi varsa tek tek alıştıra alıştıra hepsini hiç ettiler.
Şehirlilik ve yurttaşlık bilinci olmayan lümpen yığınlar sadece sessiz kaldı. Ben bulamıyorum bir yer. Bulun varsa bekliyorum.

Fitmuhendisce diye bir sayfa var instagramda tarifleri güzel, basit ve sağlıklı.

Howtofoodprep instagramdan takip ediyorum, yabanci hesap ama genelde kolay bulunabilir malzemeli yemekler paylasiliyor, hatta bugun tavuklu bir salata yaptim baya guzel oldu.

Bugun ben de buna benzer bir duyuru eklemistim onun altina gelen cevaplara da bakabilirsin.

Edit yapamadim tekrar yaziyorum, şimdi gorunce aklima geldi bir de diyetisyenselen var supplementler ile alakali baya faydali biligiler paylasiyor ve yemek tarifleri. Hatta nutria.fm diye bir uygulamasi var ben suan yurtdisinda yasadigim icin indiremiyorum ama Türkiye’deyken kullaniyordum. Yanlis hatirlamiyorsam her gune ozel farkli yemek tarifleri, bilgilendirici ve motive edici icerikler vardi uygulamada.

Supercook gibi siteler elinde olan malzemelere göre tarif veriyor. Google'da "cook by ingredients" diye aratabilirsiniz.

internet vergi dairesi.

GİB'in sayfasında böyle bir fasilite görmüyorum ben.

Buldum

faturasorgulama.elogo.com.tr