Ekşi Duyuru

Onlar da kalite kalite. Parasına göre kaliteli olanları da çıkabiliyor

ben de bazen pazardan alıyorum.
çorabın üzerinde imalatçısı yazuyor mu, pamuk oranı belli mi, bunlara bakıyorum.

imalatçısının adresi telefonu falan varsa, pamuk orani yazıyorsa aliyorum. e tabi kalitesine de bakıyorum.

pamuk oranı yüksek olunca terletmiyor.

Kaliteli markalara fason üretim yapan firmalar, daima, her ihtimale karşı aldıkları siparişin %10,%20 kadar fazlası üretim yaparlar. Sipariş tamamlanıp iş teslim edildikten sonra, bu fazla üretimi, etiketini keserek, başka etiket takarak veya, hiç uğraşmadan etiketiyle ve ucuza pazarcılara satarlar.

Bir de pazaryerlerine mal üreten firmalar vardır. Bunların malı kalite kalitedir. Kaliteyi asla etiketinden anlayamazsın. Bildiğim kadarıyla %100 naylondan ürettiğin ürün üzerine %100 pamuk diye etiket basıp basmadığını kontrol eden bir müessese yok.

Nuit'i beğeniyorum ben. Etraftan da güzel tepkiler aldığım oldu.

zaranın parfümleri genelde bilinen ünlü parfümlerin imitasyonlarıdır. hatta bunun bir tablosu vardı bulursam ekleyeyim.

melissajanelee.com

Dört yıllık süre boyunca yıllık bileşik büyüme oranı yüzde otuz olacak.
Dört yılda YBBO %30 olarak gerçekleşecek.

Ama hala endişen varsa statista ve cagr diye arat, orada ilk cümleler genelde bu konuyla ilgili oluyor.

yuzu okuyunca mesaj yazisinin gidip mesajin gorunmesi gerekir. olmuyor mu?

içilir o son kullanma tarihlerini zorunluluktan koyuyorlar, kurutulmuş çay sonuçta bi sıkıntısı olmaz.

ecnebiler Bb yani Best Before yazar, yani şu tarhiten önce en iyidir, sonra zamanla nefsetini yitirmeye başlar demektir. O yüzden süper bi tadı olmasa da içilir.

bir sey olmaz tadi kotu olmustur muhtemelen.

icilir ama tadi hic cay gibi olmuyor. en azindan siyah cay icin bende oyle oldu :)

Eskiden çok gidiyordum. Başlarda hem tatlar güzel hem porsiyonlar yeterliydi. Ama artık değil bana göre, o eski güzel tadı alamıyorum.
Seorabol ya da Çamsut'u tercih ederim Sopung yerine

Geçen hafta eşimle gittik. Daha evvel gitmediğimden yukarıdaki arkadaş gibi tadın bozulup bozulmadığını bilmiyorum.

Hiç gitmeyen biri deneyebilir bence. Cheesepop güzel. Gimbab dandik.

Menüsü internette var fiyatlar güncel.

www.menuongo.com

Şu ekonomide parfüm diyemeyeceğim. Bozulmayacak şarküteri ürünleri alınabilir. Echire tereyağı isteyen çok tanıdığım oldu henüz tatmadım ama vardır bir bildikleri.

Carrefour'dan Ferrero Rocher çikolatayı çok uygun almıştım diğer ülkelere göre. Hediyelik düşünürseniz. Ama bu kurlarla giyim kuşam, elektronik vs pahalıya gelir diye düşünüyorum

Pariste yaşayan arkadaşımın birebir tecrübesine göre, orada marketten alacağınız ürünü, TL'ye çevirdiğinizde bile daha ucuza geliyor diyor.
Sallıyorum 1 kg tereyağı 8 euro olsa yine kurtarıyorsunuz gibi.
Kur ve fiyatlar delirdiği için beğendiğiniz ürünü hızlıca o an hepsiburada vs. kontrol edip almanız en mantıklısı olur.

Daha bunlar ne ki? Ilerleyen bolumlerde tam dayaklik hale geliyor. Ters ters “doga” deyisini duydukca agzina vurasim geliyor

Daha bunlar ne ki +1

Ayrıca Fatih çok gerçekçi bir karakter. Ortalık böyle adamlardan geçilmiyor. Hayatınıza bu tarz bir insan girmediği için şanslısınız. İnsan izlerken dayanıyor da, bir de bu insanlarla yaşayan kadınlar var gerçekten.

Aynı şeyi yalı çapkını için düşünüyorum. Ağalık sistemi ve onun ağzının içine bakan koca koca insanlar. Çok övülmesine rağmen iki bölüm dayanamadım.

Kızılcık şerbeti izlediğim tek türk dizisi. Fatih karakteri resmen gerçek hayattan uyarlanmış gibi. Ben Fatih’e değil de Doğa’ya katlanamıyorum. Bir insan geri kafalı olabilir ama o insanı hayatımızda tutuyor olmak da bizim suçumuz.

Daha bunlar ne ki demeye gelmiştim, denmiş.
+1

İlk bölümlerdeki mıçmıç aşklarına da katlanamıyordum. Sahneleri bitene kadar sessize alıyorum.

Stadyumun ordaki giselerden tek girislik kart alinabiliyodu

passo mobil uygulamasından girilir. qr okutup geçebilirsiniz.

bireysel pakette var gözüküyor. 3 ve 6 aylık da seçenek var.

www.spotify.com

yapamayız passo şart

zor bir yol değil ama yola yorgun çıkmayın, arada bir mola verip kahve için, yüzünüzü yıkayın bir de aracın bakımlarını yaptırmadıysanız yaptırın, yağına, suyuna, lastik basıncına vs. bakın işte.

Ohoo, bu rota için yeterli bir tecrübe.

Sık sık dalga geçiyoruz ama "adamlar yol yabtı", yolalr geçrkten güzel. Kar kış yoksa acemi biri için bir tehlike yok bence.

En soldan gitme, hız kuralalrına uy, en sağdan da gitme. Tırlara kamyonlara dikkat et, adamların önünde yavaşlama, hızlarını kesme, yokuş çıkarken yavaşlamalarına sebep olma.

uzun yol şehir içinden aslında daha kolaydır ama dikkat etmen gereken, eğer uzun yol yapmadıysan birkaç konu var.

- hız sarhoşluğu: bu çok küçümsenir ama tehlikelidir. uzun yolda saatlerce 100-120 gittikten sonra şehir içine girince hızını ayarlayamazsın. 30-40 gidilmesi gereken yerde farkında olmadan 60-80 ile gidebilirsin.

ilk denemede ankara yerine daha kısa bir rota sapanca izmit taraflarına gidip gelebilirsin.

ben 120 sabitleyip gidiyorum, daha öncede 150-160 giderdim. yakıtta büyük tasarruf oluyor.

istanbul ankara arasında dikat edilecek yer kocaeli civarı. sonrasında yol zaten güzel. sag şerit güvenli diye aldanma sol şeritten zınk önüne geçip sağdan çıkış yapmak isteyen olabiliyor.

Otobandan ve orta şeritten git.

3 şeritli yollarda şeritler arası hız farkı biraz fazla geliyor bana. Şu ki: sol şerit 120 ile akıyor, orta şerit 90 ile mesela. Bu ferktan dolayı da şeritler arası geçiş biraz yoruyor insanı. Kocaeli kısmında 15 km kadar bölümün çoğu 3 değil 2 şerit, o da ayrıca zorluyor kamyonlar-tırlar coşup da sol şeride çıkınca. Sakin kalıp sollamak için fazla dikkatli olup kör noktayı kontrol edip güzergah da iki veya üç kısma ayrılıp orada mola vererek kafa resetlenirse faydası olur.
Keşke daha sakin bir rota seçeneğiniz olbaydı.
Eskişehir-konya arası 350km (iki şerit) değil de Esk-Gebze arası 260km (özellikle otoban kısmı) daha fazla yoruyor ve geriyor beni mesela.

İlla ankara diye bir şey yok aslında daha yakınlara da gidebilirim. Eskişehirden sonra yollar zorlaşmaya başlıyorsa eskişehire de gidebilirim çibröek yer gelirim ya da bursada iskender falan :)

istanbuldan eskişehirin yoluyla ankaranın yolu birbirinden çok farklı. Ankara yolu çok sıkıcı, bol şeritli, düz bir yol. eskişehir yolu ise ben yenikapıdan yalovaya inip oradan giderdim hep eskişehire. sana da onu tavsiye ederim. çünkü köprüye gelene kadar bile çok yoruluyorsun. istanbulun hızlı trafiği daha yolun başında çok geriyo insanı. yalovadan sonra ise zaten orhangazi, bursa, inegöl ve mezitler. mezitler virajlı ama bol yeşillikli çok keyifli bir yol. o güzergahta en yoracak kısım inegöl olur, çünkü bir tek orada şehir içi trafiğine giriyorsun, çok ışık var ama kısa sürüyor.
inegölde köfteni yersin, eskişehirde çarşı pazar gezersin. dönüşte eskişehirden istanbula giderken mezitler çıkışında yeşilpınar diye bir restaurant var, ormanın ortasında çok keyifli, orada yemeğini yersin. acıkmadıysan da orhangazide duvalı tatlısı olan bir yer var, küçük bir aile restaurantı, orada saç kavurması ve duvalı tatlı yersin, vapura dönüp geçersin istanbula. mis.canım çekti.
ne sordun, ne anlattım ama walla ankara yolunda bir şey yok. sırf eziyet o yol.

normali lig bitince ama iki takım da kayıpsız gelirse 36. hafta gs-sivas maçı sonrası belli olur

gs ve fb hiç puan kaybetmezse 36.hafta ankaragücü-gs maçı sonrasında belli olcak, gs kazanırsa şampiyonluğunu ilan edip 37.haftadaki gs-fb maçında kupasını alcak.

alkol içiyorsan yarın satılmaz

Büyütüldüğünü düşünüyorum. Erzurum ve adıyaman olayları hariç korkulduğu kadar bişey de yarın da olmayacak.

alkol dışında her şeyi yarın da alabilirsiniz

Ben çekirdek almayı düşünüyorum.

biralarımızı aldık. self control cd'miz hazır. başka bir şeye gerek yok. yarın bunlar hariç hepsini alabilirsin.

Sorun olacağını sanmıyorum.

Sosyal medyadaki algı oyunları ile çevremizdeki olanlar arasında dağlar kadar fark var.

Yakıt şu an en çokta bana lazım deponun çeyreği kadar dolu ve yarın sabah erken otogara uğramalıyım. Git gel yaklaşık 80km. Yine de sorun yapmaya değmez.

otomatik tufek al.

Hocam bu seçimde ilginç bir biçimde ben hiçbir yandaş kanalda millet ittifakına dair bir şey göremedim daha henüz.

Cumhur ittifakının Yenikapı, Millet ittifakının Maltepe'de mitingi var, ama ikisi de Pazar günü diye biliyordum mesela.

Yarın miting iki taraf da 7 Mayıs

başta ikisi de 7 Mayıs'tı sonra Millet ittifakınınki 6 Mayıs'a alındı diye biliyorum.

www.ntv.com.tr

biliyordum
esenyurtta da ysp nin mitingi vardi

biliyordum, her yerde anons arabaları ile duyuruyorlardı. maltepe'nin tam dolmaması fiyaskoydu. 2018'de %30 oy alan muharrem ince bile tek başına daha çok kalabalık toplayabilmişti. ki ona gitmiştim. 7 parti maltepe'de miting yapıp alan tamamen dolmuyorsa burada ciddi bir sorun vardır. 2018'den çok çok geride tablo. demedi demeyin.

Yani aslında her şey alınır. Nasıl şeyler aradığınızı bilmiyorum ama mesela ayakkabıda Jimmy Choo için konuşuyorum neredeyse 5 bin tl fark var. Parfüm için de her birinde değişmekle beraber kendi kullandıklarım için 1500 tl kadar fark var arada. Ama ben olsam parfüm için, burada halihazırda olmayan bir şey alırdım değişiklik olsun.

Yine çanta için de parfüm ile aynı fikirdeyim. Gidip klasik bir d-joy çanta almak yerine ben olsam Amelie Pichard güzel bir çanta bakardım.

Çoğu şeyde Fransa Türkiye'den ucuz döviz kuru sebebiyle.

Ne istediğinize karar verin önce. Çok seçenek var.
En en basit örnek;
Nh150 wp decathlon ayakkabı Fransa'da su an 28 euro.
Türkiye'de 830 lira.
Dandirik ayakkabida bu kadar fark var.

Indirim, fiyat vs bakmak için idealo ve dealabs bakabilirsiniz.

Kozmetik ürünlere ilgin varsa A313 isminde bi retinol krem var, mükemmel bir icat.

Fiyat düşmez de 1 yıllık bakımda balata mi değişmesi garip geldi.
Ben olsaydım bunu sorardım.
Söylemeseniz de servis kayıtlarını isterse alıcı kişi görür orada.

Eskiyen parçanın yerine yenisi alındıysa bunun artısı vardır ama daha birinci senede silecek ve fren balatasının değişmesi tuhaf geldi doğrusu.
Bana kalırsa bu konuda daha çok servisin tavsiyesine(!) uydunuz sanırım.

Değişenleri alacak kişiye söylemenizin bir zararı yoktur.
Expertiz bu tür,yağ, balata, filtre gibi sarf malzemelerinin değişmesinden çok kasa, kaporta, boya, mekanik aksamlar, hava yastığı, emniyet kemeri gibi iç donanım yani kaza haricinde normalde değişmemesi gereken sabit aksamlara bakar.
Bir expertizin tespit edemediği önemli bir kusuru başka expertizin tespit etmesi de ayrı konu.

Yine değişimini yaptığınız parçaların değişmesinde fiyat düşmez.
aksine bunları düşünmeden son zamanlarda piyasaya da bakarsanız aracınızın fiyatı daha da artmış olabilir.

@diye

Aynen valla ne dedilerse değiştirdim başıma iş çıkarmasın Sonra diye :)

ben arac satarken ne degistirdiysem tarihleriyle siraliyorum.
ama 1 senelik aracta balata/silecek degismesi garip +1

Tahmin etmiştim. İşlerini bildikleri gibi korkutmayı da biliyorlar.
Onlara sorduğumuz sorular, neyden anlayıp anlamadığımızın da bir göstergesi.

Kendim, sıfır alınan aracın yaklaşık 6 yıl sonra bütün balatalarını ve lastiğini değiştirttim.
Senelik bakım benim için yaklaşık 2 yıldır:)

Tavsiyem bu işlere yatkın bir tanıdığınıza her daim sorun bilgi almanız ve yine sosyal medyadaki araç marka modeline uygun grupları da takip etmeniz

balata ve silecek önemsiz

balata, silecek, lastik bunlar zaten zamanla değişmesi gereken parçalar. değiştirirsen bu alıcının lehine olur masraftan kurtulur alıcı.
1 yıllık aracın balatası değişebilir bu arada. çok fren kullanmışsındır, çok km yapmışsındır vs. kafana takma yani 3 kuruş bir şey yaptır gitsin. yo

"Değişensiz" gibi kavramlar kaporta parçaları için kullanıyor. Yoksa sizin bahsettiğiniz sarf malzemeleri veya mekanik parçalar için kullanılan bir ifade değil. Sizin bir şey belirtmenize gerek yok.

Ben araba alırken bakıma girmesiyle ilgili hangi parçalar değiştiğinden ziyade (özellikle ilk bakımda) yetkili serviste mi yapılmış diye bakardım.

Bakımda değişen parçalar yerine "yetkili servis bakımlı" diye belirtmeniz daha önemli eğer yetkili serviste yaptırdıysanız.
Bakımda neler değişti diye sorarlarsa cevaplarsınız da, kimse silecek balata değişti diye arabadan soğumaz.

Silecek lastiklerinin değişmesi normal, zaten bir "yaz-kış-yaz" dönemi geçirince yıpranıyor mevsimsel nedenlerden.

Ama balatalarda öpmüşler maalesef, bir yılda eğer araç 60-70 bin km yapmadıysa balata değişmez kolay kolay.

Kaporta ile ilgili bilgi verin yeterli (değişen boyanan vs) 1 yıllık araba için fazladan bilgiye gerek yok, garantisi zaten devam ediyordur.

Ama bu zamanda araba satmak pek mantıklı değil, yenisini almadan ya da arabayı satınca ele geçecek paranın yeri hazır değilse bu ekonomide zarar etme olasılığınız yüksek.

Neden satıyorsunuz?

Şirket policy'sine bağlı. Mesela bizde garantisi bittiyse elindeki telefon ya da laptop'ın, alım fiyatının yüzde bilmem kaçını ödeyip alabiliyorsun, güncel satış fiyatıyla ilgili değil.

özel sektör için asgari ücret ya da memur zammı belirleyici olacak gibi gözüküyor. şu anda gördüğüm kadarıyla net pozisyon alan bir şirket yok.

Şu an piyasada herkes seçimi bekliyor. Ne olur, nereye gider, seçimden bir ay kadar sonra netleşmeye başlar. Herkeste ona göre pozisyon alır.


.

garanti teknoloji zam kararı açıkladı

3 ayda 1 yapıyoruz. Nisan’da %21 + performans yapıldı. %30 aldım ben.

- Asgari ücrete zam yapılmadığı sürece bizde zam olmaz. Geçen sene, asgari ücretine zam gelince zam olmuştu.

- Seçim bekleniyor bu sene +1.

Yıkama gözüne montla beraber 3 tane tenis topu koyun. Bir zamanlar Dechatlonda bu maksatla kullanım için satılan ucuzundan tenis topları vardı. Hala var mı bilmiyorum.

Kurutma işleminin hayli hızlı olması lazım. Güneşin cayır cayır olduğu bir zamana ayarlayın.

Bear ürünü için su bazlı serumlar uygun. Kesinlikle yağ içermemeli. Su bazlı gliserinli serumlar iletkenliği sağlıyor. Foreo'nun kendi serumu da var ama fiyattan dolayı çok geliyorsa ultrason jeli, aloevera jeli de birer alternatif.

@ wct3 org neden ozellikle yag icermemesi gerekiyor?

@songforsomeone Yağ bazlılar iletkenliği engelliyor. Su bazlı serum iletkenlik sağlıyor, micro akımların derinin altına ulaşması için gerekli. Bu söylediğim bear ürünü için geçerli, elektrik veren cihaz.

@ wct3 org

Cok tesekkur ederim, sevgiler

araç nedir bilmiyorum ama fren balatasının 10bin'de değişmesi çok erken. çok mu frene basıyorsunuz? ortalama bir aracın fren balatası 40-50bin'de değişir ama çok frene basmayan birisiyse, bu kilometre biraz daha uzar.

size verilen filtreleri çöpe atabilirsiniz.

arac yaris arabasi degilse 10binde balata bitmez, garip. +1

filtre cop, degistirdiklerini ispatlamaya calisiyorlar.

artık arabalarda balatalarda asbest kullanılmıyor. ses yapmıştır veya belki diskleri çizmiştir. değiştirmişlerdir. sıkıntı yok.

romanya'da enim bakımda eski filtreleri vermediler mesela ama doldurdukları yağın kutusunu verdiler.

parçaları çöpe at.

zamanında bizim arabada volan değişti, volanı verdilerdi elimize :)

Eski filtreler çöpe
Balatayı ben 50 bin km'de değişiyorum. 10 bin çok erken geldi bana.

bakin degistirdik, bosa para almadik diyorlar
ilk gordugunuz cop kutusuna atin hepsini :)

Fren balatalarımı 90.000 km civarında değiştirdim. Gerçekten balata değişimi gerekip de değiştirdiyseniz sürüş alışkanlıklarınızı gözden geçirmeniz gerekiyor

Balataları atmayın, ileride tekrar kullanılırsınız. Mümkünse bir fotoğrafını atın kalınlığını görelim.

Şehir trafiğinde taksicilik yapsanız da 10 bin km balata bitmez, bence suistimal var. Hatta ben olsam hemen tekeri söker ve balataları incelerim, harbiden yeni balata mı takmışlar diye?

Yoksa hiç balata değişmediler de servisteki eski bir balata takımını senin bagaja atıp fatura mı ettiler?

İnanın bu evham değil, bizim ülkemizde yapılması çok normal bir şey.

Size verilen eski balataların kalınlığı çok inceyse, yani gerçekten değişmesi gereken bir balataysa, %90 sizin arabanızın balataları değildir.

Eğer size verilen balatalar gerçekten incelmişse, hemen yeni takıldığı iddia edilen balataları inceleyin, renginden yazısından tozundan belli olur değişip değişmediği.

filtreleri çöpe atmayın. geri dönüşüme verin. yetkili servise geri götürüp bıraksanız onlar geri dönüşüm şirketleriyle anlaşmalıdır büyük ihtimalle.

Bagaj aşırı kalabalık değilse problem değil. Aşırı kalabalıksa da problem değil aslında. Bagajda LPG varsa dikkatli bakıyorlar çünkü.

Ruhsatı götürüyorsun zaten onlar alıyor

Genelde ruhsat ve anahtarı ilk girişte teslim ediyorsunuz.
Genelde onlar da size teslim ederken dış yıkanmış teslim ediyorlar. Bagajı boşaltmaya hiç gerek yok.

teknik olarak, araba açısından olmaz. ama mesela motor yağı dediğin şey bir ila bir buçuk yıl civarında ya da on bin kilometre yol gidince değişir aşağı yukarı. eğer sen bu limitlerin çok altındaysan paranı biraz boşa harcamış olursun.

kampanya gerçekten değiyorsa yapıştır. onun hesabını otur yap.

Garantinin devam etmesi için zaten bu bakımı yaptırmak zorundasin. Ha 2 hafta erken ha 2 hafta geç. Bişi fark etmez

Anladığım kadarıyla yetkili servis indirimleri daha çok araç garantisi biten müşterileri sağa sola kaptırmamak amaçlı yapılıyor bazı markalarda.
Garanti süresi içinde aracının bakımları için büyük titizlik gösteren kullanıcı, garanti bitiminden sonraki indirimli bakımı yetkili servis yaptığı için gidiyor.
Markanın yetkili servis bakımları kişiye güven veriyor ne de olsa.

İndirim, normal bakım fiyatının en az 3/1 oranına yakın veya fazlası ise belki düşünülebilir.

%25 daha düşük verdikleri indirimli fiyat.

Ben sevdim, akıyor.

Biz geçen (dün) arkadaşlarla toplandık yorum yapa yapa izledik bayağı aktı. Bomboş dizi ama sarıyor. Geyiğine izlenir.

Annem izlerken bakıyordum ama hep anlık saçma sahnelere denk geldiğim için dalga geçerek uzaklaştım yanından.
En son şu Twitter'da dönen malum sahne ile bi meraklandım, takip ettiğim kişilerin olumlu yorumları dikkatimi çekti, izlemek istedim ama o kadar uzun ki üşeniyorum.

(Şu an güncel olarak takip ettiğim bir yerli dizi var, Güzel Günler onu da Youtube'dan kendim parçalara bölerek izliyorum.)

Benim başlamama sebebim süresi yoksa ben de aşırı merak ettim ilgimi çekti bu dizi.

Ceza olayını fırsat bilip parçalara bölerek izleyip yetişebilirsiniz belki.

ben de aynı merakla geçen hafta sonu başladım, dün yetiştim yeni bölümü bekliyorum. ben biraz manyak gibi taktığım için ardarda izledim her boş vaktimde ama sıkmadı da.

x1.5 hızda izledim bu arada, yoksa çekilecek çile değil. sonrasında normal hızına dönünce ağır çekim gibi geliyor.

Ben 2.bölümdeyiö şu an. Nursema güncel bölümlerde herkesim favorisi gsliba ama ilk 2 bölümde alabildiğine uyuz davranıyor kıza. Sonradan düzeliyor mu?

çoğu devlet hastanesinde doktorlar özelden daha iyi. ilk etapta devlete gittiyseniz ordan devam edin bence. konfor dışında özel hastanenin bir esprisi yok. A+ özel hastaneler hariç tabi.

Faberkastelli +1

Özelde işler daha hızlı ve konforlu oluyor. Ama tss ücreti dört katı geldi :(

Özelin amacı zaten benim gözümde bi şeylerin hızlıca halledilmesi. Beklememek falan.

Eğer ilk muayeneye devlete gideceksem o zaman özel sigortamı iptal ederim. Bi amacı kalmaz benim gözümde.

kamu hastanesi orta yaş üstü doktor.
en azından kamuda gereksiz tetkik, gereksiz operasyon yapmazlar. eğer yinede aklınıza yatmazsa ikinci bir fikir için özele gidilebilir. veya operasyon gerekliyse kamu açık yapıyor olabilir tercih olarak özelde laparoskopik yaptırılır.

E) Hepsi

Anlaşmaya göre oluyor. Öncelikle ödeme şekillerini tanımlayalım.

1- Net maaş (Tanıma gerek yok)
2- Brüt maaş (Tanıma gerek yok)
3- Fatura Karşılığı Hizmet Ödemesi (Bu tutar üzerinden şirket ve şahsa vergi matrahı çıkar.)
4- Aracı kuruluş kullanarak Fatura karşılığı hizmet ödemesi. (Hizmet alana faturayı aracı kuruluş keser, vergi kesintilerini yapar ve hizmet verene net ödeme yapar.)
... Hisse opsiyonları gibi durumlar standart olmadığından girilmedi.

Şimdi gelelim çalışma modlarına

1- Hizmet veren (Bundan sonra Ali olsun), bir şirketi kurar ve gelen para karşılığında yabancı şirkete fatura keser. Gelen paradan da vergi ve Bağkur ödemelerini yapar. Ödeme şekli no:3
a- Bu şirket Türkiye'de olabilir
b- Bu şirket, uzaktan şirket kurmanın kolay olduğu, Amerika, İngiltere, İskoçya ve Estonya gibi ülkelerde olabilir.
2- Bazı ülkeler yurtdışı remote durumuna resmi olarak izin verdikleri için şirketimiz (Bu da Kaboom olsun) Ali'yi yurtdışı remote çalışan olarak işe alır, vergi kesintilerini Kaboom'un ülkesinde yapar ve Ali'ye net maaşını gönderir. İki ülke arasında çifte vergilendirme anlaşması var ise Ali'nin gelen maaş üzerinden yeniden vergi ödemesi gerekmez. Ödeme şekli no:1 (ama anlaşma bakımından no:2'de olabilir.
3- Kaboom ve Ali çalışma sürecini 3. bir aracı şirket üzerinden yürütür. Bu Freelance siteleri olabilir, Hizmet ve çalışan kiralama şirketleri olabilir veya Ali'nin bir arkadaşının şirketi olabilir. Kaboom aracıya Fatura karşılığı ödeme yapar, Ali aracı şirketin çalışanı veya hizmet sağlayanı görünür ve Aracı şirket Ali'ye ödeme yapar. Ödeme şekli:4
4- Ali yurtdışında kendi kuracağı şirketi aracı şirketi olarak kullanabilir, bu bazı durumda vergi avantajı sağlar.
5- Ali'nin ilgili ülkede çalışma izni vardır. Ali, Kaboom'un uzaktan çalışanı olarak maaşını Kaboom'un bulunduğu ülkedeki hesabı üzerinden alır. Ödeme şekli 1 ila 2 olabilir.

Bu örnekler çoğalabilir. Bir de devletlerin vergi yasalarına uymayan durumlar var.

1- Ali, Kaboom ile anlaşır, Kaboom Ali'nin verdiği IBAN'a parasını atar. Ama Ali bu para karşılığı bir Fatura kesmez, vergi ödemez. (Üzerinden bir kaç yıl da geçse Ali'nin vergi dairesinin dikkatini çekerek yakalanması olasıdır.)
2- Ali ve Kaboom yine yukarıdaki süreci işletir ama ödemeleri Bitcoin vs. olarak yapar. Bu durumda Ali bu tutarları coin ticareti kazancı olarak belirtip beyan edebilir ya da yine coin borsalarında değerlendirebilir.

Bu örnekler de çoğalabilir.

Sonuç olarak, Hizmet alınan ve verilen Ülkelerin kuralları ve Ali ile Kaboom'un ihtiyaç, talep ve keyiflerine göre pek çok farklı ödeme ve çalışma yöntemleri bulunabilir.

Bizde var regl izni her ay 1 gun, 8 mart da resmi izin, nevruz da.

yemeksepeti var örnek.

fiyat değişir, lot sayın ne oranda arttıysa fiyat o oranda düşer. varlığın sabit kalır.

Bedelsiz sermaye artırımını şöyle düşün.

Cebinde 1 tane 200 lira var. Yani 200 liran var.
Bozdurdun.
Cebinde 10 tane Yirmi liran oldu. Yani 200 Liran var.

Temettü veren birkaç kağıdın grafiklerine baktım.

Öyle bir genelleme yapmak pek mümkün değil. Varsa bile endeksin ve kağıdın genel hareketi içinde kaybolmuş.

Herkes temettüden yararlanmak istemiyor. Yeni icat edilen bir gaz o. Ben büyük yatırımcı olsam, temettü zamanı satarım kağıdı. Bir de vergisiyle mi uğraşacağım onun.

genel bir kaide yok. temettüye yakın zamanda hisse alınca temettü ödeme günü hisse de aynı oranda düşeceği için bir anlamı yok.

Begüm yücesoy - altintepe

Sernaz çakır caddebostan

www.instagram.com

ekspertiz değeri genelde daha düşük oluyor.
ekspertiz değerinin %80'i kadar kredi çekip, üstünü nakit tamamlaman gerekiyor.

Eksperin verdiği değerin %80 i kredi çıkıyor. Kalan parayı peşinatla birlikte mal sahibine sen ödüyorsun.

Hep eksper değeri düşüktür. Bazan çoook düşüktür.

Eksperim kafanda soru işareti varsa yaz özelden

Benim evin ekspertiz değeri aldığım fiyattan daha yüksek çıktı.

Herkes üstteki gibi anlaştığından daha yüksek fiyat söyle, düşük çıkar falan diyordu ama şu aralar piyasa bi acayip.

Yukarıdakilere ek olarak, kredi tutarı gelirinizin %40 veya %60'ı ile limitli sanırım. Bankanıza sormanızda yarar var.

Belediyenin bir hizmet kuruluşu. %1 (yanlış aklımda kalmadıysa) karla çalışıyor.

anladığım kadarıyla kiptaş aracı. müteahhit ile bina sahiplerini bir araya getiriyor. kiptaşın kontrolünde inşaat yapılıyor.
eğer fazla kat ve daire çıkma imkanı varsa bunu maliyetten düşüyorlar ve daha az bir ücret ödeniyor veya hiç ödenmiyor.

İnsanlar kiptaş tecrübesiyle bizimki neden uymuyor hiç anlamış değilim. 4 katlı 4 bloklı sitede her blok için +4 kat atıp üstüne 3+1 olan evleri 2+1 olarak plan sunmuşlardı. Hadi neyse depremden dolayı evin küçülmesi sorun değil denildi. Ama daire başı yakın çevredeki yeni binalar o zaman 1 milyon ise kiptaşın bizlerden istediği 700 bindi. Ayrıca kredi kısmı da avantajlı değildi.

Ben akşama 3d bileti aldım eşimle yaa geyik bir şeyler izleyelim 3d ilginç olur dedik. Beklenti yüksek olmazsa izlenir bence ....

Olmuyor milletvekili olması lazım. Ha milletvekili olsa da dokunulmazlığı kaldırmak zor değil

Cumhurbaşkanı dokunulmazlığı var.

Mutlaktır, görevden sonra da devam eder. Vatana ihanet suçu dışında sorumluluğu yoktur.


sen.av.tr

Vatana ihanet diye bi suc var mi ki?

sonradan da devam eden o sorumsuzluk sadece cumhurbaşkanlığı görev ve sorumlulukları ile ilgili. yani misal bir hırsızlık yaptıysa cezai dokunulmazlık diye bir şey kalmaz.

yargılanacağını falan mı düşünüyorsunuz? kim yargılandı ki rte yargılansın?

tadı değil kıvamı benzer sadece. çok ekşi bir tadı var hatırladığım kadarıyla

Hayır hiç tatlı değil ekşi değil çok buruk bir tadı var, az da olsa pekmeze benziyorsa şeker eklenmiştir gerçek nar ekşisi değildir

aynen. biz de yapiyoruz. kivami benzemez, daha akiskan. tadi da kullandigin nara gore degisir. bizimki eksi oluyor mesela, teyzemlerin bahcesindekiler bi tik daha tatli ama hic seker koymuyor bu sebeple akiskan. sadece rengi pekmeze benziyor.

benzemez..ekşimsi buruk bir tadı olur. kıvamı benzer sadece. su gibi olmaz.

youtube.com

Dün geceden beri uykusuzlar, ayrıca daha yeni deprem oldu, ölen onbinlerce insan var. Herhangi bir müzik vs de yoktu farkındaysanız. Kemal Kılıçdaroğlu'nun bahsettiği şeyler de genel olarak çok mutlu şeyler değildi.

Edit: şimdi izleyebildim konuşmayı, başlamadan önce iki dakikalık saygı duruşunda da bulunmuşlar depremde vefat edenler için. Şehirlerin isimlerini tek tek saymışlar. Bu ortamda çok da guler yuzlu olmamak gerekir zaten .

Bildiğim kadarıyla 2 gecedir hem CHP hem iyip tarafı karşılıklı müzakerelerde bulunmuş. herkes tatsızlık bitsin diye uğraşmış yani. uykusuzlardır.

Su resimdeki birlik beraberligi gorememek, hala kk'ya bok atmak, yollari hic kesismeyecek hdp'nin, ip'in, saadet'in destekledigi adayi desteklemesinin ne demek oldugunu, ulkenin ve milletin tiranliga karsi nasil bir mucadele ve seferberlik icinde oldugunu goremeyip goygoy yapmak bana cok enteresan geliyor. Daha ne kadar aci ve yoksulluk cekmek istiyoruz acaba

Soruya cevap ben de deprem nedeniyle oldugunu dusunuyorum, saadet partisinin baskani konusmaya oyle baslayinca (dogal olarak) oyle bir ortam olmadi ve yok.

Depremin ayı yeni doldu, ne gibi bir gülümseme bekliyorsunuz? Altı üstü aday belirleniyor, ne bu tantana demezler mi adama? Binanın önünde toplanıp tezahürat yapmaları bile çok gereksizdi. Biraz izan. Bu sebepten de çok kısa tutuldu, gereksiz seremonilere girilmedi.

Hocam hiç bir işe yaramaz ertesi gün satmaniz zaten verdiği temettü kadar düşecek hisse yani birşey yapamazziniz

tememttü ile alış satısın alakası yok. ne zaman istersen o zaman sat

dogrusu alis satis yapmak degil. alacaksin ve duracak. o sirada temettu gelecek. mantikli, ekonomide saglam bir yeri olan ve buyuyen bir sirket secmissen *uzun vadede* hisse fiyati da artar.

Tutara göre ufak bir gelir vergisi kesintisi var ama uzun vadeciyseniz bu tarz muhabbetlerle uğraşırken zarara uğrayabilirsiniz.

Neden satıyorsun ki? Temettü yatırımcısı gelen temettü ile şirketin hissesini tekrar satın alır, lot yükseltir, uzun vadede ek gelir yaratmaya çalışır. Temettü kağıdı kısa vadede temettü alıp hemen satılmaz, kar beklenmesi gereken bir durum değil. Yöntemin yanlış.

İki seçenek görüyorum;
- Temettü dağıtan kağıdı temettü dağıtmayan bir kağıt veya altın-döviz gibi değerlendirip temettüden bağımsız karlı pozisyondaysan satabilirsin.
- Gerçekten o kağıdı uzun yıllar tutacaksan ve temettü yatırımcısı olacaksan gelen kar payı ile lot sayını artırmaya çalış.

negroni?

Negroni değil

Spicy Blood Orange Margarita?

herhangi bir kokteyl olabilir, hemen hemen her barmenin kendi tarifiyle kokteyl var, ya da klasik bir kokteyli yorumlamış olabilir.

Bardagin kenarlari dediğiniz agiz dayanilan yerlese onlar genelde cinnamon dipped vs diye geçiyor. Illa tarçın olmasina gerek yok her şey olabilir.

Bu kadar bilgi ile bulmak imkansiz. Bir sürü örnek var.
Örnek apple cidar margarita

Sumak diyince de staghorn sumac çıktı.

O kırmızı sumak dediğiniz acı biber. Tatlı margaritalarda bardağin rimi tuz ve acı bibere batırılıyor. Turuncu renkli dediğiniz için de passionfruit veya mango margarita diye düşünüyorum.

Bir cesit margarita'dir, herkes farkli yapiyor. Rimi baharatlamak daha cok margarita'ya ozel olsa da bir bar rasgele bir kokteyle de rim dekoru yapabilir. Michelada'ya da konuyor mesela ama viski bardaginda servis edilmez o bira bardaginda edilir.

Ayni yere yapmayacaklar saniyorum. Devlet istimlak edebilir. Bilmiyorum. Anladigim kadariyla devlet tek ev verecek. Kac evin oldugundan bagimsiz.

99 depreminde su sekilde oldu,
kac eviniz oldugundan bagimsiz sadece bir ev verildi, tapular ayri sahipli evleriniz varsa 2

yeni yapilan evler yikilan evin yerinden bagimsiz alakasiz yerlerde verildi

evin oda sayisi buyuklugu falan dikkate alinmadi, sizin eviniz 5 arti 1 de olsa size 2 arti bir de verilebilir
evler ucretsiz verilmedi 20 yil vadeli faizsiz kredi ile maliyetine verildi

evler kura yontemi ile verildi size a bolgesinde kucuk ev ust kat komusnuza b bolgesinde uc arti bir verilebilir

borcu bitirmeden tapusunu alamaz ve satamazsiniz.

99 depreminde bizim deneyimimiz boyle oldu

@cairo peki yikilan vin arsasi ne oldu? Orasi sizin mi kaldi? Devlet minaldi

Bir de şu var sanıırm. Hatayda da gölcükte de fay hattı karadan geçiyor o yüzden mi evlerin eski yerlerinde ev yapılmadı/yapılmayacak acaba? Yani istanbul depreminde fay hattı karadan geçmediği için böyle br durumla karşılırsa o evlerin arazileri ne olacak? Boş mu kalacak? O kadar nüfüs nerede inşaa edilecek yerlere yerleştirilecek? Kafamda deli sorular?

ben olsam güvenli liman olan döviz de beklerdim bir kaç ay. ne olacağı hiç belli değil. akp kalsa da faizleri fırlatabilir, muhalefet gelse başa, onlar da faizleri arttırabilir. yıl sonu dolar beklentisi olmuş 30-35 tl'de falan kalmak komik olur açıkçası. kendi evin yoksa oturmalık olsa her şartta kredi çek al derdim de şimdi bilemedim çok belirsiz her şey

Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu yerde %27 faiz söylediğin gibi güzel bir para bırakmaz.

Kredi çekip ev alabilecek durumdaysan ve çekeceğin krediyi ödeme konusunda sıkıntı çıkarmayacak garantili bir işin/gelirin varsa hiç durmayıp evi al.

Bu sene kira krediyi karşılamıyorsa bile seneye karşılayacaktır.

ben bu yasalarla kiralamak için ev satın almam. en az 5 sene kira artışı yapamayacaksın ve en az 10 sene kiracı evin tapusu kendindeymiş gibi oturacak.
eğer yatırım için alacaksam içini boş bırakırım. değerlendiğinde satarım.
bu sistemde kiracıyla uğraşılmaz.
hele düşük kiralı ve kirasının taksitini bile karşılamayacak bir muhitteyse o işe hiç girmem. öyle yerde yaşayan tipleri tahmin etmek hiç zor değil.

ev almak her zaman kazandırır. faiz sadece enflasyonun kabettirdiği değerin bir miktarını sana geri verir.

enflasyonist dönemlerde ev, araba ve diğer mallar her zaman daha çok değerlenir. sadece kira geliri olarak bakma eve. paranın değerini de koruyor kira geliri ekstrası oluyor. parayı faize koysan ufak bir kur atağında faizin kat kat fazlasını zarar yazarsın diyeyim sana.

seçim sonrası için bir şey demek güç.

Riske girip 1 ay faize koyardım ben olsam. Çünkü çok tatlı para bırakır. 1 ay sonra ev fiyatı da dolar da çok artmaz diye düşünüp riske giriyorum. Yarin bi anda dolar 35 olursa ayvayı yedin tabi.

Reel olarak mevduatta getiri yok götürü var suan. Seçenek bile değil benim için.


Ev daha mantıklı tabi ki ancak duan kredi kullanımı çok sınırlandırıldı. Bankaya gittiğinizde kaç bin kullanabiliyorsunuz mesela sordunuz mu ?

bu devirde yatırımlık ev alınmaz bence. bunun kiracısı var, depremi var. faiz her zaman daha kazançlı geliyor bana. evini hiç satmadıktan sonra değerlense ne olur ki.

hocam sakın ev alma arsa al daha iyi. bir kısmıyla arsa al. bir kısmıyla sepet yap dursun. bak ben arsa aldım 2 sene içinde 50 bin tl değeri 500 oldu. kiracıyla ugrasılmaz kanser olursun.

peki diyelim ki ev sıfır ya da mal sahibi satıp başka şehre gidiyor yani ev boş kalıyor. sıfırdan kiracı bulsam bile kiracı ile uğraşmak dert mi gerçekten?

peşinat dediğim 1.000.000 tl, %27 faizle 22.500 para bırakıyor. bence güzel para. maaşlı bir çalışan olarak extra ve bedava bir besin benim için. ama işte kiraya versem zaten hem kredi ödüyor olucam hem 22.500en çok daha düşük bir kira gelirim olacak, kafam karıştı valla.

Ev al ama kiraya verme

Ev için birikmişim var dediğinize göre yüklü bir meblağdan bahsediyoruz. Oturmak için alacaksanız ayrı, yatırım niyetiyle bakıyorsanız ayrı değerlendirmek lazım. Oturmak için alınan ev bir ihtiyaçtır, o yüzden doğru zaman bulundu mu almak mantıklı.

Yatırımlık ev apayrı bir konu.

Ama bu kadar yüklü bir parayı tek bir enstrümana bağlamak her zaman risk, özellikle yatırım için ev bakıyorsanız.

Öncelikle evi hemen almayacaksanız, yıllık enflasyonun üstünde getiri sağlamanız lazım ki evi fiyatlarının artışı karşısında erimesin birikiminiz.

%27 enflasyonun altında kalıyor.

Enflasyon konusunda yazanlar doğru diyor, enflasyon ortamında mal edinmek daha avantajlı görünebilir.

Ama ev fiyatları son 2 senedir bu yükseliş trendinde, bu sürekli olmayacaktır. Yani geçen seneden buraya %100 artan evin fiyatı belki bu seneden sonra artmaya devam edebilir, ama %100 artmayabilir.

Yani ev her zaman kazandırır inancı var bizim ülkemizde ama o iş öyle değil. Kazandıran gayrimenkul çok kazandırabilir, ama hepsi değil. Bizde herkes evi her zaman kazandırsın istiyor o yüzden öyle bir inanç var.

Atıyorum seçimden sonra bir kanun çıktı, yabancıya konut satışı durdu,
kentsel dönüşüm yasaları değişti, eski evlerin durumu değişti,
imar yasaları değişti bişeyler oldu...
Türkiye yatırım aldı enflasyon düşüş eğilimine başladı...

bunların hepsi ihtimal. Hepsi ev fiyatlarının artış hızını etkiler.

O zaman ne olur? sen 1 milyona ev aldın. Çünkü o ev geçen sene 500bindi. Bu sene 2 katına çıktı. Sen 1 milyon saydın ev aldın. Seneye de 2 milyon olur dedin. Ama şartlar değişti, enflasyon düşüşe başladı, döviz yavaşladı. senin 1 milyonluk evin 2 milyon yerine 1.6 milyon oldu. Yani geçen sene %100 artarken, bu sene %60 arttı. Seneye de belki %30 arttı.

Ekonomi güven verince borsa yükseliş trendine girdi mesela, borsa fonları ev fiyatlarından daha fazla arttı. Evin %60 artarken fonlar %80 arttı diyelim. Potansiyeli kaçırdın.

Yani oturmak için alınan ev ihtiyaçtır, ama yatırım niyetiyle alınan bir ev yatırımdır ve o gözle değerlendirilmeli diye düşünüyorum. Mesela 1 milyon liranız var, hepsini döviz yapar mısınız? Yapmazsınız. Altın? Yapmazsınız. Bütün 1 milyonu verin borsaya koyalım? aklınız gider yapmazsınız. Fon alalım, ama tek bir fon aynı fona koyalım? Onu da yapmazsınız çünkü bunların hepsinin düşme ihtimali de var bilirsiniz. O yüzden şunu yaparsınız 1 milyon mu? birazıyla altın alayım, birazıyla döviz, biraz da maceracıyım hadi kalanı fona ve borsaya koyayım. YAni riski dağıtırsınız değil mi?

Ee ev olunca yatırım için alırken onun da değer kaybı ihtimali var ama gözü kapalı alıyor çoğu insan? Değerlenir diyoruz ama ya şimdiki kadar değerlenmezse? Ya da alabileceğim diğer yatırım araçları daha çok artarsa ev fiyatından? Kira getirisi? Genelde %10-%15 civarında oluyor evin fiyatına kıyasla değer mi? Bir de düzenli ödenebilecek mi? üstelik her sene artışlar da düşük kalacak.

Yani almak istiyorsanız karar sizin alın ama, eğer bekleme niyetiniz varsa mantıklı yatırım enstrümanlarına risk oranına göre dağıtmayı düşünürdüm ben. Döviz, kıymetli madenler, fonlar vs, bilgim neye yetiyorsa yani.

Koalisyon ortaklığı gibi düşün. Tek başına meclise bile giremeyecek kişi mesela ekonomi bakanı oluyor, bence gayet güzel bi anlaşma.

evet bolusecekler; ama bu buzdaginin gorunen kismi. birbirine zit bu kadar 6 parti sirf halka rezil olmayalim diye zorla bir arada duruyor. iktidar halinde istifalar, kopmalar, kavgalar gelecek. at fava bekle.

bakanlıklar bölüşülecek. diyanet saadette mesela. içişleri iyip.

sırf bakanlık mı? asıl büyük pazarlık vekilliklerde dönüyor. rüyasında bile meclise giremeyecek partiler chp listesinden vekillikler alacak, hem de öyle 1-2 değil grup kurmaya yetecek kadar vekillik istiyorlar. o yüzden bu 4 parti kk adaylığını destekliyor.
bu kadar süre toplanmalarının tek amacı bu.
yoksa dertleri ne seçim kazanmak nede erdoğanı devirmek.
şuan ki iyi partinin ayak diretmesinin tek sebebi de KK aday olursa chpye kayacak oylar ve kaybedeceği vekil sayısı. onunda tek amacı chp yerine geçip ana muhalefet partisi olmak.

Ne çıkarları var: Hiçbir çıkarları yok. Halka hizmet sevdası.

Katılıyorum, tamamıtla halka hizmet için yarışıyor hepsi.

O karar iptal edildi yasak kararı onaylandı diye haberler var şimdi de

O yasak kalkmaz ya, Ankara mahkemesi kaldırır Bilecik mahkemesi tekrar yasaklar.

8/a dan itirazla engel kalktığını ilk defa görüyorum. aym ye kadar yolu var normalde o işin.

ben giremiyorum. daha da açmazlar gibi.

beyan işlemleri yapmak zorunda olabilirsiniz.

yok harcamana sınır koymaz. ama yeterli para kalmazsa transfer gerçekleşmez.

jelly bear +1. Mesela haftasonu gerceklesmesi haftaicine kalacak bir transfer islemi yaptiniz(eft) ama hesabinizda o kadar var, sonra unuttunuz gidip harcayabilisiniz banka engellemez ama pazartesi sabahi o transfer gerceklesmez vs.

Saçmaymış o zaman. Onu da ben mi takip edeceğim :/

çözüm: bir tane daha vadesiz hesap aç. gidecek parayı oraya at. talimatı da o hesaptan ver. böylece zorlamadıkça harcayamazsın. debit kartı da o hesaba özellikle bağlamadıkça alışverişte oradan para çekmez.

Bunun max'ı olmaz, kişiden kişiye değişir.

Öncelikle o %80, konut satış bedelinin değil, konutun ekspertiz bedelinin %80'idir. Yani eksper konuta 2M değer biçmesi lazım ki 1.6M kredi çıkabiliyor densin. Bununla ilgili geçen hafta BDDK bir yönetmelik yayınladı göz atmakta fayda var.

Senin tarafta ise bunun aylık ödemesi 22.800 TL çıkacaktır. Aylık gelirin - araç kredin - 22.800 TL sonrasında "makul" bir tutar kalmalı ki banka senin bu krediyi ödeyeceğine ikna olsun. Bunun direkt bir tablosu veya spesifik formülü yoktur, geçmiş ödemelerin, SGK dökümün vb. çok sayıda konuya bakılır.

Bugün açıkladıysa, mesela 15 Martta dağıtacağım dediyse 15 Martta kağıt kimin elindeyse o alır.

Not: @biseysorcaktim'a bir ilave yapayım. 2023 yılı için gelir vergisinde beyanname verme limiti 129.000 lira. Yatırımcılar bu limiti doldurmaktan kaçınıp temettü tarihinden bir gün önce tahtadan çıkabiliyorlar. Bu da hissenin fiyatını düşürebiliyor.

son güne bırakmayın. kaçtığı oluyor.

temettü aldığınızda hisse fiyatı temettü fiyatı kadar düşer aklınızda bulunsun. bedavaya para yok yani. 100tl olan hisse 10 tl temettü veriyorsa, temettü verdiği gün hisse 90 tl den açılış yapar. kıps ;)

temettü aldığınızda hisse fiyatı temettü fiyatı kadar düşer +1. bu herhangi bir sekilde karli bir strateji degil, ozellikle uzun vadede. bedavaya para yok +1. olsa zaten hepimiz isi gucu birakip bunu yapardik habire.

Ex day ve pay day iki terim var.
Temettü duyurusu daha önce yapilir.
Duyuruda ex day( o gün elinde kim hisseyi tutuyorsa) ve pay day ( ödeme günü) de yazar.
Ingiliz sirket hisselerinde arada 1 ay bile oldugu oluyor.

Yani ex dayde kimin hissesi varsa payday gününde yatar.
Bana bi kere böyle sattigim hisseden temettü gelmisti :)

masa alti binanin yikilmayacagindan emin oldugumuz durumlarda kafamiza bir seyler (kitaplik, tablo, avize vs.) dusmesini engellemek icin guvenli bir alan. japonya gibi ulkelerdeki depremler icin dogru bir uygulama. biz su anda binalarimizin yikilacagindan neredeyse emin oldugumuz icin bina cokerse masanin altinda eziliriz o yuzden yanlis. binanin yikilmasi durumunda bir ihtimal yasayabilmek icin bina cokse de betonu biraz olsun havada tutabilecek dolu baza, sandik, koltuk veya sabitlenmis beyaz esya gibi seylerin yaninda durmak gerekiyor hayat ucgeni olusturmak amaciyla.

kiristen kastiniz kapi kirisleriyse bu da yanlis bilmiyorsam ahsap binalarda guvenliydi ama emin degilim bundan.

yapilacak sey ozellikle yaslilarin izledigi yayinlarda bol bol kamu spotu vs. gibi uygulamali gosterimler olmali tv'de diye dusunuyorum. ben ailemde herkese tek tek evde saklanmanin guvenli oldugu yerleri gosterdim mesela. kesinlikle uzak durmalari gereken alanlari da belirledik. gerisi tamamen sansa kalmis umarim ihtiyac duymayiz.

sadece yaşlılar değil ki. depremden sonra dışarda yemek yerken adamın biri yanındakine hemen masanın altına girmeyi tavsiye ediyordu. söyleyip o adamdaki bilgiyi düzelttim ama demek ki yaygın olarak yanlış bilinen bir durum. insanları bu konuda eğitmek lazım. bireysel olarak yapılacak bir şey değil.

Normal şartlarda fayın tam üstünde değilse binanın çökmemesi lazım. Bu sebeple deprem öldürmez bina öldürür diyoruz. Binanın da çökmediği durumlarda masaların altında durmak hala sorun değil. Masa derken fakir olduğumuz için ya da reklam/popüler kültür gazına gelinip (evet, o çok meşhur 4 harfli markanınkiler dahil) alınan o dandik sıkıştırma kağıt ya da talaş masalardan bahsetmiyorum. Eskisi gibi ağaçtan yapılan masalar. Kafanıza düşen malzemelerden korunup sonra da masadan çıkıyorsunuz ve tahliye ediyorsunuz. Haliyle masa yanlarında hala sorun yok.

Bu arada hatırladığım kadarıyla, "kiriş altında durun" değil de kapı eşiklerinde durun şeklindeydi eskiden. Kapıların da kirişler gibi tutacağını düşünüyorlardı ya da gerçekten tutuyordu herhalde. Nereden çıktı bilmiyorum. Kolonların dipleri ve yönetmeliğe uygun yapıldıysa kolon kiriş kesişim yerleri hala güvenli yani.