Ekşi Duyuru

play.google.com
Şu uygulamayla (ya da ios muadiliyle) tek tek her fotoğrafın etrafına beyaz çerçeve ekleyerek kare yapın. Sonra kare formatta hepsini tek postta paylaşın.

@orient blue: yok, 10 fotoyu tek tek ekleyeceğim 1 gönderide. Çoklu olarak yani.

10 fotoyu tek bir görsele indirmeyeceğim küçültüp.

o zaman hiç app ile uğraşmayın bence, pixlr web sitesinde instagram foto boyutuna uygun bir kanvas açıp her bir fotoğrafı içine atın, o zaten sığdırır fotoları, sonra kaydedip her birini eklersiniz instagrama.

İnshot appi indirip, kare format seçip hepsini kare formatın içine sığdırarak kaydedebilirsiniz

10 fotoğrafı tek karede birleştirin demiyorum zaten, on fotoğrafı tek tek kare yapın, sonra dediğiniz gibi paylaşın.

eski pul bulabilirseniz kullanin ama eski puldan kastim 15 tl olanlar degil 50 tl olanlar. onun disinda bir yolu yok her cikis = 150 tl kisi basi.

yabanci pasaportu varsa muaf olursunuz ama bordo pasaportsa odeniyor.

Oh my god :(
Bu 50 TL lik eski pulları toplayıp satanlar kesin vardır şimdi, malum 2 kişi 5 kere gitsek 1000 tl fark oluyor resmen.

Eski pullar kabul edilmiyor kesin bilgi.

Teşekkürler bilgiler için herkese..

Pandemi sonrası iki gram keyif yapalım dedik, saolsunlar ona da limon sıktılar

1 hafta once eski pul kullandim. uzerinde tutar yazmiyor tarih yazmiyor nereden anlayip kabul etmediler sizinkileri anlamadim. ben de diyeyim o zaman, eski pul kabul ediliyor kesin bilgi :)

Bebek için Aa x Aa
bonusa cevap; mavi yeşile baskın veya çekinik değilki? ikisi de çekinik. muhtemelen babadan almıştır. mavi ve yeşili aynı sayabilirsiniz.

@rewlack; bonuslu soru için: anne mavi& baba kahverengi göz için sormuştum. Babaya da benzemeyip üst kulaklardan birinin gözünün kopyası mı oluyor mesela diye

işte baba Aa ise yani yeşil geni taşıyorsa diyorum. (veya mavi farketmez)
anneden de mavi veya yeşil gelince (veya annede de çekinik yeşil olabilir) normal değil mi?

Göz rengini belirleyen 1 den fazla gen var. Tam sayıyı hatırlamıyorum ama 10 gibi bi şeydi. O yüzden çok fazla ton var, siyah kahve, ela, yeşil, mavi vs. Böyle lise biyoloji hesabıyla çıkartamazsınız yani. Lise de öğretirken sanki bir gen tarafından kontrol ediliyormuş gibi anlatılıyordu.

Okulda öğretilen kadarıyla yani 4 alel gen ile hesaplayamazsınız. Bu müfredat bilgisi çok temel, gerçekte daha fazla gen ile belirleniyor. Zimbirik +1

O zaman bir olasılık belirlemek bu bilgilerle imkansız gibi..
Teşekkürler cevaplar için.

"hamilelikte çiğ süte dokunmanın iyi olmadığını söylüyorlar"

bu bana yeni nesil beyaz yaka instagram hurafesi gibi geldi. sutu alip kaynatiyorsun direkt zaten, bir dokunma, temas vb yok.

Dokunmaktan ziyade burusalla sebebi ile denetimsiz bir tesiste üretilen süt ve süt ürünlerini kullanma demişti bana doktorum. Çiğ sütü kaynatmak ile fabrikalardaki o anlık pastörize işlemi aynı etkide değilmiş.
Ben doktorumun yönlendirmesi ile 2yi uyguladım, çocuk doktorumuz da aynı şekilde yönlendirmişti ek gıda döneminde kendi bebeğime de aynı şekilde şişe süt ile yoğurt mayalıyorum.

5. Marketten güvendiğiniz bir markanın düz yoğurdu.

Evde yapacağınız yoğurdu mayalarken, süt pastörize olsa bile, hangi bakterilerin girdiğini kontrol edemezsiniz.

çiğ süt en bakterili süttür. pastörizasyon yapılmadığı için evde bakterileri tam öldüremezsiniz.
2. seçenek mantıklı.
3. pınar orhanik, pınar denge, eker probiyotik gayet içerikleri temiz yoğurtlar.
4. organik sertifikalı ürünler daha sağlıklıdır.

Bim'den iki tane altın süt
Şok'tan yayla yoğurt mayası

Oğluma yedirdiğim yoğurt bu. Nefis.

Bir ara yaptirmayi dusunuyordum, sonra baktim goz doktorlari da gozluk takiyor. Risklerini soruyorum dogru durust cevap veremiyorlar, siz neden yaptirmiyorsunuz diye soruyorum kem kum birseyler geveliyorlar, ben de vazgectim.

Lasik yaptiran birkac arkadas oldu, cok memnunlar ama ben gozlukle devam karari aldim.

bir de göz içi mercek olayı var o daha mı kötü

1-4 arası bilmiyorum.
5- İş bankası maximiles kullanıyorum. İlk başlarda kart aidatı yoktu. Sonrasında her sene almak istediler bende hep arayıp itiraz ettim. Size dedikleri gibi puandan keselim vs dediler. bende hayır direk kartı kapatın diye ısrar ettim ve her seferinde puanlarımda kesilmeden ücret iadesi aldım. Siz bu kadar ısrarcı oldunuz mu?

aidat yasal bi şey ya. banka iade etmek istemezse etmez. imzaladığız sözleşmede de vardır.

kartı iptal etmeye çalışırsanız muhtemelen aidatı iade ederler.

@Dr_Stat; sanırım adios için böyle bir şey var. Birkaç sene önce kapatın dediğimde tamam kapatalım demişlerdi hemen.. Bunu birkaç arkadaştan daha duydum. Puanı çok olan kişilerin kapatamayacağına güvenerek yapıyorlar diye düşünüyorum.
Kampanya açarlarsa bir uzakdoğu gidiş dönüş bileti alacak kadar puanım var içerde.. Kapatın diyemeyecek durumdayım yani maalesef :(

Aidat yasal. Ancak bankanın aidatsız bir kartı da olmalı ki onda var YK’nin, dolayısı ile yasal. İade de artık şans işi ya bence.

Maximiles. İade falan etmediler, aidatsız karta yönlendirdiler.

@lambada zaten kartımı kapat dediğinde hemen kapatmıyorlar. Önce tamam işlemleriniz başladı diyorlar. Sonrasında sizi 2-3 kere daha arıyorlar bakın emin misiniz? Neden kapatıyorsunuz diye. Bu durumda kart aidatından kapatıyorum dediğinizde iade etme ihtimalleri yüksek. Baktınız etmiyorlar kapatmaktan vazgeçersiniz ama bir denemek gerekli. Banka müşteri kaybetmek istemez sonuçta. Bu arada bunlar hep aylık harcamaları yüksek olanlar için öneriler. Benim maximilesta aylık harcamam ortalama 5-6k arası.

Aidat yasal bir şey. İade etmek zorunda değiller. Arayıp kapatıyorum diye feyk atarsan müşteri geçmişi ve parasal durumuna göre bir ihtimal iade edebilirler, eğer iyi müşteri değilsen büyük ihtimalle blöfünü yiyip kapatırlar kartını.

Seyahat kartı olarak miles & smiles kullanıyorum, aldığım milleri aidatını kurtarıyor (2 senedir aidatı iade ediyorlar zaten iyi müşteriisyim herhalde onların)

Ben bi de şunu anlamıyorum: aidatlı kredi kartı kullanıp, tüm nimetlerinden faydalanıp sonra aidat iadesi istemek biraz oyunbozanlık değil mi

Şubat ayında kredi kartımdan kesilen yaklaşık 200-TRY'lik tutarın iadesi için e-devlet üzerinden tüketici hakem heyetine başvuruda bulundum. Konu 6 ay heyette incelendikten sonra tarafıma 'bankanın haklı bulunduğuna' dair açıklama yapıldı. Hakkınızı tabii ki arayın ancak e-devlet üzerinden kart aidatı için yapacağınız her başvurunun olumlu sonuçlanacağı yanılgısına düşmeyin.

@ultranil07; hangi banka kartıydı acaba, bir de seyahat kartı mıydı benimki gibi?

sözlükte iade alanlar da yazmış, acaba banka ve seyahat/bonuslu kart olup olmamasına göre mi değişiyor bilemedim..

puanlarınızı altungold.com dan gram altına çevirebilirsiniz. sonrasında kapatma blöfünü yapın.

İş Bank Maximiles Select için bankaya yazılı başvuruda bulunmuştum web sitesesinden. İade ettiler.

Ben geçen sene sikayetvar.com vasıtasıyla çözdüm, bilginiz olsun.

1. Üçte 1 eşe, geri kalanı çocuklara olmalı, nikah payı olarak bakabilirsiniz.
2. Dede öldüğünde geline miras kalmaz, normalde vefat eden X'e kalacak miras çocuklara eşit bölünür.

X in mirasının 1/2 si E ye 1/2 si C ye kalır evli değilse.

A ölürse mirasının 1/4 ü x e 3/8 i X 3/8 Y ye kalır.

X hayatta olmadıpından 3/16 sı e ye 3/16 sı c ye kalır. Evli olup olmaması önemli değil

Üsttekini düzelttim
X in mirasının 1/2 si E ye 1/2 si C ye kalır evli değilse.

A ölürse mirasının 1/4 ü b ye 3/8 i X 3/8 Y ye kalır.

X hayatta olmadıpından 3/16 sı e ye 3/16 sı c ye kalır. Evli olup olmaması önemli değil

X öldüğünde A-B-Y'ye de miras kalır diye düşünülmüştü.
Öyleyse E ve C olduğu için böyle bir bişey mümkün olmuyor sanırım.

Aslında sorun şu: eşi(E) çocuğunu dede ve babanneye göstermeyeceğini söylüyor, tüm mirası da alıp. Biraz onunla ilgili sıkıntılar maalesef.
Dede-babaanne-amcaya da ölen kişinin mirası kalacaksa ve yıllar sonra dede babaanne öldüklerinde mirası E ye de kalacaksa çocuğu göstermeme gibi bir kötülüğe kalkışamaz. zira kendisi para odaklı bi kadın, ne kadar dede ve babaanneyi sevmese de.

birisi öldüğünde eşi ya da çocuğu varsa miras onlara kalır. yoksa kardeşlere kalır.

ölen kişiye annesinden babasından kalacak miras, çocuklarına kalır.

Kadın eşinden kendisine ve çocuklarına kalan mirasta her türlü hak sahibi, torunu dede/neneye göstermeyecekse kendi bilir.

Ama buna karşılık dede/nene kendi mallarını diğer oğullarına devreder, haklılar da.

siyah alırsan aglarsın.
teka önermem. franke al rahat edersin.

blanco siyah aldık
bence güzel ama verilen para koyuyor doğal olarak
musluk yerini insan gibi delmeleri önemli

elinle vur biraz tok ses çıkan en ucuzunu al

Beyaz sarariyor, dogru demisler. Almayin.

Grimsi olanlar var, onlari tercih edebilirsiniz. Siyah konusunda yorum yapamiyorum cunku bizimki beyazdi. Cok cirkin oldu sararmasiyla. Degistirdim. Franke almistik yenisini galiba.

bir de tezgahla beraber kesimi yapılan granit taş evyeler varmış.. onlar nasıl acaba ben de merak ettim.

granit pratkte son kullaniciya hic bir getiri sunmuyor, yorumlarda yazdigi gibi de rengi degisiyor, karariyor, sarariyor, leke gosteriyor...

hazir almamiisken bence celik eviye alin, onlarin dokululari oluyor gayet sik bir sekilde ve uzun omurlu kullanirsiniz

teka, franke, blanco alabilirsiniz images.qssupplies.co.uk

Resmen iki ucu b.lu değnek desenize :)

Siyah ve beyaz alıp sorun yaşayanlar marka da belirtirse süper olur.

Franke fiyat olarak çok uçuk geldi. Alman Schock granit eviyenin mucidi olarak tanıtıyor kendisini. Beyaz üzerine açık gri noktacıklı bir modeli var o mu en garanti olur acaba.

Gri de garanti olurdu ama mutfak rengimle çok alakasız kalıyor.
En olmazsa çelik olucak ama gözüm gönlüm granitlerde.

Çelik ve dokulu olan. Diğerleri pişmanlık.

Biz 5 yıllık dairede kiracıyız. Bizden önce 2 kiracı değişmiş, biz de yeni taşındık. Blanco var. Siyah değil yanlız, antrasit gibi rengi. Hiçbir problem yok.

27 mayıs gibi gözüküyor.

tatile giderlerse yazlığı olanlar oraya gider, öteki kısım günü birlik ya da 1 2 günlük kaçamak için tekirdağ tarafına gider.

otel ayarlayan otele gider. fırsatı olan durmaz gider yani.

bunu ben de araştırdım.
eğer yayın sana aitse, onu live diye 24 saat yayınlayabiliyorsun ama başkasınınkini kaydetmek istersen apple yoksa olmuyor.

apple bende yok ama başkasının storyleri bana kaydedip yollayanlar oldu. detayını bilmiyorum.

bir yandan da takipte kalayım diye yazdım.
teşekkürler

kahveler.net'i okumanızı tavsiye ederim. cevap bulamazsanız, üye olup konu açın. yardımcı olacaklardır.

bu verdiğiniz öğütemiyor yalnız.

biraz pahalı geldi bana manuel bir makine için. ben 149 pounda tam otomatik cappuccino ve latte yapan ama nespressoyla çalışan bir makine aldım misal. burada nespresso kapsülü muadillleri çok ucuz o yüzden sıkıntı olmuyor.

manuel makinam da var istanbul'da ama 3-4 bilemedin 100 kahve yaparsın bir kenara atarsın öyle böyle çekilir dert değil. tavsiye etmiyorum.

Uygulama geliştirici panelinden abonelik ücretleri belirleniyor yani yearly_price gibi bir değer oluyor bunu 99tl yaptılarsa senin yenilemen geldiğinde 99 çeker. Kişiye özel bir yapılandırma yok yani.

Kartla abone olduysanız mobil uygulama arayüzünde varsa vardır ilgili alan, eğer appstore üzerindense aboneliklerim gibi bir arayüzünüz olmalı diye tahmin ediyorum, play store'da böyle bir yer var en azından.

Ayarlardan en üstte isminize tıklayın. Oradan itunes & app stores a gidip apple id yazan yerden apple id görüntüle. Aşağıda abonelikler var. O kısımdan abone olduğunuz programı bulup üyeliği iptal edin. Sonra iptal edilmişler kısmından aynı fiyattan tekrar yenileyin. Ben bu şekilde bazı uygulamaları 5 sene önceki fiyattan kullanmaya devam ediyorum. Apple’a da yazdım bu açığı ama sallamadılar

Benim para ödediğim 2 uygulama var, 2sine de 2-3 yıldır aynı parayı ödüyorum. Mesela memrise hala yıllık 27 TL.

Antepten, sacibeyazdan aliyorum ben. Internet veya telefon satislari olmasi lazim. Google a yazarsaniz cikar.

Antep-efendioglu
Gurmemarket onlarin veya hepsiburada’da da varlar

Özkaleli Zile Salçası

www.ozkaleligida.com

Malatya pazarlari lakin hayvan gibi pahali

selda alkor mu acaba?

sumru yavrucuk

arsen gürzap

Tilbe saran?

(bkz: zeynep eronat)

Cigdem Selisik Onat

Hiçbiri değil arkadaşlar maalesef.

Çok popüler ve ismi bilindik biri değil zaten Selda Akkor vb gibi.

Nazlı Ilıcak ın şu haline çok benziyor:
images.app.goo.gl

Uğur Kıvılcım

koydugun link calismiyor

fusun erbulak ya da tomris oguzalp olabilir belki.

Vahide Görgün?

Yok hiçbiri değil arkadaşlar, dediğim gibi pek popüler biri değil.

Nazlı Ilıcak ın şu haline benziyor, saç cilt gözler
images.app.goo.gl

seray gözler?

gosterdigin fotografi gorur gormez isil yucesoy geldi aklima ama kadinin gozleri yemyesil :) piyasada anne rolu oynayan tiyatrocu kadin kalmadi yahu kimi soruyorsun asiri merak ettim :)

Parla Şenol

10-15 kuruş olur. o kadar çok çıktıyı düzgün bir yerde sayfa başı 10 kuruşa çıkartırlar tahminim.

Marmara üniversitesi göztepe kampüsünün karşısındaki ara sokakta viva copy isimli bir yer var, arka önlü bir sayfa çıktı 8 kuruştu en son. Üniversite civarındaki fotokopicilerde fiyat genel olarak böyle.

Ben kişisel eşyalarımı genel olarak paylaşmaktan pek hoşlanmam; başkasından ds istemem aynı sebepten. Dolayısıyla sevdiğim birine bile kolayca vermeyeceğim kişisel bir eşyamı hoşlanmadığım birine hiç vermem.

Kitap vs gibi genel bir şey ise sevdiklerimle paylaşırım; sevmediğim kişi için bir düşünürüm sadece versem mi diye ama sonunda yine vermem sanırım. Bencillikse bencillik.

Eşyalarımı paylaşmayı pek sevmiyorum. Çok çok sevdiğim biriyse takılmam belki ama paylaşmasam daha huzurlu olurum.

Ben vermem. Kitap verince birkaç kere pişmanlık yaşadım, o zamandan beri yokluğunun beni manevi olarak yıpratacağını hissettiğim hiçbir eşyamı kimseye vermiyorum. Gitsin alsın yahu!
Bozuldu diyebilirsin, ailenden birisinin gelip alıp götürdüğünü söyleyebilirsin. Belki çok pahalı bişey sanıyodur internetten linkini gönderebilirsin. Bu bahaneleri her sefer çok fazla mantığa bürümeden tekrarlarsan karşıdaki vazgeçecektir istemekten. Vazgeçmiyosa yüzsüzdür ve öyle yüzsüz birine zaten doğrudan ''veremem bana lazım'' diyebilirsin bence.

Sevmiyorum. Vermiyorum. Kimseyle esya istetecek samimiyeti kurmuyorum. Kimseden de istemiyorum. Bu konuda cok titizim.

Gözönünden bir eşya olduğu için bozuldu, annem aldı vs bahaneler kullanamıyorum.

Siz bu gibi durumlarda direkt veremem diyip geçiyor musunuz? Tam olarak ne söylüyorsunuz?

Çook yakın olduğum insanlara her eşyamı veririm sakınmam. Fakat pek hoşlanmadığım kişilere mutlaka bir şey uydururum. "Aman eşya nolcak" diyemeyecek kadar materyalist bi insanım.

Sırf rengini beğeniyorum diye 2 liralık çakmağın peşine düşmüşlüğüm var. Maddiyat değil olay hissiyat bendeki.

Ekran kaydedici ile yapıyolar.

support.apple.com

spotifayda şarkıyı paylaşma seçeneklerinde var :)

spotify'da şarkıyı paylaş seçeneği +1

ikincisi için instagram music var ama Türkiye'de yok henüz.

Şarkıyı paylaş seçeneğinde dediğim ikinci tür olabiliyor mu? Yani story de şarkının hemen çalmaya başlaması (hiçbir şeye tıklamadan)

Güncelleme yapmadığım için iPhone dan ekran kaydedici çıkmıyor:(

Spotify dan çal şeklinde çıkmasın, onu zaten yapıyorum da asıl istediğim işte story içinde şarkının çalması..

Vardır belki storeda ekran kaydedici uygulamalar. Onlardan birini yükleyip dene. Spotify'da paylaş seçeneği yapınca sadece resim çıkıyor. Senin istediğini ekran kaydedici ile yapman lazım.

Alverde - Makyaj temizleme yağı
Neutrogena - Yüz temizleme jeli
Weleda - yüz kremi

lancome gel eclat, hayatımda beni bu kadar tatmin eden bir ürün olmadı. yüz temizleme için.

Clinique- clarifying lotion 3 (tonik)
Clinique - dramatically different hydrating jelly (nemlendirici)
Bunlar varsa sırtım yere gelmez.

farması aynısefa ve tea tree oil.

Temizleme jeli, la roche possay su mavi sisede olan, sanirim tek bi urunleri var gerci

Bir de avene goz kreminden memnun kaldim, diger urunlere gore hem daha uygun fiyatli hem de kivami bana gore cok iyi

Clinique goz kremi de kullandim, kivami cok yagliydi mesela avene hic yagli degil

-Bioderma Sensibio Foaming Jel
-Bioderma Sensibio H2O

la Roche nemlendirici, la Roche güneş kremi, la Roche yüz yıkama jeli.
Avene termal suyu.

shiseido temizleme jeli, tonigi, goz cevresi kremi, kil maskesi. solante gunes kremi. nacizane tavsiyem de burdan urun secmek yerine bi uzmana danisip cilt tipinize uygun bi urun kullanmaniz. her urun her cilt tipine iyi gelmiyor.

Missha aldım ilk kez memnun kaldım bişiden

yogurt fermente urun ben kesmezdim hatta kesememde.
Yumurtayi haftada 1-2 tuketiyorum, sut hic tukettigim bir urun degil cok nadir tuketirim. Ekmek zaten az yerim gunde 3 dilim. Domates de vazgecebilecegim bir urun degil.

Bal, tereyag,tahin pekmez,recel, salatalik, sivri biber, kuzu kulagi, tere, zeytin(siyah ve yesil) ,patates kizartmasi, patates kavurmasi, kofte, portakal,elma ilk aklima gelenler

Dediginiz seye uygun olarak:

Tam tahilli ve ekstra sekersiz musli ve bitkisel sut.

Cok sicak havalarda smoothie, donmus meyvelerden ve yesilliklerden. Mesela: Dondurulmus muz ve cilegi makinede krema haline getirip azar azar su ekliyorsunuz, en son birkac nane yapragini da ekliyorsunuz. Cok serinletici ve lezzetli, ayni zamanda da ogle yemegine kadar sizi ac birakmayan bir icecek oluyor.

Kahvaltısız olmaz. Yumurta, peynir, ekmek, zeytin, domates, salatalık, reçel fln yiyorum. Bol çay yanında tabi.

Bir arkadaşım domates, gluten ve süt ürünü tüketmeyi kesti bir ara, sindirim sistemine dokunuyor diye (motoru bozuyordu). Zeytin, zeytin yağında yumurta, muzlu pankek, yulaf fln yiyordu. O ara iyi gidiyordu, sonra mesela canı peynir çekiyordu peynir yiyordu bir gün, yine bozuluyordu. Kısaca bunlarsız kahvaltı edince düzeldi, şimdi ufaktan ekmek yemeye başladı, abartınca bozuyor hala, ama süt ürünü hiç tüketemiyor. Neyin ne kadarının iyi gelmediğini deneye yanıla keşfetmek lazım belki.

Kellogs Corn Flakes + Nestle Chokelle (Gevrek olan) + Üzerine biraz damla çikalata döküyorum + Süt
İçecek de Su + Filtre Kahve

son dönemde pek çok diyetisyen kahvaltının şart olmadığını, uyanır uyanmaz bir şey yemek zorunda olmadığımızı savunuyor. incelemeni tavsiye ederim alicandemiroglu.com

ben henüz kavaltısız bir sürece kendimi hazırlayamadığım için kahvaltıya devam ediyorum :)
protein alma amaçlı olarak, 2 haşlama yumurta, beyaz peynir, 10 zeytin ile güne başlıyorum

Yapmam. Öğlene kadar su, kahve, çay içerim. Şekersiz

Yumurta + süt yulaf karışımı (dönüşümlü olarak gün aşırı birisini tercih ediyorum. Çünkü yumurta kolesterolümü yükseltiyor. )
Ayrıca;
Peynir
Salata
Zeytin
Reçel
Tereyağı
Helva
Bal
Bunları da kahvaltıda fazla olmamak koşuluyla 1-2 kaşık yiyorum. Abartıyor muyum acaba ?

İntermittent fasting yapıyorum haftada 2 ya da 3 gün. kahvaltı olmasa da olur. ama yoğurt, peynir, domatesten vazgeçmem. Ekmek de 1-2 dilim de olsa yiyin diyor doktorlar. Yemezsen saçların dökülürmüş.

yapıyorum.

salatalık, domates, siyah zeytin, bal, kaymak, tereyağı, yumurta, peynir

porridge ve yumurta. Deli gibi yumurta (._.) yumurtasız nasıl spor yapacağız?

Yok ya hiç yok yıllardır.. akşamdan kalan ne varsa gömüyorum. Pizza mizza, pide, köfte ekmek, dürüm falan allah ne verdiyse artık..

Dark. 21 haziranda da yeni sezonu geliyomuş. Çok beklemezsin hem.

chernobyl

the haunting of hill house.

Blacklist

bojack horseman

Şu çok bilmiş arkadaşa söyleyin, dark toplam 500 dakikadan fazla.

Ona buna okuma sıkıntısı çekiyo diyeceğine açıp netflix’ten baksın. Görme sıkıntısı çekiyo olabilir.

Netflixte breaking bad ve narcos da var. Onları da tavsiye ederim bu arada.

Shameless güzel bir İngiliz dizisi. Sherlock var harika ötesi, o da İngiliz. Doctor who var ama ful sezon değildi ilk bir iki sezon yoktu nedense. O da harika. Breaking bad söylenmiş zaten o ayrı bir efsane. Doc Martin var ama o herkesi sarmayabilir.

@freebird5406_2 yazarken acayip gergindim, yaşanan bir takım gelişmelerden sonra pamuk gibiyim kardeşim, kalbini kırdıysam getir öpeyim de geçsin.

@(s)AINT sen haksızsın ibne senin kalbini öpmeyecem. adam 2 günlük full time dizi istemiş.

gelmişken tavsiyeye devam edeyim. rick and morty çok güzel tek oturuşluk harika bir seri yapıştır hocam. kasımda 4.sezona da yetişmiş olursun.The Crown

yaz buraya bilgisi olan o konuyla ilgilenmek isteyen yazar zaten

pm at

Gönder gelsin.

dönüştürüyücü taktığınız yer tozlanmış olabilir mi ? güzelce temizleyip tekrar deneyin

Güncellemeyi dene.

zamanında aynı problemi yaşamıştım, nedeni kulaklık girişine su girmesiydi. girişi iyice temizledikten sonra düzelmişti, aynısı mı bilemiyorum ama deneyebilirsin.

Kulaklık girişini temizledim ama işe yaramadı.
Güncellemeyi de deneyeyim.

İçini sıkmışsın ama gereksiz bir sıkıntı uzunca bir yolun var birisiyle gidiyorsun bu yola ama gitsem mi gitmesem mi kararsızsın. Bir göz var üzerinde nazarlardan aileden biri gibi. Bir kağıt bir evrak işin mi var olacak sanırım. Çok alıngan olabilirsin bu aralar. Çok kısmetlisin ufak tefek şeyleri kafana takma. :)))

varlıklı bir aileye kapak atacaksın. en son resimde evlenen bir çift gördüm. hayırlı olsun.

Çok teşekkürler arkadaşlar.

@jeyfadılınannesi; doğru valla bir yola gitsem mi gitmesem mi kararsızım. İnşallah dediğin gibi çok kısmetiyimdir de:)

@false pretension; evlenen çift kim acaba ya merak ettim şimdi. Ben halihazırda evliyim zaten:)

Bu arada ilk fotoda dream mi yazıyor ben mi hayal görüyorum ya:)
başka gören var mı, gördüğümden beri ben şok:D

bıraktım bile.

Birakirim.

Ne is yapiyorsunuz ve kac yasindasiniz? Doguma kadar kesin birakmam. Eger sekreter tarzi bir gorevim varsa olabilir ama degilse cevabim degisir. Ayrica 25 yasindaysam da birakmam, zaten 10-12 yasindan sonra cocuk sizle vakit gecirmekten cok arkadaslari ile geciriyor dolayisiyla 35 yasinda ne yapacagim? Etkileyecek cok faktor var, ulkede herkesin dini imani para olmus, bir kadini ve dolayisiyla onun yetistirdigi bir cocugu besleyip buyutecek cok faktorler var

tabii ki birakirim. cok daha azina bile birakirim. hatta soyle soyliyim hic param yok ve calismiyorum. birilerini zengin etmek icin kendini tuketmek insana mantikli geliyor nedense, bana herkes calis diyor. ne diye cailiyorsunuz ki zaten? gumuslukte domastes ekiyim, cevreciyim kafasinda filan olmadan sadece yemek yemek, giyinebilmek gibi htiyaclarimi karsilayabiliyorken calismiyorum. sabahlari yuruyus, aksamlari kosu yapiyorum. hobilerimle ilgileniyorum. sizin yerinizde olsam herhalde bir daha asla calismak fikrini dusunmezdim. sigortanizi disaridan odeyin olsun bitsin.

Ben kadin bile olurum

26 yasindayim sekiz aylik hamileyim ve bes kusur maasim var. CEO degilim elbet ama o kariyerim maasim oyle bir mesafe koyuyor ki araya 50 bin kira gelirim de olsa birakmam isimi vucudum dayaniyorsa cocugum iyi bakiliyorsa.
Sizin yerinizde olsam calisir izinden ise donerken d ogretmen tutarim cocuguma para bol nasil olsa. Cocuk guzel bakilsin siz de kariyerinize bakin bu dunyanin binbir turlu hali var. Bir hastalik gelir es elden ayaktan duser dukkan gider ama meslek kolda bilezik. Eger calismaniz sizde veya cocukta bir perisanliga sebep olmayacaksa devam edin.

Ne aileler var. Helal olsun. Daireler dükkanlar.:)

Bira-ki-yo-rum, biraktimmm:)

Durdugun kabahat. Hele ki bebek olacaksa

Kadın değilim ama insanları iyi tanıyorum. Önceki sorularınıza da göz attim. Bakış açımızdan çıkardığım sonuç neyi seçerseniz seçin bir şekilde mutsuz olacaksınız çünkü hayatta sizin için önemli olan şey ne bilmiyorsunuz. Hayatınıza siz yön vermiyorsunuz, maddi durumunuz size yön veriyor.
Sorunuza gelecek olursak suanki sartlarinizla işi bırakmaniz daha makul görünüyor. Sonuçta bugün için işi bırakmaniz tekrar çalışmayacağınız anlamına gelmiyor.

iş yerinde fazla kasmam. rahat rahat takılırdım:)

Birden 10 bin TL aylık kira geliriniz oldu hesapta yokken. --> dediğiniz anda işi bıraktım ben.

asla mutlaka çalışmam lazım demem, aksine 2 milyon dolarım olsa ASLA çalışmam derim hep. hayattaki en büyük amacım 2 milyon dolar biriktirebilmek.

Çalısırdım yine. Işimi seviyorum.

Bırakmam, hem işimi seviyorum, hem de dünyanın binbir türlü hali var +1.

Evli değilim ama Hamilelik süreci ve doğum İçin bir süre ara verir, sonra tekrar işe dönerdim ben. Hayat şartlarım ne olursa olsun hiçbir zaman evde oturan bir kadın olmak istemedim çünkü. Mesleğimi de seviyorum, bir doğum yaptım ve kira gelirim oldu diye ondan vazgeçmek istemem. Çalışma tarzımı Belki biraz rahatlatır, bir şeyleri değiştirir ama tamamen kopmazdım.

Geçici olarak zaten herkes bırakırdı şu durumda ama siz çalışma hayatını temelli bırakmayı düşündüğünüze göre burada asıl faktör bebek değil, çalışmayı gerektirmeyecek bir gelir elde etmiş olmanız sanki. Bebek biraz cesaret olmuş. Mesleğinizi ve çalışmayı sevmiyor olabilirsiniz. Kişiye göre değişir Yani.

İşi bırakmazdım. Ama doğumdan sonra yıllık ücretsiz izni düşünebilirdim. Ev hanımlığına ne çok özenen varmış.

Evli değilim, gelen cevaplar aklımı aldığı için soruya atlamış bulundum.

bırakmazdım. ama bırakma lüksümün olduğunu bilmek güzel olurdu.40-45 yaşından sonra kesinlikle bırakırdım ama.

stres altında bir işte mecburen çalışıyorsam bırakırım. risk alır kendime bir iş kurarım. ya tutunur devam ederim ya da fuckup gecelerinde anlatacak deneyim kazanmış olurum. her türlü sosyalleşirim yani evde oturmak ihtimaller arasında değil henüz. evli de değilim gerçi ama fikir beyan ederim, kime ne.

İşi ışık hızıyla bırakıp kendimi çocuğuma ve hobilerime veririm. Çalışmayınca üretken olunamıyor gibi bir önyargı var sanırım ama o işler değil işte.

anaam çalışmak istememeyi direkt ev hanımlığı sanan garipler var, gız ben sizi yerim. :D

ölene kadar çalışmam diyemem (dünyanın binbir türlü hali var) ama en azından çocuk kreş/okula başlayana kadar çalışmam ben, hem de zihnimi yenilemiş olurum. çocuğu kaliteli bir şekilde büyütebilecek etkinliklere girişirim, hobilerime zaman ayırırım, çocukla gezerim. evde kocamı tencere yemekleriyle bekliyor olmam yani her gün.

kurumsal köleliğe meraklı insanlar da varmış bu hayatta, ilginç.

kesinlikle bırakırım. oturur çocuğuma kendim bakarım.

Aileden size bir daire ve iki dükkan ka.. bırakırım.

bırakırım tabi ki manyak mıyım

Anında bırakırım, evde de boş boş oturmam tabii hobilerimle ilgilenirim.

Cocuga bakabilecek kadar iznimi pasa pasa kullanirim. Onun disinda isi birakmam. Dünyanin bin bir türlü hali var. O ese cok fazla güvenmezdim ben. Max. bir 10 sene sonra annelik-ev düzeninden bunalmaya baslarsin cünkü.

Bir de calismanin insani dinc kildigini düsünüyorum. Is degisiligi sebebiyle yaklasik 1 ay falan ara verdiysem hep zeka seviyem düsüyor :D

valla esimin geliri beni bir noktaya gore ilgilendirir, o esin akli karistiginda bir kap yemege muhtac edebilir cunku sizi. Mal mulkten gelen gelir de hep gelir mi, ne zamana kadar gelir vs. Dolayisiyla, imkanim varsa kendi isimi yaparim, yoksa part time calismaya calisirim ama kesinlikle cocugum oldu evde oturayim demem, is yasamindan uzun sure uzaklasmam, hele de 40li yas civari degilsem, cocuga en fazla 3 yasina kadar falan yetebilirsiniz cunku, sonrasinda pedagojik formasyonunuz yoksa oyle aktiviteler yaparim oyunlar oynarim falan olmuyor, ayrica cocuk yasitlariyla sosyallesmeli, bir duzene alismali vs. Ozellikle gunumuz sartlarinda, arkadan zehir gibi gencler gelirken 10 sene is dunyasindan uzak kalmak demek dondugunuzde ne is bulursaniz ona razi olmak demek.

Ek olarak, calismak istemenin kurumsal kolelige merakli olmakla alakasi yok, bu tarz soylemleri hele de kadinlardan kadinlara geldiginde iyice mide bulandirici buluyorum. Bu kadar sidik yaristirmak gereksiz, siz calismak istemiyorsunuzdur calismayin ancak calismak isteyen kadina sacma sapan yakistirmalar yapmak neden? Baskasina yakistirma yapmadan sadece boyle istedigim icin diyip, kendi kendinize var olamiyor musunuz yani? herkes isinden nefret etmiyor, meslegini severek yapan, hobisine de vakit ayiran isine severek giden insanlar var.

Sonuc olarak, analik ve kadinlik yaristirmak - bu cagda- mide bulandirici!

porçözü alıp sıkın duvara

normal temizleyici dediğiniz sabun vs ise etki etmez. kireç çözücü almanız lazım.

zincir marketlerin hepsinde satılan beyaz sirke var. Fısfıs içine koy, püskürt, süngerle yay, durula. Pırıl pırıl olsun.

Porcoz u oyle kafaniza gore kullanmayin.
Cillit bang filan alin, kirece karsi olani var. ya da beyaz sirke.

Sirke +1

Elma sirkesiyle yerdeki kirec lekelerini cikarttim. Ustelik fayanslar da pasparlak oldu.

Kireci acetik asitle cözebilirsiniz anca.
Yani sirke ile yikayin, silin.

Ya şahanesiniz!
Elime elma sirkesi alıp koşarak banyoya dalıyorum:))

cif+poset.

tek gecerim

ilgili modeli bilmiyorum ama işbir iyidir. memnunum ben.

Herkes yatağının marka-modelini söyleyip memnun mu bi dese ya:))

bu işin premier ligi; işbir ve yatsandır. yataş hangi model olursa olsun ayrı bir grupta kalıyor.
yatak alırken kendi ihtiyaçlarınızı gözetin. fıtığınız vs varsa mesela yumuşak yatak kötü olur.
trend işlere falan girmeyin, bana sorarsanız yaylı yataktan vazgeçmeyin.
ben çok param yok diye ikea hövag aldım, mutluyum. çok param olsa işbirden yüksek (kalın) ve sert bir yatak alırdım.

aslinda athletic cok tavsiye edilen bir modeldi. ben yatas ionic sleep aldim. poket yaylilarin en uygun fiyatlisi. bayagi memnunum. hic bir yerim agrimiyor artik. tek sorun yataktan kalkmak istemiyorum. :)

esinizle aranizda kilo farki oldugu icin poket yayli sistem iyi olabilir sizin icin. yay ustu visco mantikli ama esiniz kiloluymus, o visco ezilmeyecek mi kisa surede?

mevcut yatak uzerine visco ped alip bir de oyle deneyebilirsiniz.

yatsan musteri memnuniyeti en yuksek olanlardan. isbir de iyi diyorlar. o bahsettiginiz malzemeyi yatakci gezerken ogrendim ama pek aklima yatmadi.

ne karar verirseniz verin en azindan bir ay deneme suresi olan bir marka olsun. gezerken baktiginizdan bir sey anlamayacaksiniz. sansa birakmamak icin deneme suresi olani almak iyi olabilir.

Yatsan cashmere lateks yatak bizimki. Feci sırtım ağrırdı eskiden, bebek gibi uyuyorum.

Nasıl bir yer aradığınıza göre değişir. Vizeli vizesiz mesela?
vizesiz olarak en gözde yerler lviv, kiev, belgrad veya bosna.
vizeli ve makul bütçeyle budapeşte olabilir. minimum bütçeyle otobüsle selanik de olabilir evet. ama uygun fiyata kiev biletleri de bulunuyor.

ucuz memleket arıyorsan eski sovyet ülkeleri ve eski yugoslav ülkeleri ucuz olur.

arabayla yunanistan hem ucuz hem eğlenceli...

Doğru Veri @dogruveri
Sağlıklı Yaşıyoruz @saglikliyasiyoruzcom
Sporsal Bilgiler @sporsalbilgiler

@bbcbitesize

medya evrensel
günlük hayatta karşımıza çıkan ama geçmişini, tarihçesini vs bilmediğimiz şeyleri anlatan bir sayfa. her kim yönetiyorsa çok uğraşıyor.
bir göz atın derim. instagram.com

yaparlar
vergiler hariç yüzde 40

2 hafta sonra milli piyango yılbaşı var ama 1 hafta diyorsan süper loto...

bir tane yolu var ama cesaret lazim,
20k civarinda bir parayi bir sekilde krediyle falan ayarlayip iddiaya tek maca basican, geldi geldi, gelmedi, dogru kopruye:)

Loto oynadım yarın çekiliyor, hadi duyuru bana şans dile:)

Spor yaptiktan 45 dk. Sonra. Fakat sadece protein sutten major bi fark beklemek komik olur.

Kazein vücutta en zor sindirilenler arasındadır.

@deathrow; düzenli olarak haftada 4 kere, spor sonrası 30'ar gram protein süt hiç fark yaratmaz mı?

Sabahları da 2 yumurta yiyorum(14 gr protein) artı akşam 200 ve et/tavuk/balık

Vücuda protein almanın zamanının kas gelişimine kaydadeğer bir etkisi yok. Önemli olan alman, ister 10 saat sonra al ister 5 dk sonra.

Protein sütü bir ticari aldatmaca ürünü. İçinde normalinden %70 daha fazla protein olduğunu söylüyor. Yani 100 ml. sinde 5 gram. Yani bir yumurtadan bile az.

Protein süt ney la. Adam gibi protein tozu alıp suyla karıştırıp iç işte.

Protein tozu kullanmak istemiyorum.

Protein sütte 500 ml de 30 gr. protein var.
1 yumurtada 7 gr proteinden, 4 yumurta yemiş kadar oluyor.

O sütün içinde zaten protein tozu var.

ben de hiç katılmadım ama ekranlardan gördüğüm kadarıyla bir engel yok. ister yürür ister yarısında terk edersiniz.

Run lambada run!

istanbul maratonunu diyorsan ay sonu değil o haftaya pazar günü. ve evet yürüyerek bile bitirebilirsin. ama bitir lütfen bırakma ve o madalyayı boynuna as! finişe kaç saatte geldiğin değil gelmiş olman önemli.

ben de orada olacağım ama sen finişe ulaştığında ben çoktan bursa'ya dönmüş olabilirim. :)

bol şans. Run lambada run! :)

normalde 8 haftada hazırlanmanızı tavsiye ederdim ancak süreç çok kısıtlı
son 5 maratondur 10k koşan biri olarak nacizane aşağıdaki programı haftalık değil de günlük bazda, tekrar sayılarını yarıya hatta 1/4e düşürerek yapmanızı tavsiye ederim, kendinizi çok zorlamayın, keyif almıyorsanız hemen bırakın www.sparkpeople.com

sizin gibi amatörler var, ilk 10k koşumu hatırlıyorum tamamen sizin gibiydim
maratona kesinlkle katılın, 3 saatte de bitse, 1 saatte de bitse çok doğru bir noktadasınız: başarmış olma hissi bu işin başlangıcı
bir sonraki sene derecenizi iyileştirirsiniz

bol şans :)

Ya nasıl mutlu oldum teşekkürler @naksidil:)
Bodrum daki ultramaraton, en kısası 10 k.. 100 k ya kadar hatta.. 5 k olsa ilk onunla başlardım aslında ama hadi bakalım 10 k yı da yürüye koşa topallaya bitirirsem ne mutlu bana!
Bi de finişe gelen herkese madalya da varsa mutluluktan ölürüm herhalde :)

artık madalyalı bir ifşa bekleriz buraya.

@supersin superb, programa baktım şimdi. Evde koşu bandı da var. Mesela ilk hafta ilk 2 gün için aynen 4 dakika koşu-1 dakika yürüyüş x 4 tekrardan 20 dakika yaptım diyelim.

Asıl merak ettiğim koşu hızımı kaça kadar çıkarayım bu seviyede? Normalde çok kısa süreli 8-9 km/s koşabiliyorum. Normal Yürüyüş hızım da 5,5 km/s

Maratonda koşucuların ortalama koşma hızı ne civarlardadır?

Bir de yanımıza telefon alabiliyor muyuz? Saatin kaç olduğunu, km yi nasıl takip ediyoruz? Bayraklar falan var sanırım rotada? Allahım koşu 101 deyim resmen:)

@orihinal nick bulamadım; madalya alacağıma inancın için çok teşekkürler:) bi madalya alsam boy boy posterlerimi bile bastırırım herhalde :D

o kadar uzun zamandır istiyorum ki hatta rüyamda maratonda koştuğumu falan görüyorum. Bi hayal gerçek olacak umarım:)

Koşucular hıza pek bakmazlar Pace skoruna bakarlar, Pace skorun 5 km/s altına inerse iyisin demektir. Yani şöyle düşün: Koşuyu sürekli aynı tempoda sürdüremezsin; bir noktada 11 km/s gidersin bir noktada 5 km/s. Yani parkur yokuştur düzdür rampadır vs, şartlara göre hızını ayarlarsın ama ortalama tempon-pace skorun 5 km/s'nin altında kalırsa, yani toplam sürede 1 km'yi ortalama olarak 5 dakikanın altında koşmuşsan iyi bir sonuç elde edersin ama yeni başlayan birinin o seviyeye ulaşması zor tabii.

Bence parkurda tümsek yoksa, hiç düşünmeyin. Yokuş varsa can sıkıcı olabilir.

bu kadar büyütecek posterler asacak bir şey yok ya:) rahatlıkla bitireceksin ve bu muymuş ya diyeceksin. sonraki hedfin ise 21k olacak. şimdiden tebrikler.

yanına telefon alabilirsin

şunu şunu yaptım koşu hızım şuna çıktı gibi bir formülasyon yok
bu işin içinde genetikten tut, kas kütlesine kadar çok fazla parametre var
maratondaki ortalama hızlara vs takılma, bitirmeye ve keyif almaya odaklan derim
emin ol kafaya koydun mu başarabilirsin, çok atla deve bir mesele değil

aynı senin gibi başlayıp, kaçkarlar'da 63 km'lik ultra maraton koştum
ben yaparsam sen de yaparsın

Bir defa o eli indir, 10 km'lik maraton olmaz, benim bildiğim 40 kusur olması lazım.
İkincisi, gaza gelmeyenin anası ağlamazmış. Ofis insaniysaniz, dizleriniz zayifsa sakatlanma ihtimaliniz de var. Yapmayın demiyorum yine yapın ama alıştıra alıştıra yapın. Huysuz karamsar kardeşiniz bildirdi :)

10k çok rahat koşulur da 42 km baya zorlar, yanisi katıl gitsin çünkü senin gibi çok insan var çoğu insanın hız pace filan umrunda değil.

her gün 2 öğün yiyorum, öğlen 12-1 gibi yemek veya kahvaltı. aksam 7-8 gibi de yemek. çoğunlukla aralarda atıştırmıyorum bile. hiç de bir şey olmuyor olmaz, senin şeklinde de olur ama bence daha zor.

IF bir diyet programı olmadığı için spesifik bir dönemi de kapsamıyor uygulanması, istiyorsan ömür boyu da yapabilirsin.

Cok da guzel olur

Şahane o zaman yarın başlıyorum:)

Teşekkürler

4 aydır 18-6 yapıyorum. Hayatımı kolaylaştırdı ve bana iyi geldi. Öneririm.

hayata gelmenin hic bir anlami yok. ebeveynlerimizin bir anlik keyfi icin ya da toplum baskisi nedeniyle hadi cocuk yapin dendigi icin buradayiz

ama hayatimiza anlam katmak bizim elimizde

Optimistic nihilism'i hic duydun mu?

abartmanin, buyukluk taslamanin, kibirin alemi yok. bir araya sans eseri geldiginde hayat bulan hucrelerden olusmus varliklariz hepsi bu. bigbang'den ilk canli hucrenin olusumuna kadar her sey kacinilmazlar butunu olan ihtimallerin gerceklesmesi sebebiyle var olmus durumda. bunca buyuk kainatta kucucuk birer nokta bile degiliz. ortalama 70 yillik omrumuzde aldigimiz tek bir nefesten bile daha kisa o 70 sene evrenin yasiyla karsilastirildiginda. buna bu kadar anlam yukleyip kahrolmanin bir manasi yok. gelmeyi tercihle yapmadik, tamamen sans eseri variz, bir gun baska bir sans eseri olucez hepsi bu. benim dusuncem bu kisacik ve (muhtemelen) tek bir kez elimize gececek sansi mumkun oldugunca iyi degerlendirmek. insanliga bir faydam olsun varligim anlam bulsun derdinde filan da degilim. guzel vakit gecirip surem doldugunda da gitmek gayesindeyim. aci cekmedigim icin senin durumuna yorum yapamam sadece nacizane tavsiyem onemseme, yasamaya bak. dusunen de ölüyor yasayan da. en azindan guzel vakit gecirmis olursun, ne kadar kaldigini bilmiyorken en onemlisi vaktini guzel gecirmis olabilmek.

@in vino veritas, @traveller; şu kafaya/ optimistik nihilizme geçebilsem şahane olacak:
"İnsanlığa bir faydam olsun varligim anlam bulsun derdinde filan da degilim. guzel vakit gecirip surem doldugunda da gitmek gayesindeyim."

Bende hep bir suçluluk, hep birşeyleri eksik yapıyormuş/yapmıyormuş hissi. Dünyayı boşa işgal ediyormuş, boşa nefes alıyormuş gibi.. Abartmak, kibir falan kesinlikle değil. Tam tersi basitlik/değersizlik hissi..

Temel içgüdünün peşinde koşan organizmalarız. Sanırım üremek dışında bir amacımız yok. Makro düzeydeki amaç (bu kadar yayıldıktan sonra bişey olacak herhalde) ne onu bilmiyorum ama.

aslinda o basitlik/degersizlik hissinin altinda var kibir, demek istedigim oydu. bilincli degil tamamen arka planda gelen bir sey. o kadar abartilacak bi anlami olmadigi icin hayatimizin, bir anlam yuklemeye calismak, bulamayinca da degersiz ve bos hissetmek tam olarak o kibirden kaynakli aslinda. "ben onemli olmaliyim, varligim anlamsiz olamaz ama neden bulamiyorum" dusuncesi yani. sakin yanlis anlama dedigim gibi bu insana default gelen bi ozellik galiba, ama dusundukce bu abartinin gereksizligini fark ediyor insan, yasla da alakali sanirim. bir de hayatinda bunlari dusunmeye ve bir noktada sonuclandirmaya yetecek kadar vaktin olmasi gerekiyor galiba :) yoksa belli yastan sonra evlilik, coluk cocuk gailesine dusunce insan bunlari kafada evirip cevirmeye vakit bulamiyordur bence :)

yasini bilmiyorum ama bu noktalardaysan 22 23 civaridir sanirim, hayat seni guzelce zimparaliyor, o kafaya ulastiriyor merak etme :)

Veritasa katılıyorum gerçekleri konuşuyor adam. Anlamı olmalı fikrinin altında kendini fazla önemseme var ya da önemli olmalıyım fikri. Değilsin ama

Ya aslında tam demek istediğim iz bırakmak/ünlü olmak vs değil de "kimseye/hiçbir şeye faydam olmadan ot gibi gelip geçeceğim. Bir yerde birilerinin dertleri/hastalıkları vb var ama ben yardım edemeden öyle elim kolum bağlı hiçbirşeye faydalı olamadan göçüp gidiyorum" gibi..

"Ne var hepimiz doğup öleceğiz zaten, günlerini geçir, hiçbir şeyin önemi yok" kafasına gelemiyorum..

Yaş 30+ bu arada:) ama bu zaten çocukluğumdan beri düşündüğüm bir şey. Ha bir nevi çaresi nedir, sivil toplum kuruluşlarında çalışmak gibi gibi.. yapmadım da değil ama daha genel bir düşünce işte atamıyorum kafamdan, geçmiyor..

encrypted-tbn0.gstatic.com

pardon oyleyse, bunlar benim o yaslar ve +5 sonrasina kadar cok kafa yordugum seylerdi ozellikle. sonra bu noktaya geldim ve biraktim, ben ikna oldum cunku :)

soylemek istedigini ve dusuncelerini cok iyi anliyorum. ama elimizden gelen belli, bu durumda belli ki senin yapman gereken tek sey dedigin gibi stk ve benzeri gonullu yardim esasina dayali isleri kovalamak.

tercih tamamen aslinda. dedigim gibi tek olay kisa sureyi guzel degerlendirmek dusuncesiyse ve sen birilerine yardim ederek, insanlara faydali olarak guzel degerlendirecegin dusuncesindeysen onu yapmalisin da zaten. ama dunyada herhangi birinin yetebileceginden cok daha fazla aci ve ihtiyac var, bunlari dusunup kahrolmak yerine yapabildiklerinle ve belki de sahip oldugun daha fazlasini yapma arzusuyla yetinmelisin. aksi halde su kisacik hayatin uzuntu icinde gecer. gerek yok.

F) Anlamı olmak zorunda değil

olay her gün hareket etmek olduğundan bence 4 gün olan daha iyi.

b

Uzun süreli egzersizlerde vücut yağ yakmak yerine korumaya gecer.İkinci secenek en mantıklısı.Şu an çok boş vaktim var mesela,günde 5-6 saat spor yapabilirim ama dediğim olaydan dolayı tadında bırakıyorum.

B

Siz egzersize başladığınızda vücut enerji için hemen yağlara gitmez, yağ oksidasyonu biraz ağır bir işlemdir o nedenle önce yağların yağ hücrelerinden yağ asitlerine ayrışarak kana karışması gerekir, ondan sonra enerji sentezine katılır. Yani siz her egzersize başladığınızda bu işlemi tekrarlarsınız, bunu göz önünde bulundurursanız A seçeneği daha uygun bir seçenek olacaktır. Yani sistem çalışmaya başlar ve durmaz, daha fazla yağ yakar. B seçeneğinde ise sistem sürekli durup daha sonra yağ yakımına uygun bir noktaya gelmeye çalışır, bu da zaman-verim kaybı demektir zira 1 saat içinde sistem en üst noktada yağ yakmaya başlayacağı zaman siz aktiviteyi sonlandırmış olacaksınız, haliyle verim alamazsınız. Bundan hareketle günde 4 saat yürümek de haftada 2 gün 2 saat yürümekten daha fazla yağ yaktırır.

Fakat gel gelelim yürüyerek koşarak hoplayarak zıplayarak yağ yakmamaya çalışmak ciddi anlamda çok etkili bir yöntem değildir, yağ yakmanın ana kuralı temiz beslenmektir, ancak temiz beslenirseniz bu aktiviteler destek olur, onun dışında kötü bir diyetle istersen günde 10 saat haftanın 5 günü yürüyüş yap, yine kilo veremezsiniz. Zaten spor salonlarında dikkat ederseniz eğer hep hoplayıp zıplayıp koşan dombilliler görürsünüz ve bunlar hep "O kadar spor yapıyorum ama yine kilo veremiyorum" derler. O kadar spor yapmalarına rağmen kilo verememelerinin nedeni, beslenmelerinin kötü olmasıdır ne yazık ki. Böyleyken böyle.

Bunların dışında basubadelmevt'in örneği doğru fakat tam da öyle değil. Esasında uzun egzersizlerde değil, yüksek yoğunluklu egzersizlerde vücut yağ yakamaz, zira dokulara yeteri kadar oksijen gitmediği için sistem oksijensiz ATP-enerji üretimine geçer, bunun için de yağları değil karbonhidratları tüketir enerji olarak. Siz eğer yoğunluğu-hızı düşük tutup süreyi uzatırsanız vücut yine oksijenden mahrum kalmayacağı için enerji için yağları kullanacaktır.

2 saat yürümek zararlı değil mi?

ben size crossfit öneririm. 20 dakikada 2 saat yürümeye eş değer kalori yakarsınız.

@angelus evet ben de aynı şekilde düşünüyorum. Yönlendirmeli olmaması için direkt olarak sordum.
Yürüyüşte yağ yakımı 45-60 dk dan sonra başlıyor diye biliyorum.

Aslında şöyle de diyebilirim: açıkhavada yürüyüş yapmak için haftada 2 günüm var ve istersem bu 2 günde yürüyüşü 2-3 saate kadar çıkarabilirim.

Bunun yanında koşu bandım da var. Haftada 2 gün 2 saat yürüyüşe ilaveten, mesela 2 gün de koşu bandında 1 er saat yürüyüp 4 güne tamamlamak mı?

Yoksa haftada 2 gün 2 şer saat yeterli mi? Bir de yürüyüş yaparken 1 er gün arayla yapmak lazım, üstüste yapmamak lazım diye söylüyorlar..

En en en verimlisi ne yapmak bu şartlarda?

Yok hayır yağ yakımı 45-60 dakika sonra başlamıyor aslında bunu etkileyen çok faktör var (kandaki insülin miktar vs) fakat ortalama olarak çok daha kısa sürede başlıyor, öncelikle bunu belirteyim. İkinci olarak tüketilen oksijen miktarı nedeniyle açık havada 2+ saat yürümek her zaman en iyisidir, eğer 2+2 şeklinde açık havada yürürsen en verimlisi olur, bunun yanına birer saat de bantta yürürsen o da iyi olur ama bantta koşuya ben çok sıcak bakmıyorum onu tavsiye etmem ek olarak belirtmek isterim. Bunların dışında yürüyüş için ara vermene gerek yok, kendini iyi hissediyorsan her gün bu şekilde yürüyebilirsin.

konfor, güven ve otomatik vites diyorsan en az 60 bini gözden çıkar.

Micra, jazz, yaris, getz. Önem sıralaması da bana göre bu şekilde olmalı, ilk sıradakileri satmak istediğinde kolayca satarsın.

@ mikahakkinen; konfordan kastım bu şartlarda olabildiği kadar konfor. Çok teknolojik vs ihtiyaç yok ama mesela yere yakın olmasın, inip binmesi zor olmasın gibi gibi..

al bi fiesta rahat et

honda jazz al. park sensörü de aldı mı aile boyu gider. kadına da yakışıyor.

Bacım o fiyata aradığın özellikte araba bulmazsın. Nissan almera olabilir belki.

30-40 bin arası sağlam bir ototmatik şanzıman şansa denk gelir oda zor. corsalar var ancak şanzımanları sıkıntılı alırsın şanzımanı yaptırırsın.

terriosun alırsın satamazsın.

O bütçeyle b sınıfından öteye çıkamazsın. O sınıfın da en iyi aracı Fiesta'dır.

bütçeniz dar ise yapılacak en akıllıca şey otomatik viteste diretmemektir. Bütçe sıkıntılı ise on bin tlden sadece vites yüzünden feragat etmenin anlamı yok.

1.3 opel corsa dizel.

çocuk koltuğu filanda atıcam diyosan bahsettiğiniz fiyatlardaki tüm benzinli araçlara lpg taktırmak zorunda kalırsınız ki bence güvenli değil.

terios konusunda arkadaşlara katılıyorum. ben de zamanında çok düşündüm ama ne parçası bulunur ne ustası. hele anadoludaysan araba arıza verip başıma dert olmasın diye araca binmez hale bile gelebilirsin. suv o fiyatlara gelmez. gelirse de model düşük, km yüksek olur ve olmadık yerlerden olmadık masraflar açabilir.

öncelikle, köpekleri severim ama köpeklerle pek iyi geçindiğimi söyleyemem, bunu belirtmek isterim.

arkadaşınız gelirken sadece size geldiğini sanmış ama yanılmış. orası o köpeğin de evi. ev sahibinden hoşlanmıyorsan eve gitmeyeceksin bu kadar basit. iyi sabretmişsiniz diyebilirim, bin yıllık arkadaşım olsa siktiri basardım.

ikincisi, dışarılarda bir yerlerde otururken köpek sahiplerinden köpeklerini bağlamalarını söylemesine itiraz edemem. sokak köpeği olsa ve bağırıp çağırsa bir nebze rahatsız olabilirdim ama oturmak için gittiğiniz bir mekanda bir arada olmak istemediğiniz bir hayvanla sürekli göz göze gelmek durumda değilsiniz.

ankara'da da var bu ilginç tiplerden bolca. adam/kadın bara köpek getiriyor. her şeyden önce o ortam, o ses köpek için uygun değil. ama işte hava yapacak ya, neyse ağzımı bozmayacağım.

köpeğini kimse bi zahmet bara cafeye götürmesin. ama köpek bir evde yaşıyorsa o ev köpeğe de aittir, beğenmeyen de defolup gidip otelde tatil yapsın.

Ya bilemedim o da kendince "bir köpek kadar değerim yokmuş demek" vs diyip içerlemiş olabilir, böyle bir hayvan sevgisini hiç bilmediği için.. ama benim çocuğum gibi, hiç kıyamıyorum içim titriyor resmen..

acayip canım sıkıldı, bir şey demedim ama yüzüm düştü. Ben mi ayıp ettim dedim ama resmen tahammül edebileceğim gibi değildi. Hayır gerçekten ne havlıyor ne ısırıyor, ne de ürkebileceği türden büyük vahşi bir tip değil..

Siz nasıl yapıyorsunuz? Bunu yaşamamak için direkt "köpek sevmeyen eve gelmesin" mi diyorsunuz en baştan?

Kopekten korkmam, yillar once kopek korkumu yendim ama eskiden kopek korkusu olan biri oldugum icin ne demek oldugunu bilirim.

Arkadasin hakli, bu bir. Disarida yanina kopek yaklastiginda masadan kalkip sicriyor diyorsun, dusundun mu hic kendini adamin yerine koyup bu adam restoranda ymeek yerken masadan zipladigina gore bu ciddi bir sey diye?
Arkadasin etraftaki insanlara kopegini baglamasini istemek konusunda da SONUNA kadar hakli. Cunku adam korkuyor? Korka korka yemek yiyemezsin mesela.
Ortada bir aslan varken restoranda sakin sakin oturabilir misin? O adam icin inan bana ayni sey bu. Kopek korkusu ciddi bir sey, , lutfen hafife almayin. Ciddi bir PTSD vakasi gibi.

Arkadasin evde kopek oldugunu bile bile gelip sende kaliyorsa bunda senin bir sucun yok, kendi kabahati. Benim icin kopegi uzak tutsun ne var ki diye dusunmus olabilir, aranizdaki samimiyet bunu makul kilacak seviyede mi bilemem.
Ama verdigi tepkileri lutfen kinamayin, o korkuyu hicbir sekilde anlamaniz kavramaniz mumkun degil yasamadan. Koskoca adam milletin icinde masadan zipliyor iste dusunun, soytarilik yapmayi sevdiiginden yapmiyordur.

Kopekten korkan biri olsam ve doisaridayken yanimda biri uyardigim halde israrla kopegini basibos biraksa o adama olumune girisirim (ki kavgaci degilimdir) oyle soyleyeyim. Bu konuda insanlar duyarli olmak zorunda.

2. evet olurdum, hayır kalmazdım.

Yaşlar 30+ kadındı bu arada. Böyle rahatsızlıkları bilmiyor değilim; nice akraba, arkadaş köpekten korktuğu ve tiksindiği için evimize hiç gelmiyor. Yapacak bir şey yok. Ama hiç anlayabildiğim bir konu değil..

Ama evde 1 hafta yatılı kalacak biri bunları kabullenip gelmiştir diye düşünüyorum.

Normalde korkan insana da saygı duyarım, elinde değil vs diye. Ama bu olay, köpeğime ve genel olarak hayvanlara karşı bu tavır inanılmaz soğuttu ve rahatsız etti beni.

Dünya üzerinde hayvanlarla birlikte yaşıyoruz, burası onların da alanı. İnsanoğlunun sadece kendini düşünmedeki bencilliğini nasıl çözeceğiz bu asıl büyük sorun bu.. Böceğe bile basmayıp kağıtla bahçeye bırakan insanım. Bir canı alma ya da hapsetme, bağırıp kötü davranma hakkını nasıl kendine bulabilir insan?

- Kopek oldugunu bile bile evde kalma konusunda size kabahat bulunamaz.
- Zaten anlayabilceginiz bir konu degil, mesele de bu. Kopek korkusunu anlamazsiniz, anladiginiz korkulardan degil o. Bu gayet normal.
- "Hayvanlarin da ortak alani" argumaninin bu mevzuda gecerliligi yok hocam, "korku"dan soz ediyoruz. Etrafta yilanlar cirit atiyor olsaydi buyuk cogunlugumuz onlari kendimizden uzak tutmaya calisacaktik, bir sekilde onlari yerlerinden edecektik, ortak alanlarina ister istemez mudahale edecektik, bir de boyle dusunun. Kopege bagirmasi cagirmasi hosunuza gitmiyordur bir hayvansever olarak haliyle ama arkadasiniz o an hissettigi huzursuzluk kendisine bagrilan kopegin hisettigi huzursuzluktna cok cok daha fazladir zaten. Keyfinden yapmiyordur, bir sekilde uzak tutmasi gerek kopegi kendinden.

Benim de bir kadin arkadasim kedi kopek kendisine temas ettigi zaman cildiriyor. Ben de kediyi cok seven ve kopekten de cekinmeyen bir insanim. O sevimli kedilere temastan olumune kacinmasi bana ne kadar tuhaf gelse de emtapati kurarak bunu anlamlandirabiliyor ve anlayisla karsilayabiliyorum.

hocam oncelikle caninizi sikmayin, hataniz gelmeden ikinizin de bunu acik acik konusmamasi olmus. yani geleceksin ama bir hafta kapatamam diyebilirmissiniz ya da gelecegim ama kopek ne olacak diye sorabilirmis, on yillik arkadasim diyorsunuz ama yakin arkadasinizsa bunlari konusmamak enteresan olmus.

ikinci olarak kopek sevmemek/hayvan sevmemek ile korkmak arasinda fark var. sogumak sogumamak sizin bileceginiz is ama stavro aciklamaya calismis, demek ki belli bir derecede korkan insan kendini kontrol edemiyor. korkmak baska sey, tiksinmek, evine gitmemek, o evin pis oldugunu dusunmek baska sey. arkadasiniz hayvanlari sevmiyor degil sadece korkuyor sanirim. bu konuyu da hic konusmamissiniz sanirim.

Doğru diyorsunuz en mantıklısı en başından konuşulmasıymış ama gerçekten gelmeyi ben teklif bile etmeden kendi özellikle isteyip plan yaptığı için köpeğin sorun olacağı aklıma bile gelmedi.

Hiç köpeği olanlardan cevap gelmedi. Ya nasıl yapıyorsunuz çok merak ediyorum..

Hem bu tavırdaki kişilerden soğumamıştı nasıl beceriyorsunuz hem de gelen misafirler için köpeğinizi kapatıyor musunuz odaya, yanda nasıl çözüm buluyorsunuz?

Bence iyi bile dayanmışsın. Sonuçta evini paylaşıyorsun köpeğinle, evin bir bireyi o da. Eve gelecek kişi tamamen bunu göze alıp gelmeli. Benim şehir dışından gelecek en yakın arkadaşlarım köpeğimizin bizde olduğu zamanlarda bunu bildikleri için gelmiyorlardı mesela çünkü biri korkuyordu diğerinin de alerjisi vardı. Hiçbirimiz de sorun etmiyorduk bunu.

Köpek korkusu nedir bilen bir insan değilim açıkçası ama tabii ki korkan insanın yaklaşmak istememesine hak veriyorum. Ama tutup da misafir gittiğin evin sahiplerinden olan köpeğe sürekli bağırmak, dışarda köpek gördükçe sıçrayıp olay çıkarmak falan hadsizlik bence.

Köpeğim değil ama kedilerim var evde. Asla ama asla odaya kapatmam kedilerimi. Köpeğimi de kapatmazdım. Gelmesin evime öyle insanlar.

Kopekleri cocuk gibi goruyorum. Hepsi kendi baslarina masum ama sahipleri onlari nasil yetistirirse ona bagli olarak bir canavara donusebiliyorlar. Cok yakin bir arkadasimin golden'i uyandigimda bana terlik getiriyor (kadin erkek kucuk buyuk anlamaz bile) bu konuda egitilmemis bile ama kopek mutlu. Yabancilara aliskin. Gecen yil bir komsumuzun kopegi evin disina cikinca herkese saldiriyordu. Evin icinde de cift surekli kavga ediyordu. Kopek de siddetin icinde yasiyordu zavalli sey. Arkadasinin da her kopegin ayni olmadigini gormesi gerekli.

Valla görüşmezdim madem böyle aptal aptal davranacak eve gelmesin bir hafta kalıp herkesin huzurunu şımarıkça bozmasın az yesin otelde kalsın.
İnsanların köpeklere olan tepkisini bilmiyordum. Köpeklerden ve kediler 25 yaşına kadar korktum ama hiç böyle davranmadım. Artık hayvanlardan korkmuyorum.
Bi arkadaşımın annesi vefat etti insanlar köpekli evde mevlüt olmaz dua okumaz diye direttiler. Her eve gelen mal insan senin arkadaşın gibi davrandı. O yüzden bizde kaldı köpekcağız. O zaman yolda gezdirirken bile karışan penceren bağıran manyak insanların olduğunu görmüş olduk. Bence bu tarz davranışı olan biriyle arkadaş olma.

Kendimi bildim bileli hep köpeğim oldu. Şimdi de var, korkanı eve almıyorum. Alışmak isteyene kapım sonuna kadar açık. Ama korkuyla veya başka bir sebeple köpeğime biri bağıracak olursa suratını dağıtırım. Zaten köpeğim kendine adı dışında başka bir isimle seslenilince kızıp saldırıyor. Alsın parçalasın i**eyi afedersin. Ben böyle korkan bir akraba geliyor diye bir kere bağladım zincirle (upuzun zincir) sonra ağlayarak çözdüm zinciri, akrabaya da ya alışıcan ya alışıcan bu evin düzeni böyle dedim. Sen de böyle yap.

Rossmanda satılan tuz güzeldi

dermokil 'in tuzunu kullandım gayet güzeldi, ancak daha sonra kendim evde yapmaya başladım. deniz tuzu, kaya tuzu, himalaya tuzu hangisini istiyosak alıyoruz, istediğimiz yağlar ya da esanslar ile karıştırıp kurutuyoruz, istemediğimiz kadar çok ve ekonomik tuzumuz oluyor. küvet şampuanı olarak da avon'un bir çok aromalı şampuanını kullandım ve memnun kaldım.

çok merak edip deneyemedğim banyo topu kaldı. çok eğlenceli görünüyor ama nasıl bişeydir bi fikrim yok.

@hypathia süper tarif çok teşekkürler:)

@hypathia

O banyo topu dünyanın en eğlenceli şeyi. O nedenle banyo topu+1

@kablelvuku bir süreliğine küvetsiz evde yaşadığım için onu yakın zamanda deneyemiyorum ama ilk fırsatta ben de deneyeceğim:)

bunlar dışında bir de küvet keyfinin olmazsa olmazı küvet tepsisi, ben bundan kullanıyorum www.banggood.com inanılmaz rahat, içeceğini, küllüğünü ya da tlfnun tabletini koyabiliyorsun,

bir de küvet yastığı :))www.tchibo.com.tr

Ya süpersiniz aramaya inandım ve banyo topunu da yapmasını öğrendim.
www.youtube.com

Gerçi videonun başında küvet doldurmayı gömmüş ama napalım biz de ayda yılda 1 uzun uzun keyif yapıyoruz işte :)

Bir tek omega-3, vitamin falan işleri biraz riskli sistemde hangisi eksik hangisi fazla bilmeden kullanmamak lazım fakat duruma göre D vitamini de önemli.

1 - kullanıyorum (migren için başladım)

2 - immuneks q10 1x1 2 aydır
magvital şase 1x1 10 gündür

3 - migren için birçok şey kullandığım/yaptığım için hangisinin daha çok faydası var seçemiyorum ama immuneks q10 sanki enerji veriyor gibi :)

bir tek magnezyumu düzenli kullanıyorum 2 aydır. doktor toksik etki, göstermez kolay kolay dedi ben de çok sevdim. içeceğim bir süre daha.

1. 10 dk
2. Yürüyerek.
3. Sadece pilates ve yoga ise evde de yapabilirdim, salon çok da gerekli değil bence. Tabii program ve gerekli aletler varsa.

Sporcard'ı araştırmanızı öneririm.

(git: eksisozluk.com)

@tabirimekruh; yoga with adriene ve pilates için de ebru şallı düğündüm. Yeterli olur mu ya da yoga yaparken kendimi sakatlar mıyım bilemedim.

İstanbul dışında küçük bir ilde oturuyorum, en yakın spor salonu dediğim gibi minibüsle 30 dk mesafede :(

Minibüsle 30 dakikalık uzaklıktaki bir salona gidemezsin boşuna kayıt falan yaptırıp paranı ziyan etme, evde bir şeyler yapmaya çalış.

1-) 15 dk
2-) otomobilimle
3-) muay thai ile ilgileniyorum (dirseğin, dizin ve çok hafif güreşin olduğu bir ring sporu). Geri kalan günlerde de bisiklete binip evde dumbell çalışıyorum.

1- 2 dakika
2- yürüyerek
3- gitmezdim

1. eskiden otobüs ile 5 yürüyerek 20 dakikamı alırdı (git-gel*2 eşittir 10-40 dek.) 2-3 yıldır evde yaptığım için 0.
3. gidebilirdim ama zorlayarak olurdu isteyerek değil.

Pilates ve yoga evde yapılabilir diye düşünüyorum.

1- 5 dk.
2- Araba.
3- Asla gitmem. Eve iki dumbell alır öyle çalışırım ilk etapta, sonra barbell alınır, barfiks demiri alınır, bench sehpası alınır vs. Koşu bandı yerine de bisiklet tercih ederim.

2 adım ötemde salon var fakat ben havuz da olduğu için 20 dk yürüme mesafesindeki salona gidiyorum, yürüyerek tabii. Koşu bandında yürümekten hiç hazzetmiyorum o yüzden iyi geliyor.
Açıkçası sadece yoga ve pilates için asla bir salona gitmem, yazın spora ara verdiğimde bir kez youtu.be bu videoyu denedim valla hiç de fena değildi. genel olarak pilatesi pek sevmiyorum zaten.

Üşeniyosan bence bi sehpa, ağırlık seti ve barfiks demiri alabilirsin. hiç yoktan iyidir.

1.işten/evden spor salonuna ders saatinden 30 dk önce çıkıyorum
2.arabayla
3.haftada 2-3 gitmeye çalışıyorum yaklaşık 1,5 senedir. Daha yakında bir seçeneğim yok maalesef.
Daha önceki dönem evde çalışmaya çalıştım, özellikle 30 day shred 1-2-3 programını takip ettim, ortam uygunsa verimli oluyor ancak salınca salınıyor yani. Aman yarın yaparım nasılsa düşüncesi çok tehlikeli, yarınlar olmuyor bir noktadan sonra. 2 saat spor salonu için harcamak gözümde büyüyor mu? hem de nasıl ama hem hizmete para vermek bir motivasyon kaynağı hem de derslerin olduğu bir spor salonu olunca benim adıma belli bir saate derse yetişmek de gitmemi kolaylaştıran bir etmen. Ev ortamınızı bilmiyorum ama bence bir özel/kişisel zaman olarak da görülebilir bu süre.

*motorla 40saniye falan suruyor evden.
*bir ara haftada iki gun yuzmeye gitmek icin karsiya geciyordum. gayrettepe'den atasehir'e, ordan geri besiktas'a. sevince oluyor.
*pilates yapacaksam evde acar yutuptan yaparim. veya pinterest veya instagram. alet edevat dedigin iki top, bir bant, bir halka, iki agirlik.
*yoga icin bir yonlendirici iyi oluyor.

1. Şu an evden 5dk. Eskiden evim uzaktı ama salon iş-ev arasındaki yolun üzerindeydi, yine sorun olmuyordu. Hep söylüyorum, düzenli spor yapma alışkanlığını edinmenin en önemli faktörlerinden biri salonun ya işe ya eve yakın olması. Yoksa yalan oluyor o iş.
2. Yürüyerek
3. Haftada 2 giderdim, şu an mecbur olduğum için, ama daha fazla gitmeye üşenirdim.
Evde spor kesinlikle yapamıyorum, öyle bir motivasyonum yok, hiç olamadı.
Evde sadece yoga yapıyorum. Yoga ve sonrasında meditasyon, o da iyi uyumamı sağladığı için.

Evde pilates ve yoga yapabilirsin bence (yoga bir yere kadar).

paket aşure nasıl oluyor? :)
e. görevliye sor hangi evler dolu, oralara dağıt nokta atış.

Çok takmışsın rahat ol ya :D bulunur bir yolu
prasinos +1

e. tanıştığınız 3 aileye ve site görevlisine verin. kalanı arkadaşınıza götürün.

@parasinos, paket derken yani kase alıp vermeyi gerektirmeyecek şekilde, karton kaselerde :)

Dediğim gibi görevli hangi evde kim var tam bilmiyordur. Evlere servis vs yapmıyor..

Şimdi çıkıp 40 evi de dolaşmayayım yokuş mokuş döküp şaşmadan:)

İçime de tam sinmiyor sadece bildiğim 3 eve dağıtmayı:( bilemedim :)

o zaman c daha makul gibi duruyor

asurenin guzel yani biraz da komsuluk bence. bir yere birakip insanlarin ordan almasi cok sicak gelmedi bana. yuzyuze iletisim candir. cocuk yok mu cocuk? bir cocuk gorevlendirseniz evleri gezip kimler var yok tespit etse, lambada teyzemler asure getirecek de evde misiniz diye seyettik dese, siz de nokta atisi gitmis olsaniz? en fazla 10 ev gezersiniz zaten. cocuga da dondurma alirsiniz.

bu nasıl bir mutluluk ? aşure dağıtım heyecanı ?
40 evi dolaşıcak motivasyon nereden ?
aşureler yapılmış, paketlenmiş, lokasyonlar saptanmış.
dağıtımda optimizasyon teknikleri üzerine ar-ge yapılıyor.
toplumun gitgide bireyselleştiği, komşuluğun ve empatinin yok olmaya yüz tutuğu şu çağa aşure ve :) ile savaş açmış gibisiniz.

tebrikler yani. bence sizin önünüze bir engel çıkamaz kolay kolay.

Bildiğin komşulara dağıt, gerisini de eşine dostuna yolla gitsin bence. Ne kadar yaptınız ki ayrıca öyle :)) fazlaysa bize de eheh

Dağitma ya bence. Hem komşulari aşureye maruz birakmamiş olursun hem de kendin böyle saçma sapan işlere girişmemiş olursun.

Yıl 2018 hala aşure yapip yiyen ve dağitanlar var :(

whatsapp grubuna yazıp bir yere bıraktım oradan alın demeyin de nasıl dağıtırsanız dağıtın bence.

@nundu; ya tabii aşure yemeyenler de olabilir, ama ya çok seviyorlarsa:) Böyle adetlerin yaşatılması fikrini seviyorum, 90 yaşında da olsam yaparım umarım, koca evde aşureyi bayıla bayıla yiyecek biri çıkar sanırım:)

Geçen sene bi akşam hiç beklemediğim bi zamanda, hiç de tanımadığım bir komşu getirmişti, nası sevinmiştim:) ondan bu sene de ben birilerini sevindireyim dedim..

whatsapp düşüncesini aklımdan çıkarıyorum öyleyse. Site deli yokuşlu, merdivenli falan olmasa valla elime tepsi alıp kapı kapı götürücem de teknik yetersizlikler var:)
Ben bir görevlimizle de görüşeyim bakıyım..

Teşekkürler fikir verenler için, aşure getireniniz bol olsun:)

evde olduklarından emin olduklarına git ver. onlara da sor "kim var burda olan" diye... böylece zincir şekilde mahallleyi çözersin. herkes en azından sağındaki solundakinin nerde olduğunu bilir. gittiğinde de evde yoksa "nasipleri yokmuş" dersin.

önemli olan nokta: kafanı rahatlatmak... :)

Özel ders olabilir.

Kişi değil de kurum tercihim. Online öğrenebileceğim güvenilir iyi bir internet sitesi..

Ben 6 ayda 1 halsizim diye doktora gidip (saglik ocagi) tam kan sayimi yaptiriyorum. Orada demir b12 vs her sey cikiyor. Bence onu yaptirsaniz rahatlikla gorursunuz.

tam kan sayımı derseniz sadece hemogram testi isterler. genel rutin kontrol için gittiğiniz belirtirseniz hemograma ek olarak b12, ferritin, yaşınıza/cinsiyetinize göre ne gerekiyorsa isterler. yani doktora göre değişir de ben aile hekimliğine gidince böyle yaapıyorum. özel durumunuz varsa belirtirseniz detaylı issterler.

Genelde kanepe diyor ecnebiler.
Bence mercimek köftesi. Ya da çiğ köfte. Sıkımlık olanlardan.
Ya da sigara boreği.

Mitite köfte
Tatlı ve tuzlu kanepeler
Mini sigara böreği
Limon soslu havuç ve salatalık çubukları
Baharatlı patates topları
Mozeralla peynirli ve taze fesleğenli domates dilimleri

Kamyona sağ tarafı mı vuruyoruz, sol tarafı mı? Kaza şekline göre çok fazla değişken olur.

@neymis aslında demek istediğim hani otobüsler için şöför kaza anında kendini kurtarmak için bilinçdışı sola doğru (kendi tarafına) kırar diye bir şey var ya. O yüzden genelde şöför arkası daha sağlamdır diye o taraftan bilet alınır..

Arabada hava yastığı emniyet kemeri vs durumunda nasıl olur diye öğrenmek istedim..

Bu veriyi bulsanız bile, her kaza aynı dinamikleri içermediği için pek anlam ifade etmiyor. Kazanın dinamiklerine göre değişir her şey, binlerce faktör var.

Ancak şoför içgüdüsel olarak kendini kurtarmaya oynar diye düşünüyorum (ciddi tehlikeler atlattım ama henüz hiç kaza yapmadım).

Otobüs olayını ilk kez duydum.
şahsen önüme köpek vs çıkarsa köşelere denk getirmeye çalışırım. O an için hangisi kolaysa. Takla atan bir araçta şöför veya yolcunun bir önemi kalmaz diye düşünüyorum.

İçeriğini bilmiyorum ama bir de Duo bin renkli olanı var. Bence Duo en yalini içerik olarak sonra spf ve renk eklenmiş. Sonuç olarak içerik aynı bence spf dışında. Bende de duo'su var.

3 antibiyotik falan yok, gidip cekilmistim ben. hic korkmayin cok rahat.

4. kiziltoprakta cigdem serce cok iyidir.

1- olabilir, diğer dişlere baskı yaparak ağrıtıyor da olabilir. bademciği bilemeyeceğim. belki ağrısı oraya vuruyordur.

3- şişkinlik, enfeksiyon benzeri bir durum varsa antibiyotik alınıyor. en doğrusunu doktor söyler doğal olarak.

4- ben ataşehir ağız diş sağlığı hastanesi'nde çektirdim; tıbbi bir sıkıntı çıkmadı ama çekim sürecinde ağzıma ettiler deyim yerindeyse (diş yatık vaziyette ve gömülüydü). altıntepe'de dentevim'i çok tavsiye ediyorlar.

home office yapabileceğin iş bul. eğtimin becerin ne. biz ne bilelim.

Eğitimim ya da önceki iş tecrübem ile ilgili bir iş yapmak istemiyorum.
Sil baştan olacak.

Boyle isler icin gece calisman gerekiyor mesela gece bekciligi bos beles bi is ama kirk yilda bi olsa da riski var.

Bir de alkol ve madde uretip sadece kendi tanidiklarina satabilirsin. Tanidigin tanidigi isine girersen yakalanirsin huzurun kacar

yok.

o zaman sosyal medya üzerine eğitim al. müşteri bulmak zor ama bulunca evden çalışırsın. bilişim iyidir. evden çalışırsın. kodlama öğren evden çalışırsın. video editing / after effects öğren evden çalışırsın. grafiker ol evden çalışırsın.. yeter mi?

özel misafirlerime yaptığım bir yemek vardır. fırında terbiyeli kuzu kol yaparım.. tarif istersen özele gel :)

Fırında yapmanız rahat olacaktır, patlıcan kebabı ya da işte tepside klasik kebaplardan falan. Yanına cacık, pilav, zeytinyağlı istediğiniz bir dolma ya da çalı fasulyesi mesela. Çorbayı soğuk ayran aşı yapabilirsiniz kesin yapacaksanız. Tatlı keyfinize ve geleceklerin sağlık durumuna kalmış.

Opiyonel olarak tavuk göğüs filetoların içini ıspanak - ricotta karışımıyla doldurup fırınlayabilirsiniz. Ana fikir fırın.

Fırın poşetinde terbiyeli, patatesli kuzu kol bu yemeğin adı. Patatesi ayrı terbiyeliyorsun, eti ayrı terbiyeliyorsun. Kasaptan kolu/butu maksimum 4-5 parçaya böldür. Küçük parçalar filan olmamalı. Yine 4-5 tane elma dilimi şeklinde doğranmış patates lazım. Fırın poşeti ve 1 tatlı kaşığı un lazım. Ben 4 kişi için 1 tane büyükçe kuzu kol alıyorum. istersen but da alabilirsin. Şu aşağıdaki malzemeler eti marine etmek için:

1 adet halka halka doğranmış soğan
3-4 diş doğranmış sarımsak
3-4 kaşık zeytinyağ
2 tatlı kaşığı sirke
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı pul biber
1 çay kaşığı kekik

bu malzemelerin hepsini geniş ve derin bir kapta karıştır. Ağzını kapalı olması daha iyi olur. Etleri soğuk suda güzelce yıka, kurula. Daha sonra etleri bu karışımın içine güzelce bula, batır ve min. 3 saat beklet. Et orada güzelce terbiye olacak, lezzetlenecek.

Patatesin marinesi için de aşağıdaki malzemeler gerekmekte. Patates için çok uzun süre marine etmene gerek yok. Ama sakın ince doğrama. Fırında etler pişene kadar yanar.

3-4 kaşık zeytinyağ
yarım çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı kekik
1 çay kaşığı pul biber
1 tatlı kaşığı tuz
2 diş rende sarımsak

fırın poşetine o tatlı kaşığın kadar olan unu dök, ve güzelce çalkala. Poşetin içi una bulansın. Fazla kalanı dök.

Fırını 10-15 dk önceden 190 derecede kızdırmaya başla. Bütün malzemeyi fırın poşetine doldur, ağzını güzelce kapat. Fırına vermeden önce poşette iğne ile 4-5 tane delik aç. Çünkü etler piştikçe poşetin içinde hava birikecek. Delmezsen poşet patlar :)

1-1buçuk saat güzelce pişir 190-200 derecede. etin renginden filan durumunu görürsün zaten. afiyet olsun

Mercimek Çorbası
Semiz otu salatası/rus salatası
Türlü ve pilav
Şekerpare/ revani

Çok teşekkürler süpersiniz, hepinizden kombine bi menü yaptım gitti:)

johnson's baby bebek şampuanı

@maleficent, teşekkürler
memnun kaldınız mı, saçları çok sertleştiriyor mu? Düz halini muhafaza etmeye yardımcı oldu mu?

sülfatsız şampuan olarak OGX türleri var.