[]

Taze yaban mersini, frambuaz vs neden turkiye'de popüler değil?

Ben bu iki meyveyı de patlayana kadar yiyebilirim, bir de frenk üzümünü. Avrupanin bir çok sehrinde bu mevsimlerde girdigimiz herhangi bir markette bulabilirken türkiye'de neden bulamıyoruz? Yaban mersini ve frenk üzümüne bazen 5m migroslarda denk geliyorum ama bir avuç içi kadar olanını 20 liraya satıyorlar. Dişimin kovuguna yetmez dedikleri cinsten. Eskiden mango vs de olmazdı, artık buluyoruz. Yakında bu meyveleri de bulabilir miyiz? Türkiye'de hiç yetişmiyor mu?

Bir de istanbul'da bu meyvelerin (özellikle taze frambuazin) en çok bulunduğu marketler hangileri? Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Mısır çarşısına filan baktınız mı? Yaban mersini aktarlarda da gayet bulunabiliyor. Taze dediğiniz çok başka bişey mi bilmem ama ben severek yiyorum. Cevizle de mükemmel ikili oluyolar ayrıca :)


  • klar  (26.05.17 22:02:33) 
Yok kurulari ya da dondurulmus halleri her yerde var zaten. Ben taze olanlarından bahsediyorum. Böyle elma, armut gibi dalından koparılip satilanlarindan.


  • fraise  (26.05.17 22:07:59) 
Aa tamam şimdi anladım.


  • klar  (26.05.17 22:12:45) 
yaban mersini karadenizde özellikle artvin ardahan civarında çok oluyormuş. ama bildiğim kadarıyla henüz ticareti yapıalcak kadar keşfedilmedi. frambuazı mevsiminde bursada pazarlarda bulabiliyoruz. cumalıkızıkta haziran ayında festivali oluyor hatta. bence çok yaygın ya da istenilen bir tat olmadığından bulamıyoruz yoksa ülkemiz şartlarında yetişiyor yani. zamanında kivi de böyleydi az bulunurdu ve çok pahalıydı. karadenizde yetiştirebileceği görülünce ve dikilince çoklaştı. mersinde dragon meyvesi üreten bir satıcı bile var hatta mesela. dalındayken meyveyi tanesi 20 liradan büyük otellere satıyormuş. bence o da çoğalacak ve yaygınlaşınca pazarlarda ucuza satın alınabilecek hale gelecek.


  • dedim ben sana  (26.05.17 22:24:59) 
Ben Doğu karadenizliyim yaban mersinini bazen yemeyiz bile. İstanbul'da MacroCenterda var. Parayla satıldığını görünce şaşırmıştım.


  • iddaaci  (26.05.17 22:34:01) 
metro ve macro centerlarda var


  • oscar  (26.05.17 22:35:33) 
Metroda frambuaz ve frenk üzümü yok ki. Yani var da dondurulmusu var. Macro center'a uzun süredir gitmiyorum, gidip bakayım en iyisi.


Iddaaci, şu anda bunu duyduğuma üzüldüm. Ben olsam bol bol yerdim.
  • fraise  (26.05.17 22:38:30) 
migros'ta yaban mersini 9 liraya dusebildi. dediginiz gibi 125 gr.


  • ainothia  (26.05.17 22:55:12) 
Birkaç gün önce Macrocenter'dan aldım taze yaban mersini. Dediğin gibi küçücük bir şeye gereğinden para veriyorsun alınca ama ben de çok sevdiğim için dayanamıyorum görünce. Frambuazı da çok çok nadiren görüyorum manavlarda. Bulabilirsem alıyorum ama yaz biterken doğru düzgün frambuaz yiyemediğime üzülüyorum resmen her sene, o kadar seviyorum kendisini.


  • ms brownstone  (26.05.17 22:58:11) 
Ankaranın bir köyünde yanılmıyorsam tam da bu zamanlarda yabanmersinini tonla bulabilirsiniz. merkeze baya uzak ama istemediğiniz kadar var. varsa tanıdığınız falan köy ismi de vereyim gidip toplasın zira oralarda ne olduğunu bile bilmiyor insanlar. çocuklar yiyor ara sıra.


  • jonestown  (26.05.17 23:25:21) 
[]

Kedinin kızgınlığa girmemesi normal mi?

Erkek arkadaşımın ablasının kedisi var, 1.5 yaşında. Herhangi bir kızgınlık belirtisi yok. Başka bir arkadaşlarının dişi kedileri var, iki gündür kafasını duvalara vuruyormuş, bağırıp duruyormus. Veteriner kızgınlığa girmiş demiş. İki taraf da birer tane daha kedi sahiplenmek istiyordu, 2 arkadaşları daha yavru kedi istiyormuş. madem böyle bu ikisini yan yana getirelim, yavruları olsun sonra da kisirlastiririz diye düşünmüşler. Dışı kediyi bizimkinin yanına getirmişler ama bizimkinde tık yok. Oyun oynuyormuş iki yalayıp bırakıyormuş. Dışı peşinde koşturuyormus.


Şimdi bu durum normal mi? Bizim kedi hiç kızgınlığa girmeyebilir mi? Yaklaşık 1 gündür beraberler. Sonunda bir şeyler olur mu? Yoksa hiç ugrasmasinlar mi?

 
testosteron seviyesi düşük olabilir.
bazı erkek kedilerde olabiliyor.
yine de kısırlaşması gerekir.

bir de, çiftleştirdiklerinde o yavrularla başa çıkmak zor olur.
yani dışarıdan hazır doğup, anneden ayrılmışını sahiplenmek daha pratik olur.
bir de, kaç yavru olacağını bilemezler.
4-5 tane de olabilir, sonra sahiplendirmek falan büyük dert.

erkek kedinin durumu zaten hormon seviyeleri nedeniyle çiftleşemeyecek gibi görünüyor.
yine de veteriner bir baksın.
eğer öyleyse, bir şey olmaz.
daha doğrusu, bir şey olacak olsa, şimdiye kadar olurdu.
  • blatta hiberna  (25.05.17 23:47:01) 
Elmayla armut demezseniz 8 yıl beslediğim dişi köpeğim hiçbir zaman çiftleşmek istemedi. Yanına ne hemcinsi ne de karşı cins köpek yanaştırmazdı bile. Bence kedi de hiç kızgınlığa girmeyecek olabilir.


  • cücegezegen  (25.05.17 23:58:48) 
Sonucu yazayim bari buraya. 3 gun beraber kaldilar iki kedi, ilk iki gun bir sey olmadığına eminler. Bugun veterinere gitmis disi olani, hamileymis. Demek ki iki-uc un gectikten sonra/ kedide kizginlik belirtisi yoksa da olabiliyormus :)


  • fraise  (15.06.17 01:29:28) 
[]

İngilizce gramer kitabi

Gerçekten yararını gördüğünüz, beğendiğiniz kitap/kitaplar tavsiyelerinizi alabilir miyim?


Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
English Grammar in Use - Ingilizce ogrenmek istiyorsan

Hacettepe TAS - Turkiye'deki Ingilizce sinavlari hazirlik icin.
  • Traveller  (20.05.17 22:04:53) 
betty azar'in english grammar kitabi. bogazici hazirlikta bunu okutuyorlardi.


  • fakyoras  (20.05.17 22:06:29) 
Bu arada amacı yazmamışım haklısınız. Kendimi rahat ifade edecek ve karşıdakini anlayacak duzeydeyim fakat yaklaşık 1 senedir çok boşladım, haliyle bazı konularda koreldigimi düşünüyorum. 3.5 ay kadar da boş vaktim olunca biraz gramer bakayım, eksiklerimi tamamlayayim dedim.


  • fraise  (20.05.17 22:12:28) 
Proficiency in English.


  • minduser  (20.05.17 22:43:47) 
English grammar in use -mavi kitap- unuttuklarını hatırlatacak seviyededir. Ben de bilgimi ilerletmek üzere dün sipariş verdim 75 lira ama olsun. Pdf sinden kullanmıştım bi süre güzeldi.


  • fyodor fyodorovic  (20.05.17 23:44:59) 
[]

Beğendiğiniz netflix dizileri

Onerilerinizi alabilir miyim? Özellikle eğlenceli, komikli olanlar varsa daha güzel olur. Yoksa da en azından stranger things gibi çok gerilim olmasın. O dizinin iki bölümünü zor izledim.


Teşekkür ederim simdiden herkese.

 
love
call my agent

  • ir10  (19.05.17 15:46:15) 
13 reasons why


  • sta  (19.05.17 16:29:15) 
dirk gently's h.d.a.


  • feykalade  (19.05.17 16:51:50) 
eğlenceli ve komikli değiller.

house of cards
marsters of sex
  • tuzumkuru  (19.05.17 17:12:42) 
Ilginctir netflix te beni breaking bad gibi baglayan bir dizi cikmadi. Ama illada isim vermem gerekirse;

- Bates Motel
- stranger things
  • VIPCH  (19.05.17 17:22:26) 
A Series of Unfortunate Events.


  • ekaterina  (19.05.17 17:52:46) 
Tuzumkuru, ikisini de izledim/ izliyorum ve seviyorum aslında. Ama daha eğlenceli şeyler izleyesim var bu aralar.


  • fraise  (19.05.17 17:56:22) 
13 reasons why demişler, onun neresi eğlenceli allaşkına? intihara sürüklüyo adamı


  • the beste  (19.05.17 20:09:44) 
Unbreakable Kimmy Schmidt. Community'den sonra izlediğim en komik şeydi, Tima Fet hazırladığı için 30 Rock'a benziyor. Bugün de 3. sezonu çıktı, onu izlemeye başlamıştım tam.

Bir de Schitt's Creek, ona çok kahkaha attım.
  • aychovsky  (19.05.17 20:25:49 ~ 20:26:26) 
Bojack Horseman. Hem komik, hem de hayatı sorgulatabilir.


  • noluyo yaa  (19.05.17 21:03:50) 
girlboss.
kesinlikle girlboss. bir şans verin bence :) ekşi sözlükte sanırım erkekler baya çoğunluk olduğundan genel yorumlar olumsuz ancak ben çok sevdim.

  • anneboleyn  (24.05.17 23:22:19) 
[]

Özel üniversiteden mezun birinin devlette yüksek lisans yapmasi

Çok mu zor? Bir arkadaşım için soruyorum bunu. Özel üniversitelerin birinden (Koç, Bilkent vs değil ama apartman universitesi de degil) mezun kendisi. Gelecek sene yüksek lisans yapmak istiyor, öncelikli olarak devlet üniversitelerine girmeye çalışacak. Çevresinde birkaç kişi 'imkansıza yakın girmen' demiş de, size soralım dedik. O kadar zor mu devlet üniversitesine girmesi? Ne yapması gerek? İçinizde daha önce girmiş olan var mıdır?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Yo zor değil. 2 tanıdığım yaptı bunu. Mezun olduğu vakıf üniversiteleri çok da kaliteli değildi. Bölümle alakalı olabilir. Onlar psikoloji mezunuydu mesela.


  • patatesli yumurta  (18.05.17 13:57:35) 
ne alaka? neden zor olsun ki. şayet dandik bir üni ise o zaman evet zor olabirdi ama eğer ortalama bir yer ise sıkıntı çıkmaz.


  • giovanne  (18.05.17 13:58:26) 
tabii ki girebilir de şimdi cidden çok merak ettim siz bu ülke de devlet üniversitelerini ve vakıf üniversitelerini ne zannediyorsunuz?
odtü ve boğaziçi hariç diğer devlet üniversitelerinin koç sabancı bilkent gibi olmayan vakıflardan ne farkı ya da üstünlüğü var. üstelik nişantaşı gibi apartman üniversitesi de değil diyorsun hani. istanbulda koç, sabancı, bilgi, bahçeşehir, özyeğin, kadir has, yeditepe vs. gibi, ankarada bilkent, tobb, izmirde izmir ekonomi gibi gerçekten iyi özel okullar var. burda okuyan birçok tam burslu öğrenci var, burslu olmasa da başarılı sayılabilecek öğrenciler de var buralarda.
herkes bilip bilmeden konuşuyor bu tarz okullarda üstelik paralı okuyup da boğaziçi ve odtüde tezli yapan 2 kişi tanıyorum. bir de yine bu okullarda tam burslu okuyup koçta burslu master yapan da tanıyorum yani kriterleri karşıladığı müddetçe neden olmasın.

ama seni tenzih ediyorum @fraise ülkemizde bu özel devlet üniversitesi konusunda büyük bir cehalet var herkes kulaktan dolma bilgilerle konuşuyor. ben de devlet üniv. mezunuyum yani o yüzden savunuyor değilim.
ayrıca özel var devlet var yani mezun olduğu okul hangisi, gitmek istediği devlet hangisi?
  • limoncello  (18.05.17 14:07:45 ~ 14:38:23) 
bölüm nedir bilmiyorum ama çoğu bölüm için devlette yapmak çoğu lisansüstü eğitim veren özellerde yapmaktan daha kolay (odtü, boğaziçi, vs hariç).

iyi ortalama, iyi ales/dil, sağlam hocalardan referans mektupları, çalışacağı alan hakkında bilgi sahbi olma, çalışacağı hocanın yayınları hakkında bilgi sahibi olma (mümkünse daha önceden tanışma).
  • kayranin kedisi  (18.05.17 14:09:00) 
Limoncello, benim bir şey sandığımdan değil. Benzer şeyleri söyledim fakat branslarimiz farklı ve ben de konuya çok hakim değilim. Çevresindekilerde devlet universiteleri devlet mezunlarını alır tutumu olduğu için buraya sorup fikir alalim dedik.


  • fraise  (18.05.17 14:11:10) 
Yıldız ing. İktisat yl.'de vardı bi kaç kişi. Okulları hatırlamıyorum ama orta halli okullar diye aklımda kalmış. Burslu mı paralı mı hiç sormadim


  • gidelimburadan  (18.05.17 14:13:36) 
@fraise ben de senin için demedim zaten. yani konu açılmışken fikrimi ve gözlemimi söyleyeyim dedim. özel üniversiteden mezun devlette yüksek yapmak diyince çok geniş bir aralık söz konusu. yani bu bütün özel üniversiteler çöp, bütün devletler de daha üst konumda gibi algılanıyor soruş biçimi olarak o yüzden söyledim.
koç, sabancı, bilkent hariç iyi eğitim veren özeller de var.
bazı devlet ve bazı özelleri ayırırsan ki 3-5 üniv. bunlar fazlası değil bir farkı yok. itibar olarak da öyle. bilgi üniv. istanbul üniv.den kötü değil aynıdır mesela. ama yanlış bir algı var özellere karşı.

tam cevap olarak dediğim gibi kriterler; ortalama, ales, dil puanı, bilim sınavı, mülakat, referans mektubu, projeler vs. istenenleri karşılıyorsa, apartman okulu da değilse odtü ve boünden de kabul alabilir. herkesin söylediğine bakmasın arkadaşın, bilip bilmeden konuşuyor herkes.
  • limoncello  (18.05.17 14:17:45) 
yeditepeden istanbul üniversitesi oluyor. ki yeditepe bazı vakıf üniversitelerine göre biraz dandik sayılır. ales ve dil sınavındaki puanlar sağ olsun. zor değil.


  • ofelia  (18.05.17 14:31:55) 
Başvurulan üniversite ve o üniversitedeki hocaların özel üniversitelere bakışına göre değişir bu sorunun cevabı. Bazı hocalar özel üniversiteleri ciddiye almaz. Bunlar tam klasik kafadaki hocalardır.

şöyle bir gerçek de var; istanbul, izmir, ankara dışındaki devlet okullarının dandik denilebilecek özel üniversitelerle itibarı aynı gibi. Özellikle istanbuldaki devlet üniversiteleri taşra üniversitelerini ciddiye almaz pek.
  • Cruyff  (18.05.17 14:42:59) 
özelden devlete yatay geçiş yaptım. özeldeki sınıf arkadaşım ben okulu uzattığım için ben lisanstayken geldi, ben daha okulu bitiremeden yükseğini yaptı gitti, aynı dersi aldığımız da oldu oldukça absürd bir durumdu.


  • kimlanbu  (18.05.17 14:43:33) 
Millet mal amk ya. Girer niye girmesin benim uni arkadasim Domus akademiye girdi ozel üniden mezun olup


  • all girls dream  (18.05.17 15:09:17) 
Lisansim bahcesehir, yuksek lisansim marmara. Alan muhendislik. Kimse de demedi mulakatta aa ozelde okumussun diye.


  • cilekli pasta  (18.05.17 15:14:32) 
Koç hukuktan mezun olup iü hukukta yüksek lisans yapan arkadaşım var


  • duru arsnova  (18.05.17 15:58:45) 
Araştırma görevlisi olabilir mi desen düşünürdüm ama yüksek lisans için bir sorun yok bence. Yeterli sınav puanlarını alırsa yapar. Buradaki devlet üniversitesi çok geniş bir aralığı ifade ediyor. İTÜ de devlet üniversitesi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi de. İTÜ almayabilir ama başka bir üniversite alabilir. Bu durumda genelleme yapmak doğru olmaz. Başvuru yapılacak okulla ilgili bu. Başvuran kişi akademik olarak çok iyi durumdadır, çok iyi bir okula bile girebilir. Birçok değişken söz konusu.


  • dissendium  (18.05.17 16:20:51) 
[]

su ayakkabi nasil?

bir arkadasim surekli bu tarz sandaletler giyiyor yazin. simdi ona hediye almak istiyorum ama modelinden emin olamadim. bir de daha once hic internetten ayakkabi almadim. kalitesi nasildir sizce? gelince plastik gibi durma ihtimali var mi? modeli, rengi guzel duruyor mu? yoksa tam bir zevksizlik abidesi mi?


www.trendyol.com


not: altinda mavili, yesilli olani da varmis. o daha mi iyi yoksa?

 
böyle ayağınıza bağladığınız şeyler özellikle sıcak havalarda biraz sıkıntı yapabiliyor. ipi kesiyor, bazen yürürken bir yeri boğuyor, bazen bağı kayıyor falan. hoş görünüyor ama denemeden almayın bence.

edit: beyazı güzel aslında.
  • sopiro  (17.05.17 12:13:05 ~ 12:13:40) 
bu tarz şeyler giyiyorsa güzel evet ama pek rahat bişeye benzemiyor.

ayrıca kadının bacaklarındaki hayvani kıllar nedir ya çoğu zaman kendisi de o şekilde dolanan elo bile şok :/
  • elorelia  (17.05.17 12:27:07) 
Ipsiz olanlari da olmali.
Ben tercih etmem sahsen. Ama hatun surekli giyiyorsa benzerini ve farkli rengini almak mantikli.

  • janderzel zartanyan  (17.05.17 12:29:16) 
Boyle uzun ipli olanlardan giyiyorsa sever belki ama bunlardan giyiyor dedigin şey renkli sandaletse bu ipli modeli begenmeyebilir. Pek sevilecek bir sey degil cunku. Rahat da degil hoş da degil. Ben de tercih etmem. Renk olarak kahvesi guzel bence bir tek.


  • aquarium  (17.05.17 12:43:21) 
İpli ve renkli sandalet giyiyor. Arada ben de ipli sandalet giyerim, yumusak ipli olunca gayet rahat oluyor da onunkiler daha gladyator havasında oluyor.

Aquarium, benim de iclerinde en beğenmediğim renk kahve oldu mesela :/
  • fraise  (17.05.17 12:48:17 ~ 12:49:40) 
bir erkek olarak cevap veriyorum,

görünce kaşıntı bastı beni.
bir de giyip çıkarırken sarfedilecek efor yordu :)
  • teritori  (17.05.17 13:49:02) 
yani hepsi kötü ama arkadaşının zevki şimdi ben olsam direk linkini verdiğini alırdım. diğerleri solmuş gibi duruyor.


  • yue  (17.05.17 14:10:22 ~ 14:10:37) 
ben de böyle ayakkabıları giymeyi çok severim, ve ayakkabıyı da beğendim.
hatta kendime alacak olsam bunun mayi yeşil olanını alırdım. belki zevksizlik örneği derler ancak benim hoşuma gittiği sürece pek takılmam, belli ki arkadaşın da takılmıyor; alınabilir hoş bi hediye :)

  • mojiziku  (17.05.17 14:29:12) 
Aradım arkadaşıma sordum, resmini gönderdim pek beğendi. Sipariş verdim ben de. İnsanlara rahatsız geliyor vs ama seviyor demek ki. En azından arkadaşımı tanıyormuşum bu da bir şey.


  • fraise  (17.05.17 14:30:07) 
[]

Düğün videosunu kendi kendimize çekebilir miyiz?

Çok çok yakın arkadaşlarımız temmuzda evleniyorlar. Gün boyu dışarda fotoğraf çekimine 2000 lira, düğün çekimine de 2500 lira para vermişler. Kadın olan arkadaşımız bir de düğün gunu/ öncesi/ sonrası arkadaşlarla çekilen müzikli, konseptli videolar var ya, onlardan yaptırmak istiyor. 1500 lira demişler. Damat da 'fotoğraflara o kadar para verdik, 10 dakikalık video için 1500 lira da vermeyelim. Bir kere evleniyoruz diye bir sürü şey yaptırdık zaten. Üzerine biraz daha para koysak fotoğraf makinesi alırız' diyor. Düşününce o da haklı. Kızın da içinde kalmasın istiyoruz.

Şimdi bizim gopromuz, profesyonel bir tane fotograf makinemiz var. Erkek arkadaşımın ablasında da şu havada uçan kameralardan var(ismini unuttum). Bunların hepsinin gücünü birleştirsek kendi kendimize video yapabilir miyiz? Olabilir mi? Yoksa çok mu acemice olur? Konsept filan nasıl hazırlanır? Ne önerirsiniz?

Yoksa bırakın, siz yapamazsınız mi dersiniz? Tesekkur ederim şimdiden herkese.

 
Mesele çekmek değil mesele edit yapabilmek. Edit işinden anlayan varsa çekin, yoksa isterse 10 tane Go Pro olsun çöp.


  • gozu acik sevisen yahudi  (15.05.17 12:58:52) 
Biz düğünde değil ama kına gecesinde fotoğrafçı tutmadık (videocu tuttuk). Bir arkadaşımız da fotoğraf çekti. Elimizde prof. makine olmasına rağmen, hem arkadaş fotoğraf çekmekten eğlenemedi (bence), hem de fotolar "normal" oldu yani.

Bence tutun ama bu fiyatlar çok pahalı. Bizim düğün fotoğrafçımız dış çekim, nikah günü tüm gün çekim için 2000 TL, videocumuz da nikah günü için 2000 TL istedi ama o editlediği "düğün hikayesi" diye geçen kısa video için ayrı para almadı. Fiyatlar fahiş geldi bana.
  • peggy  (15.05.17 13:04:02) 
Onu yapabiliriz sanırım. Zamanında benzer şekilde slaytlı, videolu doğum günü kutlaması hazirlamisligimiz var.


  • fraise  (15.05.17 13:04:10) 
o kadar para ile aranızdan birini kursa gönderselermiş uzun vadede işe de yarardı.

cevap olarak; siz belki elinizdekilerde çok güzel videolar, fotoğraflar çekersiniz ama gelinin istediği şey instagramda çok moda olan "düğün klipleri" onlarda da mevzu montajlamada bitiyor. editleme yapmayı bilen bir arkadaşınız varsa olur belki ama eğer gelin beğenmezse sonradan kabak biraz sizin başınıza patlar :(
  • ofelia  (15.05.17 13:04:47) 
Peggy, biri dis çekim. Gün boyu istanbul'un bir ucundan diğerine gidecekler. Farklı farklı yerlerde çekim yapılacak. Düğün günü de hem resim hem video için 2500 verilmis. Tüm gün o kadar dolaşmaya normal geldi bize aslinda.

Düğün hikayesi kısmı için de 1500 demişler işte. Para verilmek istenilmeyen şey o. O çekimı de hazırlık aşamalarını çekip birlestirsinler gibi değil de konsept olsun video çekilsin şekilde istiyor.
  • fraise  (15.05.17 13:06:33 ~ 13:13:29) 
@fraise, şimdi anladım. Dış çekim+düğün günü (fotoğraf video) için toplam 4500 ödenecek.
Biz de bunlara toplam 4000 ödedik, düğün hikayesi de ücretsizdi.

Bence de 10dklık video için 1500TL vermek çok saçma. Ben olsam vermem. Düğün günü full video çekilecekse siz o videoyu ve elinizdeki ekipmanla çekeceğiniz görüntüleri editleyip yapabilirsiniz. Ama o gün bununla uğraşmaktan düğünün tadını çıkaramayacaksınız ve gelin bu konuda takıntılıysa onu tatmin edememe gibi bir ihtimal de var. Eğer kendiniz yapacaksanız öncesinde bol bol düğün hikayesi videosu izlemenizi tavsiye ederim, o şekilde fikir edinebilirsiniz.
  • peggy  (15.05.17 13:15:12) 
Soruya cevap değil ama tüm bunlar çok saçma değil mi ya niye bir insan evlenicem diye 35 tane video fotoğraf vs ister anlamıyorum resmen işkence. Bence siz kendi imkanlarınızla bir şey hazırlasanız bile gelin hanım memnun olmayacak boşuna uğraşmayın derim.


  • pastörizesüt  (15.05.17 14:35:28) 
çekim önemli değil diyenlere bakma, asıl önemli olan o. düzgünce çekecek biri yoksa düzenlemenin anlamı da yok.


  • cikmaz sokaktan cikagelen cocuk  (15.05.17 16:23:34 ~ 16:23:56) 
[]

Otuzlu yaşlarında olanlar için özel soru

Otuzlu yaşlarında ya da yirmilerin sonlarında olanlar özellikle size soruyorum; turkiye'de kurulu bir düzeniniz, iyi ve gelecegi olan bir işiniz, aileniz varken yurtdışına (Avrupa ulkelerinden birine) taşınır misiniz? Bunun için yeniden yüksek lisans yapmaniz, ingilizce dışında bir dil daha öğrenmeniz, 3-4 yıl sürünmeyeceginiz ama rahat da olmayacağınız bir hayat yaşamanız gerekse göze alır mısınız? Yoksa bu kadar çabaya değmez mi diye düşünürsünüz? Sevgilinizin (ki yakın zamanda eşiniz olacak biri diyelim) bunu sizden talep etmesi bencillik mi olur? Yoksa ikinizin hayatını bir tık daha ust seviyeye taşımaya calisiyor diye mi düşünürsünüz?


Evet, herkesin düşüncesini çok merak ediyorum.

Not: burdaki özne ben değilim.

 
Evet hatta yapmak için çabalıyorum.


  • fasulyek  (12.05.17 16:24:18) 
yapardım.
hele yanımda sevdiğim olsa, düşünmem bile.

  • filteria  (12.05.17 16:26:29) 
yaş önemli değil, ecnebilerin dediği gibi: "run for your life !"


  • supermatik  (12.05.17 16:26:42) 
35 yasindayim suan imkan olsa yaparim, zaten buradada super imkanlarla yasamiyorum, eger senin imkanlarin harikaysa 8-10 bin ve uzeri bir gelirin varsa dur yine bir dusun, burada oyle bir durumun yoksa gidecegin ulkede standartlarinin cok dusecegini sanmiyorum. ayrica sevgiln varmis, hadi yalniz olsan gerek yok diycem ama yaninda birisi olacak. hayata bir kere geliyorsun, yeni seylere sans ver.


  • bluewhale  (12.05.17 16:28:09) 
Arkama bile bakmadan giderim. Ailem burada evet ama onlara ne kadar faydam dokunuyor tartışılır. Yurtdışında hem kendime hem gelecekteki çocuğuma iyi bir yaşam sunabilirim Avrupada. Zaten tek korku yalnızlık olur onda da evleneceğim adam destek olur zaten. Arkama bile bakmam Avrupa'da oturup dil oğrenecegim üstüne bir de yuksek lisans yapacagım ha. Vay arkadaş. (İmrendi)


  • Sulfoxaflor  (12.05.17 16:34:24) 
yaptim, mutluyum
hayatim bir degil, 3 tik ust seviyede

  • ekyil  (12.05.17 16:36:23) 
edit: buradaki özne ben değilim diye sonradan eklemişsin, ben yazarken allahıma yoktu o. ben sensindir diye düşünüp ona göre şeyaptımdı.

"otuzlu yaşlarında ya da yirmilerin sonlarında olmayan şerefsizler yazmasın" demediğin için çok yakında 23'ü dolduracak bir zırtapoz olarak yazıyorum,

ülkenin şu anki durumunu, bildiğim kadarıyla senin durumunla da birleştirecek olursam, ben bu riski alıp ülkeden kaçardım. seni daima çalışkan biri olarak gördüm, yanılmıyorsam halihazırda evropa vatandaşlığın da var zaten. hatta bir dakika ya, sen niye hala burada saygın iş kurulu düzen falan deyip duruyorsun ki, niye gitmiyorsun? orada da düzen kurulur, orada da yaşanır. düzen kurana, dil öğrenene kadar geçen süreçte yatağına bağlı vaziyette kalmayacaksın ki. öyle veya böyle hayat yine akacak, buradaki gibi olmasa bile yine yaşayacaksın.

ben yurtdışında yaşamayı kısa süreli olsa da tecrübe ettim. ne kadar ağır gelebileceğini, tatile gitmekten ne kadar farklı olduğunu gördüm. yine de bir avrupa ülkesinde yaşama şansım olsa bugün arkama bile bakmadan giderim.

bu ülke, hele ki genç bir kadın için, hiç güzel değil. ben senin avrupa görmüş bir insan olarak buraya nasıl bu kadar bağlandığını da hiç anlamıyom zaten. ben olsam giderim. hani klasik "o dönemin şartlarında değerlendirmek lazım" geyiği var ya... sen de gittiğin ülkenin şartlarına göre değerlendir kendini.

türkiye'de asgari ücretle çalışacak olsam, annesiyle yaşamak zorunda olan top sakallı teknosa çalışanı olurdum. ne geleceğim, ne gerçekleştirebileceğim hayallerim, ne de düzgün bir yaşantım olurdu. kendi adıma konuşuyorum, başkası pekala yardırıp gidebilir.

öte yandan almanya'da asgari ücretle çalışacak olsam muhtemelen yurtdışı tatilleri yapabilecek, işe bisikletle falan gidebilecek, netto kasiyeri olduğum için toplumda boş beleş adam muamelesi görmeden sakin sakin yaşayabilecektim. ben bu yüzden evropa'da yaşam için (almanya-fransa gibi ülkeler için söylüyorum) birkaç adım geri gelmeye razı gelirdim. evet biliyorum insan her yerde aynı, almanya da öyle cennet değil ve asgari ücretle çalışan bir yabancı olarak insanların bana bayılmayacağını biliyorum ama sonuç olarak kötü değil işte ya. değil yani bence.

ben rus dili edebiyatı okuyorum çünkü çok istediğim halde avrupa'ya gidemiyorum. bu yüzden rus hükümetine çalışıp avrupa'nın birlik ve beraberliğini bozmak, hansgillere falan nükleer bomba atmak istiyorum. tamam rusya'yı ve rusları gönülden severim ama motivasyonlarımın başında avrupa'yı bozmak geliyor. evet. ya benimsin ya kara toprağın çünkü.

git fraise, git. iki yıl oldu galiba, soruyorsun. git. valla git ya.

çok üzüldüm biraz sevineyim,

www.youtube.com
  • der meister  (12.05.17 16:37:06 ~ 16:39:49) 
Kesin evleneceksem dil de öğrenirim, dünyanın bir ucuna da giderim.


  • kayranin kedisi  (12.05.17 16:38:49) 
Senin durumunda olsam ben de aynısını yapardım sevgilimden bunu istemek bencillik değil bence ikinizin de iyiliği için istiyorsun.30lu yaşlarımda değilim belki o zaman değişikliğe daha karşı olurdum tam kestiremiyorum ama şu anki düşüncem bu şekilde.


  • pastörizesüt  (12.05.17 16:41:31) 
Gitmezdim. Bence sen de gitmek istemiyorsun. İstesen bugüne kadar çoktan gitmiştin.


  • dissendium  (12.05.17 16:55:23) 
şimdi bekara karı boşamak kolay. adamın kurulu düzeni var, iyi ve geleceği olan bir işi var. ailesi var. bunları bırakıp sevgilisiyle bir maceraya atılmak istemeyebilir, bu en doğal hakkıdır. fazla zorlarsan ayrılık kapıda. na işte buraya yazdım.

bu bir bakış açısıydı. kısıtlı bilgilerle bunu söyleyebiliriz.

sevgilinin kapasitesi de önemli. belli bir yaştan sonra sıfırdan başlamayı göze alamayabilir. burada mutludur belki de, belki de senin buraya ayak uydurmanı bekliyordur. aynı sorunun sana sorulduğunu düşünürsen daha iyi anlarsın. neden bu soruyu sen ona soruyorsun da o sana soramıyor? avrupa'da senin rahat edeceğin bir hayat yerine türkiye'de onun rahat edeceği, senin bir dönem gelişmeni gerektirecek bir hayat önerisini neden o sana soramıyor?

Bana sorulsa giderim ama çalışmak, dil öğrenmek bana kolay geldiği için. yapmakta zorlanacağım bir şey olsa, türkiye'de bırakmayı istemeyeceğim insanlar olsa, rahatımdan vazgeçemeyebilirdim.
  • stewie  (12.05.17 16:59:45 ~ 17:00:55) 
düzeni bozma


  • jamswety  (12.05.17 17:15:40) 
gideceğim yerin yaşam standartları önemli. temelli mi kalıcam orda bu süreçten sonra o da önemli. bunlar okeyse 3-4 yıl bişey değil. ben giderdim.


  • dedim ben sana  (12.05.17 17:29:20) 
Gereksiz bir macera olur. Bunu yapmam için iki şey olmalı: Ya Türkiye savaş haline girer, ben de kaçmak için giderdim; ya da tüm bu işlerin sonunda astronot olma şansım olurdu, onun için giderim. Yoksa kurulu düzenim, geleceği ve kazancı olan iyi bir işim varken yurtdışında 3-4 yıl sığıntı bir hayat yaşamayı göze almazdım. Kaldı ki bizim planladığımız süreler hiçbir zaman nokta atışı olmaz, yani 3-4 yıl diyorsak o iş en az 6-7 yıl olur, hayatımın 6-7 yılı çöpe atamam bu şekilde. Ha ama dediğim gibi, işin sonunda astronot olacaksam şansımı denerdim.


  • angelus  (12.05.17 17:40:43) 
taşınırım.

temmuz'da evleneceğiz. yabancı dilimiz çok iyi değil biraz dilimizi geliştirip bi şekilde gitmek istiyoruz.
  • contavolta  (12.05.17 17:40:47) 
Burada ne kadar maaş aldığım hangi şehirde yaşadığım önemli faktörler olurdu. Gideceğim Avrupa ülkesi de önemli bence
Sektorel olarak çalıştığım ve esimin çalıştığı alanın o ülkedeki durumuna bakar tr'den daha iyi şartlarda yasayabilecegime ve er ya da geç buradaki standartimi yakalayabilecegimizi düşünüyorsak sevgilimi ya da esimi de ikna ederdim ve gitmek için tüm şartları sağlamaya çalışırdım

  • şapşiko  (12.05.17 17:53:13) 
su anda 30lu yasların basında yeni yeni , düzen kurmus rahat etmiş birisiyim

hiç bir sey beni tekrar dil ögrenmeye , tekrar yuksek yapmaya itemez . birazda kafam rahat olsun artık yaş olmus 30bilmem kaç

valla içim bir kötü oldu
yurt dışında hazır iş var , ortam var , calısma kosulları mukemmel , mmaş on numara , 2-3 ayda bir 2-3 haftalıgına seni turkiyeye yolluyoruz filan derlerse düşünebilirim :D
  • bnmzz  (12.05.17 17:53:49) 
sonunda hep mutsuzluk vardır bu işlerin .. hep ama


  • taylor durden  (12.05.17 18:20:13) 
Yaptığımı biliyorsun. Aile, kurulu düzen, kadrolu iş, para, vb. ne varsa hepsini dağıtıp geldim. Düzenimi yeni kurmuştum ve uzun zamandan sonra her şey düzene girmişti. Türkiye'deki imkanlarım düzgündü, yoluna giriyordu. Borcum harcım yoktu, beyaz yakalı ayarında maaşım vardı; fıstık gibi yaşıyordum. Biraz yoruluyordum gerçi, 4 saatlik trafik dışında derdim yoktu.

Şimdi, daha da çok çalıştığım, asgari ücretin az üstünde kazandığım, yaşamakta zorlandığım, düzenin ötesinde bir durumdayım. Hayatım yetişkin hayatından, öğrenci hayatına başladım; bildiğimiz sıfırdan ama bu bir 3 seneden sonra normale girecek.

Türkiye'de 3 sene sonra yine aynı yerde olacaktım, iş yerinde mobbing'e uğruyorduk ve o daha da yoğunlaşarak devam edecekti. Arkadaşlarım KHK'larla atıldı, belki ben de atılanlardan biri olacaktım. Geldikten sonra 'Tam zamanında gitmişsin, çekilmez oldu burası' diyen mesajlar aldım bol bol. Pişman değilim geldiğime ama güzellik bedavaya gelmiyor tabii ki.

Üstelik bunu birkaç sene sonra tekrar yapmak durumunda da kalabilirim. Bu ülkede olacağımın bir garantisi yok. Dil öğrenip başka bir ülkeye geçmeyi de deneyebilirim. Ama şunu biliyorum ki birkaç sene çok stabil bir düzenim yok.
  • aychovsky  (12.05.17 18:24:46 ~ 13.05.17 02:34:19) 
temelli orada kalabileceksem evet. yoksa dil okulu için gitmeyi mantıksız buluyorum. yüksek için de gidilebilir.


  • nax  (12.05.17 18:34:58) 
Hayat cok kisa, fazla garantici olmamak lazim diye dusunuyorum. Ben olsam kesin giderdim, hatta su an bavulumu toplamaya baslardim. Ha bu arada ben yillardir burada dikis tutturamamis biriyim, onun da etkisi var, belirtmis olayim. Gidince de hersey cok guzel olacak diye birsey yok, ama yine de denerdim.

Not: 30 kusur yasindayim.
  • loveisallaround  (12.05.17 19:04:16) 
Kriterlere uyan birisi olarak, duruma bağlı diyorum.

Burada ticaret vs. yapıyorsam, işimi oturtmuş ve rahata alışmışsam bir daha düşünürüm. Ama normal bir çalışan vs. isem, şartlara bakarım. Eğer çok yoksulluk çekmeyeceksem ve köle gibi çalışmak durumunda kalmayacaksam giderim, kim ne demiş şeyimde bile olmaz. Kaldı ki sevgilim çağırıyor diyorsun ve muhtemelen evlenirim diyorsun. İlk zamanlarında sana yardım eder illa ki, o yüzden gidilebilir diye düşünüyorum.

Özet, para sıkıntım olmasa ben çoktan gitmiştim zaten. Maddi olarak burada halihazırda çok iyi durumda bulunuyorsam da yine ciddi bir düşünürdüm ve hatta gitme düşüncesi yine ağır basardı bence.
  • skooma  (12.05.17 19:13:42 ~ 19:14:45) 
yaptim, devam ediyorum ama surunmem sanarken surunur hale geldim. pisman miyim degil miyim bilmiyorum, bazen pisman oluyorum bazen olmuyorum. fakat bu olay sevgiliyle beraber yapilacak is degil arkadas, sonu mutlaka kotu biter, kimse sizin icin hayatini degistirmez. degistirse de mutlaka basiniza karar, ya da icten ice nefret beslemeye baslar. siz hangi taraftasiniz bilmiyorum ama iki taraf icin de risk. iki kisinin de ayni seyi ayni derece tutkuyla istiyor olmasi gerekiyor bunu beraber yapmak icin. dedigim gibi, hayat gulluk gulistanlik gecmiyor, bazen maddi bazen manevi cok sayida problem yasaniyor yurt disinda, egitim falan orta yasta, cok zor.


  • kurbanlik koyun  (12.05.17 19:18:54) 
kesinlikle giderdim, türkiye'de şu an iyi gözüken işin olsa ne yazar, yarın ne olacağını biliyor musun, işsiz mi kalacaksın, en doğal haklarından mahrum mu olacaksın, ülke nereye gidiyor belli değil.
hele bu ülke isviçreyse kesin giderim. 30 yaş zaten çok genç bir yaş, aile sıkıntı olabilir sadece onun için de iletişim kanalları çok gelişti zaten.
bence hayati önemi var bu konunun. kesinlikle giderdim
  • limoncello  (12.05.17 19:50:11) 
bunun yaşla ilgisi olmadığını düşünüyorum.
30'lu yaşlardayım ve taşınamam.
20'li yaşlarda olsaydım da taşınamazdım, gidip farklı bir ülkede yaşayamazdım.

sevdiğim insanlar benden böyle bir şey istese çok üzülürdüm.

tabii bu benim düşüncem.

ben buraya ait hissediyorum. anadilimi konuşmak istiyorum. buranın yemeklerini yemek ve rakı içmek istiyorum.

bu ülkeyi düzeltebilmek istiyorum.

teşekkürler,
  • kosun lan mevzu var  (12.05.17 19:55:24) 
daha kotu kosullarda yaptim bu eylemi, evet su an surunuyoruz ve biraz daha surunecegiz ama mutluyuz.

30larin sonu, evli ve cocuklu.
  • enaz3kedi  (12.05.17 20:31:46) 
Ben de bunun yaşla alakası olmadığını düşünüyorum. Kişilik, beklenti ve hayaller ile ilgili bu durum. İsteğinizi belirtmenizin bencillik olduğunu düşünmüyorum, ancak sevgiliniz açık ve net bir şekilde istemediğini söylediyse ısrar etmeniz çok yıpratıcı ve üzücü olur. Farklı zamanlarda ve biçimlerde benzer bir ısrarı babam ve sevgilim üzerimde uyguladılar, üzüntüm ağlamaya kadar gitti fakat hiçbir yere gitmedim. Bu yüzden ısrar etmeyin.


  • gmzo  (12.05.17 20:55:38) 
Yaşla alakası yok diyenlere katılmıyorum. İnsan öğrenciyken, gençken garsonluk, kasiyerlik, amelelik yapar fazla koymaz. Ama üniversiteyi bitirmiş eğitimli, iyi de bir işe sahip kişi bir anda hayat standardının bu derece düşmesini kolay sindiremez. Cem Yılmaz gosterisinde diyor ya hani, skmişim İngiltereyi, ne kasıyorsun pasaport görevlisi Pakistanlı diye. Bir zahmet en kalifiyemiz başvursun bakalım, İngiltere'de pasaport görevlisi olabiliyor mu olamıyor mu? Herşeyden once bir göçmensiniz, Hele bir de dile hakim değilsen, bir beyaz türkün burun kıvırdığı sekreterlik, resepsiyonistlik, garsonluk bile yapamazsın. Ha dile gerek duyulmayan bir mesleğin vardır, yazılım, it alanında ya da mutfakta şef sindir. Kendi mesleğini icra edersin, fazla standartların değişmez ya da daha da yükselir o ayrı. Ama her zaman bir yabancısındır, Londra ya da New York gibi bir kozmopolit yerde yaşamıyorsan bunu her zaman hissedersin.


  • neck_and_neck  (13.05.17 02:26:26) 
yaparım ve yapıcam da zaten. planlarım o yönde. hatta, gücüm yeterse annemi de yanıma almayı planlıyorum ilerleyen senelerde.


  • i drive the hearse  (13.05.17 02:28:39) 
25 yaşındayım. askerliğimi yaptım ve türkiye'de halen yüksek yapmaktayım. yazma sebebim başlığım aklımda kalması ve gaza gelmek. sevgilim yok, sapım, sadece annem ve babam var. başka kimseye eyvallahım yok.

"Yoksa bu kadar çabaya değmez mi diye düşünürsünüz? "

ama buna bazen evet diyorum.
  • rain when i die  (13.05.17 02:50:44) 
yurtdisinda zorluk cekebilirsin, baslarda her sey farkli gelir. insanlari anlamayabilirsin, kazik da yiyebilirsin. ama bir sure sonra yurtdisina tasinmanin ne kadar dogru bir karar oldugunun farkina varacaksiniz. bu arada yurtdisindan turkiye'ye donus yapanlarin cogu, tutunamamis insanlardir..mesala odtu'de bu sekilde donmus cok hoca vardi.


  • ubi dubium ibi libertas  (13.05.17 04:00:25) 
buradaki mutluluğunun ölçüsünü bilmeden kimse bişey diyemez aslında. yada der de bi sonuca ulaştırmaz seni ama benim kendim için fikrim şudur,yurtdışı askerlik gibidir kardeşim .. hele burada bir evi ailesi evi arabası gelrii olan biri için çok zor bir yerdir. bu durumda değilsen burada alta tabaka olacağına orada alt tabaka olmanı önerebilirim .
burada durum ortalama ve üstüyse kal ,değilse git

  • taylor durden  (15.11.17 18:42:19) 
[]

Yüzünüze ne tarz maskeler yapıyorsunuz?

Hazır maske mi alıyorsunuz, evde kendiniz karışım mi yapiyorsunuz? Annem kendimi bildim bileli türk kahvesi+zeytinyağı karışımı ile peeling, kil ve yoğurt karısımi ile de nemlendirici maske yapar. Ben de ondan öyle gördüm, cilt tiplerimiz de aynı diye hep bu iki maskeyi yapıyorum. Biraz değişik tarifler varsa onları da denemek isterim.

Herhangi bir markanın beğenip memnun kaldığınız maskeleri var mı? Şu tekli pakette satılan maskeleri kullanıyor musunuz?

Not: cilt tipim karma ama siz hangi cilt tipindeyseniz belirtip kullandıklarınızi yazabilirsiniz. Okuyup paydalananlar olur belki.

 
Nivea'nın poşet maskelerinden yapıyorum.
Cildim kupkuru. Roaccutane kullanıyorum.
Biotherm Aquasource Night Spa da kullanıyordum ama o yüzümü yakıyor şu an.
  • Lim5  (11.05.17 21:24:10) 
Ben kille gül suyunu karıştırıyorum. Markaların ürünlerine pek inanmıyorum nedense.


  • ms brownstone  (11.05.17 21:49:07) 
Rossmann'dan rival de loop peel-off maske alıyorum genelde. Faydasını algılayabilmiş değilim fakat soyması çok güzel oluyor. Rossmanndaki diğer tekli maskeleri de kullanıyorum rastgele. Ama bi tutarlılık gostermedigim için faydasını belirtemiyorum.


  • turk kizi  (11.05.17 21:50:36) 
Maske değil ama la roche posay'in effaclar yüz jelini kullanıyorum. Ha bir de eczaneden siyah maske almıştım o da yüzüme iyi geldi. Benimki de karma


  • helena  (11.05.17 21:58:56) 
Helena, la roche posayi ben de kullanıyorum da o zaten rutin cilt bakimi için gerekli olan bir şey degil mi? Maskeler daha çok haftalık yapılıyor ya.


  • fraise  (11.05.17 22:04:53) 
evde yaptığımız birayı şişeledikten sonra kovada kalan maya tortusundan maske yapıyorum.


  • halanne  (11.05.17 22:58:54) 
[]

Takviye vitamin kullanıyor musunuz?

Ben şu suya atılan vitaminlerden almışım birkaç ay önce, duruyor öyle. İçinde b1,b2, b3, b5, b6, b12, C, E, magnezyum, kalsiyum, folik asit ve fosfat varmış. Bunların sahiden bir etkisi oluyor mu yoksa daha çok plasebo etkisi mi? Birkaç ay önce doktoruma sormuştum 'eksiklik yoksa ekstra vitamin almanın çok da bir yarari yok, aşırı yuklenmedigin sürece zararı da yok' demişti.

Bu arada ben bunu rossman'dan almışım, başka bir markaninkini almak daha mı iyidir? Sizin kullandıginiz bir marka vs var mi? Teşekkür ederim simdiden herkese.


 
çok yoğun çalıştığım dönemlerden supradyn alıyorum.
ama sadece o dönem, sürekli ve düzenli değil.

  • blatta hiberna  (08.05.17 14:08:52) 
Yıllarca çeşit çeşit denedim, fayda fark etmedim. Zaten son zamanlarda multivitaminlerin gereksiz olduğunu hatta bazı durumlarda zararlı olduğunu anlatan yazılar çıktı.

www.sciencealert.com

Çinko ve D vitamini dışında bişey almayın diyor.
  • harzem  (08.05.17 14:12:12) 
düzensiz beslenme dönemlerinde arasıra atıyordum. suprady ve ya solgar..


  • 1917  (08.05.17 14:13:48) 
en önemlisi d vitamini. sadece onu alıyorum.


  • sta  (08.05.17 14:14:51) 
Donem donem medigard kullanıyorum. Faydalı bence


  • theworldismine  (08.05.17 14:23:03) 
sağlıklı ve dengeli beslenen birinin ihtiyacı olmaz bunlara..

ben sağlıksız beslendiğim dönemlerde bunlardan kullanıyordum kendimi kandırıyordum sanki kullanınca health pointim artıyormuş gibi..geçiniz..

en güzel doğal yollarla sağlıklı beslenmek..işi bunlara bıkrakmamak.

(bu arada senin yazdıkların tamam ama D vitamini doktor tavsiyesi olmadan alınmaması gerekiyor diğerlerinin fazlası vucuttan atılıyor durduk yere D vitamini alırsan zararlı..onun yerine güneş gördüğünde at kendini sokağa benim gibi..en güzeli..)
  • qazaqwsx  (08.05.17 14:25:58 ~ 14:28:18) 
ilaçtan nefret ediyorum ama şu d vitamin mantıklı geliyor. onun da ampülü dokunuyor bana iğnesini bulursam yaptırcam. ya da güneşe çıkacam bi geleydi güneş kardeş.


  • for day to break  (08.05.17 14:26:42) 
Çok yoğun çalıştığım dönemde kullanıyorum. Fark ediyor mu bilmiyorum, yoğun dönemde kafeindi, ıvırdı zıvırdı; ne varsa tıkıyorum ama sadece bu dönemde ve geçici olarak.


  • aychovsky  (08.05.17 14:37:00 ~ 14:48:31) 
Düzenli olarak sadece Omega-3 destegi alıyorum. Kısın d vitamini alıyordum güneş geldi artık almıyorum.


  • neferkitty  (08.05.17 14:44:19) 
Mevsim gecislerinde, sinav donemlerinde farmaton ya da supradyn aliyorum.


  • duru arsnova  (08.05.17 14:46:13) 
vay be bir tek biz kullanmıyormuşuz duyuruda.


  • basond  (08.05.17 14:46:45) 
fitness yaptığım ya da başka bir sporda kendimi çok zorladığım günlerde alıyorum.
nadiren de çalışmaktan zombiye dönmüşsem şöyle bir kendime getirir umuduyla.
bu da haftada minimum bir, maksimum ikiye tekabül ediyor.

www.supplementler.com
  • filteria  (08.05.17 14:49:45) 
pharmaton filan çok kullandım benim için çok etkili olmadı ama krill oil içince sabahları daha iyi uyanmaya başladım belki de placebodur bilmiyorum. bir de aşırı tempolu dönemlerde c vitamini alıodum iyi geliodu sanırım, en azından o dönemde hiç bir yerde yorgunluktan düşüp bayılmadım :) sabahtan geceye kadar ayakta koşturabildim


  • part time pollyanna  (08.05.17 15:29:44) 
[]

Yediklerinize/ ictiklerinize ne derece güveniyorsunuz?

Marketten paketli ürün almayalım, tamam. Şeker, tahıl tuketmeyelim (gerçi ben komple hayatımdan çıkarmış degilim), paketli yoğurt yemeyelim vs ama bakınca hiçbir şey sağlıklı degil ki anlatilanlara göre. Salçada katkı maddesi var, eve aldığımız sebzelerde, meyvelerde tarım ilaçları var. Tavuklarin durumu yillardir konusuluyor. Peynir ile ilgili başlık acilmis bugün sözlükte mesela. En son yağlı kagit kullanılmaması gerektiğine dair bir şey okudum "kapsüller çıksa da hepimiz rahat etsek" moduna geçtim. Daha neler var yazmayı unuttuğum.

Tamam asgari düzeyde hepsine dikkat ediyorum ama iş öyle bir yere geliyor ki çiftlik alıp her şeyimi kendi kendime yapasım geliyor. Şimdilik böyle bir imkanımız da olmadığına göre napayim? Her şeyi bu kadar irdelemekten vaz mi geçeyim?

Siz ne derece dikkat ediyorsunuz? Yediğiniz her şeyin sağlıklı olduğuna inanıyor musunuz yoksa olduğu kadar mı diyorsunuz?

 
Olduğu kadar. Sonu yok ki bunun, kendiniz yetiştirseniz de aynı şey. Toprağı, suyu, gübresinde neler var sorusuna kadar gidiyor bu.

edit: "organik" etiketli ürünlerle ilgili fikrim ektedir: yalansavar.org
  • kobuzchu kiz  (06.05.17 14:21:01 ~ 15:16:06) 
Merhaba, dikkat etmeniz yeterli, bunun ötesi ruh sağlığında sıkıntı diye düşünüyorum ben, mesela "x unundan börek, y unundan kek" yapıyorum, x kesinlikle yemiyorum, z kesinlikle mutfağıma giremez, v yeri güvenilir, z firması kesinlikle organik tarım yapıyor diye zırvalayanlardan bahsediyorum. Gidip yerinde mi gördün, tavuklara verilen yemin dna'sına mı baktırdın, hangi vasfınla inceleyip diğerlerinden daha iyi ve güvenilir olduğuna karar veriyorsun? Endüstriyel gıda sektörü bu, "organik"çisi de bundan nemalanıyor.

Olduğu kadar, bir araştırma çıkacak "x'i yemek de zararlı" diye, o vakit bu "x çok güzel bir ürün, hem sağlıklı" diyenlerin hallerine sadece güleceğim, düşünsene, bir tatil gününde bir yere gidip bir şey yiyemiyorsunuz, neden? "bu kek beyaz undan, bu yumurta organik değil, bu peynirin kültürü dandik" diyen bir insanla birliktesin, hayat bence zehir olur, ne bileyim, bana öyle geliyor. Olduğu kadar, azami dikkat iyidir.
  • dirtysecretsofduyuru  (06.05.17 14:27:39 ~ 14:28:09) 
ulkede kanun degismedikce ve olan da uygulanmadikca, ne kadar dikkat edersen et... Pahaliya aldigin da, organik yazan da, hepsi ayni bok, cok afedersin. O yuzden cok sikma kendini, senin yapacagin hic birsey yok. Hani orgutlen, kanun cikarilmasi icin ugras da diyemiyom cunku o tur bisey de burda mumkun degil.
O yuzden asgari sekilde dikkat et, gerisini salla. Tahila da dusman olmayin, sizin atalariniz her gun tahil yerdi be. Yok orta asyadan atla gelmis avciymis vs, gelse gelse kac kisi gelecek, hitit koylususunuz siz iste, ilk tarim yapan adamlardan geliyosunuz. Rahat olun.

  • beriberi  (06.05.17 14:34:20) 
güvenmiyorum ama umursamıyorum. pazardan/marketten aldığım eriğin yarısını eve gelene kadar yerim öyle yıkamadan filan. çok pis alışkanlıklarım var böyle. kısmet artık.


  • elorelia  (06.05.17 14:34:53) 
200000 yıldır avcı toplayıcı takılıp, 20000 yıldır tarımla ilgilenip, 200 yıldır sanayi toplumunda yaşıyor olan bir canlı türüyüz. Tarıma geçince de benzer sorunlar yaşanmıştır. Metabolizma ve sindirim sistemi Bu gıda gruplarına ve yaşam tarzına alışık değil diye. Bizimkisi de aynısı. Aşırı dikkatli olmanın kafayı yemekten başka bir getirisi olmayacağı kanaatindeyim.

Hijyen ve güvenilir marka kadar dikkat ediyorum. Gerisiyle pek ilgilenmiyorum. Zaten maalesef şu kansere iyi geliyormuş ve bunun fazlası şöyle zararlıymış konuları hep tüketim konusunda ayarlama için. Bir sene hangi üründe ihracat sonrası elde kalma ya da üretim fazlası varsa o ürün kansere iyi geliyor olarak haberlerde yer alır. Ayrıca bir ürünün satılması için muadili de dışlanır. ABD dayatmalı şekilde soframızdaki mis gibi zeytinyağına küsüp dünyanın en vasıfsız yağı olan mısırözü yağını soframıza sokmamız bunun en büyük örneği.
  • nawar  (06.05.17 14:43:10) 
ben sadece şeker, beyaz un ve yüksek nişastalı gıdalar tüketmemeye çalışıyorum. özellikle glikoz şurubu ve mısır şuruplu şeyleri ağzıma sürmüyorum. organik yumurtadır, süttür, yoğurttur işine girmedim. çünkü bunun sonu yok gerçekten. ev yoğurdu yapma şansım olsa yaparım ama şu anda yok. şekeri bıraktığımda ambalajlı ürünlerin çoğunu es geçtiğimi fark ettim. bence olay da bu zaten. %100 diye bi şey yok. olduğu kadar dikkat ederseniz bile baya şey fark ediyor. sadece süt ürünlerini paketli alıyorum. meyve/sebzelerin de sadece tazeliğine dikkat edip alıyorum. elimden başka bir şey gelmiyor. bunları düşünürsem sürekli kafayı yerim çünkü.


  • muslugubozukhayrat  (06.05.17 14:52:58 ~ 14:53:24) 
Neredeyse hiç dikkat etmiyorum. Boyle dusunerek yasayamam. Sehirli insan için saglikli yasam, yiyecekleri ( yogurt, peynir) evde yapmak bile "moda" artik. Hic inanmiyorum boyle seylerin samimiyetine. Sagliksiz olan tek sey yiyecek icecek degil ki. Bir ton teknolojik alet, kozmetik kullanip, eglenirken alkol tuketip pis şehir havasinda yasayip, muhtemelen sagliksiz kiyafetler giyip yogurdumu evimde yapiyorum demek cok mantikli degil. Her seyi dusunursek yasayamayiz. Yedigimiz hicbir seyin saglikli oldugunu dusunmuyorum. Pazardan aldiklarimizin bile. Oldugu kadar saglikli beslenmeye calisirim ama Canim isterse en sagliksiz şeyi bile yiyebilirim.

Saglikli beslenmeyi de, sagliksiz beslenmeyi de cok abartmamak lazim. Alkol sigara kullanmiyorum, genelde yemegi evde yemeye calisiyorum, aldigim urunun markasina, disarda yedigim mekanin da hijyenine guveniyorsam gerisini takmam.
  • aquarium  (06.05.17 14:56:40) 
Evet artik geleneksel yontemlerin disinda kalan her sey kanser yapiyor. Eski usul zor olan yontemlere basvurmak lazim. En basidinden yerdeki halida bile dokuma degilse kansorejen varmis hali yau hali. Kiyafetlere baksak paso beyaz pamuk giymemiz lazim ama modern yasantimiz ile her sey celisiyor artik. Sifir dozunda kimyasal /kansorejen yasam mumkun degil en basit ornek dogada bile kozmik radyasyon var. Bizim yapabilecegimiz tek sey; kendi capimizda dozu azaltabilmek. Bunu da en kolay gida, temizlik ve kozmetik alisverisimiz ile duzenleyebiliriz. Organik yazan her sey saglikli degil ancak biraz konuya ilgiliysen arastirmadan almama gibi bir huy ediniyorsun.


  • neferkitty  (06.05.17 16:13:02 ~ 16:19:17) 
Aylardır dikkat etmeye çalışıyorum yediklerime. Günde paketlerce abur cubur, çikolata yiyen bir tipken abur cuburu, dışarda sürekli yediğim tatlıları, hazır içecekleri falan bıraktım. Yine de hala sağlıklı beslenebildiğimi düşünmüyorum ve yediğim hiçbir şeye de güvenmiyorum. Özellikle dışarda yemek zorunda kaldığım zamanlarda tiksinerek yiyorum artık çoğu şeyi.

Bence en güzeli bu konuyu çok irdelememek ama bir kez araştırmaya başladıktan sonra da düşünmeden yapamıyor insan. Bazen o eski, hiç düşünmeden dünyaları yiyen halimi özlemiyor değilim.
  • ms brownstone  (06.05.17 19:08:14) 
Ben de bugün açılan başlığı okuduktan sonra paketli hiçbir şey tüketmemeye karar verdim. Belki şu dönemde sağlıklı yaşamak imkansız ama sağlıksız ürünler tüketmeyi azaltabilme şansımız hâlâ var.


  • sacrilegious  (06.05.17 21:42:15) 
gıda endüstrisine güvenmiyorum. abur cubur, cips falan yemem. bulursam zeytinyağını kaynağından alırım. fakat yumurta, peynir, bakliyat marketten mecburen. e sebze meyve de yiyorsun, yapacak bir şey yok. paketli ve elzem olmayan şeylerden mümkün mertebe uzak durmak kafi.


  • soft  (06.05.17 22:15:28) 
[]

Passat segmentı araba önerisi

Babam arabasını değiştiriyor, Passat almaya karar vermiş fakat bu arabayı aynı zamanda yeni ehliyet almış 21 yaşındaki kardeşim de kullanacak. Arabanın onu hem çok uzun gelmiş hem de modeli fazla klasik. '3 çocuklu aile arabası bu' deyip duruyor. Babam da 'gidip fiat 500l mi alayım şimdi?' diyor.

Ben de durun bakalım başka modellere dedim. Şimdi bu şartlarda ikisinin de beğenip kullanabileceği, rahat edeceği ne tarz modeller var? Hangilerine bakalım? Bir de babam 'araba bizden çok yemesin' dedi, yani aşırı yakıt tüketimi olmasın mümkünse.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
audi a3 sedan tdi otomatik


  • eeb  (05.05.17 13:29:51) 
opel insignia dizel otomatik


  • kveldulv  (05.05.17 13:30:13) 
Hyundai elantra


  • giggs  (05.05.17 13:35:24) 
Megane 3 sport tourer alsin 2. el. Hem aile otomobili hem de sportif cizgileri var. Privilige paketini alsin.
Gerci model yukseltecek demissin, babandaki araba ne bilmiyorum. Belki de model yukseltmis olmayacak Megane3 alinca:)

  • stavro  (05.05.17 13:40:08 ~ 13:40:53) 
Suv alin abi. Ikisi de memnun olur.


  • brad pitt  (05.05.17 13:41:13) 
Audi a3 sedan


  • gozu acik sevisen yahudi  (05.05.17 13:42:18) 
passat segmenti olarak audi a4 düşünülebilir ikinci el bmw 3.20d düşünülebilir ya da mercedes c serisi 180 benzinli düşünülebilir. ama tercihim c180 olur öyle uçup kaçmıyorsanız 10 11 litreyi geçeceğini sanmam aracın. 1.4 corsa otomatik vites bile o civarda yakıt tüketiyor bununla karşılaştırınca çok sıradan geliyor bu rakamlar. o yüzden böyle bir tavsiyede bulundum. tabiki tercih sizin ancak passatın sınıfdaşları bu araçlardır. passat d sınıfı yani "large family car" dır. a3 ve megane ise "small family car"dır yani c sınıfı. diz, baş ve bagaj kapasiteleri de ona göredir. siz boyut olarak eğer passat civarlarında bir şey düşünüyorsanız biraz fazla yakıyor olsa da tüplü bir honda accorda da göz atabilirsiniz.


  • sodakapagi  (05.05.17 13:55:34) 
Mercedes-Benz c serisi

Ford Mondeo
  • md11  (05.05.17 14:16:40) 
Suv alın bence de.
peugeot 3008 baya övgü alıyor bu aralar.

  • nuevo  (05.05.17 14:17:01) 
BMW 3 serisi ikisini de tatmin eder.


  • arnold schwarzeneger  (05.05.17 14:24:16) 
audi q2


  • bobinhoo  (05.05.17 16:28:33) 
ne güzel lan aile araba almaya ortaklaşa karar veriyor.


  • cemiyetin ünlü siması  (05.05.17 17:58:19) 
A3, daha çıkarsa C200.


  • Lim5  (05.05.17 20:41:28) 
Hem passat hem golfü olan biri olarak söylüyorum: Golf (şehir içi sürüm rahatlığı park sorunu yakıt sorunu ancak dizel golfle aşılır.


  • psmstc  (05.05.17 22:23:21) 
renault laguna/latitude/talisman, ford mondeo


  • c1b2k3  (06.05.17 11:53:06) 
Bence suv al. toyota rav4, honda crv gider size.


  • komando kani var bende  (06.05.17 11:56:05) 
[]

Atlasglobal nasıl bir havayolu sirketi?

Biletlerimi normalde hep turk hava yolları'ndan alıyorum ve her şeylerinden memnunum. Şimdi bilet bakarken atlasglobal'de aynı gün uçuşun 250 lira daha ucuz olduğunu gördüm de, ordan mı alsam diye düşündüm. Daha önce 1 kere bodrum'a gidip gelmiştim, kötü değildi. Bu uçuş yurtdışı uçuşu.

Pegasus'un müşteri hizmetlerinden, hosteslerine, servislerinden, uçaklarına hiçbir şeylerini sevmediğimi çok çok zorda kalmazsam ordan bilet almadığımı dikkate alırsak atlasglobal'den bilet alırsam lanet etme ihtimalim var mı? Deneyeyim mi yoksa en iyi şirket bildiğin şirkettir deyip türk hava yolları'ndan mi alayim? Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Ben severim Atlas'ı.


  • kaderimse np  (02.05.17 01:00:18) 
Pegasus'u kadar lanet etmezsiniz.
THY kadar memnun olmazsınız.

THY'de kıllık yapıyor ara sıra. Bu nedenle ekonomi yapmanız sizin faydanıza. 3 saatten fazla sürecek bir uçuş değilse tercih etmenizde sakınca olmaz sanki.
  • hippokondriyak  (02.05.17 01:23:23) 
atlas yurtdışında bazen farklı firmalarla çalışıyor. atlastan aldığım biletle air france'la uçmuştum bir defasında.

uçuş kodu üzerinden. uçuşu kimin yaptığına bakabilirsiniz.

örnek:info.flightmapper.net
  • orpheus  (02.05.17 01:40:21 ~ 01:42:51) 
Alınır gayet


  • gazozailacatmauzmani  (02.05.17 02:02:22) 
valla İngiltere'ye giderken £69'a mı ne bilet almıştım en ucuzu Atlas'tı. 25kg limit vermelerine rağmen(ki iyi, THY 23kg) 28kg çıkınca bişey dememişlerdi, gerçi tipimden bellidir küçüktüm öğrenciydim. Uçakta yemek ikramı var, THY gibi "yemek" değil ama sandviç miydi neydi tam hatırlamıyorum. Yine de Pegasus olsa hem o olmaz, hem o 3kg fazlanın parasını alırlardı.

dene bence.
  • rodriguez2  (02.05.17 02:37:26) 
ben sürekli atlas kullanıyorum bir sıkıntısını görmedim.


  • eksimeksi  (02.05.17 04:22:52) 
thy için fazla fakirim ama atlas'la ukrayna'ya çok kez gittim. gayet memnun kaldım. gidiş-dönüş toplamda 300 lira bile vermedim hiçbir sefer. buna karşılık saate göre kahvaltı ya da yemek bile veriyorlardı iki saatlik yolda. en azından geçen sene vermişlerdi. bence atlas şahane. şahsen hiç sorun yaşamadım. gayet güzel.


  • der meister  (02.05.17 04:28:57) 
Ben mümkün olduğu kadar atlas'ı tercih ederim, thy aynı fiyat olsa dahi atlas'ı seçmişliğim çok vardır (ücretsiz havaalanı servisi olduğudan dolayı).
En son geçen hafta yurt dışı uçuşunda kullandım. Yemek verdiler, gayet iyiydi. Hostesler çok kibar ve güleryüzlü, müşterilere insan gibi davranıyorlar. Ayrıca thy hosteslerine göre daha bakımlı ve temiz görünüyorlar. Türkçe bilen yabancı hostesler vardı bizim uçuşta. Yakalarındaki atatürk rozetleri çok hoşuma gitti, bu bile tercih sebebi benim için:)

Edit:2008den beri izmir-ist uçuşlarımda ve ara ara yurt dışı uçuşlarında kullanıyorum. Benim kötü deneyimim olmadı, ama iki üç kez uçup da olumsuz durumlar yaşamak artık biraz da şans işi. Şans faktörünü göz ardı etmemek lazım.
  • peggy  (02.05.17 11:07:16 ~ 12:46:13) 
Kac rezil denilen(wizzair, ryanair vs.) havayolu sirketi ile seyahat ettim, bu kadar pisini gormedim. Üc kez (iki yurtdisi - bir yurtici) uctum Atlas ile. Maalesef üc ucusu da ayni gün almistim, iptal edemedim. Ücünde de cok pisti ucaklar, bir yere elim degmesin diye ekstra caba harcadim. Hasarli bagaj konusunda attigim onlarca e-maile cevap vermeyip, sonra da "pardon ya, spam´e düsmüs cinim" diyen tipler.

Yurtdisina alma, 3 saati asan yolculuklara alma, cekilmiyor. Ayrica yemek vermeleri bir arti degil, cünkü secemiyorsun bilet alirken. THY o sacma politikalarina ragmen, rahat ettiriyor gercekten.
  • buf-e kür  (02.05.17 12:41:05) 
Gaza geldim aldım bileti atlas'tan. Bakalım :)


  • fraise  (02.05.17 17:40:03) 
[]

Son kullanma tarihi geçmiş kahve çekirdeği

Starbucks Christmas serisinden kahve çekirdeği alıp çektirmeden evde saklamistik. Bugün çektirmek için çantama atinca farkettim; son kullanma tarihi mart 2017imis. Çöp mu şimdi bu kahve? Atayım mı? Yoksa aromasinda filan mı değişiklik olmuştur? Çekirdeklere açıp baktım, görünürde bir değişiklik yoktu.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
atmayın. uygun şartlarda saklanmışsa sorun olmaz diye tahmin ediyorum. çöp olmaz tabii amma belki lezzette bir tık değişim olabilir. yine de denemeye değer.


  • MtKrt  (30.04.17 15:58:40) 
Hava almadıysa bir şey olmaz.


  • angelus  (30.04.17 16:06:55) 
kahve kurtlanmadıysa böceklenmediyse filan içilir. aroma azalır biraz.


  • kurnaz  (30.04.17 17:34:53 ~ 17:35:20) 
Ya çektirdik, paketini de hiç açmadan serin bir yerde saklamıştık ama bildiğiniz acımış kahve. Aromadan da eser kalmamış.


  • fraise  (30.04.17 20:53:16) 
[]

Balkonu neselendirmelik çiçekler, objeler

Büyükçe bir balkonumuz var, hazır bahar iyice gelmişken artık dekorasyonuna başlayayım diyorum. Bakımı kolay, renkli çiçekler alayım dedim ama ne alsam bilemedim. Bunun dışında kekik, fesleğen gibi otlar da dikmek istiyorum ama bakımı nasıldır? Hangi tohumları önerirsiniz? Şu balkon demirine asmalik saksılar kullanışlı oluyor mu?

Bir de düz balkon havasından çıksın; cıvıl cıvıl olsun, yaz akşamları otururken keyiflenelim istiyorum. Aklima rüzgar gülleri yapmak geldi, bunun disinda neler yapapip alabiliriz? Aslında el yapımı bir şeyler olsa hem aktivite de olur bizim icin. Yere cim hali alalım diyoruz, temizliği sorun çıkartır mi?


Kısacası balkonumuzu keyifli bir yer haline getirmek için ne yapalım ne alalım? Çok teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
evet, demirlere asılan arklar kullanışlı.
onlar için de en akıllıca çiçek sardunya.
bunun dışında cam güzeli falan olabilir, ama daha mevsimi gelmedi onun sanırım.
sardunyaların özelliği, çiçek açmasa bile, sürekli yeşil kalması.

onun dışında mesela benim lilyumum var, onu çok seviyorum.
ama onu arka değil, saksıyla bir köşeye koymak lazım.
her türlü şey denenebilir.
bir sürü obje var, bir sürü aydınlatma seçeneği var.
bauhaus'un çiçek reyonu güzel oluyor yaz başlarında, orayı takip etmenizi öneririm.

edit:

bir de, mesela limon mimon gibi böyle küçük ağacımsı bir şeyler de olabilir.
ama kışın soğuk havalarda içeri almak gerekebiliyor onları, yani ona göre düşünerek alın.
petunya, begonya, hercai menekşe falan da olabilir.

asıl ben acem halısı çok seviyorum, Google'dan arayıp bulabilirsiniz.
ama onun ömrü kısa, yani yeşil olarak kalıyor, ama çiçekli hali çok uzun sürmeyebiliyor.
yine de çok güzeldir.

bir de, eğer yeterli büyüklükteyse, ortanca.
boduru da olur.
çok severim.
  • blatta hiberna  (28.04.17 16:59:32 ~ 17:07:20) 
Çoğu balkonda sardunya görüyorum, hoş da görünüyor bence, bakımı kolay ve uzun süre duruyor çiçekleri. Lobelya da çok güzel, yukardan sarkıtmalık. Ama ben asıl küpe çiçeğine bayılıyorum, bunun bakımı biraz zor, bizimki çabuk dökülmüştü çiçekleri.

Dekoratif rüzgar çanları var, onlar hoş duruyor balkonda, rüzgar gülleri bana çocuksu geliyor. Deniz kabuklarından süsler falan yapabilirsiniz.

Çim halı çok lanet bir şey kanımca:D Temizliği zor olur evet, bir de plastik ya, hoşuma gitmiyor, yazın güneş alınca falan ısınabilir.
  • peggy  (28.04.17 17:00:28) 
Bodrum papatyası ve kalanchoe renklerinden dolayı hoşuma gidiyor benim, yetiştirmekten ya da bakımından anlamam ama bu ikisi balkonumuzun havasını değiştirmişti. Ayrıca reyhan diye bir bitki var, yöresel ismi bu olabilir tam bilmiyorum ama çok güzel bir kokusu var ve sinekleri, böcekleri uzak tuttuğu söyleniyor, yaşadığınız yere uygunsa bunu da bir araştırın derim. Özellikle akşam üzeri suladıktan sonra çok ferah bir koku yayıyor.

Çim halıdan kastınız nedir tam anlamadım bir sürü çeşidi var, klasik plastikten yapılmış halılardan bahsediyorsanız bence çok yapay bir hava katar, beklediğiniz ortamı oluşturmaz diye düşünüyorum. Hem temizliği zor hem de bir süre sonra ezilince çok kötü görünüyorlar.

Rüzgar gülü uzun vadede kafa sisirebilir, ben olsam yapmazdım.

Balkon keyfinin olmazsa olmazı radyo 3 ve meteorolojinin sesi radyosu benim için. :) Dinlemeyi severseniz basit bir radyo koyabilirsiniz. Böylece telefon, bilgisayar, televizyondan uzak keyifle vakit geçirebilirsiniz.

Balkonun yakınlarına küçük bir kuş evi asıp düzenli olarak yem koyarsanız ara sıra ziyaretinize küçük dostlar da gelir.

Şimdiden keyifli oturmalar.
  • md11  (28.04.17 17:04:34) 
Cim haliya gerek yok, fazla plastiklestirirsiniz balkonu. Hatta balkonda haliya gerek yok.

Buyukse salincak gibi bir sey kurabilirsiniz belki ya da europalette denilen seylerden masa harici uzanmalik bir kose yapabilirsiniz.
  • kuehles blondes  (28.04.17 17:05:45) 
Cim hali benim istediğim efekti vermiyor anlaşılan. Ben cimde oturuyoruz havası verir diye düşünmüştüm, vazgeçiyorum o halde. Diğer çiçeklere ve onerilere tek tek bakacağım.


  • fraise  (28.04.17 17:10:05) 
@fraise, çim havasını vereceğini düşünmüyorum. Bizim bahçenin bir bölümüne alıp sermiştik bir kere (bir komşunun tavsiyesiyle) nargile cafe bahçesi gibi oldu valla, kaldırdık :D


  • peggy  (28.04.17 17:13:39) 
[]

En sevmediğiniz ev işi nedir?

Benim ütü. Bugün artık dağ gibi olunca oturup 3 saat ütü yaptım, o süre zarfında da hayatımı sorguladım resmen. Öyle nefret ediyorum. Her çamaşır makinesini calistirdigımda 'şimdi bir de bunları ütülemek var' diye geçiyor içimden. Yemek yapsam, ev temizlesem bu kadar söylenmem.

Sizin en sevmediğiniz iş nedir? Hadi yazalım da icimizi dokelim.


 
Dikey yüzeyleri silmek. Camlar, dolap kapakları, duvarlar, banyonun fayansları vs. ifrit kesiliyorum. Çok da yorucu.


  • buff  (23.04.17 23:27:14) 
bulaşık makinesi yoksa bulaşık. anlayamazsınız. ütü de zor ama açıkçası ütüyle pek uğraşmıyorum olduğu kadar deyip geçiyorum.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (23.04.17 23:27:54) 
Yoo ben erkek olmama rağmen üşenmem ya, ütü falan yaparım yani. Tek yaşadığım için alıştım.

Sadece yemek olayı canımı sıkıyor, yemek yapamıyorum pek
  • MaNOfTheYear  (23.04.17 23:28:05) 
ütü ama ben ütü yapmıyorum kışın ya. zaten kazak falan giyiyorum ve kazaklar genelde kırışık falan olmuyo. geri kalanları da annem ütülüyo.
cam silmeyi sevmiyorum bi de.

  • matilda  (23.04.17 23:29:16) 
ütüyü hem beceremem hem de sevmem. aslında ev işine dair hiçbir şeyi sevmem de, en azından haftada bir biraz toparlamak gerekiyor ortalığı.

ailemleyken düzenli biriydim, eşyalarımı derli toplu tutardım falan. bekar hayatında çok dağınıkmışım, düzensizmişim aslında, onu gördüm.
  • runfor  (23.04.17 23:30:36) 
en sevdiğim şey ütü. birazdan 5 gömlek ütüleyeceğim, ne mutlu bana.


  • stewie  (23.04.17 23:32:46) 
En sevmediğim elimde bulaşık yıkamak, arkasından da süpürge ile süpürmek geliyor sanırım.


  • irene  (23.04.17 23:34:04) 
Yemek yapmak :(


  • scomalt  (23.04.17 23:34:25) 
Ütüyü severek yaparim. Ama camasirlarla ilgili diger isleri sevmem. Makineye atmak, katlamak, yerlestirmek, dolaplari duzenlemek.. ama en cok bulasigi sevmem. Makineye yerlestirip temizleri bosaltmayi da, elde yikamayi da hicbir sekilde sevmiyorum.


  • aquarium  (23.04.17 23:34:33) 
Toz almak. Mezun olayım, toz dinamiği üzerine araştırma yapıcam valla. Bir kere siliyorsun, iki gün sonra her şey başa dönüyor. Ütü yapan biri değilim. Yemek yapmayı eğlenceli bulurum. Bulaşık yıkamak sıkıcı bir eylem. Ama toz almak kadar olamaz.


  • dissendium  (23.04.17 23:37:08 ~ 23:37:20) 
Hepsini seviyorum, yaptıktan sonraki tatmin çok güzel. Belki yemek yapma ve bulaşığı daha az seviyorum.
Ama hepsine de üşeniyorum, bu bi gerçek..

  • manuel mandalina  (23.04.17 23:42:52) 
Çamaşır yıkamak.
Makine yıkıyor demeyin, o kadar nefret ediyorum ki evde 2 tane 4 kapılı dolap ağzına kadar dolu, en son 2 ay önce çamaşır yıkadım şu an giyecek az kıyafetim kaldığı için yıkamak zorundayım.
Ayırması ayrı yıkaması ayrı asnası toplaması kurumasını beklemesi katlaması ütülemesi yerleştirmesi ayyy nefret ediyorum.
Ütüden nefret etmiyorum, dandik süpürge yüzünden süpürge de çok sinir bozucu.
Cam silmek bana çok eğlenceli geliyor.

Çamaşır ve süpürge kesinlikle.
  • bir nick var benden iceri  (23.04.17 23:43:47 ~ 23:44:28) 
Ben genelde evde iş yaptıkca resmen dinleniyorum beni sıkmıyor ama en sevmediğim iş ıspanak gibi topraklı yeşillikleri yıkamak. Sirkeli suda bekletsem de tüm yaprakları teker teker yıkamam aşırı zaman kaybı geliyor. En sevdiğim de yerleri silip pırıl pırıl yerlere çıplak ayakla basmak :D


  • neferkitty  (23.04.17 23:43:48) 
hiçbir şey değil ama tencere yıkamak!
öğrencilik yıllarımda yeteri kadar tencere yıkadığım için nefret etmiştim. sonra bulaşık makinesi aldım rahatladım. bunun dışında ev işlerini zevkli bir hale getirmeye çalışıyorum. mesela ütüyü gece geç saatte yaparım ve yaparken de mutlaka içerim :)
yemek desen yeni tatlar denemeyi seviyorum, boşandıktan sonra daha çok yapmaya başladım. zorlandığım bir şey var o da sanırım toz alırken dar alanlara girmek. üşendiğimden değil ama bu cüsseyle (1.95) dip temizliği yapmak gerçekten insanı yoruyor.
  • gkct  (23.04.17 23:45:33) 
Nevresim değiştirmek. Askerde bile kendim değiştirmezdim evde mecbur değiştiriyorum ihale bana kitlendi, ömrümden ömür götürüyor her seferinde.


  • angelus  (23.04.17 23:45:55) 
kesinlikle nevresim değiştirmek.
zulüm.

  • blatta hiberna  (23.04.17 23:50:25) 
toz almak. bütün sebebi de o zaten. süpürmek, silmek vs ütüye bile bi yere katlanabiliyorum ama toz almak tam bir zulum geliyor bana.


  • dedim ben sana  (23.04.17 23:50:53) 
Yemek yapmak disinda butun ev islerinden nefret ediyorum :(


  • astrid  (23.04.17 23:58:06) 
1) bir yerleri silmek ve süpürmek


  • faik abi  (24.04.17 00:01:42) 
Toz almak.
Yemek pisirmek

  • kuehles blondes  (24.04.17 00:14:01) 
ütü :(


  • basond  (24.04.17 00:49:00) 
evi süpürmek (önceden çok sevmeme rağmen yoğun kedi tüyünden dolayı usandım artık)
en sevdiğimse ütü.

  • lesmiserables  (24.04.17 02:26:48) 
ütü benim de :( zaten çok beceremiyorum düzgün yapabilmek için epey uğraşmam gerekiyr, bi de o çıkardığı ısı bunaltıyor iyice. kabus gibi. temizlik, yemek ve bulaşığa bayılırım ama. terapi gibi geliyor bana.


  • ma ya  (24.04.17 02:54:39) 
bir kisi de cikip perde takmak dememis ya lan. bu kadar mi cok seviyorsunuz bu lanet şeyi? allah dusmanimin basina vermesin.


  • blue eyes white dragon  (24.04.17 03:04:24) 
Ütü. Kesinlikle ütü. Bir de ütü titiziyim.

Geri kalanını az da olsa severim. Hele temizledikten sonra oturmayı çok severim.
  • aychovsky  (24.04.17 04:39:03 ~ 04:40:26) 
ocak ve fırın silmek :( nefret ediyorum. ocağın üstündeki o demirler, fırının ızgara telleri hiç sevmiyorum onları temizlemeyi. bazen ocağın üstünü uzun süre temiz kalsın diye aliminyum folyo ile kaplıyorum o derece.


  • yue  (24.04.17 10:09:10) 
hahha guldum okurken. utu guzel ya. hele o giysinin duzlesmesi. kol kisimlarini sevmiyorum ama zor oluyo.

carsaf degistirmek kesinlikle! yeni serilmise yatmak sahane olsa da o surec cok ama cok zor. hele bir de yatak duvara dayali oldugu icin yatagin her kosesine ulasamadiginda.

yesillik yikamak sevimsiz.

bir de camasir katlamak. cunku her giysi turunun ayri katlama stili var bende ve cok zamanimi aliyor :(

kitaplik tozu almak sevimsiz.
  • jimicik  (24.04.17 10:35:24 ~ 10:36:07) 
[]

Kendinizi neselendirmek için ne yaparsınız?

Hiç keyfinizin olmadığı ama aslında güzel bir gün geçirmenizin daha normal olduğu günlerde ne yaparsınız? Aklınıza ne gelirse yazabilirsiniz.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Müzik.

Aha bu listemi dinlerim:
open.spotify.com
  • long live rock n roll  (18.04.17 13:14:11) 
Bir iki küçük işini hallet. Kendine geleceksin.


  • arnold schwarzeneger  (18.04.17 13:14:14) 
Dans et. Hemen. Şimdi.


  • MaNOfTheYear  (18.04.17 13:18:07) 
müzik dinleyip bira içerdim ama artık içemiyorum:(


  • sta  (18.04.17 13:19:54) 
motosiklete binerim.


  • jimicik  (18.04.17 13:21:50) 
Sakin bir müzik açar, bir iki mum yakar, sevdiğim değişik çaylardan birini yaparım.


  • kullanıcıadımbuolsun  (18.04.17 13:30:51) 
-en başta dingin, sonra orta tempolu, en sonunda da neşeli parçalar dinlerim genelde.
-sevdiklerimden birini telefonla arar, konuşurum.
-kitaplarımın hepsini yere indirir, kitaplığımı yeniden düzenlerim.
  • m e b  (18.04.17 14:05:55) 
Odamı dip bucak temizlerim. Kitaplarımı, masamı, bilgisayarımı, kalemlerimi silerim. Sonra uzun bir duş alırım. Sevdiğim müzikleri dinler bir şeyler içerim. Bazen de yatar uyurum. Bazen hafif bir yürüyüş yapar bir yerlerde otururum. Kitap okurum. Kafanı dağıtacak herşey olur.


  • hayde bre  (18.04.17 16:32:00) 
1.bp.blogspot.com

Şaka bir yana, hiç keyfim yoksa kafam dağılsın diye film izlerim, belgesel izlerim veya yatar uyurum, kendimi neşelendirmeye çalışmam.
  • peggy  (18.04.17 16:48:04) 
az yerim. gluten-free yerim. yemeği sindirmekle uğraşmam bir de. hafiflik duygusu iyi bir enerji katar.

musik hören yaparım. çok aşırı güzel müzik listelerim var. ayıptır söylemesi.

mükemmel erkek olsaydım dans da ederdim ama onu yapamıyorum. ne yazık ki, mükemmel erkek değilim. taksitler binsin onu da yapıcam.

türk filmi izlerim. reminiscing, nostalgia güzel hisler. beni ihya eder.
  • stewie  (18.04.17 16:56:52 ~ 17:01:11) 
sutlu kahve yaparim :)


  • superfluid  (18.04.17 19:47:51) 
Müzik + dans, renk + 1

Sana yakın diye şey ediyorum; Büykçekmece Sahili'ne indiğimde be Gürpınar'a doğru yürüdüğümde mutluluk otomatik 90 birim artıyor çok önemli bir mutsuzluk kaynağı yoksa.
  • aychovsky  (18.04.17 19:52:23) 
avrupa yakasının tekrar bölümlerini açıyorum ben evde dolanırken fonda o oluyor arada espri yakalayıp gülüyorum istemsizce.

bir de bu sırada kendimle uğraşmak iyi geliyor. atıyorum yüz maskesi yapıyorum, oje sürüyorum vs.
  • muslugubozukhayrat  (18.04.17 19:55:31) 
müzik+hareket (egzersiz, yürüyüş...)

hele hava da güzelse ^_^
  • otonomo  (18.04.17 20:19:19) 
Ben müzik eşliğinde sahilde yürüyüş yapıp sokak köpeklerini seviyorum.


  • ms brownstone  (18.04.17 20:46:00) 
Hic keyfim olmadigi zamanlarda bir sure sonra kendiliginden keyfim yerine geliyor:) Olagandisi bir sey yapmiyorum.


  • stavro  (18.04.17 21:02:24 ~ 21:03:00) 
evde ise müzik, imkan varsa deniz kenarında cay bahcesi.


  • thewizardofearthsea  (18.04.17 21:12:16) 
[]

Ne yapalım, ne düşünelim?

Dünden beri aklım çorba gibi oldu. Öncelikle bu seçim benim için şaibeli, kafamda kocaman bir soru işareti kaldı ve kimsenin açıklama yapamaması da kendimi salak gibi hissettirdı; hazmedemiyorum bu durumu. Tepki veren doğru düzgün kimse yok.

Sonra diyorum ki 'ister şaibeli olsun, ister olmasın. %70-%80 hayır cikabilmeliydı. İnsanlar daha mantikli dusunebilmeliydi. Biz böyle sadece kendimizi kandırmaya çalışıyoruz'

Babam, erkek arkadaşım vs benim kadar umutsuz değil. 'Ne olursa olsun tek adam olamayacağını, karşısında halkın yarısının durduğunu gördü' diyorlar.

Bir tarafım 'bu ülkeden umudunu kes ve git artik, zaten istedikleri gibi at kosturuyorlar' diyor. Diğer tarafim 'manyak mısın? Halkın en az yarısı senin gibi düşünüyor. Umutsuz olmak olur mu? Burası senin de vatanın' diyor.

Siz ne düşünüyorsunuz? Ne yapalım? Umutsuzluğa düşmekte haklı miyiz? Yoksa bir ışık var mı bizim için?

 
ülkeden gitme fırsatı olup gitmeyenlerdeniz, ama ışık yok.


  • basond  (17.04.17 13:13:07) 
Bence ışık falan yok. Tayyip'in tam tedrisatından geçenler oy verecek yaşa geldi, ileriki hiçbir seçimde AKP'nin oyunun azalmasını beklemiyorum şahsen.


  • whoosie  (17.04.17 13:23:25) 
'ister şaibeli olsun, ister olmasın. %70-%80 hayır cikabilmeliydı. İnsanlar daha mantikli dusunebilmeliydi. Biz böyle sadece kendimizi kandırmaya çalışıyoruz'

seçimlerde kimse mantığı ile hareket etmez. duyguları ile hareket eder. yasalar masalar kimsenin umurunda değildi. bir taraf tayyip i seviyordu bu duygu ile evet verdi, diğer taraf nefret ediyordu hayır verdi. mantığı ile hareket eden ben ve benim gibiler bu oyuna alet olmadı. oy vermedi. şimdi gayet rahatım, nötrüm. dünden bir farkı yok bugünün benim için. sadece hileli diyenleri anlamaya çalışıyorum, anlayamıyorum.
  • aklimdakisorular  (17.04.17 13:29:43 ~ 13:30:27) 
Halkin herhangi bir yarisi ile ayni degilsin. Uzgunum. Keske oyle olsak. CHP - HDP - MHP'lerin cogu ayniyiz demek degil.


  • Traveller  (17.04.17 13:36:19) 
@aklimdakisorular, internette özellikle araştırmadan şöyle bir gezinsen bile anlatılanları, çekilen videoları görürsün ama "kimse mantığı ile hareket etmez" dedikten sonra "mantığı ile hareket eden ben ve benim gibiler" cümlenden hangi kesime ait olduğunu anlayabiliyoruz. :) o yüzden tutarlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi kurabilme gibi en temel gereksinimleri beklemiyorum. hepsini geçtim, ysk'nın her açıklaması ayrı rezalet. bir kanun çiğneniyor ve bunu adam gibi anlatan kimse yok, ben şahsen zerre tatmin olmadım ve sonuçların da gerçekçi olduğunu düşünmüyorum.

seçim sonucu değil de bu salağa yatmalar, bu salak yerine koymalar mahvediyor beni.
  • piremses  (17.04.17 13:36:49 ~ 13:37:16) 
fırsatın varsa kaç git, tünelin ucu bombok bi yere çıktı.

ne denirse densin, en temel çıkarımın şu olsun; ülkede çok büyük bir kesim milletin iradesini bir kişiye teslim etti. bu kadar olaydan sonra partizanlıkla, taraftarlıkla ülkenin kaderi çizildi.

benim ülkeyi terketme fırsatlarım oldu ve kullanmadım. hep bir ümit bekledim. şu anda fırsatım yok ama ileride olacak. asla arkama dönüp bakmam.
  • stewie  (17.04.17 13:38:46 ~ 13:41:54) 
Benim icin yuzde 30 evet ciksa da sevilmeyecek bir ulke olurdi burasi ama asil mesele asil can alici nokta bu degil. Asil mesele saibesiz bir secim bile goremiyor olusumuz. Bence bu sebep ulkeden umudu kesmek icin yeterli.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (17.04.17 13:40:00) 
Babanız gibi düşünüyorum. Bir yerde göz kırpan bir ışık olmak zorunda değil, karanlığa o mumu biz yakıyoruz zaten. Seçim sürecinde kullandıkları imkanları, yarattıkları korkuyu, baskıyı, söylemlerini düşünün. Tüm bunlara rağmen insanların yarısı hayır diyor.

Bu adamlar geceden sabah güçlenmedikleri gibi, bugünden yarına gitmeyecekler ve yok olmayacaklar. Bu yüzden ben bu ülkede mücadele etmeye devam edeceğim. Üniversitede çalışıyorum, 98'li ve 99'lu olmak üzere iki de kardeşim var. Gençler pırıl pırıl, yaratılmaya çalışılan yozlaşmış gençlik algısı doğru değil. Değişim de bir sonuç değil, süreç. Sonuçlara değil, süreçlere odaklanmamız gerekiyor. Her şey inanarak ve çabalayarak başlıyor.

Chomsky ile bitirelim; www.azquotes.com
  • gmzo  (17.04.17 13:40:16) 
@piremses
o zaman hayır mı kazandı diyorsun?

  • aklimdakisorular  (17.04.17 13:40:25) 
herkes bir şeylerden dertleniyor ama ara sıra soruyorum hem gerçek hayatta karşıma çıkanlara hem de burada senin gibi yazanlara; "düzeni değiştirmek için ne yaptın?"ufak bir slogan, elinden alınan bir hak için bir eyleme katılma, sandık müşahidi olma, el bildirisi dağıtma, bir siyasi partiye üye olup çalışmalarına katılma vb.vb. aklına ne gelirse.

aldığım cevap %99 hiçbir şey. herkes siyasete bir ucundan katılmayı angarya buluyor, katılanları bayağı insan görüyor, hatta aşağılıyor. ayak takımı sayıyor. hiçbir şey yapmadan bir şeylerin değişmesini bekliyorsunuz ve değişmeyince ağlıyorsunuz.
  • doxanikee  (17.04.17 13:42:05) 
Doxanike, 3 seçimdir oy ve ötesi gonullusuyum. Kendi capimda elimden geleni yapıyorum. Yetmiyor tabii ki ama elimden başka bir sey de gelmiyor.

Gösteri, eylem ne olursa dün bir şeyler yapılsaydı çıkmaya hazırdım. Diyorum ya en çok salak yerine koyulmaz rahatsız ediyor beni.
  • fraise  (17.04.17 13:49:26) 
Hâlâ, bu sonucun bile kisa-orta vadede bizim gibi 'hassasiyet' sahibi insanlar için olumlu olacagini dusunuyorum.
Bu sistemi getiren akp ya da erdogan degil. Bu sistemi, onlari kullanarak getirtenler var.
Bu makam, bu yetkiler; adı, sanı bellimidir bilmem ama, baskasi/başkaları icin getirildi.
Dgm'ler kurulurken milli gorus cizgisinin gosterdigi feraseti, basireti yine gosterdi, takipcisi saadet. Ama genis muhafazakar yiginlar; maalesef, mateessuf...
Aci cekecegiz biraz. Akil, mantik, hak, adalet... ne desek boş. Ama ışık yakın
  • runfor  (17.04.17 13:53:34) 
dünkü seçim sonuçları 2019 için gayet umut verici. getirdiği sistemin kendi sonunu hazırlayabileceğini ihtimaller dahilinde düşünüyordur bence erdoğan. bu iki sene pek rahat geçmeyecek kendisi için.


  • soso  (17.04.17 14:08:25) 
çok romantiksiniz. her türlü ihtimali düşünmeden mi referanduma girdi sanıyorsunuz? bundan sonrası için de hepimizden daha fazla bu konuda düşündüğünü, düşünen insanların danışmanlığını aldığını biliyorsunuz. gerekirse bir darbe daha patlatır, yine de kazanır. gerçeklerle yüzleşme zamanı.


  • stewie  (17.04.17 14:10:13) 
gidiniz canım kardeşim. ileride kesinkes gitmek isteyeceğiniz dönemlerin geleceğini tahmin ediyorum. ne kadar erken giderseniz sizin yararınızadır. benim dünya görüşüm nerede olursam olayım beni muhalif olmaya itiyor, ama ben buna rağmen isterdim gidebilmeyi. türkiye'nin rolü belli bu düzende. galip tarafta yer almak kişisel yarara daha uygundur hiç değilse.


  • misterturist  (17.04.17 21:39:52 ~ 21:40:07) 
Babanız ve erkek arkadaşınızın zihniyetindeyim :) Umudu dürtün.


  • minduser  (17.04.17 21:46:15) 
gitme imkanınız varsa gidin. umutsuzluğa düşmekte haklısınız, haklıyız.

eğer kalacaksak yapılması gereken ilk şeyler:

kemal kılıçdaroğlu'nun indirilmesi. yerine genç ve dinamik birinin geçirilmesi. teşkilatın canlandırılması. chp'nin teşkilatı ölü gibi. dinamik chp seçmeni hep dışarıda. özellikle gençler. bunların partiye ve aktif mücadeleye kazandırılması lazım ama öncelikle onları teşvik edecek bir şey lazım. bu da lider değişikliği.

eğer chp'yi düzeltemeyiz diyorsanız muhalif mhp'liler birkaç farklı kanattan isimle yeni parti kurmaya teşvik edilmelidir. bu parti milliyetçi değil merkez sağ parti olmalıdır. dinamik milliyetçi gençleri kendi bünyesine çekerler.

bu saatten sonra bu adamlarla mücadele etmek için önce kendimizden başlamalıyız. bunlar gerçekleşmediği müddetçe bana göre aynı tas aynı hamam. kasım 2019'da tayyip başkan olur, kemal kılıçdaroğlu çıkıp "bunu doğru bulmuyoruz, müslümanlıkta yok" falan der hahahahahahahaha
  • pilavmaker  (17.04.17 21:46:50 ~ 21:48:21) 
[]

Evlenmeye ve cocuk yapmaya nasıl karar verdiniz?

Bence insan hayatını değiştiren iki önemli karar bu ikisi. Mesleğinizi sevmezsiniz degistirirsiniz, yaşadığınız yerden memnun değilsinizdır tasinirsiniz vs ama evlilik ve çocuk öyle değil. Evliligı bitirebiliyorsunuz, evet ama sonrasında etkisini uzun süre hissediyorsunuz keza çocuktan sonra mutlu değilseniz 'bu çocuğu değiştirelim olmamıs' ya da 'alın bu çocuğu, sevmedim ben ebeveyn olmayi' diyemiyorsunuz.

Siz nasıl karar verdiniz? Evlenmeye yakın tereddüt ettiniz mi? Korktunuz mu? Her seyi en ince ayrintisina kadar dusundunuz mu? Çocugu planlı şekilde mi yaptınız? Planlı değilse ilk duydugunuzda ne hissettiniz? Kısacası o karar asaması çok kafa karıştırıcı değil mi?


 
bence o kadar da karıştırıcı değil. evlenmek için hep 30 yaşımı bekliyordum, tam 30 yaşımda da evlendim. kendimi hazır hissediyordum zaten. o hazır hissetme durumu gelince sorgulamıyorsun pek. çocuk için de aynısı geçerli. hazır olmasaydım kafayı yerdim şu anda ama o olgunluk vs gelince her şey kendiliğinden gelişiyor çok fazla düşünmüyorsun


  • sta  (10.04.17 15:49:34) 
evlenirken hiç tereddüt etmedim hiç korkmadım.
sanırım bu insan benim için doğru insan dediğim bir an olmadı, tanıştığım andan beri bunu hep hissettim.
Maşallah çok mutluyuz, bazı durumlardan çocuk istemedik bir süre hala da çok yakın değiliz bu konuda bir şey söyleyemiyorum.
  • basond  (10.04.17 15:51:36) 
yıllarca hep bu sordukların hakkında çok düşündüm :) eşimle 7 sene çıktık evlenmeden önce millet ne zaman evleniyorsunuz sorusunu sormaktan bıkmıştı artık eşimde sürekli evlenme teklifi etmekten bıkmıştı :P çocuk meselesinde de aynı şey oldu 6.5 sene korunduk eşim hep baskı yaptı ama ben direndim. şu an daha hamileyim ortada çocuk yok ama yine ben tamam artık istiyorum dediğimde karar verdik. açıkcası ne oldu da tamam artık dedim hamile kafasıyla şu an açıklamam çok zor ama öyle bir an geldi gerçekten istedim ve karar verdim. öncesi hep bir belirsizlik hep bir aksi yönde bahaneler bulma silsilesiydi.


  • yue  (10.04.17 16:08:53) 
hepsi planlı oldu. eşimle erasmusta tanışmıştık, ülkelerimize ayrılmadan önce bu konuşmayı yaptık zaten, evlenmeye o zaman karar verdik. okulum bittikten sonra da evlendik. çocuk için ikimiz de beklemek istemiyorduk, ben birkaç ay daha erken istiyordum, onun istediği gibi oldu (çok da güzel oldu).

şanslı azınlıktayım, istediğim zamanda hepsi oldu.
  • la noix  (10.04.17 16:40:24) 
Ben 32 yaşımda evlendim.Karşındaki kişiden eminsen çok sorgulamıyorsun zaten. Çocuk olayına karar vermek de kafanda büyüttüğün kadar büyük bir karar değil.O kadar sevimliler ki eşiyle ilişkisi iyi olup da çocuk sahibi olmaktan pişman olan birini görmedim daha.


  • turkuaz  (10.04.17 17:12:55) 
Turkuaz, Ben esiyle kötü ilişkisi olup da çocuk sahibi olmaktan şikayet eden de görmedim zaten. İnsanlar bir şekilde o duyguyu tattiktan sonra mutlu oluyorlar fakat benim düşündüklerim çok başka. 'Ya yeterli bir ebeveyn olamazsam ya iyi bir şekilde yetistiremezsem,iyi bir hayat sunamazsam' vs vs gibi düşünceler beliriyor aklımda zira hayat cok değişken. Bugün maddi, manevi yetebilecekken 3 sene sonra her şey bambaşka olabilir. Bu da küçücük bir insanın hayatını etkileyebilir. İşte bundan çok korkuyorum.


Gerçi bunlar benim aşıri mükemmelliyetci ve planlı yaşamaya çalışmam da kaynaklı olabilir.
  • fraise  (10.04.17 17:24:58) 
Merhaba, bu kadar düşünmeyerek karar veriyoruz. Düşününce korkarsın. Belirli bir eşik var, karşındakini belirli bir düzeyde tanıma, o şartı sağladıktan sonra olacakları on yıl düşünerek değiştiremezsin. Yıllardır ayrı olduğu eski sevgilsiyle bir sene içerisinde barışıp evlenmiş ve hamile kalmış biri olarak söylüyorum bunu.

Pişman mıym? Evet bekarlık güzeldi. Ama nereye kadar?
Hamilelikten sıkıldım mı? Evet. Ama herkesin olacak. Hayatın bitmiyor, öyle gibi hissetsen de öyle olmayacak.
  • kenarortay  (10.04.17 17:26:57) 
@fraise, hayatımızı proje yönetimi mantığıyla kurgulayamayız. Biraz da akışına bırakmak lazım. Önemli olan onun için en iyisini yapmaya çabaladığından ve ona vereceğin sevgiden emin olman.Hayatta hiç bir şeyin garantisi yok.


  • turkuaz  (10.04.17 17:35:21) 
30'u beklemekte fayda var 17 yaşımdan beridir öyle diyorum kendime. kalmış 7 senelik bahanem daha. Fakat aslında karar vermek bu işler için fazla lüks. imkanın varsa evleniyorsun bu devirde öyle samanlığın seyran olması, boçayı sırtlanıp şehre yerleşmek gibi durumlar mazide kaldı üstelik insanların tahammülleri de eskiye nazaran çok az yani bi babaanem ile dedemin ilişkisini düşünüyorum -kendileri tarafından yetiştirildim- bir de günümüz gençliğinin ilişkilerine bakıyorum evlilik intihardan farksız olacakmış gibi geliyor.

Tabi siz umarım çok şanslı olursunuz, bir ömür mutluluklar.
  • varg vikernes  (10.04.17 17:35:57) 
Evlilik konusunda çok şanslı hissediyorum kendimi. Kesin bir nokta atışı yaptım. Senelerdir birbirimizi sadece uzaktan arkadaş (aynı okul) sebebiyle tanıyorduk. Sonra bir anda ortam ve konuşmalar özel bir ilişkiye döndü ve evlendik. Evlendikten sonra ikimiz de çocuk (hem de 2 tane ) istiyorduk. Yaşımız çok genç değildi ama bizden önce evlenip hemen akabinde çocuk yapmış arkadaşlarımızın evliliklerindeki sorunları görüp 3 sene bekledik. İyi ki yapmışız.
Ancak sizin özellikle çocukla ilgili sorularınızı bir anne olarak tebessümle karşıladım. Biri ergenliğe doğru yol alan iki kızım var. Çatışmalar oluyor haliyle. Ama evlat dediğiniz gi "olmamış bu" diyebileceğiniz bir şey değil. O olmamışsa bir yerde sorun bizde demktir. Eşinden vazgeçebilirsin ama bütün olmuşluğu ve olmamışlığıyla çocuk ömür boyu karı-koca olarak sizin eseriniz. Bunun da sağlaması ya da güvencesi yok. Kendimizi sağlam tutmaya çalışıyoruz sadece.

  • SiyamkedisiZorro  (10.04.17 17:40:42) 
ben şahsen eşime "biz bu yaz evlensek mi?" dedim, o da "bu yaza yetişmez, bi dahaki yaza evleniriz" dedi. sanki sadece yazın evleniliyor gibi. teklif falan etmedim, öyle karar verdik evlenmeye.

çocuğu planlı bir şekilde yaptık, konuşuyorduk artık çocuk mu yapsak falan diye. istediğimiz zamanda oldu. ilk duyduğumda heyecandan başım döndü, mutluluktan uçuyordum.

hiçbir şey bilmediğim bir konu olduğu için pek kafam karışmadı. düşünmek için gereken bilgi bende olmayınca çok altını üstünü düşünüp karar verme durumu da olmadı.

şimdi bakıyorum, verdiğim en doğru kararlardan biri baba olma kararıymış. bebek biraz zor büyüdü, gazı falan çok çektik. ama en kötü anında dahi "alın bu çocuğu benden" demedim. bırakın çocuğu alın demeyi, tırnağını bile vermem.

evlilik ile çocuğu beraber düşünmek zorunda olmadığınızı hatırlatmak istiyorum. evlenip çocuk sahibi olmak istemeyen insanlar tanıyorum. birbirlerini seviyorlar, birlikte bir ömür geçirmek istiyorlar. bunun için ille çocuk sahibi olmaları gerekmiyor.
  • babilbaligi  (10.04.17 18:38:06) 
evlenirken tereddüt ettim, hatta o biçim korktum (erkek), ben tırsak bir adamımdır çünkü. sözü verip alınca da planlamaya adadım kendimi (eş yabancı her şeyi ben takip ettim mecburen), o yola girince patır patır bitiyor zaten, 2 ayda filan hepsi tamamdı evlendik. sonra çok sevindim, bir kere başkası mı olsaydı acaba filan gibi kaygılarım hiç yoktu, bu avantaj olabilir. hele de arkadaşların uzun hazırlık ve hay huylarını görünce iyi ki hızlıca hallettik o işi dedim, çocuğu da hayli beklettik, yine tereddüt, yine bi ağırdan almalar, planlı yapıyoruz bakalım kabasını bitirdik gibi (cinsiyet el yüz ortaya çıktı). hayırlısıyla doğunca, ortaya çıkan şeye göre karar vericez :)

açık konuşmak gerekirse, tüm plana programa rağmen eşimin karnı büyüdükçe hala bi tuhaf oluyorum içim gidiyor "n'oluyo sevdiceğime gözümün önünde değişiyor kız" diyorum kendi kendime, bu halimizle de çok mutluydum aslında. bir yandan da sonucun değeceğine yürekten inanıyorum, arada ufak ufak konuşuyorum bebekle. yakın gelecekten flashforward'lar gözümün önüne geliyor, gülümsüyorum ama bir yanım da huzursuz, yeni hayat biçimine bebeğe bi zarar vermeden adapte olabilecek miyiz, her şey yolunda gidecek mi gibi düşüncelerden ötürü.

bir karar alıp bilinçli bir şekilde akışına bırakmak gerekli aslında. çünkü her şey karar verdiğiniz anda ne kadar isteseniz de gerçekleşemeyebiliyor. hayatın her alanında böyle bu. inşallah her şey hepimiz için yolunda gider.
  • kaichi  (10.04.17 19:10:51) 
[]

Skechers ayakkabılar nasıl?

Bugün burst-adrenaline modelini aldım. Hayatımda giydiğim en rahat spor ayakkabı olabilir. Şu anda evdeyim, ayağımda ve bayıldım diyebilirim. Fakat sözlükte ve başka sitelerde çok şikayet etmişler; genelde tabanı yırtılıyor, dikişleri patlıyor vs yazılmış. Sahiden öyle mi? Haftada maksimum 2-3 gün giyilecegini (o da bu aylarda) ve ağır sporlar yapılmayacağını düşünürsek çabucak yırtılır mi? Gidip iade edeyim mi? Üzüldüm resmen okuyunca.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Benim 2.ayında sağ tekinin altındaki jel taban dağılmıştı. Ama bu yüzden kötülemiyim çünkü kediler de parçalamış olabilir emin değilim. Ama bayaa rahatlar uzun süre başka ayakkabı giyemedim.


  • new day new life  (08.04.17 23:54:19) 
dunyanin en rahat ayakkabasi +1. benimki yirtildi eskidi ama o biraz benim hor kullanmamdan kaynaklandi. eger dikkatli bakarsaniz uzun sure dayanir. ben sanirim 2-3 yil kullandim oyle oldu. bence gayet normal. her gun giyiyordum ve cok yuruyup doga, orman yuruyusleri yaptigim olmustu zavalli skecherim ile. yine iyi dayandi.


  • charlotte blanc  (08.04.17 23:59:59) 
şunu (git: www.ayakkabidunyasi.com.tr) giyiyorum ve inanılmaz rahat. 1 sene oldu alalı daha gerçi ama çok memnunum.


  • mutlusismankedi2015  (09.04.17 00:02:46) 
Hunharca giyiyorum 1.5 yıldır hiç bir şey olmadı.tabi jel tabanı biraz eridi o kadar olsun yine de çok rahat.


  • pastörizesüt  (09.04.17 00:04:10) 
ben 1 buçuk yıldır giyiyorum, yazları her gün giydim hatta kış gelmeden bile bazı haftalar her gün giyiyordum hala sapasağlam. Hiçbir sıkıntısı yok.


  • maria callas  (09.04.17 00:19:39) 
ben bir modelini 1 yıl giydim. en çok giydiğim ayakkabı olmuştu siyah renkti güzeldi ve aşırı rahattı. sonra kapının önünden yürütüldü. hiçbir eskime sorunu yaşamamıştım dikiş yırtılmasını geç.

sonra bir tane daha adım ama onun renklerine bayıldığım için aşırı giymiyorum.

yine bir tane siyah alacağım. bence al ama aldığın ayakkabıyı takip et nisan 15 ten sonra indirime girer yüzde 25.
  • mobydick  (09.04.17 00:26:12 ~ 00:26:36) 
Gercekten coooook rahat ama alt tabani dagildi bende.


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (09.04.17 00:29:38) 
Hic bir boku begenmeme timlerini bosver.bende son bir bucuk yildir araliksiz sadece skechers giyiyorum.senelerin adidas fanboyu olmama ragmen ilk giydigimde asik oldum ve su an 4 cift var.ilk aldigimin tabani dagildi ama ayni sure icerisinde nike olsa agzi yuzu dagilirdi,adidas giyme formunu kaybederdi.bunda ayakkabi cok iyi durumda ,lastik tabanida ayni sekilde ama ic tabanlik bitti.


  • duptıs  (09.04.17 03:04:06) 
www.istanbulbilisim.com.tr linktekini 1 yıl en az 8 saat giydim. tabanı eridi kağıt gibi oldu. ama hala rahat. yalnız tabanı düşük spor ayakkabılarını sevmediğimi farkettim ben. bi dahakine yüksek tabanlı alıcam.


  • dedim ben sana  (09.04.17 17:09:20) 
[]

Sağlıklı beslenme ile ilgili tam anlamadığım 3 şey

Öncelikle şunu söyleyeyim; rejim yapmıyorum, vermeye çalıştığım kilolarım filan yok. Sadece mümkün olduğunca sağlıklı beslenmeye çalışıyorum fakat kimsenin hem fikir olmadığı 3 konu var, ben de anlayamıyorum.

1. Aklıma takılan şey, meyveler. Bir grup 'meyvenin her türlüsü seker, yememek gerekiyor' diyor. Bir grup 'günde 2 porsiyon meyve tüketmek gerek' diyor. Oturup bir kilo meyve yersek elbette zararlı fakat benim gün içinde yediğim 4-5 çilek ya da bir muzun benim vücuduma ne gibi zarari olabilir? Açıkçası meyve severim ve haftanın 3-4 günü de yerim. Eğer ciddi manada zarar veriyorsa yemeyecegim.

2. Yemek saatleri. Bir kısım diyor ki 'akşam 7den sonra yenilen her yemek zararlıdır'. Baska bir grup 'bunun çok önemi yok. Uyumadan 1 saat önce yemeği kesseniz yeterli.' diyor. Bunun hangisi doğru?

3. Süt ürünleri. Bir kısım 'yağlı süt, yoğurt kilo aldırır. Özelikle akşam saatlerinde yenilen süt urunleri yağlanma yapar diyor.' Bir grup 'asıl yağlı olanlari tüketmek gerek' diyor. Hangisi doğru? Ben mesela uyumadan 1 saat önce genelde bir kase yoğurt yerim ya da kefir içerim. Yediklerim de light yogurt vs degil. Çok mu saçma bir şey yapıyorum?

Biliyorum bu tarz şeylerde tek bir doğru yok ama cidden çok aklım karıştı. Hangisi en mantıklısı karar veremedim. Duyuruda da bu konuları ciddi olarak araştıran insanlar olduğunu bildiğim için sormak istedim. Teşekkür ederim simdiden herkese.

 
Intermittent fasting +1

Ve evet, doğru yağ hem sağlıklı hem de kilo verme sürecinde gerekli. Sütten yoğurttan gelen yağın zararı değil faydası var, onların yağsız olanları tamamen çöp benim gözümde.

Meyve şekerdir, ama yine basit şekere de vücudun ihtiyacı var, günde bir porsiyon meyvenin zararı yok, sadece en geç öğlen tüketmeye çalışın akşama kalmasın.
  • bir nick var benden iceri  (07.04.17 14:15:44) 
Aslında akşam 7den sonra pek bir şey yediğim yok. Gün içinde çok yorulduysam bazen 1 avuç kuruyemiş yemek istiyorum çayla ya da kahveyle. Bir de dediğim gibi uyumadan bir saat önce yoğurt ya da kefir; o da yılların alışkanlığı. Bunları da mı keseyim?


  • fraise  (07.04.17 14:20:09) 
1. genelde glisemik indeksi düşük meyveler sınırlı porsiyonla yenebilir ama yine de ucunu kaçırmamakta fayda var. meyvedeki şeker en zararlı şekerlerden olan fruktoz ve doğal olması fazlasının zararlı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

2. yatış saatine göre ayarlanabilir yemek saati. eğer 23:30 en geç 00:00 gibi saatlerde yatıyorsan en geç 20:00da bırakmak lazım yemeği. sonrasında su, şekersiz kahve, çay, bitki çayı gibi şeylerle mide doluyor zaten. 1de 2de yatılıyorsa daha geçlere çekilebilir ama burda da en az 4-5 saat olsun.

3. zararlı olan yağlar trans yağlar. süt ürünleri, sızma zeytinyağı, hayvansal yağlar gibi yağlar hem sağlıklı hem kilo vermeye yardımcı. bunlardan da bir oturuşta kiloyla yiyen yoktur zaten. vücutta yağa dönüşen de şeker diye biliyorum ben.
  • limoncello  (07.04.17 14:20:35) 
1. Vitamin ve mineral ihtiyacının karşılanması için meyve yemek zorundasın. Ancak günümüz meyvelerinde vitamin ve mineral yüzdesi çok düşük, fruktoz miktarı çok yüksek. Fruktoz da vücutta yağ olarak depolanıyor. Organiğini bulmak gerek.
2. Uyuma saatinde vücudu sindirim ile meşgul etmemek ve o süreçte kullanılmayan enerjinin yağa dönüşmesini engellemek için yeme içme faslını erken kesmek uygun olur. Ama bir saat verilebilir mi? 10.00'da uyuyan insan var, 02.00'de hala ayakta olan insan var.
3. Alınan enerjinin üçte birinin yağdan gelmesi sağlık için önemli. Toplamını ve güne dağılımını ayarlıyabiliyorsan, yediğin yoğurdun, içtiğin sütün yağından kime ne?
  • oguz altun  (07.04.17 14:21:09) 
ben yemiyorum ama akşamları benim anne-babam da 1 kase ev yoğurdu yiyor. kilo alımı, hazımsızlık vs. yapmıyorsa devam et bence, ama ev yapımı olsun özelllikle yoğurt


  • limoncello  (07.04.17 14:21:55) 
Yani evet çok çelişkili ifadeler var ama kendimden örnek vereyim.

1. Haftanın en az 4 günü muz yiyorum. Bulabildiğim doğal mevsim meyvelerinden de tüketiyorum hafta 1 porsiyon falan. Canan hoca haklı, meyvelerin içinde yüksek oranda şeker bulunduğu doğru ama sınırı aşmadığın sürece bir zararı yok bana göre. Zira meyvelerin içinde sadece şeker değil, su ve bilimum faydalı madde de var. Ama abartılırsa avuç avuç küp şeker yemekten bir farkı olmayabilir tabii. Nispeten az şekerli meyveler de tercih edilebilir.
2. Uyumadan önce yemek yemek kaliteli bir uykuya engel oluyor. Ben akşam yemeğini 9-10 arası yiyip 12 gibi uyuyorum. 1 saat değil de, uyumadan 2 saat önce yemeyi kesmek daha iyi. Çoğu besin 1 saat içinde henüz sindirilmiş olmuyor çünkü. Onun dışında akşam 7den sonra yenilen yemeğin bir zararı yok (bunu doktorum da onayladı). Ha ben sindirim sistemimi rahat bırakayım, dinlendireyim, daha rahat uyuyayım vs dersen 7den sonra yememeyi tercih edebilirsin.
3. Süt ürünlerinin yine sindirimi zor olduğu için akşam tüketmek mideyi rahatsız edebilir. Ben gece geç saatte süt içmem mesela, içeceksem akşamüstü falan içerim, beni akşam rahatsız ediyor gerçekten. Yağlı süt ve yoğurdun bir zararı yok. Yağlı ev yoğurdu tüketirim bolca. Kilo aldırdığını görmedim.
  • peggy  (07.04.17 14:26:58) 
1: Nedeni şu: Fruktoz vücut tarafından kullanılan bir enerji birimi değil, o nedenle yediğin her meyvenin her fruktozu karaciğerinde direktyağa dönüşüyor. Bir porsiyon da yesen öyle 10 porsiyon da yesen öyle. Yağlanma da kendi sıkıntılarını meydana getiriyor. İkinci olarak, düzenli fruktoz tüketimi kas içi ATP'lerinde fosforları eksiltiyor, bunun detayları uzun ama 2 fosfor kaybeden 3 fosforlu ATP AMP'ye dönüşüyor, o da ürik asit meydana getiriyor. Ürik asit=Gut. Günlük düzenli 20/30 gram fruktoz alındığında bu risk ortaya çıkıyor. İnsanlar meyve şekerinin zararlı olabileceğini kabullenmek istemiyorlar, bu anlaşılabilir bir şey ama gerçek bu.

2: Yemek yediğin saatin bir önemi yok; akşam yedide de yersen insülin salgılarsın gece 12 yesen de, bu değişmez. Ha akşam yedide yiyip sonra bir şey yemezsen, bir sonraki öğüne kadar enerji olarak yağ yakarsın, kilo vermek için bu iyidir. Fakat yağ yakmak gibi bir derdin yoksa gece 12'de de yersin, bir saat sindirimi bekler sonra yatarsın. Gece 12'de yemek yedin diye sağlıksız olmazsın. Tabii bu ne yediğinle de alakalı. Sağlıklı bir şey yiyorsan sıkıntı olmaz, sağlıksız bir şey yersen bu saat yedide de yersen sağlıksız olur. Farklar bunlar.

3: Tüm besinlerin asıl kalitesi, içeriğindeki yağ ile doğru orantılıdır. Hayvansal ürünler yağlı halleriyle sağlıklıdır, zira insna metabolizması için asıl fayda, bu yağlardadır. Yoksa sütün yağı olmadan süt hiçbir işe yaramaz. Biz hayvansal ürünlerdeki doymuş yağlarla hücre inşa eder tamir ederiz, hormon üretiriz, vitaminlerin bir kısmını sentezleriz. Bu yağlar olmazsa bunlar da olmaz. Sütü alınmış yağ renkli sudan farksızdır. Seni tenzih ederim fakat "Şu saatte şunu yersen kilo alırsın" düşüncesi çok cahilce bir söylem. Kilo almakla yemek yenilen saatin bir ilişkisi yok, yediğin besinin içeriğiyle ve miktarıyla alakalı bir durum bu.
  • angelus  (07.04.17 14:30:58) 
Kafan karışıyorsa bu konulardaki araştırmaları kendin yapmalısın. Yani, iki türlü fikir de illa olacak. Profesörler bir birlerine giriyor bu konularda.


  • arnold schwarzeneger  (07.04.17 14:53:31) 
[]

Fi ci pi

Bu üçlemeyi okuyup beğenen var mıdır? İlk çıktığı zamanlarda üstün koru bakıp negatif yaklaşmıştim. Elif Şafak kitaplarını da aynı sebepten hiç okumadım mesela. Bir daha da hiç alıp okumayı düşünmedim fakat etrafımda çok fazla ovuluyor. Şimdi dizisi de çekiliyor sanırım. Haliyle ben de 'bir şeyleri kaçırıyor muyum?' diye düşünmeye başladım.

Kitap siparişi veriyorum da bu üçlemeyi de sepete ekleyeyim mi yoksa vaktime ve parama yazık mi olur? Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Okuduğun sevdiğin kitaplardan birkaç tane örnek versen daha iyi çıkarım yapabiliriz.


  • patatesli yumurta  (06.04.17 22:03:41) 
[]

Sinuzit eğilip kalkınca baş ağrısı yapar mı?

Son üç gündür ara ara fakat eğilip, kalkıp hareket edince bildiğiniz beynime baskı yapar gibi baş agrisi oluyor. En az yarım saat geçmiyor, sonra hafifliyor. Fakat o an kafamı kesip atasım geliyor, öyle bir ağrı.

Normalde bahar alerjim ve sinuzitim de var ama henüz burun tıkanıklığı vs yok. Sadece baş agrisi. Sabah doktora gittim, doğru düzgün bakmadan 'sinuzittir' dedi, ilaç verip gönderdi. Benim yıllardır sinuzitim var hiç böyle ağrıyla karsilasmamistim. Başka doktora gideyim mi yoksa ağrı kesici alıp oturayım mi? Bir tek agri kesici verdi çünkü. Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
yapar.


  • fayfim  (05.04.17 14:06:14) 
Yapar.


  • kuehles blondes  (05.04.17 14:09:47) 
En belirgin özelliğidir.


  • fyodor dostoyevski  (05.04.17 14:11:16) 
Yapiyorsa da bir tek ağrı kesiciyle de geçmiyor ki bu sinuzit. Kafamı duvara vurasım var resmen. Hafifleten bir şey onerseydi bari. Hiç bu kadar başımın ağrıdığını hatırlamıyorum, hep burnum filan tıkanırdi hafif de bir ağrı olurdu. O yüzden inanamadım bir an.


  • fraise  (05.04.17 14:12:10 ~ 14:13:19) 
yapar, kafanda bir ağırlık vamrış gibi olur. birşey taşıyormuş gibi hissedersin, ağrının şiddeti vb de artıp azalabilir.


  • eindaclub  (05.04.17 14:27:12) 
sinus rinse'i dene. ben çok rahatlıyorum.

images.hepsiburada.net
  • hononu  (05.04.17 14:53:26) 
Kbb'ye gitmediğinizi düşünüyorum. Kronik sinüzitiniz varsa bu aile hekimliğinde ya da acil serviste çözülecek bir problem değildir. Onun dışında evet o tarz bas ağrısı yapar. Akut sinüzit durumu söz konusu ise de çoğunlukla viral nedenli olduğundan kendi kendine geçmesi beklenir, ağrı kesici ile süreç kolaylaştırılmaya çalışılır. Bence Kbbye görünmekte fayda var, sinüzit ve alerji birlikte büyük eziyet demek, geçmiş olsun.


  • dahayeniymis  (05.04.17 15:48:11 ~ 15:49:04) 
aferin sinus var. baş ağrım oldugunda ondan alıyorum cok rahatlatıyor ama
uyutuyor.

  • omonia  (05.04.17 18:06:06) 
[]

İse / okula vs gitmediginizde strese giriyor musunuz?

Ben kendimi hiç rahat hissetmiyorum. Dünden beri saçma bir baş ağrısı tuttu, geçmiyor. Evde dinleneyim dedim; önce bugünkü devam zorunluluğu olan dersi düşündüm (ilk kez devamsızlık yapıyorum), şimdi de akşam gideceğim kursu düşünüyorum. Eylülde yurtdışına çıkacak bir çocuğa ailesinin ricasıyla yabancı dil dersi veriyorum, arayıp da 'ben hastayım gelemiyorum' demek stres oluyor benim için. Oyle bir sey diyecek durumlari da yok, dedigim gibi rica ettikleri icin gidiyorum zaten ama ayip olur diye dusunuyorum. Baş ağrım 2 kat arttı resmen.

Arkadaşım haftanın 2 günü derse gelmez, çok da önemsemez mesela. Siz strese giriyor musunuz benim gibi? Yoksa bir manyak ben miyim?


 
  • basond  (04.04.17 13:27:18) 
derslere gitmeyinca pek strese girmiyordum da ise gelmeyince hasta da olsam icim rahatsiz oluyor. senin isini sonucta baskasi yapmak zorunda kaliyor, bu da beni rahatsiz ediyor acikcasi.


  • fayfim  (04.04.17 13:27:24) 
evet bana da afakanlar basıyor, keşke gitseydim diyorum.


  • dedimmidemedimmi  (04.04.17 13:27:28) 
Okulda olup derse girmeyince strese girmiyorum. Direkt okula gitmediysem ertesi gün, hafta gitmek daha zor, stresli oluyor.


  • ontheroad  (04.04.17 13:51:20) 
Yok ya, ikisi de umrumda olmuyor:)

Ayıp olmaz, arayıp söyle.
  • peggy  (04.04.17 13:53:03) 
gitmem gereken bir ders olup gitmediğimde ben de çok strese giriyorum. kesin bir şey kaçıracağım, keşke gitseydim, çok sorumsuzum duygularından kurtulamıyorum.


  • pinkpeony  (04.04.17 13:55:05) 
üniversitedeyken çok az derse gitmişimdir, onlarda da sunum, makale veya araştırma sunacağım zaman. en başta vicdan azabı çekiyor gibiydim, sonra kendiliğinden geçti gitti. akademik yönden sıfırım ama, bu olumsuz yanı oldu. şimdi sahip olduğum bilgiler, kahvedeki dayılardan daha az.


  • m e b  (04.04.17 13:55:54) 
Planlı bir insanımdır.

Planladığım şeyler olmazsa sinirlenirim, huzursuz olurum.

Her iş ardı ardına düzenli gitmeli.
  • MaNOfTheYear  (04.04.17 14:28:13) 
Ben üniversiteye kadar her derse gittim, kimsenin gelmediği sınıfta 4 kişi olduğumuz zaman bile gittim.

İşyerine de keyfimce gitmemezlik etmedim, ya bir cenaze, ya hastalıktan dolayı olmuştur. Zaten işe gelmezsem maaşımdan kesiyorlar, gitmemezlik edersem parasıyla değil anasını satayım derdim, strese falan girmezdim
  • Tutkun  (04.04.17 14:48:55) 
ben haftada 4 gün dersimin olduğunda bile 1 gün falan gidiyorum okula, stres yapmıyorum. gerçi okulun pek bir şey kattığını düşünmediğim için böyle olabilir. ayrıca hocalar da bilgisizlikleriyle ve yalnızca slayt okuyarak bunu kanıtlıyorlar. kişiden kişiye göre değişir. gidip de her ders not tutup dersi dinlemiyorsanız gereksiz gitmek. kimi arkadaşım geliyor okula ders boyu telefonla uğraşıp muhabbet ediyor yanındakiyle. sonra da dersten kalınca ama ben o derse hep gitmiştim diye ağlıyor.


  • golgi aygıtı  (04.04.17 14:50:53) 
Aynen, işe gitmeyince kafayı yiyorum sıkıntıdan. Çok sıkılıyorum.


  • roket adam  (04.04.17 18:37:20) 
[]

Bu kefire nolmus?

Dün sabah her zamanki gibi mayalayip bıraktım kefirimi. Bugün sabah kalktığımda kavanozun içinde kesik süt gibi heterojen bir hal almış. Kokusu da normal ama hiç böyle görmemiştim. Bozulmuş mudur? Yoksa dokup bir kere daha mayalamayi mi denesem? Daha iyi anlaşılması için görüntü yüklüyorum. Teşekkür ederim herkese.

i.hizliresim.com
i.hizliresim.com

 
Bu bozulmuş :(

İçinde korktuğumuz gibi patojen üremiş bence. Yeni bir mayaya ihtiyacın var :)
  • neferkitty  (02.04.17 20:09:08) 
Yaa :( bir haftadır içiyorum bir de, ölmem umarım :p


  • fraise  (02.04.17 20:11:07) 
mok olmuş o. at gitsin.


  • stewie  (02.04.17 20:52:49) 
Santifrüje uğramış, çöp. :(


  • E.  (02.04.17 21:26:48) 
Serum ayrışması olmus olabilir mi?

Görüntü benziyor sanki:
www.instagram.com

"Eğer mayalama zamanını geçirirseniz veya mayalama süresince sıcaklık yüksek olursa veya mayanızın miktarı artmışsa ve çok aktifleşirse kefiriniz de mayalama sonunda serum ayrılması olabilir; yani sarımtırak sıvı kısımla kefirin katı kısmı ayrılabilir. Artan asitlik yani ekşilik sizi rahatsız etmedikçe bu kefiri tüketmenizde hiç sakınca yoktur, ekşilik rahatsız ediyorsa kefiri tüketmeyebilirsiniz ama mayanızda sorun yoktur. Bu aktif mayayı tekrar kullanın sadece mayalama süresini daha kısa tutmanız, mayalama sıcaklığını 25 dereceyi geçirmemeniz, maya miktarı arttıysa bir kısmını ayırmanız ve fazla maya kullanmamanız veya kullandığınız süt miktarını artırmanız fayda sağlayacaktır."
  • Sulfoxaflor  (02.04.17 22:52:32) 
Sulfoxaflor, görüntü tam olarak böyle. Bilemedim şimdi, öyle olmuş olabilir mi? Denesem mi bir daha mayalamayi?


  • fraise  (02.04.17 23:22:24) 
1 haftadır içtiğinizin tadı- kokusu çok acayip ve öncekilerden farklı gelmiyorsa bir şans daha verebilirsiniz bence.


  • Sulfoxaflor  (03.04.17 00:12:38) 
rengini tam cikaramadim, ama ictigimiz ev yapimi kefir bazan dolapta bekleyince boyle ayrisiyor.
calkalayip normal gorunume dondurup iciyoruz, bi zararini da gormedik.
not: yatirim tavsiyesi degildir.
  • viva paulista  (03.04.17 12:13:56) 
[]

Eğlenceli film tavsiyesi

Uzun zamandan sonra ilk kez tek başıma film izleyeyim dedim film bulamadım. Şu cumartesi gecemi senlendirecek eğlenceli, çerezlik yerli/ yabancı film oneriniz var mıdır efendim? Patlamış mısırimi, içeceğimi hazırladım, tavsiyelerinizı bekliyorum. Teşekkür ederim şimdiden. Herkese keyifli, güzel bir cumartesi gecesi diliyorum.




 
(bkz: çingeneler zamanı)

tabi bugüne kadar izlemediysen... izlediysen de arizona dream izle
  • burty  (01.04.17 23:38:30 ~ 23:38:46) 
(bkz: marvellous)


  • foseptik çukuru  (01.04.17 23:39:05) 
bugün izledim
man from earth güzeldi

  • basond  (01.04.17 23:39:59) 
The night before veya this is the end (ot-alkol-cinsel şakalar ama aşırı komik)

He's just not that into you (sevimli romantik komedi)
  • ekaterina  (01.04.17 23:40:11) 
gec kaldim galiba :) benim tavsiyem de eskilerden www.imdb.com


  • superfluid  (02.04.17 01:03:44) 
Benny & Joon
Moonstruck

  • ms brownstone  (02.04.17 01:11:54) 
What we do in shadows.


  • bigbadabum  (02.04.17 01:27:45) 
[]

Son yıllardaki gebelikler neden bu kadar sorunlu?

Etrafımızda 4 hamile vardı; 3unun gebeliği sonlandı, birininki de riskliymis. Doktor ilaç vermiş, 1 hafta yatacakmış. Tutunmazsa mecbur alacağız demiş. Daha öncesinde de arkadaşım 4 kere hamile kaldı, 5. Bebekte doğum gerçekleşti. Kuzenim keza öyle; hamilelikleri boyunca iğne, ilaç kullandı. Başka 3 arkadaşım 2-3 yıldır uğraşıyor bebek için, olmuyor. Arada gayet sağlıklı planlar var tabii ama büyük kısmı sorunlu oldu. Sebebi ne ki? Neden böyle oluyor?

Özellikle sonuncusunu duyunca baya moralimiz bozuldu. Erkek arkadaşımın ablası, hepimiz pek heveslenmistik. 7 haftalık bebek ama daha küçük duruyormus. Kalp atışını bugün duymuşlar ama çok cilizmis. Dün 3.4 mmymis bugün 3.5 olmuş. Bir de ilaç filan vermişler işte. Perşembe belli olacak demiş doktor. Daha önce böyle bir şey yaşayan oldu mu? Bebek sağlıklı dogabilir mi?


 
Üstteki cevaba ek olarak gebelik yaşının yükselmesi de etken.


  • devilred  (31.03.17 16:42:28) 
Benim de 3 arkadaşım ilk gebeliklerinde düşük yaptılar, 2. ler doğumla sonuçlandı.


  • ekaterina  (31.03.17 16:43:01) 
Arjantin en fazla tarim ilaci kullanilan ulkeymis ve en son orada dogum anomalileri patlak vermeye basladi. Tarim ilaclari ulkemizde de cok iyi denetlenmiyor, en son ulkemizde bir arastirma yapildi arastirma bolgesinde kuslarda hatta baliklarda bile tarim ilaci tespit edilmis. Yani suya karisinca onlar bile zehirleniyor, insanlara yag dokuda depolanip anne sutune de geciyor. Kisacasi vucuda girdi mi kurtulus yok resmen zehirliyor. Sadece su ile yikama tarim ilaclarindan arindirmaya yetmiyor sirkede bile bekletsek %80'i filan gidiyor. Gebeliklerde de tarim ilaci nedeniyle sorun yasandigi dusunuluyor hatta kisirlik orani gittikce artiyor. Organik tarim adi altinda bile tarim ilaci kullaniliyor. Yasakli listedeki ilaclari kullananlar bile var. Ustelik bunlarin hepsi avrupadan vs kabul gormedigi icin ic piyasaya suruluyor. Ornegin elma, portakal, limon en cok tarim ilaci kullanilanlar. Herkes su ile yikayip yiyip geciyor. Portakal ve limom hadi neyse kabugu soyuluyor. Yesil yaprakli sebzelerde de cok kullaniliyor.

Kisacasi ; tarim ilaci zehirlenmesi oldugunu dusunen cok doktor var.
  • neferkitty  (31.03.17 16:44:25 ~ 16:52:14) 
Yüksek yaş +1
Evlilik yaşları artık 30'u zorlamaya başladı. Üniversite, askerlik, iş hayatı derken orta yaşlarda evlilikler yapılabiliyor. Bizimle birlikte hücrelerimiz de yaşlanıp deforme oluyor. 30'dan sonraki gebeliklerin sorunsuz olma ihtimali artık çok düşük. Sperm kalitesi, yumurta kalitesi, rahmin diriliği, stessiz hayat...vb o kadar çok parametre var ki artık.
20'li yaşların başında anne-baba olmak en sağlıklısı değil mi?
  • rastinon  (31.03.17 16:54:11) 
kullandığımız ve maruz kaldığımız kimyasallarla ilaçlardan kaynaklanıyor. bu sorunlara ek olarak bir o kadar da kısırlık artışı mevcut.

konuyla ilgili the human experiment isimli belgeseli izlemeni öneririm.
  • fragile lady  (31.03.17 17:07:31) 
çevremdeki insanlar denemelerine rağmen yıllardır çocuk sahibi olmuyor. ama yurdun iç kesimlerine gitsen herkesin 4-5 çocuğu var. anlamıyorum ben de.


  • pinkpeony  (31.03.17 17:15:40) 
diğer nedenlerini bilemem ama yaşla ilgili benim çevremde de 41, 36,38, 35 ve 33 yaşlarındaki kişiler gayet güzel hamilelik süreci geçirip, normal yolla hamile kalıp kolay doğurdular, bazıları normal, bazıları sezaryan. hatta ben de bu yaşlarda bu kadar rahat geçirmelerine şaşırmıştım


  • limoncello  (31.03.17 19:30:42) 
şehirli modern kadının sigara, alkol, doğum kontrol hapı, ertesi gün hapı..gibi zımbırtılar kullanması da bence göz ardı edilen bir faktör.
(yukarıdakilerin hepsine ek olarak)
yine çok az spor yapıyor olmamız da faktör. köydeki teyzem de kilolu karşı apartmandaki Aysu da. Ama köydeki teyzem 6 ay tarlada çapa yapıyor, ilk doğumdan 35 gün sonra 2. bebeğe hamile kaldı. Aysu ise AVMde yürüyen merdivenin yeri uzak diye söyleniyor sonra annemin deyimiyle "şimdiki gelinler merdiven inerken çocuk düşürüyor" not: ailede doğurganlık tavan.
bir de zaten en çok düşük ilk 3 ayda olur -hep öyledi ama eskiden kaç kişi 3 aya kadar gebe olduğunu biliyordu? şimdi hemen doktor hemen test, biliniyor. sonra takipler kontroller...doktorlar da risk almıyor her olasılığı söylüyor. zaten 1 kere doğum yapacak kadın, her şeye titizleniyor.böylece sorun büyümüş görünüyor.
  • niye ama  (31.03.17 19:44:41) 
[]

Otomatik araba nasıl kullanılıyor?

Normal arabada cogu şeyi debriyaj ile yapıyoruz tamam fakat otomatik arabadaki mantığı tam olarak anlamadım ben hala. Mesela vites degistirirken gaza iyice mi basmak gerekiyor? Göbek dönerken hafifçe yavaşlamak için debriyaj kullanıyorum ben keza kırmızı ışıkta durmadan önce de öyle. Otomatik arabada zink diye duruyorum, herkes tavana zıplıyor. Nasıl ayarlanır bu? Geri geri parktan çıkarken de debriyaj kullandığım için otomatik arabada tam olarak ne yapmam gerektiğini anlamıyorum. Bir de full otomatik arabalarda vites ile hiç uğraşıyor muyuz? Kendi kendine mi azaltıp çıkarıyor? Nasıl oluyor?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Otomatik araba gaza basıyorsun gidiyor. (D)'ye ya da Auto'ya aldığını varsayıyorum.
Frene basıyorsun duruyor. Debriyaj olmadığı için gaz verince hızlanıyor gazdan ayağını çekince de yavaşlıyor.

İnsanları sarsmamak içinde belli bir durma mesafesinde frene aynı oranda basıp bekleyeceksin zamanla duracak. Her duruşta freni köklersen millet küfreder en önemlisi mesafe ve frene hafif dokunmak.
  • hayyam ara  (27.03.17 17:32:10) 
Aracı park ederken gaza basmana gerek yok. Eğer Hill Holder sistemi aktif değilse zaten freni bıraktığında araba gıdım gıdım gitmeye başlar yarım debriyajdaki gibi.

Otomatik arabada vites değiştirirken gibi bir durum yok. Yani ileri giderken yok. Onda da arabayı çalıştırdığında vites P'de olur her zaman. Frene basıp D'ye getirirsen ileri, R'ye getirirsen geri gider. D-R-P aralığında vites değiştirirken frene basıyorsun. Tek olayı bu.
  • himmet dayi  (27.03.17 17:50:29 ~ 17:50:48) 
Bunları bir şekilde hallediyorum aslinda da asıl sıkıntım gobeklerden dönerken ben hep vites kucultuyordum, aynı şekilde kırmızı ışıkta dururken de. Şimdi yavaş yavaş gaza basarak mi ilerleyecegim?


  • fraise  (27.03.17 17:56:47) 
Vitesi düünmene gerek yok öncelikle vites ve debriyaj kullanmıyorsun geri kalan herşey aynı.
"Mesela vites degistirirken gaza iyice mi basmak gerekiyor?" yani biraz tuhaf bir soru olmuş zira manuel araçlarda da vites değiştirmek için gaza basmazsın (hatta gazdan ayağını çekersin), gaza bastığın veya basmadığın için vites değiştirmeya ihtiyaç duyarsın.

Araç duruyorken ayağını frenden çektiğinde gaza basmasan dahi araç 3-5 metre hareket ediyor kendiliğinden. Yani park ederken yada kısa mesafeler için gaza dokunmak yerine frenden ayağını çek yeterli. Auto hold filan varsa araçta bunu kapataman gerek önce.

Frene sert basarsan veya manuelden kalma alışkanlıkla debriyaja basmak için yeltenip freni köklersen millet zıplarda hoplarda :)

Göbekten dönerken hızlıysan frenle yvaşlayıp dön yavaşsan gaza hafif bas.
ilerlemek/ hızlanmak için gaz pedalı, yavaşlamak/durmak için fren pedalı. Thats all.
  • poseidon1  (27.03.17 17:57:59 ~ 17:59:44) 
Otomatik arabada vites değiştiriken bir şey yapmana gerek yok. Adı üstünde otomatik. Gaza yüklenirsen tam tersine araç sollama yaptığını düşünürek vitesi arttırmaz. Hafifçe yavaşlamak için frene hafifçe basacaksın. Geri manevra yaperken çok dik bir yokuş vb. değilsen gaza basmana gerek yok. Frenden ayağını kaldırdığında rölanti devriyle yürür zaten. Vitesi istersen manuale alıp kendin ayarlayabiliyorsun, bunun sistemi şansızımanına göre değişir.

Son olarak kullandığın arabanın robotize şanzımanlı olduğu düşünüyorum. Gerçek otomatikte arabanın vites değiştirdiğini hissetmediğin için bunları düşünmüyorsun bile.
  • zombi  (27.03.17 17:58:37) 
Zombi, suziki Swift araba. Robitize sanzimanli mi bilmiyorum ama babamın arabasında da aynı şeyi yapıyordum ben.


  • fraise  (27.03.17 18:04:43) 
Sizinkini bilemiyorım ama birden hızlanmam gerekiyorsa ben gaza sonuna kadar basıp çekip tekrar basıyorum. O zaman üst vitese mi ne geçiyormuş yerinde mi kalıyormuş onu anlamadım ama çalışıyor. Yani aniden kendimi kurtarmam lazım, basılı tutarsam araba tekrar ivmelenmeden önce 2-3 sn kararsız kalıyor. O zaman iki kere basıyorum hemen hızlanıyor. Düze çevirip direksiyondan hızlanmak da bir seçenek ama işime gelmiyor.

Onun dışında vites değiştirmek için bir şey yapmıyorum. Her şeyi kendisi yapıyor. Sadece geri gidilecekse geriye takmak lazım tabi

Yavaşlarken frene hafifçe basacaksınız. Zamanla alışırsınız. Ayağınızı frenden kaldırırsanız yavaş yavaş gidiyor. Park işi öyle. Kavşakta da yavaşlayıp girersiniz.
  • Lim5  (27.03.17 18:44:42 ~ 18:46:51) 
otomatik arabada şu gaz olayını çözene kadar çok zorlanmıştım.
gazı kökleyince vites değil devir artıyor bende, normal basınca da devir arttıkça ilgili yerde vites de atıyor. her arabada öyledir herhalde.

göbeklerde falan gazı bırakıyorum kendi gidiyor yavaşlayarak. ayak frende bekliyorum durmak için.

gerçi ben düz hiç kullanmadığım için alışkanlık olmuş da olabilir bu tip refleksler. zamanla alışılıyor. ilk kullandığımda balataları 2 bin kmde bitirmiştim.
  • passion rules the game  (27.03.17 18:56:56 ~ 18:57:10) 
viteste P pozisyonu varsa araba otomatik (=tam otomatik, full otomatik, hep otomatik), P yok ama N pozisyonu varsa yari otomatik (robotize)

tam otomatik araclarda (P pozisyonu var) P disindaki herhangi bir viteste (D ya da R) ayagini frenden cektiginde kendi kendine ilerlemeye baslar.
yari otomatik araclarda (P pozisyonu yok) vites N'de iken (ki bos vites) ya da gaza basmadiginda yolun egimi yonune kayacaksa kayar, kayamiyorsa durur. (hill holder varsa bir sureligine kaymayabilir, arac o durumda senin gaza basmani beklerken senin yerine fren yapiyor oluyor)

bu genel bilgiler sordugun soruyu dogrudan cevaplamiyor ama yukaridaki cevaplari yorumlamana yardim edebilir.
  • disq  (27.03.17 18:57:43 ~ 18:58:14) 
Siz manuel kullanmasini da bilmiyormussunuz ki.

Gobeklerde ve isiklarda debriyaj he? Virajlar, gobekler debriyajla alinmaz. Aksine uygun devir/vites ile gaza basarak halledilir ki yola daha iyi tutunsun arabada. Isiklarda da debriyaja artik durma noktasina gelince basilir. Vites kuculte kuculte yavaslayip en son frene ve debriyaja basmalisiniz. Hem balatalara gereksiz yuk binmez, hem frenlemeniz daha iyi olur vs vs. Bunlar en temel bilgiler yahu. Ustalik gerektirmez.

Ben artik trafikte gordugum sacmaliklara kizmayacagim ya. En temel seyleri bile bilmeyen insanlar trafige cikiyor.
  • evrenos gazi  (27.03.17 19:30:56) 
Evronos, yalnız direksiyon hocalari (1 tane de değil yani) göbekleri debriyaj kullanarak dönersen daha rahat dönersin diye anlattılar ki sahiden öyle. Bu sadece debriyaj kullanarak dön demek değil bu arada. Fren vs de kullanıyorum tabi ki.


Zaten usta şoförum diye bir iddiam yok. Bana öğretilen şekilde kullanıyorum, rahat ediyorum. Şimdiye kadar kimseye zarar vermediğim için de bir sorun göremiyorum.
  • fraise  (27.03.17 19:38:54) 
viraj veya göbek dönerken debriyaja gerek yok aslında hatta çok yanlış bir kullanım bu. normalde olması gereken hafifçe gaz vererek aracın hız kaybetmemesini sağlamak.

sanırım direksiyon öğretmenleri işin kolayına kaçıyor.
  • orpheus  (28.03.17 02:36:25) 
Yazdigim cevabi okudum da cok agresif gorunuyor. Hic o kafada yazmamistim halbuki. Hatta kizdigim konular hakkinda hitabim size bile degildi :)

Kazasiz belasiz surusler.
  • evrenos gazi  (28.03.17 03:24:24) 
Çok rahat oluyor. Yavaşlamak istersen gazı kesiyorsun ya da hafif fren yapıyorsun, hızlanmak istersen gazı köklğyorsun. Viraja girmeden önce gazı kesmek yetiyor gibi hissediyorsan gazı kesiyorsun, hızlı gidiyormuş gibi hissediyorsan frene basıyorsun. Çok net.

Geri geri çıkarken hızı grenle ayarlıyoruz. Debriyajla yaptığımız şeyin aynısını frenle yapınca oluyor. Çünkü arabayı kendi haline bırakınca boşa almış gbi gidiyor zaten. Çalıştırıp ne gaz ne fren yapmazsan ileri viteste ise ileriye yavaş yavaş, geri viteste ise geriye yavaş yavaş gidiyor. Böylece frenle çıkış hızı ayarlanabiliyor.

Otomatikte viteslik hiçbir şey olmuyor, kendi kendine artıp azalıyor bastığın gaza göre. Sol bacak rahat, kafa rahat.
  • aychovsky  (28.03.17 03:36:59) 
@disq;

Kardeşim benim arabada hem P var hemde N :) o vakit ne oluyor peki?
  • poseidon1  (28.03.17 10:25:38) 
@poseidon1 ha dogru ya tam otomatikte P yaninda N de olabiliyor bende de vardi :) N'yi hic kullanmadigim icin (ne zaman kullaniliyor? araba cekilirken mi?) unutmusum. tam otomatik herhalde sendeki.


  • disq  (29.03.17 13:20:49 ~ 13:21:05) 
N arabayı kaydırmak, bir sorun olduğunda yerinden itmek falan için kullanılır. Manueldeki BOŞ VİTES'tir.

P ise aracı hareketsiz tutan seçenektir. El freni de çekilerek kombo yapılır.

Arabanızın robotize olup olmadığını sadece arabanızın donanım ve özelliklerinden anlarsınız. Marka modele göre değişir. Ama ekseriyeti söyleyeyim; tam otomatik ya da çift kavrama otomatiklerde PNRDS/ D1-D2-D3 gibi şeyler görürsünüz. Yarı otomatik (robotize) şanzımanlarda A/M ve +/- gibi şeyler görürsünüz.
  • evrenos gazi  (29.03.17 16:48:07 ~ 16:49:56) 
[]

Evde toz şeker mi kullanıyorsunuz küp şeker mi?

Annem çaya, kahveye vs eklemek için yıllardır hep esmer toz şeker kullanır. (Hoş ha esmer şeker ha normal şeker zarar açısından bir farkı yokmuş ama kendini avutuyor sanırım). Ben kendi evime de toz şeker almak isteyince her seferinde erkek arkadaşımdan 'toz şeker çaya koyulur mu? Küp şeker alalim' nidaları geliyor. Küp seker alıyoruz. Aklıma takıldı, acaba toz şekerin bu amaçla kullanılmamasinin bir nedeni var mı? Misafirlige gittiğim evlerde de hep küp şeker ikram ediliyor çünkü. Bizim ailede mi gariplik var? Evde bir kere bile küp şeker görmedim. Evet, pazar pazar bunu dert ettim :)

Not: şeker kullanmıyorumu cevap olarak kabul etmiyorum zira kullanmasak bile eve gelen misafire ikram ediyoruz.


 
Küp daha pratik ya. Ama misafirlere genelde toz koyuyorlar. Bana öyle denk geldi ya da.


  • patatesli yumurta  (26.03.17 22:03:52) 
biz toz şeker kullanıyoruz. misafire küp şeker veriyoruz.

çünkü küp daha pahalı :)

sağlık açısından ise: esmer > toz > küp
  • dafuq  (26.03.17 22:05:02) 
Toz


  • giggs  (26.03.17 22:05:26) 
Sanirim eskiden kup seker pahaliydi, bu nedenle toz seker kullaniyorduk (tamamen salliyor olabilirim). Bizim evde de toz seker kullanilirdi, kup seker misafire ikram edilirdi. Oradan kalma aliskanlik oldugundan bizimkiler halen toz seker kullaniyorlar sanirim, son yillarda pek dikkat etmedim.


  • evrim halkasi  (26.03.17 22:05:35) 
toz


  • redcat  (26.03.17 22:05:36) 
toz şeker kullanıyoruz ama küp şeker de var duruma göre misafirlere küp şeker verdiğimiz oluyor bazen biz de kullanıyoruz.


  • cool pich  (26.03.17 22:06:06) 
Misafire toz şeker şöyle sakıncalı, mesela şekeri koydun, şekerden bi kaşık attı çayı karıştırdı, kaşığıyla bi kaşık içti kenara koydu. Sonra bi çay daha getirdin hop o kaşığı tekrar şekere soktu, noldu böylece onun ağzına giren kaşık herkesin ağzına girmiş gibi oldu lol. Ev ahalisi için de geçerli tabii bu, bence küp şeker daha hijyenik.


  • ekaterina  (26.03.17 22:07:08 ~ 22:09:14) 
eskilerin kafa yapısı; küp şeker daha elit, toz şeker fakir işi düşüncesi. annem de öyle bize toz şeker misafire küp şeker. ayrıca genelde 1 küp şeker 1 çay bardağı çaya fazla geliyor bana toz şeker mis istediğin kadar ayarla hem artık kaşıkla atan falan da kalmadı herkesin evinde şu devirerek dökmeli aletten var. toz daha mantıklı her türlü üstelik küp şekeri küp halinde tutmak için ne kullandıklarını biliyor muyuz(aslında biliyoruz da hatırlayamadım, kötü bir şeydi)? bi torku doğal ürünler kullanıyoruz diye reklam yapmıştı ilk.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (26.03.17 22:08:12) 
Ekaterina, sekerligin içinde ayrı kaşık var canım. Hiç öyle kendi kaşığıni daldıran görmedim.


  • fraise  (26.03.17 22:10:32) 
Toz şeker alınırken dökülüyor annem ondan misafire küp şeker verir kimse dökmesin diye :d kendimize de toz şeker çıkarıyor bir çaya bir küp şeker fazla geldiği için.


  • pastörizesüt  (26.03.17 22:18:43) 
Ben trde hep kup seker gordum ama yurtdisinda hic kup seker gormedim.

Isvicreliydin sanirim, ailen de oradaysa/orada yasadiysa ondandir o.
  • kuehles blondes  (26.03.17 22:20:01) 
misafire küp şeker. neden? çünkü toz şeker kullanırken, şeker kaşığını şeker tabağına sokuyor ve ailecek sinirden kuduruyoruz. çocuk olsa gam yemem de koca koca adamlar, şeker kaşığını çay bardağına sokunca sinirleniyorum.


  • blue eyes white dragon  (26.03.17 22:21:19) 
Valla 2 misafirin önünde bir şekerlik varken kaşık diğerinin elinde olunca olabiliyo böyle şeyler ben güvenmiyorum misafire xD


  • ekaterina  (26.03.17 22:21:57) 
Evde toz şeker kullanırız. İşyerinde sadece küp kullanılıyor ve ben küp şekerin çayda yaptığı köpükten nefret ediyorum.
Benim de işyerinde cay icmeme nedenim bu.

  • cabiday  (26.03.17 22:25:25) 
biz şeker kullanmıyoruz da ikisi de var. duruma göre toz veya küp şeker veriliyor. misafirin samimiyetine göre. toz şekeri de şu çevirip dökülen zımbırtıya koyduk, böylece eliyle ayağıyla girmiyor kimse şekere


  • cekilmis gayfe  (26.03.17 22:40:34) 
ikisi de var. misafir gelince çayına atması için küp şeker bulunduruyorum. pasta kek yapmadığım için aylardır toz şeker kullanılmıyor. hatta indirimdeyken lazım olur aldığım bi paket açılmamış haliyle duruyor.


  • dedim ben sana  (26.03.17 22:54:41) 
[]

Kargoyla gelen üründe çatlak çıktı

Vivense'den bir ürün sipariş vermiştik; az önce kurmak için açtık, hem altı hem üstü çatlak çıktı. Ürünü kurmak için kitapçık da koymamışlar. Şimdi ben yarın arasam 'kargo geldiğinde kontrol etmeniz gerekirdi' derler mi? Yoksa değişim yaparlar mı? Bunu söyleyen olursa 'siz Türkiye'de yaşamıyor musunuz?' diye telefonla carlamaya başlarım diye korkuyorum. Kargo sirketine 'durun ben bir bakayım' desem beklemezler ki küçük bir şey degil. Kocaman paket.

Daha önce böyle bir durum yaşayan oldu mu? Ucuz bir şey de değil. Degistirmezlerse içime oturur. Teşekkür ederi şimdiden herkese.


 
satış sözleşmesini okursan konuyla ilgili bir şeyler bulursun.


  • dreadplayer  (22.03.17 22:49:00 ~ 22:49:31) 
Okudum, 'kargoda hasar tespiti yaptırınız teslim alırken' diyor. O yüzden bu duyuruyu açtım. Tamamn yaptıralım ama kocaman kutu, kargo şirketleri de beklemeden gidiyor. Adamin önünü mu keseyim gitme diye.


  • fraise  (22.03.17 22:51:12) 
hiçbir kargo şirketi beklemez paketin açılmasını. yurtdışında da öyle bir şeye denk gelmedim. gerçi genelde karşılıklı güven esası vardır böyle durumlarda. amazon bu konuda aşmıştır mesela. hemen değiştirirler.

ama tr'de prosedür nasıl işler, firma çamura yatar mı (sanmıyorum yatacaklarını) bilemiyorum.
  • burya  (22.03.17 22:55:05) 
kargo hasar tutanağı oluşturman için teslim tutanağına imza atmaman lazımdı.


  • dreadplayer  (22.03.17 22:56:14) 
Tamam da anlatamıyorum galiba. Adamlar zaten beklemeden gidiyor. Neye imza atmayayım? Benim sorunum bu. Yoksa biliyorum neyin ne olduğunu.


  • fraise  (22.03.17 23:01:28) 
şunu demek istedim yarın mahkemeye versen hukuki bir dayanağın yok. istersen tüketici haklarına başvur.


  • dreadplayer  (22.03.17 23:03:17 ~ 23:04:09) 
İyi de daha konuşmadım zaten. Pratikte ne yapıyorlar diye bu duyuruyu açtım.


  • fraise  (22.03.17 23:06:11 ~ 23:06:38) 
Kargo geldiğinde kontrol etmeniz gerekirdi derler ve haklıdırlar da. Değiştirip değiştirmemeleri insaflarına kalmış.


  • devilred  (22.03.17 23:06:26) 
Zannedilenin aksine kargolar ürün paketinde harsa yoksa tutanak tutmak istemezler, çünkü o ürünün nerede kırıldığı belirsizdir sonuçta, belki de kargoya verilmeden önce kırıktı, bu durumda kargo neden karşılasın ki sağlam kutunun içinden çıkan kırık ürünü.

Aklı başında insanlarsa yüksek ihtimal değiştirirler.
  • atom karincanin torunu  (22.03.17 23:15:42) 
Internetten mi almistiniz? (Vivense nedir bilmiyorum)
Oyle olunca 14 gun cayma hakki var zaten. Ayrica kargo geldigginde bile kontrol etmis olsaydiniz o an gormeyebilirdiniz, arayin, soyleyin, gerekirse cemkirin.

  • kuehles blondes  (22.03.17 23:41:26) 
pratikte onların insiyatifine kalmış. kargo geldiğinde açıp bakmanız lazım çünkü. ben 15 dakka beklettiğimi bilirim, abi işim var diyolar, kardeşim sıkıntı çıksa sen mi ödeyeceksin, nasıl ispatlıcam ben diyorum, off poff diye diye bekliyolar. mecbur bekleyecekler, imza karşılığında alıyorum çünkü.


  • trajikomix  (22.03.17 23:50:15) 
Değişim yapmayı reddederlerse hiç vakit kaybetmeden ürünün değerine göre hakem heyeti ya da tüketici mahkemesine başvurunuzu yapın.

Hakkınız yok, kontrol etseydiniz de ne demek? Orada kontrol ettiniz varsayalım demonte bir mobilyayı, kurduğunuzda da bir kusur farkettiniz. Bu gibi bir ayıpta ne yapacak müşteri? Yok öyle kontrol etseydin deyip çekilmek.

Şu anda hatırlamıyorum tam detaylarını ancak özellikle mesafeli satışlarda 14 gün "koşulsuz" cayma hakkınız var. Ayrıca ilgili kanuna göre (6502 s.k.) bir mali almanızın üzerinden 6 ay geçmeden farkedilen kusur, mal alındığında da varmış kabul edilir. Yani her şey sizden yana. Bunun bilincinde olarak firma ile temasa geçerseniz yokuşa süremezler diye düşünüyorum.
  • md11  (23.03.17 00:20:49) 
Ayrıca mümkünse telefonunuza bir ses kayıt uygulaması yükleyin ve görüşmenin kayıt altında olduğunu, yasal süreçte ihtiyaç duyulması halinde kullanacağınızı bildirerek konuşmaya başlayın firma yetkilisi ile.

Görüşmelerin tarih ve saatlerini, kiminle görüştüğünuzu ve ne söylendigini not alın. Baktınız yokuşa sürüyorlar, hiç zaman kaybetmeden bir ihtarname çekin, yine cevap vermezlerse elinizdeki bu deliller ile kazanmanız çok kolay olur.
  • md11  (23.03.17 00:28:43) 
Hepsiburada'dan bir firmadan tv ünitesi aldım, içinden çıkan kurulum kağıdında "montajda oluşabilecek hasarlarda parça tedariki sağlıyoruz" yazıyor. Büyük firmalar hiç sorun etmez bunu. Sıkıntıya düşmeyin, tatlı dille çözün.


  • conrad moricand  (23.03.17 03:06:44) 
Aradım; çatlak yerlerin resmini çekip mail atmamı istediler. Böyle durumlarda değişim yapılıyormuş çünkü muti'nin dediği gibi kargo paketinde aşınma yoksa genelde tutanak tutmak istemiyorlarmis. Firma da müşteri memnuniyeti adına değişim yapıyormuş belirli bir süre içinde şikayetlerde.


  • fraise  (23.03.17 12:36:22) 
şu kargoyu alırken ürünü kontrol et, etmediysen suçlusun geyiğini çok seviyorum ben ya. dikiş makinası aldım internetten ama arızalı çıktı. napayım, kargocuya "kardeş sen bir kenarda otur ben bir paça kıvırıp, ürünü kontrol edip öyle imza atacağım" mı diyeyim?

eğer ürünü internetten aldıysan her türlü cayma hakkın var. değişim konusunda yardımcı olmazlarsa cayma hakkınızı kullanabilirsiniz.
  • ofelia  (23.03.17 15:06:20) 
paketleyip geri gönder. bir de mail yaz. dandik firma değilse geri alırlar.


  • pinkpeony  (23.03.17 15:58:21) 
Sonucu da yazayım bari; değerlendirme sonucunda üzgün olduklarına dair bir maille birlikte parça numaralarını istemişler. Tekrar mail ile bildirdim. 9 gün içinde imal edilip parçalar gonderilecekmis.


  • fraise  (23.03.17 20:58:15) 
[]

6 aydır buzlukta olan kefir bozulmuş mudur?

Geçen sene annemden getirmiştim, 6-7 ay sürekli mayaladim. Birkaç hafta mayalayamayacagm için buzluğa koymuştum, unutmuşum. Şu gün çıkarayım bugün çıkarayım derken 6 ay geçti. Dün gece buzluktan bir şey alırken karşılaştık kendisiyle. Simdi çıkarıp mayalayasam yaşıyor mudur, yoksa ölmüş müdür?

Öldüyse bu mayalar bir yerde satılıyor mu? Annemdekini almak daha mı iyi olur? Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
Kefir mayalari satiliyormus Bizim, Danem, Yayla markalarinin varmis.


  • neferkitty  (17.03.17 13:39:45) 
bildigim kadariyla kefiri buzlukta dondurarak saklama yontemlerden bir tanesi. ben kisa sureli kullanmayacaksam sute koyup dolapta sakliyorum. internette bu konuda bilgi var, yasiyor olma ihtimali yuksek ancak nasil cozulmesi gerektigini okumak lazim. bir de ilk basta hemen canlanamayabiliyorlar, ama yavas yavas kendilerine geliyorlarmis.


  • kassiopeia  (17.03.17 13:41:44) 
dene? yaşıyorsa ürer sonuçta.


  • supermatik  (17.03.17 13:42:06) 
Neferkitty, onları biliyorum sokta filan var. Ben de almıştım ama bildiğim kadarıyla tek seferlik mayalar onlar. Yani bir daha tekrar o kefiri maya olarak kullanamiyorsun. Çünkü ben denedim, su gibi oldu. Arkadaşım tek seferlik demişti.

Supermatik, bozuksa kefir de bozuk olur ve ben anlayamam diye korktum. Zaten tadı normalde de eksimtrak ya. Gerçi bozuksa hiç mayalanmaz belki de.
  • fraise  (17.03.17 13:42:06 ~ 13:43:38) 
Aynen onkar tek seferlik ancak kefir danesinden tekrar tekrar mayalama sonucu patojen mikroorganizma uruyor, dun bununla ilgili makale okumustum. Aksama linkini atarim o yuzden tek seferlik maya daha guvenilir geliyor ama yine de sen bilirsin tabi ^^


  • neferkitty  (17.03.17 13:44:17) 
Haci ilik sutun icine birak finger cross yap oldurmeyen allah oldurmuyor.


  • tezek  (17.03.17 14:22:44) 
Bozulmaması gerek. kesin öğrenme yöntemi tekrar mayalamak


  • delicevat  (17.03.17 16:28:41) 
Dünkü okuduğum kaynağı henüz aratmadım ama şu an kefir ile ilgili bir şey okuyordum, dünkü de buna benzerdi direkt kopyalayayım:

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) tarafından kefir bileşiminin
saptanması ve starter kültür kullanılarak üretilen kefirin mikrobiyal değişiminin
izlenmesi amacıyla yapılan bir çalışmada; kefir tanesi kullanılarak üretilen kefirde
mikrobiyal bileşimin starter kültürle üretilen kefirlere göre daha heterojen olduğu ve
farklı mikroorganizmalar içerdiği belirlenmiştir. Kefir tanesi kullanımı yoluyla
üretilen kefirin hazırlık aşamasında birçok defa kullanılması ile zamanla
mikrobiyolojik bulaşmaların oluşma riski oldukça yüksek olup, transferler sırasında
istenmeyen bakteriler ile kontaminasyon şekillenebilmektedir. Bu nedenle üretim
sırasında hijyenik koşulların sağlanması ile birlikte starter kültür kullanılmasının da
istenmeyen mikroorganizmaların gelişiminin engellenmesi açısından önemli olduğu
belirtilmektedir (Anon, 2004).

Ancak buzluğa atmak ile doğru yapmışsın. Yalnız 1 haftadan sonra faydalı bakteri sayısı azalmaya başlıyormuş. Yani bozulmamıştır ama içinde ne olduğundan pek emin olamayız da, yine de bir dene istersen :D

Tadı ve kokusu farklı gelirse maya mantarları artıyormuş ve bu da bozulma anlamına geliyormuş.
  • neferkitty  (17.03.17 23:18:33) 
bende buzlukta saklıyorum genelde canlandırmak için yarım bardak suya veya süte koyuyorum. bigün o şekilde kefirciklerimin kendine gelmesi için süre tanıyorum. içine koyduğum sıvıyı döküp kefiri yıkayıp mayalamaya tekrar başlıyorum. şuana kadar birkez sıkıntı yaşadım mayaladıktan sonra acı bir tat olmuştu o kefir mayasını attım arkadaşımdan yeni maya aldım sonra.


  • ferrarimizolaydisatardik  (17.03.17 23:25:31) 
''Farklı araştırmacılara göre kefir tanelerini uzun süre saklamanın en iyi yolu
düşük sıcaklıkta muhafaza etmektir. Kefir tanelerinin -80 veya -120 °C’de 120 gün
muhafaza edilmesi sonucu fermentasyon özelliklerinde bir değişim olmadığı
belirlenmiştir (Garrote ve ark., 1997).
Uzun süre kullanılmayacak olan kefir tanelerini muhafaza etmenin bir diğer
yolu da; kefir tanelerini temiz ve soğuk su ile çalkaladıktan sonra oda sıcaklığında,
temiz bir ortamda 36–48 saat süre ile kurutulup alüminyum folyo ya da temiz bir
ambalaj kağıdı ile sarılarak serin ve kuru bir yerde saklanmasıdır. Bu yöntemle
kurutulan kefir tanelerinin özelliklerini kaybetmeden 12–18 ay muhafaza
edilebileceği belirtilmektedir (Altınayar, 1994). ''
  • neferkitty  (17.03.17 23:32:46) 
[]

far paleti onerisi

burayi burayi birkac haftadir makyaj/ bakim sorulariyla doldurdugumun farkindayim, hevesim gecene kadar idare edin lutfen :)

bir tane nude paletim var isimi goruyor aslinda ama surekli ayni renkleri kullanmaktan biktigim icin yanina bir palet daha ekleyeyim dedim. Tum renkleri kullanisli, pigmentasyonu yeterli, guzel palet onerileriniz var midir? Tesekkur ederim simdiden herkese.

not: bir palete 200-300 lira para vermem zira duzenli sekilde kullanacagimdan emin degilim. bazen heveslenip kullaniyorum, bazen aylarca elimi surmuyorum. onerileriniz ona gore olursa sevinirim :)

 
Sleek'in far paletlerine bakabilirsin:

s-media-cache-ak0.pinimg.com

Bende Sunset var pigmentasyonu bayağı iyi ama Nude tonlarla benzer olmasın dersen yukarıda çeşitli paletleri de var bir testerlarına bak istersen :)
  • neferkitty  (15.03.17 00:06:15) 
200-300 vermek istemiyorsan balm al bence hem pigment seviyesi iyi hem de palet seçenekleri çok ve fiyatı da uygun.


  • vavien  (15.03.17 00:25:53) 
the balm'in nude dude far paletini kullaniyorum zaten. baska bir sey daha eklemek istedim yanina aslinda. farkli marka olmasi da iyi olur benim icin, denemek acisindan.


  • fraise  (15.03.17 00:28:34) 
Sleek olabilir ben de sunset paletini beğeniyorum.


  • jazzabel  (15.03.17 00:30:12) 
Çeşit olsun diye alacağın için comfort zone : www.suslusozluk.net
WnW farları hem uygun fiyatlı hem de güzel ama biraz fazla ışıltılı gelebilir. Bir de far paleti uzun süre kullanıladığı için the balmdan nude olmayanlardan olabilir. Ya da tekli alakasız markalardan zevkine göre toplayıp kendi far paletini yapabilirsin ki en eğlencelisi bu bence. Nette tutoriallar var.

  • Domuz  (15.03.17 00:32:04) 
Too faced paletleri çok güzel ama burda ne kadardır bilmiyorum.


  • ekaterina  (15.03.17 00:33:03) 
[]

Duştan ciktiktan sonra saçınıza bir şey sürüyor musunuz?

Yağ olur, bakım spreyi olur, krem olur. Duştan çıktıktan sonra saçınıza herhangi bir şey sürüyor musunuz? Bu aralar benim de yeni bakim ürünü alasım var; sizin kullandiklarinizdan alırım belki.




 
belki saçımı şu ürün dizginler, ay bu kesin işe yarar diye aldığım tüm saç ürünleri fos çıktığı için ben artık hiçbişiy sürmüyorum, sonuç yine berbat ama en azından her gün yenisi çıkan niteliksiz ürünlere bütçe ayırmıyorum.

duştan çıktıktan sonra kullanıp faydasını gördüğüm tek ürün nashi'nin krem formatında olan saç ürünü. tam ismini hatırladığım an editliycem.
  • evde liyakat kalmamis  (12.03.17 20:49:06) 
ben de almayı düşünüyorum da bu konularda zerre bilgim yok maalesef, özellikle yağlanmayı engellemesi için bişeyler almam lazım, bende tavsiyelere açığım.

not : erkek
  • prens zuko  (12.03.17 20:51:54) 
Loreal mucizevi yağı kullanıyorum ben uzun süredir memnunum kokusunu seviyorum saçıma iyi geliyor gibi de geliyor bana.


  • pastörizesüt  (12.03.17 20:54:09) 
İncelen saç telleri için bişeyler varsa ben de tavsiye almak isterim . (Sdermatitli erkek)


  • dunyatuhaf  (12.03.17 20:56:23) 
Gliss Argan yağı


  • kedimbitmis  (12.03.17 20:58:25) 
Toni & guy glamour serum dropsı kullanıyorum saçım ıslakken. 2 pompa kullanıyorum, saçtaki dolaşmayı çözüyor, saç uçlarındaki kırık görüntüsünü azaltıyor kuruduktan sonra. Kokusu çok güzel, kalıcı gibi de.
L'oreal mucive yağ da kullandım. karşılaştırmak gerekirse, toni&guy çok daha güzel kokuyor ve kuru kullanıma da uygun. Benim saçlarım koyu renk düz fön çektiğimde ve saçlarımın jilet (?) gibi durmasını istediğimde yarım pompa toni&guy'ı elimde ısıtıp sürüyorum ve istediğim sonuca ulaşıyorum ama aynı şeyi l'oreal ile yaparsam saçım sanki yağlanmış gibi gözüküyor.
L'oreal daha ekonomik toni&guy'a göre bir de.

Bununla beraber, internette okuduğum için saç uçlarıma hindistan cevizi yağı sürdüm kuruttuktan sonra tam bir hayal kırıklığı oldu. Yağlı bir hissi yoktu ama saçım yıkanmamış gibi gözüküyordu. Bir daha denemeyeceğim o yöntemi.
  • irene  (12.03.17 21:02:30) 
@prens zuko, yağlanmayı geciktirecek bir ekstra ürün olduğunu sanmıyorum ama yağlı saçlar için şampuan kullanabilirsiniz. Market şampuanları yerine yves rocher'nin yağlı saçlar için olan şampuanını önerebilirim. Kadınsı bir kokusu yok yanlış hatırlamıyorsam ot gibi, çimen gibi bir kokusu vardı.
Şampuanlarınızın içinde silikon olmamasına özen gösterebilirsiniz genel olarak.

  • irene  (12.03.17 21:05:35) 
www.google.com.tr

şunlardan birini
  • yuvarlanantencereninkapagi  (12.03.17 21:26:59) 
@kedimbitmis +1

gliss argan yağı. saçlarım kuru ve cansız. şampuan olarak da tresan ısırgan otu şampuanı kullanıyorum.
  • runfor  (12.03.17 22:06:29) 
Vaktim varsa duşa girmeden 1 saat kadar önce aktardan aldığım argan yağını sürerim.
Vaktim yoksa duştan çıktıktan sonra şu görsele eklediğim yağı kullanıyorum ve çok memnunum.
images.chickadvisor.com
  • mutekebbir  (12.03.17 22:14:16) 
ya şimdi bitlenir miyim ilerde bilemiyorum ama az bi şey hindistan cevizi yağı sürüyorum ben. saçım aşırı kuru ve kabarıktır, bu yağ dengeliyor sanki.


  • philus  (12.03.17 22:18:04) 
tabii ki!

schwarzkopf gliss total repair, saçların uzunsa çok iyi. saçların aşırı kuruysa saf argan yağı.
  • hopp  (12.03.17 22:24:38) 
Yağ sürüyorum. Hask markasının küçük tüplerde yağları var. Gratis'te satılıyordu sanırım. Bazen onun yerine Nuxe kuru yağ sürüyorum. Şekillendirdikten sonra da şunu sıkıyorum. qas.johnfrieda.de


  • Lim5  (12.03.17 22:26:14) 
urun.gittigidiyor.com


ben bunu kullanıyorum ıslak saça. çok güzel kokuyor. çok çok mükemmel değil ama şimdiye kadar kullandığım ürünlerin içinde en iyisi bu. kokusu da kalıcı.
  • buneperhizwhatisthis  (12.03.17 22:33:54) 
Kimyasalsiz, Urbanìn Argan Yagi. Hayvanlar üstünde test yapmasin bir zahmet dandik kozmetikleriniz.


  • buf-e kür  (12.03.17 23:26:44) 
Milkshake saç kremi sürüyorum.

Haftada bir de saç maskesi kullanıyorum morfose argan yağlı saç maskesi diye geçiyor. Yok böyle bir yumuşaklık.
  • jazzabel  (12.03.17 23:40:48) 
İsana'nın sıvı saç kreminden sürüyorum çok güzel kokuyor :)


  • neferkitty  (12.03.17 23:47:07) 
Gliss sprey kullaniyorum. Sarisi vardi once, sonra mor renklisi cikmis onu aldim. uclarinin kirilmasini engelliyor, kolay taraniyor ve saglikli gorunuyor saclarim.


  • innerbliss  (12.03.17 23:50:34) 
Glissin sivi sac kremini kullaniyorum siyah renkli olan

Bakim yagi tarzi seyleri dustan once kullanirim. Mesela vaktim varsa hindistan cevizi yagi surerim yumusacik yapiyo saci.
  • turuncu sufle  (13.03.17 01:45:14) 
[]

Duyuruyu etrafınızdaki arkadaslariniza söylüyor musunuz?

Bugün otururken telefondan duyuruya bakınıyordum, arkadaşim gördü. Hemen 'aaa bu site ne? nasıl giriyorsun? Eksi sözlüğe üye misin? Sadece onlar mı giriyor?' gibi bir seyler sordu. 'Aaa evet, sadece yazarlar giriyor' dedim ben de :p kullanıcı adımı da görmemiştir umarım diye geçirdim icimden. Daha önce de sözlük nickimi bir arkadaşıma söylememek için kırk takla atmıştım. Tuhaf bir şekilde mahremiyetime giriliyormus gibi hissediyorum. Erkek arkadaşım dışında da kimse bilmiyor :)

Siz duyuruyu, nickinizi filan gizliyor musunuz? Yoksa bir manyak ben miyim? :)


 
Gizliyorum, bilenler de var


  • fallopian  (09.03.17 22:18:53) 
Ben de gizliyorum


  • mutlusismankedi2015  (09.03.17 22:19:23) 
Neden bilmem, ben de hem ekşi sözlük nickimi hem de duyuru nickimi (ikisi farklı) kimseyle paylaşmam. Sanki sadece bana özel bir alanmış gibi algılıyorum. Öyle hoşuma gidiyor. Eşim ekşide yazar olduğumu biliyor ama bunca yıldır nickimi sormamıştır. "Hatun kendi dünyasına özel takılıyor" der konusu açılınca.

Özellikle sır gibi saklamıyorum ama özellikle söyleyip anlatmıyorum da.
  • medre  (09.03.17 22:20:57) 
arkadaşım yok


  • elorelia  (09.03.17 22:21:09) 
ben kız arkadaşıma bile söylemiyodum. sözlük niki söylenir duyuru gene de söylenmez. kız arkadaş hakkında bile soru sorabiliyorsun sonuçta burda.


  • klar  (09.03.17 22:21:48) 
Erkek arkadaşım dışındaki herkesten ben de gizliyorum, onla da duyurudan tanıştık lol xD. Sadece bir arkadaşım duyuru diye bir yerin var olduğunu biliyor o da yine nickimi bilmiyor :D söylemek istemiyorum bana ne ya. Sonra girip bakacaklar arada ne yazıyor hmm diyecekler belki, arkadaşlarıma söylemeyeceğim veya direkt onların hakkında bir şey sorarım kim bilir, gizli kalması en iyisi.


  • ekaterina  (09.03.17 22:22:25) 
Kimseye söylemiyorum ben de.


  • pastörizesüt  (09.03.17 22:38:53) 
benim nickim her yerde ayni, genelde insanlar biliyor. sozlukte filan bir sey yazinca bazen uzerine yorumlar donuyor :D


  • fakyoras  (09.03.17 22:39:04) 
En yakınlarımın bile yazdıklarımı okumalarını istemem. Bu yüzden nickimi söylemem kimseye.


  • ms brownstone  (09.03.17 22:41:17) 
Sadece sevgilim biliyor.


  • Traveller  (09.03.17 22:57:31) 
ben gizlemiyorum


  • basond  (09.03.17 22:57:47) 
nickimi gizliyorum da duyuruyu gizlemiyorum. siz de gizlemeyin yav ne kadar çok insan o kadar cevap sonuçta.


  • hononu  (09.03.17 22:59:38) 
Hononu, arada soru soruyorum kendi hayatımla ilgili, duyuruyu da aktif kullanıyorum. Şıp diye anlarlar ben olduğumu. Ne gerek var ki?


  • fraise  (09.03.17 23:07:11) 
bir kere duyurudan birine kampüsü gezdirecektim, o zaman söyledim arkadaşlarıma belki onlar da katılmak ister diye. anında pişman oldum ama söylediğime.


  • ron dennis  (09.03.17 23:21:06) 
Çok az kişi biliyor


  • fragile lady  (09.03.17 23:24:08) 
bilmiyorlar.
manyak değilsin. değiliz. swh

  • runfor  (09.03.17 23:35:42) 
eşim arada benim yazdıklarıma bakıyor.Evde log off yapmıyorum.Onun dışında kimseye söylemem.


  • turkuaz  (09.03.17 23:38:14) 
Yakın arkadaşlarım duyuruyu da nickimi de biliyorlar. İçlerinde duyuruyu benden önce bilen de vardı, benimle haberdar olanlar da. Ara sıra girip okuduklarını biliyorum ama hesap açma gibi bir istekleri yok.

Bunu da okurlar belki <3
  • pike  (09.03.17 23:54:26 ~ 23:56:15) 
ortamlara ''ben duyuru'dan otonomo'' diye giriyorum. kalkıp yer verenler oluyor.


  • otonomo  (09.03.17 23:56:43) 
Yazar olduğumu biliyor çoğu arkadaşım ama nicki söylemedim. İki üç sene önce soyluyordum nickimi.


  • all girls dream  (10.03.17 01:24:46) 
Ben de söylemiyorum. Nickimi saklama olasılığım diğer nicklere göre daha az, zamanında niye adımı kullanarak nick almışsam. O olmasa da ben olduğum kısa bir süre sonra anlaşılır zaten. Arkadaşlarımın aşırı bilmediği şeyler yazmıyorum aslında ama iş hayatı ile burayı karıştırmamayı çalışıyordum. Bir yandan da Sözlük'ten kim olduklarını bildiklerim var; onların yazdıklarını okurken garip hissediyorum. Bilmemem gereken bir şeyi biliyormuşum gibi, rahatsız ediyor. Manyaklara beni de ekleyelim.


  • aychovsky  (10.03.17 01:37:25) 
söylemiyorum. hatta dün arkadaşım bilgisayardan bir sey arastırıyordu, ben de yanındayım. duyurudan konuyla ilgili benim sordugum bir soruyu açtı. aşırı gerildim.......


  • yuvarlanantencereninkapagi  (10.03.17 01:54:17) 
[]

Ayakkabılarınızı nerden alıyorsunuz?

Spor ayakkabılar için gidip markalardan alsak oluyor da diğer tür ayakkabılarınızı nerelerden alıyorsunuz? Havalardan dolayı bot, çizmeleri giymiyorum artık. her giysinin altına spor/ bez ayakkabı da olmuyor, birkaç tane günlük giyilecek ayakkabı alayım dedim ama hiçbir şey bulamadım resmen. Marka/ mağaza önerileriniz var mıdır? Teşekkür ederim şimdiden herkese.




 
Neredeyse hepsi Vans bende


  • Traveller  (07.03.17 23:03:49) 
morhipo, n11, gittigidiyor, nadiren hepsiburada. donanımhaber sıcak fırsatlara bakarım arada, iyi fırsat neredeyse oradan alıyorum. stokta hep ayakkabım olduğu için de acil ihtiyaç olmuyor, fırsat gördükçe abartmadan alıyorum.


  • soft  (07.03.17 23:26:19) 
Prada, YSL


  • market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava  (07.03.17 23:26:23) 
Bambi, nike, bi de en çok kullandığım skechers'ın şu modeli www.sporjinal.com


  • mutlusismankedi2015  (07.03.17 23:31:50) 
Greyder'de de günlük kullanım için güzel modeller oluyor.


  • ms brownstone  (07.03.17 23:32:44) 
Flower isimli markadan baya aliyorum. Bir de batayi begeniyorum.


  • kuehles blondes  (07.03.17 23:40:29) 
Beşiktaş'ta Wanna diye bir magaza var baska subeleri de varmis galiba, oranin ayakkabilari bayagi kaliteli oluyor. Yaz icin hafif topuklu sandalet, sonbahar icin de rugan almistim bayagi saglam ciktilar. Oraya da bakabilirsin :)

Onun disinda nine west'te eskisi kadar guzel olmasa da bazen iyi seyler cikiyor ama indirim doneminde aliyorum, cok kaliteli degiller cunku.
  • neferkitty  (08.03.17 00:09:05 ~ 00:19:21) 
derimod, beta.


  • muslugubozukhayrat  (08.03.17 00:13:07) 
al bundy


  • ateistanbul  (08.03.17 05:52:22) 
beta, greyder, deriden, inci


  • shotgunwoman  (08.03.17 11:38:09) 
[]

Evde spor yapmak çok mu imkansız?

Spor salonu üyeliğim bu ay bitti, zaten salondan da memnun degildim. Herkese benzer program yazıp gönderiyorlar, hocalara soru soracağın zaman bile 10 dakika bekliyorsun, pilates vs gibi grup derslerinde 20 kişiyi aynı anda kontrol etme imkanları olmadığı için hareket doğru mu yanlış mı anlamıyorsun bile. Etrafımızda yakın eli yüzü düzgün başka spor salonu yok. E uzakta olana 3 gun gidip bırakacağım kesin gibi. Özel pilates derslerine baktım ama onlar da haftada 2 saat oluyor maksimum.

Evde bos gibi olan bir oda var. Oraya ağırlık seti vs alsam, erkek arkadasimin küregi var bir tane, sitemizin bahçesinde de koşu parkuru var. Bir de nike'in spor programı varmış; onu da indirsem böyle bir kombinasyonla spor yapamaz miyim evde? İlla spor salonundaki aletler mi gerekir? Ne yapmak gerek? Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
evde tabii ki yapılır. aletsiz spor aplikeyşınları da var. ama çevresel motivasyon da isteyebiliyor insan psikolojisi. onun için de forumlar, gruplar, siteler filan var. Gerçekten iletişim, paylaşım, destek etkisi fark ediyor bazıları için, öyle bi örnek vidyo izlemiştim geçen. Bulunca atarım.
Görev görev hareketleri listeleyen bi çalışma programı faydalı olabilir.

bahsettiğim vidyo: www.youtube.com

bunu da @otonomo paylaşmıştı, orda görmüştüm.
  • neynep  (06.03.17 12:51:06 ~ 13:43:12) 
evde yapmanin tek sikintisi motivasyon. yoksa cok rahat yapilir. bir bedel odemeyeceginiz icin evde yapmaya baslayin. motivasyonunuza gore yeni bir care bakarsiniz.


  • carabelli  (06.03.17 12:53:16) 
Yutupta Walking at home vb videoları izleyip eşlik et. body weight Workout at home for women

Yaz seç beğen işte. Isınmayı unutma
  • hasmetizm 2046  (06.03.17 12:55:07) 
Gram altın, 12 aydır gidiyorum. Sıkıntım sadece program değil. Adamlarin bilgili olduklarına inanmıyorum. Burada özet geçtim. Ayrıca alet sırası vs durumundan da sıkıldım. Etraftaki düzgün tek spor salonu (en azından hijyenik, lüks sayılabilir) orası olduğu için insan sayısi da fazla. Kesinlikle gitmeyeceğim o salona.


  • fraise  (06.03.17 12:56:16) 
koşu parkurunuz zaten varmış. bir kondisyon bisikleti, ağırlık seti ve müzik sistemiyle bence olur.

deneyin, belki de evde daha iyi motive olacaksınız.
  • filteria  (06.03.17 13:03:18) 
Ben bir tane rack 100 kilo ağırlık plakası ve bir olimpik barla ömrümün sonuna kadar hiç salona gitmeden salona giden herkesten daha çok verim alabilirim evde. Yani evde spor yapılır ama gerekli ekipmanlarla yapılır, yetersiz ekipman ya da sadece vücut ağırlığıyla yapılan antrenmanlar illa ki bir yerden sonra gelişimi durdurur olduğun yerde saymaya başlarsın. Yani gerekli ekipmanın varsa evde de yapabilirsin, salon zaten sana oradaki ekipmanı kullanma olanağı veriyor, ekstra bir olayı yok. Ben motivasyon olayını çok doğru bulmuyorum, bir işi yapmak için motivasyona ihtiyaç duyan insanlar dünyanın en tırt insanlarıdır bana göre. Bir şeyi yapacaksan yaparsın, bunun için motivasyona ihtiyacın olmaz.


  • angelus  (06.03.17 13:04:05) 
Benim de üyeliğim bitti.
parkta yapmaya başladım.Ağırlıkları fln da götürüyorum hatta :D

Evde hoplama zıplama kısmını çok rahat yapamadıgım için dışarda daha iyi oluyor,şu aralar havalar da güzelken.

Şu an işe yarayıp yaramadıgını bilmiyorum 2. haftam henüz ama p90x3'e başladım program olarak.
Eskiden beachbody egzersizlerini yapamadığım için bırakmıştım ama bu sefer yapıyorum, o yüzden devam ederim diye düşünüyorum.Sıkıcı değil her gün ayrı bir çalışma prog. var zaten.
  • demoniclewinsky  (06.03.17 13:13:24) 
dört aydır evde yapıyorum kedim ile beraber. ip atlarken sekronize sorunu yaşıyoruz sadece. onun dışında her şey çok güzel :)


  • tthet  (06.03.17 13:36:18) 
ben burada her zaman diyorum evde spor yapılmaz.

teoride evet olur. koşu bandı, kondüsyon bisikleti, en az 3 farklı dambıl ağırlık, bench, halter etc. bunları sağlayabilirseniz olur fakat bunların sadece koşu bandı bile 1 yıllık spor salonu üyeliği maliyeti. totalde en az 3-4 yıllık üyelik yatırımını eve yapabilecekseniz olur. motivasyon sağlayacaksanız daha da güzel olur.

aletsiz spor geyiklerini ben pek desteklemiyorum. ciddi hatalar yapıyor insanlar sonra bilmem ne bağını zedeleyebilirsiniz. kaslarınızı geliştirirken sıkıntılar çıakbilir etc.

komşulara ama hayvan gibi ses gidiyor bu aletlerin kullanımında. özellikle bisiklet ve koşu bandı. halteri, dambılı yere çok çok hafif bırakmanız gerek. diğer pistonlu ya da bantlı/zincirli aletlerde vibrasyon yaratıyor çok rahatsız olabilir komşularınız.

o alet gereksiz, bunu aletsiz yapayım moduna girerseniz çok saçma işler olur, tüm gerekli aletleri alırsanız daha güzel olur spor salonuna göre.
  • kurnaz  (06.03.17 13:46:05) 
Tamamen sana bağlı aslında. İlla spor salonundaki aletler gerekmez. Programını da hali hazırdaki programlardan belirleyebilirsin ama ben rastgele çalışmayı sevmiyorum misal, belli hedeflerim var. Nike'ın bahsettiğin programı hangisi bilmiyorum ama genel amaç fitleşmekse, böyle ortaya yazılmış programlar da işini belli ölçüde görür elbet.

Salondaki hocalar başlarda herkese aynı programı yazıyor evet, ama zaman geçtikçe diğerlerinden ayrılıyorsun. Aslında 12 ay geçmiş, az değil, salonun sorumsuzluğu sanırım.

Dediğin gibi kalabalık sorunu bizde de var. Hele ki yaz gelmeye başladı ya of, son 2 haftadır normalin iki katı kalabalık. Akşam 6-7 badını pas geçip, 8'den sonra gitmeye başladım ben de. Daha sakin oluyor.

Sonuç olarak, ben evde spor yapmayacağımı bildiğim için kendimi bir şekilde salona uyduruyorum. Salona gitmemin nedenlerinden biri de evden çıkmış olmak, evde sıkılıyorum. O yüzden ne kadar spor aleti de alsam ben evde yapamam:) Sen yaparım, evde olmayı severim diyorsan yaparsın. İmkansız değil, yapan bir sürü insan var. Bir de kendi başına fitness yapabilmek ve sonuç almak sağlam bilgi gerektiriyor bana göre, programını seçerken iyice bir araştırma yap derim.
  • peggy  (06.03.17 14:07:05) 
fitnessblender.com


  • naoko  (06.03.17 14:58:01) 
Devamlılık problemi yaşamayacağını düşünüyorsan olur.


  • arnold schwarzeneger  (06.03.17 15:04:01) 
Bana sorarsan imkansiz ama 1.5 yildir evde yapani biliyorum. Vucudu da gayet iyi durumda.


  • stavro  (06.03.17 15:28:57) 
bir dene kendini. bir ay mesela evde takil oyle karar ver. olur aslinda ama salondaki alternatifler evde zor. sonucta evde de kimse seni duzeltmeyecek. salonda en azindan sagda solda insanlara bakarak duzeltebilirsin kendini. programini degistirmek istiyorsan burden danis mesela. ya da agirliklari-tekrarlari degistir. kalabaliktan kacmak istiyorsan 8'i bekle. evine yakinmis nasil olsa.


  • jimicik  (06.03.17 15:29:24) 
ben evde yapıyorum, sonuç alıyorum.

bir dumbbell ağırlık seti, barbell ve barfix bar işini görür. bende ekstradan koşu bandı da var ama dışarıda imkanın varsa ona gerek yok.

yapılacak bir sürü egzersiz ve program var yukarıdaki saydıklarımla. sırf barfix barda bile birçok hareket var karın kaslarını çalıştıran omza yönelik vb.

takıldığın bir yer olursa yaz, yardımcı olmaya çalışırım.
  • eindaclub  (06.03.17 18:34:26) 
İyi de benim dusuncem 'beni destekleyenleri dinleyeyim, diğerlerine hiç kulak asmayayım' degil ki. Sadece o spor salonuna devam et demişsiniz, ben devam etmek istemediğimi açıkladım düzgünce. Ayrıca profesyonel sporcu ya da işin ehli filan değilim, daha sağlıklı yaşam için spor yapanlardanim. Bu sebepten duyuru açtım, yapabileceğime %100 emin olsam sormazdim. 2 ayda vücut alışacak demişsiniz mesela, ben 4 aydır programımı degistirtemiyorum hocalara. Başka spor salonu da aradım, bulamadım.


Şu aşamada birkaç alet alıp denemeyi uygun buluyorum. Yapamazsam, devam edemezsem başka bir arayışa gecerm.

Herkese cevapları için çok teşekkür ederim.
  • fraise  (06.03.17 22:59:14) 
[]

Yeni başlayanlar için far fircalari

Efendim son zamanlarda doğal tonlarda far sürmeye meraklandım. İnternetten baktım ama 30 tane fırça saymislar. O kadar fircayla makyaj yapacak vaktim de yok yeteneğim de maalesef. Gratis'te hazır indirim varken fırçalara bakayım dedim. Sadece linkteki karıştırıcı fırça vardı; onu aldım. Bir de eyeliner fırçam var. Bunlar dışında temel olarak almam gereken fırça var mı? Yoksa ikisi iş görür mü? Hafiften golgelendirme de yapmak istiyorum bazen. Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Gratis'ten aldığım fırça şu;2.bp.blogspot.com


 
Bu karıştırıcı fırça değil gibi ya, karıştırıcı fırça şurda en sağdaki, hayati önem arz eden bi fırçadır kendisi onu mutlaka al. Bu senin aldığınla karıştırıcıyı alsan tamam, bi de göz altına far sürmeyi seviyorsan onun ince bi fırçası var onu alabilirsin. That's all baby.

media.makeupgeek.com

o dediğim göz altlarına ince far sürmeye yarayan fırça da şu, pricise shader diye geçiyor www.sephora.com dik tutup sürceksin.
  • ekaterina  (03.03.17 17:27:28 ~ 17:28:59) 
Arkasında karıştırmak için de kullanılır yazmışlar; ona güvenip almıştım ben de. Zaten başka da fırça yoktu. Talan etmişlerdi resmen. Nerden bulurum ben bu fırçayı? :)


  • fraise  (03.03.17 17:31:39) 
www.eveshop.com.tr

burada ihtiyacın olan her şey var, ki bu fırçalar evladiyelik oluyor.
  • bir nick var benden iceri  (03.03.17 17:33:11) 
Jessup fircalar aliexpresste 20 gunde geliyor 17-20 dolar arasi fiyatlari sanirim 15 lik set olandi her isine yarar, mobilim bakamıyorum ama sonra kesin editlicem.. Jessup official store diye aratırsan aliexpresste incelersinde setleri, ben 2 setini kullanyorm baya memnunum


  • eja  (03.03.17 18:03:26) 
www.nascita.com.tr
www.nascita.com.tr
www.nascita.com.tr

nascitanın fırçaları genel olarak güzel, tavsiye ederim. Yurtdışından set almak istersen de ben sedona lace aldım çok memnunum. Sigmanın fırçalarıyla hemen hemen aynı, sigma da macle aynı lol :D
  • ekaterina  (04.03.17 07:09:09 ~ 07:10:19) 
[]

Sürekli şikayet eden mutsuz insanlar modunuzu düşürüyor mu?

Benim çevremdeki insanların çoğu böyle sanırım. Herkes sürekli şikayet halinde. Sabah gülerek çıkıyorum evden, yanlarına oturduğum an tüm enerjim emiliyor. Sürekli ya hastalar, ya sıkılmıslar ya da birinin yaptığı şey yüzünden soyleniyorlar. Tamam belki öyle çok mükemmel bir ülkede yaşamıyoruz ama insan her dakika şikayet eder mi yahu? Yanlarında gülümseyince kendimi suçlu hissediyorum artık.

Siz etkileniyor musunuz böyle insanlardan? Şikayet eden taraftaysaniz her an şikayet ettiğinizin farkında olarak mı yapıyorsunuz bunu?


 
Normalde şikayet eden biriyim,işsiz olduğumda ya da iş ortamından memnun olmadığımda yapıyorum bunu.

Bir arkadaşım var, o her şeye sahip olmasına rağmen her şeyden şikayetçi. Çalışma şartlarına göre gayet iyi para kazanıyor, üstüne param yok modunda geziyor (ailesiyle yaşıyor) bi üstüne ders verdiği oğrencilerinin ailelerinden para alıyor.
  • geçerkenugradım  (28.02.17 14:50:32) 
inanılmaz etkileniyorum. sürekli çok önemli bi işi olan insanları da eklemeli bence bu listeye. muhakkak yapmaları gereken çok önemli ve kritik bi şey vardır ve sonsuz o konudan bahsederler ve bizim hayatımızdaki her şey sinek büyüklüğünde gelir onlara.

ben sürekli hasta olduğum için (yani, gerçekten, sürekli) normal hayatımı hastalığa göre ayarladım ne kendi ne çevremdekilerin modunu sağlık durumumla belirlememek için düzenli çaba sarf ediyorum. hiç istemem yav freya da ne enerji emdi denmesini :')
  • freya  (28.02.17 14:51:21) 
hayır.


  • doxanikee  (28.02.17 14:53:45) 
Uzak durmakta fayda var. Enerji tasarrufu ^^


  • market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava  (28.02.17 14:55:10) 
Valla böyle insanlardan uzak durmayı tercih ediyorum. Şikayet etmem, neşeliyimdir, yoluma bakarım. Zor olan kişilerle de arkadaşlığıma bi mesafe koyarım, kafam rahat eder.


  • lcha  (28.02.17 14:55:48) 
Uzak duruyorum benimde canımı sıkıyorlar


  • basond  (28.02.17 15:03:13) 
Dert dinleme huyum yok.


  • arnold schwarzeneger  (28.02.17 15:04:13) 
her yerdeler. seni etkilemelerine izin verme. direkt söyle. arkadaşlar moral bozmayalım, yeri değil vs gibi.


  • tutmayın küçük enişteyi, salıverin gitsin  (28.02.17 15:28:26) 
Surekli sikayet eden mutsuz insanlara uyuz oluyorum:D


  • stavro  (28.02.17 15:31:13) 
yaşam tarzı şikayet etmek olan insanlar enerjimi düşürür, uzak dururum ya da kendi enerjimi korumaya çalışırım.

her şeye sahip olduğunuzda şikayet etme hakkınız yok, ama sorunlarınız varsa şikayet etmeye hakkınız var diye bir şey de yok.
bu zaten öyle de gelişmiyor.
düşük frekanslar bunlar, dolayısıyla onun gereğini yapıyorlar.
hangi durum içinde olduğunun önemi yok.

hatta enerji vampiri denen bir şey vardır, kendini yükseltip, sizi çökertir.
onlar daha da tehlikeli.

ama bir dostumun derdi varsa, günlerce bile dertleşir, çözüm bulmasına yardımcı olurum.
ya da sevdiklerimin arada bir bana deşarj olmasına izin veririm.
bunlar farklı şeyler.
  • blatta hiberna  (28.02.17 15:43:02) 
sürekli şikayet eden insanlardan şikayet ederek etrafına negatiflik saçan insanlar modumu çok düşürüyor :)

kısırdöngü çok ilginç bir şey. aslında kendinden şikayetçi insanların sürekli şikayet edecek başka şeyler bulabilmeleri çok ilginç. kısır da çok ilginç bir yemek. mideyi ekşitiyor ama sonra. allah belasını versin kısırın :(

not: burada demek istediğim aslında siz, negatif insanlardan kolayca etkilenmenizden şikayet ediyorsunuz. bunu da kabullenemediğiniz için suçu bu insanlara atıyorsunuz. kendinizle yüzleşmeye davet edilirseniz tik vermeyerek cezalandırırsınız.

şikayet ettiğiniz negatif insanların yaptıkları şey de aynen bu. sadece onlar belki daha sık yapıyorlar.

sorun sizde değil yani, bazı insanlar çok rererö :))
  • otonomo  (28.02.17 16:02:20 ~ 18:06:16) 
Off yarama tuz bastin. Etrafimda her gun ayni seylere surekli ve yuksek tonda soylenen/sinirlenen hatta ofkelenen insanlar var. Bazen nefes alamayacak gibi oluyorum, bazen de hic sallamiyorum, galiba benim moduma gore de degisiyor uzerimdeki etkisi. Guzel bir dille soylemeye calisiyorum bazen de, "ya neden bu kadar takiyorsunuz, size yazik kendinizi yoruyorsunuz vs." Ama boyle gelmis boyle gider yani


  • saçdemeti  (28.02.17 17:21:09) 
Ben gercekten keyifliysem enerjim yüksekse hiç umrumda olmuyor açıkcasi. Dogrudan bana yönelik negatif bir tutum gormedigim surece baskalarinin kendi mutsuzluklarindan, şikayetlerinden kolay kolay etkilenmiyorum.


  • aquarium  (28.02.17 17:34:22) 
en güzeli umursamamayı öğrenmek. gamsız adam mutlu adam derim hep. takmadan devam et. ned demek gülümseyince kendimi suçlu hissediyorum? moralini yüksek tutmaya devam et, gülümse. tek geldik tek gideceğiz. gülmeden olmaz.


  • hemsta  (28.02.17 17:47:59) 
[]

En güzel tavuk marinasyon soslariniz ve pişirme teknikleriniz

Geçen gün televizyondaki tariften özenip tavuk göğsü aldık, sosla yaptım. Kupkuru bir şey oldu. Zoraki bitirdik tabakları.

İnternette bir sürü sos var ama güvenemiyorum. Şöyle denenmiş,güzel bir sos tarifiniz var mi? Bir de nasıl pisiriyorsunuz? Teşekkür ederim şimdiden herkese.

Not: göğüs eti kuru olur diyecekler olacaktır fakat ben normalde hiç et yemiyorum. Tavuğun da göğüs kısmını mecburen yiyorum. O yüzden başka alternatif yok maalesef.

 
merhaba. teflon tavada mı pişiriyorsunuz ? döküm tavada pişirirseniz kupkuru olmayacaktır.


  • someonewalksalone  (27.02.17 13:55:07) 
Kuşbaşı doğrayıp, kavurduktan sonra bir de tereyağı ve baharatla çevirirsen biraz daha yenebilir hale gelir.


  • arnold schwarzeneger  (27.02.17 13:57:41) 
sosla değil pişirme tekniği ile alakalı. mühürleme diye aratabilirsiniz.
ayrıca göğüs değil de but kısmını kasabınızdan kemiğini ayırmasını isteyebilirsiniz.
onun haricinde yumurta un galeta ile kaplayabilirsiniz. galeta içine istediğiniz baharatı koyabilirsiniz.
  • o kadar da degil aga  (27.02.17 14:02:47) 
Ben Portekiz usulü tavuk diye bi şey denemiştim. En başında tavuk göğsünü kesip zeytinyağı tuz ve karabiberde bi on dakika bekletiyorum ardından onları pisirmeye bırakıyorum. Ve sosa geçiyorum. Rendelenmiş havuçu bir tavada kavuruyorum ardından bir başka tavada julyen biçimde doğranmış biberleri yağda kizdiriyorum. Bir cezvede besamel sos hazırlayıp bu biber ve kavrulmuş havuçla karıştırıyorum. Tavuk sosumuz hazır. Cidden çok lezzetli oluyor.


  • benoyledemekistemedim  (27.02.17 14:28:54) 
Önce suyla beyazlaşana kadar pişiriyorum. Sonra üzerine öğütülmüş sarımsak ve tuz döküp tavada erittiğim tereyağında pişiriyorum. Barbekü sosuyla lezzeti süper oluyor.


  • catch the arrow  (27.02.17 14:31:46) 
tavuk göğsünü fileto haline getir, yoğurt, zeytinyağı, tuz, karabiber.baharat katmak istersen de bi tutam kekik.burada fileto haline gelecek şekilde ince olması önemli, yoksa içi pişmemiş diye ateşte fazla tutarsın yine kupkuru olur.


  • mungojerry  (27.02.17 14:34:31 ~ 14:39:22) 
Tavuğun göğüsten başka kısmını yiyemem,o yüzden şimdiye kadar onlarca yöntem denemişimdir. Tavuk göğsünü küp küp kesip, yoğurt+salça+zeytinyağı+çeşitli baharatlardan (kekik, kara biber, kırmızı biber, kişniş) yaptığım karışımda birkaç saat beklettiğim bir tarifim var, en çok onu seviyorum. Döküm tavada pişiriyorum, normal tava da olur aslında. Yumuşacık oluyor.

Bir de şinitzel yapmayı seviyorum.
  • peggy  (27.02.17 14:59:30) 
Gogus fileto yiyorum ici sulu sulu oluyor.

Yuksek ateste hizli pisirmek gerek.
  • alperz  (27.02.17 15:18:32) 
öncelikle göğüs tavuktan uzak duracaksınız. onun yerine saman tüketin daha iyi.

sonralıkla;

1. tavuk en güzel kremayla olur. tarif: tavukları jülyen doğrayın, jülyen renkl biberler atın. tavukların kenarları kahverengileşsin, öyle güzel pişsin. ardından kremayı boca edin. krema köpürmeye başlayınca soya sosu ve bol karabiber dökün. 2 dakika daha pişirip ister tabağa alın parmak patatesle birlikte yiyin. isterseniz makarnanın içine boca edin bütün hepsini ve tavuklu makarnanız olmuş olsun.

2. başemal sosla da güzel olur. hatta patlıcan beğendi ile birlikte harika olur.
  • tchuck  (27.02.17 15:22:03) 
Un, seker, yumurta, soya sosu, zeytinyag icinde 2-3 saat bekletiyor(d)um. Yumusacik oluyor


  • la noix  (27.02.17 15:25:39) 
Tchuck, uzak durmam pek mümkün değil, notta da belirttim zaten. Yiyemiyorum başka bir yerini.


  • fraise  (27.02.17 15:29:10) 
[]

Bir kalemi en uzun ne kadar süre kullandınız?

Benim aktif kullandığım 12 yıllık rotring bordo kalemim var, öyle ki başka kalemi elime alınca yazı yazamıyorum. Kendi benimle kaç sınav, şehir, ülke, ev gezdi, kim bilir.


Bununla ovunurken babamın 30 yıllık kalemini görünce 'o da güzelmiş' dedim. Kardeşim, 'ben en fazla 2 ay kullanıyorum, bozuluyor.' dedi. Siz bir kalemi en uzun süre ne kadar kullandınız?

 
Benim evde antik çivi var, tablette yazı yazılmıştır belki diye avutuyorum kendimi.

Bende 17 yıllık parker uclu kalem var. Hala çalışıyor ama kullanmıyorum. Aynı kalemden 2 tane daha aldım onları kullanıyorum.
  • kurnaz  (24.02.17 13:26:44) 
2006'dan kalma kahverengi 0.7 rotring var. hala yanımdadır. herkes gitti bir tek o kaldı.


  • ada meltemi  (24.02.17 13:29:31) 
Ben çok kolay kalem bozuyorum ya da kaybediyorum. En uzun süre kullandığımı 1-2 yıl falan kullanmışımdır.


  • ms brownstone  (24.02.17 13:30:26) 
blog-imgs-88.fc2.com

turuncu renkli tombow var en az 15 senelik, unuttuğum bi anda ailemin evinden çıktı, hala çalışıyor fakat dışarıda kaybolur diye yanımda taşımıyorum

bendeki
i.hizliresim.com

zamanında keşke ince rotring saklasaymışım
  • freebird5406_2  (24.02.17 13:31:48 ~ 13:55:51) 
5-6 sene rotring rapid kullandim. bi arkadasa sinirlenip ortadan ikiye bolene kadar gayet iyiydi. 5-6 sene daha kullanirdim. faber castell grip 2011 kullandim uzun sure.

bunlari aktif olarak kullandim. bi de kenarda duran ara sira kullandigim rotring tikky 2 0.5 vardi beyaz. nadir parcalardan. abime hediye ettim. staedtler triplus 0.5 i de uzun sure kullandim hakkini yemeyeyim.
  • icim urperiyor  (24.02.17 13:33:29) 
Hayatım boyunca kalemlere bir türlü sahip çıkamadım. Bununla birlikte kaleme de hiç para vermedim.

Üniversite sınavına hazırlanırken bir kalem alıp ona sahip çıkmaya karar verdim ve hayatımda ilk kez para verip kalem aldım. Hem de ne biçim para. Hayvan gibi pahalıymış meğer kalem. Orada bi vicdanım sızladı vaktinde kalemine çöktüğüm insanlar için ama yapacak bir şey yoktu. O işleri bırakmıştım artık.

O kalemi bi 3 ay falan kullandım ve başardım dedim tamam. Oldum ben. Hayat güzeldi, kuşlar ötüyordu. Suyun bile tadı farklıydı.
Ne yazık ki sonunda o acı gün geldi ve güzelim kalemim kayboldu. Hala kırmızısının tonunu unutmam. Kalemimin üzerine yatan hangi göt ise onun üzerine meteor düşsün. O günden sonra hiç iflah olmadım ve hep zıplaya zıplaya milletten kalem alıp, üzerine yata yata öğrencilik hayatımı tamamladım.

Özetle 3 ay falan.
  • naberabi  (24.02.17 13:46:39 ~ 13:47:33) 
2007'den beri bütün önemli sınavlarda kullandığım pembe bir faber castell'im var. Şans getirdiğine inanırım.


  • BuddyGuy  (24.02.17 14:09:47) 
2007de ossye girerken iki tane yeşil faber castell almistim hala kullanıyorum. o zamanlar sinavlara kendi kalemimizi götürdüğümüz özgür yillardi.


  • passive aggressive  (24.02.17 14:20:41) 
1 ay falan.


  • stavro  (24.02.17 14:30:08) 
tukenmez kalem kullaniyorum. daha rahat ne silgi tozu var ne bisi. uc alip degistirmesiyle de ugrasamadigimdan bittikce atiyorum. kalemlerle duygusal bi bag yasamadim hic :)


  • superfluid  (24.02.17 16:26:20) 
20 yıllık 0.5 rotring'im vardı, orjinal ince olanı, kullanıyordum işyerinde, çalmış biri. itoğluit.


  • altinci nesil caylak  (24.02.17 16:34:29) 
Cok çabuk kalem bozarim, kaybederim. Cok uzun sürmemiştir yani.


  • aquarium  (24.02.17 16:48:09) 
[]

Güzel kokulu paraben, sls vs içermeyen sampuan

Var mı? Uzun zamandır sampuanlarimi dikkatli seçmeye çalışıyorum fakat bu tarz samouanlardaki genel sorun mis gibi koku hissi bırakmaması. Eskiden pantene kullanırken saçlarıma bir gün boyunca kokusu sinerdi; yastığım, berem vs hep şampuan kokardı. Şimdilerde duş alıp çıksam 2 saat sonra o koku uçup gidiyor. Tamam, kötü kokmuyor sonuçta ama şampuan kokularını hep sevmişimdir.

Sizin önerebileceğiniz uzun sure kokusu kalıcı olan parabensiz vs bir ürün var mıdır? Sırf şu sebepten tekrar pantene kullanasim var. Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
merhaba,

ben de aynı serinin şeftali-aloe veralısını kullanıyorum. çok memnunum. hindistan cevizlisini de alıdm. bu bitince onu deneyeceğim.
  • 111111  (21.02.17 10:38:33) 
Doğal olunca öyle çok kokmuyor ve köpürmüyor. Doğal içerikli diye satılanların içinde paraben ve sls yok deniyor ama zararlı kimyasallar yine var buna otacı, yves rocher, kiehls, dalan da dahil. Ben genelde rossmandan alıyorum almadan önce cosdna.com sitesinden içeriğine bakıyorum. Zararlı mı içindeki kimyasallar nelerdir çoğu ürünü bulabilirsiniz.


  • jazzabel  (21.02.17 10:43:37) 
Bulabilecegin en dogal markaninki avalon organics mangolu sampuani ve sac kremi var. Silikon, paraben, sls vs icermiyor ancak kopurmedigi icin yine organik sac kremi ile birlikte kullanmak gerekiyor yoksa sac biraz sertlesiyor. Ben bir donem kullanmistim kokusu cok guzeldi ancak cok asiri kalici degil cunku bu parfum ilavesi demek olacagi icin organiklikten cikacagi anlamina da geliyor. Bir de biraz pahali maalesef ama icerik olarak cok temizdir.


  • neferkitty  (21.02.17 10:57:19) 
[]

Şu konsol nasıl?

1. Aylardır pikap masası arıyorum, bir türlü doğru düzgün bir şey bulamadım. Dün gezinirken şu linkteki konsolu buldum, pek beğendim. Siz ne dersiniz pikap koymak için uygun olur mu? m.vivense.com

2. Salon komple krem ve tonları şeklinde duzenlendi, yemek masası ve unite ceviz rengi tonlarında. İki tane berjerimiz de hardal sarısı. Spor/retro karışımı bir tarzı var. Çok alakasız mı durur acaba?

3. Bu olmaz derseniz bauhaus'tan büyükçe iki tane ceviz raf kestirip alt alta duvara asalım, pikabi da ustine koyalim dedik. O nasıl durur?


Başka fikri, önerisi olan olursa o da olur. Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
çok şık. salonunuza hareket katar. bence alın.


  • o kadar da degil aga  (20.02.17 13:12:54) 
Derinliğe 36 cm demiş. Ben de bu tip bir şey istiyordum ama pikap daha büyük geliyordu. Hem şık hem de doğru ölçülerde bir şey bulmak çok zor. Pikabınızın boyutları uygunsa bence de çok hoş olur bu model.


  • desdenova34  (20.02.17 14:06:49) 
Pikabi ölçtüm şimdi 33 cm çıktı. Birebir uyuyor sanırım. Dediğiniz gibi en büyük sorun pikabin ölçüleri, kaç tane model beğendim hep küçük geldi :(


  • fraise  (20.02.17 14:12:28) 
[]

Istanbul'un kalabalık yerlerine gidiyor musunuz?

Bütün kişi ev ve çevresinde gecirdik, zorunlu olmadıkça kalabalık herhangi bir yere de gitmedim. Şimdi yavaş yavaş bahar geliyor, Kadıköy'e, moda'ya gidip yürümek emirgan'da hava almak, Beşiktaş'ta bir şeyler içmek istiyorum (eskiden taksim'de amacsizca yurumeyi de severdik, son durumu ortada) ama korkuyorum da. Bu hafta sonu mesela; hava güzel olacak, ev çevresinde kalmak istemiyorum 'gidelim canım ne olacak'diyorum iki dakika sonra Beşiktaş'ta bombalı saldırida taksiyle ordan geçerken ölenler geliyor aklıma, vazgeçiyorum.

Siz ne yapıyorsunuz? Rutininizi bozmadan gezmeye, eğlenmeye devam ediyor musunuz? Yoksa bizim gibı misiniz? Böyle yapmakta hata mı ediyorum? Bir bölgeye tıkılıp kalmışım gibi hissetmeye başladım iyice. En son kasım ayında arkadaşımın nişanı için beylerbeyi'ne gitmiştik, o kadar.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
ben istanbula bile gelmiyorum o derece korkuyorum:(


  • sta  (17.02.17 14:07:27) 
Rutinimi bozmadan gezmeye ve eğlenmeye devam ediyorum.
Diğer türlü yaşamam mümkün değil.
He öyle sürekli gezen tozan biri değilim yanlış anlaşılmasın, sadece "aman bir şey olur" diye çıkmamazlık etmem asla.

Bu olayların en sık yaşandığı dönemlerde bile gideceğim yere giderdim ben.
Ne yapalım yani eve mi kapanalım.
Hem nereden ne çıkacağı belli mi olur.

Çok alakasız bir zamanda çok alakasız bir yerde de olabilir bir kaza.
Böyle düşünerek yaşamayın derim ben.
  • mutekebbir  (17.02.17 14:08:26) 
rutinimi bozmadan gezmeye, eğlenmeye devam edemiyorum. en son aklıma gelenler, taksim'deki fatma turgut konserine bilet almış olmama rağmen gidemedim, taksim'e hiçbir şekilde gitmiyorum, beşiktaş, kadıköy gibi yaya trafiğinin fazla olduğu yerleri tercih etmiyorum. bunlar yerine emirgan'a gidiyorum arabayla, moda yerine pendik sahile gidiyorum mesela. pegasus kampanya yaptı, normalde gaziantep'e kesin bilet alırdım her sene, şimdi 2 kez düşünüyorum, henüz cesaret edip de alamadım... ben bomba patlatacak olsam nerede patlatırım diye düşünüyorum galiba, o yüzden beylerbeyini falan sıkıntı etmiyorum gidiyorum, evden çıkmayacak kadar kısıtlamıyorum kendimi.


  • someonewalksalone  (17.02.17 14:08:35) 
Ben 1 aydır İstanbul'da değilim ama aylardır gideceğim yerlere gitmemezlik yapmadım hiç bomba patlar korkusuyla. Zaten sürekli gezip tozan bir insan değilim ama gideceğim her yere de gittim "bir şey olur mu" diye düşünmeden.

Kaçsan da ne zaman ne olacağı belli olmuyor ki. Benim İstanbul'da hayatım nerdeyse hep Kadıköy'de geçiyordu. Okulum ordaydı, şimdi işim orda. Bu tür olayların yaşanabileceği yerlerden biri Kadıköy. Ama sürekli kendimi kısıtlayamam ki. Zaten orda olmak zorundayım çoğu zaman. Sürekli böyle bir yerde olmam gerekirken Taksim'den, Beşiktaş'tan kaçmak falan da çok mantıklı gelmiyor kendi adıma. "Zaten yaşadığım yerde markete giderken bile başıma gelebilir" diye düşünüp gideceğim her yere gidiyorum yine.
  • ms brownstone  (17.02.17 14:25:25) 
aynen devam


  • basond  (17.02.17 14:29:09) 
Referandum öncesi hiçbir yere gitmem.

2016 başında taksimde patlayan ilk bombalardan sonra kestim merkezi yerlere mecbur kalmadıkça gitmeyi. O da 1-2 kezdir.
  • market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava  (17.02.17 14:32:04) 
Korkmuyorum değil, ama korkarak hayat geçmez. Aynen devam.


  • peggy  (17.02.17 14:32:18) 
Hava güzelse çıkıyoruz, Taksim gibi göt göte dolaşılan yerlere gitmiyoruz ama Kadıköy yapıyoruz mesela. Daha sakin mekanları tercih ediyoruz; ama bu korkudan ziyade bizim kendi mekan tercihimiz.

Maç filan olursa asla yakınına yanaşmam, orası kesin.
  • kaymaktutmayansicaksut  (17.02.17 14:35:28) 
[]

Bulaşık ve camasir makinesi temizleme

Bulaşık ve çamaşır makinelerini 2-3 ayda bir temizlemek gerekiyormuş. Bulaşık makinesinin raflarıni vs çıkarıp temizliyorum da bir de boş çalıştırma işlemi var. Bunun için bir bardak sirkeyi içine yerleştirip boş çalıştırın demişler. Böyle yapınca gerekli bakim sağlanır mi? Yoksa şu bulaşık makinesi temizleme ürünlerinden almak daha mı mantıklı?

Camasir makinesinde kazan temizleme programı var. Yine bu programda sirke koyup temizlik işlemini yapabilirsiniz demişler. Bu mantıklı mı? Yoksa toz kirec onleyici alayım mı? Siz nasıl temizliyorsunuz?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.

 
Bulasik makinesi icin: kapak kismina (parlatici bolumune degil) bol sirke dokup bos calistirinca efsane oluyor.


  • rusyalı kozmonot  (15.02.17 21:58:38) 
yarim sise kadar elma sirkesini boş makineye koyup calistiriyorum. cok güzel oluyor. ara ara da limon tuzunu düz bir kaba koyup bulasiklarla beraber yerlestiriyorum. o da icindeki kireci aliyor.


  • thewizardofearthsea  (15.02.17 22:44:26) 
Filtresini temizlesen yeter


  • fasulyek  (15.02.17 22:54:51) 
Sadece filtre temizlemenin yetmediğini yetkili servis, internet sayfaları ve annem üst üste söyledi. O yüzden ekstra temizlik yapmak şart bence :)


  • fraise  (15.02.17 23:16:24) 
Bosch Siemens için 6 ayda bir kullanılan temizleyici var. Boschun internet sitesinden alıp kullanabilirsin. Servis bundan kullanın yeter. Calgon falan kullanmayın dedi. Çamaşır makinesinde kazan temizleyici Programında kullanılıyor. Yoksa Pamuklu programında 90 derece. Kutuyu açıp tambura döktük. Bulaşık makinesinde nasıl bilmiyorum.


  • sutlu nescafe  (16.02.17 08:41:39) 
[]

Heyecan nasıl dizginlenir?

Yarın sabah 9'da direksiyon sınavım var, 3. girişim olacak. Son derste hocam 'çok iyi geçti dersimiz ama sakın heyecan yapma' dedi. Gerçekten de çok güzel park yaptım, debriyaj vs her şey çok iyiydi fakat şu anda heyecandan karnıma ağrılar girdi. Ne yapsam da sakinlessem? Dünyanın sonu değil tabii ki ama bir kere daha geçemezsem rezil olacağım moduna girdim :)

Önerilere açığım efendim, bana şans dileyin lütfen :)


 
üzerinde baskı var diye heyecan yapıyorsun. rezil olacağını düşünme, kendine güven heyecan yapmazsın.
bol şans

  • cekilmis gayfe  (05.02.17 00:23:25) 
Bol şanss! :)

Öncelikle geçemezsen de rezil olmazsın kaç defa giren insanlar var. Rahat ol. Gerçi ne kadar böyle desem de olmayacak. Ekşiden komik başlıkları oku biraz gevşetir belki seni
  • helena  (05.02.17 00:25:57) 
Araba kullanmayan insan kalmadı bu devirde. Araba kullanmayı öğrenmek bence düğüm atmayı öğrenmekten zor değil. Zaten bu kadar zor bir şey olsa bu kadar yaygın kullanılan bir ulaşım aracı olamazdı.


  • ThomasJefferson  (05.02.17 00:29:26) 
Pasiflora deneyin kesin sonuç.


  • iddaaci  (05.02.17 00:34:59) 
Bana direksiyon hocam sakız çiğne demişti, çok gergindim bende ama ben bile 1 kerede aldiysam sende hayli hayli alırsın.direksiyona sadece kursta oturmustum.

Rahat ol ben bunu yaparım de al ehliyeti gel.iyi şanslar ;)
  • brnbrs  (05.02.17 00:41:35) 
Düzenli nefes al. Çünkü nefesini tutarsan heyecandan kaçamazsın.


  • a dost  (05.02.17 01:34:59) 
Gectiniz mi?


  • ThomasJefferson  (06.02.17 01:27:35) 
Geçen hafta uyuyakalıp sınava yetisemeyince giremedim sınava. Bu sabah girdim, geçmişim :)

Heyecandan bayılacak vaziyetteydim o ayrı.
  • fraise  (12.02.17 12:39:10) 
tebrikler diyelim o zaman.


  • basond  (12.02.17 13:07:54) 
[]

Şu şekilde ev almak mantıklı mı?

Şu anda içinde yaşamadığımız bir ev zaten var, onun kirasını alıp kendi oturduğumuz evin kirasını veriyoruz. Bir sorunumuz yok. Bu zamana kadar 'ev fiyatlari gereksiz pahali, turkiye'den ev alınır mı? Alırsam yurtdisindan bir yerden alırim vs' diye bakıyordum olaya. Fakat biz para biriktirme özürlüsü bir ciftiz. Az biraz kenarda para tutup gerisini yiyoruz resmen ki daha fazlasını da biriktirebiliriz istesek.

Ben de dedim ki çok çok yüksek fiyatlı olmayan, kolay kiraya verilen bir yerden önden peşinat verip ev alalım, onu da kiraya verelim. Kira az gelirse üstüne her ay biz de ekleriz, krediyi öderiz. Bu çok saçma bir fikir mi? Tamam faiz vs ekleniyor, ülkenin durumu da belli ona bir sözüm yok ama dün akşam düşününce iyi fikir gibı gelmişti :) siz ne dersiniz? Yapalım mı bunu?

Not: en para'ya atın, döviz alın vs demeyin. Hepsini denedik, birikmiyor bizde o para.

 
haci
kendiniz oturacaginiz evi alacaksanız mantıklı.
usd alıp bir hesaba koyacaksınız ve bozdurmayacaksınız. bozdurması zor bir hesaba koyacaksınız hatta.
bu kadar basit.
kiracı ödemezse zorlanmayacak mısınız?
kiracı eve zarar verse o zararı ödemeyecek misiniz?

ben de su anda bir sipariş kovalıyorum.
yaparsam oturmalık ev alacağım.
biz de öyleyiz sizin gibiyiz. 20 k tl yi 2 ayda yedik bitirdik :)
  • kingcyrax  (03.02.17 13:55:39) 
olayın mantığı bi yana ev kredisi çekerseniz kiraya vermeniz yasal değil kredi bitene kadar. toki evleri için geçerliymiş ibretlik olarak dursun :)


  • pide  (03.02.17 16:39:11 ~ 18:22:36) 
Ağzı olan konuşuyor ev kredisi çekince kiraya verebiliyorsun. Öyle bir şey sadece TOKİ sözleşmelerinde var.

bence de oturacağınız ev alın ama kira çarpanı gözeterek. İlle de oturacağın evi alıp atıyorum 2 bin lira kirası olup da 650 bine satılan evi almayın. 1+1 alın eşyalı kiraya verin 2bin liranız yine olur.
  • tutmayın küçük enişteyi, salıverin gitsin  (03.02.17 16:51:42) 
Pide oyle bir sey yok bence yanılıyorsunuz. Küçük enişte de söylemiş zaten. Toki evleri için gecerli o.


  • fraise  (03.02.17 17:05:48) 
Yok hayır durum şu zaten; atıyorum 3-4 ay boş kaldı, odemede herhangi bir sıkıntı yaşamayız hatta hiç kiraya vermesek yine sıkıntı yaşamayız ama evin boş boş durması saçma.

Şu anda oturduğumuz eve daha yeni taşındık, bütün eşyaları buraya göre aldık ve benim için stresli geçti. Açıkçası bir 3-4 yıl daha o stresi yaşamak istemiyorum.
  • fraise  (03.02.17 17:45:04) 
[]

En iyi yer silme aparatı

Sizce hangisi? Klasik viledalardan nefret ettim artık iyice; temizlemekten çok tozu ordan oraya suruyormus gibi geliyor, iki haftada bir başlik değiştiriyorum sırf bu yüzden. Buhar makinesi iyi hoş, severek kullanıyorum ama bazen sırf mutfağı silecek oluyorum, üşeniyorum onu açmaya. Çeşit çeşit aparatlar var ama hangisi iyidir, bilemedim. Temizliğe gelen abla, 'viledalarin donerek kuruyanlari fena değil'dedi ama kendisı elle silmenin en iyi silme yontemi olduğunu savunuyor hala.

Kısacası kullandığınız, memnun kaldığınız bir aparat var mıdır? Teşekkür ederim simdiden herkese.


 
urun.n11.com

aynı markayı kullanmasan bile bu tip başlığı olanlar çok kullanışlı ve iyi siliyor. ne gerek var bu kadar pahalı şeylere diye düşünüyordum ama zoraki almış bulunmamla iyi ki almışım demem pek uzun sürmedi.

benim kullandığımın markası parex. döner başlıklı olması önemli.
  • burty  (31.01.17 16:39:20 ~ 16:40:13) 
O donen moplardan ben aldim ama surekli pislendikce yeni mop ucundan almak gerekiyor. Camasir makinesine atinca olastige oturan kismi deforme oluyor ve pat diye dusuyor. Iyi siliyorlar ama bu yuzden pes etmistim.

Simdi yeni bir sey kesfettim parex'in dikdortgen mikrofiber paspasi var ve yukarida yer silme sivisi koymak icin hazne var. Fisfis seklinde puskurtup sonra yeri siliyorsun o bayagi guzel. Mikrofiber kismi cukarip makinede yikayabiliyorsun. Yedegini de alabiliyorsun.

www.instagram.com

Kurulamak icin de parex'in ya da scotch brite in mikrofiber moplari ideal. Suna benziyor

www.instagram.com

Ama en iyi yine donen mop temizliyor.
  • neferkitty  (31.01.17 16:40:17 ~ 16:48:31) 
hiçbi şey elle silme gibi olamaz tabi ama bu devirde işkence + diz çökerek iş yapmak dizler için onulmaz hasarlara yol açıyor malesef.

fırıldak gibi dönerekten sıkan vileda iyi bence de. hem iyi sıkıyor, hem de kovanın dibindeki mile taktırdığında yine fırıldak gibi çevirerek yıkama yapıyor.
  • manuel mandalina  (31.01.17 16:46:32) 
real'den aldigim sapli bir mop var. sunger cirtcirtla tutunuyor sapa. baslik da doner bir baslik. sungerini kolayca sokup yikayabiliyorsun.


  • jimicik  (31.01.17 16:50:58) 
Neferkitty, senin önerdiğin buhar makinesi mantığı ile çalışıyor ama çok daha pratik görünüyor :)

Dönen başlıkları kullananlar hep memnun sanirim, bakayım hepsine tek tek :)
  • fraise  (31.01.17 17:07:43) 
iki kova ile çalış, bir tanesinde temizlik malzemesini suyla karıştır, diğeri sade su olsun. Odayı sildin, su dolu kovada iyice kirini akıt, sonra diğer kovaya daldır, sık ve yeni yere geç, su dolu kovayı birkaç kez değiştir. en güzel temizlik böyle oluyor bence.


  • tutmayın küçük enişteyi, salıverin gitsin  (31.01.17 17:59:27) 
[]

Buzluktan çıkan tavuğu buzdolabina pişirmeden koysam

Ne olur? 2 saat önce çıkarmıştim. Henüz tam çözülmemiş ama bu akşam pisiremeyecegim kesinleşti. Şimdi bu şekilde buzdolabina koysam, yarın aksam pişirsem sorun olur mu? Yoksa illa ki pişirmek mi gerek?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.


 
önemli olan buzu çözüldükten sonra tekrar dondurmamak. dolapta bekleyebilir.
denedim, oldu.

  • filteria  (30.01.17 17:41:56) 
İki dk haşlayıp kedilere versen ? Yarın da pişiremezsen tereddüt etmeye murdar etmeye değmez :/


  • jamalbsf  (30.01.17 17:48:15) 
Yarın pisirecegim kesin ve bugün pişirmek için hiç vaktim yok maalesef. Çıkıyorum yarım saate evden :(


  • fraise  (30.01.17 17:55:38) 
Çözüldükten sonra buzdolabında birkaç gün daha bozulmaz ama sonrasında çürümeye başlar, yarın pişireceksen sorun olmaz.


  • angelus  (30.01.17 17:58:54) 
Buzdolabında saklayıp yarın pişirirsen bir şey olmaz. Afiyet olsun.


  • peggy  (30.01.17 17:58:56) 
tam çözülmemişse birşey olmaz. aynısını yaptım geçen hafta ve yaşıyorum.


  • tutmayın küçük enişteyi, salıverin gitsin  (30.01.17 18:22:33) 
[]

Ailelerinizi ne kadar zamanda bir görüyorsunuz?

Ailesi ile aynı şehirde yaşayanlar, başka sehirlerde/ülkelerde yaşayanlar, ne kadar zamanda bir görüyorsunuz onları? Benimkiler başka ülkede yaşıyorlar, ortalama 3-4 ayda bir görüyorum. Yarın mesela tekrar yaşadığım yere dönüyorum, içim buruluyor. Kaç yil oldu,hala alışamadım. Aynı şehirde olsak, haftada bir-iki görsem ne güzel olurdu diye düşünüyorum.

Siz ne kadar zamanda bir görüyorsunuz? Memnun musunuz? Bir de insan alışıyor mu zamanla bu duruma acaba?


 
4-5 ayda bir, memnunum.


  • atalet momenti  (26.01.17 17:35:07) 
Su ana kadar senede 2 kere gidiyorum. Biri noel zamani, 10 gun kadar. Digeri de yazin, 1,5-2 ay.

Bu sene ciddili ise baslayinca nasil olur bilmiyorum ama.

Onlar da 6 ayda 1 kez max 1 hafta seklinde geliyorlar,
Yani ben de 3-4 ayda bir goruyorum diyebilirim.
Bu kadari yeterli, diger turlusu cok fazla olurdu.
  • kuehles blondes  (26.01.17 17:43:15) 
Ailem herşeyden önemlidir aynı ilçede haftasonu muhakkak ugrariz. Aynı şekil eşimin ailesine de. Çünkü günler sayılı kaybetmeden önce kıymetini bilmeli ve beraber güzel zaman geçirmeli


  • Fritz-X  (26.01.17 17:44:34) 
Biz farklı şehirlerde yaşıyoruz. Sömestr ve yaz tatillerinde gelirdim hep yanlarına öğrenciyken. Onun dışında onların benim yanıma gelmesi ya da benim gitmem en fazla 1-2 kez falan oluyordur herhalde. Yani yılın 100 günü falan birlikteyiz herhalde ortalama. Sadece mezun olduktan sonra biraz fazla kaldım yanlarında ama 1-2 haftaya dönüyorum ben de eve. Bu kadarı yeterli bence. Hatta fazla bile oldu benim hazirandan sonra.

Birkaç hafta içinde benim düzenim tamamen değişecek ama. Yılda 20-30 gün falan bile göreceğimi sanmıyorum o zaman. O da yeterli aslında benim için.

Bence farklı şehirde insan çok kolay alışıyor da senin durumun biraz daha sıkıntılı. Her canının istediğinde gidemeyeceğini bildiğin için yıllar geçse de tamamen alışamıyorsun muhtemelen.
  • ms brownstone  (26.01.17 17:52:19) 
1 senedir gormedim. Senede 2 kez gormek en ideali bence. Yakin zamanda gormem lazim benim de ozluyorum tabi.


  • neferkitty  (26.01.17 18:00:26) 
kurban bayramı gibi gittim en son, önceden ayda bir ya onlar gelirdi ya ben giderdim ama uzun zamandır fırsat bulamıyorum. bide gidip dönerken salya sümük ağlıyorum hep. yani şu an özlemden duramıyor değilim halimden memnunum ama görünce ayrılmak zor oluyor benim sıkıntım o. 7,5 sene falan oldu ayrıyız ama yanlarından her ayrılışım böyle geçiyor. aynı şehirde olsam annemle yaşamam gerekirdi, ablamla her gün kavgalı hallerini görünce o da fazla diyorum ama istediğim zaman görmek isterdim tabii ben de.


  • pamuk helvalar cebe  (26.01.17 18:00:35) 
aynı şehirde yaşıyoruz annemi haftaiçi her gün görüyorum. torununa geliyor:) babama da haftada 1 fln gidiyorum o pek gelemiyor.


  • sta  (26.01.17 18:13:47) 
Normalde senede 2, bi sömestr tatilinde bi de yaz tatilinde 3 ay. Bu yıl yurtdışındayım diye bir yıl görüşemicez. Skypela filan idare ediyoruz. Ben yapısal olarak kendi halinde bi insan olduğum için beni çok sarsmıyor da aile özlüyor.


  • kozmosta bir nokta  (26.01.17 18:23:14) 
ailemi cok severim ama uzun sure gormezsem cok ozlemem. gorunce de geri donemiyorum yanlarindan.


  • tiredpanda  (26.01.17 18:56:02) 
istanbul'da yaşayıp bursa'da üniversite okuyorum. 2 haftada bir geliyorum:)


  • nothing in my way  (26.01.17 18:59:56) 
Babamı haftada bir, annemi neredeyse her gün görüyorum.


  • köstebek kurabiye  (26.01.17 19:01:02) 
yakın şehirlerdeyiz, 2 haftada 1 görmeye çalışıyorum.


  • kayranin kedisi  (27.01.17 13:01:58) 
[]

Doğum gunu mesajı yazma

Eskiden oldukça yakın olduğunuz, yaklaşık 2 aylık bir kuslukten sonra yeni barıştığıniz fakat eskisi gibi yakın hissetmediğiniz birinin doğum gününü kutlamak için nasıl bir mesaj atardiniz? Samimi bir şey yazmak içimden gelmiyor, öteki türlü de çok resmi olacak diye sabahtan beri bir şey yazamadım. Hiç kutlamasam da ayip olacak. Ne yapayım? Bir önerisi olan var mıdır? Teşekkür ederim şimdiden herkese.




 
doğum gününü kutlar, daha nicelerini görmeni cenab-ı hak'tan niyaz eylerim ieşalla bacanak.


  • cekilmis gayfe  (25.01.17 21:10:06) 
doğum günün kutlu olsun nice yıllara de sonuna da bir gülücük soğuk olmaz.


  • sanguine mcqaer  (25.01.17 21:19:45) 
Ara konuş 2-3dk'yı geçmesin öyle çok canım cicim deme.


  • megalomaniac  (25.01.17 22:35:48) 
123456789   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.