Ekşi Duyuru

Şimdi elbet yanlış da olabilirim ama benim bildiğim öyle resime özel bir şey yok. Bu tarz akımla tamamen görsel sanatları etkilediğinden, sadece görsel sanatlar da değil; bir kısmı, hatta büyük çoğunluğu diğer sanat dallarını da etkilediğinden öyle ayırmışlar. Ben sadece resme özel bir şey yok diye biliyorum.

Şunlara bakman yeterli;

tinyurl.com

Sade,resime ozel bir durum yok da bazi gorsel sanat akimlari resmi cok fazla etkilememis dolayisiyla arastirirken diger sanatlari da isin icine katmak zorunda kaliyorum.Benim ogrenmek istedigim resme cok fazla etki eden sanat akimlari.

zaten soruda da bunu belirtmistim.

silver apple,vikipedi'ye baktim ama bazi akimlarin genis aciklamasi olmadigi icin baska siteler var midir acaba diye dusundum.

www.idefix.com

İsteğinizin yanında sanat ile ilgileniyorsanız şöyle bir kitap tavsiye ediyorum.

verir.

ben kedi beslemedim ama tam bir kedi manyağı ve defalarca kedi bakmış birinin sevgilisi olarak şunları söyleyebilirim:
1- balıkları ve kaplumbağayı mutlaka başka odada tutun. huyu suyu ne olursa olsun kedi bu. zarar verebilir. hatta yiyebilir bile!
2- kedi bakmak zordur, sen kedinin sahibi olamazsın o senin sahibin olur derler. bir nebze doğrudur da. kedi canı isterse gelir sırnaşır, kendini sevdirir okşatır, canı istemezse elini bile süremezsin.
3- çalışan insanlarsanız 2-3 aydan ufak yavru almayın. zira 2 aydan küçük yavru kediler kendi tuvaletini yapamaz. poposuna masaj yapmanız gerekir. bildiğim kadarıyla kendi kendine mama da yiyemez. o süreçte çok zahmet ve emek ister. gereken ilgi gösterilmezse ölebilir bile yavrucak.
4- kolaylık değil de, güzellik diyeyim; bazı kediler bayaa insan gibi davranabiliyorlar. misal sahibini ağlarken görüp, kucağına atlayıp, patisiyle gözyaşlarını silip mırıl mırıl birşeyler söyleyen kedileri bile duymuştum.

bizimki su kaplumbağalarımızla 4 yıldır yaşıyor. ilk başlarda çok meraklıydı ama hiç zarar verme girişiminde bulunmadı bir kaç kez akvaryumlarından su içti manyak :D şimdi pek umursamıyor onları.

Jediyle yaşamanın zorluğu:

-Sıkılmamasını sağlamak,
-Ona yeni alışkanlıklar kazandırmaya çalışmak,
-Yiyecekleri açık, ortalıklarda bırakmamayı öğrenmek,
-Dışarıda dolaşmasına fırsat yaratmak,
-Yazın açık unutulan camlardan kaçıp gitmesinme sebep olmamak,
-Onların da birer "psikolojiye" sahip olduklarını kabullenebilmek ve ona göre davranmak,
-O istemedikçe ona istediğinizi yaptıramayacağınızı bilmek
-Zaman zaman evdeki bazı şeylerin kırıp dökülebileceğini, bazılarının perdelerle ilgili sorunları olabileceğini bilmek
-Onu eğlendirecek ve enerjisini harcayabileceği çeşitli oyunlar, oyuncaklar bulmak.
-Sağlık giderleri, aşıları ve mamalar,

Düzeltme: "Yediyle" diye yazmıştım, "jediyle" diye düzelttim.

Kedilerden korkmanıza rağmen kedi sahiplenmek istemeniz çok güzel bir davranış.Umarım sokaktan veya sahiplendirilmek istenen yavru bir kedi alırsınız.1.5 aylık olmuş bir yavru sahiplenebilirsiniz.Daha küçük alınması kedinin sağlığı ve psikolojisi için hoş olmayabilir.Evde kedi beslemek,evde bir köpeğe bakmaktan çok daha kolay bence.Ama kedinin de kumunu temizleme olayı var çok pislenirse kumları, gidip saksıya halılara filan tuvalet yapabiliyorlar.Ayrıca benim kedilerimden biri annanemlerdeki kuşa ve balıklara karşı çok meraklı sürekli onları gözlemliyor ama bir zarar vermedi henüz.Yavruyken daha kolay adapte olur bence evinizdeki diğer canlılara.Bir de tabi maması,zamanı geldiğinde kısırlaştırılması ve aşı olayları var.Evinde 5 kedisi olan biri olarak, ne kadar yorsalar da bizi sevgileri,bir mırlamaları bile bütün yaramazlıklarını unutturuyor.İnsanın eve girip onları gördüğünde ne yorgunluğu kalıyor ne de derdi tasası.Bir de unutmadan tek kediyle daha çok ilgilenmek gerek çünkü tek başlarına sıkılabiliyorlar gerçi bebeklik dönemlerinde aşırı hareketli oluyorlar bunu da eklemeden geçemeyeceğim.Zamanla duruluyorlar tabi ama.Şimdiden hayırlı olsun.Bu duyguyu belki tatmamışsınızdır ama kendi çocuğunuzmuş gibi seveceğinizden eminim.Kendimden biliyorum:)

şimdi bazı hamurlar yapış yapış ve cıvık olur, ama o genelde tarifte belirtilir zaten.

pizza falan gibi şeylerin hamurları için "aldığı kadar un" demek, hamurun cıvıklığı gidip, normal bir hamur kıvamı oluncaya kadar un koyman gerektiği anlamına geliyor.
yani ele yapışmayan, kolay yoğurulan, kulak memesi kıvamı denen şey ya da bunun benzeri oluncaya kadar un koyacaksın az az.

mayalanmaya erken bırakmışsın, o daha un alırmış.
mayalandıktan sonra da toparlamak zordur.

bir de şu var; mutfak çok sıcaksa ya da yazın hamurun kıvamı zor tutar.

bi de şeye bayılıyorum ben, kulak memesi kıvamı var o da feci

Akşam akşam ne güldürdün beni :D Aldığı kadar un dediği hamurun belli bi kıvama gelmesi yani ne çok sert ne çok yumuşak olması. Bunu da şöyle anlayabilirsin, normalde biz anamızdan babamızdan öğrendik tabi bunları ama sen gidiyosun bi fırına ekmek hamuru alıyosun bir tane. Sınra onun kıvamına bakaraktan elinde kendi yağmış oldugun hamura aldığı kadar un ekliyorsun :D

1.unu eleyerek (havalandırarak) döktün mü?
2.mayalanmaya bıraktığınızda zaten biraz cıvık olması lazım ama bekledikten sonra yeterince kabarıp yumuşadı mı hamur?
3.aldığı kadar un, hamurun akışkanlıktan sıyrılıp, oyun hamurundan daha yumuşak, eline aldığında istediğin şekli verirken kendini salı salıverecek halidir.

4. böyle durumlarda sütle (hatta tericihen ayrandan daha koyu kıvamda sulu yoğurtla) yumuşatmak. bir kaç damla yağ da eklenebilir.


not: bence herşey yolundaymış ama bilemedim. pizza hamuru cıvık olmalı zaten.

(bkz: kulak memesi kıvamı)

@jimjim,her sey yolunda degildi iste elime yapisiyordu hamur surekli,hayir ben aldigi kadar un ne demek tam olarak bileydim ona gore un koyardim.

bu arada ekleyeyim:
nasıl mayakullandığın da önemli.
fırından falan alınan hamurun kıvamı genelde vıcık olur jimjim'in dediği gibi.
genelde pizza için o kullanılır ve "aldığı kadar un" terimi pek kullanılmıyor bu tariflerde.

ama mesela benim bir pizza hamuru tarifim vardı, instant mayayla hazırlanıyor ve pek de vıcık değil.
acaba o tarz bir şey miydi?

edit: tamam, işte eline yapışır genelde zaten. ama tarifte aldığı kadar un diyorsa, sonunda nasıl bir hamur elde etmen gerektiği de yazar çoğu zaman.

belki de jimjim'in dediği gibi doğru yapmıştın yani.

gördüğüm kadarıyla eline falan yapışmayacak işte hamur kendini toplayacak mantıklı düşünürsen zor değil ya da yapmadığımdan bana öyle geliyo:) zaten öyle cıvık falan olması gerekirse tarifte belirtiyo.

@blatta hiberna,hamurun civik olmamasi gerekiyordu belki normal boy bir pizza olmadigi icin tarifi daha farklidir.

bunumu demek istedin,ben de oyle dusunduydum de ilk kez yapinca anladim zormus.Bana tam olcu verelermis yapardim da boyle anlamadim.

o zaman dediğim gibi, yavaş yavaş un ekleyerek yoğuracaksın.
ama bir anda çok ekleme, bu sefer de yoğurduktan sonra çok sert olur.
bazen sandığından daha az unla toparlanır o yapışıklık-vıcıklık.

eline çok yapıştıysa yağı az gelmiştir. sıvı yağ kullan biraz bir daha böyle bir şey olursa.

kıvam için tekrar söylüyorum böyle hamuru ucundan tutup kaldırdığında aşağıya akmamalı.

çok da şeeapma ya, olur öyle, en ustaları bile bazen tutturamıyor ;) bir dahakine güzel olur.

çünkü hamurun kıvamı yaşadığınız şehirin denize olan yüksekliğine göre, nemine havasına ve tabii kullandığınız malzemelere göre değişir. A şehrinde 2 bardak unla ele yapışmaz, yoğrulabilir, yumuşak ama cıvık olmayan kıvama gelen hamur B şehrinde aynı kıvama 4 bardak unla gelebilir.

ben bunların yanında mesaj da yazamıyorum.

aa evet mesaj yazamama sorunu bende de var.

sadece betada, eski dandik sitede cevap yazılabilmektedir mobil bağlantıda. saygılar

bende de var

nasıl güzel? benim için kebab da güzel sebze yemekleri de giderli çin yemeği mi önerelim ya da. kriter ne?

lacivert diye bir yer çok övülüyor ama hangi yakada bilmiyorum ikametim ankara'da olduğundan.

Romantizm gidilen mekana degil kisilere baglidir.

Ama deniz gorsun, yemek guzel olsun, raki olsun derseniz Eleos olabilir.

Et yemeyen birinin gidip de ocakbasinda romantik saatler gecirecegini sanmiyorum.Klasik romantizm anlayisi diyeyim senin icin.Hos ortam,manzara,mumlar filan?

laciverti brunch için önerebilirim. yeterince başarılı. yaş ortalaması da yüksek. rumeli hisarı iskelesinden tekneyle sizi alıp tekrar oraya bırakıyorlar. arabayla gidecekseniz de köprünün tam altında konumu. yemek için son aylarda hep söylediğim yer nişantaşı frankie. çok çok güzel. laciverttense burayı tercih ederim ben. bunlara ek bir alternatif, şarap seviyorsanız özellikle seversiniz burayı, beyoğlu hazzo pulo.

ortaköy - suadiye marmaris

az once reddedilmisti bu oneriniz sayin lunedor.

beta.eksisozluk.com

ismini hatırlamıyorum ama sıraselvilerde bambinin karşı tarafında biraz ileride güzel bir yer var. girişi küçük cafe gibi ama arka tarafı büyük ve haliç manzaralı

360 istanbul (taksim)
leb-i derya (taksim)
la maison (ortaköy)
vogue (akaretler-beşiktaş)
doğa tepe (rumeli hisarüstü)
pano şaraphanesi (nev-i zade)
hazzo pulo (taksim)

tecrübe ettik, kani olduk konsantrasyon gereken uğraşlar(kitap okumak, el işi vs) düşünceleri takıldıkları yerden çıkarabiliyor anca "gerisi beter, gerisi malum" .)

Kitap okumak da bir ise yaramadi ki.Okurken uykum geliyor biraktigim anda yine basa sariyoruz.

evet, herhangi bir kitap okumak bende de işe yaramıyor. ama içine girebileceğim bir kitap kapağını kapattıktan sonra bile bir süreliğine beni alıp götürebiliyor. kaygı abarması gibi şeylerse yorulmak gerekiyor. çok gec olmayan saatlerde spor neyin gibi gibi.

eheh aklima geldi, belki ise yarar dene youtu.be :)

Cubbeli diyorsa kesin ise yarar,ben deneyeyim bunu en iyisi :)

öyle kafana göre ilaç almak tabii ki çok önerilen bir şey değil ama, denemek istersen, yatağa girmeden yarım saat önce 1 tane 25mg lık ketilept içersen, en azından şu günlerdir süregelen uykusuzluğun geçmiş olur.bir 7-8 saat kesintisiz uyursun.sorun devam ederse de doktora gidersin.

Güncelle, ben güncelledim bir sorunu yok. Ek özellikler de geliyor sanırım, Note2'deki gibi çoklu ekran vs. Ben Note2'yi güncelledim gerçi, S3'ü değil.

o yeni gelen sürüm 4.1.2 . oldukça iyi stabil bir sürüm, note 2 deki özellikleri kazandırıyor telefona ki bence hoşlar. ayriyetten şarj kullanımı daha iyiye gitmiş gibi geldi bana

yaşayabiliyorsak neden olmasın. ortak zevklerin olması, anlaşabilmek önemli olan. e birde seviyorsan neden olmasın. 10 yaş normal, ne olacak.

ideal yaş farkını bilemiyorum aslında da bence 10 yaş falan da gayet normal geliyor bana.

evet haklısın, yaşın bi önemi yok. sadece erkeğin daha büyük olması tercih edilir çünkü erkekler geç olgunlaşılır. aynı seviyede olabilmek için istenir bu ama tabi bu konuda genelleme yapmak zorunda değiliz. isterse kadın 10 yaş büyük olsun farketmez.

fuckbuddy olarak da takılsak, benden 9 yaş küçük bir hatunla gayet iyi anlaşıyorum. her şey kafada bitiyor hocu.

erkeğin parası varsa eğer gerisi teferruattır, öğrenin artık bunu amk.

bunun pek tutarlı bir tarafı yok sanki.
mesela 20 ve 30 bana korkunc geliyorken, 27 ve 37 normal geliyor.
18 - 23 olmaz ama 24-29 normal.. olgunlukla falan alakası var sanırım.

Yaşların ilerlemesiyle yaş farkı da ilerleyebilir bence...25 yaş altında 2-3 yaş farkı iyiyse 25 üstünde 5-6 ya çıkar...ama 10 yaşta çok fazla.

olgunlugun yas ile ilgili olmadigini da unutmamak gerekiyor sanirim?

xkcd.com

android cok karmasik oluyor. IOS daha kolay sanki. keske iphone alsaymissiniz

karisik degil aslinda da sizin aileye gore de degil. siz alistiginizdan devam etseniz iyiydi. bazi insanlar adapte olamaz.

Karisik mi degil mi ondan ziyade neden evdeki diger elektronik cihazlarda internet problemi yasanmazken bu telefonda yasaniyor,normal mi bu, bir ayari filan var mi? onu sormak istemistim ben.

bilmiyorum acikcasi. ama cihazda sorun olabilir. baska agda deneyin diyecektim ki wifi'da baglanti kesilme sebebini hatirladim. salak bir ayardan kaynaklaniyor. cozumu internette bulmustum. bulunca editleyecegim.

Arkadaşlar wifi kesintisi sorunu çözdüm.
1-telefon menüsünü aç.
2-Sonra * # 0011 # tuşlayın
3-service mode tuşuna yani ekranın sol alttaki köşesine basın.
4-wifi yi seçin,
5-wifi power save mode(wifi güç tasarrufu modu)yazısının altında açık olan butonu kapalı konumuna getirin hayırlı olsun

telefonun wifisini açıyorsunuz sonra zaten otomatik olarak tarıyor ve yakındaki bağlantıları buluyor, adsl şifresini yazıp okeyleyincede 3-4 saniye içinde bağlanabiliyor internete bu cihaz eğer bunu yapmıyorsa modeme çok uzakta değilken kopup duruyorsa büyük ihtimal cihaz hatasıdır teknik servis düzeltebilir. yada modemi resetleyip tekrar bi deneyin veya başka bi modeme bağlanıp birde o bağlantıyı deneyin. iostan androide geçiş size karmaşık gelmiş olabilir alıştıkça çok basit gelmeye başlayacağına eminim ayrıca en basitinden telefona atılan müziği windowsa geri alamadığnız bi sistem değil, ha derseniz ben jailbreakimi yaparım o sizin tercihinizdir ki neden böyle yollara başvurmak isteyelim ki? ios çok kapalı bi sistemdir android ise kullanıcı dostudur kesinlikle bunu farkediceksiniz. ayrıca s3 e yeni 4.1.2 güncellemesi geldi çoklu pencere özelliği (note 2 deki gibi) için bile bu cihaz tercih edilme sebebidir bilmiyorum sizinki şu an güncel mi. onun dışında android dandik telefonlarda kötüdür iosun yanında solda sıfır kalır fakat son zamanlarda ios a yaklaşmış hatta sollamıştır diyebiliriz. evet hiç mi hatası yok var, özellikle s3te rehbere girerken yaşanan 2-3 saniyelik bekleme ve telefonun nadirde olsa çok fazla uygulama arka planda beklerkenki ekranın kararıp takılmaları arada sinirinizi bozabilir fakat çok nadir oluyor benim izlenimime göre.

başka sorunuz varsa sorabilirsiniz özelden yardımcı olurum

@lorenzen tesekkur ederim bu dediginizi bir deneyecegim,bakalim olacak mi?Eger olmazsa yarin teknik servise goturmeyi deneyelim babam samsung'dan sogumadan.
@tekila shot bardagi,ben de sizin soylediklerinizi cevremde surekli isittigim icin android alalim demistim internete baglanma sorunu haricinde telefonu ben cok sevdim de babama karisik geliyor,o da zamanla alisir diye dusunuyorum.

engelleme yok sanirim, detayli bilgi icin helpme.viber.com

ajanslardan, etkinliklerde falan tercümanlık işleri çıkabilir.

ajans, etkinlik işlerinde genelde profesyonel arıyorlar maalesef. (çıksa iyi olur elbette)
ama çeviriye de internet üzerinden sitelere falan ilan vererek başlayabilirsin.
bir de özel ders verebilirsin.
bir el ilanı bastır, yapıştır oraya buraya.
internete de ilan ver.

kesinlikle özel ders.
starbuckslara ilan as.
okulların web sitelerine, fransız kültürün çıkışındaki panoya, gs.üniv.nin panoalrına vs. de asabilirsin.

unisbul.com a bak

kariyer sitelerinden dersane/etüt dersleri bulmaya çalış.

yeni bir tasarım,üretim,paketleme,ulaştırma modeliniz olması lazım..sonra kosgebin eğitimlerine katılmanız lazım..

bu modelinizin tutup tutmaması veya başarılı olup olmaması çok fazla ilgilendirmiyor kosgebi..sadece akla yatkın,ışık veren bir model olmalı..

belirli bir fikir ( asla cafe değil :) ) bu fikirin gerçeğe dönüştürmedeki planmana bakıyorlar ( iş gücü, techizat vb.. )

ıyı de kosgeb'ın sıtesınde cafe,dondurmacı,yufkacı acan bır suru kadın ornegı var.Turkıye'de daha once hıc yufkacı yok muydu kı?Konsept cafe zaten sıradan bır cafe ornegı degıl.

yeni fikre ihtiyacın yok. dediğin şekilde başvurabilirsin aynen. başvuracağın programın adı "girişimcilik destek programı"

kosgeb.gov.tr

ben geçen haftalarda kosgeb'in destekleri anlattığı bir seminerine gittim. aynı dediğin şekilde pastacı, yufkacı falan olmak isteyen girişimcilerin de desteklendiğini öğrendim.

En temizi bir kosgeb ofisine uğraman ve ordaki yetkililerle birebir görüşmendir. kosgeble görüşmeden hiç bir hamle yapma hatta. çünkü desteklerin genel işleyişi; önce kosgeb'e başvurmak, sonra desteği almak şeklinde. tüm kuruluş masrafların için destek alabilirsin.

not: evet,kosgeb'in tüm destekleri belli oranlarda veriliyor. yani biraz sermayen olması lazım. sıfırdan, sadece fikirle ve niyetle desteklerden faydalanarak ilerlemen mümkün değil.

uygulamalı girişimcilik eğitimini tamamladıktan sonra verilen sertifika ile girişimcilik destek programından yararlanabiliyorsunuz.


*sermayen olmak zorunda çünkü kosgeb parayı al 30.000,al 70.000 diye vermiyor.
sen önce alacağını alıyorsun,harcamaları yapıyorsun.kadın oldugunuz için(kadın ve erkeklerde oran farkı var) kdv hariç,yapılan harcamamnın %70'ini geri ödüyor kosgeb.her harcamanı da değil tabi.sınıflandırılmış durumda.

www.eksisozluk.com

her önüne gelene vermiyorlar. öncelikle kosgeb'in açtığı girişimcilik kursları var. bunlardan birine gidip sertifika almalısınız. kredi alabilmek için ön şart bu sertifikaya sahip olmak.

bu sertifikayı aldıktan sonra başvurduğunuzda projeniz değerlendiriliyor ve %95 kabul ediliyor. Fakaaaaaat! krediyi her şey için harcayamıyorsunuz. örneğin kira için kredi vermiyor. her eşya için vermiyor. verdiği eşya açacağınız sektörle ilgili olmalı. mesela tasarım ajansı açacaksanız alacağınız buzdolabı için kredi vermez, ama kasap, kafe falan açacaksanız buzdolabı demirbaş sayılır, alırsınız.

her sektöre kredi verilmiyor, mesela hatırlayabildiğim kadarıyla eğitim sektörüne kredi verilmiyor.

bir diğer önemli konu ise kosgeb sana pat diye para vermiyor, sen önce o parayı harayacaksın, sonra kosgeb gelip teftiş edecek, harcaman kriterleri karşılıyorsa(bkz buzdolabı örneği) onun -yanlış hatırlamıyorsam kadınlar için- %70'ine kadar kısmını sana geri ödüyor. yani önce para harcaman, sonra kosgeb'den geri alman lazım.

Toplam 27 bin tl ye kadar para veriyor, ama bu paranın hepsini demirbaşa harcayamazsın. mesela yanlış hatırlamıyorsam bunun 10 ya da 15 bin tl sine kadarı demirbaş eşya desteği. 1-2 bin tl'si tanıtım desteği falan. sen tanıtım bütçesiyle eşya alamazsın..

öyle..

ben la roche posay almıştım çok da memnun kaldım.

www.google.com.tr şuydu galiba

Ama bu kremın uzerınde cocuklar ıcın yazıyor? :)

çocuklar için olmayanı da vardır. tüplü vs bir şeydi. hakkında hatırladığım tek şey bu olduğundan ona benzer bulduğum ilk resmi koydum :)

solante' den bak, nemlendirme özelliği fazla ve kalın olmadığı için ciltte birikmiyor,doldurup siyah noktaya falan sebep olmuyor.

Hayırlı olsun, güle güle besleyin ufaklığı. Uzun yıllardır betta besleyen biri olarak, balığınızı mümkün olduğunca çok çeşitli yemlerle beslemenizi öneririm. Mümkünse en az 2 ayrı yem kullanın, daha çok olursa daha iyi olur tabii. Ayrıca size önerim, asla açık yem almayın. Daima kutusunda, markalı, son kullanma tarihleri belirtilmiş yemler kullanın. Aşağıda en iyiden başlayarak bir takım yem isimleri yazacağım, lütfen bunlardan en az ikisini kullanmaya çalışın.

1. Ocean Nutrition Atison's Betta Food
2. New Life Spectrum - Betta Formula
3. Sera FD Rote Mückenlarven
4. JBL Novo Betta
5. Tetra Betta

Ayrıca bkz. beta.eksisozluk.com

yves rocher 'vanille' kullandım ben de. eti cici bebe gibi kokuyor. 'anne keki' benzetmesi alıyordu hoş kokuydu ama çok kalmıyor. 2 senedir kış parfümü olarak vanilla noir kullanıyorum. çok memnunum. tek kötü eleştiri almadım koku ile ilgili. kalıcılığına gelince sarıldığım insana siniyor kokusu. arkadaşımın yastığına falan.. kalıyor yani. 99 tl gibi bir fiyatı var. uzun süre gidiyor. çilekli vanilyalı falan dediğin parfümlerin minikleri var ki çok da minik değil. denemek için onlardan tercih edebilirsin. framboıse olanı lolıpop gıbı kokuyor.

limon kolonyaları çok kalıcı oluyor o markanın.

@kırmızıkaşekaban,evet mantıklı soyledıgınız bunu deneyebılırım.
@lunedor,eve gelırken 2 ekmek 1 de lımon kolonyası al o zaman.

Çilek pütürlü yüzeyinden ve yumuşak yapısından dolayı o şeker kıvamını üstünde tutamaz. Onun için Holywood yıllar önce eritilmiş sıcak çikolatayı icat etti. Lütfen durduk yerde icat çıkarmayın başımıza, çileğinizi çikolataya banın. :)

Üstündeki sert şekeri diş kırana kadar çilek hançik olur :(

Elma sert olduğu için kullanılıyor diye biliyorum ben de ama çileği de denemekten zarar çıkmaz. Neden olmasın yani?

mis gibi 'strawberry in chocolate' varken girişme bence o işlere hiç.

batırdığın karışımın sıcak olması gerekmiyo mu? çilek erir, su salar.

Benim de hoşuma gitmiyor.

Bence sende bir tuhaflık yok. Tanımadığım birinin bunu söylemesi çok saçma.

kuzum deyip yanaklarını sıkmadıklarına dua etmelisin.

sende bir tuhaflık yok canım, insanlar pek nahoş ayol.

tatlim takilma boyle seylere o kadar.

benim hoşuma gider, samimiyet iyidir.

eğer böyle biraz fazlaca yaşlı insanlar söylüyorsa sinir olmuyorum tontonluk alameti gibi geliyor. ama tutup da öylesine birisi canım, canım diye geldi mi aynı hislere bürünüyorum, samimiyetsiz biri canım dediğinde irkiliyorum ve kaçıyorum.

kesinlikle haklısın. tuhaflık yok.
bazen tanımadığı birine canım hayatım deme enerjisini nereden buluyorlar diye merak da ediyorum aslında.

haklısın.ben de hoşlanmıyorum.tuhaflık sen de değil.

geçen bi taksici bana görüşürüz dedi :) yakınmış gibi yapan yavşak insanlar dışındakileri dil sürçmesi, alışkanlık kabul ediyorum.

haklısın canım.

onu engellemeden önceki son görülme tarihini görüyor

basit ama etkili bir tavsiye vereyim: eşyaların yerini değiştir.

kendi adıma beni en çok engelleyen şey internet oluyor, o yüzden ders çalışmam gerektiği zaman bilgisayarı bir kenara atıyorum. bilgisayar gerekiyorsa da okulun bilgisayarlarında çalışıyorum, kendi bilgisayarım olmayınca derse daha çok odaklanabiliyorum. siz de sizin dikkatinizi neyin dağıttığını tespit ederseniz daha kolay çözüm bulabilirsiniz.

bu dersi ne kadar muhteşem çalışabileceğimi düşünüyorum. çalıştığımda da çok işime yarayacağını falan.

Kütüphanye gidiyorum. Odada dursam önümde bilgisayar olacak ve kendime engel olamayacağımı bbildiğim için kütüphaneye gidiyorum. KÜtüphanede herkesin çalışıyor olması beni motive ediyor ve çalışıyor buluyorum kendimi...

çalışmaya "başlıyorum".

başladıktan sonra gerisi geliyor bende. ama başlayabilirsen işte... başlama süreci 10 dakika. 10 dakika hiç durmadan çalışabilirsem devamı geliyor. sonra ara verdiğinde yine tek sorun tekrar "başlayabilmek."

ip ucu : o bilgisayar kapanacak. "sözlük mözlük olarak kullanıyorum ben bilgisayarı yeaaa" deme arkadaşım. gerekirse git 100000 sayfalık sözlük al eline ama o bilgisayarı kapat gözünü seveyim. ya da illa word belgesinde falan çalışacaksan modemin fişini çek.

kütüphane +1
yapacak baska bir sey olmamasi gerekiyor. yoksa evde bilgisayar bir acildi mi kapanmiyor. yorup calisacak kafa da birakmiyor.

baska bir motivasyon cesidi de yapilacaklar listesi cikartik tiklemek. acayip haz veriyor.

en etkilisi ise hep sinavin notlarinin aciklandigi ani hayal etmek oldu. sonuclar aciklanmis ve ben gecmisim. o an hedefim oluyor, motivasyon cosuyor.

gümrük işini bilemiyorum, ama bu tip markalarda hangi ürünün nerede satılacağı bazı şartlara göre belirleniyor ve yeni ürünler getirtmek için farklı işlemler yapılıyor. yani katalogdan seçip, "şundan da yollayın" gibi bir durum olmuyor bildiğim kadarıyla.

ama yine de bir sorun elbette, belki yanılıyorumdur.
ya da müşteri memnuniyeti uğruna falan bir şey yapabilirler, belli olmaz.

fatura tutarı 70 euro altındaysa sıkıntı olmaz gümrükte. veya anneniz hediyelik bir eşya gibi size yollayabilir posta kargo ile. lakin diğer dhl, tnt gibi firmalar proforma fatura olmadan kabul etmezler kargoyu taşımayı.

75 euro uzerinde fiyati.O zaman gelmez mi diyorsunuz?

75 euro nun uzerindeyse hediye olarak isaretlenip gonderilebilir. takilip takilmayacagi biraz sansa kalir.

ikea' ile konuşmanız daha yararlı olur bence yardımcı olurlar

biz sorduk kol gibiydi :) daha ucuza dogtas, teleset var.

Açık edersen yorum yapılır. Kendi ilişkini kendine saklarsan, kimse bilmediği için yorum da yapamaz. Kapiş?

olmazdi.

insanlar gelip burda sorarak zaten bu dediklerini goze aliyorlar. gelip burda insanlardan fikir isteyip sonra da 'burnunuzu sokmayin tanimadiklarinizin iliskilerine' demek mantikli mi sence?

edit: ben duyuruda soru soranlardan bahsediyorum.

kesınlıkle haklısın. ama ınsanların ılıskılerıyle ılgılı yorum alma merakını da yok sayamazsın.

Benim iliskimle ilgili bir sorun yok ki genel olarak bu boyle olurdu gibi geliyor cevremdeki iliskilere de bakinca.

anlatırsan, sorarsan, gözlerine sokarsan bi şekilde karışmaya başlarlar farkında olarak veya olmayarak herkes sevgilisinden, ilişkisinden başka şey konuşmaz oldu çünkü.

Anlatmadan,sormadan kendi kendine pay bicenlerden soz ediyorum ama ben tamamen :)

Ayrıca yanındaki erkekte, kızda gözü olanlar da var. Eğer sevgilisi olan birini çoook beğenirsem de ayırmak için elimden geleni yaparım, diğer çabayı da erkek arkadaşı düşünsün, umrumda değil.

ben sanmiyorum su anda öyle büyük bi sorun oldugunu turistler icin.

ki ülke turistlere bir sey olmasini istemiyordur. adamlarin tek gelir kaynagi suanda.

Aynen bende cok merak ediyorum ama g.t korkusundan gıtmıyorum. Daha görülecek bir suru yer var en azından benim icin öyle senin icinde öyleyse ertelemende mahsur yok bence.

ben 2-3 sene önce ortada hiçbir durum yokken gidip gördüm, ama o zaman bile inanılmaz zorlandım, arap halkı yeterince sıkıntı çıkarıyor zaten, böyle karışık dönemlerde düşünemiyorum bile, bize ülke giriş ve çıkışlarında ne derlerse desinler gülümseyin ve teşekkür edin diye sıkı sıkı tembihledi rehberler, pasaport kontrol noktasındaki görevliler büyük pişkinlik içinde, sırıta sırıta hem gözleriyle baştan aşağı süzerek hem de ne kadar güzelsiniz, ne kadar hoşsunuzun diyerek taciz ediyorlar. nefret etmiştim hepsinden, böyle karışık bi dönemde ise bence kesinlikle uzak durulmalı, ne yapacakları hiç belli değil bence.

dip not olarak 50 derece sıcakta sharm'dan 6-7 saat otobüs yolculuğuna değdi mi piramitler, kesinlikle değmedi, büyük hayal kırıklığıydı.

vermezler. belki kan davalısısın

kandırarak öğrenebilirsin anca. yoksa vermezler, ilkokul mu bu?

hayır

şöyle yap; xxx derneğinden arıyorum, abc adlı öğrencinizin not ortalamasını teyit etmem gerekiyo, burs başvurusu için falan.. her türlü yerler..

ek: kurumsal, düzgün bi ses tonuyla, hafif yüksek sesli konuş. hatta bi isim uydur, merhaba benim adım şu, şurdan arıyorum diye başla lafa.

ek2: merhaba, ben dünyada tatlı dille öğrenemeyeceği çok az şey olduğuna inanan adam.

ben yukledim wifi sorunu cikti. size ne duser bilmiyorum ama yukleyin gitsin.

HAYIR.

HAYIR.

HAYIR.

HAYIR.

HAYIR.

HAYIR.

Bende de Safari zırt pırt kapanıyor. Rezil bir sürüm.

hiç gerek yok. cidden.

hayır.

sadece google maps'in yoklugu bile yuklememek icin yeterli bir sebep.

yükleyince hiçbir ekstra artısı olmuyor. bir de bu açıdan düşün.

lösev için şurdan form dolduruyorsun: www.losev.org.tr

sonra tanışma toplantıları ve diğer tüm etkinlikler için halkla ilişkilerden sana maıl gelıyor. uygun oldugunda gidip yardımcı olabılırsın.

Şurada program ve anlatımı mevcut efenim,

forum.donanimhaber.com

itools var. sürükleyip atıyosun.

sharepod diye bir program kullanmıştım ben zamanında, hala var mı bilemiyorum tabi.

likit eyeliner kesinlikle. işin ilginç tarafı, onca marka denedim, en güzel likiti flormar'da dipliner olarak buldum. sürümü de gayet kolay ya da el alışkanlığı artık benimki, bilemedim.

@devilred, iyi hos da ben suremiyorum bu likit eyelineri.Bunun bir teknigi filan yok mu,bana da anlativerseniz?

sephoranın kelem gibi olanları var. (kalem eyelinerdan kastettiğinin o olduğunu varsayıyorum. sephoranınkiler o kadar çabuk kurumuyor.)

işin sırrı tek el hareketiyle hızlıca ve bir kerede sürmek. gözünü kapat, gözünü kapağı düz olacak şekilde (çinli gözü gibi olacak şekilde) çek geri doğru. sonra eye liner'ın fırçasını göz kapağının üstüne koy ve bir anda çek.

birkaç kez yapınca elin alışacak. bu arada önce normal göz kalemi ile yaparsan elin biraz yatkınlaşır, likit kasmaz sonra.

ay bildiğin tarif ettim :s

Aynen goldentitan'ın dediği gibi kalem şekline olan likit eyelinerlardan alabilirsin. Ama bence kalem de almanda bir sakınca yok. İkisi de iyidir, yalnız kalem eyelinerların rengi daha soluk oluyor, simsiyah bir renge ulaşamazsın.
Ayrıca sakın ha Flormar falan alma, dünyanın en iğrenç ve en kolay dağılan diplinerı Flormar'ınki. Ben Loreal'in eyelinerini kullanıyorum çok memnunum, ama hızlı davranmak gerekiyor çekerken, çabuk kuruyor çünkü.

Sapı kalem gibi uzun değil kısa olanlar var likitlerin. Onları sürmek daha kolay oluyor. Daha yakından tuttuğun için daha fazla kontrol sahibi oluyorsun, tavsiye ederim.

Kalem degil likit degil siyah far ve eyeliner fircasi al derim. Surmek hicbir beceri gerektirmiyo ve cok kalici oluyor. Istersen onun uzerine de likit eyeliner cekebilirsin daha kolay oluyor, hatalari gostermiyor...

@ayrim bu ilgincmis,deneyebilirim sanırım.Ama ben cok kalın sekilde çekmek istemiyorum .ince olsun,eyeliner sürdüm diye bağırmasın istiyorum.

Fırçayla daha rahat sürerim diyorsanız krem eyeliner alın. Çok güzel onlar. mac kullanıyorum ben. bir de ayrı fırça alıyorsun, çok güzel sürülüyor.

@cereal killer,evet arastirirken ben de en dogrusunun jel eyeliner almak olduguna karar verdim.Bir de dipliner cok soylenmis.Ikisini de alip alistirmalara baslayacagim,inaniyorum olacak (:

radyoyu arayıp sor. bir daha kimbilir nerede denk gelirsin. üzerinden fazla zaman geçmeden ara ama.

Türk radyolarindan biri degildi

türünü ve aklında kalan kısımlarını google, youtube'da arat bi.

radyonun web sayfasına gir, çalınan şarkıları yazıyordur belki.

kadın sesi ve mırıldanma "pink martini" albümlerini bi karıstır.özellikle sympathique albümüne bak

bence bu

duffy - mercy
www.youtube.com

Bu degil maalesef :))

www.facebook.com

benim kuzenim brezilya fönü değil ama keratin yaptırdı, saçları çok kabarıktı. şimdi banyodan çıkıp makineyle kurutuyor fönlü gibi oluyor, çok memnun. 2 haftadır kullanıyor, 4 ay duruyormuş bu.
brezilya fönü zararlı ama keratin yaptırmak zararlı değil ve saçlar için daha iyiymiş.

ben ben, aradığın kan benim :) eheh brezilya fönü değil ama ben de keratin yaptıranlardanım ohh banyo sonrası kurutuyorsun dümdüz elektriksiz nefis bir saç, yıpranıyordur belki biraz o konudan emin değilim ben bir şey anlamadım ama her gün fön çektirmekten veya düzleştirmekten daha fazla zararlı değil, kesinlikle tavsiye ederim. bu arada göztepe sayanora kuaförde yaptırdım ben çok memnun kaldım yani tavsiye ederim.

nickinden belli zaten de neden dert ediyosun ki?

@even,nickim fransizca cilek anlamina geliyor yalniz :)

Keratin yaptirmam daha olasi bu durumda :)

frisé diye görmüşüm ne var (:

sanirim saclarimizin turu (mu desem artik cinsi mi denir her neyse) ayni, ben bu keratinin denen mereti yaptirdim uzun ve kivircik sacliyim yalniz oyle soylenildigi gibi dumduz falan olmuyor tabi bunda benim sac diye kafamda biten, uzayan seylerin sac normalitesi ile yakindan uzaktan akraba olmamasi ile alakali sanirim, yalniz saclariniz kuru ise(kabarik olmasindan mutevellit sanirim sizinkilerde kuru) o kabariklik gidiyor eger gercekten profesyonel bir kuafore giderseniz belki pirasalasabilirler bile benimkiler artik iri dalgali ve saclarim kuru degil, duz olmasalar bile kabariklik sorunu hallolur.

aseton zaten yasaklanacakmış ülkemizde.
içinde aseton olmayan oje çıkarıcı için yves roş mu nedir oraya bakabilirsin bence.

watsons a baktın mı? orada kesin vardır.

Watsons'da Bourjois satmıyorlar da Gratis diye yeni bir yer açıldı, orada var.

güzellik uzmanı değilim ama online alınabiliyor galiba şuradan;
beta.boyner.com.tr

Bende mesajlar cayır cayır gidiyo valla, sorun bağlantınızda olabilir wifi yapıyor arada öyle

Bende de sorun var bağlanılmıyor an itibariyle.

Wifi de sorun olduğunu sanmıyorum,her yere bağlanıyor da whatsapp'a bağlanmıyor bir tek:)
Lunedor,whatsapp bize gicik o zaman :)

@fraise an itibariyle de düzeldi, bize karşı özel bir durumu olabilir kendisinin ama çok gıcıklık yapmasın, tek değil sonuçta olmadı viber var yerine :P

bu akşam birkaç kez bana da oldu. şu an sorun yok.

Yalnız degilmisim o halde,genel bir sorunmus :)

Doğrudan kendileri ile bir ilişkim olmadı ama herkes İstanbul İtalyan Kültür Merkezi'ni tavsiye ediyor.

italyan kültür iyi lakin gramer ağırlıklı değil diyalog ağırlıklı anlatıyorlar dersleri.

Evet italyan kultur merkezini ben de arastirdim ama in vino veritas'in dedigi gibi pratik agirlikli isliyormus dersler.Benim gramer agirlikli ogrenmem gerekiyor.

pronto italia var ama onermem. ispanyolca kursu almistim kirk turlu sorun cikardilar.

Verdil var ve hakkında iyi şeyler duymuşumdur hep.

Eger sifir deger klozu varsa policende, yeni arac verebilirler. Ama aracin eni degilse piyasa rayic bedeli uzerinden kesintili olarak parasini alirsin. dolayisi ile parasini alman daha muhtemel.

iphone da o özellik yok benim bildiğim kadarıyla en azından ben 3g kullanıyorum ve onda olmadığını biliyorum.

iphoneda sadece iMessage da ayarlardan acma ile iletim raporu gelir.Sms lerde iletim raporu gelmez.Jailbreak ile yapiliyordu sanirim bu 4s te jb ile dahil yapilamadigini idda ediolar.Kisacasi normal bir iPhone da sms iletim raporu yok:)

Evet ama neden?Butun telefonlarda varken bu iPhone zimbirtisinda neden yok?

ruhu şad olsun steve abimiz fark yaratmak istemiş hem o telefon değilki iphonee

+1 o telefon degil iphone

Mortac
Olmaz olsun boyle iPhone :)

cydia'dan idelivery yükleyince yaptım ben panpalar?

begenmiyorsan takas edelim panpa, ben de 3310 var oyle bir sorun yok.

İletildigine dair degil de, eger iletilmezse mesajin yaninda kirmizi bi ünlem isareti cikiyor diye biliyorum.

Madman,

Yok yahu seviyorum ben telefonumu da bildirim olaydı iyiydi.Bir de 'neden yok?'soruma hala cevap alamadım :)

Yok ama jb ve bir kaç program ile yapılabiliyor, uğraşmak gerek.
Ha neden yok dersen o konu şimdi apple vs android olayına kadar gider, apple yok diyor ondan yok kısaca :) gerek görmemişlerdir, farklı olmak istemişlerdir vs vs apple firmasının bu tip gariplikleri normal sayılıyor artık :)

Lunedor,
Teknoloji özürlüyum ben uğraşmamam boyle şeylerle:)en eski telefonlarda bile vardı ,Steve Amca da yapsaymış ya..

Görüyorlar.

Görebiliyorlar.

goldenjessie.blogspot.com

www.youtube.com

bütün memeli hayvanlar rüya görüyor ve rem evresine girebiliyorlar. kuşların ve sürüngenlerin de rüya gördüğüne dair işaretler gözlemlenmiş. mesela köpekler bizden daha hızlı rüya evresine giriyor ve insandan başka hayvanlarda (memelilerde özellikle) daha karışık rüya görme mekanizmaları var. oposum ve armadillo en çok rüya gören hayvanlardanmış.

benim merak ettiğim ise daha az gelişmiş canlılar. böcekler mesela. araştırdım da emin olamadım, sahi duyuruya da sorayim.

(git: )tkm.ibb.gov.tr
böyle alalım,yoğun gibi

e karsıdakinin sessiz kalması sebebiyle çogalıyor bunlar. yaptıgı zaman asabiligi vur agzına bak ne oluyor.

(bkz: sanır)

Sinirli olmak,asabi olmak bir nevi güç gösterisidir,e insanoğlu doğuştan güce tapar,normaldir,bende her daim sakin mizaçlıydım bir zamanlar,yeri gelince harbiden işe yarıyor,problemi çözer,doğanın kanunu bu la değiştiremezsin,übermenschler daha piyasada yok vallaha :)

@saqopanner,guc gosterisine gerek yok diye dusunuyorum,cunku bu halleriyle sahiden cok itici oluyorlar.her daim sinirli olmak kadar gereksiz bir sey yok.insanlari kendilerinden sogutacaklar,yalniz kalacaklar haberleri yok :)

İnsanlari "o kadar kaba" olarak itham ederek duyuru actigi(miz) zaman ego(muz) mu sisiyor? sadece bir dokundurmaydi :)

Sorunuza gelirsek. Okudugum ve gozlemledigim kadari ile asabiyet dedigimiz sey aslinda bizlerin en ilkel zamanlarindan kalma bir davranis sekli. korku ve saldirganlik hormonlarinin dengesiyle alakali. Ozellikle erkekler, gecmisten kalan " saldir parcala avlan) durtusu ile hareket etmekte farkinda olmadan. soyle dusunelim; ilkel caglarda insanlar avlanarak yasiyorlar. Doganin en temel gudusu olan ureme icin disi bulmaya calisan erkegin guclu olmasi lazim.guclu olmasi lazim ki avlanabilsin. avlanabilsin ki bunu goren disi (hem de ne erkek, avlaniyor. benim cocuklarim oldugunda gerekli besini saglayacaktir) dusuncesi ile ciftlesiyordu. (bkz: kadinlarda guce tapma)

Disi bulmasi gereken erkek de saldirgan olmak durumunsaydi haliyle. simdiki "modern" insanlar icin de gecerli aslinda asabiyet sayesinde disi bulan erkekler.

olayin ofke kontrolu, empati yoksunlugu, dusuncesizlik boyutlarina deginemeyecegim. sadece farkli bir pencereden bakmaya calistim...

cahillikten

@sx tabii ki sismiyor,sadece cidden merak ediyorum neden yaptiklarini,benim hayat gorusume ters dusuyor cunku.ve evet bazen durumu o kadar abartiyorlar ki karsidakilere cok kaba davraniyorlar:)


cinsiyet ayrimi yok bence.su devirde herkes sinirli olmayi cok hos bir seymis gibi gormeye baslamis,karsidakini manipule etmeye calismak normal geliyor cogu kisiye...normal karsilanmasi beni asil rahatsiz eden durum zaten.arkadas ortaminda,ikili iliskilerde,ailede,is hayatinda cok sik rastliyoruz boyle insanlara.

alışveriş yaparken mecburen ters bir şekilde konuşmak zorundasınız. benim de hoşuma giden bir durum değil. ama malesef ters davranmazsanız işinizde mutlaka bir terslik çıkıyor ve anlayışlı bir şekilde davranırsanız sizi asla sallamıyorlar.

çünkü bu memlekette biraz mülaim oldunmu pasif, agresif oldun mu cin gibi kabul ediliyorsun.
sert yapmak işe yarar her zaman.
karşındakinin kim olduğunun hiç önemi yok ciddiyim.

"Bak nasıl da kendimi ezdirmiyorum" şeklinde bir beyan verdiklerini sanıyorlar bunu yapanlar. Ben asabi, sinirli, bağıran, çağıran insanları gerçekten zavallı buluyorum çünkü bu aslında güçsüzlüğün inanılmaz net bir ifadesidir. Yani ormanda bir ayıyla karşılaşırsın ve onunla dövüşecek güçte olmadığın için korkutmak adına yüksek sesle bağırırsın. Öyle bişey.
Ben kimseye bağırmam kolay kolay. Terslemem, hakaret etmem ama insanlar söylenen şeylere değil ses tonu ve desibeline o kadar kafayı takmış ki. Benden olumsuz bir hareket gören, inanılmaz şaşırıyor. Birinin işine son verdiğimde, birinden alışverişi kestiğimde, dava açtığımda vs buna inanamıyorlar. Bana göre şaşılacak bişey yok oysa.
Sen önemli bir yanlış yaptın, ben de seni karşıma alıp yüzleştim. Bir daha olursa tamiri olmaz dedim. İki gün sonra yine yaptın. Sonra işten çıkarıldığında şok oldun. Çünkü bir daha olmamalı dediğimde bağırmadığım için adam bundan "aa kızmadı" sonucu çıkarıyor, hemen tekrar yapıyor.
Buna rağmen ben insanlara hala bağırmıyorum. Çünkü çok saçma ve zavallı bir tavır.

sürü psikolojisi.
bunu kullanıp iktidar olanlar oldu memleketimizde e burada da olması çok normal bence.

hepsi natalz'ın kolpası gönül işleri diye kategori açıldıya cinsel işler 18+ kategorisi istiyorlar , ondan sürekli bu duyurular.

sıcak aga sıcak. beyine kan gitmiyor. tüm kan başka yere pompalanıyor. olay bu :)

aynısını ben de sordum biraz önce kendime.
sonra dedim milletin derdinden bana ne.

(bkz: cinsel açlığın afrikası olarak türkiye)

bugun başka bi sıcak vardı havada. millet su kaynattı haliyle

Birisi başlık açar açmaz diğerlerinin de sorunları dile geliyor sanırım.

benim gerçek bizzat yaşanmış şeyler. diğeleri şu an kolpa gibi duruyor. ama ben de biraz kehkehkeh güleyim diye açtım biraz sonra silerim.

bence bi duyuru fuckbuddy databese'i lazım.

compu'ya not: bu databeyzi kullanmak 50 tl olsa kapış kapış gider.

sürekli tok hissediyorum yemeden içmeden kesiliyorum

tam olarak duygularımı tarif edemediğim zaman ki gibi hissediyorum, yani ne zaman ki aşık olsam kelimeler yetersiz kalıyor. şu aralarda ne az kelime var yahu şu türkçe'de diye düşünüyorum nedense :)
o yüzden bak tarif edemiyorum şu anda nasıl hissetiğimi, öyle işte.

bu arada siz efenim??

rahatsız

@lunedor,ben konusacak seyler bulmakta zorlaniyorum,gulumsuyorum,bir de uykum kaciyor :)
anlamissinizdir sanirim :))

@fraise +1 :)

Kezban: Korkuyorum Mehmet, ya aşkımız biterse diye.
Mehmet: ...
Kezban: Rahatsızım Mehmet..

mal: bilip bilmeden yorum yaparım.
kezban: kendi işine bak.

sanki midemde devekuşları uçuşuyor

Cok testosteron oluyorum ben.

koşarım,, gerçekten korktuğum sevindiğim üzüldüğüm zamanlar düşünmeden koşarım kaslarım yanana kadar

gergin. şu an öyle bi haldeyim ki gerilmekten her tarafım ağrıyo.
bi de sürekli onu düşünüyorum, hiç olmayacak yerlerde mal bi gülümseme geliyo bazen durup dururken kopuyom gülmekten. böyle saçma sapan şeyler işte :)

bol su iç.
hafif bişeyler ye yiyebiliyorsa. meyve veya kraker gibi.
ve dinlen.

bal ve ekmek. alkol toksin olarak tanımlandığından mide bulantısı yapmakta o yüzden bal ve ekmekle hafif kahvaltı yapmak toksik atımını hızlandırır.

patates, makarna, ekmek filan.

şekerli sıcak su içmelisin...

o birinin ne amaçlı küfrettiğine bağlı. hakaret mi etmek istiyor, ofansif bir amacı mı var yoksa cümle kurarken çok mu küfür kullanıyor nedir? bana hakaret etme amacı gütmüyorsa rahatsız olmam.

kadının küfürlü konuşması boyutuna bağlı olarak iticidir.

küfür dilimin bir parçası. kullanırım.

Küfür dozunda, sempatik kullanımlarda hoş olabiliyor ama çok nadir bir şey bu, ben kendi ağzıma pek yakıştıramıyorum o yüzden etmiyorum yani yapmacık duruyor bende :/
Küfür edene bağyan, erkek fark etmez biraz ön yargılı bakıyorum tabi, çok hoşuma gitmiyor ama dediğim gibi arkadaş ortamında samimi olarak kullanılması çok da rahatsız etmeyebiliyor hatta bazılarına ilginç bir şekilde yakışıyor bile.

Biri bana ağır küfür etse küfür etmem dalarım ve dayağımı yerim.

Not: lan vs gibi argoları küfür kategorisinde değerlendirmedim.

cro mignon,saydigin butun kategoriler icin gecerli,ne amacla kullaniliyor olursa olsun bana itici geliyor cunku :)

nerde söylendiğine kimin söylediğine bağlı bazılarının ağzına okadar yapışmışki ne onlar ne sen farkediyosun ama bide kadın erkek kısmını geçtim, küfrün boyutu burda önemli oluyor bence

kadın kadar başınıza taş düşsün emi küfür hiç bir insana yakışmaz erkeğe kadına travestiye ona buna şuna benim en nefret ettiğim şeylerdir
tabi ki de küfrederek cevap vermem cevap vermem yani

hayat "kufretsem mi, etmesem mi, ay bu kufretti bozulsam mi kizsam mi" diye kafa sikmek icin cok kisa cok afedersiniz.

kadinim bu arada. ha ama bazen kadin demek de kufur sayiliyor, bayanim diyeyim.

kadın küfür ederse ne olursa olsun benim için biter.

erkek de nerede küfür edeceğini bilecek aga.

bir kadına küfür yakışmıyo.çünkü küfür cinsellikte içerir.ve kadının doğası gereği ona uymaz.yani kadın diyo ya mesela "...'na koyayim" diye:olmayan şeyinle nereye koyacan diye sorarlar bu sefer.erkeklerinde bi dozu olması lazım.abartmamak lazım.şahsen ben özellikle toplum arasında küfür etmem.çocuklara kötü örnek olmak istemem ya da büyüklerimden terbiyesiz damgası yemek istemem.ama biri bana küfür ederse ya da sinirlendirirse önce "olum bak git" derim baktım anlamıyo adam sonra ana,avrat,kız kardeş,sevgili ne varsa söverim arkadaş kimse kusura bakmasın.

kötü niyet içermediği sürece küfüre karşı değilim ben. hani arkadaş ortamında falan muhabbetine göre küfür edilebiliyor. kimisine yakışıyor hatta. şahsen ben küfür eden bi insanım. hele hele maçlarda falan kendimi kaybediyorum bazen. hakem hatalı bi karar falan versin (takımımın aleyhine) başlıyorum sövmeye. ama gidipte o.ç demiyorum demem de. bayanlara gelince... bir bayanın küfür etmesi bana çok itici gelir. direkt soğurum o insandan. ama ilginç bir şekilde çok samimi olduğum bi bayan arkadaşıma bir o kadar yakışıyor. -küfür etmek ne kadar yakışabilir tartışılır tabi-. ama doğallığından olsa gerek bilemiyorum, yapmacık tavırları olmadığı için onda itici olmuyor mesela. tabi istisnalar kaideye bozmaz.

@michael jackson yalnız bu kadınların ...na koyayım demesiyle ilgili geçenlerde biri bir tespit yapmıştı mesela siz de kaçan otobüsün ...na koyuyorsunuz da otobüsün ..mı var şeklinde. zaten amk dediğimiz şey biraz internet alışkanlığı oldu gibi.
tabii ki küfür eden kadın(hak eden birine değilse) hoş olamıyor.

@michael jackson isimli arkadasa ozel yazacaktim ama herkese buradan yazayim dedim.

kadina dogasi geregi yakismiyor diyorsun cunku ".mina koyim" dedigi zaman nerenle koyucan derler diyorsun. o zaman sen kufru dogasindan dogrudan cikariyorsun ve herhangi bi olayda ".mina koyim" dediginde gercekten ".mina" koymaktan bahsediyorsun. eger gercekten bahsetmiyorsan yani onu soylerken gercek anlamini kaybedip tamamen oylesine bir kufur olarak soyluyorsan, senin hangi uzuvlara sahip oldugunun bir onemi kalmiyor. veya bi adama kufrederken ".mina koyim" diye, sana da demezler mi "adamin neresinde oluyor bu vajina tam olarak?" diye?????


tesekkurler, hepinizi optum

Tanrıların masallarini okumuştum ben. Keyifliydi.
Önerileri ben de merak ediyorum. Ozellkle orion takım yıldızı ile ilgili bir kitap neyim bilen varsa dört ayağımın üstüne düşerim.

www.idefix.com

iloushka,tanrilarin masallarini ben de okumustum ve begenmistim.

tanrıların öyküsü diye bi kitap okumuştum ben de yazarı derman bayladı, çok sürükleyici ve eğlenceliydi öneririm.

Yunan Mitolojisinde Aşk diye bir kitap var yazarı Turhan Yörükan'mış. araştır istersen bana da önermişlerdi bunu okumadım ama

ilyada destanı var yazmamış kimse ama.

eğer başlangıç düzeyinde bir şey istiyorsan tübitak yıllar önce yunan ve roma mitolojisi diye bir kitap çıkarmıştı. ona bak istersen.

Ilyada destanini okumustum.baslangic duzeyindee degil farkli kitaplar varsa onlari ogrenmek istedim.

yunan ve roma mitolojisi - colette estin, helene laporte

tabii ki de homeros. ilyada ve odysseia.

edit: bunları okuduysan hesiodos'dan tanrıların doğuşu'nu okumalısın bence.

ibooksta ben de hiç türkçe kitap bulamadım ama herhangi bir torrent sitesinden türkçe kitap indirirsen okuyabilirsin itunes üzerinden telefona atıp. ben o şekilde yapıyorum.