Ekşi Duyuru

3 aşı oldum, hiç covid olmadım. olduysam da bilmiyorum belirti falan olmadı. sadece 1 kez test yaptırdım. 1 kez de hızlı test kiti denemiştim.

Bildiğim kadarıyla ben de olmadım. Aileden annem geçirdi, yanında maskesiz oturdum ama olmadım.

2 aşı Sinovac.

hiç test yaptırmadım ama covid olmadım.
semptomsuz geçirdiysem bilemem.
iki sinovaclıyım.

3 doz Biontech oldum Covid olmadım diye düşünüyorum bi belirti falan olmadı eğer olduysam da ama ben 1,5 sene falan baya izole yaşadım, yani sonbahar-kış mevsiminde nüfusu %70 azalan bir yerde yaşıyorum o nedenle olmamış olabilirim, İstanbul'da olsam kesin 2-3 defa olurdum.

iki doz biontech. farkli zamanlarda sanirim yedi kez test verdim. sonradan covid oldugunu ogrendigimiz ev arkadasimla saatlerce mutfakta oturup birlikte sigara ictik, hastaligi suresince de ben ilgilendim. tüm testler negatif cikti.

ha artik en ufak seyde hasta oluyorum ve nefes darligi yasiyorum... o yuzden test olmadigim bir ara covid gecirdigimi dusunuyorum ben. cunku covid oncesinde de 2-3 yildir sigara iciyordum ve boyle sikayetlerim yoktu.

2 doz coronavac (Sinovac) aşısı oldum. Hiç test yapmadım dolayısıyla hiç teşhis konmadı. Pandemi sürecinde 9 ay yurtta kaldım (2020 1 ay, 2021 3 ay, 2022 5 ay) ve farenjitle soğuk algınlığı dışında rahatsızlığım olmadı. Belki soğuk algınlığı geçirdiğimi düşündüğüm an covid olmuşumdur, bilemiyorum.

Olmadım, olduysam da anlamadım. Belirti falan yoktu hiç.
Şehir merkezinden uzak sakin bir yerde yaşıyorum, ister istemez izole durumdaydım.
2 doz biontech.

Aşı olmadım, covid19 da olmadım. Ailemde de kimse aşı olmadı, onlarda covid19 olmadı.
oğlumun başka bir hastalığı sebebiyle toplam 29 gün tıp fakültesinde yaşamamıza(yatılı) rağmen yine de olmadık.

3 Biontech oldum, hiç corona olmadım. Hatta test bile yaptırmadım şu saniyeye kadar.

covid için herhangi bir önlem de almadım, hasta da olmadım, aşı da olmadım, test de yaptırmadım.

3 doz biontech
Her zaman maskeliyim ve dışarı çok az çıkıyorum
Yakalananlar çok ağır geçiriyor
Hiç öyle grip gibi dediklerine inanmayın
Maskeye devam ediyorum

istanbul- ailecek olmadik. ailenin icinde 19 yasinda, girdigi ciktigi yer belli olmayan ergen de var. hepimiz 3 asiliyiz. anne baba yasli, anne kronik hastaliklari var.
su an iyice saldik ama halen olmadik.
olmayiz da insallah.

3 asılıyım. Gecen hafta oldum ilk defa. Pandeminin başından beri korunmuyorum. El yıkama sıklığımı çok az arttırdım. Asansör, dolmuş gibi kalabalık ve küçük alanlar dışında maske de takmıyordum son 1 seneye kadar. Son 1 sene hiç maske takmadım. Tatile falan gitmekten de geri durmadım hiç.

Bizim kediyi getirdik.

Turkiyede yapilmasi gereken bazi seyler var, veterinerler biliyor genelde, titrasyon, tarim hayvanciliktan alinacak belge vs.

Getirme yontemleri
1. Thy'nin haftada 1 olan seferine hayvan aliyorlar, asagi veriliyor. Totalde 1500pound gibi bir sey tutuyor, asagiya verildigi icin tehlikeli biraz. Fiyati pahali, riskli bi de, cok kullanmaya gerek yok.

2. Fethiye'den veya bulgaristan'dan van'le getiriyorlar, korona doneminde bi tek bu secenek vardi biz bu yontemle getirdik. 3-4gunde ingiltereye eve teslim ediyorlar. Senin kediyi onlara goturmen lazim ama. 750 pounddu 2 sene once.

3. Su anda en mantiklisi: fransa'ya ucakla kabinde getirip ordan ingiltereye karayoluyla gecmek. En masrafsizi bu su anda, fransa ucaginda kabinde geldigi icin baya ucuz. (Bedava da olabilir hatta). Ordan da direkt belirli bir miktara ingiltereye getiren sirketler var, veya otobusle filan da getirilebilir.

Surecle ilgili sorularin olursa yardimci olabilirim

ingiltereyi bilemiyorum ama avrupa icin titrasyon testi zorunlulugu var.
kuduz asisindan 1 ay sonra kan aliniyor, o kan ankaraya gonderiliyor ve titr testi sonucu geliyor yaklasik 3 hafta iceririsinde. sonrasinda 3 ay beklemeye basliyorsunuz. 3 ay sonunda tarim mudurlugune kedi ile birlikte gidip (cip dogrulama yapiliyor) elinize bir kagit tutusturuyorlar. 2-3 gun icerisinde o kagit ile cikis yapiyorsunuz.
ucakta kabinde tasiyabilmek icin biletinizi satin almadan once call centerdan bilet ve hayvan rezervasyonu yaptiriyorsunuz (hayvan icin onay gelmesi lazim mutlaka) onay gelince de biletinizi aliyorsunuz. ucus gunu tasima kabi ile 8 kiloyu gecmeyecek kedinizle birlikte alana gidiyor, kediniz tartiliyor ve kilo basi 9 euro gibi bir fiyat oduyorsunuz.

kabinde ayni anda 2 kedi olamiyor. tasima kabi ile max 8 kilo olmasi gerekiyor. tasima kabi olculerine dikkat ediyorlar.

Col tesekkurler 65 derece. Neden test sonucundan sonra uc ay beklenmesi gerekiyor peki?

o konuda hic bir bilgim yok. test sonucu elime gecince tarim mudurlugunu aradim ne zaman cikabilirim diye sordum. test kabul tarihinden itibaren 3 ay sonra cikilabilir dendi telefonda. acikcasi cok da sorgulamadim. ama veterinerimiz sonuc geldikten 10 gun sonra cikilabilir demisti.
cikmayi planladigim tarih zaten uyuyordu, cok sorgulamamistim o nedenle.

Ben Atina Üzerinden gitmiştim, Kıbrıstan geçiş yok demişlerdi. Eğer vizen yoksa zaten mümkün değil, kapı transit vs yok çünkü rum kesimi ab üyesi

Atinaya gidip vize alıp yine atina üstünden uçmuştum.

Yani geçemezsin :)

Güney kıbrısa giremezsin +1
Hatta yeni kuzey kıbrıs vatandaşları bile giremiyor bildiğim kadarıyla, belirli bir tarih öncesinde kıbrıs vatandaşlığı gerekiyor.

TC vatandasi olarak giremezsiniz.

oncelikle iOS gelistirebilmek icin Mac'inin olmasi lazim. butce ayriramam dedigin icin mac'inin de olmadigini varsayiyorum.

bunu gecersek herhangi bir programlama bilgin/tecruben var mi? yoksa sifirdan programlama ogrenmek mi istiyorsun?

www.patika.dev de güzel kaynaklar var, kodluyoruz.org da takip edilebilir. İngilizce varsa freecodecamp.org da çok iyi kaynak.

Sifirdan ios kodlama ogrenmeyi secmek, genel yazilim mantigini ogrenmek icin kotu bir baslangic olur. ios icin kodlamada kullanilan Swift dili her ne kadar high level bir dil olsa da ios dokumantasyon ve kaynak olarak benim gordugum en kotu durumda olan sdk'lar arasinda.

Mobil uygulama gelistirmek ilgini cekiyorsa dunya uzerindeki en yaygin dillerden biri olan java ile baslaman (normalde kotlin onerirdim ama baslangic icin java cok daha yardimci olur) ve android ile en az 3 ay kodlama yapman cok daha hizli ilerlemeni saglar. android, ios'a gore baslangic yapmasi cok daha kolay oldugu icin motivasyonunu da bozmaz.

Sonra kendini hazir hissettiginde ios ve swift'e gecmek cok daha kolay olur.

video izleme. video izleyerek bir yere varamazsın. bilmiyorum ilk anda bir gaz geliyor olabilir video izlerken lan aynısını yapıyorum dersin ama video izlemek yazılım için en kötü yol olabilir. swift/ios biraz yanlış bir seçim bence de. ben olsam direkt js ile başlar oradan yön bulurdum kendime. öğrenmesi keyifli, direkt ekranda görmek keyifli falan.

Hic bir bilgin olmadigini soyledigin icin ekleme ihtiyaci duydum, bir yazilim dilini ogrenince digerlerini ogrenmek bir iki haftani alir. tum yazilim dilleri aslinda cok benzer sadece yazim (syntax) olarak farklilik gosterir.

Burada onemli olan yazilimin mantigi. en fazla ogrenmesi zaman alacak olan sey bu.

Bu gruba üye olup post açın. Çok faydalı bilgiler edinirsiniz.

www.facebook.com

Cok genis bir soru. Isiniz nerde ise o bolgeye yakin olun oncelikle. En kotu muhitte bile iyi yerler var, en iyi muhitte bile kotu yerler var. Londra'da bin cesit milletten insan var atiyorum cok ferah diye Finchley'e tasinirsin, ama hirsizlar, kapkaccilar zengin bolge diye Finchley tarafini hedef aliyordur vs. Biraz sans meselesi. Council evleri denen meret oldugu icin en nezih bolgelerde bile belese devletten yasayan ipe sapa gelmez tipler olabiliyor. Gene de temel olarak nezih yerleri yazayim: (Birinci bolgeyi yazmiyorum turistlerin, zenginlerin bolgesi zaten).
Kuzey: Camden Town, Chalk Farm, Kentish Town, Hamsptead, Finchley, Muswell Hill, Islington
Dogu(Guney dogu kastedilmistir): dlr ustundeki duraklar, cogu sessiz, sakin
guney: clapham, balham, wimbledon
bati: Hammersmith, Chiswick, Richmond, Fulham, Putney

Bu arada sehrin ceperleri Bromley, Bexleyheath, Welling, Beckhenham, Sidcup, Upminster, Hornchurch, Teddington, twickhenham, Watford, Romford, Woodford iyidir beyaz Ingiliz gorebilirsiniz en azindan.

Memleket hasreti cekenler icin Dalston, Stoke Newington (Hackney'de olabilir bazi yerleri gentrifikasyonla cok gelisti, entel, sanatci yuvasi oldu). Harringey, Tottenham, Edmonton'dan kesinlikle uzak durun tum Gaziantep, Maras gelmis mubarek. Arti Bulgar, Romen cingeneleri de ABden cikiliyor diye toplu goc yapti tam bir kesmekes oldu o bolge su an. Ayrice tek bir etnik grubun odaklandigi Wembley, Lewisham, Woolwich, Barking, Ilford, Heathrow, Hounslow gibi yerlerden de uzak durulmali.

Bigidenesoralim podcast serisinde londrada ev bulmakla alakali 1-2 bolum var. onlari da dinleyebilirsiniz

@neck and neck

“ Wembley, Lewisham, Woolwich, Barking, Ilford, Heathrow, Hounslow ” burada bahsedilen etnik grup nedir acaba ? siyahiler mi?

ek olarak : eksisozluk.com

herkesin deneyimi, butcesi, bilgisi farklidir bu yuzden nerede oturulur cok degisir. yukarida yazarin ornek verdigi camden - chalk farm arasi londra'da uyusturucu kullaniminin en cok oldugu londra'nin en eski pislik semtidir fiyatlarda merkeze yakinligi acisindan asiri pahalidir.

Yine diger ornek Islington mukemmel bi yerdir, Islinton'u Essex Road ikiye ayirir yolun solu Londra'nin en buyuk council evleri ve hapishanesine bakar yolun diger tarafinda Boris Johnson, Jeremy Corybn oturur. Daha dun burada Metro cikisinda cicek satan adam bicaklanarak olduruldu. Camden ve Chalk Farm'dan da cok daha pahalidir.

Clapham Town, Clapham Junction, Clapham North yesil, aktif, ve eglenceli bi yerdir. Yasayan nufusun buyuk kismi Avusturalya'lidir ve genc/ev paylasimi cok oldugu icin komsular asiri gurultulu olabilir. Bu listede digerlere gore nispeten daha ekonomik yerlerden.

Fulham Broadway, Parson Green, Hammersmith, Ravenscourt Park, Stamford Brook, Turnham Green, Gunnersbury, Kew Gardens ve Richmond bati Londra'nin yasanabilir/nezih geneli aile yogunlugu ve beyaz olan semtleridir. Buralarda council house baya azdir.

Iyi ya da kotu bu yukarida adi gecen tum mahalleler yasanir, evi, sokagi, komsusuna gore hersey degisebilir. Ama oturmaman gereken yerleri yazabilirim;

Bromley, Bexley, Bexleyheath, Welling, Sidcup, Eltham, New Eltham, Sidcup, Thamesend. Bu mahalleler Londra'da sag partilerin %70 ustunde kazandigi, yasanlarin beyaz irkci ingiliz oldugu, Brexit'e Londra'da evet demis mahallelerdir. Soyle bi pazar gunu oglen 2-3 gibi gidersen zaten ne demek istedigimi anlarsin. Son olarak asiri suc orani olan Seven Sisters, Edmonton, Cheshunt, Wood Green.

Eger bi isin varsa, adresi belliyse su sitede arama kutusuna yaz ve oraya belli bir capta arama yap. Begendigin bi yer olursa soyle ben ozellikle bakarim suc oranini da gosteririm. www.rightmove.co.uk

Selam, biz esimle ealing broadway'de oturuyoruz 8 aydir, memnunuz. Yukarda baska yerler denmis ama malum karantina cok gezemedik bilmiyoruz cogu yeri daha. Clapham ve islington'i duydum sirketteki arkadaslarimdan, kotu yerler olsa ingilizler oturmazdi herhalde.

Richmond civarinda bisikletle gezdigimizde mahalleleri cok sevmistik. Metroya filan bakmak lazim, her gun gidilecek bir yer varsa ona gore bir yerlerde oturmak daha mantikli

@phiphi Lewisham, Woolwich siyahiler, afrika. Diger yerler hint, pakistan asillilar, ozellikle ilford, barkingde ortadogu, arap da cok. Sonuc olarak beyaz nufus cok az, stick out like a sore thumb durumu oluyor, Londra diye gelip Lahore, Lagos'da yasamis oluyorsun bir anlamda.

@try again'in yazdigi su kisma kesinlikle kaltilmiyorum, alintiladim:
" Ama oturmaman gereken yerleri yazabilirim;

Bromley, Bexley, Bexleyheath, Welling, Sidcup, Eltham, New Eltham, Sidcup, Thamesend. Bu mahalleler Londra'da sag partilerin %70 ustunde kazandigi, yasanlarin beyaz irkci ingiliz oldugu, Brexit'e Londra'da evet demis mahallelerdir." Brexit'e evet demeleri irkci olduklarini gostermez, cok farkli dinamikler, dezenformasyonlar dondu o referandumda, onlarin karsi ciktigi tamamen farkli kulturdeki non-eu gocmen aslinda ama kabak eu'larin basina patladi. (Bu arada ustteki gruba Thamesmead araya karisti sanirim, Thamesmead en az Lewisham kadar siyahi bir bolgedir)

Su sozunu de anlamadim: "Soyle bi pazar gunu oglen 2-3 gibi gidersen zaten ne demek istedigimi anlarsin." In cin top oynuyor abi pazar gunleri o semtlerde, ne guzel sokaklar her yer senin (lockdown, virus nedeniyle oyle sanmayin virus onceleri de cok gitmisligim var sakin, ferah, nezihlikten cit cikmiyor ozellikle pazar gunleri, Keske pazarlari oralara isinlansam:) gocmen semtleri desen curcuna: ambulans sirenleri, suclu arayan polis helikopteri, arabayla rap muzik acip dolasan siyahiler, evde mangal bbq yapan kalabalik gocmen aileler falan. ha bu arada camden - chalk farm arasi londra'da uyusturucu kullaniminin en cok oldugu yer falan demissin ama o gece hayati kaynakli, o kadar bar, clubin cok oldugu yerde normal yani, junkieler orda yasiyor diye cikarsama yapamayiz.

Bromley, Bexley.... diye giden semtler bizim beyaz yakalinin en kisa surede uyum saglayabilecegi yerlerdir. Beyaz irkci ingiliz kesim de var muhakkak iyi de biz Turkler olarak tipimiz zenci, hintli gibi degiliz ki zaten, dili duzeltip sosyallesecegiz iste eldeki imkanlarla, komsun olur, is arkadasin olur, pubda, cafede yan masadaki insanla olur, gymde olur. Gidip de 20 yildir beraber buyumus, birlikte okumus ingiliz arkadas grubunun icine almazlar zaten adami. Hamgimiz Suriyeli birini almisiz ki yakin arkadas grubumuza? Asil irkciligi beyaz olmayan Ingilizden gorursunuz Ingiltere'de, gocmen gocmeni sevmez, seni rakip olarak gorur cunku, ozellikle eskiden gelen beyaz olmayan gocmenler zamaninda cok zorluk cektiler, politik dogruculugun olmadigi, irkciligin daha fazla oldugu zamanda yasadilar, ama goruyorlar ki yeni gelen gocmen bir de beyaz yakaliysa onlarin yasadigi zorluklari yasamiyor, onlarin seviyesine cok kisa zamanda gelebiliyor bunun sonucunda eski gocmen yeni gocmene karsi daha fazla acimasiz olabiliyor kiskancliktan dolayi. Ha bu arada gocmen de entegrasyonunu saglayacak, dilini halledecek tabi, hemen olmaz ama zamanla halletmesi lazim en azindan. Weak formunu, contractionunu, alfabedeki tum sesleri ae, schwa, w, ng bilecek hepsini, yeri geldiginde glottal stop, yeri geldiginde i was like'li konusacak, slangi, phrasei, deyimini ogrenecek kullanacak, unlemini bile taklit edeceksin yanlis bir hareket yaptiginda oops unlemi ilk aklina gelebilmeli, gazete mansetlerindeki kelime oyunlari pun'lari anlayabilmeli temelli orada yasayacak insan, caba emek gosterilmeden olmuyor bu gocmenlik denen meret maalesef

öncelikle hayırlı olsun. londra'nın ulaşım olanakları inanılmaz ama yine de işinize aktarmasız ulaşabileceğiniz bir yer olsa süper olmaz mı? bir ofiste çalışacaksanız, nerede?

bir de okullar çoğunlukla oturduğunuz adrese göre kabul ediyorlar. bu sebeple çocuğunuzun gitmesini isteyeceğiniz bir okul bulup ona göre adres seçmek de makul mantıklı olacaktır.

semt semt tavsiye veremem ama yaklaşık 5 yıl önce ben de taşınıyordum. o zamanki araştırmalarım sonunda kendime greenwich'i uygun bulmuştum, hem çalışacağım yere tek vasıta idi, hem de türk nüfusunun yoğunluklu olduğu bölgelerden uzak durmak istiyordum. bir de yine çalışacağınız yere göre, londra'nın dışında bir yerde çalışmanız da mümkün olabilir. hem daha sessiz sakin bir yer olur, hem de kiralar ciddi düşük olur. mesela bir arkadaşım chelmsford'da kalıyordu, aslında çok dışarıda görünüyor ama trenle londra merkeze 35 dk'da geliyorsunuz. tren istasyonu da bizim ofise yürüyerek 7-8 dk idi, orada kalmak da bir opsiyondu mesela benim için.

iPad'e Crack'li program yüklenemediği için MB

alacağınız cihazda ne yapacaksınız? biri bilgisayar, biri tablet. ipad'ler çok muazzam makineler, azımsanmayacak sayıda insan için bilgisayar yerine geçecek kadar iş görüyorlar ama hala bilgisayar değiller. hem laptop, hem de ipad alan bir dolu insan var, öyle düşünün.

mesela python'da kod yazacaksan derleyicisi iyi değil ve bazı paketler çalışmıyor ipad'e göre değil.

ben zamanında torrentten indirmistim cocuklar icin, ingilizce pratik yapmasina yardimci oluyor ki zaten susam cocugunun ortaya çıkış nedeni de bu, kücük cocuklar icin bir egitim programı olarak yapilmis.

uzun dönem kafe işletmiş biri olarak, " şöyle müşterilerle goygoy yapacağım bi' kafem olsa mutlu olurmuşum" hayalinin, adı üstünde hayal olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını söyleyebilrim. :)
bir yerden sonra kafa dinleyememekten şikayet edeceksin. bununla birlikte, kafe işinde hayatın kafen olur.
kafeye giriş bellidir de, çıkış konusunda kimse birşey diyemez; gece 12'de olabiir, gece 1 veya 2 de olabilir.
onun dışında 20, 25 yaş arası herşeyi çözmüş ve hakklılığından en ufak şüpe duymayan gençlerle de uğraşmak durumuda kalacaksın.
küllük kırılacak, şekerlik düşecek, çayın demlendiği halde, demlenmedi denilecek, sürekli olarak "abi aslında şöyle, şöyle yapsan burası daha iyi olur" gibisinden işletme tavsiyeleri alacaksın, garip tipler gelecek, sen iyi müzik seçeyim, güzel bir playlisti olsun diye uğraşırken sığırın birisi "kardaş bu nasıl müzikler? şöyle türkçe bişeyler yok mu?" diyecek, 6 kişi gelecek mesela ve yalnızca birisi su söyleyecek ve diğerleri birşey istemeycek, öbürü gelecek bir çay söyleyip sabahtan akşama kadar internetini sömürecek; üstüne üstlük bir de hızından şikayet edecek... daha bağkur ödemelerine hiç girmiyorum bile :)
diyesim, kafe işi öyle uzaktan göründüğü gibi değil.
mutluluğu nerede bulursun bilemiyorum; ama kafecilikte bulamayacağını garanti edebilirm.

Herhangi bir anormallik göremiyorum. Tam zamanlı maaşlı çalışmayı sevenin aklından şüphe ederim.

%98'luk kitle sizin gibi. şaşırılacak bir şey yok.

mesainin içindeysek, hayatın dışındayız.

Off ben de tam aynısını düşünüyordum ki duyurunu gördüm :( gidip devlet memuru mu olsam fln diyorum, nikah memurluğu ilgimi çekiyor mesela :/

@pangea guzel bir insansin sen! :)

Mutlu olunacak iş önerisi olan var mı? :)

Ben en orta yaşlara yakın bi insanım. Gençliğimde 3 yıl kadar çalıştım. Ama üç kuruş maaşla başkalarının servetine servet katma, yani modern kölelik fikri beni çalışma hayatından uzaklaştırdı. Yaklaşık 7 yıldır çalışmıyorum. Çalışmayı da düşünmüyorum. Ayrıca kutsal gördüğüm her şeyin adına yemin ederim ki cebimde 5 kuruş ( gerçek 5 kuruş) bile yok. Ama kölelik hissinden iyidir fakirlik hissi. YouTube’da köye yerleşenler falan bir iki belgesel türü şeyler var. Evli değilsen bunları izle. Çünkü hayat arkadaşın kapitalizmin büyüsünden kaçamayabilir. Ya da kendine bi iş kur. Bu kentte veya kırsalda, hiç fark etmez. Buna sen karar verebilirsin sadece.

@dakota nasil geciniyorsunuz peki? Yani elektrik, su, yemek gibi temel ihtiyaclarinizi nasil karsiliyorsunuz? gercekten 'calismamak' fikri cok ulvi bir fikir elbette ancak siz calismazken, calismis baskasinin emeklisiyle geciniyorsaniz, kira geliri ile geciniyorsaniz, baskasinin maasiyla geciniyorsaniz pek bir ulviligi kalmiyor. yani calismamak ve ayni zamanda baskasinin uzerinden de gecinmemek, dolayisiyla karsi cikilan 'somuru' duzenini farkli bir boyutta surdurmemek diye bir sey nasil oluyor cok merak ediyorum.

insan sevmedigi iste mutlu olmaz. 10 yildir calisiyorum, bir kere bile pazartesi sendromu denilen seyi yasamadim. yaptigim isi seviyorum. sansima patron sirketi olarak girdigim ilk sirkette patron calisanlarina deger veren ve asil isi bizim yaptigimizi bilen birisiydi. her yil ben ne kadar zam istediysem ok dedi verdi. mutlu olacagin bir alan bulmak onemli. sonrasinda da dogru sirketi bulmak onemli.

"şöyle müşterilerle goygoy yapacağım bi' kafen olsa" bir yil icerisinde cafe batar.

Gerçekten Türkiye'de hayalindeki ya da sevdiği işi yaptığını söyleyen insan var mı? Varsa çok şanslı. Çünkü ben genel olarak güzel sanatlara yönelsem de hep "aç kalırsın" geri bildirimiyle ailem tarafından vazgeçirildim. Keşke öyle aç kalsaydım diyorum zaman zaman.

Barış ismi şahane bir isim bence. (iki isime karşı değilseniz, X Barış tarzı bir çok isim çok iyi oluyor.)
Ferman'ı da beğeniyorum.
Güven de güzel isim.
Azerice "Elad" diye bir isim var. O da hoş. Ama dini içerikli bir anlamı var yanılmıyorsam, her aileye uymayabilir.

Umurbey.

Erkek çocuğa çok daha zor evet isim koymak.

Tercihim kendi oğluma Oğuzhan oldu.
Tuğrahan da erkek kardeşimin adı.
Ayrıca ismin çocuğun yaşantısını etkileyeceğine inandığımdan,
Önder
Barış
Onur gibi isimleri de severim.

Aile büyüklerinin isimlerini de bir düşünün. Geçenlerde arkadaşımın oğlu dünyaya geldiği gün, arkadaşımın babasının birinci ölüm yıl dönümüydü. İsmi gerçekten güzel ve anlamlı oldu.
Bunun dışında eşiniz ile geçmişte ki sohbetleriniz, yazışmalarınız, varsa mektuplarınız, anılarınız, her şeyi bi elden geçirin. Ortak dostlarınız, sohbetleriniz, seyahatleriniz,... Bunları konuşurken hem biraz eğlenirsiniz, hem de fikir edinirsiniz.

ozan
ediz
evrim
reha
merih
şener
tamer
yaman

ps: lütfen oğlunuza yarış atlarına konacak türden ucubik isimler koymayın.

Baris, Deniz, Ahmet, Melih

Kayra çok güzel isim bence.
Bi de deniz.

Yıllardır erkek olursa Erdem, kız olursa Nilüfer koyacam diyorum. Kismet.

ali, ahmet, uras, utku, buğra.

batu

Levent
Tuna
Serkan
Gökdeniz
Deniz
Bulut
Kaan
Batuhan
İlber
Alp
Çağatay
Ozan
Rauf
Tarık
Yalçın

Bunlar da benim favorilerim.

Edit: Atilla’yı ben de çok severim yazmayı unutmuşum.

Günün birinde oğlum olursa koyacagim isim hiç düşünmeden Barış olur. İkinci favori ismim de Deniz ama kardeşimin ismi.

Ablamızın oğlu oluyor yakın zamanda; onun için isim bakarken Sarp ismi de fena gelmedi bize.

aziz arif
nazım hikmet
borahan

ben çocuk ismi söz konusu olduğunda erkek isimlerine daha kolay adapte oluyorum. erkek ismi olarak;

halit
mahir
ali
gibi klasik isimleri daha çok seviyorum :/ çocuğum olursa hiç öyle farklı bir isim arayışına gireceğimi de sanmıyorum.

Ege

Ali, Efe, Deniz, Barış, Can

Mehmet

Asil

Oğlum olsaydı Zafer koyacaktım adını, göbek adı da Süleyman olurdu ama muhtemelen nüfus kağıdına Süleyman yazdırmazdım.

Öte yandan diğer beğendiğim erkek isimleri:
Sina
Yekta
Selçuk
Yavuz
Kemal

aren ismini buradan benzer bir duyurudan okumuştum . yeğenim hamile kalırsa bebek erkek olursa bu isim için ısrarcı olacağım . hem değişik hem de kulağa hoş geliyor
Aren: "Hititlerden geldiği yani Sanskritçe Güneş Tanrısının Oğulları anlamına geldiği düşünülmektedir.
Her Hititliye Aren denirmiş.(Işığın Oğulları).
Avesta dilinde ise soylu demektir.
Farsça ise çöldeki en parlak kum tanesi anlamında kullanılmaktadır.

oğluma Ediz ismini koydum.

öz türkçe bir isim. çok bulunmuyor. hem havalı hem ağır. güzel bence.

Can

çiftleştirmeyin, çünkü aklı başında birinin yapacağı en mantıksız şey evcil hayvanını çiftleştirmek. yavruları ne yapacaksınız, iyi bakılacağından emin misiniz? sokakta bu kadar muhtaç can varken bile bile AL BU DA BENDEN diye havuza yeni yavru eklemek bana akıl dışı geliyor, dehşete düşüyorum.

kızgınlığa girmiş olsa koltuğa mindere battaniyeye fıtı fıtı yapar, birkaç gün daha bekleyin anlarsınız zaten.

kızgınlıkta olma ihtimali yüksek.

çifleştirmek istemeniz mantıklı da olabilir mantıksız da. Yavrulara bakacak mısınız? Ya da kolayca sahiplendirebilecek misiniz? (dişi sahibi'nin cevapları da önemli tabi) bunlara olumlu cevap verebiliyorsanız çifleştirin bence. sonrasında kısırlaştırırsınız.

Kızgınlıkta büyük ihtimal. Kedilerin durduk yere hareketlerinin değişmesi hormonal olarak yorumlanıyor.
Koku bırakacak diye bir kaide yok, bizim erkek kedimiz kızgınlık döneminde koku bırakmıyordu mesela.

Bence kısırlaştırmadan önce bir kere çiftleşsin düşüncesi mantıksız. Onun için değişen bir şey olmayacak çünkü. Bence kısırlaştırın hem hayvan rahat etsin, hem siz rahat edin.

kediniz ergenliğe girmiş. 15-20 gün uykusuz gecelere merhaba deyin:)

10 aylık çok küçük, çiftleştirmeyin, zaten ya tutmaz ya da yavrular ölü-sakat doğar.

maşallah kilosu baya var, fotoğrafını da koyarsanız zıpırın, görmek isteriz:)

Kızgınlığa girmiş, erkek olduğu için çiftleştirmez iseniz bir süre sonra etrafa koku bırakmaya, işemeye başlayabilir. O kokunun da çıkması baya güç oluyor haberiniz olsun. Çiftleştirme konusunu iyi düşünmek lazım. Yavrulara bakacak, satmayacak tanıdığınız güvendiğiniz, yavru isteyen çevrenizde kimseler varsa belki düşünülebilir. Diğer türlü cins kedi olduğu için işin ticari boyutunu düşünen çok insan oluyor.

10 aylık çiftleşmek için çok küçük değil bu arada, sakat yada hasta doğar tamamen YANLIŞ bilgidir. Scottish foldları Scottish foldlarla çiftleştirmesseniz herhangi bir sakatlık oluşmaz. Biz 10 aylık, 5 kg civarında erkek British shorthair çiftleştirmiştik 3 ayrı dişi ile 15 yavru doğurdu hepsi de sağlıklıydı. Hepsi de tanıdıklarda bakılıyor şuanda.

10 aylık çiftleştirmek için KÜÇÜKTÜR! bir de tamamen yanlış bilgi diye ahkam kesmişsiniz ama burda yanlış bilgiyi siz veriyorsunuz. siz çiftleştirdiğinizde yavrular sağlıklı doğmuş olabilir ama sağlıksız doğma ihtimali daha yüksektir! sorun bakalım hangi aklıbaşında veteriner hekim size 10 aylıkken çiftleştirin diyecek.
fold-straigt olayı değil bahsettiğim.

Tartışma başlatmak için söylemiyorum ama 10 aylık için çifleştirme erken olabilir. Bilgim yok ama mantık yürütünce nasıl ki insanlar ergenliğe girer girmez çifleşmiyor (teşbihte hata olmaz) dolayısıyla hayvanlar için de aynısı düşünülebilir. Ergenliğe girer girmez vücut gelişimini sağlamış olmayabilir. Dediğim gibi bilgi üzerine değil yorumlama üzerine yazdım.

yaptıkları paylaşımlar kendilerini bağlar diye düşünüyorum ama hiç paylaşım yapmayan; sevgilisi olup olmadığını anlamadığım kişilere sürekli sevgilisini gözüme sokan kişilerden daha sıcağım. şov sevmem.

Her dakikayı göstermek gereksiz evet ama beraber fotoğraf atmak normal.

bir arkadaşım 4 aylık ilişkisi boyunca sürekli story'e ve instagram'a sevgilisiyle beraber çekildiği fotoğrafları paylaşıyordu. tabii anormal bir şekilde neredeyse her gün paylaşım yaptığı için çok gözüme batıyordu. terk edildikten sonra 1 hafta boyunca story'de atarlı giderli aşk sözleri ve geceleri slow şarkılar paylaştı. aradan 2 hafta geçtikten sonra sürekli güldüğü, ''ben eğleniyorum haaa'' modunda fotoğraflarını paylaşmaya başladı. uzun uğraşlar sonucu aradan 1.5 ay geçtikten sonra başka birini buldu. şu an film başa sarıldı.
gelelim ne düşündüğüme.
başkası adına utanmanın zirvesini yaşıyorum ve çok çok eğleniyorum. insanların sıkıcı rutin hayatlarını ve ilişkilerini, böylesine bir istekle, tüm detaylarıyla paylaşılmaya değer görmeleri hoşuma gidiyor. benim gibi düşünen 1-2 arkadaşımla bazen toplandığımızda açıp eğleniyoruz. 2. sınıf amerikan sitcomları izlemekten daha eğlenceli bir aktivite tavsiye ederim.

Bence çok itici bir şey ama sevgili olmanın gerekliliği gibi. Benim de 7 aylık bir ilişkim var. Kendisiyle fotoğraf atmadım ama deliriyor resmen. En son benden utanıyor musun neden saklıyorsun beni herkesten dedi de gönlü olsun diye story e attım. Arkadaş çevrem de aynı şekilde yaptığımı çok saçma buluyor. Sevgilim olduğu belli olmalıymış. Sevgili bul fotoğraf koy ayrılınca sil sonra bir daha başkasıyla koy bir daha sil rutini çok komik.

Birakiniz yapsinlar diye dusunuyorum.

paylaşımda bulunmamak anormal bana göre.
yani sürekli vıcık vıcık olmak zorunda değil insanlar elbette, ama bir insanın profiline baktığınızda, sevgilisinin kim olduğunu görmek için dakikalarca dolaşıyorsanız, bu doğru değil.

yeri gelir geyik yaparsın, yeri gelir sırnaşırsın, fotoğraflar paylaşırsın vs.
ama "ortalıkta" olmak önemli bence.

zaten ilişkide sürekli diyalog olmalı.
sosyal medya da sürekli bulunulan mecralardan biri olduğu için sosyal medyadaki diyalogun zayıflığı, normalde de bir mesafe, soğukluk ya da en azından bir eksiklik anlamına gelir bence.
ki sosyal medyada çok aktif değilim, instagramım bile yok.
ona rağmen böyle düşünüyorum.

insanların ilişkileriyle ilgili yaptıkları paylaşımlardan da rahatsız olmam, tam tersine bazı fotoğraflara falan bayılıyorum.
aşık insan görmenin nesi rahatsız edici olabilir ki?
tabii gösteriş için yapılınca biraz gülünç olabilir, o ayrı.

laçkalaşmadığı müddetçe fitim ama allahın her günü de paylaşım yapılmaz ki ya. bir şeyleri kimselere ispatlamak zorunda değilsiniz. ama ne yazık ki laçkalaşıyor.

bu durumla ilgili en güzel karikatürü de paylaşayım.

2.bp.blogspot.com

ben uçan sineğe bile "ÖYLE UÇULUR MU İTOVLİT" diye bağırıp kızabilecek kadar uyuz bir herifim. gelgelelim sosyal medya hesaplarına yapılan bu eleştirileri anlamlandıramıyorum. abi komik ve eğreti geliyor olabilir ama sonuçta onun kişisel hesabı o. ne paylaşmak istiyorsa, ne paylaşınca iyi hissedecekse onu paylaşır. ben de ulusa sesleniyorum bazen facebook'ta. 150 arkadaşım bile yok ama "neden komünizme ihtiyacımız var" deyip altı kitaplık yazı yazıyorum. beğenmeyen "sie oç" diye yorum yazıyor, kimisi gönderilerimi engelliyor yani olması gereken bu değil mi?

ben de ilişkisini, çocuğunu vs. insanların gözüne sokanları biraz dingil ve çiğ buluyorum ama sonuç olarak bu onların hesabı ve onlar böyle yapmak istiyor. sevmiyorsam gönderilerini görmemeyi tercih ediyorum, bana ne.

Hicbir paylasimda bulunmayan insan ozwlini sakliypr filan degil yeni akternatifler pesindedir. Evdeki sevgili beklesin ama kizlar beni bekar sansin. Ha bunlarin amsalak olup senelerce kiz arkadaslarimla prensip geregi fotograf cektirmiyorum deyip sizden ayrilmadan bulduklariyla boy boy fotograflari olup boy boy paylasan serefsiz modelleri de vardir, bakarsiniz cektirmeyen adam instagramina bile koyar olmus bunlari. Koymayan adam o yuzden privacy diye gelmesşn bana, ortamlarda bekar takiliyordur, baska da bir amaci yoktur.

Sosyal medyadan ilişkimle ilgili hiçbir şey paylaşmıyorum. Sevmediğimden değil, sakladığımdan değil, alternatifleri yolarım. Facebook'un benim için o kadar "kişisel" de değil. Linkedin'in gevşeği gibi. Patronuma söylemeyeceğim veya göstermeyeceğim bir şeyi Facebook'ta yayınlamam. Her türlü iş arkadaşım ve akrabam ekli ve resmi bir şey olmadığı sürece paylaşmam. Ha sevgiliyi eklerim, beğenirim ve laf atarım duruma göre, sadece arkadaşlara açık olsa ya da yakın aileye açık olsa yine gösteririm ama 10 yılda iki kere gördüğüm hala, idare amiri Necati Bey, eski ve yeni öğrenciler, eski ve yeni patronlar, vb'ye karşı özel hayatımı açmak istemiyorum. Ha evlensem "Evlendim" derim, ötesinde yine paylaşacağımı düşünmüyorum, taş çatlasın bir iki foto olur. 10 yıl olmuştur herhalde hesabı açalı, hesabı açtığımda birlikre olduğum kişi ile yıllar yıllar süren bir beraberliğim de oldu. İlişki durumunu değiştirmedim ya da fotoğrafımızı koymadım hiç. Şimdi de koymuyorum. Zaten ilgili yakın çevre kiminle ilişkide olduğunu biliyor. İlgisiz yakın çevre de her şeyimi bilmeyiversin. Instagram'ım yok zaten.

Sürekli sevgili ile paylaşımlar yapan kişi hakkında da bir şey düşünmüyorum. Arada güzel fotoğraf görürsem beğenirim.

Yine aycho+1 (Aycho evlenelim mi?)
Ek olarak, sürekli çok aşığız çok mutluyuz çok geziyoruz çok gülüyoruz ÇOK AŞIĞIZ DEMİŞ MİYDİM diye gözümüze sokanların gerçekten mutlu olduklarına inanasım gelmiyor, IRL eksiklerini sosyal medyada kapatmaya çalışıyorlar sanki.
Ha arada eşinin doğum günü için çok tatlı not yazıp kutlayan, ara sıra bir tatil fotoğrafı, bir eğlence fotoğrafı koyan çiftler var. Onlar benim canım. <3

Yabancı kaynaklardan aradım. Genel uzman görüşü: Bir kere fazla almaktan bir şey olmaz. Zaten nispeten düşük bir doz kullanıyorsunuz. Boşuna strese girmeyin.
www.drugs.com

mutsuz olmak.
bu bir süre sonra karşındakinden rahatsız olmaya kadar gider zaten.

ama bazen insanlar mutsuz olduklarını kendileri bile kabul etmek istemedikleri gibi, karşı taraftakiler de onların mutsuzluğunu umursamayabilir.
yani "ben mutlu değilim" dendiğinde karşıdakinin bundan nasıl etkileneceği tamamen karakter, kişilik, ego meselesi.

mahkemeyi ikna edecek sebep istiyorsaniz, belgelenmis ev ici şiddet gecerli sebep. digerleri icin mahkeme, ailenin birligi falan diyerek anlaşın kendi aranizda öyle delin diyor.

karsi tarafi ikna edecek bir sebep yok. eger bir taraf istemiyorsa ve cirkefleşme egiliminde ise o iş yillar sürebilir. onu ikna edebilecek bir aile büyügü en medeni cözüm, güzel bir dayak kisa vadede etki gösterebilen en az medeni cözüm.

Anlaşmalı boşanamıyorsanız, çekişmeli boşanma deniyor galiba ve iğrenç bir süreç başlıyor. Karşı taraf boşanmak istemezse olay çok uzayabilir. Heleki arada çocuk varsa, hakim de boşamak istemeyebilir.

Aldatıyor, sürekli kavga ediyoruz gibi bir sebep öne sürmeniz lazım. Bu durumda aldattığını veya aranızdaki anlaşmazlıkları ortaya dökmeniz gerekiyor. Uzun ve tüm kirli çamaşırların ortaya döküldüğü + iftiraların atıldığı saçma sapan birkaç sene içerisinde boşanıyorsunuz.

Bence bu kötülüğü kendilerine yapmasınlar. Güvendiğiniz bir avukat varsa, önce kendiniz sonra istemeyen taraf ile beraber görüşün ve sonuna kadar anlaşma yolunu deneyin. İkna olmazsa güvendiği, sözünü dinlediği bir aile büyüğü varsa 2. adımda onu devreye sokun.

Her halükarda iyi bir avukat şart. Onlar süreç hakkında sizi daha iyi bilgilendirir. Benim ki sadece duyduklarımdan, okuduklarımdan ibaret...


.

Duyuru'da arama özelliği var, dediğiniz gibi önceden sorulduğunu düşündüğünüz şeyleri aratıp verilmiş cevaplara bakabilirsiniz:

Arama sonucu link: www.eksiduyuru.com

Not: tavsiye, öneri vb keyword'leri çeşitlendirip aratın

ilginizi cekiyorsa meclise girip denk gelirseniz bir tartisma-gorusme dinlemenizi oneririm.

mutlaka isim yapmış bir müzikale git, dekor sahne ortam çok güzel
camden town da büfelerden yemek ye, st james parktan buckingham palace a yürü,
hard rock cafe de biranı iç, cafenin oranın müzesini gez,
müzeler ücretsiz ve çok güzel en az 3üne git,
thames nehrinde london eye'dan tower bridge e kadar yürü, sokak çalgıcılarını dinle dans et birlikte şarkı söyle :)
publara gir değişik biralar dene
yakın yerlere günlük turlar var onlara katıl (stonhange çok saçma geldi bana, onun dışında her yer çok güzel :) eton-windsor castle, bath, cambridge, oxford hatta harry potter seviyorsan warner bros stüdyolarına geziye git tuzlu biraz ama seviyorsan gidilir bence)
greenwich e teleferikle çık dönüşünde thames nehrinde tura katıl
en kötü eline sandviçini take away herhangi bir yerden yemeğini al hava güzelse git parka orada ye, sakinliğin tadını çıkart

hotels.com dan herhangi bir ücretsiz iptal edilebilir rezervasyon yapın. belgesini alıp 2-3 gün sonra iptal edin.

keza booking.com'dan da ücretsiz iptal seçeneğini kullanarak bakabilirsiniz.

Elektronik sigaranın bir milyon modeli var.

Marka-model verir ya da fotoğraf atarsanız belki cevap bulursunuz.

aa mersinde var mı ben çorumda dağlarda topluyordum.

bitki çayı falan satan baharatçılarda bulabilirsin, yaygın değilse tabi, izmirde durum bu, belki işine yarar..

semt pazarlarına bak köylüler getirip oldukça ucuza satıyorlar.

Eğer mersindeysen,bugün forum avm'nin oralarda satıldığını gördüm,o taraflara bakabilirsin yol kenarında satıyorlardı.

Yaslari birbirine yakin olsa uzulurdu ama bu durumda cok uzulmez bence.

yapısına göre değişir ama normal şartlarda kıskanmaz bence. kardeş küçük sonuçta, yaş farkları da çok. yine de en azından güzel bi gömlek falan alabilirsin.

not: ben doğum günü detayını atlamışım. o zaman boşver ya, onun doğum gününde bi' şeyler alıp yollarsın.

Ortada doğum günü olmasa durup dururken yollasanız üzülürdü ama şu durumda üzülmez.

Bence ona da küçük bir şey almak iyidir.

büyüğe hediye alacaksan, küçüğe göstermeden ver. çünkü küçük olanın doğum günü ve ondan başkasına hediye alındığını görürse kıskanabilir. o gün onun özel günü olarak aklında yer ediyor.

16 yaşında kendi halinde bir çocuksa abisi, bence alma hediye.

Bence de bir şey alın. Hediyenin amacı mutlu etmektir. Kargo gelince de ister istemez bekler insan.

Alın.

3-5 kıyafet aldıysan o abiye de bişe al, tabi ki uzulur cocuk.

bi 50 tl göndersen o da mutlu olur bence :)

al bi bileklik koyu renkli en güzeli, 3 ay takar sıkılır atar ama günü kurtarır.

lütfen ona da bir şey al megerse

Kulaklık al

Sen ve partnerin ne kadar yapabiliyorsanız o kadar olmalı limit sizsiniz.

Vücudun dinlenmesi ve hastalıklara karşı zayıf düşmemesi için bence üç günde bir.

nasıl üç gün ya hangi hastalık? :/ tek eşliyse her gün tabii ki. of cevabım trollük gibi oldu asldkjfa.

1 gun yapılır 1 gun yapılmaz normali budur asfadfdgafd yada gece yapıldıysa sabah yapılmaz sabah yapılmışsa akşam dön sırtını ters kaşık pozisyonnnn al!

Bir kere anormal diye bir şey yok. Kimsenin bunun için otorite olabileceğini düşünmüyorum.

Ben düzenli ilişkim varken her gün istiyordum, her gün yapıyorduk. Bence her gün en az bir kez olmalı.

Sabah kalkıp uzun koşmayacaksan her gece olabilir.

Kişiye ve durumuna göre değişir. Bence sınır koymamak lazım. Bazen olur üç gün üst üste yaparsın, bazen 3 haftada bir. Önemli olan iki tarafında istemesi.

Ben ideal oranın 4 günde bir olduğunu düşünüyorum. 4 günü geçirmemek lazım :)

Kurumsalda yükselme potansiyelin var ise kurumsal. Yerinde sayacağın bir konum ise parayı tercih et.

Yaşın 30'dan küçükse nerede çok şey öğreneceksen o,
30'dan yüksek ise nerede çok para kazanacaksan orası.

amarat'in dedigi gibi
ayrica 1. kriterin kendini gelistirme imkanin olsun. is yerinin sagladigi bir dil kursuna vs. gitme imkani mesela. kurumsal essek gibi calistirip bos isler yaptiriyorsa ve az para veriyorsa, cok para veren aile sirketine girip isten kalan vakitte ve kazandigin parayla kurslara gidip kendini gelistirebilirsin. ama amator sirketlerde de cok zaman kaybetme, bir noktada kurumsala atla cok gec olmadan.

Simdi durumun ne oldugunu bilmiyorum ama biz ergenken; petek dincoz ve nez dinlemek gunaha sebebiyet verebiliyordu. Hatta; izel, burcu gunes, ebru gundes, ebru yasar ve gulben ergen'le gunaha girdigimiz oluyordu. Kisiden kisiye degisir. Hayatimda ilk sevismemde kiz farid farjad dinlemek istemisti. Oyle gunaha girmistik. Sonra o cesit bi gunaha girmedim. Bi kac ay once de vitalic dinleyerek gunaha girmistim.

massive attack
telefon tel aviv
telepopmusic
sneaker pimps
portishead

özellikle massive attack'ın risingson'u günahtan günaha koşturabilir. sakın değerli kardeşlerim, sakın.

Fayfim +++

en sondaki smileyi görünce ben de bir cevap yapmaktan vazgeçtim.

inanmayan biri dahi olsa, cidden bir seyler soruyorsa arastirir, bildigimi yazardim.
ama böyle olmaz.
Usül asıldan önce gelir..
--
@fayfim kaçma , gel buraya

castin timbırleykin sexyback şarkısını dinlemek günahtır. çünkü seks.

koooskoca devlet yapıyor bunun aynısını. adamlar çıkıp asgari ücret net 1300 dedi dedi, ne oldu? asgari ücret + agi (bekarlar için) net 1300 oldu. aslında net asgari ücret 1177 lira.

şu saatten sonra herhangi bir özel firma yapınca niye yaptın desen de havada kalır. anamı seven kadı, kimi kime şikayet edeceksin.

normalde dahil edilmemesi gerekir ama haklısın.

devlet bile dahil ederken özel sektör ebesine bile atlar.

O dediklerin benim başıma gelse, ben de senin gibi düşünürdüm. Haklısın yani öyle düşünmekte.

www.youtube.com

İsmi lazım değil birileriyle kastettiğin sevdiğin hoşlandığın veya seni strese sokan birileriyse (kayınvalide, rakip bir arkadaş vs) elinin ayağının dolaşması bu yüzdende çeşitli sakarlıklar yapıyor olman normal. Nazara inanıyorum ama bunların nazarla ilgili olduğunu sanmıyorum. Nazara inanıyorsan felak ve nas surelerini okuyup Allah'tan bu konuda yardım dileyebilirsin.

benzeri şeyler benim başıma gelse el - göz koordinasyonumu etkileyen bir sorunum olduğunu düşünürdüm. şahsi sakarlıklarımı, kıl olduğum insanlara bağlamak bana zavallıca görünürdü.

yani bence öyle şeyler yok. var olduğunu iddia eden kişilerin tamamı kişisel tecrübeleri sonucu bunu söylüyor. ve kişisel tecrübeler bilimsel bulgu değildir.

delicevat+1

İyi enerji de aynı şekilde yorumlanabilir. Karşılıklı güzel bir çekim hissettiğin birinin olduğu ortamda kendini çok iyi hissedebilirsin, bunu da iyi enerji, aura vs olarak yorumlayabilirsin ama temelde mesele psikolojik.

BUnların hepsi lanetten.

inanırım. ama bu pozitif-negatif enerjinin hayatı etkileme katsayısının abartıldığı kdr yüksek olmadığını düşünüyorum. sen istediğin kadar pozitif düşün, evinden çıktığın anda başına negatif birşey gelebilir. çok kasmamak lazım. sadece genel yaklaşımı pozitif tutmak, gerisini de akışına bırakmak gerek.

pozitif düşünüyorum çok mutluyum diye bir olay yok.

Negatif enerji aldigimiz ve uzerimizde gecici bir mutsuzluk hatta belki ugursuzluk birakan insanlarin varligina inanirim evet.ama bunu abartmamak lazim.bu gun onunla karsilastim butun haftam kotu gececek her seyin sorumlusu o seklinde inanışı dogru bulmuyorum.

inanmak istedikten sonra her seyi enerjiye baglayabilirsiniz.
beyin fonksiyonlarini bilen bir profesyonel, sundan dolayidir diyebilir ya da daha arastirmaya dayali bir sey soyleyebilir ki daha cok merakimi doyururdu. bu yuzden inanmak degil bilmek isterdim.

Adımı seviyorum değiştirmek istemem fakat bir şekilde mecbur kalsam Münir yapardım.

adım çok boktan ya.

balkan ya da toprak ya da savaş olsa sevinirdim adım.

Guzel bir adim var cogu kisi oldukca begenir. Ancak degistirmek istesem bora yapardim.

Valla inanmayacaksınız ama yeryüzünde tek olan bir ad soyad kombinasyonum var ve 100000 lira verseler değiştirmem. Mükemmel çünkü.

"zoka" yapardim.

adımı değiştirmek zorunda kalsam d ile başlayan bir isim seçerdim. d ile başlayan isimlerin üzerimde olumlu bir etkisi var.

Ben yalnızca kendi adımı değil herkesin adını değiştirirdim çünkü kişi adlarını cinsiyetçi buluyorum. Kimsenin adı cinsiyet bildirmemeli.

adımı değiştirmeyi çok düşündüm ama uğraşmak istemiyorum ve alışma süreci de zor olur diye değiştirmeyi düşünmüyorum. ama değiştirseydim türkü olurdu.

Aslinda istemem. Begendigim isimler var ama hic kendimde dusunmemistim. Ama gecenlerde starbucksta adimi yanlis anlayip 'Sezen' yazmis calisan. Birden cok begendim, sanki bende tam Sezen tipi varmis gibi geldi bir an. Kendimi Sezen olarak dusunebildim. Keske adim Sezen olsaymis dedim. :)

Galaktik İmparator Zottirik Muhteşemoğlu

Ben Ata yapardım sanırım.

Barış Toprakoğlu (soyadını da değiştirebilseydik.)

hayatta değiştirmezdim bence adım çok güzel. çocuğumuza da aynı adı koyalım diyorum ama işte malesef :(

ismim çok kısa ve yaygın, bu yüzden ikinci isim olarak babaannemin adını almak isterdim. gariban kadın ben 1 yaşımdayken ölmüş zaten, keşke babamlar ben ilkokulu bitirmeden ekletseymiş.

adımı çok seviyorum.

"doğa" ya da "sera"

"Ne dangalakmış len, ucuz kurtulmuşum ^^" derdim :)

"Onca zaman onu düşünüp benimle takılmış demek" derdim.

dangalaklıkla alakası yok bunun. seviyormuş demek ki mutlu olsunlar derim.

"Hayırlı olsun" derim.

bemile olduğu bütün zamanlar onu unutmadığını kafasında olduğunu düşünürüm. kendimi bir bakıma aldatılmış, değersiz, kırgın, kızgın hissederim.

Allah mesut etsin derim.

benimki evlendi, bi şey hissetmedim; mutlu olsunlar dedim içimden

benden sonra ne zaman evlendiği ile ilgili bişi bence, ertesi ay gidip evlenirse çok kötü hissederim, iki sene geçmişse o kadar da kötü hissetmem. mutluluklar dilerim olur biter

"meh" der geçerim

düğünlerinde oynarım.

benimki evlendi. evlenen adam enayi bence, iyi yırtmışım.

soru ne hissedersiniz?
evet elbette hayirli olsun derim. ama ne gissederim? bozulurum lan. valla demek ki benleyken onu düşünüyormuş diye dusunurum, kendimi aldatilmis hissederim.

fotoğraflarına bakarak gülerdim. düğün fotoları komik olur. varsa bana link atın ahali fb den bakayım biraz.

"çok da fifi" derdim.

ağlarım.

Bi bok bilmiyomuşum derdim

fotolarına bakaraktan gülürüm.

Sevgilim evlenirse sorun var, benden ayrıldıktan sonra teknik olarak sevgilim olmuyor, o zaman istediğiyle evlenebilir.

"Sevgili" iken, yani benimle beraberken eski sevgilisiyle ya da başka biriyle evlenirse bayağı öküzlük olur. Bayağı üzülürüm. :)

"Eski sevgili" statüsünde olduktan sonra yaptıklarıyla ise ilgilenmem. İstediğiyle evlensin, bana ne.

(bkz: sphynx cat)

kişilik bozukluğudur. uzak dur borderline insanlardan.

bu tür teşhisleri ancak psikiyatristler koyar.
borderline insanların "genelde" kendinden başkasına direkt zararı yoktur.
ben bir borderline'ım ama kimse gelip bana sen çok borderlinesın demedi. cahilce bir davranış, sana yapıldıysa ayıp etmişler.

söz dinleme, herkes kendi istediğini kovalar bu tip organizasyonlarda. sonra dedikodu ortamlarında ben istedim aldı muhabbeti döner.
not: koca karı dolu apartmanda yaşayan tecrübeli bir genç.

Görümcene ne yahu, kendi istediğin gelinlik nasılsa onu al tabi ki. O gitsin kendine istediğini alsın, zaten evliyse de sussun bir zahmet.

Ek: Başlıktaki soruyu da cevap vermiş olayım: Görümcenin tavsiyeleri bence yerinde ama fikirlerini "aman alma", "sakın şöyle olmasın" diye söylemesi sinir bozucu. Yoksa kuyruk ve duvak uzunluğu tabi ki önemli, ama senin beğenmen daha önemli. Uzun kuyruk, uzun duvak istiyorsan öyle al.

kendi istediğin ama içinde rahat edeceğin bir gelinlik al. bir de bence sonradan geri vermeli al kirala yani. üzerine göre dikiyorlar sonra geri veriyorsun paranın bir kısmını geri alıyorsun. ben öyle yaptım. o gelinliği evde koyacak yer bulamıyorsun genelde.

kuyruk için bişey diyemem ama çift kat duvak takabilirsiniz, biri uzun biri kısa, nikah kıyılır nebileyim ilk dans falan, sonra uzun duvağı çıkarır göbek atmaya devam edebilirsiniz.

ben öyle yaptım, oluyo yani. duvağı takacak olan kuaföre bunu belirtmeniz yeterli, ona göre takıyolar.

dekolteye dikkat edin. fazla olursa hareket ederken iyice açılır sonra fotoğraflardan rahatsız olursunuz.

Güzel olmasına.

Kuyruk icin arkaya bi dugme yapiliyo, nikah seremonisinden sonra o dugmeyle toparliyosun orana burana takilmiyo

Uzun duvak ve kisa duvak yaparsin, seremoniden sonra uzunu cikarirsin orana burana takilmaz millet basmaz

Gorumcen de kiskanc olsaymis. Tabii ki istedigin gelinligi alacaksin ama evlenmis olanlari dinlemekte de fayda var. uzun duvakla dugun gercekten zor gecer herkes basar cunku ustune ve kafan agir kalir. Sonra balayinda paso boyun agrisi

cogu kisi 27 yasindan sonra basliyor is hayatina, sevebilecegin bir ise sifirdan baslamak icin gec degil.

27 gayet uygun bir yaş meslek değiştirmek için. ama bu sefer gerçekten sevdiğin işi bul. :)

aynı ben. ama askerlik yok vs yok özel sektörde adam akıllı gelirle iş bulacak torpil yok, mühendisim yeterli tecrübem yok.
yok oğlu yok

bende aynı durumdayım. yaşım 26 ve makine mühendisiyim ama 1,5 yıldır mesleğim ile alakalı iş yapmıyorum daha çok SAP programı ile uğraşıyorum. ve mezun ol,askere git, iş bul derken mühendislik bilgilerimin de çoğu gitti aklımdan. ingilizcemi de çok aktif kullanmadığım için yavaş yavaş kelimeleri unutmaya başladım.
şimdi de bu bütün olumsuzlukları hayatımdan çıkarmak için yüksek lisansa başlayacağım. hem çalışıp hem okuyacağım ve bu zaman içinde karşıma sevebileceğim, çok çalışmanın beni mutsuz etmeyeceği bir iş imkanı bulunca da oraya geçerim.

ben de meslegimi seviyorum, iş ortamını yöneticilerimi sevmiyorum.

hep birlikte mutsuzsak mutsuzuz demek ki :P

sgk güneş gözlüğünü ödemez. yasadışı şekilde optikçilerle anlaşma mevcut. tüm sülale gidip numaralı gözlük yazıdırıyor, optikçi de onları vermiş gibi kuruma fatur ediyor ama vermiyor. onun tutarında bi güneş gözlüğü veriyor.

Gittigidiyor.com'dan herhangi bir mağazadan ekran ve tornavida setini satın al. Biraz becerin varsa yapabilirsin. Nasıl yapıldığını adım adım anlatan videolarda var internette. Kalite konusuna pek takılma. Birkaç kere ekran kırmış birisi olarak söylüyorum, ucuzu da pahalısı da hemen hemen aynı. Farklarını göremedim.

100-250 TL masrafı var dışarıda yaptırırsan. servislere telefon aç sor.

İstersen sana birinin numarasını verebilirim, ucuz bilet ayarlayan aracı; ama kesin bilet alacaksan.

www.expedia.com

Bütün travel girişimlerimi buradan yaptım.
memnunum öneririm.

ekobilet
skyscanner

vitamin, mineral eksikliği, saçla çok uğraşmak (fön, perma, kimyasal vs.), tiroid hormonunun azlığı aklıma gelenler. seninki hangisi nereden bileceğiz? her şeyi denedin olmadıysa bir cildiyeye görün

şampuandan sonra saç kremi kullanabilirsin.

genetik, cildin kuru, sıcak su kullanıyorsun vb.

Genetik. Ama daha az şampuan kullanabilirsin, her duşta sampuanlama mesela. Sonra serum, maske ıvır zıvır kullanabilirsin, bol bol sıvı almayı da unutmamalısın.
Ben kendimde direk bir çözüm bulamadım, ama her gün şampuanlamamak ve az kimyasal içerikli şampuan kullanmak işe yarıyor sanki. Serum ve maskeler görüntüsünü toparlıyor, kuru ele el kremi sürmek gibi.

kıvırcık saçlı mısın ? Genelde kıvırcık saç daha kuru ve sert olur. Şampuanını değiştirebilir, banyoda ılık veya serince bir su kullanabilir, kuruturken yüksek ve uzun süreli ısıdan kaçınabilir, haftada bir saçına nemlendirci maske yapabilir veya banyodan sonra saçına hindistan cevizi yağı sürebilirsin.(çok az miktarda ve diplere gelmeyecek şekilde )

Daha çok boyattıktan sonra böyle oldu, ince telli saçım ve siyah şu an. Önerebileceğiniz bir bakım ürünü var mı bunun için?

Ne yazık ki ince Telli saçlarda da bakım maskeleri yağları ağır duruyor, tüm markalar çok güzel vaatlerde bulunuyorlar ama henüz ne yazık ki memnun kaldığım bir ürün olmadı, ki en yüksek segmentten en market ürününe kadar her şeyi denedim.
Tavsiyem dibine yağ sürme, bakım maskesi niyetine, sonra onları kafadan çıkarmak için yıkıyoruz daha kurutuyor.
Bir süre saç maskesini haftada 3-4 güne çıkarabilirsin, saç kremi yerine onu kullan hatta, kuaför öyle tavsiye verdi, tavsiye ettiği ürün de loreal professional, şampuan maske ve iksir gibi bir adı olan serumdu, almadım.
Havluyla kurutmak uçlarına kurutma makinasını tutmamak da gerekir.

cok iyi.
www.nashi-argan.com

Doa kozmetik - hindistan cevizi yağı (banyodan sonra saçının uzunluğuna göre çok az miktarda, (çay kaşığının ucuyla veya en fazla yarım çay kaşığı) elinle eritip, saç boylarına sürebilirsin.

Doa kozmetik - keratin maskesi ( haftada bir veya iki gün , temiz ve nemli saç boylarına bolca sürüp en az 5 saat bekletip, güzelce duruluyorsun.)

Kuzeni ile muhabbetine, eski sevgilisi ile muhabbetine bağlı. Kızın zorunluluktan kalıp kalmamasına bağlı. Siz ayrıldığınızda neden böyle bir plan yaptığına bağlı cevap.

Kuzeni evli, çok görüşmüyolar. Kızla 2626272 sene önce sevgililermiş. Kızın İstanbul'da olması için hiçbir sebep yok, bir tane arkadaşı bile yok burda. Planı neden yaptıklarını anlayamıyorum ben zaten.

Gecmis olsun :)

Geçmiş olsun. +1

hov... o işi silkerler. gerçekten de...

sevgilinin evine git kızla tanış, bak bi nasıl biri. sonra gel bize anlat

neden iptal edememiş ki aslında?

Kızla tanıştım. Sorunlu bildiğin, benim yanımda sevgilimi azarlıyo falan. Memnuniyetsiz. Sevmedim hiç iyice deliriyorum.

acını anlayamasam da paylaşıyorum.

bostan korkuluğundan hoşlananı ilk defa gördüm.

sevgilini o kız senin yanında azarlayınca sevgilin "peki" mi dedi?

Bunlar yakın arkadaş ya sözde samimiyetmiş o. Daha doğrusu onu kimse azarlayamazmış, öyle şey mi olurmuş.

bıragghh de.

surata da o ifadeyi tam oturt.

sen de kal? ne yap et sen de katıl ve sinsice kıza defolup gitmesi gerektiğini hissettir. yap bunu. (:

sevgiline durumu çaktırma kıymete biner sonra
kız güzel ki kıskandı falan diye düşünür daha çok delirirsin

Pompa Alarm \o/\o/\o/

abo ortama bak.

bacım kaç kendini kurtar, 3leme çekmenin peşinde o eleman askdjslad

yakın arkadaş filan değil onlar, sevgilin senden ayrıyken 'şu tarihte gel bende kal pompez yaparun' diye plan yapmış, sonra da o planını gerçekleştirmiş, tabii senle barıştığı halde niye daha hala böyle işlerin peşinde o da senin bileceğin şey.

ben hatun olsam, böyle bi ortamın ortasına düşsem valla kaçardım yani, pis pis şeyler asdjal

Kızın beli tutulmuş dün gece acile gitmişler arkadaşlar. Ahım tuttu diye sevineyim mi yoksa ulan durup dururken gece gece insanın neden beli tutulur hastaneye gidilir diye üzüleyim mi bilemedim.

yavrum sen saf mısın? delirtme insanı yahu.

doktor kıza merhem yazacak. e beline kendisi süremeyeceğine göre sevgilin sürecek. günde minimum 3 defa sürecek olsa, e olur bu iş.

valla tebrik çiçeği falan yolla bence bu yeni çifte.

Pompa var.

bacı kardeş kusura bakma da senin sevgilin o hatunla kesin çarpıştı, bu birincisi.

senin sevgilinin o hatunda uzun zamandır gözü vardı ki 2 yıl görüşmemesine rağmen senden ayrıldığı ilk fırsatta o hatunu evine davet etti, üzerine senle barışmasına rağmen bu planı iptal etmedi, bozmak istemedi, bu da demektir ki bu eleman bu hatunu harbiden arzuladı ve elde etti, bu ikincisi.

sen de tam bir safsın ki burada 'hatunu göndermeyi başardım zafer benimdir' diye seviniyorsun, senin sevgilim dediğin eleman muhtemelen dün gece o hatunun belini sakatlayana kadar üzerinde çalıştı, hevesini aldı, sonra da bugün evinden gönderdi, bu da üçüncüsü.

şimdi şu yazdıklarımı alnın terleyene, ellerin titreyene kadar bi oku ve hazmet, sonra da neyin doğru olacağını düşünüyorsan onu yap.

hadi bakalım.

e yuh. kötü hissederim, birlikte olduklarını düşünürüm

bu iki kişi 2 senedir görüşmeyip, siz ayrılık sürecindeyken görüşüp plan yapıyorlar. ee güzelmiş, siz bunu öğrendiğinizde niye karşı çıkmadınız? kabul etmeseydiniz, ya iptal etselerdi veya başka yerde kalsaydı. kız arkadaş olarak sizde kalabilirdi. kalacak yeri yok ve yıllık izninde sevgilisi olan bir adamın evine geliyor, ilginç yani. neden bu kadar alttan alıyorsunuz? ben de bunu merak ettim.

kusura bakma ama onlar çoktan sikişmiştir zaten

ben zerre kiskanc olmayan bir insan olarak soyluyorum:

bu, devasa sacma bir durum.

barisinca iptal edememis diye bir sey yok. iliski yasadigin insan hayatindaki en onemli ve oncelikli seydir demiyorum. iki insanin da kendi hayati ve iliskileri olmazsa asiri sagliksiz durumlar ortaya cikar. ama bu durum o degil. bu yapilanin hicbir aciklamasi yok. boyle iliskisini(eskiyle) ayarlayamayan bir insan gercekten o iliskiyi(su anki iliskisi) yurutmek istemiyor ya da yurutemiyor izlenimi veriyor bana.

bir de yaninda azarliyor, bir de beli sey oluyor. vay vay hikayelere gel. beli neden sooolmus acba yea?! kiz da ilgi aci. hic hoslanmadigim insan tipi. ben oyle bir insani vaktinde begenmis insana bile saygimi kaybederim.

bence iliskini genel olarak gozden gecir. cok ciddi mantik hatalari var.
eski sevgiliyle ayrildigim donemde program yapilcak, sonra ay artik ayarladiklanacak, kadin gelecek sevgilimin evinde kalacak. bak cok abuk.

lose yourself to dance - daft punk
galvanize - chemical bros.

www.youtube.com
budur büyük ihtimalle

www.youtube.com

Bu değildir belki ama hoş parçadır vesselam.

www.youtube.com

acaba bu mudur?

s&m rihanna

kuzguncuk'ta evlerin arasında çok güzel yerler var. kayalıklarda iç. bir keresinde leylek bile görmüştüm önümde denizin içinde.

Ya öyle değil mekan olarak.

karga

senin aracını nasıl kiralayacak? senin şirketin mi var, kime fatura kesecek?
Bence kendi arabanı sat, hiç uğraşma kazası var belası var, adam gibi yerden kiraladın mı kazada, bozulunca yedek araba veriyolar, senden kiralasar bu hizmeti verebilecekmisin? :)

satın gelirini başka yoldan değerlendirin derim ben. kiralarsanız da ve rakamlar belli ise yatırım hesabında değerlendirebilirsiniz. ikisini de mukayese edip en karlı olanını seç.satman senin için daha karlı olur diye tahmin ediyorum.

bizim sirkette de sunuldu aynı imkan. hep satildi arabalar. alternatif yatırıma gitti paralar.

bencede satın arabanızı kafanız rahat olur

Ayrıl gitsin.

Yani sat bence, şirkette uzun süre kalacağını düşünüyorsan, o şirket arabası daha en az 1-2 sene sende duracaksa.

Satmak mantikli
Kiralarsanir o "ek gelir" haya huya gider. Bu sekilde en azindan toplu halde elinize gecmis olur, baska bir yatirimicin (daha yuksek bir araba, bir ev gibi) pesinat yaparsiniz

arabanı sat hacı, oradan gelecek para ile herhangi bir yatırıma yönel yapabildiğin ölçüde. sat.

Sirketsiz faturasız resmiyetsiz arac mi kiraya verrilir. Kaza yapsa bi ton masraf. Birine carpsa oldurse kacip gitse. Plakasını alsalar sen sorumlusun

"birisi de çıkıp kış günü evlensin! nedir bu yaz ayları merakı" diye düşünürüm!

hangi eski sevgilim olduğuna göre değişir..

tek birisinin evlenmesine üzülürüm sanırım diğerlerinde de kıza acırım yazık la diye :)

www.youtube.com

11.saniyeden sonrası

şöyle üzülürüm: www.ciftlikdergisi.com.tr

"yazık yav evlendiği kişiye."

@tuzak kurdu o nasıl bişeydir ya :))

Benimki düğüne bile çağırdı, istersen şahidin olurum deyip geçiştirdim.

hangisi olduguna bağlı da en son bi tanesi cok taş bi rus hatunla evlenmiş,ona sinir olmuştum:)
ruslar yaşlanınca cok çirkin oluyo yeaa diye kendimi avutuyorum:P

bi tanesi evlenmişti bikaç yıl önce, çok sevindim, oh mutlu olsun ne güzelmiş, darısı başıma dedim. hatta kendisini de kutladım :)

evlendi hiçbir şey hissetmedm

benimle beraber olup ayrıldığım her hatun 1 sene içinde evlendi :) allah mutlu etsin derim herzaman.

ben bu konuda çok kaşelotum sanırım. Eski kız arkadaşım evlendi, ama biz onunla hala konuşuyoruz. Çünkü kendisi en iyi arkadaşımdı. Konuştuklarımız havadan sudan hayattan şeyler. duygusallığa dair bişey yok. Yanlış biliyorum ama bitecek bir yerde zaten...

Bana mesela 3d tv, ps4 gibi elektronik şeyler alınsa hoşlanırdım :) Ya da lig tv hediyesi, takımımın kombinesi.
Onu tanıyorsundur az buçuk.. Nelerden hoşlanır..

saat

kol dugmesi

Otuz yaşına özel bir parti de olabilir ama aklıma değişik bir fikir gelmedi. Tv ya da ps4 mantıklı ama bütçesi yüksek malesef şu an :(

ben veriyorum, ö.m. attım.

sana yakın oturuyorum baya bir hem de mesaj kutunu da yeşillendirdim yardımcı olabilirim :)

Kediler gece hayvanlarıdır, dışarı çıkması gerekir, sürekli evde hapsetmek yanlıştır.

evde hapis tutmuyorsunuz, güvende tutuyorsunuz.
bence cama bir sineklik yaptırırsanız işi garantiye almış olursunuz.
bizim tüm camlar sineklikli mesela.

çünkü kediler atlayabiliyorlar.
özellikle başka bir kedi ya da kuş vs gördüklerinde.

benimkiler de mesela camın önünde oturup dışarıyı izliyorlar, sonra gidip uyuyorlar, oynuyorlar vs.
siz neye alıştırırsanız ona alışır.

Bizimkiler de öyle. Bizim camda sineklik var, camda mırmır oturuyorlar. Sonra da mutlu mutlu yalanıyorlar, bir sıkıntı yok bence. Sineklik taktırın, hava alsın bıcır.

1. kat olduğu için korkudan kaçamıyor demişsin ama dışarı çıkmak istiyorsa o 1. kat onu çok fazla tutamaz. Bir arkadaşımızın kedisine geçici olarak bakıyoruz ve 1. katta evimiz. Hiç sokakta yaşamamış olmasına rağmen camdan dışarı bakıyordu sürekli ve geçen atlamış aşağı. Yani o korku çok uzun sürmez haberin olsun.

Kuş görüp ona yapıyordur. Öyle aşırı bir sokak özlemleri olmuyor, kendinizi üzmeyin.

benim kedimde sürekli pencerede hatta balkonda ama evim 4 kat arada güvercinlere bakıyor orada güneşte oturuyor sen onu güvende tutuyorsun sineklik taktırırsan hava alır sürekli iyi gelir ....

dışarı salsan eve gelmek isteyecek, evde tutsan dışarı kaçmak. kedi böyle bi hayvan.

Kuşlara mırlıyodur o, konuşuyodur :)

Evde hapis tutmuyosunuz iyi hoş çıkıp gezsinler arada doğru ama tekme ayan psikopatı mı dersin, kovalayan köpeği mi dersin, ezip kaçan sürücüleri mi dersin tonla tehlike var. Gider kaybolur dönmez falan. Ev en güvenlisi istediği kadar mırlasın. Bizimki de kapının önünde haykırıyodu ama kapıyı açınca da koşarak saklanıyodu mal evin içine, çok dertlenmeyin yani. Ama sineklik taktırsanız fena olmaz.

bu cancişler nerede ses, hareket var oraya takılırlar.. başka kedi sesi, kuş cikciklemesi, kanat sesi, yoldan geçen insan sesi, hareket, hava sıcaklığının farklı olması falan hep ilgilerini çeker.
sineklik iyi fikir, şimdiye kadar oturduğum evlere taktırdım, yazın sıcakta sinekliğin dibinde yatıyorlar.. en azından bir yere taktırın, hem siz de rahat edersiniz.

O zaman ben bir sineklik taktırayım -oy birliğiyle- o da havalansın yavrucak. Teşekkürler, benim ki biraz fazla evham olmuş demek :)

bu soruyu birisine sorduğun an bil ki aldatılıyorsun

iki seçeneğin var ya paranoyaksın ya aldatılıyorsun. tabi burası internet herkes bir şeyler söylüyor. sen yine de emin olma.

his olarak bazıları uyanıyor bu duruma ama ya kabullenemiyor ya da konduramıyor ondan üstünü örtüyor. bunun dışında cinsel ilişkide azalma, ilgide azalma, görüşmede buluşmada azalma, eften püften kavgaları uzatma ya da hiçbir kavgadan sonra aramama (önceden böyle yapmıyorsa tabi). bazen de aldatmanın ilk zamanlarında açık verme korkusuyla aşırı ilgilenme. kısacası bir gariplik olduğunda genelde ya aldatılıyorsun ya ilişki bitiyor adam/kadın eğer herhangi bir özel sorun yaşamıyorsa.

"paranoyak olman takip edilmediğin manasına gelmez." şeklinde bakıyorsan dünyaya, kolay olablir.

kadınsan hissedersin

facebook ta ilişki başlangıcı benimle olan ilişkisinin bitiminden önceydi :)

the machinist (çok sağlam filmdir, korku değil ama gerilim denilebilir)

1408
shutter island
cube

fındıkzade.

Üsküdar iskele yakınları hoş olur

bağlarbaşı

fındıkzade süperdir ama evleri 50 yıllıktır. yeni ev takıntınız yoksa fındıkzade+1

halıcıoğlu

bi araştır istersen. istanbul'un çoğu yerine tek vesait ile gidebilirsin. fiyatlarında çok uçuk olacağını sanmıyorum.

Yalova. İstanbul olmasına gerek yok feribot var.

Ağva en güzeli

yeşilköy güneş plajı, denızı güzel, sakin, haftaiçi pek kalabalık değil...

Burnuna hafifçe vurup hayır diyebilirsiniz. Belli bir kelimeye alıştırırsanız sonrasında rahat edersiniz ve evet, ısırma gibi alışkanlıkları küçükken yok etmeniz iyi olur. Önemli olan yaptığı anda tepki vermeniz. Bir şey yaptıktan 10 dk sonra azarlarsanız anlamaz neden azarlandığını, sinirli olur.

Oyun istediği müddetçe ısıracaktır ya da istediği olmadığı müddetçe. Bu kedinin huyuyla ilgili bir şey ve kediler, köpekler gibi değildir yani her komutuna uymazlar. Çok daha keyiflerine düşkündürler. Köpekler sahiplerinin siz olduğunu, kediler ise size sahip olduklarını düşünürlermiş. Dolayısıyla her ne kadar sizi anlıyor olsa da çoğu kez zaten istediğinize uymayabilir. Yemeğe zıplamamasını istiyorsanız kesinlikle kendi yemeğinizden kıyamadığınız için bile olsa ona yemek vermeyin, yere yemek atıp vs. beslemeyin. Acıktıysa gidin kendi kabına mamasını koyun ama siz yemek yerken masanın altında dolaşarak sofradan atılanları yeme gibi bir huy edindirmeyin yani. İlk başta eğlenceli gelebiliyor ama biraz daha büyüyüp çok daha yükseklere atlamayı öğrendiğinde sofrada tabağın ortasında bir kedi görmeniz mümkün olur aksi halde.

Elinizi ısırdığında ise burnuna hafif vurup sesinizi bir ton yükselterek hep aynı kelimeyi söyleyin: hayır! ya da yapma! gibi. Sonrasındaysa elinizi hafifçe önünden uzaklaştırın, elinizi unutmasını sağlayın. Siz hayır dedikten sonra önünde hareket eden onu tutmaya çalışan ondan kaçan hareketli bir el görürse daha da saldırganlaşır yakalamak için uğraşır.

Öncelikle, bebişinizi güle güle büyütün, uzun sağlıklı bir hayatı olsun inşallah...

Sorunuza gelecek olursak; şu an hiçbir şey yapmanıza gerek yok. O daha bir bebek. Sizinle oyunlar oynaması, elinizi tırmalaması ısırması (dişi kaşınıyo) çok normal. Ama zamanla tüm bu alışkanlıklarından vazgeçecektir. İlerde yine elinizi ağzına alabilir, ama asla bastırmayacaktır, en fazla şöyle bir ağzına alıp yalar bırakır. Veya oyun oynarken yine patilerini kullanacaktır ancak asla tırnaklarını çıkartmayacaktır. Yani bunlar zamanla yerine oturacak şeyler. Sabırlı olursanız, minik dostunuzun nasıl da büyüyüp olgunlaştığını ve olgunlaştıkça sakinleştiğini göreceksiniz. Kolay gelsin...

ornitorenk+1

ilave olarak, ısırmaya başladığı zaman oyunu bitirin. o hareketinin oyunu bitirdiğini anlasın. fırçanızı atın, burnuna iki parmakla pıt, sonra arkanızı dönün. yalnız 15 dakika sonra barışmayı unutmayın :)

yemek konusunda da, yemeğimi mutfakta yerken kapalı tuttum hep, ev yemeği de vermedim hiç 1 sene. şimdi ben yemek yerken dönüp bakmıyor bile.

piresi insana geçmez, ense damlasından sonra parazitler ölür ve vücuttan uzaklaştırılır, 2-3 ayda bir tekrar parazit ilaçlarını yaptırmanız gerekecek, yarın ihmal etmeyin veterinere götürün, iç parazit insan açısından çok daha tehlikeli ve bunun için hap ve ya iğne yapılması lazım.
veteriner aşı takvimini düzenler zaten.
2-3 gün sonra kontrol edin pireler duruyorsa tekrar dış parazite müdahale etmek gerekebilir, ama ölmüştür var olanlar dökülüyodur muhtemelen, gazete serip üstünde ince dişli erkek tarağı gibi bir tarakla tararsanız hem tüylerinde dolanıklık falan varsa çözülür hem de ölü parazitleri üzerinden tahliyeyi hızlandırmış olursunuz.yıkamaya falan kalkmayın yani.
bundan sonrasında kum ve kum kabı almadıysanız alacaksınız, taşıma kabı alacaksınız, suyunu düzenli değiştireceksiniz, göbüşünü mıncıracaksınız falan:)

Teşekkürler :) ben kumunu, kum kabını, taşıma kabını falan hep aldım zaten. İç parazit çok acil yapılmalı o zaman? Pirenin insana geçmediğine çok sevindim çünkü hoplaya zıplaya gidenleri var. Umarım eve falan yerleşmiyordur çünkü hala pireleri var ve kedicik mecburen içerde.

yok o pireler insana yerleşmiyorlar, parazit olduklarından da beslenecek bir konak bulamayınca ölüyorlar kısa sürede.eve süpürge atarsınız ölüleri de gitmiş olur:) kedicik o parazit ilacı sıkıldıktan sonra da parazitlere karşı korunmuş oluyor, giden canlı pireler hemen gelip tekrar yerleşemiyor yani.