Ekşi Duyuru

uçak yarım saat taksi yapiyor en az istanbul havalimanında, çok zor.

haklarınızı bilmiyorum ama kaçırmanız çok olası. haklarınızı araştırın. ya da otobüsle gidin.

riskli. ama imkansız değil. bazen aktarmalı yolcu 10-15dk da yetişebilecek gibiyse bekletiyorlar uçağı.

çünkü varış saati genelde fazla yazılıyor.

misal bu uçuşun geçmişine baktığımızda , geç kalksa bile 15-20 dk , yine de varış saatinden önce varabiliyor.

www.flightradar24.com

3saat 16k da sürmüş maksimum 3.34 sürmüş son 3 uçuşta. ve 12den önce varmış hepsinde de. taksiyle falan 12.15deseniz. koşa koşa pasaporta gidip e-pasaporttan geçmeniz lazım.


ama yine de stresli 30dk rötar yeseniz lan yetişebilecek miyim stresi olur insanda, pasaport kontrolü vs de var. muhtemelen kaçırırsınız 30dk rötarda

konaklama sağlarlar size yetişemezseniz. yine de teyit edin.

akli bi karis havada ilerlersen yetisemezsin. cunku havalimani cok buyuk ve ufak detaylar var.
tum algilarin acik ve planli ilerlersen yetisirsin. ondan kastim iste kuyruk varsa alternatife yonelmek, guvenlikten rica etmek, ucak sonrasi shuttle varsa business icin oncelik rica etmek, gerekirse scooter kiralamak, hizli gecis sistemini kullanmak, yanlis yerlerde vakit kaybetmemek vs..

Rötar olmazsa ucu ucuna yetişir. Yetişmezse bir sonraki uçuşa bilet verirler. Sonraki uçuş ertesi günse yemek/otel masraflarını karşılamalılar.

Çok zor riskli

Ben sirf o strese girmemek icin almazdim bu ucusu. Pasaport kontrolu de olacak.Ucak IST havalimanina teker koydugunda nerdeyse 20-25 dk kadar suruyor adimini ucagin disina atman.Bunun yurumesi var pasaport kontrolu var.Zor is

biz de yurtdışında konsoloslukta evlendik. sağlık raporunu birlikte alma gibi bi şartı yok. iki ayrı kurumdan birbirinizin TC'sini belirterek alıyorsunuz. erkek olan taraftan sma testi de istiyorlar. risk çıkarsa kadından da test isteniyor.

www.fmscout.com lisans yaması için game pass klasörü burada yazıyor.

1) revolut'u bilmiyorum ama enpara için ıslak imzalı mühürlü evrağı türkiye'de kargoyla genel merkez gönderiyor istendiği zaman. revolut'a danışın, onların da benzer bir uygulaması olabilir.

bonus) ayrıca ıslak imzalı dilekçe ekleyin. gerekli açıklamalarınızı yazılı yapıp, ek belge talep edilirse sağlayabilirim vs gibisinden belirtin zararı gelmez.

başvuru yaptınız mı? TR deki visa türleri içinde nomad visaya dair bir seçenek yok. Residence without work permit türünden randevu aldım ama evrak listesini UK ile karşılaştırdığımda aynı değil farklılıklar var. ben de ne var ne yoksa topluyorum ama bi bilene danışmak istedim bi burayı buldum.

Biz turk hatlarimizi rahat tarifeye cevirdik. Ayda 10 lira oduyoruz, turkiye'de tatilde oldugumuzda paket aliyoruz.

Esimin yasadigimiz ulkede turkiye de dahil olmaz uzere yurt disinda kullanacagi 6 gb interneti de var ama her yerde cekmiyor hatti maalesef.

Benim de öyle zaten. Bugün Türkiye'ye geldim. Aldım internet paketini paylaşıyorum diğer asıl telefonuma. Ama hep 2 telefonla gezmem gerekecek böyle olunca. Yabancı hattım TR'yi kapsıyor ama çok pahalı tarifeler AB dışında olduğu için.

telefona turk hatti takiyorum. hemen kitlenmiyor, 120 gun suresi var. hic iki telefonla gezmedim, zaten tek bir telefonum var.

zaten "kitleme" dediginiz sey telefon tumden kullanilamaz hale geliyor degil, sadece turk hatlariyla erisime kapaniyor. yani zaten diger secenek o telefonu turkiye'de hic kullanmamaksa ortada bir kayip yok.

Tr sim karti takilip paket alinip nternet ve yurtici iletisim icin kullanilabilir. Yurtdisi iletisim de whatsapp uzerinden devam ettirilebilir.

yurtdışı hattım tr'yi aynen ab'de olduğu gibi kapsıyor. o tarz bir operatör bakabilirsiniz.

Ailedeki herkesin telefonunu zamanında çift simli olarak almıştım. Yurtdışında içinde fark etmez her zaman çift hat sürekli içlerinde. TR hatlarımızı kontorluye geçirdim yıllar evvel. Böylece TR'ye geldiğimiz anda kontor yüklüyorum, yabancı hattı deaktif ediyorum veya internete kapıyorum ki yazmasın, telefonun tüm fonksiyonları aynen çalışmaya devam ediyor.

ben Turk sim kartimi kullaniyorum. zaten her ay harac gibi oduyorum. kontorluyken daha guzeldi, 4 ayda bi para yukluyordum mis.

iki telefon tasimaya alternatifler sunlar:
1- sim karti cikarip takmak (riski var, otekini kaybedebilirsiniz)
2- yabanci hatti e-sim yapip turk hattini hep takili kullanmak veya tam tersi.. (telefon calinirsa tr hatti tr'ye gidene kadar yok)
3- bambaska bir e-sim kullanmak.

en son geldigimde 3'u yaptim zira TR hattimi bulamadim evin icinde. Airalo diye bir sey var indiriyorsun ve cat diye internet yuklemis oluyosun telefona. biraz pahali tabi (1 gb=4,5$) bakinca ama 4 gunluk seyahatim icin sim karti daha fazla aramaya ugrasmak istemedim.

%90 baskalarindan hotspot wifi. Cok zorda kalirsak roaming, gunde $12 flat fee.

tr hatti vardi kapattim..

Evet, kullanabiliyorsunuz.

Selam ben milano'dayim. Burda çok kuyruk vardı ilk turda. İlk gün sabah çok erken veya daha çok akşam saatlerini 21-23 gibi tercih ederseniz daha iyi olabilir. Akşam için dönüş biraz sıkıntı olabilir tabii. Demek istediğim gün ortası random bir saatte 7 8 saatlik kuyruk bekleme ihtimali olabilir yine az sandık açarlarsa

Yurtdışının tamamı tek bir seçim bölgesi sayılıyor. Bu nedenle oy kullanılabilen herhangi bir yurtdışı sandığında oy kullanabilirsiniz.

ben artik cook yavas ve ince cikan tuyleri jiletle alip geciyorum 2-3 ayda bir. seyrek bolgeler icin epey isimi goruyor. ipl e bisuru para bayilmadan once deneyin isterseniz, tuyler inceldigi icin geri cikarken cildi tahris etmiyor.

Glassdoor'da bi diye arattigimda 3bin civarinda cikti. Data analyst'ler 3-3.5 arasi aliyormus, herhalde ortalama 5yil tecrubeleri vardir. Benzer sekilde 3bin istenir herhalde diye dusundum en az

hocam keşke araştırma yapsaydınız. Almanya 1 aya kadar olan seyahatler için 3 ay, 1 aydan fazla ise 1 yıl pasaport geçerlilik süre istiyor

Galiba pasaport polisi yanlış bilgi vermiş.

www.mfa.gov.tr

Almanya için pasaportun geçerlilik son tarihine 3 aydan fazla zaman olması lazım.

shengen bolgesine girmek icin aranan sartlardan birini saglamiyorsunuz. pasaport'un minimum 3 ay olmasi lazim. thy vize sorumlusu hakli.

normal. ezkaza uçağa binseydiniz bile almanya sizi aynı nedenle kabul etmeyip geri gönderecekti zaten.

Teşekkürler. O zaman polislerimizin bilgisi oldukça kısıtlı.

Evet normal. Pasaport polisi türkiye'den çıkmak için gerekli şartları sağlayıp sağlamadığınıza bakar. Gideceğiniz yerin vize kontrolü uçağa binerken yapılıyor.

Çok ilginç, arkadaşım gri pasaport süresinin bitmesine 1 ay kala İsrail e gitti. Bana da geçtiğimiz yıl pasaportun süresi 2 ay içinde bitiyor diye mırın kırın etti İspanya girişi için Pegasus. Ama yok öyle bişi falan diye diretince birilerine sordular ve geçtim. Almanya nın sistem farklıdır belki ve gri pasaport sonuçta vize vs yok ki içinde, geçmiş olsun çok sinir bozucu

bu biraz ulkelerin insiyatifine kalmis. vize, turist falan diye biz cok korkuyoruz; ama egitimli, duzenli gelir sahibi turk'lerin gitmek icin 40 takla attigin londra, lizbon, paris bildigin afrika, hint, pakili dilenci, hirsiz, muptezel kayniyor.

euteamo, israil için yedek pasaport çıkartmış olabilir mi? çoğu kişi öyle yapıyor çünkü.

soruya cevap olarak, bence iyilik bile etmiş size :/ almanya’da pasaport kontrolünden geçemeden geri dönmek zorunda kalırdınız ve bir sürü zaman/para kaybı daha üstüne beden ve zihin yorgunluğu… ülkelere göre değişir elbette ama almanya’nın alacağını sanmıyorum.

buenosdias +1 bir şekilde yollarını buluyorlar :)

@deartheodosia nope, beraberdik zaten, yedek pasaportu yoktu, Israil zaten damga falan vurmuyor, bi kağıt veriyor

Bu 6 ay kuralı çok ülkede işliyor, bunlardan biri de Tayland. Vizesiz, lakin pasaport süresinin en az 6 ay kalmış olması orada da isteniyor. Ben Tayland'a 2. gidişimde pasaportun 2 ayı kaldığını çok sonradan öğrendim, yolda falan. Baya bir stres yapmama rağmen uçağa da bindim, uçaktan da indim, pasaport kontrolünden de geçtim. Seyahatim boyunca hiç sorun yaşamadım. Bu da mı tamamen görevli inisiyatifinde bir olay, yoksa bazı ülkeler daha mı fazla önem veriyor bilemedim. Ben THY ile gitmemiştim, Amman üzerinden Ürdün Hava Yolları'yla. Belki vize görevlisi yok diye gelip uçağa sokmayan olmadı.

İmza vs gerekmiyor, bank statement adresi gelirlemek icin de istiyorlar, internet subesinden cikti alip vermek yeterli olur.

O kişi yanlış yatırdığını fark edince istek oluşturur ya 1-2 güne kadar. O kişinin adını soyadını instagramda filan aratsanız bulmaya çalışsanız, istek oluşturması için yani.

ne olur ne olmaz siz bankanıza ve karşı tarafın bankasına yazılı olarak para ile ilginiz olmadığını ve iadesi için gerekli işlemlerin yapılmasını iletin.

gönderen kişi hırlı mıdır hırsız mıdır bilemezsiniz.

Parayı ellemeyin, bankanıza da bildirmişsiniz, size gelen isme ve hesaba iade edeceksiniz.

Sıkıntı yok ama bir çok bankada (belki de hepsinde) gönderenin iban/hesap bilgisi olmuyor, olsa geldiği gibi geri gönderirim, uğraşmam da.

bekle adam bankasına söyler ve geri çekerler .

noldu bu iş? geri aldılar mı parayı?

Yok kimse almadı hala parayı. Öylece duruyor.

para gönderilirken ad soyad kısmı uyuşmuyorsa o para otomatikman geri çekiliyor. geçende bir kuruma para yollarken isim hatası yaptım. 23 bin tl yollamıştım, 1 gün sonra para geri yatırıldı bana. çok ilginç size geri dönüş yapılmaması. belki birisi size kumpas kurmak istiyordur, illegal bir para da olabilir. ben olsam emniyete de başvururum. sonradan başım yanmasın.

Alıcı hesap için girilen IBAN ve isim bilgilerinin birbirini tutmadığı işlemlerde, para bir süre sonra gönderici hesaba iade ediliyor. Size parayı gönderen kişi, eğer parayı başka bir hesaba yatırmak niyetinde olsa idi, yanlışlıkla size ait IBAN'ı yazmış olsa bile sisteme girdiği isim sizin isminiz olmayacağı için, o para hesabınıza ulaşmadan iade edilecekti. Dolayısıyla alıcı hesabın yanlış olma ihtimali çok zayıf. Umarım yanıltmıyorumdur ama banka şubesine talimat yazılarak gerçekleştirilen EFT işlemlerinde durumun böyle olduğundan eminim, mobil işlemlerde prosedür farklıdır belki.

images-na.ssl-images-amazon.com

O bölgeden geçerken bisikletten inip yavaş yavaş bisiklet ile yürüyebilirsin büyük ihtimal, hatta bir iki kere mama versen seni de tanırlar.

Ama babalarının oğlu olsan da bisiklet/motosiklet ile geçerken havlayacaklar. Ben motorla geçtiğim zamanlarda yavaşlıyordum, hatta durup "ne var lan" diyince hep geri gidiyolar.

Durup sen de onlara havla, ise yariyor.
Kacarsan kovaliyorlar icgudusel olarak.

elektroşok cihazının sesinden korkuyorlar. hareket halindeyken biraz zor olabilir ama deneyebilirsin.

Uzun süre buna maruz kaldım. Bisikletten iniyoruz bisikletin gidonundan tutup sürüyle aramıza kalkan yapıyoruz. Yavaş yavaş geri adımlarla uzaklaşıyoruz. Yüksek sesle şiştliyordum bir de bu esnada ama bu biraz korkudan ve içgüdüseldi. Faydası var mı bilmiyorum.

Genelde ısırmak için değil de gövde gösterisi için havlıyorlar. Bağırırsan ve yavaslarsan duraksiyorlar.

Bisiklet/motosiklet tecrübem yok ama bu gibi durumlarda taktiğim; korkmamak, dik dur eğilme telkini, hepinizi haklarım haaa ona göre pozu, kendini büyük göstermek imkan varsa eline sopa, çubuk vs bişey almak ve en önemlisi tabiki biricik koruyucum Ayetel kürsi okumak.

Din dersi ne işe yarar diyorsanız işte bunu bilmiyorsunuz demektir :)

Baal +1

Ben de bir iki kez böyle kurtuldum inince de bağırdım falan işe yaradı.

Ama bir keresinde Kadıköy-Moda arası bisiklet yolunda yeşilliklerin oradan koşturup gelen bir tanesi dizimi ısırmıştı şortun üstünden. Hızlıydım, yetişemez sandım o yüzden yavaşlamadım hatta hızımı artırmaya çalıştım ama beklemiyordum hamle yapmasını sonra o adrenalinle bağırıp çağırınca kaçtılar.

Sonrası kuduz ve tetanoz aşısı, ufak pansuman falan.

Hiç yokmuş gibi davran. Isırmaz.

www.decathlon.com.tr

bunu kullanıyorum inanılmaz fiyat performans ürünü, arena, speedo gibi markalar da kullandım onlara en az 80-90 lira vermeye gerek yok bununla pişman olmazsın

denizde kullanacaksan çok uçmana gerek yok fiyatta çünkü ideal kullanım için her sene tekrar alman gerekebilir(kullanım miktarına göre tabii ki)

ama ben olsam en azından 80 liraya falan arena alırdım.

örnek: www.trendyol.com

bunu 3 yaz sadece denizde kullandım. hala sapasağlam.

www.trendyol.com

dunlop marka almıştım 18 senedir bozulmadı

Tchibo'dan almıştım ben de havuzda da denizde de kullandım gayet memnunum.

bu arada şunu da ekleyeyim: yüzücü gözlüğü tavsiyeyle değil, denenerek alınır.

modemin arayuzunden kira suresini arttırabilirsin. standart olarak galiba 24 saatte bir modem kendi kendine yenilemeye calısıyor

sabit ip atayın. bu tip sorunlar hep dhcp yüzünden oluyor.

Bisikletin boyunu bilmiyorum ama kucuk govdeli bisikletlerde suluk alirken yandan koymali/cikarmali olmasina dikkat edin. Yukardan cekip cikarmali olursa cikaramazsiniz hareket halinde.

Iyi bir eldiven lazim, gozluk (farkli cam setleri olan gozlukler var, mesela gunduz gunes gozlugu olanla giderken hava kararinca seffaf olana degistirebilirsiniz)

Saatin kulaklik uzerinden hiz konusunda sesli bildirimi var mi?

Bir de iyi bir telefon tutacagi alip strava vs acik sekilde kullanabilirsiniz telden. (Yaninizda olacaksa tel)

Side cage diye geciyor bu arada o yandan cikarmali suluklar

Ayna ya da kask aynası, arkadan geleni kontrol etmek bana güven veriyor

Takip ettiğim bir kanal var. Orada gördüklerim.

Gövde için çanta. Genelde bir çantaya para, çikolata gibi kolay ulaşabileceğiniz küçük şeyler koyuluyor. Başka bir çantaya da GoPro kullanıyorsanız yedek batarya gibi şeyler koyuluyor.

Su geçirmez torba. Yanınıza yedek kıyafet alacaksanız kıyafetleri koyduğunuz çantayı su geçirmez torbaya/çantaya koyabiliyorsunuz. Yağmurda işe yarar.

Yandan çıkarılabilen suluk +1

Ne kadar uzağa gideceğinize bağlı tabii ki bunların hepsi.

Şu

www.elektrodepo.com

Suluk yerine de bence şu

www.pedalbisiklet.com

köpek düdüğü

kiyiya vuran dildolar +1

Bence de tam takır hale gelmeden önce bi bakın bakalım yol bisikleti size göre mi, belki bu ne ya çok rahatsız diyeceksiniz birkaç ay sonra.

İlk etapta alacaklarınızı almışsınız, kilitli pedal daha önce kullanmadıysanız dikkat edin. Boş ve düz bir yolda (park bahçe de olabilir) alıştırma yapın. Sonra benim gibi ilk kırmızı ışıkta pedalı çıkarmayı unutup çuval gibi yana devrilirsiniz :D

Pompayı ayak pompası almanızı öneririm. Bende decathlon'un alüminyum gövdeli olanı var, gayet memnunum.

Zırhlı lastik yol bisikletini ağırlaştırır, bunun yerine iç lastiğe patlak önleyici sıvı (Formula X kullanıyorum) düşünebilirsiniz.

Lastik demişken yolda lastiğiniz patlarsa ve herhangi bir bisikletçiden ve evden uzaktaysanız başınızın çaresine bakmanız gerekecek. Yanınızda bir iç lastik ve formanın arka cebine sığabilecek, aynı zamanda sizi en azından toplu taşımaya vs. götürebilecek kadar hava basabilecek bir pompa gerekli. Ben decathlon'un en ucuz (en son 12 tl'den almıştım) pompasını kullanıyorum ama zor oluyor hava basmak, epey güç istiyor.

Ayrıca bir ara yanımda pompa yerine CO2 tüp de taşıyordum. Lastiği değiştirdiniz, aparatı ile tek seferde lastiği şişiriyorsunuz. Oldukça kullanışlı onu da düşünebilirsiniz.

urun.n11.com

Hız göstergesi olarak Garmin de kullandım, Igpsport da. Her ikisinden de memnundum. Garmin'lerin fiyatları üssel arttığı için Igpsport aldım en son, hiçbir sorun çıkarmadı. Ölçümleri, uyduyu bulması, harici sensörlerle (hız, kadans ve nabız ile kullanıyorum) bağlantısı gayet iyi ve çok nadir kopma oluyor. Strava'yla da eşliyor uygulama üzerinden senkronizasyon yapınca.

Eldiven ben kış harici kullanmıyorum, gidon bandı yeterli geliyor. Düşme durumunda üzülebilirim ama böyle daha rahat hissediyorum.

Başka sormak istedikleriniz olursa yardımcı olmaya çalışırım. 10 küsür senedir bisiklet sürüyorum, son 5 senedir de yol bisikleti sürüyorum.

Kazasız belasız sürüşler.

merhaba,
yol bisikletini hangi amac icin kullanacaginiza gore degisir. Performans ve uzun turlar icin farkli ihtiyaclariniz olabilir.

zirhli tekeri ( lastik diye tahmin ediyorum ) unutun. yol bisikleti icin jant/lastik performansi en cok etkileyen donanimlar. Bunlarin mumkun oldugu kadar akici olmasi gerekli, zirhli lastigin agirligi buyuk dezavantaj. Lastik patlamasi icin en iyi cozum yedek ic lastik ve carbon tup. Pompa vs. gereksiz.
Eger jantlariniz tubeless uyumlu ise bu tarz lastikleri de deneyebilirsiniz ama ciddi bir patlak oldugunda ( lastik yarilmasi gibi ) kurtarmayacaktir.

guzel bir canta alip yedek lastik, carbon tup, levye vs. gibi malzemeleri koymaniz gerekecek. Sele alti, su gecirmez bir canta isinizi gorecektir.

Gozluk surus sirasinda gozunuze bortu bocek, toz vs. kacmasina engel olacaktir.

gidonda suluk cok buyuk fantezi, bunu gecelim zaten guldurursunuz kendinize. Performans ya da uzun tur icin 1 ya da 1'den fazla suluk kullanabilirsiniz. Bunlarin icinde izolasyona sahip ( termos gibi ) olanlar da var.

Eger elinizdeki garmin saat hiz/kadans sensorlerini destekliyorsa bunlardan alip entegre edebilirsiniz. Kadansi takip etmek gerekebilir, bunu saat kolunuzdayken yapmaniz zor. Garmin icin gidon adaptorleri var ama orjinal urunler cok pahali. Alternatif icin cin urunlerine bakabilirsiniz.

Benim nacizane tavsiyem yatiriminizi kaliteli bisiklet kiyafetine yapmaniz olur. Dechatlon'dan alacaginiz bir tayt ile castelli tayt arasindaki farki 100 km civari turlarda rahatlikla anlayabilirsiniz. Kisin da kullanayim derseniz bu sefer gore-tex dunyasina merhaba diyerek bisiklet kadar parayi kiyafetlere dokmeniz de gerekebilir.

Linke bakmadım ama yerel internet dağıtıcılarından birisi işte.özellikle yazlık bölgelerinde dev firmaların beceremediği işleri bu arkadaşlar yapıyor.117 içinde kasmaya ,araştırmaya değmez.işine yarıyorsa al gitsin.

benim yazlıkta kullandığım yerel firma da böyle bir şey. adamlar internetten ödeme almıyor ptt'den yıllık fatura yatırıyorum o kadar diyeyim. ofisleri de emlak ofisi gibi bir şey zaten 2 masa 4 sandalye :) böyle 100'lerce yerel firma var dolandırıcıdır değildir, söylemek zor. Yalnız modemini almazsanız ilk kurulum biraz masraflı çok randımanlı olmuyor bu da bilginize.

Buna yaklaşık 1000₺ Modem parası vereceğime 6 ay dişimi sıkar starlink alırdım. Kablosuz interneti ben Irak'ta kullandım. Tamam genişbant gibi oluyor ama ping çok yüksek. Starlink'e Ön kayıt yaptır şimdiden.

starlink ucuz olmayacak. türkiyedeki issler de taş koyar. çok güvenmem.

Ben de taşındıktan sonra kentnet diye bir sağlayıcı olduğunu öğrendim. Lokal çalışan firmalar olabiliyormuş.

Bir ay dene olmadı 117 lira kaybedersin.


@malheiros
Starlink kurulum 499 dolar, aylık abonelik 99 dolar olacak deniyor. Tüm dünyada da aynı fiyat olacakmış. 4bin lira kurulum, aylık 750 lira pek mantıklı değil gibi.

Hiç şansın yoksa lokal firma deneyebilirsin. Catiya yemek tabağı büyüklüğünde bir çanak koyuyorlar bitiyor

fiber alt yapıları var ise superonline ile görüşün. fiber konusunda alt yapıları telekom ile farklı. bunun haricinde superbox, vınn vb mobil internet dışında bir çözüm yok.

çeşmede bana da port yok dediler, araya bi tanıdık sokup telekomla irtibata geçtik. bize olmayan port tanıdık.. sayesinde oluverdi. cimere yaz ilçedeki telekoma yaz.

tanıdık yoksa yapacağın hiç bir şey yok. biz aynı şeyi ataşehir'den şileye giderken yaşadık. düşün yani yine istanbuldasın ama bağlantı yok. superbox kullanıyor tüm komşular, ben de 4g ile idare ediyorum.

o olmadı belki wisp arayabilirsiniz, kablosuz internet sağlayıcıları olabilir ayvalıkta.

Nasıl port yok ya Ayvalık’ın neresi? Kuzenlerim Ayvalık’ta yaşıyor cayır cayır internet kullanıyolar.

@suicides underground, bütün akrabalarım cayır cayır kullanıyor buradakiler. bana gelince port yok. ali çetinkaya mah. ayvalık'ın göbeği yani. öyle köyde ya da dağ başında değilim.

özellikleri birbirine çok yakın iki bisiklet. carraro parça ağı daha iyi gibi tr de. ama ben scottu daha çok beğendim.

"garmin hrm tri vs pro" diye google'da aratirsan iki versiyonu karsilastiran bir suru site cikiyor

Biftek +1

Ama ben olsam primo secondo yapacagima direk etli makarna yapardim. Malzemeleri bulursan carbonara yapabilirsin ki sarapla cok iyi gider. Yapimi kolaydir.

Ragù napoletano (gerçek napoletan sos diyebiliriz) yap istersen, meşakatli ama süper oluyor. Makarnaya sos olarak da kullanabilirsin şarapla da iyi gider. Makarnayı taze yaparsın (ya da alırsın) istersen, biraz porsiyonu da bol tutunca secondoya gerek kalmaz.

Öbür türlü steak yapabilirsin, basit steak diane olabilir. Ya da uğraşmak istersen Peposo da güzel olur şarapla da 10 numara 5 yıldız olur.

islerin duzgun ilerlemesi icin yapilacak yeni gelistirmelerde, eger ufak degisiklikler degilse beraber bir design/yol haritasi cikarmak faydali olabilir. ya da beraber cikarmak yerine onlardan bunu hazirlayip gelmelerini istemek ve onu review etmek faydali olur. code review'e geldiginde bir seyleri degistirmek icin cok gec olabiliyor cunku.

code review'u gecmek icin gereklilikleri bastan belirlemek ve bunu dokumante etmek de faydali olur. bu gerekliliklere gore yazilmis daha temiz code gelirse review etmesi de daha kolay olacaktir.

-Toplantıları Pazartesi ve Çarşamba sabah faslı yap.
-Developer'a nasıl kod yazması gerektiğini asla söyleme. Sorumluluğun onlardan olduğunu söylemen yeter.
-Bunun için issue'ların acceptance criteria ve estimation'larını karşılıklı olarak netleştirdiğinize emin ol.
-Tüm iş ve zaman takipleri için kullanmıyorsanız Trello, Jira gibi bir management tool kullanın, kullanıyorsanız da efektif kullanın. Gerekirse bunun kullanımı için eğitim ve zaman harcayın. İlk başlarda zor gelse de alışınca kesinlikle vazgeçilemiyor ve aşırı verimlilik sağlıyor.
-Kendini onların üstü olarak değil de ekip arkadaşı olarak görmeye devam et. Hayt höyt yapma asla. Emrivaki de konuşma.

-Ve takım liderliğinin en büyük ve en önemli parametresi: Tüm süreçlerde işin düzgün, etik ve verimli tamamlanması ve kendi üstlerine ve kendi işine mahçup olmama prensibini korumak şartıyla mümkün olduğunca developer'ların tarafında ol ve onları kolla. Üstlerine kesinlikle satma.

karbonat sirke ile arada boş yıkıyorum. internette tarifler var doğal yöntemler.

eğer pis bir kot yıkadıysam, arkasından yapıyorum. ya da kedim bir şeye işediyse, onu yıkadıktan sonra da boş çalıştırıyorum.

tüm çamaşırlarımda taş değil ama taş gibi parçacıklar çıkıyordu çok yaşlı bir makine olmamasına rağmen. Şunu bir kere boş iken kullandım pırıl pırıl çıkıyor tavsiye ederim:www.migros.com.tr

Kazan temizliği programı var 80 derece galiba tam hatırlamıyorum. Onu seçip deterjan gözüne beyaz sirke. İki üç ayda bir yapıyoruz annemin makina 7 senelik daha başına iş gelmedi. Her ürünü de araştırmadan kullanmayın derim.

A101'de uygun fiyatlı Calgon sıvı denk geldi. Şu anda onu kullanıyorum.

Organik olup olmaması protein yağ değerlerine-kalitesine etki etmez.

Mahallenin tavukçu/yumurtacı dükkanından 30'lu alıyoruz, ucuza geliyor. Organik, köy yumurtası falan olmasına gerek yok.

tane başına 1.5 lira çok fazla. bizim markette organik olmayanlar genelde 60-65 kuruş civarında oluyor. ara ara indirim oluyor 50 kuruşa düşüyor. hemen alıveriyorum 30luk
organik olmasının protein miktarı ile alakası yok. organik yazanlar ne kadar organik orası ayrı mevzu

yiyorsak besleyeci olsun diye düşünerek organik olana yöneliyorum aslında. her şey yapaylaştı en azından doğru olana yönelelim diye düşünmüştüm ancak cevaplardan anladığım pek bir önemi olmadığı. Teşekkürler.

Organigin şöyle bir önemi var, tavuk yetiştiriciliği pis, ve tavukların gerçekten minicik bir alanda kipirdayamayacak kadar çok sayıda tavuğun bir arada beslenmesi, ve birbirlerini yemeleri, birbirlerinin üzerine pislemeleri şeklinde gerçekleşiyor. Bu durumda tavuklar kaçınılmaz olarak hasta oluyor. Tavuklar hasta olmasın diye her türlü antibiyotik basılıyor o hayvanlara. Avrupa Birliğinde çeşitli yan etkilerinden dolayı yasak olan pek çok ilaç Türkiye'de yasal. Bu ilaçların hepsinin kalıntısı o yumurtaların içinde. Ayrıca tavuklar çok yumurtalasin, erken yumurtlamaya başlasın diye hormonlar veriliyor. Bu hormonlar da aynen yumurtada mevcut. Organiklerde kurallar daha sıkı, en azından bu kadar yoğun ilaç yükü yok. Ancak tavuklara daha kibar davranmak zorunda kaldıkları için fiyatlar yüksek, çünkü o kadar çok hayvanı bir arada tutamiyorlar, o kadar yüksek kapasiteli üretim yapamıyorlar. Eğer sen ucuza hormon ve ilaç tüketmekten memnunsan emin ol satan da memnun. Kişisel tercih meselesi.

ürünün alternatifi var mı bilmiyorum reklam değil onu söyleyeyim bi tek bu ürününü kullanıyorum, whey türevlerinde sindirim sorunu yaşadığım için spor sonrası hızlı protein ihtiyacını bununla karşılıyorum.
zamla beraber şu an daha da avantajlı hale geldi benim için. www.proteinocean.com

pazarda organik yumurta 1 di 1.25 oldu. yakınlarınızda bir pazar varsa yumurta satanlar vardır. gidin konuşun güven veriyorsa alıp denersiniz.

Yumurtanın organiğine takılmayın, ucuz bulduğunuzu yapıştırın gitsin.

benım usttekı kırılmıstı. ben komple cıkardım, gerı acıldı dıslerın arası ühü ühü :'(
2 dısten bır sey olur mu bılmem ama bence duzelttırın.

3 kardeşiz. üçümüz de tel taktırdık. benim pandemi sürecindeki alttaki telin yarısı kırıldı. bozulma yok. üstteki tel sapasağlam ama dişimin açısı bozuldu ve çok hafif aralandı. aralanma fark edilmiyor bile.
kardeşleriminkilerde hiçbir çıkma, kırılma olmamasına rağmen onlarınki bozuldu. bizimkilerin bozulması genetik sanırım :( üçümüz de gece plaklarını düzenli kullandık ve bozulmalar tel tedavisi bittikten 3-4 sene sonra başladı.

gidip tekrar taktırmanızı tavsiye ederim ama.

Merhaba hocam, biraz geç de olsa yazayım. şeffaf plak kullanmanızı önerebilirim. bilginiz var mı bilmiyorum ama tel yerine sıklıkla kullanılıyor artık.

onedio.com
www.orthero.com.tr
www.klinikarti.com

En sağlıklı beslendiğim dönemde bile günlük 200 gram civarı karb. aldığım oluyordu, karbonhidrattan şekerden bu kadar korkmayın, enerji metabolizmasında kullanılmayan yapay şeker almadığın sürece o miktarları sistem zaten kullanıyor, hatta sen şeker almadığında ketojenik de beslenmiyorsan beynin sinir sistemin bir tek şekerle çalışıyor, o şekeri nereden buluyor? Evet kasları yıkıp aminoasitleri glikoza çevirip kullanıyor. O da kas kaybı yapıyor. Sedanter biri için günlük 100 grama kadar normal, spor yapıyorsan hareket hacmin artıyorsa miktar da paralel olarak artar.

60 gr şeker bayağı fazla. doğal veya sofra şekeri olması pek bir şey fark etmiyor. doktorlar meyve yiyebilirsiniz diyor mesela ama onu bile az yemenizi öneriyor. meyveden doğalı mı var? yok. meyve yiyin demelerinin sebebi ise "meyve o kadar yararlı ki, içindeki şekere RAĞMEN yemelisiniz"

mesela WHO, 25 gram şeker tavsiye etmiş. ama gidin de kutu kola için anlamına da gelmiyor bu.

www.who.int

A new WHO guideline recommends adults and children reduce their daily intake of free sugars to less than 10% of their total energy intake. A further reduction to below 5% or roughly 25 grams (6 teaspoons) per day would provide additional health benefits.

----

Reducing sugars intake to less than 10% of total energy: a strong recommendation

---

Further reduction to less than 5% of total energy intake: a conditional recommendation


edit: ben kendi yaptığımı söyleyeyim. en sağlıklı beslendiğim dönemde ortalama ayda bir bi' tatlı yedim, günde 2-3 tane hurma yiyordum (ama tabii bazı günler kendimi tutamayıp 8-10 tane yediğim de oldu). yoğurda siyah üzüm koyuyordum, bazen kendimi tutamayıp 1-2 avuç koyduğum oluyordu. şekerli içecek kesinlikle yok, arada protein sütü içiyordum, proteinli yoğurt yiyordum vs. vs.

vücudun şeker ihtiyacını karşılamak için azcık azcık meyve yiyebilirsiniz.

çok bilgiçlik taslıyor gibi olduysam kusura bakılmasın. benim dediğim mutlak doğru diye bir şey yok (zaten beslenme alanında bir sürü farklı görüş var), fikrimi söyledim.

ama tabii şeker bayağı zararlı bir şey :) hükümetler bile uyarıyor, vergi koymayı düşünüyorlar.

Şeker zararlı bir şey değil. Şeker angelus'un dediği gibi vücut tarafından kullanıliyor. Sadece added sugari azaltmak lazim. Bahsedilen sugar intake olayi da bundan hesaplaniyor.
Protein sütun içine ekstra şeker koyulmuyorsa, 100gr sütte 5gr şeker var ve bu şeker o bahsedilen hesaplamalara meyve gibi dahil değil.
Kısacası protein sütün, sütünden gelen şekerse sıkıntı yok.

Buna ek olarak aşırı şeker aliminin (onu alip kalori nasil tutturulur bilemiyorum zaten) dışında spor yapan, kalori takibi yapan biri için şekerin zararı dis çürüğü falan olur o da dis ipi+yemek sonrası fircalayip seker artigi birakmamakla çözülür. Varsa araştırma biri koysun ama daha böyle yaşayıp seker yüzünden sorun yasayan göremedim duymadim, böyle bir arastirma da görmedim.

Ne karbonhidrat öcü ne şeker. "Everything in moderation"

Yanlış anlamadıysam ilk bildiğimiz kutu süt dediğinizde ki şeker laktoz. Laktoz spesifik bir mutasyona sahip olmayan insanların vücudunda sindirilmiyor bile ( bu mutasyon daha çok Avrupalılara görülüyor). Sonra söylediğiniz proteinli sütteki nedir bilemiyorum. İçindekilere bakmak lazım.

of of of meyvedeki şeker tabii ki hesaplanıyor. şu ana kadarki hayat tarzınızla devam edip bir yandan da günde 3-4 bardak taze taze sıkılmış portakal suyunuzu (ekstra şeker konmadan) için bakalım 1-2 ay sonra kaç kilo oluyorsunuz.

misal, WHO ne diyor: "A new WHO guideline recommends adults and children reduce their daily intake of free sugars to less than 10% of their total energy intake. "

"Free sugars refer to monosaccharides (such as glucose, fructose) and disaccharides (such as sucrose or table sugar) added to foods and drinks by the manufacturer, cook or consumer, and sugars naturally present in honey, syrups, fruit juices and fruit juice concentrates."

fruktoz dediği ne peki? bildiğimiz meyvedeki şeker, doğal şeker. ne diyor peki who? az yiyin diyor, herkesin az yemesi, azaltması lazım diyor.

"çok spor yaparsam her gün tatlı gömebilirim" diye bir şey de yok bu arada. obez olmazsınız belki ama bir bakmışsınız önce hipoglisemi, sonra şeker hastasısınız.

bir de bu işin "balcıları" var bu arada. en eğitimli insanın bile "e süte/çaya vs. şeker koymuyorsan bal koy" dediğini duydum. bilmiyor ki bir kaşık balda, bir kaşık toz şekerden daha çok şeker var, çünkü bal daha yoğun kıvamda (kaynak: bbc'nin bir belgeseli).

Sevgili ahm1, neden who'yu kutsal kitap gibi kaynak aldigini anlamıyorum ama illa kaynak istersen nhs;
www.nhs.uk

"Sugar found naturally in milk, fruit and vegetables does not count as free sugars.

We do not need to cut down on these sugars, but remember that they are included in the "total sugar" figure found on food labels.

How much sugar can we eat?
The government recommends that free sugars – sugars added to food or drinks, and sugars found naturally in honey, syrups, and unsweetened fruit and vegetable juices, smoothies and purées – should not make up more than 5% of the energy (calories) you get from food and drink each day."
Kisacasi nhs'e göre bu sekerler alinmiyor.
Ek olarak verdiğin kaynagi biraz daha dikkatli okumus olsaydin iki satır asagida bunun yazdigini gorurdun. "Of of of".

"The WHO guideline does not refer to the sugars in fresh fruits and vegetables, and sugars naturally present in milk, because there is no reported evidence of adverse effects of consuming these sugars."

Kısacası who senin çevirdiklerinin hiçbirini demiyor. Nhs de demiyor. Varsa başka kaynak koyarsan sevinirim.

Son dediğinle de alakalı kaynağın varsa sevinirim. Çünkü;
Diabetes.org.uk
www.google.com

"With Type 2 diabetes, though we know sugar doesn’t directly cause Type 2 diabetes, you are more likely to get it if you are overweight. You gain weight when you take in more calories than your body needs, and sugary foods and drinks contain a lot of calories."

Kısacası şeker yemek seni diyabet yapmaz. Şeker yiyip kilo alırsan type 2 olma ihtimalin var ama seker-diyabet direkt ilişkili değil, böyle bir kanit yok. "Correlation does not mean causation."

Kalori takibimi yaptigim, macrolara uydugum sürece istedigimi yerim.

ben hipoglisemiyim (ciddi bir şey değil, kişiye göre etkisi de farklı olur tabii, beni etkilemedi niyeyse), doktor daha geçen ay "şeker hastası olmamak için şeker hastası gibi beslenmen lazım" dedi. "hamur işi yemiceksin" vs. dedikten sonra "meyve de çok yeme, muz vs. (birkaç bir şey saydı, hatırlamıyorum, zaten yememem gerektiğini bildiğim için dikkatli dinlemedim) yeme." dedi.

zamanında şeker hakkında çok araştırma yapmıştım, çok izlemiştim. meyvenin çoğu zarar diye beynime iyice kazınmış. şu an kendimi sorgular hâle geldim. tekrar bir bakmam gerekecek sanırım ama bence benim dediğimin doğru olması lazım.

İstediğin gibi al. Ben ağzıma atıp üstüne su içiyorum.

kreatin de bir protein yani protein içeceğine katabilirsin. vişne, şeftali gibi meyve sularıyla daha kolay gidiyor. ben 50-60ml miktarı aşmıyorum içerken.

Hayır babus. 21de mi ne bitiyor. Üsküdar motorları çalışıyor.

eskiden 21.00 gibi bitiyordu artık uzattılar. beşiktaş son kalkış 23.45 görünüyor.

www.sehirhatlari.istanbul

Süt yerine kefir ya da yoğurt tüketin. Mümkünse ev yapımı.
Ayrıca bol yeşillik ekleyin menüye.

Sana dünyanın en basit makro ayarlama yöntemini söyleyeyim, buna göre ayarlarsan fazla mı oldu az mı oldu diye endişen olmaz.

Doğal çalışan biri için vücut ağırlığı*1,2-1,5 gram protein; kilo başı*1 gram yağ; kalan açığı karbonhidratla kapat.

Şimdi sen bu hesaba göre alacağın proteini ve yağı hesapla, kalan açığı da karbonhidratla kapat. Yani bir hedefin varsa bunun gerekliliklerini hesaplaman, ona göre bir yol çizmen gerekir, bunun içinde de "bu abartı oldu mu" diye bir kaygının olmaması lazım.

Şimdi senin TDEE skorun 2300 diyelim, senin kütle alman için 2600-2800 arası bi kalori alman lazım. Diyelim ki 2600 kalori alacaksın; yukarıda verdiğim protein ve yağ miktarlarını kendine göre hesaplayıp ikisinin toplam kalorisini bulacaksın.

Misal kilon 75;

75*1,5=112. 112 gram protein alacaksın.

112 gram protein*4=448 kalori yapar.

75 gram yağ alacaksın

75*9=675 kalori yapar.

448+675=1123 protein ve yağdan gelen toplam kalori bu.

Senin toplam kaç kalori alman gerekiyor? 2600-2800 arası. Diyelim ki 2600 kalori alacaksın.

O zaman toplam alman gereken kaloriden proteini ve yağı çıkaracaksın;

2600-1123=1477 kalori.

Yani karbonhidrattan 1477 kalori alman gerekir.

O da; 1477/4=369 gram karbonhidrat yapar.

Hadi ona 370 diyelim. Yani elde çok açık bir miktar olan 370 gram karbonhidrat var. Yani senin günlük 370 gram karbonhidrat alman gerekiyor.

Bu hesaba göre yol alırsan az mı aldım çok mu aldım şeklinde bir kaygın olmaz, bunun için de öncelikle hedeflerine göre gerekli araçları hesapla, net verilerin ve planların olsun, belirsizce yol alma, ancak bu şekilde daha kesin geridönüşlerin olur.

@angelus, adamin dibi oldugunu soylemis miydim? :D

Bu sekilde bir makro cikartayim kendime.

@angelus, mobil oldugum icin editleyemiyorum. Sunu sormak istiyorum, saglikli yagi artirip karbonhidrati dusurmek nasil fikir? Yandan yemis keto diyeti gibi mesela?

Ketojenik yöntemler diyet dönemlerinde işe yarar ama kas kültesi artışında çok çalışan yöntemler değildir, zira yüksek karbonhidrat sadece "eksik kalori kapatma aracı" olarak algılanmasın, karbonidrat+insülin kas inşası için gerekli prosesleri başlatma (protein sentezi için ribozomların uyarılması ya da aminoasitlerin kaslara taşınması ya da growth hormonun sentezlendii igf-1'in üretilmesi ya da antrenmanlarda kullanacağın enerji için kaynak yaratmak gibi) görevleri vardır, bunlar yağ ile olmaz, o nedenle yağı düşük karbonhidratı yüksek almak daha etkin bir yöntem.

yoyoyoy egefitness gibi olma sansın yok bu adamların artık neredeyse ikinci işi bu oluyor. o formu korumak imkansız. yemek uyku iş hepsini vucuduna göre planlamak lazım. 70 kg eğer kas ile yağ yer değişsin istiyorsanız yük altına girmeniz gerekli.

bu arada her beden farklı tepki veriyor. bu işler üzerine öyle yapın böyle yapın diye ahkam kesiyoruz ama tutmayabilir.

Hocam ben de düzenli koşu yapıyorum ve evde fitness falan. Boyum seninle aynı ama kilom 63. Üç sene önce 77'lerden düştüm ve zayıfım şu an. Karın kaslarımda damarlar belli oluyor ve göğüslerim arası 2. fotodaki herif gibi dolu değil. Yani sözü şuraya getireceğim, Kilo verirsen öyle olamazsın. Hatta biraz alman bile gerekebilir.

sen bu adamların 7/24 böyle göründüğünü mü düşünüyorsun. dönem dönem kilo alıp yağlanıp veriyorlar. reklam pozları seni aldatmasın. uzun süre çok düşük yağ oranlarında kalamazsın ve kalmamalısın da zaten sağlıklı değil.

ikinci olarak genetik farklılıklar çok büyük etken.

Bence kilo almalı ve karbonhidrat dahi yemelisin, sen şu an zayifsin bile, görünüşün iyi fakat kas oranın az bi 80 ol spor yapıyorsan zaten bi zararı olmaz

Zarardan ne anladığına bağlı, süt şekeri laktoz disakkaritini meydana getiren galaktoz+glikoz ikilisinden galaktozun çözülmesi daha zor olduğu için çok daha fazla su tutuyor o da zamanla deriyi daha "kalın" hale getiriyor, ben bu nedenle tüketmem ama sen benim için bir sıkıntı yok diyorsan kullanırsın protein proteindir ama sütteki protein, sonradan whey ilave edilmemişse, %80 oranına kazein yapılı bu arada, yani geç sindiriliyor, illa kullanılacaksa gece yatmadan önce kullanılması daha efektif fayda sağlayabilir.

zararı olup olmadığını kimse söyleyemez, her bünyede farklı bir etki bırakabilir. angelus güzel açıklamış ama deri kalınlaşması bana biraz geyik geliyor yani çok podyum cümlesi. biraz düz mantık olacak ama sindiriminizi vücudunuzu en iyi siz takip edebilirsiniz. bir de protein çeşitliliği iyiidir, yani e bu iyiymiş diyip günlük abanmak yerine haftada 3 gün tercih ederdim ben. bu işi gerçekten bilinçli yapanlar, proteinin de karbı da yemek yiyerek temin etmeye çalışıyor. son 20-30 gr da supp kullanılıyor. siz de zaten toz alıyormuşsunuz.

sütteki protein kaliteli protein değil ki. reklam olsun proteinli süt densin diye yapılmış bir süt

note 8 pro 128gb der geçerim. note 9sin pil ömrüne baktım. yüzde 12 daha hızlı diyor ama aslında çok düşük bir oran bu, ekranı da daha büyük.

karşılaştırmayı burada bulabilirsin:

kiyas.la

bu arada ben de aşağıdaki linkten aldım bir de ertesi gün teslim ödedim 15 liraya ertesi gün elimdeydi tertemiz. hiçbir problem yaşamadım. bir de yeşilini al, harika renk.

Redmi Note 9 Pro 128 GB

HB'de baya agresif fiyatı var.

www.hepsiburada.com

@efreet sultan, kıyas.la üzerinden baktığımda 8 pro daha iyi gözüküyor.

kiyas.la

Note 8 64gb alın. Paranız cebinizde kalsın. Bir anne için bile çok fazla özelliklere sahip bir telefon.bataryası da güzel.
(cevap, bu model telefondan yazıldı)

Ben dün M31 aldım anneme. pembe renk seçeceği var bir kere :) 8 pro ile karşılaştırdım çok önemli bir fark bence yok, RAM kapasitesi yüksek ama hızı düşük mesela. Fotoğraf konusunda da ikisinin de iyi olduğu yönler var.

kiyas.la

Yav bu kıyasla daki bilgiler doğru değil ki. Note 9 pro da NFC yok diyor. Snapdragon 720g ise mediatekten kötüymüş diyor. Çok sağlıklı gelmedi bu bilgiler. Epeyden filan bakmak lazım

Note 8 pro bendeki de temel şeyler için kullanıyorum harika bence

Lütfen takip numarasını paylaşır mısınız dm yorumlayalım

turkey direct mail ile aldıysanız ptt değil aras kargo getiriyor

ALLJOY ile geliyor gözüküyor.

tamam turkey direct mail o zaman aras kargo getirecek

Avene.

marka önemli değil içerik önemli.

diğer canlılara zarar vermeyen zehirsiz, doğal etken maddeler içersin.
şuradaki yeşil renkler idealdir.
i.pinimg.com

www.instagram.com

Ben bioderma satın almıştım. Kapadokya'ya tatile gitmiştik. Güneş altında o kadar yol yürüdük, güneşten hiç şikayet etmedim. Tavsiye ederim.

En iyisi diyemesem de la roche posay’in kremleri gayet güzeldir. Her cilt tipine uygun krem var bu markada. Ben en son yağsız olanını kullanmıştım. Anthelios Dry Touch İsmi.
50 faktör olmasına gerek yok diyorsanız Murad markasınınki de kalitelidir. Murad Oil-Free Sunscreen Broad Spectrum Yazarsanız kahverengi ambalajlı olan. Makyaj altına da günlük kullanımda da beni hiç rahatsız etmedi.
Şu an Esthederm photo reverse kullanıyorum. Çok çok hafif parlama yapmayan beyazlık bırakmayan bir ürün ama ben biraz daha kuvvetli ürünleri sevdiğim için ikincisini almayacağım.
Bunların üçü de kaliteli ürünler bence. Yoğunluklarına göre yazdım. Elimdeki bittikten sonra shiseido deneyeceğim mesela. Beğenmezsem ve yine bahsettiğim ilk ürüne döneceğim.

clinique, Shiseido, la roche posay iyidir turkiye'de satilan markalar arasindan.

murad direk les instagram influencer markasi. cok vasat ve asiri pahali. benden kurus alamaz.

La roche +1
Yagsiz bi sey cok guzel.
Her seyin alerji yaptigi cildimde sorun da yaratmiyor.

La roche krem baktım tavsiye üzerine. bir çok türü var. amacım kollarımın yanmaması. renk değişikliği istemiyorum o yüzden amacım kaliteli ve sonuç alabileceğim bir krem.

@kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili

kaliteli gunes kremi sorunca herkes sana yuzun icin gunes kremi onerisi verdi. kollarin icin uzerinde uvb/uva broad spectrum gibi seyler yazan herhangi bir gunes kremi yeterlidir, luks olmasina gerek yok. zira icerdigi koruyucu maddelerin islevi aynidir.

yuz icinse icinde sivilce yapacak madde bulunmayan, uzerine makyaj yapinca kotu durmayan, fazla alkol, parfum falan icerip yuzunde tahrise/kurumaya yol acmayacak formuller tercih edilir. kaliteden kasit o.

@kiyiya vuran dildolar, xiaomi mi2 body composition tartı var onunla.

Diyet yaparken kas kaybı her zaman olur, vücut enerji tüketimi için yeterli kaloriyi bulamadığında kaslardan aminoasit çekmeye başlar, kaslardaki aminoasit çekimi belli bir sistemde rutine geçtiğinde kas kaybı olur. Bunu nasıl tolere edersin? Kaybettiğin aminoasitleri yerine koyarak. Yani 1,2 gr protein aldığında bunu tolere edemiyorsun demek ki, o nedenle protein alımını artırabilirsin ama bunun amacı kas kaybettim yerine yeni kas koyacam olmamalı, günlük olarak kaybettiğin aminoasitlerin yerine kas kaybı olmasın diye yenisini koymak olmalı. Yani giden kaslar gitti, daha fazla kaybetmemek için bu şekilde yapabilirsin. Kas inşası döneminde, yani anabolik dönemde aldığın protein miktarı yeterli ama katabolik dönemde, yani diyet döneminde vücut sadece yağdan katabolik duruma geçmez kastan da geçer, bunu en düşüğe çekmek için protein miktarını artırmak gerekir 2 grama kadar alabilirsin.

@angelus, o zaman ekstra kalori almak yerine protein alımını arttırmam yeterli olacak mıdır?

Protein alımını artırmak yeterli olacaktır. Yalnız sormamışsın ama ben ek olarak söylemek isterim. Bence bu noktadan sonraki amacın artık kilo vermek değil doğru bir makro ayarlamasıyla kilo almak, yani kas inşası yapmak olmalı. Yani zaten yeterince kilo vermişsin ama tahminime göre kasların hem hacimsel hem yoğunluk bakımından oldukça yetersiz durumdadır, yani atıyorum bi 5 kilo daha versen kasların yine istediğin görüntüde olmayacak, o nedenle hedefini bu yönde değiştirmen senin için daha iyi olabilir.

soru: Aldığım 500 kalorinin nasıl alındığının önemi var mı? gidip pizza yesem ve o kaloriyi alsam 2000 kaloriyi tamamlasam bir sorun olur mu? yoksa illa sağlıklı bir şekilde mi o açık olan kaloriyi almam lazım?
* Aynadaki görüntünün değişmesini istiyorsan aldığın her kalorinin makro dağılımları amacına uygun olmalı. ek olarak vücut bazal met + 500 kalori diye bakmaz olaya. aldığın her kalori bağımsızdır.
Bir de kas kaybı yaşıyorum derken daha önce spor yapmışlıpnız var mı? yani ciddi bir kas varsa daha önceden kas kaybından bahsedebiliriz.
Siz antremanlarınıza dikkat edin, evde yapılan antremanların şiddeti düşük olur. 15 çömel kalk ile quadricepslerinizi geliştiremezsiniz, pauselar direnç bandları vs zorlaştırmaya bakın. hemen hemen her sette tükenişe gitmeye çalışın.

ilk işin olduğunu düşünüyorum. Senin suçun veya hatan olmadığı bir durumda daha ilk olumsuzlukta istifa etmek ne bileyim garip geldi bana. İş hayatında bu tip olaylarla çok karşılaşacaksın her seferinde istifa etsen ohoooo. iş hayatının %70'i iş yapmaksa kalan %30'u içinde bulunduğun ortamı ve yöneticini yönetmektir. Eğer sorun sizde değilse size gelen analiz talebinin bu şekilde olduğunu ve buna göre yaptığınızı güzel bir şekilde mail veya sözlü bir şekilde anlatın.

hlt1985 +1
ohooo diyorum ben de. daha bunun gibi ne olaylar yaşayacaksın.

ben olsam direktöre mail ile cevap vermezdim. konu büyür. direktör ile didişme sakın. eğer bi şikayetin varsa telefon et. durumu telefonla izah edersen karşı taraf daha anlayışlı olur.

silsile yöntemiyle kim kime sözünü geçirebilirse durumu. piyango sizde. analiste tüm görüşmeleri mümkünse sesli olarak kayıt altına almasını rica edin. ben öyle yapıyorum.

sorun şu, bu olay ilk kez olmuyor. analist tarafından gelen eksik bilgilendirmelerden dolayı işlerin kapanış tarihi uzatılıyor devamlı. Yoksa ilk kez oluyor olsa tabii ki istifa düşünmem.

Bu analist olayı daha önce dile getirildi ancak yine dönüp dolaşıp bizim ekiple iş yapmaya kaldı.

User storyleri herkesin gozune sokun bence :(

Bir fabrikada çalışıyordum, amerika'ya fabrikayı iyi gostermek icin (nasil salaksa amerikadakiler) uretim plani 10 diyorlar ama 12 yapip, planin ustune ciktik diyorlar her ay. Boyle olunca malzeme yetmiyor sürekli aciliyet var ama suclu tedarik zinciri oluyor çünkü uretim 12 gösteri 11 yapsa kotu gözükecekler ve üretimden onemli birim de yok onlara göre.
Vallaha ekip cok iyi oldugundan dayaniliyordu ama boyle haksizlik kolay is degil. Bir de fabrika müdürü sabah toplantilarinda cocuk gibi azarlardi resmen.

Kısacası boyle firmalarda calismak zor acikcasi, analisti suclamaya gerek yok. Onun isini nasil daha iyi yapabileceğini bulmak lazim. Yani hata yapilir onemli olan hatayi nasil onleyeceginiz ve buna da ust yönetim kafa yoramiyorsa ve böyle bir gelenekleri yoksa o zaman varsa is arayin.

istifaya gerek yok.
analistten kurtulun.

Olay yine analiste patlamış :D
Yazılım süreçlerinizde bir problem olmasın? Analizi iş birimi onaylamıyor mu? A dediyse analiste,o da A'yı detaylandırıp yazmıştır. Ona göre de iş biriminin onay vermesi gerekir. Onaylı analize de kimse çıkıp ama biz B'yi de istemiştik diyemez. Onay verirken soyleseydin derler.
Peki süreçlerinizde analiz review'u var mı? Yazılım olarak işe almadan review yapıyor musunuz?
Bu konudan rezalet çıkaramadım. Süreçlerinizde bir eksiklik var gibi geldi bana.

@amuzende, adam gidip iş birimine sözlü olarak biz size işi A+B şeklinde teslim ederiz diyor. Bizim bundan haberimiz yok. Doğal olarak, iş birimi diyor, bize sözlü olarak işi A+B yapacaktınız kendisine sorabilirsiniz. Soruyoruz, adam cidden öyle demiş. Ama yazılım ekibinin bundan haberi yok.

ulan duyuruda bile analiste patlıyor :)

acaba siz o "on numara" ekibinizle dedikodunun dibine vurup, kendinize toz kondurmayıp, "biz süperiz b'oolum analistler ühühüh" diye birbirinizi gaza getiriyor olabilir misiniz sadece soruyorum çünkü türkiyedeki developerların yüzde doksanı böyle.

senin o kalbine çok dokunan hedef gösterilme var ya, onu günde yüz kere ortalama bir analist yaşıyor. neyse ki senin gibi bebeksi kalpleri yok da internette böyle bir de sağa sola anlatmıyor :)

direktöre analisti çekiştiren mail at da dünya kaç bucak gör. sorunlarınızı kendiniz çözün. belki müşteri gerçekten problemli? talep toplantılarına gidin. hala aynı fikirdeyseniz yöneticiniz mal değilse sorunu kendi kendine anlar zaten. bu konuda bir aksiyon alabilecek durumda değilsiniz. analist iyi mi kötü mü onu yöneticiniz bilir. size bununla çalışın diyorlarsa sadece çalışın.

@kenarortay, analistle aramız iyi. o da sonuçta ekibin bir parçası. Adamla normalde hayatımda da görüşüyorum yani. Ama iş yapış biçimi ne yazık ki uygun değil.

Hata bizde olsa sorun yok. elimize gelen onaylı analize göre iş yapılıp teslim ediliyor. ne oluyorsa sonra iş birimi biz telefonda konuştuğumuzda iş A+B olacaktı diye söz vermişti X Bey diyor.

Analist bize gelip, siz bunu yapın eforu başka geliştirmede yansıtırız diyor. Ekstra efor benim cebime girmiyor.

Aynı ekip başka projelerde başka analist ile çalışırken hiç sorun çıkmıyor. O yüzden developer ekibin sorunlu olduğunu düşünmüyorum.

konuyu birde analistten dinlemek lazim bütün suçu analiste atarak bu işten sıyrılamassınız analistin konuyu anlayıp anlamadığına sen nasil karar verdin ?
anlattıklarına bakılırsa iş geliştirme aşamasında patlamış bence suç direk sizde sen işin sizin üstünüzde patlayacağı korkusuyla suçu bir başkasına iteleme
yöntemini seçmişsin, genelde developerlarda gözlenen davranış biçimidir.

@baknedicem, anlamamakta ısrar ediyorsanız daha net yazayım. İş birimi işin A kısmı çok iyi olmuş, istediğimiz gibi ama bu işin yanında X Bey'in söz verdiği B kısmı eksik diyor. Geliştirici ekibi B olayını sonra öğreniyor. Ortaya çıkan iş beğenilmiş ama eksik olan B kısmı için nasıl geliştirici ekip suçlu oluyor?

Ayrıca şikayetimi analist bazında değil, direktörün kendisine ekibin arkasında durmaması üzerine yapacaktım. Analist tü kaka bok demeyeceğim.

bu işte bir hata varsa tüm ekipte var yani B kişisi işi sonradan developera söylemiş olsa bile geliştiricilerin işten sonradan haberi olsa bile....filan filan bunların hiç biri bahane değil laf kalabalığı bir kişinin hatası tüm ekibi ilgilendirir analistinden geliştiricisine müdüründen iş birimine siz bir ekipsiniz hepinizde azar azar da olsa hata var bunu kabul edeceksiniz ama suçlu aramayacaksınız hatayı yine bir takim gibi hep beraber üstlenip çözmelisiniz biz bu hatayı bu ekiple ve bu analistle nasil çözerize bakmanız gerekirken direktör bizi suçladı bir suçlu değiliz tavrından kurtulun başarı bu şekilde gelir.

Amuzende +1
Hirdavat toptanci sirketlerinde bile is surecleri yazili olarak yurutuluyor. Karar vermeden once kirmizi baslikli kizin hikayesini bi de kurttan dinleme taraftariyim.

müşteri onayı almayan tasarıma start vermek sizin şirketinizin amatörlüğü tamamen. ne analistin ne geliştiricinin suçu var burda. müşteri anlatır derdini, analist işi analiz eder raporu hazırlar müşteriye de sizinle konuştuğumuz şeylerden çıkardığımız iş tasarımı bu şekilde inceledikten sonra onay istersiniz, ve o tasarım geliştirilmeye başlanır. iş onayı almadan geliştirmeye alıp sonrada eksik iş yapıldı diye şikayet edilen bir yerde çalışılmaz,

Analistle hiç konuştunuz mu? Abi bak iş bu demişsin ama şu çıkmış, neden böyle oldu dediniz mi? Belki bir feedback vererek çözebileceğiniz bir durum bu, ne yaptığının farkında bile olmayabilir, ekip olarak sizin göreviniz bu durum bir daha yaşanmasın diye feedback vermek ve süreçlerinizi buna göre düzenlemek. Süreç kısmını da yukarıda arkadaşlar anlatmış zaten, ama takım arkadaşlarınızı bir üst seviyeye çıkarmak istiyorsanız feedback konusunu da atlamamanız lazım.

Dert tasa çekemem diyip yalnız kalma bence biraz insanın kendini kandırması. Hele o yaşlarda. Hiç bir çift ilişkiye başlarken mutsuz olacağını, kötü sonu hayal etmez.

Ama anlamsız tartışma ayrı, doğru/ sana uyan kişiyi bulamadın demektir.

belki de rahatınız bozulmayacak, tartışmayacaksınız. belki de tartışmaktan zevk alacaksınız. denemeden bilemezsiniz. mantık çerçevesinde düşünürsek haklısınız ama gerek yok bence böyle düşünmeye. demirden korksak trene binmezdik. denedikten sonra karar verin bence.

Bence bu düşünceler, yeni bir ilişkiye hazır olmayışınızla ilgili olabilir. Kendinize zaman tanıyın.

İlişkiler ille de iki kesin uçta yaşanacak diye genelleyemeyiz. Karşılıklı uyum sağlayabildiğiniz, anlaşabildiğiniz birileri elbette olacaktır.

Dışarıda gördükleriniz belki bir açık ilişkidi ya da günlük takılmacalardır. Artık uzun soluklu ilişkiler zor oluyor

3D doğrulama ile yapılmayan her işlem iptal edilir, merak etmeyin.

Baya güzel yemek yemişler... Sizin yapacağınız başka bir şey yok. Bunlar iptal edilip bedeli tarafınıza iade edilecek.

bana da oldu yapı krediden 1 dolar çekme denemesi yapmışlar onaylanmadan yakaladım bende işlemide iptal ettiler ve kartı da. Büyük meblağlarda başına gelen arkadaşlarım oldu kimisi parayı aldı kimisi alamadı sebebi ne yöntemle parayı çektiklerine bağlı.

kartı nerelerde kullanıyordunuz? bir yere kayıtlı mıydı (trendyol, hepsiburada vs.) bir yere otomatik ödeme olarak kayıtlı mıydı? (spotify, netflix vs.) ?

@mr.goodcat, netflixe kayıtlı sadece. hesaba giriş olmamış mailleri kontrol ettim. çoğu alışverişi bkm ekspressin kare kodu ile ödeyerek yapıyorum. kart bilgilerimi kaydetmiyorum yani sitelere.

eğer online da gerçek kart kullanıyorsanız kullanmayın. sanal kart kullanın. gerçek kart pek çok nokta da kopyalanmış olabilir.

Kartın haksız kullanımı ve sigortalanması
MADDE 12 – Kartın ya da 16 ncı maddede belirtilen bilgilerin kaybolması veya çalınması halinde kart hamili, yapacağı bildirimden önceki yirmidört saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zararlardan yüzelli Yeni Türk Lirası ile sınırlı olmak üzere sorumludur.

Yani velevki banka size tüm masrafı tahsil etmeye çalıştı, yukarıdaki kanun hükmü buna engel, zararınız 150 tl olabilir sadece.

@fistikthecat, bunu ilk kez gördüm. bu bilgi iyi oldu. teşekkürler.

Bu arada kartınızı internet kullanımına kapatın, yurt dışında değilseniz yurt dışı kullanıma da kapatın.

Üşenmeyin her seferinde sanal karta limit yükleyip sanal kart ile alışveriş yapın.

siparişi iptal et,alma geri gitsin

GittiGidiyor hediye çeki veriyor

nike ın müşteri hizmetleri çok iyidir.
aldığım ayakkabıyı 2 ay kullanıp iade etmişliğim ve yeni ayakkabı yollamışlıkları falan var.
0212 365 04 90 ı ara ara deneyin. b

Kesikli yasak uygulanınca olacağı bu. Hafta sonu insanlar eve tıkılınca yasak kalkar kalkmaz herkes kendini sokağa atmış. Maalesef bilinçsiz toplum hareketleri bunlar. Biz mecburiyetten ofisteyiz ama keyfi olarak sosyal mesafeyi ihlal eden insanları anlamıyorum cidden.

ya bir şey dicem de ben bir çok merkezi noktaya baktım şu an ve bomboş sokaklar meydanlar. bağdat caddesi, kadıköy meydan, istiklal caddesi filan gayet bomboş. evet bir kaç tane insan gördüm ama bir kaç tane. yanyana gezenler de zaten beraber olanlar, yani aynı evde yaşıyorlar veya aynı ofiste çalışıyorlar, her türlü beraberler yani.

ben insanların büyük çoğunluğunun dikkatli olduğunu düşünüyorum, olmayanları zaten hiçbir şekilde ıslah edemezsin. ölümle bile ıslah olmuyor bunlar.

6-7 lokasyona baktım bomboş her yer? tamam insan var da biri yürüyor biri elinde poşetle. tam olarak neresi normal zamanlar gibi?

bağdat caddesi 1 kamerasına bakarsanız yeterli bir insan sayısını göreceksiniz. kadıköy rıhtım aynı şekilde.

bankta oturanları kaldırmışlar sanırım. şerit çekilmiş çünkü.

İstanbullu musunuz bilmiyorum ama normal zamanlar gibi değil. Kalabalık genel olarak yuzde 30'lara inmiş.

Evet kesinlikle bir gevşeme var, 4 günlük yasak sonrası diye olabilir, istatistikler iyi gidiyor diye göründüğünden olabilir, havanın güzel olması nedeniyle olabilir. Ben de başından beri bu kameralardan izliyorum dışarıyı, tabii ki normal zamanın kalabalığı yok ama geçen haftalara göre daha çok insan var dışarda.

Sık bırak sık bırak olacağı bu bence. Yasak yokken insanlar "eve tıkılcaz ya şu lazım olursa ya bu lazım olursa, yok çocuğumun sütü bezi biterse, yok nakit sıkıntısı yaşarsam, eve sipariş için siparişlerim eksiksiz ve zamanında gelir mi gelmez mi" bilmem ne korkusu yaşamadığından bu kadar kalabalık etmiyodu sağda solda. Ben baştan beri bu saçma yasaklara karşıyım. Doğru düzgün sosyal mesafe ve maske olayını halka benimsetseler bu görüntüler hiç oluşmayacaktı, ilk habersiz yasak geldiği gece arbede yaşanmayacaktı vs. Ama şu anki kameradaki görüntüler sakin. Fakat yasak bittiği ertesi sabahı hep çok kalabalık oluyo her yer.

Ofisten ve iş yerinden çalışmak zorunda olan birçok insan var ve dedikleri gibi yasak sonrası bunalım tepkileri de olabilir. Gerçi ben 40 günü geçti evdeyim, henüz bir kurtlanma yok vakit geçirebilecek kadar kendinizi oyalabiliyorsanız.

Ayrıca Kadıköy rıhtım normal zamanlarda böyle değil. Sırf eve yürürken kalabalığa girmeyeyim diye rıhtımda inmeyen biri olarak şu hali benim için bomboş diye nitelendirebileceğim bir seviyede. Keza diğer kalabalık caddeler de aynı şekilde.

Yine de nüfusun daha büyük çoğunluğu evlerinde. Biz buzdağının görünen kısmını yorumlamaktan başka bir şey yapamıyoruz bize sunulan veriler sadece suyun üzerindeki kısım olduğu için. Gevşeme sanıldığı kadar çok değil şahsi kanaatime göre.

istiklal caddesine baktım bomboştu geçen iki üç kişide de maske vardı. almanya'da yaşadığım şehirle kıyaslıyorum gerçekten çok şaşırtıcı. 20 milyonluk şehirde insanların bu kadar duyarlı olabilmesi beni sevindiriyor. yok yere küçümsüyorsunuz bence.

burada sokaktakilerin en fazla %50'sinde maske vardır o da bugün zorunlu hale getirildiği için. herkes de dışarıda ayrıca normaldekinden bir farkı var mı ondan bile emin değilim.

bi gevşeme gözükmese de var. pazar günki gibi sessiz sakin değil ve patk halindeki araçlar azalmış. tabi insanlar işlerine güçlerine gidiyor onların getirdiği bi hareketlilik de var.

kesikli yasak uygulanmasının bi sakıncası olduğunu sanmıyorum. 1, hadi 2 ay boyunca sadece market-köpek gezdirme-eczane-spor/egzersiz izinli karantinaın sonucunda ne bekliyorsunuz. 0 vaka sayısı mı? kesikli yasağın sebebi vaka sayısını sıfırlamaya yardımcı olması değil, kontrol altında tutup hastanelere olan yığılmayı önlemek. bu hastalığa ilaç bulmadıkça bitmesini beklemeyin. ülkemizde sıfırladık diyelim, seyahat yasakları tekrar kalkınca nolacak? tek bir taşıyıcıyla -hastalık belirtisi göstermeyebilir de- 10 marta geri döneriz.

Evet biraz gevşeme var ama fazla abartılacak bir durum yok bence insanlar sosyal mesafe kuralına riayet ediyor ve herkes maskeli 4 günlük yasak sonrası normal bir durum bir çok ülkede insanlar bizdeki kadar duyarlı değil NYC'de hala parklarda boş boş maskesiz gezen insanlar var bir de Türkiye'ye bakın ezici çoğunluk kurallara riayet ediyor ayrıca insanlar ceza korkusuyla değil rızai olarak kurallara uyuyor.

Pek çok makale yazı okudum bu konuda, şu an elimin önünde yok ve araştırmaya da üşeniyorum iş bilgisayarımın geçmişindeler diye, ama bir harita vardı şehirlerin kirlilik haritası tarzı, tüm dünyada tertemiz olmuş, çin'de hava kirliliği dörtte birine inmiş vs.

Küresel ısınma olarak da, tabii ki output azalmış onlarca yıl geriye gitmiş ama ısınma duruyor haliyle :) Onunla aktif olarak mücadele etmemiz gerekiyor artık kirliliği azaltmak yetecek bir yerde değiliz.

Karbon emisyonu ikinci dünya savaşından beri ilk defa bu kadar azaldı. Yani evet, pozitif etkisi var. Ama her şey normale döndüğünde eskiye dönecek ve artarak devam edecek.
www.google.com
www.google.com

iklim değişikliğine sebep olan sera gazlarının çoğunun atmosferdeki ömrü 100 yıl civarı. yani bu yıl sokağa çıkmadık diye iklim değişikliği ortadan kalktı diye bir şey yok.

ayrıca şimdi sokağa çıkamamanın acısı, salgın bittiği anda herkesin kendini sokağa, geziye, tura atmasına sebep olacak. bkz: sokağa çıkma yasağının bitti pazartesi günü sabahı, hatta gece yarısı. yani şimdi ufak bir toparlanma olduysa bile bunun etkisini hissedemeyeceğiz bile ne yazık ki.

Uğraşmak istememiştir. Zaten herif fena dayak yemiş, içi soğumuştur. Ama sallamıştışta olabilir. Böyle tarz başka videolar vardı, millet durakta adamı tutarken taciz edildiğini söyleyen kadınlar da orada bekliyorlardı. Bu kadın otobüsten bile inmemiş :D

* şey dicem ya, bu benim ciddi hayattaki en büyük korkumduraq. Kadının birine çarpsam, dokundu bu bana diye bağırsa falan. Allahım, karşılık versen daha fazla döverler, video çekenler falan rezil olursun. Ben dayanamam intihar ederdim. Toplu taşımalarda kadınlara hiç yaklaşmamaya çalışıyorum.

" adamın boş yere dayak yemediğini nasıl bilebiliriz?"
Cok basit, bilemeyiz. Olmamis sey degil. Tonlarca ornegi var.

bürokrasiyle uğraşmamak için. mahkeme yıllarca sürecek. aynı ifadeyi 34634645. kez polise, savcıya, avukata, hakime verecek. bu adamla 456457 kez tekrar karşılaşacak. adam bu kadına belki başka türlü iftiralar atacak, ilişkimiz vardı falan diyecek. zaten zarar görmüş psikoloji bu süreçte daha da yıpranacak. ama bu süreçle uğraşmazsa belki birkaç gün sonra unutur geçer.

Linç toplumda iyice kültür oldu. Kadın taciz edilmiştir belki bilmiyorum ama metrobüste adami zorla bekletip polisi arayıp teslim etmek daha mantıklı. Kadının şikayetçi olmaması uğraşmamak içindir. Adamı bir daha görmek istemiyor olabilir, yediği dayak ona yeter diyebilir. Şayet iftira ise kadına büyük ceza lazım.

sabah akşam instagramda reklamını gördüğüm kağıttahta var. istenilen baskıyı yapıyorlar mı bilmiyorum ama belki destek oluyolardır.

aynı şekilde sabah akşam instagram reklamlarından gına getirdiğim kağıttahta demeye gelmiştim, demek ki yalnız değilmişim. Yahu ne kazanıyorlar da bu kadar reklam veriyorlar.

Evet, yalnızca kadın koşucu kayıtlarına açık.

Tramvaya binin (havalimanı içinde) İSMETPAŞA durağında inin. Umarım valiz filan yoktur. Çünkü bir miktar yürüyeceksiniz. Veya o bölgeden bir taksiye binseniz 10-15 tl tuttar en fazla.

Otobüsle filan giderseniz aktarma yapmak gerek. Yine de aklınızda bulunsun. Cumhuriyet meydanı yada Dönerciler Çarşısı/ Üç kapılarda ineceksiniz.

Ama en pratik tramvay.

Soru olursa dm pls.

@infernalcadre +1 Taksiye ekstra +1 valizle yürünmez.. :)