Ekşi Duyuru

İstiklal caddesinde bir pasaj var adını hatırlayamadım.Ama yukarılarda Topshop'un az altında.
orda jansport,eastpak envai çeşit bulursun.ucuzluk konusunda bir şey diyemiyorum.
Edit: Benim dediğim Halep pasajı değil

halep pasaji.

eminönünde bir sokak var sağlı sollu çanta satıyor. o sokağın ara sokaklarında da markaların toptancıları var. 'yok efendim toptan satmıyoruz' diyenler beş dakikanın sonunda ikna oluyorlar.

(git: 480084)

grev nedeniyle aksayan uçuşlarından pişmanlık duyarak Lounge larında ağırlanmak üzere size davetiye hediye etmişler.

'İndirim kuponu' anlamında kullanılıyor genelde. O tip bir şeydir herhalde. O sondaki yıldız (*) muhtemelen sayfanın altında açıklanmıştır.

hepsinin nedeni taleptir..


insanlar dolar almaya baslarsa doları degeri artar , altın almaya baslarsa altının fıyatı artar , euro almaya baslarlarsa euronun degerı artar..


sımdı dıyeceksın kı nıye almak istesinler ? bunun mılyonlarca acıklaması olabilir.. burasını da sen arastır..

bir örneğini vereyim , diğelim dünyada bir makina var ve bunu sadece almanlar üretiyor ve euro ile satıyor.. sen bu makineyi almak icin euro bulman gerekir değil mi ? ne yapacaksın ? piyasada eurosu olan birinden euro alacaksın.. sonra o parayla gidip o makinayı alacaksın..

bu işlemin milyonlarca kez yapıldığını düşün ? birsürü firma birsürü mal alımı için euroya ihtiyac duyuyor ve piyasadan euro alıyor.. bunu tüm dünyaya genelle mal alımı icin gerekli euroyu ne yaparak alacaklar ? ellerindeki diğer para birimini satarak .. hangi para var ellerinde ? TL , ruble , dolar , yen ? heh işte bu paraları verip euro almak istediklerinde euro sahipleri talebe bakıyor insanlar euroyu talep ediyorsa fiyatlar para cevrimi sırasında değişmeye baslıyor.. ve kurlar ortaya cıkıyor..

talepler arttıkca euronun değeri artıyor.. sonra bi bakıyorsun avrupada kriz çıkmış , üretim yavaslamıs .. malın fiyatı artmış , aynı malı amerikada baska firma daha ucuza uretiyor.. bu sefer euroya olan talep azalıyor insanlar dolar alıp bu malı alacaklar.. ellerindeki euroyu da bozdurup dolar almaya baslıyorlar.. bu sefer talep dolara kaymaya baslıyor ve dolar değerleniyor..

kennym in yazdıklarını ilk cümle dışında okumadım. Ama hepsinin nedeni sadece talep değildir. Spekülasyon ve beklentiler de büyük etkenlerden biridir.

"Spekülasyon ve beklentiler" dediğin de talebi değiştirir zaten.

kısmen doğru söylüyorsun ama x birim talep varken spekülasyon yoluyla fiyatları 50x birim talep varmış gibi hareketlendirmek mümkün. Dolayısı ile gerçek bir talep yokkende fiyat oynamaları olabiliyor. Hatta zaman zaman "talep mevcut fiyat seviyesini desteklemiyor" gibi söylmler duyarız piyasa yorumcularından.

@cek +1

hepsinin nedeni arz ve taleptir. sadece talep değildir.

şimdi abd dolar bassa, talep sabit ama arz arttıgı için doların değeri düşecektir

(bkz: at yarrağı borsası)
borsayla ilgili çok net bilgi verir.

www.kanadam.com

önceden ucuza alınmış uçak biletleri ile yurtdışına bile gidebilirsin.

silivri olabilir mi yada tekirdag

günü birlik turlar var abant, sapanca, uludağ vb. şimdi kış sezonuyla açılır hepsi. onların cumartesi akşam otobüse binmeli olanlarını tercih edeceksiniz. yorucu olur günübirlikler ama dönüşte otobüste uyursanız çook sıkıntı olmaz.

29 tl'ye uçak biletleri var. az popüler olan ama mutlaka gezmen gereken yerleri değerlendirebilirsin günübirlik.

nemrut dağı, mardin evleri, doğubayazıt gibi.

çanakkale
edirne
assos

o biletler nerede var?

genelde pegasusu takip edin derim. dönem dönem çıkıyor. mailini kaydedin yolluyorlar.
denk düşmesi lazım tabi

patronun ben olduğuma göre kullanamassın.

çalıştığın yer kurumsal mı?
değil ise bulunduğun sektörün kış mevsiminde yoğunluğunu göz önünde alarak,
müdürlerin istisnai durumlar yaratabileceğinin bilincinde olmayarak şansını deneyip. güzel bir bahane uydurup ayrılabilirsin izine.

boyle bir sure kisiti mi var. ben iki hafta arayla kullaniyorum. muhtemelen sirketten sirkete degisen bir durumdur

benim bildiğim kadarıyla haftaiçi giriliyor. biz 2-3 ay önce gittik bi sabah. para da almadılar. elimizi kolumuzu sallaya sallaya girdik.

sen müdahale etmedikçe div, ul, li, p span vs. gibi html tagları farklı tarayıcılarda farklı margin, padding vs. gibi değerler alırlar. google'a eric meyer css yazdığında kendi sitesi çıkacak. style.css'in başına o css kodlarını eklersen farklılığı kısmen engellemiş olursun. tabi bunu yaptığında chrome'deki görüntüde değişme olacak muhakkak.

her tarayıcıda aynı görünmesini istiyorsan bunu yapman şart..

pozisyonlandırmayı çok farklı kullanmışsın. mesela o başlık divlerine negatif margin vereceğine display:inline-block kullan mesela, hatta oraya div komaya gerek yok img'ın yanına yaz yazıyı img'a da margin-right yaparsın.

absolute veya relative position işinden mümkün olduğunca uzak dur, her şeyi yerleştirmelerle yapmaya çalış.

bir de firefox ile çalışırsan daha rahat edersin gibime geliyor.
(bkz: dom inspector)

(bkz: hemoroid)

evet arkadaşın da dediği gibi hemoroid ya da çatlak olabilir. gay bir arkadasım var yakın zamanda ameliyat oldu catlak vardı totosunda. böyle meme ucu gibi olduğunu söylüyordu. ama görmedim, görmek de istemem tabi..

pekiyi hangi doktor bakar?

genel cerrahi.

korkarak söylüyorum, umarım değildir, HPV (genital siğil) olabilir.

uzmantv de sorulari urolog cevaplamis. urolog mu genel cerrahi mi?

genel cerrahiye gitmeniz gerekiyor. anal fissur olma ihtimali de var. doktor ilgili mintikayi gordukten sonra kolayca teshisi koyacaktir.

condyloma accuminata olabilir. (HPV enfeksiyonu)

HPV

mümkün değildir. zira avrupa ile amerika arasında atlantik, amerika ile asya arasında pasifik okyanusları var.

yurumekten kasit her ulkeyi yuruyerek gezmek, gormek.

çoooooooooooooooooooooooo....ooooooooooooooooook paran ve zamanın varsa mümkündür.

yol boyunca 1 km aralıklarla alış veriş merkezi koyarsanız standart bir türk kadını bu işi pekâlâ yapabilir.

Sanırım sadece screenshot alarak olur bu dediğin.

hayır gösteremezsin ancak ekran görüntüsünü çekip yollarsın.

O içeriği kopyalayıp-yapıştır derseniz ve yapıştırdığınız yerde HTML desteği olursa, olur. Link olarak o şekilde gitmez. O da olmadı, o içeriği google ile ararsanız ve siteye google üzerinden giderseniz (böyle bir şey vardı ama neydi, nasıldı, unuttum), aradığınız içeriğin bulunduğu yerleri sarı yapıyordu.

Düzeltme: Şöylesi var: support.google.com
www.kryogenix.org

o şekilde kopyaladığınızda browser kaynak kodu baz alıp kopyalayacağı için yapıştırdığınız editör linki olduğu gibi gösterecektir. Siz dilerseniz editörden üzerini highlighted hale getirebilirsiniz.

ziya sarkin, kebap, lahmacun, icli koftesi
en dandiginden durumcu
erzurum cay evinde nargile, elma cayi
denedim yuzde yuz calisiyor.

istanbuldaysanız çorlulu ali paşa medresesi nargile için ideal mekandır. anadolu yakasında kazaskerde koko musti yediğim en başarılı ve temiz kokoreç ve midye dolmaları yapar.

mısırlı misafire eminönü'nden balık ekmek yedirmiştim çok beğenmişti.

birkaç yılını burda geçiren amerikalı yaşlı bir fotoğrafçıyla tnaışmıştım, tavuk döner hastasıydı :)

Çamlıca tarafında Çömlek'te kuru fasulye ve pilav yedirebilirsin.
Sultanahmet'te Sultanahmet Köftecisi de yabancıların beğendiği yerlerden.

Biraz manzara da olsun dersen, fiyatları da ona göre değişmekle beraber, Eminönü'nde Hamdi'yi tavsiye ederim.

kebap yedirmek bence şart. onun için de (git: hamdi et lokantası).
nargile için çorlulu ali paşa medresesi çok iyi öneri.
akşam 2 kadeh içmek için nevizade.
ne kadar yabancı misafirim/müşterim geldiyse bunları yaptım ve gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim: %100 çalışıyor.

no reservations'ın istanbul ayağı fikir verecektir.

kimse memnun değil sanırım bu yüzden.

çok suistimal ettiler milleti, adam gibi hizmet verselerdi daha çok ticaret hacmi oluşurdu kesinlikle.

tabi bunda fırsat kampanyası düzenleyen yerli "cin geçinen" firmalarımızın da payı çook büyük.

Asagidaki nedenlerden dolayi populerliklerinin azaldigini dusunuyorum:
1. Firsat sitelerinden alinan hizmetin boktan olmasi,
2. Piyasaya sonsuz miktarda firsat sitesinin girmis/giriyor olmasi
3. Firsat veren isletmelerin bu indirimleri karsilayamiyor, bundan kar elde edemiyor olmalari.

fırsat sitelerini sadece tatil için takip ediyordum, son zamanlarda sahte bilet ya da farklı otel bilmemne olayları yüzünden bıraktım. eğlence için hiç kullanmadım. biraz utanıyorum açıkçası hele bir kız arkadaşımla hiç gidemem oraya. ne dicem suada'ya gidip bizim fırsat kuponu vardıda falan filan hiç girmek istemiyorum

firsat sitelerinin genel anlamda pahaliya ürün satiyor olusu bence büyük etken.

adam bana kahve 70 lira degil 7 lira diyo, zaten o kahvenin normal fiyati 5 lira ayni yerde.

ya da ben %90 indirim görürsem bi yer de süphe ederim arkadasim.

ne olacaktı abi millet ne bekliyodu ben de bunu anlamıyorum. bi kere bile kullanmadım. neden ?

eğer bi işletme bi ürünü/hizmeti 5 liraya veriyorsa fırsatçı site araya girip 3e düşüttürebiliyorsa bunu bu adam ya 1 liralık hizmet sunuyodur zaten ya da zarar ediyodur. zarar ediyor olması imkansıza yakın olacağından(niye etsin adam fırsatçı para mı kazansın)öyle aman aman bi fırsat durumu yok yani. hani hep denen adam müşteri çekiyor bilmem ne yalan külliyen yalan yahu.

5 liralık olayı 3 ten vericen 3 ten verirken hem olayın sahibi para kazanıcak hem fırsatçı site, mümkün mü ülen bu ?

size bi ticaret tanımı yapayım, kulağınıza küpe olsun

ticaret sana külfet karşıdakine rahatlık getiriyorsa ticarettir, eğer sana rahatlık karşıdakine külfet getiriyorsa ticaret değildir.

fırsat sitesinde firmanın 1 gün yayınınaa 500 tl, 3 gün yayınına 1000 tl
satılan her fırsat kuponundan %10

bu iki satır sorunun cevabıyla ilgili bir çerçeve çizecektir.

evet

hayır. 1080p bile takılmadan izleyebiliyorum.

hiç kullanmadım ama bu hepsini (tam bilmemekle) dreambox ile izleyebilirsin.

the house cafe ortaköy

galata - konak kafe&rest
yeniköy - emek kafe&rest
sarıyer - göze kafe&rest
beyoğlu'nda 3 tane bulunan leb-i derya rest.
istiklal cad. - 360 (restoran, gece kulübü, kafe...)
tepebaşı - yunus emre çay bahçesi

şimdilik aklıma bunlar geldi.

bende dün sordum da bir sonuç alamadım. sehir efsanesi dediler.

Sanmıyorum hiç.

10 gün olacak galiba ya çünkü pazartesi 29 ekime denk geliyor

olmaz.

memurlara idari izin olacak gibi bunun için bakanlar kuruluna teklif sunulmuştu

olmaz yahu.

bence olacak. şeker bayramı 10 gün değildi. tatile gidemeyenler gitsin turizm geliri olsun diye yapacaklar 10 gün.

b

a)
Giderim, "noluyor la" derim, haklı olanı sakinleştirir, haksız olanı duruma göre döverim\söverim\kovarım\polis çağırırım.

bu komançiler kesin dutch'ların yanındaki hatunlara asılmıştır. herifler durduk yere saldırmaz. ben olsam ben de dalardım.

eger haberdeki gibi olay, tatil yoresinde iskandinavlar arasinda geciyorsa yuzde 99 bizimkilerin abazaligindan/magandaligindan oluyordur. oyle bir durumda zevkle turkun dayak yemesini izlerim. onun disinda hayatta isim olmaz. kavga etmek cahilce bir tercihtir. bunu tercih eden sonuclarina katlanacak. onun diyetini ben niye oduyim.

yalnız çarpan adam bilinçli olarak vurmuş resmen. önce patinaj sesi duyuluyor, çarpıyor ve sonra da kaçıyor. şerefsiz.

yabancı turiste vurmanın tuzlu bi cezası var diye biliyorum.

hangi taraf gözüme apaçi görünürse ona dalarım.

türk haksızsa önce turistleri beraber döveriz sonra ben türkü döverim. türk haklıysa işte orda kafa gider benim.

büyük ihtimal bizimkiler sarkıntılık yapmıştır, eğer yapmamışlarsa dokunmamaya çalışırım

kavga çok hararetli değilse ayırmaya çalışabilirim. kafa göz dalıyorlarsa işim olmaz.

önce hepsine resti çekerim adam olun lan diye, sonra bunu duyan türk ve turist sen kimsin lan diye bana dalarlar, temiz bir dayak yerim. sonra türk'e derim ki kardeş sende türksün bende türküm gel şu turistleri dövelim derim sonra turistleri birlikte döveriz. sonra polis gelir sonra derim ki bu adam turistlerin yanındaki kızlara laf attı memur bey bende dayanamadım aralarına girdim bunları görünce türklüğümden utanuyorum derim içeri atın bunu memur bey gözüm görmesin derim. sonra turistlere gider kardeş aslına ben sizdendim ama burası türkiye onu tutmak zorundaydım derim ve turistlerin yanındaki kızlara sulanırım

c) muhtemelen laf attığı için dayak yiyordur. dövsünler pezevengi.

c)turistlere yardım ederim, kesin haklı bir sebepleri vardır.

yazar sylvia plath olabilir.

Sylvia ile ilgili olarak; Nilgün Marmara.

Virginia woolf olmasin?

109 okuma sıfır cevap. cik cik:(

valla hakedeni uyarıncan bence bu millet kibarlıktan anlamıyo gayet nazik bi insanken (öyle derlerdi yani:)3 senelik yurt hayatı beni çıldırttı artık kibarlık biyere kadar, tabiki gerçekten seni sinirlendiren yada cevap vermen gereken durumlarda sakınma derim,biraz ister misin?sorusuna yok saolun gayet güzel bi cevap:)

daha rahat davranmaya çalış. seni rahatsız eden bir şey olduğunda bunu belirtmen gayet normal bi davranış zaten. bence kafaya takılacak bir şey değil bu. şu anki durumunda bi sorun yok bence. :)

*the lecture begins at 8 a.m. (ders sabah 8'de başlıyor/başlar)

*the lecture began 15 minutes ago (ders 15 dakika önce başladı)

*by the time I got to the campus, the lecture had already begun (kampüse vardığımda ders çoktan başlamıştı)

write fiili ile de ben açıklamaya çalışayım:

1. he writes novels and stories (o, roman ve hikaye yazar)

2. he wrote 3 novels and 5 stroies. (3 roman ve 5 hikaye yazdı. burada adamın ölmüş olduğunu anlıyoruz, geçmiş zaman kullanılmış demek ki adam bir daha yazamayacak)

3. he has written 3 novels and 5 stories so far. (şimdiye kadar 3 roman ve 5 hikaye yazmıştır, hala yazma şansı var. o yüzden has + v3 kullandık)

Amacın zamanları kavramaksa bu şekilde bir ayrım kafanı karıştırabilir. bu liste sadece fiillerin çekimini göstermek için. Yoksa cümledeki zamanları sadece bu listeyle ifade edemezsin. Mesela gelecek zamanı göremezsin vb.
yok sadece anlamı soruyorum diyorsan:
Başlar / başlıyor - Başladı - başlamıştı gibi bişey olabilir.

krallık var çünkü halk karşı çıkmıyor bu duruma çünkü kralları onları refah içerisinde yaşatıyor :) örnek: ingiltere, belçika, birleşik arap emirlikleri, hollanda, isveç, lüksemburg, norveç, kanada, japonya gibi. bunlar çok gelişmiş ve insan haklarının çok yüksek olduğu devletler, gene bir örnek kanada insan hakları konusunda bizden o kadar ilerdeler ki hocamız derdi kanada da herhangi birine memleketini ya da dinini soramazsın bu bir suçtur özeldir hem ona göre mi davranacaksın. not: hocamız kanadalıydı. ve bunlar monarşiye karşı gelmiyolarsa refah içerisinde olduklarındandır. birde şöyle düşün bizde yok ta ne oluyor?

kimisi kültürel kimisi hala siyasi lider örneğin;ingiltere,hollanda,ispanya,isveç gibi ülkelerde kültüreldir ama yine de parlamentoya katılırlar ve yine yüklü miktarlarda maaş alırlar bir de siyasi olanlar var onlar da suudi arabistan var birde birkaç ortadoğu ve uzakdoğu ülkesi olması lazım.

www.youtube.com

google maps hakkında birkaç gün önce theatlantic'te çıkan bir yazı var, ilk defa sistemin işleyişini bir gazeteciye anlattılar o da haberleştirdi. şu anda çok konuşulan bir haber bu. her ayrıntıyı anlatmışlar.

www.theatlantic.com

google translate sistemi de ayrı harika. onu da buradan bakabilirsin.

www.youtube.com

birsuru doktorali adam calisiyor normal degilmi isleri bu zaten. bkz. machine translation

o sokak zimbirtisi panoramic image mi ne computer vision genel alani altinda geciyor

mümkün değildir diye biliyorum.

kontenjansız bir yere yerleştiysen ek kontenjanda değiştirebilirsin.

64 bit için gerekli program ile alakası olabilir mi?
yani 32 bit ve 64 bit için farklı farklı diye biliyorum.
64 bit için farklı bir framework sürümü oluyor.

dogru ama bi cozumu olmali

programa sağ tuş tıkla. özelliklere gir. oradan uyumluluk menüsüne gel. oradan windows xp seçeneğini seç.

onlari coktan yaptim hocam

tr.wikipedia.org

tr.wikipedia.org

www.youtube.com

uk yani united kingdom, kuzey irlanda ingiltere iskoçya ve galler'den meydana gelir. britanya adası ingiltere'nin olduğu adadır. britanya adaları da o civar işte. ingiltere de uk'e bağlıdır yani o 4 ülkeden birisidir.

ayrıca irlanda cumhuriyeti britanya krallığına bağlı değil. hatta biz serbest irlanda derdik sanırım eskiden.

fark yemezsek iyi.. hollanda avrupa kupasındaki hayal kırıklığını unutturmak isteyecektir. diğer taraftan bizim takıma baktığımda bir ışık dahi göremiyorum.

bence hollanda rahat yener. iddaada tek maç bahis olsa bütün servetimi yatıracaktım hollandaya.

kim yener bilmem de, tüm kuponlarımda üst oynamama rağmen maçın alt biteceğini tahmin ediyorum var ya. 2-0 hollanda yener.

Avrupa sampiyonasinda ki hollanda yok bu aksam karsimizda. Van persie yerine klaas jan huntelaar in oynamasida sevindirmesin zira ayni portakalin laciverdi soz konusu. Kisacasi hollanda yener

beraberlik bekliyorum.

Benimkinin değil.

sağ göze takılan lensle sol göze takılan lens kolayca ayırt edilebilsin diye? lens olmadan burnunun ucunu göremeyenler var.

Yeşil değil mavi renk de olabiliyor. Bende her iki renklisinden de vardı. Amaç sağ ve sol lenslerin konulduğu yeri karıştırmamak işte.

göremeyenler için de bir kapağın üstünde kabartma bulunur. (genelde r yazıyor.)

ismek ne kadar yararlı olur şüpheliyim.

paralı kursa da gitmeni tavsiye etmem.


tavsiyem ingiltere de agh yap.

kesin ders görmen lazım, internetten olacak iş de değil gramer dediğin..

kendin ögrenirsin, ama cok calisman lazim , temelin varsa tabii, temel yoksa kursla baslayip kisa süre sonra birakabilirsin.

türkcenin mükemmel olmasina gerek yok, yani türkcen iyi degilse de ögrenebilirsin.

ana dili ingilize olan kişilerle bol bol konuşman ve onların kurdukları cümlelere, telaffuzlarına dikkat etmen lazım. yani "nası olsa beni anlıyolar yeeaaa" tiplerinden olmamak gerekiyor. dizi/film izlerken de sürekli kulaklarının açık olması lazım. hangi cümleyi nasıl kurduklarını takip etmen lazım.

valla bende netten çalışıyorum aynı zamanda kursa gidiyorum. diyebilirim ki kursun çok aman aman bir faydasını görmüyorsun. orta seviyelerde dolaşıyorum sürekli. kelime öğrenmeye çalışıyorum şuanda gramerim daha iyi. kelime bilgim kötü. ama çevremde 2 tane tanıdıgım var hiç kursa gitmeden ya da biryere çatır çatır öğrendiler bir tanesi neredeyse akademik seviyede diyebilirim. diyorsan çok çok çok çalışırım kitaplar okurum netten dinlemeler yaparım öğrenebilirsin

kursla olacak is degil, kendi kendine zamanla ogreniceksin.
hayatini komple ingilizce yasaman gerekir,
tv, radyo, film, sohbet, oyun tum bunlari ingilizce olarak yap.
kendi kendine ingilizce konus, gunluk planlarini, notlarini ingilizce olarak tut.
haberleri ingilizce takip et.biraz faydasi olabilir:
(bkz: reddit)

hiçbir kursa, hiçbir derse güvenip de ingilizce'ni geliştirmeye kalkışma. ya anadili gibi ingilizce konuşan birini bulacaksın devamlı konuşacaksın, ya da gideceksin ingilizce konuşulan yerde yaşayıp ingilizce'yi sökeceksin. dil öğrenmek için para sayan insanları saçma buluyorum. şayet ders almış birisi olarak söyleyebilirim ki, ingilizce altyazılı dizi izlerken bile çok daha verim alıyorum.

bildiğin hayvan gibi makale,kitap vs okuman lazım. o zaman gelişiyor.

nerden yazıyosun panpa? himalayalardan mı?

herşey için çok geç artık okul kayıtları bile bitti bildiğim kadarıyla :)

yine bıçak kemiğe dayandığı için kırsalda 300 terörist kıstırıldı. 55 terörist ölü ele geçirildi. bölücü terör örgütüne yönelik operasyonlar tam gaz sürüyor.

tayyip erdoğan evinde canlı bulundu
gülün kulağı tam 30 ağustosta rahatsızlandı

Unıversıtelerde harçlar kaldırıldı ama bırıncı ogretımde.

ben zayıflamaya karar verdim

Gaziantep'te bomba patladi.Su aralar Hatay'daki kamplar da pek gundemde.Diger gundemde olan konuysa 4+4+4 sistemi.

tayyip erdoğan 66 aylık çocukları okula gitmesin diye rapor alan veliler için evlatlarına ihanet ediyorlar, benim çocuğum geri zekalıdır diyorlar dedi.

www.hurriyet.com.tr

kurmak zorundasın, programların çoğu kendine ait registry kayıtları ve ayar klasörleri ile çalışırlar. onların da bazıları işletim sistemine göre ayarlıdır yemez yani.

programlar kurulur ne varki. arkadaşın dediği gibi 3e bölerisn resimler müzikler vs için

benim bildiğim yok. şöyle düşün. İki tane kutu var. İki kutuda da iki evren var. İki evrenin yasaları birbirinin neredeyse aynı. Ama iki tane farklı kutu var ve aralarında da duvar var. Yani ne kadar benzese, hatta temelde aynı olsa da iki sistem ayrı kutularda. İkisinde de Samanyolu olabilir. Ama ikisi de kendi evrenlerinin içinde işliyor.
Temelde olay bu.
Bunu geçtikten sonraki konular:
1. w7 - w8 iki işletim sistemini de aktif olarak kullanmak derdinde misin?
Eğer öyleyse zaten 8'in partition'ını genişletip, iki işletim sistemini birden kullanacaksın ve her programı ve dosyayı iki sisteme de kurarak kullanacaksın.
2. w8 upgrade'i daha uygun fiyatlı olacakmış. w7'nden, 8'e göç edeceksin. Zaten Metro interface dışında temel bir farklılık yok gibi geldi bana. Yani 2sini birden kullanmakta bir avantajın olmaz muhtemelen. Birazcık bekleyip, upgrade yapmak benim önerim.
Hem de hem 7 hem 8 formatıyla uğraşmaktansa bir seferde neredeyse ikisini de tek bir sistemde almış olacaksın.
3. kurduktan sonra dropbox ile dosya senkronizasyonunu sağlayabilirsin. İki sisteme de Dropbox kurarak tabii ki.

Abdullah Avcı senin kadar anlamıyor ya bilemeyip koymuş iste kaleye.

3 büyüklerde oynayan adam otomatik milli takıma yazılıyor abi, şaşırdın mı?

evet çok iyi anlıyormuş. son maçta bok gibi oynamış adamı 11de başlatmış .doğal olarak 2 tane daha boktan gole sebebiyet vermiş.

www.eksiduyuru.com

fonetiğinde iğreti duran ve aşağılayıcı bir tavır var çünkü.. bir erkek olarak bayan kelimesi bana da saçma geliyor. kadın'dır onun adı.

şahsen ben rahatsız olmuyorum.

Karşındaki adam, senin adına, senin kadın olmandan utanıyor da ondan sinir bozucu. Bayan, resmen seksist bir kullanım.

istediğimi derim.abla,yenge,teyze,kadın,bağyan,şükufe..

sözlüktekiler abartıyor. ben de problem çıkarmam. onu kullananlar aşağılamak için söylemiyor onu. aksine kız-kadın ayrımına dikkat çekmemeye çalıştıklarından öyle bir kullanım gelişmiş. kendine kadın denilince bozulup düzelten çok kadın var ben kadın değil kızım diye. toplumdaki kadın-kız algısını ulu orta ifade etmeye çekindiklerinden dolayı adamlar da söyleyemiyor işte..

doğrusu bayan yerine hanımefendi demek daha şık olur ama minibüsteki şoförün hanımefendi şöyle kayar mısınız lütfen demesini beklemek bir hayal.. belki paralel evrende..

ben bi er kişi olarak, hanfendi diyorum nasıl iyi mi?

bir de ben hep bu ayan olayını baymakla alakalı olduğu için sevmez hanfendiler zannederdim, şu an bi aydınlanma yaşıyorum sayenizde.

kadin biraz kayar misiniz?

lan bu daha boktan amk.

bayan kelimesinden rahatsız oluyorum çünkü çok çirkin bir kelime. başka bir sebebi yok rahatsız olmamın.
kadın isem bana kadın denmeli. yani kadın denmesini tercih ederim.

@anarquia, "hanımefendi biraz kayar mısınız?" olabilir oun yerine. kadın komik olmuş bence de.

www.bayandegilkadin.com

hitap etmenize gerek yok olum, kayar mısınız? de gitsin. yanındayken yüzüne bakıp diyeceğin için bana mı diyor acaba diye bir şey söz konusu olmaz. en arkadan öndeki kadına "hey sen, kayar mısın?" demezsin. yakınındayken dersin.

Ülkenin başbakanı kalkıp 'kadın mıdır kız mıdır bilemiyorum' diye asagilikca bir yorum yaparsa vatandaş da ne diyeceğini şaşırır 'kadın demeyelim bayan diyelim bari 'diye düşünür.Ben bu sekilde bakınca çok da rahatsız olmuyorum.

erkeğin karşılığı kadın
beyin karşılığı hanımdır

bayanın karşılığı olan bay, yazışma dili haricinde kullanılmaz. en son kime bay dediniz? bayan kelimesinden rahatsız olunmasının sebebi kadına sosyal rol yükleyen, yapmacık kibarlık gösteren bir yanının olması ve kadın demek sanki ayıpmış gibi kadının yerine kullanılmasıdır. kadın kelimesi uygun düşüyorsa kadın kullanırım, saygı belirtmem gerekiyorsa ya da tanımadığım birine hitap ediyorsam hanımefendi kullanırım. yaşça büyükse ve samimi bir ortamsa abla, teyze derim. ama bayan demem. diyene de ön yargı beslerim. benim için düz adamdır, sokaktaki dayıdır. bu kadar.

yine bu minibüsçü jargonundan yenge kelimesi de tüylerimi diken diken ediyor. kadını, erkeği olmadan yok sayan, ancak bir erkek üzerinden refere eden aşağılık bir terim o da bence.

bay biraz kayar mısınız? dendiğini düşün. komik olmaz mı?

bayan çok yapmacık bir kelime.
türkçede hanım(efendi) ve bey dururken söylenmesi saçma ve gereksiz geliyor. açıkçası ben bay ve bayan kullanımının eğitim seviyesi ve (ya) kalitesi azaldıkça arttığını düşünüyorum.

bu sorudaki bayan kullanımı yerine kadın kullanılmaz.

cinsiyet belirtirken kadın yerine bayan kullanılması insanların kadın demekten utanması sonucu. bu nedenle de bayan denmesine karşıyım.

çünkü insanlar (özellikle dinciler) kafayı cinsellikle o kadar bozmuş ki kadın bile diyemiyor. demeye utanıyor.

biraz kayabilir misiniz yeterli aslında illa bir dişiye seslenildiğini belirtmeye lüzum yok bence. Siz zamiri gayet iş görür. Ayrıca kaçanbalik'ın yazdığı www.bayandegilkadin.com şu sitedeki yazıda gayet güzel detaylı anlatılmış.

@bidksenkimdin,

eheh. araştırma yapmana gerek yoktu ya, kadın ya da adam diye zaten kimseye hitap edemezsin. beyefendi ve hanımefendidir hitap kelimeleri.

ben sirf istedigim yeri kendim seceyim diye online check in yapiyorum. sonra gidip check in sirasina girip bavulumu teslim ediyorum. gorevlinin 'madem bavulunda var niye check in'i internetten yapip beni burada biraz daha ugrastiriyorsun' temali bakisi paha bicilemez.

alarma gerek yok bence, hic koltuklari. doldugunu veya insanlarin saldirdigina sahit olmadim.
uzun sureli ucussa tabi ki koridor ama 3-4 saatlik bir yolculukla cam kenari iyidir :)

1. online check in genelde koltuk tercihiniz oluyorsa faydalı oluyor. son anda gittiğinizde talep gören koltuklar pek olmuyor çünkü. ya da bagajınız yok ise, sadece el çantanız varsa (uçağın içine alabileceğiniz), zaman açısından faydalı oluyor.

2. alarmlık bi durum yok bence ancak yine de son dakikaya bırakmayın. insanlar genelde online check in imkanları olduğunda onları kullanıyor.

3. sizin tercihinize bağlı. manzara falan izlemek, bulutları görmek isterseniz cam kenarı seçin.

1.Online check-in faydalı bir işlem, özellikle overbooking olma ihtimalini göze alınca yerini garantiye almış oluyorsun.
2.Eskiden acil çıkış vs gibi özel koltukları seçebiliyordun, artık onları ya parayla ya da sadece check-in sırasında veriyorlar, o yüzden alarmlık bir durum yok illa cam kenarı ya da illa koridor isterim demiyorsan.
3.O da senin tercihin, sıkça kalkar dolaşırım dersen koridor, dışarıyı seyrederim dersen cam kenarı.

1. koltuk tercihi yapasın varsa yap online check-in ama çok bir numarası yok.
2. ayırtılanlar vardır ama yine de baya rahat yer alırsın da alarm kurmaya lüzum yok.
3. ben kanadın 2-3 koltuk arkasında cam kenarında oturmayı tercih ediyorum. kanattaki flapların ve spoilerların hareketlerini izlemeyi seviyorum (uçakla ilgim olduğu için bu). yok ne işim olur dersen acil çıkış kapısının önüne otur, ayak mesafen geniş olur.

online chec-inde hem istedigim koltugu secebiliyorsun hem de bir cok firmanin ayri online checkin contuarlari mevcut. digerlerinden daha az sira oluyor.

ozellikle istedigin bir koltuk varsa (mesela on siralardan olsun gibi- ki bu sana pasaport kontrol sirasina girmende avantaj saglar. ne kadar onde olursan o kadar once cikarsin ucaktan) alarm kurabilirsin.

benim tercihim genelde cam kenari olur kafami cama dayayip uyumak amacli.

borç olayının şakası yok sert yapın

sert çık.fakat elinde bi koz olsun.yani istediklerini yapmadığında senin yapacağın bazı şeylerden korkmalı.elinde bi güç tut.işte o gücü sen biliyorsun.

sence borcu ödemediğinde senin ona yapabileceğin neyden korkar?
işte onu öne sür,en güçlü atı oyna.ben çoğu zaman böyle yaparım,şimdiye kadar sekmedi.

sert konuşulmayı haketmiş çoktan. (bkz: şimdi onlar düşünsün)

atla metrobuse, sogutlucesmede in kadikoyu 2 saat gez sonra metrobuse don ve sirinevlere git bitti gitti

film izle 3-5 tane.

biraz benziyor ama daha çok ahmet kaya - mahur + sevdim seni birkere + leyla ile mecnun + ufak tefek prodüksiyon süslemeleri gibi geldi. eğer başka bir şarkıya ait değilse.

1. roll on.
2. roll on kullanırsan hayır.
3. roll on.
4. saçma.

roll on + parfüm yeterli olur kullanım açısından.

deodorant. parfümle uyumlu alırsan terledikçe mis gibi kokarsın parfümün etkisinin azalmasına denk gelir süper olur. veya silik kokulu birşey alırsın ne bileyim parfümsüz gibi. ne kadar bulaşmaz bilmem ne deseler de roll on bulaşır, giydiğin şeyde iz bırakır, koltuk altında birikir, yapış yapış olur, ne bileyim yapışmaz da krem gibi kayganlaşır terledikçe. deodorant hele yazın sıktığın anda soğuk soğuk mis gibi.

bence deo-stick. şu mum gibi olanlar. alkolsüz olmaları bence en güzel özelliği.

fakat şu aralar deotak denemeye niyetim var. üstüne deodorant ıvır zıvır da sürülebiliyormuş zaten.

deodorant uçuyor bir süre sonra o yüzden roll on+1

gilette'nin jel deodorantından çok memnunum.

1.roll on
3.rexona biçoğundan daha iyi

kristal deodorant.

roll on'lar tshirt harcamaktan baska bir ise yaramiyor.

kokusuz stickler var, onları kullanabilirsin.

siseyi acabileceğini hiç zannetmiyorum. zaten onu uçağa sokacaksan özel poşetlere koyman gerekiyor.

kendi havalimanında da olur, karşıda da. mesela bruksele giderken atatürk havalimanında freeshop'a girmiştim, barcelona'dan dönerken hem barcelona, hem atatürk'te girmiştim.

form hiç doldurmadım.

not: uçakta alkol satışı var. free shop migrostan daha uygundur.

1. Freeshoptan al. Daha ucuz olur.
2. Şakacı :) Yok öyle şey. Yanına bile alamazsın sanırım.
3. Freeshop havaalanlarının dış hatlar çıkış kısmında olur.
4. Normaldi galiba.

Freeshopta tax free olmuyor direk vergisiz form doldurmadan alıyorsunuz

uçaktada hosteslerden fazla isteyebilirsin yemek servisinde, içki servisi oluyor firmaya göre.

aktarmalı uçuşlarda sanırım free shop göstermiyorlar, bavullar otomatik gidiyor.

1-) Eğer aktarmada bavulunu vermezlerse sana o zaman açıp içemezsin.
2-) öyle bir şansın oyk, kabine sıvı alınmıyor zaten, artı uçakta alkollü içki sıkıntı
3-) freeshop bulunduğun ülkenin çıkışında olur. tr girişinde ufacık var, insanlar içeri alkol sokmasın ucuzundan diye
4-) free shop alışverişleri normal alışveriş gibi olmaz. Limiti olabiliyor, fişini taşımak zorundasın torbayla sorduklarında. Ben finlandiyadan alkol aldığımda isveç aktarmalı giderken, ağzı yapışkanlı poşetle kapatmışlardı açmayasın diye.

uyarı: alkollü olan yolcuların uçağa alınmama hakkı var. Ayakta duruyorsan sorun yok ama etrafı rahatsız edip leş gibi kokuyorsan uçağa almazlar

edit: uçakta genelde alkollü ürün de satarlar, ama onla sarhoş olmazsın, gidip 35 lik tekila vermiyorlar. ufak şişede şarap, teneke bira vs. bazıları yemeğin yanında içecek olarak verir, eğer ucuz firmaysa sana parayla satar.

kabine sivi alinmiyor diyenler, freeshop zaten guvenligi gectikten sonra olmuyor mu? yani istese alir icer sanki?

Freeshoptan aldığı içkiyi uçakta açıp içen birini görmüş olmamdan hareketle bunun mümkün olduğu sonucunu çıkarıyorum.

germanwings, ryanair, airberlin gibi sirketlerde bunu yapmis bir insan olarak
1. Freeshop daha ucuz
2. Ucakta acip icersin, tavsiyem siseyi milletin gozune sokma
3. Ucaga binmeden soguk alkolsuz icecekde al karistirirsin

olmak yada olmamak yeğenim :))

turkdepo.biz

mesaj gönderdim.

@memnun davetiye kodu istior

diğerine bakta olmadı yollarız

Merakımdan soruyorum. Gayet güzel ilgilendiklerini nereden biliyorsunuz? Yani takipte beklediniz mi, yoksa telefon üzerinden bilgilendirme yaptığınızda mı sizinle ilgilendiler?

calistigim yerin yakininda oldugu icin bizzat gozlemledim.

harika!
bilgi paylaşımı için de ayrıca teşekkürler.

bende bu durumdan rahatsızım ya taksim'de küçücük çocuklar 6'lı su poşetleriyle o sıcağın altında nasıl çalışıyo polisler de çok rahat görüyo bunu yani ? onu nasıl yapacaz

benim de dikkatimi bayılmış/bayıltılmış halde kucakta ya da tekerlekli iskemlede duran çocuklar çekiyor. kaçırılmış çocuklar bile olabilir onlar.

@memnun; ihbar olayini ilk olarak emniyetin tvde yaptigi reklamlarda ogrenmistim. benim de bu konuda suphelerim vardi. bu yuzden ilk ihbarda bulunmadan once 155'i arayip acaba reklami dogru mu anladim diye sordum. basta hayir mayir dedi sonra bir saniye diyip bekletti(sanirim amirine sordu) sonra evet dogrudur. gordugunuzde bize ihbar ediyorsunuz biz de ekipleri sevkediyoruz dedi.

uzun lafin kisasi emniyetin ust kademesi boyle bir karar vermis; ama polislerin cogu habersiz. yada devriyedeki polisler durduk yere basima is almiyim diye gormezden geliyorlar. siz ihbar edin mecburen gideceklerdir sonucta emir merkezden gidecek.

@lazpalle; onlar icin de arayip bilgi alabilirsin. eger almazsan ben aksam arayip sorucam.

sanmiyorum. emniyet bu isi reklam kampanyalari ile cozmeye yeltendiyse bosuna yapmiyordur.

şöyle bi olay geldi başıma.kadıköy'deyim kahve içiyoruz arkadaşlarla küçük kızlardan biri abi 1 lira diye geldi falan vermedim şimdi sizden inkar değil üsteledi falan en sonunda oğlum bak git dedi gitti :)) sonra kalktık gidiyoruz aynı kıza allah belanı versin bu kadar mı kazandın diye bağaran bi kadın gördüm.oda öyle bi anıdır.

ülkemizde kanunlar genelde ihbarla yürüdüğü için ihbar etmezseniz adam yolda görse de müdahale etmeyecektir. emniyetin bu su satma, araba camı yıkma, mendil satma gibi olaylarla mücadele başlattığını biliyorum. eğer kararlı olurlarsa bu işlerin sonu gelir.

Bildiğim kadarı ile bu işle özel bir birim ilgileniyor "çocuk polisi" adında. Araçları falan böyle çiçekli böcekli, resmi üniformalarında da çocuk polisi yazıyor. Derhal gelip alıyorlar, ailesini çağırıp ifade alıyorlar. Karakolda falan çocuğa şeker çikolata veriyorlar(mış). Son kısmı ikinci ağızdan duydum o yüzden emin değilim.

sosyal hizmetler ve çocuk esirgemenin alanına giriyor benim bildiğim.ben küçükken annem çocuk yuvasında çalışırdı, öyle annesi babası belli olduğu halde anne baba çocuğa bakamadığı, dilendirdiği için yuvaya alınan ya da koruyucu aileye verilen çocuklar vardı.

baska birseyden bahsediyorum. biliyorsunuz tarihte bir suru turk devleti vardi. herhangi birinden bahsederken default olarak akillarina su anki hangi ulke geliyor? azerbaycan, turkiye, kirgizistan, kazakistan, turkmenistan vs...?

bizim aklımıza geliyor onlar. yoksa herhangi bir yabancının kazakistan'dan bahsederken turks diyeceğini sanmıyorum.

Hamsi haklı bı de benim gözlemlediğim ülkeden ülkeye değişiyor. Mesela Avusturalyalilar şimdi ki Türkiye'den bahsediyor ve ne olup bittiğini biliyorlar. Danimarka'da ne Türk'e benzetildim, türküm deyince ya siz çöl, deve ama kapalı olmalısın tepkileri aldım. Hic belli olmuyor yani. Ama mantık yürütmeye çalışırsam iliskilerimizin çok olduğu ülkelerdeki insanlar digerlerine göre Türkiye'yi daha iyi tanıyor diyebiliriz. En azından develere binmedigimizi biliyorlar :)

gecen ispanyada transfer haberi okuyordum bize ottoman diyorlar. lakap olarak.

Yanına orası hakkında bir rehber al / iphone'un varsa rehber programlar indir
Oranın para biriminden bir miktar nakit bulundur
Giderken de dönerken de iyice erkenden havaalanında ol ki hazırlıklı ol

içki getireceksen, gittiğin yerin marketlerinden al, çantana güvenli bir şekilde yerleştir. duty free'ye iş bırakma.

nereye gidiyosun bilmiyorum ama raki al yanina bulmak zor oluyor eger orada arkadas falan varsa sen sevmesen bile lokum al seviniyor millet gorunce.
bavul agirlik limitine bak havayoluna gore degisilik gosteriyor. tek bavul amks. 32 kg dir. fiks.

mutlaka internetten check-in yaptırt. hem geç kalsan bile vakit kazanmış olursun hem de bazı yabancı havayolu firmaları havaalanında check-in için extra ücret alıyorlar.
bagaj koşullarını iyi oku: bazı sadece el bagajına izin veriyor, ayrıca bagaj için ücret alıyor. özellkle easy-jet ve ryaniar gibi ucuz uçak firmalarının biletlerinin o kadar ucuz olmasının sebebi bu. ağırlık, ölçü bunlar çok önemli.

el bagajında yanına neleri alamıyosun iyi öğren. kontrolde çöpe atmak zorunda kalırsın.
gideceğinin ülkenin para birimini öğren ve şimdidn yanına yeterli miktarda al. havalanında her zaman kazık yersin para bozdururkentelefon hattının orada çalışıp çalışmayyacağını öğren. çalışacaksa yurtdışında kullanıma açtırt. çalışmayacaksa alternatiflerini bil.
gittiğin yerle ilgili bilgi edin. daha önce gitmiş birileriyle konuş. nereye gideceğini buraya yazarsan sana yol yordam gösteren birileri çıkar mutlaka.

bavul agirlik limitini nerden ogrenecegim arkadaslar?

pasaport (vizeli) + 15 tl harç parası (dış hatlar kısmına gittiğinde görürsün bankoyu)

onun dışında bir şey yok el çantana kesici delici ve belli miktarın üstünde sıvı bulundurmamalısın su bile olsa(yeni kanuna göz at) gözümün önünde litrelik jack'i çöpe attırmışlardı.

ayrıca laptop taşıyorsan laptopı kolay bir yere koy çünkü çıkarttırıyolar her seferinde büyük ızdırap. son kontrolden geçene kadar kemer vs. bişe takma hepsini telefon dahil bir yere tık güvenlikten geç ondan sonra giyin bu da bir eziyet türü mesela. son olarak metal içeren ayakkabı giyme botlar bile ötüyor çıkarttırıyorlar

bavul ağırlık limiti uçak firmalarında değişiklik gösterir online check in yaptığında oradaki kurallardan görebilirsin ya da uçak biletini aldığın firmanın sayfasından öğrenebilirsin

1.Uzun sureli kalacaksan annene veya babana genel vekaletname birak noterde. Herhangi bir resmi islemde adina imza atabilsinler diye. Siddetle tavsiye ederim.

2.Para transferi icin Turkiye'den bir banka karti yaninda bulunsun. En az masrafla en hizli sekilde parani gittigin ulkenin para biriminde cekebilirsin.

seinfeld sezon 1 bölüm 3.

telini pm at bi bakayım. spam sms ben yolluyor olabilirim :)

Çığrından çıkardılar gerçekten. Bankalar abuk sabuk bilgilendirmeler için cepten ulaşamazsa evden, evden ulaşamazsa cepten şeklinde dakika başı arıyor. Bir ara bilmemne termal tesisine internetten ulaşıp insanı bi rahat bırakın diye özetlenebilecek mesaj yazmıştım sinirimden.

bilgi ve iletişim kurumu ortak platformunda iletişim bilgilerimiz mevcut olduğu için yaşıyoruz bunları, ben bugün dilekçe yazıp faxladım kendilerine, düşünün ne kadar bunalmışım, onaysız paylaşmayın 3. şahıslarla dedim, fax no sitenin iletişim bilgilerinde mevcut. TTnet verdi bu aklı da. umarım işe yarar.

turkcell ise online işlem merkezi'nde izin verilen reklamlar tanıtımlar gibi bir bölüm var, oraları temizlerseniz "bir nebze" kurtulabilirsiniz.

Telefonlarda arama engellme filtteleme var artik. ayni laynaktan gelen. cagri ve sms.leri engeller en. azindan.

parca kontor, lira vs yukleme her yerden. ben atm ya da internet bankaciligi kullaniyorum.

forum siteleri bile numarani istiyor artik, bi de onay mesaji atiyorlar. bi kere daha dysunmek lazim numara verirken.

gecen gun de yazmistim, mahkeme kararlarinin bile 118le ogrenilebilindigi bi sistemi olan bi yerdeyiz. temkinli yaklasmak lazim numara verirken.

parça kontör yüklüyorsan numaranı kullanabilirler. atmlerden yükle.

siteyi yapan adamların veri tabanına ulaşması imkansız bu bir. veri tabanı için 128 bitlik şifreleme kullanırlar bu iki. internet bankacılığı ve atm işlemleri 128 bit şifreleme üstünden gider bu da üç.

Dışarıya yaptırmıyolar ki, kendi IT departmanları yapıyor siteyi.

global düzeyde bankalararası protokoller var. bunun yanında bu tip yazılımların geçmesi gereken oldukça pahalı güvenlik auditleri var. bunları 3 şahıs şirketler yapıyor. ayrıca sistemler birbirinden soyutlanıyor.

arkadaslar soruyu anlamadiniz. kendi calisanlari da olsa ortada milyar dolarlik paralar soz konusu. isinin ehli bir adam bir acik bulup baska hesaba aktarim yapamaz mi? ben sadece guvenlik onlemlerini soruyorum.

yani her developer'in bilgisayari izleniyor, log aliniyor vs..gibi.

developerlarin calisan sisteme direk erisimi yoktur ki. kendi environmentlarinda, diger sistemlerden izole edilmis kod parcaciklariyla ugrasirlar. versiyonlama sistemleri sayesinde de kimin ne yaptigi görulebilmekte oldugundan, ve muhtemelen sik sik yapilan code reviewlardan dolayi kodun icine acik/time bomb tarzi seyler sokmak da cok zor. hadi bir sekilde yaptilar diyelim; o adamin götunden kan alirlar. yemez yani kimseye. onun disinda da bir ton daha önlem vardir zaten.

developerlar degil de, erisimi olan calisanlar yapabilir böyle seyler. ama onu da buyuk ihtimalle yakalarlar. loglarla olmazsa bile bunun elektronik ortam disinda yöntemleri de var. sorgusu, kredi karti harcamalari falan.
he bir de yillardir bunun gibi olaylar hep olmus, ve oluyor. belki kimini yakalayamamislardir bile ama hep problemleri bulup önlemleri uygulamislardir. nitekim öyle gelisir güvenlik sistemleri genelde.

ayrica software security principles(8-9 tane olacak) okumanizi öneririm merakliysaniz. mesela suradaki iki bahsettiklerimle ilgli. www.ibm.com

ya developera codera ne lüzum var. gişede oturan 1500 lira maaşlı memur bile yapar isterse milyon dolarlık transferi. açık bulmaya ne lüzum var. adamların hesaplara doğrudan erişimi ve işlem yapma yetkisi var zaten. ha bilemedin tek başına yetkisi yoksa şube müdürü yapar. taa bilişim bilmemnesine inmeye ne lüzum var. illa suistimal yapılacaksa şubedeki müdür dahil üç personel anlaşıp adamı soyduktan sonra kaçarlar yani yapmak istedikten sonra.

saglayamazlar hatta subedekiler bile tek tusla calabilir hickimse engel olamaz sadece ogrenilmis caresizlikten oturu calan olmaz isterseler kasayi bile bosaltip giderler kimse anlamaz

calsan bile bunlarin cesitli intelijans servislerle baglanitlari vardir mossad seni aninda enseler parayi alip gotune bomba koyarlar

Gecen sene azcik şovdu o, liverpool maci falan. Guzeldi gazdi falan. Oyle olmaz ama simdi