[]
opera vpn dışında ne kullanıyorsunuz
opera vpn yavaş çok yavaş oluyor, alternatif ne var ücretsiz
Softether vpn
- i m sick tired (02.01.18 18:42:52)
hideman vardı bir ara opnu kullanıyordumi opera yeterli gibi şu anda
- selam (02.01.18 19:37:33)
[]
Enes Baturun Altın Kelebeği Geri Alınmış
Bayılırım dedikoduya;
Öncelikle youtuber'lık olayının en iyisinin bile zekayı gerilettiğini düşündüğümü daha önce anlatmıştım, hatta şu dünyadaki youtuber elçilerinden birisi olan arkadaşınız hakkındaki yorumlarımdan sonra da ağaca bağlayıp taşladıktan sonra ''vurun daha ölmedi'' diyenler oldu. Youtuber'ların takipçisi ya da izleyicisi hiç olmadım ancak çok sayıda küçük kuzenim var ve naif bir insan olduğum için de onlar sayesinde çoğundan haberdarım. Ve bence en iyi youtuber şaka şaka. Ama şunda ciddiyim, youtuber'lık yasaklanması gereken birşey, insan toplumunun geleceği açısından, tıpkı instagram gibi.
Şimdi; sanırım Enes Batur'un elinden ödülü alınmış, bu hareketi de doğru bulmuyorum sen bir kategori oluşturuyorsun ve ödülleri oylara göre verdim diyorsun ancak sonra bi' elitlik merkezinden ödülü geri alıyorsun. Ya tam elitlik merkezi kuracaksın ya da tam demokrasi diye düşünüyorum.
bir de o gece çok güzel konuşmuştu Enes Batur, ödülünü neden geri neden almışlar ?
Öncelikle youtuber'lık olayının en iyisinin bile zekayı gerilettiğini düşündüğümü daha önce anlatmıştım, hatta şu dünyadaki youtuber elçilerinden birisi olan arkadaşınız hakkındaki yorumlarımdan sonra da ağaca bağlayıp taşladıktan sonra ''vurun daha ölmedi'' diyenler oldu. Youtuber'ların takipçisi ya da izleyicisi hiç olmadım ancak çok sayıda küçük kuzenim var ve naif bir insan olduğum için de onlar sayesinde çoğundan haberdarım. Ve bence en iyi youtuber şaka şaka. Ama şunda ciddiyim, youtuber'lık yasaklanması gereken birşey, insan toplumunun geleceği açısından, tıpkı instagram gibi.
Şimdi; sanırım Enes Batur'un elinden ödülü alınmış, bu hareketi de doğru bulmuyorum sen bir kategori oluşturuyorsun ve ödülleri oylara göre verdim diyorsun ancak sonra bi' elitlik merkezinden ödülü geri alıyorsun. Ya tam elitlik merkezi kuracaksın ya da tam demokrasi diye düşünüyorum.
bir de o gece çok güzel konuşmuştu Enes Batur, ödülünü neden geri neden almışlar ?
Gelişim çağındaki çocuklara kötü örnek olduğu için geri almışlar ödülü. Bence öyle bir ödülün varlığı bile saçma zaten.
- Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir (30.12.17 19:26:20)
"Öncelikle youtuber'lık olayının en iyisinin bile zekayı gerilettiğini düşündüğümü daha önce anlatmıştım"
Herhalde zamanında sen de çok youtuber takip ettin?
Herhalde zamanında sen de çok youtuber takip ettin?
- malheiros (30.12.17 19:48:49)
enes batur>altın kelebek
- doxanikee (30.12.17 19:53:19)
bu adam altın kelebek'ten sonra çocuklara kötü örnek olmaya başlamadı. yanılmıyorsam linkedin üzerinde başlayan bi kampanya sağa sola sıçradı ve büyük bi kitle toplandı. onun üzerine geri alındı.
ödülün gereksiz olduğunu düşünmüyorum. youtuber değil de başka bir isim bulunursa, youtube'da harika içerikler hazırlayan insanlara bu ödüller verebilir. cüneyt özdemir, barış özcan gibi. cüneyt özdemir sürekli vurguluyor artık youtube'dan devam etmek istediğini.
ödülün gereksiz olduğunu düşünmüyorum. youtuber değil de başka bir isim bulunursa, youtube'da harika içerikler hazırlayan insanlara bu ödüller verebilir. cüneyt özdemir, barış özcan gibi. cüneyt özdemir sürekli vurguluyor artık youtube'dan devam etmek istediğini.
- mehmed resad (30.12.17 20:23:12)
[]
Matematik 1 sorusu
9 ile bölümünden kalan 6; 8 ile bölümünden kalan 5 olan; üç basamaklı doğal sayılardan en büyüğü ile en küçüğü arasındaki fark nedir ?
996
997
1
Fark
Yoksa ben mi yanlış anladım
997
1
Fark
Yoksa ben mi yanlış anladım
- antik depresan (29.12.17 10:16:16)
bu sayilardan en kucugu A olsun. 9la bolumunden kalan 6, 8le bolumunden kalan 5 ise,
A = 9x + 6 = 8y + 5
bu tip sorularda suna dikkat etmeniz lazim. 9 ile 6nin farkiyla, 8 ile 5in farki ayni, 3. esitligin her tarafina 3 eklersek
A + 3 = 9x + 9 = 8y + 8
paranteze de alirsak
A + 3 = 9(x + 1) = 8(y + 1)
yani A + 3, hem 9un hem de 8in tam kati. bu sartlari saglayan en kucuk sayi 9 ve 8in okekidir. o da 72. 72 in tum katlari da bunu saglar. soruda uc basamakli en kucuk dediginden
72 * 2 = 144 = A + 3
A = 141 bu sarti saglayan en kucuk uc basamakli sayi
buyuk olan icin 72 * 13 = 936 = A + 3
A = 933 en buyuk 3 basamakli
toplamlari 933 + 141 = 1074
A = 9x + 6 = 8y + 5
bu tip sorularda suna dikkat etmeniz lazim. 9 ile 6nin farkiyla, 8 ile 5in farki ayni, 3. esitligin her tarafina 3 eklersek
A + 3 = 9x + 9 = 8y + 8
paranteze de alirsak
A + 3 = 9(x + 1) = 8(y + 1)
yani A + 3, hem 9un hem de 8in tam kati. bu sartlari saglayan en kucuk sayi 9 ve 8in okekidir. o da 72. 72 in tum katlari da bunu saglar. soruda uc basamakli en kucuk dediginden
72 * 2 = 144 = A + 3
A = 141 bu sarti saglayan en kucuk uc basamakli sayi
buyuk olan icin 72 * 13 = 936 = A + 3
A = 933 en buyuk 3 basamakli
toplamlari 933 + 141 = 1074
- pide (29.12.17 10:34:49)
öyle bir sayı ki, 9 ve 8'e bölündüğünde kalan 6 ve 5. yani bölünen sayının 3 eksiği.
A+3=9x=8y de yürü gitsin.
9 ve 8'nin 100'den sonraki ilk ortak katı ile 1000'den önceki son ortak katını bul işlem tamam.
A+3=9x=8y de yürü gitsin.
9 ve 8'nin 100'den sonraki ilk ortak katı ile 1000'den önceki son ortak katını bul işlem tamam.
- blue eyes white dragon (29.12.17 11:38:21)
[]
bilgisayarı kapatırken bütün sekmeleri daha sonra tekrar ziyaret edebilmek
için kaydetmenin bir yolu var mı ?
Böyle soramadım; şimdi şöyle safari kullanıyorum ve bazen dota oynarken açık olan bütün programları kapatıyorum. Safaride o an açık olan baya bir sekmede bir anda kapanıyor. bunları birşekilde hatırlatma yöntemi var mı ?
Böyle soramadım; şimdi şöyle safari kullanıyorum ve bazen dota oynarken açık olan bütün programları kapatıyorum. Safaride o an açık olan baya bir sekmede bir anda kapanıyor. bunları birşekilde hatırlatma yöntemi var mı ?
Ozel/gizli sekmelerde calismiyorsaniz browser ayarlarinda “kaldigim/biraktigim yerden devam et”, “bastan baslat”, “belli bir sayfadan baslat” gibi secenekler vardir. Oradan secebilirsiniz.
- lamira (27.12.17 12:46:47)
Firefox kaldığı yerden geri yüklüyor, yeni açıldığında sekmeye tıkladığınızda yeniden yükleniyor sayfa. Sekmeye bakmadan kapatırsanız veri kaybı yaşamamış oluyorsunuz.
Chrome açılınca soruyor, geri yükle dediğinizde kalan son sekmeleri yüklüyor.
Safari'de de vardır mutlaka böyle bir ayar, yoksa tarayıcıyı değiştirin.
Chrome açılınca soruyor, geri yükle dediğinizde kalan son sekmeleri yüklüyor.
Safari'de de vardır mutlaka böyle bir ayar, yoksa tarayıcıyı değiştirin.
- John Bloor (27.12.17 13:04:41)
opera’da da va aynısı tavsiye ederim
- KaraSakall (27.12.17 16:27:32)
chrome için de onetab diye bir uzantı var. Ben de onu kullanıyorum. Onetaba kaydetdeyince kaydediyor. Sonra oradan açabiliyorum. Sekmeleri bir grup yapıp isimlendiriyorum.
bu bildiğim chrome için. İnşallah başka tarayıcılar için de desteği vardır.
bu bildiğim chrome için. İnşallah başka tarayıcılar için de desteği vardır.
- ceyhan prensi adana (27.12.17 19:51:30)
iCloud ayarlarında Safari seçili mi? (Mac ise)
Değilse Handoff sizin işin çözümü...
Değilse Handoff sizin işin çözümü...
- osmanyueksel (27.12.17 23:01:58)
[]
Karışık kaset
You know that, istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz.(ingilizcemi geliştirdikçe bütün hepsini ingilizce yazacağım, şimdi sadece ilk kısmı öğrenebildim) Neyse;
1- ororo.tv'yi telefonda kullanabileceğimiz bir yol var mı ? yani netflix kullanıyorum şu ara türkçe seslendirme ingilizce altyazı ile ama bazen kaçırabiliyorum, bir de dublajları çok kötü maalesef. acaba ororo.tv'yi telefonda kullanabilir miyim ?
2-popcorn isminde bir uygulama varmış, onda altyazılar ve seslendirme seçebiliyor muyuz netflix gibi ?
3- evinde printer kullananlar varsa eğer, çıktı maliyetlerini hesapladılar mı hiç ? Yani mesela yılda 500-600 sayfa çıktı alacak olsak printer almak mantıklı mı ? (renkli)
4- kitap şeklinde bir çıktı alabilmek için(ciltlerinden bahsetmiyorum, kağıt düzeni) hangi program ve hangi alet edavatlar lazım oluyor?
5-dota2 oyununda stun ve heal özelliği olan tankımsı support karakteri var mı ? ya da dota da hangi support karakterleri hangi durumlarda tercih etmeliyiz ?
1- ororo.tv'yi telefonda kullanabileceğimiz bir yol var mı ? yani netflix kullanıyorum şu ara türkçe seslendirme ingilizce altyazı ile ama bazen kaçırabiliyorum, bir de dublajları çok kötü maalesef. acaba ororo.tv'yi telefonda kullanabilir miyim ?
2-popcorn isminde bir uygulama varmış, onda altyazılar ve seslendirme seçebiliyor muyuz netflix gibi ?
3- evinde printer kullananlar varsa eğer, çıktı maliyetlerini hesapladılar mı hiç ? Yani mesela yılda 500-600 sayfa çıktı alacak olsak printer almak mantıklı mı ? (renkli)
4- kitap şeklinde bir çıktı alabilmek için(ciltlerinden bahsetmiyorum, kağıt düzeni) hangi program ve hangi alet edavatlar lazım oluyor?
5-dota2 oyununda stun ve heal özelliği olan tankımsı support karakteri var mı ? ya da dota da hangi support karakterleri hangi durumlarda tercih etmeliyiz ?
4- Ben geçenlerde kitap bastım evde. Sayfaları normal sırada olan 128 sayfalık bir pdf metni için 32'şer sayfadan dört orta düşündüm. her orta arkalı önlü ikişer sayfadan 8 tane a4 yaprak ediyor. pdf'den ilk 32 sayfa için mesela önler 1,32,3,30,5,28,7,26,9,24,11,22,13,20,15,18, arkalar 2,31,4,29,6,27,8,25,10,23,12,21,14,19,16,17 şeklinde her bir a4 yüzüne ikili olarak basmıştım. Sonra üstüste koyup (bkz: uzun kollu zımba) ile zımbalıyorsunuz.
Ben dört ortayı saplarını kıskaçlarla tutturup kitapların arasına sıkıştırıp biraz alıştırdıktan sonra dış cildi için kapak çıktısını kartona yapıştırıp üzerinden şeffaf koli bantlarıyla geçmiştim. Sonra dış cildin içine sıcak silikon tabancası ile bu dört ortayı yapıştırıp yine kıskaçlarla sıkıştırmıştım. Sonra bir gün kitapların arasında sıkışık beklettim. Bildiğiniz kitap oldu. İlk denememdi.
Ben dört ortayı saplarını kıskaçlarla tutturup kitapların arasına sıkıştırıp biraz alıştırdıktan sonra dış cildi için kapak çıktısını kartona yapıştırıp üzerinden şeffaf koli bantlarıyla geçmiştim. Sonra dış cildin içine sıcak silikon tabancası ile bu dört ortayı yapıştırıp yine kıskaçlarla sıkıştırmıştım. Sonra bir gün kitapların arasında sıkışık beklettim. Bildiğiniz kitap oldu. İlk denememdi.
- dilemma of subscribtionability (27.12.17 13:43:13)
[]
Çiçek - Sinek Problemi
Sorunsalı yazacaktım, kıyamadım kendime. Neyse;
Şimdi bizim evde çok fazla sayıda saksı çiçeği var, ve sanırım bu çiçeklerin sebep olduğu bir şekilde de küçücük sinekler görmeye başladım evin içinde, miniminnacık böyle. Amaçsızca uçuşuyorlardı ama gittikçe sayıları çoğalıyor, çiçekleri dışarı çıkartmadan ve evdeki imkanlarla ne yapabiliriz ?
tanrı sizi de korusun.
Şimdi bizim evde çok fazla sayıda saksı çiçeği var, ve sanırım bu çiçeklerin sebep olduğu bir şekilde de küçücük sinekler görmeye başladım evin içinde, miniminnacık böyle. Amaçsızca uçuşuyorlardı ama gittikçe sayıları çoğalıyor, çiçekleri dışarı çıkartmadan ve evdeki imkanlarla ne yapabiliriz ?
tanrı sizi de korusun.
Fazla sulamadan dolayı ortaya çıkar onlar, toprağın kurulmasına izin verin, yok olurlar. Bunun yanı sıra sigara külü döken var, limon koyan da var sanırım ama çok da gerek yok..
- gmzo (25.12.17 16:24:53)
Yalnızca sulamayla ilgisi yok, yaprakların arkasında suya değmeden yaşayanları da var onların. Çiçekçi ya da ziraatçiden minik bir şişe ilaç alın. Su sıkmaya yarayan fısfıs kabındaki suya birkaç damla damlatıp çiçeklere sıkın. Kesin çözüm.
- samterk (25.12.17 16:53:07)
topraga biraz toz tarcin sepeleyebilirsiniz.
- jimicik (25.12.17 17:14:27)
[]
Bitcoinimizi abd borsasında dolara çevirebiliyor muyuz ?
Şimdi bu bitcoin'de dün öğrendiğim ve anlayamadığım bir sistem varmış.
önce tr borsasından bitcoin alıyormuşuz sonra onu yurtdışı borsalarına çıkartıyormuşuz ardından yurtdışı borsalarından altcoinlere çevirebiliyor, ya da bitcoine ardından tekrar paramızı alabilmek için türk borsasına bitcoin olarak sokup, paramızı türk borsasından hesabımıza aktarıyormuşuz.
Bunun da şöyle aksiyonları oluyormuş, dün de sormaya çalışmıştım; ''arbitraj'' diyorlar sanırım.
mesela, dün paribuda bitcoin 62000 seviyelerindeymiş, ama abd borsasında 11bin dolar. Ama türkiyeden o abd borsasından işlem yapamıyormuşsun, yani illa 62bin liradan alacaksın dediler(bu kısma aklım yatmadı)
Şimdi bu bir para birimiyse, yani ben bununla kazak, çorap alabileceksem bu sistem biraz problemli olmuş oluyor.
e buna da bi' para birimi diyorlar, hatta bitcoin atm'leri varmış galiba, o zaman bu fiyat makası hakikaten bu kadar yüksek ve bu kadar kontrollü mü ?
önce tr borsasından bitcoin alıyormuşuz sonra onu yurtdışı borsalarına çıkartıyormuşuz ardından yurtdışı borsalarından altcoinlere çevirebiliyor, ya da bitcoine ardından tekrar paramızı alabilmek için türk borsasına bitcoin olarak sokup, paramızı türk borsasından hesabımıza aktarıyormuşuz.
Bunun da şöyle aksiyonları oluyormuş, dün de sormaya çalışmıştım; ''arbitraj'' diyorlar sanırım.
mesela, dün paribuda bitcoin 62000 seviyelerindeymiş, ama abd borsasında 11bin dolar. Ama türkiyeden o abd borsasından işlem yapamıyormuşsun, yani illa 62bin liradan alacaksın dediler(bu kısma aklım yatmadı)
Şimdi bu bir para birimiyse, yani ben bununla kazak, çorap alabileceksem bu sistem biraz problemli olmuş oluyor.
e buna da bi' para birimi diyorlar, hatta bitcoin atm'leri varmış galiba, o zaman bu fiyat makası hakikaten bu kadar yüksek ve bu kadar kontrollü mü ?
cex.io sitesinden direkt kredi kartınızla alabilirsiniz. türk borsaları özellikle paribu fiyatı uçuk belirtiyor. atıyorum 40bin iken 55bin diyor. Alınca yurt dışı, satmaya gelince türk borsaları bence gayet uygun. Alt coinler için binance var, ama cex.io'dan buraya göndermek gerekiyor. cex.io'nun tek sıkıntısı komisyon ücreti fakat yine de paribu'dan daha makûl. fiyat farkının sebebi borsa siteleri olması. eğer normal fiyattan almak isterseniz bitcointalk.org üzerinden satıcı bulabilirsiniz fakat güvenlik önlemlerinizi almanız lazım bunun için de. yoksa paranız uçmasın. yine de yatırım tavsiye değildir
- cemallamec (23.12.17 20:02:07 ~ 20:09:23)
sanırım bu sorunun cevabını net bilen kimse yok bu civarda, bu coin meselesi o kadar karlıki; millet komisyon da ödese kur dönüşümünde de telef olsa birilerinin kullandığı yolun aynısını kullanarak işlem yapıyorlar. alternatif şeylere yoğunlaşmıyor. görünen o ki bu bitcoin bir balon ama çok fazla beslemeleri olan bir balon, yani yakın zamanda patlayacak gibi de durmuyor.
insanoğlu enteresan bir varlık. Bu işten herkesin kazanıyor olması daha da enteresan.
insanoğlu enteresan bir varlık. Bu işten herkesin kazanıyor olması daha da enteresan.
- mete kudur (23.12.17 22:03:50)
kısmen doğru. aracılar aracılığıyla yapabiliyorsunuz. hemen aklıma gelenler paxfull, coingate, localbitcoins gibi sitelerde yapılabilir. yine de güvenirliğini araştırmanızı ve puanı iyi olan traderlarla işlem yapmanızı öneririm.
bitcoin sorularınız için buyursunlar: www.bitcoinnasilalirim.blogspot.com.tr
bitcoin sorularınız için buyursunlar: www.bitcoinnasilalirim.blogspot.com.tr
- arras (25.12.17 02:25:42 ~ 26.12.17 15:56:58)
[]
Past continuous ile past perfect continuous
ben bu tenslerin mantığını henüz kavrayamadım.
şimdi i was walking dediğimizde yürüyordum anlamına geliyormuş burada yürüme eylemi devam mı etmiş oluyor (bu past continous)
peki i had beed walking dediğimizde artık yürüme eylemi bitmiş mi demek oluyor. çünkü bunların ikisinin de anlamı yürüyordum.
bu tensleri kısa kısa hap bilgi şeklinde mala anlatır gibi anlatan bir çıktı yok mu ? .
şimdi i was walking dediğimizde yürüyordum anlamına geliyormuş burada yürüme eylemi devam mı etmiş oluyor (bu past continous)
peki i had beed walking dediğimizde artık yürüme eylemi bitmiş mi demek oluyor. çünkü bunların ikisinin de anlamı yürüyordum.
bu tensleri kısa kısa hap bilgi şeklinde mala anlatır gibi anlatan bir çıktı yok mu ? .
Iki eylem var biri uzun digeri kisa, biri oluyorken (p.c) digeri oldu (p.s.).
Iki eylem var biri BIR SUREDIR devam ederken digeri oldu. Bir suredir sunu yapiyorken (p.p.c.) bu oldu (p.s.)
Iki eylem var biri BIR SUREDIR devam ederken digeri oldu. Bir suredir sunu yapiyorken (p.p.c.) bu oldu (p.s.)
- Traveller (23.12.17 18:40:41)
yine anlamadım, ortaçağda olsak gerizekalı diye canlı canlı toprağa gömerlerdi beni. medeniyet gerçekten benim için gelişmiş.
- mete kudur (23.12.17 18:41:41)
Araya sure giriyorsa ppc kullaniyoruz. Bir isi gecmiste ne kadar surede yaptigini soyluyorsan ppc.
- Traveller (23.12.17 18:45:14)
www.dersimizingilizce.com
örneklemek gerekirse. he was drinking when ı came home. ( Ben geldiğim anda olan olayı söylüyorumi öncesi umrumda değil ya da öncesiyle ilgili bir bilgim yok. Ben geldiğimde içiyordu. daha ötesi yok.
He had been drinking diyorsa eğer ben gelmeden önce çoktaaan içmeye başlamış, ben geldiğimde de körkütük sarhoştu allahın belası gibi bir anlam var yani önceki işin süreci vurgulanıyor.
örneklemek gerekirse. he was drinking when ı came home. ( Ben geldiğim anda olan olayı söylüyorumi öncesi umrumda değil ya da öncesiyle ilgili bir bilgim yok. Ben geldiğimde içiyordu. daha ötesi yok.
He had been drinking diyorsa eğer ben gelmeden önce çoktaaan içmeye başlamış, ben geldiğimde de körkütük sarhoştu allahın belası gibi bir anlam var yani önceki işin süreci vurgulanıyor.
- nickfury (23.12.17 18:49:28 ~ 18:52:08)
i had been working all day. i was still working when he arrived.
bence izahatle dusunmek yerine ornek okumak daha iyi.
bence izahatle dusunmek yerine ornek okumak daha iyi.
- e haliyle (23.12.17 19:38:29)
@e haliyle bence örnek çok iyi
- nodrama (23.12.17 19:44:40)
[]
Numbers(excel) de bazı hücreleri nasıl kilitleyebilirim ?
O hücrelerin içindeki değerler değişsin istemiyorum yapabilir miyim ?
hücrenin üzerinde iken sağ tık - hücre biçimlendir - koruma sekmesi - kilitlinin yanında tik olsun tamam de
üstte gözden geçir sekmesi - sayfayı koru - oradan istediğin özellikleri seç - şifre koy oldu bitti
üstte gözden geçir sekmesi - sayfayı koru - oradan istediğin özellikleri seç - şifre koy oldu bitti
- kablelvuku (23.12.17 09:09:07)
[]
[Sadece Erkekler] Babanızla konuşurken kendinizi nasıl hissediyorsunuz ?
Sadece erkek kullanıcılar cevaplasın lütfen;
Aslında anlatamadım tam; başkasıyla konuşuyor gibi mi konuşuyorsunuz, yoksa daha rahat mı yoksa daha rahat olmayan tersi kelime aklıma gelmedi.
2. soru topluluğun geneli için biraz daha sert; Babanızla konuşurken onu yanınızda-arkanızda mı hissediyorsunuz yoksa karşınızda mı ?
Aslında anlatamadım tam; başkasıyla konuşuyor gibi mi konuşuyorsunuz, yoksa daha rahat mı yoksa daha rahat olmayan tersi kelime aklıma gelmedi.
2. soru topluluğun geneli için biraz daha sert; Babanızla konuşurken onu yanınızda-arkanızda mı hissediyorsunuz yoksa karşınızda mı ?
1. Hayır, hiç o seviye olmadı. Daha doğrusu babam hep o seviyeyi korudu/koruyor. "Baba, n'aber?" gibi bir cümle dahi babama göre yavşakça bir konuşma tarzı. En önemsediği şey saygı. Şakalar dahi saygı çerçevesinde yapılıyor yeri geldiğinde.
2. Babamla çoğu konuda fikir ayrılığı yaşıyoruz, dolayısıyla da fikir olarak hep karşı karşıyayız. Genelde haklılık payı bırakmaz bana, benimsediğim şeylerde daima eksik olduğumu düşünür. Ama desteğini de hep vermeye çalışmıştır. Bunu da kimi zaman aleni, kimi zaman arka planda yapar ki hayata karşı hep dik durabileyim.
Olumsuz gibi konuştum sanki ama bunlar, babamı çok sevme sebeplerim aynı zamanda. Gerçek öğretmenimi o olarak görüyorum çoğu şeyde.
2. Babamla çoğu konuda fikir ayrılığı yaşıyoruz, dolayısıyla da fikir olarak hep karşı karşıyayız. Genelde haklılık payı bırakmaz bana, benimsediğim şeylerde daima eksik olduğumu düşünür. Ama desteğini de hep vermeye çalışmıştır. Bunu da kimi zaman aleni, kimi zaman arka planda yapar ki hayata karşı hep dik durabileyim.
Olumsuz gibi konuştum sanki ama bunlar, babamı çok sevme sebeplerim aynı zamanda. Gerçek öğretmenimi o olarak görüyorum çoğu şeyde.
- m e b (22.12.17 20:08:34)
1. her konuda rahat konuşuyorum aramızda bir otorite farkı yok
2. Arkamda veya karşımda hissetmiyorum nötr
2. Arkamda veya karşımda hissetmiyorum nötr
- goodz (22.12.17 20:20:06)
duymak istediği şeyleri söylersem eli omzumda, istemediği şeyleri konuşursam eli boğazımda olacak gibi hissediyorum.
- fyodor fyodorovic (22.12.17 20:21:53 ~ 20:22:02)
normal bi insan ile konustugunda ne hissediyorsam aynisini yapiyorum.
- purple rain (22.12.17 20:25:49)
Epey mesafeliyiz. Öyle laubali, arkadaşça hitaplar, şakalar filan kesinlikle söz konusu değil.
Bazı konularda hemfikiriz, bazı konularda taban tabana zıt düşúncelere sahibiz fakat sırf babam olduğu için kendisini arkamda/yanımda ya da karşımda hissetmiyorum.
Bazı konularda hemfikiriz, bazı konularda taban tabana zıt düşúncelere sahibiz fakat sırf babam olduğu için kendisini arkamda/yanımda ya da karşımda hissetmiyorum.
- battal gemalmaz (22.12.17 20:29:20)
1. Genelde daha rahat ancak bazen daha "mesafeli" konuştuğumuz da oluyor.
2. Yanımda hissediyorum.
2. Yanımda hissediyorum.
- simderun (22.12.17 20:44:05)
1. sanırsın general. öyle konuşuyorum. yoo, konuşmuyorum. mümkün olduğunda konuşmuyorum. konuşası mı kalır insanın ya?! oturup adam akıllı iki kelime edemeyeceksen sıçayım zaten yapacağın babalığa.
2. karşısında. çünkü her an saçma sapan bi laf edecek, iki dakika yumuşamaya gelmiyor ediyor da zaten. karşısında olmadan insan muamelesi görülmüyor maalesef.
2. karşısında. çünkü her an saçma sapan bi laf edecek, iki dakika yumuşamaya gelmiyor ediyor da zaten. karşısında olmadan insan muamelesi görülmüyor maalesef.
- mehmed resad (22.12.17 20:52:25)
1. Biraz resmi ve mesafeli
2. Yanımda
2. Yanımda
- p133mmx (22.12.17 20:55:44)
Hayatta en mesafeli durduğum adam sanırım babam. Fikirlerimiz tamamen farklı, ortak noktada olduğumuz tek bir konu dahi yok maalesef. Konuşurken de aynı işyeri olduğu için genelde patron çalışan şeklinde geçiyor, onun harici pek muhattap olmayız.
- gozu acik sevisen yahudi (22.12.17 21:37:13)
yok artık, siz konuşuyor musunuz? biz konuşmuyoruz genelde. iletişime geçildiği zaman mesaj, mail, gelen giden maili birbirimize atma falan böyle geçiyor. çok nadir bir kaç kelime ile ilk insanlar gibi etkileşime giriyoruz.
-aynı evde kalıyoruz
-işe aynı araba
-kendi firmamız beraber çalışıyoruz(!)
:)
-aynı evde kalıyoruz
-işe aynı araba
-kendi firmamız beraber çalışıyoruz(!)
:)
- c1b2k3 (23.12.17 00:00:54)
artık konuşmuyorum. konuşunca birazdan bir problem çıkacak hissi yaşıyordum, hatta çoğu zaman konuşacak bir şey bile bulamıyordum. kısaca yeni tanıştığım insanla konuşur gibi.
ikinci soruya cevap karşımda/nötr arası (idi)
ikinci soruya cevap karşımda/nötr arası (idi)
- rakicandir (23.12.17 00:13:27)
[]
Friends vs Gossip Girl
dileyenler bu kapışmaya himym'i de katabilir esasında.
edit: siz hepiniz ben tek; gossip girl rulz(bu nasılı böylemiydi)
edit: siz hepiniz ben tek; gossip girl rulz(bu nasılı böylemiydi)
yani friends vs himym olur da gossip girl biraz fazla alakasız.
Tabii bence friends ikisini de döver.
Tabii bence friends ikisini de döver.
- whoosie (21.12.17 17:45:31)
Friends acımaz.
- dinsiz adam (21.12.17 17:57:29)
Friends tabii ki de :)
- simderun (21.12.17 17:59:00)
Bu nasıl bir kıyastır? Aynı kulvarda bile değil bahsettiğiniz diziler.
Friends ve himym için konuşacak olursak ikisinin de yeri ayrı bende. Ama gossip girlü bu ikisiyle kıyaslamam bile, arada gülmek için izlenilen çerezlik bir şeydi.
Sonuç olarak:
Friends>=himym>>gossip girl
Friends ve himym için konuşacak olursak ikisinin de yeri ayrı bende. Ama gossip girlü bu ikisiyle kıyaslamam bile, arada gülmek için izlenilen çerezlik bir şeydi.
Sonuç olarak:
Friends>=himym>>gossip girl
- kendi kendine yasayan yavrucak (21.12.17 18:21:58)
yavrucak+1
- SiyamkedisiZorro (21.12.17 18:38:51)
Hepimiz Joey'in pizzasından çıktık.
Barney Stinsonevski
gg konu dışı.
Barney Stinsonevski
gg konu dışı.
- Ufuk (21.12.17 18:45:11)
[]
matematik sorusu
rakamları farklı 4 basamaklı x91y sayısının 45'e bölümünden kalan 7 olduğuna göre x'in alabileceği değerler toplamı kaçtır
45*109 + 7 : 4912
x 4 oluyor.
198*45 + 7 : 8917
x 8 oluyor
iki değerin toplamı : 12
x 4 oluyor.
198*45 + 7 : 8917
x 8 oluyor
iki değerin toplamı : 12
- Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir (21.12.17 14:50:37 ~ 14:59:04)
@üğpoıuy 'ın dediği mantıkla gidin ancak ((((( x91y + 7 ))) değil ((((( x91y - 7 ))) ifadesi 45e tam bölünüyor. yani son basamak ya 2 olacak ya 7. kalan 7 olduğundan bu sayının 7 eksiği tam bölünür 45'e.
- pide (21.12.17 14:50:46 ~ 14:51:35)
ben de 4 buldum ama cevaba 12 diyor kitap.
- mete kudur (21.12.17 14:56:41)
son basamak 2 olduğunda, sayının 9la bölümünün 7 olması için sayı 4912 olmalı
son basamak 7 olduğunda, sayının 9la bölümünün 7 olması için sayı 8917 olmalı
4+8=12
son basamak 7 olduğunda, sayının 9la bölümünün 7 olması için sayı 8917 olmalı
4+8=12
- pide (21.12.17 14:59:29)
teşekkürler.
- mete kudur (21.12.17 15:02:20)
8917 de var.
- co2s2 (21.12.17 15:26:40)
[]
[Ankara] Kızılayda kurulan seyyar satıcılar vardı eskiden hala var mı ?
karanfil metro çıkışından itibaren oluyordu, hava kararınca çıkıyorlardı sanırım devam ediyor mu hala ?
var var.
- elorelia (21.12.17 11:38:33)
Her gece 9 bucukta cikiyorlar
- a summer day (21.12.17 12:29:09)
[]
2 yıldır dask'ı olmayan bir yapı için dask yaptırılmaya gidildiğinde
en son 2 yıl önce yaptırılmış, şimdi dask yaptırılmaya gidildiğinde son dask bitiş tarihinden itibaren mi ödeme alacaklar, yoksa yaptırılacağı tarihten itibaren mi ?
ilk defa yapılıyormuş gibi düşünülür. yani yaptırılacağı tarihten ödeme alınır.
- gunbatimi (21.12.17 10:45:18)
Yapıldığı tarihten itibaren yapılıyor, geçmişe dönük ceza mantığı yok. Fakat indirimsiz sıfır başlangıç yapılıyor.
Kaybınız sadece indirim olur, ki 2 yıldır yapılmayan poliçe ücreti indirimden daha fazladır.
kardasınız yani :)
Kaybınız sadece indirim olur, ki 2 yıldır yapılmayan poliçe ücreti indirimden daha fazladır.
kardasınız yani :)
- John Bloor (21.12.17 11:20:00)
[]
Şu mantığı bi’ çözsem hayatı çözeceğim;
Bu duyurda öncelikle iyi niyet gösterip hayatı çözmemiş gibi davranacağım.
bu arada yazarken dinledim: youtu.be
şimdi insan; bir iş arkadaşıyla, sosyal çevresiyle ya da başka birisiyle, bir olay yaşıyor ama onu ona o an hissettirmiyor, tebessüm ediyor yüzüne gülmeye devam ediyor. ardından da bu durumu başka kişilere danışarak bi’ karar veriyor.
örneklendireyim; mesela burada bir duyuruda diyordu ki, ‘’arkadaşım sevgilisini aldatıyor. ‘’
arkadaşı manitasını aldatıyor ve bu duyuru sahibi de bir takım alt detaylara sahip, şimdi bu detayları dinliyor ve muhabbetin doğası gereği dinlemek istemediğini karşıya yansıtmadığı gibi pozitifti yorum efekt efekt yapıyor ki karşıdan anlatılmaya devam edilsin.
sonra duyuru sahibi bu durumdan(anlatıdan değil, olayın kendisinden) rahatsızlık duyduğunu söyleyip ne yapayım diye soruyor.
bir başka örneklendirme geliyor; bir arkadaşımla sohbet ederken eski bir tanıdığımızın instagram’a her an fotoğraf attığını günde bin tane hikaye paylaştığından ve bunun üzerinden o kişiyi gömme telaşına girişti, benim aksi herhangi bir sosyal medya hesabım yok ve adalede ağzımadan, ‘’ sen ne anlatıyorsun zorla, döve döve mi takip ettiriyorlar’’ gibi bir cümle çıkmış bulundu. shut down. Sonra böyle bi’ sessizlik oldu kuş cıvıltıları filan. derinlere dalındı ortamda.
bu davranış psikolojisinin olayı nedir? yani normalde anlatı yaşanırken refleks gösterilmesi gerekmiyor mu ? ya da bir konudan rahatsız olan arkadaşlar neden bunu hem sürdürüp hem de dedikodusunu yapma eğilimindeler ? Bunu duymaktan neden rahatsız oluyorlar ? Geçende ''azarlanmak'' hakkında da buna benzer bir soru sormuştum da meğer benim dışımda hepiniz bunun doğal olduğunu azarlanmanın ne olursa olsun kabul edilemeyeceğini savundunuz.
Bazen birden farklı konuda şunu soruyorum kendime, acaba piyasanın beklentisi mi bu şekilde, yani temelin fıkrası gibi ters yönde giden ben miyim ? Merak ettim.
bu arada yazarken dinledim: youtu.be
şimdi insan; bir iş arkadaşıyla, sosyal çevresiyle ya da başka birisiyle, bir olay yaşıyor ama onu ona o an hissettirmiyor, tebessüm ediyor yüzüne gülmeye devam ediyor. ardından da bu durumu başka kişilere danışarak bi’ karar veriyor.
örneklendireyim; mesela burada bir duyuruda diyordu ki, ‘’arkadaşım sevgilisini aldatıyor. ‘’
arkadaşı manitasını aldatıyor ve bu duyuru sahibi de bir takım alt detaylara sahip, şimdi bu detayları dinliyor ve muhabbetin doğası gereği dinlemek istemediğini karşıya yansıtmadığı gibi pozitifti yorum efekt efekt yapıyor ki karşıdan anlatılmaya devam edilsin.
sonra duyuru sahibi bu durumdan(anlatıdan değil, olayın kendisinden) rahatsızlık duyduğunu söyleyip ne yapayım diye soruyor.
bir başka örneklendirme geliyor; bir arkadaşımla sohbet ederken eski bir tanıdığımızın instagram’a her an fotoğraf attığını günde bin tane hikaye paylaştığından ve bunun üzerinden o kişiyi gömme telaşına girişti, benim aksi herhangi bir sosyal medya hesabım yok ve adalede ağzımadan, ‘’ sen ne anlatıyorsun zorla, döve döve mi takip ettiriyorlar’’ gibi bir cümle çıkmış bulundu. shut down. Sonra böyle bi’ sessizlik oldu kuş cıvıltıları filan. derinlere dalındı ortamda.
bu davranış psikolojisinin olayı nedir? yani normalde anlatı yaşanırken refleks gösterilmesi gerekmiyor mu ? ya da bir konudan rahatsız olan arkadaşlar neden bunu hem sürdürüp hem de dedikodusunu yapma eğilimindeler ? Bunu duymaktan neden rahatsız oluyorlar ? Geçende ''azarlanmak'' hakkında da buna benzer bir soru sormuştum da meğer benim dışımda hepiniz bunun doğal olduğunu azarlanmanın ne olursa olsun kabul edilemeyeceğini savundunuz.
Bazen birden farklı konuda şunu soruyorum kendime, acaba piyasanın beklentisi mi bu şekilde, yani temelin fıkrası gibi ters yönde giden ben miyim ? Merak ettim.
herkes ikiyuzlu olmus be mete.
- eksimeksi (20.12.17 15:55:23)
Herhangi bir aklama yapmak veya bu tarz çelişkileri/ikiyüzlülükleri normalleştirme amaçlı söylemeyeceğim ama bu davranışın birkaç farklı sebebi var. Birincisi, herhalde karşıdan alacağımız tepkiden çekiniyoruz.
İkincisi, "Herkes özgürdür, dilediğini yapar." düşüncesindeyiz ama olay/kişi kendi değer yargılarımız veya yaşam alışkanlıklarımız ile çelişince de "Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil." noktasına gelip olaya/kişiye dair gerçek düşüncelerimizi başka yerlerde başka şekilde dile getiriyoruz.
Çoğumuz gerçek anlamda samimiyet istiyoruz ama eleştirilerin de sadece iyi olanlarını duymaya bayılıyor, kötü olanlarına tahammül edemiyoruz.
İkincisi, "Herkes özgürdür, dilediğini yapar." düşüncesindeyiz ama olay/kişi kendi değer yargılarımız veya yaşam alışkanlıklarımız ile çelişince de "Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil." noktasına gelip olaya/kişiye dair gerçek düşüncelerimizi başka yerlerde başka şekilde dile getiriyoruz.
Çoğumuz gerçek anlamda samimiyet istiyoruz ama eleştirilerin de sadece iyi olanlarını duymaya bayılıyor, kötü olanlarına tahammül edemiyoruz.
- m e b (20.12.17 18:33:26)
zeki insanlarda fark ettiğim bir şey var. her şeye bir cevapları var. hiçbir zaman dumur olmuyorlar. abi ben oluyorum. biri bir şey dedi di mi. normal bir konuşmada ona cevap vermen ya da bir şey söyleme süren toplam 1 sn. 5 sn olursa artık çok geç. işte o bir saniyede ben daha algılayamıyorum ki bir de bir şey söyleyeyim. yani bana biri imalı laf soktu diyelim. kör göze parmak değilse onu anlamam en az bir kaç dakika. bence bundan kaynaklı.
- cilekli krep (20.12.17 19:04:16)
[]
Şimdi bu, bitcoin balon olsa mesela
Selam ben bilal. Ekonomiye de bi' giriş yapayım diyorum.
Bu bitcoin'in patlaması nasıl olabiliyor, yani elinde bu paraya sahip olan adamların elinden çıkartması mı lazım ? Yani bitcoin patlayacak diyenlerin temel argümanı bitcoin sahipleri bu sanal paralarını dolara çevirecek ve bitcoinin değeri düşecek diye mi, yoksa başka bi' legal illegal durumumu olabilir ?
Bu bitcoin'in patlaması nasıl olabiliyor, yani elinde bu paraya sahip olan adamların elinden çıkartması mı lazım ? Yani bitcoin patlayacak diyenlerin temel argümanı bitcoin sahipleri bu sanal paralarını dolara çevirecek ve bitcoinin değeri düşecek diye mi, yoksa başka bi' legal illegal durumumu olabilir ?
Harika soru, silme lütfen, takipteyim. Bir çok kez yüzde 10-15 bandında inip çıktı ama bu sefer insanlar alım fırsatı bu diye yüklendi ve yükseldi. Ben de merak ediyorum bunu bu yüzden.
- basubadelmevt (20.12.17 11:38:01)
temel olarak şöyle sorun kendinize; bitcoin'i değerli yapan ne?
bir bitcoin'in güncel olarak 16 bin dolar etmesi, birilerinin bir yerde ona 16 bin dolar ödemeye razı olması sebebiyledir.
dolayısıyla, bir gün eğer çıkıp da elinizdeki bitcoin'i 16 bin dolardan satmaya çalışıp satamazsanız, 15'e indirip, 10'a çekip yine de satamazsanız balon patladı denir.
yani insanların btc'ye inancını yitirmesi gerekir. bu herhangi bir sebeple olabilir. devletlerin ortak karar alıp çok ciddi yaptırımlar getirmesiyle olabilir, sistemin çok geniş kapsamlı hack'lenmesiyle olabilir, ya da başka bir kripto paranın btc'yi ezmesiyle olabilir. ya da en basitinden, insanların gerçekten bu parayı kullanabileceği bir yer olmadığına kitleler halinde ikna olmasıyla olabilir.
bir bitcoin'in güncel olarak 16 bin dolar etmesi, birilerinin bir yerde ona 16 bin dolar ödemeye razı olması sebebiyledir.
dolayısıyla, bir gün eğer çıkıp da elinizdeki bitcoin'i 16 bin dolardan satmaya çalışıp satamazsanız, 15'e indirip, 10'a çekip yine de satamazsanız balon patladı denir.
yani insanların btc'ye inancını yitirmesi gerekir. bu herhangi bir sebeple olabilir. devletlerin ortak karar alıp çok ciddi yaptırımlar getirmesiyle olabilir, sistemin çok geniş kapsamlı hack'lenmesiyle olabilir, ya da başka bir kripto paranın btc'yi ezmesiyle olabilir. ya da en basitinden, insanların gerçekten bu parayı kullanabileceği bir yer olmadığına kitleler halinde ikna olmasıyla olabilir.
- captainobvious (20.12.17 11:45:44 ~ 11:45:53)
Benim anlamadığım kısmı da bu zaten; ''kaç bin milyar milyon yok'' olmayacak birileri bu değiş tokuştan çok kazancak diğerleri beklentilerini kaybedecek değil mi yani ? herkesin kazanması gibi bir sistem beklendiği için mi bu balon patlar diyorlar.
ben bu ''refah'' kısmını da anlamıyorum, sisteme erken giren çok kazandı keza bu adamlar illa bu parayı el değiştirecekler. şimdi problem burada paranın yaygın olmayışı mı ? yani bu bir ticaret olduğu için paranın büyük kısmı görece birkaç kişinin elinde, bu adamlar çıkarsa diğerleri de panikten çıkar o zaman batar diye mi çekiniliyor ?
ben bu ''refah'' kısmını da anlamıyorum, sisteme erken giren çok kazandı keza bu adamlar illa bu parayı el değiştirecekler. şimdi problem burada paranın yaygın olmayışı mı ? yani bu bir ticaret olduğu için paranın büyük kısmı görece birkaç kişinin elinde, bu adamlar çıkarsa diğerleri de panikten çıkar o zaman batar diye mi çekiniliyor ?
- mete kudur (20.12.17 12:21:27 ~ 12:25:13)
bandista'nın çok güzel bi sözü var konu ile ilgili. "kaybeden yoksa, kazanılmaz para"
- obscures (20.12.17 12:37:52)
mete kudur bir noktayı kaçırıyorsun, bandista da yanılıyor.
şöyle düşünün. 200 bin liraya çok güzel bir araba aldınız. sabah 200.000 TL varken, şimdi ise bir araban var. peki, arabayı almış eve dönerken kaza yapsanız ve araç perte çıksa, 200.000 tl nereye gider? siz kaybettiniz, ama bir kazanan yok. bunun gibi.
ya da, satmak için domates aldın ve çürüdü. yine fazladan bir kazanan yok. ya da btc aldın ve fiyatı düştü. sana btc'yi, ya da domatesi satan kişi elindeki varlığa karşılık senden bir bedel istedi, sen de verdin. bandista'nın inandığı gibi bir kandırma yok çünkü alım-satım gerçekleşirken ikiniz de değerin o olduğuna inanıyordunuz.
ek: ters taraftan bakarsak da şöyle denilebilir; elimde bir vazo vardı, tipi güzel diye salonumda tutuyordum. sonra bir gün beni ziyarete geldiniz, ve vazonun vitrininize çok yakışacağını düşünüp benden 100 liraya satın almak istediniz. ben de "100 lira, hiç fena değil" diye sattım. çünkü benim için ederi 100 liradan azdı, belki 50 liraya almıştım örneğin.
sonra, salonunuzda vazoyu sergilerken, antikacı bir arkadaşınız geldi ve "oha bu nerden baksan üç milyon yıllık vazo, en az yüz bin lira eder" dedi. oracıkta sattınız antikacı arkadaşa. belki o başka birine 500 bine satacak, ama orası onu ilgilendirir. siz 99.900 tl kazandınız. bense 50 lira kazanmıştım.
şöyle düşünün. 200 bin liraya çok güzel bir araba aldınız. sabah 200.000 TL varken, şimdi ise bir araban var. peki, arabayı almış eve dönerken kaza yapsanız ve araç perte çıksa, 200.000 tl nereye gider? siz kaybettiniz, ama bir kazanan yok. bunun gibi.
ya da, satmak için domates aldın ve çürüdü. yine fazladan bir kazanan yok. ya da btc aldın ve fiyatı düştü. sana btc'yi, ya da domatesi satan kişi elindeki varlığa karşılık senden bir bedel istedi, sen de verdin. bandista'nın inandığı gibi bir kandırma yok çünkü alım-satım gerçekleşirken ikiniz de değerin o olduğuna inanıyordunuz.
ek: ters taraftan bakarsak da şöyle denilebilir; elimde bir vazo vardı, tipi güzel diye salonumda tutuyordum. sonra bir gün beni ziyarete geldiniz, ve vazonun vitrininize çok yakışacağını düşünüp benden 100 liraya satın almak istediniz. ben de "100 lira, hiç fena değil" diye sattım. çünkü benim için ederi 100 liradan azdı, belki 50 liraya almıştım örneğin.
sonra, salonunuzda vazoyu sergilerken, antikacı bir arkadaşınız geldi ve "oha bu nerden baksan üç milyon yıllık vazo, en az yüz bin lira eder" dedi. oracıkta sattınız antikacı arkadaşa. belki o başka birine 500 bine satacak, ama orası onu ilgilendirir. siz 99.900 tl kazandınız. bense 50 lira kazanmıştım.
- captainobvious (20.12.17 12:41:15 ~ 12:45:32)
bitcoin'in patlaması için blockchain sisteminin kökten değişmesi ya da bitmesi lazım, yoksa bitcoin sadece talep yükseldi arttı, düşünce patlayacak denebilecek basitlikte bir olay değil.
kripto para bitcoin ile başlamadı, bitcoin ile bitmeyecek; gelecekte kesinlikle hayatımıza girecek bir para şekli bu. önünde durmak mantıksız, o yüzden yasaklamalar olsa bile geçici olacak. internetin önünde duramazsınız, dünyanın 2 ayrı noktasında birbiriyle iletişimde kalan son 2 kişi bile kalsa durdurulamaz. insanlar bu basitliği anlayamıyor, o yüzden çok karışık bir şey gibi geliyor ve anlamadığı için "öcü" gözüyle bakıyor.
ortada tamamen speküle edilmiş bir para birimi yok. evet şimdiki değeri böyle ancak bunun azalması bitcoin'in bitmesiyle değil, aksine daha çok kullanılmaya başlamasıyla sağlanacak. büyük dalgalanmalar olacak evet, muhtemelen şu anda bu yüksek seviyeden alanlar çok uzun süre beklerse patlayacaklar ancak bitcoin yok olmayacak, reel seviyelere inecek sadece.
bu sürenin ne kadar süreceği çok belirsiz, çin-rusya ikilisi yasallaştırır da ekmeğini yemeye başlarsa amerika takip etmeden bırakmaz; bi tarafın yakınlaşması bu süreci hızlandırır. yasaklama işine girişeceklerini sanmıyorum büyüklerin, dediğim gibi bu ancak bir süreliğine engellemiş olur.
kripto para bitcoin ile başlamadı, bitcoin ile bitmeyecek; gelecekte kesinlikle hayatımıza girecek bir para şekli bu. önünde durmak mantıksız, o yüzden yasaklamalar olsa bile geçici olacak. internetin önünde duramazsınız, dünyanın 2 ayrı noktasında birbiriyle iletişimde kalan son 2 kişi bile kalsa durdurulamaz. insanlar bu basitliği anlayamıyor, o yüzden çok karışık bir şey gibi geliyor ve anlamadığı için "öcü" gözüyle bakıyor.
ortada tamamen speküle edilmiş bir para birimi yok. evet şimdiki değeri böyle ancak bunun azalması bitcoin'in bitmesiyle değil, aksine daha çok kullanılmaya başlamasıyla sağlanacak. büyük dalgalanmalar olacak evet, muhtemelen şu anda bu yüksek seviyeden alanlar çok uzun süre beklerse patlayacaklar ancak bitcoin yok olmayacak, reel seviyelere inecek sadece.
bu sürenin ne kadar süreceği çok belirsiz, çin-rusya ikilisi yasallaştırır da ekmeğini yemeye başlarsa amerika takip etmeden bırakmaz; bi tarafın yakınlaşması bu süreci hızlandırır. yasaklama işine girişeceklerini sanmıyorum büyüklerin, dediğim gibi bu ancak bir süreliğine engellemiş olur.
- Bruce (20.12.17 12:51:29)
@sour, Ne banka demişim ne bypass demişim, nereden çıkardın ki o kısmı? Ben geçerli olmasından bahsettim, nasıl ki her ülkenin kendi para birimi var, ülke sınırlarını tanımayan internet dünyasının da kendi para birimi olacak(ya da birden fazla) . Bankanın, gerçek paranın yerine geçecek diye bir durum yok, olabilecek en büyük atılım atm'den nakit yatırıp bitcoin almak olur. Çok yanlış anlamışsın o kısmı.
Bitcoin en köklü kripto para ve hacmi bu kadar büyümüş olduğu için kripto para=bitcoin olarak yorumladım. Gelecekte yerine başka bir tanesi gelebilir, ne olacağını görmek için kripto para ile işlem yapmanın yaygınlaşması gerekiyor. Bu yaygınlaşma sırasında o arz-talep dengesi de sağlanmış olacak.
Bitcoin en köklü kripto para ve hacmi bu kadar büyümüş olduğu için kripto para=bitcoin olarak yorumladım. Gelecekte yerine başka bir tanesi gelebilir, ne olacağını görmek için kripto para ile işlem yapmanın yaygınlaşması gerekiyor. Bu yaygınlaşma sırasında o arz-talep dengesi de sağlanmış olacak.
- Bruce (20.12.17 13:21:48)
Yok hükmünden çıkması demek legalleşmesi demek zaten, illegal bi şekilde nasıl kullanıma sokabilir ülke? O düzenlemeleri yapmasından bahsediyorum işte.
Ülkenin merkez bankasının tanıması demek yasallaşması, bankaların bitcoin kabul etmesi demek, hepsiburada.ru'dan bitcoin ile ürün almak demek; neyi anlamadın tam olarak? Ülkenin bitcoinle ne kadar iç içe olmak istediğiyle alakalı olarak ülkenin atabileceği herhangi bir adımdan bahsediyorum, ne olduğunun bir önemi yok.
Ülkenin merkez bankasının tanıması demek yasallaşması, bankaların bitcoin kabul etmesi demek, hepsiburada.ru'dan bitcoin ile ürün almak demek; neyi anlamadın tam olarak? Ülkenin bitcoinle ne kadar iç içe olmak istediğiyle alakalı olarak ülkenin atabileceği herhangi bir adımdan bahsediyorum, ne olduğunun bir önemi yok.
- Bruce (20.12.17 13:40:40)
@Sour, bitcoin bankayı tümüyle bypass edemez çünkü mevcut şartlarda manavdan bitcoin ile alışveriş yapamazsın. bitcoin ile alışveriş yapabileceğin alanlar var diye kısıtlama yapabilir bir ülke, ya da isterse her yerde geçiyor da diyebilir. ülkenin ne istediğiyle alakalı.
bitcoin kullanılıyor diye banka işlevsiz kalmayacak, bitcoini gerçek paraya dönüştürmek isteyenler bankaya bitcoin satmak zorunda kalacak. bankaların kontrolün olmadığı bir para karşılığında gerçek para satmak istememesi durumu yaşanıyor şu anda, insanların "olmaz" dediği en büyük nokta bu. ben de diyorum ki bankalar kendilerine "bitcoin ver para al" demek isteyen insan sayısı artacak ki bu sulara girmek isteyecekler. Belki de kendi rezervleri olacak, nasıl bir model benimseyecekler bilemiyoruz ancak bir yolunu bulmaları zor olmaz. kendi şartlarını sunacak, kuralları kendi alanları için belirleyecekler. "bitcoin ver hizmet al" noktasında bankanın işi yok ancak hiçbir zaman her ödemeyi bitcoin ile yapamayacağın için bankaya muhtaç kalacaksın. adamın 300 bin dolarlık bitcoin'i var ama bunu gerçek paraya dönüştüremiyor ne anladım ben o zenginlikten tartışmasının biteceği nokta bu işte, bankalar hiçbir zaman tümüyle bypass olmayacak.
bitcoin kullanılıyor diye banka işlevsiz kalmayacak, bitcoini gerçek paraya dönüştürmek isteyenler bankaya bitcoin satmak zorunda kalacak. bankaların kontrolün olmadığı bir para karşılığında gerçek para satmak istememesi durumu yaşanıyor şu anda, insanların "olmaz" dediği en büyük nokta bu. ben de diyorum ki bankalar kendilerine "bitcoin ver para al" demek isteyen insan sayısı artacak ki bu sulara girmek isteyecekler. Belki de kendi rezervleri olacak, nasıl bir model benimseyecekler bilemiyoruz ancak bir yolunu bulmaları zor olmaz. kendi şartlarını sunacak, kuralları kendi alanları için belirleyecekler. "bitcoin ver hizmet al" noktasında bankanın işi yok ancak hiçbir zaman her ödemeyi bitcoin ile yapamayacağın için bankaya muhtaç kalacaksın. adamın 300 bin dolarlık bitcoin'i var ama bunu gerçek paraya dönüştüremiyor ne anladım ben o zenginlikten tartışmasının biteceği nokta bu işte, bankalar hiçbir zaman tümüyle bypass olmayacak.
- Bruce (20.12.17 14:40:52 ~ 14:43:18)
abi ben ekonomist miyim model getireceğim, benim sorumluluğum mu bu? bitcoin'in gelmesindeki engel benim model sunamıyor olmam mı? 1 tane satoshim dahi yok, neyin romantizmini yapayım?
bankalar bitcoin kullanmak isterlerse kendilerine uyan bir model geliştirebilirler pek ala diyorum, anlaması neden zor? fizik kuralı mı ki bu illa bilimsel olarak aksini kanıtlamam lazım? sana uçuk gelen kısımlarını yazarsın, neden olmayacağını söylersin, sonuçlarını zamanla görürüz. neden bu ofansiflik anlamadım valla, çok enteresan.
bankalar bitcoin kullanmak isterlerse kendilerine uyan bir model geliştirebilirler pek ala diyorum, anlaması neden zor? fizik kuralı mı ki bu illa bilimsel olarak aksini kanıtlamam lazım? sana uçuk gelen kısımlarını yazarsın, neden olmayacağını söylersin, sonuçlarını zamanla görürüz. neden bu ofansiflik anlamadım valla, çok enteresan.
- Bruce (20.12.17 15:15:04)
[]
Kadınlar ilgi budalasıdır desem bu suç teşkil eder mi ?
sb ?
09:49 güncellemesi: Başlıkta ''suç'' teşkil edip etmediğini sorduktan sonra; içeriğini editleyerek kanunlara göre yazmışım ancak o ara sızdığım için içeriği güncelleyememişim. Ekran öyle açık kalmış. Ve öngörebildiğim şekilde sorunun anlaşılmasında da küçük bir problem yaşanmış. Sizde oluyor böyle şeyler.
Ben ''kadınlar ilgi budalasıdır'' ifadesini kullansam, bu tck'ya göre bu suç teşkil ediyor mu onu soruyorum/sormuştum esasında.
12:17 güncellemesi: Yemin etsem başım ağrımaz bazılarınız sırf yazmak için/yazmış olmak için yazıyor, içinize nasıl bir söylemezse ölecek canavarı kaçtıysa; sorumu yineliyorum sadece ve sadece bunun tck'ya göre suç teşkil edip etmediği burada temel mesele, keza cevabını da tam teknik olmasa da aşağı yukarı aldım ama soruya cevap verenlerin tikleri heba olmasın diye ara ara kontrol ediyorum. Ve ettikçe de üzülüyorum.
Burada beklenti şudur; xxx sayılı bilmemeye göre suç teşkil eder/edebilir; ya da henüz böyle bir konu ya da emsal yok. Hepsi bu kadar.
Suç değildir ama (buradan sonra ne yazdığınızla zerre ilgilenmiyorum) kısmında kendinizi çok yormayın, çünkü soru sizin konu hakkındaki fikirleriniz değil maalesef, öyle olsaydı yormanızı rica ederdim ama burada sadece suç mu değil mi o soru mevcut. Hani çok kez tekrarlamışımdır, çok kitap okuduğunuzu beyan ediyorsunuz ama okuduklarınızdan ne kadarını anlayabiliyorsunuz diye, gittikçe bu oranınız nezdimde düşüyor. Acaba fazla kitap okumak yerine aynı kitabı birkaç kere okuyup anlamaya çalışmak gibi antremanlar mı yapsanız ? ya da biz ilkokul 3'e giderken kitaplarda bir metin verirdi, sonra burada ana fikir nedir, yazar ne anlatmak istiyor, şair kime seslenmiş gibi sorular sorarlardı, o konuda mı mesai harcasınız. Faydalı olabilmek adına söylüyorum.
09:49 güncellemesi: Başlıkta ''suç'' teşkil edip etmediğini sorduktan sonra; içeriğini editleyerek kanunlara göre yazmışım ancak o ara sızdığım için içeriği güncelleyememişim. Ekran öyle açık kalmış. Ve öngörebildiğim şekilde sorunun anlaşılmasında da küçük bir problem yaşanmış. Sizde oluyor böyle şeyler.
Ben ''kadınlar ilgi budalasıdır'' ifadesini kullansam, bu tck'ya göre bu suç teşkil ediyor mu onu soruyorum/sormuştum esasında.
12:17 güncellemesi: Yemin etsem başım ağrımaz bazılarınız sırf yazmak için/yazmış olmak için yazıyor, içinize nasıl bir söylemezse ölecek canavarı kaçtıysa; sorumu yineliyorum sadece ve sadece bunun tck'ya göre suç teşkil edip etmediği burada temel mesele, keza cevabını da tam teknik olmasa da aşağı yukarı aldım ama soruya cevap verenlerin tikleri heba olmasın diye ara ara kontrol ediyorum. Ve ettikçe de üzülüyorum.
Burada beklenti şudur; xxx sayılı bilmemeye göre suç teşkil eder/edebilir; ya da henüz böyle bir konu ya da emsal yok. Hepsi bu kadar.
Suç değildir ama (buradan sonra ne yazdığınızla zerre ilgilenmiyorum) kısmında kendinizi çok yormayın, çünkü soru sizin konu hakkındaki fikirleriniz değil maalesef, öyle olsaydı yormanızı rica ederdim ama burada sadece suç mu değil mi o soru mevcut. Hani çok kez tekrarlamışımdır, çok kitap okuduğunuzu beyan ediyorsunuz ama okuduklarınızdan ne kadarını anlayabiliyorsunuz diye, gittikçe bu oranınız nezdimde düşüyor. Acaba fazla kitap okumak yerine aynı kitabı birkaç kere okuyup anlamaya çalışmak gibi antremanlar mı yapsanız ? ya da biz ilkokul 3'e giderken kitaplarda bir metin verirdi, sonra burada ana fikir nedir, yazar ne anlatmak istiyor, şair kime seslenmiş gibi sorular sorarlardı, o konuda mı mesai harcasınız. Faydalı olabilmek adına söylüyorum.
kadın elbette ilgiye bayılır. her kadın böyledir bence. ben mesela tam bir ilgi budalasıyım :) ama kimin ilgisiyle budala olduğun önemli. her ilgi gösterene ağzımızın salyalarıyla koşup gitmiyoruz. doğru adam “ee günün nasıl geçti” diyip gözümün içine bakarak beni dinleyince çocuk gibi sevinirim, heyecanla anlatırım. koltukta otururken kolunu atıp gülümsemesi bile yeter. ne olduğu hiç önemli değil, beni düşünerek bir şey yapması önemli olan.
baktım bir süredir ilgilenmiyor, ben sokulurum sarılırım karşıdan ilgi talep ederim. çünkü böyle mutlu oluyorum. ilgi istemek her kadının en doğal hakkı bence. ama malesef kadınlar aradıkları ilgiyi karşılarındaki adamdan bulamayınca bunu ondan istemek yerine adam kendi kendine düşünsün diye bekliyorlar. adam da düşünemeyebiliyor. o zaman kadın üzülüyor, mutsuz ve sinirli oluyor. oysa eğer kadın mutluysa o ilişki her türlü güzel gider. sonra alakasız biri azıcık ilgi gösterince kadın ona tav oluyor, aradığı şeyin onda olduğunu düşünüyor. bazı ilişkiler sırf bundan bitiyor işte.
baktım bir süredir ilgilenmiyor, ben sokulurum sarılırım karşıdan ilgi talep ederim. çünkü böyle mutlu oluyorum. ilgi istemek her kadının en doğal hakkı bence. ama malesef kadınlar aradıkları ilgiyi karşılarındaki adamdan bulamayınca bunu ondan istemek yerine adam kendi kendine düşünsün diye bekliyorlar. adam da düşünemeyebiliyor. o zaman kadın üzülüyor, mutsuz ve sinirli oluyor. oysa eğer kadın mutluysa o ilişki her türlü güzel gider. sonra alakasız biri azıcık ilgi gösterince kadın ona tav oluyor, aradığı şeyin onda olduğunu düşünüyor. bazı ilişkiler sırf bundan bitiyor işte.
- istanbul kanatlarimin altinda (20.12.17 08:32:44)
Boyle seyler soyleyerek kadinlara siddet gosteren erkeklere bahane buluyorsunuz. Zaten bu tur seylere inanmaya megilliler bahane ariyorlar.
- Traveller (20.12.17 08:46:22)
Güneş batıdan batar diyeni haose atmak gibi bir şey olur bu. Ama bu gözler güneş batıdan batıyor dediği için hapse atılanları da gördü. Bu konuda olmaz tabi.
- haksizfil (20.12.17 09:15:16)
“Kadınlar ilgiye bayılır” derseniz gereksiz bir genelleme, “kadınlar ilgi budalasıdır” derseniz terbiyesizlik yapmış olursunuz. Arada böyle bir fark var.
- sopiro (20.12.17 09:36:56)
suc degildir ancak söylem olarak cok da hos bir söylem degildir.
- isvicre rakisi (20.12.17 13:02:46)
Suc degildir ama yersiz genelleme yapmis olursunuz.
- stavro (20.12.17 13:08:24)
Bilkent, odtu. Her ikisinin de ankara’daki universiteler ve bazi kurumlarla anlasmasi var. Odtu’de kullanim ve odunc alma ucretsiz, bilkent’te kullanim ucretsiz ama odunc alma icin sanirim kutuphane uyeligi isteniyor.
- lamira (20.12.17 06:48:10)
[]
Kalıp çikolataya bakıyormusunuz ? böyle geriden izler gibi.
Öncelikle henüz tam olarak delirmedim.
Şimdi çikolata açarken acaba herkes benim gibi duyarlı mı diye merak ettim.
Ben çikolataları(şu büyük paketli sadece çikolata ve kuruyemişli olanlar) ; Açarken paketi olabildiğince yırtmamaya çalışıp; tamamını açıp şöyle bi' bakıyorum kokluyorum(çok güzel kokuyor) Bu bana tuhaf bi' haz veriyor. biraz öyle izledikten sonra yiyorum.
Siz napıyorsunuz, paketi yırtıp açılan kısmını kırıp mı yiyorsunuz. Haala ?
Şimdi çikolata açarken acaba herkes benim gibi duyarlı mı diye merak ettim.
Ben çikolataları(şu büyük paketli sadece çikolata ve kuruyemişli olanlar) ; Açarken paketi olabildiğince yırtmamaya çalışıp; tamamını açıp şöyle bi' bakıyorum kokluyorum(çok güzel kokuyor) Bu bana tuhaf bi' haz veriyor. biraz öyle izledikten sonra yiyorum.
Siz napıyorsunuz, paketi yırtıp açılan kısmını kırıp mı yiyorsunuz. Haala ?
kalıp çikolataları kırarak parça parça yiyenleri çok tuhaf buluyorum o yüzden ben paketi açıp ısırarak yiyorum direkt, senin dediğini yapmıyorum. Bi kere paketin hepsini açıp yiyemem çünkü o zaman çikolatayı direkt elimle tutmam gerekir o zaman da elim çikolata olur, o yüzden paketi yedikçe açıyorum.
- nundu (18.12.17 01:24:45)
Hayir. Acilan kisimdan kirip parca parca yiyorum.
- rusyalı kozmonot (18.12.17 15:30:15)
Hayır
- i m cool with that (18.12.17 15:41:51)
[]
Çubuk krakerleri yağda mı kızartıyorlar
selamlar, şu uzun zamandır formuma dikkatt ediyorum da; eğer öyleyse uyumadan önce yemeyeyim dedim. Nedir bunların durumu, yağda mı kızartılıyor fırınlanıyor mu ?
yağlı olup olmaması önemli değil o kadar. sonuçta kendisi tamamen karbonhidrat ve tuz.
- himmet dayi (17.12.17 06:56:50)
Alt kısımlarında tepsi izi var. Bence fırınlanıyor. Ama hamuru zararlı işte..
- oligomer (17.12.17 08:59:35)
Hayır, fırınlanıyor.
- soyut park (17.12.17 11:30:08)
[]
Excel 2
Böyle de olunca tüm projeyi size yaptırıyormuşum gibi oldu. Kusura bakmayın.
Şimdi elimizde bir tablo var, tabloda; tarihli uyuma ve uyanma ve yemek yeme saatleri var
istiyoruz ki; bu verileri yeni bir tablo çeksin ve gün gün kaç saat uyuduğumuzu kaç saat uyanık kaldığımızı bize hesaplasın. (ayrı tablo olmasa da olur)
Şimdi bunu yaparken de şöyle bir aksilikle karşılaşıyoruz.
mesela 16.aralık 2016 tarihinde 21:00 'da uyumuşuz, 03:20 'de uyanmışız, burada 3 saat 20 dakikayı 17.aralığa girmesini sağlayabilir miyiz ?
Şimdi elimizde bir tablo var, tabloda; tarihli uyuma ve uyanma ve yemek yeme saatleri var
istiyoruz ki; bu verileri yeni bir tablo çeksin ve gün gün kaç saat uyuduğumuzu kaç saat uyanık kaldığımızı bize hesaplasın. (ayrı tablo olmasa da olur)
Şimdi bunu yaparken de şöyle bir aksilikle karşılaşıyoruz.
mesela 16.aralık 2016 tarihinde 21:00 'da uyumuşuz, 03:20 'de uyanmışız, burada 3 saat 20 dakikayı 17.aralığa girmesini sağlayabilir miyiz ?
İfşaya gidiyodum :(
Excel diye başlık açmak çok zalımca.
Sorunun yanıtına gelince:
Yapabilirsin.
Tarihler yazılı olsun. 24'ten fazlaysa diye bi if formülü ekle.
Sonra left ile uygun aralığı hesaplatırsın. 24 sonrasını da left ile kaçta uyandıysanız dakikaya dönüştür.
24'e if yapcan yani.
Data olsa bi Dybala yapardım. Mobilden ancak bu kadar. Arrivederci.
Excel diye başlık açmak çok zalımca.
Sorunun yanıtına gelince:
Yapabilirsin.
Tarihler yazılı olsun. 24'ten fazlaysa diye bi if formülü ekle.
Sonra left ile uygun aralığı hesaplatırsın. 24 sonrasını da left ile kaçta uyandıysanız dakikaya dönüştür.
24'e if yapcan yani.
Data olsa bi Dybala yapardım. Mobilden ancak bu kadar. Arrivederci.
- baldan kaymak (17.12.17 02:13:04)
[]
Lahmacunu Nasıl o Kadar kırmızı Yapabiliyorlar
Böyle bir soru sormak istemezdim, ama zaten bizde de yok.
Şimdi soru şu; biz pidenin içini hazırlatıp veriyoruz fırına. Fakat nedense çoğunlukla rengi soluk oluyor.
Oysa onların yaptıklarını alınca içi kırmızı oluyor.
içeriğe yoğun salçada koyuyoruz, hatta koyduğumuz salça yüzünden cıvıklaşıyor malzeme ama yine de yeterince kırmızı olmuyor.
toz biber mi eklesek ?
Şimdi soru şu; biz pidenin içini hazırlatıp veriyoruz fırına. Fakat nedense çoğunlukla rengi soluk oluyor.
Oysa onların yaptıklarını alınca içi kırmızı oluyor.
içeriğe yoğun salçada koyuyoruz, hatta koyduğumuz salça yüzünden cıvıklaşıyor malzeme ama yine de yeterince kırmızı olmuyor.
toz biber mi eklesek ?
renk biberi koyuyoruz, acısız toz biber gibi düşün. renk biberi diye bilinir ama
- oscar (16.12.17 22:47:21)
www.youtube.com
Toz biber deyince aklıma bu gelioo:D:D:D
Renk biberi+1
Acılı isteyene kırmızı pul biber.
Toz biber deyince aklıma bu gelioo:D:D:D
Renk biberi+1
Acılı isteyene kırmızı pul biber.
- basubadelmevt (16.12.17 23:06:13)
Ben de renk versin diye tatlı biber salçası koyuyorum. Hatta eşim sadece biber salçası koyuyor.
- ceyhan prensi adana (17.12.17 21:29:27)
[]
Entry oylama istatistikleri diye birşey var mı ?
Yani mesela, şu zamanda günde şu kadar entry girilip-oylanıyormuş, şu zamanda şu kadar diye.
sözlükte okuma oranının düştüğünü düşünüyorum, insanların sadece başlığa bakıp içeriği bile çoğu zaman okumadan yazmaya başladıklarını zannediyorum.
sözlükte okuma oranının düştüğünü düşünüyorum, insanların sadece başlığa bakıp içeriği bile çoğu zaman okumadan yazmaya başladıklarını zannediyorum.
Düşünmeye gerek yok. Öyle zaten. Okuyan kalmadı. Maksat yazmak.
- sutlu nescafe (16.12.17 12:26:49)
Okuyanlar da oy vermek yerine favoriye alıyorlar.
- m e b (16.12.17 13:59:09)
[]
Hoparlörü nereye koysak üst ya da alt kata ses gitmez ?
Yani aslında yere koyarsanız alt kata daha fazla gider yukarı koyarsanız yukarı daha az gider gibi. Ama varsa bak şöyle de kullanan oluyor teklifleriniz, astanız olabilirim.
diyaframı düzlem kabul edersek bu düzlemi tabana (dolayısıyla tavana da) dik olarak yerleştirdikten sonra hoparlörlerden ilk gelen ses yönünü mümkün olduğunca yataya çevirecek önlemler alınabilir.
bunun dışında başka bir önlem de hoparlörü yansıtıcı yüzeylerden mümkün olduğunca uzağa koymak.
bunun dışında başka bir önlem de hoparlörü yansıtıcı yüzeylerden mümkün olduğunca uzağa koymak.
- ron dennis (15.12.17 23:58:58 ~ 23:59:17)
Evet, yere koyarsan daha fazla ses gider alt kata.
- cikmaz sokaktan cikagelen cocuk (16.12.17 00:09:02)
spike alıp hoparlörün altına koyabilirsin. spike alıp monte edecek paran yoksa dört tane tenis topu da fena iş görmez.
tüm zeminlerle bağlantısını keseceksin. onun haricinde duvarlar ince ve dandikse yapacak bir şey yok.
tüm zeminlerle bağlantısını keseceksin. onun haricinde duvarlar ince ve dandikse yapacak bir şey yok.
- alperz (16.12.17 07:34:25)
[]
[Matematik 1] İmdat! Bölme İşlemini Unutmuşum
Şu geçenlerde; okuduğumuz kitapları anlatırken bahsetmiştim.
Ben Yargının adım adım matematik kitabını okuyup-anlamaya çalışıp bir de üstüne hadsizlik ederek problemlerini de çözmeye çalışıyorum. Tabi böyle anlatıldığı kadar kolay bir meziyet olmuyor bu. Keza siz de bilirsiniz; okuduğunu anlamak yetmiyormuş gibi bir de üstüne problem çözmek...
*a/b=3 kalan 4 c/b=4 kalan 7 ise b'nin a ve c cinsinden değeri nedir
A) (a+c-7)/7 B) (a+c+8)/7 C) (a+c+11)/7 D) (a+c-10)/7 E) (a+c-11)/7
*Yedi basamaklı ABABABA sayısının AB sayısına bölümünde bölüm kaçtır?
* On basamaklı 1122334455 sayısının 11 ile bölümünde bölüm kaçtır
*abc8 sayısının 18'e bölümünde kalan kaç farklı değer alır
Ben Yargının adım adım matematik kitabını okuyup-anlamaya çalışıp bir de üstüne hadsizlik ederek problemlerini de çözmeye çalışıyorum. Tabi böyle anlatıldığı kadar kolay bir meziyet olmuyor bu. Keza siz de bilirsiniz; okuduğunu anlamak yetmiyormuş gibi bir de üstüne problem çözmek...
*a/b=3 kalan 4 c/b=4 kalan 7 ise b'nin a ve c cinsinden değeri nedir
A) (a+c-7)/7 B) (a+c+8)/7 C) (a+c+11)/7 D) (a+c-10)/7 E) (a+c-11)/7
*Yedi basamaklı ABABABA sayısının AB sayısına bölümünde bölüm kaçtır?
* On basamaklı 1122334455 sayısının 11 ile bölümünde bölüm kaçtır
*abc8 sayısının 18'e bölümünde kalan kaç farklı değer alır
a=3b+4
c=4b+7
Taraf tarafa toplayalım.
a+c=7b+11
b'yi yalnız bırakalım.
b=(a+c-11)/7
Yanıt E.
c=4b+7
Taraf tarafa toplayalım.
a+c=7b+11
b'yi yalnız bırakalım.
b=(a+c-11)/7
Yanıt E.
- dissendium (15.12.17 13:29:09 ~ 13:35:29)
3. herhangi bir sayının 11 ile bölümüden kalanı bulmak için soldan başlayarak rakamlar birer birer atlayıp toplarız ve birbirinden çıkartırız.
mesela sayımız 247953 olsun.
11 ile bölümünden kalanı bulmak için;
(3+9+4)-(5+7+2)=2
yani kalan 2.
bu soruda da rakamlar aynı olduğu için toplayıp çıkarınca otomatik olarak sıfır kalıyor zaten.
(5+4+3+2+1)-(5+4+3+2+1)=0
mesela sayımız 247953 olsun.
11 ile bölümünden kalanı bulmak için;
(3+9+4)-(5+7+2)=2
yani kalan 2.
bu soruda da rakamlar aynı olduğu için toplayıp çıkarınca otomatik olarak sıfır kalıyor zaten.
(5+4+3+2+1)-(5+4+3+2+1)=0
- tabirimekruh (15.12.17 13:47:41)
7 basamakli ab sayisi icin 101010 cikar üstüne bir de A kalan olur.
- isvicre rakisi (15.12.17 15:56:56)
[]
Bitcoin alan kadın tanıyor musunuz ?
Aslında soru yanlış oldu, etrafınızda bitcoin alanlardan kaç tanesi erkek kaç tanesi kadın.
Bu daha bi' veri oluşturabilecek soru şekli oldu
Bu daha bi' veri oluşturabilecek soru şekli oldu
kendimi tanıyorum. başka da kadın görmedim ama vardır muhakkak.
- sta (13.12.17 10:15:22)
sta +1
edit. bldiğim kadarıyla 5 tanıdığımın daha bitcoini var. onlar erkek.
edit. bldiğim kadarıyla 5 tanıdığımın daha bitcoini var. onlar erkek.
- istanbul kanatlarimin altinda (13.12.17 10:20:45 ~ 10:27:37)
Benim arkadaşlarımdan dört kişi bitcoin yatırımı yapıyor. (3 erkek, 1 kadın)
- osmanyueksel (13.12.17 10:20:49)
evet, tanıyorum.
- babilbaligi (13.12.17 10:21:27)
2011 senesinde yuksek lisansa basladigimda o zamanlar 35-40 yas arasi bir kadin afla gelip yeniden baslamisti benim bolumumde. Elinde o zamanlar tablet, cizelgeler, makaleler... Bir seyler arastiriyordu. Birkac kez muhabbet ettikten sonra sormustum ne oldugunu. Blockchain ve cryptocurrency anlatmaya baslamisti da benim o zaman beynim agir bilgi altinda ezilmisti. Kendisi endustri muhendisiydi, iktisatta da yan dal yapmisti. Data mining calisiyordu, internet of things meraklisiydi. Supersonik biri gibiydi gozumde. O vakit 100 btc almisti, hatta bana da onerdi. Yatirim amacli degildi ama onun aldigi. Illegal faaliyetler icin kullaniyordu, kazaniyordu da. Ilk tanidigim kadin odur bu alanda. Sonrasinda da ben dahil en az 20 kisi sayabilirim yakin cevremden. Ben de yatirim amacli almamistim, hatta kullanip kolye bile almistim kendime :) Simdi kullanmaya kiyamiyorum, o ayri :)
Aa ben kadin/erkek orani yazmamisim. Yakin cevremdeki btc sahibi olanlarin kadin/erkek orani = 0.33. Yaklasik 20 kadin ve yaklasik 60 erkek.
Aa ben kadin/erkek orani yazmamisim. Yakin cevremdeki btc sahibi olanlarin kadin/erkek orani = 0.33. Yaklasik 20 kadin ve yaklasik 60 erkek.
- lamira (13.12.17 10:26:20 ~ 11:21:09)
1 kişi var, gerisi (3-5) erkek. o da bitcoin bile değil direk alttan girdi (waves)
- gibicibicis (13.12.17 11:02:34)
1 tanesi kadın, annesiyle sürekli haberleşme halindeler. Erkek için de sayı veremeyeceğim, nereye gitsem bu muhabbet, bıktım.
- fallopian (13.12.17 11:12:06)
bi kadın bi erkek tanıyorum.
- theseachange (13.12.17 11:55:10)
ben varım :)
- sedat peker in yegeni (13.12.17 12:46:46)
Ben dahil erkek, 8-9 kişi
- mirty (13.12.17 13:17:52)
bitcoin derken?
- [GODDARD] (13.12.17 13:44:13)
Bir kadın tanıyorum, hiç erkek tanımıyorum ama emin de değilim. Çevremde bu konuyu konuşan insan yok pek. Belki de aldılar ama ortamda konuşmuyorlar. Ben de sormuyorum.
- aychovsky (14.12.17 00:43:56 ~ 00:45:13)
[]
odtü makine en alt tıp fakültesini 2'ye nasıl katlamış
üniversiteler ve kontenjanları konuşurken; odtü makine mühendisliğinin tıp fakültelerinden hala çok yüksek puanda olduğunu söyledi şimdi arkadaşım, ama ben piyasa dinamiklerinden yola çıkarak bunun pek mümkün olmadığını düşünüyordum.
Meğer hakikaten öyleymiş, bunun temel sebepleri neler olabilir ?
Piyasayı ve o psikolojiyi bilen kişiler cevaplarsa sevinirim, yani sonuçta ''ee tabii, odtü'' diyecek arkadaşlara da birşey yapmıyoruz ama yine de aklınızla 3.parti ortamlarda dalga geçilmesine ön ayak olmak istemem.
Meğer hakikaten öyleymiş, bunun temel sebepleri neler olabilir ?
Piyasayı ve o psikolojiyi bilen kişiler cevaplarsa sevinirim, yani sonuçta ''ee tabii, odtü'' diyecek arkadaşlara da birşey yapmıyoruz ama yine de aklınızla 3.parti ortamlarda dalga geçilmesine ön ayak olmak istemem.
“Ee tabii, odtu”
Tanidigim tum odtu makinacilar istedikleri alanda istedikleri sekilde kariyer yapabildi. Benim tanidiklarimin icinde akademide devam edenler alanlarinda sayili universiteleri hic zorlanmadan takir takir kazandi, okudu, tez calismalarinda oduller alip prestijli yayinlarla mezun oldu. Simdi cogu staj icin ozellikle odtu makina ogrencisi/mezunu tercih ediyor. Harika bir bag var donemleri arasinda. Idealizm de eklenince tum bunlarin ustune supersonik insanlar cikiyor bolumden.
Tanidigim tipcilara bakiyorum da istedigi alanda istedigi sekilde kariyer yapan gorece az. Yurtdisinda kariyer kovalayanlar hala sinavlar ve genelde avrupa tercih ettiklerinden dil ogrenimi icin calisiyor. En az alti yillik egitimin verdigi yorgunluk da var. Elbette memnunlar durumlarindan ama bir odtu makina degil mezun olduklari yer :p
Tanidigim tum odtu makinacilar istedikleri alanda istedikleri sekilde kariyer yapabildi. Benim tanidiklarimin icinde akademide devam edenler alanlarinda sayili universiteleri hic zorlanmadan takir takir kazandi, okudu, tez calismalarinda oduller alip prestijli yayinlarla mezun oldu. Simdi cogu staj icin ozellikle odtu makina ogrencisi/mezunu tercih ediyor. Harika bir bag var donemleri arasinda. Idealizm de eklenince tum bunlarin ustune supersonik insanlar cikiyor bolumden.
Tanidigim tipcilara bakiyorum da istedigi alanda istedigi sekilde kariyer yapan gorece az. Yurtdisinda kariyer kovalayanlar hala sinavlar ve genelde avrupa tercih ettiklerinden dil ogrenimi icin calisiyor. En az alti yillik egitimin verdigi yorgunluk da var. Elbette memnunlar durumlarindan ama bir odtu makina degil mezun olduklari yer :p
- lamira (11.12.17 07:51:25)
Şimdi öncelikle ön elemeyi geçemediniz, onda bi' anlaşalım da; ''adam geldi, tanıdığım odtü makinacı bütün kişiler istediği alanda kariyer dedi hahahahah'' diye atıp tutacağız arkanızdan.
Onun haricinde, ya ikimizin sosyo-kültürel çevresi çok farklı; ya da benim odtü ve itüden mezun olup da bu mesleği icra ettiklerine şahitlik ettiklerim çok andaval insanlar.
Benim çevrem hakikaten başarısız insanlardan mı oluşuyor acaba, neyse.
Daha spesifik örneklerle gelmek lazım, yani; bütün odtü makinacılar denilirse eğer ben o yaklaşımı çat diye bozabiliyorum. istanbulda poposu ayazda donan kontrol ve uygulama mühendisleri var, antep de yapı imalatında gece 2 vardiyasında ayazda poşet kontrolü yapan var, ankarada proje ofisinde tatmin etmeyen ücretler alan var arabistandan dönüp de aynı iş görüşmesinde karşılaştığımız benden yaşça da büyük ülkede iş arayan adam var(eşi de varmış yine aynı durumda) ya da bizim tanıdığın ofisinde otogaz projesi çizen adam var. bunlar odtü ve itü mezunu insanlar, hatta bu tüpgazcılarla da yakında bi' tübitak projesi üzerine görüşmem gerekecek, onlara da bi' sorayım bu tıp durumunu.(ülkede tıp bitmiş şaka gibi)
Tıpçı yakın tanıdığım ise yok, zaten soruyu sorma noktam burada koptu. şimdi biz bu konuyu mühendis bir arkadaşla konuşmuştuk ve şöyleki onun tıpçı tanıdıkları var; 10k ücret bandını en kötüsü çok rahat aşıyor diyor. abisinin bir arkadaşı varmış okuldan -ki abisi 36 yaşında- 35 bin lira alıyormuş, biz eskiden manitaya gül alırken mesela kız 19 yaşındaysa 19 tane gül alır afili bi' not yazardık, bunun da patronu her yıla bin lira lan demiş diye eğlendik filan.
bunun eşi de doktormuş, yılda 1 taşınmaz alırlar diye de güldük.
Şimdi biz sohbete çalışma şartları ve maddi imkanlar açısından yaklaştığımız için, bu konuda tıp bize çok avantajlı gelmişti, hatta ve hatta biz köylü kafasıyla sohbete şöyle başlamıştık, ''abi bugün en baba mühendis kaç para alıyor ?'' sorusuna refleksle. çünkü o sohbetin öncesinde biz neden üniversite okuduk ömer koç neden okuduya kadar gittiğimiz için, meselede mesleki haz ya da kişisel tatmin olarak değil de, çevresel yaklaşımlar üzerinden ilerliyorduk. Ne boş insanlarız bu arada. neyse
bu yüzden bahsini ettiğin istedikleri alanda kariyer ne mesela, n'aptı bu arkadaşlar? aselsan bunlardan geçilmiyor, maaşları ve şartları ortada, tai'nin ortada havelsanın ortada. Ankaraya dair özelleri de konuşabiliriz zaten onlar bağırırcasına ortada.
bu dünyagöz hastahanesi var, ne kadar doğru yanlış bilmem de duyum bu anlatacağım; oradaki bi' göz cerrahının aylığı 100bine dayanıyormuş. ki bu eğer doğruysa( bu olmasa bile yukarıda anlattığım 35bin net doğru kesin bilgi ) -ki alalaede bir hastahanede doktor bunlar. benim maaşlı çalışıp da aylık 100k gelire sahip tanıdığım 1tane mühendis yok.
hatta tahmin ediyoruz şimdi, mesela türkiyede ki bi' kaç büyük projede üst kadroya bakıyoruz ve nacizane(uluslararası firmalar değil) diyoruz ki alsın alsın 30 alsın bu adamda. 40 alsın hadi -ki almıyordur. evini barkını altındaki arabayı biliyoruz adamların. bu opetin bi' yöneticisi vardı o adam hakkında mesela söylenti vardı ''35bin alıyormuş'' deniliyordu, yani 35 bin büyük bir rakam, adam yaşlı başlı bi' adam baya bi' zaman geçirmen gerekiyor sektörde.
haa tabi şimdi aklıma geldi, geçende benim kuzenim dedi; katarda sizin maaşlar 11bin dolardan başlıyor diye, onun komşusunun kızı gitmiş, bana sen neden gitmiyorsun dilin gelişir dedi; kalbini kırmak istemediğim için birşey demedim. dolar olmuş 4 lira, 11bin dolardan başlıyor diyor.
Lan ben yurtdışındaki ilanlara bakıyorum, adamlar beklenen ücreti ''10bin tl ve üstü'' kısmına kadar listeliyorlar. başlangıç diyor ücreti diyor 11bin dolar diyor.
Yani ya bizim ufkumuz ve çevremiz burada da yetersiz kaldı yine -vay arkadaş- ya da bi' değişik aksiyon var, illerin getirisi de olabilir diye biz düşünüyorduk ki sen dedin odtü makinacılar istedikleri şekilde kariyer sahibi.
Şu hava aydınlansın 1 tanesi istanbulda metro hattı zımbırtısında çalışıyor onu arayıp fırçalayacağım. Bütün beceriksizler benim çevremde mi toplanmış, bu nedir böyle.
edit: aklıma geldi, hatta neden tıp okumadık diye bi' sohbet anında ''biz köyde statü farkını anlayamadık doktorun çocuğu da aynı yerden gocuk alıyordu bizde aynı yerden gocuk alıyorduk'' diye bahsi geçti. yine bu sefer başka bi' köyde :) ''mimarlar aşağıda aç, sen de öğremen ol'' sözleri havada uçuşuyordu. tek çare tıp mış diye konuşuyorduk, hatta bi' ara sohbet 1.bölümden alan bu fizyoterapist mi ne var onun mezunu adam diyorki ben 2009 da 2600le girdim şimdikiler 2000 le giriyor. tıp öyle mi, beraber çay içtiğimiz bi' aile hekimi vardı, bu aile hekimliği için tus mus gerekmiyormuş, ücreti de kişi sayısı görev yaptığın konum gibi bazı şeylere bağlıymış, ona bağlı olarak 10bin alıyordu bu doktor arkadaşımız-bizden 2,3 yaş büyük. fotoğraf çekip geziyormuş :)
şimdi ben tecrübesiz mühendise 10bin veren bir yere ne şahit oldum ne de duydum. şu bizim katardaki 11bin dolar alan kuzenin komşusunun kızını saymazsak, o kızı da tr'de bi' denk getireceğim aklıma iyi geldi şimdi.
Onun haricinde, ya ikimizin sosyo-kültürel çevresi çok farklı; ya da benim odtü ve itüden mezun olup da bu mesleği icra ettiklerine şahitlik ettiklerim çok andaval insanlar.
Benim çevrem hakikaten başarısız insanlardan mı oluşuyor acaba, neyse.
Daha spesifik örneklerle gelmek lazım, yani; bütün odtü makinacılar denilirse eğer ben o yaklaşımı çat diye bozabiliyorum. istanbulda poposu ayazda donan kontrol ve uygulama mühendisleri var, antep de yapı imalatında gece 2 vardiyasında ayazda poşet kontrolü yapan var, ankarada proje ofisinde tatmin etmeyen ücretler alan var arabistandan dönüp de aynı iş görüşmesinde karşılaştığımız benden yaşça da büyük ülkede iş arayan adam var(eşi de varmış yine aynı durumda) ya da bizim tanıdığın ofisinde otogaz projesi çizen adam var. bunlar odtü ve itü mezunu insanlar, hatta bu tüpgazcılarla da yakında bi' tübitak projesi üzerine görüşmem gerekecek, onlara da bi' sorayım bu tıp durumunu.(ülkede tıp bitmiş şaka gibi)
Tıpçı yakın tanıdığım ise yok, zaten soruyu sorma noktam burada koptu. şimdi biz bu konuyu mühendis bir arkadaşla konuşmuştuk ve şöyleki onun tıpçı tanıdıkları var; 10k ücret bandını en kötüsü çok rahat aşıyor diyor. abisinin bir arkadaşı varmış okuldan -ki abisi 36 yaşında- 35 bin lira alıyormuş, biz eskiden manitaya gül alırken mesela kız 19 yaşındaysa 19 tane gül alır afili bi' not yazardık, bunun da patronu her yıla bin lira lan demiş diye eğlendik filan.
bunun eşi de doktormuş, yılda 1 taşınmaz alırlar diye de güldük.
Şimdi biz sohbete çalışma şartları ve maddi imkanlar açısından yaklaştığımız için, bu konuda tıp bize çok avantajlı gelmişti, hatta ve hatta biz köylü kafasıyla sohbete şöyle başlamıştık, ''abi bugün en baba mühendis kaç para alıyor ?'' sorusuna refleksle. çünkü o sohbetin öncesinde biz neden üniversite okuduk ömer koç neden okuduya kadar gittiğimiz için, meselede mesleki haz ya da kişisel tatmin olarak değil de, çevresel yaklaşımlar üzerinden ilerliyorduk. Ne boş insanlarız bu arada. neyse
bu yüzden bahsini ettiğin istedikleri alanda kariyer ne mesela, n'aptı bu arkadaşlar? aselsan bunlardan geçilmiyor, maaşları ve şartları ortada, tai'nin ortada havelsanın ortada. Ankaraya dair özelleri de konuşabiliriz zaten onlar bağırırcasına ortada.
bu dünyagöz hastahanesi var, ne kadar doğru yanlış bilmem de duyum bu anlatacağım; oradaki bi' göz cerrahının aylığı 100bine dayanıyormuş. ki bu eğer doğruysa( bu olmasa bile yukarıda anlattığım 35bin net doğru kesin bilgi ) -ki alalaede bir hastahanede doktor bunlar. benim maaşlı çalışıp da aylık 100k gelire sahip tanıdığım 1tane mühendis yok.
hatta tahmin ediyoruz şimdi, mesela türkiyede ki bi' kaç büyük projede üst kadroya bakıyoruz ve nacizane(uluslararası firmalar değil) diyoruz ki alsın alsın 30 alsın bu adamda. 40 alsın hadi -ki almıyordur. evini barkını altındaki arabayı biliyoruz adamların. bu opetin bi' yöneticisi vardı o adam hakkında mesela söylenti vardı ''35bin alıyormuş'' deniliyordu, yani 35 bin büyük bir rakam, adam yaşlı başlı bi' adam baya bi' zaman geçirmen gerekiyor sektörde.
haa tabi şimdi aklıma geldi, geçende benim kuzenim dedi; katarda sizin maaşlar 11bin dolardan başlıyor diye, onun komşusunun kızı gitmiş, bana sen neden gitmiyorsun dilin gelişir dedi; kalbini kırmak istemediğim için birşey demedim. dolar olmuş 4 lira, 11bin dolardan başlıyor diyor.
Lan ben yurtdışındaki ilanlara bakıyorum, adamlar beklenen ücreti ''10bin tl ve üstü'' kısmına kadar listeliyorlar. başlangıç diyor ücreti diyor 11bin dolar diyor.
Yani ya bizim ufkumuz ve çevremiz burada da yetersiz kaldı yine -vay arkadaş- ya da bi' değişik aksiyon var, illerin getirisi de olabilir diye biz düşünüyorduk ki sen dedin odtü makinacılar istedikleri şekilde kariyer sahibi.
Şu hava aydınlansın 1 tanesi istanbulda metro hattı zımbırtısında çalışıyor onu arayıp fırçalayacağım. Bütün beceriksizler benim çevremde mi toplanmış, bu nedir böyle.
edit: aklıma geldi, hatta neden tıp okumadık diye bi' sohbet anında ''biz köyde statü farkını anlayamadık doktorun çocuğu da aynı yerden gocuk alıyordu bizde aynı yerden gocuk alıyorduk'' diye bahsi geçti. yine bu sefer başka bi' köyde :) ''mimarlar aşağıda aç, sen de öğremen ol'' sözleri havada uçuşuyordu. tek çare tıp mış diye konuşuyorduk, hatta bi' ara sohbet 1.bölümden alan bu fizyoterapist mi ne var onun mezunu adam diyorki ben 2009 da 2600le girdim şimdikiler 2000 le giriyor. tıp öyle mi, beraber çay içtiğimiz bi' aile hekimi vardı, bu aile hekimliği için tus mus gerekmiyormuş, ücreti de kişi sayısı görev yaptığın konum gibi bazı şeylere bağlıymış, ona bağlı olarak 10bin alıyordu bu doktor arkadaşımız-bizden 2,3 yaş büyük. fotoğraf çekip geziyormuş :)
şimdi ben tecrübesiz mühendise 10bin veren bir yere ne şahit oldum ne de duydum. şu bizim katardaki 11bin dolar alan kuzenin komşusunun kızını saymazsak, o kızı da tr'de bi' denk getireceğim aklıma iyi geldi şimdi.
- mete kudur (11.12.17 08:35:54 ~ 08:55:06)
Yurdumda uzun yıllardır devam eden bir mühendis fetişi var. Olacak olmayacak herkesi mühendis yapıyoruz, puanlar fırlıyor haliyle talepten. Öteki taraftan son geldiğimiz noktada tıp yazan çocuğun ensesinde tokadı patlatırım. Tıp bitti, köşeleri tutan yaşlı doktorlar bir süre daha iyi kazanmaya devam edecek ama yeni doktorlar hem sürünecek hem de hakettikleri parayı alamayacaklar.
- cleric (11.12.17 09:49:34)
tıp doktor olma arzusu olmayanların tercih ettiği bir bölüm değil genel olarak, hayali-amacı doktor olmak olan biri "anadolunun bağrı da olsa tıp okuycam" diyor genelde. ancak mühendislikte böyle bir idealizm durumu yok. sayısalcı bir öğrenci yüksek puan yaptıysa puanına yakın bir mühendisliği okumak ister ancak şehir-üniversite de önem kazanır. haliyle yüksek puanlı bir öğrencinin hedefi "en iyi okullar" oluyor, bu noktada da 2-3 seçenek kalıyor önünde. ya mühendislik dalını tercih edip bi tık aşağıyı seçicek ya da üst seviye okulu seçip dala pek bakmayacak. bu sebepten üst seviye okulların puanı uçmuş oluyor, zaten genel olarak "mühendislik" seçecek öğrenci sayısı daha fazla olduğu için rekabet de artıyor.
- Bruce (11.12.17 10:42:00 ~ 10:42:19)
aslında sorunun cevabı gerçekten "e tabii, odtü" ama açmak gerekiyor.
şöyle ki, öss taban puanını belirleyen kitle 17 yaşındaki bebeler olsa da, bu kişileri yönlendiren de bölümlerin uzun vadedeki başarısı, istikrarı, mezunlarının konumu gibi şeyler. genetik mühendisliği gibi bölümler saman alevi gibi parlayıp fos çıktıktan sonra puanları düşüyor. odtü makina gibi bölümler ise bu itibarını, kişiye verdiği kaliteli eğitimi, etiketi koruduğu sürece böyle bir risk yok.
insanların mutsuz, vizyonsuz olması da biraz puanın yüksekliğinden kaynaklanıyor. ne istediğini, ne olacağını bilerek bölüme giren adamın yanında "ya şurada tıp olmadı, burada elektronik olmadı bari odtü makinaya gireyim" adamları da var. bu kendileri ve bölüm için vizyon açısından şanssızlık olsa da, bir yandan da bölümün verdiği güvenin, etiketin kalitesinin işareti. böyle düşük motivasyonla gelen adam zaten bölümün zorluğundan da etkilenerek boşvermişliğe sürüklenebiliyor. eh, ne istediğini bilmeyen adamlara bir şey istetmek de odtü makinanın sorumluluğu değil.
bölümün eğitim kapsamı çok ağır, geniş olduğu için eleştiriliyor zaman zaman. unutulan nokta yine bölümün makina mühendisliği olduğu, bölümün kimseyi kontrolde, kompozitte, üretimde, termodinamikte, akışkanda uzmanlaştırma gibi bir iddiası, sorumluluğu yok. bunu isteyen kişi zaten teknik seçmelilerle ve lisansüstüyle istediğinden de fazlasını elde ediyor.
ben mesela, nickimden de bellidir, "foymuya biye gidicem odtü makinaya giyeyim" diye girdim. keko bir kız arkadaş mallığım yüzünden o hedefi daha lisanstayken neredeyse imkansız hale getirdim. bu yüzden etrafta "yaa adamlar f1e gidecem diye giriyo hidromekte buluyo kendini bu bölümün puanı nasıl yüksek olur" diye dolaşıyor muyum? dolaşmıyorum çünkü bunun bölümle alakası yok. mclaren'de aerodinamikte çalışan odtü makina mezunu olduğunu bilmesem, benden 1 yıl sonra mezun olan arkadaşım motogp'de çalışmasa kişisel vizyonuma bağlı olarak dolaşabilirdim. savunma sanayii işi de en yüksek maaşı onlar veriyor, çoğu kişi oraya gidiyor diye bir trend halinde. insanlar şehrini değiştirmeden, zaten en az 5 yılı ankarada geçirmiş oluyorlar, çok da zorlanmadan geçinip gidiyorlar. kişisel kararlar yine, bölüm kimseyi havelsana mecbur bırakmıyor. ben ne mi yapıyorum? hayatımın 1/3ten fazlasını odtü makinada geçirdikten sonra değişiklik isteyip yurtdışında doktoraya başladım tekrar. bulunduğum yer makina mühendisliğiyle son derece alakasız bir yer olmasına rağmen odtü makinada öğrendiklerim sayesinde yaptığım projeyi herhangi bir ek ders alma gereği duymadan rahat rahat sürdürüyorum.
bunun dışında mezunlarla ilgili örnekler için seçilen örnekler de örneği seçen kişinin içinde bulunduğu ruh halini, mental ortamı temsil ediyor gibi geliyor bana. özellikle akılla dalga geçilen 3. parti ortamlar nedense bana süper kompleksli bireylerden oluşuyor gibi geldi. yoksa odtü makinanın aman tadımız kaçmasın, kimse dalga geçmesin bizle diye bir problemi yok. bölümün sağlam kadrosu, geniş ve yeterince derin içeriği sürdükçe mezunları kişisel tercihlerine bağlı olarak istediklerini yapmaya devam edecek. bu da bölümün itibarını, dolayısıyla gelen öğrencilerin puanlarını yüksek tutacak.
şöyle ki, öss taban puanını belirleyen kitle 17 yaşındaki bebeler olsa da, bu kişileri yönlendiren de bölümlerin uzun vadedeki başarısı, istikrarı, mezunlarının konumu gibi şeyler. genetik mühendisliği gibi bölümler saman alevi gibi parlayıp fos çıktıktan sonra puanları düşüyor. odtü makina gibi bölümler ise bu itibarını, kişiye verdiği kaliteli eğitimi, etiketi koruduğu sürece böyle bir risk yok.
insanların mutsuz, vizyonsuz olması da biraz puanın yüksekliğinden kaynaklanıyor. ne istediğini, ne olacağını bilerek bölüme giren adamın yanında "ya şurada tıp olmadı, burada elektronik olmadı bari odtü makinaya gireyim" adamları da var. bu kendileri ve bölüm için vizyon açısından şanssızlık olsa da, bir yandan da bölümün verdiği güvenin, etiketin kalitesinin işareti. böyle düşük motivasyonla gelen adam zaten bölümün zorluğundan da etkilenerek boşvermişliğe sürüklenebiliyor. eh, ne istediğini bilmeyen adamlara bir şey istetmek de odtü makinanın sorumluluğu değil.
bölümün eğitim kapsamı çok ağır, geniş olduğu için eleştiriliyor zaman zaman. unutulan nokta yine bölümün makina mühendisliği olduğu, bölümün kimseyi kontrolde, kompozitte, üretimde, termodinamikte, akışkanda uzmanlaştırma gibi bir iddiası, sorumluluğu yok. bunu isteyen kişi zaten teknik seçmelilerle ve lisansüstüyle istediğinden de fazlasını elde ediyor.
ben mesela, nickimden de bellidir, "foymuya biye gidicem odtü makinaya giyeyim" diye girdim. keko bir kız arkadaş mallığım yüzünden o hedefi daha lisanstayken neredeyse imkansız hale getirdim. bu yüzden etrafta "yaa adamlar f1e gidecem diye giriyo hidromekte buluyo kendini bu bölümün puanı nasıl yüksek olur" diye dolaşıyor muyum? dolaşmıyorum çünkü bunun bölümle alakası yok. mclaren'de aerodinamikte çalışan odtü makina mezunu olduğunu bilmesem, benden 1 yıl sonra mezun olan arkadaşım motogp'de çalışmasa kişisel vizyonuma bağlı olarak dolaşabilirdim. savunma sanayii işi de en yüksek maaşı onlar veriyor, çoğu kişi oraya gidiyor diye bir trend halinde. insanlar şehrini değiştirmeden, zaten en az 5 yılı ankarada geçirmiş oluyorlar, çok da zorlanmadan geçinip gidiyorlar. kişisel kararlar yine, bölüm kimseyi havelsana mecbur bırakmıyor. ben ne mi yapıyorum? hayatımın 1/3ten fazlasını odtü makinada geçirdikten sonra değişiklik isteyip yurtdışında doktoraya başladım tekrar. bulunduğum yer makina mühendisliğiyle son derece alakasız bir yer olmasına rağmen odtü makinada öğrendiklerim sayesinde yaptığım projeyi herhangi bir ek ders alma gereği duymadan rahat rahat sürdürüyorum.
bunun dışında mezunlarla ilgili örnekler için seçilen örnekler de örneği seçen kişinin içinde bulunduğu ruh halini, mental ortamı temsil ediyor gibi geliyor bana. özellikle akılla dalga geçilen 3. parti ortamlar nedense bana süper kompleksli bireylerden oluşuyor gibi geldi. yoksa odtü makinanın aman tadımız kaçmasın, kimse dalga geçmesin bizle diye bir problemi yok. bölümün sağlam kadrosu, geniş ve yeterince derin içeriği sürdükçe mezunları kişisel tercihlerine bağlı olarak istediklerini yapmaya devam edecek. bu da bölümün itibarını, dolayısıyla gelen öğrencilerin puanlarını yüksek tutacak.
- ron dennis (11.12.17 13:17:05)
''eee tabi odtü, harika onlar diyen için yaptığım küçük bir araştırma entryim var.
(bkz: #72188288)
keşke burada 1 aydan eski mesajlar silinmeseydi de odtü makine mezunu bir abiyi hatırlayıp biraz daha konuşabilseydim.
(bkz: #72188288)
keşke burada 1 aydan eski mesajlar silinmeseydi de odtü makine mezunu bir abiyi hatırlayıp biraz daha konuşabilseydim.
- blue eyes white dragon (11.12.17 13:47:25)
Türkiye'de en afili şirketlerde bile müdür koltuğunu tuttuğunuzda bile 25 bin tl brüt civarında takılıp kalıyorsunuz.TIP'ta daha çok kazanacağınız kesin ama soru şu: Bu kadar çalışmaya, ömrümü mesleğime adamaya hazır mıyım ? Mühendislik seçtiğinizde en zor üniversitede bile belirli bir zorluğu olsa bile bitiriyorsunuz sonrasında yoğunluk olarak kabul edilebilir mi iş-özel hayat dengesiyle hayata atılıyorsunuz ama TIP okuduğunuzda aynı zamanda mesleğinizle de evlenmek durumunda kalıyorsunuz.Bence insanların TIP yazarken temel korkusu bu.
Ben İTÜ mezunu bir mühendisim hep güzel yerlerde de çalıştım ama ileride çocuğumu Tıbbiye'ye yönlendirmeyi planlıyorum çünkü Türkiye'de montaj sanayii dışında gerçek bir sanayi yok.Sanayi olmayan yerde de Mühendislik olmaz
Ben İTÜ mezunu bir mühendisim hep güzel yerlerde de çalıştım ama ileride çocuğumu Tıbbiye'ye yönlendirmeyi planlıyorum çünkü Türkiye'de montaj sanayii dışında gerçek bir sanayi yok.Sanayi olmayan yerde de Mühendislik olmaz
- turkuaz (11.12.17 13:54:21)
tıplar daha yüksek aslında. şırnak'ta vs okursandır anca o puanlar. o da bölümdeen değil şehirden.
- danton (11.12.17 13:58:12)
Tercih sırası tam bir felaket bence, sıralamaya göre meslek seçimi yapılması arkadaşların da söylediği gibi tam bir fiyasko. Meslek seçildikten sonra sıralamaya göre tercih yapılır.
Bende Yıldız mezunu bir mühendis olarak, çevremde aslında tıp eczacılık isteyip de puanı tutmadığı halde itü yada yildizda mühendis olmaya gelen arkadaşlarım vardı. Bu insanların maalesef başarılı olmasını bekleyemiyorum.
Aynı şekilde aslında mühendis olmak isteyip de aile yada rehber öğretmen ısrarı ile işte bu puan boşa gitmesin diye tıp eczacılık okuyan arkadaşlardan da maalesef pek umutlu değilim.
Bana rapor yazan doktorun, mühendis olduğumu öğrenince ben de mühendis olmak istemiştim demesi gözümün önünden gitmez. Bu adam nasıl başarılı olabilir ki şimdi?
Paraya gelince, Türkiye'de mühendislik içim üniversite bir etiket ODTÜ ile Gazi Üniversitesi aynı değil tabii ki. Ama tip fakültesi mezunu için hicbisi farketmiyor bana göre, idealist olmadıktan sonra 15bindeki tip da 300deki tıp aynı değerlendiriliyor bana göre
Bende Yıldız mezunu bir mühendis olarak, çevremde aslında tıp eczacılık isteyip de puanı tutmadığı halde itü yada yildizda mühendis olmaya gelen arkadaşlarım vardı. Bu insanların maalesef başarılı olmasını bekleyemiyorum.
Aynı şekilde aslında mühendis olmak isteyip de aile yada rehber öğretmen ısrarı ile işte bu puan boşa gitmesin diye tıp eczacılık okuyan arkadaşlardan da maalesef pek umutlu değilim.
Bana rapor yazan doktorun, mühendis olduğumu öğrenince ben de mühendis olmak istemiştim demesi gözümün önünden gitmez. Bu adam nasıl başarılı olabilir ki şimdi?
Paraya gelince, Türkiye'de mühendislik içim üniversite bir etiket ODTÜ ile Gazi Üniversitesi aynı değil tabii ki. Ama tip fakültesi mezunu için hicbisi farketmiyor bana göre, idealist olmadıktan sonra 15bindeki tip da 300deki tıp aynı değerlendiriliyor bana göre
- vhs kaseti (11.12.17 14:11:34)
@danton, tabi aynı ildeki ezici çoğunlukla mühendislikten yüksek o konuda haklısınız ancak bizim beklentimiz hakkaride varsa tıp onun da herhangi bir mühendislik alanından yüksek puan ortalamasına sahip olmasıydı.
Ve zaten halihazırda en yüksek ve en alt puanlamaları değil de puan ortalamalarını merak edip konuşuyoruz.
@cleric seninle de aynı fikirde değilim pek, yani bütün meslekler bitti tıp da elbette bundan nasibini fazlasıyla almıştır, ama eskiden tıp'ın rakibi hukukmuş diyorlardı, şimdi hukukunun durumu ortada mesela. Öğretmenler atanamıyor, iibf mezunları bir işte tutunabilmek için birbirlerini kılıçtan geçiriyorlar. fen/edebiyat filan bunları hiç saymıyorum zaten; malumunuzdur.
@ron dennis naçizane tavsiyem boş zamanlarınızda biraz paragraf çalışmalısınız, okuduğunu tam anlama konusunda ufak tefek eksiklikler hatalar var.
yine elde kalanlarda, özellikle fukara anadolu halkı için bi' tıp bir de mühendislik kalıyor. onda da mühendislik için artık tepe okullar ve tepe bölümler. çünkü piyasa bu mühendislik dallarına da çok doymuş, yakında onlarda birbir bu konuda önlemlerini almaya başlarlar. keza kontenjanları ve okul fırsatlarını mesnetsiz arttırdıkları için; eğitim durumu da yerlerde, hadi eğitim durumu kötü olsun önemli değil iyi bir ölçme sistemi ile yeterliliğe öyle ya da böyle kendi çabasıyla ulaşamayanları da sistemden çıkartma diyeceğim o da yok, aynı dersi 2 farklı okulda bambaşka şekilde bitirebilen insanlar var. Yani tıp ne olursa olsun, ''ben daha ölmedim'' diyebilecek 2 tutar daldan en güçlü olanı gibi görüyorum ben.
üç aşağı beş yukarı genel fikirler ortada, şu da ilginç hakikaten davranışsal yaklaşım da ölçülebilir bir şeymiş, çünkü beklentiye uygun gerçekleşiyor refleksler genelde.
eskiden meslek kısmında toplumsal olayları yönlendirme gibi şeyler gördükçe şaşırırdık şaşırmamalıymışız.
Cevaplar için bütün yanıtlayanlara tek tek teşekkür ederim. Genel olarak fikir edinmemize yardımcı oldu. iyi eğlenceler.
edit: @cleric şimdi tekrar aklıma geldi; ben öğrenciyken ankara siyasal diye bi' efsane vardı; oradan mezun arkadaşlarımız şimdi ofislerde 1800 liraya kosgeb'e proje yazarak hayatlarını sürdürüyorlar(sürdürenler var diyelim-daha doğru bir yaklaşım olsun). Yani tıp da bazı şeylerini kaybetmiştir elbette ama, bu ankara siyasal benim hatırladığım kadarıyla demirden leblebiydi.
Ve zaten halihazırda en yüksek ve en alt puanlamaları değil de puan ortalamalarını merak edip konuşuyoruz.
@cleric seninle de aynı fikirde değilim pek, yani bütün meslekler bitti tıp da elbette bundan nasibini fazlasıyla almıştır, ama eskiden tıp'ın rakibi hukukmuş diyorlardı, şimdi hukukunun durumu ortada mesela. Öğretmenler atanamıyor, iibf mezunları bir işte tutunabilmek için birbirlerini kılıçtan geçiriyorlar. fen/edebiyat filan bunları hiç saymıyorum zaten; malumunuzdur.
@ron dennis naçizane tavsiyem boş zamanlarınızda biraz paragraf çalışmalısınız, okuduğunu tam anlama konusunda ufak tefek eksiklikler hatalar var.
yine elde kalanlarda, özellikle fukara anadolu halkı için bi' tıp bir de mühendislik kalıyor. onda da mühendislik için artık tepe okullar ve tepe bölümler. çünkü piyasa bu mühendislik dallarına da çok doymuş, yakında onlarda birbir bu konuda önlemlerini almaya başlarlar. keza kontenjanları ve okul fırsatlarını mesnetsiz arttırdıkları için; eğitim durumu da yerlerde, hadi eğitim durumu kötü olsun önemli değil iyi bir ölçme sistemi ile yeterliliğe öyle ya da böyle kendi çabasıyla ulaşamayanları da sistemden çıkartma diyeceğim o da yok, aynı dersi 2 farklı okulda bambaşka şekilde bitirebilen insanlar var. Yani tıp ne olursa olsun, ''ben daha ölmedim'' diyebilecek 2 tutar daldan en güçlü olanı gibi görüyorum ben.
üç aşağı beş yukarı genel fikirler ortada, şu da ilginç hakikaten davranışsal yaklaşım da ölçülebilir bir şeymiş, çünkü beklentiye uygun gerçekleşiyor refleksler genelde.
eskiden meslek kısmında toplumsal olayları yönlendirme gibi şeyler gördükçe şaşırırdık şaşırmamalıymışız.
Cevaplar için bütün yanıtlayanlara tek tek teşekkür ederim. Genel olarak fikir edinmemize yardımcı oldu. iyi eğlenceler.
edit: @cleric şimdi tekrar aklıma geldi; ben öğrenciyken ankara siyasal diye bi' efsane vardı; oradan mezun arkadaşlarımız şimdi ofislerde 1800 liraya kosgeb'e proje yazarak hayatlarını sürdürüyorlar(sürdürenler var diyelim-daha doğru bir yaklaşım olsun). Yani tıp da bazı şeylerini kaybetmiştir elbette ama, bu ankara siyasal benim hatırladığım kadarıyla demirden leblebiydi.
- mete kudur (11.12.17 15:56:08 ~ 16:02:35)
Sanirim benim cevrem genelde basarili kabul edilebilecek kisilerden olusuyor :) Saka bir yana, odtü makina mezunu arkadaslarimi simdi stalk'ladim da su pozisyondalar: bir ohio state graduate researcher, bir stanford postdoc, bir ucsd postdoc, bir tu dortmund phd student, ikisi dresden'de endustriyel pozisyonda, bir de roketsan. Bunlarin istedikleri kariyeri sectiklerini dusunerek yorum yapmistim, hala gecerli ilk cevabimda soylediklerim.
Tip mezunlarindan sadece iki tanesi akademik arastirma icinde, ikisi de phd yapiyor amerika'da. Diger tanidiklarim (hacettepe, ankara, cerrahpasa ve ege mezunlari) ya uzmanliklari ya da uzmanlik sinavini kazanmak icin calisiyorlar.
Her sey maddi kazanc degil bence. Universite sinavina hazirlanirken ortaokulda ve lisede tubitak olimpiyatcisi olmamim da etkisiyle hep arastirmaya yonelik alanlar oldu hedefim. Tercihlerimi yaparken neden hacettepe tip yazmadigim defalarca soruldu, defalarca aciklama yapmak zorunda kaldim tip doktoru olmanin hedefim olmadigina dair. Iyi ki secmemisim diyemem su anki pozisyonuma baktigimda ama secimlerimden mutlu oldugumu soyleyebilirim :) Bir hekimden daha az kazaniyorum ama istedigim isi istedigim sekilde yapiyorum ve hayattan aldigim zevki hicbir maddi kazanc bana veremezdi.
Kisaca, aslinda demek istedigim, bir kisinin hedefi makina muhendisligi ise odtü makina secebilecegi en iyi okullardan birisi turkiye icinde. Kontenjani su anda kac bilmiyorum ama 50 diye kabul edersek turkiye'de makina muhanedisligi okumak isteyen ilk 100 kisinin odtü makina'ya girebilecegini de soyleyebiliriz. Bahsi gecen tip fakulteleri muhtemelen artik 2000 kontenjandan sonra sira gelen okullar oldugu icin boyle bir sonuc dogmus olabilir.
Tip mezunlarindan sadece iki tanesi akademik arastirma icinde, ikisi de phd yapiyor amerika'da. Diger tanidiklarim (hacettepe, ankara, cerrahpasa ve ege mezunlari) ya uzmanliklari ya da uzmanlik sinavini kazanmak icin calisiyorlar.
Her sey maddi kazanc degil bence. Universite sinavina hazirlanirken ortaokulda ve lisede tubitak olimpiyatcisi olmamim da etkisiyle hep arastirmaya yonelik alanlar oldu hedefim. Tercihlerimi yaparken neden hacettepe tip yazmadigim defalarca soruldu, defalarca aciklama yapmak zorunda kaldim tip doktoru olmanin hedefim olmadigina dair. Iyi ki secmemisim diyemem su anki pozisyonuma baktigimda ama secimlerimden mutlu oldugumu soyleyebilirim :) Bir hekimden daha az kazaniyorum ama istedigim isi istedigim sekilde yapiyorum ve hayattan aldigim zevki hicbir maddi kazanc bana veremezdi.
Kisaca, aslinda demek istedigim, bir kisinin hedefi makina muhendisligi ise odtü makina secebilecegi en iyi okullardan birisi turkiye icinde. Kontenjani su anda kac bilmiyorum ama 50 diye kabul edersek turkiye'de makina muhanedisligi okumak isteyen ilk 100 kisinin odtü makina'ya girebilecegini de soyleyebiliriz. Bahsi gecen tip fakulteleri muhtemelen artik 2000 kontenjandan sonra sira gelen okullar oldugu icin boyle bir sonuc dogmus olabilir.
- lamira (11.12.17 17:16:04)
ya biraz oldu ama benim odtü makine ve diğer mühendisliklere yerleşen arkadaşlarımdaki mantık şu şekildeydi,
hacı ilkokul, ortaokul, lise ankara'daydı.
üni de ankara'da olsun. nereye gidicez? odtü. o zaman yaz baştan aşağıya tüm bölümleri.
yani en azından benim arkadaşlarımın özellikle makine diye bir tercihi yoktu. o puan diliminde veterinerlik olsa onu da yazarlardı. adam zaten ankara gibi yerde güzel imkanlarda okumuş iyi puan yapmış. odtü'de o puan diliminde kaç bölüm varsa sıralıyordu hepsini.
hacı ilkokul, ortaokul, lise ankara'daydı.
üni de ankara'da olsun. nereye gidicez? odtü. o zaman yaz baştan aşağıya tüm bölümleri.
yani en azından benim arkadaşlarımın özellikle makine diye bir tercihi yoktu. o puan diliminde veterinerlik olsa onu da yazarlardı. adam zaten ankara gibi yerde güzel imkanlarda okumuş iyi puan yapmış. odtü'de o puan diliminde kaç bölüm varsa sıralıyordu hepsini.
- dedim dedim de kime dedim (11.12.17 17:19:48)
Her mesleğin bir dip maaşı var. Evet Tıp doktorlarının dip maaşı bir ODTÜ makine mezunundan yüksektir ama tıp zaten herkesin isteyebileceği bir branş değil ki.
ODTÜ'lü olmanın bir anhtar durumu var, ama onu kişisel özelliklerinizle beslemediğiniz müddetçe piyasada ederiniz olmaz. Ederi olmayan kişisel özelliklerdir bu arada, mezun olunan okul değil.
Aynı şey Boğaziçi mezunu için de geçerli. BOUN Bilgisayar mühendisliği (hakikaten bilmiyorum) Hacettepe Tıp arasındaki puan durumu nedir? Bir kişi sırf puanı daha yüksek diye tıp isterken mühendisliği, mühendislik isterken tıbbı yazabilir mi?
Son olarak özetleyeyim; içini kişisel özelliklerinizle doldurabildiğiniz müddetçe "ismi olan" okuldan mezun olmak piyasada her zaman daha fazla tutar.
ODTÜ'lü olmanın bir anhtar durumu var, ama onu kişisel özelliklerinizle beslemediğiniz müddetçe piyasada ederiniz olmaz. Ederi olmayan kişisel özelliklerdir bu arada, mezun olunan okul değil.
Aynı şey Boğaziçi mezunu için de geçerli. BOUN Bilgisayar mühendisliği (hakikaten bilmiyorum) Hacettepe Tıp arasındaki puan durumu nedir? Bir kişi sırf puanı daha yüksek diye tıp isterken mühendisliği, mühendislik isterken tıbbı yazabilir mi?
Son olarak özetleyeyim; içini kişisel özelliklerinizle doldurabildiğiniz müddetçe "ismi olan" okuldan mezun olmak piyasada her zaman daha fazla tutar.
- SiyamkedisiZorro (11.12.17 17:42:12)
[]
Cinsel Eylemler Dışında Ağır Küfür/Hakaret
karşıdaki insanın kıymet verdiği değerlere kelkinmek dışında ağzı dolduran ağır küfür ve hakaret ne var ?
''karşıdaki insanın kıymet verdiği değerlere kelkinmek'' işte bu zaten belirleyici. şimdi bana senin a. koyayım deseler sallamam ancak riyakar yalancı deseler bu bana koyar.
- murder of neon (10.12.17 16:56:23)
tenasul uzvu kafali/agizli gibi seyler olabilir
- pide (10.12.17 16:56:29)
Sçmak. Bence ağır.
- basubadelmevt (10.12.17 16:56:50)
Embesil, beyinsiz, yani genellikle zekayla ilgili seyler
- yarey (10.12.17 16:58:33)
Kanlı basur ol inş dediğim oluyor.
- denef (10.12.17 17:02:51)
Tuvalet terliği.
- new day new life (10.12.17 19:37:17)
Trafikte "tekerleklerin patlasın emi" rahatlatıyor.
- hayat aklini konusacak bir filozof uret (10.12.17 19:41:52 ~ 19:45:36)
en "politically correct" küfür yavşak, onun üzerinde çalışabilirsin. "vş" kısmını vurgulayınca nispeten tatmin edici oluyor.
bonus: dalyarak da güzel.
bonus: dalyarak da güzel.
- yuto (10.12.17 20:03:06 ~ 20:04:04)
amac karsidakine hiddeti hissettirmekse, icinde r harfi gecen hakaretler bu isi goruyormus. daha dolu dolu cikiyor zaten agizdan. serrrefsiz derken bi rahatlama geliyor. hatta sevgi belirtmek icin de, icinde m harfi gecen kelimeler is goruyormus. minnos tarzi seyler.
❤️gereksiz bilgi
❤️gereksiz bilgi
- pide (10.12.17 20:04:51)
şerefsiz
- 038576 (10.12.17 21:28:32)
[]
En ... birtanesi
örnek veriyorum; en iyilerinden birtanesi - en güzellerinden bir tanesi
bu yalamalık, bu yalapşalaplık, iki yüzlülük karektersizlik neden ?
nazik ve kibar insan olmak bunu mu gerektirir ?
bu yalamalık, bu yalapşalaplık, iki yüzlülük karektersizlik neden ?
nazik ve kibar insan olmak bunu mu gerektirir ?
Belki gerçekten öyle hissediyordur? Ya da en ... olduğunu kanıtlayan bir ölçüsü vardır da, hakkaten en'dir.
- aychovsky (08.12.17 05:52:01)
en'inde problem yok, problem birtanesinde; mesela şu alanda şarkıcılarımızın en iyisi dese gerçekten onun fikir olabilir, öyle hissediyor herneyse işte.
Ama o ne diyor; şu alanda şarkıcılarımızın en iyilerinden birtanesi ? problem tam olarak burada, bir karakter koyamıyor ortaya. Sana göre kaçıncı mesela, ''şu alandaki şarkıcılarımızın en iyi 5. bilemedin 6.'' dese hak vereceğim. ya da hadi yüzüne karşı öveceksin illa yalakalık yapacaksın, benim için en iyisi sensin de; ama demez. Çünkü neden yarın aynı lafı birbaşkasına da kullanacak, diyecek ki, en iyilerinden bir tanesi.
dahası da var; mesela adamın yüzüne karşı çoook sayın xxx kişisi; tanıtmaya bile gerek yok şu şu şu işleri yapmış(wf?) xxx dünyasının ennn sevilen yyy'lerinin birtanesi ? o ennn kelimesini öyle bir vurguluyorki, mesela ennn sevilen kişisi diyecekmiş gibi geliyor insana başta ama, hemen o birtanesini ekleyiveriyor arkasına.
Mesela ben sevmediğim bir adama şunu desem yalan da olmuyor; sen de benim en sevdiğim kişilerden birtanesisin. listeleyince en sevdiklerimi, bu adamın değeri -1000 de olsa listede yer alıyorsa bunu söyleyebilirim.
Ya da en başarılı şarkıcılardan bir tanesi; desem ve listelesem bildiğim şarkıcılar bitince ajdarı da ekleyebilirim listeye.
Ama o ne diyor; şu alanda şarkıcılarımızın en iyilerinden birtanesi ? problem tam olarak burada, bir karakter koyamıyor ortaya. Sana göre kaçıncı mesela, ''şu alandaki şarkıcılarımızın en iyi 5. bilemedin 6.'' dese hak vereceğim. ya da hadi yüzüne karşı öveceksin illa yalakalık yapacaksın, benim için en iyisi sensin de; ama demez. Çünkü neden yarın aynı lafı birbaşkasına da kullanacak, diyecek ki, en iyilerinden bir tanesi.
dahası da var; mesela adamın yüzüne karşı çoook sayın xxx kişisi; tanıtmaya bile gerek yok şu şu şu işleri yapmış(wf?) xxx dünyasının ennn sevilen yyy'lerinin birtanesi ? o ennn kelimesini öyle bir vurguluyorki, mesela ennn sevilen kişisi diyecekmiş gibi geliyor insana başta ama, hemen o birtanesini ekleyiveriyor arkasına.
Mesela ben sevmediğim bir adama şunu desem yalan da olmuyor; sen de benim en sevdiğim kişilerden birtanesisin. listeleyince en sevdiklerimi, bu adamın değeri -1000 de olsa listede yer alıyorsa bunu söyleyebilirim.
Ya da en başarılı şarkıcılardan bir tanesi; desem ve listelesem bildiğim şarkıcılar bitince ajdarı da ekleyebilirim listeye.
- mete kudur (08.12.17 06:12:13 ~ 06:13:35)
Sen sevmediğin adama 'En sevdiklerimden biri' dersen, bu bayağı bayağı yalan oluyor. Bir liste varsa, listedekilerin hepsi en iyilerinden biri olmaz ki. En iyi ihtimalle ilk yarıdaki birine 'Sevdiklerimden biri', ikinci yarıdaki birine 'sevmediklerimden biri' denebilir. 'En sevdiklerimden biri' de ilk yarının üst sıralarındaki insanlar olur.
Diyelim, elimizde pop şarkıcıları kategorisi olsun ve liste sıralamalarına göre karar verelim, Tarkan birinci olsun. O 'en iyisi' oluyor. Bir de Mustafa Sandal olsun, o haliyle 'en iyisi' değil, çünkü en iyisi bir tane ama baktığında listelerde ortalamanın çok çok üstünde ve Tarkan'a da öyle uzak olmayan bir yerlerde duruyorsa, o 'en iyilerden biri' oluyor. Bir de elimizde Ajdar olsun, listenin iyice sonlarında. En iyiler dediğin öyle kalabalık bir güruh değil. Pop şarkıcıları dendiğinde listede kim üstteyse, onların kaymak tabaka olanı. Ajdar 'en kötülerden biri' falan olabilir. Burada da şöyle bir sorun var. En iyi, en başarılı, en şöyle, en böylenin kriteri bir tane değil. Birçok kriter olabilir. Bu kriterlerin bazılarında Tarkan, bazılarında Mustafa Sandal iyiyse, hangisinin birinci olduğuna karar verilemez; dolayısıyla ikisi birden en iyilerden biri olur. Atıyorum, Tarkan liste sıralamasında öndedir, Musfata Sandal da daha fazla satış yapmıştır. Ajdar da iyiyi belirten kriterlerden birinde iyiyse, o zaman iyilerden biri olabilir ancak. Ajdar da konser biletleri en çabuk tükenen şarkıcı gibi bir başarıya sahipse, o zaman en iyilerden biri olur. Yani 'en iyileri' varsa, 'en kötüleri' de vardır.
Şöyle istisnalar olabilir. Atıyorum, sen sadece bir arkadaşını (Mehmet olsun) seviyorsundur. Başka arkadaşlarını sevmiyorsundur.. O zaman, ikinci gelen birine 'En sevdiklerimden biri' demek yalan olur yine. Çünkü en sevdiklerin yanında en sevmediklerin de var, ve bu kişi en sevmediklerinde daha üst sırada.
Diyelim, elimizde pop şarkıcıları kategorisi olsun ve liste sıralamalarına göre karar verelim, Tarkan birinci olsun. O 'en iyisi' oluyor. Bir de Mustafa Sandal olsun, o haliyle 'en iyisi' değil, çünkü en iyisi bir tane ama baktığında listelerde ortalamanın çok çok üstünde ve Tarkan'a da öyle uzak olmayan bir yerlerde duruyorsa, o 'en iyilerden biri' oluyor. Bir de elimizde Ajdar olsun, listenin iyice sonlarında. En iyiler dediğin öyle kalabalık bir güruh değil. Pop şarkıcıları dendiğinde listede kim üstteyse, onların kaymak tabaka olanı. Ajdar 'en kötülerden biri' falan olabilir. Burada da şöyle bir sorun var. En iyi, en başarılı, en şöyle, en böylenin kriteri bir tane değil. Birçok kriter olabilir. Bu kriterlerin bazılarında Tarkan, bazılarında Mustafa Sandal iyiyse, hangisinin birinci olduğuna karar verilemez; dolayısıyla ikisi birden en iyilerden biri olur. Atıyorum, Tarkan liste sıralamasında öndedir, Musfata Sandal da daha fazla satış yapmıştır. Ajdar da iyiyi belirten kriterlerden birinde iyiyse, o zaman iyilerden biri olabilir ancak. Ajdar da konser biletleri en çabuk tükenen şarkıcı gibi bir başarıya sahipse, o zaman en iyilerden biri olur. Yani 'en iyileri' varsa, 'en kötüleri' de vardır.
Şöyle istisnalar olabilir. Atıyorum, sen sadece bir arkadaşını (Mehmet olsun) seviyorsundur. Başka arkadaşlarını sevmiyorsundur.. O zaman, ikinci gelen birine 'En sevdiklerimden biri' demek yalan olur yine. Çünkü en sevdiklerin yanında en sevmediklerin de var, ve bu kişi en sevmediklerinde daha üst sırada.
- aychovsky (08.12.17 21:45:42)
Yalanın teknik anlam karşılığı gereği* yalan olmaz. Aslolan ikiyüzlülük en .... birtanesi. Amellerde niyetler önemlidir, buraya videolar atıp günahlarımı katlamak istemem ama, bahsini ettiğim şey, gerçek hayatta çok fazla karşılığı olan bir durum. Seninkisi ise değil.
Diyinki tarkan liste sıralamasında 1. olsun bu onu liste sıralamasında 1.yapar ve evet o sıralamanın yarışındaki en iyi şarkıcı yapar. Diyelim ki mustafa sandal da en fazla albüm satan kişi olsun, bu da onu o sıralamada ki en iyisi yapar.
''Enn iyi ... birtanesi'', günümüzün ''kanka'', ''canım'', ''hayatım'' gibi tabirlerinden birisidir, yalandır. Bazen okullarda ismini anımsamadığı birisine kanka der insanlar, ya da bir mağazada tezgahtara canım bakarmışsın ?
korkak adamın işidir, 2. bir düşüncesi olan adamın. türkiyenin en önemli müzisyenlerinden birtanesi demek, pohpohlama maksadından başka birşey içermez, kelimeler kendi anlamını kaybeder burada, ''evet sayın seyirciler şimdi de bu abiyi biraz yalıyacağız'' deseler daha samimi ve daha gerçek olur.
Onun dışında kavramlar zıtlıklarıyla tanımlanır, yani elimdeki bir kümeden herhangi bir özelliğe göre sıralama yaparsam kümenin bütün elemanlarını o listeye pektabi dahil edebilirim. Ajdar gibi. En başarısızlarından bir tanesi demek en başarılalarından da bir tanesi demek aynı zamanda. 20 kişilik bir yarışta, 13.kişi en başarılı 13. kişidir. ya da 17 bi' önemi yok.
Diyinki tarkan liste sıralamasında 1. olsun bu onu liste sıralamasında 1.yapar ve evet o sıralamanın yarışındaki en iyi şarkıcı yapar. Diyelim ki mustafa sandal da en fazla albüm satan kişi olsun, bu da onu o sıralamada ki en iyisi yapar.
''Enn iyi ... birtanesi'', günümüzün ''kanka'', ''canım'', ''hayatım'' gibi tabirlerinden birisidir, yalandır. Bazen okullarda ismini anımsamadığı birisine kanka der insanlar, ya da bir mağazada tezgahtara canım bakarmışsın ?
korkak adamın işidir, 2. bir düşüncesi olan adamın. türkiyenin en önemli müzisyenlerinden birtanesi demek, pohpohlama maksadından başka birşey içermez, kelimeler kendi anlamını kaybeder burada, ''evet sayın seyirciler şimdi de bu abiyi biraz yalıyacağız'' deseler daha samimi ve daha gerçek olur.
Onun dışında kavramlar zıtlıklarıyla tanımlanır, yani elimdeki bir kümeden herhangi bir özelliğe göre sıralama yaparsam kümenin bütün elemanlarını o listeye pektabi dahil edebilirim. Ajdar gibi. En başarısızlarından bir tanesi demek en başarılalarından da bir tanesi demek aynı zamanda. 20 kişilik bir yarışta, 13.kişi en başarılı 13. kişidir. ya da 17 bi' önemi yok.
- mete kudur (08.12.17 22:02:06 ~ 22:03:32)
20 kisilik yarista 13. kisi en basarililardan biri olamaz ki, bildigimiz yalan olur.
En basarili 13. kisi ise, en basarisizlardan da 8. kisidir, Dolayisiyla, yarisin basarisizlarindan biridir. Yarisin en basarisizlarindan biri olup olmadigi ise tartisilabilir. Ben 2-3 kisiye en derim, sen 5-6 kisiye en dersin. Dolayisiyla 13. kisi basarililardan biri olmadigi gibi, en basarili biri hic olmaz. Iki kumeye uyelik gibi dusunelim, basarililar kumesi var ve ona bir uyelik derecesi var; basarisizlar kumesi var, ona da bir uyelik derecesi var. Bir kisi basarisiza daha cok uye ise basarili diye kabul edilmesi bile supheliyken, bir de o basarililarin en'i nasil olacak. Basarisiz olmasi, hic basarili olmamasi demek degil elbette ama "Basarililar" olarak addetmek icin yeterli degil..
Su istisna haric. Bu 20 kisi evrensel kume degildir. Bir milyon profesyonel sporcu icinden secilmis 20 kisidir. O zaman zaten yarista kacinci olduguna bakilmadan en basarililardan biri olur zaten, cunku hepsi secmece ve evrensel kume bir milyon kisi. Ama kalan 999.980 kisinin hepsi icin "En basarililardan biri" ya da "Basarililardan biri" diyemeyiz.
Ayni sekilde album satisi icin de, basari kriteri ne? Bilmiyoruz. Net bir siralama yok, bunlarin birbirine bir ustunlugu de yok. Iki kisi de birbirine yakin. Onlar en basarililar, onlardan biri de en basarililardan biri. Onlara her kriterde uzak olan biri basarili olmak zorunda degil. En ise basarililarin suzgecten gecirilmisi, dolayisiyla en hic degil.
En basarili 13. kisi ise, en basarisizlardan da 8. kisidir, Dolayisiyla, yarisin basarisizlarindan biridir. Yarisin en basarisizlarindan biri olup olmadigi ise tartisilabilir. Ben 2-3 kisiye en derim, sen 5-6 kisiye en dersin. Dolayisiyla 13. kisi basarililardan biri olmadigi gibi, en basarili biri hic olmaz. Iki kumeye uyelik gibi dusunelim, basarililar kumesi var ve ona bir uyelik derecesi var; basarisizlar kumesi var, ona da bir uyelik derecesi var. Bir kisi basarisiza daha cok uye ise basarili diye kabul edilmesi bile supheliyken, bir de o basarililarin en'i nasil olacak. Basarisiz olmasi, hic basarili olmamasi demek degil elbette ama "Basarililar" olarak addetmek icin yeterli degil..
Su istisna haric. Bu 20 kisi evrensel kume degildir. Bir milyon profesyonel sporcu icinden secilmis 20 kisidir. O zaman zaten yarista kacinci olduguna bakilmadan en basarililardan biri olur zaten, cunku hepsi secmece ve evrensel kume bir milyon kisi. Ama kalan 999.980 kisinin hepsi icin "En basarililardan biri" ya da "Basarililardan biri" diyemeyiz.
Ayni sekilde album satisi icin de, basari kriteri ne? Bilmiyoruz. Net bir siralama yok, bunlarin birbirine bir ustunlugu de yok. Iki kisi de birbirine yakin. Onlar en basarililar, onlardan biri de en basarililardan biri. Onlara her kriterde uzak olan biri basarili olmak zorunda degil. En ise basarililarin suzgecten gecirilmisi, dolayisiyla en hic degil.
- aychovsky (08.12.17 22:47:09 ~ 22:52:46)
Sıkıldım, üst üste de oyunda yenildim hiç keyfim yok.(takım oyunlarından nefret ediyorum, neyse;)
fikirsel tartışmalarda benim için aslolan şey ikna/iflas üzerine kurulu. Bu konu ise; tutturmadan öteye gidemiyor. meydanın ortasında top çevirmekten bi' farkı yok; ''sen birşeye en dersin ben birşeye en derim'' ''bildiğimiz(?) yalan olur ''gibi sözlük anlamları yerine bildiğin(!) anlamlarda kelime kullandığın müddetçe; heybendeki kelimelerle benim anlatını anlamam zorlaşıyor ve iki taraflı da gelişmeye kapalı bir diyalog haline geliyor.
ben ikna edilmeye çok müsaitim, ancak sen tuttuğun kumaşın ucunu sebepsizce bırakmak istemeyen bir çocuk gibi davranıyorsun.
Sana göre doğru olanın ne olduğunu, neyi iddia edip neyin karşısında durduğunu bile esasında tam olarak idrak edemiyorum gibi hissettim şimdi, bilmiyorum benim aklıevvelliğimden de kaynaklanıyor olabilir.
Yani, henüz ne dediğini tam anlayabilmiş bile değilken ''demogoji'' üzerine ilerleyen bir sohbete yeterli iç enerjim yok.
Anlatmaya çalıştığım şey kabaca şuydu; ben bu tür davranışları makyaj kadar yalan ve esasında söylenen şey ile, yapılmak istenilen şeyin aynı olmadığını(yani bu kelimeleri kullanarak ''en birtanesini''n durumunu halka ya da diğer dinleyenlerine anlatma gayesi gütmediğini) düşünüyor ve bunu iddia olarak dile getiriyorum. Aslında yapmak istediği şey, durum anlatımı değil yüceltme, yarandırma diyorum. en kelimesini de enerji dağıtma gayreti yüzünden basit bir abartı yapmak için kullanıyor.
güzel, çok güzel, en güzel. *
en güzellerinden birtanesi ? -ki bunu yaparken bütün sözcükleri aynı hızda söylemez, en kelimesine vurgu yapıp orada biraz dolaştıktan sonra bir tanesini hızlıca geçiştiriverirler.
Sanırım sen de buna; hayır bu bir pohpohlama gayesiyle ya da karşısındakini yüceltmek için kişisine göre davranış biçimi, ikiyüzlülük v.s değil. Gayet içten, samimi ve gerçek hislerle yapılan bir değerlendirmedir diyorsun.
bunun savını; en kelimesinin de ölçülebilirliğinden dolayı kullandığına kurup; şu şekilde örneklendiriyorsun.
Benzer işlerin 2 farklı alanında birbirinden üstün 2 kişi için; 2sine de ''en iyilerinden birtanesi'' kalıbının kullanımını doğrudur.
En azından ben bu kadarını anlayabiliyorum. Ve bunların hepsinin de cevaplarını halihazırda vermiş olduğum için, tıkanıyorum.
Anlayamadığım kısımlara da zaten yaklaşım geliştiremiyorum. Gole gidemiyoruz.
fikirsel tartışmalarda benim için aslolan şey ikna/iflas üzerine kurulu. Bu konu ise; tutturmadan öteye gidemiyor. meydanın ortasında top çevirmekten bi' farkı yok; ''sen birşeye en dersin ben birşeye en derim'' ''bildiğimiz(?) yalan olur ''gibi sözlük anlamları yerine bildiğin(!) anlamlarda kelime kullandığın müddetçe; heybendeki kelimelerle benim anlatını anlamam zorlaşıyor ve iki taraflı da gelişmeye kapalı bir diyalog haline geliyor.
ben ikna edilmeye çok müsaitim, ancak sen tuttuğun kumaşın ucunu sebepsizce bırakmak istemeyen bir çocuk gibi davranıyorsun.
Sana göre doğru olanın ne olduğunu, neyi iddia edip neyin karşısında durduğunu bile esasında tam olarak idrak edemiyorum gibi hissettim şimdi, bilmiyorum benim aklıevvelliğimden de kaynaklanıyor olabilir.
Yani, henüz ne dediğini tam anlayabilmiş bile değilken ''demogoji'' üzerine ilerleyen bir sohbete yeterli iç enerjim yok.
Anlatmaya çalıştığım şey kabaca şuydu; ben bu tür davranışları makyaj kadar yalan ve esasında söylenen şey ile, yapılmak istenilen şeyin aynı olmadığını(yani bu kelimeleri kullanarak ''en birtanesini''n durumunu halka ya da diğer dinleyenlerine anlatma gayesi gütmediğini) düşünüyor ve bunu iddia olarak dile getiriyorum. Aslında yapmak istediği şey, durum anlatımı değil yüceltme, yarandırma diyorum. en kelimesini de enerji dağıtma gayreti yüzünden basit bir abartı yapmak için kullanıyor.
güzel, çok güzel, en güzel. *
en güzellerinden birtanesi ? -ki bunu yaparken bütün sözcükleri aynı hızda söylemez, en kelimesine vurgu yapıp orada biraz dolaştıktan sonra bir tanesini hızlıca geçiştiriverirler.
Sanırım sen de buna; hayır bu bir pohpohlama gayesiyle ya da karşısındakini yüceltmek için kişisine göre davranış biçimi, ikiyüzlülük v.s değil. Gayet içten, samimi ve gerçek hislerle yapılan bir değerlendirmedir diyorsun.
bunun savını; en kelimesinin de ölçülebilirliğinden dolayı kullandığına kurup; şu şekilde örneklendiriyorsun.
Benzer işlerin 2 farklı alanında birbirinden üstün 2 kişi için; 2sine de ''en iyilerinden birtanesi'' kalıbının kullanımını doğrudur.
En azından ben bu kadarını anlayabiliyorum. Ve bunların hepsinin de cevaplarını halihazırda vermiş olduğum için, tıkanıyorum.
Anlayamadığım kısımlara da zaten yaklaşım geliştiremiyorum. Gole gidemiyoruz.
- mete kudur (09.12.17 00:57:45)
Şimdi tarkan var, Ajdar var, Mustafa Sandal var, .... :p
Valla, o değil de, ben de aynı şeyi hissediyorum. “E iki saat yukarıda ne anlattım. Aynı şeyi farklı kelimelerle nasıl anlatayım” demiştim bol bol. Hatta, bu konu üstüne mesajlaştığım birine “Ben şunu anladım, sen de mi bunu anladın. Peki, benim anlattığımdan me anladın” diye istişareye yattık. Bu arada, ikna etmeye çalışmıyorum ama ister mallığımdan olsun, ister kelimelerden, anlaşamadık. Daha iknaya gelmemiştim, “Demek istediğim bu. Anlatamadım mı acaba” sürecindeydim.
Sunucu elbet düşünmediği, hissetmediği şeyi söyleyebilir. Demek istediğimi özetleyeyim:
- İlla yalan olmak zorunda değil.
- Hissedilerek de söylenebilir.
- Herkes en ... biri olamaz. (Ki yukarıdaki teknik tanımlama ve ıvır zıvırlar bunun üzerindeydi)
- En ... biri öyle düşünülerek veya belli kriterlere göre söylenen bir şeyse yalan da olmaz.
Valla, o değil de, ben de aynı şeyi hissediyorum. “E iki saat yukarıda ne anlattım. Aynı şeyi farklı kelimelerle nasıl anlatayım” demiştim bol bol. Hatta, bu konu üstüne mesajlaştığım birine “Ben şunu anladım, sen de mi bunu anladın. Peki, benim anlattığımdan me anladın” diye istişareye yattık. Bu arada, ikna etmeye çalışmıyorum ama ister mallığımdan olsun, ister kelimelerden, anlaşamadık. Daha iknaya gelmemiştim, “Demek istediğim bu. Anlatamadım mı acaba” sürecindeydim.
Sunucu elbet düşünmediği, hissetmediği şeyi söyleyebilir. Demek istediğimi özetleyeyim:
- İlla yalan olmak zorunda değil.
- Hissedilerek de söylenebilir.
- Herkes en ... biri olamaz. (Ki yukarıdaki teknik tanımlama ve ıvır zıvırlar bunun üzerindeydi)
- En ... biri öyle düşünülerek veya belli kriterlere göre söylenen bir şeyse yalan da olmaz.
- aychovsky (09.12.17 01:34:19 ~ 01:43:18)
0! = 1
bunun ispatını sor.
bunun ispatını sor.
- himmet dayi (07.12.17 09:47:40)
[]
[Matematik 1] Bilen kişi için, hızlıca hatırlamalı; soru çeşitleri ve çözüm
Şöyleki, daha önce yoğun matematik 1 çalışmış ama üzerinden uzun zaman geçmiş birisi için; hızlıca hatırlamalı genel formüller ve şu konulardan şu şekilde soru çeşitleri vardır onlar da şu şekilde çözülür şeklinde ilerleyen bir kitap var mı ?
Uzun uzadıya konu anlatımları hem çok teorik hem de çok uzun geldiği için istenmeyen sıkılganlık oluşuyor.
Bu şekilde bir kitap ya da yayın varsa tadından yenmez.
Uzun uzadıya konu anlatımları hem çok teorik hem de çok uzun geldiği için istenmeyen sıkılganlık oluşuyor.
Bu şekilde bir kitap ya da yayın varsa tadından yenmez.
ales cep kitapları yardımcı olabilir.
- karamaleksey (07.12.17 05:45:43)
- AlsterWasser (07.12.17 02:22:17)
Youtube da study with me diye arat... müzikli olanlar da var. Mesela tıp ögrencisi bi kiz var. Misfits acarsan ders yalan olur :)
- chezsoi (07.12.17 06:06:38)
Saygılar bizden güzel ve kısa bir dizi
- mezarkabul (07.12.17 07:13:23)
[]
iota'nın diğerlerinden farkı nedir ?
Biliyorum sorun piyasalarda değil bende ama, insan işte merak ediyor.
Bu iota'nın diğerlerinden farkı nedir, nasıl 1anda bu kadar popüler oldu.
Bir diğer sorumda şu, mesela adı x olan bu şekilde bir para olsun, sonra bu iota miota çok popüler olunca x para birimine sahip olan herkes bunu elden çıkartırsa ne oluyor ? değeri 0'lanıyor mu ?
Bu iota'nın diğerlerinden farkı nedir, nasıl 1anda bu kadar popüler oldu.
Bir diğer sorumda şu, mesela adı x olan bu şekilde bir para olsun, sonra bu iota miota çok popüler olunca x para birimine sahip olan herkes bunu elden çıkartırsa ne oluyor ? değeri 0'lanıyor mu ?
Hemen hemen her açıdan farklı bir sistem ancak bildiğim en önemli farkı işlemler için madenci, madenci onayı vb süreçler gerektirmemesi. Bu hem daha hızlı işlem/transfer hem de sıfır komisyonlu işlem sağlıyor. BTC'nin şu anda eleştirilen en büyük negatifliği hacim büyüdükçe madenci onayı mekanizmasından dolayı işlem sürelerinin uzamadı. Ama tabii bu gibi eleştiriler BTC'nin yeni nesil para birimi olma hikayesine paralel yapılıyordu. artık o iş kalmadı. BTC para olmaktan çıktı, yatırım aracına dönüştü. Nasıl ki altınla alışveriş yapılmıyor, BTC ile da yapılmayacak gibi bu gidişle. IOTA da buradan gazlandı zaten, işlemler hızlı madenci yok falan derken bu olur dediler geleceğin parası. Ama şunu da unutmamak lazım ki cebinizdeki parayla doğrudan IOTA ya da herhangi başka bir altcoin alınmıyor. Her altcoini almak için önce BTC alıyorsunuz, onu bozdurup diğerini alıyorsunuz. Yani her altcoin alan BTC alımı yaparak hacmi ve değeri artırmış oluyor bir yandan.
- mordorlu ziya (06.12.17 17:51:41)
ben de işin görünen yüzünü anlatayım.
iota'nın @ziya'nın anlattığı gibi başarılı bir proje olması ve microsoft, mitsubishi gibi birkaç iyi şirketin bu projeyi desteklediğini açıklaması sonucu, 1 iota'nın değeri 1 haftada 4 katına çıktı. yani iota sahipleri mevcut paralarını 4'e katladılar.
diğer coinlerde ise genellikle böyle olmuyor. örneğin en iyi yükselişlerden birini yapan bitcoini ele alalım. 2 ay önce 1 bitcoin 4 bin dolarken bitcoine giren bir kişi, şu an bitcoin 12 bin dolar olduğu için parasını 3 katına çıkarmış durumda. paranı 2 ayda 3 katına çıkarmak çok iyi bir şey tabi ama 1 haftada 4 katına çıkarmak daha da iyi.
1 adet iota coin'in değeri, geçtiğimiz günlerde tarihlere göre şöyleydi:
1.48 dolar - 29 kasım
1.60 dolar - 2 aralik,
2.25 dolar - 4 aralik
3.25 dolar - 5 aralik
5,85 dolar - 6 aralık (bugün)
şimdi millet sattığı için düştü biraz gene. 4,77 dolar olmuş. buradan da ikinci soruna gliyoruz. evet bir para birimini herkes elinden çıkarırsa muhtemelen değeri 0 olur. ama öyle bir şey hiç görmedim. gene de 0.000001 dolara falan düşebiliyor mesela. örneğin exrn diye bir coin var ve değeri şu an bu. oysa grafiğine bakıyoruz, 2017 ocak ayında 1 exrn 0,000007 dolarmış. herkes satmış muhtemelen ve bu kadar düşmüş.
bunun tam tersi de geçerli. mesela iotada da bu kadar hızlı yükselişin sebeplerinden biri de milletin birbirini gaza getire getire bu kadar çok iota alması.
iota'nın @ziya'nın anlattığı gibi başarılı bir proje olması ve microsoft, mitsubishi gibi birkaç iyi şirketin bu projeyi desteklediğini açıklaması sonucu, 1 iota'nın değeri 1 haftada 4 katına çıktı. yani iota sahipleri mevcut paralarını 4'e katladılar.
diğer coinlerde ise genellikle böyle olmuyor. örneğin en iyi yükselişlerden birini yapan bitcoini ele alalım. 2 ay önce 1 bitcoin 4 bin dolarken bitcoine giren bir kişi, şu an bitcoin 12 bin dolar olduğu için parasını 3 katına çıkarmış durumda. paranı 2 ayda 3 katına çıkarmak çok iyi bir şey tabi ama 1 haftada 4 katına çıkarmak daha da iyi.
1 adet iota coin'in değeri, geçtiğimiz günlerde tarihlere göre şöyleydi:
1.48 dolar - 29 kasım
1.60 dolar - 2 aralik,
2.25 dolar - 4 aralik
3.25 dolar - 5 aralik
5,85 dolar - 6 aralık (bugün)
şimdi millet sattığı için düştü biraz gene. 4,77 dolar olmuş. buradan da ikinci soruna gliyoruz. evet bir para birimini herkes elinden çıkarırsa muhtemelen değeri 0 olur. ama öyle bir şey hiç görmedim. gene de 0.000001 dolara falan düşebiliyor mesela. örneğin exrn diye bir coin var ve değeri şu an bu. oysa grafiğine bakıyoruz, 2017 ocak ayında 1 exrn 0,000007 dolarmış. herkes satmış muhtemelen ve bu kadar düşmüş.
bunun tam tersi de geçerli. mesela iotada da bu kadar hızlı yükselişin sebeplerinden biri de milletin birbirini gaza getire getire bu kadar çok iota alması.
- istanbul kanatlarimin altinda (06.12.17 17:59:25 ~ 18:04:48)
Tangle dedikleri, torrent gibi bir ağ ile mining yapılıyor.
Mesela A kişisinde güncel transfer dosyası var. O B ve C'yi komşu olarak ekliyor ve onlarla güncel dosyayı paylaşıyor. B ve C de başkalarıyla yapıyor bunu böyle bir ağ oluyor. Mining paralı değil ve zaten iota tutarsa da paralı olmayacak.
Fakat, şu an kendi cüzdan uygulamaları feci buglı. Bir de bu iota topluluğu çok yardımsever değil, bunu gördüm... Buna rağmen çok ilgi görmesi de hayra alamet değil.
Mesela A kişisinde güncel transfer dosyası var. O B ve C'yi komşu olarak ekliyor ve onlarla güncel dosyayı paylaşıyor. B ve C de başkalarıyla yapıyor bunu böyle bir ağ oluyor. Mining paralı değil ve zaten iota tutarsa da paralı olmayacak.
Fakat, şu an kendi cüzdan uygulamaları feci buglı. Bir de bu iota topluluğu çok yardımsever değil, bunu gördüm... Buna rağmen çok ilgi görmesi de hayra alamet değil.
- malheiros (06.12.17 19:12:35)
Bildiğim kadarıyla bu coin'in sistemi de decentralized değil, yani daha merkezi deniyor. Açıp bakmadım ama eğer bir de böyle bir şey varsa bence sönebilir ve hatta kripto para biriminin fikrine de ters düştüğü için sönmeli de.
Not: Dediğim gibi, merkezi kontrol sisteminden çok emin değilim.
Not: Dediğim gibi, merkezi kontrol sisteminden çok emin değilim.
- skooma (06.12.17 19:29:46 ~ 20:08:15)
blockchain teknolojisi kullanmıyor, ticarette kullanılması daha kolay ve hızlı.
satın almak için binance borsasını kullanın: goo.gl
satın almak için binance borsasını kullanın: goo.gl
- kamile necaset (12.12.17 15:03:29)
[]
Tuvaletin nerede tıkandığını nasıl anlayabiliriz, nasıl çözebiliriz ?
Bugün hava çok güzel Ankarada. Neyse,
şimdi malum bu tuvalet kağıtları sebebiyle tuvaletler tıkanabiliyormuş.
Bizde de yüksek katlı bir binada tuvaletteki su gidişleri artık önce birikiyor sonra aniden cofurduyor, yani büyük bir olasılıkla bir yerinde birikme olmuş, ama bunun bizim kattan mı yoksa diğer katlardan mı kaynaklandığını nasıl farkedebiliriz (diğer katlara erişimimiz yok-yasak)
bir diğer sorum da, bunun çözümü için ne yapılabilir ? Çamaşır suyu boca edilmiş yüksek miktarda ama ben sanmıyorum ki çamaşır suyu çözsün. bu lavobo açıcılarla filan mı girişmek lazım ?
Tabi bunun öncesinde önce bizim kattan mı kaynaklanıyor onu çözmemiz gerekiyor(yani bizim kattan dediğim, hani bunlar çatıdan inen 200lük boruya bağlanmadan önce arada bi' geçiş borusu varya, orada mı tıkanıklık var onu merak ediyorum)
şimdi malum bu tuvalet kağıtları sebebiyle tuvaletler tıkanabiliyormuş.
Bizde de yüksek katlı bir binada tuvaletteki su gidişleri artık önce birikiyor sonra aniden cofurduyor, yani büyük bir olasılıkla bir yerinde birikme olmuş, ama bunun bizim kattan mı yoksa diğer katlardan mı kaynaklandığını nasıl farkedebiliriz (diğer katlara erişimimiz yok-yasak)
bir diğer sorum da, bunun çözümü için ne yapılabilir ? Çamaşır suyu boca edilmiş yüksek miktarda ama ben sanmıyorum ki çamaşır suyu çözsün. bu lavobo açıcılarla filan mı girişmek lazım ?
Tabi bunun öncesinde önce bizim kattan mı kaynaklanıyor onu çözmemiz gerekiyor(yani bizim kattan dediğim, hani bunlar çatıdan inen 200lük boruya bağlanmadan önce arada bi' geçiş borusu varya, orada mı tıkanıklık var onu merak ediyorum)
tesisatçı çağıracaksanız onlar çözecek.
- eksimeksi (06.12.17 15:56:50)
Ankara'da giriş katında çok yaşadık bu problemi, 4 katlı binada üstten atılanlar bizim girişi tıkıyordu sonra sifonu çekince pudofff tüm pis su bizim banyoda, ıykh midem bulandı yazınca bile.
neyse biz nereden geldiğini bulamadık çünkü yukardan nereden atıldığı belli değil. yalnızca bizim atmadığımız belli çünkü tıkanan taraftan daha dardı bizim tarafın boru doğal olarak.
siz de bulamazsınız kimden kaynaklandığını. tesisatçı tıkanan yerleri açar. onun dışında lavabo aç falan gibi şeyler çözmez çünkü insanar hakketen tuhaf. ped atan mı ararsın temizlik bezi ve çorap mı her halt çıkıyordu.
neyse biz nereden geldiğini bulamadık çünkü yukardan nereden atıldığı belli değil. yalnızca bizim atmadığımız belli çünkü tıkanan taraftan daha dardı bizim tarafın boru doğal olarak.
siz de bulamazsınız kimden kaynaklandığını. tesisatçı tıkanan yerleri açar. onun dışında lavabo aç falan gibi şeyler çözmez çünkü insanar hakketen tuhaf. ped atan mı ararsın temizlik bezi ve çorap mı her halt çıkıyordu.
- hosein (06.12.17 16:25:23)
Ben İstanbul'da, minibüslerde reklamlarını filan görüyorum. Tesisat sorunları "Özel Robot" ile tespit edilip çözülüyormuş...
- burka (06.12.17 16:58:34)
bolca kostik döküp üzerine kaynar su dökün. sizin tarafa yakın bir yerlerdeyse açar.
- cevab veremedim (06.12.17 18:05:43)
Eckhart Tolle - Varolmanın Gücü
- yaren (06.12.17 08:53:27)
engin geçtan - insan olmak
- orpheus (06.12.17 09:19:02)
eğer bulabilirseniz rahmetli Burçay Anger'in kitapları
İnsanlığın İki Yüzü
Tuhaf Şeylerin Kökeni
Tarih Boyunca Erkek Gibi Kadınlar
İnsanlığın İki Yüzü
Tuhaf Şeylerin Kökeni
Tarih Boyunca Erkek Gibi Kadınlar
- halanne (06.12.17 10:05:34)
[]
Sms reklam kodları hangi sitede vardı ?
bi' arkadaşınız paylaşmıştı; b050 kodlu şeyi iptal etmem gerekiyor da, kodun nereye ait olduğunu bulamadım.
[]
Arkadaşlarıma dedikodu sevmediğimi Anlatamıyorum.
Genelde bencil olarak nitelendiriliyorum ama aslında tam aksine bencil değil, yardım etme hastalığından muzdarip bir hal içinde yaşarım. Fakat, olaylara yaklaşımım; ''bu konuda ne yapabiliriz'' üzerine olduğu için eğer kuramsal bir konu da değilse faydasız diyaloglara pek cevap veremiyorum, yani mesela üniversite sınavından çıktıktan sonra sorular üzerine konuşmanın akabinde sınava dair olan devam konuşmaları üzerinde fazla duramıyorum, insanların eğer olumlu/olumsuz bir zarar-gereksinim hissetmedikleri durumda, ''off açıklanmadı, açıklandı mı'' yaklaşımları beni boğduğu için cevaplama gereği de duymuyorum, sonra ''duvara karşı konuşuyoruz'' diyebiliyorlar. küfürleşiyoruz.
Yİne aynı şekilde, hısım akraba ilişkilerinde de problemin çözümüne dair değil de ''ben de dedim ki ona; hanım hanımmmm sen bi' bana bak'' diyaloglarını sallamadığım dinlemediğim için yargılana/yadırganabiliyorum.
Yine ikili ilişkiler üzerine basit mühendislik konularında dahi; ''abi bizimki çok farklı'' yaklaşımlarına ''tamam'' dediğimden; 'abi sana da birşey anlatılmıyor' deniliyor.
Defaat ve defaatle de söylemişimdir, ben üzerine hamle yapamayacağımız gücümüzün yetmeyeceği şeyler üzerine konuşmaktan hoşlanmıyorum zaman kaybı geliyor bana diye ama insanlar onlara hak vermemizi, onları bu konuda desteklememizi filan bekliyorlar.
Ya da mesela, bi' adam normalde kötü fakat bir konuda haklı ise o haklı dediğimde hasan şaş refleksiyle karşılaşıyorum. insanlarda çok fazla ikiyüzlülük ve taraftar anlayışı seziyorum. Dövüşüyoruz.
Problem burada değil, soru tam olarak şurada doğuyor. Bu yaklaşımla başlanılan bir iş ellerine yüzlerine bulaştırıldığında beni durumu kurtarmam/olayı çözmem için taraf yapıyorlar. Yani ''sen ne dersen onu yapacağız'' cümlesi dökülüyor ağızlarından, zaten eldeki veriler zayıf, hatta veri alamıyorsun konu hakkında sadece yanlı yaklaşımlar aktarılıyor ama problem çözümü için ağzının içine bakıyorlar. Bu durumda karışmıyorum ben başında gelecektiniz de diyemiyorum. En son ''bana yalan söyledikten sonra sizi kurtarmamı beklemeyin'' dedim, konu nerelerden çıktı nerelere geldi, sevgi-saygı-ilişkiler-insanlık filan aman tanrım yürüdükçe yürüdü.
Yani, ya duruma en baştan dedikoduları da dinleyerek sürekli içinde olmak gerekiyor ya da bu şekilde bir refleksle karşılaşıyorum. şöyle temiz veri verip işine gücüne devam edecek bi' yakınlık yok insanlarda.
Bu sosyal çevre ile mi alakalı, yoksa insanlığın temel davranış biçimiyle mi, yahut belirli bir yaştan sonra insanlar güven duygusunun eksilmesiyle mi bilmiyorum.
Fakat bunu insanlara anlatmanın optimum bir yolu yordamı yok mu
Yİne aynı şekilde, hısım akraba ilişkilerinde de problemin çözümüne dair değil de ''ben de dedim ki ona; hanım hanımmmm sen bi' bana bak'' diyaloglarını sallamadığım dinlemediğim için yargılana/yadırganabiliyorum.
Yine ikili ilişkiler üzerine basit mühendislik konularında dahi; ''abi bizimki çok farklı'' yaklaşımlarına ''tamam'' dediğimden; 'abi sana da birşey anlatılmıyor' deniliyor.
Defaat ve defaatle de söylemişimdir, ben üzerine hamle yapamayacağımız gücümüzün yetmeyeceği şeyler üzerine konuşmaktan hoşlanmıyorum zaman kaybı geliyor bana diye ama insanlar onlara hak vermemizi, onları bu konuda desteklememizi filan bekliyorlar.
Ya da mesela, bi' adam normalde kötü fakat bir konuda haklı ise o haklı dediğimde hasan şaş refleksiyle karşılaşıyorum. insanlarda çok fazla ikiyüzlülük ve taraftar anlayışı seziyorum. Dövüşüyoruz.
Problem burada değil, soru tam olarak şurada doğuyor. Bu yaklaşımla başlanılan bir iş ellerine yüzlerine bulaştırıldığında beni durumu kurtarmam/olayı çözmem için taraf yapıyorlar. Yani ''sen ne dersen onu yapacağız'' cümlesi dökülüyor ağızlarından, zaten eldeki veriler zayıf, hatta veri alamıyorsun konu hakkında sadece yanlı yaklaşımlar aktarılıyor ama problem çözümü için ağzının içine bakıyorlar. Bu durumda karışmıyorum ben başında gelecektiniz de diyemiyorum. En son ''bana yalan söyledikten sonra sizi kurtarmamı beklemeyin'' dedim, konu nerelerden çıktı nerelere geldi, sevgi-saygı-ilişkiler-insanlık filan aman tanrım yürüdükçe yürüdü.
Yani, ya duruma en baştan dedikoduları da dinleyerek sürekli içinde olmak gerekiyor ya da bu şekilde bir refleksle karşılaşıyorum. şöyle temiz veri verip işine gücüne devam edecek bi' yakınlık yok insanlarda.
Bu sosyal çevre ile mi alakalı, yoksa insanlığın temel davranış biçimiyle mi, yahut belirli bir yaştan sonra insanlar güven duygusunun eksilmesiyle mi bilmiyorum.
Fakat bunu insanlara anlatmanın optimum bir yolu yordamı yok mu
"wovon man nicht sprechen kann, daruber muss man schweigen."
konuya uygunlugu tartisilsa da bunu kendinize hatirlatin, rahatlarsiniz biraz olsun ^^
konuya uygunlugu tartisilsa da bunu kendinize hatirlatin, rahatlarsiniz biraz olsun ^^
- lamira (04.12.17 17:13:44)
bazen sadece insanlar dinlenilmek ister bence. kendileri de bilir kalıcı bir çözüm yok. ama vakit ayıramıyorsanız dinlemeye çözme işi zaten hayal yani kişilerin kendilerinin el yordamıyla bulması gerekir çözümü akıl hocalığı geçici bir kabulleniş.
çözme işine hiç girmeden dinleyebilir veya vaktinizin olmadığını söylebilirsiniz.
çözme işine hiç girmeden dinleyebilir veya vaktinizin olmadığını söylebilirsiniz.
- karamaleksey (04.12.17 18:25:05)
[]
Pinterest'ten çıkamıyorum
pinterestin dili, almanca ayarlardan düzelt diyorum ''null is not an object (evaluating 't.email_changing_to')'' diyor, çıkış yap diyorum yapmıyor.
almanca bilmiyorum, kitlendi olay.
almanca bilmiyorum, kitlendi olay.
daha cok yazılımsal bir hata gibi. mobil uygulamadaysanız kaldırıp tekrar kurun.
- imnotsureabout (04.12.17 01:46:16)
[]
Facebook'da yaptığımız yorumları arkadaşlarımızda görünmesini istemiyorsak
Sosyal medya da zır cahil birisiyim ancak bunu çevreme anlatamıyorum; küçük yaşlardan beri biraz bilgisayarla haşır neşir oluşum insanlarda ''sorumatik'' olarak görülmeme sebep oluyor.
şimdi ki soru da şu; sosyal medyada bir grupta yazdığımız yorumlar kendi arkadaşlarımızın ana sayfasında v.s görülmesin istiyoruz. Ama nasıl ? wtf
şimdi ki soru da şu; sosyal medyada bir grupta yazdığımız yorumlar kendi arkadaşlarımızın ana sayfasında v.s görülmesin istiyoruz. Ama nasıl ? wtf
o grubun ayarlarına bağlı diye biliyorum, grup yöneticisi olan kişiler değiştirebilir onu da. senin yapabileceğin bişey yok diye biliyorum
- dafaisss (03.12.17 19:22:43)
dafaisss haklı. senin elinde olan bir şey değil. esas paylaşımı gerçekleştiren kişinin/grubun ayarlarına bağlı.
- nrmnm (03.12.17 19:23:57 ~ 19:24:41)
İnsanların yaratıcı ve özgün fikirlerinden yola çıkarak ürettikleri ürünlerin(moda, sağlık, sanat, resim, doğa vs) fotoğraflarını paylaştıkları bir mecra.
- Amaranta ursula (03.12.17 16:08:12)
instagram'dan farkı nedir bunun, neden buna gereksinim duyuluyor
- ysfrymn (03.12.17 16:22:38)
pin + interest
kendi ilgi alanlarına göre panolar oluşturuyorsun. enteresan bulduğun şeyleri bu panolara pinliyorsun, yani asıyorsun. başkalarının panolarını da inceleyebiliyorsun vs
türkler pek kullanmazlar ama gayet yaygın bir platform.
kendi ilgi alanlarına göre panolar oluşturuyorsun. enteresan bulduğun şeyleri bu panolara pinliyorsun, yani asıyorsun. başkalarının panolarını da inceleyebiliyorsun vs
türkler pek kullanmazlar ama gayet yaygın bir platform.
- papazi dovdurmeyecektik (03.12.17 19:33:10)
instagrama uzaktan bile benzemiyor.
pinterest'in en önemli özelliği görselleri panononuza kaydedilmeniz. yani görselleri imliyor, kategorize ederek kaydedediyorsunuz. iyi bir öneri sistemi var. panonuza eklediklerinize benzer şeyleri öneriyor.
sadece yukarıda sayılanlar değil, ayrıca bilim, edebiyat, güzel söyler gibi konular da var. en çok DIY ve yeni fikirler edinmek konusunda işe yarıyor bu mecra.
pinterest'in en önemli özelliği görselleri panononuza kaydedilmeniz. yani görselleri imliyor, kategorize ederek kaydedediyorsunuz. iyi bir öneri sistemi var. panonuza eklediklerinize benzer şeyleri öneriyor.
sadece yukarıda sayılanlar değil, ayrıca bilim, edebiyat, güzel söyler gibi konular da var. en çok DIY ve yeni fikirler edinmek konusunda işe yarıyor bu mecra.
- dahinnotha (03.12.17 20:14:27)
kızılay gür ozalit
- sorun bende (30.11.17 21:13:29)
Gür ozalit yüksek fiyat çeker. Epeydir böyleler maalesef. Kök Çarşısı'ndakileri deneyin derim.
- sevgikusunkanadinda (30.11.17 21:55:14)
[]
Hub Spot CRM kullanan var mı ?
Onedio'da şöyle bir tanıtımı var;
HubSpot CRM, tüketicilere gönderdiğiniz mesajların hangi saatlerde açıldığı, hangi linklere tıklandığı gibi bilgileri size ileterek daha verimli bir pazarlama yapabilmenize ve müşterileri daha doğru biçimde hedefleyebilmenize olanak tanıyor.
Aynı zamanda kolaylıkla email taslakları hazırlayabiliyor, hangi yeni müşterilerin sitenizde ne kadar vakit geçirdiği gibi bilgilere ulaşabiliyor; böylelikle hedef kitlenizi genişletebiliyorsunuz.
bu nasıl mümkün oluyor, kullananız var mı ?
HubSpot CRM, tüketicilere gönderdiğiniz mesajların hangi saatlerde açıldığı, hangi linklere tıklandığı gibi bilgileri size ileterek daha verimli bir pazarlama yapabilmenize ve müşterileri daha doğru biçimde hedefleyebilmenize olanak tanıyor.
Aynı zamanda kolaylıkla email taslakları hazırlayabiliyor, hangi yeni müşterilerin sitenizde ne kadar vakit geçirdiği gibi bilgilere ulaşabiliyor; böylelikle hedef kitlenizi genişletebiliyorsunuz.
bu nasıl mümkün oluyor, kullananız var mı ?
mailde resim varsa kolay. her bir resim, her kullaniciya ayri bir link olarak gidiyorum atiyorum bana zaaxd000000001.JPG, sana zaaxd000000002.JPG diyene. tabi ayri ayri dosya yapmiyorlar. bir link sadece bir kullaniciya ait oldugu icin mail istemcisinde resimler otomatik yukleme aktifse direk kimin ne zamanda actigini anliyorlar.
musteriler sitede ne kadar vakit geciriyor -> bu da basit, google analytics tarzi.
musteriler sitede ne kadar vakit geciriyor -> bu da basit, google analytics tarzi.
- eksimtrak (30.11.17 14:33:33)
biz kullandık pampa , hangi kısmı anlaşılmaz geldi sana ?
gönderilen her email için takip mekanizması var , linkler kullanıcıyı browserdan tanıyor , browsera login olduğun emaili alıp kişi bilgisini ve eylemlerini takip ediyor .
sonrasında bize yetmediği için salesforce a geçtik ..
gönderilen her email için takip mekanizması var , linkler kullanıcıyı browserdan tanıyor , browsera login olduğun emaili alıp kişi bilgisini ve eylemlerini takip ediyor .
sonrasında bize yetmediği için salesforce a geçtik ..
- kennym (30.11.17 14:59:47)
[]
Twitter v.s Yavaşlatılmadı mı ?
Bu malum dava takibi twitter üzerinden sağlanıyor, herhangi bir aksiyon olmadı mı daha ?
olmadı. aslında gerek de yok çünkü twitter kendi seçtiğimiz kişileri takip etmemizi sağlıyor aslında bir ideolojik fanus oluşturuyoruz. benim zaman tünelim çılgın atıyorken twitter kullanan bir akp'li tam aksi yönde enformasyonla dolduruluyor.
- Ufuk (30.11.17 00:49:54)
Esas kişiye dokunulmadıgı sürece yavaşlatmazlar, adı geçenler feda edilebilir tipler.
- Sulfoxaflor (30.11.17 08:46:52)
[]
Reza Zarrab Şu Anda Mahkeme de mi konuşuyor ?
İnternette; zafer çağlayana bilmem kaç milyonluk dolar rüşveti verdim gibi haberler dolaşmaya başladı.
@KlasfeldReports Twitter adresini takip edebilirsiniz.
- karamaleksey (29.11.17 21:49:54)
Youtube dan Cuneyt ÖZDEMIR canli yayin yapiyor su an.
- bir3iki7 (29.11.17 21:52:50)
İran ambargosunu delme goygoyunda tanık olarak konuşuyor.
- doxanikee (29.11.17 22:04:59)
[]
Bilgisayarda hangi saatler arasında hangi işemi(hangi web adresini ya da
başlıktan devam ediyorum; programı kullandığımı gösterecek böylelikle de ne kadar oyalanmışım ne kadar çalışmışım bunun çıkarımını yapabileceğim bir macOS programı var mı ?
Rescuetime var. Çok kullandım. Tam olarak bu is için ve para vermeye değer.
Ücretli versiyonu hangi web sitesi, hangi programın hangi bölümü olduğunu bile tutuyor.
Ücretsiz hali ise su kadar chrome, bu kadar word diyor.
Telefona da yükleyebilirsin.
Beğenmezsen rescue time alternate diye google la, benzerleri çıkar.
Ücretli versiyonu hangi web sitesi, hangi programın hangi bölümü olduğunu bile tutuyor.
Ücretsiz hali ise su kadar chrome, bu kadar word diyor.
Telefona da yükleyebilirsin.
Beğenmezsen rescue time alternate diye google la, benzerleri çıkar.
- dahinnotha (29.11.17 22:03:11)
[]
Apple Macbook Pro'nun Türkiyedeki modelleri ?
Selamlar, bilgisayar arayışımda ikilemler sürüyor. Apple alırsam büyük ihtimalle yurtdışından getirenlerle irtibat kuracak gibiyim ama;
şimdi n11'e baktım, MLVP2TU/A modelini 6800 liraya veriyorlar. (urun.n11.com)
apple.com adresinde ise touchbar'lı macbook fiyatı 1800 dolar; google dolar-tl dönüşürücü buna 7136 lira fiyat biçiyor.(bir de ABD'den alacak kişi buna 150tl-200tl komisyon isteyecektir)
Fakat, apple sitesinde ki bilgisayarın hızı 3.1 olarak görünüyor, n11'in hızı ise 2.9
Ben öyle aradaki 0,2 gibi rakamlara takılabilen(bu mahirliği olan) birisi değilim. Çok da anlamıyorum zaten fakat, apple internet sitesinde macbookların model numarası var da ben mi göremiyorum ?
Ya da bu n11'de satılan büyük ihtimalle atıyorum 2017 değil de 2016 modeli midir ?
Bu model numaralarını kıyaslayan bir site v.s var mı ?
şimdi n11'e baktım, MLVP2TU/A modelini 6800 liraya veriyorlar. (urun.n11.com)
apple.com adresinde ise touchbar'lı macbook fiyatı 1800 dolar; google dolar-tl dönüşürücü buna 7136 lira fiyat biçiyor.(bir de ABD'den alacak kişi buna 150tl-200tl komisyon isteyecektir)
Fakat, apple sitesinde ki bilgisayarın hızı 3.1 olarak görünüyor, n11'in hızı ise 2.9
Ben öyle aradaki 0,2 gibi rakamlara takılabilen(bu mahirliği olan) birisi değilim. Çok da anlamıyorum zaten fakat, apple internet sitesinde macbookların model numarası var da ben mi göremiyorum ?
Ya da bu n11'de satılan büyük ihtimalle atıyorum 2017 değil de 2016 modeli midir ?
Bu model numaralarını kıyaslayan bir site v.s var mı ?
Şuradan hangi senenin macbook'u olduğunu bulabilirsin: support.apple.com
gelmiş geçmiş tüm macbook modelleri o listede var ve hangisi hangi sene üretilmiş yazıyor.
gelmiş geçmiş tüm macbook modelleri o listede var ve hangisi hangi sene üretilmiş yazıyor.
- bk (29.11.17 18:47:27 ~ 18:48:29)
everymac.com
n11deki yanlış falan girmiş olabilir, mobildeyim
touchbarlı 2016/2017 çok farketmez ağır iş yapmıyorsan
n11deki yanlış falan girmiş olabilir, mobildeyim
touchbarlı 2016/2017 çok farketmez ağır iş yapmıyorsan
- passion rules the game (29.11.17 18:48:09)
yanlış girmemiş n11'deki satıcı. satttığı cihaz 2016 model. 2017 modeller 0.2 birim ileri.
- helenart (29.11.17 19:03:36)
[]
Neşelendirecek Müzikler Çalsın istiyorum
Adına chill mi diyorlar home birşey mi diyorlar bilmiyorum, böyle ben bi' siteye gireyim orada öyle bir radyo olsun ve güzel müzikler çalsın. Mesela fi dizisinin 1.sezon 7.bölümünün 3. dakikasında filan başlayan müzik olabilir.
örneklendiremedim de şimdi.
böyle baş ağrıtmayacak alttan serin serin, çalsın işte.
popüler şarkılarla da olabilir, eskiden beridir hep merak etmişimdir. bunca insan bunca yabancı şarkıyı nasıl bilebiliyor diye(mekanlarda filan eşlik ediyorsunuz ya, en azından benim arkadaşlarım eşlik ediyorlar. çok ilginç gelmiştir bana hep)
örneklendiremedim de şimdi.
böyle baş ağrıtmayacak alttan serin serin, çalsın işte.
popüler şarkılarla da olabilir, eskiden beridir hep merak etmişimdir. bunca insan bunca yabancı şarkıyı nasıl bilebiliyor diye(mekanlarda filan eşlik ediyorsunuz ya, en azından benim arkadaşlarım eşlik ediyorlar. çok ilginç gelmiştir bana hep)
"chill out" aradığınız şey.
www.youtube.com
www.youtube.com şu tarz müzikler anladığım kadarıyla. suicide sheep kanalı da uyabilir.
www.youtube.com
www.youtube.com şu tarz müzikler anladığım kadarıyla. suicide sheep kanalı da uyabilir.
- gebere jackson (28.11.17 15:52:08)
zero 7, air, DJ Food, Morchbea, starfckr ilk etapta aklıma gelen çok çok kaliteli chillout müzikler yapan gruplar.
- pangea (28.11.17 17:14:53 ~ 17:17:24)
Kisalar halterde daha avantajli cunku. Benzer sekilde jokeyler de hep ufak tefek insanlar.
Ya da uzunlar baskette avantajli diye basketbolcular uzun.
Ya da uzunlar baskette avantajli diye basketbolcular uzun.
- crown (27.11.17 22:25:55)
çünkü mgh ve fd
- ghilleinthemist (27.11.17 22:31:06 ~ 22:31:27)
Öncelikle şunu söyleyeyim: Bir insanın boyunun ne kadar uzayacağı daha ceninken genetiğine DNA kodlarına işleniyor, yani ileride yapacağı sporlar boyunun uzayıp uzamamasına çok etki etmiyor, bir tek yeterli oksijen alımı olmadığı için havasa kirli ülkelerde ya da beslenme eksikliği nedeniyle geri kalmış toplumlarda bu biraz değişebiliyor ama o da bireysel anlamda değil toplumsal olarak etki ediyor.
Bunun dışında, kısa boyluların halterci olmasının nedeni, fiziki avantaj. Zira bizim koparma ve silkme, ecnebilerin snatch ve clean&jerk dedikleri disiplinlerde kısa boy büyük avantaj, çünkü hareketin başlangıcıyla sonu arasında mesafe ne kadar kısa olursa, hareketin başarı olma ihtimali o kadar artıyor. Misal kısa boylu biri koparmada 180 kiloluk ağırlığı 170 cm kaldırırken uzun boylu birisi 190 cm kaldırmak durumunda kalacak, bu durumda 170 cm yüksekliğe kaldıran biri daha az mesafe katedeceği için daha avantajlı olacaktır. O nedenle kısa boylular tercih edilir bu sporda. Böyleyken böyle.
Bunun dışında, kısa boyluların halterci olmasının nedeni, fiziki avantaj. Zira bizim koparma ve silkme, ecnebilerin snatch ve clean&jerk dedikleri disiplinlerde kısa boy büyük avantaj, çünkü hareketin başlangıcıyla sonu arasında mesafe ne kadar kısa olursa, hareketin başarı olma ihtimali o kadar artıyor. Misal kısa boylu biri koparmada 180 kiloluk ağırlığı 170 cm kaldırırken uzun boylu birisi 190 cm kaldırmak durumunda kalacak, bu durumda 170 cm yüksekliğe kaldıran biri daha az mesafe katedeceği için daha avantajlı olacaktır. O nedenle kısa boylular tercih edilir bu sporda. Böyleyken böyle.
- angelus (27.11.17 22:41:38)
Kisa boylu yer cekimine karsi daha az is yapmis oluyo uzun boyluya karsi.
- wishmaythşngs (27.11.17 22:44:02)
uzun boylu bir insan ağırlığı kaldırmak için daha yükseğe çıkarmak zorunda. fakat daha kısa bir insan daha az yüksekliğe çıkararak geçerli bir kaldırış yapabilir. ayrıca uzun kol yapısı, ağırlığa uygulanacak moment kolunu arttıracağı için daha fazla kas kuvveti isteyecektir.
o yüzden kısa boylu ve kaslı bir vücut yapısı halter için ideal oluyor.
o yüzden kısa boylu ve kaslı bir vücut yapısı halter için ideal oluyor.
- bellbane (27.11.17 22:45:15 ~ 22:46:15)
[]
United Colors of Benetton'ın ürünleri nasıl ?
Eskiden; apartmanın arka bahçesinde avm olduğu zamanlarda atletlerimi(-ki hergün tişört niyetine giyerim) mudo'dan alıyordum ama onda da sürekli 3 al 2 öde denk geliyordu.
Şimdi ise bırakın avm'yi; ev ile herhangi bir bakkalın arası bile yürüyerek 35 dakika civarı sürüyor.(git-gel)
işbu yüzden de 3 al 2 öde durumları hak getire. * * * *.
Geçende de benetton markasının küçük bir dükkanına rastgeldim, ne yapayım; oradan kaptırayım mı ? kullanan yıkandığında çekmez(çünkü her gün değiştiriyorum hatta bazı günler birden fazla kez değiştiriyorum) yakası kolu filan kısalmaz uzamaz kendi bozmaz kolayla diyen arkadaşımız var mı ?
komisyoncusu, aracısı, benettondan hissesi olan da olur, bizden birileri kazansın sonuçta.
Şimdi ise bırakın avm'yi; ev ile herhangi bir bakkalın arası bile yürüyerek 35 dakika civarı sürüyor.(git-gel)
işbu yüzden de 3 al 2 öde durumları hak getire. * * * *.
Geçende de benetton markasının küçük bir dükkanına rastgeldim, ne yapayım; oradan kaptırayım mı ? kullanan yıkandığında çekmez(çünkü her gün değiştiriyorum hatta bazı günler birden fazla kez değiştiriyorum) yakası kolu filan kısalmaz uzamaz kendi bozmaz kolayla diyen arkadaşımız var mı ?
komisyoncusu, aracısı, benettondan hissesi olan da olur, bizden birileri kazansın sonuçta.
Benetton koyu renklerde çok kalitesizdi benim giydiğim dönemlerde (on sene öncesi). Bir yaz giydikten sonra atıyordum koyu renklileri.
Ancak açık renklerde gerçekten çok iyiydi. On sene önce aldığım tişörtler hâlâ ilk günkü gibi duruyorlar.
Uzun yıllardır bir şey almadığım için güncel bilgi veremeyeceğim.
Ancak açık renklerde gerçekten çok iyiydi. On sene önce aldığım tişörtler hâlâ ilk günkü gibi duruyorlar.
Uzun yıllardır bir şey almadığım için güncel bilgi veremeyeceğim.
- sen git ben geliyorum (24.11.17 18:20:37)
Kardesim ispanyadan hirka almis. Etiketinde istanbul yaziyodu. Neyse kaliteli guzel saglam gorunuyo. Ama tuylenme oldu.
- wishmaythşngs (25.11.17 00:01:16)
[]
LDP Neden Oy Alamıyor ?
eskiden yeniye(80'lerden itibaren) trt'nin yayınladığı vaadleri izliyorum, aynı kişiler aynı şeyleri söyleyip durmuşlar. LDP ve TKP hariç.
hadi tkp'nin halk arasında sevilmeyen bi' hikayesi var, bazı köylerde teröristle anarşisti bile karıştırıyor tanım olarak insanlar. Ama LDP neden oy alamıyor ?
hadi tkp'nin halk arasında sevilmeyen bi' hikayesi var, bazı köylerde teröristle anarşisti bile karıştırıyor tanım olarak insanlar. Ama LDP neden oy alamıyor ?
tamamen aman oyum boşa gitmesin mantığından olabilir.
şahsım adına 2011den beri tüm seçimlerde ldpye oy verdim ve sadece seçim öncesi trt'de yayınlanan cem toker'in videolarını seyrettirerek 10'dan fazla insana da ldp'ye oy verdirdim ki içlerince önceki seçimlerde akpye oy verenler de var.
bu konuda medyada ısrarla yer verilmemesinin etkisinin de yeri büyük tabii ki. insanlar şimdiden iyi partiye oy vermeyi kabullenmiş durumda sıkça duyduğu için. onlar kadar ldp de medyada yer bulsa, anketlerde 7-8 olsa net barajı geçerdi şimdiye kadar. benim düşüncem tabii bu.
şahsım adına 2011den beri tüm seçimlerde ldpye oy verdim ve sadece seçim öncesi trt'de yayınlanan cem toker'in videolarını seyrettirerek 10'dan fazla insana da ldp'ye oy verdirdim ki içlerince önceki seçimlerde akpye oy verenler de var.
bu konuda medyada ısrarla yer verilmemesinin etkisinin de yeri büyük tabii ki. insanlar şimdiden iyi partiye oy vermeyi kabullenmiş durumda sıkça duyduğu için. onlar kadar ldp de medyada yer bulsa, anketlerde 7-8 olsa net barajı geçerdi şimdiye kadar. benim düşüncem tabii bu.
- Mandos (24.11.17 04:14:06)
Baraj yüzünden. Partinin sıfırdan barajı aşacak atılımı yapması şu durumda imkansız olduğu için öyle tanıtımdı ses duyurmaydı gibi pahalı etkinlikler yapması da mümkün olmuyor doğal olarak. Baraj olmasa seslerini duyurmak için daha çok yatırım yapıp çalışırlar.
Bunlardan bağımsız, ülkede tek bir ideolojiye kanalize olmuş herhangi bir partinin iktidar olması çok zor. İdeolojisi olan insanı militan gibi gördüğümüz için sanmıyorum çok kişiye hitap etsin. İlla bi merkez sağa yanaşması lazım ki mevcut ldp'nin bununla pek bir ilgisi yok.
Bunlardan bağımsız, ülkede tek bir ideolojiye kanalize olmuş herhangi bir partinin iktidar olması çok zor. İdeolojisi olan insanı militan gibi gördüğümüz için sanmıyorum çok kişiye hitap etsin. İlla bi merkez sağa yanaşması lazım ki mevcut ldp'nin bununla pek bir ilgisi yok.
- Bruce (24.11.17 08:13:38)
Baraj olmasa da yurdumda hem ekonomik hem de hak/görev/özgürlükler açısından tam liberal çok az insan var. Herkes ya büyük devlet aşığı ya da başkalarının özgürlüklerine karışma konusunda kendini haklı görüyor.
Yine de baraj kaldırılsa bu baskı ortamında sıkıntı çeken ve ekonomik politikalardan zarar görenlerden belli bir tepki oyu alabilirlerdi.
Ben boşa gideceğini bile bile LDP'ye atıyorum. Bir dönem LDP biraz CHPleşmişti ama neyse ki sonrada özlerine döndüler. Keşke Cem başgan gittikten sonra çıkan kavgalar onları diğer partilere benzetmeseydi.
Yine de baraj kaldırılsa bu baskı ortamında sıkıntı çeken ve ekonomik politikalardan zarar görenlerden belli bir tepki oyu alabilirlerdi.
Ben boşa gideceğini bile bile LDP'ye atıyorum. Bir dönem LDP biraz CHPleşmişti ama neyse ki sonrada özlerine döndüler. Keşke Cem başgan gittikten sonra çıkan kavgalar onları diğer partilere benzetmeseydi.
- cleric (24.11.17 08:57:13 ~ 17:46:49)
türk insanı komünist bile olur ama liberal olmaz.
- nickini degistiren yazar (24.11.17 11:18:48)
ldp'yi bilemiyorum ama var böyle partiler. hani dernek olarak faaliyet göstermeyip niye siyasi parti olmakta ısrar ettiklerini bilemiyorum tabii; şair sezai karakoç'un bir partisi var mesela, ara sıra sezai karakoç'u sevip muteber gördüğümden konuşmalarına falan bakarım partideki. dernek/cemaat cinsinden bir şey ama siyasi parti olarak varlar. hatta birkaç seçime falan girmedilerdi eskiden ismi türkiye diriliş partisi mi neydi şimdi yüce diriliş partisi olmuş. bu da öyle bişeydir. ya da dernek olunca vergisi tüzüğü zorunlulukları daha farklıdır onunla uğraşmak istemiyolardır. ya da "siklemiyoruz ama biz de siyasi partiyiz lan" gibi bir tavırdır. olur mu olur.
- dafaisss (24.11.17 17:43:45)