[]
Evlilikle ilgili kayinbabaya söylemek için afilli(dallamaca) sözler
Kizi istemeye gitmemiz için "bize biraz zaman verin" diyen mustakbel kayinbaba için alternatif sözlere ihtiyacım var. Orneklendiriyorum;
Biliyorum istemek kısmı soru gibi göründü ama soru değildi
Siz yanlis anladiniz biz sizi degil kizinizi almak icin gelecegiz size niye zaman verelim
Gibi gibi
P.s. soru sormakla ya da yorum yapmakla zaman kaybetmeyin yardirin gelsin.
edit: yahu, yorum yapmakla zaman kaybetmeyin dediğim halde sürekli yorum yapılmış. neredeyse sonuç odaklı cevap yok .
Biliyorum istemek kısmı soru gibi göründü ama soru değildi
Siz yanlis anladiniz biz sizi degil kizinizi almak icin gelecegiz size niye zaman verelim
Gibi gibi
P.s. soru sormakla ya da yorum yapmakla zaman kaybetmeyin yardirin gelsin.
edit: yahu, yorum yapmakla zaman kaybetmeyin dediğim halde sürekli yorum yapılmış. neredeyse sonuç odaklı cevap yok .
ikinciyi söyle. baktın olmadı kaynananın kafasını kes biz racon kesmiyoruz kafa kesiyoruz dersin.
- ayiadam (22.01.16 13:03:17)
verirsen ekime vermezsen sikime kadar derdim ben olsam.
- prezarlatif (22.01.16 13:12:14)
Kayınvalideye veya kayınpedere laf koyarsan kapının önüne koyulursun. Kızı aldıktan sonra artislen istediğin kadar ama şimdi süt dökmüş kedi olacaksın. Yıkama yağlamalı cümleler öğren.
- cilekli pasta (22.01.16 13:14:06)
yav adam zaman istemiş diye laf sokmak nedir ki? hem sana ne oluyor dostum, bırak anan baban çözsün meseleyi, sen niye atar yapıyon ki müstakbel kayınbabana?
- jesues (22.01.16 13:22:18)
ekinler dize kadar o kız gelsin bize kadar.
- dedim dedim de kime dedim (22.01.16 13:25:30)
@ayiadam flkdfjglkjfdglkdfjg
- vodafona kayıtlı böyle bir kullanıcı yoktur (22.01.16 13:26:14)
sakin ve makul olmak en iyisi.
bizim durumda kayınpeder kızımı vermem ancak evlenmenize izin verebilirim gibi bir şey söyledi. başka biri başka bir zaman da söylemiş olsa çok şahane cevap verirdim. o an gerginlik yaratmaya gerek yok diye düşünüp gülümsedim. iyi kide öyle yapmışım.
tekrar ara sizden en kısa zamanda müsait gün bekliyoruz gibi de. zaten kızın ayarlaması lazım.
bizim durumda kayınpeder kızımı vermem ancak evlenmenize izin verebilirim gibi bir şey söyledi. başka biri başka bir zaman da söylemiş olsa çok şahane cevap verirdim. o an gerginlik yaratmaya gerek yok diye düşünüp gülümsedim. iyi kide öyle yapmışım.
tekrar ara sizden en kısa zamanda müsait gün bekliyoruz gibi de. zaten kızın ayarlaması lazım.
- s man chen (22.01.16 13:27:05)
Adam senin gbt'ni araştıracak .
- rhan (22.01.16 15:19:56)
uzatmanın anlamı yok peder bey, kızı verin bu iş huzur içinde çözülsün.
politik gönderme iyi mi olur kötü mü bilemiyorum tabi
politik gönderme iyi mi olur kötü mü bilemiyorum tabi
- klar (22.01.16 15:24:55)
Didismeyin biraz naz yaparlar sonra isler yoluna girer yok aksi olursa yani atar yaparsaniz kizi verseler bile yillarca bu konu gundemde kalir bosuna tadiniz kacar.
- uzun kulaklı yalnız tavşan (22.01.16 15:34:21)
kizi alana kadar dezavantajlı taraf sensin.
ters yapsalar bile sineye çekeceksin mecbur. ha kızı aldıktan sonra hatırlayıp hatırlamamak senin bileceğin iş.
ters yapsalar bile sineye çekeceksin mecbur. ha kızı aldıktan sonra hatırlayıp hatırlamamak senin bileceğin iş.
- paranoyak kedi (22.01.16 15:49:28)
[]
Ankara'da arkadaşlarla gidilecek komedi tiyatro/müzikli tiyatro?
Bu hafta ya da önümüzde ki hafta sonu, büyüklerimizin ''siz niye birbirinizden ayrılmıyorsunuz biliyor musunuz ? çünkü sizin ortak paydanız bu yaptığınız geyik'' olduğu söylenilen eski arkadaşlarımızla gidebileceğimiz, ayağımız alışsın adı ve tadı altında yani, denenmiş ve tecrübe edilmiş bir aktiviteye gidelim de ilk başta millet sıkılmasın, sonra daha derin mecralara dalarız gibi yeni mekan açmış eski ''dj'' söyleminde gidebilecek bir oyun arıyoruz.
aşşağı yukarı 4-5 kişiyiz. herhangi bir öneriniz var mı?
edit: görnholm metodu oyununa yer yok.
aşşağı yukarı 4-5 kişiyiz. herhangi bir öneriniz var mı?
edit: görnholm metodu oyununa yer yok.
Gronholm metodu sinaside
- erdener abla (19.01.16 05:15:03)
[]
insanın annesini bu kadar sevmesi ve bunun silsilesi neler ?
yani; bebeklik ve çocuklukaa ki anneye/annelerine olan düşkünlüğü
ergenlikte ki saygı
gençlikte ki koruma içügüdüsü
yani mesela çocuklukta anneye ihtiyaç duymasalar dahi, ihtiyaçları giderilse dahi sürekli anneyi aramaları, özlemeleri ?
ergenlikte ki saygı
gençlikte ki koruma içügüdüsü
yani mesela çocuklukta anneye ihtiyaç duymasalar dahi, ihtiyaçları giderilse dahi sürekli anneyi aramaları, özlemeleri ?
Annenin rahminde 9 ay bekliyoruz. Onun vitaminini, proteinini vs sömürüyoruz. Dünyaya geldikten sonra da ondan beslenmeye devam ediyoruz. En çak vakti onunla geçiriyoruz. Bunlardan dolayı olabilir.
Annem küçükken beni dövdüğünde anneee diye ağlardım. Benim gibi birçok insan vardır sanırım.
Annem küçükken beni dövdüğünde anneee diye ağlardım. Benim gibi birçok insan vardır sanırım.
- buffy de vampir sayılır (16.01.16 07:41:45)
Oncelikle "anne" degil "anne figuru" aranir. Olay direkt biyolojik bag degil yani. Tipki baba figuru arandigi gibi. Eger ibtiyaclari karsilanirsa anne figuru yerinde bakici, anneanne, hala ve hatta baba da olabilir (erkeklerin bu figuru doldurmasi daha zor ama imkansiz degil)
Dogum oncesi ve dogumdan itibaren de primer bakim cogunlukla annede. Ilk 2 ay zaten bebekte guven duygusu olusuyor. O dunyanin degil, dunya onun bir uzantisi. Aciktiginda kendinin olan biseyin ona sunulmamasi kadar guven kirici bir sey olamaz. Bu donemdeki patolojik yaklasimlar guven ile ilgili sikintilara neden oluyor ilerde
Mesela cocuk esirgemedeki cocuklar ya kimseye guvenmez ya da gelen herkesi annesi babasi yerine koyar (eger bu yenidogan doneminde yeterli ilgi alaka saglanmamissa)
Bi de ortadogu toplumlarinda sacimi supurge ettim yemedim yedirdim ajitasyonu var, o da cocuk biraz buyuyunce kafasina islenmeye basliyor
Normalde primer figurler cocugun yasaminda anne, ogretmen, arkadas, kendisi seklinde gider. Yani ergenlikte anneye saygiyi abartiyorsa bunda da bi sikinti vardir
Dogum oncesi ve dogumdan itibaren de primer bakim cogunlukla annede. Ilk 2 ay zaten bebekte guven duygusu olusuyor. O dunyanin degil, dunya onun bir uzantisi. Aciktiginda kendinin olan biseyin ona sunulmamasi kadar guven kirici bir sey olamaz. Bu donemdeki patolojik yaklasimlar guven ile ilgili sikintilara neden oluyor ilerde
Mesela cocuk esirgemedeki cocuklar ya kimseye guvenmez ya da gelen herkesi annesi babasi yerine koyar (eger bu yenidogan doneminde yeterli ilgi alaka saglanmamissa)
Bi de ortadogu toplumlarinda sacimi supurge ettim yemedim yedirdim ajitasyonu var, o da cocuk biraz buyuyunce kafasina islenmeye basliyor
Normalde primer figurler cocugun yasaminda anne, ogretmen, arkadas, kendisi seklinde gider. Yani ergenlikte anneye saygiyi abartiyorsa bunda da bi sikinti vardir
- la noix (16.01.16 07:54:20)
Anlattığın şeylerin çoğu bende yok. Subjektif şeyler bence.
- kargn (16.01.16 16:31:23)
[]
Uyku sürelerinde gündüz-gece-akşam farkı
Başlıkta derdimi tam anlatamadım ama hikaye kısaca şöyle;
şimdi eğer akşam saat 18:00 ile 21:00 arası uyunursa gece 00:00-01:00 gibi uyanılıyor. daha fazla uyumak istenilse de olmuyor.
gece 23:00 01:00 arası uyunursa ise sabah 10:00 -11:00 gibi uyanılıyor.
sabah saat 08-00'den sonra uyunursa ise temiz 10-12 saat temiz uyunabiliyor.
burada akşam 18-21 arası yattığımızda 4 saatlik uykuyla kalkıp ertesi günün tamamını kurtaramamanın, saat 11:00 gibi çok feci bir şekilde enerjisiz kalmanın ceremesini çekiyorum. bu sizde de böylemi oluyor, yani çok uykumuz olsada, mesela gece hiç uyunmamış olsun, gündüz de çalıştınız akşam 20:00'da yattınız ve en azından bi' 7-8 saat uyuyamıyorsunuz. aynı durumda gece uyumayıp gündüz işe gitmeden uyumuş olsanız zaten bi 10 saat yatacaktınız oysa ki. oluyor mu böyle ? yoksa ben seçilmiş kişi... ? bak şimdi
şimdi eğer akşam saat 18:00 ile 21:00 arası uyunursa gece 00:00-01:00 gibi uyanılıyor. daha fazla uyumak istenilse de olmuyor.
gece 23:00 01:00 arası uyunursa ise sabah 10:00 -11:00 gibi uyanılıyor.
sabah saat 08-00'den sonra uyunursa ise temiz 10-12 saat temiz uyunabiliyor.
burada akşam 18-21 arası yattığımızda 4 saatlik uykuyla kalkıp ertesi günün tamamını kurtaramamanın, saat 11:00 gibi çok feci bir şekilde enerjisiz kalmanın ceremesini çekiyorum. bu sizde de böylemi oluyor, yani çok uykumuz olsada, mesela gece hiç uyunmamış olsun, gündüz de çalıştınız akşam 20:00'da yattınız ve en azından bi' 7-8 saat uyuyamıyorsunuz. aynı durumda gece uyumayıp gündüz işe gitmeden uyumuş olsanız zaten bi 10 saat yatacaktınız oysa ki. oluyor mu böyle ? yoksa ben seçilmiş kişi... ? bak şimdi
yo fark etmiyor bana. hangi saat olursa olsun uyku döngüm gelmişse rahatlıkla temiz 10 saatlik uykumu uyuyabilirim.
- hayley williams ile evlenecek genc (10.12.15 07:12:04)
Gündüz uyursan uykudan verim alamadığın için doyamazsın. 11-12 gibi uyursan, evde sessiz ve karanlıksa en verimli uyku olur, böylece daha kısa sürede kalkarsın.
- arnold schwarzeneger (10.12.15 08:05:21)
[]
İstanbul İtü Maslak Kampüsüne Yakın Kalmalık Yer
Arkadaşım maslak kampüsünde verilecek olan bir seminer için 2 hafta ve haftada 2 gece istanbul'da olacak. Perşembe ve Cuma akşamları onun kalabileceği uygun fiyatlı yer arıyoruz. Otel, misafirhane, öğrenci evi gibi.
Sadece bu hafta ve önümüzde ki hafta konaklanacak. (yarın yarından sonra ve Haftaya perşembe-cuma)
Yer problem olduğu için; 2 gün üstte kalırsa sevinirim. iyi eğlenceler.
edit: itü'nün misafir evi doluymuş.
Sadece bu hafta ve önümüzde ki hafta konaklanacak. (yarın yarından sonra ve Haftaya perşembe-cuma)
Yer problem olduğu için; 2 gün üstte kalırsa sevinirim. iyi eğlenceler.
edit: itü'nün misafir evi doluymuş.
İtünün içerisindeki konuk evi dolu muymuş?
- ekaterina (05.11.15 09:52:14)
cinsiyet, yaş?
sigara içer mi, kedilere alerjisi var mı?
sigara içer mi, kedilere alerjisi var mı?
- holy diver (05.11.15 10:03:43)
[]
Ankara'da Kaçış Oyunu
iyi geceler maykıl skolfieldlar;
Ankara'da konumu pek önemli olmayan 4-5 kişi gerçekten eğlenebileceğimiz bir kaçış oyunu arıyoruz. Tavsiye edebileceğiniz yer var mı ? Ve bunları ankara fırsatları gibi indirimli alabileceğimiz siteler var mı ?
Ankara'da konumu pek önemli olmayan 4-5 kişi gerçekten eğlenebileceğimiz bir kaçış oyunu arıyoruz. Tavsiye edebileceğiniz yer var mı ? Ve bunları ankara fırsatları gibi indirimli alabileceğimiz siteler var mı ?
3. caddede varuna gezgin'in tam karsisinda vardi.
- bedbed (21.09.15 23:21:04)
Trackthekey nette arat bulursun. Sahipleri çok tatlı insanlar.
- elikası (22.09.15 00:42:33)
Bende internette araştırıp gittim, en iyi tavsiye edilenler Numara13 ve Apartman06 okuduklarıma göre. Ben Numara13'e gittim, bulmacalar ve dekor gayet güzeldi. Gayet keyifli bir evden kaçış mekanıydı.
- espagnole (22.09.15 11:06:28)
[]
''İslam''-da şüphe
imanda şüphenin yeri nedir ? yani şüphe duymak serbest ama söylemek yasak diyorlar da o nasıl olacak ? o zaman da münafıklık olmuyor mu ?
bir de bahisini ettiğim şey imanın kelime anlamı gereği şüphe barındırmaması değil. meselenin islam tarafı. akıl şeytan icadı mı ?
bir de bahisini ettiğim şey imanın kelime anlamı gereği şüphe barındırmaması değil. meselenin islam tarafı. akıl şeytan icadı mı ?
Yanlis soyluyorlar. Islamda supheye yer yok. Supheyi giderene kadar arastirman isteniyor islamda. Islamda oyle.
- stavro (10.09.15 09:46:02)
Sen şüphe hissedip bunu söylemediğinde Allah anlayabiliyor bunu. Hatta "Dimik bindin şiphi ittin" diyor.
- angelus (10.09.15 09:49:54)
illaki vardır. şüphe duymadan yaşayamazsın. onlarca şeyi neden yaptığımızı bilmiyorum bir müslüman olarak.
misal şeytan taşlamak... mantıklı bir açıklaması da yok bunun. bir taşa taşlar atıyorsun. komik. bunun böyle olduğunu düşünmek beni dinden çıkaracak değil ya.
misal şeytan taşlamak... mantıklı bir açıklaması da yok bunun. bir taşa taşlar atıyorsun. komik. bunun böyle olduğunu düşünmek beni dinden çıkaracak değil ya.
- mermize (10.09.15 09:51:12)
ahahaha çok güzel söylemişsin. Akıl şeytan icadıdır.
Şüpheye de kat'iyen yer yok.
Şüpheye de kat'iyen yer yok.
- Frederick Co (10.09.15 09:52:00)
Önce deizm, sonra agnostizm sonra da ateizme giden ilk yola girmişsin hayırlı olsun.
Şüpheye yer yoktur, islam dini ''mutlak bir iman'' ister hatta bizim din hocası bile ''düşünmeyin çocuklar dinden çıkarsınız'' diyodu, valla adam haklıymış.
Şüpheye yer yoktur, islam dini ''mutlak bir iman'' ister hatta bizim din hocası bile ''düşünmeyin çocuklar dinden çıkarsınız'' diyodu, valla adam haklıymış.
- neferkitty (10.09.15 09:53:55 ~ 09:54:23)
neferkitty +1
şüphe derken "oku"mayla geçecek şüphelerden bahsedilmiyor. yani şüpheden kasıt "2+2 cidden 4 mü yapar?" falan değil. asıl şüphe olayı başka burada. "lan ya allah yoksa?" diyemezsin mesela islamda. ya da "acaba cihad doğru bir şey mi?", "kadınlarla erkekler her anlamda eşit olsa olmaz mıydı?" diyemezsin. dersen allahı sorgulamış olursun.
kuran'a göre evrimi de sorgulayamazsın, gök ve yer olaylarını da. çünkü evrimi kabul etmiyor kuran. adem & havva var yaratılışçı dinler için. yer olayları insanlar azgınlık yaptı diye var, gök ile ilgili ise yanlış ifadeler var kuranda. bunlar kuranı yanlış düşürecek/düşüren şüpheler olduğu için dinden çıkma oluyor.
senin sorduğun daha çok ilk kısma giriyor, ki "imanda şüphe" diye özellikle belirtmişsin zaten. meleklere, peygamberlere, kutsal kitaba, allaha, tekrar dirilmeye falan iman etmen, şüphe duymaman gerek islam sınırları içinde kalmak istiyorsan.
kısacası şüpheye yer yok.
şüphe derken "oku"mayla geçecek şüphelerden bahsedilmiyor. yani şüpheden kasıt "2+2 cidden 4 mü yapar?" falan değil. asıl şüphe olayı başka burada. "lan ya allah yoksa?" diyemezsin mesela islamda. ya da "acaba cihad doğru bir şey mi?", "kadınlarla erkekler her anlamda eşit olsa olmaz mıydı?" diyemezsin. dersen allahı sorgulamış olursun.
kuran'a göre evrimi de sorgulayamazsın, gök ve yer olaylarını da. çünkü evrimi kabul etmiyor kuran. adem & havva var yaratılışçı dinler için. yer olayları insanlar azgınlık yaptı diye var, gök ile ilgili ise yanlış ifadeler var kuranda. bunlar kuranı yanlış düşürecek/düşüren şüpheler olduğu için dinden çıkma oluyor.
senin sorduğun daha çok ilk kısma giriyor, ki "imanda şüphe" diye özellikle belirtmişsin zaten. meleklere, peygamberlere, kutsal kitaba, allaha, tekrar dirilmeye falan iman etmen, şüphe duymaman gerek islam sınırları içinde kalmak istiyorsan.
kısacası şüpheye yer yok.
- lesmiserables (10.09.15 10:09:00 ~ 10:12:14)
İslam içinde birçok fıkıh düşüncesine sahip. Seni bir şeyi sorgulamak için engellemez, yani sogulama demez fakat (yanına bir fakat koyar) sorgularken amacın 'allah neden böyle bir hüküm koymuş?' Ya da bu olayda allah bize ne demek istiyor allahın bunun üzerindeki hikmeti nedir?'diye sorgulaman beklenir.
Yani sorgularken bile seni kısıtlar, sorgulamanı allahın varlığıyla kabulüyle başlamanı, cevabında amacın allahı bulmak olmasını ister, allahın yokluğu düşüncesini bile allahın varlığını bulmak için kullanmanı ister.
Felsefeden uzak bir dindir vesselam(gerçi diğer dinlerde aynıdır farkı yok)
Yani sorgularken bile seni kısıtlar, sorgulamanı allahın varlığıyla kabulüyle başlamanı, cevabında amacın allahı bulmak olmasını ister, allahın yokluğu düşüncesini bile allahın varlığını bulmak için kullanmanı ister.
Felsefeden uzak bir dindir vesselam(gerçi diğer dinlerde aynıdır farkı yok)
- filipis (10.09.15 10:18:03)
Kuran'ı okumak tuhaf, çünkü kimi yerlerde "Şüphe edenlerden olma" şeklinde ifadeler var. Bir yandan da peygamberler, çeşitli "açık" mucizelerle gelerek, insanların ikna olmasını sağlıyorlar.
Bir yandan da şu ayet var:
Bakara, 118: Bilmeyenler, "Allah bizimle konuşsa, ya da bize bir mucize gelse ya!" derler. Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişti. Onların kalpleri (anlayışları) birbirine benziyor. Biz âyetleri, kesin olarak inanacak bir toplum için açıkladık.
Bir yandan da şu ayet var:
Bakara, 118: Bilmeyenler, "Allah bizimle konuşsa, ya da bize bir mucize gelse ya!" derler. Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişti. Onların kalpleri (anlayışları) birbirine benziyor. Biz âyetleri, kesin olarak inanacak bir toplum için açıkladık.
- binary (10.09.15 10:36:53)
"Şüphe şirke götürür" derler.
Şüphe olmadan insan aklı bir şey üzerine düşünemez. Benim aklım tabi Almanca çalıştığı için "Zweifel" üzerinden gideyim, ikilem anlamına geliyor. Doğa da bir ikilik üzerine kurulu. Zıtlıklar ve belli bir düzen. Dolayısıyla bu zıtlıklar üzerine düşünmeden hiç birşeye varamayız. Türkçenin ırzına geçildiği için düşünmemize de engel olan bir hal alıyor dil problemi.
Doğada yüzlerce ikilem mevcut ve düz anlamda şüphe kendi başına bir problem olamaz. Şüphe ancak şirke götürüp Allah'ı veya bu var olan düzeni yok saymayı getirirse insanı şirke... yani Allah'a şart koşmaya götürebilir. O zaman din de iman da tehlikeye girebilir. Agnostisizmde bile var olan bir güç var ve bu reddedilemiyor. Dolayısıyla akıl varsa şüphe de vardır ama neyi kabul edip neye reddedeceğimiz bizim irademize ve aklımıza bağlı.
İslam toplumsal bir dindir. Hani "düşünmek serbest söylemek yasak mı" demişsin ya... şöyle bir örnek üzerinden anlatmaya çalışayım... İslam'da alkol aldığınızda dinden çıkmazsınız ama günahkar olursunuz. Ama bunu toplum içinde yaptığınızda bunun yayılmasına da sebep olursunuz ve başka sorumluluklar devreye girer. Toplumsal günahlar İslam'da kesinlikle onaylanmaz. Yani aslında siz bir Müslüman olarak içki içseniz bile bunun toplumsal olarak yayma eğilimine gittiğinizde durum değişir. İslam genel olarak toplumsal hayatı düzenlemek için gönderilmiş bir din. Birey olarak sizin eylemleriniz tamamen Allah/Tanrı ile kendi aranızda iken toplumsal eylemleriniz doğrudan İslam'ı ve toplumu bağladığı için başka şekilde yargılanabilir.
Bunu düzenleyen sistem din kurumu ve devlet iken bugün bunun kurumsal organizasyonu din açısından da devlet açısından da sorunludur. Şu an Türkçe konuştuğumuzu düşündüğümüzde Türkiye üzerine konuştuğumuzu farz edelim.
Almanya örneğinden gideyim yine... Alman toplumu Türkler ilk geldiğinde ya da herhangi bir düzenli bir batı toplumunda Müslüman ya da yabancı bir topluluk o toplum içinde yaşamaya başladığında nasıl düşünüp organize olmuş onu hatırlayalım. Alman yasaları toplumsal hayatı organize ediyor ve diyor ki ev içi hukukunuza... bu İslam hukuku olur veya başka bağlı olduğunuz bir topluluğun kuralları olabilir. Bunları özel hayatınızda işleyebilirsiniz. Örneğin evlenmek, miras paylaşımı vb. ama toplumsal olan bir eyleme dönüşürse ve bu o toplumu etkileyecek bir hal alırsa Alman yasaları devreye girer. Örneğin bir cinayet işlendiğinde bu toplumsal olarak yayılabilecek bir eylem olduğu için bu o toplumu da bozacak bir şey olduğu için buna müdahale eder.
Çok uzattım gerçi ama şöyle özetleyeyim... İslam toplumsal olan hayatı belirler ve sizin toplumsal olmayan hayatınızdaki herşeyi vicdanınıza ve kendi iradenize bırakır.
Şüphe olmadan insan aklı bir şey üzerine düşünemez. Benim aklım tabi Almanca çalıştığı için "Zweifel" üzerinden gideyim, ikilem anlamına geliyor. Doğa da bir ikilik üzerine kurulu. Zıtlıklar ve belli bir düzen. Dolayısıyla bu zıtlıklar üzerine düşünmeden hiç birşeye varamayız. Türkçenin ırzına geçildiği için düşünmemize de engel olan bir hal alıyor dil problemi.
Doğada yüzlerce ikilem mevcut ve düz anlamda şüphe kendi başına bir problem olamaz. Şüphe ancak şirke götürüp Allah'ı veya bu var olan düzeni yok saymayı getirirse insanı şirke... yani Allah'a şart koşmaya götürebilir. O zaman din de iman da tehlikeye girebilir. Agnostisizmde bile var olan bir güç var ve bu reddedilemiyor. Dolayısıyla akıl varsa şüphe de vardır ama neyi kabul edip neye reddedeceğimiz bizim irademize ve aklımıza bağlı.
İslam toplumsal bir dindir. Hani "düşünmek serbest söylemek yasak mı" demişsin ya... şöyle bir örnek üzerinden anlatmaya çalışayım... İslam'da alkol aldığınızda dinden çıkmazsınız ama günahkar olursunuz. Ama bunu toplum içinde yaptığınızda bunun yayılmasına da sebep olursunuz ve başka sorumluluklar devreye girer. Toplumsal günahlar İslam'da kesinlikle onaylanmaz. Yani aslında siz bir Müslüman olarak içki içseniz bile bunun toplumsal olarak yayma eğilimine gittiğinizde durum değişir. İslam genel olarak toplumsal hayatı düzenlemek için gönderilmiş bir din. Birey olarak sizin eylemleriniz tamamen Allah/Tanrı ile kendi aranızda iken toplumsal eylemleriniz doğrudan İslam'ı ve toplumu bağladığı için başka şekilde yargılanabilir.
Bunu düzenleyen sistem din kurumu ve devlet iken bugün bunun kurumsal organizasyonu din açısından da devlet açısından da sorunludur. Şu an Türkçe konuştuğumuzu düşündüğümüzde Türkiye üzerine konuştuğumuzu farz edelim.
Almanya örneğinden gideyim yine... Alman toplumu Türkler ilk geldiğinde ya da herhangi bir düzenli bir batı toplumunda Müslüman ya da yabancı bir topluluk o toplum içinde yaşamaya başladığında nasıl düşünüp organize olmuş onu hatırlayalım. Alman yasaları toplumsal hayatı organize ediyor ve diyor ki ev içi hukukunuza... bu İslam hukuku olur veya başka bağlı olduğunuz bir topluluğun kuralları olabilir. Bunları özel hayatınızda işleyebilirsiniz. Örneğin evlenmek, miras paylaşımı vb. ama toplumsal olan bir eyleme dönüşürse ve bu o toplumu etkileyecek bir hal alırsa Alman yasaları devreye girer. Örneğin bir cinayet işlendiğinde bu toplumsal olarak yayılabilecek bir eylem olduğu için bu o toplumu da bozacak bir şey olduğu için buna müdahale eder.
Çok uzattım gerçi ama şöyle özetleyeyim... İslam toplumsal olan hayatı belirler ve sizin toplumsal olmayan hayatınızdaki herşeyi vicdanınıza ve kendi iradenize bırakır.
- osmanyueksel (10.09.15 10:41:14)
''Şimdiye kadar hep önce iman sonra şüphe yolunu tuttuk, şimdi de şüphe ile başlayarak imanı arayalım.'' Erol Güngör
- perferil (10.09.15 11:47:12)
Herhangi bir tartisma baslatmak icin soylemiyorum, bir cevap da beklemiyorum buna ama kurana gore yer gok olaylarini sorgulayamazsin falan filan diye bir sey yok, kim uydurduysa yanlis. Kurani anlamsiz bulabilir, uydurma, safsata olduguna kanaat getirebilirsin ama kuranda boyle bir sey yok. Evrende olan biten her bir halti bal gibi de sorgular, arastirirsin. Kuran sana astrofizikle ilgili bilgi falan vermez zaten, kendin arastirirsin. Kutlecekimini de kendin kesfedersin, atomalti parcaciklari da.
- stavro (10.09.15 13:06:46)
arkadaş bilimi kuranda aradıklarını sanmış.
- Frederick Co (10.09.15 14:53:41)
@mete kudur,
ne yazık ki bu soruyu tarafsız olarak tartışabileceğin ya da soruna tam anlamıyla bir yanıt bulabileceğin bir yer değil burası.
islam, kelime olarak "teslim"den gelir. yani bu sözcüğün kökeni "allah'a sorgusuz sualsiz teslim olmak" manasıyla ilgilidir. öyleyse islam'da şüphe edilemez anlamı çıkıyor. ancak bunu sadece "islam"la bağdaştırmak doğru değil. tüm dinler ve hatta batıni öğretiler ve felsefi inançlar için de bu geçerlidir. zira biraz zen budizmi ile ilgilenirsen (budizm ile tasavvuf arasında çok yakın bir ilişki var*) "zihin" denilen kavramın yok edilmesi gerektiğinden bahsedilir(1). zihin, şüphenin yaratıcısıdır. zihin "mara'nın oyunlarına(2)" ve maya'nın yanılsamalarına(3) kolayca düşebilir.
hazreti islam peygamberinin bir hadisi vardır ve şöyledir "herkesin inandığını sen bil". zira islam doğru anlaşıldığında(4) şüphe edecek bir durum olmadığı ortaya çıkar.
peki günümüz islam anlayışında şüphe edecek tonla sorunun olması neden? çünkü insanlar hakikati "idrak" edemediler ya da idrak etmeye bile çalışmadılar. ayrıca islam (aynı diğer dinlerde olduğu gibi) toplumları yönetmek için bir oyuncak haline geldi.
* hayır bir şey içmedim. tüm batini (=ezoterik, içrek)öğretilerde bu ilişki çok net görülür.
1 - mesela echart tolle ve benzeri ekolde olanların bu konuda söylediği bir çok şey vardır. şimdinin gücü adlı kitabı neredeyse bununla ilgilidir.
2 - mara, hinduzim'deki baştan çıkaran tanrı(ça) olarak bilinir. islamdaki şeytana benzer. nefsin kötü yönü de denilebilir.
3 - Platon'un mağara alegorisi anımsanabilir burada. modern toplum aldatmacaları da buraya girer. "maya" yine hinduzm inancındadır. hakikatin anlaşılmasını engellemek için onu örter, gizler. o yüzden "hakikat yolunu bulanlar, ancak onu arayanlardır" demiş bistami. mevlana'nın bahsettiği görünmeyeni gizleyen perde de bunu işaret eder.
4 - islam doğru anlaşıldığında dediğimde biri muhakkak "gerçek islam bu değil:( " der ve dalga geçer. öyleyse gerçek islam ne? kişinin rabb'e, tanrısına ve yaratıcısına teslim olması ve onu anlamaya çalışmasıdır.
sonuç:
şüphe dinden çıkarabilir. çünkü çok çok güçlü bir silahtır. şüphe sözcüğünü islam literatüründe arama sadece, psikolojik etkilerini ve hatta toplumsal ilişkiler bazında da ele al. şüphenin olumlu etkisi görülmez. (hazırlıklı olmak, teyakkuzda olmak şüphe ile aynı anlamda değildir) ancak şüphenin kötü olması, islamda sorgulamanın ve soruna yanıt aramanın olmadığı anlamına gelmez. islamda da (diğer öğretilerde olduğu gibi) her soruya bulabileceğin yanıtlar vardır. ancak en önemli husus objektif olablimektir ki şüphe objektifliğe zarar verir.
ne yazık ki bu soruyu tarafsız olarak tartışabileceğin ya da soruna tam anlamıyla bir yanıt bulabileceğin bir yer değil burası.
islam, kelime olarak "teslim"den gelir. yani bu sözcüğün kökeni "allah'a sorgusuz sualsiz teslim olmak" manasıyla ilgilidir. öyleyse islam'da şüphe edilemez anlamı çıkıyor. ancak bunu sadece "islam"la bağdaştırmak doğru değil. tüm dinler ve hatta batıni öğretiler ve felsefi inançlar için de bu geçerlidir. zira biraz zen budizmi ile ilgilenirsen (budizm ile tasavvuf arasında çok yakın bir ilişki var*) "zihin" denilen kavramın yok edilmesi gerektiğinden bahsedilir(1). zihin, şüphenin yaratıcısıdır. zihin "mara'nın oyunlarına(2)" ve maya'nın yanılsamalarına(3) kolayca düşebilir.
hazreti islam peygamberinin bir hadisi vardır ve şöyledir "herkesin inandığını sen bil". zira islam doğru anlaşıldığında(4) şüphe edecek bir durum olmadığı ortaya çıkar.
peki günümüz islam anlayışında şüphe edecek tonla sorunun olması neden? çünkü insanlar hakikati "idrak" edemediler ya da idrak etmeye bile çalışmadılar. ayrıca islam (aynı diğer dinlerde olduğu gibi) toplumları yönetmek için bir oyuncak haline geldi.
* hayır bir şey içmedim. tüm batini (=ezoterik, içrek)öğretilerde bu ilişki çok net görülür.
1 - mesela echart tolle ve benzeri ekolde olanların bu konuda söylediği bir çok şey vardır. şimdinin gücü adlı kitabı neredeyse bununla ilgilidir.
2 - mara, hinduzim'deki baştan çıkaran tanrı(ça) olarak bilinir. islamdaki şeytana benzer. nefsin kötü yönü de denilebilir.
3 - Platon'un mağara alegorisi anımsanabilir burada. modern toplum aldatmacaları da buraya girer. "maya" yine hinduzm inancındadır. hakikatin anlaşılmasını engellemek için onu örter, gizler. o yüzden "hakikat yolunu bulanlar, ancak onu arayanlardır" demiş bistami. mevlana'nın bahsettiği görünmeyeni gizleyen perde de bunu işaret eder.
4 - islam doğru anlaşıldığında dediğimde biri muhakkak "gerçek islam bu değil:( " der ve dalga geçer. öyleyse gerçek islam ne? kişinin rabb'e, tanrısına ve yaratıcısına teslim olması ve onu anlamaya çalışmasıdır.
sonuç:
şüphe dinden çıkarabilir. çünkü çok çok güçlü bir silahtır. şüphe sözcüğünü islam literatüründe arama sadece, psikolojik etkilerini ve hatta toplumsal ilişkiler bazında da ele al. şüphenin olumlu etkisi görülmez. (hazırlıklı olmak, teyakkuzda olmak şüphe ile aynı anlamda değildir) ancak şüphenin kötü olması, islamda sorgulamanın ve soruna yanıt aramanın olmadığı anlamına gelmez. islamda da (diğer öğretilerde olduğu gibi) her soruya bulabileceğin yanıtlar vardır. ancak en önemli husus objektif olablimektir ki şüphe objektifliğe zarar verir.
- dahinnotha (10.09.15 15:17:26)
[]
Aklıma geldi Allah mutlu olabilir mi ?
Allah'ın sıfatlarında bunun sıfat hali var mı ?
yani aslında mesele derin ama, ''allah herşeydir'' yaklaşımında bunun yeri tam olarak neresi. yani sevme kabiliyetine sahip olan tanrı, mutluluk ya da mutsuzluk kabiliyetine sahiptir. kabiliyet kelimesine takılmayın lütfen, aklım karışık biraz. kafamda deli sorular.
yani aslında mesele derin ama, ''allah herşeydir'' yaklaşımında bunun yeri tam olarak neresi. yani sevme kabiliyetine sahip olan tanrı, mutluluk ya da mutsuzluk kabiliyetine sahiptir. kabiliyet kelimesine takılmayın lütfen, aklım karışık biraz. kafamda deli sorular.
Okuduğumuz kadarıyla genelde sinirli, intikam peşinde, tehdit ediyor falan. Bunlar olduğuna göre eşref saati de vardır.
- nickimin hakkini veremedim (09.09.15 14:12:21)
allah kavramına inanmıyorum ama eğer ki olsaydı öyle bir şey söz konusu olmazdı. bu tür duygular dünyada yaşayan canlılar için geçerlidir. sevme kabiliyeti var da diyemeyiz zaten. öyle bir şey olduğunu bilmiyoruz çünkü, varsayım yapıyoruz sadece.
dolayısıyla varolup olmadığını bilmediğimiz, inansak bile ne koşullarda varolduğunu bilmediğimiz bir şey için "mutlu mudur?" diye sorular sormak yersiz olur.
dolayısıyla varolup olmadığını bilmediğimiz, inansak bile ne koşullarda varolduğunu bilmediğimiz bir şey için "mutlu mudur?" diye sorular sormak yersiz olur.
- the silent enigma (09.09.15 14:14:03 ~ 14:15:50)
O, ne mutludur ne de mutlu edendir.
- angelus (09.09.15 14:15:01)
sonsuz ateslerde yakacak kadar kinci, bir o kadar da sinirli...
surekli sopa gosteriyor.
bence her seye karisan apartman teyzesi gibi, mutlu olamaz bu huylarini birakmazsa...
surekli sopa gosteriyor.
bence her seye karisan apartman teyzesi gibi, mutlu olamaz bu huylarini birakmazsa...
- chaotic good (09.09.15 14:23:33)
insanoğluna tanımlı herhangi bir tanım ile tanımlandırılamaz.
bilinmez.
ama "allah'ın sevdiği kul" diye bir kavram varsa oradan bir şeyler hayal et kafanda işte.
bilinmez.
ama "allah'ın sevdiği kul" diye bir kavram varsa oradan bir şeyler hayal et kafanda işte.
- hayvan herif (09.09.15 14:23:37)
Mutluluğu da yaratan allah. Yani o daha öte bir şey olması lazım. Mutluluk allaha insan işi çocuk oyunu geliyor olmalı. Tabi hangi allah? Müslümanların allahı mı yoksa türk dininin soyut tanrısı her şeyi yaratan gören ve iyi çocuk olmamızı isteyen tek olayı bu olan allah mı?
- mistreated (09.09.15 14:32:31)
Sorunun cevabını aşağıdaki alıntıda bulabilirsin umarım.
"Hayır veya şer her şeyin yaratıcısı Allah olup, O’ndan başka yaratıcı yoktur. Alemde her şey onun irade, takdir ve kudreti altındadır. Alemde ondan başka gerçek mülk ve kudret sahibi, tasarruf yetkisi olan bir başka varlık yoktur.
Ancak, Allah’ın hayra rızası vardır, şerre ise yoktur. Hayrı ve şerri dileyen, tercih eden kuldur. Bundan dolayı da insanlar hayır ve şer, iyi ve kötü bütün davranışlarından sorumludur. Hayrı seçen mükafat, şerri seçen ceza görecektir.
Şerrin Allah’tan olması, kulun fiilinin meydana gelmesi için Allah’ın tekvini iradesinin ve yaratmasının devreye girmesi demektir. Yoksa Allah kulların kötü filleri yapmalarından hoşnut olmaz, şerri emretmez, şerre teşrii (dini) iradesi yoktur.
Kulların sorumluluk alanı ile ilgili hususlarda terk (yapmamak) veya ifa (yapmak) konusunda iradelerine asla müdahale edilmemiş, kullar özgür iradeleri ile iyi veya kötüyü seçmelerinde serbest bırakılmıştır.
Bunun sonucunda iyiyi, güzeli, doğruyu seçenler ödüllendirilir, kötüyü, sapıklığı seçenler de cezalandırılır.
Allah’ın şerri yaratması kötü ve çirkin değildir. Fakat kulun şer işlemesi, şerri kazanması, şerri tercih etmesi ve şerle nitelenmesi kötüdür ve çirkindir. Mesela usta bir ressam, sanatının bütün inceliklerine riayet ederek, çirkin bir adam resmi yapsa, o zatı takdir etmek ve sanatına duyulan hayranlığı belirtmek için “ne güzel resim yapmış” denilir.
Bu durumda resmi yapılan adamın çirkin olması, resmin de çirkin olmasını gerektirmemektedir.
Yüce Allah mutlak anlamda hikmetli ve düzenli iş yapan yegane varlıktır. Onun şerri yaratmasında birtakım gizli ve açık hikmetler vardır. Canlı ölüden, iyi kötüden, hayır şerden ayırt edilebilsin diye, Allah eşyayı zıtlarıyla birlikte yaratmıştır.
Ayrıca insana şer ve kötü şeylerden korunma yollarını göstermiş, şerden sakınma güç ve kudretini vermiştir.
Öte yandan Allah’ın kudreti ile meydana gelen her işte ya kendimiz, ya başkaları, ya da toplum için birtakım faydalar bulunabilir. Bir şeyin şer olması bize göredir. Bir ayette bu husus şöyle açıklanmaktadır:
“Umulur ki, hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırdır. Ve yine umulur ki, sevdiğiniz bir şey de sizin için şerdir. Siz bilmezsiniz, Allah bilir.” (Bakara, 2/216)
Bu itibarla hayrı, şerri ve her şeyi yaratan ancak Yüce Allah’tır; her şey Onun tasarrufu altındadır. Ancak onun şerre ve şerrin işlenmesine rızası yoktur. Allah’u Teala kullarına gerekli yetenekleri bahşedip hak ve batıl yolu peygamberleri vasıtasıyla kendilerine bildirdikten sonra onları belirli konularda gücü ile orantılı olarak sorumlu tutmuştur. Bu sorumluluğun gereğinin yerine getirilmemesi durumunda cezalandırılacağı yine Allah’u Teala tarafından ifade buyurulmuştur.
2- Rahmet, ferah, sevinmek, haya, gazap, hoşlanmak gibi sıfatların hem dışa akseden yönleri hem de bazı sonuçları vardır. Bu duyguların Allah’a izafe edilmesi dışa yansıyan kısmıyla muhaldir. Yani, Allah’ın bir şeyden hoşnut olması veya bir şeye gazab etmesi, O’nda mutluluk ve kızgınlık halinin ortaya çıkması demek değildir.
İslam alimleri bu duyguları sonuçları itibariyle değerlendirmişler. Allah’ın gazabı, isyankarlardan hoşnut olmaması, isyanda aşırılığa varan yahut küfre düşenleri rahmetinden uzaklaştırması ve hak edenleri cezalandırması; hoşnut olması ve buna benzer duygulara sahip olması ise emrine itaatkar olanları mükafatlandıracak olması anlamında değerlendirilmiştir."
Kaynak: sorularlaislamiyet.com
"Hayır veya şer her şeyin yaratıcısı Allah olup, O’ndan başka yaratıcı yoktur. Alemde her şey onun irade, takdir ve kudreti altındadır. Alemde ondan başka gerçek mülk ve kudret sahibi, tasarruf yetkisi olan bir başka varlık yoktur.
Ancak, Allah’ın hayra rızası vardır, şerre ise yoktur. Hayrı ve şerri dileyen, tercih eden kuldur. Bundan dolayı da insanlar hayır ve şer, iyi ve kötü bütün davranışlarından sorumludur. Hayrı seçen mükafat, şerri seçen ceza görecektir.
Şerrin Allah’tan olması, kulun fiilinin meydana gelmesi için Allah’ın tekvini iradesinin ve yaratmasının devreye girmesi demektir. Yoksa Allah kulların kötü filleri yapmalarından hoşnut olmaz, şerri emretmez, şerre teşrii (dini) iradesi yoktur.
Kulların sorumluluk alanı ile ilgili hususlarda terk (yapmamak) veya ifa (yapmak) konusunda iradelerine asla müdahale edilmemiş, kullar özgür iradeleri ile iyi veya kötüyü seçmelerinde serbest bırakılmıştır.
Bunun sonucunda iyiyi, güzeli, doğruyu seçenler ödüllendirilir, kötüyü, sapıklığı seçenler de cezalandırılır.
Allah’ın şerri yaratması kötü ve çirkin değildir. Fakat kulun şer işlemesi, şerri kazanması, şerri tercih etmesi ve şerle nitelenmesi kötüdür ve çirkindir. Mesela usta bir ressam, sanatının bütün inceliklerine riayet ederek, çirkin bir adam resmi yapsa, o zatı takdir etmek ve sanatına duyulan hayranlığı belirtmek için “ne güzel resim yapmış” denilir.
Bu durumda resmi yapılan adamın çirkin olması, resmin de çirkin olmasını gerektirmemektedir.
Yüce Allah mutlak anlamda hikmetli ve düzenli iş yapan yegane varlıktır. Onun şerri yaratmasında birtakım gizli ve açık hikmetler vardır. Canlı ölüden, iyi kötüden, hayır şerden ayırt edilebilsin diye, Allah eşyayı zıtlarıyla birlikte yaratmıştır.
Ayrıca insana şer ve kötü şeylerden korunma yollarını göstermiş, şerden sakınma güç ve kudretini vermiştir.
Öte yandan Allah’ın kudreti ile meydana gelen her işte ya kendimiz, ya başkaları, ya da toplum için birtakım faydalar bulunabilir. Bir şeyin şer olması bize göredir. Bir ayette bu husus şöyle açıklanmaktadır:
“Umulur ki, hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırdır. Ve yine umulur ki, sevdiğiniz bir şey de sizin için şerdir. Siz bilmezsiniz, Allah bilir.” (Bakara, 2/216)
Bu itibarla hayrı, şerri ve her şeyi yaratan ancak Yüce Allah’tır; her şey Onun tasarrufu altındadır. Ancak onun şerre ve şerrin işlenmesine rızası yoktur. Allah’u Teala kullarına gerekli yetenekleri bahşedip hak ve batıl yolu peygamberleri vasıtasıyla kendilerine bildirdikten sonra onları belirli konularda gücü ile orantılı olarak sorumlu tutmuştur. Bu sorumluluğun gereğinin yerine getirilmemesi durumunda cezalandırılacağı yine Allah’u Teala tarafından ifade buyurulmuştur.
2- Rahmet, ferah, sevinmek, haya, gazap, hoşlanmak gibi sıfatların hem dışa akseden yönleri hem de bazı sonuçları vardır. Bu duyguların Allah’a izafe edilmesi dışa yansıyan kısmıyla muhaldir. Yani, Allah’ın bir şeyden hoşnut olması veya bir şeye gazab etmesi, O’nda mutluluk ve kızgınlık halinin ortaya çıkması demek değildir.
İslam alimleri bu duyguları sonuçları itibariyle değerlendirmişler. Allah’ın gazabı, isyankarlardan hoşnut olmaması, isyanda aşırılığa varan yahut küfre düşenleri rahmetinden uzaklaştırması ve hak edenleri cezalandırması; hoşnut olması ve buna benzer duygulara sahip olması ise emrine itaatkar olanları mükafatlandıracak olması anlamında değerlendirilmiştir."
Kaynak: sorularlaislamiyet.com
- empty man (09.09.15 15:24:02 ~ 15:24:25)
Her bölümde yüzde 70 var ama hocasına gore değişir. Bazı hocalar imza almiyor
- fridgetiness (09.09.15 08:51:07)
[]
Rüya görülmez, gösterilir.
sadık battal afrika dahil programında bahsetti bundan. sanırım 2 tane psikiyatr bunu ispatlamışlar. nasıl ?
o ne demek? biri mi gösteriyormuş mesela şunu bunu göreceksin diye? sorunuz pek anlaşılmıyor.
- the silent enigma (08.09.15 17:15:02)
bilinçaltı gösteriyor. onu demek istiyor heralde.
- ermanen (08.09.15 17:52:06)
Kendi tercihimimiz nedeniyle oluşmadigindandır.
- 1adam (08.09.15 18:40:57)
Bilinçaltını diyordur. Kıçından sallama olmaz rüyalar her gördüğün şeyin bir sebebi var. Ha ama "yüce rabbim gösteriyor." diyen bilim adamları da var bu ülkede, onu da düşünelim.
- gunde 3 litre kola icen adam (08.09.15 19:04:06)
[]
Bir kez aldatan her zaman aldatır mı ?
Mesele; karşı cins ilişkisi üzerine değil ama, akıl tutulmasının önüne geçmesi için o yönde ki fikir beyanlarına da açık.
bir kere yaptı, ikinci kez de yapar.
- cetoxim (08.09.15 15:48:58)
belli olmaz kişiden kişiye değişir. belki pişmanlık duyar kendinden tiksinir yaptığından dolayı bir daha aklının ucundan geçirmez. belli mi olur?
- yamuklu sucurta (08.09.15 15:56:04)
sonuçlarına katlanmak zorunda kalmamışsa yapar. aldatınca bir şey olmadığını keşfetmiştir çünkü.
- zgrydn (08.09.15 15:57:40)
Bir kere yapanın ikinciyi yapmaması için hiçbir neden yok. Önemli olan ilkini yapmamak. Sonrakiler sadece istatistik.
- angelus (08.09.15 15:59:33)
aldatan bi kişiye asla tekrar güvenemem.
aldatmak diğer eylemlerden çok farklı bence. aldatmadan sonra "pişmanlık, bir daha yapmamcılık, dersimi aldımcılık" tarzı söylemler çok aptalca geliyor. aldatmak geri dönüşü olmayan bir şeydir. (erkeğim)
aldatmak diğer eylemlerden çok farklı bence. aldatmadan sonra "pişmanlık, bir daha yapmamcılık, dersimi aldımcılık" tarzı söylemler çok aptalca geliyor. aldatmak geri dönüşü olmayan bir şeydir. (erkeğim)
- mahone (08.09.15 16:01:26)
angelus +1
ben "aldatmayi" bir karakter ozelligi olarak goruyorum.
kisaca evet bir kere yapan bir daha yapar.
ben "aldatmayi" bir karakter ozelligi olarak goruyorum.
kisaca evet bir kere yapan bir daha yapar.
- chaotic good (08.09.15 16:08:31)
aldatma karakter özelliği +1
onun dışında aldattım sustu yine beni kabul etti yine kabul eder diye daha özgüvenli bir şekilde aldatma ihtimali çok yüksek.
onun dışında aldattım sustu yine beni kabul etti yine kabul eder diye daha özgüvenli bir şekilde aldatma ihtimali çok yüksek.
- kuzey li (08.09.15 16:12:38)
bir kere yapanın ikinciyi yapması için de hiçbir neden yok.
bu soruya cevap verilemeyecek. bu, kişinin başkalarına danışamayacağı bir konu. o kişi hakkında yorumu ancak sen verebilirsin. buradaki herkes aldatır der, ne diyecek başka.
dili ve kalbi yanmışsa, ve fakat sonrasında gerçekten hayır demişse aldatmayabilir. ben diğer arkadaşlar gibi kesin aldatır demeyeceğim o yüzden.
bu soruya cevap verilemeyecek. bu, kişinin başkalarına danışamayacağı bir konu. o kişi hakkında yorumu ancak sen verebilirsin. buradaki herkes aldatır der, ne diyecek başka.
dili ve kalbi yanmışsa, ve fakat sonrasında gerçekten hayır demişse aldatmayabilir. ben diğer arkadaşlar gibi kesin aldatır demeyeceğim o yüzden.
- mermize (08.09.15 16:16:16 ~ 16:40:41)
bir kez aldatan bir daha aldatır diye bir kaide yok.
böyle konularda genelleme yapmak da yanlış.
böyle konularda genelleme yapmak da yanlış.
- peggy (08.09.15 16:19:53)
çok klasik olacak ama aldatmayı sadece sevişmek öpüşmek olarak düşünmüyorum. başkasına bakılması flört etmesi güzel vakit geçirmesi de aldatmadır. tekrar yapar mı bilemem. her insan ayrı bir dünya çünkü. aldatır diyen de aldatmıştır birini diye düşünürüm.
- kakao (08.09.15 16:58:27)
hehe bayılıyorum bu duyurulara, ben de linç edeyim:
(bkz: once a cheater always a cheater)
bu aldatma periyodu kişiden kişiye değişkenlik gösterir hadi en aşık olduğunda en fazla 3 sene filan dayanır ya da kimisinde 1 gün, ama illa ki aldatır.
(bkz: vurun daha ölmedi)
afsadgad
(bkz: once a cheater always a cheater)
bu aldatma periyodu kişiden kişiye değişkenlik gösterir hadi en aşık olduğunda en fazla 3 sene filan dayanır ya da kimisinde 1 gün, ama illa ki aldatır.
(bkz: vurun daha ölmedi)
afsadgad
- neferkitty (09.09.15 18:33:32 ~ 18:56:52)
aldatmak psikolojik olarak çok derinliği olan ve de tedavi edilmesi gereken (psikoterapi) bir husus. bu nedenle aldatanların bir psikopatolojisi vardır. güvenmeyin.
- bıdıbıdı (09.09.15 18:36:25)
Aldatmanın ne kadar kötü bir şey olduğunu görüp bir daha asla aldatmaması gibi bir ihtimalin olması gibi, bundan zevk alıp, arsızlaşıp aldatmayı alışkanlık hâline getirmesi ihtimali de mevcut. Ben bir kez yaptım, kaybım büyük oldu. Bir daha asla aldatmam.
- yirmisantim (09.09.15 19:11:53)
[]
Arkanızdan su döküyorlar mı ?
aklıma takıldı gece gece, hala arkadan su dökme kültürü devam ediyor mu ?
Ediyor
- teritori (02.09.15 04:45:41)
Evet son ayrilisimda doktuler
- baldur2 (02.09.15 06:10:16)
Biz gururla devam ettiriyoruz, hatta sevilen insan için su dökülür ki çabucak gitsin gelsin, sevilmeyene ise taş atılır arkasından yolları taşla dolsun da bir daha gelemesin diye.
- feel the blanks (02.09.15 07:03:18)
Tatile ailemin yanina gitmistim. Annem apartmana bile su dokerek modern kultur ile gelenegi birlestirmis oldu.
- Traveller (02.09.15 07:33:47)
2 yıl önce askere giderken dokmüştü annem..
- redeath (02.09.15 07:52:51)
evet devam ediyor
- indescribable (02.09.15 07:59:59)
yep
- all girls dream (02.09.15 09:36:56)
Annecim hiç atlamaz
- lcha (02.09.15 10:47:07)
[]
Allah'ını seven üzerime tens formülü atsın (ingilizce v1.0)
Günaydınlar.
ingilizce tensleri ezberlemek için kullanışlı bir tens şematiği paslarsanız, aslında şimdi düşündüm de ingilizceyle ilgili sizin de vakti zamanında kullanmış olduğunuz bütün şemalara talibim.
ingilizce tensleri ezberlemek için kullanışlı bir tens şematiği paslarsanız, aslında şimdi düşündüm de ingilizceyle ilgili sizin de vakti zamanında kullanmış olduğunuz bütün şemalara talibim.
[]
Yatırım amaçlı galon galon Petrol almak ?
demet akalının yüzüğünü gördünüz mü ? İşte bana ondan lazım. herneyse, şimdi ki konumuz bu değil.
Geçen gün bir bir arkadaşımla dolar sohbeti yaparken yatırım amaçlı, en büyük ihtimalli yüksek kar tam şu anda bilmem ne petrolünde demişti. varili 50 dolara düşmüş sanırım amerika rusyaya baskı kurmak için mi girişmiş bi' aksiyon olmuş. daha önceleri de kuveyt türk'te çalışan arkadaşımın bankalarının yüksek oradan petrol aldığını söylemişti. şimdi bizim 2 teknik sorumuz var.
1- kendisini ekonomist hisseden arkadaşlarımızın bu anlatıya bakış açıları nedir
2- eğer siz de izin verirseniz, lan oğlum biz bu petrolü nereden alacağız ?
Geçen gün bir bir arkadaşımla dolar sohbeti yaparken yatırım amaçlı, en büyük ihtimalli yüksek kar tam şu anda bilmem ne petrolünde demişti. varili 50 dolara düşmüş sanırım amerika rusyaya baskı kurmak için mi girişmiş bi' aksiyon olmuş. daha önceleri de kuveyt türk'te çalışan arkadaşımın bankalarının yüksek oradan petrol aldığını söylemişti. şimdi bizim 2 teknik sorumuz var.
1- kendisini ekonomist hisseden arkadaşlarımızın bu anlatıya bakış açıları nedir
2- eğer siz de izin verirseniz, lan oğlum biz bu petrolü nereden alacağız ?
Petrol fiyatları neden düşüyor çünkü amerika Rusyaya yaptırım uyguluyor he mi?
Alakası yok abi
Petrol USD bazında düşüyor çünkü
1- Dolar değerleniyor
2- Çin büyümesi küçülüyor
3- Kaya gazı en büyük ithalatçı ABD tarafından işleniyor
vs vs
Alacaksan commodities yani emtia piyasalarında işlem yapabileceğin bir platforma ihtiyacın var. Açacaksın atıyorum İş Yatırıma soracaksın komisyon oranınız nedir diye.
Sonra bekleticeksin aylar yıllar boyu.
Alakası yok abi
Petrol USD bazında düşüyor çünkü
1- Dolar değerleniyor
2- Çin büyümesi küçülüyor
3- Kaya gazı en büyük ithalatçı ABD tarafından işleniyor
vs vs
Alacaksan commodities yani emtia piyasalarında işlem yapabileceğin bir platforma ihtiyacın var. Açacaksın atıyorum İş Yatırıma soracaksın komisyon oranınız nedir diye.
Sonra bekleticeksin aylar yıllar boyu.
- cenkertem.afc (29.08.15 14:21:39)
yatirim amacli galon galon petrol alip, stoklamaz kimse. fiyat farkindan kar etmek icin vadeli kontrat alip/satabilirsin ama yuksek oranda kar edebilecegin gibi yuksek oranda zarar da edebilirsin. zaten araci kurumlar bunun gibi turev urunlerde islem yaptirmadan once sana bir seyler imzalatiyorlar ne yaptiginin farkinda oldugunu belgelemen icin. petrol fiyatlarindaki dususu de @cenkertem.afc guzel ozetlemis. daha da ozet hali su: eskiden oldugu kadar talep olmadigi icin fiyat dusuyor.
- sterimar (29.08.15 14:29:12)
[]
En kötü durumdaki insan ''hangi durumdadır''
iyi geceler;
Din ile ilgili büyüklerimizle dövüşürken bir konudan sonra aklıma takıldı;
dünyada bulunan en kötü durumda olan insan bunun farkında mıdır ? ve nasıl bir hal içindedir.
Öncelikle zorluk, iyilik, mutluluk gibi kavramların kıyasla mümkün olduğunu ve ancak zıtlıklarıyla açıklanabilir, anlaşabilir olduğunu bi' şeyapalım sonra devamını anlatacağım. (bekledik burada biraz, umarım şeyapmışsınızdır) evet.
Şimdi biz mesela şükrediyoruz, şu günümüze şu durumumuza. hatta ''verdiklerine ve vermediklerine çok şükür'' diye dua ediyoruz. misal benim gözlerimde miyop var 2.0 bunu dert edinebilecekken gözleri olmayan birisini görüyorum ve derdin varlıkla ortaya çıktığı bir halini karşılıyorum. bunun tam aksi de mümkün olabiliyor. * duygusal boşluk, tatminsizlik ya da metasal yokluk gibi.
Ancak; mesela adamın gözleri görüyor ama elleri yok, yahut elleri de yok ama elleri olup gözleri görmeyenden daha iyi bir şekilde bakılıyor. yani kıyas bir yerde sapıtıyor. bir de manevi tatminsizlik de girebilir, hayatına son verme durumları ya da daha kötüsü hayatına son verememe. en son eski bir porno yıldızı hikayesini okumuştum. ilginçti. herneyse, bundan sonrası biraz kafa karışıklığı soru kısmı buraya kadar; yani sizce hayatta ki en kötü durumda olan insan ne ''durumdadır''. evet sadece türkçe ile ilgili değil, genel olarak dille ilgili problemlerim var. soru bitti.
sakıp sabancının engelli evladı gibi mesela, bu çok zor bir durum allah kimseye yaşatmasın. ben avamdan şöyle sezenişler duydum, sakıp aga bir gün televizyonda ağlamış, oğluma isteseydi bütün arabaları alabilirdim ama o hiçbir araba isteyemedi demiş. bana bunu anlatanlarda onunla birlikte ağlamışlar. iyi insanlar tabi, allah iyi insanları sever. ama ben diyorum, onun yerine keşke şuna da ağlasaydın o daha kötü durumda çünkü sakıp aganın oğlunun bir arabası yoktur ama, bakıcıları vardır, her zaman sıcak bir yatağı vardır, asansörlü evi vardır diye. ayıp oluyor. beni ayıplayanlarda haklılar zaten, onlara söyleyecek sözüm yok. ama işte.
ya da tam tersi, adam allah var herşey var, allah deldiği boğazı doyurur diyor, e madem öyle o zaman açlıktan ölen niye öldü diye soruyorum. bence o sistem pek öyle çalışmıyordur diyorum, ve yine sanki analarına sövmüşüm gibi, hayır hayır öyle de değil acımaklı gözlerle bakıyorlar, bataklığa düşmüşüm gibi. doğru yoldan sapmışcasına. bazen açık açık soruyorum, sence diyorum bende bi' dini kavramlar konusunda sıkıntı var mı, hayır yok diyorlar.
ancak yukarıda ki gibi sohbetlere girdikten sonra gözlerinden okunuyor, sıkıntılı gördükleri beni.
sonra dudaklarından dökülüyor ''sen eskiden böyle değildin'' diye. ''bence yeni halim daha hakikatlidir'' diyorum. üzülüyorlar benim için. sonra bende onları üzdüm diye üzülüyorum. bi' türlü tatmin olamıyoruz. bu sebebini bilmediğim sirkülasyon devam ediyor.
edit: daha iyi anlaşılabilmesi için * 'lı yerden itibaren cümle şu şekilde devam edebilir ''yani varlıktan(eksikilk-güvenlik) değil yokluktan kaynaklanan, ben çok denk gelmedim ama teknik olarak mümkün sanırım;...''
Din ile ilgili büyüklerimizle dövüşürken bir konudan sonra aklıma takıldı;
dünyada bulunan en kötü durumda olan insan bunun farkında mıdır ? ve nasıl bir hal içindedir.
Öncelikle zorluk, iyilik, mutluluk gibi kavramların kıyasla mümkün olduğunu ve ancak zıtlıklarıyla açıklanabilir, anlaşabilir olduğunu bi' şeyapalım sonra devamını anlatacağım. (bekledik burada biraz, umarım şeyapmışsınızdır) evet.
Şimdi biz mesela şükrediyoruz, şu günümüze şu durumumuza. hatta ''verdiklerine ve vermediklerine çok şükür'' diye dua ediyoruz. misal benim gözlerimde miyop var 2.0 bunu dert edinebilecekken gözleri olmayan birisini görüyorum ve derdin varlıkla ortaya çıktığı bir halini karşılıyorum. bunun tam aksi de mümkün olabiliyor. * duygusal boşluk, tatminsizlik ya da metasal yokluk gibi.
Ancak; mesela adamın gözleri görüyor ama elleri yok, yahut elleri de yok ama elleri olup gözleri görmeyenden daha iyi bir şekilde bakılıyor. yani kıyas bir yerde sapıtıyor. bir de manevi tatminsizlik de girebilir, hayatına son verme durumları ya da daha kötüsü hayatına son verememe. en son eski bir porno yıldızı hikayesini okumuştum. ilginçti. herneyse, bundan sonrası biraz kafa karışıklığı soru kısmı buraya kadar; yani sizce hayatta ki en kötü durumda olan insan ne ''durumdadır''. evet sadece türkçe ile ilgili değil, genel olarak dille ilgili problemlerim var. soru bitti.
sakıp sabancının engelli evladı gibi mesela, bu çok zor bir durum allah kimseye yaşatmasın. ben avamdan şöyle sezenişler duydum, sakıp aga bir gün televizyonda ağlamış, oğluma isteseydi bütün arabaları alabilirdim ama o hiçbir araba isteyemedi demiş. bana bunu anlatanlarda onunla birlikte ağlamışlar. iyi insanlar tabi, allah iyi insanları sever. ama ben diyorum, onun yerine keşke şuna da ağlasaydın o daha kötü durumda çünkü sakıp aganın oğlunun bir arabası yoktur ama, bakıcıları vardır, her zaman sıcak bir yatağı vardır, asansörlü evi vardır diye. ayıp oluyor. beni ayıplayanlarda haklılar zaten, onlara söyleyecek sözüm yok. ama işte.
ya da tam tersi, adam allah var herşey var, allah deldiği boğazı doyurur diyor, e madem öyle o zaman açlıktan ölen niye öldü diye soruyorum. bence o sistem pek öyle çalışmıyordur diyorum, ve yine sanki analarına sövmüşüm gibi, hayır hayır öyle de değil acımaklı gözlerle bakıyorlar, bataklığa düşmüşüm gibi. doğru yoldan sapmışcasına. bazen açık açık soruyorum, sence diyorum bende bi' dini kavramlar konusunda sıkıntı var mı, hayır yok diyorlar.
ancak yukarıda ki gibi sohbetlere girdikten sonra gözlerinden okunuyor, sıkıntılı gördükleri beni.
sonra dudaklarından dökülüyor ''sen eskiden böyle değildin'' diye. ''bence yeni halim daha hakikatlidir'' diyorum. üzülüyorlar benim için. sonra bende onları üzdüm diye üzülüyorum. bi' türlü tatmin olamıyoruz. bu sebebini bilmediğim sirkülasyon devam ediyor.
edit: daha iyi anlaşılabilmesi için * 'lı yerden itibaren cümle şu şekilde devam edebilir ''yani varlıktan(eksikilk-güvenlik) değil yokluktan kaynaklanan, ben çok denk gelmedim ama teknik olarak mümkün sanırım;...''
o dayılara gore en kotu durum olum ya da sakatlık degıl senın gıbı soru sormaktır.
- bryan fury (25.08.15 23:37:43)
şükür hiyerarşiktir
- freebird5406_2 (25.08.15 23:38:49)
Anamın nenesi varmış köyde, yatalak. Sesi falan da çıkmıyormuş. Bazen kadını güneşin altında unuttukları oluyormuş yaz günü.
- firuz (25.08.15 23:39:44)
Sukur mekanizmasini biraz bencilce ve kucumseyici buluyorum; "Oh, iyi ki ben degilim. Boyle de olabilirdim" deyip, ustune de kendini karsisindakinden ustun gorerek cila cekmekmis gibi geliyor. Ornegin, biri sana soylemese bile seni dusunup, haline aciyip "Sukredeyim, mete kudur degilim" dese ne dusunursun? Cok ayip geliyor bana. Bana deseler, "Madem oyle kotuyum, kendi kendine mirildanacagina bir seyler yap" derim.
Yerinde olmak istemedigin halde bir insan varsa, o saatten sonra onemli olan insanin kendisi olmamali. Tabii ki elinde olan icin sukran dolu olmak ve ne kadar sansli oldugunu dusunmek kotu bir sey degil de, orada durmak sorun. Aslolanin konusmanin icinden "ben" veya "biz"i cikarabilmek olduguna inaniyorum. Atiyorum, Turkiye'deki biri olarak "Sukredeyim, daha zor yasam kosullari olan bir ulkede dogabilirdim" demek yanlis degil ama cok eksik geliyor bana. Bunun iki tarafi var. Bir yandan da gelismis bir ulkede refah icinde dogabilirdim ve yasiyor da olabilirdim. Sukur ve sikayet bunlari iceriyor, bu da olur ama hala tastamam bir bakis acisi degil bana gore. Yapabilirsek ya da yapabildigimiz kadari ile "biz"i cekmek gerekiyor icinden. Kisisel olarak dogru sorunun "Su dandik ulkede dogan boyle yasiyorken, neden su gelismis ulkede yasayan boyle yasiyor" sorusu olduguna inaniyorum. Ya da sakat bir insan icin "Oh halime sukredeyim" yerine, "Bu kisi neden sakat" demek daha yapici, en azindan cozum onerici geliyor. Dunyanin merkezi biz miyiz de, sukredip ya da sikayet edip duruyoruz? Tabii bu ne kadar becerilebilir, bilmiyorum. Insan illa ki bir noktada kendine donuyor. Olabildigince az donebilsek keske, donebilsem keske. "Bu kadar konustun, sen ne yapabiliyorsun" dersen haklisin tabii ki.
Yerinde olmak istemedigin halde bir insan varsa, o saatten sonra onemli olan insanin kendisi olmamali. Tabii ki elinde olan icin sukran dolu olmak ve ne kadar sansli oldugunu dusunmek kotu bir sey degil de, orada durmak sorun. Aslolanin konusmanin icinden "ben" veya "biz"i cikarabilmek olduguna inaniyorum. Atiyorum, Turkiye'deki biri olarak "Sukredeyim, daha zor yasam kosullari olan bir ulkede dogabilirdim" demek yanlis degil ama cok eksik geliyor bana. Bunun iki tarafi var. Bir yandan da gelismis bir ulkede refah icinde dogabilirdim ve yasiyor da olabilirdim. Sukur ve sikayet bunlari iceriyor, bu da olur ama hala tastamam bir bakis acisi degil bana gore. Yapabilirsek ya da yapabildigimiz kadari ile "biz"i cekmek gerekiyor icinden. Kisisel olarak dogru sorunun "Su dandik ulkede dogan boyle yasiyorken, neden su gelismis ulkede yasayan boyle yasiyor" sorusu olduguna inaniyorum. Ya da sakat bir insan icin "Oh halime sukredeyim" yerine, "Bu kisi neden sakat" demek daha yapici, en azindan cozum onerici geliyor. Dunyanin merkezi biz miyiz de, sukredip ya da sikayet edip duruyoruz? Tabii bu ne kadar becerilebilir, bilmiyorum. Insan illa ki bir noktada kendine donuyor. Olabildigince az donebilsek keske, donebilsem keske. "Bu kadar konustun, sen ne yapabiliyorsun" dersen haklisin tabii ki.
- aychovsky (25.08.15 23:52:22 ~ 23:56:03)
bu oznel bir yargidir. kimine gore annesi/babasi vefat etmis insan kotu durumdadir kimine gore parasi olmayan kimine gore engelli insandir.
bence insanlarin kotu durumlarina uzulmek yalnizca pragmatist bir harekettir. ona uzuluyorum diyerek kendi vicdanimizi tatmin ederiz ve o durumda olmadigimiz icin bir yandan seviniriz.
dedigim yanlis anlasilmasin tabiki bende aciz gordugum herkese uzulurum. bu bence bir erdemdir. ama dunyadaki bilincli olan her canlinin her hareketinin sebebi bence pragmatistliktir.
ama bazilari var ki harbiden nefret ediyorum. sehitler olmez vatan bolunmez diye snap atiyor. on dakka sonra arabada son ses muzik egleniyor. kurtce sarkilarla dalga geciyor. sayisiz kere yurt disina cikiyor. zengin bir aileden geliyor. onlarin yasadigi acinin onda birinin farkinda degil. ama bunu kullanarak reklam yapiyor. bu ikiyuzluluktur. bende cok uzuldum berkin elvana, ozgecana. yada sehitlere. ama hic sosyal mecrada uzuntumu paylasmadim. birilerine duyurup begeni almak, bundan faydalanmak gibi geliyor bana.
bu benim goruslerimdir. kimilerine ters dusebilir yapacak birseyim yok ne yazikki.
konu cok dagildi ama anlatmak istedim sadece.
bence insanlarin kotu durumlarina uzulmek yalnizca pragmatist bir harekettir. ona uzuluyorum diyerek kendi vicdanimizi tatmin ederiz ve o durumda olmadigimiz icin bir yandan seviniriz.
dedigim yanlis anlasilmasin tabiki bende aciz gordugum herkese uzulurum. bu bence bir erdemdir. ama dunyadaki bilincli olan her canlinin her hareketinin sebebi bence pragmatistliktir.
ama bazilari var ki harbiden nefret ediyorum. sehitler olmez vatan bolunmez diye snap atiyor. on dakka sonra arabada son ses muzik egleniyor. kurtce sarkilarla dalga geciyor. sayisiz kere yurt disina cikiyor. zengin bir aileden geliyor. onlarin yasadigi acinin onda birinin farkinda degil. ama bunu kullanarak reklam yapiyor. bu ikiyuzluluktur. bende cok uzuldum berkin elvana, ozgecana. yada sehitlere. ama hic sosyal mecrada uzuntumu paylasmadim. birilerine duyurup begeni almak, bundan faydalanmak gibi geliyor bana.
bu benim goruslerimdir. kimilerine ters dusebilir yapacak birseyim yok ne yazikki.
konu cok dagildi ama anlatmak istedim sadece.
- yamuklu sucurta (25.08.15 23:56:51)
konudan saparsam düzelt beni, konu ne onu bile tam anlamadim ya mesajindan.
neyse.
corinth taraflarina gelir büyük iskender. o dönem egitimini tamamlamis ve zaferler ile korku salan bir hükümdar haline gelmis, hakkinda efsaneler dgarken, henüz entrikalar ve iki yüzlülerle cevrilmemistir. babasi filip ise helenlerin kendisini barbar yaftalamasindan dolayi oglunun bir yunan gibi, filozofik, bilimsel cok yönlü egitim almasini istemistir. bu nedenle miezada aristonun yanina gönderilir egitimini tamamlamasi icin. sokratesten de etkilenen hocasindan dolayi korintte sokratin eski ögrencilerinden biri olan diojeni görmek ister. halkin bölgenin delisi gibi gördügü, ancak bilgelerin saygiyla yaklastigi bu adami merak etmesi gayeet dogaldir. hükümdar, yaninda sadik okul arkadaslarindan biriyle ustayi görmeye gider. fatih ünvaniyla koca bir imparatorluga hükmeden iskender, diojene yaklasir, ve kendisini tanitir. diojen gayet laubali cevap verir ve cevredekiler korkuyla bakar. hiddetinden korkarlar iskenderin. ama o tepki vermez, sadece dile benden ne dilersen der.
diojen cevap verir, sirti bir sarap ficisina dayali, üstündekiler uzun süredir yikanmamaktan yapismis, acliktan incecik kalmistir. karsisinda altin bileklik ve ipek kaftanlarla cevrili bu imparator, ondan ne dilerse yapacagini söylemektedir. tek bir kelimesine bakar zngin olmak. tek bir cümlesiyle sehrin anahtarini eline alabilir.
oysa dudaklarindan su sözler dökülür, gölge etme baska ihsan istemem.
cevredeki herkes aciyan göylerle bakmaya baslamistir, aptal, altinlar icinde yüzebilecekken, kendisini yakmis, belki kellesini bile kaybetmistir.imparator senden ne istedigini sordu ve sen böyle mi cevap veriyorsun?
iskenderin gözleri dolar halbuki, cevresindekilere uzaklasmalarini söyler ve diojeni ufak bir yürüyüse davet eder. döndügünde sessizdir imparator, ne konustugunu ise kimse bilmemektedir.
can yayinlari, iskender serisi, massimo manfredi.
gene derler ki diojen, kinik, yani köpek felsefesinin öncülerindendir. dünyevi tüm mal varliktan uzaklastiginda kendisi olacagini söyler. cünkü para kazanmak karin doyurmak ve baskalarina bakmak aile kurmak gibi gayeler, senin kendine dönüp bakmani engeller diye düsünür. tek sahip oldugu bir hanin önünden aldigi fici ile bir adet tastir. ficinin icinde yatar soguk zamanlarda, tasi da su icmek icin kullanir.
bir gün nehir kenarina su icmeye indiginde bir sokak köpeginin kafasini egip kana kana su ictigini görür. o gün tasa da ihtiyacim yokmus meger diyip tasi da atar. sadece ficisi kalir. bir baska hikaye ise söyledir, korinth isgal altindadir, kusatma vardir ve tüm halk olasi saldirilara karsi sehrin merkezine cekilmekte, duvarlari güclendirmekte ve hendekleri genisletmektedir. herkes kosustururken diojen ise ficisini bir ileri bir geri yuvarlayip etrafta kosusturmaktadir. herkes bu deli ne yapiyor diye sorar, o da herkes böyle kosustururken oturmaya icim elvermedi diye cevap verir.
hangisi ne kadar dogru, bilinmez. ama ates olmayan yerden duman da cikmaz. hicbir seyi olmadan yasayan bu adam, aslinda hepimizden daha iyi durumda degil midir? yoklugu tercih etmek, malin pesinde köle olmamizi engeller mi? diojenden daha mutlu ya da özgür müyüz acaba?
bence, en kötü durumda olan, düsündügün gibi en kötü durumda olan degildir, yani gözü görmeyen, duymayan ya da yürüyemeyen. en kötü insan, mutlu olamamis insandir bence, daima korku icinde yasayan. ölümün korkusu, kaybetme korkusu, yetinenememe korkusu. ne dersen de, bence en kötüsü budur, ve bunu asla bilemeyecektir.
sükür olayina girmiyorum, dini degerlerim pek zayif, ama ahlak ve moral icin, etik icin, din gerekmiyor.
ama dedigim gibi, en kötü durumdaki insan bu acima ve kuramadigimiz empatilerin cok uc noktasinda, hayal ettiklerimizden cok farkli.
kisisel görüsüm, keske böyle yasayabilseydim. iki yüzlü bir sekilde yasadigim toplumun kölesiyim. sadece, hayalim, günün birinde yeterince birikimim oldugunda, herseyden elimi etegimi cekip, kendi kendine yetebilecek, dag evine yerlesmek ve emekliligimi, hayatim son günlerini, orda sevdigim kizla gecirmek.
neyse.
corinth taraflarina gelir büyük iskender. o dönem egitimini tamamlamis ve zaferler ile korku salan bir hükümdar haline gelmis, hakkinda efsaneler dgarken, henüz entrikalar ve iki yüzlülerle cevrilmemistir. babasi filip ise helenlerin kendisini barbar yaftalamasindan dolayi oglunun bir yunan gibi, filozofik, bilimsel cok yönlü egitim almasini istemistir. bu nedenle miezada aristonun yanina gönderilir egitimini tamamlamasi icin. sokratesten de etkilenen hocasindan dolayi korintte sokratin eski ögrencilerinden biri olan diojeni görmek ister. halkin bölgenin delisi gibi gördügü, ancak bilgelerin saygiyla yaklastigi bu adami merak etmesi gayeet dogaldir. hükümdar, yaninda sadik okul arkadaslarindan biriyle ustayi görmeye gider. fatih ünvaniyla koca bir imparatorluga hükmeden iskender, diojene yaklasir, ve kendisini tanitir. diojen gayet laubali cevap verir ve cevredekiler korkuyla bakar. hiddetinden korkarlar iskenderin. ama o tepki vermez, sadece dile benden ne dilersen der.
diojen cevap verir, sirti bir sarap ficisina dayali, üstündekiler uzun süredir yikanmamaktan yapismis, acliktan incecik kalmistir. karsisinda altin bileklik ve ipek kaftanlarla cevrili bu imparator, ondan ne dilerse yapacagini söylemektedir. tek bir kelimesine bakar zngin olmak. tek bir cümlesiyle sehrin anahtarini eline alabilir.
oysa dudaklarindan su sözler dökülür, gölge etme baska ihsan istemem.
cevredeki herkes aciyan göylerle bakmaya baslamistir, aptal, altinlar icinde yüzebilecekken, kendisini yakmis, belki kellesini bile kaybetmistir.imparator senden ne istedigini sordu ve sen böyle mi cevap veriyorsun?
iskenderin gözleri dolar halbuki, cevresindekilere uzaklasmalarini söyler ve diojeni ufak bir yürüyüse davet eder. döndügünde sessizdir imparator, ne konustugunu ise kimse bilmemektedir.
can yayinlari, iskender serisi, massimo manfredi.
gene derler ki diojen, kinik, yani köpek felsefesinin öncülerindendir. dünyevi tüm mal varliktan uzaklastiginda kendisi olacagini söyler. cünkü para kazanmak karin doyurmak ve baskalarina bakmak aile kurmak gibi gayeler, senin kendine dönüp bakmani engeller diye düsünür. tek sahip oldugu bir hanin önünden aldigi fici ile bir adet tastir. ficinin icinde yatar soguk zamanlarda, tasi da su icmek icin kullanir.
bir gün nehir kenarina su icmeye indiginde bir sokak köpeginin kafasini egip kana kana su ictigini görür. o gün tasa da ihtiyacim yokmus meger diyip tasi da atar. sadece ficisi kalir. bir baska hikaye ise söyledir, korinth isgal altindadir, kusatma vardir ve tüm halk olasi saldirilara karsi sehrin merkezine cekilmekte, duvarlari güclendirmekte ve hendekleri genisletmektedir. herkes kosustururken diojen ise ficisini bir ileri bir geri yuvarlayip etrafta kosusturmaktadir. herkes bu deli ne yapiyor diye sorar, o da herkes böyle kosustururken oturmaya icim elvermedi diye cevap verir.
hangisi ne kadar dogru, bilinmez. ama ates olmayan yerden duman da cikmaz. hicbir seyi olmadan yasayan bu adam, aslinda hepimizden daha iyi durumda degil midir? yoklugu tercih etmek, malin pesinde köle olmamizi engeller mi? diojenden daha mutlu ya da özgür müyüz acaba?
bence, en kötü durumda olan, düsündügün gibi en kötü durumda olan degildir, yani gözü görmeyen, duymayan ya da yürüyemeyen. en kötü insan, mutlu olamamis insandir bence, daima korku icinde yasayan. ölümün korkusu, kaybetme korkusu, yetinenememe korkusu. ne dersen de, bence en kötüsü budur, ve bunu asla bilemeyecektir.
sükür olayina girmiyorum, dini degerlerim pek zayif, ama ahlak ve moral icin, etik icin, din gerekmiyor.
ama dedigim gibi, en kötü durumdaki insan bu acima ve kuramadigimiz empatilerin cok uc noktasinda, hayal ettiklerimizden cok farkli.
kisisel görüsüm, keske böyle yasayabilseydim. iki yüzlü bir sekilde yasadigim toplumun kölesiyim. sadece, hayalim, günün birinde yeterince birikimim oldugunda, herseyden elimi etegimi cekip, kendi kendine yetebilecek, dag evine yerlesmek ve emekliligimi, hayatim son günlerini, orda sevdigim kizla gecirmek.
- wiillii (26.08.15 00:22:37)
genel olarak şunu söyleyeyim her zaman daha kötüsü çıkıyor. ayrıca bu konu birazda göreceli, hani hadi tüm dünyayı dört koldan araştıralım en kötüsünü bulup ibret alalım kendimize gibi bir şey mümkün değil.
ayrıca o kişilerle bu konuları konuşmaman daha iyi olur. hem tatmin olamayacaksın, hem onları ikna edemeyeceksin hem de seni vebalı gibi göreceler sen zarar göreceksin. dışlanacaksın, ayıplanacaksın, ayrıca seni ''düzeltmek'' için hayatına müdehale edecekler ya da ailenin etmesine neden olacaklar. her halükarda sen üzüleceksin.
ayrıca o kişilerle bu konuları konuşmaman daha iyi olur. hem tatmin olamayacaksın, hem onları ikna edemeyeceksin hem de seni vebalı gibi göreceler sen zarar göreceksin. dışlanacaksın, ayıplanacaksın, ayrıca seni ''düzeltmek'' için hayatına müdehale edecekler ya da ailenin etmesine neden olacaklar. her halükarda sen üzüleceksin.
- air (26.08.15 01:25:54)
hz muhammed demiş ki
insanlara akılları ölçüsünde söz söyleyiniz
hersey herkesle konuşulmaz. ama insan bildiğini de düşündüğünü de sadece kendisine saklamamali. o zaman da kimseye hayri olmaz. ben oldum olasi annemi eleştiririm mesela kuran okudugunda. o da bana hep kızardı. okuyosun da ne anlıyosun sen arapca mi biliyosun derdim. hatta bunu kurana gelen arkadaşlarinin yaninda da söylemiştim. beni baya ayiplamislardi. ama ayiplamayanlar da vardi. türkçesini okumaya başladı sonra. birileri benim gözümu acarsa mutlu olurum. riskini alabiliyosan düşündügunu anlatmalisin.
insanlara akılları ölçüsünde söz söyleyiniz
hersey herkesle konuşulmaz. ama insan bildiğini de düşündüğünü de sadece kendisine saklamamali. o zaman da kimseye hayri olmaz. ben oldum olasi annemi eleştiririm mesela kuran okudugunda. o da bana hep kızardı. okuyosun da ne anlıyosun sen arapca mi biliyosun derdim. hatta bunu kurana gelen arkadaşlarinin yaninda da söylemiştim. beni baya ayiplamislardi. ama ayiplamayanlar da vardi. türkçesini okumaya başladı sonra. birileri benim gözümu acarsa mutlu olurum. riskini alabiliyosan düşündügunu anlatmalisin.
- deryack (26.08.15 05:18:33)
ama insanlarin ellerinden mutlu olduklari şeyi de almamali.
- deryack (26.08.15 05:19:48)
Kötü durum bana göre bir insanın kabul edemeyeceği kabul etmekte / göğüslemekte zorlandığı durum.
Bu nedenle de kötü durum nitelemesi duruma değil kişiye göre değişiyor.
Yaşadıklarımdan öğrendiklerimi anlatayım.
Sene 1994. Kriz var. Ben ülkeye henüz giren amway adlı bir amerikan firmasının distribütörlüğünü yapan avusturyalı bir grupla tanıştım, ürün iadeleri, güvenilir ürünleri filan var, aklıma yatmayan yerler olsa da ben de ek iş olarak yapmaya başladım.
Firmanın ürün yelpazesi çok geniş ancak biz ürün satmıyoruz, hayaller satıyoruz. İnsanların evlerine gidip işi anlatıyoruz daha çok da onların hayattan beklentilerini harekete geçiriyoruz, istedikleri şeyleri günyüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Sistem bu şekilde kurulmuş.
Bir gün iyi bir semtte bir eve gittik. Ev katalogtan çıkmış gibi. Oldukça lüx ve pahalı eşyalarla donatılmış. Çiftin meslekleri psikolog ve eczacı. Krizde çok borçlanmışlar, dükkanlarını kapatıp şehir değiştirmişler filan. Çok kötü durumda olduklarını düşünüyorlar. Onlara hayal ve umut satabildik. İşe girdiler.
Aynı gün bir gecekondu mahallesinde bir eve gittik. Çift işçi. Ev sıvaları henüz yapılmış tabanı döşenmemiş iç kapıları takılmamış natamam bir ev. Eşya olarak da yere serilmiş bir kilim (toprağın üzerine) duvar kenarında birkaç tane yer minderi var. O çift hayallerine kavuştuğunu düşünüyordu. Artık tamamlanmamış olsa bile bir evleri vardı ve nasılsa tamamlayacaklardı. İşe girmediler.
İstatistiki olarak bakarsan ilk ailenin durumu standartların üzerinde ikinci aile ise gerçekten yardıma muhtaç. Asgari gereksinmeleri karşılayamayan aile durumum iyi diyor.
Başka bir hikaye:
Arada buraya da onlar için soru soruyorum tanıdığım bir aile var. Üstün zekalı bir çocukları var. Bu aile de 90 ve 94 krizinden kötü etkilenen bir aile. Çocuk bursla kazandığı üniversiteyi ailenin ekonomik durumu nedeniyle yarım bırakmak zorunda kaldı. Çocukta majör depresyon ve ot bağımlılığı var. Bilgisayarın başından kalkmıyor, bir iki lokma yiyecekse bile (çoğu zaman onu bile yemiyormuş) bilgisayarın başına alıp yiyor. Hayatla bağları tamamen kopmuş durumda. Sinirli agresif halleri oluyor.
Ben bir anne olarak düşünüyorum evladının günden güne eridiğini çürüdüğünü görmek ama bir şey yapamamak nasıl bir şeydir diye işin içinden çıkamıyorum. Sonra körpecik yaşında intihar eden evladının acısıyla yıllardır yaşamaya çalışan hatta artık hayattan zevk almaya başlama belirtileri görsteren tanıdığım başka bir anneyi düşünüyorum. Diyorum ki bununki en azından yaşıyor, hala umut var yani.
Başka bir hikaye:
Bu benimki.
Bundan 5 yıl önce benden bir tümör alındı. Yüksek dereceliymiş ve genetik olarak da haritamız çok fena. Dedim ki "tamam bu iş buraya kadarmış" Neyse erken teşhisten ve düşünce tarzımdan / tutumumdan paçayı kurtardım sanırım.
O dönemde beni kanser olmaktan daha çok üzen şeyler yaşadığımı söyleyebilirim. Daha ne olabilir ki diyeceksin demi. Olabilir. İşte bunu anlatmaya çalışıyorum. Her şey senin onu nasıl algıladığına, nasıl yorumladığına göre değişiyor. O zaman henüz 13 yaşında olan kızıma karşı sorumluluk duymasam, onu bensiz bırakmaya hakkım olmadığını düşünmesem büyük olasılıkla mücadeleyi bırakır hayattan vazcayardım.
Konudan bağımsız ama azıcık da ilintili:
Dün burada bir soru soruldu duyuruyu ne kadar ciddiye alıyorsunuz diye. Ekşide bazı şeyler yazılmış sanırım. Şimdi bu soruya verilen güzel cevapları okuyunca o soruyu hatırladım.
Ben güzel insanların olduğu bu ortamda olmaktan, bir parçası olmaktan mutluyum.
Bu nedenle de kötü durum nitelemesi duruma değil kişiye göre değişiyor.
Yaşadıklarımdan öğrendiklerimi anlatayım.
Sene 1994. Kriz var. Ben ülkeye henüz giren amway adlı bir amerikan firmasının distribütörlüğünü yapan avusturyalı bir grupla tanıştım, ürün iadeleri, güvenilir ürünleri filan var, aklıma yatmayan yerler olsa da ben de ek iş olarak yapmaya başladım.
Firmanın ürün yelpazesi çok geniş ancak biz ürün satmıyoruz, hayaller satıyoruz. İnsanların evlerine gidip işi anlatıyoruz daha çok da onların hayattan beklentilerini harekete geçiriyoruz, istedikleri şeyleri günyüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Sistem bu şekilde kurulmuş.
Bir gün iyi bir semtte bir eve gittik. Ev katalogtan çıkmış gibi. Oldukça lüx ve pahalı eşyalarla donatılmış. Çiftin meslekleri psikolog ve eczacı. Krizde çok borçlanmışlar, dükkanlarını kapatıp şehir değiştirmişler filan. Çok kötü durumda olduklarını düşünüyorlar. Onlara hayal ve umut satabildik. İşe girdiler.
Aynı gün bir gecekondu mahallesinde bir eve gittik. Çift işçi. Ev sıvaları henüz yapılmış tabanı döşenmemiş iç kapıları takılmamış natamam bir ev. Eşya olarak da yere serilmiş bir kilim (toprağın üzerine) duvar kenarında birkaç tane yer minderi var. O çift hayallerine kavuştuğunu düşünüyordu. Artık tamamlanmamış olsa bile bir evleri vardı ve nasılsa tamamlayacaklardı. İşe girmediler.
İstatistiki olarak bakarsan ilk ailenin durumu standartların üzerinde ikinci aile ise gerçekten yardıma muhtaç. Asgari gereksinmeleri karşılayamayan aile durumum iyi diyor.
Başka bir hikaye:
Arada buraya da onlar için soru soruyorum tanıdığım bir aile var. Üstün zekalı bir çocukları var. Bu aile de 90 ve 94 krizinden kötü etkilenen bir aile. Çocuk bursla kazandığı üniversiteyi ailenin ekonomik durumu nedeniyle yarım bırakmak zorunda kaldı. Çocukta majör depresyon ve ot bağımlılığı var. Bilgisayarın başından kalkmıyor, bir iki lokma yiyecekse bile (çoğu zaman onu bile yemiyormuş) bilgisayarın başına alıp yiyor. Hayatla bağları tamamen kopmuş durumda. Sinirli agresif halleri oluyor.
Ben bir anne olarak düşünüyorum evladının günden güne eridiğini çürüdüğünü görmek ama bir şey yapamamak nasıl bir şeydir diye işin içinden çıkamıyorum. Sonra körpecik yaşında intihar eden evladının acısıyla yıllardır yaşamaya çalışan hatta artık hayattan zevk almaya başlama belirtileri görsteren tanıdığım başka bir anneyi düşünüyorum. Diyorum ki bununki en azından yaşıyor, hala umut var yani.
Başka bir hikaye:
Bu benimki.
Bundan 5 yıl önce benden bir tümör alındı. Yüksek dereceliymiş ve genetik olarak da haritamız çok fena. Dedim ki "tamam bu iş buraya kadarmış" Neyse erken teşhisten ve düşünce tarzımdan / tutumumdan paçayı kurtardım sanırım.
O dönemde beni kanser olmaktan daha çok üzen şeyler yaşadığımı söyleyebilirim. Daha ne olabilir ki diyeceksin demi. Olabilir. İşte bunu anlatmaya çalışıyorum. Her şey senin onu nasıl algıladığına, nasıl yorumladığına göre değişiyor. O zaman henüz 13 yaşında olan kızıma karşı sorumluluk duymasam, onu bensiz bırakmaya hakkım olmadığını düşünmesem büyük olasılıkla mücadeleyi bırakır hayattan vazcayardım.
Konudan bağımsız ama azıcık da ilintili:
Dün burada bir soru soruldu duyuruyu ne kadar ciddiye alıyorsunuz diye. Ekşide bazı şeyler yazılmış sanırım. Şimdi bu soruya verilen güzel cevapları okuyunca o soruyu hatırladım.
Ben güzel insanların olduğu bu ortamda olmaktan, bir parçası olmaktan mutluyum.
- hayat aklini konusacak bir filozof uret (26.08.15 09:10:43)
Her yaz cikar o soylenti, itibar etmeyin.
- cokponcik (22.08.15 23:50:39)
nerede o gunler? :)
- chaotic good (22.08.15 23:59:40)
az önce twitterda biri paylaşmıştı da anlam veremedim. şehit haberlerinden dolayı programı iptal etmek istemiş kanal d de tamamen yayından kaldırmış vs. kanal d'ye giydiriyorlardı. doğruluk payı var mı ya da asılsız mı bilemiyorum.
- uzunuzunilgi (23.08.15 00:08:43)
Beyaz Show şu an tatilde, yani televizyonda verilmiyor ki şehit haberlerinden dolayı iptal olsun.
Olay sosyal medya kandırmacasından ibaret, benim de Facebook'taki arkadaşlarım 2 sene öncesinin haberini sanki bugünküymüş gibi paylaştılar (Hani Gezi Parkı olayları sırasında Beyaz program yapmaktan vazgeçmiş de programı Kanal D tarafından yayından kaldırıldı tarzı bir haber çıkmıştı ya..) , bugün de aynı haberi sanki şehitler dolayısıylaymış gibi lanse eden paylaşımlar vardı.Sanırım bu yüzden yayıldı.
Sosyal medyadan işte bu yüzden nefret ediyorum.Doğru olmadığı çok bariz bir bilgi sorgulamadan paylaşan bir sürü insan sebebiyle gerçekmiş gibi yayılıyor ortalığa.
Olay sosyal medya kandırmacasından ibaret, benim de Facebook'taki arkadaşlarım 2 sene öncesinin haberini sanki bugünküymüş gibi paylaştılar (Hani Gezi Parkı olayları sırasında Beyaz program yapmaktan vazgeçmiş de programı Kanal D tarafından yayından kaldırıldı tarzı bir haber çıkmıştı ya..) , bugün de aynı haberi sanki şehitler dolayısıylaymış gibi lanse eden paylaşımlar vardı.Sanırım bu yüzden yayıldı.
Sosyal medyadan işte bu yüzden nefret ediyorum.Doğru olmadığı çok bariz bir bilgi sorgulamadan paylaşan bir sürü insan sebebiyle gerçekmiş gibi yayılıyor ortalığa.
- nerdgu (23.08.15 01:15:57)
değil. adam ve ekibi bodrum tatilinde şu an. i know that shit bro.
- klassno (23.08.15 02:03:44)
Instagram'da eylul ayinda yayindayiz demis beyazit.
- xenophobe (23.08.15 19:30:51)
Kanal d nin yeni yayın dönemi tanıtım filminde Beyaz var. Kaldırılmadı anlayacağın.
- theguardianofthecemetery (03.09.15 01:54:20)
[]
Bu ne demektir ?
Tur'a şavkı vurur bize aşkı, düşer düşer kalkarız, yine yüzüne bakarız, ne gam!
mona islam tufan
mona islam tufan
güneş
- mevsimler (22.08.15 23:35:00)
allah.
- mevsimler (22.08.15 23:35:39)
[]
Alkollü Kokteyl 101
evet arkadaşlar ilk girişimimiz elimizde patladığı için 2. girişimimiz biraz daha fikirlere açık olsun istedik.
sanırım anladık ki bu işler öyle metrodan aldığımız şuruplar ve biraz ondan koy biraz da bundan mantığıyla olmuyormuş. Ve tüm o app.'ler de yalan. tek gerçek sizsiniz.
şimdi nereden başlayalım, temel(elzem) malzemeler olarak neler alalım ? shaker, blender filan illa lazım mı ? napıyoruz nasıl yapıyoruz ?
şunu da iliştirelim : evde arkadaşlarımız geldiğin de öyle 2 dakika da basit tatlı ya da ekşi alkollü karışımlar hazırlamak derdimiz. rengarenk olsun. evet.
edit: bütçe olayını özel mesajlarda konuşuyorduk ama buraya da yazmam gerekiyor sanırım. bi' bütçe ayırmadık ama bundan önce aylık 180-200 ile 3 ay devam ettik, sonra beceremeyince bıraktık. yine o civarlarda 200-250 olur bu aksiyona ayırabiliriz.
sanırım anladık ki bu işler öyle metrodan aldığımız şuruplar ve biraz ondan koy biraz da bundan mantığıyla olmuyormuş. Ve tüm o app.'ler de yalan. tek gerçek sizsiniz.
şimdi nereden başlayalım, temel(elzem) malzemeler olarak neler alalım ? shaker, blender filan illa lazım mı ? napıyoruz nasıl yapıyoruz ?
şunu da iliştirelim : evde arkadaşlarımız geldiğin de öyle 2 dakika da basit tatlı ya da ekşi alkollü karışımlar hazırlamak derdimiz. rengarenk olsun. evet.
edit: bütçe olayını özel mesajlarda konuşuyorduk ama buraya da yazmam gerekiyor sanırım. bi' bütçe ayırmadık ama bundan önce aylık 180-200 ile 3 ay devam ettik, sonra beceremeyince bıraktık. yine o civarlarda 200-250 olur bu aksiyona ayırabiliriz.
bütçenizi söyleyin. ona göre ne gibi karışımlar yapabilirsiniz söyleyeyim. shaker'la yapılan kokteyller de var, shaker'a gerek kalmadan bardakta karıştırılan kokteyller de.
bütçeden haber verin siz.
bütçeden haber verin siz.
- lesmiserables (20.08.15 23:27:18)
Shaker nedir ki bir buyuk bardak üzerine kucuk bir bardak kilitlendi mi al sana shaker. Hocam deyene deneye olur bu kendine bir olcu bul once neyle ne yakisir kendin deneyimle.
Basit dunya kokteyllerinden basla long island mojito tekila sunrise cosmopolitan margarita gibi imkana gore degisir tabii hersey.
Basit dunya kokteyllerinden basla long island mojito tekila sunrise cosmopolitan margarita gibi imkana gore degisir tabii hersey.
- heavenly (20.08.15 23:53:17)
cin fizz. hem ucuz hem yapması kolay. tarifini bir daha yazmama gerek yok. herhangi bir siteden bak, aynen uygula. zaten bu işler birazda pratikle alakalı. basit kokteyllerden başlayıp yavaş yavaş zora doğru gidersin. önce bir elin alışsın.
- nick ver bakim abine oradan (21.08.15 00:05:10)
bu işin gerçekten limiti yok ancak başlangıç safhası için birkaç basit ama etkili kokteyl önereyim:
bence sürekli elinde bulunması gerekenler: shaker (bardakla aynı motivasyon olmuyor), lime, buz kıracağı, çeşitli kokyeyller için uygun barkaklar. kokteyl aynı zamanda estetik ve racon işidir, su bardağıyla mojito, şarap bardağıyla margharita içilmez, paşabahçe'den kadeh takımı yap kendine.
- cin tonik: cin + tonik (schweppes)+ buz + mümkünse biraz lime suyu + süsleme (garnish) kısmı için ince kesim bir parça salatalık ve lime içine at. (cin-tonik oranı 1'e 2 iyi gidiyor) güzel görünümlü bir kokteyl ortaya çıkıyor.
- cuba libre: rom + kola + lime + buz
- mojito: taze nane yaprağı + beyaz rom + lime + esmer şeker + soda. yapımını uygulamalı gösteren 1000 tane video var youtube'da, bilhassa kızların da olduğu ortamlarda çok tutar, içine çilek püresi, ilave edersen süper strawberry mojito olur.
bunlardan yürümeye başlarsan ileride bloody mary, frozen margharita, pina colada, long island iced tea gibi kokteyllere geçersin.
bence sürekli elinde bulunması gerekenler: shaker (bardakla aynı motivasyon olmuyor), lime, buz kıracağı, çeşitli kokyeyller için uygun barkaklar. kokteyl aynı zamanda estetik ve racon işidir, su bardağıyla mojito, şarap bardağıyla margharita içilmez, paşabahçe'den kadeh takımı yap kendine.
- cin tonik: cin + tonik (schweppes)+ buz + mümkünse biraz lime suyu + süsleme (garnish) kısmı için ince kesim bir parça salatalık ve lime içine at. (cin-tonik oranı 1'e 2 iyi gidiyor) güzel görünümlü bir kokteyl ortaya çıkıyor.
- cuba libre: rom + kola + lime + buz
- mojito: taze nane yaprağı + beyaz rom + lime + esmer şeker + soda. yapımını uygulamalı gösteren 1000 tane video var youtube'da, bilhassa kızların da olduğu ortamlarda çok tutar, içine çilek püresi, ilave edersen süper strawberry mojito olur.
bunlardan yürümeye başlarsan ileride bloody mary, frozen margharita, pina colada, long island iced tea gibi kokteyllere geçersin.
- theos ek mekhanes (21.08.15 00:39:28)
sex on the beach ve long ısland ice tea ile başla bence
2 hafta barda çalıştım. bana sadece bunları deneyebilirsin demişlerdi kolay diye
2 hafta barda çalıştım. bana sadece bunları deneyebilirsin demişlerdi kolay diye
- eksimeksi (21.08.15 00:56:04)
Shaker, cin, tonik, kahlua, countri, bacardi, lime limon, tuz, karabiber, votka, domates suyu. Fazlasıyla yeterli olur. İçkiler fazla gelecrğinden seçim yapabilirsiniz. Şurup kullanırdan renkli gözükür fakat kokteyler için hiç hoş olmaz. Onun yerine lime, nane gibi aparatlar kullan. Cini ve cinli kokteyleri salatalıklaservis edebilitsin mesela. Alternatif çok. Bütçen önemli. Zevklerin önemli
- naylonlee (21.08.15 01:06:42)
Edit: coıntreau
- naylonlee (21.08.15 01:07:09)
Bir de yerli likörlerde çok hoş oluyor. Nazen'in vişnr, muz acıbadem ve nane likörlerini alabilirsin. Şurup yerine bunları kullanırsan istediğin rengide elde edersin
- naylonlee (21.08.15 01:08:30)
bir kitapçıda bu işle ilgili kitaplar görmüştüm. faydası dokunabilir.
- air (21.08.15 06:07:11)
akp'de var ama bir şekilde halletmek istiyorlar. hdp'de herkese var selo ve sırrı abe'lerine yok.
- ra amin ka (19.08.15 23:48:52)
kaldırmadı. 3 dönem kuralına takılan önemli isimler (ör. bülent arınç) yeni seçimle birlikte geri gelecekler.
- cek (19.08.15 23:49:43)
Barça her zaman reklam alıyordu ama çakallık yapıyordu. O Unicef olayından önce de göğüslerinin ortasında eşek kadar Adidas'ın Nike'ın logosu oluyordu, ki o dönem diğer takımlar formanın bir köşesine çok küçük boyutlarda logo koyuyordu.
Şu logoyu koyduktan sonra başka reklama gerek yok zaten, eşek yüküyle para alıyorlardı bunlardan: i.ytimg.com
Tabii şu an daha çok gelire ihtiyacı olduğu için mecbur klasik reklamlardan alıyorlar, başkanları da "Daha çok para lazım" gibi bir açıklama yapmıştı zaten.
Şu logoyu koyduktan sonra başka reklama gerek yok zaten, eşek yüküyle para alıyorlardı bunlardan: i.ytimg.com
Tabii şu an daha çok gelire ihtiyacı olduğu için mecbur klasik reklamlardan alıyorlar, başkanları da "Daha çok para lazım" gibi bir açıklama yapmıştı zaten.
- angelus (15.08.15 22:27:39)
@angelus, o logo zaten formayı yapan firmanın ama. muhakkak para ödüyorlardır ama göğüs reklamı gibi olduğunu sanmıyorum. yani barça o logo için 2m alıyorsa göğüs reklamı için 50m alıyordur. nike'ın yaptığı formayı giyerken nike logosunun görünmemesi gibi bir imkan yok ki zaten, var mı?
soruya cevab, para lazımdı. başkan, angelus'un dediği gibi, para lazım dedi. bu kadar şekil şükül yaptığımız yeter, bize de sponsor gerek dedi.
soruya cevab, para lazımdı. başkan, angelus'un dediği gibi, para lazım dedi. bu kadar şekil şükül yaptığımız yeter, bize de sponsor gerek dedi.
- der meister (15.08.15 22:31:49)
nike adidas vs.. bunlar reklam değil kendilerini milli takım olarak gördükleri için reklam almıyorlardı ama demekki tam bağımsız ispanya fikrine inanmışlar. :D
- protrek (15.08.15 22:33:47)
Şu Kappa logosu kulübün arması ile aynı boyutta: www.blaugranas.com Yani göğüs reklamından gelecek parayla buradan gelen paranın çok farklı olacağını sanmıyorum ben. Bir de o zamanlar para trafiği bugünkü gibi çok takip edilmediği için yapılan reklam anlaşmalarının açıklanma mecburiyeti yoktu. Barcelona muhtemelen "Biz bunu reklam olarak alırız ama ortamlarda almadık deriz" gibi bir politika yürütüyordu.
- angelus (15.08.15 22:37:14)
nike barca'ya 10 yıllığına, yılda 43 milyon dolar verme şeklinde anlaşmış. az buz da değilmiş yani.
www.tsmplug.com
www.tsmplug.com
- ufukcel (15.08.15 22:46:06 ~ 22:46:24)
Unicef logosu bildigim kadariyla sirtta halen yer almakta.
- waterman (16.08.15 01:21:46)
[]
Beş Kardeş'te Çalan ''bu nasıl birşey ben aşık oldum''
daha önce onur ünlünün başka bir filminde de yokmuydu bu şarkı. 5 şehir olabilir ama emin değilim, hatta yine aynı şekilde giriliyordu şarkıya bir sahne bitimi var ve bir anda fondan şarkının nakaratına giriliyor ''oofff bu nasıl bir şey ben aşık oldum'' bağıra bağıra.
şu an takip etmiyor, eskiden ediyormuş. neden bilmiyorum.
- Zeth (05.08.15 20:08:26)
[]
Tayyip'in doğrusu yanlışı
Tayyip istese doğuyu alırdı gibi. doğuda büyük aşiretler kendi kendilerine oy kaybettirdiler, onun dışında kalanların da bir kısmı akp'de kaldı bir kısmı da tayyipten yüz bulamayıp hdpye geçti. tayyip isteseydi, doğuda ki her ilden hdp'nin elinde ki 1 milletvekilini çizerdi(akp safına katması zaten büyük olası da, akp safına katmasaydı bile hdp'ye bırakmazdı). ama adam milliyetçi yaklaşımı ve despotluğuyla o aşırı yüksek özgüvenini birleştirdi -ki bunda yerel seçimlerin sonuçlarının da etkisi büyük. 17 aralıktan sonra bile halk uyanmadı- ve doğuda ki işleri partiye değilde kendine yontmaya çalıştı. durum patladı.
yanlış anlaşılmasın tayyip tek başına barış kazansın istediği için yaptı bunları demiyorum, ancak o despotluğu ile biraz babacan bir tavırla doğuda ki aşiretleri ve bir kısım önde gelen insanların üstünü çizdi ve o çizmesinin bedelini de oy bölünmesi(aşiretler arası oldu bu olay ve hiçbirine yaramayıp hdp'ye yaradı.iyi de oldu) ve bazı aşiretlerin hdp'ye kaymasıyla ödedi. yani, bu seçimin kazananı eğer elindekileri iyi değerlendiremezse mhp yerine yine tayyip erdoğan olacaktır. devamı öncesi 1 açıklama yapmam gerekiyor sanırım,
duyuruyu soru şeklinde açmamın sebebi, bana rahat rahat küfretmeniz değil, doğuda ki aşiretleri ve siyasal yerlerini etkilerini, kara para aklama mekanizmalarını, güç kaynaklarını ve orada ki siyasi gücü bilen arkadaşlarımızın bakış açılarını da merak etmem.
...hatta daha büyük görüp yeni bir seçim olsa yine tek parti olabilecekken onu da tercih etmeyebilir. sınırda pkk yı ışid'le basıp, mhp-hdp ittifakını zor duruma sokabilir. arap sermayesinin yalan olacağı zaten aşikar. global firmalar bunu çok önceden görmüşlerdir zaten, ekonomik boyutuyla da kurtarıcı olma fikri tayyip erdoğan'da yeni değildir.
tüm bunların dışında, devlet bey'in onurlu duruşuda bir erdemdir ancak işin özü osmanlı padişahlarının son zamanları gibi olabilir. yani 40 pare top atışıyla karşılanmak meziyet değildir. meziyet ingilizlerle ve ruslarla anlaşarak bir çözüm sunan Mustafa Kemal Atatürk'tedir.
edit: ibretlik nawres hoşgeldin. kendi kendini doğrulayan kehanet bu oldu işte. doğuda ki aşiret yaklaşımı bi' otel yapacam buradan bir vekillik kaparsam benim işime taş koymazlar şeklinde olduğuna bi' bak gel. sonrasını isim isim sonra konuşalım. halen seni aşağılamamamı da takdirle izliyorum. yaşlılık, anlayış alışkanlığını da yanında getiriyor.
yanlış anlaşılmasın tayyip tek başına barış kazansın istediği için yaptı bunları demiyorum, ancak o despotluğu ile biraz babacan bir tavırla doğuda ki aşiretleri ve bir kısım önde gelen insanların üstünü çizdi ve o çizmesinin bedelini de oy bölünmesi(aşiretler arası oldu bu olay ve hiçbirine yaramayıp hdp'ye yaradı.iyi de oldu) ve bazı aşiretlerin hdp'ye kaymasıyla ödedi. yani, bu seçimin kazananı eğer elindekileri iyi değerlendiremezse mhp yerine yine tayyip erdoğan olacaktır. devamı öncesi 1 açıklama yapmam gerekiyor sanırım,
duyuruyu soru şeklinde açmamın sebebi, bana rahat rahat küfretmeniz değil, doğuda ki aşiretleri ve siyasal yerlerini etkilerini, kara para aklama mekanizmalarını, güç kaynaklarını ve orada ki siyasi gücü bilen arkadaşlarımızın bakış açılarını da merak etmem.
...hatta daha büyük görüp yeni bir seçim olsa yine tek parti olabilecekken onu da tercih etmeyebilir. sınırda pkk yı ışid'le basıp, mhp-hdp ittifakını zor duruma sokabilir. arap sermayesinin yalan olacağı zaten aşikar. global firmalar bunu çok önceden görmüşlerdir zaten, ekonomik boyutuyla da kurtarıcı olma fikri tayyip erdoğan'da yeni değildir.
tüm bunların dışında, devlet bey'in onurlu duruşuda bir erdemdir ancak işin özü osmanlı padişahlarının son zamanları gibi olabilir. yani 40 pare top atışıyla karşılanmak meziyet değildir. meziyet ingilizlerle ve ruslarla anlaşarak bir çözüm sunan Mustafa Kemal Atatürk'tedir.
edit: ibretlik nawres hoşgeldin. kendi kendini doğrulayan kehanet bu oldu işte. doğuda ki aşiret yaklaşımı bi' otel yapacam buradan bir vekillik kaparsam benim işime taş koymazlar şeklinde olduğuna bi' bak gel. sonrasını isim isim sonra konuşalım. halen seni aşağılamamamı da takdirle izliyorum. yaşlılık, anlayış alışkanlığını da yanında getiriyor.
"Tayyip istese doğuyu alırdı beyler."
başını alirdi.
"istese hdp'nin elindeki 1 milletvekilini cizerdi", "tayyip'in babacan tavri" vs?
"duyuruyu soru şeklinde açmamın sebebi, bana rahat rahat küfretmeniz değil" demissin ama amacin kendine kufrettirmek bence.
başını alirdi.
"istese hdp'nin elindeki 1 milletvekilini cizerdi", "tayyip'in babacan tavri" vs?
"duyuruyu soru şeklinde açmamın sebebi, bana rahat rahat küfretmeniz değil" demissin ama amacin kendine kufrettirmek bence.
- nawres (08.06.15 15:38:23)
kusura bakma ama istese x olurdu kalibi turkcedeki en yalan kalip. istese atom muhendisi olurdum, istese sunu yapardi, bunu yapardi. isteseydi o zaman? neden istemedi?
- baldur2 (08.06.15 15:51:45 ~ 15:52:00)
başını alırdı + 1
- kargn (08.06.15 15:56:10)
troll müsün kardeş? söyle ona göre hakaret edelim. saçma sapan tonla yazmışsın birde.
- cetoxim (08.06.15 15:59:22)
Seçim süreci boyunca HDP büroları sürekli saldırıya uğrarken, herhangi bir saldırganın belirlenmemiş olmasıyla mı alırdı?
Yoksa Diyarbakır mitinginde patlayan bombalardan sonra faalini araştırmak yerine "aradım açmadı" diye geçiştirerek mi polis saldırısının sebebini açıklamayarak mı doğuyu alırdı?
Tayyip doğudan alabileceği kadar oyu aldı zaten. Mesela aç Şanlıurfa'nın verdiği oylara bak. Karaköprü gibi, son 10 yılda zenginleşmiş ilçeler ve Haliliye gibi ve arap nüfusun bol olduğu ilçeler AKP'yi birinci yaparken, Ceylanpınar, Suruç gibi Kürt nüfusun yoğun olduğu ilçeler HDP'yi birinci yaptı.
Demem o ki, Tayyip istedi ancak bu tavır ve tutumla alabileceği kadar oyu aldı.
Yoksa Diyarbakır mitinginde patlayan bombalardan sonra faalini araştırmak yerine "aradım açmadı" diye geçiştirerek mi polis saldırısının sebebini açıklamayarak mı doğuyu alırdı?
Tayyip doğudan alabileceği kadar oyu aldı zaten. Mesela aç Şanlıurfa'nın verdiği oylara bak. Karaköprü gibi, son 10 yılda zenginleşmiş ilçeler ve Haliliye gibi ve arap nüfusun bol olduğu ilçeler AKP'yi birinci yaparken, Ceylanpınar, Suruç gibi Kürt nüfusun yoğun olduğu ilçeler HDP'yi birinci yaptı.
Demem o ki, Tayyip istedi ancak bu tavır ve tutumla alabileceği kadar oyu aldı.
- lcha (08.06.15 16:04:31)
Urfa'da bucak'lar ikiye bölündü. ne chp alabildi, ne de bağımsız. izollerde zülfikar izolün açıklaması var gün şeref günüdür diye, patladı(adamın fabrikası basıldı, sahip çıkan olmadı). urfa 1. sıra milletvekilinin urfa ile alakası yok. yine urfada 4. sıra milletvekininin urfanın başına urfalı gelmeli diye açıklaması var. 6.sıra milletvekilini aranızda tanıyan var mı ? urfa gibi bir yerde ?
sürekli ntv'ye çıkan urfalı müteahit nerede ? gördünüz mü hiç ? tayyip urfayı bırakalı çok oldu zaten. gürpınarların bile etkisi kalmadı da dengir mir hdp'ye geçti. bu adamlar siyaset için mi takımdan ayrıldılar ? barış için mi ? hadi 2-3 ergeni geçtim. ama urfa siyasetini bilen adam için oranın tepesi aşırı profesyonel. tayyip bu seçim o profesyonelliği kullanmadı bence. bu arada aklıma geldi, adam fakıbabayı bire geride bıraktı. ha keza onu cezanlandıracağı belliydi de.
sürekli ntv'ye çıkan urfalı müteahit nerede ? gördünüz mü hiç ? tayyip urfayı bırakalı çok oldu zaten. gürpınarların bile etkisi kalmadı da dengir mir hdp'ye geçti. bu adamlar siyaset için mi takımdan ayrıldılar ? barış için mi ? hadi 2-3 ergeni geçtim. ama urfa siyasetini bilen adam için oranın tepesi aşırı profesyonel. tayyip bu seçim o profesyonelliği kullanmadı bence. bu arada aklıma geldi, adam fakıbabayı bire geride bıraktı. ha keza onu cezanlandıracağı belliydi de.
- mete kudur (08.06.15 16:11:17 ~ 16:24:20)
milliyetçi yaklaşımı" ndan sonra okumadim.
Recep tayyip?
milliyetcilik?
guldurdun kardesim.
Recep tayyip?
milliyetcilik?
guldurdun kardesim.
- kutsalbok (08.06.15 16:31:04)
Farklı davransa, değişik stratejiler geliştirse, aşiretlere daha yakın olsa, cumhurbaşkanı olmayıp partinin başında kalsa, cumhurbaşkanı olduktan sonra halen parti mitingleri yapmasa, ak saray ve diyanet arabası konusunda daha mütevazi olsa doğuyu alır, tek başına iktidar olurdu. Yani yine tek başına iktidar olmak başka aktörlerin değil, kendi elindeydi. Ama yanlış hesapladı, planları tutmadı.
Bunu söylemek, "isteseydi (herhangi bir bedel ödemeden) alırdı" demek ile aynı şey değil.
Bunu söylemek, "isteseydi (herhangi bir bedel ödemeden) alırdı" demek ile aynı şey değil.
- long live rock n roll (08.06.15 16:43:31)
[]
Lüks arabalar neden galeriden alınır ?
rolls royce ya da lamborghini gibi türkiyede yetkili satıcısı olan araçların sıfırları neden galerilerden alınır, galeri daha ucuza satabiliyor mu o araçları ?
evet daha ucuz vergisiz felan gümrükten kaçak yapıyolar bişeyler:)
- 05 (08.06.15 04:58:42 ~ 05:02:50)
bu tip şeyerde networking de çok büyük rol oynuyor. Yıllarca lüks araçlar satan gelericilerle komşu ve aile dostu olduk. Benim çocukluğumdan beri gözlemlediğim ünlülerle, parası olan insanlarla zaten iyi ilişkileri oluyor. Adam araba almamış olsa bile geliyor, pohpohlanıyor falan. Bu arkadaş ilişkileri içinde sanırım tercih arkadaştan yana yapılabiliyor dolayısıyla.
- warrior princess (08.06.15 07:20:00)
m.radikal.com.tr
Bak mesela adam 2 ferrari getirmiş, sadece birinin vergisini vermiş. Aynı plakayı iki arabada da kullanıyor.
Bak mesela adam 2 ferrari getirmiş, sadece birinin vergisini vermiş. Aynı plakayı iki arabada da kullanıyor.
- medievalman (08.06.15 08:51:18)
- zombi (08.06.15 09:18:45)
vergi ve fiyat avantajlarına ilaveten, galeride hazır olan arabayı alıyorsun. yetkili satıcı ise önce siparişi alıyor, 3-4 ay sonra teslim ediyor. bazı arabalarda bu süre 1-2 yıla kadar çıkıyor.
- kaptan memo (08.06.15 09:59:14)
[]
CHP HDP MHP İktidarında Cumhurbaşkanlığı Sarayı Ne Olacak
Onu alabiliyorlar mı ? ODTÜ'nün olabilecek mi orası ? silsile nasıl işliyor ?
kalmadı tabi artık böyle bir ihtimal
- acccra (08.06.15 01:13:56)
öyle bir koalisyon olmayacak. erken seçim ve sonrasında akp tek iktidar olacak
- cokponcik (08.06.15 01:36:04)
kütüphane yapsınlar aq göt gibi kalsın tayyo.
- mrthany (08.06.15 06:55:24)
[]
matris içinde trigonometrik zımbırtıları çarpan ücretsiz uygulama
android ve ya mac için ya da online bir uygulama var mı ? android için bir kaç tanesine baktık ancak sadece sayıları çarpıyorlar, trigonometrik (cos-sin) giremiyoruz ifadelere.
- cagatayakca (24.05.15 09:17:39)
[]
Amatör bir grup barda bağırarak şarkı söylüyordu ve
youtube videosunda orjinalinden daha iyi yorumları yapılıyordu. grup sanırım sonradan farklı bir isimle albümde çıkartmış, orjinali o oluyor.
hareketli ama duygusal birşeydi, gitar mitar. yerli. 1 kelime. cepte.
sos eksik şarkı imiş, teşekkürler.
hareketli ama duygusal birşeydi, gitar mitar. yerli. 1 kelime. cepte.
sos eksik şarkı imiş, teşekkürler.
[]
Word sayfa numarası atamıyor
bir pdf belgesini word'e çevirdik. word de sayfa numarası atalım diyoruz , ancak mesela 21 den sonra 2 3 4 5 6 diye devam ediyor. bazı sayfalardan sonra hiç atmıyor.
belgeyi yeni bir word'e kopyaladık yine aynı şey oluyor. neden olabilir, ve bu sorunu nasıl çözebiliriz ?
edit: cetveller kaymış ondan oluyor sanırım, 1 belge de tüm cetvellerin aynı hizaya gelmesini nasıl sağlayabiliriz ?
belgeyi yeni bir word'e kopyaladık yine aynı şey oluyor. neden olabilir, ve bu sorunu nasıl çözebiliriz ?
edit: cetveller kaymış ondan oluyor sanırım, 1 belge de tüm cetvellerin aynı hizaya gelmesini nasıl sağlayabiliriz ?
21'den sonra 2'den başla diye bir ayar yapmışsınız farkında olmadan. sayıyı seçip editlemeniz gerekli. o şuradan başlayı kaldırınca çözülür sorun.
- gurur (17.05.15 01:16:42)
[]
Sesli Kitap
Tam metinleri okunan kitapları bulabileceğim bir yer var mı ? radyo tiyatrosundan bahsetmiyorum, orada metinler üzerinde oynanmış ve eksik.
seslekitap.com
seslenenkitap.com
bunlar ücretli kitaplar satıyorlar, seslekitap daha makul ama genelde eski kitaplar mevcut. seslenenkitap ise daha pahalı ama daha yeni kitaplar da mevcut..
ücretsiz olarak okan bayülgen tarafından seslendirilmiş iki kitap var, satranç ve dönüşüm.. youtube dan dinleyebilirsiniz.
seslenenkitap.com
bunlar ücretli kitaplar satıyorlar, seslekitap daha makul ama genelde eski kitaplar mevcut. seslenenkitap ise daha pahalı ama daha yeni kitaplar da mevcut..
ücretsiz olarak okan bayülgen tarafından seslendirilmiş iki kitap var, satranç ve dönüşüm.. youtube dan dinleyebilirsiniz.
- sen olmayan cocuk benim (16.05.15 23:24:05)
[]
Samsung'un son güncellemesinde
hürriyet e-gazete, digiturk play filan mı geldi artık telefonlara.
reklam..
- cetoxim (16.05.15 17:51:46)
[]
caylaklar debe'ye girdiklerinde yazar mi oluyorlar
Kusura bakmayin mobilden yaziyorum; caylaklar hakkinda şöyle bir hikaye vardi; debe'ye girdiklerinde yazar olabiliyorlardi sanirim, bu aksiyonun dogrulugu yanlisligindan haberdar olan var mi ?
Not: Sözlükte böyle bir entry animsiyorum, hatta yazar kendisinden daha önce ayni entry i hirmis caylagin entrysini refere edip onu yazar yapmis sanirim.
Not: Sözlükte böyle bir entry animsiyorum, hatta yazar kendisinden daha önce ayni entry i hirmis caylagin entrysini refere edip onu yazar yapmis sanirim.
Sırası gelip onay alamadıktan sonra hiçbir şekilde yazar olamıyorlar.
- syd (13.05.15 15:44:16)
özel durumlarda olabiliyorlar. mesela 50000000. entryi girdiği için bir çaylak yazar yapıldı.
debeye girmeyi başarırsa da duruma göre belki onayı öne alınabilir, imkansız değil. ama resmen açıklanmış bir durum da değil sanırım...
debeye girmeyi başarırsa da duruma göre belki onayı öne alınabilir, imkansız değil. ama resmen açıklanmış bir durum da değil sanırım...
- ucan spagetticanavari (13.05.15 16:03:53)
Yazar alımıyla ile ilgili herhangi bir özel durum yok, öyle bir şey olsaydı bunu en önce biz bilirdik.
- syd (13.05.15 16:08:31)
@syd 50000000. entryi girdiği için sırası gelmeden anında yazar olmak
çay reklamı için entry girip yazar olmak filan özel durum değil yani? hiç olmuyor evet...
şimdi baktım, kondüktörmüşsün. ben bizzat gördüm sonuçta. nasıl olmadığını söyleyebiliyorsun ki şimdi?
eksisozluk.com
eksisozluk.com
yanlış hatırlamıyorsam da o gün debe olmuştu bu entry.
dediğim gibi, kesin karar verilmiş bir durum olmayabilir. ama görünce bunu da yazar yapıverelim bari dedirtecek durumlar olabiliyor. hiç olmuyor değil yani. minimum 1 kez oldu ve "bir daha hiç olmayacağı kesin" denemez.
çay reklamı için entry girip yazar olmak filan özel durum değil yani? hiç olmuyor evet...
şimdi baktım, kondüktörmüşsün. ben bizzat gördüm sonuçta. nasıl olmadığını söyleyebiliyorsun ki şimdi?
eksisozluk.com
eksisozluk.com
yanlış hatırlamıyorsam da o gün debe olmuştu bu entry.
dediğim gibi, kesin karar verilmiş bir durum olmayabilir. ama görünce bunu da yazar yapıverelim bari dedirtecek durumlar olabiliyor. hiç olmuyor değil yani. minimum 1 kez oldu ve "bir daha hiç olmayacağı kesin" denemez.
- ucan spagetticanavari (13.05.15 16:08:48 ~ 16:12:57)
Bir entry'nin Debe'ye girmesiyle sonuçlanan yazar alımı özel bir durum olabilir, fakat öyle bir olay yok. Bir çaylağın entry'sinin Debe'ye girmesi zaten teknik olarak mümkün değil. O nedenle. Diğerleri PR çalışmalarıyla alakalı bir olay.
Bu arada referans olayı sıradan bir yazarın yapabileceği bir şey değil; kondüktör veya sözlüğün herhangi bir biriminde görev alıyorsa böyle bir şey olabilir. Onun dışında bir yazarın "Ben referans oldum bu çaylak yazar olsun" deme gibi bir hakkı yok. O konuda yanlış anlama olmasın.
Bu arada referans olayı sıradan bir yazarın yapabileceği bir şey değil; kondüktör veya sözlüğün herhangi bir biriminde görev alıyorsa böyle bir şey olabilir. Onun dışında bir yazarın "Ben referans oldum bu çaylak yazar olsun" deme gibi bir hakkı yok. O konuda yanlış anlama olmasın.
- syd (13.05.15 16:19:13)
syd sen mi yanlış anladın ben mi bilemedim;
yazarın biri çaylak entry giren birinin yazısını referans göstererek entry giriyor. yazarın girdiği bu entry debe olunca refere ettiği çaylak yazar oluyor. kimse çaylak debeye girmiş ya da yazarın biri çaylağın alınması için referans olmuş demedi.
yazarın biri çaylak entry giren birinin yazısını referans göstererek entry giriyor. yazarın girdiği bu entry debe olunca refere ettiği çaylak yazar oluyor. kimse çaylak debeye girmiş ya da yazarın biri çaylağın alınması için referans olmuş demedi.
- himmet dayi (13.05.15 16:35:05)
himmet dayi; Referans konusu ben yanlış anlamışım evet. Fakat Debe ile alakalı cevabım ilk soruyla ilgili.
Şöyle sorulmuş: "caylaklar hakkinda şöyle bir hikaye vardi; debe'ye girdiklerinde yazar olabiliyorlardi sanirim, bu aksiyonun dogrulugu yanlisligindan haberdar olan var mi ?"
Ben de bunu açıkladım: Bir çaylağın entry'sinin Debe'ye girmesi mümkün değil; o listeye sadece yazarlar girebiliyor. Haliyle bu yolla bir çaylağın yazar olması mümkün değil.
50 milyoncu entry'yi giren kişi de bu çay muhabbetinde olduğu gibi reklam amaçlı yazar yapılmış. Yani sorulan soruya emsal olabilecek bir şey değil. Onu anlatmak istedim.
Şöyle sorulmuş: "caylaklar hakkinda şöyle bir hikaye vardi; debe'ye girdiklerinde yazar olabiliyorlardi sanirim, bu aksiyonun dogrulugu yanlisligindan haberdar olan var mi ?"
Ben de bunu açıkladım: Bir çaylağın entry'sinin Debe'ye girmesi mümkün değil; o listeye sadece yazarlar girebiliyor. Haliyle bu yolla bir çaylağın yazar olması mümkün değil.
50 milyoncu entry'yi giren kişi de bu çay muhabbetinde olduğu gibi reklam amaçlı yazar yapılmış. Yani sorulan soruya emsal olabilecek bir şey değil. Onu anlatmak istedim.
- syd (13.05.15 16:49:19)
daha ziyade bi kayırma durumu söz konusu burada anlaşılan
- neseranni (13.05.15 17:06:09)
[]
Agar.io Hakkında 1 soru
Bazen adamlar yeşil kesici yuvarlaktan bize fırlatıp bizi hiç edebiliyorlar, onu nasıl neye göre yapıyorlar ? w ile atıyorlar sanırım o yeşil zımbırtıya ama oradan da bize fırlıyor ?
w ile şişiriyorlar bir tane daha çıkıyor ne taraftan beslendiyse zıt tarafına fırlıyor
- efrasiyab87 (12.05.15 19:54:06)
yeşil yuvarlak belli bi büyüklüğe ulaşınca bölünüyo, ikinci bi tane çıkarıyo. efrasiyab'ın dediği gibi, beslediğin yönün tersine doğru fırlıyo o da. sana gelince güm.
- der meister (12.05.15 20:00:17)
[]
Yerli Film Kalmamış
Sevgili D&R çalışanları;
Evde yerli film izleyelim v2.1 girişimimiz, ekşi sözlük hiçbir şey beğenmeyenler timi tarafından piç oldu. Fimlerin bi' kısmını zaten EYFI v1.0'da izlemişiz(rastgele) , onun dışında kalanlar ise zaten hiç beğenilmemiş. izlediğimiz filmler körlemeye
-Herşey çok güzel olacak
-Bi' küçük eylül meselesi
-Rina
-Çakallarla dans
-Herkes mi aldatır (çok sıkıldık)
-Romantik komedi 2'lisi
- Vizontele ve Gora- Arog gibi gişe filmleri
-Şener şen'in Kabadayı'dan sonra filmler
-Çağan ırmak'ın aparma filmleri
-Düğün dernek
Bunlar dışında yerli yapım, eski olmayan film var mı önerebileceğiniz ?
Düzenleme : İtirazım var / içimde ki ses gibi filmlerin DVD'sini bulabileceğimizi ummadığım için onlar listede ama, denk gelebileceğimiz şeyler değil diye zannediyorum.
Evde yerli film izleyelim v2.1 girişimimiz, ekşi sözlük hiçbir şey beğenmeyenler timi tarafından piç oldu. Fimlerin bi' kısmını zaten EYFI v1.0'da izlemişiz(rastgele) , onun dışında kalanlar ise zaten hiç beğenilmemiş. izlediğimiz filmler körlemeye
-Herşey çok güzel olacak
-Bi' küçük eylül meselesi
-Rina
-Çakallarla dans
-Herkes mi aldatır (çok sıkıldık)
-Romantik komedi 2'lisi
- Vizontele ve Gora- Arog gibi gişe filmleri
-Şener şen'in Kabadayı'dan sonra filmler
-Çağan ırmak'ın aparma filmleri
-Düğün dernek
Bunlar dışında yerli yapım, eski olmayan film var mı önerebileceğiniz ?
Düzenleme : İtirazım var / içimde ki ses gibi filmlerin DVD'sini bulabileceğimizi ummadığım için onlar listede ama, denk gelebileceğimiz şeyler değil diye zannediyorum.
Itirazim var
- klakie (12.05.15 18:47:02)
İtirazım var'in başka sinema tarafından dvd'si çıkarıldı.
- tok oldugumuz halde yaftalar yiyoruz (12.05.15 19:04:09)
Dvdsi çıktı mı emin değilim ama Karışık Kaset fena değildi, çok büyük beklentiye girmezseniz Başka Dilde Aşk fena sayılmaz, Aşk Tesadüfleri Sever Çağan Irmak filmleri ayarında, bence iyi değil ama izlenir. Köksüz son yıllarda en beğendiğim Türk filmlerindendi, daha eskiye gidersek Pandora'nın Kutusu iyi bir film. Reha Erdem'den Kosmos ve Hayat Var iyi, büyük ihtimal izlemişsinizdir ama Vavien fena değil.
- Gı (12.05.15 19:22:38)
Pardon düzenleme kısmını görmemişim, biraz eski filmler önerdim.
- Gı (12.05.15 19:23:30)
Vavien
Pek Yakında
İtirazım Var +1
Sen Aydınlatırsın Geceyi
Takva
Çoğunluk (bu filmi sevip sevmediğimden emin değilim ama izlemeye değer)
Yeraltı (izledikten hemen sonra çok hoşlanmadığım halde zaman geçtikçe sevdim filmi)
Bir Zamanlar Anadolu'da
Bunların hepsinin DVD'si var.
Eyvah Eyvah'ı izleyenler onu da beğeniyordu, 3 film olması lazım. Ben izlemedim ama onlar da olabilir.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku da fena değildi. Erdal Beşikçioğlu için izlenir.
Pek Yakında
İtirazım Var +1
Sen Aydınlatırsın Geceyi
Takva
Çoğunluk (bu filmi sevip sevmediğimden emin değilim ama izlemeye değer)
Yeraltı (izledikten hemen sonra çok hoşlanmadığım halde zaman geçtikçe sevdim filmi)
Bir Zamanlar Anadolu'da
Bunların hepsinin DVD'si var.
Eyvah Eyvah'ı izleyenler onu da beğeniyordu, 3 film olması lazım. Ben izlemedim ama onlar da olabilir.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku da fena değildi. Erdal Beşikçioğlu için izlenir.
- whimsical (12.05.15 20:02:04 ~ 20:04:46)
[]
Necati Şaşmaz'ın Boyu
Vikipedia(ya da vikipedi bilmiyorum)'a göre 1.78 imiş. ben yıllardır bu adamı kısa boylu zannederdim. değilmiş.
edit: 1.78'in kısa olup olmadığını soran arkadaşlarımız olmuş, cevabımız 1.78 kısa değil, ağzınızı burnunuzu kırarım. hem zaten önemli olan boyu değil, ne kadar temiz kalpli, iyi niyetli olması, de mi ama.
edit: 1.78'in kısa olup olmadığını soran arkadaşlarımız olmuş, cevabımız 1.78 kısa değil, ağzınızı burnunuzu kırarım. hem zaten önemli olan boyu değil, ne kadar temiz kalpli, iyi niyetli olması, de mi ama.
178 kısa deil mi?
- all girls dream (05.05.15 18:45:21)
1.75 diye biliyorum ben.
- brad pitt (05.05.15 18:49:19)
1.78 dünyanın en ideal en müthiş boyudur. ne kısası? kim demiş? değil değil kısa. hatta can polat yerine uzun polat, sırık polat diyelim bundan sonra.
- nickimin hakkini veremedim (05.05.15 19:07:29)
178den uzun her erkeği tek tek tebrik edesim var ya
- meyve parcacikli kadin (05.05.15 19:12:34)
Benim boyum 1.72. Hala kahvalyiyi falan disarda edemiyorum. Utaniyorum cunku :/
- brad pitt (05.05.15 19:28:06)
1.70 falan o
- sayns (05.05.15 19:34:32)
178 kısa yaa.
- kargn (05.05.15 20:04:03)
[]
Note 2'yi yere düşürdüm.
ekran ve sol üstü kırıldı, böyle cam kırılır katman katman düşer ya öyle düştü sol üstü böyle pul pul eksiklikler var. , durun resim de atayım .
evet resimde ki gibi oldu telefonum. yarın teknik servis kapalı garanti maranti kapsamından da çıktı ne yapayım bunu tamir ettirmeye değer mi ? ne kadar isteyeceklerini de bilmiyorum ama internette ki telefoncular ekrana 500 cama 130 kasaya 130 lira filan yazmışlar. toplandığı zaman telefon bedeli çıkıyor ortaya.
edit: dokunmatikte ya da telefonda bi' sıkıntı yok. aslanlar gibi çalışıyor. yalnız arka kapağı böyle çok bastırınca çıtır sesler geliyor, dökülüp elimizde kalmasın.
evet resimde ki gibi oldu telefonum. yarın teknik servis kapalı garanti maranti kapsamından da çıktı ne yapayım bunu tamir ettirmeye değer mi ? ne kadar isteyeceklerini de bilmiyorum ama internette ki telefoncular ekrana 500 cama 130 kasaya 130 lira filan yazmışlar. toplandığı zaman telefon bedeli çıkıyor ortaya.
edit: dokunmatikte ya da telefonda bi' sıkıntı yok. aslanlar gibi çalışıyor. yalnız arka kapağı böyle çok bastırınca çıtır sesler geliyor, dökülüp elimizde kalmasın.
300 civarina yaptirdi arkadas 3-5 ay once.
- jugador (02.05.15 21:16:13)
[]
Çok Durgunum
hazırlanmam gereken 1 sunumum, yazmam gereken 1 dilekçem ve okumam gereken 3 kitabım, öğrenmem gereken de 1 dil'im var, ama şu anda sırf haftaya çarşamba günü görmek istemediğim insanı göreceğim diye hiçbirşey yapasım yok. uyuyasım var. bu bir olaya saplanıp tüm enerjimin dibe vurmasının illa ilim'de bir adı vardır da. bunu nasıl düzelteceğimizin bi' aksiyonu var mı yine bu ilim de ?
edit: unutmuşum birde baştan başlayıp öğrenmem gereken bir servis dersi olan dinamik var ki aman tanrım.
edit: unutmuşum birde baştan başlayıp öğrenmem gereken bir servis dersi olan dinamik var ki aman tanrım.
Çözüm bulursan ses etsene ya :(
Ben bulamadım
Ben bulamadım
- indescribable (01.05.15 08:40:51)
kan tahlili yaptırın; b, d veya demir eksikliği olabilir.
insan görmek istedği insanı görecek diye uyumak ister mi ya?
insan görmek istedği insanı görecek diye uyumak ister mi ya?
- aithra (01.05.15 11:28:19)
[]
Vestel nasıl yılın en iyi telefon tasarımı ödülünü alabiliyor ?
biz mi fazla eziyoruz oğlum bunları, adamlar yılın en iyi telefon ödülünü aldık türkiye de tasarladığımız ve ürettiğimiz telefonlarımıla diyorlar.
edit: olayı youtube reklamlarında gördüm, yusuf miroğlu'nu oynayan adam oynuyordu reklamda da.
edit: olayı youtube reklamlarında gördüm, yusuf miroğlu'nu oynayan adam oynuyordu reklamda da.
vestel'e şu vergi olayı yüzünden acayip kılım. adamlar yabancı firmalara vergi artırılsın yerli malına yatırım yapılsın diye talepte bulundu kabul edildi. sen asus musun sen msi mısın sen kimsin lan ? şu ana kadar bi ekran kartı mı yaptım bi işlemci mi yaptın bi ses kartı mı yaptın bi iphone mu yaptın bi g2 mi yaptın ? milletin yaptıklarını toplayıp bişeyler yapmaya çalışıp onu da yapamadın.
- enjoy the ride (30.04.15 04:17:00)
vestel kadar dandik bir marka daha yoktur. çin malları bile daha kaliteli. döküntü her yaptıkları.
- cekilmis gayfe (30.04.15 04:19:55)
Akıllı telefon ve hat satın aldığınızda devlete hatırı sayılır bir oranda vergi ödersiniz. Vestel, kendi telefonlarına yeterli ilgiyi görmeyince devlete "ithal telefonların vergisini arttırın, yerli üretim kazansın" önerisinde bulunmuş ve sanki az vergi ödüyormuşuz gibi daha da fazlasını ödememizi istemişti. O günden beri Vestel'e ve ilgi istediği o çirkin telefonlarına tepkiliyim. Bunu niye yazdım, çünkü Vestel'e güvenmiyorum. Bahsettiğiniz ödülden haberim yok ama az önce yazdığım sebepten dolayı "o ödülü veren kurumun güvenilirliğini de araştırmalıyız" derim.
- cok sey hakkinda az sey bilen adam (30.04.15 04:20:44)
casper pc ne kadar yerliyse bunların telefonlarıda o kadar yerli. ama zaten aslında bu devirde önemli olan yazılımı. adam gibi yazılım hazırlatıp desteğini sunarsa iş yapar telefonu, yoksa her çinli üretici kendi tasarımını yaptırıyor artık zaten. one plus one varken kim niye alsın bunu. bunu 2 cevabı olabilir, teknik destek/servis ve yazılım işte.
- paulie walnuts (30.04.15 04:23:17)
Vereyim ibanımı, atasın bir 2000 lira, senin de ödülün pazartesiye hazır. Artık en iyi tasarım olur, en havalı kola kapağı açan adam olur, ne lazımsa. Elime mi yapışır?
- rygard (30.04.15 04:32:32)
uretmek dandik montaj ise turkiyedeki en buyuk ureticilerden biridir. yoksa, yalancinin onde gidenidir.
bu arada odulu kim veriyor?
bu arada odulu kim veriyor?
- goo.gl (30.04.15 05:19:36)
Yılın en iyi yerli telefon tasarım ödülünü almıştır belki, başka yerli telefon olmadığından.
- compumaster (30.04.15 06:23:01)
bu ödüller iş dünyasındaki en uyduruk şeyler.
parayla üye olduğun organizasyonlar kafadan ödül dağıtıyor.
parayla üye olduğun organizasyonlar kafadan ödül dağıtıyor.
- yalnux (30.04.15 06:32:18)
Vestel olan her şeyden uzak durursanız mutlu olursunuz.
- excespeace (30.04.15 07:42:16)
Oduku kim vermis?
- hasansabbah (30.04.15 08:36:02)
Ürün olarak da kurum olarak da 5 para etmez. O ödül de kesin parayladır arkadaşların dediği gibi.
- himmet dayi (30.04.15 08:43:52)
1- bana göre tasarımı güzel değil, tamamen göreceli bir konu tasarımı beğenip beğenmemek.
2- donanım açısından rezalet. bu göreceli değil.
3- o donanıma göre anormal pahalı. bu da göreceli değil.
içi boş kabuğa para vermek gibi işte. dışa bakıp asıl önemli kısmı yok sayanlar sevebilir sadece...
2- donanım açısından rezalet. bu göreceli değil.
3- o donanıma göre anormal pahalı. bu da göreceli değil.
içi boş kabuğa para vermek gibi işte. dışa bakıp asıl önemli kısmı yok sayanlar sevebilir sadece...
- ucan spagetticanavari (30.04.15 08:49:28)
ya o ödülü kim veriyor kime neye göre karar veriliyor boşver yani.
- orpheus (30.04.15 15:59:08)
[]
Dilekçe'ye sağ salim yazsam çok mu abes olur ?
Okula ders sildirmek için dilekçe yazmam gerekiyor, ''dönem sonunu sağ salim atlatırsak mezunum ancak şu şu meselelerden kaynaklı(teknik olaylar bunlar, yani asıl dilekçe konusu bunlar zaten'' diye devam etsem... çok kötü oldu demi ? sağ salim ne lan.
edit: ayıp ayıp :)) oğlum sileceğim dersin vizesi yüksek lan, not kaygısı yok(henüz). hocayla uyuşamıyoruz sadece. birde mimarlar ve eğitimciler çok fena yalaka insanlar(yasal uyarı : tabi ki genelleme değil)mış. onları kurtarayım bi' halttan anlamıyorlar derken, ben satışa geldim. destek olduğum kişi not korkusuna yenilip anlık ispiyonladı beni hocaya (vize ona rağmen iyi, yuh artık ! ) yaptığı hamleye tüm sınıf güldük filan ama olsun yine de ben artık o yavşakla aynı sınıfı paylaşmak istemiyorum. yani geçirin dememe gerek yok, derse devam etsem sıkıntı yok not konusunda eğer hoca illa ben seni bırakacağım demezse. zaten dersten kalan olmuyor öyle, hocamızı da seviyorum aslında ama uzaktan.sanatçı egosunda ki gel gitler yoruyor beni bi' yerden sonra.
edit: ayıp ayıp :)) oğlum sileceğim dersin vizesi yüksek lan, not kaygısı yok(henüz). hocayla uyuşamıyoruz sadece. birde mimarlar ve eğitimciler çok fena yalaka insanlar(yasal uyarı : tabi ki genelleme değil)mış. onları kurtarayım bi' halttan anlamıyorlar derken, ben satışa geldim. destek olduğum kişi not korkusuna yenilip anlık ispiyonladı beni hocaya (vize ona rağmen iyi, yuh artık ! ) yaptığı hamleye tüm sınıf güldük filan ama olsun yine de ben artık o yavşakla aynı sınıfı paylaşmak istemiyorum. yani geçirin dememe gerek yok, derse devam etsem sıkıntı yok not konusunda eğer hoca illa ben seni bırakacağım demezse. zaten dersten kalan olmuyor öyle, hocamızı da seviyorum aslında ama uzaktan.sanatçı egosunda ki gel gitler yoruyor beni bi' yerden sonra.
Uygun, başarılı, sorunsuz vs.
- euphrat (30.04.15 02:30:02)
":p" şunu da yaparsan sağ salimin sonuna çok daha iyi olur.
- kasa kasa berg (30.04.15 02:32:52)
zaaaa xd eklemeyi unutma
- cekilmis gayfe (30.04.15 02:39:37)
Benm yazdıklarım sag salim yerine cümleye gore yazabilecegn kelimeler :))
- euphrat (30.04.15 02:49:33)
açık açık bu dersi drop etmezsem götüme kaçacak yaz. yaz bunu. yaz lan. hasta etme adamı.
- kargn (30.04.15 03:01:05)
sil onu şey yaz: dayı siz beni bir geçirin, yav bir geçirin bak neler olacak.
- orhan tv (30.04.15 03:23:33)
donemin sonunu sag salim atlatirsak
kahvehanede bile daha az laubali bir dil kullaniliyo, bu nedir aq ya. kendinden 1. cogul kisi olarak bahsediyorsun yani dilekcende oyle mi?
kahvehanede bile daha az laubali bir dil kullaniliyo, bu nedir aq ya. kendinden 1. cogul kisi olarak bahsediyorsun yani dilekcende oyle mi?
- baldur2 (30.04.15 06:30:13 ~ 06:31:25)
başımıza kaza bela gelmezse, yiyecek ekmeğimiz varsa şu dünyada .... diye devam ettir.
- six packsiz (30.04.15 08:37:38)
[]
İmdat ! Okuyamıyorum
teknik olarak okuyamıyorum(yani bildiğiniz sözlükte ki anlam karşılığı, okuma eylemini gerçekleştiremiyorum-teknik okumadan bahsetmiyorum, okuma eyleminin sözlükte ki anlam karşılığını gerçekleştiremiyorum) . bir süre hızlı okuma olayına merak sardığımdan gözle takip olayını çok geliştirmişim, ancak;
gözle takip ettiğimde kelime atlayabiliyorum ve zaten gözle takipte okuduklarımı aklımda tutamıyorum. hiçbirşey anlamıyorum. şekspirin bir eserini okurken onu daha önce okuduğumu 64. sayfada farkettim. orada da bir şekilde duraksamıştım.
normal okuyayım diyorum, yani içimden seslendirerek onda da nedense içimde ki hıyar ''hayır hayır, böyle yapmamalı'' diyerek çok sıkılgan bir hal alıyor ve gözle taramaya geçiyor. nefes alış verişlerim sıkışıyor. bu sayedede okuyamıyorum. HELP ME ! camı açıp imdaat diye bağıracağım yakında.
mesela bugün aht'nin huzurunu okuyordum 142 sayfa okumuşum aklımda kalan tek şey adam adı murtaza mıydı neydi nalan'a bener bir kadınla sevişiyordu. yemin ediyorum beter haldeyim.
yani hiçbir şekilde okuyamıyorum, içimden seslendireyim diyorum, içimde ki hıyar nefes olayında kendini kasıyor, nefesim yetmiyor boğulacak gibi oluyorum. hızlanmak zorunda kalıyorum(gözle tarama) gözle taradığımda da sadece anlık kelime okuyup geçiyorum. gerizekalı beynim kelimeleri birleştirmiyor. aklı fikri nerede bilmiyorum.
birde ben bu iç seslendirmeyi yapmadan nasıl anlayacağım okuduklarımı; hızlı okuma kursu sahibi aslında okuyorsun okumadığını zannediyorsun diyor ama ben bildiğin okumuyorum kelimeler üzerinde göz gezdiriyorum. tek tek.
son olarak, okurken okuduğum şeye değil nasıl okuduğuma aklım gittiğinden bazen kendime bir geliyorum(düşünmeyi bırakıp anaa önümde kitap varmış diyerek) 2-3 sayfa geçmiş oluyorum. o 2-3 sayfa bende yok. gerçi genel olarak 142 sayfa okumuşum mesela o da bende hiç yok. 142 sayfayı bıraktığımda gözlerim acıyordu yalnız. bu da böyle bir anımdır.
gözle takip ettiğimde kelime atlayabiliyorum ve zaten gözle takipte okuduklarımı aklımda tutamıyorum. hiçbirşey anlamıyorum. şekspirin bir eserini okurken onu daha önce okuduğumu 64. sayfada farkettim. orada da bir şekilde duraksamıştım.
normal okuyayım diyorum, yani içimden seslendirerek onda da nedense içimde ki hıyar ''hayır hayır, böyle yapmamalı'' diyerek çok sıkılgan bir hal alıyor ve gözle taramaya geçiyor. nefes alış verişlerim sıkışıyor. bu sayedede okuyamıyorum. HELP ME ! camı açıp imdaat diye bağıracağım yakında.
mesela bugün aht'nin huzurunu okuyordum 142 sayfa okumuşum aklımda kalan tek şey adam adı murtaza mıydı neydi nalan'a bener bir kadınla sevişiyordu. yemin ediyorum beter haldeyim.
yani hiçbir şekilde okuyamıyorum, içimden seslendireyim diyorum, içimde ki hıyar nefes olayında kendini kasıyor, nefesim yetmiyor boğulacak gibi oluyorum. hızlanmak zorunda kalıyorum(gözle tarama) gözle taradığımda da sadece anlık kelime okuyup geçiyorum. gerizekalı beynim kelimeleri birleştirmiyor. aklı fikri nerede bilmiyorum.
birde ben bu iç seslendirmeyi yapmadan nasıl anlayacağım okuduklarımı; hızlı okuma kursu sahibi aslında okuyorsun okumadığını zannediyorsun diyor ama ben bildiğin okumuyorum kelimeler üzerinde göz gezdiriyorum. tek tek.
son olarak, okurken okuduğum şeye değil nasıl okuduğuma aklım gittiğinden bazen kendime bir geliyorum(düşünmeyi bırakıp anaa önümde kitap varmış diyerek) 2-3 sayfa geçmiş oluyorum. o 2-3 sayfa bende yok. gerçi genel olarak 142 sayfa okumuşum mesela o da bende hiç yok. 142 sayfayı bıraktığımda gözlerim acıyordu yalnız. bu da böyle bir anımdır.
dikkatini tamamıyla yaptığın şeye odaklamazsan, kafanda geçen resimler dışında bir şey anlamazsın. o resimler de zaten düşüncelerin olmuş oluyor. o yüzden okurken sadece okumayla ilgilenmek lazım. kendine bazı sorular çıkartarak, eyleme daha sadık kalabilirsin. eğer ilgini çekmiyorsa da, pas geç derim.
- EasyTiger (26.04.15 09:09:42)
bence önce bu takıntıdan kurtulman gerek. hızlı okumak, çok okumak bir şey katmaz insana. okumanın kalitesi önemlidir. günde elli sayfa okursun ama anlayarak, düşünerek okursun, bu sana daha çok şey katar.
anlamadığın sayfaları tekrar okuyabilirsin. ben meselâ bir sayfayı anlamadan ötekine geçmiyorum. çok nadiren oluyor atlamalar.
bir düşün, okumanın amacı ne? kültür sahibi olmak, bilgilenmek, düşünmek, zevk almak değil mi? öyleyse neden işkenceye dönüştürüyorsun bunu? anlamadan okumanın anlamı ne? "ben şu şu kitabı okudum" diyebilmek mi? "ee ne anladın?" diye sorsalar ne cevap vereceksin?
bu hızlı okuma kursları modern yaşamda köle gibi çalışmaktan zamanı kalmayan insanların kültür açıklarını hızlı okuyarak kapatmayı vadediyor. ama öyle bir dünya yok maalesef. zamanını yarat ve anlayarak, zevk alarak oku.
anlamadığın sayfaları tekrar okuyabilirsin. ben meselâ bir sayfayı anlamadan ötekine geçmiyorum. çok nadiren oluyor atlamalar.
bir düşün, okumanın amacı ne? kültür sahibi olmak, bilgilenmek, düşünmek, zevk almak değil mi? öyleyse neden işkenceye dönüştürüyorsun bunu? anlamadan okumanın anlamı ne? "ben şu şu kitabı okudum" diyebilmek mi? "ee ne anladın?" diye sorsalar ne cevap vereceksin?
bu hızlı okuma kursları modern yaşamda köle gibi çalışmaktan zamanı kalmayan insanların kültür açıklarını hızlı okuyarak kapatmayı vadediyor. ama öyle bir dünya yok maalesef. zamanını yarat ve anlayarak, zevk alarak oku.
- fleur du mal (26.04.15 09:56:21)
[]
Mac bilgisayarlar için çift altyazı açan program
bir ingilizce bir türkçe işine girelim diyoruz ama çift altyazıyı mac'te açan program bulmakta zorlandık biraz. var mı bildiğiniz ?
Google'dan baktım, daha önce denemedim fakat iki altyazıyı birleştirerek yapmışlar. spanish.amandajw.com
altyazı birleştirme sitesi: pas-bien.net
altyazı birleştirme sitesi: pas-bien.net
- teknikekip (24.04.15 15:05:24)
altyazı dosyalarını açıp aynı dakikalar için iki altyazıyı da girersen mümkün olur
başka teknik işler ile uğraşmaya gerek yok, direk altyazı dosyasını editlemek
başka teknik işler ile uğraşmaya gerek yok, direk altyazı dosyasını editlemek
- cursor (24.04.15 15:10:35)
vlc kullanmadığım için bilmiyorum ama bsplayer'da çift altyazı olayı var ve gayet kullanışlı. tavsiye ederim.
- lionel andres (24.04.15 16:21:48)
french press alıverin on liraya falan.
- mutevazi (22.04.15 22:30:53)
gerçekliğine dair kanıt bulunabilir mi emin değilim ancak sözlük'ün bu konuda sicili hiç parlak değil malum. şahsen ben böyle bir şey olmadığına dair kanıt görmek isterim.
parayla olacağını sanmıyorum ama yeterince çingene bir avukatla gayet sildirebiliyorsun. veya kanzuk ile samimiyetine göre (bkz: ticari itibar) (bkz: webrazzi)
parayla olacağını sanmıyorum ama yeterince çingene bir avukatla gayet sildirebiliyorsun. veya kanzuk ile samimiyetine göre (bkz: ticari itibar) (bkz: webrazzi)
- celeron 300a (22.04.15 02:49:24 ~ 02:50:08)
[]
Altyazılar neden birbirine uymuyor
altyazılar zamanlamayla kodlanmıyormu, yani şu şu dakika'dan şu şu dakikaya kadar şu cümle duracak ekranda gibi. filmlerinde boyutları aynı, görüntü kalitesine göre değişmiyor. bu altyazılar neden kayıyor ?
evet en cahilce hali bu sorumun. ama başıma gelen sıkıntı şu.
bir dizi izliyorum ve alt yazı dizinin ilk yarım saati düzgünken sonra yavaş yavaş kayıyor ve sonuna doğru 2-3 sahne önden geliyor. altyazıda film bitti oluyor ama görüntüde devam.
vlc kullandığım için bunda kaydırmayı da bulamadım ama sebebini anlamıyorum, altyazı converterları filan varmı öyle aksiyonlar ?
evet en cahilce hali bu sorumun. ama başıma gelen sıkıntı şu.
bir dizi izliyorum ve alt yazı dizinin ilk yarım saati düzgünken sonra yavaş yavaş kayıyor ve sonuna doğru 2-3 sahne önden geliyor. altyazıda film bitti oluyor ama görüntüde devam.
vlc kullandığım için bunda kaydırmayı da bulamadım ama sebebini anlamıyorum, altyazı converterları filan varmı öyle aksiyonlar ?
saniyedeki frame sayısından dolayı kayma olabilir misalen.
- selam (19.04.15 21:19:48)
çünkü kullandığın altyazı o rip için hazırlanmış olan değil.
şimdi ben bir tane rip hazırladım, bir de ahmet hazırladı.
ben hazırlarken reklamları kestim, reklamların araya girmesi için bırakılmış siyah sahnelerin de her biri için 140 milisaniye ayırdım. ama ahmet 250şer ayırdı. benim rip'imde intronun başındaki kanal introsu yer alıyor ahmetinkinde yer almıyor. ben çıkan görsel reklamı kesebilmek için küçük karanlık aralardan birini daha kısa aldım, ahmet daha uzun aldı. vs vs
sonuçta ortaya toplam uzunlukları farklı iki video çıkıyor. Bu yüzden hangi versiyonu izleyeceksen ona uygun altyazı dosyası bulman gerekiyor.
şimdi ben bir tane rip hazırladım, bir de ahmet hazırladı.
ben hazırlarken reklamları kestim, reklamların araya girmesi için bırakılmış siyah sahnelerin de her biri için 140 milisaniye ayırdım. ama ahmet 250şer ayırdı. benim rip'imde intronun başındaki kanal introsu yer alıyor ahmetinkinde yer almıyor. ben çıkan görsel reklamı kesebilmek için küçük karanlık aralardan birini daha kısa aldım, ahmet daha uzun aldı. vs vs
sonuçta ortaya toplam uzunlukları farklı iki video çıkıyor. Bu yüzden hangi versiyonu izleyeceksen ona uygun altyazı dosyası bulman gerekiyor.
- rygard (19.04.15 21:26:18 ~ 21:27:22)
h ve j ile ayarlarsin vlcde.
- groove (19.04.15 22:16:11)
[]
Satrançta zor hamleleri yazma-Notasyon- (tam anlatamadım)
doğuştan körleme ustaları;
satranç notasyonundan sınava gireceğim, hoca kolay şeyler sormam geçerken alma'nın yazılımı gibi genel-geçer bilinmeyen şeylerden sorarım dedi, ufaktan tırstık. kalabalık bir grubuz. ortaokulda filan satranç derecem vardı ama notasyon olarak sorabileceği zor aksiyonlar neler ? ve bu geçerken almanın notasyonunda normal yeme notasyonu olan 'x'den bi' fark var mı ? sevgiler.
birde başka atraksiyonlu ne hamleler var aklınıza gelenler varsa paylaşırsanız, güzelleşiriz.
satranç notasyonundan sınava gireceğim, hoca kolay şeyler sormam geçerken alma'nın yazılımı gibi genel-geçer bilinmeyen şeylerden sorarım dedi, ufaktan tırstık. kalabalık bir grubuz. ortaokulda filan satranç derecem vardı ama notasyon olarak sorabileceği zor aksiyonlar neler ? ve bu geçerken almanın notasyonunda normal yeme notasyonu olan 'x'den bi' fark var mı ? sevgiler.
birde başka atraksiyonlu ne hamleler var aklınıza gelenler varsa paylaşırsanız, güzelleşiriz.
Empessant sorabilir. Ep ile gösteriliyor.
- empedokles (04.04.15 01:13:47)
En passant ve geçerken alma zaten aynı şeyler.
Piyonun son haneye gelip başka bir alete dönüşmesi ve kısa/uzun rok sorabilir.
şah sorabilir.
mat sorabilir.
pat sorabilir.
başka da değişik bi notasyon aklıma gelmiyor satrançta.
Piyonun son haneye gelip başka bir alete dönüşmesi ve kısa/uzun rok sorabilir.
şah sorabilir.
mat sorabilir.
pat sorabilir.
başka da değişik bi notasyon aklıma gelmiyor satrançta.
- fatihkkk (04.04.15 04:34:45)
[]
Haftasonu Kıbrıs Kaçamağı
Bu haftasonu Kıbrıs'a gidiyoruz, herşey dahil plan programı nasıl yapalım ? şöyle başlayın şurada bitirin'den tutun da çantanızda şunlar olsuna kadar(kıyafet v.s) her türlü tavsiyeye açığız.
tatil için ayırdığımız bütçe kişi başı 2000 lira biraz daha üstüne çıkabiliriz ama 3 olmaz yani. kalacağımız yer mevcut, o yüzden bütçeye barınma dahil değil.
tatil için ayırdığımız bütçe kişi başı 2000 lira biraz daha üstüne çıkabiliriz ama 3 olmaz yani. kalacağımız yer mevcut, o yüzden bütçeye barınma dahil değil.
kıbrısta havalar daha ısınmamıştır. yemek olarak da kumarhanede yiyip için nasıl olsa bedava. tabi kumar da oynayın.
- ayrıl coco (23.03.15 15:50:46)
Wolfram alpha nin kıymetini bil. Çok ekmeğini yersin. hele mühendislik isen premium al acıma envai çeşit araştırma yapabilirsin
- indescribable (15.03.15 01:49:03)
[]
Entry Favori sistemi hakkında
Şimdi 1 entryi favoriledik, sonra bir şekilde o entry silindi. biz onu halen görebiliyoruz değil mi ?
yani yazar uçurulunca tüm entryleri silinse dahi ? ya da kendi kendisi silse ?
yani yazar uçurulunca tüm entryleri silinse dahi ? ya da kendi kendisi silse ?
böyle bir entry hiç olmadı ki
- rakicandir (08.03.15 22:38:52)
- long live rock n roll (08.03.15 23:04:57)
[]
pilot shaker kalemin arka kapağı kayboldu
bu sarı siyah salladığınızda uç çıkan kalemler varya, ondan 1 tanesinin arka kapağını kaybettim. bulabileceğim bi' yer var mı ?
hocam ben bu kalemi çeşitli defalarda aldım. hiçbir kapak bir öncekine uymuyor. kimisinin sap kısmı geçmeli kimisi de kısacık oluyor.
- tolgan (26.02.15 13:11:58)