Ekşi Duyuru

niye bu kadar inceliyosun ki.ne fark eder?yüzüğü sözde mi,istemede mi taktığın? :)

bu durum aileye, adetlerine, istediklerine göre değişiyor tarafların önceden konuşup planlaması daha iyi olur. bizimkinde isteme, söz, nişan bir arada oldu mesela, direkt alyans takıldı, yüzükleri dayı (kızın) taktı, kurdeleyi baba (erkeğin) kesti. ama isteme, söz, nişan ayrı olaylara bölünecekse daha farklı ilerleyebilir herhalde.

böyle şeylere aileler dikkat eder
en takmam kafasındaki kız bile an gelir takar
bence kıza sor sizde adet nedir bi sıkıntı olmasın diye şeyettim de :)
Bizde isteme sırasında bişey takılmaz sözde taşlı yüzük nişanda alyans takılır.
damat takmaz --bura hollywood filmi seti mi yahu -- sözde erkeğin bir büyüğü takar nişanda hem kıza hem erkeğe yüzük takılacağında her iki tarafın büyükleri takar.

Damada tuzlu türk kahvesi ikram edilir.
Yüzünü ekşitmeden içmesi gerekir :)

Allah'ın emri diye lafa girilir.

kizin babasi "hanim tufe-..." bunu duyunce adam lafini bitirmeden ayril oradan kac..

çicek cukulata, bide şase mi şasi mi ne ondan goturuosun. kıza bi kaç giyicekti makyaj malzemesi falan.

çikolatayı gondollu dedikleri tipten götür.

eksisozluk.com

dikkatetmeliyiz.wordpress.com

oğlumuz ne işle meşgul diye mutlaka sorarlar :)

Nişan sa bu nişan bohçası adı altında kıza ve kız tarafına hediyelik eşya hazırlanır.(1.dereceden yakınlarına tabi)
Kıza da sandık hazırlanır(içinde iç çamaşırı(genelde set oluyo böyle ipekli falan)kıyafet,dantel cart curt

Bide kıza sor sizde adet kahve içilirken mi kız istenmesi,önce mi sonra mı?ona göre sizinkiler hamle yapsın.Bazı bölgelerde kız istendikten sonra kahvesi içiliyor.Bazı yerlerde kahveler içilirken istenir.(kriz çıkmasın)

Bu iş yöreden yöreye değişir. Hatta kız tarafının yöresi neyse (atıyorum İstanbul'da otursalar bile) ona göre şekillenir. Sen kızın ağzını yokla, zaten böyle bir beklenti yoksa bir çiçek, biz çikolata kafidir. Göz boyamak istiyorum dersen çikolatayı gümüş tepsi içinde götürüsün. Sonra evlenince o tepsiyi kullanırsınız felan.

alabileceğin en iyi çikolata ve alabileceğin en gösterişli buketi yaptırırsın. öyle iki sap çiçek ayıp oluyo artık bu devirde.

kac puan istiyorlar.. ingilizcen ne durumda diyecegim de iyi olsa zaten rahat da gecirsen ortalaman kotu olmazdi diye tahmin ediyorum.. hangi okul oldugunu bilmiyorum ama hazirlik siniflari genelde zor degil turkiyede..
ingilizcen iyiyse ornek sorulara bakman yeterli sinavi halletmek icin.. bi de deneme sinavi coz 4 saat mi ne surdugu icin alismak lazim.
iyi degilse taktik calismak onemli.. soru tipleri belli..
ielts cok bilmiyorum toefl icin kucuk yerde girmek onemli..
sinav cok uzun suruyor dikkat sinavi 5 saniyeligine dalsan gitsen orayi kaciriyorsun listening de mesela ve orayi soruyorlar :) ..

ama fiyati ne kadar ne kadar surede bir oluyor gibi sorulari buraya yazmak yerine toefl i duzenleyen ets nin sitesine bakmalisin once bir google arastirmasi yapip sonra kafani takilanlari sor..

Önce moralini bozma sonra ielts e gir. Toefl dan daha rahat yapacağın kesin. Kaç istiyorlar ielts den bilmiyorum ama ortalama ingilizce bilen biri 5 alır rahat. Fiyatı 375 lira. Daha detaylı sormak istediğin olursa mesaj atabilirsin. Ve fakat zor işler tabi kolay gelsin

izmir'deysen yardımcı olayım.

Birkaç sigorta şirketini telefonla arayıp, fiyat bilgisi isteyin. Yalnız, verilen tekliflerdeki kapsama dikkat edin, bazen her şeyi karşılamayabiliyor kaskolar. Bence en kapsamlısını tercih edin, tabii bütçeniz elverdiğince...

Bu arada yeni arabanız hayırlı olsun, kazasız belasız kullanmanız dileğiyle...

hayırlı olsun,
çoğu acente birçok sigorta şirketinin fiyatını görebiliyor, birkaç şirkete baktıktan sonra tam kapsamlı olarak en iyi fiyatı halk sigortadan aldım. çok uçuk fiyat çeken yerler oluyor, ağzınız açık kalabilir, araştırmaya devam edin bu durumlarda :)
selamlar.

sigortam.net adresinden fiyatlara bakabilirsiniz. Telefon numaranızı girmenizi ister,birkaç firmanın fiyatlarını en azından görebilirsiniz, cep numaranızdan arayıp taciz edebilirler.

www.sigortadukkanim.com

Hayirli olsun. Kazasiz belasiz yolculuklar.

çok heyecanlandım acaba bu mu diye, değilmiş :(

www.youtube.com

kardeş tebrik etmek istiyorum seni benim duyurumdan bunu çıkarttığın için. neredeyse hiçbir şeyi doğru yazmamışım ama sen gelmişsin doğru cevabı bulmuşsun. tebrik eder, teşekkürlerimi sunarım.

hehe :)

hayırlı olsun,

aracı aldıktan sonra zorunlu trafik sigortasını yaptırıyorsunuz, 1 ay sanırım süresi, fiyat shnhkn' ın da dediği gibi standart değil, hatta aynı araba el değiştirince bu fiyat değişebiliyor, kişinin vaziyeti ile de alakalıymış bana söylenene göre. ilk aracınız olduğu için biraz yüksek çıkabilir. kasko isteğe bağlı, bu da ilk kez yaptırmanıza ve aracın modeline göre değişiyor.

ikisi için de en uygun fiyatı halk sigorta vermişti bana. bir dolaşmakta fayda var. taksit te yaptırabiliyorsunuz bu arada.

selamlar.

Sıfır araç alıyorsan zaten zorunlu trafik sigortası yapılmış oluyor firma tarafından. Ayrıca kasko yaptırmak istersen sana teklif de verebilirler muhtemelen. Yoksa da bir acenteye gidip uygun fiyatları araştırabilirsin.

İkinci el alıyorsan yaptırmakla yükümlüsün. Tarife 1 ay önce epey zamlandı, ortalama 400-600 tl ödemeye hazır ol zorunlu trafik sigortası için.

sıfır ve pahalı bir araç değilse kaskoyu salla gitsin sigorta zaten zorunlu yaptırmazsan araç bağlanır.

Bol suyu kaynat, tuz at bolca kaynayınca, karıştır. Kaynar suya makarnaları at, üzerinde yazan sürede pişir. Altı açık, kapağı da açık olsun, yoksa taşar. Sonra süz. Süzerken suyundan yarım bardak kaday ayır. Tencereyi kurulayıp ısıt, yağ koy. O da kızınca parça tavukları at. Tavuklar piştiğinde varsa yarım kutu krema ve köriyi ekle. Güzelce karıştır. Altın rengi bir karışım olacak. Bunlar piştiğinde süzülmüş makarnaları ekle, ayırdığın suyu da ekle. Güzelce karıştır. Hazır.

normal makarna gibi pişir. barilla'nın pesto sosuyla tencerede karıştır. harika olur. tabi fesleğenden hoşlanıyorsan

olabilir mi? www.dogaltedavi.net

köri

Tuzot da olabilir.

tavuk varsa köri de olur.

modem ayarlarından QoS bölümünden yapılabilir istediğin şey. nasıl olacak diye sorarsan burdan yazmak çok uzun sürer nette bi ton anlatım vardır mutlaka, qos ayarları diye arama yaparsan bulursun sanırım.

(bkz: netlimiter)

kalmamisti ona, satisa ciktigi gun bitti cunku ama digerlerine de bak istersen: www.biletix.com

düzenli cinsel ilişkiye de girmiyorsan libidon yerlerde demektir. bir doktora görün bence normal değil.

bence doktora git.hormonlara baktır.

yap?
testislerin ağrır belki, bir de rüyanda görürsün, rüya pek hoş olmayabiliyor, bilinçaltı adamı vezir de eder rezil de.

ne doktoru amk ota boka doktora git dionuz sanki çok önemli bi bilgi veriyormuş gibi

yapmazsan uykunda sana kamyon devirterek kendi dengesini kendi kurar ficut.

evlen hepsi geçer.

bir bok olmaz vücudun sen uyurken atar zaten fazlayı. 114 günün hesabını tutman da iyiymiş, ne ayak oruca mı girdin?

Psikolojik abi. Kafayı yiyo denge bazen. Bence çaba göster biraz şu sıralar. Bahar da geliyo yani.

sırf haftasonu gelsinde sevişelim artık diye bütün hafta isyan edenler var. pazartesi sendromu neden çıktı sanıyorsun? hafta içi proteini unutup hamuru basıp perşembe cuma iki üç kişilik et döner yiyenler tanıyorum. sana tavsiyem öncelikle bir bak bakalım kuş hala yerinde mi, ardından hemen bir doktora görün hiç normal değil.

Benim kanka 20 aydir cekmedi ne de sex yapti cocuk temeli birakti evliye beklio ... arkadas sürekli grip felan olio .. yanetki bu olabilir

Bısey olmaz oğlum ya nolacak ergen gıbı asılmıyo dıye doktora mı gıtsın ne sacmalıyosanız

dikkat et düşebilir taşakların ağırlığından :p bişey olmaz reis de iyi dayanmışın ha

kullanılmayan organlar işlevini yitirir. use it or lose it demiş ingiliz kökenli atalarımız.

eğer içinde cinsel istek, dürtü yoksa sıkıntı var demektir. ha, canın istiyordur ama yapmıyorsundur bu başka..

öncelikle şu kadar gün mastürbasyon yapmama rekoru diye birşey yok. kimseye 114 gün attırmadı diye madalya takmazlar. öyle 114 gün mastürbasyon yapmazsan da taşakların kurur.

Dostum düzenli aralıklarda spermlerin dışarı çıkmalı. Bunu kendine yapmayarak fiziksel olarak prostatına ve ruhsal olarak da psikolojine ne kadar zarar verdiğinin farkında mısın ?

boun mezunuyum. icki icmem, bar-disco takilmam. namaz kilarim. namaz kil(may)anlara karsi bir on yargim yok. Benim namaz kilmayan arkadaslarim da var:P Bazi arkadaslarim namaz kildigimi bilir, bazilari bilmez. Icki icen arkadaslarim icmeye giderlerse genelde beni cagirmazlar. Beni sevmediklerinden degil benim icmedigimi ve o mekanlara gitmeyi cok sevmedigimi bildiklerinden. yurtdisindan arkadaslarimiz gelirse nadiren icki icilen mekanlara da giderim. icetea'mi icerim. Kopkop olaylarina ise hic gelemem. Unideki en yakin arkadaslarim icen kisiler.

boğaziçi öğrencisiyim, bir inancım yok, kişisel olarak kimsenin namaz kılmasına veya inanmasına karşı değilim, ancak dindar insanların çoğunlukta olduğu bir yerde mutsuz olduğuma inanıyorum. bir arkadaşımın dindar olduğunu öğrensem hislerim değişmez, arkadaşım olmuş sonuçta, ama hiç tanımasam, zaten insanlarla konuşmayı sevmediğimden gidip muhabbet falan etmem herhalde.

Dine bakış açım eleştirel. Dinlerin, kültürel bazı geleneklerin, ahlaki öğretilerin; sağlıklı bir toplum kurmak için insanlara empoze edilen bir ambalaj olduğunu düşünüyorum. İnsanların bilgi eksikliklerinin olduğu dönemlerde, sosyal hayatta kötü ahlakın olmaması için bir ceza mekanizması gerekiyordu. Bilgisiz insanlara yapmamaları gereken davranışları bir korku, yapmaları gereken davranışları da bir ödül ile öğretiyorlardı. Bu ödül ve ceza maddi olamazdı, çünkü sosyal sistemde henüz adalet ve mahkeme gibi yönetim mekanizmaları gelişmemişti. Manevi yönden "iyi" olanı ödüllendirmek ve "kötü" olanı cezalandırmak gerekiyordu. Bu işi yapması için de olmayan bir kavram yaratıldı ve "din, tanrı, sevap, günah" gibi kavramlar oluşturuldu. Böylece cezalandırılan kişi kimseden intikam alamazdı veya ödüllendirilen kişiye kimse çıkarıp da hediye veremezdi. Böylece insanların kendilerini bir davranış kafesi içinde tutabilmesi ve aşırı davranışlar yapması engellendi.

Zaman içinde insanoğlunun ortalama bilgi düzeyi arttıkça bu farkındalık artmaya başladı ve yavaş yavaş dinlere karşı eleştirel bakışların doğru olabileceği kanıksandı.

Bu görüşe karşıt görüş hâlâ daha kuvvetlidir. Yani dünyanın çok büyük bir kısmı dinlerin, Tanrı'nın, peygamberlerin, cennetin, cehhennemin, sevabın, günahın... varlığına inanır. Dinlerin kitaplarında veya uygulamalarında temel şart bu olgulara inanmaktır çünkü. İnananlar da tabi ki kendi dinlerinin sağlam temellere oturduğunu ve en doğru inanış biçimi olduğunu savunur. Fakat her bir dini kitapta yazan cümleler sadece o kitaplarda yer alır ve ikinci bir kaynak tarafından o kutsal kitapta yazılanlar doğrulanamaz. Birden fazla dini kitapta yer alan ortak öğretiler ise aslında hiç bir din var olmasaydı bile olması gereken davranış modelleridir. Örneğin her din yalan söyleme, hırsızlık yapma, kendinden büyüklerine iyi davran, ideal bir aile ortamı oluştur, dürüst ol gibi öğütler verir. Fakat bu olması gereken davranışlar zaten sosyal bir toplumda bulunması gereken temel ahlaki kavramlardır. Bu davranışları uygulamak için de dine ihtiyaç yoktur. Nitekim ateist kişiler arasında da bu davranışlar görülür.

Benim şahsıma dönersek ise; müslümanım. içki içerim, mümkün olduğunca söylememeye çalışsam da yeri geldiğinde yalan söylerim, yılda bir iki gibi namaz kılarım. yakın arkadaşlarım veya ailemden kişilerin dini hareketlerine de karışmam. kimseyi dini inanışına göre yargılamam. Sadece o kişilere hayatlarında bir kez ve sadece konu açıldığında "bu kadar kaptırma kendini, bir gün bildiklerinin yanlış çıkabileceğine de olasılık ver, ileride inanmaktan vaz geçersen bugünlerin için pişman olmanı istemem" derim. Tabi bunu dediğim için bir kamyon laf işitirim ama cevabım sadece şu olur; "seni yargılamıyorum, sana kızmıyorum. sadece en doğru yoldan gitmeni istiyorum. bu yol hangi yol olursa olsun sen seçmelisin, kimse sana bir dini veya dinsizliği seçtirmemeli" diyorum ve konu kapanıyor.

Benim bakış açım da şudur; Ne Tanrı'nın varlığı ne de yokluğu (benim nazarımda) ispatlanamamıştır. Bu dünyayı ancak bir Tanrı yaratır gibi bir bahaneyi de Tanrının varlığı olarak kabul etmem. Bilimin çözümünu bulamadığı her sorunun yanıtını "Allah öyle istedi" diye doldurmam. Bilimin, insanoğlunun, zekanın cevabı bulmasını beklerim. Bu nedenle müslüman olmama rağmen kendimi kaptırmam. Ama Tanrı'nın yokluğu ispatlanmadığı için de inanmamazlık yapmam.

Ayrıca okul adını yazmaya ne gerek var. Bu işin ösym yerleştirmesi ile alakası yoktur.

bilkent mezunuyum. din olayı bana mantıklı gelmiyor. kendime göre ahlaklı şekilde davranıyorum (hırsızlık yapmıyorum, başkalarına zarar vermiyorum, vs.) ve bu bana cennet vaadiyle bir şeyler yapmaktan daha değerli geliyor. kutsal kitapların toplumları düzene sokmak için insanlar tarafından yazılmış şeyler olduğunu düşünüyorum. yaratıcı var mı yok mu emin olamıyorum, bundan asla emin olamayız bence. alkollü ortama girersem, sergi açılışlarına, kokteyllere falan gittiğimde sarhoş olmayacak ölçüde içerim. zaten çoğu zaman kendi aracımla gittiğim için 1-2 kadehten fazla içmem. namaz kılanlara saygı duyuyorum, sonuçta kendi inançlarına göre davranıyor ve karışmak bana düşmez. kendi inançlarını, din konusundaki düşüncelerini bana dikte etmeye kalkmadığı sürece ilişkim zayıflamaz.

sakarya üniversitesi öğrencisiyim.

dinlerin toplumsal birtakım gereklilikler sonucu ortaya çıktığının farkındayım ama dünya üzerinde, gerçek nedeni ekonomik çıkar olan çatışmalar ve savaşlarda kullanılan birer enstrüman olduklarını düşünüyorum.

dindarlık oranının yüksek olduğu, dinin ülke politikasına yön verdiği ve insanların günlük hayatını büyük ölçüde etkilediği ülkelerde görülen geri kalmışlık da somut bir gösterge. doğal olarak, refahı yüksek ve ahlaklı bir topluma ulaşmanın yolunun dine yönelmekten geçtiğine inanmıyorum. kısaca eğitim şart.

bana gelirsek, müslüman değilim. içki içiyorum. namaz kılan arkadaşlarımla aram iyi. mesela muhafazakâr bir esnaftan bir şey alacağım zaman selamun aleyküm derim, gocunmam.

arkadaşımın gece benimle dışarı çıkmasını isterim ama içki içsin diye tek kelime etmem. umre'ye gitmesi konusunda, kendi ibadeti için ne yaptığı beni ilgilendirmez ama şu var, ikna vb. kendi deyimi ile beni "doğru yola" getirmeye çalışması karşısında kibarca siktir çekiyorum. samimiyet de doğal olarak azalıyor.

boğaziçi öğrencisiyim, inancım var ve içki içmem, haftada 1-2 namaz kılarım ve namaz kılanlara sonsuz saygım var. bununla beraber en yakın arkadaşlarımın çoğu içkiyi-karı kızı sevenlerden oluşuyor, beni çağırdıklarında gelirim, partiye vs gitsem orada oturup soda içerim ama yanımdakiler ne içmiş beni hiç rahatsız etmez, etrafımda da millet ne içmiş ne yapmış umrumda değildir. bir kısmı cemaatin içinden olan muhafazakar arkadaşlarım da var, biri dışında onlarla o kadar samimi değilim, ortamda içki içiliyor diye orayı koşarak terkeden adam zaten benimle samimi olmaz.

telefoncular 150 liraya yapıyor. ya da ebayden 40 liraya alıp kendin de yapabilirsin

telefoncular 50 liraya yapıyor,ya da gittigidiyordan 14 liraya alıp kendin de yapabilirsin.

hiç makyaj göremedi, sanırım bu sene sonuna doğru makyajlı kasasını tanıtacaklar. golf 7'ye benzeyeceğini düşünüyorum.

"Nerde çalışacaksın? Sesi çok yüksek çıkar onun. Konu komşu rahatsız olur. Başka enstruman seç.." demişlerdi bana ben öğrenmek istediğim zaman...

Peki ben ne yaptım?

Başka enstruman da seçmedim.

durduğun kabahat hemen başla.
ses olayını sorun etme, abartacak bir şey yok.
üflemelilerle uğraşan (ama klarnet bilmeyen )biri olarak söylüyorum zor olacağını sanmam. iyi bir hocadan özel dersle ve ilk etapta bolca pratik yaparak ilerle. başlangıç seviyesi diyip de dandirikten bir şey alma; gerekirse ikinci el al. bir hoca bul birlikte seçin.

sanırım en kolay dil olduğu için.

çünkü uluslararası dil ingilizce. ayrıca günümüzdeki işlerin çoğu da ingilizce bilmeyi gerektiriyor ya da şart koşuyor. neden böyle olduğunu öğrenmek içinse ingilizce'nin tarihine bakabilirsin. kısaca, ingilizce konuşulan milletlerin zamanında daha hızlı gelişmiş olması.

tek bir cevabı var, en büyük sermaye ingilizce konuşan ülkelerin elinde. bu yüzden biz de onlarla iş yapıyoruz, bu yüzden dillerini öğreniyoruz.

o kadar uzun uzun yazmaya gerek yok.nasıl amerikan doları en yaygın paraysa,ingilizce de en yaygın dil.sebepleri ise doğal olarak ekonomik ve siyasal.

çünkü ingiltere bir ada ülkesi ve yaklaşık 100 yıl önce dünyasının yarısını ele geçirmişlerdi.

1-dünya koccaman bir yer. sizin sadece bir ülkenin yazılarını kitaplarını okuyup sadece koccaman dünyanın uffacık bir kısmıyla etkileşime girebilecek olmanız sizi rahatsız etmiyor mu? dil öğrenip hayatı bir çok yönden tatmak bir çok farklı kültüra açılmak bilgi ve tecrübe kaynaklarını katlamak istemez misiniz?

2-yukardaki nedenlerden dolayı önemli. iş hayatında önemli, farklı kültürleri tanıyıp vizyon geliştirmede önemli..

liste uzar gider

3-bu sorular hep birbirinin tekrarı mı diye sorgulamıyor değilim.

4-ilki bir dile gelişimine saygı duyun, almanca zor yeaaa diye bırakmayın, sabır işidir, yetenek yoksa zor ilerler. işin akademik boyutu var, konuşmayı bilseniz de yazmayı ve anlamayı öğrenmek ayrı bir iş. akademik makale okuyacak kadar ilerletebilmeli, kurallarına göre öğrenmelisiniz. bir de pratik kısmı var. öncelikle özgüven, çekingenlikten sıyrılmak dut yemiş bülbül gibi kalmanızı engeller. sonrasında bolca pratik günlük kalıplar ise sizi sosyal hayata sokar. sırf kitaptan değil karşılıklı pratik ise aksan diğer şeyleri sağlar. yüzeysel olarak bu.

5-ingilizce, sonra ispanyolca ya da çince. ikisi son dönemde kapışıyor bilemedim. hatalı da olabilirim tabi.

ingilizcenin bu kadar yaygın oluşunda bir çok faktör var. öncelikle sömürü döneminde affedersiniz ama s.kip atmışlar dünyayı. amerika zaten ingiliz kökenli, adamların sömürgeleri arttıkça ingilizce de yayılmış, çoğalmış. çok farklılıklar var tabi ama temelde neden bu. sonracıma grammeri daha basit bir çok dile göre. yani anlaması da anlatması da öğrenilmesi kolay. çince mesela ekonomi dili olacak diyorlardı, bunun gerçekleşmesi mümkün dahi olsa yıllar sonra anca. çünkü öğrenene kadar insanın canı çıkıyormuş. (alfabe şart) alfabe derken dünya dillerinin çoğu latin kökenli alfabe kullanıyor ordan da bir aşinalık var tabi. bir de ekonomi şu bu derken amerikanın filmini izliyoruz. amerikanın dizisini takip ediyoruz. eğlence sektörü ingilizce dönüyor ve biz türkler iyi hoş şeyler yaratamayınca veya zor gelince hoop ingilizceyi sahipleniyoruz. türk dublajları yine kaliteli de çoğu ülkenin dublajları arka sesin üzerine yapıştırma. bundan dolayı da genç nesilde dil öğrenelim şeyi var. bir de ingilizce artık şart, bilmeyen ama başka diller bilen biri dahi zorluk yaşar. bu kadar çok bilindiği için bilmek gerekiyor bir de.


not:bir yerlere de bir dil bir insandır sözü yalan. bir dil yeni bir dünyadır diye ekleyin. artistik point +5



buyrun lise seviyesi yazı. fikir verir umarım.

Usta fikir vermez olur mu... Müthişsin.

Ve evet, ilk 3 soru çok paralel

Naçizane fikrim; dilin tarihçesinden de bahsedin bence herhangi bir soruda. Ne sorulursa sorulsun kompozisyon, makale, ödev vs hep tarihçesinden bahsederim. Dil kelimesinin kökeninden bahsederim. Dil bilmek her kültürde nasıl karşılanıyor, nasıl yaklaşılmış bunlardan bahsederim. Yine kabilelere kadar dayandırabilirsiniz bunu. 3. soru için uygun olabilir hatta bu dediğim. İnsan hayatına etkilerine bağlayabilirsiniz.

3 -

geçen gün bi entry vardı sözlükte, alanında uzman bi müzisyen, benim de aynı enstrümanı çaldığımı görünce yanıma geldi alçakgönüllükle selam verdi. ama ben dilini bilmediğim için konuşamadım falan diyordu. adamın dünyada ki en iyi müzisyenlerden biri olduğunu söylüyordu, o enstürmanı çalan.

ayrıca bir dil bir insan, iki dil iki insan. vizyonu acayip derecede geliştiriyor. mesela bizim tükenmez kalem dediğimiz şey ingilizcede ballpoint pen olarak geçiyor. bunun ingilizcesini öğrenene kadar, tükenmez kalemin ucunda minicik bi top olduğunu, roll-on deodorant mantığıyla çalıştığını bilmezdim.

sadece türkçe biliyorsan, senin dünyan 70milyonluk türkiye ve diğer türki devletlerden ibaret. ama ingilizce biliyorsan en azından 2 milyar insanla daha kontakt kurabileceksin. dünyan bi anda büyüdü.

3 milyon konuşanı olan litvanca bildiğini düşün sadece, ingilzce, fransızca vs hiç bi şey yok başka. internette arama yapmak istediğin zaman ne kadar kaynağa erişebilirsin.

5- mandarince, nüfusu fazla onların.
onun dışında ingilzce.
neden ingilizce bu kadar yaygın. bi çok sebebi olabilir fakat kolay olması en başka gelen özellik. fiil çekimleri değişmiyor. i go, you go, we go, they go. hepsi aynı. oysaki türkçede (ben) giderim, gidersin, gider, gidersiniz vs. fransızca, almanca vs de çok çetrefilli. buradan genişletebilrsin örneği.

2 - üçüncü sorudan paralel git.

4 - livemocha, busuu, gibi siteler sistemli kullanıldığında en azından o dilin kullandığı ülkeye turist olarak gitsen ya da kısa bi süre geçirecek olsan tüm işini halledbilecek kadar yeti sahibi edebiliyorlar.

Kardeş 3. soruya yazdıkların muhteşem kere muhteşem. Çok sağol. Ellerine, emeğine sağlık

leonardo di caprio'nun oynadigi bir film vardi kanli elmas mi ne. o olabilir.

buyur hacım
tr.wikipedia.org

alamazsın kesin.

elinizde ne tür belgeler var? bir sözleşme? banka dekontu?

Sen blog sayfası aç ilk takipçin ben olurum. Ahanda burdan açılır:
accounts.google.com

Birde sayfanı gözü yormıcak şekilde tasarla ve yazım yanlışlıkları yapmassan takipçilerin artar.

yağ keçesi zarar görmüş olabilir. dolayısıyla yağ sızdırmıştır ve dişliler arasında yeteri kadar yağ olmadığı için sürtünme ve aşınma artar. tam yeri tanımlayamasanız da en kötü senaryoyu düşünürsek, motor yatak bile sarabilir ki bu çok pahalıya mal olur. motorun yenilenmesi gerekir. yapılacak en mantıklı şey, aracı çalıştırmamak, çekici yardımıyla servise gitmek olur.

piston aşağı inmiş olabilir.

i$in icine yag ve di$li girdiyse arabaya calistirmadan cekiciyi ariyorsun alip servise goturuyor. calistirdiginda hasar buyuyebilir.

benim fikrim

hayır stop aşağı inmiş

passat cc apayrı bi çizgide. çok klas, çok şekilli, ama volkswagen en nihayetinde. passat cc volkswagen'in amiral gemisi, ama bmw'nin 3 serisiyle kıyaslanıyo, siz düşünün marka farkını. eğer sıfır olacaksa ben bmw'yi tercih ederdim, ama bmw cc'nin karizmasını şu şartlar altında yakalayamaz. her caddede bmw görebilirken cc'yi her yerde göremezsiniz.

2009 beyaz cc, araç Jaguar'dan güzel görünüyor gözüme.
Ama 2009 almayacaksanız BMW.

Sports Sedan ile 4-Door Coupe karşılaştırması ne kadar doğru bilmiyorum ama bence BMW her açıdan güçlü. F30 çok güzel bir kasa. Yolda da daha dominant duruyor.

bnce ikisi de degil Mercedes CLA'yi oneririm.

konuşmuştuk, CC alma abi. donanım olarak yardırsa da bizim yaşın arabası değil. hem ayrıca, bmw bmw'dir. böyle bir durum söz konusu. herkes buna böyle bakıyor. sonuçta pistte performans falan ölçmeyeceksin o arabayla, piyasa yapacaksın, bu yüzden bmw en uygunu.

bence de bmw 3 serisi daha önce de sorulmuştu sanırım bu soru. tekrar diyeyim cc kalantor iş adamı arabası. hem ayrıca arkadaşın dediğine katılıyorum bmw bmw'dir.

cc vw'nin amiral gemisi değildir, uzatılmış bir passat'tır. yani temelde 3 serisiyle aynı sınıfta sayılır. makyajlı cc'yi beğenmiyorum ama arabanın formu falan hoş tabi, şık araba. zaten passat'a ek olarak sunduğu şey daha alımlı bir tasarım ve passat'a göre biraz daha özel hissettiren ufak tefek ayrıntılar.

öte yandan F30'u da beğenmiyorum ama o da sonuçta bir bmw. dinamik, genç bi tasarım. prestijle daha seyrek bulunmayı ilişkilendiriyorsanız evet cc daha az bulunur ama bütün olarak cc, 3er'den daha iyi bir otomobil tabi ki değildir.

"Freude am Fahren"

lacivert üzerine fosforlu yeşil sanırım

6.1.2'den önceki yüklüydü bende. yükledim parlaklığı sikildi ipodun en düşüğe getiriyorum %40 basıyor yine.

itools ile direkt cache bellegi silebilirsin. ayrica diger kismi cok buyuk gorunuyorsa onu da inceleyebilirsin:

birhelkedolusubilgi.blogspot.com

armadillo.

demek ki ornitorenk görsen altına sıçıcan panpa :D

Boğaziçi üniv.de okuyanların çoğu zengin zaten.O yüzden pek dikkat çekmezsin.Range Rover olması biraz ilgi çekebilir.Birkaç tane de kezban götürürsün o kadar işte.

para var almış derim

valla abim de boun'da. güney mühendislik otoparkı koç'la sabancı'yla yarışamasa da gayet güzel arabalar var. scirocco'lar, bmw'ler falan. bence evoque yerine bmw falan al.

dikkat çeker o fiyatlara ne alırsan al dikkat çeker.

la millet laf edicek diye evoque binemeyeceksem bnm zihniyetimi s.ksinler..

Boğaziçi Üniversitesi'ni yabana atma çok fazla zengin var orda. Ama ben olmasa bile bir boğaziçi öğrencisinin bu tarz şeylere takacağını sanmıyorum :) Birde bu dediğin araba tamam pahalı ama üst düzey birşey de değil hani :)

dikkat çeksin. evoque bu boru mu!

boun da duyduğum tipsiz bir çocuk için ama biliyor musun onun bmw si var cümlesi aklıma geldi:) sen istediğin arabayı al bence saçma insanlar her yerde

bogazicinin otoparkinda ne q7ler mustangler, porscheler var. evoque ile gidersen fakire bak diye dikkat cekersin.

çeker de çeksin abi ne olacak? paran var alıyorsun, kime ne yani.

ayrıca boğaziçi zengin insan dolu değil, zenginler de var tabi, ama sadece burslarıyla geçinen insan sayısı çok daha fazladır.

bogazici'nde okuyan birisi olarak ogrencilerin cogunlugunun zengin oldugu konusunda soylenenlerin dogru olmadigini belirtmek isterim.

orta-ust sinifa mensup ailelerin cocuklari coktur, onlarin da ekstrem derecede pahali olmayan arabalari vardir. ama oyle herkes bmw ile filan gezmiyor.

kimseye soylemezsen ne bilecekler

valla biz sürekli audi q5'le falan girip çıktık uzun süre hiçbir şey olmadı. ne olabilir ki zaten dikkat çekse ne olur yani?

range rover evoque bilkent'te bile dikkat çekiyor ama bu almaya engel değil. sonuçta başkaları için değil kendimiz için yaşıyoruz.

ayrıca metrobüsle giden birileri her zaman olacak, yürüyerek giden birileri de olacak, şahin'le giden de evoque'la giden de. maalesef dünya her şeyin eşit olduğu bir yer değil. her zaman daha iyi veya daha kötü durumda olan birileri olacak.

Mercedes a
Bmw 3
Audi a3
Fiat 500
Mini cooper s
Ford fiesta yeni
Volvo nun hb versionu
Vw golf
Vw scirocco
Opel astra
Range rover evoq

nissan juke

ford mustang. tek geçerim.

bütçeye göre değişir hocam. 10.000'e bmw e30 kasa, 100.000'e toyota gt86

scirocco tam bi genc hatun arabasi

Alfa romeo guiletta
VW bettle
Audi a1
Bmw 1
VW polo
VW tiguan belki
Zengin gençler için de ferrariler maseratttiler Porsche ler var tabiki

opel tigra

honda crx

mg cabrio
rover 220 turbo
honda prelude
honda s 2000
subaru impreza 2006 -2007

üsttekilerin dışında peugeot rcz

kesinlikle evoque, cc ne kadar şık olsa da daha bir kalantor iş adamı arabası gibi bence.

ikisi de güzel araçlar, lakin ikisini de şık bulmuyurum.

benim için her anlamda en ideal araba yeni kasa BMW Z4'tür.

hic dusunmeden evoque

evoque'ya dönüp dönüp bakarsın..

ccnin yüzü eskidi ya. 5 senedir aynı kasa. evoqueda öyle ama etrafta pek yok o yüzden hala yeni gibi gözüküyor.

ben de evoque diyorum.

Volkswagen'a olan antipatimden dolayı Evoque. Bir de piyasada daha az Evoque var CC'ye kıyasla.

Fotoğraflarına 31 çekecem de.

duyuru eksik. ortak arkadaşlarınla yakın mısın

ne gereksiz insanlar var su duyuruda. verdigi cevaba bak.

efenim sorunuza gelince ; ortak arkadaslardan dolayi ekledim diye cevap verebilirsiniz, ayrica ayni seyleri begeniyoruz bak bahanesiyle sevdigi bir sarkiyi filan bulup gonderebilirsiniz.

@trance ortak arkadaşlardan yürümek istemiyorum. evet 2 tanesi ile yakınım.

@allanpoe aynen ya. evet, tek güzel öneri. teşekkür ederim.

hiç mesaj atmamakta amacın ne bilmiyorum. iyi bir niyetin olduğunu varsayıyorum.

doğrudan girersin meseleye istersen. ilgi çekici birine benziyorsun falan diyebilirsin. eğer öyle biriyse tabii. ileride 6 ortak arkadaşımızdan biri vasıtasıyla karşılaşırsak tanışma faslını erkenden geçebileyim, vakit kaybetmeyelim sırası gelince diyebilirsin. diye şimdi tanışmış olalım diyebilirsin. falan. aklıma bunlar geldi. dandik de olabilir ama fikir vermesi açısından.

@kargn eyvallah hoca. yani kötü niyetle eklemedim. kıza yavşamak da istemiyorum, o söylediklerinle yavşamış olurum biraz. amacım sadece kızda etki bırakacak bir şey söylemek

@kahrospu Yani çok kontrol edemiyorum sesi. Yoksa 3 sene önce benim sesim kötü lanet olsun falan derken kendimi "sesin nasıl olduğunun çok önemi yok, önemli olan herkesin farklı sese sahip olması, daha doğrusu ayırt edilebilir bir ses sahip olmak" mantığına alıştırdım. Ama merak ediyorum geçer mi diye.

o mantığa çok alıştırma kendini. ses önemli. sesinde pek bir değişme olacağını zannetmiyorum bundan sonra.

sesini kaydet dinle. zannetmiyorumki çok fena olsun

geçer tabi. bi kuzen vardı benim öyle. en son çocukluğumda görmüştüm. sonra 18-19 yaşlarındayken görüşebildik anca. sesini duyduğumda ne yalan söyleyim çok tuhafıma gitti. ama çok kısa bi süre sonra kendiliğinden düzelmişti. şu an gayet karizmatik bir sesi var. az sakin ol yeter :)

Londa camping var kültür üniversitesinin yanında. Çiroz var bi de yeşilköyde.

autosave yapıyor

kapatıp "bu uygulamadan gelen istekleri engelle" dersen istek gelmez.

www.youtube.com

www.youtube.com :p

--türk hacker mode on--

utorrenti sil,tekrar yükle

--türk hacker mode off--

tamam ya çözdüm, dosyanın kaydedileceği yer ile ilgili sıkıntı varmış. sağolun

indireceği yer konusunda bazen oluyor, torrente sağ tıklayıp indirme dizinini belirle kısmına girin. oradan farklı bir konum, ya da aynı konumu bir geri-ileri yaparak seçin.

getmagnetlink.comuf.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

bunlara eslik etmeyini dovuyorlar, hayatta kalman icin bu kadari yeter

bi numarası yok. sarma sigaraysa canlandırma amaçlı olabilir.

ayrıca klasik bir flört hareketidir, bilinçsizce yapılan.

esrar içerken yapılır ki cigaranın ateşi sönmesin.

freekara'nın dediği en temel sebep zaten. bir de arada üfleyip sigaranın ucunun birden parlaması için, yani acayip bir zevk için yapılır. (yani ben nadir de olsa üflüyorum ucuna doğru)

Bir ilgi alanı bir şey yazsaydınız...

ps3 varsa oyun al en guzelı beraber oynarsınız.

misal pes 13

max fiyat belirtseydiniz bir de keşke.

senin cinsiyet ne?
bence rc helikopter şukela olabilir

birkaç dvd film. bir kaç müzik cd. sevdiği yazarlardan bişiler. bir konser bileti. cem yılmaz sinema bileti. seviyorsa mutfak eşyası ...

gay misin amk ne hediye alıyon kazık kadar adama. alma bir şey. erkek erkeğe takılıyorsanız içmeye gidin hesabı sen öde doğum günü hesabı yani. hediye mediye alma gay gibi gerek yok.

1 şişe votka al. için beraber. pahalıyla gelebilir tabi biraz.

www.buff-tr.com

sazan.avi

sevgili.avi

oynanmamalı. onun yerine dota2 oynanmalı.

dota 2 ile karşılaştırılmamalı ve kesinlikle oynanmalı. amacı karşı tarafın base'ini yıkmak işte kabaca.

dota 2 ile karşılaştırılmalı ve kesinlikle oynanmamalı. dota 2 çok daha iyidir. ayrıca dota 2 "lost" ise LoL "kayp"dır.

lol en prestijli turnuvalarda oynanıyor. dota 2 ne oldu bilemiycem açıkcası takip etmedim tabii iyi oyun kesin vardır action. çok prosu değilim ama lol dota 2 den daha iyi bence.

eksiduyu.ru

tencerede patlamamış 1 tane bırakmam ben. nasıl yapıyorsunuz ki? sıvı yağı dök. içine 2 tane mısır at. bunlar patlayınca mısırları dök kapağı kapat sürekli çalkala...

valla hangisi iyi bilmiyorum da, biz çok eskiden bi tane aldık, bi tane de yakın zamanda hediye geldi. ikisine de yağ ve tuz eklenmiyor, kuru kuru yapmanız gerekiyor. dolayısıyla tadsız tuzsuz bir şey oluyor. eğer varsa yağ ve tuz eklenebilen bir şeyler bakın.

mikrodalga fırının varsa hiç gerek yok. ne koku ne duman gayet de başarılı.

var bizde, hediye geldi. Alma sakın. Yağsız,tuzsuz bombok bişi oluyor. Hemen de soğuyor.

altyazı sorun değilse les emotifs anonymes, duyurudan öğrendiğim çok güzel bir filmdir.
bir de crazy stupid love güzelmiş epey

(bkz: kader)

aşağıdaki replikten dolayı the portrait of a lady diyeceğim.

"seni seviyorum, umutsuzca."

Love In Thoughts (a.k.a Was Nützt Die Liebe In Gedanken, Achim Von Borries, 2004) Germany.

papaz kupa ve kız kupa atabilirsin.. buna "üste çıkma zorunluluğu" denir..

Bi öncekinin attığı değil yerdeki en büyük kartı baz alınıyor bizim kahvelerde.
Yani papaz veya kızını atmak zorundasın.

yerdeki en büyük karttan daha büyüğü varsa, büyüğünü atarsın. elinde yüksek kart varsa yükseltme zorunluluğu var ama yükseltemiyorsan istediğini atıyorsun.

her kağıtta büyümeli, kozda büyümeli gibi seçenekler başta konuşulursa ona göre oynanır. bizim burada iki türlü de oynanır.

Çok teşekkürler. Hepiniz en açıklayıcı cevapları verdiniz.

"Büyütmek mecburdur" kuralın bizdeki adı.

Bu kural olmadan oynanırsa oyunun tadı çıkmaz. Kağıtların eşit olarak dağıldığını varsayarsan kuvvetli ihtimalle As, Papaz ve Kız iş yapar. Belki birisi deneme amaçlı kızını kaptırır, Vale el alır. Kalan 8-9-10 gibi kağıtlar yem olur.

Ama bu kural olursa doğru ve şanslı bir "dürtme" sonucu küçük kağıtlar da el alabilir, şansa da bağlı olarak daha derin bir strateji içerir.

oynayarak öğrenilir yazıların hepsi unutulur kartlar dağıtılınca.

www.google.com.tr

oynayarak en guzelı bı kac el oyna arkadaslarınla anlatsınlar oynarken pekısır oynadıkca.

bak en güzel gerçek hayatta ve hesap ödeye ödeye öğrenilir. internetten filan öğrenemezsin..

eşli batakta ihale 7 ye kalır. en az 8 diyebilirsiniz. mesela birisi 9 a eli aldı. kozu belirler ve karşısında oturan eşinin kağıtları yere açılır. o kağıtların kontrolü de sıra geldiğinde 9 diyip eli alan kişidedir. oyun bitiminde sizin ve eşinizin aldıkları toplanır. 9 dediniz diyelim. 6 siz aldınız 3 te eşiniz aldı. çıkarsınız. 9 dan az aldıysanız batarsınız. anlamadığınız yer varsa mesaj atın.

En basitten anlatmaya başlayayım:

Şöyle kartlar; A K Q J 10 9 8 7 6 5 4 3 2
Şöyle de isimler var; Kupa-Karo-Sinek-Maça.

Her el bunlardan 13 tane karışık dağıtılır. Eşli için anlatıyorum. Alıp bunları dizersin elinde. Daha sonra herkes elinin güçlülüğüne göre konuşur. Dağıtandan sonraki ilk konuşur ve eşlide en az 8 ile ihaleye girilir. Atıyorum ilk kişi 8 diyemiyorsa pas der, diğerine gelir sıra ve o da diyemiyorsa pas der, birisi 8 derse bir sonraki 9-10-11 gibisinden elinin gücüne göre arttırır ihaleyi ya da "pas", "iyi" falan diyerek ihaleyi bu arkadaşa bırakır.

Diyelim biz aldık. Eşli oynadığımız için karşımızdaki arkadaş da bizimle, yani onun kağıtlarıyla beraber oynayacaksın.

Elimizde fazla olana göre bir koz belirlememiz gerekiyor. Buralar tamamen tecrübeye bakar. Atıyorum kupa elinde kız, vale, on, ... diye dizili el vardır ve mesela 6 parçadır, dersin ki ulan bunların babaları karşıda olabilir mi, risk alır girersin. Sen koz söyleyince karşındaki arkadaşın elini açar. Sinek-vale diye hepsini ayrı ayrı koyar yere.

Bu "koz" denen şey oyundan oyuna değişiyor ama bazı arkadaşlar "koz çekmeden koz çekilmez" kuralını benimserken bazı oyunlarda koz oyun başında çıkabilir. Genelde eşlide çıkartılırken tekli oyunda izin verilmez ama kahvesine göre değişebilen bir özellik olup bulunduğun yere uyum sağlamanı tavsiye ederim :)

Koz şu; diyelim yere sinek atıldı ve elinde sinek yok; isterse yere sinek as düşmüş olsun, koz (diyelim karo) 2 düşse bile o eli alır. Yani atıyorum Kupa as attın, yan taraftan kupa 2 düştü, kendi ortin kupa 3 düştü, ama pat kenardaki rakibin kozu koydu. O as çok güzel bir şekilde yalan oldu demektir.

"Yan" denen şey de, diyelim elinde 6 parça sinek var ve kozu sinek belirledin. Sinek dışındaki şeylerin yüksek olması da yanın yüksekliğini ifade eder. Örneğin kozun ası (A) kızı (Q) elinde ama yandan da maça as, kız, 10 var falan. bazen tahminlere dayalı o 10'u bir düşersin, sağ taraftan zank diye vale, sol taraftan da papaz düşer. ondan sonra kendi ortinde 9 varsa o bile el alabilir hale gelir ki tadından yenmez. İşte bu eldeki yüksek kağıtlara yan denir. Buradan iş yapmak oyunun asıl tecrübe isteyen tarafıdır. Düşen kağıtları çok iyi takip etmek gerekir. Onu düşsem, bunu düşsem, bu düştü mü?????? diye çok ağlayanı gördü bu gözler :)

devamı için şuraya bak: tr.wikipedia.org(oyun) hem vardır flash oyunu olarak, oynayarak deneyebilirsin.

ben de merak ediyorum bunu. Oyunu aldım steam'den indirdim ama steam'den ilk indirdiğimizde en güncel hali sanırım. Güncelleme geldiği zaman nasıl indiricez?

steam a girin, oradan library e girin. fm 2013' e sağ tıklayıp properties'e girin. orada update sekmesi var, update'i otomatik yapsın seçeneğine tıklarsanız güncellemeleri kendiliğinden yapar zaten oyuna girmeden. oyunun içinde de tercihlere girin bir bakın 13.2.1 en güncel versiyon sanırım şu an. editore hiç bulaşmadım..

google yazınca çıkıyor bakmadıysan hatırlatim dedim.

yaran fıkralar seviyesiz mi geldi? :)

alkislarlayasiyorum.com

senelik diye biliyorum. öğrenci stickerı pahalıdır, bulabiliyosan hoca stickerı bul.

Senelik mi dönemlik mi emin değilim. Yanlış hatırlamıyorsam dönemlik 280di en son.
Nereden alındığını yazmamışım: Rektörlükteki Öğrenci İşleri.

Dönemlik. Hatırlamamakla birlikte de kol gibiydi. Emin değilim ama sanki 400 civarıydı.