Ekşi Duyuru

wiki yazdırma çıktısı verip kendi değiştiriyordur ctrl-p komutunda farketmişsindir daha verimli kullanmış oluyor sayfayı böylece. içeriği başlıktan kopyalayıp bi worde yapıştırmak ve oradan çıkarmak en pratik çözüm olur senin için.

www.privatefly.com

uçak 2007 model hawker 400xp (saatlik kirası ortalama 3500$)

tahminen aylık kiralama bedeli 80- 100 bin usd civarıdır. bunun üzerine yakıt, pilot, kabin memurlar, hava alanı masrafları, sigorta falan.

tabi uçaklarda durum otomobil gibi değil toplam kaç saat uçuş yaptığın çok önemli. uçuş saatine göre bazı parçalar sorgusuz sualsiz yenilenmek zorunda. yıllık 400 saat uçuşun maliyeti de yaklaşık 1 milyon dolarmış.

www.libertyjet.com

özel jet değil, o hizmetin adı hava taksi.

muhtemelen şu firmadır, isterseniz bir teklif alın. :)

ben istanbul-ankara için 4000 tl teklif aldığımızı hatırlıyorum, ona göre hesaplayın işte.

sanırım tünele gelmeden önce hollanda ya da rusya konsolosluğunun karşısı olabilir. ama hangi binadan çekilmiş dersen bilemeyeceğim.

(bkz: suriye pasajı)

google.com/maps/@41.0297805,28.9754206,3a,89.3y,8.28h,122.65t/data=!3m9!1e1!3m7!1sKFYEV5vWQWCI3zzvil-igQ!2e0!7i13312!8i6656!9m2!1b1!2i38

altın tepeli bina rus konsolosluğu

Marka view master ama adı ne bilmiyom.

stereoskop?

kaleydoskop

valla hatırlıyorum ama adını öğrenmek hiç aklıma gelmemişti çocuk aklımla :) zaten başkalarının elinde şöyle 15 - 20 saniyeliğine bakabilmişimdir anca. galiba almanyada amcası/dayısı olanlarda oluyordu bu oyuncak daha çok :))

bizdeki hacdan gelmişti.
içinde kabi cami fotoları vardı.
ismini bilemedim.

foto değil de simetrik şekiller olanını diyorsan: kaleidoskop

Bu siteden ilk kez resim yükleme yapıyorum. Hizliresim ve imgur'a giremeyenler var diye.

ibb.co

Böyle yazınca hemen çıktı. Bana teyzem Hollanda'dan getirmişti; ama daha sonradan anneannesi hacca giden arkadaşımda da görünce çok şaşırmıştım. Tüm büyüsü gitmişti.

Daha sonra 90'ların sonunda McDonalds'ın Disney oyuncakları verdiği bir senede 4 patçadan oluşan takribi 40 santimlik bir Mickey Mouse oyuncağı vardı.

Ayakları yürüttükçe basılan damga
Pantolonu dürbün
Göğüs ve el kısmı sırtından basmalı su tabancası
Gözlük taktığı kafa kısmı ise içinde Disney karakterlerinin olduğu bu dalgadandı.

istanbul berlin var ama sofya aktarmalı, tek otobüs değil yani

www.metroturizm.com.tr

benim bildiğim en uzak bu

Suudi Arabistan vardı bir zamanlar, duruyorsa o'dur.

Köln otobüsü var.

sıvı aldığımdan çıkmıyor.

Fincan kullanın. Sanırım tüm hanımlar fincan kullanıyor.

Artık kapaklar genelde ölçek olarak kullandırılıyor o yüzdendir.

toz deterjanda ölçeklendirme uzun zamandır yok biz plastik bardak kullanıyorduk sonra o da yalan oldu ben göz kararı koyuyorum.

Ölçek olmadığı için fazla tüketim oluyormuş. O sebeple konmuyormuş.

oxi action kutularının hepsinden çıkıyor.

Ben 8'likten 16'ya geçerken öyle yapmıştım. Tabii her ihtimale karşı ben yine de telefon kendi formatına göre klasör oluştursun diye boş hafıza kartını taktım önce. Klasörler otomatik oluşunca da eski hafıza kartını doğrudan kopyaladım ilgili klasörlere uygun şekilde.

Galiano

battal gemalmaz +1

Meclis parkının orası gibi geldi bana

Akay kavşağı.
Eskişehir yolunu Atatürk bulvarına bağlayan altgeçit burası.

i.hizliresim.com

@battal +1

ebru gündeş yaşadı işte.

Evet, kurtulabilir.

kafasına ak 47 mermisi yiyip yaşayan adam var daha ne olsun.

benim babam 2 kere ağır denilebilecek beyin kanaması geçirdi. yaşı da var. ilk kanamada toparladı az çok ama az çok hasar bırakmıştı. son geçirdiği kanamada yatağa mahkum oldu, zamanla konuşması gitti, yutkunma refleksini kaybetti. kanamanın olduğu bölge biraz önemli bu konuda.

tamamen sans, nereden kanama gecirdi ne kadar cabuk mudehale edildi vs. sorunsuz da atlatabilir, kismi veya butun felc olabilir bunun kimisi fizik tedaviyle baya iyilesebilir, iyilesmeyebilir... cok bilmek mumkun degil.

Robokot +1. Benim dedem de beyin kanaması geçirdiğinde konuşma yetisini kaybetmişti ve sol tarafı felçli olmuştu. Ancak o şekilde 5-6 sene daha yaşadı. Umarım ciddi bir hasar kalmaz akrabanızda, geçmiş olsun çok çok.

eniştem geçirdi ve kurtuldu. ancak ruh hali çok değişti. cimri bir insanken çok eli açık oldu ki bu normal.

mudurnu da meram lokantası var biz çok beğenmiştik. fakat fazla ilçe içi oluyor galiba.

sakarya tarafında da mehşur köfteci mustafa var. o da harikadır.

abcd'nin altına gidip ekle > sayfa sonu yapacaksın

Enter'lamaya başladığınız noktada yukarıdan Ekle>'Sayfa sonu' derseniz ilgili sayfanın sonunu getirip (enterları sildiğinizi varsayıyorum bu noktada), altındakileri bir sonraki sayfaya alacaktır. Sonrasında sonlandırdığınız sayfaya birşeyler ekleseniz bile aşağıdaki sayfaları etkilemez sayfayı bitirmediğiniz takdirde.
Bahsettiğiniz aradaki boşluk için (asdf - efg arası) enterları silmeniz gerekiyor.

Belki vardır başka bir yöntemi ama dökümanlarda enter yerine 'sayfa sonu' demek daha kolay oluyor daha sonra format açısından benim için. Özellikle daha sonra birşeyler eklenmesi/düzeltilmesi gibi bir durum varsa.

edit: resmen cevap yağmış ben yazana kadar.

Ek olarak Ctrl+enter

şiş gibi kebap turu olacaksa: sıvı yag,sarımsak,yogurt,salca,soda,pul biber,tuz,karabiber
steak tarzı olacaksa: sıvı yag,biberiye,tuz,karabiber

tavuk kanadı sadece pul biberle sosluyorum.

Bitter uyuyor sanki.

Türkçe olarak da buruk olabilir.

kekremsi olabilir mi? ingilizcesi acrid.

kekremsi yazmaya gelmiştim

Bitter kullanılır bence İngilizcede. Türkçede de buruk diyorum genelde. He ama bi de şu var mesela roka için peppery dendiğini de duydum acımsı aromayı tarif ederken o yüzden bilemiyorum.

en temiz yöntem, içindeki resimleri, verileri vb. yedekleri alındıktan sonra factory reset atılması. garantisi bittiyse root atıp, aynı yazılımı tekrar atmak.

ilk önce ayarlara girip uygulama yöneticisinden bu uygulamaları durdurun. Google Play hizmetlerini de durdurun. telefona restart da atın.

çözüm olmazsa, yone cihazın ayarlar kısmına girip fabrika ayarlarına geri yükle deyin. yalnız bunu yapmadan alacağınızı alın. her şey silinir.

Asil barcalamakla bi ilgisi yok. Hep kendilerine barca diyorlardi. Bence dunya turk degil. Kaldi ki katalanlar bizi kiskanmiyor.

zaten o da ç degil s okunuyor, barsa diyorlar yani barça degil.

Futbolla aşırı içli dışlı olmayan bir kadın olarak söyleyeyim hatta “Força Barça” diye bişe var yani katalanca

Ebet bizden duyup begenip kullaniyorlar

Barselona şehri Endülüs Emiri tarafından görevlendirilen Horasan Türklerinden Barçalaoğlu Behçet Gazi tarafından 865 yılında kurulmuşdur. Barça da şehrin Türk kurucusuna yapılan bir referans diye okumuştum ama bu bilgi hep saklanır nedense.

böyle durumlar sık sık oluyordur. onun için talimat oluşturma durumları olması lazım. müşteri hizmetlerini ulaşın talimat oluşturun cüzi bir ücreti olabilir adres değişikliği bilginiz olsun.

ikinci bir kargo parası alırlar bence.

Şamlı da bir mezar var orası olabilir mi

haritadan şamlı'ya baktım şamlı çok içerde. bildiğiniz bir konum varsa atabilir misiniz?

ben zomato ve foursquare'den mutlaka bakıyorum

Zomato +1

Ozel bir yer olmasi gerekiyorsa bakiyorum. Zomato&4sq&eksi

Aslında eskiden aklıma gelmezdi pek bakmak ama 2-3 aydır Zomato'ya bakıyorum gitmeden önce.

Bakmadan gitmem, ani karar verilmişse bile girmeden ayaküstü bakarım. Baktığım yerler ise zomato, ekşi ve tabii ki mide lobisi <3

Google maps yorumları, ekşi

google maps'in öyle bir özelligi var miymis yav? ilk kez duydum, bakacağım.

bakmadan girmem, zomato'dan bakıyorum genelde, bilindik bir mekansa ekşi, eğer bir "alan" olacak şekilde semtte gidilecek yerler arıyorsam mide lobisi

Tema++ bununla yapabilirsin galiba

Stylish aslında çok kolay, yapılışını anlatayım yap, öncelikle eklentiyi kuruyorsun sonra ekşiye giriyorsun sağ üstte stylish ikonu beliriyor ona tıklayıp create new style diyeceksin yeni bi pencere açılıyor, buraya yazdığın her kod ekşiye müdahale eder bu ilk adım.

Sonra değiştirmek istediğin şeye sağ tıklayıp incele diyorsun sağdaki panelden ilgili kodu alıyorsun örneğin atıyorum ama body{background:#ccc;}

Aynı şekilde linke de sağ tıklayarak o ilgili kod bütününü alıp stylish kod penceresine yapıştırıp renk değerini değiştiriyorsun ve kaydediyorsun. İşlem tamamdır.

e-devlet üzerinden başvuru yapılıyor artık. salı günü 10 bin civarında ziyaretçi geliyor, çok erken gidip sıraya girersen ancak öyle olabilir.

(bkz: udacity)
(bkz: adobe audition)

ve tercihen asus xonar serisinden veya muadillerinden bir ses kartı.

ancak çok bi' şey olmaz, mal kötü.

eti tutku kirmizi paket
ülker biskrem
cikolata damlali ülker hanimeller?

Başka yazarlar için görmüyor musun?? Dostoyevskiciler o kadar fandı ki dosto diye bahsediyorlardı adamdan. Her dönem bir klasik popi ediliyor, ondan olabilir.

zamanında edebiyata yeni fikirler sunmuş bir adam. bir öncü.

1900'lü yılların başında çeşitli felsefi akımların edebiyata yansımasını gerçekleştirdi. varoluşçulukta parmağı olduğu düşünülüyor. o dönemde joyce da aynı etkiyi gerçekleştiren bir yazar mesela.

Kafka'nın Dönüşüm haricindeki eserlerinde kopukluk var ve vermek istediği mesajı tam olarak veremediğini düşünüyorum. Dönüşüm'deki imgesel anlatım çok çok başarılı iken diğer eserlerinde (Dava ve Şato'yu okumuştum), belki kendisi öldükten sonra yarım kalan eserleri arkadaşı bitirdiği içindir, bir havada kalmışlık hissi bırakıyor insanda. Kafka, hayata gerçekçi ama karamsar şekilde bakıyor. Moda olması bundan kaynaklanıyor olabilir. "Albayım edebiyatı"nın sebep olduğu bir moda bu. Şimdi de yeni klasik olarak Stefan Zweig furyası hakim. Bu yazarların abartıldıklarını düşünüyorum Dönüşüm en sevdiğim kitaplardan biri olsa da.

kafka yeni roman türünün yani 20. yüzyıl romanından post-modernizme kadar olan sürecin oluşumunu etkileyen isimlerin en başında gelir. hem yapısal hem içerik olarak. bu yüzden hala çok önemli bir figür. roman türünü baştan sonra değiştirmiştir ve klasik yapıdaki (olay örgüsü, karakter, zaman ve mekan) ilk yıkımları onun eserlerinde görüyoruz. klasik romanda en yüce varlık olan insan, kafka romanında karşımıza bir böcek gibi ezilen, değersiz bir varlık olarak çıkıyor ve bu durum insanlığın yüzünde bir tokat etkisi bırakıyor.

vakt-i zamanında hastahanede staj yaparken çek birisiyle tanışmıştım.
biraz lafladık ve laf döndü, dolaştı Kafka'ya geldi.
"manyağın biriydi" demişti.
olayı budur.

Bircok yazar icin var fancilik.

var.
i.hizliresim.com

ev maalesef tek seçeneğin. Tüm bisikletçilerin ortak derdini dile getirdin.

Bizde ayrı bir bisiklet odası var kömürlükte, ona rağmen pahalı bisikletimi koymuyorum. Su tip ucuz ve basit bir düzenek kullaniyorum evde. Amazon´da da bulabilirsiniz: www.real.de

Bodruma inen merdivenin kenarına zincirliyorum. Senin durumunda olsam mecburen eve alırdım.

Gözümün önünde olmadıkça rahat edemiyorum, bir yere kahve içmeye bile gitsem kilitleyip heh dursun burada diyemiyorum. Şu anki bisikletim birkaç asgari ücret değerinde, eskisini de aynı şekilde bırakmazdım bunu hiç bırakmam apartman girişine kömürlüğe falan.

Sırtlayıp üçüncü kata çıkarıyorum, salonda duruyor uslu uslu. İçeri alamıyorum kısmını gözden geçirmeni öneririm. 1+1 göt kadar evde oturuyorum, gerekirse yerden kazanmak için tek kişilik yatak alırım bisikleti yine dışarı bırakmam öyle söyleyeyim.

bir sonrakinde komple bisikleti alirlar.
benim eskisi sadece apartman sakinlerinin girebildigi bodrumdan calindi.
yenisini salona koyuyorum.
bir sekilde yer acmaniz lazim, gerekirse baska bir esyayi atip veya paraya kiyip tavan askisi alarak vs.

tabi ki evin içinde. gece rahat uyumam için başka ihtimal mümkün değil.

evden başka hiçbir seçeneğin yok. yıllardır asansörsüz 4. kata her gün indirip çıkarıyorum. o benim canım ciğerim her şeyim. bisiklet koyacak kadar bile yer yoksa evde allah yardımcın olsun.

çözüm
www.google.com

Bizim apartmanda sığınaktan çalındı iki biziklet. Birbirine bağlı iki kocaman bisiklet. Artık depoda kilit altında tutuyoruz. Kattan çalmaları da pes yani. Böyle parça vs çalmaya tamah ettiği için ben olsam apartmandaki bir ergenden şüphelenirdim. Ya da devamlı girip çıkan sucu, market görevlisi vs. Ben de Anadolu yakasında oturuyorum, park hizmetini duymadım. Bir de ne olursa olsun aksesuarları kapsamaz sanki...

Evin icinde

Evin içinde tabii ki.

Odamda, ayakucumda dururlar hepsi.

Diğerlerini bilmiyorum da Bim için şöyle;
Senden sınırsız veya çok yüksek miktarda ürünü ucuza alıyor. Hemen hemen başkasına satmana gerek kalmayacak kadar çok alıyor. Bu ürünleri kendi markası şeklinde ambalajlıyorsun veriyorsun.

private label deniyor. kendileri tabiiki ham madde fln vermiyor. fiyat bazlı teklif isteniyor. yani bana maliyeti 6 tl olacak gibi ton balığı yap deniyor mesela. ya da spesifikasyonlarını verip ürettiriyor. tam fıstıklı en az % 30 olacak şekilde çikolata üret gibi

meyve suyunu tamek uretiyor mesela, bim'in meyveleri toplayip tamek fabrikasina goturup meyve suyu haline getirtip geri alip marketine koydugunu sanmiyorum.

tamek yilda 100 birim urun satiyorsa bim kendi standartlarina gore 30 birim urun siparis verince ciddi iskonto sozkonusu oluyordur. ama bilgili degilim bu konuda.

ilk verdiğin örnek fason üretim ve hayır bim a101 gibi yerler fason değil private label olarak ürettiriyor ürünlerini. hemen hemen 2. dediğin gibi. sen üret diyor ben satçam diyor.

Zamanında bim be a101 için yağ üreten bir firmada çalışmıştım. Üstte dedikleri gibi private label deniyor. Bizim firmznın yağı ile aynı tanktan dolum yapılırdı şişe vs aynı sadece etiket farklıydı. Kalite farkı da yok arada tabi.

private label, max şu fiyattan bu kadar ürün üret bana diyor mesela. ürünün kalitesi maliyet kıstasına göre orjinal markanın tıpatıp aynısı olabilir ama genelde kalite farkı olur.

Ilki şişman bisikleti fat bike. Ikincisi katlanır bisiklet.

3d max gibi uygulamalar "sanırım". sanırım diyorum bir takip ettiğim adam vardı. sürekli yaptığı uygulamayı da yazıyordu. oradan öyle kaldı aklımda. çok kişi takip ettiğim için bulamam kimdi diye. ama 3dmax olmalı.

maya - after effects.

şuradaki linke göre lightwave 3d kullanmış da olabilir: www.facebook.com

halit kıvanç maçtan önce oturup çalıştıklarını, ezberlediklerini anlatmıştı yıllar yıllar önce.

ikinci lig maçlarını anlatan spikerler sezon boyunca aynı şeyi yapıyor, haliyle bir noktadan sonra tanıyorlar. bilmiyorlarsa da maçtan önce çalışıyorlar, daha önceki maçları izliyorlar, numaralarını ve tiplerini öğreniyorlar vs. en önemlisi de pozisyonlarını bilmek. bir takımı belli bir süre izledikten sonra sen de 11 oyuncuyu çıkarabilirsin.

ayrıca her zaman bilemiyorlar. yanlış söyledikleri veya topun kimde olduğunu, pasın kimi/kime attığını vs. söylemedikleri oluyor.

ama genel olarak pozisyon bilgisi, oyuncunun karakteristik özellikleri (saç şekli, giydiği krampon, koşu tarzı, fiziksel özelliği vs.), forma numarası falan yardımcı oluyor.

bir keresinde premier lig maçı izlerken bir ara tüm oyuncuların dibinde çember içinde isimleri yazıyordu.pes/fifa gibi yani. bir anlık öyle bir teknolojiyle gösteriyorlardı maçı. sanırım spikerlerin anlattığı ama bizim görmediğimiz görüntüydü o. eğer öyleyse çok basit anlatmak. diğer türlüsü ne kadar ezberlersen ezberle çok zor.

ben ön yıkamalı sentetikte yıkardım. yüksek dereceli ve bol sulu yıkama perdeleri iyi temizliyor. tül ve güneşliği ayrı ayrı yıkayın ama tüllerin yanına tül olmayan beyaz renkli başka bir şey koyun ki köpüğü alsın biraz. bunu yapmayınca bazen tüller iyi durulanmayabiliyor. havlu olur atlet olur bir parça bir şey. çamaşır suyu tavsiye etmem tüllere zarar veriyor bence. elinizdeki parlatıcı vs yeterli olacaktır, arkasında nasıl kullanmanız gerektiği de yazar. deterjan gözüne karbonat koyunca da beyazlattığı söylenir ama sizde zaten beyazlatıcı var.

muhtemelen coktan makinede donuyorlar, ama ben de sunu diyeyim: fazla deterjan koymayin. tul cok kopuruyor. tasiyor filan makineden...

@e haliyle

henüz makineye koymadım. yarın koyacağım :)

sanmam. şube sahibidir, müdürüdür vs. bayilik gibi sistemle çalışan kargolar var, franchise gibi. personel yetersizliğinden yoğunluktan kendileri getiriyorlar bazen.

Sube calisani olmayan ve gorevli kiyafeti giymeyen kisilere teslimat yaptiracaklarini sanmiyorum. Dagitim yetismeyecekse ya da personel eksigi olduysa subenin sahibi ya da muduru kendisi getirmis olabilir.

yok yav şube sahibi müdürü gibi değillerdi, gariban tiplerdi.

lazerse toneri cikarip salla
olmadi tambur problemidir

murekkepliyse bi alignment page yazdir raporlardan

Dijital baskı yapan bir yerde yaptırabilirsiniz, kaliteli kağıt kullanması da önemli.

@want2die, ekranda yemyeşil görünen tablonun koyu çıkmasının sebebi renk formatıyla alakalı. Gönderdiğin dosya RGB formatındaydı, adam onu baskıya hazırlarken CMYK formatına çeviriyor, o şekilde basıyor. rgb renk uzayı, cmyk renk uzayından daha çok renk kapsadığı için, rgb>cmyk dönüşümlerde renk kaybı oluyor. rgb'de olup cmyk'da olmayan renkler mümkün olan en yakın renklere downgrade ediliyor dolayısıyla daha soluk, koyu bir tablo çıkıyor ortaya.

digital baskı ve üzerinde parlak selefon yapılırsa hem parlak/canlı hem de dayanıklı olur. digital baskı yapan yerlerde yaptırabilirsiniz.

A8 hücresinden başlamak şartıyla E8 hücresine tab tuşuna basarak geçiş yaparsınız.
E8 den enter atın. eğer A9 geçmezse bu işlemi tekrarlayın. ikincisinde bilgisayar otomatik tanımlayacaktır.

bir kereliğine oluyor. her defasında olacak şekilde yapabilir miyiz? yani enter bir alt sütüna değil de, alt satırın başına geçecek şekilde?

tab tuşuyla geçiş yaparsanız alt hücreye değil kendiliğinden satırın başına geçer. bi üstüne düşün isterseniz.

www.youtube.com

www.youtube.com

Bu çok mu acıklı olur? www.youtube.com

www.bensound.com
freemusicarchive.org

ben video hazırladığımda buralardan bakıyorum belki işe yarar.

çok uymuyor ama pluvius aestivus: www.youtube.com

Erik Satie - Gymnopédie No.1 www.youtube.com

www.youtube.com

Evanthia Reboutsika ~ We Will Meet Again

reeperbahn'ı bi gezmeli :)

Wunderland
Millerntor
Bir de liman bölgesi.

hamburg biraz cins bir şehir, gezilecek yerler dağıtık. normalde sevmem ama şu hop on hop off otobüsler iyi olabilir.

epoksiyle
kalıp içine konan cisim epoksi ile kaplanır kuruduktan sonra bir temiz zımparası son olarakta üstten delik açıp ip bağlanır.

Epoksi
Duyurudan biri bunlari yapip satiyordu hatta. Bir arama yaparsaniz kendisine ulasirsiniz belki

Midrange üretenleri Boeing satın aldı. Onun dışında büyük gövdeli uçak bu ikilide zaten. Geri kalan küçük gövdelilerde Embraer, Bombardier ve ATR var. Ruslarda da Tupolev ile Ilyushin var ama denk değildir.

747 ve a380i örnek olarak verdim, sadece bunlari bildigim icin.

diger modelllerde (baska markalar da dahil) hangisi hangisine denk geliyor onu soruyorum..

B737 - a320
B787 - a350
A330 - b777 (bu tam olmasa da yakın)

futbolcu hepsini yazmış

b767 - a340

Ben bir sonraki celpte gittim. Benim gittiğim yer darbenin ana merkez noktalarındandı, bizim bölük yani emniyet muhafız kışlanın vurucu gücü olduğu için komple bütün erleri kaldırıp tam takım giyindirmişler ve hazır da tutmuşlar ama olayın darbe olduğundan nöbetçi astsubayın haberi yokmuş. Gece nizamiyesinde görevli çocukları ise toplayıp cnn türk binasına götürmüşler. O çocuklar soruşturma geçirdiler ve suçsuz oldukları anlaşıldı. Onun dışında helikopterler ve tanklar sürekli kışlaya girip çıkmış.

Antalya'da Karpuzkaldıran Özel Eğitim Merkezi'ndeydim o sırada. Yat içtiması alındı (normalde yatakta alınıyor fakat göt uzman herkesi aşağı indirmişti), yataklara gittik, on dakika sonra "herkes kamuflajları giyip içtima alanına insin, hemen" dendi. Ben uzman yine puştluk yapıyor sanmıştım ama birileri, "darbe olmuş, genel kurmay başkanını rehin almışlar" falan diyordu. İçtima alanında bölük astsubayı "istenmeyen bir olay gerçekleşti, elimizde detaylı bilgiler yok, bizim birliğimizin bu olanlarla bir ilgisi yok. bazı hainlerin yaptığı bir iş." vs. vs. gibi şeyler söyledi. O gece birliğe bağlı subay ve astsubaylar birliğe geldi, nöbetçi asker sayısı artırdı, amm'deki askerlerin sayısı artırıldı, hazır kıtadaki askerlerin sayısı artırıldı. komutanlar da nöbet tuttu.

Tugay komutanı o sırada bizim kamptaki villaların birinde kalıyordu. Onu aldılar içeri. Acemi birliğini yaptığım burdur'daki alay komutanını da içeri almışlar. İki üç gün antalya emniyet müdürü geldi, bizim kamp komutanı albayla görüştüler. 16 Temmuz sabahı iki adet uzun araç geldi kampın giriş ve çıkışını kapattı. üç otobüs de polis gelmişti. Bizim birlikte öyle ciddi bir sıkıntı olmadı. Fakat emekli asker ve asker yakınları "ah, keşke gerçekleştirebilselerdi, yapabilselerdi darbeyi" diyordu (bazıları). Siviller de kampın önünden geçerken küfür ediyordu bize (nizamiyedeydim).

üç ay falan da çarşı izinleri ve normal izinler (ciddi bir gerekçe sunmadığın müddetçe ve önceden onaylananlar dışındaki izinler) iptal edilmişti. Dışarıya asker çıkarmak istemiyordu birlik komutanı askerin başına bir şey gelmesin diye.

Böyleyken böyle işte.

Ankara-Polatlı Topçu ve Füze Okulu

O gün ayrılış muayenesi yapmıştık. 3 gün terhis olacaktım.

Nöbette düşmüşüm, 3 gün çarşı almışım. Kafa rahat. Sonra ablam mesaj atmıştı. Asker köprüyü kapattı diye.

Gazinoya indim bizim elemanlar spiderman izliyordu Show'da. Sonra nöbetçi asteğmen geldi. NTV izliyoruz o sıra. Ciddiye almadık ilk. Yarım saat sonra olayın ciddiyeti anlaşıldı. Komutanlar geldi hemen. Tüm askerler silahları, sarjörleri alıp hazır ola geçtik. Komutan aracıyla karargaha gittik.

Tüm albay, yarbay tayfa ordaydı. Bir 20 dk toplantı yaptılar. Sanırım o sırada bekleyelim duruma göre aksiyon alırız dediler. Bizi komutanımız kışladan dışarı çıkarmadı Allah'tan. Ama bir tane yarbay birliğini çıkarmış. Polatlı camiinde selaları susturmaya çalışmış. Hoparlörden sesler duyulmuş. Halk galeyana geldi tabii. Bu birliği kışlaya soktular bizim nizamiye kapısından. Biz zor tuttuk kapıyı. Baya gerilimliydi o anlar.

Bak şu kapının arkasındaydım. Tüylerim diken diken oldu yazarken. Hayatımın en zor gecesiydi.

m.milliyet.com.tr

aa.com.tr

Sabah 9'da mı ne yatmştık. İki saat sonra kaldırdilar beni nöbet için.

3 gün çarşım yandı, nöbet tuttum son güne kadar. :)

Darbeden sonra bizim okul komutanı tümgeneral tutuklandı. Hala içerde.

ümitköy'de, çınar sitesi'nin arkasındaydı. nato radarı idi.

söküp kaldırdılar, artık orada değil.

www.google.com.tr

Ayumi Takano?

Ayumi Takano.

:))

twitter.com

Hazır mockupları var, üzerine istediğin içeriği yerleştirebilirsin.

japonlarla karate yaptığı film anımsar gibiyim, eğer oysa Müjdat gezen japon karate yazınca çıkar.

Aptal Şampiyon

Şuradan izlenebilir: www.youtube.com

bu mantığa uygun olarak footer şeklinde kaydedebilirsiniz ama sayfa üzerindeki konumu bu kadar ortaya yakın olmayacaktır.

bir başka yol da watermark olarak ayarlamak.

edit: footer olarak kaydettiğimizde yüksekliği ayarlayabiliyormuşuz. işinizi görür mü bilemedim.

Filigran yapabilirsiniz.
support.office.com

Şikayet gelirse evet. Ama kimseyle paylaşmadan kendi arşiviniz için tutuyorsanız yakalanması zor.

çok yüzeysel yazacağım ama benim başıma buna benzer birşey google driveda gelmişti. kimseyle paylaşmadığım telif haklarıyla korunan bir dosya silinmişti.

google'ın databaseinde o dosyanın hash'i seninkiyle eşlenirse direk siliyorlar. ben rarlayıp dosya ismini değiştirip, içerikle birazcık oynadıktan sonra google drive'a attım. birşey olmadı.

2) Cambridge serisi ve Simon IELTS web sitesi

1) EDUC academy diye bir yer var, cahit hoca efsanedir. karşıda da şube açtılar.
2) cambridge, ielts-simon, economist ve harward business review videoları.

tıklayıp hedef siteden hemen çıkıyorsan geçebilir. kaç sayfa gezdiğin, neler yaptığın da analiz ediliyor. reklamverenleri zarara gereksiz uğratacak bir durum, ilgini çekmeyen reklamlara tıklamasan daha iyi.

kan taşı.

şap

Kan taşıdır, blood stone diye bilinir. Game of Thrones'da Daenery Targaryen'in kocasını ölmüşten betere çeviren, karnındaki çocuğunu öldüren kan büyücüsü kadının da bir berber olduğu söylenir. Türk berberlerinin çıraklıktan itibaren aldığı gizli öğretiye göre şayet tüm ömrü boyunca 1 damla kan akıtmayan, kusursuz tıraş yapma becerisine sahip bir usta olursanız ve tıraş sırasında müşterinizin yüzü kanarsa kan taşıyla onu durdurun. Çünkü tüm ustalık ve maharetinize rağmen o kan akıyorsa bu o kişinin hakkettiğini gösteririr ve kan taşının bu kan ile beslenmesi gerekir. Tüm ömür boyunca doğru şekilde beslenen kan taşı sonunda size tek bir dilek hakkı taşıyacaktır. İşte o dilek de dilediğiniz eşi seçmek olacaktır. Bu sebeptendir ki kah maharetlerini artıran, kah taşını kanla besleyen berber taifesi fırsat buldukça anlık bakışlar ile dükkanının önünden geçmekte olan dilberleri zihnine kazır, o tek dilek haklarında nasıl bir hatun dileyeceklerini hayal ederler. Bazı berberi efsanelerinde tek dilek hakkına kavuşan berberlerin varlığından söz edilmektedir. En eşsiz söylencelerden birisi ise bu dilek hakkını elinin tersiyle iten tek isteğinin daha da usta bir berber olmak olduğundan bahsedilen birisi bulunmaktadır. Adı sanı bilinmeyen bu cengiz kişi; huzuru, mutluluğu işinde gücünde bulmuştur. Bu da böyle bilinmektedir...

SiO2 + Fe

burka, romanın ikinci cildini de bekliyoruz hocam, şahane olmuş :)

Cruise seyahatlerinden mi bahsediyorsun?

cruise seyahati değil, daha mütevazi bir şey aradığım. yoksa jollytur sitesine bakmayı ben de biliyorum.