Ekşi Duyuru

doktor randevusu aldım. doktor da çok dolu olduğu için erteleyemiyorum. ne için derlerse de gereksiz bir hastalık uydurabilirsiniz.

Hocam o isinizi erteleseniz? Sonucta masraf ediyorlar size guvenip ihtiyac olmasa cagirmazlar

Doktor randevusu biraz sırıtabilir ama MR randevum var diyebilirsiniz bence. Zaten çok sonraya veriyorlar randevuyu ve nihayetinde MR olduğu için aciliyet izlenimi uyandırıyor.

Ben kazandim. Kazandigim halde biraktim, dusun artik.
Tavsiye mi istiyorsun? Hic bulasma, tavsiyem bu. Yok cok meraklaniyorsan 100usd ile basla, batir ve cik. 100usd kaybetmen canini acitmaz en azindan.

Ayrica full time veri inceleyip analiz falan yapmak zaman kaybindan baska bir sey degil. Araci firmalarin sana onerdikler hemen hemen her sey hikaye. Basit birkac prensiple ilerleyip tonla veri inceleyen adamlardan fazla kazanmak bile mumkun. Ama hep kazanan olmak zor.

%15 kazanan var, %85 kaybeden var.
Sen pay biç işte.

İddia oynamakla aynı şey. Kumar seviyorsan oyna. Hevesini almak için stavro nun dediği gibi 100 dolar ile gir batırana kadar devam et.
Yüzlerce kilo altın milyonlarca dolar batıranı gördüm, bizzat biliyorum. Bulaşma.

Firmaların risk raporlarına göre her 100 kişiden 80-85'i kaybediyor ki bence gerçekten kazananlar 2%'i geçmez. Kime sorsan bulaşma diyor. Forex bence bir okyanus, hava bozuk olduğunda ancak usta sörfçüler bu okyanustan sağ çıkabilir.

Kendine sadece bir enstruman belirle mesela USDTRY veya Brent Petrol ya da Altın, bunlar üzerinde çalış ve uzmanlaşmaya bak ve de sıfır kaldıraçla işlem yap ki paran sıfırlanmasın.

Çevremde yok ama twitterda önceden takip ettiğim biri vardı, yıllık USD bazında 80% kazandığını söylüyordu, arada bunu doğrulamak için ekstre falan da gösteriyordu, geçimini bu işten temin ediyor ve müşterileri vardı. O bile Forex'e gelmeyin s.kerler diyordu.

Yakın dostum uzmanı bunun. Firmada yönetici falan yani, ortak arkadaşın parasını batırdı :) genelde üç kazanıp beş kaybediyorlar. Büyük oynarsan büyük kazanırsın geyiği her yerde var ama paranın sıfırlanma riski varsa ne gerek var allasen.

Abi girmeyin. Ben sağlam kaybettim ama sadece ben değil konuşun şirketinizle zaten girenlerin 80%den fazlası kaybediyor ki bunu bazı şirketler daha düşük gösteriyor.
Ek olarak kaldıraçlı işlemlerde fazlasıyla risk bulunmakta. Doğru karar verseniz bile dalgalanmalarda tüm paranızı kaybedebiliyorsunuz.

Forex şirketlerinin internet sitelerine gir, orada kazanma kaybetme oranları paylaşılıyor zaten. birz iyimser yazdıklarını farzetsek bile kaybeden oranı ciddi yüksek.

Fazla duygusal değilsin yaşlısın sadece. "polis yok mu lan polis" desem bi sen anlarsın.

evet ulkenin en kotu zamanlarina denk geldik ve omrumuz curuyor malesef.

Durun arkadaşlar daha yeni başlıyoruz. Hele bir Avrupa'da sağ iyice yükselsin, Merkel dönemi kapansın, bakın ne tatlı olacak. Bu ülkeden umudu kalmamış nesil, uyuşturucu pençesindeki nesil, dershane bozması okulumsularda test çözmekten öğrenme ve anlama algıları yiten nesil büyüsün, bakın ne tatlı olacak. Daha kentsel dönüşümlerimiz devam edecek, küçük alanlara fazla nüfus yığma kültürümüz artacak, yaşam alanları azalıp tüket ki var ol diye damardan kimyasal basılmaya devam edecek, İstanbul'a nüfus göçü üçüncü köprü çevresinde de yaşanacak; çok tatlı olacak çok.

valla dediklerini hiç birine katılmıyorum ben cep telefonumla kombiyi ve televizyonu kontrol etmeyi seviyorum ama türkiyenin en büyük sorunun kıbrıs olduğu ve a takımındaki tartışma ortamlarını özledim. onun dışında her şey boş ve en büyük beşiktaş

her şey bombok ise parfüm sıkın ya da pencereyi açın yağmur kokusu gelsin; nefes almak istiyorsanız, yaşamak lazım illa ki..

bu arada şampiyonlar liginde beşiktaş 90+ da gol atınca bizim mahalle ayaklandı, boşverin siyasetçi conconları kendinize ailenize bakın biraz da..

O güzel günler hep eskide kalır. Hep. Taa ki bakış açını değiştirene dek.

Sen 80'ler 90'lar diyorsun ben 60'lar 70'ler diyorum. 80'ler 90'lar benim için kötü yıllar. Hele 80'ler modası, dinlen dinlen kaç.

Sene 1974. Kıbrıs barış harekatının olduğu ay. Erkek kardeşlerimin sünneti var. Annemin işleri yoğun, pazar işi bana verildi. 2.5 lira verdiler bana, pazar yakın sebze meyve aldım eve geldim.
Annemle halam elimdeki fileleri alıp eskileri yad ettiler;
- Hale bak, eskiden 2.5 lirayla pazara çkar, yumurtası peyniri kasa kasa meyve alırdık da dönerken aldıklarımızı taşıyamaz fayton tutardık. Şimdi çocuk taşıyor aynı parayla alınanları.

Sene 2014. Karşıyaka tren istasyonu komple tadilata girdi. Uzun zamandır kapıları asma kilitli, camlar perüşan duruyordu. Yanından yöresinden geçmemek, o perperişan halini görmemek için büyük yaylar çiziyordum. Yıkım kararı alındı, arkadaşlarım protesto için toplaştılar. Ben ona bile gitmedim, gidemedim. Çocukluğum, çocuklarımın çocuklukları, dedeleriyle lokalinde geçirdikleri anıları... Yerle bir edildi. O güzelim istasyon şimdi çok başka bir çehreye büründü.

Geçen sene kızımı evlendirirken dünürlerle buluştuk epeyce bi. Park yeri ulaşım vs istasyon civarını tercih ettik. Dedesiyle pişti oynadığı o yerde kızım sevdiği adamla evlilik hazırlıkları yaptı. Bundan yirmi yıl sonra belki de kızım aynı yeri torunlarıma "buraları eskiden şöyle güzeldi, böyle iyiydi" diye anlatırken babalarıyla anılarının olduğu fonu anlatacak.

Son yılların moda deyişi var ya " carpe diem" yani anı yaşa. Dövme filan yaptırıyor bazısı ya da hayduru huyduru yaşamak gibi anlıyorlar. Kesinlikle öyle değil o lafın anlattığı. Anın farkında olmaktan söz ediyor o laf. Bütüne bakabilmek de farkındalığın olmazsa olmazı.

Şimdinin de kendine özgü güzellikleri çok. Hatta bana göre eskisinden daha çok. Ne kadar şanslı olduğunuzu bir bilseniz. İmrenilecek bir zamanda yaşıyorsunuz.
Teknoloji ve bilimde çağ atlanıyor. Kaçırmayın.

müzik işleri şimdilerde 80lere 90lara nazaran bayağı kolay. çok var seneler sonra dinlediğinde de harika hisler yaratacak şarkılar, ama misal bir 80ler 90lar rock olmaz. olamaz.

Yok diyemeyiz ama güzel bir eser yaratma niyeti yok insanların. O yüzden de ortaya güzel bir şey çıkmıyor haliyle. Bunu en bariz olarak filmlerde görebilirsiniz. 10-20 yıl önce film çekenlerin bazı konuları önceden kapıp işlemiş olmasının da etkisi var :)

yani bu biraz zevk meselesi. bence sezen aksu hala çok güzel üretiyor. ne bileyim, mustafa ceceli'ye verdiği bekle olsun, kendi söylediği vay olsun, gidemem olsun, son dönemde birçok sağlam şarkısı var.

candan erçetin güzel müzik yapıyor. göksel öyle keza. ne bileyim, eskilere karşı fazla melankolik yaklaşıyoruz bence. 30 yıl sonra elbette şimdiki müzikler için de övgüler olacaktır. :)

Özellikle içinde bulunduğumuz onyıl itibarı ile artık popüler müzik eşittir çocuk şarkısı.


JB, 1d, miley, sia, lorde, bereli hipstırlar, adel...

Ve daha bilmediğim onlarca şarkıcı ergenliğe gün geçtikçe daha erken giren çocuklar için şarkılar yapıyor.

Hepsi çocuk şarkısı yapıyor.

İlk nesil yetişkinliğe yaklaştı bile.




Maykıl ceksın, masiv atak, portised geçtiğimiz yüzyılda kaldılar.

ikea

biz anne yanı yatağı aldık newjoydan. 1 yaşına kadar kullanabiliyor.

5 aylik oldu oğlum.

Ben de besige gerek yok diyorum. Ayrıca sallamaya da karşıyım. Sallamadim, emzik de vermedim.

Ikeadan şunu

m.ikea.com.tr

Içine de şunu

www.evidea.com

Aldım. Çok memnunum. Park yatak da var, hediye geldi.salonda duruyor. Sürekli seyahat etmiyorsaniz veya başka birinin evinde kalmiyorsaniz şart değil. Ben 1 ay ailemin yanına gittiğimde götürüp gittim, iyi oldu. dediğim gibi ama hem bana hediye gelmişti hem de çok portatif bir hayatınız yoksa şart değil. Ikinci el bakabilrsiniz

kaliteli bir yatak öneririm bebekler sürekli uyuduğu için yatak bu konuda en önemli araçlardan birisi. benim önerim babynest markası. babynests.com

Asıl o paralar cekilirse kriz gelir....Uydurmasyon..

link var mı? ben görmedim hiçbir yerde böyle bir iddia?

Kriz geliyorsa böyle bir tavsiye verilmez. Çünkü böyle durumlar kontrol edilebilecek krizleri çok daha vahim hale getirir, hatta bazen olmayacak krizlere sebebiyet verir.

O yüzden krizden şüphelenen adam parasını çeker ama gidip herkese "kriz geliyor herkes parasını çeksin!" diye avazı çıktığı kadar bağırmaz sanal ortamda. Saçma çünkü, çıkarlarına aykırı. Yapıyorsa ahmaktır.

Edit: Ha başka bir ihtimal kriz ortamından fayda sağlıyor olması ama hiç sanmıyorum.

Böyle bir ihtimalde mantıklı olan paranı tl'den çekmek herhalde. O da toplu yapılırsa sıkıntı. Kendini kurtarma hareketi anca.

Cantona reyiz bile başaramadıysa olmaz o iş. Sistem çok güçlü.

Ben de duymadim blyle bjr iddia ama kendinize gore ciddi birikiminiz varsa isvicre'de hesap acabilirsiniz cok basit, ya da guvendiginiz biri sizin adiniza yurt disinda tutsun. Kriz olur mu olmaz mi bilmem ama turkiye'de para/malk mulk su saatten sonra bana sacma geliyor.

darbe gecesi makarna alanlarla aynı kafadaki kişiler işte.

ekşi sözlüğe kalırsa 2008'den beri her yıl müthiş bir ekonomik kriz oluyor. ve yıllardır emlak balonu patlıyor.

ekşisözlükteki gamlı baykuşlara kalsa şimdiye türkiye'de iç savaş çıkmıştı, rusya türkiyeye savaş açmıştı, ışid güneydoğuyu ele geçirmişti, büyük istanbul depremi olmuştu hepimiz ölmüştük, salgın hastalıklar tüm türkiyenin anasını sikmişti, bu iletiyi 1 milyon kez paylaştığımız için tayyip düşmüştü vs vs... tüm gün dota oynamaktan beyni sol kulağından akan ergen irileri ekşide her konuda bilirkişi edasıyla ahkam kesiyor.

Littlejack + 1

Yaklasik 15 kere cikmasi gereken 3. dunya savasini unutmussun : )

Sozlugu ya da sosyal medyayi ciddiye alan insan var mi yahu hala..

Ben de korkuyorum bu ihtimalden , bir yerde mi okudum , öyle aklıma mı geldi bilmiyorum .
Belki darbe olayı esnasında millet bankamatik lere koştu o yüzden .
Sonra ihtimalleri düşündüm , ( pek param olmamasına rağmen , neden düşünüyorsam ) , harbi millet bankadaki parasıı çekemez mi acaba , yok zaten milletin biraz yastık altı vardır , bu zenginler yurtdışında bankada mı tutuyorlar acaba ? Ulen belki de paranın bi kısmı ile sağlam bir ülkenin borsasında hisse senedi falan almışlardır...
Böyle şeyler düşündüm , sonra zenginin malı , yormayı boşver , üstüne birde fakiri geriyormuş , dedim .

yemişler seni.

3333333333333333333333333333
çıkmaz
belki
daha fazla cehalet

terör 3. dünya savaşı çıkarsa biter.
iç savaş artık çok zor çıkar
bölünmez
ekonomik çöküntü olur yakın zamanda abd bi bahane bulur ambargo uygular gibime geliyor.

1-265
2-asla çıkmaz
3-bölünmez
4-çok farklı şeyler değil

kürtler ve araplar olduğu sürece bitmez
zor
zor
daha zengin ama daha cahil, dindar bir millet

ambargo mu kondu?

onların alternatifi troy mu ne bişey çıkarmaya çalışıyorlar zaten, tüm kartlar değişir ona geçilir, o şirket ihya olur.

ama yurtdışı alışverişlerinde problem olur bir süre. sonuçta mastercard visa neredeyse her yerde geçiyor, troy Türk şirketi, bir anlaşması var mı yok mu belli değil.

visa türk anonim şirketi kurulur, visa europa services gbhm türkiye'den çekilir. aynen devam.

ambargo altında royalty ödemeleri yapıldığı için bir sıkntı olmadan herkes yoluna devam eder.

hepsinin dışında kıbrıs sizi bir yabancı olarak görüyor, oturma izni çalışma izni vs. şeyler almanız gerekiyor.

küçük bi yer olduğunu unutmamak lazım bunları düşünürken. kendi işinizi kurmuycaksanız zorlayabilir ama güzel yer bence sakin yaşamak istiyorsanız yaşanır.

1) bulamazsınız, elektrik elektronik mühendisiyim, eski kız arkadaşımın yanına gideyim dedim, elektrik elektronik mühendisini geçtim, mühendis diye aratınca bile iş çıkmıyor nerdeyse.

2) Paran varsa hayata adapte olmada zorlanmazsınız

3) Düzgün iş bulmak zor, ev satın almazsan dünya kadar kira ödersin, hayat pahalı.

4) Oraya birisi için gitmiyorsan mantıklı değil, iş imkanı namına bir şey yok.

1- zor ama imkansız değil, mesleğe göre değişir. Oturma, çalışma izni lazım ama alması kolay diye biliyorum.
2-1. Maddeye bağlı bu.
3-Ne aradığınıza bağlı. yazın sıcaklar ve bilimum böcek türleri bunaltabilir. Bu arada kıbrıs'ta hayat istanbul'dan ucuz benden söylemesi.
4-Türkiye'den kktc'ye taşınmayı göze aldığına göre mantıklı. Kktc oldukça küçük ve gelişmemiş bir yerdir ancak insanı medeni ve açık fikirli olan bir ülkedir. özgürlük, insan ve temiz hava arıyorsan doğru karar.

Trafik sigortanı zamanında yaptırmazsan sürprim ödüyorsun.
Yapılacak indirimi beklersen bindirim haline gelebilir.

@gilbeys, aracın satışı dışında iptal yok trafik sigortasında.

Bana da araşıtrırken sigortam.net, garanti, koalay 1200 tl civarı fiyat biçmişlerdi. Mümkünse sigorta acentelerine git. Birçok firmadan ve çok uygun teklif alabiliyorlar. Ben bu şekilde yaparak 830 tl ye Ankara sigortadan yaptırdım.

2095 çıktı keşke 1100 çıksa.

Maclaren baston puset almıştık biz. Çok hafif ve güvenli.

Graco ya da Kraft gayet iş görüyor. Kolay katlayabildiğiniz bir modeli almanız iyi olur.

Bebeconfort - maia modeli.
Çok memnunum.

Joie travel sistem. Siddetle tavsiye ederim.

Kanz Kz 4010 Cameron Çift Yönlü Travel Sistem Bebek Arabası

2 kriter önemli;
1- mümkün mertebe hafif olacak.
2- sırt tarafı tam veya tama yakın yatacak.

Biz maclaren xt almıştık. Memnun kaldık. Bunun tentesi de tam kapaniyor.

ben internette alakasız bir video açarken reklamını görmüştüm not aldım telefonuma soran olursa söylerim diye. casual otto trona bebek arabası diye bir ürün var. hem puset, hem bebek arabası, hem oto koltuğu, hem ana kucağı olarak kullanılabiliyor, kullanmayacağınız zaman katlayıp omuz çantası gibi omzunuza atıp götürebiliyorsunuz ve çok hafif bir şeymiş. kısmet olur da çocuğum olursa böyle katlanıp hem kolay taşınabilen, hem yer kaplamayan bir ürün almak istiyorum ben de. fiyatı da 790tl diyordu. kalitesini, güvenilirliğini hiç bilmiyorum araştırmadım hiç fakat videoları var youtube'da, bu da bir seçenek olarak bulunsun :)

aynı sorun bizde de vardı şartlarına birkaç şart daha ekleyip öyle bak istersen:

+ travel sistem mutlaka al yani yeni doğan ünitesi puseti normal bebek arabası şeklinde
+ kılıfı çıkıp yıkanabilir olanlardan al (çünkü bebek bu kusuyor ara sıra hem de hijyen için sık sık yıkamak lazım)
+lastikleri önemli tekerlekler 360 derece dönenden olsun


ben ekonomik olsun diye sunny baby marka almıştım.

Hala gerginlik mevcut tabii ama ilk haftaya göre bariz azalma var. Direkt ya da indirekt olarak etkilenmeyenler rutinlerine dönmeye başladılar ufaktan.. Gördüğüm kadarıyla tatile ya da eğlenmeye gidenler tekrar fotoğraf koymaya başladılar instagrama son 3-4 gündür misal..

yoo herkes daha bir sosyal. millet mitinglere falan gidiyor bizim burda, nasıl bir enerji nasıl bir motivasyon helal olsun diyorum.

darbe gecesi berbattı ama sonrasında olanların hepsi çok güzel. cemaat kadroları temizleniyor, muhalefet-iktidar barıştı. mis.

Halkın en alt kesiminde (2 haftadır Kızılay'a inen) hiçbir gerginlik yok. Tankın üstüne çıkan adamlardan eser yok oralarda. Kamuflajla mitingin ortasından geçtim 2-3 saat Kızılay'da tekbircilerin yanından yürüdüm (Hayır amacım ibnelik değildi anahtarım yoktu Kızılay'da gezeyim sonra geçerim eve dedim) sigara falan içtim. Rahat bi 400-500 tane "Olum seni sikerim bak" bakışı yedim ama kimse bir şey demedi.

Ayrıca barlar da eskisi gibi full çekiyor 2 haftadır. Dediğim gibi boğaz kesen tanka çıkan tayfanın eksikliğinden olsa gerek, bar basmadır içemezsinizdir el ele tutuşmayındır falan böyle şeyler yok.

Bir de lütfen hep böyle olsun pls. Ankara'da ulaşım 11-12'de biter en geç. 1 haftadır 24 saat metro otobüs var. (Bedava olduğunu söylemiyorum bile) Hep kutlayın pls.

borsada düne bakılmaz. bundan sonra artacağını düşünüyorsa kalmalı, bundan sonra azalacağını düşünüyorsa çıkmalıdır. 200 bin liram vardı artık mazi. şu anda 186 bin lirasını en iyi nasıl değerlendirir onu düşünmesi lazım.

bence iyi bir zaman değil borsa için.

abin biraz üzülecek ama onu şunu da söyle aslında yüzde 7'den daha fazla zararda. parayı yatırdığında dolar kuru 2.92 falan iken şimdi 3.08. bir yüzde 7 de buradan zararda.

"Ben olsam" diğer hisselerde de iç açıcı bir durum olmadığından ya hepsini çekip borsadan çıkardım ya da yine 4-5 sene kalırdım. Ama her halükarda enflasyon ve dolar kuru sebebiyle parasının reel olarak 200 bin'in altında kalacağını tahmin ediyorum.

Tabi ki: Yatırım tavsiyesi değildir.

Ben uzun vadede toparlayacağını düşünüyorum bizim memleket hep böyle oluyor büyük bir olay vooaaovvvv sonra rutine biniyor işler. Merkez Bankası bütün bunların arasında yine çeyrek puan indirim yaptı faizlerde. Kısa vadede yapılan gözlemler ile 4-5 senelik yatırım değerlendirmesi biraz garip geldi açıkçası panik yapmayın bence.

ytd

yapmaz onun açısından önemli vergi vs için
sen bakkaldan makarna aldın adam fişini kesti bu kadar.

noterdeki tutar kadar fatura kesmek zorunda zaten 7 gun icerisinde

swift çok dar, jazz ona göre biraz daha geniş. honda için de 120 bin km çok değil bence. ben olsam jazz'ı alırdım. satması da suzukiden kolay olur

asıl mesleğimin yanında uzun yıllardır araba al-satçılığı yapıyorum. zibilyon tane araba alıp sattım, hayatımda en hızlı satışı suziki swift otomatik 2010 modelde gördüm. aynı gün içinde sattım. kızına jest yapmak isteyen, metresine kıyak çekmek isteyen, karısıyla kavga edip barışmak isteyen erkeklerin ilk baktığı araba meğerse swiftmiş. tam kadın arabası diye :))

ama şunu söyleyeyim dostum, ikisi de çok para istemişler. ben bunlara 32-33'den fazla vermem.

valla hocam normal koşullarda elbette honda. Ancak işin içinde galeri oldu mu, insan emin olamıyor. O söyledikleri de çok anlamlı olmayabiliyor. boya yok falan dememiş mesela, ki kendisi de bunu ilk sahibinden çok çok ucuza almıştır. Gerçi istediğin ekspere göster demiş, iyice bir araştır bakalım.

jazz daha iyi ama o kadar para etmez

35'den fazla verme

hocam kaç yaşındaki arabalara o kadar verceğine 42 küsüre sıfır seat ibiza var. 1.2tsi motoru gayet güzel, dodanım yeterli. galeriyle felan muhatap olup risk alacağına sıfıra girin bence

swift o kadar dar değil yahu. bizde bir ara grande punto ve swift vardı, swift açık ara daha ferahtı.

ha jazz'ın efsane bagajı var swiftteki dostlar alışverişte görsün diye.

eğlenceli araba bence swift.

kişisel. zaten cv de yazıyor orada çalıştığın.

her zaman kişisel mailden atılır :')

Iki sirket (ayni sektordeki buyuk rakipler) arasinda transfer yapamayabilirsin de. Cunku rekabet, sirket sirlari filan :D

eğer aralarında öyle bir anlaşma yoksa yapılır. bizim sektörde oluyor. sadece rakip firmaya geçtiğin için istifa verdiğin anda şirketten çıkarılıyosun. bütün herşeyine el konuyo. ihbar süresi falan beklemiyosun.

kişisel mailden yaparım ben bu tarz işlemleri.

kurumsal mailden atılmaz, yapmayın etmeyin.

her zaman kişiselden olmalı +1

kişisel.

ynb.datassist.com.tr

buradaki linkten hesaplayabilirsiniz.

@himmetdayi, oradan hesapladık aslında ancak şunu da merak ediyoruz, bu verilecek 12 aylık paket brüt maaşın 12 ile çarpımı mı yoksa bunun üzerinden gelir vergisi kesiliyor mu? yani bu rakamın yüzde 70'ini mi almalıyız?

12 aylık paket dediğini ilk kez duydum ama sanırım kıdem üzerine ekstra prim gibi bir şey. Bu sizin geliriniz olduğu için gelir vergisine tabi tutulur diye mantık yürütüyorum. Ancak yemek parası/servis/sigorta gibi kesintiler olmayacaktır. Yine tahmin yürütüyorum tabii ki.

normalde kıdem tazminatında gelir vergisi kesintisi olmuyor, ancak tavanı var. ihbar tazminatında %15 gelir vergisi kesintisi varmış.

12 aylık paket denilen şey sanırım ek 12 maaş. onu brüt üzerinden tüm kesintiler (sgk, gelir vergisi) vs öderler. 12 net maaş gibi olur yani. bunun kıdem ve ihbar tazminatından ayrıca verilen bir ödeme olduğunu sanıyorum.

şu an keşke bizim ofis de kapansa diye düşündüm bi an tşk :( 14 aylık maaş :( gerçi arkadaşınız doğum yapacağı tarihlerde sgklı olmama ihtimaliyle sıkıntıya girebilir ama normal çalışana rüya gibi. :(

maaşı bordroda brüt mü gözüküyorsa brüt ödenir. Geri kalan yan haklar vs. firmaya kalmış.

paket olayı yasal bir zorunluluk olmadığı için şirket inisiyatifinde, muhtemelen net yatırırlar. net bile olsa çok iyi bir paket.

Kestir kurtul.

ameliyat olman gerek zira jinekomasti olmuşsun.

cerrahi müdahalesiz kurtulman im-kan-sız.

Ben 90 kilodan 72 kiloya indim ilk başlarda böyle yeni tomurcuklanan göğüs gibiydi sonradan toparladım ama şu an gayet şekilli bir halde.

Jinekomasti gibi yağ mı sadece yoksa kas mı var biraz? Zamanında göğüs çalıştıysan öyle önde kalması normal.

Hayret lan, kimse zımpara esprisi yapmamış.

Spor ile göğüs çalışırsan gider o memeler.

himmet +1

himmet dayi ve stavro -1

zira jinekomasti ise kas yapınca daha da büyüyecek.

bütün yağlar eriyip memeler erimediyse o jinekomastidir genşler. öyle bi iş olmaz.

Ben de yağ yakmadan kas yaparsa o bölge daha da büyür diye biliyorum.

Spor ve diyetle yağ yakıp sonra biraz da fitness yapsa bir şeyi kalmaz eğer hastalık olarak bir şey yoksa.

şöyle bir hikaye var bizim ailede ne kadar doğru bilemem.

dedemin babası rusya'da fırıncılık yapıyormuş. ekim devriminden sonra biriktirdiği tüm parası çöpe dönmüş.

Sistem uzerinden degistirsin

Yapabilir. Değiştirsin.

O bankacı her gün onlarca kişinin e-devlet şifresini alıp, sgk vs kontrolü yapıyor. Çok paranoya yapmamak lazım. Sonuçta e-devlet'ten öte banka hesabınız onun önünde.

ne yapar ki e devlet şifrenle? gerçekten merakımdan soruyorum.
kimlik de vermeyelim o zaman?

e devlet şifresiyle kimlik tam olarak aynı şey değil. değiştirmek iki dakikanızı alır değiştirin.

edevlet şifrenizi vermeyin diye üzerine basa basa demiyorlar mı? nasıl tc ile bir tutulur? o zaman kredi kartı şifremizi de verelim, nasılsa bankacının gözünde tüm paramız. böyle şey olmaz. annen vermişse de hemen değiştirin.

link?

ağır hasar kaydı vardır.

Hasar kaydı vardır. Ağır hasar değil, hasar kaydı. O da 15k civarındadır.
Arayın, sorun, cevabı buraya yazın :D

ilanda hasar kaydi var diyor zaten.
ayrica yine ilanda, ekspertiz raporu diye bir resim koymuşlar. oradan da aracin arkadan darbe aldigini görebilirsiniz.

2013 te sıfır i20 aldım, hayatımın hatası oldu. beş para etmez bir araba. 5 yaşında ve 35.000 tl ye bence daha güzel arabalar bulabilirsin. hyundai'den uzak dur. bi de bunların benzinli modelleri bayağı yakıyor, onu demeden gitmeyeyim.

Ben de 2013'te sıfır i20 aldım, 1.2 motor. Çok ekonomik. Sorun çıkarmadı şu ana kadar. 60.000 KM'yi devirdim.
Tek sıkıntısı, biraz hafif. Linkteki araca 35.000 verilmez. 2013 modellerine bakabilirsin bunların.
Hyundai'nin servisi kazıkçı ama. Çakal olmak lazım serviste.

Linkteki araç yaşına ve kilometresine göre pahalı.aynı paraya daha iyisini bulursun.
Ben yaklaşık 2 sene önce sıfırını aldım gayet memnunum f/p oranı gayet iyi.

hyundai pişmanlıktır

3-5'i hariç katılıyorum. adam gibi verilen görevi yapan ve saydığınız iğrençliklerle ilgisi olmayan oyuncular da var ama ciddi bir temizlik şart tabi. tüpçüden başlamak üzere...tek korkum bu sinyor terimin milli takımdan siktir edilirse geri galatasaraya gelmesi :(

Türkiye'den nefret ediyorum dolayısıyla içinde barındırdığı bütün boktan unsurlardan da.

peşinen söylüyorum beğenmiyorsan gitciler gelirse söverim ben de onu yapmaya çalışıyorum.

Benzer duyguları paylaşıyoruz.

Tamam dün oynadığımız futbol fena değildi de yumurtanın göte dayanması, ıslıklama, sosyal medya linci mi gerekiyordu akıllarının başlarına biraz olsun gelmesi için. He görürsünüz siz gazıyla milli maça mı çıkılır!?

Sen çık insan gibi oyna, buna rağmen iki maç peş peşe yenil, bir iki çatlak ses çıksa da bu millet bağrına basmayı da bilir sizi.

Fatih Terim'e ne desem gg, dün yine postunu kurtardı sanırım galibiyetle ama kamera adamı her gösterdiğinde tipini * diyorum, ağzımdan illa bi küfür çıkıyor yani. Başarılı bir teknik direktör olmadığını düşünüyorum, aldığı paranın onda birini hak etmediğini düşünüyorum, egosunu götüne sokacak birilerinin olmayışına üzülüyorum.

ben seviyorum. MİLLİ takım en nihayetinde, bizim takımımız. başarılı olmalarını istiyorum.

sevgi pıtırcıklarından daha fazla nefret ediyorum.

işini düzgün yapmayan herkesten nefret etmeye başlarsak, ülkede adam kalmaz. o yüzden normal karşılıyorum.

siz bana o paraları verin, topa dokunmam bile. o kadar söyleyim. direk fark yer elenir gelir sonsuz tatile çıkarım.

her konuda iyice medeniyet yoksunu garip bir ülke olduk. futbola da yansıması normal.

olum siz manyak mısınız? vatan haini diyor herif...abi allah aşkına o kadar malız ki kupanın 2. maçında kim olduğundan bağımsız şekilde söylüyorum bunu kaptanını yuhluyosun...ve yine o kadar malız ki tekbir getiriyosun 3. maçın ilk yarısında..2. yarısında türkiye sizinle gurur duyuyor...harbi misin?

allah aşkına sonuçta milli takım felan demeyin abi...biliyoruz bu takımda abdullah avcı, ersul yanal, şenol güneş gibi adamlara nasıl davranıldığını...

ayrıca bu en nihayetinde spor, ne bu böyle milli dava, savaş, ideoloji katıyosunuz zerre anlamıyorum...dün gece çek cumhuriyeti'nin yerinde biz olsak varya neler olurdu...o stat karışır, paris'te kavgalar çıkardı...

ben sporcunun zeki çevik ve ahlaksını severim...bittti net bu kadar...egolarından sıyrılacaksın, hamile karını dövmeyeceksin, kimseyi tehdit etmeyeceksin, playoff isviçre maçını hatırlatırım....biz oyuz çünkü...almayacaksın abi...bak ingiltere'de terry bi daha kadroya girebildi mi? portekiz de pepe 3 sene özür üstüne özür diledi, psikolojik yardımlar aldı....daha bir sürü olay sayarım size...

bizden bi yol olmaz kısaca...gazız, hava civayız..

ayrıca fatih terim'den nefret ediyorum.

şunu da söylemeden edemeyeceğim...youtube a bir yazın van persie röportaj diye...bir de dün gece burak'ın maç sonu basın toplantısına bakın...arada ki kültür gelişim ve insanlık farkını göreceksiniz...

"bana sordunuz mu abi, bir kere gelip abi, bana sordunuz mu abi." abi ne lan...abi ne...o kadar adam çıkıyor bir tane böyle bir şey duydunuz mu? haketmiyorlar buralarda olmayı..kimseyede sempatik felan gelmiyoruz...bunu bilin..

Keşke yenilse ydik diye çok söylüyorum. Maalesef artık terime tff başkanlığı yoluna kadar herşey açıldı

Ben de nefret ediyorum. Fatih terim, burak yılmaz ve arda turan ı mümkün olsa vatandaşlıktan çıkarırım. Maçlarda tekbir getirilmesine karşıyım.

ama kazanmalarını istiyorum, çünkü vatan haini hdp li ve onun ağabeyi chp li kitle üzülsün istiyorum.

vereceğiniz cevaba göre benim bir cevabım yok ama kimse sormadan ben sorayım, bu bilgi olmadan cevap verilebilir gibi gelmiyor bana.

kaç model araç?

2009-2010, yani bir önceki kasa.

Opel'in genel olarak easytronic şanzımanları sorunlu. Corsa, Astra farketmiyor. 4 ileri tam otomatik şanzımanlı bir Corsa ile bu sorunu yaşamazsınız.

Kullandim. 1 sene kadar hem de.

Vites gecisleri kararsiz. Yokus cikarken kuciltmesi gerekirken kucultmuyor bir turlu. Gec kaliyor. Kucultunce de com devirleniyor lan bi kadar devire vites yukseltmem lazim deyip hemen geriye yukseltiyor mesela.

Duzde vites gecisleri seremoni seklinde. Bol bol kafa sallatiyor.

Cok ciddi yokuslarda F hatasi veriyor ve cekicisiz kurtulmuyor. Sonra servis cozuyor.

Ciddi anlamda berbat bir sanzuman.

4 vitesli klasik sanziman istiyorsaniz Honda bakacaksiniz. Gerisi hikaye.

bizde bir adet 2011 tam otomatik bulunmakta ve sorunsuz. ama alırken easytronic'lere de bakmıştık ve önermemişlerdi. aynı sorun nissan'ın CVT şanzımanlarında da var. saçma sapan geçişler yüzünden çekiş ve performans düşüyor, yakıt sarfiyatı artıyor. buna bağlı olarak konfor da azalıyor.

bu arada corsa'nın tam otomatik şanzımanı 5 ileri diye biliyorum.

Alınmaz.

O butceye ben olsam C sinifina gecerdim. Yaris memnun etmez. 22-23 bin olsa neyse.

Focus 2 benzinli lpgli bakin. Veyahut megane 2.

Model yuksek olsun derseniz punto bakabilirsiniz.

2010 fiesta bakabilirsiniz. B sinifinda tercih edilebilecek tek araba.

Dizel olsun derseniz dacia sandero stepway 1 bakabilirsiniz. Az yakar cok kacar.

Honda civic olabilir 2004-2005.
Ki o kadar para verecegiz daha yeni bir arac olsun derseniz puntolar uygun fiyatli oluyor benzinli olunca. Bir arkadasim 33 bine 8 bin kmde cam tavanli tiptronic vites punto almisti 2012 model.

Bence araba güzel ama o fiyata benzer yıllarda honda jazz alabilirsiniz. Bu arabayı 30-31 bandında verirse iyi bir araba. C sınıfı diyenler piyasanın farkında değil. Punto ile yaris sağlamlık konusunda karşılaştırılamaz. Bir de jazz'ı araştır derim.

Megane 2 1.5 dci.

Eşek niyetine devirli kullanımda 4.6 litre ortalama tüketim.

alma, kalbini kırarım.

Yaris'in bu dönemlerdeki modelini sevmiyorum. Hele içi çok çirkin. Performansını bilemem ama bu aracın yarı otomatik vitesinin kullanımı rahatsız edicidir.
(Yaris'in tam otomatiği var mı bilmiyorum, bahsettiğim Toyota'nın yarı otomatik şanzımanları için geçerli.)

Ben tam otomatik bir Japon aracı öneririm. Sizin bütçenize ve örneğinize göre alınabilecek en güzel araç bence Honda Jazz. Tam otomatik vitesi sorunsuzdur, az yakar, içi geniştir, performansı yeterlidir, saçma sapan sıkıntılar çıkartmaz, ikinci elde değer kaybetmez, anında satılır.

ben içi bu kadar çirkin araba görmedim, bu ne ya.

1,5 dCi OLANINDA ALMAZSAN. PİŞMAN OLACAKSIN.
ARABAN HEM DELİ GİBİ YAKACAK. HEMDE GİTMEYECEK.
ÜSTÜNE SENI UFAK GÖRENLER SIKIŞTIRACAK GAZLAYIP UZAYAMADIĞIN İÇİN HEP TERS DURUMDA KALACAKSIN.

En bastaki hasar kayitli yazana 24 teklif edin olur mu canim derse tamam 25 verelim diyin.tanidiginiz bir serviste arbanin sasesini,genel durumunu kontrol ettirip alin

arkadan yediği için hava yastığı açıldı demiş ama tamponda boya bile yok. sadece çamurluklarda boya var. ben tatmin olmadım. iyi bir ustan varsa göster.

Direksiyona kılıf takanlardan çok kıllanırım.

ayrıca uyarayım, japonların yedek parçası ve tamiri diğerlerini göre fazla yakıtı da 1 lt yüksektir. bir micra sahibi olarak söylüyorum. diğerlerine göre az problem çıkarır ama araç problemli ise çok çekersiniz.

Benide ikna edemedi. Heryer boyali değişen yok. Çok tuhaf bişeyler eksik açıklamada

eğer gözlerim beni yanıltmıyorsa, bagaj kapağı çekiçle düzeltilmiş. şase eğikliği yoksa alınır. varsa alınmaz.

kopkoplu eğlenceyi pek bilmem ama bira içmeli muhabbetli eğlence ile ilgili fikrimi avrupa yakası özelinde paylaşabilirim.

çok takılmasam da gördüğüm kadarıyla etiler, bebek gibi ortamlarda sorun yok.

bazı semtlerde eğlence geri çekiliyor. mesela beyoğlu'nda kitlenin git gide kötüleştiğini düşünüyorum. buna nazaran beşiktaş gibi yerlerde de ara sokaklarda bile barlar var. çoğu kötü mekanlar ama pıtrak gibi arttı. asmalı'da masaların yasaklanması ve özellikle de gezi bir kırılma noktası oldu. taksim'e ulaşım zorlaştı, kalabalık, suriyeliler, güvensizlik vs.

karaköy tamamen skme odaklı bir yer gibime geliyor. kürt olmayan, beyaz tenli hipster garson ve garip tasarımlı mekanlarla müşteriye her türlü kazık sokabilirim anlayışı var bence. gidenler için de iki selfi çekilelim, dostlar alışverişte görsün. çoğu yerde var bu.

istanbul'da pek az yerde eğlence mekanı var, var olanlar belli yerlere sıkışmış, git gide onu fark ediyorum. çok takılmasam da kadıköy'de de benzer bir durum olduğunu görüyorum. hele kaliteli olanları gerçekten çok az. kaliteli ne demek: iyi kitle, iyi hizmet, iyi ürün, skme odaklı olmayan fiyatlar. iyi bir mekanda iyi sunulan biraya 20-25 lira veririm mesela, ama 30-35 lira vermem. zaten o fiyatı hiç görmedim henüz de, örnek babında. vogue'da 50'lik tuborg kaç para bilen yazsın :)

kanyon paket olarak fena değil bir de. kahveni biranı iç kahvaltını yap yemeğini ye. iyi bir mekan.


ramazan edit: nüfus biraz düşüyordur ama beşiktaş'ta hiçbir şey değişmezdi. bu sene gidemedim ama önceki senelerde mekanlarda hep müşteriler olurdu.

edit2: akaretler'de yeni açılan birahaneyi hiç sevmedim mesela. uğultulu, kalabalık. not for me.

4 haftalikken dus aldirip los odada masaj yapip biberonla uyuttuk (emzirme sikintimiz vardi). 2-3 haftada alisti. 1 yasinda simdi.

Gece de acikinca uuaniyor bir tek. Basindan beri oyle (meme almadigindan psikolojik emme ihtiyaci olmadi)

Baba tarafıyım.

Yatır kaldır yöntemi diye bişey var. Internette detayları var. 18 aylık şimdi hergün 9da uyuyor.

bebeğinizin kaç aylık olduğunu göre değişir. her ayları farklı oluyor. bazı eğitim yöntemleri için belirli bir aydan/yaştan sonrası geç oluyor. bir çok detayı var.

konuyla ilgili kitapların ilgili bölümlerini okumanızı öneririm.

şu video da fikir verebilir:

www.youtube.com

hepimiz gitmek zorunda kalıcaz (bırakılıcaz) bence.

Göt mü kaldı lan?

oeh

bence yerinde bir tanim degil.
Kaldi ki terside mümkün.
Sosyoloji 90'larda berlin duvarının neden ve nasıl yapildigini araştırırken, psikoloji o duvara darbeyi indirmeyen kişilerle de ilgilenir.

tanimla ilgisi olmasa da berlin duvarinin yikilmasina iliskin olarak bildigim (gercekte) o duvari yikmaya calisanlarin ve ardindan tirmananlarin aslen ajan oldugu yönünde.

Olmadı :(

3 hayırla uğurluyoruz.

olmamış
sosyoloji o duvara ilk darbeyi indiren kişiyle de ilgilenir.

metafor olmamış. yani olabilirdi ama eksiklik var bir yerde.

Yapma. Nereden, hangi diziden bulaştı arkadaş bir Çınar furyası doldu. Çınar nedir yahu?

ağaç olsaydı güzel isimdi. ama insanda güzel durmuyor

ben de sevmedim birkaç kere sesli söyleyince

agac ismi olarak guzel olabilir ama insan ismi olarak cok zorlama ve yeni nesil...
gurgen oz den sonra cinar daha normal kaliyor ama, hic isim bulamazsaniz ahmet bile daha guzel kaliyor...


allah saglikli omur versin diyelim

çok da takılmayın bu isim işine. muhtar koy desem şimdi herkese tuhaf gelir ama cola'nın ceo'su muhtar kent dendiğinde kimseye tuhaf gelmiyor.

Ben sevmiyorum böyle isimleri . daha güzel bir isim seçilebilir.

Bir arkadaşımın kızlık soyadı ve oğlunun adı Çınar. Bence çok güzel bir isim. Ben de tam tersi doğa ile ilgili isimleri seviyorum.

başıma bir iş gelmeyecekse ben isim seçiminizi beğendim. çınar ismi bende güçlü (karakter anlamında) bir izlenim uyandırdı.

Ben de severim çınar ismini, bence güzel.

Aychovsky +1 diyorum.

Doğa isimlerini beğeniyorum, Çınar da gayet hoş isim bence ki küçükken erkek kardeşimin ismini ağaçlı bir isim koyun diye tutturmuslugum var; koymadilar gerçi ama yine doğadan bir isim seçtiler. Gayet hoş oldu. Onu da önerebilirim hatta, Deniz.

Çok zorunda değilseniz koymayın bence.ama çok da kötü değil ..hayırlı bir evlat olsun gözünüzaydın.

çınar'ı boşver. yeni çocuklara baya verdiler bu ismi. doğukan, batıkan, göktuğ güzel bence.

Anne baba uzun değilse bulaşmayın. Kısa Çınarlar çok komik geliyor bana.

doğadan gelen tek beğendiğim isim çınar. güzel ama stratejisizsiniz +1.

www.manicpanicturkiye.com

amonyaksız boya olmalı.Tavsiyem kimyasal olayına bulaşmadan kına bazlı malzemelere yönelin

Koleston, loreal gibi bilindik marka olduktan sonra sikinti yok

Kuaforler genelde reklamini yaptiklari boyadan daha dusuk kaliye boya kullaniyorlar o yuzden kendisi boyasa daha iyi olur

gıda boyası kullanın. yani saçlar siyah ise siyah bir gıda boyasının bir çay kaşığı bile neredeyse tüm saçı simsiyah eder ve çok çok uzun süre dayanır.

biz arkadaşımla mavi, kırmızı, turuncu, pembe, yeşil rengarenk boyadık böyle. aylarca çıkmadı. şu renkli koşu benzeri aktivitelerde insanların üzerine püskürttükleri boyalar yani. 1-2 tl civarı boya ile tüm sülalenin saçı boyanabilir

250k yı gidin adam gibi borsacı ya verin. Kendi başınıza bilmiyorsanız elinize yüzünüze bulastırırsınız. Ama tavsiye istiyorsanız, bıst 50 dışına çıkmayın. 10 hisse çok değil ama farklı sektör den 4-5 ideal. Çok olunca takip zor olur. Bi de paranızın tamamını sakın gommeyın 100k borsada olsun gerisi repoda. 100 K yi da 5 e bol 20 iyidir tahta başına.

www.tefas.gov.tr

geçen duyurunuza da yazmıştım. yatırım fonlarını düşünsün bence hisseden çok. mesela yukarıda gösterdiğim fonu 5 yıllığı işaretleyip bir incelesin. ya da tefas'dan diğer fonları incelesin.

mesela bu fon %142 kazandırmış 5 yılda. ona en yakın kazandıran dolar ise %84 kazandırmış. tabi bu fonlara nitelikli yatırımcılar yatırım yapabiliyor. 250.000 ile yatırım yapabilir misiniz bilmiyorum.

Teknoloji endeksi fonunun %50sı Aselsan di. tahtaya bi grup girince 9 liradan 20 lira yaptılar bedelsiz de verince fonun bayaa getirisi var.

Elinizdeki tek paea bu 250bin se tamamini borsaya gommek ve unutmak hic mantikli degil. Zira, bu periyotta hisselerden zarar ettigin donemler de olcaktir, cikman gerekirse zararda cikmis olacaksin. Borsa deneyiminiz yoksa en fazla yarisini bu ise yatirin. Geri kalan da faiz (enpra, ing turuncu) veya dovizde dursun.

Temettu odemesi uapan, bist 30 icindekicsirketlere yonelmek daha dogru olur. Endeks de dusik bu aralar.

Alacağı hisseler şunlar arkadaşlar:

Tupraş
Petkim
Aksa
Cimsa
Egeen
Egser
Aselsan
Bolu Cimento
Ford
Dogus otomotiv

Nedir yorumunuz?

bu arada şunu da söyleyeyim, son 15 yılda en fazla kazanç getiren yatırım aracı altınmış. yüksek lisans dersinde öyle incelemiştik de şimdi makaleyi bulamadım. tabi burada tek tek hisse kazançlarını incelemiyordu. borsa endekslerini ve diğer yatırım araçlarını inceliyordu.

Egeen alma cımsa yerine Akçansa da olabilir. Bolu çimento yu salla Turps ağırlık arttır

Yani miktar çok büyük olduğu için risk de çok büyük olacaktır. O yüzden direkt tavsiyede bulunmak istemem. En kötü durumu düşünün ve o senaryoda eğer "anam anam gitti paramız yandık bittik" diyecekseniz parayı bölüp farklı farklı hisselerde hatta farklı yatırım alanlarında değerlendirmek en mantıklısı olur. Birçok yatırımcı da size bunu önerecektir. Aracı kurumlar her zaman risk, o yüzden büyük bankaların portföy yöneticilerine güvenin. Hatta Türkiye gibi orta ölçek yatırımcının çok kaygan zeminlerde dolaştığı piyasalarda risk almamak için bankanızın yatırım danışmanlığı yaptığı yabancı borsalar var mı sorun. NASDAQ vb gibi...

Havaalanları geliyor ilk olarak aklıma.

hatayın ilçe ve köyleri olabilir. (buradayim çünkü) Hatta esnaf bile bütün mal ve esyalarini dükkani kapatacagi vakit içeriye almaz. üstünü bir örtüyle kapatır, sabaha da öylece geri toplar.

Tekirdağ veya Edirne.

çanakkale'nin biga ilçesine bağlı 1-2 köyde gördüm bu durumu. kapılar sonuna kadar açıktı. yol soracaktık. içeride kimse yoktu. ünye'nin bir kaç köyünde de gördüm. bunlara ekleyebileceğim 3-5 ilçe daha var. sanırım köylerde normal olabilecek bir durum. fakat şehirlerde zor gibi.

edirne +1 hala böyle

Anamur. 10 senedir kapı kilitlemişliğimiz yok. Yolu kötü diye kimse gelmiyi.

köylerin normali bu aslında. eskiden tarım canlıyken yazları başka şehirlerden işçiler(kendi deyimiyle marabalar/ırgatlar) gelirmiş bir tek o dönem kapıları kitlerlermiş. onun haricinde biz de şimdi yazları gittiğimizde gece de dündüzde kapıları kitlemeyiz

Samsunun koyleri genelde böyle de şehire inince millet sapitiyor .

Marmaris/Bozburun

Jandarma komutanı bizzat dostum olur. Anlatmıştı ne kadar güvenilir olduğunu...

İstanbul-Sarıyer'de biz kapımızı kitlemiyoruz. Tabii en güvenli yer değil ama sanırım bizim mahalleye has değişik bir güven var. Bazen gece anahtarı kapının üzerinde unuttuğumuz oluyor. Evden çıkarken de sadece çekeriz, hiç kitleme alışkanlığımız yok.
Aslında ortam kötü, artık kitlemeye başlayalım diyorum ama alışkanlık olmadığı için unutuyorum.
15 senedir başımıza bir şey gelmedi, bundan sonra da gelmese bari.

34 senedir istanbuldayım . Bunun 25 senesi beylerbeyinde geçti . Bu zamana kadar hiç görmedim ne çevremde ne de yasadığım gezdiğim yerlerde. Ama çanakkale de görmüştüm 15 sene önce . Arabaları bile kilitlemiyorlardı o zamanlar . Hatta ilk gittiğimizde arabamızı kilitlediğimizde 'burası istanbul değil korkmayın ' demişlerdi . Ama çanakkale de şimdi öyle değil tabi

bizim köyedeki evde giriş kapsından(avlu) oda kapısına kilit yok komşularında aynı şekilde köy zaten yol üstü bir yer olmadığından geçerken uğrayacak yabancıda yok.

31.

Edit: i.hizliresim.com
Kasım ayında, doğum gününde 32 yaşında olacaktır. Örneğin, Nisan 1984 doğumlu biri şu an 32 yaşında.

2016-1984= şu anki yaş.

31,5 diyerek hassasiyeti arttırıyorum.

31 de olabilir, 32 de. söylenen zamanda doğum günü geçmişse 32 olur, geçmemişse 31. başka şekilde ifade edilmez bu.

ekleme: kasım yazıyormuş, onu atlamışım. 31 yaşında bu kişi.

net 31 dir.

doldurduğun yaştasın; 31.
32'yi kasım.2016 dolduracak.

mart.84 doğumluyum; 32 yaşımdayım.

31 yaşında. doğum günü daha gelmediği için. geldiğinde 32 olacak.

5 aylık bebeğe 1 yaşında diyor muyuz? doğum günü geldiğinde 1 yaşında diyoruz. o zaman doğum günü gelmeden o yaşa geçmiş sayılmaz kişi. bu kadar basit.

31 yaşında.

THY.

3. Havalimanından sonra 20 TL'den aşağı hisse bulamaz.

Ytd

THY alma THY yatırım hissesi değildir ne temettü verir ne bedelsiz yatırımcısını hiçe sayar.

5i de güzel hisse Ağırlığı Aksadan biraz alıp Tüpraş'a verirdim çünkü kendileri şuan inanılmaz ucuz. Keza doas da öyle ama Petkim yükselen kanalda bi düzeltme beklenip alınabilir.

Bu arada aksa yazdınız ama ben bunu akrilik kimya sanayi olarak kabul ediyorum.

Ytd

199 lira odemelisiniz ama booking'i arayip konusursaniz belki yardimci olurlar.

Tapu kadastroya gidebilirsiniz. harita mühendisi tutup arsanın sınırlarını belirleyebilirsiniz. Bağlı bulunduğunuz belediyenin imarına gidip imar çapı çıkarabilirsiniz. Bir iş takipçisine gidip bütün bu işleri ona havale edebilirsiniz.

Yetişir

hiç belli olmaz. 7'nin üzerinde schengen, ingiltere vizeleri ,çin vizeleri aldım. macaristan'da vize alırken yaşadığım zorlugu hiçbir yerde yaşamadım.

Spotify da road trip listeleri var bi bakin. Ayni sekilde country de.

wilco - sky blue sky
jakob dylan - seeing things
şu grupların best ofları - grateful dead, creedence clear water revival, simon&garfunkel, crosby&still&nash and young, the kinks

konsolosluk randevu veriyor , o şekilde vize almıştım

orange vizeden başvurcan

Ben direk almıştım geçen yıl.

amerika'daki en bahalı şey hastane masrafı olabilir. 50-60 kaat isteseler şaşırmam.

bizim bir tanıdık hiç para ödememişti. onu bir araştırsın eşinin halası. ödememe hakkın var.

Cocuk ayni zamanda vergi mukellefi oluyordu buyuynce bildigim kadariyla. Onu da dikkate alin arastirip.

amerikada çok masraf oluyor diye biliyorum ama tam bir bilgim yok. vatandaşlık için istiyorsanız bulgaristanda doğursanıza direk avrupa birliği vatandaşı olsun. hem de ucuz

bir kac sene once birisinin blogunda okumustum yemek bloguydu sanirim ama adam amerika dogum maceralarini da anlatmisti. 30-35bin dolar arasiydi tum masraflar.

söz konusu bloğu zorlarsak hatırlarız belki
ilkini ABDde doğurmuş 2.ye haksızlık olmasın diye onu da ABDde doğurmuş kadın, eşi herşeyi epey ayrıntılı biçimde yazmıştı. yemek bloğu bu.
neydi acaba?

@sta bulgaristanda doğumla gelen bir vatandaşlık yok.

amerikada ise var. eğer yapabiliyorsanız kesinlike yapın.

Sta'nın önerisine ek.

Bulgaristan doğumla vatandaşlık hakkı tanımıyor. Hatta abd ve kanada dışında hiç bir işe yarayacak ülke vatandaşlık hakkı vermiyor doğumla.

İnternette listesi var ülkelerin.

arkadasimi ablasi los angeles da bu isi yapiyor, 20 ile 25 bin dolar arasinda degisiyormus hersey dahil. Sizin kalacak yeriniz oldugundan fiyat daha da asagiya gelecektir.

sadece doğum (operasyon) masrafı:
normal 10.000 usd
sezaryen 15.000 usd

doğum öncesi ve sonrası muayeneler. alınacak ilaçlar. gerekirse hastanede kalma vb vb. hepsi ekstra.

her şey pürüzsüz giderse normal doğum min 15.000 usd diye düşün.

(full+full abd merkezli sağlık sigortası olmayan birinin "ücretsiz doğurması" diye bir şey yok kesinlikle. hayal kurmayınız.)

İşte o blog.

www.loplopculer.com
www.loplopculer.com

iphone'a inen şarkılar mp3 değil. zaten olsa da olmasa da o şekilde alamazsın. onlar sadece o telefonda çalınabilecek şekilde duruyor cihazda. aux kablosu ile bağlayabilirsin. araçta usb varsa o şekilde de bağlayabilirsin.

Mümkün değil. Bilgisayara iTunes kurup oradan indirebilirsin. Sonra da onları mp3 çevirebilirsin tahminen.

sizde hangisi var bilmiyorum ama mac versiyonu icin linkte aciklamislar, sanirim windows icin de aynidir.

computers.tutsplus.com

şarkıları youtube'dan indirip cd'ye at bence.
en kolay yolu o.

evet

işçiliğe bağlı. daha düşük fiyata bile bozdurabilirsin.

mumkun degil promosyon bilet ise.

müşteri hizmetlerinin değiştirilmez dediğini kim nasıl değiştirir? az mantıklı olun

Promosyon biletler sadece ilk aldığınız 24 saat içinde değişiklik yapılır olmazsa sonrasında sadece vergi kısmı iade edilir.

Bluetooth?

Çakmaklığa takılan mp3 çalarlar?

takipteyim. benimkinde aux kablosu bile yok :(

usb girişi olan teypler?

İlaçlama sonrasında biz giysilere dokunmasak bile (zaten yerden ilaçlama yapılmıştı çoğunlukla) çatal kaşık vb şeyleri yıkamıştık. ilaçlama için üst mutfak dolaplarına da ulaşılacak mı bilmiyorum ama dilerseniz böcek olmadığını teyit edip en azından yerden yukarıdaki mutfak dolaplarının kapaklarını hava girmeyecek şekilde bantlayın, sonra kullanım öncesi sudan geçirirsiniz. Diğer şeyleri de kapaklı plastik saklama kutularına koyup saklamayı tercih etmek kolaylık olur.

Bence sıkıntı olmaz, bizde olmamıştı ama kalacak yeriniz/durumunuz varsa o geceyi de dışarıda geçirin.

Sizde ne tarz bir ilaçlama olacak bilmiyorum ama bizdeki ilaçlamada biz evden falan çıkmamıştık. Benim tek endişem kediye bir zarar gelip gelmeyeceğiydi. İlaçlayan kişi "akciğer solunumu yapan hayvanlara hiçbir etkisi olmaz. Trake solunumu yapan canlılar için bu ilaç" demişti.

Eskidendi o işler, sıvı ilaçlama yapacaklar evin zemininin diplerine. Kokusu bile olmuyor. Havalandırma vs. de gerek yok ama içiniz rahat olsun diye akşama kadar dışarıda takılabilirsiniz tabi. Eşyaları temizlemeye gerek yok, evi de 2-3 gün boyunca temizlemeyin ki ilaç iyice nüfus edebilsin.

ben de araya "hangisi daha sağlıklıdır?" diye bir soru ekleyeyim.

1: Antrikot hayvanın sırtından çıkarılıyor, bonfile iki kürek kemiğinin arasından çıkarılıyor ama bunlar teknik konular. Senin bilmen gereken antrikot daha yağlı, bonfile daha yağsız. Görünce de anlarsın zaten. Bonfile daha yumuşaktır ama antrikot daha yağlı olduğu için daha lezzetlidir.

2: Hangisi daha sağlıklıdır diye bir şey yok, ikisi de sağlıklıdır. İkisinin çıktığı yerin arasında bir karış fark var işte ama antrikot doymuş yağdan daha zengindir fakat bu çok büyük bir fark yaratmaz.

bonfile tabi ki. antrikotta sinir oluyor. bonfile löp et. yumuşaklık konusunda ikisi de aynı gibi olmalı.

Antrikot

Bonfile daha yumuşak ama ikisinin de tadı ayrı güzel geliyor bana. Bonfile ateşte daha az tutulmalı bir de.

bonfile sırtta bulunan uzun bir ettir. Antrikot ise kaburgaların üstünde yer alan bir ettir. binaenaleyh bunlar çok güzel etlerdir. Antrikot mermerize yapıda olup et lifleri arasında yağlar damarlanmıştır. bu mermerize yapı ne denli homojen olursa et o kadar lezzetli olur (bkz: kobe beef). bonfile ise hayvanın hareket ederken çok kullanmadığı bir yerde olduğu için yımışacık pamık gibin kalmış bir et parçasıdır. ikisi de ızgara uygulamalarına ki bu mangal veya döküm tava da olabilir uygundur. bonfile de ızgara sonrası yumuşak lezzetli bir et tadı alınırken antrikotta bulunan yağlar vesilesiyle antrikot daha da lezzetli aromatik bir hal alır. tavsiyem ikisinden de alınıp et oda sıcaklığına gelene kadar bekletilip kızgın döküm tavada veya mangalda medium derecede pişirilip tadına bakıp hangisinin damak tadınıza daha uygun olduğunu bulmanızdır. bu en yalın et pişirme taktiğidir. biraz daha güzel olsun aromatik olsun derseniz. etleri orta-az pişirip bir tavada biberiye ve terayağı eritip etleri o tavaya aktarıp 2-3 dakika pişirmenizdir.

Bunların yanına bir de kontrfileyi ekleyip öyle cevap vereyim. Üçü de sırt bölgesinden çıkar. Yağ oranı en yüksek antrikot, en düşük kontrfiledir. Yağ oranı ne kadar yüksekse et o kadar yumuşaktır, yani antrikot en yumuşak, kontrfile en sert olandır. Yağ oranı yüksek etler ızgaraya daha uygundur, düşük olanlar tencere yemeklerine daha uygundur. Bonfile hem yağ, hem sertlik, hem çeşitli tekniklere (ızgara, tencere vb.) uygun olduğundan genellikle onu tercih ediyorum. Fakat daha çok lezzet arıyorsanız antrikot tercih edilebilir.

amerikalılar vs bunu bizden daha ince bir şekilde ayırıyorlar. şöyle ki bizde antrikot diye geçen bölge çok daha büyük, onlar daha ufak dilimler halinde adlandırıyor.

lezzet konusu ise tamamen yağlı sevip sevmemenize bağlı.

antrikotu tercih ederim. ama dövdürmeden ve az pişmiş...

ah bi de şu kan akıtma mevzusu olmasa :/

1150 normal ama 1125'te anlaşın bari iki taraf da memnun olsun.

%10 zam hem kiracı hem ev sahibi için en uygunudur. 1150 yapıyor zaten o fiyat da. bence yap geçsin.

bence kabul et, pazarlık dahi yapma

not: istanbulda oldugunu varsayıyorum

@balpolen İzmir'deyim.

Kira artış oranında ÜFE baz alınır, kira sözleşmelerinde daha yüksek oranın kararlaştırılmış olmasının hükmü yoktur. 2016 Nisan ÜFE oranı da %5,64.
Yani aslında 60 tl civarında kira artışı yapabilir. 100 tl oransal bazda fazla ama bunu söylemek isteyip istememek sizin tercihiniz. Ben kiracı olsam 100 uygundur derdim.

Ben iki buçuk senedir aynı evdeyim, her sene 100 TL zam yaptı ev sahibi. Normal geldi. Arkadaşlarımda da durum aynı.

Bir iki arkadaşımın da sen karar ver ne kadar zam yapılacağına diyecek kadar iyi niyetli ev sahipleri var. :)

evden ve evsahibinden memnunsanız itiraz etmeyin hiç. makul bir teklif.

taşınmaya kalksanız 600 liranın çok üzerinde masraf yaparsınız.

1125 ideal görünüyor. bunu teklif edin önce. olmuyorsa 1150 de abartı değil.

Bugün ev sahibim zam için aradı. %8'den, enflasyondan bahsetti. 60-70 filan yapıyor dedi. 50 lirada buluştuk. 700'den 750 oldu. Hatay Nokta'da ev.