Ekşi Duyuru

nasıl yapıyorsunuz? ben mesela margarin, sıvı yağ, tuz, şeker ve hamur işi gibi şeyler tüketmeyen bir insanım fakat aile ile birlikte yaşayınca kuralları yıkmak zorunda kaldım. anneme bunları kullanmaması gerektiğini söyledim ama ağzımın payını aldım, erkek kısmı mutfağa karışmaz dedi, bilinçlendirmeye çalıştıkça konu büyüdü ve aile faciası yaşandı.

siz nasıl yapıyorsunuz? birlikte yaşayıp ayrı ayrı mı yiyorsunuz? çözüm nedir?


 

modemi kablosuz olarak kullanıyoruz fakat komşuya da kablo çektik, ben bu kablolu giden internete hız limiti koyabilir miyim?




 

birkaç yıl önce sözlükte görmüştüm hakkında sayfalarca yazılmış, gruplar açılmış, hatta youtube'da videoları bile vardı. hem lezzeti hemde dürüm hazırlarken yaptığı şovlar ile ünlü olmuş bu abi. dükkanı da eminönü civarında bir pasajın içinde küçük bir yerdi sanırım.

kimdi o müthiş abi bilen var mı?


 

bugün iyi kombi sorusu geldi dimi?

sıcak suyu açtığımızda kombinin ateşi yanıyor ve birkaç saniye içinde tekrar sönüyor, bazen hiç yanmıyor bile. dünden beri bu şekilde ve sıcak su kullanamıyoruz. kendi kendine bozuldu mu ne oldu hiç anlamadık.

eski evde de buna benzer bir sorun yaşamıştım ve tam servis çağırmak üzereyken çok salak bir tuşa basarak sorun çözülmüştü. şimdi tekrar servis çağırmadan önce buraya danışayım dedim. üzerinde topu topu 2 tane düğme var, ikisine de bastım ama düzelmedi.

bu arada petekleri çalıştırayım dedim ateş cayır cayır yanıyor, sıcak suya gelince yakamıyoruz. neden olabilir ki?

baymak'ın çok eski bir modeli, luna. belki 15 yıllık vardır.

 

yahu yıllardır bu işin pratik yolunu bulamıyorum. bütün şampuanı buzdolabı poşetine boşaltıp üzerine yağı boşalttıktan sonra mıncıklamak suretiyle karıştırıyorum. daha sonra poşetin alt köşesinden kesip şampuan kutusuna aktarıyorum fakat bu hem pis bir iş hemde poşette kalan şampuan ziyan oluyor.

yağı direkt kutuya döküp çalkalasam homojen bir karışım olmaz, elimi içine sokma şansımda yok.

pratik bir tavsiyeniz var mı?

 

bir hafta on gün kadar önce sözlükte bir anda popüler olmuş dropbox tarzı bir depolama hizmeti veren site vardı. upload hızı falan çok yüksek diyorlardı. düşündüm düşündüm çıkaramadım, neydi o?

dropbox'ta 50 gb var diye seviniyodum meğerse 9 ay sonra tekrar 2 gb'a düşecekmiş o yüzden alternatif bakıyorum.


 

3-4 hafta oldu sanırım, "öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler" başlığına yazılmıştı ve debe'ye girmişti. o entry'yi arıyorum fakat bulamadım. yüzdeki benler hakkında bilimsel bir araştırma yazıyordu, mesela göz çevresindeki benler şu anlama gelir, alındakiler şudur ve saire, o zaman "siktir len öyle şey mi olur" diyip sallamamıştım ama az önce arkadaşın doktor annesi yüzümdeki benlerin konumuna bakarak bütün karakterimi söylemiş, çok şaşırdım.

şimdi o entry'yi arıyorum. favorilere eklemiş olan, hatırlayan veya fikir verebilecek birisi var mı?


 

arada bir beli tutuluyor, doktor tavsiyesi ile biraz kilo vermesine karar verdik. gerçi kilolu değil ama iri yapılı, yinede 8-10 kilo verse sağlıklı olacak. yürüyüşe çıksa daha iyi olur ama birkaç güne sıkılır, o yüzden eve bir spor aleti almaya karar verdik. beli sakat olduğu için bisikleti eledim, koşu bandı veya başka bir alet arasında kararsız kaldık. kendimde kullanacağımdan biraz daha kardiyo ağırlıklı bir alet düşünüyoruz. bu durumda en mantıklısı koşu bandı mı olur veya başka bir alet tavsiye eder misiniz?

bonus soru, mekanik koşu bantları hakkında pek bilgi bulamadım. kullanıp da deneyimlerini paylaşacak var mı?

edit:
boy: 1.80
kilo: 100
yaş: 54

 

sıfırdan başlayıp kendi imkanlarıyla öğrenecek bir kişi için (ki bu ben oluyorum) hangi dil daha kolay öğrenilir?

iki dilinde alfabesini okuyabiliyorum ve iki dil içinde pratik yapma şansım var ama önemli olan grammer tabi, hangisi daha basittir?


 

birkaç ay önce haberlere çıkmıştı, acaba yanlış mı hatırlıyorum diyerek tekrar kontrol ettim ve çeşitli haber sitelerinde görüp ikna oldum fakat 6-7 araçta denememe rağmen internet yoktu. sadece belirli araçlarda mı var yoksa hizmeti kaldırdılar mı ne yaptılar?




 

böyle bir saçmalık yok değil mi? hani haziran'da okul kapanıyor ve eylül'de tekrar açılıyor ya, bu ibneler bana 7. aydan itibaren borç çıkarmış. pazartesi günü öğrenci belgesi götürüp sildiricem ama "yaz aylarında okul kapalı olduğu için öğrenci değilsiniz o yüzden ödemek zorundasınız" derlerse hiç şaşırmam. pazartesiye kadar meraktan uyuyamam o yüzden burdan sormak istedim, yaz dönemi borçlarını silerler dimi?

not: haziran'da dönem bitti ve eylül'de tekrar kayıt yeniledim (aöf).


 

basit bir 2+1 ses sistemim var, creative olanlardan. son günlerde bilgisayarı kapatınca kolonlardan uğultu gelmeye başladı. bilgisayar ile ana kolon arasındaki kabloyu değiştirdim fakat seste bir değişiklik olmadı. bilgisayar açıkken kabloyu bağladığımda uğultu kesiliyor fakat bilgisayar kapanınca veya kabloyu yuvasından çıkarınca yine başlıyor. aynı zamanda jakın ucunu vücuduma (veya iletken maddelere) değdirdiğim anda ses şiddeti artıyor. artık geceleri bilgisayarı kapattıktan sonra kolonlarında fişini çekmek zorunda kalıyorum.

neden olabilir? tedavisi var mı?


 

mesela skyscanner'da falan bir güzergah girince aktarmalı uçuşlarda çıkıyor ya, ben aktarmayı kendim yaratsam, mesela atıyorum moskova direkt uçuş 500 lira, aktarmalı 300 lira ama ben bileti iki farklı firmadan alsam, mesela ilk önce prag'a ordan'da başka bir havayolu ile moskova'ya. bu şekilde daha ucuza getirme şansım var değil mi? çünkü skyscanner tarzı siteler birbirine bağlı aktarmaları önüne getiriyor. böyle bir şey varsa ki ben mantıklı bir keşif yaptığımı düşünüyorum, uygun fiyat için daima büyük havalimanlarını kullanmak en ekonomik oluyor diyebiliriz değil mi? aksi taktirde ucuz bilet için bütün havayolu kombinasyonlarını tek tek deneyeceğim.

ikinci soruda, normalde aktarmalı uçuşlarda vize sorulmuyor ama benim mantıktan gidersek farklı firmalar olacağı için resmi olarak aktarma sayılmaz diye düşünüyorum, böylece vize isteyebilirler dimi?


 

yenibiris, elemanonline ve kariyernet gibi siteler genelde kurumsal firmalar üzerine, benim aradığım daha basit ilanların olduğu bir site ama bulamadım. mesela gazetelerdeki seri ilanlar, sabah sarı sayfalar tadında.

var mı böyle?


 

bu bölümden mezun yabancı bir arkadaş var, türkiye'de bu meslekle ilgili hizmet veren birkaç firmanın sitesini incelemek istedi fakat konuyla ilgim olmadığı için yardımcı olamadım.

bu alanda çalışan hangi firmalar var biliyor musunuz?


 

eskişehir'de sürekli 50 lira ödüyordum, gerçi tanıdık olduğu için az alıyordu belki. şimdi istanbul'a taşındım ve birkaç yere sordum, 90-100 lira fiyat söylediler. bir dolgu için çok değil mi yahu? ama istanbul için normaldir belki, bilemedim. korktuğum için devlete gidemiyorum, özel olursa ağrısız sızısız hallederler diye hayatımda hiç diş için devlete gitmedim, gidenleri dinledikçe kanım çekiliyor.

siz nerelere gidiyorsunuz? istanbul için bana tavsiye edebileceğiniz bir yer var mı? lokasyon olarak avrupa kıtasındayım ama, "kanka benim dişçiye git eli çok hafif bişey hissetmezsin hemde elli lira" derseniz değil anadolu kıtası, sakarya'ya kadar giderim.


 

modemin şifresini komşuya vermiştim, şimdi kotaya bakayım dedim adil kullanım kotasına ulaşmışız neredeyse. böyle giderse ayın ortasında internet hızı azalacak.

evdeki telefon ve bilgisayarlara kota takip programı kurabilirim ama komşununkini nasıl takip edebilirim? modem arayüzünden falan çıkar mı? gerçi onlarda bütün gün dışarıda olan insanlar, kotayı bu kadar şişireceklerini sanmıyorum ama artık yoksa uydunet'te mi ibnelik varda kotayı ikişer ikişer yükseltiyor diye düşünmeye başladım.

sadece merak ettim bu kadar şişiren kim.

 

genellikle dış hatlar geliş kapısında görüyorum, yurtdışından gelipte birbirini tanımayan insanların buluşması için.

bu işin veya işi yapanların belirli bir ismi var mı?


 

yurtdışındaki eski kız arkadaş hamile, olayın kahramanı %99.9 benim fakat kız kabul etmiyor, ayrıldıktan sonra başkasıyla birlikte oldum ondan oldu diyor fakat elimdeki raporlara göre başkasından olması mümkün değil çünkü tarihler tutmuyor.

şuan başkasıyla birlikte ve evlenecekler, adamda çocuk kendisinin sanıyor ama yukarıda da söylediğim gibi böyle bir ihtimal yok. herşeyi geçtim adama üzülüyorum, ömür boyu başkasının çocuğunu kendi çocuğu olarak bilecek, öte yandanda kendime üzülüyorum benim çocuğum başkasına baba diyecek. olay böyle boka sardı.

normalde o ülkeye gidip benim nezaretimde dna testi yaptırmam lazım ama gitme imkanım yok, kıza dna yaptır desem olaya ibnelik karışır diye sonuca güvenemiyorum.

sadede gelirsek, uzaktaki birisi için güvenilir dna testi yaptırmak mümkün mü? mesela mahkemeye falan versem avukat nezaretinde dna örnekleri alınır, sonuca güvenirim ama pisleşmek istemiyorum.

başka ne yapılabilir?

 

internet olarak uydunet kullanıyorum, telefonu ise türktelekom'dan başka bir firmaya taşımak istiyorum, hangi alternatifler var?

edit: sadece ev telefonunu taşımak istiyorum, internet hizmeti değil.


 

5 yıl aradan sonra aile evine döndüm fakat artık bir odam yok, salonda yatıyorum. kıyafetleride koridordaki yüklük tarzı bir yere astım. günlük kıyafetleri koymak için bir şey arıyorum ama ne olduğunu bilmiyorum. mesela günlük giydiğim kot ve t-shirt'leri her defasında katlayıp dolaba koymak zor oluyor, bunun yerine bi aparat/eşya/zımbırtı olsa da oraya asıversem? mesela eski evde kapının arkasında askı vardı oraya asıyordum her evde olduğu gibi ama burada kendi odam yok, salonun kapısına da asamam.

bu işi görecek bir şey var mı?


 

askerlik nedeni ile kendi mesleğimi yapamıyorum o yüzden geçici ve basit bir iş arıyorum. basitten kastım uzmanlık gerektirmeyen. mesela bir hostel'de resepsiyonluk olur, mısır çarşısında bir dükkan olur, kapalıçarşı'da lokumcu olur, sultanahmet'te ayakkabı olur, bu tür işler arıyorum fakat internette pek bulamadım.

istiyorum ki hem saç sakal sorun olmasın hemde turistlerle iç içe olayım. ne yapmamı tavsiye edersiniz? dükkan dükkan gezip camlarda "eleman aranıyor" yazılarını mı takip edeyim yoksa bildiğiniz bir yerler var mı?

ingilizce var, biraz romence var, biraz biraz tayca var, azıcıkta arapça var.

 

bir ülkeden kolayca vize almak için açıköğretim öğrencisi olarak turistik vizeye başvurmak mı yoksa orada ikamet eden birinden gelen davetiye ile özel ziyaret vizesine başvurmak mı daha kesin sonuç verir?




 

istanbul'u en tepeden görebileceğimiz, manzarası harika olan nereler var?

not: galata ve kız kulesi hariç.


 

çok özeniyorum ben bu ilanlara. bunları kim neden arıyor? akademisyenlere mi lazım oluyor? bulduktan sonra ne yapıyorsunuz? kendiniz neden bulamıyorsunuz da buraya yazıyorsunuz? google'dan çıkıyor mu yoksa özel bir veri tabanından mı çekiyorsunuz? bulduktan sonra okuyup araştırmanıza katkı mı sağlıyorsunuz?

çok merak ediyorum böyle şeyleri.


 

seyahat sigortası yaptırdığım şirketten fatura istedim fakat üzerinde şu kadar lira kredi kartından tahsil edilmiştir (halbuki nakit verdim) yazan bir bilgisayar çıktısı verdı, ne imza var ne kaşe. durumu sonradan farkettim bende. yarın gidip adam akıllı fatura isticem fakat pislik yapma potansiyeli yüksek bir adam var başlarında.

verdikleri çıktının mali geçerliliği var mı yoksa fatura düzenlemek zorundalar mı? ona göre artistlik yapayım.

ayrıca sorun çözülmezse maliyeye şikayet ediyoruz değil mi?

 

birkaç kere konusu açıldığı için duyurudan bahsetmek zorunda kaldım, şimdi beni de üye yap diye tutturdu. üye olmasına olsun da nickim zaten ortada, gördüğü an ifşa olurum hayatım biter. bir de soru sorar, freekara tarzı insanlarda gelip ters bi cevap verir al başına bela.

duyuru yerine orta yaşlıların takıldığı soru-cevap ağırlıklı forum tavsiyesi var mı? aklıma gelen her türlü sorayım onlarda cevaplasın istiyor.

not: freekara'dan örnek verdim ama alınmasın, severim kendisini. aklıma ilk o geldi.

 

fotoğraftaki "data ecografic", hamileliğin öğrenildiği tarih fakat diğerlerini bilemedim. mesela "DUM" dediği nedir? hiç bir tarih ile bağdaştıramadım onu. "amenoree" ise bebeğin 7 haftalık olduğunu mu gösteriyor? bu durumda "DPM" muhtemel doğum tarihi oluyor sanırım. doğru mu?

dum dediği hamileliğin ilk günü ise -ki öyle gözüküyor, kızımız hamilelikten 2 ay sonra olayı farkediyor, bu kadar geç öğrenmesi normal mi?


 

böyle bir şey duyan var mı? dün bir arkadaş kafamı karıştırdı da emin olmak istedim. arkadaşa yurtdışında görüştüğüm kız arkadaşımın hamile olduğunu söyledim, bu da olum manyak mısın hemen sigortaya bildir 50 bin euro'ya kadar tazminat alırsın dedi. çoğu kişi bilmez bu durumu o yüzden olayın peşini bırakma dedi, öyle dalga geçecek biride değil.

özellikle sigortacı arkadaşlara soruyorum, buna benzer bir durum var mı? varsa çocuğun geleceği kurtulur doğmadan.


 

neler? mesela daha önce o ülkeden d tipi vize ve oturum almış olmanız avantajdır değil mi? ayrıca orada yaşayan ve akrabalık bağınız bulunmayan biri size davetiye gönderebilir mi? gönderebilirse o davetiye ile "ziyaret" vizesi için mi başvurmak daha iyi olur yoksa davetiye ile uğraşmadan direkt "turistik" olarak mı başvurayım? aslında ben istiyorum 3 veya 6 aylık versinler (60 euro'ya alınabilecek maximum süre hangisiydi hatırlayamadım), bende o süre içerisinde sürekli gidip geleyim.

özet: ne yaparsam/dersem vizeyi çabukcak verirler? yalan çok ama yanlış bir şey söylersem kıl olup ret vermelerinden korkuyorum.

ülke; romanya.

tavsiyelerinize ihtiyacım var.

 

avcılar'dan ak merkez'e nasıl gidebiliyoruz? birazdan evden çıkıcam, son dakikaya bıraktık duyuruyu :/




 

çok çok önemli bir konu için (merak edenler son duyurularıma bakabilir) acilen romanya'ya ışınlanmam lazım. allah kahretsin ki vize sorunum var. vize alırsam bilet param kalmıyor, bilet alırsam vize param kalmıyor. yol parası dediysemde otostopla gideceğim fakat bazı noktalar için otobüs-tren kullanmak zorunda kalıcam. çok ters bir zamandayım, hazırlıksız yakalandım. ülkeye vizesiz veya vize ücretinden muaf bir şekilde giriş yolları arıyorum. mesela birkaç örnek ben vereyim, size ilham olsun.

- schengen'im olsaydı bununla girebilirdim ama tarihi bitti
- bulgaristan vizem olsaydı bununla da girebilirdim fakat şöyle bir durum var. önümüzdeki günlerde 10 günlük bir proje için bulgaristan'a gideceğim, vize ücretini proje karşılayacak fakat romanya'ya geçmek için zamanım olmayacak. (bunu neden açıkladım bilmiyorum)
- erasmus'la gitseydim yine vize ücretinden muaf olacaktım fakat artık çok geç.
- agh projeleriyle vize ücreti ödemeden gidilir fakat hakkım bitti.

aklına bunlardan başka bir yol gelen var mı? en son tır dorsesinde kaçak girişe kadar düşündüm fakat bu kadar büyük bir risk alamam, sonuçta işin ucunda hapis var.

ha bu arada elimde tarihi bitmiş bir adet uzun dönem romanya vizesi ve oturumu var, bilmiyorum bir işe yarar mı? en azından bir haftalığına gitsem yeter. konsolosluğa durumu anlatsam bir şekilde yardımcı olur mu? insiyatife kalmış bir şey mi? mesela abhazya türklerden vize isteyen bir ülke fakat kapıda yalvar yakar vizesiz girmeyi başarmıştım.

çok çaresizim, bir yol gösterin :/

 

sürekli arkadaşımın annesine gidiyordum, o da taşınmış. ortada kaldım şimdi, bilmediğim bir yere de gitmek istemiyorum. alt tarafı bir dolgu olacak ama yinede canım yanmasın istiyorum.

gidipte memnun kaldığınız, eli hafif, güler yüzlü, sevimli bir hekim öneriniz var mı?


 

birkaç gün önce şöyle bir duyuru açmıştım; (merak etmeyenler linke tıklamadan direkt paragraftan itibaren okumaya başlayabilir, yazının içinde özet geçeceğim)

eksiduyu.ru

yurtdışında tanışıp birlikte olduğum fakat ailem karşı çıktığı için evlenmekten vazgeçip türkiye'ye döndüğüm kız arkadaşım 4 aylık hamile. ailemle en son birkaç ay önce evlilik konusunu konuştum, baktım ikna olmayacaklar konuyu ebediyen kapatmaya karar verdikten sonra birkaç gün önce kız arkadaşımın hamile olduğun öğrendim. az önce tekrar aile meclisini toplayıp o kızla evlenicem dedim, biraz yumuşamışlar fakat hala tereddütteler, evlenmeme pek sıcak bakmıyorlar (torun geleceğini bilmiyorlar tabi).

aileme kızın hamile olduğunu söyleyip söylememekte kararsız kaldım, nasıl bir tepki vereceklerini bilmiyorum. annem biraz panik atak, hayatımı kararttığımı düşünerek ortalığı ayağa kaldırabilir, ama tam tersi mutluda olabilir. o yüzden sıcağı sıcağına değilde aradan biraz zaman geçtikten sonra söylemek istiyorum. en azından çocuk 2-3 yaşına geldikten sonra söylesem daha iyi olabilir sanki.

bu arada kız arkadaşım çocuğu tek başına büyütecek, benden maddi manevi bir beklentisi yok fakat bende yanında olmak isterim tabi. vize sorunum var fakat her fırsatta gitmeye çalışacağım.

yaşım 23, aöf bitirmeye çalışıyorum, askerlik yok. neyine güvenipte çocuk peydahladın diyebilirlerde, demeyebilirlerde.

sizce de birkaç yıl sonra söylemek daha mantıklı değil mi?

 

öğrenci kartı için başvuru yapıyorum, online yapılan başvurularda kartın adresimize postalanmasını veya kart merkezinden teslim edilmesini seçebiliyoruz. adrese postalanırsa 2 iş gününde, kart merkezine giderse 5 iş gününde teslim edilir gibi saçma bir ibare var. her neyse, vaktim olmadığı için eve postalanmasını isteyeceğim fakat kargo ücreti ödeyip ödemeyeceğime dair herhangi bir detay yok. ücret ödeyeceksem 3 gün daha bekler merkezden teslim alırım.

bilgisi olan var mı?


 

öncelikle;
eksiduyu.ru (3-4 ay önce sormuştum)

linki okumaya üşenenler için özetle karışık soruya geçeceyim;

geçtiğimiz kış bir proje için yurtdışında kalmıştım, orada dünyalar harikası bir kız arkadaşım oldu. ayrıldıktan sonra hamile olduğunu söyleyip sonradan şaka yaptığını söyledi fakat photshopta hazırladım diyerek gönderdiği evrakların photoshop olmadığına kesinlikle emindim. bir şekilde beni şaka yaptığına ikna etti ve birkaç hafta sonra başka bir sebepten dolayı iletişimi kopardık. birbirimizi (hala) deli gibi sevmemize rağmen 3 aydır tek kelime konuşmadık, zaten bana kesinlikle yazma diyerek bütün platformlardan engellemiştim. kız sürekli aklımda fakat gurur yaptığım için yazmak istemiyorum.

neyse, az önce yurtdışındayken çalıştığım firmadan bir arkadaşla görüştük, bu arada kızda orada çalışıyor fakat ilişkimiz gizliydi. havadan sudan konuşurken herkes nasıl dedim, bu tek tek işten ayrılanları, yeni gelenleri, terfi edenleri falan saydı, en son x'de hamile dedi. x hamile!!! ya öyle mi iyimiş falan deyip sohbeti bitirdim ve 15 dakikadır hareketsiz bir şekilde ekrana bakıyorum, dondum kaldım adeta.

birlikteyken aramızda hamile kalırsam aldırmam tek başıma büyütürüm gibi ve buna benzer konuşmalar geçmişti ama anlam verememiştim. ayrıldıktan sonra hamileyim şakasıyla beraber zaten bebeğim olsa bile senin haberin olmayacak merak etme dedi. parçaları birleştirince kızın ne kadar asil olduğunu öğrendim. kız hamile ve beni üzmemek için 3 aydır gerçeği söylemedi, dediği gibi tek başına büyütecek. bu arada deli gibi seviştiğimiz halde birden bire ayrılmak istedi, benim mutluluğumu düşündüğü için bu kararı verdiğini söyledi (hamileliğinden dolayı benim hayatımın mahvolacağını düşündüğü için sessiz sedasız ayrılmak istemiş demek). bu ani karara kızdım sinirden iletişimi tamamen bitirmiştim.

neyse,

haberi aldığımdan beri tahmin edersiniz ki büyük şok içerisindeyim, ne yapacağım bilmiyorum. birkaç haftadır kızı aşırı özlediğim için engelini kaldırıp mesaj atmayı düşünüyodum çünkü son zamanlarda aklımdan hiç çıkmamaya başladı ama bu haberi alınca mesaj atmaktan vazgeçtim. ne yapacağımı bilmiyorum. olayı öğrenmeden yazsam daha anlamlı olacaktı ama şimdi bebeği öğrendiğim için yazdığımı düşünebilir veya ne bileyim.

kafam çok karışık. cümleler devrik, hatalı, salakça olduysa kusura bakmayın, mümkün olduğunca kısa tutmaya çalıştım ama bu kadar olabildi. buraya kadar okuyanlara teşekkür ederim.

derdimi anlatacak, akıl danışacağım kimsem yok.

yorumlarınızı/tavsiyelerinizi alabilir miyim.

 

gezdiğim ülkelerin paralarını hatıra olarak saklamayı seviyorum, ara sıra çıkarıp okşuyorum. bunlar için bir fotoğraf albümü gibi bir şey hazırlayıp daha terli toplu bir şekilde muhafaza etmek istiyorum, hem gerektiğinde sergilemek hemde deforme olmamaları için fotoğraf albümü düşündüm ama bu işi gören bir şey icat edildi mi yoksa mecazi olarak söylediğim fotoğraf albümü gerçekten bu işi görür mü? veya şuan aklıma geldi, hepsini tek tek pvc kaplatsam nasıl olur lan? zorgünlerde pvc'yi çıkarıp parayı bozdurabilirim dimi?

ayrıca bozuk paralar içinde bir icat var mı yoksa kutunun içinde saklamaya devam mı edeyim?


 

kardeşim geçen dönem bir dersten sorumlu geçmişti, sınavı ise bir sonraki yaz olması lazım değil mi? cuma günü bir duyuru yapıyorlar, pazartesi günü sorumluluk sınavı var. haydiiii, çocuk 3 günde bütün konulara nasıl çalışsın, son gün haber verilir mi? duyunca elim ayağım titredi, aynı şehirde olsak okula gidip görüşecektim. sonuçta önemli bir sınav, daha erkenden haber vermeleri gerekmez mi?

okulu silahla basıp hocaları yaralamama gerek var mı?


 

alttaki arkadaşları görünce dayanamadım.




 

01:30 gibi inecek bir arkadaşı karşılayıp avcılar'a geleceğiz, metrobus 24 saat var fakat metro 00:00'da bitiyor sanırım. taksi'yi en son çare olarak düşünüyorum.

nasıl yaparız? var mı bir çıkış yolu?


 

bulgaristan konsolosluğuna başvuru yaptığımızda bulgar vizesi mi veriyorlar yoksa schengen mi?

2011 yılına kadar bulgaristan vizesi veriliyormuş ama ondan sonrası için bilmiyorum.


 

sanıyorum son birkaç haftadır var, yok ayşe yeni fotoğraf ekledi, yok ali profil fotoğrafını değiştirdi, yok osman yeni bir ilişkiye başladı. bana ne olum bunlardan. zaten yalnız insanım, kırmızı kırmızı bildirimler gelince heycanlanıyorum. ayarlarda falanda bulamadım. normalde gelen bildirimde çarpıya basarsan tekrar almıyorsun ama bunda öyle bir durumda yok. arkadaşlarıda tek tek takip etmeyi bırakamam. nedir bu işin çözümü?

peşin not: bildirim aldığım kişiler "yakın arkadaş" listemde değil.


 

elimde renkli bir yazıcı var, kartuşları bittikten sonra hiç kullanmadım, 4-5 yıldır öylece duruyor. içindeki boş kartuşlarıda çıkartmadığımdan acaba dedim içinde kalan mürekkep kuruyupta kanalları tıkayıp çalışmamasına sebep olur mu? eğer anlayan biri sorun olmaz hocam çalışır o derse bir okula falan bağışlayacağım, çalışmazsa çöp.

modelide yazayım belki cevaplara faydası olur; epson dx3850


 

düzenli olarak kan bağışı yapan biriyim, bugün tekrar kan merkezine gittim ve gürcistan'da bulunduğum için riski ülke diye 6 ay bekle dediler. ben 6 ayda 2 bağış yaparım lan. altı üstü 1 gece kaldım ve hiç bir insanla temasim dahi olmadı. çok koydu la, daha doğrusu doktorun alaycı tavrını yediremedim. orospu çocuğuna iyi günler diyerek odaya girdim cevap vermedi, sonra alay eder gibi gürcistan'a gittiğin için kanını almıyor ve seni uğurluyorum dedi, espiride değil ciddi ciddi söyledi bunu. herif yüzüme bile bakmadı zaten, önceki gittiklerimde de yok tansiyon yok ıvır zıvır bahanesiyle geri gönderiyodu. o kadar form doldurduk, parmaktan kan verdik, tansiyon ölçtürdük sonra paşa paşa eve döndüm.

hani diyorum belki kızılay'ın kuralları çok katıdır, hastaneye gidip direkt bağış yapabilir miyim? olmadı elimi ayağımı keseyim toprağa aksın gitsin.


 

dişi uyuşturmak için iğne yapmak yerine benim tabanca ismini verdiğim bir alet kullanıyorlar, arkadaşın anlattığına göre direkt kemiğe saplanıp uyuşturuyor ve çekim veya dolgu sırasında hiç bir şey hissetmiyorsun. iğneden bile daha az acı veriyor, düşünün bu kadar etkili bir alet. üzerimde defalarca uygulandı ama işlem bitene kadar gözümü açmaya korktuğum için nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum. bir de iğneye göre daha etkili bir uyuşturucu, yüzün bir kısmı 4-5 saat boyunca tamamen uyuşuk kalıyor.

yukarıdakileri tamamen kişisel gözlemlerime dayanarak yazdım ama aşağı yukarı buna benzer bir şey olması lazım.

bu aletin ismini bilen var mı?

 

yeni üyeyim, olayı çözmeye çalışıyorum. bazı arkadaşları takip ediyorum, bunlarda beni takip ediyor. şimdi benim takip ettiğim ama beni takip etmeyen kişileri görebilir miyim? görebilirsem unfollow yapıcam, egoları yükselmesin götverenlerin.




 

otellerde elbet sorun olur ama hosteller biraz daha rahat olduğu için sorun olmaz diye düşünüyorum, doğru mu? bilgisi olan arkadaşların yazmasını rica edeceğim, şuan geleceğimi şekillendirmek üzereyim.

istanbul'daki hosteller bu arada.


 

elimde birkac parca antika var, bunlari okutabilecegim antikacilarin toplandigi bir yer var mi? sultanahmet'te falan ölücü coktur diye dusunuyorum ama?




 

ilk defa kablolu tv kullaniyorum, az once kurup gittiler ama kanallarin goruntu kalitesinden hic memnun degilim. sanki doksanlarda yasiyoruz gibi. tv'nin goruntu ayarlarida duzgun. ben uydudaki gibi ortalama bir goruntusu bekliyodum halbuki.

musteri hizmetlerini aramadan once kablolu tv kullananlara sormak istedim, normal derseniz bosuna arayipta servis falan cagirmiyim. sizde de boyle mi?


 

uydunet abonesi olmak için başvuru yapacaktım fakat telefondaki kadın tek başına internet abonesi olamayacağımı, tv paketiyle birlikte satın almam gerektiğini söyledi. internet sitesinde ise böyle bir bilgi göremedim, gerçi acele ettiğim için tam bakamadım belki detaylarda yazıyodur ama.

bilgisi olan var mı?

ek soru; 175 lira modem ücreti vermek yerine gitti gidiyor'da falan alsam olur sanırım, modem türünü ne olarak araştırmak gerek? adsl olmuyor ya, uydunet modem mi yazmak gerek? bilgim olmayan bir konu, yanlışlık yapmak istemiyorum.