[]

eşcinsel olduğu için askerlikten muaf olan var mı?

sb. aynı nedenden ötürü muafiyet almaya çalışan bir arkadaşım var, süreç sizin için nasıl işledi merak ediyoruz.




 
biz askerdeyken muaf olmamış birisi vardı. tabi kendisine sormadım muaf olmak istedin mi diye


  • bravoteam  (30.06.24 09:02:42) 
[]

fırınlar sahur için kaçta açılıyor?

istanbul'da merkezi bir yerde en az 10 fırın gezdim 4 gibi, hiçbiri açık değildi. acaba daha geç mi açılıyorlar yoksa bu ramazan bir değişiklik var da gece çalışmıyorlar mı?




 
Geçen yıllarda çalışıyorlar mıydı, emin misiniz? Benim bildiğim, iftar vaktine yönelik çalışıp satıp bitirip kapatıp gidilorlar


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (19.03.24 07:41:26) 
bizim orada 05.30 gibi açık oluyor normal zamanlarda.

sahur için daha erken açacaklarını sanmıyorum. sonuçta insanlar akşamdan alıyor sahur malzemesini. sahur vakti satılacak birkaç pide için erken açmaya değmez.
  • tabudeviren  (19.03.24 09:37:41) 
[]

sessiz saç kurutma makinesi önerisi

olan var mı? az sesli de olabilir. gece duş alıyorum ve saç makinesi gürültüsünün komşulara gitmesinden endişe ediyorum.




 
dyson iyi bu konuda


  • gabe h coud  (03.01.24 09:50:00) 
[]

askerlik erteleme ve yoklama kaçağı para cezası

selamlar,

bu senenin başında tecilim sona erdi. eylül'ün 15'inde kilodan ötürü bir yıl erteleme aldım. erteleme almış olmama rağmen 1 ocak ile 15 eylül arası yoklama kaçağı göründüğüm için 5000 küsur tl para cezası çıkmış, dün adresime bilgilendirme gönderildi. internette bakındım biraz ama askerliğe elverişli olmama durumunda cezanın ödenmediği yazıyor. ben teknik olarak henüz elverişsiz raporu alamadım, erteleme sürecindeyim.

bu cezayı ödemekle yükümlü müyüm? erteleme işlemlerini yaparken yetkili kişi ceza çıkarsa ödemene gerek yok, zaten iptal edilecek demişti ama sonrasında böyle bir şey gelince afalladım.

bir de belge elime dün ulaştı (9 ekim) ama üzerinde tebliğ tarihi 27 eylül yazıyor. tebliğ tarihi mantıken belgeyi teslim aldığım tarih değil mi? (direkt ptt'den gelip teslim ettiler, imzalayıp teslim aldım. geç gördüm gibi bir durum yok yani). tebliğ tarihinden itibaren itiraz için 15 gün süreniz bulunmaktadır diyor, hangi tarihi ele almam lazım burada? bir de niye 2023 türkiye'sinde bir postanın iki adres arasındaki yolculuğu neredeyse iki hafta sürüyor? (son sorum ptt'ye gelsin).

 
Hocam tebliğ tarihi değil de evrakın postaya verildiği tarihtir 27 eylül.

Normal tebligatların tebliğ edilmesi ptt nin iş yoğunluğuna göre değişiyor. Bazen 1 ayda tebliğ etmiyolar kriz geçirebiliyoruz, ama HT dediğimiz hızlı tebligatlar 2 gün içinde tebliğ ediliyor ama 2 katı para ödüyorsun. 27sinde postaya verimiştir size 9 ekimde gelmiştir.

İtiraz hususu da sizin elinize ulaştığı tarihten başlar süre. Tam olarak kanunda sizin durumunuz ile ilgili hüküm var mı bakmak lazım. Ama ben olsam itiraz yolunu denerdim mutlaka.
  • turuncu tonlarda  (10.10.23 11:09:36) 
[]

seçimden sonra dövizle alışveriş yapma

almak istediğim iki switch oyunu var. iş güç nedeniyle temmuza kadar oynayamayacağım için henüz almak istemiyorum. seçimden sonra kim seçilirse seçilsin tl inanılmaz bir değer kaybı yaşar mı sizce? ona göre bugün alıp temmuza kadar içim içimi yese de kenarda tutabilirim.

oyunları japon mağazasından japon yeni ile alıyorum bu arada.


 
geçen sene bu aralar dolar 15 tl iken aldığım kursları çalışıyorum bu günlerde. oyunları alacağın kesinse döviz hiç artmasa bile yine artar yine karda olursun.


  • carisch  (14.05.23 04:13:27) 
[]

kanca/tırnak şeklinde bitki adı

çıldıracam duyuru ahalisi.

2000'lerin başında çocukken manisa'da çok olurdu bu bitkiden. yerde yetişiyordu ve kanca şeklinde etli bir yaprağı olurdu. tırnak derdik diye hatırlıyorum hatta ama hafızam yanıltıyor olabilir. bu etli yaprağını koparıp düello yapardık karşılıklı. iki kişi kanca şeklindeki yaprağı iç içe geçirir ve kendimize doğru çekerdik, kiminki kırılırsa o kaybederdi.

bu bitkinin halk arasındaki ismi, görseli, bilimsel adı falan ne olursa artık varlığına dair herhangi bir ipucu verirseniz şimdiden çok teşekkürler.

 
katır tırnağı (kaz ayağı)?
www.alibotanik.com

  • exlibris  (22.03.23 12:09:52) 
Katırtırnağı

www.nilpeyzajgocek.com

Google'a katır tırnağı yazınca sarı çiçekli başka bir bitki çıkınca tereddüt ettim bir an ama aradığın bu olmalı.
  • Mirket  (22.03.23 12:10:11) 
yok arkadaşlar ne yazık ki bu değil. bayağı kanca şeklindeydi yaprağı ve ufaktı, yaklaşık baş parmağın tırnağı kadar düşünün.


  • knight of cydonia  (22.03.23 12:34:07) 
Kenger/kenker olabilir mi?


  • from where i ride  (22.03.23 20:19:00) 
[]

malatya'dan istanbul'a nasıl gelinebilir?

sb.

depremde evi yıkılan bir tanıdığımızı bölgeden tahliye etmek istiyoruz ancak uçak veya otobüs bulamıyoruz. belediyelerin vs. en azından belirli bir kısma kadar tahliye amaçlı uygulamaları var mı? veya nasıl bir yol izleyebiliriz?

edit: benzer durumda olan biri ile görüştük, bir şirket ile anlaşmışlar zar zor, 16 kişilik araç ankara'dan malatya'ya, oradan da istanbul'a hareket edecek şekilde. 20 bin istenmiş toplamda. şu anda 6 yakınımız var gelecek, 10 kişi daha bulabilirsek en azından ücret paylaşabilir ve başka kişilerin de tahliyesini sağlayabiliriz.

 
Arkadaslarim Kayseri ye gectiler, 1 gece orada konaklayip, Ankara uzerinden ucakla Antalya ya gittiler.


  • balpolen  (08.02.23 13:23:50) 
Kayseri'ye kadar ücretsiz gönderebilirim. Tabi gelen araçlar döndüğü zaman


  • etna  (08.02.23 22:12:58) 
[]

trendyol'da üçlü satış kampanyası gibi bir şey

rüyamda mı gördüm yoksa gerçek miydi diye merak ettim.

dün bir şeyler ararken bir üründe böyle bir kampanya belirdi pop-up şeklinde. tanesi 150 liralık üründen üç ayrı kişi sipariş edersek kişi başına ürünün fiyatı 50 liraya düşüyordu. (150x3=450 yerine 50x3=150 şeklinde) üç tane alana indirim gibi değildi ama, iki arkadaşınla paylaş, onlar da alsınlar şeklindeydi. bu sabah aynı ürüne baktığımda böyle bir kampanya göremedim.

acaba ben mi uydurdum bunu? dün de psikoloji testi çözmüştüm, yüzde yetmiş şizofreni çıkmıştı. tövbe estağfurullah. *

 
[]

+18 illüstrasyonlar nerede bastırılabilir

sb. çıplaklık ve pornografi içeren bazı illüstrasyonları bastırmak istiyoruz, ozalitçiye gidip de haliyle laf işitmek istemiyoruz.

yer: istanbul.


 
Baba laf etmeye hadleri yok ki.

En basta uyarirsin kibarca: sakincasi yoksa bir proje icin ciplaklik iceren fotograflar bastirmak istiyoruz, sizin icin uygun mu diye?
  • baldur2  (08.10.22 00:30:09) 
İnternetten de bastirabilirsiniz


  • duster  (08.10.22 10:34:48) 
[]

metroda reklamı dönen pahalı casper laptop

yanlış mı gördüm emin olamadım ama az önce istanbul metrosunda bir casper excalibur laptop reklamı gördüm, fiyatı 148 bin tl küsurdu. bu hangi model, niye bu kadar pahalı ve casper niye bu fiyatın reklamını veriyor?




 
Reklamı bilmiyorum ama büyük ihtimalle iş istasyonudur.

www.casper.com.tr

İş istasyonları mühendislik işleri yapan şirketler için önemli. Hedef kitlesi ortalama vatandaşlar değil.
  • dissendium  (03.10.22 18:16:22) 
Reklamı gördüm ve ben de çok şaşırdım. Reklamda belirtilen cihaz bir laptoptu (oyun bilgisayarı sanırım). Workstation değildi. Ben fiyatı yanlış yazdıklarını düşünüyorum.


  • prole  (03.10.22 18:17:51) 
bence casper ucuz, yerli, cinden parcalari toplatiyor, dandik vs..algisini kirmak icin boyle bir strateji yapiyor. ha ne kadar dogru ve tutar orasi muamma. akilli telefonun da epey reklamini yapmislardi ellerinde patladi. belki de son kursunu mu boyle atayim ya tutarsa stratejisi de olabilor


  • buenosdias  (03.10.22 20:59:19) 
[]

boyası çıkmayan küpe

görseldeki tarz halka küpe takıyorum yıllardır. eskiden paypal türkiye'den henüz çekilmemişken ebay'den ucuza aldığım kıytırık bir çift küpeydi, tahmini 10 yıldır kullanıyorum diyebiliriz. 10 yıl boyunca üzerinde ufak tefek lekeler falan oluştu ama boyası asla soyulmadı küpelerin. lakin çeşitli bijuterilerden, online mağazalardan veya aliexpress'teki mağazalardan aldığım bu tarz küpelerin hepsi haftasını doldurmadan tamamen soyulup gümüş rengine dönüyor.

bu şekilde düz, siyah ve boyası çıkmayacak kalitede (veya direkt metali kendinden renkli) küpe nereden bulabilirim?


 
[]

reklam panolarındaki posterleri almak

mümkün mü? bu posterler işi bitince atılıyordur muhtemelen yani. bazı sinemaların astıkları posterleri sattığını/verdiğini biliyorum ama bayağı metrodaki falan panolardaki posterleri söküldükten sonra bu ajanslardan falan almış olan var mı aramızda hiç?




 
[]

deniz sulu/tuzlu kozmetik ürün

sevgilimde hafif dermatit var, saç ve yüzde. denize girdiğimde çok iyi geliyor diyor. bu termal su spreyleri var ya, bunların deniz sulu olanları ya da deniz sulu saç bakım spreyi falan var mıdır bildiğiniz? amacım tedavi amaçlı kullanması değil, tedavi için cildiyeciye görünmesi gerektiğini biliyorum. maksat arada sıksın, placebo iyi hisseder belki. gerçekten iyi gelirse de cabası.




 
yuz icin advantan m blabla emulsiyon


  • ala09  (04.06.22 17:14:22) 
Hocam deniz tuzunu suda eritip öyle kullanmayı denediniz mi? Bir dönem cildime farklı amaç için dediğim şekilde yapıp kullanmıştım.


  • sevilen progressive türkücü  (04.06.22 17:21:25) 
şu olabilir.

(git: veganpazaryeri.com)
  • nickini vermek istemeyen uye  (04.06.22 17:39:56) 
o deniz tuzu spreylerinin içeriğini bir türlü bulamadım. toni&guy'ın ürünü de "deniz tuzu etkili" olarak geçiyor, çok saf içerikli olduğunu düşündürmedi. cilde uygulanması konusunda endişelerim oldu o yüzden.

deniz tuzu ve su karıştırma olayına bakacağım bir. çok teşekkürler herkese.
  • knight of cydonia  (05.06.22 17:00:05) 
[]

grafik tasarımcı için saat ücreti

ambalaj tasarımı üzerine çalışacak bir grafik tasarımcı arkadaşım var. iş görüşmesi esnasında kendisinden saatlik ücret teklif etmesi istenmiş. piyasadan bihaberiz. ortalama ne fiyat söylese?

ek: grafik tasarımcılar kendi saatlik ücretlerini de yazabilirler.


 
Merhaba, ben de fiyat alabilirim. Ayrıca daha önceki işlerini de yollarsanız sevinirim.


  • cemiyetin ünlü siması  (10.05.22 01:58:46) 
[]

istanbul'da butik pasta yaptırmalık yer

arıyorum. mümkün mertebe şeker hamuruyla değil de kremayla çalışan bir yer olsa çok sevinirim. instagram'dan üç beş pastacı buldum ama başka yerlerde görüntü güzel, lezzet kötü gibi yorumlarını okudum, özellikle o yüzden daha önce denediğiniz bildiğiniz yerleri öğrenmek adına buraya sorayım dedim.




 
Kukis iyi bence kremada


  • kuehles blondes  (13.04.22 15:14:03) 
  • kobuzchu kiz  (13.04.22 15:24:16) 
[]

büyük suratı olanlar için maske önerisi olan?

sb.




 
Piyasadaki ucuzların hepsi aynı boy, sürekli farklı markalardan alıp koyuyoruz en ucuzundan, hepsi aynı.

Belki kaliteli ve pahalı markalarda vardır farklı ölçüler.

Şu enseye, kafa arkasına takılan plastik zımbırtıdan kullansanız?

productimages.hepsiburada.net
  • John Bloor  (27.12.21 17:40:48 ~ 17:45:02) 
U Mask


  • marla is in my head  (28.12.21 14:05:34) 
Bana en büyük gelen Evony olmuştu hep, hem eni hem boyu fazal geliyordu. Maalesef bir standardı yok, bir kutu büyük denk gelse, diğeri küçük olabiliyor.


  • hair freak  (30.12.21 11:08:21) 
[]

gıdayla temas eden porselen ürünler kırılınca nasıl tamir edilir?

sb. dekoratif ürünler için japon, silikon vs. bir çözüm bulabiliyorum ama gıdayla, özellikle de sıcakla temas edecek porselenlere ne yapabilirim bilmiyorum.




 
Mermer tamir etmek için ne kullanabilirim diye bakarken epoksi yapıştırıcının gıdayla temas etmesinin sorun olmadığını okumuştum. Sıcak konusundan emin değilim, ona ayrıca baksanız iyi olur.


  • kobuzchu kiz  (29.11.21 02:25:46) 
Epoksi üzmez. Sıcağa da dayanır.


  • giovanne  (29.11.21 07:29:55) 
Bütünlüğü bozulan seramik ya da porseleni gıdada kullanmayın. Sırın içinde ne var bilemiyoruz,ağır metal olabilir.


  • ykyt  (29.11.21 09:48:03) 
[]

kişiye özel pelüş hayvan nereden yaptırabilirim?

sb. bir oyun karakterinin pelüşünü veya amigurumisini yaptırmak istiyorum. böyle siparişler alan bir tanıdığınız vs. var mıdır?




 
orgucu.hemsire bir arkadasimin esi. instagram hesabindan bakabilirsiniz.


  • fakyoras  (05.05.21 20:24:24) 
Şu hesaptan bir arkadaşımın yeni doğmuş bebeğine set yaptırmıştım, zamanında ve güzel bir şekilde teslim ettiler, ama özel bir tasarım yapabilirler mi fikrim yok.

tavali_amigurumi
  • gergedan  (05.05.21 20:49:59) 
Su hesaba birkaç istediğim modeli yaptırmıştım hatta en son kocaman bir şimşek mcquinn yaptı, harikaydı.

instagram.com
  • somethinginthewayshemoves  (06.05.21 02:49:21) 
[]

kullanılmayan giysileri nereye verebilirim?

şişli'de oturuyorum. gardırobumu ayıkladım ve iyi durumda olan ancak kullanmayacağım iki orta boy poşet giysi ayıkladım. bunları ihtiyaç sahiplerine en iyi biçimde nasıl ulaştırabilirim, fikri olan var mı? normalde komşuya falan sorulur böyle şeyler ama çevrede kimseyi tanımıyorum. esnafa gidip de pat diye giysi ihtiyacı olan birilerini tanıyor musunuz diye sormak biraz abes geldi.

giysiler genç erkek, l-xl bandındalar ve genellikle pantolon, gömlek, uzun kollu üst.

eğer mümkünse ihtiyacı olan lgbtqi+ gençlere ulaştırabilirsem çok daha makbule geçer.

 
muhtarınıza danışmanızı önerebilirim.


  • rakicandir  (12.04.21 23:37:03) 
sosyal medyadan lgbti dayanisma hesaplarindan biriyle iletisime gecebilirsin


  • tahtakafa  (12.04.21 23:47:26) 
Kıyafet kumbaraları var oraya atıyorum ben.


  • Jux  (13.04.21 00:39:54) 
kıyafet kumbarasına atacaktım ben de ama baktım bugün kumbaranın üstünde yazanlara, kumaş geri dönüşümü için kullanılıyormuş o kumbaralar sanırım. giyilebilir durumda giysilerin geri dönüşüme sokulmasını istemiyorum haliyle, o yüzden vazgeçtim atmaktan.


  • knight of cydonia  (13.04.21 01:20:27) 
kıyafet kumbaralarının bazıları geri dönüşüm için (şehit aileleri kumbaraları galiba), bazıları da ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için (belediyelerinki öyle galiba).


  • goldenbrown  (13.04.21 01:32:12) 
(git: 1402496) Geçen yıl bu soruyu sormuştum, "Ben geçenlerde İstanbul Kadav' ın düzenlediği bir eğitim için Ankara'daki Pembe Hayat derneğindeydim. Ofisin bir odası cezaevlerindeki tutuklu kadın ve LGBTi bireyler göndermek için toplanan kıyafetlerle doluydu." demişlerdi. Pembe Hayat'a bir ulaşabilirsiniz belki.


  • kobuzchu kiz  (13.04.21 10:24:40) 
Biz muhtarlığa bırakıyoruz ordan ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor diye biliyorum.


  • amelie poulain  (13.04.21 10:29:25) 
ben de şişli'de oturuyorum geçen hafta sokaktaki giysi kumbarasına baya bir şey attım. atmadan önce belediyeyi arayıp sordum; kutulara atılan giysilerin ayrıştırıldığını, kullanılabilir kıyafetlerin ihtiyaç sahiplerine gittiğini, kullanılamaz olanların iplik vs yapılmak üzere tekstil atölyelerine falan verildiğini söylediler.
doğru olduğunu umuyorum...

  • asisamus  (13.04.21 14:10:32) 
[]

salgın döneminde diş taşı temizliği

yapıyor mu diş hekimleri? başlarda yapmıyorlardı ama şu anki durum nedir merak ettim.




 
benim diş hekimim bu dönemde yapıyor. hatta tel tedavisine başlayacakmış. Loc: Beylikdüzü


  • optimus prime a tas atan asi genc  (13.07.20 19:06:30) 
Ben son 1 ayda diş teli çıkarttım, taş temizlettim, bugün de kontrole gittim. Anladığım kadarıyla hekimin inisiyatifinde, yapmayan yapmaz ama yapıyorlar. Benimki her zamankine göre daha fazla koruyucu ekipman kullanıyor, bir de randevuları seyrekleştirmişler. Bu tedbirlerle diş tedavisi yürüyor.


  • wish i could find a way to disappear  (13.07.20 23:28:21) 
Benimki diştaşı temizliği yaparım ama toz ile leke temizliği yapmam dedi. Bekliyorum...


  • balik kraker  (14.07.20 09:07:30) 
[]

3 yaşında dişi kedimi sahiplendirmek istiyorum

bu ilanı zar zor yazıyorum ama kızımın ve kendimin iyiliği için buna mecbur kaldık.

kedim liz 3 yaşında, norveç orman kırması, kısırlaştırılmış, dünya tatlısı bir hanım. iki sene önce evde geçirdiği bir kaza sonrası stres altındaki durumlarda saldırganlaşmaya başladı, bundan önce böyle bir sorunumuz zerre yoktu, hatta hep köpek gibi kedi der öyle severdik insanları çok sevdiği için.

iki yıldır birkaç farklı veteriner hekime gittik ve tedavi gördü. şu anda da antidepresan kullanıyor. oldukça ilerleme kaydettik ancak bu corona döneminde mecburiyetten ailemin yanına gidip gelmem gerektiği için bu ilerlemenin tamamına yakınını kaybetmiş durumdayız. lakin şöyle ümit verici bir durum oldu, ailemin yanındayken kedimi bıraktığım bakıcıya karşı hiçbir saldırganlık durumu yaşamamış. muhtemelen ya benim evde bir sorun var (kaza geçirdiği ev onu geriyor olabilir) ya da bende bir sorun var. kedimin sağlığı ve mutluluğu için veteriner hekimimizle de görüştükten sonra sahiplendirmenin iyi bir çözüm olabileceğinde kanaat kıldık.

şimdi ben bunları anlatmayıp gizleyerek kedime daha kolay bir şekilde yeni bir yuva bulabilirdim ama elimden geldiğince dürüst olmak istiyorum, hem kızım hem de sahiplenecek kişiler için. dediğim gibi normalde mizacı inanılmaz canayakın ve sevgi dolu olan bir kedi, sadece stresli durumlara girdiği ve tehdit algıladığı zaman saldırganlaşma eğilimi var ki bunu da başkasının yanındayken yaşamamış. kullandığı antidepresan ucuz bir ilaç, masrafı yok o konuda ve ağzını açıp yutturabiliyorsunuz, alıştırdım. onun dışında klasik kedi ihtiyaçları işte, maması kumu vs. onlardan da bende bir miktar yedek bulunuyor, liz ile birlikte vereceğim (böylelikle normalde kullandığımız ve alışık olduğu markaları da görmüş olursunuz, orta halli şeyler.)

biz istanbul'da, şişli'de yaşıyoruz ancak civar ilçelere, hatta illere bile getirebiliriz. yeter ki kızım onu sevecek ve mutlu olabileceği yeni bir yuvaya kavuşsun.

iki tane fotoğrafını ekliyorum buraya. daha fazla bilgi almak isterseniz buraya yazabilir veya mesaj atabilirsiniz. eğer yakınlarınızda ilgilenebileceğini düşündüğünüz birileri olursa da bu ilanı gösterirseniz çok minnettar olurum.

ek: ilk fotoda çok dobiş çıkmış ama tüy yumağı olduğu için öyle, kilosunda hiçbir problem yok, fit bir hanımefendidir.

 
kediler icin antidepresan oldugunu bile bilmiyordum, ne gibi bir kaza gecirdi merak ettim.


  • chezidek  (12.06.20 20:36:25) 
insanlar için olan bir antidepresanı kilosuna göre dozajı ayarlanmış biçimde kullanıyor, veteriner hekim tavsiyesiyle tabii ki.

yukarıdan açılmış bir cama belinden sıkıştı. herhangi fiziksel bir sıkıntısı olmadı ama bu geçirdiği kazadan sonra stresli durumlara tahammülü azaldı. bir tür travma sonrası stres diyebiliriz.
  • knight of cydonia  (12.06.20 20:40:05) 
ha anladim. peki ev degisikligi daha cok travma yaratmayacak mi? veteriner diyorsa bir bildigi vardir tabii de.

ilac konusunda da, bundan 20 sene onceki kedimizden bana bagirsak kurdu gecmisti. ikimiz de ayni ilaci kullanmistik. onunkini 4'e bolup ezerek mamasina koyardik.
  • chezidek  (12.06.20 21:00:29) 
[]

papağanın tüylerinde dökülmenin nedeni ne olabilir?

merhaba,

arkadaşımın 12 yaşındaki cennet papağanının göğsündeki tüylerde dökülme başlamış. sanırım bugün fark etmişler, dünden itibaren olan bir gelişme. herhangi bir yara ya da iltihap görünmüyor dedi, papağanın kendi tüylerini yolduğunu da görmemiş. evde tek değişen şey, normalde kuşun kaldığı salon akşama kadar boş kalırdı, şimdi hep evde olduğumuz için salon dolu oluyor dedi.

fotoğrafları da ekledim aşağıya. bilgisi olan var mıdır acaba bunun neden olabileceğine dair?

 
İlgileniyolar mı hayvanla? Kafesi açıp uçuruyolar mı? Bu sevda papağanları çok sosyal hayvanlar, ilgi azlığında anında depresyona girip hasta oluyorlar. Onun dışında bu türde çok yaygın olan PBFD virüsü hastalığı var umarım o değildir. Tanıdık kuşçu varsa arayıp ona da sorsanız iyi olur.

Fotoğrafa dikkatli bakıp ek yapıyorum. Abi o kafesin hali ne öyle, çok affedersin de boku içinde yaşatıyolar hayvanı. Kafesi de düzenli temizlemeleri lazım.
  • windows95  (29.03.20 17:03:32 ~ 17:04:27) 
Gecmis olsun, stres etkili bir faktör olabilir,mantar olabilir, ilerlerse fransız tüy dökümü olabilir, detayli bir aramayla kuş forumlarında sorularınıza daha net cevap alabilirsiniz. Su aşamada kafesini oyuncaklarini suluğunu yemliğini temiz tutun ayrıca bir ek hatırlatna yuvarlak kafesler kuşların psikolojilerini ve görme duyularını olumsuz etkiler arkadaşa köşeli geniş bir kafes alarak stres faktörünü düşürebilirsiniz


  • apocalipy  (29.03.20 17:05:42) 
[]

güzel performanslı notebook

beş yıldır toshiba satellite kullanıyorum. ilk günden beridir aşırı (ve aşırı derken gerçekten aşırı) ısınma problemi var, bu yüzden hiç adam gibi performans alamadım kendisinden. bir iki senedir de resmen pamuk ipliğine bağlı yaşıyor (arada gidip geldi önemli bir sunum öncesi şerefsiz).

bu yaz gibi yeni bir notebook almayı düşünüyorum. ısınma problemi minimumda, performansı iyi (arada sırada oyun/mütemadiyen tasarım ve render), en önemlisi de hafif ve rahat taşınabilir bir notebook olarak ne önerirsiniz? fiyat limiti koymuyorum özellikle ki aklınızda ne varsa söyleyin efendim, sonra ayrıca filtrelerim ben onları.


 
dell xps13
param olsa hemen alıcam :/

  • sedat peker in yegeni  (24.04.17 23:43:33) 
bütçe varsa lenovo thinkpad serisi, hp veya dell'in profesyonel iş kullanıcı için yaptığı seriler.

daha düşük bütçe için oyuncu laptopları lenovo Y50-70 gibi.
  • orpheus  (25.04.17 02:05:14) 
[]

2008-12 arası meşhur bir şarkı bulmaca

doneleri veriyorum:

- şarkıyı 20'li yaşların ortalarında, beyaz bir ağabeyimiz söylüyordu.
- ağabeyimizin sesi görece kalındı.
- klibi siyah beyazdı veya soluk renklere sahipti.
- klipte evinden çıkan ağabeyimiz konsere gidiyor, burada şarkısını söylüyordu.
- şarkıda öpücük, öpme gibi bir tema işleniyordu, şarkı bunun üzerinden dönüyordu.
- şarkı 2008-2012 yılları arasında bir yılda meşhur olmuştu. radyolarda çalıyor, tv'de yayınlanıyordu.
- bu ağabeyimizin muhtemelen aynı veya benzer başarıya sahip bir parçası, bu parçanın öncesinde veya sonrasında hiç olmadı.

not: donelerden bir veya birkaçı hatalı, eksik veya yanıltıcı niteliğe sahip olabilir.

 
dediklerinden hiçbir şey aklıma gelmedi ama bu şarkı bulma uygulamalarına mırıldanıp bulmayı deneyebilirsin. bir de şarkının sözleri hakkında tahminin varsa google'a yazıp sonuna 'lyrics' ekleyip aratabilirsin. google bulamasa da yakın sonuçları gösterecektir.


  • who cares wins  (24.12.16 01:00:48) 
ne melodi, ne de söz var aklımda ne yazık ki. o yüzden klasik metotları kullanamıyorum.


  • knight of cydonia  (24.12.16 22:38:59) 
yerli mi yabancı mı? hatırladığınız kadarıyla şarkının tarzı neydi. söylediğinizden ben yabancı ve pop olduğunu anlıyorum doğru mudur?


  • slashedduff  (24.12.16 23:59:13) 
şarkı yabancı ve pop, doğrudur.


  • knight of cydonia  (25.12.16 02:37:38) 
yıllar sonra hortlatayım bu duyuruyu. bir arkadaşıma sordum ve tak diye tahmin etti doğru şarkıyı.

example - changed the way you kissed me
www.youtube.com
  • knight of cydonia  (24.03.20 14:51:18) 
[]

ufak akvaryumda beta beslemek

www.hepsiburada.com

şu boyutlarda bir akvaryumda (ki akvaryum da denmez artık buna) beta beslemek istiyorum. akvaryumumsu şey 2l kapasiteliymiş. sorular:

1- internette bayağı araştırdım ama kesin bir karar edinemedim. kimi çok küçük, balık sıkılır diyor; kimi de betalar küçük alanları daha çok sever diyor. bana da canilik gibi gelirdi bu ufak kavanozlarda balık besleme olayı ama küçük yerleri sevdikleri ile alakalı bir yazı görünce aklıma düştü zaten. ne diyorsunuz, balık arkadaşımız için sorunlu bir durum oluşur mu?

2- haftada bir suyun bir kısmını yenileyin, yeterli olur diyorlar. oksijeni öyle ayarladık diyelim, sıcaklığı ayarlamak için bir şeyler koymak gerekmez mi içine?

3- zaten ufacık akvaryum, ben bunun dibini tamamen çakıl doldursam kötü mü olur?

not: 1. soruya "evet" cevabı verenlerin diğer iki soruyu yanıtlamasına gerek yok.

 
bilen bir insan olarak yazmiyorum onu soyleyeyim oncelikle. kucukken fanusta beslemistim betta, isitici vs yoktu ve herhangi bir sorun yasamamistik

bettalar diger baliklarla (ve diger betta'larla) anlasamiyorlar genelde diye biliyorum

simdi olsa her turlu daha buyuk bir akvaryumda beslerdim ama
  • buzzlightyear  (14.12.16 00:21:12) 
2l eziyet olur. evet betta ihtiyaçları az olan bi cins ancak insanı da 2 metrekare yere kapatıp yemek su verip hayatta tutabilirsiniz. 2l yerde hareket edemez, endamını sergileyemez. canlı bitkinin olduğu daha büyük büyük bir akvaryumda (15-20l civarı) kuyruğunu endamını sergileyebilir ancak. 2l yerde sönük kalır, strese girer hasta olur, kuyruğu erir.


  • icim urperiyor  (14.12.16 01:31:42) 
1-) normalde yaşadığı yerlerden biri burası : d2ouvy59p0dg6k.cloudfront.net

en.wikipedia.org
en azından 20 litre bir akvaryum tavsiye edilmiş. ucuz zaten akvaryumlar, 2 litreye koyma derim.
  • hayirsiz  (14.12.16 04:01:35 ~ 04:05:37) 
Eziyet olur.
Bunu şöyle düşünebiliriz, sizi de asansör büyüklüğünde bir odaya koysalar ölmezsiniz ama yaşamanızın da bir anlamı kalmaz.
Geçen sene aldım betta, 6 litrelik bir nano akvaryuma koydum. hayvan pek hareket etmeden durdu öyle mutsuz mutsuz. hasta oldu sonra.
Duruma dayanamadım ve ne olacaksa olsun diyip, ısıtıcılı 30 lt lik karma akvaryuma koydum diğer balıklarımla birlikte.
Hayvancağızın o nisbeten büyük akvaryumda mutluluğunu gözlerimle gördüm. canlı bitkilerin üzerinde uzanması, bir köşeden bir köşeye kuyruğunu salına salına yüzmesi falan. O hayattan bezmiş donuk balık gitti. dedim yazık etmişim hayvanı minicik kaba koyup. 1 senedir çok mutlu mesut yaşıyor tetralarla.
Mdem bu işe giriştiniz, 20-30 lt lik akrilik akvaryumlar var, motoru fln içinde hepsi. alın onlardan bir tane, içine 1-2 canlı bitki. Betayı içinde izlemeye doyamazsınız. Bu konuda yardımcı olabilirim.
  • innerbliss  (15.12.16 07:45:30) 
[]

ahşap almalık dükkan

başlık olmadı pek ama yapacak bir şey yok.

pinterest'te gördüğüm ve "ulan yapılır bu ya." dediğim bir iki diy projeyi hayata geçirmek istiyorum. bunun için belirli ölçülerde kesilmiş ahşaplara ihtiyacım var. şimdi soru burada başlıyor. amerika'da falan home depot tarzı süpermarketlerde ahşap kısımları oluyor, gidip kestiriyorsunuz istediğiniz cinsten istediğiniz ölçülerde. heh, bizdeki bauhaus, koçtaş falan böyle bir imkan sunuyor mu? daha önce hiç denk gelmedim ama belki de ufak mağazalarına gittiğim içindir.

veyahutta bir marangoza gidip sadece şu şu ölçülerde ahşap kesilecek desem yürü git işine der mi?

 
kesinlikle demez en kötü pahalı fiyat verir onun için bi kaç marangoz gezmek lazım


  • konar konmaz omer konur  (01.12.16 04:50:32) 
bauhaus da ham ahşapvar ve istediğin boyutta ücretsiz kesiyorlar


  • fasulyek  (01.12.16 05:10:02) 
Marangozla muhatap olma. Adamın rutini dışında bişey istedğinden fahiş fiyat çekiyor genelde. Bauhaus yapıyor, yaptırmıştım.


  • manuel mandalina  (01.12.16 08:51:49) 
Koçtaş'ta da sunta kesiyorlar istediğiniz ölçüde. Kenar bantlarını yapıştırıyorlar talep ederseniz.


  • inawen  (01.12.16 13:24:17) 
bauhaus +1 masif parça da var ama benim gördüklerim çok büyük değillerdi.


  • azizakin  (01.12.16 14:20:09 ~ 14:20:15) 
[]

blog oluşturmak

uzun süredir kafamda olan bir fikir ve sonunda bu işe girişmeye karar verdim.

amacım adsense falan için hit alacak bir blog yazmak değil, haşa. kafamdakileri dökeceğim işte, belki aralarda kısa hikayeler, denemeler falan yazarım. o kısmı tamam da, bunu okuyucuya nasıl ulaştırıyorum? yani yazdım yazacağımı da, insanlar bu blog'dan nasıl haberdar oluyor?

blog yaz, denize at olmasın sonra. zaten bu aralar her şeye karşı hevesim kırılıyor, bir de blog kırmasın beni.

 
*birer örneğini de sözlüğe yaz tek bir başlık altında.
*sözlükçülerin blogları başlığına falan link koyarsın.
*yazdığın konuyla alakalı olarak ilgili konu başlığına yine link verebilirsin.

sözlük üzerinden gittim ama en çok okuyucuyu başlangıçta oradan çekersin.

ek: bana kendi blogunun zırt-pırt reklamını yapanlar, her 2 entrynin arasına reklamını sıkıştıranlar itici geliyor. içerikleri de boş oluyor genelde bana göre.
  • bass solo take one  (27.11.16 11:17:23 ~ 11:18:55) 
[]

kontrat bitmeden evden çıkmak

daha önceki duyurularımı okuduysanız bitmek bilmeyen bir fare problemi ile boğuştuğumu biliyorsunuzdur. bilmiyorsanız da öğrendiniz.

en son çekvalf takıldı binaya ama ona rağmen az önce klozeti açtığımda 3-4 aylık bir kedi boyutunda bir fare ile karşılaştım. fare de değil, sıçan yani bildiğin. splinter usta gibi bir şey.

ne yaparsam yapayım bu evin fare sorununun bitmeyeceğine karar verdim ve evden taşınmak istiyorum. kontratım önümüzdeki ağustos ayında bitiyor. ev sahibim anlayışlı ve tatlı bir kadın ama sonuçta ev boş kaldığı sürece zarara uğrayacak, çıksam da evi kiraya verene kadar para almayı talep edebilir. böyle bir durumda, yasal olarak kendimi koruma şansım var mıdır?

iki farklı ilaçlama şirketinden aldığım fare ilaçlamasına ait faturalar var elimde. karşı komşum da durumun ne kadar uzun sürdüğünden haberdar. fareyi ilk gördüğümde kendisine de haber vermiştim çünkü, devamlı olarak da konu hakkında konuşuyoruz.

 
Erken çıkarsanız ev sahibi kiraya verme süresince talepte bulunabilir, yasal olarak da haklı olur. Yerinize kiracı bulabilirseniz en kolay şekilde hallolur bence. Evsahibiyle konuşup birlikte emlakçıya gitseniz, belki o ayarlar hem yeni kiracıyı hem de size yeni evi.


  • mikro patlama  (23.11.16 03:04:09) 
bence ev sahibin anlayışlı olmalı fare büyük problem


  • fasulyek  (23.11.16 03:06:18) 
kiralanan evin yararlanma işlevş yoksa gibi bir durum var. emlakkulisi.com

bu duruma sizinki de girebilir
  • oscar  (23.11.16 03:18:48) 
Ya konudan belki bagimsiz ama kusura bakmayin, klozetten cikan fare sehir efsanesi diil miydi ya :s o ne sacma bisey, como golu kenarinda sato olsa oturulmaz o evde.

Bildigim kadariyla bir ay onceden bildirdiginiz takdirde cikabiliyorsunuz, kontratta yazar o kiraci su kadar sure once evi bosaltacagini haber vermelidir diye. Tabi genelde depozito icerde kalir siz de cikar gidersiniz oyle olur o.
  • sindustrial  (23.11.16 03:31:57) 
valla bir evde fare varsa gitmez çok net.

bunu çözmesi gereken sen değilsin ev sahibin, çözmeye dair çaba sarfetmiyorsa bunu noter aracılığı ile 2 kere bildirmeniz durumunda zaten haklı olarak tek taraflı fesh edersiniz sözleşmeyi.
  • kurnaz  (23.11.16 04:05:28) 
[]

mini anket - ist. levent avm'leri

sırf meraktan şöyle ufak bir anket düzenlemek istiyorum.

soru: levent'e yolunuz düşerse, aşağıda belirtilen eylemlerin her biri için ayrı ayrı, levent metro durağına bağlantısı olan üç avm'nin hangisini tercih ediyorsunuz?

kanyon için "k"
metrocity için "m"
özdilek için "ö"

market alışverişi:
giysi-aksesuar-kozmetik alışverişi:
sinema:
yeme içme:
(genel) vakit geçirme:

 
Ö kesinlikle


  • basubadelmevt  (22.11.16 13:12:33) 
k
tek sevdiğim avm olabilir kendisi.
ama kıyafet vs alışverişi yapmam. içinde gezerim, bişeyler içerim belki ve sinemaya da giderim
  • istanbul kanatlarimin altinda  (22.11.16 13:22:05) 
yanıtlar için teşekkürler ancak (hayallerde) her bir eylem için ayrı ayrı avm belirtirsiniz diye düşünmüştüm.*

örneğin

market alışverişi: m
sinema: k

gibi...
  • knight of cydonia  (22.11.16 13:57:42) 
[]

bulgaristan çifte vatandaşlık

türk vatandaşıyım, göçmen değilim. bulgaristan'da doğdum ve dört yıl boyunca burada yaşadım. duyduğum kadarıyla çifte vatandaşlık almak için hakkım oluyormuş bu durumda ancak bulgaristan konsolosluğu'nun sitesinin altını üstüne getirmeme rağmen böyle bir ibare bulamadım.

bilgisi olan varsa böyle bir olanağımın olup olmadığını anlatabilir mi?


 
Anne ya da baban bulgar vatandaşı mı?

Öyleyse olabilirsin. Detayları paylaşırım.

Türk anne babadan bulgaristan topraklarında doğduysan vatandaşlık hakkın yok. En az 5 sene kaldıysan var.
  • shenergy  (21.11.16 23:50:58) 
[]

tırnak kenarlarını koparma ile savaşmak

tırnaklarımın kenarlarındaki etleri koparıyorum devamlı olarak. yapmayacağım diyorum ama kendimi yaparken yakalıyorum. bilinçli olmaya çalıştıkça en azından yakalayınca bırakmaya başladım ama yine de bir türlü durduramıyorum bu olayı.

hani tırnak yiyenler için acı ojeler var falan ya, bu et koparma olayı için önerebileceğiniz bir ürün/yöntem falan var mı? dudağımı da yoluyordum mesela, artık sürekli krem sürüyorum, böylelikle dudağıma dokunasım gelmiyor. eldiven falan mı giyeyim 7/24?*


 
valla bende yapıyorum
bunu yaparken de resmen ruhumun sapık kısmını besleyip köreltiyorum tırnak kenarı etlerimi yolarak.
bunu engelleyecek bir olay düşündüm ama bulamadım.
  • basond  (20.11.16 23:48:32) 
Ben de yapardım. Sonra bir paronychia yaşadım, artık yapmıyorum en etkili yöntem.


  • once  (20.11.16 23:51:43) 
Ben vazelin sürüyorum tırnaklara. Özellikle gece yatmadan sürersen bayağı toparlıyor. Her kuruduğunda sürmek lazım yoksa gene koparmaya başlıyorum. Mesela şu an hem koparıyor hem cevap yazıyorum. Bayansan oje sürmeni tavsiyw ederim. O güzel görüntüye kıyamayıp koparamıyorsun onun yerine ojeyi soyuyorsun.


  • uyusam iyi olur  (20.11.16 23:53:46) 
ben aksine ojeli ojeli koparıp ojeleri de mahvederek daha iğrenç bir görüntüye sebep oluyorum.
bende de küçüklüğümden beri var ne yazık ki, çözemedim bi türlü. sadece tırnak kenarıyla da değil, ellerim çok iğrenç görünüyor... baş parmaklarımın ilk boğumuna kadar kıpkırmızı hatta kahverengimsi bir görüntü oluştuk artık yıllar içinde.
geçen sene rastgele bi cildiyeciye sormuştum egzema gibi duruyor o kaşındırdıkça koparma hissi oluyodur demişti. tedavi edemezsin ama madecassol (yanlış yazmış olabilirim) sürerek bi nebze toparlayabilirsin demişti. cidden dediği gibi kaşıntı hissettikçe yolmaya başlıyorum ama sinir stres vs anında kaşınmasa bile yoluyorum alışkanlıktan.
  • nolmus yani  (21.11.16 00:14:53) 
Sadece sınav esnasında yapacağıma dair kendime söz verdim. Büyük ölçüde işe yaradı ders çalışırken de yoluyorum bazen ama olsun. Yatarken hametan sürüyorum.


  • nickimin hakkini veremedim  (21.11.16 00:19:19) 
yaşın kaç bilmiyorum ama ben küçüklüğümden beridir etlerimi yerim. çok bırakma denemelerim oldu ama 30 yaşına geldim kurtulamadım maalesef. yan etkisi bağırsaklarda parazit oluyor.


  • artci sarsinti  (21.11.16 01:25:13) 
@uyusam iyi olur: bayım.

@artci sarsinti: 22. 10 yaşımdan beri falan yoluyorum herhalde. hiç yemedim.

vazelin veya benzeri kremler mantıklıymış. elime krem sürmekten nefret ediyorum, hatta genel olarak vücuduma krem sürmüyorum çünkü o kremin cildimin üstünde tabaka halinde verdiği his aşırı rahatsız ediyor. sadece yara olan yerlere sürebilirim ama, mantıklıymış.
  • knight of cydonia  (21.11.16 03:12:35) 
[]

sokağa bırakılan ev kedisini sahiplenmek isteyen? - İstanbul

teyzemin yaşadığı apartmanın otoparkına sığınmış kedi. muhitte çok fazla köpek olduğu için dışarı da çıkamıyor yazıcak. teyzem de alıp veterinere götürmüş.

kendisinin bir kedisi olduğu için eve alamıyor. veterinerde de çok uzun süre durması mümkün değil. var mı bu minik arkadaşa evini açmak isteyen birileri aramızda?

ekleme: kedimiz hakkında yeni bilgiler gelmeye başladı.

isim: benek (öyle sesleniyorlarmış)
cinsiyet: dişi
yaş: 2 yaş civarında olduğu tahmin ediliyor
aşıları veteriner tarafından yapılmış. ameliyat izlerinden anlaşıldığı kadarıyla öncesinde kısırlaştırılmış da.
oldukça uysal, insan seven bir kediymiş. gördüğünün bacağına yapışıyormuş, sırnaşıyormuş.
şu anda veterinerde, bir kutunun içerisinde kalıyor ne yazık ki. kısa bir süre içerisinde sahip bulunamazsa gidebileceği hiçbir yer de yok. yakınlarınıza falan bir soruşturursanız seviniriz evini bu arkadaşa açabilecek olan var mı diye. malum, evde büyümüş bir kedinin sokakta yaşama şansı hiç yok.

ek: modlardan ricam kısa bir süreliğine de olsa sabitlenebilirse sevinirim.

 
eğer sahiplenen olmazsa ben bahçede bakmak üzere alabilirim.

altı tane kedimiz var. gündüz bahçede, gece garajda kalıyorlar. :)
  • osmanyueksel  (21.11.16 00:33:22) 
[]

çeviri yaparak para kazanmak istiyorum

tavsiye edebileceğiniz site/platform var mıdır?

şu anda kullandığım site kelime başına iyi ödüyor ancak çok az iş düşüyor. daha yoğun olsa veya daha uzun işler olsa da elim biraz para görse diye geçiriyorum içimden.

ek: ingilizce-türkçe. az biraz isveççe de var, isveççeye çeviremeyecek ancak isveççeden çevirebilecek kadar.

 
Ceviriniz.com u deneyebilirsin.


  • mrmlq  (18.11.16 09:10:43) 
[]

dili düzgün kullanmak bu kadar mı zor?

bağlaçların ve eklerin yanlış yazılmasına o kadar çok şahit oluyorum ki sinirden çıldırıyorum sözlüğü okudukça.

gerçekten bu kadar zor mu geliyor insanlara "ki" ve "de" yazmak? "aceleyle yazdım, dikkat etmedim." diyor mesela sorduklarım. özellikle dikkat gerektiriyor mu bağlaçları ve ekleri doğru yazmanız?


 
Çünkü kimse kitap okumuyor. Bu sebeple dikkat gerektiren bir durum halini alıyor mesele.
Yazım kurallarından yakınırken sizin bile büyük harf kullanımına dikkat etmeyişiniz (sözlük yazım alışkanlığı diyelim) sanal ortamlarda bu gibi şeyleri pek önemsemememiz gerektiğini gösteriyor gibi.

  • nax  (16.11.16 11:08:05) 
benim icin degil. cunku iyi bir ogretmenden ogrendim ve ozen de gosterdigim icin zaman icinde dogru yazmak olaganlasti. bazen bilerek geliyom, yapcaz vs. yaziyorum gerci.

dogru yazmak istemesine ragmen zorlananlar ogretmenleri yuzunden ogrenemedi bence. daha turkce hocasi neyin nasil yazilacagini bilmiyor ki baskalarina ogretsin.

bir de yeni neslin umrunda degil. bu tip seyler onlar icin cok "lame"
  • jimicik  (16.11.16 11:32:05) 
Ben de hayret diyorum. Bize küçükken bir kere anlattı Türkçe öğretmenimiz o gün bugündür doğru kullanıyorum. Çok basit bir kural, insanların kafaları bu kuralı bile almıyorsa diyecek söz bulamıyorum gerçekten. Gerçi bu kafa basmamasından değil, umursamazlıktan kaynaklanıyor çoğu zaman. Adam önemsemiyor, kimseyi takmıyor. Ağzına geldiği gibi konuşuyor, yazıyor. Dilmiş kuralmış şuymuş buymuş umrunda değil.


  • köstebek kurabiye  (16.11.16 11:48:09) 
Ben hayret ederek yorulmamaya çalışıyorum. Ortalama seviye o kadar düşük ki, hayatının geri kalanında, hayata ve insanlara çok özenli davranıp yazısının özensiz olacağını düşünmüyorum. İnsanların ne yaptığına çok takılmamak lazım. Çünkü sonu olmayan bi yoruculuk. Hayvanların ne yaptığını sorgulamaktan farkı yok.


  • neynep  (16.11.16 12:18:15) 
Eğitim sisteminin büyük etkisi var.İlkokulda ingilizce öğrenmeye başlayan çocuk lise itibariyle hala başlangıç seviyesinde ise benzer bir durum türkçe ve diğer derslerde de söz konusudur muhtemelen.

Onun haricinde yazım yanlışları o kadar gözümüzün içinde ki koca koca afişlerde,reklam panolarında hatalar var,firmaların,markaların sosyal medya hesaplarında dikkat edilmeden yanlış kullanımlar yapılıyor dolayısıyla bunu gören kişi de ya orada öyle gördüğü için onu doğru biliyor ya da kimse umursamıyor diye o da umursamıyor.
  • demoniclewinsky  (16.11.16 12:26:09 ~ 12:26:18) 
Zor gelmekten ziyade bircok kisi ayri yazilacagini bilmiyor bu eklerin.


  • stavro  (16.11.16 12:32:22) 
@demoniclewinsky, aynen dediğin gibi ahsdashd, koca afiş panolarında hatalar var. O baskı sonucuna kadar zincirde kimsenin dikkatini çekmemiş demek ki! İmla hassasiyeti olan dostlarım, şunu tavsiye ediyorum: Böyle şeylerle karşılaştığımda "Bu insan bile hayatta kalıyor, iş buluyor, para kazanıyor (baskı örneğindeki herkes) hayatını idame ettiriyor, kendine saygı bile duyuyordur, benim olumsuz bir fikre kapılmam için bi sebep yok, ehehe" diyip gülüp geçmek :)


  • neynep  (16.11.16 12:37:03) 
adamlar cahilliklerini "aceleyle yazdım yav ondan şeyolmuş" diye örtmeye çalışıyor. kitap okumamaktan ve cahilliğin el üstünde tutulduğu bir ülkede yaşamaktan kaynaklı bir şey. birazdan "elitistsiniz olm siz size ne istediğim gibi yazarım"cılar damlayacak.


  • ruhen hastayim ben  (16.11.16 12:38:16) 
Hayatımda toplam 10 tane kitap okumamışımdır ve fevkalade özen gösteriyorum eklere DE anlatım bozukluklarına DA. Kitap okuyarak dünyayı kurtaracağını zanneden kitap fetişistleri azalarak bitse DE biz DE kurtulsak.

@stavro'ya katılıyorum aceleyle bir alakası yok tamamen bilgisizlikten. harf hatasını anlayabilirim ama -de ve -ki için durum tamamen farklı. Adam diyor ki oda gelecek hangi oda amk oturma odası mı gelecek bizimle? o da yazamıyor herif ya bilmiyor!
  • yazar yazmaz yazan yazar  (16.11.16 12:43:16 ~ 12:45:49) 
Sadece eklere takılmak da problem bence. Mesela soruda kullanılan Türkçe oldukça güzel. Ama cümle başlangıçlarındaki harfler büyük değil. Sözlük'ten gelen bir alışkanlık bu biliyorum. Ama aynı gözle bakınca bu da dilbilgisi hatası sayılmaz mı?


  • himmet dayi  (16.11.16 13:19:31) 
Özellikle özen göstermem, düşünmem yazarken ama doğru yazarım. Neden? Çünkü dili sindirmiş bir bireyim çok şükür. Hata yaptığım nadir olur. Bunu Türkçeyi ve edebiyatı çok sevmemle ve okuma alışkanlığımla ilişkilendiriyorum.

Sadece bağlaçlar/ekler meselesi de değil, her türlü yazım yanlışını gördüğümde kan beynime sıçrıyor. İçimden salak, cahil diye saydırıyorum.

Sözlükte de değil bu sadece. Araştırma görevlisi olarak çalışıyordum yakın zamana kadar, çocuklar sınav kağıtlarında bile deliler gibi yazım hatası yapıyolardı. "Oluyo" falan yazan var sınav kağıdına. Yazım hatasının da ötesinde, mallık artık bu.
  • buff  (16.11.16 13:25:33) 
biraz odaklanmayla da ilgili. soru dilin duzgun kullanilmasi olunca cevaplar daha bir ozenli oluyor. misal; normalde 'daha bi' derdim, ama dikkat edip 'bir' dedim. ozenli kullananlarin da tek tek duyurularina baksan zibilyon tane hata bulursun. bayagi yerine baya yazivermistir mesela. ;)


  • jimicik  (16.11.16 13:27:39) 
valla benim de çok gözüme takılıyor, hatta az önce bi duyuruda dikkat ettim, ama insanlar artık whatsapptı, smsti, forumda takılmaktı derken bunlara önem vermiyorlar, ilokulda da öğrenmemiş oluyorlar heralde. Tek sıkıntı okurken anlatım bozukluğu oluyor birkaç sn geömesi gerekiyor ne yazıldığını anlaman için. Benim önem verdiğim bi konu şahsen, başkası ne önemi var diyebilir. Çok daha rezalet yazılar da var neyse ki.
Özellikle sıfat yapan ve birleşik yazılması gereken ki'nin bağlaç zannedilerek ayrı yazılması, de- daların yanlış yazılması hatta te,ta şeklinde birleştirilmesi.

  • limoncello  (16.11.16 13:32:11) 
yani bilen biri için dikkat gerektirmez tabii. sen dersen ki "aceleyle yazdım, dikkat etmedim," sie qo derim içimden, bunun herkesin de değindiği gibi cahilliğinden, bokunu örtmeye çalışmasından ileri geldiğini anlarım.

ha bir de sanal ortamda bu gibi şeyleri önemsemememiz gerektiğini, büyük küçük harf olayına atıfta bulunarak belirtmek biraz da boşa duyar kasma olayına kaçıyor bence.
  • zoque  (16.11.16 13:49:21) 
niye büyük harf kullanmadığımı şöyle açıklayayım: ekşi ile alakalı her türlü mecrada bilakis büyük harf kullanmıyorum. ekşi'nin teması gibi bir şey sonuçta büyük harf kullanılmaması. onun dışında bir de sms/whatsapp gibi anlık mesajlaşmalarda uğraşmıyorum büyük harfle. geri kalan her yerde özellikle dikkat ediyorum, en kıytırık facebook bildiriminde dahi.

niye bir anda savunmaya geçtim bilmiyorum :P
  • knight of cydonia  (16.11.16 13:51:48) 
Benim özen göstermem gerekmiyor çünkü çok önceden otomatiğe bağlandı. Ciddi ya da iş ile ilgili yazışma yapması hiç gerekmemiş biri için durum farklı olabilir.


  • arnold schwarzeneger  (16.11.16 13:54:27) 
iphone'u olup adam yerine ada'm yazan var yahu daha ne diyelim :) ben yanlış olduğunda elli kere inatlaşıyorum autocorrect tekrar yanlış yapıyor tekrar düzeltiyorum falan...

ki ve de olayı daha farklı bence. Ben onun cidden sözel zeka vb. beynin farklı bir kısmının aktif olup olmamasıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Gayet kitap okuyan ama yanlış yazan arkadaşım var. Hiç kitap okumayan ama doğru yazan da var. İşte o tür zekası olmayanın "dikkat etmesi" gerekiyor.

bu arada inşallah oral seks sorusudur diye tıklamıştım ben :/ :D
  • rodriguez2  (16.11.16 14:00:11) 
@rodriguez2: :)

seni mi kıracağım, al sana oral seks sorusu: oral seks orucu bozar mı? 2017 için soruyorum, son durum nedir?
  • knight of cydonia  (16.11.16 14:06:42) 
[]

boş beleş entryler

gördüğünüzde ne yapıyorsunuz? böyle şeyleri şikayet edebileceğimiz bir merci bulunuyor mu?

mesela az önce denk geldim. arkadaş üstüne alınmasın diyecektim ama alınsın ulan, biraz da onlar alınsınlar üzerlerine. bu ne ya, böyle o kadar çok entry görüyorum ki başlıklarda...

eksisozluk.com

aha şu mesela. başlığa bir katkısı yok, format yıkılmış. sırf yazayım diye yazılmış entryler.

neyse işte cevap aradığım da yok da sinirimi bir nebze olsun paylaşayım dedim.

 
bilgisiz ve yorumsuz entry yazanlari, salak olduguna kanaat getirdigimi insanlari engelliyorum, sozlugu kendime gore traslamis oluyorum boylece. cekinmeyin bol bol engelleyin, hayat daha guzel.


  • mavicorap  (13.11.16 22:48:10) 
kanzuk bi entry yazdı ya, sözlüğü en iyi haliyle tutmak istiyoruz vs diye. o an malum organımla güldüm.

bu gibi entrylere her gün on kere rastlıyorum. eskiden soru başlığa cevap entry yasaktı millet olta atıyordu soru başlık açıp. sonra altına cevap yazanlar uçuruluyor ya da çaylak yapılıyordu.

şimdiki hale bak bir de. kanzuk'un tek amacı daha fazla hit almak. sözlüğü daha iyi bir hale getirmek değil.
  • bohr atom modeli  (13.11.16 22:50:44) 
galiba artık format diye bişey yok. vuhuhu falan diye yazılar fav manyağı oluyor sonradan da silinmiyordur herhalde bunlar. demek ki serbest.


  • qazedcsrfvtyhngujmkol  (13.11.16 23:07:25) 
bohr atım modeli +1

tek amaç para kazanmak. sözlüğün kaliteli içerik kaygısı ortadan kalkalı yıllar oldu.

bu işin başlangıcındaki olay kanzuk'un webrazzi hakkında yazılan bir entry'yi, kurallara uyduğu halde "ticari itibarı zedeleyici içerik" diye silmesi ve yazarını uçurmasıydı. o gün oluşan büyük tepkiyi moderasyonun istifası izledi. ondan sonra da ispiyonlara bakacak adam kalmadığı için ispiyonu kaldırdılar ve sözlük bu hale geldi.

eskiden ispiyon varken en azından entry'nin yazarı moderasyon müdahalesine gerek kalmadan kendi düzeltebiliyordu.
  • himmet dayi  (13.11.16 23:08:42 ~ 23:09:42) 
Önemli başlıklarda cidden çok can sıkıcı olabiliyor. Geçenlerde İtalya'da deprem olmuştu. İlgili başlığın altında "melih gökçek'e bağlanmak lazım ehuehu" ya da "beylikdüzü'nden hissetmedim" gibi gerzekçe entriler arasından düzgün bir bilgi bulabilmek için entri ayıklamaya çalışırken ben de aynı şeyi düşündüm. Hatta ben de konuyla ilgili burada başlık açacaktım ama vazgeçtim. Çok sevdiğim bir yazar olan isolde bir entrisinde " sözlük oturmaktan imtina ettiğim semtlere döndü" yazmıştı. Gerçekten de sözlük son zamanlarda cahil cühela troll bir sürü gerzeğin doluştuğu bir yer haline gelmiş.


  • amanda hugnkiss  (13.11.16 23:22:08) 
önce eksi veriyorum.

sonra yazarın profiline giriyorum, kanallara bakıyorum anket ve tv ilk iki sıradaysa, en beğenilen bir iki entrysine bakıp beğenmezsem engelliyorum. bazen direkt engelliyorum. 250 kişi engellemişim az evvel kontrol ettim.
  • nickimin hakkini veremedim  (13.11.16 23:22:22) 
[]

starbucks müdavimi duyurucular

iki sorum var.

1- şu berry hibiscus refresha'ya bayılıyorum. sanırım bunun karışımını kutuda da satıyorlarmış evde yapmak için. daha önce gittiğim şubelerde çeşitli meyve çayları görmüştüm kutularda ama bunu görmedim hiç. satılıyor mu acaba, bilen var mı? bir kutusu ne kadardır, bilen?

2- soğuk kahve seven biriyim ve şu bağıra bağıra reklamını yaptıkları cold brew da allah kahretsin ki çok hoşuma gitti. bunu evde yapmanın bir yolu var mı? yani var da, yüzlerce lira harcamadan var mı, onu merak ediyorum. soğuk demleme aletlerinin maşallahı var çünkü.

 
2. Cold brew sistemi yapma yöntemleri var, ingilizce kaynaklar uyarsa eğer "cold brew diy" diye arayın, pet şişede yapıp çift filtreden geçirip falan oluyor ama birkaç yöntem deneyip en iyi sonuç vereni bulmak lazım.
www.instructables.com

  • kobuzchu kiz  (12.11.16 01:38:32 ~ 14:18:11) 
2- daha önce internetten araştırmamla bir kez evde soğuk kahve yapımını denedim ve iyi bir sonuç elde ettim. 100 gr kahveye 500 ml su kullandım. ortalama bir kavanozda, çekilmiş kahveyi ve suyu karıştırıp buzdolabında yirmi dört saat beklettim. dolaptan çıkardıktan sonra kahveyi süzdüm ve içmeye hazırdı. dışarıda içtiğimle aynı tatta idi.


  • chachachablues  (12.11.16 02:58:40) 
[]

new nintendo 3ds - 100 dolar?

www.nintendo.com

şöyle bir haber geçiyor her yerde ancak bu fiyat nerede olacak anlayabilen var mı acaba? genel olarak tüm retaillerde mi 100 dolara satılacakmış?

eğer öyleyse, bunu ülkeye getirtmeye çalışsak gümrükte el koyarlar herhalde, değil mi?

 
Koyarlar sınır 75$ dolar zaten. Kaldı ki sınırı geçmeyenlere de kafasına göre el koyuyorlar bu ara OHAL hesabı;)


  • kaledekiyalnizlik  (09.11.16 17:10:05) 
1- niye el koysunlar? vergi isterlerse verir gecirirsiniz. 75euro uzeri alisverislerinizde gumrukten vergiyle geciyor o kadar.

2- black friday indirimleri her yerde ve ayni fiyata olmayabilir.

3- eger sinirli sayidaysa malesef bulmasi zor olur.
  • idexo  (09.11.16 18:04:48) 
[]

izmir'de reyhan pastanesi'nin vitrininde asılı kağıt

alsancak reyhan diye hatırlıyorum, lozan veya sevinç de olabilir düşük bir ihtimalle.

çocukluğumdan bu yana o kağıtlar orada hep asılıydı. üstünde benim için o zamanlar anlam ifade etmeyen şeyler yazıyordu, yanından her geçişimde okuyup şaşırıyordum.

işte o kağıtlardan birinin üstünde "rokoko geldi" tarzı bir şey yazılıydı. "rokoko bulunur" falan da olabilir. bir iki tane daha kağıt vardı ama, onlarda yazan tatlıların isimleri neydi acaba, hatırlayabilen var mı?

not: gece gece hatırlayamadığım için sinir krizi geçiriyorum. izmirli hemşehrilerim, bir el atın gözünüzü seveyim.

 
tamam be hatırladım, adisebaba.

kendim sordum kendim yanıtladım.
  • knight of cydonia  (09.11.16 02:49:42) 
Vay be hiç duymamıştım. Kek gibi bi şey baktım şimdi de. Olsa da yesek.
Ha bu arada "Addis Ababa" Etiyopya'nın başkenti bilmeyen arkadaşlar için ))

  • norek  (09.11.16 03:14:47 ~ 03:16:00) 
[]

öğrenilmiş çaresizlik (ya da değil)

son zamanlarda şu olayla çok karşılaşıyorum:

bankanın önünde üç tane atm var. ikisinin önünde insanlar kuyruk olmuş durumdalar, üçüncünün önündeyse kimse yok. aynı olay akbil doldurma cihazlarında da yaşanabiliyor.

ne zaman o boş olana yönelsem, hiçbir sorun olmadan işimi halledip gidebiliyorum. şu ana kadar, özellikle de son birkaç aydır belki on, belki yirmi kere başıma geldi bu olay ve bir iki dakika sırada bekledikten sonra "bir deneyeyim yahu." deyip kullandığım bu önü boş makinelerin tamamı çalışıyordu.

soru şu: niye? gerçekten soruyorum, bu olay niye oluyor? milletçe kuyruk mu seviyoruz? makineler bozuluyor da ben kullanayım derken düzeliveriyor mu? mübarek biri olduğum için bana ek atm kontenjanı mı açıyor tanrı?

 
çünkü millet koyun. oy oranlarından da belli değil mi?


  • sta  (02.11.16 03:48:25) 
Para yatırılmıyordur kanka boş olan ATM'de, ondandır o.


  • herp  (02.11.16 03:57:11) 
@herp ondan değil, bu olayların çoğu para yatırırken oldu. zaten para çekmiyorum genelde atm'den. bir de dediğim gibi, akbil kuyruğunda da başıma çok geldi.

koyun cevabı çok kestirme geliyor. yahu şurada bir bankamatik daha var, onu da deneyeyim diyemeyecek kadar mı beyni yıkandı herkesin? gerçekten sokakta yürürken tipik vatandaştan daha çok korkar oldum.
  • knight of cydonia  (02.11.16 04:45:29) 
reddit'te autopilot diye bir hikaye vardi.. okumanizi tavsiye ederim.

gunluk yasantimiz surekli ayni geciyorsa beyin bir sure sonra otopilota bagliyor ve sürekli bir rutini takip ediyor... rutinin disinda bir olay olursa farketmiyor veya dusunmuyor. atm'ye gidip orada sira beklemek, siraya girip telefon kurcalamak o insanlarin rutinleriyse eger bunun disina cikmadan isini halledebiliyorsa beyin, oyle yapiyor.
  • mizore  (02.11.16 05:10:56) 
insanlar iyice aptal oldu çünkü. kimse düşünerek hareket etmiyor ki.


  • yuvarlanantencereninkapagi  (02.11.16 05:13:59) 
eheheh aynen böyle işte. biri diğerine koyun mu bu der, öbürü bir akıllı sensin zaten der. hayat ikisini de haklı çıkarır falan.

böyle şeylerle aptal/koyun vb veya zeki/kural-kıran vb olunmuyor. kıssadan hissesi budur.

mesela tersine senaryo: sıradayım. sıraya girerken bana diğer tarafın sorunlu olduğu söylenmiş diyelim ki(insanlar bazen bilgilerini güncellemiyorlar). yeni biri geliyor, diğer atm'ye yöneliyor. "çalışsa ne güzel olur, hemen oraya damlarız, kuyruk yarı yarıya küçülür." de diyebilirim. hep bakış açısı. birine salak deme, dünyayı yakasından tutup silkeleme, sinirden kendimizi kemirme ihtiyacımız vs.
  • godoşu beklerken  (02.11.16 06:21:07 ~ 06:29:34) 
ogrenilmis caresizlik baska bir sey. bu olay 'organizasyonel şartlanma'. sosyal lsikolojide yeri olan bir durum. insanlarin beyni yikanmasiyla veya gerizekaliligiyla dogrudan alakasi yok.

ayrica o atm'lerin islem yapilan yeri arkada bankanin icinde. para yuklenirken mesela disaridan belli olmuyor ama atm kullanilmiyor. para yuklendikten sonra aktif hale geliyor ama insanlar fark etmiyor. kimse de basinda beklemiyor. sonrasinda siraya gelen insanlar da organizasyonel sartlanmanin etkisinde kalarak o atm'yi kullanmiyor. ayni siz gibi, siz 1-2 dakika sirada bekliyorsunuz digerleri daha fazla bekliyor sadece.

5 maymun deneyini okumanizi oneririm organizasyonel sartlanma ile alakali.
  • icim urperiyor  (02.11.16 07:50:16) 
Abi ben de ayni düşüncelerle gittin hep o ucunculere. Su ana kadar hic calisanina denk gelmedim :( hala deniyorum ama birkaç seneye amaan Nasil olsa calismiyordur diyip ben de siraya girmeye baslarinm gibime geliyor :D bizim millet beklemeyi sevmez, calisiyorsa kesin oraya geçiyorlar :((


  • fakyoras  (02.11.16 08:26:46 ~ 08:28:26) 
okul zamani bir arkadasim soyle bir hikaye yasamis.

bu bizim eleman, cok kitap okuyan biri.metroda yol boyunca kitap okuyor, son duraga gelince okumayi birakamiyor.
elinde kitap kalkip yuruyor, metrodan cikip direk saga dogru yuruyor ama merdivenler soldaymis.
tam duvara carpacakken farkedip donuyor. arkama bi baktim 6-7 kisi beni takip etmis hatta 2 kisi duvara carpmisti dedi
sonrasinda biz bu olayi denedik, kimse duvara carpmadi ama merdivensiz yone dogru yuru pesinden en az 2-3 kisi geliyor
  • foster  (02.11.16 09:50:38) 
aynı şey süpermarketlerde kasa kuyruğunda da oluyor. kipa express vs gibi nispeten küçük olanlarda millet koridora yakın olan kuyrukta yığılıyor, ben gidip 2 yan kasada 3-4 sıra erken işimi halledebiliyorum.

Bankamatikte de bahsettiğin şey daha dün oldu, bir kişi "çalışmıyor" dedi diye herkes tek atm'de kuyruk olmuş, ben işimi hallettim gittim.

Havaalanlarında da girişlerde benzer manzarayı görebilirsin, 5m ilerde boş kontrol noktası varken millet ilk sıralardekilerde 10m kuyruk yapmış.

Ben bunu gözlem yapmak yerine çoğunluğa uyma üşengeçliğine bağlıyorum
  • kimlanbu  (02.11.16 10:37:47) 
yahu bunun koyunlukla aptallıkla alakası yok.
ne kadar keskin düşünceleriniz var gençler. tam da uzun ve ekibinin insanlara evrilmişsiniz.

bu çok doğal bir hareket bence.
şöyle bir olay gerçekleşmiştir,

2 kişi gidip çalışan makinede işlem yapmaya çalışmıştır ancak yapamamıştır (anlık hatadır vs..). bu işlem yapamayanların arkasındakiler de durumu görünce diğer kiosklara yönlenmiştir. yeni gelenler de doğal olarak "lan demek ki bu çalışmıyor, bunca insan yanılamaz" diyerekten hiç bakmamıştır.

bu normal bir hareket bence. yadırganacak bir şey yok.
  • teritori  (02.11.16 10:43:55) 
Araştırma, sorgulama yetenekleri zayıf olan insanların bulunduğu bölgeler sanırım, birbirlerinin peşinden gidiyorlar sadece.
Benim başıma hiç gelmedi.

  • peggy  (02.11.16 11:27:27) 
Topluluk psikolojisinin yarattığı ön kabullerle ilgili. Mesela çok sayıda insan bir yerden kaçmaya çalışıyorsa sen neden kaçtıklarını öğrenme ihtiyacı hissetmeden onlarla birlikte kaçarsın. Yani basit, derinliği olmayan konularda çoğunluğun bilgisine güvenirsin. Bunun sorgulama yeteneğiyle alakası yok.


  • harvey  (02.11.16 11:42:59) 
[]

online satış için site önerisi

el yapımı hede satışı için (türkiye içi) önerebileceğiniz bir online mağaza oluşturma sitesi var mıdır?

instagram üzerinden mağaza açmayı düşünmüştüm ama hem sayfanın kişiselleştirilmesi mümkün olmayacak, hem de milletle fazla haşır neşir olmak istemiyorum (kendilerini güvende hissetmeleri adına).

not: gittigidiyor, sahibinden vs. yerine direkt kendi mağazamızı açabileceğimiz bir sistem olursa şükela olur.

 
Bunun icin site alman ve e ticaret scripti kurman lazım.


  • kvlknctk  (30.10.16 23:13:24 ~ 23:15:58) 
sanalpazar belki


  • kobuzchu kiz  (30.10.16 23:22:21) 
En bilindik kullanildik yerler senin soylediklerin. Onun harici n11 ve hb gibi yerlerde dukkan aciliyor ancak belirli kriterler ve aidatlar var.

Kendi sistemimi olusturuyum dersen hazir paketler var. Onlardan dusunebilirsin ama ilk etap guvenilirligi konusunda ciddi sorun yasarsin tuketiciyle. Kvlknctk'nin dedigi gibi webmaster ile daha pro seviyelerde olusum gerceklestirebilirsin.


Kendi dusuncem ise; bu konu uzerinde calisacak, emek harcayacak, belirli bir seviyede ortalama gelir elde edecek ve minimum seviyede yatirim yapma niyetindeyseniz ilk olarak hazir paketli sitelerde kurup instagram, facebook, twitter vb. platformlarda hesap acarak satisa baslamaniz olacaktir.

Kendinize ve sattiginiz urune guveniyorsaniz dedigim gibi yapin. Ailede ya da etrafinizda calismayan veya ogrenci varsa alin ona 300-500'luk telefon. Harcligini da verin karnini da doyurun, o sizin satis kanallarinizi surekli kontrol etsin ve belirli zaman araliklarinda paylasim yapsin. Kendi cihazinizda da oturum acarsiniz ve her seyi anlik kontrol edebilirsiniz. Etrafta biri yoksa da home office calisacak birini cok rahat bulursunuz. Maas verirsiniz oyle cok ucuk olmayan tutarlarda.


E-ticaret sitesi olusturmak, reklam organizasyonu gerceklestirmek, siteye musteri cekmek, gelen musteriye urun satmak, satin al ekranindan sonraki zaman diliminde hizmet etmek falan ciddi surec ve emek ister.

Ya ulkemizdeki yukarida da belirtilen gibi ticaret sitelerinde satis yapin ya da dedigim gibi bi' sistem olusturun.
Yatirim maaliyeti sorun degil, nasilsa is patlar diye dusunuyorsaniz da vizyonu arşa varabilecegini dusundugunuz bi' webmaster'a site yaptirin. Gerisi kismet. :)
  • isott  (30.10.16 23:36:24) 
etsy


  • sayns  (31.10.16 00:04:47) 
Shopify. Fakat sanildigi kadar ucuz degil sanki. Ayrica paypalin de gitmesiyle sahis sirketi olmadan kredi kartiyla odeme alma sansiniz yok orda.


  • klar  (31.10.16 01:05:51) 
[]

hazır köfte bozulmuş mudur?

ısıl işlem görmüş bir ürün değil, bayağı kırmızı etten çiğ köfte. alınca buzluğa atmıştım, iki üç gün önce pişireyim diye çıkarıp buzdolabına koydum. orada kalmış. skt'si 5 ekim.

direkt buzluktan çıkarıyor olsam endişe etmem de verilen koşuldaki köfte, herhangi bir koku ve görüntü bozulmasının da olmadığı göz önünde bulundurulduğunda atılmalı mı yoksa pişirilebilir mi?


 
Yani üst kısımdan alt kısma mı koydun? Eğer dondurup oda sıcaklığında çözmediysen göm gitsin. İnce yapıp iyi bişir bir de.


  • herp  (29.10.16 23:41:22) 
aynen, oda sıcaklığında çözülmedi. satın alındı, buzluğa konuldu, buzluktan alt kısma geçirildi, burada iki üç gün bekledi. iyi pişirmeden zaten tahammül edemiyorum ete, ince yap dediğini tam anlamadım yalnız.


  • knight of cydonia  (29.10.16 23:45:27) 
%1 hasta olma ihtimali hayatini cok etkilemeyecekse göm gitsin.


  • robokot  (30.10.16 00:24:27) 
kokmuyorsa vur gitsin.


  • teritori  (30.10.16 00:31:32) 
buzlukta durduysa bişey olmaz, göm gitsin.


  • eksimeksi  (30.10.16 00:46:36) 
o kadar çok göm dediniz ki tırstım şimdi. umarım gömülen tek şey köfte olur.

herkese afiyet olsun.
  • knight of cydonia  (30.10.16 01:29:45) 
sen arkadaşlara bakma. göm gitsin.


  • aşksız prens  (30.10.16 02:46:09) 
Afiyet oldu mu


  • robokot  (30.10.16 14:20:09) 
yaşıyorum, bir sorun yok. bahçede beslediğim sokak kedisi sacit de dün aynı köfteden yedi, onda da bir sorun yok gibi duruyor.


  • knight of cydonia  (30.10.16 17:47:16) 
[]

interneti aşırı yavaşlayan var mı?

sb.




 
Zaten akk büyük bir darbe vurmuşken 2-3 gündür akşam 8-11 arası rahatsız edici yavaşlık var.


  • new day new life  (25.10.16 22:17:26) 
bu yavaşlık değil resmen yavşaklık


  • yerden sert orta  (25.10.16 22:41:30) 
bende de var. SO fiber 25mbit. youtube videolari yuklenmiyor bazen. bazi sitelerde yavas instagram falan. sozluk hizli. reddit hizli ama.


  • jedilance  (25.10.16 23:15:45) 
hızı yazmak için speedtest'e gireyim dedim, sitenin yüklenmesini abartısız yarım saat bekledim. yüklendikten sonra da 0.03 ile 0.02 arasında gidip geldi indirme hızı.

düzeldi şu anda ama daha önce bu kadar yavaşlamamıştı bu saatlerde, garip.
  • knight of cydonia  (26.10.16 00:09:27) 
(git: 1132889)


  • teknikekip  (26.10.16 10:09:07) 
[]

aşırı hızlı kirlenen ev

mutfaktan geliyorum. adeta önce ıslak terlikle tüylü bir halının üzerinde dakikalarca tepinmişim, sonra terliğin altındakileri mutfağın zeminine serpmişim gibi pis şu anda yerler. halbuki iki üç gün önce süpürüldü. işin garibi, evin diğer odalarında bu problem hiç olmuyor. bir kere temizleyince makul bir sürede kirlenmeye başlıyor yerler. mutfakta da tezgahlarda falan sorun yok, tek sorun yerde.

evde terliksiz dolaşmıyorum, dolaşamıyorum şu yerdekiler ayağıma değecek diye. giydiğim terlik de lastik. acaba yerdeki toz kir, mutfak zemini ıslanıyor ve sonra da lastik terlikle eziliyor diye mi birleşip kire dönüşüyor? eğer bu teorim doğruysa, ne tür bir terlik almalıyım ki bu hedeyi yapmasın? süpürgem de kocaman bir şey, iki günde bir ortaya çıkarıp evi süpürmekten gına geldi artık.


 
Ev giriş katı ya da sokak girişine yakınsa sürekli toz olur. Şehir kirliliğinin fazla olduğu ilçelerde daha da çabuk olur tozlanma.


  • neferkitty  (23.10.16 21:07:01 ~ 21:07:21) 
giriş kat ev ama camlar kesinlikle açılmıyor. toz da mesela kitaplıkta, tezgahlarda, masalarda falan yok. kitaplığın tozunu en son ne zaman aldım hatırlamıyorum örneğin. ama yerleri iki gün silmesem hemen leş gibi oluyor.


  • knight of cydonia  (23.10.16 21:26:04) 
başka terlik kullan bakalım yine olacak mı.
terliklerin altı tozları/ halı havlarını filan çekiyor, nemli ortamda yere yapışıyor olabilir.

  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (23.10.16 23:06:48) 
balkon önlerine ve mutfak girişine paspas koydum, banyo girişinde yerde ayak havlusu var, her hafta evi ve balkonları süpürüp paspaslıyorum. 1 hafta temizlik yapmasam dediğin gibi oluyor, ev ana cadde üzerinde olduğu için cam, pencere açarsam böyle oluyor. doktor terliği kullanıyorum tavsiye ederim


  • kimlanbu  (24.10.16 09:58:45) 
[]

kan aldırıp kanı almak

garip bir soru olacak ama evet, soru başlıktaki gibi. hastaneye gitsem, şöyle 100ml falan kan aldırsam, o kanı alıp eve götürebiliyor muyum?




 
zamanında itiraf.com'da bi hikaye okumuştum. hikaye çok düzmece duruyor ancak belki fikir verir.

bakire olmayan bir çiftin evlilik gecesinde kızın ailesine kanlı çarşaf göstermeleri gerekmiş. damat hastaneye gitmiş, "ben ressamım, yeni bir proje için kanla resim çizeceğim, kendi kanım lazım" demiş. hastanedeki hemşire de kanı vermiş.
  • harzem  (22.10.16 22:54:06 ~ 22:54:14) 
Alamazsınız, yasak.
Hatta aciliyeti olan durumlar için bile olsa kanun bir yerde alınıp sonra sizin tarafınızdan ilgili laboratuvara iletilmesi bile yasak. Gerekirse bu transfer kurum çalışanı kuryeler tarafından yapılıyor ancak sizin elinize dolu tüp verilmiyor.

  • balik kraker  (23.10.16 00:06:34) 
Uygulamada özellikle devlet hastanelerinde (şimdi doğru kelimeyi seçmeye çalışıyorum ama beceremedim pek) gevşeklik söz konusu olabiliyor. Kaldı ki orada bile hastane sınırları içinde kalır. Ve pek cok zaman çalışanın insiyatifi doğrultusunda esneklik olur. Çok istisnai durumlarda yine çalışanın insiyatifi ile kani elinize tutuşturup sağa sola göndermişlerdir ama yasaktır.

Herşeyden önce tahlili yapan laboratuvarlar akredite alan güvenilir birimlerdir. Calisilan numunenin de doğru şartlarda temin edilip uygun koşullarda saklanarak ulaştırılması, kontaminasyon veya farklı risklerin bertaraf edilmesi gerekir. Çünkü çıkan sonuç hukuki durumlarda kanıt niteliği bile sağlar. Bu yüzden sizin doğru koşulları sağlayıp sağlamadıydınız bilinemeyecegi için size vermezler.
Ikincisi bu tip materyaller biyolojik doku örneği sınıfındadır. Mahremdir. Istismara açıktir. Aslında rutin prosedürde kan alma yapılırken bile.hastanin kimliği görülmelidir. Yapılacak işlem ve sonuclari hakkında sözlü bilgi verilmeli ve rızası alınmalıdır. Bu yüzden bunun güvenliğini sağlamak kurumun işidir.ama bizde dakikada 3 hastadan kan alınır, alınırken hasta bolca azarlanır, sanslıysa tüpler karıştırılmadan doğru testler yapılır.
Üçüncü olarak bu tip materyaller tıbbi atık kategorisindedir. Bertarafı için özel kurallar vardir; aksi kamu sağlığı için tehdit oluşturabilir. Vermezler.
  • balik kraker  (23.10.16 09:55:03) 
Ben gen testi yaptırmak ve kliniğe götürmek için 6-7 tüp kan aldırmıştım.


  • agharta  (23.10.16 14:03:32) 
[]

buharlı pişiricinin içinden gelen kahverengi sıvı

ulan ne iğrenç bir başlık oldu be. neyse, olaya geçeyim.

eskiden alınmış, artık piyasada olmayan bir beko marka buharlı pişiricim var. şu resimdeki: mcdn01.gittigidiyor.net

pişirme işleminin ardından o alttaki haznenin dışını deterjanlı süngerle siliyorum, sonra da içine bol su doldurup iki üç kere çalkalamak suretiyle duruluyorum. bir iki hafta önce yemek hazırladıktan sonra, yıkama esnasında aletin içindeki su aksın diye ters çevirdiğimde kahverengi bir sıvı aktığını gördüm bir miktar. böyle hafif sulandırılmış soya sosu gibi rengi. pis bir kokusu da yok. bu olduğunda pişirdiğim şeyler: tavuk, brokoli, bezelye, mısır, pirinç. onlarca kez yıkadım, çalkaladım, artık sıvıdan eser kalmadı, aleti kullanmaya devam ettim.

az önce yıkarken aynı sıvının yine geldiğini fark ettim. pişirilen şeyler: patates, pirinç.

bu sıvının nedeni ne olabilir acaba? iki seferdeki tek ortak şey pirinç ama o da öyle koyu renkli bir sıvıya niye neden olsun ki?

 
tam kurumadan hazneyi tepesine koyuyor olabilir misiniz?


  • gotic  (19.10.16 23:37:51) 
bir kere yaptım onu ama zamanlama olarak bunlara denk geliyor mu hatırlamıyorum. yine de içinden kahverengi sıvı çıkmasına nasıl neden olabilir ki bu?


  • knight of cydonia  (20.10.16 00:09:32) 
bu kahverengilik pas olabilir mi? ya cesmeden gelen su pasli olabilir ya da aletin icinde bir yerler paslanmis olabilir.


  • idexo  (20.10.16 08:40:32) 
hmm, pas en mantıklı neden gibi duruyor. içme suyu koyuyorum içine, o yüzden su kısmı mümkün değil ama içeride bir şeyler paslanmış olabilir evet. bir daha aynı sıvı gelirse kokusuna daha fazla dikkat edeyim, oradan anlaşılır herhalde.


  • knight of cydonia  (20.10.16 09:42:21) 
[]

budo hala kabataş'ı mı kullanıyor?

sb.




 
bilet aldım bugün, sitede hala kabataş yazıyordu da emin olamadım ben de.


  • knight of cydonia  (14.10.16 00:50:46) 
evet budo açık


  • Big bada bum bum  (14.10.16 01:41:06) 
budo hariç diğerleri kapandı, budo devam.


  • manuel mandalina  (14.10.16 10:17:06) 
[]

türkçede to property

çeviri yaparken şöyle bir cümleyle karşılaştım:

you must supply a to property.

şimdi buradaki to property benim google'dan bulduğum "test object property" ile aynı şey midir acaba, yoksa farklı mıdır? bir de türkçeye nasıl çevirebilirim?

 
contexti bilmeden cevaplanacak bir soru değil (bunun gibi çok spesifik kısaltmaları çevirmede yardım isteyenlerin context vermesi lazım, yoksa nereden bilinecek).

"test object property" anladıgım kadarıyla programlama ile ilgili bir şey. context de buysa, olabilir. yok alakasızsa, pek ihtimal dahilinde değil.
  • 507  (24.09.16 10:58:33) 
context direkt olarak bende de yok ne yazık ki. bir web sitesinde çıkan bir hata kodu bu, yani bilgisayarla alakalı ancak daha fazlasını ne yazık ki bilemiyorum.


  • knight of cydonia  (24.09.16 16:26:15) 
o zaman ya "test object" ya da kısaltma olmadan yönlendirme belirten "to" anlamındadır.


  • 507  (24.09.16 23:52:34) 
[]

iki adamın kadın karakterleri oynadığı türk dizisi

sanırım. dizi yani sanırım, film de olabilir. tv8'de (muhtemelen) beş on dakika izlemiştim. iki erkek oyuncu var, kadın karakterleri oynuyorlar. köyden şehre gelmişler, kocaları da bunları aldatıyordu onların peşinde koşuyorlardı. bu başrol oyunculardan biri hatta türk telekom reklamlarından birinde de oynadı.

şunu buluverin be duyuru ahalisi.


 
Sebahat ve Melahat


  • yineiyisinoxford  (18.09.16 22:29:43) 
[]

eve giren fare ile alakalı sorular

sevgili duyuru halkı, dün gece hayatımın en berbat gecesiydi net olarak. yatakta uzanmış dizi izliyorken, bir anda kapının yanından fıyttırarak geçen bir karaltı ile başlayan hikayem,.. oğlum ne birikmiş içimde ya, nasıl bir giriştir bu allasen. her neyse, evime fare girmiş. üstelik bir değil, iki de değil, tam üç tane! bahçeden girmiş olmaları olası, açık buldukları bir anda herhalde içeri intikal edip kanepenin altında falan saklandılar, gece de ortaya çıktılar deyyuslar. böyle minnak şeyler, sıçan falan değil yani.

tabii her türlü haşerattan fazlasıyla korkan ben, fareyi gördüğüm andan itibaren iptal oldum. alelacele bir ilaçlama şirketini aradım, gecenin bir yarısı gelip ilaçladılar evi. istasyon falan da kurmuşlar, bayağı fare zehri koymaya denkmiş o da anladığım kadarıyla. bir de bahçede, yan tarafta hafif harabemsi bir ev var eski püskü, orada da yuvası olduğunu tespit ettiklerini ve evin içindekiler hallolunca oradaki yuvayı kurutmak için bir kez daha ilaçlama yapılması gerektiğini söylediler. ben tabii donla dışarı fırlamış, panikten eli ayağı titrer bir vaziyette olduğum için fırsattan istifade 400 lira alarak beni bir de güzel söğüşlediler. mal mısın diyeceksiniz ama kusura bakmayın, panik atak geçirirken pazarlık yapamıyorsunuz.

TL;DR: bahçe kat evime fare girdi, haşerat fobim var, ilaçlamacılar kazıkladı.

neyse, şimdi sorularıma geçeyim. bu sorular, yukarıdaki metin göz önüne alınarak cevaplanacaktır.

1. önceliğim evdeki fare leşleri. panik halinde adamlara soramadım bile fareler yakalandı mı diye ama anladığım kadarıyla yakalamadılar. şimdi 48 saat eve girme dediler, ben iki gün sonra eve gittiğimde orada burada (veya kuytu köşede, zoolog değilim) fare ölüleri olacak. benim onları almam asla mümkün değil. bir temizlik şirketini falan arasam, hem evi temizletsem ilaçtan falan dedim de, eve gelecek kadın da ölü fare temizler mi acaba diye düşünüyorum. ne yapmalıyım, ne etmeliyim? (korkma, faraşla al, bir şey olmaz diyeceklere peşinen not: yardımcı olmuyorsunuz.)

2. fare girip orada burada takıldı ya şimdi, her yer mikrop oldu haliyle. ortalıktaki tava, tencere gibi eşyalar, veya ne bileyim işte koltuktu giysiydi, bunları nasıl temizlemeli? ekstra bir şey yapmaya gerek var mı?

3. uzun süredir kedi beslemek istiyordum, bu olayla birlikte bu işi hızlandırayım dedim. bir kedi sahiplensem fare sorununa çözüm olur mu? şirketin bahsettiğine göre çünkü bir müddet sürermiş o yuvanın kurutulması. en azından bu süre içerisinde eve girmesini önler mi kedi?

4. eve üç dört yere istasyon kurmuş adamlar, bir de sıvı ile ilaçlama yaptık, farelerin bıraktığı ve diğer fareleri çeken kokuyu kırar ve dezenfektasyon sağlar dediler. gece yarısı çağırılmış bir ilaçlama şirketi de olduğunu düşünürsek, bu uygulamalar için 400 lira uçuk bir rakam mıdır, yoksa çok abartılı değil midir?

5. elektronik cihazlar varmış fareleri ve böcekleri uzak tutan, düşük frekansta mı ne ses yayımlıyorlarmış. bu aletler işe yarar mı harbiden? fiyatları da tuzlu çünkü, alıp bir kenara atılacak cinsten değil yani.

herkese şimdiden teşekkür ederim. faresiz günler sizin olsun.

 
hiçbir tecrübem yok tamamen götten atarak yazıyorum, sırf bir şeyler yazmış olmak için:

1- böyle faraşla değil de oldukça uzun bir kürek ve uzun bir süpürge iş görebilir. hatta her ne kadar alakasız görünse de ele takılmış 2-3 çift ameliyat eldiveni özgüveni oldukça arttıracaktır.

2- şöyle bir çamaşırlı su ile etrafı silmek iş görebilir. ya da eve gelecek kadına dezenfekte edici şeyler kullanmasını söyleyebilirsiniz.

3- kediyi iyi seçmek lazım, fareden korkanı da var bunların(bizde vardı). ama ufak fareler ise kediler genelde yakalıyor bunları. ha bi de çevrede varsa fareler, kedi bunları öldürüp eve getirebilir. size sunum yapmak adına. (kürek kesin lazım artık)

4- çok şeyetmemek lazım bence paraya, alma şansı da yok geriye sanki. dolayısıyla üzerinde pek durmamak lazım. farelerden kurtulduysan değmiştir.

5- yalan dolan diye duydum onlar fakat detaylı bir araştırma yapmak lazım.

TL;DR götten attım, okumayın
  • yasli ateist  (31.08.16 00:26:08) 
Adamlar sana gece tarifesi acmis. Eve girdiginde fare olusu vs gorursen ara gelip alsinlar bi zahmet, eger gelemeyiz edemeyiz derler ya da tekrar para isterlerse o fare aletlerinden alacagini ima et ya da fatura kesmedilerse fatura iste buyuk ihtimal o zaman gelirler:)

Evi muhakkak cok iyi temizlemen lazim arkasindan, fare pis hayvan ustelik de her delige girebiliyor ama seninkilerin cok girme sansi olmamistir hemen gordun sanirim o gece. Yine de tabak canagi kesin makinede yuksek derecede yika.

Kedi alirsan fare kedinin kokusuna bile gelmiyor diye duydum ama kedisine gore degisir diyen arkadasa da katiliyorum. Bazi kediler farenin oyuncagi oluyor, soyle atarli bi sokak tekiri bulman lazim. Durduk yere Tom ve Jerry'e donmesin ortam.
Gecmis olsun.
  • sindustrial  (31.08.16 00:38:14) 
Geçmiş olsun. Hemen cevaplara geçelim.

Nerede, nasıl bir muhitte yaşadığını bilmiyorum. O yüzden biraz havada kalabilir önerilerim.

1. Temizlikçi bir kadın yerine erkek bul. Vardır bir yevmiye verip bu işleri yapacak emekçi insan. Bu kişi bahçeyi de şöyle bir düzenden geçirir. Evin yakınında metruk bir bina ya da kulübe varsa, onu da hallediverir. Yıkar bozar demiyorum ama oraya bir çeki düzen verilirse fare yuvalanamaz kolay kolay.

2. Çamaşır suyuna gerek yok, rahat ol. ama ortalıktaki tüm çamaşırları, bulaşıkları bir tur yıka. bilmiyorum evin içi nasıl, gardırobun içi komple ilaçlandıysa, fareden ziyade ilacın zararı var. Titiz birisin herhalde bencileyin.

3.Bir kedi sahiplen, ama evcimen olmasın. Bahçede kedi besleyen birinin kedi yavruları varsa al birini. Kedinin orayı sahiplenmesi gerekeceğinden bir zaman geçer tabi. Fareler kedi kokusundan bile korkar. Kedinin varlığı yeter. Evcimen olmayan kedi avcı olur. Kaynak bahçe zaten. Bahçede yaşatsan kediyi eve fare gelmez. Kediyi al, alıştır, süt ver, ekmek ver ama et verme. Al bazen evin içine, etrafı gezsin, kokusunu bırakır. Hem de gözler. Bu esnada aykta dur sende, onu izle. Kediler sever bunu. Tecrübeyle sabittir.

4. Bu tarz solüsyonların tümü pahalı zaten. Yazın bazı belediyler neden sinek ilaçlama yapmaz, düşünmeli değil mi? Dezenfekte filan abartı ama en fazla 50 lira kazıklanmışsındır.

5. Kediyi alırsan, mırlaması, gırlaması yeter.

Ek öneriler:

Fare kapanı al birkaç yere kur yapabilirsen. Olmuyorsa boşver.
Yemek yedikten sonra ortalığı temizle. Açıkta kemirerek ulaşabilceği gıda ürünü bırakma. Orada burada ekmek kırıntısı, gıda parçası fare için cennettir. Adam aç.
Naftalin al, oraya buraya serp. Fare sevmez bu kokuyu. Kaçar.

Kolay gelsin.
  • zagem  (31.08.16 00:50:49) 
komple bir cevap vereyim o halde:

şimdi eve yeni taşındığım için tüm giysilerim açıktaydı, valizlerin içinde ve ağızları da açık vaziyetteydi. hepsini bir yıkamak gerekecek onların zaten. dışarıda duran tabak çanak için de ne yazık ki bulaşık makinem yok, artık sıcak suyu açıp eldivenle geçeceğim herhalde.

bir de tam akşam yemeği yemiştim, buharlı pişiricinin içinde balıkla pilav kaldı. fareler onları da kurcalamış mıdır acaba, kurcaladıysa onları da sıcak suyla ve bol deterjanla yıkasam sorun olur mu ki?

şimdi kazıklanıp kazıklanmadığımı bilmem mühim çünkü ona göre aynı adamları aramayacağım artık. 50-100 lira yüksek fiyat vermiş olmalarında problem yok, muhtemelen pazarlık payı bırakmışlardır ama işte ben o anki paniğin içerisinde pazarlık falan düşünemedim. yoksa sıkı pazarlıkçıyımdır hani. (yalan.)

kediyi sokaktan sahiplenmek istiyorum direkt, buralarda hatta annesinin bıraktığı bir grup sütten yeni kesilmiş yavru kedi var. anne sürekli doğuruyor, bir süre sonra bırakıyor, bunlar da hemen ölüyorlar. biri kurtulur en azından. yalnız kediyi bahçeye çıkarıp çıkarmama konusunda kararsızım. bahçe böyle ariel, omo reklamlarında ev hanımlarının çamaşır iplerine özgürce çarşaf astığı tarzda bir bahçe değil zaten, ufak terasımsı bir şey. hele de kedi öyle fare falan bulup getirecekse bana aman diyeyim.

bu arada yukarı yazmamışım herhalde, evin bitişiğindeki apartmanın zemin katı kullanılmıyor, izbe bir halde. orada yuvaları varmış zaten farelerin, ilaçlamaya gelen adamlar tespit ettik dediler, oraya da istasyon kuralım ki kökü kurusun, yoksa sorun devam eder dediler ki mantıklı gayet.

şu kadar yazdığım şeyi bıkmadan okuyup, üstüne bir de cevap yazdığınız için her birinize sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. stuart little izlediğim çocukluk günlerime de lanet olsun.
  • knight of cydonia  (31.08.16 03:04:47) 
[]

windows güncelleştirmeleri yapılandırılamadı

kendi bilgisayarımın ıskartaya çıkmasının akabinde akrabadan ödünç aldığım ve en azından bir yıldır açılmamış olan, win 7 işletim sistemli bir laptopu kullanıyorum iki üç gündür.

şimdi bu alet kendi kendine hırs yapmış ve illa güncelleştirme yapacağım demiş. yapmaya çalıştı da garibim ama bir yerden sonra şu hatayı verdi:

"Aşama 3/3
Windows güncelleştitmeleri yapılandırılamadı
Değişiklikler geri alınıyor...
Bilgisayarınızı kapatmayın."

saatlerdir böyle bilgisayar. düğmesinden kapattım ben de (çünkü tam bir asiyim), güvenli modda açtım ancak güvenli modun başında da aynı şekilde takılıyor. anladığım kadarıyla uzun süre boyunca güncelleme yapılmayan bilgisayarların başına gelebilen bir problemmiş. internette bulduğum tüm çözüm yöntemleri en kötü ihtimalle güvenli modun açıldığını varsayıyorlar ancak bir türlü ulaşamıyorum içeriye.

ne yapmam gerek, fikri olan?

 
normal acacaksin pcyi.
bi ekran gelecek sistem duzeltmesi falan filan.
onu yaparsan duzeliyor.
  • kingcyrax  (30.03.16 00:33:41) 
yaptım onu ama sonuç aynı.


  • knight of cydonia  (30.03.16 01:00:20) 
ne oldu o yapıldıktan sonra? direk sistem acılmadı mı?

onu yaparken biraz bekleyeceksin.
1 saat falan bekleyince acilmasi lazım ama?
  • kingcyrax  (31.03.16 12:21:02) 
1234  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.