Ekşi Duyuru

Uyucaksın kardeş.Ara öğün mü tavsiye edelim?

oyun oyna boş zamanın oluyorsa.
age of empires tarzı oyunlar bayağı zaman geçiriyor.

açıyorum dizimag'den bir dizi, izliyorum hafız. Vakit geçmiyor yoksa. Yarım saat kala markete filan da gidebilirim dizi sarmazsa.

serin bi yerde kitap okunuyor. uyuyorum. anca böyle.

süleymaniye'nin bahçesinde güzel uyunur bak. koca koca adamlar atıyorlar kartonları horul horul uyuyorlar. güvenlik sorunu da yok mis gibi. atacan bi karton uyuyacan. o adamların kafasında olmayı hep istemişimdir.

dizi-film izlenebilir. ama ramazan dolayısıyla oruçlu olduğum vakit içerisinde yabancı şeyler izlemiyorum. orucu sakata atmayalım.
ama genelde uyuyorum ben de.

bende şey oluyor saat 6 civarı bir açlık ağrı gibi bir şey giriyor, bazen 7ye doğru da sarkabiliyor. sonra bir şeyle uğraşınca unutuyorum.

uyku, internet, dizi (işler güçler, l&m)

ay hayır ne oyunu ya. hele lol falan tam bir sinir zıplatmacası. en güzeli uyku. uyku olmasa bile uzanmak.

ilgi alanınıza göre; gazete, dergi, kitap, film, dizi, oyun, sohbet gibi aktivitelerle geçirmek pek bir hoş oluyor.

Ekonomi neredeyse, populasyon neredeyse haberler de elbet oradan olacaktir. Ülkemizde de ekonomik güç 2-3 merkezde toplandigi icin bence yerel gazeteler etkin olamiyor. Mesela almanya'da boyle degil, orada hem nufus cok daginik hem de soyle ya da boyle ekonomik hareketlilik daha fazla. Tabi eyalet sistemi de bunu biraz destekliyor.

yerel kanalların güçlenmesi şart tabi, ancak amerika hariç dünyada da genel durum bu aslında. iletişimin maalesef ki akış şeması batıdan doğuya doğrudur, amerika kapital'in beşiği olduğundan bu şemanın yönünü belirliyor. onun dışında türkiye gibi ülkelerde istanbul nüfus yoğunluğu açısından, ankara siyasi sebeplerden üst sıralarda yer alıyor medyanın hakimiyeti konusunda.

sınava nasıl hazırlanılır kısmı için;

önce seviyeniz önemli. seviyeniz iyi sayılır ise cambridge ve kaplan'dan çalışmanızı öneririm. ben normal sınavdaki gibi bilgisayar programı üzerindne çalışmıştım. cambridge writing biraz daha değişik ama sınava göre.

bilgisayar üzerinden bir sınav olduğu için mutlaka şu bilgisayar programlarına çalışın, yoksa sistemini bilmediğiniz için İngilizceniz iyi olsa bile zorlanırsınız.

İyi puan kaçtan başlar bilmiyorum tam açıkcası, yani yurtdışı okulları nasıl. Ben 105 aldım bu arada, iyi bir puan bu mesela. Fakat 80 de iyi bir puan olabilir okuluna göre, daha bilen birileri buna cevap verir. :)

edit: 185 dolar sınav bu arada, bilmiyorum biliyor musunuz.

antalyaya belki alışamayabilirsin ama izmir ve ankarada pek sıkıntı çekeceğini sanmıyorum.Özellikle izmirde daha rahat edersin.

ben de aynı durumdayım, ankara'dan neredeyse nefret ediyorum hiç ısınamadım, izmir'i seviyorum, kordon mordon, insan profili falan çok güzel de hacı en büyük eğlence yeri alsancak kadıköy'ün iki sokağı kadar yok. istanbul'da aradığın her şey her yerde var, konserler etkinlikler burada falan filan. tamam istanbul'un çilesi de çok ama vapura binince unutuluyor be :)

istanbuldan tasinacaksam olsam bu ancak baska bir metropole tasinmak icin olurdu. kucuk sehire dayanamiyorum fazla.

ben başka şehirlere alışamadım. dönüp dolaşıp istanbul'a geldim. şimdi işsizim. başka şehirlerde iyi maaşlı işler var. ama gitmiyorum. az maaş olsun istanbul'da olsun.

Yasamaya yasanir da istanbullu olan biri hep eksikligini hisseder. Izmirde vapura binince izledigin tek sey duz bi deniz ve cirkin bi sehir goruntusu. O zaman isranbul'un manzarasinin kiymetli oldugunu anliyor insan. Yine de kisiden kisiye degisir bu tur hisler.

istanbulda doğmuş büyümüş birisi olarak, izmirde yaşarım gibime geliyor, ankara mevzubahis bile değil .

Kişilikle alakalı bence, Tekirdağ' da doğdum, büyüdüm ben, üniversiteyi Ankara' da okudum, alıştım, 13 senedir İstanbul' da yaşıyorum, alıştım.

doğulan büyülen yer istanbul ve üniversite için 7.5 yıl yaşanan yer izmir.

karar: cık !

izmir'de kesin olarak yaşanmaz biliyorum.

o kızların gerçek hali kıçımın kenarı. resmen sanayiye sokup kaporta cila tepeden tırnağa değiştiriyorlar, iğnesine silikonuna varana kadar hemde. yoksa onlar gerçekte güzel falan değiller.

al buda videosu hatta
www.odatv.com

benim bildiğim parayla felan diil baya gönül bağı ile yapıyorlar o işi. bi ton aile var hatta kızımızın aklını yıkadılar diye gezen.

tahtakale'de bunların spotlarından bolca var.öyle çok bir şey de istemiyorlar.

Ben de sekmelerde geziyordum aga bu nedir diye konu açacaktım duyuruya

OLAYIN ne olduğu konusunda bir fikrim yok

adnan oktar başlığı altına yazmıştım ben bunu , zaman zaman değişen , her programda gözükmeyen kızlar , mesela very big cat you dediği kız ice ajansa bağlı amerikalı bir manken . yine programa çıkan 1-2 mankenle daha konuşmuştum. adnan hoca çağırıyor çekime sürüyle kızı , bir kaç tane ayı geçiyor karşılarına aradan karpuz seçer gibi seçiyorlar , parasını verip çıkarıyorlar programa. ama sabit duran bu garip kadınlar ne amaçla yapıyor bilmiyorum.

eksisozluk.com

tabi ki la 1 sene iyi olur öğrenir gelirsin. herşey pratikte biter. ilk 3 ay sıkıntı çekersin sonra şakır şakır.

edit: part time çalışabilirsin. zaten ordaki işlerin çoğu part time. muhattap ve başvuru için belediyeye başvurulabiliyor diye biliyorum.

aktif olursan 6 ay bile yeterli olur zannımca.

1 yılda türkiye'de kurs verebilecek kadar öğrenirsin. benim bi akraba 1 yıldan az avustralya'da yaşadı geldi türkiye'de özel ders verdi amk.

hayalimdir bu, sökersin tabi ama ders desteğiyle de yapman gerek.. Bu arada

@freekara 1 yıl kalmak istesem ya da istediğim kadar, ne gibi bi' yasal süreç izlemek gerek?

1 sene her hangi bir Türk ile muhattap olmadan ve minimum Türkçe konuşarak yaşarsan gayet iyi ingilizce öğrenebilrsin.
Chicago'da aylık masraf 1200-1500 dolar civarı olur. Ancak buna lüks harcamalar dahil değil.
Kaçak çalışılmıyor diyemem. Ama tavsiye etmem. Yakalanırsan başın ağrır. Ülkeden sınır dışı edilirsin.

geçenlerde austin powers goldmember ve the dictator izleyip gulmuştum

peter sellers'tan the party

envy

mean girls.

ya da easy a.

airplane

Talladega Nights: The Ballad of Ricky Bobby
Blades of Glory
Semi-Pro
The Other Guys
Megamind

ada zombilerin düğünü

SAĞ SALİM....

sadece izle! Sağdan gösterip soldan çakan bir film.. Karnım ağrımıştı.

bazen videoları xhamster'a falan da düşüyor hatta :)

kızın babası düşünsün kanka sen dert etme. çan varsa kötü tabii o zaman bir şekilde şantaj yapmak lazım asistana bol nottan faydalanmak için. kazan-kazan stratejisi.

bizzat hocaları ayartanlar bile var.

bu bahsettiğin şeyler fazlasıyla araştırma gerekir. o yüzden kısmen kişisel cevabımı vereyim.

1 çok iyi araştırılması gerekir. 3 kişi değil, partiden tüm insanları. ama oy için şu sanatçıymış falan düşünmem hiç. önemli olan işini iyi yapacak olması aynı zamanda bu kişi sanatçı o olur o ayrı.

2 halkı ve memleketin menfaatini düşünmesi. bir de tartışmalarda mantıklı açıklamaları kabullenmeleri. varsa kendi savunmasını gene mantık çerçevesinde getirebilir. bu gene 1'inci maddede dediklerimi içeriyor. kıstas işini iyi yapması ve kendi menfaatlerine çalışmaması.

3 gerçekleri söylerim. yani seçim vaatleri gene yapacağım şeyler olmalıdır. tabii bu strateji işe yaramayabilir. ama yaşanan şu direniş sebebiyle çok basit derdimizi anlatabiliriz. tabii hitap ettiğimiz kişilere. kalan kısımdan oy çalamazsın zaten. nato mermer nato kafa onlar(çoğunluğu). onu ancak sen iktidara gelip hizmet edip güvenini alabilirsin.

4 say say bitmez. şu kadrolaşmadan kurtularak tüm birimleri kendi içinde bağımsızlaştırmak mesela. söz gelimi yeri geldiğinde hukuk bizi de yargılasın. bizi derken iktidar olduğumu varsaydım. sonra eğitim sistemi iyileştirmesi. kısacası göz boyama hizmetler değil, köklü işe yarar hizmetler.

5 ekonomi alanında bir çok çalışma yapılması gerekir. zira özellikle ileriki yıllarda çok kafamızı ağrıtacak. sadece tüketen değil üreten bir toplum olunda ilerlemek için elimden geleni yaparım. mesela tarım önemli bir faktördür. gerekirse teşvik edici şeyler yapılabilir. ve bu sayede çok az da olsa göç soruna dokunur. üretim birinci ilke.

sonrasında eğitimde köklü değişiklikler yapılmalıdır. ders içeriklerinden tutunda üniversite kalitesin kadar. hatta var olan üniversiteler ve yeni yapılacak üniversiteler için gerekli ve yüksek standartlar getirmek ve bu konuda yaptırım uygulamak. öğretim görevlilerinde köklü değişiklikler. kısaca üniversiteleri ticarethaneden çok tekrar ilim yuvası haline getirmek gerekir.

şeffaf bir politika izlenmelidir. bu yüzden medya üzerinde yapılan tüm yaptırımlar için çözüm getiririm. sen işini iyi yaparsan zaten o iyiliği görür millet. yandaş kurumlara gerek yok bunu duyurmak için

şimdilik aklıma gelenler bunlar

6 slogan bulamadım(telif hakları tanımadığım bir direnişçiye aittir asfdasd)

1 ve 2. a) abdüllatif şener ya da ertuğrul günay (akp çıkışlı diye)
b) emine ülker tarhan (hem kadın hem bilgili ve konuşabiliyor)
c) ihsan eliaçık ya da nihat genç (din'i farklı boyutuyla anlatabilecek kişiler)


3. miting yerine kapı kapı dolaşarak, anlatarak. sürekli olarak anlatıp, ziyarette bulunup halk ile birlikte olarak.

4. başkalarını aşağılayarak siyaset yapmamak. yalan söylememek. batacak olsak bile ülke insanlarının onurunu ayaklar altına almamak.

5. başta eşitlik ve genişletilmesi gereken özgürlükler. tabi ki eline silah almış kişilerle görüşmem ama bütün halklar başta anayasada olmak üzere eşit olmalı. ülke yine tek merkezden yönetilmeli ama bazı bölgelerde çoğunluğun isteğine göre ana dilde eğitim vb. olabilir.

seçim barajının %3 yapılması. daha çok insan temsil edilebilmeli.

insanları, grupları birbirlerine öcü gibi göstermek yerine birbirleriyle kaynaştırmak. hatta projelerin çoğunu bunlar üzerine yapmak. birlikten kuvvet doğar. güçlü türkiye böyle mümkün olur. herkesin eşitliği de şart.

eğitimde, sağlıkta, bilim&kültür sanat alanlarında büyük reformlar. çoğu da ücretsiz olmalı.

her tür kıyafete her alanda özgürlük. nüdistler için de ayrı alanlar yapılabilir.

sansürü kaldırmak. özellikle medyadaki sansürü kaldırmak.

her vatandaşı güvende hissettirmek esas olan. bazı suçlara çok ağır cezalar olmalı.


6. biz birbirimizle varız. (olmadı sanırım da bunun gibi bir şey olurdu.)



dipnot: 24 yaşındayım, yaşımın elverdiği tüm seçimlerde chp'ye oy verdim. %100 içime sindi de diyemem tabi. türk'üm. ateistim.

bence ekşi kendi partisini kurmalı amk.

1) Emine Ülker Tarhan, Sırrı Süreyya Önder ve Mustafa Sarıgül.

2) Aslına bakarsan isteğim BDP, CHP ve MHP seçmenine hitap edecek üç kişi olmasıydı ama MHP kadrosunda koyacak isim bulamadım, Mustafa Sarıgül'ü biraz üçü tamamlamak için koydum diyebilirim.

3) Halkı ikna etmek samimi olduğunu gösterebilmeye bağlı. Her ne kadar yukarıda ismini saymış olduğum kişiler genç olmasalar da, parti tabanını genel olarak 40 yaşın altında hatta 20 - 30'lu yaşların çoğunluğunda oluşturmak birincil hedefim olur sanırım. Tabi halkı ikna etmek için de projeleri tüm saflığıyla birebir anlatmak adına kapı kapı dolaşan ve iyi çalışan gençlik kolları yapısına ihtiyaç var.

4) AK Parti'den değil, mevcut tüm siyasi partilerden farkım insan hak ve özgürlüklerine dayalı bir anlayış getirmek olur. Eşcinsel evliliklerin serbest bırakılmasından Cuma gününde işe gitmek istemeyen Müslümman memurun resmi tatilini Cuma günü yapmaya kadar geniş yelpazede her kesimin inanışlarını rahatça yaşayabileceği bir ülke hedeflerdim.

5) Ulaşım açısından demiryollarına ağırlık verirdim. Örneğin İzmir İstanbul arasına yapılıp aradaki mesafeyi 3 saate indirileceği söylenen otoyol yerine, bu iki şehir arasına bir hızlı tren kurardım. Bununla beraber amaç bütün şehirleri hızlı trenlerle birbirine bağlayıp ulaşımı kolaylaştırmak olurdu. 7 bölge için belli başkentler belirlenip, oralar üzerinden civar şehirlerin geliştirilmesini sağlamaya çalışırdım. Ama örneğin tek olacak şekilde değil, misal yatırımların çoğu Erzurum, Diyarbakır, Hakkari, Gaziantep vs. gibi şehirlere bölüşülüp tıpkı İstanbul'un dışa doğru büyüyerek gelişmesi gibi (Silivri'yi dahi içine aldı son 10 yılda) bölgelerin gelişmesini sağlamaya çalışırdım. Bununla beraber şehiriçi toplu taşıma önem verdiğim konuların başında gelirdi. Metrolar da bunun birincil planı olurdu elbette. Ve bir de nüfus planlaması var tabi. İstanbul gibi Türkiye'nin neredeyse 4'te birini barındıran bir şehrin nüfusunun paylaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle İstanbul'da çok da iyi yaşama koşullarına sahip olmayan insanların diğer şehirlerde barınma ve iş imkanlarını devlet eliyle güvence altına alıp İstanbul'u rahatlatır, diğer şehirlerin de nüfus potansiyelini artırmaya çalışırdım. El atacağım kurumlardan biri de tabiki Türk Silahlı Kuvvetleri olurdu. Mevcut durumda zorunlu askerliği kaldırmayı düşünmemekle birlikte, isteyenlerin zorunlu kamu hizmetine çevirebileceği bir sistem haline getirip, zorunlu askerliği kadınlar için de geçerli kılardım. Ama askerlik kavramında bir takım yeniliklere gitmek şart. Askere giden insanların tuvalet temizleyip, patates soyması yerine, kışlalara asker dağıtımının meslek gruplarına göre olmasını sağlayacak bir sistem getirip, askeriyenin otoritesini kullanarak halkın eğitim ve kültür seviyesini artırmaya çabalardım. Örneğin sivil hayatında eğitimden uzak duran bir kişi, askeriyedeki otoriteye mecbur boyun eğmek zorunda olduğundan o otoriteyi kullanarak yabancı dilinden müziğine, edebiyatından diğer sanatlarda alacağı eğitime kadar birçok alanda katılım sağlamak mümkün olabilirdi böylelikle. Askeriye böyle bir amaç için bulunmaz bir hint kumaşı olmakla beraber, kısa sürede ülkenin eğitim ve kültür seviyesini artırabilmek için tek etken yoldur gözümde. Bununla beraber daha özgürlükçü bir sivil anayasa çalışması ve milletvekili olmak için birtakım şartlar getirirdim. örneğin meclisteki vekil dağılımı her meslek grubunu ve sosyal sınıfı temsil edecek şekilde orantılı bir şekilde belirlenmeli (İşçi kökenli, memur kökenli, öğrenci kulüplerinde başkanlık öncülük kuruculuk vs. yapmış insanlar) ve mutlaka yönetim ve ekonomi alanında uzmanlık şartı getirirdim. Örneğin tıp fakültesinden mezun olan birinin milletvekilliğine adaylığını koyabilmesi için, üniversitelerin yönetim ve ekonomiyle alakalı bölümlerden de lisans veya yüksek lisans yapmış olması veya gene üniversitelerde açılacak programlarda bu alanlarda eğitim alarak sertifika alması gerekliliğini şart koyardım. Meclis içi disiplini hat safhada tutmaya çalışır, meclis kürsüsünü şahsi rant ve tartışmalarla işgal eden vekiller için ağır yaptırımlar uygulanmasını sağlar, kavga - dövüş - hakaret ve kaba üslup barındırmayan demokratik bir parlemento oluşturmayı hedef ederdim.

bununla beraber Ar-ge çalışmalarına ağırlık vermek ve kişi ve kurumları desteklemek var. Teknoloji için ABD'deki silikon Vadisi tarzı bir bölge oluşturup bilgisayar yazılım ve donanımı alanında projesi olan kurum ve kişilere destek olurdum.

İçme suyunun ücretsizleştirilebilmesi için çalışmalar yapar, bir evde yaşayan insan sayısına göre aylık belli bir miktar içme suyunu ücretsiz almalarını sağlardım. (Örneğin 4 kişilik bir aile, günde 2 litre kişi başı su içeceği hesap edilerekten aylık 240 litre yani 12 damacana su, içme suyu satan firmalarla makul fiyatlardan anlaşılmak kaydıyla ücretsiz olurdu. Bunun için eczanelerde kullanılan tarzında elektronik bir sistem geliştirmek de şart tabi. Bir ay içerisinde 12 damacana hakkını dolduran aile, kalanlarını gene eski usül parayla satın alacak vs.)

Elekrik, su ve doğalgaz fiyatlarında yenilemeye gitmek de şart. Bunda da içme suyundaki gibi bir evde yaşayan insan sayısı, evin metrekaresi (ısınma için) gibi özellikleri kurulacak bir elektronik sistemle otomatik olarak hesaplanır ona göre atıyorum o evin ocak ayında ısınması için yeterli doğalgaz oranı makul fiyattan satılır ve eğer o limit aşılırsa fiyatta fahiş artışlar sağlanmasını sağlardım. Böylelikle enerjinin tasarruflu kullanılarak çevre kirliliğini azaltacağını da düşünmekteyim, haddinden fazla elektrik - su - doğalgaz harcammayan insanlar için de daha az faturalar anlamına gelmesini sağlardı elbette.

Toplu taşımadan bahsetmiştim zaten ama oraya tekrar dönmek şart. Bireysel araç kullanımını minimize edecek kadar sağlam bir toplu taşıma sistemi kurabilmek için çabalardım. Devlet eliyle kendi otobüsünü kendi üreten bir fabrika kurulup, Mercedes gibi firmalardan satın almak yerine kendi üretim olan araçları kullannarak daha ucuza getirmeyi hedeflerdim. Şehiriçi yollarda bisiklet yollarını yaygınlaştırır, trafiğe ve hava kirliliğine katkı sağlamasını, insanların araç yerine bisiklet kullanmasını teşvik edecek uygulamalar getirirdim. Ayrıca bu ulaşımın yanında insanların spor yapmasına da neden olduğundan, sağlık açısından da halk için oldukça faydalı olacaktır.

Eğitim çok önemli. Lise ve ilköğretimlerin olduğu gibi elden geçirilmesi gerekiyor. Teorik derslerden çok pratik derslere yoğunlaşacak bir eğitim sistemi de şart. Örneğin bir ilköğretim okulunun aynı zamanda bir serası olmalı, çocuklar uygulamalı olarak ekim - biçim işlerini öğrenmeliler. Müzik odaları olmalı ve enstrümanlar ve eğitmenler eksiksiz olarak devlet tarafından tedarik edilmeli.

üniversite giriş sınavları topluca ortadan kaldırılmalı, lise ve ilkokullardaki yazılı sınavlar ÖSYM tarafından (tabiki kadro tamamen değiştirilmiş işinin ehli insanlara bırakılmış olmak kaydıyla) belli tarihlerinde yapılan üniversitedeki vize - final sistemine çevrilmeli. Atıyorum 11. sınıflar 2013 - 2014 güz dönemi Matematik birinci vizesi 14 - 15 Kasım tarihlerinde uygulanacak vs. şeklinde.

vs. vs. vs

6) Slogan kısmını ben bilmem, reklam danışmanlarım bilir.

@materyalist imam: sen parti kursana.

@mrz breezy; ahah düşünmüyorum değil. En büyük hayaalim de insanların "yiyo ama çalışıyo da abi" şeklinde yarı iltifatları olması :D

bi konu belirle. arilar nasil bal yapar?, isvec nasi bi yer, ilk piyanoyu kim yapmistir vs gibi ama seni ilgilendiren ve bilmek isteyecegin bir konu. internette onu arastir. ordan oraya zaten kafadan 2 saatin gecer

yat uyu

www.dizi-mag.com

www.imdb.com

sıra sıra git

o kadar kasıp hukuk kazanmışssın triplere girme. arkadaşlarların kızlarla takılcağın zamanı düşün sıkıntılar geçicek.

lise sonda hukuğa hazırlandıgın gibi ünide 1 sene kas hepsini verirsin. sikertirsin.

arkadaşlar çok teşekkürler moralim feci bozuk 2 nin ana dersleri duruyor 3 ten hiç veremedim ortalama bi senede 7 ders veriyorlar bize .Ama okul gerçekten zor istanbul üniversitesi hukuk

eğer hepsini verisem 2 yıl ama altan derslerim olursa 3 yıl gibi gözüküyor

marmara'da 3. sınıf öğrencisiyim ben de. kanunla hiç sınava girmişliğimiz yok, bi tek geçen sene deniz hukukuyla uluslararası hukuk mevzuatla girmeye izin vermişti o kadar.

ve evet, bu kadar zorluyorlar. bu sene ticaret hukukundan 60 kişi geçebildi bizde mesela, 10'dan yukarı not alan yüksek almış sayılıyor o derece. bi arkadaş 4 kişi puanlarımızı topladık 16 etti diye tweet atmış dün. genel olarak diğer derslerde de 30-40 normal bi puandır 60-70 alınca baya yüksek almış sayılırsın. istisnalar da var ama en az 3 kredili bi dersten 70'in üstünde alan toplasan en fazla 30 kişidir heralde.

ben kamu okuyorum, bence kolay.

okuma, kesinlikle okuma.

hukuk okuyosun. bence bırak iibf bölümlerini ne işine yarayabilir ki? bölümünü bırakıp bi yer mi işleticen? (sahi işletme okuyanlar napıyo??)

sosyoloji veya felsefe mesleğinde bakış açını geliştirmen, fikirlerini yoğurmanda çok işini görür. 2. üninin her zaman okuduğumuz bölümle ilgisi olması gerekmiyo elbette ama senin bölümün zaten oldukça geçerli bi bölüm, ikinci bi meslekle anca desteklemelisin. alternatif olsun diye okuyacağını düşünmüyorum hukuk okuyan birinin, ikinci bölümü.

hukuktan sonra şimdi sosyoloji okyorum aöf de. gayet yararlı. ama kolay olsun diyorSanıZ bence Adalet meslek yüksekokulu okuyun. hem çok rahat okurdun hem de birçok dersten muaf olursunuz.

yatay geçmek isteyip geçebileni görmedim hiç. daha kötü durumda da olabilirdin haline şükret.
twitter.com
twitter.com

bugün mutsuz olmak için bir sebep yok hepimiz çoşkuyla özgürlüğümüz için nöbetleşe savaşıyoruz. çık dışarı sen de. geçer hemen.

(bkz: nevşin mengü) biraz agresif sanki.

bankanın sadece hayvanları teminat olarak alacağından emin misiniz?:)

iflas kararını avukat değil mahkeme verir, iflas masası kurulur, hayvanların satışından elde edilen gelir de olmak üzere yastığın altından banka hesaplarına orda da arabasına evine el konulur, alacaklıların borcu ödenir. iflas masasının elde ettikleri borcu karşılamaya yetmiyorsa, aciz vesikası düzenlenir, iflastan sonra yeni mal ve ya gelir elde ettiğinde beyan etmen gerekir, alacaklılar yeni mal elde ettiğini öğrendikleri anda tekrar takip başlatıp o malı da paraya çevirebilirler.iflas edince hop borçlar bitti diye bir şey yok, ödemesi ertelenmiş olur sadece.

Siksok tespitler, laflar yazıyorlar. Kezbanlara laf söylüyorlar güya ama tespitleri aslında aynı o kafada. Öyle öyle yayılıyorlar. En basiti 3-5 tane burç adı yazıp sonra "şunu bunu yapan burçlar" diye ekliyorsun, 32098439 tane takipçin oluyor. Takip ettikleri yetmiyormuş gibi retweet ediyorlar bunları.

parayla alanlarda var

Ortalamaya hitap etmen lazım. Bir de sürekli herkese hitap etmen lazım, kişisel bir şey yazarsan kimseyi ilgilendirmez, unfollow ediyollağ hemeğn

Şu entride yazılanları yapıyolar

antik.eksisozluk.com

anonim olmak da işin başka bi boyutu. ya tipin olup karı-kız hakkında konuşacaksın ya da kimliğini gizleyip güncel durumlar ve ilişkiler üzerine tespit çakacaksın. menşınları düzenli sileceksin. fenomen bi tanıdığın olursa daha da kolaylaşıyor tabi.

ama bu fenomen olayının da boku çıktı yemin ederim.
"şunu şunu yapanlar FAV" yazan birini görünce takipten çıkarasım geliyor.

parayı basıp 1 gecede fenomen olurum.. çoğu şişirme profil...

şuan sosyal medyada tavan yapmış "tüm firmalar" hileli sayfalarıyla kitlelere hitap ediyorlar zaten. bir galatasaraylı olarak konuşmak gerekirse en göze çarpanı galatasaray resmi facebook ve twitter sayfası mesela. hatta o kadar ki aynı sayfada fenerbahçe - galatasaray çatışması çıkıyor. yahu fenerbahçe taraftarı neden galatasaray sayfasını beğensin. aynı sayfada beşiktaş, trabzonspor taraftarları falanda var. işler bu noktaya geldi...

topluluk düzeyinde siteleri yönettiğim için organik 4500+ üyeli sayfalarım var. yok ben şahıs olarak takılacağım diyorsan bir kurumu temsil etmiyorsan bu rakamlara ulaşman zor.

bizim ülke troll paylaşım, yarışma & çekiliş, görsel içerik, bilmece & bulmaca tarzı olayları sever. kemal kkşioğlu ve paylaşımları, bobiler.örg vs. örnektir mesela. Ama ünlü değilsen şahıs sayfalarına üye çekmen yeniden söylüyorum zor. dünyayı etkileyen biri olursan söz sayfanı beğenirim...

şu sıralarda organik üye sahibi ve sürekli üye arttıran favori profilim şu;

twitter.com

edit: buraya yazmadan oda_parfumu takipçi sayısı 10.314 idi ve uzun süredir sabit sayıdaydı. bu duyuruyu 124 kişi görüntülemiş. şuan o profilin takipçi sayısı 3 kişinin dikkatini çekti ve takipçi sayısı 10.317 oldu. olay budur işte ve paylaştığım profil ciddi anlamda komik, takip edilesi ve troll paylaşımcı...

beyninizi yiyen bu cümleyi tekrarlamayı bırakın ve oturun gençler.
apırsanız da sapırsanız da bu dersi çalışacaksınız

baslayinca gerisi geliyor. hadi koclarim. bak ben de bitirme yaziyorum saatlerdir.

bu tarife tavsiye niteliğindedir bağlayıcılığı yok. uygulanıyor mu sorusunu cevaplamak çok zor, çok altında iş alanlar da var, çok üstünde alanlar da..

uygulanmıyor. dava masraflarını alabilsek ona bile razıyız.

evet. telefon görüşmesi esnasında ekranda çıkan 6 tane büyük düğmenin bir tanesinin simgesi + şeklindedir. Bu düğmeye basıp başka kişileri de aynı görüşmeye ekleyerek konferans oluşturabilirsin.

Evet. Birini ara. Sonra tuş takımı'na dokun, tekrar birini daha ara. Sonra çağrıları birleştir butonu çıkıypr.

bence bir doktora görün. Nöroloji bölümüne başvurmanı öneririm.

bence iki olay alakasızdır önceki gün ne yedin onla ilgili olabilir. baş ağrın da sinüzit filan olabilir. ıslak saç vs? tamamen sallıyorum bu arada, çok telaş yaptıysan doktora git.
bu arada aynı göz çevresi ağrısı bu sabahtan beri bende de var. çok panik yapacak bir şey değildir diye düşünüyorum.

komplo teorisi değil böyle zaten.

şöyle bir yazı var
michaelsikkofield.blogspot.com

esad yapmış olabilir, suriye'li muhalifleri öldürmek için.

özgür suriye ordusu yapmış olabilir, diğer muhaliflerin kendileriyle birlikte savaşa girmemelerine kızdıkları için.

akp ve abd işbirliği yapmış olabilir, türkiye'yi savaşa sokmak için.

henüz belli değil, emin konuşmak saçma olur.

olaylar zaten fazlasıyla açık. tam düşündüklerimi yazmış. sonuna kadar katılıyorum.

bende katılıyorum.

katılıyorum.

bir yanlışlık yapmışlar.Önemseme fazla

hangi dünyanın? kim yapmış listeyi?

Hukuk bitmiş

yayınlanan bilimsel makaleler etkili diye biliyorum bu sıralamalarda. yoksa kimse gelip de hocaların dersi nasıl anlattığına, yoklama alıp almadığına bakmaz. yok öyle bir kriter. galatasaray ufak bir üniversite, haliyle az akademisyen var. bu yüzden en yüksek puanlı bölüme sahip olmasına rağmen bu sıralamalarda kendine yer bulamıyor.

Ben de buna cevap ariyorum arada bir, kendi evim olsun istegim var. Maddi durum da cok fark etmiyo, bu dusuncemi ailemle hic paylasmadim ama sanirim evlenmeden once boyle bi sey yapamicam. Siki bir ailem de yok, 'evlenmeden tek yasayamazsin' baskisi yok ama yine de ayni sehirdeyken ev ayirmak normal gelmiyor anneye babaya.

Belki bir gun yuksek lisans yaparsam o donemde ulasimi bahane edebilirim diye dusunmustum bi keresinde, ki bu onemli bi sebep olur ayni sehirde evi ayirmak icin. istanbul'da yasasam okulum /is yerim eve uzaksa ve maddi durumum yerinde olsa kesinlikle daha yakin bi eve cikardim. simdi ankara'da da hacettepe odtu gibi sehrin disinda kalan bi yerde egitimime devam edersem benzer taleple gidip evi ayirma konusunu gundeme getirebilirim diye dusunuyorum. Sanirim sorunuza cevap olmustur.

10 milyarın üstünde mayışım olursa adasdf

hergün evden işe işten eve 20 km yakın yol tepiyorum, ailemden ayrılmayı düşündüğüm tek an beni çok sıktıkları an oldu. ona da cesaret edemiyorum evler çok pahalı iş yerimin yakınında. cimriyim galiba. yaş 27. yemiyo yani. ancak beni delirtirler en sonunda, Allahım derim cinnet geçirmek istemiyorum derim o zaman çıkarım o evden. öyle bişi de olmasın mümkünse.

Aynı şehir içinde aileden ayrı yaşama kararı almış biri olarak söylüyorum ki; çok iyi bi' maddi geliriniz yoksa hiç kalkışmayın. Sonra sıkıntıyı yine siz ve aileniz çekiyor.

üniversitede -yol uzun sürüyor- bahanesiyle ayrıldım, şimdi işim onlara daha yakın ama dönmüyorum, kesinlikle 20 yaş sonrası aileden ayrı yaşanmalı diye düşünüyorum. maddi sıkıntı çeksem de dönmem, ki ailem çok baskıcı değildir.

evlenene kadar ailem ile yaşamayı bırakmam. benim onlara ihtiyacım, onların bana ihtiyacı... biz bir aileyiz <3

çok iyi bir maddi geliriniz varsa da ailenizden ayrılmayın. anne yemeği gibisi yok. valla yok. ütü çamaşır akhfaksjdh manyak mısınız olm

ben de 20 yaşımdan itibaren ayrıldım. okulum, evim ve ailemin evinin mesafesi birbirine yakın. 2 sene yakın arkadaşımla kaldım, son iki senedir de aynı evde yalnız kalıyorum. maddi olarak ayrılığımı da 1-2 ay önce gerçekleştirdim fakat yine de kredi kartım için yardım alıyorum.
bence her yetişkin birey durumu oldugu anda evden ayrılmalı. kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmeli. bana ayrılmak degil. 30 yaşına kadar aileyle yaşamak garip geliyor.

maddi olarak cok ciddi sorunlariniz yoksa buldugunuz ilk firsatta ayrilin ama bu ayrilik kirici olmamali. yani aileniz bir bitisin degil bir baslangicin parcasi oldugunu hissedebilmeli. hem is hem de es seciminde size bu adimin buyuk faydasi olacaktir.

popüler çünkü.

Böyle hayranlıklar gayet normal, eskiden "duran duran" varmış, teyzem görünce hep gençliğini hatırlar çok severmiş adamları, benim ergenliğimde "blue" vardı millet kavga ederdi "duncan daha yakışıklı" hayır "lee daha yakışıklı" diye, benim müzik zevkime uymadığı için ben daha çok "the rasmus" ve "linkin park" a takmıştım, Lauri'ydi, Mike'tı pek severdim..

Şimdi bu çocuk var birileri daha vardı 5 tane mi 6 tane mi ne çocuklar unuttum grubun adını ama o gruba karşı da ilgi hat safhada..

İnsanların birilerini sevmesi, hayran olması kötü bir şey değil de bu manyaklık yahu, 1 saattir şu velet için yaptıklarını izleyip izleyip gülüyorum, ağlayan falan var o derece ne diyim ailelerine sabır dilemekten başka yapacak bir şey yok..

Ben pek garipsemiyorum bu durumu. İnsanlar neden takıyor bilmiyorum. Adamda kendince bir tip var, yani tipsiz bir herif değil. ABD'deki bu tarzda insanların hepsi zaten aynı kefede. (pitbull, david guetta, lady gaga, rihanna) öyle bir pazarlıyorlar ki... herneyse bu saydığım isimlerin şarkılarını çoğu zaten kendi yazmıyor. sadece fiziksel görünüşleriyle, farklarıyla aşırı ön plana atılıyorlar medya sayesinde bundan ibaret. Yani birinin pitbull hayranı olmasıyla justin bieber hayranı olmasında fark yok benim için. Öyle ki pitbull'da bana göre ne tip var ne ses, bütün şarkılarında dümdüz konuşuyor zaten. Tek yaptığı konserler nasıl oluyor bilmiyorum adamın düetsiz bir şarkısı yok onu kaldıran yanındakiler zaten.

Yaşını bilmiyorum ama ben küçükken 90 ların başında tziano ferro vardı, blue grubundakiler vardı nysc vardı, backstreetboys vardı. kızlar o zamanlarda bunlara hayrandı.

www.youtube.com

bizim ortaokul bönemlerimiz baby-face boys band dönemleriydi ben pek bir yabani olduğum için bi halt hissetmezdim ama bütün kızlar bayılırdı
düşün ki internet yok, hiç birimizde bilgisayar bile yok cep telefonu ne ki en önemlisi paramız yoktu ki dergilerden resim filan keserlerdi poster bulabilen şanslı veya zegin olanlardı..
yani kadın kısmısı genelde b.kunu çıkartır bu sevme olayının zaten yeni bişey değil
e şimdiki kızların bi de tüm maddi imkanları var ve dünyayı kasıp kavuran bi pop-star yok şu sıralar farkındaysan bieber veledi çıktı tüm dertlere derman oldu.

Zamanında boy band'lerin sevilmesiyle aynı olay ama tek fark bugün bu insanlar hem kolay ulaşılabilir hem de seven sevmeyenler çok kolay birlik olabilir. Yani eskiden blue zamanında diyelim, aylık blue jean falan alırdık(sanırım) işte içinde blue varsa vardı yoksa yoktu. Şimdi öyle değil ki, justin geldi, gitti, sıçtı, ishal oldu her şeyi paylaşılıyor ve bu nedenle takipçilerin hayatında daha çok yer kaplıyor. Ve bu kadar takipçi sonuçta o kişiyi "ilahlaştırıyor" ve bir "rekabet" ortamı doğuyor. Bu rekabet de hayranların hangisinin "en hayran", hangisinin "en aktif" olduğu üzerinden devam ediyor. Ve o kadar o kadar çok kişi var ki bu iş dipsiz bir kuyuya dönüyor kazanan justin bieber tabiki.

ateyizler bile kıyamet alameti diyor

nedeni bu: www.ntvmsnbc.com

onlara ihtiyaç duyuyorsun?

İkinci bi kişi yok demek ki :)

herkes ikinci bir şansı hakeder, ama üçüncüyü asla. bana göre doğru olanı yapıyorsun.

Kızılderiliye sormuşlar, sizin şarkılarınız neden hep yağmur üzerine amk? Kızılderili de demiş ki, çünkü yağmur bizim buralara çok az yağar evlat. Peki sizin şarkılarınız niye hep seks üzerine? Sonra da çat diye el hareketi yapıp koydum mu lafı demiş.

İşte bu yüzden.

bakın beyler benim sex hayatım var ;)

Sözlüğe mahsus bir durum değil. Her hangi ciddi bir konuda iki kelam laf edecek birikime sahip olmayan bütün erkekler seksten bahseder. Sözlükte, arkadaş ortamında, iş yerinde. Seksten bahseder, çünkü ilgi toplamak için ortaya koyacakları başka bir hünerleri yoktur. Eğitimsizlik velhasıl.

çünkü cinselliği sıradanlaştıramadık. toplumda cinsel hayatını istediği gibi yaşayamayan çok insan var. adam muhafazakar toplumda bekaret takıntısı, toplum ne der baskısı ve kezbanizm vb. sebeplerle sevişemiyor, aklı fikri de orada kalıyor.

küçük tabaklar.

yavaş yavaş ye. hızlı yedikçe doyduğunu anlamazsın.

su da içebilirsin yemek yerken o da tıkar bir nebze.

lokmalarını küçült ve yavaş yavaş ye.
Yemek sırasında su içersen mide asidin seyreldiği için sindirimi olumsuz etkiler.Yemek yerken su içme. tabağını çok doldurma ki hepsini bitirdiğinde bile az yemiş olasın.

evet olabilirsin.midem büyür çok yedikçe daha da genişler daha da çok yemek istersin :)

yaşla da alakalı. ergenlik dönemindeysen çok etkilemez seni ama 20li yaşların ortasındaysan kilo alman kaçınılmaz.

İşine gücüne bak. Benim de yarın sınavım var. Lakin içim sıkılıyo boş oturuyorum. Dışarı mı çıksam napsam ya.

(bkz: 31)

otobuste, yolda gidiyorum. vpn sunucusu olarak kullandigim Turkiye'deki bilgisayarimda sikinti var, zaman zaman atiyor beni, sinir oluyorum. (evet herkes gider mersine ben giderim tersine, Turkiye'deki okula surekli bagli olmam gerek ve sadece belirli ip araligina yetki vermisim zamaninda simdi oraya gitmeden malesef duzeltemiyorum.) (online islem icin bizzat gitmem ve aha ben geldim bak buradayim demem gerek.)

bilgisayarimin piline olan hayranligim deli gibi artiyor her gecen saat. buradan bir arkadasa telefon almaya gidiyorum. istedigi rengi bulamazsam ne olur tedirginligindeyim, (bilgisayarin sarji 3. saatte sadece 10% gitti ama telefonun sarji bitti bile. arama sansim yok.) bir baska arkadas daha telefon istemisti ama o arkadasin istedigi telefon indirimden cikmak uzereyken kapora verip ayirttim, lakin o arkadasa da ulasamiyorum, buna da sinir olmus durumdayim.)

emin misiniz sitede yazmıyo hala 23:00 görünüyor.

hiçbir şey. öyle zamanlarda boş boş duyuruda ve feysbukta dolaşıyorum. aslında sanırım bu boş vaktimin tamamı oluyor.

bazen oluyo bana da.dinlenme,kafanı dinleme şansın varsa bunu yap.

Hiçbir şey yapmak istemeyince, hiçbir şey yapmıyorum (ne büyük zenginlik anasını satayım).

Durup dururken duruyorum yani.

"İnsanın bunu öğrenmesi, geliştirmesi gerek, Jean-Marc. İnsanın kafasını boşaltıp….neşeyi değilse bile, en azından huzuru aramayı öğrenmesi şart. Başka nasıl yaşanabilir…?"

Summer of Katya'dan, çok severim ben bu lafı. mümkün olduğunca irdelememeye çalışır, huzura çevirmeyi amaçlarım.

Sevişiyorum.

(bkz: animal instinct)

belki olmayacak ama: starbucks. neden dersen:
-bir çay alıp bütün gün onunla geçinmek mümkün (hatta hiçbişey almayıp da uzun vakit geçirebilirsin ama ben suçluluk duyuyorum)
-priz ve internet var, bilgisayarla uzun süre çalışılabilir
-çalan müzik genellikle asansör müziği olduğundan rahatsız etmiyor
-etrafta konuşan insanlar var (ben sessiz yerde çalışamam hiç)

chai tea latte

cafe brewed sütlü.

americano
espresso

yazları raspberry mango bilmemneydi.

Mango frappucino veya raspberry frappucino ikisi de güzel tabii yazları, kışın da latte, double caramel macchiato veya white chocolate mocha.

oralet.

eveet starbucksı kötüleyen arkadaşlarımız çıktığına göre tamamız.

kışın ben kafeinsiz americano yada klasik filtre kahve takılıyorum ama bu kış hatun sayesinde yine kafeinsiz toffee nut latteye yüklendim

yazın ise buzlu karamel macchiato içiyorum

oralet +1

ice latte laktozsuz sütlü gaz maz yok mutlu mesut

Americano kahveyi irish cream şurubu ile birlikte alıyorum. Bir pump fazla irish cream bastırıyorum ve şeker de atmıyorum. Bence denenmeli tam bir sabah kahvesi

yaz geldi karamel frappucino.

dark cherry mocha/caramel hot chocolate

Akmina ya da portakal suyu.

okulun zorlugu göreceli.

hukuk okudum neler yapabilirim dersen, sana kalmis, her isi yaparsin, yapabilirsin .

genelde hukuk yapmayacaksan en cok calisilan alan, yönetim danismanligi oluyo.

belliki makamda şanda gözün yok, para olsun yeter diyosun. avukatlık yapacaksın o zaman hacı. ama vasıflı avukat olcaksın, gidip anam babam icra avukatı olursan kazanırsın yine ama o uçurum paralara kavuşamazsın. gümrük avukatı olcan mesela, ticaret avukatı yada. tabi ingilizce+1 yabancı dil bilmen gerektiğini söylemiyorum bile. tüm bunlara sahip olduktan sonra şato bile alabilirsin.

video.cnnturk.com

hemen noterlik için sıraya girmeni tavsiye ederim.

noterliğe gir ama hemen noter olamıyorsun bildiğim sürece.bu avukat milleti var ya harbi adamın götünden donunu bile alır isterse.

senin zor dediğin bölümü kuzenim derslere girmeden götürüyo marmarada.
para kısmına gelince bir bankaya gireceksin,
sonra diğer avukatlarla kumpası kuracaksınız bankanın hacılayıp sattığı malları açık arttırmada kendinize alacaksınız. bir tanıdığım böyle yaptı şimdi her yerde evi var adamın. bize bi ihale ayarlamadı hıyar.

işletme/iletişim ve tasarım. işletmeyi sevmiyordum, ondan önlisans diplomam var (2 sene okuyup önlisans için gerekli zorunlu dersleri aldığım için almıştım), iletişim ve tasarımı da okudum mezun oldum. şimdi de aynı anda iki yükseklisans yapıyorum. sanırım acıları zevk edindim.

Once Matematik (%75) ve Muhendislik (%25) bolumunde okudum. Dersleri sikiciydi. (iki anlamiyla da) Bana uymadigini benim para ve politika ile ilgili birseyler okuyayim dedim. Iktisat okudum. Sonra orayi bitirince, yuksek lisans yaptim. O da bitti yakin bi kac ay once. Simdi ise bakiyorum.

biter kesinlikle bitiremeyen yok isten gucten izin alip gelemeyen haric

ben bilkent'te hazırlığı geçemeyip de atılıp çankaya'ya, başkent'e, atılım'a geçeni çok gördüm.

bölümüne göre değişir.

bölüme, okula göre değişir de genelde ite kaka da olsa bi şekilde bitiyor.

ilk 2 sınıf derslerini bitirip de bölüm derslerinde lab, ödev, quizz gibi angaryalarla kısmen de çalıştığı için üşenip üniversite bitiremiyen benim gibi insanlar var mesela. pişman mıyım evet.

bağlayınca o da mezun olur. derslere giren herkes bitirir anlıyorum ben o sözden. işin püf noktası derse girmek.

Troy vs. pusula vb. apple mağazalarında kesin vardır. Orjinali çok pahalı dersin Belkin'in çok kaliteli ürünleri var onları bütün da teknolji mağazalarından bulabilirsin.

www.diji-dukkan.com bilkom store buraya taşındı garantili, güvenceli cartlı curtlu

Teknosa'dan aldım ben 90 ya da 99 TL gibi bir şeydi. Orijinal Apple.

Ekleme: Şuydu benim aldığım www.teknosa.com

Ama altta hangi modellerle uyumlu olduğuna bakınca uyandım, ben yazdığınızı 4S okumuşum, bu maalesef size uygun değil.

Uyumsuzluk diye birşey söz konusu değil. Üzerinde USB çıkışı olan bütün şarj aletleri bütün iPhone'ları şarj eder.

bütün iphonelar (artık tabi ki 5 hariç) aynı aletle şarj olur orjinal bir iphone şarjı herşeyi halleder.

teamviewer ile görüntüyü bilgisayara aktarıp bilgisayardan kaydedebilirsin. ancak çok akıcı bir şekilde olmuyor denediğim kadarıyla. yine de ders anlatmak için falan kullanılabilir.

root'lu cihazlarda çalışan uygulamalar da mevcut. örneğin Screencast video recorder. ancak paralı genelde çoğu.

madem ki böyle sabitlenebiliyor ramazan ayını da aralık-ocak ayına sabitlesinler. müslümanım ama banada saçma geliyor sabitlenmesi.

mevlid kandili de kutlanıyor bu da miladi doğumgünümsü bir şey ama mevlid kandili sabitken bu neden komple hafta ve neden akp dönemi öncesi yoktu bunlar hep sorular sorular tabii, kader kısmet galiba.

eğer bakarsanız hz. muhammed'in hayatında hiç böyle özel günler doğum günleri vesair günlerin kutlaması yapılmamıştır o güne özel hiç bir şey yapılmamıştır. kandillerinde zaten dinde yeri yoktur. Muhammed ibn İsmail el Buhari hadislerinde de bu günlerle alakalı hiç bir cümle geçmemektedir malum tüm din aleminin buhari hadislerinin, günümüzdeki hadis anlamında en sağlam kaynak olarak göstermektedir. ancak ne hikmetse diyanet ve bazı kişi ve kuruluşlar bu günlerde özel etkinlikler yapmakta. ben şuna yorumluyorum. toplumda dinde ve kültürde yeri olmadığına inanılan bir çok özel gün ve haftanın bu tür günlerle bastırılmak istenmesi..

türkler bid'at üretmeye bayılır, ondan. (vay arkadaş senkronize yüzme gibi yazdık sıradan)

bu uzun zamandır kutlanıyor, hatta 23 nisan haftasındaydı, milli bayrama denk geliyor diye 1 hafta öne çektiler

zararı yok kutlansın..günümüzde onca sacma sapan şeyin kutlandığı farzedilirse..
orn:sevgililer günü.

bazı özellerde kolay soruyorlar.Hayatında hiç oturupta doğru dürüst ders çalışmayan bir arkadaşım çok düşük puanla girdiği özelde rahatça ders geçiyor.

o kadar kolay ki şıkları görmeden cevap veriyorlar

www.youtube.com

2- ayarlar>genel>klavye>otomatik düzeltme-yazım denetimi

icloud apple sunucularında saklar bilgilerini. formattan sonra icloud hesabına giriş yaptığında tüm bilgilerin geri gelir.

bi sürü bilgisayarın olduğu ortamdayken benim de 2 kez başıma geldi bu olay. %42 şarj varken yok gibi gözükmeye başladı ama şarja taktığımda düzelmişti.

kapatma tuşu ve ortadaki tuşa birlikte bas bir süre.

bu arada apple id'ni kullanacağın başka bir telefon alırsan (yani iphone) aynı apple id'si ile mesajlarına zartına zurtuna kavuşabiliyosun. simcard'daki verileri zaten aktarıyorlar

snatum kaur

blur - song 2
www.youtube.com

(bkz: somewhere over the rainbow)

www.youtube.com

Goran bregovic - maki maki

Rusted root- send me on my way. Üstüne tanımam.

Mutlu eder umut verir

bu batıdan
metallica - whiskey in the jar
www.youtube.com

bu doğudan
Nusret Fatih Ali Han - Sanu ek pal chain
www.youtube.com

Önce skorların hepsini yazmış, sonra tutmayanların tümünü silmiş

olur öyle.

yaa o istanbul aydın üni'ye gidenler kadar üniversitesini abartan insanlar yok emin ol. iü'den gidiyor hocalar,istatiktik ,iktisat ,hukuk hocaları hep iü'den oraya derslere gidiyor, amma abartıyorlar ya. işte sizi adam yerine koymuyorlar bizim sınıfta 20 kişi de olsa hepsiyle ilgileniyorlar falan filan.

okulun yeri kötü.
okulun imajı kötü.
okulun eğitimi iü hocalarıyla ilerliyor.
okuldaki öğrenicnin havasından geçilmiyor. komik ve ezik durumdalar.

Mezun olunca ikisini de fazla siklemiycekler iş tecrubesine bakicaklar , iki taraf da bu işleri birakip calisicak yer bulsun. Ama adi sani duyulmamis universitedeki adam goy goy yapiyorsa he diyip gececeksin. Davranisini cok begendim , saygilar.

hocam, aynı muhabbeti özyeğindeki apaçiler boğaziçiyle yapıyor. götümle gülmeye bile yeltenemiyorum. ben ilk 100 den girmişim, adam benden aldığı hocayla aradaki 100binlik sıralamayı yok edip üste çıkmaya çalışıyor. ya bsg amk eziği de gider. susmazsa ağzına vur iki tane.

valla dedikleri o kadar da saçma değil.ben kocaeli üniversitesinde okuyorum,4.sınıfa geçtim,bölümde bildiğin hoca kalmadı.yarısından fazlası özele gitti.bunun elbette bize dezavantajı,özellere de avantajı oldu.bir kaç sene sonra özel-devlet kalitesi arasında fark kalmayacak bana göre.tek avantajımız koca bir kampüs ve nispeten daha kaliteli öğrenci yapısı olacak.

kocaeli iyidir, ingilizceni hallet tamamdır.

tek misin çift misin? usulde karslıdan mı çalışıyorsun, bence önce nottan oku, önemli anlamakta güçlük çektiğin konuları işaretle, o bölümleri kitaptan oku, yoksa çok basit konulardaki doktrin tartışmalarında kendini kaybedersin, adam 10 sayfa,önceki kanun uygulanırken şu şöyle yorumladı şu şöyle dedi diye anlatıyor sonra da yeni kanunda bu tartışmalar şu hükümle ortadan kalktı diyor, özellikle ticarette falan, ticareti de bahtiyar dan çalış bu arada. bir de bugün derse geldin mi bilmiyorum ama medeni usulde karslı dedi ki, temyize kadarki konularda 6100 sayılı kanundaki hükümleri ayrıntılı bilmen gerekirken, kanun yolları temyizde falan 1086 sayılı kanundaki hükümleri daha ayrıntılı bilmen lazım. bir de borçlar özel ile eşyayı arka arkaya çalış bence. borçlar genel/özel bilmeden eşya baya işkence oluyor.

bir de senin yerinde olsam, insan haklarının kitabını okumaya falan hiç kasmazdım, içindekiler kısmına hakim olduğunda, kalanı hep şans. gemalmaz gitti gerçi, ama kürsüsü herhalde aynı şekilde okumaya devam eder kağıtları, mevzuat ve kitap açık olur.

ABD'de okursan zaten direkt olarak mezuniyet sonrasi (yamulmuyorsam) 1 yil calisma hakkin oluyor. Bahsettigin adamin biyografisinde de Tulane Law School var.

Hicbir baglanti olmadan direkt ABD'ye gidip calismak zor. Orda bir sirkete girip calisman icin de sirketin senin adina vize masraflarini karsilamasi gerekiyor ki az buz para degil calisma vizesi.

Kardeşlerimin aklı ya hiç çalışmıyo ya da ciddi çok az çalışıyo :D

ne salaklar var meb bursuyla gidip orada hukukun h sini ingcenin i sini bilmeden hukuk alaninda master doktora yapiyorlar. mangiz saglamsa yapilir tabii colombia hukuk olmaz.

baro sinavini gecmen lazim bir de

noter kuyrugu 40binlerde idi. kpss ile devlete uzman/mufettis olursunuz. yeminli mali musavir olan hukuk mezunlari var. secenek cok.

Avukatlık ruhsatnamesi olmayanlar için noterlik stajı diye bir şey var sanırım. Avukat olanlar muaf bu stajdan, o yüzden direkt olamazsınız.