Ekşi Duyuru

"black mirror" var izlemediysen. güzeldir

(bkz: bron/broen)
(bkz: utopia)
(bkz: les revenants)
bir de çok bilindiklerden (bkz: unsere mütter unsere vater)

fargo izleyebilirsin.
biraz durağan bir dizi ama olaylar yavaş ilerliyor. breaking bad izlediysen bilirsin, onun gibi, adım adım her şey.

black mirror'a da +1 katkıda bulunarak izlemelisin diyorum.

the confession var, 50 dakika toplamda. bir günd bitiriveriyorsun.

bir genç doktorun anıları

www.imdb.com

(bkz: wayward pines)

Luther.

unsere mütter unsere vater (zdf)
mildred pierce (hbo)
olive kitteridge (hbo)
luther (bbc)
hatfields & mccoys (history channel)

hepsi harika.

wayward pines +1

izle pişman olmayacaksın. zaten 10 bölümcük. :(

Tchiboyu hariç tutunca ankarada en azından daha ucuzu yok. Starbucks ta bir de bedava kahve aldığını düşünürsek en ucuzu o

bonarricoffee.com
sanalpazarda dükkanı var. 20 tl ortalama.

(bkz: e-gurme)
(bkz: urban coffee)
(bkz: kahve fabrikası)
(bkz: barista sepeti)
(bkz: kahhve.com)

urban coffee'de 40 lira üzerine kargo ücreti almıyorlar. iki paket kahve alırsan kargo ödemiyorsun yani.

cherrybean coffeesin internet sitesinde 100 gramı 7 veya 8 lira. mağazada da fiyatlar aynı mı bilmiyorum, hiç almadım.

bonarricoffee de güzele benziyor, bir sonraki siparişimi oradan verebilirim. 50 lira üzerine kargo ücreti almıyorlarmış. 3 paket almak lazım yani kargoya para vermemek için.

note3, cebe sığıyor, alışıyorsun, büyük gelmiyor bana. tabii belki cüsseye de bağlıdır bu

çorabımın içine koyuyorum.

5.2” kullanan biri olarak haggaten pantolon cebinde kutuk gibi duruyor telefonum.
Bence ideal telefon boyutu iphone 6`nin ufak olanlari kadar olmali.

götüme sokuyorum böylece cepsiz şort giydiğimdede telefonumu yanımda taşıyabiliyorum.Tek sıkıntı içimdeyken titremesi onu çözemedim daha

Bu büyük telefon cebe sığmıyor lafını çıkaran kimse, harbi laflar hazırladım ona.Kota,şorta(*tamam bu abartı oldu biraz) ve bilimum giysi ceplerine sığmakta.

5.5 inch'lik note2 var bende.

ya cebe sığıyor telefonlar da cepte hayvan gibi telefon izi oluyor, görüntü hoş olmuyor. iphone 5s bile kot giyince rezil bir görüntü çıkarıyor ortaya. o yüzden sevmiyorum ben. yoksa alıcam galaxy note affetmiycem yani, tek çekincem bu.

5.5 inç telefonum var, cebe çok rahat sığıyor. artık büyük de görünmüyor gözüme

6.4ü arka kot cebine koyuyorum, unutup oturacağım bir yere ortadan ikiye ayrılacak korkusu yaşıyorum ama, genelde de elimde tutuyorum.

telefonum 5 inch üzeri ama cebimde taşıyorum. rahatsız da olmuyorum.

dramaqueenne.files.wordpress.com

4.7" benim telefonum ben de cevap vereyim mi? gayet cebimde taşıyorum. skinny pantolon giymiyorsan, boyun da 1.70 falan değilse cebin gayet yetiyor taşımaya. hele kotta boşluk bile kalıyor. tabii 5" demişsin. o aradaki 8 mm'de fark oluşuyorsa bilemedim :D

5.5 note2 var bende 3 yıldır, her şeyin cebine sığıyor. Gömlek cebine bile sığıyor (ciddiyim, tepesi biraz taşıyor ama). Telefonun genişliği 4 parmak kadar zaten, 4 parmağını cebine sokabiliyorsan bu telefonlar da sığar. 4 parmak girmeyen cep zaten çakmak cebi falandır.

"Bu büyük telefon cebe sığmıyor lafını çıkaran kimse, harbi laflar hazırladım ona." +1000

note 4, cüzdanımdan biraz küçük ikisini üstüste koyup taşıyorum ya da çanta tabiki :)

5.5 inc. kot'un arkasına rahatca sıgıyor

şefaf gayet iyi hiç yoktan cihazın rengini kapatmaz. gri'de güzel.

En baştaki ve en sondaki.

plastikleri biraz dandik duruyor ama illa bunlardan birisi olacaksa iki baştakiler daha iyi diğerlerine göre.

telefon düştüğünde pert olur diyim. Plastik korumaz yine burdan biri bana önermişti Thule'nin kapaklarını önermişti. taş gibi maşallah.

arabayla da oluyor tabii ki.

Yürüyerek çıkıp girebiliyorsanız o bile olur.

damga varsa istersen uçarak git olur. önemli olan paşaport damgası. giriş- çıkış.

boyle bir durum yasamadim hic. Yalnizca bazen parmagim kameraya degince parmak izi kalmistir diye siliyorum.

hayır problem olmadı hiç

hiçbir sıkıntı olmadı şimdiye kadar. ama iphone 6 kılıfsız kullanılacak telefon değil. insanın elinden olağanüstü kayıyor.

ben 6 plus'ı apple'ın kendi deri kılıfı ile kullanıyorum, kamera çıkıntısı kalmıyor. çok memnunum.

kılıfsız kullanıyorum çıkıntı hiç dert etmedi ama olmasa daha iyi gözükürdü bence.

kendi deri kilifi ile kullaniyorum. bir fark olmuyor, onemsemiyorum cikintiyi (evet bence de cirkin ama yapacak bir sey yok)

bu konuda bir sey okumustum, adamlarin kamera cikintisini onemsememesi/gizlemeye calismamasinin sebebi iphone kullanicilarinin yuzde seksen besinin telefonlarini kilifla kullanmalariymis.

qr.ae

iphone 5sler şuan 1100-1400 bandında gidiyor fakat bu fotoğraftakiler 5s değil 5.

Fotograftaki cihaz 5s home tusunun uzerinde sticker var. cam ekran koruyucudan dolayi home tusu asagida kaldigi icin o yapistiriliyor.

Amerikadan alinma cihazlara ucretli de olsa buradaki apple store bakmiyor diye biliyorum, her acidan yan sanayiye kalir tamir vs isi olursa. Aklinizda bulunsun

burger house'un olduğu katta açık büfe bir çin restoranı çakması var mesela.

sonracıma şöyle bi yer var: (tavuklu sezar salatası çok iyi bence)
www.gardencafe.com.tr

@inawen

Daha dun sezar salata yedim :)

ben şuradan hamburger söylüyorum baya iyi.

www.zomato.com

evet

Evet, kopru gecisini de ustune koyar taksici

ee adam geri dönmicek mi? evet

Veriyor, 6 ay ve 5 sene alanları gördüm.

2004'te 1 sene almıştım ben. 11 eylül'ün akabinde çok daha yaygındı kısa süreli vize vermek, bizzat 6 ay alan gördüm üstelik 4-5 ay kalma için.
sonra 2010'lara doğru tekrar eskiye döndüler

genelde 10 yil evet ama bazi durumlarda kisa sureli de veriyorlar.

Yeni mezunlar icin haliylr yaz oluyor. Bunun yaninda insaat sektoru yazin daha aktif olur mesela.

böyle gereksiz bir istatiskle ne yapmayı planlıyorsun?

@2006 merak etmiş işte adam. destur verirsen sorsun?

milletin ne soracağına da karışmayın bi amk.

cevap: yeni mezun + yaz mevsiminin getirdiği girişimci ruh falan filan. olabilir evet.

Araligin sonunda ise başladım, önceki işime de ekimde başlamıştım.
Onun dışında genel istatistiki verilere yönelik yapılan açıklamalara +1

aslında ilerleyen zamanda işe giriş çıkış yaptığında bu bilgi lazim olabilir evet. fakat sektöre fokus olmalısın. her sektör bir değildir. mesela bilişim sektöründe yazın işler azalır, bu sebepten yazın iş değişikliği mantıklı değildir. hangi sektördesin sen?

Temmuzda başladım. 4 yıldır aynı yerdeyim :D

ekim-şubat (bu doktora)-temmuz
şu anki işime ise hiç bu kadar uzun süreceğini tahmin etmeden mart-nisan gibi başlamıştım
tüm mevsimleri tamamlamışım ben

merhaba, sokağa girmezlerse caddedekiler alır öncelikli olarak, ancak zamanla sokağa da girme ihtimali olabilir fiberin, tabi bu biraz da planlamayla ilgili bir şey. binalara koyulan cihazlar değişik değişik, bazılarının evinde sonlanıyor bazılarının binasının altında sonlanıp ethernet ile dağıtılıyor.

öncelikle o döşenen caddedeki binalar alabilir. ama caddedeki her bina alacak diye bir kaide yok, başvurmayan binaya hat çekmezler.

Sizin sokağa girmediyse, siz bina yönetimi olarak tüm daireler ikişer abonelik alacak deseniz bile işlem yapmazlar. Çünkü önce sokağa hat çekmeleri lazım. Sonra sizin başvurunuzu değerledirip binaya hat çekecekler. İlk aşamada binada kaç daire varsa, daire sayısının yarısına yetecek kadar port kuruyorlar. Siz de bir uygun porttan bağlantınızı alıyorsunuz.

Sokağa fiber hat çekmeleri için ne tür bir prosedür gerekiyor detayını bilmiyorum. Ama satış temsilcilerinden bilgi alabilirsin sanırım.

Tabi her binaya ayrı ayrı hat çekiliyor sokaktan. Doğalgaz hattı gibi düşün. Binada aşağılara uygun bir yere tesisatlarını kuruyorlar, portlarını takıyorlar. Sonra apartman boşluğundan senin daireye çekiyorlar kabloyu.

Bağlantı döşemek çok maliyetli. O sebeple çok daireli bir yer değil se çekilmez. Talep oluşturabilirsiniz telefon edip. Talebinizi aldık derler ama bir kaç yıldan önce işlem yapılmaz çoğu kez.

bildiğimiz divan otelini mi beğenmediniz?

o zaman sizi çırağan oteline alalım, ya da swiss otel. bunlar yakın sayılır.

@mea,

divan istanbul city otel tam adı. divan'ın bir şubesi işte.

etiler turizm otelcilik uygulama oteli.

leventte turizm otelcilik meslek yuksek okulunun yeri var. orada uygun fiyata kalabilirsin.

arkadaş Divan'ı beğenmemiş (şubesi de olsa divan)

otelcilik okulunun otelini hiç beğenmez.

@mea

odaya ilk gittiğimde odada içecek su yoktu. giyilecek terlik yoktu. bunları ayrı ayrı istedim telefonla. banyodaki musluktan soğuk su akmıyordu iki yanı da sıcak akıyordu. duvar delinmişti. odadaki internetin günlük ücreti 12 euroydu. sen olsan beğenir miydin?

hocam ekşi duyuru'dan ne gibi bir yaptırım bekliyorsunuz ki. polis mi gönderelim adamın evine, ne yapalım? bunun yaptırımını dolandırılan uygulatabilir ancak. o da savcılık marifetiyle.

yaptırımdan kastınız duyuru'dan uçurulması mı? uçurulmasını bekliyorsanız açıkçası uçurulmazsa daha iyi yahu. bırakınız açsın. şimdi adam duyurudan uçurulsa lösev'e 5 lira bağış yapıp yeni hesap alıp yine dolandıracak. en azından birileri duyuru açarak mimliyorsa ve kişi de mimlenmiş nickiyle yapmaya devam ediyorsa, kimin dolandırıcı olduğu bilindiği için, dolandırılmamak adına daha iyi değil mi bu?

not: bu yorumu moderatör olarak değil, kullanıcı olarak yapıyorum.

ama yine de duyuruya giren her insan adamın mimlendiğini bilmeyebilir ve dolandırılabilir. herkes her gün takip etmiyor burayı, işi olduğu zaman giriyor. o yüzden göz göre göre burada tutulması da yanlış geliyor bana.

Kibritsuyu, sitede kac tane uye var, herkes herkesi tanımıyor. adamin ddolandirici oldugunu bilmeyen elbette cikar( ben bile simdi ogrendim). 1 kisinin bile bu tuzaga dusmesi kotu bir sey. Bu durumda birakin kalsin mantigini benim aklim almiyor.

Adamın ucurulmasi gerekiyor.

siz de anlamaktan acizsiniz gördüğüm kadarıyla. ben oturup kendi fikrimi yazıyorum, üstelik de bunu kullanıcı sıfatıyla yazıyorum diye belirtiyorum, gelip beni iş yapmamakla, acizlikle, hatta dolandırıcıyı korumakla suçluyorsunuz.

oysa azıcık yazılana dikkat etseniz dolandırıcıyı değil, sizi korumaya çalıştığımı anlayabilirsiniz. olur uçurayım, yarın 5 lira bağış yapıp başka nickle geri gelsin, tertemiz biri gibi iş yapsın.

evet onun dolandırıcı olarak mimlendiğini herkes görmeyebilir, ama uçurulursa yepyeni ve tertemiz bir nickle gelir, aynı işi yapar. dolandırıcı olduğunu 1000 kişiden 5 tanesi bile görse kardır. yepyeni bir nickle gelirse 1000 kişiden 1000'i de onu temiz zanneder. bunu demek istiyorum. uçurulmaması, bilinen bir nickle dolandırıcılık yapmaya devam ederse, bunun bilinirliği açısından daha koruyucu olacaktır. bu benim şahsi fikrim.

bu noktadan sonrasını moderatör sıfatıyla yazıyorum.

ayrıca "dolandırıcı olduğu tescilli" demişsiniz. nereden tescilli? kusura bakmayın ama duyuru moderatörleri dedektif değil. oturup forum forum gezerek adamın sicilini araştırmamız da mümkün değil. burada dikkate alacağımız tek şey kullanıcı şikayetleri olabilir ancak.

kullanıcı şikayetine bakıyoruz, "serdar mı selman mı sordum diye bir daha telefonunu açmadı" dışında bir suçlamada bulunmuyor.

şimdi soruyorum size. biri çıkıp "minik donut canavarı şöyle parayı aldı kayboldu, böyle telefonunu açmadı, paramı cukkaladı, dolandırıcıdır" diye duyuru açsa buna itibar etmeli miyiz? dolandırıcı olarak bildirildi diye üste alsam yarın çıkıp demez mi "iftira atıyor yok öyle bir şey, beni niye itham ediyorsunuz" diye? ben bundan nasıl emin olabilirim? ortada tek bir kullanıcının "telefonunu açmıyor"undan başka bir şikayet yokken bunu nasıl üste alabilirim ki? adamın çıkıp "telefonum çalındı o yüzden açamadım, niye beni dolandırıcı diye itham ediyor ve bunu üstten ifşa ediyorsunuz" dese hoş olur mu? ya adam gerçekten dolandırıcı değilse?

bakın tekrar ediyorum, ben ŞAHSİ OLARAK duyuru açana da, burada şikayet edenlere de inanıyorum. adamın dolandırıcı olduğundan da eminim. yine ŞAHSİ OLARAK yapılması ve yapılmaması gerekenler hakkında fikrimi yukarıda belirttim. ama MODERATÖR OLARAK bu şikayet ile işlem yapmam, üste alarak ifşa etmem mümkün değil. savcıya da gitseniz delil yetersizliğinden kovuşturmaya gerek görmez.

o yüzden tek taraflı düşünmeyin.

site yönetiminin olaya bakışı şu şekilde;
"kullanıcılar birbirini dolandırabilir, hakaret edebilir, suç işleyebilir. şikayeti olan varsa savcılığa gitsin. bizi uğraştırmasın. uçurmak çözüm değil nasılsa 5 tl bağış yapıp tekrar hesap alınabiliyor."

şikayetler dikkate alınmadığında bu tür olaylar daha da artacaktır. (bkz: kırık pencereler teorisi) nasılsa yaptırım yok diye site günden güne çöplüğe dönüyor. belki şu an sorun yok. hitler iyi. para akıyor. ama uzun vadede sitenin kalitesi düştükçe zararı göreceksiniz. altın yumurtlayan tavuğunuz hastalanmış. winter is coming ismail.

ancak bu kadar yanlış anlaşılabilirdi tebrik ediyorum hepinizi. açıklamalarımın yeterli olduğunu düşünüyorum. bir tarafınızdan alt metinler uydurma konusunda çok başarılısınız, başarılarınızın devamını diliyorum.
şahsi fikrimi üçüncü kere söylemyeceğim. nasıl olsa umursayan yok, ne dersem diyeyim moderatör sıfatıyla düşüneceksiniz, bir türlü burada moderatör olmak dışında sıradan bir kullanıcı olduğum gerçeğini anlatamadım. ne kadar şahsi fikrim dediysem de biri çıkıp "moderasyonun düşüncesi bence şu şekilde, alt metin şöyle böyle" diye şahsi fikirlerimi moderasyona mal ediyor. tekrar etmeyeceğim, ne anlarsanız anlayın.

@minik donut canavarı:

"adam dedi ki şu duyuruyu sabitleyin görmeyen kalmasın
www.eksiduyuru.com
baktınız mı buraya acaba?"

demişsin. hemen yukarısa, üstten üçüncü cevap. yani adamın nick mick verdiği ifşa duyurusunu sabitlemedik diye sitem etmişsin. niye sabitlemediğimizi yazınca da "nick verin mi demişim" diye çark ediyorsun.

"bir tarafınızdan alt metinler uydurma konusunda çok başarılısınız"

bravo. sen bu seviyede yazarsan kullanıcılar herşeyi yazabilir. moderasyon biz kullanıcıların derdini anlamama konusunda ısrarcı.

ha yani istiyorsunuz ki biz sana istediğiniz kadar hakaret edelim, ama sen salon adamı kimliğini koru.

adam benim onca açıklamamı okumayıp "dolandırıcıyı uçurmaktan aciz adamlar yeaa" desin, "hll spr aynen dvm" diye dalga geçsin, ben çıkıp ona "okumaktan aciz" diyemeyecek miyim? duruyor yukarıda bakın. şahsi fikrim diye diye fikrimi söylüyorum, "altından moderasyonun alt metni hede hödö" diye bir şey çıkıyor.

arkadaşlar tekrar söylüyorum. ben de bir kullanıcıyım oğlum burada. her yaptığımı moderasyona mal etmeyin. moderatörden önce kullanıcıyım ben burada kullanıcı. moderatör olarak saygılı bir şekilde açıklamamı yaparım, ama şahsi fikrimi yazıyorsam kimse "moderatör hede hödö" demesin, şahsi üslubum budur benim.

bak tekrar yazıyorum. ben ŞAHSİ fikrim olarak "uçurulmaması daha iyi değil mi yahu" dediğim zaman biri çıkar da" moderasyon uçurmaktan aciz, alt metninde hede hödö diyor, hllaynn dvm" diye lakayıt cevap verirse ben de buna moderatör olarak değil, duyuru kullanıcısı kibritsuyu olarak kendi üslubumla cevap veririm. MODERATÖR OLARAK DEĞİL.

''bunu demek istiyorum. uçurulmaması, bilinen bir nickle dolandırıcılık yapmaya devam ederse, bunun bilinirliği açısından daha koruyucu olacaktır.''
imza, kibritsuyu


Bu nasıl bir laf yahu hafsalam almıyor.

hafsalanız alsın diye daha somut örnek vereyim.

jet fadıl'ı hepiniz biliyorsunuz değil mi? sürekli dolandırıcılık faaliyetinde bulunuyor. şimdi siz saf olamyan, aklı başında insanlarsanız, gidip jet fadıl'dan bir şey alır mısınız? almazsınız değil mi? biliyorsunuz onun dolandırıcı olduğunu.

peki devlet bu adam dolandırıcı diyip adamın adını, kimliğini, hatta estetik ameliyatla yüzünü değiştirip salsa, saf olmayan akıllı insanlar olarak bile bu adama inanabilirsiniz. "aa bu jet fadıl yahu" demezsiniz, bambaşka bir adammış gibi sizi inandırıp kandırbilir. ama adam jet fadıl olarak dolaşırsa "ulan bu jet fadıl, bundan ekmek bile alınmaz" dersiniz değil mi? sizi dolandırmamış bile olsa kimliği belli bir dolandırıcıya inanmazsınız değil mi?

jet fadıl açıklaması efsane olmuş.

kimseyi uçurmayın o zaman. küfür edeni niye uçuruyorsunuz. insanlar o nicki küfürbaz olarak tanısın. uçurunca adam gider yeni bir nick alır.

bu arada bir duyuru kullanıcısı olarak objektif olmak zorunda değilim, hepiniz gibi.

bir moderatör olarak objektif olmak durumundayım sadece.

yazdıklarımın çoğu şahsi görüşüm sanırım yedinci keredir söylüyorum bunu. saçma bulabilirsiniz, istediğiniz gibi de tartışabiliriz. burada şahsi üslubumu kullanacağımı da bilmelisiniz. hani lanlı lunlu sokak üslubuyla konuşursam çıkıp da "moderatörün üslubu" falan demeyesiniz.

lakin şahsi fikirlerimi moderasyona mal edip site yönetimini şahsi görüşlerim üzerinden eleştirmeyin. benim de herkes kadar fikirlerimi belirtmeye hakkım var, moderatör olmam, bu sitede aynı zamanda kullanıcı da olmama engel değil.

moderatif fikirlerim üzerinden mdoerasyonu istediğiniz gibi eleştirmekte de serbestsiniz.

uçurulmamasının daha iyi olacağı şahsi fikrimdir. dolandırıcı olduğu kanıtlanmadan uçurulmayacağı ise moderasyonun düşüncesidir.

bu minvalde devam edebiliriz konuşmaya. birbirine karıştırmayın yeter ki.

Çok merak ediyorum kibritsutyu dostum, sen neden ve nasıl moderatör oldun?
Yani madem ki örnek bir kullanıcı değilsin ya da moderatör olarak iş yapınca kullanıcı halinden farklı aksiyonlar içerisinde oluyorsun; nhangi vasıfla moderatör oldun burada?
Merak ediyorum.

sitede çok vakit geçirmem, kurallara hakim olmam gibi sebepler olduğunu düşünüyorum.

ayrıca "aciz, hll aynn dvm, yav hee hee" gibi sinir bozucu ve aşağılayıcı konuşulmadığı sürece gayet de saygı çerçevesinde cevaplar verdiğimi düşünüyorum. saygı göster, saygı bul. çok basit. geçmişim açık, 1500 tane duyurum, 8000 tane cevabım var, arama bölümünden inceleyebilirsiniz. yine de şikayetiniz varsa compumaster'a iletebilirsiniz.

şahsi olarak dolandırılsam, moderatör olarak yetkilerimi kullanıp uçurmazdım. uçursam elime ne geçecek ki? adam "ühüü duyurudan uçuruldum" diye ağlayacak mı sanki? çok ciddi söylüyorum bunu. uçurmazsam tekrar geri gelmesi mümkün ve siteden ne zaman online olduğunu takip etmem daha kolay. ha belki benimle jübilesini yapıp hiç uğramayabilir bile, ama en azından hesabı duruyorken uğrama ihtimali var ve ben bu şekilde takip edebilirim.

yapılan eylem dolandırıcılık, verilen ceza uçurmak. peh. sizce caydırıcı mı bu? veya yerini bulan bir yaptırım mı sizce?

Öncelikle şunu söyleyeyim: Amacım suçu ve suçluyu övmek değil, söyleyeceğim şeylerden bu tür anlamlar çıkarılsın istemem fakat ortada şöyle bir gerçek var: Burası bir E-Ticaret sitesi değil. Bu tür siteler de malumunuz bu tür dolandırıcılık işlerine karşı hazırlanmış pek çok prosedür var, alışverişin riski bu yolla en aza indiriliyor. Hatta çoğunlukla olmuyor. Satıcı ürünü gönderiyor alıcı parayı ödüyor para havuza giriyor alıcı ürünü alıp okey verdiğinde ise para satıcıya aktarılıyor alışveriş tamamlanıyor. Bu kadar. Gel gelelim bu site bir e-ticaret sitesi olmadığı için bu tip prosedürler olmuyor. Kişiler kendi aralarında bu tip işler yapıyorsa eğer, ben buna "Her türlü riski göze almış o şekilde yapıyor demek ki" gözüyle bakarım. Yani burada bir kişinin dolandırılmış olması, tamamen kendisiyle alakalı bir durum. Burada yönetimin herhangi bir kabahati yok. Ha site yönetimi "Evet bu site ticaret yapabilirsiniz, garantisi de biziz" deyip böyle bir şey olsaydı eğer o zaman hepimiz küfrederdik. Fakat öyle bir şey yok. O nedenle yönetime buradan vurmak saçmalık. Bununla birlikte, biz her "Bu beni dolandırdı" diyen kişiye inanmak zorunda mıyız, ya da sırf böyle bir beyan var diye bir kişiyi dolandırıcılıkla suçlayıp uçurmalı mıyız ben bu konuda pek emin değilim. Neticede burası mahkeme bizler de hakim savcı avukat değiliz, kimseyi bu şekilde burada suçlamaya hakkımız yok. Ha olduğu iddia ediliyorsa mahkemeye verilir, buradan da gerekli bilgiler talep edilir sorun bu şekilde çözülmeye çalışılır. Normal olan da budur. Hayır yarın bir başkası sizin için "Bu beni dolandırdı uçsun bu" dediğine ne yapacaksınız? O zaman herkes uçsun duyurudan. Dediğim gibi; burası bir ticaret sitesi değil, bir alışveriş oluyorsa eğer bu alışverişi yapan kişinin tercihidir. Dolandırılıyorsa da bu riski göze almış demektir. Yapacak bir şey yok. Tabii bu dediklerim duyurunun sabitlenmesi için de geçerli. Burada kimseyi "Bu dolandırıcı" diye ifşa etmeye hakkımız yok. Bu, en temel insan haklarına aykırı bir durumdur. Linç kültürü o kadar işlemiş ki dna'mıza verdiğimiz tepki direkt olarak "Yakalım bunu!!" şeklinde oluyor.

yeni diye güzel olcak bişey yok yorumlara aldanmayın pek bazıları apple fanboylar tarafından körü körüne yazılıyor,ben de önceki sürümde aynı hatayı yapıp mavericksten yosemite a hemen geçtiğim için çok pişman olmuştum. bi süre bekleyin

Değil final sürümü, ilk güncellemesi çıkıp bir kaç hafta geçene kadar önünden geçmem. Manyak mısın sen beta kuruyorsun bilgisayarına?

İş bilgisayarlarımdan biri hala mountain lion, bir tane mavericks makina var. sağda solda kullandığıma yosemite kurdum sadece.

is guc yapmiyorsan makinada deneyebilirsin harddiski bolup kurup, ama kullandigin onemli programlar varsa ozaman bazilari yeni isletim sistemiyle calismayabilir

elle sıkmaktan başka basınç göstergesiz pratik bir yolu yok.

üzerinde psi değeri yazar zaten o da yoksa el yordamı

şehir bisikleti lastikleri görece ince olur, 1.50'den ince 1.15'den kalın olur genelde o aralıklarda işte...
benim 1.50 mtb için şehir lastiğimde 85psi maksimum sınır. 80-85 arası kullanıyorum.
burada denenin aksine de elle anlamak zor, 55-60'dan sonra zaten neredeyse sıkılmayacak hale geliyorlar. yeterli basınçtaki şehir ya da yol bisikleti lastiği üzerine bindiğinde de çökmez.

lastiğin yanaklarında yazar kaç psi/bar basınç kullanılacağı. oradan kaç olması gerektiğine bakıp bir benzin istasyonunda basabilirsin.
tahminim niye 80-90 psi civarı bir değer olacağı yönünde.

sınırını aşmadığın sürece düşük basınçlı lastik daha kolay patlar bu arada.

aynen beklemedeyim :( çok popüler olmadığından olsa gerek

+1

haftalardır aynı soruyu kendinme soruyorum.

ücretsiz bakım kuponunda vites ayarı vs. zaten yapılır ama anladığım kadarıyla süresi geçmiş. vites ayarının garanti kapsamına girdiğini sanmam. neticede 10-20 lira sıkışmış dişlilere. ya da elimden gelir derseniz böyle şeyler, youtube sizin ilacınız.

vites geçişlerini filan doğru yapıyor musunuz hocam?
kurulumda filan bekli eksik bir şey olmuştur, bisikletçiye götürün. pek bir şey tutmaz zaten.

@ helios

ön dişliyi 2'de tutuyorum. arka dişlide de 3-4-5 arasında geziyorum. sanırım normal?

3x9 viteste 2 için 4-5-6 kullanılır. 3 ile 7 de kullanılsa pek sıkıntı çıkarmaz.

Bisikleti aldığınız yer ücret talep etmez cukkacı esnaf değilse. Ufak 1 ayar.

normal evet.

yüksek. ~300 tl ödedim 2011'de. belediyeden öğrenin. ücreti metrekare başına 2,5 tl imiş. brüt metrekare.

Normal , biz daha fazla verdik 3 ay önce

normal falan degil, eşşek yükü ile para ödediniz müteahite üstüne tüm tapu masrafını (normalde yarı yarıyadır) ödediniz. üstüne mütehaite iskan parası veriyorsunuz o evi size iskanlı teslim etmek zorunda siz araba alırken stepnesini satıcıdan ek para vererek mi alıyorsunuz?

Müteahit sorumlulugunda olan birşey iskan ama herkes dünden razı ödemeye pazarlık yaparken iskan parası isterim dedi mi sizden yok 300 bin liraya daire alınıyor yetmiyor bin lira üstüne isteniyor millet de paşa paşa ödüyor pes vallahi.

Aziz Nesin çok haklıymış Türk Milletinin yüzde 60 koyun diye.

@Fritz-X

Sorumda iskan parasını kim öder diye mi sordum?

@Fritz-X

Senin koyun gütmüşlüğün kadar benim çoban sikmişliğim vardır. Tanımadığın kişiler hakkında yorum yaparkenki dikkatsizliğin toy biri olduğunu gösteriyor.

Konut alım satımında bulunmamışsın herhalde, karşılıklı yapılan anlaşmada bu tarz ödemeler bir tarafın pazarlık sonucu elde edeceği avantaja karşılık ona yüklenebiliyor.

@scent of a pastrami
@ mr.goodcat

elinizdeki tapu kat irtifaklı tapu, Müteahit yakında sizden yeni tapu vermek içinde para isteyecek tapu parası istemesi de normal.

inşaat mühendisiyim. sizin ev alırken baktığınız kadar ev projem, pazarlık yaptıgınız kadar siktiri çektigim müteahhit var.

iskan parası diye birşey yoktur müteahit belediyeye yatıracagı bedel o kadar tutmaz. Müteahhit; belediyeden iş bitirimi almak içerideki depozitosunu almak için çalıştırdığı işçilerin ssk prim borcu cebinde para çıkmasın diye ev sahiplerinden alabildiği kadar para alır. son zamanlarda moda oldu iskan parası verin verin istedigi kadar verin iskan parası. Lafım size değil bundan sonra ev alacak ev sahiplerine tabiki duyurudan silinmezse...

@Fritz-X

Evi aldığımda kat irtifak tapusunu aldım. Şimdi de kat mülkiyet tapusunu aldım. Bu tapuyu verirken para verdim işte.

Her erkek baba olmak istemez ama her kadin anne olmak ister. Niyesi yok bence.

tabbi ki herkese göre değişir

Yolun yarısına gelmiş bir kadın olarak; kendimi hiç şimdi olduğu kadar anaç hissetmemiştim. Eskiden de kedi besledim ama o zaman çok küçüktüm. Şu an kedilerime bebek gibi bakıyorum. Çocuğum olmadığı için hayatımın merkezine kedileri koydum. Çocuğum olsa aklımı kaçırırım herhalde sevgiden. İmkanım olsa kedilerimi emzireceğim o vaziyetteyim. Çok acaip hareketlenmeler var bende. Evlilik hiç bu kadar sevimli gözükmemişti. Şu an imkanım olsa( sevdiğim, aşık olduğum ) hemen evlenip sevdiğim adamdan çocuk yaparım. Kocamı bile emziririm. Kucağıma bebeğimi almak için sabırsızlıktan ölüyorum resmen. Geç olsa da önümüzdeki bir 5 sene daha umudumu kaybetmeyeceğim.

Bir kısmı ucuz işgücü yetiştirmek için yapıyor, hiç şüphem yok bu konuda.

üremek için. senin saydıkların arasında en çok 3'üncü maddeye tekabül ediyor sanırım bu da.

bu da en doğal istek.

çünkü her çocuk muazzam bir potansiyel demektir. kimin çocuğu bir tesla olacak bilemezsin, belki de seninki olacak. ayrıca insan neslini devam ettirmek için üzerime düşeni yapmam gerekiyor. sadece çocuk yapmak değil, ahlaklı şekilde yetiştirip dünya mirasına katkıda bulunmam gerekiyor. çünkü tek başıma hiç bir şey yapamadım. bir şey icat edemedim. insanlara yeni fikirler katamadım. benim gibi standart insanlar için dünyaya katkıda bulunmanın tek ve kesin yolu güzel evlatlar yetiştirmektir.

sorunun muhatabı olmayan biri olarak, kimi değerli, kimi değersiz çok sayıda neden sayılabilir.

öncelikle sevgi, birçok insan hayatı boyunca yeteri kadar sevmiyor ve sevilmiyor.en azından belli bir yaşa kadar koşulsuz sevgi besleyebileceğiniz birinin var olması tatmin edici bir sebep.
toplum baskısı, "çocuk var mı" sorusuna evet diyebilmek.
meşguliyet bulma, boşluğu doldurma, çalışmayan kadın akşama kadar ne yapacak?
aşkımızın meyvesi meselesi, seni o kadar çok seviyorum ki çocuk yapmazsam ölürüm!
gurur duyulacak bir insan yetiştirme arzusu.
nüfus artırma.çok insan, çok güç.
kötü giden ilişkiyi kurtarma çabası.-tamamen saçmalık-
işgücü. 1 çocuk x lira, 10 çocuk 10x lira.
bir insanın var olmasına vesile olma isteği. "anne" "baba" olmak.

@hersheys, haha kocanı bile emziresin mi var :)) bi arkadaşım da böyle diyordu, çok çocuk istiyordu karmaşık duygular haha :)
işte aranan cevap burda aslında kadınların içinden gelen bir şey.
Çoğu çift olması gerekenin bu olduğunu düşündüğü için yapıyor, bi kısmı çocuk sevdiği için bence.

Bu sorunun cevabını ben de cok merak ediyorum. Çocukları çok seviyorum, başkalarına ait oldukları sürece.
Bence büyük bir çoğunluğu "ne zaman aileye yeni bir üye geliyor ehehehe?! sorusundan bıktıkları için yapıyorlar.

Neslin devamı ve gerçekten isteme dürtüleri ile yapanlar var. Bunlar bilinçli.

Ama türkiyede eğitim durumu farketmeksizin "aile çocuksuz olmaz ki" kafasında yapıyor çok büyük bir kesim. Zorunluluk olarak düşünüyorlar yani. öehh. Yazarken daraldı içim.

kafası karışık bir kadın olarak lehte ve aleyhte argümanlarım:

lehte:
-içimdeki 'challenge accepted' diyen tip,
-bir canlıyı büyütebilecek biyolojik yapıyı ve o sürecin verdiği hissi merak etmem,
-kafamdaki 'sonuçta hepimiz birer hayvanız, çocuk doğurmak da bu döngünün parçası. bu kadar büyütülecek bir şey yok, doğumu da ölümü de çok abartıyoruz' diyen ses.
-bir bebeğin bir bireye dönüşmesini, gelişimini adım adım izlemenin, ve buna bolca katkıda bulunabilmenin heyecan vermesi,
-yaptıkların değil yapmadıkların için pişman olmanın çok berbat bir his olması.
-sadece kendi egosu için yaşayan biri olmamak. paylaşmak.

aleyhte:
-içimdeki 'yoo dostum' diyen tip,
-sağlık konusunda olumsuzluk yaşanması korkusu,
-gerekirse o çocuğu kimseden destek almadan yetiştirebilecek olmanın gerekliliği ve sorumluluğu,
-acaba hazır mıyım, ya değilsem, çocuğuma iyi bir örnek olabilecek miyim düşüncesi,
-daha ben yapmak istediğim her şeyi yapmadım, çocuk sahibi olursam mutsuz olur muyum düşüncesi.

"çocuk yapanların yapma nedeni hayat amaçlarının olmaması."

k bakma birader ama resmen guldum.
--

sorun yanlis.
cocuk yapmayanlar, neden yapmiyor diye sormaliydin. normal olan cocuk yapmak, bunun icin bir nedene ihtiyac yok.

Calisanlarla degil sirket yonetimi ile ilgili bir mevzu bu. Demek ki egitim yok, kalifiye insanlar tercih edilmiyor ve/veya calisanlarin bu konulari bilmeleri icin motive edecek ortami yaratmiyorlar. Musteri sorunu sirkette aramadiktan sonra niye masraf edip ugrassinlar ki zaten?

internet varken müşteri temsilcisini arayan adam en az müşteri temsilcisi kadar "geri zekalı"dır.....................

@2 tostos turan

tebrik ederim duyuruda okuduğum en saçma cevabı yazmışsın. ne alakası var internet ile müşteri temsilcilerinin? bir firmadan aldığın hizmet ile ilgili sorununu "internet" nasıl çözebilir ki? kafan mı güzel?

soruya cevap olarak aynen katılıyorum çoğu gerizekalının teki. f_d'nin dediğine de katılıyorum aslında ama yine de bazıları söylenen hiçbir şeyi anlamayabiliyor. bunun için firmadan bir eğitime gerek yok. adama a diyorsun sana b diyor. öyle bi mallık var çoğunda.

@rotten head

sanırım okuduğunu anlamaktan aciz bir müşterisin sen de......................

"hangi firmanın müşteri temsilcisini arasam öğrenmek istediğim konuyla ilgili detayları ben ona öğretiyorum. kendileri hiçbir şeyden habersizler. bana o konuyla ilgili web sayfasında yazan şeylerden farklı hiç bir şey söyleyemiyorlar. teknik detay istiyorum veremiyorlar. cevabını almak istediğim sorunun içeriğini ben biliyorum ancak onlar orada çalışmasına rağmen bilmiyorlar"

sen bu okuduğundan bir sorun yaşandığını mı anlıyorsun??????????????

adam aldığı hizmet ile ilgili bir şikayetten falan bahsetmiyor....................

teknik detay öğrenmek istiyorum, çalışanın bilgisi yok diyor....................

ben ne demişim?????????

demişim ki, bu internet denen yerde öğrenemeyeceğin bir detay yok............... niye kaldırıp mh'yi arıyorsun?????????

aldığın hizmetle ilgili sorun yaşıyorsan bile internetten en azından benzer sorunu yaşayanlar ne yapmış ve nasıl çözüm bulmuş önce bunu araştırabilirsin..............

sikayetvar.com
eksisozluk
bilimum forumlar

işte bunlar hep internet!!!!!!!!!!!!!

capish??????????????

gercekten geri zekalılar. çalıştığım kurumun müşteri temsilcisini arıyorum. Isını ben öğretiyorum.

Şirket icinde de, bu kişilere laf anlatmak Ömür törpüsü. Geri zekalı biraz ağır olabilir ama cogunun vasıfsız oldugunu düşünüyorum.

kalifiye insanlar tercih edilmiyor değildir de o paraya ancak o kapasite insanları çalıştırabiliyorlardır, firmalar en ucuza iş yaptırma derdinde sanırım.

bir de çağrı merkezleri gelen çağrıları cevaplama yüzdesine göre filan ölçüyor performansını halbuki tamam cevapladın da cevap tırt, onu yapacaz? cevabın tatmin ediciliğine göre performans kriteri belirleseler daha farklı olur.

2 tostos turan müşteri temsilcisi mesela düşün.:) 2-3 ayda bir açlışanlar değişiyor o yüzden her gelen bilgisiz.

Ağır konuşucam ama bu ülkede yaşayanların %50si sınır zeka zaten, beklentileri yüksek tutmamak lazım.

örnek vereyim, onlardan biri kardeşim. kendisi günlük hatta düzgün konuşmayı zor becerir. gel gelelim "müşteri temsilcisi" kendisi. eğitim yok, kağıt veya bilgisayardaki sistem var. sorunun keywordünü yazıyor. ne çıkarsa :D

Universite mezunu hatta muhendis olup da laf anlatamadiklarin varken bunlarda cok beklentiye girmeyin cogu lise mezunu. Egitim onemli evet kimse saldirmasim zaten laptopim bozuk cevap veremem de afafagsd.

ne avea ne de vodafonede böyle birşey görmedim. hatta arkadaşımın hattında 2gb internet vardı, 1.6gb film indirdim, 400mb kaldı. senin demene göre olsaydı 1.6gb film indiremezdim.

@cetoxim

siz tek bir dosya indirdiğinizden fark etmeyecektir. Bunun farkı sürekli kullanımda (whatsapp, webde gezinme, video izleme, müzik dinleme vb.) görülür. Çünkü bu durumda kesintili olarak veri alışverişi olacaktır her kesintide de periyot kb atışı olacaktır. 100kb veya 1kb gibi.

mobil veriyi kapatıp açma sıklığına bağlı, benim mesela gün boyu açık duruyor hep, günde 10'u geçmez açıp kapatışım böyle de maksimum 1mb fazla yansıyabilir günde. Yani sürekli açıp kapatmıyorsan çok fark olmaz interneti kapatınca hesaplıyor kb'ı operatörler

Bu söylendiği baplantı kopma periyoduyla alakaklı yani aynı kontörlü görüşme gidi, 15 saniyede bir 1 kontör giderdi, 15 tane 1 saniyelik arama 15 kontör götürür ama 3 dakikalık görüşme daha az kontör götürür.

Günümüzde öyle bağlantıyı kapatmadığımızdan dolayı arada hissedilir fark oluşmaz.

2 aydır faturasız kullanıyorum. bir fark göremedim. hatta 250 mb sınırsızdan 1 gb a geçtim hala 200 mb civarı kullanabiliyorum. açıp kapatmıyorum datayı ondan sanırım.

live linux, live xp, live 7.
bunlar üzerinden recovery yapabilirsin. ya da Active Boot Disk programı.

işte budur!
efsane program.
(git: rufus.akeo.ie)

@pangea

söylediğiniz program usb belleği bootable yapmak için olan program. ben onu aramıyorum.

sökebilirsen harddiski başka bir bilgisayara tak öyle dene diğer yöntemler zorlar. bir de r-studio kullan bence ben hep onu kullanıyorum. şimdiye kadar kullandıklarımın açık ara en iyisi.

erken ödeme komisyonu/cezası var mı?

kredi vardesine göre değişir. faizleriniz hesaplanırken 10bin daha eksik tutar üzerinden hesaplanacak. kalan süre 36 ay falansa ortalama 2-3 bin daha eksik ödersiniz. bankadan daha net bilgi alırsınız, ki yapmanız gereken de budur.

+1 givemesomesubstance

100bin erken ödemeye 2000 lira kesilerdi benden.

Erken ödeme cezasını geri alırsın
faizden kurtarır nispeten

Zerre

Cekmekoy Underground (2014)

Bizim Büyük Çaresizligimiz (2011)

uzak

Su kaynadıktan sonra en az 1 dakika bekliyorsan sıcaklık o seviyelere düşüyor.

ikea'dan et termometresi alıp ketılın içine daldırıyorsunuz. iş bitiyor.
hediyesi 25 lira.
www.ikea.com.tr

ben aeropress'te yaparken kettle kaynadiktan sonra kapagini da acip biraz (1 dk filan, kalan ekipmani hazirlama suresi kadar iste) bekliyorum oyle kullaniyorum.

Düz mantıkta aklıma ilk gelen çalışıyorsa sar seviyesini yükseltecektir.

@atom,

telefonun az çekmesi daha fazla radyasyona neden oluyor diye biliyorum ?

ilginç bir şey ilk defa görüyorum. 3 tane operatör var hangi sinyali repeat edeceğini nasıl anlıyor alet ?

@ mrthany

2100mhz frekansındaki sinyali repeat ediyor. operatöre bakmıyor. üç operatör de 3g'yi 2100mhz'de yayınlıyor zaten.

İş görür ama yasal değil (BTK bulursa, söker onu)

@gkn

yasal olmadığını nerden çıkardınız? amerikada dahi normal perakende satılıyor bu cihazlar.

amerikada dahi normal perakende satılan her şey sence yasal mı? Bu işin içinde olduğum için biliyorum. Yasal değil, BTK bulursa söker.

reklam

Tekrar baslamis olmasin? Dun kanal d'de unutursam fisilda'yi verdiler, izledim bitti. Bir baktim basa sardı.

Üst üste iki defa verdiler.

bu akşam fox'da devlet bahçeli bir açık oturuma konuk olacaktı fakat sanırım son dakika golü atarak iptal etmiş. fox da, ne yapsın yazık, iyi bir film vererek olayı kurtarmaya çalıştı heralde. filmin süresi yeterince uzun değilse baştan vermek gibi enteresan bir hareket yapmış olabilirler.

izlediğim bir dizi biter bitmez tekrar aynı bölümünün yayınlanması fenomeni benim de başıma gelmişti bir kere. hangi dizi hangi kanal hatırlamıyorum ama geçen yazdı. bu kanallar kimlerin elinde çok merak ediyorum ben zaten. özellikle gece saat 03:00'den sonra..

"Adı üstünde kardeşim, -zor ölüm-, ölmüyor kel kafa, zaman alıyor" diye gecenin tek iğrenç esprisini yapacaktım ama arkadaşlar sebebini yazıp bunu önlemiş.

Berceste iyidir. Tandırı çok kuru ama tandır yemeyin.

bolu dağında et yiyin

bolu dağı ismailin yeri

ismail'in yerinde et yiyebilirsiniz ama bolu dağı üzerinden gelmeniz lazım. dağdan gelmeyi tercih etmezseniz, istanbul'da yeyip gelin. yol üstündekiler abartı kazık.

otoban üzerinde hiçbiyerde yemek yenmez.dağ yoluna girip ismailin yerinde terayağında tavuk hımmm nefis.

aldığının %60 aşağısına.

80tl

gözlük kişisel bir araç değil mi yaw, onun da mı ikinci eli kullanılıyor, alla alla?

Saat dediğin radyo frekansini kullanacak uyduya bağlanacak.

Hep mekanik saat kullanırım. Yatarken unutmazsam çıkarırım. Bundan 20 söne kurmalı bir saatim vardı. Onu söylediğin gibi sürekli ayarlamak gerekiyordu. Şu anda kullandığım saatte sadece iki ayda bir takvimi düzeltmek gerekiyor.

geceleri yatarken çıkarıyorum güç rezervi 40 saat civarı olduğu için tekrar ayar gerekmiyor,birkaç ayda bir 3-4 dakika ileri gidiyor onu bir ayarlamam gerekiyor o da kullanılan mekanizma ile alakalı.

cıkartıoyum tabi
6 ay kalan kullanmassan bile calısmaya devam ediyor.

devam da değil remake de değil. ama remake'e çok daha yakın.

az önce bir yazı okudum diyor ki; önceki filmleri izlemediyseniz yeni filmi izlemenize engel değil.

Bu bir devam filmi, önceki filmlerin sonrasında geçiyor ama önceki filmleri izlemediysen de izleyebilirsin.

önceki film çekileli 30 sene olmuş. devam olsa bile hatırlayan kalır mı?

doğrusu milli takım 2002'de dünya kupası'na katıldığında ki bu da haziran-temmuz aylarına tekabül ediyor, haberlerde hep futbolcuların nemli ve bunaltıcı bir iklimden şikayet ettiğini hatırlarım.. belki dönemseldir ama uzakdoğu için yazları hep boğuk ve sıcak bir iklim olmuştur zihnimde, hava durumu arşivlerinden bakmak gerek.

Sıcaktan kafayı yiyip keyif alamadan gezersiniz bence. Eylül-Ekim ayları en iyisi derim ben.

(Daha önce de biri sormuştu o kimdi diye bakayım dedim sizmişsiniz ;) Dinleyin siz beni eheh.)

travel.usnews.com

tek başına gezeceksen güney kore. sonra japonya. EN SON ÇİN.

Aralarında sadece Çin'e gittim ama bence de en sona Çin'i bıraksan daha iyi olur. Çin'e gideceksen Çin Seddi'ni görmeden dönme (söylememe bile gerek yok gerçi). Benim şu ana kadar en etkilendiğim yerlerden birisi kesinlikle Çin Seddi'ydi. Pekin'in içindeki diğer turistik yerler belli zaten, içlerinden özellikle Yazlık Saray'ı tavsiye ederim. Pekin'in dışında Guangzhou'ya gitmiştim, özellikle parkları çok güzeldi. Güvenlik açısından Pekin'den daha zayıftı bence (ya da bize öyle denk geldi), iki şehirde de gayet merkezi semtlerde kalmıştık. Pekin'de gece dışarıda rahat rahat yürürken Guangzhou'da biraz çekinmiştim açıkçası.

Bütçe konusu da var tabii, eğer bütçen kısıtlıysa bildiğim kadarıyla özellikle Japonya oldukça pahalıydı. Çin konuda içlerinde en iyisi sanırım, gerçekten her şey çok ucuz. Kore ile ilgili de geçen "Bu Kore'de Sen de Varsın" isimli bir reklam dikkatimi çekmişti, Kore rotası için oraya da bir bakabilirsin istersen.

Ama yerinde olsam, hem uzak doğu kültürünü hem de en son teknolojiyi bir arada görme açısından Japonya'ya giderdim.

Güney Kore

Çin'i bilmiyorum ama Japonya ve Güney Kore'de tek gezmiştim.
Son ikisi arasında karar veremiyorum, zira ikisi de birbirinden güzel.
Ama Japonya denince aklıma huzur geliyor, güney kore'de ise soğuk bir hava, heyecan ve daha güzel kadınlar.

O kadar uzak değil ama Taylanda bir bak derim :).Bütçe olarakta diğerlerinden daha uyguna gelir sanırım.Her yaştan her cinsiyetten insanın olduğu ve kendine uygun bir merak noktası bulabildiği bir yer.

12.5x92=1150 tl

1150 TL. - 1160 TL. 1150 nin altına da verme bence. 1160 üstünüde mevcut fiyatı düşünerek bekleme derim ama.

adam ex-microsoftie :)

para

daha önce 6 sene konakladı zaten amerika'da.

adam ssg çünkü

Gidip tapudan öğreniyorsun, müteahhit de seni öpmüyor :)

Hayir. Orasi kultur bakanligi muzesi degil. Sadece muzekart+'ya indirim oluyor.

Persembe gunleri halk gunu ıstanbul modern`de, vaktiniz müsaitse ucretsiz gezebilirsiniz :)

kireçburnu'nda set balık

Çengelköyde denizyıldızı var. Manzarası da yemekleri de güzel. Ama rezervasyon isteyebilir.

hızlı konuşmanın bir sebebi de özgüvensizlikten kaynaklanabilir, karşımdakinin beni dinleyeceği kadar değerli değilim ya da söylediklerim dinlenilecek kadar değerli diye düşünmekten

Eğer dikkat ettiysen kekeleyen insanlar ya çok hızlı konuşurlar, ya da bir kelimeyi iki üç kez tekrar ederek konuşurlar. Bence sende kekemelik var. Beyin kekemeliği kamufle etmek için böyle oyunlara başvuruyor. :)

Kekemeliğin olmasa bile mevcut durum bana göre bir konuşma bozukluğu. Kekemeliği kimler iyileştiriyor bilmiyorum ama onları bir araştırmanı öneriyorum.

Diksiyon kursuna git. Orada cesitli pratiklerle cozersin.

pratikle. aynı sorundan muzdariptim kendi kendime geçirdim. sürekli zorla kendini yavaş yavaş ve tane tane konuşmak için evde kendi kendine konuşma pratikleri yap vs.

bunun psikolojide bir adı vardı da aklıma gelmedi şimdi, mesela depresyonda çağrışım eksikliğine bağlı olarak aklına doğru kelimenin gelmemesi gibi bu da bir duygudurum bozukluğuna bağlı olabilir

Bipolar manik atakta hızlı ve vurgulu konuşma, düşünce uçuşması olabilir.

Marina çevresi dışında çöp.

uyunabilir gerisi boş

marina.

Marina dan baska bir yeri yok gercekten sadece sahili var o yuzden yapilabilecek bir sey de yok gibi :)

yüzünüzü karaya dönün ve yukarı doğru yürüyün pendik çarşı kalabalık cıvıl cıvıldır..

mayısta güzel olmaz diye düşünüyoum. havalar bi cayır cayır olması gerek ki yaz olduğunu anlayalım. öyle "tatil eylülde yapılır aabi" adamlarından değilim.

Amaç doğa ve gezmekse evet.

Road trip'in çapkınlığı da olsun diyorsanız hayır.

bookfi.org

Amazon.com var.

facebook'ta zilyonlarca grup var

"göt zırıltısı yurt konserve" yap bence. sebebini sorma. sonunda bana teşekkür edeceksin.

boşta olan bir domaini alıp gelir beklemek artık zor. alınabilecek bütün domainler alındı gitti.
verdiğiniz parayı çöpe atmış gibi düşünüp belki satılır diye düşünecekseniz, kaygınız yoksa, alın gitsin.

bulk alım ve satımlar oluyor, 100 domain birden alınıp satılıyor misalen içinden işe yarayacak 3/5 tanesi çıkıyor.

birde parkda olan domainler var onlar pahalı oluyor.

tek başına domain çok para eden bişi değil, benim en fazla vermeyi göze aldığım domain 1500 lira idi misalen.

domain'i iş değil, işi domain gibi düşünün.

3+ sene oldu ama cevap vereyim. Her acidan Turkiye'den daha iyi. Insanlarin guncel derdi hukumetin suyu parali yapmak istemesi mesela, normalde su bedava cunku.

Gunun manset haberi karsidan karsiya gecen bir kadina araba carpmis. Turkiye'de belki anca 3. sayfa haberi olurdu.

Turkiye'ye dair ozlenebilecek tek sey yemekleri malesef.

Öyle göreceli bir soru ki bu. Ben 13 yıl Hollanda'da yaşadım ve yetti artık deyip döndüm. İnanılmaz bir bürokrasi vardır, 2 yılda bıktırır, kurallar bir yerden sonra çaresiz hissettirmeye başlar. Ama yok ben kural severim diyorsanız yaşamak için en ideal ülke de olabilir.

su çok güzel de yüzecek birileri de olsaydı keşke.

ben çok memnunum. eğitim sistemi, çalışma şartları çok daha iyi.

havası kötü ama ona da alışıyor insan, güneşin kıymetini daha iyi anlıyorsun :)

televizyon programlarının ne kadar seviyeli olduğuna şaşırmıştım ilk geldiğimde. buradakilerin seviyesiz buldukları ünlüler bizim m.a. erbil, hülya avşar gibi tiplerle karşılaştırılmaz bile.

trafik rahat, bisiklet kullanmak rahat, toplu taşıma temiz ve dakik. insanlar tanımadıklarına gülümsemekten, iyi günler dilemekten, rastgele muhabbet etmekten çekinmiyorlar.

güzel ama kolay değil. herkes yapamaz. +5 yıl olmadı henüz ama her şeyin tozpembe olmadığını tabi ki söyleyebilirim. yaşam standartları türkiye'den çok daha iyi tabi ki ama yalnızlık çekiyorsun.

ülkedeki haberler falan genelde sıkıcı oluyor :D o açıdan türkiye gündemi daha eğlenceli. üzülüyorum ülkeme. dönmeyi aslında çok istememe rağmen olanları gördükçe de buradan vatandaşlık alasım geliyor.

Şangay'a gittim geçen sene. Şehirde görülecek bazı belli başlı yerler var The Bund, Nanjing Road gibi. Ama en güzeli bu şehrin etrafındaki antik su şehirleri (git:www.chinahighlights.com ). Ben Zhouzhuang'a gitmiştim. Şu sitede de şehir ve etrafındaki atraksiyonlarla ilgili bilgi var; (git:www.travelchinaguide.com )

Ben yazın en sıcak ve felaket nemli ayında gitmemeni tavsiye ederim.Tokyo'da Ağustos ayında sıcaktan kafayı yiyorduk, pek keyifli olmuyor. O bölgeler için bana göre en güzel dönem eylül-ekim veya bahar ayları.

20 gün kalınacaksa ve japonyaysa iyi para lazım. pahalı ülke. o kadar kalınacaksa bir kaç ay önceden internet üzerinden interrail gibi bir pass var ondan alıyorsunuz hızlı trenlere binebiliyorsunuz sınırsız. ondan alıp kyoto ve osaka'yı da görün derim. ben göremedim içimde kaldı. ama dediğim gibi para şart.

seul'a gideceksen sana icon hotel'i öneririm. saraylara (tripadvisor'dan baktığında neden bahsettiğimi anlarsın) yürüme mesafesinde, metro istasyonu'na (anguk) çok yakın. karı koca budist bir aile işletiyor. ucuz bir otel'dir, çok candan davrandılar sağolsunlar. mutlaka tavsiye ederim.

seul'u de ayrıca öneririm. güzel tatlı bir şehirdi. eğer biraz para ayırabilirsen güney'inde jeju adası var, balayı adası diyorlar, uçakla 1 saat; oraya da gitmeni tavsiye ederim. ben mart ayında tek gitmiştim, bayağı soğuktu ama çok keyifliydi.

tokyo'ya gitmedim, giden arkadaşlarım çok beğendiklerini söylerler hep. ben osaka'ya, miyazaki'ye gitmiştim, huzurlu yerler buralar, oraları da mutlaka öneririm. kyoto'yu, nara'yı görürsün.

klişe ama uzakdoğunun hepsi ayrı bir güzel aslında. Malezya, singapur; hatta bazıları pek sevmezler ama hindistan. buraları da görmeni tavsiye ederim. Malezya'ya gidersen gece yataklı trenle kuala lumpur'dan singapur'a da gidebilirsin. yalnız yazın buralar nasıl olur bilmiyorum, muhtemelen korkunç sıcaktır, bunu da dikkate al.

şimdiden iyi yolculuklar

shanghai'da yaşadım, orayı boşver. beijing çok daha iyi bir seçenek.
saydığın diğer şehirler de güzel, bunlara singapur ve taipei'i de ekleyebilirsin.

hayat bu kadar kisayken gunu kurtarmak normal olsa gerek.

''herkes günü kurtarma derdinde. hayatın sonuna kadar (40-50 yıl) mutlu yaşayayım sonrası umrumda değil dercesine yaşıyoruz'' evet doğru tespit, ama sorunu anlamadım. bende böyle yaşıyorum, elalemin torunun basına geleceklerden, ben öldükten sonra ülkenin/dünyanın ne olacağından bana ne ki? sen umursuyor isen çok güzel bu da bir seçim sonuçta, ama herkes takmak zorunda değil bence.

kıyamet gelse de kopsak diyorum ben açıkçası.

e yine sonucunda eğitime gelmiyor muyuz?

müşteri kazıklayan esnaftan alışveriş yapılmaz. ürün satamayan esnaf ise bir zaman sonra batar. batmamasının sebebi bir şekilde iş yapıyor olması değil mi?

şekerin kendisi zararlı zaten. uzmanlar bas bas bağırıyor. buna uymayıp tüketiyorsan sıkıntı sendedir. özellikle fruktoz ya da benzeri ucuz şeker muadili maddelerden şikayetçiyse halk, gidip bunları kullanmayan ürünler alır. üretici yeterli miktarda satamadığı malla ne kadar kar edebilir ki?

müteahhit bir yere 4 katlı apartman dikmek isteyebilir. hatta tavanı iyice alçaltarak o binayı 8 katlı hale de getirebilir. o adamı sen (devlet) serbest bırakırsan, dilediğince istediği yere istediği binayı dikmesine çıkarların için müsaade edersen adam da diker. bunun belli bir plan dahilinde kuralı olsa adam bina mina dikemez.

yani üreticiye sen sonsuz özgürlük verirsen, düzgün denetlemezsen, tüketici olarak bilinçli olmazsan tabii ki bunlar olur.

gün içinde yakmıyorum, gece yatarken veya duruma göre akşam yakıyorum. mesela şu an yanmakta. 3. katta oturuyorum(ara kat).

Bizdede yanmiyor evin ici kac derece bilmiyorum ama ev soguk degil.

yanmıyor.

normalde her akşam işten gelince yakarım, akşam yatarken kapatırım. ilk defa bu akşam yakmadım.

11. kattayız en üst kat. bina yalıtımlı. 2 gündür falan yakmıyoruz kaloriferi

bizde yanıyor. bebek var. üşüyoruz da gece

Yakmıyoruz ve tişörtle oturuyorum şu an.

Herkes ateşli :) valla şu an 45 derecede yanıyor yalıtım var ara kat ona rağmen kapatsam biliyorum usurum.

1 haftadır falan hiç yakmıyoruz neredeyse.

kaza savaş falan seviyorsan liveleak var