Ekşi Duyuru

turkcellın sıtesınden yüklesen?

benzer şeyi iş bankası'nda da yaşamıştım. gün sonunda 15 20 dakika falan yükleme yapamayabiliyor. birazdan düzelir muhtemelen.

çapa'da, hastanenin karşısında millet caddesi üzerinde envayi çeşit medikalci var. ordan.

Anadolu yakasında var mıdır böyle bir yer?

iş kıyafetleri satan yerlerde de bulabilirsiniz hemen hemen her yerde var böyle dükkanlar.. bir de kadıköyde rıhtımdan nautilus'a doğru giderken hamza yerlikaya otobüs durağının oralarda köşede ufak bir dükkan var tıbbi giysiler satan orayı söyleyebilirm..

ameliyathane yeşili, kep, maske

gerçek terimler bunlar. sorarken zamazingo filan dememeniz için.

en.wikipedia.org

bulabilirseniz tuğlalı soba alın.

bildiğim bi kaç şeyi yazayım. sobalar çok pahalı değil. tuğlasız da alıp içine ateş tuğlası koyabilirsin. daha hafif olur. kurması da aslında çok kolay. ama evinde uygun baca bulunması, bunun temiz olması gerek. boru havayı çekecek kadar kısa ama duvarı ısıtmayacak kadar uzun olmalı. mesela bizim soba baca girişinden yaklaşık 4 m filan uzakta ve ısınma olmuyor ama geri tepmesi olabiliyor bazen, havaya göre. soba alacaksan illa ki karbonmonoksit dedektörü de alacaksın. bi de tabi kömürü toptan almak ve depolamak en iyisi.
bu bahsettiğim en basit tip soba. doğalgazınız varsa doğalgaz sobası kurdurursun, basarsın parayı. ne tip bir soba düşünülen? kestane çay denilince ben kömür sobası düşündüm. odun epey meşakkatli bişi, baca çok çabuk tıkanıyor, çamla özellikle.

muhakkak kovali soba al . biz yillarca hepsini kullandik bi ton para verdik. en son kovali soba aldik , yillarca kullandigimiz dokum tuglali incikli boncuklu sobayi satip karsiliginda aldigimiz paranin ufak bi miktarina , mis gibi isindik. yuvarlak kovali soba. baska soba alma sakin. bi de ikinci el baksan da olur , dogalgaza gecenler yok pahasina cikariyor elden cunku. zaten ucuz bise kendisi ince olduguna sac olduguna bakma ondan iyi isitani yik, hem de cubugunu ittirince oldugu gibi kaliyo ates icinde, ekonomik

@kediebesi, apartmanda doğal gaz olmadığı için old school soba düşünüyorum. elektrikli ısıtıcı hem pahalı hem de dibinde olmazsan bir faydası yok. bir de şansıma bu kış sert geçti, çile çektim resmen.

tuğlalı sobayla kovalı soba birbirinden farklı şeyler mi? @waterhardeningsteel varsa bahsettiğin sobanın herhangi bir linkini gönderebilir misin?

yakıt parası ne alemde oluyor peki? odun mu yakmak lazım kömür mü?

Çocukluğum sobalı evde geçti ama zırcailim bu konuda.

kuzine de düşünülebilir.

odun sadece tutuşturmak için kullanılır (soğuk yerde odun sobasıyla ısınamazsınız) çıra ile gazete vb ile tutuşturur kömür yakarsınız
biz çeşit çeşit kömür yaktık kok kömür ıslak kömür vs yok artık yurtdışından ithal (sibirya vs) torbalı kömürle oluyor onlardan yakıyor insanlar
kovalı sobanın alternetifi kova sistemi olmayan üstten odun/kömür atıp alttan külünü temizleyeceğiniz tipte sobalardır.

www.isitas.com.tr bu soba olacak , bak bunun onunde deligi ( havalandirmasi) olanlari var. onu sakin alma , yanmiyo nlar. al resmini de koyayim ne almayacagini bil / www.mertleryapi.com.tr
bak o ilandaki resimde onden havalandirmali olan var. altta yaziyo not olarak onden ve alttan hava;landirmali mevcut diye. keinlikle alttan havalandirmali olacak. onden havalandirmali olanlar dandik.bi kova da yedek alirsan, doldurur hazir edersin iki kovayi da , lazim olunca hemen hazir icine yerlestirir yakiverirsin ilk kovayi hemen temizlemen lazrim olmadan

Bazı sobaların uyuma özelliği oluyor, tamamen tutuştuktan sonra isterseniz altını üstünü kapatıyorsunuz ve soba sönüyor, daha sonra ihtiyaç duyduğunuzda altını üstünü açıyorsunuz ve geri yanmaya başlıyor.

Biraz eski bir konu ama forum.donanimhaber.com inceleyebilrisiniz.

Uyuyan soba denilince ilk akla gelen Süsler oluyor zaten. Piyasayı bilmiyorum, pahalı olabilir.

Bir de önemli olan ne yaktığınızdır. Kalitesiz yakıt kullanırsanız verim alamazsınız. Eskiden ithal kok kömürü diye bir kömür oluyordu, annem çıkan külün içinden büyük parçaları ayıklayıp tekrar yakıyordu. Bayağı verimliydi yani.

Kullanırken çok dikkatli olmalısınız. Hem zehirlenme hem de yangın çıkarma riski vardır. Bekarken ilk soba denememde nerdeyse evi yakıyordum, bir daha da kullanmadım, elektriğe devam ettim. Evlendiğimizde de 2 sene öncesine kadar soba kullandık. Bahsettiğim uyuyan sobayı kullandık. Bir sorun olmadı.

Tutuşturmak için tavsiyem marketlerde mangal tutuşturucular var, onları kullanabilirsiniz, ya da bir marangozdan kaba talaş alıp kullanabilirsinizi. Bunlarla odun parçalarını tutuşturrusunuz, odun da kömürü yakar.

odun ve kömürü depolayacak bi yerin var mı? yoksa her sefer almak çok pahalıya geliyor.

hocam uğraşılacak iş değil. kat kaloriferi al gitsin.

@kediebesi çok büyük olmasa da depolama için ayırabileceğim 1,5 metrekarelik bir alan var.

o zaman oraya kış başında paket paket kömür ve tutuşturmalık odun depola. ithallerle yerlileri karıştır, daha ekonomik oluyor, verimli yanıyor. sadece ithal olanlar sibirya filan tek başına çok yüksek ısıda yanıyor, kovaları deliyor. depo lazım çünkü kış başında torbası 6-7 lirayken, şimdilerde 11-13 liralara fırladı. eğer ist, izmir gibi nispeten ılık memleketteysen çok masrafın olmaz.

www.amazon.com
www.amazon.de
www.amazon.co.uk

www.barcin.com

www.barcin.com

bildigim en genis koleksyon stores.ebay.com

iBooks'un formatı epub'dır

fontlab studio.

basittir. internette onlarca anlatımı mevcut abi.

daha önce defalarca kullandım.

twitter'da içinde laptop geçen bie twit atın. 10 dakika içerisinde sizi takibe alıp o üründen satmaya çalışıyorlar.

kardeşim yatakta kullanmak için ikeadan benzer bişi almış. bi bakın isterseniz

www.ikea.com.tr

Kafe ve su iç. Ne hakkında, ne tarzda tasarım yapıyorsan onunla ilgili araştırma yapabilirsin. Zamanı boşa harcamamak açısından. Hemde ilham getirir.

Bu saatte uyursanda hata yaparsın, daha çok uykusuz kalırsın. Sunumda verimli olmayabilirsin benden söylemesi. Sunum sonrasında danalar gibi uyuyabileceksen bence o zamana kadar sabret ama yinede seçim senin tabii

olm sizin evde cin varmış öyle dediler.

elma ye varsa eğer kahveden daha çok işe yarıyor

Saati 10bucuga kurup yat derim hemen. İnsan uykudayken aklına bir seyler gelebiliyor ayrıca uyumak lazım 1de ölü gibi olursun yoksa.

treni eleyebilirsiniz zaten.

kamil koç rahat hat çok iyi bir seçenek. öğrencilik zamanımda hep kullandım ve çok memnunum. antalya - zonguldak arası 10 tl'ye gitmiştim iki sefer kampanya yakalayarak. istanbul - ankara rahat hat 42 tl şuan. gideceğin günün seferlerine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsin...

secure.kamilkoc.com.tr

DURAK BİLGİLERİ
Varış Sefer Durağı
01:20 İSTANBUL-ALİBEYKÖY
02:00 İSTANBUL-ATAŞEHİR
05:50 TAYTEM DİNLENME TESİSLERİ-MOLA YERİ
07:30 ANKARA-OTOGAR

ucak her daim iyidir. otobus yolculugundaki gibi dayak yemis hali olmuyor inince. bir de gunun yarisindan tasarruf etmis oluyorsunuz, istanbul ankara arasi ucakla 50dk idi benim bildigim. indin bindin bekledin diyelim 2 saat olsun.
zaten ucak nerdeyse otobus fiyatina indi.

cok abartmissiniz
check-ine yurtdisi icin 1 saat onceden gidilir yurticinde yarim saat onceye kadar gitsen de alirlar.

sürekli ank-ist arası yolculuk yapıp neredeyse firmaların hepsini denemiş biri olarak söyleyebilirim ki, non stop yorucudur,diğer türlü de 5saatten daha kısa sürede gidilmez.
firmaların hemen hemen hepsi en geç 6saatte götürür.hız açısından iyi firmanın da 5 saat ile 6saat arasındaki farkla iyiliği ölçülür.
neyse kısa kesip metro turizmi tercih etmemenizi öneriyorum.kamil koç,nilüfer falan fena değil.kamil koç gece yolculuklarında daha hızlı götürüyor.ancak her saat dilimi için,hizmeti servisi vs için en iyisi bence istanbul ankara hattında pamukkale turizm.hızı da normal.
yolculuk sırasında verdikleri dardanel sandviç de çok güzel.
fiyata gelince kamil koç,nilüfer,pamukkale 38-40-42 civarı.(2+1 ler 42 diğerleri 38)metro turizm 35-38 falan.

Aracın geçmişi tramer sisteminde bulunacağından ötürü bir şekilde geçmişini sürekli yanında taşıyacak. Satışla çözülmez, farklı şirketlerden fiyat almayı deneyebilir.

gecmisi tramerde durur ama bir sekilde en azindan fiyat alabilir satisla birlikte. en azindan 1 seneyi kazasiz gecirmeye calissin.

bir de sirf merakimdan soruyorum; kac kazadan bahsediyoruz? "cok fazla" ne kadar fazla? maddi hasar boyutu ne kadar?

Kaza sayısı ve maddi hasar konusunda net bilgim yok maalesef. Bir büyük kaza, bir de irili ufaklı şeyler var ama tam sayıyı şu aşamada bilmiyorum. Öğreneceğim.

Nedir genelde bu kaza sınırı?

senede 3 kaza yapanları kara listeye alıyorlar diye duymuştum.

okulda kaçıncı senen ve hangi yıl üniversiteye başladın?

2004 senesinde başladım. 8. senem oluyor.

yoklama kaçağı görünmene sebep olan 20 yaşında üniversiteye başlamış olmandan kaynaklanıyordur. eğer okula arka arkaya iki dönem kayıt yaptırmazsan yaşına bakılmaksızın asker kaçağı sayılacaksın.

29 yaşına bastığımızda ise askerden kaçmak için master yapmaktan başka şansınız kalmayacak.

Ben 29 bittikten sonra ne yapılıyor olursa olsun (lisans,yüksek lisans,doktora) tecil edilmiyor diye duymuştum.

uzerıne kur kendı degistirir eskileri

Yapamaz. :D Yapsa da Chrome'da başka, IE'de başka gözükür kafayı yer.

Ama nasıl yapıldığını öğrenebilir. Çok da vakit almaz öğrenmesi... Google da var. :D :D :D

Yapar ama keşke yapamasaydı dersin.

Parayla yaparım be abi. :)
Sen keşke yapabilseydin. : )

cigerlerin sifirlanmasi 2 seneyi buluyormus

sigara icmeyen birisi bile sabri gibi kosamaz antrenman idman lazim

ama sigarayi blraklrsaniz ilk gunden itibaren fark hissedersiniz siz yeterki blrakln

9 senedir günde düzenli 1 paket içen birisiyim.ve gerçektende sigara içerken zevk alıyorum.yalnız bugun 14:00 itibarıyle bırakmaya karar verdim.o saatten bu yana sureklı sakız çiğnıyorum,çekırdek çitlıyorum.lakın muthıs derece de başım ağrıyor.ama kafaya koydum bırakıcam...

kaybettiğin ciğer kapasiten geri gelmeyecek. şu an atıyorum ciğerlerin sigaraya başlamadan öncekinin %80'i kapasitede olsun - 10 yıl beklesen bile o %81 olmayacak.

ama ciğerlerin kendini temizleme becerisini geri kazanacak, ki bunun için bir kaç hafta yeterli. 1-2 hafta sonra falan daha rahat nefes almaya başladığını farkedersin her türlü. kabaca bir ay sonra ise sabahları artık balgam falan olmayacak. o hırıltı, kuruluk hissi azalacak.

ben 6 yıl içtim, 4 ay öcne bıraktım. bu hisleri unutalı o kadar olmuş ki geri gelince insan bi afallayıveriyor.

E kötüymüş o zaman... Ciğer kapasitesi denilen şey ölçülebilen bir veri mi? Öyleyse gidip ölçtüreyim. Kime gitmek lazım dahiliye?

göğüs hastalıkları

bıraktıktan sonra spora verirsen kendini deli farkediyor ben 2 kez bıraktım birinde babamın sağlığı sebebiyle başladım...

midem bulanıyor zaten içemiyorsun 3 ay filan sık dişini devamlı spor yap stresten uzak dur aramiyorsun bir muddet sonra hele de spora gidersen tiksinti geliyor :)

yalnız sporda çok zorlama kalp krizi riski oluyormuş sigara kalbe ciddi zarar verdigi icin agir agir gidin diyorlar.

72 saat

kız kulesi silüeti, boğaz ve boğaz köprüsü olabilir.

yufka açan kadın gibi...

in vino +1 ve "dönen semazenler, çay"

bıyık.

döner, lokum diyecem ama pek de grafiksel değildirler kendileri.

Deve :D camels everywhere :D
saka saka.. yabancilar genelde kiz kulesini ayasofyayi sultanahmeti filan biliyolar.. grafiksel olarak en iyi semazenler var.. yiyecek olarak da baklava ve lokum yurtdisinda Turkiye`nin en cok bilinenleri.. Ataturk ve Tarkan da cok biliniyor :)

aslinda öyle cok bi logomuz yok,lale de degil aslinda yabancinin aklina gelen,sultanahmet dendigi gibi biliniyor.ayasofya cok fazla biliniyor.
bogaz da bilinir biraz.

bir gün bir programda bir programcı, ben olsam türkiyeyi köprü ile tanıtırdım. sırf yürüyüş için bir köprü yaptırırdım, insanlar iki kıta arasında yürümek için gelirler, demişlerdi. hakk vermiştim.

yapacak bir şey yok, beyniyle bu kadarını akıl edebiliyor.

Dışkı yemenin (coprophagia) kesin sebebi bilinmiyor. Bu konuda pek çok teori var.

Kendi dışkısını yiyen pek çok köpekte beslenme yetersizliğine rastlanmamıştır.Ancak bazı sağlık sorunları, örneğin pankreas yetmezliği, iç parazitlere bağlı beslenme bozukluğu veya açlık, koprofajiyi şiddetlendirir.

Bazen, pansiyonlarda kalan köpekler can sıkıntısı veya stresten kendi dışkılarını yerler. Bir araştırmacıya göre, sahipleri tarafından yanlış yere tuvalet yaptğı için cezalandırılan köpekler, "kanıtı" ortadan kaldırmak için kendi dışkılarını yerler.

yediklerini tam sindiremediğinde kakasında yiyeceğin kokusunu alıp yedikleri de oluyor.

ben markette satılan vancat markasından memnunum. küçük tuvaletini yaptığı zaman topaklaşıp kalıyor. koku da yapmıyor. küçük taneli yalnız...

www.petburada.com dan alın 8'li koli 44.xx tl. 50 tl üstü kargo ücretsiz. 3 kedi varsa 2 koli alın. zaten tüketeceksiniz her durumda. kargo ödemeyin. bugünlük migrostan falan alın bi paket.

@ben smyrna hangi markadan söz ediyorsun? sitede çok seçenek var da...

carrefour'dan 7.5 tl ye, yanlis hatirlamiyorsm, kedi kumu aldim birkac defa. her biri 5 lt sanitim.

silikonlular en az koku yapan temizlemesi de kolay olan kum ( baska kum kullanmadim ama bana boyle geliyor)

tuvaleti yaptikca temizlerseniz daha uzun sure kullanabilirsiniz. kum eksildikce yeni kumdan eklersiniz. 2-3 haftada bir de kumu tamamen temizlerseniz koku problemi olmayacagini dusunuyorum. zaten asil koku yapan idrarlari oluyor.

Bu dediklerim 1 kedi icin gecerli tabi.

aslında derdiniz etrafa fırlatılan kum taneleri ve kedilerin kirli kalmasıysa, 3 tane kedi varmış madem kapalı kedi tuvaleti kullanın.

bence ince taneli alma, bizim salakların burnuna kaçtı hep, hapşırıp duruyolar. kristalli olanlar iyi oluyo, onlar yapmıyo koku ama kedilerin kumlarını çok sık değiştirme sonra alışamayıp evin içine halledebiliyolar işlerini.

marka adı aklımda değil ama topaklanan kumları tavsiye ederim. böylelikle çişlerini de günlük olarak atma şansınız oluyor.

belki ilginizi cekebilir: www.pastabak.com

Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü faculty of fine arts painting department
Bayi Kimlik Kılavuzu distributor identification guide
Donanım Kitapçığı eqipment (donamım equipment değil burda muhtemelen ama) manuel
olabilirler arasında

hedehödö univesity faculty of fine arts department of painting

"painting department" ve "department of painting"'in ikisi de doğru.

"eqipment manuel" ise "equipment manual" olacak :)

kokar 1 saate kalmaz. üşenme kalk as.

çıkar bi tanesini ser diğerlerini üstüne koy kokar hemde kötü kokacak

cevapları okuyana kadar asardın :)

kokmaz. kış şimdi. sabaha kadar rahat rahat durur. geç kaldım biliyorum ama olsun. makineye zarar falan da vermez. sürekli su içinde duran bir cihazın içinde duracak çamaşır nasıl zarar verir?

ben üşendiğimden sabah asıyorum bazen. ama kapağı açıyorum. hiç de bişi olmadı bugüne kadar.

kokmaz bikaç saatte ama öle akşamdan sabaha kalırsa rahatsız eder kokusu

ondan ziyade islak camasirlarin agirligi makinenin lastigini zorlar ve makinaya zarar verebilir

kapı kapalı olduğundan menteşelerden yapamazsın, ama çok zorlarsan yukarı kaldırmak için belki olabilir. yine de kapalı olduğu için 1 cm den fazla yukarı-aşağı oynatabileceğini sanmıyorum.

tavsiyem itfaiyeyi ara, seni çıkarsınlar, odanın kolunu da ilk fırsatta tamir et.

Evin konumundan dolayı yandaki odaya camdan geçebiliyorum. Kapının her iki tarafında olabilirim isterseniz.

haydaa. dalga mı geçiyorsun? :D

çıkabiliyorsun işte. tamirci çağır halletsin 2 dakikada. paran yoksa bir bilenden yardım al.

Yok canım ne dalgası :) İşte tamirci çağırmadan halledebilir miyim diye sordum.

e hacı gerek yok o zaman kapıyı düzeltmeye. camdan girer çıkarsın. ayrıca kapının her iki tarafında olabilirim isterseniz deyince "aynı anda" gibi düşündüm. bayağa bi saygı duydum bi an için.

Dilin egimli yonu hangi taraftaysa oraya dogru sert ama bukulebilen (kredi karti, guzel bir bicimde kesilmis pet sise vb.) bir nesneyle dili yuvasina azcik sokma sansin olabilir. Biraz girse dil kendi yuvasina kapiyi hizlica itip dilin kapi kasasinda bulunan yuvasini deforme edip acabilirsin. Anlatabildim mi?

Bir röntgen filmi bul ve kapı kenarından aşağı doğru kaydırarak kilit dilini oynatmayı dene.

Bunun pratiğini diğer oda kapılarında yapabilirsin.Kilit dilini nasıl oynatacağını diğer kapılarda dene ve sonra kilitli kapıda uygula.

Bilgisayarınızla telefonunuzu bluetooth ile eşitleyin. Eşitledikten sonra Bilgisayarım'da telefonunuz görünecek. Oraya göndereceğiniz dosyaları sürükle-bırak yapın.

Zaten eşitlenmiş durumdalar fakat telefon içinde browse edebileceğim bir yer mevcut değil. İşletim sistemi mac osx 10.6.7

html yeni pencerenin sekmede mi pencerede mi açılacağını söyleyemez. bu tamamen browser keyfiyeti. firefox, opera target="_blank" i yeni sekmede açarken internet explorer yeni pencerede açar.

css içine bir şey tanımlamana falan gerek yok, padding ile oynayarak kenardaki boşlukları azaltıp çoğaltabilirsin. detaylı anlatmak isterdim ama şu an zamanım kısıtlı, alttaki linki incelersen işi çözersin.

www.csspage.com

Padding ile oynayarak yerleştirmem iptidai olmayacak mı? Oturup ya göz kararı px uzaklığı ayarayacağım ya da hesaplayıp ortalama bir sayı elde edip ona göre yerleştireceğim. Bir de paddingle yaparsam başka çözünürlük ve tarayıcılarda problem olmaz mı?

padding: 0px 150px 0px 150px;

komutuyla istediğime yakın bir sonuç elde ettim.

eğer uğraşmana rağmen tam sonuç alamıyorsan,

üst, alt, sağ ve solundaki öğe veya divler mani oluyordur belki. onların padding, margin değerleri ile oyna.

margin-right:
margin-left:
margin-bottom:

ile sağ sol ve üst kısımlarından uzaklığını el ile ayarlayabilirsin. Px olaral uzaklıkları vericeksin.

www.w3.org

div'in içindeki a'ya bir isim verip ardından css'te aşağıdaki gibi tanımlamayı dene:
#Adiherneyseiste
{
display: block;
margin-left: auto;
margin-right: auto
}

bu arada resmin üst ve alt kısımlarında boşluk olmak istemiyorsan header_container'ın padding değerlerini değiştir. (sırasıyla top right bottom left şeklinde değerler)

xampp.en.softonic.com

pc için > wamp isimli program ile istediginizi gerçekleştirebilirsiniz.

download.chip.eu

easyphp kullandıgım en basit localhost programıydı. apache, phpmyadmin felan yukluyor. linux server gibi localhostun oluyor... oneririm.

önce salçayı yağda biraz kavur. suyu sonra ekle.

6 sene yemek yapmış erkek.

Tatlı olması normal, içine eklenen katıkı maddelerinden ötürü bazen oluyor öyle.

Suyu koymadan önce salçayı yağda kavurmak lazım önce. Bir de salçayı fazla kaçırıyor olabilirsiniz mi?

Not: Kız değilim.

kullandığınız salça aynı olmayabilir. belki de farketmeden biber salçası kullanmış olabilirsin.
bir diğeri de aslında senin de yazdığın gibi yeterince pişmemesinden kaynaklıdır muhtemelen.

Önceden hangi tür yağda, ne kadar kavurmalıyım? Suyu katmadan önce cazır cuzur ediyor ve niyeyse sanki o iyi bir şey değilmiş gibi geliyor. Sanırım hatam o kavurma işlemini esgeçmem.

ne tür yağ kullanıyorsan o yağ. farketmez ama ay çiçek yağı kullanmayı tercih ederim ben. yağda salçayı, salçanın rengi ve dokusu değişene kadar karıştır, ez artık ne yaparsan. renginin kahverengiye geçmesini sakın bekleme. daha sonra suyu ekle. azar azar, yavaş yavaş karıştırarak ekle. sıçramaz vs.

yağa salçayı ettiğinde cazur cuzur etmesi normal. salçayı ne kadar kızgın yağa atarsan o kadar sıçrar ve ses çıkarır malumun. saçlayı yağa attıktan sonra hemen yağa yedirmeye bak. salça yağ ile mümkün mertebe homojen olsun.

bence zeytinyağı kullan. hatta her şeyde kullanmanı tavsiye ederim. hem daha sağlıklı hem daha lezzetli. çok fazla su katarsan tadı dağılır.
yağı tavaya yok. çok kızdırmadan salçayı ekle ki ne pıtpıt yapsın ne de hemen pişsin.

ben de çok uzun saatler geçiriyorum masada, bir senedir IKEA'dan alınan bir çalışma koltuğu kullanıyorum ortopedik, hiçbir tarafım ağrımıyor, tavsiye ederim gönül rahatlığıyla. Koltuğun markası JOAKIM, fiyatı en son 300 TL civarındaydı, azıcık fazla da olabilir bu fiyattan, belki indirimde de olabilir, IKEA'nın sitesinde gözükmüyor ama ellerinde olduğuna eminim, yakın zamanda gördüm çünkü. Dediğim gibi tam ortopedik, ayarlanabiliyor, belden kuyruk sokumuna kadar kavisli bir boşluğu var. Daha ne diyeyim, 10 saat oturduğum oluyor, bir yerim ağrımıyor. Fiyatı fazla gelebilir, ama kıyın paraya alın derim, çünkü sonra öyle ağrılar musallat oluyor ki ne yapsan kifayetsiz. Uzun saatler bilgisayar başında, masa başında çalışanlar için iyi bir çalışma koltuğu şart derim. Nitekim birkaç güne kadar IKEA'ya gidip eşime de alacağım.

bel ağırını azaltman için, otello nun yastıkları var, int ten bak. koçtaş ta 20 tl mi öyle bişey. bana teşekkür edicen!

onyetele, bakacağım o yastıklara fakat mesela bende de promosyon bir bel yastığı var. Onu koyunca sandalyede yer kalmıyor ucunda oturuyorum. Daha fantastik ağrılar oluşuyor.

speedtest.net

İkinci soru burada güme gidecek ama gene de sorayım, olmadı yeni başlık açarım. Uydunet'in verdiği Netmaster yerine araştırıp başka modem alsam wireless dışında kablolu bağlantıda herhangi bir fark elde edebilir miyim?

tek olmadığınızı belirteyim. 2 gün oldu bağlatalı uydunet'in modem veren 1 megabitli tarifesini, bazen google bile zor açılıyor. türkiye'de internet zor iş herhalde ya.

Hikaye mesture bu nasıl iş ben de anlamadım. Bir de saolsunlar modemin mac adresini yanlış kaydettiklerinden dolayı kurulumdan 5 gün sonra internetim aktif hale gelebildi. Bu arada jübile mi yaptık haxball'da ne oldu?

ben en sonunda 3 mbite geçtim bu sorundan dolayı. şimdi de ara sıra kesiliyor ama ttnet'ten her türlü daha iyi

speedtest.net tavsiye ederim.

Bu aralar bi enayilik var sanki uydunette videoyu yüklerken 60 kb dan fazla çıkış yapmıyor meret, 130 a kadar yolu var halbuki.

Kablosuz modem konusunda netmaster sanırım tek, ya da kablolu kablo modem alıp (o da 2-3 tane falandır) sonra onu rootera bağlayıp rooterdan dağıtrabilirsinz kablosuzla

3mbit'e geçmeyi ben de düşünmekteyim. Sanırsam 10 tl gibi fark var. Yalnız çok ilginç çoğu 1mbit kullanıcısı bu problemi yaşıyor herhalde. 3mbitliğe seve seve geçirtiyorlar galiba.

Peki 3mbit nasıl? Google açıyor mu :)

3 mbit gayet iyi. sitelerde bir sorun yok. download hızım da 380 kbps'ye kadar çıkıyor.

abi cok yuklenilen saatlerde malesef oyle oluyo..

temanızı wp-content/themes sekmesine atın. ardından wordpress admin panelinde görünüm kısmına tıklayın ve attığınız temayı aktif edin.

ya da wordpressin kendi temalarındansa admin panelinden de yükleyebilirsiniz. ftp adresi ve şifresini yazıp.

Wordpress.com'da yayınlanan zip dosyasını olduğu gibi ftp'e yüklesem ve sonra çıkan yönergelerden kurulumu ben yapsam bu iş olmuş mu oluyor?

Bir de türkçe veya ingilizce yüklemenin ne gibi handikapları var?

ingilizceniz iyi madem ingilizce kullanın kötüyse türkçe kullanın.

zip dosyasını indirip hostinge gönderin, sonra db oluşturucaksınız oluşturduğunuz db bilgilerini giriceksiniz yönergeleri izleyip.

daha sonra siteniz kurulucak, hostingden install dosyasını sileceksiniz.

bundan sonra aklınıza takılan yerleri sorun.

not: olurda ben yanlış anlamış olabilirim, anlattığım şey wordpress kurmayla ilgili.

wordpress.org uzantılı bloglarda izin verilenler dışında bir tema kullanamıyorsunuz.

Oy sıçış o zaman.

Benim amacım wordpress üzerinden bir site açıp onu başka bir siteye yönlendirmekti. Elimde isim tescilden alınmış bir alan adı var. Şu an ihtiyacım olan şey hosting mi? Öyleyse nereden almak lazım wordpress uyumlu? Ayrıca bir süre sonra wordpress'i kaldırıp farklı cmslere geçme ihtimalim de var.

ancak wordpress in sicik kendi temalari var onlari kullanabiliyorsun. domain name ve wordpress uyumlu hosting alman lazim.

hosting icin ben sunu kullaniyorum: ihs.com.tr de phpA paketi. daha ucuzunu da bulursun ararsan.

baska bir icerik yonetim sistemine gecisle ilgili soyle bir olay var. wordpress deki icerigi export edebiliyorsun bildigim kadariyla xml olarak. belki baska bir icerik yonetim sistemine gecerken bir yardimi dokunabilir ama biraz sancili bir surec olacagi kesin.

ingilizce olarak en iyi video tutoriallar videocopilot'ta sanırım. AE Basics gibi bir adı var sanırım.
kitap olayını hiç bilmiyorum, kitaptan AE öğreneni de görmedim henüz.

fonksiyonunu bilmemekle beraber, pdfler yuksek olmasin diye kullandirtiyorlar bunu bize. adobe indesign'dan ps olarak print edip, distiller ile pdf yapiyoruz, normal print yonteminden daha dusuk size'lı oluyor.

Baskı için PDF'leri (eps'den çevirerek) en iyi duruma getirir. Ayrıca matbaalar, gazeteler vs. kendi Distiller eklentilerini (ayarlar için) hazırlarlar ve siz Distiller programını onların formunda açar ve pdf'i oluşturursanız hiç uğraşmadan matbaa'nın istediği pdf'i elde edersiniz. Disteller baskı için oluşturulan pdfler için için önemli bir programdır.

quarkxpress'ten pdf alinamadigi zamanlar kullaniyoduk bunu

3 hikaye varsa alejandro gonzalez inarritu'nun bir filmi olabilir.

jeepers creepers?
www.imdb.com

şehir farketmezse edirne eser matbaacılık 0 284 225 18 12 - 214 38 05. pek ufak iş yapmıyolar bildiğim kadarıyla ama bir görüşün.

adya matbaa - yusuf ya da mehmet bey 0212 324 2180 (referans - ekin makina)

1- özellikle ingiltere için www.icep.com.tr kendim kullanmadım ama gidip memnun kalan arkadaşlarım var. yalnız çok da ucuz değil, onu belirtmek gerek. yine de çeşit ve güvenilirlik açısından avantajlı bir yer.

1- ben atlas danışmanlıkla gittim, memnun kaldım.
2- kalacak yer hariç harcamalar kişiden kişiye ve kalacağın yere göre değişkenlik gösterir.
3- pas
4- ingiltere
5- 42den kasıt nedir anlamadım.

1- A.T.E.C. (www.atec.com.tr 2007'de bunlar aracılığıyla gittim, bu yıl yine gidiyorum. yakın bir arkadaşım her yıl yine bu şirket aracılığıyla gidiyor. işlemlerini takip ediyorlar. orada bir sorun olursa arıyorsun ilgileniyorlar vs. öyle yollayana kadar peşinde koşanlardan değiller.)

2- 4000-5000 gbp gerekebilir. tabii söylendiği gibi gere göre değişmek üzere.

3- -

4- -

5- 61!

bana pahali geldi. ozellikle de ic parazit. belediyenin veterinerlerini arastirin derim.

hangi şehir? iç parazit için kontil alıp kendiniz verin. dış parazit dediği, zaten görünür bir şey yoksa ve kaşıntı yara bere yoksa sorun yok. kontil 3 tl mi ne. 3 gün günde 3 kez. iştahları kesilecek biraz. bitince düzelir. enjektör ile doğrudan ağzına.
aşılar 2.5 ayda olur. kuduz ise 4. ayda. ilk aşı için gittiğinizde kimnlik de alırsınız. belediyeleri boşverin ama ucuz veteriner arayın. vardır mutlaka. sosyetik semtlerden uzak durun. adana veya mersin ise bana ulaşın. veterinerlerimin bilgilerini vereyim.

Şehir İstanbul, yöre Selamiçeşme - Kadıköy.

Dış parazitimiz maalesef mevcut. İki kedimiz var, bir tanesi gayet sakin. Kucağımıza geliyor, kendisini sevdiriyor. Diğer kedimiz ise çok yabani. Kendine yaklaştırmıyor, ellerden çok korkuyor ve zarar verici şekilde saldırıp kaçıyor. Ondan dolayı şırınga uygulamasını biz yapamayız. Tarayamıyorum bile kediyi düşün :(

öncelikle kolay gelsin. defalarca kedi bakmış ve halen bakmak isteyen fakat teknik koşullar gelişmemiş olduğundan bakamayan biri olarak itiraf etmeliyim ki defalarca veterinerlerden kazık yedim.

üstelik o kadar ki gözümün içine bakarak iyi davranan, hayvanlarımın üzerine ne kadar titrediğimi gören, öğrenci olduğumu bilen, benim tıp eğitimini almakta olduğum üniversitenin veterinerlik fakültesinde okumuş veterinerim yine de bana hayatımın en büyük kazıklarını atmıştır. ta ki ben uyanana kadar.

tanışmamız şöyle başladı, sokakta bulduğum 2 prematüre kedi yavrusunu ölecekler korkusuyla işi gücü bırakıp veterinere götürdüm. bir avuç kadar olmayan iki yavruya bir enjeksiyon yaptı. tabi ben öğrenene kadar insan ve hayvan fizyolojisinin pek aynı olmadığını zannederdim. o yüzden büyük bir uğraş verdiğini düşünmüştüm. sonra bana sokakta bulduğum kedilere yardımcı olmak istediğim için bir fatura çıkardı. ödedim. kediler ise öldüler ertesi gün. neyse.

sonra kendi kedilerim oldu. veterinere gidiyor, mamalarını alıyordum. aşılarını yaptırıyordum beni fazlasıyla zorlasa da. ilgi ve alakadan memnundum. klinikteki tüm veterinerler yüzüme gülüyordu.

internette medikal paylaşımları okumuyor, cevap vermiyor, tasvip etmiyorum. hiç internetten araştırma yapmamıştım haliyle fahri veteriner olabilmek için. kuzenim veterinerlik okumaya başladığı gün bilgilerim artmaya başladı. ve sokakta bulduğum ve sonrasında ölen kedilere insanlarda da kullanılan fiyatı 6-7 ampul için 7-8tl olan b12 vitamini enjekte edildiğini öğrendim. veteriner sokakta rastgele bulduğum hayvanlara yardım etmek istememe bile acayip ticari yaklaşıp durumumu bilmesine rağmen beni resmen kazıklamıştı.

sonrasında kedilerim için bana verdiği anti parazit ilaçlarının pekçoğunun aslında bizim insanlarda kullandığımız formları ile aynı/benzer olduğunu öğrendim... aşılar ise internetten alınabiliyordu. sonrasında hapı bir kediye zorla yutturmayı, deri altı (subdural) enjeksiyon yapmayı öğrendim... kliniğin ismini istersen yazabilirim. lakin mutlaka ve mutlaka araştır, öğren. ne yapıldığını farklı bir yolu olup olmadığını öğren. benim gibi bağnaz biçimde veterinerlere güven duyma.

o gün bugündür veterinerlerin aslında "doğal ve idealist hayvan severler" olduğu düşüncesi kafamdan silindi ve şuan her veterineri düşman gibi görmekle birlikte karşılaştığım tüm hayvanların medikal bakımlarını tıpkı insanlarda uyguladığımız gibi başarıyla uyguluyorum.

bölgende bir veterinerlik fakültesi var ise oranın kliniği veya bir tarım meslek lisesi varsa (üsküdar selimiye tarım meslek var sanırım orada) oranın kliniğinden yardım alabilirsin. en olmadı hayvan koruma dernekleri ile görüşebilirsin. avrupa yakasında ama çırağan sarayının karşısında küçük bir yerde çevre ve hayvanları koruma derneğinin aynı zamanda yardıma ihtiyaç duyan bir kliniği var. hem özel kliniklere göre uygun ve dürüst bir şekilde hizmet alırken hemde derneğe yardımcı olmuş olursun.

en sakin kedi bile kendisine ilaç yutturulurken haliyle esip coşabilir. lakin yöntemi arka patilerini tek elinde çok sıkmadan kavrayıp, ellerinin çizilmesine ses çıkarmamak ve çenesinin altında tüylerini hafif çekecek şekilde ağzını açmak. eğer sıvı birşey vermek zorundaysan o zamanda dişlerinin arasına 30 derece eğimle sokarsan ister istemez açıyorlar :) arkadaşların dediği gibi kontili gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz. lakin sakın mamalarının ya da sularının içine koymayın uğraşmamak için. zira öyle uyanıklar ve kokusunu alıyorlar ki en ala mamayı terkedip giderler :)

frontline ürünleri pek çok veterinerin insanları kazıklarken kullandığı kaliteli ithal bir ürün. internetten vs. alıp gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz.

konuyu saptırdım. ama kusura bakma. veteriner arkadaşlar veya veteriner olacak arkadaşlar da üstüne alınsın. umrumda değil. alınsınlar ki işin ticaretine canlılardan daha çok önem verip insanların saflıkları ile oynamasınlar.

enjektörle derken yanlış anlaşılmış. iğnesini kullanmadan sadece plastik kısmı ile 0,5 ml'den biraz az kontil yetiyor.
tablet yutturmak zor gerçekten. bugünlerde avil vermek durumundayım alerjik sorunlar nedeni ile. onu da 0,5 ml su içinde eritip veriyorum. zaten tableti kırıp veriyoruz. o yüzden sorun olmuyor.
mama ile kesinlikle verme. katılıyorum, kontil çok acı. (buruk acı) o yüzden anında kaçarlar. yemezler yemeğe de ilaca da yazık olur :) hem dozaj ayarlayamazsın yeseler bile.
frontline yerine başka bir şeyler kullanmanızı öneririm. açıkçası şanslıyım ki hiç dış parazit olmadı benim 4 kedimde de. eczaneye frontline muadili sorarsanız yardımcı olurlar. ancak küçük kediler olduğunu belirtin mutlaka. dokunmasın yaladıklarında.

şuymuş:

www.stargazete.com

şaka gibi 3'te 1'im maaş alıyorlar ama 300 kat zenginlerdir benden

hayatta inanmam ama 3000-6000 diye duydum. legal olanı bu. arka planda neler dönüyor kimbilir serhat

star zaten iktidara yakın bir oluşum, 2+2=4 deseneler inanmam.

bizim belediye başkanının 2 milyar ytl parası varmış. tabi kendisi eski oldu.

Belediye basganlarının, belediyenin yan kuruluşlarında yönetim kurulu üyelikleri falan da oluyor. Oralardsn da maaş alıyorlar.

hayret! benim 12,5 ta 1'im kadar maaş alıyorlar ama nerden baksan benden on yüz bin milyon baloncuk kadar daha zenginlerdir..

inanamıyorum bu kesin şakadır. zekat nisap miktarım kadar(1/40) maaş alıyorlar ve bana zekat fitre verecek kadar zenginler.

melih gökçek bir ara matrax'a bağlanmıştı zeki sormuştu direk, 9-10 bin lira arası demişti .

almayın.

www.analograf.com

hayyam'da uygun fiyata 2. el bulabilirsiniz. tabii istanbuldaysanız. ya da lomo muadili makinalar da var. onun dışında almayın derim.

lc-a mı alcan?

bence gitti gidiyor falan kovala. sahibinden kovala. hayyamda da artık adam sikiyolar.

fisheye falan alıcaksan hiç alma. yok illa alıcam diyorsan da bence ebay den al.

gittigidiyor sitesinde kaynıyor

kazıklanmak istemiyorsan ama orijinal, garantili-faturalı ürün istiyorsan; www.retroaktif.com

gittigidiyor'da da satıyor aynı şirket.
shipping'e girmemek de en iyisi. belli bi fiyatı geçince ürünün gümrüğe takılma ihtimali de var hem.

özellikle istediğin bi makine ya da makineler hakkında öğrenmek istediğin bir şey varsa mesaj atabilirsin.

ev sahibiyle anlaşırsanız düşülür. anlaşmazsanız düşülmez.
anlaşmadan düşerseniz ev sahibi arıza çıkarabilir.

mantıken, eve yapılan kalıcı her şeyi düşmek lazım ama, ev sahibi cinsse, normalde işine yarayacak olsa da bir şeyleri yaptırmak istemiyorsa, yapacak pek bir şey kalmıyor geriye.

belki çıkmakla tehdit ederek anlaşma yoluna gidilebilir. ev, kiralanması zor bir evse ev sahibi razı olmak durumunda kalır.

Normal de gecerli bahanesi yoksa kabul etmesi gerekiyor, ancak kasti kabul etmiyorsa , yaptirin cikarken alin yaptirdiginz seyi. Ornegin kapiyi.

tabii evi aldığınız şekilde teslim etmeniz gerektiğinden, yerine eskisini koymadan çıkarken yaptırdığınız şeyi alıp gitmek sizi zor durumda bırakır. evdeki bataryaları yenisiyle değiştirdim çıkarken de söküp götürürüm vb. derseniz depozitonuz yanar büyük ihtimalle. bu yüzden karşılıklı razılaşmak en önemli konudur.

kadıköy-beşiktaş vapurundan 15 dk bir yolculuk arkasına beşiktaş-tarabya minubus hatlarını kullanabilirsin o da 30-35 dk arası sürer.

kadıköy'den beşiktaş vapuruna bin. ordan ya minibüse ya da otobüse bin sarıyer'e giden. kabataş yönünden 40 veya 25e geliyor olsa gerek.

vapurla beşiktaşa gel.Beşiktaştada otobüs durağında 29C ye bin

tahtakale'de açık tütünden açık viagraya kadar her şey var sokakta ama türünden çeşidinden anlamam :D

taksimde aznavurun arkasında

önerim yok ama www.mydukkan.com var orda çok seçenek var ordan bakabilirsin. güvenilir hem de.

Tecrübesinden yararlanabileceğin bi' eş-dostun varsa ikinci ellere de bak derim, solak bulmaz kasabilir gerçi.

4 telli cort al derim, bende var gayette memnunum.
www.mixmuzik.com

ibanezin orta kaliteli güzel gitarları var. zuhal müzik iyidir.

fiyat aralığı belirtsen daha iyi olurmuş.

grafik tasarım vs için ati daha iyidir

kılçıklık yapıyorum evet ama ben o kadar para verecek olsam hele grafiker bilgisayarıysa bu, mac alırdım temiz.

noctua nhd 14 tek geçerim onu al

-eğer oyun oynamayı planlamıyorsanız- 3000tl ile toplama bir bilgisayar alana kadar bir mac book pro alın. hem donanım uyum sorununuz olmaz, hem de grafik tasarım için rahat bir şekilde çalışırsınız.

kardesim dis hekimligi bolumunde okuyor, onun soyledigine gore hicbir farki yok...

pahalı fırçaların diğerlerinden hiç bir farkı yok. hatta hiç bir işe yaramıyorlar bile diyebilirim. ben baya 1 liralık fırça kullanıyorum.bi ton fırça denemiştim ama en iyisi bu, hani şu yüzeyi dümdüz olanlardan. zaten doktor da onu önermişti.

reklam gibi olmasın ama amwayin bi diş fırçası varmış 1 yıl kullanılabiliyormuş artı 1 yıl dolunca elma sirkesinde bekletildikten sonra 1 yıl daha kullanım ömrü varmış kullananların yalancısıyım bende.10-15 lıra cıvarındaydı sanırım.

Bende OralB nin elektrikli fırçası var. Gayet memnunum, kullanmaya başladıktan sonra özellikle dişetlerimi baya olumlu etkiledi.

@chant +1 bende çok para verdim dış fırçalarına şimdi 1 liralık kullanıyorum.

elektrikli diş fırçası sakın alma.ben önceden kullanıyodum.dişlerimde hemen taş oluyodu.doktor fırçalı olanlardan al dedi.10 ay oldu çok az taşlanma var.öbür türlü 2 ayda haşatı çıkıyodu dişlerimin taş içinde oluyodu elektrikli ile.

sensodyn'in diş fırçaları var, yumuşak kılları. tavsiye ederim.

normal diş fırçası ve normal macun kullanmak lazımmış. diş ipi rocks ayrıca!

su ve güneş anahtar kelimeler. güneş görecek mutlaka ama direk öğlen sıcağına maruz kalmamalı yoksa 2 günde eline alırsın. takribi akşam 4 den sonraki güneşi görebilecek şekilde balkona yerleştirirsen uğraş olmaz sana. toprak için de tavsiyem kalkıp da 3 liraya 15-20 kiloluk koca paketlerden alma. git 2-3 liraya ufak paketlerde satılan topraklardan al. gerçekten kaliteli oluyor ve suyu oldukça homojen tutuyorlar. tabi saksıların çok büyük olunca bir kaç paket ufak kaliteli topraklardan alıp büyük paketle karıştırabilirsin.

(ben topraklar pahalıdır diye gidip ormandan çam ağaçlarının altından, kozalakların düştüğü yerlerden kazmıştım =) çok güzel topraktı gerçekten. sonradan öğrendim tabi paketteki toprakların 3-5 lira olduklarını.)

sadece domates yetiştirmiştim ama bu sene maydanoz, nane ve biber de ekicem şu sıralar.

eski esim balkonda saksida domates yetistirecem diye tutturmustu; 100 sterlin masraf etmistik, 2 kilo domates yetistirmisti.

domates icin uygun toprak diye satan yerler vardi, ordan almistik, ve 2 ayda sonuca gitmistik, topragi ve tohumu aldigimiz yer esime anlatmisti ama ben pek dinlemedim.

soruna tam cevap veremedim biliyorum ama ingilizcen varsa google ingiltere sayfalarinda arastir, herseyi yaziyor orda, cünkü esim ordan harekete gecmisti.

öncelikle etrafta satılan topraklar toprak değil torftur. verim almak zordur. emrag aslında yasak olan birşeyi yapmış, türkiyede yasayla çam ormanlarının dibinden toprak almak yasaktır. ama eğer kendi apartman bahçeniz varsa torfu o toprakla karıştırırsanız daha iyi olur. şimdi siz bu yetiştiricilik hevesiyle bir ziraatbotanik/tohum dükkanına yanaşınca size hemen ilacı kimyevi gübreyi dayarlar veya saksıda (container gardening diye aratın) doğal tarım olmayacağını, doğal tarımın hayal olduğunu söyleyeceklerdir yılmayın. ağaçlar.net forumu her türlü bitki yetiştiriciliği için iyidir. permakültür platformunun sitesini inceleyin. meyvelitepe.org bahçe tarımı yapıyorlar ama doğal yöntemlerini küçük ölçeğede uygulamak mümkün. permakültür türkiye mail grubunu takip edebilirsiniz ve pembe domates ağı (pda) çok faydalı bir mail grubu ve blogları da var.

kolay gelsin.

yasak olduğunu bilmiyordum. komşunun bahçesinden istemiştik vermemişti bir kaç saksılık toprak. o da 15-20 yıl kadar önce ormandan kazmış dökmüş ufak bahçesine. biz de kanı kaynayan gençler olarak gidip kazmıştık biraz.

bir birine yakın dikmeyin. aralarında mesafe olsun biraz. çamur gibi lapa gibi birbirine sıkışık toprak olmasın, biraz yumuşak bir toprak olsun. şimdi domates dediğin şey biberin aksine çok çeşiti olan bir şey. biber aşırı uzaman yerinde efendi efendi takılır, domates öyle değildir, türüne göre kendi başına ayakta durup domates verebilir, kimisi de ayakta duramaz yanına muhakkak sırık dikmek ve iple bağlamak gerekir. fideler var diyorsun, fidelerinin olması güzel, tohumun çimlenmesini beklemezsin en azından. toprağı saksına yarısına kadar doldur, ondan sonra fideyi yerleştir, fidenin etrafını toprakla doldur, sıkıştır biraz, kökleri hava almasın güzelde diktikten sonra bolca cansuyu ver, iyice otursun. yada google a fide dikimi yaz.

tıslaması filan 1-2 günde geçer. eve alışması için bir şeyler yapın. oyuncak alın veya yapın. kağıttan toplar, yün toplar iyi olur. oynatın onu.

size alışması, kucağınıza gelmesi sanırım epey zaman alacak. epey zaman derken 1-2 seneyi bulabilir, ama daha çabuk da olabilir. karamsar yaklaşmayayım kedilerin karakterleri farklıdır.

anne ve kardeşlerinden yeni ayrılmış olduğu için henüz alışamadı, ağlamak suretiyle onları çağırıyor. bir süre daha devam edecektir bu miyavlaması ama kalıcı bir şey değil.

size alışmasını bekleyin, hemen yaklaşmamakla iyi yapıyorsunuz. yavru kediler için yaş mama oluyor, onlardan alın, o açken açın, kokusunu duyup yanınıza gelmesini sağlayın. ancak çok üstüne gitmeyin, dah belki de ilk kez insanla yaşamaya başladı o, anlayış gsterin.

bu arada, daha yolun başında iken ben iki kardeş sahiplenmenizi tavsiye ederim. bir kedi ile iki kedi bakımı arasında bir fark yok. ancak siz yokken birbirlerine çok iyi yoldaş oluyorlar. kendi türlerinden bir canlı olması da onları rahatlatabiliyor.

Oyuncak aldım. Yanına koyarken ona bile tısladı. Plastik topa ip bağladım, atıp atıp çekiyorum ama azıcık ilgilenip vazgeçiyor.

Yaş maması var. Kuru mama olarak da kaliteli bir mama aldım. Yaş mama ile yanıma çekmeyi deneyeceğim bugün. Bakalım belki o zaman kendi kendine gelir.

Bir de genel fikir olarak şunu sormak istiyorum. Üç yavrunun birini alıp ikisini dışarıda anneyle bıraktık. Hangi yolu izleyelim?

- Bir ay sonra diğer yavruyu almak -Hem bize biraz deneyim olmuş olur hem de diğer yavru dışarıda yalnız kalmamış olur,
- İki yavruya hiç dokunmayıp yolumuza tek yavruyla devam etmek,
- Dışarıdaki iki yavrudan birini alıp sokakta anneyle tek yavru bırakmak.

Ne diyorsunuz?

iki kedinin pek bir handikapi yok. kumu daha cabuk degistirirsin, yeni mamayi daha cabuk alirsin. asi masrafin iki katina cikar.

bir disi bir erkek diyor herkes. bende 2 erkek var - bir sikinti yok. birbirlerine hallenirler, zaten erkek olani saga sola isemeye basladigi zaman mecburen kisirlastiracaksiniz, disi kedim olmadi bir fikrim yok.
temiz kum bulamazsa uzerine isemek, tirmalama tahtasi olarak kullanmak, tuy topaklari dolmasi.
akvaryum? icinde hareketli bir sey var, kesin patilemeye calisirlardi benimkiler. ve arada gidip patileye patileye su icebilirler.

iki kedi beslemek tek kedi beslemekten daha iyi gibi bence de. eskiden evde tek basina kalip aksamlari da insana fazla sokulmayan kedi, ikinci kediden sonra gun icinde surekli kosturur oldu, ve insan canlisi oldu.

kizginliga girdiklerinde kisirlastirmazsaniz atlarlar o terastan asagi.

İki kedi beslemenin handikapları nelerdir?
Yok. Sadece masrafı daha fazla tabi. Ama şu anda 15-20 tl kum + 40-50 tl mama. aşılar bir süre sonra azalacak. O kadar.
Cinsiyet olarak iki dişi almak mı mantıklı yoksa bir erkek bir dişi mi? Komik gelebilir ama bilmiyorum, kedilerde ensest olayı var mı? Kardeşler birbirine hallenir mi?
Evet. Kediler büydüklerinde anneleri veya babaları ile bile çiftleşir. Ancak eve alacaksanız zaten kısırlaştırmanız önerilir. 1 Yaşından sonra.
Evimiz halıfleks kaplı. Halılarımızın akıbeti ne olur?
Bir şey olmaz. Ancak kediler bazen bazı yerlere takar. Onu oradan vazgeçirirseniz sorun olmaz. Ona oyalanacak yer nesne oyuncak veya halı parçaları verirsiniz. Evinizdeki herşey haşat olabilir ilgisiz bırakırsanız. Ancak ilgilenirseniz de hiç bir şeye zarar vermez.
Bir de akvaryumum var. Betta mı yemeye çalışırlar mı? Yoksa geldiklerinde akvaryum olacağı için o alana hiç bulaşmamayı öğrenirler mi?
Öğrenirler aynen üstteki madde gibi. Ancak küçükken koştururken kırabilirler. Yükseğe koyun. Sürekli uyarın yaklaştıklarında vs.
Ve aklınıza gelebilecek diğer problemler?
İki kedi daha iyi. sürekli beraber oynuyorlar. sizin canınız istemiyorsa bile birbirleri ile zaman geçiriyorlar. Bizimkiler çok uyumlu. Biri dişi biri erkek. Tavsiye ederim.

www.ayperiugur.com
www.ayperiugur.com
www.ayperiugur.com
goo.gl

birbirleriyle cok guzel oyalanirlar, kisirlastirmanizi oneririm eve almadan. kucukken beraber yasatmaya baslatmakta fayda var yalniz, daha sonra cok zor olabilir baska bir kediye alismalari.

raist'e güvenip eve almadan kısırlaştırmayın. 4 aylık hayvan kısırlaştırılmaz. 14-16 aydan önce kısırlaştırma yapılmaz. yapan veterinere de gidilmez.

İki kedinin tek olumsuz yanı masraflarının artması olur. 1 dişi 1 erkek alabilirsiniz. 1 yaşını geçtiklerinde kısırlaştırırsınız (aman ha, şimdi değil)...

Halılarınızı tırmalarlar ama pek bir şey olacağını sanmam. Eğer ki evden kesinlikle çıkartmam diyorsanız tırnaklarını kestirebilirsiniz, ama ara sıra bahçeye çıkartırım derseniz sakın kestirmeyin. Bir tırmalama oyuncağı alın, onu tırmalasınlar.

Benim de 2 ayrı akvaryumumda sadece birer betta var. Kedimin umrunda değil hiç biri :) Ama yine de akvaryumunuzun kapaklı olmasında fayda var...

Aman, balkon, açık pencere, teras gibi şeylere dikkat edin (eviniz 1. kattan yüksekteyse)... Bir kedi uçan bir sineğin ya da bir kuşun arkasına takılıp heyecanla yüksekten atlayabilir. Sanıldığı gibi 4 ayak üzerine düşmeleri onlara pek bir avantaj sağlamıyor. Şanslılarsa pekçok kırıkla da olsa atlatabiliyorlar, ama eğer iç kanama olursa.... Allah korusun. Pencerelere tel taktırın mutlaka, zira yazın sık sık havalandırmanız gerekecektir.

Son olarak, lütfen iyi düşünün... Kediler ortalama 15 yıl yaşarlar, bu süre içinde ne olursa olsun onların yanında olacak mısınız? Bu sorumluluğu almaya hazırsanız öncelikle kutluyorum, sonra da uzun yıllar birlikte çok mutlu olmanızı diliyorum...