Ekşi Duyuru

Yaparsın.
Harika olur.

yaparsın tabii, kime ne? beğenmezsen bırakırsın. 3 dönem üst üste dönem harcı yatırmayınca kaydın otomatik siliniyor zaten.

edebiyat fakültesi sekmesinden tarihi seçersen okuyacağın dersleri görebilirsin. ders kitaplarını inceleyin isterseniz.

yokdersleri.yok.gov.tr

ego masturbasyonu. sözel bütün dersler internette, üniversitelerde verildiğinden çok daha etkili yöntemlerle veriliyor zaten. kaldı ki, üniversitelerdeki hocalar da artık covid döneminde kaydettikleri derslerin videolarını öğrencilere gösterip "bu dersi burada anlatmıştım, izleyin, anlamadığınız yeri sorarsınız" diyorlar.

okuyunca ne olacak, egonu okşamak dışında ne işine yarayacak?

Üniversitenin fonksiyonunu ders izlemeye indirgemek de iyiymiş.
Edebiyat fakültesi mezunuyum. Yaşça büyük insanlar görüyorum sürekli farklı farklı bölümlerden. En kötü yaz okullarıyla vs mezun olunuyor. Neden olmasın okunur bence

AUZEF seni bezdirir büyük ihtimal (: onun dışında yapmaman için bir neden yok.
Videoları bir YouTube içeriği gibi keyifli izlersin ancak notlar çok dağınık sorular facia.

Okumayı seviyorsan müthiş zevkli olur. Milletin yarı boş yarı dolu atıp tuttuğu hususları birinci elden öğrenmiş olursun.

tavsiye ederim. ben felsefe bölümüne başladım bile, hevesle dersleri dinliyorum hatta şu an:)

Gerekmiyor. Cumartesi günleri tur şeklinde geziliyormuş.

www.tbmm.gov.tr

cso'da konser, varsa cermodern'de sergi.
roma temalı bir kafe var roma antico diye bahçelievler'de sıcak içecekleri fena değildi

faust coffee bahçeli, luigi's atakule

faust coffee +1

Faust y.rrak gibi bir yer. Niye övülmüş anlamadım. Roma antico da çöposlovakya klasörüne gider.

Bosco
Coffehub (bir özel üniversitenin maltepe kampüsünde, pasta fırın şefi okb derecesinde titiz birisi)
Cağ kebabı yemeye sitelerde koç cağ kebap var oraya gidin
Yine sitelerde konyalı tandır var o da müko
Anıttepede ninja kaplumbağa pizzası: new york pizza delivery. Brokoli roll=muazzam
Çiftlikte ya da picolette kokoreç yenir
Artisan pizza: mozz olabilir double zero olabilir. Stüdyo pizza hiç önermem yanlışlıkla bile gitmeyin
Bowl: huhu veya basil
Burger: 100 burger ya da k’sap burger (bahçeli-emek)
Kakule fena bir kafe değildi kızılayda.

Bunlar en aşağı beş yıllık mekanlar, sikik sabun köpüğü instagram işletmelerine gitmeyin.

Faust ne anasını satayım. Ankara'daki en dandik kafe sıralaması sandım bir an.

Coffee Rost (Emek)
Coffee Project (Emek)
Penguen (Tunalı)

Bilkent - Neuhaus
Atakule-Luigi
Kavaklidere- La Gioia
Chefmade Coffee House

Ben kod yazdiriyorum, icon / logo / artwork falan cizdiriyorum. Dokuman ozetletiyorum. IOS app'i epey guzel. Ama son 1 aydir biraz sacmaladilar, cevap vermiyor vs. 20 dolar kod yazdiriyorsan deger. Ama oynayacaksan sadece bilemiyorum artik.

Makale taramak için kullandım bir süre. Amacım her makalede uzun uzun vakit harcamadan işime yarayacak çerçevede bir şey içerip içermediğini ve dolayısıyla okuyup okumamaya karar verme aşamasını hızlandırmaktı.

İşe yaramadı. Hem soru kısıtlaması, hem de pdf chat özelliğinin henüz çok da verimli çalışmıyor olması sıkıntı yarattı. Neyse ki iade alıyorlardı, iade ettim.

borç ilk 5000 yıl

hüseyin rahmi gürpınar - kuyruklu yıldız altında bir izdivaç

raymond carver - aşk konuştuğumuzda ne konuşuruz

şiddetsiz iletişim: bir yaşam dili - m. b. rosenberg

yedi ucuz şey üzerinden dünya tarihi

www.kitapyurdu.com

dr. nicole lepera kitapları, latife tekin kitapları

Katı olan her sey buharlasiyor, marhsall berman

İnanilmaz bir kitap

Ben şimdi sepete attım engin gençtan insan olmak ve hayat kitaplarını.

ferhat jak içöz- kendin olmanın dayanılmaz hafifliği

1 tane primary hesap, 1 tane secondary hesap aynı anda oyun oynayabiliyor. dijital üyelik kiralama vs yapabilirsiniz hızlı oynayan ve kütüphane yapma takıntısı olmayan biriyseniz.

Bialetti bunun standartı gibi bir şey,gayet memnunum.

bende pedrini marka olanı var. gayet iyi iş yapıyor

Manuel espresso makinesi diye mi geçiyor emin değilim ama bialettinin venus model çelik moka potunu aldım yakın zamanda oldukça memnunum yoğun kahve kokusu ve tadını alıyorum latte yapsamda.

Manuel espresso makinesi başka bir şey :) Sizlerin kasettiği moka pottur.

www.cafemarkt.com

manuel espresso makinesi için bkz. www.amazon.com

Robot? Flair? Picopresso? Aklınızda ne var?
Bende picopresso var, biraz uğraşınca iyi shotlar çıkıyor. Kahvekulubune Bi bakın aradığınız soruların cevaplarını ve fazlasını bulabilirsiniz...

Sanırım moka pot diyorsunuz. 3 tane farklı model Bialetti kullaniyoruz. Italya'dayken bir milyoncudan markasız bir tane almıştım, italyan arkadaşlar bile onu kullanıyordu.

Ben Delonghi'nin EC685 modelini alacağım. 1 aydır araştırıyorum en makul makine bu geldi manuel makineler arasında. Yorumları, incelemeleri de gayet iyi.

planespotters veya jetphotos sitesinde fotoğrafların altinda isimleri yazıyor. oradan sosyal medya hesaplarına bakabilirsin.

hatta planespotters'a üye olursan mesaj gönderme bölümü de var.

Hedef kitlenize, markanın ne olduğuna göre değişir. Örneğin zara, mango vs gibi markalarda xs,s,34,36 beden falan önce tükeniyor genel olarak bence. Kendime ne zaman aaa bu gğzel iş indirimli de diye bi kıyafet baksam bakıyorum 40-42 falan kalmış oluyor genelde

kiyafette önemli dar bir elbise, crop vs büyük beden cok satmaz, zayif gösterenlerin büyük bedenini daha cok yaparsin.

Markaya, hedef kitleye, ürüne göre değişir. Bu sektörde biri olarak benim genel gördüğüm S-M-L-XL arasından M ve L daha fazla gider. 2ye 1 gibi düşünebilirsin.

M>S>L>XL tshirt sweat
31>30>32>29 kot
42.5>43>42>41.5

Almanya'da Borsa Lokantası gibi güzel çeşitli yemek yapan bir tane yer yok. En çok aradığım şey bu.

çiğ köfte.

birincisi vegan, bir sürü alman vegan arkadaşım bayılarak yiyor. almanya'da çok fazla vegan var.

ikincisi ucuz.

üçüncüsü "vegan restoran" adı altında reklam yapılabilir.

dördüncüsü türkler genelde dışarıda restoranda yemezler o yüzden sulu yemek tutmayabilir fakat çiğ köfte döner gibi şeyler ayak üstü yenir.

tek problem çiğ köftede dönerin aksine bir franchaise akımı var almanya'da. komagene falan. onlarla rekabet nasıl olur bilmem.

Çiğ köfte var her yerde hem rewe'de hem dükkan olarak

Doğru sorular doğru cevaplar getirir. Bu kadar az doneyle böyle bir soruya nasıl yardımcı olalım.

tum almanya'yi bilmiyorum ama donerci gibi donerci bulamadim. cogu esnaf lokantasi gibi, self servis, fast food. biraz daha fine dining'e kacan bir donerci acabilirsiniz. fakat bunun icin yuksek yatirim yapmaniz gerekiyor. yoksa donerci acmak icin kucucuk bir dukkan ve iki, uc masa yeterli. zaten musteri profili de belli. fakat bundan siyrilmak istiyorsaniz fine dining yapin.

surayi ornek alabilirsiniz: www.turkizrestaurant.com

eğer nitelikliyseniz (ilk yardım, kurtarma eğitiminiz vs. varsa) AFAD'a destek verebilirsiniz. Eğer nitelikli değilseniz fiziksel yardım tavsiye edilmiyor

Bugün iki kuzenim Hatay'dan döndü. Niteliksiz insan gücünü bölgeden göndermeye başlamışlar. Gitmek için harcayacağınız parayı yardım kuruluşlarına bağışlarsanız daha etkili olur.

Tamir olacağını sanmam da, elinde aynı diskten olan bir yer kartları emaneten değiştirip içindeki verileri kurtarır en fazla.

Ya da elinde yanı model HDD vardır, disk bozuktur ama kartı sağlamdır, kartı takar sizin HDD ve çalışır.

Diski ele alıp, yazıcıoğlunun bodrum katı ve üst katları, bir de yazcıoğlu karşısında bir pasaj vardı oraya bakın. Yukarı çinili otoparka doğru ara sokaklarda da var bu işleri yapanlar.

İçindeki veriler önemliyse öyle her önüne gelen yere bırakmayın ama.

ekşi sözlükte unspokenlies reloaded datadoktoru.com üzerinden veri kurtarma hizmeti veriyor.

işi salt veri kurtarma olmayan yerler içinden geçerler.

Ayrıca hdd lerin clean room da açılması lazım, veriler önemliyse 5 haneleri gözden çıkarmak gerekiyor.

www.pt.com.tr

Resmî sitesinde de mümkün www.apple.com

ikinci sorunuza cevaben yazıyorum. ikea'nın sadece kendi standart ölçüleri var, onun dışında özel üretim yapmaz. alanınızın büyüklüğü ve cm bilgileri ile giderseniz size uygun sistem mevcut standart ürünlerinden sağlanabiliyor mu, ancak ona bakabilirsiniz.

Eğer taşır/toplar/birleştirim dersen ben yardımcı olurum, yarı fiyata mal edersin. Ama alet edevat ve biraz da beceri gerekli.

Nasıl olacak

yaştan ziyade boy ile ilgili bir durum. ben çok istemiştim ama maalesef scooter'da xmax tercih etmistim. italyan olmasindan mutevellit, parcalari biraz pahalidir. iyi bir servis/usta bulmaniz tavsiye edilir. para ile sıkıntım yok derseniz olabilir. ben servislerin pahali olmasindan dolayi daha cok elle mudahele edilebilir motosikletler alirim.

tanırlar.

Durumu açıklayan bir mail at.

Şahıs şirketini kurunca maliyet bitmiyor, hiç satış yapmadığınız durumda sgk(850 lira civarı aylık) ve muhasebe ücreti(aylık) ve damga vergilerini ödeyeceksiniz, adres gösterdiğiniz yere bağlı olarak stopaj(vergi) da ödemeniz gerekecek.

Mobildeyim editleyemiyorum ama 29 yaş altındaysanız hemen 29 yaş altı genç girişimci vergi istisnasını araştırın, o zaman bir sene sgk ve 70000 liraya kadar gelir vergisi muafiyetiniz var. Hayırlı olsun.

Bir yerde çalışıyorsanız ve çalışmaya devam edecekseniz yaştan bağımsız olarak sigorta ödemiyorsunuz zaten. Muhasebeci izin olması zorunlu ve aylık 200-300 TL arasında ücret alıyorlar en az. Hiç fatura kesmeseniz bile her ay 100 TL ye yakın ve 3 ayda bir 100 TL ye yakın vergi veriyorsunuz yanlış hatırlamıyorsam. Ailenizin evi ya da kendi eviniz varsa iş yerinizi odası gösterin stopajdan kurtulursunuz. Bir de kurulumda ve her sene başında muhasebeciler 300-500 TL.nizi daha alıyorlar bilginiz olsun.

Ya da benimki beni fena kazıklıyor.

ne yarası olduğuna göre değişir. ben genel olarak fucidin merhem derdim.

Fenirepair yara izlerinde başarılı.

contractubex

Acik yara ise, L-prolin Q10 krem

Anker e bir bak

Bakkalların veresiye defterleri.

Derin Yoksulluk Ağı üzerinden yollayabilirsiniz, güvenilir bir oluşum. twitter.com

Aydın sosyal hizmetler il müdürlüğü sokağa terk edilen çocuklar için yardım toplamaya çalışıyor. isterseniz telefon numarasını vereyim.

Derin Yoksulluk agi +1

Sana yardim yollayacagin yardima muhtac kisinin adi soyadi adresi telefonu veriliyor sen de online marketlerden bir seyler alip yolluyorsun.Bana cok pratik geldi.Arada araci olmuyor.Direk yardim.

Ben de benzer bir durumdaydim ve seninle aynı aksiyonu aldım. Gidip yoksul mahalle muhtarlarına Danıştim ama gerek muhtarın ifadeleri gerek oturduğu yerden değişik konuşmaları içime sinmedi ben de arastirip ahşap platformu na gonderecektim. Son anda benzer durumda olan arkadaşım ihtiyaç sahibi birisini bulduğunu ve kendisinin ettiginden daha çok yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi ve bizi de yönlendirdi. gerçekten de ihtiyaç sahibi birisine yardimci olabildik. Tavsiyem ahşap platformu.

www.eksiduyuru.com

of bu benim çok büyük bir derdim ya. zamanımı asla verimli geçiremiyormuşum gibi geliyor. her gün düzenli olarak yoga yapıyorum, haftada 2-3 gün de Youtube'dan videolarla spor yapıyorum. Bunun haricinde yine Youtube'la üniversite sınavına hazırlanıyorum. Adobe'nin programlarını indirdim, Illustrator ve Photoshop'la ilgilenmem gerekiyor ama buna pek vakit ayıramıyorum. Kitap okuyorum, dizi ve film izliyorum.

aşağıdaki gibi hayvanseverlerden kitaplar aldım onları okuyorum. hem de sokak hayvanlarına destek olmuş oluyorum.
www.instagram.com
www.instagram.com

Ben eskiden bu tarz zamanlarda bir şeyler yazar ve ekrandan olabildiğince uzak kalarak kitap okurdum. Gerçekten dingin ve huzurlu hissediyordum. Şuan işle iştigal ettiğim için kendimi geliştirmek için bir şey yapamıyorum maalesef. Ama telefon ve bilgisayardan kopmak en büyük hedefim şu süreçte.

aynı şeyleri diyorum ben bu tip duyurulara.
programlama öğrenmek zevkli, ben R ile uğraşıyorum.
Kalimba diye bir çalgıyı öğrenmeye çalışıyorum.

instagram'dan millete sarıyorum, kötü

Penguentepeden kiralayabilirsiniz. Senelerdir uludağ ve kartepe şubelerinden kiralama yapıyorum. Kartalkayada da şübeleri var. Board kiraları 50 tl den başlıyordu en son kartepede. Onun dışında parça parça kıyafet de kiralayabilirsiniz onlarda parça başı 25 liraydı geçen sene. İnstagram sayfalarından ulaşabilirsiniz pistlerin günlük durumlarını paylaşıyorlar.
Boarddan çekinmenize gerek yok ben lise yıllarımda kaykay sürdüğüm için çabuk adapte olmuştum yıllar içinde de geliştirdim,ama daha önce hiç bir deneyimi olmayan arkadaşımda uludağ da boardla başladı gün ortasından sonra alıştı.

ben gidiyorum düzenli olarak bir kac yerde.

cok farkli projeler gördüm ama projenin zerre önemi yok, yapacak adam önemli zaten.

teknoloji girişimlerinden mi bahsediyorsunuz?

crunchbase

populer olanlarimi takip etmek istiyorsun yoksa kurulus asamasinda olan daha yeni yeni dallanip budaklanan startuplari mi?

bu isler hacker news'de baslar (news.ycombinator.com). oradan ycombinator'un bloguna tasinir oradan da populer olanlar hafiften crunchbase, techcrunch gibi sitelerde duyulmaya baslanir.

bisiklet sürmeden componentler ve farkları hakkında pek bir bilgisi olmuyor insanın, yani açıyosun okuyosun fotoğraflarına bakıyorsun o kadar.

gösterdiğin her model işini çözer, city bikeların en kötüsü bile yapısı gereği çok rahat bisikletler.

sonra artık eksik gördüğün bişey varsa tamamlarsın.


benim city bikeım vardı, arka ön jant göbekleri en adisinden takılmıştı orjinalinde, gittim shimano deore xt dağ bisikleti göbeği taktım. gidişi acayip değişti, dağ bisikleti göbeği takmamaın sebebi sağlam olmasıydı.

bu tür bisiklet alırken şunlara dikkat et. lastik 27 28 29 jant olsun, jantları çok dandik olmasın özellikle yıldız formlu jantlardan olmasın. şase , direksiyon aluminyum olsun. gerisi hiç problem değil.

bir de bu bisikletlerde bildiğin pantolon alır gibi bedenler var, kendine uygun bir beden al. eksik gördüğün şey olursa zamanla tamamlarsın.

meseln disk fren olup olmaması önemli mi? bence değil, yarışlara katılmayacaksın ve günümüzün v frenleri de oldukça başarılı.

yada ön amortisöün kilitlenip kilitlenmemesi bence bu da önemli değil.

neden? disk frenlerin kalitelileri hidrolik olur 200 300 dolardan aşağı alamazsın, aynı şekilde çok kaliteli bi ön maşa alsan, o da 200 300 dolar tutar, özetle senin bisikletin fiyatını geçer.

o yüzden çok artistlik şeylere gerek yok pek.

onu değiştir bunu değiştir derken bir baktım sıfır motosiklet fiyatından daha çok para harcamışım, gidip motor aldıydım :)

geçen yıllarda iki bisiklet aldım.
bike&outdoor diye bir mağaza var.
git konuş bisiklet almasan dahi çok yardımcı oluyorlar.
bisiklet olayı göründüğü kadar basit değil ikinci bisikleti ilkinde yanlış bilgi verildiği için gidip aldım.

2 sene önce merida 40d aldım. çok memnunum. almadan önce 1-2 hafta forumları okudum. uygun bisiklet nasıl seçilir vs diye. boyuna- bacaklarına göre ölçüm tarzları var. bilgi edindikten sonra gidip deneyip seçmek var. ayrıca kullanılan ürünün kalitesine de bakılabilir.

katlanır düşünün derim.

Ulaşım için kullanacaksan ve iş güzergahında otobüse minibüse binmen gerekecekse katlanır almalısın.

He keyif turları yaparım sosyalleşirim diyorsan hibrit almalısın.

Öndeki amortisörler dağa bayıra çıkmayacaksan şehiriçi için hem gereksiz ağırlık hem de kilitlenebilir değilse güç kaybı.

Ayrıca sana önerim sıfır takıntın yoksa kesinlikle ikinci el alman olacaktır. Zira bir heves alıp kullanmayıp köşeye kaldıran o kadar çok insan var ki. Cebine %30-40 para kalır.

Ayrıca bütçene zaruri ekipmanlarını da dahil etmelisin.
KASK, ELDİVEN, aydınlatma vs.

Model olarak da sedona 410 kullandım. F/p ürünü tavsiye ederim.

arcelik, beko, grundig, altus

diger markalarin yedek parca ve ek garanti ucretleri cok pahali.

kurutma kt70 yeterli.
digerlerini ihtiyaciniza gore secin.

ama camasir mak. kisa program olsun. ciddi tasarruf sagliyor.

buzdolabinda büyüklüğü, dondurucu kullanim sikliginiz onemli. ihtiyaciniz olmayan ozellige para vermeyin. ornegin dondurucuyu aktif kullanmiyorsaniz kombi tipi dondurucu altta ve cekmeceli bir model almayin. diger no frostlari cok daha ucuza alabilirsiniz.
kiraciysaniz tasinma ve bu esnada zarar gorme ihtimaline karsilik cok pahali bir sey almayin. boyutlari nispeten standart olsun.sonra mutfaga sigmiyor. evde yemek yapmiyor genelde disaridan soyluyorsaniz 500 lt buzdolabi almayin.
surekli yatiya gelen yoksa, hemen cocuk yapmayacaksaniz 10 kg yorgan yikayacak bir makina almayin. 8 kg da is görür. kisin %100 gercek yun kazaklar kullanmiyorsaniz kurutmanin kazak programi olmasa da olur. 2-3 kazagi sandalye arkasina serip de kurutabilirsiniz.
yillardir kurutma kullanirim. eskisehirde de yasadim. simdi de kalorifersiz yazlik bir memleketteyim. buna ragmen neden kazak kurutma programim yok demedim. standart kazaklar (akrilik)giriyor nornal kurutma programina.

simdilik aklima gelenler bunlar...

bosch ve siemens vidasına kadar aynı sadece bosch daha pahalı hiç bir farkları yok. made in germany olanlar daha pahalı. servis ağı ve müşteri memnuniyeti iyi. beyaz eşya da siemes bosch arçelik bekoyu öneririm servis ağı ve garanti anlamında.

daha kaliteli isterseniz smeg mielle tarzı markalara yönelin. ancak servis ağlarını bilmiyorum.

her ne kadar bosch güvenilir/kaliteli marka imajı taşısa da türkiye'de üretilen ürünleri aman aman kaliteli değil maalesef. beyaz eşya için arçelik ve türevlerini (beko, altus vs, bütçenize göre) tavsiye ederim. zira kalite olarak arçelik ile bosch arasında pek bir fark yokken fiyatlar arasında uçurum olabiliyor.

arçelik önermiyorum bana çok çektirdi müşteri hizmetleri konusunda. kendileri de söylemiştim herkese anlatıcam diye. bunu görev edindim.

H&M

Jack jones

spesifik marka tercihim yok, güzel olan bir şeye denk gelince alıyorum. en çok marka ve çeşidi bir arada boynerde görebildiğimden ilk oraya uğruyorum.

Özellikle tişört aldığım bir mağaza yok gözüme güzel gelen bir şey görünce alırım.
Koton, Mavi, H&M, Zara ve yan mağazalarında güzel şeyler oluyor.

levis, jack&jones, bad bear...

eskidikçe ve kampanya çıktıkca üçer beşer bundan alıyorum.

www.morhipo.com

salpa

jack&jones
pull&bear
zara
h&m
bershka
vs.

eskiden asos'tan alırdım ama euro alıp başını gidince yalan oldu.

kaft

benim de özellikle marka tercihim yok, güzel tasarım neredeyse oradan alıyorum. dandik markanın tasarımıysa 2-3 tane alıyorum çabuk ölecek diye, kaliteli ise en az 2 sene giyiyorum.
şimdi baktım, dolapta dockers, mudo, j&jones, blend, bad bear, lee cooper ve mustang'ten tişörtler varmış. mustang ve lee cooper'ın tarzlarına kaymaya başladım 1-2 senedir, beğeniyorum. eski sezon denk getirince ucuza da geliyor.

levis

aksesuarix.com

son bir senedir kafttan aliyorum, memnunum. decathlonunkiler de guzel.

LCW-kaft

Kaft, lcw, defacto, h&m, mavi

Kaft ve mavi. Ama kaft'tan aldiklarim favorilerim

caddeye yakın o fiyata zor

bostancı civarını deneyebilirsin, kozyatağında falan da vardır belki.

Fenryoluna bakabilirsin ama 2500un altı baya zor.

bağdat caddesinin paralel 2 üst sokağında o fiyata evler var, ama neden o fiyata çünkü 1-2 yıl sonra yıkılacak o nedenle.

suadiye aslı böreğin sokağında fiyatlar o civarlarda eski binalarda ama

Bağdat caddesi hattında her yrr olur ve her yerin de ayrı avantajı var. Çalışacaksanız ona göre karar verin. Caddenin bazı yerleri daha sakin bazı yerleri daha hareketlidir. 2200 tlye bir yer bulursunuz fiyatlar düştü baya.

suadiye, caddebostan, bostancı, kalamış, fenerbahçe, kızıltoprak?
www.sahibinden.com kalamış sahile 5dk. fenerbahçe sahile 15.

sana bişey diyim mi? bütçen süper. fenerbahçe tarafına git, sokak sokak gez sahibinden yer bulmaya bak.

ama dikkat et, çok yakında kentsel dönüşüme girecek bir apartman olmasın 1 sene sonra hadi çık gülüm demesinler canım.

moda

Beylerbeyi'ne gel.
Valla en güzel semt bizimki bence :)

Ama şu sıra kiralık güzel ev yok maalesef,

Network, Massimo Dutti, Zara
1.000+ gözden çıkar.

1000+ ise bütçen Vakko diyorum. indirimli vs. bulursun o paraya.

takım elbisenin olayı üzerine tam olarak oturması. bilinen markaları gezip üzerine en oturanı bulman lazım. sarar'da da bulabilirsin massimo dutti'de de, vücuduna bağlı.

hangi şehirdesin?

network tavsiye ederim
acil değilse indirimi bekle

takım elbise için Beymen, smokin için sarar.

benim frak ile göbek atmışlığım var, sen smokin ile neler yaparsın...

tr nin en iyi smokincisi kordonciyan'dır.
tüm ünlüler (cem yılmaz'ından beckham'ına dünyadaki baya ünlü isme smokin dikti) oradan alır.
fiyatlarını bilmiyorum kesin en az 10 15 bindir.

Selam hocam bende 1 ay sonra gideceğim. Henüz ben de plan yapmadım ama madem sen tecrübe edeceksin aktarır mısın? :)

Tabii ki

Merhaba hala arıyorsanız arkadaşım ortaköy'deki evini biriyle paylaşmak istiyor. damlaozdemir@hotmail.com ya da burdan yazabilirsiniz. (Oda arkadaşı arayan kişi erkek, bankacı:) )

Beşiktaş merkez bakıyorum :)

280-300 bandında değişir aylık üyelik.
mecbursunuz. çeliktepe, gültepe, sanayi, beşiktaş, şişli, mecidiyeköy hepsinin en kötü sebebi o. ben 5 yıldır ödüyorum her ay bu ücretleri. motor da var hattı bir ara, sattım kurtuldum ondan.

İstanbul’da güzel yelken kulüpleri var. Hedef Yelken ve Vira Yatçılığı tavsiye edebilirim. Yelken için bir badiye ihtiyaç yok bu arada. Zaten yelken ekip işi olduğundan yeni arkadaşlar ediniliyor.
Yelken ile ilgili tüm soruların için yardımcı olabilirim.

prag budapeşte. turlara bakın.

ben annemi ilk paris'e götürmüştüm, çok beğenmişti.
aralıkta da budapeşte ve prag'a gittik, christmas marketler falan, bayıldı. prag'ı daha çok sevmekle birlikte budapeşte'nin de akşam ışıl ışıl olmasını çok sevdi.
şimdi de balkanlar turu istiyor, yaza götüreceğim.
diyceğim o ki kolay gezilebilecek, devasa mesafeler yürünmeyecek bir yer seçin bence..
bu mevsimde hiçbir yerin pek cazibesi yok ama bana kalırsa da, kuru soğuk var. baharı veya gelecek chrisması bekleyin diyorum ben de.

Bu mevsimde Orta Avrupa falan yapmayin bence de. Yazik olur, para harcayacaksiniz. Bana sorarsan bu mevsimde guney sehirlerinin bile tadi yok ama Orta Avrupa'dan iyidir.

Lizbon olabilir bu mevsimde, biraz tepelik ama yine de dolaşmak çok zor değil. Eser ama soğuk olmaz

Birkaç günlük tatil var az uzaklaşayım büyük şehir gezeyim dedim Münih'e gittim ama 2. gün atlayıp geri geldim evime, yemişim gezmesini buz gibi. Sıcak bir yerlere gidin Aralık zamanı gibi falan değil bu aralar iğrenç bir sğouğk ve herkesin de dediği gibi dışarıdan gelen biri için cazip gelecek noel pazarı olsun vb yok. Almanya'nın belli yerlerinde Fasnet/Fasching/carnaval var ama o da birkaç gün içinde sona erecek. En azından Almanya'yı listeden çıkarın derim ben.

Romaya geldik

avrupa yakası mı?

şu an istanbul dışındayım ama 4 yıl kadıköy merkezde 2 yıl da kuzguncuk'ta yaşadım. ikisi de gayet keyifliydi

ben üsküdar bulgurluda yaşıyorum, işe yakın diye yerleştiim ama her yere her şeye yakın olduğu için gayet memnunum.

Karadeniz marketi ağrılılar devraldığından beri biraz daha az ama iyi ya yokuşu hariç iyi.

idealtepe sahil.
çok mutluyum, çok seviyorum.

eryaman, seviyorum.

Kartal, ugur mumcu. 3 aydan biraz fazladir buradayim. Hic sevmiyorum. Birkac aya ancak kendimi toparlarim herhalde. Ilk firsatta tasinacagim.

Ben ulus'a yakın yaşıyorum. öncelikle denize yürüme mesafesinde değil. Ayrıca 2000 civarına ev bulunmaz bence. Benim kiram 3000binden biraz fazla.

Bence karşı yakaya hiç gitmeyin. En iyi yer işe yakın yerdir. Ben öğrenciyim, okulum bu civarda o yüzden buradayım. Yakın zamanda yine okulda öğrenci olup evlenen iki çift bu civardan ev tuttu: nispeten nezih bölgeden olan 4000 lira biraz daha köy gibi kismindan olan 2750 ödüyor. Köy gibi derken ev 40 yıllık, yanında horozlar var filan.

3. Havalimanına yakın yere bakın bence.

Sarıyer olabilir belki. Ben de aynı yerde çalışıyorum Sarıyer’den trafikli 40-45dk sürüyor. Trafiksiz sana kalmış :)

çok çılgın bir öneri sunacağım;

grunge akımının en önemli bateristlerinden biri barrett martin ile iletişime geç;

www.instagram.com

sebebi;

www.youtube.com

prostat masajı.

çok hoşuna gidecek.

Yazım kurallarına uygun yazmak. Dahi anlamına gelen de'yi ayrı yazmanın tadını hiçbir şeyde bulamadım. Tavsiye ederim.

kitap okumak

Günahlarım :)

Utanmayı öğrendim, özsaygıyı öğrendim, özşefkati öğrendim, insan psikolojisini öğrendim, dinlemeyi öğrendim, tedavi etmeyi öğrendim, affetmeyi öğrendim, öğrenmeyi öğrendim...

Sen yapma. Sen kendini öğren. En çok sevdiğim yönlerimden biri kendimle ilgilenmemdir.

- Yurt dışına tatile gitmek
- Anneme hediye almak
- Araba kullanmayı öğrenmek.

İlk aklıma gelenler.

abi ingilizce öğrenmek ya. şu yaşıma kadar insanlar beni bir halt zannettiyse sadece ingilizce bilgi sayesinde oldu. öyle müthiş bi ingilizcem de yok ha, anadolu lisesinde yabancı dil bölümü okudum yani ama iyi bi öğrenciydim allah için, üniversiteye giriş sınavı olsun lisedeki sınavlar olsun %90-95'in altına düşmezdim başarı oranı olarak.

ingiliççe sayesinde genel kültür kasma şansım oldu. yabancı insanlarla tanıştım. ilgi duyduğum alanlarda bilgi sahibi olmam çok daha kolay oldu çünkü malum türkçede 5 kaynak varsa ingilizcede 555 kaynak oluyor herhangi bir konuda.

nasıl desem farklı bi bakış açısı kazandırdı bana. şu an yrrak gibi bi adamım, ingilizce bilmesem nasıl biri olurdum hayal bile edemiyorum. çocuk yaşta başlayınca çok zor da olmadı açıkçası, daima severek öğrendim.

aklıma gelen ilk şey buydu. gerisi hikaye. çocuk-ergen yaşta aktif olarak kullanılacak bi yabancı dil öğrenmek muazzam bi şey bence. dandik bi evin yanından metro geçirmek gibi düşün. özünde aynı malsın ama değerin artıyo amk. süper olay.

Suriyeliler için gelen yardım amaçlı kargoları anında ilgili yerlere vermek.

Erasmus +1 çok büyük bir deneyimdi.

iyi ki kilo vermişim diyorum.

Çok yalnızım, yalnızlığım zorunlu tercih yüzünden. Bunu aşmak için hiçbir şey yapmıyorum.

Çok alıştım bu hale. Tek başıma karar almayı seviyorum. Şehir değiştirmek iş değiştirmek gezmek tozmak rahat geliyor. Aşmak için de bişi yapmıyorum. Pek yapasım da gelmiyo açıkçası. Bozuk muyum neyim acaba.

yalnizim. bunu degistirmek icin hicbir sey yapmiyorum.

yalnizliktan vazgecmeye deger biri karsima cikmiyor. ben de zaten aramiyorum :)

Çok yalnızım... hem de çok. Bunu aşmak için elimden gelenin fazlasını yapıyorum ama nafile. Sürekli duvarlara tosluyorum. İlkin bütün umutlarım ölüyor sonra yavaş yavaş acısı geçince başka umutlara sarılıyorum. Çünkü vazgeçemiyorum. Çünkü atamıyorum içimden. Ne hallere düştüm ya.

Dünyadaki insan sayısı-1 kadar. Çünkü öyle. Bir şey yapmıyorum, canım istemiyor, belki isteyeceği zamanlar da gelir.

çok yalnızım.

ailemden uzakta, tek başımayım istanbul'da. ikinci dereceden akrabalar ve bir dönem çok yakın olduklarımla birlikte, sonradan hayatıma giren arkadaşlar(!) var. ama aslında kimse yok...

akşama kadar ne geyikler çeviriyoruz iş yerinde. gel gör ki kan ağlar yürekler.

ne yapıyorum?

sözlükte, duyuruda takılıyorum.

ev-iş arkadaşlarıyla olabildiğince muhabbet/geyik...

hemen her gün ailemle görüşüyorum.

sözlüğün ve duyurunun birer zirvelerine katıldım.

"hayır" cenahından iki oluşuma takıldım birer kez. sarmadı çok.

sınıf farkı eski arkadaş dostlarla, çok sıkı da olsanız bir zamanlar, eski muhabbeti bitiriyor. bir de evlilik... aile kurmuşlar. çoluk çocuk.

biten bir sevgililik... sevgilimsi ilişkiler... saçmasapan, anlamsız, monoton bir hayat...

Çok yalnızım triplerine girmek istemiyorum ama birileriyle bir şeyler paylaşmak, güzel şeyler hissetmek ve hayatın güzelliklerini bu insanla beraber keşfetmek istiyorum. Bunları yaşayabilecekken yalnız geçen zamanıma üzülüyorum. Insan bazen birlikteliğe bazen yalnızlığa hasret oluyor. Bir süredir birlikteliğe hasretim. Ne yapıyorsun kısmına gelirsek özel bir çabam yok.

Sapyoseksüel olduğum içim yalnızım

İstediğim kadar yalnız kalamıyorum.

bugün, son 3 yıl içerisinde aynı kadın tarafından 3. kez terk edildim. on numara yalnızım bugün.

Çok. Okul bitti, sevgili terk etti. Çevre zaten pek yoktu şimdi hiç kalmadı. İş hayatından da bir halt olmuyor. Kurs murs baktım onların da saati uymuyor. Her şey daha güzel olacak derken daha kötü oldu. Asıl şimdi tam zamanıydı paylaşmanın ama radikal değişikliklere gidiceğim bir kaç ay sonra.

Ne güzeldir ki bende birkaç tane kaldı. Ama bir elin parmaklarını geçmez.

değersizler derken bir alt sınıf mı :)
benim çevrem düzgün valla, her yaptıklarını onaylamasam da iyi insanlar
ara sıra tüm herkese uyuz olduğum oluyor gerçi

Çoğu iyi insan, şanslıyım.

misal senin gibi sınıflandırma yapan insanları çıkartıyoruz, sıkıntı kalmıyor

hangi ortamlara girdiğiniz önemli
benim çevrem oturmasını kalkmasını bilen saygıdan anlayan terbiyeli insanlarla dolu mesela. öyle olmayanlardan bir şekilde uzaklaşıyorum.

ayrıca değersiz derken ne demek istediniz onu da açıklar mısınız? merak ettim.

basond +1

Cok az, cok uzucu

@hosein karşılıklı iyi bir anlaşma olur

kusursuz insan arayınca yalnız kalıyorsun. illa var herbirinde. kendi öz kardeşlerimde bile kötü olarak nitelendirdiğim huylara rastlıyorum. bizde de vardır başkalarının gördüğü. hatta kendimizin bile farkedip değiştiremediğimiz olumsuz yönlerimiz. ne yapacan bazı şeyleri görmezden gelecen, bazılarını düzeltmeye çalışacan. toplumdan kaçmak da olmaz.

kişisel çevremdeki insanlar arasında en düzgün olmayan kişi benim, iş güç dolayısıyla tanıdığım insanlar arasında düzgün birilerini nadir görüyorum.

Etrafım düzgün insan dolu. Hatta bazı noktalarda düzgün olmayan taraf ben kaliyorum. Ortamini degistir.

Kendim de öyleyim, çevrem de gayet düzgün insanlardan olusuyor.

hayır. elini versen kolunu kaptirirsin.

Kalmadı... Hepsi Berlin'e Londra'ya gittiler çalışmaya.

Karakterli birkaç arkadaşım var. Düzgün insan bulmak çok zor.

Benim çevremdeki insanların hepsi böyle.
Ve çevremde pek az insan barındırırım.

Bu arada madde kullanımı ile ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Madde kullandığı halde bahsettiğiniz değerlere sahip birkaç kişi de tanıdım.

Var neyse ki. Ama digerleri çoğunluk her yerde.

Evet, birkaç tane var.

Kadınım. Geçmişi önemli çapkınsa bu huyundan vazgeçmeyecektir örneğin. Çok fazla ve kısa süreliyse ilişkileri kaçarım hemen.

''geçmiş'' çok geniş bir kavram değil mi?

Her zaman önemlidir. Çünkü geçmiş insanı geleceğe taşır. Yani bugün varsak, geçmiş sayesiyle.

Söz : Man of The YeaR

kişinin kendisi için önemli de karşı taraf için tanışılan andan itibaren olan kısmı önemli..

şöyle ki; bir insanın geçmişte yaşadağı tecrübeler bugüne getiriyor..örneğin genel anlamda geçmişte kötü şeyler olması illa ki kötü şeyler yapacağı anlamına gelmiyor ki..bunlar hep tecrübe..belki de o geçmişinde biriktirdikleri öğrendikleri ile arınmış şekilde bambaşka çıkıyor karşına o kişi..

Aynası falan değildir bence. Geçmişe bu kadar takılı kalmayın ya insanlar değişebiliyor. Hayat bu. Ayrıca geçmişte iyi olup sonradan çok daha kötü de olabilir insanlar nerden bilebilirsiniz ki

bu soru kaçıncı kez soruldu.
değildir. insanlar değişebilir ya da değişmeyebilir. siz hep bir çocuk kadar berrak mıydınız? yo.

Geçmiş dediğin ne tam olarak? Geçmişte sevgilisini dövdüyse, ne bileyim birine tecavüz ettiyse mesela önemli. Ama iki tarafın da rızasıyla olduğu sürece 2635127 kişiyle de sevişmiş olsa önemli değil. Bir sevgilisini aldattıysa önemli, ama eski sevgilisiyle hala seviyeli bir şekilde arkadaşlık yapıyorsa önemli değil.
Kadın-erkek şeklinde değerlendirmek gerekli olduğunu da düşünmüyorum açıkçası çünkü toplumda erkeğin geçmişini tolere edebilme, kadının geçmişini ayıplama eğilimi var çok saçma bir şekilde. Ben kadınım ve bu anlayışı bir erkeğe gösteriyorum evet ama aynı anlayışı kadınlar da dahil herkes hak ediyor.

Konu çok geniş.
Önrmli olan benden sonrası. Aşırı bir şry yoksa önrmli değil.

Love my way +1

Geçmiş derken yani sadece yatak geçmişi ise önemli değil de tutup adam vurduysa bir sorgularım.

geçmiş önemli. erkeğim.

geçmiş: ilişkileri, ayrılma şekli, seks hayatı, ailesi ile ilişkileri, arkadaşları ile ilişkileri, iş hayatı...

Erkekler onemli diyecek kadinlar onemsiz cunku topluma gore erkek istedigi halti yiyebilir suc her zaman kadindadir.

erkek arkadaşım geçmişte bir sürü kadınla yatmış (3lüden fuckbuddy'ye kadar hatta kimisini kullanmış da para için vb), ilişkinin başında kendisini tamamiyle bana teslim edince zamanla güvendim. teslimden kasıt, tüm ailesi ve arkadaşlarının beni bilmesi, sosyal medyada ve sosyal hayatta düzeyli tavırları, habersiz bırakmayıp gün içerisinde nerde ne yaptığını bilmem gibi. şimdi evlilik yolunda ilerliyoruz gibi. abisi de aynı şekilde, hatta ondan daha beter hovardaymış fakat şuan evli, 2 çocuğu var, eşini çok seviyor ve çok mutlu.

he ama ben aynı şeyleri yapsam bana ne kadar güvenirdi bilinmez. sonradan öğrenmeyip de en baştan söylesen kabullenirdim sanırım demişti yav he he askdjaklf

insanlar değişebiliyor tabi ama spontane gelişen bir şey bu. karşındakinin istemesi değil kendiliğinden değişmesi lazım. başta tanışıp ben onu değiştirmeye çalışsam eminim ki ters teperdi.

bana güven verdiği müddetçe geçmişini önemsemem sanırım. huzursuz ediyor tabi arada ama katlanılmayacak kadar değil. geçmişinde hiç ilişki yaşamayıp da biz beraberken sürekli gözü dışarda olan bir adam olmasındansa, birbirimizi bulana kadar iki taraf da bir şeyler yaşamış, böyle kabullenmek lazım derim.

soru fazla genel. erkekte de kadında da önemlidir ancak ayna değildir. birinin geçmişi ile şu anki halini harmanlarlayıp hakkında fikir edinirsin. ha sevgilim daha önce sevişmiş, et ete değmiş, bunu dert etmeli miyim diye soruyorsan bence etmemelisin.

Önemli. Benim dengim biri olsun isterim.

Geçmişte çok uçlarda, çok marjinal bir hayat yaşamış ise bu kişi ile ilgili fazla bir beklenti içine girmem, ciddi bir ilişki düşünmem (soruda sorulmak istenen buydu sanırım, geçmişte cinayet işlemiş olması falan değil). K

erkekte de kadında da önemli olduğunu düşünüyorum.

bir insanı sadece geçmişine göre değerlendiremezsin ama en azından fikir sahibi olmak açısından önemli.

Geçmişin şu açıdan önemli olduğunu düşünüyorum, bir insan birisine nasıl davrandıysa geçmişte gelecekte de kişi değişse de öyle davranacaktır. insanlar patternları dışına pek çıkmıyorlar. biri sevgilisini aldatıp başka birine gidiyorsa bir süre sonra onu da aldatacaktır, başka biri yalan söylüyorsa ilişkisinde gelecek ilişkisinde de söyleyecektir. kadınım.

Adana'lar mesela? :)

Tam tersi sıkıntı olurdu.

ne kadar inançsız olduğuna ve senin ne kadar inançlı olduğuna bağlı şimdi.
bir de sen neye inanıyorsun hangi dine yani?

Türkiyeden örnek Sen müslümansın ama eşin koyu ateist ise imkansız değil olabilir ama mutlaka sıkıntılar er geç baş gösterir.

Birbirinizi seviyorsanız aşılamayacak bir sorun yoktur ama.

selamlar,

kuran' ı kerimde;

allaha inanan birinin, ateist biri ile evlenmesi haram olarak gösteriliyor.

Eş seçimi demişsiniz yani ciddi bir ilişkiden bahsediliyor, buna göre yanıt vereyim;

İnançlı olsam inançsız biriyle birlikte olur muydum? Hayır.
İnançsızım, inançlı biriyle birlikte olur muyum? Hayır.

Her şekilde sıkıntı olur. Şimdi olmazsa ileride olur.

aynı dinin mezheplerinden olanlar bile anlaşamıyorken inançlı birinin inançsız biri ile aynı çatı altında yaşaması çok zor. imkansız demiyorum ama çok zor. bi kere inanç deidğimiz şey zaten hayatın tümüne kurallar koyup şekillendiren bişey. karşındaki buna neden uysun, nasıl uysun?

ha tabi inancın ve inançsızlığın ne noktada olduğu da önemli.

bu çok kişisel bir soru yani herkese göre farklı senaryolar gelişebilir. ama genel kanım sevdikten sevildikten sonra sıkıntı yaratmayacağı. birbirine saygı duyan insanlar bunu sorun etmeyecektir.

ama evlilikte ne kadar ortak noktada buluşulursa o kadar rahat olunuyor tabii ki. mesela ben kendimce namazlarımı kılmaya çalışıyorum, eşimde öyle. sinemaya vs ye gideceksek eşim planları ona göre yapıyor bu da benim için artı oluyor. sonuçta ibadetlerimi yapabildiğim zaman daha mutlu oluyorum bundan daha doğal bir şey olamaz. ama evlenmeden önce bunlara hiç bakmamıştım zaten evlendikten çok sonra başladım bazı şeylere eşiminde benimle aynı fikirde olması güzel bir artı benim için.

inanca olan mesafeleri ile ilgili spesifik bir durum. mesela inançlı olan kişi inandığı değerlerin tamamını yaşamına entegre etmeye çalışıyorsa inancıyla çelişmemek adına inançsız olanla bir evlilik bağı kurmaz. teoride inanıp pratikte uygulamıyorsa, ya da kendine göre yorumlayıp yaşıyorsa her koyun kendi bacağından diyerek eş seçimini inancına karşı meşrulaştırır. din dogmadır, insan pragmatik. dinden fayda görüyorsa inanır, dinle çelişiyorsa bir yolunu bulur. o yüzden inanç hayatında ne kadar yer kaplıyor,ne kadar ciddiye alıyorsun,kararlarında ne kadar etkili önce bunların cevabını bulup ondan sonra bu soruyu sormakta fayda var.
böyle bir evlilik olacaksa öncesinde gerçekçi bir konuşma yapıp, ileride yaşanacak muhtemel sorunları belirlemek lazım, mesela çocuk yetiştirmek.

Etiketten bağımsız olarak aynı/benzer ahlaki değerlere inanmadığım biriyle birlikte olmak istemem.

Başlarda sıkıntı olmasa da bir gün patlıyor.
Nasıl oruç tutmazsın yaaa? bari cumaya git?
şimdi sen xxxxx'e inanmıyo musun? ve içinde bilimum "şüphesiz" kelimesi geçen ama şüpheli cümleler.

sıkıntı tabi ki.
bi kere inanmayan adam kafirden beterdir.
cehennem narında cayır cayır yanacaktır.
hiç doğru bulmuyorum.
inançlı, abdestli namazlı bir eş tercihi daha doğru olacaktır.
bu konuda yüce kitabımız kuran-ı kerimde ayet vardır, Allah yasaklamıştır.
Allahın nefreti onların üzerindedir, iki dünyada da rahat yüzü görmeyeceklerdir.
kendini yakma.
çok iyi, çok dürüst, çok ahlaklı olsa dahi bir ateist ile evlenme ve arkadaş olma.
( her boku açıklayamayan atayiz )

sikinti olur net, birbirinizi sevmekle falan da asamazsiniz. cocuk oldugunda eger ben cocugumun herhangi bir dini inancla yetismesini istemiyorsam, karsimdaki da camiye/kiliseye gitmesini, oruc tutmasini, dua ogrenmesini vs. istiyorsa iste bu ciddi sorun, asilacak bir sey de degil. taraflardan birinin kendi cocugunun yetistirilme tarzi icin ciddi anlamda odun vermesi, kendini degistirmesi lazim ki, o da yanlis zaten. sevgi bu degil.

Evet.

yani benimle çatışmayacaksa sıkıntı olmaz. ben ortodoks biriyle evlenirim evlenecek olsam. bana tutup yok çocuğu vaftiz ettirmeyiz, çocuğu kiliseye gidemezsin yok estek yok köstek derse o iş olmaz. zaten başta konuşulup okey almazsam bu topa girmem o da var.

Sıkıntı olur. O kadar güçlü bir aşka inanmıyorum.

Olur. Hayatı beraber yaşayacağız, birçok temel konuda ortak veya paralel değerleri paylaşmak gerekir. Yoksa o evlilik savaşa dönüşür.

Bir kişi gerçekten dindar bir müslümansa zaten inançsız biri ile evlenilemeyeceğini bilir. kültürel müslüman ve seküler hayat süren biri için inançsız olmasının çok da önemi yok.

inançsız taraf inançlı tarafa sabırlı yaklaşıp inandıklarının saçmalıktan ibaret olduğunu anlatsın, sıkıntı olmaz. kalan ömbür kuşlar gibi özgür geçer ne güzel.

islami olarak zaten bir müslümanın evlenebileceği kişiler belli. ateist biriyle evlenemez. mesela müslüman bir kadın sadece müslüman erkekle, müslüman bir erkek sadece ehli kitap kadınlarla evlenebilir. bunun dışında insanın inancı, mesleği, hobileri, kazandığı para hayat tarzını belirliyor. bu yüzden aslında çoğu şey uygun eş konusunda belirleyici olabiliyor. inanç gibi önemli bir şey çok daha belirleyici olur. yaşam tarzları farklıdır bir kere.

Bu tarz uyumsuzluklar işin içine çocuk ve iki tarafın da aileleri gireceğinden evlilikte problem olur. İlişkide olmayabilir ama.

inancına göre değişir.
olabilir de, olmayabilir de.

biz biri inançlı biri inançsız iki kişi evlendik, bir sıkıntı olmadı.

p.s. evlilikte 5 yılı devirdim ve şunu öğrendim. 1-2 kural hariç gerisini siz koyuyorsunuz. yani inanç meselesi evlilik kurumu için sorun olmaz, siz ve evlendiğiniz kişi için sorun olursa olur. bu tamamen kişilere bağlı. evliliğin karakterini tamamen evlenenler belirlerler.

Zaman nasıl da değişiyor. Benim zamanımda faişistle komünist evlenirse nasıl olur, olur mu olmaz mı konuşulurdu. Şimdi inançlı inançsız konuşuluyor. Sizin çocuklarınız neler konuşacak kim bilir. Onların payına Mars'a gelin gitme meselesi düşebilir gibi...

Birbirlerine "neden inanmıyorsun/neden inanıyorsun bla bla" demeyecek kafa yapısındalarsa sorun olmaz. Düşüncesine, inancına saygı duyarsa, değiştirmeye yönelmezse niye sorun olsun ki.

Çocuk olduğunda inanç konusundaki tutumlarını önceden belirlemeleri iyi olur tabii. Biri anya biri konya derse çocuk için nasıl olur, önceden tetkik etmek lazım.

Sorudaki "sizin için" ifadesine ilişkin ufak bi not:
Evliliğin çalışma prensibine göre; bir şey sizin için sorun oluyorsa o sorun karşı tarafın da sorunudur aynı zamanda.

Benim için sorun olurdu.Müslümanım ve inançsız biriyle evli olmak istemezdim.en büyük sorun dini nikah kısmı ve çocuk yetiştirme olurdu.
Sorun yasamam diyen yalan söyler.

Düsünemedim. Öyle iliskilerin yürüdügünü görmedim.

Bu kadar olumsuz cevap sasirtti beni, yadirgamadim ama beklemiyordum.

Cok fazla varyasyon var ancak buyuk oranda sorun yasamam gibi geliyor.

ilerde dünyada ateist sayısı sabit kalacak ya da cok az artacak.
müslüman sayısı patlayıp hristiyanları gececek.
sebebi suriyeli kardeşlerimizin iyi bildiği şey,
yani doğurganlık.

diğer ortadoğu masalları kadar ateizm de saçma.

ateizm tanrıtanımazlıktır, dolayısıyla bir inanç sistemi değildir.
herhangi bir tanrının var olmadığını bilenlerin kendilerini tanımlama şeklidir.

moda filan olması önemli değil, doğru veya yalan olması önemli, tanrıtanımazlık belli bir limite kadar yayılacaktır belki çünkü insanların içinde tanrının var olup olmadığına dair her zaman bir şüphe kalabilir ancak bir kaç yüzyıl içinde peygamberlerin ve dinlerin gerçek olduğunu sanan insanların çok çok azalacağını düşünüyorum. daha doğrusu umut ediyorum.

@ted
doğurganlık bilim falan dinlemiyor

2050 için bir projeksiyon:
assets.pewresearch.org

2070 de islam hristiyanlığı yakalıyor :

assets.pewresearch.org

1500 yıl önce çöl ahalisine gökten kitap indi saçmalığına inanabilmek için 2017 yılında artık iyice ıkınmak gerekiyor. (tübitak'ın getirildiği hal, okullarda felsefe dersini evrim konusunu kaldırıp hadis kuran dersi koymak, hatta OHAL'in akademiyi biçmek için kullanıması vs.)

parçacık fiziği, uzay araştırmaları, evrimsel biyoloji ve psikoloji...

bilim dinin ''allah bilir'' dediği her şeyi açıklıyor. götü havada deve kuşları da ''dünya yeraltına yaşanıyor bebeğim'' demeye devam etmeye çalışıyor.

ateizm bir din değil. dinlerin geçmişte niye uydurulduğunun, ne işe yaradığının 21. yüzyılda anlamaya cesaret eden herkes tarafından çok net bir şekilde anlaşılmasının çok doğal sonucudur.

allah yaratmadı mercan resifleri yarattı diye mercan resifine tapmıyor yani ateistler :)

öncelikle satanizmin "moda" olarak tasvir edilmesi ülkemizin genel cahillik seviyesinden kaynaklanıyor olsa gerek. keza almanyada yaşadığım süre zarfında pek çok satanik konsere katıldım ve oradaki insan portföyü "ben medeniyim eğitimli ve dindarım" diyen insanlara takar geçerdi. satanizm kedi kesmek değildir, dışlasanız da beğenmeseniz de çok derin bir felsefe yatar arkasında.

not: antiteistim, satanist değilim. sadece inanç şekillerine saygı duyuyorum.

öte yandan ateizm inanç değil zaten inanmamaktır. bir şeyi çok dayatılması insanları aksini yapmaya veya düşünmeye zorlar. bu yüzden ateizm günümüzde yaygınlaşmaya başladı. "moda" olamayacak kadar da ciddi bir konu.

Ateizm zaten bir inanç biçimi. Alt dalları falan da olan bir inanç. Ateistler de bir inanç grubu. Dünyanın 3. büyük inanç grubunu (500-750 milyon olarak tahmin ediliyor) ateistler oluşturuyor.

Araştırmalar başta Çin, Japonya, Kore, Vietnam gibi uzakdoğu ülkelerinde nüfusun %50'den fazlasının ateist olduğunu ortaya koyuyor. Bu oran Türkiye'de KONDA araştırmasına göre %9,4. Yani Türkiye'de kabaca 6-7 milyon kişi ateist olduğunu ifade ediyor.

Avrupa grubunda durum şu; İzlanda (%49), Estonya (%50), Norveç (%44), Danimarka (%47), Çek Cumhuriyeti (%44), Bulgaristan (%43), Hollanda (%39), İsviçre (%39) gibi oranlarla gidiyor. [Eurobarometer, 2010]

Amerikan Bilimler Akademisi üyeleri arasında bir dine inananların oranı %7 [Nature, 1998]. Bunlar Amerika'nın (ve genelde dünyanın) en seçkin bilim insanları. Ateistlerin oranı ABD'de %9-10, Kanada'da %23.

ABD'de yapılan detaylı araştırmalar Ateizmin 2000 ve sonrası doğumlular arasında %17 (ortalama %9-10) olduğunu ortaya koyuyor. Gençler arasında daha yaygın olması moda olması ile de yeni yaşam tarzının normu olması ile de açıklanabilir. Bunu ilerleyen yıllarda göreceğiz.

Fakat Ateizm daha ziyade kentleşmiş ve zenginleşen kesimlerde kendine geniş yer buluyor. Türkiye'de de Ateizm oranının İstanbul-Ankara-İzmir'de Yozgat-Sivas-Çankırı grubundan daha yüksek olduğunu kestirmek zor değil. ABD'de de durum aynı; San Francisco, Seattle, Boston Ateistlerin en yoğun olarak yaşadığı bölgeler olarak karşımıza çıkıyor.

Türkiye'de de kentleşmenin yoğunlaşması, insanların anonimleşmesi, artan refah ile Ateizmin yaygınlaşması normal. Etrafta gördüğümüz ikinci üçüncü kuşak ateistler de bunu doğruluyor.

Dolayısıyla bir moda değildir. Dünyanın gidişatıdır. Sosyal temelleri vardır. İlerleyen yıllarda da artması beklenmektedir.

araç marka modelli ise ve renk nadir bir renk ise yetkili servisinde yaptırmanı tavsiye ederim.

Yoksa yarına arkadaşlara sorayım yazarım.

Floryada kaportaci yok ki ya cekmece taraflarinda var ama adam akilli usta kalmadi diyolar. Segakoye filan baktin mi

Kolbaşlar var tanıyorum öneririm

Benim depo falan florya sanayide ama birisini tavsiye et dersen sanirim edemem.kaportaci,boyaci fazlasiyla var ama fiyatlari baska sanayilere gore biraz yuksek.

Avcılarda ege kaporta arkadaş kefilim işçiliği iyidşr dedi

bende sinbonun 40 tl ye satılan makınesinden var, cok memnunum

KENWOOD HG400 çok araştırıp aldım donanımhaber'i hatim ettim ve karar verdim. İki yıl olacak hala yeni gibi ve çok hızlı ısınıyor, sağlam basıyor. (bkz: sağlam basıcan bu hayatta)

hepsiburada'dan 20 TL'ye aldığım altus'u dört senedir kullanıyorum.

teferruatlı ve pahalı olanları her zaman daha iyi olmayabiliyor. şu kilitleme zabazingosu olacak ama, o önemli.

delonghi cgh900.
çok memnunum.

ikinci el al.

Donanımhabe'de bayağı geniş bir forum başlığı var bununla ilgili. Ben 3 yıl önce ordan faydalanıp King'in bir modelini aldım. O forumdan öğrendiğim: eğer döküm almayacaksanız plakaları ayrılıp temizlenebilen ve bastırma noktası ortada olan bir model olsun. Arka tarafta bileşenler bastırınca dengeli olmuyor.

@44 +1

bu arada tostu abartarak yemeyin çok kilo yapıyor.

Homende bakabilirsin.

almışken mutlaka tost+waffle makinesi al göt göbek yaparsın mis gibi.