Ekşi Duyuru

Çekilmiştir ama o zoomda o baktığınız yer çekilmemiştir. Uzaklaştırırsanız gözükebilir. O da işinizi görür mü bilmem..

Türkiye'yi terkedip başka ülkeden girebilirisiniz.

ben dns ile giriyorum.

eğer kullanıyorsanız sözlüğün resmi mobil uygulamasına güncelleme geldi. vpn'siz açılıyor artık nasıl etrafından dolandılarsa :)

adguard dns ve başka birkaç dns ile erişilebiliyor.
mobil uygulama verileri api.eksisozluk2erty.business adresinden çekiyor.

Modemin dns ayarlarını değiştirip girebilirsiniz.

bisey olmaz

1-2 ay ben yemiştim bi şey olmuyo. 6 ay denemedim.

Yenir, dolaptaymış zaten. Afiyet olsun.

Aslan- Crazy World?
youtu.be

Barış diri- derinden

akı bokunu kurtarmaz

Satış dosyasına başvurmanız lazım satış avansı, sira cetveline kayıt vs eğer satış dosyasındaki alacaklar otelin değerinden daha düşük kalıyorsa sorun olmaz alabilirsiniz. Ama önce ıcra takibi başlatmak vs gerekiyor. Size durduk yere icra dairesi ödeme yapmaz. Bütün süreç için bir avukat şart. Belki mesleğe yeni başlamış birisi olursa çok para istemez.

İcraya verebilirsiniz tabi ama kaçıncı sırada verdiğiniz de önemli. Tüm mal varlıkları icraya veren ilk 10 kişiye yetiyorsa ve sen 11. siradaysan yine alamazsın.
O yüzden akı bokunu kurtarmaz

Anlam çevirisi yapmak için kelimelerin sıralamasını değiştirmek lazım. Örneğin şu şekilde yapılabilirmiş;

"Ben isterim işitme engelliler için hayat çok daha güzel olsun" şekline getirip bulduğun kelimeleri işaret dili ile yaparsan daha anlamlı olabilir. Bizim konuştuğumuz gibi (yukarıda yazdığın cümle kalıbında olan sıralama) kelimeleri tek tek bulup çevirirsen çok anlamlı olmayabilirmiş.

normalde yesil perde kullanmasi lazim sanirim. ama teams, zoom gibi uygulamalarda manuel arka plan ekleme var sanirim. oradan arka plan ekleyip ekran kaydi yapmak bir cozum olabilir.

www.unscreen.com
şöyle bir site var. deneme amaçlı kısa bir video çekip yükleyin, yükleme sonrası arka plan için önceden indirilen görseli dosya seç ile yükleyip deneyin. eğer işe yararsa devamke.

Keşif için harç var o yatacak mecbur. Dosyada para varsa gider avansindan keşif harci ve bilirkişi ücreti karşılanabilir ama yeniden sizden isterlerse avanstan kesin diye dilekçe verin. Istemelerine para yetiyorsa gerek yokta posta masrafları muallak diye isteyebilirler. Kesif için taksi parası da var mesela o para yeter mi bakmak lazım.

Yıllar önce izledim ama birbirlerinden bağımsız olduklarını hatırlıyorum.

ben yönetmenin vardır bir bildiği diyerek sırayla izleme taraftarıyım.

reha erdem'e ayıp etmişsin. aslında bana göre çok yanlış yapılmış bir liste ama kendin keşfetmen daha iyi. kimseden öneri alma bence.

Mahmut Fazıl Coşkun- Uzak İhtimal
Yılmaz Güney- Umut, Duvar
Tolga Karacelik- Sarmaşık
Serdar Akar& Kudret Sabancı- Gemide
Özcan Alper- Sonbahar
Kıvanç Sezer- Babamın Kanatları
Barış Kaya& Soner Caner- Rauf

bir görev listesi gibi, şu yönetmenin şu şu filmlerini izleyeceğim işi bence çok keyifli değil. Daha casual olmasının bir mahsuru yoksa benim görüşüm o şekilde olurdu.

Pelin Esmer-Gözetleme Kulesi
Pelin Esmer- İşe Yarar Bir Şey
Emine Emel Balcı- Nefesim kesilene kadar
Özcan Alper- Sonbahar
Derviş Zaim - Tabutta Rövaşata
Fatih Akın- Soul Kitchen
Yağmur Taylan, Durul Taylan- Vavien

naçizane tavsiyelerim.

karpuz kabuğundan gemiler yapmak.

Ömer lütfi akad'ın gelin üçlemesi

sozlesmede ne kadar surede iade edilecegine dair bir ibare yok ise 3 ay sonra parayi yatirmalarini kabul et bence

aynı şey midir bilmiyorum, uçak biletim iptal oldu uçuşlar iptal olduğu için; ancak normalde 2-3 günde geri yatıyordu yatmadı. dur bakayım dedim websitesine istisna bir durum mu var, sözleşme kısmını açıp okumadım bu şekilde olağanüstü durumlarda (işte salgın) 3 ay sonra iade edilir gibi bir şey yazıyordu, sözleşmeye atıf yaparak açıklama koymuşlar oraya herhalde insanlar telefonları kilitlemesin diye.
sizinki de 3 ay, ondan dedim.

Şu anda bütün tur şirketleri operatörleri iadeleri geciktiriyor çünkü yüzbinlerce kişi aynı anda iade istiyor. Eylüle kadar iade ödemesi yapmam diyen var. Bankadan olumlu yanıt gelmezse, sıkıntı etmeyip bekleyin derim.

Havayolu şirketleri ile ilgili olarak Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü koruyucu karar aldı (aşağıda). Korumak derken bizi değil tabiki şirketleri. Yani oradaki durum biraz farklı olabilir. Turizm alanında böyle bir karar duymadım, ama adamlar açıkça şimdi istiyorsan mahkeme yolunu arşınla diyorlar ki, ödeme süresi en azından aynı sürede olacaktır.

Bununla birlikte şimdi 3 ay erteleyen, o 3 ay gelince bir 3 ay daha erteler o ödemeyi.

www.resmigazete.gov.tr

(1) COVID-19 salgını nedeniyle 5/2/2020 tarihinden itibaren uçuşun iptal edilmesi durumunda, bu iptaller sebebiyle uçuşu icra eden veya etme taahhüdünde bulunan hava taşıma işletmesi 8 inci, 9 uncu ve 10 uncu maddelerde yer alan hükümlerden uçuş yasakları kalktıktan sonraki iki ay sonuna kadar muaftır.

(2) COVID-19 salgını nedeniyle uçuşu iptal edilen yolcunun, hava taşıma işletmesinin boş koltuk durumuna bağlı olarak istediği bir tarih için bilette değişiklik yapma veya bileti açığa alma hakkı vardır. Yolcu, açığa alınıp kullanılmayan biletin iadesini uçuş yasakları kalktıktan sonraki iki ayın sonrasında hava taşıma işletmesinden alabilir.”

imkansızdır. yaklaşırsın ama ulaşamazsın. 19.9999999999 diye gider. matematikte 20'ye yuvarlanır ama gerçekte çook küçük de olsa bir fark vardır.

ayrıca verdiğin örnekte yolun 20 km olması lazım.

bu bir paradoks zaten. 2'ye böle böle sonsuza kadar gidebileceğin için o yol bitmiyor.

xenon'un adını hic duymus muydun yakisikli?

her defasında bir önce alınan mesafenin yarısı katedilerek hedefe ulaşılır.
bu her defasinda kalan yolun yarisini kateden olursa tamam ama basliktaki gibi olursa hedefe varilamaz mi? neyi kaciriyorum bilale anlatir gibi lutfen..

Soyle bir dusundugun zaman imkansiz oldugu anlasiliyor zaten. Sonsuza kadar boyle devam edecek, hedefe ulasmak yok.

@stavro her seferinde onceden katettigin yarisi kat ediyorsa neden ulasamiyor? deli uzun surer belki ama ulasabilir gibi. neyi kaciriyorum?

@unabomber, "kalan yol" asla 0 olamıyor o yüzden.

Kalan yol olarak düşünürsen anlaması kolay. hadsafhada haklı. Her zaman kalan yolun yarısını gidiyorsun. Sıfırdan farklı hiçbir sayının 2'ye bölümü sıfır etmeyeceği için yolu tam olarak asla tamamlayamazsın.

tam olarak onu diyorum hacilar. her defasında bir önce alınan mesafenin yarısı katedilerek

ile

her defasında kalan mesafenin yarısı katedilerek

farkli. ve 1. cumlede hedefe ulasir, 2. de ulasamaz.

her adımda yolun yarısını gittiğin için alınan mesafe ile kalan mesafe her seferde eşit.

toplam yol 20 km diyerek örneklendirelim:

1. her defasında bir önce alınan mesafenin yarısını giderek
- ilk adımda 10km gittin, 10km kaldı. sonra bir önceki adımda alınan mesafenin yarısı 5km gittin, 5km kaldı. sonra yine bir önce alınan mesafenin yarısı 2,5km gittin, 2,5km kaldı.......

2. her defasında kalan mesafenin yarısını giderek
- ilk adımda 10km gittin, 10km kaldı. sonra kalan mesafenin yarısı 5km gittin, 5km kaldı. sonra yine kalan mesafenin yarısı 2,5km gittin, 2,5km kaldı.......


yine olmazsa sosyal bilimlerden devam

koordinat düzleminde, matematikte, galakside, fizikte imkansızdır.

teoride imkansızdır. sebebi de varacak şeyin büyüklüğünün 0 olarak düşünülmesidir.

pratikte ise varacak her şeyin (kaplumbağanın bacağı dahil olmak üzere) belirli bir hacmi ve hareket ettiği düzleme göre uzunluğu vardır. bu uzunluk gidilecek mesafenin üstünde kaldığı anda hedefe varılmış olur.

teorik olarak 0 büyüklüğünde bir cismi hedefe göndermeye çalışırsanız elbette varamayacaktır çünkü matematikte herhangi iki sayı değeri arasında sonsuzluk yer alır.

@hey corc versene borc

gerçeklikten kastın tam olarak nedir? matematiksel olarak bir sayının sonsuza dek yarısını alabilirsin.

Örneğin:

0.00000000001 sayısının yarısı 0.000000000005'tir.

Bu sayıları mikrometre cinsinde düşünürsen alınan yolun gözle görülür bir etki yaratmadığını fark edebilirsin. yalnız buna gerçeklik demiyoruz. pratik hayatta diye bir şeyden bahsediyorsan evet 20 km yolun yarısını gitmek istediğinde tam olarak yarısına gitmek de 'mümkün değil' denebilecek kadar küçük bir olasılık.

10.0000000000000000000000000000000000001'inci mesafeye gidersen aslında yarısından fazlasına gitmiş olursun. Ama burada sorulan soru matematiksel olarak düşünülmeli. Öyle düşününce de yolun tamamlanması mümkün değil.

Asıl soruya cevap:

Gidilen mesafe ile kalan mesafenin yarısını gitmek arasında belirlenen hedefe göre fark olmayabilir.

Örneğin 20 kilometrelik mesafeye önce 12 km gidip sonra 6 gidip sonra da onun yarısını da gideyim dersen elbette ulaşırsın.

Hedef ilk gittiğin mesafenin iki katına eşit ya da daha büyük ise hedefe asla ulaşamazsın. Özetle ilk gittiğin mesafe 12 km ise sürekli bunun yarısını giderek asl 24 km mesafe gidemezsin. Gidebileceğin mesafe 23.999999999999... gibi olur ama 24 olmaz.

Ha matematikte şöyle bir şey de var. Virgülden sonra .999 diye devreden sayılar bir sonraki tamsayıya eşit oluyor. Paradoks kısmı da buradan geliyor

Yani

0.9999... = 1

beyinsizler.net

genelde banka müdürü aracılığı ile alıyorlar diye biliyorum.

2 adet güvenlik görevlisi tutarım en yakın bankaya götürürüm.

ya da bankaya haber ederim. onlar kesin adam yollarlar o kadar para için.

Tahsil etmek için bir yıl süre var, bir süre beklerdim.

Bu miktar yüksek paralar için banka müdürleri direkt kendileri işlemleri yapıyor. Onlarda bu parayı ya hesabınıza ya da kasalara konması için sizi yönlendiriyor. Kimliğinizi gizli tutmak istediğinizde onlar da açıklamıyor.

Geçen seneki talihli parasını almadı diye biliyorum ben.

Eğer bu para bana çıksaydı parayı alıp, 3-4 ay sonra bulunduğum yerden kimseye haber vermeden taşınırdım.

Milli piyango sitesinde geri sayım var, geçen seneki talihli parayı hàlà almamış, ve son 16 gün 15 saat şu an. Büyük ihtimal o bilet kayboldu, belki çöpe gitti. Bileti alan talihlinin kendisi olduğunu bile bilmiyordur kesin. Tabi siyasi bir takım dalavere yoksa işin içinde! Belki de o bilet hiç satılmadı. Devletin kasasından çıkacak çünkü bu para. Eskiden de çıkıyordu evet şimdi devir ortada, doğru dürüst yazı bile yazamıyoruz!

Bana çıkarsa; önce birkaç ay beklerim tabiki. Daha sonra notere gider, bileti üzerime tasdik ettiririm. Sonra bir banka seçer, müdürüne halletiririm. Kimliğimi açık etmem yani. O para bana geçsin benden büyük mafya olmaz.

biletle notere gidiyorsun şu seri numaralı bilet şahsıma çıkmıştır/aittir diye onaylatıyorsun. (bu önemli, çalınma ihtimaline karşı)
notere rica edersen kimseye duyurmadan muhtemelen odasında halleder.

daha sonra bir avukatı yetkili kılıp senin adına parayı tahsil ettirip hesabına yatırtıyorsun. sonra çatır çatır yiyorsun.

yanlız günümüzde büyük ikramiye sana çıkartmazlar. anladın sen onu.

evet, fil

Kanada'da falan yaşayan büyük geyiklerden (moose) herhalde.

Yoğun tipide, zor koşullarda çekilmiş ben çok beğendim.

kaplan

sakallı Bizon var.Bizonun sol tarafını görüyoruz. Resmin Sol tarafı kafası oluyor en sağ kısmı poposu.

edit : şu arkadaş www.google.com

Kömüş gördüm ben.

bizon gördüm ben de

ben de bakar bakmaz bizon gördüm, kendisine diz yüksekliğinde tipide yan tarafından bakıyoruz.

Sol altta Ceylan yüzü var gibi.

Nasıl yaa?
Bizon ya da yak görüyorum ben.Çok da net. Başı sol tarafta.

bizon bu . net.

bizon ve misk öküzü arası bir heyvan.

Bufalo diyecektim ki bizon yazanları görünce hak verdim.

en solda bizon, hemen yanında öküz başlı antilop ve yukarıda komodo ejderi

ben de bizon gordum cok net

www.youtube.com

moose ile alakasi yok, bizon net olarak.

bizon

Bizon gördüm ben. Biz onlardan hoşlandık! Hoşlandık!

Sikca sorular sorulardan bahsedicez. (Teknik terimler var biraz tune falan) bu hata kodu cikiyor. Aciklamasina baktigimizda (yine teknik terimler). Kesinlikle onemli birsey degil. Yapmamiz gereken sadece bu hata kodunu silmek. Eger tekrar (tune biseyler olursa) tekrar bu hata kodunu verecek ama sorun degil. Diger bir soru, (bilmemne) tune ile (bilmemne) birlikte kullanabilir miyiz, cevap tabiki evet. Hic sorun yok kullanabilirsiniz.

Bi kere dinledim detay varsa belirt orayi cevireyim.

Cok tesekur ederim. Onemli bir sorun olmamasi benim icin asil onemli olan.
Neden kaynaklandigini ogrenebilseydim cok daha rahatlayacaktim. Tekrar tesekurler.

ağır bakımı yakın mı, lastiklerinin durumu ne? mesela 90 binlikte ikisi de yapılmış değişmiş ise onu alırım, yapılmamışsa bi eski modele bakarım.

Dizel araçta düşük km tercih etmenizde fayda var hele de otomatik vitesse

Aynı modelse kilometre, çünkü garanticiyim biraz, fazladan x özelliği olacağına başıma bi iş açmasın diye düşünüyorum genelde.

Aldığın km + kullanacağın yıl * 15000 < satmayı düşündüğün yıldaki aracın yaşı * 15000 denklemini hangisi sağlıyorsa o.
Yani az kullanırım diyosan yaşı küçük ama yüksek kmdeki araç combosu.
Çok km yaparım diyosan daha yaşlı ama düşük kmdeki araç

2

Kimin, nasıl kullandığına bakarım.
Geçen sene araba alacaktım, yüksek model, düşük km bir araç buldum. Satan kişi kadındı. Arabaya bindik, her yerinden ses geliyordu neredeyse. Ablamız maşallah bütün çukurlara girip bonus toplar gibi araba kullanıyordu.

Ondan vazgeçince başka bir araç buldum. Daha eski model ve km onun 5 katı. Fakat abimiz çok temiz kullanmış, usta bir şoför. Fiyatı da daha ucuzdu ve onu aldım.

aracına göre değişir. benzinli dizel olması büyük etkendir. 90 bin olan dizelse donanımı en fullu olsa dahi düşünürüm benzinli olsa düşünmem.

Sadece bu iki kritere dayanarak seçim yapılmaz. Arada kasa değiştirdiyse ne yapacaksın mesela? Eğer kasa ve özellikler tamamen aynıysa kilomettresi düşük olanı seçerim.

Garanti devam ediyor mu önemli.

2

5 yıldır dizel otomatik araç kullanıyorum, tercihim 1.

90.000 benim iki senede yaptığım kilometre, aralarında 3 aylık (yazın daha çok kullanıyorum) kullanım farkı varken niye 1 sene eski model alayım.

en önemlisi aslında bakımlı olmasıdır. sonra km gelir (ama bu yakın tarihler arasında geçerli arasında 3-4 yıl oynayan gibi. yani 2015 kasa 30.000 km araç 2018 120.000 km'den evladır. ama 1992 kasa 2000 km araç 2018 300.000 km'den evla değildir ve araç ortalama 10 yaşına geçmeyecek)

aracı görmek lazım bakımlarına bakmak lazım hepsi düzenli ve temiz ise modeline bağlı citroen c3 ise yeni olan bmw ise eski olan gibi. kasa farkı var mı? bu da etken.

Yazabilir tabi ama acil genelde kosa süreli yazıyor sonra kbb ye gelin falan diyor.
Penisilin geçen sene yazdırdık. Bu sene durum nedir bilmiyorum.

Toyota çünkü sağlam araba.

Çıkarım senle her yola, Toyota :)

opel

opel bence
toyota otomatik vitesleri hala hoplatıp zıplatıyor, eski teknoloji.
seat' ın arıza çıkarma ihtimali çok yüksek.
hem yıl hem km avantajı astrada ama o da en düşük donanım galiba.

edit. benim dediğim şanzıman dizel olanınmış.

toyota şanzımanına laf eden arkadaşlar multidrive ın cvt şanzıman olduğu bilmeyecek kadar olaya uzak sanırım. cvt şanzımanda vites geçişi olmaz, sürekli artan sistemdir. yakıtı çok dert etmezseniz bakımdan bakıma kaputu açarsınız.

leon kullanıcı kitlesi araçların anasını ağlattığı ve dsg gibi yarı otomatik şanzımana haddinden fazla anlamlar yüklediği için garantisi yoksa yanına yaklaşmam

1.4t hastası çok (makasçılar bayılıyor), temiz araçsa elinizden çıkartması da kolay olabilir. yakıt tüketimi üzücü.

Astra diyorum, modeli daha yeni, tertemiz.

hiçbirini almazdım. tek kişi veya en fazla sevgilinle, eşinle bineceksen leon al. aileysen de auris al. opel felaket yakar, ocağına incir ağacı diker. ayrıca bakım/yedek parça masrafları da üzer.

Leon

Toyota otomatik oldugundan bakmam.
opele cok yakiyor falan diyenler var da ondan bagimsiz leon guzel abi, adamlar kac senedir ayni arabayi uretip mukemmellestiriyorlar. o segment icinde f/p olarak en iyisidir. bakimini her kosede ucuza yaptirirsin, ortalama ustu standartlara sahip bir arabayla uygun fiyata gezersin. Fiyattan bagimsiz yukarda yazdiklarin icinde de en iyisidir bence

uzun uzun yazmadim simdi de, basitce aralarından leon cogu konuda ustun olmasina ragmen onu tercih et dememin sebebi leonun daha iyi olmasi degil, diger 2 modelin bazı konularda illa leondan bariz bir sekilde assagida kalacak olmasidir. leon cok iyi bir araba degil ama konfor olarak uzmez, kullanıslılıgı rahat, guzel vites gecisi, ekonomik sayilacak motor falan filan; yani en kotu oldugu konuda bile ortalama bir standarti var. ondan o modeli oneririm :p

Auris. Muhtemelen en kolay satılan da o olur.

kullanım karakterinize bağlı, toyota'daki cvt öyle çok spor kullanımı teşvik eden bir şanzıman değil, sakin kullanımda ise yakıt tüketimi otomatik vitesli ve atmosferik motorlu 1.6 motorlu araca göre makuldür.
içlerinde kullanıcı kitlesi en düzgün olanı auris, her türlü en az sorun çıkaracak olan da auris. bakımlarına özen gösterip donanım olarak mucizeler beklemezseniz yıllarca eşek gibi çalışır, satmak istediğinizde de asla üzmez.
leonun şanzımanı dsg çok güzel de resmen milli piyango, herkes "o eskidendi" falan diyor da değer mi binlerce liralık risk almaya? diğerlerinden "bariz" üstün olacağı konular yakıt tüketimi ve vites geçişidir, başka konularda aralarında fark yok desek yeridir. istisnasız bütün leon kullanıcıları trim sesinden falan şikayet ediyor daha yepyeni arabalarda, öyle mucizeler beklemeyin yani.
astra eğer tam otomatikse yakıt tüketimi muhtemelen toyota'dan da yüksek olacaktır, performansı fena değildir.
galiba leon için parçası ucuz olur demiş arkadaşlar da, istanbul taksicileri bu sınıfta sadece toyota almanın peşinde, corolla, o olmazsa auris. bakımları düzgün yapıldığında motor üst kapağı bile açılmadan 600 bin kilometre giden araba bu devirde zor, hele turbo stresiyle diğerleri bu dayanıklılığın hayalini bile kuramaz. konu toyota ise kilometreyi mesele etmeyin yani. bu sebeple uzun vadede bakım masrafı en az olacak olan da muhtemele toyota olur.
tipe bakarsanız subjektif olur tabii, ama ben tip olarak sırasıyla leon, sonra astra, en son da auris derim.

ailem varsa auris gençsem astra. ortada kalmışsam leon. ben hep gencim astra alırım ama benzini de düşünmek lazım.

Opel'i direkt elerim. Leon alirim.

Yukarida sanziman hakkinda konusulmus, CVT denmis de CVT oyle harika bir sanziman falan degil.

Evet, %18 KDV ödeyeceksiniz.

kdv degil, gumruk vergisi odeyeceksiniz.

Ne sekilde ?

Yurtiçi ve yurtdışında söylediklerini dikkate alan kişi sayısı yok denecek kadar az. Kalite diye tabir ettiğin şey kişi de mevcutsa çok kişi tarafından takip edilen projelerde olması kalitesini zaten etkilemez. Hayat kısa imkan varken çoğu fırsatı değerlendirmek lazım. Kategorize edip yaşamları sınırlandırmamak lazım. Tabi ki büyük farklılıkları demiyorum

Bi de ercan kesal doktor sanirim ve hastane sahibi diye biliyorum, para icin degil de is hosuna gitmistir belki

benzer düşüncelere sahiptim çok önceleri ben de. ancak artık şöyle bakıyorum. kaliteli kişiler bulundukları yapıma da kalite katıyorlar. yapım giderek kalitesizleşmeye başladıkça içinden çıkması gerektiği zamanı bilmesi önemli sadece.
ercan kesal harikadır bence mesela. isterse çok salak bir dizide oynamış olsun (çukur için demiyorum) bu durum beni etkilemez mesela. çünkü destek amaçlı-hatır amaçlı bile kendi çizigisinde olmayan bir şeye dahil olabilir. - bence bu da değerli bir şey-

öte yandan da oyuncuların cogu en iyi parayı tv yapımlarından kazanıyor. nbc ya da zeki zaten düşük bütçeli film yapıyor ve sanmıyorum oyuncularına cok iyi para verebildiklerini ya da böyle dertleri olduklarını

adamın kendisini ve belki sonra para kaygısı duymadan işler yapma8tiyatro vs) ihtimalini finanse etmesi gerekiyor. bundan oynamıştır ve haksız da değil.

Bütün çocukluğum boyunca kitabevi açma hayali kurdum ama ilk iş olarak kozmetik işi yaptım ve ondan kazandığım parayla kitabevi açtım.cok kazanmadim kitabevinden ama mutlu oldum hayalimi yasadim. Direk kitabevi açmaya ve sadece onu yapmaya calissaydim muhtemelen gecinemezdim ve hayalim travmama dönüşurdu.tekrar başka bir hayalimin peşine de dusemezdim.

Sonuçta bu adam hastane sahibi iyi bir doktorken hayali olan oyunculuk ve senaristliği yapıyor.birileri kalitesiz buluyor diye hayalini yaşamayı kisitlamiyor.dizi kalitesinde bile kendisi işini kendi payını kaliteli bir şekilde yapıyor.ustelik bu sektöre 40 indan sonra girip çok başarılı olmuş biri. Bize sadece saygı duymak düşer

sokakta oktay kaynarca'yı görenler de aha süleyman çakır geldi diyor. ne yazık ki böyle de bir şey var. bir karakteri, birine giydirdik mi o adam için zor oluyor.

o yüzden varsın oynasın.

50-55-60

bu skalada gider gelir

hasarın fotoğrafı varsa, aracınızda şaselerde işlem olacak ya da airbagleri açacak kadar bir kaza yoksa etkilemez. hiç hasar kaydı olmayan ama gerçekte ağır hasarlı araçlar mevcut.

piyasa ölücü dolu o yüzden çok saçma sinir bozan mesajlar alacaksınız yanıt yazmayın vaktinizi harcamayın. öte yandan çok detaya bakmayan ama güvenilir satıcı arayan kişiler de çok. ilanda aklınıza gelen ve açıkça belirtebileceğiniz her şeyi yazın.

fiyat stratejisi olarak da yıl ve paket olarak aynı km olarak da yakın bir aralık seçerek fiyatları listeleyin. en az 15-20 araç çıkacaktır. durumun aciliyetine göre bu liste içinden bir aralığa aracınızı yerleştirin. ben olsam üst ortalarda ya da ortalamanın çok az üstüne pazarlık payı bırakarak konumlandırırdım.

Dsg ise 65.000, manuel ise 60.000 altına vermeyin. 2008-09 model MK5 araçların piyasası 50.000 TL ve üzeri.

Kapi saci degismesi gereken kazanin fotografini ekle. Ben arac bakarken kaza fotografi varsa guveniyorum.

Sahibinden.com artık piyasa belirliyor ordan emsallere bakıp yaz.

www.arabam.com

şurdan bak 2. olarak sahibindende muadillerine bak

Wv Golf

en iyi seçenek golf ancak o aralıkta golf comfortline bulabilirsin, 2017 2018 zor.
bu aralıkta en iyisini bulmak için belli parametreleri belirlemen lazım.
dizel/benzin otomatik/manuel alman/japon vs.

Zibil tane araç arasından bu fiyat aralığına golf önermek nasıl bir mantık anlamıyorum. Performans fiyat oranı en kötü araçlardan biridir golf. Araç kötü demiyorum ancak artıları kısmında marka algısı yazdığımızda eksiler kısmına da fiyat yazmak durumunda kalıyoruz. Arkadaşım dediği gibi öncelikle ne tür bir araba istediğinize net karar verin. Benzin otomatik şu şu özellikler olmazsa olmaz şeklinde. Sonrasında sıfır mi ikinci el mi yaş km belirleyin. Sonrasında tekrar konuşalım. Ancak kesinlikle 100 bin liraya gidip 2 3 yaşında golf alınmaz. En azından tak diye al denmez.

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

şu varken golf'ün esamesi okunmaz. kalite, güven ve fütüristik çizgileriyle bu araç seneler geçse bile eskimez. üstteki 2016 alttaki 2017 model ama kapısı boyalı.

Opel astra k dynamic 1.6 dizel denk getirebilirsen guzel aractir.

Şuan kullandığım araç jetta 1.2 tsi (2012). Genişli önemli benim için, yakıt ve mtv konusunda 1.2 jetta ile hiç üzülmedim.
johnnie w lker bu araçların görünüşü harika ancak arka koltuk genişliği önemli benim için.
Golf önerisi için teşekkür ediyorum ama düşünmüyorum.
karpuzpeynirekmeksu astra sedan 1.4 t sport otomatik modelini mart ayı içinde 100 bin liraya veriyorlar, o model için düşünceleriniz nedir?

Trejemu maalesef bir bilgim yok. Bendeki modeli soyledim epey memnunum. Ici baya genis sayilir hafif bagajdan yemisler astra k’da. Motoru, dengesi epey iyi. 2016da zaten yilin otomobili secildi vauxhall

futuristik bir çizgi nedir ya arka koltuğa oturan adam chrde dışarıyı göremiyor, arabanın içini izlemek zorunda kalıyor.
astra önermem kesinlikle golf de düşünmüyorsan, seçenekler zaten azalıyor.eski araçta istemiyorsun. seçenekler iyice azalıyor. c segmentinde en iyi araç dememelisin o zaman en kullanışlı veya geçerli olmalı.
o zaman japonlara yönelmelisin. honda toyota

www.sahibinden.com
Mazda da üzmez mazdalara da bakın

Devam eder. Otomotiv satışları ötv indirimine rağmen her geçen gün kötüye gidiyor. Bayiler ve üreticiler daha fazla baskı yapacaklardır devlet erkanına. Araç satılmaması devletin de işine gelmiyor, yani hiç vergi almamaktansa normalden biraz daha az vergi almak bu zor zamanlarda kesinlikle gerekli olacaktır.

Devam edecegini tahmin ediyorum ben de.
Ekonomist falan degilim ama sadece otomativ degil bircok alanda curetkar vergi indirimlerine gidilmesi gerektigini dusunuyorum bu cikmazdan kurtulmak icin. Cesur vergi indirimleri ile ekonominin hareketlendirilmesi gerekiyor. Cunku bu bir girdap, daralma domino etkisiyle yayilacak.

avukata emlakçıya galericiye güvenmem. genelleme oldu ancak bu iş böyle.

Bu durumun avukata güvenle ilgisi nedir anlayamadım. Karşı taraf asil olarak hakkı olduğuna inandığı şeyi savunmakta yalnızca.

Genelde yargılama sırasında alınan raporlar isteğimiz şekilde gelene kadar, eksiklikler yanlışlıklar giderilinceye kadar itiraz ederiz, evet. Son celsede rapora itiraz neticesinde bir ek rapor daha alınmasına mı karar verildi, yoksa itirazları red mi edildi? Ek rapora karar verildiyse ve ek raporda büyük bir hata olmazsa çok yüksek ihtimal karar çıkar dosya bir sonraki celse. Yine ek rapor alınmasına karar verilmediyse de karara çıkma ihtimali yüksek. Ancak tamamen varsayımla konuşuyorum şu anda. Celse ara kararları, hakimin huyu, somut olay değişkenleri gibi birçok önemli nokta var.

Karşı taraf kararı beğenmez ise (ki kusursuz olduğunu düşünüyorsa ve kusurlu çıkarsa çok yüksek ihtimal beğenmez) ve karar yasal sınırın altında kalmazsa bir üst mahkemeye başvurma ihtimali oldukça yüksek. Hüsrana uğramamanız adına tavsiyem, davaya bitse de gitse şeklinde değil de biraz da özenerek bakmanız olacak.

Geçmiş olsun.

dosya adli tıpa kadar gittiyse artık uzamaz.

''Fizik İhtisas Dairesi ve Trafik İhtisas Dairesinin raporları Adlî Tıp Üst Kurullarında incelemeye alınamaz. Bu dairelerden birinin verdiği raporlar ile diğer bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması hâlinde mahkeme veya Cumhuriyet savcılıklarınca gerekçesi belirtilmek suretiyle talep edilmesi üzerine raporlar, ilgili ihtisas dairesinin en az yedi uzmanının katılımı ile oluşan genişletilmiş uzmanlar heyetince incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kararlar katılanların oy çokluğuyla alınır, eşitlik hâlinde başkanın bulunduğu taraf oy çokluğunu sağlamış olur.''

adam yasal hakkını savunuyor, senin avukatın da olsa aynı şeyi yapardı öyle düşün. bunun avukat olmakla alakası yok.

Mesele karşı taraf neden hakkini ariyor, yada kim hakli kim haksiz meselesi degil. Orasi ayri mesele hic girmeyelim. Sadece merak ettigim konu adli tip raporuna itiraz etti, yine ben hakli goruldum. Tekrar itiraz edebilir mi? Yine yine.. Yani nereye kadar? Bir de adli tip trafik ihtisastan daha yetkili bi kurum var mi diye merak etmistim sagolsu damla sakizli dondurma cevaplamis.
Avukatim yok. Bariz hakli oldugum, sirf kaza esnasindaki tartismadan dolayi mevzuyu uzattikca uzatan, karsilikli kimlik ruhsat vb. Belgelerimizi birbirmize gondermeyi taahhut ettikten sonra, benim belgelerimi alip telefonlara cikmayan, sigorta sirketini arayip odeme yapilmamasini salik veren, karakter yoksunu bi herif var karsimda. Avukat olmasi islerini kolaylastiriyor o kadar. Bizim gibi ekstra zaman harcamasina ve arastirma yapmasina gerek kalmiyor.

Yok:(

sözlükte yok ama zorlarsan savcılıkta sonuç alabilirsin.

karşılığını misliyle ver ve engelle.

yok da niye olsun ki zaten? engelleyebiliyorsun gidiyor. hatta illa uğraşmak istiyorsan da adres ver buradayım lan erkeksen gelirsin falan de belki gelir keriz. daha 2 gün önce biri "adres ver lan olum çok pis bela aldın başına !!!111!1!1 bittin sen hayatını karatçam!!1!1!" dedi, sıkıldım fazla uzadı engelledim gitti bak noldu hiçbir şey sen bunu sormasan aklıma gelmezdi herhalde kolay kolay.

TL DR; yasal yollardan sonuç alabilirsin belki. yönetim bir şey yapmaz.

Maskeli biri arabanın camına küfürlü not iliştirse naparsın? Savcılığa mı gidersin? Bu da öyle bir şey, dikkate almayacaksın.

Sözlük içinde yok maalesef ama belki mahkeme yoluyla bşr şeyler yapılabilir.

Hukuk devletinde elbette hukuksal olarak yaptırımlar vardır. Sitenin kendi içerisinde ise onu site yönetimi belirler ki tüm siteler kanun ve yaptırımlardan sorumludur.

Çok sık soruluyor bu soru. Savcılığa verseniz bile takipsizlik kararı çıkıyor, boşuna uğraşıyorsun diyorlar.

Engelleyip olayın can sıkıcı hale gelmesini engellemek en iyisi. Pisliğe bulaşan da pisleniyor boşu boşuna

mesajlara bildir özelliği geldi ama tam olarak ne işe yarıyor bilgim yok.

Anlamiyorsunuz yahu. Kanun nizam diyorlar hala. Internet burasi babacim. Bana da cok kufrettiler, ben de cok sovdum millete ozelden. Gelin beni de sikayet edin. Internetin ruhuna aykiri bu dusunce yapisi. Bunu kabullenmiyorsaniz hic girip yazi yazmayin bu sitelerde. Eskiden CS oynarken birine kufredince ne oluyordu? Oyunun log dosyasini kopyalayip savciliga mi veriyordunuz? Ne takik adamlarsiniz yahu. Ben sikayet ederim kimse bana kufredemez diyen gelsin ozelden bir sey deneyecem.

m.imdb.com

hayır ekstra birşey çıkmıyor fiyat ne yazıyorsa o, iptal çok kolay tek tıkla, 4 ayrı kullancı oluşturabiliyorsunuz herkesin farklı hesabı oluyor istediği gibi kullanabiliyor kendi listesi farklı cihaz vs.

Ekstra yok. Arada izlerken HD ye yükselt gibi bildirimlere tıklanmadığı sürece fiyat aynı. Zaten sizin 4 kullanıcı yani daha üstü yok. Cihaz veya profil farketmeden aynı anda 4 farklı yerden aynı üyelik ve şifre ile Netflix e girip izlenebilir. Profiller oluşturabilirsiniz. Veya tek profilden devam edebilirsiniz. Profil oluşturmak listelerinizi oluşturmakta ve Netflix i paylaştığınız kişilerin de kendi listelerini oluşturmasında, aynı zamanda kimsenin bir başkasının listesini değiştirmemesinde avantaj sağlıyor. Bir nevi kendinize özel kanalları sıralamak gibi.

bedeli arttırmak için yapmıştır, usuli bir hak. İşi uzatmak için değil davanin bitmesi yakın anladığım kadarıyla.

4 ay sonra rapora gore muhtemelen karar cikacak.. Sanirim karsi tarafin da -eger aleyhine olursa- karara itiraz durumu soz konusu olabilir.

Muhtemelen tazminat isteminde arttirim talebi olacak o zaman..

Isırmadığı sürece sıkıntı yok, olurda da ısırırsa kuduz riski var.

Bir şey olmaz bir süre kediyi gözlem altında tutmakta fayda var.

Tırmaladığı yeri bol sabunla yoka

Türkiye de kediden kuduz vakası çok çok az. Son 10 ylda 10dur belki de

kuduz muduz değil de bi ihtimal tetanoz riski olabilir aşın yoksa.

tirmalama ile de kuduz bulasma riski var. aslinda cok ciddi bir olay ama turkiye'de kuduz vakasi az oldugu icin cok ciddiye alinmiyor. ama turkiye hala kuduzun tam kontrol altina alindigi bir ulke degil. o yuzden "better safe than sorry" demekte fayda var bence. ozellikle kuduz gibi belirtiler gosterdiginde hicbir sekilde tedavisi olmayan ve sonu olumle biten bir hastalik icin.

herhangi bir hastanenin aciline gidip durumu belirtirseniz ucretsiz olarak 1.kuduz asinizi yaparlar ve kayit altina alinirsiniz. duzenlik olarak toplamda 5 adet kuduz asisi olmaniz gerekiyor. eger asilara zamaninda gitmezseniz polis gelip sizi zorla goturuyor :)

Haftada 1 beni de ısırıyor/tırmalıyolar.
Hiçbişey olmaz korkma.
Bunu bişeye dayandıramıyorum ama olmaz yanii sdfhklş

yaa hiçbi şey olmaz

Cevaplar icin tesekkurler.Aslinda buraya sallamama karari aldigimi yazmistim ama soyle bir dusundum de binde bir ihtimal olsa bile ne gerek var yiyeyim asimi oturayim asagi.

Kedi tırmığı diye bir hastalık bulaşma riski var. Bizim bölümde alt dönemlerden bir çocukta vardı. En son iyileşebilmesi için bütün lenf düğümlerininin alınması gerekiyordu.

kedi tırmığı hastalığını yazmaya geldim ben de. tırmaladığı yere en yakın lenf bezleri şişiyor. benim bacağımı tırmalamıştı kedi, kasıklarımdaki lenf bezi şişti. doktora gittim, antibiyotik verdi geçti. çok çok ciddi birşey olmadı yani. kuduz aşısını da üşenmiyorsanız olun, kedilerle oynarken içiniz rahat olur bir süre :)

bazen ilki bazen ikincisi. moda göre değişebilir bence.

o reklam benim için 'hayaller vs hayatlar' gibi.

abi gibi olmak isterim ama hafta sonları kedimle evde takılıyorum.

tartışmayı izlemedim. ama sözlükte şöyle bir durum var. çoğunluğu muhalif malum. eğer o çizgide konuşursan seni göklere çıkarırlar değilsen yerin dibine sokarlar. serdar kuzuoğlu yarın çıksın hükümete 2 güzel laf etsin yerin dibine sokarlar. şu an hoşlarına gidecek şeyleri söylüyorlar o yüzden seviyorlar. deniz bayram ne dese boş sözlüktekiler için. hükümete sövmesi lazım destek görmesi için.

eğitim sistemi berbat ama bahsettiğin gibiyse konuşma deniz bayram haklıymış. ama hükümete laf söylemezse haklı bulunmaz sözlükte.

daha izlemedim ama cnntürk artık hükümetin. deniz bayramoğlunada bir ayar çekilmiş olabilir.

akp'ye muhalif olanlar her şeyi ama her şeyi akp ile özdeşleştirip düşündükleri için islam, imam hatipler, köy enstitüleri vesair konulardaki tartışmaları akp ile sembolize ediyorlar. bu bağlamda akp ile sembol olan değerlere eleştirel yaklaşan haklı, o değerleri akp'den bağımsız kendi doğrusu olarak yorumlayanları ise yandaş, haksız olarak görüyorlar. türkiye'de muhalifliğin çocukluk hastalığı bu. sonra ittifak yapacak, yanlarına alacakları halk kalmıyor, ülkeyi terk etmek tek çare olarak kalıyor. ha ben de ülkeyi terk etmek istiyorum o ayrı... kendimi ne akplilere, ne de muhaliflerine anlatamıyorum. halk yine az çok anlatınca anlıyor ama onların da ilk fırsatta köşeyi dönmek gibi bir planları olduğu için unutulup gidiyor. demem o ki aman kafa yorma, kötü olursun...

imam hatiplerde okuyan cocuklar, gelecekteki ihtiyaclar icin donatiliyor mu? hayir. peki imam hatiplerde okumayan cocuklar gelecekteki ihtiyaclar icin donatiliyor mu? kismen.

mevcut normal okullar zaten gelecege gidecek turden bir sekilde donatmiyor insanlari. durum boyle iken, imam hatipler acilip durum daha da kotuye goturuluyor. imam hatipler kapatilsa her sey yoluna mi girecek? hayir. imam hatipler kapatilmasa her sey normal seyirde mi devam edecek? hayir, durum daha da kotuye gidecek.

ayrica ben, imam hatiplerin egitimden ve dini egitimden cok, uzun vadeli siyasi amaclar icin acildigini dusunuyorum. bir de boyle bir durum var.

sonuc olarak imam hatiplerin bu ulkeye pek bir katkisi yok, durumu daha da kotulestirecek hatta. bu sebeple kapatilip, fen veya anadolu liselerine, sanat okullarina donustulmeliler bence.

MSK'nın oradaki ana argümanı imam hatip okullarının imam ve hatip yetiştirmeye yönelik eğitim verdiği ve günümüz dünyasında bu eğitimin çocuklara gelecekte maddi ve bilimsel bir ilerleme sağlamayacağı. Gerçekten de öyle, bunu görmek için profesör olmaya gerek yok. Gidip bir imam hatip lisesinin müfredatına baktığınızda bir anadolu lisesinden çok daha farklı olduğunu anlayabiliyorsunuz. Bundan ötürüdür ki gelecek kaygısı olan ve vatana millete hayırlı olmaktan fazlasını isteyen, yani FAYDALI bir çocuk yetiştirmek isteyen insanlar imam hatibe gitmiyor.

elma ile armutu birbirine karıştırmamak gerek.

ekşide de vardı, "arapların dünya tarihine katkısı" başlığında cahilce bir tavırla arapların yerilmesi. islam medeniyeti'nin 11.-13. yy'lar arası insanlık tarihine katkısı muazzamdır. mesela antik yunan felsefesini onlar sayesinde biliyoruz. matematik, astronomi, sosyoloji, tıp v.s. insanlığı bir dönem taşımışlar. ama sonra?

çok az kişi "la bu adamlar bu kadar ileriydi de nasıl düştüler batı karşısında" sorusunu sorabilir. gazali diye bir adam çıktı mesela. muazzam bir düşünür. din alimi. ama aynı zamanda islam medeniyetinde çöküşü de başlatan. günümüz siyasal islam'ı misali milleti "münafık" diye damgalama ekolü gazali ile başlar. ibn-i sina gibi bir adamı münafık diye yaftalar örneğin. neden? çünkü ibn-i sina "südur" teorisini ortaya atar (çok kaba anlatmak gerekirse alem allah'ın varlığından taşarak oluşur ve allah evren'e müdahale etmez)

11.-13. yy'daki beyin fırtınaları yerini merkeziyetçi baskıcı otoritelere bırakır. osmanlı'da takiyüddin, şeyh bedreddin gibi tek tük isimler çıksa da bu adamlar da barınamazlar. dönemdaşı tycho brahe ve kepler'den güneşin apojesini büyük bir farkla günümüz değerlerine çok yakın bulan takiyüddin'in (ki muazzam bir başarıdır bu) ödül olarak rasathanesi şeyhül islam tavsiyesi ile 3. murat tarafından dönemin kaptan-ı deryasına bombalattırılarak yıktırılır.

bu anlattıklarımı gayet tabi deniz bayramoğlu da biliyordur. ben de hep öve öve izlerdim kendisini, lakin düne kadar.

serdar kuzuoğlu çok net bir şey diyor: kardeşim imam hatip açarak zaten boka batmış olan eğitim sistemini daha da batırıyorsunuz. ancak bu adamların amacı zaten eğitim falan değil, kendilerine sorgulamadan soru sormadan başkaldırmadan biat eden "mürit" nesiller yetiştirmek.

deniz bayramoğlu da gayet biliyor anlıyor ne dediğini ama 1000 sene önceki şaha kalkmış islam medeniyeti'nden örnekler veriyor.

dini eğitim veren din okulları açarsın ki açmalısın da elbette. (hoş islam harici diğer dinler ne kadar öğretiliyor orası da muamma) ama tutup da problem imam hatiplerin artmasında değil, sistemde dersen ben orda art niyet ararım. bu anlamda deniz bayramoğlu da gözümde tırt bir adamdır artık.

özetle d.b bilinçli olarak konuyu saptırtmaya çalışmış.

dinin her zaman sömürülmeye açık bir alan olduğu, dini merkeze aldığında oluşacak biat kültürü, biat'ı merkeze aldığında liyakat'ın biteceği ve çürümenin kaçınılmazığının tonlarca örneği var. db de bunları biliyor elbet, bilmesine rağmen dünkü refleksleri hakikatten üzmüştür. çok yazık.

ön incelemede dinletemezsin ama hemen ardından aynı duruşmada tahkikat aşamasına geçer mahkeme. o zaman dinletebilirsin bu yüzden tanığınla beraber git.

ayrıca mahkmeye sunacağın delil varsa ön incelemeden sonra 2 haftan var

Tabii ki politika, o kurumların önemsediği tek şey Amerika'nın çıkarları, kendi aralarında mücadele vs. söz konusu olamaz dış işlerinde.

Abd'nin Turkiye politikasi noktasinda Pentagon ve Cia'nin ciddi fikir ayriligi yasadigini okumustum bir yerlerde.

Fikir ayriligi demokrasinin gostergesi, biz aliskin olmadigimiz icin bize garip geliyor boyle seyler.

traveller +1

farklı sesler çıkabiliyor ve bu çok normal. tarih boyunca da böyleydi, abd'de tek adam olmaz.

Aracim kaskolu degil.

hukukuçu değilim ama haklı olduğunuza inanıyoprsanız ve karşı tarafın bu itirazı piçliğine yaptığına eminseniz avukatınızla görüşürken sorun bakalım bu bekleme işlemi sırasında araba kiralayıp karşı tarafın itirazı sonlandığında kiralanan araba ücretetini avukata beye takabilir misiniz?

bu da yeni moda oldu..karşı tarafın sigortası akıl veriyor,sigorta şirketleri zor durumda bu aralar ödemeleri uzatmaya çalışıyorlar.
avukata danış ama arabanı yaptır yetkili bi yerde cebinden öde ve faturalara faturaların tahsilini iste uzayacak süreç..

haşlanmış tavuk ciğeri + haşlanmış yumurta verirsen gayette güzel yerler. herşeyi hazırla büyükçe bi kapta biraz ekmekle bulamaç haline getirip verebilirsin. yavru kedilere vereceksen cigerleri birkaç parçaya bölmen iyi olur.

ciğer ve yumurta bu sıcakta kedilere bile ağır gelebiliyor.
versen bile, çok bekletme.
yani "ne zaman yerlerse" diye koyup, bırakma, çünkü anında ağırlaşır.
koy, yesinler, kalan varsa al hemen.

yoğurt ve süt gaz, bazen de ishal yapar.

ton balığı severler.
sosis de verebilirsin, ama abartmadan tabii.

ya da yavaş yavaş kuru mamaya geçebilirsin ki, alışsınlar şimdiden.
temizmama.com'dan micho alabilirsin mesela.
ya da royal canin fit32.

en sevdikleri bu iki mamadır, ama micho daha uygun fiyatlı tabii.

Bende ginkgo bilobayı soracaktım tebokan ismi ilacın muadili olabilir mi diye danışın derim
Bir de tansiyon değerlerini ölçüp doktora gösterin

Ben de 9 aydir cinlama var, cok arastirdim. Tedavisi yok deniliyor her yerde diye alismaya basladim. Ama hicbi şekilde gecme olmadi cinlamada.

Bir de babaniz kesinlikle boynuna baktirsin. Ben bir suru dr a gittim. Bir sonuc alamadim. Boyun duzlesmesi buna sebep olabiliyirmus. Bende duzlesme varmis. Cinlama bu yüzden olabilir dedr doktor. Hareket falan verdi onlari yapiyorm ve yuzuyorym bakalim sonuc alabilecek miyim.

@raskolnikovv naber ya görüşemedik.

aynen bende de boyun düzleşmesine bağlı çınlama var. boynu ağrıyorsa ilk onu çözsün. bana birsürü ilaç verdiler ve kullandığım sürece beredeyse hiç çınlamadı ( 6ay kadar ). bırakınca azıcık başladı ama kendi hatam boynumu ağrıtacak şeyler yapıyorum telefonla fazla uğraşmamak lazım. pc yükseltici kullanmak lazım vs.

Dosto baba, ilaclarin isimleri neler, bana da verdi ama ben kullanmadim. Krem ve agri kesici vermisti.

o krem kas gevşetici işte. ağrı kesici de **** dür. güçlü bi ağrı kesicidir. o kesti benim boynumun ağrısını. bide KBB ciler kırmızı bi vertigo ilacı verdiler. oda en az 6 ay kullanılıyomuş 6-9 ay kullandım. bide kan sulandırıcı vardı onu da baya kullandım hatta sonra dozu arttırdık ******* mi ne. bunların hepsi çok ciddi ilaçlardır bak. sakın doktora danışmadan gidip almayın. ama benimki duruş bozukluğundan olduğu içindi. ilaç isimlerini sildim çünkü bittikçe eczaneden alıyordum yada şirket doktoruna yazdırıyordum siz öyle almayın. KBB ciye ve ortapediste gidin.

Sakallı olduğu, cübbe giydiği için dövülen adam mı? Pardon?

cubbe giydigi icin dovulen adama vuranlardan nefret edebiliyor muyuz?
ben görmedim şahsen ama görürsem savunurum kendisini aynı şekilde şort giyen kadını da.

dediklerinin hepsine ben normal olabilir şeklinde yaklaşıyorum.

başlıyorum.

tarihte yapılan birçok katliam var. gönlüm ister ki hepsinin sorumluların en ağır cezayı alsın. hepsi için içim titremiyor, aksine hiçbiri için içim titremiyor zira dışardan bakan birinin, dönemi yaşayaman birinin çok da samimi olarak "ayy ben çok üzülüyorum" demesini yapmacık buluyorum.

sakallı cüppeli olduğu için kim dayak yiyor pardon? ben hiç, sarıklı cüpelli bir adama başkalarının saldrıp dövdüğünü görmedim. ama tam tersini her gün görebiliyoruz neredeyse. ha şunu da diyeyim, sarıklı cüppeli bir adamı sırf giyimi yüzünden birileri döverse de üzülmem.

denize haşema ile giren kadına hoşgörü ile bakmıyorum. gömrüntü olarak iğrenç geliyor. inandığı dine uygun yaşayamıyorsa o benim derdim değil. o kadının gözünde denize bikiniyle giren kadınlar günahkar ve cehennemlikse, benim gözümde de haşemayla giren kadın morondur. serinlemek için evinde duş almalıdır. günahkarlarla aynı denize girmemelidir.

kimsenin cinsel tercihi umrumda olmaz.

insnaları sırf insan oldukları sevemem. sevdiğini iddia eden de bence yalancıdır. insanlar görüşleri fikirleri, başka insanlara olan saygıları vs ile insan olur. ben açık geziyorum diye bana küfreden bir yobazı insna olduğu için seveyim mi? onun fikirlerine saygı mı göstereyim? açık kadına tekme atan adamın neyine saygı göstereyim?

Ben hepsine eşit mesafede hoşgörüyle bakıyor, acılarını eşit mesafede paylaşıyorum. Ama bunu yapanların sayısı Türkiyede malesef bir elin parmaklarını geçmiyor. Bundan dolayı kaybediyoruz zaten.

Bana takilmayin, siz demedim, biz dedim.. Beni yargilamayin beni tanimiyorsunuz. Ayrica ana fikre odaklanalim, ozelestiri yapalim..

@trejemu, sana verilen cevaplara tik koymaman, beğendiğin cevaba tik koyman senin karşı görüşlere olan hoşgörünü mü gösteriyor, yoksa tahammülsüzlüğünü mü?

sorduğun sorular bir matematik sorusu değil. yani kesin cevabı yok. kişiler yorumlar yapmış ve sen sadece bir cevaba tik koymuşsun.
(bkz: Oksimoron)

"Olması gereken"i irdeleyen çok. Fakat "olanın sebepleri"ni sağlıklı ve mantıklı bir şekilde irdeleyen yok.

Her iki uçta niçin böyle tepkiler var? Mesela ben niçin bahserriğin olaylardaki bir Ermeni anne için pek bi yürek acısı çekmiyorum hiç merak ettin mi, insanları hiç tarafsız dinledin mi?

Dinlediysen, doğru bakış açısının ne olduğunu doğru tayin edebildin mi ki dönüp dönüp aynı soruları soranlara bir +1 de senden geliyor? Kendinden emin değilsin ki buraya yazmışsın. Bi yanlışlık var evet.

Sorunu saptamak gerek, sorunun kılıflarını değil. O onu döver bu bunu iter... bi yanlışlık var ki bunlar oluyor. Bi yanlışlık var ki hepimizin arzu ettiği o "olması gereken"ler yaşanmıyor. Peki sence sebebi araştırmak mı daha doğru yoksa davranışları eleştirmek mi...

Arkadaşım bu bahsettiğin uçlarda hep karşıdakine saygısızlık ve samimiyetsizlik mevcuttur. Özellikle de şu bahsettiğin Ermeni anne mevzuu. Genellemek istisnaları yok saymak değildir, genelliyorum: Ermenilerin çoğu ikiyüzlü ve dönek karakterdedirler. Zalimdirler. Koskoca bir millet olarak bu karaktere sahiptirler, istisnaları ayrı tuttuğumu tekrar belirtiyorum. Bu insanların riyakarlık ve dönekliklerinden, zulümlerinden çok çekmiş bir halk olarak, kendi elleriyle insa ettikleri bugünlerin onlara olan doğal etkisinden ötürü üzülemiyorum mesela. Onlar ise bana hiç üzülmüyorlar zaten.

Bikiniliyle haşemalı arasında eşit bir hukuk gözetemiyorum, çünkü ikisinin de birbirinden kalır yanı yok, ikisi de çatışmaya odaklandığı sürece ben kimsenin arasında kendimi yıpratamam. Ben insansam onlar da insan, madem insanlar akıllarını kullansınlar, insanlık etsinler.

Bu iş böyle. Hiçbir şey tek taraflı olarak değerlendirilemez. Tek gerçek ortada saygısızlık ve samimiyetsizlik olduğu. Önemli olan bence bunu sorgulayıp bunu çalışmak.

Beni etiketleyenkere tik yok. Beni tanimiyorsunuz.

özgürlük düşmanlarına özgürlük olmalı mıdır? şayet özgürlük olursa kendi özgürlüğün kısıtlanmaz mı? böyle tuhaf bir ikilem söz konusu.

yalnız şunu eklemeden edemeyeceğim.

"Kosulsuz bir sekilde insanlari sirf insan olduklari icin sevebiliyor musumuz?"

demişsin de tabii ki sevemem. sırf insan olduğu için bir insan sevilir mi yahu? sivas'ta insan yakarken ölen adama panoda yer verilmesi gibi. olacak iş mi bu?

Herkesi ayni ölçüde sevmiyorum.

Ben insan sevmiyorum beni sevmeyeni daha cok sevmiyorum dogal olarak.

ben gandhi değilim ve olamam sanırım. koşulum var o da karşımdakinin bana ve düşüncelerime ne kadar saygı duyduğu, insanlığa önem veriyorum. onca ölüme, göz yaşına ve katliama, kutuplaştırmaya, nefrete, hırsızlığa rağmen gidip de bu insanlara oy veren şahısları sevemem mesela. sevmeye çalıştım ama olmadı. bir yerde patlak veriyor.
onun dışında giyinişi, cinsel kimliği, fiziksel özellikleri, haşeması, başörtüsü, ırkı, dili, dini hiç önemli değil. yeter ki gözünü kan bürümemiş insanlar olsun.

ya hani iyi memleket, millet, ummet, ideoloji vs yoktur iyi insan kotu insan vardir deriz ya iyi insan kotu insan bile yok. ozgur irade sinirli. robot gibi bir seyleriz. sartlarin falan sonucu olarak fikirleri, inanclari, degerleri, inanclari falan olusmus ozunde birbirinin aynisi varliklariz iste.
esit derece uzulemem veya sevemem ama buyuk olcude anlayabiliyorum herkesi ve her grubu.

Krem Peynir +1

Konuyu acan kisi de ayrimci ne yazik ki buyuk bir celiski var ama yine de iyi niyetli gorunuyor. Kendini gelistirmesi gerekli. Potansiyel var.

Tabii ki bir insanı sırf insan olduğu için sevemem.İyi,ahlaklı,vicdanlı olma gibi bir sürü alt koşul var. Ha sen %100 iyi, ahlaklı, vicdanlı mısın dersen elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum,karşımdakini sevebilmem için de hayatını bu ve buna benzer değerler üzerine kurmaya çalışmış olmasını isterim.

Fakat sosyal hayatını, maddi hayatını din üzerine kurmuş insanlarla empati kurup sevebilmem mümkün değil.Dinin maneviyatla ,iç dünya ile ilgili olması gerektiğini düşünüyorum.Diğer türlüsü semavi dinlerde olduğu üzere bir yaşam biçimine, sosyal hayatınızı kontrol eden kurallar bütününe dönüşüyor ve bu da bir şekilde karşı tarafın özgürlük haklarını ihlal etmeye gidiyor.
Zaten islam , coğrafya itibariyle maruz kaldığımız için daha net hissedildiğinden, kendinden olmayanı ezme, yenme,dize getirme üzerine kurulu.Kadına, başka dinden olana hoşgörüsü olmayan bir din.
Bu dini kuralları maddi hayatında uygulayan birine karşı sevgi beslemem mümkün değil zira bir noktada benim özgürlüğümü kısıtlamaya çalışacak.

hayat görüşünü, başka bireylerin hayatları üstünde tahakküm kurmak üzerine temellendiren hiçbir insana üzülmem. hoşgörü ile bakmam. bunlarla mücadele edilmesi gerektiğini savunurum. özgürlük kavramını işine geldiği gibi eğip büken, kendi gibi olmayana tahammülü olmayanı adam yerine koymam. böyle bir insanın benim duruşumu ya da tutarlılığımı sorgulamasına da izin vermem, haddi değil çünkü.

krem peynir+1

Bir ek de ben yapayım: tehcir değil soykırım.

Duyuru sahibinin kurduğu dil bile yeterince ayrımcılık içeriyor ve müdahale etmek için yeterli koşullara sahip. "Beni etiketlemeyin, ay ne kadar ayrımcısınız yha" demagojisi, bunları geçiniz. Nasıl ki bir roman yazarı "tamam kardeşim ben de'yi ki'yi ayırmamışım ama siz üslubuma bakın" diyemiyorsa, bunda da ana soruya odaklanmayı ne hafif tabiriyle lüzumsuz görüyorum.

Liberalizme bile saygım var, bir liberalin herhangi bir konu hakkında ne düşündüğünü bilmek isterim ama sığırca liberalizm, herkesler eşittir deyip meseleyi bağlamından koparmak... İşte bunlara tahammül edemiyorum :)

Çok kısa:
Fikir ayrı şey, eylem ayrı.
Yere çöp atanı, hayvanlara eziyet edeni görürsem tahammül etmem ve uyarırım.
Ama dünyanın düz olduğunu iddia eden birine tahammül eşiğim çok yüksektir.

Tahammül kibirden gelir.
Ben olguları yargılamadan veya uyuşmadan gözlemlerim. Her iki/üç/beş... tarafı okur ve dinlerim. Bu nedenle özeleştri yapmam geremiyor.

Yukarıda verdiğin örnekler inanca ve bilime politika karıştırmanın sonuçlarından başka bişey değil. Paragrafta geçen "nefret, hoşgörü, takdir, kalp titremesi, sevmediğimiz, hoşlanmadığımız, amasız lakinsiz, savunma, bu uğurda aksiyon göstermek, dövülen adam, tekmelenen kız, evlatlarını kaybetmiş anneler..." bana insanlık yönünden iflas etmiş bir sistemin içinde olduğumuzdan başka birşey anlatmıyor. Ne kadar kanıksamışız ki, " bunlar niye oluyor, niye böyle hissdiyoruz, hissetmek zorunda olmayabilir miydik, o zaman nasıl yaşardık" diye sormak aklımıza bile gelmiyor.

@hayat aklini konusacak bir filozof uret'e bir ek yapmak isterim: tahammül aynı zamanda bir tahakküm belirtisidir. "Sizi bir kaşık suda boğardık ama dua edin hoşgörülüyüz" demekten farksızdır.

insanları severim. yobazları sevmem. nokta.

Krem peynir ve mahone'ye niye tik Yok?
Bir de soruyorsunuz tahammül bilmemne diye.

İnsan diye sevemem kimseyi, vicdanı olacak, saygısı olacak bir kere. Aklını kullanmayanı niye seveyim, yobazı niye seveyim, kendi inandığı dine inanmayan herkesi cehennemlik kafir gören dallamayı niye seveyim, kediye köpeğe iğrenç diyen moronu niye seveyim?

Ama sevmiyorum diye de öldürmem. Kimse kimseye karışmasın, kimse kimsenin özgürlüğüne müdahale etmesin, kimse kimseyi rahatsız etmesin istiyorum ben.

ingco marka el arabası. biraz dolaşırsan 40tl civarına bi şeyler bulursun. Opel reno pejo bizim ülkemize el arabası modeli getirmiyor.

seat ibiza.

İbiza alırsan sıfır bile olabilir. Bence mantıklı. Onun dışında söylediklerin içinde bir önceki kasa 1.3 cdti corsa bakardım.

hyundai i20 de düşün derim.

Nargilenin nikotin miktarı çok fazla diye biliyorum. Sorduğun kişilerden değilim, benim de dönem dönem değişiyor içtiğim ama ortalama 1 paketi geçiyor genelde. Zar zor bıraktıysan hiç bulaşmamalısın.

nargile malesefki o zinciri kırıyor, ilk bıraktığımda nargile ile tekrardan başlamıştım, 4-5 kere nargileye gidince can sigarada istiyor. bırakıp nargile içen ama sigaraya başlamayan tanıdığım var ama bu olay tamemen kişisel iradeye falan bağlı. tekrar bıraktım ve bunların türevi daha bişeyi sürmem artık ağzıma. zaten bırakmak zor kendimi hiç tehlikeye atmazdım nargile için

4-5 sene günde 2-3 paket sigara içtim. 1.5-2 sene önce bıraktım. bıraktıktan 6 ay sonra nargile içtim, nikotin ihtiyacım depreşmedi. psikolojik olarak duman ihtiyacını gideriyor. sigaradan çok farklı bir şey, puro gibi değil. sigara kullanıyorken arada puro içerdim ama nargileyi hiç sevmezdim. sigara, puro gibi yanında taşınmıyor, istediğin her an içemiyorsun. 3-4 ay içmeyince yoksunluk çekmiyorsun. en azından bende böyle oldu. sigarayı bırakıp nargile içen ve sigaraya başlamayan birçok insan tanıyorum ama geri başlayanlar da var. olay senle alakalı yani.

İçilir. Mideyi düzelten tek şey yoğurt. Bide powerade lazım su kaybı için

Icilir elbet neden icilmesin.

Aksine içilir. Sıvı kaybımızı seyyapmak icin

Sıvı kaybı olduğu için içilir. Ama az az, yudum yudum aralıklarla içilir. Yoksa mide yine dolar hoş olmaz.

içilir, aynı zamanda imde asidinin boğazdan temizlenmesine yardımcı olur, sanırsam sütte aynı işi yapıyordu emin değilim.

Ben iptal etmemiştim ama arabayı aldığım kişi ettirdi. Direkt işleme koydular diye hatırlıyorum.

e yeni alan kişi henüz sigorta yaptırmamıştır? mevcut sigorta satıştan sonra 15 gün daha devam ediyor.

2 ay evvel araç sattım. Telefonla bildirdiğim günün ertesi günü iade evraklarını Mail'ime attılar.

avukatın karşı taraftan aldığı ücret ayrı sizden aldığı ücret ayrıdır. bu nedenle anlaştığınız miktarın avukatınıza ödenmesinde hiçbir sorun yok.

Ama yazılı bi belge yok, anlastigimiz ucret tarifeden daha düşük bir miktar. tutup sözleşmemiz yok, avukatlik tarifesi üzerinden ucretimi talep ediyorum diyebilir mi? Gönderdiğim eft deki avukatlik ucreti kanit olarak yeterli mi?

sözleşmenizin olmadığını düşünürsek iddia edebilir mi? evet, elbette edebilir, ama bunu yapacağına ben olasılık vermem. avukat - müvekkil ilişkileri güven temeline dayanır, bu şekilde avukatlık yapan biri müvekkillerini kaybeder.

yine de bundan sonraki işlerde yazılı sözleşme yapmak içinizi daha ferah tutmanızı sağlayacaktır.

Etme ihtimali yüzde 1 bile değil içiniz rahat olsun.

götünü dönmüş bir gergedan görüyorum.

edit: su aygırı evet tamam.

BENCE abartmışsın
ben sadece yaratıcı düşünce görüyorum.
estetik hiç değil.

@zgrydn ahahah ama su aygırı olmasin.

Sehpa zanaattır, sanat değildir, sanat olsa duramazsın.

Maden görüyorum sehpaya bakınca, pantolonda bozuk paralar birikmiş hışır hışır ediyo diye madeni paraları sehpanın üzerine koymuşum da.

Bildigin sehpa da bir nebze sanattir zaten. Olagan ustu bir sey gormuyorum. Sanatsal olup olmamasindan once estetik olup olmamasina bakarim ben. Estetikse benim icin ayni zamanda sanatsaldir.

@wilhelmwasmuss bence işlevine göre değişir. Böyle bir şeyi sadece sehpa işlevi için evine alır koyarsan zanaattir bence. Kimsenin sadece misafiri çayını koysun diye bunu tercih edeceğini sanmıyorum.

Suaygiri suyun icinde ve cam suyun yuzeyi gibi olmus ya, ben de bayagi begendim. Sehpa camlarinin su yuzeyi gibi oldugunu ben de cok dusunmusumdur ama icinden bir suaygiri sirti ve basi cikarmak sahide yaratıcılık isteyen bir sey. Sanatci dedigimiz boyle bir sey iste.

yaratıcı bir fikir olmuş

haa ben o fotoğrafı görmemiştim ya telefondan girdiğim için heralde. genel olarak ''sehpa'' ya bakınca ne görüyorsunuz diye anladım haliyle.

bence gene de bu bir sanat eseri değil, sadece estetiklik var, sanat estetiktir ama estetik görünen her şey sanat eseri değildir. sanat eseri bir mesaj içerir, özgündür, yaratcıdır ve aynı zamanda estetiktir.

bence bu, ''sehpa'' olsun diye üretilmiş, işlevi ön planda olan ama estetik de bir görüntüsü olan zanaat ürünü.

Sanat eseri, ama işlevsel değil. İşlevsel olmayan bir şeyi evime sokmam.

Sanat mıdır bilmem ama benim hoşuma gitti konsepti.

Yalnızca kullanılan fotoğraf, daha doğrusu fotoğrafın çekildiği açı kötü.

Ben çok beğendim, oldukça yaratıcı.

güzel.
ama evime alırmıyım? - hayır.

Bence çok hoş, evime de alırdım açıkçası eğer fiyatı uçuk değil ve evin normal haline uyumluysa alır kullanırım, gayet güzel.

başıma bir iş gelmeyecekse beğenmedim ben bu sehpayı. hem de hiç. inanılmaz kaba duruyor. tamam, fikir yaratıcı. sehpanın yüzeyinin su olarak düşünülmesi gerçekten çok güzel ama daha zarif bir tasarım ile bu güzel fikri yansıtabilirlerdi.

yaratıcı sayılmaz bana göre, sehpalarda çeşitli objelerin ayak yerine kullanılması yeni değil çünkü.
suda yüzüyor gibi olması güzel olmuş +1
ama ben kullanmam +1

ben göte haddinden fazla konsantre oldum. evime almam.

şimdi sözlük anlamlarından yola çıkacak olursak; bu bir eser ve bunu yapan kişinin hayal gücünü kullanıp görsel şekilde ortaya sunması amacı da sanat oluyor. dolayısıyla bu bir sanat eseri. sanat sanat için olmuş.

günlük hayat anlamlarından yola çıkacak olursak; bu nedir ya. evin içine oturmuş su aygırı neresi estetik. rengi tipi iğrenç. çok kaba. üstüne tepsi koysan durmaz. çocuk görse korkar. şimdi bu 50-100 lira da değildir(sanat eseri ya...). bunun ne sanatla ne de eserle alakası yok. bedava versen eve almam o derece. hatta 50 lira versen yine eve koymam. sehpaya bakınca ne görüyorsunuz sorusunun cevabı ise boşa harcanmış zaman ve emek görüyorum.
umarım ağır olmamıştır?

Lisede yurtta kaldığım yıllarda bi çocuk ile keçi yavrusuna ne denir? Tartışması olmuştu.Eleman İç anadolulu köyde büyümüş.. Ben ise memlekete ömrüm boyunca 1-2 defa gitmiştim, ama köyde kecinin yavrusuna ne dendiginden adım gibi eminim.Tartisma uzadı sinirler gerildi, evet gerildi :D Ben ısrarla sizin ne dediginizi bilmem ama bizim köyde şöyle şöyle derler dedikçe eleman "sen köy mu gordun hayatinda" argumani ile sürekli bana karşı çıkıyor. En son ben yine bizim köy deyince seni de fikeyim, köyüde fikeyim deyince suratinin ortasına yumruğu parlatmistim. Velhasil kelam @cahs ciğim ne düşünürsem düşün köyüme küfür etmedigin sürece mesele yok :))

Mekanına göre karar veriyorum.
Adam akıllı bir yerde kalkıp kasaya gitmeye çalışsan büyük kekoluk. Gidip mahalle arasındaki çay ocağında da "CNM HESAP" dersen sıkıntı.

masaya isterim. kasaya gitmenin mantığı ne ki?

Mekan çok kalabalıksa ve garsonların bakması çok uzun sürüyorsa beklememek için kasaya giderim. Öbür türlü masaya isterim.

@naberabi+@buff +1

Genel olarak şey yaparsak: Öğlen yemeğinde kasaya giderim. Akşam yemeğinde masaya isterim.

mekanına göre şık bir restorantta kasaya gitmezsin ama bir barda kasada ödersin.

Acelem varsa kasaya ödeyip çıkarım. Eğer Yavaş yavaş, yemekten sonra çay kahve keyfi yaparsam içeceğim bitmeye yakın masaya söylerim.

Masaya isterim. Mecbur kalmadıkça kasaya gitmem. Nedenini bilmiyorum. Pek sevmiyorum kasaya gitmeyi.

mekan falan farketmez. direkt kasaya giderim. sabırsız adamım ben.

bazı yerler kasaya gitmeni nedense hoş bulmuyor. garson bahşiş beklediğinden midir nedir. bazen de kasada çok bekletiyorlar. garsondan çıktı istiyorlar, onu kasaya getiriyor falan. kasada ayakta beklemek hoşuma gitmediğinden masaya istiyorum.

Masaya istiyorum. Eger hesabin kasaya odendigi bir yerse kasaya oduyorum.

Mekanına göre değişir +1

Eğer şık bir restoran falansa naberabi'nin dediği gibi kasaya gitmek bayağı kekoca görünüyor; fakat orta karar pideci, tatlıcı vs. gibi bir yerse kasaya giderim.

yukarıdaki cevaplara ek;

masada hesap ödeme konusunda valla olmaz senin paran burada geçmez tarzı arbede çıkacaksa ve benim ısmarlamam icap eden bir durumdaysam (ben davet etmişimdir mesela) tuvalete gidiyom diyip kasada hesabı da öderim.

Banu El miydi acep?

Sevilay Yükselir

Ben 1 bucuk aydır boğazıml sıkıntı yasıyorum. Once augmentin, sonra penos, en son da azitro içtim üçü de farklı grup antibiyotik. Hala tam iyileştiğimi düşünmüyorum meden oldupunu da anlamadım, böyle bir virüs mü dolaşıyor diye düşünmeden edemedim simdi sizinkini de okuyunca.

git güvendiğin bir aktardan propolis al saf halde,böyle topak halde olur,deep freeze de beklet 2 saat sonra kır kırabildiğin kadar,%40-50 alkollü bir içkide çöz (viski,vodka,kanyak) 2 gün beklet oda sıcaklığında saat başı çalkala (ağzı çok sıkı kapalı şekilde) sonra sabah öğle akşam yarım çay bardağı götür..bişiciğin kalmaz.

soğumuş adaçayı ile gargara yapın. ben faranjitimi bununla geçiriyorum

antibiyotik

Imumax 16+ spray al ilk 2-3 saat boyunca 20 dakikada bir 4-5 doz uygula ve daha sonra acı geçene kadar 3-4 doz kullan. 1 günde kesmezse yeşillendir beni.

geçmiş olsun

Diş macunu ile gargara dene.

tekrar doktora gidiyosun büyük ihtimalle beta olmuşsun. penesilin iğne yazıcak 10 tane 3. iğnede düzelirsin inşallah.

Bepanten pastil

Doktora git.

Her Türk doktordur. "Şuram ağrıyor" de, herkes reçete yazar. Kaynımda da vardı şöyle geçti diye yöntem önerir. En iyisi doktora gitmeden rastgele ilaç, tedavi kullanmayın.



.

@randomaccessmemories bulunduğum ilçede bulamadim maalesef.

@emreozb tekrar gittim abse yaptigini soyledi. Penisilin 1.2 oral verdi günde üç defa agrilarim icin igne birde suda eriyen tabletlerden.Umarim gecer, tavsiyeler icin tskler.

darbeci diye almışlar. "suçları" sokakta adalet şöleni veren çomarlara karşı gelmek.