[]

Bana mobbing mi uygulanıyor?

Bir devlet kurumunda bilgisayardan sorumlu teknik personel olarak işe başladım.

"ilgili kurumda bu işi yapmak isteyen bir x kişisi daha var fakat benim gelmemle o bu amacına ulaşamadı"

Yaklaşık 2 aydır tarafıma bir masa ve bilgisayar verilmedi. Sadece bir sandalyede başka birimlerin olduğu odada oturuyorum. Öğle arası yemek yerken başkalarının masalarının kenarında filan yemek yiyorum. Kendime ait eşyalarımı vs getiremedim çünkü bi çekmecem yok.

Talep ettiğimde ilk zamanlar oda düzenlemesi yapılacağını ondan sonra verileceğini söylediler. Fakat hala bir düzenleme yapmadılar. Dün yine sorduğumda "ne yapacaksın sen masayı" gibi saçma sapan bir tavırla karşılaştım.

Yetkili kişiyle ilk zamanlar tanışmak için görüşmek istedim benimle görüşmedi. Sebebini sordum "o öyle biri herkesle görüşmez" dediler.

Üstte bahsettiğim x kişisinin bu durumda parmağı olduğunu düşünüyorum.

Şu an bu durumda olmaz aşırı zoruma gidiyor. Onur kırıcı buluyorum.

Bende tepki amaçlı koridorda bulunan bir bankta oturuyorum. Çünkü bir farkı yok.

Sizce ne yapmalıyım nasıl davranmalıyım? En üst birime şikayet etsem sıkıntı yaşar mıyım? Cimere yazsam olur mu? Bu bir mobbing değil midir?

 
Tuhaf.
Diğer üstlerinizle konuşun.

  • diyecevaplandı  (06.08.24 18:25:29) 
Hemen cimer'e yazmayın, hiyerarşi basamağını atlamayın, bu sefer daha çok göze batarsınız, üstünüze gelirler.

Diğer üstlerinizle görüşün +1

Olaya gelirsek, devlet kurumları maalesef pespaye durumda (ben de devlette çalışıyorum)
Gerçekten bazen öyle şeyler oluyor ki bu kurumlar nasıl ayakta duruyor, işler nasıl yürüyor hayret ediyorum. Devasa bir umursamazlık var.
Üstlerinizle konuşun ve Biraz daha bekleyin. Böyle şeyleri genelde umursamayıp savsaklayabiliyorlar. Bir masa sandalye bile olsa devlette gerçekten yavaş yürüyor böyle işler.

Ha, eğer sizin varsaydığınız gibiyse durum ve bahsettiğiniz sebepten mobbing yapılıyorsa size yakında zaten çıkar kokusu
  • bir fincan kahve ile film izlemek  (06.08.24 18:44:02) 
İlk birkaç gün olsa ülkedeki hemen her çalışma ortamına az çok sinmiş olan usulsüzlük ve düzensizlik sebebiyle olduğunu düşünüp, mobbing olduğu konusunda acele etmemenizi önerirdim ama iki ay gibi ciddi bir süreden bahsediyorsunuz. Kimsenin bunca süre boyunca bir şey dememesi yapmaması, bilakis siz hatırlatınca da ters cevaplar verilmesi mobbingden başka bir şey değildir.

X kişisinin parmağı var mı yok mu şu noktada emin olamayız ama cimerden evvel bir başka üstünüzle konuşmanız gerektiğine ben de katılıyorum,cimer son çare olsun, hiyerarşiye göre hareket edin ama hareket edin. En başta size yapılan bir haksızlığa sesinizi çıkarmazsanız oradaki çalışma hayatınız boyunca daha çok üstünüze gelmek için yüz bulmuş olurlar bir taraftan da.
  • @stubborn inferno  (06.08.24 19:49:34) 
Kanit toplamaya baslasan iyi olur simdiden

Gomlek cebi gizli kalem kamera alabilirsin mikrofonu iyi olan
  • Zetnikov  (06.08.24 19:58:57) 
Hocam idari işlerin deposu olur atıl durumda masa sandalye ıvır zıvır Bi depo mutlaka vardır. Kendin git oradan masanı sandalyeni al koy odana. Bu imkanı yokla. Kendin çıkartıp koymaya çalış. Getirmelerini bekleme. Bu iş de mümkün değilse ustlerinle konuş. Sonuç alamadım uzun zamandır bekliyorum, diye. Cimere yazma. Oradan da sonuç bekle bakalım.


  • dedeminhirkasi  (06.08.24 20:14:13) 
şehir belirtirseniz x kişisiyle özel bir görüşme ayarlayabiliriz.


  • patronaj1  (06.08.24 20:35:53) 
11 senedir devletteyim. Köpek gibi çalıştım, hasta oldum kurdeşen döktüm, hayattan tüm beklentimi kaybettim. Evli ve çocuklu olmasam muhtemelen istifa eder babamın evinde bütün gün uyurdum. Bu saatten sonra tek hayalim hiç bir iş yapmayacağım bi odada bir sandalye. Hayalimi yaşıyorsunuz.

Maaş alıyorsanız boşverin, hobilerinizle, size keyif veren şeylerle ilgilenin.
  • mabl  (07.08.24 01:50:16) 
[]

Hangi memurlar yeşil pasaport alabiliyor ?

Genelde "3 e düşen alıyor" diyorlar, fakat bu durum böyle değil sanırım.

Aşağıdaki unvanlar, 3 e düşse bile ve 3 ten maaş alsalar bile kadroları max 5 olabildiği için yeşil pasaport alamıyorlarmış.

*Arşiv Memuru

*Aşçı

*Ayniyat Memuru

*Bahçıvan

*Bakıcı Anne

*Bekçi

*Berber

*Bilet Kontrol Memuru

*Cezaevi Katibi

*Dağıtıcı

*Daktilograf

*Dava Takip Memuru

*Eğitim Rehberi

*Emanet Memuru

*Garson

*Gassal

*Gişe Memuru

*Haberleşme Memuru

*Hademe

*Hastabakıcı

*Hayvan Bakıcısı

*Hemşire Yardımcısı

*Hizmetli

*İcra Memuru

*İdare Memuru

*İnfaz Ve Koruma Memuru

*İtfaiyeci

*Kaloriferci

*Laborant Yardımcısı

*Makyajcı

*Matbaacı

*Memur

*Mutemet

*Mübaşir

*Santral Memuru

*Satınalma Memuru

*Satış Memuru

*Silah Muayene Memuru

*Şoför

*Tahsildar

*Tebligat Memuru

*Teknisyen Yardımcısı

*Terzi

*Usta Öğretici

*Yoklama Memuru

*Yurt Yönetim Memuru

Bu işin doğrusu nedir? Kime sorsam memursun zaten alırsın diyor ama personel genel müdürlüğü alamazsın diyor nasıl olacak bu iş?

 
Kadro max 5ise 3ten nasıl maaş alacaklar ki zaten.

Misal araştırma görevlileri alamıyor. Kadro max 4 oluyor. Yandan ilerliyor 4/3 ten sonra 3/1 yerine 4/4 4/5 gidiyor.

Kadronun 3e inmesi lazım.

edit: 3ten maaş almak derken kast ettiğinizi anladım. şöyle bir bilgi var.

"Dolayısıyla, hükümde kadro derecesi özellikle belirtilmiş olmaktadır. Memurların intibak işlemlerinde hem kadro derecesi, hem kazanılmış hak aylık derecesi, hem de emekli keseneğine esas aylık derecesi şeklinde 3 kavram bulunur.

Bu durumda, maddede kesin olarak belirtilmiş kurala göre bu 3 kavramdan yalnızca kadro derecesi yeşil pasaport için aranan kural olmaktadır."
  • jülsezar  (05.06.24 22:45:46 ~ 06.06.24 11:21:03) 
3'ün 1'i olan her memur alabiliyor diye biliyorum.


  • muhayyer divan  (05.06.24 23:05:07) 
[]

Zorla evlendiriliyor olabilir miyim? + dertleşme duyurusu

Bir sevgilim olsun, onunla gezip tozayım hayatı paylaşayım çok isterdim.
Uzun zaman olmadı bu, olanlar kısa sürdü çünkü ben sıkılıyordum.
Yani ilişki bir süre sonra, "o kızı gezdirmeliyim, o kızla buluşmalıyım, onu mutlu etmeliyim" e dönüyor.
Ben hiç zevk almıyorum ve bir iş bir ödeve dönüyor ilişki, üstümde baskı hissediyorum.

Sonra bir arkadaş vasıtasıyla bi kızla tanıştım. İyi gibi görünüyor uzaktan her şey.
Akıllı, sevecen ve beni çok seviyor.

Ama iletişimimiz konuşmalarımız he geçen gün kötüye gidiyor.
Bana göre o; sürekli dediği olsun isteyen, kendi bildiğinin doğru olduğunu sanan biri.
Mesela "şu beyaz desem; bunun doğru olmadığını kendinin doğru olduğunu söyler ama sonuçta bu beyaz der.

Ona göre kendi; çooook görmüş geçirmiş, hayatın her aşamasını geçmiş biri. Ben daha ergenim, ilişki ne bilmiyorum, evlilik ne bilmiyorum, hatta bi ara arkadaşımın olmadığını filan söyledi yani ben içine kapanık asosyal bir tipim demek istiyor.

Son zamanlar her telefon konuşmamız tartışma, ses yükseltme, onun ağlaması, gerginlikle bitiyor (ona göre normalmiş)

Farklı şehirlerdeyiz biraz uzak mesafe yürütüyoruz.

Birlikte güzel şeyler yapıyoruz, buluştuğumuzda mutlu oluyoruz, ten uyumumuz iyi gibi fakat ne zaman bir gezi vs yapsak sonunda bir tartışma ve gerginlik (ona göre normalmiş) yaşıyoruz.

Ayrıca ben onu çok eleştiriyormuşum, ama yanlış olana yanlış diyorum ama bunu deyince kızıyor ağlıyor beni suçluyor.

Tüm bunlar ışığında biz ciddi düşünüyoruz, tanışalı 6 ay filan oldu, aileler tanıştı, yüzük takıldı sanırım nişanlandık.

Sanırım diyorum çünkü her şey öyle hızlı ve kendi kendine gidiyor ki.

Kız şöyle şöyle yapalım diyor tadımız kaçmasın diye tamam diyorum dediği oluyor.
Tatil ayarlıyor şu tarihte gideceğiz diyor tamam diyorum gidiyoruz.

Bir akarsuda öylece ilerliyorum. Hayır dersem gerginlik oluyor tadımız kaçıyor ben bundan nefret ederim. Kimseyle laf dalaşına girmek istemem ben.

Artık evlenme aşamasına geldik.
Bana gün al salon tutalım diye sürekli söylüyor.
Arkadaşları sürekli soruyormuş ne zaman evleneceksiniz diye cevap veremiyormuş.

Kimse bana neyi ne zaman istediğimi sormuyor.
Evlenmek istiyor muyum veya sürekli tartıştığım biriyle evlenmek istiyor muyum bilmiyorum. Hayır diyemiyorum. Demekten korkuyorum, beni azarlamasından korkuyorum. Bana kızmasından korkuyorum.

Biraz karışık anlattım ama inanın çok sıkışmış durumdayım. Lütfen kendinizi benim yerime koyun ve bana fikirler verin buna çok ihtiyacım var.

Ben zorla mı evleniyorum? Ne yapmalıyım?

 
Jason bourne gibi bu ortamı arkana bakmadan terket


  • grimavi  (05.06.24 22:33:10) 
Koca adamsın. Karşına al ve hislerini açıkça söyle. Sakın evlenme. Gerekirse kötü ol, ne kendine ne de ona bunu yapmaya hakkın yok.


  • gabe h coud  (05.06.24 22:37:12) 
Oha amk dünyaya 1 kez geliyorsun ve ayıp olmasın diye 65 yılını sürekli didistigin biriyle mi gecircen


  • abuzer  (05.06.24 22:50:02) 
nişanın maksadı zaten budur. bak ciddi bir yola giriyorsun, köprüden önce son çıkış, kesin ve net kararını ver aşamasıdır.

ben ortada evlenmesi gereken bir çift göremedim. bütün evlilikler dört dörtlük olacak, her iki taraf da çok sevecek veya her şeyde anlaşacaklar diye bir kural yok ama siz asgari şartları bile karşılamıyorsunuz bence.

ya 3 gün sonra boşanırsınız ya da cesaret edemeyip senelerce mutsuz mutsuz yaşarsınız gibi duruyor.

iyice ölçüp biçip kesin karar verme aşaması sizin için. geç değil ama erken de değil. birkaç gün içinde karar verin bence.
  • candide  (05.06.24 22:50:03) 
"Kimse bana neyi ne zaman istediğimi sormuyor.
Evlenmek istiyor muyum veya sürekli tartıştığım biriyle evlenmek istiyor muyum bilmiyorum. Hayır diyemiyorum. Demekten korkuyorum, beni azarlamasından korkuyorum. Bana kızmasından korkuyorum."

Kesinlikle evlenmemen gerekiyor. Henüz kendini dahi yönetemiyorsun, hayır demenin gereklerini yaşayamıyorsun, ikili ilişkinin dengesini oluşturabilmek için gereken gerilim seviyesini, bunu yönetmeyi öğrenmemişsin, gerilimden korkup kaçtığın için akıntıya kapılmış gidiyorsun.

İşin kötüsü bunların hiçbiri zorla olmuyor, sadece hayır diyemediğin, iletişimi yönetemediğin için oluyor.

Bence ayrıl. Rahatla. Sevgi başka bişey, sevmeden evliliğe girişme. Sıkılıyorsan sevmemişsindir, oradan pay biç. Seven insan -kadın erkek fark etmez- emek verir, sıkılmak şöyle dursun özler, egodan uzak bir kaybetme korkusu yaşar. Yani bağımlılık değil sağlıklı bir bağlılık yaşar. Kendini gözlemlemelisin, sıkılmak sevmediğinin göstergesi, hayır diyememek travmatik bir durum, kendini koruyamadığın iletişimde karşındakini hiç koruyamazsın vs. Bu ilişkide nişanlık anne sen de 5 yaşındaki çocuk durumuna gelirsiniz, gerçekten gerek yok.
  • muhayyer divan  (05.06.24 23:11:55) 
Evlilik şakaya gelmez. Yani şöyle gelmez; evlenmek çok kolay ama boşanmak çok zor olabilir. Maddi-manevi çok yıpranabilirsiniz. O yüzden ciddi bir şekilde kendinize sorun: bu insanla birlikte yaşamaya hazır mısınız? İstiyor musunuz? En ufak şüpheniz varsa "kusura bakma ben yapamayacağım" diyin ve bırakın.

"Beni azarlamasından korkuyorum" tarzı lafları yakıştırmayın kendinize. Çocuğu değilsiniz onun. Lütfen.
  • pispinti  (06.06.24 00:06:15) 
kontrolü eline al. Sana yanlış gelen bişeyi söylediğinde sinir krizi + ağlama krizi oluyorsa zaten sevgililiğe bile devam etmen sıkıntı, bir de evlilik diyorsun.

"Tadım kaçmasın diye tamam diyorum" bu da çok yanlış. Sürekli ortayı bulmaya çalışmak yerine, normal hayatın akışında benzer düşünüp benzer planlar yaptığın birini bulursan o zaman evlen.
  • nhk ni youkosu  (06.06.24 00:56:18) 
İnsan ilişkide yaptıklarını zorunluluk olarak görmemeli.

Görev gibi hissettiğin şeyleri kendinin zaten seve isteye yapacağı bir ilişki bulman lazım. Karşı taraf için de aynısı geçerli.

Bunlar kişiden kişiye değişir, o yüzden uyuşan kombinasyonda birisini bulmalısın.

Eşim de bazen salıyor sadece senin istediğini yapıyoruz çünkü evlilikti şehir değişikliğiydi vs. bunların tüm yükünü bana atıyorsun sanki kafana silah dayayıp yapmışım gibi, onların suçunu bana attığın için psikolojik baskı hissediyorum, hayatı yaşarken sadece senin merak ettiğin şeyler alınıyor, sadece senin merak ettiğin yerlere gidiliyor, kimse fikrimi sormuyor diyor.

O da böyle bir hayat istemiyormuş. Çünkü genelde onun fikirleri çok para harcamaları yerler oluyor ben orada eleniyorum.

O yüzden gönül isterdi ki kimse böyle hissetmesin, iki tarafın da gönlü olduğu şeyler yapılsın.

Ben de mutlu olmuyorum ki çok gönlü olmayan bir şeyi yaptığımızda. Zaten yüzünden anlaşılıyor yani. Motorla gezsek nee, pleysteyşın oynasak ne... yok ki hanım orada.

O yüzden ona bırakmayı deniyorum, fakat kendisi bir plan-program yapamıyor. Sonra iş yine başa düşüyor. Bu sefer de diyor senin istediğini yapıyoruz hep sdfksdgk saçma bir kısır döngü.

Kadınların arzuları bitmiyor. Benim tek beklentim sorun çıkmasın, koşullar neyse uyum sağlansın, mutlu olunsun, pozitif olunsun... Ama hanımlarımız pek öyle olmuyor.

Hatta şöyle söyeyim öyle gibi yaşayanlar da (mutlu gibi, pozitif, bir şeylere katlanır halde vs.) öyle sürdürdükleri için mutsuz. Yani aslında öyle de mutlu değiller. Sen de zannediyorsun ki ne kadar da anlayışlı bir karım var :)))) Meğer o katlanmak olarak görüyor. Eeeey efendi katlanmak deyince biz nelere katlandık diye çıkışırsan, savaş çığırtkanlığı gibi oluyor, o da aynı söylüyor ortalık kan gölüne dönüyor.

O yüzden seçtiğiniz insana dikkat edin. Benim sütten ağzımın yandığı kriterlerim başkaydı. O yüzden eşim beni tavlayabildi. Ama çok önemsemediğim diğer bu tarz konular, zaman ilerledikçe canımı sıkmıyor değil.
  • ananiyimioguz  (06.06.24 01:20:18 ~ 01:23:58) 
bu mutsuzluğun yeni ortaya çıkmadıysa ayıp olmasın diye nişanlandın yani? tadımız kaçmasın diye nişanlanılır mı hocam bu hareketin ciddiyetinin farkında değilmiş gibi konuşuyorsun ya da aslında bir yandan da böyle bir yola sokulmanın seni tatmin eden tarafları var karşındaki kişi olmasa da burada sana biçilen rol hoşuna gidiyor. bana sanki ikincisi gibi geldi çünkü bu durumdan o kadar mutsuz olsan onunla tadınızın kaçmasından da korkmazsın tam tersi esas istediğin şey tadınızın kaçması ve sonunda ayrılmak olur. belki hoşuna giden o kocalık rolüyle seni mutsuz eden kişi arasında kaldın. esas istediğin ve istemediğin şeyler neler iyi düşün evlilikten önce de karar ver. nişan atmak da sıkıntı yaratan bir şey tabi ama boşanmak kadar değil öyle düşün.


  • semaforo de medianoche  (06.06.24 02:21:19) 
Mutsuz edecek bir ilişkide ısrar edip üstüne bir de ömür boyu nafaka ödeme isteğiniz neden bu kadar yüksek? Kaçın.

"Bir sevgilim olsun, onunla gezip tozayım hayatı paylaşayım çok isterdim."

Bu isteğinizi her önünüze gelenle yaşayamazsınız. Azıcık cesaret lazım ki zaten herkes yazmış.
  • kimlanbu  (06.06.24 07:07:48) 
Hayatına giren kadınlar çok da farklı olmayacak ikili ilişkiler her zaman böyledir. İlişkiler karşılıklı fedakarlıklar ister yani ikinizde zamanla değişeceksiniz. Bir yola girmişsiniz o yolu bitirip evlenin bence


  • respect  (06.06.24 07:43:05) 
yan yana olsanız 2 ay sürmeyecek ilişkinin 6 ay devam etmesi ve nişanlanmanız...


  • elorelia  (06.06.24 09:04:10) 
"Ona göre kendi; çooook görmüş geçirmiş, hayatın her aşamasını geçmiş biri. Ben daha ergenim, ilişki ne bilmiyorum, evlilik ne bilmiyorum," Duyurunun tamamnına bakınca burada biraz haklılık payı var gibi nişanlınızın.

Bir kere ilişkilere "o kızı gezdirmeliyim, o kızla buluşmalıyım, onu mutlu etmeliyim" şeklinde bakıyor olmanız sıkıntılı bir bakış açısı. Buluşmadığınız kişiyle mi sevgili olacaksınız? Enerjiniz yoksa belki de siz ilişkide olmak için doğru zamanda değilsinizdir nerede kaldı evlenmek...
Lütfen karşınızdaki insanı sırf ideal olduğu için bir maceraya sürüklemeyin. Kendinize zaman tanıyın ve ne istediğinizden emin olana kadar da kimsenin zamanını çalmayın.
  • Kediyi üzdün  (06.06.24 09:25:48) 
Sanırım nişanlandık mı? Yok canım ne alaka.


  • Kahvedesu  (06.06.24 09:53:27) 
- Birlikte güzel şeyler yapıyoruz, buluştuğumuzda mutlu oluyoruz, ten uyumumuz iyi gibi fakat ne zaman bir gezi vs yapsak sonunda bir tartışma ve gerginlik (ona göre normalmiş) yaşıyoruz.

-> Karşındaki kişi üzgünüm ama bir kezban. Serbest bir gezme ortamında bu gerginliği çıkartan, evde yaşarken en küçük bir sorun anında nasıl davranır ben düşünmek istemiyorum. Üstelik bu gerginliği çıkarmayı kendisi için bir "hak" olarak görürken, bu gerginliği sona erdirmeyi sana "görev" olarak vermiş. KOŞARAK KAÇ.

- Arkadaşları sürekli soruyormuş ne zaman evleneceksiniz diye cevap veremiyormuş. Kimse bana neyi ne zaman istediğimi sormuyor.

-> Kadınlar birbirine bu konularda baskı yapmayı sever. Göreceksin biraz daha cevap vermezse "bu çocuk seni oyalıyor" geyiği yapacaklar, o da sana çemkirecektir.

- Ona göre kendi; çooook görmüş geçirmiş, hayatın her aşamasını geçmiş biri. Ben daha ergenim, ilişki ne bilmiyorum, evlilik ne bilmiyorum, hatta bi ara arkadaşımın olmadığını filan söyledi yani ben içine kapanık asosyal bir tipim demek istiyor.

-> Daha yeni tanışıyorsunuz ve seni aşağılıyor, sürekli suçluyor, küçük görüyor.

- Yani ilişki bir süre sonra, "o kızı gezdirmeliyim, o kızla buluşmalıyım, onu mutlu etmeliyim" e dönüyor. Ben hiç zevk almıyorum ve bir iş bir ödeve dönüyor ilişki, üstümde baskı hissediyorum.

-> Yine bir ofsayt argüman. İçinden gelmiyorsa, mutlu olmuyorsan, bunu bir görev gib görüyorsan bir ömür bunu nasıl sürdüreceksin?

Anlattıklarından anlaşılan sen ZORLA EVLENİYORSUN VE MUTSUZ OLACAKSIN. İnsaf, bu kadınla aynı eve girdikten sonra hayatın cehennem olur.

Bir ve tek hayatın var, onu da kaprisli, seni aşağılayan bir kadınla ziyan edeceğine kafanı topla. Dünyada tek kadın o değil, daha düzgün, anlayışlı, kültürlü birine illa ki denk gelirsin. Kimse kimseyi bu kadar idare etmek zorunda değil. Bir an önce bitirip yoluna bak derim.
  • Lethe  (06.06.24 10:24:09 ~ 10:25:02) 
Uzak mesafe ilişkisi yürüttüğünüz için şimdilik birbirinize tolerans gösterebiliyorsunuz.

sen daha alttan alan taraf olduğun için bazı şeyler gözüne batmıyor veya birşey söylemiyorsun çünkü sabır eşiğin daha yüksek.

bunun diğer sebebi de yeteri kadar bir arada vakit geçirmemiş olmanız. mümkünse bir arada minimum ardışık 7-10 gün kadar birlikte vakit geçirin.
artık aynı evde mi kalırsınız veya tatile mi çıkarsınız veya aynı şehirde bulunup günün büyük kısmını birlikte mi geçirirsiniz bilmem.

yakından tanıyıp olacakları görmenizin başka yolu yok anladığım kadarıyla
  • joooper  (06.06.24 10:27:15) 
Okurken Peep Show'un Mark karakteri aklıma geldi, o da ayıp olmasın diye evleniyordu yanlış hatırlamıyorsam;)


  • blue rebel motorcycle club  (06.06.24 10:45:46) 
İstemediğin şeylere Hayır diyemiyorsun

Tartışma çıkacak korkun var ve tartışmadan kaçınıyorsun

Meli malı düşünce yapısına sahipsin; o öyle olmalı bu böyle yapılmalı bu böyle söylenmeli vb düşünüyor ve bu düşüncelerini ciddiye alıp tavsiye veriyorsun.

Bol bol sempatiye düşüyorsun, empati yeteneğin çok zayıf

İhtiyaçlarının sorumluluğunu alacak cesaretin yok

İhtiyaçların konusunda da net değilsin, elinden tutan seni sürüklüyor, işleri başkasının sürüklenmesi bir bakıma rahat da geliyordur

Normal konuşmaları ima olarak duyuyorsun

İnsanların senin hakkında ne düşündüğünü de tahmin edip düşünüyor olabilirsin tahminim

sosyal ortamlarda kendini ifade etmekten de geri duruyor olabilirsin ek tahminim.

Kanka evlilik seni çok kötü çarpar şu an. Kendine gelemezsin.
Hayatının kontrolü içindeki utangaç çocukta hala. Terapi alıp yetişkin haline bırakmalısın sorumluluğu. Ayrıntı istersen mesaj at brocum.
  • hasmetizm 2046  (06.06.24 10:57:02) 
light selami gibi bir ilişki anladım anlattıklarından

ayrılmalısın

tadımız kaçmasın diye her şeye evet denilmez

evlenilmez
  • jülsezar  (06.06.24 11:08:17) 
Ailenle iyi kötü bir iletişimin varsa önce onlara aç konuyu. Ana fikir ayrılık olmayabilir ama "Biz daha birbirimizi tanımıyoruz, aceleye geliyor her şey" tarzında konuştuğunda belki onlardan da destek gelecek. Büyük ihtimalle gelir. Sonra gözünü karartıp kıza söyle. Burada anlattığın gibi biriyse "Beni yarı yolda bıraktın, Allah senin belanı versin, ben sana ne yaptım? Zaten hiç sevmemissin. Asıl ben senden ayrılıyorum." falan diyebilir. Bunlara hazır ol. Cevap verme. Söylediğin tek şey olsun, "Daha erken.", "Evlenmek için daha erken." Evet seni hirpalayacak, hakaret edecek, suçlayacak, kendini acindiracak. Ama bunları göze al. Eninde sonunda ne demek istediğini anlar. Kimse kimseye zorla bir şey yaptıramaz ya. O arkadaşlarına mahçup olmasın diye iletişim kuramadigin bir kadınla evlenmek zorunda mısın? Sinirleniyorum cidden bak, yine geliyorlar bana. Hayırdır ya?

Lütfen tavrını koy, olmaz öyle şey.
  • sekizdokuzon  (06.06.24 12:34:33) 
[]

Vize Reddi Olan Pasaport

Yunanistandan red yemiştim yaklaşık 4-5 sene önce.

Şimdi bir tur ile fransa düşünüyorum.

Pasaportumu değiştirmeli miyim?

Bu red bana dezavantaj sağlar mı?

(Daha önce hiç yurt dışına çıkılmadı)

 
Sistemden görülür hocam hepsi zaten bir şey değişmez bir de 4 sene olmuş zaten


  • jülsezar  (30.05.24 11:00:29) 
Pasaport dediginiz kagıt parçası. Değiştirseniz en fazla yeni bir pasaportunuz olur ama sistemde aldıgınız red kabak gibi görünür.


  • limonlu eksi  (30.05.24 11:18:44) 
Avantaj veya dezavantaj sağlamaz.


  • doharkoman  (30.05.24 12:25:52) 
[]

Bu hastalık için hangi bölüme gitmeliyim?

Sağ ayağımın dışında küçük parmağımın oradan başlayan, baldır kısmına doğru ilerleyen ve neredeyse diz kapağı mesafesine kadar gelen bir ağrı var ve epeydir (3-4 ay) geçmedi.

Ortopedi bölümüne gittim film çekti kırık vs olmadığını, tarif ettiğim şekilde tendon yapışması olabileceğini söyledi. Bir krem ve ağrı kesici hap ile beni uğurladı. Ama hiç bir iyileşme olmadı.

Ben şimdi bu tendon için hangi bölüme ya da branşa başvurmalıyım?

 
uyuşma/karıncalanma varsa nörolojiye gözükün. fizik tedaviye de gidebilirsiniz.


  • inheritance  (06.03.24 16:52:10) 
FTR bence


  • Mirket  (06.03.24 17:17:11) 
[]

Bi arkadaşıma tatsız bir espiri yaptım

Bi anda ağzımdan kaçıverdi. Biraz ırkçı bi espri gibi. Sonra çok pişman oldum ama o da çok üzüldü. Epey gönlünü almaya çalıştım. Bana epey sitem etti, kızdı. Utandım çünkü böyle biri değildim ben.

Şu an normal gibi konuşuyor ama bilmiyorum acaba beni affetti mi?
Hiç ummadığım anda bu yaptığımı hatırlatıp benimle görüşmeyi keser mi?

 
Arkadaşının kendisiyle ilgiliyse keser, ben olsam keserdim bazı hataların telafisi olmaz ama ders olur, başkalarına yapmazsın en azından iki kere düşünürsün.


  • Bir ben var benden şurada  (09.01.24 11:58:19 ~ 12:00:00) 
artık sizinle temas kurduğunda aklında şöyle bir ses olacak:

"beni bi kere ... olarak gördü, bana bi kere ... dedi"

sınır bir kez ihlal edilir.
  • tabudeviren  (09.01.24 12:12:37) 
espriye bağlı. kişisel olarak yaralayıcı bi tarafı varsa ve karakteri güçlü biriyse bence affetmemiştir, soğutup ilişkiyi keser diye tahmin ediyorum.


  • nic cage  (09.01.24 13:18:03) 
Özellikle uyarılan konu ya da aynı konu üzerinden uzatılan espriler dışında alınıp biten ilişkileri kayıp olarak görmüyorum. "Epey gönlünü almaya çalışan kişiye epey sitem eden" arkadaş için ya espri adı altında çok ağır laf edilmiş ya da arkadaşlığınız samimi değilmiş diyebiliriz. Ağır olan için ileride affeder, samimi değilse zorunlu durumlarda ya da işi düşünce devam eder


  • nawar  (09.01.24 13:59:55) 
irkci espriler en eglenceli kategoriden
bence buna alinmak biraz acayip

  • foster  (09.01.24 14:07:30) 
Ne olduguna bagli.Ne dedigini bilmeden agirmis yada affedilir bir seymis demek zor.


  • turkuaz  (09.01.24 15:24:00) 
Foster ve turkuaz +1
Ne dediğinize bağlı çünkü yani bir sürü arkadaşım var farklı irk ve din; acayip ırkçı muhabbetler dönüyor yani.
O yüzden ırkçı şaka olmaz diye bir şey yok. Ama kişiden kişiye değişir tabi.
  • logisticsmanager  (09.01.24 17:02:57) 
Arkadaşlar arasında da sınırlar vardır, her aklımıza geleni arkadaşımiza söyleyemeyiz. Ben mesela bu sınırı aşan arkasaslariml iliskiyi kesiyorum. Sizinki kesmesigine göre sizi affetmis.


  • sanguine  (09.01.24 22:25:10) 
[]

Şikayet etmeli miyim?

Bugün bir şahıs bana ait bir şeye bilerek zarar verdi. Büyük bir şey değil ama tavrı çok sinir etti beni. Şikayet edip sürüm sürüm süründürmek, onu hukuki açıdan mahvetmek istiyorum.

Elimde delillerim var.

Hangisini yapmak lazım?

1-Şikayet et peşini bırakma / için soğur rahatlarsın.

2- Uğraşmaya değmez belki bir daha görmezsin bile sal gitsin / sürekli kafamda kurup sinir oluyorum.

 
Belalı biriyse uzak dur. Maddi/manevi zararını tazmin edeyim derken daha büyük belaya bulaşma bence


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (07.12.23 21:00:10) 
Bunun cevabı birazda yaşla alakalı. 34 yaşında birisi olarak sal gitsin diyorum, ama 24 olsaydım uğraş derdim. Yaş kemale erince takmıyorsun bu tip şeyleri.


  • el conquerador  (07.12.23 21:03:37) 
onu hukuki açıdan mahvetmen birkaç sene sürer. o zamana bırak sinirinin geçmesini, konu neydi onu bile unutursun. sal gitsin.


  • sir gawain  (07.12.23 21:56:08) 
Deli popülasyonu çok arttı, birinin işi bitmeden başkası çıkar. Hangi birine yetişeceksiniz? Önemli olaylara saklayın enerjinizi.


  • akhenaten  (07.12.23 23:04:33) 
Deliller şüpheye yer vermeyecek derecede netse mala zarar verme suçundan şikayetçi olun. Savcılık aşamasında uzlaşmayı da kabul etmeyin. Dava sonu HAGB alsa bile 5 sene süt dökmüş kedi gibi dolaşır ortalarda. Bir avukatla anlaşıp masrafları da üstüne yıkmış olursun. Bunlar içini hayli hayli soğutur.


  • Improbable  (08.12.23 09:23:42) 
Birkac hafta once istanbulda aracla bir yere giderken sol taraftan bir arac hizla onume gecti ve gecerken de henuz bir yasinda neredeyse hic kullanmadigim aracima surterek gecti ve biraz boya tahribati ve minik bir gocuk olusturdu aracta.

Hava cok yagmurluydu, kadin da ben hic anlamiyorum falan dedi, ben de dedim ki fotograflari cekelim, numaranizi da verin ben sizi arayayim konusalim halledelim.

Sonra kadini aradim, kadin hatanin bende oldugunu, kendisinin bir hatasinin olmadigini soyledi. Tesaduftur ki benim de sabah yurtdisi ucusum var, zaten tatile gelmisim.

Kadina tamam anlasildi iyi gunler deyip kapattim, biraz da uzuldum. Yani bazen basimiza bunlar geliyor, insanlarin bu tavirlari da uzuyor ama yapacak birsey yok.

Siz de bosverin, kabullenin rahatlayin.
  • va  (08.12.23 11:36:58) 
[]

Motorlu Bisiklet, bisiklet yolunda gidebilir mi?

Karayolları Kanunu 66 maddesi gidebilir diyor. Bisikleti ve Motorlu Bisikleti aynı sayıyor. Ama mesela 50 cc, Plakalı, benzinle çalışan scooterlar ruhsatta Elektrikli Bisiklet olarak geçiyor.

O zaman bu scooterlar bisiklet yolundan gidebiliyor, doğru mu anlıyorum?


 
[]

Memuriyet Sorusu?

Diyelim ki X bir büyükşehirde düz memursunuz ama böyle dümdüz.
İşinizden çok memnun değilsiniz.
X şehirde kira derdiniz yok nispeten eğlenceli bir büyükşehir.
Ama aile evi olduğu için çok memnun değilim.

Fakat yine devlet kurumunda teknik bir kadroya geçme şansınız doğdu.
1000 Tl maaş artışı ve yeşil pasaport vs gibi özlükle ilgili iyileştirmeler var.
X şehrinden başka bir şehir olacak (muhtemelen daha küçük bi şehir ege veya iç anadolu olabilir)
Kira vs ödemem gerekecek. Aile evinin konforundan vazgeçmiş olacağım.
3 sene sonra tayin hakkı var.



Bu şartlar altında böyle bir değişim yapar mıydınız? (Yaş 30 Bekar)

 
ben olsam düzenimi bozmam, bulunduğum şehirde yükselmeye çalışırım bir şekilde.


  • turuncu tonlarda  (02.10.23 15:35:25) 
iç anadolu dediğiniz yer mesela ankara ise ev fiyatşarı artık istanbulla yarışıyor. nispeten düzgün bir yerde oturayım derseniz 15 civarı kira ödeyeceksiniz. bu da çok iyimser bi tahmin. 1000 tl maaş artışı hiçbir şey bu durumda. tam maaşı bilmeden konuşmak zor ama atıyorum 25bin alıyorsanız mantıklı değil, geçinemezsiniz.


  • elorelia  (02.10.23 15:36:57 ~ 15:37:23) 
düz memurun da yeşil pas hakkı var
evlenince de aile evinden ayrılacaksın, iş uygunsa gidilebilir

aile evinden ayrılmak 5000 mutfak 1500 faturalar +kira bedeli en az
  • bir soru sorcam  (02.10.23 15:52:19) 
Küçük ege şehri mesela aydın muğla ikiside aşırı sıkıcı ve boktan. Büyükşehirle mukayese bile olmaz. İç anadolu eskişehir hariç nere geldim lan ben olursun. He özgürlük diyorsan o zaman farklı aydında 1 artı bir en kötüsü 5 6 bin muğladan 8 10 bin o da bulursan. Kira muabbeti en çok zorlayacak şey seni.


  • mikahakkinen  (02.10.23 16:16:53) 
Ben İzmir'den Gaziantep'e geldim benzer sebeplerle ve ısrarla tavsiye ediyorum. Çünkü benden daha mutlu olmaya kimsenin hakkı yok. :)

Abi şaka bir yana sakın böyle bir şey yapma, sakın. Küçük yer ucuzudur diye bir şey yok, onu da baştan söyleyim. 1000₺ az kira vereceğim diye şark kurnazlarıyla mücadele etmeye değmez.
  • ben de biliyorum bir nick lazim  (02.10.23 16:25:13) 
Abi 30 yaşında Aile evi nedir yahu?
Git, çorap yıka, gömlek ütüle, yemek yapamadığın için aç kalmayı öğren.
Git mutsuz ol. Ama
Bir başına yaşamayı öğren. Ayaklarının üzerinde durmayı öğren.
  • Mirket  (02.10.23 16:38:13) 
1000 tl ve yeşil pasaport için o konfor bozulmaz. gittiğin yerde çok daha masraf yapacaksın ve aldığın maaş eriyecek, özgürleştim sanarken fakirleşeceksin. :)


  • motosiklet burclu adam  (02.10.23 16:44:40) 
mirket +1


  • hayaletimsi  (02.10.23 18:10:09) 
Mirket +1imsi
Çünkü bir noktaya kadar doğru da her noktada değil. Misal aile evinde oturmanin size iki sene sonra rahatca ayri eve çıkma sansi olusturacagi ortamda mantiksiz

Ama aile evinde olmanın o konforu sebebiyle hiçbir şey yapmamak tehlikeli. Bence bir noktada hayata atilmaniz lazım.
  • logisticsmanager  (02.10.23 19:55:02) 
Mirket + 1

2. Seçeneği seçip hayata başlamanızı tavsiye ederim.
  • Lubb  (02.10.23 19:56:31) 
Hocam ben olsam aile evindeki rahatımı bozmam. Kiralar zaten yüksek daha da yükselecek gibi. aldığın parayı kiraya, faturaya, aidata verince mutlu olmak zor. 3 sene de az bir süre değil bence. Ama zor bir karar kolaylıklar


  • overthinker  (02.10.23 21:15:25) 
gih'den teknik bir kadroya geciyorsunuz ve maasinizda 1000tl gibi bir artis mi oluyor? bence bu biraz garip. yesil pasaport hakkiniz zaten memur oldugunuz icin ve gerekli kadro derecenize(1. 2. ve 3. derece tum memurlar yesil pasaport alabilir) geldiginizde yine olacak. ben 1000 tl icin kurulu duzenimi bozamam. bazi arkadaslar 2 demisler ama bu sartlarda duzen bozulmaz. kenara para atip bir seyler yapmak su an icin daha mantikli. biraz birikmisiniz var ise firsat kredisi falan denk gelirse ev, araba alin onun borcunu odeyin. kiralar bu sekilde devam eder, piyasalar da iyice durgunluga giderse(issizlik de artacak) zaten cogu ayri yasayan aileler bile birlikte yasamak zorunda kalacak.

sadece ankara icin konusalim eli yuzu duzgun bir semt ve ev icin minimum 15-20 bin lirayi her ay gozden cikarmaniz lazim. 30-40 yillik binalara 14 bin lira kira isteniyor su an. ic anadolunun diger duzgun sehirlerinde de bu oran maksimum %20-25 az olacaktir.
  • duyulmasi gerektigi kadar  (02.10.23 21:29:03) 
[]

Arkadaşım bana mobbing mi uyguluyor?

Bir arkadaşım var. İşle ilgili olmayan bazı kültürel çalışmalardan dolayı onunla olduğu 10 kişilik bir gruptayım. Bu arkadaş karşı cins fakat aramızda duygusal vb bişey yok.

Bu arkadaş beni sevdiğini, bana bir çok sırrını anlattığını, onun için önemli olduğumu filan söyler yeri geldiğinde. Fakat davranış şekli buna göre değil.

Bişey anlattığımda anlattığım uzun olmasa bile bir süre sonra başka yere bakıyor kafasını çeviriyor hatta ben konuşurken başkasıyla konuşmaya çalışıyor.

Ben bişey söylediğimde “ya hayır aslında öyle değil” diye başlayıp yine benimkine benzer bir şey söylüyor. Asla haklı olduğumu yada doğru söylediğimi kabul etmiyor.

Aynı ekipte favori başka bir arkadaşı var o varken onunla takılıyor. Ne zaman ki yalnız kalıyor o zaman benim yanıma geliyor.

Buna benzer, benim moralimi bozacak özgüvenimi düşürecek çok şey yapıyor. (Ki zaten yeni yeni yükseltmeye çalışıyorum)

Tam bir taktik insanı, bir kaç defa söylediği şeyin beni üzdüğünü söyledim o da bunu bilerek yaptığını üzüleceğim bildiğini söyledi. Hatta birinde eski sevgilimle ilgili bişey söyledi, duymamazlıktan geldim. Bir süre sonra yanıma oturdu ve tekrar aynı şeyi söyledi. Bilerek mi yapıyorsun dedim evet dedi. Sürekli insanlara karşı “şöyle yaparsam böyle davranır” gibi planlar yapıyor.

Acayip bir hırsı var. Gücü elinde olanla takılmaya bayılıyor. Zayıf gördüklerini ciddiye bile almıyor. Grupta bulunan bir arkadaşının yüzüne “sen benim arkadaşım değilsin” diye çemkirmiş biridir kendisi. Ki hepimiz eskiden beri tanışan arkadaşlar olmamıza rağmen.

Aslında duygusal açıdan zayıf, hassas noktaları var. Bunu kapatmak için güçlü ve iyi görünmeye çalışıyor. Sürekli güzel olduğunu filan vurgulayan bir tip.

Bugüne kadar asla onun silahıyla vurmadım onu. Sadece bir defa ne tepki vereceğini öğrenmek için yaptığımız işte mükemmel bir performans sergiledim ve onun etrafında herkes benden bahsetti ne kadar iyi diye. O günden sonra epey bi bana sorular sordu, benimle sohbet etti filan. Ama bir süre sonra ben herkes tarafından övgü almaya başlayınca yine bana duygusal anlamda vurmaya kötü davranmaya başladı.

Bu aralar nispeten soğuk davranıyorum. Gelip konuşursa konuşuyorum. Konuşmazsa hiç oralı olmuyorum. Ama ben kötü hissediyorum.

Aklımda iki plan var;

1- Ortamdan elimi eteğimi çekip bir daha o grupla takılmamak
2- yine devam edip onu ortamda yok saymak

Veya sizlerin önerileri, sizce nasıl davranmam lazım?

 
1.

boyle gelisememis cocuklara, toksik insanlara vakit harcamaya gerek yok.
  • summerof69  (11.06.23 11:28:56) 
böyle insanlar var ve bu tip insanlara toksik denir. zaten sen özelliklerini ve yaptıklarının sebeplerini net olarak yazmışsın. bu tip insanlar güçlü insanlara hayranlık duyar güçsüz gördüğü insanları ezmek ister. detaylı olarak yine yazmışsın.

eğer ki yukarıda yazdıgın gibi o grupla takılmamak gibi bir seçeneğin var ise bunu yap. şirket ne kadar büyük ve ne kadar grup var bilemiyorum.

onun silahı ile yani laf sokmalar ile baş etmek aslında en iyisi ancak bu onun daha tecrübeli oldugu bir alan oldugu için onun kadar başarılı olamayabilirsin. o halde yapılacak en doğru şey mümkün oldugunca muhatap olmamak, zayıf yönlerini ona karşı belli etmemek, söylediklerini kafaya takmamak olmalı.
  • abelardo  (11.06.23 13:05:15) 
1. Coluk cocukla ugrasmaya degmez


  • optimistbakunin  (11.06.23 13:46:37) 
Hocam kız problemli, tamam, ancak meselenin size bakan yönlerinin "de" olduğunu düşünüyorum.

Bu tür insanlar gerçekten bir avcı gibidirler.
Siz de ona harika bir av olarak av-avcı denkleminde kendi rolünüzü oscarlık bir şekilde ve zevkle oynuyorsunuz. Kızı yok da saysanız, ortamı tamamen de terketseniz, yeni bir ortamda yeni bir avcı bulmanız ve aynı pattern'i yaşamanız çok olası.
Hatta bir avcı arayışına dahi girebilirsiniz.

Bu kız ilk de değildir, cinsiyetten bağımsız söylüyorum. Yazdıklarınızdan bunu anlıyorum. Narsisist karakterlerin ne zamandan beri sizden kan emebildiklerine ilişkin geçmişinizi tarayın. Lise ? Üniversite ? İlk travma ne zaman yaşandı.

Bu kadın'a yapılabilecekleri arkadaşlar yazmışlar. Kendiniz için ise iç yolculuğunuza devam etmenizi öneririm.
  • WithWorth  (11.06.23 14:13:40) 
o ortam aslında hoşunuza giden bir ortamsa bir kişi tadınızı kaçırdı diye orayı terketmek kendinize bir saygısızlık bence, böyle yapmamalı diye düşünüyorum. bu kadar etkilendiğinizi anladığı için sizinle uğraşmak hoşuna gidiyordur bence. hadi başlarda etkilendiniz tamam ama onu tanıdıktan bu yüzünü gördükten sonra artık hala niye etkiliyor ki bu kişinin hareketleri sizi? bir daha laf ederse ağzının payını verirsiniz (ama çok önemseyen detaylı ve uzun bir konuşmadan değil yerine göre "s*ktir salak" deyip uzaklaşma tarzında pay vermekten bahsediyorum) etmezse de takılın istediğiniz gibi yormayın kendinizi böyle tiplerle. ortam zaten o kişi dışında da çok size göre değilse direkt oradan uzaklaşmak da iyi olabilir tabi onu da siz bilirsiniz artık.


  • semaforo de medianoche  (11.06.23 14:34:54) 
Narsist mi acaba?
Ben böyle birşey olunca o kişinin yakın davrandığına iyi davranıyorum, övüyorum vs. Bununla hiç ilgilenmeden. Acayip bozuluyor.
Bir de asla terbiyesizlik yapmadan iş ile ilgili sıkıştırıyorum, aksi halde saygısızlık kartını oynuyorlar.
Ama bu insanlarla arkadaşlık yapmak, çevrelerinde olmak bence gerçek sıkıntı.
  • durgunfoton  (11.06.23 17:04:41) 
Diğerleriyle aran iyiyse kendini neden dışlayasın ki,
Hiç umursama, oturup kahve mi içiyorlar sen de otur iç ama birşey derse sınırını koy, iş dışında birşey derse, benimle iş dışında birşey konuşma de geç. Senin fikrini söylerse dalga geç. Hakkını savun.
Poğaça yap, simit al ofise gelirken buna verme, Diğerlerini kahveye yemeğe çağır bunu çağırma kudursun.
  • Coma  (11.06.23 17:18:22) 
WithWorth+1

bu hikayenin oluşabilmesinin yegane nedeni sizin ona bu alanı açıyor/tanıyor olmanız. mecburen bulunduğunuz ortamda kimseyi ve ortamı germeden son derece diplomatik davranarak bu alanı kapatabilirsiniz. ama kapatmıyorsunuz. bunun nedenini kendinizde bulmak sizin elinizde.

sevdiğim bir ortamı terk etmezdim ben olsam. diplomasi yürütürdüm, mesela gelip konuşursa mecburi konular dışında merhaba, he ok, iyilik kelimelerinden öteye geçmezdim.sadece onun fark edeceği cam duvarlarımı hızlıca örer ortamdan keyif almaya devam ederdim.

zaten bir süre sonra sizin av olma alanı açmadığınızı fark edince başkasını kurban seçecektir.
  • Phoebe  (12.06.23 11:53:15) 
[]

Çok konuşan arkadaş ve artık bıkmam

İş yerinde aynı odada bi arkadaş var. Durup durup odada birilerine bişeyler söylüyor, anlamlı anlamsız konuşuyor. Bana sesleniyor efendim dediğimde cevap vermiyor. Benim canım arkadaşım, benim minik arkadaş benim küçük arkadaşım diyor durup dururken. Sürekli birileriyle konuşmak laf atma çabasında. Durup dururken bişeyler yapıyor bişeyleri üstleniyor bak sizin için yaptım diyor. Odada olabildiğince uyumlu insanlar var ve hep idare ediyoruz. Zaten bu yüzden bu kadar rahat.

Bir de yapı gereği çok kavgacı, hiç bi şeyden memnun değil. Müşteri hizmetleri ile kavga eder, ailesiyle kavga eder, başkalarının yüzüne söyleyemediklerini gelir bizim ortamda söyler.

Dikkat çekmeyi, konuşmayı çok seviyor. Biz pas vermeyince beni hiç bir zaman sevmediniz diye başlıyor bu sefer. Aşırı yalnız durumda, kavgacı olduğu için kimse arkadaş kalamıyor.

İşin kötü tarafı şu, laftan sözden anlamıyor, alınmıyor, utanması vs yok.

Ben sessizce işimi yapıp gitmek istiyorum. Evet arada sohbet edilir filan ama durup dururken konuşmak saçmalık hatta delilik

Sizce ben ne yapmalıyım? Ondan nasıl kurtulabilrim?

 
Ofis ortamlarına sitcom havası veren bir karakter gibi hayal ettim. Tek başınıza da değilsiniz sonuçta. Özel konuşmaya falan girmeden yüzeysel iletişimle idare ederdim ben olsam. Sadece “diline vurmuş” bir aykırılığı olduğunu düşünerek yazdım. Daha ileri giden davranışları varsa bilemem.


  • sibertenik  (08.05.23 11:30:21) 
Su an müsait değilim çalışıyorum diye ısrarcı olursan bir süre sonra bırakacaktır, ben öyle yapıyordum.


  • mirty  (08.05.23 12:23:14) 
Açık ofiste çalışırken kafamda kulaklık olduğunu belli edecek kulaklıklar takarak bu insanlardan kurtuluyordum.


  • a7x  (08.05.23 14:44:23) 
hocam sen koku ile onları rahatsız ediyorsun. o da misilleme olarak böyle bir yöntem bulmuş işte.


  • teritori  (18.05.23 17:52:06) 
[]

Büyükşehirlerde Psikolog Fiyatları Ne Kadardır?

300 - 400 TL bandında bir kaç yer buldum ama hiç bilmediğim bir konu bu. Nasıl fiyat sizce?

Ek Soru: Açıkçası çok tereddüt ediyorum randevu almak konusunda. Nasıl olacak bu, o anlat diyecek bende anlatacak mıyım? Ne kadar sürem var? Ya anlatacaklarım süreyi aşarsa? Her hafta mı gidilir buna yoksa ayda bir mi?


 
Ben 700 veriyorum İstanbul.
Başlangıçta her hafta iyidir.
Detay indaga iyi bilenler verecektir
  • kisa  (07.03.23 21:28:58) 
Psikoloğa 750 veriyorum, psikiyatriste 1000


  • gabe h coud  (07.03.23 21:50:53) 
hiçbir bilgim yok ama şahsen 300 lira alan büyükşehirdeki bir psikolog biraz hayrına çalışıyordur


  • fakat  (07.03.23 22:02:54) 
Psikologun yetkinliğine göre değişir...
300-400 ucuz geldi, neden ucuz olduğuna bakmalı.
Yola girmişseniz aynen devam, ilk psikologunuzu da beğenmeyebilirsiniz, yılmayınız.

En az 6-7 seansta ortaya çıkar uyum
  • gadlemler  (07.03.23 22:03:20) 
Kardeşimin terapistine 850 veriyoruz, 50 dk seans ama bazen uzattığı oluyor. 600 ile başlamıştı 2021 Nisan’da. Kendisinden çok memnun ve ciddi ilerlemeler kat edildi. Şehir İstanbul.


  • vedatchilipeppers  (07.03.23 23:40:24) 
300-400 tl epey düşük, neden bu kadar düşük olduğuna bakmalı. süpervizyon kapsamında olabilir, ya da tecrübesiz olabilir. 450 tl alıp çok iyi psikolog olduğunu bildiğim insanlar da var ama tecrübesiz olduğunu bildiklerim de var. tecrübesiz biri eğer süpervizyon alıyorsa hem bireysel hem grup odaklı, ben giderdim. kendini geliştiriyor ve yalnız değil beni analiz ederken diye düşünürdüm.

siz anlatıyorsunuz evet, ama öyle 5 seans sadece sizi dinleyip müdahale eder mi etmez mi bu ekole göre değişir.
  • damba  (08.03.23 02:28:48) 
[]

Sürekli hasta oluyorum ama neden?

Hastalık dediğim şöyle başlıyor. Önce geniz akıntısı, boğazda yanma, halsizlik, öksürük. Ekstra olarak burun tıkanıklığı/akıntısı da olabiliyor. Özellikle geniz akıntısından nefret ediyorum hepsinin başı o.

Çooook çeşitli doktorlara gittim. Faranjit deyip geçiyorlar belki öyledir bilemiyorum ama sıkıntı bunun iyileştikten bir hafta sonra yine başlaması.

Yani bir ayın 2 haftası faranjitim diğer iki haftası iyileşiyorum.

Soğuk Algınlığı, antibiyotik hatta en son bi doktor sende alerji olabilir diye alerji hapı bile yazdı. Ama döngü değişmiyor.

İçinde tüm vitaminlerin olduğu vitamin hapını içiyorum çinko filan da var. Demek ki içmesen çok daha ağır geçecek.

Sonuç olarak ben ne zaman sağlıklı bir birey olacağım?

 
@mor bembombom bunu duyduğuma sevindim en azından yalnız değilim. İlaç vs kullanmaktan başka sıkıntılar çıkacak diye korkuyorum.


  • top_secret  (30.01.23 22:17:15) 
Vallahi öksürmekten helak olmuşken ne zamandır girmiyorum bir duyuruya bakayım dedim kendim başlık açtım sandım. Twitter kullanıyorsanız öksürük diye arayın göreceksiniz ki herkes aynı dertten muzdarip. Ben de bugün geçmeyince kbb doktoruna gittim çünkü hayatımda geniz akıntısı nedir bilmezdim. Sinüzit dedi, ama bu üçüncü nüksedişi. Soğuk da var ama aynı zamanda salgın. Çevremde de en az 10 kişi var aynı şikayete sahip.

Maalesef covid ile unuttuğumuz virüslere tekrar bağışıklık kazanıyoruz bu da uzun sürüyor. Bir de üçlü salgın varmış. Covid, influenza ve bi solunum yolu hastalığı daha. Ben hayatımda öksürük bilmezdim 3 gündür karın kası yaptım. Geçmesini bekleyip, beslenmeye dikkat etmeye devam.
  • Kediyi üzdün  (30.01.23 23:32:52) 
Ben de öyleyim. D vitamini başlarda iyi gelmişti sonra yine sık hastalanmaya başladım. D vitamininize baktırın.


  • phi fenomen  (31.01.23 00:17:26) 
kaliteli bir boğaz ve genizde aktif probiyotik desteği alarak o bölgenin florasını yeniden oluşturmalısın.


  • orpheus  (31.01.23 02:32:19) 
abi multivitamin kullansana.


  • sizofren06  (31.01.23 11:49:07) 
[]

Hayatta kalmak için hırslı olmak şart mı? / Ve insan ilişkileri soruları

En büyük işlerden en ufak işlere kadar herkes en iyi olma peşinde. Meslek anlamında anlayabiliyorum ama bi hobide de hırs çok saçma geliyor.

Mesela bir tiyatro ekibinde herkes başrol alma derdinde. Benim için o ekibin parçası olmak yeterli aslında. Öyle olunca insanlar tarafından küçümseniyorum. İnsanlar hırslı enerjisi yüksek, diyecekleri olan birilerinin yanında olmak istiyor. O noktada yalnız kalıyorum ve moralim bozuluyor.

İlla en yükseği mi hedeflemeliyim etrafımda insanlar olması için?

Diğer bir konu ise;
Geçmişte bir çok duyuru açtım insan ilişkileri ile ilgili. Artık gerçekten zorlanıyorum insanlarla anlaşmakta. Yalnız asla kalamıyorum kalmakta istemiyorum ama insanların tercih edeceği bir kişi değilim. Yani insan ilişkileri nasıl yürüyor çözemiyorum. Ben sosyal olmak, iletişimde olmak yoğun olmak istiyorum. Buradaki herkes kendimle barışmamı söylüyor ama bu çözüm gibi gelmiyor bana. Benim kendimle sorunum yok ama dediğim gibi tercih edilir biri değilim. Ne sosyal ortamımda ne aşk hayatımda çok büyük yalnızlık yaşıyorum. 30 yaşımı geçtim, en son 5 sene önce bi sevgilim oldu. En eski arkadaşım 3-4 yıllıktır. Her 3 senede bir yeni ortam kurmak için uğraşıyorum. Çünkü daha uzun sürmüyor ilişkilerim. Yani hayatın benim için bir anlamı yok sabah işe gidip akşam eve geliyorum. Ne arayanım var ne soranım. Flört çabalarım hep hüsran, arkadaş bile olamıyorken sevgili olmak zaten çok zor. Hayır şüphelenmeye başladım acaba konuşmamada mı bi sorun var, yoksa kötü mü kokuyorum yada aslında zihinsel engelli biriyim de hayata mı dahil olmaya çalışıyorum insanlarda beni idare ediyor filan. Öyle olsam farkında olurdum herhalde.

Ya ben bu dünyaya niye geldim hiç anlayamıyorum.

Nerede hata yapıyorum anlamıyorum, şu an konuşmaya çok ihtiyacım var ama hiç kimse yok beni dinleyecek.

 
@playing star again;
"Mesela neden yalnız kalmak istemiyorsunuz? Bunun üzerine düşünün. Haftada bir görüşmek yeterli değil mi mesela arkadaşlarla"
İstediğim hayat böyle bir hayat değil. Bunu çok söylüyorlar. Kendinizle vakit geçirin filan diye. Ben zaten bunu yapabiliyorum, hatta uzun yıllardır yapıyorum. Tek başına sinemaya gitmekten tut aklına gelebilecek her şeyi yaptım ama artık bunu istemiyorum bıktım bundan. Ben insanlarla konuşmak onları dinlemek istiyorum. Gece arasın beni derdini anlatsın uyandırsın hiç önemli değil. Aslında istediğim şey önemsenmek. Deli gibi önemsenmek istiyorum. Takılmayan, umursanmayan insan olmaktan bıktım çünkü.
  • top_secret  (22.01.23 23:05:38) 
Orta yaş sendromu. 33 yaşından bildiriyorum. Ortak paydalarımız var. :D detaylı konuşabiliriz yeşillendirmenize bakar.


  • odiyus  (23.01.23 01:45:21) 
[]

İkinci kez, hoşlandığım kızın sevgilisi ile tanıştım

Şu an berbat durumdayım. Ama hiç belli etmedim. Çok mutlu olduğumu söyledim. Gülücükler attım. Ama içim acıyor. Kalbimi kırmadan bana bişeyler söyleyebilir misiniz?

Bu şu an hissettiğim his nasıl geçer?
Hayata tutunabilmek için bana bir sebep verebilir misiniz ?

 
neden mutlu olduğunu söylüyorsun, gülücükler atıyorsun ki? bir şey yapma bence, iletişim kurma gitsin bitsin işte. görüştükçe rahatsızlığın devam edecek.


  • deartheodosia  (09.12.22 01:11:23) 
1- iletisimi kes
2- baska kiz bul

sevdigimiz insanlarin cok ozel olduguna inandiriyor beynimiz bizi ama aslinda farkli iliskiler arasinda hicbir fark yok. birini sevdigimizde zihnimizde olusan duyguyu seviyoruz, karsimizdakini degil.

butun iliskilerin aydinlanmasi budur. ask acisi yasarken tek kurtaran sey baska birini bulmaktir.
  • antikadimag  (09.12.22 01:15:12) 
Hoşlandığınız kişi size karşılık vermemiş ve siz de hoşlanmaya devam ediyorsanız iletişimi kesin. Ayıp bir şey değil bu. İnsanlar bunu yapmadığı için travmalar yaşayıp sonraki ilişkilerine de yansıtıyorlar, normalde sağlıklı bir ilişki geliştirebilecek insanlar kendilerine o kadar çile çektiriyor ki nihayetinde "hayat bu, insanlar böyle ben de kimseyi umursamıyorum o zaman" kafasına evriliyorlar. Halbuki kimsenin size acı verdiği yok, kendiniz olmayacak işin peşinden koşturmaya çalışıyorsunuz.

Yapmayın, olmuyorsa olmuyor ne yapayım deyip olmayacağını kabullenip işin peşini bırakın.

Sizi bekleyen hayat başka yerde, sizin hayatınızla ilgili olmayan kısma enerji ayırarak kendi geleceğinize haksızlık ediyorsunuz.
  • akhenaten  (09.12.22 08:13:08) 
Abi bardağın dolu tarafından bak. Burada bazen ''geçiyor mu bu acı?'' diye duyurular açılıyor. cevaplar da yaklaşık şu şekilde; zamanla geçiyor, çivi çiviyi söker, geçmiyor ama azalıyor, evet unutuluyor... mesela kimsenin aklına ''onun sevgilisiyle tanışırsan geçer'' demek gelmiyor. kimse bu kadar sadist değil sanırım. yani sen bu işin nirvanasını yapmışsın. bundan bir adım ötesi nikahına beni çağır sevgilim. yani bundan sonra o istese bile bu iş olmaz çünkü o gün gelince gururun duyguna çok baskın gelecek. kendine bu kötülüğü yapamazsın bence artık. e yapamayacağın şey için de kendini üzmenin alemi yok. güzel bir ablamızdı deyip hayata oyna devam.


  • onemoremile  (09.12.22 08:28:04) 
şöyle düşün. tüm kızların sevgilisi vardır. seni daha çok beğenirlerse crab walk yapar gibi yanaşırlar. bu iş tamamsa, sevgilisi olduğunu belli etmeden yağ değiştirir gibi sevgilisini değiştirir, eski sevgilinin eski olduğunu anlamasıyla kızın yeni sevgilisine diş fırçası bırakması genelde aynı gece gerçekleşir.


  • gabe h coud  (09.12.22 09:27:39) 
Boş ver. Herkesin sevdiği kişi tarafından sevilmiyor. Belki sana göre değildi, olmadığı için sen de mutlu olacaksın ileride.


  • Kahvedesu  (09.12.22 10:15:15) 
[]

Kızın değişken davranışı neden olabilir?

Şimdi bi kız var. Bununla geçen sene tanıştık ve giderek samimi olduk. Aramızda aşk meşk yok sadece arkadaşız. Biz bununla yaz boyu sabahlara kadar mesajlaştık. Geceleri işten çıkar ilk iş bana mesaj atardı. Hiç bişey olmasa instadan komik bişeyler atardı.

Ben bu samimiyet ve devamlılığa kanarak, bir çok özel şeyimi anlattım üzüldüğüm kızdığım şeyler vs. Normalde kimseye anlatmam yani.
Gerçekten her gün görüştüğüm bir arkadaşım var gibi geliyordu.

Memleketinden döndüğünde ise o mesajlaşmalar azaldı. Artık video filan da atmıyor. Ayda bir denk gelirse görüşüyoruz hepsi bu. Bunu sorduğumda net bişey demedi zaten net bi insan değil pek. Ben böyle biriyim biraz soğuk davranabiliyorum filan diyor hep.

Son durumda o eski mesajlar filan yok. Bir iş sebebiyle haftada bir görüşüyoruz yalandan merhaba nasılsın filan. Eski samimiyet bitti. Ama ben çok özlüyorum o samimiyeti. Sanki sürekli yanımda bana destek olan biri gibiydi şu an kimsesiz kaldım gibi geliyor.

Sevgili durumları yok. Hoşlandığı biri yok. Hatta insanların bir çoğunu sevmiyor yani benim yerime koymak isteyebileceği biri yok.

Neden böyle bir davranış değişimi olmuş olabilir?
Ben onu nasıl tamamen hayatımdan çıkarabilirim?

 
Next e geçmeden bitmez senin iş.


  • neymis  (17.11.22 02:36:40) 
Tamamen sallıyorum, belki romantic birseye donusmesini bekledi, olmayinca bozuldu


  • euteamo  (17.11.22 08:12:41) 
Bence ilgili şahıs mental olarak stabil kalmasının ciddi önem arz ettiği bir dönemdeydi ve seni seçti pikaçu.


  • vedatchilipeppers  (17.11.22 10:20:27) 
olayın büyüsü bozulmuş babuş ne olacak.
sen erkeksin o kadın.
kız gibi sürekli kanki modu mu takılacak.
bir de ne anlattıysan artık gözünde seni saçma sapan görmüş olabilir yavaş yavaş soğur.

erkek kişisi kadına her şeyi anlatmaz azcık gizemli kal.

taktiği veriyorum ama malesef yapmayacaksın biliyorum ama yaparsan geri döner.
mesaj atarsa cevap verme.
gördükten sonraki gün cevap ver.
işlerim vardı dönemedim de.
  • arveles gibiyim  (17.11.22 10:45:36) 
konuşacak başkasını bulmuş.


  • KUCO  (17.11.22 10:53:25) 
Neden böyle bir davranış değişimi olmuş olabilir?
-evlenmeyi düşünmediği biriyle vakit kaybetmekten vazgeçmiştir

Ben onu nasıl tamamen hayatımdan çıkarabilirim?
-onun yaptığını yaparak
  • bir soru sorcam  (17.11.22 11:07:05) 
[]

Biriyle aranızda sorun olduğunda nasıl davranıyorsunuz?

Mesela iyi bir arkadaşınız belki de sevgilinizden bozuştunuz. Artık görüşmeme kararı aldınız çünkü size iyi gelmiyor.

Bu durumda aynı ortamda olduğunuzda filan nasıl davranıyorsunuz?

Bir de mesela alışkanlıklardan mıdır nedir garip bir his oluyor böyle onu kaybetmişim ama kaybetmemem gerekiyormuş gibi bilmiyorum tarif edemedim. Bu his geçiyor mu zamanla?

Birine nasıl tavır alıyorsunuz mesela ?

 
* Bu durumda aynı ortamda olduğunuzda filan nasıl davranıyorsunuz?
görmezden duymazdan geliyorum.

* Bir de mesela alışkanlıklardan mıdır nedir garip bir his oluyor böyle onu kaybetmişim ama kaybetmemem gerekiyormuş gibi bilmiyorum tarif edemedim. Bu his geçiyor mu zamanla?

akışına bırakmak en iyisi. artı eksik yanları zamanla ortaya çıkıyor. çıkan sonucu siz tartacaksınız iyi midir kötü müdür diye.

* Birine nasıl tavır alıyorsunuz mesela ?
tavır mıdır bilmem. iletişimi kesiyorum.
  • phonex  (27.10.22 15:41:16) 
Bu his zamanla geciyor ama bu karari aldiysaniz eminim daha iyi oluyor. hayatimdan cikardigim sadece bir kisiye karsi hissettim bunu, normalde eksikligini hissetmem "toksik" kisileri. arada hatirlayip huzunlenebiliyorum ama hepsi bu. keske hayatimda olsa demiyorum. siz de bu dusuncedeyseniz o surec cok hizli geciyor. keske olsa diyeceginizi sanmiyorum

ayni ortamdayken gormezden geliyorum eger konusup gorusmeme karari aldiysak. max merhabalasma olur onu normal karsilarim ama ben merhabayi da kesiyorum
  • ala09  (27.10.22 15:41:51) 
Garip histen kastınız eğer içinizi sıkan birşeyse evet. Ben böyle kesin karar adığımda kötü oluyorum. Karşıdaki kişi o da görmezden gelince daha kötü oluyorum. Bu yüzden kafama kesin karar olarak kodlamadan, yavaş yavaş iletişimi azaltıyorum. İşin içinde aynı ortam koşulu var çünkü. Size yaptığı takılmaları diğerlerine yaptığı olunca daha da garip hissediyorum. En büyük hata direk iletişimi kesmek galiba. merhaba falan bunları kesmemek lazım o konuşursa dahil olmak en iyisi. Karşı taraf bunu hissederse işi inada bindiriyor çünkü.


  • sakince  (27.10.22 16:27:40) 
2. sorunuzu tam deneyimleyemedim çünkü o tarz hisse kapıldığım kişiler ile ortamım hiç aynı olmadı.

Ama genel olarak kolay kolay insanlara tavır alan veya küsen birisi olmamama rağmen, birisiyle öyle bir şey yaşarsam görmezden geliyorum.

Yokmuş gibi davranıyorum. Bir iletişim gerekirse de sanki hayatımda hiç olmayan bir insanla konuşuyormuşum gibi davranıyorum.
  • ananiyimioguz  (27.10.22 18:32:37) 
her zaman iletişim yoluyla çözmeye çalışırım. trip atmak, surat asmak iki taraf içinde çok çirkin.


  • thor44  (27.10.22 21:59:41) 
[]

Hiç bişeyden zevk alamamam ama almak istemem

Merhabalar, ben hiç bir hobi yada etkinlikten zevk alamıyorum. Mesela deli gibi formula, basketbol takip ediyorlar hiç bişey anlamıyorum beni heyecanlandırmıyor. Bir futbol takımını tutuyorum, maçında telefona bakıyorum uykum geliyor 90 dk zor bitiyor benim için. Kitap okuyamıyorum sıkılıyorum. Konsere filan gidince anlamsız geliyor, neden internetten açıp izlemiyorum diyorum.

Harry Potter hoşuma gidiyordu ama son bölümünü izlerken resmen uyuyakaldım halbuki ilk filmi izlediğimde ne heyecanlıydım.

Herkesin ölüp bittiği diziler bi anlam ifade etmiyor, himym komik değil bence, office izledim o biraz komik ama o bölümleri teeek teek izlemek yoruyor beni.

Kesintisiz olarak black mirror izlemiştim bir de zorla abd başkanı olan bir adam vardı o diziyi izledim ama 2. sezondan sonra sıktı.

Spora başladım 2 haftadan sonra görev gibi her akşam gitmek zor geldi, bıraktım.

Şarapların hepsinin tadı aynı geliyor, yeme içme de herkese farklı gelen bana aynı geliyor

4 yaşında iken bir kazada kafamın ön kısmını çarpmıştım, bir süre hafızamı kaybettim hatta. Acaba beynimin ön tarafı hasar gördü de ondan mı böyle oluyor

Sonuç olarak benim neden hobim, zevklerim, keyif aldığım şeyler yok.
Normal mi yoksa bir sorunum mu var ?

 
Anhedoni


  • beemaker  (11.09.22 17:12:54) 
Hocam takip etmediğin bir şeyin seni heyecanlandırıp heyecanlandırmayacağını bilemezsin. Gözüne hoş gelen, takip etmesi kolay bir şeylere yönelip detaylarına hakim oldukça heyecanlanırsın. Mesela tenis çok heyecanlı değil gibi geliyor hiç izlemeyenler için. 3-4 saat top bi oraya bi oraya diyorsun. Ama ben federer'in maçlarında ufak çaplı kalp krizi geçirdiğim zamanları hatırlarım (good old times). Geçen yıl f1'i ucundan kıyısından izlemiş biri abu dhabi gp'de heyecanlanmıyorsa zaten ölmüştür, gömeni yoktur.

Senin sorunun psikolojik. Tükenmişlik sendromu da olabilir.
  • himmet dayi  (11.09.22 17:40:19) 
Söylediğiniz hiçbir şey beni de heyecanlandırmıyor, benim hobim daha önce bilmediğim bir şeyler öğrenmek ve resif akvaryumları mesela.

Binbir çeşit şey var. Siz sanırım biraz "hobi hobidir" diye bakmışsınız olaya. O iş öyle değil ama...

Öylesine bir şeyler denemenize çok gerek yok. Büyük ihtimalle neyin sizin ilginizi çekeceğini biliyorsunuz ancak her insanın ilgi alanı ucuz ya da imkanlı olmayabiliyor. Örneğin belki siz dünyayı gezmekten, değerli taş koleksiyonculuğundan, taş kakmacılığından ne bileyim pokemon kartı toplamaktan (çok pahalı bir şey inanın :D) ya da lüks araçlardan hoşlanıyor olabilirsiniz. Neyden hoşlanacağınızı biliyorsunuzdur.

Ama eğer düşününce aklınıza kesinlikle bir şey gelmiyorsa o zaman muhtemelen bir depresyonla uğraşıyor ve hiç fakında olmuyor olabilirsiniz. Hiçbir şeyden tat alamıyorsanız bir psikolog ya da psikiyatriste uğramanızda fayda var. Uzun süredir depresyonda olan kimseler artık kendilerini normal görüyorlar. Ben yakınlarımın ısrarıyla doktora gitmeden önce depresyonda olduğumun hiçbir şekilde farkında değildim. Şimdi yıllar geçti atlatalı, fark muazzam.
  • akhenaten  (11.09.22 18:08:28) 
Normal hissettiklerin, hayattan keyif almak / almaya çalışmak bile neredeyse bir part-time iş eforu istiyor. En basitinden uygun bir filmi seçmek. Hangi kategori, oyuncuları kim, yapımcısının yönetmenin geçmişi nasıl, hikaye ne ve sana ne kadar hitap ediyor. Hazır dümdüz ekrana bakıp tüketeceğin içeriği bile detaylandırsan 20 tane parametre çıkıyor. Uzatmadan varacağım nokta şu, denemekten geri kalmamak lazım, sabır ve motivasyon ile.


  • wiekannich  (11.09.22 20:59:58 ~ 21:00:22) 
Verdiğiniz örnekler (Spor hariç) hep edilgen aktiviteler. Etken aktivitelerde de durum aynı mıdır? Seyahat etmek, farklı yerleri gezmek, resim, heykel, müzik yapmak, bir şeyler tasarlamak, yemek yapmak vs…

Belki de takip etmeyi değil yaratmayı seviyorsunuz.

Yahut sosyal aktiviteler? Arkadaşlarla buluşup geyik yapmak. Bir şeyler yiyip içmek. Oyunlar oynamak vs.

Hayatta bu tür zevk aldığınız yahut en azından sıkılmadığınız bir şeyler yok mu?

Spor için de tüm fiziksel aktivitelerin hepsi mi sıkıcı? Mesela sahil, orman, kır yürüyüşleri, bisiklete binmek, halı saha falan da spor…

Bir de bu hep mi böyleydi? Aşk acısı, depresyon, üzüntü yahut huzursuzluk da haz almanıza engel olabilir…

Edit ve ekleme: Hobi dediğiniz ille de sofistike görünmek yahut çeşitli kalıplarda olmak zorunda değil. Dans da hobi, sebze ekmek de, tavla oynamak da, dedikodu yapmak da… sözlük, duyuru yahut sosyal medyada takılmak da hobi…
  • yadigar  (11.09.22 22:11:56 ~ 22:14:34) 
Sizi çok iyi anlıyorum. Ben de bir ay öncesine kadar tam 10 yıldır aynı durumdaydım. Aşık olduğum bi kız var 1 aydır tekrar onla konuşmaya başladık 10 yıl sonra. Şu an farklı düşünüyorum. 1 ayda nasıl değiştim anlam veremiyorum. Çok şaşırıyorum ve bu beni korkutuyor aslında tekrar ayrılırsak falan diye.
Velhasıl küçüklükteki kaza ile falan alakası yok. Hayatımızda eskiden olan bir şey, o şey her ne ise sizin bulmanız lazım, artık olmadığı için hayatı pek iplemiyorsunuz. O şeyi bulup üzerine gidin..

  • dakota  (11.09.22 23:11:15) 
[]

Bir psikologa gitmek nasıl bir deneyim?

Bazı sorunlarımdan dolayı (insanlarla iletişim kurmak vs.) psikologdan yardım almayı düşünüyorum ama hiç bilmediğim bir durum bu.

Gittiğimde bana faydası ne derece olur?

Biraz saçma olacak ama mesela bir arkadaşımla konuşmaktan farklı oluyordur değil mi?

Gittiğimde sorunlarımı çözebilir miyim?

Lütfen daha önceden deneyimleyen bana yardımcı olabilir mi?

 
Çok, çok, çok güzel bir deneyim.

Bir kere var olan sorunlarına çözüm bulmakla kalmıyor, varlığından haberinin bile olmadığı sorunlarını keşfediyorsun ve bunları da çözüyorsun.

Psikologla frekansının tutması çok önemli. Önce biraz tedirgin olabilirsin, kendini hemen açamayabilirsin. Zaman vermeli ve o kişinin karşısında kendini çok rahat hissedip hissetmediğine bakmalısın.

Psikologlar sordukları kilit sorulara senin cevap bulmanı sağlayarak sorunlarını çözmene yardımcı olur. Yani sorununu o çözmez. Bu yorucu bir süreç. Ama dediğim gibi çok ama çok keyifli çünkü sürekli ileriye doğru gitmiş oluyorsun.
  • duma duma dum  (21.06.22 16:49:51) 
Soruya cevap değil ama Psikonet yayınlarının kitaplarını öneririm. Bazı yorumlarda "bana da psikiyatristim önerdi, öyle okudum" tarzı yorumlar da var.

Hayatı Yeniden Keşfedin kitabını okudum. Ama her konu ile ilgili kitap var. İyi Düşünün diye bir kitap var, aynı şekilde özgüven ve sosyal kaygı, utanma ile ilgili kitap var. Kendi ilgi alanınıza göre alabilirsiniz.

Tabi siz yine mutlaka destek alın ama bu kitaplar da çoğu sorunun cevabını veriyor.
  • Cesario  (21.06.22 16:50:01) 
Bir arkadaşınızla konuşmaktan farkı yokmuş gibi hissediyorsunuz önceleri ama terapistiniz sizi biraz daha tanıdıktan sonra hiç de öyle olmadığını farkediyorsunuz.

Fakat ilk gittiğinizde karşınızda bir sihirbaz beklemeyin. Sonuçta sohbet ettiğiniz şekil bir arkadaşınızla konuşuyorsunuz ve arkadaşınız sizin sözünüzü çok bölmüyor, merakla dinliyor gibi olacak.

Bir defa gittikten sonra bu sorularınızın çoğu yok olacak.
  • michael_knight  (21.06.22 18:13:47) 
Ben eşimin isteği üzerine gittim, kendisi de yıllardır gider, çok faydasını gördüm farkında olmadığım problemlerimi çözdük. Ancak sabır isteyen zamanla gelişen bir süreç. Bence herkese zorunlu tutulmalı.


  • mirty  (21.06.22 18:43:48) 
Para tuzagi,cogu vakit doldurur hicbir sorunu cozmez,psikiyatrist daha faydali en azindan tip egitimi almis ilacla cozebiliyorlar problemi


  • kreatin  (21.06.22 22:19:32) 
2 farklı psikologla görüştüm. Terapi yöntemleri varmış. İlk gittiğim psikolog sadece dinliyordu. Ben de aklıma takılan şeyleri sormak istiyordum ama ortada bir kopukluk oluyordu. Sadece ben konuşuyordum ve bu nereye kadar devam edecekti :) sonra başka bir psikologla görüştüm ve önceki deneyimimden bahsedince aslında onun bir terapi yöntemi olduğunu söyledi. Ben ikinci psikologla karşılıklı olarak soru-cevap şeklinde devam ettim ve çok faydasını gördüm. O bana soruyordu, ben ona soruyordum.


  • yankee jumping  (22.06.22 00:46:24) 
Narkozsuz uzun bir ameliyata girmek gibi. Acı verici ve çok yavaş iyileştiren bir süreç. En azından bende öyleydi. Ben terapi sürecini 3'e ayırıyorum, tanışma, direnme ve çözülme. Bu her bir parçanın uzunluğu ve yoğunluğu değişebilir. Çok kişisel ve gittiğiniz terapistin yeterliliğine ve sizinle uyumuna çok bağlı bir süreç. Bu anlamda tamamen şans işi.


  • otonomo  (22.06.22 01:27:39) 
3 farklı psikoloğa gitmiş biri olarak yazmak istedim. Diğer iki terapistim arkadaşımla konuşuyormuşum gibi hissettiriyordu bu yüzden memnun kalmadım. Ama şu anki terapistim şahane biri, çok kısa sürede inanılmaz yol katettik. Seansları iple çekiyorum :) ve kesinlikle arkadaş gibi hissettirmiyor. Farklı bir terapi yöntemi kullanıyor, daha çok geçmişle çalışıyoruz günümüzden ziyade. Sonsuz güven hissediyorum terapistime, arkadaş gibi değil ama mesafeli de değil. Benimle beraber o da o hisleri yaşıyor gibi çok içten. Seans sancılı geçse bile çıktığımda hep çok rahatlamış oluyorum.


  • anneboleyn  (22.06.22 22:27:52) 
[]

Mesajlarınızda emoji kullanıyor musunuz?

Bu aralar etrafımda dikkatimi çeken bir şey bu genelde emoji kullanmıyorlar. asdsdas şeklinde random harfler yazıyorlar

Siz ne yapıyorsunuz?


 
Salt haberleşme amacı olmayan kişisel mesajlaşmalarda kullanıyorum, yüz ifadeleri ve ses tonu olmayınca emojiler bir nebze kurtarıyor.

Random gülüş (ahsjsj) yeni bir şey değil aslında, hatta yerini emojilere bırakmıştı. Tekrar yayılıyor olabilir, bilemedim. Ama 2000'lerin ortalarından 10'lu yılların ortalarına kadar çok sık kullanılıyordu, artık o kadar görmüyorum.
  • akhenaten  (13.06.22 17:36:47) 
Kullanırım. Ama herkese değil. MSN kalıntısı :D :d gibi ifadeleri kullanıyorum. Bir gün torunum olursa dede ":D" ne diyebilir.


  • dissendium  (13.06.22 17:43:28) 
Ben de sarı top kafalar yerine :) :p emojilerini kullanıyorum, geçen orta 3 e giden kuzenime yazdığım cümle sonuna bunu koydum ^^ ne olduğunu anlamadı


  • freebird5406_2  (13.06.22 17:52:08) 
yakın arkadaşlarımca o şekilde random tepki veririz, ortamımızda smile kullanmak dergahtan atılmaya neden olabilir. Öyle .d :) :D falan zaten itici geliyor ama bazen yerinde gidiyor diye çok nadir başvuruyoruz. biraz daha eski nesil sadece yuvarlak smile lerden anlıyor gibi geliyor. kız arkadaşım ile de ikisinin arası bir kullanımız var. illa noktalama işareti gibiler bir şey kullanılacaksa ben de ^^ tercih ederim genelde.

Ama nedense toplum içinde artık sdfjsgh kullanmak daha genç işi gibi gelmeye başladı. Mesela bizim lise zamanlarımızda xD vardı. Zaaa falan derdik. Onları da harcadık bıraktık. Randomdan da yaş ilerledikçe uzaklaşıyor gibiyim ama yakın arkadaşlar arasında eski iletişim üzerinden haberleşme olayı hep sağlanabildiği için oralarda hep kalabilir.
  • ananiyimioguz  (13.06.22 17:59:16 ~ 18:03:46) 
Cok yogun emoji kullaniyorum, is mesajlari da dahil.


  • hot potato  (13.06.22 18:28:17) 
Kullanıyorum ve çok seviyorum.


  • naksidil  (13.06.22 19:01:39) 
Random da noktalama işareti de emoji de kullanıyorum.


  • Amaranta ursula  (13.06.22 20:51:40 ~ 20:53:07) 
Kisi ile iletisimime o sirada muhabbetin havasina bagli olarak atiyorum.

Klasik :) :D ;) :'( tarzi seyleri kullaniyorum, daha farkli seyleri sadece yakin arkadaslarimla kullaniyorum mesela sticker ve gifler.
  • cleric  (14.06.22 13:45:39) 
[]

Birini stalklamaktan nasıl vazgeçebilirim ?

Instgramda sürekli birinin (karışı cins) profiline, çevrimiçi olup olmadığına bakıyorum. Neredeyse sürekli çevimiçi. Eski mesajlarımızı filan okuyorum. Mesaj atınca mutlu oluyorum, mesajıma görüldü atınca berbat hissediyorum. (Görüldü atmak cevap vermemek anlamında değil, mesela bir konuşma oldu ve konuşma sonlandı. Son mesajı ben atarsam görüldü yemiş oluyorum)

Kötü bir alışkanlık hatta bağımlılık gibi oldu bu.

Ben bundan nasıl kurtulabilirim. Daha önce buna benzer bişey yaşadım ve komple uygulamayı sildim ama bu sefer böyle yapmak istemiyorum.

 
Gün say hocam. 7 gündür temizim diye not alırsın. Bi süre sonra 20 gündür bakmamışım, emeklerim ziyan olmasın, bakmamaya devam dersin. Bi süre sonra da en son ne zaman baktığını bile hatırlamazsın, hatırlamadığını bile hatırlamazsın.


  • onemoremile  (13.06.22 14:55:29) 
amac ne yani ben bunu anlamadim? hoslaniyorsan bulusma teklif et.


  • baldur2  (13.06.22 15:29:05) 
[]

Öğle yemeği yerine sağlıklı öneriler

Bu aralar zayıflamak için öğle yemeklerini atlamaya veya geçiştirmeye başladım.
Sabah yumurta domates peynir zeytin çay
Akşam Ana yemek (pilav, ekmek vs yok)

Fakat öğlen bazen canım istiyor, o öğün için lifli barlar vs ne yiyebilirim?

 
Hocam yanlış anlama ofansif bir cevap değil bu ama diyette şu karbonhidrat düşmanlığına son verin ne olur, bakın sonra yoksunluk yaşıyorsunuz diyetinizi sürdüremiyorsunuz, yapmayın böyle, bunlar size kilo aldırmaz kilo aldıran şey bunları ihtiyacınızdan fazla tüketmektir, konuyu bu şekilde değerlendirin. İkinci olarak tavsiyem kalori sayın hocam. Toplam ihtiyacınızı bulun sonra bunları protein/yağ/karb. olarak makrolara ayırın sonra buna göre yiyin yemeklerinizi, böyle yaparsanız neyi ne kadar yediğinizi de ölçebilir hiçbir şeyden mahrum kalmaz diyetinizi daha uzun süre sürdürebilirsiniz. Önemli olan bu yiyeceklerden kaçmak değil sürdürülebilir bir program oluşturup ona göre beslenmenizi ayarlamaktır.

Ekleme: Hatta bu konu şöyle izah edeyim: Bir diyette toplam aldığın kaloriyi hesaplarken bunun için çok basit ve evrensel bir formül vardır; kilo*2 gr protein kilo*0,9 gram yağ alınır kalan açık da karbonhidratla tamamlanır, bunun nedeni diyetler "yıkıcı" etkiye sahiptir, yani sen kaloriyi düşürünce vücut yağları yıkarken sadece yağ yıkmakla kalmaz lüzum görürse, ki bu lüzum görürse ibaresinin anlamı çok geniştir, proteinleri de yıkar çünkü bazı aminoasitler çok kolay bir şekilde glikoza çevrilir, sisteme yeteri kadar karb. gitmezse acil durumlarda bu proteinleri yıkarsın bu da kas kaybına neden olur. Bunun önüne de 2 şekilde geçilir proteini yüksek alır olası protein yıkımlarını tolere edersin ikinci olarak da karbonhidratı "yeter" miktarda alırsın sistemin protein yıkmasını en düşük düzeyde tutarsın, ha yine yıkılır ama daha az yıkılır. Karb. o nedenle önemli. Ha ama senin spesifik bir programın vardır makroları ona göre dağıtırsın orada da karbonhidratı çok düşük alman gerekir onu anlarım ama orada da o programı bilinçli oluşturursun ona göre bi düzenin olur o zaman problem olmaz fakat "dur karbonhidratı az alayım çünkü kilo yapıyor" düşüncesiyle azaltırsan faydadan çok zarar görürsün.
  • Kaleci Saçlı Forvet  (13.06.22 12:34:44 ~ 13:31:24) 
lifli barda şeker oluyor. diyette en önemli şey şekerin tadını unutmak. böylece canınız çekmemeye başlıyor.
öğlen aç kalmak diyette doğru bir uygulama değil bu arada. çerez yenebilir. yağlı, doyurucu ve besleyici. karbonhidratı da tamamen kesmek hiç sağlıklı değil. dümdüz zayıflamaktansa sağlıklı bir şekilde zayıflamanın yolunu arayın.

  • neira  (13.06.22 12:43:22) 
sabah yedigin oglen ye abi, faydasini goreceksin. onlari yaninda ise gotur ya da evdeysen oglen 12-1 gibi ye.


  • bay b  (13.06.22 13:13:49) 
ben öğlenleri smoothie yapıp içiyorum. çilek yoğurt süt bal buz karıştırıyorum. hem tok tutuyor hemde hafif oluyor.

bazende ıspanak maydonoz yeşil elma ve limondan smoothie yapıyorum. Tavsiye ederim.
  • al basmadan donu var  (13.06.22 13:18:24 ~ 13:18:50) 
Yukardakilere ek olarak öğlenden ziyade akşamdan kısmanız en doğrusu. Gece yatmadan 4 saat önce son yemeğinizi yemiş olursanız hem uyku sağlığınız açısından faydası olur hem de hareketsiz vakitte besin almamış olursunuz. Kilo verme çabasının ötesinde de önerilen beslenme şekli bu.

Sabah kahvaltısı, öğlen yemeği ve akşam da yatmadan dört saat kadar önce hafif bir atıştırma hem gün içinde enerjinizi korumanızı hem de uyku zamanı vücudunuzu dinlendirmenizi sağlar.
  • akhenaten  (13.06.22 14:59:13) 
[]

Konuşmalı mıyım yoksa sessiz mi kalmalıyım

Dün bir arkadaşımla aramızda bir olay oldu. Arkadaşım bir etkinlikte benimle yapması gereken bir şeyi başkasıyla yaptı. Bu etkinlikte ve orada ki insanlarla kaynaşmasında sürekli yardımcı olduğum biriydi. İlk zamanlar onunla aramız çok iyiydi bana samimi davranıyordu zaten tek yakın arkadaşı bendim(biraz soğuk biri) Ama sonrasında ben onu diğer insanlarla kaynaştırdıkça benden uzaklaşmaya başladığını hissettim. Ona bunu sorduğumda öyle olmadığını söyledi.

Ama bu son olay beni aşırı üzdü ve kırdı.

Daha sonra yanıma gelip beni göremediğini o yüzden böyle olduğunu söyledi ama bu yalan çünkü birbirimizi uzaktan gördük. (olay size karışık gelebilir ama lütfen anlamaya çalışın)

Bende çok kırıldığımı bunu yapmaması gerektiğini söyledim. Sonra işte kusura bakma filan sana bişeyler ısmarlayayım filan dedi. Bende bakarız deyip geliştirdim ve yanımdan gönderdim.

Sonrasında da etkinlik sırasında morali bozulmasın diye karşı karşıya geldiğimizde gülümsedim filan. Etkinlik sonrası da sinirli olduğum için çekip gittim görüşmedik zaten.

Şu an çok kötü hissediyorum dünden beri hiç uyuyamadım ve bişey yiyemedim ve sinirim çok bozuk. Onunla konuşmak istiyorum ama bunu yapmalı mıyım yoksa sessiz kalıp konuyu kapatmalı mıyım bilemiyorum. Konuşursam da ne diyeceğimi bilemiyorum ama en azından içim soğur gibi geliyor

Ne yapmalıyım?

 
Konuşun tabii ki, iletişim her koşulda iyidir. Ama arkadaşınız da böyle biri demek ki, sizin onunla kurduğunuz yakınlığı o sizinle kurmamış olabilir, başkaları daha cazip gelmiştir ya da bu ortamda, olabilir bunlar. Önce sakinleşin, sonra da sakince konuşun, duygularınızı ve nasıl hissettirdiğini konuşursanız zaten konuyu ve canınızın neye sıkıldığını anlatmış olursunuz, ondan sonrası ona kalmış, düzeltmek isterse ona göre davranır, istemezse de salın.


  • veritaslibertas  (07.06.22 09:37:24) 
bana lisede ve üniversitedeki iki arkadaşımı hatırlattınız. onlar da ben kendilerinden başkalarıyla vakit geçirince trip atarlardı sanki sevgiliymişiz gibi. bu tavırlarından bunalıp ikisini de tarihin tozlu sayfalarının arasına gömdüm sonunda. olacağı buydu zaten, arkadaş sahiplenilmez, arkadaşa en fazla eşlik edilir. sizin arkadaşınız da yeni ortamlara da girebilir, başkalarıyla sizden fazla da vakit geçirebilir, belki sizden daha çok sevip başkalarıyla daha yakın arkadaş da olabilir. bunlara kırılmak bozulmak falan anaokulunda belki normal karşılanabilir de koca insanlar arasında tuhaf bence. sessiz kalıp konuyu kapatıp bu konularda biraz rahat olun derim.


  • jen  (07.06.22 09:52:19) 
Anlattığınız şeyleri pek özümseyemedim ve bozulacak bir şey göremedim ama bence kesinlikle sessiz kalmayın, iletişim ile her şey çözülemez belki ama iletişim olmadan hiç bi şey çözülemez bence.


  •   (07.06.22 11:02:52) 
bence asıl arkadaşı olmayıp ona ihtiyacı olan sizsiniz gibi geldi bu kadar kafaya taktığınıza göre. bir de böyle düşünün bence!!


  • mışeşir  (07.06.22 11:17:27) 
Bence tekrar konuşmanın anlamı yok. Zaten net olarak 2 defa bu konuyu açmışsınız. 1- benden uzaklaşıyorsun demişsiniz. 2- aktivite mevzusundan sonra konuşmuşsunuz. Bu durumda ısrar etmenin anlamı yok. Yol verin, yakın arkadaş yerine tanıdıklarınızdan biri olsun artık. Sonuçta bu durum sizi çok üzüyorsa aksiyon almakta özgürsünüz.


  • twelfth  (07.06.22 11:34:16) 
seninle yapmasi gereken seyi baskasiyla mi yapti? ne tur bir gereklilik anlamadim. etkinligi bis verelim bir arkadasim benle sozlesip beni ekip baska arkadasiyla bulustuysa diyelim, oha yani hani benle buluscaktin derim gayet sovebilirim arkadasimsa.

diger turlu senle ne yapmasi gerektigini bilmedigimiz icin biraz kendinizi sorgulayabilkrsiniz. hic arkadasi olmayan birine "yuce gonulluluk yapip ortamlara katmissiniz" sonra da o baskalariyla arkadas mi olmus!!!?!???
  • ala09  (07.06.22 13:01:33) 
[]

Memura özel işler yaptırılır mı?

657 4/a tabi kadrolu memura (Genel İdari Hizmetler) amiri özel eşyalarını veya ona gelen meyve sebze gibi şeyleri taşıtabilir mi? Kargosunu, yemeğini aldırabilir mi?

Yönetmelikte "Mevzuattan kaynaklanan veya amirin vereceği diğer görevleri yerine getirmek." diye bir madde var. Bu maddeye dayandırılabilir mi?

Bu tarz şeyleri yapmamak suç oluşturur mu? Yapmayan hakkında soruşturma açılır mı?

Bu durum amir için görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur mu?

Eğer bu durum yasal değilse; nereye şikayet edilir? Şikayet işe yarar mı? Şikayet sonrası mobbing artarsa neler yapılabilir?

 
herkesin bir görev tanımı vardır. görev tanımı içerisinde amirinin vereceği görevleri yapmak varsa da, bu sadece kişinin görev tanımı ile alakalı olan ama açık açık belirtilmemiş şeyleri kapsayacaktır ama hiç bir şekilde amirin özel eşyalarını taşımak bunun içine girmez.


  • co2s2  (31.05.22 10:56:41) 
Dayandırılamaz. Amirin kendi kişisel işleri başka, işle ilgili dosya evrak taşıma, alma, nakletme, düzenleme vs. başka.
Diğer türlü bu tür kişisel istekleri normal görmenin ayakkabı boyama, çocuğu okuldan aldırmaya, lavabo yanında havlu tutmaya kadar yolu var.

Amirin vereceği diğer görevleri yerine getirmek açıklık getirilmesi bir konu aslında.
zaten amir ve personel arasında tanışmadan/ortamdan kaynaklı diğer verilen görevler de yine ilgili iş türünden sayılıyor toplumumuzda.
Yazılı kurallardan olmayan teamüller gibi

Özel işleri yapmamak suç değildir.
Silsilede öncelikle bir kademe atlanarak ilgili makama şikayet edilebilir.
Mobbing artarsa sizde şikayetin dozunu arttırırsınız. Hatta delillerle/şahitlerle birlikte dava hakkı da mümkün.

Amirin kendisi için istediği bu tarz şeyler genelde toplumumuzun yapısıyla/anlayışıyla da ilgili bir durum.
temel kural olarak buraya bakılabilir:
www5.tbmm.gov.tr
  • Erva  (31.05.22 11:11:51) 
bu haysiyetsizliğin önüne hiçbir zaman geçilememiştir. gerçek bir hukuk devletinde çok rahat bir şekilde "bunu yapmak benim görevim değil" diyebilirsiniz fakat Türkiye'de işler farklı şekilde yürüyor. yanında çalışan memura kendi işini yaptırmayan amir oranı %1 bile değildir, iddia ediyorum. bu benim görevim değil dediğiniz anda açığınız aranacak, mobbing uygulanacak, yeriniz değiştirilecektir.

Allah hepsini bildiği gibi yapsın.

Not: bahsettiğiniz işleri yapmak suç oluşturmaz fakat hukuka aykırı emirdir, emri veren amir sorumludur. tabii bunu kanıtlayacaksınız da mahkeme ha evet diyecek de amire 1 ay kıdem durdurma cezası falan verirler, amir de zaten son kademe derecesindedir, hiçbir şey olmaz. welcome to Turkey.
  • işimdeyim gücümdeyim  (31.05.22 11:12:31) 
[]

Bu telefon nasıl, ne kadar süre idare eder?

Bir android telefon kullanıyorum. İphone 13 alsam mı diye düşünüyorum. Elimde bir miktar para var. Biraz taksitle alayım diyorum ama elimde ki telefon da kötü değil. En son İphone 7 Plus vardı sıkıldım diye androide geçtim.

Oyun filan çok nadir oynarım, fotoğraf çekerim düzenleme yaparım. Sosyal medya kullanır, müzik dinlerim.

Bu telefonda kalıp İphone 14 yada 15 mi beklemeliyim yoksa 13 alayım mı?

Şu anki telefon;
İşlemci: SD865
Ram: 12 GB
Ram Tipi: LPDDR4x
Dahili Depolama Biçimi: UFS 3.1
Hafıza: 256 GB
Android: 12
Batarya: 4500 mah
65 W Hızlı Şarj
Kamera: 48 MP

 
elinde ki telefon gayet iyi zaten. sosyal medya + müzik için binlerce lira ekstra harcayıp takside falan girmeye hiç gerek yok. ben olsam değil 14, 15'i beklerdim seneye artık onu alırdım. bu ortamda bu kadar masrafa gerek yok derdim


  • avatar is back  (24.05.22 17:29:28) 
hiç gerek yok telefon değişmene.


  • jelly bear  (24.05.22 17:35:48) 
senelerce çalıştığım şirket sağolsun iphone kullandım.
oradan ayrılınca android kullanmaya başladım.

kamera konusunda iphone androidlerin %99'undan daha iyidir.

kamera dışında en ufak bir sorunum yok. artık kendi paramla iphone almam.
  • teritori  (24.05.22 18:01:33) 
[]

İnsanlar beni sevmiyor olabilir mi?

Sevgili okur, şimdi sana bir durumdan bahsedeceğim.

Ben herkes tarafından sevilen, saygılı, efendi, kötü alışkanlığı bulunmayan, çalışkan, sosyal, girişken biriyim.

Bunu söyleyen başkaları. Öve öve bitiremiyorlar beni. İdeal bir evlat, eş vs. yim.

Fakat bir sorun var.

Ben insanlardan yeterince ilgi göremiyorum. Yani ben böyle mükemmel ise yada iyi biri isem, insanlar beni sevmeli ve benimle iletişimde kalmalılar bence.

Bahsettiğim şey, bir insan sadece benimle ilgilensin gibi değil, umarım anlatmayı başarırım.

Ben istiyorum ki bu beni öven onlarca farklı çevre ve ortamdan insanlar beni arasın, bana bişey sorsunlar, bir yere çağırsınlar istiyorum.

Ama kimse benimle iletişimde olmuyor.

Ben şimdi mesaj atayım, çok şükür cevap yazarlar. Ama durup dururken kimse bana ulaşmaz, halimi hatırımı sormaz, muhabbet etmez.

Telefonum yeri gelir hiç çalmaz, mesaj atan olmaz, arayan zaten çok zor.
İnstgramda bakıyorum arkadaşlar toplanıyorlar bişeyler yapıyorlar filan, görünce çok kıskanıyorum. İstiyorum ki "hadi top secret gel kahve içelim" desin biri ama yok.

Ben çağırdım bir geldiler iki geldiler sonra bahaneler buldular.

Farklı insanlarla farklı çevrelerle denedim. İş, okul, mahalle vs.
Farklı kültürel çevreler, farklı maddi çevreler yahu her varyasyonu denedim.

Sohbetin sarmıyor deseniz yahu hiç kimse ile mi sarmıyor. Yok mu şu hayatta bir ortak noktamız olan erkek/kadın?

Sizce neden böyle oluyor? Tipim mi itici, konuşmam mı?

----------------------------

Özet geç diyenlerin okumasına gerek olmayan Örnekler;

Bir sanat etkinliğinden bir arkadaşım ilk defa benden yardım istedi. Buluşup konuşmak ve çalışmak istedi. Öyle hoşuma gitti ki. Onun için işten izin aldım. Koşa koşa dediği vakitten 30 dk önce anlaştığımız yere gittim. Gece yarısına kadar onu çalıştırdım. Ertesi gün benim çalıştırmam sayesinde başarılı oldu. Bana uzaktan bir teşekkür etti. Ve konu kapandı.

Bir başka arkadaşım; onunla konuşmayı sohbet etmeyi çok seviyorum. Fakat benimle iletişimde kalma süresi max 1 dk. Sonra ya yanımdan ayrılıyor başka bişeye odaklanıyor yada başka biriyle konuşmaya başlıyor. Bu bana çok kötü hissettiriyor.

Bir başka arkadaşımla bowling hakkında konuşurken birlikte oynayalım mı diye teklif ettim. Çok memnun oldu, süper olur filan dedi. Sonra bugün yarın diye sürekli erteledi 3 aydır filan duruyor o konu, oynayamadık.

Küçükken kuzenlerimle anlaşıp ertesi gün için planlar yapardık gezip dolaşmak için. Genellikle ben uyanmadan toplanıp giderler beni hep bırakırlardı.
------------------------------------------

 
Bahsettiğin konuların sevgi ile ilgisi yok. İnsanlar sevmedikleri insanlara bile anlattığın şekilde davranabiliyorlar.

Popüler bir sosyal figür değilsin anlaşılan, ilgi çekici değilsin. Parlak fikirleri olan, ikna edici, özgüvenli ve kendinden emin, kısaca karizmatik biri olmadığın için böyle oluyor olabilir.

Elbette tahmin ettiğin kadar "sevilesi" yanların olmayabilir, farkında olmayan bir iticilik vs. Ama öyle olmasa bile saygılı efendi, sosyal olmak yeterli olmaz bahsettiğim karizma için.

Asıl önemli olan, bundan dolayı mutsuz olman. fazla iddialı olacak şekilde diyebilirim ki, bunu takmış ve içselleştirmiş olman bile neden "karizmatik" bir figür olmadığının kanıtı. Bu düşüncenin altındaki düşünüş şekli sosyal ilişkilerine yansıyorsa needy, fazla verici, - tırnak içinde söylüyorum yanlış anlama- ezik bir insan olarak algılanmana sebep olabilir.

Seni tanımadan yorum yapmak hatalı olacaktır ama anlattığın kadarından naçizane bunları çıkarttım.
  • Bruce  (11.05.22 21:36:03) 
Duyuruda daha önce sorduğunuz sorularınıza şöyle bir göz attım ve hepsini birlikte değerlendirecek olursam; bence asıl siz kendinizi olduğunuz gibi kabul etmiyorsunuz. Sürekli diğerlerini ön plana çıkarıp kendinizden feragat ediyormuşsunuz gibi bir algı oluştu bende. (tamamen çıkarım yanlış yorumlamış olabilirim)

Bence öncelikle kendinizle barışın, bırakın kimse sizi çağırmasın, telefonunuz çalmasın siz önce kendi kendinizeyken güzel ve kaliteli zaman geçirin.
Aynadaki aksinizi siz kabullenmediğiniz sürece kimse kabullenmeyecektir.

Ve bence en en önemlisi kendinize verdiğiniz sözleri tutun bu kendinize olan inancınızı artıracaktır. Sizin hayatınızdaki en önemlli varlık sizsiniz ve bunun idrakinde olarak kendinize değer verin.
  • hayalhayal  (11.05.22 21:54:55) 
insanlar garip yaratiklar. bircok sebebi olabilir:

- tip
- karakter
- iticilik
- hassasiyet
- empati
- konusma sekli/tonu/suresi
- sevdigin seyler
- aliskanliklar
- ayak uydurma
- gulumseme / gulumsememe / meme?
- kiskanclik
- tembellik
- populerlik
- algida secicilik
- algida dondurma
vs.

ortak yanin oldugu insanlara ve gruplara yonelebilirsin. sevdigin aktiviteleri ve bulusmalari oluyor. bunlari arastirip bulabilirsin.

tam cevap ariyorsan da bunu yapan insanlara acik bir sekilde sorabilirsin ve durustce cevap vermelerini vurgulayarak sorabilirsin. olmuyorsa da bosver. kendini gelistirmeye ve mutlu edecek seylere odaklan.

ben de yanlis cevrelerde ve arkadasliklarda vakit kaybettim zamaninda. ama iyi ve seni kabul edecek insanlar da var.
  • ermanen  (11.05.22 22:18:11 ~ 22:20:04) 
Hayalhayat +1

Ben de çoğu zaman çevremde;akıllı, her zaman mantıklı ve doğru tercihler yapan, özgüvenli, işinde başarılı vs diye övülen biriyim ama kimse beni bi yere çağırmaz. Çağırdıklarında da kabul etmem genelde. (nişanlım hariç tabi) Ben kendimle mutluyum ya mesela ben bazen kafelere gider tek başıma oturup kahve, sıcak çikolata filan içerim. Bazen kitap okurum bazen video izlerim vs.

Bende kendine odaklanmak çok güzel bi şey. Kendinle vakit geçirmek çok hoş, bu aralar üşenmesem kütüphaneye takılmak istiyorum mesela.

Beni niye pek kimse çağırmaz örneğin kendime objektif bi gözle bakmaya çalışayım, sen de yap bu yazıyı okuduktan sonra; mesela ben tip olarak çok güzel bi kız değilim, makyaj yapmayı hiç sevmem, giyime kuşama para harcamayı hiç mi hiç sevmem, yani tipime baktığında hiç instagörl bi şey değilim. O yüzden kendi yaş grubumun ilgi alanına girmiyorum. Beni çağırmamaları normal, makyajdan filan konu açılınca ben "ne dio la bunlar" moduna giriyorum. Sonra mesela ben çok eleştirici bi tipim. Biri başına gelen bi şeyi anlattığı zaman direkt "e sen öyle yaparsan o da sana öyle der kusura bakmicaksın" tarzında bam bam bam konuşurum.

Mesela işyerinde iş konusunda çok agresifimdir, bi iş yanlış gittiğinde kızarım, iş arkadaşlarımla iş dışında görüşmem, her ne kadr işimi iyi yaptığımı da düşünseler sonuçta etraflarında yanlış yaptıklarında kızan sinirlenen biri var yani, kötü hissediyolardır muhtemelen ben kızdığım zaman.

Bu gibi şeyler. Bence kendine objektif ve eleştirel bi gözle bakarsan bu sorunn cevabını bulursun.

Tavsiyem kendine vakit ayır milleti boşver. Yok illa sosyalleşicem diyosan da @ermanen +1 diyorum.
  • turuncu tonlarda  (11.05.22 23:07:27) 
mükemmel bir insan profili çiziyorsun da insanlar mükemmel insanlarla arkadaşlık etmek istemiyorlar ki. mesela kötü alışkanlığın yok, ama etrafındakiler sigara içiyordur, alkol içiyordur. bunu bir şekilde yüzlerine vuruyorsan bu itici oluyor. insanların hataları, yanlışları varken, senin tertemiz karnen sıkıcı veya itici geliyor olabilir mi? insanlar böyle aşırı iyi niyetli, çok iyi insanlardan ziyade kendine ait yanlış fikirleri bile savunabilecek, tutkulu insanları daha ilgi çekici buluyorlar bence.


  • roket adam  (11.05.22 23:19:51) 
insanlara itici, kasıntı ve sıkıcı geliyor olabilirsiniz. düşününce böyle sizin gibi her şeyi nizamlı düzgün insanlarla konuşunca içim bayılıyor ve görüşesim gelmiyor.


  • Hallegadola  (12.05.22 13:27:09) 
kokuyor olabilirsin
www.eksiduyuru.com

  • abelardo  (05.04.23 18:45:12) 
[]

Her şeyden çok korkmam ve çekinmem

En son başımdan geçen bir gönül işinden sonra, bi çok şeyden korkar oldum ve içime kapandım. (Gönül işi olumsuz sonuçlandı, bu kısmı biraz detaylandırmalıyım, beni "ghosting" yaparak reddetti diyebilirim. Yani beni takmadı, umursamadı, mesajlarıma geç cevap verdi yada hiç vermedi. Ve onunla konuşmama kararı aldık. Ama bu yaşadıklarımdan dolayı resmen bu cevap alamama, umursanmama konusunda hastalık seviyesine geldim.)

Bu "bi çok şey";
Bir whatsapp grubunda mesajımın görülüp bana cevap verilmemesi,
Bir grupta beni dinlememeleri ve takmamaları,
Birinin bana geç yazması/dönmesi/telefonumu açmaması,

Bu şeyler beni çok üzüyor ve olumsuz etkiliyor. Gün boyunca aklıma takılıyor. Bana cevap verdiklerinde ise rahatlıyorum.

Bu sebeple artık gruplara yazmıyorum, bana görüldü atabilecek kişilere yazmıyorum olabildiğince herkesle iletişimim minimuma indirdim.

Sizce bunu nasıl atlatabilirim?
(Umarım derdimi anlatabilmişimdir)

 
Yeni arkadaşlar ortam edinin. Boşverin. Kimse vazgeçilmez değildir. Sonuçta insan gibi davrandıysanız ve karşılık göremiyorsanız o kişiyi yakın tutmazsınız.


  • baldan kaymak  (05.05.22 16:30:40) 
Bu konu ciddi takıntı seviyesine gelmiş. Psikolojik destek almanı öneririm. Boşver demekle geçmez, hatta daha kötü olabilir.


  • himmet dayi  (05.05.22 17:04:44) 
bence genel olarak insanları çok ciddiye aldığınız için bunu yaşıyorsunuz. herkes sizin yaşadığınız gibi şeyler yaşıyor. bunların bir kısmı etkilenmeden devam ediyor çünkü çok önemsemediğiz birinin hareketini de önemsemezsiniz. burada o insanlarla sadece yüzeysel bağınız olduğunu varsayıyorum tabii, başta anlattığınız flört haricinde.

kendinizle dalga geçmeyi de öğrenebilirsiniz. mesela ben bir gün işten dönerken dolu bi serviste çok yüksek sesle bi espri yapmıştım. kimse gülmemişti. -orada bana net bir şekilde yürüyen biri vardı o bile gülmemişti- başta toparlamakta zorlandım ama o gün de dahil hala arkadaşlarıma durup durup anlatıyorum ve gülüyorum. şakama hiç ama hiç kimsenin gülmediğini. :)

hayat yani olur böyle şeyler. ne kadar erken bağışıklık kazanırsak o kadar iyi. bu tarz hareketlerle hep karşılaşacağınızı kabullenmeniz gerek bence ilk olarak. kaçmak ve olmasını engellememek asla çözüm değil çünkü muhakkak karşılaşacaksınız ve huzursuzluğunuz daha da büyüyecek. normalleştirmeniz lazım.
  • 86413  (05.05.22 17:23:03) 
[]

Bir milyon TL ile hiç çalışmamak mümkün mü?

Şimdi ben yıllar önce bir ev aldım 200.000 TL ye ve o ev şu an 1.000.000 TL yapıyor.

Ben bu evi satıp parasını bankaya yatırsam 32 günlük 14.000 TL para veriyor.

Ben zaten 6000 TL maaş alıyorum. O zaman benim çalışmam mantıklı değil. Evi satayım, 4000 TL ile kiraya çıkayım 10.000 TL ile rahat rahat geçinirim ben.

Burada gözden kaçırdığım, atladığım bir durum mu var?

 
Abi o kadar mantiksiz ki aciklamaya bile useniyor insan.

Seneye o evin muhtemelen 2 milyon olacak onu kenara koy zaten.

Sen seneye yine faizden 14 alacaksin ama 1 kg bonfile belki bin tl olacak.
Sonraki sene faizin belki 15 olacak ama ete 2bin tl vericez.
En sonunda paran yok olacak.
  • divit  (27.04.22 10:36:51) 
enflasyon bu hızda giderse o 1 milyona yarın evin üçte birini ancak alırsın. elindeki 10 bin lira da bugünün 3 bin lirası gibi olur.

sonra elinde 1/3 evle kalırsın, hazır evden de olmuş olursun.
  • bohr atom modeli  (27.04.22 10:37:51) 
maaşın bi süre sonra 10 bini geçer. faiz sabit kalır 10 bin yetmemeye başlar. paran günden güne erir.


  • jelly bear  (27.04.22 10:38:02 ~ 10:48:04) 
Abi sen hiç evinizi satıp faize yatırın diye bi tavsiye duydun mu bugüne kadar? Bence duymamışsındır ama ev al araba al bi şeyler al işte malın değerini korusun derler, bu sana bi fikir verebilir.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (27.04.22 10:39:22) 
1.000.000TL bankada
14k*12= 168k bir yıl sonra kazandığın para

1 yıl sonunda
1.168.000TL olacak yani para

ama enflasyonun %100 olduğunu kabul edersek

bu paranın değeri
584.000 TL olacak.

yani mesela 1m tl'ye 100 altın alabiliyorken
1,168m tl'ye 50 altın alabileceksin
paran artmasına rağmen.

dolayısı ile enflasyondan daha fazla bir gelir elde etmen lazım.
  • duyurukullanıcısı  (27.04.22 10:46:25) 
Bankaya yatırarak değil de ticaret, al-sat yaparak geçinebilir hatta başarabilirsen kat be kat katlayabilirsin. Çakal bir tip değilsen hiç bulaşma ama.


  • Evocati  (27.04.22 10:53:50) 
Hiç uzatmadan, esnetmeden cevap vereyim, 3 yıl önce 7 bin TL'ye i9 işlemcili bir bilgisayar toplayabiliyordunuz (İşlemci+Anakart+Ram+SSD+Kasa+ PSU Hepsi dahil), bugün ise sadece i9 işlemcinin kendisi 9 bin TL, şimdi sen düşün bakalım geçinebilir misin geçinemez misin?


  • solo  (27.04.22 11:07:31) 
Bir milyon TL ile hiç çalışmamak mümkün mü?

Evet.

Faizin tamamını yiyerek değil. Kırsala geçersin, tarla alırsın. Hayvan alırsın. İşçi tutarsın, ekilir, biçilir, sana bir şey kalır, onunla yaşarsın. Belki üstüne bile koyarsın.

Turistik bir yerde yer alırsın. Kamp yeri olarak kiralarsın, şezlong atılır para alırsın. Çalışmak istemezsen birini tutarsın.
  • gabe h coud  (27.04.22 11:10:44 ~ 11:12:12) 
2010 yilinda is hayatina atildigimda hedefim 2M TL biriktirip 10-12 yilda emekli olmakti.

O donem yaptigim hesapta o parayi guvenli sayilabilecek (enflasyona yenilmeyen) yatirimlarda tutup, evlenmeden ve cocuk yapmadan kendime ait 1+1 evde tutumlu bir hayat surersem omrumun sonuna kadar yetecegini hesaplamistim. O sirada dolar 1.5TL idi.

Ordan hesapla.

Not: Milyon tane olay oldu, planlar hep darma duman oldu. Calismaya devam.
  • cleric  (27.04.22 11:20:26) 
zaten kendin söylemişsin: "Şimdi ben yıllar önce bir ev aldım 200.000 TL ye ve o ev şu an 1.000.000 TL yapıyor."

bu ev şu an 1.000.000 TL yapıyorsa yıllar sonra 10.000.000 TL yapacak. ama faize koyduğun paranın anaparası sabit kalacak.
  • nickini degistiren yazar  (27.04.22 11:28:17) 
Eski örnekten düşün, 200bin e ev almasaydın, faize koysaydın o zamanda da faizi senin işini görürdü. Faizini yerdin, 10 sene sonra elinde ne olurdu? Yani şimdi? 200bin. ve artık o 200bin in faizi sana yetmiyor :) Ev almışsın, şu an elinde ne var? 1 milyon.

O yüzden illa çalışmadan ev bir şekilde para getirsin istiyorsan, ben ne yapardım söyleyeyim.

O evi kiraya versen ne kadar eder? diyelim ki 4bin.

3-4 bin liraya kiraya çıkardım yakınlarda. Kendi evimi de 4bin e değil de 2+1 olduğunu düşünürsek, 3 oda şeklinde airbnb üzerinden oda oda kiralardım 15-25k arası bir getirisi olur ayda. Tabii burada şehir ve konum önemli.

Onun dışında başka mantıklı bir şey gelmedi aklıma. Dursun ev, kira ödemeyin. Çalışmaya ve yükselmeye devam. Eve kira ödememek de lüks zaten şu zamanda.
  • ananiyimioguz  (27.04.22 11:47:44 ~ 11:48:51) 
faiz demek bedava para demek degil. faiz parani enflasyona karsi kismen koruma methodu. bir paranin faizini yemeye devam edersen bir sure sonra o para ayni kalsa bile degeri dusecektir. yani her sene o para en az enflasyon oraninda deger kaybedecektir. sadece 3 senelik deger kaybini dusununce bile ciddi bir kayip.


  • emrahday  (27.04.22 12:25:32 ~ 12:25:59) 
dostum şöyle örneklendireyim sana daha iyi anlarsın.

hani sen 200 bin liraya ev almıştın ya. muhtemelen kredi ile aldın. almasan da öyle aldın diyelim.

naptın başladın taksit ödemeye. 200 binini de kredi çektin diyelim o dönemin 300 bin olarak geri ödeyeceksin. 10 yıl ödeme desen ayda 2500 lira yapar.

ilk yıllar 2500 lira iyi para. ödemekte zorlanıyorsun çünkü maaşın zaten 3 bin lira.
aradan yıllar geçti sen 6 bin lira maaş alıyorsun. 2500 lira ödemek artık daha kolay çünkü paranın değeri düştü. 2500 lira ile yapabileceğin şeyler çok azaldı. önceden sen onunla ev geçindirebilirdin, araba alabilirdin vs. vs. şimdi faturalara anca yetiyor belki.


heh şimdi tersini düşün onun. bu sefer bankaya sen kredi veriyorsun. diyorsun ki bu para sende dursun, sen de bana aylık 14 bin lira para ver. bu para sana ilk etapta wooow gibi gelecek. 2. 3. yılda artık bugünün 2500 lirası gibi olacak. (o kadar bile sürmez bu enflasyonda ama kafanda rahat canlansın diye söylüyorum)

normal bir ülkede faiz enflasyona yakın olduğundan yine bir derece uzun sürer paranın erimesi. türkiyede ise ömrü 1-2 sene maksimum. paranın erimesinden kasıt paranın sayısal olarak erimesi değil. değerinin erimesi.

böyle gidersek 14000 lira dediğin para asgari ücret olacak zaten çok uzak olmayan bir gelecekte. kiralar da 4000 lira değil 10 bin 15 bin lira olacak.

atladığın durum çok yani kısacası. buradaki arkadaşlardan sert cevaplar verenler olmuş ama onlara kızma haklılar :) ülkenin son 2 yılını görüp de bu soruyu sorman abes olmuş.
  • syozkn  (27.04.22 12:43:51) 
Geçen bende benzeri bir soruyu sormuştum. Bir çok kişi sağ olsun detaylıca yazmıştı. Bakmak istersen diye link ekliyorum. www.eksiduyuru.com


  • skzr  (27.04.22 12:44:55) 
Türkiyede yaşamasaydın evet mantıklıydı. ama zaten türkiyede yaşamasaydın bu kadar faiz de alamayacaktın. sakın! derim... hatta şöyle özetleyeyim, eğer 1milyonu 3-5 aydan fazla faizde tutar ve faizi de yersen o 1 milyon 5 ay sonra şu anki 1 mlyon alım gücünde olmayacaktır sayı olarak 1 milyon olsa bile.. kesinlikle yatırım yapmalısın bu kiraya verebileceğin 3-5000 getiren bir gayrimenkul olabilir, dövüz altın vb olabilir kur korumalı mevduat vb.. araştırmak gerek tüm bunları...


  • jeanluc  (27.04.22 16:33:54) 
[]

Duygusal sorunlarım hakkında

Sevgili duyuru insanları özellikle psikolojiden anlayanlar;

Duygusal olarak çok gel gitler yaşıyorum.

Bir gün çok güçlü kendimi seven özgüveni tam biriyim.
Diğer gün içime kapanıyorum kimseyle konuşmak istemiyorum.
Başka bir gün ise kendimi çok değersiz, çirkin, zayıf hissediyorum.

Ayrıca 3 yıl önce bir kız meselesinde yediğim ret cevabından sonra artık her şeye korkarak yaklaşıyorum. Olumsuz bir cevap almaktan korkuyorum. O yüzden kimseyle duygusal anlamda bir iletişim kurmuyorum. Herkesten onay almaya çalışıyorum bişey yaparken. İnstagrama bile fotoğraf atarken defalarca düşünüyorum, attıktan sonra kim beğendi kim beğenmedi tekrar tekrar kontrol ediyorum. Aramın iyi olduğu bir arkadaşım beğenmediyse üzülüyorum.

Sizce tıbbi bir tedavi almam gerekiyor mu ?

 
Evet hocam tıbbi değil fakat bi psikologa gitsen iyi olur buraya yazdıklarının ekran görüntüsünü al ya da deftere kağıda yaz unuturum heyecanlanırım diye düşünürsen aynen bunları söyle bu sebeplerden geldim de, yukarıda yazdığın kaygıları bir çok insan yaşıyor gayet insanca


  • freebird5406_2  (30.03.22 15:38:31) 
bipolar tanı kriterlerine uygun bir kişiliksiniz. psikolog artı psikiyatri gerekebilir.


  • mikahakkinen  (30.03.22 15:40:23) 
tam doğru sonuç mmpi testi ile çıkar. bipolar tanı kriterlerini sağladığınızı düşünmüyorum. bipolarda günlük değişimler değil dönemsel değişiklikler olur.

insan spektrum olarak zaten hep dalgalı bir hareket halindedir. her gün iyi hissedilmez.

s eğrileri konusunu araştırın isterseniz. psikoterapi yardımcı olabilir ama başarısızlık hissinin verdiği ruhsal değişim gibi gözüküyor.

mastürbasyon bağımlılığı yada sk mastürbasyon varsa çöküntü daha da artabilir.
  • alp9900  (30.03.22 15:46:28 ~ 15:47:50) 
psikolojik bir sıkıntı var evet ama bipolar kadar ağır olmayabilir. hafif depresyon, anksiyete tarzı şeyler de olabilir. bir psikoloğa gitmekte fayda var. gerekirse psikiyatriye yönlendirip ilaç kullanmaya başlayabilirsiniz.


  • rose parks  (30.03.22 22:35:58) 
bütçen varsa iyi bir psikolog ile devam etmelisin, yoksa daha dibe gitmek yerine okuyup öğrenerek kendini geliştirmeli ve sorunlarını anlamaya-düzeltmeye çalışmalısın.


  • orpheus  (31.03.22 11:49:13) 
[]

5000 TL nasıl değerlendirilir?

Bir banka yeni müşterilerine 5000 tl faizsiz kredi veriyor. 5000/12 şeklinde ödüyorsun.

Böyle bişey alsam bunu nasıl değerlendirebiliriz? Yada değerlendirebilir miyiz?
Yoksa yiyeyim mi parayı :)

 
Üstüne biraz da sen koy 1 adet ata lira al kenara at.


  • mg3929  (19.03.22 20:16:59) 
ye gitsin abi telefon eskiyse değiştir falan.


  • floydian  (19.03.22 20:17:38) 
ye. 12 ay sonra her türlü zamlanacak teknolojik bir ürün alabilirsin, daha önce bütçe ayırıp alayım bunu dediğin varsa.


  • dr doofenshmirtz  (19.03.22 20:17:50) 
Teknolojik ürün+1

Bu arada ayıp olmazsa hangi banka olduğunu öğrenebilir miyim?
  • skzr  (19.03.22 20:24:09) 
Akbank


  • müptezeller diyari  (19.03.22 20:34:36) 
5000 lira faizsiz krediyi tabii ki de turk lirasi faize koy. bir deger uretmeden sadece elektronik alarak kar edemezsin, ki elektronik dedigin sey durdugu yerde eskir surekli yeni modeli ciktigi icin. ayrica alici olarak garantili, bozulursa geri goturebilecegim yerden almak varken neden rasgele ikinci el alayim. bu tavsiye para degerlendirme degil, alisveris.


  • hot potato  (19.03.22 21:26:39) 
5000 TLyi günlük faize koysan ve her ay bu 5000den taksitini ödeyip kalanını faizde bıraksan yılda anca 300 TL kazanırsın. Anaparayı kaybetmezsin riskin de sıfırdır. Ama duran para seni gıdıklar yersin dayanamazsın, genelde böyle olur.

Bunun yerine yatırım için altın al koy kenara taksit taksit ödersin. Garantisi yok ama 300 TL'den fazla getirisi olabilir.
  • gonulcelen87  (19.03.22 23:10:18) 
[]

Çok bilinmeyen mükemmel android uygulamaları neler?

Böyle her gün kullandığınız "aaa böyle bişey mi varmış" diye şaşıracağımız tavsiyeleriniz var mı?

Ek soru; zamanın birinde android özgürlük diyorlardı ama ben çok standart kullanıyorum bu telefon. Şu ana kadar özgür olmamı gerektirecek bir durum olmadı, yeni neler yapabilirim mesela?


 
Team viewer?


  • eja  (13.03.22 00:59:04) 
evernote


  • izuzuzi  (13.03.22 01:02:36) 
Android'in özgürlük kısmına gelecek olursak launcher uygulamaları deneyebilirsin, Nova Launcher ya da Microsoft Launcher mesela, hayvan gibi özelleştirmeleri var. Ilk kurduğunda ana ekrandaki kısayolların silinebilir ona dikkat etmek lazım.

Veya ben telefon aldığımda yaptığım ilk şeyi söyleyeyim, Ayarlar / Geliştirici seçeneklerinden animasyonları 1x ten 0.5x e alabilirsin veya tamamen kapatabilirsin. Telefonun arayüz geçişlerini iki kat hızlandırmış olursun.
  • uvcray  (13.03.22 01:37:16 ~ 01:41:58) 
[]

Genizde doluluk nasıl geçer?

Genzimde (burnumun üst arka tarafı gözlerimin arkası) bir doluluk hissi var. Konuşurken burnum tıkalı gibi konuşuyorum ama burnum açık boğazımda sorun yok.

Böyle bir hapşırsam hepsi çıkacak gibi geliyor ama hapşırmıyorum.

Arada tek tük öksürük oluyor.

Bu nasıl geçer, kendi kendine gider mi?
Boğazı inip bademcikleri şişirir mi?

 
sundan alip deneyebilirsiniz. eger atamadiginiz sinus sivisi varsa yardimci olabilir

www.amazon.com.tr

kullanilisi www.youtube.com
  • exlibris  (09.03.22 21:51:12) 
Alerjik rinite benziyor. Alerji ilaci kullanmaniz gerekebilir kbb ye baktirip


  • gunes123  (09.03.22 23:51:25) 
[]

Askerlik erteleme (bir kaç ay)

Temmuzda askerlik tecilim bitiyor. (Lisans mezunuyum) Temmuz ayında tecilim bitiyor fakat ben yüksek lisans yapmak istiyorum. (Kayıtlar Eylülün ikinci haftası filan bitiyor)

Şubeye dilekçe filan yazsam 2 aylık filan bir erteleme yapabiliyorlar mı?


 
tecil yıl sonuna kadar erteleniyor. benim de temmuz ayıydı, askerlik şubesine gittim aralık yaptılar anında.


  • gottacatchemall  (28.02.22 14:52:36) 
mezuniyet tarihinden itibaren 2 yıl kosulsuz erteleyebiliyorsun e-devlet'ten, eğer yeni mezunsan.


  • dr doofenshmirtz  (28.02.22 14:58:50) 
[]

Youtube sorunu

Bazı videolarda ekteki gibi görünüyor videolar. Çözünürlüğü çok düşürünce düzeliyor gibi.

Ayrıca mesela tam ekrandan normale yada normalden tam ekrana geçerken bir kaç saniyelik bi donma oluyor.

Sorun ne olabilir acaba ?

 
Ekran kartının ayarlarında ya da chrome ayarlarında donanımsal hızlandırma gibi bir seçenek varsa kapatmayı (kapalıysa açmayı) denediniz mi?


  • orient blue  (21.02.22 21:49:19) 
[]

Aşı olmalı mıyım?

Milyonlarca aşı sorusundan bir tane de ben sormak isterim.

Hastalık Geçirme + 2 Sinovac + 2 Biontech oldum. Son Biontech eylül ayında idi.

Şimdi bir hak daha tanımışlar.

Bir biontech daha olalım mı? Yoksa olmayalım mı?

 
Yurtdışına gidecekseniz evet. Değilse hayır.


  • kaptankedi  (16.02.22 23:23:14) 
5 ay olmuş son aşınızı olalı. ben yerinizde olsam olurdum. bu hastalık tamamen yok oluncaya, ya da tek seferlik bir aşı bulunana kadar tıpta güvenip, antikor yüklenmeye devam edeceğim.


  • lovemyself  (17.02.22 00:50:05) 
[]

Kazaklarımın şekli bozuluyor

Birkaç yıkama sonrasında boğaz kısmı kocaman oluyor kollar kendini salıyor o lastik gibi kısımları kendini bırakıyor.

Çeşitli marka ve modeller denedim yüzde 70 i böyle.

Ne yapmak lazım?

 
kısa ve narin programlarda yıkasanız?


  • kaptankedi  (13.02.22 23:27:28) 
Asmayin. Yatak ustune falan yani bir yuzeye sererek kurutun.


  • sopiro  (14.02.22 04:37:52) 
[]

İş yerimde birim değişikliği

4 yıldır aynı yerde çalışıyorum. Birimdeki en yetkili şahıs biraz değişik biri ve orada çalışmak beni çok zorluyor. (bunun ayrıntısı çok uzun mesele ama artık katlanamıyorum.Özel işler yaptırılmaya çalışıyor, sürekli disiplin cezalarıyla korku ve baskı uygulanıyor kısaca)

Ayrıca bu birime gelen yeni bir çalışan ortamı çok geriyor. Yani zaten üstteki adam bizi geriyorken yeni arkadaşın değişik davranışları iyice yoruyor beni.

Ben buradan başka bir birime gitmeyi talep edebilirim.

1-Fakat bunun kabul edileceği kesin değil.
2-Gittiğim yerde ne ile karşılacağım belli değil.
3-Gözüme kestirdiğim bir yer var yöneticileri çok çok iyi fakat çalışanlar arasında bazı sorunlar olabilir diye duyum aldım
4-Şu an olduğum yer iş konusunda aşırı rahat.

Risk almaya değer mi?
Birim değişikliği istemeli miyim?

 
Değiştir.


  • dissendium  (02.02.22 23:43:34) 
talep etmezsen bilemezsin. biraz daha fazla bilgiyle riski daha da azaltmis olursun, bana gore degisiklik iyidir.

1-Fakat bunun kabul edileceği kesin değil. > diger taraf seni kabul edecek mi diye bir bak, eger edecekse kendi mudurune durumu anlat. memnun olmayan kisiyi calistirmak istemez herhalde.

2-Gittiğim yerde ne ile karşılacağım belli değil. > orda calisan tanidigin veya orda birini taniyan tanidigin varsa gitmeden kesinlikle konus. mutsuz olacagin yere gitmek hos olmaz :/

3-Gözüme kestirdiğim bir yer var yöneticileri çok çok iyi fakat çalışanlar arasında bazı sorunlar olabilir diye duyum aldım > usttekiyle ayni

4-Şu an olduğum yer iş konusunda aşırı rahat. > rahatlik tek basina cozum olmuyor malesef :/
  • fakyoras  (03.02.22 00:14:14 ~ 00:14:39) 
Yöneticileri iyiyse çalışanlar arasında dedikodusu yapılabilecek kadar büyük uzun süre devam eden sorun nasıl oluyor? Bunu bir sorgulamak gerekiyor olabilir.


  • montreal  (03.02.22 09:20:15) 
[]

Kargocuların iş yerine girmek istememesi

İş yerine ne zaman bir şeyler alsam kargocular içeri girmek istemiyor. Mesela trendyol geliyor, aras gelmiyor. Yurtiçi bazen geliyor bazen gelmiyor gibi.
(iş yerinde herhangi kısıtlama bulunmamaktadır, fakat biz dahil girişte xrayden geçmek zorundayız güvenlik amaçlı)

Genelde pandemiyi bahane ediyorlar fakat çok saçma şeyler söyledikleri olabiliyor. Mesela "Maskem yok, hes kodum yok, çocuğu okula götüreceğim, yönetim kurulu karar aldı üstümde metal eşya var xrayden geçemem" vs.

Bir keresinde iş yerinin dışında bulunan duvara tüm kargoları dizip, "gelin alın kargonuzu" dediler.

Yani açıkçası çok yoğun çalışıyorum ve 8 kat aşağıya inmek hem zor geliyor hem de o kadar zamanım olmuyor.

Bir de mesela ben çalıştığım işte üstteki bahaneleri söylesem muhtemelen işsiz kalırım, nasıl bu kadar rahatlar?

Şimdi sorularım şunlar;
1- Bu yaptıkları normal ve yasal bişey mi?
2- Eğer değilse bir yaptırımı var mı?
3- Bu kargo şirketlerinin korkacağı, bağlayıcılığı olan bir devlet kurumu var mı?

 
kargo değil ama çalıştığın yerin bir muhaberat servisi olmalı bence. Muhaberat servisleri genelde giriş katta olur ve onlar teslim alırlar kargoları, daha sonra ilgili kişilere dağıtırlar.


  • hlt1985  (23.01.22 20:56:11) 
Bence normal. X Ray, Hes kodu kontrolü zaman alıcı şeyler. Ben olsam ben de girmem. Yasal değil denebilecek bir durum yok ortada. Kargo kavramını ayağa kadar getirmek olarak algılamamak lazım. ABD'de kargoların direkt evin bahçesine atıldığı videolar var.


  • dissendium  (23.01.22 20:58:21) 
Her binaya girişte hes kodu okut, metalleri çıkar, x-ray ile uğraş, can mi dayanır, mesai mi yetişir? Çalıştığınız binada muhaberat olması gerekiyor.


  • kaptankedi  (23.01.22 21:04:32) 
Normal. İki yıldır binaya girmiyorlar. Karar alındığını söylediler. İş yeri de zaten girmelerini istemiyordu. Pandemi başından bu yana böyle devam ediyor.
Kendimiz alıyoruz ya da bir hizmetli alıyor.
Aşağı inmek yetmiyor. Epeyce bir mesafe gidip alıyoruz.
  • pro9it9is9  (23.01.22 21:24:32) 
Dediğiniz gibiyse bence de normal. Binayı adres olarak düşünürsek, ötesi ayağınıza kadar getirmek gibi oluyor. Sadece binaya girip kata çıkmak değil çünkü anlattığınız şey, daha çok evin içine girmek gibi. Ayrıca x-ray’den geçmek ve kimlik vermek gibi şeylerde kargo şirketi yapın dese bile kargo çalışanı istemiyorsa yapmak zorunda olmaması gerekir. Kişi hakkı.


  • her giriste sifresini unutan adam  (23.01.22 21:40:48) 
Motorcuyu metal dedektorune sokmak da buyuk zulum.
Adamin her yeri metal.

Zaten kapina getirerek gorevlerini yapmis oluyorlar.
  • divit  (23.01.22 22:56:42) 
Onları da anlamak lazım. Zaten işyeri gibi binalarda bi görevli varsa ona bırakabilir


  • photo85  (23.01.22 23:06:55) 
- bina girişindeki alet xray değil metal dedektörü. xray içinden geçiyor olamazsınız.

teorik olarak paketi elden teslim etmek zorunda olsa da günde 150 paket yetiştirmesi gereken bir kişi için 10 dakikalık yukarı çık adamı bul falan kimsenin uğraşmak istememesi bana normal geliyor.

yaptırım kargogu gönderenin imza attığı sözleşme içeriği kadar. aras kargo bizim 13k değerinde laptopumuzu kaybetti ne parasını alabildik ne de cihazı bulabildiler. resmi olarak 30 iş günü süresi varmış. parasını ödediğimiz cihazı teslim alamadan bu süreyi mecbur bekledik. o cihazla iş/ödev yapılması gerekiyor. ucuz bir şey de değil bir tane daha alalım. yaşattıkları mağduriyeti düşün. hiçbir hak iddia edemedik (30 gün sonra parasını tl olarak iade aldık)
  • orpheus  (24.01.22 01:29:27) 
bence de gayet normal bir durum. bazı plazalarda kata çıkıp inmek gerçek manada 10-15 dakika sürüyor. güvenlikte sıra beklemesi, asansör sırası beklemesi, çıkıp adamı bulması vs, kargocuya büyük çile. inip çalışanın kendisinin alması lazım.


  • roket adam  (24.01.22 13:00:00) 
normal falan değil. kargocular işten kaçmak için böyle şeyleri hep yaparlar. iş yoğunluğu gibi kendince haklı sebepleri vardır. ama bunun sorumlusu siz değilsiniz. herhangi bir yaptırımı yok o kargo firmasını kullanmamayı tercih edersiniz ancak


  • paintov  (24.01.22 13:18:19) 
[]

Hangi zammı tercih edersiniz?

Mesela her zaman 1 TL ye aldığınız 100 gr ekmek var (Rakamlar ve ekmek örnektir)
Buna zam gelmesi gerekiyor. Hangi şekilde gelmesini tercih ederdiniz?

1- 100 gr ekmek 2 TL
2- 50 gr ekmek 1 TL
3- 150 gr ekmek 2,5 TL

(burada rakamlar vs örnek olup müşteriye hangi seçeneğin daha kabul edilebilir olduğunu merak ediyorum.)

 
Karşılayacak param varsa 1 aynı miktarı alırım, yoksa 2 asla 3 değil.


  • ceketimi alip cikcam  (10.01.22 21:09:21) 
4 - 75 gr 1.5 tl.

hem zam az yapilmis gibi olur hem de 25gr fark farkedilmez belki, caktirmadan zam yapilmis olur.

tuketici olarak 1'i tercih ederdim
  • fakyoras  (10.01.22 21:13:32) 
50 gram. Ne kadar ufak parcalara bolunebiliyorsa o kadar iyi. parami ekmekte degil cebimde tutup lazim oldukca almayi tercih ederim.


  • floydian  (10.01.22 21:14:00) 
fakyoras 4.madde +1
en az zammi gormek isterim kafamda ona ayirdigim butcenin cok sarsilmasini istemem

  • ala09  (10.01.22 21:18:16) 
2 ekonomik olarak en mantikli olani.


  • hot potato  (10.01.22 21:20:44) 
Neyse o. 2 liraya alırım.


  • işimdeyim gücümdeyim  (10.01.22 21:20:56) 
2. tek yaşadığım için ne kadar az porsiyon o kadar iyi.


  • sanal uyku  (10.01.22 22:52:04) 
1.'yi tercih ediyorum. ürün kalitesi ya da gramajından feragat edince çok sinir oluyorum, kazıklanmış gibi hissediyorum kendimi. efendi gibi zam yapsın aynı kaliteyi gramajı korusun daha iyi. isterse 2-3'ü opsiyon olarak yine versin ama asıl seçenek 1'dir.


  • roket adam  (10.01.22 23:03:59) 
fakyoras ın dediği gibi zam yapan çok var.
sizin 2. seçenek gibi yapan da çok var ama gramaj yarı yarıya düşmüş o çok fark edilir. yıllarca tadımın çekirdekleri hep 1 liraydı ama gramajını düşürdüler hep yavaşça. eğer gramaj farkı o kadar büyük olmayacaksa aynı fiyatta tutup azaltmaya gidilebilir.

  • senolll  (10.01.22 23:17:06) 
50gr 1tl. Pahalandigi için daha az tuketme yoluna gidebilmem acisindan.


  • stavro  (10.01.22 23:19:12) 
gramajı düşüren firmalara sinir oluyorum, fiyatın artmasını tercih ederim.


  • do you remember me  (11.01.22 01:56:00) 
ürüne göre değişir bence. ekmek için 1 derken ayran için 3'ü tercih edebilirim mesela. sakız/ayran gibi ürünler gizli zam yüzünden cücük kadar kaldılar, çifter çifter gidiyor. zamdan çok hemen bitmesi verdiğin paranın hakkını vermediği düşüncesini getiriyor akla.


  • vampir akrep  (11.01.22 09:03:47) 
2


  • barankovan  (11.01.22 09:47:09) 
[]

Aldığım hediyeyi beğenmediler

Öncelikle iş yerimden nefret ediyorum.

Aslında günüm çok iyi başlamıştı, gayet mutluydum.

Yılbaşı için çekiliş yaptık buradaki insanlarla (arkadaş diyemiyorum artık)
Herkes kendine çıkana bir hediye aldı. Bende küçük ahşap bir ev aldım hediye paketinde.

Herkes hediyelerini verdi sıra bana geldiğinde başta hediye aldığım kişinin arkadaşı olmak üzere herkes dalga geçti benimle.

Bu ne biçim hediye demeler, asıl hediye nerede çıkar demeler vs

Şu an aşırı üzgünüm ve ağlıyorum. Ben hata mı yaptım. Daha pahalı yada daha gösterişli bişey mi almalıydım. Zaten maddi durumum o kadar iyi değil öyle büyük büyük hediyeler alamam ki ben

Sadece biraz içimi dökmek istedim nefret ediyorum hediyelerden ve yeni yıldan:(

Suç bende mi gerçekten?

 
Yok ya boyle insanlar olduklarini bildigin halde fazla bile almissin. Corap alip gecmeliydin belki de.


  • floydian  (31.12.21 11:03:29) 
gercekten yaptilar mi bunu :(

is yerinde ekip ici hediyelesme semboliktir, begenmesen bile tesekkur eder gecersin. hep birlikte laf edip dalga gecmeleri inanilmaz ayip olmus.
bir nevi mobbing, zorbalik bu.

su an dislanmis ve onurunuz kirilmis hissediyorsunuz buyuk ihtimalle ve hep birlikte oyle bir tepki vermelerini beklemediginiz icin sok olmussunuz tabii.

boyle bir davranista bulunan da davranisa istirak eden de iyi insan degildir. uzmeyin kendinizi. kendilerine yakisan sekilde davranmislar.

samimi oldugunuz insana espri yaparsiniz, takilirsiniz falan tamam da su hayatta gercekten en nefret ettigim davranislardan biri bir insan ile dalga gecmek.
  • la lykia  (31.12.21 11:06:21) 
of aynı bizim işyerinin toksikliği. böyle hadsizler yüzünden 4-5 senedir bıraktık hediyeleşme işini, zaten herkes herkesten nefret ediyor, iyi arkadaş olanlar her türlü birbirlerine alıyorlar. böyle gerizekalılar da kendilerinde gereksiz yorumlar yapma cüretini buluyorlar. bizde de en son salak bi kıza doğumgünü hediyesi olarak altın set almışlardı sormadan etmeden, kişi başına bölünce düşen para bir haftalık mutfak masrafına denkti. ben bu parayı vermem almadan sormadınız fikrimizi almadınız diyince peşimden millet de ayaklandı kaldırdık hediye olayını.

hediye olayının özü budur bu arada, içinden ne gelirse, bütçen neye elverirse onu alırsın. kimse kimsenin hediyesini yargılayamaz. ki zaten baştan maddi sınırlar da belirlenmeliydi en çok şu kadar diye, yoksa adaletsizlik kaçınılmaz. bir de zaten işyerindeki insanı ne kadar iyi tanıyıp da bayılacağı hediye bulabiliriz ki. yakın olduğum kişiler dışında kimseye hediye almayı sevmem bu sebepten, %90 beğenilmiyor çünkü.

üzülmeyin, hassas davranmayın o onların densizlikleri. düşünüp almışsınız maddi imkanınız olmamasına rağmen bu bence iyi niyetinizi fazlasıyla gösteriyor. eğer ki alt limit 200tl iken gidip 50 tl.lik bir şey almadığınız müddetçe ortada sıkıntılı bir durum yok bana göre, ki öyle bile olsa şu ekonomik durumda böyle şeylere bütçe ayıramamanız çok normal. biz çekirdek ailemizde bile kardanadamlı çorap, noel babalı çamaşır falan aldık bu sene valla, geçti pahalı hediye dönemi artık. devir hayatta kalma devri
  • kakamelsokoban  (31.12.21 11:08:00) 
ya nasıl insanlarla çalışıyorsunuz, hayret ediyorum. bir insan bir diğerine neden böyle bir şey yapma ihtiyacında olsun. arkadaşlarımdan da benzer ofis dramaları duyuyorum, inanılır gibi değil. beklentisi neymiş ki o arkadaşın, michael kors çanta mı istiyordu yani? bana da 2 sene önce bildiğin 1 milyoncudan alınmış meşrubat bira açacağı hediye geldi. bir kere birlikte bira içmiştik o arkadaşla, çok bira içtiğimi düşünmüş. yani çok saçma bir hediye ama neden böyle bir tepki vereyim ki.

şirket içi iletişimde bu tür alaycı durumlar şirkete ve ekibine bağlılık ve güven bağının koparılmasında son aşama. çalışanı kaybedersiniz ve geriye dönüşü de çok zor.
  • gabe h coud  (31.12.21 11:15:37) 
Cehennemden mi yazdın bunu?

Kötü karakterden başka izahı yok bence hiç canınızı sıkmayın, değmez :)
  • lüzumsuz adam  (31.12.21 11:20:51) 
suç sende değil. imkanın varsa acilen değiştir o işini.


  • redskull  (31.12.21 11:29:40) 
yukarıda yazılanların hepsi +1

moralinizin bozulması normal ama bu onların ayıbı.
ağlamanız bitince yüzünüzü yıkayın, konuyu kapatın.
bundan sonra da hak ettikleri gibi davranırsınız.
kendinize acımayın, hayatta böyle şeyler olabilir.
kurban pozisyonuna geçmeyin.
ortada bir suç yok tabii ki.
  • blatta hiberna  (31.12.21 11:42:23) 
Hic katilmamak lazim bu cekilislere.
Evin fotosu var mi?

  • divit  (31.12.21 11:44:10) 
Valla hediye olayinda yaptiklari sacma bisey olmus ancak bu duruma aglamak ve kendini hirpalamak da cok saglikli degil bence. Hadi sagliksiz demeyeyim de bence verilmesi gereken tepki degil diyeyim. Bilmiyorum belki cok asiri hassas birisin ya da bisekil bir sinir bosalmasi sonrasi bir patlama olmustur ancak her durumda pek iyi degil.

Is yeri oldukca sikintili ancak buradan ciksan bile ayni durumla baska yerde karsilasabilirsin. Insanlarin sacma davranislarina pasif tepki vermek ya da hic tepki vermemek yerine bir tepki vermek bence daha dogrusu. Misal o durumda bana laf atana ben de yerine gore ya hediyesine laf atar ya 'ehehe size de anca bu verilir' tarzi genel bisey soylerdim vs. Oyle susup bisey demedikce digerleri de birbirinden destek alip yuklenmistir. Yani bu tip durumlarda susmak iyi degil bence.

Neyse, kisaca uzulmeye gerek yok bu kadar. Yalniz bir dahaki sefere de tepkini ver.
  • j r r tolkien hayrani  (31.12.21 11:52:02 ~ 11:53:00) 
Aldığım hediyeyi birinin eleştirebilmesi için çok yakın arkadaşım falan olması gerekir onun haricinde verilen hediyeyi açık açık eleştirecek tinyetteki kişiler ile ilişkimi keserim, senin durumunda bu mümkün olmayabilir bu durumda da yaptıkları eleştiriyi takmamaya çalışırım. Bir sonrakinde salatalık hediye et, kartivizitinizi yaptırdım dersin.


  • bartholomew87  (31.12.21 15:15:07) 
bence alttan alma. çekingen biri misin bilmiyorum. tepkini koyamayabilirsin belki ama tepki göster. o iş yerinde de kalmak zorunda değilsin. hediyenin iyisi kötüsü olmaz. gönülden kopan bir şeydir ve beğenmemek ağır ucuzluktur. 10-15 yaşındaki çocuklar yapsa bile çiğliktir. iş güç sahibi olmuş insanlar yapıyorsa büyük bir karakter sorunu vardır. sende bir sorun yok. karşıdakiler karaktersiz.


  • black mamba  (31.12.21 15:20:39 ~ 15:20:53) 
ya kafaya takmayacaksınız, yok ben kafama takmadan durmama derseniz gidip bir çorap alın, ama gri renkli erkek çorabı olacak, aynı arkadaşa gidip geçen gün aldığım hediye ile dalga geçmiştiniz, bu ne diye, haklıydınız, senin değerine uygun bir hediye almamıştım kusura bakma, buyur hediyeni deyip masasına bırakıp gideceksin gri erkek çorabını. ama bunu sesli bir şekilde söyleyeceksin ki herkes duysun. sonrasında bırak onlar kafalarına taksınlar.


  • yemrem  (31.12.21 16:12:57) 
hediye bahane olmuş sizi çekemiyorlar veya kıskanıyorlar bence. mesela kadınsanız ve onlardan genç ve güzelseniz vurabilecekleri tek yerden vurmaya çalışmışlar. bunu aldığıma dua edin salatalık da alabilirdim deyip geçseydiniz.


  • dadasalon  (31.12.21 16:59:07) 
gelen diğer hediyeler nasıldı ki? gerçi nasıl olursa olsun yaptıkları şey düpedüz terbiyesizlik. kesinlikle sizinle alakası yok, bu tür etkinlikler zaten hoşbeş için yapılıyor. bunda bile kalp kırma fırsatı bulanlara yazıklar olsun.

bence hediyeniz çok tatlı bu arada, bana gelse çok mutlu olurdum.
  • south park in kapusonlu uyesi  (31.12.21 17:00:14) 
yılbaşı hediyeleşmelerinden nefret ederim. keşke hiç yapılmasa. zaten ben kendi işyerimde bunun yapılmamasını sağladım. bir dahaki sefere katılmak istemediğinizi söyleyin ve katılmayın.

size yapılan çok büyük bir ayıp olmuş. çiğ insanlar olsa gerek. bu kadar kafaya takmayın, taktığınızı belli etmeyin. olur böyle şeyler.
  • dafuq  (31.12.21 17:44:50) 
Sabah gördüm işyerinde yazamadım şimdi sırf bunun için girdim duyuruya.

Üzgünüm. Ama çöp iş arkadaşlarına sahip olduğunuz için üzgünüm. Hiçbir hatanız yok. Daha pahalı bir şey almış olsanız bu çöp insanlara daha çok para harcamış olacaktınız sakın pişman olmayın.

Zevkiniz uymaz vs. gelen hediyeyi beğenmezsiniz diyelim, yine de normal bir insan hmm beğenmedim demez. Kibarca kabul eder, teşekkür eder. Dalga geçebilecek kadar leş insanları hayal bile edemiyorum.
  • aguen  (31.12.21 18:21:09) 
bu gercek mi?

ortaokulda cekiliste, durumu da iyi olan bir arkadasim bana uyduruk bir kalem vermisti, arkadaslarim -iyy kalem mi almis demesine ragmen, begenmememe ragmen, hem cok güzel zaten ihtiyacim vardi dedim hem de onlari susturdum. bir ortaokul ogrencisi kadar olamamislar, sen hak edene hak ettigi degeri verip, daha iyi bir is ortamina bak.

ama ben olsaydim bunun altinda baska seyler arardim. kisisel ya da is ile ilgili bir kiskanclik vs.
  • durgunfoton  (31.12.21 18:29:48 ~ 18:30:23) 
Ya bu çekilişlerde zaten sikko sikko hediyeler alınmaz mi bana klasik gömlek almışlardı millete kartlik falan. küçük hediyeler alinir. millet tam hanzoymus. bir daha çekilişlere katilmazsiniz en sağlıklisi budur


  • all girls dream  (31.12.21 22:14:54) 
Laf söyleyecek insanlar için ne aldığınızın önemli yok. Kendinizi boş yere üzmeyin. Sizi ve onları düşünmenizi hak etmiyorlar. İlk iş yerimdeki yılbaşı hediyeleşmesi geldi aklıma, o zaman çok üzülüp utanmıştım ama on sene sonra bakıyorum da esas üzülüp utanmaları gerekenler onlarmış. Bir senelik işsizlik sonrası işe yeni başlamıştım ve bir ay sonra yılbaşı çekilişi yapılmıştı. Kitap almayı düşünmüştüm ama az olur diye uyarmışlardı:)) Bütçem kısıtlı olduğu için dolanıp en sonunda mangodan hırka almıştım. Fişini de poşette unutmuşum. Yılbaşından sonraki bir sabah fişi masamda buldum:))) şimdi düşünüyorum da bunu yaptığında bana kendimi kötü hissetirmekten başka eline hiçbir şey geçmedi. Sadece kötü birine denk gelmiştim. İş hayatında her tipten insanla muhattap olunuyor. Değmeyecek insanlar için üzmeyin kendinizi. Benim gibi on sene sonra anar geçersiniz:)


  • boyalı kuş  (31.12.21 22:55:00) 
[]

Banka Kredisi vs KYK Kredisi

Bunların hangisi daha avantajlı?

Örneğin bankadan 12600 TL çeksem ödemelerini hemen yapmam gerekiyor.
%2 oranla 16800 TL olarak 698 x 24 şeklinde ödüyorum.

Fakat KYK da işler nasıl hiç bilmiyorum. Mesela yüksek lisans için 1400 TL veriyor aylık. Haziran ayında okulun biteceğini düşünürsek 9 ay filan ödeme yapılacak. (Yanlışsa düzeltiniz)

12600 TL yi kaç para olarak hangi aralıklarda ödemem gerekiyor?
Sakın almayın TEFE TÜFE çok yüksek vs diyorlar.

Bunu almayıp kredi çekmek daha mı mantıklı?

Not: Düzenli gelirim var. Kredi çekebiliyorum.

 
Tabiki de kyk. Tefe tüfe çok kyk bulaşmayın diyenler hayatında kredi çekmemiş gencolardır.

Kyk yüksek lisans için ocaktan itibaren 1700 yatacak. Haziranda okul bitecek ekimden itibaren evet 9 ay alacaksınız. İlk 3 ay 1300 son 6 ay 1700 alacaksınız. Toplam 14k civarı. Ancak avantajlı kısım şurada, son kredini aldıktan 2 sene sonra ödemeye başlayacaksın ve 2 seneye yayılmış şekilde ödeyeceksin. Bu enflasyonla bu ortamda bu sene alacağın 1700 o zaman ne olur sen düşün kararını ver
  • avatar is back  (27.12.21 22:44:36) 
[]

Ders çalışmayı başaramıyorum neden?

1- Ben asla ders çalışamıyorum. Kitapları alıyorum ama sonrasında kapağını açmıyorum. Bir sürü de bahanem oluyor. Çalışmam gereken ders hayatımı değiştirecek beni rahat ettirecek durumları sağlayacak. (örneğin görevde yükselme veya kpss) Ama bir türlü olmuyor. Sıfır çalışma ile girdiğimde hep 50-60 lı puanlar alıyorum. Çalışsam 80-90 gelir diyorum ama çalışamıyorum.

İşten eve gelince yatağın içine girip TV izliyor bilgisayar oynuyor yada tavanı izliyorum. Düzenli ders çalışanlara çok imreniyorum

Ne yapmalıyım?

2- Üstümde saçma bir duygusallık var. Yani bir insanın yada bir arkadaşımın başına bişey gelse üzülmem ama çöpe atılmış peluş bir ayıcık görsem oturur ağlarım.

Bu normal mi? Acaba bir sorunum mu var?

 
Çoğu insanın yaşadığı şeyler bence. Hele de bizim ülkemizde.

Benim de çalışasım gelmiyor, bir şeyler üretesim gelmiyor. Ne için diyorum? Fakirliğimize çalışıyoruz gibi hissediyorum.

Tüm dünyada böyle mi, her asır var mıydı bu duygular bilmiyorum. Ama sosyal medyada maruz kaldıklarımız, tükettiğimiz gıdalar, radyasyon, ekonomik ve siyasi olayların hepsi büyük bir etken bence.

Ama yapacak başka bir şey olmadığı için, ben bir şeylere çalışmam gerektiğinde ortam değiştiriyorum. Mesela bir kütüphaneye, cafeye, köy evine, memlekete, teyzemin amcamın evine falan gidiyorum. Bir de kitaptan çalışmayı sevmiyorum. Genelde video dershane veya video anlatımlar izleyip sadece soru çözerken kitaba bakıyordum.

Siz de en iyi nasıl çalışabileceğinizi bilirsiniz, bence ortamı ve yöntemi değiştirin.

Ve neden çalışamıyorum batağına düşüp çırpınmayın, çıkamazsınız. Bir an önce harekete geçin.

Son olarak, kan testi yaptırın derim. Eksik bir vitamin varsa onları düzenleyin. Dikkat eksikliğiniz varsa psikiyatr ile görüşün, ilaç yardımıyla odaklanmanızı artıracaktır. Her şeye rağmen mutlu olmaya çalışın. Mutluluk neredeyse kanseri bile yenebilecek güçtedir ^^ Hobilerim ve aşk olmasa ben de çok zorlanabilirdim, öyle şeyler de katabilirisiniz hayata.
  • ananiyimioguz  (24.12.21 13:26:20 ~ 13:33:57) 
vay arkadaş tez gibi cevap yazdım ama kaydetmedi. sorunu silip tekrar mı girdin :)

neyse yazdıklarımın özeti şuydu:
1. kendini zor durumda bırak, insanlara söz ver, kaçacak bahanen olmasın, ele güne karşı rezil olmamak için mecburen çalışacaksın.
kafanı yormadan özet one pager'lar yap. word'de landscape formatta 2 kolonda. ekran görüntüsü al bunları, fotoğraf arşivinde albüm yap.
güzelinden bir ipad al ve gece yatmadan önce 15-30 dk üzerinden geç.
2. sanırım herkeste olan bir şey. pandemi + fakirleşmemiz, gündemin inanılmaz değişimiyle gelen stres bizi kırılgan yapıyor.

bak destan gibi yazımı böyle özetledim. sen de özet yapmaya başla. zihnini meşgul etmez bu özet hazırlama işi, yorucu da olmaz.
  • gabe h coud  (24.12.21 13:26:40) 
Dopamin diyeti yapmanı tavsiye ederim.
Şöyleki sen işten eve geldiğinde sürekli keyif verecek aktiviteler yapıyorsun. Televizyon, oyun, yemek vs. Hal böyle olunca beynin ders çalışmakta bir zevk unsuru göremiyor.
Bende işe yarayan taktiği söylüyorum.
Eve geldiğimden itibaren telefona dokunmuyorum. Yemek yedikten sonra kendimi karanlık bir odada 20-25 dk gözüm açık bekliyorum. Hayal bile kurmam yasak. Hiçbir şey düşünmüyorum, kendi kendime konuşmuyorum.
Bu süreçte filtre kahvem de demlenmiş oluyor. 20 dk sonra masa lambasını açıp kahvemi koyup saniye beklemeden, düşünmeden kapağı açıp okumaya başlıyorum.
Benim çalışma periyodum uzun olmalı. Kendimce verimim düşene kadar çalışmaya devam ediyorum. Sonra dinlenmek için yine karanlık oda.
Artık günümüzde herşey çok hızlı akıyor. İnstagram vs beynimiz 3-4 saniyede tüketecek şeylere alışıyor. Bu yüzden görece uzun tempolar bize acı veriyor.
Haftada 3 gün böyle yapsan zaten istediğin puanı alırsın bence.

Dediklerimi yap, işe yararsa kahvemi isterim :)
  • Omelas'ı Terk Eden Köylü  (24.12.21 13:55:17) 
Valla başarısızlık için o konuyla ilgili bir emeğin olması gerekiyor, yani en azından deneyip yapamaman lazım. Sende ise durum öyle değil, sen hiç gidip denememişsin bile. O yüzden tahminim sınavlar senin için çok önemli değil. Ya da kafanda zaten kendi konumunu kabullenmişsin bence.

Yok "ben çalışmak istiyorum ancak ne yapacağımı bilmiyorum" diyorsan da ne yapacağını söyleyeyim, gidip oturacaksın o masanın başına. Bunun başka sihirli bir yolu falan yok.

2) O peluş ayıcık sana bişeyleri çağrıştırdığı için üzülüyorsundur bence. Yani esas mesele ordaki o oyuncak değil onun sende olan çağrışımları. Belki o obje bişeyleri tetikliyordur falan filan.
  • j r r tolkien hayrani  (24.12.21 14:23:48) 
yataktan çık :) ben de öyleyim. yatakta çalışılmıyor.


  • photo85  (24.12.21 15:27:24) 
1) Ders çalışmanın seni götüreceği noktaya mecbur olmadığını düşüniyorsun içten içe. Ayrıca çalışsam 80-90 alırım diyorsun ama çalışıp da alamama korkusu da var yine içten içe. Çalışmadım az aldım demek kolay ama çalıştım da az aldım demek sana kendini yetersiz hissettireceğinden o yetersizlik korkusundan kaçmak için kendini anında dopaminlik aktivitelere vuruyorsun.

İkinciye cevap veremem, mesleğim ilki olduğundan ilkine cevap verebildim. İkincisi psikolog arkadaşlara sorulmalık.
  • inanna  (24.12.21 15:34:07) 
Dopamin bağımlısısın. Dopamin diyeti yaparsan kendine gelirsin. Günümüzün problemi de overdoze dopamin nedeni ile sönen hayatlar cidden.

üzme kendini, bu bi bağımlılık ve çözümü de var
  • zimbirik  (24.12.21 15:34:45) 
ogleden sonra kafa calismaz genelde. bir cok insanin sabah 10'a kadardir zihninin en acik oldugu zaman. ben cok caliskanim gerci, gece gundur okur calisirim. ben de niye boyleyim bilmiyorum yoruldum cidden. simdi almanca'ya taktim, sabah aksam calisiyorum.


  • bir varmis bir yokmus  (24.12.21 15:42:26) 
[]

Borçlarımı nasıl ödemeliyim ?

Kredi Kartı ve Kredi borcu olarak toplam 36000 TL borcum var.

Kredi kartları 17000 TL gibi, kalanı (18000) kredi.

Bu kredilerin ödemeleri 1600,350,180 şeklinde (1600 olan 3 ay sonra bitiyor)

Kredi kartları ise 4800,2600,3900,6000 şeklinde

Aylık sabit gelirim ise 5000 TL
Muhtemel aylık harcamalarım 1000-1500 TL gibi (Sadece faturalar ve kişisel harcamalarım var başka bir harcama yok)

Ben bu ödemeleri ,kredileri tam ve zamanında, kredi kartlarını ise sadece asgarileri ödeyerek yapıyorum. Fakat bu dipsiz bir kuyu gibi olmaya başladı. Aylık harcamalarım arttığında ortalık karışıyor, kartların bazılarını ödeyemiyorum.


Şimdi soru şu; Aklımda 4 yol var.
1- 36000 TL lik kredi çekip tüm borçları birleştirip 36 aya yaymak. (Ödeme 1400 TL)

2- 50000 TL kredi çekip borçları ödeyip kalan 14000 TL ile altın/döviz vs. almak (Ödeme 1940 TL)

3- 17000 TL kredi çekip kart borçlarını kapatmak (660*36 veya 891*24 veya 1600*12 ay)
(Bu seçenekte asıl güvendiği konu 1600 TL olan ve 3 ay sonra bitecek kredi borcu, 3 yıl daha kredi ödemektense, 1 yıl ödeyip artık kredi işinden kurtulmak istiyorum)

4- Hiç kredi çekmeyip 1600 TL kredinin bitmesini beklemek, 3 ay sonra kredi bitince, bitmemiş gibi o 1600 leri kredi kartlarına yönlendirmek. Bu durumda ise 3 ay biraz sıkıntı çekmem gerekebilir.

Sizce hangisi tercih etmeliyim ?

 
3. Yoldan ilerlersek. Toplam kredi ödemen 2130 TL, 17000 TL-12 ay kredi ödemesi aylık 1600 TL gibi. Toplam kredi ödemen 3730 TL olacak. Sanada aylık 1250 TL gibi harçlığın kalır. Kredi kartlarının borcunu öder ödemez hepsini kapatırım. Yapamam diyorsamda 500-750 TL limitli tek bi kartım kalır. 3 ay sonra elime geçecek olan 1600 TL'yi direk yatırıma yönlendiririm. Dolar, altın ,yatırım fonu, borsa (uzun vadeli birçok örnek var araştırıp öğrenmeni tavsiye ediyorum).


  • 1917  (05.12.21 14:26:07) 
Şimdi bu değişkenli bir soru. Kredi faizlerin kaç mesela?
Asgari tutardan sonra ne kadarlık bir tutar kalıyor ?

Neyse genel bir cevap vereyim. Kredi kartı gecikme faizi bütğn bankalarda sabit. Ne kadar %2.02*0.30 olması gerekiyor. Ekstreden kontrol edersin. Bu durumda senin çekeceğin kredinin yaklaşık olarak %2.2 den düşük olması gerekiyor aylık faizinin.
Mesela Mevcut durumdaki kredi taksitlerini kapatıp yeniden kredi çekmek bence mantıklı değil. Neden? Çünkü kredi faizleri arttı. Yani sen önceden krediyi çektiğinde %1.6 ile çekmiştin şimdi %2 ile yeniden borçlanmak mantıksız.
Ben senin yerinde olsam ne yapardım ?
Çekeceğim kredinin faiz oranına bakardım. Eğer aylık %1.8-.1.9 arasında bir kredi çekebiliyorsam o zaman hiç düşünmeden kredi kartı borçlarımı+1600Tl*3 lük kapatırdım.
Bu durumda 18 ay kredi çektiğinde 1500 TL taksit ödersin yaklaşık.
Bu şekilde total kredi ödemen 2.000 TL. Aylık 3k para kalıyor sana ve kredi kartı borcun sıfır.
Ama kredi başvurunda sana verdikleri faiz önceki kredilerinden daha düşükse onları da yapılandırman mantıklı.
Artık yatırıma başlayabilirsin. Her ay 1k TL lik altın alabilirsin, bitcoin vs işine girebilirsin. Orası artık senin tercihin.

Borçları yapılandırmada ana madde faiz karlılığı ve ödeme kolaylığı. Kredi tutarını arttırdıkça sana daha az para kalacağından yine karttan harcama yapacaksın.

Ek olarak mevcut enflasyonist ortamda vadeye uzatmak da mantıksız bir seçenek değil. 2 yıl önceki 100 TL ile şuanki 100 tl çok farklı.
  • Omelas'ı Terk Eden Köylü  (05.12.21 14:33:53) 
Ben olsam 3 ay daha dişimi sıkar şu 1600ü bir başımdan atarım. Sonra 3 numara 12 ay vadeli kredi ile diğererinden kurtulurum. Baktın kredi faizleri çok arttı 1600 gitti başımdan der o 1600ü kartlara pay eder öderim.


  • cilekli pasta  (05.12.21 15:48:54) 
İşin garantiyse ve zam alacak gibiysen acıma çek krediyi. Enflasyon karşısında eriyor zaten kredi taksidi de


  • materyalist imam  (06.12.21 00:55:58) 
[]

Bir video arıyorum

Aradığım şey şu; Türkiye'ye ilk kez 4G gelmişti. Bunun "açılışı" gibi bir program yapılmıştı. Sanırım ulaştırma bakanı Binali Yıldırım idi ve o da vardı.

Programda Turkcell ve Turk Telekom fabrika gibi büyük bi binada idiler. Teknoloji üssü lafları filan havalarda uçuşuyordu. Gariban vodafone ise bildiğimiz sıradan şubelerinden biriydi. Üçü ve bakan aynı anda 4g ile canlı bağlantı yapıyorlardı. Vodafone da bağlantı sıkıntılı idi gidip geliyordu.

Şimdi sevgili üyeler, bu söylediğim şeyler yaşandı mı yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum. Bir video bir kanıt yada en azından "evet ben şahidim" diyen biri var mı?

Teşekkürler

 
youtu.be
Dakika 13'ten itibaren.

  • lappuntamento  (30.11.21 01:55:15) 
[]

Neden Böyle Hissediyorum ?

Bazen kendimi çok depresif hissediyorum. Alıngan oluyorum, alınganlıktan öte alınmak için sebep arıyorum. Kimseyle konuşmak, görüşmek istemiyorum. Arkadaşlarım geçen gün sırf beni bir yere çağırmadığı için onlara trip attım ve onları şu an hayatımdan çıkarmak istiyorum. Onlara karşı kin ve nefret dolu hissediyorum ama bir taraftan çok abarttığımı da biliyorum. Ağlamaklı oluyorum, bazen gereksiz sinirleniyorum insanlara çıkışıyorum.

Böyle yapınca insanlar garipsiyor, çocuk gibi davrandığımı söylüyor. Bu elimde olan bişey değil içimden öyle davranmak geliyor.

İyi olduğum hatta bazen kendimi çok iyi, çok güçlü hissettiğim de oluyor ama bu iyi hissetmeler çok azaldı.

Neden böyle oluyor ve bunu çözmenin bir çözümü var mı?

 
İki sebebi olabilir,

1. Kan değerlerinizde önemli değişimler olmuştur, mesela b vitamini eksilmiştir veya demir eksikliği vardır. Bunlar insanı huzursuz depresif alıngan yapar. Bunu araştırmak lazım.

2. İnsanın yetişkinliğinde zaman zaman çocuklukta karşılanmamış ruhsal ihtiyaçları karşısına çıkar, farkında olmayan kişi için baş etmesi çok zordur. Sizin de öyle bir döneminizdir belki. Nasıl ki bedenler minicik ve savunmasız, gelişmek üzere doğuyorsa, psikolojik yapımız da neredeyse hiç yazılmamış ve üzeri iyi şeylerle doldurulması gereken bir A4 kağıdı halinde dünyaya geliyor. Onu önce baba ve anne, onları yetiştirdikleri için de dedeler ve nineler şekillendiriyor, dolduruyor. Sonra gebeliği yaşayan bedendeki hormonal vaziyet (özellikle stres durumu) çok etkili oluyor ve bilinçaltını şekillendiriyor. Sonra da bebek doğunca babasının ve annesinin birbirlerine ve ona ve onun kardeşlerine davranışları bu psikoloji denen A4 kağıdını şekillendiriyor. Nasıl ki çocuklukta bir organımız beslenmezse veya gelişmezse yetişkinlikte de o gelişmemişlik dışarıdan belli oluyor, psikolojimizde de çocuklukta beslenmemiş, yanlış beslenmiş ihtiyaçlarımız yetişkinlikte ortada oluyor, bizi dürtüyor, aslında kendince "beni doyur, beni düzelt" diyorlar. Bunu HEPİMİZ yaşıyoruz.
  • muhayyer divan  (18.11.21 10:11:59) 
[]

Psikolojik sorunlarım olabilir mi?

Durum: İnsanlarla birebir de iyi sayılırım fakat bir müddet sonra muhabbeti sürdüremiyorum. Grupla iletişimde; pasif kaldığım, sözümün kesildiği veya ilgiyi sürekli elimde tutamadığım oluyor. İnsanlara olabildiğince açık davranıyorum, yardım yada bilgi talep ettiklerinde detaylarıyla anlatır yardımcı olurum. Tanımadığım ortamlara girmekten hoşlanmıyorum, kendimi göstermem ve sohbetlere dahil olmam zor oluyor. Tiyatro yapıyorum sahneye çıkmakta insanlara hitap etmekte bir sıkıntım yok.

Sorun: İnsanlar bir yere kadar ciddiye alıyor beni. Sonrasında sadece işleri düştüğünde iletişim kuruyorlar. Telefonum çalmaz, arayan olmaz, mesaj gelmez.
Hiç arkadaşım yok gibi hissediyorum. Sevgili filan zaten yok ama mesela beni arayıp nasılsın diye soranım yok. Bir kahve içelim filan yok. (Ben çağırdığımda %60 gelirler ama çağırmazlar) Kendimi vefasızlık yaşayan yeşilçam oyuncuları gibi hissediyorum.

Buradan ve çevreden aldığım bilgilerle çeşitli yollar denedim. Kendime eşit, kendimden üst, kendimden alt (ekonomik, sosyal ve kültürel) insanlarla iletişim kurmaya çalıştım. Hobiler edindim, ortak noktalar bulmaya çalıştım. Sonuç çok benzer oldu hep.


Neden Bunları Yazıyorum: Geçenlerde uzun bir yola çıktım. Issız bir yerde aklıma geldi, o an bir kaza yaparsam kimi ararım, kim yardımcı olur diye düşündüm. Cevap hiç kimse. Hasta olsam mesela covid olsam dedim, ekmek alanım bile olmaz. Yalnız olmak elbet mümkün olabilir ama insan sosyal olmak istiyor, konuşmayı unutacağım yakında.

Son olarak iş bulma konusunda nerdeyse sabah akşam yardımcı olduğum bir arkadaş vardı. Kendisiyle bir kaç defa kahve içmek istedim. Her seferinde, "olur tabi mutlaka haberleşelim" diye sözleştik fakat o haberleşme olmadı. Genelde ikinci veya üçüncü planda oluyorum.

Genel olarak böyle şeyler geliyor başıma. Bir kaç sahte arkadaşım var hepsi bu, onlarda kartondan yapılma gibi, hayatıma bir etkileri yok.

Sonuç ve Özet: Arkadaş edinemiyorum ve insanlarla ilişkilerimde problemim var. Saygı duyulan, iletişim kurulmak istenilen kişi asla olmuyorum. (Her türlü kombinasyonu denedim) Psikolojik bir sorunum olabilir mi? Destek almalı mıyım? Ek soru; acaba kilolu biriyim ondan dolayı mı böyle şeyler yaşıyorum.

 
Valla olabilir ya olmayabilir bilemem orasini ancak arkadaslik olayiyla alakasini cozemedim ben. Arkadas edinemiyorsan bunun bircok sebebi olabilir. Atiyorum muhabbetin ilgi cekici olmayabilir, karsidaki kisilerle yeterince vakit gecirmiyor olabilirsin, karsidaki kisiyle pek ortak yonun olmayabilir, ya da senin arkadasligina ihtiyac duymayabilirler faln filan. 'Arkadas edinemiyorum o yuzden psikolojik sorunlarim olabilir' olayi dogru bir yaklaisim degil.

Haa durust olmak gerekirse kilolu biri olman olayi etkiliyor olabilir. Bu durum bazen sadece kendi basina belirleyici olmayabilir ancak baska seylerle birlesince sikinti olabilir. Yani kisiler 'top_secret cok kilolu onunla takilmayalim' demeyebilir direkt ancak birisi senin arkandan kilon ile ilgili espri yaparsa ve bisekilde alay ederse insanlarin kafasinda 'top_secret ile takilirsam ben de alay konusu olabilirim' ya da 'top_secret cok da sevilen biri degil. o zaman ben de onunla takilmayayim' seklinde dusunceler olusabilir. Bu da onlarin senden uzaklasmasina sebep olabilir.
  • j r r tolkien hayrani  (01.11.21 20:52:22) 
Bence de bu yazılanlarda psikolojik sorun var ya da yok demek güç, zaten bu konunun uzmanı değilim.
Bununla arkadaşlık arasında bağ kurmak da biraz zor.
Kiloyla da benzer şekilde hiç bağ kuramadım, kilolu bir arkadaşımla bu nedenle görüşmeyeyim dediğim hiç olmadı, bana ne:) Kime ne ayrıca :)

Belki görünürde olmayan bahsetmediğiniz bir nedeni olabilir, mesela pandemi, benim de görüşmek istediğim birkaç kez bunu dile getiren arkadaşımla sırf bu nedenle görüşemediğim oldu. Ama bunun başka bir anlamı yok. İnsanlar arası etkileşim de corona partisi verme taraftarı olan gruplar dışında gözle görülür şekilde azaldı zaten.

Buradaki konu arkadaşlık olduğu için bunları yazdım. Tabii başka açılardan da ihtiyaç duyduğunuzu düşünüyorsanız terapi desteği alabilirsiniz, bunu en iyi siz bilebilirsiniz ihtiyaç olarak.
  • dreamnesiac  (01.11.21 21:06:43 ~ 21:11:03) 
Kendinize yüklenmeyin, sizin gibi özeleştiri yapan pek insan kalmadı, siz belli ki doğru insanlara denk gelmemişsiniz. Maalesef şekilcilik aldı başını gidiyor. Kilo önemli sebep. Vaktiyle yüzünüze bakmayan adamlar kilo verip giyim tarzınızı değiştirince peşinize takılabilir, isminizi bile bilmeyenler bi anda buluşma ayarlamaya çalışabilir.
Siz değişmiş olmuyorsunuz ama ambalaja değer verenler bunu bilmiyor. Sorunlu değilsiniz de biraz çekingensiniz, fiziksel özellikler de insanın aurasını özgüvenini etkiler. Bu enerjiyi yansıttığınız için de kolay vazgeçilir imajı vermiş olabilirsiniz. Biri yardım istemeden yardıma hazır olan, fedakarlık yapan, hatır gönül bilen nedense pek değer görmüyor, üzücü ama biraz geri çekilin ve kendinize güveneceğiniz şekilde gelişmeye bakın- bu vücut yapmak da olur bi konuda profesyonel olmak veya hobi edinmek de…

  • kulaktan dolma biber  (01.11.21 22:30:02) 
acaba goygoy yapabilme beceriniz düşük olabilir mi? hayatı kendinizi ve başkalarını fazla ciddiye alıyor olabilir misiniz?

kilolu olmanın doğrudan başkaları üzerinde etkisi olmaz eğer konu bir flört başlatmak değilse, ancak sizin üzerinizde etkisi olabilir kendinizi kötü hissediyorsanız bu davranışlarınıza yansıyordur.

muhabbet içinde sözünüzün sıklıkla kesilmesi, muhabbetin ilerleyen vakitlerinde konu hakkında ne düşündüğünüzün ve ne hissettiğiniz sorulmuyorsa insanlar size düşündüğünüz kadar saygı duymuyordur.

herkese yardım ve bilgi vermeyin, sen onları bedava kazanmadın çaba harcadın, karşındaki kişi de çaba harcamalı ve sadece hak eden kişiye o bilgi/deneyimi paylaşmalısın.

hayır diyebil, istemiyorsan istemiyorsun.

eğlenmelisin, eğlenmeyen insanı kim ne yapsın, 7/24 problem konuşmanın bir anlamı yok. hatta muhabbetin %90'ı geyik/goy goy olmalı.
  • selam  (02.11.21 08:08:13) 
[]

Android Telefonlarda Launcher

Ne işe yarıyor?

Yani az çok biliyor gibiyim de, fakat bilmediğim bir fonksiyonu mu var?

Mutlaka yüklenmeli mi? Ne avantaj sağlar?

Neden buna ihtiyacımız var?

En iyisi hangisi?

 
[]

Neden .tr adını kullanmıyoruz?

Neden .com yada com.tr kullanıyoruz?

Mesela eksiduyuru.tr mynet.tr olsa daha iyi değil mi?

Mesela Almanya ne güzel .de kullanıyor.(www.mediamarkt.de)

Almanya'da da com.de kullanılıyor mu?

Yada italya, ispanya, fransa vs ?

 
  • nahtoderfahrung  (14.10.21 21:33:10) 
İkinci düzey alan adları birçok ülkede kontrollü olarak veriliyor. Mesela gov, mil, edu içeren alan adlarını Türkiye'de ve birçok ülkede isteyen alamaz, gov/gov.tr almak için gerçekten devlet kurumu olmak gerekir, bu uzantıda bir siteye girdiğinizde gerçekten bir devlet kurumunun sitesine girdiğinizden emin olursunuz. Güvenlik açısından yararlı yani. Bunun dışında mesela ankara.edu.tr Ankara Üniv., ankara.gov.tr ise Ankara valiliği sitesi oluyor, ikinci düzey olmasa ankara.tr'yi hangi kurum kullanacak tartışması olurdu.


  • mikro patlama  (15.10.21 01:42:54) 
Hocam bu .tr uzantılı domain'leri odtüye ait nic.tr diye bi kurum veriyordu. O elemanlar kafalarına göre sadece ".tr" diye bişey olmaz, "x.tr" olması lazım diye bi karar aldılar, o yüzden vermiyorlar, kullanılmama sebebi o.

Bu elemanlar tabi 90'ların başından başladılar bu işe ve devlet o aralar bu işlerden anlamadığı için 30 yıldır devam ediyorlardı. En son BTK uyandı ve "olm biz verelim .tr domainini" dedi, ama onlar da o kadar beceriksiz ki 10 yıl falan uğraşmalarına rağmen nic.tr'den alamadılar bu yetkiyi.

En son resmi olarak yetki BTK'ya aktarıldı, ama onlar da hala (2 yıldır falan) altyapı çalışmalarını bitiremedikleri için bekliyoruz.

Yeteneksizlikler silsilesi yani.
  • plutongezegendegilmi  (15.10.21 07:15:18) 
Tamamen odtu hocalarinin is bilmezligi.
Liselere k12.tr verdiler, o donem herkes bunun cok sacma oldugunu soyledi ama geri adim atmadilar.

K12 ameridaki okul sisteminin adiymis.
Hatta tsk'nin adresleri de mil.tr diye gidiyordu sonra onlar degisti sanirim.
Kkk.mil.tr diye adres mi olur :)

Google falan da yoktu oturup adresleri kagida yaziyorduk unutmamak icin.
  • divit  (15.10.21 10:21:12) 
www.gazetevatan.com

Ahanda haberini de buldum 2009'da degismis.
Gov.tr degissin diye bir 20 yil daha bekleriz.
  • divit  (15.10.21 10:33:31) 
[]

Yurtdışını aramak

Yurtdışını (KKTC) aramak için en uygun yol hangisi?
Skype filan uygundu bir ara

Hattım turkcell aramak istediğim numara sabit hat

 
ben nedense kktc yurt içi muamelesi görüyor sanıyorum. turkcell sitesinden kontrol ettiniz mi?


  • co2s2  (09.09.21 14:34:43) 
en uygun ve zahmetsizi, hattın ve telin destekliyorsa wifi calling. yurtdışından tryi sürekli arıyorum.


  • buenosdias  (09.09.21 15:43:03) 
[]

Modemin şifresini nasıl öğrenebilirim ?

Şimdi bir masaüstü bilgisayarımız var.
Bu bilgisayar bir kablosuz ağ ile modeme bağlı internete bağlanıyor.
Modemin adı diğer cihazlarda çıkmıyor muhtemelen gizlenmiş.
Benim bu bilgisayara erişimim var (fiziki olarak)

Bu modemin şifresini nasıl bulabiliriz? Böyle bir imkan var mı?

 
modemin markasına/modeline göre varsayılan kullanıcı adı ve şifresi
ve yine varsayılan adres 192.168.1.1 ile girilebilir.
eğer varsayılan kullanıcı adı/şifresi değişti ise modemi resetleyip varsayılan ayarlara dönmesi sağlanabilir.
bilgisayardaki wi-fi ayarlarından ssid adı ve kablosuz ağ şifresi görülebilir
  • meko  (07.09.21 17:26:26 ~ 17:31:43) 
resetleyip sıfırdan kurulum


  • jamswety  (07.09.21 18:11:02) 
Belki modemin arkasında yazıyordur, bir kontrol edin derim.


  • burka  (07.09.21 18:34:15) 
Modemi resetlediğinizde bağlantı kullanıcı adı ve şifresini bilmiyorsanız internete çıkamazsınız.

Hali hazırda bağlı olan cihazdan şifreyi öğrenmenin bir yolu linux tabanlı sistemlerde vardı sanki.
  • John Bloor  (08.09.21 11:12:49) 
123456  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.