Ekşi Duyuru

Soruya cevap degil affedin ama, onlar "pc" degil, notebook:)

golddaki.

şahsen bu fiyatlara ikisini de almazdım.
ha bedava verseler gold'dakini.

100 tl için bir alt işlemciyi alma bence.

bunu alırdım.

urun.gittigidiyor.com

vatan?
mediamarkt?

mail gelmesi lazım şu gün şu saatte diye? alamamış olabilirsiniz

Bu güzelmiş: www.kartalyuvasi.com.tr

Ama bence yanında normal bir hediye daha almak gerekebilir. Futbol düşkünü olsa da her kadın biraz romantizm de ister. :)

kız senin mahalleden arkadaşın mı? erkekler öyle hediyeler alır erkek arkadaşlarına, flörte olmaz.

ona bir beste yaz ve üçlü çektir.

forma al forma. kadınlar için de var hem www.kartalyuvasi.com.tr

bana ilk forma alan arkadaşımı ağzından öptüm ben. forma çok güzel bişey.

sitedeki saatleri beğenmedim ama kartal yuvasına gidersen bi modellere bak. saatler de çok güzel oluyo.

www.kartalyuvasi.com.tr bi de bunun siyahı ve grisi var.

kulüp mağazasından hediyeyi beklemediği bir zamanda al. doğumgünü hediyesi biraz romantik bir şey olsun. takı gibi.

ne sıkıntı olacak. en fazla muhabbetten biraz kopuk kalabilirsin eğer yeterince "girişken" değilsen. kola iç. ya da yemekle sadece su.

Sprite limon içiyorum ben içmediğim zaman

Kokteyl?

ben de kullanmıyorum alkol. pub tarzı yerlerde ilk tercih varsa limonata oluyor. siz restoran dediğinize göre yemek falan da olacağı için kola içebilirsiniz.

alkol almayan arkadaşlarım genelde soda-limon, soda-vişne falan içiyor benim. ya da elma suyu iç şarap sansınlar :P

Bence kandırma, direkt kullanmadığını söyle :)

sıkıntı olmaz

Aysti

En büyük sıkıntı mesela 5 bira içmek koymazken 5 kola içmek anlamsız geliyor insana. Şahsen ben araba kullanacağım zamanlarda yukarıda denildiği gibi Red Bull vb. alıp yavaş yavaş takılıyorum. Bence hiç sorun olmaz.

Aaa bu ben, nasıl takılırsan takıl, ben vişne meyve suyu veya sprite alırım genelde isteyen istediği alkolü alsın. Sana da iç falan derlerse kullanmadığını belirtirsin olur biter.

Muhabbetin iyi olsun da ne içersen iç.

vişne soda iç

alkol kullanamadığım zamanlar oluyor (ilaç kullanmaktan ötürü). gecenin başında açık açık söylüyorum, ben içemiyorum ama siz devam edin diye. sıkıntı olmuyor.

3 tane değişik meyve suyu ya da kokteyl iç. Kola nedir? Gereksiz bir şey.

96

bu sene 96'lılar mezun oldu.
geçen sene 95'liler.

geçen sene dediğin bu yılın haziranıysa 96. değilse kayra+1

2014 Haziran mezunları genel olarak 96'lı.

arıza.

yeditepe universitesine git. acik ve kapali havuz var :)

bizim villaya gel çekmekoy

yediklerine dikkat edersen, daha doğrusu sağlıklı besinler alırsan 2 haftada bile fark etmeye başlar. 2 kural önemli;

1- düzenli ve git gide artan tempolarla yürümek.
2- sağlıklı beslenmek. istersen dünyayı ye, yeter ki sağlıklı ve görece doğal olsun. ekmek tüketimi de ayarında olsun, yani insan gibi.

beslenmeye dikkat etmeden olmaz.

50 yaşının altındaysan veya 120 kilonun altındaysan fayda etmez yürümek. zaten yürümen hoplaman zıplaman lazım. yürüme yaşlıları zinde tutmaya yarayan bi şey, vücudu rolantiye almak gibi yani. senin zorlaman lazım.

gelen cevaplar karşısında şaşkına uğradım. "erir!" diyemem, öyle bir yetkim yok ama sana kendi hikayemi anlatayım.

17 yaşındayım. sabah 3-4 poğaça, öğle arası yarım ekmek tostla birlikte yarım litre ice tea içiyorum. eve giderken 1 şişe ice tea ve çikolata alıyorum. annem aşçı o zamanlar, bize bir sürü yemek kalıyor. akşam yemeğinde 4 kişilik ailenin rızkını tek başıma gömüyorum. haftada 2-3 gün tatlı da oluyor muhakkak. yakın arkadaşım da benzer durumda.

ama ikimiz de taş gibiyiz. okula yürüyerek gidip geliyoruz çünkü. evlerimiz 25-30 dakika mesafede, günde 1 saat ediyor.

yaş 20. 17'ye oranla daha sağlıklı besleniyorum ama haftada bir saat yürümüyorum bile. göt göbek aldı yürüdü.

***

yürüyerek göbek eritebilir misin bilmiyorum ama yürümenin metabolizmayı hızlandırdığını ve her yaştan insan için en basit, en ideal, en güzel egzersiz şekli olduğunu söyleyebilirim. yediklerine dikkat etmen, uzun vadede senin için faydalı. ama kilo olarak değilse bile başka şekillerde eminim faydasını görürsün. 1,5 çok bile. iki gün sonra sıkılıp bırakırsın. öyle yapacağına her akşam yarım saat yürü. hatta 15 dakika yürü. ama bunu sürekli olarak yap.

yürümek iyidir, güzeldir. bakma burada yazanlara. sağlıklı olmak için dumbbell kaldırıp indirmene, yediğini gramı gramına saymana gerek yok.

"17 yaşındaki bünyeyle 20 yaşındaki bir mi gerizekalı, şimdi 1 saat yürüsen kilo falan veremezsin" diyenler varsa her türlü kapışırım. ayağım iyileşsin ondan sonra görelim bakalım veriyom mu vermiyom mu bir ayda 10 kiloyu.

yürümek güzeldir de, oradaki yağı sıkılaştırmıyor tam anlamıyla. tek başına yediklerine dikkat etsen bile bir yere kadar gider yani.

35-40 yılda erir.

Tempolu yürüyüşte vücut ısınacağı için 15 dakika sonra yağ yakımı başlar vücutta. Yürüdüğün mekana ve ara verme sıklığına bakarak koşu bandı hesabına göre atıyorum her gün 10 kilometrelik bir yürüyüş sana 600-700 arası kalori kaybetttirir. Kalori kaybetmenin amacı şudur. Vücudun günlük olarak alması gereken bir kalori miktarı vardır. Bunun yüzde otuz kadarını alman gerek başlamadan önce. Daha sonra yürüyüş ile metabolizmanı hızlandırmalı ve kalori harcamalısın. Vücut eksilen günlük kalori rezervini doldurmak için vücut yağını yakmaya başlayacaktır. Genel olarak mantık bu. Daha az yürüyerek daha hızlı kilo verebilenler var tabii fakat bu genelde metabolik bir durum ve yaş, sağlık problemleri de etken tabi. Önemli olan vücudun savunmaya geçmesini önleyerek yağ yakımının sürekliliğini sağlamak. Gençler bu yüzden hızlı kilo veriyor.

benim 10 gün içinde bile değişmişti hemen. ama tabii şekillendirmek ve sıkılışma için özel egzersiz lazım.

mekik çek. bu kadar basit.

Valla ben kendi deneyimlerime dayanarak şunu söyleyebilirim; 1,5 saat yürüyeceğine yarım saat tempolu koşu yapsan daha iyi. Sadece bir öneri bu...

Diyet yapmaktan bu şekilde kurtulamazsın.

bakırköy metro belbim kontrolü sağlıyor aktarma dahil yenisi çıkartıyor nereye yakınsanız oraya gidebilirsiniz.

adalar olsun

En son 1 ay önce kadikoy ve adalar cevresi icin kirlilik alarmı verilmişti. Bi bakin derim.

Deniz havası ve havuz düşünürsen çok klasik ama suada derim.

büyükada'da kartal belediyesinin plajı kesinlikle.

ama 15 eylülde kapanıyor.

ben de suloglu'da yaptim askerligimi. uzunkopru ile arasi cok yok. otobus illaki vardir.

selimiye zaten sehrin gobeginde. cigerciler de 5 dk uzaklikta. saat 10'a kadar merkezi yerleri 10 kere gezersin zaten.

kavala kurabiyesi almadan donme. kececizade marka oneririm. :)

O sure size yeter de artar bile :) edirne uzunkopru arası 1-1.5 saat surer. Edirne zaten minicik bi yer. Camii'yi de gezersiniz, ciger de yersiniz, kalan süreyle de çarşıyı gezersiniz.

1,5 saat bile sürmez arası :) rahat ol. Ben de bugün geldim buraya, havası mis. Iyi eğlenceler.

Picsarttan yapabilirsin. Ya da atarsan fotograflari ben yapip yollamaya calisirim.

eminönü-kadıköy-bağdat caddesi en kolay rota.

metrobüsle söğütlüçeşme oradan sarı dolmuşlar ile bağdat caddesine.

Bakırköy'den deniz otobüsüyle Kadıköy veya Bostancı.

yakın mısın bilmiyorum ama ikitelli de var. yıllık 2000 lira civarı.

Akatlar'da Sporium var.

evinize ya da iş yerinize yakın bir spor merkezi seçin.

gidip gelmesi kolay olsun, yolu bahane edip de sonra sporu bırakmayın.

spartacus kesinlikle
walking dead de güzeldir,
game of thrones iyidir.

house

Breaking Bad dicektim ki izlemişsiniz zaten :)

six feet under, the sopranos

my name is earl.

House +1

true detective

arrow

benim başıma da geldi böyle şeyler, cevabını bilmiyorum ama yalnız değilsin. ve o kızlardan çok var.

kendilerini tatmin etme biçimleride olabilir.

Surekli ayrilip baristigi uzatmali sevgilileri, ya da onlari cok tatmin etmeyen mutsuz (hatta belki de uzak mesafeli) iliskileri vardir. Diger bir olasilikla da pesinden kostuklari ama onlara hiyar gibi davranan, resmi olarak birlikte olmasalar da beraber olmak icin umut besledikleri adamlar vardir. Senin ilginden hoslanirlar ama is ciddiye binecek gibi olursa ya korkudan, güvensizlikten, eldekini de kaybederim endisesinden, ya da küstükleri adamla tekrar baristiklarindan dolayi görüsmekten cayarlar.

cofactor işi bitirmiş.

bir kızın en az basında senin gibi 5-6 adam daha vardır. hiç olmadı 1-2 tane. cofactorun dediği adamlardan biridir işin içinde olan, o yüzden sana sıra gelmiyor

kızlarla nasıl nerde tanıştığın da önemli. aklıma direk reddetseler saldırganlaşma ihtimalin geldi.

bir de tabi tanıdıkça itici biri olduğunun ortaya çıkma ihtimali var.

"sıkıcı olmayayım, götleri kalkmasın diye ben de o kızlardan vazgeçiyorum." yapabileceğin en doğru hareket bu tebrik ediyorum. sende sorun falan yok onların salaklığı. he ama ümidi kesme başka kızlarda şansını denemeye devam et

Araya 3-5 gün koymak bence yanlış. Sen arayı soğutuyorsun.

muhtemelen karşı tarafla ilgili bir sorun, seninle alakası yok. ha bir de, bazı insanların çok fazla boş vakti var, hiç bir şey düşünmedikleri 40 farklı adamla saatlerce mesajlaşabilirler, gençse özellikle karşı taraf. sen buluşalım dediğinde, çat diye "yok olmaz" demek yerine sürüncemede bırakmak çok daha pürüzsüz bir reddetme yöntemi olabilir mesela.

Hayatımda kaç kişiyi bu şekilde ektim hatırlamıyorum(ergenlik dönemlerinde). Ve açıkça söyleyebilirim ki sorun sende değil, kızlarda. Mühim olan egoyu tatmin etmek, "seninle görüşmek istemesine" sebep olmak hatta sana aşık olduğunu görmek. Sen tepki olarak da en doğrusunu veriyorsun çünkü senin yaptığını yapmayıp konuşmaya devam edenler bir sonraki aşamada yerlerde sürünüyorlar. Gerçekten hoşlansalar muhakkak görüşürlerdi ama demek ki onlar da ciddiye almıyo, konuşup eğlenip ego boost yapacakları biri gözüyle bakıyorlar.

Bence birisiyle gerçekten görüşmek, değer vermek ve değer görmek istiyorsan sen de bu fast food'umsu "tanış-numara al-3 gün mesajlaş-davet et" taktiğinden kurtulmalı, gerçek ve sağlam adımlar atmalısın.

Diğer yandan baktığında ego boostu da bir kenara bırakırsak, aklı başında bi insan sırf bi hafta mesajlaştı diye kimseyle görüşebilecek kadar da güvenmemeli zaten. O güveni vermiyo da olabilirsin ki normaldir.

Türk kızının özgüven problemi var, normaldir.

bence dengesiz kızlar denk gelmiş cidden sana. problem sende olsa konuşma, görüşme ayarlama safhaları gerçekleşmez zaten.

sitenin reklam almasında sakıncalı durum teşkil eden bir takım sorular yüzünden kapandı google alakalı. bir yandan da çok troll var falan. ama asıl sebep. illegal sitelerle alakalı soru istek vs gibi şeyler.

en birinci sebebi; derbi maç, konser vs dönemlerinde karaborsa bilet satabilmek için beşer onar hesap zulalayıp, biri uçtukça diğerinden karaborsa ilanı açan kullanıcılar.

googlea gazete arşiv yaz. hemen hemen her gazetenin kendi arşivi var.

sanırım şu işine yarayabilir;

gazete.netgazete.com

sorabilirsiniz.

Buyrun sorun.

esenyurttan ev alınmaz.

bankaların internet şubesinden gram al

Hakikaten, ne fark ediyor?

çeyrek ya da gram fark etmez o kadar sonuçta uzun vade yatırımı yapıyorsun ,
ben enpara'ya at derim öyle uğraşacağına 700 lirada ayda 6 lira garanti .

"ne fark ediyo aq" diyeler 2 çeyrek fiyatlarına ve 1 yarım fiyatlarına baksınlar.

edit: sadfasdf her kaynakta tutmuyormuş demek ki. @freekara hocam nereden baktın bilmiyorum ama kuyumcularda bu fark oluyor hep.

gram altın al. ya da altın hesabı aç...

Ben de hep iki çeyreğin fiyatının tam tamına bir yarım fiyatına eşit olduğunu gördüm. O yüzden dedim, ne fark ediyor diye.

ya ben altın hesabı açtım, ama ne işe yarıyor bilmiyorum aslında, sırf gadın anam çilekeş anam dedi diye para atıyorum, sonra zarar etmesek bari :/

hani dexter?

freaks&geeks

dexter, walking dead

the killing

dexter +1

dexter +1
House Md
Fringe
The Mentalist
House of Cards
Homeland
Hannibal
.
.
Ekleme: Breaking Bad

six feet under
dexter yazacağım ama, sen yazmadım say.

Tabi ki 24.

Black Mirror
Sherlock
Pushing Daisies'i sevmiştim küt diye bitti.

geçen sene 5.000 tlye mal oldu.dolar bu sene 2.00 üstünde olduguna göre sen hesapla.

3 aylık Kanada work and travelından 3bin TL'lik zararla çıkarsın.
(Çalışcaksın barınma, sosyal, yeme içme masraflarına gidecek. Ayrıca gönderen şirketin masrafları da dahil 3000 TL zararcıkla kurtuluyorsun)

Yani her şey dahil 3000 TL harcama yapman gerekecek.

2009 ve 2010 da hersey dahil yaklasik 3 bin tl'ye malolmustu. ben,ayda 4 bin dolar kazandim ama isim biraz uzmanlik istiyordu, maasim yuksekti benim.

Bu sorunun cevabı için çok çeşitli perspektifler var ancak benim görüşümde ilki ağır basıyor çünkü ben küreselleşmeyi daha ziyade McDonaldization algısıyla yorumlayanlardanım. Aynı şekilde Westernization ve Americanization gibi kavramlar da bu savı destekler nitelikte: Eğer sadece globalleşmeyi tek boyutlu ele alıp ne güzel oradan oraya geziyoruz, değişik kültürler tanıyoruz, Batı Doğu' yu görüyor, yanlışlarımızı düzeltiyoruz dersek bu çok naif ve zayıf bir argüman kalır çünkü kültür ve hakim kültür algıları siyasi ve iktisadi alandaki domine güçlerin etkisiyle şekillenir. Kısacası dönemlerin büyük güçleri kültürü hem bu imajı desteklemek için kullanır hem de bu imaj onların gücü sonucunda da meydana çıkmış olur. Ben ne sinemada ne edebiyatta ya da giyimde, yaşam tarzı algısında kültürlerin eşit şanslarla temsil edilebildiğine inanmıyorum. Eğer biz bugün sürekli yereli, daha az görüleni ve bilineni korumaya çalışıyorsak, fair-trade gibi kavramları ortaya atıp lokale ve onun temsil ettiğine geri dönmeye çalışıyorsak çözmek istediğimiz sorun, iyileştirmeye çalıştığımı hastalık da küreselliğin sonuçlarıdır. Bence mevcut güç dengelerini iktisadi ve siyasi çerçevelerden okumakta fayda var. Bunların görünür sonuçları da birey ve toplum psikolojisine sirayet ederek hakim algılar yaratıyor ve biz bu kültürel emperyalizm, küreselleşme okumalarımızı oradan hareketle yapıyoruz.

Tabii post- modern görüşlere göz atmanızda da fayda var, çoğulculuğu ve cohabitationın mümkün olduğunu savunanlar daha çok onlar.

PS: Alanım sosyoloji değil Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi ile Uluslararası İlişkiler ancak konu hakkındaki en genel geçer bilgileri yazmaya çalıştım. Bazı kavramların tam Türkçe karşılığını bilmediğim veyahut anımsayamadığım için arattığınızda alakalı makaleleri de daha kolay bulabileceğiniz İngilizcelerini yazdım. Umarım yardımcı olur.

aslında nereden baktığına bağlı olarak, ikisi de. hatta ek alternatifler de üretilebilir. hatta bu konuda cilt cilt kitap bile yazılır kestirip atmak çok zor. bu soru "sosyal bilim" şemsiyesi altına tamamen ya da kısmen giren her şeyin konusu.
ben şöyle derim, ortaya çıkış sürecine göre değişir.
örneğin batıdan dünyaya kültür emparyalizmi olması için öncesinde kitle iletişim araçları, markalar, pop idolleri...nin önce bir üst-küresel kültür oluşturulup sonra da bunun kültür emperyalizminin aracı yapmak için kulllanılması gerekir kabaca. sınırların kalkması ise tamamen teferruat, çünkü zamanlar her yer aynı olur.
bir diğerinde yine ortak bir üst-kültür oluşur ama bu kez diğer gelenekesl kültürler özlerini de asimile olmadan korurlar. mesela bizde dini bayramlar bu üst-kültürün nesnesine dönüşmüştür ama diğer geleneksel kültürleri de herhangi bir şekilde deforme/asimile etmez. bunu dünya çapına uyarlayın işte. işçi bayramı gibi. sınırların olup olmaması yine teferruat.

ya da üstteki ikinci örneiğimi avcı-toplayıcı/göçebe dönemlere dönmüş halini düşünün, o da bir çeşit küreselleşme olarak yorumlanabilir. kavram kullanmadığımdan biraz masal gibi oldu ama hep yorum yani bunlar; net cevabı yok pek.

güzel yazı defteri alıp tane tane ve yavaş yavaş yazınız. güzel yazı defterindeki çizgileredikkat ediniz. boşuna konmamıştır o çizgiler.

oturup adam gibi bisiler yazmai deneyeceksiniz. baska yolu yok. kaligrafi üzerine de bakabilirsiniz. ama not edeyim yazim igrenc ama öyle karakteristik ve ahenkli ki harfler tek basina igrenc olsa da yaziya bakinca güzel duruyor.

doktor olmaktan başka çaresi yok.
yazıyı düzeltmek çok zor.

bence de doktor ol. ya da eczaci ol kendi yazina benzer.yazilari kolay okursn

bende de aynı durum var tam çenemde 3 tane nokta, aralıklarla sivilce oluyor sonra izleri kalıyor sonra tekrar sivilce oluyorlar. Cildin yağlı olabilir, muhtemelen ondandır. Cildiyeye görün derim.

Erkekseniz tıraş bıçağıyla ilgili olabilir. Alnınızdaysa saçınızla ilgili olabilir. Sürekli kullandığınız kozmetik bir ürünle ilgili olabilir.

ben bilmem cildiye bilir ^^

rengi beyazsa yağ bezesi olabilir. genelde kendi kendine geçmez. Cildiyeciye gitmen lazım.

yaz okuluna çakışmaması zaten imkansız.bütler içince akademik takvime göre hareket edeceksin.

Bunun önlemini zaten önceden alabilirsiniz ancak, o da kalmayarak olur. Yani WAT gibi bir şey yapacaksanız dersler konusunda gaz verir işte size.

Ya oturup dersine caliscan, kalmiycan ya da kalsan da sonraki seneye bi sonraki yaz okuluna filan birakcan.

Bi dersten kalirsin, onumuzdeki sene alirsin, baharda devamini alirsin, yaz okulunda da aslinda baharda alman gerekeni alir toparlarsin.

marksizm'i ortaya çıkartan weberdir.
Almanya da bir devrim beklerken Rusyada olmuştur(ikisi içinde geçerli)
Weber asistansa karl profesördür.

en en kabaca, marx tüm sistemi üretim ilişkileri üzerinden yorumlamıştır. marx'a göre bütün toplumların tarihi, sınıf mücadelesinin tarihidir. iktisadi sebepler ile alt yapısal ezcümle her unsur, üst yapıyı teşkil ederler. weber ise biraz daha işin sosyolojisine kaçıyor. belli bazı kavramlara fazlaca vurgu yapmıştır. mesela statü, bürokrasi, otorite vs. özellikle protestan ahlak ile kapitalizm arasında kurduğu ilişki kendisini akademik anlamda ön plana çıkarmıştır diyebiliriz sanırım. marksizmi ortaya çıkaran weber değildir fakat. hegel'den etkilendiklerini söyleyebiliriz her iki isminde. en kabaca ve kısaca böyle ifade edebilirim.

marksizmi ortaya çıkartan weberdir.
marx kendi yorumlarında bile bir düşünürün düşüncelerini onun adıyla yaymanın tehlikesinden bahseder , weber ise tam tersi olarak marx öldükten sonra bu düşünceyi yayarak öğretiyi aktarabilme yeteneğini dener.
bunu da kendi günlüğünde yazar.
kaynak: uluslararası ilişkilerde düşünce akımları ve düşünürlerin rolü fransızcadan çeviri için yeni yüzyıl üniversitesi

burada bir polemiğin parçası olmak niyetinde değilim. fakat bilindiği üzere weber marx'ın emek değer teorisini reddetmiştir. birçok noktada marx ile weber ayrışırlar, hepsine tek tek değinecek değilim. türkçe kaynaklarda ne yazdığına pek itibar etmiyorum zira sosyoloji ayağa düştü türkiye'de. yeni yüzyıl adlı bir üniversite olduğunu az önce öğrendim. ithamda bulunmuyorum, yanlış anlaşılmasın. fakat tek bir cümleden genel-geçer bir kaideye varamam, bilimselliğinden şüphe duyarım.

ben 2009da yaptım, bir eğlence parkında, çok güzel zaman geçirdim, ve burada yaşamaya karar verdim, okulu bitirdim, yıllar oldu buradayım.
demem o ki, hayatını değiştirecek bir tecrübe.
daha da sade söylemek gerekirse; YAP

In the end we only regret the chances we didn’t take.
ingilizce falan demişsin ya gaza geldim bir an:)
gitmiş biri olarak git derim

ben de yaptım, bir eğlence parkında. (six flags işte ya) hayatımın sonuna kadar böyle bir yaz geçirmeyeceğim herhalde. work kısmı ayrı güzel, travel kısmı ayrı güzel. "sömürecekler, köpek gibi çalıştıracaklar seni" diyenlere kulağını kapat ve git.

ingilizcem çok düşük demişsin. daha 8 ay var. wat şirketlerinin bazıları bedava ingilizce alıştırma kursu veriyolar. vize görüşmesine kadar günlük sorulara cevap verecek kadar ingilizce bil yeter.

özetle kesin git. ve emin ol hayata atıldıktan sonra çok büyük ihtimalle 3 ay amerika'da duramayacaksın. 1 hafta durup geri dönersin en fazla.

seçtiğin işe göre gerçekten de "sömürecekler, köpek gibi çalıştıracaklar seni". bende böyle oldu mesela. ama pişman mıyım hayır bi daa fırsatım olsa gider miyim evet.

bu arada eğlence parkı iyidir. eğlence parkı seç

oncelikle yapacagin ise oranla cok buyuk paralar kazanicaksin. amelelik yapip aylik 5 milyara yakin para kazanacagimi soyleseler ana avrat soverdim ben insanlara halbuki oluyormus.

oncelikle dusunecegin ulan ucuz isci buluyorlar bizi kullaniyorlar. ki hakkaten oyle millet 3 ay boyunca amelelik yapmiyor. kisa sureli calisip cikiyor tatillerde sicak havalarda hasta oluyor falan. ama sonuc sen isini problem etmezsen guzel para kazaniyorsun guzel bir macera yasiyorsun ayrica elektronigin alisverisin dibine vuruyorsun.

sap gibi kalmazsin gezecek birini bulursun emin ol. 3 ay sadece selam verdigim bir irlandali ile beraber niagara turuna katilmistim. adam soguk nevale ama gezmek istiyor sonucta gayette iyi anlastik. Hele turk murk ararsan tonla bulursun.

sevgilimle gittim miamide mustang kiraladim ve su an hala hayatimdaki zevklerin tepe noktasi benim icin. acaba su noktaya bir daha erisebilir miyim diye dusunup duruyorum varsin sen dusun gerisini.

Git ama kazandığın tüm parayı elektroniğe harcayıp gelme, adam gibi gez dolaş bi daha görme şansın olmaz belki de oraları..

Gitmiş biri olarak sana tek sözüm, GİT !

milli takımlarda oyuncular maaş almaz.

Kazandıkları maçlar için prim alıyorlar.

belirli başarılarda pirim alırlar. o da eşit olarak dağıtılıyor bildiğim kadarıyla. onun dışında durumu müsait olan oyuncunun kamu görevine alınması gibi bir olay. takım çağırır, vatan-millet der gidersin.

500px de arattır

camper ve tibmerland sneackers

superga

tiger

superga, keds, new balance

adidas süperstar

Columbia, TheNorthface, Solomon, Merrel. Bu markaların trekking ayakkabılarını alın bence. Mis gibi. Şu yukarda adı geçen markalar çok klasik, herkeste olan şeyler.

Ya da kış için arıyorsanız yine bu markaların botları var. Azcık pahalı.

calvin klein

timberland

Şu hortumlu dünyada fil yalnız bir hayvandır-Ahmet şerif izgören
Aynalar koridorunda aşk-Mustafa ulusoy

Negatif Düşüncenin Gücü -Tony Humphreys

Kuledeki Küçük Adam - Harun Yahya

lensmarket.com iyidir.

lensmarket.com kullanıyordum birkaç ay öncesine kadar. başka bir yeri denemedim bile... şimdi de ihtiyacım olsa lensmarket'den başkasını tercih etmezdim.

lensmarket+1

lensmarket +1

lensmarket.com +1
ben de memnunum kendilerinden.

edit: yuh, ben yazarken sadece ilk cevap vardı, düşün o derece :)

viral yapın da bu kadar da yapmayın gençler :d

Kesin olur diyemem ama bi restore yap yedekleyip belki işe yarar

son yüklediğin zımbırtıları sil, olmadı backup alıp restore yap.

Ben bu yüzden 3 kere servise yolladım iphonumu. Bir şekilde düzelerek geldi. İnternette bir kaç tavsiye vardı:
1) Network ayarlarını sıfırlamak
2) Kapatma tuşuyla, ortadaki tuşa 5-10 sn basılı tutarak reset atmak.
Bu yöntemleri denedim işe yaramadı. Telefonu buz dolabına koy bile diyenler var. Yani yukardaki şeyleri yapmak telefona zarar vermiyor denemekte fayda var. (Buzdolabı dışında). Garantisi varsa yollayın servise tabi.
Bu arada @tmm 'a da katılıyorm. Sonuçta denemekte yarar var. Nedensiz bozulmuştu benimkide.

havalimanı gaziemir ilçesi sınırlarında ve arabayla 5-6 dk uzaklıkta. spesifik biyer bilmiyorum ama gaziemir'de bi kafe bulup sonra taksiyle 7-8 tl'ye kısa zamanda havalimanına ulaşırsın.

tansaşın arkasında şifa hastanesinin hemen yanında kafe-bar tarzı bir yer var orada izleyebilirsin, uzak dersen kipanın karşısında emlakkonutlarında da kafe-barlar var..

@redeath +1 ve ayrıca yarım saat sonra diyorsun. uçuşa yetişemeyebilirsin ama. 20 dakika kala kapıları kapatıp yolcu alımını durduruyorlar. maç bitmeden 10 dakika önce çıkarsan yetişirsin bence.

mesele nedir bilmiyorum fakat, bulunamaz. çürümüştür.

yavas bulsunlar saclari baslari dagilmasin.

bana da bi kaldıraç verebilirsen, dünyayı yerinden oynatabilirim. zor değil www.youtube.com

erhan afyoncu'nun anlattığına göre ve yanlış hatırlamıyorsam zigetvar seferi sırasında kanuni vefat edince tüm iç organları çıkartılıp savaş meydanının yakınına kurulan otağda tahtın altına geçici olarak gömülüyor. bu arada sokullu, ikinci selime haber vermek üzere birini gönderiyor. kanuni'nin yerine de birini yatırıyorlar ki öldüğü anlaşılmasın. sokullu, uzunca bir süre durumu gizliyor. savaş kazanıldıktan ve yola çıkıldıktan sonra sokullu kuran-ı kerim okunmasını söylüyor. herkes padişahın öldüğünü anlıyor. yolda oğlu ikinci selim'in kafilesine rastlıyorlar. oradan da istanbul'a getirilip defnediliyor.
yani iç organlar muhtemelen rastgele bir yere gömüldü şimdiye kadar ddefalarca çürüyüp toprağa karıştı.

padişahın iç organları kurban bayramında kesilen koyun iç organlarını gömdükleri gibi gönmemişlerdir heralde. büyük ihtimal bir sandığın içinde gömülmüştür onu arıyorlar gömdükleri yerede eski türklerdeki gibi bir kaç eşyada bırakmış olabilirler.(kılıç vs)

gezelim, görelim, güzel üniversitemizi tanıyalım amacıyla.

kızları gözden geçiriyorsun.

oryantasyonun sözlük anlamına baksaydın çakozlardın.

oryantalin sözlük anlamını bileydin iyiydi. turkish belly dance hesabı, havaiiye gideni dans ederek karşılayan, çiçekten örülme kolye takan manitalar var ya, onun gibi.

Peki extra soruda benden:

ios 7 ye gecen varmı?

ben ilk betası çıktığından beri ios 7 kullanıyorum, gayet memnunum.

(Bence) Çiftlikköyü geçince Altınkum var orası..

ben de altınkum diyecektim ki redeath söylemiş.

bir altınkum da benden

Deniz ne zaman ılıdı ki :D

öyle iyi anlamam fotoğraf makinasından ama aynı ürünü arkadaşım aldı gayet güzel bi alet. tabi profesyonel kadar bi beklentiniz olmasın bundan , dijitallerin çoğundan iyi performans alacaksınız.

Olur, fazla yediğiniz ilk öğünde vücudunuz her şeyi hızla depolamaya başlar kıtlık var diye, vermiş olabileceğiniz kiloyu hızla geri alırsınız.

Vücuda kıtlık olmadığını söylemek için bol bol su için , ara öğün yapın (yoğurt vs)

Ayrıca kuru kayısı (günde 4-5 tane ) yerseniz bağırsaklarınızın çalışması hızlanır :)

Öğle ve akşam sadece et ve salata tüket bunun yerine. Birer avuç da kuruyemiş. Çok net ve sağlıklı sonuç alırsın.

(bkz: intermittent fasting)

Çok güzel olur iyi kilo verirsin. Gevsettigin an vücut geri alir eski kilolari

(bkz: garantili zayıflama yöntemi/@compadrito)

Olimpos

kuşadası-kadınlar plajı.
iki yeri de avucumun içi gibi bilirim.

sadece yüzmek olmasa amacın, çeşme de bonjour'a git, limonata iç derdim. enfes!

kuşadası - güzelçamlı - millipark

tabiki cesme kusadasi amele yatagi malesef..
cesme dalyan da ozellikle denizi bi git gor.

hayır ama ilerlemez. ya da daha yavaş ilerler en azından.

Hayir. Aksine ilerleyen cok arkadasim var. Korktugumdan kontrole gidemiyorum ben de.

Gözlük tedavi degildir

takarsam/takmazsam, ilerler/geriler diyecek kadar basit bir durum değil. zaten böyle bir genelleme veya kişiye özel durum da yok. doktora gidin, hurafelerle yaşamayın.

bende astigmat gerilemişti mesela. ama gözlükle alakalı mı değil mi bilmiyorum.
miyopi de ise artış oldu.

niye lan geriliyor işte. benim ilk gözlüğüm 2 numaraydı, şimdi 0.75. miyop ve astigmat var. belki başka şeylerden bir şeyler olmuştur. Gözlük iyileştirmez diye ben de çok okudum. farklı bir şey olabilir bu.

gerilemez.İlerleyebilir

kuşadasında hala denize girilebilir. ama ben olsam riske atmaz ölüdeniz ya da kaş'ı tercih ederdim.

günübirlikçiler.. diyorum. kaş ve ölüdeniz diyen arkadaşa katılıyorum.

bu haftasonu alacatidaydim, denize giriliyordu. hava baya sicakti. pazartesi felaket bi ruzgar cikmisti biz donerken.

ebue bi ihtimal.

amrabat'ı

çocuğunu keser...

Muslera hariç herkes ihtimal dahilinde...

2. yarı drogbayı keser

amrabat zaten hali hazırda kesik

muslera
ebue
chedju
melo
sneijder
drogba

dedin mi bitti zaten?
chedju gibi gözüküyor ligde kesilecek adam

şampiyonlar liginde kimseyi kesmez alayını oynatır
bruma 18 yaşında, şu an kesilse de laf etmez sanıyorum ki

görecegiz.

dana yı.

şınayder i kessin. herif bi geldi takımın tüm dengesi bozuldu. terimle oynayacak adam değil zaten şınayder. ingiltereye falan gideydi iyiydi.

chedjou ve eboue olabilir maçına göre.

niye öyle riskli işlere giriyosun?

siz parmak basmayın tabii ki de, dilekçeyi yazıp altına parmağını basıp postayla gönderiversin ya da kargoyla.5-6 lira bir şey tutar, alır dilekçeyi gerekli yere verirsiniz.
imza yerine parmak izi kullanımında aksi halde özel belgeyi sahte hazırlamış olursunuz, fark edilirse hapis cezası bile var.

yurtdisinda yazip parmak basip gonderse?

durduk yere sahtekar damgası yiyeceksiniz, dilekçeyi mail atın, çıktısına parmak basıp postayla göndersin. ben böyle yapardım kesinlikle.

Ne kaybedersin ki ?

yaşlı diye imza yetkisi olmaması ne demektir yahu? kim neye dayanarak iddia ediyor ki imzanın geçersizliğini? yaşlanınca imza yetkisi falan kaybolmaz. parmak basmak sadece okur yazar olmayan kişilerin resmi evrağı imzalayabilmesi için ortaya çıkmış bir çeşit imza yöntemidir. babaanneniz isterse 150 yaşında olsun, okur yazar ise ve aklı başında olmadığı heyet raporu ile kanıtlanmış falan değilse istediği yere imza atar ve buz gibi de geçerlidir.

1.Amerikan mandası olmamız lütfedildi.
2.ABD ile aramızda savaş çıkmaz, çıkamaz. Biricik müttefikimiz ve NATO üyesi.

incirlik üssü soğuk savaş döneminde komünizm tehlikesi(!) üzerine abd ye verildi. o dönem ki amacı, silahlanma yarışında güç gösterisi yapmasından endişe duyulan sovyetleri caydırmaktı.

1- bize herhangi bir avantajı yok..

2- o üssü sen amerikaya değil, amerika sana kapatır..

1-menderes donemi disisleri bakani fatin rustu zorlu abd ile onlarca 2'li anlasma yapmistir. O donem meclisten yetki almisti, meclise danismadan tek basina anlasmalara imza atabiliyordu. Bircogu halen gizli bu anlasmalarin hatta demirel'in 70lerde bir donem aciklamasi var ben bile bilmiyorum bazi anlasmalari diyor.(zaten fatin'in idam edilmesindeki en buyuk rol bu). Karsiliginda bence demokrat partinin yeniden secilmesi garantisi verilmiustir, truman/marshall yardimlari falan vermislerdir. Cerez yani.
2-abd ile savas cikmaz. Turkiyenin yeri her daim bellidir, nasil cin rusya iran ittifaksa, turkiye abd ile oyle tarihsel ittifaktir. Ama de ki aralari bozuldu savas cikti ussu kullandirmazlar tabii abd'ye.

kapitalizm

yanlış bilmiyorsam evet çok önemsiz bir miktar aidatları oluyor.

bundan sonrakiler tamamen kişisel fikirlerimdir, dukunulamaz. ben belki de futbolla pek içli dışlı olmadığımdan bana itici geliyordur bilemem ama ben bu grupları çok itici buluyorum. maçlar öncesi bi stand kurup etrafında oturulup çay ve sigara eşliğinde muhabbetler edilir. ben böyle görüyorum. başka birşey yapılıyorsa bilemem.

yakın illerde maç olacaksa mesela otobüs falan ayarlanır maça gidilir. ha istanbuldaysanız zaten sık sık gidersiniz maça. amaç öncelikle sosyalleşemk yeni nisanlar vs. ama bence bunu yapmak için çok daha güzel gruplar mevcut.

1907 ünifeb için konuşuyorum.
şurayı inceleyebilirsin biraz bilgi için: www.1907unifeb.org
tabi geç bunları diyebilirsin de.
üyelik aidatı vs yok. tamamen karşılıksız şekilde fenerbahçe'ye destek olmaktır.
Destek olmanın yanında sosyal sorumluluk projeleri var çokça. 3 Mayıs ve 10 Kasım Anıtkabir ziyaretleri var. fenerbahçe'nin tribünlerindeki koreografi yapan 3 gruptan 1 tanesidir aynı zamanda. (koreografilerde masraflar tamamen yapan kişiler tarafından karşılanıyor.) diğer 2 grup vamos bien ve ck'dır. Herşeyi bir yana bırakalım dostluk ortamı çok başkadır. Birçok şehirde evin olduğunu her zaman bilirsin.

ekleme: (yapılan organizasyon olarak)
Yakın deplasmanlara gidilir, tavla turnuvaları, paintball turnuvaları, şehitlik, huzurevi ziyaretleri, halısaha maçları, maçları hep beraber izlemek gibi birçok faaliyetler de oluyor.

Belli bir aidat ödenmiyor. İlk girdiğimde kart ücreti ödemiştim sadece, o da kulüp kasasına girer ve grup harcamalarına (pankart, söyleşi giderleri vs) içn kullanılır. Onun dışında atkı, polar, mont vs alınacaksa onun ücreti ödenir.
Amaç belli işte, okuduğun okulda seninle aynı takımı tutan insanlarla tanışma, takıma destek olma, pankart boyama, sosyalleşme vs.. Destekten kastım sadece futbol veya basketbol değil tabi ki. Benim okulumda aslan payı futbolla beraber tekerlekli basketbol takımınındı. Maçlar dışında huzurevi ve çocuk esirgeme kurumu ziyaretleri, sosyal sorumluluk kampanyaları, sosyal aktiviteler, kulüp sporcularının katıldığı söyleşiler, Anıtkabir-Çanakkale vb ziyaretleri olur. Aslında bayağı sosyal bir ortam var içeride.
Stand olayı genelde her dönem 1 defa her kampüste yapılırdı benim zamanımda, maksat yine yeni üye çekip grubu tanıtmak.
Uni iyiydi de, ultraslan'ın içindeki saçmalıklardan dolayı bırakmıştım.