Ekşi Duyuru

www.eksiduyuru.com


daha önceki yıllarda da benzerlerini yaptık. Bu sene birz erken geldi kar. Sene bitmeden karın tadına varacağız gibi.

 

Plastikten cama geçtim ama camda da alüminyum kapak oksitleniyor ve kapak simsiyah. Bayağı etkiledi bu durum vücudumu.

www.mamontenka.com

Bazı plastikler öneriliyor, daha farklı deniyor ama onlar hakkında da buna benzer bir sürü eleştiri var. Plastik sonuçta. Yazları o sıcağa cam kadar dayanması zor.

Camlarda da alüminyum kapak olmayan bulamıyorum. Teneke kapaklılar var. Mantar tıpalılar var ama genelde zeytinyağı şişeleri.

ÇAntada taşımak için uygun kapaklı bir cam şişe lazım. Plastik kapaklı da olabilir.

 

www.youtube.com

Gerçekten böyle acımasızlıklar mı var, çok hüzünlü :(


 

Sunum için bir şeyler lazım da. SOn haftaya bırakınca 6-7 şey birikti, uzun uzun araştırıp yazamayacağım. Hazır bir sunum ya da kaynaklar varsa bildiğiniz iyi olur.

Bir et şu kadar su harcarken bir buğday şu kadar gibi tarzı.


 

Şu markayı kullanıyorum resimdeki

www.google.com.tr


75 cl. 1-2 aydır kullanıyorum. Hafif laçka olmaya başlkadı kapak, doğru kapatmayınca sızdırıyor.

BUgün farkettim kapak içi hafif siyahlamış. Belki hep öyleydi de bileimyorum. Plastiğin zrarlarından kaçarken vücuda metal partikülleri alıp haşat etmek var. GErçi sağlık yüzünden cama geçmedim.

Fazla araştırmadım ama çok az yerde var bilgi ve alüminyum kapak olduğu için hemen tüketilmesi öneriliyor. BAşka da cam şişe markası bulamamıştım doğru düzgün. Pınarın vardı o da aynı metal.

Ya bu meyve suları var cam şisede, onlara dolduracağım artık, kapakları alüminyum değil ama ney bilmiyorum. Ya da başka alternatif bulacağım. Plastiğe dönmeye, her gün su şişesi satın almaya niyetim yok.

Bu konularda bilgisi olan var mı?

 

Var mı kafanızda bu tür uygulamalar? Mesela twit atıyorsunz, o uygulama o twiti inceliyor ve o twite uygun şarkı linkiyle o twiti paylaşıyor gibi.

Ya da az bilinen güzel uygulamalar?


 

İnsanları hemen yadırgamamaya yaftalamamaya çalışırım, önce empati yapmaya çalışırım, anlamaya çalışırım. Anlamadıktan anlatamadıktan sonra konuşmak tartışmak bir şeye yaramaz. Ya da sözde elit kesimin yaptığı gibi cahil onlar deyip kapatmak konuyu.

Yaşadığı ylları, sosyoekonomik yapısuını, arkadaş çevresini, bilgi donanımına katkıda bulunmuş olabileceği kitap film dergi eğitim seviyesi gibi araçları düşünerek.

Bu olayda da başlıkta yazdığım gibi, tayyip filan soya sütünden çıkmış ak kaşık. Paralelin savcısı dava açıyor sahte belgelerle, muhalefet sahte şeyler üzerine bu kadar gidiyor. Sıfırlar görüntüler tapeler hepsi sahte. Yani bir bakıma vicdanı rahatlatmak içni uydurulan şeyler gibi.

Ders çalışmaya başlayacak öğrencinin ders çalışmamak için beyninin ürettiği oyunlara benzetiyorum, temizlik yap odayı düzenle git ekmek al gel tarzı.

Aslında bir şeye dine partiye futbol takımı gibi şeylere sıkı sıkı sarılan insanlarda bu olay çok görülüyor. Et yiyenlerin et yeme olayını öyle yaratıldık,et yemezsek ölürüz gibi içi boş argümanlarla kendilerini rahatlatmalarına benziyor.

Bu olay üzerine devam edersek yiyor ama çalışıuyor olayı o var, o ayrı bir şey.

Yani sonuç olarak sorumu sorayım da soru olsun, acelen ne, bekle Firuze?

 

ARkdaşınızla yürüyorsunuz, başka bir arkadaş karşıdan geliyor ve merhaba nasılsın deyip duruyorsunuz. O esnada yandaki arkadaş kendini kötü hissetmesin vs diye klasik tanıştırma yöntemi, elle gösterip isimleri söyleme, memnum oldumlar. SOnra normal muahbbete devam onla, karşıdan gelenle. ÖBür arkadaş tanışmasa da olurdu. MUhabbet zaten kısa sürüyor, ayaküstü sonuçta.

Hadi gel bir şeyler içelim, biz şuraya gidiyoruz demedikçe o ikisi arasıdna samimiyet olmuyor. Biraz boşa tanıştırmış gibi olunuyor sanki.

Bir daha belki birbirini görüp selam da vermeyecekler. İsmini bile hatırlaamyacak.

Bu tür arkdaşların arkadaşları olayına çok sıcak bakarım. Kimlerle tanışacağın, ne tür ortamlara gireceğin hiç belli olmuyor. Uğraşsan da tanışamayacağın insanlarla tanışıyorsun da bu anlattığım olay farkl biraz.

Sizin başınıza geliyor mu?

 

yesilist.com

Burda mesela israf edilen bazı artıklar belirtilmiş. BÖyle çok şey gidiyor çöpe, doğaya karışamadan.

İmkan olsa sebze artıklarını kompost için biriktirmek iyi olurdu da. Kompost, bu organik atıkların toprağa yığılıp uygun bir şekilde, gübre elde edilmesi sağlanıp verimli toprağa dönüştürmesi gibi bir işlem.

Bİr kaç kez denedik de, çok uzağa götürmek taşımak gerekiyor. Kadıköy Kuzguncuk gibi bostan olan yerlere.

Genelde vücut bu kabukları sindiremiyor olsa da ben normalde çoğu şeyi kabukla soymadan yemeye çalışırım da patates, kivi ama mandalina kabukları, kiraz sapı, muz kabuğu bu gibi şeyler için zor. BUnları değerlendirenler var mı, neler için kullanıyor? Mesela portakal kabuğunu kurutup sonra yemek gibi?

 

Milyonlarca, milyarlarca yıldır var olan bir gezegen,Dünya. Ne buzul çağları, ne meteor felaketleri atlatmış. Ne hayvanlar, canlılar gelmiş geçmiş üzerinde. Koskoca dinozorlar, 150 milyon yıl yaşamış. Tertemiz bir gezegen bırakmış hepsi.

Neandertanlar, antesorlar, erectuslar da geçmiş bu yollardan. Ve sonra işte, homo sapiens çıkıyor piyasaya, 200 bin yıl önce. Özellikle son 50 yılda da, milyonlarca yıllık verilmeyen zarar veriliyor gezegene, o süper beyinleriyle. Gerçek sahibi tabirini kullanmayı sevmem de, gerçek sahipleri bitkiler ve hayvanlar dışlanıyor, ötekileştiriliyor, katlediliyor.

Yakın zamandaysa uzaya, marsa insan yollayacaklar, orda üreme sağlanacak, oraya da sıçrayacak bu açgözlü ırk.

 

BAna en yüksek limiti veren karttı bir aralar. Haziran gibi 30 lira kesti aidat olarak, iade talep ettim kabul etmediler. Bankalar birliğine başvurdum, 1-2 ay sonra evime postayla ttebligat yollamış. REddedilmiş.

Sebepse haziran ayında ekstremde 30 lirayı, aidat ücretini görmeme rağmen kartı kullanmaya devam etmişim. 10 yıl geriye dönük aidatlar alınabiliyorken, ben de bunu alacağıma inandığım için kullanmaya devam ettim.

Tüketici hakem heyeti yolu göründü artık. Ama önce bankayı arayıp kartımı kapattırıyorum, 30 lirayı verin yoksa çarşı karışır diyeceğim, vermezse de kapatacağım gerçekten. Öğrencilerden aidat almayan bir sürü kart var. Felsefemle biraz çelişki yaşasam da bırakıp bırakmamayı şu an sorgulamak istemiyorum kart kullanımını.

BU şekilde rest çekilince çevremde, ailemdekiler hep olumlu tepki almış, geri yüklenmiş ama onlarınki büyük bankalar. BAnkasya gibi değil.

Kartı kullanmaya devam ettim diye bir olay olabilir mi, başına gelenler naptı bu tür olaylarda?

Bİraz da karalayayım. Atm leri habire bozuluyor, bir sürü yer değiştiriyorum bulmak için borç ödeyeyim diye. Faiz olmayacak ya haram ya, faiz diye bir şey yok ama 50 tane şey yazıyor faiz yerinde kar payı vs, geciktirmediğim halde kar payı filan alıyor. Garip bir banka. Çevremdeki kadın erkek ilişkileri gibi, mutlu değiller ama o olmazsa sanki başkasını bulamayacak gibi bir saçma histen belki.

 

Kötü şeyler yaşadınız, hepimiz yaşamışızdır. Bazılarımız çok çok kötüsünü yaşamışızdır. Başka insanlar o şeyleri yaşasa belki kaldıramayacaktı.

Peki hiç umutsuzluğa düştünüz mü hayatım bitti, bundan sonra düzelemeyecek, buraya kadar, ne bileyim aşksa hayatımın aşkıydı, onun gibisini bulmam zor fakat şu ansa o olayla yakından uzaktan alakası olmayan bir konumda, iyi bir durumda?


 

Nasıl başediyorsunuz ya da rahatsız etmiyor mu?


Benim aylardr dokunmadığım saçım ve önler güçsüzlüğünden mi nedir hep düşmekte ve sürekli elimle alıyorum. Bandana filan taktım ama srekli takıp havasız bırakmak istemiyorum. Saçımı kestireceğim de şu soğuklarda yapmak istemiyorum, önleri kesip kısaltacağım sanırım en son çare gibi.

 

Lanetli olduğunu

kara büyü yapıldığını

efsun yapıldığnı

basiretinin bğlndğını

önceki hayatlarınndak günahlarının bedelini çektiğini

negatif enerji çamberinden sıyrılamadığını

pşisik korunmasını beceremediğini

şanssız, talihsiz, kadersiz , Tanrının üvey evladı vs gibi şeylerden biri olduğunu düşünen var mı kendisinde ya da bir dönem?

 

ÖĞrenci belgesi almak için okula , devlet üniverstesine gittim. 13.00 civarı. 13.10 civarı geldiler tatilden memurlar. Neyse bu sorun değil, olsun o kadar. Öprenci gelgesi istedim, sistem kapalı dedi görevli. Daha önce pek olmamıştı böyle. Ne zaman gelir filan dedim, belli olmaz arada uğra dedi bugün.

2-3 saat içinde gittim 3-4 kez, somn kez gttğimde bayağı konuştum, niye istiyorsun dedi, anlattım. GSS borcu çıkmış, onu kapattırmak için, af haftası filan dedim.

SOnra dedi senden önce biri geldi, ona bakmış geldiğinde, sistem açılmış, benim de sorunum benzer diye borcum var diye benim kartımı da istedi, belki açılmıştır sistem diye. ÖĞrenci kartını verdim ve belliydi zaten, çıkarttı belgeleri.

Ya sistemi f5 yapmaya üşeniyordu ya da istediğine belge veriyor.

Şimdi bana güya iyilik yaptı 2 saat sonra yalvar yakar vererek. 13.00 civarı verebilecekken. 15.00 gibi aldım. 1 saat yol geldim sonrasında muhitime, 16.03da vardım SGKYa, 2710 idi sıra numaram. Önümde 57 kişi vardı. 16.20ya doğru 2703e gelmişti, başarabilirdik ama 16.27de kapattı devlet sistemi ve haftaya kaldı.......

Yani sekreter memur kadın yüzünden oldu deyip onu suçlamak istiyoeum. Daha önceki günlrde de gidebilirdim de, kadının keyfi öğrenci belgesi verdiğini düşünüyorum. Sebebini de çözemedim, 2 dakikalık iş öğrenci belgesi vermesi. Kağıt parası filan ondan gidecek hali yok, bunun sebebini anlayamıyorum.

Dekana mail atacağım, dekan da bizim bölüm başkanı ve beni sever. Kötü şeyler olsun da istemiyorum ama böyle devam etmemeli.

 

ADam Papayı ikinci kez getirdi ayağına. Sarayına getirdi daha ne olsun. Mhpli olarak gelecek seçimde oyum Akpye artık.




 

eler?

Batak go gomuku reversi solitaire satranç dota lol age of?

Ne tür bir katkı sağlıyor size, yapay zekaya karşı mı oynuyorsunuz yoksa insana mı?

 

Günde bir kez uyumak yerine, iki üç kez ama azar azar uyumak.

Gece uyumak yerine gündüz uyumak.

8 saat yerine bir gün 10 bir gün 2-3 saat uyumak gibi.



Dönem dönem uyku düzenimi değiştirmeye çalışsam da yine alışıldık sisteme dönmem kaçınılmaz oluyor.

 

Bir arkadaş grubu var, aslında biraz politik bir grup. ORda şans eseri güven sorunu olduğunu farkediyorsunuz. Bana güvenmeyen insanların arasında yerim yok deyip kafama sıkar giderim mi

yoksa o kadar şey yaşadık, güzel şeyler başardık, çok şey başaracağız, güvenmeseniz de devam etmek istiyorum ama daha mesafeliyim mi?


 

Bir kişi, bir iş, bir sosyal yardım faaliyeti, bir hobi, nedir dünyaya geliş ya da gönderiliş sebebi? İnsanların dünyada bulunmasının bir amacı var mı yoksa müzeye gider gibi ilgimnizi çeken şeyleri incelemejk için mi?iş sahibi olup eve akşamları gelip sonra evlenip çocuk sahibi olmak, devlete hizmet, vatana hizmet.



Bana göre yaşamın amacı, amacı ya da amaçları olan bir hayat ama hala o amaca ulaşamadım, aslında farkında gibiyiim az çok ne için bulunduğumun da çok az şey yaopabiliyorum o amaca yönelik. Engeller var, aslında bahaneler.

 

Fazla uyku olsun, boş boş sitelerde takılmak gibi şeyler olsun.

YOğun iş okul vs saatlerinden sonra biraz da boş vakit geçirmek hakkım mı diyorsunz yoksa sizi üzmekte mi bu boşa harcadığınızı düşündüğünüz zmanlar?


 

Filmlerde, dizilerde genelde mesela parasını buluyyor ve iade ediyor zengin kişiye. Zengin kişi karşılığında bir maiktar para vermek istiyor ama kabul etmiyor. Bunun aksi olan çok az sahne gördüm. Sizin hatırladığınız var mı aksi olan?

Bu gibi şeylerle bir nevi bilinçaltı mı çalışıyorlar acaba? O parayı kabuletmenin gururla ne ilgisi olablir, belki gurur gibi şeyleri takmadığımdan mı böyle düşnüüyorum bilemedim.


 

Peki bu insanlar nasıl sağlıklı yaşayabiliyor?

İlkokulda da öğrendiğimiz gibi hayvan bitkiyi yer, bizse hayvanı. Başka türlüsü nasıl mümkün olabilir ki aklım almıyor. Elimin altında internet var, bir sürü makaleler var orda yazsam ama ilkokulda öğrendiğim teorimde ısrarcıyım, veganlar sağlıklı yaşayamaz, hatta süt içmedikleri için çok hasta oluyorlar. Etrafımda hiç bitkisel beslenen yok ama bu teorimin doğruluğunda ısrarcıyım.

Çünkü ben Türkiyede yaşayan ortalama bir vatandaşım ve her konuda en iyisini ben bilirim, isterse 20 sene önceki bilgilerim olsun onlar yine de doğrudur.

 

götürülecek. Yüzyıllardır oralarda gece gündüz yaşayam bu canlıları alıp tıkış pıkış beton hapisanelere koyacaklar, ölenler olacak. Öldürülecekler belki, öyle söylentiler de var.

Bu konuda düşnüceleriniz neler? Eylemlere destek olur musunuz?

(merak edenler için barınak
www.sariyerposta.com
)

 

MAyın tarlası aklımda var da kasıntı bir şey olmasına gerek yok. tic tac toe istiyordum ama kabul olmuyor. Bir ödev için lazım.

Bir de tabi algoritma bulmak lazım.

Size göre ne var kolay olan?

 

Karın içine taş koymak yasak.
1 metreden yakından kafaya atmak yasak.

Kardan insan, hayvan ve kar kayağı etkinlikleri de olacak aynı zamanda. Önce kartopu savaşı.

 

Hİçbir şey sebebi, mazareti olabilir mi öldürmenin, ölümü savunabilmenin?

Bir takım şeylere,inanışlara bağlı olmak, o şeylere karşı çıkan hatta bağlı olmayan insanlara zarar geldiğinde, iyi olmuş diyebilmek nasıl olabiliyor?


 

ÜCretsiz olanlar da var da onlar da pek tatmin etmiyor ve sık etkinlikler gelmiyor oralara.

Mesela Jay jAy JoHanson geliyor şimdi aralık ayında ve giriş 35 lira.

Ben mi abartıyorum yoksa diğer ihtiyaçlara fazla para harcamadığım için bu tür şeylere düzenli harcayınca mı böyle oluyor bilemedim. Siz ne kadar ve ne tür etkinlikre harcarsınız?

 

Grup olarak gidilebilecek ne tür aktivirteleri öneririsiniz İstanbulda? LAzer tag mesela giden oldu mu hiç?

Paintballda bayağı mermi harcama durumu ve yaralanma durumu var. Lazer tag daha iyi görünüyor.

İlla savaş dövüş değil, başka bu tür outdoor extreme filan da olabilir.

 

Neler denir ki?




 

Milanodakinde mesela asagıda sahne bile var. Burdakindeyse güneş panelleri var mesela.




 

Çörek otu tohumu, kenevir tohumu gibi şeyleri kullanmaya başladım ve tembellik edip öğütmek yerine ya da ağızda iyi çiğnemek yerine öğütülmüşünü alıyorum.

KEten tohumu hakkında bir yerde okuduğumsa 24 saat içinde tüketilmezse sonrasında vcuda zararlı olabileceği.

Gıda mühendisleri filan belki vardır bu olayı bilen. Bu kadar çabuk bozulması mümkün mü? Doğru kullanım şekli nasıl olabilir, yemekle birlikte ya da yemekten önce? Çörekotunu yemeklerden önce mesela?

 

www.youtube.com

Free run parkour olarak anılan bir spor mu desem uğraş burda yapılan. Türkiyede nerlerde yapılıyor hiç araştırmadım. BUrda yapan, ilgilenen var mı?


 

İndirim siteleri kampanya siteleri var ya, oralarda 10 liraya fırsat ürünleri oluyor ama hepsi asya tarafında, beykoz da filan. ve sitelere güvenebilir miyiz bilmiyorum, 50 mermi + kıyafet 10 lira diyor ama diğer fiyatlara baktım internette, 20 liradan başlıyor genelde. yani fırsat siteleri ucuz, ucuz diye belki bir alet vermeyecekler gibi bir hisse kapılıyorum.

sizin bildiğiniz var mı ucuz ve özellikle merkeze yakın mecidiyeköy de filan?


 

Ben açık çörekotu aldım. susam gibi siyah ve küçük. internette resimlere bakıyorum, karpuz çekirdeği büyklüğündeler genelde.

benimkisi öüğütülmüş de değil. ağzımda yine ezmem gerekiyor. blender işe yaramadı.

öğütülmüş almak çünkü zararı olabiliyor çok beklediği için açık.

sizdeki çörekotunun boyutu nedir, ben mi yanlış aldım, kandırdılar mı acaba (bkz: yine mi dolandırıldım )

 

Dişlerime zararı olacak diye korktuğumdan blendardan geçireyim diyorum. Sabahları yulaf + soya sütü (bkz: vegan ) (bkz: ağaca,hayvana özgürlük ) yiyorum, oraya parçalanmışları koyayım diyorum.

100 gramda 20 gram protein olduğu iddia ediliyor. protein ihtiyacımı karşılamak için yiyorum. eğer bu leblebiyi parçalarsak, kabuğu soyulacak ve içindeki peptit aminoasit her neyse bozulmaya uğrar mı? kayıp vermek istemiyorum.


 

İstanbul için katlanabilir bisiklet alacağım. Bütçe 600 lira civarıydı ama bu bütçeye pek bir şey yok. O sebeple 1100 civarı düşünüyorum şu an.

Dahon Eco C7
Dahon VYBE C7A
Dahon jack 26 (hala 20 mi 26 jant mı alsam kararsızlığı var)
Pirinfarina 26 jant
giant expressway 2
tern link c7
aralarında kaldım.

Fiyatları birbirine yakın.

Bunların dışında kalan bianchi, salcano, ümith, bfold gibi markaları düşünmüyorum. Yorumlar kötü onlar hakkında.

Bu markaları kullananlar yorum yapabilir mi acaba? Her gün 30 km gidip geleceğim ve hızlı gitmek istiyorum. Esnemesin, hızlı giderken sorun olmasın, yokuş çıkabileyim istiyorum. 177 boy 72 kiloyum.

 

Dell marka bilgisayar.

Wirelesste sorun vardı, açtık. Bayağı laçka oldu kapatırken. Bİr çipi de takmayı unutmuşuz kapatırken. Şu an 2-3 vidasını anca tekrar açabildik çünkü laçka olmuş. Ne şarjlı tornavida, ne el tornavidasi etki ediyor.

ne yapılabilir?

 

Merhaba.

İstanbul beylikdüzünden her gün Cevizlibağa gideceğim ve mümkünse geleceğim. 30 km aşağı yukarı bu yol. Gİderken yokuşlar fazla yok, inişler var. Gelirken yokuş çok var, o yüzden arada katlanır alabilirsem otobüse filan binebilirim.

Amacım şu, sabah 7de o metrobüse binmemek, o atmosferi solumamak. Psikoloji bozuyor gerçekten. O yüzden bisiklete yöneldim.

Ve mesela kafeye filan gidersem sinemaya, dışarda kilitlemek istemiyorum. Daha önce çalındı çünkü. Yanımda götürmek istiyorum. Özellikle gece saatlerinde.

O yüzden katlanılır olacak gibi ama hangi jant ve model olacağı kpnusunda günlerdir araştırıyorum ama kararsızım hala. NEt şeyler yok.

arkadaşım 16 jant brompton kullanıyor aynı yolda ve memnun. 20 km ortalama hızla gidiyor ve hızlanınca kontrol kaybetme gibi sorun olmuyor ve yokuş çıkabiliyor.

Bromptonlar pahalı, o kadar para veremem. Hem de buraLARDA fazla görmedim. Önce 400 lira bütçem vardı ama taksitle olursa 800 filan da olabilir. 1000 e kadar çıkarım sanırım. Güzel gözüksün, havalı olsun değil, istediklerimi vermesini istiyorum.

Pirifani 26 janta aklım takıldı. Hızlı gitmek istiyorum çünkü, her gün 50 60 km yol yapacağım. 26 jantla daha hızlı gidilir demiyorum ama hızlanınca kontrol kaybetme filan olmuyormuş söylediklerine göre ve 60 kmye çıkan varmış o bisikletle, kullananlarda söylüyor.

2. el ya da sıfır arasında kararsızım, çünkü 2. ellerin sıfırdan farkı yok fiyat olarak. Ve taksit seçeneği yok.

Salcano İzmir, dahonlar var genelde 2. el olarak gözüme ilişen. Decathlonda 450lilik bisiklet var ama önermiyorlar. Her gün 3-4 saat gideceğim, oturacağım üzerine. Buna dayanabilmeli ve rahat ettirmeli.

Boyum 177, kilom 71 civarı. Kondisyonum iyi.

Aklımda pirifani var, biraz büyüktoplu taşıma için ama bacak arama sığdıarbilirim diye ummaktayım.

1-2 aydır araştırıyrum. Kış yaklaşıyor ve kar tağmur başlamadan alayım, normalde havada ilk kullanışlarımı yapayım istiyorum ama yağmur başldı bugün.

Çabuk karar vermek de istemiyorum. Gerçekten kararsızım.

İStediklerimi özetlersem:

- 5-6 yıl gitmesi
- Her gün 3-4 saat kullanımı kaldırabilmesi
- 30 40 km ye çıkabilmek ve sorun yaşamamak
- Herhangi bir esneme sallanma vs olmaması

Alüminyum daha iyi gibi ama genelde pahalılar.

KUllandığınız bisikletler varsa yorum yaparsanız, görüş söylerseniz sevinirim.