Ekşi Duyuru

uzaydan görünmek'i tanımlamalı önce. teleskobu olan uydu gelir zoom yaparsa görür tabi.

ne kadar yakından baktığına bağlı. yoksa benim ev de görünür. atmosferin hemen dışından çıplak gözle ise... buradan bakınca görünmüyor ama: upload.wikimedia.org

hurafe. dünya yüzeyindeki insan eliyle yapılmış hiç bir şey uzaydan çıplak gözle görülemiyor.

göğe ne yakınsa onun görünme ihtimali daha yüksek gibi geliyor bana. dolayısıyla görünse görünse everest görünüyordur.

o varsayım ne yazık ki reddedildi. uzaydan dünyaya bakıldığında görünen her şey tanrı'nın ürünü, insan etkisi -değil yapı, küresel ısınma neticesinde denizlerin hacminin artması bile- uzaydan bakıldığında sezilemez.

uzay dediğin ne kadar yükseklikten bahsettiğine bağlı. "karman line" denen çizgi dünyanın atmosferinin bittiği ve dış uzayın başladığı yer olarak kabul ediliyor mesela. bu çizgiden çoğu yapı, şehirler vs. gözükebilir. ama mesela insanlı uzay araçlarının bulunduğu dünyanın alçak yörüngesinden çoğu şey gözükmüyor. çin seddi de gözükmüyor. astronotlar da doğruluyor bunu. yaklaşık 2000 km yüksekikte burası. ama dünyanın yörüngesinden otobanlar, barajlar ve şehirler seçilebiliyormuş mesela. çin seddi'ni görmek bunları görmekten çok daha zor yani. aydan hiç bişey gözükmüyor.

uzay derken atmosferin üstü kastediliyor orada.

www.itf.istanbul.edu.tr

ben bugün gittim çapa ilik bankasına.iki tüp kan alıyorlar.örnek için.eğer doku tutarsa diğer testler yapılıyor,hepsinde uyumluluk sağlandığında ilik nakli gerçekleşiyor.

yani sadece çapa'ya gidip kan merkezi ünitesine ilik bağışı için form doldurup iki tüp kan vermeniz yeterli olacaktır.

bu verdiğiniz örnek dünya ilik bankasına da gönderiliyor.

cesaret bulduysan gerisi kolay bence. koy ver gitsin ,elbet gelir devamı . Güncel konulardan konuşabilirsin mesela bence

koyver. yazmak değilse muhabbeti kötüyse çekilmez ama. belki de konuşcak bir şey yoktur. salla bir şeyler umursamazsa boşver.

ortam gözlemi yapın, örneğin otobüste çevrenizde bir olay varsa, komikli yorumunu yapın, içinizden geçen fikri dıştan söyleyin. ... (deli de sanılabilirsiniz gerçi ama).

sadece muhabbet açacaksan aklında ne varsa söyle.
normal konuştuğun sürece zaten kötü bir tepki almazsın.
ama sağı solu belli olmayan kızlar var. dikkat et.

türk kızı' na hiç muhabbet açmaya çalışmayın bence. dengesizlikte uzay oldukları için ne yapacakları belli olmaz.

daha bugün bunu bende deneyen oldu. Almanca bişiler söyledi anlamadım :)) yani önce dilini bildiğinden emin ol

sen alkolik olmuşsun.

Normal. Bira içerken yaşadığın hoş olan/olmayan şeyleri anımsıyor olduğun için canın bira içmek istiyor olabilir.

sadece kendi açımdan söylüyorum bence hafif alkoliklik var. canın bira çekebilir ama her gün içmek istemen ve markete gitmek için üşenmemen biraz sakıncalı geldi bana. bir de sanırım belirli bir dönemle de kısıtlı değil, uzun zamandır devam ediyor.

@hayley williams...

yok son 3 haftadır böyle her gün içesim geliyor. interraildan döndüm döneli yani

yazın hergün bira içiyorum. bir tane iki tane içmeyince yokluk falan çekmiyorum sabah kalkınca içesim falan da gelmiyor bu durumdaysan mesele yok ki bazen alkolsüz bira bile içtiğim oluyor.

siyah olanı, asker malzemeleri satan yerlerde, alt geçitlerde vs bulabilirsin

veri yılları mı farklı acaba?

ikinci linkte sadece büyük şehirler karşılaştırılıyor. ilk linktekiler ise düz hesap... kimde çok kelle var.

Kabaca aciklamak gerekirse ilk link sehir nufusunu ikinci link metropol nufusunu gosteriyor. Farkli kavramlar oldugundan istatistiksel bilgi de farklilik gosteriyor. Turkiye`de pek yaygin olmasada, bir cok yerde (en azindan, japonya ve Amerikada ) insannlar sehirde degil de, sehire yakin suburb bolgelerde yasamayi tercih ediyor. Ikinci linkte metropol dedigimiz, yani sehir+suburb populasyonu ele alinmis. umarim, aciklayici olmustur.

Ahmedabad'da insanlar birbirine sürterek mi dolaşıyor.
nasıl istatistik bunlar?

ozzy haklı.

ilki urban.
ikincisi urban+suburban. metropolitan bölgeler diye de geçiyormuş. how i met your mother'da lily ve marshallın taşındığı yer gibi.

ayrıca 20-35 milyon nüfus diye istatistik mi olurmuş. ingilizce versiyonlarında açıklamalar çok daha güzel.

en.wikipedia.org

Türkiye'nin hiçbir yerinde böyle bir şehir yok ülkenin çeyreği İstanbul'da zaten.

Not: Yurtdışı kastedilmiş dendi batı dendiği için şuraya bakarak yok diyoruz yine :)
en.wikipedia.org

şehir mi?
toplasan bölge mi yetişmiyor.

paris tabiki 50 milyon değil.

edit: silinmiş o cevap

dünya yuvarlak olduğu için istanbul'un batısı en sonunda yine istanbul olacaktır. bundan dolayı google'a dünyanın en kalabalık şehirleri yazıp enter tuşuna basmanız sizin için en hayırlısıdır. (kafirun 45)

istanbul kadar nüfusu olan ülke bile az avrupada bırak şehri.

londra var sanırım, 17 milyon ile.

şöyle bişey arattım ve bu sitede londra nın nufüsunun 13.9 milyon olduğu yazıyor. wikipedia da da8 milyon oldugu yazıo. 14 milyon yazan nasıl bi kriteri baz almış?

aramayı deneyebilirsin, ya da merkeze bir mail atabiilirsin.

amsterdamda ne yapmalıyım diye soruyorsan da, mantar.

durumu anlatan bir e-mail at, bir de mektup yaz. her ikisinde de, belgelerin kopyalarini ilave olarak gonder. kredi kart numarani da yaz tabii. kredi kartina iade yapilmasini talep et.

para kart ile aldiysan cekiyolar ekstra, bilmemne ucreti diye, kredi kartiyla aldiysan cekmemeleri lazim, ben ayni sekilde para kartla odeme yapmistim yurtdisindan ekstra para cekilmisti.

paristeki store a mail attim ses gelmedi genel merkezin de mail adresini bulamadim

bilen var mi?

osym.gov.tr

kabin bagajına kesici birşey koyamazsın, ancak uçak bagajına koyabilirsin

yeni rezervasyon yaptırsan bile belgesini vermediğin için bilemezler. bazen kontrol ediliyormuş sanırım hostel rezervasyonları, şans biraz yani. ama fransadaki hosteli arayacaklarını pek sanmıyorum. bana bir şey olmaz gibi geldi.

yok daha belgeleri vermedim . o yüzden diyorum yarın belgeleri vermeye giderken yeni rezervasyonu da mı eklesem diyorum.

e o zaman evet tabii ki yeni rezervasyon yap ve yeni belgeyi ekle.

uygun fiyat derken? 20 euro civarı istasyonun orada oteller var idi. bütçene uyuyorsa iyidirler.

Termini Istasyonu civarinda Carlito's Way diye bir hostelde kaldim, 25 euro idi, gayet de guzel idi.

www.hostelworld.com

termini etrafından şaşma 3-4 euro ver kafan rahat olsun, ben 5 euro için çinlilerin mahallede kalmıştımda aman allah esirgesin, kestane gidiyodu elden.

olma ihtimaline inanıyorum ben. ve bu inanış daha sabırlı güçlü kılıyor beni.

ha yoksa da bir kaybım yok ne de olsa. ama varsa kazancım var her iki tarafta.

benim inanışım mantığım bu kadar. dinen doğru ya da yanlış.

sorun benim ölmem değil annemin ölmesi.

Ateizm ile ilgili bir konu olur bu bence ağırlıklı olarak. Çünkü anne ile ilgili olan kısımları hem çok yüzeysel, hem de çok samimiyetsiz.

Katlanamayan bir şekilde ölür gider zaten.

anneye gelene kadar milyon tane sey var. en basit tabirle. tanri yerine bir insani koy. ve yeryuzunde olan herseyden sorumlu tut. inan bana insanlar onu elleriyle parcalayarak linc eder. ama iste tanri diye soyut bir kavram olunca cogu tapiyor. yeryuzunde varolan her vahsetin sebebi insanoglu degil. dogal afetlerde de sebepsiz milyonlarca masum bebek, cocuk oluyor.

inan veya inanma, annen ölücek ki zaten. neden bu kadar kafaya taktin anlamiyorum

tanri niye insanlarin istedigi gibi davranmak zorunda? niye bize mantikli gelen seyleri yapmasini bekliyoruz ki? dunya onun, istedigini yapar.

allah'ın adaletini sorgulamak bize düşmez.annen ölmese de hayatının sonuna kadar sürünse daha mı iyi olacaktı?Bunu gerçekten istermiydin bide onu kendine sor.

Allah sanada sordu ben sizin rabbiniz değilmiyim diye.Evet sen bizim rabbimizsin dedi ruhlar aleminde herkes.Ama bunları ruh bedene girince hatırlamıyor o ayrı tabii.

bu kısımlara inanmak ya da inanmamak senin elinde hayatta senin isteğin dışında gelişen olayları kabullenmeyip sürekli sorgulamak insana sadece sıkıntı verir.

islamiyette her şeyden çok kendinden ve hatta annenden çok Allah ı sevmeyi öğrenirsin. eğer bunu başarabilirsen tüm dünya ölse de bir şey farketmez ama yok eğer bana ters diyorsan ki öyle diyorsun bırak annenin ölmesini rüzgarın esmesi bile sana kendince haklı bulduğun sebepler verebilir reddetmek için. soruna gelince biz buna katlanmak demiyoruz aşk diyoruz.

Televizyon görüntüleri tüm biletleri satılmış organizasyonlarda venue'nün büyük kısmının boş kaldığını gösterdi - bu da bilet isteyip de alamayan insanları sinirlendirdi.
(dandik çeviri ama anlatılan şey bu)

prenslerin dışında, 10.000'den fazla resmi görevli ve taraftar olimpiyatlara dahil oluyor(ya da "olimpiyatlarda yer alıyor" denilebilir). 1 milyar sterlinlik olimpiyat köyü neredeyse sporcular kadar çok taraftar barındırıyor.

edit: eksik harf.

Prenslerin dışında 10 binden fazla resmi görevli ve pek çok seyirci Olimpiyatların bir parçası oldu. 1 milyar sterlinlik Olimpiyat köyünde kalan sporcularla seyircilerin sayısı neredeyse aynı.

sen de gittin bilkentten örnek verdin. kepabçı gibi üniversite açtı adamlar. bilkent nereeee tabela üniversiteleri nere.

(bkz: çan eğrisi)

www.youtube.com

eski bir bilgi vcd burslu olarak kendi okudugum bölümle ilgili yorum yapmam gerekirse çatır çatır bırakıyor hiç acımıyorlar. Tuba ünsal'ın hardcore assignment yetiştirmeye kastıgını bilirim

@lords ya tabi bahsettiğim üniler koç,sabancı,bilkent, tobb vs. tabela ünilerindene hiç umudum yok zaten.

çan diyorsan bu sefer burslu öğrenciler dersi geçme yeterliliğine sahip olmasa bile çan düşük çıktı diye o dersi geçer.

yani burslu termodan 30 alsa dahi çan 20 çıktı diye dersi geçmiş olacak. mesela itü de olsa 45 almadan geçemez termoyu. hocalar geçme notu koydu diyelim o zamanda burssuz öğrenci sürekli kalmayacak mı o dersten? taaki hocalar sınavı kolay yapmadıkça.

bilkent düşük puanla alıyor, sonra sınıf geçmene izin vermiyor, bok gibi para döküyorsun, ya sike sike mezun oluyorsun ya da atılıyorsun.

bir de şöyle bir şey var, sayısal bölümler hakkında yorumda bulunamam fakat üniversite ile lise inanılmaz farklı. haliyle bölüme ilgisi olan adam lisede derece yapmış adamı sollayabiliyor. lisede derece yapan adam zorlanıp okulu uzatabiliyor.

ilk yılım lisede öğrendiklerimi ve öss yüzünden öğrendiklerimi unutmaya çalışmakla geçti.

evet öss zekâ ölçmüyor ama zekâyla çalışkanlık da farklı şeyler. 60 binici olmuş kişi kasıp derslerini çalışıp geçerken, 500. olmuş zeki ama tembel çakabiliyor. öss/lys ezbere dayanıyor ama okullarımızdaki sistem de çok farklı bir şeye dayanmıyor. ezberci sistemle ilgili bu şahsi yorumum tüm üniversite ve bölümleri kapsamıyor olabilir elbette.

ahmetdursun

o verdiğin örnek on binde bir falan olur. ama olmaz değil tabi olur. yüzde 99 olmaz ama:d

@ 219 taksim 3, birkaç taner birebir bildiğim vaka var. Onbinde bir olmadığı kesin. Bir vakıf üniversitesinde okumuş olmanın deneyimiyle yazdım.

2 gece yeter. tabi her yere yuruyerek gidecekseniz eger.

2 iyidir. Fazlasına gerek yok.

aynı sorun sadece bir kişiyle var, son güncellemeden sonra başladı. server durumunda da hiçbir sorun gözükmüyor ve düzelmesi için etkili bir yöntem yok.

@psycho... tamam da sen yaratıyorsun onları zekasını vücudunu. zekalarının seviyeleri senden bağımsız olarak mı gelişecek? ya da tanrı olarak istesen yarattıklarının zekalarını nasıl kullandıklarını önceden bilemez misin?

tanrı olsaydım
tanırdım önce
ulan hayattan baydım
insan olun önce

çok taş karılar yaratırdım. bana versinler deyu...

bakmasını geçtim, 22 günde 10 gün size yeter %90. bize yetiyordu ama biz tırsıp sınırsız almıştık.

araya giriyorum. peki diyelim bilet yetmedi, bir süre için çaktırmadın sonra çaktılar. yaptırımı nedir?

@rebellion, ülkesine göre değişir herhalde, tam bir fikrim yok.

silinen tükenmez kalem ya da numaraları değiştirerek 15 gün çok rahat olur 10 günlük olan.

osis var ama pahalı biraz

dax > egos wax > shuwax fiyatları 8-20 lira civarı marketlerde bulabilirsin.

loreal out of bed.

osis +1 kullanıyorum 35 lira falan (2 3 ay gidiyo her gün kullanmıyorum 2 günde 1 falan)
mcdn01.gittigidiyor.net

sert olsun diyorsan www.kozmoya.com
çok sert olmasın diyosan www.kozmoya.com

termo dinaik oren

programlama ögren, calis.

sektörel dergileri takip et

autocad, solidworks, catia, ansys gibi programları öğrenmek dışında bir şey yapamazsın. türkiye'de iş işte öğrenilir.

rony +1

solidworks bu yazı çıkartır sana. her yerde eğitim dokümanları videoları var. mesela evdeki basit bir nesneyi al. ölçerek 3 boyutlu modellemeye çalış.

solid autocad biliyorum catia bulursam ona bakayım

utoronto

2 yıldır yarım yamalak spor yapıyorsun ve insanity programını yapabileceğini mi düşünüyorsun. öncelikle p90m'den başla sonra vücudunu gereksiz yere hırpalamış olma.

yarım yamalak spor yapıyorum derken kardiyo-vg sporunu 2 yıldır yarım yamalak yapıyorum.

onun dışınd lisedeyken lisanslı basketçi ve lisanslı badminton oyuncusuydum. ayrıca yüzme sporuyla da ilgileniyorum. yeter mi p90x e başlamam için?

yeter, artar bile merak etme

yap koçum ya, kimsenin dediğine de bakma. İsteyen, her şeyi başarır.

yüksek kasacağına açıktan oku, uluslararası ilişkiler var mis gibi. hobi olarak

kardeş bogaziçi makinadan adam biraz zor alır. ben itü iktisata girdim bu sene yüksek lisans. o olmasa ikinci tercihim yine itü de politika ve siyaseet bilimi diye bolum var idi. hem kendi okulun kolay girersin, ama bolum ingilizce 70 kpds felan istiyor. benden demesi.

hay allah kafam karıştı iyice. peki parmak kesicinin kadın polis olduğunn anlaşıldığı bölüm kaçıncıydı?

15 ocak tarihli bölümmüş. 47. bölümmüş.

eğer istanbul'daysan kapalıçarşı'da çantacılar sokağına göndermişti babam beni. epey sordum, meğer çantacılar sokağı eski adıymış. şimdi daha değişik (mercan'dı galiba ama emin değilim) ancak sokakta çoğunlukla çantacılar var. envai çeşit... en uygunu da burada oluyor. başka yere bakmana bile gerek yok...

sıkı pazarlık yap yalnız...

karaköy de outdoor malzemeler stan dükkanlarda tabii ki. zirve, everest gibi

şimdi tüm soruları yanıtlayan biri okuldan gelen puan hariç kaç puan alıyor?

500

okuldan gelen puan ne kadar oluyor tam gelecek olursa?

60

son sorum da şimdi seneye için liselerin başarısına göre verilen puan kalktı mı?

seneye kalktımı şuan belli değil

Muhtemelen nefes alıp verişleriniz yanlış.

normal hayatında kondisyonsuzsan yüzememen normal.
bunun dışında tansiyonun normale göre düşük olabilir.
ben mesela 1 kilometreye yakın kurbağalama yüzdüğüm zamanlarda bile iki tur serbest yüzdüm mü pilim bitiyor. (normalde tansiyon 9,6)

nefes alışının yanlışlığından ziyade düzenli nefes almıyor olabilirsin. 2 ya da 3 kulaçta bir nefes alman gerekiyor diye hatırlıyorum.
bir de yüzme tekniğiinde eksiklikler olabilir. onları düzeltmeye çalış.
ben yıllar sonra kurbağalamadaki eksiklerimi öğrendim, şimdi onları düzeltmeye çalışıyorum.

ama normalde yüzücüler yüzmenin yanısıra kondisyon ve eklemleri güçlendirecek çalışmalar yaparlar. (kardiyo da olabilir, tam hatırlamıyorum.) youtubadan bir sürü video bulabilirsin.

kondüsyon eksikliğinden kaynaklanıyor. yüzmeyi iyi bilirim dediğinize göre teknik veya nefes koordinasyonu sorunu değil.

50 metreyi bitirdikten sonra nefesiniz düzelene kadar dinlenin. sonra bir 50 daha yüzün. yine dinlenin. toplamda 300-400 metre sonra kesintisiz, nefes efese kalmadan yüzebildiğinizi fark edeceksiniz. "nefes açmak" denilen olay.

200-300 falan

1 saat yüzerseniz 600 kalori harcarsınız. 500 metreyi kaç dakikada yüzdüğünüzü tespit edip hesaplayın.

şifre/ad filan değiştir. hesabına erişimi olanları kontrol edebildiin ayrı bir menüde olması lazım.

Hesabınızda izin verdiğiniz tüm uygulamaları kaldırın.

ayarlar'da erişim gibi bir şey var. orada o hesapları engelle. genelde başka adlar altındalardır. official app'ler dışında olanları engelle.

twitter.com

tıkla, oradan sil.

uyu

uyusan mı acep?

sabaha kadar uyanık kal. uykunun, uyumanın değerini anla.

tabi ki horon tep..

uyuma, montla sıç açılırsın.

bize gel sohbet ederiz.akrabalarıma sinir oldum iyice.onu anlatırım.dedikodunun dibine vururuz.

Google - Mızıka Dersleri

palyaçoluk

benim bir arkadaşım yapıyor yazları part time olarak , çok eğlendiğini söylüyordu en son konuştumuzda.

hızımı alamadım biraz daha yazıcam.

yani mühendislik dediğin sabah 8 akşam 18 arası ofiste çalış. zaten yerleşmiş üretimin devamını sağla patronun para kazansın gibi geldi bana. çou işi de teknisyenler idare ediyor deneyleri testleri kontrolleri bakımları tamirleri onlar yapıyor zaten. akşam eve 7 de gittin. zaten erken kalkman lazım 12 de uyudun. ee ne kaldı geriye? sen ne zaman kitap okucan sen ne zaman dışarı çıkıcan sen ne zaman spor yapıcan sen ne zaman sevişcen? yemişim parasını cumartesi günü de çalıştıktan sonra. böyle hayat mı olur? yılda da 2 hafta izin var.

böyle hayat mı geçer? işini seven bir mühendis nasıl olur? mesleki açıdan tatmin olan mühendisler kimlerdir? ya da bu anlattığımdan farklı bir ortamda çalışıp mühendislik yapan var mı?

tanıdığım mühendislerin %80'i satış mühendisi adı altında pazarlama yapmaktalar.

ayrıca 8.00'de işbaşı yapıp 19.00'da evde oluyorsan öp başına koy o işi, istanbul trafiğinde sabah 6'da evden çıkıp akşam 20.00-21.00 gibi evde olduğum zamanlar oluyordu ama bunun mühendislikle ilgisi ne? her iş kolu en iyi şartlarda böyle çalışıyor aşağı yukarı.

@ryze ben de onu soruyorum işte bi alternatif var mı mühendisler için.

@ryze arkadaşım almanyada staj yapıyo. fransada da almanyad ada türkiyede de aynı diyo mühendis. sabaha akşam pc başındasın diyo ama bakalım bi gelsin sorguya çekiim neymiş işin aslı yoksa benm de aklımda ya yurtdşına çıkma y ada akademisyen olma fikri var.

çalışmak çok sıkıcı, bunu mezun olmadan keşfetmen kötü.

ancak teknisyen-mühendis olayını kavrayamamışsın, normal... "çou işi de teknisyenler idare ediyor deneyleri testleri kontrolleri bakımları tamirleri onlar yapıyor zaten" demişsin. teoride teknisyen iş gücünü sağlıyor, mühendis nasıl olması gerektiğine karar veriyor. ancak tecrübe faktörü devreye girdiğinde bazen teknisyenler mühendisten önde olup haklı olarak nasıl olması gerektiği kısmına müdahale edebiliyorlar. bu da normal ancak olması gereken değil. hemşire-doktor ilişkisi gibi düşünün. doktor "hastaya x ilacı verilsin" diyor hemşire "olmaz y verelim" diyor bu durumda. özellikle vurgulamak istiyorum bu x ilacı doğru ilaç demek değil.

yani özetle söylemek istediğim mühendisler işlerin yürüyüşünü sağlıyorlar (özellikle üretimde). bunu pc başında oturarak yapmaları gerekiyorsa öyle yapıyorlar.

ar-ge'de ise işler biraz daha farklı. çalıştığın yere bağlı olarak ar-ge yaparken keyif alma ihtimalin var. sonuçta merak ettiğin şeyler üzerinde çalışma ihtimalin var. ancak "benim makine ile ilgili merak ettiğim bişi yok ki" diyorsanız, yanlış bölüm seçmişsiniz zaten.

genel olarak özetlemem gerekirse, bir mühendis olarak çalışmak boktan ve sıkıcı. nadiren ilginizi çeken bir işe denk gelirseniz bile bi süre sonra o da bayacaktır. yani olay cumartesi-pazar ve yılda 2 hafta eğlenmek için geri kalan zamanda saçma sapan işler yapmak. o yüzden dersleri çok da sallamadan öğrenciliğin tadını çıkarmaya bakın :)

Ben almanyada gordum az cok neyin ne oldugu oralardada muhendislik yapicam soru varsa sorabilirsiniz ozelden

çelik konstrüksüyon veya ısıtma havalandırma konularında çalışırsan bilgisayar başında değil inşaat şantiyelerinde geçer ömrün. sen seç:klimalı veya sıcak ofis mi yoksa şantiyeler mi?

bu arada tasarım ile alakalı işlerde çalışırsan belki daha zevkli gelebilir.

Eğer bir üretim mühendisi sabah 9-akşam 6 bilgisayar başında ise, ya çok büyük torpili vardır kovamıyorlardır, ya sistemin ciddi bir otomasyon düzeni vardır ve yalın üretim yapıyorlardır ya da o herif azami 6 ay sonra kovulur.

Bunun dışında evet planlama, kalite vs. gibi departmanlarda teknik anlamda mühendislik yapılmaz. Eğer bu sözkonusu departmanlarda bir mühendis çalışırsa; örneğin bir fizikçi, kimyagere göre daha sistematik ve daha çabuk çözüm üreten, daha hızlı öğrenip-uygulayan kişiler olarak farklar yaratırlar. Teknik anlamda dev mesleki tatminler yaşamazlar. Satış desen ha keza. Zaten sadece mühendisin çalışabildiği pozisyonlar değildir bunlar.

Fakat, üretim-proses, teknik servis departmanları sadece ve sadece mühendisin çalışabileceği pozisyonlardır ve sizin o 4 haftalık stajınızda çok da idrak edemeyeceğiniz bir iş yükü vardır.

(bkz: amat)
(bkz: martin eden)

puslu kıtalar atlasını okumadım, suskunlar'ı oku dersem dayak yiyebilirim, yüzüncü ad'ı oku, onu bir solukta okumuştum, yine salinger'ın kitapları mda aynı şekilde ama o tamamen başka bir tarz.

Puslu Kıtalar Atlası'nın devamı sayılabilecek Efrasiyab'ın Hikayeleri var İhsan Oktay Anar'ın onu okuyabilirsin.

(bkz: kitab-ül hiyel)

stefan zweig'ın satranc kıtabı, sonra fareler ve ınsanlar, kurk mantolu madonna bı de barıs bıcakcı'dan vecız sozler ıle bızım buyuk caresızlıgımız derım..

metal fırtına 1
ciddiyim

Solmaz Kamuran- Kiraze

Efrasiyab'ın Hikayeleri veya Suskunlar'ı tavsiye edebilirim İhsan Oktay Anar'dan... Doğu Yücel'den Varolmayanlar veya Hakan Günday'dan Az da çok kısa sürede okuduğum kitaplardı...

Otostopçunun Galaksi Rehberi, çok güzel ve eğlencelidir. :) ya da Terry Pratchett'ın Disk Dünya serisinden biri, ya da Ursula k. Le Guin - Yerdeniz Büyücüsü

montaign denemeler

dublörün dilemması veya der schwarm önerebilirim.

İhsan Oktay Anar'ın tüm kitapları aynı tatta bana kalırsa. Ha, söylenenler dışında bir de Çavdar Tarlasında Çocuklar, Veba, Yabancı var şimdi aklıma gelen..

alper canıgüz kitapları.

bir kitap gurusunun tavsiyesine uyarsanız pişman olmazsınız.

kesin okumuşsundur ama: Masal Masal İçinde :)

murat uyurkulak'tan (bkz: tol) ve (bkz: har)

kemik -kendisi o kadar erotikti ki yasaklandı toplatıldı bi ara sonra tekrar piyasaya sürüldü mü düzeltilip bilmiyorum gerçi-

Don Rigoberto' nun Not Defterleri var, erkeğin fantazilerini anlatıyor.
Ama aradığını verir mi bilmem, kitap onun üzerine kurulu değil çünkü.
Bir de Benim Gizli Bahçem var. Kadınların fantazilerini anlatıyor. Kitap onun üzerine kurulu.

lady chatterley'nin sevgilisi- d.h.lawrence
lolita- nabukov

edebi ötesidir iki kitap. cinselliğin yanına, toplumsal birçok şeyi de içerir.

harlequinn kırmızı seri

Nemfoman Bir Kadının Günlüğü - Valerie Tasso

Bi de Kocasını 300 erkekle aldatan kadının yazdığı bir kitap var
Çıplak Tenimin Hafızası - Şebnem Berrak A.

necati cumali: ay büyürken uyuyamam
yalniz roman degil, kisa hikayelerden olusan bir kitap

direk kaynak suyu, işin özü, esaslı edebi seks: georges bataille - story of the eye

necati cumalı- ay büyürken uyuyamam
bir de ahlaksız teklif var ama bir bölümü sadece ama süpr.

50 shades of gray diye bir roman bu ara çok popüler. okumadım, iyi olup olmadığını filan bilmiyorum ama çok görüyorum etrafta. erotik bir hikayeymiş. türkçesi çıktı mı haberim yok.

antrenör seçimi çok önemli iyi adamları almaya bak.
programı da değiştir zamanla sezon başında yükleme yapıp sezon süresince aynı yüklemeyle devam etme.

akp'den başka bir partiye veren var mı? tekel işçilerine destek olan tek parti tkp 'ydi. 14000 oy aldı türkiye geneli.

(bkz: türkiye'de sol sağdır sağ soldur)

@markasiz tkp kadar ulusalcı oan başka bir parti göremiyorum ben kendini komünist diye nitelendirip kemalist-ulusalcı politikası olan bir parti...

ben apolitik bir insanım. ama kendine ne dersen de. tekelcilerin yanında olan tek parti tkp'ydi. o sebeple candır. gerisi yalandır.

işçi sınıfı deyince hiç esamesi okunmasa da benim aklıma inşaat işçileri gelir, onlar da akpye oy veriyor.

valla vizeyi nerden aldıysan ordan giriş yapman gerek diye biliyorum.

ben italyadan almistim bi problem olmadi.

italya yunanistan'a gore daha zahmetsiz demisti herkes.

ucuzlama ihtimali dusuk. 2 gun sonra da keske 2 gun once alsaydim biletleri diyebilirsin.

Metro turizm 70 lira idi geçen yıl

50 euro muydu neydi. metro turizm gidiyor ama en son seçeneğiniz metro olsun. esenler'e gidip yerel firmalara sormakta fayda var. yerel firmaların telefonu falan internette bulunmuyor çoğunlukla.

türkiye-yunanistan arasındaki tren seferleri durdurulmuştu hatırladığım kadarıyla. o yüzden selanik'e otobüsle gidip oradan trenle devam etmeniz gerekecek.

www.expedia.com
bu adresten uygun biletler bulabilirsiniz deneyin bi bakalım.

sol araftar squad status var. ordan değiştirirsen artar para. tabi klubün bütçesi de önemli bu para artışında.

bir de çok çingene pazarlığı yaparsan sıkılıyor karşı taraf. eğer 2 milyona yaklaşamıyorsan örneğin en başta 1,2 ver sonra 1,4'e çıkar, sonra 1,5'a çıkarıp "son teklifim bu, işine gelirse" gibi bi olay var, onu yap. ara ara tutuyor.

kontrat konuşurken sağda set initial budgets gibi bir şey çıkar, ordan transfer bütçesini azaltıp aylık maaşı arttırıp sorunu çözebilirsin.
ayrıca maç başı ücret, gol bonusu, yıllık maaş artışı gibi şeyleri arttırıp da çözüm bulabilirsin.

görüştüğün menajerin tutumu da etkiliyor pazarlığı. patience özelliği yüksekse (15-20 arası) pazarlığı uzatabilirsin, orta bi noktada buluşulur.

bir de maç başı ücretlerini ve bonusları artırmayı dene. ama bazı oyuncular ne olursa olsun ücrette diretiyorlar. bu durumda eğer varsa transfer bütçesinden bir miktar maaş bütçesine aktarıp oyuncunun istediği ücreti verebilirsin.

oyunucunun status'unu key player'a çekebilirsin.
match highest verebilirsin.
10 maçtan sonra şu kadar olacak seçeneğini kullanırsan, biraz daha fazla verebilirsin.
transfer bütçenle maaş bütceni ayarlayabiliyorsun. onu yapabilirsin. boardroom'a bak.
match başı, gol başı para verebilirsin.
senelik maaş arttırımı verebilirsin.

haci olay menejerini kafalamak. menejer ücretini 100k artirip oyuncunun maaşını 200k düşürüyorum, adam oyuncuyu kandirip kabul ettirtiyor bi şekilde. sen bi sakal at ben yolunu bulurum demeye getiriyodur o sana.

Az su
Fazla ateş
Gereksiz karıştırma

pişene kadar değil suyu bitmesine, pişmesine az kala kapatıp ocaktan kaldırın. o zaman o suyu çeker ve dibi tutmaz.

pilav karıştırılmaz 1 tane kesme şeker at 1 de limon pirincide ilkin kızgınyağla şeffaflaşıncaya kadar karıştır sonra suyu koy kapat çok çok çok kısık ateş bir de knor miss

dibi tuttuysa mutfaktaki el bezini ıslatın ama sıkmayın. tezgaha serin üstüne de tencereyi koyun. o tutukluğu gider. meme yapmıştır o.

pişirirken ateşle tencerenin arasına metal bir teneke parçası koyarsan dibi tutmaz.

tam aksine karıştırılır abi, ama suyu döktükten sonra sadece bi kere evirip çevircen, bi daha dokunmucan. ha bi de yağı az olmuş olabilir.

ilk 4 denemem de çöpe atmış biri olaraktan söylüyorum ki tencere kapağı cam ise eğer kapaktan bakın suyun çekme durumuna çok hafif suyu da kalsa ateşi söndürün kapakla tencere arasına gazete kağıdı sıkıştırın. bi 15 dk öyle beklesin kendisi çekiyor zaten.

winamp ın ekolayzır ayarlarıyla ilgili olabilir. Bende youtube da dinlerken daha pes kötü bir ses alıyorum ama winamp'ta ayarlar tam istediğim gibi olduğundan daha canlı temiz bir ses duyuyorum.

browserin ses kanalı açık winamp'ın açıktır. hoparlörü çift tıkla. kanalları aç.

hoparloru tıklayıp karıstıra tıkla

manisa'daki vestel city tabi.

sokakta satılıyor onlardan. bu tarz eylem, yürüyüş, konser vs. olduğunda takip edebilirsin.

takmayın şunu artık.

ist'da pasajlarda bulabilirsin ama takma yani.

ortalama neden düşüyormuş ki? bizde giden herkes 3+ bıraktı geldi.

ya ispanya ya da italya düşündüğümden o dersleri vermem zor. mühendislikte de genelde çoğu dersten kalınıp geliniyormuş.

ucuz yollu bir master denk getirmek benim araştırmalarıma göre pek mümkün değil. zaten sadece kalacak yer vb. gibi masraflarla dediğin yıllık tutara yaklaşırsın.

Erasmus yapmalısın bence. İlişkini boşver, master da kasabilir, çat diye mezun olursun master da yalan olur yenibiriş'te falan iş ararken bulursun kendini, kafayı yersin sonra.

avrupa'da çoğu yerde master masraflı bir şey değil, yaşamak masraflı.

tahminimce aynı yaşlardayız. şu andaki sevgilin yüzünden hayatta yapmak istediğin şeylerden geri durursan, yarın öbür gün kız senin yerine bmw'li bi berkcan bulduğu zaman "kafamı sikeyim" dersin. yani yanlış anlama seviyosundur, ilişkin düzgündür ama ideallerinden önde tutmaya değmez onu anlatmaya çalışıyorum.

ispanya ve italya'ya da gitsen, ortalamaya biraz kıymet veriyorsan erasmus öğrencilerine çoğu yerde rahatlık sağlıyorlar. eğlencenin yanı sıra azcık sınavlara çalışırsan ortalamayı düşürmezsin. ben ortalamayı yükseltip döndüm erasmustan.

yüksek lisans için de eğer dönem uzarsa döndükten sonraki dönem sıkı bir çalışmayla not ortalamanı yükseltebilirsin. ispanya'da ve iskandinav ülkelerinde çok hesaplı master programları var araştırırsan.

ideallerin bunlarsa biraz çalışman ve ilişkinden falan da azcık fedakarlık etmen gerekiyor kısaca.

Tek maç satıyorlar normalde yine vardır. Ama fiyat kol gibi oluyor. Aylık abone ol daha iyi gibi oluyor.

playofflarda aylık yok. mecbur tek maç alması lazım. 25 lira civarı muhtemelen.

(bkz: i told you so)

www.digiturk.com.tr









Şok şok şok







80 tl