Ekşi Duyuru

bana aşık olmasını sevişirken dirty talka malzeme yaparım

en başta o kurumun adının fuck body değil fuck buddy olduğunu öğrenirim.

hiç fuckbuddy'im olmadı lan benim. o yüzden tahmin yürütemiyorum.

hiç olmadı. olsa da muhtemelen aşık olan taraf ben olurdum eminim. terketmeyin lan.

sen beni değil penisimi ve performansımı seviyorsun derim.

Onun problemi.

ismini ve cismini bilmiyorsam nasıl cevap verebilirim ki? hayır cevap versem o cevabı nasıl ulaştıracağım?

Ulaştıracağım yeride yazmış,ama tanımıyorum

İçten ve düzgün bir dille yazılmışsa olumsuz da düşünsem vermek isterdim ama üşenip vermezdim.

Yetenektir, kulaktır. Sizde var mı yok mu bilirsiniz illaki.

Bende var mesela ~~

yetenek ve kulakla alakası yok. gerizekalı değilsen disiplinli çalışmayla sen de bu kıvama gelebilirsin. "yetenek işi; ama bende var mesela" şeklinde cümle kuranlara he deyip geç.

örn; aşık veysel, karacaoğlan gibi halk ozanları nota'nın n'sinden anlamaz.

bunu bir zamanlar gitar hocam "telefonda birinin sesini tanıma"ya benzetmişti. yani bu zamanla sürekli çalışarak olabilecek bir şey. bir süre sonra kulak aşinalığı olmaya başlıyor. bu da haliyle düzenli çalışmayı gerektiriyor.

@mayeskuel Moonlight sorusunda "duyduğu herhangi bir müziği nota olmadan çalabilen arkadaşlar"'a seslenmiş, ben de böyleyim demek duyurusuna absürd kaçmıyor diye düşünüyorum. Ayrıca Moonlight bunu şu an yapabiliyor olsaydı zaten yapıyor olurdu ve bize sormazdı diye düşünüyorum.

Notaların kölesi olmak istemiyorum demiş siz gelmişsiniz disiplinli çalın demişsiniz, bu disiplinli çalışmanın uzunluğu kişiden kişiye değişir, notaların kölesi kulu haline de gelebilirsiniz uzunca bir süre.

Ayrıca bana "he" deyip geçebilir tabii problem de yok kesinlikle.

Duydugunu nota olmadan calabilmek ayri sey, duydugunun hangi nota oldugunu bilebilmek ayri sey.

Duydugunu calabilmek icin nota bilmek gerekmez, agirlikli olarak "kulak" diye tabir edilen sey gerektirir. Hatta enstruman bile bilmeden duydugunuz bir seyi islikla calabilirsiniz, eger enstruman calmayi biliyorsaniz da enstrumanla calarsiniz. Nota da biliyorsaniz entrumanla caldiktan sonra ne caldiginiza bakip notaya dokersiniz.

Duydugunun hangi nota oldugunu bilmek ise (birini sesinden tanima ornegi) (bkz: mutlak kulak) denilen seydir ve dogustan gelen bir ozelliktir. Tabi ki cok calismayla da bir yere kadar gelistirilebilir ancak eger bu konuda yetenek 0 ise ne yapilirsa yapilsin gelismez.

Soruya cevap: eger enstruman calmayi biliyorsaniz (bunun icin nota bilmek sart degil) ve kulaginiz varsa duydugunuz seyi calabilirsiniz. Kimisi duyar duymaz ilk denemede calar, kimisi 5-6 denemeden sonra parcayi cikartir, bu da yetenek+pratik kombinasyonuna bagli bir surectir.

kesinlikle müzik aleti çalmaya devam ettikçe zamanla müzik kulağı gelişiyor. en güzel örnek de benim kardeşimdir. 3 senelik bir gitar öğrenim süreci ile sıfır müzik kulağı ve sıfır sesten idare edilebilir müzik kulağı ve sese geldi. nota bilgisi sıfırın altında olmasına rağmen.

İşte bende bu var. Gerçekten var. İlkokulda falan flütle mesela, shakira parçalarını bile çalardım. Arada da kuzenlere falan eğlence olsun diye çalıyorum. Ya da elime gitar geçer, onda da öyle. Notaları biliyorum ama herhangi bi parcayi notalarina bakmadan kendim bulabiliyorum. Org vs... Profesyonel müzik aletleri sayılmazlar o kadar evet ama yine de bi çok kişinin şaşırmasına vesile olcak seviyede bulundum.

Bence doğuştan da gelen bi şey olabilir. Müzik kulağım da olabilir. Çok keskin dinliyorum vs. Dinlerken beynini konsantre etmek gerekiyor galiba şarkıya.

bazı insanlard doğuştan gelen bir yetenek bazıları sonradan çalışarak elde edebiliyor bunu.

Vanessa Carlton 2 yaşında disneyland'de duyduğu bir müziği piyanoyla birebir kopya etmiş. sonra eve dönünce annesi onu çalıştırmaya başlamış. bu tahmin edersiniz ki doğuştan gelen bir yetenek. 2 yaşına kadar çalıştı ondan öyle oldu diyemeyiz.


oda arkadaşımla bundan çok uzun seneler önce gitar kursuna başladık. ben eric clapton hayranı olmuştum o ara ve bu adam gibi blues/jazz gitar öğrenecem dedim. arkadaşım bir kurs ayarladı. ona başladık. ikimiz de elektro aldık. ben dandik bir gitar aldım. o paraya kıydı bayağı sağlam bir gitar aldı. ikimizde de gram bilgi yok müziğe karşı. o ana kadar bir yeteneğimiz de yok.

2-3 ay gittik hala haluk levent şarkılarının akorları dışında bir şey görmüyorduk. ben sıkıldım. jazz gitar öğrenmek isterken gidip akdeniz akşamları çalmak sıktı. zaten ikimizde de yetenek yok. ben bıraktım. bir bok da çalamadım zaten. haluk levent akorlarını bile doğru basamadım. o derece aşırı yeteneksiz çıktım. ama o da benden farklı değğildi. 10 yıldan sonra herifi taksimde gördüm. bir grup kurmuşlar. adam bir sololar atıyor ne olmuş bu böyle dedim.

muhabbet ettik. dedim naptın sen. dedi ki normal biri 1 yılda gitarı az çok öğrenir 3-4 yılda iyi yerlere gelir ben 8 yılda iyi yere gelebildim ama bıkmadan devam ettim.


yani işin özeti eğer istiyorsan yeteneğin olmasa bile aşırı çalışarak gelebiliyorsun o noktaya. ama burada azim önemli. benim gibi 3 ayda götü yayarsan hayal bu işler. şimdi dinlediğim müziğin türünü bile doğru düzgün seçemiyorum. müzik kulağım o seviyede.

sırf benle inatlaşmak, yazmış olmak için yazanlara söylüyorum. yetenek ve kulakla alakası yok derken ilk 2 mesajın "doğuştan gelen yetenek, kulak" ima'sına atfen yazdım. elbet yeteneği olan insan 1 ayda öğrenirken olmayan yıllarını harcar. benim söylemek istediğim, yeteneğin, kulağın yoksa imkansız algısının yanlışlığına parmak basmak.

Tüm yazanlara teşekkür ederim, diyalektiği coşturanlar arkadaşlara ayrı

"yetenek" gibi doğuştan gelen, insanın üzerinde etkisi ve kontrolü olamayan bir şeyi övmek de garip ha.

evet, bu bir yetenektir.

Yuh, kusura bakma dedim bi kere.
Filmlerde de mi gormedin.
Kemer memer hep cikar iste.

Bilmemek degil , herkesin herseyi bildigi varsayimi altinda hukuk isler.
Dusun yani hepimiz borclar hukuku biliyoruz.

Durusmanin sonunda ne dendi peki, ikinci celseye ne diye devretti hakim. ( yalniz bu soru cok tarzanca farkindayim, ukukculari optum)

var

Varmış.

Problem nedir?

Mert olabilir belki.

içtenlik, samimiyet

içi dışı bir.

alçakgönüllülük

dürüstlük

istanbul'da fransız kültür merkezi var mı bilmiyorum ancak izmir'deki çok güzeldi.

galatasaray üniversitesinin kurslarını tercih edin bence..

Fransız kültür merkezinin bir Taksim'de bir de Moda'da kursları oluyor onlar olabilir. Onun dışında ikinci olarak da Galatasaray Üniversitesi +1 diyorum.

ufak imiş:

www.tdk.gov.tr

osmanlıca ifhah aciz bırakmak demekmiş, onla bir alakası olabilir.

fraise adlı duyurucu vardı. ulaşabilirsin.

abdvizesi.com

edit: yanlışmış, üzgünüm.

whoosie'nin linkindeki bilgide bir yanlışlık var sanırım, orada verilen bilgiler güney kore (kore cumhuriyeti) konsolosluğu.

kuzey kore (kore demokratik halk cumhuriyeti) ile olan ilişkiler sofya büyükelçiliği ile çözülüyor vize işlemleri de oradan yapılıyordur muhtemelen.

kadıköyden kalkan sarı beykoz dolmuşları var. (üsküdar dolmuşlarının kalktığı yerden kalkıyorlar. yazıcıoğlu iş hanına yakın)

buna binip şöföre söylerseniz sizi adliyenin orada indiricektir.

Çok iyisin, aynen öyle yaptı

Tim Mcgraw olmasın o? Country değilde Country Boys and Girls diye bir şarkısı mevcut.

www.youtube.com

Tim değil tom-country sadece

Çağlayan - metrobüs - yenibosna - otobüs ~ büyükçekmece (sahil tarafında adliyeyi sorun)

hayir aman diyeyim. daha gecen gun ordaydim.

cbs ve ceza harici tasinmis. mimarsinan'da artik icra daireleri. oraya nasil gidersiniz bilemiyorum ben ozel aracla gitmistim. bosuna eski b.cekmece adliyesine gitmeyin.

napım ben,ölüm mi:)

silivri'ye giden özel halk otobüsleri önünden geçiyor. aymerkez alışveriş merkezinin önünde inip üst geçitten geçerek icra müdürlüklerinin olduğu yeni adliye binasına ulaşabilirsiniz. silivri otobüsleri ise yenibosandan kalkıp küçükçekmece, beylükdüzü üzerinden e-5'ten gidiyor. yani buralara metrobüsle gidip herhangi bir yerden binebilirsiniz.

mecidiyeköyden e-60 otobüsüne binin otobandan gidiyor.3.50 tl para çekiyor akbilden. www.iett.gov.tr

(bkz: leblebi)

(bkz: rennie)
(bkz: lansor)
(bkz: talcit)

beyaz leblebi mide suyunu alır derler..

nar olabilir.

gıda dışında çözüm özellikle midenin üzerine gelecek şekilde yüzüstü 15-20 dk hatta 30-45 e kadar gider, uzanmak. midede gaz varsa (yüksek ihtimal) büyük oranda rahatlamanızı sağlar.

(bkz: rennie) ama tablet diil şurup

ziverbeyde uğur dündar kuaför.

şöyle de bir web sitesi var: www.ugurdundarkuafor.com

resmi bir geliriniz, tapulu bir malınız yoksa zırnık koklatmazlar.

hacıdayı denizbank cebimde kredi, finansbank kredi kolay, teb'in de pratik krediydi galiba var. smsle başvuruyorsun, eğer kabul edilirse kimlik ve ikametgah harici bi' şey istemiyorlar.

iyi de kimlik no ile zaten bütün banka geçmişini görüyorlar diye biliyorum, örneğin geçersiz çek yazan bi adamın bu durumunu bütün bankaların görebildiği, mimliler havuzu gibi bir şey var-mış deyolla.

calısan olmaya gerek yok . sadece eski kredi kartlarınızı , varsa uzerinize kayıtlı faturalarınızı duzenli odemiş misiniz onlara bakarlar . sıkıntı yoksa sayet , gayet kolay olacaktır . ( 5-10 bin lira için tabii )

9kuyruklukedi cok haklı gerçektente hiçbir banka kabul etmedi.

tabi ki sofie'nin dünyası ve tanrılar okulu .

felsefe mi kazandın ? zira macit gökberk'in felsefe tarihini oku. sonra ne dayarsan gider gibime geliyor. heee ben okudum mu ? hayır. ama geçen sene felsefe kazanan bir arkadaşım başka bir arkadaşıma sordurmuştu, oradan kalmış hala aklımda. kolay bi' adı olduğundan gerek.

sofinin dünyası felsefe kitabı değildir, sadece felsefe tarihini çok sıkmadan anlatmaya çalışır o açıdan başarılı bir kitaptır.

ben de küçük prens kitabını tavsiye ediyorum her yaşta okumanın keyfi başkadır

YAni sofinin dünyasını kastetmedim,mesela spinoza'dan şu okunmalı tarzında,yada şu yazarın herhangi bir konuya bakış açısını görebilmek için bunu okumalısın gibi

heidegger-being and time felsefe mezunu sevdicegimin favori kitaplarındandır. yeni başladıysan ağır olabilir gerçi.

varlık ve zaman'ın favori kitap olması da bambaşkaymış ya :)

ama heidegger'in bakış açısını görmek adına tabii ki o mesela temel. ama onu önerince bence başka önermesek de olur :)

ha bir de temel olarak bakış açısı diyorsan; o zaman temel olarak bryan magee'nin röportajlarından oluşan büyük filozoflar diye bir kitap var mesela; birçok düşünürün ne dediğini çok az da olsa anlatır.

ama mesela adorno-minima moralia olmazsa olmaz bence.

ama gene de diyorum hangi akım, hangi fikriyatın kitabı. yoksa tüm filozofların baş yapıtları vardır; onlar okunabilir yani tabii ki.

ya da ben anlamıyorum soruyu hiç dikkate alma :)

şu soruyu soruyorsan hiç felsefe okuması yapmaya başlama derim sana.

seneca - ahlaki mektuplar

düşüncenin tarihi - afşar timurçin (yazım hatası muhtemelen var)

platon-sokrates'in savunması

umut sarıkaya - benim de söyleyeceklerim var.

afşar timuçin'in kitabının adı düşünce tarihi.
bir de orhan hançerlioğlu'nun aynı isimli bir kitabı var. o daha konuşma dilinde yazılmış. tavsiye ederim.

Adorna-minima moralia gerçekten bir başyapıt.Tavsiye eden arkadaşa teşekkür ederim.

mehmet aydın'dan din felsefesi. kesinlikle okunmalık bir başucu eseridir

minima moralia +1 adorno candır babadır.

bir de cogito yu takip etsene sen panpa.

Hoca bulun, gerisini o halleder.

merhaba.

öncelikle gerçekten sabırlı olduğunuzdan emin olun. gitar gibi hemen tıngırdamıyor. yani elbette arşeyi tellere deyince ses çıkıyor ama bu pek hoş olmuyor. tek başına yapılacak şey değil keman öğrenmek. yani sıkılırsınız. sonra kemanı önünüze koyarsınız da çalmaya çalışmaya korkarsınız. ben biraz kursa gittim notaları öğrendim, gerisini hallederim dedim kursu bıraktım. büyük bir hataydı. siz yapmayın.

öğrenci kemanları deniyor yeni başlayanlar için. fabrikasyon yapımı. bana hediye oalrak alınmıştı pek araştırılmadan herhangi bir müzik dükkanından. 150 falandı fiyatı. ama hoş bir keman değil. akordu bozuluyor, sesi iyi çıkmıyor ayarlarken teli kopuyor falan insanın hevesi kursağında kalıyor. kazıklamayacağını düşündüğünüz bir müzik dükkanından alın kemanınızı. 200 ile 300 lira arasında değişen bir keman işinizi görür. azıcık kaliteli olsun. yani en azından ayarlarken teli kopasın sağı solu çıkmasın. bu noktada derdim büyük benim.

kemanların boyları var. 3/4 lük 4/4lük flan gibi. 4/4lük kemanlar normal bir insan ölçülerine uygun olarak dizayn edilenler.

kurs şart. hemen bırakmayın. notaları da öğrenmek gerekir. ayrıca internette keman çalmayı öğreten videolar falan var. gerek youtube.da gerek torrentlerde. merak ederseniz onlara da bakın ama hoca bulmadan halletmeye çalışmak pek mümkün değil. he kendin çalışarak öğrenebilir misin. belki. ama denemeye değmez bile.

Kardeşim ders veriyor. İsterseniz makul bir fiyata şeyttirebiliriz.

@dahinnotha çok güzel açıklamış bende ufak bir bilgi ekliyim. keman almadan önce öğretmeninizi ayarlayın ve alacağınız kemanı onun tavsiyesine göre veya ona denettirerek alın.

1.hocayla öğrenmelisin.
2.carlovy vla8(270liraya aldım, taksim cangöz müzikten) iyidir. hem çek kemanı. çin kemanlarından uzak durmak gerekir.
3.satmıyorum :)

Elimde hediye gelen, kullanılmamış Valencia V400 4/4 keman var almak istersen mesaj atman yeterli.

kaldıramazsın. telif hakkı olan bir şey ise çok ayrıntılı bir form var. onu dolduruyorsun. t. hakkı yoksa bi şansını dene ben mail attım, kaldırdı birisi. ha hakaret vs falan varsa işin daha zor. youtube ile iletişim mümkün değil tr'den. ingilizcen varsa şansını deneyebilirsin "privacy" falan diyerek.

last.fm bunları önermiş bir bak istersen:
www.lastfm.com.tr

www.youtube.com

www.facebook.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.facebook.com

şimdilik aklıma gelenler

Bu tür müziklere ladino deniyor, bu tip kadın sanatçılara da fadista. Bu şekilde araştırırsanız sanatçılara ulaşırsınız. Bir de direkt başlığa istinaden evrensellmuzik.blogspot.com adresini takip edebilirsiniz.

(bkz: mor karbasi)

en.wikipedia.org

olma mı?
www.imdb.com
97 tarihlisi selma hayekli, ha iyi mi? pek değildi gibi hatırlıyorum.
56 tarihlide de anthony quinn varmış.

geçmez sahilden yada minibus caddesinden gecer.senin gideceğin yer e-5 in de ustunde.

palladium'dan bildiğim bir 8a geçiyor, ama e5 yenisahra'da inip taksiyle gitseniz çok tutmaz, veya ataşehire girmedenki tem çıkışının orda inip yürünebilir

Palladiumun ücretsiz müşteri servisleri var.

çok yanlış gelmişsin.

filmin boyutu ne?

filmin kısayolunu gönderebilirsin anca.

upload olayında bile sınır var ki film büyük ihtimal o sınırın üzerindedir. Hotmail vb. ile göndermek mümkün değil...

3 part falan olarak upload sitelerine yuklesen daha iyi. Hotmailden gonderemezsin. Boyutu sinirsiz dosya ekleyebilen bi mail varsa da ben bilmiyorum.

teşekkürler herkese,presto çözdü sorun yok

Tam dropbox diyordum çözülmüş

size kalmış bir şey. parayı veren düdüğü çalar misali, ister sınırsız bağlatın ister sınırlı.

sınırsız.

sınırsızı da sınırsız değil. ama sınırsız oluyor. işte ttnet farkı.

bazen sınırlı sınırsız..

sınırsız paketler kaldırıldı bildiğim kadarıyla. ancak eskiden sınırsız olan paketler hala devam etmekte. şimdiki paketlerde ise adil kullanım hakkı diye birşey var. belli bir kotayı aşınca hızınızı düşürüyorlar.

ayrıca bağlatcam değil, bağlatacağım. ayıp.

superonline ı tavsiye ederim. TTNET i boşver.

bi duş almak lazım, cenabetlik falan, büyük etken

depresyona girme çıkması zor oluyor sonra.

abi saçma gelebilir ama sahile iniyorum içkimi alıp. biraz küfür ediyorum falan filan. sonra da baştan başlıyorum artık.

sarpa sarıyor kısmını hayra yormaya çalışırım.üzerine düşmemeye çalışırım.ha çok fena bi durumdayım, evden cıkarım yürürüm uzun uzun.ağlarım sinirimi boşaltmaya çalışırım.

sanıyorum ki üzerine fazlaca düştüğünüz, gerçekleşmesini istediğiniz şey olmamış.belki başka güzel şeyler olacaktır.oyle bakmaya çalışın ve başınıza gelen her durumu normal olarak karşılayın derim.(bazen olmuyor bu, biliyorum.)

bi felsefecinin cok sevdiğim bi sözü var: acı çekmek yalnızca arzuların bertaraf edilmesiyle sona erdirilebilir.

düz giderim.

Yapacak her şeyi yapmadan önce ne yapacağıma iyi karar verememişim derim. Suçu her zaman kendimde ararım. Ders oldu derim.

Uyuyorum(13-16 saat). kalktığımda bakıyorum hayattayım şartlar hala aynı, eee? diyorum şimdi ne yapacük? Berbat merbat yaşamaya devam diyorum. Bir zaman sonra hayat güzel yaa diyorum. Artık çok mutluyum diyorum sonra yine başa dönüyorum...

valla bu şarkı geldi aklıma, sezen güzel yazmış:)

hayat zorlaşınca
çıkmaz sokaklarda soluksuz kalınca
azalınca manadan
seyyar sevdalarda parçalanınca

dil yetmeyince
göz görmeyince gönül hissetmeyince
kırılınca camdan kalp
dönüp yalnızlığa kilitlenince

o zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz
o zaman şarkı söylemeli çığlık çığlığa
o zaman yüreğin yükü hafifler belki biraz
o zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz

kafanı başka bi şeye vermediğin sürece geçmiyor o duygu. bir haftadır her boku deniyorum ben üstesinden gelemiyorum mesela. düşünecek ve üzülmeye değecek daha bi ton şey varken, ben en zor olanını çözmeye çalışıyorum. gittim az önce sahile bira içtim, ondan önce bi güzel ortalığa sövdüm, 13 saat uyudum, bilmediğim mekanlara gittim...

kafanı bi şeye vermedikten sonra o hep duracak aklının bi kenarında. verecek bi şey bulursan bana da söyle ama. zira ben bulamıyorum, bi de ona canımı sıkıyorum anasını satıyım.

Biri olmazsa öteki kesin ters gidiyor hayatta... hatta bazen o biri de ters gidiyor ötekisiyle beraber... ne yapıyorum o zaman.. ağlayıp sızlayınca beni rahatlatmıyor vesselam... oturup ölümü düşünüyorum... Ölmüş olsaydım bitmiş olurdu ama hala yaşıyorsam vardır bi hayır bu günler de geçer diyorum...
Beni kıran kızdıran bi insana işlerimin tersliğinden kastım, o zaman da ya hayatta olmasaydı bana bunları yaşatmasaydı, hakkını yemiyim şimdi güzel anlarımızda oldu iyi çoçuktu diyorum.
he onunla aramda olan "ya da olmayan :)" durumdan dolayı bugun ki iş görüşmem berbat geçse de, şu an ne kadar lafta onu suçluyormuş gibi olsam da geçip ayna karşına "itiraf et güzelim hayat böyle bir şey işte, biri her çelme taktığında bi görüşmeden olacaksan sen oohooo senle daha işimiz var" diyorum...

Sonuç :) yola devam ediyorum yeniden takılıp düşmek için belki, belki de koşarak engelsiz oohhh yandan yandan mutluyum aman da bi 9-8 lik :))
hayat bu belli olmaz... işler ters de gider düz de gider haroşa da olabilir... mühim olanı bırakmamak pes etmemek içimizde hep o "evet yeniden yürüyebilirim herşey bi gün daha güzel olacak" coşkusu hep olmalı bence....

Dipnot: amma dolmuşum yahu ;) biri bunu sorsa diye bekliyormuşumda haberim yokmuş :)

bira eşliğinde internet kasıyorum saatlerce aptal olana kadar, kafam dağılıyor, aptal olunca uyuyorum.

kafanı o konulara takmamaya bak. oyun oyna. zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksın.

sabırla merkürün ters gidişinin bitişini bekle. 26 ağustos'ta normale dönecek bu sefer :P

bi sigara + 2-3 shot tekila.

İşle ilgili bir şeyse bir bilene danışırım. Duygusal bir şeyse o işin olmaması da sonuçta iyi olabiliyor.

pil al?

sat?

mis gibi alet; hdmi çıkışı falan da var diye biliyorum... en fazla bir batarya + şarj aleti alırsın olur biter...

yok uğraşmam diyorsan ne kadar istersin ? :D